kırsal kesİmde kadın olmak - arastirmax · hacettepevniversitesiedebiyat fakültesi dergisi cilt...

16
Hacettepe Vniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Cilt 5 i Sayı 2 i Aralık 1988 i ss. i - 16 KıRSAL KESİMDE KADıN OLMAK Yrd. Doç. Dr. Gü1ay ARıKAN. GıRİş 1985 Nüfus sayImına göre, 50.664.458 olan nüfusumuzun 23.789.701 'i kırsal kesimlerde, 26.865.757'si kentlerde yapmaktadır. i Aynı biçimde 1980 nüfus sayınuna bakacak olursak; 1980 yılında 44.737.000 olan nüfusumuzun 25.100.000'i kırsal kesimlerde, 19.645.000'i kentlerdeyaş<J.maktadır. Toplam 44.737.000 olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının 22.695.000'i erkek, 22.042.000'i kadın olarak belirlenmiştir. Yukardaki sayılar bize 5 yıl içinde gözle görülür bir biçimde kırsal kesimlerden kentlere doğru olan bir göç olgusunun yaşandığını göster~ mektedir. Başka bir deyişle 1980-1985 yılları arasında kırsal kesimde nüfus bir miktar azalırken, kentsel kesim nüfusunun ise bir miktar arttı- ğını görmekteyiz. Kuşkusuz bu durumun sonuçları kentleşme ve kentli- leşme olguları açısından tartışılabilir. Ancak konumuzun kapsamı dışında olduğu için. biz, bu tartışmaya girmemekte. yarar görüyoruz. Yine 1980 Nüfus sayımına göre, kadın nüfus sayısı ile erkek nüfus sayısının da hemen hemen birbirine eşit olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan, sanayileşme ile birlikte ortaya çıkan yetersiz keriileşme ve bunun sonucu olarak (1960'lardan itibaren başlayan) yurt dışına işçi olarak gitme olanaklarının artması, öncelikle kırsal kesim erkeklerini kente ve yurt dışına çekerken geride kalan kadın nüfusı erkeklerden boşalan tarımsal faaliyetleri de (örneğin, kendi tarlasında ya, da bahçe- * Hacettepe üniversitesi, Edebiyat FakiUtesi Sosyoloji' Bölümü Öğretim üyesi. i. Bu nüfusun ne kadannın kadın, ne kadarının erkek olduğu henüz Devlet İstatistik Enstİtüsü tarafından hesaplanmamıŞtır. Kesin sonuçları DİE 1988, Haziran ayında açıklayacaktır. 2. Erkeklerin köyden kente ya da yurt dışına çalışmaya gitmesi nedeniyle köy kesimin- deki kadın nüfus erkek nüfustan fazladır. Bu fazlalık bölgelere göre farklılık göster- mekte, Karadeniz kıyılan ile İç AnadOıu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu köylerinde kadın nüfus oldukça fazla görülmektedir. (Bkz: Rezzan Şahinkaya, "Türkiye'de Kır Kesimindeki Kadınlann Siyaııi Haklarına İlgisi ve Katkısı" Kaelm Derı-ek- leri Federasyonu Dergisi. Mart 1986, Yıl: ıo, Sayı: 1, S.5. ı

Upload: others

Post on 25-Jan-2021

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • Hacettepe Vniversitesi Edebiyat Fakültesi DergisiCilt 5 i Sayı 2 i Aralık 1988 i ss. i - 16

    KıRSAL KESİMDE KADıN OLMAK

    Yrd. Doç. Dr. Gü1ay ARıKAN.

    GıRİş

    1985 Nüfus sayImına göre, 50.664.458 olan nüfusumuzun 23.789.701 'ikırsal kesimlerde, 26.865.757'si kentlerde yapmaktadır. i

    Aynı biçimde 1980 nüfus sayınuna bakacak olursak; 1980 yılında44.737.000 olan nüfusumuzun 25.100.000'i kırsal kesimlerde, 19.645.000'ikentlerdeyaş

  • sinde daha fazla miktarda çalışma ve kadıngezici tarım işçiliği gibi)üstlenmek zorunda kalmış, aynı zamanda ailelerinin de reisi olmuşlardır.Böylelikle kaqımıza "kadın reisli" aileler çıkmıştır. Aslında bu kategorikadınları, Nermin Abadan-Unat'ın deyimiyle "Değişen Kırsal KesiminKadınları" olarak nitelendirebiliriz. Ancak bu durum bir ilerleme olarakdüşünülebilirse de aslında azgelişmişlik koşulları ve artan yükümlülüklerbu ilerlemeyi tamamen ortadan kaldırmaktadır.

    Gelişme ile ortaya çıkan bu duruma Tinker "Kadının Dual Rolü"adıııı vermektedir. Bu dual rol, hem geleneksel külfetlerin devam etme-

    sinden hem de modernleşmenin getirdiği yeni külfetlerden ortaya çık-maktadır.s Aynı etki Kenya'da ve Tayland'da da gözlemlenmektedir.4

    Kadınlar, dünyadaki toplam işgücünün üçte birini oluşturuyor,676 milyon çahşan kadın var dünyada (1975'de 576 milyondu. Her yıl10 milyon kadın işgücü ordusuna katılmış). Bu çalışan 676 milyorılukkadın nüfusunun büyük bir bölümü tarım alamnda hizmet veriyor:Mrikah kadınların yüzde 80'i Asyalı kadınların yüzde 73'ü; Latin Ame-.rikalı kadınların yüzde 40'ı --- Ve tarlada kadın erkekten daha fazlaçalışıyor (Afrika'da tam iki katı).~

    Görüldüğü gibi gelişmekte olan ülkelerde nüfusların çoğunluğu kır-sal alanlarda yaşamakta. Kırsal alanlarda yaşayan kadınların büyük birçoğunluğu ise tarımda çalışmakta. (En uç örneklerden biri N epal Kadın-ların yüzde 90'1 tarımda çalı§ıyor).~

    Kırsal alandaki kadınlarla ilgili İstatistiklerde, kadınlar kimi kez"yok" sayılırken, yaptıkları iş ve üretti~leri de "yok" sayılıyor, görmez-likten gelincbiliyor. Örneğin, kadınlarm ücret karşılığı olmayan tarım;şçiliği, yalnız ailesi için yiyecek üretimi, ya da geçici dönemlerde, .diye-lim -ki, yalnız hasat zamanı yaptığı işler yok sayılabiliyor. Örneğin,Amerika'da yayınlanan bir araştırma "Afrika'da kadınların yalnız yüzde5'i çalışıyor" diyebiliyor. 7

    Ayrıca tüm ülkeyİ kapsayan araştırmalarla, yöresel araştırmalararasındaki farklar dehşet verici; "Mısır'da tüm kadınların yüzde 3.6'sıtarımda çalışıyor" deniyor. Oysa yöresel araştırmalarda, kadınlarınyüzde 35-50'sinin tarınıda çalıştığı saptanıyor. "Peru'da kadınların yüzde

    3. i. Tinker'den aktaran: Murat Şeker, Güneydoğu Anadolu Projesi, Sosyal veEkonomik Sorunlar, Ankara, V Yayınları Verso A.Ş.,. 1987, S. 21.

