millete - turuz

295

Upload: others

Post on 18-Oct-2021

26 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

SEL1M DER1NG1L 195l'de Ottowa'da dogdu. Doktorasm1 tngiltere'de University of East Anglia'da 1979'da tamamladi. Aym yil Bogazici Oniversitesi Tarih Biiliimii'nde gorev ald1. ABO, fransa, lngiltere ve lsrail'de dersler verdi. Yayimlanan ilk kitab1 Dengc Oywm, lllinci Dllnyc1 Sav~i'nda Ti!rh Dt$ Po!itihcm'dir. Aynca Osmanh son do­ nemi ve Cumhuriyet tarihl konusunda makaleleri vanhr. thtidann Sembollcri ve tde­ oloji II. AbdUlhamid Diinemi 1876-1909 (Yap1 Kredi Kiiltiir Sanat Yayinlan, 2002) ~­ hkh kitabmm lngilizcesi olan The Well-Protected Domains. Ideology and the Legitima­ tion of Power in the Ottoman Empire 1876-1909, 2001 'de 'Turkish Studies Association Fuad Kopriilii" odiiliinii ~ur. Yazar halen Bogazici Oniversitesi'nde ders ver­ meye ve Osmanh tarihi konusunda ara~urmalar yapmaya devam eunektedir.
lleti$im Yaymlan 1216 • Ar~tmna-lnceleme Dizisi 208 ISBN-13: 978-975-05-0475-4 © 2007 lleti$im Yaymc1hk A. S. 1. BASK! 2007, Istanbul (1000 adet)
EDITOR Kerem Om1var
KAPAK Suat Aysu
KAPAK FOTOCRAFI I1llu~tration, no. 3416, 15 Agustos 1908, s. 116 KAPAK FtIMI Mat Yap1m
DlZGJ Hasan Deniz - Nurgul Sim$ek
UYGUlAMA Husnu Abbas
MONTAJ Sahin Eyilmez BASK! ve CILT Sena Ofset
tleti~im Yaymlan Binbirdirek Meydam Sokak lleti$im Han No. 7 Cagaloglu 34122 lstanbul Tel: 212.516 22 60-61-62 • Faks: 212.516 12 58 e-mail: [email protected] •web: www.iletisim.com.tr
SELIM DERlNGlL
Simgeden Millete
Cl t ' m
II. AbdOlhamid Donemi Osmanh lmparatorlugu'nda Simgesel ve Torensel Doku: "Gorunmeden Gorunmek" ................................................................................... 53
Osmanh'dan Turk'e: Turkiye'de Kimlik ve Sosyal Muhendislik ........................................................................... 93
II. AbdUlhamid Doneminde Devletin Kamusal lmajmm Donu~umu: ldeolojik Meseleler ve Tepkiler (1876~1908) .................................. 111
lrak'ta ~iilige Kar~• Mucadele: II. AbdUlhamid Doneminde Bir Osmanh Kar~1 Propaganda Ornegi ................................................. 141
"Hal-i Vah~et ve Bedeviyette Ya~arlar": Ge~ Donem Osmanh lmparatorlugu ve Post-Kolonyalizm Tart1~mas1 ........................................................................... 165
Gel! Donem Osmanh lmparatorlugu'nda Ermeni .Sorununu t;ah~mak ya da "Belgenin G1rtlag1n1 Sikmak" ......................................................................... 219
Osmanh lmparatorlugu ve 19. Yuzy1I Rus lmparatorlugu'nda Pan-lslamizm .................... 249.
Nam1k Kemal'den Mustafa Kemal'e Kemalist Milliyet11iligin Osmanh Kokenleri ................................... 263
19. yiizyil sonlarinda Osmanh lmparatorlu!ju eyaletleri.
·-

·.
Onsoz
Bu kitaptaki boh.i.mler 1983-2003 tarihleri arasmda yay1m­ lam1~ oldugum makaleleri kapsamaktadu. Bir akademisyen i~in "toplu eserler" tarz1 bir eserin yay1mlanmas1 kan~1k duygular yaratan bir tecrubedir. Bir yandan orada burada dag1lm1~ yaz1lannm birilerinin toplu olarak yay1mlamaya deger bulmas1 gururunuzu ok~ar, ate taraftan bu ya~lam­ yorsunuz demektir. Aynca yazilanmz1 toplu gorunce ge~­ mi~ hatalanmz daha ~ok gozunuze ~arpar ve "ke~ke ~unu ~oyle yazmasayd1m" dediginiz olur. Arna bazen de, "yahu bu hi~ de fena olmam1~, bugun yazsam yine aym ~eyleri soylerdim" dedirten yaz1lanmz da ~1kar kar~1mza. Kitapta on, on be~ sene once yazm1~ oldugum metne "~imdiki ben" olarak mudahale etmek ~ok ~ekici gelir. Ancak ben buna tevessul etmedim, zira bana sonunu bildiginiz bir filme ve­ ya romana mudahale etmek gibi geldi, yani daha a~1k~as1 mmk~1hk gibi geldi. Bir de o metnin o tarihte yaz1lm1~ ol­ masmm da anlam1 vardl. Ornegin 12 Eylul'un h1zh gunle­ rinde bazilanm1z toplanu yasaklan vs. nedeniyle formel or­ tamlarda bir araya gelemezken S1raselviler'de Murat Sanca
11
Kitaphg1'nda ayda bir toplamr, bir sunum yap1hr, onun et­ rafmda sohbet ederdik. Ben o ortamm lezzetini ve zenginli­ gini hi<; unutamam. Bu kitaptaki iki makale buylik 61<,:ude oradan beslenmi~tir, ("Osmanh lmparatorlugu'nda Gelene­ gin lcad1" ve "Abdulhamid D6nemi Osmanh lmparatorlu­ gu'nda Simgesel ve T6rensel Doku"). Oradaki ~araph, ~aka­ h takilmalar, atl~malardan <;ok ~ey 6grendim.
Bu kitaptaki baz1 b61umler ar~smda 6rtu~meler ve tekrar­ lar vard1r. Bu buylik 61<,:ude ka<;m1lmazd1, zira son yirmi yil­ dir aym konular uzerinde du~unuyor, yaz1yorum. Tekrar­ lardan dolay1 okuyucudan 6zur dilerim. Makaleler veya b6- lumlerin bir ortak noktas1 varsa o da "son d6nem Osmanh­ sm1 dunya tarihi eksenine oturtmak"ur. Uzun y11lar Os­ manh tarih<;iligi ve genelde Turkiye'de tarih<;ilik "biz bize benzerizci" bir mecrada ak1p gitmi~tir. Yani, Osmanh sui ge­ neris bir yap1dir, dunyadaki diger imparatorluklara hi<; ben­ zemez, benzetmeye <;ah~mak da onun yuceligiriden ve ihti­ ~ammdan eksiltir, biz onu ancak "Turk'un devlet kurma hasleti ve dehas1" kapsammda anlayabiliriz. Ote taraf tan Avrupa tarih<;iligi ve tarih<;ileri de "Turk"u ancak ve ancak "egzotik du~man" kategorisine koyarak rahat etmi~tir. Os­ manh ancak "6teki" olarak anlam kazamr, lslam'la Hiristi­ yanhgm mutlak kar~nhg1 olarak <;ah~1labilir. llgin<;tir ki bu anlay1~ Fernand Braudel gibi bir devin, Akdeniz tarihinin Osmanh'y1 dahil etmeden anla~ilamayacag1 uyansma rag­ men ya~am1~t1r ve ancak yeni yeni a~ilmaktad1r.
Ben de <;ah~malanmda Abdulhamid d6nemi Osmanhs1'm kendi tabirimle "egzotik ku~ sendromundan" <;1karmaya <;a­ h~um. Neydi bu "egzotik ku~ sendromu"? Bat1h seyyahlarm 19. ylizyil Osmanhs1 hakkmda yazd1klanm okursamz, <;ogu kez aym imgelerle kar~1la~1rs1mz; haremler, hamamlar, <;u­
vala sokulup Bogaz'a aulan cariyeler, tombul ru~vet<;i pa~a­ lar, kihcmdan kan damlayan ~alvarh Turk vs. l~in ilgin<; ta-
12
rafi, Turk tarihr;:iler de benzer bir yakla~nmla bu "egzotik" ogeleri on plana r;:1karm1~tir ve r;:1karmaya devam etmekte­ dir. Onlar egzotizme milliyetc;ilikle kar~1 pkarak, "falanca b6lgede adil Osmanh idaresi", "Mimar Sinan'm yarat1c1 de­ hasi", "Yunan isyam s1rasmda kesilen Turkler", gibi bugu­ nun paranoyasm1 eserlerine ta~1yarak, aslmda bilirn;;sizce, aym egzotizmin sis perdesini yogunla~tmrlar. Benim bu ma­ kaleleri yazarken amaam, bu egzotizm perdesinin yapay ol­ dugunu, biraz yakmdan bak1lmca 19. yuzy1lda Osmanh devletinin o zamanki dunya tarihi konjonktUrunden hit; de kopuk olmad1gm1 gostermekti. Ornegin, "Osmanh lmpara­ torlugu'nda 'gelenegin icad1', 'muhayyel cemaat' ('Tasanm­ lanm1~ Topluluk') ve Panislamizm" makalesi dunya tarihc;i­ liginde bir hayli yank1 uyand1ran, unlu lngiliz tarihc;i Eric Hobsbawm'un me~hur ettigi, "gelenegin icad1" kavrammm son donem Osmanh devletine uyarlanmas1yd1. 19. yl'lzyilda varhklanm, modernitenin silahlanm (propaganda, toplum­ sal seferberlik, kitlesel egitim vs.) dev~irerek surdurmeye r;:ah~an; Habsburg Avusturyas1, Romanov Rusyas1, Meiji ja­ ponyas1 gibi, Osmanh "Turkleri" de ulus devlet r;:agmda im­ paratorluk olarak ayakta kalmanm tek yolunun "c;agda~hk imajmm" korunmas1 oldugunu anlam1~lard1. Ku~kusuz zirhh gemi, makineli tUf ek, telgraf, kitlesel saghk tmlemleri bu varolu~ mucadelesinde on plandayd1 ve ~imdiye kadar da "reform" denildiginde hep bunlar anla~Ilm1~ur; ancak "me~ru varhgm gorunurlugu ve tamnmas1" da hayati bir onem ta~1yordu. Emperyalizmin yirt1c1hgmm doruga ula~t1- g1 19. yuzyilm son c;eyreginde, lngiliz askerlerinin Sudan'da yabani hayvan avlar gibi avlad1klan Sudanhlarm cesetlerine bas1p fotografc;1ya poz verdikleri bir dunyada Sudanh dire­ ni~c;ilerin konumuna du~memek gerekiyordu. Bunun da yo­ lu devletin me~ru siyasi egemenliginin uluslararas1 arenada tamnmasmdan gec;iyordu. Tam da burada top tUfek kadar
13
onemli olan simgesel Ogeler On plana c;:1k1yordu. Bu durum­ da, "Abdulhamid donemi Osmanli lmparalorlugu'nda siln­ gesel ve torensel doku: 'GorCmmeden gorunmek"', yaz1mda da soyledigim gibi, "bu durumda 'Kml Sultan' veya 'Kor­ kun<;: Ti.irk' imajlanna kar~1 durmaya <;:abalayan IL AbdOlha­ mid, dunyadaki resmi simgeler ve efsanelere dayanan yeni monar~i ideolojilerine ayak uydurmak istemi~tir."
Ancak bu varolu~ mucadelesinin bir de i<,; siyaset boyutu vard1; zira devlet, me$ruiyetini d1~anya kar~1 savunmaya mecbur oldugu kadar ic;:eriye kar~1 da savunmaya mecbur ediliyordu. Osmanh devleti d1~anya kar~1 varolu~ mucade­ lesi verdik<,;e ic;:eride de lOplumun ~imdiye kadar niifuz et­ medigi katmanlarma nufuz etme ihtiyac1 doguyordu. l~te,
"Osmanh'dan Turk'e: Turkiye'de Kimlik ve Sosyal Muhen­ dislik" yaz1m, bu <,;abalara <lair k1sa bir denemedir. Bu yaz1- da Oncelikli olarak 1890'h yillarda Anadolu'da kurulan Ha­ midiye Alaylan te~kilau konu almm1~ur. Kurt a~iretlerinin "Kazak usulu talim" edilerek Ozellikle Ermeni milliyet<;:i Or­ giiLlere kar~1 seferber edilmesini konu alan bu yazmm "sos­ yal muhendislik" boyutu ise bu a~iretlerin askeri olarak se­ ferber edilmelerinin yam sira sosyal bunyeye normatif kat­ k1s1 beklenen unsurlar olarak da egitilmeleri projesidir. Bu projenin Onemli bir boyutu da lstanbul'da ac;:ilan ve amac1 Osmanh yanhs1 bir Kurt elit yeti~tirmek olan, A$iret Mekte­ bi'dir. Abdulhamid rejiminin Kurt a~iretlerini "sosyalle~tir­ mesi" olarak tammlanabilecek bu proje ve onunla ilgili ve­ sikalar donemin Kurt politikasma 1~;ak tutmaktadir.
19. yuzytl bO.Liin dunyada oldugu gibi Osmanh'da da i<,; politikayla dt~ politikanm i<;: ic;:e ge<;:tigi bir yuzy1ldir. Bu du­ rumun en canh tezahurlerinden birisi de dunya <,;apmdaki misyoner faaliyetlerdir. Abdulhamid dOneminin en belirgin saplannlarmdan biri haline gelen misyonerlik faaliyetlerine kar~1 bu donemde bir "ilk" gen;ekle~ti: Misyonerlige kar~1
14
misyonerlik. Ozellikle Protestan misyonerleri ornek alan, ozel egitilmi~ din adamlanndan ve resmi gorevlilerden olu­ ~an "daiyan", Osmanh Hilafeti'nin "mezheb-i resmiyesi" olan Hanefi f1khm1 imparatorluk sathmda yaymakla gorev­ }endirilecekti. Resmen Musluman gon1nen bedevilerin ve a~iretlerin dahi hedef ahnd1g1 bu "tashih-i akaid" (inanc;,:la­ nn duzeltilmesi, tashih edilmesi) politikas1, "II. Abdulha­ mid Doneminde Devletin Kamusal lmajmm Donu~umu: tdeolojik Meseleler ve Tepkiler" ba~hkh makalenin konusu­ nu olu~turmaktadir.
osmanh devletinin lslam aleminin bnderi olma iddias1- na kar~1 en ciddi tehlike Sii lran'di. Sia inancmm ba~hca kutsal mekanlan olan Kerbela, Necef, Kaz1miye gibi yerle­ rin Osmanh lmparatorlugu'nun sm1rlan dahilinde kalmas1 ve buralara her y1l yogun bir lranh Sii hac1 akmmm ya~an­ mas1, imparatorlugun diger bolgelerinde de Siiligin yayil­ mas1 tehlikesini doguruyordu. "Irak'ta Siilige Kar~1 Muca­ dele: II. Abdulhamid Doneminde bir Osmanh Kar~1 Propa­ ganda Ornegi" ba~hkh yaz1m, i~te bu tehlikenin alg1lam~1- m ve kar~1 tedbirleri konu almaktadir. Bu tedbirlerin en c;,:arp1c1 olam Irakh Sii c;,:ocuklann baz1lannm sec;,:ilerek ls­ tanbul'a getirilmeleri ve orada iyi hirer Sunni Hanefi ola­ rak yeti~tirilip misyoner olarak Irak'a geri gonderilmeleri tasans1ydi.
