hastane yÖnetİm bİrİmlerİ(satin alma, sendİkalar...)
DESCRIPTION
ENFEKSİYON VE TIBBİ ATIKLARIN YÖNETİMİ .. MOBBİNG .. AİLE HEKİMLİĞİ .. SENDİKALAŞMA VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ .. HASTA HAKLARI .. PERFORMANSA GÖRE ÜCRETLENDIRME VE KALİTE YÖNETİMİ .. KALİTE YÖNETİMİ .. PERSONEL YÖNETİMİ ve İNSAN KAYNAKLARI .. ÜLKEMİZDE SOSYAL GÜVENLİK VE SGK’NIN YENİ YAPISININ SAĞLIK SEKTÖRÜ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ .. DIŞ KAYNAK YÖNETİMİ .. SATIN ALMATRANSCRIPT
SAĞLIK KURUMLARI
YÖNETİMİ
DERLEYEN:SELİME ARIKAN
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
2
SAĞLIK KURUMLARINDA
ENFEKSİYON VE TIBBİ
ATIKLARIN YÖNETİMİ
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
3
ENFEKSİYON YÖNETİMİ
Enfeksiyon: Vücut içinde bakteri, virüs ya da parazitlerin bulunarak üremelerine denir.
Hastane Enfeksiyonu: Enfeksiyona neden olan mikroorganizmanın hastaneden alınmasıdır.Hastanelere her çeşit
hasta ve insan gelir. Çoğunda da farklı bakteriler vardır. Bu yüzden hem yoğunluk hem de çeşit fazladır.
Bulaşma yolları:
İnsan vücudunda doğal bir koruma kalkanı vardır. Hiçbir bakteri deriyi geçerek içeri giremez. Ancak gelişen tıp ve tedavi yöntemleri bakterilerin bu koruma kalkanını geçmesini sağlamaya başladı. Örneğin bebekler, kanser
hastaları ve yaşlılar bu bakterilerden çok çabuk etkilenir. Bakteriler ise vücuda katater, sonda, solunum cihazı yardımıyla girer.
Korunma yolları
El yıkama:
3 e ayrılır.
Normal El Yıkama
El yıkama: Ellerin su ve sabun ile en az 30 saniye yıkanması
Hijyenik El Yıkama
Hijyenik el yıkama: Ellerin antiseptik ajanlarla en az 30 saniye yıkanması
Cerrahi El Yıkama
Cerrahi el yıkama: Ameliyat öncesi ellerin ve dirseklere kadar kolların en az 3-5 dakika süreyle antiseptik
ajanlarla yıkanmasıdır
Sağlık çalışanlarının birçok işlem için, normal ya da antimikrobial bir sabun ile parmak araları ve el sırtını
ovuşturarak 15-30 saniyelik süre el yıkamaları ve akan su ile durulamaları yeterlidir. Durulama sonrasında akan suyu kapatmak için ayakla kumanda edilen veya otomatik kapanan sistemler olmalıdır.
Maske ve göz koruyucuları (gözlük ya da pilot tipi gözlükler): Kan ya da diğer vücut sıvılarının sıçraması riski olduğunda bunlar kullanılmalıdır. Cerrahi, vajinal girişimler, göğüs fizyoterapisi ya da kaza geçirmiş
kişilerin yaralanmaları ile ilgilenme bu durumlara örnek olarak gösterilebilir. Tüberkülozdan korunmak için basil geçirmeyen özel maske kullanılmalıdır.
Ters önlük(ameliyat önlüğü) ve önlükler: Ters önlük ya da plastik önlük, kumaş ya da suya dirençli kağıt, kan ya da diğer sıvıların sıçraması riskinde giyilmelidir.
Kullanılmış araçların, eldivenlerin ve diğer gereçlerin temizlenmesi: Atıkların yok edilmesi ve dekontaminasyon, yıkama ve durulama, sterilizasyon ya da yüksek düzeyde dezenfeksiyondur.
Hastanelerde enfeksiyonla mücadele için 'Hastane Enfeksiyon Komiteleri' kurulmuştur. Son olarak Sağlık
Bakanlığı da 11 Ağustos 2005 tarihinde bu konuda bir genelge yayınladı.
Yataklı Tedavi Kurumları Enfeksiyon Kontrol Yönetmeliği
Bu Yönetmeliğin amacı; yataklı tedavi kurumlarında sağlık hizmetleri ile ilişkili olarak gelişen
enfeksiyon hastalıklarını önlemek ve kontrol altına almak, konu ile ilgili sorunları tespit etmek, çözümüne yönelik faaliyetleri düzenleyip yürütmek ve yataklı tedavi kurumları düzeyinde alınması
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
4
gereken kararları gerekli mercilere iletmek üzere, enfeksiyon kontrol komitesi teşkili ile bu komitenin çalışma şekline, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir..
Kapsam:
Bu Yönetmelik; kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektöre ait bütün yataklı tedavi kurumlarını ve bu yataklı tedavi kurumlarında görev yapan personeli kapsar.
Enfeksiyon Kontrol Komitesi Üyeleri:
Hastane müdürü
Başhekim yardımcısı
Enfeksiyon hastalıkları uzmanı
Dâhiliye doktoru
Genel cerrahi doktoru
Mikrobiyoloji uzmanı
Başhemşire
Enfeksiyon kontrol hemşiresi
Eczacı
Bütün yataklı tedavi kurumlarında enfeksiyon kontrol komitesi oluşturulması zorunludur.İki yüzden az yatağı olan yataklı tedavi kurumlarında enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı yoksa, tam gün
çalışmak üzere enfeksiyon kontrol hemşiresi görevlendirilir.
Çalışma şekli
Enfeksiyon kontrol komitesi, enfeksiyon kontrolünde en üst karar organı olarak çalışır ve düzenli olarak yılda
en az üç defa toplanır.
Enfeksiyon kontrol komitesinin üyeleri üç yıl süre ile görevlendirilir. Enfeksiyon kontrol komitesi başkanlığını,
enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji kliniği veya anabilim dalı temsilcisi yürütür.
. Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji kliniği veya anabilim dalı temsilcisinin katılamadığı
toplantılarda başkanlık görevini komitede görevli başhekim yardımcısı veya dekan yardımcısı yürütür
Olağanüstü durumlarda enfeksiyon kontrol komitesi, başkanın davetiyle veya üyelerden birinin başkanlığa yapacağı başvuru ve başkanın uygun görmesiyle toplanabilir.
Enfeksiyon kontrol komitesi, üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve katılanların oy çokluğu ile karar alır. Oylarda eşitlik olması halinde, başkanın taraf olduğu görüş kararlaştırılmış sayılır.
Enfeksiyon kontrol komitesinin görev, yetki ve sorumlulukları
Bilimsel esaslar çerçevesinde, yataklı tedavi kurumunun özelliklerine ve şartlarına uygun bir enfeksiyon kontrol programı belirleyerek uygulamak, Yönetime ve ilgili bölümlere bu konuda
öneriler sunmak,
Yataklı tedavi kurumunda çalışan personele, bu standartları uygulayabilmeleri için devamlı hizmet içi
eğitim verilmesini sağlamak ve uygulamaları denetlemek,
Hastane enfeksiyonu yönünden, öncelik taşıyan bölümleri saptayarak ve bulgulara göre harekete
geçerek, hastane enfeksiyon kontrol programı için hedefler koymak, her yılın sonunda hedeflere ne ölçüde ulaşıldığını değerlendirmek ve yıllık çalışma raporunda bu değerlendirmelere yer vermek,
Hastalar veya yataklı tedavi kurumu personeli için tehdit oluşturan bir enfeksiyon riskinin
belirlenmesi durumunda, gerekli incelemeleri yapmak, izolasyon tedbirlerini belirlemek, izlemek ve
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
5
böyle bir riskin varlığının saptanması durumunda, ilgili bölüme hasta alımının kısıtlanması veya gerektiğinde durdurulması hususunda karar almak,
Üç ayda bir olmak üzere, hastane enfeksiyonu hızları, etkenleri ve direnç paternlerini içeren sürveyans raporunu hazırlamak ve ilgili bölümlere iletilmek üzere Yönetime bildirmek,
Enfeksiyon kontrol ekibi tarafından iletilen sorunlar ve çözüm önerileri konusunda karar almak ve Yönetime iletmek
Enfeksiyon Kontrol Komitesi, görev alanı ile ilgili olarak, gerekli gördüğü durumlarda çalışma grupları
oluşturabilir.
Enfeksiyon kontrol ekibi alt komitesi
Sağlık çalışanlarının sağlığı alt komitesi
Sterilizasyon -dezenfeksiyon alt komitesi
Hastane temizlik, tıbbi atık yönetimi alt komitesi
Eğitim birimi alt komitesi
Denetim ekibi alt komitesi
Antibiyotik kullanımı kontrol komitesi
El hijyen program sorumlusu
Hastanenin enfeksiyonlardan korunması için bulunan talimatlara uyulmalıdır:
Enfeksiyon Kontrol Komitesi Çalışma Talimatı
El Hijyeni ve Eldiven Kullanımı Talimatı
Endoskopik Cihazların Dezenfeksiyon Sterilizasyonu
Çamaşırhane Hizmeti Talimatı
Mutfak Temizliği, Yiyecek Hazırlanması, Saklanması ve Düzenlenmesi Talimatı
Personel Yaralanmaları Önleme ve İzleme Talimatı
Atık Yönetimi Talimatı
Hastane Temizliği Talimatı
Hastane Temizliği Talimatı:
Temizliğe başlamadan önce ve temizlik bitiminde eller yıkanmalıdır.
Temizlik personeli, temizlik sırasında mutlaka eldiven giymelidir.
Eşya ve yüzey temizliği sırasında pembe renkli, tuvalet ve lavabo temizliğinde kırmızı renkli temizlik
eldiveni giyilmelidir.
Temizlik daima temiz alandan kirli alana doğru yapılır. Kapı ve pencereler, gerekli görülen her durum,
zamanda ve birime uygun sıklıkta sıcak su ve deterjanla silinmelidir.
Rutin temizlik dışında kan, idrar ve vücut salgıları yüzeye döküldüğünde, önce sıcak su ve deterjanla, sonra %10'luk çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir.
Her odanın temizlik malzemesi kendine özel olmalıdır.
Bir odada kullanılan temizleme suyu, kovası paspası ve temizleme bezleri başka bir odada
kullanılmamalıdır.
Paspaslar ve kumaş malzeme temizlik bitiminde bol sıcak su ve deterjanla yıkanmalı, %2'lik çamaşır
suyunda 20 dakika bekletilmeli, iyice sıkılmalı, kurutulmalı ve asla karanlık bir alanda saklanmamalıdır.
Kovalar ve leğenler temizlik bitiminde bol su ve deterjan ile yıkanmalı ve kurulanmalıdır.
Servisteki ördek, sürgü gibi malzemeler kişisel olmalıdır.
Hemşire odası ve doktor odasındaki buzdolapları her hafta temizlenmelidir.
Oksijen başlıkları kullanılmasa bile haftada bir temizlenmelidir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
6
Sedye, çamaşır arabası, tekerlekli sandalye yüzey ve tekerlekleri gerektikçe deterjan ve su ile silinmelidir.
Özelliği olan hastalarda (HIV enfeksiyonlu) hasta odasına % 10 luk çamaşır suyu konmuş kovalar konulmalıdır.
Çamaşır suyu yüzey dezenfektanı olarak bir litre suya 10cc kan ve vücut sıvılarının temas ettiği yüzeylerde bir litre suya 100cc olarak hazırlanmalıdır.
Enfeksiyon kontrol komitesinin kararları
Enfeksiyon kontrol komitesince alınan kararlar uygulanmak üzere Yönetime iletilir. Bu kararlar, Yönetim ve yataklı tedavi kurumunun bütün personeli için bağlayıcıdır. Bu kararlara uyulmaması halinde doğacak
sonuçlardan ilgililer sorumludur.
Bildirimler
Yönetim, hastane enfeksiyon hızları ve sürveyans sonuçlarını içeren yıllık faaliyet raporunu, her yıl en geç Şubat ayının sonuna kadar Bakanlığa bildirir.
Yürütme
Bu Yönetmelik hükümlerini Sağlık Bakanı yürütür.
TIBBİ ATIK YÖNETİMİ
Tıbbi atıklar: Sağlık ünitelerindeki işlemler sırasında ortaya çıkan enfeksiyöz, patolojik ve kesici-delici
atıklardan oluşan atıkların genel adıdır.
Tıbbi atıklar 5’e ayrılır:
Bulaşıcı atık
Patolojik atık
Diğer tehlikeli atıklar
Evrensel atık
Geri kazanılabilir atık
Tıbbi atıklar
Mikrobiyolojik laboratuvar atıklarını,
Kan kan ürünleri ve bunlarla kontamine olmuş nesneleri,
Kullanılmış ameliyat giysilerini (kumaş, önlük ve eldiven v.b),
Diyaliz atıklarını (atık su ve ekipmanlar),
Karantina atıklarını,
Bakteri ve virüs içeren hava filtrelerini,
Enfekte deney hayvanı leşleri, organ parçaları, kanı ve bunlarla temas eden tüm nesneleri,
Vücut parçaları, organik parçalar, plasenta, kesik kesik uzuvlar v.b.ni, (insani patolojik atıklar)
Kırılmış diğer cam v.b. nesneleri,kapsamaktadır.
İğne içeren diğer kesicileri
Enjektör iğnelerini
Biyolojik deneylerde kullanılan kobay leşlerini
Evsel atıklar ve Hastane atıklarının karşılaştırılması
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
7
Kirleticilik Düzeyi Evsel atıklar Hastane atıkları
Düşük-Çok az
Yemek artıkları Yemek artıkları
Basit tamirat artıkları Tamirat artıkları
Kırık cam, kâğıt vb. Kırık cam, kâğıt vb.
Ev süprüntüleri Hastane süprüntüleri (Evden az)
Orta Çocuk bezleri veya kirli kâğıtlar Kirli kâğıtlar
Tuvalet kâğıtları Tuvalet kâğıtları
Yüksek
Kümes hayvanlarının iç organları
Pansuman malzemeleri
Fare, böcek ölüleri Serum şişesi,
Sakatat ve balık artığı Sondalar, plastik malzeme
Tehlikeli Atık Bulunmamaktadır Bulunmamaktadır
Tıbbi atık oluşumuna neden olan üniteler:
Hastaneler, klinikler,
Doğumevleri,
Sağlık merkezleri,
Tıp merkezleri,
Dispanserler,
Sağlık ocakları,
Ayakta tedavi merkezleri,
Morglar,
Otopsi merkezleri,
Hayvan hastaneleri,
Kan üniteleri,
Diyaliz merkezleri, labaratuvarlar, tıbbi araştırma merkezleri...
HASTANE ATIKLARININ ZARARLARI
Bu atıklarla sık karşılaşanlar;
Tıp doktorları
Hemşireler
Hasta bakıcılar ve hastane personeli
Yatan veya evde tedavi alan hastalar
Hasta ziyaretine gelenler
Hastane atıkları ile teması olan çamaşırhane
Temizlik ve transport işçileri
Atıkları imha eden işçiler (çöpçü ve fırıncılar)
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
8
Çöp karıştırıcılarda risk daha fazladır. İnfeksiyöz ve kesici-delici özellikteki atıkların tehlikeleri
Hepatit B virüsü, kanla kontamine iğnelerde bir hafta yaşayabilmektedir.
Bakteriler, virüslerden daha dayanıksızdır.
HIV, hepatit B ve C gibi ciddi virus infeksiyonları, kontamine kesici-delici özellikteki atıklarla yaralanma riski yüksek olan sağlık personelinde infeksiyonlara neden olabilir.
Diğer hastane işçileri ve sağlık bakımı tesislerinin dışında atık yönetiminde çalışanlar da önemli risk
altındadır.
Tıbbi atıklardan kurtulma yöntem:
En Uygun Atık Yok Etme Yöntemi: “GÖMME”
Gerek tıbbi atıklar gerekse evsel atıklar için en uygun yok etme yöntemi olan gömme yöntemi belirli kuralları olan bir işlemdir. Bu yöntem çağ dışı ve basit gibi görünüyor olsa da, halen en ucuz, en etkin, en pratik
yöntemdir. Çöpler zaman içinde toprağın içindeki bakteriler tarafından yavaş yavaş parçalanır. 22 TEMMUZ 2005 gün ve 25883 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Tıbbî Atıkların Kontrolü Yönetmeliği“ ile belirlenmiştir.
GÖREVLER, YETKİLER VE YÜKÜMLÜLÜKLER
Tıbbi atık üreticileri;
Her ünite atık yönetim planını hazırlar
Tıbbi, evsel, tehlikeli, ambalaj atıklarını ayrıştırarak toplar
Ayrı ayrı taşır
Geçici depolama ünitesi oluşturur
İlgili personeli eğitir
Tıbbi atık bertarafının maliyetini finanse eder.
TEMEL İLKELER
Atıklar; tıbbi atıklar, evsel nitelikli atıklar, cam atıklar, ambalaj atıkları, kesici-delici atıklar, radyoaktif
atıklar, tehlikeli atıklar şeklinde Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinde tanımlanmıştır.
Evsel nitelikli atıklar, kontamine olmamak koşuluyla tıbbi, tehlikeli ve ambalaj atıkları ile
karıştırılmadan siyah renkli poşetlerde toplanmalıdır.
Cam malzemeler, ambalaj atıkları, kontamine olmamak koşulu ile mavi renkli poşetlerde
toplanmalıdır.
Tıbbi atıklar üzerinde “Dikkat Tıbbi Atık” ve “Uluslararası Biotehlike “ amblemi bulunan kırmızı
renkli poşetlerde toplanıp farklı bir alanda/bölmede depolanmalıdır.
Kesici/delici atıklar, Uluslararası Biotehlike ve Dikkat Kesici ve Delici Tıbbi Atık ibaresi bulunan sarı renkli, özel koşulları olan enfekte atık kutu veya konteynırlarında toplanmalıdır.
Radyoaktif atıklar, üretildikleri yerden “Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Talimatı”na göre işlem görmelidir. Tehlikeli atıklar diğer atıklardan ayrı olarak toplanıp “Tehlikeli Atıkların Kontrolü
Yönetmeliği”ne göre işlem görmelidir.
Dip not:
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
9
Atık torbaları ağzına kadar doldurulmamalı, torbadan torbaya boşaltılmamalı, dörtte üç oranında dolmuş atık torbası hemen yenisi ile değiştirilmeli, toplama ekipmanları atıkların kaynağına yakın yerlerde
bulundurulmalıdır.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
10
SAĞLIK KURUMLARINDA
MOBBİNG
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
11
Nedir Mobbing?
Latince "kararsız kalabalık" anlamına gelen "mobile vurgus" sözlüklerinden türeyen "mob" sözcüğü, İngilizce kanun dışı şiddet uygulayan düzensiz kalabalık veya çete anlamına gelmektedir. "Mob"
kökünün İngilizce eylem biçimi olan "mobbing" ise; psikolojik şiddet, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı verme anlamına gelmektedir.
Mobbing'i uzmanlar, işyerinde psikolojik taciz olarak özetliyorlar. İsim babası ise, 1980'lerin sonunda
İsveç'te yaşayan Alman çalışma psikoloğu Heinz Leyman.
Biz henüz bu isimle yeni yeni tanışıyoruz ama başka ülkelerde üzerine kitaplar yazılıyor, araştırmalar yapılıyor, yasalar çıkarılıyor. Bizde ise, şu ana kadar yalnızca kitap yazılabilmiş (İŞ YERİNDE PSİKOLOJİK ŞİDDET PINAR TINAZ)
İsveç'te yapılan bir araştırmanın sonuçları baktığımızda görülen o ki, bu ülkede gerçekleşen intiharların % 10-15'inin nedeni mobbing. Yani, olayın hafife alınacak tarafı olmadığı gibi, ilerleyen noktalarda anlaşılacağı üzere, toplumsal boyutları da var.
AB ülkelerinde gerçekleştirilen kapsamlı bir araştırma gösteriyor ki, çalışan nüfusa göre mobbing'e
uğrayanların oranı İngiltere'de yüzde 16, İsveç'te yüzde 10, Fransa ve Finlandiya'da yüzde 9, İrlanda ve Almanya'da yüzde 8, İtalya'da ise yüzde 4.
Türkiye'deki Durum?
Türkiye'de de son dönemlerde bu konu basında yer almaya başladı. Artık bununla ilgili davalar bile
açılıyor. Ama tabi bizde durum yukarıda saydığımız ülkelerden biraz daha farklı. İş mahkemelerinde açılan bu davalar, Mobbing konusunda yasal bir düzenlemeye sahip olmayan diğer ülkeler gibi
Türkiye'de de farklı ifade ediliyor. Mobbing konulu davalar olarak yürütülmeyip, "insan haklarının ihlali" ve "duygusal taciz nedeniyle zarar görme" gerekçeleriyle neticeye bağlanıyor.
Türkiye'deki ilk mobbing davası ise, bir bürokratın, 25 yıldır çalışmakta olduğu işyerinde kendisine psikolojik baskı yapıldığı ve istifaya zorlandığı gerekçesiyle açtığı mahkeme sonucu hukuk tarihimize
geçti. İktidar değişikliği sonrasında kendisinden istifa etmesi istenen bürokrat, bu isteği kabul etmeyince, önce rütbesi düşürülerek müşavirlik, sonrasında da başuzmanlık kadrosuna atanmış. Gece
nöbetleri verilmiş, yönetim tarafından baskı ve yıldırma politikas ı uygulanmış. Sonunda üzerindeki baskıya dayanamayan bürokrata, "kalp krizi" şüphesiyle kaldırıldığı hastanede majör depresyon tanısı konmuş. Bürokrat, 1,5 yatarak, 10 ay da ayakta tedavi görmüş. Sonrasında açtığı davayı da, kazanmış.
Mobbing Sonucu Yaşananlar
Mobbing'e uğrayan kişilerde bazı belirtiler gözleniyor. Bu belirtilerin etkileri de gerek mağdura, gerekse çalıştığı şirkete olumsuz sonuçlar yaşatıyor maalesef.
Mobbing'e maruz kalan kişilerde; uykusuzluk, iştahsızlık, depresyon, sıkıntı, endişe, hareketsizlik,
ağlama krizleri, unutkanlık, alınganlık, ani öfkelenme, suskunluk, yaşama arzusunun kaybı, daha önceleri sevdiği şeylerden doyum almama gibi bir takım davranış ve düşünce değişiklikleri
gözlenebiliyor. Hatta şirket ve tacizin çok yoğun yaşandığı durumlarda mobbing mağdurunda intihar düşünceleri dahi ortaya çıkabiliyor. Şirket içinde performansı düşen çalışan, işe geç gelmeye başlıyor, sık sık hastalık izinleri kullanıyor. Diğer taraftan, bu tür vak'aların görüldüğü işyerlerindeki iş kazaları
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
12
ve meslek hastalıklarının sayısında da artış kaydediliyor.
Bütün bu yaşananların sonunda da mutsuz çalışanlar, mutsuz aileleri ve verimi düşük işyeri oluşuyor. Unutulmamalıdır ki, mobbing, çalışana olduğu kadar şirkete de zarar verir.