    4. K. ParanaHan'dan aktaran: Şeker, a.g.e., S. 21.5. Zeynep Oral, Kadın Olnıak, İstanbul, rvfilliyet Yayınları, No: 54, 1985, S. 69.6. Oral, a.g.e., S. 270.7. Oral, a.g.e., S. 271.

    2

    ,

  • .

    2.6'51 tarımda çalışıyor" deniyor. Oysa yöresel araştırmalar kadımarJnyüzde 86'sının tarımda çalıştığını ortaya koyuyar.s

    .

    Bugün hala gelişmekte olan ülkelerde kadınların toplam işgücününüçte ikisini tarım alani 'oluşturmaktadır. 9 Başka bir deyişle, yıllar boyuistatistiklere bakıldığında kadın faal nüfusun ezici çoğunlukla yoğun-laştığı alan tarım-sektörüdür?O-ı985 yılı verilerine göre, Tınkiye'deçalışan kadın sayısı: 6.412.785; kırsar kesimde çalışan kadın sayısı5.431.451 'dir.n

    . -

    _ Ülkemizde kırsal kesimde kad~rı,.evde, -tarlada,.çiftIik evinde, avİuda,-ahırda, hangarda, ulaşımda, atölyede, pazarda çeşıtliişler yaparak gündeortalama 16 saat çalışmakta, 8 saat dinlenebilmektedir. Bu çalışma sü-releri erkekler için mevsimlere ve yörelere göre büyük değişiklikler gös-termekteyse de, kadınl~ için az değişim göstermektedir Yine'ülkemiznüfusunda erkek işgücü yüzde 55, k,adın işgücü yüzde30 oranındadır.Tanm sektöründe ise kadınişgiicü yüzde 51.8, erkek işgücü>yüzde 48.2oramndadır. O halde kırsal kesimde doğrudan üretid olan ve ülkeekonomisine, büyük katbda bulunan kesim, . brsal -kesim kadını olmak-tadır. Ve aynı k~dınlar, büyük bir oranda evinde, tarlaSlnda~ akrabala~rının işlerinde ücretsiz olarak çalışmaktadırla:r:.12

    Kırsal kesim kadını çocuk üretebildiği ve maddi-manevi hiçbirkarşılık beklemeden evinde ve tarlasında çalışabildiği ölçüde görecelioİarak saygınlık kazanan ancak yine de kendisini "ikinci sımfyatandaş"olmakta:n kurtaramıyan bir yaratıktır. Aynı kadın ne kadar çok çalışırsaçalışsın, ne kadar çok üretirse üretsin, aile içinde ve" dışında k:irar yer~mede erkek söz sahibidir. Ve; kadınların -önce babalarına' sorİi-a kocala-rına daha sonra da erkek çocuklarına ölan ba~ımlılıkları çok keskin birbiçimde sürüp gitmektedir.

    ~

    ,Görüldüğü gibi cinslerin ayrılığı ailede geçerli oıaii kunlllardan

    biridir. Erkekler ve kadınlar ayrı gruplar oluştururlar, herbirinin aynuğraşları ve ayrı. görevleri vardır. .

    .' .. .Cinsler ayrılığı kurabna. bağlı olarak J.E. Pierce ve J Cuİsenier iki

    ayrı kural daha saptamaktadırlar: "Daha genç olanların daha yaşlıolanlara ve kadınların erkeklere genel bağımlılığı" aile-içindeki hiyeraFŞik

    8. Oral, a.g.e., -S. 272.g. Oral, a.g.e., S; 272.

    10. Şahinkaya, a.g.e., S. 6.ll. Oral, a.g.e., S. 282.12. Baha. G. TunaJıgil, "Kırsal K~simd~Kadın" Cumhuriyd.;SiY3l!1et Eki, 3 Aralik,

    1984. .. -

    3

    o".

  • iIi§kilerin ya§ ve cinsiyet tarafından belirlenmesi sonucunu doğurmakta-dır.u Bu kuralların yasal bir dayanağı yoktur, ancak kesin bağlayıcıdır.

    Biz de yazımızda, kırsal kesim kadınlarının yasalar kaqlSında siyasalve, hukuksal açıdan kentsel kesim kadınları ile e§it haklara sahip olma~l!\rına kar§ın, eğitim düzeylerinin dü§üklüğü hatta hiç ormaması ve sonderece sınırlı (içinde ya§adıkları köy kadar) bir dünya görü§üne sahipolmaları nedeniyle haklarından ve ekonomik etkinliğe çok büyük mik-tarlarda katılmakla birlikte ekonomik bağımsızlıktan da haberlerininolmaması gibi nedenlerle, kentsel kesim kadınlarına kıyasla daha fazlaezildiklerini;ba§ka bir deyi§le ikinci sınıf vatanda§ ya da ikinci cinsolmalarının sanki onların kaderleriymi§ veya son derece doğal bir olguy-mu§ gibi kabul edildiğini bir kez daha vurgulamak istedik.

    KıRSAL KESIM KADıNı ve EKONOMIK ETKINLIK

    Kırsal kesim kadınının ekonomik etkinliğine bakacak olursak, köydeçalı§an kadınla,kentteki i§çi kadınının durumu birbirinden çok ayrıdır.Köylü kadın ücretli bir i§çi olmayıp, aile toprağında çalı§an bir üreticidir,ne ücreti, ne sigortası, ne de emekliliği vardır. Ancak Anadolu'nun bazıbölgelerinde kadın, aile toprakları dı§ında tarım i§çisi olarak çalı§tığındaemeğinin kar§ılığını para olarak alır.