Tarihte son derece a~ikar oldugu ic;,:in gozden kac;,:an hu­ suslar vardir. Bunlardan biri de 19. ytizy1lda Osmanh devle­ tinin yegane Musluman dunya devleti olu~udur. Bu husus imparatorluk tarihi c;,:ah~malarmda ozellikle lngiliz Hindis­ tan'1 eksenli "maduniyet c;,:ah~malan" (subaltern studies) ekolunun gozunden kac;,:m1~tir. Bir e~itsiz guc;,: ili~kisi olarak "oryantalizm" kavramm1 yaratan Edward Said ic;,:in bile Os­ manh lmparatorlugu adeta uzaydaki bir "kara delik" gibi­ dir. Bu "na-mevcudiyetin" konusunu olu~turdugu, "Hal-i
15
Vah~et ve Bedeviyette Ya~arlar: Ge<;; Donem Osmanh lmpa­ ratorlugu ve Post-Kolonyalizm Taru~mas1" makalem, ka­ mmca bu kitabm ell: onemli makalesidir. Bu <;;ah~mada Os­ manh devletinin son elli y1lmda kendi Musluman tebaasma kar~1 politikalannda, Bat1h somurgeci devletlere oykunen bir politika benimsedigini iddia ettim. Bu <;;ah~madaki ama­ c1m hem teorik bir eksiklige dikkat i;;ekmek, hem de aym dinin (Muslumanhgm) yonetenle yonetilenler tar.afmdan payla~dd1gmda bile kolonyal bir anlay1~a musait bir alan ta­ md1g1m gostermekti. Bu i;;ah~mada aynca geleneksel bede­ viyet/medeniyet <;;atl~masmm modernlikle nas1l ortu~tugu­ nu inceledim.
Osmanh'nm "geleneksel du~mam" olarak alg1lanagelmi~ Rusya'nm bu donemdeki Bab-1 Ali ile bir hayli karma~1k ili~kileri vardir. Me~hur "93 Harbi"nin ardmdan ili~kilerde ihmh bir gidi~at gozlemlenebilir. Hatta II. Abdulhamid ile Rus C:an III. Aleksandr'm "dogal muttefik" olduklan anla­ y1~1 ortaya i;;1kar. Ancak Rus lmparatorlugu geni~ledik<;;e da­ ha i;;ok sayida Musluman tebaas1 olmaya ba~lam1~t1r. Hatta bunlarm bazdan "C:ar"a hi<;; de kotii gozle bakmamakta, ona "Ak Padi~ah" unvamm yak1~urarak sayg1 gostermekte­ dirler. "Osmanh lmparatorlugu ve 19. yuzyd Rus lmpara­ torlugu'nda Pan lslamizm" yaz1mda bu konuyu ele ald1m. Bu onsozu yazarken, "Uluslararas1 Ah1ska Turkleri Vatana Donu~ Konferans1" adh bir toplanuya davet edildim, galiba konu guncelligini koruyor.
Bu makalelerin yaz1ld1g1 y1llarda Abdulhamid donemiyle ilgili en <;;etrefilli konu olan "Ermeni meselesinden" uzak durdum. Bunun nedeni de bu konuda sakin soz soyleme­ nin imkans1z olu~uydu. llgin<;; bir bii;;imde ~imdi bu konu­ nun <;;ok daha politize olu~u ve bu konudaki kampla~mala­ rm i;;ok daha keskinle~mesine ragmen (veya belki de o yuz­ den) konu daha rahat<;;a tart1~1labiliyor. Bu kitaptaki maka-
16
le ~Gee D6nem Osmanh lmparatorlugu'nda Ermeni soru- ' nu C:ah~mak, ya da 'Belgenin Gmlag1m S1kmak'", 25, 26 nu _
E ltd 2005 larihinde Bogazici Universilesi'nde yapdmas1 ta-
s:rlanan ve butun haz1rhklar tamamland1ktan sonra son anda idare mahkemesinin yOriitmeyi durdurma karan ne­ deniyle Bilgi Oniversitesi'nde gen;ekle~en konferansta sun­ dugum bildiridir. Ermeni tezlerinin ozellikle "ar~ivleri aca­ rak" i;OrOtiilebilecegi halen yaygm bir inanc. Oysa belge ve­ ya ar~iv tek ba~ma hicbir ~ey ifade etmez. Hangi belgeyi sei;tiginiz ve onu nas1l yorumlad1g1mza gore ar~ive istedigi­ nizi soyletebilirsiniz. Bu makalede, biraz da fikir cimnastigi yaparak, bu konulan ele ald1m. Aynca halen bugun "kim kimi daha i;ok kesti" duzleminde yurutulen soylemi hie ama hie ilginc bulmuyorum.
Kitaptaki en son makale ise dogrudan Cumhuriyet done­ mi ile ilgili tek makale. "Nam1k Kemal'den Mustafa Ke­ mal'e, Kemalist Milliyetciligin Osmanh Kokenleri", ba~hkh makale 1994 yilmda bir lngiliz dergisinde yay1mland1gmda ~imdi esen ulusalc1hk nlzgarlarmdan eser yoktu. Princeton Oniversitesi'nde mukayeseli milliyetcilikler konulu bir konferansta sundugum bildirinin eksenini olu~turdugu bu makalede, Kemalizm ile Kemalizm'in Osmanh ger;mi~i ara­ smdaki ili~kiyi irdelemek istedim. llginctir ki, son gunlerde bu konulann bu denli hararetli bicimde gundeme geldigi bir ortamda halen Mustafa Kemal ve Kemalist hareketin adeta gokten zembille indigi du~unuluyor. Belki de Kema­ lizm ile Osmanh gecm~i arasmda baglant1 kurmam tepki cekecektir.
Tepki derken, bu onsozu de tam bu temaya deginerek bi­ tirmek istiyorum. Bugun Turkiye'de tarih tart~malan (tabii buna tart~ma diyebilirsek) genelde birilerine veya bir ~eye tepki gostermek ~eklinde gercekle~iyor. Giincel olamn ezici sultasmda tarihe ancak gilncel politikalara, duru~lara, tavtr
17
ah~lara malzeme saglad1g1 oli;ude deger veriliyor. Yani gun­ celin esiri olmu~ bir tarihle kar~1 kar~1yay1z. Tabii kammca tarihin en onemli i~levi bugunu anlamam1za imkan tamma­ s1dir. Ancak bu dinamik tarihi okuyarak, ara~t1rarak burala­ ra nereden geldigimizi gorebiliriz, tersinden degil. Yani onu­ muzdeki sorunun veya olgunun me~rula~tmlmas1 veya <;u­ rutulmesine yonelik, siyasi konjonkturun i~ine geldigi bi­ i;imde gei;mi~i eleyerek, polemik uretiminde hammadde kaynag1 olarak tarihi kullanmak ancak tarihi yagmalamaktir.
18
Gelenegin icad1 ve muhayyel cemaat fikrinin k1sa tamm1
"Gelenek" ve "icat" kelimeleri yan yana kondugunda, ilk alg1lam:;;ta zit kavramlar olarak belinnektedir. Ancak, Eric Hobsbawm'm ve Terence Ranger'm 1983'te derledikleri bir kitap, gelenek kavrammm sm1rlanm uretken bir bir;:imde zorlam1:;; ve "gelenegin icad1" (invented tradition) fikri ta­ rihr;:ilige ve genelinde sosyal bilimlere onemli katk1larda bulunmu:;;tur.1
Aym donemde Benedict Anderson tarafmdan "Muhayyel Cemaat" (Imagined Community) fikri ortaya atilm1~ ve ol­ dukr;:a geni:;; yank1lar uyand1rm1:;;t1r.2
Bu r;:ah:;;mada amar;:lanan, bu iki kavram1 son donem Os-
1 The Invention of Tradition, Eric Hobsbawm and Terence Ranger (ed.), Cambrid­ ge, 1983.
2 Benedict Anderson Imagined Communities. Reflections on the Origin and Spread of Nationalism, Londra, 1983. [Hayali Cemaatler, c;ev. lskender Sav~1r, Metis Yaymlan.' 1993.]
19
manh <;:er<;evesinde irdelemek ve bunun yam s1ra Pan-lsla­ mizm olgusunu bu iki kavram i~ngmda degerlendirmektir.
"Gelenegin icad1" kavramm1 Hobsbawm ~oyle tammla­ makta: " ... H1zh toplumsal degi~im sonucunda toplumda 'eski' geleneklerin i<;:ine oturdugu sosyal oruntunun zay1fla­ mas1 veya yok edilmesi ... [durumunda] ... tarihsel malzeme­ nin tilmuyle yeni durtillere cevap veren icad1 i<;:in kullaml­ masL "3 Boyle durumlarda kokeninin <;:ok eskiye dayand1g1 iddia edilen "yeni geleneklerin" tarihsel surekliligi yapay­ d1r, diger bir deyi~le "yarat1lm1~ur".
Yalmz burada hemen vurgulanmas1 gereken bir husus vardu. lcat edilen/yarat1lan gelenek, bir kere sahneye <;:1k­ tiktan soma ger<;:ekligi olmayan veya kar~1sma <;:1kanld1g1 kitle indinde "bu uydurmadu" diye kabul gormeyen bir fe­ nomen degildir. C::ogu kez yonetici elitlerin icat ettikleri ge­ lenekler zaten o toplumda var olan gelenekler tabanma oturmu~, o zeminden hareket eden geleneklerdir. Ostelik icat edilen veya yaratilan gelenek, olduk<;:a k1sa bir zaman zarfmda tarihsel bir ag1rhk kazamr.
Tabii burada dogal olarak akla ~u soru gelebilir: Her gele­ nek bir zamanlar icat edilmedi mi? Muhtemelen evet, an­ cak burada bizi ilgilendiren icat edilme sureci ve bunun da fevkinde icat edilme nedenleridir. Neden bu icat edilme su­ reci ihtiya<;: messetmi~tir? Hangi ko~ullar gelenegin icadma musaittir? H1zh toplumsal degi~im ile icat edilen gelenegin baglanulan nelerdir? Bildigimiz anlamda gelenek ile icat edilen gelenek arasmda nesnel bir fark var m1du?
"Muhayyel Cemaat" fikrine gelince, onun k1sa tammm1 da a~ag1daki ~ekliyle yapmak mumkundur. Bir bak1ma muhay­ yel cemaat ( veya tasanmlanm1~ topluluk) kavram1 icat edilen gelenegin bir alt turudur. Bayrak, arma, mar~ vs. ile plastik
3 Hobsbawm, a.g.e., s. 5-6.
20
bir bic;;im kazandmlmaya c;;ah~ilan yeni ideoloji, belli bir kitle sathma yayilmak istendigi zaman, hedef alman kitle yonetici sm1f tarafmdan belirli bir bic;;imde "hayal edilir" (veya tasa­ nmlamr). Bundan sonraki a~ama bu kitlenin de kendi kendi­ sini o prizmadan bakarak bir muhayyel cemaat olarak vazet­ mesini temin etmektir.4 Dunyada toplum/insan, insan/doga, insan/insan ili~kilerini Aydmlanma du~uncesi yeniden ta­ mmlam1~ur. Bu surec;; ic;;inde evreni ac;;1klay1c1 buytlk dinlerin, bunlarm arac;;lan olan evrensel dillerin (Latince, Arapc;;a, lb­ ranice vs.) hukmedici guc;;leri azalm1~tu. Bunun yam sua 18. ytlzy1ldan 19. ytlzy1la uzanan surec;; ic;;inde dunyada okur ya­ zarhk oram giderek artm1~ ve bununla ko~ut olarak mahalli diller on plana c;;1km1~tH. Bununla beraber "basm kapitaliz­ mi" (print capitalism) olgusu gundeme gelmi~, yani yaz1h soz c;;ok daha geni~ kitlelerce kullamlabilir, ula~ilabilir olmu~­ tur. Dunyada 18. y-uzy1ldan 19. y-uzyilda ongorulen basm vb.
medya patlamasmm bu olu~umda kritik bir onemi vardu. Ba­ s1h soz burada merkezi bir rol oynam1~, insanlarm ufuklann­ da bir nevi "kuantum s1c;;ramas1" gundeme gelmi~tir. Yani in­
sanlar gormedikleri, tammad1klan, bir aleme a~ina olmaya ba~lam1~lar, onu benimsemi~ler ve kendilerini bu muhayyel cemaatin bir ferdi sayar duruma gelmi~lerdir.5 Bunun en gu­
zel omeklerinden biri "Orada bir koy var uzakta ... Gitmesek de gelmesek de o koy bizim koytlmuzdur, c;;1kmasak da in­ mesek de o dag bizim dag1m1zd1r ... " formuludur. 6
Bu c;;ah~mada amac;; son donem Osmanh baglammda gele­ negin icad1 ve Pan-lslamist bir muhayyel cemaat fikrinin
4 Bir bak1ma bu sure<; bugiinkii reklam piyasasmda bir iiriin piyasaya siiriilme­ den once yap1lan piyasa hedef ara~urmasmdan cok farkh degildir; B.M.W. oto­ mobili kullananlann "se<;kin" bir grup olmalanm onlara tahayyiil ettiren bir reklam gibi.
5 Anderson, a.g.e., 6zellikle, s. 37-40; 41-50.
6 Mahmut Maka!, 10. Kily. Mahmut Makal'm bu eserine bu baglamda dikkatimi i;:eken ogrencim Gui lnan<;'a miite~ekkirim.
21
.... ~==--~ -~:./oc.-.~~-~: ____ ___.~_,,· .. --,,_-__,._ .. -_-._,.,___
yukandaki kavramlar c;;erc;;evesinde kullamlabilirliginin s1- nanmas1dir.
