lari 7 - turuz
TRANSCRIPT
BtLGt YA Yll\"LARI : 302 ER:"IEST HE.\11:'\iGW A Y BVTU:"i ESERLERt : 7
ISBN 975 - 494 - 329 - X 92 06 y 0 1 05 0460
Birinci Bas1m 1986
ERNEST HEMINGWAY
BO tun Eserleri
7
Giine� de Dogar
Ti.irk\csi Orhan Azizoglu
kapak duzeni : fahri karagozoglu
2.
3.
4.
5.
6.
7
8.
9.
10.
ERNEST HEMINGWAY
B0T0N ESERLERi
ihtiyar Ballk�1 (')
Afrika'nin Ye�il Tepeleri r
Kilimanjaro'nun Karlan
Silahlara Veda (')
Kazanana Odul Yok (')
Akint1 Adalan
Gune� de Dogar
<;anlar Kimin i�in <;allyor
Ya Hep, Ya Hi�
i�gal istanbul'u
- Paris Bir ;>enliktir
BiRiNCi BOLUM
Robert Cohn bir zamanlar Piinceton'un ortas1klet boks �ampiyonuymu�. Benim bunu pek onemsedigimi sarunaym, ama bu unvanm anlam1, Cohn ic,;in c,;ok biiyilktii. Kendisi de boksu sevmezdi, hatta nefret ederdi; fakat Yahudi oldugu i<;in Piinceton'da gordiigii muamelelerden kaynaklanan a�ag1hk duygusu ve utangac,;hk sonucu ic,;inden gelmeye gelmeye. biitiin ac1sma kar�m. bu pis sporu ogrenmek zorunda kalm1�ti. Utangac,;. halim selim, spor salonunun d1�mda kimseyle dala�mayan bir c,;ocuk oldugu halde, kendisine kafa tutan herhangi bilini yere serebilecegini bilmesi. bir baklma ona goniil rahathg1 veriyordu. Spider Kelly'nin en parlak ogrencilerinden biriymi�. Gerc,;ekten de giic,;lii kuvvetli, c1va gibiydi. Bu. Spider'in goziinden kac,;mad1gmdan oglani iyice yeti�tirecegim diye burnunu yamyass1 ettirmi�ti. Ancak, Cohn'un boksa olan nefretini de daha beter art1m11�u. Princeton'da gec,;irdigi son yilda c,;ok okumu�. sonunda gozliik takar olmu�tu. Sm1f arkada�lanndan kendisini taniyana rastlamad1m. Hatta onun ortas1klet �ampiyonu oldugunu soyleyen bile c,;1kmad1.
Ac,;1kyiirekli, basit insanlara hi<; giivenemem. Hele de kendileriyle ilgili anlatt1klanm bir araya getirdim mi, ku�kulanm daha da ar-
5
tar. il;imde, Robert Cohn'un hii;bir zaman ortas1klet $aIIlpiyonu olmad1gma ili$kin bir duygu vard1; belki yiizune at tepmi$ti. yahut annesi ona hamileyken bir $eyden korkmu$tu. ya da kui;ukken farkmda ohnadan yuzunu bir yere i;arpm1$tI. Arna sonunda i$in dogrulugunu Spider Kelly'den sorup ogrenecek birini buldum. Spider Kelly onu hatirlarnakla kalmam1$. i;oktandir ne durumda oldugunu merak ettigini bile soylemi$ti.
Robert Cohn, baba tarafmdan New York'un en zengin, ana tarafmdan da en eski Yahudi ailelerinin birindendi. Askeri okulda iyi bir bek oyuncusuydu, ama kimse ona bir yan$i;1hk ruhu a$ilayamad1. Princeton'a gidene kadar kimse Yahudi oldugunu da ylizune i;arpmam1$tI. iyi, ho$. arkada$ ogland1; utangai;t1. Burada gordugu davran1$. onu i;ok uzdugunden, bO$ahnak ii;in boksa ba$lad1 ve universiteden ezik bir burunla, kendi onemini anlam1$ olarak i;1ktI, kendisine yakmhk gosteren ilk klzla evleniverdi. Be$ y1! suren bu evlilik suresince lie; i;ocugu oldu, babasmm kendisine biraktig1 elli bin dolann cogu erimi$ti; oteki mallann i;ogu da annesine kalm1$ oldugundan, evde zengin bir kanyl..i. tatsizhk i;1karacak her $ey hazird1. Tam kansmdan aynlmay1 dli$lindugu sirada. kadm daha once davramp bir minyatur ressam1yla s1rra kadem bastI. Aylardir aym $eyi dli$linup de kotu bir hareket olacagm1 bildiginden bir turlu uygulamaya koyamad1g1 bir i$in kendisine yapilmas1, onda olduki;a yararh bir $Ok etkisi yarattI.
Bo$anma $artlannda anla$t1ktan sonra Cohn, Pasifik sahillerine goi; etti. Kalifomiya'da sanati;1lar, yazarlar arasma dli$tli; cebinde hala elli bin dolardan daha bir $eyler kald1gmdan i;ok gei;meden bir sanat dergisini desteklemeye ba$lad1. Kalifomiya'da Carmel'de basllmaya ba;;layan dergi. Massachusetts ve Province-
6
town'da sona erdi. Bu sure ic;:inde melek gibi bir insan olarak kabul edilen ve onceleri ad1 yalruzca "Daru!;ima Kurulu" iiyeleri arasmda ge<;en Cohn. dergiyi tek ba!;ima yonetmeye ba!;ilad1. Para zaten kendinindi, hem yaym yonetmenligi de ho!;iuna gitmeye ba!;ilam1!;itI. Dernegin masraflan art1p da idare edememek yiiziinden kapatmak zorunda kald1g1 zaman iiziilmii�tii.
Bu arada birtakim ba!;ika sorunlar da ortaya <;1km1!;itI. Dergi ile birlikte yiikselmeyi uman bir kadmm eline dii!;imii!;itU. Kadm becerikliydi; Cohn da oldum olas1 idaresini ba!;ikalanna kaptirm1!;itI. Aynca bu kadm1 sevdigini san1yordu. Bu hammefendinin. derginin yiikselme umudu olmad1gn11 fark edince cam s1kild1; her !;iey iyice elden <;1kmadan bu kez Cohn'u Avrupa'ya ge<;ip yaz1 yazmaya ba!;ilamas1 i<;in kI!;ikirtmaya koyuldu. Bunun iizerine kalkip hammefendinin egitim gordiigii Avrupa'ya ge<;t iler; ii<; y1l kaldilar. Bu ii<; yilm ilki gezilerle. son ikisi Paris'te ge<;ti. Robert Cohn. Paris'te iki arkada!;i edindi: Braddocks ve ben. Braddocks sanat. ben de tenis arkada!;i1yd1m.
Oglan1 kapatan hammefendinin ad1 Frances idi. ikinci y1hn sonuna dogru giizelliginin sonmek iizere oldugunu gorunce. Robert'e olan ilgisizce sahip olma duygusu birden degi!;iti; <;ok kiskan<; oldu ve evlenmeleri gerekt@ konusunda 1srara ba!;ilad1. Bu arada Robert 'in annesi ogluna ayda ii<; yi1z dolar getiren bir bagi!;ita bulunmu!;itu. Bu iki yil i<;inde Cohn'un baska bir kadma goz ucuyla bile baktigma inanmam. Avrupa'da ya!;iayan bir<;oklan gibi, arasira kendi Ulkesini, Amerika'y1 ozlemekten ba!;ikaca bir s1kmtis1 yoktu: hayatmdan memnundu. Yaz1 yazmay1 da ogrenmi!;iti. Bir roman yazm1!;itI: daha sonra ele�tirmenler bunun pek de kotii olmad1gm1 soylediler. ama dogrusunu isterseniz c;·ok berbatt1!. Bir siirii kitap okudu.
7
Bric;: ve tenis oynad1, yakmdaki bir salonda boks yapt1.
Han1mefendisinin oglana kar�1 olan tutumunu, uc;:umuz birlikte yemek yedigimiz bir ak�am fark ettim. Yemekten soma Cafe de Versailles'e kahve ic;:meye gitmi�ti,k. Birkac;: fine ic;:tikten sonra art1k gitmem gerekt@ui soyledim. Bir ara Cohn. hafta sonunda ikimizin birlikte bir yerlere gitmesinden soz ediyordu. Klrlara c;:1k.Ip uzun uzun yU ri.iyu� yapmak istiyordu. Ben de Strasbourg'a kadar uc;:may1, orada Saint Octile. Alsace. ya da ba�ka bir yerde yu:ri.iyU� yapabilecegilnizi onerdim. "Strasbourg'da tarud1g1m guzel de bir kiz var" dedim.
Masanm altmdan birisi bir tekrne att1 bana. Bunun kaza oldugunu du�unerek sozlerimi, "iki yildir orada oturdugundan kentin gezecek her yerini ogrenmi�tir. Cok cici bir klzdir," diye surdurdum.
Bir tekrne daha yiyince ba�1m1 kaldird1m; Robert'in harumefendisi Frances'in yuzu iyice as1lm1�tI.
"Bo� ver yahu, dedim, "Strasbourg'a kadar gitmeye degmez. En iyisi Bruges'e ya da Ardenne'lere gitmeli.
Cohn rahatlam1�a benziyordu. Bacag1ma ba�ka tekme atan olmad1. Herkese iyi geceler dileyerek ayaga kalktim. .. Cohn da gazete alacagm1 soyleyerek benimle c;:1kt1. Yolda. "Allaha�klna," dedi, "kandan. klzdan soz etmek nerden aklma geldi? Frances'in yuzunu gormuyor musun hie;:?"
'Yo. ne diye gorecekmi�im? Strasbourg'da oturan bir kiz tan1yorsam bundan Frances'e' ne?"
"Hie;: fark etmez. Onun ic;:in kizm kime ait olu�u onemli degil. Onlarm lalina dayanam1yor tek kelimeyle.
"Sac;:ma11k!"
8
"Frances'i bilmezsin sen. Hangi kiz olursa olsun. Ylizli nasil degi$ti gormedin mi?"
"Pekala. o zaman Senlis'e gideriz" dedim. ''Klzn1a. II
"Kizmad1m. Senlis de guzel bir yer. Grand Cerl'de kahr. ormanda yurudukten sonra eve doneriz."
"Glizel. iyi ol ur " "Peki, yann kortta g6rD$lirliz" dedim. "iyi geceler Jake!" diyerek geri dondli. "Gazete almayi unuttun" dedim. "Dogru. K6$edeki gazeteciye dek benimle
ylirlidli. "Bana k1zmadm degil mi Jake?" diyerek elindeki gazeteyle bana dondu.
"Hayir. neden kizay1m. "Teniste g6rli$lirliz" dedi. Arkasmdan bak1p, onun geri d6nli$linu
seyrettim. Ho$uma gidiyordu bu oglan. Bu kadmdan yok yektigi de belli o :..1yordu.
II
0 kl$. Robert Cohn roman1yla birlikte Amerika'ya dondli, oldukya iyi bir yaymc1yla da anla$tI. Bu gidi$ epey patirt1h gurultulli oldugundan ve 6yle saruyorum ki. New York'ta birkay kadm kendisine yakm ilgi gosterdiginden, Frances'ten kurtulmu$lu, dondugu zamansa tamamen degi$mi$ti. Amerika'ya olan dli$klinlugu biraz daha artm1$h. eskisi kadar basit ve pek 6yle iyi de degildi art1k. Romam iyin yaymc1lann soyledikleri guzel $eyler ba$1Ill d6ndlirmli$tli. Sonra kendisine iyi davranan kadmlar ufkunu geni$letmi$ti. Eskiden dart yil kans1run ufkuyla smirh kalm1$tI: ondan sonraki liy yil, Frances'ten 6teye gidememi$ti. 6mrunde a$k denen $eyi hiy tatmad1gmdan emindim.
9
Kolejdeki s1kmtih gunlerinin hemen arkasmdan evlenmi$. ilk kansmm istedigi her $eyi saglayamad1g1ru anlam1$ olmanm s1kmtis1 i<;inde Frances'in eline dii$mii$til. $imdiye kadar cl.$Ik olmam1$tI. ama kadmlarm arad1g1 bir tip oldugunu anlam1$tI. Bir kadmm onu sevmesinin, onunla ya$amak istemesinin olaganustu bir olay olmad1g1ru da anlam1$tl. Bu onu degi$tirdi: ho$. araruhr bir adam olmaktan <;1kard1. Dahas1. New York'taki arkada$lanyla olduk<;a yuksek bir para kar$1hg1 bri<; Oy'l1am1$. eline iyi kag1tlar gelince de birka<; yiiz dolar kazanm1$tI. Bu durum, bri<; konusunda ovunrnesine neden olmu$tu. Somalan s1k s1k, insan gerektiginde bri<; oynasa yine hayatm1 kazarur diye konu$ur ohnu$tu. Bir $ey daha vard1. W H. Hudson'u okumaya ba$lanu$tI. Ne var bunda denilebilir. Ancak Cohn, Erguvani Ulke'yi donup donup okumu$tu. Erguvani Dike. belli bir ya$tan sonra okunursa zararh bir kitaptir. <;ok guzel manzaralan olan bir Ulkede bir ingiliz beyefendisinin ba$mdan ge<;en inamlmaz ol<;ude $a$IrtIC1, dii$Sel a$k maceralanru anlatir. Otuz dordune gelmi$ bir adamm bunu kendine ornek ahnas1, bir Fransiz manastinndan eline Horatio Alger'in <;ocuk kitaplanndan ger<;ek<;i sayilabilecek birka<;m1 alan birinin Wall Street'teki borsaya atilmasma berizer.
Bana kahrsa Cohn, Erguvani Ulke'deki her sozcugu. R. G. Dun tarafmdan haz1rlanm1$ bir raporn1u$ gibi onemsedi. Kitabm guvenilir oldugu gorii$Linde olmakla birlik.te, kimi ku$kulan da vard1. bilmem anlatabiliyor muyum? Bu da onu etkilemeye yetiyordu. Onun nasil etkilendigini i$yerime geldigi gune dek anlamam1$tim.
"Merhaba Robert. dedim. "Beni sevindirmeye mi geldin?"
"Jake, benimle Guney Amerika'ya gelir misin?"
1 0
"Hayir." "Niye?" "Bilmem. $imdiye kadar hir,; du�unmedim
de. Pahah bir yolculuk bu ... Hem Paris, Guney Amerikah dolu, ne yapacaksm?"
"Onlar Guney Amerikah degil. "Bence hir,; fark1 yok. 0 haftanm haberlerini gonderecegim trene
yeti�tirrnem laz1md1. bense daha yar1sm1 bile bitirmemi�tim.
"Kulagma r,;alman yeni dedikodular var m1?" diye sordum.
"Hayir." "Bo�ananlar falan?" 'Yok. Belli dinle Jake. Masrallan ben r,;e
kersem gelir misin?" "Niye beni goturmek istiyorsun?" "Sen ispanyolca biliyorsun. Hem beraber
olursak r,;ok egleniriz. "Olmaz. dedim, "ben bu kenti seviyorum.
Hem de yazlar1 ispanya'ya gidiyorum." Cohn. "Butun omrumce boyle bir gezinin
hasretini r,;ektim" diye ir,; ger,;irdi. "Bir daha kim bilir ne zaman kismet olur?"
"Sar,;malama. Ne zaman istersen carurun r,;ektigi yere gidebilirsin. Dunya kadar para yaptm."
"Biliyorum" diye soze ba�lad1ysa da engel old um.
"Gui binlZ be!" dedim, "filmlerde butun ulkeler birbirlerine benzemiyorlar m1?"
Oglana ac1maya ba�lam1�trrn. "Hayallm su gibi akip gidiyor. bir amm bile
isted@m gibi ya�ayam1yorurn." "Kimse hayatm1 isled@ gibi ya�amaz. Yal
ruz boga gure�r,;ilerinin d1�mda, tabii. "Onlarmki anonnal bir ya�am. Ben Guney
Amerika ulkelerini gormek istiyorum. Ne guzel bir gezi olurdu!"
1 1
"Hi<; Cuney Afrtka'daki ingiliz bolgesinde avlanmay:i du�undun mu?"
"Hayir, akhma bile getinnedim." "Bak i�te oraya gitseydin, giderdim. "Oyle yerler beni a<;maz." "A<;maz. <;unku oralarla ilgili hi<; kitap oku
madm. Bak, kapkara pml pml prenseslerin a�k seriivenleriyle dolu bir kitap oku. ne kadar seveceksin.
"Ben Cuney Amerika'ya gitmek istiyorum. Kmlmaz bir Yahudi inad1 vard1. "Haydi a�ag1 inip bir iki kadeh bir �ey i<;e
lim. "Sen <;ah�mayacak m1sm?" "Hayir. dedim. Alt kattaki kahveye indik.
Arkada�lardan kurtulmak i<;in bunun iyi bir yol oldugunu ke�fetmi�tim. Bir iki kadeh i<;tikten sonra. i�im var diye kolayca ka<;abilirsiniz. Cah�1yonnu� gibi goriinmemenin onemli bir meslek kurah oldugu gazetecilikte. bu turlU ka<;amaklar1 kullanabilmek <;ok onemlidir.
�ag1 inip birer viski soda 1smarlad1k. Cohn ra1larda dizili �i�elere bak1yordu. "Buras1 fena bir yer degilmi�." diye soylendi.
"i<;kisi boldur. "Beni dinle Jake. bann ustune abanm1�tI.
"hayatmm su gibi elinden akip gittigini fark etmiyor musun? bmriinun yansm1 ya�ay:ip bitirmi� oldugunu anlam1yor musun?"
"Bazen du�undugum olur. "�ag1 yukan otuz. otuz be� yll daha ge<;er-
se olup gidecegiz." "Ne olur Robert. kiyamet mi kopar?" "Arna ben ciddi konw;;uyorum." "Sana bir �ey soyleyeyim mi. olum beni
zerre kadar ilgilendirrniyor." "ilgilendinneli. "ilgilenilecek. dert edinilecek oyle <;ok �ey
var ki. bu kadarc1gm1 da du�unmeyivereyim."
1 2
"Ben Guney Amerika'ya gitmek istiyorum. "Bak. Robert. Ba�ka bir ulkeye gitmen zer
re kadar fark etmez. Ben kendimde denedim bunu. Bir yerden bir yere gitmekle kendinden. ic;indeki o �eyden kutulamazsm. Bo�una butun bunlar."
"Arna Guney Amerika'yi denedin mi?" "A. s1ktm ama! Guney Amerika'na ba�lat
ma �imdi! Gidecek olsan bile, �imdikinden farkh bir durumda olacag1ru m1 samyorsun? iyi bir yere gelip yerle�mi�sin, ne diye Paris'i birakip gideceksin anlam1yorum?"
"Paris'ten b1kt1Ill! Quartier'den nefret ediyorum!"
"Quartier'den uzakJa�. Kentin ic;inde �oyle bir dola�. bak bakahm, neler olacak sana?"
"Bir �ey olmayacak. Bir gece tek ba�1ma dola�t!Ill durdum, bir �ey olmad1. Yalnizca bisikletli bir polis durdurup kimligime bakt1."
"Kent gece daha guzel degil miydi?" "Ben Paris'i istemiyorum." Gordunuz mu? Ona ac1yordum, ama elim
den gelen bir �y de yoktu; daha ilk agizda saplantI haline getirdigi iki �eyle kar�1 kar�1-yaydmiz: Cuney Amerika'ya gitmek ve Paris'ten nefret. ilk fikri kitaplardan alm1�ll. ikincisinin de aym yolla geldigine eminim.
"Kusura bakma. dedim. "yukar1 c;1klp bir iki haber yeti�tirmeliyim.
"Muhakkak gitmen laz1m mi?" "Degil mi ya!" "Ben de seninle gelip. yukanda otursam
olur mu?" "Nasil istersen ... D1�ndaki odada oturup gazeteleri, dergi
leri kan�tirmaya ba�lad1. Ben de iki saate yakin esash c;ah�llm. Sonra yaz1lan daktilo ederek buyDk bir zarfa yerle�tirdim; odac1 c;ocukla
1 3
St. Lazare istasyonuna yollad1m. D1�anya c:;1ktig1mda Robert'i uyumu� buldum. Onu uyandirmaya klyam1yordum, ama kap1yi kilitleyip gitmek de istemiyordum. Elimi omzuna koydum. Ba�1ru sallad1. 'Yapamayacag1m" diye inledi, 'Yapamayacagrm. Kimse beni zorlayamaz buna!"
"Robert" diye seslenerek omuzlarmdan sarst1m. Gozlerini ac:;1p giilumsedi.
"Biraz once say1klad1m m1?" "Bir �eyler soyliiyordun ama anlayama-
d1m." "Tanrrm! Oyle bir ruya idi ki! .. "Daktilonun sesi mi uyuttu seni?" "Belki ... Dun gece hi<; uyumam1�tim da. "Ne var ki?" "Hie:;. gevezelik. Soyledigini gozlerimin onunde canlandira
biliyordum. Arkada�lanmm yatak odalanndaki durumlarm1 gozumde can1and1rmak gibi pis bir huyum vard1. Birlikte Cafe Napolitain'e gitUk. ic:;kilerimizi yudumlarken. bulvardaki kalabahg1 seyrediyorduk.
III
Ihk bir bahar ak�am1yd1. Robert gittikten soma Napolitain'in terasma oturmu� ortahgm kararmas1ru, elektriklerin teker teker yan1�m1 izliyordum. Onumden otomobil, ath araba ve insar. seli aklyordu. Bir ara masalann onunden guzel bir kiz g�ti; gozlerimle La yukanya kadar takip ettikten soma kaybetum. Soma ayn1 �ekilde bii- ba�kasm1 seyrettim. Derken onceki kizm gen dondugunu gordum. 6numden gec:;erken goz goze geldik: durdu ve iki adrm atip masama oturdu. Garson yaruba�1m1-za dikilmi�ti.
1 4
"Ne i�ersiniz?" diye sordum. "Pernod. "Ku�uk kizlara iyi gelmez bu. "Sensin ku�uk kIZ. Sayle garsona da bir
tane getirsin." "Benim i�in de bir pernod getirin. "Ne o, ziyafete mi gidiyorsun?" ''Tabii, sen gelmiyor musun?" "Bilmem, bu �ehirde hi�bir �eye karar ve-
remez insan." "Pa:ris'i sevmiyorsun galiba?" "Hayir." "Niye ba�ka yere gitmiyorsun oyleyse?" "Ba�ka yer yok. "Mutlu musun?" "Hadi carum, sen de!" Pernod. absentin ye�ilimsi bir benzPridir.
Su katmca silt gibi olur. i�imi de fena degildir hani, adarn1 iki kadehte heyheyletir. Kadehlerimizdekini i�erken kI.z durgun gorunuyordu.
"Ee, dedim, "bana yemek 1smarlayacak m1sm?"
Klz guliimsedi, ni�in gulumsed@ni anlam1�tim. Agz1 kapahyken olduk�a guzel bir klzd1. i�kinin parasm1 odeyerek d1�an �1ktik. Bo� bir faytona i�et ettim; kenara yana�ti. bindik. Opera Caddesinde kapllan kilitli, vitrinleri 1�1kh dukkanlann onunden ge�iyorduk. Sokak terk edilmi� gibi bombo�tu. Araba, vitrini saatlerle dolu olan New York Herald burosunun onunden ge�ti.
"Bu saatler ne i�e yaraf?" diye sordu k1z. "Arnerika'daki saatleri gostertyor. "Alay etme benimle. Daha ileride Pyramides Sokagma saptik,
Rivaliy Sokaguu ge�tik, Tulieriers'ye geldik. Klz gogsume dogru buzulmu�tu; kollanm1 omzuna atllm. Kafasm1 yava��a yukan kaldmp. opme-
1 5
mi bekledi. Bir eliyle oram1 buram1 tutmaya c;ah�h. Elini geri ittim.
"Vazgec;. dedim. "Ne oldu, hasta m1sm?" "Evet. "Herkes hasta. Ben bile hastay1m. Tulieriers'yi gec;mi� yeniden aydmhga c;1k-
m1�hk. Seine boyunca ilerledikten sonra Saints Peres Sokagma donduk.
"Hasta hasta pernod ic;memeliydin. "Sen de ic;memeliydin." "Benim ic;in fark etmez. Kadmlara dokun-
maz. "Adm ne?" "Georgette. Seninki?" "Jakop. "Flaman m1sm?" "Hayir, Amerikah. "iyi. Flamanlan hie; sevmem. Bu sirada da lokantarun onune gelmi�tik;
arabac1ya durmas1 ic;in seslendim. Arabadan indik. Georgette lokantarun gorunu�unu begenmemi�ti.
"Bura pek iyi bir yer degil galiba, dedi. "Daha iyi bir yere gitmek istiyorsan hazir
araba buradayken binebilirsin" dedim. Onu, yemekte birisiyle birlikte olmak gibi
bir duygunun etkisiyle yan1ma alm1�hm. Bir sokak sermayesiyle yemek yemeyeli c;ok olmu�tu. Bunun ne derece s1k.Ic1 bir �ey oldugunu unutmu�tum. Lokantaya girdik, kasada oturan Bayan Lavigne'in yarundan ku�·uk bir odaya gec;tik. Georgette yemek yedikc;e canlamp ne�elendi.
"Fena degilmi� buras1. diye soylendi. "�1k bir yer degil. ama yemekleri guzel.
"Liege'de yediklerinden daha iyidir. "Bruksel demek istiyorsun.
1 6
Bir !?i!? !?arap daha ac;tird1k. Georgette �kalar yapmaya ba!?lam1!?t1. Kadehlertmizi toku!?tururken c;uriik di!?lerini gostererek guli.imsedi: "iyi bir insansm," diyordu, "ama c;ok yaz1k ki hastasm. iyi olsaydm anla!?ird1k. Ne var allaha!?kma?"
"Sava!?ta yaraland1m. "Ah o kahrolas1 sava!?!" Sava!?m feci bir !?ey oldugu, uygarhgm ba!?
belas1 kesildigi gibi konularda uzun bir tart1!?maya girebilirdik. Ancak s1kilmaya ba!?lam1!?tim, tam bu sirada yandaki bolmeden bir ses gel di.
"Barnes! Hey Barnes! Sana soyluyorum Jakop!"
"Bir arkada!?1m sesleniyor, diye ozur dileyerek yertmden kalktim.
Cohn, Frances Clyne, Bayan Braddocks ve tarumad1g1m daha yedi sekiz ki!?i buyukc;e bir masada toplarum!?lard1.
Braddocks, "Bizimle dansa geliyor musun?" diye sordu.
"Ne dans1?" "Basbayag1 dans. Yeni ba!?tan canland1rma
karan ald1k onlan. Bunu Bayan Braddocks soylllyordu.
Frances masanm obur ucundan, "Muhakkak gelmelisin, diye soze kar1!?t1. "Hepimiz gidiyoruz.
Braddocks, 'Tabii gelecek, diye benim yertme yan1t verdi. "Jake, gel otur, kahveyi birlikte ic;elim.
"Olur." Bayan Braddocks, "Arkada!?mI da getir,
diye gulumsedi. Kanadal1 olan Bayan Braddocks, butun Kanadahlar gibi anlay1!?h biriydi.
"�imdi geliyoruz, diyerek gert dondum. Georgette, "Arkada!?larm kim?" diye sordu.
1 7
"Yazarlar. sanat�1lar." "Irmagm bu yanmda onlardan �ok var." "Hem de dolu. "Bana gore de oyle. Aynca kimileri olduk�a
da iyi para kazaniyor." "Evet. Yemegimizi bitirmi$tik. "Kalk gidelim, de
dim. "Kahveyi arkada$lann yanmda i�ecegiz. Georgette �antasm1 a�ti; ki.ic;;i.ik aynaya ba
karak yi.izi.ini.in orasma burasma dokunarak tuvaletini di.izeltti: dudaklanm yeniden boyad1. $apkasm1 di.izeltti. "Gidelim" dedi.
Arkada$lann oturdugu klsma ge�ince. erkeklerin hepsi ayaga kalktilar.
"Size ni$anhm Matmazel Georgette Leblanc'1 takdim etmek isterim," dedim. Georgette o harikulade gi.ili.i$i.iyle teker teker hepsinin ellerini s1kt1.
Bayan Braddocks. "�ant6z Georgette Leb-lanc ile akrabal1gmiz var m1?" diye sordu.
"Tanim1yorum bile. "Arna aym ad1 ta$1yorsunuz." "Hayir, benim ad1m Hobin'dir." Frans1zca kor.u$urken biraz heyecanland1-
g1 i�in soylediklerini kan$hran Bayan Braddocks, "Bay Barnes sizi Bayan Leblanc olmak tarutt1, dedi.
Georgette. "O aptalm biridir," diye kar$1hk verdi.
"Yani $aka m1 yapt1?" "Evet. Gi.ilesiniz diye. Bayan Braddocks masanm 6bi.ir ucundaki
kocasma seslendi: "Duydun mu Henry, Bay Barnes ni$anhsm1 Bayan Leblanc diye takdim etti. Halbuki asil ad1 Hobin imi$.
"Tabii kanc1gun. Bayan Hobin'i eskiden tarunm.
Frances Clyne. "Bayan Hobin" diye seslen-
1 8
di. Oldukc;:a hizh ve duzgun bir Fransizcayla konu�uyordu. Bayan Braddocks gibi ne ovunur gibi konu�uyor, ne de �smyordu. "<;oktan beri mi Paris'tesiniz? Buras1 hosunuza gidiyor mu? Herhalde Paris'e a51ksmiz degil mi?"
Georgette bana donerek, "Kim bu?" diye sordu. "Onunla konusmam laz1m m1?"
Frances'e c;:evirdi ba51ru: ellerini birbirine kenetlemis. dudaklannda hafif bir tebessum vard1. "Hayir," dedi, "Paris'i sevmiyorum. <;ok pis ve pahah."
"Aman demeyin. Ben aksine fevkalade temiz buluyorurr:. Avrupa'nm en temiz kentlerinden biri."
"Ben c;:ok pis buluyorum. "Garip! Arna belki Paris'e yeni geldiniz. "<;oktan beri buraday1m." "Halk! c;:ok iyidir. bunu kabul etmek la
z1m. Georgette bana dondu. "Arkadaslann c;:ok
iyi, diye mmldand1. Frances sarhos oldugundan bu tart15may1
uzatmak niyetindeydi, ama kahveler geldi. Lavigne de likorleri getirdi. Onlar1 ic;:tikten soma, hep birlikte Braddockslann isled@ dans kulUbune dogru yola c;:1ktik.
Saint Genevieve'de Montagne Sokagmdaki bu kulup, bir bal musette idi, vard1g1mizda adeta bombostu. Kap1run yaruna dogru oturan bir polis ve Amerikanbarm ardmdaki patronla, kansmdan baska kimse yoktu. Biz ic;:eri girerken patronun kiz1 da a5ag1 iniyordu. Salonun bir basmda uzun banklar ve masalar vard1. ate ba51 da dans ic;:in aynlm15t1.
Braddocks. "Millet erken gelse. diye mmldand1. Patron da yuksek bir sandalyenin ustiine c;:1km1s akordeon c;:almaya ba5larrnst1. Ayakbileklerine bir sira zil takrrns. zaman zaman ayagm1 oynatarak bunlarla da tempo tutuyor-
1 9
du. Herkes dans etmeye ba$laim$tI. Salonun havas1. iyice 1s1nrn1$tI. Pistten ter ir:;inde donuyorduk. Georgette "Hay Allah." diye soylendi. "Sanki s1cak bir kutuya tikild1k.
"Oyle. r:;ok s1cak" "Hem de nas1L "$apkan1 r:;1karsana. "Bak, bu iyi bir fikir." Birisi Georgette'i dansa kaldird1; ben de
bara gittim. Salonun s1cakhg1 arasmda akordeonun sesi pek ho$ geliyordu. Bir duble bira ir:;erken kap1ya yakm durmu$. gelen havayla serinlemeye r:;al1$1yordum. Yoku$tan a$ag1 iki taksi iniyordu. ikisi de kapmm onunde durdu. kinden bir alay gomlekli, rahat giyimli gem; r:;1kt1. Hararetli hararetli konu$uyorlard1. Brett de onlarm arasmda. gayet samimi, halinden memnundu.
Genr:;lerin arasmdan uzun boylu biri Georgette'i gorunce. "i$te hakiki bir orospu, diye bagird1. "Onunla dans edecegim balun!"
Uzun boylu esmer olan1 "Yava$ ol biraz!" diye seslendi.
San dalgal1 sar:;lar1 ohm. "Merak etme. $ekerim." diye kar$1hk verdi. Brett de yanlanndayd1.
Cok Juzm1$l..Im. Bu tip insanlara oldum olas1 r:;ok ir:;erlerdim. Sempatik ve komik gorunmek ir:;in boyle hareket ett iklerinden. onlara ho$g6rulu davranrnak gerekiyordu. ama bunlardan birine iyi bir ders vem1ek laz1md1. Ancak boyle yapacag1ma d1�an r:;1ktim. biti$ikteki meyhaneye giderek bir bardak bira daha i<;tim. Bira <;:ok kotuydu; agz1mdaki ac1hg1 gidermek ir:;in ondan da beter bir konyak ir:;tim. Geri dondugum zaman pist iyice dolmu$tu. Georgette uzun boylu. sar1$m bir delikan11yla dans ediyordu. Muzik durunca bir ba$kas1 gelip onu dansa davet etti. Onlarm arasma kan$ffiI$tI.
20
Hepsinin teker teker onunla dans edecegini biliyordum. Boyle olurdu hep.
Bir masaya oturdum. Cohn da orada oturuyordu. Frances dans ediyordu. Bayan Braddocks birini getirdi. Robert Prentiss diye tam$tird1. Chicago ustunden New York'tan geliyormu$ ve yetenekli gen� bir romanc1ym1$. ingilizimsi bir aksaru vard1. Bir kadeh bir $ey ikram etmek istedim.
"'Te$ekkur ederim, dedi, "$imdi bitirdim. "Bir tane daha i�." "Te$ekkur ederim. i�erim. Evin klzma seslendik, hirer kadeh i�ki 1s
marlad1k. "Kansas Cily'denmi$Sin. Oyle soylediler."
dedi. "Evet. "Paris'i eglenceli buluyor musun?" "Evet. "Ger�ek mi?" Biraz sarho$ olmu$tum. Tam anlam1yla
sarho$ degil, ama biraz dikkatsiz olacak kadard1m.
"Sen oyle bulmuyor musun yani?" diye kar$1hk verdim.
"Cok ho$ k1Z1yorsun birden. diye guldu. "Ke$ke bende de olsa bu meziyet."
Kalk.ip dans pistine Jogru yurudum. Bayan Braddocks arkamdan geliyordu.
"Robert'e klzma." diye seslendi. "Henuz �ocuk say1hr bak.
"Klzmad1m ki . .. Bir an kusacakmI$1Il1 gibi oldum da ... "
"Ni$anlm fena halde egleniyor." Bayan Braddocks, Lett dedikleri uzun boylu esmer delikanhyla dans eden Georgette'e baklyordu.
"Yaa. dedim. "Oyle" dedi Bayan Braddocks.
2 1
Cohn yarumIZa gehni$ti. "Hadi. Jake. dedi. "Bir ii;:ki ii;:. Birlikte bara dogru yuruduk. "Nen var, yahu?" diye sordu.
"Bir $eyim yok. Butun bunlar beni hasta ediyor o kadar."
Brett de bara gelmi$ti. "Merhaba" diye selamlad1 bi.zi.
"Merhaba Brett" dedim, "daha sarho$ olmadm m1?"
"Niyetim yok. Bana bir konyak soda 1smarlasaniza."
Kiz elindeki bardakla dururken Robert Cohn'un onu seyrett@ni gordum. Verimli bir toprak goren vatanda$lann gozundeki i$taha benzer bir I$Ik vard1 gozlerinde. Brett cidden nefis bir klzd1. Dar bir jarse suveter, tuvid bir etek giymi$ti. Sai;:lanm oglan i;:oc'.Jklan gibi s1ms1ki arkaya dogru taram1$tI. Vucudu bir yarI$ yatI kadar duzgun ve uyumluydu. ince yiin jarse ii;:inde bu guzelin hatlarmm hii;:birini kai;:1m1a olanag1 yokt u zaten.
"Brett. arkada$lann pek ho$. dedim. "Oyledirler. Ya sen. $ekerim, sen o klZl ne-
reden buldun?" "Napolitain'den. "iyi bir gece gei;:irdiniz mi bari?" "Olaganustu." Brett guldu. 'Yanl1$ i$ler yap1yorsunuz,
Jake. Hepimize hakaret bu. Frances'e bak, Jo'ya bak orada.
Bu. Cohn'un yararma s6ylenmi$ bir la.ft1. "Mesleginde usta oldugu belli, diyerek gu
lumsedi Brett. Bir de kahkaha att1. "Hii;: de sarhO$ degilsin," dedim. "Degilim ya! insan bu yammdakiler gibi bir
grubun ii;:inde olunca rl.aha az ii;:iyor. Yeni bir pari;:a ba$laIDI$tI. Robert Cohn,
"Bu dans1 liitfeder misiniz Lady Brett?" diye kIza sokuldu.
22
Brett gulerek, "Bunu Jakop'a soz vermi�tim daha once." diye ozur diledi. "Jake. adm tJpkI incil'dekiler gibi.
Cohn, "Oyleyse bundan sonrakini, diye israr etti.
"Gidiyoruz, Montmartre'da bir yerde toplanacagiz."
Dans ederk�n goz ucuyla Cohn'a bakt1m. Ha.la aym yerde bizi seyrediyordu.
'Yeni birini yaktm," dedim. "Bo� ver, zavalh oglan. $imdiye degin hi<;
fark etmemi�tim." "Ne <;1kar onu da s1raya alsan." "Aptalca konu�ma. "As1l sen aptalhk ediyorsun. " "Ne olmu�? Ediyorsam ediyorum. "Hi<;. dedim. Akordeona uyarak dovunu -
yorduk. Biri de banjo <;almaya ba�lanu�ti. Hava s1caktan iyice agirla�m1�ti. ama keyfim yerindeydi. Oglanlardan biriyle dans eden Georgette'in yanmdan gei:;tik.
"Bunu ne diye getirdin?" "Bilmem, getirdim i�te. "Bazen <;ok romantikle�iyorsun. "Aksine s1kintidan oyle oluyor. "$imdi?" "$imdi s1kilm1yorum. "Gel gidelim. Kizla ilgilenecek <;ok. "Sen gitmek istiyor musun?" "istemesem teklif eder miyim?" Pistten aynld1k. Duvara astig1m ceketimi
al1p giydim. Brett harm onunde duruyor, Cohn'un �oylediklerini dinliyordu. Yanlann;:i. gelip bir zarf istedim. Patron bana bo� bir zarf uzatti. i<;ine elli frank koyarak agzm1 yap1�tird1m. "Benimle gelen kiz beni soracak olursa bunu verirsin," dedim. "Ancak bu geni:;lerden biriyle gidecek olursa zarf sizde kalsm, sonra al1nm."
23
"Emredersiniz m6sy6. Bu kadar erken mi gidiyorsunuz?"
"EveL Kap1ya dogru yuruduk. Cohn hala Brett 'e
bir �eyler anlaliyordu. Kiz iyi geceler dileyerek koluma girdi. D1�ari r;1kmca bir Laksi bulmaya r;ah�tik.
Brett. "Elli frang1 bo�a harc1yorsun. dedi. "Onemi yak. "Otomobil yak galiba?" "Pantheon' a kadar yurur oradan bineriz. "En iyisi birini gonderip getirtelim. 'Yandaki meyhaneye girer, bir ir;ki ir;erken,
birini de taksi getirmeye yollanz." "Hir; y(Irumezsin degil mi?" "Elimden gelse hir; y(Irumem. Yandaki meyhaneye girip, garsonu araba
bulmaya yollad1k. Barm onunde durmu�. konu�madan birbirimizi seyrediyorduk. Garson geldi. otomobilin bekled@ni haber verdi. Garsona bir frank verdim. Brett elimi kuvvetle s1klyordu.
"Nereye r;ekmesini soyleyeyim. "Etrafta dola�sm. �afore Pare Montsouris'e gitmesini soyleye
rPk ir;eri girip kap1yi r;ektim. Brett ko�eye r;ekilmi�. arkasma dayann11�li. Gozleri kapallyd1. Yanma oturdum. "Sevgilim oyle peri�an1m ki!" diye inledi.
IV
Taksi once aydmhk. sonra karan11k sokaklardan ger;erek tepeye dogru tirmanmaya ba�lad1. St. Etienne du Mont'tan. dumduz bir asfalll izleyerek. agar;lan. Contrescarpe Alarunda bekleyen otobusu ger;tikten sonra. parkeli Mo-
24
uffetard Sokagma y6neldi. Yolun iki yarunda 1�1kh meyhaneler ve ha.la ai;1k di.ikkanlar vard1. Once birbilimizden ayn oturuyorduk. Ancak eski sokaktan a�ag1ya dogru inmeye ba�laymca iyice sokulduk. Brett'in �apkas1 i;1knu�tI. Ba�m1 arkaya dayam1�tI. Ai;1k di.ikkanlardan vuran 1�1kta yi.izi.ini.i gordi.im, soma yine karanhkta kald1k. Gobelins Caddesinden gei;erken yine iyice aydmland1 taksinin ii;i. Uzun yi.izi.i 1�1kta bir an parlayip s6ndi.i. Sokak haraptI: i�i;iler. gaz lambas1 1�1gmda tramvay yollanrn onarmaya i;ah�1yorlard1. Yeniden karanhga girince egilip agzmdan 6pti.im. Dudaklanmiz bir si.ire s1k1 s1kiya kapand1. sonra k6�esine iyice bi.izi.ildi.i.
"Bana dokunma!" dedi. "Li.itJen dokunma bana!"
"Ne oluyor1" "Dayanam1yorum. "Brett!" "Rica edelim. Bilmen laz1m. Dayanam1yo
rum o kadar ... Sevgilim ne olur anlay1�h ol!" "Beni sevmiyor musun?" "Sevmiyor muyum? Bana dokundugun za -
man kendimden gei;iyorum. "Bunun bir i;aresine bakan1az m1yiz?" $imdi dogrulmu�tu. Omzuna dolanm1�
olan koluma abarnyordu, olduki;a sakinle�mi�tik. Geri;ekten kendi gozleriyle gori.ip g6rn1edigini merak ettiren bir bii;imde gozlerimin ii;ine bakiyordu: bu gozler herkesin gozi.i gormez olsa bile b6yle baknlakta devam edecekti. Di.inyada bakacak ba�ka hii;bir �ey olmasa bile 6ylece bakacaktI bu gozler. ama aslmda biri;ok �eyden korkuyordu.
'Yapabilecegimiz bir �ey yak mu?" diye sordum.
"Bilmiyorum. Bunu bir daha denemeye hie; niyetim yak."
25
"Oyleyse aynlahm." "iyi ama sevgilim seni gormem laz1m. Bu
tun mesele burada degil. biliyorsun." 'Yo. eninde sonunda hep oraya vanr i$. "Butun sur,; bende. Her $eyin kar;;1hgm1
odemek zorunda kahyoruz sonunda. Ayru $ekilde durmadan gozlerimin i<;ine
bakiyordu. Bu gozlerin farkh bir derinl@ vard1: bazen de dumduz olurdu. $u andaysa. butun derinligine kadar girebiliyordum.
"Baz1 insanlara r,;ektirdiklerimi du;;unuyorum da! .. $imdi onlann kar$1hgm1 oduyorum.
"Sar,;malama. dedim. "benim ba$1ma gelenlerin yanmda gulun<; olmas1 �erekirken. ben dii$iimnuyorum bile.
"Ben onu kastetmedim ki!" "Neyse kapatal1m bu konuyu. "Bir zaman ben de kendi kendime giilmii$
tum buna." Bana bakrrnyordu. "Karde$imin oir arkada$1 da Mons'tan boyle donmii$tii. Kotu bir $aka gibi gelmi$ti ba$tan. bteki oglanlar bir $ey biliyor mu?"
"Hayir. kimse bir $ey bilmfyor. Konu kaparun1$ say1hrd1 benim 1r,;m. Za
man zaman bunu degi$ik ar,;Ilardan ele alm1$. ustunde uzun boylu dii$iirunii$tiim.
"Cok guliin<;" dedim. "Cok guliin<;. A$1k olmak da r,;ok guliin<;."
"Oyle mi saruyorsun?" Gozleri yine derinligini kaybetmi$. duzelmi$ti.
"O anlamda guliinr,;liik degil. Bir bakima bu dunyanm en guzel $eyi.
"Hayir. cehennem azab1. "Birbirimizi gormek de iyi. "Ben o fikirde degilim. "istemiyor musun?" "Mecburum. $u anda iki yabanc1 gibi oturuyorduk.
26
Sagda Montsouris Parki vard1. Havuzu canh alabahk dolu, oturup park1 seyredebilecegimiz lokanta kapal1 ve kapkaranhkt1. $ofor ba$InI arkaya �evirdi.
"Nereye gitmek istiyorsunuz?" diye sordu. Brett ba$InI yana �evirdi.
"Select'e gidelim. $afore. "Cafe Select'e �ek" dedim. "Mont
pamasse Bulvanna." Dumduz a$ag1ya indik: Lion de Beefort'a sap1p. Montrouge tramvaylanm ge�tik. Brett dumduz ileriye bak1yordu. Montpamasse'm I$1klar1 gorunen Raspail Bulvanndan ge�erken. "Bir $ey yapmam istesem senden ne dersin?" diye mmldand1.
"iste bakal1m. "Oraya vannadan beni bir daha op. Taksi durunca parayi verip �1ktik. <;1kar
ken Brett $apkasm1 giymi$k Yere basarken uzatt1g1m elimi tuttu. Ellert Utriyordu. "Cok peri$an halde miyim?" diye mmldand1. $apkasm1 ba$ma yerle$tirmi$ti. Bara girdik. i�eride barda ve masalarda oturanlar dans kulubundeki insanlard1.
Brett onlan. "Merhaba �ocuklar!" diye selamlad1. "Bir $eyler i�mek istiyorum.
Ku�uk bir Yunanh ressam ko$up geldi: "Brett. Brett!" diye acele acele konu$uyordu. "Sana �ok guzel bir haberim var. 0 kendiri� duk derdi, ama herkes Zizi diyordu aria.
"Merhaba Zizi!" "Sana bir dostumu takdim edecegim. $i$
man bir adam peydah oldu. "Kant Mippipopolous. Lady Ashley."
Brett. "Memnun oldum, diye mmldand1. Saat kosteginde bir geyik di$i tak1h olan
kont. "Paris'te egleniyorlar m1 harumefendileri?" diye smtt1.
"Olduk�a. "Paris iyi yerdir ama Londra da eglenceli."
27
"Evet. <;ok. Braddocks'lar masalanna <;agird1lar. "Se
nin k1z ortahg1 birbirine katt1, dediler. "Ne oldu?" "Patronun kizmm bir laf1 uzerine patlak
vemli$ her $ey. Harikayd1 biliyor musun? San vesikasm1 <;1kanp patronun k1zma seninkini de goreyim diye tuttum1u$.
"Sonra?" "Soma birisi al1p evine got um1ii$. Arna
esash bir par<;ayd1. .. Argosu da deh$elti hani. Bir $ey i<;sene yahu.
"Hayir gitmem laz1m. Cohn'u gordun ml"t?" "Frances ile eve donduler. Cok earn s1k1l
m1$a benziyordu. "Neyse ben gidiyorum. Ho$<;a kalm. Barda duran Brett'e de veda ettirn. Kant
bir $i$e $ampanya a<;tmyordu. Bir bardak da bana ikram etti.
"Te$ekur ederim, gidiyorum. dedim. Brett, "Ger<;ekten gidiyor musun?" diye
sordu. "Evet ba$1m agnyor. Yann ofisime gel. "Olmaz." "Oyleyse nerede bulu$ahm. "Be$ten sonra nerede istersen. "Kentin ate yanmda, ornegin Crillon 'da. "Kabul. �aat be$te orada olurum. "Olmaya <;ah$, dedim. "Meraklanma. bugune kadar bo$a beklet-
tim mi seni?" "Mike'den haber var m1?" "Bugun bir mektup ald1m. "iyi geceler. efendim. dedi kont. Kaldmma <;1kip St. Michel Bulvanna dogru
yurudum, Rotonde'un masalan hala kalabahklt, onlann onunden kar$1ya ge<;tim; Dome'un kaldmmm kiyisma dek dizili masalanna bak-
28
um. Masalann birisinden biri el sallad1, kim oldugunu gormedim. ylirumeye devam ettim. Eve gitmek istiyordum. Montpamasse Bulvan bombo�tu. Lavigne s1ms1kI kapahyd1. Closerie des Lilas'nm onunde de masalan birbiri ustune yig1yorlard1. Sokak lambalarmm altmdaki korpe yaprakh kest ane aga.;lannm arasmdan. Ney'in heykelinin yanmdan ge.;tim. Heykelin dibine de solmu�. mor bir .;elenk dayahyd1. Ostu.ndeki yaz1yi okumak i.;in durdum: Bonapart.;1 gruplardan geliyordu, bir de tarih vard1, ama aklunda kalmad1. Dizlerine kadar .;izmeleriyle. yemye�il at kestanesi yapraklannm arasmda sallar gibi tuttugu kihc1yla Mare�al Ney. olduk.;a iyi gorunuyordu. Evim yolun kar�1smda. St. Michel Bulvanndan biraz daha a�ag1dayd1.
Kap1cmm odasmda 1�1k vard1. kap1sm1 �ald1m, kadm mektuplanm1 verdi. iyi geceler diyerek. yukan .;1ktim. iki mektupla. bazi kag1tlar vard1. Yemek odasmdaki gaz lambasmm 1�1-gmda �oyle bir baktim. Mektuplar Amerika'dan geliyordu. Biri banka hesap durumunu gosteriyordu. Bakiye 2.432.60 dolar olarak gorunuyordu. <;ek defterimi .;1kard1m. ay ba�mdan bu yana bozdurdugum dort .;ekin tutarm1 hesaplad1m. bundan du�tum: 1.832.60 dolar1m kalm1�tI. Bunu kag1dm arkasma yazd1m. Mektuplardan biri nikah .;agns1yd1. Bay ve Bayan Aloysius Kirby. kizlan Katherine 'in nikahma .;agmyorlard1. Ne kiz1. ne de evlenecegi adam1 taruyordum. Sanmm. butun kente dag1tiyorlard1 bunlan. Garip bir add1 bu. Aloysius adh birini tarusaydm1. hatirlayacag1mdan ku�kum yoktu. Tam bir Katolik ad1yd1. <;agrmm u zerinde bir de arma vard1. Rum duku Zizi gibi bir �ey. Ve �u kont. Eglenceli bir adamd1 kont. Brett 'in de bu saru vard1: Lady Ashley! Brett 'in cam cehenneme! Canm cehenneme. Lady Ashley!
Yatagm yanmdaki lambay1 yaktim. p;az1 kapattim. pencereleri a.;tim. Yatak. pencereler-
29
den olduk�a uzaktayd1, pencereleri a�tiktan sonra, yatagm yanmda soyundum. D1�anda tramvay raylanrun uzerinden, �ar�Ilara sebze ta�1yan bir gece treni ge�ip gitti. Uyuyamaymca, rahatsiz ediyordu bu ses insaru. Soyunup, yatagm yarundaki buyiik dolabm aynasmda kendime baktim. Odarun do�eni�i. tam Frans1zlara uygun bi<;imdeydi. Kullam�hyd1 belki de. Yararlanacak ba�ka yerler yokrnu� gibi. Eglenceli bir �ey olmahyd1 bu. Pijamalanm1 giydim, yatag1ma girdim. Boga gure�i gazetelerinden gelmi�ti iki tane, paketlerini a�tim. Biri turuncuydu, oteki de sanyd1. ikisindeki haberler de aym olmahyd1. Bu baklmdan once hangisini okusam, oburiinun tad1 ka�acakt1. Le Toril daha iyice bir gazeteydi, onu okumaya ba�lad1m. Ku�uk haberlerden. Comigram'lara kadar hepsini okudum. Lambayi 56ndurdum. Belki biraz uyuyabilirdim.
Kafam �ah�maya ba�lad1. Eski dert ne olursa olsun, olacak �ey degildi boylesine yaralanma. Dahas1 bir de o italyan gibi hep alay konusu oluyordu insan. italyan hastanesindeyken bir demek kuracakt1k. Ba�1miza gelenin italyancada gulun� bir ad1 vard1. Otekilere, italyanlara ne oldu, hala merak ederim. Milano'da, Padiglione Ponte'de Ospedale Maggiore'deydik. Yandaki bina Padiglione Zonda idi. Ponte'nin mi, yoksa Zonda'run m1 bir heykeli vard1 orada da. Ben oradayken bir irtibat albayi gormeye gelmi�ti beni. <;ok komik olmu�tu. Hemen hemen ilk komik �ey oydu. Sargilar i�indeydim. Arna her �eyi anlatm1�lard1 ona. 0 da olaganustu bir soylev �ekmi�ti bana. "Sen, bir yabanc1, bir ingilizsin (oysa butun yabanc1-lar ingilizdi). Hayatmdan daha onemli bir �ey verdin!" Ne soylevdi o! Yald1zlarla yazdmp i�yerime asmak isterdim. Hi� gulmuyordu. Samnm, kendini benim yerime koyuyordu. "Che mala fortuna! Che mala fortuna!"
30
Nedense inanam1yordum: gaJiba a11:;;maya c;a11:;;1yordum: insanlann ba:;;ma deli olmay1m diyordum. ingiltere'ye gonderildigim zaman Brett 'e rasUamasayd1m. belki de ba:;;1ma hic:;bir :;;ey gelmeyecekti. Oyle samyorum ki o. elde edemeyecegi bir :;;eyi istiyordu. Eh. insanlar boyledir i:;;te. Caru cehenneme Jnsanlarm! Katolik kilisesi ne guzel c;ozumluyordu bu i:;;leri. Hi<; degilse iyi ogutler veriyordu. Hie:; du:;;unmemeyi oguUuyordu. Dogrusu. guzel bir oguttu. Uymaya c;ah$m zaman zaman. Hele bir uymaya c;aJ1:;;m bakahm.
Akhm bir :;;eyden otekine z1playarak. du:;;une du:;;une uyamk yatiyordum. Sonra elimde olmadan Brett'i du:;;unmeye ba:;;lad1m. gerisi kaybolup git.Ini:;;ti. Zihnimdeki s1 c;ramalar durmu:;;. hafiften dalgalanan duz bir yuzey halini alm1:;;t1. Birden i<;imden aglamak geldi. Bir sure sonra az1c1k rahatlam1:;;tim: a:;;ag1 yukar1 gidip gelen tramvaylarm gurultusunu dinleyerek yatiyordum; derken uyuyakalm1:;;1m.
Uyand1m. D1:;;ardan birtak1m gurultuler geliyordu. Dinledim. tan1d1k birinin sesine benziyordu. Ostume robdo:;;ambnnu ahp kap1ya gitUm. Kap1c1 biriyle konu:;;uyordu. Ad1mdan soz edildiftini duyunca a:;;ag1ya seslendim.
"Siz misiniz Bay Barnes?" diye bagird1 kap1c1.
"Evet. "Sizi gorecegini soyleyerek butun mahalle
yi ayaga kaldiran bir kadm geldi. Gecenin bu saaUnde yap1lacak i:;; mi bu! illaki sizi gonneliymi:;;. Uyudugunuzu soyledim ama! ..
Brett'in sesini tarum1:;;tim. Uyku sersemi onun Georgette oldugundan emindim. Niye bilmiyordum. Ancak onun adresimi bilmesine imkan yoktu. "Lutfen yukan yollar m1sn11z?" diye seslendim.
3 1
Brett yukan i;;1kt1. Olduki;;a sarho$ oldugunu gordum. "Demek uyumuyordun" diye mmldandi.
'Ya ne yaptig1m1 dii$iinuyordun?" "Bilmem. saat kai;;?" Saale bakt1m, dart bui;;uktu. "Farkmda bi
le degilim. dedi. "Oturabilir miyim? Kizma sevgilim. Konttan yeni aynld1m, beni buraya o geUrdi."
"Nasll bir adam?" Konyak, soda ve bardaklan hazirhyordum.
"Cok az olsun. Beni sarho$ etmeye i;;al1$ma. Kant mu? Fena degil. bizden say1hr."
"Kant mu o?" "$erefe. Galiba. Oyle samyorum. Layik da
bana kalirsa. insanlan i;;ok iyi taniyor. Nerden edinmi$ bunu bilmem. Amerika'da bir suru $ekerci dukkan1 vann1$."
ii;;kiden bir yudum ald1. "Magaza zinciri mi ne dedi. Yahut oyle bir
$ey. Hepsi birbirine baghym1$. Biraz anlatt1 bana. Cok ilgini;;. Arna bizden. Hii;; ku$kusuz. Hemen belli oluyor."
Bir yudum daha aldi. "Sai;;mal1yorum yine. degil mi? Kusuruma
bakm1yorsun ya? Zizi'ye de yard1m ettiji;ini biliyor muydun?"
"Zizi geri;;ek bir duk mu?" "$a$mnam. Biliyorsun Yunanh. Kotu res
sam. Konttan i;;ok ho$land1m." "Nereye gittiniz?" "Her yere. Buraya da o getirdi. Onunla bir
likte Biarritz'e gidersem on bin dolar verecegini soyledi. Bu kai;; ingiliz liras1 eder?"
"iki bin kadar." "Cok paraym1$. istemedim. Efendice kar$1-
lad1 bunu. Biarritz'de i;;ok tan1d1g1m oldugunu soyledim. Guliiyordu.
32
"Soma Cannes'a, Monte Corla'ya gidelim dedi. Oralarda r:;ok insan lamd1k de1im. Her yerde akada�1m vardir dedim. Haks1z m1yim? Sonra beni buraya getim1esini soyledim.
Gozlerini bana dikmi�ti. Elleri masanm ustunde duruyordu. "Ho�uma gitmedi bunlar. diye devam etti. "seni sevdip;imi soyledim ona. Gerc:;eklen de. Bakma oyle. Bunu da efendice kar�Ilad1. Yann gece bizi yemep;e davet elmek istiyor. Gidelim mi?"
"Niye olmasm?" "Gideyim art1k. "Niye?" "Seni gormek istemi�tim, gordum. Anlam
s1z de/};il mi? Giyinip a�a/};1 inmek ister misin? Arabas1 a�ag1da bekliyor."
"Kont'un mu?" "Evet. Oniformah �oforu de var. Sabaha
kadar gezdirip, ormanda kahvalll elmemizi istiyor."
"Sabahleyin yapilacak i�lerim var. Cah�mam lazun. Aynca size yeti�emem. e/};lenmeye ba�lamak i<;in oldukr:;a ger:;."
"E�eklik etme! " "Gidemem. "Nas1� istersen. Kendisine guzel bir maze-
ret bul." "Ne olursa. Mutlaka. "iyi geceler sevgilim. "Pek duygusal alma. "Hastalandiracaksm beni. Opu�erek birbirimize iyi geceler diledik.
"G ideyim art1k sevgilim" dedi. "Gitmen muhakkak laz1m m1?" "Evet. Merdivenin ba�mda yine opu�tUk. A�a/};1
inince kap1y1 ar:;mas1 i<;in kap1c1ya seslendi/);im zaman. kapmm arkasmdan bir �eyler soylendi-
33
gini duyuyordum. A�:1k pencereden BreU'in yukan caddeye. kald1nmm kenannda lambanm altmda bekleyen buyuk arabaya yuruyu:;;unu izledim. h;ine girince. araba hareket etU. ii:;eri dondum. Masanm ustundeki bo:;; bardakla. yan yanya sodah konyak dolu bardak duruyordu. ikisini de ahp rnutfaga goturdum. yanm bardagm i�·indekini musluga doktum. Yatak odasmdaki gaz1 kapatip, terliklerimi atarak yataga girdim. i$te Brett buydu, ardmdan aglamak istediftim. Sonra yukar1 caddeye yuruyu -:;;un u, arabaya giri:;;ini son defa gordugum bi<;imiyle gozlerimin onune geUrdim. Yine zehir zemberek oldu dunyam. Gunduz her :;;eyi oluruna birakmak daha kolayd1 ama, gece ba$ka oluyordu.
v
Sabahleyin kahve i<;mek 1i;:m Souffiot Sokagma kadar yurudum. Cok guzel bir sabaht1. Luksemburg Parkmdaki atkestanesi agai;:lanrun hemen hepsi <;i<;ek i<;indeydi. S1cak olacag1 belli bir gunun o erken sabah guzellifti vard1 havada. Kahveyle birlikte bir sigara yak1p gazetelere goz gezdirdim. Ci<;ek<;i kadmlar i;:ar:;;1dan geliyor. gunluk mallanru duzenliyorlard1. Yukan dogru Hukuk Fakultesine, a:;;ag1ya Sarbonne'a dogru giden ogrenciler ge<;iyordu. Bulvar tramvaylar ve i:;;lerine giden insanlarla doluyd u. "S" otobuslerinden birine bindim, arka sahanhkta durarak Madelaine'e gitum. Madelaine'den, Capucines Bulvanndan yuruyiip. Opera'daki ofisime geldim. S1<;rayan kurbagalarla, oyuncak boksorler satan adamlarm onunden gei;:Um. Saticmm yard1mc1s1 kizm tuttugu oyuncak boksorlerin iplerine taktlmayayim diye kenardan dola:;;tmi. Kiz, ipleri ellerine dola-
34
nm�. gozleri ba�ka yerde duruyordu. Adam. iki turistle pazarhk ederken. turistlerden i.h;u de dunnu�. onlara bak1yordu. Kaldmma bir silindiri iterek CINZANO yazan adamm arkasmdan yDrudum. Etraf i�lerine giden insanlarla doluydu. i�e gidiyor olmak tath bir duygu veriyordu insana. Caddeyi gei,;tim. ofisime dogru yurudum.
One Frans1zca sabah gazetelerini okudum; sigara ii,;tim; yaz1 makinesinin ba�ma ot urarak i,;ah�maya ba�lad1m. Saal on bire dogru bir taksiyle Quai d'Orsay'e gittim. Bir duzineye yakm muhabirle birlikte bir saate yakm D1�i�leri Bakanhg1 sozcusu. kalm baga gozluklU bir diplomatm basm toplant1smda hazir bulunup, yanm saate yakm da sorulara verdigi yan1tlan izledim. Ba�bakan, Lyons'da bir konu�ma yap1-yormu:;;, ya da yapm1� da geri donuyormu�. Kendi konu�up kendi dinlemek isteyen birka� ki�iyle, yarut bekleyen ajans muhabirleri bir iki �ey sordu. Haber yoktu Quai d'Orsay'den. Krum ve Woolsey'le ayru taksiyle donduk.
"Ak�amlan ne yap1yorsun? Seni pek goremiyorum Jake" diye sordu Krum.
"Cogunlukla Quartier Lat'de oluyorum. "Bir ak$llil1 ben de gelecegim. Dingo'ya.
Oras1 da guzel bir yer degil mi?" "Evet. Hem oras1, hem de yeni ai,;Ilan Se
lect. Coktandir gelmek istiyorum" dedi Krum,
"ancak insan evli barkl1 olunca olmuyor bir turlU."
Woolsey de "Tenis oynuyor musun?" diye sordu.
"Hayir" dedi Krum, "bu y1l pek oynad1g1m1 soyleyemem. Arada bir kai,;amak yapmaya i,;ah�tim. ama pa7..ar gunleri ya yagmur yag1yor. ya da kortlar kalabahk oluyor."