    Anadoludaki bölge özelliklerine göre kadın-erkek i§bölümü ince-lendiği zaman yüzde 50~ yüzde 80 arasında deği§en i§ türünü kadınınba§ardığı ve üretime büyük bir katkıda bulunduğu kabul edilmektedir.H

    Son yıllarda yapılan ara§tırmalar, Türkiye'de i§gücü içinde yeralankadınların yüzde 84, Tsinin tarım sektöründe çalı§makta olduğunu ve busektörde tüm çalı§anların yüzde 52'sini kadınların olu§turduğunu göster-mektedir. ı~

    Bir Türk Atasözü demektedir ki; "Kadın her§eyi, erkekler de gerikalanı yapar." Gerçekten de kırsal kesimde kadın erkekten daha çokçalı§ır. Ve i§lerin en ağın onun omuzlan üstündedir. İster sebze yeti§-tirilen, isterse hayvancılık yapılan köy oİsun hepsinde durum aynıdır.Hatta köyde zanaatkarın karısı da çetin ko§ullar altındadır. Bu zanaat-karlar aynızamanda çiftçi ve hayvan yetiştiricideolduklarından, onlarınkarıları da tarla işleri ve hayvan yetiştirme ile uğrrujırlar. 15

    13. j. E. Pierce ve]. Cuisenier'den aktaran: Bernard CaporaJ, Kemalizm'de ve Kema-lizm Sonrasında Türk Kadım., (Türkiye t~Bankası Kültür Yayınları) Ankara,Tisa Matbaası, 1982, S. 457.

    14. Necla Arat, Kadın Sorunu, İstanbul Say yayınlan, 1986, S. 163.15. Arat, a.g.e., S. 163.16. CaporaJ, ..s,.e., S. 581-584.

    4

  • Yine sanayileşme azge1~miş ya da gelişmekte olan ülkelerdeki kadın-ların konumunu olumsuz bir biçimde etkileyerek tıpkı Afrika ülkelerindeolduğu gibi bizde de "kadın gezici tarım işçiliği" olgusunu ortaya çıkar-mıştır.

    Başka bir deyişle, kırsal dünyada birçok kadın aile çerçevesinindışında ücret karşılığı çalışmaktadır. Adana ya da Ege ovaları gibi böl-gelerde duyulan elemeği açığı, buralara önemli mevsimlik işçi akım-_lannın yönelmesine yolaçmıştır. ... Bu kadın işçileri koruyan hiçbir yasayoktur. Bunların hiçbir mesleksel statüleri yoktur.1?

    Mevsimlik ücretli tarım işçilerinin (ya da kadın gezici tarım işçi-lerinin) de ailece işyerine göçettiği ve işyerinde ailece çalıştığı düşünülür.se, bu kadınların da bir anlamda, "aile içinde çalıştığı" söylenebilir.Bunun doğal sonucu, kadınların gelirln harcanma biçimine etkili olama-masıdır.18

    Öte yandan, kırsal yöre kadınlarımn çalışma statüsü, Türk köyündehala yaygın olan ve kadınların sosyo-ekonomik statüsünü göstermek açı-sından çok anlamlı bazı geleneklerin ekonomik temellerini açıklar nite-liktedir. Köy kadınlarının ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaları, kocanınailesi tarafından kadının ailesine "başlık" parası ödenmesinin nedenidir.19

    Kadınların tarımdaki ekonomik işlevleriyle ilgili bir diğer gelenek,çok eşli evlilik kurumudur. Gerçekte çok eşli evlilik başlık geleneğininiçerdiği olgunun bir diğer yönüdür; ücretsiz işgücünü artırmak yoluyla,üretimde birim maliyeti düşük tutmak ve ev işlerinin ağırlığına çözümbulmak işlevini yerine getirir. Hem eşlerin sayısını hem de bunlardanolan çocukların sayısını artırarak işlerin çok kişi arasında paylaşılmasınısağlar.20

    Görüldüğü gibi kırsal dünyada kadının' payına düşen; boyuneğme,bağımlılık, ev işleriyle boğulma ve ücretsiz iştir.

    KffiSAL KESIMDEN KENTSEL KESIME GEçişTE KADININKONUMU

    Köyde ücretsiz aile işgücü statüsüyle tarımsal faal nüfusun büyük birkımum oluşturan kadın kocasının peşinden kente göçettiğinde vasıfsız ve

    17. Caporal, a.g.e., S. 588.18. Gülten Kaıgan, "Türkiye EkonomisindeKadınm İnsan Gücüne Katılması, Mes-

    lek Dağılımı ve Sosyo-EkonomikDurumu", (Der. Nemin Abadan-Unat), TürkToplumunda Kadın İçerisinde. Ankara, Türk Sosyal Bilimler Derneği, 1982,S. 146.

    19. Kazgan, a.g.m., S. 147.20. Kaıgan, a.g.m., S. 147.

    --."

    5

    --....

  • okuryazar olmaması nedeniyle iş piyasası dışına itilmekte; ya gelenekseltarıma yığılmakta, ya kentlerdeki örgütsüz ve düşük ücretli, fazla beceriistemeyen işlere girmektedir, ya da ev kadını olarak kalmaktadır.

    Başka bir deyişle, kırsal kesimden kentsel kesime geçi~te eğitimgörmemiş ya da az eğitilmiş kadınların işgücünden büyük ölçüde kop.tukları görülmektedir. Bu bir ölçüde köyden kente göçeden tarımsalişgücünün kentlerde tarımdışı uğraşılara. dönüştürülememesİnden ilerigelmektedir.21

    Bu grubun tümüyle sosyal güvenlikten yoksun olduğunu söyliye-biliriz. O halde bugün Türkiye'de kadınların $Osyal güvenlik sistemininolanaklarından yararlanan kesimi yalnızca çok küçük bİr kesimi olanorta ve üst sınıftaki çalışan kadınlardır. 22

    Genelolarak kentlerde eğitİm ve işgücüne katılma arasında oldukçabelirgin olunilu bir ilişkinin varlığından sözedilebilir. Orta veya yüksekokuldan mezun olanlar diğer kadınlardan üç misli daha fazla orandaişgücüne katılmaktadır. Bununla beraber ortaokul düzeyinde işgücünekatılanların oranı ancak yüzde 28'i bulmaktadır. Tarım dışı işlerin genelolarak ülke çapında kısıtlı olmasından dolayı, işe girmede eğitim kadarcinsiyetin de rolü vardır. Erkeğin kadından daha öncelikle ekmek para-sını kazanması ve ailesine bakması beklendiği için aynı eğitim düzeyindeolan kişiler arasında cinsiyet ayrımı yapılması toplumca da kabul gör-mektedir.E3

    Eğitim görmemiş ya da az eğitilmiş kadınların işgücüne katılma-larında erkeklerle aralarındaki fark daha da'büyümektedir. Kadınlarınancak yüzde 9'u işgücüne katılırken, aynı eğitim düzeylerindeki erkek-lerin yüzde 32'si çalışmaktadır. Kısaca kentlerde işgücüne katılma açt-sından kadınların en önemli sorunlarından biri kısıtlı iş imkanlarındanyararlanmada erkeklerle rekabet etme durumunda olmalarıdır. Veeğitimsiz kadınların hemen hiçbir rekabet gücü yoktur. 24

    21. Ferhunde Özbay, "Türkiye'de KırsaljKent1;el Kesimde Eğitimin Kadınlar ÜzerineEtkisi", (Der. Nermin Abadan Unat), Türk Toplumunda Kadın içerisinde,Ankara, Türk Sosyal Bmmler Derneği, 1982, s. 182.

