karbonnanotüpler ve teknolojide kullanımı
TRANSCRIPT
ÖNSÖZ
İÇİNDEKİLER
ŞEKİLLER
ÇİZELGELER
BÖLÜM 1.GİRİŞ
BÖLÜM 2.KARBON NANOTÜP NEDiR?
BÖLÜM 3.KARBON NANOTÜP ÇEŞİTLERİ
3.1.Tek duvarlı karbon nanotüpler
3.1.1.Achiral karbon nanotüp
3.1.1.1.Armchair
3.1.1.2.Zigzag
3.1.2.Kiral karbon nanotüp
3.2.Çift Katmanlı Karbon nanotüpler
BÖLÜM 4. KARBON NANOTÜPLERiN ÖZELLiKLERi
4.1. Karbon Nanotüplerin Kristal Yapıları ve Fiziksel Özellikleri
4.2. Karbon Nanotüplerin Elektriksel Özellikleri
4.3. Karbon Nanotüplerin Mekanik Özellikleri
4.3.1. Karbon nanotüplerin dayanıklılığı
4.3.2. Karbon nanotüplerin esnekliği
4.4. Karbon Nanotüplerin Isısal Özellikleri
4.4.1. Özgül ısı
4.4.2. Isısal iletkenlik
BÖLÜM 5.KARBON NANOTÜPLERİN SAFLASTIRMA İSLEMLERİ
5.1. Oksitlenme
5.2. Asit uygulama
5.3. Isıl islem
5.4. Manyetik saflastırma
5.5. Ultrases ile dagıtma
5.6. Filtreleme
BÖLÜM 6.KARBON NANOTÜPLERİ BÜYÜTME YÖNTEMLERİ
6.1.Katı Halde Karbondan Sentezlenenler
6.1.1.Lazerle Aşındırma Yöntemi
6.1.2. Ark Boşaltma Yöntemi
6.1.3. Solar Fırın Yöntemi
6.2.Gaz Halde Karbondan Sentezlenenler
6.2.1. Kimyasal Buhar Çökeltme (KBÇ, CVD)
6.2.2. Isıl Kimyasal Buhar Çökeltme (IKBÇ, Thermal-CVD)
6.2.3. Plazmayla Güçlendirilmiş Kimyasal Buhar Çökeltme(PGKBÇ, PECVD)
6.2.4. Mikrodalga Plazmayla Kimyasal Buhar Çökeltme(MDPGBÇ, MWPCVD)
6.2.5. Buhar Fazında Büyütme
6.3.Diğer Sentezleme Yöntemleri
6.3.1.Hidrotermal Sentezleme
6.3.2.Elektroliz
BÖLÜM 7. KARBON NANOTÜPLERiN TEKNOLOJİDEKİ UYGULAMA
ALANLARI VE YAPILAN ÇALIŞMALAR
7.1.Günümüzdeki Uygulamaları
7.1.1.Sensörler ve Sondalar
7.1.2.İnce Ekranlar
7.1.3. Elektrik Alan Salımlı Aygıtlar
7.1.4. Enerji Depolama
7.1.5. Elektrokimyasal Aygıtlar
7.1.6. Nanometre-Boyutlu Elektronik Aygıtlar
7.1.7. Mikroskop Probları
7.1.8. Kimyasal Sensörler
7.1.9. Üç Boyutlu Güneş Hücreleri
7.1.10. Nanotüple Alaşımlandırılmış Karbon Fiberler
7.1.11. Ayakkabı Altlığı
7.1.12. Elektrik Kablosu ve Hattı Olarak
7.2.Geleceğe Yönelik Uygulamaları
7.2.1. Bataryalar
7.2.2. Katalizözler
7.2.3. Elektronik Burun
7.2.4. Kanser Tedavisi
7.2.5. Hisseden Teknoloji
7.2.6. Elektronik Devrelerde
7.2.7. Ultrakapasitör
7.2.8. Biyosensörler
7.2.9. Şekil değiştiren uçaklar
7.2.10. Radar Emilimi
7.2.11. Biyosensörler
7.2.12. Hidrojen Depolama
BÖLÜM 8.Sonuç
KAYNAKLAR
ÖZGEÇMiS
ŞEKİLLER
Şekil 1. Karbon atomunun enerji seviyeleri
Şekil 2. Karbonu allotropları
Şekil 3. Tek katmanlı karbon nanotüplerin katlanış şekillerine göre çeşitleri
Şekil 4. TEMmikroskobunda SWNT Görüntüsü
Şekil 5. Tek Katmanlı ve Çok Katmanlı Nanotüpler
Şekil 6. TEMmikroskobunda MWNT Görüntüsü
Şekil 7. Bir nanotüpün açılmış petek örgüsü
Şekil 8. Karbon nanotuplerin kopma dayanımlarının diğer liflerle kıyaslanması
Şekil 9. Manyetik saflastırma için kullanılan düzenek
Sekil 10. Mikrofiltreleme düzeneği
Şekil 11. Ark-boşalım yöntemiyle fulleren üretimi deney sistemi
Şekil 12. Ark yöntemi ile sentezlenmiş çok duvarlı KNT’lerin SEM görüntüsü
Şekil 13. Ark yöntemi ile sentezlenmiş tek duvarlı KNT’lerin SEM görüntüsü
Sekil 14. Grafit hedef ve karbon nanotüpler için sogutulmus toplayıcı kullanılan lazerle
buharlastırma yöntemiyle 1200 oC’ye ısıtılan kuvars tüpte TDNT üretimi
Şekil 15. Lazerle Aşındırma Yöntemi Kullanılarak Üretilmiş Tek Duvarlı KNT’lerin Taramalı
Elektron Mikroskobu(SEM) Görüntüsü
Şekil 16. Kimysal buhar çökeltme sisteminin şematik gösterimi
Şekil 17. Kimyasal buhar çökeltme yöntemi ile elde edilen karbon nanotüpler
Şekil 18. Kimyasal buhar çökeltme yönteminden örneklerin Raman spektroskopi sonuçları
Şekil 19. Isıl Kimyasal Buhar Çökeltme Cihazının Şematik Çizimi
Şekil 20. IKBÇ İşlemiyle Büyütülmüş Nanotüplerin SEM Görüntüleri
Şekil 21. IKBÇ ile Üretilmiş KNT’lerin TEM Görüntüleri
Şekil 22. Plazmayla Güçlendirilmiş KBÇ Cihazının Şematik Çizimi
Şekil 23. Plazmayla Güçlendirilmiş KBÇ Yöntemiyle Üretilmiş KNT’lerin SEM Görüntüleri
Şekil 24. Plazmayla Güçlendirilmiş KBÇ Yöntemiyle Üretilmiş KNT’lerin TEM Görüntüleri
Şekil 25. Buhar Fazında Büyütme Cihazının Şematik Çizimi
Şekil 26. Buhar Fazında Büyütme Yöntemiyle Üretilmiş KNT’lerin SEM Görüntüleri
Şekil 27. Buhar Fazında Büyütme Yöntemiyle Üretilmiş KNT’lerin TEM Görüntüleri
Şekil 28. Hidrotermal Sentezleme Cihazı Kurulumu
Sekil 29. a.Karbon nanotüp kullanılarak yapılan alan salımlı aygıt modeli
b.Karbon nanotüp kullanılarak Samsung tarafından yapılan ilk alan salımlı aygıt örnegi
Şekil 30. 3B Güneş Hücresi
Şekil 31. Nanotüp Takviyeli Bisiklet
Şekil 32. Adidas Lone Star
Şekil 33. Algılayıcı protatipi
Şekil 34. Nanotüp aglardan olusmus nanoelektronik tespit aleti
Şekil 35. Nanotüplerde hidrojen depolama
ÇİZELGELER
Çizelge 1. Karbonun farklı formlarının sınıflandırılması
Çizelge 1.1. Tek Katmanlı Nanotüplerin Özellikleri
Çizelge 1.2. Çok Katmanlı Nanotüplerin Özellikleri
Çizelge 2. Çeşitli maddelerin ısıl iletkenlikleri
Çizelge 3. Karbon Nanotüplerin karşılaştırmalı özellikleri
BÖLÜM 1.GİRİŞ
Günümüzde teknoloji, insanoğlunun ihtiyaçlarını karşılamak için sürekli gelişmektedir. Bu
gelişmelerden biri de boyutların küçültülmesiyle başlayan ve malzemelerin özelliklerini
iyileştirmeye yönelik olan “nanoteknoloji”dir. ‘Mikroteknolojiden daha küçük
teknoloji’olarak da adlandırılan nanoteknoloji, atomik ölçekte gerçekleştirilen
işleme teknolojisidir
Nanoteknoloji ile ilgili çalışmalar malzemelerin geliştirilmesi için de büyük önem
taşımaktadır. Atomik seviyede görüntüleme, ölçme ve işleyebilme sayesinde istenilen
özellikler verilerek malzemelerin geliştirilmesi de sağlanabilir. Bu işlemler sayesinde
boyutları 1 ile 100 nm arasında değişen, gelişmiş özellikli malzemeler ortaya çıkartılabilir.[1]
Karbon nanotüpler bilimin bazen istemeyerek tesadüfen ürettiği ama
önümüzdeki yüzyılın teknolojik manzarasında devrim yaratacak olan inanılmaz
nesneler arasında yer almaktadır.
Toplumumuz nanotüplerden önemli derece de etkilenmektedir ve nanotüp
uygulamaları ile tıpkı silikon bazlı teknolojilerin günümüzde hala hayatımızı
şekillendirmesi gibi her açıdan şekillenmiştir. Dünya en güçlü kablolar ile bağlanmış
uzay asansörleri, hidrojen tahrikli araçlar, suni kaslar vs… gibi olguları hayal etmeye
başladı bile, tüm bu olgular karbon nanotüp biliminin ortaya çıkması ile
gerçekleşebilecektir. Karbon nanotüpler daha iyi bir hayat açısından beklentilerimizi
yerine getirmemize yardımcı olabilir ve bu dünya oldukça umut verici
görünmektedir[2].
BÖLÜM 2.KARBON NANOTÜP NEDİR?
Karbon atomu altı elektrona sahiptir. Bu elektronlardan dört tanesi dış
kabuktadır ve valans elektronları olarak isimlendirilmektedir. Şekil 1’de karbon
atomunun enerji seviye grafiği görülmektedir. Bu şekilde karbon atomunun altı
elektronu oklarla (okun doğrultusu elektronun spinini temsil eder) gösterilmiştir. İlk
iki elektron çekirdeğe yakın olan 1s orbitalinde, sonraki ikisi ise 2s orbitalinde yer alır. Geriye
kalan iki elektron 2p orbitalinde ayrı yerleri işgal ederler.Bu p orbitallerinin aynı enerjiye
sahip olmasından ve elektronların ayrı orbitallerde olmayı tercih etmesinden
kaynaklanmaktadır.
Şekil 1. Karbon atomunun enerji seviyeleri
Elektronik hipritleşme kovalent bağlanmanın pek çok türüne izin vermektedir. Çizelge 1’de
karbonun farklı formlarının (1s2, 2s2, 2p2 elektronları) sınıflandırılmasının şematik gösterimi
yer almaktadır.
Kristal Yapı Özellliği Elmas Grafit
Carbynes Nanotüp
Hibritleşme sp3 sp2 sp1 sp2
Z koordinatı 4 3 2 3
Bağ Uzunluğu(A0) 1.54 1.42 1.21 1.33-1.40
Bağ Enerjisi(eV/mol) 15 25 35 >25
Çizelge 1. Karbonun farklı formlarının sınıflandırılması
Şekil 2 ’de karbonu allotropları görülmektedir.
Şekil 2. a) Elmas, b) grafit c) fulleren d) karbon nanotüp [10]
Karbon atomları kendi aralarında bağ yapan elektronların sayısına göre sp1,sp2 ve sp3
gösterimleriyle ifade edilen üç farklı bağlanma türünü de gösterirler. Bu gösterimler aynı
zamanda bağlanma geometrisini de temsil eder. Karbon elementi, her üç bağlanma
geometrisini gösterebilen tek element olması bakımından istisnai bir özelliğe sahiptir ve bu
özellik karbonun 0B'den 3B'ye kadar farklı yapıda olabilmesine olanak tanır. Karbonun 1B ve
0B yapıları nanometre düzeyinde oldukları için, bu sistemlere nanotüpler ve nanotoplar
deniyor ki karbon nanoyapıların aslını toplar ve tüpler oluşturmaktadır. Farklı çap ve boyda,
uçları açık ya da kapalı olabilen Karbon Nanotüpler (KNT) ise Nanoteknolojinin en önemli
konularından biridir [3].
Nanotüpler ilk olarak 1991 yılında ortaya çıkmıştır. Grafen düzlemi dediğimiz örülü
yapının bir silindir şekline sarılması ve uçlarının küresel bir silindir kapağı şeklinde
kapatılmasıyla oluşturulur[1].
Grafen Tek Duvarlı Karbon nanotüp
Grafitten "arcdischarge" buharlaşlırma yöntemiyle elde edilen tüpler, grafit plakasının
kıvrılarak silindir şekline gelmesiyle içi boş boru halini alıyor. Farklı çap ve boyda olabilen
bu yapıların uçları da açık veya kapalı olabiliyor.Duvarlarıysa ya tek, ya da iç içe geçmiş
silindirler halindedir.
Grafit plakasının kıvrılma yönüne göre nanotüpler değişik mekanik ve elektronik özellikler
gösteriyorlar Çok esnek ve sağlam olmaları nedeniyle, tüp ekseni yönünde çekilmeye karşı,
hasar görmeksizin direnç göstermeleri,onların ayrı bir özellikleridir.Küçük çaplı
(yaklaşık 1–2 nm) tüplerden oluşturulmuş bir demeti koparabilmek için uygulanan çekme
kuvvetinin büyüklüğü yaklaşık 36 gigapaskaldır. Buna göre, nanotüp fiberlerin gerilmeye
karşı en sağ lam malzeme özelliğini taşıdığı ortadadır[4].
BÖLÜM 3.KARBON NANOTÜP ÇEŞİTLERİ
3.1.Tek Duvarlı Karbon Nanotüpler (SWNT)
SWNT’lerin elde edilmesi, karbon nanotüplerin gelişmesinde büyük bir aşama olmuştur.
1996’da Rice Üniversitesi Araştırma Grubunun SWNT oluşturmada daha etkin bir yöntem
bulmasıyla,çok sayıda karbon nanotüp deneylerinin önü açılmış oldu.Arzu edilen nanotüpler
1200°C fırında karbonun lazer-buharlaştırılmasıyla elde edilmektedir. Daha sonra Montpellier
Üniversitesinden Catherine Journet, Patrick Bernier ve çalışma arkadaşlarının karbon ark-
buharlaşma metoduyla iyonlaşmış karbon plazmasından SWNT elde etmişlerdir.