35
"ingilizlere cumartesi gunleri de tatil" dedi Woolsey.
"�ansh adamlar" dedi Krum. "Bak sana ne soyleyecegim, bu ajans muhabirligini bir gun birakacag1m. 0 zaman s1k s1k kirlara gidecegim.
"En iyisi oyle yapmah. Ac:;1k havada yasamak, bir de kuc:;uk araba olursa.
"Gelecek y1l bir araba almayi dusunuyorum.
Taksideki camh bolmeye vurdum. �ofor durdu. "Sokag1ma geldik" dedim. "gelin bir S<tyler i<;elim."
"Te�>ekkurler dostum" dedi Krum. Woolsey de bas1m sallad1. "Cahsmam gerek."
Krum'un eline iki frank tutusturdum. "Deli misin Jake" dedi. "benden bu. "Hepsi isyerine ait nas1lsa. "Yo, ben verecegim. Arkalarmdan el sallad1m. Krum basm1
uzatti. "Carsambaya ogle yemeginde gorusuruz" dedi.
"Gorusuruz. 'Yeniden ofise dondugumde Robert Cohn'u
beni bekler buldum. "Merhaba Jake, dedi. ''Yemege c:;1kmayacak m1sm?"
"C1kacag1m. Bir sey var m1 diye ugram1st.Jm.
"Nerede yiyoruz?" "Nerede istersen. "Watzel'e gidelim mi? Mezeleri iyidir. 'Yemekte bira 1smarlad1k. Garson. bugulu
bardaklarda soguk biralan getirdi. Masanm ustu bir alay meze tabag1yla dolmw;;t u.
"Dun gece eglendin mi?" diye sordum. "Pek degil. ''Roman nas1l gidiyor?" "Cok kotu. Bir turlu ilerlemiyor ikinci ki
tap.
36
"Herkese ayrn $ey olabilir." "Olur tabii. Arna uzuluyorum. "Ha.Ia Guney Amerika'ya gitmek istiyor
musun?" "Elbette. "Gitsene oyleyse. "Frances?" "iyi ya!" dedim. "Onu da gotlir. "istemez. Boyle $eylerden ho$lanmaz. Cev
resinde hep insanlar olsun ister." "Caru cehenneme , oyle soyle . "Soyleyemem. Ona kar$I sorumluluklanrn
var." Bir muddet sustuk. Sonra Cohn, "Lady
Brett Ashley hakkmda ne biliyorsun, Jake?" diye sordu.
"Adi Lady Ashley'dir. Brett de kui;uk ad1. iyi luzdir." dedim. 'Yakmda bo$arnp Mike Campbell ile evlenecek. Oglan $imdi iskoi;ya'da. Niye sordun?"
"Cok guzel bir kadm da. "Oyledir." "Havas1 olan bir kadm. ince, durust, dogru
bir kadma benziyor. "Cok begenmi$e benziyorsun. "Begeniyorum. A$1k oluyorum desem $a$Ir
mam dogrusu. "Sarho$un tekidir, " dedim. "Ostelik Mike
Campbell'e <i$Ik, yakmda da evlenecekler. Oglan i;ok zengin olacak gunun birinde.
"Onunla evlenecegini sanmam. "Neden?" "Bilmem. Hit;bir $eyden emin degilim. Onu
i;oktan beri mi tarursm?" "Evet. Sava$1a yatt1g1m hastanede gonullu
olarak i;ah$1yord u." "O zaman i;ocuktu herhalde. "$imdi otuz dordunde.
37
"Ashley'le ne zaman evlendi?" "Sava� yillannda. Gerc:;ek sevgilisi dizante
riden 6Jmu�tu tam 0 Strada." "Ondan c:;ok kotu soz ediyorsun. "Kusura bakrna. oyle bir niyetim yok. Olup
bitenle1; anlatmaya c:;ah�tlm. "Sevmedigi bir insanla evlenecegine ihtimal
vermem. 'Vermezsin, mna bu i�i iki kez yapti. "inanmam!" "inanmayacaksan, boyle anlamsiz sorular
som1ay1 birak. "Arna bunlan sormad1m. "Lady Ashley hakkmda ne biliyorsun de-
medin mi?" "Dedimse ona hakaret etmen mi gerek?" "S1ktm ama sen de. Yuzu bembeyaz kesilerek, ayaga firlan11�tl.
Kuc:;uk meze tabaklannm arkasmda dikilmi�. kizgm kizgm durnyordu.
"Aptalhk etme. otur yerine, dedim. "Soylediklerini geri al . "Bu c:;ocuk<;-a laDann yeter art 1k." "Geri al. "Pekala yahu. Brett Ashley'in adm1 bile
i�itmedim ben. Nas1! bu iyi mi?" "Hayir onu degil. 0 s1ktm lafm1 kastetmi�
tim ben." "Hay hay! S1kmadm ... Hadi �imdi otur da
yemegimizi yiyelim. Cohn gulerek yerine oturdu. Zaten otur
masa ne yapacakt1? "Jake. oyle asag1lay1c1 sozler soyhiyorsun ki! "
"Kusura bakma. Dilime hakim olarnam bir turlu. Arna isteyerek yapmam."
"Bilirim. Benim en iyi dostum sensin Ja-ke.
Tann yard1mc1s1 olsun diye du�undum. "Kusura bakrna. 11nutal11I1 bunlan. dedim.
38
"Onemli degil. Tarnarn. Bir an i<;in klzd1m yalruzca.
"iyi. Bir �eyler daha soyleyelim yemek icin.
Yemekten sonra Cafe de la Paix'e gidip kahve ictik. Cohn'un yeniden Brett 'ten soz acmak istedigini anlad1m, fakat firsat vermedim. $undan bundan konustuk. Sonra ofisime gitmek uzere aynld1m.
VI
Saat bese dogru Crillon Otelinin salonuna gidip Brett'i beklemeye baslad1m. Gorunurlerde yoktu. Altiya <;eyrek kalaya kadar birka<; luzumsuz mektup yazarak vakit gecirdim. Sacma sapan mektuplarch. ama kag1tlann ustundeki "Crillon" ad1 epeyce sukse yapacaktI herhalde. Sonra. Brett 'in gelmedi.il;ini gorijnce. bara gidip Barmen George'la kars1hkh hirer kokteyl yuvarlad1k. Brett buraya da ugramam1st1. Bir taksiye atlay1p Cafe Select'e gitmekten baska \·are yoktu. Seine irmagm1 ge\·erken akmtiyla asa.ii;1 dogru giden bas mavna dizisini gordum. Kopruye yaklasirken. mavnac1lar dumene el atiyorlard1. Im1ak :;ok guzel gorunuyordu. Koprulerin uzerinden i?;ccmek oldum olas1 guzeldir Paris' te.
Taksi . semafonm mucidini isbasmda gosteren heykelin c;-evresini dolamp. Raspail Bulvanna saparken ben de arkama yasland1m. Raspail Bulvanndan gecmek oldukca s1k1c1dir Fontainebleau ile M onlreau arasmdaki karayolunun insam kahreden s1k1c1hg1 kadar dayamlmazd1. Bana gore yolculuklann baz1 k1snnlanrun boylesine can s1k1c1 olmas1. kimi ca.il;ns1mlardan ileri geliyordu. Paris'te Raspail Bulvan kadar s1kic1 baska sokaklar da vard1. Bu so-
39
kaklardan yurilyerek gei;meye pek aldmrnyordum. ama arabayla gei,;meye dayanam1yordum. Belki okudugum bir �eyden kaynaklaniyordu bu. Robert Cohn'un Palis hakkmdaki du�unceleri de boyleydi. Cohn'un Paiis'ten ho�lanmama duygusuna. nasil kapild1gm1 merak ediyordum. Mencken yuzundendi belki. Bence Mencken de Paris'ten nefret ediyordu. Sevdikleri sevmedikleii �eylere. Mencken'e gore karar veren o kadar gen<; vard1 ki.
Araba beni bir Rotonde'un onunde biraku. Zaten Paris'teki taksi �oftirlerine Mont Parnasse tarafmdaki hangi kahvenin ad1ru soylerseniz soyleyin. sizi muhakkak Rot onde'a getirirdi. San1nm on yil sonra da Dome'a getireceklerdir. Kaldmmlarm uzerindeki bo� masalann arasmdan gei,;erek Select'e dogru yurudum. ii;erde. tezg:ihm etrafmda birka<; ki�i toplanm1�t1. 01-�anda tek ba�ma. yuzunde birka<; gunluk sakal. Harvey Stone oturuyordu. Onundeki masanm ustu irili ufakh bardaklarla doluydu.
"Otur" dedi. "ben de seni anyordum. "Ne o. bir �ey mi var?" ''Yok carnm. Seni gom1ek istedim i�te. "Yan�lara giUin mi?" "Pazardan beri ugramad1m. "Memleketten haber ahyor musun?" "Ta ne zamandan beii alm1yorum. "Senin bir tuhal11gm var" dedim. Ba�m1 sallad1. "Bilmem. Belki de. Art1k
hi<;biiinin yuzunu bile gom1ek istemiyorum. One dogru egilip gozleiimin i<;ine dimdik
bakt1. "Sana bir �ey soyleyeyim mi Jake?" "Soy le. "Tam be� gundur agz1ma bir lokma bir �ey
koymad1m. Halbuki daha ui:; gun once New York Ba
nndaki barbut oyununda benden iki yl.iz frank alm1�t1.
40
"Neden?" diye sordum. "Para yok da ondan. Bir turlu para t utam1-
yorum." Durdu. 'Tuhaf degil mi, boy le parasiz olunca carum evden d1�ar1 ad1m atmak bile istemiyor."
Cebimi yoklad1m. "$imdilik yuz frankla idare edebilir misin?"
"Ver bakahm. "Kalk gidip biraz bir �eyler yiyelirn. itiraz etti. "Dur. camm. Acelesi yok ya! On
ce birer kadeh atahm da ondan sonra." "Once karruru doyursan daha iyi olacak. "Bo� ver. Bu hale geldikten sonra bir sure
daha yemesem bir �ey fark etmez." Birer kadeh i<;tik. Harvey benim bo�alan
kadehimi de oburlerinin yanma dogru itti. "Mencken'i tamr m1sm. Harvey?" diye sor-
dum. "Tanmm. Bir �ey mi var?" "N as1l bir adam?" "Zarars1zdir. Son defa beraber yemek yedi
gimizde Hoffenheimer hakkmda garip �eyler soylemi�ti. Onun derdi jartiyerlerledir diyordu. Fena sayilmaz. ha!"
"Sayilmaz. "Bitti art1k, diye devam etti Harvey. "Bildi
gi her �eyi yazd1. $imdi bilmediklerini yaz1yor. "Bence idare ediyor. dedim. "Arna ben
okumuyorum." "K.imse okumuyor art1k. Alexander Hamil-
ton Enstitusunu okuyanlardan ba�ka." "Eh, dedim, "o da kotu bir �ey degil." "Oyle. Bir muddet sessiz sedasiz oturduk. Kendi
du�uncelerimize dalm1�tik. Birden Robert Cohn'un kar�1dan bizim tarafa dogru geldigini gordum. "Cohn geliyor," dedim.
"Salak. dedi Harvey.
41
Cohn masaya yakla$h. "Merhaba serseri taklmJ .
Harvey gulUmsedi. "Merhaba Robert. Ben de tam $imdi Jake'e, senin ne salak oldugundan soz edlyordum. "
"Ne demekmi$ o?" "Sana bir $ey soracag1m. hi(; di.i$i.inmeden
yamt vereceksin. Tamam ml? Soyle oyleyse. Online bir peii (;Ilup da sana 'Dile benden ne dilersin. dese ilk once ne istersin?"
Cohn di.i$i.inmeye ba$lad1. "Di.i$i.inme. Akima ilk gelen $eyi soyle. Cohn s1kmhyla ba$Illi ka$1d1. "Bilmem val-
lahi. Hem sen bu gaiip soruyu da nereden (;Ikardm?"
"Once sen benim soruma kar$1hk ver. Sa(;ma sapan bile olsa aklma ilk gelen $eyi soyle. "
"Ne diyeyim bilmem ki? Belki de yeniden futbol oynamak isterdim. Tabii bugi.inki.i tecri.ibem ile birlikte.
Harvey i.imitsizce ba$mI iki tarafa sallad1. "Senin hakkmda (;Ok yanl1$ fikirler beslemi$im Robert . dedi. "Bag1$la. Kim demi$ sana salak diye? Sen anadan dogma super salaksm. o kadar!"
Cohn'un yi.izi.i lupk1m11z1 oldu. "Cok komiksin Harvey. diye homurdandJ. "Gi.ini.in biIincle birisi suratm1 yassilllveiir ha! " '
Harvey Stone gulUmsedi. "Oyle mi dersin? Benim i(;in fark elrneyecegini bildiklerinden kimse zahmete giiip de o i$i yapmaz. merak el.me sen. Kavgac1 degilirn ben. · ·
"Fark eder mi, etmez mi. onu bumun yassild1g1 zaman anlarsm.
"Ernin ol etmez. Zaten senin yanh$m da burada. Akilh degilsin de ondan.
Cohn sinirlenmi$ti. Di:;;lerinin arasmdan mmldand1. "Kes artlk bu bahsi burada.
42
"Pekala." dedi Hanrey. "Zaten kabahat bende ki seni adam yerine koyup soru soruyo-run1."
Ben araya girdim. "Harvey," dedim. "bir porto daha i<;er misin?"
"Hayir," diyerek yerinden kalkt1. "Gidip biraz bir $eyler yiyecegim. Eyvallah. Jake. Sonra gorU$UrUZ."
Kar$I kaldmma ge<;ip uzakla$nrnsm1 seyrettim. Kisa boyu, tiknaz vucudu. kendinden emin, taksilerin- arasmdan sakin sakin suzuluvermi$ti.
Cohn. "Hep damanma bas1yor. Hi<; tahammul edemiyorum $U herife, diye homurdandI.
"Benim ho$uma gidiyor halbuki. dedim. "Seni kJ.zd1m1asa belki sen de seversin.
"Belki. . . Arna bu haliyle asabmu bozuyor. "Bugun bir $eyler yazabildin mi?" "Hayir. Bir turlU elim kaleme gitmedi. ilk
kitab1mda bile bu kadar s1km1I <;ekmemislim. Adamaklh zor geliyor bu sefer.
Ge<;en bahar Amerika'dan dondugu zamanki canhhgm1 hemen hemen kaybetmi$ gibiydi. 0 zamanlar, kendine guvenen. yalmzca keyif i<;in maceraya atilan tiplerdendi. $imdiyse bu guveninden eser bile kalmanu$tI. Size Robert Cohn'u pek iyi tarif edemedim galiba. Bunun nedeni de Brett'e a$1k oldugu gune kadar Cohn'un s1radan insanlar arasmdan sivrilecek en ufak bir hareket yapmam1$ olmas1dir samyordum. Tenis oynamas1 zararsizch. Mutenasip viicudunu daima forrnunda tutmaya <;ah$ird1. Bri<;te de olduk<;a iyiydi. Fakat uzerindeki o luhaf ogrenci gorunusunden bir tUrlu kurtulamamI$tI. Kalabal1k arasmda onu ba$kalanndan ayirt edecek ozelligi yoktu. 01$ goruni1$te Princeton Oniversitesinin. i<;i ise hayatmdaki iki kadmm derin tesirleri altmda kalm1$tI. Hi<; bitip tukenmeyen. sevimli. adeta <;ocuk<;a bir
43
ne�esi vard1. 6megin teniste kazand1g1 zarnan sevinc:;ten bayihrd1. Arna yenild@ zaman da hie:; klzmazd1. Brett'e a�1k olup da tenisi tamamiyle serince. onune gelene yenilmeye ba�lad1. Gene de hie:; ald1rmad1.
Her neyse. biz Cafe Select'in terasmda oturuyorduk, Harvey Stone de kar�1ya tam o sirada gec:;mi�ti.
"Kalk. biz de Lilas'ya gidelim" dedi. "Sozum var. " "Kar:; ta?" "Frances yediyi c:;eyrek gec:;e buraya gele
cek. "i�te geliyor. Frances Clyne yolun ate yanmdan bize
dogru geliyordu. Oldukc:;a oynak bir yuruyu�u olan. c:;ok uzun boylu bir kizd1. Kiz bize el sallayarak gulumsedi. Yolu gec:;i�ini seyrettik.
"Merhaba" dedi, "senin de burada olu�una sevindim, Jake. Seninle konu�mak istiyordum."
" Merhaba, Frances" dedi Cohn giilumseyerek.
"Aa, merhaba Robert. Sen burada m1ydm?" Hizh hizh konu�maya ba�lad1: "Neler geldi ba�1ma. Bu -ba�m1 Cohn'u gostererek sallad1-ogle yemegi ic:;in eve gelmedi. "
"Gelmeyecektim ki .. . "Biliyorum, ancak a�c:;1ya soylememi�sin.
Ayr1ca benim de sozum vard1, baktim Paula da i�yerinde yok. Ritz'e gittim, orada bekledim gelmedi, Ritz'de yemek yiyecek kadar param da yoktu . ..
"Ne yaptm?" "C11up gittim tabii. Sozlerine yapmac1k bir
ne�e katarak konu�uyor gibiydi. "Sozumde hep dururum ben. Arna bugunlerde benden ba�ka sozunde duran yok anla�Ilan. Bir turlu ogrenemedim. Sen nasilsm bakal1m, Jake?"
44
"iyiyim. "Ne guzel k1zd1 dansta yanmdaki. sonra da
kalk.Jp o Brett denenle gittin." "Bre� t'i sevmiyor musun?" diye sordu
Cohn. "Cok tath bir kiz bence. Sen sevmiyor mu
sun yoksa?" Cohn bir �ey demedi. "Bak. Jake. seninle konu�mak istiyomm.
Dome'a gelir misin benimle? Sen burada bekle olur mu Robert? Gel. Jake.
Montparriasse Bulvanndan kar�1ya ge(erek bir masaya oturduk. Paris Times satan bir <;:ocuk ge<;:iyordu, bir gazete ahp a<;:tim.
"Neler oluyor. Frances?" "Hi<;:bir �ey" dedi. "benden aynlmak istiyor.
hepsi bu. "Nasil yani?" "Herkese evlenecegimizi soyledi, ben de an
neme. ba�kalarma soyledim. �imdi de o istemiyor."
"Ni<;:in?" "Yeterince ya�amad1gma karc1r vermi�.
New York'a gittigi zaman boyle olacagm1 biliyordum.
Ba�1m kaldmp baktI, gozleri parhyordu; onemsiz bir �eyden soz ediyomm�<;:asma kom �maya <;:ah�1yordu.
"istemiyorsa evlenmem, elbette evlenmem. Ne olursa olsun, onunla evlenmem art1k. Ancak u<;: yil beklettikten. tam da ben bo�and1ktan sonra biraz ge<;: kald1 gibime geliyor."
Hi<;:bir �ey soylemedim. "Sozumona <;:ok mutlu olacaktik. oysa kav
ga edip durduk. Hem de <;:ocuk<;:a �eyler i<;:in. Korkun<;: kavgalar oluyor aram1zda. Aghyor. yalvanyor bana anlay1� gostermem i<;:in, ama evlenemcyecegini soylllyor."
45
"Sanss1zhk. "Hem de ne $anssizhk! iki bw;uk y1hm1
verdim ona. Simdiyse bir ba$kas1 benimle evlenir mi, evlenmez mi bilmiyorum. iki yil oncesine degin Cannes'da kimi istesem, onunla evlenebilirdim. S1k bir kadmla evlenerek <;:oluk <;:ocuga kan$mak isteyen butun ya$hlar bay1hyorlard1 bana. Simdiyse. sanmm hie;: kimseyle evlenemem."
"istedigin biriyle evlenebilirsin. "Hayir, buna inanm1yorum. Dahas1. sevi
yorum da. <;ocugum olsun isterdim. <;ocuklanmiz olacagm1 dii$Linurdum her zaman. "
Gozlerini gozume dikti. "Cocuk sevmem aslmda," dedi. "Arna hi<:; <;:ocugum olamayacag1-m da dii$Linmek istemem. Her zaman gunun birinde <;:ocuklanm olacagm1, onlar1 sevecegimi dii$Linurum. "
"Cocuklan var onun. "Evet. <;ocu klan var, paras1 var, zengin bir
anas1 var, bir de kitap yazm1$. benim yazd1klanrn1ysa kirnse yayirnlam1yor, arna hi<; kimse. Kotu de sayilmaz. Ve hi<; param yak. Nafaka alabilirdim, ama en kisa yoldan bo$Clnd1m.
Gozleri parlayarak bakmakta devam ediyordu .
"Haksizhk bu. Hem su <;:luyu m, hem degilim. Daha akilhca davrarimam gerekirdi . Bunlar1 ona anlatt1g1mda da aghyor. evlenemeyecegini soyliiyor . Ni<;:in evlenmiyor? iyi bir e$ olurdum. Kolay ge<;:inilcn biriyirn. Rahat birak1yorum onu . Arna hepsi bo$. "
"Cok yaz1k. "Evet. <;:ok yaz1k. Arna konu$mak pek i$e
ya:r'am1yor . degil mi? Hadi gel. kahveye donelim."
"Benim yapabilecegim bir $ey yak saruyo-rum."
"Yak. Yalmz seninle konu$tuklanm1 belli
46
etme ona. Onun ne istedigini biliyorum. 0 ba$lang1<;taki canh. a$m ne$eli tavn yak oldu. "New York'a yalmz donmek istiyor. kitab1 <;1kllgmda pili<;lerin begenisini kazanmak i<;in orada yalmz olmak istiyor. istedigi yalmzca bu.
"Belki de begenmezler. Oyle bir insan oldugunu da sanm1yorum. Ger<;ekten.
"Onu benim kadar tamm1yorsun, Jake. Yapmak istedigi bu. Biliyorum. Biliyorum. Bu nedenle evlenmek istemiyor. Bu sonbaharda buyuk bir ba$anya kavu$Sun, tek ba$ma olsun istiyor."
"Kahveye donelim mi?" "Evet. Hadi. Masadan kalkt1k -i<;ki getiren olmanu$ll
ve Cohn'un mermer masamn gerisinden bize gulumsedigi, yolun kar$1smdaki Select'e donduk.
"Ne guluyorsun?" diye sordu Frances. "(,;ok mu mutlusun?"
"Jake'le senin gizled@niz $eye gulllyordum."
"Jake'e soylediklerimin gizlisi sakl1s1 yak. Herkes de yak.mda ogrenecek. Yalmz onceden Jake'e dogrusunu anlatmak istedim."
"Neyi? ingiltere'ye gidi$ini mi?" "Evet. ingiltere'ye gidi$imi. Aa, Jake! Sana
soylemeyi unuttum. ingiltere'ye gidiyorum ben. "
"(,;ok guzel!" "Evet. llpkI iyi ailelerin yapt.Iklar1 gibi. Ro
bert gonderiyor. Iki yuz sterlin de para verecek bana. ben de. gidip arkada$lanm1 gorecegim. <;ok guzel olacak. degil mi? ingiltere'deki arkada$lanmm bundan haberleri yak henuz."
Cohn'a donerek gulllmsedi. Cohn gulllmsemiyordu art1k.
"Sen bana yalmzca yuz sterlin verecektin,
47
degil mi Robert? Arna ben iki yuz sterlin'e 1.;1-karttird1m. Dogrusu i;:ok elia1.;1ktir. Oylesin, degil mi, Robert?"
insanlarm Robert Cohn'a nasil boyle korkun<;: !?eyler soyleyebilecegini anlayarn1yordum. Kimi insanlara bu turden !?eyler soylenemez. Onlarla boyle konu!?tugunuzda. sanki butun dunya gozlerinizin onunde pari;:alamverecekmi!? gibi bir izlenim birakirlar sizde. Arna Cohn oturmu!?. sesini 1.;1kam1adan dinliyordu butun bu soylenenleri. Gozlerimin onunde oluyordu butun bunlar, olanlara engel olmak i<;:in de hicbir !?ey yapmak gelmiyordu i<;:imden. Aynca bu. gelecekte olacaklarm yanmda. dosti;:a !?akala!?ma gibi kalacaktI.
"Nasil boyle konu!?abiliyorsun, Frances?" diye sozunu kesti Cohn.
"Dinle onu. ingiltere'ye gidiyorum. Arkada!?lanm1 gorecegim. Seni gormek istemeyen bir arkada!?m oldu mu hi<;? Arna beni konuk et mek zorunda kalacaklar. 'Nasilsm. carum uzun zarnandir gorii!?emiyorduk. Ya sevgili annecigin nasil?' Evet.sevgili armecigim nasil? Olanca parasm1 Frans1z sava!? tahvillerine yatird1. Evet o yapt1. Belki de dunyada bu i!?i yapan tek insand1. 'Ya Robert nasil?' ya da Robertle ilgili ustu kapah soylentiler. 'SQ.kln onun sozunu etme. can1m. Zavalh Frances i<;:in !?anss1z bir deney oldu.' Eglenceli olacak. degil mi, Robert? Sen de eglenceli olacag1ru dii!?iinmuyor musun , Jake?"
Gulumseyerek bana dondu. Boyle bir .1<0-nu!?may1 seyirci onunde yapabilmek. bir tur tatmin oluyordu onun i<;:in.
"Sen nerede olacaksm, Robert? Ger<;:ekte sui;: benim. Tamamen benim sur;:um. Dergideki o kur;:uk sekreterini kovmam istedigimde. bir gun benden de aym yolla kurtulacagm1 bilmeliydim. Arna Jake bilmiyor o olay1. Anlatay1m m1 ona?"
48
"Kes art1k ne olursun Frances!" "Evet. ona da anlatay1m. Dergide Robert 'in
kiii;:iik bir sekreteri vard1. <;ok tath bir �eydi. Robert de onun bir harika oldugunu dii�iinii yordu, an1a sonra ben gelince benim de bir harika odugumu dii�iiruneye ba�lad1. Ben de k1z1 kovmasm1 istedim. Kiz1 Carmel'den Provincetovm'a getirmi�ti. Kalifomiya'ya donii� parasnu bile vermedi. Ben istedim diye. 0 zamanlar benim olduki;:a guzel oldugumu dii�iiniiyordu. Oyle degil mi, Robert?
Yanh� anlama, Jake. Platonik bir ili�kiydi sekreterle arasmdaki. Platonik bile degil. Geri;:ekte hii;:bir �ey yoktu aralannda. iyi bir kizd1. hepsi bu. Yalnizca beni sevindirmek ii;:in yaptI bunu. Eh, ne yapahm, riizgar eken f1rtma bii;:ermi�. <;ok edebi oldu. degil mi? Gelecek kitabmda bunu kullanmahsm. Robert.
Robert'in yeni bir kitap ii;:in malzeme toplad1gm1 biliyor musun? Oyle degil mi, Robert? Bu nedenle birak1yor beni. iyi goruntii vermedigim karanna vard1. Birlikte ya�ad1g1m1z siirece. yazd1g1 bu kitap oyle i;:ok zamamru ahyordu ki, ikimizle ilgili hii;:bir �ey kalmam1� aklmda. �imdi de i;:1klp yeni malzeme toplayacak. Dilerim olaganiistii ilgini;: �eyler bulur.
Robert dinle, sevgilim. Sana bir �ey soyleyeyim. Bag1�larsm beni degil mi? Geni;: hammlarmla kavga etme sakln. Etmemeye i;:ah�. <;unkii kavga edince aghyorsun. kendine oylesine ac1yorsun ki, kar�mdakinin soylediklerini unutuyorsun. Boyle olursa, ikili konu�malar1 katiyen aklmda tutamazsm. Onun ii;:in her zaman sakin ol. <;ok zor, biliyorum. Ancak unutma. edebiyat ii;:in bu. Bak bana. Hii;: kar�1 i;:1kmadan gidiyorum ingiltere'ye. Hepsi edebiyat ii;:in. Hepimiz geni;: yazarlara yard1m etmeliyiz. Oyle dii�iiruniiyor musun sen de Jake? Arna sen geni;: bir yazar degilsin. degil mi Robert?
49
Otuz dart ya�mdasm. Arna yine de bi.iyi.Jk bir yazar i i;;in olduki;;a gent;; say1hrsm bence. Bak Hardy'ye. Bak Anatole France'a. Daha yeni 61-di.i. Arna Robert onun ii;;in pek iyi �eyler di.i�i.irunez. Baz1 Fransiz arkada�lan soylediler ona. Kendisi Fransizcay1 iyi okuyamaz da. Senin gibi iyi bir yazar degildi, degil mi, Robert? 0 da durmadan malzeme aramak zorunda kald1 m1 dersin? Evlenemedigi metresleiine neler diyordu acaba? 0 da aglar m1yd1 acaba? Aa, bak bir �ey geldi akhma." Eldivenli elini dudaklanna goti.irdi.i. "Robert'in benimle evlenmek istemeyi�inin geri;;ek nedenini biliyorum, Jake. $imdi akhma geldi. Cafe Select'de otururken ii;;ime dogd u birden. Ne kadar mistik degil mi? Bir gi.in gelir buraya bir tabela asarlar. Lourdes'daki gibi. Duymak istiyor musun, Robert? Anlatacag1m sana. Olduki;;a basit aslmda. Daha once nii;;in di.i�i.inemedim bunu? Robert her zaman bir metresi olmasm1 isterdi, eger benimle evlenmezse bir metresi olacaktI boylece. 0 kadm iki y1l boyunca onun metresi oldu. Gori.iyor musun nas1l oldugunu? Arna her zamanki sozi.ini.i tutar da benimle evlenirse, romantizmi kahnaz i�in. Nas1l da akilhca anlatiyorum, degil mi? Bunu anlamamdan belli. Soylediklerim geri;;ek. inanm1yorsan Jake'e bak. Nereye gidiyorsun, Jake?"
"ii;;eii girecegim, Harvey Stone'u gorrnem gerek."
Ben i�eii girerken, Cohn ba�1ru kaldmp bana bakt1. Yi.izi.i bembeyazd1. Nii;;in oturuyordu orada? Nii;;in dinliyordu bu sozleri?
Bara yaslanarak durdugum yerdeki pencereden onlan gorebiliyordum. Frances konu�masm1 si.irdi.iri.iyor, ne�eliymi� gibi gi.ilerek ve durmadan Robert 'in yi.Jzi.ine bakarak, "oyle degil mi, Robert?" diyordu. Ya da belki sormuyordu art1k. Belki ba�ka bir �ey soyli.iyordu. Bar-
50
mene ir;mek istemedigimi soyleyerek yan kap1-dan r;1khm. Kap1dan r;1karken bakhgnnda. iki kat camm arasmdan orada oturduklanm gor�-� dum. Kadm hala konw;;u yordu. Ara sokaklar-dan birinden Raspail Bulvanna r;1khm. Bir taksi ger;iyordu. binip. $Ofore adresimi soyledim.
VII
Merdivenlerden r;1kiyordum. kap1c1 kadm cam1 tikirdatt1. ben durunca da d1$an r;1kh. Elinde mektuplarla bir de telgraf vard1.
"Pasta. Bir de bir harum geldi. "Kart birakh m1?" "Hayir. Yanmda bir de bey vard1. Dun ge
ceki hamm. A5lmda oldukr;a iyi bir kadmm1$." "Hammm yanmdaki adam. benim arka
da$lanmdan biri miydi?" "Bilmiyorum. Daha once gelmemi$ti bura
ya. iriyar1 bir adamd1. Cok r;ok $i$man. Hamm da r;ok iyiydi. Hem de r;ok iyi. Dun gece belki az1c1k. .. " Elini ba$ma koyarak bir yukan . bir a$ag1 sa1lad1. "Sizinle r;ok ar;1k konu$acag1m Bay Barnes. dun gece onu hir; de kibar bulmam1$tnn. Dun gece. onun ir;in r;ok degi$ik $eyler du$UilffiU$tlim. Arna soylediklerimi iyi dinleyin. 0 r;ok. ama r;ok ince. soylu bir han1mm1$. lyi bir aileden. Hemen anla$1hyor bu.
"Hir; haber birakmadilar m1?" "Biraktilar. Bir saat sonra geri gelecekleri
ni soylediler." "Geldikleri zaman onlan yukan gonderin. "Olur. Bay Barnes. Arna bu harum ... yani
bu harum! Belki biraz tuhaf. ama quelgu'une, quelgu'unel.
Kap1c1 kadm, kap1c1hk yapmaya ba$lamadan once Paris hipodromunda ir;ki sahyordu.
5 1
Ya$aJTII at yan$lan uzerine kurulmu$lU , ancak goziiyle insanlan tarllyordu; bu nedenle bana gelen konuklann hangisinin iyi egitim gordugunu, hangisinin iyi aileden geldigini. hangisin1n "sportmen" oldugunu -bu Frans1zca sozcugu son heceyi vurgulayarak- soylerken <;ok mutlu olurdu. Yalmz bunun bir sakmcal1 yam vard1, bu ii<; sm11landmnaya da giremeyenler "Chez Bames"m evde olmad1g1 yan1tiyla kar$Ila$abilirlerdi. <;ok a<;mI$ gibi gorunen ressam arkada$lanmdan biri bir gun bana mektup yazarak. ne iyi egitim gordugune, ne iyi aileden geldigine, ne de sportmen olduguna karar veremeyen Bayan Duzinell'in yarundan rahat<;a ge<;ebilmesi i<;in kendisine izin kag1d1 verip veremeyecegimi sorn1u$tu; <;unku arasira ak$amuzeri gelip beni gormek istiyordu.
OdaJTia <;1karken. Brett'in kap1c1ya neler yapm1$ olabilecegini dii$iindum. Telgraf Bill Gorton'dand1. telgraf France gemisiyle gelecegini soylUyordu. Mektuplan masaya biraktim. yatak odasma girdim. soyundum ve du$ yaptim. Kap1run <;almd1gm1 duydugum s1rada kurulamyordum. Bornozumu. terliklerimi giyip kap1y1 a<;llm. Brett'di. Arkasmda da Kant durnyordu. Kocaman bir gul buketi vard1 elinde.
"Merhaba. sevgilim" dedi Bretl, "bizi i<;eri almayacak m1sm?"
"Gelin. Y1kan1yordum. "Ne kadar $ansh adamsm. Y1kamyorn1U$. "Yalmzca du$ yap1yordum. Oturun. Kant
Mippipopolous. Ne i<;eceksiniz?" "Ci<;ekleri sevip sevmediginizi bilemiyorum.
beyefendi" dedi Kant. "Fakal bu gulleri size sunnrnrna izin verin.
"Onlan verin bana. Brett gulleri ald1. "�una az1c1k �;u koy. Jake. Buyuk seramik kab1 mutfakta suyla doldurdum. Brett de gulleri i��ine koyup yemek masas1run ortasma yerle$Urdi.
52
"Ne�eli bir gun gec;irdik" dedi. "Crillon'da benimle bulu�makla ilgili bir
�eyler ammsam1yor musun?" "Hayir. Sozle�mi� miydik? <;ok sarho�tum
herhalde. "Oldukc;a ic;kiliydiniz, dostum" dedi Kant. "Oyle mi? Kant gerc;ekten c;ok iyi davraru-
yor bana. "Kap1c1 kadmla da pek samimi olmu�sun. "Olurum tabii. iki y i.iz frank verdim ona." "Akilsizhk etmi�sin." Brett ba�1yla Kont'u gostererek. "onun pa
ras1," dedi. "Ona di.in gece ic;in k i.ic;i.ik de olsa bir �ey
ler vermek iyi olur diye di.i�i.inmi.i�ti.im. Epey gee; olmu!;>tu."
"Olagani.isti.i bir adam" dedi Brett. "Olan bit en her �eyi hatirhyor."
"Siz de haurhyorsunuz ya, �ekerim. 'Yak camm" dedi Brett. "Hatirlamak iste
yen kim. Bana bak, Jake, bize ic;ki vermeyecek mi sin?"
"Sen al, ben de bu arada giyineyim. Nerede oldugunu biliyorsun."
"Olur." Giyinirken Brett'in bardaklan masaya ko
yu�unu. arkasmdan soda �i�esinin sesini, sonra da konu�tuklanm duydum. Yatagm i.izerine oturup agir agir giyindim. Hem yorgun, hem de oldukc;a koti.iydi.im. Brett elinde bir bardakla odaya girip yatagm i.isti.ine oturdu.
"Neyin var. sevgilim? Halsiz misin?" Senn serin almmdan opti.i. "Brett. seni oyle c;ok seviyorum ki. "Sevgilim" dedi. Bir sure sonra da, "istiyor-
san onu gondereyim." "Hayir. iyi biri." "Gondereyim." "Hayir, yapma." "Olsun yapacag1m.
53
"Oyle pat diye olmaz. "Olmaz. oyle mi? Dur burada. Deliriyor be
nim ic;:in diyorum sana. " Odadan c;:1kt1. Yiiziistii uzand1m yataga.
Cok kotiiydiim. Konu�tuklanm duydum. ama dinlemedim. Brett ic;:eri girip yalaga oturdu.
"Zavalh sevgilim." Ba�un1 ok�uyordu. "Ne soyledin ona?" Yiiziimii ate yana c;:evir
mi� yallyordum. Onu gormek istemiyordum. "$ampanya almas1 ic;:in gonderdim onu.
Bayihyor �ampanya almaya gitmek ic;:in. Sonra da: "Daha iyisin degil mi, sevgilim?
Ba�m biraz daha iyi mi?" "Daha iyi. "Uzan biraz. Ta kentin oteki ucuna gitti. "Birlikte ya�ayamaz m1yiz. Brett? Birlikte
ya�asak?" "Sanmam. Seni ba�kalanyla tramper eder
dim. Katlanamaz,s1ruz." "$imdi katian1yorum ya. "O zaman ba�ka olurdu. Bu benim suc;:um
Jake. Benim yap1m bu." "Kalkip bir sure bir ba�ka yere gitsek?" "Hic;:bir yaran olmaz. istiyorsan eger gide
rim . Arna sessiz bir yerde ya�ayaman1 ben. Gerc;:ek a�kimla bile ya�amam."
"Biliyorum. "Ne kotii. degil mi? Seni sevdigimi soyle
memin de yaran yok. " "Seni sevdigimi biliyorsun. "Konu�mayal1m. Biitiin sozler palavra. Se
ni birak1p gidecegim, sonra da Michael geri gelecek.
"Nic;:in gidiyorsun?" "Senin iyiligin ic;:in. Benim iyiligim ic;:in. "Ne zaman gideceksin?" "En kisa zamanda. " "Nereye?" "San Sebastian'a. "Birlikte gidemez miyiz?"
54
"Hayir. Kanu�up anla�t.Iktan sanra birlikte ahnak buyuk sai;mahk alur."
"Anla�amad1k henuz." "Sen benden daha iyi biliyarsun durnmu.
Dikba�hhk yapma . sevgilim." "Elbette" dedim. "dagru yaptig1m1 biliya
rum. Kafam bazuk. kafam bazuk alunca da sai;ma sapan kanu�uyarum.
Kalk.Ip aturdum. egilip , yerden yatagm yanmdaki pabui;lanm1 bulup giydim. Ayaga kalkum.
"Boyle bakma sevgilim. "Nasil bakayim istiyarsun?" "Sai;malama. Yann gidiyarum. "Yann m1?" "Evet. Soylemedim mi? Gidiyarum. "Bir i<;ki i<;elim oyleyse. Kant da donmu�
alur birazdan." "Evet. Donmesi gerek. Biliyar musun. �am
panya satm alma i�inde ustune y ak. Cak onemli bu . anun i<;in."
Oturrna adasma gittik. Kanyak �i�esini al1p bir bardak Brett 'e , bir tane de kendime kaydum. Kap1 i;almd1. Gittim ai;tim. Kant gelmi�ti. Arkasmda �aforu bir sepet dalusu �ampanya ta�1yardu.
"Bunlan nereye biraktiray1m , beyefendi?" diye sardu Kant.
"Mutfaga" dedi Brett. "Oraya gotur . Henry" diye eliyle gosterdi
Kant. "$imdi a�ag1 in buzu da getir." Mutfak kap1smm hemen i<;inde duran sepete bakt1. "$arab1 sizin de begeneceginizi umuyarum" dedi. "Biliyarum , �imdilerde Amerika'da iyi �arap set;me alanag1m1z yak. ama ben bunlan bu i�leri ya pan Lir arkada�lffidan ald1m. "
"Senin de her zaman her i�le ugra�an bir cur:_,da�m var" dedi Brett.
"Ozumleri de kendisi yeti�tiriyar. Binlerce donum bag1 var anun."
55
"Adi ne?" diye sordu Brett. 'Veuve Cliquot mu?"
"Hayir" dedi Kant. "Mumms. Bir Baron. "Ne gi.izel. degil mi?" dedi Brett. "Hepimiz
soyluyuz. Senin ni(,'in sanm yak, Jake?" "Dogrusunu isterseniz efendim. derken
Kant elini koluma koydu , "pek i�e yaramiyor. Aksine pahahya maloluyor i;ogunlukla. hepsi bu . "
"Bilmiyorum. ama zaman zaman <;:ok i�e yanyor," dedi Brett.
"Benim i<;in yararh oldugunu hit; sarurnyo rum" dedi Kant.
"Kullanmayi bilememi�sin demek ki. Benimki yi.izi.inden. aklmizdan gei;iremeyeceginiz kadar saygi gordi.igi.im oldu .
"Oturun, Kant" dedim. "Bas�onunuzu alayim.
Kant gaz lambasmm aydmhgmda , kar�ismdaki masada oturan Brett'e bakiyordu. Sigara i<;iyor, ki.illerini hahya silkiyordu. Farkina vardignrn gordi.i. "Bak Jake, halilamu kirletmek istemiyorum. Bir ki.il tablasi versene!"
Birkai; tabla buldum, i;evrelerine yerle�tirdim. $of0r. buz dolu tuzlanmi� bir kovayla geldi. "Onun it;ine iki �i�e yerle�tir Herny" diye seslendi Kant.
"Ba�ka bir �ey var mi efendim?" "Yak. �agida arabada bekle. Brett'le ba
na dondi.i. "Boulogne Ormanmda ak�am yemegi it;in araba gerekecek, degil mi?"
"Nasil istersen" dedi Brett . "Ben at; degilim.
"Her zaman iyi yemek yemekten ho�laru run ben" dedi Kant .
"$arabi getireyim mi, efendim?" diye sordu �afar.
"Evet. getiriver Henry" dedi Kant. Kalm domuz derisinden yapilmi� bir puro kabmi i;1ka-
56
np bana uzatt1. "Geri;:ek bir Amertkan purosu denemek ister misiniz?"
"Sag olun" dedim, "$u sigaranu bitireyim. Purosunun ucunu. saat zincirine taktig1
altm bir kesiciyle kesti. "Kolay i;:ekilen purolan severtm " dedi Kont.
"ii;:tiklerimizin yansmdan duman gelmiyor. " Puroyu yakt1. birkai;: nefes i;:ekerken masa
run i.istunden Brett 'e bakiyordu. "Bo�and1gmizda, sanmiz olmayacak. Lady Ashley."
"Hayir Ne yaz1k. "Hayir " dedi Kont. "Size san pek gerekli de
gil. Siz bi.itunuyle soylusunuz." "Sag ol. Cok iyisin. "$aka yapm1yorum" diyerek bir duman bu
lutu ufiedi Kont. "Sizdeki soylulugu kimsede gormedim. Oylesiniz. i�te o kadar.
"Cok ·iyisin" dedi Brett. "Annem duysayd1 i;:ok sevinirdi. Bunu yazar m1sm. mektuplanmm birinin ii;:inde anneme gondereyim."
"Ona da soylerim" dedi Kont. "$ aka yapm1-yorum. insanlarla hii;: alay etmem. insanlarla alay etmekle. du�man kazarursm. Her zaman soylerim bunu."
"Hakhsm" dedi Brett. ''(:ok i;:ok hakhsm. Ben insanlarla her zaman alay ederim. bu nedenle bir tane bile arkada�1m yoktur dunyada. Jake'ten ba�ka tabii."
"Onunla alay etmiyorsunuz." "Dogru." "$imdi de mi?" diye sordu Kont. "alay etmi-
yor musunuz?"
la. "
Brett bana bakip gozlerini kist1. "Hayir " dedi, "onunla alay etmem." "Bak" dedi Kont "alay etmiyorsunuz onun-
"Ne kadar s1kic1 bir konu�ma bu" dedi Brett. "$u �panyadan az1c1k ii;:sek nas1l olur?"
Kont uzand1. parlak kovarun ii;:indek.1 �i�e-
57
leri dondi.irdi.i. "Yeterince sogumam1$ . Surekli i<;iyorsunuz dostum. Ni<;in konu$muyorsunuz?"
"Cok bile konu$tum. Konu$tuk<;a bi.iti.in i<;imdekileri dokti"1m Jake'e.
"Ger�·ekten sizi konu$urken dinlemek isterdim. dostum. Benimle konu$tugunuzda ci.imlelerinizi bir ti.irl li tamamlam1yorsunuz.
"Sen tamamla diye yanm birakiyorum. isteyen tamamlasm. hem de istedigi gibi.
"Olduk<;a ilgin<; bir yontem." Kont egilip $i$eleri <;evirdi. "Yine de kon U$malanm dinlemek isterdim ilerde."
"Aptal bir adam degil mi?" diye sordu Brett.
"$imdii . Kont $i$elerden birini ald1, "Samnm bu sogudu."
Bir havlu getirdim $i$eyi kurulad1, havaya kaldird1. "$ampanyay1 kocaman $i$elerden i<;meyi <;ok severim. $arap daha iyidir, fakat onu sogutmak olduk(.'a gi"1<; olurdu." $i$eyi elinde tu tarak ona bakiyordu. Bardaklan <;1kard1m.
"Bak $U $i$eyi a<;san" diyerek uyard1 Brett. "Evet . dostum. $imdi a<;acag1m." <;ok guzel bir $ainpanyayd1. "Cok nefis. Brett bardag1ru kaldird1. "Bir
$eyin $erefine i<;elim. Kralhga!." "Bu $ampanya herhangi bir $eyin $erefine
i<;ilmeyecek ol<;ude guzel, dostum. Boyle bir $a rab1 duygularla kan$tirmamal1. Tad1 ka<;ar sonra."
Brett'in bardag1 bo$alm1$tI. "$araplarla ilgili bir kitap yazmahs1ruz,
Kont" dedim. "Bay Barnes" diye yan1tlad1 Kant. "$arap
lardan bu tun istedigim zevkini <;1karabilmek. " "$unun az1c1k daha zevkini <;1karalim" dedi
Brett , bardagm1 ileri dogru iterek. Kont bi.iyDk bir ozenle doldurdu. "Buy urun dostum. $imdi
58
old u k<;a yava� ve keyfini <;1kararak i<;in , sonra sarho� ola bilirsiniz. "
"Sarho� mu? Sarho� ha!" "Sarho� oldugunuzda pek lath oluyorsu
nuz, dostum." "Adanu dinle. "Bay Barnes!" Kant benim bardag1m1 da
doldurd u . "Sarho�ken bile ay1k. oldugu zamanki kadar ho� olan tamd1g1m tek kadm."
"Dunyayi pek tarumanu�sm. tarudm mi?. "Evet. dostum. Tamd1m. Hem de <;ok <;ok
iyi tamd1m. " "$arabm1 i<;" dedi Brett. "Biz de tamyoruz.
Jake'in de senin kadar iyi tamd1gm1 sarunm. "Dostum, Bay Barnes'in <;ok �ey gordugun
den hi<; ku�kum yak. Du�unmedim , oyle du�unmedim de beyefendi. Arna ben de <;ok �eyler gordum. "
"Elbette oylesin , dostum" dedi Brett. "ben yalruzca dalga ge<;iyord um."
"Yedi sava�. dort de devrim gordum" dedi Kant.
"Askerken mi?" diye sordu Brett. "Bazen , dostum. Aynca ok yaralanm bile
vardir. Hit;: ok yaras1 gordunuz mu?" "Hele bir bakahm. " Kant kalktI, yeleginin dugmeleiini <;6zup
gomlegini a<;tI. Ayakta. fan ilasm1 gogsunun ustune kadar s1yird1. Bagn kapkarayd1, 1�1gm al tmda kocaman karnmdaki kaslar, bir <;1kmtI olu�turmu �tu .
"Gordunuz mu onlar1?" Kaburgalanrun bitiminde iki lane beyaz
kabankhk vard1. "Arkadaki <;1kI� izleiine de bakin . Belinin hemen ustunde. parmak kalmhgmda kabar:rn� ayru izlerden iki lane vard1.
"Bak. Deh�etli �eyler. " "Delip ge<;iverdi." Kant gomlegini i<;ine sokuyordu . "Nereden ald1ruz onlar1?" diye sordum.
59
"Habe!;;>istan'da. Yinni bir ya!;;>mdayd1m o zaman . "
" N e yap1yordun?" diye sordu Brett . "Orduda m1ydm?. "
"Bir i!;;> gezisi i<;in oradayd1m. dostum. "Sana b u da b izden biri demi!;;>tim . Deme
mi!;;> miydim?" Brett bana dondu. "Seni <;ok seviyorum . Kant. <;ok sevimlisin . "
"Beni <;ok mutlu ediyorsunuz, dostum. Ancak dogru degil bu .
"E!;;>eklik et me . " "Bak.In, Bay Barnes. <;ok ya!;;>ad1gnn i<;in.
her !;;>eyin tadm1 <;1karabiliyoru m !;;>imdi. Sizin i<;in de oyle degil mi?"
"Evet. Kesinlikle. "Biliyorum" dedi Kant. "i!;;>in puf noktas1 da
b u . Degerleri bilmek gerek." "Degerlerinde hi<;bir degi!;;>iklik olmuyor
mu?" diye sordu Brett. "Hayir. Art1k olmuyor." "Hi<; c'i.!;;>1k olmuyor musun?" "Hep" dedi Kant. "Her zaman c'i.!;;>Ik olurum. "O zaman deger verdigin !;;>eyler ne oluyor?" "Bunun da degerlerimin arasmda ayn bir
yeri var." "Hi<;bir degerin yok. Olusun sen. h epsi
b u . "Hayir. dostum. Yan1hyorsu nuz. Olu degi
lim . U<; !;;>i�e !;;>ampanya daha i<;tik, Kant sepeti
mutfag1mda birakt1. Onnanda bir lokantada yemek yedik. Yemek guzeldi. Kontun deger verdigi !;;>eyler arasmda. yemegin ayn bir yeri vard1. Tabii, !;;>arabm da. Yemek sirasmda Kant <;ok kibard1. Brett de. G uzel bir ziyafetu .
Yemekten soma , "Nereye gitmek istersiniz?" diye sordu . Lokantada b izden b a!;;>ka insan kalmam1!;;>l1 . G arsonlardan ikisi, kap1ya dayanm1!;;> bek1iyorlard1 . Evlerine gitmek istiyorlard1 .
60
'Tepeye r;1ksak" dedi Brett. "Hepimiz ir;in guzel bir yemekti degil mi?"
Kont'un yuzu sevirn;ten parhyordu. Cok mutluydu.
"Cok iyi insanlarsmiz" dedi. Purolarmdan birini ir;iyordu. "Nir;in evlenmiyorsunuz?"
"Hayatim1z1 ya�amak istiyoruz" dedim. "Kariyerlerimiz var. dedi Brett. "Hadi kal-
km da r;1kahm buradan. "Birer konyak daha ir;in" dedi Kant. 'Tepe de i<;eriz." "Hayir. Burada, bu sessizlikte i<;elim. "Seni de sessizl@ni de" dedi Brett. "Nedir
erkeklerin bu sessizlige du�kunliigu?" "Seviyoruz sessizligi" dedi Kant. 'T1pkI si-
zin guri.iltuyii sevd@niz gibi dostum. "Peki" dedi Brett. "i<;elim birer tane. "Garson!" diye bagird1 Kant. "Buyrun. efendim." "En eski konyagm1z hangisi?" "Bin sekiz yiiz on bir. efendim. "Bir �i�e getirin. "Bak, gosteri� yapma. Jake, �una bir �ey
soy le. "Dinle dostum. Paramm kar�1hgmda, eski
bir konyak, antikalardan <;ok daha degerli benim i<;in."
"Cok antikan var m1?" "Bir ev dolusu var." Sonunda Montmartre'ye r;1ktik. Zelli'nin
Yen kalabal1kt.L: dumanh ve gurultuluydu. i<;eri ginnce, muzik r;ok etkiliyordu insaru. Bret t 'le ben dans ettik. Cok kalabal1kt1, kim1ldayan11-yorduk. Zenci davulcu Brett'e el sallad1. Kalabahkta s1kI�m1� kalm1�tik, pistte. davulcunun tam onunde bir yerdeydik.
"Ne haber?" "iyi. "Guzeeel ! " Adam butunuyle di� ve dudakt1.
6 1
"iyi arkada�1mdir" dedi Brett, "c;ak iyi de bir davulcudur."
Muzlk durd u , biz de Kantun aturdugu masaya dagru yoneldik. Sanra muzik yeniden ba�lad1, biz de yine dans ettik. Kanta baktim. Masada aturmu� purosunu ic;iyard u . Muzik yine durdu .
"Gidelim. Brett masaya dagru yurii meye ba�lad1.
Muzik ba�lad1, kalabahgm arasma s1kI�1p yine dans etuk.
"Ne kadar kotu dans ediyarsun, Jake . Tarud1klarrm arasmda en iyi dans eden adam Michael . "
"Cak iyidir. " "iyi yanlan var. " "Severim anu " dedim. "Cak ha�uma gidi
yar." "Onunla evlenecegim" dedi Brett. "Ne tu-
haf. Bir haftadir anu du�unmemi�tim. " "Yazrmyar musun ana?" "Hayir. Kesinlikle mektup yazmam. "Bahse girerim a yaz1yardur." "Elbette . Hem de ne mektuplar. " "Ne zaman evleneceksin?" "Nereden bileyim? Ba�arnr ba�anmaz. Mic
hael de annesinden para kaparmaya c;ah�1yar. "Yardrm edebilir miyim?" "E�eklik etme. Michaellerin c;ak paras1
var."
. Muzik durd u . M asaya yl.i riiduk. Kant aya-ga kalkt1.
"Cak guzel" dedi. "ikiniz c;ak. c;ak iyi gorunuyarsunuz . "
"Siz dans etmez misiniz, Kant?" diye sor-dum.
"Hayir. Oldukc;a ya�hyim. "Aaa, birak b unlan" dedi Brett. "Sevseydim ederdim dastum. Oysa ben. si
zin dansmiz1 seyretmeyi seviyarum. "
62
"Cak guzel" dedi Brett. "Arasira senin i<;in yine bir dans edertm. Ku<;uk dastum Zizi'den haber var m1?"
"Anlatayun. 0 <;acuga destek aluyarum. ama etrafunda dala�mas1m da istemiyarum.
"Olduk<;a kati biridir. "Biliyar musunuz, anun parlak bir gelecegi
aldugunu biliyarum. Fakat �ahsen <;evremde almasnu istemiyarum.
"Jake de oyle." "Karkutuyar beni. "Hayret!" Kant amuzlanru silkti. "Gelecegi
kanusunda hi<;bir �ey soylenemez. Aynca babas1 babamm iyi arkada�1ydi. "
"Gel. Dans edelim" dedi Brett. Dans ettik. Pist kalabahk ve s1ki�1kti. "Of. sevgilim" dedi Brett. "Oyle mutsuzum
ki." bnceden alan bir �eyi yeniden ya�1yamm
�um gibi bir duyguya kap1ldun. "Bir dakika once mutluydun."
Davulcu bagird1: "iki kez yapamaz . . . "Gitti hepsi." "Ne aldu?" "Bilmiyarum. Cak kotuyum.
" diyerek �arkis1ru surdurdu davulcu. Sanra sapalarma dondu.
"Gidelirn mi?" Kendirni bir karabasan i<;indeymi�in1 gibi
hissettim. butun bunlarm onceden de aldugunu �imdi ayrn �eyleri yeniden yapmam gerektigini du�undum.
Hafiften �arkisma devam ediyardu davul-cu.
"Gidelim" dedi Brett. "Kusura bakma! . ... . . . " diye bagird1 davulcu ve Brett'e smtti.
"Hadi" dedim. Kalabal1ktan <;1kt1k. Brett vestiyere yurudu.
"Brett gitmek istiyar" dedim Kanta. Ba�1yla anayladi. "Oyle mi? Pekala. Arabayi siz aim.
63
Ben bir sure daha burada oturaca�1m. Bay Barnes."
El s1k.t;;tik. "Cok iyi zaman ger;irdik" dedim. "izin verir
seniz bunu ben odeyeyim . " Cebimden defterimi r;1kard1m.
"Bay Barnes. giiliinr; olmaym" dedi Kont. Brett paltosunu giyinmi;; olarak geldi .
Kontu optii ve aya�a kalkmamasm1 sa�lamak ir;in elini omuzuna koydu . Kap1dan r;1kmada11 once doniip baktI�1mda masasmda iir; kiz vard1. Biiyiik arabaya bindik. Brett ;;ofore otelinin adresini verdi.
"Hayir. gelme" dedi otelde. Kap1yi r;alm1;; . kap1 ar;1lm1;;t1.
"Gerr;ekten mi?" "Hayir! Liitfen. "iyi geceler. Brett" dedim. "Kotii olu ;;una
iiziildiim . " "iyi geceler Jake . iyi geceler. sevgi lim . Seni
bir daha gormeyece�im. " Kap1da. ayakta opii;;tiik. iteledi beni . Yine opii;;tiik. "Ne olur. yapma!" dedi Brett.
H1zla doniip otele girdi. �ofor beni evimin oraya kadar gotiirdii . Yirmi frank verdim. kasketinin kenanna dokunarak. ''iyi geceler. efendim" dedi ve arabay1 siirdii . Zili Gald1m. Kap1 ar;1ld1. yukan r;1k.tp yatt1m.
64
iKiNCi BOLOM
VIII
San Sebastian 'dan geri donu$une dek Brett'i tekrar gonnedim . Oradan bir karh geldi . Concha'nm resmi vard1 kartta ve "Sevgilim. 01-du k<;a sakin ve saghkh. Herkese sevgiler. Brett ," diyord u .
Robert Cohn'u d a bir daha gonnedim. Frances'in aynhp ingiltere'ye giU@ni d uymu$tum . sonra Cohn'dan da bir kart geldi , birka<; hallahgma kent d1$ma gidecegini , ama nereye oldugunu bilemedigini, ge<;en k1$ kon u $lugumuz gibi bizimle ispanya'ya bahk avma gelmek isted@ni soylUyordu . Ona her zaman bankas1 arac1hg1yla ula$abilecegimi yaz1yordu .
Brett gilmi$1.i . Cohn 'un s1kmlllan beni ilgilendinniyordu , dahas1 tenis oynamak zorunda kalmayacag1m i<;in seviniyordum . <;unku yapacak <;ok i$im vard1. S1k s1k yan$lara gidiyordum. arkada$larla yemek yiyordum, i$yerime daha uzun zaman ayirarak haziran son u nda Bill Gorton'la ispanya'ya gidebilmemiz i<;in , i$leri sekreterimin yapabilecegi $ekilde ilerletmeye <;al1$1yordum. Bill G orton geldi. birka<; gu n kahp Viyan a'ya gitti. Cok mutluydu ve Amerika'nm <;ok guzel oldugunu soyledi . New York bir harikayd1. Tiyatro sezonu olaganustu guzel ge<;mi$U ve bir suru yeni . <;ok parlak. <;ok gen<;
65
agirs1klet boksor turemi�U . Bunlardan birisi biraz daha buyuyup. kilosu artmca. Dempsey'i yere serebilirdi. Bill <:;ok mutluydu . Son kitab1yla <:;ok para kazanrm�tI. daha <:;ok paras1 olacakt1. PaTis'te kald1g1 sure i<:;inde <:;ok iyi zaman ge<:;irdik. soma Viyana'ya gitti. O<:; halla sonra donecekti: ispanya'da bahk t u tacak, sonra da Pamplona'ya �enliklere gidecektik. Viyana'nm <:;ok guzel oldugunu yazd1 bana. Arkasmdan Budapeste'den bir kart geldi : "Jake . Budape�te <:;ok guzel. Sonra da bir t elgraf ald1m: "Pazartesi donuyorum.
Pazartesi gecesi eve geldi . Taksinin durdu gunu duydum, pencereyi aGIP seslendim, el sallad1 . <:;antalanru yukan ta�1maya ba�lad1. Onu merdivenlerde kar�Ilayarak <:;antalardan birini ald1m.
"Haydi gel" dedim. "Olaganustu guzel bir yolculuk yaptig1ru duydum."
"Cok iyiydi" dedi . "Budape�te fevkalade. ''Ya Viyana?" "Pek guzel degil, Jake. Pek guzel degil. 01-
dugundan daha iyi gorunuyor. " " N e diyorsun?" Bardaklarla sodayi getirt-
yordum. "Sarho�tum Jake. Sarho�tum. "$a�Ilacak �ey. iyi bir l<:;ki i<:; oyleyse.
Bill alnm1 ovu�turarak, "$a�Ilacak bir �ey" dedi . "Nasil oldu anlayamad1m. Birdenbire oldu .
"Uzu n mu surdu?" "Dort gun. Jake . Tam dart koca gun. "Nerelere giUin?" "Arumsayanuyorum. Sana bir kart yazd1m.
Cok iyi an1ms1yorum. "Ba�ka bir �ey yaptm m1?" "Bilmiyorum . Olabilir. "
66
"Hadi hadi. Anlat bana olanlan. "An1msayam1yorum ki. Anlmsad1klanm1
anlatmm. "Hadi hadi. Al �u i<;kiyi de ammsa. "Belki biraz1ru ammsayabilirim" dedi Bill .
"Bir boks mac;:1yla ilgili ::;;eyler ammsar gibiyim. Viyana'da onemli bir kar�Ila�ma. Bir zenci vard1. Zenciyi tam olarak amms1yorum.
"Devam et. "Cok iyiydi zenci. Tiger Flowers gibiydi tip
kI, yalmz ondan dort kat daha iri. Birden herkes bir �eyler firlatmaya ba�lad1. Ben yapmad1m. Zenci. yerli beyaz bir oglam yere sermi� . Eldivenli elini kaldird1. Bir konu�ma yapmak istiyordu . Zenci olaganustu iri gori.inuyordu . Sonra yerli beyaz oglan zenciye vurdu . Zenci de beyaz oglana vu rdu . Herkes iskemleleri firlattI. Zenci bizim arabayla eve gitti. Giysilerini bile alarnad1. Benirp ceketimi giydi. Her �eyi amms1yorum �imdi. Sporla yiiklu bir gece . . . "
"Ne oldu?" "Zenciye birkac;: giyecek verdim, birlikte pa
rasm1 almaya gittik. Salonu kmp doktugu ic;:in zencinin onlara borr;lu oldugunu soylediler. �a�Ilacak �ey, soylenenlert kim c;:evirdi? Ben mi?"
