s’2 seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile türkiye yeniden felaha...

16
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Yayınıdır Temmuz 2019 Yıl: 17 Sayı: 208 Ücretsizdir Ayda bir çıkar www.cte.adalet.gov.tr ANKARA-PİM PP-134 Seslenis Seslenis TÜRK VATANI BIR BÜTÜNDÜR PARÇALANAMAZ 15 Temmuz Bir Semboldür” Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü programında yaptığı konuşmada, “15 Temmuz bize, sadece o karanlık geceyi değil, onunla birlikte ülkemizin ve milletimizin yaşadığı tüm bu hadiseleri hatırlatması gereken bir semboldür. Biz, son nefesimize kadar bu çabayı sürdürmekte kararlıyız. Milletimizle birlikte çıktığımız bu kutlu yolculuğu menziline ulaştırana kadar durmayacağız” dedi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle ilgili yaptığı açıklamada: “15 Temmuz, demokrasi mücadelemizin en önemli kırılma anlarından biridir. O gece milletimiz kadını erkeği, genci yaşlısıyla nesiller boyu hatırlanacak büyük bir zafere imza atmıştır. 15 Temmuz, tıpkı İstiklal Harbimiz gibi, Türk milletinin topyekûn kıyamıdır, dirilişidir, şahlanışıdır. Açık ve net söylüyorum, Anadolu toprakları o gece bir kez daha bize vatan kılınmıştır. Allah’ın inayeti, milletin direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir şekilde aktarmak da önemlidir. Bizler mazisi çağ açıp çağ kapatan fetihlerle, zaferlerle; Çanakkale, Kut’ül Amare gibi destansı mücadelelerle dolu bir milletiz. Tarih yazan bir millet olarak, tarihimizi kayda geçirme, yaşatma ve gelecek kuşaklara aktarma konusunda maalesef aynı başarıyı gösteremiyoruz. Bu topraklardaki bin yıllık varlığımızın sembollerini dahi olması gerektiği şekilde koruyamıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. “15 TEMMUZ, DEMOKRASİ MÜCADELEMİZİN EN ÖNEMLİ KIRILMA ANLARINDAN BİRİDİR” Türk siyasi tarihinin en büyük ihanetlerinden birinin milletin fedakârlığı, cesareti ve mücadelesi sayesinde bir demokrasi zaferine dönüştüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi birçok kahramanlık hikâyesine şahitlik ettiklerine dikkati çekti. Füze rampalarının gidişini engellemek için tırın lastiklerini kesen Polatlılı vatandaşların, yıl boyunca hasadını bekledikleri ürünleri yakarak jetlerin uçuşlarına engel olan Kahramankazan halkının unutulmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elinde bayrağı ile tek başına darbecilere kök söktüren hanım kardeşlerimizi, ‘Gün, vatan müdafaası günüdür’ diyerek tankların üzerine yürüyen gençlerimizi nasıl unutabiliriz? Alnı secdede sabaha kadar gözyaşı döken, dua eden piri fanilerimizi, 81 vilayetimizin tamamındaki istiklal kahramanlarını nasıl unutabiliriz? Gecenin koyu karanlığını delen salaları, tekbir seslerini nasıl unutabiliriz? Şehit edileceğini bile bile darbecileri engelleyen şeref timsali askerlerimizi, polislerimizi nasıl unutabiliriz? Henüz 17 yaşında körpe bir fidanken babasıyla beraber şehadete yürüyen Abdullah Tayyip Olçok’u nasıl unutabiliriz?” diye konuştu. “15 TEMMUZ’U UNUTURSAK, DAHA BÜYÜK ACILAR VE KALLEŞLİKLERİN YAŞANMASINA ENGEL OLAMAYIZ” Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz ihaneti ve milletin bu ihanete verdiği cevabın kendileri için nesilden nesile aktarılması gereken kutlu bir emanet olduğuna vurgu yaparak, “Bu emanete sahip çıkmak ise hepimizin boynunun borcudur. Merhum Aliya İzzetbegoviç’in vefatından önce Srebrenitsa Katliamı için söylediği şu acı sözler, 15 Temmuz konusunda bize de örnek olmalıdır. ‘Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.’ Evet, 15 Temmuz’u unutursak, daha büyük acıların, daha büyük kalleşliklerin yaşanmasına engel olamayız” değerlendirmesinde bulundu. Bugün Ankara’da başlanan 15 Temmuz anma programlarının “Hafıza 15 Temmuz”un açılışıyla nihayete erdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu güzel mekânı bize, milletimize ve tüm insanlığa, diğer darbelerle beraber 15 Temmuz’u hatırlatan sembol eserlerden biri olarak görüyorum. Buranın ayrıca FETÖ gibi yapıların gençlerimizi mankurtlaştırma siyasetine karşı panzehir görevi göreceğine inanıyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’daki “Hafıza 15 Temmuz”un benzeri bir mekânın da Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin hemen yanı başına inşa edildiğini bildirerek, şöyle devam etti: “Öte yandan yazarlarımızın, sanatçılarımızın, kalem ve kelam erbabımızın da 15 Temmuzu yaşatma konusunda gerekeni yapacağını düşünüyorum. Sinemadan romana, belgesellerden marşlara kadar 15 Temmuz destanını gelecek kuşaklara taşıyacak nitelikli eserlere imza atmalıyız. 15 Temmuz’u unutmamak ve unutturmamak sanatçısıyla, sinemacısıyla, öğretmeni, öğrencisi, akademisyeniyle hepimizin ortak görevidir. Bu noktada milletimizin tüm kesimlerden özel gayret bekliyorum.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından beraberindekilerle birlikte “Hafıza 15 Temmuz”un açılış kurdelesini kesti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra “Hafıza 15 Temmuz”u gezdi. S’2

Upload: others

Post on 05-Oct-2019

12 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Yayınıdır

Temmuz 2019 • Yıl: 17 • Sayı: 208 • Ücretsizdir • Ayda bir çıkar • www.cte.adalet.gov.tr

ANKARA-PİM PP-134

SeslenisSeslenis TÜRK

VATANI

BIR

BÜTÜNDÜR

PARÇALANAMAZ

“15 Temmuz Bir Semboldür”Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü programında yaptığı konuşmada, “15 Temmuz bize, sadece o karanlık geceyi değil, onunla birlikte ülkemizin ve milletimizin yaşadığı tüm bu hadiseleri hatırlatması gereken bir semboldür. Biz, son nefesimize kadar bu çabayı sürdürmekte kararlıyız. Milletimizle birlikte çıktığımız bu kutlu yolculuğu menziline ulaştırana kadar durmayacağız” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle ilgili yaptığı açıklamada: “15 Temmuz, demokrasi mücadelemizin en önemli kırılma anlarından biridir. O gece milletimiz kadını erkeği, genci yaşlısıyla nesiller boyu hatırlanacak büyük bir zafere imza atmıştır. 15 Temmuz, tıpkı İstiklal Harbimiz gibi, Türk milletinin topyekûn kıyamıdır, dirilişidir, şahlanışıdır. Açık ve net söylüyorum, Anadolu toprakları o gece bir kez daha bize vatan kılınmıştır. Allah’ın inayeti, milletin direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi.“Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir şekilde aktarmak da önemlidir. Bizler mazisi çağ açıp çağ kapatan fetihlerle, zaferlerle; Çanakkale, Kut’ül Amare gibi destansı mücadelelerle dolu bir milletiz. Tarih yazan bir millet olarak, tarihimizi kayda geçirme, yaşatma ve gelecek kuşaklara aktarma konusunda maalesef aynı başarıyı gösteremiyoruz. Bu topraklardaki bin yıllık varlığımızın sembollerini dahi olması gerektiği şekilde koruyamıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“15 TEMMUZ, DEMOKRASİ MÜCADELEMİZİN EN ÖNEMLİ KIRILMA ANLARINDAN BİRİDİR”Türk siyasi tarihinin en büyük ihanetlerinden birinin milletin fedakârlığı, cesareti ve mücadelesi sayesinde bir demokrasi zaferine dönüştüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi birçok kahramanlık hikâyesine şahitlik ettiklerine dikkati çekti. Füze rampalarının gidişini engellemek

için tırın lastiklerini kesen Polatlılı vatandaşların, yıl boyunca hasadını bekledikleri ürünleri yakarak jetlerin uçuşlarına engel olan Kahramankazan halkının unutulmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elinde bayrağı ile tek başına darbecilere kök söktüren hanım kardeşlerimizi, ‘Gün, vatan müdafaası günüdür’ diyerek tankların üzerine yürüyen gençlerimizi nasıl unutabiliriz? Alnı secdede sabaha kadar gözyaşı döken, dua eden piri fanilerimizi, 81 vilayetimizin tamamındaki istiklal kahramanlarını nasıl unutabiliriz? Gecenin koyu karanlığını delen salaları, tekbir seslerini nasıl unutabiliriz? Şehit edileceğini bile bile darbecileri engelleyen şeref timsali askerlerimizi, polislerimizi nasıl unutabiliriz? Henüz 17 yaşında körpe bir fidanken babasıyla beraber şehadete yürüyen Abdullah Tayyip Olçok’u nasıl unutabiliriz?” diye konuştu.

“15 TEMMUZ’U UNUTURSAK, DAHA BÜYÜK ACILAR VE KALLEŞLİKLERİN YAŞANMASINA ENGEL OLAMAYIZ”Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz ihaneti ve milletin bu ihanete verdiği cevabın kendileri için nesilden nesile aktarılması gereken kutlu bir emanet olduğuna vurgu yaparak, “Bu emanete sahip çıkmak ise hepimizin boynunun borcudur. Merhum Aliya İzzetbegoviç’in vefatından önce Srebrenitsa Katliamı için söylediği şu acı sözler, 15 Temmuz konusunda bize de örnek olmalıdır. ‘Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.’ Evet, 15

Temmuz’u unutursak, daha büyük acıların, daha büyük kalleşliklerin yaşanmasına engel olamayız” değerlendirmesinde bulundu.Bugün Ankara’da başlanan 15 Temmuz anma programlarının “Hafıza 15 Temmuz”un açılışıyla nihayete erdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu güzel mekânı bize, milletimize ve tüm insanlığa, diğer darbelerle beraber 15 Temmuz’u hatırlatan sembol eserlerden biri olarak görüyorum. Buranın ayrıca FETÖ gibi yapıların gençlerimizi mankurtlaştırma siyasetine karşı panzehir görevi göreceğine inanıyorum” dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’daki “Hafıza 15 Temmuz”un benzeri bir mekânın da Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin hemen yanı başına inşa edildiğini bildirerek, şöyle devam etti: “Öte yandan yazarlarımızın, sanatçılarımızın, kalem ve kelam erbabımızın da 15 Temmuzu yaşatma konusunda gerekeni yapacağını düşünüyorum. Sinemadan romana, belgesellerden marşlara kadar 15 Temmuz destanını gelecek kuşaklara taşıyacak nitelikli eserlere imza atmalıyız. 15 Temmuz’u unutmamak ve unutturmamak sanatçısıyla, sinemacısıyla, öğretmeni, öğrencisi, akademisyeniyle hepimizin ortak görevidir. Bu noktada milletimizin tüm kesimlerden özel gayret bekliyorum.”Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından beraberindekilerle birlikte “Hafıza 15 Temmuz”un açılış kurdelesini kesti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra “Hafıza 15 Temmuz”u gezdi.

S’2

Page 2: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Temmuz 2019Sayfa 2 Seslenis

“15 Temmuz, bir semboldür”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü programında yaptığı konuşmada, “15 Temmuz bize, sadece o karanlık geceyi değil, onunla birlikte ülkemizin ve milletimizin yaşadığı tüm bu hadiseleri hatırlatması gereken bir semboldür. Biz, son nefesimize kadar bu çabayı sürdürmekte kararlıyız. Milletimizle birlikte çıktığımız bu kutlu yolculuğu menziline ulaştırana kadar durmayacağız” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Buluşması’na katıldı.Programda vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz FETÖ’nün darbe teşebbüsünde Türkiye’nin istikbalini korumak için uçakların, tankların, kurşunların karşısına dikilen kahraman milletin her bir ferdini selamlayarak konuşmasına başladı.“MİLLETİN İRADESİNE UZANAN ELLER BİZZAT MİLLET TARAFINDAN KIRILDI”15 Temmuz’da şehit düşenlere bir kez daha Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, emniyet teşkilatı ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ülkesine bağlı mensuplarını da alınlarından öptüğünü söyledi.Atatürk Havalimanı’nın anlamlı bir mekân olduğuna ve 15 Temmuz gecesi burada iki anın yaşandığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan bir tanesi saat 23:15 civarı ve tankların arasından Sayın Bay Kemal gelip Bakırköy’e geçti. Bakırköy Belediyesinde kendi ifadesiyle, ‘Gidebilecek bir otel bulamadığım için oraya gittim’ dedi. 01:15 ve biz de yine buraya indik. Eşim, kızım, torunlarım ve damadımla beraber buraya indik. Burada kim vardı, burada millet vardı. Beraberce buradan üzerimizden geçen F16’lar vardı, üzerimizden geçen helikopterler vardı, onlar mermilerini yağdırıyordu. Fakat biz bir şeye inanıyorduk: ‘La tahzen innallahe meana’, ‘Korkmayın Allah bizimle beraberdir” dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’da dik duruş sergileyen medyaya, sivil toplum kuruluşlarına, aydınlara, sabaha kadar kesintisiz ezan ve sela okuyan imamlara, müezzinlere, sabaha kadar dua edenlere, Cape Town’dan İslamabat’a, Kudüs’ten Mogadişu’ya kadar dünyanın dört bir köşesinde Türk bayraklarıyla sokaklara çıkan Türk vatandaşlarına ve bombalara rağmen vakur duruşlarını bozmayan milletvekillerine selamlarını iletti. Millî Mücadele döneminde işgal kuvvetlerinin dâhi Meclis’e saldırmadığını, daha önceki darbelerde bile Meclis binasının fiilen hedef alınmadığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz’daki darbeye teşebbüs eden caniler bunu

bile yaptılar. Hamdolsun, milletin iradesine de evine de uzanan eller, bizzat millet tarafından kırıldı. Hiçbir darbe, hiçbir darbe girişimi yapanların yanına kâr kalmadı, Allah’ın izniyle bundan sonra da kalmayacaktır” diye konuştu.“15 TEMMUZ’DAN SONRA HİÇ KİMSE MİLLETİN İRADESİNE EL UZATMAYI AKLININ UCUNDAN GEÇİREMEZ”15 Temmuz’dan sonra artık hiç kimsenin milletin iradesine el uzatmayı aklının ucundan bile geçiremeyeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizler milletçe, vatanımıza, bayrağımıza, ezanımıza, demokrasimize, devletimize sahip çıktıkça, hiçbir gücün eli Allah’ın izniyle oralara ulaşamayacaktır. Ruhlarını iblise satanlar var. O müptezeller Türkiye’yi ele geçiremeyecek. O karanlık gecede okunan ezanlar ve selalar kalplerimizi nasıl bütünleştirdiyse, inşallah bundan sonra da aynı inançla, aynı heyecanla, aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.Şehit;15 yaşındaki Halil İbrahim Yıldırım’ı, 16 yaşındaki Abdullah Tayyip Olçok’u, 63 yaşındaki Ümit Güder’i unutmayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit; Ömer Halisdemir, Sait Ertürk, Erol Olçok, İlhan Varank ve Halil Kantarcı’nın adlarını anarak bu kişileri de unutmayacaklarını yineledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emniyet teşkilatımızın her biri diğerinden kıymetli 63 mensubunu unutmayacağız. Her yaştan, her meslekten, her meşrepten, çoğunun selaları son nefeslerini vermeden önce okunan 251 şehidimizin hiçbirini unutmayacağız. Şehitlerini unutanların yürekleri kurur” dedi.“O KARANLIK GECEYİ AYDINLATAN HERKESE MİNNETTARIZ”Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlıkları yürütülen Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı’nın kuruluşunun resmen tamamlandığı müjdesini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili tüm bakanlıklar ve kurumların mütevelli heyetinde yer aldığı vakıfla hizmetlerin daha derli toplu yürütüleceğini söyledi.15 Temmuz gecesi Türkiye’yi karanlığa gömmek isteyenlerin bunu başaramadığını, Allah’ın tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirdiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir üstadımız, ‘Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır’ diyor. O karanlık geceye teslim olmadıkları için milletimin her bir ferdine minnettarız. O karanlık geceyi aydınlatan herkese minnettarız. Siz kurşunların,

mermilerin üzerine gittiniz yılmadınız. Bazı gençlerimiz kendini tankların önüne attı, bazıları gazi oldu. Bu yürektir yürek, kürek değil. Bunu ancak bu millet yapar ve siz yaptınız” şeklinde konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu Vatan Kimin?” şiirini okuyarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rabbim bu ülkenin gelecekteki tüm nesillerini de Asım şuuruna erenlerden eylesin diyorum. Biz imanımıza, tarihimize, kültürümüze ve elbette en önemlisi neslimize sahip çıktıkça, Allah’ın izniyle bu ülkeyi kimse işgal edemez, bu milleti kimse köle yapamaz. İşte bunun için gençlerimize 2053 ve 2071 vizyonlarını emanet ediyoruz. Şayet geleceğimize bu şuurla bakmazsak, Rabbim muhafaza etsin, 15 Temmuz darbe girişimi işte o zaman başarıya ulaşmış olur.”Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin ruhlarını muazzep etmemek için daha çok çalışacaklarını, daha çok mücadele edeceklerini ve kendilerini daha çok muhasebeye ve murakabeye çekeceklerini dile getirdi.“15 TEMMUZ MİLLETİMİZE ESARET BOYUNDURUĞU VURMA ÇABALARININ FARKLI BİR YÖNTEMİYDİ”Özgürlüğün önemine işaret ederek, özgür olmayanın iradesinin de olamayacağını, özgürlüğü elde etmek, kullanmak ve korumanın da kolay olmadığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin binlerce yıllık tarihi boyunca hep bu mücadeleyi verdiğini, kurduğu devletler, inşa ettiği medeniyetler ve geliştirdiği kültürle hep özgür bir toplum olarak hayatını sürdürmeye çalıştığını kaydetti.Türk milletine esaret boyunduruğu vurabilenin çıkmadığını ancak buna niyetlenenlerin de hiç eksilmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale’de, Kut’ül Amare’de, İstiklal Harbi’nde bu niyetleri toprağa gömdük. 15 Temmuz milletimize esaret boyunduruğu vurma çabalarının farklı bir yöntemiydi. Ülkemizin içine yerleştirdikleri ihanet çetesiyle milletimizi esir alacaklarını sananlar, tıpkı asırlar boyunca hep olduğu gibi, bir kez daha derslerini aldılar” şeklinde konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye’nin önündeki engellerin, yaşadığı sıkıntıların ve maruz kaldığı saldırıların hepsinin Türk milletinin kadim kavgasının tezahürleri olduğuna işaret ederek, “Suriye meselesini böyle okumayan, müstevlilerin emellerine hizmet ederler. Irak meselesini böyle okumayan, bu oyuna figüranlık yapar. Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ege konularında karşı tarafı haklı bulanların zihinleri iğfal edilmiş demektir. Ülkemizin diplomatik, askerî, ekonomik alanda verdiği mücadeleyi sıradan bir siyasi çekişme parantezine hapseden, zaten iflah olmaz bir mankurta dönüşmüştür” değerlendirmesinde bulundu.“MİLLETİMİZİN REFAHINI, HUZURU DÜŞÜNMEKLE MÜKELLEFİZ”İçinden geçilen dönemin Türkiye’nin gelecek çeyrek asrını, yarım asrını biçimlendirecek öneme sahip olduğunu göremeyenlere söyleyecek bir sözleri kalmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400 savunma sistemlerinin de “alamaz, yerleştiremez” diyenlere rağmen Türkiye’ye geldiğini, montajlarına başlandığını söyledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ın izniyle Nisan 2020 de tamamı yerlerine yerleştirilmiş olacak. Biz, dik durduk, dikleşmedik. Ama biz Türk’üz verdiğimiz sözün arkasında

dururuz, durduk. Bu bir taarruz sistemi değildir, savunma sistemidir. Ülkemize saldırmak isteyenlere karşı S-400’ler en güçlü savunma sistemidir. Bunu inşallah Rusya ile birlikte ortak yatırım olarak yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz” dedi.“Türkiye’nin, son 17 yılda demokraside ve ekonomide gerçekleştirdiği hamlelerle çağ atladığını inkâr edenin gözü görmüyor, kulağı duymuyor, dili lal olmuş demektir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yürütülen terörle mücadele operasyonlarını hatırlatarak bu operasyonların hepsinin birer ekonomik karşılığı bulunduğunu, bu harekâtların parayla yapıldığını dile getirdi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi terörü arkasına alan siyasi partiler ne diyor? ‘Madem ki böyle yapmayın’ diyor. Yapmayalım da bu canımızdan daha mı değerli? Milletimizin refahını, huzuru düşünmekle mükellefiz bunun için bu süreci devam ettiriyoruz” sözlerine yer verdi.“MİLLETİMİZLE BİRLİKTE ÇIKTIĞIMIZ KUTLU YOLCULUĞU MENZİLİNE ULAŞTIRANA KADAR DURMAYACAĞIZ”Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz bize, sadece o karanlık geceyi değil, onunla birlikte ülkemizin ve milletimizin yaşadığı tüm bu hadiseleri hatırlatması gereken bir semboldür. Biz, son nefesimize kadar bu çabayı sürdürmekte kararlıyız. Milletimizle birlikte çıktığımız bu kutlu yolculuğu menziline ulaştırana kadar durmayacağız” değerlendirmesinde bulundu.Konuşmasını Necip Fazıl Kısakürek’in “Şarkımız Bizim” şiirini okuyarak tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha 15 Temmuz şehitlerine Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, gazilerine de sıhhat ve afiyet diledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın yaptırdığı duaya iştirak etti.Sahnede yer alan, tarihteki 16 Türk Devleti’nin bayraklarını taşıyan, tören kıtasındaki askerleri her birini yanına giderek selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşları da selamlayarak sahneden ayrıldı.

Page 3: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Seslenis Sayfa 3Temmuz 2019

15 TEMMUZ DESTANDIR

Değerli okurlar,

Adalet Bakanlığının en önemli birimlerinden biri olan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü görevini bu ay içerisinde devraldık. Ceza ve Tev-kifevleri Genel Müdürlüğünün imtiyaz sahipliğini yürüttüğü, Adalet Bakanlığının tek yayın organı olan, basımı, hazırlanışı ve dağıtımı tarafımızdan gerçekleştirilen Sesleniş Gazetemiz ve Değer Dergimizdeki köşemizden bundan sonraki aylarda sizlerle birlikte olma fırsatı bulacağız.

Yeni adım attığımız bu göreve bizleri layık gördükleri için öncelikle minnet duygularımı ifade etmek istiyorum. Ülkemizin içinde bulunduğu ola-ğın dışı koşullar altında, hayati önem taşıyan bir kurumun yöneticiliğini devralmaktan son derece gururluyum.

Üstün gayretleri ile yıllardır görevini başarıyla yürüten Bakan Yardımcımız Sayın Şaban Yılmaz başta olmak üzere, her biri ayrı bir değere sahip çalışma arkadaşlarım, merkez ve taşra teşkilatın-da görev yapan kıymetli personelimize ayrı ayrı teşekkür ederim. Teslim aldığımız bu onurlu bay-rağı bizden sonrakilere aynı haklı gurur ile teslim edebilmek ilk hedefimizdir.

Değerli Okurlar,

Görevi devraldığımız bu ay tarihimizin en önemli dönüm noktalarından birine rastgeldi. “Cumhuriyet tarihinin en önemli olayı”nı 15 Tem-muz 2016 tarihinde millet olarak yaşadık. Gerek millet olarak gerekse ceza infaz kurumlarımız olarak büyük sınavdan geçişimizin 3. yıldönümün-deyiz.

Asla kabul edemeyeceğimiz o ihanet gecesinin sabahında Türk milleti kahramanlığını dünyaya bir kez daha kanıtlamıştır. Türk milletinin bağımsızlı-ğını ve vatanını her şeyin üzerinde tutan duruşu o kara geceye damgasını vurmuştur. Hiç şüphemiz yok ki, 15 Temmuz, Türkiye tarihi açısından çok çok büyük bir olaydı. Devletin imkanları ile dev-lete ihanet edenleri, milletinin üzerine canice ölüm yağdırışlarına hep birlikte şahit olduk.

Bu büyük millet Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında ölümü göze alarak mücede etmiş, tarihe destan yazmıştır. Aynı kurtuluş mü-cadelesi verdiğimiz o sayfalardaki gibi yine mil-letimiz “Vatan” olgusundan yola çıkarak, bir asır sonra bir destan daha yazmıştır. “Vatan” uğruna hiç tereddüt etmeden şehitlik ve gazilik mertebesi-ne eren bütün vatandaşlarımızı saygıyla anıyorum. Tarihe kazıdığımız bu destan 15 Temmuz Destanı-dır. Bu destan Türkiye üzerinde oynanan oyunlara, bütün dünya toplumlarına ve devletlerine ders veren bir direniş hareketidir.

Değerli okurlar,

Birlikten kuvvet doğar sözünü tüm dünyaya is-patlamış bir milletin çocukları olarak, aynı direniş, aynı birliktelik, aynı dayanışma bundan sonraki dönemlerde de sürmek zorundadır. Aramızda olu-şan sevgi bağlarını her gün güçlendirmeli, dostluk ilişkilerimize her zamankinden daha fazla önem vermeliyiz. İçerden ve dışardan ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara mahal vermemeli, içimizde yetişen ayrık otlarını özenle temizlemeliyiz. Bu süreçte Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bağlı çalışan değerli ceza infaz kurumu persone-limiz adeta Sayın Adalet Bakanımız Abdulhamit Gül’ün de söylediği gibi “fedakarlığın sembolü” olmuştur. Kıymetli personelimizin özverili çalış-maları yaşadığımız bu süreçte büyük bir başarı örneğidir. Bugün bu başarıyı yargı camiası içerin-de elde ettiysek, siz değerli personelimizin desteği sayesindedir. Ülkemiz için, bayrağımız için, vata-nımız için, toprağımız için her zamankinden daha fazla çalışmak hepimizin görevidir. Her birinize zahmetli ama bir o kadar da kıymetli görevleri-nizde başarılar diler, Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerim.

