modern kozmoloji ve islam kelamında yaratma

Upload: muhammedakdag

Post on 05-Oct-2015

46 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

Felsefe

TRANSCRIPT

  • T.C.

    KAHRAMANMARASTiMAM

    NivERSiTESi

    iLAHiYAT FAKLTESi DERGiSi

    THE UNIVERSITY OF KAHRAMANMARA

    ST IMAM

    REVIEW OF THE FACULTY OF THEOLOGY

    YIL 1 YEAR: 9 SAYI 1 NUMBER: 18 TEMMUZ-ARALIK 1 JULY-DECEMBER 1 2011

  • KS ilahiyat Fakltesi Dergisi

    18 (2011)

    MODERN KOZMOLOJ VE SLAM KELAMINDA YARATMA VE KSEL YARATlCil

    (Creation and the Personal Creator in lslamic Kalam and Modern Cosmology)

    zet

    M.B. ALTAE*

    ev.: Yrd. Do. Dr. brahim ETNTA**

    Evrenin zamansall veya ezelilii sorunu, Mslman te-

    ologlar tarafindan geni lde tartlmtr. Esasen Kelamc

    olarak adlandnlan bunlardan ou ex nihilo, yani yoktan ya-

    ratma fikri zerinde ittifak etmilerdir. Dier yandan, baz Ms-

    lman filozoflar, balangzsz, devaml var olan, Yunan kkenli

    ezeli bir evren fikrini benimsemilerdir. Modem ada ise, Kel.m kozmalajik delili, Tann'nn varlna mantkf bir sebep olarak

    kullanlmak zere William Craig tarafindan yeniden canlandnl

    d. Bu makalede ben, yaratma ilkesini destekleme sadedinde Kelamclar tarafindan ortaya konan temel slami argmanlan

    aklayacam ve almam, iki temel dnr tarafindan orta-

    ya konan argmanlar zerine younlatracam ki bunlar nl

    dnr Ebu Hamid Gazali ve tannm Kelamc bn Hazm ez-

    Zahiri'dir. Daha sonra, ilk tekilliin rol ve kuantum etkileri vas

    tasyla byle bir tekillikten kanma imkann iine alan modem

    Humanity, the World and God, Studeis in Science and Theology, Xl, (2008), 149-166, Lund University-Sweden. Prof. Dr., Yermuk niversitesi-Fizik Blm, rdn. rdn, Yermuk niversitesinde teorik fzik profesr olan Altaie, ilk evren kozrnolojisi ve genel rlativite teorisi alanndan uzmanlamtr. 1978 ylnda Manchester niversitesi'nden (UK) doktora derecesi ald. Big hang (byk patlama) safhasndan nceki ilk evren hakknda bir model nerme gayreti dorultusunda kuantum kozrnolojisi hakknda pek ok makale yaynlad. Altaie, din, bilim, astronomi ve rlativite de Mhil olmak zere Arapa olarak baz kitaplar yaynlamtr. Onun asl ilgisi, ada bilim ve din tartmasnda slami Kelamn delilleri ve metodolo-jisinden raydalanma zerine younlamaktadr. Kahramanmara St mam niversitesi lahiyat Fakltesi [email protected]

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc = t

    kozmolojinin felsefi sonulan balamnda ortaya kan baz so-

    nnlan tartacam. Ayn zamanda, bu dnyann gz nne

    sejlen hakikatine tanklk eden zorunlu gzlemci varlk insanolu ile beraber mevcut dnyann inceliini aklamak iin gerekli

    grlen antropolojik ilke zerinde duracam.

    Anahtar Kelimeler: Kelam, Kelamczlar, yaratma, kiisel yaratJcz, antropolojik ilke, ezelilik, zamansallk, slami dnce,

    kozmik tekillik.

    Giri

    Eskiler felsefi olarak dnsel yeteneklerini gelitirir gelitirmez, dnyann kkeninin ezeli mi yoksa za-mansal mi olduu gibi, kendileri iin nemli pek ok soru ortaya atmlardr. Dnya zerindeki her milletin bu tr sorulara cevaplar vardr ve ounlukla herkesin verdii cevaplar kendi dini inanlar erevesinde ekillenmitir. Biz gemie 2 . yzyln penceresinden baktmz iin bu inanlarn -kaynaklarn tahlil edebilir ve sahip olduklan ortak temel faktrleri ve neden ayrtklar veya fakllatklarn grebiliriz.

    Muhtelif dnce ekallerinin ayn problemi ele al-mak iin farkl k noktalar ve yaklam tarzlar vard. Netice itibariyle bu (onlar) farkl cevaplara gtrecekti. u anda biz btn bilgi birikimi, dnce ve metodoloji-lerimizle birlikte 2 . yzyln manzarasndan (gemie baktmz zaman), zihinsel baarlar arasndan, insanln yararna en iyi hizmet edecek olanlarn seme zgr-lne sahibiz. Bununla birlikte insann yararna en iyi hizmet edecek olan eyin ne olduunu tarif etmek de ko-lay bir i olmayabilir; nk farkl insanlar farkl karlara sahip ve ben, genel olarak insanln, henz paylalan mterek bir menfaat ve ortak bir anlay seviyesine ulamadn dnyorum. nsan hayat, hala dinlerin

    "" 7 6 ""

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    yzyllardr tledii irfandan uzak bencillik, kskanlk ve a gzllkle ekillenmektedir.

    Bugn, evrenin zamansall veya kendi kendine yeten ve ezeli olup olmad sorusu hayati bir sorudur; nk bu, bizim varlmzn anlam ve nedeniyle dorudan doruya ilgilidir. Bu ayni zamanda, bizim ahlakmzia ve bu ahlakmz elde ettiimiz kaynakla yakinen irtibatldr; o halde bu dnyadaki lm ve yaamn btn yapsn tanmlamak iin hayatiyet arz edecektir. nsanolu, doal olaylarn olu srecini akli izahlarla ina etmeyi mmkn klan olduka yksek dzeyde bir kavraya sahiptir. Byle bir akl yrtme, insanolunun dncesine hakim olan genel bir mantn temelini oluturdu ve dolaysyla (insanolu) sonucu ynetecek ekilde sadece varsaymlar ileri srerek bu mant besledi. Baka bir deyile, kken olarak, olaylarnakli analizlerinin tasarmlar sonucu elde edilen mantk, btn evreni kavramak iin dnce yapsn belirleme konusunda baskn hale geldi.

    Alem (evren)'in yaratlmas sorununu tartrken bizim burada iki farkl alan hakknda konuacamz ha-trlanmaldr: genel olarak birisi metafiZik, dieri ise fizik olarak adlandnlr. Aslnda bizim, tmdengelimsel karm ve nsel (apriori) akl yrtme yolu hari nceki (me-tafiZik) hakknda gerekletirdiimiz bir ey yoktur. Maa-lesef bizim zihinsel yapmz kuruludur ve yle bir usulle almaktadr ki metafizik alanda, fzik dnyasndaki t-mevarmsal modelimize fazla bir rol oynama imkan ve-rilmemitir. Buna ramen pek ok insan, fziksel olgu ve olaylara dair gzlem ve almapn bizi, Tanr'nn varln kantlayabileceimiz metafiZiksel dnya seviyesine emin bir ekilde gtrebileceini dnmektedir.