"Sanmm sen degildin . "Dogru sun. Elbette ben degildim. Bir ba�
kas1. Sanmm Viyana'nm Harvardhs1 diyorduk ona. Anlmsad1m onu �imcli. M uzik otl;rencisi . "
"Cozumleyebildiniz m i bari?" "Olmad1, Jake . Her yerde haks1zhk. Kar�1-
la�may1 duzenleyen , zencinin onceden yerli oglam devirmeyecegine soz verd@ni soyledi. Zencinin anla�mayi bozd ugunu soyledi. Viyana'da Viyanah bir oglan dovulmezmi�. 'Hey Tannm. Bay G orton' dedi zenri, 'kirk dakika ic;:inde oglan1 yere sem1emeye c;:a11�tim. Bana yumruk sallamaya c;:ah�irken kaslanru koparnu� olmah beyaz oglan. Ona hie;: vurmad1m ben. · "
67
"Paray1 alabildiniz mi?" "Para alamad1k Jake . Zencinin biitiin giy
silerini alabildik, o kadar. Biri saatini alm1�. Harika bir zenciydi . Viyana'ya gelmekle biiyiik bir yanh� yapm1�tI. Pek iyi degildi . Jake. Hir,; iyi degildi ."
I
"Zenciye ne oldu?" "Koln'e geri dondii . Orada ya�1yor. Evli. Bir
ailesi var. Bana mektup yazacak. borr,; ald1g1 paray1 gonderecek. <;ok iyi bir zenci. Umanm, dogru adresi vermi�imdir."
'Vermi�sindir belki. "Her neyse. yemege gidelim" dedi Bill .
'Yoksa hala yolculuk hikayelerimi mi dinlemek is ti yo rs un?"
"Anlat . 'Yernege gidelim. Ihk bir haziran gecesinde St. Michel Bulva-
nna indik. "Nereye gidecegiz?" "Adada yiyelim mi?" "Olabilir. " Bulvardan a�ag1 yiiriidii k. Denfert-
Rochereau Sokag1yla bulvann kesi�tigi yerde uzun giysiler ir,;inde iki adamm heykeli vard1r.
"Biliyorum onlann kim oldugunu . " Bill amta bakt1. "Ezac1hg1 bulan baylar. Paris'i bilirim, kand1rmaya r,;ah�ma beni . "
Yiirii diik . "Hayvan postu dolduran sanatr,;Ilardan biri
burada" dedi Bill . "Bir �eyler satm almak ister misin? Doldurulmu� giizel bir kopek?"
"Hadi gel" dedim. "Out gibisin. "Doldurulmu� oldu kr,;a giizel kopekler" de
di Bill . "Evini renklendirebilir." "Haydi gel. "Bir tanecik doldurulmu � kopek. Alsak da
68
almasak da 6nemi yok benim i<;in. Fakal dinle J ake. Bir tanecik doldurulmu$ kopek. "
"Yuru . "Ald1ktan sonra senin i<;in 6nemli olacak.
Siradan bir takas. Sen onlara para vereceksin. Onlar sana doldurulmu$ kopek verecekler ."
"Donerken almz. "Tamam. Senin bilecegin i$. Cehennem yo
lu kimsenin satm almad1g1 dolduru lmu$ k6-peklerle yap1hI11$ zaten."
Yuru duk. "Bu kopeklere a$km boyle birdenbire ner
den <;1ktI?" "Her zaman sevmi$imdir kopekleri. Doldu
rulmu$ hayvanlara her zaman buyuk bir sevgim vardir ."
Durup bir i<;ki i<;tik. "I<;meyi de seviyorum elbette" dedi Bill.
"Sen de arada sirada denesen Jake . "Sen benden en az yi.iz kirk dart i<;ki 6nde-
sin. "Gozunu korkutmasm. Kesinlikle korkma.
Ba$ar1mm s1m. Hi<; korkmad1m. insanlardan kesinlikle korkmad1m, yilmad1m. "
"Nerede i<;tin?" "Crtllon'da durdum. George birka<; tane
Jack Rose yaptI bana. Buyi.ik adam George. Onun ba$ansmm s1mm biliyor musun? Asia korkmam1$ . "
"U<; pemod daha i<;ersen, senin gozu n korkacak."
"Insanlardan degil. Korkmaya ba$lad1g1m1 anlad1g1mda bir ba$1ma <;eker gidertm. Kediye benzerim o konuda. "
"Harvey Stone'u ne zaman gordun?" "Crtllon'da. Harvey az1c1k korkmu$tu . O<;
gundur yemek yememi$ . Pek fazla yemiyormu $ art1k. Kedi gibi gidiveriyor. Cok huzunl u . "
69
"iyi adamd1r. "Harikadir. Arna ke$ke kedi gibi gidiverrne
se oyle . Huzursuz ediyor beni . "Ne yapahm b u gece?" "Hi� onemi yak. Yalmz korkmayahm. Aca
ba iyi pi$illi$ yumurta var m1dir burada? Ha$lanm1$ yumurtalan varsa. yemek i�in adaya kadar git memize gerek yak.
"Olmaz" dedim. "Adam gibi bir yemek yiyecegiz.
"Bir oneriydi" dedi Bill. ''Yi.irumeye ba$layahm da bakahm.
"Haydi gel. Bulvardan a$ag1 inmeye ba$lad1k yeniden .
Bir faylon ge�ti yarnmrzdan . Bill arabaya bakl1 . "Su faytonu gori.iyor musun? Onu senin
i�in doldurtup Noel'de sana verece.(!;im. Bi.ill.in arkada$lanma doldurulmu$ hayvanlar verece.(!;im. Ben bir do.(!;a yazany1m.
Bir taksi ge�l i . i�inden biri el sallad1 , sonra dun 1as1 i�in si.iri.ici.ini.in camh bolmesine vurdu . Taksi kaldmma do.(!;ru geri geri geldi . i�indeki Brel t 'li .
"Cok guzel bir harnm" dedi Bill . "Bizi kac,;·1-racak."
"Selam!" dedi Brett. "Selam !" "Bu Bill Gorton. Lady Ashley. Bretl . Bill'e gullimsedi. "Heni.iz dondi.im.
Banyo bile yapmad1m. Michael de geliyor bu ak$am.
"iyi . Bizimle yeme.(!;e gel . sonra da birliktc onu kar$Ilamaya gideriz.
"Temizlenmeliyim . "Sac:ma! Haydi gel . "Banyo yapmahy1m. 0 d a dokuzda gelir. "Banyc.dan once bir i�ki i�elim gel de . "Olabilir. $imdi sa�malam1yorsun i$! e Taksiye bindik. Si.iri.ici.i �evresine bak1mh .
70
"En yakm b arda dur" dedim. "Closerie'ye gidelim hie;: olmazsa" dedi
Brett. "Konyagm koti.isi.ini.i ic;:emiyorum. "Closerie des Lilas. Brett. Bill'e dondi.i . "Coktan bert m i bu igrenc;: kenttesiniz?" "Budape�te'den <la.ha bugi.in dondi.im. "Budape�te nas1ld1?" "Cok gi.izel. Budape�te c;:ok gi.izeldi. "Ona Viyana'y1 sorsana. " "Viyana" dedi Bill, "�a�1rt1c1 bir kent . " "Parts'e c;:ok benzer" dedi Brett. gozlerini lu-
sarak gi.ili.imsedi Bill'e. "Ayrus1 , dedi Bill . "�u andaki Paris'e c;:ok
benziyor. " "Bu iyi bir ba�lang1c;:. Lilas'nm terasmda oturunca. Brett bir vis
ki soda soyledi , ben de aymsmdan istedim. Bill bir pemod daha ismarladi.
"N as1lsm Jake?" "iyiyim" dedim, "zaman1m c;:ok iyi gec;:ti. Brett bana bakll. "Gitmekle aptalhk ettim"
dedi. "Paris'i birakmak e�eklik. "iyi vakit gec;:irdin mi?" "Eh i�te, olabild@nce. ilginc;:ti . Cok eglen
celi degildi ." "Kimleri gordi.in?" "Hayir, hemen hemen kimseyi gormedim.
Hie;: d1�ari c;:1kmad1m . " "Yi.izmedin mi?" "Hayir. Hic;:bir �ey yapmad1m. "Sanki Viyana" dedi Bill . Brett goz lurpti Bill 'e. "Viyana oyle demek ki. "Viyana birc;:ok �ey gibiydi. Brett yeniden gi.ili.imsedi ona. "Arkada�m c;:ok iyi Jake .
7 1
"Oyledir" dedim. "Bir hayvan doldurucusudur."
"Bir ba�ka i.ilkedeydi o" dedi Bill. 'Ve bi.iti.in hayvanlar olmi.i�ti.i."
"Bir l.ane daha" dedi Brett. "sonra da kai,;mahyim. Garsonu bir taksi i<;in gonderir misin?"
"Durag1 buras1. Tam oni.imi.izde. "iyi. ii,;kilerimizi i<;ip Brett'i taksiye bindirdik. "Saat on dolaymda Select'de olmayi unut-
ma. Onu da getir. Michael de orada olacak." "Gelecegiz" dedi Bill. Taksi kalkti. Brett el
sallad1. "Tatb bir klz" dedi Bill. "$a�1rt1c1 bir ktz.
Michael kim?" "Evlenecegi adam. "Olur �ey degil!" dedi Bill. "Hep de boyle
zamanlarda tan1�mm insanlarla. Ne gondereyim onlara? Doldurulmu� iki yan� atma ne derler?"
''Yemege gidelim. "Geri,;ekten de Lady mi. yoksa ba�ka bir
�ey mi?" diye sordu Bill. Saint Louis adas1 i<;in bind@miz takside.
"Oyle evet. Salkan atlann k.Ilavuzunda her �eyi var."
'Vay canma!. Adanm oteki yakasmda Madame Lecom
te'un lokantasmda yedik yemegimizi. Amerikablarla doluydu oras1. yer bulabilmek i<;in ayakta bekledik. Birisi buray1 Amerika11 Kad1nlar Kuli.ibi.ini.in listesine. Paris nhtimlarmdaki. Amerikablarm heni.iz bozamad1klan ilgin<; lokantalardan biri diye gei,;inni�ti. bu nedenle de bir masa bulabilmek i<;in tam lurk be� dakika beklememiz gerekti. Bill bu lokantada 189 l 'deki ate�kesten bir si.ire sonra yemek ye-
72
mi$li. Mademe Lecomte da onu gorunce pek bir ilgilendi.
"Her ne kadar masa bulmanuza yaran olmad1ysa da" dedi Bill . "yine de buyiik kadm.
Guzel bir yemek yedik: fmnda tavuk, laze fasulye. patates puresi, salata . arkasmdan elma turtas1yla peynir.
"Butun dunyay1 buraya toplam1$suuz" dedi Bill, Mademe Lecomte'a. Kadm ellerini kaldird1 . "Hey Tannm!"
"Zengin olacaksmiz. "Umanm. Kahveyle. birer fine i<;liklen soma hesab1
istedik, her zaman oldugu gibi tebe$irle bir karatahtaya yazilm1$ olarak geldi hesap -"ilgin<;" ozelliklerinden olmahyd1 bu da- odedik. el s1-kI$tik ve <;1ktik.
"Hi<; gelmiyorsunuz buraya, Monsieur Barnes" dedi Madame Lecomte .
' 'Yurlla$lanm <;ok fazla da. "Oglenleri gelin. 0 zaman kalabahk olmu
yor." "iyi. Yakinda gelecegim. Adanm Quai d'Orleans yakasmda. mnagm
i<;inde buyiiyen aga<;lann altmdan yuru duk. Irmagm kar$1 yakasmda yikilan eski evlerin yikik dokuk duvarlan vard1.
"Aradan bir sokak a<;acaklarm1$. "Yaparlar" dedi Bill . Yuii.iyerek adanm <;evresinde dola$tik. Ir
mak karanl1ktI , 1$11 1$Il parlayan bir turisl gemisi ge<;ti. h1zla ve sessizce kopii.inun altmda gozden yok oldu . Irmagm a$agilannda karanhk gokyuzune dogru oraya yerle$ivermi$ gibi du -ran Notre Dame Katedrali vard1. Seine'in batI yaka�ma Quai de Betht·ne'den uzanan tahtadan yaya koprusunu ge<;erken durduk. kopii.inun ustunden lmrngm a$ag1smdaki NotreDame'a baktik. Koprunun ustunde durdugu -
73
muz yerden ada karanhk gorunuyordu . evler gokyuzune dogru yukseliyorlard1 ve aga<;lar golge gibiydi .
"Olaganustii guzel" dedi Bill . "Dondugume seviniyorum.
Koprunun tahtadan yapllm1� korkuluguna yasland1k. 1m1agm yukanlarma, buyiik kopru lerin 1�1klarma bakt1k. A�ag1daki su dumduz ve karayd1 . Koprunun ayaklanna <;arparken ses <;1kamuyordu . Bir adam ve bir kiz ge<;ti yan1-mizdan. Birbirlerine sanlm1� yuruyorlard1.
Kopruyii ge<;tik. Cardinal Lemoine Sokagmdan yukan yuru duk. Dik yoku�tan yiiruyerek, Contrescarpe Alanma kadar <;1ktik. Alanda bulunan aga<;larm yapraklan arasmdan sokak lan1ba1an parhyordu ve aga<;lann altmda yola <;1kmak uzere olan bir "S" otobusu duruyordu. Negre Joyeux'un kap1smdan muzik sesleri geliyordu. Cafe aux Ameteurs'un pencerelerinden <;inko kaph uzun banm goruyordum. D1�andaki terasta da i�<;iler i<;iyorlard1 . Amateurs'un a<;1k mutfagmdaki kIZ yagda patates kIZart1yordu . Guve<;le dolu demirden bir tencere vard1. KIZ, elinde bir �i�e km111z1 �arapla d uran ya�h adamm tabagm1 kep<;eyle doldurd u .
"Bir �ey i<;mek ister misin?" "Hayir" dedi Bill. "ihtiyac1m yok. Contrescarpe Alanmdan saga donduk, iki
yanmda <;ok kath. eski evler bulunan duz ve darac1k sokaklardan yuruduk. Evlerin kimisinde sokaga dogru <;1kmtilar vard1. Kimisi sokagm gerisinde kalm1�ti. Pot de Fer Sokagma girdik. bu sokak bizi. Sain Jacgues Sokagmm kuzey-guney <;izgisine getirene dek dumduz yuru duk, soma guneye yuruyup demir pannakhklarla avlusunun gerisindeki Val de Grace'1 ge<;erek Port Royal Bulvanna <;1ktik.
"Ne yapmak istersin?" diye sordum. "Kahveye gidip Brett 'le Mike'1 gorelim mi?"
74
"Nii;in olmasm?" Port Royal boyunca Montpamasse'nin ba$
lad1g1 yere kadar yuruduk. Sonra Lilas. Lavip;ne ve bir surii kui;uk kahveyle Damoy'nm 6nunden ge<;tik: sokaktan kar$1ya Rotonde'un I$Iklanm da ge<;erek Select'in masalarma geldik.
Michael masadan bize dogru geldi. Gune$te yanm1$tI. saghkh gorunuyordu.
"Selam Jake" dedi. "Selam! Nasilsm, ihtiyar delikanh !"
"Cok iyi gorunuyorsun, Mike. "Oylcyim. Deh$etli iyiyim. Yurumek d1$m
da ba$ka bir $ey yapmad1m. Butun gun yurudum. Annemle <;ay saatinde yalmzca gt:mde bir kez i<;tim.
Bill bara ginni$ti. Ayakta yuksek bir taburede ayak ayak ustune atarak oturan Brett'le konu$uyordu. Brett'in <;orab1 yoktu.
"Seni gordugum iyi oldu, Jake" dedi Michael. "Biraz sarho$um, biliyor musun. $a$Ilacak bir $ey, degil mi? Bumumu gordun mu?"
Bumunun kemeri uzerinde bir par<;a kan p1ht1s1 varch.
'Ya$h bir kadnun paketleri yapt1" dedi Mike. 'Yard1m etmek i<;in uzand1g1mda, paketleri ustume du$tU.
Brett bardan sigara agizhg1yla Mike'a gozlerini kisarak bir i:;iaret yapt1.
"Ya$h bir kadmd1" dedi Mike, "paketleri ustume du$1Li. keri girip Brett'i gorelim. Bak, ne kiz ama. <;ok sevimli bir hammefendisin Brett. 0 $apkay1 da nereden buldun?"
"Birisi ald1 ba.na. Begenmedin mi?" "Berbat bir $apka. Guzel bir $apka al. "$imdi <;ok param1z var" dedi Brett. "Bill'le
taru$madm 1111 daha? iyi bir ev sahibi degilsin, Jake?"
75
Mike'a dondu. "Bu Bill Gorton. Bu sarho$ da Mike Campbell. Bay Campbell batak�1run biridir."
"Oyleyim. Biliyor musun, Londra'da dun eski ortag1mla kar$1la$tim. Beni batiran adamla.
"Ne dedi?" "kki 1smarlad1 bana. Ben de i�eyim dedim.
Bak Bret. ger�ekten �ok tath bir par�asm. Onu guzel bulmuyor musunuz?"
"Guzelmi$im. Bu burunla m1?" "Bumun �ok guzel. Kaldir bakayim bana
dogru onu. Ne guzel par�a. degil mi?" "$u herifi isko�ya'da birakamaz m1yd1k?" "Erken gidelim bu gece, olur mu, Brett?" "Edepsizlik etme , Mike. Goruyorsun. bu
barda harumlar da var." "Ne sevimli par�a. degil mi? Sen de ayru fi
kirde degil misin, Jake?" "Bu ak$am boks ma�1 var" dedi Bill. "Gide
lim mi?" "Boks mu?" dedi Mike. "Kimler d6vii$ii
yor?" "Ledoux birisiyle. "Ledoux olduk�a iyidir" dedi Mike. "Dogru
su gitmek isterdim -gucunu toparlamaya �ah$Iyordu- ama gitmeliyim, buradakiyle sozum var. Bak Brett. kendine yeni bir $apka al.
Brett f6tr $apkay1 tek gozunun ustune �ekip gulumseyerek altmdan bakt1. "Siz ikiniz dogru ma�a. Ben Bay Campbell 'i ahp dogrudan dogruya eve goturecegim. "
"Sarho$ degilim" dedi Mike. "Belki birazc1k. Bak Brett. �ok tath bir par�asm sen.
"Siz d6vu$e gidin" dedi Brett. "Bay Campbell zorluk �1kanyor. Nedir bu sevgi gosterileri boyle Michael?"
"Soyluyorum ya. �ok tath bir par�asm.
76
Biz iyi geceler dedik. "Gelemedigim ic:;in uzgunum" dedi Mike. Brett giildu. Kap1dan arkama bakt.im. Mike bir eliyle bara dayanm1�. Brett'e dogru egilmi�. konu�uyordu. Brett ona sogukkanhhkla bak.Iyor, ama gozlefiyle giilumsuyordu.
Asfalt yola c:;1kmca Bill'e sordum: "Dovu�e gitmek istiyor musun?"
"Elbette" dedi Bill, "yuri.i.meyeceksek. . . "Kiz arkada�1 oldukc:;a heyecanland1rm1�
Mike'1" dedim takside. "Oyle" dedi Bill, "onu suc:;lamamal1.
IX
Ledoux-Kid Francis mac:;1 20 Haziran ak�am1yd1. iyi bir dovi.i�tu. Dovu�ten sonraki sabah Robert Cohn'dan bir mektup aJdnn. Hendaye'den yaz1yordu. Gunlert oldukc:;a sakin gec:;iyormu�. oyle diyordu yiizuyor, biraz golf, c:;ok c:;ok bric:; oynuyormu�. Hendaye'in plajlar1 c:;ok guzelmi�. ama bahk av1 yolculuguna ba�lamak ic:;in sabirsizlamyormu�. Ne zaman gelebilir mi�im? Eger ona olta ipi ahrsam. geldigimde parasm1 verecekti.
Ayni sabah i�yerimde Cohn'a bir mektup yazarak, Bill'le birlikte aym 2 5'inde Paris'ten aynlacag1miz1, degi�iklik olursa telgraf c:;ekecegimizi , onu Bayonne'da bulacag1m1z1, oradan da daglardan gec:;en bir otobusle Pamplona'ya gec:;ecegimizi bildirdim. Aym ak�am saat yedi dolaymda Michael'la Brett'i gormek ic:;in Select'e ugrad1m. Yoklard1. Dingo'ya gittim. ic:;eride, barda oturuyorlard1.
"Selam sevgilim." diyerek Brett elini uzath. "Selam Jake" dedi Mike. "Anlad1g1m kada
nyla dun gece biraz sarho� olmu�um." "Gerc:;ekten oyleydin" dedi Brett. "Cok ay1p
ettin . "
77
"Bak. dedi Mike, "ispanya'ya ne zaman gidiyorsunuz? Bir sakmcas1 yoksa biz de sizinle gelebilir miyiz?"
"Cok iyi olur. " "Gen;ekten. sakmcas1 yak mu sizce? Ben
Pamplona'y1 biliyorum. ancak Brett gitmeyi <;ok ist iyor. Ba�1mza dert a�mayacag1m1zdan emin misin?"
"Aptalca konu�ma. "Az1c1k sarho�um da anhyor musun? Oyle
olmasaydun boyle soramazd1m. Sakmcas1 olmad1gmdan eminsin, degil mi?"
"Kes art1k , Michael" dedi Brett. "Adamcagiz sakmcah oldugunu nasll soylesin �imdi? Ben sonra soranm ona."
"Arna s1kilmazsmiz. degil mi?" "Kafam1 att1rmak istemiyorsan. bir daha
som1a o soruyu. Bill'le 2 5 sabah1 gidiyorum. "Dogru ya, Bill nerede?" diye sordu Brett. "Birileriyle Chantilly'e yemege gitti. "iyi bir adam. "Olaganustu bir adam" dedi Mike. "Oyle
dir. ger�ekten. " "Sen onu ammsam1yorsun" dedi Brett. "Amms1yorum onu. ger�ekten. Bak Jake.
24 ak�am1 geliriz, olur mu? Brett sabahlan erken kalkamaz da."
"Kalkamam. "Eger paramiz gelirse. sizce de bir sakmca-
s1 olmad1gmdan eminseniz ... "Paralar gelecek. Cozumleyecegim o i�i. "Sayle. neler getirelim!" "iki ya da u� tane makaral1 kam1�. olta ipi,
birka� olta ignesi." "Ben bal1k tutmayacag1m" diyerek goru�u
nu bildirdi Brett. "Oyleyse iki kam1� edin, bir tane de Bill sa
tm almak zorunda kalmasm."
78
"Dogru" dedi Mike. "bizim bekc;iye bir tel c;ekecegim.
"Ne harika olacak degil mi?" dedi Brett. "is-panya! Cok eglenecegiz!"
"25'i. ne giine geliyor?" "Cumartesi. "Hemen hazirlanmahyiz. "Bak. dedi Mike. "Ben berbere gidiyorum. "Ben de yikanmahyim" dedi Brett. "Otele
kadar yiirii benimle Jake. Bir iyilik yap, be adam. "
"Cok harika bir otelimiz var" dedi Mike. "Sanmm bir genelev.
"Bavullan Dingo'da birakarak gitmi�tik otele. oday1 yalmzca ogleden sonras1 i<;in mi istedigimizi sordular. Biitiin gece kalacag1miz1 ogrenince pek muUu oldular. "
"Bana sorarsaniz bir genelev" dedi Mike. "anlanm ben. "
"Of. kes art1k. git �u sac;lanm kestir. Mike gitti. Brett'le ikimiz barda oturduk. "Bir �ey daha i«;:er misin?" "ic;erim. "Bana iyi geldi" dedi Brett. Delambre Sokagmdan yukan yiiriidiik. " Dondiigiimden bu yana seninle gorii�e-
medik Jake" dedi Brett. "Oyle oldu. "N as1lsm Jake?" "iyiyim. Brett bana bakt1. "Robert Cohn da geliyor
mu bu geziye?" "Evet. Niye sordun?" "Onun ic;in zor olacagm1 dii�iinmedin mi?" "Nic;in oyle olsun?" "San Sebastian'a ben kiminle gittim san1-
yorsun?"
79
"Kutlanm" dedim. Yuruduk. "Ni<;in oyle soyledin?" "Bilmiyorum. Ne soylememi istiyordun?" Bir sure daha yuruduk. bir kb$eyi donduk. "Cok <;ok iyi davrand1. Ancak can s1k1yor. " "Oyle mi oluyor?" "Onun i�:in iyi olur diye dii$iinmii$tiim. ''Yard1m derneklerine ginnelisin. "igren<; olma!" "Olmam. "Bilmiyor muydun ger<;ekten?" "Hayir" dedim. "sanmm b unu dii$iinme
dim . " "Onun i<;in zor olacagm1 dii $iinmuyor m u
sun?" "Onun bilecegi $ey" dedim. "Bizimle geldi
gini soyle. istemezse gelmez." "Ona bir mektup yaz1p da. dii$iincesinide
gi$tinne firsall vereyim. " 24 Haziran ak;;amma degin Brett'i bir da-
ha gonnedim. "Cohn'dan bir haber var m1?" 'Var ya. Olduk<;a hevesli. 'Tannm!" "Ben de olduk<;a $a$ird1m. "Beni gonneye h azir olmad1gm1 soy!Uyor. "Yalmz gelecegini mi san1yor?" "Hayir. Hep birlikte gidecegimizi yazd1m.
Michael ve herkesi. "Olaganust u bir adam. "Degil mi?" Paralannm ertesi gunu gelmesini bek1iyor
lard1 . Pamplona'da bu lu$mak i<;in anla$llk. Onlar dogrudan San Sebastian'a gidecekler. oradan trene bineceklerdi. Pamplona'da. Montoya'da bulu$acakt1k hepimiz. Eger pazartesiy{ kadar gelmezlerse. biz onceden daglara. Bur
80
guete'ye gidecek. bahk avma ba$layacaktik. Burguete'ye bir otobus vard1. Bizim arkam1zdan gelebilmeleri i<;:in, gezi programmuz1 yazd1m.
Bill'le ikimiz Orsay G anndan sabah trenine bindik. Cok guzel bir gundu, <;:ok s1cak degildi ve yolculugun ba$mda klrlar <;Ok <;Ok gu zeldi. KahvaltI etmek i<;:in vagon restorana ge<;:tik. Vagondan <;:1karken konduktOrden. ilk ogle servisi i<;:in bilet istedim.
"Be$inci servise kadar yak. "Ne demek bu?" Bu trende yemek servisi hi<;:bir zaman iki
den <;:ok degildi, ikisinde de her zaman dolu yer olurd u .
"Hepsi ayirtild1" dedi yemekli vagonun kondukt6ru . "Be$inci servisi saat u<;: bu<;:ukta yapacagiz .
"Bu kotu" dedim Bill 'e. "On frank ver ona. "Alm" dedim, "ilk serviste yemek istiyoruz. Kondukt6r on frank.I cebine att1. "Sag olun" dedi . "Sizlere birka<;: sandvi<;: al
maruz1 oneririm baylar. i lk dort servisteki butun yerler $irketin merkezinden ay1rtild1.
"Olduk<;:a akllh bir adamsm birader" dedi Bill kondukt6re ingilizce . "Be$ frank verseydim sana. sarunm trenden a$ag1 atlamam1z1 onerecektin . "
"Comment?" "Cehennem ol ! " dedi Bill . "Sandvi<;:lerle bir
$i$e de $arap getir. Soylesene $Una J ake. "Biti$ikteki vagona gonderin" diyerek yeri
mizi tarif ettim. Kompart1mammizda kans1 ve kuc;uk erkek
<;:ocu kl any la bir adam vard1. "Sanmm Amerikal1smiz. ctegil mi?" diye
sordu adam. 'Yolculuk iyi ge<;:iyor mu?"
8 1
"Cok iyi" dedi Bill. "En iyisini yap1yorsunuz. Gen�ken gezmeli.
Hammla ben, her zaman buralara gelmek istedik, ancak hep beklemek zorunda kald1k. "
"isteseydin eger. on yil once de gelebilirdin" dedi kadm. "Sense her zaman ne dedin: 'Once Amerika'y1 gormeli! ' Arna neresinden bakarsan bak, �ok yer gezdik.
"Bakm, ne kadar �ok Amerikah var bu trende" dedi adam. "Ohio, D ayton'dan yedi vagon dolusu insan var. Roma'ya hacca gitmi$ler, $imdi de Biarritz'le Lourdes'a gidiyorlar."
"Demek oyle . onlar ha! H ac1lar . . . Cehenneme gidesice sofular" dedi Bill.
"Amerika'run hangi yoresindensiniz, <;o-cuklar?"
ruz.
"Kansas City" dedim. "O da Chicagolu . "ikiniz de mi Biarritz'e gidiyorsunuz?" "Hayir. ispanya'ya bahk tutmaya gidiyo-
"01 ur $ey degil, benim hi� ilgimi �ekmedi bahk av1 . Bizim oralarda da bu i$i yapan �oktur. Montana eyaleti en iyi bal1k�1hk yerlerinden biridir. Arkada$larla birka� kez �1ktim, ancak pek ilgimi �ekmedi . "
"O gezilerde pek az bahk tuttu n ama, dedi kans1.
Adam goz k1rpti bize . "Kadmlar boyledir hep. insan yanma bir
testi. ya da bir kasa bira alacak olsa, dogru cehenneme gidilecegini di.i.$i.i.ni.i.rler.
"Erkekler de boyledir" dedi kadm bize , etegini di.i.zeltip, orterek. "Hem o ho�lamyor. hem de evde b.raz bira bulunmasmdan ben de ho�land1g1m i�in, i�ki yasagma kar�1 oy verdim. buna kar�m boyle konu$uyor. $a$Ilacak $ey, boyleleriyle evlenecekler nereden bulunuyor. "
82
"Balun. dedi Bill. "hac1 babalar taknm yemekli vagonu saat UG b uGuga kadar kapatm1$lar. biliyor musunuz?"
"Ne diyorsunuz? Boyle bir $eyi yapamazlar!"
"Oturacak yer bulmayi bir deneyin. "Pekala hamm. en iyisi biz gidip bir kah
valti daha yapal1m bakal1m." Kadm ayaga kalkip giysilerini duzelUi. "Bizim oteberiye goz kulak olursunuz degil
mi. GOCuklar? Haydi gel . H ubert." 0Gii hep birlikte yemekli vagona dogru yii
rudUler. Az sonra birinci servisi haber veren bir gorevli geGti ve arkasmdan hacllar. rahipleriyle birlikte yemekli vagona dogru koridordan geGtiler. Dostumuzla ailesi geri gelmediler. Koridordan bir garson geGiyordu , elinde bizim sandviGlerle. bir $i$e Chablis $arab1 vard1. seslendik.
"Bugun GOk Gall$acaksm" dedim. Ba$1Ill onaylayarak salladl . "$imdiden ba$-
ladllar. Saat on buGukta . . . " "Biz ne zaman yiyecegiz?" "Hah ! Ben ne zaman yiyecegim?" iki bardakla. $i$eyi birakti. sandviGlerin
par-asm1 odedik. bah$i$ de verdik. "Tabaklar1 ben almm" dedi, "ya da onlan
siz getiriverin. SandviGleri yedik, Chablis'i iGtik. pencere
den kirlara bakuk. Ekinler yeni yeni olgunla$1-yord u , kirlar gelincik doluydu . Cayirlar ye$ildi ve guzel agaGlar. arasira da buyuk irmaklar ve agaGlann arasmda $alolar vardl.
Tours'da indik bir $i$e daha $arap ald1k; kompart 1mana geri dondugumuzdeyse. Montanal1 adam . kans1 ve oglu H ubert rahatGa yerle$mi$ oturuyorlardl .
"Biarritz'de iyi ylizUluyor mu?" diye sordu Hubert .
83
"Suya girmek ic,;in c,;Ildmr bu oglan da" dedi annesi . "Yolculuk olduk<;a zor geliyor gen<;lere . "
"iyi yuzulUr orada" dedlm . "ama f1rtmada tehlikeli olur."
"Yemek yiyebildiniz mi?" diye sordu Bill. 'Yedik tabii. Onlar tam i<;eriye gelirlerken
oturuverdik. bizi de onlarla yiyecek sanm1$ olmahlar. Garsonlardan biri F'ransizca bir $eyler soyledi bize . sonra onlardan uc,;unu geri c,;evirdiler.
"Dogru . bizi de onlardan sandilar." dedi adam. "Katolik kilisesinin gucunu goruyorsunuz. Cok yaz1k. c,;ocuklar siz Katolik degilsiniz. Oyle olsaydmiz. yemek yiyebilirdiniz.
"Ben oyleyim" dedim. "h;te bu nedenle uzt:1 -1Uyorum ya!"
Sonunda. saat dordu c,;eyrek gec,;e yemek yiyebildik. Sonunda Bill oldukc,;a zorluk c,;1kard1. Yemekten donen hac1 gruplanndan birinin ba$mdaki rahibin bir k6$ede yakasma yap1$t 1 .
"Biz Protestanlar n e zaman yemek yeme $ansm1 ele gec,;irebilecegiz. Peder?"
"Hic,;bir $ey bilmiyorum. Biletiniz yok mu?" "Boyle $eyler Ku Klux Klan uyesi yapar in
san1" dedi Bill. P.ahip de ona bakt1 . Yemekli vagonda garsonlar be$inci tabldot
yemeginin servisini yap1yorlard1 . Bize bakan garson. smls1klamd1. Beyaz ceketinin kolt uk altlannda mor lekeler vard1.
"Cok $arap ic,;iyor olmah. ' Ya da mor c,;ama$Ir giyiyor. " "Sorahm ona. ' Yok. Cok yorgun. Tren Bordeaux'da yanm saat durdu . biz de
istasyon d1$mda az1c1k yuru duk. Kente girmek i<;in zaman yoktu . Sonra Landes'lardan gec,;erken gune;;rn batI$mI izledik. Cam agac,;lannm arasmda geni$ yangm yollan ac,;m1$lard1 ve ora-
84
dan bir caddeden bakihrcasma. ilerideki orman1a kaph tepeler gorulebiliyordu . Yedi bu<;:uk dolaymda ak$am yemegimizi yedik, yemekli vagonun a<;:1k penceresinden kirlan izledik. Fundahklarla kaph <;:amhk bir bolge vard1 . Ku<;:ucuk ac1k alanlarm ortalannda evler duru yordu . arada b i r d e aga<;: kesim yerlerini ge<;:iyorduk. Kar<:mhk bastird1: d1$armm s1cagm1 . tozunu topragm1, karanhgm1 pencerenin ot esinde bile duyabiliyorduk. Saat dokuza yakla;;irken Bayonne'a girdik. Adamla. kans1 ve Hubert elimizi s1ktilar. Onlar. La Negresse 'e gidecekler. Biarritz'e aktam1a yapacaklard1.
"Pekala, sizlere bol $ans dilerim . dedi a darn.
"Boga gure$lerinde dikkatli olun. "Umanm Biarritz'de g6ru$Liruz" dedi H u
bert . <:;::antalarimizla bahk takimlanmiz1 ahp, ka
ranhk istasyondan ge<;tik, 1;;1ga C'Iktlk, s1raya ginlli$ taksilerle otel otobusleri bekliyordu. Orada otel <;:1g1rtkan1an ile Robert Cohn duru yordu . Once o , bizi gonnedi. Sonra bize dogru yurumeye ba:$lad1.
"Selam Jake . Yolculuk iyi miydi?" "iyiydi" dedim. "Bu Bill Gorton. "N asilsm1z?" "Gelin" dedi Robert, "bir araba tuUum.
Az1c1k miyoptu . Daha once hi<; fark etmemi;;Um. Bill'e bakiyor, tan1maya cal1$1yordu. Biraz da utanga<;:t1.
"Benim otele gidecegiz. Fena degil. Olduk<;:a guzel sayihr. "
Arabaya bindik, arabac1 <;:antalanmiz1 yarundaki yere koyup kirbac1ru $aklaU1, bizi karanhk koprunun ustunden kente goturdu.
"Sizinle tan1$maktan <;:ok mutlu oldum" dedi Robert , Bill'e. "Jake sizden <;:ok soz eUi , ki-
85
taplanruz1 da okudum. Notumu aldm m1. Jake?"
Araba otelin on unde durd u , hep birlikte, inip i«i;eii girdik. Olduk«i;a guzel bir oteldi , resepsiyondakiler neseli insanlard1, b izlere ku«i;iik iyi hirer oda verdiler.
x
Sabah pml pmld1. kenUn sokaklanm sulu yorlardr. Bir kahvede birlikte kahvaltr ettik. Bayonne guzelce bir kenttir. <;ok temiz bir ispanyol ken U gibidir ve buyii k bir irmak uzerindedir. $imdiden . sabah erkenden bile , irmaktan kars1ya ge«i;ilen koprunun ustu 1;ok s1caktr. Kopruyu yuruyerek ge1;tik. sonra da kentte dolast1k.
Mike'm bahk takimlannm iskoi;:ya'dan zamarunda geleceginden emin degildim, bu nedenle olta satan bir dukkan arad1k, sonunda da b ir manifaturacmm List katmdaki dukkandan Bill'e kam1s ald1k. Bu tur tak1mlan satan adam d1sar1 1;1km1str. biz de onun donusunu bekledik. Sonunda adarn geldi , ucuz sayllabilecek bir fiyatla guzelce bir kam1sla, iki tane de serpme ag1 ald1k.
Yeniden sokaga 1;1kip katedrale soyle bir bakt1k. Cohn , yap1run bir seyleiin «i;ok iyi bir ornegi oldugunu belirtU ya, ne oldugunu unuttum. G uzel bir katedrale benziyord u , guzel ve los ; ispanyol kiliseleii gibiydi. Sonra eski kaleden 1;1kip Syndicat d'lnitiaUve burosu nun onu ne otob usun kalkacag1 yere gittik. Bize . otobus seferlerinin 1 Temmuzdan once baslamad1gm1 soylediler. Turizm burosundan Pamplona'ya kadar b ir otomobili ka1;a tutabilecegimizi ogrendikten sonra. Belediye Tiyatrosu n u n kosesinde b u lunan bir garaj dan dort yuz franga b u -
86
yuki;:e bir lane kiralad1k. Araba kirk daklka sonra bizi otelden alacaktI, biz de alandaki kahvalt1 etugimiz kahvede durup bira ii;:tik. <;ok s1caktI, ama kentin serin ve temiz bir sabah kokusu vard1 ve kahvede oturmak da, i;:ok ho�tu. Yava� yava� esmeye ba$layan ruzgann denizden geldigini hissediyordunuz. Alanda gu vercinler vard1. evler sanyd1 . gune�te pi�mi� gibiydi renkleri ve ben kahveden aynlmak istemiyordum. Arna otele donup i;:antalar1m1z1 t oplay1p . hesab1 odemeliydik. Biralann parasm1 verdik, ad i;:ektik aramizda. sanmm Cohn odedi : otele gitlik. Bill'le bana. her birimize yalnizca on altI frank ve yuzde on servis ucreti du�tu . Bavullanmiz1 a$ag1 gonderdik ve Robert Cohn'u bekledik. Bekledigimiz sirada. parke d6$emenin ustunde yakla�1k yedi santim uzunlugunda bir karabocek gordi.im. Bill'e i�aret etim, sonra da ayakkab1mla basllm u stu ne. Bahi;:eden gelmi� olduguna karar verdik. Geri;:ekten olaganustu temiz bir oteldi .
Cohn da geldi a�ag1ya sonunda. hep birlikte arabaya yuruduk. Kocaman. ustu kapah bir arabayd1. Beyaz ceketli . yakasmda ve kollarmda maviler ola11 .;;afore arabanm arkasm1 ai;:tird1k. <;antalan yigd1 ; sokak boyunca kent d1�ma dogru yola i;:1kllk. <;ok guzel bahi;:elerin yanmdan gei;:tik. Arkam1za donup. kente iyice bir bakt1k. sonra birdenbire goz alabildigine uzanan yemye�il. kirlara i;:1ktik ve yol su rekli yiikseliyordu . Yol boyunca okuzlerini . ineklerini arabalarma ko�mu:;, biri;:ok Baskh gei;:tik. ali;:ak damh. beyaza boyanm1� guzel i;:iftlik evleii gorduk. Bask bolgesinde toprak verimli ve ye�il . evler ve koyler olduk�a zengin ve temiz goru nu�lu dur. H er koyiin bir pelota kortu vard1 ve kimileiinde yakic1 gune�te r;ocu klar pelota oynuyorlard1 . Burada kiliselerin duvarlannda. pelota oynamak yasaktir. diyen levhalar vard1 ; koy evleiinin i;:atilan kirm1z1 kiremitle ortul-
87
mL1$tLI : sonra yol donerek yLikselmeye ba$lad1, bir dagm etegi boyunca g;idiyor. altrm1zdaki ovayla. denize dogru uzanan tepeleri g;oruyorduk. Deniz gorunmuyordu . Oldukc;a uzakt ayd1 . Yalruzca tepeler ve yine tepeler gorunuyordu . ama denizin nerede oldugunu biliyordunuz.
ispanyol smmm gec;Uk. Kuc;uk bir dereyle bir kopru vard1 ve bir yanda parlak deri Napolyon $apkalan. omuzlannda kisa tufekleriyle ispanyol polisleri . Cite yanda da kepli . b1y1kh, $i$man Fransizlar vard1. Cantalardan yalruzca birini ac;ular. pasaportlar1 aldilar ve bakhlar. S1-rur c;izgisinin iki yanmda da hirer buyuk magazayla kuc;uk otel vard1. �ofor de gidip arabaya ili$kin kimi belgeleri doldurd u , biz de alabahk olup olmad1gm1 anlamak ic;in gidip dereye bakhk. Bill ispanyol polislerinden biriyle konu$maya c;al1$h. ama ba$aramad1 . Robert Cohn. parmag1yla gostererek derede alabahk var m1 diye sord u . polis de evet. ancak c;ok az dedi.
Ben de ona bahk tut.up tutrnad1gm1 sordum, hayir dedi . ho$lanm1yormu$.
Tam o sirada uzam1$ sac;1 sakah gune$l en kavrulm U$, c;uvaldan yap1lrlll$ gibi giysileriyle ya$h bir adam kocaman ad1mlarla yu ruye yli ruye kopruye geldi. Uzun bir degnegi vard1, dort ayag1 birbirine bagh, ba$1 a$ag1 dogru sarkm1$ bir oglag1 sirtma alm1$h.
Polis k1hcm1 ona dogru sallayarak adam1 geri c;evirdi. Adam hi<;-bir $ey soylemeden gerisin geri dond u . ispanya'ya dogru uzanan beyaz yoldan geri gitmeye ba$lad1 .
"ihtiyar bir $ey mi yaph?" diye sordum. "Pasaportsuz. " Polise bir sigara verdim. Ahrken te$ekkur
et.ti bana. "Ne yapacak peki?" Tozlarm ic;ine tukurd u . "Derenin ic;inden kar$1ya gec;ecek.
88
"Epeyce ka<;ak<;1hk oluyor mu sizce?" "Eh . olduk<;a. dedi . !$of6r belgeleii katlayip ceketinin i<; cebine
yerle�tirerek gorundu. Arabaya hepimiz dolduk. arabayi r,ah�tird1 ve tozlu beyaz yoldan ispanya'ya ge<;tik. Klsa bir sure i<;in kirlar hep aymyd1; sonra surekli yukselen. <;ok doneme<;li bir yoldan ve bir ge<;itten kar�1ya ge<;tikten sonra. geri,;ek ispanya'dayd1k. Burada kahverengi s1radaglar. birka<; <;am agac1. <;ok i,;ok uzaklardaki kimi daglann yamacmda kaymlarla kaph ormanlar vard1. Yol . ge<;itin doruguna dogru giderken. birden a�ag1ya inmeye ba�lad1. !$oforu muz de korna <;alarak yava�lad1. yolun ustundeki uyuyan iki e�egi ezmekten ka<;marak donemeci ai,;1ktan ald1. L aglardan a�ag1ya inip bir me�e ormanma girdik; ormanm i<;inde beyaz s1girlar ot luyordu. Altim1zda yemye�il <;ayirlar. berrak dereler vard1. sonra bir dereden kar�1ya ge<;ip ku<;uk. kasvetli bir koye girdik, sonra yeniden tirmanmaya ba�lad1k. Yukseldik, yukseldik bir ba�ka yuksek ge<;itten biraz gittikten sonra . sagdaki yola saptik ve guneydeki hepsi kahverengi , fmnda kizanru� gibi duran. ustleri gorUlmemi� bi<;imlerle kaph yeni siradaglar gorduk.
Bir sure sonra daglan da gei,;tik. Yolun iki yan1 boy unca agai,;lar vard1; bir dere . olgun ekin tarlalan ve ileiide bembeyaz. dumduz yol suruyor. sonra biraz yukseliyor ve solda. tepede eski bir kale. kaleyi <;evreleyeri yapllar ve duvarlanna kadar uzanan. ruzgarla dalgalanan bir bugday tarlas1. Ben . �oforle birlikte onde oturuyordum. arkaya dondum. Robert Cohn uyuyord u , ama Bill baktI . ba�m1 sallad1. Sonra geni� bir ova.dan ge<;tik. Sagda. sira sira aga<;lar arasmdan sizan gune� 1�mlanyla parlayan buyu k bir 1rmak vard1 ve uzaktaki ovadan sonra yukselen Pamplona Yaylasm1, kentin surla-
89
nm. buyuk kahverengi katedrali ve gokyuzunu boluyorrnu� gibi duran oteki kiliseleri gorebiliyordunuz. Yaylanm gerisinde de daglar vard1 , her yanda ba�ka daglar goruyordunuz ve onu muzden bembeyaz, dumduz ovayi gec:;erek Pamplona'ya giden yol uzaruyordu .
Yaylanm obur yanmdan kente girdik, iki yandaki agac:;lann golgeledigi yol egrilerek. birden dikle�ti. sonra bir bolumu eski surlann d1-�ma kurulmu� olan yeni kente geldik. Yt:1ksek. beyaz, gune�te betondanm1� gibi gorunen arenanm onunden gec:;tik, bir ara sokaktan kocaman bir alana c:;1ktp Montoya Otelinin onunde durduk.
$ofor c:;antalanmlZl indirmemize yard1m etti . Bir suru c:;ocuk arabaya bak1yordu ve alan s1cakt1, agac:;lar ye�ildi. direklerde bayraklar sallaruyordu ve gune�ten kac:;1p alaru c:;evreleyen kemerlerin golgesine s1gmmak iyi oldu . Mont oya bizi gordugune sevindi. ellerimizi s1kti ve bize alana bakan guzel odalar verdi : sonra da y1kand1k, temizlendik ogle yemegi ic:;in ye mek salonuna indik. Ogle yemegi ic:;in �ofor de kald1, sonra paras1ru oaedik, Bayonne'a donmek uzere yola c:;1kti.
Montoya'da iki yemek salonu vardir. Biri yukanda, ikinci kattadir ve alana baka1 . Oburu bir kat daha a�ag1da, alanla aym duzeydedir ve sabah erkenden arenaya dogru ko�an bogalann gec:;tikleri arka yola ac:;ilan bir de kap1s1 vardir. Alt kattaki yemek salonu genellikleserin olur; yed@miz ogle yemegi de c:;ok guzeldi. ispanya'daki ilk yemek her zaman c:;ok etkili olur: mezelPr, yumurtah bir yemek. iki et yemegi, sebzeler. salata, tath ve meyve. Butun bunlann mideye inmesi ic:;in de c:;ok c:;ok �arap ic:;ilmelidir. Robert Cohn ikinci et yemegini istemed@ni soylemeye c:;ah�ti. ama biz c:;evirmedik dedigini, garson ktz da onun yerine ba�La �ey
90
getirdi ona: sanmm bir tabak soguk et getirdi . Cohn. Bayonne'da bir araya geldiftimizden beri oldukc;;a sinirli goriinuyordu. San Sebast ian'da Brett'in onunla birlikte oldugunu bilip bilmedigimizi anlayamam1�ll. bu onu oldukc;;a huzursuz ediyordu .
"Pekala" dedim, "Brett'le Mike bu ak�wn gelebilirler."
"G eleceklerini pek sanm1yorum" dedi Cohn.
"Nic;;in?" dedi Bill . "Elbette gelecekler ." "Her zaman gecikirler" dedim. "Bana kahrsa gelmeyecek onlar" dedi Ro
bert Cohn. Bunu . boburlenerek. bilgic;;c;;e bir havayla
soylemesi ikimizi de ktzdtrdl. "Bu gece burada olacaklar. seninle elli pe
setasma iddiaya girerim" dedi Bill . Birisine k1zd1g1 zaJllan hep iddiaya girer. bu nedenle de girdigi iddialar hep aptalcadir.
"TaJllam" dedi Cohn. "Guzel. Unut ma b u n u Jake. Elli peseta . "
"Ben d e u nutmayacag1m" dedi Bill. Klzgmhg1ru goru p , yall�llrmak istedim onu . "G eleceklerinden eminim de" dedim. "bu ak�an1 gelmeyebilirler."
"Caymak ist iyor musun?" dedi Cohn. "Hayir. nic;;in isteyeyim? Yuz yapahm eger
istersen. " "TaJI1aJI1. Kabul ediyorum. "Yeter art1k" dedim. "Yoksa ben de kendi
me pay almaya c;;ah�acag1m. "Benim ic;; in yeterli" dedi Cohn. Guliimsedi .
"Belki bric;;le geri ahrsm paranm birazmt. "Sen henuz kazanmadm ki" dedi Bill . D1�an c;;1ktik. kemerlerin altmdan kahve ic;;
mek ic;;in Cafe lruna'ya yuriiduk. Cohn lira� olmaya gidecegini soyledi. "Baksana" dedi Bill bana. "iddiay1 kazan
ma olas1hg1m var m1?"
9 1
"Cok az bir olas1hk. Hic:;bir yere zamarunda ula$tiklan goriilmemi$tir. Paralan gelmediyse . bu ak$am gelrneyecekleri kesin.
"�z1m1 ac:;ar a<;maz pi$man old um. Arna vazgec;;emezdim. iyi birisi sarunm, ama i$in ii:; yuzunu nerden ogreniyor? Mike'la Brett onceden ayarlan11$lard1 bizimle buraya gelecekleri-ni.
Cohn'u n alanm kar$1Smdan geldigini gordum.
"Buraya geliyor. "O kendini begenmi$ Yahudi numaralanna
firsat vem1e . "Berber kapahyrm$" dedi Cohn. "Dortten
once ac;;Ilm1yomlU$." Iruna'nm hasirdan rahat kolluklanna
oturduk. serin kemerlerin altmda buyii k alana bakarak kahvelerimizi ic:;tik. Bir sure sonra Bill bir iki mekt up yazmaya. Cohn da berbere gitti . henuz ac:;Ilmam1$tI. o da otele gidip y1kanmaya karar vedi . Ben biraz daha kahvenin onunde oturdum. sonra kentin ic:;inde gezintiye c:;1ktim. Cok s1cakti. ancak yollarm golgeli yanmdan yiirudum. c:;ar$1dan gec:;tim. kenti yeniden gormek benim ic:;in c:;ok iyi old u . Ayuntamiento'ya gidip boga gure$leri ic:;in her yll bana abonman biletleri satan ya$h adam1 buldum. Paris'ten gonderdigim parayr alm1$. abonman1arim1 yenilemi$ti. boylece bu i$ ayarlanm1$ old u . Adam ar$ivciydi ve kentteki tum ar$ivlel'" onun i$yerindeydi. Arna bunu n anlatilan $eyle hi<; ilgisi yok. Neyse. i$yerinin biri ye$il kuma$la kaph . birisi de tahtadan kocaman kap1lari vard1. d1-$an c;;1karken onu ar$ivlerle kaph duvarlannm arasmda oturur birakip kapilann ikisini de kapatt1m. Binadan sokaga c:;1karken kap1c1 beni durdurdu ve ceketimi firc:;alad1.
"Otomobile binmi$ olma11smiz" dedi. Omuzlarmm ustuyle yakas1run arkas1 toz
dan bozla$mI$li .
92
"Bayonne'dan geldim. "iyi iyi'' dedi. "Otomobile bindiginizi tozdan
anlad1m. " Ben de ona iki bozuk para verdim. Sokagm sonunda katedrali gordum ve ora
ya yiirudum. ilk gorii$iimde. binanm d1$ yuzunun r;ok <;irk.in oldugunu dii$iinmii$tiim, ama $imdi begendim onu. kine girdim. Lo$ ve karanhkt1, sutunlar yiikseliyordu. insanlar dua ediyorlard1 ve esans kokusu vard1, buyiik buyiik guzel pencereleri vard1. Diz <;i:iktum. duaya ba$ladun. akhma gelen herkes it;in dua ettim. Brett'le Mike'a, Bill'le Robert Cohn'a, kendime ve butun boga gure$<;ilerine; sevdiklerime teker teker. ba$kalan ic;in topluca, dua ettim; sonra ken dim it; in yeniden yakard1m ve bu arada d ua ederken uykumun geldigini anlad1m. Arkasmdan. boga gure$lerinin iyi ge<;mesi. fiestanm <;ok guzel olmas1. biraz olsun bahk avlayabilelim diye dua ettim. Ba$ka bir $eyler i<;in de dua edebilir miyim diye dii$iinurken. biraz paraya sahip olmay1 gec;irdim akhmdan. ben de <;ok para kazanay1m diye dua ettim. sonra bunu nas1l kazanacag1m1 dii$iinmeye ba$lad1m. para kazarunayi dii$iinmek Kontu an1msatt1 bana . Onun nerede olabilecegini dii$iirm1eye ba$lad1m. Montmartre'daki geceden sonra onu goremed@m i<;in iizuldum. Brett onunla ilgili guliin<; bir $ey anh1tm1$tI bana : bu sure i<;inde diz <;'OkmU$, aJnnm i:inumdeki tahtaya dayall11$ dua ettigimi samyordum. biraz da utamyordum, bi:iylesine c;ok kotu bir Katolik olduguma uzuliiyordum . Elimden de bir $ey gelmedigini anl1yordum , hie; olmazsa $imdilik. belki de hic;·bir zaman; ancak ne de olsa yiice bir dindi Ka -toliklik. Yalmz bir de ben dindar olsayd1m. ama kim bilir. belki bir daha sefere olabilirim: sonra birden kendimi katedralin basamaklannda. gune$in altmda buldum. sag elimin ba$ ve i$aretpamlaklan hala nemliydi . gune$le kuruduklanru hissetlim. Gune$in I$1g1 yak1c1 ve
93
s1caktI, birkac;: yapmm yarundan gec;:ip ara sokaklardan yuri.iyerek otele dondum.
0 gece yemekte Robert Cohn'u y1kanm1�. sac;:1ru sakahm kestirmi�. sac;:larm1 �ampuanlam1�. kabarmamas1 ic;:in uzerlerine bir �eyler surmu� olarak bulduk. Sinirliydi. ama ona yard1mc1 olmaya c;:ah�mad1m. San Sebastian treni buraya saat dokuzda gelecekti ve eger Brett'le Mike geliyorlarsa. bu trende olacaklard1. Dokuza yirmi kala yemegimizin henuz yansma gelmemi�tik. Robert Cohn masadan kalkti. istasyona gitmek isted@ni soyledi . Ben de onunla gidecegimi soyledim , yalmzca onu klzd1rmak ic;:in . Bill ise yemegini yar1m birakmay1 istemedigini soyledi. Birazdan geri doneriz, dedim.
istasyona kadar yuruduk. Cohn'un sinirli olmasmdan ho�lamyordum. Brett'in trende olmasm1 istiyordum. Tren gecikerek gelecekti istasyona. biz de bagaj larn1 ta�md1g1 arabalardan birine oturu p d1�anda. karanhh.i.a bekledik. Sivil ya�amda Robert Cohn gibi hie;: boyle sinirli. ya da bu kadar sall ·-·s1z bir adam gormedim. Ho�uma gidiyordu bu. Bundan ho�lanmak kotu bir �eydi , ama b· n de kotuydum. Cohn'un bulunmaz bir ozell1g1 vard1: Birisinin bu kotu yanm1 ac;:1ga c;:1kanyordu .
Bir su re sonra uzaklardan. yaylanm oteki yanmdan trenin dudugunu duyduk, sonra tepeden yukan c;:1kan 1�1gm1 gorduk. istasyonun ic;:ine girip kapilann arkasmdaki kalabal1kla bekledik, tren geldi ve durdu; herkes kapilardan c;:1kmaya ba�lad1.
Kalabal1gm ic;:inde onlar yoktu . Herkesin istasyondan c;:Ilunas1ru, otobuslere. arabalara binmesini. ya da dostlan. akrabalanyla karanhkta kente dogru yuri.imesini bekledik.
"Gelmeyeceklerini b iliyordum ben" dedi Robert. Otele geri donuyorduk.
94
"Gelebilirler diye du�unmu�ti.im" dedim. i�eri girdigimizde Bill meyve yiyordu , �arap
�i�esinin de sonundayd1. "Gelmediler ha!" "Hayir. " "O yuz pesetayi sana yann sabah versem
bir sakmcas1 var m1, Cohn?" diye sordu Bill. "Burada hi� para bozdurmad1m daha.
"Unut onu " dedi Robert Cohn. "Ba�ka bir konuda bahse girelim. Boga gure�leri uzerine bahse girebilir misin?"
"Olabilir" dedi Bill, "ama gereksiz." "Sava� uzerine bahse girmek gibi bir �ey
olur bu" dedim. "Aynca ekonomik bir ilgi de gerektirmiyor."
"Onlan gormek i�in �ok sabirs1zlaruyorum" dedi Robert.
Montoya masamiza geldi. Elinde bir telgraf vard1. "Sizin i�in, diyerek bana uzatt1.
Okudum: "Gece San Sebastian'dayiz. "Onlardan bu" dedim, ceketimin cebine
koydum. Dogrusu , onlara da gostermem gerekirdi.
"Gece San Sebastian'da kalacaklarm1�" dedim. "Sana selamlan var."
Ni�in onunla ters gitmek istedigimi bilmiyordum. $imdi elbette biliyorum. Onun ya�ad1klarm1 bag1�layamayacak ol�ude kiskan�hkla gozum kararm1�tI. Bu olayi oldugu gibi kabullenmem duru mu degi�tirmiyordu . Kesinlikle nefret ediyordum ondan. Ogle yemegi sirasmda o kendini begenmi� havaya girene dek ondan nefret ett@mi sanm1yorum; o kendini begenmi� havasma, bir de o berber numaralanna dek . . . Bu nedenle telgraf1 cebime koydum. Nasilsa bana gelmi�ti.
"Pekala" dedim. "Biz de yann oglen otobusuyle Burgu ete'ye ge�eriz. Yann ak�am b uraya ula�irlarsa arkamizdan gelirler. "
95
San Sebastian'dan buraya yalruzca iki tren vard1: biri sabah erkenden gelen. birt de az once kar$1lamaya gittigimiz.
"iyi fikir" dedi Cohn. "Irmaga ne kadar erken gidersek o kadar
iyi olur. " "Benim ic;in ne zaman yola c;1ksak olur" de
di Bill. "Erken olmas1 daha iyi . " lruna'da b i r sure oturup kahve ic;tik, sonra
yava$ yava$ yilri.iyerek arenaya gittik, sonra tarlalardan. agac;lann altmdan uc;urumun kenarma yi.iri.iyilp karanhkta a$ag1daki 1rmaga baktik, ben erken dondi.im. Bill'le Cohn'un kahvede gee; saate kadar oturdu klanm samyorum. c;i.inki.i geri dondi.iklerinde uyumu$tum.
Sabahleyin Burguete otobi.isi.i ic;in i.ic; bilet ald1m. Otobi.is saat ikide kalk1yordu . Daha erken saatte yokt u . Iruna'da oturup gazetelerimi okudugum sirada. alanm kar$1smdan Robert Cohn'un geldigini gordi.im. Masama gelip hasir koltuklardan birine oturdu .
"C::ok rahat bir kahve buras1" dedi. "Geceyi iyi gec;irdin mi Jake?"
"Ki1ti.ik gibi uyumU$Um. "Ben pek iyi uyuyamad1m. Bill'le gee; saate
kadar d1$anctayd1k." "N eredeydiniz?" "Burada. Buras1 kapand1ktan sonra da bir
ba$ka kahveye gittik. Oradaki ya$h adam hem Almanca. hem ingilizce konu$uyor.
"Cafe Suizo. " "Tamam. oras1. Ya$h adam iyi birine benzi
yor. Sanmm bundan daha iyi bir kahve. "Gi.indC1zleri pek iyi olmaz" dedim. "C::ok s1-
caktir. Akhma gelmi$ken soyleyeyim . otobi.is biletlerini ald1m . "
"Ben bugi.i n gitmeyect�gim. Siz Bill'le gi-din.
96
"Serrin biletini de ald1m. 'Ver bana. Geri verir parasm1 al1nm. "Be$ peseta. Robert Cohn gi.imi.i$ be$ peseta <;1kanp
verdi bana. "Kalmahyim" dedi. "bak, korkanm ki ki.i
c:;i.ik bir anla$mazhk oldu." "Ni<;in olsun?" dedim. "San Sebastian'daki
partilere ba$larlarsa. buraya daha i.ic:; dart gun gelrneyebilirler. "
"Tamam" dedi. "Korkanm benimle San Sebastian'da bulu$may1 bekliyorlard1, onun i<;in orada kaldllar."
"Nereden <;1kanyorsun bunlan?" "Sey, mektubumda Brett'e oyle onermi$tim
de ... "Oyleyse ne halt etmeye kahp onlan orada
beklemedin?" Boyle diyecektim, fakat tuttum kendimi. Bu di.i$i.incenin onda zamanla kendiliginden belirecegini di.i$i.indi.im, ama hi<; de oyle di.i$i.indi.igi.im gibi olmad1.
Ben Brett'le aralannda olanlan biliyordum. oysa $imdi o bir s1rr1 varm1$ gibi boylece akilhca konu$maktan zevk ahyordu.
"Pekala, Bill'le ben ogle yemeginden sonra gidecegiz" dedim.
"Ke$ke ben de gelebilsem. Bahk tutmay1 kl$tan bu yana di.i$i.ini.iyorduk." Duygusalhga ba$lam1$h. "Fakat ben kalmahyim. Gerc:;ekten oyle. Gelir gelmez onlar1 da alir, size yeti$irim."
"Bill'i bulahm. "Berbere kadar gitmek istiyordum. "Ogle yemeginde gori.i$i.iri.iz." Bill'i odasmda buldum. Tira$ oluyordu. "Evet, di.in gece her $eyi anlatt1 bana" dedi
Bill. "Onemli gizleri olan biri. San Sebastian'da Brett'le sozle$t@ni soyledi."
"Orospu c:;ocugu !" "Hayir, hayir!" dedi Bill. "Klzmak yak. Yo!-
97
culugun bu a�amasmda kizmak yok. Bu herifle tam�man nasII oldu?"
' Yuzume vurma. Bill donup bana bakti. yuzunur. yans1ru ti
ra� etmi�ti. sonra yuzunu kopurterek konu�masm1 aynaya dogru surdurdu.
"Bu herifi ge<;:en kl� elinde bir m�ktupla bana New York'a sen gondem1emi� miydin? Tann'ya �ukur <;:ok gezen eden bir adcumm. Boyle pe�imize takacagm bir iki Yahudi arkada�m daha yok mu?" Ba�parmag1yla <;:enesini ovdu, baku. sonra yeniden kaz1maya ba�lad1 yiizunu.
"Seninkiler de benimkinden farkh degil. "Oyle. Benimkiler de bir al.em. Ancak bu
Robert Cohn'la kar�Ila�tmlamaz. i�in kom@. iyi de bir adam. Ho�laruyorum 6ndan. Anla muthi� bir adam."
"Cok iyi biri de olabilirdi. "Biliyorum. Bu korkun<;: bir �ey olurdu. Guldum. "Evet. gul sen, gul" dedi Bill. "Dun gece
onunla sabahm ikilerine kadar oturan sen degildin nasilsa."