Başyazı

YılmazÇİFTCİYılmazÇİFTCİ

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü

Bakan Gül: “15 Temmuz Gecesi Diz Çökmeyeceğimizi

Tüm Dünyaya Gösterdik”Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin üçüncü yılında Adalet Bakanı Abdulhamit Gül sosyal medya hesabından bir mesaj yayınladı. Bakan Gül’ün mesajında şu açıklamalara yer verdi:15 Temmuz gecesi millet iradesinden başka hiçbir beşeri güç karşısında diz çökmeyeceğimizi tüm dünyaya

gösterdik. Bu onur çok az millete nasip olur.Böyle aziz bir milletin ferdi olmayı bizlere nasip eden Rabbimize şükürler olsun. İstiklalimiz ve istikbalimiz için canını feda eden tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.Hiç şüphesiz gazilerimize, ihanet şebekesine göz açtırmayan güvenlik güçlerimize, hukuka ve demokrasiye

sahip çıkarak adaleti tecelli ettiren yargı mensuplarımıza şükran borçluyuz.Bu fedakarlığı sonsuza kadar yankılandıracak olan gençlerimize güvenimiz tamdır. Asım’ın nesli çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.15 Temmuz her daim aziz milletimizin en parlak destanlarından biri olarak anılacak.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Etkinlikleri kapsamında Adalet Bakanlığı, Ankara Hakimevinde “Demokrasi Zaferi, Türk Yargısı Demokrasinin Yanında” programı düzenledi. Programda bir konuşma yapan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 15 Temmuz 2016’da ülkemizin istiklaline ve istikbaline bir saldırı girişimi gerçekleştirildiğini belirterek, “Türk yargısı da adliye koridorlarında cuntacılara karşı, darbecilere karşı gereken cezanın verilmesi için talimatlar vermiştir. Adliye koridorlarında Türk Yargısı demokrasi nöbetine o gece başlatmıştır ve bundan dolayı da Türk yargısına milletimiz adına gerçekten şükran borçluyuz.” şeklinde konuştu.Yargının demokrasi nöbetini büyük bir özveriyle sürdürmeye devam ettiğini dile getiren Bakan Gül, “Bunu yaparken onların yaptığı gibi delil üreterek değil, delilden sanığa giderek ve adalet hukuk çerçevesinde yargılamalarını yapmaktadırlar. Çünkü bizim farkımız da esasen budur. Aliya izzetbegoviç’in dediği gibi biz onlara benzersek İşte o zaman asıl kaybetmiş oluruz bizim hukuk sınırımız bizim adalet sınırımız anayasa çerçevesi işte Türk yargısının sınırlarıdır ve buna göre hak eden hak ettiği cezayı

almaktadır.” ifadelerini kullandı.“YARGIYI TÖHMET ALTINDA BIRAKANLARI DA BURADAN ŞİDDETLİ BİR DİLLE KINIYORUZ”Yargının rüştünü ispat ettiğini dile getiren Bakan Gül konuşmasına şöyle devam etti:“Darbecilere selam duran, ‘sizi buraya tıkan güç böyle ceza almanızı istiyor’ diyen bir yargıdan; darbecileri yargılayan Türkiye Cumhuriyeti’nin ortadan kaldırmak isteyen hain FETÖ’cüleri, darbecileri yargılayan bir yargıya kavuşmak çok önemli bir gelişmedir. Bunu çekemeyenler Türk yargısına iftira atanları, Türk yargısının töhmet altında bırakanları da buradan şiddetli bir dille kınıyoruz. Türk Yargısı rüştünü ispat etmiştir, kendi gelişimini daha da ileriye götürecek şekilde yoluna devam etmektedir.”ÇANAKKALE RUHU 15 TEMMUZ’DA DA VARDIDarbe girişimini milletin o gece Çanakkale ruhuyla püskürttüğünü dile getiren Bakan Gül konuşmasında, “Kurtuluş Savaşı’nda Çanakkale de işte bu ruh 15 temmuzda da vardı değerli arkadaşlar. Malazgirt’te Çanakkale’de olan bu ruhu işte 15 Temmuz’da da gördük bu vesileyle. Bu ülkenin bağımsızlığı için canını veren tüm şehitlerimizin

Güneydoğu’dan Kurtuluş Savaşı’na, Afrin’den 15 Temmuza kadar tüm şehitlerimizi rahmetle minnetle yad ediyoruz.” şeklinde konuştu. “TÜRK DEMOKRASİSİ İYİ BİR SINAV VERMİŞTİR”FETÖ ile yapılan mücadeleye de değinen Bakan Gül konuşmasında, örgütün takiyye üzerine kurulduğu ve kendisini çok iyi kamufle ettiğinin altını çizerek, “O gece bütün siyasi partiler görüşü ne olursa olsun demokrasiye sahip çıkmıştır. Türk demokrasi iyi bir sınav vermiştir. Genciyle, yaşlısıyla ve ideolojik duruşu ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti paydasında herkes bir

araya gelmiştir.” dedi. Programda bir konuşma yapan Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı Ertuğrul Çekin: “15 Temmuz 2016 tarihinin ülkemizde hiç kimsenin bir daha darbe teşebbüsünde bulunmaya cesaret edemesin ve benzer bir ihaneti akıllara bir daha getirememesinin bir sembolü olarak görüyoruz. Bunun için demokrasimizi ve bunun en önemli unsuru olan adalet sistemimizi güçlendirerek geleceğe yürümeyi öğrenmiş bulunmaktayız.” dedi. Program Kuran-ı Kerim tilaveti ve şehitleri için yapılan duayla sona erdi.

“Demokrasi Nöbeti Adliye Koridorlarında Başladı”

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül: “Darbecilere selam duran, ‘sizi buraya tıkan güç böyle ceza almanızı istiyor’ diyen bir yargıdan; darbecileri yargılayan Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak isteyen hain FETÖ’cüleri, darbecileri yargılayan bir yargıya kavuşmak çok önemli bir gelişmedir.” dedi.

Page 4: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Temmuz 2019Sayfa 4 Seslenis

“Çocuklar Onun İsmiyle Doğuyor”Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığında darbeci generali vurduktan sonra şehit edilen Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir’in Çukurkuyu beldesindeki kabrini ziyaret etti.Bakan Gül, Halisdemir’in Bor ilçesine bağlı Çukurkuyu beldesindeki kabrini ziyaret ederek okunan Kur-an’ı Kerim’i dinledi, dua etti ve şehidin babası Hasan Hüseyin Halisdemir ile görüştü.Ziyaretin ardından gazetecilere açıklama yapan Gül, Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, milletin dirliği, birliği için canını veren tüm şehitlere ne yapılsa az olacağını belirtti.“ÇOCUKLAR ONUN İSMİYLE DOĞUYOR”Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman şehitlerini minnetle andığını ifade eden Gül, şöyle konuştu:“Bizler onlara çok şey borçluyuz. Bayrağımız özgürce dalgalanıyorsa onların sayesindedir. Ömer Halisdemir 15 Temmuz’un sembol kahraman isimlerinden. Nitekim onun adı hep güzelliklerle anılacak, hep iyiliklerle anılacak. Doğan çocuklar onun ismiyle doğuyor. Darbeciler ihanetle anılıyor ve hep öyle anılacak ama şehitlerimiz hep iyilikle anılacak, güzellikle, hayırla anılacak. Türkiye Cumhuriyeti yüzyıllar da geçse kıyamete kadar şehitlerini gıpta ile hasretle minnetle

yad edecektir. Bizler de bu vefayı göstermek için ziyaret edip Ömer Halisdemir şehidimizi, 15 Temmuz şehitlerimizi seneyi devriyesinde ziyaret etmek istedik. Bu vesileyle cumhuriyetin kuruluşundan itibaren bu vatan için canını vermiş tüm şehitlerimizi Kurtuluş Savaşı’nda, doğu-güneydoğudaki terör operasyonlarında şehit olan tüm askerimizi, polislerimizi, 15 Temmuz’un tüm kahraman şehitlerini rahmetle minnetle yad ediyoruz.”

“Hukukun Üstünde Hiçbir Güç Yoktur”Çeşitli incelemeler ve temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır’a giden Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, tarihi İçkale’deki Valilik makamını ziyaret etti. Vali Hasan Basri Güzeloğlu ile görüşen Bakan Gül, Pendik’te yaşanan olayla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Mahkemenin hukukun gereğini yaptığını dile getiren Bakan Gül, “Hukuk ve hak yerini bulmuştur. Bir hukuk devleti olan Türkiye’de herkesin emin ve güvende hissettiği bir iklim herkes için zarurettir ve hukuk devleti de bunun için vardır. İster arabada, ister trafikte, ister çarşıda pazarda, nerede olursa olsun hukukun üstünde hiçbir güç yoktur. Kimse kendisini trafik polisi, kimse kendisini kolluk, hakim, savcı yerine koymasın ve yaşanan hadisede de bir hanımefendinin araç içerisinde yaşadığı bu vakayı asla hiçbir vicdan kabul edemez.” şeklinde konuştu.“KİMSE KENDİSİNİ YETKİLİ MERCİLER YERİNE KOYMASIN”Bakan Gül ayrıca, “Nitekim hakim, savcı, yargı makamları da, kolluk da derhal gereğini yapmıştır. Türkiye’de hukuk devleti vardır, Türkiye bir hukuk devletidir, hukuk işlemektedir. Kimse kendisini yetkili merciler yerine koymasın ve hukuk bunu yapanlar için elbette işleyecektir, gereğini yapacaktır.” ifadelerini kullandı.Diyarbakır halkının her zaman hem bölgeye hem ülkeye çok büyük bir katma değer sağladığını vurgulayan Gül, Bölge Adliye Mahkemesinin Diyarbakır’da hizmete girmesi çerçevesinde gelinen noktayı bizzat görmek, bu konuda yargı mensupları,

avukatlar ve vatandaşlarla buluşmak üzere kentte geldiğini söyledi.DİYARBAKIR HUKUKUN VE YARGININ DA MERKEZLERİNDEN BİRİSİ HALİNE GELECEKDiyarbakır Adliyesi’nde Başsavcı Ahmet Yavuz ve Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın’ı ziyaret eden Bakan Gül, Bölge Adliye Mahkemesi’nde incelemelerde bulundu.Bakan Gül, gazetecilere yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan yargı paketi ile 4 ayrı şehirde istinaf mahkemesi kurulmasına karar verildiğini, Diyarbakır’ın da Bölge Adliye Mahkemesi kurulmasına karar verilen illerden biri olduğunu anımsattı.Adli yıl ile bu mahkemenin Diyarbakır’da hizmet vermeye başlayacağını dile getiren Bakan Gül, bu sayede kentin birçok alanda olduğu gibi hukukun ve yargının da merkezlerinden birisi haline geleceğini, bu doğrultuda gerekli atamaların, personel ve bina hazırlıklarının yapıldığını bildirdi.Alınan bu karardan Diyarbakır’daki tüm tarafların memnuniyetlerini ifade ettiklerini aktaran Bakan Gül, bundan sonra Diyarbakır’ın yargı anlamında da çok büyük bir merkez olmaya devam edeceğini söyledi.“SAVCILIK SORUŞTURMASI DEVAM ETMEKTEDİR”Diyarbakır Barosu’nu ziyaret ettiğini belirten Bakan Gül, “Diyarbakır Baro Başkanlarından Tahir Elçi’yi de rahmetle anıyorum. Tahir Elçi hukukun, demokrasinin daha iyi olması için gayret gösteren hukuk adamıydı. Savcılık soruşturması devam etmektedir. Yargısal bir süreç olduğu için hepimiz titiz ve özenli şekilde sürdürülerek sonuçlandırılacak soruşturmayı bekliyoruz. Elbette savcılık makamı soruşturması tamamlanınca kamuoyuyla paylaşacaktır.” şeklinde konuştu.YARGI REFORMU STRATEJİ BELGESİYargı Reformu Strateji Belgesine ilişkin soru üzerine Bakan Gül, bunun 5 yıllık yargı reformuna yönelik öneriler olduğunu, birinci yargı paketiyle ilgili Bakanlığın önerilerinin de paylaşıldığını, özellikle düşünce ve ifade özgürlüklerinin daha da güçlendirilmesine yönelik vurguların çok önemli olduğuna inandıklarını bildirdi.Bakan Gül, “Eleştiri ve haber sınırını aşmamak

üzere hiçbir düşünce açıklamasının suç oluşmaması hususundaki düzenleme çok önemli. Bu konuda elbette düzenlemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz.” dedi. Bakan Gül, tutuklanmanın çok uzun olması, iddianamenin geç hazırlanması gibi birtakım durumları asla tasvip edemeyeceklerini vurguladı. Bakan Gül, bu nedenle tutuklulukta da azami bir sürenin öngörülmesinin, en azından uygulamada birtakım yanlışların ya da haksızlıkların ortadan kalkmasını sağlayacağına inandıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Bu nedenle tutuklamada bir azami sürenin öngörülmesi, düşünce ve ifade özgürlüğünden dolayı cezaların bir Yargıtay yoluyla da yine bir Yargıtay incelemesinin geçirilmesinin doğru ve gerekli

olduğuna inanıyoruz. Böylece Türkiye’de farklı mahkemelerde farklı istinaflarda farklı kararların çıkarak hukuka güvenin zedelenmemesi gerektiğine inanıyoruz. Düşüncesinden dolayı eleştiri ve haber verdiğinden dolayı da bu fiillerin bu açıklamaların suç oluşmaması gerektiğine inanıyoruz. Elbette şiddet ve terörü öven bir eylem, hiçbir açıklama tasvip edilemez. Ancak bir düşünce, ifade haber verme amacıyla olan sınırlarda da bunlar elbette özgürlük olarak da değerlendirilmelidir. Bu konudaki paketin kanunlaşması, uygulamada da yine yargı reformunun hukukun gelişmesine, üstünlüğüne katkı sağlayacak şekilde bir an önce uygulanmasına yönelik tüm gelişmeleri hep beraber takip edeceğiz.”

ADALET BAKAN YARDIMCILIKLARINA YENİ ATAMA

Birkan, Yılmaz ve Kuş AtandıAdalet Bakan Yardımcılıklarına ilişkin atama kararları Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanarak yürürlüğe girdi. Adalet Bakan Yardımcılıklarına Zekeriya Birkan, Şaban Yılmaz ve Uğurhan Kuş atandı.Adalet Bakan Yardımcılıklarına atamalar, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2 ve 3’üncü maddeleri gereğince yapıldı.Atamaları sosyal medya hesabından duyuran Adalet Bakanı Abdulhamit Gül paylaşımında, “Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle Zekeriya Birkan, Şaban Yılmaz ve Uğurhan Kuş, Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak atanmıştır.

Kendilerine yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.Bakan Gül, Bakan Yardımcılıklarına atanan Zekeriya Birkan, Şaban Yılmaz ve Uğurhan Kuş ile makamında bir araya geldi. ZEKERİYA BİRKAN KİMDİR?1967 yılında Trabzon’da doğan Zekeriya Birkan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra serbest avukat olarak çalıştı. Bursa Barosu Başkanlığı yapan Birkan, 25 ve 26’ncı dönemlerde AK Parti Bursa Milletvekilli olarak görev yaptı. Birkan, evli ve üç çocuk babası.ŞABAN YILMAZ KİMDİR?1970 yılında Rize’de doğan Şaban Yılmaz, 1993 yılında

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Cumhuriyet Savcısı ve Cumhuriyet Başsavcısı olarak çeşitli il ve ilçelerde görev yapan Yılmaz, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Şaban Yılmaz, evli ve iki çocuk babası.UĞURHAN KUŞ KİMDİR?1973 yılında Sivas’ta doğan Uğurhan Kuş, 1997 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Cumhuriyet Savcısı ve Cumhuriyet Başsavcısı olarak çeşitli il ve ilçelerde görev yapan Kuş, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyordu. Kuş, evli ve üç çocuk babası.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Dünya klavye şampiyonu ve aynı zamanda Adalet Bakanlığı çalışanı olan Celal Aşkın’ı makamında kabul etti.Bakanlıkta gerçekleşen görüşmede 13-19 Temmuz’da İtalya’da yapılacak olan Dünya Bilgisayar Şampiyonasında ülkemizi temsil edecek olan Celal Aşkın şampiyona hakkında Bakan Gül’e bilgi verdi. Birçok yabancı ülkeden yaklaşık yüzlerce yarışçının katıldığı şampiyonada Türk Milli Takımının 15 yarışçıdan oluştuğunu dile getiren Aşkın, Bakan Gül’e destekleri için teşekkür etti.İtalya’da yapılacak şampiyona için Celal Aşkın’a başarılar dileyen Bakan Gül, Aşkın’ın Eğitim Dairesi Başkanlığı’ndaki çalışmaları için de “Kaliteyi artırma açısından inşallah bu performansının devamını bekliyoruz.” dedi.Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı’nda Şube Müdürü olan Celal Aşkın, Uluslararası Bilgi İşlem ve İletişim Federasyonu (İntersteno) tarafından düzenlenen

çeşitli yarışmalarda 18 Türkiye ve 7 dünya şampiyonluğu bulunuyor. Son olarak Aşkın bu yıl içerisinde internet üzerinden yapılan Türkiye ve Dünya İnternet Klavye şampiyonalarında Türkiye ve Dünya birinciliği elde etti.

Gül Şampiyonu Kabul Etti

Bakan Gül, Niğde’de Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, çeşitli ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Niğde’ye gitti.Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığında darbeci generali vurduktan sonra şehit edilen Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir’in, Çukurkuyu beldesindeki kabrini ziyaret için kente gelen Bakan Gül, Bor Belediyesini ziyaret ederek, Başkan Serkan Baran ile görüştü.Dışarı Cami’de cuma namazını kılan Gül, çıkışta esnaf ziyaretinde bulunarak, esnaf ve vatandaşlarla sohbet etti.Bakan Gül, Niğde Valisi Yılmaz Şimşek’i makamında ziyaret ederek valilik şeref defterini imzaladı. Niğde’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Gül, “Şehidimiz Ömer Halisdemir’i ziyaret ettik. Ömer Halisdemir’in şahsında bütün şehitlerimizi rahmetle minnetle yad ediyoruz. Bu vesileyle geldiğimiz Niğde halkına

ilgileri için teşekkürlerimi sunuyorum. Niğde’ye hizmetlerimizi el birliğiyle daha da artırmaya devam edeceğiz.” dedi. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir ile makamında görüşen Bakan Gül, adliyede, Niğde Cumhuriyet Başsavcılığı görevine atanan Mehmet Fatih Camgöz, Adalet Komisyonu Başkanı Ömer Dadal ve Baro Başkanı Osman Çimen ile görüştü.

Page 5: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Seslenis Sayfa 5Temmuz 2019

“Kökleri Kazınana Kadar Görevimiz Sürecek”

Tarihe Şanlı bir direniş olarak geçen 15 Temmuz Direnişi’nin önemini vurgulamak amacıyla, “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Programı” düzenlendi. 12 Temmuz 2019 Cuma günü saat 10:00’da Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü yerleşkesinde gerçekleştirilen program; Şehitlerimizin ruhu için Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. 15 Temmuz Gazisi olan Prof. Dr. Ali Bozkurt’un ihanet gecesi yaşananlara ilişkin anlatımları, “15 Temmuz Destanı” isimli video gösterimi ve protokol konuşmalarına yer verildi. Programa Adalet Bakanı Bakan Yardımcısı Uğurhan Kuş, 15 Temmuz gazileri Ali Bozkurt, Nafiz Çapin, Tolga Poyraz, Ömer Faruk Eker, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili Mehmet Yılmaz, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Daire Başkanı Halil Koç, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Üyeleri Yaşar Şimşek ve Hüseyin Şahin, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreteri Fuzuli Aydoğdu, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Cihan Yıldız, Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürü Günay Albayrak, Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanı İbrahim Şahin, Adalet Bakanlığı İç Denetim Birimi Başkanı Numan Eroğlu, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Vekili Yılmaz Çiftci, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı İzzet Şensizoğlu,

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen, Denetimli Serbestlik Daire Başkanı Burak Ceyhan, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Tetkik Hâkimleri, Başsavcı Vekilleri, Cumhuriyet Savcıları, Keçiören İlçe Kaymakamı Uğur Bulut, Ankara Adli Tıp Grup Başkanı Yusuf Tanrıkulu, Sincan Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü Ceza İnfaz Kurumu Müdürleri, Türk Kızılayı Ankara Şubesi Başkanı Dr. Selma Kopuz, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü personeli, diğer kamu kurumu müdürleri ve personeli ile denetimli serbestlik yükümlüleri katıldı. 15 Temmuz gazisi Prof. Dr. Ali Bozkurt ihanet gecesi yaşadıklarını ve gazi olma anını anlattı. Adalet Bakan

Yardımcısı Uğurhan Kuş konuşmasına katılımcıları selamlayarak başladı. Bakan Yardımcısı Kuş: “Üçüncü yılını idrak ettiğimiz 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle bir araya gelmiş bulunmaktayız. Rabbim bütün şehitlerimize rahmet eylesin. Gazilerimize acil şifalar ve uzun ömürler nasip eylesin. Allahu Ekber ve Ne Mutlu Türküm diyene nidalarıyla 15 Temmuz gecesinin karanlığında bir ışık gibi parlayan aziz Şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Darbe gününde Şanlıurfa Cumhuriyet başsavcısıydım. Yakın bir zamanda Ankara’ya geldik ama öncesinde sahada çalışan bir insan olarak konuşuyorum. Biz 15 Temmuz 2016 tarihinde ülke olarak bu ülkenin yaşayabileceği ve yaşadığı en büyük hainliği yaşamış olduk. Böyle düşünüyorum. Ülkemizin ve milletimizin görmüş olduğu göreceği gördüğü en büyük hainlikle karşı karşıya kaldığı bir gündü. Ve bu

hainliği de o günlerde sıcağı sıcağına yaşayan tabiri caizse iliklerine kadar yaşayan insanlarız bizler. Yani yargı teşkilatını oluşturan insanlar ve halada bunu yaşamaya devam ediyoruz. Dolayısıyla da bunu unutmamız unutturmamız mümkün değil. Biz o gün silahlarımız var ama bunu kullanmayız. Belimize silahlarımızı takarak aslında hem vatanı koruma savunmak için sokağa indik. Hem de hainleri derdest etmek için adliyelere koştuk. Her türlü vazifemizi yerine getirdik. Bu yönüyle ben vazifemizi yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Gönlümüz rahat ama bu kadarı yeterli mi yetersiz. Daha da yapılacak. Bu hainler temizlenene kadar bu ülkeden silinip kökleri kazınıncaya

kadar inşallah vazifemizde devam edecek. Bizler bunu unutmayacağız unutturmayacağız. Her vesile ile bunu dile getireceğiz. Her vesileyi fırsat bileceğiz ve 15 Temmuz hain darbe girişiminin unutulmamasını, gelecek nesillerin de bu hainlerin nasıl hainlikler yaptıklarını biraz gevşersek bu hainlikleri tekrar yaşayabileceğimizi gelecek nesillerimize de anlatmak zorundayız. Bu yönüyle gevşemek yok, durmak yok. İnşallah bu hain terör örgütünden kesinlikle kurtuluncaya kadar vazifemizi yapmaya devam edeceğiz. Hep birlikte yapacağız. Bakanlık olarak, teşkilat olarak, yargı teşkilatı olarak, diğer kurum ve kuruluşlar olarak inşallah bize ne düşüyorsa el birliği ile gayretle kanımızın son damlası kalıncaya kadar inşallah çalışmaya yapmaya devam edeceğiz.” dedi. Ayrıca konuşmalarında denetimli serbestlik kapsamındaki çalışmalara ilişkin ise şu ifadeleri kullandı.“Kamu hizmeti cezaları kapsamında yürütülen çalışmaların en önemlisinin ve manevi olarak en değerlisinin Şehitliklerimizin temizliği ve onarımı çalışmaları olduğunu düşünmekteyiz. Bu kapsamda; bu hafta boyunca 17.724 yükümlü ile 135 şehitliğin temizlik, bakım ve onarım işlerinin yapılması planlanmaktadır. Eski hükümlülerimizin istihdamı için Genel Müdürlüğümüz ve Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü’nce birçok çalışma yürütülmekte, bunlardan en önemlileri de kendi işini kurma projeleridir. Bugün burada aramızda bulunan bir eski hükümlü kardeşimizin İŞKUR ve denetimli serbestlik desteği ile açtığı tatlıcı dükkânından getirdiği lokma tatlılarını yiyeceğiz. Eski hükümlülerimiz ve denetimli serbestlik yükümlülerimizin istihdamını desteklersek ortaya böylesine güzel işler çıkmaktadır. Toplumu korumak, yeniden suç işlenmesini önlemek çıkmaktadır. Bu sebeple istihdamı desteklemeliyiz. Bugüne kadar Adalet Bakanlığı olarak her zaman çalışmalarımızla yükümlülerin yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Kızılay, ülkemizin en önemli ve en büyük yardım kurumudur. Kızılay bizler için kara gün dostudur. Kızılay sadece ülkemizde değil daha önce birçok ülkede yardımlarda

bulunmuştur. Böylece Türk halkının ne kadar yardımsever olduğunu bütün dünyaya göstermiştir. Kızılay, bütün bu yardımları milletimizden topladığı bağışlarla ve kendi gelirleriyle yapmaktadır. Bu program sürecince ise kan bağışı yapmak isteyen vatandaşlarımızdan destek beklenmektedir. Şunu iyi bilmek gerekir; iyi günümüzde Kızılay’a yaptığımız yardımlar kötü günümüzde yardım olarak bizlere dönmektedir. Bugün, burada bu yardımların en güzel örneğini görmekteyiz. Az sonra hep birlikte kan bağışında bulunacağız.Şu anda Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde denetimli serbestlik altında kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalıştırılma yükümlülüğü altında olan 140 yükümlümüz ile Ankara’daki Şehitliklerimizin temizliği ve bakımını yerine getireceğiz inşallah. Bu etkinlik kapsamında; Türkiye genelinde 135 denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından 08 - 19 Temmuz 2019 tarihleri arasında olmak üzere “15 Temmuz” konulu 235 seminer düzenlenmesi ve bu seminerlere 15.477 yükümlünün katılması planlanmıştır. Bu seminerlerin verilmesinde paydaş kurumlarımız Müftülükler, Jandarma Komutanlıkları, Milli Eğitim Müdürlükleri, Üniversiteler, Belediyeler, Emniyet Müdürlükleri, Gençlik ve Spor Müdürlükleri, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlükleri, Valilikler, Baro Başkanlıkları katkı sağlayacaklardır.” Bakan Yardımcısı Sayın Kuş, sözlerini “Tekrar ben bu programa katıldığınız için kıymetli misafirlere teşekkür ediyorum. Değerli hükümlülere ailelerine teşekkür ediyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Rabbim bize böyle bir günü daha yaşatmasın diyerek hepinize saygılar sunuyorum.” sözleri ile bitirmiştir. Ayrıca; program sırasında Türk Kızılay’ına kan bağışı etkinliği de düzenlenmiştir. Program sonrasında ise; Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü danışmanlığıyla İŞKUR hibesi alarak tatlıcı dükkânı açan eski hükümlü tarafından katılımcılara lokma tatlısı ikram edilmesinin ardından Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü yerleşkesi girişinde bulunan anıt şehitliğe çiçek bırakılıp dua edildi.