    22. GÜL Ergil, "Üç Beş Yıllık Kalkanma Planlarında Kadınlara İlişkin Siyasalar veDolaylı Sonuçları", (Der. Nermİn Abadan-Unat), Türk Toplumunda Kadıniçerisinde, Ankara Türk Sosyal Bilimler Derneği, 1982, S. 217.

    23. Özbay, a.g.m., S. 182.24. Özbay, a.g,m., S. 183.

    6

  • -

    KıRSAL KESİM KADıNı VE ECITİM

    1980 yılı nüfus sayımı sonuçlan"na göre 6 ve daha yukarı ya~larda

    nüfusun okur-yazarlık ve cinsiyete göre dağılımı şöyledir:

    ToplamErkekKadın

    Okur-yazar

    Erkek3.802.455

    44.736.95722.695.36222.041.595

    Olmayan

    Kadın8.394.868

    Okur-yazar Olan

    Erkek Kadın15.188.17810.123.133

    Bilinmeyen

    Erkek Kadın8568 6521

    Bu İstatistiklerin bize gösterdiğine göre, kadın ve erkek nüfusu sayıcabirbirine çok yakın olmalarına karşın okur-yazarlık bakımından arala-rında kadının aleyhine yüzde 50 oranında bir ayırım bulunmaktadır.t5

    Tarım kesiminde çalışan kadınların koşullarını incelediğimizde bun-ların yüzde 6L.S'inin okur-yazar olmadığını, yüzde f.S'inin okur-yazar,yüzde 33.1'inin ilkokul mezunu olduğunu görüyoruz. Okuma-yazmabilmeyen kadınların yüzde 95.7'sİ tarımda çalışmaktadır.2~

    Görüldüğü gibi Türkiye'de kadın işgücünün büyük çoğuuluğunuhiçbir okul bitirmemişler oluşturmaktadır. Bu durum, işgÜcüne katılımınen yüksek olduğu tarım sektöründe çalışan kadınların çoğunlukla eğitim-siz olmalarından ileri gelmektedir.

    27

    Eğitim olanaklarından yararlanmada cinsiyet farkı hizmetlerinyetersiz olduğu kırsal kesimde en yüksek düzeydedir. Kırsal kesim içindede sosyo.ekonomik düzeyi yüksek dışa açık köylerdeki okullarda kız {erkeköğrenci oram gelişmemiş köylerdekilere kıyasla daha fazladır.

    28

    Eğitimde cinsiyet ayınmı tıpkı kırsal kesimde olduğu gibi kentselkesimde de her yaş grubunda -vardır. "Ancak burada sosyo-ekonomikdurumu iyi olan aileler arasında eğitimde cinsiyet farkı yoktur"29 Aile.lerin sosyo-ekonomik durumu -bozuldukça eğitimde cinsiyet ayırımıönemli boyutlara ulaşmaktadır. Bu durum bir rastlantı değildir. Özelliklesosyo~ekonomik düzeyi düşük gruplarda kadının ikinci planda kalma-sından ileri gelmektedir. 30

    25. Arat, a.g.m., S. 154.26. Türker Alkan, Kadın~Erkek Eşitsizliği Sorunu, Ankara, Ankara Üniversitesi,

    Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, 1981, S. 87.27. Özbay, a.g.m., S. 178.28. Özbay, a.g.m., S. 177.29. Çiğdem Kağltçıbaşı, "Modernity and the Role ofvVomen in Turkey" Boğaziçi

    Üniversitesi Dergisi, Sosyal Bilimler, 3, (5027), S. 85.30. Özbay, a.g.nı., S. 177.

    7

  • Dünyadaki kız çocukların eğitim durumuna bakacak olursak:

    1975 yılında dünyadaki tüm kız çocuklarının yüzde 64'ü ilkokulagidiyordu. Bugün yüzde 71'i gidiyor (Bugün dünyadaki tüm erkekçocuklarımn ise yüzde 81'i okula gidiyor). Orta dereceli okullarda isedünyada her 6 erkek çocuğa kaqı 5 kız çocuk var ve aradaki fark hızlaazalmakta. Bugün yeryüzünde hala hiç okuması yazması olmayan her ikierkeğe karşı üç kadın var (On yıl önce bu oran neredeyse ikiye dörttü).sı

    Unesco verilerine göre, 1950 yılında 95 milyonkız çocuğu ilk, orta veyüksek dereceli okullam kayıtlıydJ. 1985'de bu sayı 390 milyona çıktı(Eğitim çapında kız çocukların artişına oraİlIa yine de çok yüksek birsayı).aa

    1950~1985 yılları arasında ilk, orta ve yüksek dereceli okullarda,kızların .tüm öğrencilere oram şu artışları gösterdi: İlkokullarda yüzde44'den yüzde 45'e ; ortaokullarda yüzde 42'den yüzde 45'e; yüksekokullarda ise (en umut vericisi bu) yüzde 32'den yüzde 43'e.33

    Yukardaki oranlar 1950-1985 yılları arasında kız çocuklarımn okul-laşma oranlarında bir yükselme olduğunu, özellikle yüksek okullaragiden kız çocukların oranlarında ise çok belirgin bir artış olduğunugöstermektedir.

    Bugün dünyadaki tüm kadınların yüzde 42'sirıin okuması yazmasıyok.

    (1960 yılında dünya kadınlanmn yüzde 61'irıin okuması yazmasıyoktu.)

    (Bugün dünyadaki erkeklerin yüzde 23 'ünün okuması yazması yok.)

    Bugün gelişmekte olan ülkelerde tüm kadınların yüzde 50'sininokuması yazması yok.