"Cok mu kotuydu?" "Felaket. Bu Brett'le onun arasmda ne
var? Klzm bununla bir ili�kisi mi oldu?" Cenesini kaldmp bir o yana, bir bu yana
<;:eki�tirdi. "Tabii. San Sebastian 'a gitti kiz onunla. "Ne kadar aptalca bir �ey. Niye yaptI bu
nu?" "Kentten uzakla�mak istiyordu, hi<;:bir yere
de yalruz gidemez. Cohn i<;:in de iyi olacagm1 du�undugunu soyledi.
"Ne aptalhklar yap1yor �u insanlar. Ni<;:in kendine gore biriyle gitmedi? Seninle? -bunu geveleyerek soyledi- Ya da benimle? Ni<;:in benimle degil?" Aynada dikkatle bakip, yanrtklan-
98
run uzerine hirer pan;a kopuk kondurd u . "Duriist bir yuz. Herhangi bir kadm bu yuzle ken dini guven i<;:inde sayabilir. "
"KIZ hi<; gom1emi�ti ki o ytizu . " "Gom1eliydi. Butun kadmlar gormeli. Olke
nin butun perdelerinde gosterilmeli bu yuz. Kiliseden <;1kan her kadma b u yuzun bir kopyesi verilmeli. Analar klzlanna bu yuzi.i anlatmah. Ogl um -usturasm1 uzatt1 bana dogru- bu yiizu al ballya git ve ulkenle birlikte geli�. "
Egilip tastan yuzune soguk su <;arptI , biraz alkol surd u . sonra uzun ust dudagm1 gererek dikkatle aynaya baktI .
"Tannm" dedi. "Ne muthi� bir yiiz b u ! " Aynaya bakt1 . "Bu Robert Cohn 'a gelince" dedi, "igrendiri
yor beni, can1 cehenneme! 0 b u rada kald1g1 i<;in bal1ga <;:1kt1g1mizda yarnm1zda olmayacag1 i<;in <;ok mu Uuyu m . "
"<::ok hakhsm. "Alabal1k avlamaya gidiyoruz. Irati Irma
gmda alabal1k avlamaya ,e:idiyoruz, �imdi ogle yemeginde de bu u lkenin �araplanndan i<;ip sarho� olacagiz, sonra da guzel bir otobus yolcu lugu . . . "
"Haydi gel . Iruna'ya gidip ba�layal1m" dedim.
XI
Ogle yemeginden sonra elimizde <;antalanmiz, olta talumlanmizla Burguete 'ye gitmek i<;in d1�an <;1ktig1m1zda alan , fmn gibi s1cakt 1 . Otobusun ustunde insanlar vard1, ba�kalan da bir merdivenle t1rmaruyorlard1. Bill otobuse bindi, Robert de yanmda benim yerimi tutmak i<;in oturd u ; ben de otele donup yarum1zda goturmek uzere iki �i�e �arap ald1m. Geri dondugum zaman otobus <;ok kalabahkt1. Yukandaki
99
bu tun bagaj ve kutu lann uzeiine kadmlarla. erkekler oturmu$lard1. kadmlar gune$ altmda seiinlemeye r,;al1$1yorlard1. Gerr,;ekten r,;ok s1-cakt1. Robert a$ag1ya indi, ben de arabanm ustunde benim ir,;in tuttugu tahta banktaki bir ki$ilik yere s1ki$tun.
Robert Cohn kemerlerin golgesinde dikilmi$. bizim yola r,;1kman11z1 bekliyord u . Deriden buyiik bir $arap tulumunu kucagma alm1$ bir Bask onumuzde otobusun d6$emesine uzanm1$. s1rtm1 bacaklanmiza dayan11$tI. $arap tulumunu Bill'le baria uzattI , tam ben ir,;erken birdenbire oyle guzel bir klakson sesi r,;1kard1 ki , $arabm birazm1 doktiim, herkes guldu . Bask ozur dileyip bir kez daha ir,;mem ir,;in verdi. Az sonra aym klakson ikinci kez yine aldat-1..I beni. <;ok iyiydi. Basklar r,;ok ho$lamyordu . Bill'in yanmdaki adam onunla ispanyolca konu$uyord u , ama Bill anlayam1yordu onu, sonunda o da adama $arap $i$elerinden birini uzatt1. Adam almad1. <;ok s1cak oldugunu . ogle yemeginde de r,;ok ir,;tigini soyledi. Bill $i$eyi ikinci kez uzatt1g1 zaman uzun bir yudum ir,;ti, $i$e de otobusu n o boliimunu dola$t1. Herkes kibar kibar birer yudum ald1, sonra da $i$eyi kapat.Ip kald1rttilar bize. Kendi deli $arap tulumlarmdan ir,;memizi istediler. Daglara giden renr,;perlerdi bunlar. Sonunda, birkar,; sahte klakson sesinin ardmdan, otobus yola r,;1kt1 . Cohn el sallad1 bize , Basklarm hepsi de ona el salladilar. Yol kentin d1$ma r,;1kar r,;1kmaz hava serinledi. Oldukr,;a yiiksekten. agar,;lann hemen altmdan gitmek r,;ok zevkliydi. Otobus bir hayli hizh gidiyordu ; hafif bir esinti olu$uyordu. Tepeden a$ag1ya yol boyunca agar,;lan toz ir,;inde birakarak gidiyorduk, agar,;larm arasmdan, 1rmagm uzerinde yukselen kentin guzel bir gorunumu vard1. Dizlerime s1rtuu yaslayan Bask $arap tulumunun agz1yla. bu goruntuyu gostererek goz klrptI bize . Ba$m1 sallad1.
1 00
"Cok guzel. degil mi?" "Bu Basklar ne guzel lnsanlar" dedi Bill . Bacaklaruna dayanan Baskl1 gune�te me-
�in gibi karanm�tI . Herkes gibi onun da ustunde uzun, kara bir gomlek vard1. Donup �arap tulumunu Bill'e uzatt1. Bill de bizim �i�elerden birini verdi ona. Gune� yanig1 boynu burn� buru�tu . Adam i�aretparmagm1 Bill'e sallay1p mantarm1 avcuyla bastirarak �i�eyi geri verdi. $arap tulumunu gosterdi. "Aniba! Arriba!" dedi. "Dik ba�ma."
Bill �arap tulumunu kaldmp s1ktI, f1�kiran �arap agzma aktI; ba�m1 arkaya atm1�tI. ir,;:meyi birakip da tulumu duzeltirken birkar,;: damla r,;:enesinden a�ag1 akt1 .
"Hayir! Hayir!" dedi Basklann birkar,;:1. "Oyle degil. "
ir,;:lerinden biri, nastl ir,;:ilecegine ili�kin bir gosteri yapmak uzere olan sahibinin elinden kaptI tulumu . Genr,;: bir adamd1 ve tulumu kolunun uzand1g1 kadar uzakta tutuyordu ; deri tulumu kaldird1, eliyle s1ktig1 tulumdaki �arap, dere gibi fo�ur fo�ur agzma akmaya ba�ladI. Tulumu uzakta tutuyor ve dumduz. sert bir r,;:izgi gibi agzma f1�kiran �arab1 butun sakirtligiyle. duzertli olarak yutuyordu .
"Hey!" diye bagird1 tulumun sahibi. "Kimin �arab1 o?"
$arab1 ir,;:en. kur,;:uk parmag1ru sallayarak, gozleriyle gii lumsedi bize. Arkasmdan �arabm ak1�m1 kesiverdi, tulumu h1zla indirdi, sahibine geri verdi . Bize goz k1rpt1. Tulumun sahibi, tulumunu uzuntuyle sallad1 .
Bir kasabadan ger,;:Ugimiz sirada. postanenin onunde durduk, �ofOr birkar,;: paket ald1. Sonra yeniden yola r,;:1ktik, kasabanm d1�ma r,;:1-kinca dag yolu ba�lad1. Tarlalara kadar uzanan. kaya11k tepelerden ve tar1m bolgelerinden ger,;:iyorduk. Bugday tarlalan tepelere degin
1 0 1
uzamyordu . Yu kseklere c;:1ktigumzda ruzgar. bugdaylan salhyordu . Yol beyaz ve tozluydu , tekerlekleiin c;:1kard1g1 tozlar arkamizda. havada as1h ka11yordu . Yol tepelere tirrnand1kc;:a. veIimli bugday tarlalanru a�ag1da birakt1k. $imdi yalruzca. c;:1plak yamac;:larda ve su arklarirun yakmlannda yama gibi duran kuc;:uk kuc;:uk bugday tarlalan vard1. Keskin bir donu�le altI katirhk bir diziye ve kar�1dan gelen bir ba�kasma. sipsivii ylikselmi� bir arabaya yol verdik. Bu araba da katirlar da toza bularum�tI. Arkalarmdan bir katir dizisiyle. bir araba daha geliyordu . Bu kalas ylikluydu ve katirlari suren ariiero biz ger;erken arkasma yaslamp kalm. tahtadan freni c;:ekti . Bu bolge oldu kc;:a c;:oraktI ve tepeler kayal1ktI. yagmurun b1raktig1 yol yol izlerle toprak kaskatI , pi�mi� gibi goruluyord u .
Bir donemec;:ten soma. bir kasabaya girdik ve ansizm iki yanda birden yemye�il bir ova belirdi. Kasabarun ortasmdan bir dere aklvordu ve uzum baglan evlere degecek kadar ya�nd1.
Otobus bir postanenin onunde durdu ve yolculann c;:ogu indi. soma da buyuk mu�;:unbalarm altmdaki bagajlarin buylik bir bolumu kay1�lan c;:ozulUrek indiiildi. Bill'le a�ag1ya inip postaneye girdik. Bas1k ve karanhk bir odada. tavandan eyerler. ko�umlar. beyaz tahta yabalar. kume kume ip tabanh pabw;lar, j ambonlar. domuz salamlan . bembeyaz sarrmsaklar. uzun sosisler sark1yordu . ic;:ensi seiin ve lo�tu . arkasmda iki kadmm ic;:ki servisi yaptiklan uzun, tahta bir tezgahm onunde duruyorduk. Tezgahm arkasmdaki rallara yiyecek ve c;:e�itli mal y1gilnu�tI .
Aguardiento h,:tik ve iki ic;:kiye kirk santim para odedlk. Kadma bah�i�iyle birlikte elli santim verdim, ancak kadm fiyatI yanh!? anlad1g1-n11 du�umnu� olmal1 ki , bir bak.Ir paray1 geri ve1 di bana.
1 02
Basklardan ikisi i<;eri geldi ve bize i<;ki 1smarlarnak istedi.
Boylece onlar birer i<;ki 1smarlad1. sonra biz onlara i<;ki 1smarlad1k, arkanuzdan s1rt1m1-za yava$(;a birer yumruk vurdular ve yeniden i<;ki 1smarladilar. Sonra yine biz 1smarlad1k. ardmdan da hep birlikte gune�li ve s1cak olan d1-�ar1ya i:;1kip otobusun tepesine tirmand1k. Herkes i<;in oturacak yer vard1 �imdi otobuste ve az once teneke damm uzerine uzanm1� olan Bask da aram1zda oturuyordu. i<;erideki i<;ki dag1tan kadmlardan biri ellerini onlugune silerek <;1ktI ve otobusun i<;indekilerden biriyle konu�maya ba�lad1. Sonra �ofor elinde deriden yass1 iki pasta torbasm1 sallayarak geldi, otobuse i:;1ktI , herkese el sallad1 ve yola i:;1khk.
Yol, ye�il ovadan hemen aynld1 ve yine tepelere yoneldik. Bill'le �arap tulumu olan Bask, kar�1hkh konu�uyorlard1. Oturdugumuz yerin ate yanmdan bir adam egilip ingilizce sordu:
"Amerikal1 m1sm1z?" "Evet. "Gord um oray1" dedi. "K.Irk yil once. Ya�h bir adamd1 , otekiler gibi oldukc;:a ya-
mk tenliydi ve sakah kirla�m1�t1. "Nasild1?" "Ne dedin?" "Amerika nas1ld1?" "Ha, Kaliforniya'dayd1m. iyiydi. "Ni<;in aynldm?" "Ne dedin?" "Buraya ni<;in dondun?" "Ha! Evlerunek i<;in geri dondum. Geri gi
decektim anrn kanm yolculugu hii; se\'Illez. Nerelisin?"
"Kansas City "Oraya da gittim, dedi. "Chicago. St. Lou-
1 03
is , Kansas City , Denver, Los Angeles . Salt Lake City , hepsine gittim.
ha?"
Bu adlan r;ok dikkatli soyluyordu. "Ne kadar kaldm orada?" "On be� ytl. Sonra dondum : evlendim. "ir;er misin?" 'Tabii" dedi. "Amerika'da bunun gibi yok ,
"Cok r;ok var , eger parasm1 verirsen. "Siz neden geldiniz buraya?" "Pamplona'daki �enlige gitmek it;in geldik." "Seviyor musunuz boga gure�lerini?" "Elbette. Sen de seviyor musun?" "Evet" dedi , "Sanmm severim. Bir sure sonra da : "$imdi nereye gidiyorsunuz?" "Burguete'ye , bahk avma. "Pekala" dedi , "umar1m bir �eyler yakalaya
bilirsiniz. " Ellerimizi s1kip. yeniden yerine dondu.
Obur Basklar hayr an olmu�lard1. Rahatr;a yerine oturdu ve �oyle bir r;evreye baktiktan sonra dondugumde de bana gulumsedi. Amerikanca konu�maya r;al1�maktan yorulmu� gibi gorunuyordu. Ba�ka �ey soylemedi sonra.
Otobus durmadan tirman1yordu yolu. Bu bolge r;orakt1 ve killi topraktan kayalar f1�kirm1�t1. Yo! kenarmda ot bile yoktu. Geriye bakmca a�ag1da uzanan kirlan goruyorduk. Ta uzaklarcJa. tepelerin yamar;lannda kahverengili. ye�illi tarlalar vard1. Ufuk r;izgisinde kahverengi daglar bulunuyordu. Garip bir;imlerdeydi daglar. Biz tirmand1kGa ufuk degi�iyordu. Otobus agir agir r;1kt1kr;a. guneyden ba�ka daglar gorunuyordu. Sonra yo! tepeye ula�tI. duzle�ti ve bir ormana girdik. Bir mantar me�esi om1aruyd1 bu ve gune� 1�1rtlan agar;larm arasmdan yer yer parhyor , uzaklarda onnanm gerisinde
1 04
s1girlar otluyord u . Onnandan i;1ktik, yo! yerle birlikte ytikselerek dondi.i ve oni.imi.izde uzunca ye�il bir ovanm arkasmdan karanhk daglar belirdi. Bunlar. geride b1rakt1g1miz kahverengi, s1caktan kavru lmu � daglar gibi degildi. Onnanlarla kaphyd1lar ve a�ag1lanna bulutlar iniyordu . Ova yemye�il uzay1p gidiyordu . Parrnakhklarm boldi.igi.i ovayi kuzeye dogru ikiye ay1ran iki sira agai; govdelerinin arasmdan yolun beyazhg1 gori.ini.iyordu . Tepeye dogru ytikseldigimizde. Burguete'nin ovaya siralarum� klrm1z1 i;atih beyaz evlerini gordi.ik; otede de, ilk karanhk dagm eteklerinde. Roncevalles Manastinnm gri metalle kaph dam1 duruyord u .
"i�te Roncevaux" dedim. "Nerede?" ' Ta uzakta. daglarm ba�lad1g1 yerde. "Soguk buras1" de di Bill. 'Yi.i ksek" dedim. "Bin iki ytiz metre olmal1. "Olduki;a soguk" dedi Bill. Otobi.is Burgu ete'ye giden di.imdi.iz i;izgi gi
bi bir yola girdi. Bir dortyol agzmdan. derenin i.isti.indeki kopri.iyti gei;tik. Burguete'nin evleri yo! boyunca siralarum�lard1. Ara sokak yoktu . Kiliseyi, okulun bahi;esini gei;tik ve otobi.is durd u . A!;;ag1ya indik, �ofOr i;antalanmizla. olta takimlanmiz1 uzatt1. Sivri u i;lu �apkas1 ve san deriden kemeriyle bir polis geldi.
"Ne var bunda?" Oita tak1mlanrun bulundugu i;antay1 gosteriyordu .
Ai;tim, gosterdim ona . Bahk avlama ruhsatlanmiz1 da gormek istedi , onu da gosterdim. Tarihine baklp , sonra gei;memizi i�aret etti.
"Bunlar tamam m1?" diye sordum. "Evet. Elbette. Sokakta. beyaza boya11 ta� yap1 evlerinin
kap1lannda otunnu� bizi izleyen ailelerin oni.inden gei;ip hana gittik.
Hanc1 �i�man kadm, i;abucak hanm mut-
1 05
fagmdan 1,;1kip ellerimizi s1kti. Gozluklerini 1,;1-kard1, silerek, yeuiden takt1. Hamn i<;i saguktu. d1�nda da riizgar esmeye ba�lanu�ti. Kadm, yukanya bizimle birlikte adan11z1 gostem1esi i<;in bir kiz gonderdi. iki yatak. y1kanma yeri, bir giysi dalab1 ve Rancevalles Azizesinin buyllk. 1,;er1,;eveli bir gravurii vard1 adada. Ruzgar durmadan kepenklere <;arp1yardu. Oda. hanm kuzeyindeydi. Y1kand1k, kazaklar giyip, a�ag1ya yemek adasma indik. Odanm do�emesi ta�tan. tavam bas1k, duvarlan me�e kaphyd1. Butun kepenkler kapah almasma kar�m. insan saguktan kendi salugunu gorebiliyardu.
"Tannm!" dedi Bill. 'Yann boyle saguk almasa bari. Bu havada derenin sulanna giremem.
Odada. kar�1 ko�ede. tahtadan masalann arkasmda bir piyana duruyardu. Bill gidip <;almaya ba�lad1.
" Ismmahy1m" dedi. Kadm1 bulmak ve andan yemek. yatak uc
retinin ne kadar aldugunu sam1ak i<;in �·1kt1m. Ellerini onlugunun altma sakup, �ozlerini benden ka<;:ird1.
"On iki peseta . "Nasll alur. Arna biz Pamplana'da da a ka
dar odedik. Kadm bir �ey soylemedi. gozlugunu 1,;1 kanp
onluguyle sildi. "Cak bu kadar" dedim. "Buyllk otelde de
bu kadar oduyaruz. "Banyamuz var." "Daha ucuz bir yeriniz yak mu?" "Yazm yak. Simdi yaz sezanu. Handa bizden ba�ka insan yakt u . "Pekala.
dedim. "yalmzca birkac;- gun kalacagiz. "Sa.rap da i<;inde mi? " "Evet. tabii."
1 06
"iyi" dedim. "Tamaro oyltyse.
Bill'in yanma dondum. Havanm sogu klugunu gostennek i<;in bana dogru ufledi, piyano <;almayi surdurd u . Masalardan birine oturdum, duvardaki resimlere baktim. Bir tav�an. olu ; bir sulun. olii ve bir de olu ordek resmi vard1. Resimlerin hepsi kii<;iik ve karanhkt1 . Li kar �i�eleriyle dolu bir raf vard1. Hepsine baktm�. Bill hala piyano <;al1yordu. "S1cak rornlu bir pun<; i<;sek" dedi Bill . "Surekli boyle yaparak 1smamam.
D1�ar1 <;1klp kadma s1cak romlu pun<;u ve nasil yapilacagm1 anlattun. Birka<; dakika sonra kiz, duman1 <;1kan ta�tan bir surahi getirdi . Bill piyanonun yanmdan geldi. s1cak pun<;u ruzgann sesini dinleyerek i<;tik.
"Rom yok gibi bunda" dedi Bill . Gidip raftan rom �i�esini ald1m, surahinin
i<;ine yar1m bardak kadar doktum. "Dogrudan dogruya eylem!" dedi Bill . "boy
lesi . tart1�maktan iyi . "
Klz geldi ak�am yemegi i<;in. masay1 hazirlamaya ba�lad1.
"Cok esintili bir yer buras1" dedi Bill.
Klz kocaman bir kapta sebze <;orbas1yla, �arab1 getirdi. Arkasmdan kizanrn� alabahk. yahniye benzer bir �ey. bir koca tabak da yaban<;ilegi yedik. Otel parasm1 �araptan <:;1kard1k; <;ekingen bir klzd1. ancak �araplan kibarca getiriyordu . Ya�h kadm bir ara bak1p. bo� �i�eleri sayd1 .
Yemekten sonra yukanya <;1ktik. sigara i<;Uk. 1smmak i<;in yataga girip, kitap okuduk. Gece bir ara uyand1m, ruzgann sesini dinledim. S1cak bir yatagm i<;inde olmak <;ok iyiydi.
1 07
XII
Sabah uyand1g1m zaman . pencereden d1$an baktim. D1$ar1s1 p ml pmld1 , daglarda hii; b u l u t kalmam1$tI. Pencerenin altmda b i r iki at arabas1yla eski . i.i sti.in deki tahtalar d1$arda dum1aktan i;atlam1� bir eski otobi.i s vard1. Motorlu otobi.islerin yapilmasmdan oncekJ gi.inlerden kalm1$ olmahyd1. Kei;inin biri once arabalardan birine , oradan da otobi.i si.in i.isti.ine s11;rad1. Yerdeki oteki kei;ilere ba$1ru sallad1. ben de elimi sallaymca. s1i;ray1p indi .
Bill ha.la uyuyord u ; giyindim , d1$arda holde pabui;lanm1 giyip , a$ag1 indim. �ag1da da hii; kimse yoktu . kap1y:i ai;1p d1$an 1;1kt1m. D1-$ar1s1 sabah erken old ugu ii;in serindi ve gi.i ne$. daha ri.izgar d uru nca di.i$en i;@ bile kurutmam1$tI . Hanm arkasmdaki kuli.ibede ortahg1 ara$tinp i;apaya benzer kisa bir $ey b uldum ve dereye dogru gidip av ii;in yemlik solucan aramaya ba$lad1m. Derenin suyu pml pml ve s1gd1. ama ii;inde hir; alabal1k gori.inmi.iyordu . Cimle kaph kiy:irun 1slak bir yerine i;apay1 daldird1m. bir pari;a toprak kaldird1m. Solu canlar alttayd1. Ben toprak pari;as1ru kaldmn ca topraga dal1p , saklandilar. ama dikkatlice yeniden kazd1m ve bir si.iri.i solucan 1;1kard1m. Nemli topragm i;evresini kazarak bo$. iki teneke ti.iti.in kutusunu solucanla doldurup i.izerlerine az1c1k toprak attrm. Ben toprag1 kazarken . kei;iler de beni izliyord u .
Hana geri dondi.igi.imde. kadm da mutfaga inmi$ti. bize kahve hazirlamasm1 ve hafif bir ogle yemegi isted@mizi soyledim. Bill de uyanm1$tI. yatagmm kiyismda oturuyord u .
"Pencereden gordi.im seni" dedi. "Rahatsiz etmek istemedim. Ne yap1yordun? Paralarm1 m1 gomi.iyordun?"
"Tembel adam sen de!"
1 08
"Karnu yaranna r;;afo;;1yordun ha? Gf.izel . Her sabah boy le r;;ah�maru istiyorum."
"Hadi gel" dedim, "kalk. "Ne? Kalkmak m1? Ben kesinlikle kendim
kalkmad1m." Yataga girtp , battaniyeyi r;;enesine degin
r;;ekti. "Kalkrnam gerektigine inand1mlaya r;;ah�
beni. " Oltalar1 toparlay1p , hepsini r;;antaya yerle�-
tirmeye ba�lad1m. "ilgilenrniyor musu'n?" diye sordu Bill. "�ag1ya iniyorum, yemege." 'Yemek mi? Niye daha once soylemedin ye
megi? Ben de yalmzca eglence olsun diye beni kald1rmak istedigini sanrn1�bm. Yemege ha? iyi. Akilhca konu�tun �irndi. Sen git, birkar;; solucan daha topla. ben de a�ag1ya ineyim. "
"Cehenneme kadar yolun var!" "Kamu yararma r;;ah�mak iyidir. " ir;; r;;ama
�irlanm giydi Bill. Oita tak.imlan. fileler ve kam1� r;;antas1yla
odadan r;;1kmaya r;;a11�tim. "Hey! Gert don!" Ba�1m1 kap1dan lr;;ert uzatum. "Birazc1k �akaya vurup aclillayacak m1-
sm?" Nanik yaptim ona. "istedigim bu degil. �ag1 inerken Bill'in �kl soyledigini du
yuyordum. "Canlar r;;a11yor benimle sevgilim ir;;in" �arkis1yd1 bu. Bir hafta onceki eski bir ispanyol gazetesini okuyordum.
"Nedir bu alay ve merhamet? . . . " "Ne? Yoksa bilmiyor musun Alay ve Mer
hameti?" "Hayir. Kim uydurmu�?" "Herkes. New York'ta deli oluyorlar buna.
Eski Fratellini'ler gibi moda oldu. "
1 09
Klz kahveyle, tereyagh kJzanrn� ekmekleri getirdi. Daha dogrusu , ekrnekler klzarttlm1� ve yaglanm1�ti.
"Rec:;eli de var m1ym1�. sor" dedi Bill. "Alayh bir bic:;imde sor kIZa."
"Rec:;eliniz var m1?" "Alayh bu degil. Ke�ke ispanyolca konu�a
bilseydim. Kocaman taslarla ic:;tigimiz kahve c:;ok gu
zeldi. Ktz bir cam tabak ic:;inde ahududu rec:;eli getirdi.
"Sag olun. "Hey, oyle degil!" dedi Bill. "Alayc1 bir �ey
ler soyle . Primo de Rivera'yla ilgili bir �eyler patlat!"
"Riffde nastl rec:;ele bula�tiklan turunden bir �ey sorabilirim.
"Kotu" dedi Bill. "Cok kotu . Yapam1yorsun. Hepsi bu. Alayc1 olmayi anlam1yorsun. Ac1man yok. Acmacak bir �ey soyle!"
"Robert Cohn. " "Fena d_egil. Oldukc:;a iyi. $imdii, Robert
Cohn nic:;in acmacak bir �eydir? Alayc1 ol. " Kahvesinden buyukc:;e bir yudum ald1. "Birak yahu!" dedim, "sabahm korunde . . . "Git i�ine. Bir de yazar olmak istiyorsun.
Bir gazeteciden ba�ka bir �ey degilsin sen. Surgunde bir gazeteci. Oysa daha yataktan kalktigm dakikada alayc1 olmahsm. Uyand1gm zaman daha agzmm i<;i ac1yla dolu olmal1 . "
"Hadi sen de" dedim. "Kimden buluyorsun bu sac:;malan?"
"Herkesten. Hie:; okumuyor musu n sen? insanlan gormuyor musun? Sen nesin, biliyor musun? Bir surgun. Nic:;in New York'ta ya�amiyorsun sen? Bilirdin boyle �eyleri. Ne yapmam1 istiyorsun? Her ytl buraya gelip sana olan biteni anlatmam1 m1?"
1 1 0
"Biraz daha kahve al" dedim. "iyi . Kahve sana da iyi gelir. h;indeki kafe
inden oti.iri.i. Kafein , burdayiz biz de. Kafein erkegi alma bindirir, kadnu mezarma indirir. Senin s1kmtm ne, biliyor musun? Bir si.irgi.insi.i n sen. En koti.ilerinden birisin. Haberin yok mu bundan? Hi<; kimse i.ilkesinden aynlmca. kesinlikle basilmaya deger bir $ey yazmam1$llr. Gazetelerde bile olmaz. "
Kahvesini i<;ti. "Bir si.irgi.insi.in sen. Olkenle olan ili$kini
yitirmi$Sin. Koti.i durumdasm. Yapay Avrupa ol<;i.ileri bitirmi$ seni. i,,;kiden oldi.ireceksin kendini. Cinsellikten b a$ka bir $ey di.i$i.i mni.iyorsun. Cal1$acagma , butt.i n zamamm konu$makla harc1yorsun. Si.irgi.insi.i n de ondan, anhyor musun? Kahve k6$elerinde pinekliyorsun.
"Katti bir ya$antI gibi gori.iruni.iyor" dedim. "Ne zaman <;ah$acag1m?"
"i$in yok. Kimilerine gore kadm paras1 yiyorsun. Ba$ka birileri de gi.i<;si.iz oldugunu soyli.iyor. "
"Hayir" dedim. "Bir kaza ge<;irdim , yalruz-ca.
"KesinlikJe onemi yok bunun" dedi Bill . "Konu$maya bile degmez $eyler bunlar. Bunlardan yararlanmaya <;al1$arak. esrarh bir hava yaratma11sm. Henry'nin bisikleti gibi.
iyice kapllrm1$ gidiyordu , fakat sustu . Gi.i<;si.izli.ikle ilgili sozlerinden almd1g1m1 sanmasmdan korkuyordum. Yeniden ba$latmak istedim onu .
"Bir bisiklet degildi o " dedim. "Henry ata biniyordu.
"Duyduguma gore i.i<; tekerlekli bir bisikletmi$.
"Olabilir" dedirn, "U<;ak da i.i<; tekerlekli bir bisiklete benzer. Yonetim kolu . ayru i$i ya par. "
"Arna pedahm <;eviremezsin."
1 1 1
"Dogru " dedim, "sanmrn pedal i;eviremez-sin.
"Birakahm bu konuyu" dedi Bill. "Tamam. Ben iii; tekerlekli bisikletin uze
rinde du ruyi;irdum yalmzca." "Aynca iyi bir yazar oldugunu du�unuyo
rum ben" dedi Bill. "Sen de olduk<;>a iyi bir adamsm. Sana iyi adam oldugunu soyleyen biri 1,;1ktI ffil hit;?"
"iyi biri degilirn ben. "Dinle. Sen i;ok iyi bir adamsm ve ben seni
yeryuzundekl herkesten i;ok severim. Bunu sana New York'ta soyleyemem ama. Ad1m1 ibneye 1,;1kanrlar i;unku. Kald1 ki ii; sava� da o yuzden 1,;1ktI. Abraham Lincoln bir ibneydi. General Grant'a a�1kt1. Jefferson Davis de oyle. Lincoln iddia uzerine koleleri serbest birakt1. Dred Scott olay1 ii;ki Du�manlan Birliginin bir duzeniydi. Albaym kar1s1yla J u dy O'Grady de aslmda seviciydiler. "
Sust u . "Daha ba�ka �eyler duymak istiyor mu
sun?" "Devam" dedim . "Ba�kasm1 bilmiyorum . G erisini ogle yeme-
ginde anlatmrn. " "Koca Bill" dedim . "Serserisin sen. S1rt i;antasmm ii;ine ogle yemegiyle . iki �i
�e �arab1 yerle�tirdik. Bill onu yiiklendi. Kami� i;antas1yla fileleri de ben s1rt1ma asllm. Once yoku�u 1,;1krnaya ba�lad1k, bir i;ayir gei,;tik, ilk tepenin dibinde bir koruluga vard1k. tarlalann arasmdan giden bir kei;iyolu bulduk. Kumlu patikanm ustunden. kirlardan geGtik. Cayirla kaph klrlar uzayip gidiyordu . otlayan inekler yiizu nden de klsac1ktI i;ayirlar. S1girlar tepelerdeydi. Canlann sesini duyuyorduk koru luktan.
Patika 1rmagm uzerine uzalllm1� bir agacm
1 1 2
ustunden ge<;iyordu. Agacm yilzeyi duzeltilmi�i, ince bir dal egilip korku luk bi<;imine getirilmi�U. Derenin yanmdaki d umduz goletin dibini kaplayan kumun uzerinde benek benek iriba�lar vard1. Dimdik bir yoku� <;1ktik. uzay1p giden tarlalara dald1k. Geriye donup baktig1mizda klrmiz1 damlan ve beyaz evleriyle Burguete'yi gorduk, beyaz yolu n uzerinden toz <;1kararak bir kamyon ge<;iyord u .
Tarlalann arkasmdan, daha h1zh akan bir ba�ka dereyi a�tik. Derenin ge<;it verdigi yerde kumlu bir yol iniyor, ormana dogru uzuyord u . Patika b u ge<;it yerinin d e altmda, ba�ka bir agacm govdesi uzerinden dereyi ge<;iyor, ilerideki yolla birle�iyordu ; bu yolu izledik ve ormana girdik.
Bir kaym ormaruyd1 bu ve agai;:lar oldu k<;a ya�hyd1. Kokleri topragm uzerine <;1km1�t1. d allar1 egri bugruydu . Ya�h kaymlarm kalm govdeleri arasmdan yuruyorduk ve gune� 1�1klan, yapraklardan suzu lerek yer yer <;imenlere vu ruyordu . Aga<;lar kocaman ve yapraklar1 s1kti. ama ortal1k lo� degildi. Hi<; <;ahhk yoktu , yalruzca yemye�il. taptaze , gur <;imenler vard1 bu rada ve yemye�il kocaman aga<;lar bir parktaki gibi duzgun arahklarla <;1km1�ti.
"Doga �digin boyle olur" dedi Bill. Yol bir tepeye yoneldi ve s1k bir ormarun
i<;ine girdik; yol durmadan yli kseliyordu . Bazen biraz al<;ahyor, ama hemen sonra yeniden dikle�iyordu . Onnandaki s1girlann seslerini duyuyordu k surekli. Sonu nda yol, bir tepeye u la�t1. Burguete 'den gorunen agai;:h tepelerin en yli kseklerinden birindeydik. Tepenin gune�li yanmda, agai;:lann arasmdaki ku<;ucuk bir a<;1hkta yabarn;:ilekleri bitmi�ti.
Daha ileride yol , ormanm d1�ma <;1kiyor, sira sira tepelerin doruklan boyunca ilerliyordu . Daha otedeki tepelerde onnan yoktu , ala-
1 1 3
bildigine geni�. sapsan, kat11t1rnag1yla kaph buyDk tarlalar vardi. Otede, Irati Irmagnun akI� yonunu belirleyen, aralanndan gri kayalar yDkselen aga<;larla dolu karanhk dik yama<;lan goruyorduk.
'Yama<; boyunca bu yolu izleyecegiz, tepeleii a�acag1z, daha otedeki tepeleii kaplayan ormanlardan da ge<;ip Irati Ovasma ula�acagiz" diye gosterdim Bill 'e.
"Olduk<;a uzun ve zorlu bir yDruyu�." "Ayru gu n i<;inde rahat rahat hem uzaklara
gitrnek, hem bahk tutrnak , hem de donmek zor oluyor."
"Rahat rahat. G uzel bir sozcuk. Hem gidip gelmek. hem de bal1k avlamak istiyorsak, u<;mam1z gerekecek."
YuruyD� <;ok uzundu ve kirlar olaganustu guzeldi, ancak aga<;hkh tepelerden Rio de la Fabrica Ovasma inen dik yola geldigimiz zaman <;ok yorulmu�tuk.
Yol golgeli ormandan, yakic1 gune�e <;1kt1. ileiide bir irmak olan bir ova vard1. Irmagm otesinde de dik bir tepe yukseliyordu . Bu tepenin ustunde bir karabugday tarlas1 vardi. Tepenin yamacmdaki aga<;lardan birka<;mm altmda, beyaz bir ev gorduk. Cok s1cakti. 1rmag1 kesen bir bendin yanmdaki aga<;lann altmda durduk.
Bill s1rt <;antasm1 aga<;lardan biiine yaslad1, kam1�lan birbirleiine ekledik, makaralanm takt1k, oltalan baglad1k ve b ahk avlamaya hazirland1k.
"Bu �eyin i<;inde alabahk oldugundan emin misin?" diye sordu Bill.
"Dolu burasi. "Ben sinekle avlanacag1m . McGinty var m1
hi<;?" "Kutun u n i<;inde biraz var . " "Sen yernle m i avlayacaksm?"
1 1 4
"Evet. �u bendin oralarda avlanacag1m. "iyi. Sinek kutusunu ben alacag1m oyley
se. Sineklerden birini baglad1. "Ne yana gitsem daha iyi olur? Yukan m1, a�ag1 m1?"
"N;;ag1s1 daha iyi. Aslmda yukanda i;:ok var ya . . . "
Bill 1rmagm aktig1 yonde yurumeye ba�la-di .
"Solucan da alsana. "Hayir, hit; istemem. Sinekleri istemezlerse ,
oltam1 1slatm1� olurum." Bill a�agllarda 1rmaga bak1yordu . "Baksana!" diye bagird1 , bentten akan su
yun gurultusunde duyurmaya i;: al1�arak. "�araplan yolun o yukansmdaki kaynaga koysa-na."
'Tamam" diye bagirdlill. Bill el sallay1p irmak boyunca a�agllara dogru yiirumeye ba�lad1. iki �arap �i�esini i;:antadan ald1m. kaynak sularmm demir bir borudan f1�kirarak aktig1 yere goturdum. Kaynagm u stune yerle�tirilen tahtay1 kaldirdlill, mantarlanm iyice bastird1ktan sonra, �i�eleri suyu n it;:ine indirdim. Elim bilegime kadar uyu�tu suyun soguklugundan . Tahta pari;:asm1 yerine koyduktan sonra. dileIim kimse �araplan bulamaz. dedim.
Agaca dayah kam1�1. yem kutusunu ve fileyi a11p bendin ustune dogru yiirudum . . Bendin kapag1 ai;:Ilm1�tI Kalaslardan birine oturdum, 1rmagm i;:aglayan olu�tum1adan once suyun dumduz akI�1ru seyrettim. Bendin dibindeki bembeyaz sular olduki;:a derindi . Bembeyaz su larm it;:inden, ben yem takarken bir alabahk s1i;:rad1, i;:aglayana i;:arp1p a�g1 dogru suruklendi. Yemi oltaya takmadan. bir ba�ka alabahk daha, ayru guzel egrtyi t;:izerek i;:aglayana dogru s1i;:rad1 ve guruldeyerek akan sulann it;:inde yok oldu . Oltaya agirca bir kur�un baglay1p bendin kalaslannm yarundan beyaz sulara biraktim.
1 1 5
ilk alabahgm oltaya lakth�ml fark elmedim. Ollay1 c;:ektigim zaman. ucunda bal.Ik oldugunu anlad1m ve c;:ektim , c;:aglayanm dibinde kaynayan sulardan didine didine . neredeyse kam1�1 ikiye bolerek bahg1 c;:ekip bendin uzerine getirdim . G uzel bir alabahkl1. Ba�m1 kalasa vurdum, �oyle bir tilredi ve d umduz ka11verdi , sonra c;:anlamm ic;:ine att1m.
Ben onu c;:ekerken . birkac;: alabahk daha c;:aglayanda s1c;:ram1�lardi . Yemi lakar lakmaz. oltay1 suya almca yeniden bir ba11k daha laktld1. Klsa bir sure sonra altI lane yakalam1�tim. Hemen hemen hepsi ayru boydayd1. Bahklar1. kafalan ayn1 yone gelecek bic;:imde yan yana s1-ralad1m. bakt1m. Renkleri c;:ok guzeldi ve soguk su . etlerini katila�llrm1�. s1ms1kt yapm1�l1. Cok s1cak bir gund u , bahklann solu ngac;:lanru kopard1m, karnm1 yanp ic;:lerini 1rmaga dogru ftrlatt1m. Alaba11klar1 k1y1ya goti.irdum. bendin lepesindeki soguk, berrak suda hepsini y1kad1m, sonra biraz egreltiolu loplay1p c;:anlanm ic;:ine y1gd1m: Bir sira egrelti , u sti.ine uc;: alabahk, sonra bir sira egrelti daha; u<;: alaba11k daha, sonra ustlerini egreltiyle ortt um.
Egreltilerin arasmda c;:ok guzel duruyorlard1, c;:anlay1 iyice �i�irmi�lerdi. ben de c;:anlay1 agacm golgesine koyd um.
Bendin u slu c;:ok s1caktI, solucan kulusu -nu da c;:anlayla birlikle agacm golgesine koyu p Bill ogle yemegi ic;:in gelene kadar. bir kilap alarak agacm allma yerle�tim.
Saal on ikiyi biraz gec;:iyord u ve hemen hemen hi<; golge yokl u , ama birlikle yukselen iki agacm altma olurdum ve okudum. Kitap A. E . W. Mason'un yazd1g1 b i r �eydi, okudugum da Alp Daglarmda donarak buzulla�an bir adanu anlalan c;:ok iyi bir oykuyd u . Kans1 da olusunun bulunup ortaya c;:1kmas1 ic;:in dart ytl bekleyecekli. bu sure ic;:inde kadmm sevgilisi de bekleyecekti, BHI geldigindeyse hala bekliyorlarch.
1 1 6
"Bir $ey var m1?" diye sordu . Ollas1, �anlas1 bir elinde; filesi bir elinde. lerliyordu . Benllen akan sulann sesinden geli$ini duymailll$tim.
"All! lane. Sen lulabildin mi?" Bill olu rd u . �anlasm1 a�ll; �imenlerin uze
rine bir alabahk koydu . Sonra sirayla her biri oncekinden buyuk�e u� lane daha �1kanp aga cm golgesine yan yana dizdi . Yuzu lerli ve mut luyd u .
"Seninkiler nas1l?" "Daha ku�uk. " "Gorelim onlar1 da . "Paketledim. "Ger�eklen buyl! k mu?" "Seninkilerin en ku�ugu kadar. "Benimle alay elmiyorsun, degil mi?" "Ke$ke edebilsem . " "Solucanla m1 yakaladm onlan?" "Evet. "Tembel serseri !" Bill alabahklar1 �anlaya koydu, agz1 a�1k
Ganlayi sallayarak mnaga dogru yliriidu . Belden a$ag1s1 smls1klaind1 : anlad1g1m kadanyla. 1rmaga girmi�li.
Yoldan yukan yuriiyup iki $i$e �arab1 �1-kard1m. Sogumu$lard1. Aga�lann allma geri donerken boncuk boncuk oldu $i$elerin ustu . Ogle yemegimizi bir gazelenin uzerine siralad1m. $i$elerden birini a�1p olekini agaca yaslad1m. Bill ellerini kurulayarak geldi, egreltiotlannm $i$ird@ �anlasnu da getirdi .
"Gorelim �u �i$eyi" dedi. Manlan i;:ekip $i�eyi agzma dayad1 , ii;:ti. "OITf! gozlerim yerinden oynad1.
"Biz de deneyelim. $arap buz gibiydi ve biraz pash bir lad1
vard1.
1 1 7
"Pek de kotu bir $aTap degil" dedi Bill. "Soguklugu kurtanyor" dedim. Ogle yemeklerimizin sarild1g1 kut;uk paket-
leri at;llk. ' Tavuk. "Kall yumurta. "Az1c1k tuz var m1?" "Once yumurta" dedi Bill. "Soma tavuk.
Bryan bile bilir o kadanru." "Olrnll$. Gazetede okudum dun. "Hayir! Gert;ekten mi?" "Evet. Bryan 6lmll$." Bill soydugu yumurtay1 yere koydu. "Baylar" dedi ve gazeteye sarilm1$ tavuk
budunu t;1kard1. "Siray1 degi$tiriyorum. Bryan'm amsma. Buyiik halk adam1 it;in saygiyla. Once tavuk. sonra yumurta."
'Tami tavugu kat;mc1 gunde yaratt1 acaba?"
"Aaa?" dedi Bill. budu emerek. "nereden bilelim. sormamahyiz boyle $eylert. Bu dunyada uzun zaman kahc1 degiliz. Tadm1 t;1karahm. inanallill. $Likredelim."
'Yumurtam ye. Bill bir elinde tavuk budunu . 6tekinde $a
rap $i$esini sallayarak bir $eyler yapt1. "Bu nimetlerden mutlu olahm. Havada
ut;an ku$lardan yararlanal1m. Baglann urunleIinden yararlanahm. Biraz yararlanmak ister misiniz, karde$im?"
"Once siz karde$im. Bill uzun uzun it;ti. "Sen de yararlan. karde$im" diye $i$eyi
uzatt1. "Ku$kuya yer vermeyelim. karde$im. Maymuna benzer parmaklar1mizla dunyanm ku tsal gizlerini kan$llrmayahm. inanarak ka -bul edelim ve kisaca diyelim ki . -senin de benimle birlikte soylemeni istiyorum- ne diyelim.
1 1 8
karde�irn?" Tavuk budunu bana tutarak si.irdi.irdi.i: "Sana soyleyeyim. Diyecegiz ki ve ben ovi.im;Je diyorum ki senin de benimle birlikte soylemeni istiyorum ki, diz c;:ok karde�im. Hic;:bir insan utanmasm burada, d1�anda olan her �eyin bu ululugunda diz c;:okmekten. Unutmaym, Tann'nm ilk tapmaklan ormanlard1. Diz c;:okelim ve diyelim ki: 'O harumefendiyi yemeyin. o bir Mencken'dir'
"Al" dedim "bundan yararlan biraz daha. Obi.ir �i�eyi de ac;:tik "Ne oldu?" dedim. "Bryan'dan ho�lanm1yor
muydun?" "Bryan'a hayrandlIIl" dedi Bill. "Karde� gi
biydik ikimiz." "Nerede tan1dm onu?" "O, Mencken ve ben hep birlikte . Holy
Cross'a gittik." 'Ve Frankie Fritsch . "Yalan. Frankie Fritsch Fordham'a gitti. "Olabilir" dedirn, "Ben de Piskopos Man-
ning'le Loyola'ya gittim. " 'Yalan" dedi Bill. "Piskopos Manning'le Lo-
yola'ya giden benirn." "Ki.ifelik oldun sen" dedim. "Sarapla m1?" "Nic;:in olmasm?" "Nemdendir" dedi Bill. "Su lanet olas1 nemi
yok etmeliler . . . " "Bir daha c;:ek. "Hepsi bu kadar m1?" 'Yalmzca iki �i�e ." "Sen nesin, biliy0r musun?" Bill �i�eye se
vecenlikle bakt1. "Hayir" dedim. "ic;:ki Di.i�manlan Birligi'nin bordrosunda-
Sill.
1 1 9
"Wayne B. Wheeler'le Notre Dame'a gittim.
"Yalan" dedi Bill . 'Wayne B. Wheeler'le ben Austin Ticaret Kolej ine gittim. Smif ba�kammizd1 o.
"Olabilir" dedim. "Meyhaneler gitmeli. "Hakhsm. ya�h smif arkada�1m" dedi Bill.
"Meyhaneler giderken. beni de got u recekler. " "Kufelik oldun. "$araptan m1?" "$araptan. "Olabilir, belki de oyleyimdir. " "Biraz kestirelim mi?" "Tamam. Kafalar1m1z golgede olmak uzere uzand1k,
agai,;lann doruklanna bakt1k. "Uyudun mu?" "Hayir" dedi Bill. "Du�unuyordum. Gozlerimi kapad1m. Toprak u stunde yat-
mak i,;ok guzel oluyord u .
yok.
"Baksana" dedi Bill, "�u Breit i�i ne?" "Ne i�i?" "Onu seviyor muydun?" "Dyle . "Uzun surdu mu?" "Arasira arahklarla oldu ki,;a uzun surd u . 'Vay caruna. dedi Bill , "Ozu ldum bak. "Onemli degil" dedim. "Art1k hi<; aldird1g1m
"G eri,;ekten mi?" "G eri,;ekten. Yalmz bu konuyu bir daha a<;-
masak i,;ok daha iyi olur. " "Sordugum i<;in kizmadm, degil mi?" "Nii,;in kizayim?" "Uyuyacag1m" dedi Bill. Bir gazete ald1. yu
zunu ortt u . "Dinle, Jake" dedi. "Sen geri,;ekten Katolik
mi sin?"
1 20
"Oyle sayihr. " "O ne demek?" "Bilmem. "Tamam. uyuyacag1m �imdi" dedi. "Oyle
geli�iguzel konu�up da uykumu kar,;mna. Ben de uyudum. Uyand1g1m zaman Bill
snt r,;antasm1 yerle�tiriyordu. Ogle saatleri oldukr,;a ilerlemi�. agar,;larm golgesi bendin uzerine kadar uzanm1�ti. Toprak t1stunde uyumaktan her yarum tutulmu�tu.
"Ne oldu? Uyandm m1?" diye sordu Bill. "Gece yatisma kalsaydm bari. Gtizlerimi ovu�turarak gerindim.
"Cok guzel bir ruya gtirdum" dedi Bil. "Ne oldugunu ammsam1yorum, ama r,;ok guzeldi.
"Ben ruya gtirmedigimi saruyorum. "Gtirmeliydin" dedi Bill. "Buyuk i�adamla
nn11zm hepsi, ruya gtiren insanlardir. Bak Ford'a. Bak Ba�kan Coolidge'e. Bak Rockefeller'e. Bak Jo Davidson'a.
Bill'in ve kendimin oltasm1 stikup r,;antaya yerle�tirdim. Makaralan olta kutusuna koydum. Bill s1rt r,;antasm1 hazirlam1�ti. alabahk r,;antalanndan birini de onun i<;ine yerle�tirdik. Oburunu de ben ta�1d1m.
"Pekala �eyimizi aldm m1?" diye sordu Bill. "Solucanlar. "Onlar seninki. $uraya koy. Cantay1 s1rtma alm1�ti. ben de solucan ku
tusunu d1� ceplerden birine yerle�tirdim. "$imdi her �ey tamam m1?" Karagar,;lann diplerindeki <;imenlere bak
tim. "Evet. Yola r,;1ktik. ormana girdik. Burguete'nin
evlerine kadar epeyce yol vard1 ve tarladan yola. yoldan da kasabarun pencereleri 1�1kh evlerinin arasmdan hana vard1g1mizda. hava iyice kararnu�ti.
1 2 1
Burguete'de be� gun kald1k ve iyi balik avlad1k. Geceler soguk, gunduzler s1caktI ve gu nun en s1cak saatlerinde her zaman hafif bir esinti oluyord u .
Derenin sogu k su larma dizboyu zevkle girilecek kadar 1sm1yordu ortahk, sonradan da i;1kip kiy1da oturun
.ca gune� kuru tuyordu insa
ru. Bir yerinde yuzulebilecek derinlikte bir golet yapan bir dere bulduk. Ak�amlan , San J u an Pied de Port 'dan bal1k tu tmaya yii ruyerek gelip handa kalan H arris adh bir ingilizle iii; elden brii; oynuyorduk. Tath bir adamd1 ve iki kez de bizimle birlikte I rati Irrnagma kadar geldi. Robert Cohn'dan da Brett'le Mike'dan da haber yoktu .
XIII
Bir sabah kahvaltI ii;in ind igimizde ingiliz onceden masaya oturmu �tu bile. Gozliiklerini takm1�. gazete okuyord u . Bize bakip guliimsedi.
"Gunaydm" dedi. "Mektubunuz var. Postaneye ugrad1m. benimkiyle birlikte verdiler.
Mektup · masada benim otu rdugum yerde, bir kahve fincaruna dayal1 duruyord u . Harris gazetesini okumaya ba�lad1 yeniden. Mektubu ai;t1m. Pamplona 'dan gonderilmi�ti. Pazar gu nu San Sebastian'dan postalanm1�tI:
SEVGiLi JAKE , Buraya cuma gunu geldik, Brett trende
bayild1, ben de baz1 eski arkada�lanm1zla onu dinlemnesi ii;in ui; gunlugune buraya getirdim. Sal1 gunu Pamplona'da Montoya Oteline vanyoruz, kai;ta ula�acag1miz1 bilmiyorum. <;ar�amba gunu sizlerle bulu�abilmemiz ii;in, ne yapacagiz, bunu soyleyebilmen h;in sana oto-
1 22
busle bir not gonderecegim. Sevgilerimizle, geciktigimiz it;in bag1!;>laym, ama Brett gert;ekten kotiiydu . Sahya kadar iyile!;>ecegini umuyorum. !;iimdiden iyi say1hr. Onu t;ok iyi anhyorum ve ona bakmaya t;ah!?1yorum, ancak pek kolay olmuyor. Hepinize sevgiler.
MICHAEL
"Bugun gunlerden ne?" diye sordum Harris'e.
"Car!;iamba sanmm. Evet oyle. t;ar!;iamba. Ne harika degil mi , insanm daglarda gunleri !;ia!;i1nnas1?"
"Evet. Yakla!;i1k bir l;rnftadir buradayiz. "Gitmeyi du!;>unmediginizi umarim. " "Evet, korkanm k i ogleden sonra kalkan
otobusle gidecegiz. " "Ne kotu !;>ey! Bir kez daha Irati'ye birlikte
gidebilecegimizi ummu !;itum. "Pamplona'da olmamiz gerekiyor. Birileriy
le bulu!;iacag1z orada. " " N e !;ianssizhk benim it;in. N e guzel vakit
get;irdik Burgu ete'de." "Pamplona'ya gelsene sen de. Hem brit; oy
nariz, hem de !;ienlik t;ok guzel olacak. " "isterdim. Cagnruz it;in te!;iekkiir ederim.
Arna burada kalmam daha iyi olacak. Bahk avlayacak fazla vaktim kalmad1 aynca . "
"Irati'deki o azmanlarin pe!;>indesin anla!;>Ilan .
"Dogru . Nasil da buyii k alabal1klard1 onlar oyle."
"Ben de yeniden denemek isterdim . "iyi olur. Bir ba!;>ka gun gel . Sevinirim. " Gert;ekten de kente donmemiz gerekiyor"
dedim . "Cok yaz1k. Kahvaltidan sonra Bill'le harun onundeki
1 23
bir banka oturmu�. bir yandan gu ne�leniyor, bir yandan da ne yapacag1mtz1 du�unuyorduk. Kasabadan gelen yolda bir kiz yuruyordu . Onumuzde durdu , eteglnin onunden sarkan deri <;antasmdan bir telgraf <;1kard1.
"Size mi?" Telgraf1 ahp baktun. "Barnes. Burguete"
yaz1hyd1 ustunde . "Evet, bize . imzalamam i<;in bir defter uzatt1, ben de
ona birka<; madeni bozuk para verdim. Telgraf ispanyolcaydi: 'Vange Jueves . Cohn . "
Bill'e verdim. "Cohn sozcugunun anlam1 nedir?" diye
sord u . "Ne kadar kotu bir telgrafl " dedim. "Bu pa
raya on sozcuk bile yazabilirdi . 'Per�embeye geliyorum ! ' Her �eyi a<;1k a<;1k yazm1� adam . "
"Hem d e nas11. Tam kendisi gibi . "Nas1l olsa geri donuyoruz," dedim. "�en
likten once Brett'le Mike'm buraya gelmesinisaglayip sonra geri goturmek gereksiz. Yamt verelim mi?"
"Verelim" dedi Bill, "Kaba olmamiz gerekmez.
Postaneye dogru yliruyup bir telgraf kag1d1 istedik.
"Ne yazalun?" diye sordu Bill . "Ak!?ama biz geliyoruz. Yeterli b u kadan. Telgrafm parasm1 odedik. h ana geri don-
duk. H arris handayd1, onunla birlikte Roncevalles'e yli ruduk. Manastm dola�hk.
"Harika bir yer buras1" dedi H arris d1�an <;1kug1m1zda. "Dogru sunu isterseniz, boyle yerlerden pek bir �ey anlamam ben . "
"Ben de" dedi Bill. "Ancak olaganustu bir yer" dedi Harris.
"Bu ray1 gormeden edemezdim . G eldigimden be-
1 24
ri, :;;urayi bir dola:;;ayim diye gei;iiiyordum akhmdan."
"Yalmz bahk avlamak daha iyi, degil mi?" diye sordu Bill . Harris'den ho:;;lan1yordu .
"Elbelte. Manastmn eski kilisesi oni.inde ayakta du
ruyordtik. "$u kar:;;1ki yer meyhane degil mi?" diye
sordu Hams. ''Yoksa gozleiim yamlt1yor mu beni?"
"Meyhane gibi bir yer" dedi Bill. "Bence meyhane" dedim. "Oyleyse" dedi Harns. "yararlanahm. Bu
yararlanma sozci.igi.ini.i Bill'den ogrenmi:;; olmahyd1.
Birer :;;i:;;e :;;arap i<,;tik. Hanis parayi bize odetmedi. Olduki;a gi.izel ispanyolca konu:;;uyordu , aynca meyhaneci de bizden para almak istemedi.
"Sizlerle birlikte alma.nm beni ne kadar mutlu ettigini anlayamazsm1z.
"Biz de gi.izel gi.inler gei;irdik, Hams. Harns az1c1k kafay1 bulmu:;;tu . "Geri;ekten oyle. Bunun beni ne kadar
mutlu ettigini bilemezsiniz. Sava:;;tan sonra hi<; boyle eglenmemi:;;tim . "
"Belki yine birlikte avlarunz. Unutma sa-km bunu , Hams.
"Dogrusu iyi zaman gei;irdik. "Bir �i:;;e dal1a ii;elim mi?" "iyi olur" dedi Hams. "Bu :;;i:;;e benden ama" dedi Bill . "Yoksa biz
ii;meyiz." "Brrakm da ben odeyim. Gerc;ekten mutlu
oluyorum bundan. " "Bir kez de ben mut lu olay1m" dedi Bill. Meyhaneci dordi.inci.i �arab1 da gelirdi.
Bardaklanm1z ha.la duruyordu. Harns bardag1-ru kaldird1.
1 25
"N asil da guzel yararlamhyor bu �araptan" dedi.
Bill snima bir �aplak vurd u . "Koca Har-ris.
"Biliyor musunuz, benim gen;ek adun Harris degil. Wilson-Harris. Tek sozcu k. Arasmda bir r;izgi var."
"Koca Wilson-Harris" dedi Bill. "Biz seni sevdigimizden Harris diyoruz."
"Dinle Barnes. Bunun, benim ir;in ne denli onem ta�1d1g1ni bilmiyorsunuz."
"Hadi bakahm, bir bardak daha yararlan �u �araptan" dedim.
"Barnes. Gerr;ekten. Barnes. Anlayamazs1-mz. 0 kadar . . . "
"Haydi ir;. Harris." Harris'i aramiza ahp Roncevalles'den a�ag1
dogru yuru duk. Handa ogle yemegimizi yedik, sonra Harris de bizimle otobuse kadar geldi. Bize bir kart.nu verdi , Londra'daki adresi. ku lubunun adresi, i�yeri adresi vard1 kartm ustunde. Tam otobuse binecegimiz sirada birer zarl uzatt1 ikimize. Kendiminkini ar;mca, ir;inde bir duzineye yakm tuyden bahk sinegi oldugunu gordum. H arris kendi eliyle yapm1�t1 bunlar1. Sineklerini hep kendisi yap1yordu zaten.
"Dinle Harris. . . diye konu �maya ba�lad1m .
"Hayir. hayir!" dedi otobusten inerken . "Hir; de iyi sinekler olmad1 bu nlar. Belki bir gun yine avlanirken kullanirsmiz, burada ger;en guzel gunlerimizi hatirlarsmiz diye veriyorum. "
Otobu s hareket etti. Harris postanenin onunde duruyord u . El sallad1 bize. Otobus ilerlerken arkasm1 donup handan yana yurudu.
"Ne kadar iyi adamd1 �u Harris degil mi?" dedi Bill.
"Gerr;ekten iyi zaman ger;irdi saruyorum.
1 26
"Harris mi? Hem de i;:ok iyi . " "Ke$ke Pamplona'ya o da gelebilseydi. "Dogru . Ostelik ba$ka ingilizlerle ge<;inip
ge<;inmeyecegi de bilinmez." Ak$amiizert oldu ki;:a ge<; bir saatte Pamp
lona'ya geldik, otobus Montoya Otelinin onunde d LJ rd u . Alaru $enlik i<;in ampu llerle donatiyorlardi. Otobus d urur durmaz i;:ocuklardan birkai.;1 toplandi. Kentteki gumruk memuru da otobusten inen herkesin <;antalanru birer birer ai;:1p bakti. Otele girdik, Montoya'yla merdivenlerde kar$1la$hm. Her zamanki gibi utanga<; utanga<; gulumseyerek ellertmizi s1kti.
"Arkada$lanmz da b urada" dedi . "Bay Campbell mi?" "Evet. Bay Cohn, Bay Campbell ve Lady
Ashley." Sonradan ogrenecegimiz bir $eyler biliyor
mu$ gibi gulumsedi. "Ne zaman geldiler?" "Dun. Sizin odalanmz1 da kimseye verme
dim . " "Cok iyi. Alana bakan oday1 m 1 verdiniz
Bay Campbell'e?" "Evet. Birlikte onceden baktig1miz odalan
verdim. " "Arkada$lanmiz $imdi neredeler?" "Pelota izlemeye gittiler herhalde . "Ya bogalar?" Montoya giilumsedi. "Bu ak$am" dedi, "bu
ak$am saat yedide Villar bogalan gelecek. yann da Miuralar geliyor. Hepiniz gidecek misiniz onlan gormeye?"
"Elbette. Arkada$lar desencajona da gor-mediler hi<; .
Montoya elini omzuma koydu . "Orda g6rii$iiruz. Yeniden gulumsedi. Boga gure$i sanki ara-
1 27
mIZdaki bir sirm1$ gibi hep gulumserdi; yalmz ikirnizin bildigi <;ok <;ok ay1p, buna kar$m <;ok derin bir stnlll$ gibi. Bu sir ba$kalan i<;in biraz a<;1k sa<;1k ka<;ar da, yalmzca ikimiz anlayabilirmi$iz gibi gulUmserdi hep. Anlayamayacak olanlaraysa bunu anlatmaya <;ah$mantn anlam1 yoktu.
"Arkada$mlZ, o da aficionado mu?" "Evet. San Fermines'i gormek i<;in buraya.
New York'tan kalkip geldi." "Oyle mi?" Montoya pek inanmam1$tI soy
lediklerime. "Arna sizin gibi aficionado degildir." Utanga<;<;a elini omzuma koydu yeniden. "Oyledir." dedim. "Ger<;ek bir aficiona
do'dur o. " "Arna kimse sizin gibi bir aficionado ola-
maz." Aficion, tutku anlamma gelir. Aficio_nado da
boga gure$lerine tutkun olan ki$idir. lyi boga gure$<;ilerinin hepsi Montoya'run otelinde kalird1, daha dogrusu aficion'u olanlar. Bu i$i yalmzca para i<;in yapanlar. bir iki kez kahrlar, bir daha ugramazlard1 buraya.
iyileriyse, her yil gelirlerdi. Bunlann. Montoya'run kendi odasmda fotograflan vard1. Fotograflann <;ogu Juanita Montoya'ya, ya da kiz karde$inin adma imzalanm1$tI. Montoya'nm deger verdigi boga gure$<;ilerinin fotograflar1 <;er<;evelenmi$ti. Aficion'u olmayan boga gure$<;ilerinin fotogra11anmysa Montoya, masasmm <;ekmecesinde sakhyordu. bvgu dolu yazilann <;ogu, bu fotograllarm ustundeydi. Arna pek bir anlamlan da yoktu. Bir gun Montoya hepsini toparlayip <;ope aUI. Gormek istemiyordu bunlar1.