Çanakkale ve Kurtuluş savaşında bir olmanın, iri olmanın ve diri olmanın karşılığını veren milletimiz ikinci bir Kurtuluş savaşını da alnının akıyla; canıyla, kanıyla savuşturmayı başar-mıştır. Çanakkale’nin yeni Türkiye’nin ön sözü olduğunu unutmayan bu aziz millet, çiğnetmedi vatanını çiğnetme-yecek. Dünyada benzeri olmayan bu terörist darbenin yaşandığı ülkemizde, sinsi bir hastalık gibi yayılan bu alçak saldırı hedefine ulaşamamıştır, ulaşa-mayacaktır.

Onlar her şeyi düşünmüşlerdi. Dar-beyi ne zaman yapacaklarını, nasıl yapacaklarını, kimleri arkasına alıp, kimlerle hareket edeceklerine kadar her şeyi... Neydi hesaplarındaki eksik-lik inançları mı, planları mı, hedefleri mi? Hiçbiri. Her şey kafirlerin istediği şekilde olacakmış gibi görünüyordu. Tuzak kurmuşlardı. Allah’ın tuzak kuranların en hayırlısı olduğunu unut-muşlardı. Bir başka planları Özel Kuv-vetleri kolayca alacaklarını düşünmele-riydi fakat Yeni bir Ulubatlı Hasan’ın, Ömer Halisdemir’in kahramanlığını hesaplayamamışlardı. Kararlı, vatan uğruna canını vermeye hazır, onlarca teröristin arasında yalnız başına olan ve o darbeciye hiç çekinmeden sıkan kah-raman. Şehit olmak seninde kanında vardı. Allah’ın herkese nasip etmeyece-ği mertebeye sen koşarak gittin. Zalim-ler senin o güzel bedenini 30 kurşunla yok etmeye kalktı ama ne fayda. Senin Allah yolunda ölü olmadığını da hesap edemediler. Ölümünü kıskanan, senin gibi ölmeyi isteyen ne çok kardeşin var-dır kim bilir. Sana en güzel söyleyeceği-miz söz Mehmet Akif Ersoy’un dizeleri gibi: ‘’Ne büyüksün ki, kanın kurtarı-yor Tevhid’i, Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.’’

15 Temmuz’da bağrından daha nice kahramanlar çıkardı bu millet. Tankın önüne kendini siper eden, F16’yı dü-şürmeye giden, vatanı için kendinden vazgeçen, birlik olmadan önce ayrıştı-ğını zannedenlere vatanına el uzattığı zaman birliğini en güzel şekilde ispat eden isimsiz kahramanlar. Yine bir hesap hatası vardı. Terörist başı Fethul-lah ve darbecileri bu milletin vatanı söz konusu olduğunda neler yapabileceğini, tarlasını F16’lar kalkmasın diye yakan dedemizi, arabasını tankın önüne sü-ren taksici kardeşimizi, tankın üzerine çıkarak tankı darbecilerin elinden alan yiğitleri, Boğaz köprüsünde üzerine ateş açılmasına rağmen ateşe yürüyen milleti hesaplayamamışlardı.

Kardeşlerim, onlar hesap ettiklerinin gerçek olacaklarını sandılar. Allah’a çok şükür önce Allah’tan, sonra mil-letimizden cevaplarını aldılar. Artık ülkemiz ve vatanımız için zalimler kar-şısında her zaman dik olma zamanıdır. Bu ne parti meselesi ne de kişisel bir meseledir. Hiçbirimiz hepimiz kadar güçlü değiliz. Mevzu vatandır gerisi de teferruat olmaya devam etmelidir. Artık hepimiz şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: “Babam bile olsa karşımda duran önce vatan sonra vatan!’’

Hakan ERDEMCTE Genel Müdürlüğü

Personel Eğitim Daire Başkanlığı

BABAM BİLE OLSA KARŞIMDA DURAN

“ÖNCE VATAN SONRA VATAN’’

Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığına ZiyaretTürkiye Adalet Akademisince düzenlenen programla, 160 hakim ve savcı adayı Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığını ziyaret ettiSosyal Destek Şube Müdürü Murat Tekin tarafından Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığı hakkında bilgi verilen ziyarette, 15 Temmuz gazileri Özel Harekat Polisi Orhan Petek ile Mehmet Açıkdaş, darbe girişiminin yaşandığı gece yaşadıklarını anlattı.Hakim ve savcı adayları daha sonra Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığının içindeki müzeyi gezdi.Türkiye Adalet

Akademisi Daire Başkanı Tubanur Karakurt Akkaya, gazetecilere açıklamasında, 15 Temmuz 2016 günü özgürlüğü, bağımsızlığı, millet iradesinin üstünlüğünü ve demokrasiyi hedef alan hain darbe girişiminin kahraman Türk milletince engellendiğini söyledi.Akkaya, “Türkiye Adalet Akademisi, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası iyi bir sınav vererek, yargı teşkilatında FETÖ mensubu hakim ve savcıların ihraç edilmesiyle ortaya çıkan boşluğu doldurmak için gayretle çalışmış, çok kısa sürede 10 bine yakın hakim ve

savcıya eğitim vererek onları yargı teşkilatına kazandırmıştır.” diye konuştu.Savcı adayı Nurullah Bekiroğulları da geleceğin cumhuriyet savcıları ve hakimleri olarak, 15 Temmuz'da darbecilerin yaptıklarını yerinde görmek istediklerini söyledi.Bekiroğulları, “Göreve başladığımız zaman bu ve benzeri durumların yaşanmaması için vatanımıza ve milletimize yapılan bu hain saldırılarda daha dikkatli olmak ve bunlardan ders çıkarmak için buradayız.” ifadesini kullandı.

ADALET BAKAN YARDIMCISI UĞURHAN KUŞ:

Page 6: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Temmuz 2019Sayfa 6 Seslenis

Sosyal ilişkilerimizde içten, candan ve riyasız olmak; yani samimiyet temel erdemlerin başında geliyor. Ancak samimiyet, dürüstlük ve güven ikliminde başlayan sosyal ilişkiler muhataba, ortama ve duruma göre değişebilen bir niteliğe sahip. Bu değişkenlik içinde sosyal davranışlarımızı düzenleyen kurallara “görgü kuralları” diyoruz.

İş hayatında ve resmî ortamlarda ilişkilerimizin niteliğini belirleyen ana ilke ise resmiyet ve ciddiyet. “Resmiyet” burada samimiyetin karşıtı olmayı değil; muhataba, ortama ve duruma göre değişmeyen bir biçimselliği ifade ediyor. Bu resmiyet ve biçimsellik içerisinde kurumsal ilişkilerimizi düzenle-yen kurallara da “protokol kuralları” diyoruz.

İster sosyal ister kurumsal ilişkilerde olsun, davranışlarımızı şekillendiren bu kuralların temeli ve hedefi “saygı”dır. Bu nedenle görgü kurallarını “bir ortamda uyulması gereken saygı davranışı”, protokol kurallarını ise “resmî ortamlar ile kurumsal ilişkilerde uyulması gereken resmî görgü kuralları” olarak tarif etmek daha doğru olacaktır.

Bu açıdan bakıldığında iş hayatında protokol kurallarına uyulup uyulma-ması, ilişkilerin niteliği ve yöneticilerin temsil yeteneği açısından önemli bir göstergedir.

Protokol kuralları, altı temel ilke çerçevesinde şekilleniyor: Saygı ve ne-zaket, onur ve itibar, önem ve öncelik, temsil, düzey eşitliği ve denklik ile karşılıklık…

Yöneticiler başta olmak üzere kamuda görev yapan herkesin protokol ku-rallarının dayandığı bu altı temel ilkeyi bilmesi çok önemli. Bu ilkeler, hem bir kural olarak bize dikte edilen davranış şeklinin amacını ve önemini anla-ma hem de nasıl davranacağımızı kestiremediğimiz durumlarda bize bir çıkış yolu göstermesi anlamında faydalı olacaktır.

1. SAYGI VE NEZAKETProtokol kurallarının birinci ilkesi saygı ve nezakettir. Sosyal ilişkilerin

aksine, iş hayatında ve kurumsal ilişkilerde saygı ve nezaket biçimseldir; davranışla ve birtakım araçlar yardımıyla gösterilir. Örneğin, “Size saygı duyuyorum.” demek yeterli değildir; kişi saygısını ve nezaketini davranışıyla ve birtakım araçlar yardımıyla göstermek zorundadır.

Bu ilkeye göre kurumsal ilişkilerde üstlere, makam, unvan ve rütbe sahip-lerine; kurumsal nitelikli sosyal ilişkilerde ise kadınlara, büyüklere, yaşlılara ve misafirlere karşı saygı ve nezaket kurallarına uygun davranmak esastır.

Örneğin, bir makam sahibi kendisini ziyaret eden eş düzey veya üst bir ko-nuğu ile onur konuğunu makam koltuğunda oturarak değil, misafir koltuğun-da ve konuğunun karşısına oturarak ağırlamalıdır. Çünkü makam sahibi aynı zamanda ev sahibidir. Ev sahibi ise konuğunu saygı ve nezaket kurallarına uygun ağırlamak durumundadır. Bu ziyarette makam sahibinin koltuğunda oturmaya devam etmesi konuğunu astı yerine koymak anlamına gelen ciddi bir saygısızlıktır.

2. ONUR VE İTİBARBir diğer protokol ilkesi onur ve itibarı koruma ilkesidir. Çünkü protokol

kurallarının amacı; bireysel, kurumsal ve ulusal saygınlığı korumaktır. İş hayatında her yönetici ve çalışanın öncelikli sorumluluklarından biri de tu-tum, söylem ve davranışlarıyla taşıdığı unvanın, görev yaptığı kurumun ve ülkesinin onurunu ve itibarını korumak; hatta yükseltmektir.

Onur ve itibarı korumak ve yükseltmek; sosyal yaşamda görgü kurallarına, kurumsal ilişkilerde ise protokol kurallarına uymakla mümkündür. Bu kural-lar önemsenmediği, kurallara uygun davranılmadığı ya da bu anlamda ciddi bir hata yapıldığı zaman kişi önce kendisinin, sonra temsil ettiği/görev yaptı-ğı kurumun; dış ilişkilerde ise ülkesinin onur ve itibarını zedelemiş olacaktır.

3. ÖNEM VE ÖNCELİKProtokol, aynı zamanda kurumlar ile makam, unvan ve rütbe sahibi kişile-

rin “önem ve öncelik” sıralanmasıdır. Bu nedenle protokolde önde veya önce gelmek, kişi ve kurumların hiyerarşisini ve sıralama düzenini belirler.

Tören, toplantı, davet gibi resmî nitelikli bir etkinlikte yapılan sıralama hatası, etkinliğin başarısını sabote eden bir durumdur. Bu nedenle önem ve öncelik, protokolde titizlikle uygulanması gereken bir ilkedir. Bu ilkeden ha-reketle protokol, “önde gelme sıra düzeni ve öncelik-sonralık düzeni” olarak da tarif edilir ve devlet kurumlarının yöneticileri ve temsilcilerinin önem ve öncelik durumlarını belirlemek amacıyla Başkent’te “Devlet Protokol Liste-si”, illerde “İl Protokol Listesi”, ilçelerde “İlçe Protokol Listesi” oluşturulur.

Önem ve öncelik sıralaması yapılırken önde gelme, önce gelme ve alfabe-tik olmak üzere üç sıralama ölçütü kullanılır.

Önde Gelme (Dikey Sıralama)Protokolde “önde gelme”, hiyerarşik olarak önde yani üstte yer alma hakkı-

dır. Bu sıralama, kurumsal yapıda bir ast-üst ilişkisi doğurur. Kurumların önde gelme sıralaması anayasal ve yasal sıralamaya göre ya-

sama, yürütme ve yargı şeklinde yapılır. Başkent, il ve ilçe protokol listeleri bu şekilde oluşturulur. Kurumsal sıralamada, kurumsal temsil sahibi kişilerin yaşı, cinsiyeti, rütbesi, kıdemi veya akademik unvanına bakılmaz; kurumun statüsü ve protokol sıralamasındaki yeri dikkate alınarak sıralama yapılır.

Kişilerin önde gelme sıralaması ise unvan ve rütbeye göre yapılır. Bir ki-şinin makam unvanı, taşıdığı diğer niteliklerinin önüne geçer. Diğer taraftan üst unvan veya rütbede bulunan kişi daima önde yer alır.

Protokol listesi hazırlanırken dikey sıralama; ast/üst kurum, rütbe ve un-vanların 1, 2, 3, … şeklinde sıralanmasıyla yapılır.

Önce Gelme (Yatay Sıralama)Eş düzey kurumlar ile aynı unvan ve rütbeyi taşıyan kişiler arasındaki

protokol sıralaması “önce gelme” ilkesine göre yapılır. Önce gelme, eşitler arasında bir astlık-üstlük ilişkisi oluşturmadan yapılan bir öncelik-sonralık sıralamasıdır.

Eş düzey kurumlar arasında önce gelme sıralaması yapılırken kuruluş tarihi esas alınır. Buna göre bir mahalde bulunan ceza infaz kurumları arasında bir sıralama yapılırken kurumların açılış olurunun tarihine bakılır. Aynı onayla açılan birden fazla kurum varsa, sıralama alfabetik sırlama ilkesine göre yapılır.

Kişiler arasındaki önce gelme sıralamasının ölçütü ise kıdemdir. Kişiler açısından önce gelme, kıdemli olmak; yani aynı unvan, rütbe, mevki, statüde olup diğerinden daha önce mesleğe/göreve başlamak demektir.

Örneğin, kurul ve komisyon tutanaklarında eş düzey unvanlara sahip üye-lerden kimin adının önce yazılacağı konusunda tartışmalar yaşanmaktadır. Aynı unvan ve rütbeyi taşıyan kişiler ile eş düzey unvanlar arasındaki sıra-lama kıdeme göre yapılır. Sicil numarasına göre sıralama yapılması bütün tartışmaları bitirecektir.

Protokolde yatay sıralama; aynı unvan, rütbe, mevki, statü sahibi kişilerin a, b, c, … şeklinde sıralanmasıyla yapılır.

Alfabetik SıralamaAlfabetik sıralama, eşitler arasında önce gelme sıralaması yapılamadığı

durumlarda başvurulan bir sıralama yöntemidir ve kişiler soyadına göre alfabetik olarak sıralanır. Örneğin Bakanlar Kurulunda yer alan bakanlıklar daha önce farklı bir sıralama ile listelenirken, 643 sayılı KHK ve 10.07.2018 tarihli 1 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde alfabetik bir liste oluştu-rulmuştur.

Alfabetik sıralama protokol dışı yapılan bir sıralamadır. Bu nedenle sırala-manın alınganlıklara neden olmaması için listenin altına alfabetik sıralama yapıldığı notu düşülmesinde yarar vardır.

Kısaca özetlemek gerekirse, protokolde makam, rütbe ve unvan sahibi kişiler her zaman diğerlerinden önde gelir. Aynı unvan veya rütbeye sahip kişiler arasında kıdemli olan önce gelir. Eş düzey makam ve unvan sahipleri arasında sıralama yapılırken konuk, ev sahibinden önce gelir. Sosyal yaşam-da misafir, ev sahibinden önce gelir. Kişiler makam, unvan veya rütbe sahibi değilse, kadın erkekten önce gelir. Her ikisi de kadın veya erkek ise yaşça büyük olan diğerinden önce gelir.

Nasip olursa Ağustos sayısında da bu üç ilke kadar önemli olan temsil, düzey eşitliği ve denklik ile karşılıklık ilkeleri üzerinde duralım.

Sağlıcakla kalın.

İdris KOÇMuğla Açık

Ceza İnfaz KurumuPROTOKOL KURALLARI VE TEMEL İLKELERİ-1

Ceza ve Tevkifevlerine Veda Anayasa Mahkemesi Üyesi Selahaddin Menteş ve Adalet Bakan Yardımcısı Şaban Yılmaz Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne veda etti.Adalet Bakan Yardımcısı Selahaddin Menteş ile CTE Genel Müdürü Şaban Yılmaz, bahse konu görevlerinden, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle Anayasa Mahkemesi Üyeliğine ve Adalet Bakan Yardımcılığına atandı. Atanmaları nedeniyle Menteş ve Yılmaz, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünde görevli Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanları, Tetkik Hâkimleri ve personel ile vedalaştı.

CTE Genel Müdürü ÇiftciCumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Adalet Bakan Yardımcılığına atanan Şaban Yılmaz, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne veda etti. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Şaban Yılmaz, Bakan Yardımcılığı görevine atanırken, bu göreve Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Çiftci getirildi.Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünde 2009 tarihinde Tetkik Hakimi olarak göreve başlayan Çiftci, Daire Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Bakan Yardımcısı Şaban Yılmaz’dan görevi teslim alan Genel Müdür Çiftci: “Bakan Yardımcımız Sayın Şaban Yılmaz’a Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne yapmış olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür ederiz. Yaptığı başarılı çalışmalarının devamını ileriye taşımayı hedefliyoruz. Kendisinin başarılı tecrübelerinden her zaman faydalanacağız” dedi. CTE Genel Müdürü Yılmaz Çiftci, evli ve üç çocuk babasıdır. Çitfci’ye yeni görevinde başarılar dileriz.

“CEZA İNFAZ KURUMLARINDA SİVİL İZLEME KURULLARININ ETKİNLİĞİNİN ARTIRILMASI PROJESİ”

Hazırlık Toplantısı GerçekleştirildiCeza infaz kurumlarında sivil denetimin güçlendirilmesi amacıyla Avrupa Konseyinin teknik desteğiyle yürütülecek ve 3 yıl sürecek olan “Sivil İzleme Kurullarının Etkinliğinin Arttırılması Projesinin” hazırlık faaliyetleri kapsamında, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yılmaz Çiftci, Genel Müdür Yardımcısı Hasan Akceviz, Daire Başkanları Çelebi Yılmaz ve Fatih Güngör ile Tetkik Hâkimleri Dr. Hüseyin Şık ve Rıdvan Özkan’ın katılımı ile 16 Temmuz 2019 tarihinde CTE Genel Müdürlüğünde bir başlangıç toplantısı gerçekleştirildi.

Ceza infaz sistemi denetim mekanizmalarından başta sivil izleme kurulları, Cumhuriyet savcıları, infaz hâkimleri, kontrolörler ve Adalet Bakanlığı müfettişleri için ulusal ve uluslararası insan hakları kriterleri bağlamında güçlendirme ve aynı zamanda eşgüdümlü çalışma standartlarının oluşturulması amaçlanan projenin hazırlık faaliyetleri kapsamında hafta boyunca kurum ziyaretleri ve toplantılar yapıldı.Bu ziyaretler esnasında, ülkemizde sivil izleme ve diğer izleme mekanizmalarını daha da güçlendirmek için ihtiyacı belirlemek ve proje kapsamında

yapılacak çalışmaları planlamak amacıyla Avrupa Konseyinden yerli ve yabancı uzmanlar ile Genel Müdürlük temsilcilerinden oluşan heyet ile infaz hâkimleri, Cumhuriyet

savcıları, taşra personeli, Ombudsmanlık, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ve sivil toplum derneklerinden temsilcilerle görüşmeler gerçekleştirildi.

Eğitim Merkezleri 2019 Yılı Zümre Toplantısı Yapıldı

Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezlerinde düzenlenen eğitimlere ilişkin değerlendirmelerin yapılması, ileriki dönemler için eğitim faaliyetlerine ilişkin strateji ve yaklaşımların belirlenmesi ve eğitim merkezleri arasında uygulama birliğinin etkinleştirilmesi sağlanması amacıyla her yıl düzenlenmekte olan “Zümre Toplantısı”nın açılışı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünde gerçekleştirildi.Personel Eğitim Daire Başkanlığı (PEDAB) tarafından organize edilen toplantı açılışına, Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcılığı görevine atanan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Şaban Yılmaz, Personel Eğitim Daire Başkanı Barış Öner, Personel Eğitim Daire Başkanlığı Tetkik Hakimleri ile

Ankara, İstanbul, Erzurum, Kahramanmaraş ve Denizli Personel Eğitim Merkezleri Başkanları ve öğretim görevlileri katıldı. Toplantı açılışı sonunda, Personel Eğitim Daire Başkanı Barış Öner tarafından yeni Adalet Bakanı Yardımcısı Şaban Yılmaz’a personel eğitimine verdiği önem ve Personel Eğitim Daire Başkanlığına verdiği destek ve katkılarından dolayı teşekkür edilerek, çiçek takdimi yapıldı. Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Ankara Personel Eğitim Merkezinde iki haftalık fotoğrafçılık eğitimi sonunda “Topluma Kazandırma Yolunda İnfaz ve Koruma Memurları” isimli fotoğraf sergisi Personel Eğitim Daire Başkanı Barış Öner ve diğer katılımcılarla birlikte Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü sergi salonunda açıldı.

Page 7: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Seslenis Sayfa 7Temmuz 2019

Tek Millet Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet

Page 8: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Temmuz 2019Sayfa 8 Seslenis

Sibel KARAGÜLSamsun T Tipi Kapalı ve Açık

Ceza İnfaz Kurumu

SÖZÜNLE DEĞİL ÖZÜNLE SEV

“Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.” Mustafa Kemal ATATÜRKUlu Önder’in sözünde saklı; vatanını seviyorsan görevlerini bil ve

gereğini yap.İnsansın her şeyden önce. İlk görevin insan olmak. Aldığın ne-

fesin, duyduğun sesin, gördüğün güzelliğin kıymetini bil, şükret. Görevin bu senin. Şükretmezsen güzelleşmez hayat. Sen şükrettikçe doğar güneş, eser rüzgar, yeşerir ağaç. Şükredersen güler çocuk, tüter baca, döner dünya.

Hem öğrenen hem öğretensin, ölene kadar bir şeyler öğreneceksin kaçışın yok. Yani diğer görevin öğrenmek, öğrendiklerini de öğret-mek. Aldığın eğitimin, oturduğun sıranın, yazdığın tebeşirin hak-kını öde. Mini mini birken nasıl heyecanla önlüğünü giyip, saçını tarayıp, kolonyanı sürüp gidiyordu isen okula, aynı şekilde tertemiz kıyafetini giy, saçını tara, parfümünü sür de git işine aynı heyecan-la. Bu iş ben olsam da olmasam da, nasıl olsa yapılır deme. Sensiz olmaz hiçbir şey. Kendine güven. Bu işi başkaları da yapabilir belki ama şu an için en iyi ben yapmalıyım de, ama kendini asla vazge-çilmez zannetme. Hep geliştir kendini. Bilgi birikimini, tecrübeni aktar senden sonra gelen gençlere.

Evlatsın sen, görevin ailene minnet duymak. Anne koynunda nin-nilerle büyümüşken, nasıl dönüşürsün bir küfürbaza? Güzel konuş annene babana, eşine dostuna. Umut saçsın her sözün ama ne boş konuş ne de bilmeden söyle. Elbette eleştireceksin büyüklerini ama onlara öf bile deme. Bil ki bu hayatın kahrını, zahmetini, her anne baba çocuğundan daha çok çekiyor. Sen de öyle olacaksın ve ne yazık ki bazı şeyleri anne ya da baba olunca anlayacaksın. Onlara vefa göstermek için, onları kaybetmeyi bekleme.

Annesin sen ya da bir baba. Görevin iyi bir evlat, iyi bir yurttaş yetiştirmek. Sakınma sevgini. Biz böyle gördük diye başlayan cüm-leler kurma. Sev çocuğunu, başını okşamaktan, seni seviyorum de-mekten çekinme. Hiç düşünmez misin sadece sevgi olsa dünya nasıl bir yer olurdu diye? Yuvanda bari sadece sevgi olsun. İyi insan nasıl olunur, lafla anlatma. Sen iyi ol, örnek ol, çocuğun seni izleyerek öğrensin insanlığı. Nezaketini senden alsın, merhametini, saygısını, karakterini. Bu şekilde kahraman oluyor anne ya da baba.

Yaratılmışların en yücesisin. Görevin, parçası olduğun mucizeye layık olmak. Evrene karşı mütevazi olmalısın o halde. Bir çocuğa selam ver, hatta bir kuşa, papatyaya... Evet evet, bu ülke insanıyla, hayvanıyla, çiçeğiyle güzel. Kıyma onlara. Yerde çöp mü gördün? Kaldır mesela. Nasılsa alırlar diye bırakma başkasına. Gülümse komşuna, herkesin senin gibi olmasını bekleme. Dünya renkleriyle güzel, hepimiz bir rengiz bunu unutma. Sadece siyah ve beyazın ne anlamı olurdu griler, kırmızılar, yeşiller olmasa? Ama siyah kadar keskin, beyaz kadar saf ol yaşamında. Kimseyi kandırma, güvenilir ol. Ağlayan bir çocuk karşısında pamuktan yumuşak, bir haksızlık karşısında çelikten sert ol. Affet hataları, seni ne kadar yıpratsa da. Boş ver, takılıp kalma, erdemli ol. Duruşunla, ahlakınla, davranı-şınla örnek ol insanlara. Affet ama tetikte ol; aynı yerden, yeniden darbe yiyebileceğini de unutma.

Kulsun sen, en itaatkârından. Ama sadece Yaradan’a. Görevin O’na layık bir kul olmak. Kulluk etme bir faniye, Allah’ın soracağı soruları bir kulun sormasına izin verme. Kalp bu, kimse bilmez içini, senin Tanrı’ndan başka. Yargılama kimseyi. Ne diyor pey-gamberimiz? “Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz.” Empatiyi iyi anla, sanma ki o an kendini karşındakinin yerine koymakla olur. Empati, o kişinin doğumundan itibaren yaşa-dıklarını bilmen, anlaman, sonrasında kendini onun yerine koyman-la mümkün. Yani dinlemeden, anlamadan hesap kesme.