    (Ayın ülkelerde erkeklerin İse yüzde 32'sinin okuması yazmasıyok.)34

    KıRSAL KESİM KADıNı VE SİYASAL YAŞAMA KATILMA

    Bugün dünyada 2 milyar 400 milyon kadın yaşıyor. Ancak dünyapolitikasında kadın yok. Bugün hükümetlerde görevalan kadınlar:Asya, Afrika ve Latin Amerika'da yüzde 6'mn altında; Avrupa'da yüzde5~11 arası; İskandinav ülkelerinde yüzde 20_30.35 Türkiye'de de son

    31. Oral, a.g.e., S. 58.32. Oral, a.g.e., S. 58.33. Oral, a.g.e., S. 58.34. Oral, a.g.e., S. 59.35. Oral, a.g.e., S. 126.

    8

  • seçimlerde (6 Kasım 1987) parlamentoya girmek için başvuran 37 kadın-dan sadece 6 tanesi meclise girmeyi başarmıştır. Böylelikle bir öncekidönemde sayıları 12 olan parlamenter kadınların sayısında yüzde SO'yevaran bir azalma olmuştur.

    Görüldüğü gibi kentsel kesim kadınları da tıpkı kırsal kesim kadın-lan gibi politikaya karşı ilgisizdirler. Bunda çeşitli .faktörlerin etkisiolabilir: Örneğin, seçim sİsteminin niteliği, kadınların politik yaşamı,kendilerine (eş ve çocuklarıyla ilgilenecek kadar) boş zaman bırakma-yacak yoğun bir uğraşalaru olarak görüyor olmaları ve dolayısıyla buişi erkeklerin daha iyi yapacağına inanıyor olmaları, ayrıca parlamen-toya girebilseler dahi azınlıkta kalıp seslerini duyuramıyacakları ya daaktif olanuyacakları gibi endişe taşıyor olabilirler.

    Kırsal kesim kadının durumuna bakacak olursak; Özer Ozankaya'-mn 1968-1969 yılında kırsal kesim kadınları ve. erkekleri üzerinde ger-çekleştirdiği anketin sonuçlarına göre; "köylü kadınların politikayakarşı ilgisizliği özellikle büyüktür."SG

    Politikaya karşı ilgisizliklerini açıklarken kadınlar, bilgisizliği vebunu gerekli görmemelerini ileri sürmüşlerdir. Bu nedenlere bir üçüncüneden olarak, erkeklerin politikayla ilgilenen ya da politikadan konusmakisteyen kadınlara karşı takındıkları düşmanca ve aşağılayıcı tavır daeklenebilir.3?

    Yine aym anketin sonuçlarına göre, kırsal kesim kadınlarının büyükçoğunluğu okuma-yazma bilmediğinden gazete de_ okumamaktadır.Radyo da fazla dinlememektedirler. Özellikle radyodaki siyasal içeriklihaberler onların ilgilerini hiç çekmemektedir.38 Köylü kadınların politikbilgileri o kadar sımrlıdır ki, siyasal patri adım bile bilmemektedirler.Dolayısıyla seçimlerin önemini bilmeyen kadınların sayısı çok yüksektir.

    Kırsal kesim kadınlan ataerkil aile yapısının bir gereği olarak koca-Slna olan ekonomik ve toplumsal bağımlılığı, genelde okuma yazmaoranının son derece düşük olması ve siyasal konulardaki bilgisizliklerinedeniyle siyasal tercihlerinde kesin bir biçimde kocalarımn düşünceleridoğrultusunda oy kullanmaktadıdar.

    Şirin Tekeli'de de benzeri görüşleri görmek mümkündür. Ona göre,kırsal kesim kadınları seçimlerde siyasal tercihlerini yaparken de ikigeleneksel ve temel kurumun "din" ve "aile" nin etkisine daha açıktırlar.39

    36. Caporal, a.g.e., S. 709.37. Caporal, a.g.e., S. 711.38. Caporal, a.g.e., S. 712.39. Şirin Tekeli, "Türkiye'de Kadının Siyasal Hayattaki Yeri" (Der. NerminAbadan-

    Unat) Türk Toplum.unda Kadın içexisinde,Ankara, Türk Sosyal BilimlerDer-neği, 1982, S. 392.

    9

  • Yine aynı kadınlar yetiştirilmeleri gereği, siyasetin kendilerini il-gilendiren bir alan olmadığı ve bu işin "erkek işi" olduğu inancındadırlar.

    Böyle olmakla birlikte kırsal kesim kadınlarıntn ~iyasal katıllIrJarıoldukça yüksektir. Örneğin, mahalli verilerin tetkikinden 6 Kasım 1983Milletvekil Seçimleri ve 2S Mart 1984'de yapılan Yerel Seçimlerde köylükadınlarımızın seçimlere katılma oranının erkeklerden hiç de aşağıolmadığı; kent kadınlarıyla kıyaslanınca da istatistikselolarak kentlihanımlar lehine bir fark görülmediği anlaşılmaktadır.40

    KıRSAL KESIM KADıNı VE SAGLIK

    Kırsal kesimde çocuk bekleyen nice kadın doğum öncesi döneminvazgeçilmez önlemlerini almayı savsaklar ve tarlaya ya da inek sağmayagiden ve ağrısı tutup oracıkta doğuruvererek kucağında çocuğu ile evedönen kadın örneğine sık sık rastlanır. İşlerin yoğunluğu da zaten kadın-ları doğumdan hemen sonra yeniden çalışmaya iter; doğum sonrasıgerekli önlemlerin. alınmasına uyulmaması ise kadının sağlığı için kuş-kusuz ağır bir tehlike oluşturur.n

    Örneğin, Güneydoğu Anadolu köylerinde doğum sırasında ve son-rasında hijyenik şartlar çok kötüdür. Sağlık hizmetlerinin yetersizliğindenötürü kadınlar çoğu kez doğumlarını ya tek başlarına ya da köydeki diğerkadınların yardımıyla yapmaktadırlar.42

    Çocuk sağlığı düzeyini en iyi yansıtan ölçüt bebek ölüm hızı ve 0-4yaş için orantılı ölüm hızıdır. Bu konudaki araştırma sonuçları Türkiye'-de çocuk sağlığı düzeyinin değil gelişmiş ülkelerden, az gelişmiş ülkelerinbirçoğundan da düşük olduğunu göstermiştir. Araştırmanın ortaya koy-duğu bir diğer gerçek de 5 yaşından sonraki yıllarda Türkiye'de ve geliş-miş ülkelerde beklenen hayat süreleri arasındaki farkın azaldığıdır.43

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinin Eğitim-Araştırma-Uygu-gulama alanı olan Etimesgut bölgesinde bebek ölümlerinin boyutu,sosyo-demografik nedenleri ve ölümlerden korunabilirlik üzerine yapıl-mış olan bir araştırmanın sonuçlarına göre:

    40. Şahinkaya, a.g.e., S. 6.41. Caporal, a.g.e., S. 582.42. Janny Bosseher, Extension Work Towards Peasant Women in Southeast

    Turkey, Wageningen-Holland, Agricultural University, Departmcnts of Exten-sion Education and HousehoJd Seiences, july 1987, S. 5.