S1k s1k bogalarla, boga gure$<;ilerinden konu$urduk. Birka<; y1ldir, buraya her geli$imde Montoya'da kal1yordum. Soyle$ilerimiz kisa olurdu. Birbirimizin duygulanru anlam1$ ol-
1 28
maktan mutlu olu rduk \;ogunlukla. Uzak kentlerden gelen adamlar da , Parnplona'dan aynlmadan, ugrayip mutlaka M ontoya'yla bogalar uzerine birka\; dakika olsun, soyle�irlerdi . Bunlar aficionado1ard1 . Aficionado olanlara otel dolu olsa bile her zaman oda bulunu rd u . Montoya bunlardan baz1s1yla tan1�tmrd1 beni . Ba�lang1\;ta hepsi \;Ok kibard1 ve Amerikah olmarnla oldu k\;a egleniyorlard1. Bir Amerikahda aficion olamayacagma ili�kin 6nyarg1hydilar nedense . Aficion'u biliyonnu� gibi davranabilir, ya da i\;imdeki heyecanla bunu birbirine kar1�tirabilirdi, ama ger\;ekten aficion'u olarnazd1. Bunun ne somut bir belirtisi, ne de varhgm1 kan1tlayan belirli bir smav1 vard1; genellikle savunmaya yonelik. kimi gizli sorularm a\;1ga \;1kard1g1 sozlu , duygusal bir tur smavd1 bu ; aficion'u gordu kleri zaman. i�te boyle utan1yormu� gibi ellerini ki�inin omzuna koyarlar, veya "Buen Hombre" derlerdi. Ancak a�ag1 yukan her seferinde �oyle bir dokunurlard1. Sanki boyle size dokunarak, ku�ku duymad1klanm gostermek istiyorlard1 sanki .
Montoya, aficion'u olduguna inand1g1 bir boga gu re�\;isinin her �eyini bag1�layabilirdi. Sinir krizlerini, tela�lan, a\;1klanmas1 zor kotu davraru�lan , her tur yanh�1 bag1�layabilirdi. Aficion'u olan biri ne yapsa bag1�lard1. Birden, benim arkada�lanmm hepsini bag1�lad1 . A\;1k\;a konu�u lmarn1�tI ama tarnamen bizim aramizda, biraz utamlacak, kil\;i.lk bir �eydi onlar; boga gu re�inde atm bagirsaklarmm yere dokulmesi gibi bir �eydi b u .
i \;eri gird@mizde Bill yukar1 \;Ikrni�tI . odasmda yikanm1�. u stunu degi�tirirken buldum onu .
"iyi" dedi, "bol bol ispanyolca konu�tun mu?"
"Ak�ama bogalann gelecegini soyluyordu bana. "
1 29
"Bizimkileri toplay1p seyretmeye gidelim. "Tamam. Kahvededirler herhalde." "Bilelleri aldm m1?" "Evet. Herkese ald1m. "Nasil bir $ey bu?" Aynanm oni.inde dur
ffiU$ . yanaklanm i;eki$Uriyor. i;enesinin alt mda tira$ etmedigi yerler kalm1$ m1. kalmam1$ m1 diye bak1yord u .
"Olduki;a iyidir" dedim. "Bogalan kapatt1klan yerden birer birer birakirlar, kapatild1klan yerde s1girlar da bulunur, bogalann d ovi.i$mesini engellemek ii;in . Bogalar s1girlara saldmrlar, s1girlar da ya$h kadmlar gibi ko$up du rurlar ve onlan sakinle$Unneye i;al1$irlar."
"Boynuzlanyla pari;alamazlar m1 onlar1?" "Elbe Ue . Kimi zarnan pe$lerine takihp 61-
di.irdi.ikleri de olur. "S1girlar h ii;bir $ey yapmaz m1?" "Hayir. Dost olmaya �abalarlar onlarla. "Neden koyuyorlar peki onlan oraya?" "Bogalan yatI$tirsmlar ki onlar boynuzlan-
ru ta$ d uvarlara i;arp1p kinnas1nlar ya da birbirlerini pari;alamas1nlar diye. "
"S1gir olmak iyi bir i $ olmal1. Merdivenlerden indik , kap1dan i;1ktik.
alandan gei;Uk. Cafe Iruna'ya dogru yi.iri.idi.ik. Terk edilmi$ gibi duran iki bilet gi$eSi vard1 alanm ortasmda. SOL. SOL Y SOMBRA ve BOMBRA yazilan olan pencereleri kapa11yd1. $enlikten bir onceki gun ai;1lacaklard1.
Alanm tam kar$ISmda, Iru na'nm beyaz hasir masalanyla sandalyeleri kemerin altmdan ta sokagm k1y1sma degin yayilm1$tI . BreU'le Mike '1 gom1ek ii;in masalara baktim. Oradayd1-lar. Breu, Mike ve Robert Cohn. Breu bir Bask beresi takm1$tI. Mike da. Robert Cohn'un ba$Inda bir $ey yoktu, gozli.i k takm1$tI yalruzca. Brett geldigimizi gori.ince el sallad1 . Masaya yakla$tig1m12da goz k1rpt1 .
1 30
"Selam i;ocuklar" diye bagird1. Bretl mutluydu . M ike. ne yap1yorsa yap1-
yor, siradan bir el s1kt�mayi bile duygu salla�tirabiliyordu . Robert Cohn'sa, dondugumuz ii;in ellerimizi s1kt1.
"Ne cehennemdeydiniz?" diye sordum. "Ben getirdim onlan b uraya" dedi Cohn. "Sai;ma" dedi Brett. "Sen gelmeseydin eger,
daha erken gelirdik." "Hii; de gelemezdiniz. " "Sai;ma! Cocuklar yanm1�smiz siz. Bill'e
baktn." "iyi bahk tuttunuz mu?" diye sord u Mike.
"Biz de gelmek istiyorduk. "iyi say1hr. Ozledik sizi. "Ben de gelmek istiyordum" dedi Cohn,
"ama onlan buraya getirmem daha iyi olur diye du�u ndum . "
"Bizi getirecekmi�. Sai;ma. "G eri;ekten iyi miydi?" diye sordu Mike.
"Epeyce yakaladm1z m1?" "Baz1 gunler bir duzineye yaktn yakalad1k.
Bir de ingiliz vard1 orada." "Adi Harris" dedi Bill. ''Tamyor musun
onu , M ike? Sava�taym1� o da. "$ansh adamm1�" dedi M ike . "Ne gunler
gei;irdik, ke�ke o gunlere donebilsem. " "E�eklik etme. "Sen de sava�m1� m1ydm Mike?" diye sor
du Cohn. "Elbette. "Cok ba�anh bir askerdi" dedi Brett. "Pic
cadilly'de atmm nastl urktugunu anlatsana onlara."
"Olmaz, dart kez anlatt1m. "Bana hii; anlatmadm" dedi Cohn. "Bu oykuyii anlatmam. Ku i;uk d u �u ruyor
beni . "
1 3 1
"Madalyalan anlat o zaman." "Olmaz. o oyku de beni ku<;uk du�uruyor." "Ne oykusu bu?" "Brett anlatir size. Beni a�agilayan butun
oykuleri anlatir o. "Hadi! Anlatsana onu Brett. "Anlatay1m m1?" "Kendim anlatmm. "Ne madalyas1 aldm sen Mike?" "Madalya filan almadlill." "Birka<; tane olmal1. "Onemsiz �imi madal¥alanm var, herhal
de. Gonderilmesini hi<; istemedim. Cok buyuk bir yemek yapilacakti bir kezinde, Veliaht da olacakti yemekte, davetiyelerin uzerinde madalyalann takilacag1 belirtiliyordu. Benimse madalyan1 filan yoktu tabii, terzime ugrad1m, davetten o da <;ok etkilendi . iyi i� diye du�undum ve ona dedim ki : 'Bana birka<; tane madalya bulacaksm. 'Ne madalyas1 efendim?' diye sordu. 'Ne madalyas1 olursa olsun. Bana birka<; madalya bul yeter ki' dedim. 'Sizde hangi maclalyalar var efendim? ' diye sordu. Ben de 'Nereden b ileyim?' dedim. Butun zamamm1 resmi gazete okumakla ge<;irdigimi mi saruyordu, ne. 'Birka<; madalya buluver i�te. kendin se<;' dedim. Birka<; madalya buldu bana. o miniciklerden anl1yor musunuz, kutuyu verdi, ben de kutuyu cebime attim, sonra da unuttum onu. Yemege gittim, o gece de Henry Wilson'u vurmu�lar. Veliaht da gelmedi yemege Kral da. kimse de madalya takmad1, bu liin heriller madalyalanm ortaya <;1kanrlarken benimkiler cebimde duruyordu."
Gulmemiz i<;in sustu . "Hepsi bu mu?" "Hepsi bu. Belki dogru durust anlatama
d1m ."
1 32
"Oyle yaptm" dedi Brett. "Arna onemi yok. " Hepimiz guliiyorduk. "Ha, evet" dedi Mike, "$imdi ammsad1m.
Olduk<;a berbat bir yemekti , dayanamad1m <;1k-1..Im. Gece ge<; vakit cebimde buldum kutuyu . Ne b u , dedim. Madalyalar m1? Tann'nm cezas1 asker madalyalan m1? Madalyalann hepsinin arkasm1 kestim, <;iinku h epsini bir kurdelenin ustu ne tutturmu$lard1 ; soma da dag1tt1m . Klzlara birer tane verdim. H abra olsun diyerek. Kizlar benim deh$et bir asker oldugumu d ii $ii nuyorlard1. G ece kulub u nde madalya dag1tan biri. M uthi$ bir adarn. "
"Arkasm1 d a anlat" dedi Brett. "Giiliin<; bu lmadm1z m1?" diye sordu Mike.
Hepimiz guliiyorduk. "Boyle old u . Yemin ederim boyleydi . Neyse, sonra terzim bana bir mektup yaz1p madalyalan geri istedi. Bir de adam gonderdi. Aylarca yazd1 bana. Meger adamm biri onlan temizletmek i<;in b1rakm1$. Deh$et asker bir herif. Onlara her $eyden <;ok onem veriyom1U$ . " Mike sustu. 'Terziye <;ok yaz1k old u . " dedi.
"Boyle soyleme?" dedi Bill . 'Terzi i<;in <;ok onemli bir $ey olmal1.
"Bulurunaz bir terziydi. $imdi bana balup kesinlikle inanmazs1mz" dedi Mike. 'Tek onu susturmak i<;in, yilda yuz sterlin oderdim ona. Bana durmadan fatura gondermesin diye de tabii. inas ettigim zaman korkun<; uziildu . Madalyalardan soma hakl1yd1 . Oldu k<;a ac1yd1 mektuplar . "
"iflas etmen nasil oldu?" diye sordu Bill. "iki $ekilde" dedi Mike , "once yava$ yava$ .
sonra birdenbire . "
"Neden oldu?" "Arkada$lardan" dedi Mike . "Cok arkada
$Iffi vard1. Yalandan arkada$lar. Soma, alacak-
1 33
lilanm da vard1. Belki de. ingiltere'deki herkesten daha c;:ok alacakhm vard1."
"Duru �mada olanlan anlatsana" dedi Brett.
"Anunsam1yorum ki" dedi Mike . "Birazc1k c;:akirkeyiftim . "
"Cakirkeyifmi�!" diye bagird1 Brett. "Korkutuk sarho�tu n!"
"Korkunc;: bir �eydi" dedi M ike. "Gec;:enlerde bir gun eski ortag1ma rastlad1m. Bana ic;:ki 1smarlad1. "
"O c;:ok bilgili avukatm1 anlatsana" dedi Brett.
"Anlatamam" dedi M ike. "Bilgin avu katm1 da korku t u ktu. Bakm bu c;:ok t atsiz bir konu . A$ag1ya � u bogalann geli�ini gormeye gidecek miyiz, gitmeyecek miyiz?"
"Hadi gidelim. Garsonu c;:agird1k. hesab1 odedik, kente
dogru yurumeye ba!'?lad1k. Ben once Bre t t 'le birlikte yu ruyordum, ama sonra Robert Cohn gelip Brett 'in obur yanma gec;:ti . U<;:umuz birlikte yuruyerek balkonundan bayraklar sarkan Ayu ntamiento'yu gec;:t ik, sonra c:;ar�1y1 ge<;tik, Arga'y1 a�an kopruye inen dik bir sokaktan c:;1ktik. insanlar yiiruyerek bogalan gorn1eye gidiyord u . at arabalan da tepeden inerek kopruden gec;-iyor. surucu ler. atlar ve kirbc:ic:;lar sokakta yuruyen kalabal1gm ustunden goru nuyordu . Kopruyii gec:;ince ag1llara sapan yola girdik. Vitrininde "Iyi $arap, Litresi 30 Santim" tabelas1 as1h bir �araphanenin onunden gec:;Uk.
$araphanenin kap1smda duran kadm. gec;;erken bize bakt1 . Evin ic;:indeki birilerine seslendi, ii<; kIZ pencereye c:;1kt1 ve gozlerini dikip bizi uzun uzun suzduler. Bret t 'e baklyorlard1.
A.gilm buyuk kap1smdaki adamlardan i!tisi girenlerin biletlerini ahyordu . Kap1dan girdik. Ic:;eride agac:;lar ve tastan yap1lma bas1k bir ev
1 34
vard1. ileride, daha dipte , ag1llarm ta!? duvarlan ve her duvar boyunca. oyulmu!? gibi uzay1p giden delikler goruni.iyordu . Duvarm i.isti.ine <;:1-kilan bir merdiven vard1. insanlar bu merdivenlerden, iki ag1h aylfan duvarm i.isti.ine i;;-1kIyorlard1. AAa<;:larm altmdaki <;:imenlerden ytlruyi.ip merdivene dogru giderken, bogalann i<;inde bulundugu bi.iyi.ik, griye boyanm1!? kafes gibi yerlerin oni.i nden ge<;:tik. Her kafeste bir boga vard1. Bogalar, Kastil'yadaki bir boga i.i retme <;:iftliginden bu kafesler i<;:inde trenle getiriliyordu ; istasyonda i.isti.i di.iz vagonlardan indirilip buraya getirildikten sonra da kafeslerinden bu ag1llara ahruyorlard1. Her kafesin i.isti.inde boga yeti�tiricisinin ad1 ve damgas1 vard1 .
Biz de tlfmand1k ve duvann i.isti.i nde ag1la bakan bir yer bulduk. Duvarlar beyaz badanahyd1, yerlerde samanlar ve duvar diplerinde de tahtadan yem kutulanyla yalaklar vard1 .
"$uraya bakm" dedim. Kentin bulundugu k1z1hms1 yayla 1m1agm
otesindeydi . Eski duvarlarla, surlar boyu nca insanlar ayakt a duruyord u . Oc;: slfa sur i.isti.inde , i.i<;: kara insan dizisi vard1. Duvarlann i.isti.inde de evlerin pencerelerinde de kafalar vard1 . Yaylanm sonundaki aga<;:lara <;:ocuklar tirmarurn!?lard1 .
"Sanki bir !?eyler olacak san1yorlar" dedi Brett.
"Onlar bogalan gom1ek istiyor. " Mike'le Bill agil c;:ukurunun kar!?Ismdaki ,
obi.ir duvann i.isti.indeydiler. El sallad1lar bize. Ge<;: kalan insanlar arkamizda duruyorlar, arkalarmdan ba!?kalan t arafmdan itildiklerinde de bize tutunuyorlard1.
"Ni�·in ba!?lam1yorlar?" diye sordu Robert Cohn .
Kafeslerden birine yalnizca bir katlf bagland1 ve katlf. kafesi yeniden agil duvarmdaki
1 35
kapmm dibine kadar i;ekti. Adamlar kafesi itekaka . kol demirleriyle kaldirarak yine kapnun kar�1sma yerle�tirdiler. Duvarm ustiinde once agilm. sonra da kafesin kap1sm1 ar;maya hazir olarak bekleyen adamlar vard1. Agilm Oteki yanmda bir kap1 ai;Ild1 ve s1girlardan ikisi ba�lanm sallaya sallaya ko�arak. ii;eri girdiler. Sonra ikisi birlikte uzakta dump ba�lanm boganm girecegi kap1ya i;evirdiler.
"Mutlu gorunmuyorlar" dedi Brett. Duvarm u stii ndeki adamlar arkaya yasla
rup agilm kap1s1ru yukar1 r;ektiler. Arkasmdan da kaf esin kap1sm1 i;ektiler.
Duvarm u stiinden iyice egildim . kafesin it;ini gormeye i;al1�tim. Karanhkt1. Birisi demir bir i;ubukla kafese vu rdu. ii;inde bir �ey patlar gibi oldu . Boga iki yanmdaki tah talara boynuzlanyla vuruyor. buyiik bir gurultu i;1kanyordu . Sonra kara bir burunla. boynuzlarm golgesini gordum ve sonra birden bo� tahta kutuyu toynaklanyla sars1p ko�arak firlad1 agildan boga. durdugunda biraz kayd1 samanlann ustiinde. ba�1 havadayd1; boynundaki o koca kas y1gm1 dugum d ugumd u ; butii n kaslan titreyerek ta� duvarlann u stiindeki kalabahga bakt1. S1girlarsa. duvara dogru geri i;ekihni�. ba�lanru ii;eri i;ekmi� . bogaya bakiyorlard1.
Boga onlan gordu ve saldird1 . Kutu lardan birinin arkasmdan bir adam bagird 1 . �apkasm1 kalaslara vurdugunda boga. s1girlara yakla�madan yeniden dondu . kendini toparlad1, az once adamm bulundugu yere sag boynuzuyla yar1m d uzine kadar hizh . fakat yoklayic1 vuru�lar yaparak kalaslann arkasmdaki adama ula�maya r;abalad1.
"Tannm ne kadar guzel degil mi?" dedi Brett. Boga tam baktig1miz yerin altmdayd1.
"Bak boynuzlanru nasil da kullan1yor" dedim. "Ayru boksorler gibi , hem sag vuruyor. hem de sol.
1 36
"Dogru degil. "Baksana . " "Olduk<;a h1zh. "Bekle. Birka<; dakika soma bir ba�kas1
gelecek." Giii�e ba�ka bir kaf es daha getirmi�lerdi.
Tam kar�1da bir adam , tahtadan yapilm1� parmakhklardan birinin arkasmda bogay1 oyahyordu, o sirada ikinci boga girdi agila.
Dogru s1girlara saldird1, kalaslann ardmdaki adamlardan ikisi onu dondurmek i<;in bagmp <;agirarak ortaya 1,;1ktilar. Boga yonunu degi�tirmedi, adamlarsa "Hah Hah! Toro! " diye bagirarak kollanru sallad1lar; s1girlar yan dondu ler ve boga s1girlardan biiine boynuzlanm gomdu .
"Bakma" dedim Brett'e. Buyulenmi� gibi bakiyordu .
"iyi" dedim "Eger rahats!Z olmuyorsan . . . "Gordum" dedi . "Sol boynuzunun sag1yla
yer degi�tirdigini gordum. "Cok iyi !" S1gir yerdeydi �imdi, boynunu uzatm1�1.1.
ba�1 bukulmu�. du�tugu yerde yatiyordu . Boga birden donu p , uzaktan ba�m1 sallayarak olanlara bakan oteki s1gira dogru firlad1. S1gir gu<;lukle ka<;t.i. ama boga onu yakalad1 ve sagnsm1 hafif<;e boynuzlad1, sonra dondi1 , s1rtmdaki kas yi.g1ruru kabartarak kalabahga bakt1 . S1gir. onu n yanma gelip bumuyla dokunacakm1� gibi yapmca. boga boynuzlanru �oyle bir sal lad1. Sonra o da s1gira bumuyla dokundu ve ikisi birlikte oteki boganm yaruna gittiler.
Bir ba�ka boga geldiginde u<;u , iki boga ve s1gir, hep birlikte durdu lar. ba�lar1 ayru yonde, boynuzlan yeni gelene dogruydu. Birka<; dakika sonra s1gir, yeni bogay1 ald1, sakinle�tirdi ve su ruye katt1. Son ikl boga da kafesleiinden <;1k-1.lklar1 zaman suru , bir araya toparlanm1�t1.
1 37
Boynuzlanan s1gir ayaga kalknw;;tI. yine Las d uvann onunde duruyord u . Bogalann hic;:biri onun yanma gilmedi, o da suriiye katihnaya yeltenmedi bir daha.
Kalabahkla birlikte duvardan asag1ya inip ag1lm deliklerinden son bir kez daha bogalara bakt1k. Hepsi uysa.llasIDI$. baslan onlerinde egik duruyorlard1. D1sanda bir fayton Lulup. kahveye donduk. Mike' la Bill yar1m saal kadar gee;: geldiler. Yol u stundeki yerlerden birkac;:ma ugray1p i<;:ki i<;:mislerdi.
Biz kahvede oluruyorduk. "Cok ilginc;: bir olay bu" dedi Brett. "Son girenler de oncekiler kadar iyi sald1-
rabilirler mi?" diye sordu Robert Cohn. "Pek c;:ab u k sakinlesiyor gibi gorundUler.
"Birbirlerini Laruyorlar" dedim. "Yalmzca Lek baslanna. ya da ikisi, uc;:u birlikle olduklan zaman Lehlikeli olu rlar. "
"Tehlikeli ne demek?" diye sordu Bill . "Bence hepsi Lehlikeli gorfmuyordu .
"Yalmzca Lek baslanna oldu klannda oldurmek islerler. Elbelle agila girecek olsan . ic;:lerinden birini suriiden ayirsan , o zaman da Leh likeli olu r."
"Cok kans1k bir sey" dedi Bill . "Beni sakm surf1den ay1m1a . Mike . "
"Bakm" dedi Mike. "ne guzel bogalard1 . oyle degil mi? Boynuzlanru gordunuz mu?"
"Arna ne" dedi Brett. "Hie;: dusunmemislim boyle olacaklan m .
"S1gmn yasammda isi yak" dedi Robert Cohn.
"Nic;:in oyle dusu nfryorsu n?" dedi Mike. "Oyle saruyorum ki . sen , s1girhg1 c;:ok severdin Robert.
"Bu ne demek Mike?" "Cok sakin bir yasarnlan var. Hic;:bir sey
soylemeden, oylece hep duruyorlar.
1 38
S1kdm1;;tik. Bill guld u . Robert Cohn k1zm1;;t1. Mike konu �masm1 surdurd u .
"Bana kahrsa bay1hrdm buna. Tek sozc uk soylemek zorunda olmazdm. Hadi Robert . bir �yler soyle. Oturup dunna orada.
"Bir ;;eyler soyledim. Mike. Arnmsam1yor musun? S1girlarla ilgiliydi . "
"Bir ;;eyler daha soyle. Eglenceli ;;eyler soyle. Bak, gormuyor musun. hepimiz oldukc;:a iyiyiz burada .
"Birak. Michael. Sarho;;sun sen" dedi Brett .
"Sarho;; degil im. OldukGa cidd iyim. Robert Cohn surekli s1gir gibi Brett ' in arkasmdan m1 gidecek?"
"Kapat M ichael . Az1c1k efendice davranma y a Gah;; . "
"Lanet olsun soylu luga! Kim var ki soylu . bogalardan ba;;ka h a? Bogalar d a guzel ama degil mi? Sen sevmedin mi onlan. Bill? N i«;:in bir ;;eyler s6ylemiyorsun. Robert? Orada bir olu gibi olunnu;;s un. Ne var yani. Brett seninle yatm1�sa? Senden c;:ok daha iyileriyle yatnu;;tir o!"
"Sus art 1k" dedi Cohn. Ayaga kalkt1. "Kapa c;:eneni, Mike . "
"Oo. oyle bana vuracakm1� gibi durma kar;;1mda. Hi(,: onemi yok benim ic;:in. Sayle bana. Robert . NiGin zavalh bir s1gir gibi surekli arkasma tak1hyorsun Brett 'in? istenmedi.£!;ini anlam1yor musun? Ben istenmedigimi anhyoru m . Sen niGin anlmmyorsun istenmedigin zaman? San Sebastian'a geldiginde ist enmiyordun. ama geldin ve zavalh bir s1gir gibi Bretl'in arkasmdan aynlmadm. Dogru mu samyorsu n yapt ignu?"
"Sus art1k. Sarho�sun. "Olabilir. sarho;;umdur. Sen mc;:m sarho;;
degilsin? Sen nic;:in h ie;: sarho$ olmuyorsu n Ro-
1 39
bert? Biliyorsun, San Sebastian'da iyi vakit gec;:iremedim, c;:i.inki.i arkada�lanmizdan hic;:biri seni partilere c;:ag1rmadilar . Onlar1 suc;:layamazsm, degil mi? Soyledim onlara. Arna yapmad1-lar. Onlan suc;:lamak olmaz. Degil mi? Hadi , yan1t ver bana. Suc;:layabilir misin onlan?"
"Cehennem ol, Mike. "Ben su c;:layam1yorum onlan. Sen suc;:laya
biliyor musun onlan? Nic;:in hep Brett'in c;:evresindesin? Hie;: terbiyen yak mu senin? Ben ne duruma d i.i�i.iyorum, hie;: di.i�i.i nmedin mi?"
"Ne de terbiyeden soz edecek adamsm ya" dedi Brett. "Ne kadar da terbiyelisin! "
"Hadi, Robert" dedi Bill. "Nlc;:in onun arkasmda dolan1yorsun hep?" Bill ayaga kalkt1, Cohn'u tuttu . "Gitmeyin" dedi Mike . "Robert Cohn ic;:ki 1s
marlayacak." Bill, Cohn'la uzakla�t1. Cohn'un y[Jzi.i sa
ranm�t.I. Mike konu�mas1ru si.irdi.ird i.i . Oturup dinledim onu bir sure daha. Brett midesi bulanm1� gibi gori.i ni.iyordu .
"Bak Michael, bu kadar e�eklik etmesen" diye araya girdi Brett. "Haks1z oldugunu soylemiyorum, biliyorsun." Bana dondii .
Mike'm sesindeki duygusalhk gitti. Arkada�tik biz hepimiz.
"Oyle gori.indi.igi.im kadar sarho� degilim" dedi.
"Biliyorum oyle olmad1gm1" dedi Brett. "Hic;:birimiz ayik degiliz" dedim. "Arna gereksiz tek �ey soylemedim. "Arna koti.i �eyler soyledin" diye gi.ildi.i
Brett. "Ne e�ek herif degil mi? Hie;: istenmiyordu
San Sebastian'da. yine de geldi . Brett'in c;:evresinde dolarup b aluyordu ona si.irekli . Hasta etti beni.
1 40
"Oldu kc;a katU davrand1g1 dogru" dedi Brett.
"Gerc;ek �u . Brett'in ba�ka adamlarla ili�kisi oldu anceden. Her �eyi anlatir bana. Bu Cohn denen adamm mektu plaruu da verdi okumam ic;in. Okumad1m.
"Soyluca bir davran1�. "Hayir, dinle Jake. Brett ba�ka adamlarla
da c;1kt1. Arna hic;biri Yahudi degildi, hic;biri de sonradan gelip asilmad1.
"Soylu adamlarm1�" dedi Brett. "Bu nlan konu�mak c;ok sac;ma. Michael'la ben atekilerden daha iyi anla�1yoruz."
"Robert Cohn'un mektuplarm1 verdi b ana. Okumad1m onlan . "
"Hie; mektup okumazsm sen, sevgilim. H e l e benimkileri h ie; okumazsm. "
"Mektup okuyam1yorum" dedi Mike . "Komik, degil mi?"
"Sen hic;bir �ey okumuyorsu n. "Hayir. Bunda yan1hyorsun. C ok okurum.
Evde oldugum zaman okurum." 'Yakmda yazmaya ba�layacaksm" dedi
Brett. "Hadi Michael. Suratm1 asma. Bu i�lerin ic;indesin art1k. 0 da burada. $enligin tadm1 kac;1rma. "
"Pekala, bu ndan sonras1 ic;in uyann onu . "Olur, ben onunla konu�urum. " "Sen konu� onunla, Jake . Sayle ona, ya
dogru durust davransm , ya da defolsu n gitsin. " "Evet" dedim . "Onunla benim konu�mam
daha iyi olur." "Baksana, Brett. Robert'in seni nasil c;agir
d1gn11 saylesene Jake'e. G uzel bir �ey biliyor musun?"
"Oh . hayir. " "Sayle , sayle. Dostuz biz. Hepimiz dost de
gil miyiz, Jake?"
1 41
"Soyleyemem ona. Cok saGma. "Ben soylerim. "Sakm ha. Michael. E$eklik etme . "On u Kirke diye Gagmyor" dedi Mike . "Er
kekleri domuza �·evird@ni ileri suruyomlU$. Cok guzel a.ma. Ke$ke ben de boyle edebi lal1ar eden bir adam olsayd1m."
"iyi de olurdu, biliyor musun" dedi Brett . "Mike \Ok guzel mektup yazar. "
"Biliyorum" dedim. "Bana San SebasUan'dan yazrm$tI.
"O bir $ey degildi" dedi Brett. "Cok tat h mekt uplar yazar. "
"Onu Brett yazdird1 bana. Sozumona h as-tayd1. "
"Oyleydim. "Gelin" dedim . "Yemege gidelim. ''Cohn'la kar$Ila$mam nasil olacak?" dedi
Mike . "HiGbir $ey olmam1$ gibi yap. "Benim iGin onemi yok." dedi M ike. "Yap
uklarundan utanm1yorum. "Bir $ey soylemeye kalkarsa. sarho$t um
dersin. "Tamam . i$in komik yarn . sarho$tum sarn
nm. "Hadi kalk.m" dedi Brett. "Su z1kk.1mlann
paras1 verildi mi? Yemekten once yikanmahy1m . "
Yuruyerek alandan ger;tik. KaranliktI ve alanm Gevresindeki kemerlerin altmda bulunan kahvelerin I$1klari yanm1$tI . AgaGlarm altmdaki Gakil la$lanna basa basa otele yuru duk.
Onlar yukan i:;1ktilar, ben de konu$mak iGin Montoya'ya ugrad1m.
"Bogalan begendiniz mi?" diye sord u . "iyi. C o k guzel bogalar."
1 42
"iyiler -Montoya ba$mI sallad1- ama i;:ok da iyi degiller.
"Neden begenmediniz onlan?" "Bilmiyoru m . Cok iyi gibi bir izlenim ver-
mediler bana. "Anhyorum ne soylemek isted@nizi. "iyiler. " "Evet. iyiler. " "Arkada$lanmz begendi m i onlan?" "Cok. "G iizel" dedi Montoya. Ost kata i;:1ktim. Bill odasmm balkonun-
dan alana bak1yord u . "Cohn nerede?" 'Yukanda , odasmda. "N asild1?" "Cok berbat geri;:ekten. Mike de i;:ok kotiiy-
dii . SarhO$ olunca tatsizla$1yor. "Pek sarho$a berizemiyordu . "Nasil olmad1ysa. Kahveye gelmeden neler
ii;:tigimizi ben biliyorum. "Sonradan ayild1. "iyi . Olduki;:a kotiiydii . Tann da biliyor.
ben de sevmiyorum Cohn'u , kalkip San Sebastian'a gitmesi sai;:ma sapan bir i$ti. ama yine de kimse Mike'm yaptig1 gibi konu$mamah . "
"Bogalar1 begendin mi?" "C�k iyi . D 1$an r;1kar1h$lar1 i;:ok iyiydi. 'Yann da Miu ra'lar geliyor. " "$enlik ne zaman ba$hyor?" "Obiir gun. "Mike'm boyle sarho$ olmasma engel olma-
hyiz. Cok berbat $eyler bunlar. 'Yemek ii;:in temizlensek iyi olur." "Evet. Yemek i;:ok eglenceli olacak gibi . "Evet , 6yle . Dogru soylemek gerekirse, yemek olduki;:a
1 43
iyiydi. Brett kolsuz siyah bir gece elbisesi giymi�ti. <;ok gi.izel gori.ini.iyordu. Mike da hic;bir �ey olmam1� gibi davramyordu . Robert Cohn'u a�ag1 getirmek ic;in ben yukan c;1khm. Oldukc;a resmi ve c;ekingen gori.i ni.iyordu . yi.izi.i de hala as1k ve soluktu , ama sonunda ne�elendi. Si.irekli Brett'e bakiyordu . Boyle yapmak , onu mutlu ediyordu sanki. Onu boylesine gi.izel gormek. gec;mi�te onunla birlikte old ugunu bilmek. herkesin de bunu biliyor olmas1, onu mutlu ediyor olmahyd1. Bun1an kimse alamazd1 ondan. Bill c;ok ne�eliydi. Michael de oyle. Birlikte c;ok iyiydiler.
Sava� gi.in1erinden akhmda kalan baz1 ak�am yemeklerine benziyordu . $arap boldu , gormezlikten gelinen bir gerginlik ve engellenemeyecek birtakim �eyler olacakm1� gibi bir hava vard1 . $arabm yard1m1yla ic;imdeki bu lantilar yok oldu ve mutlu oldum. Hepsi de iyi insanlamu� gibi gori.in i.iyorlard1.
XIV
Ne zaman yatt1g1m1 bilmiyorum. Soyundugumu , sabahhg1m1 giyip balkona c;1ktig1m1 hatirhyorum. Oldukc;a sarho� oldugumu biliyordum, ic;eri gird@m zaman yatag1mm ba:;;ucundaki 1�1g1 yakhm okumaya ba�lad1m. Turgenyev'dendi kitap . Samnm aym iki sayfay1 i.i st i.iste birkac; kez oku dum. Bir Avcmm Notlan'ndan bir oyki.iyd i.i . Daha once de okumu�tum. ama yeni gibi geliyordu bana. Anlat1lan yerler ac;1kl1k kazand1 ve ba:;;1mdaki agirhk biraz hafifler gibi oldu . <;ok sarho�tum ve gozlerimi kapatmak istemiyordum, c;i.inki.i o zaman oda oldugu yerde doruneye ba�hyordu . Okumayi si.irdi.i ri.irsem bu duygu gec;ecek gibi geliyord u .
1 44
Brett'le Robert Cohn'un merdivenlerden <;1ktiklanm duydum. Cohn kapmm d1�mda iyi geceler dedi ve odasma gitti. Brett'in yandaki odaya girdiginJ duydum. Mike <;oktan yatm1�tI. Bir saat kadar once benimle blrlikte gelmi�ti. Brett i<;eri girince uyand1 ve konu�maya ba�ladilar. G Ulduklerini de duydum. I�1g1 sendurdum. uyumaya <;al1�tim. Daha fazla okumam gerekmiyordu . Donen bir tekerlege baglanm1-�1m gibi duyguya kapilmadan gozlerimi kapatLlm. Arna uyuyamad1m. Karanhktan oturi.t baz1 �eylere aydmhkta oldugu gibi degi�ik yonlerden bakmaniza gerek yoktur. Bok yoktur!
Bir zamanlar bunu du�unup. altI ay boyunca 1�1g1 sondurmeden yatm1�tim. Bir ba�ka parlak du�unce de buyd u . Kadmlarm can1 cehenneme. Carun cehenneme . Brett Ashley.
Kadmlardan ne de iyi arkada� oluyor. Ger<;ekten <;ok lyi. Her �eyden once . arkada�hgm bir temele oturabilmesi i<;in bir kadma a�1k olmak gerekiyordu . Brett'le arkada�t1m. Ondan yana du�u nuyordum durumu. Kar�1hgmda hi<;bir �ey vermeden. al1yordum. Bu yalmzca faturayi erteliyord u . hepsi bu. Fatura her zaman geliyordu. insana guven veren guzel �eylerden biriydi b u .
Her �eyi Odedigimi du�u nuyordum. Kad1-runki gibi degil. arkas1 gelmeyen bir Odeme b u . N e o<; alma. ne de cezalandmna du�uncesi var. Yalruzca bir degerler degi�imi. Bir �ey verip yerine ba�ka �ey al1yordu nuz. Ya da bir �ey i<;in <;ah�1yordunuz. iyi olduguna inand1gm1z �eyler i<;in. �oyle ya da boyle bir odemede bulunuyordu nuz. Yeterince sevdigim �eylerin kar�1hgm1 odedim. bu nedenle de iyi vakit ge<;irdim. Ya ogrenerek. ya deneyerek. oduyorsu nuz. ya raslantI sonucu. ya da para vererek. Ya�amaktan mutlu olmak demek. pararuzm kar�1hgm1 almayi ogrenmek ve bunun bilincinde olmakt1.
1 45
insan parasmm kar�1hg1ru alabilir. Dllnya, a11�eri� etmek it:;in iyi bir yerdi. <;ok iyi bir dll�llnce gibi gorii nllyor bu. Be� y1l sonra. diye dll�ll ndllm, biitll n oteki dll�llncelerimin hepsi kadar sai:;ma gelecek bu bana.
Belki de bu dogru degildi. Belki insan giderek yeni yeni �eyler ogreniyordu. Ni<;in boyle oldugu beni ilgilendirmiyordu . Blltlln istedigim nasil ya�an1lacagm1 ogrenrnekti. Belki insan nasil ya$anilacag1ru ogrenebilirse , nedenini de ogrene bilirdi .
Mike'm, Cohn'a kar�1 boyle kotu davranmamasmdan ho�laruyordum gene de. Mike kotu bir sarho�tu. Bill iyi bir sarho�tu . Cohn sarho� degildi. Mike , bir noktadan soma i:;ok tats1zla�1yordu. Cohn'u llzdllgllnll gormekten mutlu oluyordum. Ke�ke yapmasa diye dll�ll nllyordum, <;llnkll soma kendimden igreniyordum. Ahmakhk budur; sizi somadan igrendiren �eyler. Yo. ahlaksizhk bu olrnahyd1. Ne kadar da kocaman sozlerdi bunlar. Nas1l da sa<;ma sapan �eyler dll�llnebiliyordum gece olunca. Ne kadar sai:;ma. deyi�ini duyar gibi oluyordum Brett'in. Ne kadar sai:;ma; insan ingilizlerle birlikte oldugu zaman. dll�llncelerinde ingilizlerin deyimlerini kullanmaya ah�1yordu . Konu�ulan ingilizcenin -hi<; degilse list tabakalarca konu�ulanmm- Eskimolardan daha az sozcllgll olmal1yd1 . Eskimolannki i:;ok gllzel bir dil olabilir. Elbette. Eskimo diline ili�kin hit:;bir �ey bilrniyordum. Cherokee yerlilerinin dili diyelim. Cherokeelere ili�kin de bir �ey bilmiyordum. ingilizler ilgin<; deyimlerle konu�uyorlard1. Bir tumceye. blltun anlamlan verecek kadar. Arna ho�laruyorum onlardan . Konu�malanru begeniyorum. Harris'i alahm . Ne yaz1k ki Harris, list tabakadan degildi.
Yeniden 1�1g1 yaktim ve oku dum. Turgenyev'i okudum. Biliyordum. boyle i:;ok duyarh
1 46
bir arnmda, olduk<;a <;ok konyak i<;tikten sonra. okudu klanm1 herhangi bir yerde arnmsayacagim1, sonradan da bunlarm ger<;ekten benim ba�1mdan ge<;mi� gibi oldugunu du�unecegimi biliyordum. Hepsi benim olacakt1 art1k. Bu da bedeli onceden odenen. ancak sonradan senin olacak . ba�ka guzel �eylerden biriydi . Sabah olurken uyudum.
Pamplona'da bundan sonraki iki gun , ba�ka kavga <;1kmadan. sakin ge<;ti. Kent , �enlik i<;in hazirlan1yord u . $enligin ba�layacag1 sabah . bogalar ag11larmdan sal1verilip de ko�arak arenaya gidecekleri zaman ge<;ecekleri yola a<;1-lan ara sokaklan kap1yordu i�<;iler. i�<;iler kalaslan yerle�tirebilmek i<;in delikler a<;1yorlard1; kalaslar her zamanki yerlerine iyice otursu n diye numaralarim1�ti . Kentin Otesindeki yaylada . arena gorevlileri , arenanm arkasmdaki gu ne�ten pi�erek sertle�mi� toprakta bacaklarm1 s1ms1kI tutup ko�turarak pikadorlann atlarma ah�tirma yaptmyorlard1. Arenanm buyuk kap1-s1 a<;1kt1 ve l<;erideki otu rulacak yerler supuru luyordu. Arenanm topragmdan silindir ge<;irilip , yer 1slatihyor; marangozlar, ilk siradaki oturulacak yerlerin <;urumu� ya da <;atlam1� tahtalannm yerine yenilerini koyuyorlard1. Duzgun, ezilmi� kumlarm yanmda durup da bombo� oturma yerlerine baklld1gmda, localar1 supuren ya�h kadmlar gorunuyord u .
D1$£1nda, kentin son sokagmdan arenanm giri�ine degin uzanan pannakhk. �imdiden yerine yerle�tirilmi�ti. <; ok uzun yapllm1�t1. ilk boga gure�inin yapllacag1 sabah , insanlar arkalanna takllan bogalarm onunden ko�arak buradan ge<;eceklerdi. Tarlalann Otelerine. at ve s1gir pazarmm ku rulacag1 yerdeki aga\lann altlanna da Cingeneler yerle�mi�ti . $arap ve aguardiente sat.Icllan da barakalanru kuruyorlard1. ANIS DEL TORO satilacagma ili�kin tabela as1hyd1 barakalardan birinde. Bezden ya-
1 47
p1hm� ilan, gune�in s1cakhgmda neredeyse tahtalara yap1�m1�t1. Kent merkezi olan b uyuk alanda pek bir degi�iklik yoktu daha. Kahvenin terasmdaki beyaz hasir iskemlelere oturmu�. koylerinden <;ar�1ya gelen insanlan bo�altan. sonra da onlann heybelerini doldurunca yeniden koylerine goturecek olan otobuslere bakIyorduk. Bu gri, b uyuk otobusler. guvercinlerle . hortumuyla <;ak.Il ta�lanru ve sokaklan su layan adamm d1�mda. alarun tek canhlanyd1 .
Ak�amlan paseo vard1. Yemekten sonra bir saat sureyle . kahvelerin masalan her ak�amki mu�terileriyle dolarken. b utun guzel kizlar. garnizondaki subaylar. kentin ileri gelenleri , herkes alanm bir ba�mdan oteki ba�ma tur atiyordu .
Ben . sabahlan genellikle. kahvede oturup Madrid gazetelerini okuyor. sonra da kentte ya da kirlarda dola�1yordum. Kimi zaman Bill de benimle geliyord u . Arasira da odasmda kal1p yaz1 yaz1yordu . Robert Cohn sabahlan ispanyolca ogrenmeye <;ah�arak, ya da berberde tira� olacag1m diye <;abalayarak ge<;iriyordu . Brett'le Mike ogleye kadar kalkn11yorlard1. Birlikte kahvede oturuyor. vermut i<;iyord uk. Sakin bir ya�am suruyorduk ve hi<; kimse sarho� olmuyord u . iki kez kiliseye gittim . Birinde Brett'leydik. Brett benim gunah <;1kan�1m1 dinlemek istiyord u . ancak ona. bunun olanaksiz oldugunu , hem de du�undugu gibi ilgin<; olmayacagm1. u stelik de konu�ulacak dili bilmedigini soyledim. Kiliseden <;1ktig1mizda. Cohn'la kar�Ila�tik. Belli ki bizi izlemi�ti. ama <;ok iyi ve nazik davrand1, U. <; U.muz Cingenelerin kamp yerine yil ruduk, Brett onlara fal baktird1.
Cok tath bir sabahtI ve yuksek dap,lann uzerinde b u lutlar vard1 . Gece biraz yagmur yagm1�tI. yaylarun havas1 tertemiz ve serindi. <;ok guzel bir goruntu vard1. Kendimizi u mutlu ,
1 48
saghkh hissediyorduk, ben de Cohn'a dost<;a davrand1m. Boyle bir gunde hi<;bir �eye sinirlenilemezdi.
Bu, �enlikten onceki son gund u .
xv
6 Temmuz Pazar gunu , �enlik ogleyin patlad1. Ba�ka turlu tan1mlama olanag1 yok bunu . Butun gun, d1�andan gelen insanlar doldurmu�tu kenti; ama <;evreye iyi uyum saglanu�lard1 ve kalabahk etmiyorlard1. S1cak. gune�in altmdaki alan, oteki gunlerde oldugu gibi sessizdi. Koyluler kenar mahallelerdeki �araphanelerdeydiler. Orada: i<;erek, �enlige hazirlaruyorlard1. Tarlalardan, tepelerden daha yeni gelmi�lerdi, ama degeryargilanru yava� yava� degi�Um1ek zorunda olduk.lanru biliyorlard1. Kahvelere odeme yaparak. i�e ba�layamazlard1. Paralanmn kar�1hg1m �araphanelerde al1yorlard1 . Onlar i<;in para, ha.Ia <;al1�tiklan saatlerin ve satt1klan b ugdaylann kar�1hg1 bir deger ta�1-yordu. $enligin sonlanna dogruysa, ne kadar para harcad1klan, nerelerde ah�veri� ettiklerinin bir onemi kalmayacakt1.
$imdi de, San Fem1in �enliklerinin ba�lang1<; gununde, sabahm erk.en saatlerinden beri , kentin ara sokaklanndak.i �araphaneleri doldurmu�lard1. Sabah , katedralde yapilacak. ayine giderken, d uk.kanlann ai,;1k kapilarmdan i<;erde soyledikleri �arkllan duyuyordum. Is1myorlard1. Saat on birdeki ayin olduk<;a kalabahkt1. San Fermin, aym zamanda bir dini bayramdir.
Katedralden yoku� a�ag1 yuru dum. alandaki k.ahveye <;1kan sokaktan ge<;tim. Saat on ikiye yakla�1yordu . Robert Cohn'la, Bill masalardan birinde oturuyorlard1. Ostleri mermer
1 49
masalarla. beyaz iskernleler kaldmlm1�ti. Bunlarm yerini dokrne demirden masalarla. a<;1hr kaparur sert iskemleler alm1�ti. Carp1�maya hazlf bir sava� gemisini andmyordu kahve . Bugu n, sabah saatlerinde i<;ki i<;meden oturup, yalruzca gazetenizi oku mamza izin vermiyorlard1 garsonlar. Otu rnr otu rmaz bir garson- geldi yamma.
"Ne i<;iyorsunuz?" diye sordum Bill'le, Ro-bert 'e.
"Sheny" dedi C ohn. "Jerez" dedim garsona . Garson i<;kimi getirmeden once, �enligin
ba�layacagm1 haber veren havai fi�ek atild1 . Havada patlad1ktan sonra, alanm kar�1smdaki , Gayarre Tiyatrosunun u stunde, bo�lukta dumandan, gri bir top olu�turd u . Dumarun olu�turdugu top, patlam1� bir �arapnel gibi duru yordu gokyuzunde ve bcn bakarken bir havai fi�ek daha gu ne�in parlakhgmda dumandan ince bir <;izgi birakarak i lkinin yaruna dek yiikseldi. Patlarken <;1kard1�1 1�1g1 gordum, sonra ku<;u k dumandan bir bulut daha belirdi. ikinci fi�ek patlad1g1 zaman, bir dakika once bombo� olan kemerlerin altma oyle bir kalabahk birikmi�ti ki . garson �i�eyi ba�mm ustunde tutup kalabahg1 gu<;liikle yara yara ula�abildi masanuza. Her yerden insanlar alana dogru geliyordu ve sokagm otelerinden gelen Outlerin, davullann, kavallann seslerini duyabiliyorduk. Riau riau muzigi <;ahyorlard1 tiz sesli llutler ve davu llann gumburdeyen sesiyle birlikte , arkalarmdan dans eden adamlar, <;oc uklar geliyorlard.I . Kavallar durdugu nda hepsi sokaga <;omeliyor, kavallarla flutlerin tiz seslerini duyunca da havaya s1<;rayarak dansa ba�hyorlard1 yeniden. Kalabahkta yalmzca, oynayanlann ba�lanrun inip <;1kI�1 gorunuyordu.
Alarun tam ortasmda bir adam iki buklum
1 50
ohnu� durumda kaval <;al1yor. arkasmdan ko$arI <;ocuklar. bagirarak giysilerini <;eki$tiriyorlard1. Arkasmdaki <;oc uklarla birlikte alanm d1-$Ina <;1ktI, kavahru <;ala <;ala kahveyi ge<;ip bir ara sokaga saph. Arkasmdan bagn$arak. u st u n u ba$InI <;eki$tirerek gelen (,:OCUklann onunde yururken <;i<;ek bozu�u yuzunu gorduk.
"Koyun delisi olmah" dedi Bill . "Aman Tannm! $una bak!"
J\$ag1 sokaktan dans<;Ilar geliyordu . Butun sokag1 dans<;Ilar doldurmu$1 u . hepsi erkekti . Kendi davulcu lanyla kavalcilannm arkasmda dans ediyorlard1. Bir kuliibun uyeleri gibiydiler; hepsi mavi i$<;i tulumlan giymi$ler. boyunlarma klrm1z1 mendiller baglam1$lard1 ve iki sopa arasma gerilmi9 b uyuk bir yaz1 la$1yorlard1. Cevrelerindeki kalabahgm arasmda dans ederek gelirken. ellerindeki yaz1 bir yiikselip . bir al<;ahyord u .
'Ya$asm $arap ! Ya$asm Yabancilar ! " yaz1-hyd1 burada.
'Yabancilar nerede?" diye sordu Robert. "Biziz yabancilar" dedi Bill. Du m1aksizm fi$ekler paU1yordu . Kahvenin
butun masalan dolmu$1U $imdi. Alan bo$ahyor, insanlar kahvelere dolu $uyordu .
"Brett'le Mike nerede?" diye sordu Bill . "Gidip getireyim onlan" dedi Cohn. "Buraya getir onlan . $enlik ger<;ekten ba$lam1$tI. Yedi gun, yedi
gece surecekti. Dans suruyor. i<;ki suruyor. gu rultii suruyordu . Bunlar, yalruzca bir $enlikte olabilecek turden $eylerdi. Sonunda her $ey ger<;ekligini yitiriyor. ortaya hi<;bir $ey <;1krnayacakrn1$ gibi geliyord u . $enlik sirasmda olabilecek $eylerin sonucunu dii$iirnnek. <;ok yanh$ geliyordu. $enlik sirasmda. ortahk <;ok sessiz bile olsa. sesinizi duyurmak i<;in bag1rmaniz gerektigine inan1yordu nuz. D avraru$lar ic;'.in de
1 5 1
ayrn �eyler soz kon usuydu . $enlikti bu ve yedi gun si.irecekti.
Ogleden sonra. bi.iyi.ik bir dini ge�it yap1lacakti. San Fermin , bir kiliseden , bir ba�kasma ta�macakti. Yi.iri.iyii�e dini ve idari ti.im yetkililer katihyorlardi. Kalabahktan onlan goremiyorduk. Resmi yi.iri.iyi.i��i.ilerin hem oni.inden . hem de arkasmdan riau riau dans�1lan geliyordu. Kalabahgm i�inde hoplaya z1playa dans eden san gomleklilerden bir grup olu�tu ruyorlardi. Bu bi.iyi.ik kalabal1gm arasmdan . yalmzca bu yi.iri.iyi.i�i.in devlerin1 gorebiliyorduk; on metre boyunda tahtadan yap1lm1� Kiz1lderililer. Araplar, bir kral bir de krali�e. hepsi riau - riaulara uymu�lar. bi.iyi.i k bir agirba�hhkla done done dans ediyorlardi.
Kap1smda, San Fermin'in ve yetkililerin , bir manga koruyucu birakarak girdikleri kilisenin oni.inde devler. oynatic1lan ve kalabal1gm arasmda �alc;;aklanyla ge�ide katilan ci.iceler bir arada duruyorlardi. Ti.itsi.i kokulan i�indeki kiliseye giren insan kalabal1gma biz de katild1k, ancak Brett'i �apkas1 olmad1g1 i�in i�eri sokmadilar, biz de girmedik, kiliseden kente giden sokak boyu nca yi.iri.i di.ik. Yolun iki yan1 yi.iri.iyi.i��i.i lerin geri doni.i�i.ini.i gorebilmek i�in kaldmrndaki yerlerinden aynlmak istemeyen insarilarla doluydu . Dans edenlerden bir boli.imi.i Brett'in �evresinde dans etrneye ba�lad1lar. Boyunlanna gerdanhk gibi beyaz sarm1saklar takm1�lardi. Bill ' le beni de kollarumzdan as1larak o �emberin i�ine aldilar. Bill dansa ba�ladi. Hep birlikte �arki soyli.iyorlardi. Brett de dans etrnek istedi, ama onlar etmesini istemiyorlardi. <;evresinde dans edebiletekleri bir imge olarak istiyorlard1 onu. $arkilan , "sharp riau riau!" diye sona erince, hepimizi bir �aphaneye sokuverdiler.
Tezga.ha siraland1k. Brett'i bir �arap f1�1s1-
1 52
run uzertne otu rtmw�lard1. �araphane karanhkt1 ve $ark.I soyleyen kalm sesli adamlarla doluyd u . Tezgahm arkasmdaki fu;Ilardan $arap r,;ekiyorlard1 . �arap ir,;in para biraktim. ama adamlardan birt al1p cebime gert koydu .
"O deli sarap tulumlanndan istiyorum" dedi Bill.
"Sokagm a$ag1smda bir yer var" dedim . "gidip iki tane alayim. "
Dansr,;1lar gitmemi istemiyorlard1. h;lerinden ur,;u f1r,;1run uzerinde, Brett'in yaruna oturmu$. $arap tulumundan nasil ir,;ilecegini ogreUyorlard1 ona.
Onun da boynuna sarm1saktan bir gerdanhk takm1$lard1. Birt Brett'e bir bardak vermeleIi ir,;in diretiyordu . Bir ba$kas1 da Bill'e $ark.I ogretiyordu . �ark1y1 kulagmm ir,;ine soylUyordu . Bill'in s1rtma vurarak da tempo tutuyord u .
Gert donecegimi anlatmaya r,;ah$tim onlara. Sokaga r,;1kmca $arap tulumlan yapilan du kkaru aramaya ba$lad1m. Kalabahk, kald1-nmlar1 tikhm tikhm d oldurmu$tu ve magazalann r,;ogu kapahyd1 , ben de bulamad1m onu . Yolun iki yanma bakinarak kiliseye kadar yuru dum. Sonra bir adama sordum. o da kolumdan tutup goturdu beni oraya. Kepenklert ortUlmu$tu . ama kap1s1 ar,;1kt1.
keride yeni tabaklanm1$ dertyle, s1cak zift kokuyord u . Yeni yapilmI$ deli tulumlarm uzeIine bir adam susler r,;iziyordu . Tavandan bir suru tulum sarkiyord u . Adam birtni indirdi, ufleyerek $i$ilip agzm1 s1kica kapad1 . sonra da ustu ne r,;1kt1.
"Bak! Sizd1rm1yor." "Bir tane daha istiyoru m . Buyugunden. En az bir galon $arap alacak boyda bir tu
lum daha i ndirdi tavandan. Yanaklanm $i$irerek ufledi ona da, sonra bir iskemleye tutunarak bunun da ustune r,;1kt1 .
1 53
"Ne yapacaksm? Bayonne 'da satacak m1-sm?"
"Hay1r. $arap ii,;ecegim onlardan . " S1rt1ma b i r $aplak indirdi . " iyi adamsm. i k.isi i<;in sek.iz peseta. En
ucuz fiyat bu. Yenilerini susleyip bir kumenin ustune
atan adam . i$i birakt1. "Dogru" dedi. "Sekiz peseta i,;ok ucuz. Paray1 verip d1$ar1 1,;1ktim. $aTaphaneye
dondum. i<;erisi az oncekinden daha karanhk, daha da kalabahkt1 . Brett'le. Bill'i goremedim, adamlardan biri arka odada olduklanm soyledi. Tezgahtaki kiz, iki tulumu da doldurdu. Biri iki litre ahyordu . Oburuyse. be$ litre. Onlann ikisini Li<; peseta, 60 santime doldurttum. Tezgah ta. daha once hi<; gormedigim bir adam $araplann parasm1 odemek istedi. ama sonunda paray1 ben odedim. Paray1 vennek isteyen iidamsa. bunun uzerine bana bir i<;ki 1smarlad1 . Buna kar$1h, benim de kendisine bir i<;ki 1smarlamama izin vermedi, ama yeni tulumumla agzm1 i,;alkalayabilecegini soyledi. Be$ litrelik tu lumu kaldird1 ve s1ktI, $<U'ap fI$Ir ft$ff bogaz1-na akt1.
"Tamam" deyip tulumu geri verdi. Arka odada Brett'le. Bill f11,;Ilann ustune
otumm$lar. dansi,;Ilar da i,;evrelerini sarm1$lard1 . Herkes kolunu yanmdakinin omzuna atm1�;, $ark1 soyluyordu . Mike. gomlekli adamlardan birka1,;1yla bir masaya otunnu$. k1yllm1$ soganla ve sirkeli ton bahg1 dolu bir tabaktan yemek yiyordu . $arap i<;ip, yagla sirkeye elaneklerini baruyorlard1.
"Selam. Jake. Burdayiz!" diye bagird1 Mike . "Gel buraya. Arkada$lanmla tam$tiray1m seni. Biraz bir $eyler yiyorduk.
Masada bulu nan adamlarla tan1$tmld1m. Mike'a adlanm soyledikten sonra. benim i<;in de bir <;atal getirttiler.
1 54
"Adamlann yiyeceklerini bitinne, Michael" diye seslendi Brett. �arap fo;;1s1run u stunden.
"Yemeginize ortak olmak istemem" dedim, biri i;;atah uzatmca.
''Ye" dedi. "Bunun b u rada nit;;in durdugunu samyorsun?"
Buyuk �arap tulumunun agz1ru elden ele dola�tird1m. Herkes kolunu uzatip tulumu egerek it;;ti. D1�anda, yoldan gei;;enlerin gu rultusu , �arkiyi bastmyordu .
"Gei;;it degil mi bu?" diye sordu M ike . "Nada" dedi birisi. "Bir �ey i�te. ii;; �arab1ru.
Kaldir tulumu . " "Seni nerede buldu lar?" diye sordum Mi
ke'a. "Biri beni buraya getirdi" dedi Mike. "Bur
da oldugunuzu soylediler." "Cohn nerede?" "Sizd1" diye bagird1 Brett. \'Bir yere tiktilar
onu . "
de.
"Nerede?" "Bilmiyorum. "Nerden bilelim?" dedi Bill. "Oldu herhal-
"Olmedi" dedi M ike , "olmedigini biliyorum. Anis del Mono'a kendinden gei;;t i . "
Mike , Anis del Mono deyince masada bulunan adamlardan biri ba�m1 kaldmp. giysilerinin arasmdan bir �i�e i;;1kard1 ve bana uzattI .
"Hayir" dedim. "Hayir, te�ekkurler! " "Evet. Evet. Arriba! Oik ba�ma �i�eyi !" Bir yudum ald1m. Anason tad1 varch ve it;;i
mi yakarak indi. Midemin 1smd1gm1 h issettim. "Cohn hangi cehenneme gitti?" "Bilmiyorum" dedi M ike . "Soray1m. ispan
yolca. "sarho� yolda� nerede?" diye sordu. "Onu gormek mi istiyorsunuz?" "Evet" dedim.
1 55
"Ben degil" dedi Mike. "Bu bay." Anis del Mono �i�esini <;1karan adarn, agz1-
ru silerek kalkh. "Gel. Arkadaki odalardan birinde Robert Cohn,
bir �arap f1<;1smm i.i sti.ine yatm1�. sakin saltin uyuyord u . Yi.izi.i karanhktan neredeyse gori.inmi.iyordu. Bir ceketi i.isti.ine ortmi.i�ler. bir ba�kas1ru da katlay1p ba�mm altma koymu�lard1 . Boynunda sanmsaktan yapilm1�. egri bi.igri.i bir kolye as1hyd1.
"Birak uyusun" diyerek f1sildad1 adam. "Rahat burada."
iki saat sonra gori.i nd i.i Cohn. Boynundalti sanmsaktan kolyesiyle ondeki odaya girdi. i<;eri gird@ zaman ispanyollar bagirdilar. Cohn gozlerini ovu�tu rarak smtt1.
"Uyumu� olmahyim" dedi. "Yak. h i<; de degil" dedi Brett. "Olmi.i�ti.i n yalruzca" dedi Bill. "Ak�am yemegine gitmeyecek miyiz?':.... diye
sordu Cohn. ''Yemek yemek mi istiyorsun?" "Evet . Ni<;in olmasm? Ac1khm. "Su sanmsaklan ye Robert" dedi Mike .
"Baksana. Yesene �u sarm1saklar1 . Cohn du ruyordu orada. Uyku ona iyi gel
mi�ti. "Dogru , gidelim ve yemek yiyelim" dedi
Brett. "Banyo yapmam da gerek. "Haydi" dedi Bill. "Brett'i otele ta�1yahm. Bir si.iri.i insanla vedala�hk, bir<;ogunun
elini s1ktik ve d1�an <;Ikhk. D1�ans1 karanliku. "Saat ka<; sizce?" diye so rd u Cohn. "Yann oldu" dedi Mike. " iki gi.indi.ir uyu
yordun. " "Hayir" dedi Cohn. "Saat ka<;?" "Saat on."
1 56
"Ne kadar da <;ok i<;tik." "Ne kadar da <;ok i<;tikle , ne demek istiyor
sun. Sen hep uyudun." Karanhk yollardan ge<;erek otele donerken
alanm i.izerindeki havai fi$ekleri gori.iyorduk. Ara sokaklann a$ag1smdaki , alanm tika basa insanla dolu oldugunu ve ortadakilerin dans ettiklerini gori.iyorduk.
Otelde bi.iyi.ik bir yemek vard1. $enlik dolayis1yla fiyatlarm iki katma 1;1kar1ld1g1 ilk yemek buydu ve birka<; da yeni <;e$it vard1. Yemekten sonra. yine d1�an 1;1kt1k. Bi.iti.in gece yatmadan. sabah altida bogalann sokaktan ge<;i$ini izlemeye karar verd@mi , ama <;ok uykum geld@nden. saat dortte yatt.ig1m1 an1ms1yordu m . 6tekiler yatmad1lar.
Odam kilitliydi ve anahtan bulam1yordum , list kata 1;1ktim. Cohn' u n odasmdaki yataklardan birine yatt1m. D1$anda $en1ik, btiti.in gece si.irecekti, ama gi.iri.ilti.iden etkilenmeyecek kadar yorgundum. Kent d1$mdaki ag1llardan bogalann blfakild1klanm haber veren havai fi$egin patlamas1yla uyand1m. Bogalar sokaklardan ge<;erek arenaya gideceklerdi. <;ok derin uyumu$tum. Ge1; kalm1$1m gibi bir duyguya kap1ld1m birden, Cohn'un ceketlerinden birini giyerek balkona 1;1ktim. A$ag1daki darac1k sokak bombo$tu . Balkonlann hepsi insan doluydu . Birdenbire, sokaktan bir i nsan seli bo$and1. Sanki. herkes birbirlerine yap1�1km1� gibi ko$uyorlard1. Yalu ge<;i p , arenaya dogru geldiler. arkalarmdan daha hizh ko$an adamlar ve en arkadan da <;ok hizh ko:?an. 1;ok geride kalm1� birka<; ki�i geliyord u . Aralarmda ki.i<;i.ik bir bo$luk, sonra da dort nala, ba$larm1 sallayarak gelen bogalar. . . Kala.bahk , k6$eyi doni.ince yak old u . Adamlardan biri di.i$t i.i , kaldmmm kenanna yuvarlamp hareketsiz kald1. Ancak bogalar onu gormeden ge<;ip gittiler. Hep birlikte ko;;uyorlard1.
1 57
Bogalar gozden yittikten sonra. arenadan bir bagrrt1 yukseldi. Arahks1z devam etti . Sonra da bogalarm arenadaki kalaba11gm arasmdan ge1;erek ag1llarma girdiklerini belirten, havai fi$egin sesi. Odaya donup yataga girdim. Ta$ balkonda 1;1plak ayak durmu$tum. Bizimkiler arenada olmahyd1lar. Yataga yatar yatmaz yeniden uyudum.
Cohn geldigi zaman uyandird1 beni . Soyunmaya ba$lad1. sonra da pencereyi kapad1. «i;unku kar$1 evin balkonunda bulunanlar i«i;eriyi seyrediyorlard1 .