    Evrenin zamansall ve ezeliliini sorguladmz

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    zaman, k-ullandmz kavramlar tanmlamak durumun-dayz. rnein, mebde (origin) kavram ile yaratma (c,reation) kavram arasndaki fark ayrt etmemiz gerek-mektedir. Ayn ekilde "Tann'' kavramn sadece kiisel bir yaratc varlk veya tabii evrensel bir kanun veya art (condition) olarak deil ayn zamanda onun varl ile bir-likte ortaya kmas muhtemel mantk (logic), kurallan ve yapsyla ilikili olarak mahiyeti bakmndan da tanmlamak nem arz etmektedir. ayet "Tanr" kavramnn ak olarak tanmlanmasn dikkate almazsak ok karklk meydana gelebilir. Biz, teolojik dzeyde bile teistler ara-snda farkl Tanr kavramarna sahip insanlar gryoruz. Bu nedenle, "ateistler Tanr'nn varln inkar ediyor" dediimiz zaman hangi Tanr'y inkar ettiklerini veya "teistler Tanr'ya inanyor" dediimiz zaman hangi Tan-r'dan bahsettiklerini bilmemiz nem arz etmektedir. Bu-nunla birlikte en byk problemimizin; baka bir maze-rete sniJ:?.aktan ziyade geleneksel mantmz (mentalii:e) ve insan algmzdan kaynaklandn kabul etmemiz ge-rekmektedir.

    20. yzyl boyunca gelien modern kozmoloji ve el-de edilen astronomik bulular ak bir ekilde, evrenin sonlu bir zamanda, bir ilk halden meydana geldiine :iaret etmektedir. Balangcndan bu yana evren srekli bir deiim ve geliim ierisindeydi. Kendiliinden devam eden bu geliim srekli yaratmadan baka bir ey deildir; evren her an olu srecindedir. Bu, uzun zaman nce Kelamclarn ileri srd temel bir grt.

    Kelamclar 8. yzyl srecinde ortaya km ve 10. yzyla kadar slam dncesine hakim olmu olan bir grup Mslman dnr ve tealogdan. olumaktayd. Onlar "Kelam" olarak isimlendirilen dnce sistemi ge-litirdiler. Arapa'da "kelam", "konuma" ve "diyalog'' an-

    ......., 178 "'

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    larnma gelir; ancak ayn zaman da o, filozoflarn arg-manlarna karlk vermek ve slami dnya grn izah etmek iin Kelamclar tarafndan gelitirilen dnce sistemine iaret etmektedir.

    Kelamclar bize evrenin hareketli ve devaml gelimekte olduu; evrendeki hibir eyin iki anda sabit bir durumda kalmad dncesini verdi. Bu, evrenin son derece dzenli, statik ve deimez bir sistem olarak de-erlendirildii Bat dncesine egemen olan gre ay-kn idi. Baz yazarlar buna atf yaparak, yle der: "B-yk lde e ynl ve trde yapl (homogeneous) evren anlayna sahip kozmotojik ilke, Newtoncu evrenin statik olamayacan garanti etmek iin yeterlidir, ancak o ge-nilemek veya bzlmek zorundadr. Bat toplumlarndaki dzenli ve deimez bir kozmos ynndeki felsefi yazg, akas 20. yzylda yaplan gzlemler tarafndan zorla-nana kadar bilim adamlarnn bu sonucu elde etmelerini engellemitir" (Coles ve Luccin 2004: xii).

    Kuran'a Gre Dnya'nn Yaratlmas

    Kur'an, Mslmanlarn kutsal kitab ve slam inancnn temel kaynadr. Kur'an, dnyann sonlu bir zamanda her eye kadir, harici fail olan Allah (Tann) ta-rafndan yaratlm olduunu hkme balar. Yaratma konusuyla ilgili olarak Kur'an tarafndan ifade edilen ri-vayetin Eski Ahit tarafndan anlatlan rivayetten ok fazla fark olmamasna ramen, akas iki kutsal metin ara-sndaki kk farklar, iki kitaptaki Yaratc kavramlar arasndaki temel farkllklarn yansmasndan olumaktadr. Kur'an'daki Yaratc, Eski Ahit'tekinden daha so-yuttur; Kur'an'a gre Yaratc, .dnyay yarattktan sonra yorulmaz, halbuki Eski Ahid'e gre Tann, yaratma iini tamamlandktan sonra biraz dinlenmesi gerekmektedir. Aynca, her iki kutsal metin bize, her ne kadar yaad-

    ~ 179 ~

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc #fet as -= = rnr

    mz gnlerle ayn anlamda olmasa da, dnyann alt gn-de yaratldn sylemesine ramen, Eski Ahit'in aksine Kur'an fazla detay vermez. Kur'an'daki Tanr, yaratt her zerre ve deiimi kontrol eden, dnyann Ha.lk' ve Rabb'idir:

    "Hamd, gkleri ve yeri yaratan, karanlk ve aydnl'var eden Allah'a mahsustur" (Kur'an, En'am, 6:}.

    Kur'an ayn ekilde, Allah'n, evrenin Rabb'i oldu-unu da hkme balar:

    "Rabbiniz o Allah'tr ki; gkleri ve yeri alt gnde yaratt, sonra Ara istiva etti (tahta kuruldu) O, geceyi,

    durmadan onu kavalayan gndzn zerine bryp rter. Gnei, ay ve yldzlan buyruuna boyun emi vaziyette (yaratan O'dur). yi bilin ki, yaratma ve emir 0'-nundur. Alemierin Rabbi Allah, ne uludur!" (Kur'an, A'raf, 7:54).

    Kur'an ayrca, Allah'n insanlarn dnda, akll varlkla.rn baz formla.-n yaratabildiine de iaret etmek-tedir: "Gkleri ve yeri gerekten Allah'n yarattn. bilmi-

    yor musun? Dilerse sizi yok edip yeni bir yaratl (toplu-luk) getirir" (Kur' an, bra.h.im, 4: 9).

    Kur'an, Allah'n bizimle ayn zelliklerde baka ye-ni dnyalar yaratabileceini mmkn grr: "Grmediler mi ki, o gkleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzer-lerini yaratmaya da Kaadir'dir. Onlar iin bir sre belir-lemitir, bunda kuku yok. Ama zalimler, inkardan baka bir eyde direnmiyorlar (Kur'an, sra, 7:99).

    Kur'an aka, evrenin ilk yaratld andan bu ya-na geniiernekte /bymekte olduuna iaret etmektedir: "G kudretimizle biz ina ettik; phesiz biz, onu ge-nileticiyiz" (Kur' an, Zariyat, 5 :4 7)".

    Kur'an ok ak olarak, evrenin (gklerin} son

    -180-

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    aamada kecei konusunda hkmn ortaya koymak-tadr: "Gn olur g, yaz tomarlarn drer gibi dreriz. lk yaratlta baladmz gibi onu batan yaparz. ze-rimizde bir vaat olarak biz bunu mutlaka yapacaz" (Kur'an, Nr, 24:104).

    nsanln yaratlmas bakmndan Kur'an, insann aamalar halinde amurdan yaratlm olduunu belirt-mektedir: "Andolsun ki biz, insan szlm amurdan yarattk'' (Kur'an, Mu'minn, 23: 12) ve ayrca unu oku-ruz: "O ki yaratt her eyi gzel yaratt ve insan yarat-maya amurdan balamtr" (Kur'an, Secde, 32:7).

    Ayrca Kur'an'da Allah'n, insan yarattktan sonra tannsal ruhundan ona fledii ve o aamada, Meleklere, "insana itaat edin!" diye emir verdii ifade edilmektedir: "Ona (uygun niteliklerdel ekil verdiim ve ruhumdan flediim zaman, onun iin hemen secdeye kapann!" (Kur'an, Hicr, 15:29).

    nsann yaratlmasyla ilgili yukandaki ayet, onun karakterinin teniel bir paras olan tannsal ruhun as sebebiyle, zel yeteneklere sahip gelimi bir yaratk ola-rak kaderinin nceden izilcliine ve yaratlm olduuna iaret etmektedir. nsanolunun kavramsal olarak d-nme ve dnyay kefetmesi iin eyay ina etme yete-neini, bu tannsal ann bir gstergesi olarak gryo-rum. Bu, insann, o tannsal ayla, sanki tannsal sfatann bir ksmn elde ettii eydir. Bu, yaadmz dnya-da, insann evreni aratrma yoluyla Tann hakknda ken-di grn oluturmas iin yklendii misyonu grme-sini mmkn klar.