19. yUzy1lda Osmanh'da gelenegin icad1
Son donem Osmanh devletinin siyas1 duzlemde en temel sorunu ~udur: Osmanh devletinin siyasI bir varhk olarak me~ruiyet temeli d1~ dunyaca ve kendi insanlannca giderek tanmmamaktadir. Yani me~ru bir tuzel varhk olarak Os­ manh lmparatorlugu, Basra'nm batakhklarmdan Avru­ pa'nm ba~kentlerine kadar tehdit hissetmektedir. Haber­ mas'm deyi~iyle tam bir "me~ruiyet bunahm1" (legitimation crisis) ic;;indedir.7 Bu tehdide kar~1 savunmay1 onu tehdit edenlerin ideolojik arac;;larma ba~vurmakta bulmu~tur. 19. yuzy1lda bu arac;;larm ba~hcalanndan biri icat edilen gele­ neklerdi ve bunlar yoluyla toplumlar mobilize edilmeye ve hukmedici elitin istekleri dogrultusunda hareket etmeye yoneltiliyordu. Her ne kadar bu geli~menin ba~1m lngiltere ve Fransa gibi daha geli~mi~ devletler c;;~kiyor idiyseler de "eski ekol" imparatorluklar da onlara ayak uydurmaya c;;ah­ ~1yordu. Hobsbawm'm sozleriyle: "Habsburg ve Romanov­ lar gibi legitimist (me~ruiyetc;;i) hanedanlarm insanlarmm salt tebaa olarak itaatini degil vatanda~ olarak sadakatlerini kazanmak yolunda ne gibi denemelere giri~tiklerinin c;;ah­ ~ilmas1 ilginc;; olacakur. "8 Bu c;;ah~manm amac1 Osmanh'ya bu tur bir boyut kazandirmakur.
19. yflzy1lda Osmanh devleti Avrupa'da "Duvel-i Muaz­ zama"nm tek Hiristiyan olmayan ferdiydi ve yalmzhgm1 artarak hissediyordu. 9 Bu donemde Osmanh elitinin ba~h-
7 Jiirgen Habermas, Legitimation Crisis, Boston, 1973.
8 Hobsbawm, a g.e., s. 266.
9 Carter Findley, "The Advent of ideology in the Islamic Middle East." Studia ls­ lamica, LVI, 1982, s. 171.
23
ca saplanus1 -iktidarda olsun muhalefette olsun- Bau kar­ ~nsmdaki ezikligine bir r,;are bulmak idi. 10 Bu giderek artan ihtiyar,; Osmanh'da bir "hen de vanm politikasma" yol ar,;­ m1~ur.
Osmanh'da gelenegin icad1 i~te bu "hen de vanm politi­ kas1" baglammda anla~ilabilirlik kesbetmektedir. 19. ytlzyil Duvel-i Muazzama'nm sembolizme, torensellige, devletle­ rin resmi efsanelerinin plastik ogelerle vurgulanmasma, ni­ ~an, bayrak, muzik gibi duygusal ogelere olaganustO bir bnem atfetmeye ba~lad1klan bir donemdi. 11
Osmanh bu alanda da rekabet etmek ve uyum saglamak aray1~1 ir,;inde olmu~tur. Bunun en somut gostergesi II. Mahmud zamanmda bir ltalyan ressama tasanm1 sipari~ edilen "Arma-i Osmani"dir. 12
Osmanh devletinin resmi simgesinin tam olarak ne ic,;er­ diginin Avusturya sefaretince sorulmas1 Ozerine armanm muhtelif yerlerde yalan yanh~ resmedildigini goren Sultan II. Abdulhamid, 4 Temmuz 1905'te armanm dakik bir tari­ fini burokrasisinden istemi~tir. 13 Bu talep kar~1smda olduk­ r,;a ~a~1ran burokrasi epeyce bocalad1ktan soma saraya an­ cak 4 Arahk tarihinde Arma-i Osmani'nin tarifini gondere­ bilmi~tir. Belgede armanm muhtevas1 ~oyle tammlanmak­ tad1r: "Arma-i Osmani Devlet-i Aliyye'nin kuvve-i berriyye ve bahriyesi, esliha-i kadime ve cedidesi, sancag1, ahkam-i Ser'iyye ve Nizamiye'yi cami' kitabi, mizan-i adalet olan te­ razu ile numune-i musafat olan ~ukufe ve ni~an-i zi~an-i
10 Serif Mardin, The Genesis of Young Ottoman Thought, Princeton, 1962, s. 60. [Yeni Osmanh Dii~iincesinin Dogu~u, ~ev. Fahri Unan, lrfan Erdogan, Mum­ taz'er Tiirkone, lleti~im Yaymlan, 2003.]
11 Hobsbawm, a.g.e., s. 1-14.
12 Prof. Serafettin Turan, lstanbul Oniversitesi'nde 29-30 Haziran 1989 tarihinde yap1lan "Sultan 11. Mahmud ve Reformlan Semineri" kapsammda "11. Mah­ mud'un Reformlarmda ltalyan Etki ve Katk1s1."
13 Ba~bakanhk Osmanh Ar~ivi (BOA) Y1ld1z Resmi Maruzat (YA RES) 135/ 22; 1 Cemaziyelahir 1323/4 Temmuz 1905.
24
\.".J.' ···. ~·
Arma-i Osmani. II. Mahmud zamanmda bir ltalyan sanat~1s1na ~izdirilmi~tir. Hilal i~inde: "el-miistenid bi-tevfikati'r-rebbaniye meliki'd-devleti'l­
osmaniyye" yazil1d1r. Armada Abdiilhamid'in tugras1 yer almaktad1r. Solda adaleti temsil eden terazinin altmda ~eriat ve nizami kanunu temsil eden iki
kitap giiriilmektedir. El i~lemesi arma 24 Nisan 1908 tarihini ta~1maktad1r. Ayrn yerde yap1ld1g1 yer Halep olarak belirtilmi~tir. l~in sahibi olarak
"M.Nakka~yan" imzas1 giiriilmektedir. Edhem Eidem Kolleksiyonu'ndan bkz. Edhem Eidem, lftihar ve /mtiyaz. Osman/1 Ni~an ve Mada/ya/an Tarihi,
Istanbul, Osmanh Bankasi Ar~iv ve Ara~t1rma Merkezi, 2004, s. 28.4-285.
Devleti ihtiva eyler," denilmektedir. 14 Armada eski ile yeni­ nin surekliligi vurgulanmakta hal'in me~ruiyeti mazinin me~ruiyetiyle takviye edilmektedir: "Esliha-i atika" olarak, "Kadimen istimal olunan a~iret k1lmc1" ile "suvari-i asakir­ i ~ahane'ye mahsus nev-usul bir aded seyf" gosterilmekte­ dir. Aym baglamda, "Esliha-i cedideden masungu tufenk ve bunun altmda tek ag1zh hirer aded teber ve bir aded re­ volver" gosterilmektedir. Aynca bunlarla birlikte eski si­ lahlardan oklar, yaylar, "bir aded ok gulafi" Osmanh do­ nanmasm1 simgeleyen bir Admiralti tipi c,;apayla arz-1 en­ dam etmektedir. Devletin sivil cihetinde de eskiyle yeninin birlikteligi on plandadir. Seriat1 simgeleyen okkah goru­ nu~lu cilt ile yeni kanunlan simgeleyen cilt aym ebattadir ve ustlerinde Frans1z devriminde s1khkla gorulen terazi motifi yer almaktadir. Devletin merhamet ve yuceligi ise "ezhar" ve "~ukilfedan" (c,;ic,;ek ve c,;ic,;eklik) ile simgelen­ mek istenmi~tir.
Osmanh devletinin resmi simgesinin tam tarifinin bulun­ mas1 dort ay surmu~tur. II. Mahmud donemiyle II. Abdul­ hamid donemleri arasmda tarihsel anlamda k1sa bir sure ol­ dugu halde armamn icat edilmi~ bir gelenek olarak nas1l "her zaman var olmu~ olan" bir nesne olarak alg1land1g1 ve butUn bu tur nesneler gibi ozune dikkat edilmedigi bu or­ nekte ac,;1kc,;a gorulmektedir.
lcat edilen gelenegin neredeyse fazla bariz bir ornegi de tabii Osmanh'mn "geleneksel serpu~u", festir. Aslen Fas kaynakh bir serpu~ oldugu samlan fes 1832'de II. Mahmud tarafmdan imparatorluk burokrasisinin resmi k1yafeti hali­ ne getirilmi~tir. Yani 19. yuzy1lm tum dunyada "Turkluk
14 A.g.e., 24 Te~rin-i sani 1321 (4 Arahk 1905) "Mestukat-1 Sahane Muduru Ha­ lid Hakk1, Erkan-i Harbiye Umumiye Resimhanesine memur tobcu Mirala)'l Me,Pmed Ne~et bin Salih, Sikkeke~ Dairesi Muavini Ibrahim Edhem" imzah ve "Meskukat-i Sahane idaresindeki mahfuz numunesine muvafiknr" ibareli.
26
sembolu" haline gelen ve Cumhuriyet Turkiyesi'nde Os­ manhhg1 simgeledigi i\in yasaklanan serpu~, ge\mi~i ancak 19. yuzy1lm ilk \eyregine kadar uzanan bir "gelenektir."15
19. yuzyilm sonlarma dogru devletlerin resmi ikonograf­ ya, debdebe ve sembolizme verdikleri ag1rhgm bir boyutu­ nu da resmi muzik alanmda, milli mar~ vs.nin yaygmla~ma­ s1 meydana getirir. 16 Osmanh devleti bu alanda ilk ad1mlan II. Mahmud'un Guiseppe Donizetti'ye Mahmudiye mar~m1 sipari~ etmesiyle atmi~llr. 17
Donizetti 1828'den 1856'daki olumune kadar saray beste­ cisi olarak kalm1~, olumunden soma Calisto Guatelli saray besteciligine atanm1~ ve Aziziye mar~m1 bestelemi~tir. II. Ab­ dulhamid devrinde saraya hizmet etmeye devam eden Gu­ atelli, "Osmanh Mar~1"m da bestelemi~tir. 18 1895 yilmda Dik­ ran C:::uhaciyan Abdulhamid'e Mar~-i Ali'yi takdim etmi~tir. 19
3 Kas1m 1839'da ilan edilen Tanzimat-1 Hayriye de icat edilmi~ gelenegin ta kendisidir. Tarihsel motifler ve ge\mi~­ te denenmi~, kabul gormu~ ideolojik kahplar kullamlarak, aslmda olduk\a radikal bir yeni duzenin belgesi olan fer­ man, llber Ortayh'mn i~aret ettigi uzere bir Osmanh adalet­ namesi uslubunda yazilm1~tir.20 Ancak, Mete Tun\ay'm bir \ah~masmda goruldugu gibi f erman, Osmanh Padi~ah1'nm kendi iktidanna "oto-limitasyon" getirmesi gibi koklu bir
15 Fes konusunda bkz. Encyclopedia of Islam, Leiden, 1987, s. 96. Fes ile lsko~­ ya'nm "geleneksel" giysisi, "kilt"in kaderleri baz1 iizellikleri payla~maktadir­ lar. Bu konuda bkz. Hugh Trevor-Roper, "The Highland Tradition of Scot­ land", The Invention of Tradition, Hobsbawm ve Ranger (ed.) i~inde, s. 15-41.
16 Hobsbawm, a.g.e., s. 7, 11, 270, 277; bu konuda bkz., Rites of Power Sean Wi­ lentz (ed.), Philadelphia, 1985 ve Rituals OJ Royalty, David Cannadine, Simon Price (ed.), Cambridge, 1987.
17 Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Turkiye Ansiklopedisi, s. 1216; Serafettin Turan, a.g.e., s. 125.
18 A.g.e., s. 1260.
19 Cem Behar koleksiyonundan, Tarih ve Toplum, cilt 9, say1 49, s. 40-41.
20 Uber Ortayh, lmparatorlugun En Uzun YUzy1h, Istanbul, 1983, s. 68, 69.
27
degisimi 6ng6rmektedir. 21 Fermanm hemen basmda devle­ tin seriata merbutiyeti vurgulanmakta "kavanin-i Ser'iyye tahtmda idare olunmayan memalikin payidar olam1yacag1" ilan edilmektedir. 22 Oysa getirdigi hukumler; Musluman ve gayrimuslim tebaanm kanun 6nunde esitligi, aymm gozet­ meden hepsine can, mal ve uz guvencesi, seriat duzeninden radikal bir kopmadu. Hatta bu kopmamn bilincinde olan devlet, A rap vilayetlerinde f ermanm "mahalli kosullara uyarlanm1s" bi<;:imlerini teblig etmistir ve bunlarda esitlik maddesi vurgulanmamisur. 23 Nitekim esitlik meselesi Mus­ luman ahali arasmda derin huzursuzluk yaratm1stu. 24 Vergi sahnmasmm da duzene ve kanuna baglanmas1, canmdan emin olan tebaamn memleketine daha severek vergi verece­ gi, bu vergilerle askeri harcamalann kars1hgmm temin edi­ lecegi vs. klasik "Daire-i Adalet" formatma tekabul eder. 25
Ancak ger<;:ekten devlet, agzmdan <;:1kan sozlerin toplumu ne denli degistirecegi konusunda hi<;: suphe beslememekte­ dir ve: "keyfiyet-i mesruha usul-u atikayi butun butUn tag­ yir ve tecdid demek oldugundan ... " yeni duzenin her yana duyurulmasm1 emretmektedir. 26 Yani ilan edilen duzen se­ kuler/rasyonel duzenin temelini atmak kadar 6nemli bir is­ levi dinsel motifler kullanarak ifade etmektedir:
Muhayyel cemaat ve Pan-lslamizm
Halil lnalc1k ve Bernard Lewis'in isaret ettikleri uzere Os­ manh padisahmm Halife-i Muslimin s1fau 18. yOzyilda Ku-
21 Mete Tun~ay, "Tanzimat Fermam", Tarih ve Toplum, Kas1m 1989, no. 71, s. 10-11.
22 Diistur. 1. tertip. lstanbul Matbaa-i Amire 1289, s. 4.
23 Moshe Ma' oz, Ottoman Refonn in Syria and Palestine, Oxford, 1968, s. 23.
24 Serif Mardin, The Genesis of Young Ottoman Thought.
25 Dustur, s. 5.
26 A.g.e., s. 6.
28
i;:uk Kaynarca Antla~mas1'ndan (1774) once Osmanh lmpa­ ratorlugu d1~mdaki vurgusunu henuz edinmemi~tir. 27
II. Abdulhamid donemine (1876-1908) gelindiginde dev­ letin "me~ruiyet zemini"ni yeni bir temele oturtmak gerek­ mi~tir. 1877-78 Osmanh~Rus Sava~'mdan soma gayrimus­ lim tebaasmm i;:ogunlugunu yitiren Osmanh devleti, Tanzi­ mat devrine oranla daha ai;:1ki;:a ifade edilen bir lslami kim­ lik kazanm1~, bu da geleneklerin "yeniden duzenlenmesini" gundeme getirmi~tir. Hilaf et kurumunun Osmanh d1~mda­ ki Muslumanlara seslenir bir hale gelmesine aktif bir politi­ ka olarak i;:ah~ilm1~, Osmanh hilafeti gelenegi yeniden icat edilmi~tir. 28 Birinci Me~rutiyet Anayasas1'nm 3. maddesinde Osmanh sultanmm tUm Muslumanlarm halifesi oldugu a<;:1k<;:a ifade bulmaktadir. 29 Jacob Landau'nun son i;:ah~ma­ smda da belirtildigi uzere bu politika 188l'de Tunus'un Frans1zlar tarafmdan i~galinden soma gazetelerin Fransa aleyhine yaym yapmaya te~vik edilmeleriyle eksenine otur­ mu~tur.30 Ancak lslam meselesinde imparatorluk iki duzey­ li bir politika uygulamaktadir. Bir yandan propaganda, ba­ sm, egitim, vs. yoluyla "muhayyel cemaati" m.umkun oldu­ gu kadar geni~letmeye <;abalamakta, Osmanh halifesini dunya Muslumanlan indinde gorulebilir k1lmakta, olduk<;a dar olan imkanlanm seferber etmekte, mumkun oldugunca "i<;erici" bir tavir gUtmektedir. 31 Diger taraftan kendi i<; po-
27 Hali! lnalcik, "Osmanh Padi~ah1", Ankara Oniversitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi Dergisi, 1214 1958, s. 70; Bernard Lewis, "The Ottoman Empire in the mid-Ni­ neteenth Century", Middle Eastern Studies 1, 1965, s. 291; aynca bkz., The Emergence of Modem Turkey, Londra, 1973, s. 317-319.