"Eglenceleri gordunuz mu?" diye sordum. "Evet. Hepimiz de oradayd1k. "Yaralanan filan oldu mu?" "Bogalardan biri arenadaki kalaba11gm
arasma dahverdi . yedi sekiz ki$iyi havaya firlattI. "
"Brett ne yaptI?" "Oylesine birdenbire oldu ki, kimse rahat
s1z olmaya vakit bu lama di." "Ke$ke uyumasayd1m . " "Nerede oldugunu bilemedik. Odana gittik,
ama kilitliydi." "Nereye gittiniz?" "Bir kulu pte dans ettik." "Uykum gelmi$ti" dedim. "$imdi de benim uykum var!" dedi Cohn.
"Hi«i; bitmeyecek mi bu?" "Bir hafta surer. " Bill kap1yi a1;1p ba$mI i«i;eri uzattI. "Neredeydin, Jake?" "Balkondan gec;i$lerini gordum. Nas1ld1?" "Cok iyi. "Nereye gidiyorsun?" "Uyumaya. " 6gleden once kimse kalkmad1. Kemerlerin
altmdaki masalarda yedik yemegimizi. Kent in-
1 58
sanlarla doluyd u . Masalardan birinin bo�almasm1 bekledik. Yemekten sonra Iruna'ya gittik. Dolmu�tu. boga gure�inin zamam yakla�tiki;:a daha da kalabahkla�t1. Ba�ka zamanlar. i;:ok kalabahh da olsa, kahvede boylesi bir guru ltu olmazd1. G uru ltu suruyord u . biz de ii;:indeydik. hirer pari;:as1yd1k onun.
Her boga gure�i ii;:in alt1�ar tane bilet alm1�tim. Biletlerin ui;:u barrera. yani arenanm ilk sirasmdan, oteki ui;:u de tahta arkahkh koltu klardand1. Mike. Brett'in ilk kez gure� gorecegi ii;:in arkalarda oturmasmm daha iyi olacagnu du�undu . Cohn da onlarla oturmak istedi. Bill ve ben on siralarda oturacaktik. fazla bileti de satsm diye garsonlardan birine vermi�tim. Bill , Cohn'a atlar goru ndugunde rahats1z olmadan nasil bakacagma ili!;>kin bir �eyler anlat1-yordu. Bill onceden bir mevsim boga gure�i gormu�tu .
"Nasil dayanacag1mdan kaynaklarumyor korkum. Yalmzca carnm s1kihrsa diye korkuyorum. dedi Cohn.
"Oyle mi?" "Bogalar saldird1ktan sonra atlara bakma"
dedim Brett'e. "Saldmya bak. pikadorun bogay1 uzak tutmaya i;:al1�masma bak. ama boga saldird1gmda. ata olene dek bir daha bakma. "
"Az1c1k heyecan11yim" dedi Brett. "Sonuna kadar dayanabilecegimi sanm1yorum.
"Merak etme . Seni rahats1z edebilecek olan yalruzca o atla ilgili bolum. onlar da bogayla ancak birkai;: dakika kahyorlar. bu da bir �ey degil. Durum kotUle�tigi zaman sakin bakma. "
"Bir �ey olmaz ona" dedi Mike . "Ben ilgilenirim onunla.
"Fazla s1kilacag1ruz1 sarumyorum" dedi Bill .
"Ben otele gidip durbu nle �arap tulumunu
1 59
ahp gelecegim" dedim. "Burada bulu suruz. Kafalan bulmaym. "
"Ben de gelecegim" dedi Bill . Brett ikimize de gu lumsedi.
Alarun s1cakhgmdan korunmak i<;in kemerlerin altmdan yiirudu k.
"Bu Cohn deli edecek beni" dedi Bill. "O Yah udice kas1lmas1 oylesine artti ki, boga guresiyle ilgili tek duygu sunun yalmzca can s1kmtiSl olacagm1 samyor. "
"Durbunle seyrederiz onu " dedim. "Cam cehenneme!" "Zamanmm c;ogunu orada gec;iriyor. " "Orada kalmasuu oyle istiyorum ki. Otelin merdivenlerinde M ontoya'yla kars1-
lastik. "Gelin" dedi Montoya, "Pedro Romero'yla tarusmak ister misiniz?"
"Pekala" dedi Bill . "Gidip gorelim. Bir kat c;1kl1k koridoru saparak. "Sekiz numarada" dedi Montoya. "Cures
i<;in giyiniyor. Montoya kap1y1 vurdu, sonra ac;ti. D ar so
kaga bakan. kuc;uk bir pencereden az is1k alan. los bir odaydi. Aralannda bolme bulunan iki yatak varch . ls1k yan1yordu . Delikanh. boga gu resc;ilerine ozgu giysileri i<;inde dimdik. gu lumsemeden du ruyordu . Ceketi bir sandalyenin arkasma as1lm1stl. Kusagmm baglanmas1 bitmek uzereydi . Elektrik is1gmda siyah sac;lan parhyordu. Beyaz ketenden bir gomlek giymisti ve kihc1 tas1yan kusag1 baglama isini bitirince bir ad1m geri c;ekildi. Pedro Romero bas1yla isaret etti; ellerimizi s1karken bizden c;ok uzak, ancak oldukc;a agirbash bir durusu vardi. Montoya ona buyiik aficionado'Iardan oldugumuzu. san s dilemek istedigimiz gibi bir seyler soyledi. Romero oldukc;a dikkatle dinledi . Sonra bana dond u . Gordugum en yak1s1kh c;ocuktu.
1 60
"Boga gure�ine gidiyorsunuz demek" dedl ingilizce.
"ingilizre biliyor musunuz?" dedim, bir ap tal durumuna du�tugumu anlayarak.
"Hayir" dedi ve giilumsedi. Yataklarm u stu nde oturan uc;: adamdan bi
ri oturdugu yerden kalk1p , Frans1zca bilip bilmedigimizi sordu bize . "Sozlerinizi c;:evirmemi ister misiniz? Pedro Romero'ya sormak istediginiz bir �ey var m1?"
Te�ekkur cttik ona. Sormak istedigimiz bir �ey var m1yd1? Cocuk on dokuz ya�mdayd1, k1-hc;: ta�1yan adammm ve uc;: otlakc;:1smm d1�mda c;:ok yalruzd1; ustelik boga gure�i yirmi dakika sonra ba�layacakt1. Ona "Much a Su erte" diledik. Elini s1karak c;:1kt1k. Kap1y1 kapatirken dimdik, yakl�1kh, uc;: otlakc;:1s1yla birlikte odada yapayalmz duruyordu .
"iyi bir oglan. oyle degil mi?" diye sordu Montoya.
"Cok yak1�1kh biri" dedim. "Bir torero gibi" dedi Montoya . "tipi var. "iyi bir c;:ocuk. "Gorecegiz, arenada nasil olacag1ru" dedi
Montoya. Buyuk �rtrap tulumL nu benim odamda
duvara dayal1 bulduk, tulumu da durbunu de ald1k, kap1y1 kilitleyerek a�ag1 indik.
Cok iyi bir gure�ti. Pedro Romero. Bill'le beui c;:ok duygu land1rm1�tI. Montoya bizden on koltuk otede oturuyord u . Romero ilk bogasm1 old u rd ukten sonra gozume b akarak ba�1yla i�aret etti. Bu . bir gerc;:ek. Uzun zamandir boylesi c;:1kmam1�tI. Oteki iki matadordan biri ·uI du kc;:a iyi, oburu �oyle boyleydi . Her ne kadar dovli�tugu bogalar pek iyi degilse de onla n . Romera'yla kar�Ila�tirmak olanaksizd1.
Gure� sirasmda durbunle birkac;: kez Mike 'a, Brett'e ve Cohn'a baktim. Keyilli goru nu -
1 6 1
yorlard1. Brett rahatsiz olmarrn�tI anla�Ilan. Oi; u de onlenndeki beton korku luga dayarurn�Iard1 .
"Durbunu bana versene" dedi Bill . "Cohri s1kllm1� gibi gorCm uyor mu?" diye
sordum. " Pis Yahu di�" Boga gure�inin sonunda arenanm d1�mda
ki kalabahktan klmildama olanag1 bile yoklu . Kendimize yol ai;amad1k ve bir buzul gibi yava� yava�. ilerleyen kalabahkla birlikte kente dondu k. Boga gure�lerinden sonra insanm ustune i;oreklenen o huzursuzlukla, iyi bir boga gure�i izledikten sonra duyulan heyecan vard1 hepiniizde. $enlik surf1yordu . Davullar. kavallar i;al1yor, zaman zaman kalabahgm ak1�m1 dans eden topluluklar kesiyordu . Dansi;Ilar kalabahg1r.. arasmda olduklarmdan yaptiklan guzel ayak oyunlan gorunmuyordu . Butun gordugu muz inip 1;1kan ba�lanyla omuzlanyd1. Sonunda kendimizi kalabahktan kurtanp kahveye vard1k. G arson otekiler it;in de hirer iskemle ayird1, kendimize absent 1smarlad1ktan sonrn alandaki kalabahg1 ve dans edenleri izledik.
"Bu ne bit;im bir dans?" diye sordu Bill. "Bir tur j ota. "Hepsi ayru dei.%il" dedi Bill . "Degi�ik ezgi
lerle, degi�ik danslar yap1yorlar. "G uzel bir dans. 6�1umuzde, sokagm :w1kta bir yerinde, bir
kai; oglan dans ediyordu . Hareketleri i;ok ince , yuzlerinden yaptiklan i�e gosterdikleri ozen anla�1hyord u . Dans ederken hepsi yere bakiyorlard1 . ip tabanh pabui;lanyla sokakta s1i;riyorlard1 . Ayaklannm bumu degiyordu yere. Topuklar1 degiyordu. Sonra muzik, i;ilgmca dagild1 ve dans ederek so�akta ilerlediler.
"Beyzadeler geliyor" dedi Bill.
1 62
Sokaktan kar�1ya ge«;:iyorlard1. "Selam. efendiler" dedim.
"Selam, beyler!" dedi Brett. "Bize de mi yer ayirdmiz? Ne iyi!"
"Bakm" dedi Mike . "o Romero mudur nedir ad1. o ger«;:ekten iyi biri gioi. Yamhyor mu yum?"
"Ne iyiydi degil mi?" dedi Breu. "Ve o ye�il pantolon . "
"Brett gozlerini ayiramad1 ondan . "Bakm , yann di.irbi.ini.i bize odt:m«;: verseni-
ze "Nasil ge«;:U?" "Olagani.isti.i! Cok gi.izel . Ger«;:ekten gori.il-
meye deg er." "AUar nasild1?" " 'Bakmadan yapamad1m onlara. "Gozlerini ayiramad1 onlardan" dedi Mike .
"Ne anla�Ilmaz kan. "Cok koti.i �eyler oluyor onidra" dedi Brett.
"Arna yine de bakmadan edemedim. "Koti.i olmadm m1?" "Hi<; koti.i olmad1m. "Robert Cohn olJu" diye araya girdi Mike.
''Yemye�il oldun Robert. "ilk at koti.i eUi beni dogrusu" dedi Cohn. "S1kilmadm, degil mi?" diye sordu Bill. C ohn gi.ild i.i . "Hayir, s1kilmad1m Oyle ko-
nu�tugum i«;:in bag1�la b('ni. " "Onemi yak" dedi Bill. "Sen s1kilma da
tek . " "Pek s1kilm1� gibi gori.inmi.iyordu" dedi Mi
ke. "Ku sacak sandun onu . "Hi<; b u kadar koti.i olmarrn�llm. Bir daki
ka si.irdi.i yalruzca . "Ben kusacak sand1m. S1kilmadm. degil mi
Robert?"
1 63
"Yeter art1k. Mike . Oyle soyledigiin i<;in ozur dilerim dedim ya ."
"Biliyor musunuz bu, yemye�il oluverdi." "Kes art1k be , Michael ." "ilk boga gure�inde s1kilmaya gelmez, Ro
bert" dedi Mike . "Her yert pisletirsin sonra." "Kes art1k be. Michael" dedi Brett . "Brett'e. sen sadistsin dedi" Mike . "Brett
sadist degil. Yalmzca guzel ve saglam bir kan . " "Sadist misin sen. Brett?" diye sordum. "Sanmm. hayir. ''Yalmzca midesinin saglamhgm1. <;ekeme
diginden sadist dedi Brett 'e . '' "Pek uzun sure oyle kalmayacak bu gidi�-
le . Bill, Mike'1 , Cohn'un d1�mda bir konuya
yoneltti. Garson da absent bardaklanm geti1 di. "Ger<;ekten sevdin mi?" diye sordu Bill ,
Cohn'a. "Hayir. sevdigimi soyleyemem. Harika bir
gostert oldugunu du�unuyorum . " "Evet. oyle! M u thi� bir gostert !" dedi Brett. "O ath bolum olmasa ke�ke . daha iyi olur"
dedi Cohn. "Onlar onemli degil" dedi Bill . "Bir sure
sonra hi<;biii igren<; gelmiyor." "Ba�lang1c1 olduk<;a u rkutucu" dedi Brett.
Tam bogarun ata saldird1g1 an1 <;ok gui;, ge<;irdim.
"Bogalar <;ok iyiydi" dedi C ohn . "Olduk<;a iyiydiler" dedi Mike. "Gelecek seler. ben de a�ag1da oturmak is
tiyorum." Brett abscntinden i<;ti. "Boga gure�<;ilertni daha yakmdan gormek
istiyor" dedi Mike. "<;ok etkileyiciler" dedi Brett . "O Romero
adh delikanh daha <;ocuk." "Felaket yak1�1k11 bir <;ocuk' dedim. "Oda
sma <; 1ktik; ondan daha yakI�1k11snu gormedim.
1 64
"Ka<; ya�mda sence o?" "On dokuz, ya da yirmi. "inamlacak gibi de�il ." ikinci gun yapilan boga gure�i . ilk gun
kunden <;ok daha iyiydi . Brett. Mike'la ikimizin arasmda a�ag1da oturd u , Bill'le Cohn da yukan <;1ktilar. Gosterinin tumu Romero'nundu . Brett'in oteki boga gure�<;ilerine baktigm1 bile sanm1yorum. i�in teknigine merakhlarmm d1-�mda da zaten, ba�ka kimse bakmad1 otekilere . Varsa yoksa Romero'ydu . iki matador daha vard1 , ama onlar pek onemli degildi. Brett'in yanmda oturdum ve neler oldugunu anlatt1m. Bogalar pikadorlara sa1dird1gmda ata degil , bogaya bakmas1 gerektigini , pikadorun karg1smrn ucunu yerle�tirmesini izlemesini soyledim; boylecc b u , bir amac1 olan bir hareket oluyor, a<;1klayamad1g1miz, korkun<; olaylarla dolu bir gosteri olmaktan <;1klyordu. Romero'nun peleriniyle , yere y1kllan attan bogayi nasil uzakla�tlrd1g1ru , bu i�i yumu �ak<;a ve u stahkla, nasil yaptlgm1 gosterdim. Romero'nun nasil sert hareketlerrlen ka<;md1g1ru, nasil bogas1ru sonuna kadar koru dugunu, sira olduri.ilmesine geldiginde de boganm, nasil bitkin degil de usulca yorgun du�uri.i ldugunu gord u . Romero 'nun du rmadan bogaya nasil yakm <;ah�tignu gordu . ben de ona Oteki gure�<;ilerin bogaya yakm c;ah�1yormu� gibi gori.inmek i<;in <;evirdikleri tiolaplan gosterdim. Romero'nun peleriniyle <;ah�ma bi<;imini ni<;in sevdigini, otekilerininkini ni<;in se\nnedigini gordu ve anlad1.
Romero hi<; oyle garip bi<;imlerde egip bugmuyordu govdesini. <;izgisi hep dumduz ve doga1d1. 6tekiler, dirseklerini kaldirarak kollanm burgu gibi bu kuyorlar, tehlike vanm� gibi bir duygu yaratmak i<;in boganm boynuzlan ge<;Ukten sonra, sagnsma dogru yakla�1yorlard1. Sonradan , yapay olan �eyler kotule�iyor, tatsiz
1 65
bir izlenim birakiyordu insanda. Romero ise gure�iyle gen;ek duygular vertyordu . c;unku hareketlertnin netligi hie; lJozulmuyor. her sefertnde boynuzlann yakmmdan gec;mesir..e sessizce, bu tun sakinligiyle izin vertyordu . Boynuzlann ne denli yakmmdan gec;ligini gostem1ek ic;in. hi<,:bir $eyi abartm1yordu. Brett. bogaya yah.mken yap1lan ve guzel olan bir hart>ketin. biraz uzakla $1lmca ne kadar gulunc; oldugunu gordu. Ona. Joselito'nun olumunden sonra boga gure$c;ilerinin c;ogunun yeni bir teknik geli$tirerek. hie; tehlike yokken. boyle yapay tehlike havalan yaratt 1klanru anlatt1rn. Romero llpk1 eskilere benziyordu. boganm kendine olabildigince yakm olmasm1 saglayarak c;i.zgisinin netligiru koruyor. ancak yine de 6ll1me hazirlad1g1 bogaya. kendisinin dokunulmaz oldugunu sezdirtyordu .
"G11zel olmayan tek bir hareketini gi:im1edim" dedi Brett .
" Korkmasma kadar da goremezsin" ded1m. "Hie; korkmayacak o" dedi Mike. "<;;ok $ey
biliyor . " "Daha ba$lachgmda biliyordu her $eyi. Ote
kiler onun dogu$t;m bildigi :;;eylert butun ya$amlannca ogrenemeyecekler. "
"Ve dt> c;ok yak1$1kh" dedi Brett . "Farkmda m1sm. bu hamm samnm boga
gure$c;isi arkada$a az1c1k cl$1k oluyor" dedi Mike .
"Hie; $a$1m1am. "Bir iyilik yap. Jake . Romero'yla ilgili hic.>
bir $ey soyleme artik. Bunlarm ya$h analanm dovduklertni de anlat Bret t'e.
"Ania!. bana nas1l sarho$lar olduklanm da anlat .
"Muthi$" dedi Mike. "But un gun sarho$ olup. bo$ !<almca da zavalh ya$h analanru doverler."
1 66
"Gorunii$leri de oyle zaten" dedi Brett. "Degil mi?" dedim. Katirlan. olu bogay1 <;ekrnesi i<;in kO$mU$
lard1 . kirba<;lar $aklad1, adamlar ko$tular. ka-1.Irlar toynaklanm yere gomerek az1c1k zorlan d1larsa da. sonra dortnala ko$maya ba$IJ.d1lar ve boga. bir boynuzu havada. ba$I yana dii$mii$. ku mun ustunde duzgunce kalm bir iz b1-rakarak kayarak. klrmiz1 buyuk kap1dan d1$ar1 surG.klendi.
"Bunun ardmdaki sonuncu boga. "Ger<;ekten mi?" dedi Brett . Barrera'ya
dogru yasland1. Romero pikadorlarma yerlerini almalar1 i <;in bir i$aret yapt1. Sonra pelerinini gogus h izasmda tutarak durdu . arenanm kar$ISma. bogarun <;1kacag1 yere bakt1.
Her $ey bittikten sonra. kalabal1kla birlikte dI$ci.n <;1kt1k.
' insarun camm <;1kart1yor bu boga gure$<;ileri" dedi Brett. "Bo$ bir <;uval gibiyim . "
"i<;ki 1smarlariz sana $imdi" dedi Mike. Ertesi gunu Pedro Romero'nun gu re$i yok
tu. Yalmz Miura bogalanrun gure$i vard1. bunlar da olduk<;a kotuydu . Daha sonraki gunse . boga gure$i yap1ln11yordu . Ancak $enlik, butun .�un ve butun gece surd u .
XVI
Sabah yagmurluydu. Denizden gelen bir sis daglan kaplam1$tI. Daglarm doruklan gorunmuyord u. Yayla belli belir<;iz, yan karanhktI . agaclarla evlerin bi<;imleri degi$mi$ gibiydi. Havay1 gom1ek i<;in kentin d1$ma dogru yii ru dum. Kotu hava . daglarm otesinden. denizden geliyord u.
Alandaki bayraklar smls1klam sark1yorlar-
1 67
d1. evlerin onlertnde as1hm� olan bayraklar da oyleydi ve arahksiz yagan yagmur insanlan kemerlerin altma ka1;1rm1�. bo� alanm �urasmda burasmda ki.i<;i.ik su birikintileri olu �turmu�tu: sokaklar karanhk ve bo�t u ama yine de �enlik ara verilmeden si.iri.iyordu . Yagmur nedeniyle kapah yerlere itilmi�U yalmzca.
Arenanm kapah tribi.inlerini, otu rarak yagmurdan korunup Bask ve Navvarrah �arkic1-larla oyunculann ge<;i�ini izleyenler qoldurmu�tu . Sonra da davullanndan yank.Ilanan, 1slak seslerle , onlerinde kocaman. agir agir yi.i ri.iyen kadanalara binmi� bando �efleri. giysileri sirs1klam. atlan sirs1klam , Van Carlos oyuncu lar1 ozel giysileriyle yagmur altmdaki sokaktan dans ederek ge<;tiler. Kalabal1k kahvelere s1gmm1�ti. dans1;1lar da i<;eri girip oturdular, beyaz beyaz bezlere sanh bacaklanru masalarm altIna yerle�tirdiler, zilli �apkalannda biriken su lan silktiler. renk renk ceketlerini koltuklann i.izerine kurumalan i<;in serdiler. D1�arida yagmur hizla yag1yordu .
Kahvedeki kalabal1g1 biraktim v e a�am yemeginden once tii-a� olmak i.izere otele don di.im. Odamda tira� olurken. kap1 1;almd1.
yak.
"Girin" diye bagird1m. Montoya i<;eri girdi. "Nasils1ruz?" diye sord u . "iyiyim. "Gi.ine� yak bugi.i n. "Oyle" dedim. 'Yagmurdan ba�ka bir !;iey
"Arkada�lanmz nerede?" "Iru na'dalar. " Montoya utanga<; utangac; gi.ili.imsedi . "Bakm" dedi, "Arnerikan el<;isini tanir m1s1-
mz?" "Evet" dedim. "Arnerikan Bi.iyi.ikel<;isini
herkes tamr."
1 68
"Burada �imdi. bu kentte . "Evet" dedim. "Herkes de gordi.i onlan. "Ben de gordi.im" dedi Montoya. Ba�ka bir
�ey demedi. Ben tira� olmay1 si.irdi.irdi.im. "Oturun" dedim. "Bir ir;ki getirteyim size. "Hayir. gitmeliyim . " Tira�1m1 bitirip yi.izi.imi.i su kabma egdim.
soguk suyla y1kand1m. Montoya oyle d u ruyord u . i.istelik daha da utangar; bir gori.ini.imi.i var-d1.
.
"Bakin" dedi. "Bi.iyilkelr;iden bir mesaj ald1m. G rand Otel'den. Pedro Romero'yla Marcial Lalanda'nm bu a�am yemeginden sonra. oraya giderek kendilertyle kahve ir;melertni istiyorlar."
"Olabilir" dedim. "Marcial'a bir zaran dokunmaz. "
"Marcial bi.iti.in gi.in San Sebastian'dayd1. Bu sabah Marquez'le birlikte bir arabayla gittiler. Ak�ma da donecegini sanm1yorum.
Montoya utanarak du ruyord u . Bir �eyler soylememi istiyordu .
"Romero'ya mesaj1 iletmeyin" dedim. "Boyle mi di.i�i.ini.iyorsunuz?" "Kesinlikle . Montoya oldukr;a sevinmi�ti . "Amertkah oldugunuz ir;in . size bir daru�a
yim dedim. "Ben . boyle yapard1m. "Bakin" dedi Montoya. "Ahyorlar boyle <;o
cuklan, degerlertni bilmiyorlar. Onlann ne oldugunu bilmiyorlar. Bir yabanc1 �1martabilir Romero'yu . Soma bu Gr and Otel dalavereleri ba�hyor. bir yil ger;meden yok oluyorlar.
"Algabeno gibi" dedim. "Evet. Algabeno gibt. "Ne bir;im �ey bunlar" dedim. "Bir Amertka-
1 69
h kadm var burada $1Illdi. boga p;ure$<;isi koleksiyonu yap1yor."
"Biliyorum. Yalruzca gen<;leri ist iyorlar. " "Evet" dedim. "Ya$hlan $i$man oluyor da. "Ya da Gallo gibi deliriveriyorlar. "Oyle" dedim. "Kolay. Mesaj 1 Romero'ya
iletmezseniY. bir �y olmaz. "Efendi bir <;ocuk" dedi Momaya. "Kendi
insanlannm arasmda kalmah. 0 bi<;im i$lere bu la$mamal1 . "
"Bir $ey ic;mez miydiniz?" diye sordum. "Hayir" dedi Montoya. "Gitmem gerek. D1-
$ar1 <;1ktI. Merdivenlerden indim ve kap1dan r h$arI
<;1kt.Im . alan1 <;epe<;evre ku $atan kemerlerin al tmda dola$tun. Yagmur ha.Ia yag1yordu. Bizimkileri gorebilir miyim diye Iruna'ya bakt1m. yoklard1. ben de alanm <;evresinde bir tur atip otele geri dondum. Alt kattaki yemek odasmda ak$an1 yemeklerini yiyorlard1.
Benden once bulmu$lard1 kafalan. onlara yeti$mem de kolay degildi. Bill . Mike'm pabu<;larm1 boyatiyordu . Boyac1lar sokak kap1sm1 a<;tilar m1. Bili onlan i<;eri <;agmyor. boyac1lar da hemen Mike'm pabu <;lanyla i$e ba$hyorlard1.
"Pabu<;lanmm on birinci boyam$1 bu" dedi Mike , "bakm. bir e$ek $U Bill.
Anla$1lan boyac1lar haberi hPrkese ula$tir-m1$lard 1. Bir ba$kas1 girdi i<;eri.
"Limpia bolas?" diye sordu Bill'e "Hayir" dedi Bill. "Bu senyorunkileri. Boyac1 hemen yere <;6kup. Mike'm I$Ikta
pml pml parlayan pabuc;lanm boyamaya ba$lad1 yine.
"Ne komik adam $U Bill" dedi M ike . Klrrmz1 $arap i<;iyordum ve onlardan o ka
dar geri kalm1$l1m ki . bu ayakkab1 boyatma i$inden olduk<;a s1kild1m . <;evreme bakmd1m.
1 70
Yan masada Pedro Romero oturuyord u . Ba$1mla selam verince ayaga kalktI ve bir arkada$1yla taru$tirrnak i<;in masasma c;agird1 . Masas1, bizimkiH.in yarundayd1, neredeyse biti$ikliler. Arkada$1yla tan1$tim; as1k yuzl u , k1sa boylu . Madridli boga gure$i ele$tim1enlerinden biriydi. Romero'ya c;al1$ma yontemini begendigimi soyledim , c;ok mutlu oldu. ispanyolca konu$Uyorduk. ele$tirmen biraz da Fransizca biliyordu . Sarap $i$emi almak i<;in bizim masaya uzand1g1mda. ele$tirmen kolumu tuttu . Romero guld u .
"Buradan ic;;in" dedi ingilizc. e . ingilizcesinden oldukc;a utaruyord u . ama
gerc;ekte seviyordu da boyle kunu$maY1 . konu$mam1z sirasmda iyice bilmedigi sozcu kleri kulland1. sonra anlmnlanru sordu bana Canida de Toros 'u n ingilizcedeki anlamm1. tam kar $Ihg1ru ogrenmek istiyordu . Bo,i'i;a gure$i s6zunden biraz ku$kuluydu . ispanyolcada boga gu re$inin toro lidia's1 oldugunu anlatt1m. Ispan yolca corrida sozcugi'i . bogay1 ko$tunnak anlamma gelir; Frans1zcas1 Course de taureaux'dur. Bunu ele$tirrnen ekledi. Boga gure$inin ispanyolcas1 yoktur.
Pedro Romero. Cebelit ankta biraz ingilizce ogrendigini soyledi. Ronda'da dogmu$1U . Cebelitank'm az1c1k yukansmdadir buras1 . Boga gure$ine. M al aga'da. bu gure$in ogre tildigi bir okulda ba$lam1$tI. Ele$tirrnen. Romero'nun s1k s1k kulland1g1 M alagueno gibi deyimlerle dalga gec;ti . Romero da on dokuz ya$mda old ugunu soyledi . Agabeyi de yanmdayd1. onun /Janderillero'suydu . Arna o. bu otelde kalm1yordu . Romero i<;in c;al1$an oteki adarnlarla birlikte . daha kuc;uk bir ot elde kahyordu . Onu arenada kac; kez gordugumu sordu . Oc; dedim ya. dogrusu ikiydi. ama sonradan yamld1g1m1 soylemek de ist emedim.
1 7 1
"Or;uncii kez nerede gormu�tunuz? M adrid 'dc mi?"
"Evet" diye yalan att1m. Madrid arenasmda r;1ktig1 iki boga gure�ini de gazetelerden oku -mu!;itum. bu nedenle buyii k bir yanh� yapmam olanaksizd1 .
"ilkini mi, ikinci r;1l:u�1m1 m1 gord i:i nuz?" "ilkini . "Oldukr;a kotiiydum" dedi. "ikincisinde da
ha iyiydim. Arums1yor musun?" diyerek ele�tirmene dondu .
Hir; utarumyordu ondan. i�inden , kendisinin d1�mda ba�ka bir �eymi� gibi soz ediyordu . Ne �1mankhg1, ne de ovunmesi vard1.
"Cah�malanm1 begendiginize r;ok mutlu oldum" dedi. "Arna daha siz hir;bir �ey gormediniz. Yann, kar�rma iyi bir boga r;1karsa. gostermeye r;al1�acagm1 size .
Bunu soylerken gulumsuyordu; ne benim, ne de ele�tirmenin ovundugunu sanmamam1z1 istedigini ar;1kr;a belli ediyordu .
"Sabirsizlaruyorum gormek ir;in" dedi ele�Urmen. "Beni inand1rmam istiyorum.
"Cal1�mam1 pek begenmiyor da" dedi Romero bana donerek. Ciddiydi.
Ele�tirmen aslmda r;ok begendigini ancak daha tam yerine oturmam1� buldugunu soyledi.
"Yanm bekle. Eger iyi bir boga r;1karsa . . . "Yannki bogalan gorduniiz m u siz?" diye
sordu ele�tirmen bana. "Evet. geldiklerinde gordum. Pedro Romero one. dogru egildi. "Nasil buldu nuz onlan?" "Oldukr;a iyi" dedim. "iki yuz altm1� kilo
kadar varlar. Boynuzlan da oldu kr;a klsa. Siz gormediniz mi?"
"Gordum" dedi Romero.
1 72
"iki yiiz altm1$ kilo olamazlar" dedi ele$tir-men.
"Hayir" dedi Romero . "Muz gibi boynuzlan var" dedi ele$tirme.1 . "M uz mu diyors un onlara?" di ye so rd u Ro-
mero. Bana donerek giiliimsedi. ' 'Siz de onlara muz demiyorsunuz sarunm?"
"Hayir" dedim. "Siradan boynuz." "Cok k.Jsalar" dedi Pedro Romero. "Hem de
c;ok c;ok k.Jsa. Ancak yine de muz degiller." "Baksari :i. Jake" diye bagird1 Brett yan ma
sadan. "bizi biraktm. "Bir sure ic;in" . dedim. "Bogalan konu $u
yorduk." "Cok numarac1sm. "Sayle ona. bogalann b-Jynuzu yak" diye
bagird1 Mike . Sarho$t u . Romero soru soracakrn15 gibi bakt1 bana. "Sarho$" ded1m. "Borracho! Muy borrac
ho!" "Arkada$lanm tam$tirsana" dedi Brett . Ba
kI$lanru Pedro Romero'dan ayrram1yordu . Bizimle birlikte kahve ic;mek ic;in c;agirdun onlan. ikisi birdeQ kalkt1lar. Romero'nun yiizii gii ne$ten yarun1$t1 . Cok nazlkti.
Herkesi tam$tird1m. otu rmaya c;al1$tilar, ama bir masaya ...;1gamad1k, kahvelerimizi ic;· mek ic;in duvar dibindeki biiyiik masaya gec;tik. Mik� bir $i$e Fundador'la herkes ic;in b ardak istedi . Sarho$ konu$malan siiriiyord u .
'Yaz1 yazmanm berbat bir i$ oldugunu dii$iindiigiimii soyle ona" dedi Bill. "Hadi. soylesene. Yazar olmaktan utand1g1m1 da soyle ona. "
Pedro Romero . Brett'in yanma oturmu$. onu dinliyord u .
"Hadi. Soylesene 0na!" dedi Bill . Romero gu1•·1 1 nseyerek ba<:1ru kaldird1 .
1 73
"Bu bay" dedim. "yazard1r." Pedro hayranhkla bakt1 . "Bu da ayle" de
dim, Cohn'u gastererek. "Villalta'yi andmyor" dedi Romero . Bill'e
bakarak. 'Villalta'y1 andmmyor mu. Rafael?" "Bence benzemiyor" dedi ele$t im1en. "Gen;:ekten" dedi Romero ispanyolca, 'Vil
lalta'ya oldukt;:a benziyor. Sarho$ olana ateki ne i$ yapar?"
"Hit;:bir :-;;ey." "O nedenle mi it;:iyor?" "Hayir. Bu hammla evlenmeyi bekliyor. " "Sayle ona. bogalann boynuzu yoktur! ' ' Mi-
ke t;:ok sarho$tu ve masanm oteki uc undan bagmp duruyordu .
"Ne diyor?" "Sar ho$. "Jake" diye bagird1 Mike. "saylesene ona.
bogalann boynuzu yoktur!" "Anlad1ruz m1?" dedim . "Evet. Anla:mad1gm1 biliyordum. onun it;:in anemi
yoktu. "Sayle ona. Brett onu ye$il pantolonunu gi
yerken garmek istiyor. " "Kes sesini . Mike . "O p� ntolonu nasil giydigini gareblmek
it;:in aluyor Brett. sayle ona. · · "Kes sesini !" Bu sirada Romero bardag1yla oynayarak
Brett'le konu$uyordu. Brett Frans1zca . Romero d;:i 'spanyolca konu $uyord u . biraz da ingilizce konu $arak guluyordu.
Bill bardaklan dolduruyord u . "Sayle ona . Brett . . . 'Tann a$kma kes sesini Mike!" Romero gulumseyerek ba$m1 kaldird1. "Kes
sesini! Onu biliyorum." dedi.
1 74
0 sirada odaya Montoya girdi. Bana gulumsemeye ba�ladi. sonra da Pedro Romero'nun benimle. c;:1plak omuzlu bir kadm arasmda, elinde bir konyak kadehivle ve sarho�larla dolu bir masada oturdugunu gord u . Selam bile vermedi.
Odadan d1�an c;:1kti. Mike ayaga kalknu�ti . bardagm1 kaldirarak. "Hep birlikt e i<;elim" diye soze ba�ladi. "Pedro Romero i<;in" dedim . Herkes ayaga kalkti. Romero da bunu c;:ok ciddiye ald1; bardaklanm1z1 toku�t11rup i<;tik, ben bir3Z i�i aceleye getirdim. c;:unku Mike , bardag1ru Romero'nun onuruna kald1mrnk gibi bir niyeti olmad1gm1 ac,;:1klarnaya c;:ah�1yord u . Fakat gene de durum duzeldi. Pedro Romero da herkesin elini s1kll ve ele�tinnenle birlikte c;:1kti.
"Tannm, ne guzel bir c;:ocuk" dedi Brett. "G erc;:ekten de o giysileri giyerken gom1ek ist erdim, c;:ekecekle giriyor olmah onlann ic;:ine .
"Soylemeye c;:a11�1yordum ona" diye ba:;;lad1 Mike . "Arna Jake hep sozumu agz1ma tikadi . Nic;:in sozumu kesiyorsun benim Jake? ispanyolcarun benimkinden daha iyi oldugu nu n,u samyorsun?"
"Konu�ma Mike! Sozunu filan kesen yok. "Hayir, bu i�i c;:ozumleydim istiyorum. bte
yana c;:evirdi ba�mi. "Sen kcndini ne �an1yorsun. Cohn? Yerinin burada, bizim aramizda oldugunu mu du�u nuyorsun? Biz eglenrnek ic;:in geldik buraycl. Tann a�kma gu riiltu c,;:1kam1a· Cohn!"
"Kes art 1n., Mike" dedi Cohn . "Brett'in seni burada istedigini mi san1yor
sun? Grubumuza zenginlik katt1gm1 m1 saruyorsun? N ic,;:in bir �eyler soylemiyorsun?"
"Butun s"'>yleyeccklenmi sana gec;:en gece soyledim, Mike . "
"Ben sizler gibi edebiyatc;:1 bir adam degilim. Mike sallanarak kalkti. masaya abandi .
1 75
"Akllh da degilim. Arna istenmedig im zaman hemen anhyorum. Sen isterun�digini Tli�in anlarmyorsun Cohn? Git. Git Tann a$kma. Al o uzgun Yahudi suratm1 da git. Hakh degil miyim sence?"
Bize bakt1. ":=lb0tte" dedim. "Hadi, hep birlikte Iru
na'ya g idelim. "Hayir, arna hakh degil miyim sizce? Ben
bu kadm1 seviyorum. "Off. yine ba$lama. Yapma art1k, Michael"
dedi Brett. "Hakh degil miyim , sana gore Jake?" Cohn 11ala masada oturuyordu. A �agilan
d1g1 zamanki gibi san. s0lgun bir gori.ini.im alm1$tI yi.izi.i, fakat nedense bu olanlardan tat ahyor gibiydi. Bu �ocuk�a . sarho$ kabaday1hg mdan ho$lauyor gibiydi. Soyrn bir kadmla ikisi arasmda hir macerayd1 bu.
"Jake" dedi Mike. Neredeyse aglayacakt1. "Hakh oldugumu biliyorsun. DiI'Je beni!" Cohn'a dondu : "Cekil g�t! Cek git art1k!"
"Fakat ben gitmeyecegim , Mike" dedi Cohn.
Oyleyse ben sana yapacag1m1 bilirim!" Mike masanm �evresinden dola$IP Cohn'un i.isti.ine yurudi.i. Cohn da ayaga kalkip gozluklerini �1kard1. Yi.izi.i solgundu, elleri a$ag1lara sz..rkm1$. gurur ve kararhhkla saldmy1 bekliyordu. bi.iyi.ik a$ki i�in d6vi.i$meye hazirlamyordu.
Mike'1 tuttum. "Gel kahve}e gidelim" dedim "Burada. bu otelde dovi.i$emezsiniz."
"iji!" dedi Mike. "iyi fikir!" Yola koyulduk. Mike merdivenlerr\en pal
dir ki.ildi.ir inerken, arkama baktig1mJa, Cohn'un yeniden gozli.iklerini taktigm1 gordum. Bill masada oturmu$. bir bardak Fundador daha dolduruyordu kendine. Brett oturdugu yerden dosdogru ileriye, bo$luga bakiyordu.
1 76
Alarun d1�ma c;1kt1g1mizda yagmur diruni�ti, ay bulutlann arasmdan s1ynlmaya c;abahyordu. Bir ruzgar esiyordu. Asken bando c;ahyor. kalabahk , alanm kar�1smda, havai fi�ek uzman1yla oglunun balonla havaya fi�ek gcmderrneye c;ah�malanm izliyord u . Balonlar sallanarak havalaruyor. buyuk bir egrt c;izerek ya ruzgarda parc;alaruyor, ya da alamn c;evresindeki evlerden birtne c;arp1yordu. Kimilert de kalabahgm arasma du �uyordu. Magnezyum birden parhyor. patlayan fi�ekler kalabahgm arasmda uc;u�uyord u . Alanda dans eden yoktu . Yerdeki c;ak.Illar oldu kc;a ya�tI.
Brett'le Bill yammiza gelip bize katildllar. Hep birlikte ka1abal1gm arasmda havai fi�ek krah Don Manuel Orquito'yu izledik; yi.i ksekc;e ku c;uk bir yerde durmu�. balonlan kalabahgm ustu ndeki ruzgarda uc;urmaya c;abahyordu . Ruzgar balonlann hepsini al a�ag1 ediyor. kalabahgm arasma d u �en. patir c;atir firlay1p sac;1-larak, izleyenlertn t>acaklanna dola�arak rengarenk fi�eklertn aydmlatt1g1 Don Manuel Orquito'nun yuzu terliyordu . Incecik kag1tlardan yapllan her yeni, parlak halon, tutu�arak yamulup du�tukc;e . insanlar bagmyordu .
"Don M�.tn uel'i yuhal1yorlar" dedi Bill. "O adamm Don Manuel oldugunu sen ner
den biliyorsun?" dedi Brett. "izlencede ad1 var Don Manuel Orquito. es
ta ciudad'm pirotecni.co'su . "Globos illuminados" dedi Mike. "Bir glo
bos illiminados koleksiyonundan. Gazete boyle diyordu.
Ruzgar bandonun muzigini ('ok uzaklara goturuyord u .
"Ke�ke birtni uc;urabilmeyi basarsa" dedi Brett . "O Don Manuel olacak adam c;ok bozu lu yor.
"Belki de o" dedi Bill , "h aftalardir. havalan-
1 77
d1klannda ozellikle Ya$<1Sm San Fermin yazarak parlamalan i<;:in ugra�m1�hr."
"Globos illlLminados" dedi Mike. "Bir si.iri.i ba� belas1 globos illuminados."
"Hadi gelin' dedi Brett. "Burada dumrnyahm.
D1�andaki, ge�·i� yeri kemerlerin altmdan gei;:iyordu . Biarritz'den gelen, kimisi spar p;iyinmi� ingilizlerle. Amerikahlar masalara yayilm1�lardL Kadmlann ri:imisi, ki.it;:i.ik di.irbi.inleriyle gelene gei;:ene bakiyorlardL Bu arada. Bill'in Biarritz'den gelen bir arkada�1 da bize katilm1�tI. Bu h arum, bir ba�ka kJZla Grand Otelde kahyordu . Oteki kiz. b<l�I agnd1gmdan . erkenden yatmaya gitmi�ti.
" i:o;;te size bir meyhane" dedi Mike . Bar M1-lano'ydu bu ; ki.it;:i.ik bir bard1, ama yemek de yenilebihyor, arkada bulunan bir odasmda da dans ediliyord u . Bir masaya oturduk ve bir �i�e Fundador ismarlad1k. Bar dolu degildi. ii;:erde bir �ey oldugu da yoktu .
"Berbat bir yer burasi" dedi Bill . "Daha i;:ok erken. "�i�eyi al1p i;:1kahm. sonra geri doneriz" de
di Bill. "Boyle bir gecede burada otunnak istemiyoru m."
"Hadi gidip ingilizlere bakal1m" dedi Mike . "ingilizlere bakmaktan i;:ok ho�laruyorum."
"Hepsi de korkuni;:" dedi Bill . "Nerden geldiler boyle?"
"Biarritz'den geliyorlar" dedi Mike . "ispanyollann bu ki.it;:i.ik ve degi�ik �enliklerini gormek i<;:in geliyorlar. "
"Ben onlara �enl@ gosterecegim, dedi Bill .
"Ne kadar guzel bir kizsm sen. Mike . Bill 'in arkada�ma donmi.i�ti.i . "Ne zaman geldin bu raya?"
"Birak onu . Michael.
1 78
"Bana bak, r,;ok guzel bir klz bu. Neredeymi�im ben? Nerelere baklyormu�um �imdiye dek? Ne tath �eysin sen. Onceden kar�Ila�mad1k mi? Bill'le ben gidiyoruz. ingilizleri $enlikleyecegiZ.
"Ben �enliklerim onlan" dedi Bill . "Ne halt etmeye gelmi�ler bu �enlige?"
"Hadi gel" dedi Mike . "Ur,;umuz. Alr,;ak ingilizleri �enlikleyecegiz. ingiliz degilsindir umanm? Ben iskor,;um. ingilizlerden nefret ederim. �enlikleyecegim onlan. Gel, Bill.
Or,;unun kolkola kahveye dogru gidi�lerini pencereden gorduk. Alanda ha.Ia havai fi�ekler patl1yordu .
"Ben burada otu racag1m" dedi Brett. 'Ben de seninle kalacag1m" dedi Cohn.
"Hayir olmaz!" dedi Brett. "Tann a�kI 1r,;m bir yerlere git. ,Jake'le konu�mak istiyorum , gormuyor musun?"
"Hayir" dedi Cohn. "Burada oturay1m demi�tim, r,;unku az1c1k sarho�um.
"Birinin yarunda otu rmak ir,;in , bundan daha berbat bir neden du�u nemiyorum. Sarho�san eger git yat. Hadi, git yat. "
'Yeterince kaba davrand1m m1 ona?" diye sordu Brett. Cohn gitmi�ti. "Of. Tanrrm! Oylesine b1ktrm ki ondan. "
mez. "Eglencemize bir katk1s1 oldugu soylene-
"S1kintI veriyor ama. "Efendice davranmad1 o da. "Hem de i;:ok kotu. Oysa iyi davranma �an
s1 vard1. "Sanmm. kapmm d1�mda bekliyordur �im
di de." "Evet. Tam ona gore bir davraru�. N eler
hissett@ni r,;ok iyi anhyorum. Benim ir,;in hir,;bir anlam1 olmad1gma bir turlU inanam1yor. "
1 79
"Biliyorum. "Ba$ka hiG kimse bu denli kotu olamaz.
Hem s1klld1m , hem de b1kt1m boyle $eylerden. Ya Michael? 0 da bir harikayd1 hani."
"Michael iGin de 1,or bir durum. "Dogru . Arna domuzluk etmesinin geregi
yokt u . " "Herkes kotU olabilir" dedim. "Ellertne bir
firsat geGmeye gorsun." "Sen hiG kotu davramnazdm. Bana bakti
Brett . "Olsa olsa C ohn kadar e$eklik ederdim. "Sevgilim, boyle saGma sapan $eyler ko
nu$mayahm. Lutfen. "Tamam. istedip;in $eylerden soz et. "Zora ko$ma. Senden ba$ka kimsem yak
ve ben bu ak$am oldukGa kotuyum. "Mike var ya . "Oyle, Mike. <;ok tathyd1 , degil mi?" "Evet" dedim. "ama Cohn' u n surekli orta
hkta dola$mas1 . onu seninle birlikte gonnesi Mike iGin de GOk guG oldu.
"Bilmiyordum bunu, sevgilim. Lutfen beni daha da kotu duruma dl1$ilrme.
Brett. daha once hiG gormedigim 61Gude sinirliydi . Surekli bak1$lanm benden kaGmyor. duvara baklyord u .
"Biraz yuriimek ister misin?" "Evet. Hadi. Fundador $i$esinin mantanru kapatip bar
mene verdim. "Ondan bir t ane daha iGelim" dedi Brett.
"Sinirlerim bozuk. G u zel amonl illaclo konyagmdan birer tane
daha iGtik. Kap1d,m G1kt 1g1m1z s1rada Cohn'un keme
rin altma dogru yu riidijgunu gordum. "Orildaym1$" dedi Bret t .
1 80
"Senden uzakla�am1yor. "Zavalh!" "Ben uzulmuyorum ona. Nefret ediyorum
ondan . "Ben de nefret ediyorum ondan. Brett tit
redi. "O ac1 r:;ekmesinden nefret ediyorum. Ara sokakta n kolkola yiiruyerek kalabahk
lan. alandaki 1�1klardan uzakla�tik. Karanhk ve lslak yolu izleyip yiiruyerek kent d1�mdaki surlarn dek gittik. Karanhk. lslak sokaga kap1-larmm altmdan 1�1k sizan ve birdenbire muzik sesleri i�itilen �araphanelerin onu nden ger:;tik.
"Girmek ister misin?" "Hayir. " Islak r:;imenlerde yuruyerek su rlara r:;1ktik.
Bir ta�m uzerine gdZete serdim. Brett oturd u . Ova kapkaranhkt 1 . ama yine d e daglar1 ser:;ebiliyorduk. Ruzgar yu kseklerden esiyor ve bulutlar aym onunden ger:;iyordu. A-;;ag1mizda surlann dibinde karanhk r:;ukurlar vard1 . Arkamizda da agar;larm, katedralin golgesiyle , ay 1�1gma kar�1 kentin karaltilar1 gorunuyord u .
"Kotu alma" dedim. "Berbat du rumdayim" dedi Brett. "Konu�
mayahm. Ovay;:i l)aklyorduk. Sira srra agar:;lar ay 1�1-
gmda kapkarayd1 . Daga r:;1kan yolda bir arabanm ilerleyen 1�1klan goruni.iyordu . Dagm tepesindeki kalenin 1�1klanm da goruyorduk. N;;a g1da , solumuzda, b i r lrmak ak.Iyord u . Yagmurdan sulan kabarm1�tI . kapkara ve durgu ndu . Kly1 boyunca karanhk agar:;lar vard1 . Otu rduk ve bakt·k. Brett dosdogru uzaklara bak1yordu . Birdenbire titredi.
"Sriguk. "Geri donelirn istersen. "Parkt an ger:;elim. TIImand1g1miz yerden indik. Bulutlar top-
1 8 1
lamyordu yeniden. Parkta, agai;larm altI karanhkt1 .
"Beni ha.Ia seviyor musun. Jake?" "Evet ' dedim. "•;unki.i ben bir hi<;im" dedi Brett. "Nasll?" "Bir hi<;im. 0 Romero denen oglana deli
oluyorum. Sanmm ona a�1k oldum. "Senin yerinde olsayd1m. yapmazd1m. "Elimde degil. Bir hi<;im ben. ii;im pan;:ala
ruyor sanki. " "Yapma. "Engel olarn1yorum buna. Hi<;bir �eyi en
gelleyemezdim zaten. "Durdurmahsm bu i�i . "Nasll durdu ray1m? Hit;bir �eyi durdura-
marn art1k. Bak �una . " Eli titriyordu . "Boyle titriyorum i�te. "Yapmarnal1sm. "Engelleyemiyorum . Nasll olsa bir hit;im
art1k. Farki gormi.iyor musun?" "Hayrr." "Bir �eyler yapmal1y1m . Geri;ekten istedi
gim bir �eyler yapmahyrm. Kendime olan sayg1-m1 yitirdim . "
"Bunu yapmasan d a olur. " "Sevgilim, zorluk i;1karma. 0 ba� belas1 Ya
hudiyle, bir de o sai;ma sapan davrc...nan Mike'la birlikte olmak ne demek. bunu biliyor musun?"
"Elbette . "Si.i rekli sarho� kalarnam ki . "Dogru . "Sevgilim, li.i tfen beni yalmz birakma. Li.it
fen yalmz birakma beni bu i�in sonuna dek." "Pekala.
1 82
"Yaptig1m dogrudur demiyorum. Arna benim i<;;in do!1ru olan b u . Tann biliyor. $imdiye dek bir orospu gibi gormemi$tim kendimi.
"Ne yapmanu istiyorsun benden?" "Hadi gel" dedi Brett. "Gidip bulahm onu . Birlikte, parktaki agac;;lann altmdan , ka.-
ranhk. c;;ak1l kaph patikay1 gec;;erek yuriiyup kente gid�n yola c;;1ktik.
Pedro Romero kahvedeydi. Ba$ka boga gure$c;;ileri ve ele$tirmenleriyle birlikte bir masada oturuyordu. Pu ro i<;;iyorlard1. Biz ic;;eri girince ba$lanru kaldirdilar. Romero gulumseyerek selam verdi. Ortalara dogru bir masaya oturduk.
ben .
"Bizimle i<;;ki ic;;meye c;;agir onu . " "$imdi olmaz. Nasilsa gelecek. "Bakanuyorum ona. "Oysa bakllacak biri o" dedim. "Her zaman ne istediysem, onu yapt1m
"Biliyorum. "Orospu gibi goruyorum kendimi. "Yok art1k" dedim. 'Tannm !" dedi Brett . "Kadm olmak ne ka
dar zor." "Nasil?" "Of. kendimi nasil da orospu gibi goruyo-
rum. " Kar$1ki masaya bakt1m. Pedro Romero gu -
lumsedi. Masadakilere bir $eyler soyledi ve kalkt1. Bizim masaya geldi. Ayaga kalktIITI, el Siki$tik.
"Bir i<;;ki ic;;mez misiniz?" "Siz benimle ic;;melisiniz" dedi. Ba$ka bir
$ey soylemeden Brett'in iznini ahp oturd u . 01-dukc;;a kibard1 . Arna purosunu ic;;meyi surdurii yordu . Ona yaki$1yordu puro ic;;mek.
"Puroyu 5eviyor musunuz?" diye sordum. "Evet. Her zaman puro i<;;erim . "
1 83
Yetke sisteminin bir pan;as1yd1 b u . Onu daha ya�h gosteriyord u . Tenine dikkatle bakt.Im . Dupduru , purlizsuz ve olduk<;a koyuydu . Ehnac1k kemiginin ustu nde u i,;genimsi bir yara izi vard1 . BretL'e baktigm1 gordum. Aralannda bir �eyler oldugunu seziyordu . Brett daha elini ona uzatt1gmda sezinlemi� olmahyd1 bunu . Cok dikkatliydi. Samyorum emindi. ama yine de bir yanh�hk yapmak istemiyord u .
''Yann dovu�ecek misiniz?" dedim. "Evet" dedi. "Algabeno bugun M adrid'de
yaralanm1�. Duydunuz mu?" "Hayir" dedim. "Kotu mu?" Ba�1ru sallad1 . "Onemsiz bir �ey. Burasmdan. Elini gos
terdi . Brett uzand1, onun parmaklanm a<;1p birbirinden ayird1.
"Oo, fal m1 bakiyorsunuz?" dedi, 'ingilizce.
"Arasira bakanm. Klzar m1smiz?" "Hay1r. Ho�lamnm. Avcu nu a<;ti ma�c.._ru 1
uzerine . "Sonsuza dek ya.,;ay1p milyoner o:acaksm deyin bana.
Ha.la <;ok kibard1, ancak gittik<;e kendine guveni art1yordu . "Bakm, bakm" dedi . "Hi<; boga goruyor musu nuz ellmde?"
Gi� ldu . Ellert <;ok guzel. bilegi de incecikti . "Binlerce boga var burada" dedi Brett. Si
nirlil@ ge<;mi�ti �imdi . Cok guzelc , ; . " iyi" d iye guldu Romero . "He! biri bin du
rc'dan" dedi, bana i spanyolca. "Devam edin daha . . .
"iyi bir el" dedi Brett. "Sanmm. uzun bir ya�am surecek."
"Bana soykyin . Arkada�miza degil. "Uzu n bir ya�2'11miz olacag1ru soyledim. "Biliyorum" dedi Romero. "Hi<; olmeyece-
gim ben . "
1 84
Pannag1mla masaya vurdum. Romero gordu bunu . Ba$mI iki yana sallad1.
"Hay1r. Oyle yapmay11 1 . Bogaiar benim en iyi arkada$lanmdir. "
Sozlerini BreU'e aktard1m . "Arkada$lanrnz1 oldurur musunuz?" "Her zaman · dedi ingilizcc ve guld u . "Son
ra onlar beni oldurniesinler diye. M asarun cbur yanmda.Yi Brett 'e bakt1.
"ingilizceyi iyi b:11yorsunuz. "Evet'' dedi. "Olduk�a iyi. Arna IJunu kimse
bilmemeli. <;ok kotu olur, ingilizc._- konu$an bir torero. "
'Ni�in?" diye sordu Breu. "Kotu olur b u . Halk boyle $eyleri sevmez.
Daha erkcn." Guldu ve $apkasm1 gozlerinin ustune in
dirdi, purosunun yerini de yi'1zundeki Ifadeyi de degi$tirdi.
"Masadaki gibi" dedi. 0 yana goz att1m . T1pk1 Nacional'm yiizundeki ifadeydi $imdi onu n yli?:undeki de. Yuzunu dogal durumuna getirip guliimsedi "Hay1r. ingilizceyi u nutmahyim . "
"Daha u nutmayin" dedi Brett. ''Peki. Guldu yine. "Oyle bir $apkam olsun isterdim" dedi
Brett . "iyi. bu luruz size b ir tane. "Tamam. Arna bulun. "Bulacag1m Bu ak$an1 bir tane almm. Ayaga kalktim. Romero da kalkt1. "Siz oturun" dedim. "Ben gitmeliyim, arka
da$lanmiz1 bulup buraya getinnem gerekiyor. Bana bakt1. Anla$Ild1 m1, g:ibisinden son
bir bakI$tI b u . Anla$Ilm1�tI. tamam.
1 85
"Oturun" dedi Bre it , ona. ''Bana ispanyolca ogretmelisiniz.
Oturdu , mas<mm ustunden Brett'e bakt1. D1�an �1ktim. Boga gure!?t;:ilerinin o tu rdugu masadaki keskin balu�h adamlar arkamdan baktilar. Ho� bir �ey degildi . Yirmi dakika kadar sonra kahveye geri dondugumde, Brett'le Pedro Romero gitmi�lf'rdi. Kahve fincanlar1yla, ur;: tane bo� konyak kadehi masanm ustundeydi . Elinde beziyle garsonlardan biri gelip bardaklan toplad1, masay1 sildi.
XVII
Bar Milano'nun onu nde Bill'i, Mike'1 , Edna'y1 buldum. Edna, kizm ad1yd1 .
"D1�ar1 atild1k" dedi Edna. "Polis tarafmdan" dedi Mike . "Benden h o�
lanmayan baz1 adamlar var orada. "Dort kav�aya engel oldum" dedi Edna.
' 'Bana yard1m et." Bill'in yi.Jzu kizarm1�t1 . "ir;:eri gir yine, Edna" dedi Bill. "ir;:eriye gir
ve Mike'la dans et . " "Sar;:mahk" dedi Edna. ' 'Yine h ir r;:1kacak. "Ui];ursuz Biarritz domuzlan" dedi Bill. "Hadi gel" dedi Mike. "Nf' de olsa bar. Ba-
rm tumunu de kapatamazlar ya. " "Kaea Mike. dedi Bil l . "O alr;:ak ingiliz d o
muzlan gelmi�ler Mike'1 a�ag1hy01 lar, �enligin tadnu kar;:mnaya r;:ah�1yorlar. "
"Oyle ugursuzlar ki" dedi Mike . "Nefret ediyorum Tngilizlerden . "
"Mike'1 a!;)ag1layanazlar" dedi Bill . "Mike iyi bir adamdir. Mike'1 a�agilayamazlar. 'zin veremem buna. inas e tmi�se e�er, kime ne bundan?" Sesi r;:atalla�t1.
1 86
"Kime ne bu ndan?" dedi Mike. "Beni ilgilendirmiyor. J ake'i ilgilendinniyor. Seni ilgilendiriyor mu?"
"Yoo" decti Edna. "Ger('.ekten mi iflas ettin?"
"Elbette. Seni de ilgilendinniyor. degil mi Bill?"
B'ill kolunu Mike'm omzuna att.1 . "Ke;;ke iflas eden ben olsayd1m. Gosterir
dim o orospu r;ocuklanna. "ingiliz i$te, dedi Mike. " ingilizler ne soy
lerse soylesinler. hi<; onemi yak . " "igren<; domuzlar" dedi Bill. "Gidip t emizle
yecegim hepsini. " "Bill!" Edna bana bakt1. "Li.i tfen ic;eri ginne
yeniden. Bill . Hepsi aptal b u nlann. "Mike'a boyle $eyler soyleyemezler" dedi
Bill. "Onlan tan1yor musun?" diye sordum Mi
ke'a. "Hayir. Hi<; gom1edim. Soylediklerine gore.
onlar beni taruyorlarm1$. "izin vennem" dedi Bill . "Gelin, Suizo'ya gidelim" dedim. "Biarritz'den Edna'nm arkada$lanym1$"
dedi Bill . "Aptallar ne olacak" dedi Edna. "Birt Chicago'dan , Charlie Blackman" dedi
Bill.
du .
"Ben hi<; Chicago'ya gitmedim" dedi Mike. Edna gulmeye ba$lad1 . kendini tutam1yor-
"Got u ri.in beni buradan" dedi, "sizi batak<;1lar."
"Ne ti.irden bir kdvgayd1?" diye surdum Edna'ya. Alandan yi.iri.iyerek Suizo'ya gidiyorduk. Bill gitmi$ti .
"Ne oldugunu arJayamad1m, ama i<;lerin-
1 87
den biri polis pgird1 ve Bill'in arkadaki odaya girmesini engellemeye kalkt1 . Mike'1 Cannes'dan tan1yorlanrn�. Mike 'la ne i$leri var?"
"Onlara borcu vardir sanmm" dedim. Genellikle insdnlan t oy le $eyler tats1zfa$tmr. "
Alandaki bilP1 gi$elerinin OllUnde Straya gire11ler iki kuyru k olu$tunnuslard1. Ya iskemlelere oturmu$lar. ya da yerlere �omelerek. battaniyelere . gazetelere sari.1m1$lard1. Boga gu re$lerine bJet almak i�in . sabahleyin gi$elerin a�Ilmasm1 bekliyorlard1 . Gece biraz aydmlan-1111$. ay dogmu $tu . Siraya girt>nlerden baztlan uyuyordu.
Tam Suizo'da oturmu$ i�kilerimizi 1smarla-yacakken. Robert Cohn geldi
"Brett nerede?" diye sord u . "Bilmiyorum. "Seninle birlikt.::ydi . "Yatmaya gitm i$ olmal1. "Gitmemi$. " "Neredc oldugunu bilmiyorum. I$1gm altmda solgun gorunuyordu yuzu .
Ayakta duruyordu . "Onun nerede oldugunu soyle bana!" "Otur" dedim, "bilmiyorum onun nerede ol-
dugunu . " "Bok bilmiyorsu n!" "Sus be!" "Brett'in yerini soyle !Jana. ' Sana tek bir $ey soylemem. "Nerede oldugunu biliyorsu n. "Oyle olsa bile soylemezdim sana "Cehennemin dibine Cohn" diye bagird1
Mike masadan. "Brett boga gure$�isi heril1e gitti. Onlar brllaymda $in.di ."
"Sen sus!" "Cehennem ol ! " dedi M ike , y"rgun yorgun. "O:aya m1 gitti?" Bana dondu Cohn.
1 88
"Bas git!'' "Seninle birlikteydi. Oraya m1 gitu?" "Bas git!'' "Ben seni soyletmesini bilirim -bir adun at.
ti- caruna tukurdugumun pezevengi. Bir yumru k salladun ona. ama egildi . 1�1-
gm altmda yDzunu yan dondugunu gordum. O bana vurdu . kaldmma oturdum. Ayaga kalkrriaya <;ah�1.Ig1m Slfada ik.i kez daha vurd u . Masalardan birinin altma sirtustu du�tum. Ayaga kalkmaya <;ah�t.Im, ama bacaklanm gu <;suzd u . Ayaga kalk1p ben d e ona vunnaya <;al1�mahy1m diye du�undum. Mike kalkmama yard1m etu. Birt de ba�1mdan a�ag1 bir surahi suyu doku verdi . Mike sanlm1�1.I bana, bir iskemleye oturdugumu anlad1m. M ike kulaklarurn <;eki�Urip du ruyordu .
"Baksana bana bayildm sen" dedi M ike. "Sen hangi cehennemdeydin?" "Buralardayd1m. "Kan�mak istemedin. oyle mi?" "Mike'1 da yere serdi o" dedi Edna. "Bayiltamad1 ama" dedi Mike. "Uzand1m
kald1m orada." "Sizin �enliklertnizde gec elert boyle mi
olur?" diye sordu Edna. "Bay Cohn degil miydi o?"