Fransa'da, mobbing'in cezası 15 bin euro ve bir yıl hapis…
Prof. Dr. Tınaz, ülkemizde mobbing'in ilk farkında varanlardan. Kendisi çalışma psikoloğu, halen
Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölüm Başkanı.
Çalışma yaşamının en önemli ve hassas konularından biri olan çalışma psikolojisi çerçevesinde bireysel veya kurumsal hizmet vermeyi de hedefleyen Prof. Dr. Pınar Tınaz ile mobbing'in nedenleri ve etkileri
üzerine konuştuk.
Bir eylemin mobbing olması için gerekli olan şartlar nelerdir?
Eylemin mobbing olarak adlandırılabilmesi için birinci şart, işyerinde gerçekleşmesidir. Tamamen manevi bir taciz söz konusudur; herhangi bir fiziksel güç uygulamasından bahsedilemez. Taciz niye yapılır? Kişiyi
yıldırmak, usandırmak için. Burada da amaç, kişiyi o işyerinden uzaklaştırmaktır.
Mobbing'in tanımsal açılımını; 'Bir ya da birkaç kişi tarafından, bir başka kişiye yönelik, düşmanca ve ahlak dışı bir davranış geliştirilmesi tarzında ortaya çıkan bir iletişim' şeklinde yapmak mümkün. Örneğin, kişi odaya girdiğinde konuşulanlar kesilir veya konu değiştirilir. Kılık kıyafetiyle alay edilir.
Çok hoş bir çalışma ortamı, diyelim. Çeşitli etkinlikler düzenleniyordur. Bayram, yılbaşı, doğum günü kutlamaları vs… Derken bu kişi oraya çağrılmaz olur. Geldiği, gittiği saat konuşulur. Çay içtiği, tuvalete
gittiği zamanlar, ne kadar çalıştığı üzerine dedikodu yapılır.
Bütün bunlar mobbing olarak görülecek tacizler. Ama burada önemli olan bir konu daha var, tacizin süreklilik arz etmesi.
Psikolojik tacizde bulunan kişinin o gün kötü bir gününde olduğu farz edilebilir; bir sıkıntısı vardır, bir şeye sinirlenmiştir, diye düşünülebilir. Dolayısıyla, bir kere yapmış olması mazur görülebilir. Ama bu
kapsamdaki eylemler sistematiklik arz ettiği, uzun bir süre devam ettiği taktirde mobbing davranışı kapsamına girer.
Psikolojik tacizin mobbing sayılabilmesi için belirlenmiş bir süre var mı?
Bu konuda yasal yaptırımların olduğu, konuyla ilgili ilerlemelerin kaydedildiği ülkelerde bu süre en az 6-7
ay olarak belirlenmiş durumda. Bu ülkelerin yasalarında mobbing ile ilgili yaptırımlar, cezalar var ve mahkemeye gidilebilmesi için mutlaka bu süre şartının yerine gelmiş olması gerekiyor. Ancak daha kısa
süreli bazı istisnai durumlar da mevcut. Bu gibi olgularda da mobbing tanısına varılması mümkün. Saptanmış çeşitli kriterlerin gerçekleşmiş olması gerekir.
Bunun ispatı zor olsa gerek…
Evet, ispatı zor ama kazanılan davaların sayısı gittikçe artıyor. Bu ülkelerde her şey oturmuş. Mobbing
konusunda en gelişmiş ülke İşveç ve tabi diğer İskandinav ülkeleri. Hemen ardından da Fransa, İtalya, Almanya geliyor. Mobbing uygulamanın cezası Fransa'da bugün 15 bin euro ve bir yıl hapisten başlıyor.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
13
Mobbingi kimler, kimlere uyguluyor?
Öyle bir süreç ki, hepimiz, tüm çalışanlar, bu süreç içinde rol almaya adayız. Ama mobbingci olarak, ama kurban olarak… Bu arada bir grup daha var, o da izleyiciler.
Aslında herkes birbirine uygulayabilir. Üç çeşit mobbingden söz edebiliriz:
Yukarıdan aşağıya, yani amirden asta doğru. Eşdeğerler arasında, yani aynı olanaklara sahip, aynı düzeyde çalışanlar arasında, Asttan üste doğru.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI MOBBİNG MAĞDURU MU?
Mobbing mağduru sağlık çalışanlarının, motivasyonlarının azalmasından yaşadıkları psikolojik baskı
sonucu hayattan kopmaya kadar uzanan psikiyatrik sorunlara yol açmasına önlem için birçok kurum yeni kararlar almaya başladı.
Mobbing, “iş yeri terörü” olarak da tanımlanan ve son günlerde davalar ile gündeme gelen bir durum halini aldı. “Yıldırma” sözcüğü mobbingi en iyi anlatan kavram. Bu durumdan mağdur olanlar için dernekler kuruluyor, hukuki olarak izlenecek yol belirleniyor. Yapılan araştırmaların sonuçlarını açıklayan
hukukçular; mobbinge maruz kalan kişilerin çalışma hayatlarında zeka, dürüstlük, yaratıcılık, başarı gibi birçok olumlu özelliği gösteren, duygusal zekası yüksek kişiler oldukları belirtirken, mobbingi uygulayanların ise kompleksli, kişilik sorunu olan bireyler olduğu söyleniyor. Mobbing kapsamında olması
gerektiği hekimler tarafından dile getirilen konular ise şöyle; performans sistemi, gün aşırı nöbetler ve kötü çalışma koşulları. Hemşireler üzerinde yapılan araştırma sonucu ise çarpıcı gerçekleri gözler önüne seriyor.
Hemşirelerin yaklaşık yarısı kurumlarından, mesleklerinden memnun değiller ve fırsatları olsa başka bir işte çalışmak istiyorlar.
Sağ
BAŞBAKANLIK MOBBING
GENELGESİ
19Mart 2011 CUMARTESİ
GENELGE
Başbakanlıktan: Konu : İşyerlerinde Psikolojik Tacizin
(Mobbing) Önlenmesi.
GENELGE
2011/2
Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör işyerlerinde gerçekleşen psikolojik taciz, çalışanların itibarını ve onurunu
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
14
zedelemekte, verimliliğini azaltmakta ve sağlığını kaybetmesine neden olarak çalışma hayatını olumsuz etkilemektedir.
Kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve
saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri şekillerde ortaya çıkan psikolojik tacizin önlenmesi gerek iş sağlığı ve güvenliği gerekse çalışma barışının
geliştirilmesi açısından çok önemlidir.
Bu doğrultuda, çalışanların psikolojik tacizden korunması amacıyla aşağıdaki tedbirlerin alınması uygun görülmüştür.
1. İşyerinde psikolojik tacizle mücadele öncelikle işverenin sorumluluğunda olup işverenler çalışanların tacize
maruz kalmamaları için gerekli bütün önlemleri alacaktır.
2. Bütün çalışanlar psikolojik taciz olarak değerlendirilebilecek her türlü eylem ve davranışlardan uzak
duracaklardır.
3. Toplu iş sözleşmelerine işyerinde psikolojik taciz
vakalarının yaşanmaması için önleyici nitelikte hükümler konulmasına özen gösterilecektir.
4. Psikolojik tacizle mücadeleyi güçlendirmek üzere
Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi, ALO 170 üzerinden psikologlar vasıtasıyla çalışanlara yardım ve destek
sağlanacaktır.
5. Çalışanların uğradığı psikolojik taciz olaylarını izlemek, değerlendirmek ve önleyici politikalar üretmek üzere Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde Devlet Personel Başkanlığı, sivil toplum kuruluşları ve ilgili tarafların katılımıyla
“Psikolojik Tacizle Mücadele Kurulu” kurulacaktır.
6. Denetim elemanları, psikolojik taciz şikâyetlerini titizlikle inceleyip en kısa sürede sonuçlandıracaktır.
7. Psikolojik taciz iddialarıyla ilgili yürütülen iş ve işlemlerde kişilerin özel yaşamlarının korunmasına azami özen
gösterilecektir.
8. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığı ve sosyal taraflar, işyerlerinde psikolojik tacize
yönelik farkındalık yaratmak amacıyla eğitim ve bilgilendirme toplantıları ile seminerler düzenleyeceklerdir.
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
15
Mobbing Genelgesi'nin ardındaki mektup haberi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzalı, İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (mobbing) Önlenmesi’ne ilişkin Başbakanlık Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla özel
sektör işyerlerinde gerçekleşen psikolojik taciz, çalışanların itibarını ve onurunu zedelediği, verimliliğini azalttığı ve sağlığını kaybetmesine neden olarak çalışma hayatını olumsuz etkilediğine dikkat çekilen Genelge’de kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre çalışanın aşağılanması,
küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri şekillerde ortaya çıkan psikolojik tacizin önlenmesinin gerek iş sağlığı ve
güvenliği gerekse çalışma barışının geliştirilmesi açısından çok önemli olduğu vurgulandı.
Sağlık Bakanlığı: “ALO 170” ile Çalışanlara Destek
Genelge kapsamında Sağlık Bakanlığı Performans Yönetimi ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı tarafından konu hakkında bir açıklama yapıldı. Açıklamaya göre: “Başbakanlıkça yayınlanan bu genelge
kurum ve kuruluşlarda mobbingle ilgili önlemlerin alınmasını sağlamak üzere hem sağlık yöneticileri hem de sağlık çalışanları arasında konu ile ilgili farkındalığın oluşmasını sağlamak, aynı zamanda da mevzuatla
konunun hukuki dayanağını oluşturmak üzere atılmış önemli bir adımdır. Genelgede, psikolojik tacizle mücadeleyi güçlendirmek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi “ALO 170” üzerinden psikologlar vasıtasıyla çalışanlara yardım ve destek sağlanacağı belirtiliyor. Ayrıca çalışanların uğradığı
psikolojik taciz olaylarını izlemek, değerlendirmek ve önleyici politikalar üretmek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde Devlet Personel Başkanlığı, sivil toplum kuruluşları ve ilgili tarafların katılımıyla 'Psikolojik Tacizle Mücadele Kurulu' kurulacağı da genelgede ifade ediliyor. Daire Başkanlığı
tarafından mobbinge karşı kurumsal mücadele için şu önerilerde bulunuldu: Sağlık kurumlarında; mobbing mağduru çalışanlar için kurum yapısına özgü danışmanlık sistemi kurulmalı, iletişime açık, güvenilir bir
bilgi paylaşım ortamı sağlanmalı. Çalışanların görev tanımları açıkça belirlenmiş olmalı. Etik değerlere verilen önem hissettirilmeli ve çalışanların da bu değerler doğrultusunda hareket etmelerini teşv ik edilmeli. Çalışanlar arasında güvene ve saygıya dayalı ekip ruhu vurgulanmalı, bireysel başarıdan ziyade ekip
başarısı ön planda tutulmalı. Çalışanların kişisel gelişimlerine yönelik eğitimler gerçekleştirilmeli ve çalışanlar arasında sosyal iletişimi sağlayıcı sosyal ortamlar oluşturulmalı. Çalışanların yaratıcılığı ve
girişimciliği teşvik edilmelidir. ”
TBMM Başkanlığı: “Hemşirelerin Yüzde 86’sının Mobbing’e Maruz Kaldığının Belirlendi”
TBMM Başkanlığı, yaptırdığı araştırmada mobbing’i (psikolojik şiddet) “çalışma hayatındaki gizli tehlike” olarak nitelendirilirken, vakaların en sık akademik hayat ve sağlık alanında yaşandığı vurgulandı. Bu
konuda yapılan anketlere de yer verilen çalışmada, 505 hemşirenin katıldığı anket sonucunda, hemşirelerin yüzde 86’sının mobbing’e maruz kaldığının belirlendiği kaydedildi. ”
Türkiye Psikiyatri Derneği : “Ülkemizde Hemşirelerde Son Bir Yılda Yıldırma Davranışına Maruz
Kalma Oranı Yüzde 86. 5”
Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Sekreteri Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya, mobbing (yıldırma) hakkında şu bilgileri verdi: “Mobbing, psikolojik şiddet, kuşatma, topluca saldırma, rahatsız etme veya
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
16
sıkıntı vermedir. Hiyerarşik olarak yapılanmış gruplarda, kontrolün zayıf olduğu örgütlerde, gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun, diğerlerine ruhsal yollar kullanılarak, uzun süreli sistemli baskı
uygulaması, duygusal saldırı ve yıpratma yaratması olarak tanımlanabilir. Fakat mobbingi bireyin psikolojik yapısından kaynaklanan ya da yalnızca bireyi ilgilendiren bir sorun olarak görmek son derece
yanlış ve tehlikeli. Mobbing her geçen gün daha iyi tanınan ve bilinen bir gerçekliğe dönüştüren çalışma ortamının özellikleri ve bunu belirleyen koşullar. Sağlık çalışanları ve hekimler; performans sistemi, gün aşırı nöbetler ve kötü çalışma koşullarının mobbing ile ilişkisinin hem özgün örneklerini oluşturuyorlar,
hem de bu konunun altını çiziyorlar. Bugün hekimleri sağlık hizmeti sunmama ve sokaklara çıkmaya zorlayan süreç de özünde bir mobbing yani yıldırma sürecidir. Uygulanan politika lar, hekime yönelik şiddetin artışı, çalışma koşullarını zorlaştırılması, “performans” adı verilen ücret sistem ile iş barışının
bozulmasıdır. Hizmetin niteliğinden çok, niceliği ve işletmeye getireceği karın temel alınması, hekimin bir sigorta müfettişine dönüştürülmesi, hekimin meslek bağımsızlığını ortadan kaldıran düzenlemelerin
yapılması, rekabetin temel iletişim biçimine dönüştürülmesi, eşitlikçi bir ücret ve hizmet politikasının olmayışı, aşırı çalışma bunların tümü hem mobbingi üreten hem de mobbingin var olduğunu kanıtlayan süreçler. Diğer önemli bir nokta da yöneticilerin seçilme biçimi ve çalışma tarzları. Bunlar da politik bir
tercihin sonuçlarıdır. Liyakate göre değil iktidara, iktidar partisini destekleyen siyası yapılara yakınlık üzerinden atanan, amaçları sağlık hizmetini nitelikli biçimde sürdürmek değil sağlıkta uygulanan
politikaları her şeye rağmen yaşama geçirmek olan ve iktidara şirin görünmek isteyen yöneticiler sonuç olarak bu mobbingin üreticileri, uygulayıcıları ve baş mimarları oluyorlar. Örgüt içinde çatışmalı iklime yol açan tüm ruhsal etkenlerin bileşimi sonucunda ortaya çıkan, çalışma barışını bozan örgütsel bir sorun.
Haksız yere suçlama, dedikodu yoluyla saygınlığını zedeleme, küçük düşürme doğrudan veya dolaylı şiddet uygulayarak, bir kişiyi işi bırakmaya zorlama amaçlı kötü niyetli girişimleri içeren yıldırma son
yıllarda sosyoloji ve hukuk başta olmak üzere birçok disiplinin üzerine çalıştığı bir konu. Ancak ülkemizde henüz yeterince tanınan bir olgu değil. Yıldırma, aşırı iş yükünden kaynaklanan doyumsuzluk, çalışma ortamının demokratik olmayan niteliği, var olan liderlik biçimi, çoğul roller ile ortaya çıkan rol belirsizliği
ve rol çatışması ile bağlantılıdır. Bu durum ABD ve Avrupa’da sıra dışı bir olay değil. ABD’de yaklaş ık 6 çalışandan birinin yani yüzde 16, 8’i işyerinde mobbing mağduru iken, ABD’de kamu çalışanlarını
kapsayan bir araştırmada, kadın çalışanların yüzde 42’si, erkek çalışanların ise yüzde 15’i son iki yılda işyerinde tacize ve zorbalığa maruz kalıyor. AB ü lkelerinde yüzde 4-16 arasında, yaklaşık 12 milyon kişi, eş deyişle çalışan nüfusun yüzde 8’i. İsveç’te ise intiharların yüzde 15’inin mobbing kaynaklı olduğu
belirtiliyor. Erken emeklilik nedeni olduğu ifade ediliyor. Bazı meslek gruplarında mobbing daha sık görülüyor. Tayvan’da sağlık çalışanlarında yapılan bir çalışmada, mobbing yaygınlığının 1 yıl için yüzde
50. 9, Bosna’da sağlık çalışanlarında yıldırma davranışına maruz kalma oranının yüzde 76, ülkemizde hemşirelerde yapılan bir çalışmada son bir yıl içinde yıldırma davranışına maruz kalma oranının ise yüzde 86. 5 olduğu belirtiliyor. ”
Hemşirelerde Mobbing: “Tüm Hastanelerde Çalışan 814 Hemşirenin de Yüzde 17’si Mobbing
Yaşıyor”
Karadeniz Teknik Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Havva Öztürk ve ekibi mobbingin hemşireler üstündeki olumsuz etkilerini araştırdı. İl Sağlık Müdürlüğü ve Üniversite Hastanesi
Etik Kurulundan izin alınarak Trabzon il Merkezindeki tüm devlet hastanelerinde ve Üniversite Hastanesinde 974 hemşireden 814’ünden görüş alındı. 7 demografik özellik, 10 mobbing ile ilgili soru ve
hemşirelerin düşüncelerinin alındığı anket ve 68 maddelik mobbing ölçeği ile toplandı. Mağdur olduğunu belirten 329 hemşirenin yüzde 42’si (139) gerçek mobbing mağduru. Tüm hastanelerde çalışan 814 hemşirenin de yüzde 17’si mobbing yaşıyor.
“Üniversitede Çalışan Hemşireler Devlette Çalışanlara göre Daha Fazla Mobbing Yaşıyor”
Mağdur hemşirelerin yüzde 58’i devlet hastanesinde çalışıyor. Yüzde 89’u hemşire statüsünde, ortalama 10-6 yıllık deneyime sahip, 31- 35 yaş ortalamasında ve yüzde 61’i evli, yüzde 56’sı da çocuk sahibi.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
17
Ülkemiz sağlık sektöründe mobbing, diğer mesleklere göre hemşirelere uygulanan şiddet çok daha yaygın. Mağdur hemşirelerin yüzde 46’sı çalıştığı hastaneden ve yöneticilerinden memnun değil ve yüzde 46’sı
fırsatı olsa hemşireliği bırakıp başka bir işte çalışmak istiyor. Devlet hastanesinde daha fazla hemşire mobbing mağduru olmasına rağmen, üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerde devlet hastanelerinde
çalışanlara göre daha ağır mobbing yaşadığı saptandı. Mağdur hemşirelerin yüzde 23’ü halen, yüzde 35’i 3 yıl ya da üstünde ve yüzde 30. 9’u kıskançlık nedeniyle mobbing yaşadığını belirtti. Hemşirelerinde yüzde 53’ü mobbing durumunu arkadaşları ve ailesi ile paylaşıyor. Mağdur hemşirelerin yüzde 76’sı
kurumlarında bir başkasına mobbing uygulandığını belirtiyor. Mobbing uygulayanların yüzde 54’ü yönetici, yüzde 45’i kadın, yüzde 16’sı da kadın ve erkeklerden oluşan bir grup tarafından mobbing saldırılarına maruz kalıyor. Mobbing nedenleri arasında kıskançlık, işteki başarılar, dünya ve yaşam
hakkındaki görüşler, nedensiz, yetenekler, dış/fiziksel görünüşüm, yaşam tarzı, eğitim durumu, dini inanç/inaçlar, siyasi görüşler, medeni durum ve işteki başarısızlıklar yer alıyor. Hastanelerde yaşanmaması
gereken mobbing yaklaşık 1/6 oranında uygulanıyor ya da yaşanıyor. Ayrıca mobbing ölçeği güvenilir ve geçerlidir. Hemşireler kullanılabilir. Hemşirelerin yaklaşık yarısı kurumlarından, mesleklerinden memnun değillerdir ve fırsatları olsa başka bir işte çalışmak istiyor. ”
İşyerindeki Etkileri
Mobbing, kurumlar içinde bulaşıcı bir hastalık gibidir. İyileştirici önlemler alınmazsa kurumun bütün yaşamsal organlarına yayılır. Çalışan personelde, işletmeye ve çalışma arkadaşlarına olan güven ve saygı azalır, motivasyon düşer, çalışma ortamı ve çalışanlar arasında uyumsuzluk başlar, iş verimliliği düşer. Üst
merci, ima ve alayla, karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeye yönelik saldırgan bir ortam yaratarak kişiyi işten ayrılmaya zorlar. Bir iş yerinde sistematik baskı yaratıp, kişilerin performanslarını ve dayanma
güçlerini yok ederek iş ortamında dışlanması, özel taktiklerle ya da zorbaca gerçekleştirilmektedir.
“İsveç’te İntiharların Yüzde 15’i Mobbing Kaynaklı”
Mobbing, alkol ya da madde kullanımı, anksiyete, öfke durumu, benlik saygısında azalma hipertansiyon gibi psikosomatik rahatsızlıklar, depresyon hatta intiharla sonuçlanabilmektedir. Leymann İsveç’te
intiharların yüzde 15’inin mobbing kaynaklı olduğunu söyleniyor. Başta mobbinge uğrayan birey olmak üzere, bireyin ailesi ve çalıştığı kurum da yaşanan mobbing sürecinden etkilenmektedir.
Mücadele Yöntemleri Nelerdir?
Mobbing durumunda pasif saldırganla başa çıkmak aktif saldırgana göre daha zordur. Çünkü pasif
saldırganlar kötü davranışlarını örtmek için uygun ortamlarda anlayışlı ve samimi davranışlar sergilerler. Mobbing bir suç olmasına rağmen mağdurlar, kendilerini savunurken 'kimi, kime şikayet edecekleri' gibi bir açmazı yaşanıyor. Zorbaya açıkça duruma itiraz ettiğini söylemek, taciz edici söz ve davranışlarını
durdurmasını istemek, bu esnada yanında güvenilen ve gerekirse tanıklık edebilecek bir iş arkadaşı bulundurmak , ayrıca olayları, verilen anlamsız emirleri ve uygulamaları yazılı olarak kaydetmek alınması
gereken önlemler arasında yer alıyor. İlk fırsatta zorba, yetkili birine rapor edilmeli, mobbinge uğrayanın eşiti ise üstüne, üstü ise yönetim kurulu ve insan kaynaklarına durum açıkça ve kanıtlarıyla bildirilmelidir. Gerekiyorsa, tıbbi ve psikolojik yardım alınmalıdır. Tıbbi yardım ve raporlama hem yardımcı olacak, hem
de kanıt oluşturacak. Bunlar mobbingi bir bütün olarak durdurmuyorsa hukuksal başvuru için yeterince kanıt elde edilmiştir.
“Mobbinge karşı örgütlü çözüm hem etkili hemde süreklidir”
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
18
Her ne kadar mevzuatımızda direk olarak mobbing tanımlanmamışsa da Anayasa başta olmak üzere iş yasası, ceza yasası ve borçlar hukukunda yer alan birçok madde aslında mobbinge karşı birçok hükmü
barındırmaktadır. Uygulamada mobbing içerikli hareketler için bu maddeler uygulanabilir. Türkiye'de mobbing davaları açılmaya ve kazanılmaya başlandı. Adli Tıp raporlarında işyerinde psikolojik şiddet
(mobbing) iddiası içeren başvurular, 01. 06. 2005 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu’ nun 86. maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendiriliyor.