Toplumun en küçük parçasısın, birey deniyor sana. Görevin, bu zincirin en küçük ama en sağlam halkası olmak. Askerliğini yap, vergini ver. Mahsulüne, sütüne, etine katma bir şey, alın terinden başka. Senin yol arkadaşın, hayat arkadaşın, nefesdaşın milyonlarca insan var bu topraklarda. Onlara helal olsun akıttığın her damla. Düğünde çalan davul, cenazedeki ağıtsın, haramı katma bu ortaklı-ğa. Şükret üzerinde yaşadığın toprağa, sırtını dayadığın halka. Hem artık zaman isyan etme zamanı değil, gördün neler geldi başımıza. Ahlanıp vahlanma, düşün ne yapabilirim diye. Boş ver komşunun ne giydiğini, arkadaşının iş çıkışı nereye gittiğini, kimin kiminle nerede ne yaptığını. Boş ver. Bunların vakti değil artık. Her insan kendi hayatından sorumlu, onlara harcayacağın enerjiyi kendin için, sevdiklerin için, ülken için üretmeye harca. Başına gelen olumsuzluklara, kötülüklere, sana göre şanssızlıklara takılıp kalma, anlatma herkese. İnanıyorsan sığın Yaradan’a, ya da sen ne diyorsan içindeki güce, bırak ona. Varoluş amacını sorgula sorgulayacaksan, neden varsın bu dünyada? Diğer canlılara zarar vermek, birilerine yük olmak, hazıra konup gününü gün etmek için mi acaba? Düşün üzerinde yaşadığın bu güzelim ülkede olanı biteni. Neden herkesin gözü bu topraklarda? Yorumla. Mutlaka bir sonuca varırsın. Her duyduğuna inanma, sorgula. Korkma, kaybın olmaz, tam tersine zihnine hücum eden yeni düşüncelerin seni nasıl tazelediğini fark edersin. Her dost görünene de kanma, hep tetikte ol. Yüz yıllardır birilerinin en büyük özlemi değil mi bu bereketli topraklarda huzur-suz olman, bu toprakları kaybetmen?

Kahramanlık var genlerinde. İster beşikte ol istersen kavak yel-leri başında, ister en deli çağında ol istersen olgunluk yaşında. En önemli görevin belki de bu; damarlarındaki asil kana ihanet etme. Vefanı göster atalarına. Ne yokluklar, zorluklar gördüler de geçit vermediler haine, düşmana. Sen de geçit verme değer bilmeze, nanköre, halden anlamayana. Bükülmez bir bilek ol her koşulda. Ol ki bu güzel ülke göstersin gücünü dosta, düşmana.

Sadece sözlerinle değil tüm benliğinle sahipleniyorsan vatanını, veriyorsan kazandığın her kuruşun hakkını, hangi dil, din ya da ırktan olursa olsun kendinden sayıyorsan halkını, vatanına milletine hayırlı bir evlat olsun diye yetiştiriyorsan çocuklarını... İşte! En çok sen seviyorsun demektir bu vatanı!

Ceza İnfaz Kurumlarında “Demokrasi” Seferberliği

Antalya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Kayseri 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Silivri 8 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Adıyaman Açık Ceza İnfaz Kurumu

Bandırma Açık Ceza İnfaz Kurumu

Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Elazığ T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Malatya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz KurumuMaltepe Çocuk Gençlik Kapalı CİK

Mardin E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Ordu E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Midyat M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Şehitkamil Açık Ceza İnfaz Kurumu

Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Vezirköprü M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Sincan 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Salihli T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Narman Açık Ceza İnfaz Kurumu

Kastamonu Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Ödemiş M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Anamur T Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü, tüm ceza infaz kurumlarında

düzenlenen etkinlikler hükümlü/tutuklu ve personelin katılımı ile coşkuyla

gerçekleştirildi. Ceza İnfaz Kurumlarında “Vatan” olgusuna vurgu yapıldı.

Page 9: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Seslenis Sayfa 9Temmuz 2019

Gelişen ve Değişen Yüzü ile Ceza İnfaz Kurumlarımız-18

“Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerine devam eden Ceza İnfaz Kurumlarımız çağdaş infaz sistemi ile gelişmeye ve değişmeye devam ediyor” yazı dizimize Ocak 2018

itibariyle başlamıştık. 2019 yılının yedinci iline İzmir ile devam ediyoruz. Haziran sayımızda siz değerli okurlarımıza Muğla ilinde faaliyetlerine devam eden, Muğla Açık Ceza İnfaz kurumunda yürütülen

faaliyetler, kurumun fiziki donanımları ve eğitim iyileştirme faaliyetleri ve yerinden eğitim ile ilgili bilgiler sunmuştuk. Temmuz sayımızda da Ege’nin incisi İzmir ilimizden İzmir Açık Ceza İnfaz Kurumu’nu tanıtacağız.

İzmir Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Yusuf ALTUN Ordu-Ünye 07.05.1975 doğumlu, Evli ,2 Çocuk Babası. Ermenek M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İdare Memuru- Ağrı M tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Kurum Müdürü , Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu Kurum Müdürü – Kırıkhan Açık Ceza İnfaz Kurumu- Bozüyük Açık Ceza İnfaz Kurumu Kurum Müdürü- Silivri Açık Ceza İnfaz Kurumu Kurum Müdürü - İzmir Açık Ceza İnfaz Kurumu Kurum Müdürü 27.10.2016 tarihinden itibaren hala devam ediyor. Kurum ile ilgili bilgi aldığımız Altun; “İzmir Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü 2011 yılında hizmete açılmış olup 498.324 m² alan üzerine kurulmuştur. Kampüse daha sonradan 45.000 m²’lik alan dâhil edilmiş ve bu alana Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu yapılmıştır. Söz konusu bu kurumun geçici-kesin kabulü yapılmış olup henüz mahkûm kabulüne başlanılmamıştır. Bu kurumla birlikte kampüsün toplam alanı yaklaşık 543.324 m² olmuştur. Yeni cezaevi yapımı, iş ve meslek atölyeleri ve devlet hastanesi yapılması amacıyla kampüs alanımıza sınır olan Bahçedere Mah. 128 Ada 33 Parselde bulunan yaklaşık 611.000 m²’lik taşınmaz 2020 yılı aralık ayına kadar kurumumuza tahsis edilmiş olup imara açılması işinin takibi Adalet Bakanlığı Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından yapılmaktadır.Kampüste Bulunan Ceza İnfaz KurumlarıKampüs içerisinde 1 adet açık ceza infaz kurumu, 4 adet T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 1 adet Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 1 Adet Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve 1 adet Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu olmak üzere toplam 8 adet ceza infaz kurumu bulunmaktadır.Ayrıca kampüs içerisinde 2 adet jandarma hizmet binası, kampüs devlet hastanesi, duruşma salonu, müşterek tesisler, hizmet binaları ve 520 adet lojman bulunmaktadır. Kampüs Duruşma SalonuAliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü bünyesinde bulunan ve kapalı spor salonu olarak kullanılmakta olan 735 m2 alanın yeniden revizyonu ve modernizasyonu sonucunda yüksek güvenlikli duruşmalar için büyük Duruşma Salonuna dönüştürülmüştür. Salon içerisinde 202 Avukat, 270 sanık, 150 seyirci sandalyesi ve basın alanı bulunmaktadır. Ayrıca Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Savcılığı odası ile savcılık kalemi odası mevcuttur. Bina içerisinde 7 bölümden oluşan 200 kişilik nezarethane ve jandarma güvenlik alanı bulunmaktadır. Duruşma salonunda 240m² ziyaret kabul alanı bulunmakta olup ayrıca Ziyaretçiler için 60 kişilik kafeterya alanı mevcuttur.Adalet, İçişleri ve Sağlık Bakanlıklarınca hazırlanan ‘’Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetim, Dış Koruma Hükümlü ve Tutukluların Sevk ve Nakilleri ile Sağlık Hizmetlerini Yürütülmesi Hakkında Protokol’’ gereğince 2013 yılından itibaren Kampüs içerisinde Menemen Devlet Hastanesi’ne bağlı, idari yönden bağımsız bir devlet hastanesi olarak hizmet vermeye başlamıştır.Kampüs Devlet Hastanesi 25 yataklı olup hastane bünyesinde Anestezi Reanimasyon, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Biyokimya, Psikiyatri, Diş, Enfeksiyon Hastalıkları, Üroloji Genel Cerrahi, Göğüs Hastalıkları, Göz Hastalıkları, İç Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Radyoloji, KBB poliklinikleri hizmet vermektedir.Hastanede 1 başhekim, 1 başhekim yardımcısı, 7 uzman hekim, 6 klinisyen hekim, 6 pratisyen, 2 diş hekimi, 1 eczacı, 19 (ebe, hemşire, ATT) 15 diğer sağlık personeli ve 7 idari personel ile birlikte toplam 65 personel görev yapmaktadır.Hastanede 2018 yılında; poliniklerde hükümlü/tutuklu ve personel ile personel yakınları muayene sayısı 44.664, Acil servise müracaat 11.539, Hastanede yatan hasta sayısı ise 23

olarak gerçekleşmiştir.Kampüs devlet hastanesine ilave olarak yapılan 353 m² kullanım alanına sahip olan diyaliz ve sterilizasyon ünitesi 21.11.2018 tarihinden itibaren hasta kabulüne başlamış olup fizik tedavi ve sterilizasyon ünitesinde hali hazırda 17 hasta tutuklu/hükümlünün tedavisine devam edilmektedir.Fizik Tedavi Ünitesi:Kampüs devlet hastanesi içerisine yapılan ve 5 Ocak 2019 tarihinde hizmete açılan fizik tedavi ünitesinde 6 kabin ve 1 egzersiz salonu bulunmakta olup hizmete açılmasından bu yana 55 Tutuklu Hükümlü tedavi görmüştür.31.05.2019 Tarihi itibarı ile Personel SayısıGenel Toplam= 257 personel görev yapmaktadırb) 26.08.2019 Tarihi itibarı ile Hükümlü SayısıKurumumuzun kapasitesi 584’tür. Kurumumuzda 26.08.2019 itibari ile 931 hükümlü barındırılmaktadır. c) Kurum Hizmet Binalarıİzmir Açık Ceza İnfaz Kurumu Toplam alanı 30.076,5 m²’dir. Kurum bünyesinde genel mutfak, ziyaretçi kabul merkezi, sosyal tesisler, ısı merkezi, su depoları ve atık su arıtma tesisi Kademe, Çamaşırhane, Kreş ve bağlı diğer müştemilatlar bulunmaktadır.İzmir Açık Ceza İnfaz Kurumu mutfak biriminde, tüm kampüsün (yaklaşık 8000 kişi) günlük iaşesi çıkarılmaktadır. Mutfakta yapılan yemekler gıda mühendisi denetiminde hazırlanmakta olup, yemeklerin yapımında Sağlık Bakanlığınca belirlenen 1 kişi için günlük ortalama 2300 kalori değeri esas alınmaktadır. Araç Sevk AmirliğiKampüs bünyesinde hükümlü ve tutukluların hastane, mahkeme, diğer ceza infaz kurumlarına sevkleri, kampüs içerisinde ekmek ve yemek dağıtımı, görevli personellerin ulaşımı, ziyaretçilerin ceza infaz kurumlarına ulaşımı ve de kampüs içerisinde araç ihtiyacı olan birimlere hizmet veren araç sevk amirliğimiz bulunmaktadır. Kurumumuzda 21 hizmet aracı, 30 ring aracı ve 3 hasta nakil aracı olmak üzere toplam 54 araç hizmet vermektedir. Eğitim BirimiKurumumuz eğitim biriminde bir öğretmen ve iki personel görev almaktadır. 2019 yılı içerisinde 1. ve 2. kademe okuma yazma kursları, açık ilköğretim, lise, fakülteye devam eden hükümlü öğrenci işlemleri yapılmış ve 2 iş meslek eğitimi, 16 konferans, 2 tiyatro, 5 sinema ve 1 adet konser düzenlenmiştir. Kurumumuz kütüphanesinde 2727 adet kitap bulunup, hükümlüler tarafından yıl içerisinde 1429 adet kitap okunmuştur.Psiko-Sosyal ServisPsiko-sosyal servisimizde bir Psikolog, bir Sosyal Çalışmacı ile birlikte 2019 yılı içerisinde 509 adet hükümlü ile bireysel görüşme yapılmış, 1157 hükümlüye gözlem sınıflandırma formu düzenlenmiş, 1165 hükümlüye araştırma ve değerlendirme formu (BİSİS) çalışması, 24 hükümlünün aileleri ile görüşme yapılmış, öfke kontrol, alkol ve madde bağımlılığı programı ile grup çalışmaları gerçekleştirilmiştir.Isı(Teshin)MerkeziToplam 6 adet doğalgaz kazanı bulunmaktadır. Kampüs içerisinde bulunan tüm ceza infaz kurumları ve lojmanlar ile bunlara bağlı birimlerin sıcak su ve kalorifer suyu ısı merkezinden dağıtılmaktadır. Kampüs tüm sıcak ve soğuk suyun dağıtımı ısı merkezinde bulunan otomasyon sistemi marifetiyle sağlanmaktadır. Yazın ve güneşli havalarda sıcak su üretimini sağlamak için 600 adedi kurumumuz ısı merkezi yanında, 200 adedi de lojmanlar bölgesinde olmak üzere

toplam 800 adet güneş enerjisi paneli bulunmaktadır.Su DeposuKampüsümüzde 4000 m3 kapasiteli 2 adet su deposu mevcuttur. Kampüs bünyesinde muhtelif noktalarda bulunan 5 adet sondaj kuyusundan alınan yaklaşık 4000 m3 su alınarak ham su deposuna aktarılmaktadır. Buradan 62 m3/saat arıtma kapasitesi olan arıtma sisteminden geçirilen su diğer yumuşak su deposuna aktarılarak kampüsün tüm içme kullanma amaçlı suyun dağıtımı pompalar marifetiyle bu depodan yapılmaktadır. Burada mevcut olan temiz su arıtma sisteminin kapasitesi yetersiz kalmakta olup yaklaşık 180 m3/saat su arıtacak bir sistemin kurulması gerekmektedir.Atık su Arıtma TesisiKampüsümüzde bulunan evsel tip biyolojik ve betonarme olarak inşaa edilen atıksu arıtma tesisinin kapasitesi 2.200 m3/gündür. Tesisimizde yaklaşık 4000 m3/gün pissu arıtımı yapılmaktadır. Kapasite olarak çok yetersiz kalmakta olan arıtma tesisimizde arıtılan suyun bir kısmı kampüsümüzdeki yaklaşık 100.000 m2 lik yeşil alanın sulanmasında kullanılmakta olup suyun kalan kısmı kurumumuza yaklaşık 1,5 km uzaklıkta olan tütünlü deresine deşarj edilmektedir.ÇamaşırhaneKampüs çamaşırhane birimimizde kampüste yer alan tüm ceza infaz kurumlarındaki hükümlü-tutuklular ile jandarma tabur komutanlığındaki askerlerin yastık, nevresim, çarşaf ve battaniyeleri ile kurumların iş kıyafetleri, önlük ve yemek masası bir program dahilinde yıkanarak ütülenmektedir.İşyurdu FaaliyetleriKurumumuzda İşyurdu faaliyetleri de sürdürülmektedir. Bu kapsamda demir ve marangozhane, inşaat, fırın, temizlik, zeytinlik, kademe, çiğköfte, fotoğrafhane, terzi, fitness salonu, sosyal tesisler, hükümlü ve ziyaretçi kantinleri ile Aliağa Adliyesi çay ocağı, oto yıkama, işyurdu işkolları bulunmakta olup; bu atölyelerde yaklaşık 350 hükümlü çalıştırılmaktadır.Demir ve marangoz atölyemizde Ankara, İzmir, Muğla ve Bursa Büyükşehir Belediyelerine tabut üretilmekte, yine özellikle İzmir Belediyesi ve kamu kuruluşlarına oturma bankı, İl Milli Eğitim Müdürlüğüne okul sırası ve diğer ceza infaz kurumlarına ihtiyacı olan ranza, demir kapı üretimi ile diğer tadilatlar yapılmaktadır. Kurumumuz Ekmek Fırınında tüm kampüsün ihtiyacı olan günlük 20.000 adet ekmek ve haftalık 6.000 adet simit üretilmektedir.İnşaat atölyemizde diğer ceza infaz kurumları ile kamu kuruluşlarının boya, badana ve inşaat işleri yapılmaktadır. Temizlik iş kolunda İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yapılan protokol gereği iki grup halinde özellikle İzmir Kuzey Bölgesine ait mezarlıkların temizlikleri yapılmaktadır. Çiğköfte atölyesinde İzmir ilindeki tüm ceza infaz kurumlarına iaşede ve hükümlü kantinlerinde satılmak üzere çiğköfte üretimi gerçekleştirilmektedir. Tekstil iş kolunda kamu kurumlarının ihtiyacı olan tüm tekstil ürünleri (Hastane tekstil ürünleri ve ceset torbası) dikimi yapılmaktadır. Kademe iş kolunda kurumumuza ait tüm araçlar ile diğer ceza infaz kurumlarına ait resmi araçların tamiratları yapılmaktadır. Sosyal tesisler, restaurant, kafeterya, fitness salonu ve oto yıkama atölyelerinde lojmanda ikamet eden personel ve ailelerine hizmet verilmektedir. Ayıca kantinler, Aliağa Adliyesi Çayocağı ve ziyaretçi kafeteryalarında da hizmet verilmektedir. Kurumumuz İşyurtları Müdürlüğünün 2018 yılına ait ne karı 3.705.915,25 TL olup, 2019 yılının Nisan sonu itibari ile elde edilen net kar ise 1.122.802,43 TL dir.

İZMİR AÇIK CEZA İNFAZ KURUMU

Page 10: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Temmuz 2019Sayfa 10 Seslenis

Topluma Güven Bireye UmutDENETİMLİ SERBESTLİK MÜDÜRLÜKLERİNDE

FETHİYE DENETİMLİ SERBESTLİK MÜDÜRLÜĞÜ Fethiye Denetimli Serbestlik Müdürü Mehmet AKSU 1969 Antalya ili Elmalı İlçesi doğumludur.1998 yılından itibaren Antalya E Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu, Yalvaç Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, Tunceli Denetimli Serbestlik Müdürlüklerinde görev yapmış, halen Fethiye Denetimli Serbestlik Müdürlüğünde görevini sürdürmükte olup, Kamu Yönetimi Ana Bilim dalında yüksek lisans yapmış, evli ve iki çocuğu bulunmaktadır.Müdürlüğümüz, kiralık bir binada hizmetlerini sürdürmükte iken; Fethiye A-3 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun Seydikemer/Eşen T Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumuna taşınması sonrasında, Fethiye A-3 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun İdari ve Jandarma binalarına taşınmış ve çalışmalar devam etmekte iken, bu yerleşkeye Adliye Ek Hizmet Binası yapılması planlanmış ve sonrasında, mülkiyeti OHAL kapsamında hazine adına tescil edilen Menteşeoğlu Mah. Süleyman Demirel Bulvarı, No:257 adresinde bulunan öncesinde öğrenci pansiyonu olarak kullanılan 2263 ada içerisinde bulunan birleşik 17 ve 22 parsellerde bulunan 1168 m2’lik taşınmaz yapılan çalışma ve değerlendirmeler sonunda Müdürlüğümüz hizmet binası olarak Maliye Bakanlığınca tahsisi sağlanmış ve Seydikemer/Eşen T Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumuna İnşaat işkolu marifetiyle bakım, onarım ve tadilat çalışmaları tamamlanarak, 16/04/2018 tarihinde Müdürlüğümüz müstakil yeni hizmet binası taşınarak, 27/04/2018 tarihinde açılış töreni düzenlenmiş olup, Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan açılış törenine; Fethiye Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker, Fethiye Adalet Komisyonu Başkanı Mesut Şengönül, Ortaca Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Yılmaz ve protokol üyeleri ve kurum amirlerinin katılım ile gerçekleştirilmiştir.Müdürlüğümüz hizmet binasında; 1 Müdür odası, 1 Denetimli Serbestlik Şefi Odası, 1 Gelen Evrak Bürosu odası, 1 Kayıt Kabul Bürosu odası, 3 Değerlendirme ve Planlama Bürosu odası, 3 İnfaz Bürosu odası, 1 İdari ve Mali İşler Bürosu odası, 1 Denetim Bürosu odası, 3 Eğitim ve İyileştirme Bürosu Odası, 1 Koruma Kurulları Bürosu orası, 1 Mağdur Destek Hizmetleri Bürosu odası, toplam 17 büro odası, ayrıca 1 Polis Güvenlik ve Danışma odası, 1 Seminer Salonu, 1 Toplantı/Grup Çalışma Salonu, 1 Kütüphane, 1 Sistem odası, 1 Arşiv, 3 Ambar/Depo, 1 Jeneratör/Resmi Araç garajı, ayrıca bodrum katta 1 adet Meslek Edindirme Kurs Merkezi bulunmaktadır.Ayrıca; Müdürlüğümüz bünyesinde 1 adet 2014 model Fiat Yeni Doblo Combi, 2 adet Yamaha X-City 250 CC Marka Motosiklet hizmet araçları bulunmaktadır.Müdürlüğümüzde; 1 Denetimli Serbestlik Müdürü, 2 Psikolog, 2 Sosyolog, 2 Öğretmen, 20 İnfaz ve Koruma Memuru, 1 Özürlü / Memur, 1 Şoför, 2 Özürlü / Hizmetli (1’i geçici görevli) 15 bayan, 16 erkek olmak üzere toplam 31 personel görev yapmakta olup, 1 psikolog, 1 öğretmen ve 1 infaz koruma memuru doğum izni kullandığından, 28 kişi hazırda bulunmaktadır.Müdürlüğümüzde; 573 Ceza İnfaz kurumundan Nakil (NKL), 566 Yetişkin Denetimli Serbestlik, 21 Çocuk Denetimli Serbestlik, 296 Mükerrir, 1689 Adli Kontrol, 14 Koruma Kurulu olmak üzere 3159 derdest dosya infaz edilmektedir.Birşey yap, güzel olsun.Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör. Veya güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör. Veya güzel bir şey yaz. Beceremez misin? Öyleyse güzel bir şeye başla. Ama hep güzel olsun. Çünkü “ her insan ölecek yaşta.” Geç kalmayasın.Geç kalmamak düsturu ile hatasız infazın yanı sıra hayatlarına dokunduğumuz insan sayısını artırma gayreti ile çalışıyoruz. EĞİTİM İYİLEŞTİRME FAALİYETLERİ Eğitim İyileştirme Bürosunca yükümlülerin topluma kazandırılmasına,eğitilmesi ve iyileştirilmesine yönelik çalışmalar kapsamında 2018 yılında 2.300, 2019 yılı Temmuz ayı itibari ile 1761 olmak üzere toplamda 4061 Bireysel Görüşme gerçekleştirilmiştir.Aynı dönemde 30 Sigara Alkol Madde Bağımlılığı (SAMBA) Programına 411 kişi, 8 Öfke Programına 70 kişi, 8 Hayat İçin Değişim (HAYDE) Proğramına 82 kişi, Gençler İçin Sigara Alkol ve Madde Bağımlılığı Proğramına 83 kişi katılmıştır.2018 yılı içerisinde 88 seminer, 9 etkinlik gerçekleştirilmiş bu çalışmalara toplam 3130 kişi katılmıştır. 2019 yılı Temmuz ayı itibari ile 57 seminer, 3 çevre temizlik etkinliği, 1 fidan dikim etkinliği yapılmış bu çalışmalara toplam 2101 kişi katılmıştır.DENETİM VE TAKİP FAALİYETLERİ 2018 yılı içerisinde Müdürlüğümüzde; Doblo ticari hizmet aracı ile 377 kez denetim görevine gidilmiş, 21.251 km mesafe katedilmiş, iki adet motorsitlet hizmet araçları ile 275 kez denetim görevine çıkılmış, 7.072 km mesafe katedilmiş, toplam 652 kez göreve çıkılmış ve 28.323 km mesafe katedilmiş, tüm bu görevlerde toplam 3.963 denetim ve takip gerçekleştirilmiştir. 2019 yılı Temmuz ayına kadar olan dönemde; Doblo ticari hizmet aracı ile 178 kez göreve çıkılmış, 10.871 km mesafe katedilmiş, iki adet motorsitlet hizmet araçları ile 117 kez göreve çıkılmış, 3.199 km mesafe katedilerek, toplam 295 kez göreve çıkılmış ve 14070 km mesafe katedilmiş, tüm bu görevlerde toplam 1894 denetim ve takip gerçekleştirilmiştir.Yine bu dönemde kurumumuzda 21 adet hükümlü elektronik kelepçe ile takip edilmiştir.KORUMA KURULU FAALİYETLERİ2018 yılı içerisinde koruma kurullarına 101 hükümlüye ait 209 talep alınmış bu taleplerden, 4 hükümlü işe yerleştirilmiş, 36 hükümlüye maddi yardım, 15 hükümlüye sağlık yardımı, 18 hükümlüye ayni yardım, 29 hükümlüye mesleki eğitim yardımı, 21 hükümlüye ev eşyası ve kıyafet yardımı yapılmış ve 40 hükümlüye KOSGEB Girişimcilik kursu açılmış ve kurs bitirme belgeleri verilmiştir. Fethiye Kızılay Şubesi tarafından temin edilen 56 adet konserve kıyma kuşbaşı ile Fethiye Belediye Başkanlığı’nca temin edilen 10 gıda paketi, Fethiye Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlığı’nca temin edilen 15 gıda paketinin dağıtımı ihtiyaç sahibi hükümlülere yapılmıştır. 2019 yılı Temmuz ayı itibari ile 55 hükümlü 74 talep ile başvuruda bulunmuş, 1 kişiye maddi yardım yapılmış,15 kişinin eğitim ihtiyacı karşılanmış, açık dosyalar üzerinde işlemler devam etmektedir. ETKİNLİKLER Çevre Temizlik Etkinliği;Turkuaz mavinin yeşile çalan tonu demektir. Dünya da turkuaz rengi denizin olduğu tek coğrafyada yaşamamızın verdiği mutluluk ve turizm sezonu öncesi hissettiğimiz sorumluluk bilinci ile Dalaman, Fethiye ve Seydikemer İlçelerinde geniş kapsamlı çevre temizlik etkinlikleri düzenlenmiştir. Temizlik etkinlikleri ile ilgili olarak kamu kurum kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve Fethiye AKUT ile işbirliğine gidilerek geniş kitlelerin desteği sağlanmıştır.Fethiye’deki son çevre temizlik etkinliğinde Fethiye AKUT yetkililerince beş indirme istasyonu kurularak hükümlülerimizle birlikte, ulaşılması güç alanların temizlenmesini sağlamıştır. 2018 ve 2019 yılı içerisinde Fethiye’de 3, Dalaman İlçesinde 2, Seydikemer İlçesinde 2 temizlik etkinliği faaliyeti gerçekleştirilmiş, 2019 yılı Temmuz ayı sonrası, 3 çevre temizlik etkinliği yapılması planlanmıştır.Okuma Etkinliği; Suçun önlenmesini, suçlunun ıslahını önceliğine alan denetimli serbestlik sistemi içerisinde yükümlülerin yapılan tüm faaliyet, etkinlik ve seminerlerden maksimum düzeyde fayda sağlayabilmeleri için dinlenilenin, yaşanılanın, görülenin doğru özümsenmesi ve yorumlanması büyük önem taşımaktadır. Kişilerin kendini, çevresini, gördüklerini , dinledikleri ve yaşadıklarını anlama kapasitesinin artırılması ise ancak ve ancak okumak ile sağlanabilir. Bu bağlamda; hükümlülere ve personele yönelik okuma etkinliği düzenlenmiştir. Etkinliğe Fethiye İlçe Kaymakamı Sayın Muzaffer ŞAHİNER, Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Kurtca EKER katılmışlar ve yapılan sunumun ardından Fethiye İlçe Kaymakamı Sayın Muzaffer ŞAHİNER, Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Kurtca EKER ve Fethiye Denetimli Serbestlik Müdürü Mehmet AKSU’nun konuşmaları sonrasında, Fethiye Sahaf sponsorluğunda temin edilen kitaplar, tüm katılımcılara ve hükümlülere hediye edilmiş, tüm katılımcılar ile birlikte üç dakika sessiz okuma yapılmıştır.Organ Bağışı Etkinliği ; Fethiye Devlet Hastahanesi işbirliği ile Müdürlüğümüzde organ bağışı etkinliği düzenlenmiş ve Müdürlüğümüzde farklı tarihlerde stand kurularak, organ bağışının önemine önemi anlatılarak, bu hususa dair seminer düzenlenmiş ve 53 hükümlünün, gönüllü olarak organ bağışı yapması sağlanmıştır. Narkotik Tırı Ziyaret Etkinliği;İstanbul Emniyet Müdürlüğü,Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün uyuşturucuyla mücadele kapsamında hazırlanan, Mobil Narkotik Eğitim Tırı İlçemizde sergilenmiş ve Müdürlüğümüzdeki çocuk ve gençler ile ziyaretler gerçekleştirilmiş ve bu ziyaretlerde kapsamlı bilgilendirme sunumları yapılmıştır. Fethiye Kaymakamı ve Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı ile Hükümlülerin Buluşturulması; Hükümlülerin denetimli serbestlik sürecinin kendi hayatlarında değişim meydana getirme aşamasında destekleyici bir etkisi olduğunu ama asıl değişimi başlatan gücün kendileri olduğunu kendilerine duydukları inanç ve hayatlarına dair yaptıkları değerlendirmelerin önemini, değişimi başlatmalarına imkan tanıyacağını ,devletin kendilerine sağladığı imkanlardan ve fırsatlardan faydalanmalarının önemli olduğu, farkındalığını kazanabilmeleri amacı ile 2014 yılından bu yana her yıl İlçe Kaymakamı ve Cumhuriyet Başsavcısı ile hükümlüleri buluşturmaktayız. Devlete, kanunlara karşı önyargının ortadan kalkması, kanunların uygulatıcısı olan yöneticilerimizin ağzından devlet işleyişi, devletin bireylerin mutluluk ve huzurunu tesis edebilmek için çalıştığı mesajlarının verlidiği buluşmaların hükümlülerde olumlu düşünce ve davranış değişikliği oluşturduğu gözlemlenmiştir.Fidan Dikim Etkinliği;Gerçekleştirilen çalışmalar içerisinde özellikle ağaç dikimi ve bakımı faaliyetleri dikkat çeken bir nitelik kazanmış, kamu hizmeti cezalarının

