Çocuk ruh saĞliĞi ve hastaliklari klİnİĞİne baŞvuran … · sağlığı ve hastalıkları...

99
T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN ZEKA GERİLİĞİ TANISI ALAN HASTALARIN ÖZELLİKLERİ DR. ESRA GÜZEL UZMANLIK TEZİ PROF. DR. AYŞE AVCI ADANA-2009

Upload: others

Post on 03-Jan-2020

19 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN ZEKA GERİLİĞİ TANISI ALAN

HASTALARIN ÖZELLİKLERİ

DR. ESRA GÜZEL

UZMANLIK TEZİ

PROF. DR. AYŞE AVCI

ADANA-2009

Page 2: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

I

TEŞEKKÜR

Asistanlıktan uzmanlığa geçiş sürecini yaşadığım bu günlerde yuvadan uçan kuş

misali yüreğimde buruk bir hüzün ile birlikte kendi kanatları ile uçacak olmanın verdiği

heyecanı bir arada yaşıyorum. 5 yıl birlikte çalıştığım değerli hocalarım ve

arkadaşlarıma olan sevgimi ve minnettarlığımı bu sayfada anlatacak birkaç cümle

oldukça yetersiz olacak. Hayatın zorlukları karşısında güçlü ve aynı zamanda duyarlı da

olabilmeyi öğreten bilimsel hayatıma yön veren çok değerli hocam Ayşe AVCI’ya, yine

bilimsel hayatıma yön veren, güçlü ve kararlı duruşunu her zaman kendime örnek

aldığım ve bundan sonra da alacağım değerli meslektaşım ve arkadaşım Ayşegül

YOLGA TAHİROĞLU’na, iğne atsan yere düşmez günlerde sevecenlikleriyle destek

olan sekreterlerimiz Etem KARSLI ve Leyla EKREN’e, değerli hemşiremiz, ablamız

Mehtap UZEL’e, mesleğimizde dinlemesi ve karar vermesi en zor olan adli olguları

değerlendirme sürecinde kadınsı bakış açısıyla fazlaca duygusal davrandığımız içinden

çıkılması zor durumlarda mantıklı çözümlerle içimizi rahatlatan ve erkek bakış açısını

hayatımıza katan (başlarda anlayabilmek zor oldu, halen de zorlanıyorum…) Adli

Olguları Değerlendirme Heyetindeki tüm değerli hocalarıma (özellikle sayın hocam

Nemci ÇEKİN’e), sevgili Sunay FIRAT’a, rotasyonlarımı yaptığım anabilim

dallarındaki tüm değerli hocalarım ve asistan arkadaşlarıma ve tabi ki çok sevgili aileme

çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız…

Page 3: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

II

İÇİNDEKİLER

TEŞEKKÜR .................................................................................................................. I

İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ II

TABLO LİSTESİ ....................................................................................................... IV

KISALTMALAR ......................................................................................................... V

ÖZET VE ANAHTAR SÖZCÜKLER ....................................................................... VI

ABSTRACT-KEYWORDS....................................................................................... VII

1. GİRİŞ VE AMAÇ .....................................................................................................1

2. GENEL BİLGİLER ...................................................................................................2

2.1. Tarihçe ...............................................................................................................4

2.2. Sınıflandırma ......................................................................................................7

2.3. Tanı Ölçütleri .....................................................................................................8

2.4. Epidemiyoloji .....................................................................................................8

2.5. Etiyoloji ve Patogenez ...................................................................................... 11

2.6.Risk Faktörleri ................................................................................................... 17

2.7. Çoğul Engellilik ................................................................................................ 18

2.7.1. Eşlik Eden Fiziksel Engeller ...................................................................... 18

2.7.2 Eşlik Eden Davranışsal ve Ruhsal Engeller ................................................. 19

2.8 Psikiyatrik Eş Tanılar......................................................................................... 20

2.8.1. Yaygın Gelişimsel Bozuklukları ................................................................. 22

2.8.2. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu .................................................. 22

2.8.3. Davranım Bozuklukları .............................................................................. 23

2.8.4. Tik Bozuklukları ........................................................................................ 23

2.8.5. Stereotipik Hareket Bozukluğu................................................................... 23

2.8.6. Genel Tıbbi Koşula Bağlı Zihinsel Bozukluklar ......................................... 24

2.8.7. Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar .................................................... 24

2.8.8. Duygudurum Bozuklukları ......................................................................... 24

2.8.9. Anksiyete Bozuklukları .............................................................................. 25

2.8.10. Travma Sonrası Stres Bozukluğu.............................................................. 26

2.8.11. Obsesif-Kompülsif Bozukluk ................................................................... 26

Page 4: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

III

2.8.12. Yeme Bozuklukları .................................................................................. 26

2.9. Hasta ile Görüşme ............................................................................................ 27

2.10. Zeka ve Gelişme Geriliğinde Klinik ve Değerlendirme ................................... 28

2.11. Ayırıcı Tanı .................................................................................................... 32

2.12.Tedavi ............................................................................................................. 33

2.12.1. Psikoterapi ............................................................................................... 33

2.12.2. Davranış Tedavisi .................................................................................... 33

2.12.3. İlaç Tedavisi ............................................................................................ 33

2.12.4 Gelişimsel Düzeyine Göre Eğitsel Tedavi (Özel Eğitim) ........................... 36

2.13. Gidiş ve Sonlanım........................................................................................... 36

2.14. Önleme ve Korunma ....................................................................................... 37

3. YÖNTEM ............................................................................................................... 39

3.1. Olguların Değerlendirilme Süreci ..................................................................... 39

3.2. Psikometrik İncelemeler ................................................................................... 40

3.3. İstatistiksel Analiz ............................................................................................ 41

4. BULGULAR ........................................................................................................... 43

5. TARTIŞMA ............................................................................................................ 57

5.1. Epidemiyoloji ................................................................................................... 57

5.2. Sosyodemografik Özellikler .............................................................................. 58

5.3. Gebelik ve Doğum Öyküsü ............................................................................... 59

5.4. Organik Tanılar ................................................................................................ 60

5.5. Psikiyatrik Eş Tanılar ........................................................................................ 62

5.6. Psikometrik İncelemeler ................................................................................... 64

5.7. İlaçlar ............................................................................................................... 64

5.8. Psikomotor Gelişim .......................................................................................... 65

6. SONUÇ VE ÖNERİLER ......................................................................................... 67

7. KAYNAKLAR ....................................................................................................... 68

ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................ 91

Page 5: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

IV

TABLO LİSTESİ

TabloNo: Sayfa No:

Tablo 1. Zeka Geriliğinin Şiddetine Göre Sınıflaması ......................................................................7 Tablo 2. Ebeveynlerin Çalışma Durumları ..................................................................................... 43 Tablo 3. Doğum Komplikasyonlarna Göre Dağılım ....................................................................... 44 Tablo 4. Doğum Sonrası İlk Duruma Göre Dağılım ....................................................................... 44 Tablo 5. Olguların Psikiyatrik Eş Tanılara Göre Dağılımı ............................................................ 45 Tablo 6. İlaçların Dağılımı .............................................................................................................. 45 Tablo 7. Nöbet Dağılımı .................................................................................................................. 46 Tablo 8. Hafif, Orta, Ağır Gerilik Düzeylerinde AGTE Puanları, Yaşı, Anne ve Babanın

Yaş ve Eğitim Düzeyleri ile Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitim Zamanlarına Göre Dağılımı .................................................................................................................... 46

Tablo 9. Hafif, Orta ve Ağır Gerilik Düzeylerinde Cinsiyet Dağılımı ile Psikiyatrik Ve Organik Eş Tanı, İlaç Kullanımı, EEG ile Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitimini Alma Yaşları ile İlişkileri .................................................................................. 47

Tablo 10. Hafif, Orta ve Ağır Gerilik Düzeylerinde Ebeveyn Özellikleri, Anne Gebelik Yaşı ve Doğum Öyküsü Arasındaki İlişki ......................................................................... 48

Tablo 11. Psikiyatrik Eş Tanı Varlığının WISC-R, AGTE Puanları, Ebeveyn Yaşları, Eğitim Düzeyleri ile Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitimi Alma Yaşlarıyla İlişkisi ................................................................................................................................ 48

Tablo 12. Anne Gebelik Yaşının Ebeveyn Yaş ve Eğitim Düzeyleri ile Olan İlişkisi ....................... 49 Tablo 13. Ebveyn ve Aile Özellikleinin WISC-R Puanları ve Gelişim Basamakları ile

İlişkisi ................................................................................................................................ 50 Tablo 14. Annenin İş ve Sağlık Durumunun Eş Tanı ve Geç Yürüme, Konuşma ve

Tuvalet Eğitimi İle Olan ................................................................................................... 51 Tablo 15. Babanın İş ve Sağlık Durumunun Eş Tanı Varlığı ile Geç Yürüme, Konuşma ve

Tuvalet Eğitimi ile İlişkisi ................................................................................................. 51 Tablo 16. Ailede Ruhsal Hastalık, Ebeveynler Arasında Akrabalık ve Aile Şeklinin

Organik Tanı ve Tetkikler İle Geç Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitimi ile Olan İlişkisi ....................................................................................................................... 51

Tablo 17. Doğum Öyküsünün Psikiyatrik Eş Tanı, EEG, Havale, Geç Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitimi ile İlişkisi............................................................................................. 52

Tablo 18. WISC-R Puanları ve Gelişim Basamaklarının Annenin Gebelik Yaşı, Gebelik Süreci ve Doğum Öyküsü ile İlişkisi ................................................................................. 52

Tablo 19. WISC-R Puanları ve Gelişim Basamaklarının Doğumdan Sonra ilk Durum, Cinsiyet, İlaç Kullanımı, Organik Hastalık ve EEG Bozukluğu ile İlişkisi ...................... 53

Tablo 20. Ebeveyn Özelliklerinin AGTE Alt Ölçek Puanları ile İlişkisi .......................................... 54 Tablo 21. AGTE Puanlarında Gerilik Düzeyinin (Ay olarak) Aile Özellikleri ile İlişkisi................ 55 Tablo 22. AGTE Puanlarında Gerilik Düzeyinin (Ay olarak) Gebelik ve Doğum Öyküsü

ile İlişkisi ........................................................................................................................... 55 Tablo 23. AGTE Puanlarında Gerilik Düzeyinin (Ay olarak) Cinsiyet, İlk Durum,

Organik Tanı Varlığı, İlaç Kullanımı, EEG Bozukluğu ve Havale Öyküsü ile İlişkisi ................................................................................................................................ 56

Page 6: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

V

KISALTMALAR

AE : Anne eğitim,

AAMR : Amerikan Zeka Geriliği Birliği

AGTE : Ankara Gelişim Tarama Envanteri

AZG : Ağır düzeyde zeka geriliği,

BE : Baba eğitimi,

DEHB : Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu,

EEG : Elektroensefalogram,

HZG : Hafif düzeyde zeka geriliği,

MR : Mental Retardasyon,

NVY : Normal vaginal yol

OZG : Orta düzeyde zeka geriliği,

OKB : Obsesif Kompulsif Bozukluk,

Ort : Ortalama,

Rs : Korelasyon oranı,

Sx : Sezeryan,

SS : Standart Sapma,

TSSB : Travma sonrası stres bozukluğı

YGB : Yaygın Gelişimsel Bozukluk,

WISC-R : Weschler zeka ölçeği

ZG : Zeka Geriliği.

Page 7: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

VI

ÖZET VE ANAHTAR SÖZCÜKLER

Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğine Başvuran Zeka Geriliği Tanısı Alan Hastaların Özellikleri

Bu çalışmada 2006-2008 yılları arasında Çukurova Üniversitesi Çocuk Ruh

Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde sosyodemografik özellikler, gebelik, doğum öyküleri, psikiyatrik ve organik eş tanılar, uygulanan ilaç tedavilerinin araştırılması hedeflenmiştir.

Çalışmaya 0-18 yaş arasında 200 olgu alınmıştır. Olguların bilgilerine geriye dönük dosya incelemesi ile ulaşılmıştır. Kullanılan psikometrik ölçekler; Ankara Gelişim Tarama Envanteri, Wechsler Intelligent Scale for children-Revised idi. Veriler SPSS 11.0 istatistik paket programı ile değerlendirilmiştir.

Olguların 146’sı (73%) erkek; 54’ü (27%) kız olup yaş ortalaması 7,5±3,6 idi. Annelerin ortalama eğitim süreleri 5,9 yıl, ortalama gebelik yaşları 26,3 idi.

Olgularda gerilik düzeyi arttıkca anne eğitim süresinin azaldığı, ancak bu durumun istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlendi. Gebelik yaşının gerilik düzeyi ile anlamlı ilişkisi olmadığı belirlendi.

26 olguda (13%) doğum komplikasyonu saptandı. 86 olgunun (43%) zamanında doğduğu belirlendi. Zamanında doğanlarda doğmayanlara göre yürümeye başlama ve tuvalet eğitimi alma yaşlarının istatistiksel olarak anlamlı derecede erken olduğu belirlendi (p<0,5) Organik hastalık varlığı, havale öyküsü ve EEG bozukluğu olanlarda WISC-R sözel, performas ve toplam puanlar anlamlı olarak düşük bulundu.

141 olguda (70,5%) en az bir psikiyatrik tanı eşlik ediyordu. En sık eşlik eden tanı Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu idi. (n=85, 60,2%). Diğer sık görülen tanılar Yaygın Gelişimsel Bozukluk (n=21, 14,8%), Psikotik Bozukluk (n=4, 2,8%), Davranım Bozukluğu (n=2, 1,7%) ve diğer tanılardı.

125 olgunun ilaç tedavisi aldığı belirlendi (62,5%). En sık kullanılan ilaçlar antipsikotik (56%) ilaçlardı. Olgularda işlevselliğin arttırılması için erken tanı ve hastanın sınırlılıklarına göre tedavinin belirlenmesi önemlidir.

Anahtar Sözcükler: Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı, Zeka Geriliği

Page 8: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

VII

ABSTRACT-KEYWORDS

The Characteristics of Mentally Retarded Patient Who Referred To Child and Adolescent Psychiatry Clinic

The aims of this study are to determine the relation among sociodemographic

factors, pregnancy and birth history, psychiatric and organic co-morbid diagnosis and applied medicenes treatment in the mentally retarded children who were treated in Cukurova University Child and Adolescent Psychiatry Department in 2006-2008.

0-18 years old 200 cases were recruited to the study. Findings were collected from patient files as retrospectively. Psychometric scales were Wechsler Intelligent Scale for children-Revised (WISC-R) and Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE). Statistical analyzes were performed with SPSS windows (11.00) pocket program.

146 (73%) of cases were boys and 54 (27%) were girls. Average age was 7,5±3,6. The mothers education level was 5,9 years, mean pregnancy ages were 26,3 years. In the cases it was observed that as the mental retardness level increases the education period decreases but it was determined that this case was not statistically meaningfull. It was determined that the pregnancy age has no meaningful relationship with the retardness level.

In 26 cases (13%) pregnancy complication was determined. In 86 cases (43%) on time birth was determined. The time period of start of walking and wc training were determined statistically earlier at a meaningful degree in the on time births with respect to the late births. (p<0,5) In the ones who have organic illness, eclampsia history and EEG failure, WISC-R verbal, performance and aggregate points were found meaningfully low.

141 (70,5%) cases had least one co-morbid disorder. The most common diagnose was Attention Deficit Hyperactivity Disorder (n=85, 60,2%). Other common diagnoses were Pervasive Developmental Disorder (n=21, 14,8%), Psychotic Disorder (n=4, 2,8%), Conduct Disorder (n=2, 1,7%) and others.

125 of cases used drug treatment. The most frequent used drugs were antipsychotic (56%) drugs. In order to increase the functionality in the cases, the early diagnosis and determining the treatment with respect to the limited capacity of the patient is important.

Key Words: Child and Adolescent Psychiatry, Mental Retardation.

Page 9: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

1

1. GİRİŞ VE AMAÇ

Çukurova Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 1990

yılından itibaren Psikiyatri Anabilim Dalından ayrılarak 0-18 yaş arasındaki çocuk ve

ergenlerin ruhsal ve psikometrik değerlendirmelerini yapmaktadır. Yılda yaklaşık 2000

civarında yeni hasta görülen polikliniğimizde diğer ruhsal hastalıklar ve sorunlar yanı

sıra hastaların ortalama 5%’i zeka geriliği ve/veya gelişme geriliği tanısı almaktadır.

Gelişme geriliği ve zeka geriliği bireyin gelişim düzeyinde, zeka düzeyi ve sosyal uyum

becerilerinde yetersizlikle karekterize süregelen çeşitli gelişimsel ve davranışsal

belirtiler olup kişilerin işlevselliğini, yaşam kalitesini ve toplumda yaşama uyum

sağlama yetilerini kısıtlayan önemli ve birincil faktörlerdir. Sosyal, mesleki ve eğitim

alanlarında önemli güçlüklere neden olan bu bozukluklara son yıllarda daha çok önem

verilmiş, özellikle risk faktörleri, nedenleri, eş tanı ve seyirlerine yönelik yapılan

çalışmaların sayısında artış gözlenmiştir. Ülkemizde ise bu alanda geniş örneklemlerle

yapılmış az sayıda çalışma bulunmaktadır.

Bu çalışmaya Adana ve çevre illerden ruhsal sağaltım için aileleri tarafından

getirilen ve polikliniğimizde “Zeka Geriliği ve Gelişme Geriliği ” tanıları alan çocuk ve

ergenler alınmıştır. Çalışmanın amaçları; zeka geriliği ve gelişme geriliği tanıları alan

bu olgularda ailelerin genel sosyodemografik özellikleri, yaş ve cinsiyete göre dağılım,

doğum ve doğum sonrası komplikasyonlar ile psikiyatrik ve organik eştanı sıklığını

araştırmak, tüm bu faktörlerin gerilik düzeyi ile ilişkisini inceleyerek literatür eşliğinde

önlenebilir risk faktörlerini belirlemektir.

Page 10: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

2

2. GENEL BİLGİLER

Zeka kavramı bir çok bilim adamı tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır.

Binet zekâyı “iyi akıl yürütme, iyi hüküm verme ve kendi kendini eleştirme

kapasitesi”olarak tanışmamıştır. Terman; “Birey, soyut düşünebildiği ölçüde zekidir”,

Wechsler; ”Bireyin amaçlı davranma, mantıklı düşünme ve çevresiyle ilişkilerinde etkili

olma kapasitesi”demiştir. Baldwin; “Bilme yeti ya da kapasitesi”, Piaget; “Zeka

organizma ile çevresi arasındaki kendine uydurma (assimilatory) ve kendini uydurma

(accomodatory) ile ilgili etkileşimlerin olduğu kadar tüm duyusal-devinişsel ve bilişsel

nitelikteki ardışık uyumların yöneldiği denge durumunu kurar”, Freeman; “Bütün

yaşantıları bütünleştirme ve yeni durumlara uyumu sağlayan tepkilerde bulunma

kapasitesi” olarak tanımlamışlardır1,2. Gardner (1999) ise zekâyı, bir kişinin bir veya

birden fazla kültürde değer bulan bir ürün ortaya koyabilme kapasitesi, gerçek hayatta

karşılaştığı problemlere etkili ve verimli çözümler üretebilme becerisi ve çözüme

kavuşturulması gereken yeni ve karmaşık yapılı problemleri keşfetme yeteneği olarak

tanımlamaktadır. Dolayısıyla, Gardner “çoklu zekâ kuramı” ile zekâ konusuna daha

geniş bir bakış açısı kazandırmış ve insanların sahip oldukları farklı yetenekleri-

potansiyelleri “zekâ alanları” olarak adlandırmıştır3.

Zekâ konusunda yapılan ilk çalışmalar ve ilk zeka kuramı, testlerin olmadığı bir

dönemde öğretmen değerlendirmelerine bağlı olarak Spearman tarafından

geliştirilmiştir. Faktör analizi tekniği ile tüm zihinsel etkinliklerin temelinde ortak bir

“g” faktörü olduğu ve bu faktörün öğrenme düzeyini belirlediği, bilginin deneyime

dönüştürülme oranını etkilediğini belirlemiştir4. Thorndike 1930’lu yıllarda sözel

kavrama, hafıza, muhakeme, uzay ilişkilerini görselleştirme yeteneği, sayısal yetenek,

sözel akıcılık ve algısal hız gibi bir takım zihinsel yetenekler belirleyerek zekâ değil

zekâlar olduğunu öne sürmüştür. Thorndike’dan 30 yıl sonra, 1960’lı yıllarda Guilford

120 faktörlü zekâ kavramını ortaya koymuş, daha sonra bu sayıyı 150’ye

çıkarmıştır.5,6,7.

Zeka geriliği (ZG) kavramı ise zekanın türü ve ölçümüne yönelik tartışmalar

sonrası dikkat çekmiştir. Farklı tanımlarına rağmen, zeka geriliği tanısındaki ölçüt

zamanla zihinsel işlev bozukluğu olmuştur8. Bu bağlamda zeka; akıl yürütme, problem

Page 11: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

3

çözme, soyut düşünme, planlama ve deneyimlerden bir şey öğrenme yeteneklerini ifade

eden genel zihinsel kapasite olarak değerlendirilmiştir9. Zihinsel işlevsellikteki

sınırlılıkları hedef almak, zekanın tanımlanması yanı sıra tutarlı olarak ölçülmesini

gerektirir. Zeka ölçümlerinin genel olarak standartlaştırılmadığı ya da güvenilir olarak

görülmediği 5 yaş altı çocuklarda bu durum sorun yaratmaktadır14. Genellikle iki yaş

öncesi çocuğun zeka katsayısından bahsetmek yanlıştır. Çünkü yaşamın ilk iki yılı

içinde bu testlerde kötü performans gösteren bir çocuk, uygun şartlarda dört yaşına

kadar bu geriliği kapatabilmektedir285 ve değişik gelişim alanlarında aynı anda hızlı bir

şekilde ilerlemektedirler15. Bu becerileri edinmekte sınırlılıklar ve gecikmeler ileriki

yıllarda zeka geriliğinin habercisi olabilecek bir gelişim bozukluğuna işaret olabilir. Bu

nedenle özellikle 5 yaş altı çocuklar için “gelişme geriliği” tanımı daha uygundur.

“Zeka geriliği” ve “genel gelişimsel gecikme” tanıları yaygın ve ayırt edici özellikler

gösteren bağlantılı, birbirini tamamlayıcı ancak eş anlamlı olmayan terimlerdir.

Etyolojileri heterojen olup her ikisi de; bireyin gelişim süreci üzerinde önemli ve

devamlı etkisi olan bilişsel, motor, dil ya da sosyal becerilerin kazanılmasında önemli

aksaklıklara neden olan, erken ortaya çıkan kronik bozukluklar olarak tanımlanan

gelişimsel engellerdir11.

Yaşça küçük çocuklar için, “genel gelişimsel gecikme” terimi, bir çok gelişim

alanında ortaya çıkan bozukluğu ifade etmek amacıyla kullanılmaktadır16,17,18,19,20,21.

1975 yılında gelişim bozukluğu; zihinsel ve/veya fiziksel bozukluğa bağlı olan, 22

yaşından önce ortaya çıkan ve yaşamsal etkinliğin en az 3 önemli alanında ciddi işlevsel

sınırlılık ile sonuçlanan şiddetli bir bozukluk olarak tanımlanmıştır10. Amerikan

Nöroloji Akademisi (ANN) tarafından yapılan ve genel olarak kabul edilen en yeni

tanımında ise genel gelişimsel gecikme, “iki ya da daha fazla gelişim alanında (örn,

kaba/ince motor, bilişsel, konuşma/dil, kişisel sosyal beceriler, günlük aktiviteler)

meydana gelen ciddi gecikme” şeklindedir22.

Amerikan Zeka Geriliği Birliği (AAMR) tarafından 2002 yılında yapılan ve genel

olarak kabul edilen zeka geriliği tanımı; "zihinsel işlevsellik ve uyumlu davranışlar ile

kavramsal, sosyal, pratik ve uyumsal becerilerde ciddi sınırlılık ile karakterize yeti

yitimi" şeklindedir. Bu yeti yitimi 18 yaşından önce belirir12 ve bireyin işlevsel olma

kapasitesinde, işlevsel olma yeteneğinde (örn, etkinlik ile ilgili sınırlılıkları) ve işlevsel

olma olanaklarında (örn, katılım sınırlılıkları) ortaya çıkan sorunlarla kendini gösterir.

Page 12: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

4

Bu tanım temelde Hastalıkların Uluslararası Sınıflandırılması onuncu baskısında yer

alan tanım ile (ICD-10) aynıdır (Dünya Sağlık Örgütü, 1992). Ne var ki, Amerikan

Zeka Geriliği Birliği'nin ZG için yaptığı tanımda, IQ yerine 10 farklı işlevsellik alanı

konusunda "ihtiyaçlara dayalı" bir değerlendirme ifadesi kullanılmıştır143. Bu tanım ile

klinisyene IQ sınırını 75'e yükseltme özgürlüğünü vermektedir; görünüşte küçük olan

bu artış aslında ZG' kavramının içeriğinin daha da genişlemesine neden olarak vakaların

sayısını tahminen iki kat arttıracağı öngörülmektedir13.

Zeka geriliği ve genel gelişimsel gecikme tanı çoğu kez detaylı, standartlaştırılmış

değerlendirmeler ile klinik gözleme dayanılarak konulur.

2.1. Tarihçe

Zeka geriliğine duyulan ilgi çok eski zamanlara uzanır23,24. Zeka geriliği ile ruh

hastalığı arasında kesin bir ayırım yapan ilk kişi, İngiliz düşünür John Locke'tır. Locke,

(İnsanı Anlamak Üzerine) (1960) adlı denemesinde bu ayırımı şöyle ifade etmiştir,

"Aptallar ile deliler arasındaki fark şudur: deliler yanlış fikirler öne sürerler, ancak

aptallar ya çok az önermede bulunurlar ya da hiç bulunmazlar ve hemen hemen hiç akıl

yürütmezler"25. Günümüzdeki ilgi ise Aydınlanma Çağında başlamış olup 19. yüzyılda

önemli oranda artmıştır; özellikle büyük sosyal devrim zamanında, bebek ve çocuk

ölüm oranları azaldığında ortaya çıkmıştır. Çocuklara, eğitime, hastalıklarda kalıtım ve

çevrenin rolüne de ilgi aydınlanma çağı sonrası artmıştır26,27. Sonraları Sequin gibi

eğitimciler, çocukların gelişimini desteklemek için belirli eğitim yöntemleri

geliştirmeye başlamışlardır. 19. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde ise, zeka geriliği

olan çocukların bakımı için bir çok kurum oluşturulmuştur. Başlangıçta bu kurumların

amacı çocuğu ailesine teslim etmeden önce belirli bir tedavi süreci uygulamak olsa da

zamanla oluşan tepkiler nedeniyle zeka geriliği olan kişilerin bakımlarının kendi

evlerinde yapılması ile ilgili uygulamaların gerekliliği ortaya konulmuştur.

19. yüzyılda, günümüzde oldukça aşağılayıcı olarak görülen “embesil”, “geri

zekalı”, “aptal” gibi terimler kullanılarak zeka geriliği düzeyleri arasında ayrımlar

yapılmıştır. Başlangıçta, bu gibi ayrımların etyolojik dayanağı oldukça sınırlıydı. Bir

taraftan, sınıflandırma amaçlı kullanılabilecek zihinsel işlevsellik konusunda çok az

sistematik bilgi mevcut iken diğer taraftan, ZG'nin bilinen çok az etyolojik nedeni vardı.

Zeka geriliğinin 20. yüzyıldaki tanımları, bu hastalığın tedavi edilemez olduğuna,

Page 13: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

5

sürekli sınırlılıklarla topluma katılımı engellediğine, uyumsal becerilerinde bozukluk

olduğuna dikkat çekmiştir. Bu bireylerin gözetim, kontrol ve dış desteğe gereksinim

duymadan bağımsız bir şekilde varlığını sürdürmesinin zor olduğu, normal çevre

şartlarına uyum sağlamasını engelleyen zihinsel gelişim bozukluklarının olduğu

belirtilmiştir28. 19. yüzyılın sonlarına ve 20. yüzyılın başlarına doğru her iki sınırlılığa

değinilmeye başlanmıştır. Binet, İngilizceye çevrilen ve ABD'de Terman tarafından

uyarlanan ilk zeka testini geliştirmiştir29,30. Stanford-Binet testi, yıllarca psikometrik

değerlendirme ölçü modeli olarak kullanılmıştır. Bu test, zeka geriliği düzeylerine

ilişkin daha net sonuçlar vermekteydi. Ayrıca Terman geliştirdiği mükemmel işlemle,

çocuğun zeka yaşını kronolojik yaşıyla böldükten sonra çıkan sonucu 100 ile çarpıp

çocuğun IQ düzeyini elde etmiştir. Bu, farklı yaşlardaki çocukların birbirleriyle

karşılaştırılmasını kolaylaştırmıştır. Binet başlangıçta ölçeğini zeka geriliği olan

çocukları belirleyip onlara yardım etmek amacıyla geliştirmesine rağmen, IQ puanı

hızla bir çok çalışmanın konusu olmuştur. Yordayıcı değişken olarak IQ testine duyulan

güven, aynı testin bebekler ile çocuklarda da uygulanmasına olanak sağlamış ve test

doğru şekilde uygulandığı takdirde elde edilen sonucun değişmez olduğu ve kişinin

zekasını yansıttığı inancına neden olmuştur. Skeels ve Dye (1939) ise yaptıkları

çalışmalar sonrası çevresel faktörlerin de zeka gelişiminde rol aldığını öne

sürmüşlerdir31. Skeels, çocukluk ve yetişkinlik döneminde sonuçlarda ciddi farklılıklar

olduğunu da belirtmiştir32. 1940 ile 1950'lere gelindiğinde, IQ puanının gerçekte hem

çevrenin hem de kalıtımın bir ürünü olduğuna dair farkındalık ve zeka geriliği olan

çocukların zihinsel işlevselliğinin tekrar kazandırılmasına ilişkin terapötik yaklaşım

girişimleri artmıştır. 20. yüzyılın ortalarında, uyumlu davranış sınırlılıkları, zeka geriliği

tanısına bir ölçüt olarak eklenmiştir33 ve bu da IQ puanlarına olan bağımlılığı azaltmış

ve zeka geriliği ile ilgili olan sosyal faktörleri daha iyi yansıtmıştır. Uyumlu davranış

bozukluğu, sıradan durumlara bile uyum sağlamayı güçleştiren olgunlaşma, öğrenme ya

da sosyal uyum sorunları şeklinde kavramlaştırılmıştır. 1970 yılına gelindiğinde,

AAMR'ın zeka geriliğine ilişkin tanımına, genel zihinsel işlev ile uyumsal becerilerdeki

bozuklukların da dahil edilmesi gerekmiştir34. Esas olarak, “uyumsal beceriler” terimi,

gündelik düzeyde kendi kendine yetebilmeyi ifade etmekte olup, “zeka geriliği”

tanımına dahil edilmesinin nedeni, IQ'su 70'in altında olan kimi insanların, ergenlik ya

da yetişkinlik döneminde, başkalarından tamamen ya da büyük ölçüde bağımsız olarak

Page 14: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

6

kullanabilecekleri yeterli uyumsal becerileri öğrendikleri ve dolayısıyla artık ZG

ölçütlerine uymadıklarının gözlemlenmesidir. Bu daha çok, çocukluk döneminde hafif

düzeyde zeka geriliği bulunan kişilerde görülür40.

1930'lu yıllarda, psikolog Edgar Doll, bu gibi becerileri nitelendirmek amacıyla

(Vineland Sosyal Uyum Ölçeğini) geliştirmiştir. Bu ölçek tekrar gözden geçirilmiş olup

zeka geriliği olan çocukların değerlendirmesinde önemli bir araç olarak işlev görmeye

devam etmektedir35. Uyumsal becerilerdeki bozukluklar ZG tanısının bir parçası olması

yanı sıra öğretilebilir niteliğe sahiptir. 1992 AAMR tanımında, etkilenen uyumsal beceri

alanları belirtilmiş ve bireyin ömrü boyunca işlevselliğine ket vuran sınırlılıklar

vurgulanmıştır36. Uyumsal becerilerin ölçümü genellikle ebeveynlerin ya da bakıcıların

verilerine dayanır; ancak bazı vakalarda, kişiyle doğrudan görüşme yoluna gidilebilir

Diğer bir önemli çalışma ZG sendromlarının nedenleri üzerine odaklanmaktadır.