28 Stephen Duguid, "The politics of Unity: Hamidian Policy in Eestem Anatolia. Middle Eastern Studies, cilt 9 (1973), s. 139-155; lnalcik ve Lewis, a.g.e.
29 Tank Zafer Tunaya, "1876 Kanun-u Esasisi ve Tiirkiye'de Anayasa Gelenegi", Tanzimat'tan Cumhuriyet'e TUrkiye Ansiklopedisi, cilt 1, s. 27-39.
30 Jacob Landau, The Politics of Pan-Islam, Oxford, 1990, s. 42.
31 Burada muhayyel cemaat fikrini Anderson'dan biraz farkh bi<;imde ele ahyo­ rum. Anderson diinya capmdaki dint cemaatleri "eski tip cemaat" olarak giir­ mekte ve bunlann parcalam~1 sonucu modem, milliyet<;i toplumlarm ortaya
29
litikasmda c;ok daha dar ve d1~lay1c1 bir politika izlemekte, sistemli bic;imde Haneflligi yaymaya c;abalamakta ve Os­ manh olmayan Muslumanlann imparatorluk dahilinde ha­ reketlerini k1sitlamaktadir.
Pan-lslamizmin Abdulhamid donemindeki uygulamalan­ na gec;meden once bu c;ah~madaki kapsam1yla Pan-lsla­ mizmden neyin kastedildigi tammlanmahdir. Abdulhamid devrinde uyguland1g1 ~ekliyle Pan-lslamizm, Osmanh hila­ .fetine d1~ dunyada nufuz temin edici her turlu politikadan olu~an uygulamalarm tumudur. Dunyadaki diger Pan hare­ ketler c;erc;evesinde (Pan-Slavizm, Pan-Germenizm, Pan­ Helenizm vs.) degerlendirilmelidir, tabii ki c;ok onemli fark1 vurgulayarak: Pan-Slavizm, Pan-Germenizm vs. yayilmac1, sald1rgan bir politikamn urunleridir. Osmanh Pan-lslamiz­ mi; savunmaya yonelik, me~ru varhg1m giderek tehlikede goren bir devletin politikas1dir. Ancak, bu hareketlerin tu­ mu, saldm veya savunmaya yonelik olsun, belirli bir mille­ tin kendi imajm1 ~u veya bu ~ekilde dunyaya aksettirme c;a­ bas1dir. Nitekim oryantalist Archibald Colquhoun daha 1906'da bu hareketlerin tumunu birlikte degerlendirmi~tir: "Gerekli olan tek ~ey cemaatin ~u veya bu politikanm c;ev­ resinde birle~mesi degil, kendilerini ayncahkh bir 'Pan' aile­ sinin ferdi olarak tahayyill etmeleridir. "32 Gene donemin en unlu oryantalistlerinden Nallino, Abdulhamid'in hilafetinin dini tarihsel gec;ersizligini vurgularken bile siyasi i~levinin ustunde durmaktad1r: "Her ~eyden once Abdulhamid her durumda Avrupah hukumetlerin tebaas1 olsalar bile Muslu­ manlann koruyucusu gozukmeye c;ah~m1~tir. Bu tavir Fran-
c1kt1gm1 belirtmektedir. Ancak hence "diinya Islam cemaati" kavram1 Pan-ls­ lamizmde i~lendigi ~ekilde gayet modern bir kavramdu. Bkz. Anderson, a.g.e., s. 20-21.
32 Archibald R. Colquhoun, "Pan-Mania", North American Review, cilt CLXXXIII, New York, 1906. Bu yaz1da Colquhoun Pan-American, Pan-Slav, Pan-Budist, ve Pan-Hellen hareketlerini degerlendirmektedir.
30
sa'nm, Dogu H1ristiyanlanmn koruyucusu olma iddialarma benzemektedir."33 Anderson'un cah~masmdan 77 ve 67 y1l once yazilan bu makalelerdeki fikir, Anderson'dan c1karak bu cah~mada O.zerinde durulan noktaya cok yakmdir. An­ cak gercek do.nyada uygulanabilirlik ac1smdan dO.nya Slav­ lanm veya Almanlanm birle~tirmek Rusya ve Almanya icin neyse Osmanhlar icin de do.nya MO.slO.manlanm birle~tir­ mek odur: Devletin baz1 katlannda digerlerinden daha fazla ciddiye alman, ancak pratik uygulama alanmda kendi ken­ dini tammlamada koydugu evrensel boyutlara hi<;bir zaman ula~mayan bir fikir. Ancak hemen ilave edelim ki bu tamm "Pan lslamizm abartmad1r ve/veya Bauh istihbarat orgO.tle­ rinin yaramg1 bir kimera'dir" yollu goro.~lerin de di~mda­ dir. 34 Vurgulanmas1 gereken bir diger husus imparatorluk icindeki lslamcthk uygulamalanyla imparatorluk d1~mdaki Pan-lslamizmin benzeyen, 6rt0.~en, fakat farkh akrabahk ili~kileri olan politikalar oldukland1r. 35
Belki de muhayyel cemaatin/toplulugun Pan-lslam bagla­ mmda en go.zel tamm1 yakm zamanlarda yap1lm1~ bir ara~­ urmada ~oyle dile getirilmi~tir: "Panislamm anla~ilabilmesi
33 C.A. Nallino, Notes on the Nature of the "Caliphate"in general and on the Alle­ ged "Ottoman Caliphate'', Roma, 1919. Bu eserin propagandist niteligi ai;1kttr. Yazann l 916'da sava~ ii;inde kaleme ald1g1 kitap, l 919'da lngiltere'de Koloni Bakanhg1 tarafmdan terciime ettirilmi~ ve bas1lm1~tir. Bu tiir propagandist ya­ ymlarm ba~hca amac1 kar~1 safta yer alan Osmanh lmparatorlugu'nun Cihad i;agnsm1 gei;ersiz k1lmakt1. Ancak genellik\e olduki;a yetkin oryantalistler ta­ rafmdan kaleme almm1~ olmalan ve donemin icinden konu~an mahiyetleri bak1mmdan i;ok ilgirn; kaynaklardir. Bu eserlerde yazarlann Osmanh hilafetini hedef almalan ve dakik olarak Hilafetin o zamanm siyas! konjonktiirii ii;ine oturtulmas1 bu tur "reddiyeleri" tarihsel veri olarak cok degerli k1lmaktad1r. Bu tiin:in bir ba~ka ornegi i<;in bkz. Snouck Hurgronje, The Holy War 'Made in Gennany', New York, Londra 1915.
34 Orhan Kologlu, "Diinya Siyaseti ve !slam Birligi", Tarih ve Toplum, sa}'l 83, Ka­ s1m 1990, s. 1217. Kemal Karpat, "Panislamizm ve lkinci Abdiilhamid!", Tiirk Diinyas1 Ara~ttnnalan Dergisi, Haziran 1987, s. 13-3 7.
35 Serif Mardin, Religion and Social Change in Modem Turkey, Albany, 1989, s. 124: " ... Cok s1khkla yanh~ anla~1lan Pan-Islam politikas1 Arap vilayetlerinde uygulanan politikayla iirtii~mekle birlikte ondan ayn tellaki edilmelidir."
31
ir,:in once ~unun kavranmas1 gerekir: lslam salt bir ibadet bir,:imi veya bir sosyal sistem degildir, en geni~ anlamda wm dun ya Muslumanlanm ir,:eren bir siyasi cemaattir. "36
Uygulamada Pan-islam37
Pan-lslamizmin Osmanh lmparatorlugu'nun prestijini ar­ urmak ir,:in uyguland1g1 programda egitimin ozel bir yeri vard1r. Bunun en iyi gostergesi imparatorlugun en ser,:kin okullarmda okumak isteyen yabanc1 tabiyetindeki Muslu­ manlarm devletin k1s1th imkanlan elverdigince devlet hesa­ bma (bazen de padi~ahm kendi hesabma) egitilmeleridir. Ornegin 1888-1889 y1llannda Felemenk somurgesi olan Cava'dan bir grup r,:ocuk Mekteb-i Sultani'ye ve Mekteb'i Mulkiye'ye kabul olunmu~lar, masraflan padi~aha ait olmak uzere egitim gormu~lerdir. Bunun uzerine 11 Haziran 1898'de Batavya Ba~~ehbenderi Mehmed Kamil Bey bunun Batavya "mutemeyyizan ve vucuhu" nezdinde r,:ok iyi bir tesir yaratng1m yazmi~tir.38 Yakla~1k bir y1l sonra tekrar ls­ tanbul'a yazan Mehmed Kami! Bey, Felemenk somurgele­ rinde Musluman ahalinin egitimden mahrum kald1gm1 an­ lanyor, padi~ahm orah r,:ocuklara gosterdigi inayetin yayil­ d1gm1 ve ~imdi Selebes adalanyla Singapur'un onde gelen Muslumanlanmn da bu imkandan yararlanmak istedikleri­ ni bildiriyordu. 39 Bu konuda lstanbul'un politikasmm ba~a-
36 Nnimur Rahman Farooqi, "Pan [5[am in the Nineteenth Century", Jsl<1mic Cul­ ture 57, 1983, s. 285. Yazar tum Miislumanlannm 19. yiizytlda bcnzcr tehdit­ lcrle kar~1 kar~1ya olduklanna i~aret ctrnektc: "l 9. yo.zy1lm sars1cr olaylan dunynmn her ycrlndd<i M(15lilmanlan kcndi!crl bizzat tchlikede olsunlar vcya olmasmlar birle~tirici bir rol oynam1~llr."
37 Burada ge.;en omeklerin say1s1m kolayhkla birka.; katma .;1kannak mumkiin ise de bu makalenin hacmini ll$rnaktad1r.
38 BOA Bab-1 Ali Evrak Odas1 (BEO) 87419. 396/917 Maarif Giden 18 Mubarrem 1316./11 Haziran 1898.
39 BOA BEO, a.g.e., 5 Mayis 1315 (18 Mayis 1899) Batavya Ba~~hbenderi M. Ki\mil Bey'den Hariciye Nezareti'ne.
32
nh oldugunu Hollanda kaynaklanndan ogreniyoruz. Egi­ timlerini tamamlayan Cavah c,;ocuklar Turkc,;e konu~arak ve osmanh pasaportunu hamil olarak Batavya'ya donmu~ler, Hollandah yoneticilerden kendilerine Avrupah muamelesi yapilmasm1 talep etmi~lerdir.40
Bu konuda bir diger ornek de Hindistan'dan c,;1kmakta­ dir. 18 Agustos 1887'de Karac,;i Sehbender vekilinin yazd1- gma gore, Amritsar ~ehrinde yay1mlanan Vekil gazetesinin sahibi ve ba~yazan Muhammed ln~a'ullah vefat etmi~, bu­ yuk oglu kardqlerinin lstanbul'da Mekteb-i Harbiye'de egitim gormelerini rica eden bir istida takdim etmi~tir.41 Bu istiday1 takdim eden Sehbender Vekili Huseyin Kamil Bey, muteveffa ln~a'ullah'm gazetesinde en yogun bic,;imde Os­ manhhk propagandas1 yapugm1 yazmaktadir: "Mezkur ga­ zeteyi mutalaa edenler mumaileyhin Osmanh oldugunu veya onlar tarafmdan himaye olunduguna bila-tereddud hukm etmektedirler. "42
Aynca Osmanh Maarif Nezareti'nin Seylan Adas1'nm ku­ c,;uk Musluman mekteplerinde Kur'an okuma yan~mas1 ka­ zanan c,;ocuklara Kur'an hediye ettigini de bir Frans1z kay­ nagmdan ogreniyoruz. 43
lstanbul'a ogrenci gondermeye davet edilen bir diger Musluman ulkesi de lran'dir. 1900 yilmda lran Sah1'nm ls­ tanbul'u ziyaretinden soma lranh ogrencilerin askeri okul-
40 Anthony Reid, "Nineteenth-Century Pan-Islam in Indonesia and Malaysia." journal of Asian Studies 26 (1967), s. 267-83.
41 BOA Y1ld1z Hususi Maruzat (YA HUS) 377/4 Kara~i $ehbender Vekili'nden Hariciye N ezareti'ne.
42 A.g.e. 43 "Notes et Documents; L'islam dans l'.inde" Revue du Monde Musulman, IX Ey­
lul 1908, s. 114. Bu ~ok uzun ve ayrmuh raporda Hint k1tasmda Musluman kulturu konu ahnm1~ ve Osmanh hilafetinin Hint Muslumanlan nezdinde bu­ yuk bir ag1rhk oll\~turdugu savunulmu~tur. Bkz., s. 115: "Rangun'da her Cu­ ma :mparator-Halife Hazretlerine camilerde hutbe okunmakta ve ordularmm kafirlere galebe ~almasma dua edilmektedir."