“Kasten yaralama Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Hukuki Olarak İzlenecek Yol
Mobbing’e uğrayanlara şu yolu izlemeli: Kendinizle barışık olun. Öğrenilmiş çaresizlik içerisinde olmamalısınız. Olayların sonuçlarını asla kontrol edemeyeceğinizi düşünüp karamsarlığa düşebilirsiniz. Yaşananların kendi suçunuz olmadığını bilmeli ve yaşadıklarınıza bu açıdan bakmalısınız. Mobbing
sürecinde yaşanan olayları, tarih, yer ve olaya şahit olan kişileri belirterek bir yere not ediniz. Bunlar dava açtığınız zaman yarar sağlayacaktır. ”
AİHM'e 75 bin euroluk mobbing başvurusu Zafer Sahin Haberi
Son yıllarda hayatımıza giren bir kavram mobbing. İşyerindeki psikolojik baskı ya da 'bezdiri' adıyla da
tanımlanıyor. Mobbingle Mücadele Derneği verilerine göre Türkiye'deki çalışanların yüzde 40'ı mobbing mağduru. Çalışanların korkulu rüyası haline gelen mobbing'e en çok kamu kurumları ve üniversitelerde
rastlanıyor. Derneğe günde ortalama 30 başvuru yapılıyor. Batı ülkelerinde bir insanlık suçu olarak kabul edilen ve ağır cezai yaptırımlar uygulanan mobbing konusunda Türkiye'de yasal bir düzenleme yok. Hal böyle olunca mobbing mağdurları da çareyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gitmekte
buluyor. Mobbingle Mücadele Derneği Başkanı Hüseyin Gün, önlem alınmadığı takdirde AİHM'e Türkiye'den yapılan mobbing başvurularında patlama olacağı uyarısında bulunuyor. Gün'ün verdiği bilgiye
göre, özürlü çocuğunu sık sık doktora götürdüğü için işinden olan bir kadın memur, AİHM'de 75 bin euro tazminat talebiyle ilk davayı açmış. "Arkası gelecek. Yasal düzenleme yapılmazsa Türkiye'nin başı çok ağrıyacak" diyen Gün'ün sözleri umarım birilerini harekete geçirir. Mobbing yeni anayasaya mutlaka
girmeli. AİHM, bugüne kadar işkence ve insan hakları ihlalleri iddialarıyla canımızı çok yaktı. Ne zaman tazminatları ödemeye başladık, işkence vakaları bıçak gibi kesildi. Türkiye mobbing'de de aynısı olmasın
istiyorsa, yasal düzenlemeyi bir an önce yapma
MOBBİNG İLE MÜCADELE DERNEĞİ
Kısa bir süre önce Mobbing İle Mücadele Derneği kuruldu. MOB-DER Yönetim Kurulu adına Dernek
Başkanı Hüseyin Gün görev yapıyor.
MOBBİNG İLE MÜCADELE DERNEĞİ
Pazartesi, 07 Mart 2011 21:49
Mobbing(işyerinde psikolojik taciz) olgusu bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeterince bilinmeyen bir konudur. Dernek 15.2010 tarihinde bir grup duyarlı insanının bir
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
19
araya gelmesi ile kurulmuştur. Bu dernek mobbing ve bullying(okullar da öğrenciler arası psikolojik taciz) konusunda işlevsel olacaktır.Mobbing ile mücadele derneği,mobbing
olgusuna bir temel insan hakları sorunu olarak bakmaktadır.Bir insanın çalışmak ve üretmek için gittiği işyerinde nedeni ne olursa olsun, aşağılanmasını, hakarete uğramasını,
dışlanmasını, iftira edilmesini,yok yere suçlanmasını....ve sonuçta kötü damgası ile damgalanmasını kabul etmiyoruz etmeyeceğiz de.İnsanların içinden birilerinin kendini güçlü görerek zayıf bulduğu diğer insanlara düşmanca davranmasını kabul
etmiyoruz.Kurbana karşı devletin imkanlarını, müfettişlerini avukatlarını kullanarak saldırılmasını kabul edemeyiz.Bir holdingin veya devasa şirketin karşısında bir kişi nasıl durabilir.Orantısız bir güçle mağdur edilen insanların sağlık maliyetini yine bu ülke
ödemektedir.Topyekun bir bilinçlendirme seferberliğine başlamamız kaçınılmazdır.Bir mobbing vakasında zorba,mağdur ve seyirci hangisi olursa olsun acı çekmektedir.Normal
olan hiçbir insanın vicdanı,başkasının eziyet çekmesinden hoşlanmaz.Ancak ne yazıkki her inançtan,her kültürden insanlarda zorbalık yapabilmektedir.Bunu kendisine meşru bir hak gibi görmektedir.Zorbalık bir yönetim tarzı haline getirilmektedir. Biz dernek olarak yalnız
bırakılan ve sürekli saldırıya maruz kalan kurbanların yanında yer alırken, zorbalarında tedavi edilmelerini tavsiye ediyoruz. Derneğimiz kurulalı bir yıl olmasına rağmen en
popüler derneklerden biri oldu.İşyerinde psikolojik taciz konusunda eğitim,seminer,panel ve sempozyumlar düzenleyerek farkındalık kazandırmaya çalışmaktadır.Bu portal Türkiye'nin mobbing konusunda buluştuğu portal olacaktır.Bizimle çalışmak isteyenlere
duyurulur.
Mobbing ile mücadele derneği yönetim kurulu adına Hüseyin GÜN(başkan)
Son Güncelleme: Salı, 10 Mayıs 2011 10:18
TÜRKİYE’DE MOBBİNG KURBANI OLMAYAN EL KALDIRSIN
Bu ülke acılar ve şiddet ülkesidir. Bu ülkede iki uçta yaşamak bir seçimdir. Şiddet
uygularsınız ya da acı çekersiniz. Ortası yok. Çocukluktan itibaren ailede, okulda, sokakta ve işyerinde hep şiddet görürüz. Görürüz diyorum şiddeti sık sık görmek ve duymak da bir şiddettir. Ruhunuzun acıması için mutlaka mağdur olarak seçilmiş
olmanız gerekmez. Başka insanların çektiği acılara şahit olmak da ruhunuzu acıtır. Bu ülkede kimi dinlesem Mobbing mağduru, şaka yollu birkaç kişinin ben zorbayım
demesinden başka hala zorbaya rastlamadım. Herkes mağdur. Peki bu mağdurların zorbaları nerede. Zorbalar aslında yanı başımız da, bizlerle birlikte yaşarlar. Dürüstlüğü, insan sevgisini, dini ve ahlakı değerleri sınırsızca kullanırlar.
Bir ülkenin 24 milyonun çalışanının %40’ yani 9.600.000 kişi potansiyel psikolojik taciz ( Mobbing)kurbanı olarak inim inim inliyor yada inleyecekse orada mutluluk olurumu,
orada huzur olur mu, orada verimlilik olur mu?
Bir ülkede her sektörde binlerce insanın Mobbing belasından canı yanıyor, ruhu acıyor ve hepimiz seyrediyoruz. Bir ülkede işçiler, mühendisler, doktorlar, hemşireler, idari
memurlar, askerler, polisler herkes çalıştığı ortamda psikolojik tacize(Mobbing) maruz kalabilir. Hiçbir kimsenin, psikolojik tacize maruz kalmasını normal ve olağan
karşılamıyorum. Ancak bir ülkenin adalet kapısı olan hâkimi, savcısı, avukatı Mobbinge maruz kalıyorsa ne olacak? Burası nasıl bir ülke, biz neden birbirimize eziyet ediyoruz? Bize neler oluyor? Kendisi Mobbing kurbanı olan bir insan başkasına nasıl yardım
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
20
edebilir? Mobbing kurbanları bir bezginlik hali yaşarken kendilerine bile yardım edemezler. Başkalarına nasıl yardım edebilirler ki…
Bir insanı işten atmak, işten soğutmak için ve işyerinden kaçırtmak için yapılan eziyet alçaklığın en kötüsüdür. Bir insan, bir başka insana yaptığı iyilik ölçütünde insan, yaptığı
kötülük ölçütünde ise alçaktır. Zorbalığı tarif edecek kelime bulamıyorum. Zorba, yaptığı fena işlerle kendi iç dünyasını, kişiliğini, karakterini, ruh halini ortaya koyar. Ben zorbayı tanıyamadım. Hala tanıyamıyorum. Ama ben mağduru tanıyorum. Bir insan dürüst,
kişilikli, onurlu, cesur, çalışkan zeki, yenilikçi ve donanımlı ise ya gerçekten mağdur olmuştur ya da potansiyel mağdurdur. Ama iki kişilikli, ikiyüzlü, yalancı, korkak, şahsiyetsiz, cahil, donanımsız, kıskanç ve onursuz ise buda zorbadır. Bir insan korkak ve
kişiliksiz ise buda seyircidir. Bu ülkeye en büyük ihanet zorbalardan gelir. Çünkü bunlar insan avcılarıdır. Hedef gözetmezler. Bu nedenle de herkese saldırabilirler. Mobbing
zorbası bazen bir insan, bazen bir grup insan bazen sistemdir.
Mobbing kurbanı olmayan el kaldırsın.
Hüseyin GÜN
mobbingder başkanı
Mobbing için ilk yasal düzenleme yapılacak
T24 - Borçlar Kanunu Yasa Tasarısı ile ilk kez işyerinde psikolojik şiddet, yani “mobbing”
konusunda, yasal düzenlemeye gidiliyor.
TBMM Araştırma Merkezi Sosyal Politika Bölüm Sorumlusu Cengiz Çukur, Borçlar Kanunu Yasa
Tasarısı’nda “İşçinin Kişiliğinin Korunması” başlığı altında düzenlenen 417’nci madde ile işyerinde
psikolojik taciz olgusunun ilk kez yasal düzenleyeme kavuşacağını bildirdi. Korku kültürünün yoğun
olarak yaşandığı, antidemokratik tutum ve davranışların olduğu ortamların "Mobbing"e ortam hazırladığına
işaret eden mobbing uzmanı Çukur, mobbingi ispatı zor bir süreç olarak değerlendirip mağdurların
haklarını arayabilmelerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
İnternette yayın yapan Bilişim Dergisi’nin Ocak sayısının Arzu Kılıç imzalı söyleşiye göre Çukur, Türkiye
ve dünyada yapılan pek çok çalışmanın işyerinde psikolojik tacize uğrayanlar arasında oransal olarak
kadınların, erkeklerden daha fazla yer aldığına dikkat çekti.
Mobbingi tetikleyen pek çok unsur arasında kişisel özellikler ve cinsiyetin ağırlık taşıdığına işaret eden
Çukur, mobbing uygulayanların yani faillerin genellikle ilgi açlığı çeken, övgüye aşırı ihtiyaç duyan,
yanlışları üzerine düşünmeyen, kendileri dışında herkesi suçlayan insanlar olduğunun altını çizdi.
Son yıllarda değişen sosyal sistem, artan sosyal bozulma, endişe, belirsizlik, bilinçsizliğin mobbinge zemin
hazırladığını anlatan Çukur, mobbingin ispatının güçlüğüne işaret ederek psikolojik taciz mağdurunun dava
açmadan önce mobbing sürecinde yaşanan olayları, tarih, yer ve olaya şahit olan kişiler belirtilerek bir yere
not edilmesini önerdi. Çukur, Borçlar Kanunu Yasa Tasarısı’nda işverenin, işçilerin psikolojik ve cinsel
tacize uğramamaları için gerekli önlemleri almakla yükümlü tutulduğuna değinerek tasarının
yasalaşmasıyla, işyerinde psikolojik taciz olgusunun ilk kez yasal düzenlemeye kavuşacağını ve
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
21
mağdurların haklarını aramalarının çok daha kolay hale geleceğini vurguladı.
Mobbingten kurtulmak için ne yapmak lazım?
Başka bir ülkede olsak bir dolu şey sayabilirim. Örneğin, şu telefon numarasını, şu mobbing merkezini arayın, diyebilirim. Çünkü, yurt dışında 24 saat hizmet veren mobbing merkezleri var.
Bizim ise şu anda yapacağımız şey, farkındalığın artması için, çalışmak. Aynı şekilde şirketler de gerek çalışanlarını, gerek varlıklarını ve imajlarını korumak adına, görevi ne olursa olsun istisnasız her çalışanı
bu konuda bilgilendirmeli.
Fiziksel ve ruhsal semptomlar ağırlaşıp kronik bir hal almadan ve tedavisi güç bir sendroma dönüşmeden önce kişinin, öncelikle işyerinde psikolojik taciz kurbanı olup olmadığını anlaması gerekir. Bu da ancak farkındalığın artırılmasıyla sağlanabilir. Farkındalığa giden yolun açılması ise, yeterli bir bilgilendirme ile
mümkündür. Mobbing olgusunun farkına varıldıktan sonra mobbing tanısında ve evre evre uygulanması gereken yöntemler konusunda uzman ve yetkili bir danışmanın yardımıyla durum değerlemesi yapılmalı ve
ardından zaman yitirilmeden uygulamaya geçilmelidir. Zira ancak konunun uzmanı olan bir kişiden alınacak yardımla çözüme ulaşmak ve mobbingden kurtulmak mümkündür. Yabancı ülkelerde mobbing uzmanlarının, çalışma psikoloğu olmaları; veya konuyla ilgisi bulunan çeşitli bilim alanlarında yetişmiş
kişilerin, çalışma psikolojisi eğitimini de bir şekilde almış olmaları şartı aranmaktadır. Çünkü sadece psikolog olmak yeterli değildir. Ayırıcı tanıyı yapacak uzman, çalışma yaşamını ve örgüt yapısını da çok
iyi bilmelidir.
Mobbing, asla göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. "Elbet bir gün düzelir" veya "bu da geçer" diye
bir düşünce yanılgısına kapılmamak ve gerçeği olduğu gibi kabullenerek olumsuzluğun hissedildiği ilk
andan itibaren mücadele vermek gerekir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
22
CEYLAN TIP MERKEZİ
HALKLA İLİŞKİLER UZMANI ALPER AKIN, mobbing hakkında bilgisinin olmadığını söyledi bizim
verdiğimiz bilgi sonucunda işyerinde şiddet olayının olmadığını söyledi..’’BİZİM AMACIMIZ AİLEVİ
BİR ORTAM OLUŞTURMAK BU YÜZDEN BU TÜR DURUMLAR BU KURUMDA
RASTLANMAZ.’’ Dedi.
Aynı hastanede görev yapmakta olan HEMŞİRE BAHAR ÇELİK işyerinde şiddete maruz kaldığını
söylemiştir. İlaçları karıştırdığı için doktor tarafında şiddet gördüğünü söyledi. ‘’HEMŞİRELER HER
ZAMAN HASTA VE HASTA YAKINLARI TARAFINDAN MOBBİNG GÖRÜYOR.’’ dedi
MUŞ DEVLET HASTANESİ
BAŞHEMŞİRE YARDIMCISI SONGÜL ORHAN mobbingi psikolojik şiddet olarak tanımladı ve
hastanede eğitim hemşiresi tarafından eğitim verildiğini söyledi. Songül Orhan’a göre eskiden şiddete
maruz kalma daha fazlaymış son iki yılda bu durumda azalma meydana geldiğini bu konuda toplum ve
çalışanların duyarlı hale geldiğini söylemiştir. Daha önce doktor hemşire çatışması sonucunda hemşirelerin
servislerinin değiştiğine şahit olmuştur.
EĞİTİM HEMŞİRESİ SEVİM ÖZDEN ise mobbingi ast ve üstler arasında olan şiddet olarak
tanımlamıştır. Hastanede zorunlu eğitim olarak mobbing konferansları veriliyor. Yirmi kişilik gruplar
oluşturularak ayda bir eğitim verilmekte. Bu eğitim psikolog tarafından yapılmış ve sorumlu kişi servis
sorumluları olmuştur. Bütün bölümlerde bu eğitimler verilmiştir.
((eğitimde sunulan konular psikologda olduğu için bu bilgiler hastane tarafından verilememiştir))
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
23
AİLE HEKİMLİĞİ
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
24
Aile hekimliği nedir?
Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık
hizmetlerini, yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın, her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir
mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile
hekimliği uzmanı veya Bakanlığın öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabiplerine denir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 1978 yılında o zamanki adıyla Alma Ata’da düzenlenen konferans
sonrasında sağlık hizmet sistemlerinde kalite, maliyet etkinlik ve hakkaniyete ulaşılmasında birinci basamak
hekimliğinin merkezi role sahip olması gerektiği belirtilmiştir. Bu önemli rolün kendine özgü tutum ve davranış
modelleri içermesi sebebi ile uzmanlaşmış hekimlerce yapılması gerektiğine karar verilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Dünya Aile Hekimleri Örgütü’nün (WONCA) imzasının olduğu Alma Ata
Konferansı Sonuç Bildirgesinde, Aile Hekimliği bir uzmanlık dalı olarak tanınmış, her ülkede mezuniyet sonrası
Aile Hekimliği uzmanlık eğitimi verilmesi kararlaştırılmıştır. Türkiye’de bu uzmanlık alanı 1983 yılında Tababet
Uzmanlık Tüzüğü’nde Aile Hekimliği olarak belirlenmiş ve 1985 yılından bu yana toplum sağlığındaki bu temel
alanın uzmanlarının eğitimlerine başlanmıştır. 25 yıllık bu süreç sonunda, aynı zamanda derneğimize üye, 2000’e
yakın Aile Hekimi uzman ve uzmanlık öğrencisi görev yapmaktadır.
Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği`nde yapılan değişiklikle,``entegre sağlık hizmeti``, ``Sağlık
Bakanlığınca belirlenecek yerlerde, bünyesinde koruyucu sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, muayene,
tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri, doğum, ana çocuk sağlığı hizmetleri, ayakta ve yatarak tıbbi ve cerrahi
müdahale ile çevre sağlığı, adli tabiplik ve ağız diş sağlığı hizmetleri gibi hizmetlerin de verildiği, birinci
basamak sağlık hizmetlerini yoğunlukla yürütmek üzere tasarlanmış sağlık hizmeti`` olarak tanımlandı.
Düzenleme, gezici sağlık hizmetleriyle ilgili değişiklik de öngörüyor. Buna göre, aile hekimleri, coğrafi
durum, iklim ve ulaşım şartları ile kendisine bağlı yerleşim birimlerinin sayısını dikkate alarak ve her 100 kişi
için ayda iki saatten az olmamak üzere gezici sağlık hizmetleriyle ilgili planlama yapacak.
Yönetmelikteki, ``750 kayıtlı kişiye kadar haftada en az bir kez, 750 ve üzeri kayıtlı kişiye ise haftada en az iki
kez gezici sağlık hizmeti verilmesi``ne ilişkin düzenleme, ``Her bir yerleşim birimine haftada en az bir kez gezici
sağlık hizmeti verilir`` şeklinde değiştirildi.
Düzenleme ayrıca, hastane bulunmayan ilçe merkezleri ve entegre sağlık hizmetinin sunulduğu merkezlerde,
acil sağlık hizmetleri ile yerinde otopsi hizmeti dışındaki adli tabiplik hizmetlerinin; mesai saatleri içinde aile
hekimleri, mesai saatleri dışında ve resmi tatil günlerinde ise ilçe merkezindeki toplum sağlığı merkezi
hekimleri, entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerde çalışan hekimler ve aile hekimlerinin toplamı d ikkate
alınarak icap veya aktif nöbet uygulamaları şeklinde yürütülmesini de öngörüyor.
Yeni düzenlemeyle aile hekimliği birimlerinde görevlendirilecek sözleşmeli aile sağlığı elemanlarına, acil tıp
teknisyenleri de eklendi. Sağlık Bakanlığı bünyesinde sözleşmeli olarak çalışan ve aile hekimlerince talep edilen
ebe, hemşire ve sağlık memurlarının (toplum sağlığı) istihdam edilme gerekçelerine uygun olarak ancak kendi
ilçe sınırları içinde aile sağlığı elemanı sözleşmesi imzalayabilmelerini öngören hüküm de yürürlükten kaldırıldı.
Türkiye’de Aile Hekimliğinin Gelişimi
1960 yılından sonra Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Müsteşarlığı’na atanan Prof. Dr.
Nusret Fişek 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası’nı hazırlamıştır.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
25
Türkiye Aile Hekimliği Uzmanları Derneği (TAHUD) 1990 yılında Ankara’da Aile Hekimleri Uzmanları
Derneği (AHUD) ismi ile kurulmuş ve 1998’de TAHUD ismini almıştır.
TAHUD’un bir yayın organı olan Türkiye Aile Hekimliği Dergisi 1997’den bu yana hakemli bir dergi
olarak yayın hayatına devam etmektedir. 1993’ten bu yana iki yılda bir Ulusal Aile Hekimliği Kongresi
ile 2001’den bu yana kongrelerin yapılmadığı yıllarda Ulusal Aile Hekimliği Günleri düzenlenmektedir.
Ülkemizde halihazırda 43 tıp fakültesinde Aile Hekimliği Anabilim Dalında lisans ve lisansüstü eğitimler
sürmektedir.
Sosyalleştirme Yasası
basamaklı,
hakkaniyetli
yaygın
koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinin bir arada
tam gün ve hizmetin tek elden yürütülmesi ilkelerine dayanmaktadır.
Aile Hekimliği Uzmanlığı 5 Temmuz 1983 tarihinde Tababet Uzmanlık Tüzüğü’nde yer almıştır.
Ülkemizde ilk Aile Hekimliği Anabilim Dalı 1984 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde
kurulmuştur.
Sosyalizasyon yasası Türkiye’de ilk olarak 1960’ta Muş’ta uygulamaya geçilmiştir.
Ülkemizde AH uzmanlık eğitimi 3 yıl olup;
9 ay İç Hastalıkları
9 ay Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
8 ay Kadın Hastalıkları ve Doğum
6 ay Cerrahi Ağırlıklı Acil
4 ay Psikiyatri rotasyonlarından oluşmaktadır
AİLE HEKİMLİĞİ TARİHİ
1990 tarihinde Ankara’da Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (AHUD) kurulmuş, 1998 yılında
Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) şeklinde isim değişikliği
yapılmıştır
16 Temmuz 1993 tarihinde Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) 12547 sayılı kararı ile tıp fakültelerinde Aile
Hekimliği Anabilim Dallarının kurulmasını uygun görmüştür.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
26
17 Eylül 1993’te Trakya Üniversitesi’nde Aile Hekimliği Anabilim Dalı kurularak üniversitelerde AH asistan
eğitimi başlamıştır. AH uzmanları akademik kadrolarda 1994 yılından itibaren yer almaya başlamıştır.
Sağlık Bakanlığı, 1994 yılında Ankara’da, 1996 yılından itibaren Adana, Bursa ve İzmir’de Aile
Hekimliği Uygulama Merkezleri açmış olup, Bursa ve İzmir’deki merkezler çalışmalarına devam
edegelmiş ve 2005 yılında yeni geçiş dönemi içinde Düzce ili pilot il olarak belirlenmiştir. Düzce’nin
ardından 23 il daha uygulamaya geçmiş, 2008 yılında da 35 ilin daha uygulamaya geçmesi planlanmıştır.