Bunun bir örneği de 19. yüzyılda, kendi adını taşıyan ve günümüzde21. kromozomun

trizomisinin sonucu olarak görülen Down Sendromunu tanımlayan Dr. Langdon

Down'ın makalesinde görülür. Zaman geçtikçe, zeka geriliğinin daha spesifik

sendromları belirlenmiştir. Zeka geriliğinin gelişmekte olan fetusla ilgili sorunlar da

dahil olmak üzere bir dizi risk faktöründen, genetik faktörlerden (Down sendromu),

toksinlere maruz kalma ile anneden kapılan enfeksiyonlardan da kaynaklanabileceği

anlaşılmıştır. Genetik bilimindeki ilerlemeler, bu gibi sendromların tanınmasını ve

nedenlerinin daha kesin bir şekilde anlaşılmasını mümkün kılmıştır37.

Geçtiğimiz yıllarda, bazı gelişmeler ABD'de ZG'nin tedavisi ve önlenmesine

ilişkin yaklaşımları dramatik olarak değiştirmiştir. 1960'lardan bu yana kişilerin

bakımının evlerinde (ve toplumlarında) yapılması daha da önemli hale gelmiştir. Bu

girişim, Amerikan federal hükümetinin okullara, tüm özürlü çocuklara mümkün

olduğunca kaynaştırma ortamlarında uygun eğitimin sağlanması zorunluluğunu

getirmesiyle daha da özendirilmiştir. Eğitim kurumlarındaki kaynaştırma ortamları bazı

tartışmalara konu olmuştur. ABD'de zeka geriliği olan bir çok çocuk büyük ölçüde ya

da tamamen kaynaştırma eğitiminden yararlanmaktadır, ancak eyaletten eyalete değişen

belirgin değişiklikler de vardır; kaynaştırmanın yararları bazı tartışmaların odağı

olmuştur38. Bütün dünyada olduğu gibi, engellilerin rehabilitasyonu için ABD’de de

çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. 1970’li yıllarda, engellilerin günlük yaşama daha

fazla katılabilmeleri için toplumun koyduğu sınırların kaldırılmasının yolları sürekli

Page 15: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

7

tartışılıyordu ve gün geçtikçe şekillenen engelli hakları hareketi, engellilerin temel

hakları kazanmaları için çözüm yolları arıyordu. 1973 ve 1975 yıllarında kabul edilen

yasalarla federal hükümetten mali destek alarak yürütülen programlarda engellilere

yönelik ayrım yapılması yasaklanırken, engellilerin ücretsiz kamu eğitim

hizmetlerinden yararlanmalarına hak tanındı. 1990’da Engelliler Yasası’nın kabulü ile

yıllar içinde engellilere tanınan haklar artarak esasen Vatandaşlık Hakları Kanunu’nda

belirtilen haklar bu şekilde engellilere de tanınmış oldu.

2.2. Sınıflandırma

Zekanın ölçülebilirliği ile bu ölçümün sosyal, kültürel ve etik içeriklerine ilişkin

tarihsel tartışmalardan sonra "Ortalamanın altında zihinsel işlevsellik" ifadesinin kesim

noktalarını belirlemek de sorun yaratmıştır13,14. Bireylerde zeka geriliğini saptamak için

yapılan epidemiyolojik çalışmalarda standartlar belirlenmiştir ve istatistiksel modele

dayanan psikometrik ölçümler kullanılmaktadır. Zeka geriliği tanısı için genellikle

kabul edilen kesme noktası, ortalamanın 2 standart sapma altındaki zeka bölümüdür

(Intelligence Quotient, IQ). Bu değer 70 zeka puanının altını ifade eder.

Tablo 1. Zeka Geriliğinin Şiddetine Göre Sınıflaması

Zeka Geriliği % DSM IV ICD-10 Hafif 85 55-70 50-69 Orta 10 35-40/ 50-55 35-49 Ağır 3-4 20-25/ 35-40 20-34 Çok Ağır 1 < 20-25 <20 Şiddeti Belirlenmemiş ZG olduğuna dair güçlü kanı var

ancak standart testlerle değerlendirilememiş

Klinik kararlarda esneklik payı vardır. Çocuklukta zeka geriliği olan çoğu kişide

gerilik hafif düzeydedir (olguların yaklaşık 85%'i), orta düzeyde olanlar 10%, ağır

düzeyde olanlar yaklaşık 4%, olguların geri kalan kısmını oluşturan çok ağır düzeyde

zeka geriliği olanlar ise 1-2% arasındadır. Geçmişte, eğitilebilenler (IQ 50-70) ile

öğretilebilenler (IQ 50'den küçük) arasında bir ayrım yapılmıştır. Her ne kadar yaygın

olarak kullanılmasa da, böyle bir ayrım önemlidir. Organik nedeni olan ZG’de genelde

Page 16: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

8

IQ 50’nin altında iken ailesel zeka geriliğinde ise tipik olarak IQ 50-70

arasındadır43,56,102.

2.3. Tanı Ölçütleri

DSM-IV’e göre zeka geriliği (ZG) tanı ölçütleri şunlardır:

1. Ortalamanın önemli derecede altında zeka işlevselliği: Bireysel olarak ygulanan

zeka testinde yaklaşık 70 ya da altında bir zeka bölümünün olması.

2. Aşağıdaki alanlardan en az ikisinde o sıradaki uyum eşzamanlı yetersizliklerin

ya da bozuklukların olması: İletişim, kendine bakım, ev yaşamı, toplumsal/kişiler arası

beceriler, toplumun sağladığı olanakları kullanma, kendi kendini yönetip yönlendirme,

okulla ilgili işlevsel beceriler, iş, boş zamanlar, sağlık ve güvenlik.

3. Başlangıcının 18 yaşından önce olması.

Zeka geriliği ve şiddeti, çoklu eksen sınıflandırılmasında Eksen II’de yer alır.

Eğer nedeni biliniyorsa (down sendromu, fenilketonüri gibi) Eksen III’de kodlanır11.

Genel Gelişimsel Geriliğin Amerikan Nöroloji Akademisi (ANN) tarafından

yapılan ve genel olarak kabul edilen tanımında, “iki ya da daha fazla gelişim alanında

(kaba motor, ince motor, bilişsel, konuşma/dil, kişisel sosyal beceriler, günlük

aktiviteler) meydana gelen ciddi gecikme” biçimindedir22.

2.4. Epidemiyoloji

Zeka geriliğinin yaygınlık oranı tıbbi gelişmelere rağmen son 50 yılda

değişmemiştir47,48. Yapılan çalışmalarda ZG görülme sıklığı ABD’de 2-3% olarak,

İsveç’te okul çağındaki çocuklarda görülme sıklığı 1%’in altında, 10-17 yaş arasındaki

çocuklarda 0,7% civarında verilmektedir270. ZG genel olarak toplumun 3%’ünde

görülmekte olup kesin tanı olguların 1/3’üne konulabilmektedir49,50. ZG tanımında

normalin altında zihinsel işlevsellik ile birlikte uyumlu davranışsal belirtilerin kullanımı

epidemiyoloji açısından önemlidir. Zeka geriliğinin yaygınlık oranına ilişkin öngörüler,

tanı kriterlerine, çalışma şekline ve araştırma yöntemlerine bağlı olarak değişiklik

göstermektedir. Tanı yalnızca IQ’ya dayandırıldığında ABD’de yaygınlık oranı 3% iken

uyumsal beceriler de göz önüne alındığında çoklu araştırma yöntemleriyle birlikte

yaygınlık oranı yaklaşık 1%’e gerilemektedir47,51,52. IQ ile uyumsal becerilerin ZG

tanımına dahil edilmesine bağlı olarak sayılarda düşüş, hafif düzeyde zeka geriliği

Page 17: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

9

olanlar arasında daha yaygındır51,47. Ancak yine de bu çocuklar ve yetişkinler, stresli

yaşam olaylarına karşı yardım ve desteğe gereksinim duyabilirler40,54. Bu çocuklarda

akademik ve davranış sorunlarının baş göstermesi daha olasıdır53.

1976 yılında Isle of Wight çalışmasında Rutter ve arkadaşları; IQ tek tanı kriteri

olarak kullanılsaydı 9-11 yaşlarındaki çocukların yaklaşık 2,5%'inde zeka geriliği

olacağını, ancak uyumsal beceriler de dahil edilirse bu sayının yarı yarıya düşeceğini

(1,3%) belirtmişlerdir53. 1983 yılında Hagberg ve Kyllerman 2%'lik bir zeka geriliği

oranını belgelemişlerdir; bunun 1,5%'inde hafif zeka geriliği (IQ 50-70) ve 0,5%'inde

ise orta ya da şiddetli zeka geriliği (IQ 50'den küçük) olduğunu belirtmişlerdir269.

İncelenen hedef kitle ve kullanılan ölçüm araçları hafif zeka geriliği oranını

etkileyebilir; ancak orta ve ağır zeka geriliği üzerinde çok az etkilerinin olduğu

görülmektedir. Sonraki 15 çalışmadaki düşük zeka geriliğinin yaygınlık oranları, 1000

kişi başına 5 ila 80 vaka arasında değişmiştir ve ortalama yaygınlığın 1000'de 35 olduğu

görülmüştür. Bunun aksine, 37 çalışmada orta ve ağır zeka geriliğinin yaygınlık oranı

1000'de 2,5 ile 7 arasında değişmiş ve ortalama yaygınlık oranı 1000'de 3,6 olarak

saptanmıştır41.

ZG vakalarının 75%’i hafif, 10%’u orta, 5%’i ise ağır gruba girer. Bu dağılım

yaşla, sosyo-ekonomik faktörlere ve kültürel yapıya göre değişkenlik gösterir271. Uyaran

yoksunluğu, proteinden yetersiz beslenme, malnütrisyon, öğrenme güçlüğüne neden

olabilen yaşam koşulları nedeniyle sosyoekonomik düzeyi düşük gruplarda hafif mental

retardasyon oranı yüksektir. Ancak yine de biyolojik yapının bir dereceye kadar hafif

zihinsel özürün gelişiminden sorumlu olabileceği düşünülmektedir. Orta ve ağır ZG ise,

toplumun her sosyoekonomik kesiminde aynı oranda görülür. Tıbbi bakımın yüksek

düzeylere çıkması ile de bu oranlar fazla değişmemekte, düşük ağırlıklı prematür

çocukların yaşatılması, antibiyotiklerle ve aşılamalarla enfeksiyonlardan ölüm

oranlarının düşürülmesi ile oran tüm toplumlar için aynı kalmaktadır271,272.

Tanının zamanı zeka düzeyi ile ilişkilidir; orta ve ağır düzeyde olanlar, hafif

olanlara göre daha erken tanı alır. Çocuklukta ZG tanısı konulan kişilerin çoğu,

yetişkinlikte tanının artık geri çekilmesini gerektirecek düzeyde uyumsal işlevsel

beceriler geliştirebilirler. HZG yaygınlık oranı, en yüksek oranda okul çağında

görülmektedir.

Page 18: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

10

Zeka gerilikleri içerisinde en sık hafif düzeyde zeka geriliği görüldüğü için, zeka

geriliği tanımlarındaki değişiklikle ve çevresel etkilerin (yetersiz eğitim ve beslenme,

kurşun gibi çevresel toksinler) araştırmalara dahil edilmesi hafif zeka geriliği olan

çocukların genel sayısında önemli değişiklikler yapar. Zeka geriliği konusundaki en

kapsamlı çalışmalardan biri olan, Metropolitan Atlanta Gelişim Bozuklukları

Çalışmasıyla, 1000'de 8,4'lük bir oran saptanarak ortalamanın altında bir hafif zeka

geriliği oranı (IQ 50-70) tanımlanmıştır; ancak 1000'de 3,6 olan şiddetli zeka geriliği

için bu oran, meta-analiz ortalamasıyla tutarlı olmuştur42,43.

Atlanta çalışması ile zeka geriliğinin yaygınlık oranına ilişkin iki gözlem daha

eklenmiştir. Bunlar ırk ve cinsiyet arasında farklılıklardır. Atlanta çalışmasında, beyaz

nüfusa oranla siyah nüfuzda zeka geriliğinin 50% oranında daha fazla görüldüğü rapor

edilmiştir 39,44. Kaliforniya'da yapılan bir çalışma, zeka geriliğinin tüm düzeyleri için

ırksal farklılık oranının benzer olduğunu ve düşük doğum ağırlığı ve anne yaşı ile

ilişkilendirilen riskin yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmada gözlemlenen ve

zeka geriliği riskini arttıran diğer faktörler de, annenin yetersiz beslenmesi, sigara

içmesi ve alkol kullanmasıdır. Babanın bile sigara içmesi bu durumun ortaya çıkma

riskini arttırmaktadır45.

Zeka geriliğinin her düzeyi araştırmalarda erkek cinsiyette daha sık

tanımlanmıştır55. Neredeyse her çalışmada, cinsiyet farklılığı, tutarlı bir bulgu olarak

kendini göstermekte olup erkeklerde 20% ile 40% arasında daha yüksek oranda

gözlenmektedir. Atlanta çalışmasında erkek-kadın oranının 1,4:1,0 olduğu

belirtilmiştir44. Bu farklılığın nedeni büyük oranda, X kromozomu bozukluklarına

bağlanabilir; ancak çalışmalar, annenin sigara içmesinin ya da düşük doğum ağırlığının,

erkek çocukların IQ'su üzerinde daha doğrudan etkisinin olduğunu ve bu farklılığın

altında birçok nedenin yattığını göstermiştir41. Farklı çalışmalarda E/K oranı 1,3/1-1,9/1

arasında değişmektedir.

Düşük sosyoekonomik düzey (SED), HZG olan grupta daha sık

görülmektedir37,47,59,64,65,66. AZG ile sonuçlanan hemen tüm biyomedikal nedenler tipik

olarak sosyodemografik faktörler ile bağlantılı olan HZG ile de korrelasyon gösterir257.

ZG’de epidemiyoloji ile ilgili erken çalışmalar spesifik prenatal, perinatal ve

postnatal faktörlere odaklanırken51 Fransa ve Norveç’de yürütülen daha yeni

çalışmalarda araştırmacılar özellikle çocuklarda AZG’de biyomedikal faktörlerin

Page 19: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

11

üzerinde durmuşlardır56,57. Bangladeş ve Norveç’de yapılan çalışmalarda düşük SED ile

HZG arasındaki ilişkiyi gösteren örnekler rapor edilmiştir58.

Son 20 yıl içerisinde yapılan çalışmalarla düşük eğitim düzeyi, düşük

sosyoekonomik düzey ve multiparitenin zeka geriliğinin oluşmasını büyük oranda

etkilediği belirlenmiştir60. Erkek cinsiyet yanı sıra, düşük doğum ağırlığı, siyah ırk,

annenin gebelik yaşının ileri olması ve anne eğitim düzeyinin düşük olması hem HZG

hem de AZG için artmış risk faktörleri ile ilgilidir61. Anne eğitim düzeyinin 12 yıl ve

üzeri olması ZG’de azalmış risk ile ilgilidir62,63. Anne eğitim düzeyi prenatal dönemde

bilişsel gelişimin farkına varılması, riskli davranışlardan kaçınma ve erken dönemde

geniş prenatal bakımın verilebilmesinde etkilidir67,68,69. 2008 yılında yayınlanan bir

çalışmada, düşük anne eğitim düzeyi (12 yıldan az) en yüksek risk faktörü olarak

belirlenmiş olup doğum ağırlığı 1000 gr altında olan çocuklarla kıyaslandığında sırası

ile HZG için 24,2 kat, OZG/AZG için 4,8 kat, ÇAZG için 1,8 kat daha fazla risk

oluşturmaktadır55.

Orta ya da ağır ZG olan bir çok birey, toplumda yeterince üretken olamamakta ve

hastane ya da ev bakımı gerektirmektedirler. Bunun topluma olan maliyeti büyüktür.

Hollanda'da yapılan bir çalışmada zeka geriliğinin, sağlık maliyeti en yüksek olan

hastalıklar kategorisinde yer aldığı ve bu hastalığın maliyetinin inme, kalp hastalıkları

ve kanserin toplam maliyetine eşit olduğu görülmüştür46. Birleşik Devletler Hastalık

Kontrolü ve Önlemi (CDC) tarafından yapılan bir analiz, zeka geriliği olan kişilerin bu

hastalığının kendilerine yaşamları boyunca 1 milyon dolara mal olduğunu ve bu

rakamın beyin felci, işitme kaybı ya da görme bozukluğunun maliyetinden daha yüksek

olduğunu ortaya çıkarmıştır.

2.5. Etiyoloji ve Patogenez

Tek olumsuz sosyal faktör gelişme geriliği oluşumu için çoğu zaman yeterli

olmazken eş zamanlı birçok olumsuz faktörün bir araya gelmesi riski arttırmaktadır97.

Etyolojinin aydınlatılması; tedavinin düzenlenmesine, sonlanım ve yinelemenin n

önlenmesine olanak sağlar. Yapılan bir çalışmada gelişme geriliği nedeniyle başvuran

çocukların yalnızca 63%’ünde etyolojik neden belirlenebildiği belirtilmiştir. Etyolojinin

belirlenememe oranları ise hafif düzeyde zeka geriliği için 58-78%, ileri derece zeka

geriliği için 23-43%’dür. ZG olan bireylerin yaklaşık 35%’inde genetik bir neden

Page 20: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

12

gösterilir. 10%’undan daha azında organik neden tanımlanabilir. Enfeksiyon, travma ve

toksinler, prenatal, perinatal veya postnatal etmenler, doğum sorunları ve prematuritelik

gibi etmenler olguların yaklaşık 1/3’ünün nedenini açıklayabilmektedir43,56,102,271.

Genetik nedenler çevresel nedenlerden daha sık görülür49,50.

Tarihsel olarak ZG ile ilgili etyolojik çalışmalar önceleri biyomedikal ve genetik

nedenlerin varlığına göre 2 grupta sınıfandırılmıştır70,71,98,99,100,101. Birinci gruptaki

kişilerde zeka geriliğinin organik nedenleri vardır ve bu grup, bilinen doğum öncesi,

doğum ve doğum sonrası sorunlardan etkilenmişlerdir. İkinci gruptaki kişilerin zeka

geriliğinin kesin bir şekilde tanımlanabilir organik nedenleri bulunmamaktadır ve hafif

zeka geriliği olan çoğu olgunun bu grupta yer aldığı kabul edilir. Geçtiğimiz yıllarda,

"sosyokültürel- ailesel zeka geriliği “ kavramı ortaya atılmış olup bu bireylerde

etyolojinin çevresel yoksunlukla ilgili olduğu düşünülmektedir. Sosyokültürel zeka

geriliği olan bir çok kişi, azınlık bir toplumda yetişmiş, düşük IQ'lu ana-babaları olan

yoksul kimseler olarak tanımlansa da, bu teoriyi tek başına açıklamaya

yetmemiştir72. Tanıların daha doğru bir şekilde konulması ve yeni genetik bozuklukların

keşfedilmesiyle birlikte, bir çok klinisyen özgül olmayan zeka geriliği bulunan çoğu

kişiye ileriki yıllarda genetik tanıların konulacağı konusunda hemfikirdir. Organik,

genetik ve poligenik faktörlerin sosyokültürel ve çevresel faktörlerle olan karmaşık

bağlantısı önemli oranda tanınmıştır73. Özgül olmayan zeka geriliği bulunan kişilerdeki

belirgin nörolojik nedenleri tanımlamak konusundaki gelişmelerin daha yavaş olmasının

nedeni ise çoğu nörogörüntüleme araştırmasının bilinen genetik ya da diğer nedenleri

olan kişiler üzerinde yürütülmesidir74,75.

Organik grupta da birçok çözülmemiş sorun vardır. İlk araştırmacılar, değişik

organik etiyolojileri olan olguları aynı grupta toplamış ve bu heterojen grupları, özgül

olmayan ya da ailesel zeka geriliği bulunan kişilerle karşılaştırmışlardır76. Ancak

moleküler genetikteki ilerlemeler ve gelişen tanısal doğruluk ile birlikte, araştırmacılar

özgül genetik nedenleri olan insanları daha kolay inceleyebilmektedirler. Zeka

geriliğinin 750'den fazla bilinen genetik nedeni vardır77,94 ve zeka geriliği olan tüm

insanların üçte bir kadarında bilinen bir genetik bozukluk tanımlanmıştır78. Her ne kadar

genetik ve organik nedenler tipik olarak şiddetli ve ağır zeka geriliği olan kişilerde

görülse de, Down sendromu, Fragil X, Prader-Willi ve diğer sendromları olan

Page 21: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

13

işlevselliği yüksek kişiler, hafif zeka geriliği olan insanların 10% ila 50%'sini

oluşturabilir73.

Bu gelişmelerden sonra davranış fenotipleri üzerinde yapılan araştırmalar da hem

sendromlar arası hem de sendrom içi tanımlara dahil edilmiştir72,76,79. Davranış

fenotiplerinin örnekleri şu şekildedir: Rett sendromunda el sıkma, el yıkama

sterotipleri80,246, Prader-Willi sendromunda hiperfagia81,242, Angelman sendromunda

anormal gülme krizleri82,244, 5p-sendromunda bebeksi ve kedimsi çığlık83,244 ve Smith-

Magenis sendromunda kendi kendine sarılma84,245 gibi. Ayrıca Prader-Willi

sendromunda85 yüksek obsesif-kompülsif bozukluk oranları ve Williams sendromunda

anksiyete, fobiler, ifade etmede ya da görsel-uzamsal işlevsellikte bozukluklar eşlik

edebilmektedir. Williams sendromu olan birçok kişinin gördükleri yüzü hatırlama

yetileri ve hafızları kuvvetlidir. Hepsi olmasa da, Prader-Willi sendromu olan çoğu

insan da yapboz bulmacaları çözerken, yaşıtlarınınkini aşan bir performans

sergilerler76,86.

Yine fragil X ve Prader-Willi sendromu olan kişilerde kısa süreli bellek ve ardışık

işlemlerde zayıflık saptanmıştır87,88,243. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite Williams, fragil

X ve 5p- sendromlarında görülür89,90,91. Ancak bu bozukluklar, semptomlarda nicelik

yönünden farlılıklar gösterir. Örneğin, Williams sendromundaki dikkatsizlik, yüksek

anksiyete oranı ve sosyal çekingenlik ile ilişkilendirilebilirken, Fragil X sendromunda

bu güçlükler, posterior cerebellar vermis ve caudat çekirdeğin büyüklüğündeki

anormallikler ve aşırı uyarılmışlık ile bağdaştırılabilir92. Her ne kadar gruplar arası

çalışmalar, ayırt edici sendromik davranışları tanımlamaya yardımcı olsa da, sendrom

içi çalışmalar bu davranışlardaki bireysel farklılıkları açıklamayı sağlar.

Araştırmacıların, aynı genetik bozukluğu olan insanlardaki bireysel davranışsal

farklılıkları açıklamak için genetik, çevresel, gelişimsel ve psikososyal faktörleri

tanımlamaları gerekir. Örneğin Fragil X sendromunda bilişsel düzeyin istenen düzeyde

gelişmemiş olması yaş ve moleküler durum ile ilişkilendirilmektedir88,93. Benzer

şekilde, Prader-Willi sendromunda, deri ısırma gibi uyumsuz davranışaların sıklığı ve

şiddetinin bu bozukluğun genetik alt tipleri arasında değişiklik gösterdiği

görülmektedir87. Uzun dönemde davranışsal fenotipler üzerindeki çalışmalar, gen-

beyin-davranış arasında ilişkileri bulmayı kolaylaştıracak ve zeka geriliğinin daha doğru

sonuçlar veren bir bilim çatısı altında incelenmesine olanak sağlayacaktır94,95,96.

Page 22: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

14

ZG’de tarihsel olarak organisiteye dayalı etiyolojik ayırım dışında santral sinir

sistemindeki hasarın zamanı ve mekanizmasına göre geleneksel sınıflandırma

yapılmıştır112. Bu sınıflandırmayı kullanarak, Metropolitan Atlanta çalışması, hafif zeka

geriliği olan çocukların 87%'si ile orta düzeyde ya da şiddetli zeka geriliği olan

çocukların 57%'sinin nedenlerinin tanımlanmadığını ortaya çıkarmıştır. Benzer olarak

Kaliforniya çalışmasında hafif düzeyde geriliği olan olgular için 77% ve orta düzeyde

olgular için 65% oranında nedenler tanımlanamamıştır. Kaliforniya'da 4,5 milyondan

fazla olan canlı doğumlardaki en sık tanımlanan neden 25% ile kromozom bozuklukları

olmuştur. Down sendromu ise kromozom bozukluklarının bilinen en yaygın sebebidir.

Zeka geriliğinin enfeksiyon, merkezi sinir sistemi bozuklukları, metabolik ya da

endokrin sorunları gibi diğer nedenleri, tüm nedenlerin yaklaşık 8%'ini oluşturmaktadır.

ZG beyin gelişimini olumsuz yönde etkileyen santral sinir sistemindeki hasar

dönemlerine göre;

a) Prenatal

b) Perinatal

c) Posnatal nedenler olarak sınıflandırılmaktadır.

I. Prenatal nedenler

Fertilizasyondan doğuma kadar geçen sürede tanımlanmış nedenlerdir.

A. Genetik nedenler

1. Metabolizma hastalıkları

- Doğuştan kalıtsal aminoasit metabolizması bozuklukları (Fenilketonüri)

- Organik asidemiler

- Lizozomal depolanma ile giden metabolik hastalıklar

- Peroksizomal hastalık

- Mitokondrial hastalıklar

- Mukopolisakkaridozlar

2. Kromozom anomalileri

- Ailevi mikrosefali

- Kraniosinostoz

- Konjenital hidrosefali

3. Nörokütanöz hastalıklar

Page 23: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

15

- Noröfibromatozis

- Tuberosklerozis

4. Kromozom hastalıkları

- Trizomiler

- Frajil X sendromu

- Cry de cat hastalığı

- Klinefelter sendromu

B. Anne-fetüs enfeksiyonları

- TORCH

- Enfeksiyöz hepatit

- Kabakulak

C. Gelişimsel serebral anomaliler

D. Radyasyon

- Nükleer ve x ışınları (özellikle 7-15. haftada)

E. Hipotiroidi

F. Anneye ait nedenler

- Maternal fenilketonüri

- İyot eksikliği

- Vitamin eksiklikleri (riboflavin)

- Diabet (hipoglisemi, hipokalsemi, hipomagnezemi,

- Polisitemi

- Alkol

- İlaçlar (folik asit antagonistleri, steroidler)

G.Diğerleri

- Prematürite

- Plasental anomaliler

- Toksemi

- Annenin ilaç alması

- Beslenme bozukluğu

- Nikotin ve civa alımı

II. Perinatal nedenler

Doğumdan 1 hafta önce ve doğumdan 4 hafta sonraki dönemi içerir.

Page 24: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

16

A. Doğum travması

- Asfiksi

- Hipoksi

B. Edinsel metabolik bozukluklar

- Hipoglisemi

- Hiperbilirubinemi

C. Enfeksiyonlar

- Bakteriyel menenjit, sepsis

- Konjenital enfeksiyonlar

D. İntraventriküler kanama

E. Multiple konjenital deformiteler

F. Neonatal konvülsiyonlar

III. Postnatal nedenler

Doğumdan sonraki 4 hafta ile 18 yaşa kadar olan sürede santral sinir sisteminde

hasara neden olan risk faktörlerini içerir111.

A. Enfeksiyonlar ve inflamatuar hastalıklar

- Menenjit

- Ensefalit

- Post-enfeksiyöz lökoensefalit

- Ensefalopati

B. Kafa travmaları

C. İntoksikasyonlar

- Kurşun ensefalopatisi

- Kronik antikonvülsan intoksikasyonu

D. Çevresel nedenler

E. Doğumsal metabolizma hastalıkları

F. Subselüler organel hastalıkları (lizozom, peroksizom, mitokondri)

G. Diğerleri

- Asfiksi

- Reye sendromu

- Beyin tümörleri

-Böbrek, karaciğer yetmezlikleri

Page 25: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

17

- Merkezi sinir sistemi tutulumu ile giden nöromüsküler hastalıklar.

Çeşitli çalışmalarda prenatal faktörler en sık rapor edilen nedenlerdir (6-51%).

Down Sendromu, düşük doğum ağırlığı, hipoksik iskemik ensefalopati, prematürite,

enfeksiyonlar ve multifaktöriyel durumlar bunlar arasındadır. Postnatal nedenler daha

az oranda belirtilmiştir. Olguların büyük kısmında ise etiyolojik neden

bulunamamıştır57,105,106,107,108,109,110.

2.6.Risk Faktörleri

Her ne kadar bu alan değerlendirme ve tanısal sorunlar konusunda ilerleme

kaydetse de, zeka geriliği olan kişilerin psikopatoloji riskinin neden yüksek olduğuna

ilişkin teoriler konusunda daha az ilerleme kaydedilmiştir.

Zeka geriliği olan kişilerdeki yüksek psikopatoloji ile ilgili riskler belirli

biyopsikososyal sorunlara bağlanmıştır. Biyolojik olarak bunlar; sık eşlik eden nöbet

bozuklukları oranı171, çoğu vakada belirlenemeyen anormal nörolojik işlevsellik172,173,

zeka geriliği olan kişilerde yüksek duyusal ya da motor bozukluk oranlar174, şiddetli

kendi kendi yaralama gibi anormal davranışlarla ilişkilendirilen biyokimyasal ya da

nörolojik anormallikler175 ve belirli uyumsuz ya da psikiyatrik duyarlılık riski taşıyan

genetik sebeplerden oluşur176. Nörobiyolojik hastalıklar düşük zeka düzeyi ve yüksek

oranda psikopatoloji için diğer bir risk faktörüdür232.

Psikolojik risk faktörleri; dışa yönelim bozuklukları, dikkat problemleri, uyum ve

işlevselliği etkileyen kişilik bozuklukları177, dikkat çekme ya da kabul görme gibi temel

ihtiyaçlara karşı anormal derecede duyarlı olma, dürtüsel davranışlar179, öğrenilmiş

çaresizlik, başarısızlık deneyimi riski180,181, benlik ile ilgili genelleştirilmiş olumsuz

davranışların pekiştirilmesidir182,183.

Sosyal risk faktörleri; hayal kırıklığına ve uygun olmayan davranışlara neden

olabilecek kötü iletişim, kendini ön plana çıkarma becerileri konusunda sosyal desteğin

yetersiz olması, psikopatolojiyle bağdaştırılan sosyal baskı ya da stresli sosyal

etkileşimler184,185, gündelik yaşamı, sosyal uyumu ve özsaygıyı olumsuz etkileyecek

sosyal etiketlenme186, akranları tarafından reddedilme ve çocuklar arasında görülen zeka

geriliği olan çocuklarla atipik arkadaşlık örnekleri187 ile davranışsal ya da duygusal

sorunları kötüleştirecek yüksek istismar edilme riskleridir189.

Page 26: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

18

Genetik risklerde ise risk faktörlerinin önemini tanımlayacak kapsamlı bir model

henüz geliştirilmemişdir. Sendromlara özgü çalışmalar, belirli psikopatolojik koşullarla

ilişkilendirilen genetik ya da diğer mekanizmalara ışık tutabilir191,192.

2.7. Çoğul Engellilik

Zeka geriliği şiddetinin artmasıyla birlikte, ZG ile ilişkili bozuklukların da

yaygınlık oranı artar. Şiddetli ya da ağır zeka geriliği olan kişilerin 25% ila 30%’unda

nöbet bozuklukları, 20% ila 30%’unda motor becerilerin yitimi, 10% ila 20%’sinde ise

duyusal bozukluklar (işitme ve görme bozuklukları) görülür51.

Zeka geriliği olan bir kişide bir veya birden fazla fiziksel veya ruhsal bozukluk

eşlik ederse buna “çoğul engellilik” denir. Çoğul engellilik eğitimsel, toplumsal ve iş

uyumunda olumsuz etkiler yapar.