    Allah'n sfatanna gelince, Kur'an, Allah'n alim, hikmet sahibi, her eyi bilen, halik, rahim, cmert ve ka-dir-i mutlak olduunu syler. O, iitir ve kullanyla konu-ur ve insanolunda bulunan btn sfatlar kullanr;

    - 181-

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc 2 = . @ ==m= tR

    ancak bu sfatlar gerek anlamyla (literally) alnmaktan ziyade Allah'n gzel isimleri olarak ifade edilir.

    Mslman Dndere Gre Yaratma

    Mslman dnrler, tealoglar ve filozoflar olmak zere ikiye ayrlmlardr. Tealoglar da, selefyyn ve ke-lamclar eklinde blnmlerdir. Kelamclar, slam ina.rlcn akli olarak kantlamaya alrken, ayn zaman-da Kur'an vahyini dncelerinin arka plannda tutarak alemin yoktan yaratld ve zamansallna inanan tabii teologlardr. Dier yandan Mslman filozoflar, ounlukla eski Yunan geleneini takip ederek, akli karma ncelik vermilerdir. Onlar, evrenin mahiyetinin ezeli an-cak yaratmann zamansal olduuna inanrlar (bn Rd 2011).

    Kelamclar, Kur'an' dnya bilgileri iin birinci kaynak olarak grdler ve bu yzden, Kur'an'n hkm-lerine dayal bir dnya anlayn elde etmek iin a'ba harcadlar. Richard Walzer bu durumu yle zetler: "Ke-lamclar filozoflardan ayn bir metodoloji takip et):ller; nk onlar slami hakikati balang noktas olarak ele aldlar (Walzer 1970:648)

    Kelamclar, slam Fkhnn temellerinin atlmasnda ve slam Kelamnn gelimesinde byk bir rol oynadlar. Bununla birlikte, itikadi delil (dogmatic argmant) bakmndan Allah'n sfatlanyla ilgili olarak deiik kelam gruplan arasnda srp giden atmalar sebebiyle hali-feler kelam tartmalanna, ona dair almalar ve retilerin hepsine son vermek zorunda kald.

    Kelamclann sylemi olan kelam; tabiatn nitelikle-rinin tartld Dakiku'l-Kelam ve metafizik ve ilahi sfatIann tartld Celal'l.-Kelam eklinde ikiye ayrld (Altaie 1994:7-18). Ian Barbour (Barbour 1998:100)'un

    ,.._, 182 ,.._,

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    terminolojisi kullanld zaman Celal1-Kelam "tabii teo-loji" (natural theology) olarak isimlendirilebilir; halbuki Daki ku 1-Kelam "tabiatn teolojisi" (the theology of nature)dir.

    Mslman dnrlerin st dzeyini temsil eden Kelamclar, dnyann yaratlnn, Tann'nn varl iin bir delil olarak kullanlabileceine inanmaktadrlar. Esa-sen bu, Gazali tarafndan formle edilen basit bir arg-mana dayandnlmaktayd ki, okunuu yledir: "Balangc olan her olayn bir sebebinin olmas gerekir, dnya var olmaya balamtr; o halde onun bir sebebinin olma-s gerekir" (Gazali 1983:19).

    Orijinal slami literatrde dnyann yaratlmasna dair pek ok argman, Tann'nn varlna dair argman-larla kartnlmtr. Bununla birlikte, bu karkln se-bebinin, argmann bizzat doas ve hatta klasik slami gelenein bu soruna yaklam tarzyla ilgili olduunu

    grmek zor deil. Yaratma problemi normal olarak kelam kitaplannn pek ounda tartlan ilk problem olarak ortaya konulur.

    Dnyann zamansallna dair argman, Kelamclann Dakik::u'l-Kelam ad altnda kurmaya altklan b-tn tabii felsefe teorisinin blmdr. Gerekten byle bir teori, Dakik::u 'l-Kelam'n yapsn oluturan be ilke zerine dayandrlmaktayd ki bu ilkeler unlardr:

    1- Zamansallk: Bu, dnyann zamansal, sonlu ve snrl olduunu ve yaratmann ex nihilo, yani yoktan ya-ratma eklinde olduunu art koar (el-Asi 1980:59; Wolfson 1976:359-372).

    2- Ayrlk: Bu, uzay, zaman, eneji ve maddenin yaps ve btn mterek zelliklerin ayn olduunu ifade

    eder.

    ,.._, 183 ,.._,

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    3- Devaml Ya.ratma2: Bu, alemin her lahza yeni-den yaratlmas gerektiini arta balar. Bu ilkenin ok bir gzel ifadesi, e-amil fi Usl'd-Din (Cveyni 1969:159) isimli eserde bulunur. Bu ilkenin mzakeresi ve ada bir analizi Wolfson tarafndan yaplmtr (Wolfson 1976: 392-406).

    4- Sebepsizlik (indeterminism): Bu, bizim bil~iimiz olumsal ve belirlenmemi tabiat yasalarn ifade edip, Kuantum teorisinin Kopenag yorumuyla birlikte yank uyandran bir kavramdr {bkz. Jammer 1974:259).

    S-Uzay-Zaman Btnl (integrity): Bu ilke, uzayn kendi bana bir anlam olmad ve varlnn bir cismin varlna bal olduu ve ayn ekilde zamann da, iinde her hangi bir olayn meydana geldii uzay olmakszn bir anlam olmad grn ifade eder (Altai 2005).

    Mslman Filozoflar tarafndan Tann'mn varl ve evrenin ezeliliini ispat etmek iin ileri srlen deliller, onuncu asnn byk dnr Ebu Hamid Gazali tara-fndan Tehaft '1-Felasife {Filozoflarn Tutarszl) kita-bnda rtld (Gazali: 2000). Gazali'nin amac, filozof-larn ilahi varlk ve fiili hakknda tutarl teistik bir teori ortaya koymalar konusunda yetersiz olduklarn kantlamaya ynelikti.

    Kelarnclar yaratma sorununun stesinden gele-bilmek iin iki farkl yol izlemilerdi. {ehristani: 14). lki, dnyann zamansal, yaratlm olduu ve sonlu bir ge-mite kesin bir mebdeye sahip olduunu kantlamaya dayanr. Bu bir dizi delillerle yapld ki varsaym yledir:

    2 Kaynakta bu ilke "srekli yeniden yaratma (continuous recreation) olarak ifade edilir, fakat daha kesin ve aynlk kavramyla daha uygun olmas iin ben "continuous" yerine "continual" kelimesini kullanmay tercih ettim. nk "continuous" kelimesi sonsuz olarak blnme anlamna da gelebilir.

    ""'184"'

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    "Alem bir btn olarak cevher ve araziardan olumaktadr ve hibir cevher bir veya birka arazdan ayr kalmaz. Fakat btn arazlar zamanda yaratlmtr; buradan zo-runlu olarak, araziara dayanak ilevi gren cevherin de ayn ekilde zamanda yaratlm olmas gerektii sonucu ortaya kar. nk ortaya k zamansal olan eyle, bitiik olan ve ondan ayrlmayan eyin de ortaya k zamansaldr. O halde, bir btn olarak dnyann ortaya k zamansaldr (bn Meymun 1969:63)". bn Meymun ayn zamanda, arazn yeniden yaratlmas varsaymnn nedeninin yle olduu kansndadr: "Bylece hi kimse eylerin (things) bir tabiat olduunu ve u veya bu tr arazlar gerekli klan eyin bu cismin tabiat olduunu iddia etmez. Bunun yerine, kelamclar, herhangi bir doal arac olmakszn Tanr'nn bu arazlar yarattn syle-mek istemektedirler (bn Meymun 1969: 64)".

    Kelamclarn takip ettii ikinci yol ise dnyann ezeli olduunu ileri sren delillerin rtlmesi fikrine dayanmaktadr. Pek ok Kelamc sylem ve sunumlann-da her iki yolu da takip etmilerdir.