"Bir �eyim yak" dedim . "Ba�1m az1c1k sersem gibi. "
Cevremize birka<; garsonla. insanlar top -lanm1�1.1.
"Hadi !" dedi Mike . "Dagilm! Gidin ! " Garsonlar kalaba11g1 uzakla�tlfdilar. '"Gorulmeye degerdi" dedi Edna. "Boksor
olrnah o. "Oyledir. " "Ke$ke Bill burada olsayd1" dedi Edna.
"Bill 'in de yere serildiftini gonnek isterdim.
1 89
Bill 'in yere serildigini gonneyi hep istemi$imdir. 0 kadar iriyan ki.. ! "
"Garsonlardan hirini de yere sem1esini istiyordum" dedi Mike. 'Tutuklamrd1 C' zaman . H apiste gom1ek isterdim Bay Robert Cohn' u . "
"Hayir" dedim. "Yo. hayir" dedi Edna. "Boyle olmasm1 iste
mezsin. " "isterim" dedi M ike. "itilip kakilmaktan
zevk alan adamlardan degilim ben. Kesinlikle oyun bile oynamam . "
Mike bir i<;ki i�'ti. "Avlanmay1 da hi<; se'ffilem ben biliyor mu
sun? Cunku atm hep uzerime devrilivenne tehlikesi vardir. Ne durumdasm. Jake?"
"iyiyim. "Cok $akac1sm" dedi Sdna Mike'a. "Ger
<;ekten illas m1 ettin sen?" "Hem de ne illas" dedi Mike. "Herkese bor
cum var. Senin hi<; borcun yak mu?" 'Tonia. "Herkese borcum var dedi Mike. "Monto
ya'dan bile yiiz peseta bar<; ald1m bu gece. "Dogru mu soylUyorsun?" dedim. "Odeyecegim" dedi Mike. "Her zaman ode
rim bor<;lanm1 . " "Ni<;in illas ettin sen, bu nedenle degil mi?"
dedi Edna. Ben kalktim . Seslerini <;ok <;ok uzaklardan
duyuyordum. Kotu bir oyu n izliyor gibiydim sanki.
"Otele dogru gidiyorum ben" dedim. Sonra benden soz ettiklerini duydum.
" iyi mi bu" dedi Edna.
ruz.
"Onunla birlikte gitsek daha iyi olur. " "iyiyim" dedim. "G elmeyin. Sonra g6rii $ii-
Yuru dum, kahveden uzakla$tlm. Masad.i
1 90
oturuyorlard1. G eri donup onlara ve bo$ masalara baktim. M asalardan birinde ba$I ellerinin arasmda bir garson oturuyord u .
Alam ge.;;tim, otele dogru yururken her $ey yeni ve df'gi$mi$ gorunuyordu gozume. Aga.;;lan gormemi$tim onceden. Ne bayrak direklerini fark etmi$tim, ne de liyatronun onunu . Her $ey farkhyd1 . <;ok eskiden, oturdugum kentin d1$mda oynanan bir futbol ma.;;mdan eve dondugum zarnanlardaki g;ibiydirn. i .;;ine futbol e$yalanm1 doldurdugum bir .;;anta ta$1yordum, b u nca yil ya$ad1g1m kcntte , istasyondan eve giden ayni sokakta yuliiyord um ve her $ey yeniydi. Bah.;;elerde .;;imenleri tmmkhyorlar, yol da kurumu$ yapraklan yaklyorlard1, ben de bir sure durup, uzun uzun onlara baktim. H er $ey bir tuhaft1. Sonra yine yilliidum, sanki ayaklanm .;;ok .;;ok uzaklardayd1 . her $ey .;;ok uzaklardan geliyor gibiydi, ayak seslerimi oylesine uzaklardan i$itiyordum ki. M a.; yeni ba$lad1-gmda kafama bir tekme yemi$tim. i$te $imdi bu alaru ge.;;erken de oyleydim. Otelin merdivenlerini .;;1karken de oyleydim. Merdivenleri .;;1kmam .;;ok uzun surdu , elirnde .;;antam1 ta$1-yormu$um gibi bir duyguya kaplld1rn. Odada I$Ik yaruyordu . Bill .;;1kti, holde kar$1lad1 beni.
"Cohn'a bir bakar m1sm" dedi. "Ba$I belaya girmi$. seni gormek istiyor. "
"Cehenneme kadar yolu var." "Git. Git de gor onu . " Bir kat daha merdivenleri t1rmanmak iste
miyord um. "Neden oyle uzaklardaym1$1m gibi bak1yor
sun bana?" "Sana bakm1yorum. G it de Cohn'a sen
bak. <;ok ktitu durumda." "Daha az once sarho$t un sen" dedim. "$imdi de sarho:;;um" dedi Bill . "F'akat sen
yu kar1 .;;1kip da Cohn'a bak. Seni gormek istiyor."
, 91
"Olur" dedim. Olup olacag1 bir kat daha merdivendi �unun �urasmda. Elimde di.i�sel �antam1 ta�1ya ta�1ya merdivenleri �1kt1m. Koridorda Cohn'un odasma yi.iri.idi.im. Kap1 kapahyd1; kap1ya vurdum.
"Kim o?" "Barnes. "Gel. Jake . Kap1y1 a�1p girdim, �antam1 yere koydum.
Od a aydmhk degildi . Cohn karanhkta yatag1-run i.i sti.i ne yi.izi.i koyun uzanm1�ti.
"Selam. Jake . " "Jake deme bana. Kap1da durdum. Eve geldigim zaman da
boylece du rmu �tum. $imdi s1cak bir banyo gerekliydi bana. kine yatabilecegim dolu, s1cac1k bir banyo.
"Banyo nerede?" diye sordum. Cohn aghyord u . Yatagm i.izerine yi.izi.iko
yun yatm1�. aghyordu . Princeton'dayken giyindigi ti.i rden beyaz bir polo gomlegi vard1 sirtmda.
"Bag1�la beni . Jake. Li.i tfen bag1�la beni. "Nah bag1�lanm. "Li.itfen bag1�la beni, Jake. Hi�bir �ey soylemedim. Kap1da ayakta du
ruyordum. "Sa�maladll11 . Nas1l oldugunu sen anlania-
hsm. 'Tamam, tamam . "Brett'in yaptigma dayanamad1m. "Bana da pezevenk dedin. Arna bunun onemi yoktu benim i�in. S1cak
bir banyo istiyordum ben. Derin sulan olan s1-cak bir banyo istiyordum.
"Biliyorum. Ne olur unut onu . Sa�malad1m.
"Onemli degil.
1 92
Aghyordu . Sesi tuha1h Karanhkta yatagm uzerine oylesine uzaruvermi$ti. beyaz gomlegiyle . Polo gomlegiyle .
Sessizee aghyordu . "Brett'in yaptigma katlanamad1m. C ehen
nem acilan c;:ektim. Jake. Tam anlam1yla bir cehennem. Burada kar$Ila$tig1miz zaman Bret l . bir yabanc1yn11$1m gibi davrand1 bana . Dayana mad1m. San Sebastian'da birlikte ya$am1$tik. Biliyorsun sarunm. Katlanam1yorum artik."
Yatagm uzerine uzanm1$tI. "Pekala" dedim . "ben bir banyo yapaca
g1m. "Tek arkada$1m var. o da sendin. Brett'i de
oyle seviyorum ki. "iyi" dedim. "ho$c;:a kal. "Sanmm hic;:bir $eyin onemi yak" dedi. "Ar
uk her $ey bo$ sanmm. "Ne?" "Her $ey. Lutfen. beni bag1$lad1g1ru soyle .
Jake . " "Elbette" dedim. "Onemli degil . "Cok kotuydum. Nasil cehennem acilan
c;:ektim . Jake. $imdi her $ey bitti art1k. Her $ey. "
"Pekala" dedim. "Hadi h o$c;:a kal. Gitmeliyim."
Donerek yatag1run kly1sma oturd u . sonra da ayaga kalkt1.
"Ho$c;:a kal. Jake" dedi. "El s1k.I$acagiz degil mi?"
"Evet" dedim. "Nic;:in olmasm?" Tokala$tik. Karanhkta yi.izunu pek iyi go-
remiyordum. "iyi" dedi. "sabah gorii$iiriiz. "Oo. evet" dedim. D1$ar1 c;:1ktim . Cohn odanm kap1smda du
ruyord u .
1 93
"iji misin sen, Jake?" diye sord u . "Evet" dedim, "iyiyim. Banyoyu bu lamad1m bir turlii . Bir sure
sonra buldum onu . Ta$tan oyularak yapilm1$ derince bir kuvet vard1. M usl uklan a<;-tim, ama su lar akrmyordu . KU-v-etir, kiy1sma oturdum. G itmek ii;;in ayaga kalktig1mda. pabui;;lanmm ayag1mda olmad1gn:u fark eUim . Aray1p buldum, pa'.Jui;;lar1m elimde indim a$ag1ya. Oda.nu bulup girdim, soyunarak yaU1m.
Uyand1g1m zaman ba$1m agnyordu . yoldan gei;;en bando sesleri duyuluyordu . Bill'in arkada�1 Edna'ya, bogalann sokaktan ge\ip are1 1aya gidi$lerini ;rostermeyc soz verdiftimi ammsad1m. G iyindim a$ag1 indim, sabah serinliginde d1$an 1;;1ktim. insanlar alandan ko$a ko$a arenaya dogru gidiyorlard1 . Alanm kar$1smda, gi$elerin bnunde iki sira olu $turan insanlar duruyord u . Biletlerin saat yedide sa tI$a 1;;1kmasm1 bekliyorlard1 ha.Ia. Hizla sokaktan kar$1ya gei;;ip kahveye girdim. Garson . arkada$lanmm gelip giUiklerini soyledi.
"Kai;; ki$iydiler?" "iki bayla. bir bayan. Tamam onlard1 . Bill'le M ike , Edna yla bir
likteydiler. Dun gece bir yerlerde siz1p kalacaklarmdan korkmu$tu . Bu nedenle ben c;oz vermi$tim Edna'y1 goturmek ii;;in. Kahvemi ii;;tikten sonra. ben de kalaba11kla birlikte arenaya yoneldim. Ai;;Ilm1$tim $imdi. Yalmzca ba$1mda kotu bir agn vard1. H er $�Y parhyordu ve kent. sabahm erken saatlerine ozgu bir kokuyla doluydu
Kentin d1$mdan _arenaya kadar olan toprak yol i;;amurluydu . Arenaya giden parmakhklar boyunc<i. bir kalabal1k olu$ffiU$tu , arenanm d1$ balkonlan da yukans1 da hmcahmi;; doluy-
1 94
du . Fi:;;egin paUad1gm1 d uyar d uymaz. bogalann geli:;;ini gom1ek i<;:in arenaya tam zamanmda giremeyecegimi anlad1m. kalabahkl a ile kaka pamlakhklara yoneldim. Yeniden parmakhtl;m l ahtalanna dogru itildim. Yalu belirleyen iki pannakhk arasmdaki halkI polis dag1tmaya c;:a11:;;1yordu . insanlar yuruye yuru ye. ya da ko:;;arcasma arenaya dogm gidiyordu . Soma butun herkes ko:;;maya ba:;;lad1. Bir sarho:;; kayd1 ve du :;;tU . iki polis onu tutup pcu1nakhga dogru c;:ektiler Kalabahk daha h1zh ko:;;uyordu :;;imdi. Kalaba11ktan buyuk bir c;:1ghk yukseldi, ba:;;1m1 parmakhgm tallt alanrun arasmdan c,:1kanp bakmca da son hizla gelen bogalan go rd um. Cok h1zh geliyorlard1, kalabahga iyice yakla:;;m1:;;lard1. Tam bu s1rada ba:;;ka bir sarho:;; . elindeki gomlekle parmakhktan c;:1kmaya ba:;;lad1 . Elindekini pelerin gibi kullanarak bogalarla dovu:;;mek istiyordu. iki polis firlad1klan gibi yakalad1lar adam1. biri copla vu rd u . sonra da parmakhga dogru surukleyip bogalann onunde kac;:anlarla bogalar gec;:erken. adeta tahtalara yap1:;;tirdilar. Bogalann onunden kac;:an oylesine c;:ok insan va;:d1 ki. arenanm kap1sma yakla:;;tiklannda s1k1:;;1p biraz yava:;;ladilar; agir, sagnlar1 c;:amurlu bogalar hep birlikte h1zla boy1 1uzlar1ru sallaya scillaya ko:;;arken bogalardan biri one firlad1 ve kalabahkla birlikte ko:;;an adamlardan birine boynuzlanm takug1 g:bi havaya kaldird1. Adamm kollan iki yanma sarkn11:;;t1 . boynuz saplamrken ba:;;1 arkaya du :;;ti .L b0ga once kaldird1 onu , sonra da birakIverdi. Boga, onunde ko:;;an adamlardan birini daha boynuzlad1 ancak adam kalabahgm arasma kan:;;u . kalaba11k kap1y1 <«<;:tI. bogalar da arkalanndan arenaya girdiler. Arenanm k1m11z1 kaps1 kapand1. balkonlann d1smdaki insanlar ic;eriye bir an once girebilmek i<;in birbirlerini ittile;, bir �1ghk koptu o sirada. soma ba:;;ka bir c;:1�hk daha . . .
1 95
Boynuz;i tak.Ilan adam. c;:igneruni$ti. c;:amurlann uzerinde yuzukoyun yahyordu . Parmakhgm u stunden hrmaruyord u insanlar. arhk adanu goremiyordum, c;:unku c;:evresinde bir kalabahk bilikiverrni$U. Arenanm i<;inden c;:1ghklar geliyordu. Her c;:1ghgm anlam1 . bogalardan birinin kalaba11ga sald1mias1 demekti. Cighgm $iddetinden ic;:erdeki durumun ne kadar kotu oldugu kolayca anla$1hyord u . Derk.en bir fi$ek daha patlad1, s1grrlann bogalan arenadan c;:1kanp ag1llara soktuklanru haber veliyordu bu . Pannakhktan uzakla$hm. kente gen dondum.
Kente donunce hem bir kahve daha ic;:mek. hem de tereyagh k1zarn11$ ekmek yemek ic;:in yine kahveye gittim. G arsonlar daha yerleri su pu ruyorlar. masalan siliyorlard1. ic;:leiinden biIi, 1smarlad1klarum yazd1.
"Encierro'da bir $eyler oldu mu?" "Her $eyi goremedim. Adamm biri c;:ok kotu
cogido old u . " "Neresi?" "Buras1. Bir elimi belimin hemen u stune .
oburu nu d e gogsume . boynuzun c;:1kmas1 gereken yere goturdum. G arson elindeki bezle ekmek kmnhlanm silerken ba$II1l sallad1.
"Kot ii cogido" dedi. "Hepsi spor ugruna. Hepsi zevk ugru na.
G idip uzun saph kahveyle. sil t cezvelerini getirdi . Sutu de kahveyi de fincana dokt u . Cezvelerin uzun agizlanndan. kocaman fincanm i<;ine ikisi birlikte aktilar. Garson ba$mI iki yana sallad1.
"S1rtmdan olmas1 kot ii cogido" dedi. Cezveleri masarun u stune b1rak..ip bir iskemleye oturdu . "Buyiik bir boynuz yaras1. Hepsi eglence ugruna. Yalnizca eglence ir;in . Siz ne diyorsu nuz bu i�?"
1 96
"Bilmem." "Dyle i�te. Hepsi eglence h,;in. Eglence . . .
anhyor musunuz?" "Aficionado degil misiniz?" "Ben mi? Bogalar nedir ki? Hayvan. Aptal
hirer hayvan. Ayaga kalkti. elini belinin ustu ne koydu . 'Tam s1rtmdan. S1rtmm tam ortasmdan bir comada. Eglence ir,;in yalmzca. anhyor musunuz?"
Cezveleri al1p ba�1ru sallaya sallaya uzakla�ti. Sokaktan iki adam ger,;iyordu . Garson onlara seslendi. Yuzleri as1kti ikisinin de. Biri ba�1ru salladi. "Muerto!" diye seslendi.
Garson da ba�1ru salladi. Adamlar uzakla�tilar. Bir i�leri vard1 sarunm. Garson masama geldi.
"Duydunuz mu? Muerto. Olmu�. Adam 61-mu�. Bir boynuzun delip ger,;mesiyle. . . Hepsi sabah eglencesi ir,;in Es muyjlamenco."
"KotU ." "Benim ir,;in degil" dedi garson. "Benim ir,;in
eglence degil bu ." Daha sonraki gun olen adanun Tafalla ya
kmlarmdan gelen Vicente Girones adh biri oldugunu ogrendik. Ertesi gunku gazetede de yinni sekiz ya�mda. bir r,;iftlik sahibi, evli ve iki r,;ocuk babas1 oldugu yaz11Iyd1 . Evlendikten sonra da her y1l bu �enlige gelmeyi surdurmu�tu . Ertesi gun kar1s1 da geldi Tafalla'dan, olu nun yarunda bulurunak ir,;in, daha ertesi gun de San Fermin'de bir ayin yap1ld1ktan sonra tabut, Tafalla dans ve ir,;ki toplulugunun uyelertnce istasyona ta�mdi. En ba�ta davullar yer alm1�ti; sonra borulann muzigi e�liginde tabutu ta�1yan adamlarla. arkalanndan kadm ve iki r,;ocuk yt1ruyorlardi . . . Onlarm arkasmdan da cenaze ir,;in burada kalan Pamplona. Estella. Tafalla ve Sanguesa dans ve ir,;ki topluluklanrun butun uyeleri geliyordu. Tabut. trendeki
1 97
bagaj vagonuna konuldu. Kadmla iki <;ocuk, u<;u birlikte u stu a<;:1k u r:;uncu mevki vagonlardan birine oturdular. Tren bir sarsmhyla kalkh. sonra raylann ustu nden dumduz kayarak yoku� a�ag1 yaylanm <;evresinden Tafalla'ya clogru . ruzgann bugdaylan dalgalandird1g1 tarlalarm arasma dald1.
Vicente G irones'i olduren Bocanegra adh bir bogaych . Sanchez Taberno boga u retme <;iftliginden getirilmi�li ve numaras1 l l 8'di. Ayrn gun ogleden sonra Pedro Romero'nun oldurdugu bogalarm u<;uncusu old u . H alkm iste/%i uzerine ku lag1 kesildi . Pedro Romero'ya verildi: Pedro Romero da Brett'e verdi. Brett benden ald1g1 bir mendile kulag1 sard1 sonra hem kulag1 . he111 de mendili. birka<; M u ratti sip;aras1 izmaritiyle birlikte Pamplona'daki Montoya Otelinde yatagmm ba�ucundaki masanm <;ekmecesinin dibinde unuttu gitti.
Geri dondugumuzrl c. o1 elin gece bek<;isi kapmm hemen i<; bolfm1undeki bir sandalyede oluruyord u . Butun gece orada oldugu belliycli ve <;ok uykuluyd u . Ben i<;eri girince ayaga kalkt1. Aym anda garson kizlann i.i t;fi de geldiler Are naya sabah goster:ilerine gitmi�lerdi. G ulerek List kata <;1khlar. Ben de arkalanndan <:;'.1kip odcuna girdim. Ayakkabilannu <;1kard1m ve yatagmun uzerine uzand1m. Balkondan ya na olan pencere a�·1kh ve gune� 1�1g1 giriyorclu odaya. H i<;: uykum yoktu . Herhalde saat Li<; b u <;uk olmahyd1 yatt1g1mda. <;u nku bandolar uyandird1gmda saat alt1yd1. Cenemin her yam agnyord u . Ba�pam1ag1mla �oyle bir yoklad1m. Ugursuz C ohn. ilk kez a�agiland1gmda birini yu mruklay1p gitmeliydi. Brett'in kendisini sevdigine oylesine inarnyordu ki. Kalacakh yine ve ger<;ek sngi butun engelleri yenecekti. Kap1 vuruldu .
"Girin .
1 98
Gelen Bill'le Mike 'd1. Yata{tunm kly1sma oturdu lar.
'Yete:rince encitTTo" dedi Bill. 'Yete:rince eneieTTo. '
"Baksana sen yok muydun?" diye sordu Mike . "Bira getirsene. Bill . "
" N e bi�im bir sabah !" dedi Bill . Yuzu ndeki te:ri sildi . 'Tannm! Ne bi�im bir sabah . Bizim sevgili Jake de burada. Kum torbas1 sevgili Jake.
"ke:ride ne cildu?" "Aman Tannm !" dedi Bill. "Neler old u .
Mike . "Bogalar i�eri giriyorlard1" dedi Mike . 'On
le:rindek.i kalabahk da ko�uyord u . 0 s1ra adamm bi:rinin ayag1 takild1, herkes yerlere serildi ."
"Bogalar u stlerinden ezerek ge�t iler" dedi Bill.
"C1ghklar1 duydum. "Edna'yd1 o" dedi Bill. "Adamlar durmadan �1k1p gomleklerini sal
hyorlard1. "Bogalardan biri harrera boyunca oturan
herkesi devirdi. 'Yakla�1k yirmi ki�i ilkyard1ma gitti" dedi
Mike . "Acayip bir sabah ! " dedi Bill . "Polisler de
du rrnadan bogalann yanmda intihar etmek isteyen herifleri tutukluyorlard1.
"S1girlar hepsini ald1 goturdu sonunda. "Bir saat fa1an surdu . " "Ger�ekte on be� dakika kadar surd u " diye
kar�1 �1ktI Mike. "Hadi sen de oradan" dedi Bill . "Sen sava�
m1$ adamsm. iki bu�uk saat surd u gibi geldi bana.
"Biralar nerede kald1?" diye sordu Mike.
1 99
"Giizel Edna'yi ne yaptmiz?" "Az once oteline birakt1k. Yatt1 . "Ho�land1 m 1 bu i�ten?" "Evet. Her sabah boyle olur dedik ona. "Hayran oldu" dedi M ike . "Arenaya inmek bile istedi o da" dedi Bill.
"Hareketlilikten h�laruyor " "Alacakhlanma ayip olur dedim ben" dedi
Mike . "Ne bic;im bir sabah ! " dedi Mike . ' 'Tabii ge
ce de oyleydi ! " "Cenen n e durumda Jake?" diye sordu
Mike . "Agnyor" dedim. Bill guldii . "Neden iskemleyi indirmedin kafasma?" "Kon u�mak kolay" dedi Mike . "Seni de de-
virtrdi o . Bana vurdugunu gorm€dim bile . Ya da tam vururken gordiim san1nm. soma birdenbire ben sokakta. yerde oturmu�um, Jake de masanm altma uzanm1�. "
"Soma o nereye gitmi�?" diye sordum. "i�te burada" dedi M ike . "biralarurnz1 geti
ren guzel bayan buraya geldi. Oda hizmetc;isi tepsideki bira �i�eleriyle ,
bardaklan masanm iistiine koydu . "$imdi ii«; �i�e daha getirin" dedi Mike. "Cohn bana vurduktan sonra nereye git
mi�?" diye sordum Bill 'e . "Bilmiyor musun?" Mike bira �i�elertnden
birtni ac;1yordu . Bardag1 �i�eye yakm tutarak bo�altt1.
"Gerc;ekten bilmiyor musun?" dedi Bill . "Gitrni� Brett'i o boga gure�c;isi oglarun
odasmda bulmu�. soma da o zavalh , alc;ak boga gure�c;isini peri�an etmi�. "
"Hayir. " "Evet.
200
"Ne bi<;im bir gece! " dedi Bill "O zavalh , gariban boga gure�<;isini oldu
ruyormu� az kalsm. Sonra Cohn, Brett'i a11p goturmek istemi�. Onu ku rtarmak ve namuslu bir kadm yapmak istiyordu bana gore . Cok doku nakh bir sahneydi . "
Birasmdan kocaman bir yudum ald1 . 'Vay e��ek herif. " "Sonra ne oldu?" "t�rett azarlanu� onu . Bag1rm1� ona . 01-
du k<;a ba�anhym1�. bana sorarsan. " "Bence de oyle" dedi Bill . "Sonra Cohn <;ok kmlm1�. aglamaya ba�la
m1� . boga gure�<;isi oglarun elini s1kmak istemi� . Brett'in de elini s1kmak istemi�.
"Biliyorum. Benim de elimi s1ktI. "S1k1J m1? Onlar onu hi<; istemediler. Boga
gure�<;isi oglan da olduk<;a iyiydi . Cok konu�mam1�. ama her kalki�mda yumrugu yiyip yeniden seriliyormu�. Cohn bir turlii nakavt edememi� onu . Cok eglenceli olma11yd1 .
"Nereden duydunuz butun bunlan?" "Brett'den. Sabahleyin gordum onu . "Sonra n e olmu�?" "Oyle anla�1hyor ki, boga gure�<;isi oglan
yatagm u stune oturuyormu�. On be� kez filan yikilm1�. ama yine de dovu�mek istiyormu� onunla. Brett kalkmamas1 i<;in tutmu� onu . Giderek gu<;suzle�mi�. Arna Brett yine de tu tamam1� onu , kalkm1� sonunda. Cohn. bir daha ona vurmayacagm1 soylemi�. Yapamam demi� . Ac1masizhk olur, demi�. Boga gure�<;isi herif de ona dogru birazc1k ilerlemek istemi�. Cohn d u vara dayanm1�.
'Demek bana vurmayacaksm. ha?' 'Hayir' demi� Cohn, 'utanmm . Bunun uzerine boga gure�<;isi delikanh var
gu cuyle Cohn' un yuzune bir tane vurmu�. vur-
20 1
duktan sonra da yere r;:oklivermi$. Kalkam1yormu$. Brett'in dedigine gore. Cohn onu kaldmp yataga la$1mak istemi$. 0 da Cohn'a yard1m ederse, onu oldurecegini, dahas1 hemen ertesi sabah bu kentten r;:ekip gitmezse kesinlikle oldurecegini soylemi$. Cohn aghyom1 u$. Brett de onu azarlamak zorunda kalm1$. r;:unku ille de el Siki$allm diye ( uttunTIU$. Burasm1 onceden anlatm1$tim size.
"Arkasm1 da anlat" dedi Bill. "Arila$1ld1g1 kadanyla boga gure$<;isi herif
yere otumm$mU$. Kalk1p Cohn'a yeniden vurabilmek i<;in guclinL! Loparlamaya r;:ah$1yormu$. Brett el s1k1$mak falan istemiyom1u$. Cohn da hem aghyom1u $. hem de onu ne kadar sevd@ni soyluyormw;;. Brett'se ona bir daha e$el<lik etmemesini soyluyomm$. Sonra. Cohn boga gure$<;isi delikanlmm elini s1kmak i<;in egilmi$. Hadi gel. ban$ahm gibisine anhyor musun. Her $eyi bag1:;;lama numaras1 . Boga gure$c;:isi herif. yeniden vu mm $ Cohn' u n sura tma. "
"Bravo oglana" dedi Bill. " Cohn' u peri$an et ti" dedi Mike. "Biliyor
musun. bana gore art 1k Cohn. bu ndan l>oyle kimseyle dovli$mek istemeyecektir."
"Brett'i ne zarnan gordun?" "Bu sabah . Bazi $eyleri almak i<;in geldi.
Su Romero olacak g;ence o bak1yor Bir $i$e bira dah a bo$altt1 bardagma. "Brett oldu k�·a bozuk. Arna ba$kalanna
bakmay1 pek sever o. Biz de oyle kar$Ila$mI$tik zaten. Bana da o bak1yord u .
"Biliyorum" declim. "Az1c1k sarho$um" dedi M ike . "SarhO$ kal
may1 da slirdlirecegim sarunm . Cok taU1 bunlar. arna yine de pek ho$ degil . Benim i<;inse . hi<; hO$ degil.
202
Birasmdan ir;ti. "Brett'e agz1ma geleni soyledim . biliyor mu
su n. Tutar da Yah udisiyle. boga gu re�r;isiyle boyle r;e�itli insanlarla gezersen elbette ba�m belaya girer. dedim ona. One dogru egildi "Baksana Jake . �u senin �i�eyi de ir;ersem. k1-zar m1sm? Nasilsa kadm bir �i�e daha getirecek . "
"Lutfen ir;" dedim. "Nasilsa. b e n ir;miyorum . "
Mike �i�eyi ar;maya r;al1�ti. "$unu ar;abilir misin?" $i�enin telden kapagm1 bastirarak ar;tim. bardagma bo�altt1m biray1.
"Biliyor musun" dedi Mike, "Brett oldukr;a iyiydi . Her zaman hep iyidir o. Boyle Yahu dilerle. boga gu re�cileriyle ya da bu turden insanlarla ili�kileri yiizu nden 1yice bir azarlad1m onu , ne dedi bana. biliyor musu n? 'Evet. ingiliz soylulanyla r;ok mutlu gunler ger;irmi�tim' dedi . "
Bir yu dum daha ir;ti. "Cok iyiydi. Ashley, sanm1 ona veren herif.
bir denizciymi�. biliyor musun? Dokuzuncu baron. Eve geldigi zaman yatakta uyumazm1�. Brett 'i de hep yerde uyuturrnu�. Sonunda, i�ler gerr;ekten kotuye gitmeye ba�laymca. Brett'i oldurecegini soylemeye ba�lam1�. Beylik tabancas1ru doldurur. sonra uyurmu�. Herif uyu yunca Brett. mermileri bo�altim11�. Brett'in de mutlu bir ya�am1 olmam1�. Ne kadar uzu cu . Her �eyden zevk al1yor. "
Ayaga kalkt1. Elleri titriyord u . "Odaya gidiyorum. Biraz uyumaya cal1�a
caglll1 . " G u lumsedi. "Cok uykusuz kal1yoruz bu �enliklerde.
$imdi ba�layacag1m ve bol bol uyuyacag1m. Uyuyamamak r;ok berbat bir �ey. Sinirleri altust ediyor . "
203
"Ogleyin Iruna'da bu lw�uruz" dedi Bill. Mike kap1dan i;;1kt1. Yan odadan sesini
duyduk. Odasmdaki zili i;;ald1 ve oda hizmeti;;isi ge
lip kap1sm1 vu rdu. 'Yanm d i.izine birayla bir �i�e Fundador
getir bana" dedi Mike kadma. "Si Senyorito. "Ben de yatacag1m" dedi Bill. "Zavalh koca
Mike. Onun yi.izi.i nden ben de i;;ok koti.i kavga ettim di.in gece."
"Nerede? 0 Milano denen barda m1?" "Evet . Orada bir adam vard1 . Bir zamanlar
sanmm, Brett'le Mike'a Cannes'da para yard1-m1 yapm1�. Epeyce tatsiz biriydi. "
"O hikayeyi biliyorum." "Ben bilmiyordum. Mike'la ilgili kimse b u
ti.i r �eyler soylememeli. " "i�in koti.isi.i d e bu ya. " "Kimse kendinde b u hakki gormemeli . Ke�
ke boyle �eyler soyleme hakkim kendilerinde gormeselerdi. Ben yatmaya gidiyorum. "
di.
"Arenada olen var m1?" "Sanm1yorum. Yalmzca agir yaralllar var-
"D1�ar1da ar�na yolunda bir adam old i.i . "Oyle mi?" dedi Bill.
XVIII
Ogleyin kahvede hepimiz birlikteydik. Cok kalabal1kt1. Karides yiyerek bira ii;;iyorduk. Kent de kalabahkti. Bi.iti.in sokaklar doluydu. Biarritz'den, San Sebastian'dan gelen b i.iyi.ik arabalar durmadan alanm i;;evresine park ediyordu . G i.i re�lere izleyici getiriyorlard1. Turist otobi.isleri de vard1 aralannda. Birinde yirmi
204
be$ kadar ingiliz kadm1 vard1. Koskoca. bembeyaz otobiislertnin i<;ine oturmu$, diirbiinleriyle $enligi izliyorlard1. Dansc;Ilarm hepsi c;ok sarho$tu. Senl@n son guniiydii.
Senlik, hi<; boliinmeden arahksiz suriiyordu. ama arabalarla otobiisler kii<;iik kii<;iik izleyici kiimeleri olu$masma neden oluyorlard1. Arabalar bO$almca. izleyiciler kalabahgm aras1-na kar1$1yorlard1. Ondan sonra da yalmzca spor giysileri gorulebiliyor. kara gomlekli koy-. lulerin arasma serpilmi$ garip birer leke gibi duruyorlard1 masalarda. Senlik, Biarritz ingilizlerini bile kendi i<;inde eritmi$ti . oylek.i masalarmm dibinden gec;medik<;e goremiyordunuz onlari . Bu arada sokaktaki miizik aral1ksiz c;ahyordu. Davullar doviiluyor. kaval sesleri yay1-hyordu. Kahvelerde elleriyle masalarm1 ya da birbirlerinin omuzlanm kavrayan adamlar . kalm sesleriyle $arkilar s6yliiyorlard1.
"Brett buraya geliyor" dedi Bill. Baktim ve Brett'in alandaki kalabahgm
arasmdan yuriiyerek. ba$I dimdik, $enlik, sank.i onun onuruna diizenleruni$ de o da bundan c;ok mutlu oluyormu$<;asma geld@ni gordum.
· "Se lam, baylar!" dedi. "Baksarnza, ne kadar susadlIIl."
na. "Bir biiyuk $i$e daha getir" dedi Bill garso-
"Karides de ister misin?" "Cohn gitti mi?" diye sordu Brett. "Evet" dedi Bill , "bir araba tuttu. Bira geldi. Brett cam bardag1 kald1rmaya
c;al1$tI. ama eli titredi. Bunu goriince guliimsedi, one dogru egilerek uzun uzun yudumlad1 biray1.
"Giizel bira. "Cok guzel" dedim. Mike beni sinirlendiri
yordu. Uyudugunu sanm1yordum. Bu sure
205
i<;;inde dunnadan i<;;mi$ olmahyd1, ama kontrollu gorunuyord u .
"Cohr. biraz canm1 yakm1$ duyduguma gore . Jake" dedi Brett.
"Hayir Yere serdi beni . Hepsi b u . "Pedro Romero'nun 1;;ok canm1 yaktI ama"
dedi Breu. "Cok kotu yakti hem de." "O nas1l?" "Duzelecek. Odadan d1�ar1 1;;1km1yor. "Gorunii $ii kotu mu?" "Cok. Ger<;;ekten 1;;ok caru yandi. C1k1p siz
lerle gorii$mek isted@mi soyledim ona. "Dovii$e gidecek mi?" "Herhalde. Eger sakmcas1 yoksa, ben de
sizinle gelecegim ." "Sevgilin nasll?" diye sordu Mike. Brelt'in
soylediklerinin hi<;;birini dinlememi$ti. "Brett bir boga gure$<;;isi buldu. dedi.
"Cohri adh bir de Yahudisi vard1 , ama o kotu 1;;1ktI . "
Brett ayaga kalkti. "Senin boyle sa<;;ma sapan _sozlerini dinle
yecek degilim, Michael. " "Sevgilin nasll?" "Cok <;;ok iyi" dedi Brett. "Ogleden sonra
gorursun onu . " "Brett bir boga gure$<;;isi buldu" ctedi M ike.
"Cok guzel mu thi$ bir boga gure$<;;isi. ' "Benimle biraz yuruyebilir misin? Seninle
konu�mak istiyorum, Jake . " "Boga gure$<;;isini anlat ona" dedi M ike.
"Off, caru cehenneme boga gure$<;;ismin !" M asay1 devirive rdi ; butun biralar. karides tabag1 $angir $ungur yere yaylldi.
"Hadi gel" dedi Brett. "Uzakla$al1m buradan."
Alandaki kalaba11gm i<;;ine kan$tlg1m1z zaman sordum: "Durum nasll?"
206
· ·ogle yemeginden sonra. gure$in sonuna dek gormeyecegim onu . Onu adamlan gelip giydirecekler. Onun soyledigine gore . b ana c;ok kizrm$lar.
Brett ne$eliydi . <;ok mutluyd u . G u ne$ c;1km1$ti. pml pml bir gund u .
"But unuyle de,i1)$mi$ gibiyim" dedi Bret t . "Bu duyguyu bilemezsin. Jake . "
"Benden istedip;in bir $ey var mi?" "Hayir. yalmz boga gure$ine benimle gel. "Ogle yemeginde gorll$ecek miyiz?" "Hay1r. Onunla yiyecegim. Otel kap1smm onunde bulunan kemerin
altmda du ruyord uk. Masalan d1$an kemerin altma ta�1y1p yerle$tiriyorlardi.
' 'Gidip parkta biraz dola$ahm mi?" diye sordu Brett. ''Yukan c1kmak istemiyorum daha. Uyuyordur sanmm.
Yuruye yuruye tiyatroyu gec;tik, alandan c;1kt1k, pazar ic;in kuru lan barakalann arasmdan . s1ra s1ra tezgahlan gezen kalabahkla birlikte ilerledik. Paseo de Sarasate'ye c.;1kan bir ara sokaga geldik. Sokaktaki kalabal1g1 , guzel giysili insanlan gorebiliyorduk. Parkin yu k anlarmdaki donemec;ten gec;iyorlardi .
"Oraya gitmeyelim" dedi Brett. "Bana bakmalanm istemiyorum $imdi.
G u ne$li bir yerde durduk. Yagmurdan. denizden gelen bulutlardan sonra boylesi c;ok iyiydi.
"Dilerim ruzgar kesilir" dedi Brett. "Onu n ac;1smdan ruzgar c;ok kotu .
"Umanm kesilir." "Bogalarm iyi olduklanm soyledi. "San Fermin mi $U?" Breu kilisenin sari d uvarma bakti. "Evet. Pazar gunu gosterilerin ba$lad1g1
yer. "
207
"Girelim. Senin i.;in bir sakmcas1 yoksa? Onun i.;in biraz dua etmek istiyorum."
Yava�.;a a.;1p me�in kaph, agir kap1dan ge.;tik. kerisi karanhkti . Dua eden pek .;ok insan vardi. Gozleriniz i.;erdeki lo�luga ah�tik.;a ancak gorebiliyordunuz onlan . Uzun tahta banklardan birinin ba�ma biz de diz .;okt uk. Biraz sonra Brett'in yarumda kaskati kas1ld1g1-m gordum, gozlerini dosdogru ileriye dikmi�ti .
"Hadi gel" diye fis1ldad1. genizden gelen kl s1k bir sesle. "C1ka hm buradan . Sinirlerim bozuluyor."
D1�anda. sokagm s1cak parlakhgmda. Brett ruzgarm sallachg1 aga.;lann doruklanna bakti. Dua i�i pek yararh olmam1�ti.
"Kilisede neden boylesine sinirlendim, hi.; anlam1yorum" dedi Brett . "Bana pek yaram1-yor. "
Yuru duk. "Boyle dinsel bir ortam yaram1yor bana"
dedi Brett. "Yuzum un yap1s1 uygun degil h erhalde boyle �eylere. Biliyor musun, onu n i.;in tasalanm1yoru m. Onu du�undu k.;e mutlu oluyorum yalruzca.
"iyi . "Arna ruzgar kesilse bir. . . "Saat be�e kadar kesilir belki. "Dilerim." "Dua etmelisin" diye guldum. "i�ime yaram1yor hi.;. Hi.;bir zaman duayla
istedigim �eyi elde edemedim ben. Peki sen?" "Evet, tabii. "Sa.;ma" dedi Brett, "ama baz1lanna yaran
oluyordur belki. Senin de oyle dindar bir goru nu�un yok . Jake.
"Ger.;ekte .;ok dindanmdir ben. "Sa.;ma" dedi Brett. "Sofula�maya ba�lama
bugun. Zaten kotii bir gun olacak.
208
Cohn'la birlikte gittiginden bert, onu ilk kez eskisi gibi umu rsamaz, ne$eli goruyordum. Otelin onune gelmi$tik yine. Butun masalar hazirlanm1$tI ve masalann kiminde otu rup yemege ba$laID1$ insanlar bile vard1.
"Mike'a goz kulak ol" dedi Brett. "Dah a kotu olmasm."
"TozdleriniZ uzd l<atLalar' dedi Alman �r garson, ingilizce. Surekli her $eye ku lak kabartan birtydi. Brett ona dond u :
"Cok te$ekkurler. Ba$ka bir diyeceginiz var m1?"
"Hayir, Matam." "Oldu" dedi Brett. "Bize ii i; ki$ilik bir masa aymn" dedim Al
mana. 0, pembeli beyazh pis ve anlamsiz smtI$Iyla, "Matam da burada ye�1or?" diye sordu .
"Hayir" dedi Brett. "O saman el<i l<�iLilc meza yetece/c. " "Konu $ma onunla" dedi Brett . "M ike 1yice
kotu oldu herhalde" dedi merdivenlerde . Merdivenleii i;:1karken Montoya'yla kar$Ila$tik. Selamla$tik, ama gu!Umsemedi.
"Kahvede g6ru$iiruz" dedi Brett. "Sag ol , Jake . "
Odalanmizm oldugu katta durmu$tuk . KoIidordan yuruyl.i p, dosdo�ru Romero'nun odasma girdi. Kap1ya vurmad1. Yalmzca ai;:tI kap1-yi , ii;:ert girdi ve arkasmdan kapatt1.
Mike'm odasmm onunde duru p kap1ya vurdum. Yamt vermedi. Tokmag1 i;:evirdim, kap1 ai;:Ild1. keri girer girmez odadaki karmakan$Ikhg1 gordum. Butun bavullar ai;:Ilm1$. oteye beriye giysiler sai;:Ilm1$Ll . Yat agm yanmda bo$ $i$eler vard1. Mike yatagm uzerine uzann11$tI . yuzu kendi alum maskesini andmyordu . Gozlertni aralay1p bana bakt 1 .
"Selam Jake" dedi yava$i;:a. "Az-icrlc uyu -
209
yordum. Coktandir az-iclk uyumak i.stiyordum."
"Ostunu 6rteyim mi?" "Hayir, u�u muyorum. Gitme. Uyuma-dun
daha." " Uyursun, M ike. Ozulme . oglum. "Brett 'in bir boga gure�r;isi var" dedi M ike ,
"Ancak Yahu disi gitti . " "Ba�nu r;evirip bana bakt:J . "iyi oldu , degil mi?" "Evet. Uyu art1k, Mike. Biraz uyumahsm. "Uyu-yacagim �imdi. Uyu-ma-ll.!Jun. Gozlerini yumdu . Odadan r;1k1p kap1y1 ya-
va�r;a kapatt1m. Bill odamda gazete okuyordu . "Mike'1 gordun mu?" "Evet. "Gidip yemek yiyelim . "O Alman �ef garson orada oldukr;a a�ag1-
da yemek filan yemem. Mike'1 yukan r;1karirken ne terbiyesizlikler etti . "
"Bize de terbiyesizlik etti o . " "C1kip kentte ba�ka b i r yerde yiyelim. Merdivenlerden indik. M erdivenlerde. elin-
de ustu ortulu tepsiyle yukan r;1kan bir kiz ger;ti yan1mizdan.
"Brett'in yemegi gidiyor" dedi Bill. "Oglamnki de" dedim. D1�ar1 r;1kip , kemerin altmda du rdugumuz
da Alman �ef garson yarnm1za geldi. Kim1iz1 yanaklan parhyordu . K.ibarhg1 u stundeydi.
tik.
"S12e eki ke$ilik bir meza ayirdun beyler." "Git de kendin otur" dedi Bill. Kar�1ya ger;-
Alanm r;evresindeki ara sokaklardan birinde yedik. Lokantada yemek yiyen bir suru insan vard1. Cok dumanhyd1, herkes ir;iyor. �ark! soyluyordu . Yemek de iyiydi, �arap da. Cok az konu�tuk. Sonra kahveye gidip �enligin iyice
2 1 0
hareketlenmesini izledik. Yemekten sonra Brett de geldi. Odaya brtktignu soyledi. Mike ha.la uyuyormu$.
$enlik h are ket lenip. arenaya dogru ta�mava ba$laymca. biz de kalabahga katild1k. Brett arenanm ilk s1rasmda . Bill'le ikimizin arasma ol urJ u . Gerideki oturma yerleriyle . ilk sirarun kim11z1 pannakhg1 arnsmdaki callejon denen yol . tam alt1mizdayd1. Arkam1zdaki beton tribi.i nler hmcahmr:;- doluyd u . 6numuzde , k1rmiz1 parmakhgm otesindeki arenaY1 kaplayan ezilmi$ . d tizlenmi$ kum sapsanyd1 . Yagmu rdan biraz agirla$IDI$ gibi goriinuyord u , ama gune$te kuru sert ':e dumduzd u . K.ilu,; ta$1y1cllarla arena gorevlileri, i<,;ine d6vii$ pelerinleriyle muleta'Ian koydu kl an hasir sepetler omuzlarmda . callejon'dan a$ag1 indiler. Pelerinlerle muleta' Iarda kan lekeleri vard1, olduk<,;a duzgun katlanarak sepetle re yerle$lirilmi$ti . Klh<,; ta$1-J1Cilar agir deri kaph. kih<,; kutulanm a<,;tllar. Parmakl1ga yaslad1klan . yar1 ai,;1k kutu larda kih<,;lann k1rmiz1 saplar1 gorunuyordu . Muleta'Iarm koyu , ustleri leke leke i,;uhalanrn yay1p kuma$m gergin dunnas1 ve matadorlann muleta'y1 iyice kavrayabilmeleri i<,;in birer demir i,; u bu k gei,;irdiler i<,;lerinden. Brett h e r $eyi dikkatle izliyordu . i$in profesyonel aynntllan ilgisini <,;ekmi$li.
"Butun pelerinleriyle, muleta'Iarma adm1 yazd1rm1$" dedi Brett . "Ni<,;in muleta denir bunlara?"
"Bilmem. "Hi<,; J1kam1yorlar m1?" "Sanm1yorum. Y1kand1gmda renkleri bozu
labilir." "Kandan hepsi ta$ gibi olmu$tu r" dedi Bill. "ilgin<,;" dedi Bill, "bir insan kandan nas1l
da rahats1z olmuyor." A$ag1da, caUejon' un darac1k arahgmda kl-
21 1
hr; ta�1yictlan her �eyi duzenliyorlard1. Butun oturacak yerler doluydu . Dahas1 butun koltuklar dohnu�tu . yalruz Ba�kanm yeri bo�t u . 06-vil� o geldiginde ba�layacakh. Dumduz kumlann otesinde, ag1llara ac;:Ilan buyuk kapmm agzmda matadorlar bekliyor, t ek kollan pelerinlerine sanhn1� konu �uyor. arenada yii rumeleri ir;in verilecek komutu bekliyorlard1 . Bretl durbunle oraya bakiyord u .
"Burada. bakmak ister misin?" Durbunle b akmca ur; matador gordum,
Romero ortadayd1 , sol yanmda Belmonte, sagmda Marcial du ruyordu . Arkada yardlillcilan . daha arkada da banderillero'lar vard1; en arkadaysa. ger;itin gerilerinde , ag1Bara ar;Ilan yerde de pikadorlan gorebiliyordum. Romero'nun giysileri karayd1. Or; ko�eli �apkasuu gozlerinin uzerine indirmi�ti. $apkcuun orttugu yuzunu pek iyi goremiyord um, ancak epeyce hirpaland1g1 belliydi. Dosdogru onune bakiyordu . Marcial avcu ndaki sigarayi gizli gizli ir;iyord u . Belmonte . yorgun ve sapsan yuzuyle, kurt gibi i;enesini r.;1karm1�. gozlerini ileriye dikini�ti. Hir;bir yere bakm1yord u . Ne onu n, ne Romero'nu n , n e d e otekilerin birbirleriyle b i r ortak yanlan yak gibiydi. Yapayalmzdilar. Ba;;kan geldi. ustumuzdeki ;;eref tribununden gelen alk1;;lar1 duyduk. durbunu Brett'e geri verdim. Brett du rbunle bakt1.
"Al" ded1. Durbunle baktig1mda Belmonte'nin Rome
ro'yla konu$tugunu gordum. Marcial toparlarup sigarasm1 yere at !1 ve ur; matador. gozleri ileride , ba�lan dik. bo;;taki kollarm1 sallaya sallaya arenaya <;1khlar. Onlann arkalarmdan da dovu�e katilacak olanlar. uygun ad1mla, pelerinlerine sannnu$, her biri bo;;taki kollanm sallayarak r.;1ktilar; onlann cla arkasmda karg1-lanm mizrak gibi dimdik tutan pikadorlar at la-
2 1 2
rmm u st u nde ilerliyorlard1 . Hepsinin ardmdan da iki s1ra katirla arena gorevlileii geliyordu . Matadorlar ellerini �apkalarma dogru goturerek Ba�kanhk locasmm onunde egildiler. sonra da gelip barrera'nm onunde . a�ag1mizda durdu lar . Pedro Romero all m i�lemeli agir pelerinini i;:1kar1p parmakhgm uzeiinden kihi;: ta�1y1c1-sma uzath. Kihi;: ta�1yic1sma bir �eyler soyledi. Hemen a�ag1mizdaki Romero'ya daha yakmdan bakinca du daklarmm �i�mi�. iki gozunu n de moramu� oldugunu gorduk. Butu n yuzu �i�mi�ti. renk degi�lim1i�ti. Kihi;: ta�1yic1s1 pelerini ald1 . ba�m1 kaldmp Brett'e bakh. bize dogru geldi ve peleiini uzatt1 .
"Onune yay onu" dedim. Brett one egildi. Altm i�lemeli agir pelerin.
kaygan ve kaskatiyd1. Kihi;: ta�1yic1s1 donup bakt.1 . ba�m1 iki yana sallad1. bir �eyler soyledi. Yan1mda otu ran adamlardan bin. Brett'e dogru egildi.
"Onu onunuze yayrnamz1 istemiyor" dedi . "Katlay1p kucagmiza almal1sm1z. "
Brett agir pelerini kal lad1. Romero ba�m1 kaldmp bize bakmad1. Bel
monte 'yle konu�uyord u . Belmonte de pelerinini baz1 arkada�larma gondermi�l i . Onlara donup. yalruzca du daklanm etkileyen o kurt gibi gulu�uyle guldu. Romero barrera'run ust u nden egilerek su �i�esini istedi . Kihi;: ta�1yic1s1 uzatll . Romero dovu� pelerinin ii;:ini 1slath , terlikli ayag1yla da peleiinin alt kis1mlanna kum ath.
"Nii;:in oyle yap1yor?" dedi Brett . "Ruzgarda agir olmas1 ii;:in. "Yuzu kotu goru nuyor" dedi Bill. "Kendisi de i;:ok kot u " dedi Bret t . "Yatmas1
gerek onun. ilk boga Belmonte'nindi. Belmonte i;:ok
iyiydi . Arna otuz bin peseta ald1gmdan ve i nsanlar da onu gom1ek ii;:in butun geceyi kuy-
21 3
rukta bekleyerek gec:;irdiginden. c:;ok iyiden. c:;ok daha iyi olmas1 isteniyordu. Belmonte'n.in en ilginc:; yam Logaya yakm ��ah5mas1dir. Boga guresinde. boganm savunma bolgesinden ve boga gures<:;�sinin savunma bolgesinden soz edilir. Boga guresc:isi kendi savunma bolgesinde kald1g1 surece . tehlikede de,r.;ildir. Boganm savunma bolgesine her girt�inde ise buyuk bir 1 ehlikcyle kar51 kar51yadir. Belmont e. en parlak donemini ya5arken. hep boganm savunma bolgesinde c:;ah5ird1 . Boylece. bir tragcdyanm giderek yakla5t1g1 duygusunu velirdi izleye�ere . insanlar COJTida'ya Belmonte'yi izlemek. traj ik duygular ya5amak. kim bilir belki de Belmonte 'nin olumunu gormek i<:;in giderlerdi . On bes y1l oncesinde Belmonte'yi gonneye gideceksen. c:;abuk git ; lilmeden git , derlerdi. 0 gunden bu yana binden c:;ok boga oldurdu. Boga gure5ini birakt1gmdaysa. onun dovu5lerine iliskin bir efsane yayild1. dovii su birakrnaktan vazgec:;ip arenaya gen dondugunde de dus kmkl1gma ugrad1 insanlar. Cunku hi<:;bir insan. Belmonte'nin bir zamanlar yaptig1 gibi bogaya yakm c:;ah5am1yordu . Hatta Belmonte bile.
Aynca. Belmonte'n.in baz1 ko5ullan da vard1. Bogalannm oyle c:;ok buyuk. c:;ok iii boynuzlu olmalanm da 1stemiyordu . boylecc de tragedya duygusunun ogeleri eksiliyor ve halk. surekli akan bir yaradan dertli Belmonte'n.in kesinlikle veremeyecegin.in u c:; katm1 isled@ i(,'in dolandmld1gn11, aldatild1gm1 samyordu : Belmonte'nin c:;enesi d e a5ag1lay1c1 bir anlat1mla uzuyor. yiizu biraz daha sarar1yor, c:;ektigi ac1 giderek artiyor. bu nedenle hareketle1i guc:;le5iyor. sonunda halk da ona kar51 kesin tavir ahyor. o daha da a5agilay1c1 ve ilgisiz bir hava· ya girtyordu . Cok arilamh ve gorkemli bir ogleden sonras1 ya5arimas1 gerekiyordu . oysa yuh seslert. sovgu dolu bagm5larla sonunda. Belmonte 'nin gec:;miste c:;ok basanh nldugu arena-
2 1 4
ya firlatilan bir sun} yastik. ekmek pan;as1 ve sebzeyle dolu bir ogle sonras1 oluverdi. Tepkisi , yalruzca c;:enesini biraz daha one c;:1kartmakt1 . Arasira c;:ok kotu sovg ulerden birini duyunca donuyor o di$lek. uzun c;:eneli . du daks1z smtI$Illi gosteriyord u ; her harekLtinde ac1s1 giderek aiit1. Sonunda san yuzu . daha da sarard1, ikinci bogasm1 oldurdukten. yastik ve sebze firlatma i$i bittikten sonra. o kurt c;:enesi ve a$ag1lay1c1 bakl$1yla gu liimseyerek Ba$kan1 selamlad1 ve k1hc1ru barrera'nm ustunden silinmesi, �u tusuna yerlestirilmesi ic;:in uzatllktan soma. callejon'a dogru gelip t am bizim a$ag1mizda barrera'ya dayand1. basm1 kollanrun arasma ald1. Hic;:bir $ey i$ilmiyord u , yalniz �c1s1yla ba$ba$ayd1. Sonunda. ba$1m kaldird1 ve su istedi. Suyun birazm1 yutt u . biraz1yla agzm1 c;:aJ kalad1ktan soma. tukurd u . pelerinini ald1. arenaya gen dond u .
Kalabal1k, Belmonte'ye kar$I oldugu ic;:in , Romero'yu tutuyordu . Barrera'dan bogaya dogru yuru meye ba$lad1g1 sirada alk1$ladilar onu . Belmonte de surekli Romero'ya bak1yordu , ama hie;: belli etmeksizin. M arcial'a donup bakm::i.d1 bile . Marcial gibilerini c;:ok gormii$tii o. Kazanacagm1 onceden bilmesine kar$m. yalrnzca M arcial gibileriyle yar1:;;abilmek ic;:in dovii$ii birakmarn1$tI. M arcial'la ve boga guresinin iyice yozh$maya ba$lad1g1 donemdeki obur yild1zlarla yar1$abilmek ic;:in gelmi$ti ve kendi dovl1 $ bic;:imindeki dogalhgir.. . yozla$ma donemindeki bu gure$lerin yapay estetikleri kar$1smda yenidcn pa rlayacagm1. bunun ic;:in de arenaya ad1mm1 atmasmm bile yetecegini biliyordu . G ure$i b1-raktiktdll soma . arenalara donii$iiyle eline ge c;:en firsatI Romero bozmu$lu. $imdi. Belmonte'nin arasira yapabildi,�) $eyleri , Romero surekli ku�..;rsuz, kolayca ve en guzel bic;:imde yap1yordu Halk da anlam1$l! bunu ; Biarritz'den gelenler de anlan11$l!; dahas1 Amerikan buyiik-
2 1 5
eli;:isi bile. Belmonte'nin kattlmamas1 gereken bir yan�mayd1 b u . c;:unku sonunda ya boynuzla kotu bir yara alma. ya da alum vard1. Bel monte'nin saghg1 ise . yeteri kadar iyi degildi artik. Art1k en parlak zamarnru arenada ya�am1-yordu c;:unku . Parlak gunlerinden bir �eyler kald1gmdan da emin degildi. Her �ey degi�mi$ti ve ya�ammdaki panlt1h anlar. art1k say1hyd1 . Bogalanyla arada bir eskisi gibi co�kulu anlar ya�avabiliyordu . ama boga ureticisi bir dostunun <;:iftliginde arabasmdan inip agilm parmakhgma yaslanarak en tehlikesiz bogalan onceden sec;:mesiyle . buyliklugunu yok ediyordu. Kli(;'ugunden. kolay yenebilecegi. k1sa boynuzlu iki bogas1 oluyordu . ama onu hi<; ku rtulamad1-g1 acmm arasmdan eski buyiiklugunden birazc1k da olsa kald1gm1 sezince. onceden bir yana atild1gm1. satild1gm1 anhyor ve iyi duygular belim1iyordu i<;:inde. Buyukluk vard1 yine . ama boga gure�i onun i<;:in harikalar yaratacag1 bir i� degildi art1k.
Buyukluk Pedro Romero'da vard1 . Boga gure�ine a�1kll o. sanmm bogalarma a�1ktI. sa ruyorum Brett'e de a�1kt1. 0 gun. yerini kendi kontrol edebilecegi her hareketi. onun onunde yaptI. Bir kez bile ba�m1 kaldmp bakmad1. Boylece. yaptiklan daha da etkili oluyord•J, c;:unku Brett i<;:in oldugu kadar, kendisi i� in de yap1yordu bunu. Ba�1rn kaldmp da begenilip begenilmed@ni somiad1gmdan. geri;:ekte kendisi i<;:in yap1yordu , bu da gui;:lenmesine neden oluyordu onun: ayru zamanda Brett i<;:in de yap1yord u . Arna Brett i<;:in yapmas1. kendisi i��in yaptiklarmdan bir �ey eksiltmiyordu . Bu ogle sonrasmda c;:ok �ey kazandird1 bu ona.
ilk. 'quite'sini hemen a�agmuzda yapt1 . bteki uc;: m�tador da pikadorlara sald1rmasmdan sonra . bogayi s1rayla uzakla$tinrlar. Belmonte birinciydi. Marcial ikinci. Soma Romero. Oc;:u de atm sol yanmda du ruyorlard1. Pikador �ap-
21 6
kas1ru gozlerinin uzerine indirrni$ti. karg1s1run sap1ru bogaya dogru uzatarak atm1 mahm uzlad1 ve sol eli dizginlerde olarak yakla$h. Boga bakiyord u . Beyaz ata bakiyorrn u$ gibi gorunuyord u , ama gen;ekte kargmm u<;genimsi <;elik ucuna bak1yordu . Romero bak1yordu , boga onu n ba$1ru <;evirdigini gordu . Sald1m1ak istemiyordu . Romero pelerinini $aklatti . pelerinin rengi bogarun gozunu aldi . Boga i<;guduyle saldird1 , saldird1. ama kar$1smda birden parlayan renk yerine . beyaz ah buldu ve atm ust u ndeki adam iyice one egildi. ceviz agacmdan yapilma kargmm ucu ndaki <;eligi boganm boynundaki kas y1gmma saplad1 . atm1 yana <;ekti. karg1y1 $6yle bir dondurii p bir yara a<;ti ve Belmonte i<;in kanatt1 yarayi.
<;elip;in altmda fazla direnmedi boga. Ger<;ekte ata sald1m1ak istemiyordu . Dondu ve insan kumesi dagild1. Romero peleriniyle uzaklc1.$hrd1 onu . Yava$<;a. ama kusursuzca uzakla$hrd1 onu , durd u , sonra bogarun tam onunde dikilerek pelerinini uzatti . Boga kuyrugunu dikti. saldird1 ve Romero ayaklarm1 yere saplayarak dondu . kollarm1 boganm onunde oynatti. <;amurdan iyice agirla$ml$ islak pelerin, riizgann $i$ird@ bir yelken gibi a<;ild1 , $i$ti. Romero boganm hemen onunde durd ugu yerde yeniden dondu. Hareketini tamamlad1gmda yine kar$1 kar$1ya gelmi$lerdi. Romero gulumsedi. J3oga yine onu . yeniden Romero'nun pelerinini istiyordu : bu kez obi.Jr yandan. Bogay1 su rekli oyiesine yakinmdan gec;iriyordu ki , adam , boga ve riizgarla dolan pelerin. kesin <;izgilerle belirlenmi$ tek bir cismin resmi gibiydiler. Old u k<;a yava$ ve denetim altmdayd1 her $ey. Bogay1 uyutacakm1$ gibi salhyordu sanki. Boylece dart Veronica yaptiktan ve bir yanm Veronica'yla biUrdikten sonra. eli belinde . pelerini kol u nda arkas1 bogaya. yi.Jzu yukselen alki$lara donuktu ve boga onun uzakla$an s1rtma bakiyordu .
2 1 7
Kendi bogalanyla dart dortluktu. ilk boga, iyi goremiyordu . ilk bir pelerin hareketini ge<;i�tirdikten sonra, Romero , boganm gozundeki bozuklugu a<;1k<;a anlanu�ti. Ona gore <;ah�u . Parlak bir boga gure�i degildi. Ancak tam bir boga gure�iydi. Kalabal1k boganm degi�tirilmesini istiyordu . <;:ok gurUltu yaptilar. Kendisine yem olarak sunulan1. goremeyen bir bogayla guzel �eyler yapma olanag1 yoktu . ama Ba�kan boganm degi�tirtlmesi i<;in komut vem1edi.
"Ni<;in degi�tirmiyorlar onu?" diye sordu Brett.
"Onun ir::in para odemi�ler. Para.Ian bo�a gitsin istemiyorlar."
"Romero'ya haksizhk b u . "Bak. renklert bile goremeyen bir bogayla
nasil da dovu�uyor." "Boyle �eylert izlemekten hi<; ho�lanm1y0-
rum. Bu i�i yapan insanm sevdigi birtyse, dog
rusu onu izlemek ho� bir �ey degildi. Pelertnin renklertni , muleta'nm klrmiz1 kuma�1n1 goremeyen bir bogamn ilgisini <;ekmek i<;in govdesini kullanmas1 gerekiyordu . Ona oylesine yakla�mak zorunda kal1yordu ki . boga Rornero'nun govdesini gon:.iyor. hemen saldmyor, Romero da boganm saldmsm1 <;uhayla ge<;i�tirtp hareketini al1�ilm1� bir bi<;imde . ancak bundan sonra bitirebiliyordu . Biarritz'den gelenler bundan hi<; ho�lanmadilar. Romero'nun korktugunu. bogamn her saldmsm1 <;uhaya yonelt· tiginde bu nedenle yana dogru ku<;uk ad1mlar attig1m sandilar. Belmonte'nin kendine. ya da Marcial'in Belmonte'ye benzemesini yegliyorlardi. Boyle du�unenlerden u<;u arkamizdaki s1rada oturuyord u .
"Neden korkuyor � u bogadan? Boga oylesine aptal ki. yalnizca kuma�a saldmyor."
"Daha <;ok gen<; bir gure�<;i. Daha ogrenememi�."
2 1 8
"A.ma sanmm az once pelertniyle daha iyiy-di.