Bu geçiş dönemi sonunda artık tıp fakültesinden mezun olan pratisyen hekimlerin mutlaka herhangi bir
uzmanlık dalına veya Aile Hekimliği uzmanlık eğitimine başlaması gerekecektir. Ulusal Aile Hekimliği
Kongreleri 1993 yılından bu yana 2 yılda bir düzenli olarak yapılmakta olup, kongre düzenlenmediği
yıllarda “Aile Hekimliği Günleri” organize edilmektedir.
Aile Hekimliği uygulamasının amacı nedir ?
1-Erken tanı ve tedaviyi sağlamak,
2-Sağlık ile ilgili tüm konularda ilk değerlendirmeyi yapmak,
3-Sorumluluğu altındaki kişilerle sürekli ilişki halinde olarak onları izlemek,
4-Birinci basamakta verilmesi gereken bireye ve topluma yönelik koruyucu sağlık hizmetlerini sunmak,
5-Kronik hastalıklarda sürekli bakım ve tedaviyi sağlamak, bu tür hastalığı olan kişileri izlemek,
6-Bireylerin yaşam kalitelerini ve sağlık düzeylerini geliştirmeye çalışarak toplumun gelişmesine katkı
sağlamak.
Aile hekimliği uygulamasında hasta - hekim ilişkisi nasıldır?
Aile hekimi, kişiyi ailesi ve içinde yaşadığı toplum ile birlikte bir bütün olarak ele alarak koruyucu sağlık
hizmetleri ile tedavi hizmetlerini bir arada sunan ve kendi sorumluluğu altındaki kişilerin hem biyolojik,
hem ruhsal, hem de sosyal yönleriyle ilgili olan, kişilerin kendi seçtikleri hekimidir.
Aile hekimliği uygulamasında hasta - hekim ilişkisi nasıldır?
İletişim insan yaşamında önemli bir olgudur ve günlük yaşantımızın hemen hemen her alanında etkilidir.
Hasta ve hekim arasındaki iletişim ise daha önemlidir çünkü: Hekimler açısından, hastaları anlamanın,
onlara uygun tedaviler düzenleyebilmenin, hastaların bu tedaviye uyum sağlayıp, tedaviye bağlı
kalmalarının, Hastalar açısından ise hekimlere güven duymanın, kendilerine sunulan tedavi
imkânlarından yararlanabilmelerinin ve iyileşmelerinin ilk ve en önemli adımı iletişimdir.
Aile hekimliği uygulamasında hasta - hekim ilişkisi nasıldır?
Aile hekimliği uygulamasında hizmetin iki ana unsuru olan hekim ve hasta arasındaki ilişki karşılıklı
empati yapabilme, sabır ve anlayış temellerine oturmalıdır.
Sağlık ocaklarında uygulanan ve Aile Hekimliğinde de devam edecek olan sağlık hizmetleri şunlardır:
1-Koruyucu Hekimlik
a-Aşı Hizmetleri
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
27
b-Gebe Takibi
c-Bebek Takibi
2-Üreme Sağlığı Danışmanlığı
3-Çocuk Psikolojik Gelişimi Danışmanlığı
4-Kişiye yönelik rehberlik
5-Aile planlaması hizmetleri
6-Poliklinik ve Hasta Muayenesi Hizmetleri
7-Sürekli Hastalık Hallerinde (Hipertansiyon,Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı),Felç ve buna benzer
hastalıklar) Reçete Tanzimi
8-Periodik Hasta Muayeneleri
9-Pansuman ve Enjeksiyon Hizmetleri
10-Sağlıkla ilgili her türlü konuda rehberlik hizmetleri
11-Gerekli Durumlarda Aile Sağlığı Merkezine Bağlı Hastaların sevk hizmetleri
Aile Sağlığı Merkezinin, Sağlık ocaklarından farklılıkları şunlardır :
1-Periodik muayeneler (Yılda 1 kez)
2-Kişilerin Hekim seçme hakları
3-Tüm sağlık hizmetleri (Acil Sağlık hizmetleri Haricinde) Aile Hekimi tarafından Sağlanması
4-Sevk Zinciri (Kişilerin Aile Hekimi dışında gidecekleri diğer hekimlerde ücret ödemesi)
5-Labratuvar hizmetlerinde Aile Hekiminin sevkiyle hizmet sunulacaktır.
BİSMİL İLÇESİNDE AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASININ GETİRDİKLERİ
Aile hekimliğinin nerelerde hizmet verdiğini anlatan Bismil sağlık grup başkanı Uz. Dr Vefik Çelebi, 'Bismil 4
nolu Sağlık Ocağının 2. katında Bismil Toplum Sağlık Merkezi kuruldu. Bismil'de toplam 30 aile hekimi birimi
ve 11 adet aile sağlığı merkezi hizmet vermektedir. Diye konuştu.
Bismil İlçesinde Aile Hekimi başına yaklaşık 3500 nüfus vererek 11 Aile Sağlığı Merkezinde 30 Aile Hekimi
birimi olmak üzere Toplum Sağlığı Merkezi oluşturulmuştur.
VATANDAŞLARIN DİKKATİNE
AİLE HEKİMLİĞİ YENİ KAYIT VE AİLE HEKİMİ DEĞİŞTİRME ŞARTLARI
Aile hekimliği Uygulama yönetmenliğinin 8. maddesi gereği Aile hekimine yeni kayıt ve Aile hekimi
değiştirme şartları aşağıda belirtilmiştir
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
28
MADDE 8 – (1) Aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde kişilerin aile hekimlerine kayıtları yapılır.
Yenidoğanlar ile henüz nüfusa kayıtlı olmayan bebek ve çocuklar annelerinin kayıtlı olduğu aile hekimine
kaydedilir. Kişilerin aile hekimlerine ilk kaydı, aile hekimliği uygulamalarına yeni geçilen illerde müdürlük
tarafından ikamet ettikleri bölge göz önünde bulundurularak yapılır. Her ilçe ve 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanununa tabi olmayan il merkezleri ayrı bir bölgedir. Kişiler, aile hekimini bölge
sınırlaması olmaksızın serbestçe seçebilirler. Zorunlu haller dışında aile hekimi üç aydan önce değiştirilemez.
Aile hekimi değişikliği kişilerin yazılı talebi üzerine hizmet almak istediği aile hekimince veya ilgili toplum
sağlığı merkezince yapılır. Aile hekimince yapılan değişiklik, talep belgesi ile birlikte beş iş günü içerisinde ilgili
toplum sağlığı merkezine ulaştırılır.
(2) Aile hekimliği uygulamasının olduğu İl’e ikamet amacıyla yeni gelen kişiler istedikleri bir aile hekimine
kayıt yaptırırlar. Kayıt yaptırmamış olanlar, müdürlük tarafından yakın konumdaki kayıtlı kişi sayısı en az olan
aile hekiminden başlanarak kayıt edilirler.
(3) Herhangi bir nedenle bölgedeki aile hekimleri tarafından kayıt edilemeyen kişi, müdürlük tarafından
öncelikle ikamet ettiği yere yakın ve en az kişi kaydı olan aile hekiminin listesine eklenir.
(4) Gezici sağlık hizmeti verilen yerlerde oturan kişiler, gezici sağlık hizmeti almak üzere başka bir aile hekimine
kayıt olamazlar. Ancak, başka bir aile hekimine kayıt olmak isterlerse, kayıt oldukları aile hekiminin aile sağlığı
biriminden hizmet alırlar. Bu durumda, kayıt olunan yeni aile hekimi, o kişi veya kişiler için gezici sağlık
hizmeti vermekle yükümlü tutulmaz.
(5) Sürekli ikamet ettiği bölgeden uzakta kalacak kişi veya geçici süre ile Türkiye’de ikamet edecek olan kişi,
kendisine yakın konumdaki bir aile hekiminden misafir olarak sağlık hizmeti alır. Ancak 5216 sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanununa tabi olan ilçeler misafir uygulaması bakımından tek bölge kabul edilir. Aile hekimi misafir
kişiler için herhangi bir ücret talep edemez.
KİŞİLERİN AİLE HEKİMLERİNİ DEĞİŞTİRMELERİNDEKİ USULE DAİR TALİMAT
1- Aile hekimi değiştirmek isteyen kişinin ek-1 de sunulan imzalı dilekçe örneğini dolduracaktır.
2- 18 yaşından küçüklerin yerine velisi tarafından imzalanacaktır.
3- Kişiler Aile hekimliğine en az 3 ay bağlı kalmak zorundadır. Kişi 3 ay süre doldurduktan sonra
istediği zaman Aile hekimini değiştirilebilir.
4- Gezici sağlık hizmeti verilen yerlerde oturan kişiler, gezici sağlık hizmeti almak üzere başka bir aile
hekimine kayıt olamazlar. Ancak başka bir aile hekimine kayıt olmak isterlerse kayıt oldukları Aile
hekiminin aile sağlığı biriminden hizmet alırlar. Bu durumda, kayıt olunan yeni aile hekimi, o kişi veya
kişiler için gezici sağlık hizmeti vermekle yükümlü tutulamaz.
5- Hekim değişikliğinin yapılabilmesi için yeni bağlanılan Aile hekiminin onayı ile tercih formunun
ilgili kısmının doldurması gereklidir. Dilekçede hekim değiştirme sebebi belirtilecektir.
6- Hekim değiştirmesi talepleri kişiler veya aile bazında değerlendirilecek olup, toplu müracaatlar göz
önünde alınmayacaktır.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
29
7- Müracaat sırasında T.C Kimlik numarası, kimlik bilgileri ile imza ve adres değişikliği halinde
müracaat kabul edilmeyecek olup yanlış beyan vb. nedenlerden dolayı oluşacak hukuki sorumluluk
müracaat dilekçesini verene aittir.
Aile Hekimliğinin Kilometre Taşlarından Biri: Millis Ve Willard Raporları
Aile Hekimliği adının akademik anlamda ilk kullanıldığı ülke olan Amerika' da 1960' lı yıllarda
hazırlanan ve disiplin oluşumuna temel oluşturan iki önemli rapor olan Millis ve Willard raporları kısaca
gözden geçirilerek okuyucuların, mesleğimizin tarihi hakkındaki bilgilerini tazelemeleri
amaçlanmaktadır.
Birbirinden bağımsız olarak çalışan iki komisyon tarafından yakın tarihlerde yazılan bu iki raporda
Amerikan toplumunun ve tıbbının o günkü yapısı incelenmekte, yeni bir disipline duyulan ihtiyacın
nedenleri, adının ne olması gerektiği ve nasıl bir eğitimle kazanılması konusunda öneriler getirilmektedir.
Daha sonraları adını ?American Family Physician? olarak değiştirecek olan ?General Practitioner?
dergisinin 1966/6 ve 1967/1-2 sayıla-rında yayınlanan ?Tıp Eğitimi halk komisyonu Ra-poru?, 12 Eylül
1966'da Western Reserve Üniver-sitesi Rektörü ve komisyon Başkanı Prof. John Millis tarafından
kamuoyuna açıklandı. Raporda komisyonun amaçları;
1-Topluma o anki bilginin verebileceği en kaliteli bakımın verilmesi için gerekli tıp alanlarının belirlenmesi,
2-Tıp fakültesi sonrası eğitim programlarının ideal tasarımının yapılabilmesi,
3-İdeale olabildiğince çabuk geçilebilmesi için var olan programların modifikasyon/iyileştirilmesi için
öneriler geliştirilmesi olarak belirlenmiştir.
Komisyon, tıp eğitimine ilişkin değerlendir-mesinde bilgi artışı ve aşırı branşlaşmaya, sağlığa ilişkin talep ve
beklentilerin yükselmesine, demo-grafik yapının değişimine ve tıp uygulamasında ku-rumsallaşmanın
artışına özellikle dikkat çekmektedir.
Millis komisyonunun belirlediği eğitim hedefleri şunlardır:
1-Tıp fakülteleri ve eğitim hastaneleri, kapsamlı ve sürekli bakımı, koruyucu önlemleri ve erken tanıyı,
rehabilitasyonu ve destek tedavilerini, ani ve geçici hastalıkların tedavilerini kapsayan bir tıp hizmeti
vermeye istekli hekimler yetiştirmelidir.
2-Hiç bir hekim tek başına tam sağlık bakım verme bilgi ve becerisine sahip değildir. Branşlar
sorumluluğu böler ama hasta bir bütündür.
Kurulun aile hekimliği uzmanlık eğitimi için belirlediği hedefler:
1-Bir aile hekimliği modeli içinde öğrenciyi aile hekimliği felsefesi ile donatan deneyimler sağlamak,
2-Hastaların tanı, tedavi ve yönetimi ile aile hekimliğine uygun teknik işlemler için beceriler kazandırmak,
3-Aile hekimliğinin kapsadığı çeşitli tıp alanlarında uygun derinlikte bilgi kazandırmak,
4-Olgun klinik karar becerisi kazanma ve yapılabileceklerinin sınırlarını öğrenmek için fırsatlar sağlamak,
5-Sağlık hizmeti sunumuna ilişkin sorunlarda araştırma ve metodolojiyi anlamasını sağlamak,
6-Yaşam boyu öğrenme alışkanlığı kazanma ve mükemmel tıbbi uygulamalar için sürekli tıp eğitiminin
öneminin anlaşılmasına yardımcı olmaktır.
DİP NOT:Yeni uygulamayla kronik ve acil hastalar dışındakiler üst basamak sağlık hizmetleine aile hekaiminin
sevki olmadan gidemeyecek.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
30
Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmek ve verilen sağlık
hizmetinin kalitesini artırmak için aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının çalışma usul ve esaslarını, çalışılan
yer, kurum ve statülerine göre öncelik sıralamasını, aile hekimliği uygulamasına geçişe ve nakillere ilişkin
puanlama sistemini ve sayılarını, aile sağlığı merkezi olarak kullanılacak yerlerde aranacak fiziki ve teknik
şartları, meslek ilkelerini, iş tanımlarını, performans ve hizmet kalite standartlarını, hasta sevk evrakı, reçete,
rapor ve diğer kullanılacak belgelerin şeklini ve içeriğini, diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliğini, kayıtların
tutulmasını, çalışma ve denetime ilişkin sair usul ve esasları belirlemektir.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 24/11/2004 tarihli ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında
Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrası ile 13/12/1983 tarihli ve 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 43 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Aile hekimi: Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici
sağlık hizmetlerini, yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın, her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir
mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile
hekimliği uzmanı veya Bakanlığın öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabipleri,
b) Aile hekimliği birimi: Bir aile hekimi ve en az bir aile sağlığı elemanından oluşan yapıyı,
c) Aile sağlığı elemanı: Aile hekimi ile birlikte hizmet veren, sözleşmeli çalıştırılan veya Bakanlıkça
görevlendirilen hemşire, ebe, sağlık memurunu (toplum sağlığı),
ç) Aile sağlığı merkezi: Bir veya daha fazla aile hekimi ile aile sağlığı elemanlarınca aile hekimliği hizmetinin
verildiği sağlık kuruluşunu,
d) Bakanlık: Sağlık Bakanlığını,
e) Geçici aile hekimi: Aile hekiminin yıllık izin veya hastalık izninde bulunduğu sürede yerine bakan veya boş
aile hekimliği pozisyonuna yerleştirme yapılıncaya kadar bu pozisyona görevlendirilen aile hekimini,
f) Geçici aile sağlığı elemanı: Aile sağlığı elemanının yıllık izin veya hastalık izninde bulunduğu sürede yerine
bakan veya boş aile sağlığı elemanı pozisyonuna yerleştirme yapılıncaya kadar bu pozisyona görevlendirilen aile
sağlığı elemanını,
g) Gezici sağlık hizmeti: Aile hekimi ve/veya aile sağlığı elemanının, müdürlükçe tespit edilen uzak mahalle,
belde, köy, mezra gibi yerleşim birimlerine Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara göre giderek mahallinde
vereceği sağlık hizmetini,
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
31
ğ) Hizmet bölgesi, hizmet grubu ve hizmet puanı: 8/6/2004 tarihli ve 25486 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin ilgili maddelerinde açıklanan bölge, grup ve puanlarını,
h) Kanun: 24/11/2004 tarihli ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanunu,
ı) Müdürlük: İl sağlık müdürlüğünü,
i) Toplum sağlığı merkezi: Bölgesinde yaşayan toplumun sağlığını geliştirmeyi ve korumayı ön plana alarak
sağlıkla ilgili risk ve sorunları belirleyen, bu sorunları gidermek için planlama yapan ve bu planları uygulayan,
uygulatan; birinci basamak koruyucu, iyileştirici ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini müdürlüğün sevk ve
idaresinde organize eden, bu hizmetlerin verimli şekilde sunulmasını izleyen, değerlendiren ve destekleyen,
bölgesinde bulunan sağlık kuruluşları ile diğer kurum ve kuruluşlar arasındaki koordinasyonu sağlayan sağlık
kuruluşunu,
j) Yerinde sağlık hizmeti: Aile hekimi ve/veya aile sağlığı elemanının, müdürlükçe tespit edilen cezaevi, çocuk
ıslahevi, huzurevi, korunmaya muhtaç çocukların barındığı çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları gibi toplu yaşam
alanlarına Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara göre giderek yerinde vereceği sağlık hizmetini,ifade eder
İKİNCİ BÖLÜM
Çalışma Usul ve Esasları
Aile hekiminin görev, yetki ve sorumlulukları
MADDE 4 – (1) Aile hekimi, aile sağlığı merkezini yönetmek, birlikte çalıştığı ekibi denetlemek ve hizmet içi
eğitimlerini sağlamak, Bakanlıkça yürütülen özel sağlık programlarının gerektirdiği kişiye yönelik sağlık
hizmetlerini yürütmekle yükümlüdür.
(2) Aile hekimi, kendisine kayıtlı kişileri bir bütün olarak ele alıp, kişiye yönelik koruyucu, tedavi ve rehabilite
edici sağlık hizmetlerini bir ekip anlayışı içinde sunar.
(3) Aile hekimi, Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde;
a) Çalıştığı bölgenin sağlık hizmetinin planlamasında bölgesindeki toplum sağlığı merkezi ile işbirliği yapar,
b) Hekimlik uygulaması sırasında karşılaştığı toplum ve çevre sağlığını ilgilendiren durumları bölgesinde
bulunduğu toplum sağlığı merkezine bildirir,
c) Kendisine kayıtlı kişilerin ilk değerlendirmesini yapmak için altı ay içinde ev ziyaretinde bulunur veya kişiler
ile iletişime geçer,
ç) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı, tedavi, rehabilitasyon ve danışmanlık
hizmetlerini verir,
d) Sağlıkla ilgili olarak kayıtlı kişilere rehberlik yapar, sağlığı geliştirici ve koruyucu hizmetler ile ana çocuk
sağlığı ve aile planlaması hizmetlerini verir,
e) Periyodik sağlık muayenesi yapar,
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
32
f) Kayıtlı kişilerin yaş, cinsiyet ve hastalık gruplarına yönelik izlem ve taramaları (kanser, kronik hastalıklar,
gebe, loğusa, yenidoğan, bebek, çocuk sağlığı, adölesan, erişkin, yaşlı sağlığı ve benzeri) yapar,
Aile sağlığı elemanının görev, yetki ve sorumlulukları
MADDE 5 – (1) Aile sağlığı elemanı, aile hekimi ile birlikte ekip anlayışı içinde kişiye yönelik koruyucu, tedavi
ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini sunmak ve görevinin gerektirdiği hizmetler ile ilgili sağlık kayıt ve
istatistiklerini tutmakla yükümlüdür. 4 üncü maddede sayılan görevlerin yerine getirilmesinde aile hekimi ile
birlikte çalışır.
(2) Aile sağlığı elemanı Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde;
a) Kişilerin yaşamsal bulgularını ölçer ve kaydeder,
b) Aile hekiminin gözetiminde, talimatı verilen ilaçları uygular,
c) Yara bakım hizmetlerini yürütür,
ç) Tıbbi alet, malzeme ve cihazların hizmete hazır bulundurulmasını sağlar,
d) Poliklinik hizmetlerine yardımcı olur, tıbbi sekreter bulunmadığı hallerde sevk edilen hastaların sevk edildiği
kurumla koordinasyonunu sağlar,
e) Gereken tetkikler için numune alır, eğitimini aldığı basit laboratuvar tetkiklerini yapar veya aldığı numunelerin
ilgili laboratuvar tarafından teslim alınmasını sağlar,
f) Gezici ve yerinde sağlık hizmetleri, sağlığı geliştirici ve koruyucu hizmetler ile ana çocuk sağlığı ve aile
planlaması hizmetlerini verir, evde bakım hizmetlerinin verilmesinde aile hekimine yardımcı olur,
g) Bakanlıkça belirlenen hizmet içi eğitimlere katılır,
ğ) Sağlık hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili olarak görev, yetki ve sorumlulukları kapsamında aile hekiminin
verdiği diğer görevleri yerine getirir,
h) Bakanlıkça ve ilgili mevzuat ile verilen diğer görevleri yapar.
Gezici ve yerinde sağlık hizmetlerinin yürütülmesi
MADDE 6 – (1) Aile hekimliği pozisyonlarının planlanmasında; sağlık hizmetine ulaşımın zor olduğu belde,
köy, mezra, uzak mahalleler ve benzeri yerleşim yerleri için gezici sağlık hizmeti; cezaevi, çocuk ıslahevi,
huzurevi, korunmaya muhtaç çocukların barındığı çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları gibi özellik arz eden
toplu yaşam alanlarından oluşan yerler için ise yerinde sağlık hizmeti bölgeleri müdürlükçe belirlenerek
Bakanlıkça onaylanır. Aile hekimliği uygulamasına geçildikten sonra yapılmak istenen değişiklik ler ilgili aile
hekimlerinin de görüşleri alınarak her yıl Aralık ayının başında müdürlükçe belirlenerek Bakanlığın onayına
sunulur.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
33
(2) Cezaevi, çocuk ıslahevi, huzurevi, korunmaya muhtaç çocukların barındığı çocuk yuvaları ve yetiştirme
yurtları gibi kişilerin kayıtlı oldukları aile hekimlerine doğrudan başvuru imkânlarının olmadığı ya da aile
hekimlerini serbestçe seçme imkânının bulunmadığı toplu olarak yaşanılan ancak tabibi olmayan kurumların
talepleri üzerine bir ya da birden çok aile hekimi yerinde sağlık hizmeti vermekle yükümlü kılınabilir. Bu
kurumlarda yerinde sağlık hizmeti veren aile hekimleri, kurumlarda ikamet eden kişileri kayıt ederler. Yerinde
sağlık hizmet bölgesi olarak ilan edilen kurumlar, aile hekimlerinin sunacağı sağlık hizmeti için asgari şartları
sağlamakla yükümlüdür. Bu yerlerde her 100 kişi için ayda üç saatten az olmamak üzere; 750 kayıtlı kişiye kadar
haftada en az bir kez, 750 ve üzeri kayıtlı kişiye ise haftada en az iki kez yerinde sağlık hizmeti verilir. Cezaevi
ve çocuk ıslahevi için bu süre iki kat olarak uygulanır.