    Dikkate ayandr ki, Kelamclann, alemin zaman-sall ve tabii teolojileri vastasyla onun bileenlerini ka-ntlama konusundaki yaklamlar daima aadaki ekilde zetlenebilecek temel varsaymara dayanmaktadr:

    1. Sonsuz bir uzarnn imkansz olduu eklindeki felsefi varsayma dayal alemin sonluluu.

    2. Olaylarn sonsuz geriye gidiinin imkanszl

    3. Alemin var olmaya balam olduu, uzay ve zamann snrl uzama sahip olduu ve bu ikisinin de an-cak bu dnya meydana geldigl. zaman var olduklar.

    4. Maddenin kendiliinden ve kendi bana bir g-c yoktur ve her hangi bir deiimi etkileme kapasitesine

    ,..._, 185 ,..._,

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    sahip deildir.

    5. Tanr uzay ve zaman d, fiziksel olmayan bir varlktr.

    Evrenin varl ve onun Tanr ile ilikisine dair so-runa ynelik farkl yaklamlan sebebiyle, Kelamclar ta-rafndan ileri srlen pek ok delillendirme yoluyla bu

    1

    tr varsaymlar gze arpar. Onlar delillerinin glendi-rilmesi gerektiini hissettikleri zaman, genellikle byle bir varsaym benimsernek iin mantki sebepler ortaya ko-yarlar. Bu mantksal yaklam, bilginin belirli bir ereve-si olmas iin kelam uygun hale getirdi ve bu nedenle onun delilleri standart skolastik retinin bir formu iin-de ifade edildi.

    Btn kelamclann yoktan (ex nihilo) yaratmaya inandklar nemle kaydedilmelidir; ancak onlar [yarat-madan nceki] boluun mutlak bir boluk veya nitelik-sel gereklii olan bir ey olup olmad hususunu tar-tmlard. Bu tartma Mtezile'yi, boluun doas ge-rei gerekletirile bilir (realizable) bir nitelik olduu,' d-

    ncesine sevk etmitir. Bununla birlikte bu tartmann Wolfson'un dnd gibi3 Kur'an hkmleriyle bir ilgi-sinden ziyade boluk kavramnn kendi dilsel balamyla bir ilgisi vard (Cveyni 1969. 134-135).

    Kelamclar, kesintisiz yaratma ve ayrlk prensibi

    3 Harry Wolfson (1976:357) uzunca, evrenin tmyle yoktan m yoksa daha nce var olan bir eyden mi yaratld zerine Kelam tartmas yrtt. O, Kur'an'n "Sonra O (Allah), ge [yaratmak iinj yneldi ki, o duman halindeydi" (Fussilet, ll), eklindeki ayetini delil getirerek, yaratma anlamnda Kur'an'n tutumunun belirgin olmadn iddia etti. Aslnda Wolfson'un bizzat kendisi tarafndan kareli parantez ie-risine iki kelime ilave edilerek ortaya konulan bu yaklam bir yanl anlamadr. nk, ayet biz Kur'an'a gidersek pek ok ayette yaratma kavramnn yoktan (ex nihilo) var etme eklinde olduunu aka g-rebiliriz. Bu yzden Wolfson'un iddias burada geersizdir.

    ~ 186 ~

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA}

    yoluyla gelien bir evren teorisi ina etmek iin aba har-cadlar (Alsi 1965: 269-297). Arazlar temelde olumsaldr ve Allah tarafndan mteselsil her lahza yeniden yaratlmak durumundayd (MacDonald 1927: 326-344). Bu ne-denle onlara gre Allah, evrenin sadece Yaratcs deil ayni zamanda onun Kayym [her an gzetip ayakta tu-tan]'udur. Bu "Kayym" Tanr kavram; "Allah ki, O'ndan baka ilah yoktur (Sadece O vardr). Hayy'dr, Kayym'dur (Bakara: 255)" eklinde canl bir Kayym olarak ifade edildii gibi ncelikle Kur'an'dan alnmtr. Bu gr Kelam'da o kadar asl ve temeldir ki hemen he-men btn kelami: gruplar ve frkalar bu gr onayla-m ve pek ok kelam1 dnceyi geliim keyfiyeti ve ta-biat bakmndan etkilemitir. Gerekten dnyadaki se-beplilik (kozalite) kavram ve fiziksel yasalarn ileyii Al-lah'n "Kayym" vasfna ok baldr; o olmadan dnya-nn dzeni ileyemez. nk Allah sadece fziksel yasala-rn ileyiini balatan deil ayn zamanda onun ileyiinin devamlln salayandr; aksi takdirde tabiat ilemezdi. Bununla birlikte bu kavram baz yazarlar, kelam-clarn ve zellikle de Gazali'nin nedensellie inanmadklar eklinde bir iddiaya sevk etmitir. Halbuki gerekte onlar nedensel ilikilere inanrlar, ancak sonularn hari-ci bir illetin, yani Allah'n mdahalesi olmakszn sadece doalsallk sebebiyle ortaya ktn reddetmilerdir (Altaie 2006: 239-247).

    bn Hazm ez-Zahiri (933-1063 MS)

    O, ilk dnem mtekellimin tarafndan gelitirilen slam kelam tezlerinden ounu topariayan ilk Mslman dn r ve teologlarden bi~ dir. Kelamclarn liderlerin-den biri olarak deerlendirilmese de hi phe yok ki o mehur bir kelam a.Iimiydi. Dnyann zamansal olduunu ispat etmek iin bn Hazm argmann aadaki var-

    -- 187 --

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    sayrolara dayandrd:

    1. Sonsuz, var olamaz ve olaylarn sonsuz geriye gidii mmkn deildir.

    2. Dnya [nn hareketleri] saylabilir.

    3. Uzay ve zaman var olmaya balamtr (yani ya-ratlmtr) ve zamansaldr.

    ' Ibn Hazm argmanlarn ayn zamanda, "dnyann

    bir balangc olsa bile gerekte o yaratlm deil, ezeli-dir" diyenlere kar da ortaya koymutur. Durumu des-tekleme sadedinde ileri srlen deliller serisi, zamann balangc ve zamann kendine atfe:dilebilen her hangi mutlak bir niteliin reddi etrafnda odaklanmaktadr ki ben bu noktay baka bir yerde analiz edip tarttm (Altaie 2005).

    Gazali (1058-1111)

    Gazali byk slam dnrlerinden biridir. O, ya-ratma problemini Tehaft'l-Felasife (Filozoflarn Tutatszl) isimli kitabnda, flozoflann delillerini rt-me sadedinde ele almt. Her iki dnrn delillerinde de benzerlikler olsa da, bn Hazm'n delillerine nazaran Gazali'nin delilleri daha gelimi bir ekilde dzenlenmiti. Yine Gazali, uzay ve zamann birbirine bal, sonlu olduuna ve mutlak bir nitelie sahip olmadna inan-maktayd.

    Eserinin ilk tartmasnda Gazali, filozoflarn dn-yann gemite sonsuz olduu iddialarna dair fikirlerini rtr. O, evrenin yaratlmasnn, ezeli ve zamana bal olmakszn var olan ilahi iradeye atfnn deilie yol aa-ca grn reddetti.

    Evren yaratlmadan nce zamann varl sorunu-na gelince, Gazali byle bir konumlandrmay reddederek, yle der: "Bize gre zaman ve srecin her ikisi de yara-

    "' 188 ~

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    tlmtr" (Gazali 2000:20) ve uzay ve zaman mad-de/ eneji yaratld zaman yaratlmtr ve hi biri yara-tlma zamanndan nce mevcut deildi. O bunu u szler-le tanmlar: "Zaman muhdes ve yaratlmtr, ondan nce kesinlikle zaman yoktu. Biz bu ifademizle Tanr'nn alem ve zamana ncelii olduunu kastediyoruz; yani O vard ve alem yoktu ve sonra O vard ve O'nunla birlikte alem vard" (Gazali 2000: 3 ).