2.7.1. Eşlik Eden Fiziksel Engeller

a. Görme bozukluları: Zeka geriliği olanların 10% kadarında görme bozuklukları

vardır. Bu oran ileri düzeyde zeka geriliği olanlarda 15%’e kadar artmaktadır274.

b. İşitme kaybı: Zeka geriliği olan nüfusta yapılan araştırmalar 10-15% oranında

işitme sorunlarının olduğunu bildirmektedir. İleri derecede zeka geriliği olanların

80%’inde, ağır zeka geriliği olanların 51%’inde odiyometrik incelemelerin yapılamadığı

belirtilmektedir. Evok yanıtların kullanılması ile zeka geriliği olanların işitmesi

hakkında daha sağlıklı bilgiler elde edilebilir275.

c. Konuşma ve dil sorunları: Zeka geriliği olanlarda çeşitli derecelerdeki

konuşma bozuklukları 50% kadardır. Bu oran işitme güçlüğü olanlardan 3-4 kat daha

fazladır. Gecikmiş veya bozuk konuşma 44%, kekemelik 5% kadar bulunur. Sözel

iletişimi olmayanlar da 30% gibi yüksek orandadır. Zeka geriliği olan çocuklarda dil

gelişimi iki yönden ele alınabilir: Niceliksel görüşe göre, zeka geriliği olan çocuklarda

bilişsel olarak normal gelişen çocuklardaki gibi bir gelişim olmakla birlikte gecikme söz

konusudur. Niteliksel görüşe göre ise, bu çocuklardaki dil gelişmesi yalnız yavaş değil,

aykırı bir gidiş göstermektedir. Dil, iletişimi sağlayan kurallar bütünüdür. Dilbilgisi ses

işaretleri (fonoloji) kurallarını, söz dizimi (sentaks) kurallarını, anlambilim (semantik)

kurallarını ve konuşmada bağlantı (pragmatik) kurallarını içerir. Zeka geriliği olan

çocuklar normal çocuklara göre, özellikle söylem (artikulasyon) bozuklukları

Page 27: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

19

gösterirler. Down sendromlu çocuklarda diğer etiyolojik gruplara göre daha sık söylem,

ses ve düzün (ritim) bozuklukları vardır. Zeka geriliği olan çocuklar normallere göre

daha kısa ve daha az karmaşık cümleler kurarlar. Bundan dolayı bu çocuklar iletişimde

yeteri kadar açık olamazlar. Zeka geriliği olan çocuklar soyut ifade etme güçlüğü

gösterdiklerinden daha fazla somut terimler kullanırlar. Ancak birçok çocukta soyut

kavramlar yaş ile artar. Zeka geriliği olan çocuklar normallerden daha az yüklem, daha

çok isim kullanırlar. Eğitilebilir düzeyde zeka geriliği olan çocuklar normal çocuklar

gibi dinleyicilere uygun iletiler verebilirler274,276.

d. Epilepsi: Zeka geriliği olanlarda epilepsinin epidemiyolojisi ile ilgili bilgiler

kısıtlıdır. Bunun bir nedeni sözel iletişimi olmayan ağır ve ileri derecede zeka geriliği

olanlarda epileptik nöbetleri epileptik olmayan davranışlardan ayırmadaki güçlük, bir

diğer nedeni de kendini yaralama, dönemsel saldırganlık, sakarlık ve aşırı tepkisel

davranışların epileptik durum ile karışmasıdır. Bu güçlüğe karşın, zeka geriliği

olanlarda olmayanlara göre daha sık ve ileri derecede epileptik nöbetlerin olduğu da

gösterilmiştir. Kurumlarda bakılanların 31%’inde, kurum dışında yaşayanların 15-

18%’inde epileptik nöbet öyküsünün olduğu saptanmıştır277,278. Zeka bölümü azaldıkça

epilepsi riski de artar. Örneğin, normal nüfusta 0,7% olan epilepsi görülme sıklığı hafif

derece zeka geriliği olanlarda 3-6%, zeka bölümü 35-49 arasında olanlarda 23% ve zeka

bölümü 20 nin altında olanlarda ise 50% oranındadır.

e. Serebral palsi: Serebral palsi ile zeka geriliği çoğunlukla birlikte görülür.

Serebral palsili çocukların büyük kısmında ağır ve ileri derece zeka geriliği de bulunur.

Zeka geriliği oranı 37%’den 71%’e kadar değişiklik göstermekle beraber çeşitli

araştırmaların bir ortalamasından söz edilecek olursa olguların yaklaşık 45%’inde aynı

zamanda zeka geriliği tanısı eşlik etmektedir228.

2.7.2 Eşlik Eden Davranışsal ve Ruhsal Engeller

Eşlik eden davranışsal sorunların başlıcaları; saldırganlık, stereotipik hareketler ve

kendini yaralama davranışları, aşırı hareketlilik, cinsel istek ve dürtülerde artış, özellikle

nörodejeneratif hastalıklarda yeti yitimi ve regresyon, uykuya geçiş, uyanma sorunları

ile beslenme-kilo sorunlarıdır. Eşlik eden ruhsal sorunlar ise psikiyatrik eş tanılar

başlığı altında anlatımıştır.

Page 28: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

20

2.8. Psikiyatrik Eş Tanılar

ZG ile birlikte baş gösteren ruh hastalığı geçtiğimiz yüzyılda tanımlanmıştır ve

oldukça yakın bir zamana kadar da ruh sağlığı uzmanları, ağır zeka geriliği ile birlikte

ortaya çıkan zihinsel bozuklukları teşhis etmenin mümkün olmadığı inancını

taşımışlardır. Ayrıca uzun yıllar klinisyenler, yalnızca sorunlu ve engelleyici

davranışların semptomatik tedavisine odaklanıp genel durumu değerlendirmeyi ihmal

etmişlerdir. “Tanısal gölgeleme” ya da semptomların zihinsel bozukluklara değil de

yalnızca zeka geriliğine ait olduğunu düşünmek de eksik tanılara neden

olmuştur169,170,228,247,248.

İki gelişme, sınırlı bilişsel ve dil becerileri olan kişilerde zihinsel bozuklukları

teşhis etmeyi mümkün kılmıştır. Bunlardan biri, davranışlara ve fenomenolojiye dayalı

tanı ölçütleri bulunan 1978 yılında geliştirilen DSM-III olmuştur. İkinci olarak,

çocukluk döneminde zihinsel bozuklukların ortaya çıkması ile ilgili araştırmalardaki

gelişmeler, semptomları belirlerken gelişimsel etkilerin de göz önünde

bulundurulmasını sağlamıştır. Bu nedenle, standart tanısal değerlendirme gelişimsel

gecikmesi bulunan tüm yaştaki insanlar yanı sıra çocuklarda ve ergenlerde de

uygulanabilmiştir. Günümüzde, ZG ile ruh hastalığının birlikte var olduğu artık kabul

edilmektedir227.

Zeka geriliğinde psikopatoloji ve eş tanılara literatürde oldukca geniş yer

verilmiştir. Çalışmalarda zeka geriliği olan erişkinlerde, çocuk ve ergenlerde eş tanı

sıklığının yüksek olduğu belirtilmiştir. Genel populasyona göre psikopatoloji prevalansı

4 kat artmış olup yaklaşık 40%’ını etkilemektedir193,194,195,196197,198,199,249. Isle of Wight

popülasyonunda zeka geriliği olan ve olmayan çocuklardaki psikopatolojinin yaygınlık

oranlarını karşılaştıran geçmişte yapılan önemli bir çalışmada zeka geriliği olan çocuk

ve ergenlerde emosyonel ve davranış problemlerinin normal gelişim gösteren çocuk ve

ergenlere göre 3-7 kat fazla olduğu gösterilmiştir200,201,202,203. Sorunlar, kliniğe sevk

edilen çocuklarda daha çok görülür250. Çeşitli çalışmalarda tüm zeka düzeylerinde eş

tanı olabileceği, eş tanı oranının 27%-71% arasında olduğu rapor

edilmiştir233,234,235,236,237.

Zeka Geriliği olan çocuklarla ilgili uzunlamasına yapılan son çalışmalarda

zamanla davranış problemlerinde azalma görülürken emosyonel problemlerde artış

görüldüğü bildirilmektedir. Davranış problemleri çok belirgin olan olguların yaklaşık

Page 29: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

21

65%’inde bu semptomlar kalıcıdır. Farklı davranış fenotipleri olan zeka geriliği tanılı

çocuklarla ilgili yapılan çalışmalarda benzer bulgular rapor edilmiştir262,263.

Davranış bozukluğu terimi, zeka geriliği olan kişilerle çalışan uzmanlar tarafından

sık kullanılır. Genel olarak kabul edilmiş bir tanımı bulunmamaktadır. Bu terim; bakıcı

açısından sorun yaratan ve çevresel faktörlerden dolayı kasıtlı olduğu ve belirli

görevlerden kaçmak için ya da dikkat çekmek için sergilendiği düşünülen sorunlu

davranışları ifade etmekte yaygın olarak kullanılır. Zeka geriliği olan kişiler,

kendilerinde “davranış bozukluğu” mu yoksa zihinsel bozukluk mu olduğunu

belirlemek için çoğu kez kliniğe sevk edilirler. Kimi bakıcılar, davranış bozukluğunun

davranışı değiştirmekle; zihinsel bozukluğun ise psikofarmakoloji ile tedavi edilmesi

gerektiğini düşünmektedirler. Neredeyse her zihinsel bozuklukta, öğrenilen, çevresel

faktörlerle tetiklenen, istemli kontrol altında olan davranış belirtileri vardır. Spesifik

olmayan “davranış bozukluğu” ya da “sorunlu davranış” tanılarından ziyade zihinsel

bozukluk tanısının konulması bu olgular için önemlidir. Hasta, sadece “sorunlu” olarak

görülmek yerine “rahatsız” olarak kabul edilebilir. Yerinde ve doğru teşhis, araştırmalar

ve hizmet planlaması gibi yönetime dayalı amaçlar için önemlidir. Bütün tıbbi tanılar

gibi bu tanının da bireyleri değil, bozuklukları karakterize etmek için kullanılması

gerekir229. Son yıllarda davranış fenotipi tanımı da kullanılmaya başlanmıştır. Davranış

fenotipi belirli bir sendromu olan bireylerin, sendromu olmayan bireylerinkine benzer

bazı davranışsal ve gelişimsel anormallikler sergileme olasılığıdır86,191. Çeşitli

sendromlara özgü davranış fenotipleri tanımlanmakla beraber bu alanda daha çok

çalışma yapılması gerekmektedir.

ZG’de artmış psikopatoloji riski nedeniyle bunların tanımlanması için çeşitli

ölçüm araçları geliştirilmiştir. Zeka geriliği olan kişilerde geliştirilen psikopatoloji

ölçüm araçları Anormal Davranış Kontrol Listesi152, Reiss Taraması145,147,148,149,150 ve

Gelişimsel Davranış Kontrol Listesidir151,153,15. Ancak bu ölçekler DSM ya da ICD

psikiyatrik tanıları ile uyumlu olmayıp çalışmalarda tutarsız bulgulara neden

olabilir96. Konu geleneksel DSM ya da ICD tanılarının zeka geriliği olan kişiler için

uygulanabilirliği açısından ele alındığında155 bu kaygıların çoğu psikiyatrik görüşmenin

kendisiyle ilgilidir; örneğin, görüşmeye katılma isteğinin belirsizliği ve zeka geriliği

olan kişilerin belirtilerin başlangıcı, süresi, sıklığı ve şiddeti ile ilgili soruları cevaplama

yetilerinin sınırlı olması156. Bu sorunlara çözüm olarak, bazı gruplar geleneksel DSM ya

Page 30: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

22

da ICD kritelerini gelişimi gecikmiş kişilere uygulamaktadır157,158,159. Sorulara cevap

verenler ve bilgilendiricilerle doğrudan yapılan görüşmeler eksik tanı vakalarında

azalma sağlamıştır160.

ZG’de en sık tanımlanan psikiyatrk eş tanılar YGB, DEHB, Anksiyete

Bozukluğu, Duygudurum Bozukluğu, Psikotik Bozukluk, Kişilik Bozukluğu, Davranım

Bozukluğu, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Tik Bozukluğu ve Yeme Bozukluğudur.

2.8.1. Yaygın Gelişimsel Bozuklukları

Literatürde ZG olanlarda YGB birlikteliği genel topluma göre daha yüksek

oranlarda bildirilmiş olup eş tanı oranları ağır ZG’de 20,3%, Hafif ZG’de 5,3% olarak

belirtilmiştir. 2001 yılında yayınlanan bir derlemede otistik bozukluğu olanların

30%’unda zeka düzeyinin normal, 30%’unda hafif-orta düzeyde gerilik, 40%’ında ağır,

ileri derece gerilik olduğu belirtilmiştir. Otistik çocukların ise yaklaşık 75%’i de ZG

kriterlerini karşılamaktadır. Yapılan çalışmalarda her iki bozukluğun doğuştan

kızamıkçık (rubella) sendromu, tuberoskleroz kompleksi ve fenilketonüri96,204 ile ilgili

olduğu belirtilmiştir. Komplike olmayan zeka geriliğinden farklı olarak, YGB’li

çocukların karşılıklı sosyal etkileşim ile sözlü ve sözlü olmayan sosyal iletişimlerinde

bozukluklar görülür. Benzer şekilde, sözlü ifade yetisi zayıf olan zeka geriliği şiddetli

olan kişilerin sosyal becerilerinde ve gelişim düzeylerinde ciddi bozukluklar

görülmediği müddetçe, bu kişilere YGB tanısının konulmaması gerekir. Bu

bozuklukların tanısal kriterleri, yanlış pozitif tanıları en aza indirmek için DSM-IVde

değiştirilmiştir205. Yetişkinlere YGB tanısının konulması oldukça zor olabildiği için

ayrıntılı gelişim öyküsü alınması gerekir.

2.8.2. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite, zeka geriliği olan kişilerin psikiyatrik yardım

için sevk edilmelerindeki en yaygın nedenlerdir. Bu popülasyondaki DEHB yaygınlığı,

genel popülasyondakiyle benzerlik göstermektedir ki bu yaygınlık oranının 4% ile 11%

arasında olduğu tahmin edilmektedir206. Ancak tanısal DSM-IV kriterleri tam olarak

karşılandığında formal DEHB tanısı konulabilir. Bu kriterlerin çoğu gözlenebilir

davranışlara dayanmakta olup konuşamayan çocuklara uygulanabilir. Kriterlerin

karşılanması değerlendirilirken hastanın gelişim düzeyinin dikkate alınmasını gerekse

Page 31: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

23

de kronolojik yaş da önemli bir faktördür207,208. Farklı tanılar söz konusu olunca,

duruma özgü (akademik beklentilerin yüksek olduğu okul ortamı gibi) dikkatsizlik,

fragil X sendromu gibi belirli sendromlarla ilişkilendirilen hiperaktivite ve belirli ilaç

tedavilerinin yan etkileri (fenoarbital gibi) de göz önünde bulundurulmalıdır89,206.

2.8.3. Davranım Bozuklukları

Hafif düzeyde zeka geriliği olan çocuklar ile yetişkinlerde davranım bozukluğu

yaygınlık oranı 33% olarak tespit edilmiştir209. Zeka geriliği olan kişiler çoğu kez

bakıcıların söylediklerini yapmamaları ve kurallara uymamaları nedeniyle psikiyatri

kliniklerine sevk edilirler. Bu gibi olgularda, davranım ve karşı gelme bozuklukları;

bireyin durumu, toplumsal kuralları anlama kabiliyeti ve karşı çıkması için yeterli

becerilere sahip olması bağlamında göz önüne alınmalıdır. Genel görüşün aksine, bu

popülasyondaki davranış bozukluklarının santral sinir sistemi bozukluğu ile yakın bir

ilişkisi yoktur206.

2.8.4. Tik Bozuklukları

Tourette bozukluğu ZG ile birlikte ortaya çıkabilir. Şiddetli zeka geriliği olan

kişilerdeki yaygın kendi kendini uyarıcı sterotipik hareketler, tiklerden ayırt etmek güç

olabilir. Kendi kendini uyarıcı hareketler tiklerden daha karmaşık olabilir ve kasıtlı

görünebilir; ancak konuşamayan kişilerde kasıtlı hareketi belirlemek zor olabilir.

2.8.5. Stereotipik Hareket Bozukluğu

Şiddetli ZG ile ortaya çıkan kendi kendini uyarıcı, işlevsel olmayan, motor

davranışlar tedavi gerektiriyor ve diğer bozukluklar ile ayırıcı tanısı yapılabiliyor ise bu

kategoride yer alabilir. Eğer vücut bütünlüğüne zarar verme ile sonuçlanırsa DSM-IV

bunlara kendi kendini yaralama davranışını da dahil eder. Herhangi bir tanının ya da

altta yatan bozukluğun sendromlarla spesifik ilişkisi olmasa da, kendini yaralamaya

eğilim, Lesch-Nyhan, Prader-Willi ve daha düşük bir dereceye kadar Cornelia de Lange

ve Fragil X sendromları gibi belli başlı ZG sendromlarında yaygın olarak görülür.

Page 32: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

24

2.8.6. Genel Tıbbi Koşula Bağlı Zihinsel Bozukluklar

DSM-IV’e göre bu tanı için “bu rahatsızlığa genel tıbbi durumun psikososyal

etkilerinin neden olduğuna dair öykü, fizik muayene ya da laboratuar bulgularından elde

edilen kanıtların bulunduğunun” gösterilmesi gerekir. Genel tıbbi durum Eksen III’de

kodlanmaktadır

Zeka geriliğinde davranışsal ve duygusal semptomlara neden olan genel tıbbi

durumlar sık görülür. Örneğin, Down sendromunda hipotirodizm görülme sıklığı artmış

olup bu durum kendisini depresyon semptomları ile gösterebilir210. Ayrıca Down

Sendromu Alzheimer tipi demansla da ilişkilendirilmektedir; ancak klinik semptomlar

40 ila 50 yaşından önce nadir görülür klinik bulgular 75% oranında 60 yaşlarında

olabilmektedir211,212.

2.8.7. Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar

Orta ve ağır ZG olan kişilerde görülen sterotipik davranışların şizofreni tanısı için

yeterli olduğuna dair ilk görüşler213,214 artık kabul edilmemektedir. Şizofreninin

yaygınlık oranının zeka geriliği olan ve olmayan kişilerde aynı olduğu

düşünülmektedir145. Şizofreni için DSM-IV kriterlerinin çoğu; sanrıların (delüzyon),

varsanıların ya da anlaşılması oldukça güç konuşmaların varlığını belgelemek için belli

oranda dil becerileri gerektirmektedir. Bu nedenle, şizofreni hafif zeka geriliği olan

kişilerde daha kolay bir biçimde teşhis edilirken, bu teşhisin ve alt tiplerinin daha

şiddetli zeka geriliği olan kişilere konulamadığı genel olarak kabul edilmektedir162. Bu

olgularda, eğer organize olmamış davranış ve olumsuz belirtiler varsa ancak bunlar

hastalık öncesi dönemde yoksa psikotik bozukluk BTA tanısı konulabilir. Konuşmayı

hayali bir arkadaş ya da varsanı ile karıştırmamak konusunda dikkatli olunmalıdır142.

Zeka geriliği olan kişilerde şizofreni ya da psikoz oranları kliniğe sevk edilmemiş

olgularda 1% ila 9% arasında, sevk edilen olgularda ise 2,8% ila 24% arasında

değişmektedir. Değişken olmalarına karşın bu oranlar, genel populasyonda şizofreni

için verilen 0,5%-1%’lik orana göre oldukça yüksektir.

2.8.8. Duygudurum Bozuklukları

Duygudurum bozuklukları, özellikle de depresif bozukluklar, zeka geriliği olan

kişilerde daha çok sorunlu davranışlara odaklanıldığından, atlanabilmektedir. İlk

Page 33: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

25

çalışmalarda ZG olan kişilerde duygudurum bozukluklarının yaygınlık oranına gereken

önem verilmemiştir206 ancak bu kişilerde bu bozuklukların genel popülasyona oranla

daha sık görüldüğü ya da en azından aynı oranda görüldüğü genel olarak kabul

edilmektedir215,216,217,218. Depresif duygudurumunun zeka geriliği olan kişilerde

olmayanlara göre daha sık görüldüğü belirlenmiştir219. Çeşitli çalışmalarda yaygınlık

oranı 1% ile 11% arasında değişmektedir Hafif zeka geriliği olan kişilerdeki

semptomlar, zeka düzeyi normal olan kişilerdekiyle benzerlik göstermektedir; ancak

yakınmalar daha basit ve daha somut olabilir (örn, üzgün değil de hasta hissetmek).

DSM-IV ölçütleri; gözlemleyicinin duygudurum değişikliğini derecelendirmesini

sağlayarak, sınırlı konuşma becerileri olan kişilerde duygudurum bozukluklarının daha

erken tanımlanmasını olası kılar. Bu kişilerde depresyon saldırgan davranış biçiminde

ortaya çıkar220. Özkıyım girişimi de bildirilmiştir221. Davranışsal semptomlardaki

değişiklik hastalık öncesi dönem ile karşılaştırılmalı ve kişiye göre değerlendirilmelidir.

Örneğin, eğer kişi konuşamıyorsa, manik dönemde baskılı konuşma yerini artan

vokalizasyona bırakabilir158. Çevresel faktörler de majör depresyonu tetikleyebilir.

Bunlar, yeni bir ortama ani geçiş ya da yetişkinler için yaşça küçük kardeşlerin “kendi

yerlerini alması” gibi faktörlerdir. Zeka geriliği şiddetli olan ve birkaç günde bir sıklıkta

duygudurum, davranış ve uyku değişiklikleri gösteren çocuklarda ve yetişkinlerde ise

hızlı döngülü bipolar bozukluk tanısı sdüşünülmelidir222,223.

2.8.9. Anksiyete Bozuklukları

ZG olan kişilerde çeşitli çalışmalarda yaygın anksiyete bozukluğu, fobiler, panik

bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk gibi

anksiyete bozukluklarının yaklaşık 25% oranında gözlendiği belirtilmiştir206,224. Bu

durum yetersiz özgüven, başarısız olma korkuları ve bakımverenlerin değişmesi gibi

psikososyal stres faktörlerine bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Hastalar, bazı

durumların kendilerinde kaygıya neden olduğunu bildirmek yerine bu durumlardan

hoşlanmadıklarını söyleyebilirler. Anksiyete ve sosyal kaçınma, fragil X sendromunun

davranış fenotipinin bir parçası olabilir225.

Konuşma yeteneği çok az olan ya da hiç olmayan kişilerde bu tanı, kaçınma

davranışları (okul ya da iş reddi) ve otonomik uyarılmışlık belirtileri gibi gözlenen

davranışlara dayanılarak konulur. Çocuklarda depresyon agresyonda artış ile kendini

Page 34: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

26

gösterebilir. İlaç yan etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır (Örneğin beta blokörler

depresif duygudurum oluşurabilir, nöroleptik ilaç kullanımı sonrası görülen akatizi

nedeniyle ajitasyon gelşebilir).

2.8.10. Travma Sonrası Stres Bozukluğu

TSSB tanısı zeka geriliği olan kişilerde de son yıllarda artan sıklıklarda

konulmaya başlanmıştır226. ZG olan çocuklar başagelen durumu bildirmedeki

güçlüklerden, bağımlılıktan, başkalarını memnun etme alışkanlığından, doğru

davranışları değerlendiremediklerinden ve kendi haklarının bilincinde olmamalarından

dolayı istismara daha sık uğrayabilmektedirler. Bu nedenlerle farklı tanılarda rutin

olarak TSSB tanısı da göz önünde bulundurulmalıdır.

2.8.11. Obsesif-Kompülsif Bozukluk

Kompulsiyonların altında yatan obsesyonlarını açıklamada yetersizlik nedeniyle

özellikle konuşma yeteneği olmayan ZG tanılı kişilerde sterotipik davranışlar ile

takıntıları birbirinden ayırt etmek zor olabilir. Tekrarlanan bazı davranışlar (örn; eşya

saklamak, lambayı sürekli kapatıp açmak, odasını toplamak ve düzeltmek) zeka geriliği

olan kişilerde OKB belirtileri olarak gösterilmiştir. Kendini yaralama davranışının bazı

şekillerinde kollarını sıkıca bağlamak ya da kasket ya da eldiven gibi koruyucu nesneler

takmak konusunda ısrar etmeler ve kendini kısıtlama davranışları olabilir. Kendini

kısıtlama davranışının kendini yaralama davranışının ego-distonik (benliğe yabancı)

türü olduğu bu vakalarda, kendini yaralama davranışı ile OKB arasında bir bağlantının

olduğu düşünülmektedir175.

2.8.12. Yeme Bozuklukları

Zeka geriliği olan kişilerde yeme ve beslenme bozuklukları görülür. Anoreksiya

ve bulimiya nervoza orta ve şiddetli düzeyde ZG’de oldukça nadir görülür, bunlarda

daha çok pika ve ruminasyon (geviş getirme) gibi diğer yeme bozukluklarının ortaya

çıkması daha olasıdır. Besleyici olmayan maddelerin sindirimi, pika, yemeğin mideden

ağza geri getirilmesi ve yeniden çiğnenmesi ve ruminasyon zeka geriliğinin şiddeti

arttıkça daha sık ortaya çıkmaktadır. Bu davranışlar klinik ilgi odağı olduklarında,

tanıları da gösterilmelidir.

Page 35: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

27

2.9. Hasta ile Görüşme

Zeka geriliği olan haslara için spesifik gözlem ve görüşme teknikleri geliştirilmiş

ve tanımlanmıştır142,145,165,166. ZG olan kişlilerle yapılacak klinik görüşmelerde hastayla

doğrudan görüşme ya da hastayı doğrudan gözlemleme işinin bazı durumlarda daha

uzun süreli olması ve okul, ev gibi mümkün olduğunca doğal ortamlarda

gerçekleştirilmesi gerekebilir. Bazı hastalar hastane ortamında çok kaygılı olabilir.

Hastanın bilişsel düzeyi, yaşı ve özellikle iletişim becerilerine bağlı olarak hem sözel

hem de sözel olmayan teknikler kullanılmaktadır. Eğer hastanın zeka düzeyi düşükse,

bakıcı “yorumlayıcı” olarak kullanılabilir. Zeka geriliği olan kişiler formal,

yapılandırılmış zeka düzeyi belirleme sınavlarının kendilerinin yetersiz olduklarını

göstermeye çalıştığını düşünebilirler. Bu nedenle, bazen zeka düzeyini, normalde

formal zeka düzeyi belirleme testlerinde sorulan soruları da kapsayan yapılandırılmamış

bir iletişim ya da etkileşim bağlamında değerlendirmek daha iyi olabilir. Sözlü sınav,

görüşmeyi yapanın bildirilen IQ için beklediği düzeye değil de hastanın gerçek iletişim

düzeyine uygun hale getirilmelidir. Anlaşılır ve somut bir iletişim, yapı, güven ve

destekle birlikte, konuşma yetisi sınırlı olan kişiler bile sorulara yanıt verebilecek hale

gelebilir. Zeka düzeyinin standart bileşenlerine ek olarak, hastanın iletişim becerileri,

benlik imgesi ve anlatma yeteneği değerlendirilmeli ve zeka geriliğinin, sınırlılıkların ve

sevk edilme nedenlerinin anlaşılmalıdır. Kullanılan dil kolay ve somut olmalı, gizlilik

ve saygılı bir tutum sergilenmelidir. Görüşmeyi yapanın son açıklaması çoğu kez

onaylandığı için, evet ve hayır cevaplarını gerektiren sorulardan kaçınılmalıdır.

Soruların anlaşıldığından emin olunmalıdır.

Sözlü olmayan görüşme teknikleri; seçilen görevlerdeki performans, iletişim,

duyuşsal ifade, dürtü kontrolü, dikkat süresi, aktivite düzeyi, anormal davranışlar ve

nöbetler, sterotipler ve kendini yaralama davranışı gibi davranış gözlemlerinden oluşur.

Sözel olarak betimlenemeyen yaşantıları canlandırmak için “oyuncak bebeklerin”

kullanıldığı oyun görüşmeleri faydalı olabilir. Resim çizmek gibi uğraşılar da faydalı

olabilir.

Hasta görüşmesinde “özgeçmiş” tanısal sürecin köşe taşıdır. Zeka geriliği olan

kişiler, bu sorunlarını bildirmede değişen oranlarda güçlükler yaşayabilirler145. Çoğu

kez dışarıdan onay beklerler164 ve görüşmeyi yapanın sorularını aceleyle

onaylayabilirler. Kendilerini mümkün olan en iyi biçimde sunmaya çalışabilir ve

Page 36: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

28

herhangi bir güçlük ya da sıkıntı yaşadıklarını yadsıyabilirler. Klinik belirtiler, özellikle

uyumsuz davranışlar, duruma özgü olabilir. Örneğin, sorunlu davranışlar desteğin daha

fazla olduğu okulda değil, yalnızca yapılandırılmamış ev ortamında baş gösterebilir. Bu

nedenle, özgeçmişle ilgili kapsamlı veriler elde etmek için bakım verenlerle (ana-baba

ve öğretmenler gibi) görüşme yapılması gerekebilir. Farklı bilgilendiricilerin,

incelenmesi gereken psikiyatrik yardım konusunda farklı kaygı ve beklentileri

olabileceği unutulmamalıdır145,165,166,167.

2.10. Zeka ve Gelişme Geriliğinde Klinik ve Değerlendirme

Zeka ve gelişme geriliği olan kişilerin değerlendirilmesinde psikiyatrik

değerlendirmenin genel kuralları takip edilir. Hastanın bilişsel düzeyin, iletişim

becerileri, bunlarla ilişkili bozuklukları ve yaşam koşulları göz önüne alınmalıdır. Zeka

geriliği ciddi düzeyde ise, tanı konması daha zor olabilir ve özellikle şizofreni gibi bazı

bozukluklarda alt tiplerin belirlenmesi de mümkün olmayabilir162. Psikiyatrik

değerlendirmenin anlamlı olması için, klinik semptomların kişinin işlevselliği

bağlamında değerlendirilmesi ve kişinin eksiklikleri, güçleri ve ilişkili biyopsikososyal

faktörlerin göz önünde bulundurulması gerekir143. İletişim becerileri kötü olan ya da hiç

olmayan kişilerde söz konusu davranışın işlevi de dikkate alınmalıdır. Sorunlu bir

davranış, bakıcını dikkatini çekmeyi ya da istenmeyen bir görevden kaçınmayı

sağlayacak bir iletişim aracı olabilir. Bu nedenle, psikiyatrik tanısal değerlendirme,

yalnızca sorunlu davranışı bastırmaya yönelik bir ilaç kullanımına odaklanan “ilaç

tedavisi değerlendirmesi”nden ziyade kapsamlı ve çok faktörlü bir değerlendirme

olmalıdır.

ZG’de klinik özellikler ile psikiyatrik ve davranış bozukluklarının türü özellikle

zeka geriliğinin düzeyine göre farklılıklar gösterir. Şiddetli ve ağır düzeyde zeka geriliği

ile birliktelik gösteren genetik sendromlar, fiziki engeller, dismorfik özelliklere sahip

olma gibi klinik durumlarda teşhis daha erken yaşlarda konulur155,238. Genellikle Down

sendromu fenotipik özelliklere ve karyotipe bağlı olarak neonatal dönemde teşhis

edilirken, etyolojisi bilinmeyen hafif düzeyde ZG tanısı sadece, öğrenme güçlüklerinin

belirgin olduğu okul çağında konabilir55. Bu kişilerde ZG belirtisi sayılabilecek tıbbı

koşulların bulunması daha az olasıdır ve genellikle dismorfik özellikler göstermezler.

Psikopatoloji oranları özürlü olmayan popülasyona göre daha yüksektir; ortaya çıkan

Page 37: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

29

sorunların sayısı ve türü ise temelde normal populasyonla benzerlik göstermektedir37.

Orta düzeyde zeka geriliği olan kişiler ise bu iki uç arasında bulunmaktadır.