(3) Aile hekimlerinin gezici sağlık hizmeti sunacakları bölgelerdeki yerleşim birimlerine bir plan dâhilinde
periyodik aralıklarla ulaşmaları ve hizmet vermeleri esastır. Gezici sağlık hizmetine ilişkin planlama; coğrafi
durum, iklim ve ulaşım şartları ile kendisine bağlı yerleşim birimlerinin sayısı dikkate alınarak ve her 100 kişi
için ayda üç saatten az olmamak üzere aile hekimi tarafından yapılır. 750 kayıtlı kişiye kadar haftada en az bir
kez, 750 ve üzeri kayıtlı kişiye ise haftada en az iki kez gezici sağlık hizmeti verilir. Gezici sağlık hizmeti
bölgesinde Bakanlığa ait sağlık tesisi var ise bu tesisler hizmet için kullanılabilir.
(4) Aile hekimi gezici ve/veya yerinde sağlık hizmeti planını sözleşme döneminin ilk ayında aylık olarak yapar,
toplum sağlığı merkezine bildirir ve bunu sözleşme döneminin sonuna kadar uygular. Her ayın sonunda
gezici/yerinde hizmet faaliyet raporunu toplum sağlığı merkezine bildirir. Zorunlu hallerde aile hekimi her türlü
gezici hizmet planı değişikliğini hizmeti aksatmayacak şekilde bölgesindeki toplum sağlığı merkezine önceden
bildirir. Aile hekimi; köy ve mahalle muhtarları ile kurum yetkilileri vasıtasıyla en geç bir önceki ayın son iş
günü saat 12.00 ye kadar programının duyurulmasını sağlar. Aile sağlığı elemanının görev yetki ve
sorumlulukları çerçevesinde, gezici/yerinde sağlık hizmetlerinin ilgili kısmı ulaşım ve tıbbi donanım
imkânlarının aile hekimince sağlanması kaydıyla aile sağlığı elemanı tarafından da yapılabilir. Aile sağlığı
elemanınca yapılan gezici/yerinde sağlık hizmeti süresi aile hekiminin gezici/yerinde sağlık hizmeti süresinden
sayılmaz.
Bağışıklama hizmetleri
MADDE 7 – (1) Bağışıklama hizmetleri aile hekimi tarafından yürütülür. Genişletilmiş bağışıklama programı
kapsamında ve/veya Bakanlıkça yürütülen kampanyalar doğrultusunda ihtiyaç duyulan aşılar, bölgesindeki
toplum sağlığı merkezi tarafından aile hekimlerine ulaştırılır. Aile hekimleri aile sağlığı merkezinde soğuk zincir
şartlarının sürdürülmesi için gerekli tedbirleri alır. Birden çok aile hekiminin görev yaptığı aile sağlığı
merkezlerinde, aile hekimlerinin müştereken muhafaza ettikleri aşılar için üçer aylık aralıklarla bir aile hekimi ve
bir aile sağlığı elemanı soğuk zincir sorumlusu olarak belirlenir. Aile sağlığı merkezinde yalnızca bir aile
hekimliği biriminin bulunması halinde sorumluluk bu birimdeki aile hekimi ile aile sağlığı elemanına aittir.
d Eğitim
MADDE 17 – (1) Aile hekimlerine iki aşama halinde eğitim verilir ve bu eğitimlerin içeriği Bakanlıkça
belirlenir. Birinci aşama eğitim programının süresi en çok on gündür. İkinci aşama eğitimi ise uzaktan eğitim
tarzında yapılacak şekilde planlanarak birinci aşama eğitiminin bitiminden sonra başlar ve süresi en az on iki
aydır. Bu eğitimlerde Bakanlığın belirlediği kriterlere göre başarılı olmak esastır.
(2) Aile hekimliği uzmanlarının birinci ve ikinci aşama eğitimlere katılması zorunlu değildir. Sözleşme
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
34
imzalamış aile hekimliği uzmanları, uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanları; içeriği, süresi ve standartları
Bakanlıkça belirlenen diğer hizmet içi eğitimlere alınabilirler.
(3) Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları bu madde kapsamında alınması öngörülen her eğitim süresinin en az
% 80 ine devam etmek zorundadırlar.
İKİNCİ KISIM
Fiziki ve Teknik Şartlar, Kullanılacak Belgeler, Kayıtların Tutulması ve Denetim
BİRİNCİ BÖLÜM
Fiziki ve Teknik Şartlar
Aile sağlığı merkezi
MADDE 18 – (1) Aile sağlığı merkezi, Bakanlıkça öngörülen nüfus kriterleri esas alınmak suretiyle sözleşme
yapmış bir ya da daha fazla aile hekimi tarafından açılabilir.
(2) Aynı aile sağlığı merkezindeki her aile hekimi ve aile sağlığı elemanı pozisyonu için ayrı ayrı sözleşme
yapılır.
(3) Bakanlıkça uygun görülen aile sağlığı merkezleri eğitim amaçlı olarak kullanılabilir.
(4) Aile hekimleri, sağlık hizmetlerine yardımcı olmak amacıyla ebe, hemşire, sağlık memuru, tıbbi sekreter gibi
ilave sağlık hizmetleri personeli ile güvenlik, temizlik, kalorifer, sekretarya vb. hizmetler için ferden veya
müştereken personel çalıştırabilir ya da hizmet satın alabilirler.
Aile sağlığı merkezinin fiziki şartları
MADDE 19 – (1) Aile sağlığı merkezlerinde aşağıda belirtilen asgari fiziki şartlar aranır:
a) Bina: Kolay ulaşılabilir, güvenli, uygun havalandırma, ısıtma ve aydınlatma imkânlarına sahip, toplam alanı
tek aile hekimi için 60 metrekare olmalıdır. Birden fazla hekimin birlikte çalışması durumunda her aile hekimi
için 20 metrekare ilave edilir. Bir aile sağlığı merkezinde 2-6 aile hekimliği birimi olmasına azami dikkat
gösterilir.
b) Bekleme ve kayıt bölümü bulunmalıdır.
c) Muayene odası, her aile hekimi için en az 10 metrekare olmalıdır.
ç) Tıbbi müdahale odası, hastaya tıbbi girişimlerin yapılabileceği büyüklükte lavabosu bulunan bir odadır. Bu
odada aşı, enjeksiyon, küçük cerrahi müdahalelerin yapılmasına uygun muayene ve müdahale masası, muayene
ve acil müdahale malzemeleri, jinekolojik muayene masası ile dezenfeksiyon ve sterilizasyon cihazlarının
bulunması gereklidir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
35
d) Laboratuvar hizmetlerinin aile hekimince merkezde verilmesi planlanıyorsa bu hizmetler için uygun bir oda
bulunmalıdır.
e) Sağlık kayıtlarının tutulacağı, dosyalama, verilerin toplanması ve istatistikî değerlendirmeler ile resmi kurum
ve sigorta kurumlarına yapılacak bildirimlerin hazırlanması gibi çalışmaların güvenli bir şekilde yapılabileceği
bir büro veya bölme bulunmalıdır.
f) Hastaların kullanabileceği bir lavabo ve tuvalet olmalıdır.
g) Tercihen binanın giriş katında kurulurlar. Özürlü ve yaşlı hastaların giriş ve çıkışlarını mümkün kılan,
kolaylaştırıcı tedbirler alınır.
Muayene odası dışında yukarıda sayılan diğer odalar aile hekimlerince müşterek kullanılabilir.
Aile sağlığı merkezinin teknik donanımı
MADDE 20 – (1) Aile sağlığı merkezinde aşağıda belirtilen asgari tıbbi cihaz ve malzemenin faal olarak
bulundurulması zorunludur:
Steteskop, Tansiyon aleti (çocuk ve erişkin olmak üzere en az iki boy), Otoskop, Oftalmoskop, Termometre, Işık
kaynağı, Küçük cerrahi seti (asgari 1 portegü, 1 makas, 1 penset, 1 bisturi sapı), Paravan, perde v.b, Muayene
masası, Refleks çekici, Mezura,Fetal el doppleri, Aşı nakil kabı, Snellen eşeli,
(l) Diapozon seti ,Tartı aleti (bebek, erişkin boy), n) Boy ölçer (bebek, erişkin boy), Pansuman seti, Dil basacağı,
enjektör, gazlı bez gibi gerekli sarf malzemeleri, Keskin atık kabı, Acil solunum yolu müdahale araçları (S –tüp,
laringoskop, pediatrik ve erişkin entübasyon tüpü), Ambu cihazı (erişkin ve çocuk için), Manometreli oksijen
tüpü (taşınabilir), Seyyar lamba, Buzdolabı, Jinekolojik muayene masası, spekülüm, muayene ve RİA seti, İlâç
ve malzeme dolabı, Sterilizatör, EKG cihazı, Tromel, Negatoskop, Tekerlekli sandalye, Pulse oksimetre,
Jeneratör, Genişletilmiş bağışıklama programı kapsamında uygulanan aşılar ve antiserumlar, 15/2/2008 tarih ve
26788 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki
Yönetmelikte bulundurulması zorunlu tutulan temel acil ilâçlar, aşılar ve antiserumlar.
(2) Birden fazla aile hekiminin bir arada çalıştığı aile sağlığı merkezlerinde, yukarıdaki tıbbi cihaz ve
malzemelerden (a)’dan (k) bendine kadar (k bendi dahil) olanlar her aile hekimi için ayrı ayrı bulundurulur.
(3) Bakanlıkça özellikleri belirlenen bilgisayar, donanım, yazılım ve bilgi teknolojileri ile ilgili asgari şartlara
uyulur.
(4) Aile hekimlerinin kullanmak zorunda oldukları teknik, tıbbi cihaz, bilgisayar donanımları ile gezici sağlık
hizmetlerinin sunumu için gerekli olan motorlu araçlar, esas olarak aile hekimleri tarafından temin edilir.
(5) Aile hekimleri, aile sağlığı merkezinde yangına karşı alınması gereken tedbirleri alır, tıbbi atıklar ve çöpler
için 22/7/2005 tarihli ve 25883 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği
hükümlerine uygun olarak gerekli tedbirleri alır.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
36
(6) Aile sağlığı merkezi gideri olarak yapılacak katkıların tespitinde kullanılmak üzere aile hekimliği birimleri,
fiziki şartlar ve donanım açısından ek-3 deki gibi gruplandırılır.
Aile sağlığı merkezinin işletilmesi
MADDE 22 – (1) Aile sağlığı merkezinde birden çok aile hekimi hizmet veriyor ise, aile hekimleri kendi
aralarında bir yönetim planı oluşturarak yönetici belirler ve yönetici ismini müdürlüğe bildirirler. Yönetici seçimi
zorunlu haller dışında yılda bir kez yapılır. Yönetim tarafından alınan kararlar karar defterine işlenir. Yönetici,
aile sağlığı merkezinin işletilmesinden birinci derecede sorumlu olduğu gibi bu merkezin müdürlük ve toplum
sağlığı merkezi ile koordinasyonunu sağlamakla da görevlidir.
Tetkik ve tahlil işlemleri
MADDE 23 – (1) Tanı ve takip için gerekli görülen basit görüntüleme ya da laboratuvar tetkikleri aile sağlığı
merkezlerinde yapılabilir. Aile hekimlerinin istediği laboratuvar tetkikleri öncelikle halk sağlığı laboratuvarı
olmak üzere müdürlüğün uygun gördüğü bir laboratuvarda yaptırılır. Bu laboratuvarların seçiminde iç ve dış
kalite kontrol programlarının uygulanıyor olması dikkate alınır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kullanılacak Belgeler
Sevk evrakı, reçete düzenlenmesi ve aile hekiminin bilgilendirilmesi
Yetkilendirilmiş aile hekimleri
Kayıtların Tutulması ve Denetim
Tutulacak kayıtlar Kayıtların devri
Denetim
AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASI
İlk pilot aile hekimliği uygulaması 2005 yılında Düzce ilimizde uygulanmıştır.
13 eylül 2010 tarihinde muş’ta uygulamaya geçildi.2011 sonuna kadar türkiye’deki tüm illerimizde
uygulamaya geçmiştir.
Türkiye’de hekim başına yaklaşık olarak 3.500 hasta düşmektedir. Bu sayı en düşük 2.900 ve en yüksek
4.000 olmakla beraber nüfusa ve nüfus yapısına göre değişiklik göstermektedir.
Her ASM en az iki uzman hekim almak zorundadır.
Her birimde bir doktor ve bir hemşire bulunmaktadır.
Yeni uygulamayla her aileye bir ebe düşmesi planlanmaktadır.
ASM okullarda diyabet programı uygulamaktadır.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
37
Sevk kotası aylık %20 oranında yükselmiştir.Hastanelerin yükü azalmıştır.
ASM nin getirdikleri:
Halk sosyal açılıma kavuştu,
ilaçlar için ücret alınmıyor,
Kayıtlar tutuluyor,
Kronik hastaların ilaçları rahat bi şekilde yazılıyor,
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
38
SAĞLIK KURUMLARINDA
SENDİKALAŞMA VE SİVİL
TOPLUM ÖRGÜTLERİ
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
39
SENDİKALAŞMA
SAĞLIK İŞKOLUNDA İŞÇİ SENDİKALARI DÖNEMİ
1946 yılında sınıf esasına dayanan örgütlenmenin serbest bırakılmasıyla, 600 işyeri sendikası
kurulmuştur.
700.000dolayında kayıtlı işçiden yaklaşık 70.000 işçinin sendikalı olduğu, o günleri yaşayanlarca belirtilmektedir.
Ancak yasaklama, kapatma ve tutuklama başlatıldı; işçiler yine sendikasızlaştırıldı.Bu dönemde sağlık işkolunda sendikalaşma olmadı.
20.02.1947 yılında 5018 sayılı Sendikalar Yasası’nın onanmasından sonra, sendikalar kurulmaya başlanmıştı.
Sağlık işkolunda sendikalar 1954 yılından başlayarak belirmiştir. İstanbul Sıtma Savaş ve Hastane İşçileri Sendikası bunların ilkidir.
Daha sonra, 1961 yılında, İzmir’de kurulan Türkiye Sağlık İşçileri ve Müstahdemleri Sendikası’nın etkinlikleri görülmektedir.26.2.1962 tarihinde yapılan ilk Genel Kurulunda Türk-İş’e üye olma kararı
verilmiştir. Artık toplu sözleşmeli bir dönem başlamıştır. Bu dönemde de sürekli bir hukuk savaşı, işçi memur ayrımına karşı mücadele ve grevsiz bir toplu sözleşme düzeninin şekillendirilmesi çabaları sürer.
Öte yandan, 27.3.1962’de İstanbul’da “Türkiye Sağlık İşçileri ve Personeli Sendikası” kuruldu.
1973 yılında çıkarılan bir kanun hükmünde kararname ile kamuda çalışanlardan kimlerin işçi, kimlerin memur olduğunun belirlenmesi yetkisi Yüksek Hakem Kurulu’na verilmiştir. YHK, yaptığı saptamalarda sağlık hizmetlerinde hizmet üreten tüm meslek gruplarını işçi kabul etmiştir.
1980-83 de 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa eklenen maddelerle, kamu kuruluşlarında işçi
çalıştırılmasına son verilmesine çalışılmıştır. Yaklaşık 500 bin işçinin memurlaştırılması sonucunu doğuracak bu tasarı, son anda Danışma Meclisine gönderilmemiş ve yasalaşamamıştır.
Öte yandan, bir grup işçi, 24.12.1973’te Birleşmiş Sağlık İşçileri Sendikası adıyla, kendi deyimleriyle “amatörce” bir mücadele başlatmışlar; 1974 yılında ise “Devrimci Sağlık İş” adını almışlardır. Daha çok
özel hastanelerde örgütlenen Sendika, 1975-1976’da üniversite hastanelerinde de direnişler örgütlemiştir. 21.11.1976 tarihinde Has-İş’e katılarak DİSK üyesi olabilmişti. 9.4.1978 tarihinde ise sendika adını yeniden Devrimci Sağlık İş olarak değiştirmiştir. 12 Eylül 1980’e gelindiğinde üye sayısı 5.000 ve şube
sayısı 11’e ulaşıyordu. 12
28-29.3.1992 tarihinde 3.Olağan Genel Kurulunu yapan Sendika, 1980 sonrası ilk örgütlenmesi
çalışmasını Yaşam Hastanesinde gerçekleştirmiştir. Aralık 1993 sonunda Florance Nightingale hastanesinde başlayan ve 3-5 ay süren direniş, sağlık işkolunda, son yılların en önemli sendikal
olaylarından sayılabilir.
Sağlık işkolunda kurulu sendikalar, TTB’nin “Türk Sağlık Hizmetleri Güç Birliği” adı altında kurdukları
birliktelik, 657 sayılı yasa ile getirilen hak kayıplarına karşı ciddi bir mücadele örneği vermiş ve yapılacak eylemler şöyle sıralanmıştır:
1.Acil vaka dışında hasta bakmamak (Boykot),
2.Bir hastanın muayenesine yeterli süreyi kabul ederek hasta muayene adedini azaltmak,
3.Haklar elde edilmediğinde görevi bırakmak.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
40
Ancak 657 ye tabi memurlara grev yasağı getirilmiş işçi-memur ayrımı yapılmıştır.(Madde 27 - Devlet memurlarının greve karar vermeleri, grev tertiplemeleri, ilan etmeleri, bu yolda propaganda yapmaları
yasaktır. Devlet memurları, herhangi bir greve veya grev teşebbüsüne katılamaz, grevi destekleyemez veya teşvik edemezler. )
Son dönemde memur sendikalarına toplu sözleşme hakkı verilmiş,2012 de yapılması beklenmektedir.bu konudaki yasa henüz yürürlüğe girmemiş ve tasarı halinde olduğundan 2011 yılında toplu sözleşme
gerçekleştirilememiştir.
Sağlık işkolunda da genele bağlı süreç yaşanmış ve 1987 ile başlayan süreç 1990’da sendikalaşma ile
sonuçlanmıştır. Eylemler sendikalaşmadan önce başlamış ve örgütlenmesi güçlendirmiştir. Ancak parçalı sendikal yapının ortaya çıkması bir zaaf olarak güçleri bölmüştür. Bu parçalı görünümü oluşturan
sendikalar ve kuruluş tarihleri şöyledir:
Sağlık-Sen (26.10.1990)
Tüm Sağlık-Sen (11.1.1991)
Genel Sağlık-İş (19.2.1991)
Sosyal Hizmet Sen (19.10.1992).
GÜNÜMÜZDE SAĞLIK KURUMLARINDA ÜYESİ BULUNAN SENDİKALAR
Ortalama 28 sağlık sendikası,3 federasyon ve 3 konfederasyon vardır.bunlardan önemli olanları:
Türk sağlık sen
Sağlık sen
Sağlık emekçileri sen
Sağlık kurumlarında çalışanların ortalama %60 - %70 i sendikalıdır.Çalışanların sendikalı olmalarının sebebi;hukuki,maddi ve manevi ayrıcalıklardan yararlanabilmeleridir.
Üye sayısı çok olan sendikalar sözcü sendika olmakta ve hükümetle olan görüşmeleri de bu sendika yapmaktadır.Her yıl üye sayısına göre sözcü sendika değişebilir.
SENDİKALARIN AMACI
Sendika;demokratik,laik ve sosyal hukuk devleti anlayışı ile yönetilen bir Türkiye’de katılımcı bir demokrasinin yerleştiği,daha özgür kişi ve sivil toplum örgütlerinin gerçek anlamda var
olabildiği,düşünce üretip teklifler sunabildiği veya bunu sivil ve kamusal alanda yaşama geçirebildiği,gelir dağılımının adilce paylaşıldığı,sosyal devlet olmanın gereği her vatandaşın devlet imkanlarından eşit olarak faydalanabildiği,daha özgür,daha zengin,daha mutlu insanların yaşadığı bir
Türkiye’ye ulaşabilmeyi hedefler.
SENDİKANIN ZORUNLU ORGANLARI
A-Sendikanın merkez zorunlu organları
Sendika merkez genel kurulu
Sendika merkez temsilciler kurulu
Sendika merkez yönetim kurulu
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
41
Sendika merkez disiplin kurulu
Sendika merkez denetleme kurulu
B-Şube zorunlu organları
Şube genel kurulu
Şube temsilciler kurulu
Şube yönetim kurulu
Şube disiplin kurulu
Şube denetleme kurulu
C-İşyeri zorunlu organları
İşyeri temsilciliği
SENDİKANIN DİĞER ORGANLARI
A-şube diğer organları
Şubeye bağlı il temsilcilik genel kurulu
Şubeye bağlı il temsilcilik yönetim kurulu
Şubeye bağlı ilçe temsilcilik genel kurulu
Şubeye bağlı ilçe temsilcilik yönetim kurulu
B-işyeri diğer organı
İşyeri temsilciler kurulu
BİR TUTANAK TUTMA
Sendika temsilcileri çeşitli nedenlerle oluşturulmuş tutanaklarla iç içe bir yaşam sürdürür.Tutanak oluşturmak her şeyi yazmak anlamına gelmez,sadece temel noktalar yazılır.
BİR TOPLANTI DÜZENLEME
Toplu görüşmeler sırasında sendikanın veya konfederasyonun düzenlediği demokratik bir eylem öncesinde, işyerinde yaşanan önemli bir sorunun değerlendirilmesi amacıyla toplantı yapılabilir.
SENDİKAYA ÜYELİĞİN KAZANILMASI
Üyelik başvurusu üye kayıt formunun sendika merkezine,şubesine veya temsilciliğine verilmesi suretiyle
yapılır
Üyelik,başvurunun sendika yetkili organınca kabulü ile kazanılır.
Üyelik başvurusu,sendika tarafından en geç 30 gün içinde reddedilmediği takdirde kabul edilmiş
sayılır.haklı bir sebep gösterilmeden üyeliği kabul edilmeyen kamu görevlisinin,bu kararın kendisine tebliğinden itibaren 30 gün içinde iş davalarına bakmakla görevli mahkemede dava açma hakkı
vardır.sendika,üyeliği kesinleşen kamu görevlisine bildirilir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
42
ÜYELİĞİN SONA ERMESİ
Sendika üyeliği,
A-üyenin, sendikanın faaliyet alanı olan hizmet kolundan ayrılması
B-üyenin ölümü
Hallerinde kendiliğinden sona erer.Üyenin geçici olarak işsiz kalması,açığa alınması veya sendikanın faaliyet alanı içinde kalmak şartıyla başka bir kurum veya kuruluşa geçmesi,sendika üyeliğini etkilemez
ÜYELİKTEN ÇIKARILMA
A-sendikanın amaçlarına aykırı davranışlarda bulunmak,
B-sendikanın tüzük ve yönetmelik hükümlerine, yönetim organlarının kararlarına aykırı davranışlarda
bulunmak,
C-sendikayı şahsi menfaatleri için kullanmak,
D-sendika yönetim organlarında görev alan üyeler hakkında asılsız ihbar, şikayet ve bunları tahkir tezyif
edici beyanlarda bulunmak,
E-sendika sırlarını açığa vurmak, sendikanın geleceğini tehlikeye düşürecek yahut gelişmesine engel
olacak eylem ve çalışmalarda bulunmak,
F-sendika üyesi iken aynı hizmet kolunda faaliyette bulunan başka bir sendikanın kurucusu veya yönetim organlarında görevli olduğunun tespit edilmesi.