    Gazali dikkatli bir ekilde ilahi iradeyi ilahi kudret-ten ayrdeder ve yle der: "rade, bir eyi benzerinden ayrdetme fonksiyona sahip bir niteliktir. Eer bu onun fonksiyonu olmasayd, o zaman kudret yeterli olacakt" (Gazali 2000: 22). Bu bakmdan Gazali, ilahi bilgi ve ira-deyi insani bilgi ve iradeden ayrarak, "(Zaten) bizim tes-pit ettiimiz konularda ilahi irade insani iradeden farkllk arz etmektedir. O halde irade konusunda (ilahi ve in-sani arasndaki) fark niin ihtimal d olmal?" (Gazali 2000: 23) sorusunu sorar.

    Gazali, yaratmann ilk zamanna dair problemi de-rinlemesine tartt ve alemin yaratlmasndan nce Tanr var olmasna ramen, yaratl zamannn bir ncesi ol-madn gsterdi (Gazali 2000: 30-36). Gazali'nin baz argmanlarn okurken, "byk patlama [big bang]'y n-celeyen zaman anlar olmad iin byk patlamann bir sebebi olamayacan" syleyen Adolf Grnbaum (Grnbaum 99 : 233-254) gibi kiilerin bugn ortaya koyduklar argmanlar rtyormu gibi dnmek insana ilgin gelmektedir.

    Dier yandan, bu problem hakkndaki derin d-nce Gazali'yi zaman ve uzayn benzer olduu sonucuna gtrmtr; alemin yaratlndan nceki zamann yok-luu, uzayn yokluu veya d dnyann bo olduu d-ncesi ile irtibatlandrlmtr. O, bu konuda yle der:

    ~ 189 ~

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    "Btn bunlar vehmin (balang iin] bir "ncelik" farz etmeksizin, balangc olan bir varoluu kavramaktan ac!z oluu sebebiyledir. Vehmin kendisini [farz etmekten] ayrmad bu "ncelik"in gerek, mevcd bir ey olduu, yani bunun "zaman" olduu dnlmektedir. Bu du-rum, illemin tesinde bo veya dolu bir yer vehmeden [zihin gcnn] ban stnde, yukanl olan bir yzey olmakszn, cismin sonluluunu farz etmekten aciz olma-sna benzer. Bu yzden, vehme illemin yzeyinin stnde bir "st" yoktur denildii zaman bunu kabul etmekten kaar; tpk illemin var oluundan nce kesinlemi bir varlk olan bir "ncelik" yoktur denildii zaman bunu ka-bul etmekten kand gibi (Gazali 2000:32)4 Daha da tesi Gazali, illemin ebat olarak daha byk veya daha kk olabilecei ihtimalini tartt ve bunun mmkn olduu sonucuna vard ve bylece byyen bir evren ih-timalini ne srd (Gazali 2000: 37-39).

    Sfatlar konusunda, kelamclann hayli eitli g-rleri pek ok itikadi problemlere sebep olmu, bu yz-den karlkl olarak kafr (slam'a gre inanmayan) ol-makla ilgili ithamlara yol amtr ki ite buras Kelam'n rasyonel olarak sona erdii bir noktadr. Bu, 11. yzyln sonuyla birlikte kelam retimi, tartmas ve almasnn terk edilmesinin arkasnda yatan bir sebepti. O gn-den bu yana kelam konusunda ciddi bir almann ya-plmadn syleyebiliriz.

    Kelam Kozmolojik Delili

    Bu, son zamanlarda William Craig tarafndan ye-niden canlandrlan kelam delilidir. O (Craig) bu delili

    4 Marmura'nn original ngilizce tercmesinde "estimation" ve "estimative (faculty)" Arapa'daki "vehim" szc yerine kullanlmtr. Ben, bu kavramn yerine "vision" veya "imagination"'in daha iyi bir eviri olduunu dnyorum (M.B. Altaie).

    ~ 190 ~

  • M.B. Altaie (ev. brahim ET1NTA)

    yle kurmutur: "Var olmaya balayan her eyin varlnn bir sebebinin olmas gerekir, alem var olmaya bala

    mtr, o halde alemin varlnn bir sebebi vardr" (Craig 1979: 63).

    Delilin orijinal hali, yukarda atf yapld gibi, Ga-

    zali tarafndan, slam inancnn temellerini zetiedii el-Iktisad .fi'l-tikat isimli kitabnda ileri srlmtr. Delilin

    yeniden canlanmas, eneji korunuro yasas ihlal edile-

    rek, maddejeneji ihtiva eden alemin ieriinin boluktan (vacuum) yaratldn ve gemite, belirli bir zaman nce

    meydana getirilen evrenin bydn gsteren modern

    kozmolojik aratrmalarn bulgularndan yararlanmay salamtr. Bu bulgular, evrenin var olmaya baladn

    gstermektedir ve bu nedenle, kelam kozmolojik argma-

    nn (KKA) savunanlar, alemin var olmas iin bir sebebi-nin olmas gerektiini iddia etmektedirler.

    Bununla birlikte, alemin varolu nedeninin, evre-

    nin iinde ve onun fiziksel muhtevasnda bulunup bu-

    lunmad veya fizik kanuniarna egemen olan baz doa

    st eylemlerin sonucu olup olmad sorunu hala geer-

    liliini korumaktadr. te yandan, baz KKA muhalifleri,

    evrenin varl iin herhangi bir sebep olduu grnde

    deildirler. Onlardan bazlar balangta doa st bir

    sebebi inkar ederler; nk onlar fizik, matematik ve l-mlerin tesinde herhangi bir eye inanmamaktadrlar.

    Dier KKA muhalifleri, 20. yzyln bulularna ramen,

    alemin srekli var olageldii [varla geldii] grnde deildirler. Onlar, Hawking ve Hartle'nin ne srdkleri

    gibi, alemin byk patlamadan nce muhayeyyel bir za-

    manda sonsuz olarak var ~labilecek olduu eklindeki teorik speklasyonlada meguldrler. Dierleri, alemin var olmasna ynelik gerekli enejiyi salamak iin doal

    boluk dalgalanmas ve belirsizlik ilkesine ynelmektedir-

    ~ 191 ~

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    ler. Onlar, evrenn varla kmas iin harici bir illete gerek olmadn dnmektedirler. Btn bunlar bizi, yaratl problemini modem kozmoloji noktay nazarndan' aratrmaya sevk etmektedir.

    Modern Kozmolojide Yaratma

    Modem kozmolojideki hakim paradigmaya gre, evren 'bir Hubble zaman nce var olmaya balamtr (Hubble zaman, Hubble sabitesinin zdd ve ~ 1oo yl tu-tarndadr). Evrende var olan btn madde j eneji gibi zaman ve uzay da, "byk patlama" olarak kavramsallatrlan bu olayla birlikte yaratlmtr. Byk patlamadan nce hibir ey yoktu; ne uzay ne zaman ve elbette mad-de ve eneji de yoktu. Bu nedenle, byk patlamaya gre evrenin yaratl yoktan (ex nihilo) var olmutur, demek doru olurs. Uzay, zaman ve maddejenejinin meydana gelmesini mteakip fzik balam, evren hzl bir genilemeye maruz kalm ve yarapna ters orantl olarak scaklk dmtr. Ardndan, maddi paracklar bir araya gelir ve elektronlar balangtan itibaren yaklak 300.000 ylda, hidrojen ve helyum atomlarn oluturri:ak iin protonlarla birleir. Dolaysyla ilk evren en fazla,hid-rojen ve helyum bulutuklarndan (nebulae) olumaktayd. Bu bulutuklardaki yldzlar, biriken madde tarafndan ekinendirilir ve bu nedenle, scaklk, nkleer ekir-dekierin daha youn1ann oluturmak iin kaynat nkleer reaksiyonun balama seviyesine kar.