33
larda egitim gormeleri gundeme gelmi~tir.44 Ancak, Lan­ dau'nun belirttigi gibi bu giri~imin Osmanh-lran ili~kilerini duzeltmek niyetiyle yap1ld1g1 kesin degildir. Zira Abdulha­ m id doneminin i~ politikada ba~hca ~abalanndan biri Irak'ta gittik~e yay1lan Siiligin onune ideolojik setler ~ek­ mektir. Bu setlerden biri de Sii ~ocuklann lstanbul'a celbiy­ le orada se~kin Osmanh egitim kurumlannda Hanef'i mez­ he bi dogrultusunda "Hanefile~tirilmeleri" ve sonra kendi memleketlerine misyoner olarak gonderilmeleridir.45
Yukanda da deginildigi uzere Osmanh'nm 19. y'Uzyildaki ba~hca kayg1larmdan biri, dunya ulkeleri arasmdaki "goru­ nn~u"dur. Bugunku dunyada "kamu ile ili~kiler" (public re­ lations) tabir edilen konunun 19. yuzy1lda Osmanh'da ga­ yet bariz ornekleri vard1r. Dunya kamuoyuna iyi bir goru­ nu~ sunabilmek Ermeni meselesi vs. ile bogu~an Abdulha­ mid yonetimi i~in kolay olmam1~ur.
Bu amaca hizmeten 27 Arahk 1893'te Roma sefareti tara­ fmdan "Sultan Mehmed-i Sani" isminde bir operanm Ro­ ma'da sahneye konmasma engel olunmaya ~ah~ilm1~tlr. An­ cak bu konuda ba~anh olunamam1~sa da tiyatro yoneticile­ rinin piyeste "hissiyat-i milliyeye dokunur bir ~ey olmad1- g1"m belirtmeleri ilgin~tir.46
Benzer bir durum 3 Kas1m 1896'da ortaya ~1km1~; Bab-1 Ali, Londra sefaretine orada sahnelenecek olan Hz. Mu­ hammed konulu bir piyesin oynanmasma engel olmas1 tali­ mat1m vermi~tir. Bu sefer ba~anh olunmu~, lngiltere Harici­ ye Nazm Lord Roseberry oyunun oynanmasmdan lngiliz makamlarmm da fazla ho~lanmad1gm1, zira onlarm da
44 Jacob Landau, The Politics of Pan-ls lam, s. 45.
45 Selim Deringil "The Struggle Against Shiism in Hamidian lraq." Die Welt des Islams, cilt 30, 1990, s. 45-62.
46 BOA YA HUS 287/49 Londra Sefareti'nden Hariciye Nezareti'ne 41 Kanun-u Evvel, 1893, no. 413.
34
Musluman tebalanm incitmekten c;ekindiklerini soylemi~­ tir. tlginc; olan, belgede bu oyunun daha once Fransa'da Co­ medie Franc;aise tiyatrosunda oynanmasmm da Osmanh se­ faretinin giri~imi sonucu gerc;ekle~medigi soylenmektedir. 47
Osmanh lmparatorlugu'nun dunyadaki yerini kamtlama \:abalanndan biri de 19. yuzyilda moda olan uluslararas1 sergilere kaulmasidir.48 Pe~te'de 1896'da ac;1lan sergiye de osmanh devleti bir pavyon kurmu~. bu pavyonun ba~ko~e­ sine de bir cami yerle~tirmi~tir. Cami ibadete ac;1kt1r. An­ cak, camide, "edayi sala edilmekde [iken] bunu seyir ic;in herkesin bir duhuliye mukabilinde cami-i ~erif derununa kabul edilmekde oldugu(nu) ... " haber alan Bab-1 Ali, sergi yoneticilerini protesto ederek camiyi kapatmi~ur.49
Sergilerde .kendi imajm1 kendi istedigi gibi sunma imka­ mna sahip olan Osmanh, kendi kontrolu d1~mdaki her tur- 10. Osmanh imajma set c;ekmeye c;ah~mt~Ur. 1893 y1lmda Londra'da "canh panoramalar" duzenleyen bir ~irket o y1lki konusunu Istanbul ~ehri olarak sec;mi~tir. Fikir, Londra'nm sec;kin tema~a merkezi Crystal Palace'da kayikc;1s1yla, c;alg1- clSlyla "canh bir Bogaz manzaras1" sergilemektir. Ancak ko­ nuyu goru~mek ve panoramanm canh unsurlanyla kay1kla-
47 BOA YA HUS 283/54 Londra Sefareti'nden Hariciye Nezareti'ne, 21 T~rin-i Ev­ vel, 1896, no. 472; aym makamlar aras1 yaz1~ma, 7 Te~rin-i Sani, 1896, no. 500.
48 Bu konuda bkz. Ubeydullah Efendi'nin Ameriha Hat1ralan, haz. Ahmet Turan Alkan, tleti~im Yaymlan, Istanbul, 1989. Ubeydullah Efendi 1893 Chicago sergisine Osmanh sergi komiseri tayin edilmi~ti.
49 BOA YA HUS 354/41 23 Muharrem, 1314/5 Temmuz 1896 Bab-1 Ali Daire-i Hariciye aded 1610. bu beige yakm zamanlarda lizerinde cahs1lan oryantaliz­ min dunyaya bak1s1 konusunu cagns1mnaktad1r. Bu konuda bkz. Timothy Mitchell, "The World 11s Exhibition" ComparaJivc Studies in Society and His­ tory, 1990. Mitchell yaz1smda 19. yilzyilda muhtelif sergilere kanlan MISlrh, Habes vs. gibi Bauh olmayan sergi personclinin kcndilcrini de usergilenmls" buldul<lanm anla1rnak111d1r. Bu konuda ilginc bir ka~llhk Ubeydullah Efen­ di'n!n amlarmda ortaya c;1kar. Ubeydullah Efendi'nin hie de kendini pasif ve egzotik bir dogulu olarak gOrmcdigi, aksine Chicago'daki yasama akt!f b!r bi­ i;imdc {oldukcn canh blr ~k hayan dahil) kauld1gin1 gMuyoruz. Biez., Ubey­ dultuh Efrndi'nin Amailia l/auralan.
35
"Surre-i HOmayun", 1890, Fotograf: Ali Sarni Ak6zer; Engin Ozendes, Osmanlt imparatorlugu'nda Fotograft;1/1k, (7839-7919), lleti~im Yaymlari, 1995.
n almak ic;in lstanbul'a kadar gelen ~irket temsilcileri bin­ bir dil dokmelerine ragmen, " ... guya ahval-i Sarkiye'nin numuneleri gosterilmek uzere bir tak1m K1pti ve Yahudi ka­ dmlarm ahali-i Sarkiye gibi ira'iyyesine ve bu gibi daha mu­ nasebetsiz ~eyler te~hirine kalk1~1lmas1 ... " nedeniyle kesin ret cevab1 alm1~lardir. 50
Osmanh'nm ve Osmanh hilafetinin olumlu imaj1m dun­ yaya yaymada en etkin arac;lardan biri de basm olmu~tur. Bu baglamda 1916'da yayimlanm1~ bir kitapta muhayyel ce­ maat fikrinin basm ve yaym yoluyla nasil yayild1gmm gayet ac;1k bir ifadesini bulmak oldukc;a ilginc;tir. Ahmet Hamdi (Aksekili)'nin, Mezahibin Telfiki ve Islam'm bir Noktaya Cem'i ba~hkh bu eseri, Arap du~unuru Ra~it R1za'nm 1315'te (1897-1898) El-Manar gazetesinde yay1mlanm1~ bir seri makalesinin aynnt1h dipnotlarla tercumesidir. 51 Ya~h
bir alim ile gene; ve faz1l bir talebe arasmda gec;en temsili bir muhaverede gene; talebe, ya~h alimin gazeteler ve cog­ rafya kitaplannm gavur icad1 oldugu ve n nedenle onlara guven olamayacag1 yollu goru~lerine cevap vermektedir: "llm-i cografya ile her tarafa giden gazeteler gerek bilad-1 muslimini gerek ba~ka bilmedigimiz birc;ok yerleri bize pek parlak bir suretde temsil ediyor. 0 kadar ki daima gozumu­ zun onunde gibi onlardan hic;bir ~ey bize gizli kalm1yor. "52
19. yuzyilm son y1llarmda yaz1ld1g1m du~unursek muhay­ yel cemaat fikrinin bundan bilinc;li bir tammm1 bulmak zor o Isa gerek. 53 Serif Mardin'in de i~aret ettigi uzere 19. yllzyil-
50 BOA YA HUS 285/66 Bab-1 Ali Daire -i Sadaret, aded 1821.
51 Aksekili Ahmed Harndi, Mezahibin Tdfihi ve tsldmm bir Noktaya Cem'i, Sebil­ iil Re~ad Kitabhanesi: 16 Dar-iii Halifa Amedi Matbaas1, 1332.
52 A.g.e., s. 36.
53 Bu a1m11y1 Andcrson'un kilabmm 37. sayfasmdakl ~u paragrafia ka~1\a~1mnak ilgim; g6rimiir: "New Yorl1 Times gazetesinde Mali'de ac;hk, Sovyetler Birll­ gi'ndc muludefet, korkunc; bir cinayct, Jrak'a darbe, Zirnbabvc'de kc~fcdllcn bir fosil, Miucrand'm bir demed ... Nedcn bu olaylar yan yana bulunmakta? Onlan birbirine baglayan nedir?.. Bunlan birbirine baglayan gazetenin iist11n-
37
m son y11larmda evrene· merakla yakla~an bir insanm basm ve gazete yoluyla ula~abilecegi bilgiler fizyolojiden beslen­ meye, kimya sanayiinden lslam'da unhi kadmlar tarihine kadar uzanan ~ok geni~ bir alam kaps1yordu. 54
Bu ortamda Istanbul ve Kahire'de bas1lan bir gazetenin Lahore'da okunmas1, Osmanh hilafetinin muhayyel cemaat kurgusuna geni~ imkanlar tamyordu.
Ar~iv kaynaklannda bu cemaate Osmanh'nm basm yoluy­ la sesleni~inin muhtelif omekleri vardir. Ozellikle 1880'lerin basmmda lngiliz ve Frans1z te~vikiyle ortalarda dola~maya ba~layan "Arap hilafeti" laflanna kar~1 Osmanh bilirn;li bir kar~1 propaganda yurutmu~tur. Ornegin, 2 May1s 1888'de Hariciye Nezareti'nin bildirdigine gore, Hindistan'da Arap hilafeti lafm1 yayan Araplarm adedi artmi~tlr.55 Puncab Times gazetesinin lngiliz gazetelerinden naklen yay1mlad1g1 bir makalede Osmanh hilafetinin ge~ersiz oldugu iddias1 ortaya atilm1~nr. Buna mukabele olarak Osmanh Bombay Ba~~eh­ benderligi Advocate of India gazetesinde Osmanh hilaf etinin "elifbas1" denebilecek bir tekzip yayimlam1~nr:
"Bir lngiliz gazetesinin ifadesine gore Hindistan gazetelerin­ den biri tarafmdan vuku'bulan baz1 i$'arat Dersaadetce mu­ cib-i istigrab olmu$lUr. Bu i~'arata nazaran baz1 Arablar son u~ aslfdan beru Hanedan-i Osmani'ye aid olan Hilafeti lslami­
ye'yi istirdada ~ah~1yorlarm1~. Ve hi~bir vakit Zat-1 Sevketse­ mat-1 Hazret-i Padi$ahi'yi Halife-i Muslimin s1fauyla tamma­ yarak, bu gune kadar aha ve ecdadlannm fezail ve hasailine riayet ederek nesl-i Hazret-i lsmail me$aihine izhar-i emniyet
deki tarihtir ... Mali haberlerden dii~tiigii zaman Mali'nin yok oldugunu veya Mali'deki tiim insanlann oldiigiimi dii~iinmeyiz ... Orada bir yerde Mali'nin yoluna devam ettigini biliriz ... "
54 Serif Mardin, Religion and Social Change, s. 76.
55 BOA YA HUS 214/63 Bab-1 Ali Nezaret-i Umur-u Hariciye. "Hariciye Nezareti­ ne fi-2 May1s 88 tarihiyle Londra Sefaret-i Seniyye'sinden varid olan 130 nu­ merolu tahriratm terciimesidir."
38
ve itimad ediyorlarm1~. Dersaadet'de bu mubaheseye suf ta­ rihce bir hata nazanyla baktlmaktadu. Sultan Abdulhamid Han Hazretleri me~ru ve yegane Halife-i Muslimin'dir. Ve Hi­
lafet-i Kubrayi lslamiye kabil-i inkisarn olmayub 1517 sene­ sinde ced-i erncedleri Sultan Selim-i Evvel Hazretlerine Hule­ fay1 Abbasiye'nin son Halifesi tarafmdan terk olunrnu~dur.
Emanet-i Mubareke-i Hazret-i Risaletpenahi nezd-i Hurna­ yun-u Hazret-i Hilafetpenahi'de mahfuzdur. Zat-i Sevketse­ mat-i Hazret-i Mulukane mahal-i mubareke-i lslamiye'nin Pa­ di~ah1 olub, sair unvanlan miyaninda 'Haremeyn-i Serifeynin Muhaftz ve Mudafii' unvan-1 celilini haizdirler. Ve ... hukum­ deran-i lslamiye'nin en ziyade sahibi-i kuvvet ve rniknetidir­ ler. Esbab-1 me~ruha olmasa bile evsaf-1 hasail-i celile-i Hu­ mayunlan hasebiyle Hilafet-i lslamiye kendilerine raci' olrnak laz1m gelir. Zira lslarn noktai nazanndan muhakeme olunur ise ~uras1 derkardir ki eger Hilafet-i Kubrayi lslamiye mema­ lik-i Sahaneleri kitaat-i seleseye murnted olan zat-i Sevketse­ rnat-i Hazret-i Padi~ahi'ye aid olmayubda serseri bir ~eyhinde veya Necara, Afgan, Fas gibi kii<;iik bir emirde olmu~ olsa idi itibar ve mer'iyyetini zayi' etmi~ olur idi. "56
Londra sefareti 16 May1s 1888'de yukanda ibareyi havi tekzip yaz1lannm Bombay, Kalkuta, Madras ve Lahore'da ~1- kan gazetelerde yay1mland1g1m bildirmi~ ve boylelikle "Hu­ kuk-u Padi~ahi'nin murur-u zamanla sakit olmad1g1"mn is­ pat edildigini haber vermi~tir.57
lngiliz somurge yonetiminin kendi belgelerinde de 1880'ler ve 1890'larda Hindistan'da giderek artan Osmanh nufuzu s1khkla konu edilmektedir. 28 Eylul 1880 tarihli bir India Office raporunda ~u saurlan okumaktay1z: "Surasm1 a~1k~a kabul etmeliyiz ki son y1llarda Hint Muslumanlan-
56 A.g.e. 57 A.g.e., Bombay ~ehbenderliginden Londra sefaretine. "Hariciye Nezaretinden.
Fi 16 Mayis 88 tarihiyle Londra Sefaret-i Seniyye'sinden varid olan 147 nume­ rolu tahriratm terciimesidir."