Klinik değerlendirmede iyi bir prenatal, perinatal ve postnatal öykü alınmalıdır. 3

kuşak akrabalar ile ilgili genel psikiyatrik ve organik hastalıklar sorgulanmalıdır (Ailede

kalısal hastalık, zeka geriliği, epilepsi, nedeni bilinmeyen çocuk ölümleri, tümör, guatr

öyküsü gibi). Yaşamın ilk aylarında muayenede birden fazla ekstremite güçsüzlüğü,

yetersiz emme refleksi, hipotoni veya hipertoniye bağlı olarak hareketlerin azalması,

görsel veya işitsel uyarıya yanıtın azalması veya yokluğu, anormal ağlama sesi,

irritabilite, apati ve nöbetler merkezi sinir sistemi disfonksiyonunun, belki de ileride

zeka geriliğinin haberci bulgularıdır. Yaşamın ilerleyen dönemlerinde ilkel reflekslerin

devamı, başı tutma, oturma ve yürüme gibi motor fonksiyonların belli zamanlarda

yapılamaması, uyku düzensizlikleri, beslenme problemleri haberci belirtiler olarak

yorumlanmalıdır. Normal gelişim sürecinde;

1-3. aylarda; objeyi takip etme, agulama, sosyal gülümseme,

3-6. aylarda; agulama, sesli gülme, objeye uzanma, başın tam kontrolü, destekle

oturma,

6-9. aylarda; ismine dönüp bakma, hece söyleme, desteksiz oturma,

12-18. aylarda yürüme,

18-24. aylarda; 3’ten fazla kelime, merdiven çıkma,

24-34. aylarda; 2 kelimeli cümle, koşma, merdiven inme,

3-4; yaşlarda 3 kelimeli cümle,

4-6 yaşlarda; basit sorulara cevap verebilme, olayları basit olarak anlatabilme, tek

ayak üzerinde kısa süreli durabilme yetilerinin zamanında gelişmesi beklenir. ZG olan

kişilerde aileler sıklıkla çocuklarının gelişim basamaklarına zamanında ulaşamamaları

yakınmaları ile başvururlar. Bunların içerisinde de entellektüel fonksiyonlarda geriliğin

en iyi göstergesi dil fonksiyonudur115. Tanıya gidilirken nörolojik muayeneyi de

kapsayacak şekilde genel fizik muayene, genel gelişimsel durumun değerlendirilmesi,

yüz özelliklerinin incelenmesi, genel tıbbi duruma işaret olabilecek diğer fiziksel

bulguların değerlendirilmesi, klinik duruma göre görme ve işitmenin değerlendirilmesi,

spesifik, metabolik çalışmalar, kromozom analizi (Fragil X dahil), nörogörüntüleme ya

da nörolojik değerlendirme, direk grafiler, organik asitlerin taranması gerekebilir37,251.

İleri metabolik araştırma gerektiren durumlar; büyüme geriliği, tekrarlayan somnolans,

Page 38: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

30

ataksi, hepatosplenomegali, açıklanamayan işitme kusuru, epileptik nöbet varlığı,

hipotoni, kaba yüz görünümü, yapısal saç anomalileri, göz anormallikleri (katarakt,

kornea bulanıklığı, oftalmopleji), açıklanamayan işitme kusurları, kemik anormallikleri,

deri bulguları, metabolik-laktik asidoz, hiperurisemi, hiperamonyemi, düşük kolesterol

seviyesidir.

ZG değerlendirilirken genel zihinsel kapasite olarak kavramlaştırılan zeka, uygun

bir değerlendirme ölçeğinin uygun bir şekilde uygulanmasıyla elde edilen IQ puanıyla

nesnel olarak belirlenir113. Tanı için standartlaştırılmış testlede, ortalamanın en az 2

standart sapma altında olan performans gereklidir12. Ölçümlerde ortaya çıkabilecek

olası hatalar göz önünde bulundurulmalıdır. Tek bir testte elde edilen sonuç kesin sonuç

değildir, aksine belirsizlik alanı denen bir güven sınırıdır270. Ölçeklerin güvenilirliği ve

doğruluğu, tekrarlanan ölçümlerle artırılır115. Değerlendirme yapılırken ölçüm

araçlarının psikometrik özellikleri ile standart ölçüm hatasının olası nedenlerinini göz

önünde bulundurulması gerekir. Testlerin mümkün olduğunca kişinin hem kronolojik

yaşına, hem de alıcı ve verici dil düzeyine uygun olması gerekir. Kültürel ve diğer

faktörlerin bazı vakalarda dikkate alınması gerekebilir. Bazen ZG ile ilişkilendirilen

davranış sorunları, özel sorunlar yaratabilir; değişim ya da stresli dönemlerde ortaya

çıktıkları takdirde bu sorunlar daha da büyüyüp karmaşık hale gelebilir. Çocuklarda (5-

16 yaş arası) zeka testi için en yaygın kullanılan ölçekler şunlardır: Wechsler Çocuklar

İçin Zeka Ölçeği III (WISC-III)116, Bilişsel Değerlendirme Testi (CAS) ve Çocuklar

İçin Kaufman Değerlendirme Bataryası (K-ABC)117. Yetişkinler için, Wechsler

Yetişkinler İçin Zeka Ölçeği III (WAISS-III) yaygın olarak kullanılmaktadır118.

Stanford-Binet IV, hem çocuklara hem de yetişkinlere uygulanabilir119. Wechsler Okul

Öncesi ve İlk Okul Çocukları İçin Zeka Ölçeği (WPPSI-R) 3 yaşındaki çocuklar için

standartlaştırılmıştır120,121.

Doğumdan yetişkinliğe kadar olan dönemde uyumlu davranışların

değerlendirilmesinde standartlaştırılmış sistematik bir ölçüm olan Vineland Uyumlu

davranış Ölçeği kullanılabilir (VABS)122. Diğer alternatifler AAMR Uyumlu davranış

Ölçeği (ABS)123,124, Bağımsız Davranış Ölçekleri (SIB-R)125 Kapsamlı Uyumlu

davranış Testi (CTAB-R)126 ve Uyumlu Davranış Değerlendirme Ölçeğidir (ABAS)127.

Genel gelişimsel gecikmenin doğru bir şekilde değerlendirilmesi için altta yatan

nedene ve tanımına önem verilmesi gerekir128,129,130. Ciddi bir gelişimsel gecikmenin

Page 39: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

31

otistik bir spektrum bozukluğunu tanımlamak için kullanılagelen dil ve sosyal

etkileşimdeki nitel bozukluk dışında iki ya da daha fazla gelişim alanında ortaya çıkmış

olması gerekir. Genel gelişimi gecikmiş çocuklarda bütün gelişim alanlarında tipik

olarak gecikme görülebilir.

Bebeklerin, yürümeye yeni başlayan çocukların ya da okul öncesi dönemdeki

çocukların genel gelişimsel değerlendirilmesi için standartlaştırılmış testler mevcuttur

ve bunlar: Bayley Çocuk Gelişimi Ölçekleri (2. baskı)131, Battelle Gelişim Envanteri132,

Denver Gelişim Taraması Testi (2. baskı)133 ve Ankara Gelişim Tarama Envanteri

(AGTE)268.

Çoğunlukla, geniş çaplı bir gelişimsel ölçüm aracı kullanmak yerine, alanlara

özgü ölçekler kullanılır ve genel bir değerlendirmeye varılır. Alanlara özgü gelişimsel

ölçüm araçları aşağıda gruplar halinde verilmiştir:

1. Motor profili: Albetra Bebek Motor Ölçeği (AIMS)134, Peaboy Gelişimsel

Motor Ölçekleri (PDMS)135, Bruininks-Oseretsky Motor Yeterlik Testi (BOTMP)136.

2. Dil becerileri: Peaboy Resim Kelime Testi (PPVT-R), İfade Edici Sözcük-

Resim- Kelime Testi (EOWPVT-R)137, Klinik Dilbilişsel ve İşitsel Değerlendirme

Ölçekleri (CLAMS)138, Klinik Dil İşlevi Değerlendirme Ölçeği (CELF, 4. baskı) (139)

ve Slosson Zeka Testi (SIT)140.

3. Davranış ve günlük yaşam aktiviteleri: Vineland Uyumlu davranış Ölçeği

(VABS)122, Pediatrik Yeti Yitimi Envanteri Değerlendirmesi (PEDI) ve Pediatrik

İşlevsel Bağımsız Ölçüm (WeeFIM)141.

Çoğu kez, zeka geriliği ile genel gelişimsel geçikme erken teşhis edilebilirken

bazen tanı tamamen klinik gözleme dayanabilir12. Böyle klinik karaların geçerli olması

için verilerin zeka geriliği ya da gelişime geriliği olan bireylerle geçirilmiş uzun süreli

deneyimlere dayalı olması gerekir. Klinik kararların geçerliliği; doğrudan gözlemle,

güvenilir ana-baba verileri ve çok boyutlu değerlendirmelerde uzman disiplinler arası

bir ekipten elde edilen bilgilerle artar. Klinik verilerin; hastanın gelişim düzeyi, iletişim

becerileri, eğitimi, ailevi ve sosyokültürel faktörler bağlamında yorumlanması

gerekir142. Her anormal davranış psikopatolojiyle ilgili değildir. Davranış eğer

tanımlanmış zihinsel bozukluk sendromunun bir belirtisi ise, sadece belirli bir duruma

geçici olarak tepki veya uyum sağlamak için değil de ve yeti yitimi ile ilişkilendirilirse

zihinsel bir bozukluğa işaret edebilir11. Tanısal açıklamanın klinik açıdan doğru olması

Page 40: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

32

için kişinin güçlerini, eksikliklerini ve zihinsel, uyumsal davranış, iletişim, sağlık ve

psikososyal alanlardaki ihtiyaçlarını da içermesi gerekir143,144.

Birçok ilaç, davranışsal ya da duygusal belirtilere neden olabilir. Epilepsi

tedavisinde kullanılan ve saldırgan davranışlara neden olabilen fenobarbital,

duygudurum semptomlarına neden olabilen östrojen, progesteron ile psikotik bulguları

alevlendirebilen kortikosteroitler bunlara örnektir. Bir çalışmada, psikiyatrik

değerlendirme için sevk edilen kişilerin 75% kadarında geçmişte teşhis edilmemiş ya da

tedavisi eksik bırakılmış tıbbi koşullarının olduğu ve 45,5%’inin psikiyatrik semptomlar

doğurabilecek psikiyatrik olmayan ilaç tedavisi aldığı görülmüştür168. Ayrıca birçok

tıbbi rahatsızlığın psikiyatrik semptomları vardır239,240. Hipertiroitizm anksiyete,

depresyon ya da manik semptomlarla kendini gösterebilir; Wilson hastalığı,

duygudurum değişiklikleri ve demans (bunama) ile ortaya çıkabilir; sistemik lupus

eritematozis, duygudurum semptomlarını içerebilir ve hiperaktivite (hiperaktiflik),

kurşun zehirlenmesinde görülebilir. Bazı hastalıklar ayrıca, özgül olmayan davranış

semptomlarıyla sonuçlanabilir ya da mevcut olanları daha da kötüleştirebilir. Örneğin,

konuşamayan bir kişideki ağrılı bir durum bu kişinin kendi kendisini yaralamasına (otit

ya da migrenle ilişkili kafayı çarpma) ve saldırganlığa neden olabilir.

2.11. Ayırıcı Tanı

1) Normal gelişim,

2) Motor ve konuşma işlevlerini etkileyen serebral olaylar,

3) İşitme sorunları,

4) Görme sorunları,

5) Dejeneratif sinir sistemi hastalıkları,

6) Çocukluk çağında başlayan şizofreni,

7) Depresyon,

8) Konuşma ve sözel iletişim bozuklukları,

9) Özgül öğrenme güçlüğü göz önüne alınmalıdır.

ZG’de dil ve bilişsel beceriler geri kalırken, kaba motor beceriler daha az

etkilenmiştir. Serebral palsili vakalarda ise motor beceriler bilişsel becerilere oranla çok

daha fazla etkilenirler115,269,207,271,272,273.

Page 41: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

33

2.12. Tedavi

2.12.1. Psikoterapi

Zeka geriliği olanlar günlük yaşamın getirdiği streslerle baş edebilmek için yeterli

ego kaynaklarına sahip olmadıklarından birçok duygusal bozukluklara yatkındırlar. Bu

konudaki tedavi gereksinimleri artmasına karşın zeka geriliği olanlarla psikoterapi

uygulamaları azdır. Bunun nedenleri şu şekilde sıralanabilir: “Zeka geriliği olanlar

zorlukların daha az farkındadırlar ve yardım istemek için yeteri kadar güdülenmeleri

yoktur. Düşük zeka düzeyi davranışın değiştirilmesi gerektiğini anlamaya engeldir.

Zeka geriliği olanlarda dürtü kontrolü ve kendilerinde güvenin gelişmesi için ego gücü

zayıftır. Bu hastalarda belirli bir sonuca ulaşmak için çaba gerekir. Psikoterapistler zeka

geriliği olanları anlamakta yetersiz kalabilmektedirler. Tüm bunlara rağmen psikanalitik

yönelimli psikoterapi yaklaşımları ile özgüven, duygularını ifade etme yeteneği, sosyal

ilişkilerin arttığı, kaygı ve depresyon semptomlarının azaldığını bildiren yayınlar vardır.

Sosyal becerilerin geliştirilmesi ve akran desteği açısından grup terapileri yardımcı

olabilmektedir.

2.12.2. Davranış Tedavisi

Zeka geriliği olanların 96%'sını oluşturan hafif ve orta düzey gruplarda

davranışsal girişimler son derece etkilidir. Zeka geriliği olanlara uygulanan davranış

tedavisinin amacı ruhsal bozukluğu tedavi etmek değil eksikliklerinin bulunduğu

özdenetim, sosyal beceriler ve eğitim sorunları gibi alanlardaki uyumu

kolaylaştırmaktır. Özdenetim sorunları, uyarılmış nitelikteki davranışların

düzeltilmesini olumlu davranışların pekiştirilmesini ve stereotipilerin azaltılmasını

amaçlayan tekniklerle tedavi edilir. Davranış tedavisi ile sosyal yeteneklerde özellikle

iletişim ve günlük yaşam yetilerinde belirgin düzelmeler sağlanır. Genel olarak

pekiştirme teknikleri anlatım dilinin gelişmesinde yönergeleri anlamada ve izlemede

temel kişisel ve ev içi yaşam becerilerin kazanılmasında olumlu sonuçlar verir.

Davranışsal girişimlerin uygulanmasıyla akademik performansta da artış görülür.

2.12.3. İlaç Tedavisi

Daha önce de belirtildiği gibi, zeka geriliği olan kişilerde psikiyatrik sorunların

ortaya çıkma riski yüksektir ve bu sorunlar çoğu kez bireyde ve ailesinde strese neden

Page 42: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

34

olmakta, özyeterlilik ve bağımsızlık olanağını kısıtlamaktadır37. Buna rağmen bu

sorunların çoğu göz ardı edilmektedir. ZG olanlarda ilaç tedavileri konusunda yapılan

çalışmalar sınırlıdır280 ancak zeka geriliği olan bireylerdeki psikiyatrik bozuklukların

tedavisi zeka geriliği olmayan hastalardan farklı değildir.

Zeka geriliği olanlarda çevreye veya kendisine yönelik saldırgan davranışlar

sorunlar yaratabilir. Zeka geriliği olan bireylerde psikotrop ilaç kullanımının en gerekli

olduğu durum yıkıcı davranışlardır. Saldırgan davranışların zihinsel gelişme geriliğinin

derecesi ile orantılı olduğu ve süreklilik gösterdiği bildrilmiştir281 ZG’deki en yaygın

yıkıcı davranışlar; kendine zarar verici davranışlar, stereotipik (tekrarlayıcı) davranışlar

ve saldırganlıkdır.

Nöroleptikler: Yıkıcı davranışların tedavisinde en yaygın olarak nöroleptikler

kullanılmaktadır. Geç diskinezi uzun süre nöroleptik kullananlarda ortaya çıktığı

bilinen ciddi bir yan etkidir. Zeka geriliği olanlarda geç diskinezi riski beyin hasarının

sık görülmesi nedeniyle artabilir. Ayrıca birlikte epilepsinin bulunması düşük potensli

nöroleptiklerin kullanımını güçleştirir. Düşük etkili nöroleptikler yüksek dozlarda

kullanıldığında kornea ve lenste yan etkilere neden olabilir. Zeka geriliği olan

hastalarda tedavinin temelini davranış değiştirme ve günlük yaşantıdaki etkinlikleri

normal bir duruma getirme oluşturur. Nöroleptikler saldırganlığın ve kendini yaralama

davranışının kontrolünde önemli sonuçlar verir. Son yıllarda aynı amaçla atipik

nöroleptikler kullanılmaya başlanmıştır. Risperidon olanzapin gibi atipik

nöroleptiklerin akut yan etki, ekstrapiramidal ve bilişsel yan etkiler oluşturma riski daha

azdır282. Ancak kilo alma sorunları, metabolik sendrom gözlenen yan etkilerdir.

Benzodiazepinler: Benzodiazepinlerin zeka geriliği olanlarda saldırganlığı

kontrol etme mekanizmaları açık olarak bilinmemekle beraber organik nedene

bağlanamayan saldırgan davranışlarda eşlik eden yüksek kaygı düzeylerini azalttıkları

ve saldırgan davranışlara neden olan nöronal deşarjlarla karakterize epizodik davranış

bozukluklarını kontrol edebilmeleri nedeniyle tedavide kullanılmaktadırlar. Davranış

bozuklukları olan hastalardaki saldırganlık belirtilerini gidermek için klorazepat

diazepam oksazepam klonazepam ve triazolam gibi benzodiazepinler ağız yoluyla

verilebilir. Parenteral preanestetik bir madde olarak kullanılan midazolam da bir

benzodiazepin türevidir ve saldırgan davranışları kısa sürede kontrol eder. Bazen de

saldırganlığı paradoks olarak artırabilirler. Saldırganlıktaki paradoks artışın doza bağlı

Page 43: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

35

olabileceği ve kaygı gidermekten bağımsız olduğu düşünülür. ZG olan ve diş tedavisi,

cerrahi girişimlerden önce sedatif-hipnotik ilaçlar kullanılan olguların 2/3’ünde

stereotipi ve kendine zarar verici davranışlarda artış gözlenmiştir. Bu grupta Buspiron

yan etkilerinin azlığı ile diğer ilaçlara göre daha çok tercih edilebilmektedir283.

Lityum: Duygudurum bozukluğunun eşlik ettiği zeka geriliğinde lityum tedavisi

saldırganlığı ve kendini yaralama davranışını hafifletebilir. ZG’de lityum tedavisine iyi

yanıt veren olguların özellikleri; kadın cinsiyet, haftada birden az saldırganlık epizodu

aşırı hareketlilik stereotipik davranışlar ve epilepsi öyküsü olanlardır. Sosyal geri

çekilme gösteren ve seyrek saldırganlık patlamaları olan erkekler lityum tedavisinden

daha az yararlanmaktadır. Lityum tedavisinden yarar gören zeka geriliği için diğer

ölçütlerde, hastaların uyaranlara aşırı duyarlı olması uyaranların anlamını

değerlendirememeleri ve öfkelerinin azaltılmasında başarılı olamamalarıdır. Organik bir

patolojinin belirlendiği zeka geriliğinde lityumun nörotoksik etkileri görülebilir.

Epileptik bozukluğu olanlarda ve temporal lobda diken dalga hareketi olanlarda lityum

epileptiform anomalilerde artışa neden olabilir. Ancak antikonvulsan tedavi altında

olup da tedavi edici düzeyde lityum kullanan hastalarda saldırganlığın azaldığı

bildirilmektedir.

Antiepileptikler: Eşlik eden epilepsi, duygudurum bozuklukları, antipsikotik

ilaçlara yanıt vermeyen saldırgan davranışlar ve dürtü denetim sorunlarında

antiepileptik ilaçlar tecih edilmektedir. Bir antikonvulsan ve antimanik ajan olan

karbamazepin daha çok subkortikal bölgelere etkilidir. Temporal lob epilepsisi olan

hastalarda saldırganlık nöbetlerinin erken yaşta başlaması erkek cinsiyet düşük zeka

bölümü düşük sosyoekonomik düzey ve epileptik odağın dominant hemisferde

olmasıyla yakından ilgilidir. Limbik bölgeyle ilgili nöbetlerde de karbamazepin

seçilebilecek bir ilaçtır. Na valproat geniş kullanım spektrumu olan bir diğer

antiepileptiktir. Levetirasetamın ZG olan bireylerde kullanımı ile yapılan son

çalışmalarda paradoksal epilepsiye neden olduğu belirtilmektedir. (epilepsi sıklığı ve

şiddetinde artış, jeneralize tonik klonik nöbete dönüşme)306. Topiramat ise ZG olan

grupta hafif- orta düzeyde bilşsel ve davranışsal kötüleşmeye neden olmaktadır307.

Trisiklik antidepresanlar: Günlük 10-75 mg gibi küçük dozlardaki trisiklikler

ağır ve ileri derecede zeka geriliği olan hastaların davranışlarında ve dikkat sürelerinde

Page 44: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

36

düzelme meydana getirebilir. Hipomani, manik atağı tetikleyebilme ve nöbet eşiğini

düşürme potansiyelleri nedeni ile düşük dozda başlanmalı ve takip edilmelidir.

Selektif serotonin gerialım inhibitörleri: Son yıllarda çocuk ve ergen ruh sağlığı

kliniklerinde oldukca geniş kullanım alanı bulunan SSRI’lar yan etkilerinin azlığı ile

ZG olan grupta özellikle yaygın anksiyete bozukluğu, depresif bozukluk, travma sonrası

stres bozukluğu ve kendini yaralama davranışlarının eşlik ettiği olgularda tercih

edilebilmektedir284.

Hidroksitriptofan: Lesch-Nyhan; hipoksanten guanin fosforibosil transferaz

enziminin yokluğu ile belirli kalıtsal bir hastalıktır. Bu hastalarda allopurinol ile kontrol

edilen metabolik sorunlarla birlikte nörolojik ve davranışsal bozukluklar da vardır.

Bunlardaki saldırganlığın ve kendini yaralama davranışlarının serotonin prekürsörü olan

5-hidroksitriptofan ile azaldığı ve hidroksitriptofanın karbidopa ile karışımıyla da iyi

sonuçların alındığı bildirilmektedir.

Sonuç olarak zeka geriliğindeki saldırganlık ve kendini yaralama davranışları

için hiçbir özel farmakolojik tedavi yoktur. Uygulanacak olan farmakolojik tedavi

belirtilere yönelik olmalı anormal davranışı kontrol etmeyi ve davranışı değiştirme

programlarını desteklemeyi amaçlamalıdır.

2.12.4 Gelişimsel Düzeyine Göre Eğitsel Tedavi (Özel Eğitim)

Özel eğitim özel gereksinimleri olan çocukların zayıf oldukları yönlerini

geliştirmek, güçlü oldukları yönlerini ise pekiştirerek uyumsal becerilerini iyileştirmeyi

ve bu şekilde toplumsal yaşama aktif katılımlarını hedefleyen hizmetler bütünüdür.

Ülkemizde özel eğitim çalışmaları 19. yüzyıldan itibaren başlamıştır. GG’de etiyolojik

nedene bakılmaksızın 3 yaşından itibaren bireyselleştirilmiş eğitim (özel eğitim), 3 yaş

öncesi ise erken uyaran programları ve önerileri verilmelidir. Özel eğitim programları

önleyici programlar, iyileştirici programlar ve tamamlayıcı/destekleyici programlar

olarak 3 grupta incelenebilir301.

2.13. Gidiş ve Sonlanım

Beklendiği gibi, ZG'nin seyri ve sonucu, çeşitli faktörlere bağlı olarak oldukça

farklılık göstermektedir. Bunlar; ZG şiddetinin düzeyi, bağlantılı biyolojik ya da diğer

hastalıklar, bireyin psikolojik işlevselliği, aile desteği ve diğer faktörlerden oluşur163.

Page 45: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

37

Günlük yaşamın gerektirdikleriyle baş etme becerileri bozukluğun seyrini

etkilemektedir. Bakımverenlerin beklentileri ve çevresel desteğin sağlanması da

önemlidir. Bu grupta bilinen tıbbi sebepleri olan olgular bazı riskler taşır. Örneğin down

sendromu olan kişilerde Alzheimer demansının erken başlaması gibi. Hafif zeka geriliği

olan bazı çocuklar ergenlikte ve yetişkin dönemde uyumsal işlevsellikte önemli

kazanımlar ile tanıyı kaybedebilirler. Böyle kişiler, tek başlarına geçimlerini

sağlayabilir, evlenebilir ve ailelerine bakabilirler. İlk kez 9-15 yaşlarında görülen ve

daha sonra 22 yaşına kadar izlemeye alınan Aberdeen çocuk grubu üzerinde yapılan bir

izlem çalışmasında, Richardson ve Koller (1992), bunların 75%'ten fazlasının

yetişkinlikte bakım gerektirmediklerini, yalnızca 25%'inin tüm alanlarda yeterli oranda

işlevsel olduklarını rapor etmişlerdir207.

Orta düzeyde (IQ 40-50) zeka geriliği olan kişilerde tipik olarak daha önemli

bozukluklar eşlik edebilir. Bu olguların yetişkin dönemde bakıma gereksinim duyması

yaygın görülen bir durumdur. Orta düzey ZG çoğu kez okul öncesi dönemde tanı alır.

Zihinsel işlevin daha düşük olduğu bireylerde, belirli tıbbi nedenlerin tanımlanma

olasılığı daha yüksek bulunmuştur, bu kişilerin azınlık bir toplumda ya da olumsuz

ailesel koşullarda yetişmiş olma olasılığı HZG olan olgulara göre daha düşük orandadır.

OZG olan çoğu olgu ancak yardımla ya da yarı bağımsız olarak yaşamını sürdürebilir.

Şiddetli ya da ağır zeka geriliği olan kişiler için, tanı bebeklikte ya da ilk çocukluk

döneminde konur. Genel olarak, bu kişiler için gözetim ve destek yaşamları boyunca

yüksek düzeyde gerekir. Eşlik eden tıbbi sorunlar ve davranışsal güçlükler sıklıkla

görülür. İletişim becerileri zarar görebilir ve bu da kişinin yaşamında ciddi bir engel

teşkil eder.

Yasalar, hukuki kararlar bu sorunun çözümüne giden yolları zaman içerisinde

değiştirmiştir. Erken tanı ve tedavinin yanı sıra, toplumsal kaynakların kullanılması,

okullarda kaynaştırma eğitimine dayalı müdahaleler bu olguarın işlevselliğini arttırmada

önemlidir.

2.14. Önleme ve Korunma

ZG’den korunma bilinen yüzlerce biyomedikal nedenin değişken olması255 ve tüm

olguların sadece 50%’sine tanı konulabilmesi nedeni ile zordur256. Genetik yatkınlığın

varlığı ve prenatal, natal ve postnatal çevresel etkenler ZG ortaya çıkışında etkilidir.

Page 46: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

38

Önlemler:

1) Hamilelikte; 1- alkol ve diğer zararlı maddelerden uzak durulması, 2- doğuştan

kızamıkçık ya da kızamığa karşı bağışıklık kazanılması, 3- kurşun zehirlenmesinin

önlenmesi 4- nöral tüp bozukluklarını önlemek için hamilelikte folik asit tüketimi ve 5-

doğum öncesi iyi bakım birincil önlemeye örnektir.

2) ZG ile sonuçlanan beyin hasarını önlemek ya da en aza indirmek için altta yata

nedenin, eğer bilinen varsa, özel olarak tedavisi: örneğin, Fenilketonüri (PKU)

olasılığında özel diyet uygulamak gibi. Bu durum zeka geriliğinde ikincil önlemeye

örnektir.

3) Erken önleme, eğitim, rehabilitasyon ve ek terapiler ile aileye destek verilmesi:

Burada amaç, işlevselliği arttırmaktır258. Bunlar zeka geriliğine ilişkin üçüncül

önlemeye örnektir.

4) ZG’ne eşlik eden ve bireyin işlevselliğini azaltan komplikasyonları tedavi

etmek ve/veya önlemek. (örn nöbet, sağırlık, kendini yaralama)

5) Psikososyal işlev bozukluğu ve uyum bozukluğu gözlenen olgularda bu

durumların tedavi edilmesi ve önlenmesi oldukca önemlidir259.

Page 47: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

39

3. YÖNTEM

Çalışma geriye dönük olarak polikliniğimize 2006-2008 yılları arasında başvuran

0-18 yaşlarında 200 çocuk ve ergenin dosyaları incelenerek gerçekleştirildi.Rutin klinik

izlemde kullanılmak üzere düzenlenmiş yarı yapılandırılmış görüşme formunda yer alan

bilgiler, sosyo-demografik bilgi formu verileri, DSM-IV-TR tanı ölçütlerine göre

olguların aldıkları tanılar incelendi. Veriler istatistiksel olarak youmlandı.

3.1. Olguların Değerlendirilme Süreci

Polikliniğimizde randevulu sistem uygulanmaktadır. Hastalara yakınmalarının

aciliyetine göre muayene randevusu verilmektedir. Agresyon ve saldırganlığın eşlik

ettiği durumlar, özkıyım düşünce ve girişimleri, akut psikotik durumlar, yoğun

anksiyete, okul reddi, istismar ve ihmal, yaygın gelişimsel bozukluk ön tanısı olan

olgular acil olarak değerlendirilmektedirler.

Bölümümüzde ilaç tedavisi planlanan olgulardan, hemogram, üre, kreatinin,

karaciğer fonksiyon testeleri, tiroid fonksiyon testleri, demir, ferritin, vitamin B12, folat

düzeyleri, EEG, EKG, öyküye göre toksikolojik tetkikler, metabolik taramalar

istenmektedir. Gereken olgularda görüntüleme yöntemlerinden Serebral Bilgisayarlı

Tomografi, Serebral Manyetik Rezonans istenmektedir. Zeka geriliği ve gelişme geriliği

olan olgular gerekirse etiyoloji araştırılması için Çocuk Nöroloji polikliniğine

konsultasyon ile gönderilmektedir. Organik tetkikleri planlama ve ilaç başlama

aşamalarında ailelerinden imzalı olarak “aydınlatılmış onam” belgesi alınmaktadır

Değerlendirme sürecinde hasta, aile bireyleri ve varsa diğer bakımverenlerle ile

görüşme yapılmaktadır. Görüşmede aile ile ilgili genel sosyodemografik bilgiler,

olgunun gelişim basamaklarına ulaşma öyküsü, önemli yaşam olayları, ailede ruhsal

hastalık öyküsü, eş tanı varlığı, varsa ilaç kullanımı ve geçmiş psikiyatrik değerlendirme

süreçleri, ailenin olguya yaklaşımı, stresle başa çıkma yöntemleri, disiplin uygularken

kullanılan yöntemler ayrıntılı olarak sorgulanmaktadır. ZG ve GG tanıları saptanan

olgular özel eğitim kurumlarndan faydalanmaları için Rehberlik ve Araştırma

Müdürlüklerine yönlendirilmektedir. Özel eğitime devam eden olgularda özel eğitim

kurumu tarafından belirli aralıklarla gelişim raporu düzenlenmesi istenmektedir. ZG

Page 48: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

40

tanısı alan olguların kaynaştırma eğitiminden faydalanması için okul müdürlüklerine

durum bildirir rapor düzenlenmekte, sınıf öğretmeni ve rehber öğretmen ile işbirliği

içerisinde tedavisi planlanmaktadır. GG ve/veya ZG tanıları alan 5 yaşından küçük

olgular özel eğitimin yanı sıra yaşıtlarına uygun uyumsal davranış becerilerinin

gelişmesi için kreş ve benzeri okul öncesi kurumlara yönlendirilmektedir.

3.2. Psikometrik İncelemeler

Polikliniğimizde çocuk ve ergenlerde zeka düzeyini belirlemede kullanılacak

testler seçilirken çocuğun kronolojik yaşı ve testi algılama yeteneği göz önünde

bulundurulmaktadır. 2-6 yaş arası çocuklarda zeka düzeyini belirlemede Stanford Binet,

Porteus Labirentleri testleri kullanılabilirken 6-16 yaş arası çocuk ve ergenlerde WISC-

R zeka ölçeği kullanılmaktadır. Testler deneyimli uzman psikolog tarafından

uygulanmaktadır. 0-6 yaş çocuklarda genel gelişimsel değerlendirme için AGTE

kullanılmaktadır.

Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeği 1949 yılında Wechsler tarafından geliştirilmiş,

1974 yılında gözden geçirilmiş form oluşturulmuştur. WISC-R’ın Türk çocukları

üzerinde standardizasyonu Savaşır ve Şahin (1995) tarafından 6-16 yaş grubunda 1639

kişilik bir örneklem üzerinde gerçekleştirilmiştir. WISC-R, sözel ve performans olmak

üzere iki bölümden oluşmaktadır. Her bölümde toplam 6 test bulunmaktadır. Sözel alt

testler; Genel Bilgi, Benzerlikler, Aritmetik, Sözcük Dağarcığı, Yargılama ve Sayı

Dizileri’dir. Performans alt testleri ise Resim tamamlama, Resim Düzenleme, Küplerle

Desen, Parça Birleştirme, Şifre, Labirent’tir267. WISC_R’da sözel alt testte genel bilgi

bölümünde; çocuğun doğal çevre, okul çevresi ve kültürel ortamından ne kadar bilgi

aldığıyla ilgili bilgi düzeyi, benzerlikler bölümünde; benzerlik, soyutlama ve genelleme,

bunları doğru ifade edip edemediği, aritmetik bölümünde; dikkati bir probleme

yönlendirebilme ve öğrenme yeteneği, sözcük dağarcığı bölümünde; çocuğun bildiği

sözcük sayısını ve ifade becerisi, yargılama bölümünde muhakeme, akıl yürütme,

duygusal ve mantıksal olgunluk düzeyi, sayı dizisi bölümünde çocuğun işitsel

uyaranları anımsama gücü değerlendirilmektedir. Performans alt testte ise resim

tamamlama bölümünde; dikkati görsel uyaranlara yoğunlaştırabilme yetisi, resim

düzenleme bölümünde; olaylar dizisini algılama, neden- sonuç ilişkisi kurabilme,

muhakeme gücü, küplerle desen bölümünde görsel–hareketsel–mekansal

Page 49: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

41

koordinasyonla, parçalar arası ilişkide bütüne giderken ön tahmin yeteneği, parça

birleştirme bölümünde; görsel- hareketsel koordinasyonla, parça–bütün ilişkisini

kavrayabilme yetisi, şifre bölümünde; çalışma hızı, görsel hareketsel koordinasyon,

sıraya koyma, psikomotor hız, görsel uyaranlarıanımsama ve konsantrasyon yeteneği,

labirentler bölümü; el-göz koordinasyonu, figür- zemin algısı değerlendirilmektedir.

WISC-R’da sözel alt testlerden elde edilen standart puanların toplamında bireyin

sözel puanı (SP), performans alt testlerinden elde edilen standart puanların toplamından

performans puanı (PP) elde edilir. Sözel puanlarla performans puanların toplamı ise

toplam puanı oluşturur (TP).

Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE) Erol, Sezgin ve Savaşır tarafından

(1993) ebeveynler ile görüşme yoluyla uygulanan bir değerlendirme aracı olarak

geliştirilmiştir. Yaşamın ilk 6 yılındaki gelişimi 154 madde ve 5 kategoride (dil-bilişsel,

ince motor, kaba motor, sosyal beceri-öz bakım ve toplam) değerlendirmektedir. Üç yaş

grubu için (0-12 ay, 13-44 ay ve 45-72 ay) test-tekrar test güvenilirliği 99-.88% ve iç

tutarlılığı 99-.80% bulunmuştur268. AGTE değerlendirme ölçeğinde her yaş için genel

toplumdaki yaşıtlarına göre 20% ve 30% oranında gerilik düzeyleri belirtilmektedir.

Ölçek uygulandıktan sonra genel puanı 30% sınırının altında değerlendirilen olgular

gelişme geriliği tanısı almaktadır.

Uyumsal işlevselliğin değerlendirmesinde en yaygın kullanılan ölçüm aracı

iletişim, günlük yaşam becerileri, sosyal (kişilerarası ilişkiler, oyun ve baş etme

becerileri) ve motor beceriler (kaba ve ince) gibi çeşitli işlevsellik alanlarında öz

yeterliliği değerlendiren Vineland Uyumlu davranış Ölçekleri122 olup polikliniğimizde

uyumsal beceriler klinik gözlem, aileden alınan öykü, conner’s öğretmen ve aile

değerlendirme ölçekleri kullanılarak değerlendirilmektedir.

3.3. İstatistiksel Analiz

Verilerin normal dağılıma uygunluğu test edilmiş, normal dağılım gösteren sürekli

değişkenlerin analizinde bağımsız gruplarda t testi veya tek yönlü varyans analizi

kullanılmıştır. Sürekli değişkenlerin birbiri ile korelasyonunda Spearman rank

Correlation testi kullanılmıştır. Kategorik değişkenlerin analizinde ise ki-kare testi

kullanılmıştır. Sonuçlar ortalama±standart sapma, n ve yüzde olarak ifade edilmiştir. p

Page 50: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

42

değerinin <0,05 olduğu durumlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Veriler

SPSS windows (11,00) istatistik programı ile analiz edilmiştir.

Page 51: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

43

4. BULGULAR

Bu çalışmaya 2006-2008 yılları arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi

Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran zeka geriliği tanısı alan

200 olgu alındı. Olgular sosyodemografik veriler, doğum öyküsü, eş tanı ve ilaç

tedavileri ile ilgili olarak değerlendirildi.

Olguların 146’sı (73%) erkek; 54’ü (27%) kız olup yaş ortalaması 7,5±3,6 idi. 136

olgu WISC-R, 64 olgu AGTE’de aldıkları puanlar ve klinik gözleme dayanılarak hafif,

orta ve ağır düzeyde zeka geriliği olmak üzere 3 grupta sınıflandırıldı. 100 olgu (50%)

hafif düzeyde, 71 olgu (35,5%) orta düzeyde , 29 olgu (14,5%) ağır düzeyde zeka

geriliği tanısı aldı.

Annelerin 90,5%’i ev hanımı (n=181), 1%’i işçi (n=2), 7%’si memur (n=14) ,

1%’i serbest meslek (n=2), 0,5%’inin emekli (n=1) olduğu bildirildi.

Babaların 5%’i çalışmıyor (n=10), 1,5%’inin düzenli bir işi yok (n=3), 15%’i işçi

(n=30), 26%’sı memur (n=52), 48%’i serbest meslek (n=96), 4,5%’inin emekli (n=9)

olduğu bildirildi. Ebeveynlerin çalışma durumları tablo 2’de yer almaktadır.

Tablo 2. Ebeveynlerin Çalışma Durumları

Anne n (%)

200 (100)

Baba n (%)

200 (100) Çalışmıyor 181 (90,5) 10 (5) İşçi 2 (1) 30 (15) Memur 14 (7) 52 (26) Serbest meslek 2 (1) 96 (48) Emekli 1 (0,5) 9 (4,5)

30 olguda (15%) ailede ruhsal hastalık öyküsü vardı.

86 olguda (43%) ebeveynler arasında akrabalık olduğu belirtildi.

Annelerin 14’ü (7%) 18 yaş altı, 160’ı (80%) 19-35 yaş arası, 16’sı (8%) 35 yaş

üstü gebelik öyküsünün olduğunu belirtti.

Olguların gebelik, doğum öyküsü ve doğum komplikasyonları incelendiğinde 154

olgu NVY ile (77%), 41 olgu sezeryan ile (20,5%), 5 olgu alet yardımı ile (2,5%)

Page 52: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

44

doğduğu belirlendi. 186 olgu miyadında (93%), 8 olgu zamanından önce (4%), 6

olgunun zamanından geç (3%) doğduğu aileleri tarafından belirtildi. 26 olguda (13%)

doğum komplikasyonu saptandı. En sık belirtilen doğum komplikasyonu anoksi iken 6

olguda birden fazla doğum komplikasyonu olduğu belirlendi. Olguların doğum

komplikasyonlarına göre dağılımları tablo 3’de yer almaktadır.

Tablo 3. Doğum Komplikasyonlarna Göre Dağılım

Doğum Komplikasyonu n % Ters geliş 3 11,5 Kordon dolanması ve anoksi 3 11,5 Uzamış travay ve anoksi 9 34,7 Mekonyum aspirasyonu 3 11,5 Anoksi 8 30,8 Toplam 26 100

Doğum sonrası ilk durum ile ilgili ailelerden alınan öyküden; 155 (77,5%) olgu

normal, 8 (4%) olgu mor ve ağlıyor, 37 (18,5%) olgu mor ve ağlamıyor olarak belirtildi.

Olguların doğum sonrası ilk durumlarına göre dağılımları tablo 4’de yer almaktadır.

Tablo 4. Doğum Sonrası İlk Duruma Göre Dağılım

n (%)

Normal 155 77,5

Mor ağlıyor 8 4,0

Mor,ağlamıyor 37 18,5

Toplam 141 olguda (70,5%) psikiyatrik eş tanı vardı. Erkeklerin 79,4%’ünde,

kızların 46,2%’sinde psikiyatrik eş tanı bulunuyordu. En sık eşlik eden psikiyatrik eş

tanı DEHB’idi, (n=85, 60,2%) bunu YGB (n=21, 14,8%), Psikotik Bozukluk (n=4,

2,8%), Davranım ve Zıtlaşma Bozukluğu (n=2, 1,7%), Anksiyete Bozuklukları (n=7,

4,9%), ve diğer bozukluklar (n=11, 7,8%), izliyordu. Psikiyatrik eş tanıların dağılımı

tablo 5’de belirtilmiştir.

Page 53: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

45

Tablo 5. Olguların Psikiyatrik Eş Tanılara Göre Dağılımı

Psikiyatrik eş tanılar Toplam n (%)

200 (100)

Erkek n (%)

146 (100)

Kız n (%)

54 (100) DEHB 85 (42,5) 70 (47,94) 15 (27,7) Yaygın Gelişimsel Bozukluk 21 (10,5) 17 (11,6) 4 (3,7) Psikotik Bozukluk 4 (2,0) 2 (1,36) 2 (5,5) Davranım Bozukluğu ve zıtlaşma bozukluğu 13 (6,5) 12 (8,2) 1 (1,8) Anksiyete Bozuklukları 7 (3,5) 5 (3,2) 2 (5,5) Diğer bozukluklar 11 (5,5) 10 (6,4) 1 (1,8) Toplam 141 (70,5) 116 (79,4) 25 (46,2)

Tüm hastaların 125’ine (62,5%) ilaç tedavisi başlandığı belirlendi. En sık

kullanılan ilaçlar antipsikotikler (n=70, 56%) idi. Metilfenidat (n=47, 37,6%),

antiepileptikler (n=7, 5,6%) antidepresanlar (n=1, 0,8%) diğer kullanılan ilaç grupları

idi. Kullanılan ilaçların dağılımı tablo 6’da yer almaktadır.

Tablo 6. İlaçların Dağılımı

Kullanılan İlaçlar n % Antipsikotik 70 56 Metilfenidat 47 37,6 Antiepileptik 7 5,6 Antidepresan 1 0,8 Toplam 125 62,5 Kombine 29 23,2

70 olguda organik tanı saptandı (35%). En sık eşlik eden organik tanı nöbet

(n=46, 23%) olup down sendromu (n=5, 2,5%), serebral palsi (n=4, 2%), organik beyin

sendromu (n=2, 1%), işitme kaybı (n=4, 2%), Fenilketonüri (n=2, 1%), Wilson hastalığı

(n=2, 1%), kongenital hipotiroidi (n=2, 1%), meningoensefalit sekeli (n=1, 0,5%),

kongenital sitomegalovirüs enfeksiyonu (n=1, 0,5%), anemi (n=1, 0,5%) sırası ile eşlik

eden diğer organik tanılar idi.

20 olguda (10%) EEG bozukluğu olduğu belirlendi. 46 olguda nöbet öyküsü

alındı. Olgularda nöbet dağılımı tablo 7’de yer almaktadır.

Page 54: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

46

Tablo 7. Nöbet Dağılımı

Nöbet n % Ateşli 25 12,5 Ateşsiz 21 10,5 Toplam 46 23

51 olgunun henüz 3 kelimelik cümle kuramadığı (25,5%), 8 olgunun

yürüyemediği (4%), 40 olgunun tuvalet eğitimini almadığı (20%) belirtildi.

Hafif, orta ve ağır düzeyde geriliği olan olguların AGTE’de ay olarak gerilik

düzeyleri, eş tanı sıklığı ile her grup için ebeveynelerinin özellikleri, gelişim

basamaklarına ulaşma yaşları tablo 8’de belirtilmiştir.

Tablo 8. Hafif, Orta, Ağır Gerilik Düzeylerinde AGTE Puanları, Yaşı, Anne ve Babanın Yaş ve Eğitim Düzeyleri ile Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitim Zamanlarına Göre Dağılımı

Tanılar n (%)

Toplam Hafif Orta Ağır p

Eş tanı sayısı 200 (100)

0,7±0,7 0,9±0,7 0,4±0,6 0,3±0,5 0,0001

AGTE- Genel 64 (32.0)

42,1±30,3 22,6±11,7 35,4±10,1 69,7±39,0 0,0001

AGTE-Dil 64 (32.0)

43,3±30,9 23,6±11,7 36,3±11,3 71,5±39,7 0,0001

AGTE-İnce 64 (32.0)

41,9±31,2 24,4±15,3 33,3±13,1 69,6±39,6 0,034

AGTE-Kaba 64 (32.0)

40,9±31,2 24,9±18,9 31,6±13,1 68,2±38,9 0,032

AGTE- Sosyal 64 (32.0)

38,7±29,9 23,6±12,5 32,1±13,5 68,9±31,1 0,002

Yaş 200 (100)

7,5±3,6 7,6±3,9 7,4±3,0 7,5±3,8 0,841

AnneEğitim 200 (100)

5,9±3,9 6,4±3,6 5,4±3,8 5,3±4,8 0,080

Anne Yaş 200 (100)

33,8±6,4 33,3±5,5 34,5±7,3 33,6±7,0 0,493

Baba Eğitim 200 (100)

7,9±4,2 8,5±4,0 7,8±4,2 5,9±4,4 0,179

Baba Yaş 199 (100)

37,7±7,2 37,0±5,8 38,7±8,7 37,3±7,3 0,394

Gebelik Yaşı 200 (100)

26,4±5,5 26,0±5,2 26,7±6,2 27,0±4,9 0,585

Yürüme 192 (96)

20,3±14,5 17,6±13,5 21,0±10,9 30,8±23,2 0,001

Konuşma 149 (74.5)

30,9±16,3 27,3±11,7 36,4±19,4 38,7±27,1 0,009

Tuvalet 160 (80)

33,7±18,7 28,3±10,6 36,8±16,2 66,6±42,9 0,001

Page 55: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

47

Psikiyatrik eş tanıların hafif düzeyde geriliği olan grupta anlamlı derecede daha

sık eşlik ettiği belirlendi. (p<0,05). AGTE uygulanan olgularda genel, dil-bilişsel, ince

motor, kaba motor ve sosyal alanlarda ay olarak gerilik düzeyi ile anne eğitim süresi

istatistiksel olarak anlamlı derecede ilişkili bulundu. Gerilik düzeyi arttıkca AGTE’de

alt testlerde alınan puanlarda azalma olduğu ve anne eğitim süresinin azaldığı belirlendi.

Yürümeye başlama yaşı, konuşma (üç kelimelik cümle) ve tuvalet eğitimi alma

yaşlarının gerilik düzeyi arttıkça anlamlı olarak yaşıtlarına göre geç olduğu belirlendi

(p<0,5). Tablo 9 ve 10’da gerilik düzeyleri ile sosyodemografik veriler, ebeveyn

özellikleri, psikiyatrik ve organik eş tanı varlığı, ilaç kullanımı ve gelişim

basamaklarına ulaşma yaşı ile ilişkisi incelenmiştir.

Tablo 9. Hafif, Orta ve Ağır Gerilik Düzeylerinde Cinsiyet Dağılımı ile Psikiyatrik Ve Organik Eş Tanı, İlaç Kullanımı, EEG ile Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitimini Alma Yaşları ile İlişkileri

Toplam

200 (100) Hafif

100 (50) Orta

71 (35,5) Ağır

29 (14,5) p

Erkek 146 (73,0) 78 (78,0) 47 (66,2) 21 (72,4) 0,254 Kız 54 (27,0) 22 (22,0) 24 (33,8) 8 (27,6) 0,094 Psikiyatrik eş tanı varlığı 115 (57,5) 77 (77,0) 28 (38,4) 10 (34,5) 0,0001 İlaç kullanımı 125 (62,5) 74 (74,0) 39 (54,9) 12 (41,4) 0,0001 EEG bozukluğu 20 (10,0) 8 (8,0) 9 (12,7) 3 (10,3) 0,036 Havale 46 (23,0) 11 (11,0) 23 (32,4) 11 (37,9) 0,0001 Organik hastalık 42 (21,0) 10 (10,0) 20 (28,2) 12 (41,4) 0,0001 Zamanında konuşmama 80 (40,0) 21 (21,0) 37 (52,1) 10 (34,5) 0,0001 Zamanında yürümeme 72 (36,0) 23 (23,0) 30 (42,3 19 (65,5) 0,0001 Zamanında tuvalet eğitimi almama 70 (35,0) 16 (16,0) 30 (42,3) 24 (82,8) 0,0001

Gerilik düzeyi ile cinsiyet arasında anlamlı fark belirlenmedi. Organik tanı, EEG

bozukluğu, havale öyküsü ve gelişim basamaklarına zamanında ulaşamamanın ağır

geriliği olan grupta anlamlı olarak yüksek oranda bulunduğu belirlendi (p<0,001).

Psikiyatrik eş tanı varlığı ve ilaç kullanımı ise hafif düzeyde gerilği olan grupta

anlamlı olarak yüksek bulundu. (p<0,001). Zamanında konuşmama ve yürümemenin

gerilik düzeyi ile pozitif korelasyon gösterdiği belirlendi (Rs=0,463).

Page 56: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

48

Tablo 10. Hafif, Orta ve Ağır Gerilik Düzeylerinde Ebeveyn Özellikleri, Anne Gebelik Yaşı ve Doğum Öyküsü Arasındaki İlişki

Toplam

200 (100) Hafif

100 (50) Orta

71 (35,5) Ağır

29 (14,5) p

Annenin çalışmaması 181 (90,5) 91 (91,0) 65 (91,5) 25 (86,2) 0,560 Annede bedensel hastalık 15 (7,5) 6 (6,0) 7 (9,9) 2 (6,9) 0,622 Annede ruhsal hastalık 27 (13,5) 14 (14,0) 8 (11,3) 5 (17,2) 0,867 Babanın çalışmamamsı 12 (6,0) 6 (6,0) 3 (4,2) 3 (10,3) 0,610 Babada bedensel hastalık 9 (4,5) 4 (4,0) 4 (5,6) 1 (3,4) 0,927 Babada ruhsal hastalık 10 (5,0) 5 (5,0) 2 (2,8) 3 (10,3) 0,486 Ailede ruhsal hastalık 30 (15,0) 14 (14,0) 14 (19,7) 2 (6,9) 0,711 Akrabalık 86 (43,0) 43 (43,0) 31 (43,7) 12 (41,4) 0,926 Çekirdek aile ile yaşamama 39 (19,5) 16 (16,0) 16 (22,5) 7 (24,1) 0,231 36 yaşından büyük anne yaşı 16 (8,0) 4 (4,0) 10 (14,1) 2(6,9) 0,149 18 yaşından küçük anne yaşı 14 (7,0) 7 (7,0) 7 (9,9) - 0,105 Gebelikte sorun 33 (16,5) 22 (22,0) 8 (11,3) 3 (10,3) 0,055 Erken yada geç doğum 14 (7,0) 5 (5,0) 6 (8,5) 3 (10,3) 0,254 Normal yolla doğmamış olma 46 (23,0) 25 (25,0) 18 (25,4) 3 (10,3) 0,187 Doğum komplikasyonu 23 (1,5) 10 (10,0) 9 (12,7) 4 (13,8) 0,506 Doğumdan sonra ilk durum 45 (22,5) 17 (17,0) 24 (33,8) 4 (13,8) 0,487

Tablo 11’de psikiyatrik eş tanı varlığının WISC-R, AGTE’de gerilik düzeyleri (ay

olarak) ebeveyn yaşları, eğitim düzeyleri ile yürüme, konuşma ve tuvalet eğitimi alma

yaşlarıyla ilişkisi incelenmiştir.

Tablo 11. Psikiyatrik Eş Tanı Varlığının WISC-R, AGTE Puanları, Ebeveyn Yaşları, Eğitim Düzeyleri ile Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitimi Alma Yaşlarıyla İlişkisi

Toplam

Psikiyatrik Eş Tanı Yok Var p

Eş tanı sayısı 0,7±0,7 - 1,2±0,5 0,0001 WISC-R Sözel 51,1±12,1 47,7±12,4 54,7±10,5 0,0001 WISC-R Performans 54,7±13,1 47,4±14,0 58,7±10,7 0,0001 WISC-R Toplam 51,6±11,2 45,1±12,3 55,1±8,9 0,0001 AGTE- Genel 42,1±30,3 38,5±29,3 47,0±31,4 0,308 AGTE-Dil 43,3±30,9 40,0±29,4 47,8±32,9 0,403 AGTE-Ince 41,9±31,2 37,3±30,1 48,1±32,3 0,101 AGTE-Kaba 40,9±31,2 36,2±30,6 47,3±31,5 0,118 AGTE- Sosyal 38,7±29,9 34,0±28,8 45,3±31,7 0,089 Anne Eğitim 5,9±3,9 4,8±3,5 6,7±4,0 0,002 Anne Yaş 33,8±6,4 33,7±7,3 33,8±5,7 0,337 Baba Eğitim 7,9±4,2 7,1±4,1 8,5±4,2 0,034 Baba Yaş 37,7±7,2 37,8±8,4 37,6±6,2 0,425 Gebelik Yaşı 26,4±5,5 26,7±5,7 26,1±5,4 0,547 Yürüme 20,3±14,5 21,3±10,9 19,6±16,4 0,001 Konuşma 30,9±16,3 34,0±19,3 29,4±14,3 0,207 Tuvalet 33,7±18,7 37,7±19,7 27,9±14,2 0,014

Page 57: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

49

Psikiyatrik eş tanı alanlarda WISC-R ‘da sözel, performans ve toplam puanlar eş

tanı almayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (p<0,5). Eş

tanı alanlarda AGTE’de alt gruplarda a gerilik düzeyinin tüm grup ve eş tanı

almayanlara göre daha fazla olduğu belirlendi. Yürümeye başlama ve tuvalet eğitimi

alma yaşlarının eş tanı alanlarda, almayanlara göre anlamlı olarak erken olduğu,

konuşmaya başlama yaşının ise belirgin olarak etkilenmediği belirlendi. Eş tanı

alanlarda anne ve babanın eğitim süresi istatistiksel olarak anlamlı derecede uzun idi

(p<0,5).

Tablo 12’de Anne gebelik yaşının ebeveyn yaş ve eğitim düzeyleri ile olan ilişkisi

incelenmiştir.

Tablo 12. Anne Gebelik Yaşının Ebeveyn Yaş ve Eğitim Düzeyleri ile Olan İlişkisi

Annenin gebelik yaşı 18 yaş ve altı 18-35 yaş 36 yaş ve üstü p

Anne Eğitim 3,5±2,5 6,1±3,9 6,1±3,9 0,064 Anne Yaş 28,4±4,7 33,0±4,9 33,0±4,9 0,0001 Baba Eğitim 7,6±4,7 8,1±4,1 8,1±4,1 0,231 BabaYaş 33,1±5,2 36,7±5,6 36,7±5,6 0,0001 Gebelik Yaş 17,9±1,2 26,0±4,1 38,1±2,4

Anne ve babanın eğitim düzeyi arttıkca annenin gebelik yaşının arttığı, ancak bu

artışın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlendi. Babanın yaşının ise istatistiksel

olarak anlamlı derecede anne gebelik yaşını etkilediği belirlendi (p<0,001).

Tablo 13’de ebeveyn ve aile özellikleinin WISC-R puanları ve gelişim

basamakları ile ilişkisi incelenmiştir.

Page 58: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

50

Tablo 13. Ebveyn ve Aile Özellikleinin WISC-R Puanları ve Gelişim Basamakları ile İlişkisi

WISC-R Gelişim Basamakları (ay) n (%) Sözel Performans Toplam Konuşma Yürüme Tuvalet

Anne iş

Var 19 (9,5)

51,8±11,7 54,2±14,1 51,1±11,8 33,7±17,1 20,9±11,6 35,6±11,8

Yok 181 (90,5)

51,1±12,2 54,8±13,1 51,6±11,3 30,7±16,2 20,2±14,8 33,5±19,3

p 0,829 0,875 0,674 0,287 0,418 0,496

Annede bedensel hastalık

Var 15 (7,5)

50,8±12,2 54,6±13,4 51,4±11,5 31,3±16,2 20,1±14,5 33,9±18,8

Yok 185 (92,5)

54,7±11,6 56,3±10,4 53,6±8,7 26,5±16,4 22,5±14,8 31,5±18,1

p 0,361 0,772 0,729 0,207 0,664 0,888

Annede ruhsal

hastalık

Var 27(13,5)

50,3±10,9 53,7±12,6 51,1±10,4 31,7±20,4 21,1±12,3 34,8±15,0

Yok 173 (86,5)

51,3±12,4 54,9±13,3 51,6±11,4 30,8±15,5 20,2±14,8 33,5±19,3

p 0,826 0,641 0,738 0,779 0,587 0,812

Baba iş

İşsiz 12 (6)

53,2±7,5 60,7±9,3 57,3±6,8 22,0±10,0 19,0±10,7 26,6±13,4

Çalışan 188 (94)

51,0±12,4 54,3±13,3 51,2±11,4 31,6±16,5 20,4±14,7 34,1±18,9

p 0,550 0,251 0,166 0,022 0,737 0,618

Babada bedensel hastalık

Var 9 (4,5)

54,5±13,1 55,8±9,8 55,4±10,5 20,8±8,4 18,2±7,5 22,2±8,9

yok 191 (95,5)

52,0±12,1 54,6±13,3 51,3±11,3 31,6±16,4 20,4±14,7 34,2±18,9

p 0,571 0,952 0,347 0,028 0,788 0,412

Babada ruhsal

hastalık

Var 10 (5)

55,4±15,0 53,1±14,2 52,0±13,1 30,2±9,0 17,0±6,6 34,0±8,7

Yok 190 (95)

50,9±12,0 54,8±13,1 5,15±11,2 31,0±16,6 20,5±14,8 33,7±19,1

p 0,183 0,866 0,775 0,499 0,609 0,734

Ailede ruhsal

hastalık

Var 30 (15)

50,0±10,4 56,5±13,1 51,2±10,0 27,1±12,8 17,0±6,1 31,9±13,7

Yok 170 (85,5)

51,4±12,5 54,3±13,2 51,6±11,5 31,8±16,9 20,9±15,5 34,1±19,7

p 0,624 0,465 0,683 0,150 0,648 0,230

Akrabalık

Var 86 (43)

51,9±13,3 54,3±12,7 51,7±11,6 30,0±16,8 21,0±13,1 31,2±19,6

Yok 114 (57)

50,6±11,2 55,0±13,5 51,4±11,0 31,6±15,9 19,8±15,5 35,5±17,7

p 0,590 0,791 0,733 0,338 0,415- 0,354

Aile şekli

Çekirdek 161 (80,5)

51,8±11,9 55,7±12,9 52,4±11,0 30,9±15,8 20,1±15,2 33,0±18,4

Diğer 39 (19,5)

48,3±13,1 50,3±13,5 47,1±11,9 31,0±18,5 21,1±11,2 36,3±19,9

p 0,201 0,071 0,071 0,778 0,132 0,211

Page 59: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

51

Tablo 14. Annenin İş ve Sağlık Durumunun Eş Tanı ve Geç Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitimi İle Olan

Anne Eş tanı varlığı

n:115 Geç konuşma

n:80 Geç yürüme

n:72

Geç tuvalet eğitimi

n:70 Çalışmıyor 7 (3,5) 72 (36) 65 (32,5) 62 (31,0)

p 0,394 0,514 0,560 0,368 Bedensel hastalık 10 (5) 5 (2,5) 7 (3,5) 5 (2,5)

p 0,321 0,398 0,265- 0,565 Ruhsal hastalık 19 (54,5) 9 (4,5) 11 (5,5) 10 (5,0)

p 0,105- 0,294 0,364 0,485

Tablo 15’de babanın iş ve sağlık durumunun eş tanı varlığı ve gelişim

basamaklarına geç ulaşma ile ilişkisi belirtilmiştir.

Tablo 15. Babanın İş ve Sağlık Durumunun Eş Tanı Varlığı ile Geç Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitimi ile İlişkisi

Baba Eş tanı varlığı n:115

Geç konuşma n:80

Geç yürüme

n:72

Geç tuvalet eğitimi

n:70 Çalışmıyor 8 (4,0) 3 (1,5) 4 (2,0) 5 (2,5)

p 0,364 0,218 0,554 0,415 Bedensel hastalık 6 (3,0) 0 4 (0,2) 2 (1,0)

p 0,418 0,151 0,415 0,322 Ruhsal hastalık 6 (3,0) 4 (2,0) 4 (2,0) 4 (2,0)

p 0,571 0,622 0,515 0,487

Tablo 16’da ailede ruhsal hastalık, ebeveynler arasında akrabalık, ve aile şeklinin

organik tanı ve tetkikler ile geç yürüme, konuşma ve tuvalet eğitimi ile olan ilişkisi

belirtilmiştir.

Tablo 16. Ailede Ruhsal Hastalık, Ebeveynler Arasında Akrabalık ve Aile Şeklinin Organik Tanı ve Tetkikler İle Geç Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitimi ile Olan İlişkisi

Geniş ailede Eş tanı varlığı n:115

EEG bozukluğu n:20

Havale öyküsü n:45

Organik hastalık n:42

Geç konuşma n:80

Geç yürüme n:72

Geç tuvalet eğitimi n:70

Ruhsal hastalık 17(8,5) 3 (1,5) 9 (4,5%) 8 (4,0) 6 (3,0) 8 (4,0) 5 (2,5) P 0,537 0,492 0,304 0,273 0,011 0,172 0,016

Ebeveyn akrabalığı 43 (21,5)

10 (5,0) 26 (13) 18 (9,0) 37 (18,5) 33 (16,5)

27 (13,5)

P 0,043 0,439 0,028 0,563 0,270 0,323 0,218 Geniş ve parçalanmış aile

18 (9) 4 (2,0) 12 (6,0) 10 (5,0) 18 (9,0) 19 (9,5) 17 (8,5)

p 0,079 0,456 0,183 0,277 0,243 0,050 0,143

Page 60: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

52

Tablo 17. Doğum Öyküsünün Psikiyatrik Eş Tanı, EEG, Havale, Geç Yürüme, Konuşma ve Tuvalet Eğitimi ile İlişkisi

Doğum Öyküsü Eş tanı varlığı n:115

EEG bozukluğu

n:20

Havale öyküsü

n:45

Geç konuşma

n:80

Geç yürüme

n:72

Geç tuvalet eğitimi

n:70 36 yaşından büyük anne 6 (3,0) 1 (0,5) 4 (2,0) 7 (3,5) 10 (5,0) 5 (2,5)

P 0,091 0,469 0,279 0,465 0,029 0,470 18 yaşından küçük anne 10 (5,0) 3(1,5) 4(2,0) 6(3,0) 3 (3,0) 4(2,0)

p 0,251 0,196 0,381 0,505 0,242 0,407 Gebelikte sorun 21(10,5) 7(3,5) 8(4,0) 8(4,0) 12(6,0) 11(5,5)

p 0,280 0,105 0,823 0,032 0,555 0,497 Erken ya da geç doğum 5(2,5) 7 (3,5) 4(2,0) 9(4,5) 19(9,5) 9(4,5)

p 0,077 0,198 0,590 0,052 0,0001 0,020 Normal yolla doğmamış 31(15,5) 6 (3,0) 8(4,0) 19(9,5) 15 (7,5) 20 (10,0)

p 0,083 0,376 0,205 0,484 0,358 0,116 Doğumda komplikasyon 10(5,0) 3(1,5) 9 (4,5) 9(4,5) 9(4,5) 5 (2,5)

p 0,111 0,319 0,046 0,558 0,453 0,116 Doğum sonrası sorun 22(11,0) 5(2,5) 17(8,5) 19(9,5) 24(12) 17(8,5)

p 0,124 0,317 0,006 0,429 0,005 0,392

Tablo 18. WISC-R Puanları ve Gelişim Basamaklarının Annenin Gebelik Yaşı, Gebelik Süreci ve Doğum Öyküsü ile İlişkisi

n (%) WISCR Gelişim Basamakları (ay)

SP* PP* TP* Konuşma Yürüme Tuvalet

Annenin gebelik yaşı

18 altı 14 (7)

52,6±13,5 53,9±12,6 51,6±11,6 36,6±18,6 17,9±8,4 37,0±14,8

18-35 160 (80)

51,1±11,9 55,0±13,2 51,7±11,2 30,7±16,4 20,1±14,6 33,0±17,1

36 üstü 16 (8)

49,6±14,5 52,5±14,6 49,2±12,9 26,8±9,5 24,6±17,3 37,7±32,8

P 0,881 0,898 0,880 0,440 0,252 0,508

Gebelikte sorun

Var 33 (16,5)

57,8±11,9 58,1±12,1 54,3±9,2 25,0±8,2 17,9±7,5 31,6±10,9

Yok 167 (83,5)

50,4±12,1 54,0±13,3 51,0±11,6 32,2±17,3 20,8±15,5 34,1±19,9

P 0,151 0,205 0,233 0,063 0,573 0,063

Doğum haftası

Miyadında 86(43)

51,3±12,3 54,6±13,2 51,6±11,4 31,1±16,5 19,7±14,1 32,7±16,7

Değil 114 (57)

48,5±7,8 57,8±12,9 50,8±8,6 26,0±7,8 29,0±17,1 51,7±39,1

P 0,638 0,604 0,803 0,728 0,0001 0,017

Doğum şekli

Diğer 46 (23)

50,5±12,3 54,9±13,8 51,4±11,7 31,1±17,5 20,9±15,9 33,6±20,3

NSV* 154 (77)

53,8±11,5 53,9±10,3 52,1±9,3 30,2±10,7 18,5±8,6 33,9±11,8

P 0,196 0,576 0,955 0,397 0,930 0,250

Doğum sırasında sorun

Var 23 (11,5)

47,9±9,5 50,1±10,2 47,9±9,3 37,2±22,9 19,9±9,0 37,2±22,9

Yok 177 (88,5)

51,6±12,4 55,4±13,4 52,1±11,4 30,1±15,0 29,4±15,1 34,0±19,4

P 0,236 0,080 0,090 0,172 0,550 0,157 *SP: Sözel Puan *PP: Performans Puan *TP: Toplam Puan *NSV: normal serviko-vajinal

Page 61: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

53

Miyadında doğanlarda doğmayanlarda göre yürümeye başlama, konuşma ve

tuvalet eğitimi alma yaşlarının istatistiksel olarak anlamlı derecede erken olduğu

belirlendi (p<0,5). Ailede ruhsal hastalık varlığı geç konuşma ve geç tuvalet eğitimi ile

anlamlı derecede ilişkili bulundu. Ebeveynlerin eğitim süresinin eş tanı alanlarda

istatistiksel olarak anlamlı derecede uzun olduğu belirlendi. Geniş ailede yaşama ve

doğum sonrası ilk durum geç yürüme ile ilişkili bulunurken gebelikte sorun yaşanması

ise geç konuşma ile anlamlı derecede ilişkili bulundu.