    Evrenin ilk safhalarnda hafif elementlerin para-ck karmndan olutuuna ynelik btn senaryo ge-en yzyln krklan sonlannda George Gamow ve mes-

    s Evrenin boluktan yaratldn sylemek bana cazip grnmektedir; fakat maalesef bu doru bile deil. nk fziksel boluk bir dayanak olarak uzay ve zamana ihtiya duyar, bu yzden, sanrm, "ex nihilo" [yoktan] en iyi ifade biimidir.

    ...... 192 ......

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    lektalar tarafndan ortaya atld. Onlar, u anki yann yaklak olarak 3 Kelvin'e eit olmas gereken kozmik mikrodalga arka plan radyasyonunun varln ngrd-ler. Arno Penzias ve Robert Wilson, 1 965'de, Kozmik Mik-rodalga Arkaplan Imas (CMB) eklinde ifade edilen mikrodalga sinyalini elde etme konusunda yererli ansa sahiptiler. Bu radyasyon, byk patlamadan (big bang} yaklak 300000 yl sonra elektronlarla ekirdeklerin bir-leme safhas olan byk patlamann kalntlarn ifade eder. Bu keif, Gamow ve meslektalarnn, byk pat-lama teorisi iin bir baars sayld. nk o gnden bu yana CMB'e dair detayl almalar yrtld ve bugn evren hakkndaki gerek bilgilerimizden ok daha fazlas, CMB'ye ynelik hassas lmler yoluyla elde edilmitir.

    Modern kozmolojinin standart modeli olan bu big bang modelinin, ksmen ime j genileme (inflation} teori-siyle halledilen baz problemlere maruz kald grlmtr. Ancak biz big bang teorisinde ne kadar hata bulur-sak bulalm, imdiye kadar hibir bilim adam hafif ele-mentlerin doal bolluunu elde edemedi veya alternatif bir model kullanarak 3KCMB'yi ngremedi. Big bang modeli baz yazarlar tarafndan, evrenin var olmas iin zati bir sebebe sahip olan teistik sav destekledii dnlmektedir. Ama yine de baz filozoflar bu konuyu tar-tmaya devam etmekte ve edecektir de.

    Tekillik

    Tekillik sorunu, evrenin balang koullaryla ilgili olduu iin tek/bir ile ilgili bir konudur. Gerekte byk patlamay neeleyen ne uzay ne zaman olmad iin bu olay tekti. Uzay ve zamann olmad durumda, fizik olas deildir, bu nedenle biz, byk patlamay hangi balang hallerinin nceledii sorusunu soramayz. Bazen evrenin sonsuz bir younluk, basn ve scaklk halinden balad-

    "' 93 "'

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    sylenir, fakat bu ifade problemlidir. nk byle bir hali tanmlayacak her hangi bir fizik mevcut deildir. Di-er yandan, tekillik fikrine dayanan kozmolojik modeller, yani "evren sonsuz bir younluk, basn ve scaklk nok-tasndan domutur" fikrine iaret eden bu modeller ge-nellikle kuantum etkilerini dikkate almamaktadrlar. Ku-antum etkilerini dikkate alan modeller tekil olmayan balanglara sahip evrenler ortaya koymaktadrlar (Altaie 2002:044028; Altaie ve Setari 2003: 0440 18).

    Hawking ve Hurtle (Hawking ve Hurtle 1983: 2690)'in, "evren big hang'den nce, sonsuz olarak, mu-hayyel bir zamanda var olabilirdi" eklindeki nerisi, ev-renin fziksel olarak meydana gelmediini ima etmektedir. nk "muhayyel zaman", fiziksel olarak llebilecek bir nitelik deildir. Bu nedenle ben, Carroll (Carioll 2003)'u takiple, "akas nerllerin tamamn iyi formle edilmemi olarak" deerlendiriyorum. Dahas, nazari ol-masna ramen, Hawking ve Hurtle'nin nerisi, Tann ol-makszn ileyen ezeli bir evren anlayyla, bize herh~gi bir katk sunmamaktadr.

    Baz teistler, bir yaratcya duyulan ihtiya sebe-biyle destekleyici bir kant olarak, evrenin balangcnda bir tekilliin var olduunu dnebilirler. Oysa berim fikrime gre, evrenin balangcnda bir ilk tekliliin var olmas, teistik argmandan ziyade ateistik argman des-tekler. Bu, tek olmayan evrenin muhtelif tasann ihtimal-lerini kontrol ederek kendini varla karacak kiisel bir yaratcya gereksinim duymas sebebiyledir. Bu konu u ekilde aklanabilir: Tekil bir evren, var olma veya yok olma (O veya 1: O yok olma ve 1 var olma haline karlk gelir) arasnda bir seimi ima eder. Bu iki ihtimalden birisini semek bir dierinin hkmszln zorunlu hale getirir. ayet evrenin yaratl tekillik fikrine dayan-

    ,...., 194,....,

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    dnlmam olsayd, o zaman biz sadece (O ve l)'i deil, ayn zamanda, basit parack kmesini karakterize eden ilk verilerin nasl tercih edildii fikri zerinde de dnmemiz gerekecekti. Bununla birlikte, tek evren fikri, Tan-r'n evrendeki roln tamamen ortadan kaldrmasa da, bunu kolaylatracaktr; nk bu durumda Tanr'nn balangta yaratlan ilk sonlu parack kmesinin terci-hen zelliklerini belirleme gereksinimi ortadan kalkacak-tr. ayet balang artlarnda bir tercih durumu sz konusu olursa, elbette bununla bir tasarm kastedilir, o halde bu durumda bir ama veya sebebin varl zorunlu hale gelirdi.

    Epistemolojik adan tek evren dncesi, tek ol-mayan evren dncesine nazaran daha deterministtir. Sonsuz kk deiimierin aksine, sonlu ayr deiimler, deer aral ile orantl olan belirsizliklere yol aar. Bu nedenle biz her ne zaman indeterminist kuantum etkile-rini dikkate alrsak, tek olmayan evren fikrine ularz; halbuki bu etkileri gz ard ettiimiz zaman balang olarak tek (singular) bir evren fikrini elde ederiz.

    Adolf Grnbaum (1989:373-394; 1994:225-236), byk patlamann gerek bir olay olmadn dnr; nk, t=O'da balamay tanmlayacak bir zaman yoktur. O halde Grnbaum'a gre, "Big Bang, bir zaman ve uzam koordinatnn atfedildii uzam-zamana dair fiziksel bir noktay ifade etmez". Akas bu doru; fakat bu, ne big hang'in olmad anlamna gelir, ne de big hang'in sebepsiz bir olay olduuna iaret eder. Buna ramen ben, "bu sorun metafziin konusudur" diyen Lovell (1961:106) ile ayn grt~yim. Gerekten fiziksel bir dnyada nedensel ncelik zamansal ncelii gerekli klar. ayet bu durum big bang'e de uygulanrsa, o zaman big hang'in baz fizik d (metafizik demiyorum) sebeplere

    ~ 195"'

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    sahip olduu anlamna gelir. Neticede, bizim u anda sa-hip olduumuz fizik insanln sonsuza dein kefedecei bt,n fizik olmayabilir.

    Tanr Olmakszn Yoktan Yaratma

    Bazen fiziksel bir boluun tamamen bo olmad sylenir ki bu, zaman zaman fziksel varla gelip giden [hviy~t kazanan ve kaybolan] sanal parack ve anti parack iftlerinden olumaktadr. Heisenberg'in belirsiz-lik prensibine gre, bu haller ok ksa bir sre canl ka-labilmekte, bu nedenle llememektedir. Bunun iin bunlara "sanal" denilmektedir. Bu haller, baz insanlar tarafndan, herhangi harici bir mdahaleye gerek kal-makszn evrene dair kendiliinden muhtemel bir yarat-mann kayna olarak deerlendirilmitir. Byle bir sreci aklayabilecek kesin bir teori olmamakla. birlikte, bellr-sizlik ilkesinin gl bir kuvvet alan olmakszn her han-gi sanal bir durumun geree dnemeyeceine iaret etmesi nemlidir. Bu durum bu alanda uzman fizikiler tarafndan ok iyi bilinir ve bu bizi yeniden, evrenin vcri"ln neeleyen boluun sanal durumlarndan eneji ve maddenin gerek durumlarna dnme keyfiyeti olan bylesi harici bir alann kaynana dair sorunla kar karya getirmektedir.