Grafen katmanı bir levhanın çevresine sarıldığı zaman tek duvarlı karbon nanotüp (SWNT)
elde edilir. SWNT’ler yaklaşık olarak 0,7-10 nm çapındadırlar[5].
SWNT’ler temel simetri sınıflandırmasına göre achiral ve chiral olmak
üzere iki grupta ele alınmaktadır.Achiral nanotüp ayna görüntüsü kendisiyle aynı yapıya sahip
olan bir KNT olarak tanımlanır.Achiral yapının armchair ve zigzag olmak üzere iki durumu
söz konusudur(şekil 3). Chiral nanotüp sarmal simetriye sahiptir ve ayna görüntüsü kendisiyle
anti simetriktir.Bu tür yapılar kimyasal terminolojide chiral olarak nitelendirildiği için,
nanotüpler bu isimleri almıştır[3].
Tek duvarlı karbon nanotüpler genelde 1 nm çapına sahiptir fakat uzunlukları milyon kat
daha büyük olabilir.Bir SWNT yapısı kusursuz bir silindirin içine grafit adlı grafen bir tek
atom kalınlığında tabaka sarılarak kavramsallaştırılabilir.
“n ve m” tamsayıları grafen arasında petek kristal kafes iki yönleri boyunca birimi vektörlerin
miktarını göstermektedir. Eğer m=0 olursa nano tüpler zigzag olarak adlandırılır, eğer n=m
olursa koltuk karbon nano tüp olarak adlandırılır. İdeal bir karbon nantüp çapı aşağıdaki
formülle hesaplanır;
d= 𝑎
𝜋 √𝑛2 + 𝑚𝑛 + 𝑚2 a=0.246 nm
SWNT’ler karbon nantüplerin en önemli olanıdır.Nedeni n ve m değerlerinin değişmesiyle
önemli ölçüde özelliklerinin değişmesidir. Özellikle, kendi bant aralığı sıfırdan yaklaşık 2 eV
değişebilir ve elektriksel iletkenliği metal veya yarı iletken davranışı gösterebilir( Mintmire ve
ark., 1992; Dekker, 1999; Martel ve ark., 2001)[10].
Şekil 3. Tek katmanlı karbon nanotüplerin katlanış şekillerine göre çeşitleri.
Şekil 4. TEMmikroskobunda SWNT Görüntüsü
3.2.Çok Duvarlı Karbon Nanotüpler (MWNT)
Üst üste bir kaç grafin konulup katlanırsa iç içe geçmiş karbon nanotüpler
elde edilir. Bu tip nanotüplere çok katmanlı nanotüpler (MWNT) denir. Çok duvarlı karbon nanotüplerin (MWNT) her iki katmanı arasındaki mesafe yaklaşık olarak 0,34
nm kadardır. Bal peteği dizilişi ile oluşan hegzagonal yapılı levhaların sarmal formlarında, iç
içe geçmiş silindirik tüp yüzeylerinde yer alan atomların yapılandırma durumlarına göre bu
tüplerin elektriksel özellikleri yarı iletken veya metalik niteliklerde olabilir.
Şekil 5. Tek Katmanlı ve Çok Katmanlı Nanotüpler
Şekil 6. TEMmikroskobunda MWNT Görüntüsü
BÖLÜM 4. KARBON NANOTÜPLERiN ÖZELLiKLERi
4.1 Karbon Nanotüplerin Kristal Yapıları ve Fiziksel Özellikleri
Yüksek çözünürlü mikroskobi teknikleriyle karbon nanotüplerin yapısı araştırılmaktadır.Bu
deneyler sonucunda nanotüplerin, kristal grafitlerden oluşan hegzagonal örgüdeki karbon
atomlarının oluşturduğu silindirik yapılar olduğu anlaşılmıştır.3 tip nanotüp olabilir:
“armchair”, “zigzag” ve iki boyutlu grafit levhanın nasıl rulo yapıldığına bağlı olan “chiral”.
Değişik tip nanotüpler birim hücrelerine göre kolayca belirlenir,yani yapıyı belirleyen en
küçük atom grubudur [8]. Tek duvar karbon nanotüpünün yapısı nanotüp eksenine dik nanotüplere uygun vektörlerle
verilir. Şekil 7’de nanotüpün açılmış petek örgüsü görülür, bu şekilde 𝑂𝐵 ⃗⃗⃗⃗⃗⃗ ⃗ vektörü yönü
nanotüp ekseninin yönüdür ve 𝑂𝐴⃗⃗⃗⃗ ⃗ vektörü bir karbon nanotüpün . 𝐶ℎ⃗⃗ ⃗⃗ kiral vektörünü
tanımlar.O,A,B ve B′noktalarını düşünelim, petek örgüyü katladığımızda ve O ve A noktaları ve B
ve B′ noktaları çakışır. 𝐶ℎ⃗⃗ ⃗⃗ kiral vektörü altıgen örgünün a1⃗⃗⃗⃗ = (√3
2a ,
𝑎
2) a2⃗⃗⃗⃗ = (
√3
2a ,‒
𝑎
2)
gerçel uzay birim vektörleriyle ifade edilir.
Ch=nâ1+mâ2 (n,m tamsayı, 0≤│m│≤ n )
Şekil 7. Bir nanotüpün açılmış petek örgüsü[6].
Başka bir önemli parametre ise kiriş açısıdır; Ch ile â1 arasındaki açı. Grafit levha nanotübün
silindirik kısmını oluşturmak üzere rulo yapıldığında,kiriş vektörlerinin sonları çakışır.
Böylelikle kiriş vektörü, nanotübün dairesel kesitinin çevresini oluşturur.m ve n’in değişik
değerleri farklı nanotüp yapılarına sebep olur. “armchair” nanotübü n=m ve kiriş açısı 30º
olduğunda, “zigzag” ise n=0 ya da m=0 ve kiriş açısı 0º olduğunda oluşur. Kiriş açıları 0º ile
30º arasında değişen nanotüpler ise “chiral” nanotüp olarak adlandırılır. Nanotüplerin
özelliklerini belirleyen çap dt, kiriş vektörünün uzunluğunun ¼’ü dür. Böylelikle, acc
düzlemde en yakın karbon atomu ile uzaklık olmak üzere; dt=(√3/π)acc(m²+mn+n²)½
ve kiriş
açısıda tan¯¹√3n/(2m+n) ‘dir.
Nanotüplerin çaplarının ve kiriş açılarının ölçümü tünelleme taramalı mikroskobu ve
geçirmeli elektron mikroskobu ile yapılmaktadır.Yine de çapı ve θ açısını ölçerken aynı anda
örneğin direnç gibi fiziksel bir özelliğide ölçebilmek halen büyük bir zorluk teşkil etmektedir.
Çünkü nanotüplerin boyutları çok küçük ve karbon atomları sürekli bir ısısal hareket
halindedirler.Ayrıca mikroskoptan gönderilen elektron demeti nanotüplere zarar verebilirler.
Her nanotüp birim hücresi 2’şer atom içeren altıgenlerden oluştuğuna göre, nanotüp birim
hücresi birçok karbon atomu içerir. Nanotüp birim hücresi altıgenden N kere büyük ise, ters
uzayda birim hücre altıgenden 1/N oranında küçüktür[7].
Karbon nanotüplerin bir diğer kimyasal ve fiziksel özelliklerine gelince;
*Bağ tipi polar olmadığı için suda çözünmezler.Genellikle kimyasal müdahaleler olmadığı
sürece bir çözücüde çözünmezler.
*Tek katmanlı karbon nanotüpler toluen,dimetil formamit ve tetrahidrofuran gibi organik
çözücüler ile kararlı çözeltiler oluşturabilirler.
*Vakumda 1500 ºC e kadar kararlı halde durabilirler, açık havada ise 750ºC e kadar
kararlıdırlar.
*Yüzey alanı-hacim oranı yüksektir[8].
4.2 Karbon Nanotüplerin Elektriksel Özellikleri
Bir tek grafit levhası yarı metaldir.Bunun anlamı sahip olduğu özellikleri yarı iletken ile
metal arasında orta düzeyde olmasıdır.Grafit levha yuvarlanarak nanotüp oluşturulduğunda;
daire çevresinde yanlızca karbon atomları sıralanmaz,aynı zamanda elektronların kuantum
mekaniksel dalga fonksiyonları da uyumlu olarak düzenlenir. Radyal doğrultularda,
elektronlar inceltilmiş tek katmanlı grafit düzlem tarafından sınırlanmıştır. Nanotübün daire
çevresinde periyodik sınır şartları ortaya çıkmaktadır. Örneğin eğer bir nanotüp daire
çevresinde 10 hekzagon bulunduruyorsa, 11. hekzagonal 1. ile çakışmaktadır.Silindir
etrafında 2π’lik faz farkı ile karşılaşılır.
Kuantum sınırlarından dolayı elektronlar sadece nanotüp ekseni boyunca etkili olmaktadır,
böylece dalga vektörleri de bu doğrultuda işaretlenir. Bu basit düşünce tek boyutlu bandın
dağınım bağıntısını hesaplamakta kullanılır. Bu da çok iyi bilinen grafit levhası üzerinden,
dalga vektörünü enerjiye bağlar. Noriaki Hamada ve meslektaşları, ve daha sonra NEC
Labaratuarından (Tsukuba) küçük çaplı nanotüpler için dağınım bağıntısını hesaplamışlardır.
Bu da gösteriyor ki küçük çaplı nanotüplerin 1/3’ü metalik, geri kalanı ise çaplarına ve kiriş
açılarına bağlı olarak yarıiletkendir. Genel olarak (n,m) bir karbon nanotüp n-m=3q (q tam
sayı) olmak şartıyla metaliktir. Bütün “armchair” nanotüpler metaliktir, “zigzag” nanotüplerin
1/3’ü de metaliktir[7].
Grafenin eşsiz elektron yapısından dolayı, nanotüplerin yapısı kuvvetli elektriksel özellikleri
etkilemektedir. Aşağıda verilen denklemdeki, nanotüp için (n,m), eğer n=m ise metal, eğer n-
m 3 ün katıysa, nanotüp düşük bant aralıklı bir yarı iletken özellik göstermektedir.Değilse
ortalama bir yarı iletken özellik göstermektedir.
d= 𝑎
𝜋 √𝑛2 + 𝑚𝑛 + 𝑚2
Fakat bu kuralın istisnai durumları vardır. Örneğin çok küçük çaplı KNT’ler de eğrilikler
elektriksel özelliklerin değişmesine sebep olmaktadır. Böylece TDNT yarı iletken olması
gerekirken metalik olmaktadır.
Teoride metalik karbon nanotüpler, normal metallerden 1000 kat daha (4x109A/cm2) fazla
elektrik akımı taşıyabilmektedir (Hong ve Myung, 2007)[9].
Karbon nanotüplerin çapları nanometre, boyları mikrometre düzeyinde olabilmektedir.
Nanotüplerin çapları şimdiye kadar üretilebilen en ileri yarıiletken aygıtlarınkinden bile çok
daha küçüktür. KNT’lerin yarıiletken teknolojisinde kullanılmaya başlaması yarıiletken
fiziğinde çok büyük bir atılıma vesile olacağı açıktır[3].
4.3 Karbon Nanotüplerin Mekanik Özellikleri
Küçük çaplı karbon nanotüpler, geleneksel mikron boyutlu grafitik fiberlere kıyasla önemli
mekanik özelliklere sahiptirler. Bu nanotüplerin en dikkat çekici özelligi, yüksek esneklik,
yüksek dayanıklılık ve yüksek sertligi bir araya getirmesidir. Bu özellikler karbon nanotüplere
yeni nesil yüksek performanslı kompozitler için yol açmaktadır. Karbon nanotüplerin
mekanik özellikleri üzerindeki kuramsal çalısmalar, nanotüp üretiminin kolay anlasılamaması
ve nanometre boyutundaki malzemelerin kolay islenememesi nedeniyle deneysel
çalısmalardan çok daha ileridedir[10].
Çok hafif olması, yüksek elastiklik modülüne sahip olması ve bilinen en dayanıklı fiber
olması ihtimalleri, Karbon Nano Tüplerin (KNT) en önemli özelliklerindendir. Deneysel bazı
çalışmalar sonucu çok cidarlı KNT’lerin 1-1.8 TPa arasında elastiklik modülüne ve TEM-
esaslı çekme ve eğme testleriyle de 0.8-150 GPa arasında çekme dayanımına sahip olduğu
anlaşılmaktadır. Çok cidarlı KNT’lerin çekme dayanımlarının tek cidarlılardan daha düşük
olduğu bilinmektedir. Bunun temel sebebi, her bir nanotüp katmanının KNT’lerin
sürtünmesize yakın kinetik özelliklere sahip olmasından dolayı birbiri üzerinden kayarak
sıyrılma (pull-out) olarak bilinen özelliğin görülmesidir. Yu ve arkadaşları tarafından yapılan
bir başka çalışmada ise tek cidarlı KNT’lerin dış yüzeylerinda taşıdığı yükler vasıtasıyla
oluşturulan gerilme-gerinim eğrilerinden 13-52 GPa arasında kırılma dayanımına sahip
olduğu belirlenmiştir. Aynı yöntemle çok cidarlı KNT’ler için gerçekleştirilen çalışmada ise
11-63 GPa arasında çekme dayanımı ile 0.27 – 0.95 TPa mertebesinde elastiklik modülü
tayin edilmiştir. Özellikle, yoğunluğu da dikkate alındığında çelikten çok daha yüksek
spesifik dayanıma sahip olan KNTler bilinen en dayanımlı malzemelerden biri olarak kabul
edilmektedir[1].
Tek cidarlı nano tüpün çapı 1-2 nm, boyu ise en fazla birkaç cm düzeyindedir. Tek cidarlı
karbon nano tüpün çekme mukavemeti 63 GPa (Cigapaskal) düzeyindedir. Bu miktar
çeliğin100 katıdır. Buna karsılık çelikten çok daha hafif ve esnektir. Bir çok mekanik
uygulamaları düsünülmektedir. Uzay asansörü için en iyi (yegane) malzeme olabilecektir[11].