Tablo 19. WISC-R Puanları ve Gelişim Basamaklarının Doğumdan Sonra ilk Durum, Cinsiyet, İlaç Kullanımı, Organik Hastalık ve EEG Bozukluğu ile İlişkisi

WISC-R Gelişim Basamakları (ay) n (%) SP* PP* TP* Konuşma Yürüme Tuvalet

Doğum sonrası ilk durum

Normal 155(77,5)

51,6±12,6 55,3±13,6 52,1±11,6 29,9±15,2 19,7±15,5 33,4±19,7

Değil 45(22,5)

49,5±10,5 52,7±11,4 49,6±9,8 43,6±19,3 22,3±10,1 34,5±15,4

P 0,278 0,201 0,141 0,213 0,009 0,658

Cinsiyet

Kız 54 (27)

51,4±12,3 54,8±13,2 51,7±11,4 29,4±14,6 20,8±16,3 34,3±18,9

Erkek 146 (73)

50,3±11,7 54,5±13,1 51,1±10,8 35,2±19,2 19,8±7,8 32,0±18,3

P 0,641 0,830 0,705 0,149 0,752 0,529

İlaç Kullanımı

Var 125 (62,5)

52,7±11,9 56,4±12,6 53,1±10,7 30,2±16,1 18,9±14,4 30,5±13,7

Yok 75 (37,5)

46,9±11,9 50,1±13,6 47,4±11,9 32,8±16,8 22,7±14,3 39,9±24,9

P 0,022 0,026 0,014 0,355 0,004 0,007

Organik hastalık

Var 70 (35)

43,2±12,7 45,5±13,7 43,2±11,8 29,5±13,6 24,3±17,1 39,,1±26,

2 Yok

130 (65) 53,0±11,3 56,9±12,0 53,6±10,2 31,2±16,8 19,3±13,6 32,3±16,2

P 0,001 0,0001 0,0001 0,799 0,083 0,114

EEG bozukluğu

Var 46,6±11,2 47,4±10,7 45,6±9,4 29,9±14,6 18,0±12,5 32,9±13,3

Yok 53,7±12,0 58,6±12,3 54,5±10,6 29,8±17,0 18,1±14,5 28,9±12,2

P 0,033 0,001 0,003 0,732 0,518 0,250

Havale öyküsü

Var 46 (23)

42,7±9,9 48,2±13,9 44,0±10,5 33,3±19,8 23,2±13,7 33,8±15,3

Yok 154 (77)

53,5±56,5 56,5±12,4 53,6±10,6 30,3±15,2 19,4±14,7 33,6±19,6

P 0,0001 0,004 0,0001 0,639 0,022 0,557 *SP: Sözel Puan *PP: Performans Puan *TP: Toplam Puan

Page 62: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

54

Organik hastalık varlığı, havale öyküsü ve EEG bozukluğu olanlarda WISC-R

sözel, performas ve toplam puanlar anlamlı olarak düşük bulundu. İlaç kullananlarda ise

WISC-R puanları anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0,05).

Cinsiyetler arasında WISC-R puanları ve gelişim basamaklarına zamanında

ulaşma ile ilgili anlamlı fark saptanmadı.

Tablo 20. Ebeveyn Özelliklerinin AGTE Alt Ölçek Puanları ile İlişkisi

Genel Dil İnce Kaba Sosyal

Anne İş

Var 19 (9,5)

40,1±29,7 40,7±29,8 39,8±30,7 38,5±30,7 36,3±29,5

Yok 181(90,5)

64,3±26,7 61,8±28,6 54,8±25,1 53,8±32,1 60,8±25,9

p 0,029 0,039 0,069 0,181 0,024

Annede Organik Hastalık

Var 15 (7,5)

52,5±31,5 53,2±31,1 52,5±28,0 52,0±22,0 50,7±38,4

Yok 185 (92,5)

41,7±30,1 41,9±30,2 40,4±30,6 39,1±31,4 37,8±29,4

p 0,279 0,292 0,255 0,227 0,421

Annede Ruhsal Hastalık

Var 27 (13,5)

50,7±24,1 52,5±26,2 48,7±19,7 51,2±20,9 50,0±24,6

Yok 173 (86,5)

41,9±30,5 42,0±30,5 40,7±31,0 39,2±31,4 37,8±30,2

p 0,261 0,249 0,292 0,233 0,188

Baba İş

Var 188 (94,0)

54,5±30,8 55,0±30,7 54,0±27,9 51,5±22,4 54,5±34,6

Yok 12 (6,0)

41,6±30,1 41,8±30,2 40,3±30,5 39,1±31,4 37,5±29,5

p 0,238 0,222 0,212 0,217 0,161

Babada Organik Hastalık

Var 9 (4,5)

71,5±37,4 71,0±38,1 68,5±33,2 59,5±28,9 75,5±41,7

Yok 191 (95,5)

41,5±29,7 41,7±29,8 40,3±30,1 39,3±31,0 37,4±29,1

p 0,105 0,109 0,123 0,171 0,082

Babada Ruhsal Hastalık

Var 10 (5,0)

51,3±29,5 53,6±32,0 48,6±24,1 51,3±25,6 49,6±30,2

Yok 190 (95,0)

42,0±30,3 42,1±30,2 40,8±30,7 39,3±31,2 38,0±30,0

p 0,427 0,409 0,436 0,374 0,325

Page 63: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

55

Tablo 21. AGTE Puanlarında Gerilik Düzeyinin (Ay olarak) Aile Özellikleri ile İlişkisi

n (%) Genel Dil İnce Kaba Sosyal

Ailede Ruhsal Hastalık

Var 30 (15,0)

36,1±9,3 34,1±7,7 34,0±11,3 36,8±11,0 26,1±14,1

Yok 170 (85,0)

43,1±31,4 43,5±31,5 41,9±31,6 40,2±32,3 39,9±30,8

p 0,756 0,982 0,800 0,747 0,339

Akrabalık

Var 86 (43,0)

43,0±32,9 43,7±33,4 41,6±34,5 40,4±36,7 39,8±30,8

Yok 114 (57,0)

41,9±28,1 41,8±27,8 40,9±27,1 39,5±26,0 37,7±29,5

p 0,850 0,730 0,984 0,670 0,675

Aile Şekli

Çekirdek 161 (80,5)

40,0±26,0 40,4±25,6 38,4±26,3 35,7± 26,2 37,1±26,5

Değil 39 (19,5)

51,8±42,5 51,3±44,0 52,2±42,2 56,4±42,2 44,3±41,2

p 0,304 0,520 0,217 0,271 0,861

Tablo 22. AGTE Puanlarında Gerilik Düzeyinin (Ay olarak) Gebelik ve Doğum Öyküsü ile İlişkisi

Genel Dil İnce Kaba Sosyal

Gebelik Yaşı

18 altı 14 (7,0)

44,5±0,7 43,0±2,8 48,0±2,8 26,5±20,5 34,5±14,8

19-35 160 (80,0)

41,9±29,6 42,3±29,4 40,8±29,3 39,9±30,0 38,9±29,2

36 üstü 16 (8,0)

45,8±39,7 45,0±41,7 42,7±43,6 43,7±42,2 37,4±40,3

p 0,619 0,659 0,560 0,872 0,758

Gebelikte sorun

Yok 167 (83,5)

43,6±31,4 43,7±31,4 43,1±32,0 41,1±32,9 39,5±31,0

Var 33 (16,5)

36,0±21,6 36,8±22,6 30,7±16,4 33,7±15,7 33,7±23,2

p 0,511 0,573 0,219 0,592 0,739

Doğum Şekli

Normal 154 (77,0)

44,8±31,6 45,8±31,3 45,1±32,6 42,4±33,2 39,4±31,7

Değil 46 (23,0)

36,2±25,7 34,6±25,8 31,1±21,0 33,5±23,7 36,6±25,2

p 0,120 0,038 0,054 0,269 0,800

Doğum Süresi

Miyad 186 (93,0)

44,8±31,6 45,8±31,3 45,1±32,6 42,4±33,2 39,4±31,7

Değil 14 (7)

36,2±25,7 34,6±25,8 31,1±21,0 33,5±23,7 36,6±25,2

p 0,597 0,619 0,887 0,536 0,935

Doğum Sırasında sorun

Var 23 (11,5)

43,7±31,1 44,0±31,1 42,1±31,5 40,8±32,1 40,0±30,8

Yok 177 (88,5)

29,5±12,7 29,1±14,2 32,3±12,5 31,5±13,0 24,8±11,7

p 0,226 0,181 0,588 0,504 0,289

Page 64: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

56

Tablo 23. AGTE Puanlarında Gerilik Düzeyinin (Ay olarak) Cinsiyet, İlk Durum, Organik Tanı Varlığı, İlaç Kullanımı, EEG Bozukluğu ve Havale Öyküsü ile İlişkisi

Genel Dil İnce Kaba Sosyal

Cins

Erkek 146 (73,0)

41,8±27,9 42,5±28,3 41,9±27,7 39,2±30,0 38,3±28,7

Kız 54 (27,0)

43,6±34,3 42,9±33,8 39,9±35,2 41,1±33,1 39,1±32,5

p 0,721 0,691 0,609 0,644 0,894

Doğum sonrası durum

Normal 155 (77,5)

44,9±33,0 45,3±32,94 43,3±33,6 41,7±34,4 41,3±32,6

Değil 45 (22,5)

33,5±12,8 33,1±13,9 33,5±11,4 33,6±11,2 28,8±13,1

p 0,426 0,322 0,586 0,782 0,380

Organik

Var 42 (21,0)

50,0±34,0 51,2±34,6 49,4±32,8 48,1±34,4 44,5±33,2

Yok 158 (79,0)

39,9±28,6 39,8±28,3 38,5±29,3 37,2±29,5 36,6±28,7

p 0,229 0,203 0,203 0,201 0,344-

İlaç kullanımı

Var 125 (62,5)

42,3±24,7 42,4±25,3 42,2±23,8 40,4±23,4 41,3±24,3

Yok 75 (37,5)

42,5±33,4 42,8±33,2 40,5±34,2 39,6±35,2 36,8±33,1

p 0,568 0,715 0,283 0,299 0,162

EEG bozukluğu

Normal

32,5±16,5 31,8±16,2 34,4±18,1 33,5±20,6 31,2±18,9

Değil

46,0±37,2 48,5±37,8 47,0±30,6 50,0±36,0 46,5±34,2

p 0,653 0,370 0,446 0,394 0,346

Havale öyküsü

Var 46 (23,0)

44,1±25,4 45,2±25,7 44,0±23,3 43,8±22,9 39,6±28,9

Yok 154 (77,0)

41,8±31,8 41,7±31,8 40,2±32,7 38,5±33,4 38,2±30,5

p 0,494 0,438 0,382 0,233 0,843

Annenin çalışmaması AGTE’de alt ölçeklerde alınan tüm puanlarda gerilik ile

ilişkili bulundu. Çekirdek ailede yaşamayanların tüm gelişim alanlarında aldıkları

puanlar çekirdek ailede yaşayanlara göre yüksek olup bunlar içerisinde kaba motor

fonksiyonlardaki puanlar istatistiksel olarak anlamlı bulundu. 36 yaşında sonra gebelik

öyküsü olanlarda organik hastalık ve zamanında yürüyememenin anlamlı olarak daha

sık eşlik ettiği belirlendi. 18 yaşında önce gebelik öyküsü olanlarda ise istatistiksel

olarak anlamlı risk faktörü bulunamadı.

Page 65: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

57

5. TARTIŞMA

Zeka geriliği ve Gelişme Geriliği birbiriyle ilişkili, yaygın ve ayırt edici özellikler

gösteren, birbirini tamamlayan ancak eş anlamlı olmayan tanılardır. Etiyolojileri

heterojen olup her ikisi de; bireyin gelişim süreci üzerinde önemli ve devamlı etkisi olan

bilişsel, motor, dil ya da sosyal becerilerin kazanılmasında önemli aksaklıklara neden

olan, erken gelişim dönemlerinde ortaya çıkan gelişimsel engellerdir11. Özellikle 2 yaş

altı olgularda zeka geriliği tanısı koymaktan kaçınılmalıdır. Çoğu olgu 4 yaşına kadar

yaşıtlarına uygun zeka düzeyine ulaşabilmektedir. 5 yaş altı çocuklarda gelişme geriliği

teriminin kullanılması daha uygundur. Gelişme geriliği ile ilgili yapılan çalışmalarda bu

tanıyı alan olguların bir kısmında aynı zamanda zeka geriliği tanısının da eşlik ettiği

belirtilmektedir. Kaur ve arkadaşlarının 2006 yılında yaptığı çalışmada “gelişme

geriliği” tanısı alan 100 olgunun 88’inde ZG’nin de eşlik ettiği ve ortalama IQ değerinin

50 olduğu belirtilmiştir292.

5.1. Epidemiyoloji

Litertürde ZG yaygınlık oranı 3%, GG yaygınlık oranı 1-17% olarak

belirtilmiştir49,50,293,294,295. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve

Hastalıkları polikliniğine başvuran olguların 5%’i zeka geriliği tanısı almaktadır. Zeka

geriliğinin her düzeyi literatürde erkek cinsiyette daha sık tanımlanmıştır55. Bu

çalışmada literatürle uyumlu olarak olguların 146’sı (73%) erkek; 54’ü (27%) kız idi.

ZG’de tanı alma yaşı geriliğin düzeyi ile ilişkilidir. Ağır düzeyde geriliği olanlarda tanı,

hafif düzeyde geriliği olanlara göre daha erken teşhis edilir. Bu çalışmada yaş

ortalaması 7,5±3,6 olup yaş ortalaması açısından gruplar arasında istatistiksel olarak

anlamlı fark belirlenmedi.

Literatürde ZG vakalarının 75%’i hafif, 10%’u orta, 5%’i ise ağır düzeyde olup bu

oranların yaş, sosyo-ekonomik faktörler ve kültürel yapıya göre değişkenlik gösterdiği

belirtilmektedir271. Bu çalışmada olguların 50%’sinde hafif, 35,5%’inde orta,

14,5%’inde ağır düzeyde zeka geriliği saptandı, cinsiyetler arasında oranların dağılımı

açısından anlamlı fark belirlenmedi.

Page 66: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

58

5.2. Sosyodemografik Özellikler

Sosyodemografik faktörlerin önceleri daha çok HZG ile ilişkili olduğu

belirtilirken yapılan son çalışmalarda sosyodemografik özelliklerin tüm zeka düzeyleri

için olumsuz risk faktörleri içerdiği vurgulanmaktadır271,272.

Bu çalışmada aile şekline bakıldığında 161 olgunun (80,5%) çekirdek aile, 37

olgunun geniş aile (18,5%) ile yaşadığı, 2 (1%) olgunun ise kurumda kaldığı belirlendi.

Aile şekli WISC-R puanlarını ve gelişim basamaklarına zamanında ulaşılması ile ilişkili

bulunmazken çekirdek ailede yaşayanlarda AGTE’de tüm alanlarda gerilik düzeyinin

geniş ailede yaşayanlara göre daha az olduğu, ancak bu durumun istatistiksel olarak

anlamlı olmadığı belirlendi.

Literatürde aile ile ilgili verilerden özellikle anne eğitim düzeyinin önemi

vurgulanmaktadır. Anne eğitim düzeyinin düşük olması hem HZG hem de AZG için

artmış risk faktörleri ile ilgilidir61. 2008 yılında yayınlanan bir çalışmada anne eğitim

düzeyinin 12 yıldan az olması ZG’de en yüksek risk faktörü olarak belirlenmiştir55.

Anne eğitim düzeyi prenatal dönemde bebeğin gelişiminin takip edilmesi, gerilik

oluşumuna zemin hazırlayan riskli davranışlardan kaçınma ve erken dönemde yeterli

prenatal bakımın verilebilmesi için önemlidir67,68,69. Bu çalışmada ebeveynlerin eğitim

sürelerinin 12 yılın altında olduğu, anne eğitim süresinin ortalama 5,9±3,8 yıl, baba

eğitim süresinin ortalama 7,9±4,2 yıl olduğu belirlendi. Alt gruplar ile anne ve baba

eğitim süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı derecede ilişki olduğu gerilik düzeyi

arttıkca ebeveynlarin eğitim sürelerinin azaldığı belirlendi. Psikiyatrik eş tanı alanlarda

ebeveyn eğitim süresi anlamlı olarak daha uzun bulundu. Anne ve baba eğitim

düzeyinin anne gebelik yaşını anlamlı olarak etkilemediği belirlendi. Türkiye İstatistik

Kurumu'nun 2000 verilerine göre her 100 yetişkin kadından sadece 9'u lise mezunudur.

2006 verilerine göre ise okur-yazarlık oranı yurt genelinde yüzde 88,1'dir. Okuma-

yazma bilmeyen yaklaşık 7 milyon kişiden 6 milyonu kadındır. ZG ve GG için artmış

risk faktörü ile ilgili belirlenen anne eğitim düzeyine gereken önemin verilmesi aynı

zamanda önlenebilir bir risk faktörü olması nedeniyle de önemlidir.

Ebeveynlerin çalışma durumları incelendiğinde annelerin 90,5%’i ev hanımı

(n=181), 1%’i işçi (n=2), 7%’si memur (n=14) , 1%’i serbest meslek (n=2), 0,5%’inin

emekli (n=1) olduğu, babaların ise 5%’inin çalışmadığı (n=10), 1,5%’inin düzenli bir işi

olmadığı (n=3), 15%’inin işçi (n=30), 26%’sının memur (n=52), 48%’inin serbest

Page 67: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

59

meslek (n=96) ve 4,5%’inin emekli (n=9) olduğu bildirildi. Bu çalışmada annenin

çalışmamasının AGTE’de değerlendirilen genel gelişim, ince motor beceriler, dil-

bilişsel gelişim, sosyal gelişim alanlarında alınan puanlar arasında (kaba motor alan

hariç) anlamlı olarak ilişkili olduğu, çalışmayan annelerin çocuklarında gelişim

puanlarının daha geri olduğu belirlendi (p<0,5).

2008 yılında yayınlanan bir makalede tekrarlayan kulak enfeksiyon öyküsü,

ihmal, annenin ruh sağlığındaki bozukluklar GG’de artmış risk faktörleri olarak

belirtilmiştir290. Bu çalışmada annelerin 13%’ünde ruhsal hastalık öyküsü, 7%’sinde

organik hastalık öyküsü olduğu belirlendi. Ebeveynlerde ruhsal ve organik hastalık

varlığı WISC-R, AGTE’de alınan puanlar ile gelişim basamaklarına zamanında ulaşma

ile anlamlı olarak ilişkili bulunmadı.

5.3. Gebelik ve Doğum Öyküsü

Literatürde annenin gebelik yaşının ileri olması hem HZG hem de AZG için

artmış risk faktörü olarak belirtilmektedir61. Bu çalışmada anne gebelik yaşları

incelendiğinde 18 yaş altı gebe kalan 14 anne (7%), 19-35 yaş arası gebe kalan 160

anne (80%), 36 yaş üstü gebe kalan 16 anne (8%) olduğu belirlendi. Gebelik yaşı

arttıkca zeka geriliği düzeylerinde artış olduğu ancak bunun istatistiksel olarak anlamlı

olmadığı belirlendi (p=0,8). Anne gebelik yaşı bunun dışındaki diğer değişkenlerle

anlamlı derecede ilişkili bulunmadı. Annenin gebelik yaşının anne ve babanın eğitim

düzeyi arttıkca arttığı, ancak bu artışın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlendi.

Babanın yaşının ise anne gebelik yaşını anlamlı derecede etkilediği, babanın yaşı ve

eğitim düzeyi arttıkca annenin gebelik yaşının arttığı belirlendi (p<0,5). 36 yaş üzerinde

gebelik öyküsü olanlar ile geniş ailede yaşayanlarda yürümenin istatistiksel olarak

anlamlı derecede geç olduğu belirlendi. Bunun nedenlerinin geniş ailede yaşama ile

sosyoekonomik yetersizliklerin ve ihmalin artması ile 36 yaş üzerinde gebeliklerde

artan risk faktörlerinin (uteral yetmezlik, kromozomal anomaliler) neden olabileceği

düşünüldü. Çalışmada 186 olgu miyadında (93%), 8 olgu zamanından önce (4%), 6

olgunun zamanından geç (3%) doğduğu, 26 olguda (13%) doğum komplikasyonu

olduğu belirlendi. Miyadında doğanlarda yürümeye başlama ve tuvalet eğitimi alma

zamanının miyadında doğmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede erken

olduğu belirlendi (p<0,05).

Page 68: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

60

Doğum sırasında anoksi santral sinir sisteminde hasara neden olabilir ve ZG’nin

en önemli perinatal nedenlerdendir. Anoksi yenidoğanda nörolojik semptomlar, GG ve

ZG ile önemli oranda ilişkilidir57,105,106,107,108,109,110. Çalışmada ilk durum ile ilgili

ailelerden alınan bilgilerden olguların 22,5%’inin mor ve/veya ağlamadığı belirtildi.

Çalışmada en sık saptanan doğum komplikasyonu anoksi iken 6 olguda birden fazla

doğum komplikasyonu olduğu belirlendi. Doğum komplikasyonlarının havale ile

istatistiksel olarak anlamlı şekilde ilişkili olduğu belirlendi (p<0,5).

5.4. Organik Tanılar

ZG’de etiyoloji ile ilgili yapılan çalışmalarda GG’de 37%, HZG’de 58-78%,

AZG’de 23-43% oranında şimdiki tanı araştırmaları ile bir neden gösterilememiştir.

Enfeksiyon, travma ve toksinler, prenatal, perinatal veya postnatal etmenler, doğum

sorunları ve prematuritelik gibi etmenler vakaların yaklaşık 1/3’ünün nedenini

açıklayabilmektedir43,56,102,271. Prenatal faktöreler en sık tanımlanan nedenlerdir.

Postnatal nedenler ise daha az tanımlanmıştır57,105,106,107,108,109,110. Prenatal faktörlerden

kongenital hipotiroidi, fenilketonüri yenidoğan döneminde erken teşhis ve tedavi

edilmediği takdirde ağır ZG ile sonuçlanabilecek ciddi sorunlardır. Mevcut çalışmada 2

olguda (1%) kongenital hipotiroidi, 2 olguda Fenilketonüri (1%), 2 olguda Wilson

Hastalığı (1%) tanıları saptandı. FKU de yenidoğan döneminde erken teşhis ve tedavi

edilmezse ağır düzeyde ZG sonuçlanabilecek kalıtsal metabolik bir hastalıktır. Bu

hastalıkta fenilalaninin metabolize edilemez, kanda ve dokularda birikerek geriye

dönüşümsüz beyin hasarı oluşturur. Erken teşhis edilemezse mikrosefali,

hipopigmentasyon, ağır zeka geriliği, agresif davranışlar, hiperaktivite, otistik bulgular,

ağır nörolojik bulgularda (spastisite, ataksi, epilepsi) neden olur. Çocuğa 6 aydan önce

fenilalanin içermeyen diyet uygulanarak zeka geriliği önlenebilir302. Türkiye,

Fenilketonüri hastalığının en sık görüldüğü ülkelerden biridir. Türkiye’de sık görülme

nedenlerinden biri akraba evliliklerinin yüksek oranda olmasıdır. Türkiye nüfus

araştırması 1998 yılı verilerine göre Türkiye’de akraba evliliği oranı 26,9%’dur. Bu

çalışmada 86 olguda (43%) anne-baba arasında akrabalık olduğu ve bu olgularda daha

sık havale ve psikiyatrik eş tanı öyküsünün olduğu belirlendi. Bu çalışmada 2 olgunun

fenilketonüri tanısı aldığı belirlendi (1%). Yenidoğanlarda fenilketonüri ve kongenital

hipotiroidi tarama programı T.C Sağlık Bakanlığı tarafından 1987 yılından itibaren

Page 69: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

61

başlatılmış, 1993 yılından itıbaren tüm türkiye’ye yaygınlaştırılmıştır. Bu taramanın

diğer metabolik hastalıklar ve yeni doğan döneminde bilüribin ölçümlerini de içerecek

biçimde daha kapsamlı hale getirilmesi önerilir. Bu sayede önlenebilir nedenlere sahip

pek çok olguya normal bir gelişim ve yaşam sansı verecektir.

Down Sendromu genetik nedenli ZG’nin en sık nedeni olup 1000 canlı doğumda

bir görülmektedir291. Batıda kurumlarda bakım görmekte olan çocukların yaklaşık

10%’unda Down Sendromu olduğu belirtilmiştir291. Bu çalışmada 5 olguda (2,5%)

Down Sendromu tanısı saptanmıştır. Bu olgular hafif ve orta düzeyde zeka geriliği olan

olgulardı. Strome ve Hagberg’in 2003 yılında yaptığı çalışmada prenatal etiyolojide

özellikle kromozomal anomaliler zeka geriliğinde sık belirtilmiştir. Fragil X sendromu

erkeklerde nedeni saptanabilen zeka geriliklerinin en sık nedenidir309. Bu olgularda

FMRP (fragil X mental retardasyon proteini) eksikliği vardır. Beyinde nöronal

hiperaktivite sonucu spontan epilepsi sık görülür304. Bu çalışmada Fragil X sendromu

tanısı alan olgu saptanmadı.

Epilepsi sıklığı literatürde normal nüfusta 0,7%, hafif derece zeka geriliği

olanlarda 3-6%, zeka bölümü 35-49 arasında olanlarda 23% ve zeka bölümü 20’nin

altında olanlarda ise 50% oranında belirtilmiştir. Bu çalışmada 46 olguda nöbet öyküsü

alındı (23%). HZG olanların 11%’inde, OZG olanların 32,4%’ünde, AZG olanların

37%’sinde nöbet öyküsü olduğu belirlendi. Ayrıca, nöbet öyküsü ile ZG düzeyleri

arasında anlamlı bir ilişkili olduğu belirlenmiştir. ZG düzeyi arttıkca epilepsinin eşlik

etme sıklığının artıyor olması daha önceki çalışma bulguları ile de uyumluluk

göstermektedir. Erken yaştan itibaren sık nöbet geçirme öyküsü, uzun süre antiepileptik

kullanımı ve düşük SED’in bilişsel gelişimi olumsuz etkilediği, nöbet eşlik etmeyen

kontrol gubuna göre bu olguların zeka testlerinde sözel, performans ve toplam

puanlarının daha düşük olduğu bildirilmiştir303. Benzer olarak, bu çalışmada da organik

hastalık, havale öyküsü ve EEG bozukluğunun daha düşük WISC-R sözel, performas ve

toplam puanlarına işaret ettiği belirlenmiştir (p<0,05).

ZG’de sık eşlik eden bir diğer klinik durum serebral palsidir. Literatürde serebral

palsinin 37-71% arasında ZG’ne eşlik ettiği belirtilmektedir228. Bu çalışmada 4 olgunun

serebral palsi tanısı aldığı belirlenmiş olup bu oran literatürde belirtilen oranlardan

oldukca düşük idi (2%). Serebral palsi tanısı alan çoğu olgunun takip ve tedavisinin

çocuk nöroloji polikliniklerinde sürdürülüyor olması bu farklılığın olası nedenidir.

Page 70: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

62

Çalışmalarda zeka geriliği olanların 10-15%’inde görme, 10-15%’inde işitme

sorunlarının olduğunu bildirmektedir274,275. Bebzer olarak bu çalışmada olguların

9.5%’inde işitme sorunları saptanmıştır.

5.5. Psikiyatrik Eş Tanılar

ZG’de psikopatoloji eşlik etme oranları genel topluma göre 4 kat artmıştır 193,194,195,196197,198,199. ZG olanlarda ruhsal bozukluklar 27-71% oranında eşlik

etmektedir168. Çalışmada toplam 141 (70,5%) olguda en az bir psikiyatrik eş tanı

mevcut idi. Erkeklerin 79,4%’ünde, kızların 46,2%’sinde psikiyatrik eş tanı

bulunuyordu. Erkeklerde psikiyatrik eş tanı oranı kızlara göre istatistiksel olarak anlamlı

derecede yüksek idi. Her zeka düzeyinde psikiyatrik eş tanı görülebilir. Bu çalışmada

HZG grubunda anlamlı olarak daha sık eşlik ettiği belirlendi. İlaç kullanımı da HZG

grubunda anlamlı olarak daha yüksek idi. En sık eşlik eden psikiyatrik eş tanı

DEHB’idi. (n=85, 42,5%). DEHB zeka geriliği olan kişilerin psikiyatrik yardım için

başvurmalarında en sık nedendir. Yapılan çalışmalarda GG ve ZG olan olgularda

DEHB yaygınlığının genel toplumdakine benzer şekilde 4-11% arasında olduğu

belirtilmektedir206. Bu çalışmada DEHB oranının genel toplumda belirtilen oranlardan

yaklaşık 4-10 kat fazla olduğu belirlendi. Psikiyatrik ve organik eş tanı varlığı tedaviyi

güçleştirdiği ve hastalığın seyrini olumsuz etkilediği için oldukca önemlidir. Özellikle

DEHB eşlik eden olgularda sosyal, eğitim ve sosyal alanlarda sorunlar daha sık

gözlenmektedir. Bu olguların tedavisinde HZG olan olgularda metilfenidat tercih

edilebilmektedir. Daha ağır zeka geriliği olan olgularda polikliniğimizde antipsikotik

ilaçlarla tedavi daha sık tercih edilmektedir. Bu çalışmada DEHB’nin eşlik ettiği 47

hastaya metilfenidat (n=47, 37,6%) başlandı. Metilfenidat başlanan tüm olgular HZG

grubunda idi. Diğer olguların ise daha sık atipik antipsikotikler ile tedavi edildiği

belirlendi.

Duygudurum bozuklukları, özellikle de depresif bozukluklar, zeka geriliği olan

bireylerde “tanısal gölgeleme” nedeniyle atlanabilmeltedir. Yapılan son çalışmalarda

genel toplumla aynı oranda, bazı çalışmalarda ise daha yaygın olarak duygudurum

bozukluklarının ve depresyonun eşlik ettiği belirtilmektedir215,216,217,218,219. Çeşitli

çalışmalarda bu oran 1-11% arasındadır206. Depresif semptomlar özellikle HZG olan

olgularda zeka düzeyi normal olan kişilerin klinik bulguları ile benzerlik gösterse de

Page 71: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

63

şikayetler daha basit nitelikte ve daha somut olabilir. Çocuk ve ergende depresyon,

agresyonda artış ve saldırgan davranışlar ile kendisini gösterebilir220. Literatürde ZG

olanlarda özkıyım girişimleri de bildirilmiştir221. Olgular değerlendirilirken davranışsal

semptomlar hastalık öncesi dönem ile karşılaştırılmalıdır. Özellikle çevresel faktörlerin

majör depresyonu tetikleyebileceği unutulmamalıdır. Bu çalışmada 2 olguda (1%)

duygudurum bozukluğu tanısı saptandı.