    Nedensel ncelik ve Zamansal ncelik

    Bu gr "nedense! nceliin zamansal ncelii zo-runlu klmad" eklindeki savyla, William Craig hak-knda yorum yapan Grnbaum tarafndan ortaya atlmtr. Bu konuda o yle der: "E zamanl asimetrik sebepli-lik fikrini savunanlar bize, sebepli bitiik e zamanl iki olaydan birinin dierinin sebebi olduunu ayrt edecek bir kant gstermek zorundadrlar. Akas, e zamanl olaylarda, nedensel ncelik iin gerekli lt salayan zamansal ncelik mevcut deildir" (Grnbaum 1994:

    -196-

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    225-236). Benzer bir nokta, ayrntl ekilde, ezeli bir dnya [fikrinin] rtld tartma balamnda, Gazali (2000: 30-32) ve ehristani (2004:9- 7) tarafndan ifade edilmitir. ehristani tarafndan ileri srlen argman Gazali'ninkinden daha detayldr. Fakat her ikisi de ko-nuya, sebeplilik (causality) kavramnn anlam ve tazam-mumlarnn mzakeresine ilaveten "mmkn-zorunlu" ve "zamanda ncelik-mahiyette ncelik" arasndaki fark ayrt etme abasyla balarlar. Ksaca Gazali ve ehristani, mukayese ncelii olmakszn, meydana gelen yaratmann anlamn kavrayabilmek iin, evren var ol-madan nce, ne zamann ne de uzayn olmadn kabul etmenin bir zorunluluk olduunu dnmektedirler.

    Antropik ilke

    Son kozmolojik aratrmalar fizikilerin dikkatini, akll ve gelimi canl organizmalarn yaarnalanna uy-gun olarak tanzim edilmi evrenimizin, bylesi yksek dzeyli bir karmaklk (complexity) ve dzenin varlna imkan veren "ince ayarl" yapsn dnmeye sevk etmitir (Barrow ve Tipler 986). Evrenin yapsnn, temel fizik-sel devamll salayc deerlere kar ok hassas olmas dikkat ekicidir. Bu ince ayar evren, baz fiziki ve filozof-lar tarafndan, "insanolunun yaamasna uygun olacak ekilde nceden tasarlanm" olarak yorumlanrken, di-erleri, "byle bir evrende bizim varlmz sadece bir ans olarak alglanabilir" biiminde dnmektedirler (Davies 982). nl fiziki S. Weinberg, ince ayar ve antropik ilke konusunu eserlerinde farkl dzeylerde tartt (Weinberg 2000). O, American Assodation for Advancement of Science (AAAS), Washington, p.C.'de "Kozmik Plan" ze-rine yaplan konferanstaki bir konumada, "evren, doal seleksiyandan ziyade baka bir ama iin tasarlanm veya takdir edilmitir" eklindeki inancn hilafna kam-

    ,....., 197,.....,

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    panya yrterek unlar syledi: "Neticede biz bugn an-

    lyoruz ki, insanolu bile milyonlarca yl boyunca reme

    v~ beslenme yoluyla ileyen doal seleksiyon un bir sonu-cudur" (Weinberg 1999).

    Ne hazindir ki Weinberg gibi bir bilim adam, hem mantki hem de epistemolojik bakmdan doal seleksiyon ifadesinin gerekten mphem bir ifade olduunu kavra-yamamtr. Doann seim yapmas iin bir iradeye ve

    meydana geti1111esi iin dzeni koordine edecek bir gce sahip olmas gerekir ki bu, doann akl olduu anlamna gelir. Fakat bu, Tann'nn akl ile ayn mdr? Bu konu

    aada tartlacaktr. Ve yine hazindir ki, Weinberg din

    ile bilim arasndaki ykc dili cesaretlendirmitir. AAAS'daki kapan konumasnda Weinberg yle der:

    "American Association for Advancement of Science'den

    aldm bir mail mesajndan, bu konferansn amacnn, din ile bilim arasnda yapc bir diyalog elde etmek oldu-

    unu re_ndim. Ben hala, din ile bilim arasnda bir diya-logdan yanaym; ancak yapc bir diyalogdan yana dei

    lim. ayet bilim, akll insanlarn dindar olmasn imkan-

    sz hale getiremese bile, en azndan onlarn dindar olma-malarn salarsa bu onun en byk baanlarndan biri olur. Bunu baarmaktan geri kalmamalyz".

    Tanr'nn Akl

    Son soru, bizim kafa yorduumuz ve kefettiimiz fizik kanunlannn, Tann'nn akln yanstp yanstmad

    sorusudur. Bilimsel teorilerin, hakikatleri ve gerekleri

    ifade edip etmedii veya bunlarn bizim aklmz ve hayal-lerimizin ifadeleri olup olmad sorusunun cevabn ald

    mz zaman, bunun cevab da alnr. Modern bilim tarihi

    bize, bilimsel teorilerin zamanla deitiini syler ve ba-

    zen yeni teorilerin zerine oturduu hesaplamalann so-

    nularyla eskileri arasnda uygunluk tesis edilse bile,

    ,....., 198""

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    kavramlarn deimeye meyyal olduu tespit edilmitir. Bizim u anda mehur ve iyi allm iki rneimiz var: "Kuantum Teorisine mukabil klasik nm fzii" ve "rla-tivite teorisine mukabil Newton mekanii ve yerekimi teorisi". Biz, klasik parack kavramnn nasl deitiini ve dalga-parack dualite kavramnn eskisiyle nasl yer deitirdiini ve kuantum teorisinin dayanan oluturduunu grdk. Ayrca, klasik fzik determinizmi kuan-tum lmne ait indeterminizmle yer deitirmitir. Bu yeni grler doal kanun felsefesini tamamen deitirmitir. ayet doadaki kanunlar bamsz olarak ilerse, determinizm Tann'ya ihtiya duymayabilir, fakat, farkl ve bazen atan kanunlarn hareketlerini koordine ede-cek ve sonuca karar verecek harici bir Tann'ya elbette indeterminizm ihtiya duyacaktr. Determinist bir kanun, bir tr kendi kendini ynetime zorlar; ayet kanunlar, btn evrenin kendi kendini idare edebilecei tarzda de-terminist ise, bu durumda onu idare edecek harici bir faile ihtiya kalmaz. Aksine, indeterminizm tabiat kanun-lannn yapsnn temelini oluturuyorsa, bu durumda elbette harici bir kanun koyucuya ihtiya kanlmaz hale gelir. Bu nedenle Einstein, Eski Bir (Tann)'in zar atma anlayn kabul edemez6. te bu noktada akl, zihnimizle tasarladmz kanunlara uyma zorunluluu olmayan fakat Tann tarafndan tasarlanan kanunlara uyan tabiat-la eliir.

    Bize kefedilmesi sylenen tabii fzik kanunlar as-lnda bizim zihnimiz tarafndan tasarlanr; rnein, Paul Davies'in zihni ile [tasarlanr], "Tann'nn Zihni" ile deil.

    6 Einstein'n Tanr anlaynn btn evren dzeniyle yakinen ilgili olduunu dikkate almamz gerekmektedir. Bu yzden zar atan bir Tanr'y reddetrnesi tabiattaki belirlenernezcilie (indeterrninizrn) kar bir itirazdr.