4.3.1.KNT Dayanıklılık
Karbon nanotüpler sırasıyla çekme dayanımı ve elastik modülü açısından keşfedilen güçlü
malzemelerdir. Bu mukavemet bireysel karbon atomları arasında bir kovalent bağdan
kaynaklanır. 2000 yılında, çok duvarlı karbon nanotüp (MWNT) 63 gigapascals (GPa) bir
gerilme gücü tespit edilmiştir. 2008 yılında yapılan ilave çalışmalar, bireysel CNT kabukları
kuantum / atomistik modelleri ile iyi bir uyum içinde ~ 100 GPa, kadar güçlü olduğunu
göstermiştir (Peng ve ark.,. 2008). Karbon nanotüpler 1,3g/cm3 katı için düşük yoğunluklu
olduğundan, kendine özgü gücü 48,000kN*m*kg-1 olarak bilinen en iyi malzemedir.
Karbon nanotüpler sıkıştırma altında güçlü değildirler. Çünkü bunların içi boş bir yapı ve
yüksek boy oranı, onlar, basınç burulma, bükülme ya da stres altında yerleştirildiği zaman
çökertme geçmesi eğilimindedir (Jensen ve ark., 2007).
Young mod E = Ç𝑒𝑘𝑚𝑒 𝐷𝑎𝑦𝑎𝑛𝚤𝑚𝚤
𝐾𝑜𝑝𝑚𝑎 𝐷𝑎𝑦𝑎𝑛𝚤𝑚𝚤 =
𝐹
A0 ∆𝐿
L0
= 𝐹.L0
A0 .∆𝐿
F :Malzemeye uygulanan kuvvet
A0 :Kuvvetin uygulandığı dik kesit
L0 :Malzemenin kuvvet uygulanmadan önceki uzunluğu
ΔL :Malzemedeki uzunluk değişimi[9].
Bu ilginç mekanik özellikleriyle KNT’ler, malzeme endüstrisini tamamıyla değiştirebileceğini
açıkça ortaya koymuştur.[3] Fakat her ne kadar nano boytularda tüpler çok saglam bir yapıya
sahip olsalar da bu tüplerdeki önemli bir sorun, makroskopik ölçülere gelindiginde tüpün
kırılgan bir yapıya dönüsmesidir[12].
Şekil 8.Karbon nanotuplerin kopma dayanımlarının diğer liflerle kıyaslanması[13].
4.3.2 Karbon nanotüplerin esnekligi
North Caroline Üniversitesinden Jerzy Bernhole ve meslektaşlarının hesaplarına göre bir
nanotüp kırılmadan yüksek oranda uzayabiliyor. Karbon fiberlerinin aksine, tek katmanlı
nanotüpler dikkate değer oranda esnektir.Burkulabilir, düzleştirilebilir, küçük daireler
şeklinde kıvrılabilir. Ya da başka çeşitli esnetmeler sonucunda kırılmadan kalabilir. Dahası
Bernhole ve meslektaşları,nanotüp üzerindeki etki çekildiği zaman eski orijinal şeklini
aldığını gözlemlemişlerdir.Baskı altında kolayca kırılan karbon fiberlerinin aksine, karbon
nanotüpler etki uygulandığında elastikiyeti sağlayan tek benzer yapıyı oluştururlar.[7]
Young modülünün bilinmesi, çesitli uygulamalarda malzemenin yapı elemanı olarak
kullanılması için ilk adımdır. Young modülü, dogrudan katının yapısına bagıntılıdır ve
bundan dolayı katıyı olusturan atomların kimyasal örgüsüne baglılık göstermektedir.
Malzemeye kuvvet uygulandıgında sekli degisebilir, kuvvet kaldırıldıgında ise, tekrar
eski haline dönebilir. Bu durum, malzemenin esnekligine baglıdır. Sekil degisikliginden
dolayı olusan iç kuvvet, malzemeye uygulanan dıs kuvveti dengeler. Malzemeye etki
eden dıs kuvvet (F) ile etki ettigi yüzey (A) oranına “Zor”; malzemenin boyu δl kadar
uzamıssa δl/l oranına “Zorlanma” denir. Zor/Zorlanma oranı Young modülünü
(E=(F/A)/ (δl/l)) verir.
Zayıf van der Waals baglarından (tipik olarak 0.1eV) dolayı moleküler katılar düsük
Young modülüne sahiptirler (genellikle 10Gpa). Oysa grafit, elmas, SiC, BN gibi
kovalent baglı olan malzemeler, yüksek Young modülüne sahiptir (100Gpa’dan yüksek).
Kristalin örgü parametresinin küçük degisimleri, onun esneklik katsayısında büyük
degisimlere neden olabilir. Karbon nanotüplerin Young modülü, sp2 bag kuvvetine
baglıdır ve yarıçapı çok küçük olmadıgı ve C-C bagların önemli sekilde bozulmadıgı
durumlarda grafin katmanınkine esittir (Salvetat et al. 1999)[10].
4.4. Karbon Nanotüplerin Isısal Özellikleri
KNT’ler bilinen en yüksek ısıl iletkenliği sahip maddelerdir.Çizelge 2’de malzeme çeşitlerini
ve ısıl iletkenliklerini göstermektedir[9].
Madde Isıl İletkenlik W/mK
Altın 314-318
Bakır 353-386
Gümüş 406-429
Elmas 2000-2500
Grafit,Grafen katmanına paralel 0.0131
Graift,Grafen katmanına zıt yönde 1900
SWNT(Tek duvarlı karbon nanotüp) 6600
Çizelge 2.Çeşitli maddelerin ısıl iletkenlikleri
Karbon nanotüpler, yalnızca elektronik ve mekanik özellikleriyle degil, ısısal özellikleriyle de
büyük ilgi çekmektedirler.Küçük boyutlarından dolayı, kuvantum etkileri önemlidir ve düsük
sıcaklık özgül ısı ve ısısal iletkenlik, fonon yapısının tek boyutlu kuvantumlamasının
kanıtıdır. Bir karbon nanotüpte, fonon sayısını saptamak için düsük sıcaklık özgül ısı ve yıgın
içinde tüplerin komsuları arası etkilesimi hesaba katılır. Nanotüplerin ısısal özellikleri hem
kuramsal hem de deneysel olarak incelenmistir. Kuramsal tahminlere göre, oda sıcaklıgında
ısısal iletkenlikleri grafit ve elmasınkinden büyüktür.Ölçümler oda sıcaklıgında ısısal
iletkenligin TDNT’lerde 200W/mK’in üstünde, ÇDNT’lerde ise 300W/mK’in üstünde
oldugunu göstermistir (Hone 2004)[10].
4.4.1 Özgül ısı
Malzemenin özgül ısısı C(T) düsük enerji uyarmalarının hassas noktasıdır. 3-boyutlu
grafit, 2-boyutlu grafin ve nanotüpler, fononlar baskın uyarmalardır ve fonon özgül ısısı Cph
C(T)’de pek çok sıcaklıkta etkindir.
Fonon dagılımı elektron dagılımına baskındır.
ÇDNT’lerde radyal ısısal iletkenligin grafitin ısısal iletkenliginden de düsük olacagı
tahmin edilmektedir. Grafitin ısısal iletkenligi, katmanları arası zayıf van der Waals
etkilesiminden dolayı düsüktür. ÇDNT’lerde iç içe geçen nanotüplerdeki ayrılma,
grafitteki düzlemlerarası ayrılmaya benzer ve ayrıca iç içe geçen tüpler arasındaki
kuvvet yalnızca van der Waals kuvvetidir.
Karbon nanotüplerin ısısal genlesmesi, karbon tellerden temel olarak farklı ve grafit
kadar iyi olacaktır. Kusursuz karbon nanotüpler için izotropik genlesme katsayısı
avantajlı olabilir. Nanotüpler için çok düsük ısısal genlesme katsayısı tahmin
edilmektedir[10].
4.4.2 Isısal iletkenlik
Elmas ve grafitin yüksek ısısal iletkenliklerinden dolayı, nanotüplerin de yüksek ısısal
iletkenlik gösterip göstermeyecekleri merak uyandırmıstır. Bu özellik, tek-tüpler için
kuramsal olarak, yıgın tek duvarlı tüpler ve çok duvarlı tüpler için deneysel olarak
gösterilmistir.
Katılarda ısısal iletimi, örgü titresim dalgaları (fononlar) ve serbest elektron tarafından
gerçeklestirilmektedir. Elmasın ısısal iletkenligi 1000-2600 W/mK ve grafitin ısısal iletkenligi
100oC’de 120 W/mK’dir. Hone ve arkadasları tek bir TDNT ipin ısısal iletkenliginin oda
sıcaklıgında 1800-6000 W/mK oldugunu, elektriksel iletkenlikteki degisimleri kullanarak
nümerik olarak hesaplamıslardır (Hone 1999). Che ve arkadasları bu degeri 2980 W/mK
olarak açıklamıslardır. Berber ve arkadasları da moleküler dinamik benzetimlerinden, ısısal
iletkenlige baglı sıcaklık degerlerini bulmuslardır. Oda sıcaklıgında ısısal iletkenligi 6600
W/mK olarak hesaplamıslardır (Berber 2000). Isısal iletkenlik ölçümleri 200 W/mK’den 6000
W/mK’e genis aralıkta degerler göstermistir. Isısal iletkenlik çalısmaları oda sıcaklıgında
TDNT ve ÇDNT yıgınlarının 1800 ve 6000 W/mK arasında degerler aldıgını göstermistir.
Tek bir ÇDNT için ısısal iletkenligin 3000 W/mK üzerinde oldugu da yapılan çalısmalarda
açıklanmıstır (Kim 2001)[10].
Çizelge 3. Karbon Nanotüplerin karşılaştırmalı özellikleri
BÖLÜM 5.KARBON NANOTÜPLERİN SAFLASTIRMA İSLEMLERİ
Nanotüp uygulamalarında problemlerden biri de saflastırmadır. Grafit tabakaları, amorf
karbon, metal katalizör ve daha küçük fullerenler gibi safsızlıklar TDNT’lerin özelliklerini
olumsuz bir sekilde etkilemektedir. TDNT’lerin mümkün oldugu kadar homojen olması
istenmektedir. Saflastırma teknikleri: Oksitlenme, asit uygulama, ısıl islem, ultrases
uygulama, mikrofiltreleme, ferromanyetik ayırmadır (Daenen et al. 2003).
5.1 Oksitlenme
TDNT’lerin oksitlenmesi, karbonla ilgili safsızlıkları ortadan kaldırmak ve metal yüzeyi
temizlemek için iyi bir yöntemdir. Bu süreçte yalnızca safsızlıklar oksitlenmemekte,
bunun yanında TDNT’ler de oksitlenmektedir. Bu islemin nanotüplere verdigi zarar,
safsızlıklara verdiginden daha azdır. Bu safsızlıklar genelde metal katalizöre baglı olup,
oksidasyon katalizöre de etki etmektedir. Bu islemin etkisi ve verimi metal içerigine,
oksitlenme zamanına, ortama, oksitlenme sıcaklıgına oldukça baglıdır. Örnegin, sıcaklık
600oC’nin üstüne çıktıgında TDNT’ler de oksitlenmektedir.İyi bir oksitlenme islemi
için sıcaklık ve zaman iyi kontrol edilmelidir.
5.2 Asit uygulama
Bu yöntem, genellikle metal katalizörü kaldırmak için kullanılır. Bunun için öncelikle,
metal yüzeye oksitlenme uygulanmalıdır. Daha sonra bu yüzey, asite maruz bırakılmalı
ve çözünmesi saglanmalıdır. Böylece metal safsızlıklar yok olur ve geriye yalnızca tek
duvarlı karbon nanotüpler kalır. Eğer asit olarak HCl kullanılırsa bir miktar TDNT ve
diger karbon parçacıklarına da etki eder.
5.3 Isıl islem
873-1873K arasında uygulanan ısıl islem sonunda nanotüpler yeniden düzenlenmekte
ve kusurlar kaybolmaktadır. Yüksek sıcaklık ayrıca grafitik karbon ve kısa fullerenlerin
de yok olmasına yol açar. Yüksek sıcaklıkta (1873K) vakum uygulandıgında metal
eriyecektir ve böylece metal, yüzeyden kaldırılmıs olacaktır.
5.4 Manyetik saflastırma
Bu yöntemde, ferromanyetik (katalizör) parçacıklar diger grafit tabakalardan mekanik
olarak kaldırılır.
Ferromanyetik parçacıkları kaldırmak için TDNT süspansiyonu ultrases banyo içinde
inorganik parçacıklarla (ZrO2 veya CaCO3) karıştırılır.
Şekil 9. Manyetik saflastırma için kullanılan düzenek (Daenen et al. 2003)
5.5 Ultrases ile dagıtma
Bu teknikte, parçacıklar ultrases titresimler nedeniyle birbirinden ayrılırlar. Farklı
parçacıklardan olusan topak, titresim zoruyla dagılacaktır. Parçacıkları ayırmak için çözücü
ve ayıraç kullanılır. Çözücü, metalden ayrılmıs tüplerin saglamlıgını etkiler.Zayıf
çözücülerde, eger hala metale baglıysa tüpler daha saglamdır. Asit kullanıldıgında,
TDNT’lerin saflıgı asite maruz kalma süresine baglıdır.Eger tüpler kısa süre asitte kalırsa
sadece metal çözünür, fakat uzun süre kalırsa tüplerde kimyasal kesim olacaktır.
5.6 Filtreleme
Mikrofiltreleme, parçacık ayırımına dayanır. TDNT’ler ve az miktar karbon nanoparçacıklar
filtrede tutulur.Diger parçacıklar (katalizör metal, fulleren ve karbon nanoparçacıklar)
filtreden geçerler. Sekil 10’da mikrofiltreleme düzenegi gösterilmektedir.
Şekil 10. Mikrofiltreleme düzenegi (Daenen et al. 2003)
Tek duvarlı nanotüplerden fullerenleri ayırmanın bir yolu da CS2 çözeltisi kullanmaktır.
İlk önce TDNT’ler CS2 çözeltisiyle ıslatılır.CS2, filtrede çözünmez. CS2 içinde çözünmüs
fullerenler de filtreden geçer[10].
BÖLÜM 6.KARBON NANOTÜPLERİ BÜYÜTME YÖNTEMLERİ
Karbon nano tüp sentezlenmesi için yıllar süren çalışmalar sonucunda belirli yöntemler ortaya
çıkartılmıştır. Sentezleme yöntemlerinin her biri farklı uygulama ve kullanım istekleri
doğrultusunda şekillendirilmiştir. Yüksek saflıkta üretim isteği,düşük sıcaklıklarda sentezleme
ve üretim kapasitesinin artırılması üzerine yapılan çalışmalarla birçok değişik yöntem ortaya
konulmuş ve üretimde uygulanan malzemelerin hallerinden esinlenerek katı hâlde karbondan
ve gaz hâlde karbondan sentezleme şeklinde bir sınıflandırmaya gidilmiştir. Bu hallerin
dışında kalan ve farklı isteklere cevap veren durumlar ise diğer sentezleme yöntemleri olarak
belirtilmiştir.