ZG ve GG’de çeşitli çalışmalarda anksiyete bozukluklarının yaklaşık 25%

oranında gözlendiği belirtilmiştir206,224. Bu çalışmada litertürde belirtilen oranlardan çok

daha düşük oranda anksiyete bozukluğunun eşlik ettiği belirlendi (n=7, 3,5%). Bu

durumun olguların semptomlarını dile getirmedeki yetersizlikleri ve klinisyenlerin

semptomları yeterince sorgulamamasına bağlı olabileceği düşünüldü.

2008 yılında yapılan son çalışmalarda hafif ve orta düzeyde ZG olan olgularda

11% oranında OKB’nin eşlik ettiği belirtilmektedir. Özellikle otistik semptomları olan

olgularda OKB semptomlarına daha sık rastlanmıştır308. Bu çalışmada OKB 1 olguda eş

tanı olarak belirlendi (0,5%).

Hafif düzeyde zeka geriliği olanlarda davranım bozukluğu 33% oranında eşlik

etmektedir209. Bu çalışmada 13 olguda (6,5%) davranım ve zıtlaşma bozukluğu tanısının

eşlik ettiği belirlendi. Yine bunun nedeninin “tanısal gölgeleme” olduğu, davranım

bozukluğu tanı kriterlerinde belirtilen semptomların geriliği olan olgularda hem aileler

hem de bu alanda çalışan klinisyenler tarafından normalize edillip ayrı bir tanı olarak

Eksen I’de belirtilmemesi olduğu düşünüldü.

Literatürde otizm ve zeka geriliği birlikteliği sıkca vurgulanmaktadır. Otizmi olan

olguların yaklaşık 75%’inde ZG eşlik etmektedir96,204. Zeka geriliği ağır düzeyde olan

olguların sosyal becerilerinde ve gelişim düzeylerinde ciddi bozukluklar görülmediği

sürece bu kişilere YGB tanısının konulmaması gerekir205. YGB tanısı için gelişimsel

öykünün ayrıntılı sorgulanması gerekir. Bu çalışmada 21 olguda (10,5%) YGB tanısı

saptandı. Zeka geriliği düzeyi arttıkca YGB eş tanı sıklığı anlamlı olarak artmıştır. Bu

olgularda psikomotor ajitasyon ve saldırgan davranışları azaltmak için atipik

antipsikotik ilaçlar tecih edilmektedir. ZG düzeyi arttıkca tedaviden yararlanma olasılığı

azalmaktadır305.

Zeka geriliği olan olgularda şizofreni ya da psikoz oranları kliniğe sevk edilmemiş

olgularda 1-9% arasında, sevk edilen olgularda ise 2,8-24% arasında değişmektedir162.

Page 72: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

64

Bu çalışmada literatürle uyumlu olarak 4 olguda (2%) psikotik bozukluk eş tanı olarak

saptanmıştır. Bu oranlar değişken olmalarına rağmen genel populasyonda şizofreni için

belirtilen 0,5%-1%'lik orandan daha yüksektir162.

5.6. Psikometrik İncelemeler

Uygulanan WISC-R zeka ölçeğinde sözel puan ortalaması 51,1±12,1, performans

puan ortalaması 54,7±13,1, toplam puan ortalaması 51,6±11,2 idi. Cinsiyetler arasında

WISC-R puanları arasında anlamlı fark saptanmadı. Organik hastalık varlığı, havale

öyküsü ve EEG bozukluğu olanlarda WISC-R sözel, performas ve toplam puanlar

anlamlı olarak düşük bulundu. İlaç kullananlarda ise WISC-R puanları ilaç

kullanmayanlara göre anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0,05). AGTE’de alt testlerde

alınan puanlar ile gerilik düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu,

gerilik düzeyi arttıkca alınan puanların azaldığı belirlendi (p<0,0001). En anlamlı

ilişkinin ise liteatür ile uyumlu olarak dil-bilşsel alanda olduğu belirlendi (p<0,0001).

5.7. İlaçlar

Zeka geriliği olan bireylerde psikotrop ilaç kullanımının en gerekli olduğu durum

yıkıcı davranışlardır. Saldırgan davranışlar gerilik düzeyi arttıkca orantılı olarak

artmaktadır281. ZG’de yıkıcı davranışlardan en sık; kendine zarar verici davranışlar,

stereotipik (tekrarlayıcı) davranışlar ve saldırganlık gözlenmekte ve ilaç tedavisi

gerektirmektedir. Bu çalışmada tüm hastaların 125’ine (62,5%) ilaç tedavisi aldığı

belirlendi. En sık kullanılan ilaçlar atipik antipsikotikler (n=70, 56%) idi. Antipsikotik

ilaçların bu olgularda eşlik eden davranım sorunlarında etkili olduğu ile ilgili çok sayıda

çalışmalar bulunmaktadır297,298,299. ZG olanlarda antipsikotik ilaçların yan etkilerinin

daha fazla görüldüğü ve epilepsiyi tetikleme riskinini normal populasyondan yüksek

olduğu belirtilmektedir297. Dürtüsel ve zarar verici davranışları ön planda olan olgularda

antipsikotik ilaçlara ek olarak duygudurum düzenleyici ilaçlar tedaviye

eklenebilmektedir297.

DEHB eşlik eden ZG olgularında metilfenidat ile ilgili yapılan çifk kör plasebo

kontrollü çalışmalarda olguların 64-75%’inde dikkat ve hiperaktivite bulgularında

düzelme bildirilmiş ancak sosyal beceri alanında iyileşme kaydedilememiştir. IQ’su 45-

Page 73: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

65

75 arasında olan çocuklarda psikostimulan ilaçlar normal çocuklardakine benzer etkiye

sahiptir. Öğrenme ve hafıza gibi alanlarda ise daha az düzeltici etkileri vardır300.

Literatürde anksiyete ve depresyon eşlik eden ZG olgularında antidepresan ilaç

kullanımı bildirilmiştir. Bu çalışmada antidepresan ilaç kullanımı literatürde belirtilen

oranlardan daha düşük idi. Bunun nedeni antidepresan ilaç tedavisi başlanan çoğu

olguda normal populasyona göre hipomani ve maninin tetiklenme olasılığının yüksek

olmasıdır. Özellikle ihmal ve istismar öyküsü olup PTSB bulguları olan olgularda bu

duruma sık rastlanmakta, bu nedenle bu olgularda antipsikotik ilaçlar ve duygudurum

düzenleyici ilaçlar tercih edilmektedir.

5.8. Psikomotor Gelişim

ZG olan olgularda aileler sıklıkla çocuklarının gelişim basamaklarına zamanında

ulaşamamaları yakınmaları ile başvururlar. Ancak 50% olguda motor gelişim normal

olabilmektedir. Bu nedenle sadece motor basamakların ele alınması tanı için yeterli

olmayacaktır. Yayınlarda ZG’de en iyi göstergenin dil fonksiyonundaki gerilik olduğu

belirtilmektedir115,292. Normal gelişim sürecinde çocukların 12-18. aylarda yürüme, 36.

aydan itibaren cümle kurma, 48.aydan itibaren tuvalet eğitimini alması beklenir.

Çalışmada olguların yürümeye başlama yaşı ortalama 20,3±14,5 ay, konuşma yaşı

ortalama 30,9±16,3 ay, tuvalet eğitimi alma yaşı ortalama 33,7±18,7 ay olarak

belirlendi. 18 aydan sonra yürümeye başlayan olgular, 36. aydan sonra cümle kuran

olgular, 48 aydan sonra tuvalet eğitimini alan olgular gelişim basamaklarını geç

tamamlayan olgular olarak gruplandırıldı.

Bu çalışmada gerilik düzeyinin konuşmaya başlama, yürüme ve tuvalet eğitimi

alma yaşları ile istatistiksel olarak anlamlı derecede ilişkili olduğu, gerilik düzeyi

arttıkca gelişim basamaklarına daha geç ulaşıldığı belirlendi. 36 yaş üzerinde gebelik

öyküsü olanlar ile geniş ailede yaşayanlarda ise yürümenin geç olması anlamlı derecede

ilişkili bulundu. Bunun nedenlerinin daha önce belirtildiği gibi geniş ailede yaşama ile

sosyoekonomik yetersizliklerin ve ihmalin artması, 36 yaş üzerinde gebeliklerde ise

artan risk faktörleri (uteral yetmezlik, kromozomal anomaliler) ile ilgili olabileceği

düşünüldü. Miyadında doğanlarda yürümeye başlama ve tuvalet eğitimi alma yaşlarının

doğmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha erken olduğu belirlendi

(p<0,5).

Page 74: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

66

Literatürde dil gelişiminde gerilik ile ilgili yapılan çalışmalarda 18-23 ay

çocuklarda 13,5%, 30-36 aylık çocuklarda 17,5% oranında gerilik olduğu belirtilmiştir.

Özellikle 18 ve 23. aylarda ebeveynlerde düşük eğitim düzeyi, ailede stres düzeyinin

yüksek olması ve dil gelişiminde gecikme ile ilgili olarak ailenin fazla endişeli olması

riski arttıran etkenler olarak belirtilmiştir. Olguların sosyal beceri düzeyleri eşlik

edebilecek davranışsal problemlerde belirleyici olarak gösterilmiş olup sosyal becerileri

iyi olan olgularda davranış problemlerinin daha az oranda eşlik ettiği vurgulanmıştır296.

Page 75: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

67

6. SONUÇ VE ÖNERİLER

1. Bu çalışmada 2006- 2008 yılı içinde bölümümüze başvuran ve klinik

değerlendirme, psikometrik incelemeler sonucunda zeka geriliği tanısı alan çocuk ve

ergenlerin genel özellikleri araştırılmıştır. Zeka geriliği, etkileri yaşam boyu devam

eden süregen bir bozukluktur. Erken tanı ve tedavi olguların işlevselliğini arttırmada

oldukca önemlidir.

2. Tanısal gölgelenme nedeniyle birçok olguda psikiyatrik eş tanılar

atlanabilmektedir. Bu alanda çalışan klinisyenlerin tanı koyma ve tedavi sürecinde bu

duruma dikkat etmesi doğru ve etkili bir tedavi uygulanması açısından önemlidir. En sık

eşlik eden psikiyatrik eş tanı DEHB’dir. Eş tanı varlığı tedaviyi ve uyumu

güçleştirmektedir.

3. Ailelerin ve çocukların psikiyatrik yardım başvurusunda bulunmaları ve

tedaviyi sürdürmelerinde etiketlenme kaygılarının motivasyonu düşüren ciddi bir

problem olduğu gözlenmiştir. Bu alanda çalışanlar olarak biliyoruz ki en ağır eleştiriler

ne yazık ki kendi akran gruplarından, okul arkadaşlarından gelmektedir. Akranlarda

empati oluşturmak için okul ve aileler ile işbirliği yapılarak kaynaştırma amacı ile grup

etkinliklerinin düzenlenmesi sağlanmalıdır.

4. Yapılan son çalışmalar ile özellikle anne eğitim düzeyinin ZG ve GG

oluşumunda en önemli risk faktörlerinden biri olduğu vurgulanmaktadır. Anne eğitim

düzeyi çocuk ve ergen ile ilgili farkındalığın erken dönemde oluşup gerekli önlemlerin

alınması için önemlidir. Anne eğitim düzeyinin 12 yıl ve üzerinde olması ZG ve

GG’nde koruyucu olarak belirtilmektedir. Bu nedenle toplumun tüm kesimlerinde

eğitime, özellikle de kız çocuklarının eğitimine gereken önem verilmelidir.

5. Daha etkin bir tedavi ve işlevsellik için her olguda ayrı ayrı sınırlılıkların

tanımlanması ve bunlara özgü destek tedavilerin planlanması önemlidir.

Page 76: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

68

7. KAYNAKLAR

1. Volkmar FR, Dykens E. Mental Retardation. Child and Adolescen Psychiatry. Oxford: Publishing Ltd, 2002; 697-710

2. Toker F, Kuzgun Y, Cebe N. Uçkunkaya B. Zekâ Kuramları. Ankara: M.E.B.Talim ve Terbiye Dairesi Araştırma ve Değerlendirme Bürosu, 1968

3. Selçuk, Z. Bireyi Tanıma Teknikleri, İlköğretimde Rehberlik, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, 1999; 54–55.

4. Spearman C. General İntelligence, objectively determined and measured. Am J Psychol, 1904; 15:210-293.

5. Gülten E. Eğitim Psikolojisi Birey ve Öğrenme. Bilim Yayınları, Ankara, 1995.

6. Erkuş E. Zeka konusundaki son gelişmeler-II. Zekanın ölçülmesi: Şimdiki durum ve gelecek. Türk Psikoloji Bülteni 5 1999

7. Bacanlı, H. Gelişim ve Öğrenme, Ankara: Nobel yayın dağıtım. 2000.

8. Gottfredson LS. Mainstream Scienceon intelligence. İntelligence, 1997; 24-13

9. Caroll JB. Psychometrics, intelligence and public perceptions. İntelligence, 1997;24-25.

10. Kiernan WE, Smith BC, Ostrovsky MB. Developmental disabilities: definitional issues. In: Pathways to Employment for Adults With Developmental Disabilities, Brookes, 1986, pp 11-20

11. American Psychiatric Association, Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, 4th edition (DSM-IV). Washington, DC: American Psychiatric Association, 1994.

12. AAMR. Mental Retardation: Definition, Classification and systems of support. Washington DC. American Association on Mental Retardation, 2002

13. MacMillan DL, Gresham FM, Siperstein GN. Heightened concerns over the 1992 AAMR definition: Advocacy vs. precision. Am J Ment Retar, 1995; 100: 87 95.

14. Gould SJ. The mismeasure of man. Newyork WW Norton, 1981.

Page 77: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

69

15. Simeonsson RJ, Sharp MC. Developmental delays, in Hoekelman RA, Friedman SB, Nelson NM, Primary Pediatric Care. St Louis, Mosby-Yearbook, 1992.

16. Batshaw ML, Shapiro BK. Mental Retardation. Children with disabilities, 4th ed, 1997.

17. Fenichel GM. Psychomotor retardation and regression. A signs and symptoms approach, Philedelphia, Clin Pediat Neurology, 2001.

18. Kinsbourne M, Graf, WD. Disorders of mental development. Child Neurology, 6.th edition. Philedelphia. Lippincott Williams and Wilkins, 2001; 115

19. Majnemer A, Shevell MI. Diagnostic yieldneurologic developmentally delayed child. J Pediatr, 1995; 127:193-199.

20. Shevell M, Majnemer A, Rosenbaum P, Abrahamowicz M. Etiologic yield of subspecialists' evaluation of young children with global developmental delay. The Journal of Pediatrics, 2000; 136:593-598

21. Simeonsson, R. J., & Simeonsson, NW. Developmental surveillance and intervention. In R. A. Hoekelman (Ed.), Primary pediatric care (4th ed),2001.

22. Shevell M, Ashwal S, Donley D. Practice parameter: Evaluation of the child with global developmental delay. Neurology, 2003; 60:367-380.

23. Trent JW. Inventing the Feeble Mind: A History of Mental Retardation in the United States. Berkeley, CA, University of California Press, 1994.

24. Zigler E. Hodapp R. Understanding Mental Retardation. NewYork, Cambridge University Press, 1986.

25. Sherr H, Elliott H. Current Opinion in Pediatrics. 2003, 15;6:567-571.

26. Candland DK: Feral children and clever animals: Reflections on human nature. Oxford, Oxford University Press, 1993.

27. Simon N. Kaspar Hauser's recovery and autopsy: A perspective on neurological and sociological requirements for language development. J Autism Child Schizophr. 1978; 8:209-217.

28. Tredgold AF. A textbook of mental deficiency. Baltimore: Wood, 1937.

29. Binet A, Simon T. The Development of Intelligence in Children. [E.S. Kit, trans.] Baltimore, Williams & Wilkins, 1916.

Page 78: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

70

30.Terman LM. The Binet-Simon Scale for measuring intelligence: Impressions gained by its application. Psychol Clin, 1911; 5:199-206.

31. Skeels A, Dye HB. A study of the effects of differantial stimulation on mentally retarded children. Proceeding of the American Association of Mental Dcficiency, 1939; 44:114-136.

32. Skeels HM. Adult status of children with contrasting early life experiences. Monographs of the Society for Research in Child Development,1966; 31.

33. Heber R, Ed. A manual on terminology and classification in mental retardation. Washington, DC. : American Association on Mental Retardation, 1961.

34. Grossman HJ. A manual on terminology and classification in mental retardation. Washington, DC. : American Association on Mental Retardation, 1973.

35. Sparrow S, Balla, D, Cicchetti D. Vineland Adaptive Behayior Scales. Circle Pines, MN, American Guidance Service. 1984.

36. Luckasson R, Coulter DL, Polloway EA. A manual on terminology and classification in mental retardation. Washington, DC. : American Association on Mental Retardation, 1992.

37. Szymanski L, King BH. Practice parameters for the assessment and treatment of children, adolescents, and adults with mental retardation and comorbid mental disorders: American Academy of Child and Adolescent Psychiatry Working Group on Quality Issues. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 1999; 38 [Suppl]:5S 31S.

38. Burack JA, Kurtz L, Derevensky JL. Services for persons with mental retardation: A debate for all seasons. J Educ, 1992; 27:275- 278.

39. Dingman Hg, Targan G. Mental retardation and the normal distribution. Am J Ment Defic, 1960; 64:991- 994.

40. Edgerton RB, Bollinger M, Herr B. The cloak of competence: After two decades. Am J Ment Defic, 1984; 88:345-351.

41. Leonard H, Wen X. The epidemiology of mental retardation: Challenges opportunities in the new millenium. Ment Retard Dev Disabil Res Rev, 2002; 8:117.

42. Boyle CA, Yeargin-Allsopp M, Doernberg NS. Prevalence of selected developmental disabilities in children 3-10 years of age: The Metropolitan Atlanta Developmental Disabilities Surveillance Program, 1996; 45:1

Page 79: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

71

43. Yeargin-Allsopp M, Murphy CC, Cordero JF, Decouflé P, Hollowell JG. Reported biomedical causes and associated conditions for mental retardation among 10-year-old children, metropolitan Atlanta, 1985 to 1987. Developmental Medicine & Child Neurology, 1997; 39: 142–149.

44. Yeargin-Allsopp M, Boyle CA. Developmental disabilities. In: Wilcox. LS, Marks JS, 1995.

45. Croen LA, Grether JK, Selvin S. The epidemiology of mental retardation of unknown cause. Pediatrics, 2001; 107:E 86.

46. Meerding WJ, Bonneux L. Demographics and epidemiologic determinants of healthcare costs in Netherlands: Cost of illness study. BMJ; 1998; 317:111.

47. Roeleveld N, Zielhuis GA, Gabreels F. The prevalence of mental retardation: a critical review of recent literature. Developmental Medicine and Child Neurology, 1997; 39:125–32.

48. Pulsifer MB. The neuropsychology of mental retardation. Journal of International Neuropsychological Society, 1995; 2 :159–76.

49. Phelan M C, Crawford EC, Bealer DM. Mental retardation in South Carolina. III. Chromosome aberrations. Proceedings of the Greenwood Genetic Center 1996; 15:45–60.

50. Chiurazzi P, Oostra BA. Genetics of mental retardation. Current Opinion in Pediatrics, 2000; 12: 529–35.

51. McLaren J, Bryson SE. Review of recent epidemiological studies of mental retardation: prevalence, associated disorders, and etiology. Am J Ment Retard, 1987; 92:243-254.

52. King BH, Hodapp R, Dykens E. Mental retardation. In: Comprehensive Textbook of Psychiatry/VII, Kaplan HI, Sadock BJ, eds. Baltimore: Williams & Wilkins 1999.

53. Rutter M, Tizard J, Yule W. Research report: Isle of Wight studies, 1964 1974. Psychol Med 6:313- 332, 1976.

54. Granat K, Granat S. Adjustment of intellectually below-average men not identified as mentally retarded. Scand. J Psychol 1978; l9:41-51.

55. Derek A, Chapman, Keith G, Scott, Tina L. Public Health Approach to the Study of Mental Retardation American Journal on Mental Retardation, 2008; 113:102–116.

56. Cans C, Wilhelm L, Baille MF, Mazaubrun CD, Grandjean H, Rumeau-Rouquette. Aetiological findings and associated factors in children with severe mental retardation. Developmental Medicine & Child Neurology. 1999; 41: 233–239.

Page 80: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

72

57. Stromme P, Hagberg G. Aetiology in severe and mild mental retardation: A population-based study of Norwegian children. Developmental Medicine & Child Neurology, 2000; 42:76–86.

58. Islam S, Durkin MS, Zaman S. Socioeconomic status and the prevalence of mental retardation in Bangladesh. Mental Retardation, 1993; 31:412–417.

59. Stromme, P, Magnus, P. Correlations between socioeconomic status, IQ, and aetiology in mental retardation: A population-based study of Norwegian children. Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiology, 2000; 35:12–18.

60. Ulla Heikura, Anja Taanila, Anna-Liisa Hartikainen, Päivi Olsen, Sirkka-Liisa Linna, Lennart von Wendt and Marjo-Riitta Järvelin. Variations in Prenatal Sociodemographic Factors associated with Intellectual Disability: A Study of the 20-Year Interval between Two Birth Cohorts in Northern Finland. American Journal of Epidemiology, 2008; 167(2):169-177.

61. Chapman, DA, Scott KG, Mason CA. Early risk factors for mental retardation: The role of maternal age and maternal education. American Journal on Mental Retardation, 2002; 107:46–59.

62. Camp BW, Broman SH, Nichols PL. Maternal and neonatal risk factors for mental retardation: defining the "at-risk" child. Early Hum Dev, 1998; 50:159–73.

63. Drews CD, Yeargin-Allsopp M, Decouflé P. Variation in the influence of selected sociodemographic risk factors for mental retardation. Am J Public Health, 1995; 85:329–34.

64. Penrose LS. A clinical and genetic study of 1280 cases of mental defect. Special report series of the Medical Research Council, London, United Kingdom: HMSO, 1938.

65. Stein Z, Susser M. The social distribution of mental retardation. Am J Ment Defic, 1963; 67:811–21.

66. Leonard H, Wen X. The epidemiology of mental retardation: challenges and opportunities in the new millennium. Ment Retard Dev Disabil Res Rev, 2002; 8:117–34.

67. Escalona, SK.. Social and other environmental influences on the cognitive and personality development of low birthweight infants. American Journal of Mental Deficiency, 1984; 88:508–512.

68. Sameroff AJ. Environmental context of child development. Journal of Pediatrics, 1986; 109: 192–200.

69. Werner E. High-risk children in young adulthood: A longitudinal study from birth to 32 years. American Journal of Orthopsychia,. 1989; 59,72–81.

70. Zigler E. Developmental versus difference theories of retardation and the problem of motivation. Am J Ment Defic, 1969; 73:536 -556.

Page 81: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

73

71. Hodapp RM, Dykens EM. Mental retardation's two cultures of behavioral research. Am J Ment Retard, 1994; 98:675- 687.

72. Rutter M, Simonoff E, Plomin R. Genetic influences on mild mental retardation: Concepts, findings,and research implications. J Biosoc Scl, 1996; 28:509- 526.

73. Robertson D, Murphy D. Brain imaging and behavior. In: Bouras N (ed): Psychiatric and Behavioral Disorders in Developmental Disabilities and Mental Retardation. Cambridge, Cambridge University Press, 1999; 49-70.

74. Simonoff E, Bolton P Rutter M. Mental retardation: Genetic findings, clinical implications, and research agenda. J Child Psychol Psychiatry, 1996; 37:259-280.

75. Dykens E,M, Hodapp RM, Finucance BM. Genetics and Mental Retardation Syndromes: A New Look at Behavior and Interventions. Baltimore, Paul H. Brookes Pub. Co, 2000.

76. Opitz JM. Vision and insight in the search for gene mutations causing nonsyndromal mental deficiency. Neurology, 2000; 55:335- 340.

77. Matalainen R, Aiaksinen E, Mononen T. A population-based study on the causes of severe and profound mental retardatron. Acta Pediatr, 1995; 81:261- 266.

78. Dykens EM. Measuring behavioral phenotypes: Provocations from the new genetics. Am J Ment Retard,. 1995; 99:522-532.

79. Perry A. Rett syndrome: A comprehensive review of the literature. Am J Ment Retard, 1991; 96:275 290.

80. Holm VA, Cassidy SB, Butler MG. Prader-Willi syndrome: Consensus diagnostic criteria. Pediatrics 1993; 91:398- 402.

81. Williams CA, Zori RT, Hendrickson J. Angelman syndrome. Curr Probl Pediatr. 1995; 25:216 231.

82. Gersh M, Goodard SA, Pasztor LM. Evidence for a distinct region causing a cat-cry in patients with 5p deletions. Am J Hum Gen l995; 56:1404-1410.

83. Finucane BM, Konar D, Haas Givler B. The spasmodic upper body squeeze: A characteristic behavior in Smith-Magenis syndrome. Dev Med Child Neurol 36:78-83, 1994.

84. Dykens EM, Leckman JF, Cassidy SB. Obsessions and compulsions in Prader-Willi syndrome. J Child Psychol Psychiatry 1996; 37:995-1002.

Page 82: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

74

85. Hodapp RM. Direct and indirect behavioral effects of different genetic disorders of mental retardation. Am J Ment Retar, 1997; 102:67-69.

86. Dykens EM, Cassidy SB. Prader Willi syndrome. In: Goldstein S, Reynolds CR. Handbook of Neurodevelopmental and Genetic Disorders in Children. New York, Guilford Press, 1999; 525-554.

87. Dykens EM, Hodapp RM, Leckman JF. Behavior and Development in Fragile X Syndrome. Thousand Oaks, CA, Sage, 1994.

88. Baumgardner TL, Reiss AL, Freund LS. Specification of the neurobehavioral phenotype in males with fragile X syndrome. Pediatrics, 1995; 95: 744-752.

89. Dykens EM, Clarke DJ. Correlates of maladaptive behavior in individuals with 5p- (cri du chat) syndrome. Dev Med Child Neu, 1997; 39: 752 -756.

90. Einfeld SL, Tonge BJ, Florio T. Behavioral and emotional disturbance in individuals with Williams syndrome. Am J Ment Retard, 1997; 102, 45-53.

91. Mostofsky SH, Mazzocco MM, Aakalu G. Deceased cerebellar posterior vermis size in fragile X syndrome: Correlation with neurocognitive performance. Neurolog, 1998; 50:121-130,

92. Tassone FI, Hagerman RJ, Ikle D. FMRP expression as a potential prognostic indicator in fragile X syndrome. Ant J Med Genet, 1999; 84:250-261.

94. Hodapp RM, Dykens EM. Strengthening behavioral research on genetic mental retardation syndromes. Am J Ment Retard, 2000; 160:4- 15.

95. Dykens EM, Hodapp RM. Treatment issues in genetic mental retardation syndromes. Profess Psychol Res Pract, 1997; 28:263-270.

96. Dykens EM. Psychopathology in children with intellectual disabilities. J Child Psychol Psychiatry, 2000; 41:407-417.

97. Leonard H, Wen X. The epidemiology of mental retardation: challenges and opportunities in the new millennium. Ment Retard Dev Disabil Res Rev, 2002; 8:117–34.

98. Lewis EO. Types of mental deficiency and their social significance. Journal of Mental Science, 1933; 79: 293–304.

99. Penrose LS. A clinical and genetic study of 1280 cases of mental defect (The Colchester Study). London: Medical Research Council, 1938.

Page 83: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

75

100. Tredgold AF. A textbook of mental deficiency. London: Bailliere, Tindall, 1908.

101. Werner E. High-risk children in young adulthood: A longitudinal study from birth to 32 years. American Journal of Orthopsychiatry, 1989; 59:72–81

102. Accardo PJ, Capute AJ. Mental retardation. Mental Retardation and Developmental Disabilities Research Reviews, 1998; 4: 2–5.

103. Murphy CC, Boyle C, Schendel D, Decouflé P, Yeargin-Allsopp M. Epidemiology of mental retardation in children. Mental Retardation and Developmental Disabilities Research Reviews, 1998; 4: 6–13.

104. Al-Ansari A. Aetiology of mild mental retardation among Bahraini children: a community-based case control study. Mental Retardation, 1993; 3:140-3.

105. Blomquist H K, Gustavson KH, Holmgren G. Mild mental retardation in children in a Northern Swedish county. Journal of Mental Deficiency Research, 1981; 25: 169–86.

106. Hagberg B, Hagberg G, Leverth A. Mild mental retardation in Swedish school children. II.Etiology and pathogenetic aspects. Acta Paediatrica Scandinavica70, 1981; 445:45-52.

107. Von Wendt L, Rantakallio P. Mild mental retardation in Northern Finland. Upsala Journal of Medical Sciences, 1987; 44:47-51.

108. Matilainen R, Airaksinen E, Mononen T, Launiala K, Kaarianen R. A population-based study on the causes of mild and severe mental retardation. Acta Paediatrica, 1995; 84: 261-6.

109. Fernell E. Mild mental retardation in schoolchildren in a Swedish suburban municipality: prevalence and diagnostic aspects. Acta Paediatrica 1996; 85: 584–8.

110. Christianson AL, Zwane ME, Manga P, Rosen E, Venter A, Downs D, Kromberg JGR. (2002) Children with intellectual disability in rural South Africa: prevalence and associated disability. Journal of Intellectual Disability Research, 2002; 46, 179–86.

111. Luckasson R, Borthwick-Duffy S, Buntinx WHE. Mental retardation: definition, classification, and systems of supports. 10th ed. Washington, DC: American Association on Mental Retardation, 2002.

112. Wilska M, Kaski M. Aetiology of intellectual disability—the Finnish classification: development of a method to incorporate WHO ICD-10 coding. J Intellect Disabil Res, 1999; 43:242–50.

113. Herstein RJ, Murray C. The bell curve. İntelligence and class structure in American life. New York: Free Pres, 1994

Page 84: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

76

114. Spreat S, Conroy JW, Jones JC. Use of psychotropic medication in Oklahoma. Cholinergic therapy for Down's syndrome. Lancet 1999; 353:1064-1065.

115. Batshaw ML. Mental Retardation. In Batshaw ML (ed) The Child With Developmental Disabilities. The Pediatric Clinics of North America, 1993; 3:507-21.

115. Wechsler D. Manual for the Wechsler Intelligence Scale for Children-Third edition, The Psychological Corporation, San Antonio, 1991.

116. Kaufman AS, Kaufman NL. Administration and scoring manual for the Kaufman Assessment Battery for Children. Circle Pines, MN: American, 1983.

117. Wechsler D. WAIS-III Wechsler Adult Intelligence Scale – 3rd Edition. New York: The Psychological Corporation. World Health Organisation, 1997.

118. Thorndike RL, Hagen EP, Sattler J M. The Stanford-Binet Intelligence Scale, 1986.

119. Wechsler D. 1967. Manual for the Wechsler Preschool and Primary Scale of Intelligence. New York, NY: Psychological Corporation, 1967.

120. Sattler JM. Assessment of children’s intelligence and special abilities. (2nd edition). Boston: Allyn and Bacon, Inc, 1982.

121. Sparrow S, Balla D, Cicchetti D. Vineland Adaptive Behayior Scales. Circle Pines, American Guidance Service. 1984.

122. Lambert N, Nihira K, Leland H. AAMR adaptive behavior scale-school and community. Austin, TX, 1993

123. Nihira K, Leland H, Lambert N. AAMR Adaptive Behaviour Scale - Residential and Community 2nd edn. Examiners' Manual, Pro-Ed, Texas, 1993.

124. Bruininks RH, Woodcock RW, Weatherman RF, Hill BK. Scales of independent behavior-Revised comprehensive manual, 1996.