    43. Nw;ret A. Fişek, "Demographic Surveys in Turkey" Turkish Demography:Proceedings of a Comerence, içerisinde, Ankara, 1969, S. 10. Ayrıea bu konudabakınız: Ceyhun A. Karum, "Infant Mortalityin Turkish Villages", The TurkishJournal of Pediatries, III, 1961, S. 129.

    10

  • -

    Bebek ölümIerİnin yüzde 30'u ilk ay, yüzde 54'ü 1.6 aylar arasındameydana gelmiştir. 19 yaşında ve daha genç anneler ile 35 yaşındanbüyük annelerden doğan, ilk sıralarda ve Tden sonraki sırada doğan-larda, erkek çocuklarda, babası işsiz veya vasıfsız işçi, çiftçi olanlarda,daha önce kardeşi olanlarda, evde sağlıksız koşullarda doğanlarda, kırsalkesimde ve sağlık servislerİne 5 km ve daha uzakta yaşayan bebeklerdeölüm riski diğerlerinden yüksektir.44

    1975-1985 yılları arasında yapılan sayısız araştırma, kadının eğitimdüzeyi yükseldikçe, sağlığının da geliştiğini ortaya koyuyor.

    Doğdukları anda bir erkek bebekle kız bebeğin yaşama ve sağlıklıolma şanslan birbirine eşİt. Beiki kızlarmki biraz daha çok, çünkü bün-yeleri daha güçlü. 1-2 yaş arasında kız ve erkek bebeklerin ölüm oranıbirbirine eşit. Beş yaşına gelen kız çocukların ölüm oranı, aym yaştakierkek çocukların ölüm oramnın iki katı. Bunun nedeni, kız çocukla erkekçocuk arasındaki biyolojik fark değil, gıdamn, bakımın, ilginin kızla erkekarasında eşit dağılmamasıdır. Örneğin, Bengladeş ve Hindistan'da sağlıknedeniyle kız çocukların ölümü, erkek çocuklarınkinden yüzde 60 dahaçoktur.40

    Bir kız bebek doğarken ölmemişse... bebeklik ve çocukluk dönem-lerinde erkekten daha az beslendiği, daha az ilgi ve sevgi gördüğü haldebüyüyüp kadın olmuşsa... bundan böyle sağlık açısından karşılaşacağıen büyük tehlike, - hamilelikte, doğumda ve hemen doğumdan sonrakihaftalardadır. On yıl öncesine dek dünyadaki kadınların büyük birbölümü (yüzde 75'i) hamilelik, doğum ve hemen doğum sonrası dönem~lerini tek başlarına, herhangi bir yardım görmeksizin geçiriyodardı. 'oysabugün dünyadaki tüm kadınların nerdeyse yarısı (yüzde 45'i) bir uzmanya da eğitilmiş bir yardımcı eşliğinde doğum yapıyor. İşte son 10 yıldakadın sağlığının düzelmesinde başlıca etken budur.46

    Portekiz'de hamilelikte bir uzmana başvuran kadın sayısı 1975 ön-cesine oran1a 8 kat artınca, hamile kadın ve yeni doğan bebek ölüm-lerinde binde 12'lik bir düşüş oldu. Hindistan'da bir yılda (1980-1981)250 bin ebe yetiştirildi. Ve o yıl kadın ve bebek ölümleri yüzbinde 90'dan10'a düştü.

    Kimi ülkelerde hamile kadınların ve annelerin özel ve öncelikliyardım ve bakım görmesi (25 ülkede bu böyle) sağlık açısından önemli

    44. Sabahat Tezean, "Medieo.Socİal Causes and Preventabmty of Infant Deaths inEtirnesgut Health District", The Turkish Journal of Population Studies,Hacettepe Institute ofPopulaıion Studies, Year: 1985, Volume 7, p. 43.44.

    45. Oral, a.g.e., S. 63.65.46. Oral, a.g.e., S. 66.

    11

    .

  • bir etken. Örneğin, Guatemala'da hamile kadınlara bir öğün fazla yemekverilmesi doğan bebeklerin sağlıklı yaşama orarum, yüzde 75 çoğalttı.

    Dünya kadınlarımn şu SOR LOyıl içinde daha az çocuk sahibi olmakistemeleri (Afrika'da 6'dan 4'e düştü) ve evli kadınların dörtte birinindoğum kontrolu yöntemlerine başvurarak, bünyelerini denetlemeleri,yine sağlık durumlarının gelişmesinde önemli etkenler oldu.4?

    Bizde kırsal kesimde sağlık hizmetleri, sağlık ocakları ve hastanelertarafindan yürütülmesine karşın bazı ilçelerde hastanelere rastlamlrna-maktadır. Hastane olan ilçelerde ise hizmetler istenilen düzeyde değildir.Köylüler sağlılda ilgili şikayetleri için ilçeye en yakın il merkezindekihastanelere gitmektedirler. Çünkü sağlık ocaklarındaki personel ve araç~gereç yeterli düzeyde olmadığından işlevlerini yerine getirememektedir-ler.

    EVLILIK KURUMU VE KmSAL KEsIM KADıNı

    Medeni Kanun, Türk toplumunda çok kadınla evlenmeyi kaldır-dığı; boşanmayı yalnız erkeğin isteğine bırakmayıp kadına da bu konudahak tanıdığı halde, köylerde çok eşli evlenme yahut Hkuma" alma durumuaz da olsa sürüp gitmektedir. Nitekim yalnız imam nikahı ile evlenen-lerin oram köylerde yüzde 2L.3'tür. Bu oran Doğu Anadolu'da yüzde36.6'ya kadar çıkmaktadır.48 Evlenme yaşı olarak kızların 18 yaşınıbitirmiş olmaları öngörüldüğü halde köylerde hala 12-13 yaşında kızçocuklar evlendirilmekte ve ülkemizde evlenen kadınların yüzde 14' eyakını i 0- ı 4 yaş arasındaki kızlardan ol!lşmaktadır. Evlenme yaşınınküçük tutulması genelde ekonomik durumla bağlantılıdır. çünkü özel-likle tarım kesiminde kadının başta gelen görevlerinden biri, tez zamandatarlada çalışabilecek çok sayıda çocuk doğurmaktır. Ayrıca "beşik nişanı"ve çok yakın akraba ile evlenmeler (aile mülkünün dağılmaması nedeniy-le) yaygın bulunmaktadır. Ülkemizdeki evliliklerjn yüzde 29.2'si akra~balar arasındadır. 49

    İllere göre boşanına istatistiklerine baktığımızda, boşanma oran~larının belirli bir gelişmişlik düzeyine ulaşmış illerde daha yüksek olduğu,gelişme düzeyi düşük illerde ise boşanma .oranlarının çok düşük olduğunugörmekteyiz Elimizde kırsal kesimle ilgili boşanma istatistikleri bulun-mamaktadır-. Ancak boşanma olgusunun kişilerin sosyo-ekonomik düzeyiile yakından ilgisi olduğunu düşünürsek, kırsal kesimde genelde sosyo.