SENDİKANIN GELİR VE GİDERLERİ
SENDİKANIN GELİRLERİ:
Üyelerden alınan aidatlar
Faaliyetlerden sağlanacak gelirler
Eğlence, müsamere,konser vb faaliyetlerden sağlanacak gelirler
Bağışlar ve yardımlar
AİDAT:aylık üyelik ödenti tutarı;kamu görevlisinin kadro yada pozisyonuna bağlı ve her ay mutat olarak ödenmekte olan damga vergisine tabi aylık brüt gelirleri toplamının binde beşi oranındadır.
SENDİKA GİDERLERİ
Sendika üyeleri ile çalıştırdığı kişiler dahil hiç kimseye borç veremez
Amaçları ve faaliyetleri dışında harcama ve bağışta bulunamaz
Gelirlerinin yüzde onunu üyelerinin ve mesleki eğitim, bilgi ve tecrübelerini artırmak için kullanır
Şube veya il temsilciliğine bağlı olarak gelen üye aidatlarının yüzde atmışı sarf ve avans olarak şube veya
il temsilciliğine gönderilir
Şube veya il temsilciliklerinin yeniden avans gönderilebilmesi, belgelendirilmek suretiyle önceki avansın
tamamen kapatılması halinde mümkündür.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
43
KONFEDERASYON VE ULUSLAR ARASI KURULUŞLARA ÜYELİK
Sendika, sadece bir konfederasyona üye olabilir.Üyelik ve ayrılma,genel kurul kararı ile alınır.
Amaçlarına uygun uluslararası kuruluşlara üye olabilir.İlgili kuruluşlara temsilci gönderebilir.
Sendika; üyesi olduğu veya üyelikten ayrıldığı konfederasyon veya uluslar arası kuruluşları üye olduğu
veya üyelikten ayrıldığı tarihi izleyen on beş gün içinde,çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığına bildirir.Üyelik bildirimine,üye olunan kuruluş tüzüğünün bir örneği de eklenir
FESİH İNFİSAH VE KAPATMA HALİ
Sendika ve fesih, kendiliğinden dağılması veya mahkeme kararı ile kapatılması durumunda 2821 sayılı
sendikalar kanununun 46.Maddesi uyarınca tasfiye işlemi sonucunda kalan para ve mal varlığı genel kurul kararı ile belirlenen mensubu bulunan konfederasyona devredilir.Genel kurul toplanamazsa,bağlı
bulunduğu konfederasyona aktarılır.Başka bir sendika ile birleşme durumunda ise;bütün hak,borç,yetki ve menfaatler birleşme sonucu meydana gelen yeni tüzel kişiliğe kendiliğinden geçer.
Sendikanın mahkeme kararı ile kapatılması durumunda kalacak paralar Türkiye iş kurumunca belirlenecek milli bankalardan birine yatırılır ve mallar bu kuruma mal edilir.
SAĞLIK KURUMLARINDA SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ
Sivil toplum örgütü, resmi kurumlar dışında ve bunlardan bağımsız olarak çalışan,politik, sosyal,kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar ve/veya üyelik ödemeleri ile sağlayan
kuruluşlardır. Sivil toplum örgütleri oda sendika vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için
kurulmuşlardır.
SAĞLIK KURUMLARINDAKİ BAZI SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ
Türk kalp vakfı
Türk diyabet vakfı
Kızılay
Yeşilay
Lösemili çocuklar vakfı(lösev)
Türk böbrek vakfı
Tema vakfı
Dünya sağlık örgütü
Dünya halk sağlı federasyonları derneği
BM çocuk vakfı(unicef)
Sağlık sosyal hizmet emekçileri vakfı
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
44
Türk kalp vakfı;
Türk Kalp Vakfı (TKV), merkezi İstanbul’da olan bir Sivil Toplum Kuruluşudur. Türk Kalp Vakfı, kalp ve damar hastalıkları ve genel sağlık konusunda dünya standartlarında hizmet veren bir kuruluştur. Vakıf kendi alanında ileri düzeyde deneyimli uzman doktor, hemşire ve sağlık teknisyen kadrosuna sahiptir.
Vakıf, Kalp ve Damar hastalıklarının ve genel sağlık sorunlarının tanı ve tedavisinde güvenilir bilgiler ile teknolojinin tüm olanaklarını kullanarak hastalara en iyi sağlık hizmetini sunmaktadır.
Vakıf, toplanan yardım, bağış ve kendi olanaklarıyla sağlık ve tedavi - tanı hizmetleri yapmaktadır.
Kızılay(Türkiye Kızılay Derneği);
Uluslararası Kızılay Kızılhaç Hareketi’nin temel ilkeleri olan insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık,
bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik çerçevesinde çalışan bir yardım kuruluşudur. Personelinin bir kısmı gönüllü olarak, bir kısmı ise maaşlı olarak çalışır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda "Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti" adı ile 1868 yılında faaliyete geçen kuruluş, en son 1947 yılında "Türkiye Kızılay Derneği" ismini aldı. İlk
başkanlığını Marko Paşa adındaki Rum asıllı Osmanlı hekimi yaptı.Günümüzde başkanlığını Tekin Küçükali yapmaktadır.
Yeşilay;
Yeşilay, sigara, alkollü içki ve diğer uyuşturucu alışkanlıklar ile mücadele eden ve bütün zararlı alışkanlıklardan halkımızın ve bilhassa gençlerimizin korunması için yaptığı çalışmalarla kamuya hizmet veren, bu sebeple de “Kamuya Yararlı Cemiyetler” arasında yer alan bir kurumdur. Kamuya Yararlı
Cemiyetler, çalışmaları memleket çapında faydalı olan, ülke ve toplum menfaatine hizmet eden cemiyetlerdir. Yeşilay, 19 Eylül 1934 tarihinde toplanan Bakanlar Kurulu tarafından aynı tarih ve 2-1288
sayılı alınan karar ile kamuya yararlı cemiyetler arasına alınmıştır. Aynı zamanda Yeşilay, gönüllü (amatör) bir halk kuruluşu ve genel yapısı ile bir dokümantasyon ve arşiv merkezidir.Bu işlemle elde edilen bilgileri, hazırladığı dokümanlarla (bülten, broşür, kitap, kaset, bildiri, afiş, yazılı başvuru, rapor
vb. gibi) kamuya, ilgili makam ve kuruluşlara sunar. Bununla insanımıza ve yetkili özel ve resmî kuruluşlara gerekli olan önlemlerin alınması için uyarı ve önerilerde bulunur.
Diabet cemiyeti;
Diyabet kronik, pankreasın yetersiz veya hiç insülin üretmemesiyle karakterize, şeker yüksekliğiyle seyreden bir hastalıktır.
1955 de kurulan Diabet cemiyetinin amacı ise;diabet hastaları için etkinlikler düzenleyerek onlara yardımcı olmak.bunlar:
Kurslar
Kongreler
Kamplar
Taramalar
Diabete İlişkin Özel Gün Kutlamaları
Sempozyumlar
Duyurular
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
45
Lösev;
lösemili çocuklara yardımda bulunan ve birçok ihtiyacını karşılayan bir vakıftır. 1998 yılında kurulmuş
olan 13 yıllık bir vakıftır. Türkiye'de ilk lösemili çocuklar hastanesi Ankara'da hizmete başlamıştır (Lösante). Şu an İstanbul ve İzmir'de şubeleri bulunan vakfın bünyesinde 7600 civarında lösemili çocuk
bulunmaktadır.
24 Eylül 2000 tarihinde Türkiye'nin ilk ve tek Lösemili Çocuklar Hastanesi LÖSANTE'yi hizmete açmış
olan vakıf; bugüne kadar 7000'e yakın lösemili çocuk ve ailesini yaşama bağlamış, Türkiye'nin ilk LÖSEV - Lösemili Çocuklar Okulu'nu açmış, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Pediatrik Hematoloji Servislerine destek vererek köklü çözümler yaratmayı, toplumsal ve kalıcı hizmetler vermeyi
sürdürmüştür.
Lösev’in yan kuruluşları
LÖSEV'in yeni kardeşi LÖJANS TASARIM:Diğer reklam ajanslarından farkı, reklam ve tasarımlarınızın
tüm geliriyle lösemili çocukların tedavi ve ihtiyaçlarının karşılanacak olmasıdır.
LÖSEV'in bünyesindeki sağlık birimi LÖSANTE:şu an yüzlerce lösemili çocuğa, binlerce kan hastasına
ve 0-16 yaş grubundaki tüm çocuklara koruyucu hekimlik, teşhis ve tedavi hizmeti vermektedir.
LÖSEV DÜKKAN:Lösemili çocukların anneleri için yapılan rehabilitasyon ve meslek atölyelerinde üretilen ürünler yine çocukların tedavilerine kaynak yaratıyor. Lösemiyi yenmiş gençleriz atölyelerde ve satış mağazamızda genç kardeşleri için çalışıyor, üretiyor ve çocuklara cesaret veriyorlar.
Türk böbrek vakfı;
Sağlık alanında,özellikle diyaliz ve böbrek sağlığı başta olmak üzere tüm sağlık hizmetlerini vermek,bilimsel kurallarla çalışarak toplumun eğitimini ve bilinçlendirilmesini sağlamak
Teknolojik yeniliklerle,böbrek sağlığı alanında uzmanlaşıp diğer bütün branşlarda sağlık hizmetleri vermek temel amacıdır.
Tema vakfı;
Ülkemizde doğal varlıkların ve çevre sağlığın korunması, erozyonla mücadele, toprak örtüsü ve toprağın korunması ve ağaçlandırmanın önemi hakkında kamuoyunu eğitmek ve bilinçlendirmek
Doğal varlıkların, insan sağlığının, yeşil alanların, toprak ve bitki örtüsünün, ormanların, meraların korunması, geliştirilmesi ve yenilerinin teşkil edilmesini sağlamak için faaliyette bulunmak amacıdır.
Dünya Sağlık Örgütü;
Birleşmiş Milletler'e bağlı olan ve toplum sağlığıyla ilgili uluslararası çalışmalar yapan örgüt.Görevleri:
Sağlık alanında uluslararası nitelik taşıyan çalışmalarda yönetici ve koordinatör makam sıfatıyla hareket etmek.
Hükümetlere, istek üzerine, sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi için yardım yapmak.
Sağlık alanında araştırmaları teşvik ve rehberlik etmek,bazılarıdır.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu kısaca UNICEF;
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
46
1946 yılında "Birleşmiş Milletler uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu" Adıyla kurulmuş ve daha sonra 1954 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından çocuk haklarının korunması adına tanıtım
ve savunu çalışmaları yapmak, çocukların temel gereksinimlerinin karşılanmasına yardımcı olmak ve çocukların potansiyellerini eksiksiz biçimde gerçekleştirmek için fırsatlar yaratmak üzere
görevlendirilmiştir. UNICEF 1982'de basit ve çok ucuz yöntemlerle dünyada milyonlarca çocuğun hayatını kurtaracak çalışmaya hız getirecek bir seferberliğe başladı; bunlar bebeklerde ve çocuklarda büyümenin ölçülmesi, ağızdan sıvı tedavisi, anne sütü ile beslenme ve bağışıklamadır.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
47
HASTA HAKLARI
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
48
Hasta Hakları Kurulları ve Birimleriyle ilgili 2005/02 sayılı Genelge
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü 13 Ocak 2005 tarihinde "00770“ sayıyla Hasta Hakları konusunda, Müsteşar Prof.Dr.Necdet ÜNÜVAR imzasıyla bir genelge yayınladı.
Tüm valiliklere gönderilen ve kamuya ait sağlık kuruluşlarında uygulanması emredilen 2005/2 numaralı genelgede 15.10.2003 tarihinden itibaren uygulanmaya ve "Sağlık Tesislerinde Hasta Haklarına İlişkin Yönerge"
doğrultusunda yürütülen hasta hakları uygulamaları konusunda duyarlık gösterilmesi ve yaşanan ihlallerle, bağlı sorunların ortadan kaldırılması veya en aza indirilmesi için yapılması gerekenler belirtiliyor.
HASTA HAKLARI
Hak: ‘hukuk kurallarının kişilere tanıdığı yetki olarak tanımlanabilir. İnsan hakları ilk kez 1215 yılında
İngiltere’de tanınmıştır. Resmi olarak 18. yüzyıl sonlarında Amerikan Haklar Bildirgesi ve 1789 Fransız İnsan ve Vatandaş Hakları Evrensel Bildirgesi yayımlanmıştır. Birleşmiş Milletlerin kurulmasıyla insan hakları evrensel
hale geldi. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi yayınlandı. Buna göre; herkesin özgür, onurlu, hakları bakımından eşit oldukları belirtilmektedir.
Söz konusu bu haklar, başkalarının haklarına saygılı olmak ve bu hakları çiğnememe zorunluluğu ile dengelenmiştir.
Çeşitli insan hakları bulunmaktadır. Hasta hakları da temel insan haklarından birisidir.
HASTA HAKLARI GENEL OLARAK:
1) Hizmetten genel olarak faydalanma:
Ad alet ve Hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde sağlık hizmetlerinden faydalanma. Irk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınmadan hizmet alma hakkı vardır.
2) Bilgilendirme ve bilgi isteme:
Her türlü sağlık hizmetinin ve imkanının neler olduğunu öğrenmeye ve sağlık durumu ile ilgili her türlü bilgiyi sözlü veya yazılı isteme hakkı vardır.
3) Sağlık kuruluşunu ve personelini, seçme ve değiştirme hakkı:
Sağlık kuruluşunu seçmeye, değiştirmeye ve seçtiği sağlık tesisinde verilen sağlık hizmetlerinden faydalanmaya, sağlık hizmeti verecek vermekte olan tabiplerin ve diğer sağlık çalışanlarının kimliklerini, görev ve unvanlarını öğrenmeye seçme ve değiştirmeye hakkı vardır.
4) Mahremiyet:
Gizliliğe uygun bir ortamda her türlü sağlık hizmeti almaya hakları vardır.
5) Reddetme, durdurma ve rıza:
Tedaviyi reddetmeye, durdurulmasını istemeye, tıbbi müdahalelerde rızasının alınmasına ve rıza çerçevesinde
hizmetten faydalanmaya hakkı vardır.
6) Güvenlik :
Sağlık hizmetini güvenli bir ortamda almaya hakkınız vardır.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
49
7) Dini vecibeleri yerine getirebilme :
Sağlık tesisinin imkanları ölçüsünde ve idarece alınan tedbirler çerçevesinde, dini vecibelerini yerine getirmeye
hakkı vardır.
8) İnsani değerlere saygı gösterilmesi, saygınlık görme ve rahatlık:
Saygı, itina ve ihtimam gösterilerek, güler yüzlü, nazik, şefkatli bir ortamda, her türlü hijyenik şartlar sağlanmış gürültülü ve rahatsız edici bütün etkenler giderilmiş bir sağlık hizmeti almaya hakkı vardır.
9) Ziyaret ve refakatçi bulundurma:
Sağlık tesislerince belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde ziyaretçi kabul etmeye ve mevzuatın ve sağlık tesisinin imkanları ölçüsünde ve hekimin uygun görmesi halinde refakatçi bulundurmaya hakkı vardır.
10) Müracaat, şikayet ve dava hakkı:
Haklarının ihlali halinde, mevzuat çerçevesinde her türlü başvuru, şikayet ve dava hakkını kullanmaya hakkı vardır.
HASTA HAKLARININ AMAÇLARI
Hastalara sağlık hizmetlerinden tam yararlanma konusunda yardım etmek
Hasta –sağlık çalışanları arasındaki ilişkileri düzenlemek
Hastaların desteklenmesi ve toplumsal açıdan güçlendirilmesi
Hasta haklarıyla ilgili mekanizmaları oluşturarak hizmet ortamında iç kontrolü sağlamak
SORUMLULUKLARINIZ
Son dönemde hasta haklarının yanında bir de “Hasta Sorumluluğu” kavramı ortaya çıkmıştır. Henüz bu kavramın, içeriği ve kapsamı ortaya konmamıştır.
Ancak genel olarak, hastanın bir sağlık kuruluşuna başvurmadan ve başvurduktan sonraki süreçte yerine getirmesi gereken ödev ve yükümlülüklerdir denebilir.
Hastanın sorumluluklarını boyutlandırmamız mümkündür.
HASTA SORUMLULUKLARI
1. Genel Sorumluluklar
Kişiler kendi sağlığına dikkat etmek için elinden geleni yapmalı ve sağlıklı bir yaşam için verilen
tavsiyelere uymalıdır.
Kişi uygunsa kan verebilir ya da organ bağışında bulunabilir.
Basit durumlarda kişiler kendi bakımlarını yapmalıdır.
2. Sosyal Güvenlik Durumu
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
50
Hasta; sağlık, sosyal güvenlik ve kişisel bilgilerindeki değişiklikleri zamanında bildirmek durumundadır.
Hasta; sağlık karnesinin (Bağ-Kur, Yeşil Kart gibi) vizesini zamanında yaptırmak zorundadır.
3. Sağlık Çalışanlarını Bilgilendirme
Hasta; yakınmalarını, daha önce geçirdiği hastalıkları, yatarak herhangi bir tedavi görüp görmediğini, eğer
varsa halen kullandığı ilaçları ve tüm sağlığıyla ilgili bilgileri tam, eksiksiz vermelidir.
4. Hastane Kurallarına Uyma
Hasta; başvurduğu sağlık kuruluşunun kural ve uygulamalarına uymalıdır.
Hasta sağlık Bakanlığı ve diğer sosyal güvenlik kurumlarınca belirlenen sevk zincirine uymalıdır .
Hastanın; tedavi, bakım ve rehabilitasyon sürecince sağlık çalışanları ile işbirliği içinde olması beklenir.
Hasta; randevulu hizmet veren bir sağlık tesisinden yararlanıyorsa randevunun tarih ve saatine uyması ve
değişiklikleri ilgili yere bildirmesi gerekir.
Hasta; hastane personelinin, diğer hastaların ve ziyaretçilerin haklarına saygı göstermelidir.
5. Tedavisi İle İlgili Önerilere Uyma
Hasta; tedavisi ve ilaçlarla ilgili tavsiyeleri dikkatle dinlemeli ve anlayamadığı yerleri sormalıdır.
Hastanın; tedavisiyle ilgili önerilere uyum sağlayamama durumu söz konusu ise bunu sağlık çalışanına
bildirmesi gerekir.
Hasta sağlık bakım ve taburculuk sonrası bakım planını beklendiği gibi doğru anlayıp anlamadığını
belirtmesi gerekir.
Hasta; uygulanacak tedaviyi reddetmesi veya önerilere uymamasından dolayı doğacak sonuçlardan kendisi
sorumludur.
HASTA HAKLARI UYGULAMALARINDA DİKKAT EDİLECEK USUL VE ESASLAR
Hasta Hakları Kurullarının ve Birimlerinin işleyişini kolaylaştıracak fiziki mekan, personel ve araç gereç
eksiklikleri yönerge doğrultusunda giderilecektir.
Hasta Hakları Kurul Başkanı ve Birim Sorumlularının objektif ve tarafsız çalışmasını temin amacıyla
Bakanlık onayı ile görevlendirilmektedir.
Hasta Hakları Kurul Başkanı ve Birim sorumluları, bu konuda hizmet içi eğitim almış kişilerin arasından
görevlendirilmektedir. Kurul Başkanlarının ve Birim sorumlularının değiştirilmesi Bakanlığın onayı ile
mümkündür.
Hasta Hakları Birim Sorumluları, birimlerde tam zamanlı olarak çalışacak ve kendilerine hastane içinde
yada dışında ikinci görev verilmemeye özen gösterilecektir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
51
Hasta Hakları Kurul Başkanları’nın, varsa hastanede yürütülen toplam kalite çalışmalarının içinde
bulunmaları sağlanacaktır.
Hasta hakları birimleri tarafından yerinde çözülen sorunlar ve istenen diğer istatistik i sonuçlar 6 ayda bir
Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğüne gönderilecektir.
Hasta hakları birimlerine ulaşan başvurular 15 iş günü içerisinde sonuçlandırılacaktır.
Hasta Hakları Birimleri hastaların kolay ulaşabileceği tercihen polikliniklere yakın yerlerde
oluşturulacak, birimi gösteren yön levhaları asılacaktır.
Hasta Hakları Kurullarında görüşülen dosyalardan idari işlem yapılması amacıyla Başhekimliğe
gönderilen dosyalar 657 sayılı kanun hükümlerine göre ivedilikle işleme konularak sonuçlandırılacaktır.
Bu iş ve işlemlerin yapılmamasından dolayı doğacak idari ve adli sonuçlardan başhekimler birinci
derecede sorumlu olacaklardır.
Hastane yönetimi, tüm personelin tanıtıcı kimlik kartı takmasını sağlamak zorundadır. Personel kimlik
tanıtım kartlarında çalışanın; adı, soyadı, mesleği, çalıştığı birim ve fotoğrafı bulunacaktır.
Hasta Hakları Kurul Başkanı ve Birim Sorumluları tarafından tespit edilen sorunların çözülebilmesi için
periyodik hizmet içi eğitimler düzenlenecektir. Bu eğitimler belirlenen program dahilinde yapılacak ve
istatistiki sonuçlar en geç 30 gün içerisinde Bakanlığa gönderilecektir.
Başvuru yapan hasta yada hasta yakınının kimlik ve adres bilgileri kurul başkanı ve birim sorumlusu
dışında kimseyle paylaşılamaz.
Yerinde çözülen sorunlar defterine kaydedilen isimler ile kurulda görüşülen dosyalara ait bilgiler birim
arşivinde saklanacaktır. Bakanlıkça internete girilen başvurularda hastanın ve başvuru konusu personelin
isminin bulunduğu başvuru sonucu formu gizliliğe uyarak Bakanlığa gönderilecektir.
NELER TALEP EDİLMELİ
Söz konusu genelge uygulamasıyla ilgili olarak; Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık kuruluşlarından hizmet alan
vatandaşlarımız;
Hasta Hakları birimlerinin bulunduğu yer, altyapı, personel, araç ve gereç yönünden yönerge ve genelge
de belirtilen düzenlemelere uygun olup olmadığını denetlemeli ve saptadığı eksik ya da yanlışları ilgili
kuruluşa ve Sağlık İl müdürlüklerine ve/veya Sağlık Bakanlığı'na doğrudan bildirmelidir.
Mevzuatta belirtilen hükümlere göre tıbbi müdahaleler öncesinde hastalardan belirlenen formatlara uygun
olarak mutlaka rıza alınacaktır.
Halen hasta hakları kurulu ve birimi oluşturulmuş hastaneler, bulundukları il veya ilçelerde yönerge
doğrultusunda bu hizmetlerin yaygınlaştırılmasına (eğitim, planlama, bilgi paylaşımı vb.) yardımcı
olacaktır.
Özellikle birim elemanlarının eğitimli olup olmadığı ve aynı anda başka görevleri bulunup bulunmadığı,
sürekli olarak bu görevi yerine getirip getirmediği özellikle sorularak kontrol edilmelidir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
52
Hasta Hakları birimine yaptıkları başvuruların kayda girmesini kontrol etmeli ve en çok 15 gün sonra
kuruma yeniden başvurarak, yapmış olduğu başvurunun nasıl sonuçlandığını sormalıdır.