39
nm Osmanh devletine olan ilgileri giderek artmaktadir. Ya­ krn zamanlarda Hint Muslumanlannrn bir dini cemaat ola­ rak c;;1karlanm Osmanh devletinin gucunun bekasrna ve c;,:1- karlarrna baglad1klan gorulmektedir. Son yirmi y1l ic;;inde bat1 ve dogu Asya arasrndaki fikir ah~veri~ini mumkun k1- lan ileti~im, seyahat gibi imkanlar c;;ok artmaktad1r ... Bu du­ rumda Osmanh sultanmm Hindistan'daki nufuzunun art­ mas1 kac;;milmazdir ve eger bir gun lstanbul'da lngiltere aleyhine bir hava esecek olur ise bu ulkenin [Hindistan'm] baz1 bolgelerinde bize huzursuzluk c;;1karabilir." Ancak ra­ porda o anda henuz tela~a mahal olmad1g1, Hindistan'da aktif bir Osmanh entrikas1 bulunduguna dair hic;;bir belirti gorulmedigi de soylenmektedir. 58
Ancak aktif entrika olsun veya olmasm 1880'ler ve 1890'larda Osmanh hilafetinin Hindistan'daki "gorunurlu~ gunun" artug1 ac;;1ktir. Bunun bir ornegi de Rangun'da Os­ manh Konsolosu olan HaC1 Muhammed Yusuf'un yaptmp vakfettigi dart kath mukellef misafirhanenin, "sultan'm gu­ mu~ jubilesi hat1rasma" ithaf1dir. 59
Yuzyilm sonlanna dogru Osmanh-Yunan Sava~1 (1897) ve Ermeni meselesiyle birlikte Hint basmmda Osmanh dev­ leti s1k s1k konu edilmekte, Osmanh nufuzunda bir t1rman­ ma gorulmektedir. Hatta buna bir tepki olarak lngiltere'ye sad1k baz1 Hint Muslumanlan tarafmdan Osmanh hilafeti­ nin gec;;ersizligi vb. konulardaki yaz1lann ve propagandanrn artug1 gozlenmektedir. lngiltere'nin en ba~ "ehlile~tirilmi~" Musluman aydm1, Sir Sayyid Ahmad Khan, Abdulhamid'in Hindistan'da halife olarak hic;;bir iddias1 olamayacag1m ve
58 India Office UP&: S/7/26, s. 1253. "Government of India to H.M Secretary of State for India. Simla, Eyliil 1880."
59 "I..:islam dans 1.'.Inde" Revue du Monde Musu!man, cilt VI, Eyliil 1908, s. 111: Bu kaynakta binanm fotograft goriinmekte ve "bu misafirhanede her <linden olan seyyahlarm bilabedel konaklad1klan" belirtilmektedir.
40
zaten evrensel hilafet kavrammm lslam'da yeri olmad1g1m her vesileyle tekrar etmektedir. Ancak 1897'de Sir Sayyid dahi lngiliz dostlarma, lngiltere'nin Osmanh politikas1'nm Hint Muslumanlan arasmda 1857 Hint isyanma yakla~acak kadar ho~nutsuzluk yaratug1m soylemi~tir.60
Osmanh hilafetinin Hindistan'daki nufuzuna sekte vur­ mak amac1yla lngiliz idaresi Osmanh lmparatorlugu'nda tebaaya zulum edildigini yayma politikas1 uygulam1~t1r. 16 Mart 1895'te Bombay Sehbenderligi, lngilizlerin uzerinde durdugu ba~hca iki konunun Hicaz'daki saghk hizmetleri­ nin yetersizligi ve Sason Ermeni vakas1 oldugunu yazm1~­ ur.61 Bu olaylar Gladstone'un me~hur Osmanh kar~ll1 ate~li nutuklanyla birlikte Hint Muslumanlannm "meyus ve mu­ teessif" olmalanna yol a\:mt~ttr. Hicaz'daki karantinahane­ lerin yetersiz kald1gmdan; "kolera'nm Avrupa ve butUn aleme sirayeti binlerce kesamn telef ve vefau, Hukumet-i Seniyye'nin adem-i intizammdan munbais idugini yerli ve lngiliz matbuau vas1tas1yla [lngilizlerin] ilan ve i~'aya \:a­ h~ma"lanndan bahis edilmektedir. Buna \:are olarak Seh­ bender, "efkar ve itikad-i muslimini tagyir ve te~vi~e ba'is olan inti~araat-1 mezkureye kar~1 tedbir ve \:are yine ancak matbuat ve ne~riyatla mumkun olabilecegi. .. " goru~unde­ dir. 62 Ancak Sehbender, gazetelerde kendi admm \:lkmas1 caiz olmayacag1 i\:in guvendigi Hint Musluman "mutebera­ nmdan" baz1lanna tekzip yaz1lan yazd1rm1~t1r. Bu yaztlar Hindistan'da Muslim Chronicle ve Bombay Gazette'de \:lk-
60 Peter llardy, Muslims oJ UrWsh India, Cambrid~\e 1972, s. 178-179. Dogal ola­ rak burada Osmanh'ya duyulan scmpatinin llindistan'm bazt i~ dinamiklcriyle de iirtt1~titgt1mi belinmek gcrekir. (lmegin l897'de lngll!z siimt1rge idnn.•si, Muslurnan hanc mahrcmiyelini (purdah) ihlal c<lerek saghk ve mali persone­ linin evlerc g1m1esi biiyuk lnfial uyandtmu.:;ur. Bkz. Hardy, a.g.t., s. 179.
61 BBY YA HUS 323/84 3 Mart 1311-16 Mart 1895 Bombay ~ehbenderligi'nden Hariciye Nezareti'ne.
62 A.g.e.
m1~ur. Gazetelerde yaymlanan makalelerde Kamran Ada­ s1'ndaki karantinahanede gec;irdigi gunleri gayet ayrmuh anlatan yazar, Osmanh karantina uygulamalarmm ne denli duzenli oldugu uzerinde durmaktadir. Diger yaz1da ise Os­ manh Hlristiyanlanna zulum iddialarma cevap ve Osmanh burokrasisinde yuksek rutbeli gayrimuslimlerin listesi ve­ rilmektedir. 63
Bombay ~ehbenderliginin bir ba~ka yaz1smda ise "Hyde­ rabad Vezir-i Sab1k1" olarak tamulan bir Hint onde geleni Salarceng'in, Lahore'da Urdu dilinde yay1mlanan Ahbar-i Amm' gazetesindeki makalesinden de bahsedilmektedir. Bu yaz1da Avrupa Duvel-i Muazzamasmm Osmanh'y1 istedigi gibi itip kakacagm1 sand1klanm, ancak bu konuda yamld1k­ lanm, Osmanh lmparatorlugu'nun ve hilafet ordularmm "sekiz yliz bir asker-i cerara malik ve hln-i hacetde bu mik­ dann bir milyon iki yuz bine iblagma muktedir" oldugu soylenmektedir.64 lki ay kadar soma aym zat aym gazetede bir yaz1 daha yay1mlam1~ ve Osmanh ~ehbenderi yazmm tercumesini lstanbul'a gondermi~tir. "Sultan-i Rum Halife-i lslamdir" diye ba~layan makalede ilginc; nokta 1857 Hint isyanma aufta bulunulmas1d1r. Yazarm soyledigine gore o tarihte " ... Zat-i Humayun-u Hilafetpenahi lngilterelu'nun dost ve muttefiki olmam1~ olsayd1 1857 senesinde Hindis­ tan'da serzeda olan ihtilalin teskin edilemiyecegi ve belki lngilterelu'nun Hindistam kamilen ve tamamen zayi' edece­ gi. .. [apkc;a bellidir]"65 Yazara gore lngiltere, Osmanh dost-
63 A.g.e., "The misplaced sympathy of England" Muslim Chronicle, Subat 28 1895; "Pilgrims at Mecca. A Reply to Mr. Eannest Hart." Bombay Gazete, 5 Mart 1895.
64 BOA YA HUS 207/55 Bombay Bassehbenderligi'nden Hariciye Nezareti'ne. 23 Muharrem 1305/11Ekim1887. Verilen say1larm abamh oldugu ve yaratilmak istenen tesire hizmeten olduk~a renkli bir dil kullamld1g1 malumdur.
65 BOA YA HUS 208/90 Devlet-i Aliyye-i Osmaniye Bassehbenderligi Bombay.
42
"Lahor'da tab olunan Ahbar-i Amm' nam ruznamenin Tesrin-i Sani'nin ii~ii ta­ rihiyle miiriivvec niishasmda goriilen bir bendin terciimesidir." Yazmm pro-
lugunun kadrini bilmeli ve milyonlarca Hint Musluma­ nt'nm hissiyatm1 kollamahdir.
Ancak, Salarceng'in bu hararetli Osmanh taraf tarhg1 Hyderabad ii;;in pek semeredar olmam1~tir. Bombay ~ehben­ derliginin 13 Mart 1888 tarihli yaz1sma gore Hyderabad Hi­ zam1, Veziri Salarceng'in ettigi laflardan otun1 lngiltere Hin­ distan hukumetine elli milyon rupiyi "hediyeten" bag1~la­ mak zorunda kalm1~tir. Gene Ahbar-i Amm gazetesinin ya­ zismda, "[Hyderabad Nuvvab1'nin] Hilafet-i Osmaniye'ye olan munasebau elbette lngiltereluye olan revabit ve muna­ sebaundan azdir. Nuvvab-i mu~arunileyh Zat-i Sahane ii;;in lngiltere hilafmda bulunamaz ... " denilmekte ve bu saurlar­ da gei;;mi~in "ay1bm1 ortme" kayg1s1 sezilmektedir. 66
Ermeni meselesiyle ilgili gerginligin tirmand1g1 gii.nlerde Hint ve lngiliz basmmda hararetli taru~malar boy goster­ mektedir. lngiltere'nin en yetk~n siyas1 yaym organlarmdan The Nineteenth Century dergisinde Hintli bir Musluman'm Hindistan'da padi~ahm nufuzu ile Ermeni meselesi arasm­ daki baglanuy1 kuran makalesi buna iyi bir ornektir: "Hint
Muslii.manlan H1ristiyanlarm Aya Sofya Camii ve Arabis­ tan'daki mukaddes yerler aleyhine i;;evirdikleri entrikalar­ dan ku~kulanmasalar, gonullu olarak Turkiye'deki kotU idareye kar~1 seslerini yukseltirlerdi. "67
paganda mahiyetinde yaz1lm1~ oldugu m;1kur, ancak bu tiir yaz1larm nereye kadar dogrudan dogruya Sehbenderlikten miilhem nereye kadar yazarlarm kendi fikirleri oldugunu kestirmek imkans1z gozlikmektedir.
66 BOA YA 211/84 "Ahbar-i Amm' nam1yla Lahor'da tab' olunan gazetenin SubaH efrendnin iklnci gunu tmihli nuslumncfa gortilen bir bcndin tcrcumcsi sureti­ dir. • Yaz1da aynca $U ibarc gccmektcdir: " •.. Hikumle Avrnpa kemal-i sabrl Ile 'devl~H Aliyye'nln Ulkslmlne sa!'dir. Mcmahk-i Osmani~ almlisi kabail-1 muh­ tchfcden mf1rckkcb olub, kavm-i Turk ise k11ildir. Binaberin mcmalik-i Osma­ niye'nin hod be hod perakende ve peri~an olacag1 gun uzak gortinmiiyor. •
67 Rafiuddin Ahmad, "A Moslem's view of the Pan-Islam revival", The Nineteenth Century, Ekim 1897, s. 517-525; Ayasofya Cami'nin Abdtilhamid doneminde artan sembolik onemi icin bkz. Giilru Necipoglu, "The Ottoman Hagia Sop­ hia", Princeton Oniversitesi'nde 19 May1s 1990 tarihinde toplanan "The Structure of Hagia Sophia" seminerinde sunulan bildiri.
43
Bombay ~ehbenderliginin 17 Ekim 1896 tarihli yaz1smda, lngiliz gazetelerinde son zamanlarda gorulen Osmanh aleyhtan yazilarm padi~ahm ~ahsm1 hedef almasmm Hint Muslumanlan arasmda <;ok olumsuz yank1lar yaratt1g1 soy­ lenmektedir. Yaz1da padi~ahm ~ahsma yaptlan saldmlarm <;ogunun Gladstone'un sorumlulugu oldugu yaz1lmakta, ve "sahib-i zuhd ve takva olan (dini butun olan) her Muslu­ mamn Gladstone'a mecm1n nazanyla bakmakta" oldugu belirtilmekte, Gladstone'un bunad1g1 ima edilmektedir: "Sin-i ~eyhuhiyet ~uuruna halel getirmi~tir." 68 Ancak aym yaz1da The Madras Times gazetesinde yay1mlanan ve lngiliz­ lerin Hint Muslumanlanna seslendikleri bir makalenin de tercumesi vard1r: "lsla.m tebam1zm hissiyat-i diniyelerin do­ kunacak bir ~ey soylemek bizce mucib-i teessufdur. Fakat Sultan Abdulhamid Han Hazretlerinin Devlet-i Aliyye'nin hukumdan ... s1fat1 ile Emir-el Muminin s1fau beyninde bir fark gostermelerini vatanda~lanm1zdan taleb ederiz ... Mus­ luman dostlanm1za ~uras1m ihtar ederiz ki .kendileri ancak Musluman s1fat1yla Emir-el Muminin'e ibraz-1 asar-1 ihtiram etmege mecbur olub, yoksa Hukumdar-1 Devlet-i Aliyye s1- fauyla Abdulhamid Han-1 Sani Hazretlerine Japonya lmpa­ ratoru hakkmda ibraz etmeleri laz1m gelen raiyyetden ziya­ de hurmet ve raiyyet etmege mecbur degildirler. "69
Boylelikle lngilizlerce aba altmdan gosterilen sopa gide­ rek abamn d1~mdan da gosterilmeye ba~lanm1~tlr. Bombay ~ehbenderliginin 6 Agustos 1897 tarihli yaz1smda Osmanh­ Rus Sava~1 s1rasmda Osmanh lehine sava~ ianesi toplayan iane cemiyetlerine <;e~itli bask1larm uygulanmaya ba~land1- g1m bildirilmi~tir. Luknow ve ba~ka ~ehirlerde iane topla-
68 BOA YA HUS 363/6 "Hariciye Nezaretine 4 Te~rin-i Evvel 1312 tarihiyle Bom­ bay Ba~~ehbenderliginden varid olan 5 Numerolu Tiirkce tahriratma ·melfuf "Times of India" gazetesinden miistehric bendin terciimesidir."