    47. Oral, a.g.e., S. 66.48. Alkan, a.g.e., S. 80:49. Arat, a.g.e., s. 159.

    12

  • ekonomik düzeyin düşüklüğü, imam nikahlı evliliklerin çokluğu ve"kuma" olaynun yaygınlığı gibi nedenlerle boşanma olayı İle sayıcaoldukça az miktarlarda karşılaşıldığını söyliyebiliriz.

    Olayın bir başka yönü de şöyle özetlenebilir: Kırsal kesimde imamnikalu ve kuma olayı ile çok yaygın bir biçimde karşılaşıldığından, resminikahlı bir evlilik kırsal kesim kadını için kaybetmeyi düşünemiyeceğibüyük bir güvencedir. Ayrıca geçimsizlik, pek fena muamele, dayak gibiolaylar, kentsel kesİmde boşanmaların en önemli nedenini oluştururken,köylü kadın için bu tür davranışlar günlük yaşamın bir parçası olarakalgılandığından boşanma için bir neden oluşturmamaktadır.

    Örneğin, Paul Stirling bir yıl süreyle kalrlığı Kayseri bölgesi köy-lerinde, mahkemeye başvurup boşanma davası açan bir köylü tammarlığı-m söyler.oo Köy göreneklerini işleyen hiçbir roman, hiçbir öykü böylebirşeyden sözetmez.01 '

    Rila köylerimizin büyük bir kısmında miras konusunda MedeniKanun hükümleri değil de gelenekler, görenekler ve Şeriat hükümleriyürürlüktedir. Bu nedenle kız çocuklarla erkek çocuklar arasındaki miraspaylaşımı kız çocuklar aleyhine cerayan eder.

    Birçok kez değindiğimiz gibi, kırsal kesimlerde kadın-erkek eşit-liğinden söz etmek olanaksız. Çünkü yalnız erkekler değil bu kesiminkadınları da, kadınların zekaca erkeklere eşit olmayacağı görüşünü doğrubuluyorlar. Kadınların yaptığı ve erkeğin yapması ay~p sayılan işler hepönemsiz, basit, yapana güç sağlıyacak nitelikte olmayan işler. Kadınınmalı kendi malı sayılmıyor. Tümüyle erkeğin tasarrufuna bırakılıyor.Kalıtın (mirasın) özellikle toprak kahtının erkek ve kız çocuklar arasındapaylaşılmasında kızçocukların aleyhine bir durum söz konusu, Ancak kızçocuklar, genellikle kaht yüzünden anlaşmazlık çıkarmıyorlar.52

    Bütün bu olumsuz koşullara rağmen çük acıdır ki; bir yabancıuzman tarafından Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki köyler üzerindeyapılan bir araştırma sırasında "kadınlara sorunlarının neler olduğusorulduğunda, alınan cevaplar sadece tarımsal problemlere ilişkindi."53Görüldüğü gibi larsal kesim kadınlarının çoğu, sahip oldukları haklarınneler olduğunu bilmedikleri gibi bireysel sorunlarının olabileceğinden dehabersizler.

    SONUÇTürk kadlIuna toplumsal, siyasal ve hukuksal hakları Atatürk'le /

    birlikte, CUmhuriyet kurulduktan s0lU'a verilmiştir. Ancak kadınları-

    50. P. Stirling'den aktaran: Caporal, a,g.e., s. 483,51. S. Dirks'ten aktaran: Caparal, a.g.e., s. 483.52. Arat, a.g.e., s. 165.53. Basseher, a.g.e., s. 7.

    13

  • mızın kendilerine verilmiş olan haklardan yararlanabilmeleri için belirlibir eğitim düzeyinden geçmiş olmaları ve çahşma yaşamına girmelerigerekmektedir. Kırsal kesim kadınları açısından durum oldukça iç karar-tıcıdır. Bu kategori kadınların öncelikle eğitim düzeyleri çok düşüktürBüyük bir çoğunluğunun okuma ve yazması yoktur. Ekonomik etkinli-ğe ise çok büyük ölçülerdekatılmalarına karşın çoğu kez hiçbir ücretalmadan çalışmaktadırlar. Yani ücretsiz tarım işçisi görünümündedirler.

    Kadın ancak gezici tarım işçisi olduğu zaman belirli bir ücret almak-tadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yapılan bİr araştırmanın sonuç-larına göre, "kadınların yüzde lTsinin ücretin tutarından bile haberdarolmadıkları saptanmışbr. Kadınların yüzde 62'si ücreti onların adınakocalarırun aldığını söylemişlerdir. Geri kalanın çoğunluğunu ise, eşleriorada olmadığı için ücreti kendileri alanlar oluşturmaktadır."54 Buradakadının, kocası tarafından alınan (kendisinin kazandığı hatta çoğu kezmiktannı bile bilmediği) bu paranın harcanma biçimi üzerinde etkiliolamıyacağı açıkör. Başka bir deyimle köy ortamındakadımn çalışıppara kazanıyor olması, onun ekonomik bağımsızlığını getirmediği gibikararlara kablması sonucunu da getirmemektedk

    Böyle olunca kırsal kesimde kadının haklarından haberdar olmasınısağlıyacak faktörlerden bazıları, kadının eğitim düzeyinin yükseltilme-siyle birlikte köylerin kendi içinekapalı birimler olmaktan kurtulup,dışarıya açılmaları, bu arada kitle iletişim araçları, radyo ve özellikletelevizyon aracılığıyla (örneğin, televizyonun bir kanalı bu işe ayrılabilir.)köylere yönelik eğitici, aydınlabcı programların yapılması, en az eğitimkadar önemlibir başka öge, koruyucu sağlık hizmetlerinin ve aile plan-laması etkinliklerinin ivedilikle gerekli alt yapıların tamamlanarak köy-lere götürülmesi olarak' kaf§ımıza çıkmaktadır.