infazında öncelikli hale gelmiştir. Bu kapsamda; Orman İşletme Müdürlükleri ile işbirliği içerisinde bir çok çalışma yapılmış ve ayrıca her yıl Orman Haftası münasebetiyle, 21 Mart’ta fidan dikim etkinlikleri düzenlenmektedir.2018 yıl içerinde Fethiye Göcek beldesinde, 2019 yılı içerisinde Fethiye Değirmenbaşı mevkiinde, İlçe Kaymakamımız ve Cumhuriyet Başsavcımız önderliğinde fidan dikim etkinlikleri düzenlenmiştir. Meslek Edindirme Kurs Merkezi Açılışı; Müdürlüğümüzde, yükümlülerin mesleki eğitime dair ihtiyaçları tespit edilerek mesleki yeterliliklerini kazanmalarına ve iş piyasasında donanımlı ve tercih edilebilir hale gelmelerinin sağlanması, ayrıca suç işlemiş, ceza infaz kurumlarında işledikleri suçun cezasının belli kısmını ödeyerek denetimli serbestlik aşamasına gelmiş veya mahkemelerce haklarında denetimli serbestlik tedbiri verilmiş yükümlülere yeniden suça karışmama konusunda farkındalık kazandırma, sosyalleşmelerine ve bir meslek edinmeleri amacı ile Fethiye Denetimli Serbestlik Müdürlüğü Meslek Edindirme Kurs Merkezi 30/04/2019 tarihinde Müdürlüğümüz bünyesinde açılmıştır.Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker ve İlçe protokolününde katılımları ile gerçekleştirilen açılış töreninde Pastacı Çırağı Kursunu bitiren kursiyerlerin Sertifika dağıtım töreni düzenlenmiş ardından HA-DA Gençlik ve Spor Kulübü halk oyunları gösterisi sunmuş, açılış tüm katılımcılara Meslek Edindirme Kurs Merkezinde kursları devam eden Aşçı Çırağı kursiyerleri tarafından hazırlanan yemek ve tatlıların sunumu ile son bulmuştur. Ramazan Ayı İftar Programı Etkinliği; Müdürlüğümüzde, faaliyete geçirilen Meslek Edindirme Kurs Merkezinde açılan aşçı çırağı kursu kapsamında, Ramazan Ayı dolayısı ile 16/05/2019 tarihinde Fethiye İlçe Protokolüne, iftar yemeği düzenlendi.İftar yemeğine, Fethiye Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker, Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca başta olmak üzere tüm ilçe protokolü katılmıştır.21/05/2019 tarihinde ise tüm Denetimli Serbestlik çalışanları ve ailelerine iftar yemeği düzenlendi.Denetimli Serbestlik çalışanlarının aileleri ile katılım gösterdiği iftar yemeği, Kurum Müdürü Mehmet Aksu’nun açılan Meslek Edindirme Kurs Merkezinin önemi, yapılan faaliyetler ve yemekte emeği geçen personel ve Aşçı Çırağı Usta öğreticisi ve Kursiyerlerine teşekkür ederek, yapılan konuşma sonrasında, Ceza İnfaz Kurumu ve sonrasında Denetimli Serbsetlik Müdürlüğümüzde hizmette 25 yılına tamamlayan personele Bakanlığımızca düzenlenen ve gönderilen teşekkür belgesi taktim edilmiş ve Müdürlükte yeni çocuğu olan 3 personele hediyeleri taktim edilerek etkinlik son bulmuştur. Fethiye Denetimli Serbestlik Müdürlüğünde, faaliyete geçirilen Meslek Edindirme Kurs Merkezinde açılan ve devam etmekte olan aşçı çırağı kursu kapsamında Ramazan Ayı dolayısı ile 16/05/2019 tarihinde Fethiye İlçe Protokolüne iftar yemeği düzenlendi. İftar yemeğine, Fethiye Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker, Fethiye Belediye Başkanı Sayın Alim Karaca başta olmak üzere tüm ilçe protokolünün de katılımlarıyla gerçekleştirilen iftar yemeği, Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker’in Denetimli Serbestliğin önemi ve Aşçı Çırağı Kursiyerlerine teşekkür konuşması ile son buldu. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Günü Anma Etkinliği; 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Anma Günü etkinliği, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ramazan Muslu, Fethiye İlçe Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker, Adalet Komisyonu Başkanı Mesut Şengönül, İlçe Protokolü, Koruma Kurulu üyeleri ve 40 hükümlünün katılımıyla gerçekleştirildi. Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker’in konuşması sonrasında Fethiye İlçe Müftülüğünce hazırlanan video gösterimi yapıldı. Fethiye İlçe Müftülüğü İmam Hatiplerince tüm şehitler adına Kuran-ı Kerim okunup, dua edilmesinin ardından, Fethiye Denetimli Serbestlik Müdürlüğünde açılan 15 Temmuz konulu fotograf sergisi gezildi. Ayrıca; Fethiye Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker, protokol üyeleri, şehit ailesi ve hükümlülerimiz ile birlikte Şehit Binbaşı Özgür Özekin’in kabrine ziyaret gerçekleştirildi. Ziyarette Fethiye İlçe Kaymakamı Muzaffer Şahiner’in konuşmasının ardından Kuran-ı Kerim okunup, dualar edilerek, Şehit kabri ve diğer kabirlerin temizlenmesi ile sona erdi.PROJELER“Üretiyorum Kazanıyorum” Projesi; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Fethiye Ali Hilmi Döğerli Kadın Konuk Evinde yaşayan suç mağduru kadınların ruh sağlıklarını korumak ve desteklemek, örgü bebek amigurimi sanatının Fethiye’de tanıtılması, bu konuda bir pazar oluşturulması ve suç mağduru işsiz hanımlardan oluşturulan grubun boş zaman etkinliği ve bir hobi edinmelerini, bir el becerisi öğrenmelerini bu sayede zihinsel rahatlama yaşamalarını aynı zamanda hobilerinden bir gelir elde ederek bireysel yeterlilik kazanmalarını sağlayabilme hedeflenmektedir.Proje kapsamında 4 kurum ile birlikte çalışılmış, kadın konuk evinde kalan 15 suç mağduru kadına yönelik olarak örgü dolgu oyuncak bebek kursu açılmış, kurs sonunda üretilen oyuncak bebeklerin çeşitli halk pazarlarında satışı yapılarak kadınların gelir elde etmesi sağlanmıştır. “Temiz Çevre Temiz Toplum” Projesi; 2018 yılında Fethiye Kaymakamı ve Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı tarafından imzalanarak çalışmalarına başlanılan “Temiz Çevre Temiz Toplum” projesi kapsamında halka açık plajlar ören yerleri ve toplanma alanları ile orman yollarının turizm ve deniz sezonu boyunca temizliği yapılmıştır.Sağlanan toplumsal faydanın üst düzeyde olması nedeniyle, tarafların ortak kararı ile projenin 2019 yılında devam edilmesi kararlaştırılarak “Temiz Çevre Temiz Toplum-2” projesi ile 2019 yılında da sürdürülmektedir.“Çocuklar Geleceğimiz” Projesi; Müdürlüğümüzce hazırlanan,”Çocuklar Geleceğimiz” projesi, Fethiye Kaymakamı Sayın Muzaffer ŞAHİNER ve Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca EKER tarafından imzalanarak Koruma Kurulu Başkanlığınca onaylanmış ve çalışmalara başlanmıştır. Bu proje ile öncelikle infaz süreci devam eden tedavi ve denetimli serbestlik kapsamında bulunan çocuk ve genç yükümlülerin eğitime dair ihtiyaçları tespit edilerek bireysel yeterliliklerini kazanmalarına, sonraki süreçte yeniden suça süreklenmelerine engel olmak öğrenimlerini tamamlamaları veya bir işe yerleştirilmeleri suretiyle toplumsal hayata üretken bir birey olarak katılmalarının sağlanması, kamu hizmetlerinin sunumunda kurumlar arası işbirliğina dair koordinasyonun ve birlikte çalışma alışkanlığının gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir.Fethiye’deki işbirliği yapılacak kamu kurum ve kuruluşları ile 22/06/2018 ve 11/07/2018 tarihlerinde iki değerlendirme toplantısı yapılmıştır.Bu toplantılarda her yükümlü ile ilgili bireysel kararlar alınarak bu kararlar doğrultusunda yönlendirmeler yapılmış ayrıca bir çalışma takvimi hazırlanmıştır.Yine bu toplantıda alınan karar gereğince tüm çalışmalara yükümlü çocuklar ve aileleri için bir motivasyon semineri düzenlenerek, bu seminer çalışmasına Fethiye Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlığı işbirliğinde Ulusal Kişisel Gelişim Kurumu İzgören Akademi’den bir eğitimci gelmesi sağlanmış ve “AVCUMDAKİ KELEBEK” isminde etkili ve eğlenceli bir sunum yapılmıştır.Ayrıca; yükümlü çocuk ve gençlerin aileleri için 3 oturum destekleyici ve paylaşımsal grup çalışması düzenlenmiş ve bu çalışmalar, Fethiye Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim görevlileri ile Fethiye Ali Sıtkı Mefharet Koçman Yüksekokulu Öğretim Görevlileri tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu oturumlarda “aile, ergenlik, ergenlik ile başa çıkma “ konuları üzerinde çalışılmıştır.Yükümlü çocuklara yönelik olarakta farkındalık geliştirme eğitim adı altında 4 oturum yaratıcı drama, 3 oturum psiko - drama çalışması yapılmıştır.İhtiyaç sahibi çocuk ve genç yükümlüler, ayrıca Fethiye Devlet Hastahanesi Psikiyatri servisine yönlendirilmiş, müracaat edenlere psikolojik destek sağlanmış, 6 kişi iş ihtiyaçları ile ilgili Fethiye İŞKUR’a yönlendirilmiş ve kayıtları yaptırılmış,1 kişi kaynakçılık belgesi alabilmesi için ilgili kuruma kayıt yaptırılmış,1 kişi su tesisatçılığı belgesi,1 kişi gemi adamı belgesi, 1 kişi metal doğrama belgesi için ilgili kurumlara kayıtları yaptırılmış ve örgün öğretime devam eden 6 çocuğa ücretsiz üniversite hazırlık kurslarına kayıtları yapılmış ve devam etmektedir.Ayrıca proje Kapsamında; Çocuk ve gençlerle birlikte Fetiye Turizm Tanıtım Eğitim Kültür ve Çevre Vakfı( FETAV)’na bir ziyaret gerçekleştirilmiş ve ziyarette vakıf hakkında bilgi verilmiş ziyaretçilere vakıf yöneticileri tarafından hediyeler sunulmuştur. 20/10/2018 tarihinde çocuk ve gençler ile aileleri ve diğer katılımcılarla beraber Fethiye/Göcek Mahallesi’nden İnlice plajına kadar olan dağcılık yürüyüş parkurunda bir doğa yürüyüşü etkinliği gerçekleştirilmiştir. Muğla Valiliği’nin desteği ile temin edilen bisikletler 12 çocuk ve genç yükümlüye 25/10/2018 tarihinde yapılan Koruma Kurulu toplantısında Fethiye Kaymakamı Muzaffer ŞAHİNER, Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca EKER ve Fethiye İlçe protokolü tarafından dağıtılmıştır. 2019 yılı Temmuz ayı itibari ile dershaneye gönderilen 6 hükümlümüzün üniversite sınav sonuçları açıklanmış, çocukların geleceklerine dair bir planlama yaparak bu amaç için çalıştıkları ve sonuçlarını olumlu bir şekilde aldıkları görülmüştür.Projeden beklenen faydanın sağlandığı ve kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içerisinde çalışmalara katıldığı ve desteklediği, katılımcı çocuk ve gençlerin denetimli serbestlik yükümlülüklerinin yanında tüm çalışmalara gönüllü ve istekli olarak katıldıkları, gizlilik kurallarına gerekli hassasiyetin gösterildiği, Denetimli Serbestlik Sisteminin kamu kurumlarına ve topluma anlatılması ve desteklenmesine katkı sağladığı, işbirliği ve birlikte çalışma kültürünü geliştirdiği, infazda özel ve genel önlemeye katkı sağladığı, sosyalleşmeyi destek olduğu değerlendirilerek, çocuk ve gençlere yönelik, infazın rehabilitasyona yönelik etkisini artıracak çalışmaların sürdürülmesi planlanmaktadır.“Hatalarım Hayatıma Ne Yaptı ?” Projesi; 2019 Ocak ayı koruma kurulu toplantısında kabul edilen “Hatalarım Hayatıma Ne Yaptı?” projesi ile bir yada

daha fazla suç işlemiş ceza infaz kurumlarında işledikleri suçun cezasının belli kısmını ödeyererk denetimli serbestlik aşamasına gelmiş hükümlülere yeniden suça karışmama konusunda farkındalık kazandırma, denetimli serbestlik sürecinde bireysel yapılan planlamalar sonucu katıldıkları seminer çalışmalarının etkinliğinin gözlemlenebilmesi, seminerlere olan ilgi ve etkin katılımlarını sağlayarak bu çalışmaların önemi ile ilgili farkındalık kazandırabilmek ayrıca hükümlülerin kendi içlerine ayna tutmalarını, kendileri ile daha barışık yaşamalarını, sorun ve şikayet üreten değil, çözümün bir parçası olmalarını, içlerindeki ışığı farkederek bu ışığı sürekli büyütmek için bilinç oluşturmak amaçlanmaktadır.Bu kapsamda; hatalarının hayatlarına ne yaptığı sorusunun karşılığı olarak, mektup yarışması yapılmıştır. Müdürüdürlüğümüzde dosyası bulunan gönüllü 170 hükümlü mektup yazmış bu mektuplar, Seydikemer Uygulamalı Bilimler Fakültesi Fethiye Sağlık Bilimleri Meslek Yüksek Okulu ve Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından görevlendirilen ve Müdürlüğümüz Öğretmeninin de bulunduğu komisyon tarafından, içerik analiz değerlendirme metodu ile değerlendirilmiş 1.2.3. mektupların ve basımı yapılması planlanan 100 mektubun seçimi yapılmıştır.Mektupların kitap haline getirilmesi düşünülmekte olup gerekli izin başvuruları yapılacak olup, uygunluğu halinde Koruma Kurulu kapsamında kitaplaştırılması düşünülmektedir.“Bir Meslek Bir Umut” Projesi; Suç Kavramı ve kötülük insanların dünyaya geldiği ilk zamandan beri devam eden bir kavramdır. Suç işlemek kötülük yapmak insanın istememesine rağmen yaptığı bazen istem dışı bazen isteyerek devam ettirdiği sonunda mutlu veya mutsuz olacağını bile bile bazen para için bazen ise bir alışkanlık olarak bazen mecbur olduğundan imkansızlıklardan bazen ise maddesel bağımlılıktan yapılan ve sonucunda insanların maddi veya manevi olarak zarar gördüğü bir kavramdır.Suçluluğu, bir insanın başarısızlıkla sonuçlanan sosyalleşmesine dayanarak açıklayan suçluluk teorileri, sosyalleşme teorileri olarak isimlendirilir. Onların çıkış noktası, insanın bir toplumda yaşayabilmesi için, sosyalleşmek zorunda olmasıdır. Sosyalleşmeden, insanın ait olduğu grubun kurallarını, değerlerini ve yön tayinini öğrenmesi anlaşılır. Tamamıyla sosyal çevre vasıtasıyla davranış tarzlarının, düşünme sitillerinin, duyguların, bilgilerin, saiklerin ve değer anlayışının öğrenilmesine aracılık eder. Öğrenme olayı, gözlem, taklit, karşılaştırma, kaçınma, alıştırma ve anlamaktır. Projemizin temel amacı tüm bu anlatılanlardan yola çıkarak zaten bir ya da daha fazla suç işlemiş, ceza infaz kurumlarında salıverilmiş ya da işledikleri suçun cezasının belli kısmını ödeyerek denetimli serbestlik aşamasına gelmiş veya mahkemelerce haklarında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri verilmiş yükümlülere yeniden suça karışmama konusunda farkındalık kazandırma,sosyalleşmelerine ve bir meslek edinerek bireylerin işledikleri suçtan ötürü ailelerinin de yaşadığı mağduriyet ve ödenen bedelin yıkıcılığını ortadan kaldırabilmektir.2019 Ocak ayı koruma kurulu toplantısında kabul edilen proje Fethiye Kaymakamlığı, Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı ve Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası arasında imzalanmış ve hükümlülerin mesleki eğitime dair ihtiyaçları tespit edilerek Fethiye Çalışma ve İş Kurumu Hizmet Merkezi Müdürlüğü, Fethiye Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Merkezi ve Fethiye Sanayi ve Ticaret Odası işbirliğinde mesleki yeterliliklerini kazanmalarına ve iş piyasasında donanımlı ve tercih edilebilir hale gelmelerinin sağlanması hedeflenmiştir Pastacı çırağı meslek edindirme kursu; “Bir Meslek Bir Umut” projesi ile Fethiye Denetimli Serbestlik Müdürlüğü hizmet ve yetki sınırları içerisindeki Hükümlüler ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri bulunan çocuk ve genç yükümlülerin dahil edildiği pastacı çırağı kursu açılmış ve açılan kursta çeşitli pastalar üretilmiştir.Pastacı çırağı kursiyerlerimiz ürettikleri pastalar kurum personeli, kuruma gelen yükümlülere dağıtılmış olup ayrıca: Tüm kursiyerler ile birlikte Fethiye Adliyesi yemekhanesinde tüm Hakim, Savcı ve çalışanlara, Paydaş kurum Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası başkan ve Yönetim Kuruluna,Engelsiz Yaşam Bakım ve Aile Danışma Merkezinde bulunan özürlü, çocuk, genç ve yetişkinler ile tüm porsoneli ve İlçe prtokolüne,Bozyer Şehit Ali Galip Met İlkokulunda, katılımcılara, öğretmen ve öğrencilere,ikram edilmiştir. İkram Etkinliklerine ilgilisine göre Fethiye Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mesut Şengönül ve kurum yetkilileri katılmıştır.Kurs sonunda 9 kişi belge almaya hak kazanmış ve iş kur kayıtları yapılarak çalışmak üzere işe yönlendirilmişlerdir.Aşçı çırağı meslek edindirme kursu; “Bir Meslek Bir Umut” projesi kapsamında çocuk ve genç yükümlülerin dahil edildiği Aşçı Çırağı Kursu açılmış ve kurs Müdürlük bünyesinde yeni açılan Meslek Edindirme Kurs Merkezinde gerçekleştirilmiştir. Kursiyerler kurs sırasında ürettikleri yemek ve tatlıları Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker’in de katılımlarıyla gerçekleştirilen; Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kuruluna ve tüm üyelerinin de bulunduğu öğle yemeğinde ikram etmişlerdir. Yine 30/04/2019 tarihli Koruma Kurulu Nisan Ayı toplantısı için Kurul üyeleri ve davetli ilçe protokolüne öğle yemeği tertiplenmiş olup, Denetimli Serbestlik hizmetleri, paydaşların katkıları ile kursun faaliyetleri ve kurs merkezi hakkında bilgilendirme yapılmıştır. Aşçı çırağı kursu devam etmekte iken, Ulusal bir makarna firması ile iletişime geçilmiş kursiyerlerimizin iyi rol model alabilmeleri mesleğin cazip yanlarını gösterebilmek için ünlü bir aşçı ve mobil mutfakları ile Fethiye de misafir edilmiş, halka açık bir koyda gerçekleştirilen temizlik etkinliğinde kursiyerlerimiz, makarna firmasının aşçısı ile birlikte özel soslu makarna pişirip tük protokol ve temizlik için gelen hükümlülere ikram etmişlerdir.Ayrıca bu kursta üretilen yemekler ile Fethiye İlçe Protokolüne, Müdürlüğümüç çalışanları ve ailelerine iftar yemeği verilmiştir.Kurs sonunda 9 kişi belge almaya hak kazanmış ve iş kur kayıtları yapılarak çalışmak üzere işe yönlendirilmişlerdir.Boyacılık Kursu; Müdürlüğümüz ve Fethiye İlçe Milli eğitim Müdürlüğü arasında, 2018-2019 eğitim öğretim dönemininyaz tatili olan 14 Hazıran-16 Eylül tarihleri arasında ihtiyaç sahibi okullarda boya, tadilat, temizlik v.b işlerin yerine getirilmesi için protokol düzenlenmiş ve bu Protokol kapsamında Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ihtiyaç sahibi 17 okul belirlenmiş ve Fethiye Çalışma ve İş Kurumu Hizmet Merkezi ile Fethiye Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü işbirliğinde boyacılık kursu açılmış ve belirlenen okul sırasına göre belirlenen çalışmalara ekip halinde başlanmış ve devam etmektedir. Tüm bunların yanısıra infaz çalışmaları kapsamında yapılan kamu hizmeti yükümlülüğünü daha etkin gerçekleştirilebilmesi toplumsal ve kamusal faydasının maksimum düzeyde olabilmesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle; Denetimli serbestlik tedbiri kapsamında kamuya yararlı ücretsiz bir işte çalıştırılma yükümlülüğü ile adli para cezasına karşılık kamuya yararlı bir işte çalıştırılması cezalarının infazı ile ilgili olarak Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı ile Fethiye Kaymakamlığı arasında kamuya yararlı işte ücretsiz çalıştırılmaya ilişkin işbirliği protokolü ve bahse konu projeler Fethiye Kaymakamı ve Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı tarafından imzalanmıştır.Denetimli Serbestlik uygulamaları açısından öncelikle suç tekrarının azaltılması, tekerrür hükümlüler üzerinde daha kapsamlı ve bireyselleştirilmiş infaz çalışmalarının yapılması, sosyal alanda daha çok boş zaman yapılandırılmasının yapılması, çalışanların farkındalıklarının arttırılması, standartlaşmanın önüne geçilmesi, infaz sürecinde bireyselleşmenin daha da artırılması gerektiğinden, bu hususa dair çalışmaların yapılması, eğitim ve iyileştirme çalışmalarına öncelik vererek,yükümlülerin ıslahı ve rehabilitasyonu kapsamında suç tekrarının önlenmesi, iyileştirme çalışmalarının ve suçtan uzak durma bilincinin oluşturulmasına yönelik çalışmaların yapılması hedeflenmektedir.Kurum personellerinin etkinliğinin ve verimliliğinin daha üst düzeye çıkartılması için yönlendirme ve motivasyon sağlamaya yönelik çalışmalar kapsamında, Kurum Müdürümüzün öncülüğünde değerlendirme, dinleme, hedef belirleme, büro yönetimi, ortak yönetişim, ortak karar alma toplantıları yapılmakta, hizmet dışında ortak organizasyonlar yapılmaktadır.Müdürlüğümüz; kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması, kurumsal işbirliği, insan odaklı infaz anlayışı, nezaket kurallarına saygılı, önce insan dusturuyla yükümlüleri toplumla barıştırmayı hedef alan hizmet anlayışı ile verilen görevleri en iyi şekilde yapmaya devam edecektir.