6.1.Katı Halde Karbondan Sentezlenenler
Katı hâlde karbondan sentezleme yöntemlerinde karbon kaynağı, katı halde bulunan grafit bir
parça kullanılmaktadır. Grafit çubuğun geometrisi yöntemden yönteme değişmektedir. Bu
yöntemlerde yüksek sıcaklıklar ve yüksek basınçlar söz konusu olmaktadır[1].
6.1.2. Ark Boşaltma Yöntemi
Ark plazma, ÇDNT ve TDNT üretmek için gelistirilen iyi bir yöntemdir. ÇDNT, kontrollü
büyüme kosullarıyla elde edilebilmektedir[10].
Ark-boşalım yönteminde, birbirine yakın iki grafite potansiyel farkı uygulandığında
aralarında ark oluşur ve anot grafit harcanır. Bu sırada anottan kopan parçalar katot grafit
yüzeyinde birikme yaparak depoziti oluşturur. Depozitin en iç yumuşak kısmı karbon
nanotüpleri içermektedir.Karbon nanotüpler tüp şeklinde yapılar oldukları için yapısal olarak
kapalı kafes yapısına sahip fullerenlere yakın malzemelerdir.
Deney sistemi şematik olarak Şekil-11 de gösterilmektedir. Arkın oluştuğu reaktör, paslanmaz
çelik malzemeden yapılmış, uzunluğu 20 cm ve iç çapı 10 cm dir. Ark esnasında çok yüksek
sıcaklık oluştuğu için reaktörün dış yüzeyi, içinden yüksek debide suyun geçtiği, soğutma
ceketi ile kaplıdır.
İki aşamalı olan deneylerin ilk aşamasında, anot olarak 6 mm çapında ve 20 cm uzunluğunda
grafit çubuk ve katot olarak da 40 mm çapında ve 20 mm uzunluğunda grafit çubuk
kullanılmaktadır.Grafit çubukların reaktör içerisindeki hareketleri, ceket soğutmalı bakır
elektrotlar kullanılarak sağlanmakta ve anot bakır elektrot bilgisayar kontrollü step motor
sistemine bağlanarak grafit çubuklar arasındaki açıklık 5 μm hassasiyetle kontrol
edilmektedir. Bu sayede deney esnasında hem sabit bir ark açıklığı hem de arkın sürekliliği
sağlanmaktadır. Ark oluşumu için 400 ampere kadar sabit akımda çalışma olanağı sağlayan
güç kaynağı (LINC 400 SR) kullanılmaktadır.
Ark esnasında 5000 K lere varan sıcaklıklara ulaşıldığı için ve eksi basınçlarda çalışıldığı için
reaktör içerisindeki gazlar vakum pompaları ile çekilmekte ve deneyler helyum atmosferi
altında yapılmaktadır.
İki grafit çubuğa potansiyel uygulandıktan sonra oluşan ark sonucunda anot grafit çubuk
yüksek sıcaklık sebebiyle buharlaşmaktadır. Oluşan isin bir kısmı reaktörün soğuk
çeperlerinde yoğunlaşırken bir kısmı da elektrik akımı yönünde hareket ederek katot
yüzeyinde birikme yapmaktadır. Biriken bu yapıya depozit denilmektedir.
Deneylerin ikinci aşamasında, uzatılan depozitler anot olarak kullanılmakta ve ilk aşamadaki
gibi ark oluşumu sağlanmaktadır. Bu ark sonucunda reaktör çeperinden toplanan is
içerisinden C60 ve C70 fullerenleri almak için is, toluen ile ultrasonik banyoda ekstrakte
edilmektedir. İs içindeki fulleren (C60 ve C70) verimini bulabilmek için ekstrakt UV-VIS
spektrometresi ile analizlenmektedir[14].
Şekil 11. Ark-boşalım yöntemiyle fulleren üretimi deney sistemi[14].
Ark-buharlaşma sonucunda katodta oluşan tortunun şekli ve içeriği, kullanılan koşullara sıkı
sıkıya bağlıdır. Optik mikroskop ve SEM kullanılarak, katod tortusu üzerine birçok çalışmalar
yapılmış ve çeşitli sonuçlar elde edilmiştir. Yine de açıkça görülüyor ki, tortunun mikroskobik
şekli soğutmanın yeterliliğine bağlıdır. Zayıf soğutma katman halinde tortuya sebep olur. Bu
tip tortularda nanotüpler küçük cepler içinde rastgele yerleşmiş olarak bulunur. Öte yandan
elektrodların iyi soğutulması daha silindirik ve homojen tortu oluşmasına sebep olur. Bu tip
tortularda erimiş malzemeden bir dış kabuk ve içte daha yumuşak lifli, içinde nanotüpler ve
nanoparçacıklar bulunan göbek bulunur. Bunlar dış kabuğu kesip açarak dışarı çıkarılabilir.
Nanotüplerin kalitesini anlamak için karbona basit fiziksel bir test yapmak yeterlidir. Birkaç
nanotüpten oluşan yetersiz bir örnek, genelde toz şeklinde bir doku olur, iyi malzemede ise
yaprağa benzer, gri, metalik, cilalı bir şekilde oluşur.Göbekteki lifli malzemenin SEM ile
incelenmesi sonucu, nanotüp demetlerinin düzenlenmiş mikrolifler içerdiği gözlenmiştir
Ark-buharlaştırma metodunda dikkat edilmesi gereken bir başka konu da oluşan malzeme
(kurum) çok hafif olmasından dolayı çok kolay havada asılı kalabilmesidir. Bu nedenle ark-
buharlaştırma cihazının tamamının bir koruma kabının içinde bulundurulması tavsiye edilir.
Ayrıca oda açılırken maske takılmalı ve fulleren bağlantılı malzemelerle çalışırken eldiven
giyilmesi gerekir. Bunların yanısıra başka önlemlerde alınmalı; ark-buharlaştırmasını
gerçekleştirmeden önce makine kısa devreye karşı kontrol edilmeli ve gazı içeri vermeden
önce vakumda sızıntı var mı kontrol edilmelidir. Ek olarak her odanın gözleme bölümü
olduğundan, operatörü arkın yoğun ışığından korumak için yüksek yoğunluklu optik filtreli
gözlük kullanılması gerekir[7].
Şekil 12. Ark yöntemi ile sentezlenmiş Şekil 13.Ark yöntemi ile sentezlenmiş
çok duvarlı KNT’lerin SEM görüntüsü tek duvarlı KNT’lerin SEM görüntüsü [15]
6.1.1.Lazerle Aşındırma Yöntemi
Lazerle buharlastırma tekniginde lazer, genellikle katalizör metal tozu ile doldurulmus grafit
hedefi buharlastırmak için kullanılır. _lk defa 1995’de Smalley ve gurubu tarafından Rice
Üniversitesinde Lazerle buharlastırma (lazer fırını) kullanılarak 1-10gr yüksek kalite TDNT
sentezlenmistir.
Grafit hedefin lazerle buharlastırılmasıyla dar çapa sahip tek duvarlı nanotüp paketleri
sentezlemek için etkili bir yoldur. Bu yöntemle, 1200 oC’ye ısıtılan akıs tüpünde buhara
dönüsen grafitten %70-%90 yüksek verimle tek duvarlı nanotüp üretilmektedir.Co/Ni/grafit
kompoziti (%1.2 Co/Ni alasımı, %98.8 grafit) lazerle buharlastırma hedefi olarak kullanılır.
Hedefi buharlastırmak için kullanılan lazer darbeleriyle hedeften küçük miktarda geçis
metaliyle karbon karısımı meydana gelir. Akan Argon gazı nanotüpleri yüksek sıcaklıkta su
ile soguyan Cu toplayıcıya süpürüp götürür ve daha sonra fırının dısına alınır.
Şekil 14. Grafit hedef ve karbon nanotüpler için sogutulmus toplayıcı kullanılan
lazerlebuharlastırma yöntemiyle 1200 oC’ye ısıtılan kuvars tüpte TDNT üretimi[10].
Şekil 15. Lazerle Aşındırma Yöntemi Kullanılarak Üretilmiş Tek Duvarlı KNT’lerin Taramalı
Elektron Mikroskobu(SEM) Görüntüsü[1].
6.1.3. Solar Fırın Yöntemi
Çoğunlukla fulleren sentezlenmesi için tasarlanmış bu yöntem sonraları karbon nano tüp
sentezlenmesi için de kullanılmaya başlanmıştır. İşlem sıcaklıkları 4000oK düzeyindedir[15].
Düşük verimli bir üretim söz konusu olduğundan pek tercih edilmemekte ve hatta pek çok
kaynakta bu yönteme değinilmemektedir.Yöntemin en önemli yanı güneş enerjisini
kullanarak sentezlemenin gerçekleştirilmesidir.
6.2.Gaz Halde Karbondan Sentezlenenler
Bu yöntemlerde kullanılan karbon kaynakları çeşitli konvansiyonel gazlar olmaktadır. Yüksek
miktarlarda KNT üretmek için sıklıkla kullanılan ve günümüze özellikle üzerinde durulan
kimyasal buhar çökeltme (KBÇ, CVD) yöntemleri bu grup içerisindedir[1].
6.2.1. Kimyasal Buhar Çökeltme (KBÇ, CVD)
Karbon nanotüpler için kimyasal buhar depolama (CVD) yöntemi ilk kez 1998 yılında
Z.F.Ren tarafından gelistirilmistir. Kimyasal buhar depolama yöntemi ile nanotüp büyütmede
kilit parametreler, hidrokarbon gaz, katalizör ve büyüme sıcaklıgıdır.Katalizör boyutu veya
reaksiyon zamanı, karbon nanotüpün çapını ve boyunu belirleyebilir. Kimyasal buhar
depolamada genel nanotüp büyütme mekanizması, geçis metalleri tarafından katalizlenen
hidrokarbon moleküllerinin ayrısmasını ve karbon atomlarının metal katalizör içine
dagılmasını içermektedir[10].
Bu yöntemde öncelikle katalizörler silika substratların üzerine sol-jel yöntemiyle
kaplanmıştır. Bu işlemde 15 mL 1,5 M demir (III) nitrat çözeltisi, 30 mL etil alkol ve 10 mL
tetraetil ortosilikat 20 dakika karıştırıldıktan sonra içine bir miktar hidroflorik asit ilave
edilerek 25 dakika daha karıştırılmıştır. Daha sonra karışım silika plakalar üzerine çok ince
bir film tabakası oluşturacak şekilde damlatılıp gece boyunca 80 °C’de bekletilerek fazla
suyunu atması sağlanmıştır. Plakalar daha sonra kuvarz tüp fırın içine yerleştirilerek, vakum
altında(~10-3 Torr) 450 °C de 10 saat kalsine edildikten sonra ~200 Torr basınçta 500 °C’de
% 10 H2 ve % 90 N2 den oluşan bir gaz akışı altında 5 saat indirgenmiş ve 600 – 750 °C
aralığında % 10 C2H2 ve %90 N2 lik gaz akışı altında ~1 saat süresince karbon buhar
çökeltmesi işlemine tabi tutulmuştur.
Şekil 16. Kimysal buhar çökeltme sisteminin şematik gösterimi
Elde edilen örnekler Geçirmeli Elektron Mikroskopu (TEM) ve Raman spektroskopi
yöntemleriyle karakterize edilmiştir. TEM analizleri için numuneler silika plakalar üzerinden
etil alkol ve toluen ile sonik banyo yardımıyla alınıp daha sonra TEM gridleri üzerine damlatılarak
kurutulmuştur.
Şekil 17. Kimyasal buhar çökeltme yöntemi ile elde edilen karbon nanotüpler.
Karbon nanotüplerin karakterizasyonunda en önemli spektroskopi yöntemi olan Raman
spektroskopi sonuçları da TEM resimlerini desteklemektedir.
Şekil 18. Kimyasal buhar çökeltme yönteminden örneklerin Raman spektroskopi sonuçları.
Şekil 18 da kimyasal buhar çökelme yöntemi ile üretilen karbon nanotüplerin Raman pikleri
görülmektedir.Bu şekildeki 1550-1650 nm dalga boyundaki pikler (Raman spektroskopide
kullanılan lazere göre sapma yapabilmektedir.) bu örneklerde bulunan ve TEM resimleri ile
de gözlenmiş olan nanotüplerin varlığını teyit etmektedir[16].
Kimyasal buhar depolama, hem katalizörün önemli kısmında hem de dogrudan alttasta yüksek
kalite karbon nanotüp sentezlemek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Tipik olarak, karbon
hammaddesinin ayrısmasına, katalizör parçacıklar arası etkilesmeye ve nanotüplerin büyüme
sıcaklıgına baglıdır.
Kimyasal buhar depolamanın pek çok avantajı vardır:
• Ölçeklenirlik
• Nanotüplerin alttasa dogrudan üretimi ile aygıtlara kolay entegrasyonu
• Katalizör deseni içinden kontrollü büyüme yeri
• Elektromanyetik alanla büyüme yönü kontrolü
• Kullanılan katalitik nanoparçacıkların boyutlarının ayarlanmasıyla nanotüp çapı üzerinde
kontrol saglama
• Gaz, katalizör, alttas, sıcaklık ve basınçların çok yönlülük için genis kullanım
alanı[10].
6.2.2. Isıl Kimyasal Buhar Çökeltme (IKBÇ, Thermal-CVD)
Isıl kimyasal buhar çökeltme işleminin ürün ve hidrokarbon çeşitliliği, yüksek kaliteli
malzemelerin sentezlenebilmesi ve mikroskobik yapıların kontrol edilebilirliği gibi avantajları
bulunmaktadır.Tepkime gazının akışındaki değişme kararsız gaz tedariği anlamına
geldiğinden, bu metot altlığın homojenliği açısından iyi değildir. Ayrıca işlem sıcaklığına
ve tepkime odasının sıcaklığına da duyarlıdır. Bu dezavantajlarının yanında cihaz
kurulumunun basitliği ve seri imalatta avantajlı olmaları gibi özellikleri vardır. Isıl kimyasal
buhar çökeltme ile KNT üretimi şu şekilde olmaktadır. Fe, Ni, Co, ya da bu üç katalizör
metalinin alaşımı öncelikle bir altlığın üzerine çökeltilir. Altlık, damıtılmış suyla seyreltilmiş
HF çözeltisiyle dağlandıktan sonra numune kuartz teknesine konur.Tekne bir kimyasal buhar
çökeltme reaktörüne konur ve katalizör metal filminin NH3 kullanımı ile 750 ile 1050oC
sıcaklıkta bir kez daha dağlanmasından sonra nano ölçekte küçük metal katalizör taneler,
oluşurlar. KNT’ler bu küçük katalizör metal parçalarının üzerinde oluştuklarından bunların
oluşturulması en önemli işlemdir.