    Bir başka nokta, hemen her dönemde konuşulmasına hatta konu ileilgili taslaklar ya da yasa tasarıları hazırlanmiş olmasına rağmen tarımlailgili:-herhangi bir yasa çıkarılamamış ve kırsal kesim insanları, bugünekadar herhangi bir sosyal güvenlik sistemine dahil edilememişlerdir.Uygulamada _karşılaşılacak birtakım güçlükler örneğin, tarımsal işlet-melerin küçük ve dağınık oluşu; sağlık hizmetlerinin götürülm-esindekigüçlükler, büyük"miktarlarda fon ayrılmasının gerekınesi gibi nedenlerlebu İş sürekli olarak ertelenmiştir. Ayrıca kırsal kesimde sendikacılıkdenemeleri de başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

    Aslında sosyal güvenlikhizmetlerininsağlık hizmetleriylebirliktegötürülmesinin pratik yara'rHm hemen ortaya. çıkacaktır. Herşeyden,önce insanlar birtakım hizmetlerden yararlanma gibi bazı haklara sahip

    54. Şeker, a.g.e., s. 65.

    14

  • olduklarının farkına varacaklardır. Ayrıca bu sayede anne ve çocukölümlednin sayısalolarak azalmasında ve istenmeyen doğumların önlen-mesinde de başarıya ulaşılacağı düşüncesini taşımaktayım.

    Bu nedenlerden ötürü Tarım-İş Yasası bir an önce çıkartılmalı, adıgeçen yasada kadınlara yönelik birtakım sosyal hizmetler de yer alma-lıdır. Ve tarlada kadın, gezici tarım işçisi olduğu zaman erkek gezicitarım işçisi ile aynı ücreti alabilmelidir. Ancak böyle olursa Türkiye'deçalışan kadın nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan kırsal kesim kadın-larının ekonomiye daha verimli ve üretken bir biçimde katılmaları sağ-lanabilecektir.

    Bu bağlamda bir başka nokta da, toplum kalkınması çalışmalarıçerçevesinde "köylü kadının kırsal kalkınma projelerinde doğrudan işçistatüsüyle istihdam edilmesi yerinde olacaktır. Böylelikle köylü kadın hemmodern sosyo-ekonomik ilişkiler içine girmiş olacak, hem de aile büt-çesine parasal katkıda bulunarak zamanla ev içinde belirli bir ekonomikgüç haline gelecektir. Bu ekonomik güç sayesinde ise kadın sosyal alandada eskisinden daha yüksek bir statüye kavuşabilecektir."55

    55. "Van'ın Gürpınar İlçesine Bağlı 4 Köyde Yürütül~n Toplum Örgütlenmesi Çalış-ması ve Bunun Türkiye Kalkınma Vakfı Açısından Önemi", Ankara, TürkiyeKalkınma Vakfı Yayını, 1987, s. ıo.

    15

    -,."..,..

  • KAYNAKLAR

    1. Alkan, Türker, Kadın_Erkek Eşitsizliği Sorunu, Ankara, Ankara Üniversitesi,Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, 1981.

    2. Arat, Necla, Kadın Sorunu, İstanbul, Say Yayınları, 1986.3. Bosscher, Jaııny, Extension Work Towards Peasant Women in Southeast

    Turkey, Wageningen-Holland, Agricu1tural University, Departınents ofExtensionEducation and Bousehold Sciences, July 1987.

    4. Caporal, Bernard, Keın.alizm'de ve Kema1lıın. Sonrasında Türk Kadını,Ankara, Tisa Matbaası, 1982.

    5. Ergil, Gül, "Üç Beş YıLLık Kalkınma planlarında Kadınlara İlişkin Siyasalar veDolaylı Sonuçları", (Der. Nermin Abadan-Unat), Türk Toplumunda Kadıniçerisinde, Ankara, Türk Sosyal Bilimler Derneği, 1982.

    6. Fişek, Nusret A., "Demographic Surveys in Turkey", Turkish Demography:Proceedings of a Conlerence, Ankara, 1969.

    7. Kağılçıbaşı, Çiğdem, "Modernity and the Role of Women in Tm-key", Boğa:dçiÖniversİtesi, Sosyal Bi1inıIer Dergisi, Year; 1983, Volume: 3 (5027).

    8. Kamu, Ceyhun, "Infant Mortality in Turkish Villages" The Turkish JournalofPediatrics, Year: 1963, Volume: 3.

    9. Kazgan, Gülten, "Türkiye Ekonornİsinde Kadının İşgücüne KatJlmasl, MeslekDağılımı ve Sosyo-Ekonomik Durumu", (Der. Nennin Abadan-Unat), TürkToplumunda Kacbn, içerisinde, Ankara, Türk Sosyal Bilimler Derneği, 1982.

    10. Oral, Zeynep, Kacbn Olmak, İstanbul, Milliyet Yayınları, 1985.ll. Özbay, Ferhunde, "Türkiye'de Kırsal/Kentsel Kesimde Eğitimin kadınlar üzerine

    Etkisi", (Dcr. Nefrnİn Abadan-Unat), Türk Toplumunda Kadın. içerisinde,Ankara, Türk Sosyal Bilimler Derneği, 1982.

    12. Şahinkaya, Rezzall, "Türkiye'de Kır Kesimindeki Kadınların Siyasi Haklahnaİlgisi ve Katkısı", Kacbn Dernekleri Federasyonu Dergisi, Mart 1986, Yıl: 10,Sayı: ı.

    13. Şeker, Murat, Güneydoğu Anadolu Projesi, Sosyal ve Ekonomik Sorunlar,Ankara, V Yayınları-Verso A.Ş., 1987.

    14. Tekeli, Şirin, "Türkiye'de Kadının Siyasal Hayattaki Yeri", (Der: Nermin-Abadan-Unat), Türk Toplumunda Kacbn, içerisinde, Ankara, Türk SosyalBilimler Derneği, 1982.

    15. Tezcan, Sabahat, "Medico-social causes and Preventabilitiy ofInfant Daeths inEtimesgut Health District" The Turkish Journal of Populatian studies,Year: 1985, Vo]uıne; 7.

    16. Tunahgil, Baha G., "Kırsal Kesimde Kadın", Cumhuriyet_Siyaset Eki, 3 Aralık,1984.

    16

    -=->!O"

    page 1ImagesImage 1

    page 2ImagesImage 1

    page 3page 4page 5page 6page 7page 8page 9page 10page 11page 12ImagesImage 1

    page 13page 14ImagesImage 1

    page 15ImagesImage 1

    page 16