Page 11: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Seslenis Sayfa 11Temmuz 2019

Bir Medeniyet Tasavvuru olarak ‘’Köy’’

Köylerimiz, bir çoğumuzun hayatının uğrak mekânları ve unutulmaz hatıraların geçtiği mes-kun yerler. Şehirlerin ibtidâi halleri belki de ilham kaynakları da diyebiliriz. Bugünün şehirlerini büyük bir köy olarak tarif ve tasvir eden mütefek-kirlerimiz ve münevverlerimiz, bu tespitlerin de haksız da sayılmazlar değil mi?Peki nasıl bir köy tasavvurumuz var? Mâziden günümüze kadar ki süreçte karşımıza mekân ve rûh olarak nasıl bir köy portresi çıkıyor? Bizler bugün kadim medeni-yetimizin mirâsı olan bu küçük meskûn mahalleri kâfi miktarda alâka gösterip, onları yarınlara vâsıl edecek bir mefkûreye sahip miyiz? Kaleme almayı düşündüğüm bu eser de köylerimizin tarihi süreçte ki tekâmülünü, mekân ve rûh olarak ele alacağım. Gâyemiz;Tarihi kültür mirâsımızın bir parçası olan köylerimizin medeniyetimizdeki müstesna yerine dikkatinizi celp etmek bir nebze olsun bugün ki esef verici alâkasızlıktan kurtarmaktır.

Türkçemizde ‘’Köy’’ olarak geçen kelimenin menşei Farsça ‘’Kûy’’ kelimesinden gelmektedir. Köy kelimesi, lugâtlarımız de şu şekil de târif edil-mektedir. ‘’Belediye teşkîlâtı olmayan, genel karar organları halk tarafından seçilen, halkı daha çok zirâatla uğraşan, kır düzenindeki konutlardan, ahır, ağıl, tarla, çayır vb.nden meydana gelen, câmi, mektep, otlak, yaylak, baltalık gibi malları ortak olan yerleşme birimidir’’(1) Târiften de anlayaca-ğımız üzere köyler ekseriyetle toprak ile meşgûl olan bununla beraber hayvancılık ve çeşitli zana-atlar ile iştigâl eden meslek erbâbının da olduğu, küçük meskûn mahâllerdir. Ülkemiz nüfusunun ekseriyeti yakın döneme kadar köylerde ikâmet ederken, sanayileşme hamleleri ile birlikte kırdan kente yoğun bir göç başlamış ve bu nispet tersine dönmüştür. Bu sebeple gitgide âtıl bir kimliğe ve sûrete bürünen köylerin sayısı artmıştır. Toprakla-rını terk eden insanlarımız şehrin kucağına kendini bırakarak ruh ve fikir olarak kendisine şekil veren bu meskûn mâhalleri hayatlarının geri kalan kıs-mından da çıkarmak suretiyle, tıpkı beton binalar gibi ruhen ve fikren taş kesilmişlerdir. Bu vefasız-lık bir zamanların hayat alanı olan köylerimizin meskûn halden metrûk hale gelerek tagayyürüne medâr olmuştur. Sahipsizlik acı bir durumdur. Bir binayı yaşatan, onu canlı kılan içindeki hayattır. Hayat varsa orada imâr vardır. Düzen vardır, in-tizam vardır. Maalesef bugün köylerimiz hayat alanları olmaktan çıkmakta, vefâsız bir terk ediliş ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum içtimâi yapımız başta olmak üzere vücûdumuzun bir çok dokusunu ifsât etmekte ve bizi öz benliği-mizden, ruhumuzdan koparmaktadır. Toprağın âlicenâplığından yüz çevirip, onu hâkir görerek, içinde bulunduğu hayatı beğenmeyerek şehrin yolunu tutanların, robotlaşan insanların arasına katılarak savrulup gittiğine şahitlik ediyoruz. Neyi neye tercih ediyorsun ? sûâline verecek cevâbı olmayanlar sürüsü peydâ oldu. Betonu toprağa, gürültüyü sessizliğe, debdebeyi, şâaşayı, tanta-nayı sükûnete tercih edenlerin bu sûâle verecek mâkul bir cevapları olması beklenemezdi zaten. Toprak gibi mütevâzi bir hüviyete bürünmüş olan köylümüz bu milletin mayası olmuş ve nice müte-fekkirlerimiz, münevverlerimiz o topraktan filiz-lenip, kök salmıştır. Yolumuzu aydınlatan kândil mesâbesindeki mânevi şahsiyetlerimiz, Devlet ricâlimizden gelmiş geçmiş ekâbir de ruh kökünü bu topraktan almış ve asla bu nimeti inkâr gibi bir yola tevessül etmemişlerdir. Peki ya bize ne oldu da, bu toprağa yüz çevirir olduk ? Bunca nimeti toprak vasıtasıyla elde ederken ondan bu kaçış niye ?

Gerçekten bu sualin cevabını verebilmeyi çok is-terdim lakin bugün ki cemiyet hayatımız da revâç bulan tek bir gerçeklik var o da rahat ve lüks ha-yatın câzibesidir. İnsanlarımız peşine düştükleri ve meftunu oldukları şehir hayatının kendilerini mut-lu edeceği zannıyla meçhûle doğru gitmektedirler. Ve bu durum her gün yeni ilâveler ile büyüyerek devam etmektedir. Eğer bu hususta yerinde ve sağlam tedbirler alamazsak önümüzdeki yıllar bize bunun faturasını çok ağır bir şekilde çıkaracaktır. Toprağını terk edenlerin, bir gün gelip o topraklara geri dönmeye yüzleri olsa bile, belki başını soka-cak bir barakaları dahi ellerin de kalmayacaktır. Köylerimiz, köylülerimizde kalsın...

--------------------------------------------1- Misâlli Türkçe Lûgat - Kubbealtı Yayınları

Oktay FERİKBandırma M Tipi Kapalı Ceza İnfaz

Kurumu

Köy

Sezer, Anma Programına KatıldıBakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma programı düzenlendi. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Eğitim ve İyileştirmeden Sorumlu Daire Başkanı Serdar Sezer, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Sırrı Topluyıldız ile birlikte anma programına eşlik etti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Etkinlikleri” kapsamında, Aziz milletimizin ve kahraman güvenlik güçlerimizin hain darbe girişimi karşısında gösterdiği onurlu duruşun, hainlerin yenilgiye uğratılmasının ve demokrasi zaferinin üçüncü yıl dönümü sebebiyle tüm yurtta şehitlerimizin yad edilmesi, gazilerimize minnet ve şükranların sunulması, milletimizin demokrasiye olan inancı ve bağlılığının gelecek nesillerimize aktarılması için ülke genelindeki tüm ceza

infaz kurumlarında “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma” programı gerçekleştirildi. Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki anma programına Eğitim ve İyileştirmeden Sorumlu Daire

Başkanı Serdar Sezer, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Sırrı Topluyıldız ile şehit yakınları ve gaziler katılım sağladı. Duygusal anların yaşandığı etkinlikte, toplu fotoğraf çekimi ile program sonlandı.

Eğitim Merkezi’nde “Asımın Nesli”

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Personel Eğitim Daire Başkanlığı Kurumsal İmaj Bürosu personeli, İnfaz ve Koruma Memuru Mustafa Yılmaz’ın hazırlayıp yönettiği “Asım’ın Nesli” belgeseli 15 Temmuz Milli Mücadele ve Demokrasi Günü etkinlikleri dolayısıyla Ankara Personel Eğitim Merkezinde gösterime girdi.Belgeselin yönetmenliğini yapan İnfaz ve Koruma Memuru Yılmaz: “Ülkemiz, hepimizin bildiği üzere 15 Temmuz 2016 gecesi hain bir darbe girişimine maruz kaldı. Yüce Türk milleti canı pahasına darbeye karşı koyarak dünyaya demokrasi mesajı verdi.

Bu uğurda birçok şehit verdik. Allah şehitlerimizin mekanını cennet eylesin. Gazilerimize de sağlıklı uzun ömürler versin. Allah, ülkemizi ve milletimizi, iç ve dış düşmanların hain emellerinden korusun. Böyle alçak girişimleri bir daha yaşatmasın…” dedi.Asım’ın Nesli 15 Temmuz Belgeselinin nasıl ortaya çıktığını anlatan Yılmaz sözlerine şöyle devam etti:“Bir milletin, bir ülkenin geleceği o ülkenin gençlerine emanettir. Ülkemizi Çanakkale Savaşında, Kurtuluş Savaşında mağlup edemeyenler, kültürümüzü yozlaştırarak, dini ve ahlaki değerlerimizi kullanarak bizleri

mağlup etme çabasına giriştiler. Alkol ve uyuşturucu kullanımının ilköğretim çağına kadar düştüğü ve normal gösterilmeye çalışıldığı günümüzde; ahlaki, dini ve kültürel değerlerimizde, gelenek, görenek ve örf-adetlerimizde dezenformasyon yaşanmaktadır. Yüz yüze iletişim yok denecek kadar azalmıştır. Eskiden anne-babalar çocuklarını sokaktan eve sokmaya zorlanırken şimdilerde ise tam tersi bir durum söz konusu. Özellikle gençlerimiz bilgisayar, tablet, telefon bağımlısı haline geldiler. Dijital platformdaki oyunların, dizilerin, filmlerin içerikleri başta özenti faktörünü ortaya çıkarmakta beraber duyarsızlaşma, şiddet vb. etkilere

sahiptir. 15 Temmuz gecesi birçok insanımız hiçbir şeyin farkında bile değilken, henüz o dönem 16-18 ve 20 yaşlarında olan Burak Balcı, Faruk Başaran ve Ali Kaya isimli üç gencimiz, yaşıtları oyun oynarken büyük bir bilinçle; duyarlılık, farkındalık ve cesaret örneği göstererek ülkemizi, milletimizi savunmak adına Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla sokağa çıkmıştır. Filmde de anlatıldığı üzere o gece birçok olaya şahit olmuş ve birçok olay yaşamışlardır. Yaşadıkları olay sonucunda da Yüce Allah, bu gençlerimize gazilik makamına erişmeyi nasip etmiştir.

Yargı Çalışanlarından Demokrasi YürüyüşüAdana Adliyesinde görevli hakim, Cumhuriyet savcıları ve yargı çalışanları ile aileleri, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli İrade Günü etkinliğine katıldı. Aileleriyle birlikte kimi bebek arabasında gelen çocuklar da, Türk bayrağı taşıyarak yürüyüşe katıldı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığının organize ettiği etkinlikte, yargı mensubu ve çalışanları Adana Adliyesinde bir araya geldi. Aralarında Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanı Mehmet Ali Çolak, Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cumali Tülü’nün de bulunduğu çok sayıda

hakim ve Cumhuriyet savcısı ile adliye çalışanı, ellerinde bayraklarla yürüdü. Kimi bebek arabasında kimi anne-babasının kucağında yürüyüşe katılan çocuklar da, demokrasi şölenine ortak oldu. Ay-yıldızlı tişört giyen çocuklar, yürüyüş boyunca bayrak salladı. Yargı mensubu ve çalışanları, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli İrade Günü etkinliklerinin yapıldığı Merkez Park’a kadar ‘Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez’ sloganları atarak yürüyüp burada toplanan vatandaşlarla demokrasi nöbeti tuttu.

Page 12: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Temmuz 2019Sayfa 12 Seslenis

- Hükümlü ve Tutuklu İaşeleri ile Tahsiline Ait İşlemler -

Ceza infaz kurumlarında verilen hizmet-lerle ilgili uygulamaları dikkate aldığımızda, ihale işlemleri, ambar işlemleri, günlük sarf işlemleri, tahakkukun hesaplanması, iaşenin tahsili, tahsil edilemeyen iaşenin takibi gibi konuları birlikte değerlendirdiğimizde, en fazla karmaşıklık gösteren kurum uygulama-larının iaşe işlemlerine ait olduğunu söyle-yebiliriz.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunabilmek için, öncelikli olarak ilgili mevzuatın neler olduğunun ortaya konulmasında yarar görül-mektedir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri-nin İnfazı Hakkında Kanun’un “Hükümlü-nün beslenmesi” başlıklı 72 nci maddesinin birinci fıkrasında;“Hükümlüye Adalet ve Sağlık bakanlıklarınca birlikte belirlenecek kalori esasına göre, sağlıklı ve güçlü kal-ması için nitelik ve nicelik olarak besleyici, sağlık koşullarına uygun, makul çeşitlilikte, yaş, sağlık, çalıştığı işin özelliği, dinî ve kül-türel gerekleri göz önünde tutularak besin verilir ve içme suyu sağlanır.” denilmekte, aynı maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrala-rında ise;

“Hasta hükümlüye, kurum hekiminin be-lirleyeceği besinler verilir.”,

Kurumda annesiyle birlikte kalan çocuk-lara ve süt emziren annelere durumlarına uygun gıda verilir.” hükmü yer almaktadır.

1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanun’un 2 nci maddesi-nin son iki fıkrasında; hükümlü ve tutuklu-larla görev başında bulunan personelin iaşe edileceği ve buna ilişkin usul ve esasların yönetmelikte gösterileceği belirtilmekte, iaşelerin takip ve tahsili ile alakalı hususlar ise, 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yi-yecek Bedelleri Hakkında Kanun’un 2 ve 4 üncü maddelerinde;

“Her mahkûm cezaevinde bulunduğu müd-detçe yiyecek bedelini ödemeğe mecburdur. Bu yiyecek bedelleri cezaevleri idarelerince altı ayda bir bordro yapılarak tahakkuk et-tirilir. Mahkûmiyetleri altı aydan aşağı olan mahkûmlara ait bordrolar salıverilecekleri tarihten bir hafta evvel yapılır. Bordrolar mahkûmlara da tebliğ olunur.

Tahakkuk ettirilen yiyecek bedelleri mahkûmlar tarafından ödenmezse, Cumhu-riyet Müddeiumumilikleri tarafından kendi-lerinin ikametgahı belediyeleri ve belediye teşkilatı olmayan yerlerde bağlı bulundukla-rı kaymakam veya nahiye müdürlükleri ma-rifetiyle borçlarını ödemeğe muktedir olup olmadıkları tahkik olunur.

İktidarları anlaşıldığı halde borçlarını ödemeyenlerden Cumhuriyet Müddeiumumi-liklerinin iş’arı üzerine Maliye dairelerince Tahsili Emval Kanunu hükümleri tatbik olunarak borçlar tahsil olunur.

Yiyecek bedellerinden doğan alacaklar mahkûmiyetin hitamı tarihinden başlamak üzere beş senelik mürururzamana tabidir.

(Değişik: 9/5/2001- 4671/3 md.) İşyurt-larında çalıştırılanlar ile ödeme gücü ol-madığı anlaşılanlardan yiyecek bedelleri alınmaz”

“Ödettirilecek yiyecek bedeli, mahkûmlara her verildiği yıl içinde ekmek ve gıda mad-delerinin mübayaa fiyatı üzerinden hesap olunur.” Şeklinde düzenlenmiş bulunmak-tadır.

Ayrıca;Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hak-kında Tüzük’te gerekli düzenlemeler yapıl-mış, 1721 sayılı Kanun gereği hazırlanması gereken Hükümlü ve Tutuklular ile Ceza İnfaz Kurumları Personelinin İaşe Yönetme-liği 26.10.2005 tarih ve 25978 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş, 47 sayılı Genelge’de de konuyla ilgili bazı düzenlemelere yer verilmiştir.

Hükümlü ve tutukluların iaşeleriyle alakalı işlemlere esas teşkil eden ilgili mevzuat belirtildikten sonra, uygulamalar sırasında mutlaka dikkate alınması gereken hususlara da dikkat çekecek olursak;

1-İaşe tabelası hazırlanırken mutlaka kişi sayısı esas alınmalı ve bu sayıya uygun adet veya miktardaki emtia hesaplamalara dahil edilmeli, ayrıca gerçek anlamda tüketilen ekmek miktarı belirlenerek iaşe tabelasına yansıtılmalı ve bu yolla israf önlenerek, bu miktarın da iaşede yer alan diğer gıdalara eklenmesi sağlanmalıdır.

2-İaşeye konu emtia ile alaklı olarak, Ceza

İnfaz Kurumlarında Kullanılacak Defter ve Belgeler ile Bunların Düzenlenme-sine Dair Yönerge’nin 15, 26 ve 27 nci maddelerinde yer alan açıklamalar doğ-rultusunda, A-6 örnek numaralı Hüküm-lü ve Tutuklulara ait İaşe Bedeli Takip Defteri ile B-1 örnek numaralı Ambar Yevmiye Defter ve B-2 örnek numaralı Ambar Esas Defteri tutulmalı, bu def-terlerin elektronik ortamda tutulabiliyor olması halinde, manuel olarak tutulma-

sına gerek bulunmadığı da bilinmelidir.3-İaşe tabelaları düzenlenirken, virgül-

den sonraki rakamlar aşağıya tamamlan-dığı için, yıl içinde çok tüketilen emtiada, kayıtlara nazaran fazladan iaşe sarfiyatına neden olunduğu ve bu yolla yüklü miktar-da ambar açığına sebebiyet verildiği gö-rüldüğünden, bu tür noksanlıklara neden olmamak için çok kısa aralıklarla mev-cutlar ile hesaplar arasındaki mutabakat kontrol edilmelidir.

4-Kurum personelinin iaşeden yararla-nabilmesi için, görevi başında bulunuyor olması şart olduğundan, personel hangi öğünlerde kurumda görevli ise, sadece o öğüne ait iaşeden yararlandırılmalı, bu konuda hassas davranılarak iaşe tabelaları buna göre yapılmalıdır.

5-İşyurtlarında çalıştırılan hükümlülere, çalışılmayan günler için iaşe tahakkuk ettirilmeli, ancak çalışılan günler için kesinlikle iaşe tahakkuku yapılmamalı ve iaşe bodrolarının düzenlenmesi sırasında, Ceza İnfaz Kurumlarında Tutulacak Def-ter ve Belgeler ile Bunların Düzenlenme-sine Dair Yönergenin 15 inci maddesinin dördüncü fıkrasında belirtildiği üzere, kurumda kalınan gün sayısından, işyur-dundan alınan ücrete esas olan gün sayısı düşüldükten sonraki gün sayısı dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır.

6-5275 sayılı Kanun’un 65 ve 72 nci maddeleri, Tüzük’ün 70’inci maddesi, İaşe Yönetmeliğinin 4’üncü maddesi ve 47 sayılı Genelge dikkate alınarak, ço-cuk hükümlü ve tutuklular ile kurumda annesiyle birlikte kalan çocuklara ve süt emziren ya da hamile veya hasta hükümlü ve tutuklulara durumlarına uygun, Ba-kanlıkça belirlenen tutarda gıda verilmesi konusunda titiz davranılmalıdır.

7-Hükümlülere ait iaşe bedelleri, 2548 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca, her altı ayda bir veya cezası altı aydan az kalanlar için salıverilme tarihinden bir hafta önce, kurum idaresi tarafından tanzim edilen ekmek ve yiyecek karşılığı bordrosu ile hesaplanarak, ödenmek üzere hükümlülere tebliğ edilmeli ve ödenme-diği takdirde Cumhuriyet başsavcılığı kanalıyla ödeme güçlüğünün olup olma-dığı araştırılıp, ödeme gücünün bulundu-ğunun tespiti sonrasında, tahsil ve takibi için ilgili maliye dairesine bir üst yazı ile gönderilmelidir.

8-Tahakkuk ettirilen yiyecek bedelleri-nin hükümlüler tarafından ödenmemesi durumunda, Cumhuriyet başsavcılıkları nezdinde gerekli girişimler başlatılmakla birlikte, ödeme gücü olamadığı belirle-nenler hakkında beş senelik zamanaşımı dikkate alınarak tekrar girişimlerde bulu-nulmalı ve bu süre içerisinde de mutlaka alacağın takibi yapılmalıdır.

9-Hükümlülerden tahsil edilen yiyecek bedelleri, mahallinde açılan vadesiz he-saplarda bekletilmemeli ve Adalet Bakan-lığı Ceza İnfaz Kurumları İle Tutukevleri İşyurtları Kurumu Daire Başkanlığı’nın 137/3 nolu Genelgesi’nin “I- İşyurtları Kurumu Gelirleri” başlığının 3 üncü mad-desinde belirtildiği üzere, İşyurtları Ku-rumu adına T.C. Ziraat Bankası Merkez Şubesi nezdindeki TR 710001000001-38775368-5001 numaralı hesaba havale edilmelidir.

10-Personel ile hükümlü ve tutukluların iaşesinde kullanılacak emtianın alımında, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve ilgili mevzuatın uygulanmasında mecburiyet bulunduğundan, öncelikli olarak 4734 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesinde belirtilen “Açık İhale” usulüne göre alım gerçekleştirilmeli, adı geçen Kanun’da belirtilen şartlar oluşmadan, diğer ihale ya da alım usullerine başvurulmamalı, doğrudan temin suretiyle alım konusu is-tismar edilecek şekilde kullanılmamalıdır.

Yusuf Kenan ÇAĞLARKontrolörler Kurulu

Başkanı

KURUMLARDA YÜRÜTÜLEN İŞLEMLERLE

ALAKALI AÇIKLAMALAR

Şehit Cennet Yiğit’in Ailesi Ceza İnfaz Kurumunda AğırlandıKayseri 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu tarafından 15 Temmuz Şehitleri anma, Demokrasi ve Milli Birlik günü münasebetiyle anma programı düzenlendi.Program Kayseri 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurum I.Müdürü Ali Çınar’ın ev sahipliğinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Akın, Başsavcı vekili Tahir Apaydın, Jandarma Tabur Komutanı Mustafa Gezer, Belediye Başkanı Özkan Altun, 15 Temmuz Şehidi Özel Harekat Polisi Cennet Yiğit’in Anne ve Babası, Bünyan ilçe protokolü katıldı.Ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve hükümlüler tarafından sahnelenen tiyatro oyunları, folklor gösterileri ve seslendirilen türküler izleyenlere duygu dolu anlar yaşattı.Programda Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Akın: “15 Temmuz 2016 gecesi vatanımıza, bayrağımıza, mukaddesatımıza göz diken iç ve dış düşmanların ihanet

planları bu millet tarafından boşa çıkarılmıştır. Ezanları susturmaya çalışan, millet iradesine darbe vuran, vatanımızı bölmeye çalışan bu darbe girişimini hezimete uğrattığı için Allah’a hamd olsun. Millet olarak birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz hep daim olsun. Türk Milletinin geleceği, aydınlığı, huzur ve bereketi bu topraklarda daim olsun. Yüce Rabbimiz bir daha milletimizi böyle destanlar yazmak zorunda bırakmasın.” temennisinde bulunan bir konuşma gerçekleştirdi. Daha sonrasında 15 Temmuz Şehidi Özel Harekat Polisi Cennet Yiğit’in ailesine Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Akın tarafından hediye olarak bayrak ve Kuran-ı Kerim takdim edildi. Dinletiler ve sahnelenen tiyatro oyunları sonrası protokol üyeleri açılan sergi alanını gezerek hatıra fotoğrafı çektirdi.

Hatay T Tipi’nde Şehitlere Anma 15 Temmuz 2016 tarihinde ülkemizde yaşanan hain darbe ve işgal girişimi necip milletimizin azmi ve kararlı duruşu ile püskürtülmüş, 250 vatan evladı şehit olmuş, 2193 kişi de yaralanarak gazi olmuştur. Bu vesile ile Hatay T Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumlarında 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişiminin yıldönümünde, Hatay Cumhuriyet Başsavcı Vekili, Hatay İl Müftülüğü İl Vaizi ve İmamları, Hatay T Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü ve kurum idarecileri, kurum personeli, tutuklu ve hükümlülerin katılımı ile Çanakkale ruhunun yeniden canlandırıldığı 15 Temmuz

Şehitleri ve Gazileri Anma Programı düzenlendi. Program saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşının okunması ile başlayıp, Kuran-ı Kerim Tilaveti, Hatay İl Müftülüğü İl Vaizinin yaptığı konuşma ve 15 Temmuz özel video gösterimi ile devam etti. İkramların sunumu ve Hatay Cumhuriyet Başsavcı Vekilinin konuşması ile program son buldu. Programda hüzünlü ve duygusal anlar yaşandı. Yapılan duada güzel ülkemize böyle haince girişimlerin bir daha yaşatılmaması temennisinde bulunuldu. Tüm şehit ve gazilerimiz minnetle ve şükranla yad edildi.

Tekirdağ’da 15 Temmuz EtkinliğiTekirdağ 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinlikleri kapsamında, kurum kütüphanesinde personel ve hükümlülerin katılımı ile belgesel gösterimi yapıldı. Aziz milletimizin ve kahraman güvenlik güçlerimizin hain darbe girişimi karşısında gösterdiği onurlu duruşun, hainlerin yenilgiye uğratılmasının ve

demokrasi zaferinin üçüncü yıl dönümü sebebiyle tüm yurtta şehitlerimizin yad edilmesi, gazilerimize minnet ve şükranların sunulması, milletimizin demokrasiye olan inancı ve bağlılığının gelecek nesillerimize aktarılması için TRT tarafından hazırlanan “İşgal Girişiminden Dirilişe 15 Temmuz’un Anatomisi” isimli belgeseli personel ve hükümlüler yapılan ikramlar eşliğinde ilgiyle izledi.