69 A.g.e.
44
mak i\'.in akd edilen mitingler yasaklanm1~. bunlann onde gelen yoneticileri tutuklanm1~tlr. Mulvi Hidayet Resul adm­ da "me~hur ve muazzez bir alim" olarak tamtilan bir din adam1, Osmanh sultam lehine konu~ma yapmaktan bir se­ ne hapse mahkum edilmi~tir. Bu durum "zaten cesaretle maruf olmayan Hindliler" arasmda buyuk urkuntti yarat­ m1~," 'Hukumet-i lslamiye' ve 'iane' sozlerini bile lisana al­ maktan korkmaya ... ba~lam1~lardu. "70
lngiltere somurge hukumeti, cebri tedbirlerin yam sua basmda da yogun bir kar~1 propagandaya giri~mi~tir. The Times of India'dan almn yapan Osmanh ~ehbenderi, "Mual­ lim Vamberi"nin Orta Asya'da kendi hukumdarlanndan once Osmanh sultanma hutbe okundugunu ileri surdugu­ nu ve gazetenin bunu ele~tirdigini duyurmu~tur. Vam­ bery'ye kar~1 "Bir Hintli Musluman" imzas1yla aym gazete­ de \'.Ikan makalede Osmanh padi~ahmm Emir-el Muminin olarak Hindistan'da kabul gormekle beraber ona hi\'.bir za­ man halife nazanyla bak1lmad1g1 ilan edilmektedir. Yazmm ilgin\'. yam, tam Osmanh hilafetinin tarihsel me~ruiyet id­ dialannm hedeflenmesidir. Yazara gore, bu iddia ancak \'.Ok yakm bir ge\'.mi~te Abdulhamid tarafmdan one surulmu~­ ttir ve tarihsel hi\'.bir evveliyan ve mesnedi yoktur: "Sultan Abdulhamid Han-i Sani Hazretlerinin taht-i Osmani'ye cu­ lus buyurduklan zamandan beru Hindistan'da zat-i Hazret­ i Padi~ahi'nin Halife oldugunu ve hutbenin nam-1 nami-i Humayunlanna k1raat olunmasm1 mu~'ar binlerce dua ki­ tablan tevzi edilmi~tir." Yazara gore bunca \'.abaya ragmen Hindistan camilerinde boy le bir uygulama yoktur. 71 Aynca
70 BOA YA HUS 3a76/121 Bab-1 Ali Daire-i Hariciye. "24 Temmuz 1313 tarihli Bombay Ba~~ehbenderligi'nden varid olan tahriratm suretidir."
71 BOA YA HUS 376.1121 "Hariciyc Nezare1i11c 14 Tcmmuz 1313 tarihiyle Bom­ bay Un~ 5chbendcrliginden vancl olan 12 numerolu rnhrirata melfuf gazete pan;alanmn terc11mesidir." Belgccle sozu e<lilen iinlii oryantalist Arminius Va111bcry'dlr. Vambery'nin Pan-lslAmizm (lzerine gllr!l~lcri ic;in bkz. Arminius
45
Sabah ve Malumat gazetelerinin de "Hindistan ahali-i mus­ limesinin hissiyat-i diniyesini lngilizler aleyhine tehyic ve tahrik ... " ettikleri gerekc;;esiyle Hindistan'a ithalleri yasak­ lanmi~ur. 72
Aynca hacca gidecek Hint ve Orta Asya hac1 adaylarma Osmanh hukumetinin ~ehbenderler arac1hg1yla vize uygu­ lamas1, somurgeci yonetimlerin ~im~eklerini uzerine c;;ek­ mi~tir. Bu konuda kendi ac;;ilanndan pek de haks1z degiller­ di, zira Osmanh belgelerinde haccm oneminin d1~ dunya­ dan gelen Muslumanlarla Osmai;ih memurla:rmm "revabit-i siyasiye" ic;;inde olmalan onemi ac;;1kc;;a vurgulanmaktadir.73
Osmanh Pan-lslamizminin bir diger ba~hca etki alam da M1sir'dir. Her ne kadar 1882'deki lngiliz i~galinden soma M1s1r aslmda bir gayriresmi lngiliz somurgesi haline geldiy­ se de, lngiliz bask1s1 M1s1r'da baz1 kesimlerde Osmanh hi­ mayesi aray1~ma yol ac;;m1~t1T. Bunun en bariz gostergesi 11 Nisan 1897'de baz1 M1s1rhlarm M1sir'daki konsoloslara ver­ dikleri layihad1r. Bu layihamn yaz1h~ amacmm, "Devlet-i Aliyye'ye fenahk etmek arzu~unda bulunan du~manlan ikaz ve din-i mubin-i lslamiye bu gibi ahvalde yekdigeriyle habl-i metin-i ittifak ile merbut olduklanm du~manlara bil­ dirmekten ibaret oldugu ... " soylenmektedir.74 Aynca belge­ de, "Aruk ~uras1 malum olmah ki bade-ma Avrupa devletle­ ri Devlet-i Aliyye'nin zaranna olarak muttehiden hareket
Vambery, "Pan-lslamism" The Nineteenth Century, cilt 60 (1906), s. 547-558. Bu yaz1da Vambery, Pan-lslamizmin Abdulhamid doneminde ivme kazand1g1- m ve Alman politikas1yla eklemlendigini yaz1yor. Aynca ileti~im patlamasma da dikkat i;ekiyor.
72 BOA YA HUS 375/101 Bab-1 Ali Da\re-i Hariciye aded 2051.
73 BOA trade Dahiliye 30 24 Cemaziyelevvel 1299/14 Nisan 1882. Sura)'! Devlet mazbatas1 no. 2317.
74 BOA YA HUS 377/10; 11 Rebiy11lahir 1315/11 Nisan 1897. Daire-i Umur-u Hariciye. "M1s1r Fevkalade Komiseri Devletlu Gazi Ahmed Muhtar Pa~a Haz­ retlerine 8 Eylul 97 ve 11 Rebiyiilahir 1315 tarihiyle takdim k1lman Arabi-el ibare anzamn tercumesidir."
46
edecekleri M1sirhlarca tahakkuk edecek olursa M1sirhlarm kaffesi Gazi SevketlO. Sultan AbdO.lhO.mid Han Hazretle­ ri'nin bir i~aret-i HO.mayO.nlanyla kanlanmn son katresini akitmaga haz1r ve amadedirler. "75 Avrupa konsoloslarma gonderilen bu layihamn bir diger ilgin\: yam da Girit mese­ lesinde Avrupahlann tUm ilkelerini bir yana b1rakip alenen Yunanistan'1 desteklemelerini kmamas1d1r.76
Yukandaki orneklerden goro.ldo.go. gibi, Yunanistan'dan Sason'a ve Kamran karantinahanesine oradan da Lahore ve Batavya'ya uzanan bir muhayyel cemaat kurgulanmaya \:ah­ ~tlm1~ur. Hindistan, Orta Asya, Endonezya ve Afrika'ya ka­ dar uzaulmaya ~ah~1lan bir nufuz ag1 soz konusudur. Ger~i bunu, tUm do.nya MO.slO.manlanm bizzat Osmanh yoneti­ minde ayaklandumak gibi bir eyleme ~evirmeye devletin go.cu yoktur ve Sultan Abdulhamid bunun bilincindedir. Burada aramlan Buhara, Lahore veya Batavya'daki MO.slu­ manlann indinde Osmanh'y1 me~ru lslam halifesi olarak kabul ettirmek ve bunu imparatorlugun has1mlanna kar~1 bir pazarhk kozu olarak kullanmaktu. ·
Bitirirken: "Gelenegin icad1", "muhayyel cemaat" ve Pan-lslamizm
19. yuzy1la gelindiginde Osmanh lmparatorlugu'nun do.nya geli~melerine ko~ut yeni bir "me~ruiyet zemini" aray1~1 i~i­ ne girdigini soylemek mO.mkundur. DO.nyada varhklannm me~ru oldugunu vurgulamak, imparatorluk yoneticileri i~in hayati bir mesele olmu~tur. Uluslararas1 politikada bu, devletler hukukunun ozO.msenmesi ve devlet lehine yo-
75 A.g.e., her ne kadar burada ate~li stizler ediliyorsa da Abdulhamid'in btiyle bir eylemi aktif olarak destekleyecegi ~iiphelidir.
76 A.g.e., layihada aynca lngiliz basmmm M1;1rhlan Osmanh'dan sogutmak ii;in ellerinden geleni yapuklarmdan ~ikAyet olunuyor.
47
I
II
I :
,1
rumlanmas1 ~eklinde cereyan etmi~tir.77 Ba~ka bir diizeyde ise, imparatorlugun diinyada rekabet edebilmesi i<;in yeni gelenekler icat etmesi ve diger Pan hareketler gibi bir mu­ hayyel cemaat yaratmas1 gerekmi~tir. II. Mahmud ve Tanzi­ mat donemlerinde yaraulan geleneklere 19. yuzy1lm son <;eyreginde Abdulhamid, Pan-lslamizmi eklemi~tir. Osmanh Hilafetinin diinya Miisliimanlan indinde nufuz arac1 olarak kullamlmas1 i<;in yeni bir resmi mitoloji giindeme gelmi~­ tir. 78 Ancak burada vurgulanmas1 gereken husus ~udur: Os­ manh halifesini dunyada "goriiniir kilmak", dint motifleri kullanarak tiimuyle sekuler bir dunya politikasma oyna­ maktir. Pan-lslam konusundaki karga~a da buradan <;1k­ maktadu. lhsan Siireyya S1rma gibi baz1 yazarlar Abdulha­ mid'i butun dunya Muslumanlanm kurtarmaya soyunan ulu bir varhk olarak gostermeye <;ah~mi~lardu. 79
Bunlarm kar~1smda Orhan Kologlu ve Kemal Karpat gibi meseleyi daha sogukkanh bir bi<;imde ele alanlar ise tii­ muyle obur uca giderek Pan-lslamizmi Bat1hlann yarattlg1 bir ocii olarak gorme egilimindedirler.80 Ancak, abart1lm1~ bir gorii~ii ele~tirmek aym oranda abart1h bir kar~1 gorii~ii gundeme getirmemelidir. Pan-lsl:J.mm Osmanh lmparator­ lugu'nca yurutiilen ger<;ek bir politika oldugu a<;1ktir. Bu politikay1 bugunun gozlukleriyle degerlendirip ellerindeki imkanlan <;ok daha geni~ olan Pan-Slav ve Pan-Hellen vs. gibi hareketlerle kar~ila~tmp "sm1fta buakmak", donemi anlamam1z a<;1smdan bize fazla bir ~ey kazandumaz.
77 Selim Deringil, "Some Comments on the Concept of Legitimacy in the Fore­ ign Policy of Abdulhamid II." Studies in Ottoman Diplomatic History, 1, ISIS Press, Istanbul, 1987, s. 97-102.
78 William Mc Neill, Myth and Mythhistory.
79 lhsan Siireyya Sirma, I. Abdulhamid'in Islam Bir!igi Siyaseti, Istanbul, 1985.
80 Orhan Kologlu, "Diinya Siyaseti ve Islam Birligi", Tarih ve Top!um, say1 83, Kas1m 1990, s. 12-17. Benzer bir gorii~ i~in bkz. Kemal Karpat, "Panisla­ mizm ve lkinci Abdiilhamid", TUrh Dilnyas1 Ara~tmna!an Dergisi, Haziran 1987, s. 13-37.
48
pan-lslamizmi reddedici bir tav1rla ele alanlarm s1khkla du~tugu bir hata da; Hurgronje ve Vambery gibi goru~leri butun bir oryantalist gec;mi~i ve birikimi ve bu dunya go­ ru~unu hamil olan ki~ilerin, Osmanh lmparatorlugu hak­ kindaki fikirlerini pek de sorgulamadan kabul etmektir. Kald1 ki Hurgronje, Felemenk mustemlekatmda Pan-lsla­ mist tehlikeyi gayet ciddiye alm1~, Osmanh ile baglant1s1 oldugundan ~uphelenilen alimlerin adalara sokulmamas1 ve Osmanh'ya baghhk dogrultusunda hareket eden her­ hangi bir onderin en kesin yontemlerle bertaraf edilmesi kurahmn somurge idarecileri tarafmdan da benimsenmesi­ ne neden olmu~tur.81
Aynca dunya c;apmdaki bir Pan-lslamist te~kilat imajm1 reddetmek ic;in Abdulhamid doneminde Pan-lslamizmin, "4-5 ~eyh", "5-6 konsolos"tan olu~an bir kadronun "lisan bilmeyen" elemanlarmm yuruttugu kadar yuruyen bir poli­ tikadan olu~tugu soylenmektedir. Ar~iv kaynaklan goster­ mektedir ki; ~ehbenderlik kadrolan i~lerini yapan, ustelik de gayet yetkin bir bic;imde c;ok k1s1th imkanlan degerlen­ diren memurlardu. Kologlu, Pan-lslamizm yap1ld1g1m ispat eden kaynaklara ula~amad1gma deginmekte ve "Bizim Ba~­ bakanhk ar~ivlerinde ~imdiye kadar aksini kamtlayacak ne listeler ne de mesajlar ortaya konmu~tur," demektedir.82 Yu­ kanda konuyla ilgili baz1 belgelerden ornekler sunulmu~­ tur, ancak "Abdulhamid Han-i Sani'nin lttihad-1 lslam feda­ ileri ve maa~lannm listesudur" ba~hkh ve altmda "muhur-u Sahane"yi havi bir dokuman halen aranmaktadu.
Pan-lslamizm konusundaki anla~mazhk, sorunun Pan-ls­ lamizmin olup olmad1g1 ~eklinde sorulmasmdan kaynak-
81 Reid, a.g.e., s. 282-283: "Hurgronje, haccm serbest b1rak1lmas1yla birlikte her­ hangi bir yabanc1 devlete meyil gosteren ve ayaklanma ~1karan din adamlan­ nm ba~lannm ezilmesini somiirge yonetimine telkin etmi~tir."