    ,....., 199 ,.....,

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    Bu nedenle biz u veya bu ekilde kendi zihnimizi ve kendi zihnimizin alma eklini kefediyoruz, Tann'nn ZiJ:ni'nin deil. Bu gerek u rnekle kolaylkla anlalabilir; insanlar 200 yldan fazla Newton'un yer ekim ka-nununu, gne sistemini kontrol eden Tann'nn kanunu diye dndler. Astronomlar gkyzndeki gezegenlerin yrngelerini kesin bir ekilde hesaplamak iin baanl bir ekilde bunu kullanmalanna ve hatta daha sonra doru ekilde kefedilen dier gezegenlerin varln n-grmelerine ramen, sonradan ne Newton kanunun ma-tematiksel formlnn ne de yer ekimiyle ilgili dncesinin doru olmad ortaya kt. Bu nedenle i banda (at work) kimse Tann'y yakalayamaz, hatta Einstein'in kendisi bile?.

    Muhtelif elikili ve bamsz kanuniann kendileri, doann inceliini ve tabii dzenin niteliklerini meydana getirme iini gerekletiremezler. Bu kanunlar, koordine edici bir m~kanizmaya ihtiya duyacak ki o da, z itiba-riyle, yine tabiatn iinde baka bir kanun olacaktr. Aksi halde, tabiatn bizatihi kendi yapsna bal olmayari ha-rici bir faile bavurmak zorundayz. Tabiatn iinde; b-tn kanunlar birletiren tabii bir kanun bulma imkan yoktur. nk basite byle bir kanunun doadaki dier btn kanunlarn ileyiini tazammum etmesi ve gerekli koordinasyonu salamas gerekecektir. Yani bu kendi kendini baltalayan bir amatr; nk sonsuza dein kendini tekrarlayan byle bir ama bizim iin hibir za-man anlalamayacaktr. O halde byle bir ikilemden kur-tulmak iin, zaman ve mekan d fiil halinde olan, mut-lak surette bizim kavraymz ve mantmza bal olma-

    7 Einstein'n hayatnn sonuna doru, "Tann i yaparken [Ona) muttali olmak istiyorum" dedii rivayet edilir. Muhtemelen byle bir ayncala ancak ld zaman ulamtr.

    ~ 200""

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    yan ve doaya tabi olmayan harici bir illetin roln zo-runlu olarak varsaymak gerekmektedir.

    Evreni balatan, yneten ve devamlln salayan ey her ne ise onu veya harici bir kudret, irade ve akl sahibi [bir varlk] ihtimalini ciddi ekilde kavrayabilmek iin, fizikiler ve dier ilim adamlar Tanr hakkndaki dnme metotlarn yeniden gzden geirmek duru-mundadrlar. Tanr, fziksel uzay ve uzarnn tesinde fiil halinde ve var olan soyut bir varlk olarak dnlmelidir. Aksi halde, ayet biz Tanr'y fizik dnyann iinde ve bizim fizik dnyamzn bir paras olarak dnr ve kendi bilimsel llerimize gre niteleme yaparsak, o za-man elbette biz, Sean Carrol (Carrol 2003)'un ortaya koy-duu gibi, "Tanr'y iin iine katmak eyleri daha karma-k hale getirecek ve bu hipotezler, bilimsel standartlar tarafndan reddedilmelidir sonucunu karmaya" gtr-leceiz. Tanr fiziksel deildir. ayet yle olsayd evrenin muhtevasnda olurdu. O zaman Tanr, evrenin kanunla-rnn konusu olurdu ve irade ve kudretinin devamlln salayacak ve yapt ileri koordine edecek doa st bir gce ihtiya duyard.

    Kaynaka

    Altaie, M.B. 994., "The Scientific value of Daqi.q al-Kaliim", The Journal of Islamic Thought and Scientific creativity, 4, 994, 7- 8.

    ____ 2002 "Back reaction of Quantum Fields at Finite temperature in an Einstein Univers e', Phys. Rev. D65, 044028.

    and M.R. Setari 2003, "Finite-temperature scalar fields and the cosmological constant in an Einstein universe", Phys. Rev. D67, 04408.

    2005. "Time in Islamic Kaliim", makale,

    .-... 201 .-...

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    Einstein, God and Time konferansnda sunulmutur, University of Oxoford, Eyll 2- 5,

    2005.

    2005. Nature and Causality according to Baqillani, Jordan University, Dirasat B 33, No. 2, sf. 339-347.

    Asi, 'H.M. 965. The Problem of Creation in Islamic Thought, Badat: Baghdad University Pres.

    ____ 1980. A Dialogue between the Philosophers and the Mutalcallimn, Beyrut, Arab Foundation for Studies, 2. Bask.

    Barbour, I. 998. Religion and Science, London: SCM Press.

    Carroll, S. 2003. Why (alrnost all) cosrnologists are

    atheists?, God and Physical Cosrnology: Russian-Anglo-Arnerican Conference on Cosrnology and

    Theol~gy, Notre Dame, Ocak/ubat 2003.

    Coles, P. and F. Lucchin. 2002. Cosmology, New Yokr: John Wiley&Son, Ltd.

    Craig, W .L. 2979. The Kala m Cosmological Argument, London and Basingstoke: The Macnillan Pres Ltd.

    Cveyni 1969. e-amil Fi Usul'd-Dfn, skenderiye, Riligious Library Publishers.

    Davies P.C.W. 982. The Accidental Universe, Cambridge: Cambridge University Pres.

    Gazali, A. 2000, Tehdft'l-Felasife, ng. ev.: Michael Marrnura, Utah: Brigham Young University Pres.

    ____ 983. Kitabu'l-ktisadfi'l-I'tikad, Beyrut: Dar'ul-

    Kutb'l-rniyye.

    Grnbaurn, A. 991, Creation as a Pseudo-Explanation in Current Physical Cosmology, Erkenntnis 35,233-54.

    ~ 202 ~

  • M.B. Altaie (ev. brahim ETNTA)

    994. So me Comments on William Craig's Creation and Big Bang Cosmology, Philosophia Naturalis, 3 , No. 2, S. 225-236.

    989. The Pseudo-Problem of Creation in Physical Cosmology, Philosophy of Science, say: 56, No: 3, 373-394.

    Hartle, J.B. ve S.W. Hawking 983, "The Wave Function ofThe Universe", Phys. Rev. D28, 2960.

    bn Meymn, 969. Delalet'l-H.irin, Arapa ev.: Hse-yin Atay, Kahire, Religious Library Publishers.

    bn Rd oo, Tehdft't-Tehdft, ng. ev.: Simon Van Den Bergh, Basm ve Datm:

    Jammer, M. 974. The Philosophy of Quantum Theory, New York: John Wiley.

    MacdDonald, D.B. 927. Continuous re-Creation and Atomic Time in Muslim Scholastic Theology, Isis 9, s. 326-344.

    Lovell, A. 96 . The Individual and the Universe, New American Library, New York: Mentor Boks.

    ehristani, A. 2004. Kitabu'l-kdam Fi lmi'l-Keldm, Bey-rut: Daru'l-Kutbi'l-lmiyye. Trustees of the E.J.W. Gibb memorial.

    Walzer R. 970. Early Islamic Philosophers, in The Cambridge History of Late Grek and Early Medieval Philosophy, Yayn: A. H. Armstrong, Cambridge: Camridge University Pres.

    Weinberg, S. 2000. The Cosmological Constant Problem, Marina del Rey 2000, Sources and detection of dark matter and dark energy in the universe 8-26.

    ____ 999. A Designer Universe?, Washington, D.C.,

    ....., 203.....,

  • Yaratma ve Kiisel Yaratc

    American Association for . the Asvancement of Science'da Kozmik Disayn hakkndaki Konferansta verilen bir konuma.

    Wolfson, H. 1976. The Philosophy of the Kalam, Harvard University Press, 1976.

    "' 204 "'