Şekil 19. Isıl Kimyasal Buhar Çökeltme Cihazının Şematik Çizimi.
Şekil 20. IKBÇ İşlemiyle Büyütülmüş Şekil 21. IKBÇ ile Üretilmiş KNT’lerin
Nanotüplerin SEM Görüntüleri TEM Görüntüleri
6.2.3. Plazmayla Güçlendirilmiş Kimyasal Buhar Çökeltme(PGKBÇ, PECVD)
Plazmayla güçlendirilmiş kimyasal buhar çökeltme yönteminin,ısıl kimyasal buhar çökeltme
işlemine göre düşük sıcaklık avantajı bulunmaktadır.Özellikle görüntüleme cihazlarında
kullanılacak olan KNT’lerin üretimi soda kireci üzerinde,soda kirecinin eridiği 550oC’tan az
bir sıcaklıkta üretilebilirler.Plazma KBÇ yönteminde deşarj için kullanılan güç kaynakları
genelde yüksek frekanslı doğru akım kaynaklarıdır.RF (13,56 MHz) ve mikrodalgalar
(2,47GHz) genellikle kullanılan yüksek frekans güç kaynaklarıdır.Plazma yönteminde iki
elektroda da yüksek frekans uygulanarak bir reaksiyon odası ya da fırınında parlak deşarj
yapılır. Altlık,topraklanmış bir elektrot üstüne konmuştur. Üniform bir film oluşturmak için
karşı plakadan tepkime gazı yollanır. C2H2, CH4, C2H4,C2H6, CO gazları KNT üretiminde
tipik olarak kullanılan gazlardır.Fe, Ni ve Co gibi katalizör metaller, Si, SiO2 ya da cam
altlık üzerine ısıl KBÇ ya da püskürtme kullanılarak uygulanırlar.Altlık üzerindeki çökeltilmiş
metal, amonyak ya da H2 kullanılarak dağlanabilir.Nanoskobik küçüklükte metal parçalar
oluştuktan sonra, yüksek frekanslı güç kaynağından güç alan parlak plazma deşarjı ile
KNT’ler bu metal parçacıklar üzerinde büyürler. C2H2, CH4, C2H4, C2H6, CO gibi reaksiyon
gazları işlem sırasında reaksiyon odasına yollanırlar.
Şekil 22. Plazmayla Güçlendirilmiş KBÇ Cihazının Şematik Çizimi.
Şekil 23. Plazmayla Güçlendirilmiş Şekil 24.Plazmayla Güçlendirilmiş
KBÇ Yöntemiyle Üretilmiş KNT’lerin KBÇ Yöntemiyle Üretilmiş KNTlerin
SEM Görüntüleri. TEM Görüntüleri.
6.2.4. Mikrodalga Plazmayla Kimyasal Buhar Çökeltme(MDPGBÇ, MWPCVD)
Mikrodalga plazmayla kimyasal buhar çökeltme yönteminde,KNT’lerin atmosferik
basınçlarda üretilmesi söz konusudur.Yöntemin düzeneğinde mikrodalga gücü bir mikrodalga
jeneratörü tarafından sağlanır. Dalgalar; dalga rehberi, eşleştirme ünitesi ve bir eş eksenli
hattan geçerek demirden bir üfleç elektroda gider. Karbon kaynağı olarak CH4 gibi
konvansiyonel gazlar kullanılırken, argon ve hidrojen de çökeltmenin sağlanması için
dışardan üflece eklenir. Gazların akış hızları elektronik gaz akış kontrolörleri tarafından
kontrol edilir. Üfleçte oluşan plazma boşalması kuartz bir tüp ile çevrelenerek dış atmosferden
korunur. KNT üretimi için gerekli olan altlık,elektrot nozülün üstündeki kuartz tübün üstünde
duran bir kapağa bağlanmış kuartz tutucu üzerine konulur. Altlık olarak silikon malzemeler
kullanılabilir.Akış halindeki argon gazı içerisinde (1000 sccm) plazma üfleci ateşlendikten
sonra, 300 sccm H2 ve 10-50 sccm CH4’ten oluşan çökeltme karışımı eklenir. Son olarak
nozülden arzu edilen bir uzaklığa altlık yerleştirilir.MDPGBÇ yöntemiyle çok duvarlı
KNT’ler atmosferik basınçlar altında, altlık üzerine dışarıdan ısı uygulanmadan,düzgün sıralı
bir şekilde üretilebilmektedir. Altlığın çabuk ısıtılabilmesi ve eş zamanlı olarak reaktif karbon
türlerinin boşalmadaki yüksek konsantrasyonları, bu yöntemin avantajları olarak sayılabilir.
6.2.5. Buhar Fazında Büyütme
KNT’lerin gaz karbon kaynaklardan üretim yöntemlerinin çoğunda, KNTG’ler metal
katalizörlerin bir altlık üzerine C2H2, CH4, C2H4, C2H6 gibi konvansiyonel gazlar kullanılarak
çökeltilmesiyle üretilmektedir.Buhar fazında büyütme yönteminde ise KNT’ler, tepkime gazı
ve metal katalizörün tepkime odasına bir altlık bulunmadan gönderilmesiyle üretilirler.Seri
üretim için uygun bir yöntem olduğu bilinmektedir.Kütle akış kontrolörü bir köşede
konulmuştur ve metal katalizörlerin bulunduğu tekne tepkime odasının içindedir. Oda,
iki bölüm fırından oluşmaktadır. Göreceli olarak daha düşük sıcaklık ilk fırında sağlanırken,
asıl tepkimenin oluştuğu ikinci fırında sıcaklık daha yüksektir.İlk fırında hidrokarbon gaz
her ne kadar ayrışmasa da, metal katalizörün buharlaşması için gerekli sıcaklık sağlanmış
olur. Tozdan buharlaşan metal katalizörler atomik olsalar da, odanın içinde çarpışarak küçük
tanecikler haline gelecek şekilde toplanırlar. Düşük sıcaklık bölgesinde metal tozundan
buharlaşan küçük katalizör taneleri ikinci fırına ulaştıklarında, sıcak bölgede ayrışmış
karbonlar tarafından abzorbe olunur, metal katalizör parçalarına difüze olur ve KNT olarak
sentezlenir.
Şekil 25. Buhar Fazında Büyütme Cihazının Şematik Çizimi.
Şekil 26. Buhar Fazında Büyütme Şekil 27. Buhar Fazında Büyütme
Yöntemiyle Üretilmiş KNT’lerin Yöntemiyle Üretilmiş KNT’lerin
SEM Görüntüleri. TEM Görüntüleri.
6.3.Diğer Sentezleme Yöntemleri
Bu yöntemler sıklıkla kullanılmamakla beraber, daha çok deneysel ve geliştirme aşamasındaki
uygulama olan diğer sentezleme yöntemlerinde hidrotermal sentezleme ve elektroliz yöntemi
olarak iki grupta irdelenebilir.
6.3.1.Hidrotermal Sentezleme
Hidrotermal sentezleme yönteminde, çeşitli teknikler kullanılarak yüksek basınç altında bir
sulu çözeltiden maddeler kristalize edilmektedir. Yöntem “hidrotermal metot” olarak da
anılmaktadır. Kristal büyümesi, besleyici malzemenin su ile beraber yollandığı çelikten
yapılmış basınçlı bir kap olan otoklav içinde gerçekleşir. Odanın karşılıklı tarafları
farklı sıcaklıklardadır. Bu sayede sıcak tarafta besleyici madde çözülürken, soğuk tarafta
tohumların ek büyümesi sağlanır.
Farklı sınıflara ait birçok bileşik, hidrotermal koşullarda üretilebilmektedir. Elementler, basit
ve karmaşık oksitler,tungstatlar, molibdetler, karbonatlar, silikatlar, germanatlar üretilen
bileşiklere örnek olarak verilebilir. Hidrotermal sentezleme ticari değeri olan sentetik kuartz
ve değerli taşların üretiminde kullanılır.Verimli bir şekilde üretilen kristallerden bazıları
zümrüt, yakut, kuartz ve aleksandritlerdir.
Hidrotermal metotta üç farklı çeşit uygulama vardır. En çok kullanılan yöntem sıcaklık farkı
yöntemidir. Aşırı doyurma işlemi kristal büyüme bölgesinde sıcaklığın düşürülmesiyle
sağlanır.Besleyici madde otoklavın alt kısmında belirli bir miktar çözücüyle beraber konur.
Otoklav, farklı iki sıcaklık bölgesi oluşturulacak şekilde ısıtılır.Besleyici malzeme daha
sıcak bölgede çözünürken, alt kısımdaki doymuş sulu çözelti,çözeltinin konvektif hareketiyle
üst kısma taşınır. Üst kısımdaki daha soğuk ve yoğun çözelti alçalırken, karşı akıştaki çözelti
yükselir. Sıcaklıktaki düşüş sebebiyle çözelti üst kısımda aşırı doymuş hâle gelir ve
kristalizasyon başlar.
İkinci yöntem olan sıcaklık düşürme yönteminde kristalizasyon,büyütme ve ayrışma bölgeleri
arasında sıcaklık farkı olmadan oluşur. Aşırı doyurma çözeltinin otoklav içinde dereceli bir
şekilde soğutulmasıyla yapılır. Bu yöntemin dezavantajı büyüme işleminin kontrolünün ve
tohum kristalin girişinin zor yapılmasıdır.Bu sebepten ötürü bu teknik çok nadir kullanılır.
Yarı kararlı faz yönteminde ise, büyütülecek faz ile başlangıç malzemesi görevi yapan fazın
arasındaki çözünebilirlik farkından yararlanılır. Besleyici madde içerisinde büyütme
koşullarında termodinamik olarak kararsız davranan bileşenler konulur. Yarı kararlı fazın
çözünebilirliği kararlı fazınkini geçer. Kararlı faz yarı kararlı fazın çözünmesine bağlı olarak
kristalleşir. Bu teknik genel olarak diğer iki teknikle beraber birlikte kullanılırlar.
Hidrotermal sentezleme karbon malzemelerin üretiminde de önemli bir yöntem olmuştur.
Polivinil klorür bazlı kokun 100 MPa ve 600oC gibi düşük basınç ve sıcaklık değerlerinde
su ve kalsiyum karbonat ile tepkimeye girerek grafitize olduğu görülmüştür, aynı araştırma
dahilinde 1 GPa ve 1400oC değerlerinde su kullanılmadığı durumda grafitizasyon
görülmemiştir. Karbon kaplamalar, yüksek basınç ve yüksek sıcaklıkta suyla
oluşturulabilmektedir.Daha sonra yapılan hidrotermal deneylerde içi boş bazı karbon
yapılarına rastlanmıştır.Bambu benzeri karbon filamanların, bir altlık üzerinde dizilmiş halde
de üretimi dahil olmak üzere, hidrotermal sentezlenmesi,bu yöntemin KNT’lerin üretimi için
belli bir potansiyel taşıdığını göstermiştir.Bu yöntemin uygulandığı deneylerde yüksek
yoğunluklu polietilen levha ya da etilen glikol, su ve nikel tozu kullanılmış, bunlar altın
kapsüller içinde yüksek basınç ve sıcaklık altında tepkimeye uğratılmıştır.Sonuç olarak,
çapları 10 nm ila 1,3 μm arasında değişen çok duvarlı tüpler elde edilmiştir. Oluşan tüpler
oldukça düzgün sıralanmış grafitik duvar yapılarına ve geniş kanallara sahiptirler. Grafitik
çökeltilerin şekilleri karbon filamanlarına oldukça benzemektedir. Yüksek derecedeki
grafitizasyonları ve geniş iç kanalları sayesindeyse farklılık göstermektedirler.Tüp içinde sıvı
tutabilmeleri, grafit tabakası sürekliliklerinin yüksek derecede olduğunu ve yüksek dayanıma
sahip olduklarını ispatlamaktadır.
Hidrotermal karbon tüplerinin sentezlenmesi, karbon, oksijen ve hidrojen atomlarının gerekli
oranının sağlanması dışında kullanılan karbon kaynağının çeşidine bağımlı değildir. Hemen
hemen her hidrokarbon/su karışımı uygun bir şekilde formüle edilebilir. Her ne kadar nikel
katalizörü işlem için zorunlu gözükse de, grafitin büyümesinin nikel ile ilişkili olmadığı
görülmüştür.Ortamdaki suyun büyük iç kanalların ve yüksek grafitik yapının oluşumundan
sorumlu olduğu gözükmektedir.Su olmadan yapılan uygulamalarda daha az grafitik
yapı, çok sayıda kapalı iç yapıların oluşumuyla karşılaşılmıştır.
Şekil 28. Hidrotermal Sentezleme Cihazı Kurulumu.
6.3.2.Elektroliz
Bu yöntemde ergiyik lityum klorürün, grafit bir hücre kullanılarak elektrolize edilmesiyle çok
duvarlı nanotüplerin üretimi yapılır.Grafit hücrenin içindeki anot grafit bir potadır.
Grafit potanın atmosferdeki sıcaklığı yaklaşık 600oC’dir. 3–20 A ve 20 V’tan az DC güç
kullanıldığında 2–10 nm çaplı ve 0,5 μm ya da daha fazla uzunlukta çok duvarlı nanotüpler
bu yöntemle üretilebilmektedir. Amorf karbonlar KNT’lerin içinde yan ürün olarak
oluşmaktadır[1].
BÖLÜM 7. KARBON NANOTÜPLERiN TEKNOLOJİDEKİ UYGULAMA
ALANLARI VE YAPILAN ÇALIŞMALAR
Nanotüplerin taşıdıkları önem uygulamalarda sağladıkları farklarla rahatça
anlaşılabilmektedir.Dünyada ve ülkemizde nanotüpler üzerinde yapılan kimi çalışmalarda
ticari uygulamalara dahi geçilmiştir,kimi çalışmalar ise şu an teoride beklemektedir.Özellikle
mühendislik açısından günümüzde uygulamaların ve geleceğe dair öngörülerin anlaşılması,
bu teknolojiye dair açık bir vizyonun oluşumunu sağlayacaktır.Konunun dünya üzerindeki
öneminin anlaşılması adına bir bilimsel makale arama sitesinden bakıldığında, sadece bir
yıllık süre içinde bile KNT’lerle ilgili 1000’den fazla yayım olduğu görülmektedir.