82 Kologlu, a.g.e., s. 13-14.
49
lanmaktadir. Aynca Pan-lslam ile Pan-Hellenism Pan-Ger­ manizm, Pan-Slavizm gibi hareketler kar~1la~tmld1gmda Bat1h hareketler oramnda orgutlu ve kapsamh bir olgu bu­ lunamad1g1 zaman, hi\: olmad1g1 veya yak denecek kadar onemsiz bir olay oldugu kamsma vanlmaktad1r. Ote yan­ dan Pan-lslamizmin hararetli savunuculan ise, "bizim de vard1 biz de Bat1y1 tehdit ettik"ten pek oteye ge<;meyen bir tavir ortaya koymakta ve ~imdiye kadar elimizde olan veri­ lerin s1mrlanm zorlamaktadular. Ancak kamm1zca soru, "Neden 19. ytizy1lm son <;eyreginde Pan-lslamizm Osmanh lmparatorlugu'nun kimliginde kritik bir mevki i~gal etmeye ba~lam1~tu?" ~eklinde sorulmahdu. Paradigmay1 "vard1- yoktu" tart1~masmdan daha soyut bir duzeye <;ekerek bu­ tun duriyada 1870'lerden sonra "lmparatorluk" ideolojisi yaratmak veya icat etmek i<;in ugra~an diger devletlerle Os­ manh'y1 kar~1la~tumanm daha semeredar olacag1 a<;iktir. 83
Boylelikle son donem Osmanh devletinin; milliyet<;ilik ak1mlanmn yontemlerine ba~vuran Rusya, Almanya, Avus­ turya, Japonya vb. legitimist (me~ruiyet<;i) devletlerin ara­ smda, genel bir dunya konjonkttiru i<;inde degerlendirilme­ si gundeme gelecektir.84 Osmanh devletinin varolabilme sa­ va~1, giderek artan bir ivmeyle kendi d1~mda cereyan eden olaylar kar~1smda "hen de vanm politikas1" uygulama ~ekli­ ni alm1~tu. Bu politikamn temel unsurlanndan biri icat edi­ len gelenekler olmu~tur. Avrupa'nm kar~1smda onun .anla-
83 Bu turde iki 6rnek r;ah~ma ir;in bkz. Carol Gluck, Japan's Modem Myths Prin­ ceton 1985; Rishard Wortman, "Moscow and Petersburg: The Problem of Po­ litical Center in Tsarist Russia, 1881-1914", Rites of Power Seant Wilentz (ed.) ir;inde, Philadelphia 1985.
84 Anderson bu slireci "resmi milliyetr;ilik" (official nationalism) tabir etmekte­ dir. Ancak burada bizirn ilgi alamrn1z ar;1smdan bu surece "imparatorluk Milli­ yetr;iligi" demek daha yararh olacaknr. Bkz. Anderson, s. 80-103. Aym bag­ larnda llber Ortayh, Avusturya lmparatorlugu'nun, "Kaiserreichiche Nationa­ lisrnus" (irnparatorluk-devleti milliyetr;iligi) 6megini getirrnektedir. Bkz. Os­ manh Devleti'nde Alman Nufuzu.
50
'
yabilecegi sembollerle konu~mak, onun e~deger telakki edecegi bir sima ile durmak gerekiyordu. Ancak tilmuyle bu sembollerin d1~ardan ithali yoluna da gidilemezdi (ve belki bu bak1mdan Osmanh'nm Japonya'dan fark1 burada­ dir). Dolay1s1yla Tanzimat Fermam'nda goruldugu gibi var olan bir gelenek zemininden hareket edilmi~, var olan sem­ boller dagarc1gmdan baz1lan sec;ilerek uyarlanmt~Ur. Bu semboller uniforma, muzik vs. gibi detaylar; devletin tam­ mmm ta kendisine, yani hukuki temelinin kimligine kadar uzanabilmi~tir. Uyarlanan/yaratilan gelenegin bir deger or­ negi olan Pan-lslamizm de bu c;erc;eve ic;inde yerini ahr. lcat edilen geleneklerin tilmunun uyguland1g1 saha olan mu­ hayyel cemaat, burada tum dunya Muslumanlanna seslen­ meye c;ah~an bir Osmanh halifesinin kendine bic;tigi kim­ likten ba~ka bir ~ey degildir.
Top/um ve Bilim 54, Yaz-GOz 1991, s. 47-64, © Birikim Yayrnlan '
51
11. Abdulhamid Donemi Osmanh lmparatorlugu'nda Simgesel ve Torensel Doku: "Gorunmeden Gorunmek"
Son y1llann tarih yaz1c1hgmda tarihsel malzeme olarak ka­ bul edilen tema ve konular bir hayli ~e~itlilik gostermekte­ dir. Daha once tarihsel ven olarak kabul gormeyen veya ta­ rihc;inin inceleme alanma pek girmeyen bir dizi konu artik tarihc;ileri me~gul etmektedir. Bu tema veya konulardan biri de devletin torenleri, simgeleri ve resmi efsanelerinden olu­ ~an anlamlar obegidir.
Simdiye kadar Turkiye tarih yaz1c1hgmda ha~met veya guc; gostergesi olarak algilanmanm otesine pek gec;ememi~ olan bu torensellik, resmi efsane ve simgeleme konulan; son y1llann "sosyal tarih" salgm1 s1rasmda da "devletle ug­ ra~mak" olarak gorulebilecegi ic;indir ki herhalde pek rag­ bet bulmam1~tir.
Oysa ozellikle ulus-devletin prehistoryasm1 olu~turan imparatorluk duzenlerinde resmi t6ren, efsane ve simgele­ rin; ulus~ulugu anlamak bak1mmdan fevkalade onemli ol­ duklan c;ok ac;iknr. Dunya tarihc;iliginde son y1llarda goru­ len tarihc;i, sosyolog, antropolog i~birligi bu alanda zengin
53
unlnler vermi~tir. 1 TO.rk/Osmanh tarihc;iliginde yakm za­ mana kadar bu alanda kapsamh ve ayrmuh c;ah~malar pek gorulmuyordu. Gulru Necipoglu'nun Topkap1 Saray1'm ve saray te~rifattm konu alan amtsal c;ah~mas1 bu bak1mdan son derece onemlidir. 2 Buna mucavir bir konuda c;ok onem­ li bir diger c;ah~ma da Zeynep C:elik'in Osmanh lmparator­ lugu'nu da kapsayan 19. yuzy1l dunya sergilerinde Dogu (Orient) simgelemesini konu alan eseridir. 3
Bu makalenin amac1 Abdulhamid donemi Osmanh devle­ tinin t6rensel simgesel ve efsanevi dokusu hakkmda baz1 onermelerde bulunmaktir. 4
Sultan II. Abdulhamid (1876-1909) Y1ld1z Saray1'mn ka­ lm duvarlan ardma kapand1gmda giderek daha efsanevI bir havaya burunmi'l~ti'lr. Ancak bu kendini d1~anya kapama, sultam zor bir ikilemle kar~1 kar~1ya b1rak1yordu. Bir yan­ dan ulkesinin muhtelif sosyal katmanlarma 19. yuzyilda hic;bir sultanm nufuz etmedigi kadar nufuz etmeyi amac;la­ yan Abdulham:id, sultanm ~ahsI gon:.'murlugunun verdigi me~ruiyet kaynagmdan yoksun kalmaktaydi. II. Mah­ mud'dan beri Osmanh padi~ahlan "Cagda~ Monar~i" yarat-
Bu alanda yetkin iki omek olarak bkz., Rites of Rower. Symbolism, mtawl and Politics Since thr Middle Ages, Sean Wilc-ntz (ed.), Philadt'lphia, 1985; Rit.uals (If Royalty. Power and Ceremonial In Tradltimwl Societies, David Canna<linc ve Si· mon Price (ed.), Cambridge lngiltcrc, 1.987. Bu iki escrc katk1d11 bulumm ya­ zarlar Bizans'tan Madagaskar kralhklarma, lngiliz Kraliyet aile:;inden Karolenj hanedanma kadar evrensel bir zaman ve cografyada torenselligi, simgelemeyi ve iktidan int'.clemcktc<lirler. Aynca Ekim 1990'da Columbia Univcrsitcsl'nde bir "Monar~ilcr Scmpozyumu" (Monarchies Symposium) dilzenlcnmi~ anrak tebligler yaym1lanmam~ur. Burada bu ~ah$manm ilk milsveddcleri llzerinde yap1c1 ele$Lirilerini csirgcmcyen Prof. Dr. Cem Behar' a lC$ekkUr cdcrim.
2 Gulru Necipoglu, Arhitecture Ceremonial and Power. The Topkapi Palace in the Fifteenth and Sixteenth Centuries, Cambridge Massachusets ve Londra, 1991.
3 Zeynep C:elik, Displaying tihe Orient. Arhitecture of Islam at Nineteenth Century Worlds Fairs, Oxford 1992.
4 Bu kisa ~ah~manm hicbir ~ekilde konuyu her yoniiyle ara$Urm1~ olmak gibi bir iddias1 yoktur. Henilz haz1rhk a~amasmda olan daha aynnuh bir ~ah~mamn yan urunudur.
54
ma <;abalannm bir par<;as1 olarak s1k s1k muhtelif <;agda~la~­ rna projelerini destekler mahiyette kamu onune <;1km1~lardI. Bunun en belirgin ornegi 1867 Paris Dunya Sergisi'ni ziya­ ret eden Sultan A.bdulaziz'dir. 5 Bu d1~anya kapanma bir ba­ k1ma Sultan Abdulhamid'i klasik devir sultanlannm tavrma yakla~urmaktad1r. Necipoglu'nun i~aret ettigi uzere Fatih devrinden itibaren padi~ahlar "gorunmeden varhklanm his­ settirme", adeta etraflarmda bir iktidar titre~imi yaratarak iktidarlanm vurgulama yoluna gitmi~lerdi. 6 Ancak ikilem ~uydu ki, Abdulhamid de <;agda~la~ma projesinden ve dun­ ya hukumqarlan arasmda me~ru yerini koruma saplant1sm­ dan hi<;bir ~ekilde vazge<;memi~tir. Bu nedenle padi~ahm resmi bir bi<;imde efsanele~mesi i<;in simgeler arac1hg1yla te­ baasma ula~ma, egemenligini gorunmeden peki~tirme yolu­ na gidilmesi gerekiyordu. Sabri Olgener'in tabiriyle "ifade ve sembol toplamm1 konu~turarak yeni ba~tan ya~amak" ama­ c1yla devletle toplum arasmda bir diyalog kurmak istenmi~­ tir. 7 Bu ifade ve simgeler lslami motiflerin <;agda~ ideolojik payandalar yaratmak amac1yla kullammmdan ba~ka bir ~ey degildi. Serif Mardin'in belirttigi uzere, "Musluman Osman­ hlar ust ve alt sosyal s1mflar indinde duygusal <;agn~1mlan hareketlendirmek ve toplumu seferber etmek amac1yla ls­ lam'a dayand1lar. Yunan ve S1rp ulus<;uluguyla ba~ edebile­ cek ulus<;u simgeleri lslam dini temin edecekti. "8
5 Taner Timur, "Sultan Abdiilaziz'in Avrupa Seyahati I''. Tanh ve Toplum, s. 330- 336. Burada Timur'un bu seyahati 6zellikle bir "Ban'ya teslimiyet" olarak yo­ rumlayan g6rii~iine katiyetle kanlmad1g1m1 belirtmek isterim. Cok daha ger­ cekci bir gorii~ icin bkz. Zeynep Celik, Displaying the Orient, s. 32-36.
6 Necipoglu, a.g.e., s. 59.
7 Sabri Olgener, lktisadi (:6zi,ilmenin Ahlak ve Zihniyet Diinyas1, Istanbul, 1981, s. 17.
8 Seri£ Mardin, Religion and Social Change in Modern Turkey, New York, 1989, s. 129. 19. yiiz}'ll diinyasmda artan resmi debdebe ve tema~a ortammda Osmanh­ lann rekabet etme cabalan icin bkz. Selim Deringil, "The Invention 0£ Traditi­ on as Public Image in the Late Ottoman Empire 1808 to 1908" Comparative Studies in Society and History. Ocak 1983, 1-27.
55
' \ Osmanh binas1. Bu sergi
\ mCmasebetiyle Seine nehri kenannda kurulan "Milletler Caddesi" (Rue des Nations) uzerinde prestijli bir yer i~gal etmek ~ok onemliydi. Bu resimde g6ruldugu gibi Osmanh lmparator- lugu'nun solunda ltalya ve sag1nda ABO bulunmaktadir.
·.-r rnis
-
Bu r,;ah~mada dort tur simgeden veya simgesel kullamm­ dan soz edilecektir. Bunlann birincisi sultan/halifenin ~ahsi kutsalhg1yla ilgili olarak kullamlan mimari ogelerdir. Yani resmi binalarda te!;)hir edilen Osmanh annas1/tugra veya di­ ger devlet yap1larmda kullamlan resmVdinl motifierdir. lkin­ cisi daha ki!;>isel duzeyde tezahur eden, padi~ahm ihsam ola­ rak gundeme gelen ni~anlar, hediye edilen Kur'an-1 Kerim­ ler, ozel sancaklar veya hil'atlard1r. Or,;uncusu lslami simge­ sel anlam1 yuksek oldugu i<;in saraym satm ald1g1 veya sara­ ya satdmak istener1, mukaddeslik iddias1 olan nesneler, or­ negin Hazreti Muhammed'in el yaz1s1 ornekleri vs. Dordun­ cusu, ki biraz farkh bir kategoridir, Abdulhamid donemi belgelerinde surekli tekerrur eden kelimeler, deyi~ler veya kahp ifadeler. Bu kahp ifadeler bize donemin dilinin baz1 simgesel ozellikleri hakkmda ipucu vermektedir. Yani son donem burokrat aydmmm du~unce ve simgeler dunyasm1 anlamam1z bak1mmdan <;ok yararhd1rlar.
Kamu alanmdaki simgeler ve tezahurleri
Abdulhamid'den once saltanatm sahibi olan padi!;>ahlar "r,;agda~ monar!;)i" modasma uygun olarak, Avrupai bir adet olan hukumdarm portresinin devlet dairelerine as1lmas1 ko­ nusunda ozen gostermi!;)lerdi. Bu uygulama, II. Mahmud ta­ rafmdan ba;;laulm1;;, sultanm muhtelif din gorevlileri tara­ fmdan okunup uflenen portresi askeri torenle muhtelif yer­ lere as1lm1~tir.9 Aym uygulama Abdulmecid ve Abdulaziz za­ manmda da surmu~Wr. 10 Abdulhamid donemi