15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla 12/07/2019 tarihinde “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Milli Birlik Günü’’ programı Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü/tutuklular ve personelin katılımıyla konferans salonunda yapıldı. Düzenlenen etkinliğe Kurum Müdürü, Kurum 2. Müdürü, Kurum İdare Memuru, Kurum personelleri ile hükümlü tutuklular katıldı. Kurum Müdürü İbrahim Yücesoy: “Burada 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Milli Birlik Günü Anma Etkinlikleri için toplanmış

bulunmaktayız. Hatırlanacağı üzere, 15 Temmuz gecesi, ülkemizi, milletimizi, demokrasimizi, Cumhuriyetimizi, aydınlık geleceğimizi yok etmek isteyen vatan hainleri harekete geçmiş, milletin silahlarını yine bu aziz ve fedakar millete doğrultarak kanlı bir darbe girişiminde bulunmuşlardı. Ancak, milletimiz, darbe girişimini, sokakları ve meydanları doldurarak, ölümü göze alarak başarısızlığa uğrattı. Şehitlerimiz ve gazilerimiz, 15 Temmuz gecesi, cesaretleriyle, dirayetleriyle, kararlı ve dik duruşlarıyla tarih yazdılar. Hiç şüphesiz ki, şehitlerimiz, kalplerimizdeki mümtaz yerlerini daima muhafaza edeceklerdir. Artık her yıl, 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde kendilerini gönülden yâd edecek, hatıralarını gelecek nesillere aktaracağız. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu vatan için canını seve seve veren tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz, gazilerimize acil şifalar diliyoruz. 15 Temmuz Demokrasi Zaferimiz kutlu olsun !” dedi. TRT tarafından hazırlanan “İşgal Girişiminden Direnişe 15 Temmuz Anatomisi”isimli belgeselin gösterimi gerçekleştirildi. Kurum vaizi şehitlik üzerine duasını yaparak, Kurum öğretmeni tarafından kapanış konuşması ile sona erdi.

Van F Tipi’nde Demokrasi Günü

“15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma” etkinlikleri kapsamında 12 Temmuz 2019 tarihinde Sincan 2 Nolu L Tipi Ceza İnfaz Kurumunda; kurum yetkilileri, personel ve tutuklu-hükümlülerin katılımıyla program düzenlendi. Program 15 Temmuz demokrasi şehitlerinin manevi huzurunda saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ile başladı. 15 Temmuz Selasının dinlenilmesinin ardından, ceza infaz kurumunda hafızlık eğitimi alan kursiyer tarafından Kur’an-ı Kerim Tilavet edildi. Kurum 2. Müdürlerinden

Mesrur Akarçay günün anlam ve önemi ile ilgili yaptığı konuşmada; “15 Temmuz’la birlikte vatan sevgisinin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha görüldüğünü, Türk Milletinin söz konusu vatan olduğunda canını ve malını düşünmeden mücadele edeceğini tüm dünyaya gösterdiğini” belirtti. Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu tarafından hazırlanan “İşgal Girişiminden Dirilişe 15 Temmuz’un Anatomisi” isimli belgesel gösterimi ve ikram dağıtımının ardından okunan dualarla program sona erdi.

Sincan’da İşgal Girişiminden Dirilişe

Page 13: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Seslenis Sayfa 13Temmuz 2019

YAYIN KURULU

Hakan ERDEMYayın Koordinatörü

Yılmaz ÇİFTCİGenel Müdür

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Adına Sahibi

Matbaa-Baskı Şefi: Zafer KARAKAYA Montaj: İsa KİBAROĞLU

Dizgi: Serkan YILDIZ Baskı: Şeref KARAAĞAÇ - Turan ÇELİKDağıtım: Aykut TURGUT- Ahmet YALÇIN

İletişim: Ceza ve Tevkifevleri Genel MüdürlüğüHacı Bayram Mah. Kazım Karabekir Cad. No:70/A

Altındağ/ ANKARA

Tel: (0312) 507 05 75

Baskı: Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu Matbaası

Yayın Türü: Yerel Süreli YayınBasım Tarihi: 01.08.2019

www.cte-seslenis.adalet.gov.tr

Yasemin ARIKYazı İşleri Müdürü

Temmuz 2019 Yıl: 17 Sayı: 208

Nuri ŞAHANTetkik Hâkimi

(Yayın Kurulu Üyesi)

Seslenis

Namık Kemal VAROLGenel Müdür Yardımcısı

(Yayın Kurulu Üyesi)

Mehmet Akif KARAKAYARedaktör

Barış ÖNERDaire Başkanı

(Yayın Kurulu Üyesi)

Gel, gel, ne olursan ol yine gelİster kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol

yine gel,Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir,

Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...

Bazı günler vardır kendisini diğer gün-lerden farklılaştırır ve özelleştirir; 30 Eylül 1207 Pazar günüde böyle bir gündür. O gün sadece bizim coğrafyamıza değil bütün in-sanlığa ışık tutacak, önümüzü aydınlatacak ve ufkumuzu genişletecek olan Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî dünyaya gelmiştir. Afganistan sınırları içerisinde yer alan Hora-san Ülkesi’nin Belh şehrinde güneş daha farklı doğmuş çeşmelerden akan sular daha da lezzetli akmaya başlamıştır. Babası Bahaeddin Veled ve annesi Mümine Hatun o gün diğer günlerden daha mutlu ve huzurlu uyanmışlardır. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin annesi ve babası Belh şehrinde o özel günde farklılıklar olduğunu ve yaşadıkları farklılıkları, ilerleyen yıllarda çevre-sindekilerle paylaşmışlardır. Ailesi doğduğunda adını ‘’Muhammed Celâleddîn’’ koymuşlardır. İlerleyen dönemlerde ‘’Efendimiz’’ anlamı-na gelen ve kendisine karşı hissedilen sevgiyi ifade eden Mevlana ismini almıştır. Bu ismi, Şemseddin-i Tebrizi ve Sultan Veled’den itiba-ren Mevlana’yi sevenler kullanmışlardır. Daha sonra Rûmî adını; Konyada yani o zamanlar ‘’Diyarı Rum’’ olarak adlandırılan Anadolu’da yaşamış olmasından dolayı almıştır. Mevlânâ Celâleddîn Muhammed Rûmî ailesiyle beraber kısa dönemlerle sınırlı kalmak kaydıyla sırasıyla Şam ve Hicaz’a uğradıktan sonra sırasıyla Ma-latya, Erzincan, Akşehir ve Karaman’da kaldık-tan sonra Konya’ya yerleşmiştir. Babası 1231 yılında vefat etmiştir. Seyyid Burhaneddin’in manevi terbiyesi altına girmiş ve yaklaşık on yıl ona hizmet etmiştir. Şemsi Tebrizi ile Halep’e eğitim almaya gittiğinde tanışmıştır. 1244 yılında Şemsi Tebrizi Konya’ya gelmiştir ve bu gelişi Mevlana’nın hayatında dönüm noktası olmuştur. Zamanın çoğunu Şemsi Tebrizi ile geçirmiş ve onun ilminden istifade etmiştir. Mevlana’nın ona gösterdiği yakınlık ve muhabbet kimi kesimlerce kıskanılmış ve karalama çalışmaları ile yıpratıl-maya çalışılmıştır. Bu baskılara daha fazla daya-namayan Şemsi Tebrizi ansızın Şam’a giderek ortadan kaybolmuştur. Bu ayrılık Mevlana’yı çok sarsmıştır ve ilerleyen zamanlarda da kendi ka-buğuna çekilmesine neden olmuştur. Aylar sonra Şemsi Tebrizi’nin yerini öğrenen Mevlana oğlu aracılığı ile ona ulaşmıştır ve tekrar Konya’ya gelmesi için onu ikna etmiştir. Çok zaman geç-meden tarih tekrar tekerrür edecek ve şemsi teb-rizi hiç dönmemek üzere Konya’dan ayrılacaktır. Mevlana ‘’Mevleviyye’’ Tarikatını kurucusudur. İnsanlığın esin kaynağı olan Mevlana; edebiyat ve düşünce tarihimizin gurur kaynağıdır. Dünya-nın en büyük şairlerindendir. Eserlerinden Mes-nevi neredeyse bütün dillere çevrilmiş ve kütüp-hanelerin olmazsa olmaz baş tacı olmuştur. Bu eserinin yanı sıra Divan-ı Kebir, Fih-i Ma Fih, Mecalis-i Seb-a ve Mektubat isimli eserleri kale-me almıştır. Mevlana ismi inanç düşünce ve öz-gürlük kavramlarıyla bütünleşmiştir. Anadolu’da sevgi ve saygı kavramları onunla farklı boyutlar kazanmış ve gelecek nesillere daha da anlamlı aktarılmıştır. Yaşamı boyunca İnsan odaklı ol-muştur. Din, Felsefe ve Ahlak kavramları ona göre İnsana fayda sağlayan ve huzur veren kav-ramlar olmalıydı. Aşk kavramı onunla tekrar an-lam kazanmış ve ilahi aşkı anlatmaya çalışmıştır. Bir gün kendisine Aşk nedir diye soran öğren-cisine verdiği ‘’Ben ol da bil! cevabı anlamlı ve düşündürücü olmuştur. Mevlana’nın Konya’dan yaydığı ve bütün dünyada karşılık bulan anlayı-şı takdir ile ilgi görmüştür. Birleşmiş Milletler Kültür Örgütü UNESCO 2007 yılını ‘’Dünya Mevlana Yılı’’ olarak ilan etmiştir.

Ömrünü “Hamdım, piştim, yandım” sözle-ri ile anlatan Mevlâna 17 Aralık 1273 pazar günü vefat etmiştir. Mevlâna’nın cenaze namazını dönemin alimlerinden olan Sadrettin Konevi kıldıracaktı. Ancak Sadreddin Konevi çok sev-diği Mevlâna’yı kaybetmeye dayanamayıp cena-zede bayıldı. Bunun üzerine Mevlâna’nın cenaze namazını Kadı Siraceddin kıldırdı. Mevlana öldüğü zaman sevdiğine, Rabbine kavuşacaktı ve bu durum onu mutlu ediyordu. Ölüm günü-nü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen “Şeb-i Arûs” diyordu ve dostlarına ölümünün ardından üzülmeyin diyerek vasiyetlerde bulunuyordu. Onu anlayabilmek ve yaşayabilmek ümidiyle..

Recep KARAKAYAİşyurtları Kurumu Daire Başkanlığı

MEVLÂNÂ CELÂLEDDÎN MUHAMMED RÛMÎ

Sincan Kadın Kapalı’da Milli Birlik GünüSincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen hain darbe girişiminin 3. yıldönümü anma programı gerçekleştirildi. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü, kurumda bulunan tüm adli hükümlü tutukluları kapsayacak şekilde onlara, milli şuur kazandıracak, aynı mefkure etrafında birlik ve beraberlik içerisinde yaşama ve hareket edebilme bilimci aşalayacak içerikte ve nitelikte program hazırlandı. Program öncesinde kurumda bulunan mantı atölyesinde, faaliyete katılacak hükümlü tutuklulara ikram edilmek üzere kurabiyeler, pastalar ve içecekler yine hükümlü tutuklular ile personelin ortak çalışmasıyla hazırlandı. Program İstiklal Marşı, saygı duruşu ve İşgal Girişiminden Dirilişe 15 Temmuz’un Anatomisi adlı belgesel ile başlayıp Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Sincan İlçe Uzman Vaizi Cahit Eroğlu’nun günün anlam ve önemini belirten “dinimizde vatan sevgisi ve şehitlik” konulu konferansı ile ardından bu vatan için canını hiç çekinmeden vermiş olan tüm şehitlerimiz için dua yapılarak sonlandırıldı. Program sonrasında

hükümlü tutuklulara kurumda hazırlanan çeşitli yiyecek ve içecekler ikran edildi. Programa Kurum

Müdürü Ruhiye Künü, kurumun diğer müdürleri, personel ile hükümlü tutuklular katıldı.

Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda, kurum kültür salonunda 12 Temmuz 2019 tarihinde saat 14:00’da “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” programı düzenlendi. Program, Kurum Müdürü Orhan Toyğar, Maltepe Cezaevi Jandarma Koruma Tabur Komutanı Yarbay Muhammet Sever, kurum öğretmenleri, kurum psikologları, kurs öğretmenleri ve kurum personeli ile birlikte 160 tutuklu/hükümlünün katılımıyla gerçekleştirildi.Kurum Öğretmeni Fikri Altuntaş’ın yaptığı programda, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından günün anlam ve önemine dair konuşmasını da yaptı. Konuşmanın ardından, Maltepe Açık Ceza İnfaz Kurumu Mutfağı ve kurum Aşçılık Kursu’nda

hazırlanan pasta/börek ikramı tutuklu/hükümlü çocuklara dağıtıldı. Daha sonra programın ana unsurunu teşkil eden TRT tarafından hazırlanan “İşgal Girişiminden Dirilişe 15 Temmuz’un Anatomisi” adlı Belgesel Film ilgiyle izlendi. Programın son kısmında Kurum Müdürü Orhan Toyğar yaptığı konuşmasında, vatan sevgisiyle yoğrulmuş bu milletin, tehlikeye düştüğü zamanlarda büyük direnişler ortaya koyduğunu ifade ederek, şehit ve gazilerimize şükran dileklerini sundu. Tutuklu/hükümlü çocuklara da ilgiyle dinledikleri için teşekkür etti. Programda izlenen belgesel film ayrıca, kurum kapalı devre yayın sistemi ile katılamayan diğer tutuklu/hükümlü çocuklara da izlettirildi.

Maltepe Çocuk’ta Anma

Çarşamba’da 15 Temmuz Şehitleri Anıldı15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Etkinlikleri kapsamında, aziz milletimizin ve kahraman güvenlik güçlerimizin hain darbe girişimi karşısında göstermiş olduğu onurlu duruşun, bu duruş sonrasında elde edilen milli zaferin 3. Yıl dönümü olması münasebetiyle gerçekleştirilen etkinlikler tüm yurtta coşkuyla kutlanırken; Çarşamba A Tipi Ceza İnfaz Kurumuda şehitlerimizi ve gazilerimizi 12.07.2019 tarihinde gerçekleştirdiği etkinlikle andı.Çarşamba Cumhuriyet Başsavcısı Gültekin Bülbül’ün de, kendisine bağlı birimlerde gerçekleştirilen çalışmaları büyük titizlik ve ciddiyetle takip ettiği, Ceza İnfaz Kurumu’ndan Sorumlu Cumhuriyet Savcısı, Burak Özcoşar’ın katılımıyla onurlandırdığı 15 Temmuz etkinliği ilk olarak tüm şehitlerimiz anısına gerçekleştirilen saygı duruşu ve hemen akabinde icra edilen İstiklal Marşı ile başladı. İstiklal Marşımızın icrası sonrasında, Kurum Psikoloğu İbrahim Karagöz’ün günün anlam ve önemini

belirten konuşması gerçekleşti. Kurumda barındırılmakta olan iki hükümlünün, canlı arka plan fon müzikleriyle birlikte seslendirdiği “Ömer Halis Demir” ve “15 Temmuz Marşı” isimli şiirlerin sunumu,etkinlikte hazır bulunan Cumhuriyet Savcısı Burak Özcoşar, Kurum Müdürü Selman Akın, Ceza İnfaz Kurumu personelleri ve hükümlü/tutuklulara duygusal anlar yaşattı.Programın devamında, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT)tarafından hazırlanan, Hain darbe girişiminin bilinen

ve bilinmeyen yönlerinin en ince ayrıntısına kadar anlatıldığı “İşgal Girişiminden Dirilişe 15 Temmuz’un Anatomisi” isimli nefes kesen belgeselin sinevizyon gösterimi tüm katılımcılar tarafından soluksuz izlendi. Vatanseverlik ve milli duyguların pekişmesi, gelişmesi ve bu yolla milli iradenin sarsılmaz bütünlüğünün korunması hedefiyle gerçekleştirilen etkinlik tüm katılımcılara meyve suyu ve kek ikramı yapılmasının ardından sonlandırıldı.

Unutulmayacak BirGüne İmza Atıldı

Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosunca unutulmayacak bir güne imza atıldı. Müzik Şölenine Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumlarından sorumlu Cumhuriyet Savcısı Mehmet Emin Şen, Kurum Müdürü Emine Kocamemik, Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Şefi Nurdan Ünal, Diyarbakır İlinde bulunan kampus ceza infaz kurum müdürleri, çok sayıda personel ile hükümlü ve tutuklular katıldı.Devlet Klasik Türk Müziği Korosunca

birbirinden güzel eserler seslendirerek; Salonu dolduran hükümlü ve tutuklular zaman zaman koronun seslendirdiği parçalara eşlik ederek keyifli dakikalar yaşadılar.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Emin Şen, Klasik Türk Müziği Topluluğu’nu tebrik ederek, “Seslendirdiğiniz birbirinden güzel Türk Klasik Müziği eserleriyle bizlere güzel bir gün yaşattınız. Hepinizi kutluyor ve hepinize teşekkür ediyorum” diyerek, Klasik Türk Müziği Korosu Şefi Nurdan Ünal ’a çiçek takdim etti.

15 Temmuz Şehitleri Unutulmadı

Aziz milletimizin ve kahraman güvenlik güçlerimizin hain darbe girişimi karşısında gösterdiği onurlu duruşun, hainlerin yenilgiye uğratılmasının ve demokrasi zaferinin üçüncü yıl dönümü sebebiyle, Vezirköprü M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda düzenlenen programla 15 Temmuz Şehitleri yad edildi. Kurum Müdürü Adem Ulutaş, Kurum 2. Müdürü Hikmet Göktaş, İdare Memuru Erdal Yüksel, kurum personeli ile hükümlü ve tutukluların katıldığı programda, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) tarafından hazırlanan “İşgal Girişiminden Dirilişe 15 Temmuz’un Anatomisi” isimli belgesel izlettirildi.Kurum Müdürü Adem Ulutaş, yaptığı konuşmada; “Aziz Türk milletinin

kanında, canında, ruhunda demokrasi, özgürlük ve bağımsızlık ruhu vardır. Her kim olursa olsun eğer ki bir kişi veya bir zümre, bunlardan herhangi birini Türk Milletinin elinden almaya kalkarsa işte o zaman Türk milletinin sert yüzünü görür. Bazıları zannetti ki Türk milleti kurşundan, mermiden, toptan, tüfekten, tanktan korkup kaçacak… O karanlık gecede 250 vatan evladını şehit verdik. İkibinin üzerinde gazimiz oldu. Şehitlerimize ve gazilerimize çok şey borçluyuz. Şehitlerimizin mekânı cennet ruhları şad olsun. Demokrasi zaferinin üçüncü yıldönümünde şehitlerimize, gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Allah Türk Milletine böyle kara geceyi bir daha yaşatmasın.” dedi.

Page 14: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Temmuz 2019Sayfa 14 Seslenis

Milletlerin ne olduğu kadar nasıl tanındığı da ayrı bir başlık olarak okunması gereken konudur. “Kendini nasıl tanıtıyorsun?” ya da “Ne yaparsan yap seni nasıl tanıyorlar? soru-su bunu alt başlıklandırmada ayrı bir önem taşır.

Lost dizisinin dokuzuncu bölümünde, Sah-ra Çölüne düşen Benjamin Linus, karşısına çıkan silahlı iki kişiye “Türkçe biliyor musu-nuz?” sorusunu sormuştu. Hemen sonrasında da abartmayı seven bir kısım Türk medyası, Lost dizisinde Türk sözcüğü geçti merkezli haberler yapmıştı. Aslında sadece birkaç saniyelik bu görüntü, Batı dünyası genelinin olmasa bile Amerikalının Türk algısına dair ipuçları barındırıyordu. Buna göre Türk-ler, çöllerde yaşayan bir halktı ve aslında Araplarla karıştırılıyordu. Elbette Linus’ın karşısına çıkan o iki kişi, Linus tarafından öldürülmeden önce terörist olarak lanse edi-liyordu. Biraz önce sadece çarpıcı son dakika başlıkları ile ilgilenen medyanın haberinin neden abartılı bulunduğu anlaşılmıştır sanı-rım. Anıldı ancak nasıl ve niçin anıldı şüp-heciliği millete fayda anlamında burada işe yarayacaktır.

Amerikan toplumunda görülen bu genel-lemenin, güncel siyasi ilişkilerin ötesinde derin bir geçmişi var. 1855 yılında, iki yıldır Meksika ile savaş halinde bulunan Birleşik Amerika, savaşta kullanabilmek için Osman-lıdan 30 adet deve alacaktır ve Sultan Abdül-mecit, alınan bu otuz deve dışında iki tane de kendisi deve hediye edecektir. Develer için İzmirli Hacı Ali de yardımcı olarak gönderi-lecek, Hacı Ali, 1902’de öldüğünde Hi Jolly (Haycoli) telaffuzuyla artık bir efsane haline dönüşecektir. Dolayısıyla Amerikalıdaki, Türklerin deveye bindiği genellemesinin kökeninde doğru bir tanımlama olmasa da tarihi bir gerçeklik vardır.

Marguez kurgularında Türk ve Türkiye kavramlarının ele alınışına baktığımızda ise bu yanlış algılamanın edebiyata yansımış hali çıkar karşımıza. Yazar, özellikle Yüzyıl-lık Yalnızlık romanında bu algıyı gösterir biz okurlara.

Yüzyıllık Yalnızlık’ta olaylar Macondo adlı bir kasabada geçer. Macondo kurgu bir kasabadır. Yazarın, bu kasabayı yaratırken, çocukluğunun geçtiği Aracataca’dan yarar-landığı söylenebilir. Kuzey Kolombiya’nın Magdalena bölgesinde bulunan Aracataca’nın; iki yanında tek katlı müstakil evlerin olduğu sakin sokaklarıyla, evlerin çinko çatılarıyla, yan ve arka cepheleri sıvan-mamış tuğla duvarlarıyla bize yakın bir hali vardır ilk bakışta. Sanki Anadolu şehirlerinin özellikle kenar mahallerindeki yoksulluk ve bu yoksullukla yan yana duran bir samimiyet kalkmış, sınırlar ve okyanuslar açmış, dili ve adetleri bize hiç benzemeyen bir coğrafyaya misafirliğe gitmiştir. Oysa misafirlik, hiç de mecazi değildir ve gerçekten on dokuzuncu yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı teba-asındaki çeşitli insanlar bu yeni kıtaya göç etmişlerdir.

Aracataca, 1885 yılında kurulmuştur. Bir kuruluş tarihinin olması insanın aklına, “Bu bir fabrika mı, okul mu, hastane mi ki kuru-luş tarihi olsun?” sorusunu getirir. Ama bilgi doğrudur çünkü özellikle Avrupa’dan gelen göçmenlerin belki de göçmenliğin verdiği sığıntı düşüncesiyle bir arada olmak isteme-leri, kısa zamanda Aracata’nın bir şehir ola-rak kurulmasını sağlamıştır.

İşte yukarıda da söz ettiğimiz, coğrafya-mızdan misafirliğe giden o yoksulluk ve samimiyetin son uğrak yerlerinden birisi de Aracataca’dır. Yani sokaklarında gördüğü-müz o bizden hava hiç de tesadüfi değildir. Hemen belirtmeliyiz ki gidenler arasında Kırşehirli, Çankırılı, Bolulu insanlar değil, çoğunluğu Suriyeli Arap olan insanlar vardır. Fakat Suriye o zamanlar Osmanlının bir par-çası olduğundan bu gelenlere yerli halk, Türk demiştir. Bugün Amerika’daki Türk algısının Araplarla karıştırılmasının sebebi de budur.

Aracata’nın dünya tarihindeki en önemli yeri, yetiştirdiği bir yazardır. Dünyaca ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez burada doğ-muştur. Büyülü gerçeklik akımının belki de en başarılı temsilcisi durumundaki Marquez, başta Yüzyıllık Yalnızlık olmak üzere daha birçok eserinde, büyüdüğü Aracata’nın yok-sulluğundan, hareketliliğinden, masalların-dan, hikâyelerinden yararlanmıştır. Elbette yazdıkları arasında Türklük kavramı da sık-lıkla geçecektir.

Yüzyıllık Yalnızlık’ın kurgusal kasaba-sı Macondo, tıpkı Aracataca gibi bir nehir kenarında yer alır ve oraya da demir yolu döşenir. Ama Aracata’dan farklı olarak, Macondo’nun en ünlü sokağının adı Türk Sokağıdır. Gerçekte Aracataca’da Türk So-kağı ya da Türkler Sokağı adıyla bir sokak bulunmuyor. Marguez, Yüzyıllık Yalnızlık’ta bu isimlendirmenin geçtiği daha ilk cümlede, “Eskiden Arapların papağan azmanlarıyla hırtı pırtı takas ettiği ve köylülerin Türk So-kağı dedikleri yerde” ifadelerini kullanarak, Türklerin Araplarla karıştırıldığının açıkla-masını da yapıyor. Nitekim yazar, Anlatmak İçin Yaşamak’ta geçen “Türkler dediğimiz Suriyeliler” ifadesiyle, bunun sadece kur-guya dayalı bir yanlış genelleme değil, özel hayatında ve yakın çevresinde yer alan akra-baları arasında da geçen bir genelleme biçimi olduğunu gösterir.

Yüzyıllık Yalnızlık’ta adı birçok yerde geçen Türk Sokağı; Türklerin gül reçelleri yapması, eskiden Türklerin pamuklu doku-maları arşınla ölçmelerinin örneklenmesi, pide arabalarının ve limonatacıların olması gibi ilgilerle kullanılır. Sokak başlarda, Pi-etro Crespi’nin müzik aletleri ve mekanik oyuncaklar satan bir dükkân açtığı ve bu sayede Arcadio’nun keyfi davranışlarını ve uzaklardaki savaş karabasanını unutturan bir ezgiler vahası niteliğine bürünen bir yerdir. Zamanla alacalı bulacalı eşyayla dolu eski pazarları yerine, ışıklandırılmış vitrinlerinde dış ülkelerden gelen malların sergilendiği ve cumartesi geceleri dolup taşmaya başlayan bir yere dönüşür. Aynı zamanda kavgaların da yaşandığı bir mekandır. Remedios’a sal-dıran adam, o gece Türkler Sokağında gün-düz ki cüretkarlığını anlatıp çalım satarken göğsüne bir at çiftesi yer ve kan kusup kendi kanıyla boğularak sokak ortasında ölür. Aureliano Serrador, sevgilisiyle sinemadan çıktıktan sonra gündüz gibi aydınlatılmış Türkler Sokağından geçerken, kalabalığın içinden biri tarafından alnına dayanan taban-cayla burada öldürülür. Fernanda, sinemada birisiyle uygunsuz vaziyette yakaladığı kızını o vaziyette, bin bir kişinin gezindiği Türkler Sokağından geçirerek büsbütün rezil eder. Sokak, zamanla cazibesini kaybedip eski haline dönecektir:

“Ayakları sandaletli, kulakları halkalı Arapların papağanlarla incik boncuk trampa ederek dünyayı dolaştıkları ve Macondo’yu dünya kurulalı beri süregelen gezginliklerine mola verecek bir yer olarak gördükleri gün-lerde Türkler Sokağı ne durumdaysa simdi de öyleydi.”