BİRİMDE ÇALIŞANLAR:
Kamu hastaneleri için;
Sosyal hizmet uzmanı
psikolog
halkla ilişkiler uzmanı,
hemşire (fakülte mezunu)
Valiliğin teklifi Bakanlığın onayı ile görevlendirilir.
Hasta hakları konusunda eğitim alarak bu birimlerde görevlendirilen personelin tayin, nakil vb. işlemlerde
öncelikle hastane hasta hakları birimi olan yerlerde görevlendirilir.
Hasta Hakları biriminde çalışan personel görevlendirildikten sonra kendi istekleri dışında başka bir kurum,
kuruluş veya ünitede görevlendirilemezler.
Yaptıkları iş gereğince ayrımcılığa veya ceza olarak algılanabilecek işleme tabi tutulamazlar.
Birim sorumlusu, Valiliğin teklifi Bakanlığın onayı ile görevden alınabilir, yeri değiştirilebilir. Bu konuda
bakanlığın vermiş olduğu hizmet içi eğitimlere katılmayanlar birim sorumlusu olarak teklif edilemezler.
RÖPÖRTAJ
MUŞ ÖZEL CEYLAN TIP MERKEZİ
Hasta hakları birimini halkla ilişkiler çatısı altında bulunduran hastanenin Sayın halkla ilişkiler personeli Alper
AKIN’ a yönelttiğimiz sorular ve aldığımız yanıtlar:
1.Kendinizi tanıtır mısınız?
Sosyal bilgiler öğretmeniyim. Kurucu doktorlardan biri sayesinde burada halkla ilişkiler personel müdürü olarak
işe başladım .
2.Daha önce başka yerde bu birimde bulundunuz mu?
Hayır bulunmadım.
3.Hastane kaç yıldır hizmet vermektedir?
Hastanemiz bir yıldır hizmet vermektedir.
4.Hasta hakları birimiyle halkla ilişkiler biriminin görevleri aynı mıdır?
Evet, tamamen o birimin verdiği hizmetleri vermeye çalışmaktayız.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
53
5.İşinizin tanımını yapabilir misiniz?
Hastaların şikâyetlerini dinleyip onlar için en iyi, kaliteli hizmeti vermeye çalışmaktayız. Aynı zamanda personel
müdürlüğü de yapmaktayım.
6.Size gelen genel şikayetler nelerdir?
Genel olarak karşılaştığımız şikayetler sıra bekleme , başkasının sırasını almaya çalışma , köyden gelen
hastaların sırasını öne alma istekleri vb. konular.
7.Şikayetler doğrultusunda tavrınız ne olmaktadır?
Hastalarla diyaloga geçip sorunu halletmeye çalıyorum ve çoğu zaman da kısa sürede durumu kontrol altına
alıyorum.
8.Bugüne kadar kaç sorunla karşılaştığınızın kaydı var mı?
Evet kayıt tutmaktayım. Özellikle hastane sağlıkçıları hakkında gelen şikayetleri muhakkak kayda alıyorum.
9.Karşılaştığınız en büyük sorun ne oldu?
Sorunun çözümü konusunda nasıl bir tavır sergilediniz?
Karşılaştığım en büyük sorun hemşirelerimizden ikisi hakkında gelen şikayet oldu. Hastalara karşı davranış
bozukluğu içindelerdi. Uyarılara rağmen aynı tutumu sergilemeye devam ettiler. Ben de işlerine son vermek
zorunda kaldım.
10.Muş halkı şikayet etme yol ve yöntemleri hakkında bilinçli mi?
Çoğunun bilinçli olduğunu söyleyebilirim. Kimisi şikayetlerini diğer personele anlatmaya çalışıyor; personel
tarafından bana yönlendiriliyor.
11.Dilek ve şikayet kutusunu siz mi değerlendiriyorsunuz? Dilekçeleri muhafaza ediyor musunuz?
Evet, onlarla bizzat ben ilgileniyorum. Kesinlikle tüm belgeler değerlendirildikten sonra saklanıyor.
12.Bu birimde çalışmayı öneriyor musunuz?
İnsanları dinlemeyi, konuşmayı, ilgilenmeyi seviyorsanız kesinlikle öneriyorum. Ben öğretmenlik okumuş
olmama rağmen şuan işimi çok severek yapıyorum.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
54
HASTA HAKLARI BAŞVURUSU BİLDİRİM FORMU
Şikayette Bulunanın
Adı :
Soyadı :
Adresi :
Cinsiyet :
Kadın
Erkek
Yaş :
Ev Tel :İş Tel :
Cep Tel :
E-Posta :
Eğitim Durumu :
Mesleği :
Şikayet Bilgileri
Şikayet Bildirim Sistemine Dahil Kuruluşa İli Seçerek Ulaşabilirsiniz.
İli :
Kuruluşun Adı :
Başvuruya Konu Olan Birim :
Hakkında Başvuru Yapılan Çalışanın Adı :
Hakkında Başvuru Yapılan Çalışanın Soyadı :
Hakkında Başvuru Yapılan Çalışanın Ünvanı :
Başvuru Tarihi :
Başvurunun İçeriği :
Başvurunun Konusu :
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
55
SAĞLIK KURUMLARINDA
PERFORMANSA GÖRE
ÜCRETLENDIRME VE
KALİTE YÖNETİMİ
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
56
PERFORMANS NEDİR
Performans genel anlamda amaçlı ve planlanmış bir etkinlik sonucunda elde edileni,nicel ya da nitel olarak
belirleyen bir kavramdır.
PERFORMANSA DAYALI ÜCRETLENDİRME
En genel tanımı ile performansa dayalı ücret sistemleri, ücret ile performans arasında ilişki kurarak
oluşturulan ücret sistemlerini içerir. Genellikle performans yönetim sisteminin bir parçası olan
performansa dayalı ücretlendirmede, ikramiyeler ve ücret seviyeleri, çalışan performansının daha önce
konulmuş olan hedeflere göre değerlendirilmesiyle belirlenir. İşle ilgili hedeflere bağlı olan performanslar
doğrultusunda ücreti farklılaştırmak, performansa göre ücretlendirmenin mantığını oluşturur
Performansa dayalı olarak performansa göre ücret sisteminde iki temel amacın gerçekleştirilmesi
amaçlanmaktadır. Bunlardan birincisi, sistemin yönetsel değişim çabalarında sembol olarak
algılanmasıdır. Geleneksel olarak merkezde toplanan güç daha alt yönetsel birimlere aktarılır ve
yöneticiler kendi astlarının ücretlerini belirlemede daha fazla yetkiyle donatılmaktadırlar. Diğer yandan
ise performansa göre ücret, iyi performansın ve personelin daha iyi motive edilmesinin bir aracı olarak
algılanmaktadır. Çünkü yönetim, personel ile daha yakın ilişkiye girmekte ve işin amaçlarını daha açık
olarak ortaya koyabilmektedir.
Performansa göre ücretin amaçları
Çalışanlara verilen ücretleri, onların şirket hedeflerinin gerçekleşmesine katılımlarına ve yeterliliklerine
göre belirleyebilmek
Şirket kültürünün “sonuç ve performans odaklı” hale gelmesini sağlamak veya kalite, müşteri odaklılık
gibi şirket için kritik konuların geliştirilmesi
Yüksek düzeyde performans, yaratıcılık, kalite ve takım çalışmasını destekleyen mevcut kültür ve
değerlerin güçlendirilmesi
Performansa Dayalı Ücretin Üç Öğesi Bulunmaktadır;
1) Ulaşılması gereken başarının belirlenmesi
2) Başarının değerlendirilmesi
3) Yapılan değerlendirmenin ışığında ücrete karar verilmesi
“Bireysel performansa dayalı ücret sistemi”, bireylerin tek tek performanslarını artırmalarıyla toplam kurum
performansının artacağı varsayımına dayanmaktadır. Öncelikle personel çalışmasının karşılığının ödenmesini
ister. Başarılı bir kişi, bütün iyi niyetini ve çalışma gücünü ortaya koyarak çalışırken, kendisinden daha az ve
ilgisiz çalışan kişiyle aynı ücreti alırsa, bu durum çalışanın motivasyonunu olumsuz yönde etkileyecektir. Bu
açıdan “takıma dayalı performans” ücreti uygulandığında, çalışanların kalite ve müşteri memnuniyeti ilkelerini
benimsemeleri, çalışan katılımının sağlanması ve işbirliği için gerekli ortamın sağlanması mümkün olacaktır.
Böylece, kurumda takım çalışması yaygınlaşacağı gibi, takımların etkinliği de artacaktır
PERFORMANSA DAYALI ÜCRET SİSTEMİNİN HEDEFLERİ
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
57
Performansa dayalı ücretlendirme yöneticilerin çalışanlar üzerindeki kontrollerini artırmala rına imkan tanır.
Performansa dayalı ücretlendirmenin en önemli amacı olan çalışanın performansını geliştirmek için;
Kurumla ılgılı amaçlar çalışana anlatılmalıdır.
Sonuçlara göre ücretlendirerek performans odaklı kültür desteklendirilmelidir.
Birey performansının ve takım çalışmasının üzerinde durulmalıdır.
İşverenin yerine getirmesi (karşılaması) gereken hedef ve performans standartları oluşturulmalıdır.
Performansı yüksek olan kişiler ödüllendirilmelidir.
Ayırt etmeksizin çalışanların hepsi motive edilmelidir.
işletmeleri performansa dayanan ücretlemeye yönelten nedenler aşağıdaki gibi sıralanabilir;
İşletmede stratejik iş hedeflerine ulaşmak,
İşletmeye esneklik sağlamak ve insan gücü maliyetlerini düşürmek,
Verimlilik, kalite, karlılık gibi alanlarda işletmenin daha yüksek bir performans düzeyine yönelmesini
sağlamak,
Performans düzeyini iyileştirerek çalışanların kazanımlarını genişletebilme yeteneğine sahip olmak,
İşgücü maliyetlerini artırmadan yüksek performansa sahip çalışanları ödüllendirmek,
Yetenekli personel için cazip firma olabilmek
PERFORMANSA DAYALI ÜCRETİN AVANTAJLARI
Doğru kişilerin doğru miktarlarla ödüllendirilmesini sağlar.
Yeterince performans gösteremeyen çalışanları belirler.
İşlere ilişkin belirgin hedefleri tanımlar.
Yetenekli çalışanların firmadan ayrılmasını engeller. İşletme Yetenekli çalışanların firmadan ayrılmasını
engeller. İşletme, ücret sisteminin yarımlarıyla başarılı olanların farkına varınca yeni çalışanlar şirkete
çekilir ve mevcut yetenekler elde tutulur.
Gelişmiş şirket performansı sayesinde hız ve verimlilik artar.
İhtiyaç duyulan işlere çalışanların çabalarını yoğunlaştırır.
Birey/takım performansını geliştirir.
Uyarı kriteri sağlar; işverenler dilediklerinde kesin performans kriterleri oluştururlar. Çalışanlar da daha
yüksek ücretlerle ödüllenmek için bu kriteri gerçekleştirmeye çalışırlar.
PERFORMANSA DAYALI ÜCRETİN DEZAVANTAJLARI
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
58
Birbirleriyle rekabet eden çalışanlar arasında anlaşmazlıklar çıkabilir.
Yöneticiler ve denetleyiciler üzerinde ek bir baskı oluşabilir.
Uygulama maliyetleri yükseltilebilir.
Durgunluk döneminde çok başarılı olan kimselerin terfi ettirilmesi ve ödüllendirilmesi, yetenekli
çalışanların ayrılmasına neden olabilir.
Çalışanlar yalnızca ödül sistemi yoluyla kontrol edilirler.
İşverenlerin vaatlerde bulunması gerekir.
PERFORMANSA DAYALI ÜCRET SİSTEMİNİN TÜRLERİ
1. BİREYSEL PERFORMANSA DAYALI ÜCRET
Bireysel performans, bir bireyin yapması gereken bir iş ya da bir görev bakımından gösterdiği başarı
derecesidir.
iki aşamalı olarak gerçekleşir.
Birinci aşamada geçmiş performansa göre ücret artış programı belirlenmekte, ikinci aşamada ise
gelecekteki performansı motive etmek için ücret artışı verilmektedir. Böylece performansa dayalı ücret ile
yüksek performans ödüllendirildiği gibi bu performansın sürdürülmesi de teşvik edilebilmektedir.
2. EKİP PERFORMANSINA DAYALI ÜCRET SİSTEMLERİ
Ekip çalışmasının geçerli olduğu işletmelerde ekip çalışması ile ortaya çıkan olumlu kazanımlardan ekip
üyelerinin yararlandırılması gerekmektedir. Yani ekip performansının ekip bazlı bir ödüllendirme sistemi ile
ilişkilendirilmesi ve ücretlemeye yansıtılması önem taşımaktadır. Sistemin temelinde ekip hedeflerinin
belirlenmesi ve bu hedeflere ulaşılması veya hedeflerin aşılması halinde belirli miktarda bir parasal ödülün ekip
üyeleri tarafından paylaşılması yatmaktadır.. Üyeler arasında sorumluluk dağılabileceği, yüksek performansla
çalışan üyeler düşük performansla çalışanlara karşı olumsuz tavır alabileceği ve bireysel motivasyonu
düşürebileceği için sistem sakıncalı olabilmektedir.
3. ORGANİZASYON PERFORMANSINA DAYALI ÜCRETLENDİRME
Organizasyon performansına dayalı ücret planları, çalışanların organizasyon ile özdeşleşmelerini sağlamak ve
onları işbirliğine yöneltmek amacıyla oluşturulan organizasyon düzeyindeki planlardır Doğrudan performansa
dayalı birey ve takım uygulamalarına oranla daha dolaylı bir performansa dayalı ücret sistemidir Doğrudan
performansa dayalı birey ve takım uygulamalarına oranla daha dolaylı bir performansa dayalı ücret sistemidir
3.1. KAZANÇ PAYLAŞIMI
Kazanç paylaşımı, çalışanların işletme hedeflerine ulaşması veya bu hedefleri aşması ile finansal kazançların
paylaşılmasına tam olarak katılmalarını sağlamak amacıyla, işletme performansı ve ödüller arasında net bir ilişki
kurmaya yönelik bir ücret sistemidir
3.2. KAR PAYLAŞIMI
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
59
Kuruluşlarda iyi ilişkilerin ve işçilerin işbirliğinin sağlanması gereğine inanan yönetimlerin başvuracağı bir araç
olan kar paylaştırma sistemleri, işçilerin, işletmenin karından, önceden saptanmış bir orana göre, düzenli
ücretlerine ilave olarak pay almalarını sağlayan anlaşmalardır. Kar paylaştırma sisteminde üç türlü plan
mevcuttur;
Peşin ödeme planı: Bu planda kar belirlendikten sonra işçilere dolaysız ve peşin olarak dağıtılır.
-Geciktirilmiş ödeme planı: Bu planda kar çalışana belirli bir süre veya olayı takiben dağıtılır (emeklilik
vb.)
Karışık plan: Bu planda karın bir kısmı kısa dönemde para olarak ödenirken kalan kısmı geciktirilmiş
ödeme planına göre ödenir.
PERFORMANSA DAYALI ÜCRET SİSTEMİNİN SORUNLARI VE SİSTEME ELEŞTİRİLER
Performansa dayalı ücret uygulamalarında bir çok sorunla karşılaşılmaktadır. Tüm bu sorunlar karşısında
sisteme yöneltilen eleştiriler de artmaktadır. Bu eleştiriler iki gruba ayrılmaktadır.
Bunlardan biri, özellikle de bireysel performansa dayalı ücret sistemi başta olmak üzere, bu sistemlerin
dayandığı teorik temellerin tümden geçersiz olduğu yönündedir. Dolayısıyla bu görüşe göre, bu
sistemlerin başarılı olması mümkün görünmemektedir.
Diğer yandan literatürde, sistemin kendisi değil, uygulama hatalarının olumsuzluklara yol açtığı görüşü
ağır basmaktadır. Buna göre uygulama sırasında yapılan hataların giderilmesi sistemin başarısı açısından
belirleyici olmaktadır.
Performansa dayalı ücret sistemi her organizasyonsa başarılı olamayabil ir. Bu sistem, bazı
organizasyonlarda kendini geliştirme ve yeni beceriler kazanma fırsatını bulanlar ile bulamayanlar
arasında bir ayrıma yol açmaktadır. Bir diğer sorun, özellikle maliyetlerin kısılmasını performans kriteri
olarak gören bir organizasyonda performansa dayalı ödüle hak kazanma hırsına kendini kaptıran bazı
çalışanların bu amaçla bazı kritik önemi olan hizmetleri ve fonksiyonları ortadan kaldırmaya kalkışmaları
ve sonuçta daha yüksek maliyetlere yol açmalarıdır.
SAĞLIK BAKANLIĞINDA PERFORMANSA DAYALI ÜCRETLENDİRME SİSTEMİ
Performansa dayalı ek ödeme sistemi, Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında 2003 yılında 10 kurumda
pilot olarak başlamış ve 2004 yılından itibaren Sağlık Bakanlığına bağlı tüm birinci, ikinci ve üçüncü
basamak kurum ve kuruluşlarda uygulanmaya başlanmıştır. Sistemin çıkış noktası, personele hizmete
sağladığı katkı oranında ek ödeme yapılarak sağlık hizmeti sunumunda kaliteyi ve verimi arttırmaktır
Bu tarihten itibaren,Sağlık Bakanlığı na bağlı kurum ve kuruluşlarında çalışan personele,maaşlarına ilave
olarak performansa dayalı olarak döner sermaye gelirlerinden ek ödeme yapılmaktadır.Hekimlere
gerçekleştirdikleri muayene ve girişimsel işlem sayısıyla orantılı olarak ek ödeme verilirken,hekim
dısı personel ise kadro,derece,unvan vb. kriterler göz önünde bulundurularak döner sermaye
gelirlerinden ek ödeme almaktadır..
Sağlık Bakanlığı Bireysel Performans Sisteminin İşleyişi
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
60
Sistemin ana unsurlarından birisi hastanelerde yapılmakta olan 5200 işlemin birbirleri ile kıyaslanarak
puanlandırılmasıdır.
Bu puanlamada hekimler tarafından basından sonuna kadar bire bir bulunarak zihinsel ve mesleki katkı
ile bizzat sonuçlandırılan işleler puanlandırılmıştır.(örnek:muayene,ameliyat vb.)
Bunun dışında hekim sorumluluğunda olsa da cihaz ve yardımcı sağlık personeli tarafından yapılan
ışlemler puanlandırılmamıştır.(Örnek: enjeksiyon, laboratuar ışlemleri vb.)
Her dönem hekimlerin yapmış oldukları bütün ışlemlerin puanları toplanarak direkt olarak kendi bireysel
performansları tespıt edılmektedır.
Hastanede çalışan tüm hekimlerin performans puanlarının aritmetik ortalaması ile o dönem kurumun
performans puan ortalaması tespit edilmektedir.
Hekim dışındaki diğer sağlık personeli laboratuar branşı hekimler ile hastane yöneticilerinin
unvanı,görevi,çalışma şartları ile süresi ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas
alınarak tespit edilen kat sayıları oranında kurum performans puan ortalamasından bireysel performans
puanları tespit edilmektedir.
Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Sistemi
Sağlık bakanlığı`nın 09,02,2004 tarihli ve 417 sayılı makam oluru ile yürürlüğe girmiştir. Söz konusu yönerge ile
birinci basamak sağlık kuruluşları ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarında görevli personele,
verdikleri hizmetin karşılığında kadroya dayanarak ay itibarında ödenen maaş dışında; personelin unvanı ,
görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, hizmete katılıp katılmaması kurumlarda yapılan
ameliyat, anestezi girişimsel ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlara göre döner sermaye
gelirlerinden ek ödeme yapılması hususunda düzenleme yapılmıştır
Döner Sermaye Komisyonu
Baştabip
Baştabip yardımcısı
Hastane müdürü
Döner sermaye saymanlık müdürü
Başhemşire
Bir pratisyen tabip
Bir diş tabibi
Bir asistan temsilcisi
Yönetmelik değişikliği kapsamında yapılan düzenlemeler
1. Eğitim ve araştırma hastanelerinde ve gelir durumu yetersiz olan devlet hastanelerinde ek ödeme
oranlarının düşük olması nedeni ile bu kurumlarda görev yapan personelin mağdur olmaması amacı ile
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
61
hazine hissesinin 5234 sayılı kanun uyarınca yatırılan oranda değerlendirmeye alınması sağlanmıştır,
böylece dağıtılabilecek ek ödeme tutarının artırılması amaçlanmıştır.
2. Tüm sözleşmeli personel ve vekil ebe/hemşireler Yönetmelik kapsamına alındı.
3. AMATEM özellikli birimler arasına eklenmiştir
4. Muayene ve girişimsel işlemlerle ilgili inceleme heyetinin üye sayısı üst sınırı 9'dan 12'ye çıkarıldı.
5. İzolasyon odaları ibaresi özellik arz eden birimler arasından çıkarılmış, yüksek bulaştırıcılığı olan ve
izolasyon gerektiren hastalara hizmet veren personele hizmet ettiği sürece özellik arz eden birimler için
öngörülen katsayılar üzerinden ek ödeme yapılacağı düzenlenmiştir.
6. Kuruluşlarda ödüllendirme için personele verilen ek puanda 6 ay üst sınırı getirildi.
7. Hizmete yeni açılan kurumlarda tüm personelin ek ödemesi 6 ay süreyle İl Sağlık Müdürlüğü döner
sermaye bütçesinden ödenecek.
8. Hastane müdür yardımcıları için ek ödemenin paylaştırılması uygulamasına son verilerek özellikli ve
yoğun işlemleri yürüten hastane müdür yardımcıları için 0,60 kadro unvan katsayısı, diğerleri için ise
0,45 kadro-unvan katsayısı kullanılacaktır.
9. Piyasa gözetimi ve denetimi yapacak personel %10 oranında ek puan verilecekler arasına dahil edildi.
10. Nüfusu 1.500.000 üzerinde olan veya büyükşehir statüsündeki illerin il sağlık müdürlerine %20 oranında
ek puan getirilmiştir.
11. 112 personeline verilen %20 oranındaki ek puan, %40'a çıkarılmıştır
12. Kuruluşlarda Sağlık Müdürlüğünde çalışan personelin %20 oranındaki ek puanı %15'e düşürülmüştür.
13. Altyapı veya cihaz eksikliği ya da yeterli hasta olmaması sebebiyle hastane hizmet puan ortalamasının
altında kalan tabiplere Başhekimin uygun görmesi halinde %70 oranında ek puan verilecektir.
Başhekimce gerekçeleri uygun görülmeyenler Bakanlığa itiraz edebileceklerdir.
14. KETEM’ DE çalışan tabiplere %15, çocuk izleme merkezlerinde görevli personel ile yoğun bakım, yeni
doğan, yanık, diyaliz, kemik iliği nakil üniteleri ve AMATEM'de çalışan pratisyen tabiplere %20
oranında ek puan getirilmiştir.
15. Fiilen ek ödeme hesaplamalarını yapan personele %20 oranında ek puan verilecektir.
16. Devlet Hastanesi iken eğitim-araştırma hastanesi yapılan hastanelerde her iki hastane için belirlenen
formüller üzerinden yapılacak hesaplamaya göre her bir personel için yüksek olan net performans puanı 2
yıl süre ile esas alınacaktır.