Nanotüpler, tüm dünyada birçok araştırma grubu tarafından üzerinde çalışma yapılan bir
alandır.Yaklaşık 20 senedir yapılan çalışmaların sonuçları günümüzde alınmaya başlanmıştır.
Halihazırda sınırlı endüstriyel boyutta uygulamalarına dahi geçilmiş olsa da büyük çaplı
endüstriyel uygulamalar için, bir miktar zamana daha ihtiyaç bulunmaktadır.Özellikle,
geleceğe dair uygulama planları çok önemli kazanımlar vaat etmektedir[1].
7.1.Günümüzdeki Uygulamaları
Günümüzdeki nanotüp uygulamaları kısıtlı oranlarda olup, geniş kitlelerce kullanılır
bir hâlde bulunmamaktadır.Yine de özellikle nanotüplerin teorideki özelliklerinin
kullanılabilir hâle geçebildiğini ispatladıklarından ötürü büyük önem taşımaktadırlar.
Ayrıca, bu uygulamalardan yola çıkılarak yeni alanlara yönelme, iyileştirme çalışmalarının
yapılabilmesi, uzun vadeli planlar üzerinde yeni ufukların açılabilmesi mümkün
olmaktadır.Nanotüp teknolojisinin uygun fiyatla, seri imalatta kullanılabilir hâle gelmesi
endüstriyel uygulamalarda kullanılabilirliğinin artmasını sağlayacaktır.
7.1.1 Sensörler ve Sondalar
Karbon nanotüpler algılama uygulamaları için bazı avantajlara sahiptirler. Genis yüzeyleri ile
küçük boyutları; yüksek duyarlılık, hızlı yanıt verme ve oda sıcaklıgında uygun tersinirlikleri
karbon nanotüpleri gaz molekül sensörü olarak kullanmakta olanaklı kılmaktadır.
Elektrokimyasal reaksiyonlarda elektrot olarak kullanıldıklarında elektron geçisini artırmaları
ve potansiyel biyosensör olarak hatırlama yetenegiyle proteinleri kolay tespit etme, istenen
uygulamalar arasındadır. Çalısmalar, nanotüp sensörlerin duyarlılıgında nanotüplerdeki yüzey
degisikliklerinin rol oynadıgını göstermektedir. Bu sensörlerin en önemli avantajı,
nanotüplerin nanoboyutları element ve uygun nanoboyutlu malzemeleri hissetmesidir.
Nanotüplerin mekanik saglamlıgı ve düsük ısı veya basınç ile bükülme kuvveti sonda ömrünü
uzatır. Karbon nanotüplerin yüzeyde siddetli kazaların tekrarlanmasındaki bozulmaları en
azdır. Silindirik sekil ve küçük tüp çapı, dar ve derin yarıkların görüntüsünü almaya izin verir
ve geleneksel sondalara kıyasla gelismis çözünürlükleri bilhassa girintili çıkıntılı örnekler için
elverislidir.
Karbon nanotüplerin elektronik özellikleri, elektrot malzemesi olarak kullanıldıgında,
elektron geçis reaksiyonları ile çözeltideki elektroaktif çesitlerine aracılık edecegini
göstermektedir. Bu durum, minyatür kimyasal sensörlerde kullanılabilecek karbon nanotüp
bazlı elektrotlar fikrinin gelismesine yol açmıstır. Karbon nanotüplü malzemeler, geleneksel
karbon elektrotlardan daha iyi iletkenlige sahiptirler ve kimyasal kararlılıkları yüksektir.Tek
duvarlı nanotüplerin elektriksel özdirenci, NO2,NH3 ve O2 içeren gaz ortamlarda,
duyarlılıklarındaki degisime göre bulunabilmektedir.Burada degisim izlenerek hangi gazların
var oldugu saptanabilmektedir.
Sonuçlar, karbon nanotüplerin oda sıcaklıgında veya daha yüksek sıcaklıklarda
algılamavuygulamalarında kullanılabileceklerini göstermistir.Bu algılama uygulamaları, araç
lastiklerinde kullanmak için de arastırılmaya baslanmıstır.Küçük bir sensör, asırı sıcaklık ve
titresimlere dayanabildigi sürece, lastik basıncını sürücüye bildirebilir.
Tek duvarlı nanotüpler, iletkenliklerinden dolayı, taramalı tünelleme mikroskobu,atomik
kuvvet mikroskobu ve elektrostatik kuvvet mikroskobu gibi mikroskop uçlarında tarama
sondası olarak kullanılabilmektedirler.Nanotüp uçlar ayrıca, yüksek çözünürlüklü
görüntülemede ve yüzey islemede de kullanılmaktadırlar.
Çok duvarlı karbon nanotüpler, biyosensörlerin gelistirilmesinde kullanılmaya baslanmıstır.
Karbon nanotüplü elektrotlar, karbon nanotüp duvarlarında ve içinde enzimler ve diger redoks
proteinleri tespit etmek için kullanılırlar.Deneyler,küçük proteinlerin basit bir yöntemle
karbon nanotüplerin içine yakalanabilecegini göstermistir.
Yarıiletken karbon nanotüplerin temel elektronik özellikleri manyetik alan içinde
degismektedir.Küçük “bant aralıgı” ile bilinen diger malzemeler arasında essiz bir konuma
sahiptir. Uygun bant aralıklarıyla nanotüplerin, bilgisayar endüstrisinde kullanım potansiyeli
silikon ve galyum arsenide göre oldukça yüksektir.Nanotüplerin bant aralıklarının çok güçlü
manyetik alanda neredeyse yok olabilmesi, bilgisayar endüstrisinde devrim yaratmıstır.
7.1.2 İnce Ekranlar
Nanotüp bazlı lambalar, fosfor kaplı alttasa karsı nanotüp kaplı yüzey içeren ekranlara
benzemektedir.Bu lambalar,8000 saatten fazla olması beklenen ömürleri ile çevresel
olarak problemli olan stadyum tarzı ekranlarda kullanılan civa bazlı floresan lambaların
yerine geçecek gibi gözükmektedirler. Eger anotta fosfor ekran yerine metal hedef
kullanılırsa baska uygulama alanları da ortaya çıkmaktadır. Nanotüp tabanlı gaz bosalım
tüpleri ayrıca güç kesintisinden koruyucu telekominikasyon aglarında ticari olarak
kullanılabilmektedir[10].
Televizyon ve bilgisayarda kullanılan büyük, parlak ve düz ekranların özellikleri yeni
nanomalzemelerin gelistirilmesi için ortam yaratmaktadır. Bu alanda selenit, çinko sülfit,
kadmiyum sülfit ve kursun tellurit nano kristallerinden büyük beklentiler vardır.Bu konuda
ve özellikle düsük enerji tüketen, sağlam, net görüntülü ekranlar için karbon nanotüpler
üzerinde de yoğun çalısma vardır[11].
7.1.3 Elektrik Alan Salımlı Aygıtlar
Alan salımı, termoiyonik salımla kıyaslandıgında bir kuvantum etkisi göstermektedir.
Teknolojik uygulamalar için elektron salıcı malzemeler düsük esikli salım alanına ve
sabit akım yogunluguna sahip olmalıdırlar.
Şekil 29. a.Karbon nanotüp kullanılarak yapılan alan salımlı aygıt modeli
b.Karbon nanotüp kullanılarak Samsung tarafından yapılan ilk alan salımlı
aygıt örnegi (Dr. W. Choi-Samsung Advanced Institute of Technologies)
Karbon nanotüplerin, nanometre boyutundaki çapları, yapısal bütünlükleri, yüksek
elektrik iletkenlikleri ve kimyasal kararlılık gibi özelliklere sahip olmaları, onları iyi
elektron yayıcısı yapmaktadır.
Karbon nanotüplerden ilk alan emisyonu 1995’de Rinzler tarafından çok duvarlı
nanotüplerden ayrılmıs tek duvarlı nanotüplerden,Heer tarafından çok duvarlı
nanotüplerden gerçeklestirilmistir.
Elektronik aygıtlardaki arastırmalar karbon nanotüplerin, ince ekranlar için alan salımlı
elektronik kaynaklar,lambalar,x-ısını ve mikrodalga üreteçlerde kullanımında
odaklanmıstır[10].
Yapılan araştırmalarda KNT’lerin elektron yayılımında oldukça verimli araçlar oldukları
ortaya çıkmıştır. Bu özellikleriyle televizyon veya bilgisayar ekranlarında veya elektron
üretmesi gereken bir katoda ihtiyaç duyulan her türlü uygulamalarda
kullanılabilmektedirler[1].
7.1.4 Enerji Depolama
Grafit, karbonlu malzemeler ve karbon fiber elektrotlar yıllardır yakıt hücrelerinde, pillerde ve
diger elektrokimyasal uygulamalarda kullanılmaktadır. Karbon nanotüplerin küçük boyutları,
düzgün yüzey topolojileri ve mükemmel yüzey belirlilikleri nedeniyle enerji üretimi ve
depolama için kullanımları üzerinde çalısmalara yeni yeni baslanmıstır.Karbon nanotüpler
üzerinde yapılan çesitli çalısmalarda, yakıt pillerinin verimlilikleri, karbon elektrotlarında
elektron geçis hızıyla belirlenmistir.
7.1.5 Elektrokimyasal Aygıtlar
TDNT’ler, sıradan dielektrik bazlı kapasitör ve robotlarda kullanılan elektrokimyasal
çalıstırıcılardan çok daha genis olan “süperkapasitörler” gibi uygulamalara sahiptirler.
Yüksek bosalım hızlarında depolama kapasitesinin yüksek tersinir bileseni olması
nedeniyle nanotüplerin lityum pillerindeki elektrotlarda kullanımı mümkündür. Tekrar
doldurulabilir Lityum pillerinin her iki elektrotun arasına karbon nanotüp ekleyerek
yüksek enerji kapasitesine sahip, hızlı doldurulan ve uzun kullanım zamanına sahip
piller elde edilebilmektedir.
7.1.6 Nanometre-Boyutlu Elektronik Aygıtlar
Son ilerlemeler, nanotüplerin daha küçük boyutlarda devre üretebilecegi fikrine yol
açmaktadır. Simdilik, çap çok küçük oldugunda akım olusturan elektrogöç, geleneksel
metal tellerin birbirine baglanmasında basarısızlıga neden olmaktadır. Karbon nanotüplerin
kovalent baglı yapıları, iç direncinin yok olmasından dolayı nanotüplerin benzer bozulmaya
ugramasına engel olmaktadır. Deneysel sonuçlar, normal metallerin akım yogunlugunun
sadece 105 A/cm2 olmasına karsın metalik tek duvarlı nanotüplerin akım yogunlugunun
109 A/cm2 oldugunu göstermistir (Iijima 1991).
Alan etkili transistörlerin (NT-FETs) arastırmaları, nanotüplerin kaynak kanal yapının
yerine geçmesini hedeflemektedir. Nanotüpler ile birlesmis transistörlerin çalısması,
nanotüplerin yarıiletken ya da metalik olarak seçilmesine baglı olmaktadır. Tek duvarlı
nanotüpler üç veya dört terminalli elektronik aygıtlar yanında kalıcı hafızalı fonksiyonlar
yapımında da kullanılmaktadır. Silikon üzerine sekillendirilmis büyüyen karbon nanotüpler,
elektronik aygıtla dogrudan bütünlestirilebilir[10].
7.1.7 Mikroskop Probları
Yüksek dayanımlarından ötürü KNT’ler taramalı uç mikroskoplarında (SPM)
kullanılmaktadır.KNT’lerin kullanımıyla daha yüksek dayanıma sahip uçlar elde edilmiş
ve yüzeyler daha yüksek çözünürlükle incelenebilmiştir.Bu tip uygulamalarda, konvansiyonel
olarak kullanılan seramik uçlu kuvvet sensörleri yerine çok duvarlı nanotüpler tercih
edilmektedir.
Ayrıca KNT’ler, kimyasal kuvvet mikroskoplarında (CFM)kimyasal seçiciliklerinden
yararlanılarak seçilmiş görüntüler almak için kullanılmaktadırlar.Nanotüplerin kimyasal
olarak en reaktif oldukları uç kısımları uygulama türüne göre fonksiyonelleştirilerek
uzaysal çözünürlük arttırılmaktadır.
7.1.8 Kimyasal Sensörler
Yarı iletken tek duvarlı KNT’lerin, oda sıcaklığında kendilerini çevreleyen atmosferdeki
kimyasal değişimlere karşı oldukça hassas oldukları görülmüştür.Genel olarak bakıldığında
yeni nesil nanotüp bazlı sensörler, standart sensörlerden üçüncü kuvvet derecesinde daha
hassastır. Öte yandan nanotüp kullanılan bu cihazlar, hâlen kullanımda olanlardan çok
daha küçük basit yapılar olup, oda sıcaklıklarında çalışabilmektedir ve de sahip oldukları
seçicilikle tek bir cihaz farklı birçok uygulama için kullanıma uygun olmaktadır.
7.1.10 Üç Boyutlu Güneş Hücreleri
Günümüzde kullanılan güneş hücreleri iki boyutludur ve üzerlerine gelen güneş ışığının bir
kısmını geri yansıtırlar. Üç boyutlu güneş hücrelerinin ise üzerlerine gelen güneş ışığının
neredeyse hepsini yakalayabilmesi ve bu sayede verimin yüksek oranlarda artması, ağırlık ve
mekanik karmaşıklığın düşebilmesi mümkündür.
Şekil 30. 3B Güneş Hücresi Şekil 31. Nanotüp Takviyeli Bisiklet
7.1.11 Nanotüple Alaşımlandırılmış Karbon Fiberler
KNT’lerle alaşımlandırılmış karbon fiberlerin geliştirilmiş reçine sistemiyle üretildiği
malzemeden üretilen bir bisiklet gövdesi,BMC bisiklet firması tarafından üretildi.Bisiklet
gövdesi sadece bir kilogramın altında bir ağırlığa sahip olmasıyla beraber, yüksek rijitliğe ve
dayanıma sahiptir.ABD’li bisikletçi Floyd Landis bu bisikletle, dünyanın en prestijli bisiklet
yarışı sayılan Tour de France’ı 2006 yılında kazanmıştır[1].
7.1.12 Ayakkabı Altlığı
Adidas, Lone Star adını verdigi, dünyanın ilk karbon nanotüple kuvvetlendilmis tabana sahip
ayakkabısını gelistirdiklerini duyurdu. Daha önce tenis raketi, beyzbol sopası gibi ürünlerde
kullanılan karbon nanotüpler, bu sefer ayakkabı altlıgında kullanılmıs oldu.