125. Adams GL, Comprehensive test of adaptive behavior-revisited, 1999.

126. Harrison PL, Oakland T. Adaptive Behavior Assessment System. San Antonio, TX: Psychological corp, 2002.

127. Shevell MI. Classification of developmental delays Semin Pediatr Neurol 1998;5:2-14.

Page 85: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

77

128. Early rehabilitation service utilization patterns in young children with developmental delays. Child: Care, Health & Development. 2002; 2:29-37. Majnemer A, Shevell M.

129. Shevell M, Ashwal S, Donley D. Practice parameter: evaluation of. the child with global developmental delay. Neurology 2003; 60:367–380.

130. Bayley N. Bayley scales of infant development, 2nd ed. New York, Psychological corp, 1993.

131. Newborg J, Stock JR, Wneck L. Battelle developmental inventory: Examiner’s manual. Allen TX, 1984.

132. Frankenburg WK, Dodds J, Archer P, Shapiro H, Bresnick B. The. Denver II a major revision and restandardization of the Denver. Developmental Screening test. Pediatrics, 1992 89-91.

133. Piper MC, Darrah J. Motor assessment of the developing infant. Philadelphia : WB saunders, 1994.

134. Folio MR, Dubose RF. Peabody Developmental. Motor Scales (Revised Experimental Edition). Nashville, TN, George Peabody College for. Teachers, 1974.

135. Bruininks R. Bruininks–Oseretsky test of motor proficiency, American Guidance Service, Circle Pines, MN, 1978.

136. Gardner MF. Expressive One-Word Picture Vocabulary Test, Novato, CA: Academic Therapy Publications, 1990.

137. Capute AJ, Accardo PJ. Developmental disabilities in infancy and childhood. Baltimore, Maryland: Brookes, 1991: 43-67.

138. Semel E, Rosner S. Understanding developmental delay: Behavioural Patterns and Interventions. Lawrence Erlbaum Associates Publishers, London, 2003.

139. Slosson R. Slosson Intelligence Test. Canadian Journal of Behavioral Science, 1983;1:12-24.

140. Msall ME, Digaudio K, Rogers BT. The fonctional independence measure for children. Clin Pediatr 1994; 33:421-430.

141. Szymanski LS. Psychiatric diagnosis of retarded persons. In: Emotional Disorders of Mentally Retarded Persons, Szymanski LS, Tanguay PE, eds. Baltimore: University Park Press, 1980b, pp 61-81.

Page 86: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

78

142. American Association on Mental Retardation, Mental Retardation: Definition, Classification, and Systems of Supports, Special 9th Edition. Washington, DC: American Association on Mental Retardation 1992.

143. Szymanski LS, Crocker AC. Mental retardation. In: Comprehensive Textbook of Psychiatry/V, Kaplan HI, Sadock BJ, eds. Baltimore: Williams & Wilkins, 1989; pp 1728-1771.

144. Reiss S. Handbook of Challenging Behavior: Mental Health Aspects of Mental Retardation. Worthington, OH: IDS, 1994.

145. Reiss et al.,1982a. Reiss S, Levitan GW, Szysko J: Emotional disturbance and mental retardation: Diagnostic overshadowing. Am J Ment Retard 86: 567-514, 1982.

146. Hurley AD, Reiss S, Aman MG et al. (1998), Instruments for assessing effects of psychotropic medications. In: Psychotropic Medications and Developmental Disabilities: The International Consensus Handbook, Reiss S, Aman MG, eds. Columbus: Ohio State University Nisonger Center, pp 85-94 Hurley et al., 1998

147. Reiss S. The development of a screening measure for psychopathology in people with mental retardation. In: Assessment of Behavior Problems in Persons With Mental Retardation Living in the Community, Dibble E, Gray DB, eds. Rockville, MD: National Institute of Mental Health, 1988a.

148. Reiss S. The Reiss Screen for Maladaptive Behavior Test Manual. Worthington, OH: IDS Publishing, 1988b.

149. Senatore V, Matson JL, Kazdin AE. An inventory to assess psychopathology of mentally retarded adults. Am J Ment Defic 1985; 89:459-466.

150. Aman MG, Singh NN, Stewart AW, Field CJ. The Aberrant Behavior Checklist: a behavior rating scale for the assessment of treatment effects. Am J Ment Defic, 1985; 89:485-491.

151. Aman MG, Singh NN. Aberrant Behavior Checklist-Community: Supplementary Manual. East Aurora, NY: Slosson Educational Publications, 1994.

152. Aman MG. Assessing Psychopathology and Behavior Problems in Persons with Mental Retardation:A Review of Available Instruments. Rockville, MD, U.S. Department of Health and Human Services, 1991.

153. Einfeld SL, Tonge BJ. Manual.for the Developmental Behavioural Checklis,Primary Carer Versioz.Sydney, Australia, School of Psychiatry University of New South Wales, 1992.

154. Sovner R. Limiting factors in the use of DSM-III with mentally ill/mentally retarded persons. Psychopharmacol Bull 1986; 22:1055- 1059.

Page 87: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

79

155. Moss SC. Assessment: conceptual issues. In: Bouras N (ed): Psychiatric and Behavioural Disordersin Developmental Disabilities and Mental Retardation. Cambidge, Cambridge University Press, 1999, pp. 18-37.

156. King BH, DeAntonia C, McCracken JT. Psychiatric consultation in severe and profound mental relardation. Am J Psychiatr, 1994; 151:1802-1808.

157. Szymanski LS, King BH, Goldberg B. Diagnosis of mental disorders in peoplc with mental retardation. In: Reiss S, Aman MG (eds): Psychotropic Medications and Developmental Disabilities: Ihe International Consensus Handbook. Columbus, OH, Ohio State University Press, 1998, pp. 3-17.

158. Moss SC, Ibbotson B, Prosser H. Validity of the PAS-ADD for detecting psychiatric symptoms in adults with learning disability. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol, 1997b; 32:344- 354.

159. Moss SC, Prossner H, Ibbotson B. Respondent and informant accounts of psychiatric symptoms in a sample of patients with learning disability. J Intellect Disabil Res, 1996; 40:457-465.

160. Sturmey P. Classification: concepts, progress, and future. In: Bouras N (ed): Psychiatric and Behavioural Disorders in Developmental Disabilities and Mental Retardation. Cambridge, Cambridge University Press, 1999, pp. 317.

161. Reid AH. Schizophrenic and paranoid syndromes in persons with mental retardation: assessment and diagnosis. In: Mental Health Aspects of Mental Retardation, Fletcher RJ, Dosen A, eds. New York: Lexington Books, 1993, pp 98-110.

162. Garrard SD, Richmond JB. Diagnosis in mental retardation and mental retardation without biological manifestations. In: Medical Aspects of Mental Retardation, Carter CH, ed. Springfield, IL: Charles C Thomas, 1965, pp 3-72.

163. Zigler E, Burack J. Personality development and the dually diagnosed person. Res Dev Disabil 1989; 10:225-240.

164. Sovner R, Hurley AD. The mental status examination, part I: behavior, speech and thought. Psychiatr Aspects Ment Retard, 1983a; 2:5-8.

165. Sovner R, Hurley AD. The mental status examination, part II. Psychiatr Aspects Ment Retard 1983b; 2:9-12.

166. Szymanski LS, Wilska M. Mental retardation. In: Psychiatry, Tasman A, Kay J, Lieberman JA, eds. Baltimore: Williams & Wilkins, 1996, pp 605-635.

167. Ryan R, Sunada K. Medical evaluation of persons with mental retardation referred for psychiatric assessment. Gen Hosp Psychiatry, 1997; 19:274-280.

Page 88: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

80

168. Einfeld SL, Tonge BJ. Population prevalence of psychopathology in children and adolescents with intellectual disability, II: epidemiological findings. J Intellect Disabil Res, 1996; 40(part 2):99-109.

169. Beange H, McElduff A, Baker W. Medical disorders of adults with mental retardation: a population study. Am J Ment Retard, 1995; 99:595-604.

170.Bird J. Epilepsy and learning disabilities. In: Russell (ed): Seminars in the Psychiatry of Learning Disabilities. London, Gaskell, 1997;. 223-244.

170. Peterson BS. Neuroimaging in child and adolescent neuropsychiatric disorders. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 1995; 34: 1560- 1576.

171. Robertson D, Murphy D. Brain imaging and behavior. In: Bouras N (ed): Psychiatric and Behavioral Disorders in Developmental Disabilities and Mental Retardation. Cambridge, Cambridge University Press, 1999; 49-70.

172. Hodapp RM. Development and Disabilities. Intellectual, Sensory and Motor Impairments. NewYork, Cambridge University Press, 1998.

173. King BH. Self-injury by people with mental retardation: A compulsive behavior hypothesis. Am J Ment Retard, 1993; 98:93 -112.

174. Dykens EM. Direct effects of genetic mental retardation syndromes: Maladaptive behavior and psychopathology. Int Rev Res Ment Retard, 1999a; 22:1- 26.

175. Bybee J, Zigler E. Outerdirectedness in individuals with mental retardation: A review. In: Burack J, Hodapp RM, Zigler E (eds): Handbook of Mental Retardation and Development. New York, Cambridge University Press, 1998; 434-461.

176. Reiss S, Havercamp SH. The sensitivity theory of motivation: Why functional analysis is not enough. lnr J Ment Retard, 1997; 101:553 566.

177. Weisz JR. Cultural-familial mental retardation: A developmental perspective on cognitive performance and helpless behavior. In: Hodapp RM, Burack JA, Zigler E (eds): lssues in the Developmental Approach to Mental Retardation. New York, Cambridge University Press, 1990, 137- 168.

178. Zigler E, Bennett-Gates D. Personality Development in Individuals with Mental Retardation. New York, Cambridge University Press, 1999b, 249-270.

179. Evans DW. Development of the self-concept in children with mental retardation: Organismic and contextual factors. In: Burack J, Hodapp RM, Zigler E (eds): Handbook of Mental Retardation and Development. New York, Cambridge University Press, 1998; 462-480.

Page 89: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

81

180. Reiss S, Havercamp SH. The sensitivity theory of motivation: Why functional analysis is not enough. lnr J Ment Retard, 1997; 101:553-566.

181. Nezu CM, Nezu AM. Outpatient psychotherapy for adults with mental retardation and concomitant psychopathology: Research and clinical imperatives. Consult Clin Psychol, 1994; 62:34-42.

182. Lunsky Y Havercamp SM. Distinguishing low level of social support and social strain: Implications for dual diagnosis. Am J Ment Retard, 1999; 104:200-204.

183. Nezu CM, Nezu AM, Rothenberg J. Depression in adults with mild mental retardation: Are cognitive variables involved? Cogn Ther Res, 1995; 19:227- 239.

184. Edgerton RB, Gaston MA. I’ve Seen It All. Lives of Older Persons with Mental Retardation Living in the Community. Baltimore, Paul H. Brookes, 1991.

185. Siperstein GH, Leffert JS, Wenz- Gross M. The quality of friendships between children with and without learning problems. Am J Ment Retard, 1997;102: 111-125.

186. Greenspan S, Granfield JM. Reconsidering the construct of mental retardation: Implications of a model of social competence. Am J Ment Retard, 1992; 96:442-453.

187. Ammerman RT, Hersen M, Van Hasselt VB. Maltreatment in psychiatrically hospitalized children and adolescents with developmental disabilities:Prevalence and correlates. J Am Acad Child Adolesc Psychiatr, 1994; 33:567-576.

188. Minnes P. Mental retardation: The impact on the family. In: Burack JA, Hodapp RM, Zigler E (eds): Handbook of Mental Retardation and Development. New York, Cambridge University Press, 1998; 693-712.

189. Dykens EM. Measuring behavioral phenotypes: Provocations from the new genetics. Am J Ment Retard, 1995; 99:522-532.

190. Holland AJ, Koot HM. Conference report: Mental health and intellectual disabilities. J intellect Disabil Res, 1998; 42:505-512.

191. Jacobson JW. Do some mental disorders occur less frequently among persons with mental retardation? American Journal on Mental Retardation, 1990; 94:596–602.

192. Matson JL, Barrett RP. Psychopathology in the mentally retarded (2nd ed.), Allyn Bacon, Boston,1993.

193. Rojahn, JL. Matson, JA. Relationships between psychiatric conditions and behavior problems among adults with mental retardation, American Journal of Mental Retardation, 2004; 109:21–33

Page 90: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

82

194. Moss, S., Glidden, L.M. Psychiatric disorders in adults with mental retardation, International Review of Research in Mental Retardation, 2001; 24: 211–243.

195. Masi, M. Mucci, L. Favilla, Poli P. Dysthymic disorder in adolescents with intellectual disability, Journal of Intellectual Disability Research 1999; 43:80–87.

196. Wallander MC, Dekker HM, Koot LM.. Psychopathology in children and adolescents with intellectual disability: measurement, prevalence, course, and risk, International review of research in mental retardation, Academic Press, San Diego, 2003.

197. Rush KS, Bowman LG, Eidman SL, Toole LM, Mortenson BP. Assessing psychopathology in individuals with developmental disabilities, Behavior Modification 2004; 28:621–637.

198. Corbett, J.A. Mental retardation: Psychiatric aspects. In M. Rutter, & L. Hersen (Eds.), Child and adolescent psychiatry, 1985; 661–678.

199. Rutter M, Tizard J, Whitmore K. Education, health and behaviour. London: Longman, 1970.

200. Dekker M.C, Koot HM, van der Ende J, Verhulst FC. Emotional and behavioral problems in children and adolescents with and without intellectual disability. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 2002; 43:1087–1098.

201. Emerson E. Prevalence of psychiatric disorders in children and adolescents with and without intellectual disability. Journal of Intellectual Disability Research, 2003; 47: 51–58

202. Fombonne E. Epidemiology of autism and related conditions. In: Autism and Pervasive Developmental Disorders, Volkmar FR, ed. Cambridge, England: Cambridge University Press, 1997; 32-63.

203. Volkmar FR, Klin A, Siegel B. Field trial for autistic disorder in DSM-IV. Am J Psychiatry, 1994; 151:1361-1367.

204. Feinstein C, Reiss AL. Psychiatric disorder in mentally retarded children and adolescents: the challenges of meaningful diagnosis. Child Adolesc Psychiatr Clin North Am, 1996; 5:827-852.

205. Pearson DA, Aman MG. Ratings of hyperactivity and developmental indices: should clinicians correct for developmental level? J Autism Dev Disord, 1994; 24:395-411.

206. Tanguay PE. Autism and mental retardation. In: Emotional Disorders of Mentally Retarded Persons, Szymanski LS, Tanguay PE, eds. Baltimore: University Park Press, 1980; 101-109.

207. Richardson SA, Koller H, Katz M. Continuities and change in behavior disturbance: a follow-up study of mildly retarded young people. Am J Psychiatry, 1985; 55:220-229

Page 91: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

83

208. Pueschel SM. Endocrinology. In: Down Syndrome, Pueschel SM, Rynders JE, eds. Cambridge, MA: Ware Press, 1982; 241-246.

209. Hodapp RM. Down syndrome. Child Adolesc Psychiatr Clin North Am, 1996; 5:881-894.

210. Lai F, Williams RS. A prospective study of Alzheimer disease in Down syndrome. Arch Neurol 1989; 46:849-853

211. Hayman M. The interrelations of mental defect and mental disorder. J Ment Sci, 1939; 85:1183-1193.

212. Kraepelin E. Dementia: Praecox and Paraphrenia. Barclay RM, trans. Edinburgh: Livingstone, 1896.

213. Reid AH, Naylor GJ. Short cycle manic depressive psychosis in mental defectives: a clinical and physiological study. Ment Defic Res, 1976; 20:67-76.

214. Reiss S, Benson BA. Psychosocial correlates of depression in mentally retarded adults: minimal social support and stigmatization. Am J Ment Defic, 1985; 89:331-337.

215. Sovner R, Hurley AD. Do the mentally retarded suffer from affective illness? Arch Gen Psychiatry, 1983c; 40:61-67.

216. Sovner R, Pary RJ. Affective disorders in developmentally disabled persons. In: Psychopathology in the Mentally Retarded, 2nd ed, Matson JL, Barrett RP, eds. Needham Heights, MA: Allyn & Bacon,1993; 87-147.

217. Schloss PJ, Epstein MH, Cullinan D. Depression characteristics among mildly handicapped students. J Multihandicapped Person, 1988; 1:293-302.

218. Reiss S, Rojahn J. Joint occurrence of depression and aggression in children and adults with mental retardation. J Intellect Disabil, 1993; 37:287-294.

219. Walters AS, Barrett RP, Knapp LG, Borden MC. Suicidal behavior in children and adolescents with mental retardation. Res Dev Disabil, 1995; 16:85-96.

220. Jan JE, Abroms IF, Freeman RD, Brown GM, Espezel H, Connolly MB. Rapid cycling in severely multidisabled children: a form of bipolar affective disorder? Pediatr Neurol, 1994; l 10:34-39.

221. Lowry MA, Sovner R. Severe behaviour problems associated with rapid cycling bipolar disorder in two adults with profound mental retardation. J Intellect Disabil Res, 1992; 36:269-281.

Page 92: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

84

222. Benson BA. Behavior disorders and mental retardation: associations with age, sex, and level of functioning in an outpatient clinic sample. Appl Res Ment Retard, 1985; 6:79-85.

223. Baumgardner TL, Reiss AL, Freund LS, Abrams MT. Specification of the neurobehavioral phenotype in males with fragile X syndrome. Pediatrics, 1995; 95:744-752.

224. Ryan RM. Posttraumatic stress disorders in persons with developmental disabilities. Community Ment Health J, 1994; 30:45-54.

225. Reiss S, Valenti-Hein D. Development of a psychopathology rating scale for children with mental retardation. J Consult Clin Psychol, 1994; 62:28-33.

226. Reiss S, Levitan GW, Szyszko J. Emotional disturbance and mental retardation: diagnostic overshadowing. Am J Ment Defic, 1982b; 86:567-574.

227. Szymanski LS, Grossman H. Dual implications of dual diagnosis. Ment Retard, 1984; 22:155-156.

228. State, MW, King BH, Dykens EM. Mental retardation: A review of the past 10 years. Part II. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 1997; 36: 1664–1671.

229. Thompson, CL, Reid A. Behavioural symptoms among people with severe and profound intellectual disabilities: A 26-year follow-up study. British Journal of Psychiatry, 2002; 181, 67–71.

230. Goodman R, Graham P. Psychiatric problems in children with hemiplegia: Cross sectional epidemiological survey. British Medical Journal, 1996; 312, 1065–1069.

231. Borthwick-Duffy SA, Eyman RK. Who are the dually diagnosed? Am J Ment Retard, 1990; 94:586-595.

232. Eaton LF, Menolascino FJ. Psychiatric disorders in the mentally retarded: types, problems, and challenges. Am J Psychiatry, 1982; 139:1297-1303.

233. Lund J. The prevalence of psychiatric morbidity in mentally retarded adults. Acta Psychiatr Scand, 1985; 72:563-570.

234. Reiss S. Prevalence of dual diagnosis in community-based day programs in the Chicago metropolitan area. Am J Ment Retard, 1990; 94:578-585.

235. Bregman JD. Current developments in the understanding of mental retardation, part II: psychopathology. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 1991; 30:861-872.

Page 93: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

85

236. Mundy P, Seibert J, Hogan A. Relationship between sensorimotor and early communication ağabeylities in developmentally delayed children. Merrill- Palmer Q, 1984; 30:33- 48.

237. Hall RCW, Gardner ER, Stikney SK, LeCann AF, Popkin MK. Physical illness manifesting as psychiatric disease. Arch Gen Psychiatry, 1980; 37:989-995.

238. Lipkin M. Psychiatry and medicine. In: Comprehensive Textbook of Psychiatry/V, Kaplan HI, Sadock BJ, eds. Baltimore: Williams & Wilkins, 1989; 1280-1297.

239. Gardner WI. A multimodal behavior analytic model for evaluating the effects of medical problems on nonspecific behavioral symptoms in persons with developmental disabilities. Behav Interv, 1996; 11:147-161.

240. Holm VA, Cassidy SB, Butler MG. Prader-Willi syndrome: Consensus diagnostic criteria. Pediatrics, 1993; 91:398 402.

241. Hagerman RJ, Jackson AW, Levitas A. An analysis of autism in 50 males with the fragile X syndrome. Am J Med Genet, 1986; 23:359- 374.

242. Gersh M, Goodard SA, Pasztor LM. Evidence for a distinct region causing a cat-cry in patients with 5p deletions. Am J Hum Gen, 1995; 56:1404-1410.

243. Finucane BM, Konar D, Haas Givler B. The spasmodic upper body squeeze: A characteristic behavior in Smith-Magenis syndrome. Dev Med Child Neurol, 1994; 36:78-83.

244. VanAcker R. Rett's Syndrome. ln: Cohen DJ, Volkmar, FR (eds.): Handbook of Autism and Pervasive Developmental Disorders, 2nd ed., New York, Wiley, 1997; 60-93.

245. Reiss S, Levitan GW, Szysko J. Emotional disturbance and mental retardation: Diagnostic overshadowing. Am J Ment Retard, 1982; 86:567-514.

246. White MJ, Nichols CN, Cook RS. Diagnostic overshadowing and mental retardation: A metaanalysis. Am J Ment Retard, 1995; 1:293-298.

247. Jacobson JW. Dual diagnosis services: history, progress and perspectives. In: Bouras N (ed): Psychiatric and Behavioural Disorders in Developmental Disabilities and Mental Retardation. Cambridge, Cambridge University Press, 1999; 329-358.

248. Philips I, Williams N. Psychopathology and mental retardation: A study of 100 mentally retarded children I, Psychopathology. Am J Psychiatry, 1975; 132:1265 -1275.

249. Curry CJ, Stevenson RE, Aughton D. Evaluation of mental retardation, Recommendations of a consensus conference, Amencan College of Medical Genetics, Am J Med Genet, 1997; 72:468- 477.

Page 94: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

86

250. Goulden KK, Shinnnar S, Koller K. Epilepsy in children with mental retardation: A cohort study. Epilepsia, 1991; 32:690- 697.

251. Crow YJ, Tohnie JL. Recurrence risks in mental retardation. J Med Genet 35:177- 182, 1998.

252. Hannah ME, Midlarsky E: Competence and adjustment of siblings of children with mental retardation. Am J Ment Retard 104:22-31, 1999.

253. Alexander, D. Prevention of mental retardation: Four decades of research. Mental retardation and Developmental Disabilities Research Reviews, 1980; 4:50–58.

254. Winnepenninckx, B, Rooms L, Kooy RF. Mental retardation: A review of the genetic causes. British Journal of Developmental Disabilities, 2003; 49:29–44.

255. Accardo, PJ, Capute AJ. Mental retardation. Mental Retardation and Developmental Disabilities Research Reviews, 1998; 4:2–5.

256. Rowitz L. Multiprofessional perspectives on prevention (editorial). Ment Retard, 1986; 24:1-3.

257. Szymanski LS. Prevention of psychosocial dysfunction in persons with mental retardation. Ment Retard, 1987; 4:215-218.

258. Nirje B. The normalization principle and its human management implications. In: Changing Patterns in Residential Services for the Mentally Retarded, Kugel R, Wolfensberger W, eds. Washington, DC: President's Committee on Mental Retardation, 1969; 57.

259. Ross TT, Begab MK, Dondis EH. Lives of the Mentally Retarded: A Forty,-Year Follow-Up Study. Stanford, CA, Stanford University Press, 1985.

260. Einfeld SL, Tonge BJ, Turner G. Longitudinal course of behavioral and emotional problems in fragile X syndrome. American Journal of Medical Genetics,1999; 87, 436–439.

261. Cornish, KM, Turk J, Wilding J, Sudhalter V, Munir F, Kooy F. Annotation: Deconstructing the attention deficit in fragile X syndrome: A developmental neuropsychological approach. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 2004; 45, 1042–1053.

262. American Psychiatric Association. Task Force for the Handbook of Psychiatric Measures. Handbook of psychiatric measures. Washington, DC: American Psychiatric Association APA, 2000.

263. Sternberg RJ, Salter W. Conceptions of intelligence. In: Sternberg R (ed.): Handhook of Human Intelligence. Cambridge, Cambridge University Press, 1982, 3- 28.

Page 95: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

87

264. Savaşır I, Şahin N. Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeği (WISC-R) El Kitabı. Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları,1995.

265. Wechsler D. WISC-R Manual for the Wechsler İntelligence Scale for Children –Revised. NewYork : Psychological Corporation, 1974.

266. Erol N, Sezgin N, Savaşır I. AGTE. Ankara Gelişim Tarama Envanteri. Ankara: Psikologlar Derneği Yayınları, 1993.

267. Hagberg B, Kyllerman M. Title Epidemiology of mental retardation--a Swedish survey. Source Brain & Development. 1983; 5441-9.

268. Reschly DJ. Assessing educational handicaps. In A. Hess & I. Weiner (Eds.), The handbook of forensic psychology, New York: Wiley,1987; 155-187.

269. Yalaz K. Çocuk hekimi ve mental motor retardasyon. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Nöroloji Bölümü ve Çocuk Nöroloji Derneği, Mezuniyet sonrası sürekli eğitim semineri kitabı. 1997; 1-78.

270. Evans BO. Mental Retardation. In: Evans BO Ed. Manual of Child Neurology.Edinburg, 1987; 149-57.

271. Aicardi J. Mental retardation. In: Aicardi J Ed. Diseases of the Nervous System in Childhood. Cambridge, 1998; 822-25.

272. Shevell I.M, Swaiman F.K. Global developmental delay and mental retardation. In Swaiman F K, Ashwal S ed. Pediatric Neurology. Third edition. Philadelphia: Mosby 1999: 551-60.

273. Shonkoff JP. Mental Retardation. In: Behrman RE, Kliegman RM, JensonHB eds. Nelson Textbook of Pediatrics. Philadelphia: WB Saunders,2004: 125-29.

274. Ulovec Z, Sosic Z, Scrinjaric I, Catovic A. Prevelance and significance of minor anomalies in children with impaired development, Acta pediatrica, 2004; 93:836-840.

275. Chen YJ, Fang PC. Sensory evoke potentials in infants with Down Syndrome. Acta Pediaric, 2005;94:1615-1618.

276. Eripek S. Zihinsel Engelli Çocuklar, 2. baskı, Anadolu Ü. Eskişehir, 1996.

277. Canitano R. Epilepsy in autism spectrum disorders. Eur Child Adolescent Psych, 2007; 16:61-66.

278. Laurent A, Arzimanoglou A. Cognitive impairments in children with nonidiopathic temporal lobe epilepsy. Epilepsia, 2006; 2:99-102.

Page 96: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

88

279. King BH, State MW, Shah B. Mental Retardation : A review of the past 10 years. Part 1. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 1997; 36:1656-1663.

280. Haw C, Stubbs J. A survey of off-label prescribing for inpatients with mild intellectual disability and mental illness. J İntellect Disabil Res, 2005; 49:858-864.

281. Bouras N, Cowley A, Holt G, Newton JT, Sturmey P. Referral trends of peoplewith intellectual disabilitiesand psychiatric disorders. J İntellect Disabil Res, 2003; 47:439-446.

282. Tsakonikos E, Bouras N, Costello H. Multiple exposure to life events and clinical psychopathology in adults with intellectual disability. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol, 2007; 42:24-28

283. Trestman RL, Sevarino KA, Kelly M. Management of psychiatric issues in patient with intellectual disabilitiy. Conn Med, 2004; 68:495-498.

284. Su KP, Yu JM, Yang TW, Tsai SY, Chen CC. Characteristics of mentally retarded criminal offenders in Northern Taiwan. J Forensic Sci, 2000; 45:1207-1209.

285. Shevell IM, Swaiman FK. Global developmental delay and mental retardation. In Swaiman FK, Ashwal S ed. Pediatric Neurology. Third edition. Philadelphia: Mosby 1999: 551-60.1).

286. Bailey DB, Hebbeler K, Scarborough A, Spiker D and Malik S. First experiences with Early Intervention: A national perspective. Pediatrics 2004; 113(4): 887-896.

287.Jayaranza S, Bhat JS. Epidemiological Profile of Children with Autism in Comparison with other Communicatively Challenged children Attending Early Intervention Centre. Indian Journal of Community Medicine 2004; 29: 145-146.

288. Juneja M, Mukherjee SB, Sharma S. A descriptive Hospital Based study of children with Autism. Pediatrics 2005; 42:453-458.

289. Slykerman RF, Thompson JM, Clark PM, Becroft DM, Robinson E, Pryor JE, Wild CJ, Mitchell EA. Determinants of developmental delay in infants aged 12 months. Paediatr Perinat Epidemiol. 2007;21:121.

290. Suzanne C Tough, Jodi ES, Shirley L, David WJ Maternal mental health predicts risk of developmental problems at 3 years of age: follow up of a community based trial.. BMC Pregnancy Childbirth. 2008; 8: 16.

291. Öztürk M. Çocukluk Çağı Ruhsal Sorunları ve Bozuklukları. Ankara, 2001:551-591.

292. Paramleen Kaur, Chavan BS. Early Intervention in Developmental Delay. Indian J Pediatr 2006; 73:405-408.

Page 97: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

89

293. Rydz D, Shevell MI, Majnemer A, Oskoui M. Developmental screening. Journal of Child Neurology. 2005;20:4–21.

294. Boyle CA, Decoufle P, Yeargin-Allsopp M. Prevalence and health impact of developmental disabilities in US children. Pediatrics. 1994;93:399–403.

295. Suzanne C. Intervention in Developmental Delay.Training and Youth Affairs National Report on Schooling in Australia. 2000.

296. Bouras N. Early Intervention in Developmental Delay J Am Acad Child Adolesc Psychiatry. 2003; 42:932-40.

297. Biederman J, Faraone SV, Spencer T. Gender differences in a sample of adults with attention defficit hyeractivity disorder. Psychiatriy Res, 1994; 53:13-29.

298. Mannuzza S, Klein RG. Educational and occupational outcome of hyperactive boys grown up. Journal of American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 2003; 36:1222-1225.

299. Flory K, Milich R. Relation between childhood disruptive behavior disorder and substance use and dependence symptoms in young adulthood. Psychol Addict Behavi, 2003;17:151-158.

300.Weber P, Lütschg J. Methyphenidate treatment. Perdiatric Neurology. 2002;26:261-266.

301. Heward WL. Exceptional Children: an introduction to Special Education. Eight Edition, 2006.

302. Steiner CE, Acosta AX. Genotype and natural history in unrelated individuals with phenylketonuria and autistic behavior, Arg Neuropsiquiatr, 2007; 65(2A):202-205.

303. Sunmonu TA, Komolafe MA. İntellectual impairment in patients with epilepsy in Nigeria. Acta Neurol Scand 2008; 118:395-401.

304. Qiu LF, Hao YH. Fragil X syndorme and epilepsy, Neurosci Bull, 2008; 24:338-344.

305. Novaes CM, Ponde MP. Control of psychomotor agitation and aggressive behavior in patient with autistic disorder. Arg Neuropsiquatr 2008; 66:646-651.

306. Scucs A, Clemens Z. The risk of paradoxical levetirasetam effect is increased in mentally retarded patients. Epilepsia, 2008; 49:1174- 1179.

307. Coppola G, Verrotti A. Topiramate in children and adolescents with epilepsy and mental retardation: a prospective study on behavior and cognitive effects. Epilepsy Behavior, 2008;12:253-6.

Page 98: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

90

308. Gothelf D, Goraly O. Psychiatric morbidity with focus on obsessive-compulsive disorder in an Israeli cohort of adolescents with mild to moderate mental retardation. J Neural Transm. 2008;115:929-36.

309. Öztürk M. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, Ankara. 2008; 794

Page 99: ÇOCUK RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİNE BAŞVURAN … · Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran “Zeka Geriliği” tanısı alan çocuk ve ergenlerde

91

ÖZGEÇMİŞ

Adı ve Soyadı : Esra GÜZEL

Doğum Tarih ve Yeri : 23.11.1976/ Berlin

Medeni Durumu : Evli, 1 erkek,1 kız çocuğu annesi

Adres : Kenan Evren Bulvarı Yücel Sitesi B Blok 1/26

Telefon : 0322 234 31 27

Fax : 0322 338 68 75

E-mail : [email protected]

Mezun Olduğu Tıp Fakültesi : 2000 yılı, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi

Varsa Mezuniyet Derecesi : -

Görev Yerleri : Başkent Üniversitesi Acil Servis , Koroner Yoğun Bakım

Dernek Üyelikleri : Çocuk Ruh Sağlığı Derneği, Türk Psikiyatri Derneği

Alınan Burslar : -

Yabancı Dil (ler) : İngilizce

Diğer Hususlar : -