"Belki sinirkri bozulmw;;tur $imdi. Arenanm ortasmda. yapayalruz . Romero
aym i$i yap1yordu ; boganm kendisini iyice gorebilecegi kadar yakla$1yor. ona govdesini su nuyor. sonra biraz daha yakla$1p . bel bd bakan bogaya yine sunuyordu ; oylesine yakla$Iyordu ki ona. boga onu yakalayacagmdan emin olunca. o yine sunuyordu govdesini; sald1rmas1 i<;:in zorluyordu bogay1 , sonra da boynuzlar tam hedefe ula$acag1 sirada. BiarIitz'den gelen boga gure$i uzmanlanna aykm gelen o belli belirsiz ku<;:uk hareketin ardmdan kirm1z1 kuma$I sunuyordu bogaya.
"Onu oldurecek $imdi" dedim Brett'e. "Boga hala <;:ok gu<;:IU. Boyle giderse Romero'nun kendisi bitecek. "
Arenanm mtasmda Romero boganm onunde yan dondu , k1hcm1 muleta'nm k1vnmlanrun arasmdan <;:ekti <;:1kard1. ayak parmaklanrun ustune dikildi ve kihcm ustunden bogaya ni$al1 ald1. Romero saldird1g1 anda boga da saldird1. Romero. gormesini engellemek i<;:in sol eliyle tuttugu muleta'y1 bogarun yi.izune indirdi. kih<;: saplarurken. Romero'nun sol ornzu , bogarun boynuzlanrun arasmdan ilertye uzand1. ki sa bir sure o ve boga butunle$tikr; Romero boganm ustune egilmi$ti . sag kolu kihcm kabzas1 sapland1g1 yerde. bogarun omuzlanrun arasmdayd1. Sonra goruntu dagild1. Romero bogadan uzakla$irken ku<;:uk bir sarsmt 1 gec;:irdi ve Romero boganm kar$1smda yine ayaktayd1. bir eli havada. gomleginin kolu y1rtilm1$. beyaz beyaz ruzgarda sallaruyor ve kar$1smda boga. klhcm kirm1z1 kabzas1 omuzlarmm arasmdan <;:1krm$. ba$I onune dU$UyOr, bacaklan titriyor.
"Gidiyor dedi Bill . Romero . boganm onu iyice gorebilecegi ya-
21 9
k mmdayd1 . Eli hala havada, bogayla konu$t u . Boga kendini toparlad1, ama ba$1 one di1$tii ve agir agir y1kilmaya ba$lad1. sonra da birdenbire yikild1, dart ayag1 da havaya kalkt1 .
Klhc1 Romero'ya verdiler. klhcm agznu a$ag1ya dogru tutarak. oteki elinde muleta'yla Ba$kanhk locasmm onune geldi, egildi , dikildi . barrera'ya yuruyu p kih<;la muleta'y1 oradakilere uzatt1.
"Kotu bir boga" dedi klh<; ta$1y1c1s1. "Terlet u beni" dedi Romero. Yuzunu sildi.
Klh<; ta$1y1c1s1 su $i$esini verdi ona. Romero dudaklanm sildi. $i$eden i<;erken earn yamyord u . Bize bakmad1.
Marcial ba$anh bir gunundeydi. Rome ro'nun son bogas1 geld@nde . kalabahk hala onu alk1$hyordu . Sabahki arenaya kO$U$malar sirasmda one firlayip adam oldu ren bogayd1 bu .
ilk bogayla d6vil$tiigu sirada Romero'nun yuzundeki yaralar <;ok belli oluyord u . Her hareketinden anla$1yord u . iyi gormeyen bogayla d6vi1$ii rken yaptig1 hem ters . hem ince hareketlerden de belli ofuyordu b u . Cohn'la kap1$mas1. dovi1$me istegini kirrnan11$l 1 , ama yuzunu mahvetmi$ . govdesini yaralam1$tI. Butun bu nlari temizliyordu $imdi. Bogas1yla yapt 1g1 her $ey. onu temizliyor. biraz daha annmasm1 saghyordu . iyi bir bogayd1 b u . kocaman bir bogayd1 , kocaman boynuzlari olan bir bogayd1 ve donup donup her saldm$mda rah at ve guvenliydi. Tam Romero'nun isted@ turden bir bogayd1.
Muleta'yla <;ah$masm1 bitirip bogayi oldurme hazirhgma giri$l@nde. kalabahk d6vi1$ii daha surdurmesini istiyordu . Boganm hemen olmesini istemiyorlard1 , gosteri hi<; bitmesin isUyorlard1. Romero da oyle yaptI . Ders veriyordu sanki; butun h areketler birbirtne baghyd1, hep-
220
s1 iyice hesaplarum$. agir, zamarunda. kusursuz hareketlerdi. Hir;:bir aldatmaca. hir;:bir yapayhk yoktu . Hir;:bir $iddet yokt u . Ve CO$ku doruk noktasma ula$Irken yaptig1 her hareket. seyircinin i<;ini yakiyordu birdenbire. Kalabahk hi<; bitmesini istemiyordu bunun.
Boga dort ayag1 uzerinde dum1U$ olrneyi bekliyordu ve Romero tam onumuzde oldurdu onu . Onu , daha oncek.i bogay1 oldi.irmek zorunda kald1g1 gibi degil , 6ldum1ek istedigi bir;:imde oldurdu . Bogarun tam onunde yan durdu . kihc1 muleta'nm klvnmlannm arasmdan r;:ekti ve u stunden bogaya ni$an ald1. Boga onu izliyordu . Romero bogaya bir $eyler soyleyerek bir ayagm1 yere vurdu . Boga saldird1; ama Romero. muleta'y1 az1c1k a!,?ag1da tutarak. kihc1yla iyi ni$an alarak, ayaklanm saglam basarak bu saldmy1 bekledi. Sonra ileriye dogru ad1m atmadan bogayla butUnle$ti yine. klhc1 omuzlann arasma sapland1; boga a$ag1 dogru sallanan r;:uha parr;:asm1 izlemi$ti . �'.uha da Romero'nun kendini sarsllarak sol yana r;:ekmesiyle yok oluverince. her $CY bitt i . Boga ilerlemeye r;:abalad1. bacaklan ta$1mad1 onu . once iki yana salland1. bir an duraklad1 . sonra dizlerinin ustUne y1kild1 ve Romero'nu n agabeyi arkadan geldi. k1sa saph bir kamay1 boganm boynuna, boynuzlann bitimine saplad1. ilk denemesinde beceremedi. Kamay1 bir daha soktu ve boga titreyip ta$ gibi kesilerek yiklld1. Romero·nun agabeyi bir elinde bH;ak. obur elinde de bogarun boynuzuyla Ba$kanhk locasma bakt1. Arenanm her yanmda mendiller sallamyordu . Ba$kan d a locasmda. a$ag1ya bakip mendilini sallad1. Romero 'nun agabeyi olU boganm kara r;:entikli kulagm1 kesip Romero'ya ko$tu. A.gir. kapkara boga kumun uzerine yan yatn11$, dili d1$an firlam1$tI. Arenanm her yanmdaki r;:ocu klar ona dogru ko$uyorlard1. Boganm r;:evresinde dans etmeye ba$lad1lar.
221
Romero kulag1 agabeyinden ald1, Ba$kana do.�ru kaldird1. Ba$kan ba$1yla selam verdi. Romero, kalabahgm onunden ko$arak bize dogru geldi. Barrera'dan uzanarak kulag1 Bret 'e uzatt1. Ba$1yla selamlay1p, gUlumsedi . Kalabahk <;:evresini ku$atm1$t1 . Bretl pelerini uzatt1 ona.
"Begendin mi?" diye bagird1 Romero. eret t hi�·bir $ey soylemedi . Bak17tilar ve
gulUmsediler Kulak, Brett'in elindeydi. "Ostun k;:in olmasm" dedi Romero ve gu
lumsedi. Kalabahk or1u istiyordu . f>irka(· c;ocuk Brett'e bagird1. Kalabal1kta <;:ocuklar. dans<;:1lar ve sarho�lrtr vard1 . Romero donup kalabahgm arasmdan gei:;meye c;:al1$t 1 . Her yamm sarrn1$lar, omuzlarma almak i<;:in kaldmnak istiyorlard1 onu . Romero istemedi , <;:ekti kendini, aralarmdan c;-1k1$a dogru ko$maya ba$ladi. insanlarm omuzlarmda ta$mmayi istcmiyordu . Arna onu y akalay1p, yine de kaldird1lar. Onu omuzlarma kaldmm$lar. kap1ya ko$uyorlard1 . Eliyle birinin omzunu tutmu$tu. Donup bagv;fayin dercesine bize baktI. Kalabahk ko$uyordu , b u ylik kap1dan <;:1kard1lar onu.
Oc;:umiiz otele donduk. Brett List kata <;:1kt1. Bill'le ben alt kattaki yemPk salonunda oturduk, ha$larum$ yumurta yedik , birka<;: $i$e bira i<;:tik. Belmonte sokak giysileriyle , yanmda meneceri ve iki yard1mc1s1yla geldi. Yarum1zdaki masada oturup yemeklerini yediler Belmonte <;:ok az yedi. Saat yedideki trenle Barcelona'y<. gideceklerdi. Belmonte'nin s1rtmda mavi <;:izgili bir gomlekle koyu renk taklm elbise vard1 ve rafadan yumurta yedi. 6tekiler guzelce yemeklerini yediler. Belmonte konu$mad1 . Yalruzca sorulanlara yarut verdi .
Bill boga gure$inden soma <;:ok yorulmu�tu . Ben de oyleydim. <;unku ikimiz de <;:ok ciddiye a11yorduk bu i$i. Otu rup yumurtalanm1z1
222
yerken. Belmonte'yle masasmdakilere bakt1m. Yanmdaki adamlarm katJ.. i$lerini bilir bir goriinii$leri vard1 .
"Kalk. kahveye gidelim" dedi Bill . "Bir absent i<;mek istiyorum."
$enligin son gunuydu . D1$anda yagmu r bulutlan toplaruyordu yiue . 1-\landa buyuk bir kalabahk vard1 ve havai fi$ek uzmanlan ak$am w,;uracaklan balonlan hazirlayip ustlerini kayin dallanyla kapallyorlard1 . Cocuklar da onlara bak.Iyorlard1. Uzun kam1$ saph sira sira havai fi$eklerin i:inunden ge<;Uk. Kahvenin onunde buyuk bir kalabahk toplanm1$L M uzik de danslar da suruyord:J ha.la. Devlerle cuceler ge<;it yap1yordu .
"Edna nerede?" diye sordum Bill'e . "Bilmiyorum. $enligin son gecesi i<;in yapilan hazirhklan
izledik. Absent her $eyi oyle guzel gosteriyordu ki . Ben $ekersiz i<;iyordum ve ho$ bir ac1hg1 vard1 i<;kinin.
"Cohn'a uzuliiyorum" dedi Bill. "Cok kotu gunler ge<;irdi.
"Aman can1 cehenneme Cohn'un" dedim. "Nereye gitti sence?" "Paris'e . " "Ne yapar dersin?" "Carn cehenneme onun. "Ne yapar dersin?" "Eski kiz1yla ban$Ir sanmm. "Eski kiz1 kim?" "Frances adh biri . Birer absent daha i<;Uk. "Sen ne zaman doneceksin?" diye sordum. 'Yann. Bir sure sonra Bill . "Cok guzel bir $en1ikti"
dedi.
223
"Evet" dedim. "Surekli bir $eyler oldu. "inamlacak gibi degildi. OlaganustU bir ka
rabasan gibiydi . " "Oyle" dedim. "Her ;;eye inarurd1m. Karaba-
sanlara bile . " "Neyin var? Bozuk musun?" "Hem de nas11. "Bir absent daha i<;. Garson! Bu senyora
bir absent daha getir." "Cok kotuyum" dedim . "ii,; ;;unu" dedi Bill. "Agir agir i<;. Hava kararrnaya ba;;lam1;;1.I. $enlik suru
yordu . Giderek sarho;; oluyordum. ama kafam duzelmiyordu .
"Nas1lsm?" "Berbat. "Bir tane daha ii,;er misin?" "Yaran yok. "Dene. Belli olmaz. belki bu i<;ki her ;;eyi
yoluna koyar. Hey, garson! Bir absent daha bu senyora.
Suyu dogrudan dokup, i<;kinin i<;ine dmnla damla akmasm1 bekleyecegime. kan$tmverdim. Kahverengi, bugulu gibi duran kar1;;1mm ii,;indeki buzu ka;;1kla kan;;tird1m .
"Nas1l?" "iyi. "Oyle hemen i<;me. Dokunur. Bardag1 masaya biraktim. Hemen ii,;mek
istememi;;tim. "Sarho$ gibiyim. "E. samnrn . " "Senin yapmak istedigin de bu degil miy
di?" "Elbette. Bui kafay1. Ge<;sin lanet olas1ca
kafa bozuklugun. "Buldum kafaYJ. istedigin b u mu?"
224
"Ot ur yerine. "Ot ummyacag1m" dedim. "Otele gidece
gim. (ok sarho$tum. $imdiye dek hie; boyle sar
ho5 olmam1$hm. Otele vannca list kata c,;1ktim. Bret t'in kap1s1 ac,;1kt1 . Ba$1m1 uzatip odaya baktun . Mike yatagm k1y1sma oturmu$1 U . Bir $i$e uzatt1 bana dogru .
"Jake" dedi. "Gelsene , Jake. keri girip ben de oturdum. Bak1$lanm1 be
lirli bir noktada toplamazscun oda yerinde donuyordu.
"Brett var ya. 0 boga gure$c;isi heri11e git-ti.
"Hayir. "Evet . Ho$c,;a kal demek ic,;in seni arad1 . Sa-
al yedideki trenle git tiler. " "Gittiler demek?" "Kotii yapti" dedi Mike. "Yapmama11yd1. "Dogru . "Bir $ey ic,;er misin? Bekle hiraz. bira iste
yeyim. "Sarho$um" dedim. "Gidip biraz uzanaca
g1m . "Korku t u k sarho$ musun? Ben d e oyley
dim. "Oyle" dedim. "Zorn oldum. "Pekala oyleyse" dedi Mike. "Koca Jake. git
yat biraz. Kap1dan c,;1l:ip kendi odanrn girdim. yatag1-
ma uzand1m. Yatak firlay1p gitti sanki. durdurabilmek ic,;in hemen otu rdum, gozlerimi duvara diktim. D1$anda, alanda $enlik suruyordu . Hic,;bir $eyin anlam1 yokt u . Sonra odaya, Bill 'le Mike beni yemege goturmek ic,;in ugrad1lar. Uyuyormu$UII1 gibi yaptim.
"Uyuyor. Yalmz biraka11m daha iyi. "Zorn olmu$" dedi Mike . Gittiler.
225
Kalk.Ip balkona <;1kt nn . alanda dans edenleri izledim. Dunya donmuyordu art 1k. Her sey <;ok a<;1k. pm! pmld1. yalruz biraznk dumanhyd1 . Y1kand1m. sach-1nnu fir<;alad1m . .'\ynada bir t u haf gordum kendi�1i: sonra da yemek salonuna indim.
"iste geldi!" dedi Bill. "Koca ,Jake ! S1z1p kal-mayacai:tm1 biliyordum.
"Ne haber. koca sarhos"' dedi Mike. "Kan11m ac1ktI, uyand1m. "Corba i<; biraz" dedi Bill. O<;umuz ot uruyorduk masada ve sanki
aranuzdan altI kisi aynhp gitmis gibiyd i.
0C0NC0 BOLOM
XIX
Sabahleyin her $ey tamamd1 . �enlik bitmi$ti. Dokuza dogru uyand1m, y1kand1m, giyinip, a�ag1ya indim . Alan bo$tu ve sokakb.rda kimsecikler yokt u . Birka<; <;ocuk alandaki havai fi$eklertn saplanru topluyordu . Kahveler daha yeni a<;1hyordu ve ga.rsonlar onceki rahat . beyaz hasir koltuklan kemerlerin golgesindeki menner masalann <;evresine siral1yorla.rd1. Sokakla.r si.i pri.il i.iyor. ho rt umlarla 1slat1hyord u .
Hasir koltuklardan birine oturup, $6yle rahat<;a arkama yasland1m. Garsonun gelmeye hie niyeti yoktu . Bogalann gelecegi ozel t renlerin geli$ saat!erini bildiren beyaz kag1da bas1h duyurula.r kemerlerin direklerine as1h duruyord u . Mavi onli.ikli.i bir ga.rson, bir kova SU ve elinde bir bezle gelip duyurulan silmeye ba$lad1 : kag1tlan pa.r<;a par<;a y1rt1yor, yap1$1p kalanla.r1 da sabunlu suyla ovu$turarak temizliyord u . �enlik bilmi$ti.
Kahvemi i<;tim. bir si.ire sonra da Bill geldi. Alanm kar$1smdan geli$ine baktim. Ma�aya oturu p bir kahve de o 1smarlad1.
"Pekala" dedi . "Her $ey tamam. "Evet" dedim. "Ne zaman gideceksin?" "Bilmiyorum. Bir a.raba aya.rlarsak iyi olu r
227
diye dii$i'mdum. Sen Paris'e donmuyor musun?"
"Hayir. Bir hafta daha vaktim var. Sani-nm . San Sebastian'a gidecegim.
"Ben donmek ist iyorum." " Mike ne yapacak?" "Saint Jean de Luz'e gidiyor. " "Bir araba tutup Bayonne'a kadar birlikte
gidelim. Sen oradan bu ak$amki trene biner-sin.
"iyi . Yemekten sonra gideriz . " "Oldu . Ben arabay1 tutanm. Yemegimizi yiyip hesab1 odedik. Montoya
yan1m1za gelmedi hi�. Hesab1m1z1 hizmet eden kizlardan biri getirdi. Araba d1$andayd1 . Suru c u bavullanmiz1 arabanm u stune baglad1. birka�m1 da yanmdaki bolmeye yerle$tirdi , biz de bindik. Araba alandan �1kt1. Ara sokaklan izleyerek aga�larm altmdan ge�ip yoku$u indi. Pamplona gerilerde kald1. Uzu n bir yo! gibi gorunmuyordu . M ike uir $i$e Fundador almI$tI yanma. Ben bir duble i�Um. Daglan a$IP ispanya'dan �1ktik, beyaz yollardan �imle kaph. 1slak. yemye$il Bask ulkesinden ge�ip , sonunda Bayonne'a ula$tik. Bill ' in bavullarm1 istasyona b1raktik. o da kendisine Paris treni i�in bilet ald1. Treni yediyi on ge�e kalkiyordu . istasyondan d1$an �1khk. Araba istasyonun onunde bekliyordu .
"Ne yapacagiz arabay1?" diye sordu Bill. "Bo$ verin" dedi Mike. "Tutahm arabay1. "Olur" dedi Bill. "Nereye gidelim?" "Biarritz'e gidip i�ki i�elim. "Ya$a Mike. elia�1k Mike" dedi Bill . Biarritz'e gidip arabay1 olduk�a !Uks bir
yerin onunde durdurduk. Bara girdik , yuksek taburelere otu rduk. hirer vi.ski-soda i�tik.
"Bunlar benden" dedi Mike.
228
"Zar atahm. Deriden yapilm1� bir fincanda poker zarla
nm sallad1k. ilk atI�ta Bill <;1kt 1 . Mike de yenilince. bam1ene yilz frank uzatt1 .
Viskilerin tanesi on iki franktJ . Birer tane daha i<;Uk ve Mike yine yenildi. Her seferinde barmene iyi b ah�i� verdi. Bann yanmdaki odada caz miizigi <;alan iyi bir orkest ra vard1 . Bos bir bard1. Birer i<;ki daha i<;tik. ilk atI�ta ben . dart papazla <;1ktim. Bill 'le. Mike attilar zan. ilk atI�1 dart valeyle Mike kazand1. ikinciyi Bill. Son atI�ta Mike ii<; papazda kald1. Zarlan Bill'e uzatt1. Bill zarlan sallay1p attI . ii<; papaz. bir as. bir kiz <;1kt1.
"Senden yine" dedi Bill. "Ya�a Mike. ku marbaz Mike ."
"Bag1�laym" dedi Mike. "ama veremeyecegim.
"Neden?" "Param kalmad1" dedi Mike. "Paralar suyu
nu <;ekti. Yim1i frang1m var. Alm, yirmi frang1 vereyim."
Bill'in yilzii biraz degi�ir gibi oldu. "Tam Montoya'ya verecek kadar param <;1-
kI�m1�tI . Oldu k<;a da �anshym1�1m, hi<; olmazsa o kadan <;1kt1 . "
"Bir <;ek yaz bana, sana parasm1 adeyeyim" dedi Bill.
"Sag ol, ama art1k <;ek imzalayam1yorum. "Peki . nasil para bulacaksm?" "Nas1l olsa bir yerlerden gelir. iki h aftahk
har<;hg1m var. bugiinlerde gelir. Saint Jean'da bild@m bir meyhane var. orada hesab1 yazd1-rabilirim. param gelene dek.
"Arabayi ne yapahm?" diye bana sordu Bill . "Tuta11m m1? . . "
"Onemi yak. Az1c1k sa<;ma bir �ey ama . . . "Hadi , birer i<;ki daha ic;:elim" dedi Mike.
229
'Tarnarn. Bunlar benden" dedi Bill . "Brett'in paras1 var nuyd1?" Mike' a dondu .
"Sanmarn. Montoya'ya verdigim pararun <;ogi.,mu o verdi zaten."
"Brett'in yanmda para yok mu yani?" "Sanmam. Onun hi<; paras1 olmaz ki. Yllda
be� yiiz sterlinlik geliri var. uc; yiiz ellisini Yahudilere faiz olarak verir."
"Kaynagmdan kesiyorlar sanmm" dedi Bill. "Dogru . Gen;ekte Yahudi de degiller. Biz
onlara oyle ad takt1k, o kadar. Ac;lmda isko<;yahlar. yarulm1yorsam. "
di.
'Yarunda hi<; mi paras1 yok?" diye sordum. "Sanm1yorum. Giderken hepsini bana ver-
"Eh" dedi Bill, ''Birer i<;ki daha i<;elim. "Cok iyi du �undun" dedi Mike. "Boyle pa
rayla ilgili konulan tart1�arak hi<;bir yere varamaz insan."
"Dogru " dedi Bill. Bundan sonraki i<;ki i<;in Bill 'le ikimiz zar attik. Ben kazand1m, paralar1 da Bill verdi . Arabaya dogru yiiruduk.
"Gitmek isted@n bir yer var n11, Mike?" diye sordu Bill.
"Biraz gezelim. Kredim art ar belki . Gezelim az1c1k. "
"Pekala. Kly1yi gormek istiyordum ben de. Hendaye'e dogru gidelim.
"Kly1da hi<; kredim yok. "Belli olmaz" dedi Bill. Kly1 yolunu izleyerek gittik. Klyiya ya.km
topraklann ye�illigi , beyaz. k1rm1z1 kiremitli villalar. yer yer ormanlar. masmavi okyanus ve su lan <;ekilmi� bo� kumsalm <;Ok 6tesinde daJgaJar vard1. Saint Jean de Luz'den ve daha otedeki kiyi koylerini ge<;tik. i<;inden ge<;tigimiz geni� toprakJann ardmda. Parnplona'dan gelirken a�tig1miz daglan gardt:•.k. Yol dumduzd u .
230
Bill saatine bakti. D6nii$ zamammiz gelmi$U. Cam bolmeye vurarak, surucuye geri donmesini soyledi. Surucu arabay1 dondunnek !l;:in <:imenlerin uzerine geri geri gitti. Arkamizda ormanlan, i;:ayirhg1 , sonra da deniz biraktik.
Arabayi S aint Je3.I1'de Mike'm kalacag1 otelin onunde durdurup indik. Surucu Mike'm bavullanru ii;:eri ta$1di. M ike arabarun yanmda durdu.
"Ho$i;:a kalm. baylar" dedi Mike . "Cok guzel bir $enlikti .
"Ho$i;:a kal . M ike" dedi Bill . "HO$<:a kal , yine g6ri1$iiruz" dedim. "Para konusunda uzulmeyin" dedi M ike .
"Arabanm parasm1 verirsin Jake , hen de sana bana dii$eni gonderirim. "
"Ho$i;:a kal . M ike . "Ho$i;:a kalm. beyler. Sag olun. Tokala$tlk. Arabadan, Mike'a el sallad1k.
Yolda durup arkamizdan bakti . Tren kalkmadan az once vard1k Bayonne'a. Bir hamal Bill'in bavullanru emaneti;:iden alarak trene ta$ldl . Demiryolu na giden kap1ya dek yurudum Bill'le birlikte .
"Ho$i;:a kal , dost" dedi Bill . "Ho$i;:a kal , ufakhk!" "Cok guzeldi. Cok iyi zaman gei;:irdim. "Pariste g6ri1$iir muyuz?" "Hayir. G emim. 1 7'sinde kalkiyor. Ho$i;:a
kal. dost!" "Ho$i;:a kal . ufakhk!" Kap1dan ge<:ti . trene yi.irudu . Hamal onun
den bavullarla gidiyordu . Trenin kalk1$ml izledim. Bill pencerelerden birinde duruyordu . Once pencere gei;:ti onumden. trenin geri kalan1 da ge(;ti. raylar bo$aldi. Arabaya dondum.
"Borcumuz?" diye sordum surucuye . Bayonne'a dek yi.iz elli pesetaya anla$ID1$tlk.
23 1
"iki yuz peseta. "Donli$te beni San Sebastiw1'a b1rakmak
ic;in daha ne istersin?" "Elli peseta. "Alay etme benimle . "Otuz be$ peseta. "Neyse" dedim. "Panier Fleuri Oteline blfak
beni ." Otelde suriicunun parasm1 odedim, biraz
bah$i$ verdim. Araba toz ic;inde kalm1$tI. Bahk kam1$mm bulundugu c;antanm tozlanm sildim. Beni ispanya'ya, o $enlige baglayan bir tek o kalm1$ gibiydi. Suriicu arabayi c;ah$hnp kalkt1. ispanya yoluna sapmak uzere k6$eyi donmesini izledim. Otele girdim ve yine aym oday1 verdiler bana. Bill ve Cohn'la birlikte Bayonne'da kald1gnn odayd1 bu. Cok eskilerde kalm1$ gibi geldi bana. Y1kand1m, gomlegimi degi$Urdim ve kenti dola$maya c;1kt..Im.
Bir gazete sauc1smdan New York H erald ald1m, okumak ic;in bir kahveye oturdum. Ycniden Fransa'ya donmek tuhaf bir duygu veriyordu bana. Ev gibi, saghkh bir yer gibi geliyordu . Ke$ke Bill 'le Paris'e gitseydim. diye gec;irdim akhmdan, ama bu biraz daha senliklemelc demek olacakh benim ic;in. Uzunca bir sure ic;in $enliklere doynm$tum. San Sebastian sessiz olurdu $imdi.
. iyi bir otel bulup kitap okur, de
nize girebilirdim orada. Cok guzel kumsallan vard1 San Sebastian'm. Kumsalda deniz mevsimi ac;1lmadan baklc1lanyla gonderilen c;ocuklarla, iki yanda guzel agac;lar vard1 . Ak$an1 uzerleri , Cale Marinas'm kar$1smdaki agac;larm altmda konserler verilirdi. Marinas'ta oturup muzik dinleyebilirdim.
'Yemekler nas1l?" diye sordum garsona. Kahvenin arkas1 lokantayd1 .
"iyi. Yemekleri c;ok iyidir. " "Guzel.
232
ir;:eri girip yemegimi yedim. Fransa olr;:ulerine gore oldukr;:a <;oktu yemekler. ama ispanya'dan sonra daha akla yatkm geldi. Bana e�lik etmesi ir;:in bir �i�e de �arap ir;:tim. Chat eau Margaux'du �arap . Yudum yudvm ir;:mek. �arabm tadma varmak, yalruz ir;:mek r;:ok zevkliydi . iyi bir dosUu insana bir �i�e �arap. Arkasmdan kahve ir;:ti11l. Garson Izzarra marka. bir Bask likOru onerdi. $i�eyi getirip , bardag1 doldurdu . Izzarra'nm Pirene'lerin r;:ir;:eklerinden dam1tild1-g1ru soyledi. Gerr;:ek Pirene t;:i<;eklerinden. Briyantini andmyordu ve italyanlann Strega's1 gibi bi: tad1 vard1. Pirene r;:ir;:eklerini geri goturmesini , bana bir vieux mare getirmesini soyledim. Marc guzeldi . Kahvedcn sonra bir daha ir;:tim.
Garson. Pirene r;:ir;:eklerine ih�kin goru�le rimden az1c1k almm1� gibiydi, ben d e ona r;:ok r;:ok bah�i� verdim. <;ok sevindi. insanlan sevind:rmenin, bu denli kolay oldugu bir u lkede ya�amak r;:ok ho�uma gitti. Bir ispanyol garsonunun size te�ekkur edip etmeyecegini anlayamazsmiz. Fransa'da her �ey a� .k<;a parasal te meller uzerine kuruludur. Ya�arunas1 en kolay .ilke oras1d1r. Hit; kimse birtalum anla�1lmaz aedenlerle dostunuz olmaya kalkip i�leri kar1�tirmaz. insanlann sizi sevrnelerini istiyorsa..11z. az1c1k para harcamamz yeterlidir. Ben az1c1k para harcad1m, garson da beni sevdi. Degerimi, niteliklerimi begenmi�ti. Bir daha gelirsem. daha da sevinecekti. Bir gun yine ayru yerde yemek yiyecektim ve o geld@me sevinecek, kendisinin baktig1 bir masaya otum1am1 isteyecekti. Somut bir temele dayand1g1 ir;:in de bu ir;:ten bir sevgi olacakt1. Fransa'dayd1m �imdi.
Ertesi gun, daha r;:ok arkada� edinmek amac1yla, oteldeki herkese f azlaca bah�i� vererek, sabah treniyle San Sebastian'a dogru yola r;:1ktim. istasyondaki hamala r;:ok bah�is vermedim. r;:unku bir daha gorebilecegimi sanm1yor-
233
dum. Bayonne'da. belki bir daha gelirim diye du�unerek. yalmzca birkac;: iy1 Fransiz arkada� edinmek istiyordum. Eger beni unu tmazlarsa. dostluklanna b agh kalacaklanm da biliyordum.
lrun'a gelince t ren degi�tirirken, pasaportlanmiz1 da gostermemiz gerekti. Fransa'dan aynld1g1ma uzUluyordum. Ya�amak oylesine kolayd1 ki . Fransa'da. ispanya'ya geri dorunekle aptalhk ett@mi biliyordum.
·ispanya'da hic;:bir
�ey belli olmuyordu . Oraya donmekle aptalhk ett @mi du�unuyordum, ama yine de elimde pasaportumla s1raya girip bekledim, gumru kc;:u lere c;:antalanm1 ac;:tim. biletimi ald1m, bir kap1dan gec;:tim. trene bindim, kirk dakika ve sekiz tunel gec;:tikten sonra San Sebastian'a v ard1m.
En s1cak gu nlerde bile San Sebastian'da bir sabah saatlerinin serin havas1 vardir. Aga�'.lann yapraklan bir turlu kuruyanuyonnu � gibi goru nur. Yollar yeni y1karun1�tir sanki hep. En s1cak gunlerde bile sokaklarm kimisi serin ve golgeli olur. Kentte . once de kald1g1m bir otele gittim, evlerin c;:atilarma bakan bir oda verdiler bana. (,;atilann otesinden yemye�il bir dag yanlaCI gorunuyord u .
Bavullanm1 ac;:tim. kitaplanm1 ba�ucumdaki masanm uzerine koydum, tira� takim1m1 c;:1-kard1m. buyuk dolabm ic;:ine giysilerimden birkac;:m1 astim. kirli c;:ama�irlanm1 yikatt mnak uzere paketledim. Sonra da bir du� yap1p ogle yemegi ic;:in indim. ispanya henuz yaz saatine ger,;:memi�ti . o yuzden ben erkenciydim. Saatimi oraya gore ayarladnn yine. San Sebast ian ' a gelerek bir saat kazanm1�tim.
Yemek odasma giderken bir memur polisten bir beige getirdi ve doldurmam1 istedi . imzaJay1p iki telgraf kag1d1 aJd1m. Otel M ontoya'ya bir tel c;:ekip mektuplanm1 ve t elgra11anm1 b u adrese gondermelerini soyledim. S an Sebasti-
234
an'da kac gun kalacag1m1 goz onu nde tutarak da bir tel cekip mektu planm1 tutmalanru. ama all! gun i<;inde gelecek telgra11an buraya gondermelerini bildirdim. Sonra da gidip yemegimi yedim.
Yemekt en sonra odama c1kt 1m , biraz kitap oku dum, sonra uyudum. Uyand1,i2;1m zaman saat dort bucukt u . C antadan mayomu c1kard1m. havlumun icine onu nla birlikte bir de tarak sanp a$a!l;1 indim. Concha'ya yuru dum. Deniz az1c1k cekilmi$ti . Kumsal duzgun ve sert . kumlar sapsanyd1 . Soyunma odalanndan birine girdim, mayomu giydim. duzgun kumlann ustune basa basa denize yiirudum. C1plak ayaklanm1 yakiyordu kum. Suda ve kumsalda bir suru insan vard1. Otede. Concha'nm buru nlannm handiyse birle$erek limam olu$tu rdugu yerde, dalgalann kmld1g1 beyaz bir cizgi , otesinde de ac1k deniz vard1. Sular cekiliyordu , ama yine de agir agir gelen dalgalar vard1. Birer titre$im gibi geliyorlar. suyun butun agirhgnu toplay1p kumlarm uzerine duzgun bir bir;:imde 1:;arp1yorlard1. Suya yii rudum. Sogukt u . Bir dalga yakla$irken dald1m, su altmda yuzerek 1smd1m ve c1ktim. Sala dogru yuzdum. kendimi ustune 1:;ekip s1cac1k tahtalara uzand1m. Salm obur ucunda bir kizla. bir oglan vard1. Klz mayosunun askls1ru «i:;6zmu$. gu ne$t e s1rtm1 yakiyordu . Oglan sala yuzu stu uzanm1$. klzla konu$uyord u . Kiz oglanm soylediklerine guliiyor. kahverengi sirtm1 gune$e i:;eviriyordu . Kuruyana dek yattim salda. Sonra birka�: dah5 daha yaptim . Bir kez derine, dibe dogru yuzdum. Gozlerim a1:;1k yuzuyordum. su koyu ve ye$il gorunuyord u . Salm golgesi karanhkt1 . Salm yanmda sudan 1:;1ktim . kendimi yine yukan «i:;ektim; sonra bir kez daha dibe dahp solugumu olabildigince tuttum. sonra soyunma odasma gittim, mayomu 1:;1kanp . talh su larla y1-kand1m , kuru land1m.
235
Limanda, agar;:lann a1tmdan dola�a dola�a kumarhaneye yurudum. soma da seri..., bir sokaktan ger;:erek Cafe Marinas' a gittim . • '.ah'.'ede bir orkestra r;:ahyordu, ben d1�m 1da. ernsta oturup bu s1cak gunde. bu serinligin taduu <;1-kardrrn. buzlu buzlu bir bardak limon suyu i<;tikten soma. hafif bir viski-soda 1Smarlad1m. Marinas'm onunde uzun bir sure oturarak kitap okudum. gelene ger;:ene baktim. muzik dinledim.
Havanm karard1g1 sirada once liman boyunca ylirudum . sonra da geli�iguzel dola�tim, otele .tk�am yemegine dondur.i. Bask Olkesi Turu c :d1 verilen bir bisiklet yar1�1 vard1 ve yan�r;:Ilar da bu gece San Sebastian'da kahyorlard1. Yemek sd.lonunda bir yanda ya.n�r;:Ilarla r;:ah�tmr:Ilanrun yemek yedikleri uzunca bir masa vard1. c;ogu Frans1z ve Belr;:ikahyd1 . yediklerine ozen gosteriyorlar. ania yine de eglenmekten gen kalm1y0rlard1. Masanm ba�mda. giysileri Faubourg Montmartre Sokagmdakilere benzeyen iki Fransiz kiz1 oturuyordu. Kimin nesi olduklanru bir turlu anlayamad1m. Herkes argo kon1 1 -�uyor. ancak yakm dostlann anlayabilecegi �akalar yap1hyor. baz1 �akalar da. masa ba�mdaki kizla.r anlayarnad1klarm1 soyledikleri .zaman y:inelenrniyordu . Yan�m son etab1 ertesi sabah San Sebastian-Bilbao arasmda ko�ulacakt1. Yan�r;:Ilar r;:ok �arap i<;tilcr: gune�ten yanrn1�lar, kavrulmu�lard1. Ancak kendi aralannda r;:ok onem veriyorlard1 bu yar1�a. Birbirleriyle o kadar r;:ok yan�m1�lard1 ki. hangisi kazansa onemi yoktu. Hele de yabanc1 bir ulkede. Parasal sorunlarsa her zaman r;:ozumlenebilirdi.
Yan�1 herkesten iki dak.ika onde goturen yan�r;:mm poposunda carum yak.an r;:1banlar .-;:1-kivermi�ti. Kuyruk sokumunun uzerine oturuyordu. G une�ten ensesi kipk1muz1 olmu�. tuyleri sararm1�tI. bteki yan�<;Ilar r;:1banlanyla dalga ger;:iyorlard1. c;atal1yla masaya vurdu.
236
"Bana bakm" dedi. "yann burnumu gerekirse gidona dayayacag1m ve bu <;-1banlara tath tath esen ruzgardan ba$ka hii;bir $ey yakla$amayacak."
KJ.zlardan birt masarun obu r ucundan bakmca. gulUmseyip kipkirmiz1 old u . ispanyollarm pedal i;evirmeyi bilmediklert konusunda karara vanld1.
Kahveyi. buyuk bisiklet yap1mc1lanndan birtnin takim i;ah$hnc1s1yla terasta ii;tim. Cok zevkli bir yar1$ old ugunu . hele Bottechia yan$I Pamplona'da b1rakman11$ olsayn11$ . izlenmesi daha da zevkli olabilecekmi$. oyle soyledi. Cok toz yutmu$lard1. ama ispanya'nm yollan Fransa yollarmdan daha iyiydi . Uzun yol bisiklet yan$I dunyanm tek sporu du r. dedi. Fransa Turu 'nu izleyip izlemedigimi sordu. Yalruz gazetelerden. Fransa Turu dunvadaki en buyuk spor olayiyd1. Fransa'yi geri;ekte pek az ki$i tamrd1. ilkbahan. yaz1 . guzu , hep yan$i;Ilarla birlikte yollarda gei;irtrdi. Yan$i;Ilan bugunlerde kentlerde izleyen araba sayisma bak.In. Olduki;a zengin bir Ulkeydi Fransa ve y1llar gei;tiki;e spora daha da i;ok onem veriyordu . Uzun yol bisiklet yan$lan saglan11$h bunu . Bisiklet yan51 ile ayaktopu . Fransa'y1 taruyord u . La France Sportive. Bisiklet yaTI$i;1hgn11 iyi biliyord u . Birer konyak ii;tik. H em soma ne de olsa. Parts'e donmek iyi oluyord u . Yalniz bir tek Paname vardir. Butun dunyada yani. Parts dunyanm en sport�{ kentidir. Chope de Negre'i bilir miydim. Bilirdim. hem de nas11. Onu nasilsa bir gu n bulurdum orada. Elbette bulurdum. Birlikte bir fine daha ii;erdik. Elbette ii;erdik. Sabah alhya i;eyrek kala yola koyu lacaklard1. Depan gom1ek ic;:in kalkabilir miydim? Elbette kalkmaya i;al1$Ird1m. Beni uyand1mlas1-m ister miydim acaba? ilginC' olurdu . Resepsiyona haber birakmain daha iyiydi. Sabah g6rli $mek uzere ayrild1k .
Sa.bah ben uyand1g1m zarnan . bisiklet ya-
237
n::;;<;1lanyla onlan izleyen arabalar gideli uc; saat olmu::;;tu . Kahvemi yatakta ic;tim. gazetelerimi okudum. soru·a giyinip mayomu ald1m . kumsala indim. Sabahm erken saatinde her ::;;ey daha canh . serin ve nemliydi . Onifom1ah ya da koylulerinki gibi giysiler ic;indeki dad1lar agac;lann altmda c;ocu klan 1-4ezdiriyorlard1. ispanyol c;ocuklan oldu kc;a guzeldi. Birkac ayakkab1 boyac1s1. bir agacm altma oturmu::;;lar. bir askerle konu::;;uyorlard1 . Askerin tek kolu yokt u . Deniz yukselmi::;;ti . ruzg;ir esiyordu . dalgalar kums;1Ja c;arp1yord u .
Soyunma odalanndan birinde mayomu giydikten sonra. darac1k kumsaldan gec;ip suya girdim. Dalgalann ustunden yuze yuze ac;1lmaya c;ah::;;t 1m. ancak arasira dalmak zorunda kald1m. Durgun su lara gelince. sirtustu dondum ve dinlendim. Suyun ustunde snius�u durunca yalmz gokyijzunu goruyor. dalgalann sesini duyuyon.Ium. Dalgalarm k1y1ya c;arpllklan yerin yakmma yuzup buyu k bir dalgaya yuzustu birakllm kendimi. k1y1ya dek da!gayla kay1p dalganm uzerimden a::;;masma engel olmaya c;ah::;;arak yuzdum. D algal1 denizde yuzmekten yoruldum. donup sala dogru kulac; att1m . Su sogukt u , ama iyi kaldmyordu insaru. Hie; batmayacakm1::;; gibiydim. Agir agir yuzdum: zaman zaman y[1 kselen denizde c;ok uzaklara yuzuyormu::;;urn gibi geliyordu bana: kendimi salm ustune c;ektim , her yarnmdan damlayan sularla 1smmaya ba::;;layan tahtalara oturdum. Koya. eski kente. kumarhaneye . yo! boyunca sira sira agac;lara. balkonlan beyaz ve adlan yaldizh harflerle yazilnu::;; buyuk otellere baktim. btelerde. sag yanda. koyu neredeyse kapatacak ye::;;il bir tepeyle . ustunde de bir kale vard1 . Dalgalar sah salhyordu . Ac;1k denize bakan kuc;uk aral1ktan da ileride bir buru n daha vard1 . Koyun kar::;;1 yakasma dogru yuzmeyi gec;-irdim i<;imden. ama kramp girmesinden �·ekindim.
238
Gune�te oturdum, kumsala yakm yerlerde yiizenleri izledim. Minicik gorunuyorlard1. Bir sure oturduktan sonra ayaga kalktim, agirhg1mdan batan salm kenarlanm ayak parrnaklanmla kavrayarak suya dumduz dald1m, rengi giderek a.;1lan sulardan .;1k1p kaf amdaki l uzl u damlac1klan sallay1p atarak agir agir ve tekduze kula.;larla k1y1ya yuzdum.
Y1kand1ktan ve soyunma odasmm parasm1 odedikten sonra. yuruye yuruye otele gert dondum. Okuma odasmda bisiklet yan�.;ilarmdan geride kalan Auto dergisinin birka.; say1sm1 toplay1p d1san .;1ktim; terasa oturup Fransa sporuyla ilgili ka.;ird1g1m haberleri okumaya ba�lad1m. Otururken bir gorevli elinde mavi bir zarna geldi.
"Size telgraf var efendim. Zarfm kapagmm altmdan parmag1m1 soka
rak telgraf1 a.;tim . okudum. Paris'ten buraya gonderilmi�ti:
MADRiD OTEL MONTANA'YA GELEBiLiR MiSiN BA$1M DERTTE, BRETT.
Gorevliye bah�i�ini verip telgraf1 bir kez daha okudum. Kaldmmdan bir postac1 geliyordu . Otele girdi. Askere benzey(;n, pos b1yikl1 bir adamd1 . Otelden .;1kt1. Tam arkasmdan da az onceki gorevli yine b ana g�liyordu .
"Size bir telgraf daha, efendim. "Sag ol" dedim. Telgraf1 a.;um. Pamplona'dan buraya iletil
mi�ti. MADRiD OTEL MONTANA'YA GELEBiLiR
MiSiN BA$1M DERTTE. BRETT Gorevli ba�1ma dikilmi�ti. herhalde yine
bah�i� bekliyordu . "Madrid'e hangi saatte tren var?" "Bu sabah dokuzda gitti. Bir de saat on
birde posta treni var, Guney Ekspresi de bu ak�an1 saat onda.
239
"Guney Ekspresi ic;:in bana bi:- kompart1-man ay1rtm. Paray1 �imdiden mi vereyim?"
"Siz nas1l isterseniz" dedi. "isterseniz hesabm1za gec;:irteyim.
"Oyle yapm. Evet. bu durumda San Sebastian tatilinin
sonu gelmisti . Dogrusu . boyle bir sey olmasm1 bekliyordum da sanmm. Gorevli kapmm onunde bekliyord u .
"Bana b i r telgraf kag1d1 get irir misiniz. lutfen?"
Getirdi . dolmakalemimi c;:1kanp yazd1m: LADY ASHLEY OTEL MONTANA MAD RiD
YARIN GONEY EKSPRESiYLE GELiYORUM SEVG iLER. JAKE.
Bu is de bu raya kadard1 anla51lan . Tamamd1. Klz1 birisiyle gander. Bir baskas1yla tamshr. onu nla kalksm gitsin . $imdi de git , sen geri getir. Telgraf1 da sevgiler diye imzala. Tamamd1 gerr;:ekten. Yemegimi yemege gittim.
0 gece G u ney Ekspresinde iyi uyuyamad1m. Sabahleyin kahvall!m1 yemekli vagonda yaphm ve Avila'yla Escorial arasmdaki kayahk. daghk bolgeyi izledim. G unesin altmda soguk. upuzun. bombos duran Escorial'a bakt1m ve hie;: mi hie;: aldms etmedim. Ovadan kar51ma c;:1-kiveren Madrid'i gordum: G unesten sert 'esmis topraklara bakan bir yrir uzerinde s1k15t inlm1s . bembeyaz bir c;:izgi gibiydi gokyuzu ne kar51.
Madrid'deki Norte Gari. yolun sonu demektir. Trenlerin h epsi orada kahr. Oradan daha ileriye gitmez. G ann d15mda faytonlar. taksiler ve bir suru otel c;:1g1rtkarn vard1. Bir ta5ra kas<:tbas1 gibiydi. Taksiye bindim: bahc;:elerden, bos sarayla, yarm k1yismdaki yap1m1 bitmemis kilisenin yanmdan gec;:erek yukanda s1caktan kavrulan c;:agdas kente geldik . Taksi dumd uz bir yoldan Puert a del Sol'e indi. oradan da bir suru arabarun arasmdan Carrera San Jeroni -
240
mo'ya c:;1kh. S1caktan korunmak i<;in, bi.Hi.in magazalar tenteleTini indinni�lerdi. Sokagm gi.ine$ goren yarundaki ma_i;.azalann hepsinin kepenkleri kapahyd1. Taksi kaldmmm kenanna yana$t: . ikinci katta as1lm1$ HOTEL MONTANA yaz1s1ru gordi.im. Si.iri.ici.i bavullamn1 i<;Pri ta$1d1. asansori.in yanma birakt1. Ac: an�orii c:;ag1mrnd1m , ikinci kata yi.iri.iyerek c:;1khm. Bu rada pirinc:;ten bir tabela vardi: HOTEL MONTANA. Kap1yi c:;ald1m, ac;:an olmad1. Bir daha c;ald1m, as1k yi.izli.i bir hizmetc;:i c:;1kh kap1ya.
"Lady Ashley burada m1?" diye sordum. Salak salak yi.izi.ime bakt1. "Bir ingiliz kadm var m1 burada?" Doni.ip ic:;eriden birini c:;agird1. Oldukc:;a $i$
man bir kadm geldi kap1ya. Sac:;lari Y..irla$mI$h ve yagh bukleler c:;en;eveliyordu yi.izi.i ni.i . Kisa boyluydu ve tavn bir komutam andmyordu .
"Muy buenos. Evet. bir ingiliz kadm var. Tabii gorebilirsiniz, ancak o da sizi gom1ek istiyorsa. "
"Beni gormek istiyor. " "Chica sorar ona." "Cok s1cak. "Madrid'de yazlar her zaman c:;ok s1cak
olur. "Ve k1$lar da soguktur. "Evet . KI$m da c:;ok soguk olur. Kendlm de Montana Otelinde kalmak isti
yor muydum? Bu konuda karanm1 daha vermemi$tim,
a.ma c:;almmamas1 i�:in bavullanmm alt kattan buraya ta$mmas1 beni c;ok mutlu edecekti . Montana Otelinde hic:;bir $ey c:;almmazd1 . Obi.ir
fonda'larda . evet. Burada. hayir. Burada c:;ah�anlar bi.iyi.ik bir titizlikle sec;ilirlerdi . Bunu duyduguma sevinmi$tim. Yine de c:;antamm yukan c:;1karilmas1 beni daha c:;ok sevindirecekti.
241
Hi7metc;i geldi kadm ingilizin, erkek ingilizi gonnek istedigini hem de hernen. :;;imdi gom1ek istedigiru soyledi.
"Guzel" dedim . "Goriiyors 1 muz. dedigim gibi old1 1 .
"Bu ac;1k. Uzun ve karanhk bir kuridor boyunca hiz
metc;inin sntma bakt1m. Sonunda bir kap1y1 c;ald1.
"Selam" dedi Brett. "Sen,misin. Jake?" "Benim. "Gel. Gel. Kap1y1 ben ac;tim. Hizmetc;i kadm arkam
dan kapatt1. Brett yatakta duruyordu . Ben h;:ert girdigimde sac;lanm f:rc;ahyordu . firc;a da elindeydl . Oda. ancak hizmetc;isi olan ki$ilertn evlertnin olabilecegi kadar dag1rukt1.
"Sevgilim!" dedi Brett Yataga dogru gidip sanld1m ona. Beni op
tu . opu :;;u rken ba:;;ka :;;ey du:;;undui?;unu anlad1m. Kollanmm arasmda titrtvordu . Ku c;ulmu :;; gibi geliyordu bana. - ·
"Sevgilim! Oyle kotu gunler gec;irdim k.J. "Anlat bana . " "Anlatacak pek bir :;;ey yak. Daha d u n gitU.
Onu ben gonderdim. "Nic;in ahkoyrnadm?" "Bilmem. Boyle :;;eyler olur i:;;te. Onu kird1-
g1m1 sanm1yorum. "Ona yararh olmu :;;sundur. herhalde. "Kimseyle birlikte ya:;;amamal1 o . Derhal
anlad1m bunu . 'Yapma. "Bo:;; ver!" dedi. "Bunu konu :;;mayahm. Hie;
konu :;;maya11m en iyisi . " "Olur. "Benden utanmas1 iizdu en c;ok onu . <;un
ku bir sure u tand1 benden. biliyor musu n?"
242
"Hayir. "Evet. Kahvede benim yuzumden dalga
ge<;tiler onunla herhalde . Sa<;lanm1 uzatmam1 istedi benden . Uzun sa<;lar ve ben. dll$Linebiliyor musun? Ne <;irkin olurrlum."
''Tuhal�" "Uzun sacm beni daha kadms1 y:1pacagm1
soyledi . Cok kotu gorunururn oysa. "Ne oldu?" 'Vazg�ct i . Benden u tanmas1 uzun surme-
di. "Ba$1m dertte diyordun?" "Onu gonderip gonderemeyecegimi bilmi
yordum. Onu birak1p gihem de be$ param yok�u . Bana para vennek i<;in <;ok direndi. biliyor musun? Ona dunya kadar param oldugunu soyledim. Bunun yalan oldugunu biliyordu . Parasm1 alamazd1m, biliyorsun . ·
"Oyle. "Neyse . konu$mayahm bunu . Eglenceli
$eyler de oldu ama. Bir sigara ver bana. "
mi$ .
Sigarasm1 yaktim . "ingilizceyi Cebelitank'ta garsonken ogren-
"Evet. "Sonunda evlemnek istedi benimle. "Ger<;ekten mi?" "Elbette. Oysa Mike.'la bile evlenemiyorum
ben. "Belki onunla evlenirsen, Lord Ashley ola
cagm1 dll$Linmll$tur. "Hayir. Ondan degil. Ger<;ekt en benimle
evlenmek istiyordu . Ondan aynlmayay1m diye . oyle dedi. Ondan hi<; aynlmayacag1mdan emin olmak istiyordu . Bira/. daha kadm gibi cl<lvranmamdan sonra. elbette.
"iyi olmahsm $imdi. "Oyleyim. Duzeldim biraz. 0 al<;ak Cohn'u
silip yok etti.
243
"iyi. "Biliyor musun, ona zaranm dokundugu
nu anlamasayd1m, ya�ard1m onunla. Cok iyi anla�1yord uk. "
"01� gorunu�unu dikkate almazsan. "Of. al1�ird1. Sigarasm1 sondt::rdu . "Otuz dort ya�mdayirn , biliyor musun? Co
cuklanru �1martan o orospulardan biri olup i;1-kacag1m sonunda.
' 'Hay1r. " "Arna oyle olmak istemiyorum. Olduki,;a
iyiyim, biliyor musun? Az i;:0k cuzelmi� glb;yim. "
' 'iyi. Bas1'1! i,;e\'irdi. Ba�ka bir sigara daha an
yor sand1m. Sonra ag!ad1g1ru gordum. Aglad1�1-ru duy<..Liliyordum. Sarsi11yor ve ;:i.ghyordu . Ba'>Hl.l kald1m11yordu. Kollanma aldnn onu .
"Hii,; konu�mayahm bunu . Lutfen. hii,;, hii,; kont' 5Il1clVa'.1m bu konuyu .
S i:vgili Brett. "'Ylike'a donecegim. Onu::i kolbnmm ara
smda aglad1gm1 duyabiliyordudl . Cok iyi ve c;ok kotii bir adam o. Tan1 bana gore . "
Ba�1111 kald1rm1yordu . Sai,;larm1 ok�adnn. Sarsild1gm1 d uyabiliyord um.
"O orospular gibi olmayacag1m" dedi. "Arna Jake, ne olur bu konuyu hi( konu�mayahm.
Montana Otelinden aynld1k. Otel y0neticis1 kadm, hesab1 odememe izin vermedi . He sap odenmi�t i .
"Peki . Osteleme" dedi Erett. "Art1k onemi yok.
Bir taksiyle Palace Otele inuik. bwullar 1-rn!Zl birakt1k. ak�amki G u ney Ekspresine kompart1manlru- ay1rt1p, ii,;ki ii,;mek ii,;in otelin banna ge.;tik. Barda yuksek taburelere oturduk ve
244
barmen b uyuk nikelle kaph bir kan�tmcmm ir;inde martini h azirlad1 b ize .
"ilginr;. b uyii k otellerin barlarmda nasil da boyle bir kibarhk oluyor" dedim.
"Barmenlerle cokeylerin d1�mda. kibar adam kalmad1 rtrt1k. "
"Bir otel ne kadar kaba saba olursa olsun, ban her zaman iyidir. "
"ilginr;." "Barmenler her zaman iyidir." "Biliyor musu n" dedi Brett. "dogruymu�.
Henuz on dokuz ya�mda. $a�ilacak bir �ey." Bann ustunde yan yana duran kadehleri
mizi tokJ�turduk. Soguk olduklanndan bugu lanm1�u ikisi de. Perdeleri ortulmu� pencerenin d1�mda Madrid'in yaz s1cag1 vardi.
"Martinirnin ir;ine zeytin de isterim" dedim barmene.
"Tamam efendim. Buyurun. "Sag ol . "Sormahyd1m . Barmen konu�malar1miz1 duyamayacak
kadar uzakla�ti. Brett. egilip bann ustunde duran martinisinden b ir yudum i<;mi�ti. Sonra kadehini eline aldi . 0 ilk yudumdan sonra. bardag1 kaldirabilecek kadar ger;mi�ti elinin titremesi .
"Cok guzel. iyi bir bar degil mi?" "Butun barlar iyidir. " "Onceleri inanamad1m, biliyor musun?
1 905 dogumlu . 0 siralar ben Paris'te okuldayd1m. Bir du�un. "
"Du�unmemi btedigin daha kesin bir �ey
"E�cklik etme . Bayanlara ir;ki ismarlamaz m1sm sen?"
"Birer martini daha ir;elim. "Oncekiler gibi mi, efendim?"
245
"Onlar Gok giizeldi . " Brett bannene giiliimsedi.
"Sag olun. hammefendi . "Pekala. selam" dedi Brett. "Selam!" "Biliyor musun" dedi Brett. "daha once yal
mzca iki kadmla birlikte olmu �. Bo.�a giire�inden ba�ka hiGbir �eyi 6nemsememi:J. "
"Daha GOk zamaru var. "Bilmem. Benim yiiziimden oldugunu dii-
�iinuyor. 6teki olanlardan degil. "Sendendi tabii . "Evet. bendendi . "Bu konuyu hiG konu �mayacag1m1z1 saru-
yordum. "Nasil yapayrm bunu?" "Konu�ursan yitirirsin onu . "Cevresinde dolanarak konu�uyorum. G er
c;ekten de kendimi GOk iyi hissediyorum biliyor musun Jake. "
"Oyle olmahsm. "insam oldukGa rahatlatiyor, bir orospu ol-
mamaya karar vermek." "Evet . 'Tann yerine gec;en bir �ey gibi i�te. "Baz1 insanlann Tann's1 vardir" dedim.
"Hem de GOkGa vardir. "Benimle aras1 pek iyi olmad1 Tann 'run. "Birer mar1 ini daha iGelim mi?" Barmen iki mart ini daha hazirlayarak le
miz bardaklara doldurdu . "Ogle yemegini nerede yiyelim?" diye sor
dum Brett 'e . Bar serindi. D1�annm s1cakhg1 pencerelerden anla�1hyord u .
"Burada?" dedi Brett. "Bu otelde yemekler k6tiidiir. Botin diye
bir yer biliyor musunuz?" diye sordum barmene.
246
"Evet . efendim. ister misiniz adresi yazayim?"
"Sag ol. Botin'in ust katmda yedik yemegimizi.
Dunyadaki en iyi lokantalardan biiidir. Fmnda silt domuzu yedik ve rioja alta ii;tik. Brett pek bir �ey yemedi. Zaten hicbir zaman i;ok yemezdi. Bense i;ok i;ok yemek yiyip. iic �i�e rioja alta ii;tim.
"Kendini nasil buluyorsu n?" diye sordu Brett. "Ne kadar da yemek yedin!"
"Oldukca iyiyim. Tath ister misin?" "Hayir. sakm ha. Brett sigara ii;iyordu . ''Yemek yemeyi seviyorsun, degil mi?" dedi. "Evet" dedim "biri;ok �eyi seviyorum. "Neleri seviyorsun?" "Ne bileyim" dedim. "Biri;ok �eyi. Tath iste
miyor musun?" "Az once de sormu�tun" dedi Brett. "Evet" dedim. "Dogru . Oyleyse bir �i�e da-
ha rioja alta ii;elim." "Cok guzel �arap. "Cok ii;medin ama sen" dedim. "ii;tim. Sen gormedin. " "iki �i�e 1smarlayahm oyleyse" dedim. $i�e
ler geldi. Once biraz kendi bardag1ma. sonra Brett'in bardagma koydum, kendi bardag1m1 da doldurdum. Kadehleiimizi toku�turduk.
"Selam!" dedi Brett. Bardag1mdakini ii;ip yeniden doldurdum. Brett elini kolumun ustune koydu .
"Sarho� alma. Jake" dedi "G erekmez. "Ne biliyorsun?" "Yapma" dedi. "Duzeleceksin. "Sarho� olmuyorum ki" dedim. "Az1c1k �a
rap ii;iyorum hepsi bu. $arap ii;meyi seviyorum. "
247
"Sarho� olma" dedi. "Jake . sarho� ohna. "Biraz gezelim mi?" dedim. "KenU gezmek
ister misin?" "Evet" dedi Brett. "Madrid'i gormedim. Gor
meliyim Madrid'i . " "$unu bitireyim de" dedim. A:;;ag1 inip alt kaUaki yemek salonundan
sokaga c;1ktik. Bir garson taksi c;agmnaya gilti. Hava s1cak ve pml pmld1. Yolun ilerisinde taksilerin durdugu agac;h . c;imenli ki.ic;i.ik bir alan vard1. Kap1smdari garsonun sarktig1 bir taksi geldi. Garsona bah�i� verdim. si.iri.ici.iye gitmek istediftimiz yeri soyledim, BreU'in yanma yerle�tim. Si.iri.ici.i arabayi sokaktan yukan si.irmeye ba�lad1 . Breu de sokuldu bana. Birbirimlze oldukc;a yakm oturduk. Kolumu dolad1m. rahatc;a yaslarid1 bana. H ava c;ok s1cak ve c;ok parlakt1. evlerin goz ahc1 bir beyazhg1 vard1. Gran Via'ya saptik.
"Ah . Jake" dedi Brett. "Birlikte ne guzel vakit gec;irebilirdik."
Oni.imi.izde . ara.,;larm gidi� geli�ini yoneten ye�iller giymi� ath bir polis vard1. Copunu kaldird1 . Taksi birden yava�lad1 ve BreU'i bana yaslad1.
"Evet" dedim. "Boyle di.i�i.i nmek ne guzel , degil mi?"
Paris, 2 1 Eylill 1925
NOBEL OD OLD
I H INI !) Ill UO(�All, I 1111111 llomj11uw11y'l11 Ilk, 11111 11k en tlnlu kllnplnrmden b1r1dir. 11111111111 1,,1 1k hllyllk 11u1 un1111u,, 1l11a11u•v• dn 11kllml1111,111
##11111111uw•v . .. vat• clnultlk h11y11lla11yla nln ala11 blr yu•rdn llu romondo de oldu· Ull ull1I Ullatm 11111111 U/ntl1ul11kl nllill1h1I , lllHlllhlll 11nln1 •llp g01urdUQU11U bulun dogalh· Q1yla y1111111la11 1111 U1lacl11 1111 111,,llhlll l 11d1111111 , #l"mlllUWlly'ln llfllHlUll VO ya1d1klar111111 ev-1n111nlh1tm111I t•t11l1111u ln1atu
t 1 l l N I !J Ill l lOCiAll 1lnlill kltlln1, HVlt 1onrn11 dngnr yorg1lor1 yllcn, deg i�en yata111h111 1 11,, •t••O• hat y11k1111 hl1hl1h1n hn111nyc111 lnHnlard1r Homa11111 ba!ik i!iileriyse, bu 1,, lll11111 1 1i 1yll olnm 11 cln1l11llQlyln Vlltnllar #lttmlllQWllY YHtBml, l!!ller BV, ISler SBVB!i alamnda, 11 11111111 nrnruula, 11n1ncln oltn1n 11l1un du, k11 1kl 1k lu1 1yl . 1 dolu bir SB\IB!i gibi alg 1lar. YB!iB-1h� la11 1111 un1lnml111lnl dn knlmr.a, hnr blri bloklnden guzel, h1andmc:1 ve dUnyanm dOrt bir yn11111cl11kl 11k11y11c:uyn 1111ln11n11 d11v yup1llor orleya c;1kam.
ClllNI , Ill llOt.AH'd11 Hemingway, a�klanndaki, ya�amlanndaki du� kmkhklanni nylnnn1nlil, bohnm heyel1 YB!iayarak, ba!ika mutluluklar arayarak unutmaya c;ah!lan insanl1111 1mlal11
<;11gda� Amerika11 yazinmm guzel iirneklerinden clan GONE$ DE DOGAR, yay1novlmlzl11 surdurdugu Hemingway BulUn Eserleri dizisinin de unululmayacak ba�yap1llarmden blridir.
1111 1 1 1 1 1 11 1 1 11 1 111 1 1 1 111
' . -
Jf