Şekil 32.Adidas Lone Star
Karbon nanotüplerin mekanik ve kimyasal bagları altlıgın ömrünü ve bütünlügünü artırıyor.
Yeni altlık Adidas'ın daha önce tasarladıgı 3 parçalık tasarımdan daha esnek. Eskisinin üçte
biri kalınlıga ve yarısı kadar agırlıga sahip yeni altlık Adidas'ın ürettigi en hafif altlık[12].
7.1.13 Elektrik Kablosu ve Hattı Olarak Elektrik akımı taşıyan telleri saf nanotüpler ve nanotüp-polimer kompozitler ile imal
edilebilmektedir. Son zamanlarda küçük teller, belirli bir iletkenlik değeri olan bakır ve
alüminyum malzeme ile imal edilmiştir; bu kablolarda iletkenlik değeri iyi olmasına karşılık
taşınan akım cm2’de karbon nanotüp malzemenin taşıdığı akımdan 1000 kat daha küçüktür
(Zhao ve ark., 2011) [9].
7.2 Geleceğe Yönelik Uygulama Planları Nanotüp uygulamalarında özellikle heyecan uyandıran kısım bu gruba dahil olmaktadır.
Nanotüp teknolojisinde teoriyle pratiğin buluştuğu noktada, bu uygulamaların hayata
geçirilebileceği umulmaktadır.Günümüzde bu tip uygulamalar deneysel anlamda
yürütülmekte olup, ayrıca farklı alanlarda planlamalar ve tasarımlar sürdürülmektedir.
Nanotüplerin yapısal,kimyasal, elektriksel vd. özelliklerinden en fazla bu tür uygulamalarda
yararlanılmaya çalışılmaktadır[1].
7.2.1 Bataryalar
Mobil elektronik ekipmanlar için hafif, yüksek enerji kapasiteli bataryalara ihtiyaç gittikçe
artmaktadır. Bu alanda Sol-Jel tekniğiyle gelistirilen nano kristaller üzerinde çalısılmaktadır.
Nikel nano kristaller ve metal hidrit ile yapılan bataryalar, büyük tane yüzeyleri sayesinde,
daha seyrek sarj gereksinimi dolayısıyla üzerinde çalısılan bir diğer grubu temsil etmektedir.
Oto bataryaları için karbon nanotüp karıstırılmıs anot uygulanması üzerinde de
çalısılmaktadır[11].
7.2.2. Katalizözler
Karbon malzemeler, heterojen katalizörlü proseslerde kullanılan cezbedici destek
malzemeleridir.KNT’ler, diğer aktive edilmiş karbon yapılarına göre çok daha üstün
özellikleriyle katalizör desteği malzemeler olarak kullanılmaktadır.KNT’lerin morfolojileri,
boyutları, özellikle boy en oranlarının çok büyük olması katalitik olarak aktif olan metal
parçacıklar üzerine yayılmalarını kolaylaştırmaktadır[1].
Nanoparçaçıklar sahip oldukları genis yüzey sayesinde katalitik uygulamalar için son derece
uygundurlar. Bu alanda çok çalısma yapılmaktadır. Örneğin oto katalitik konverterlerde
kullanılan platinyum grubu metaller yerine baska sistemler üzerinde çalısılmaktadır.
Platinyum grubu metaller doğada az bulunmaktadır. Bu konuda yeni katalizörler
tasarlanmaktadır. Bu tasarımlar nanomalzemelerin daha genis yüzeyinden kaynaklanan üstün
reaktivite özelliklerinden faydalanmaktadır. Karbon nanotüpler ve diğer nano malzemeleri
kullanarak civa ve kobalt gibi ağır metalleri yakalayan filtreler gelistirilmektedir[11].
7.2.3 Elektronik Burun
Son zamanlarda nanoteknolojinin gelişmesiyle birlikte,daha hızlı ve daha duyarlı elektronik
burun sistemleri geliştirmek için nano malzemeler de kullanılmaya başlanmıştır.Karbon
nanotüpler bu alanda kullanılan ilk nano malzemelerdir.Yüzeyleri değişik kimyasal
maddelerle değiştirilmiş karbon nanotüpler koku molekülleriyle etkileştikleri zaman
iletkenliklerindeki değişim incelenerek elektronik burun sistemleri yapılmıştır.
Elektronik burun alanında hızlı bir şekilde yaşanan bu gelişmelerle hassasiyet, seçicilik, düşük
enerji kullanımı ve maliyet, taşınabilirlik, güvenirlilik gibi özelliklerin hepsini içeren bir
sistem üretilmesi hedeflenmektedir. Nanoteknoloji kullanılarak insan burnundan çok daha
hassas elektronik burun sistemlerinin, uygun maliyetle üretilmesinin mümkün olduğu
gösterilmiştir. Bir gün taşınabilir,hassas ve yeterince ucuz elektronik veya fotonik burunlar
üretildiğinde pek çok farklı kullanım alanı ortaya çıkacaktır[17].
7.2.4 Kanser Tedavisi
Amerikalı bilimadamları,nanoteknolojiyle, kansere yol açan toksinleri tespit edebilen çok
küçük bir algılayıcı gelistirdi. Vücuttaki belirli kimyasal maddelerin izlenebilmesi imkânı
saglayan algılayıcı, kanser ilaçlarının canlı hücreler üzerindeki etkisini de takip edebiliyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden Michael Strano, "karbon nanotüpleri" olarak
adlandırılan karbon moleküllerinin ince iplikçiklerinden yapılan ve DNA ile kaplanan
algılayıcının insan vücudundaki canlı hücrelerden çok daha küçük oldugunu söyledi.
Algılayıcı, yakın-kızılötesi ısık tayfında saptanabilen floresan ısıgı yayıyor.İnsan dokularının
aynı tayfta ısık yaymaması sayesinde algılayıcı göze çarpıyor.Isıgın sinyali, algılayıcı hücre
içinde DNA ile etkilesime girdiginde degisiyor. Bu degisimler, bilim adamlarının belirli
molekülleri tanımlamasına yardımcı oluyor. Algılayıcının DNA ile kaplanmıs olması canlı
hücrelerin içine güvenle enjekte edilmesine imkan saglıyor.
Şekil 33. Algılayıcı protatipi
Çok düsük miktardaki kimyasalların vücuda etkilerini saptamak için etkili bir araç olarak
hemen kullanılmaya baslanabilecegi belirtilen algılayıcının zamanla, insan vücudunun
görüntülenmesinde alternatif bir yöntem olarak da kullanılabilecegi kaydediliyor.
7.2.5 Hisseden Teknoloji
Hisseden teknoloji, Karbon nanotüp agı üzerine kurulmus bir nanoelektronik tespit
platformudur. Birbirinden ayrı bir veya iki tespit elemanına sahip ince bir tespit çipi içerir.
Tespit elemanlarının her biri, özel hedefi (analizi yapılacak madde) çözümlemek için
bagımsız olarak fonksiyonel haldedir. Karbon nanotüplerin kendine has özellikleri ve
nanoyapı tescilli üretim tekniklerinin gelistirdigi bu cihaz, az enerji tüketimine sahip, boyutu
küçük ve yüksek hassasiyete sahip bir cihazdır.
Şekil 34. Nanotüp aglardan olusmus nanoelektronik tespit aleti
Bu teknoloji, nano yapıların ayrı ayrı yönlendirilmesi yerine, Karbon nanotüplerin gelisi güzel
ag kurmasından faydalanır. Aygıt, analizi yapılacak madde ile etkilesime girer ve gerçeklesen
degisimleri elektronik simgelerle izlenecek hale dönüstürür. Karbon nanotüpler, ' özgünlük,
hassasiyet, dinamikler ve sınıflandırma' gibi pek çok karakteristik özellikleri ortaya
çıkarabilmek için, çok degisik kimyasal tanıma yöntemleri kullanılarak fonksiyonel hale
getirilirler[12].
7.2.6 Elektronik Devrelerde
IBM araştırmacıları, dünyada ilk defa tek bir molekül içinde mantıklı bilgisayar devresi
geliştirerek,çalıştırmayı başardılar.Karbon atomlarının oluşturduğu, saç telinden 100.000 kat
daha ince tüp şeklindeki bir molekülden, karbon nanotüplerden,günümüz bilgisayarlarında
bulunan üç temel devreden biri olan “voltaj çevirici”yi üretmeyi gerçekleştirdiler.
Nanotüplerle, NOT kapısı adında bir voltaj çevirici devre elde edildi. Tek bir karbon
nanotüpünün boyuna çevirici mantık fonksiyonunu şifreleyen bilimadamları, dünyanın ilk
intra moleküler ya da tek moleküllü mantık devresini kurdular. Sıfırların ve birlerin hakim
olduğu iki haneli dijital dünyamızda voltaj çeviricisi, bilgisayar çiplerinde 1’leri 0’a , 0’ları da
1’e dönüştürüyor.Günümüzde bilgisayar işlemcileri, “AND” ve “OR” kapıları gibi temel iki
işlevin yanı sıra, “NOT” kapısının çok daha karmaşık ve geniş kombinasyonlarından
oluşuyor.
Voltaj çeviricilerde farklı elektronik özelliklere sahip iki tür transistör bulunuyor.Bunlar;
elektronların elektrik akımını taşıdığı n türü transistörler ve elektronların bulunmadığı delik
denilen bölgelerde elektrik akımının taşındığı p transistörleri.Bugüne dek geliştirilen tüm
karbon nanotüpler sahip oldukları p türü transistörler nedeniyle, mantıklı bilgisayar
devrelerinin kurulmasına elverişli değildi.Bilim adamları,potasyum atomlarını ekleyerek
nanotüp transistörlerin özelliklerini değiştirdiler.Bu sayede p tipi nanotüp transistörlerinin, n
tipi transistörlere dönüşümünü gerçekleştirmişlerdir. P tipi transistörler vakum içinde
ısıtıldığında, n tipi transistörlere dönüşüyor, havaya maruz bırakıldığında ise, süreç tersine
işliyor. Bilim adamları ayrıca bazı bölümleri n tipine dönüştürülen nanotüpte bazı
bölümlerinde p tipi olabileceğini ortaya çıkarttılar.Dünyanın ilk tek moleküllü mantıklı
devresi de, bu bulgular ışığında inşa edildi.
Nanotüpler yapılarına göre değişerek metal veya yarıiletken olabilirler. Bunlar aynı zamanda
aşırı dayanıklı maddelerdir ve iyi ısısal iletkenliğe sahiptir.Bu karakteristik özelliklerine bağlı
olarak, nano-elektronik ve nano-mekanik devrelerde kullanım imkanı,nanotüplerin üzerinde
büyük ilgi doğurmuştur. Örneğin;nano kablo gibi kullanılabilir ya da entegre devreler içinde,
alan etkili transistörlerde olduğu gibi aktif bileşen olarak kullanılabilir.Transistörler entegre
devrelerin yapı taşlarıdır.Sadece çok katmanlı ya da tek katmanlı nanotüpleri kullanarak, alan
etkili transistör kanalı gibi, nanotüp transistörleri elde edilmiş ve başarılı olarak test edilmiştir.
Elektriksel özellikleri incelenmiş ve nanotüp kanalından geçen akımı, giriş kapısına
uygulanan gerilimi değiştirilerek, 100.000 çarpanına kadar değiştirilebildiği bulunmuştur.
Eğer alan etkili transistörü oda sıcaklığından 4ºK’e soğutursak, cihazın davranışının da dolaylı
olarak değiştiği görülür. Oda sıcaklığında cihaz (FET) alan etkili transistör gibi davranırken,
4ºK’de (SET) tek elektron transistörü gibi davranmaktadır.Bütün bu bilgiler ışığında karbon
nanotüpün , büyük bir hızla gelişmekte olan nano teknoloji ailesine çok rahat uyum sağladığı
ve gelecekteki teknolojik uygulamalarda yerini alacağı açıkça görülmektedir[7].
7.2.7 Ultrakapasitör MIT laboratuarlarında ultra kapasitörleri geliştirebilmek için karbon nanotüpler kullanıldı.
Aktif kömür kullanılan ultra kapasitörler üzerinde elektrik yükü depolamak için bir sürü nano
boyutta delikler mevcuttur [9].
7.2.8 Biyosensörler
Nanotıp alanında biyosensörler ilk olarak Dr. Meyyappan tarafından yarı iletken özellikte
tasarlanan ve sentezlenen karbon nanotüp yapılarla araştırılmaya başlanmıştır.Bu çalışmanın
amacı karbon nanotüp yapıda biyoalgılayıcıların mikroelektronik bileşenlere eşlenmesiyle
biyolojik sistemlerdeki elektrik veya elektrokimyasal sinyallerin tanınması ve okunabilmesini
sağlamaktır.
Dendrimerik katmansal yapıların günümüzde canlılarda çeşitli biyomolekülleri tanımaları ve
istenilen şekilde cevap vermeleri mümkündür. Bu yaklaşımla özgül DNA dizilerini veya
glikoz gibi herhangi bir serum biyomolekülünü tanımak, konsantrasyonunu saptamak ve bu
etkiye tepki vermeyecek nanoaraçların yapımı mümkündür.Benzer şekilde reseptörler
aracılığıyla, üzerinde taşıdıkları antikorlarla veya biyokimyasal yöntemlerle çeşitli hücre içi
ve hücre dışı olayları algılayabilen ve buna karşılık tanıdığı bölgede ilaç salınımı, enzimatik
aktivite veya mekanik bir etkileşimde bulunabilen nanoyapılar konusunda araştırmalar devam
etmektedir [18].
7.2.9 Şekil değiştiren uçaklar
Şekil değiştiren uçak [morphing aircraft]terimi, uçuş sırasında kanat plan şeklini [planform]
verilen bir kumanda sonucunda belirgin olarak değiştirebilme yeteneğine karşılık gelmektedir.
Uçuş sırasında şekil değiştirme yeteneği,yakıt ekonomisini, çok rollü görev kabiliyetini ve
görev performansını artırıcı bir etken olarak düşünülebilir.Şekil değiştiren uçaklar, kanat
şekillerini uçuş profillerinin her evresi için en uygun biçime getirebilme potansiyeline
sahiptirler.