En sonunda da her şeyiyle ortadan kalka-caktır:

“Eski Türkler Sokağı ıssız bir viraneliğe dönmüştü. Yalnızca son kalan Araplar görü-nüyordu. Onlar da son arşın bezlerini satalı yıllar geçtiği ve gölgeli vitrinlerde boynu kopuk mankenlerden başka bir şey kalmadığı halde, yüzyıllık alışkanlıklarını bozmadan kapılarının önünde oturmuş, ölüme sürüklen-meyi bekliyorlardı.”

Marquez, diğer eserlerinde de Türk vurgu-sunu zaman zaman yapar. Mesela Kırmızı Pazartesi’de, cinayete kurban giden Santiago Nasar etrafında; cinayeti Türklerin işlediği, Türklerin paranın insana dokunulmazlık kazandırdığını sanması ve Santiago Nasar’a balkondan birisinin “Hey Türk” şeklinde ses-lenmesi ilgileriyle Türk sözcüğü üç kez kul-lanılır. Fakat romanda genel olarak yabancı düşmanlığı etrafında Araplar ele alınarak, Nasar’ın bir Arap olduğu gösterilir. Nasar’ın Arapça konuşması, Arap yüzlü olması, iç savaş sonrası Araplarla birlikte gelmesi gibi bilgiler yanında, bir göçmen olarak Araplar hakkında da bilgi verilir. Dolayısıyla roman-da geçen Türk sözcükleri sadece, Arapların kimileri tarafından zaman zaman Türklerle karıştırıldığını örneklemekten ibarettir.

Albaya Mektup Yazan Yok’ta Türk söz-cüğü iki yerde Türk dükkânı olarak geçer. Bunlardan birisi, kadının gittiği yerin Türk dükkânı olmasıdır. Diğerindeyse albayın ayakkabılarını geri vermek istediği ama kadı-nın “Türkler böyle şeyleri anlamaz,” diyerek ayakkabıyı geri veremeyeceğini söylediği dükkandır. Ama söz konusu dükkan aslında Suriyeli Musa’ya aittir ve Musa, Arapça konuşur. Dolayısıyla Türk kavramı, yine bir yanlış genellemeden ibarettir.

Başkan Babamızın Sonbaharı’nda da Türk sözcüğü; özlenen Türkler, yaraya sarılan Türk bitkisi, Türk elçisinin karısı ilgileriyle kullanılır. Kitapta yalnız bir yerde geçen Arap satıcılar ifadesinden de kastın yine Araplar olduğu anlaşılır.

Marguez’den örneklerden örnekler verdi-ğimiz bu eserlerin hepsinde yazarın, Türk sözcüğünü Araplar için kullandığını görmek mümkündür. Tabi yazar, ayrımın farkındadır ve toplumsal bir yanılgıyı göstermek amacıy-la Araplar için Türk sözcüğünü kullanır.

Buradan nereye varabiliriz? Edebiyat, o her zamanki genel geçer adil tavrıyla bize hangi doğruları hatırlatmalıdır?

Öncelikle bir Amerikalının biz Türkleri hala fes takan, develere binen bir millet olarak algılaması kadar doğal bir durum yok. Zira tatil yerlerine gittiğimizde don-durmacıların fes taktıkları, develerle fo-toğraf çektirmek yahut develere bindirmek karşılığı para alan devecilerin olduğu bir gerçek. Bizler, bunların aslında ticari birer teşebbüsten ibaret olduğunu biliyoruz. Öte yandan Türkiye’ye geldiğinde amacı turistik yerleri gezmek olan bir yabancı da genelle-meye gidecek, dondurma satıcılarının veya otellerdeki resepsiyon görevlilerinin taktığı fesi tüm Türklerin taktığı ve her yerde deve bulunduğunu sonucuna ulaşacaktır. Ama bu sosyolojik tespit olmamalıdır edebiyatın bizi ulaştıracağı o edebi adalet.

2011 yılı Mart ayından bu yana hemen yanı başımızda, Suriye’de bir savaş yaşanıyor. Bu savaşın başta ekonomi olmak üzere bize birçok olumsuz etkisi oldu, belki de olmaya devam edecek. Bununla birlikte gözle görü-lür en büyük etki illa ki ülkelerindeki savaş-tan kaçıp gelen mülteciler… Artık şehirleri-miz, Suriyeli gerçeğiyle iç içe. Çocuklarımızı götürdüğümüz parklarda Suriyeli çocuklar var, berberlerimiz, kuaförlerimiz Suriyeli çıraklar, yardımcılar almışlar yanına. Mese-leye sadece olumsuz bir pencereden bakmak isteyenlerse muhakkak dilencilik yapanları, belediyelerin Suriyelilere yaptığı yardımları göreceklerdir. Herkesin baktığı pencereye göre haklılık payı da elbette vardır. Bizim baktığımız edebiyat penceresiyse, en azından Marquez özelinde, bize şunu söylüyor:

Suriye yahut Anadolu’da doğmuş olmanın hiçbir önemi yok. Sen aynı coğrafyanın, aynı acıların, aynı yoksulluğun mirasçısısın. Dolayısıyla aynı samimiyetin, sıcaklığın, misafirperverliğin de mirasçısı olabilirsin. Arracataca’nın sokakları artık söylemez sana bu gerçeği. Ne var ki Mocando’nun Türk So-kağında gezecek olursan, sonsuza dek aynı kaderin tekrar edip duracağını göreceksin.

Dr. Canan OLPAK KOÇCTE Ankara Eğitim

Merkezi

ŞEHİRLERDE “TÜRK” ALGISI

AYNI COĞRAFYANIN İNSANI

AYNI ACILARIN İNSANLARI

Antalya E Tipi’nde Anma ProgramıTürkiye’nin milli birlik ve beraberliğini hedef alan Fetullahçı Terör Örgütü’nün ( FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişimine karşı Türk bayraklarıyla cadde ve sokaklara çıkan yüce milletimiz meydanları doldurarak darbecilere karşı bir direniş destanı yazmıştı. Bu direnişin üçüncü yılında Bakanlık ve Antalya Valiliğinin programları dahilinde, kurumda da 12 Temmuz 2019 tarihinde “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma ve Etkinlik Programı” hazırlandı. Programının birinci bölümüne saygı duruşu ve istiklal marşı ile başlanıp ardından Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) tarafından hazırlanan “ İşgal Girişiminden Direnişe 15 Temmuz’un Anatomisi” isimli belgesel film gösterimi yapıldı.Programın ikinci bölümünde ise Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Kolukırık’ın “15 Temmuz Hain Darbe Girişimi” konulu konferansı gerçekleştirildi.Son olarak kurumun açık bölümünde cezaevi imam-hatibi Tahir Arslan tarafından Cuma namazı kıldırılmış “15 Temmuz’u Anlamak, İhaneti Anlamak” konulu vaaz verilmiş, Cuma namazının ardından saat 15:00-16:00 arasında açık Ceza infaz Kurumunda kalan hükümlülerin katılımı ile “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün anlam ve Önemi’ Konulu Konferans programı düzenlendi. Yapılan tüm etkinliklerde katılımcılara içecek ve kek ikram edildi. Ayrıca Kapalı ve Açık Ceza İnfaz

Kurumlarında bulunan merkezi yayın sisteminden bütün hükümlü ve tutukluların izleyebileceği şekilde “ İşgal Girişiminden Direnişe 15 Temmuz’un Anatomisi” isimli belgesel film gösterimi üç gün boyunca yayınlandı. Etkinliklerin son günü olan 15 Temmuz 2019 tarihinde ise başta Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal olmak üzere kurumdan tayini çıkan Kurum Müdürü Mehmet Özer, kuruma tayin olan Kurum Müdürü Hamza Şenkaya, Kurum II. Müdürleri Hüseyin Bardak, Ahmet Borucuoğlu ile kurum personellerinin geniş katılımıyla, Antalya Valiliğinin düzenlediği ve Antalya Cumhuriyet Meydanında son bulan Milli Birlik Yürüyüşüne katılındı. Etkinlikler yürüyüş sonrası başlayan ve sabah namazına kadar süren Demokrasi Nöbeti ile sonlandı.

Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinlikleri düzenlendi. Ceza İnfaz Kurumu konferans salonunda; 11 Temmuz 2019 Perşembe günü Dicle Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Oktay Bozan’ın katılımı ile konferans düzenlenerek, 15 Temmuz Şehitleri ve tüm Şehitlerimizin ruhuna mevlid-i şerif okutuldu. 12 Temmuz 2019 Cuma günü Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) tarafından hazırlanan “İşgal Girişiminden Dirilişe 15 Temmuz’un Anatomisi” isimli belgeselin gösterimi gerçekleştirilerek, katılan personel ile hükümlü ve tutuklulara ikramda bulunuldu.

Diyarbakır’da Anma Etkinlikleri

İskenderun’da Milli Birlik Günü2016 yılında yaşanan hain darbe girişiminin yıl dönümünde, kendilerini kurşunların önüne siper ederek vatanı, bayrağı ve demokrasisi için can veren aziz şehitlerimiz ve yaralanan kahramanlarımız anısına İskenderun T Tipi Kapalı Ceza İnfaz kurumunda “15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü” programı düzenlendi.Sosyal Çalışmacı Büşra Durmuş’un sunumuyla gerçekleştirilen program, İstiklal Marşının okunması ve saygı duruşu ile başlamış, Kuranı-Kerim tilaveti yapılarak, Kurum Öğretmeni Murat Süzen’in günün anlam ve önemine dair konuşması ile devam etti. Akabinde İskenderun Müftülüğünde görevli Vaiz Hakan Porsuk “Şehitlik Makamı” konulu sunumu gerçekleştirildi. Program “İşgal Girişiminden Dirilişe 15 Temmuz’un Anatomisi” isimli belgesel gösterimi ile devam etti. Yapılan ikramlar sonrası program son buldu.Söz konusu program sonrasında Kurum müdürü Celalettin Çeşme yaptığı konuşmada, canı pahasına sergiledikleri duruşla darbe girişiminin seyrini değiştiren başta Ömer Halis Demir olmak tüm

şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anarken; vatan toprağı ne kadar kutsal ise millet iradesinin o kadar kutsal olduğuna ve artık hiç bir gücün bu kutsiyete müdahale edemeyeceğine vurgu yaptı.Söz konusu programa Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Celalettin Çeşme, Kurum İkinci Müdürü Suat Engin Yılmaz ve kurum personelinin yanı sıra tutuklu ve hükümlüler katıldı.

Mersin DS’de Şehitlikler TemizlendiMersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ile Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü işbirliğinde gerçekleştirilen etkinlik kapsamında; denetimli serbestlik

yükümlüleri ve ilgili kurum temsilcilerinin katılımıyla Mersin Şehitliğinde temizlik ve bakım çalışması yapıldı.15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinlikleri kapsamında; şehitlerimizin yad

edilmesi, gazilerimize minnet ve şükranların sunulması, milletimizin demokrasiye olan inancı ve bağlılığının gelecek nesillerimize aktarılması düşüncesiyle, denetimli serbestlik altında bulunan yükümlülere “Şehitliklerin temizliği ve bakımı” ile “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” konulu seminer verilmesi kararı alındı.Bu kapsamda; Mersin Denetimli Serbestlik Müdürlüğü konferans salonunda düzenlenen iki ayrı seminere ikiyüzü aşkın denetimli serbestlik yükümlüsü katılmış olup, gerçekleştirilen seminerlerde 15 Temmuz Demokrasi ve Millik Birlik Günü anma etkinlikleri kapsamında hazırlanan kısa filmlerin sunumları yapıldı. Bununla birlikte yine denetimli serbestlik müdürlüğü yükümlülerin katılımıyla Mersin Şehitliğine ziyarette bulunularak, burada temizlik ve bakım çalışmaları gerçekleştirildi.

Page 15: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

Seslenis Sayfa 15Temmuz 2019

Geçen Sayıdaki Bulmacanın Çözümü

SOLDAN SAĞA1. Sucu/Bobin2. Açık,açık/Dernek evi3. Resimdeki oyuncu4. Ceket/Bir nota5. Bir tür rüzgar/Bilgin kimse6. Rütbesiz asker/Cennetlik7. Avuç içi/Bey,emir8.Yüksek okul 9. Ticari depo/Çağdaş10. Büyük il/Binek hayvanı11. Acı ile bağırmak/FakatYUKARIDAN AŞAĞIYA1. Hz. Muhammed in meclisinde bulunanlar/Engel2. Geminin yan yatması3. Yan/Gurbet4. Amerikada daki dağ sırası/Derviş takkasi5. Hava durumu6. Halk dilinde sansar7. Telefon sesi/İlave8. Deniz haydudu/Parlak olmayan9. Mert, babacan/Dokunan temas eden10. Otomobil yarışçısı/Boyun eğen11. Bir renk/İta amiri

Haziran Çözümleri

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

1 K A R A C A O Ğ L A N

2 A B İ D E V İ İ H A

3 S İ Y A M L A D İ N

4 I A L D E R E

5 M A E R E

6 P İ S T E L T İ

7 A L A L İ N

8 T E L E F E R İ K Z

9 I İ M A R E T K İ

10 E S İ N V T A V

11 Ö N E R İ A D A N A

Kare

YATAY DİKEY1.Sucu/Bobin2.Açık,açık/Dernek evi3.Resimdeki oyuncu4.Ceket/Bir nota5.Bir tür rüzgar/Bilgin kimse6.Rütbesiz asker/Cennetlik7.Avuç içi/Bey,emir8.Yüksek okul9.Ticari depo/Çağdaş10.Büyük il/Binek hayvanı11.Acı ile bağırmak/Fakat

1.Hz. Muhammed in meclisinde bulunanlar/Engel2.Geminin yan yatması3.Yan/Gurbet4.Amerikada daki dağ sırası/Derviş takkasi5.Hava durumu6.Halk dilinde sansar7.Telefon sesi/İlave8.Deniz haydudu/Parlak olmayan9.Mert, babacan/Dokunan temas eden10.Otomobil yarışçısı/Boyun eğen11.Bir renk/İta amiri

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

KARE BULMACA İsa TİYEK

Kahraman Şehit Ömer HALİSDEMİRÜlken yazdı seni tariheHiçbir millet bulamaz senin gibi arslanıHiçbir millet taşıyamaz sendeki asil kanı

Sen merak etme bu vatanıTüm analar helal etti haklarınıVatanını sahipsiz bırakmadınEvlatların hissettirdi varlığını

Sen son damlana kadar savaşanEy adıyla vatanını şereflendiren kahramanVatanın seni dik duruşu ile tanıdı Sen kahramansın kalbimizde yatan

Sen hala yüreklere dokunursunSen Şehitsin semada durursunSen kahramansın dualar ezanlar okutursunİnletir son sözün bu vatanı

‘’VATAN SAĞOLSUN’’

Mustafa Kerim ARSLAN(Hükümlü)

Sincan Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

KAHRAMAN ŞEHİT

Niğde DS’den Halisdemir’e Vefa

Niğde Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürü Ömer Taşcı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma anısına, FETÖ ile mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürülmesi, toplumsal hafızanın diri tutulması ve gerekli özenin gösterilmesi adına Müdürlükte çeşitli etkinlikler düzenlendiğini belirtti. Bu kapsamda, Müdürlük personelleri ve Denetimli Serbestlik kapsamındaki yükümlülerle beraber Kahraman Şehidimiz Ömer Halisdemir’in kabri ziyaret edildi, şehidimizin kabri başında

mevlid-i şerif okutularak dualar edilip kahraman şehidimizin babası Hasan Hüseyin Halisdemir ziyaret edildikten sonra Şehidimizin aziz hatıralarının bulunduğu ve 15 Temmuzda yaşananları anlatan görselleri içeren Ömer Halisdemir Müzesi ziyaret edildi.15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında Niğde Şehitler Ormanının bakım, sulama ve tadilat işlemleri kamuya yararlı işte çalışma yükümlülüğü bulunan yükümlülerle gerçekleştirildi.

Müdürlükçe 16/07/2019 tarihinde “Vatanseverlik, barış, bağlılık ve İnanç” konulu seminer 80 Denetimli Serbestlik yükümlüsüne Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. İbrahim Öztürk ve Niğde İl Milli Eğitim Müdürlüğü Tarih Öğretmeni Cemal Tekgündüz tarafından gerçekleştirildiğini ve toplumsal hafızanın diri tutulması için Müdürlükçe çalışmaların devam edeceğini belirtildi.

Niğde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü personeli ve yükümlülere 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle 15 Temmuz Kahramanı Şehit Ömer Halisdemir’i kabrinde ziyaret ederek, dualar okundu.

Karaman Denetimli Serbestlik Müdürlüğü Tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Seminer Programı Düzenlendi. Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Ardından Karaman İl Müftülüğü tarafından görevlendirilen hocalar tarafından bütün şehitlerimiz için Kur’an-ı Kerim okundu ve inilen hatm-i şeriflerin duası yapıldı.Daha sonra Karaman Cumhuriyet Başsavcı Vekili Osman Tezcan konuşmasını yapmak üzere sahneye çıktı.“Geçmişten günümüze kadar hiçbir esaret altında kalmayan, sayısız ihanetlerle karşılaşan Türk Milleti başından büyük bir belayı daha savarak milli birlik ve beraberliğini tüm dünyaya göstermiştir.” diyerek sözlerine başlayan Tezcan konuşmasında;“Benim Karamanlı Ayşe teyzemin, Fatma ablamın çalışıp, çabalayıp alın teri ile kazanıp devlete verdiği vergisi ile alınan silahlarla, mermilerle, tanklarla, helikopterlerle yine benim Ayşe teyzeme, Fatma ablama, 33 kurşunla şehit olmuş Ömer Halisdemir’imize, Karamanlı şehidimiz Muhammed Yalçın kardeşimize kurşun sıktı bu hainler. Bayrak inmez, vatan bölünmez, şehitler asla ölmez. ” ifadelerine yer verdi. Program Cumhurbaşkanlığı sitesinde yayınlanan 15 Temmuz klibinin gösterimi ile devam etti. Klipten sonra sahneye çıkan Halil Erbay kahramanlık türküleri ve 15 Temmuz için kendisinin özel olarak yazıp bestelediği türküyü seslendirdi. Daha sonra Karamanlı şehidimiz

Muhammed Yalçın’ın babası Selahattin Yalçın günün konuşmasını yapmak için sahneye çağrıldı. Sözlerine; ”15 Temmuz tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Türk milletinin milli iradesine karşı FETÖ Terör Örgütü bir darbe girişimi düzenledi. Bu hain darbe teşebbüsü Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini dış güçlerin eline teslim etmeyi, Türkiye Cumhuriyeti’ni sömürgeci Batılı devletlerin işgaline zemin hazırlayacak bir kaos ortamına sürüklemeyi amaçlıyordu.” diyerek başlayan şehit babası Yalçın;“15 Temmuz 2016 gecesi hiç

beklemediğimiz bir yerden hain bir saldırıya maruz kaldık. Kurtuluş Savaşı’nda Nene Hatun’u, Maraşlı Sütçü İmam’ı, İzmir’i işgal eden Yunanlılara ilk kurşunu sıkan gazeteci Hasan Tahsin’i çıkaran bu bereketli topraklar; 15 Temmuz geçeside darbecilere karşı ilk kurşunu sıkan Ömer Halisdemir’i, henüz 15’inde olan Halil İbrahim Yıldırım’ı, Engin Tilbaç’ı, evladımız Muhammed Yalçın’ı ve diğer 251 kahraman şehidi bağrından çıkarmıştır.” dedi.Program Cumhuriyet Başsavcı Vekili Osman Tezcan’ın şehidin babası Selahattin Yalçın’a, Muhammed Yalçın’ın fotoğrafının işlenmiş olduğu bir tablo, annesine çiçek buketi ve şehidin kardeşine Türk Bayrağı hediye etmesiyle sona erdi.

Karaman DS’de “Milli Birlik” Günü

Kırşehir DS’de Anlamlı Program15 temmuz Demokrasi ve milli birlik gününün 3. yıl dönümünde Kırşehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünde şehitler mezarları başında anıldı. Anma etkinliğine C.Başsavcısı Bilal Gümüş, C.Savcısı Osman İsmailoğulları, Denetimli serbestlik müdürü Erol Acar , Denetimli serbestlik personeli ve denetimli serbestlik yükümlüleri katıldı.Denetimli serbestlik müdürü Erol Acar yaptığı konuşmada “Bakanlığımız öncülügünde C.Başsavcılığımız himayelerinde düzenlediğimiz bu proğramda haklarında kamuya yararlı çalışma cezası hükmedilen hükümlülerin cezaları kamu kurumlarında çalıştırılarak yerine getirilmektedir. Bu durumda yükümlülerin toplumdan soyutlanmadan toplum içinde kalarak cezalarını yerine getirmek süretiyle topluma daha etkin bir şekilde kazanılmasını sağlamaktadır.

Bu vesileyle Kırşehir ilimizde bulunan şehitliğimizin çevre düzenlemesi boya ve tadilat işlerini Denetimli serbestlik müdürlüğümüz koordinesinde 20 yükümlülerimiz aracılığıyla yerine getirmeye gayret gösteriyoruz. Tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyor mekanları cennet olsun olsun” dedi Cumhuriyet Başsavcısı Bilal Gümüş yaptığı konuşmasında: “Şehitlik vatanı milleti için canlarını seve seve vermeyi görev bilen vatan evlatlarının ulaştığı en yüce makamdır. Bütün şehitlerimizi burada bir kez daha saygı ile anıyoruz. Rabbim bütün şehitlerimizden razı olsun peygamberimize komşu eylesin ruhları şaad mekanları cennet olsun inşallah” dedi program şehitlerimizin kabir ziyaretleri ve kuranı kerim okunmasıyla son buldu.

Page 16: S’2 Seslenis · direnişi, yüz milyonlarca kardeşimizin duası ile Türkiye yeniden felaha kavuşmuştur” dedi. “Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir

SeslenisS P O R

Temmuz 2019 • Yıl: 17 • Sayı: 208 • Ücretsizdir • Ayda bir çıkar • www.cte.adalet.gov.tr

Voleybol Turnuvasında Final HeyecanıDenizli T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu ve hükümlülerin moral ve motivasyonunun artırılması, birlikte iş görme alışkanlığının kazandırılması ile boş zamanlarını olumlu yönde değerlendirmelerini sağlamak amacıyla voleybol turnuvası düzenlendi. Kura usulüyle belirlenen 32 takımdan final maçına A-21 ve C-20 koğuşları

kaldı. Çekişmeli geçen final maçında maçı 2-1 kazanan A-21 koğuşu oldu. Kurum Müdürü, Kurum 2.Müdürleri, Eğitim ve Öğretim Servisi, Psiko-Sosyal Servis ve personel ile çok sayıda tutuklu ve hükümlünün katılımlarıyla gerçekleşen maçın sonunda Kurum Müdürü Bora Sağsöz kazanan takımı tebrik ederek hediyelerini takdim etti.

Bilecik’te Turnuva HeyecanıBilecik M Tipi Kapalı Ceza İnfaz kurumunda hükümlü tutuklular arasında düzenlenen futbol turnuvası grup maçlarıyla başladı. Kurum halı sahasında yapılan ve Bilecik Cezaevi Savcısı Burhan Şahin, Kurum Müdürü Mustafa Gül, Kurum II. Müdürü

Adnan Altemir’in izlediği final müsabakasıyla son buldu. 16 takımın katıldığı turnuvada yapılan final maçı neticesinde şampiyon olan takım oyuncularına Bilecik Cezaevi Savcısı Burhan Şahin tarafından çeşitli hediyeler ve futbol turnuvası katılım belgesi verildi.

Gaziantep Şehitkamil Açık Ceza İnfaz Kurumunda, 15 Temmuz

darbe girişimi anısına ve şehitlerimizin anısına turnuva

düzenlenerek, 15 Temmuz Köşesi hazırlandı.

Kupalar Şehitlerimiz İçin

Diyarbakır Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda görevli

değerli öğretmenimizSelçuk AĞYAR’ı

geçirdiği trafik kazası sebebiyle kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerisindeyiz.

Merhum Selçuk AĞYAR’a CTE Genel Müdürlüğü Ailesi olarak Cenab-ı Allah’tan rahmet, eş, dost ve

yakınlarına sabır ve başsağlığı dileriz.

BAŞSAĞLIĞI

CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Konya Açık Ceza İnfaz Kurumunda görevli değerli personelimiz

Akif ERGİN’İ tedavi gördüğü hastanede kaybetmiş olmanın

derin üzüntüsü içerisindeyiz. Merhum Akif ERGİN’e

CTE Genel Müdürlüğü Ailesi olarak Cenab-ı Allah’tan rahmet, eş, dost ve

yakınlarına sabır ve başsağlığı dileriz.

BAŞSAĞLIĞI

CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2016 yılında 15 temmuz gecesi yaşanan hain darbe girişiminde şehitlerimiz anısına Gaziantep Şehitkamil Açık Ceza İnfaz Kurumunda anlamlı bir köşe hazırlanarak, şehitlerimiz adına çeşitli turnuvaların ve programların olduğu bir anma programı gerçekleştirildi.15 Temmuz hain darbe girişiminde, Ankara Gölbaşı’nda bulunan Özel Harekat Dairesi’ne

düzenlenen saldırıda şehit düşen Özel Harekat polisi Seyit Ahmet Çakır ile Mehmet Demir adına Gaziantep Şehitkâmil Açık Ceza İnfaz Kurumunda, hükümlüler arası futbol ve satranç turnuvaları ile hem hükümlüler hem de personeller arası kitap okuma yarışması düzenlenerek ayrıca şehitlerimiz anısına bir köşe oluşturuldu. Başta 15 temmuz şehitlerimiz

olmak üzere tüm şehitlerimiz adına hatim programını takiben, şehitlerimiz anısına yapılan turnuva ve etkinliklere katılanlara çeşitli ödüller takdim edildi. Programa şehitlerimizin ailesi başta olmak üzere bir çok davetli katıldı. Duygulu anların yaşandığı programda hatim duası ile program sona erdi.