Çeşitli malzemelerin çevresel uyarılara fiziksel özelliklerindeki değişimlerle yanıt verdikleri
bilinmektedir.Bu uyarılar ışık, ısı,manyetik etkiler, kimyasal değişimler, basınç ve elektrik
alanı ve diğer etkenler olabilir. Fiziksel özelliklerde değişimler ise fiziksel deformasyon,
optik veya manyetik özelliklerde değişim olabilir.Bu değişimler malzemenin özelliklerine
göre geçici veya sürekli gerçekleşebilir.Şekil değiştiren uçaklarda kullanılmak üzere seçilecek
malzemeler yapısal özelliklerde yüksek geri kazanım, dayanıklılık,esneklik, elastikiyet ve
çevre koşullarına dayanım gibi çeşitli özellikler taşımalıdır.Bu tür malzemelere örnek olarak
çoğunlukla Elektroaktif Polimerler [Electroactive Polymer-EAP] ve Şekil Hafızalı Polimerler
[Shape Memory Polymer-SHP] gösterilmektedir.Elektroaktif polimerler, bir uyarıya karşı
cevap verebilir ve ayarlanabilir özelliklere sahip oldukları için şekil değiştiren kanat
uygulamaları için uygun malzemeler olarak kabul edilebilir.İletken polimerler, iyonik
polimer-metal kompozitleri ve dielektrik elastomerler bu tür malzemelere örnek olarak
verilebilir.Esas olarak EAP,elektriksel enerjiyi mekanik enerjiye çevirebilme özelliğine
sahiptir.Malzemenin seçimi uyarıcıya bağlı gerinim [actutation strain], uyarıcı kuvveti,
uyarıcı hızı, uyarıcı voltajı, ve uygulama için gereken tepkeye bağlıdır.Literatürde, EAP’ye
örnek olarak iletken polimerlerin karbon nanotüp gibi iletken dolgu maddeleri ile birlikte
kullanımı dikkat çekmektedir. Karbon bazlı dolgu maddesi eklendiğinde polimer malzemeye
rijitlik özelliği kazandırılırken malzemenin şekil geri kazanımı için gerekli olan uyarıcı
performansı da artırılmış olur.
Son yıllarda şekil değiştiren yapılar için kompozit malzeme kullanımı dikkat çekmektedir.
Şekil hafızalı polimere iletken bir dolgu maddesi [karbon nanotüp, çinko gibi] eklendiğinde
şekil değiştiren kanatlarda kullanılmak üzere üstün özelliklere sahip kompozit malzemeler
elde edilebilir [19].
7.2.10 Radar Emilimi
Radarlar MWNT’ler tarafından emilebilen yüksek frekans mertebesinde çalışmaktadır.
MWNT kullanılan hava araçlarında radarda gözlemlenen görüntü daha da küçülmektedir.
Örneğin MWNT uygulamalarından biri uçağın üzerine boya olarak bu malzemenin
uygulanmasıdır. Son dönemlerde MWNT yapısının hava araçları üzerinde uygulanması
sonucu gizlenme hakkında önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Bu, radar soğurma özelliklerinin
olduğu keşfedilmiş ve karbon nanotüplerin ne yansıtma nede görünür düzeyde bir ışınım
yapmadığı görülmüştür. Üretimde sıkıntılar yaşanmakta ve şuan için karbon nanotüp kaplı
hava aracı üretimi mümkün gözükmemektedir. Bu zorluğun önüne geçebilmek için karbon
nanotüp yapısına uygun boya hazırlamalı, boyanın içine nano partiküller yerleştirilerek, hava
araçlarının uygun yerleri boyanmalıdır (Bourzac, 2011)[9].
7.2.11 Biyosensörler
Nanotıp alanında biyosensörler ilk olarak Dr. Meyyappan tarafından yarı iletken özellikte
tasarlanan ve sentezlenen karbon nanotüp yapılarla araştırılmaya başlanmıştır.Bu çalışmanın
amacı karbon nanotüp yapıda biyoalgılayıcıların mikroelektronik bileşenlere eşlenmesiyle
biyolojik sistemlerdeki elektrik veya elektrokimyasal sinyallerin tanınması ve okunabilmesini
sağlamaktır.
Dendrimerik katmansal yapıların günümüzde canlılarda çeşitli biyomolekülleri tanımaları
ve istenilen şekilde cevap vermeleri mümkündür.Bu yaklaşımla özgül DNA dizilerini veya
glikoz gibi herhangi bir serum biyomolekülünü tanımak, konsantrasyonunu saptamak ve bu
etkiye tepki vermeyecek nanoaraçların yapımı mümkündür.Benzer şekilde reseptörler
aracılığıyla,üzerinde taşıdıkları antikorlarla veya biyokimyasal yöntemlerle çeşitli hücre içi ve
hücre dışı olayları algılayabilen ve buna karşılık tanıdığı bölgede ilaç salınımı, enzimatik
aktivite veya mekanik bir etkileşimde bulunabilen nanoyapılar konusunda araştırmalar
devam etmektedir[18].
7.2.12 Hidrojen Depolama
Hidrojen, nanotüplerde iki sekilde depolanabilmektedir. Zayıf “van der waals” etkilesimi
sonucu olusan fiziksel depolama ile depolanan hidrojen geri alınabilmekte ve sisteme tekrar
aynı miktarda hidrojen yüklenebilmektedir.Kovalent bagların olusumu ile kimyasal olarak
depolanan hidrojen ise ancak çok yüksek sıcaklıklarda geri alınabilecegi için faydalı kapasite
dısındadır.Karbon-bazlı hidrojen depolayıcılar üzerine yapılan teorik çalısmalar “fullerene”
orijinli bazı sistemlerde hidrojen depolamanın mümkün oldugunu göstermistir.Meregalli ve
Parrinello yaptıkları çalısmalarda karbon nanotüplerde agırlıkça %4-12 arasında hidrojen
depolanabildigini, ancak belirtilen bu miktarların ne kadarının fiziksel ne kadarının kimyasal
temelli oldugunun hesaplanmasının mümkün olmadıgını bildirmislerdir.
Karbon nanotüplerin hidrojen depolama kapasiteleri sırasıyla nanotüpün cinsine (tek duvarlı,
çok duvarlı), tüplerin kapalı veya açık olmasına, tüp ölçülerine (tüp çapı, uzunlugu vb.) ve tüp
yüzeylerinin aktifligine baglı olarak degisiklik göstermektedir[20]. Tek duvarlı karbon
nanotüplerin (SWCNT) çok duyarlı karbon nanotüplere (MWCNT) göre daha fazla hidrojen
depoladığı belirlenmiştir. [21]
Hidrojen depolama, enerji depolamayla ilgili en aktif çalısmalardan biri olmanın yanında en
tartısmalı olanıdır. Akademik dünya ve endüstride ilgi uyandıran asırı yüksek ve tersinir
hidrojen depolama, tek duvarlı nanotüpleri içeren malzemelerde gerçeklestigi bildirilmistir.
Bu malzemelerde hidrojen depolamanın temel mekanizmasının anlasılma eksikligi, önemli bir
sorun olarak ortada durmaktadır.Nanotüpler, içi bos olan orta kısımda H depolayabilir ve
bunu verimli ve ekonomik yakıt hücrelerinde kademeli olarak serbest bırakabilirler.
Şekil 35. Nanotüplerde hidrojen depolama (Daenen et al. 2003)
Hidrojen depolamanın ana yolu, gazın metal hibridler tarafından sogurulup saklanmasıdır.
Karbon nanotüplerin silindir sekil ve geometrileri ile nanometre boyutlu çaplarından
yararlanılarak, yeni gelistirilecek metal hibrid pillerde gazlar gibi sıvıları da içi bos olan orta
kısımda depolayabilecegi tahmin edilmektedir.[10]
Özellikle yüksek saflıkta nanotüp veya nano fiberlerin ucuz bir sekilde elde edilmesi ile ilgili
arastırmalar yogun olarak devam etmektedir.Yakın bir gelecekte bu yöntemin çok daha önem
kazanacagı açıktır.
Hidrojen enerjisi, yüksek ısıl degeri ve çevreyi kirletmemesi nedeniyle fosil yakıtların yerini
alacak en önemli alternatif enerji kaynagıdır. Yakın bir gelecekte hidrojenle çalısan araçlar ve
güç santralleri yogun bir sekilde kullanılmaya baslanacaktır[20].
BÖLÜM 8.SONUÇ
Nanotüpler konusundaki çalışmalar ve bulgular, 10 yıl gibi kısa sayılacak bir sürede büyük bir
gelişme göstermiştir.Nanotüplerin elde edilmesindeki yöntemlerin gelişmesiyle,istenilen
boyut ve şekilde nanotüpler elde edilebilmektedir.Bu konudaki çalışmalarla özellikle
teknolojideki kullanım için seri üretim tekniklerinin kısa bir sürede geliştirilmesi
beklenmektedir.Nanotüpler, pek çok farklı malzemenin gösterdikleri özellikleri tek başına
bünyesinde toplamaktadır[7]. İleri teknoloji ürünü malzemeler üretiminin bir parçası olan
KNT’ler, sahip oldukları üstün özellikler nedeniyle üzerinde en çok çalışılan malzemeler
arasında yer almaktadır.
Birçok yöntemle sentezlenerek geniş kullanım alanı bulmaktadır.Sentezleme yöntemleri
arasında yüksek sıcaklıklarda az miktarda;fakat kaliteli ve yüksek saflıkta KNT üretilebilen
elektrik ark yönteminin yanı sıra daha fazla miktarlarda fakat daha düşük kalitede nanotüp
üretmeye yarayan KBÇ gibi yöntemler de mevcuttur.Üretim yöntemi seçiminde ihtiyacımız
olan nanotüp miktarı ve kalitesi önem kazanmaktadır.
KNT’lerin kullanım alanlarıyla ilgili yapılan birçok çalışmanın başarıya ulaşması sayesinde
çok dayanıklı malzemelerden iletkenliği isteğe bağlı olarak düzenlenmiş elektronik
parçalarına kadar birçok gelişme mümkün olacaktır.
Nanotüpler her ne kadar kullanım alanları açısından cevabı verilmemiş birçok soruyu,
aydınlanmamış birçok sırrı barındırsa da, bu küçük yapıların günlük hayatımızda önemli
bir yere varacağını şimdiden söyleyebilmek mümkündür.Nanotüplerin kısa tarihinden
günümüze olan gelişimini bilmek,mühendislik açısından önümüzdeki yıllarda yapılacak
çalışmalara ortak olabilmek ve de bu çalışmaları takip edebilmek,bu sayede kullanım alanları
açısından uygulamaya koyabilmek dünyadaki gelişime katılabilmek açısından oldukça
önem arz etmektedir[1].
KAYNAKLAR
[1]. Akdoğan, A. , Küçükyıldırım, B.O. , "Karbon Nanotüpler, Sentezleme Yöntemleri Ve
Kullanım Alanları",2006.
[2]. Yetim, A.,Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, "Karbon
Nanotüpler ",Adana,2012.
[3]. Tetik , E., Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, "Karbon
Nanotüplerin Fiziksel Özellikleri Üzerine Katkılamanın Etkilerinin İncelenmesi",Adana,2012.
[4]. Erkoç,Ş.,Bilim ve Teknik Dergisi,"Karbon Nanoyapılar",Ocak 2001.
[5]. Yetim, A.,Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, "Karbon
Nanotüpler ",Adana,2012.
[6]. acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1257/1853.pdf?origin=publication.
[7].Koç,M.B., Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Fizik Mühendisliği Bitirme Tezi,
"Nanotüpler",Ankara,2003.
[8]. http://nanoteknolojinedir.com/upload/files/201303190540Nanoteknoloji-ve-
uygulamalari.pdf.
[9]. ARI1,O., GÖRGÜN1, A.R., KAYA2,A., COŞKUN1,Ö.,KAYA3,İ.,1Süleyman Demirel
Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü, Isparta,
2 İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Elektrik-Elektronik
Mühendisliği Bölümü, İzmir,3University of Kentucky, Mechanical Engineering, Lexington ,
USA,"Karbon Nanotüp Malzeme İle Tasarlanan Heliks Antenlerin Performans
Parametrelerinin İncelenmesi",2012.
[10].Özgür,I., Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, " Nanotüp Ve
Nanotel Yapılarının Xrd ile Karakterizasyonu",Ankara,2008.
[11]. Kayır ,Y.Z., Baççıl,E.G., KOSGEB Sincan Đsletme Gelistirme Merkezi,
"Nanoteknoloji Nedir?",Ankara,2010.
[12]. http://nanoteknolojinedir.com/upload/files/201303190540Nanoteknoloji-ve-
uygulamalari.pdf.
[13].Karakan,G., Tekstil Teknolojileri Elektronik Dergisi 2008 (2) 67-73," Yuksek
Performanslı Liflerin Balistik Amaclı Kullanımı",Antalya.
[14]. Oymael,M.,Çiçek,B., Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği
Bölümü," Katodik Depozitlerden Fulleren Ve Nanotüp Üretimi",Ankara.
[15]. Akdoğan, A. , Küçükyıldırım, B.O.,İleri Teknoloji Malzemeleri Dersi İmal Usulleri Programı,"Nanomalzemeler ve Nanokompozitler",İstanbul.
[16] Ayhan1,U.B., Gündüz1,G., Çiçek2,B. ,Göktaş3, H., Dişbudak4, H.,
1 Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Kimya Müh. Böl.,2Ankara Üniversitesi, Kimya Müh. Böl.,
Tandoğan,3 Ankara Nükleer Araş. ve Eğitim Mer., Beşevler,4 Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu, Eskişehir Yolu 9. km, Lodumlu,"Kimyasal Buhar Çökeltme(CVD) ve E-Demet
Yöntemleri ile Karbon Nanotüp Üretilmesi".
[17].Bayındır,M.,Yaman,M.,Yıldırım,A.,Bilim ve Teknik Dergisi,"Koku Bilimine Doğru
Elektronik ve Fotonik Burunlar",Eylül 2011
[18]Kocaefe,Ç., Hacettepe T›p Dergisi 2007; 38:33-38," NANOTIP: yaflam bilimlerinde
nanoteknoloji uygulamaları",Ankara.
[19] Özgen,S.,Savunma ve Havacılık Dergisi Sayı:125,"Şekil Değiştiren Uçaklar Havacılıkta
Yeni Bir Devrim Yaratabilir Mi?",Ankara.
[20] Karatepe,N.,Özyuguran,A.,Yavuz,R.,İstanbul Teknik Üniversitesi, Kimya-Metalurji
Fakültesi,Kimya Mühendisligi Bölümü, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi
Türkiye 10. Enerji Kongresi," Karbon Yapılı Malzemelerin Hidrojen Depolanmasında
Kullanımı"
[21].http:// www2.omu.edu.tr/docs/dersnotu/1378.pdf.