17. Tüp bebek merkezlerinde (ÜYTE) görevli uzmanlar, Bakanlıkça belirlenen kriterleri yerine getirmeleri
kaydıyla hastane hizmet puan ortalaması üzerinden ve kendi kadro-unvan katsayısı esas alınarak
değerlendirilecektir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
62
18. Meslek hastalıkları hastanesinde, mesleki risk faktörlerine maruz kalan hastalara hizmet veren uzmanlara
hastane hizmet puan ortalaması üzerinden ve kendi kadro-unvan katsayısı esas alınarak
değerlendirilecektir.
19. Asistanlar da döner sermaye komisyonuna dahil edilmiştir.
20. İlçelerde bulunan toplum sağlığı merkezleri ile entegre hizmet veren ilçe hastanelerine %20, illerde
bulunan toplum sağlığı merkezlerine %10 oranında ek puan getirilmiştir.
21. Eğitim ve araştırma hastanelerinde klinik şefi, şef yardımcısı, başasistan ve uzman tabiplerin kadro-unvan
katsayıları arttırılmıştır.
22. Kurum personelinin hizmet alanı kadro-unvan katsayılarında Baştabip ve baştabip yardımcısı için A, B,
C, D, E gruplandırmasına göre ayrı ayrı sınıflandırma yapılmıştır.
23. Kuruluş personelin hizmet alanı kadro-unvan katsayılarında eczacıların katsayıları 0,85'e çıkarılmıştır.
24. Kuruluş personelin hizmet alanı kadro-unvan katsayılarına AÇSAP baştabibi de eklenmiş ve 2,50 kadro-
unvan katsayısı belirlenmiştir.
25. Yılda en fazla üç defa görevlendirme suretiyle kendi alanı ile ilgili kongre, konferans, seminer ve
sempozyum gibi etkinliklere katılan uzman tabiplerin hizmet alanı kadro unvan katsayısı 2,00 olarak
belirlenmiştir.
26. Branş gereği hasta sayısı düşük olan fakat yataklı tedavi kurumlarında bulunması gerekli olan branşların
hastane hizmet puan ortalaması üzerinden ek ödeme alması kararı komisyonun yetkisinden çıkarılmış
başhekime bırakılmıştır.
27. Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde Eğitici Destekleme Puanı artırıldı.
28. Eğitim ve araştırma hastanelerinde asistan ve yan dal asistanı olarak görev yapan personel eğitim alan
personel konumunda olduğundan, klinikler arası ek ödeme farklılığının azaltılarak asistanlar arası ek
ödeme oranlarının birbirine yaklaştırılması amacı ile hastane ortalamasının %75'i, klinik ortalamasının
%25'i oranında ek ödeme ödenmesi amaçlanmıştır.
Tavan Ek Ödeme Tutarına Esas Katsayılar
Mesai İçi Tavan Ek
Ödeme Tutarına Esas
Katsayılar
Klinik şefleri ve şef yardımcıları ile uzman tabip kadrosuna
atanan profesör ve doçentler
8
Uzman tabip ve tıpta uzmanlık mevzuatında belirtilen
dallarda bu mevzuat hükümlerine göre uzman olanlar ile
uzman diş tabipleri
7
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
63
Pratisyen tabip ve diş tabipleri 5
İdari sağlık müdür yardımcısı, hastane müdürü ve eczacılar 2.5
Yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık,
diyaliz, ameliyathane, kemik iliği nakil ünitesi, acil servis-
poliklinik, AMATEM, yüksek bulaştırıcılığı olan ve
izolasyon gerektiren hastalara hizmet veren personele hizmet
ettiği sürece, kapalı psikiyatri servisleri, organ ve doku nakli
gibi özelikli hizmetlerde çalışan personel ile başhemşireler
2
Bunların dışında kalan diğer personel 1.5
Mesai Dışı Tavan Ek Ödeme Tutarına Esas Katsayılar
Klinik şefleri ve şef yardımcıları ile uzman tabip kadrosuna
atanan profesör ve doçentler
2.4
Uzman tabip ve tıpta uzmanlık mevzuatında belirtilen dallarda
bu mevzuat hükümlerine göre uzman olanlar ile uzman diş
tabipleri
2.1
Pratisyen tabip ve diş tabipleri 1.5
Hastane müdürü ve eczacılar 0.50
Ameliyathanede görev yapan personel ile başhemşireler 0.40
Bunların dışında kalan diğer personel 0.30
EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANELERİ KADRO-UNVAN KATSAYILARI
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
64
Hizmet alanları, kadrolar ve unvanlar KATSAYI
Baştabip 6.00
Baştabip yardımcısı 3.50
Klinik Şefi 3.35
Klinik şef yardımcısı 2.85
Başasistan 2.40
Uzman tabip 2.40
Uzman diş tabibi 1.35
Hastane müdürü 1.00
Başhemşire 0.70
KURUM PERSONELİNİN HİZMET ALANI KADRO-UNVAN KATSAYILARI
Hizmet alanları, kadrolar ve unvanlar A B C D E
Baştabip 5.00 4.30 4.00 3.00 3.00
Baştabip yardımcısı 2.90 2.80 2.50 2.00 2.00
Hizmet-alanları, kadrolar ve unvanlar KATSAYI
Klinisyenler (Uzman tabip) 2.50
Uzman diş tabipleri 1.30
Klinisyenler (Tabip, diş tabipleri) 1.10
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
65
Tıpta Uzmanlık tüzüğünde belirtilen dallarda bu tüzük
hükümlerine göre uzman olanlar
2.50
Hastane müdürü 1.00
Müdür yardımcısı 0.60
KURULUŞ PERSONELİNİN HİZMET ALANI KADRO-UNVAN KATSAYILARI
Hizmet Alanları, Kadrolar ve Unvanlar Katsayı
İl sağlık müdürü 6.00
Sağlık müdür yardımcısı (tabip) 3,50
Sağlık müdür yardımcısı (idari) 3,00
Şube müdürü (tabip) 2.75
Şube müdürü (tabip dışı) 2.20
Halk sağlığı laboratuvar müdürü, hasta hakları ve
verem savaş il koordinatörü
1.60
Tıbbi teknolog 0.40
Döner sermaye saymanlık müdürü 1.00
Döner sermaye saymanlık müdür yardımcısı 0.70
ENTEGRE HİZMET VEREN İLÇE HASTANELERİ KADRO-UNVAN KATSAYILARI
Hizmet alanları, kadrolar ve unvanlar Katsayı
Baştabip 4.00
Uzman tabip 3.50
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
66
Pratisyen tabip ve diş tabibi 2,10
Hastane müdürü 1,60
Başhemşire
1,10
Bu düzenleme ile hizmet sektöründe faaliyet gösteren kamu kurumlarında performansa dayalı ücretlendirme sistemi nin ilk
örneği hayata geçirilmiştir.
Sağlık Bakanlığı, performansa dayalı ek ödeme uygulamasının kapsama alanı
Toplam 796 hastane
6038sağlık ocağı,
48.588hekim olmak üzere 277.052 çalışan personel
Sonuç olarak; ek ödeme sistemi ile performansa dayalı ücretlendirme sistemi uygulamaya konulmuş sağlık kurum-kuruluş
yöneticilerinin kendilerine örgütün bir parçası olarak görmelerine yardımcı olunmuş böylece örgütsel performansının
yükseltilmesi yolu da açılmıştır.
Performansa Dayalı Ek Ödeme Uygulamasının Olumlu Sonuçları
Performansa dayalı ek ödeme sistemiyle muayene edilen hasta sayılarında artış gözlenmiş ve yatak doluluk oranları
yükselmiştir.
Kaynakların etkili ve verimli kullanılmasıyla hasta sevk oranları düşmüş ve ameliyat sayısında artış ortaya
çıkmıştır.
Performansa dayalı ek ödeme sistemleriyle sağlık sektöründe insan kaynaklarının dengeli dağılımı,kendiliğinden ve
gönüllü olarak gerçekleşme yönündedir.(self-dispersiyon)
Sağlık kurum ve kuruluşlarının kapasite kullanım oranlarında artış olduğu yönünde güçlü belirtiler ortaya çıkmıştır.
Kayıt sistemine dahil edilen hasta ve işlem sayısı artmış ,bu şekilde kayıp ve kaçaklar azaltılmıştır.
Yıllara Göre Sağlık Bakanlığı Kuruluşlarında Hizmet Alan Hasta Sayıları
YILLAR HASTA SAYILARI
1999 57.161.341
2000 59.389.441
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
67
2001 64.738.234
2002 66.231.841
2003 68.957.525
2004 79.248.549
HASTANE Hasta Başvuru Sayısı Ameliyat Sayısı
2003 2004 Artış
%
2003 2004 Artış %
Antalya Devlet Hastanesi 659.435 867.268 32 22.005 40.170 83
Diyarbakır Devlet Hastanesi 413.831 439.591 6 33.745 27.208 -19
Kayseri Devlet Hastanesi 547.676 718.291 31 20.328 21.378 5
Gaziantep Devlet Hastanesi 573.563 676.896 18 4.737 9.703 105
Performansa Dayalı Ek Ödeme Uygulamasının Olumsuz Sonuçları
Yardımcı personel eksikliği
Alacakların zamanında gelmemesi.
Faturalama işlemlerinde yığılma olması
İş yükünün artması
Branşlar arasında puan dengesizliğinden kaynaklanan ücret dengesizliği
İşlemsel puanların yetersizliği
Uzmanlık alanında yeterli donanımlar olmaması
Kontrol mekanizmasının yeterli olmama
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
68
Hasta sağlığını riske sokan ve hastaya doğrudan zarar verdiği söylenen tıbbi tetkiklerin ve girişimsel işlemlerin
sayısında artış yaşanması
Sistemin performansı adil değerlendirmemesi
Emeğin karşılığının verilmemesi
Pratisyen hekimlerin durumunun göz önünde bulundurulmaması
Hekimler arası dayanışmanın azalması
İdarecilerin iş yoğunluğu ve yükü olmadan fazla döner sermaye alması
Sistemin gereğinden fazla karmaşık olması
Genel olarak bu olumsuz sonuçları 4 başlıkta toplamak mümkündür
Tahlil,tetkik ve ameliyat sayılarında artış
Sağlık harcamalarında artış
Hizmet kalitesinin sorgulanmaması
Örgütsel çatışma ve iş barışının bozulması
Sonuç ve genel değerlendirme
PGÜ sistemlerinin kamu örgütlerinde destekleyici noktalar bulunmaktadır. Değişen ve gelişen koşullar
çerçevesinde kamu hizmetlerinin etkin,verimli,kaliteli ve çağdaş normlara uygun şekilde yürütülmesi bir zorunluluk
haline gelmiştir. Nitekim performans uygulaması sonucu, Sağlık Bakanlığı na bağlı hastanelerin %96 sinde
otomasyona geçilmesi bunun olumlu örnekleri arasında gösterilebilir.
Sağlık bakanlığı nın uyguladığı performansa dayalı ücretlendirme sisteminin olumsuzluklarına rağmen,personel
tarafından da doğru bir sistem olarak görüldüğü uygulamadan kaynaklanan hatalarında giderilebileceği
belirtilmektedir. Nitekim hekimlerin yaklaşık %51 i sistemin bazı düzenlemeler yapılarak devam ettirilmesi
gereğini belirtmektedirler
Geriye kalan %49 u ise hekim maaşlarının iyileştirilerek sistemden vazgeçilmesini istemektedirler.
Sonuç olarak performansa dayalı ödeme sistemlerinin sübjektif yanları nedeniyle kamuda uygulanması eleştirilere
tabi tutulmaktadır.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
69
KALİTE YÖNETİMİ
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
70
KALİTE YÖNETİMİ
Kalite: Müşteri beklentilerini uygun bir biçimde karşılayacak ürün veya hizmet üretebilme yeteneğidir.
Toplam Kalite Yönetimi (TKY)
Müşteri memnuniyetini gerçekleştirmek ve kaliteyi geliştirmek için organizasyondaki herkesin katılımı ile harcanan
sürekli çabaları içeren bir felsefedir.
TKY’ni Uygulamadaki Engeller
Firma çapında kalite tanımı
Değişim için stratejik plan
Müşteriye odaklanma
Gerçek çalışanların yetkilendirilmesi
Güçlü motivasyon eksikliği
Kalite önceliklerini oluşturma zamanı
Liderlik konularındaki eksiklikler.
HASTANELERDE KALİTE YÖNETİMİ
Hastanelerde kaliteli hizmet sunumu bir hobi veya psikolojik tatmin aracı olmayıp, hizmet alanların talep ettiği,
hizmet sunucularının yerine getirmesi gereken bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizde 2003 yılından sağlıkta dönüşüm programı kapsamında uygulanmaya başlamıştır.
Sistemin uygulanmaya başlamasıyla muayene erişim ve ilaca erişim noktasında hızlı bir iyileşme ve memnuniyet
artışı gözlemlenmiştir.
Kurumsal açıdan bakıldığında,
hizmetin devamının sağlanması,
finansal sürdürülebilirliğin sağlanması,
hizmet yarışının sürdürülebilmesi,
çalışanların ekonomik kazanımların sürdürülebilmesi
hesap verebilirliğin sağlanması için kaliteli hizmet sunumu kaçınılmaz hale gelmiştir
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
71
SAĞLIKTA ULUSAL KALİTE YAPILANDIRILMASI
Kalite Yönetim Direktörü
Başhekimin belirlediği bir çalışan valiliğin teklifi bakanlığın onayı ile kalite yönetim direktörü olarak
görevlendirilir.
Kalite yönetim direktörü, kalite yönetim biriminden ve kurumdaki tüm süreçlerden sorumludur.
Kalite yönetim direktörü nasıl olmalıdır?
HKS uygulamalarını yürütmek
kurum kalite hedeflerini gerçekleştirebilmek ve gerekli koordinasyon görevini layıkıyla yapabilmek için iletişim
tekniklerini ileri düzeyde kullanma
çalışma alanıyla ilgili konulara hakim olmak
takip etmek ve sonuçlandırmak hususunda yeterli ve hünerli olmalıdır.
Kalite yönetim biriminin sorumlulukları nelerdir?
Bölüm kalite sorumlularının çalışmalarının koordinasyonu
Anket sonuçlarının değerlendirilmesi
Doküman yönetimi
Bölüm hedeflerine yönelik analiz sonuçlarının değerlendirilmesi
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
72
Bina Turları
Hastanedeki fiziksel durum ve işleyiş ile aksaklıkları tespit etmek amacıyla yapılır. Üç ayda bir yapılır.Bina turlarında;
a) Tıbbi, idari ve hemşirelik hizmetleri yöneticilerinden birer temsilci
b) Kalite yönetim direktörü
c) Teknik işler sorumlusunun yer aldığı bir ekip tarafından yapılır
Öz Değerlendirmeler
Öz değerlendirmeler, basta kalite yönetim direktörü olmak üzere hastane üst yönetimine önemli bilgiler ve
uygunsuzlukları düzeltmek için önemli fırsatlar verir.
Öz değerlendirmelerde bakış açısı kesinlikle eksiklikleri ve uygunsuzlukları ortaya çıkarmaya yönelik olmalıdır.
Öz değerlendirmede yer alan ekip üyeleri empati yaparak merkezi değerlendirmede görev alan değerlendiricilerin
yerine kendini koymalıdır. Öz Değerlendirmede ne kadar çok eksiklik veya uygunsuzluk tespit edilirse yapılacak
olan düzeltici önleyici faaliyetler nedeniyle merkezi değerlendirmede o kadar az uygunsuzluk tespit edilecektir
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
73
HASTA GÜVENLiĠiNiN HUKUKi BOYUTU
1. Hastanın Rızasının Alınması
Sağlık hizmeti alınması sırasında, hasta ve yakınlarının bilgilendirilmesi, tedavi esnasında ve sonrasında oluşabilecek her
türlü durumdan haberdar olması, doktor–hasta ilişkisinde güven ortamının oluşması açısından önemlidir.
2. Bilgilendirme
Hastanın bilgilendirilmesi;
Hastalığın seyri
Teşhis ve uygulanacak tedavi yöntemleri
Faydaları ve muhtemel riskleri
Tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçlar
3.Bilgilendirme Nasıl Yapılmalıdır?
Basit ve sade bir anlatımla
Mümkün olduğunca tıbbi terimler kullanılmadan
Tereddüt ve Şüpheye yer bırakmayacak biçimde
Hastanın ruhsal durumuna uygun ve nazik bir anlatımla,
bilgilendirme yapılmalıdır
4. Rızanın şekli
Rıza herhangi bir şekle bağlı değildir.
Ancak ispat kolaylığı bakımından rıza yazılı olmalıdır.
Bilgilendirmenin yapıldığını ispat yükümlülüğü sağlık çalınanındadır.
5.Hukuken Kabul Görmeyen Rızalar
Bilgilendirme yapılmadan alınan rızalar
Etik ilkelere ve yasalara aykırı olarak alınan rızalar
Ötenazi için verilen rızalar
Bilgilendirmenin Sonuçları
Hasta ile iletişimi güçlendirir.
Hasta ile paylaşımı arttırır.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
74
Hasta ile sorumlulukların paylaşılmasını sağlar.
HKS iLE iLiŞKİLİ MEVZUATLAR
HKS İle İlişkili 3 ayrı Mevzuat:
Hasta ve Çalışan Güvenliği Yönetmeliği
Özel Hastanelerin Puanlandırılması Yönergesi
Hizmet Kalite Standartları Eğitim Yönergesi
A.Hasta ve Çalışan Güvenliği Yönetmeliği
Tüm sağlık kurumlarında;
Hasta ve çalışan güvenliği için güvenli hizmet sunumu ve güvenli bir ortam sağlanması,
Hizmet sunumunda kalitenin artırılması,
Hasta Güvenliği Uygulamaları
Hasta kimlik bilgilerinin tanımlanması ve doğrulanması
Hastaya uygulanacak girişimsel işlemler için hastanın rızasının alınması
İlaç güvenliğinin sağlanması
Kan ve kan ürünlerinin transfüzyon güvenliğinin sağlanması
Cerrahi güvenliğin sağlanması
Radyasyon güvenliğinin sağlanması
Çalışan Güvenliği Uygulamaları
Çalışan güvenliği programının hazırlanması,
Çalışanlara yönelik sağlık taramalarının yapılması,
Engelli çalışanlara yönelik düzenlemelerin yapılması,
Çalışanların kişisel koruyucu önlemleri almasının sağlanması
Hasta ve Çalışan Güvenliği Ortak Uygulamaları
Enfeksiyon güvenliği
Laboratuar güvenliği
Renkli kod uygulamaları
Güvenlik raporlama sistemi
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
75
Hasta ve çalışan güvenliği eğitimleri
Hasta ve çalışan güvenliği komitelerinin kurulması
Değerlendirme
Tüm kurumlar;
yılda bir kez, Başkanlık değerlendiricileri tarafından değerlendirilir. Hizmet Kalite Standartlarından Başkanlıkça
belirlenecek bölümlerde değerlendirme yapılabilir. Kurumlar, değerlendirilen bölümlerde yer alan hasta ve çalışan
güvenliği ile ilgili standartlardan 100 üzerinden en az 80 puan almalıdır.
B. Özel Hastanelerin Puanlandırılması Yönergesi
Yönerge SGK ile tüm branşlarda sözleşme imzalayan Özel Hastaneleri kapsar.
SGK tarafından Özel Hastaneler için yapılan Puanlandırma çalışması hastanelerin alabileceği ilave ücret miktarını
belirlemektedir.
Puanlandırma Parametreleri
PARAMETRE PUAN
Hizmet Kalite Standardı 150
Hasta Hakları, Hasta ve Çalışan Güvenliği 100
Hastane Hizmet Dilim Endeksi 550
Kapasite 100
Çalışan Hakları ve Hukuki Sorumluluklar 100
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
76
Her yıl Ekim ayı baz alınarak hastane mesul müdürü/başhekimi tarafından öz değerlendirme yapılır.
Sağlık Bakanlığınca tespit edilen HKS puanının hastane tarafından beyan edilen HKS puanından % 10 veya daha
fazla oranda eksik olması halinde hizmet kalite standardı faktörü 0 (sıfır) puan olarak kabul edilmektedir.
Özel Hastaneler Merkezi Değerlendirmesinde Değerlendirme Yapılan Bölümler
1. Klinik
2. Ameliyathane
3. Eczane
4. Hasta Kayıtları ve Dosyası
5. Depolar
6. Hasta ve ÇalıĢan Güvenliği
Kapsam
Bu yönerge, kamu, üniversite ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında performans ve kalite alanında çalışan personelin
hizmet kalite standartları çerçevesinde eğitime tabi tutulmasını kapsar.
Kalite Yönetim Birimi
Üst yönetimin belirlediği bir çalışan, Valiliğin teklifi Bakanlığın onayı ile Kalite Yönetim Direktörü olarak
görevlendirilir.
Kalite Yönetim Direktörü kalite yönetim biriminin sorumlusudur.
Kalite Yönetim Direktörü; Hasta Güvenliği, Çalışan Güvenliği, Enfeksiyon Kontrol, Tesis Güvenliği ve Eğitim
Komitelerinin doğal üyesidir.
Zayıf Kalitenin Sonuçları
İşi kaybetme: tipik olarak derece derece gerçekleşir, eğer gerçekleşirse üstesinden gelmek çok uzun zaman alır.
Borç: Firmayı iflasa kadar zorlayabilir.
Verimliliği kaybetme: kontrol, yeniden işleme, ek stokların taşınması, geri dönüşler
Maliyetler:
İç ve dış arıza maliyetleri
Ek kontrol maliyetleri
Ek güvenlik stoğu maliyetleri
Kalite Ödülleri
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
77
Deming Ödülü
JCI ödülü
Avrupa kalite yönetimi
DEMİNG ÖDÜLÜ
Dünya savaşı sonrasında Japonya'da Deming' in kalite alanına katkılarından dolayı, Deming' in adı verilen bu ödül 1951
yılında verilmeye başlanmıştır. . Deming ödülünde 3 kategori mevcuttur;
Bireylere verilen Deming ödülü
Şirketlere verilen Deming ödülü
Deming fabrika ödülü
AVRUPA KALİTE ÖDÜLÜ
1992 Kalite Yönetimi Vakfı tarafından kurulmuştur. Model; müşterilerin ve çalışanların memnuniyeti ve toplum üzerindeki
etki konularındaki başarının politika ve stratejilerin. Kaynakların ve süreçlerin uygun bir liderlik anlayışı iler
yönlendirilmesi ile sağlanabileceği ve böylece iş sonuçlarında mükemmelliğe ulaşabileceği esasına dayanmaktadır.
JCI AKREDİTASYONU
1998 yılında kurulmustur. Ülkelerin sağlık bakım kalitelerini uluslararası standartlar ve uluslararası hasta güvenliği
hedefleri ile denetleyen kar amacı gütmeyen gönüllü bir kuruluştur.
JCI Misyonu: Eğitim ve danışmanlık kanalı ile Amerika ve uluslararası ülkelerde hasta bakımının kalitesini ve
güvenilirliğini sürekli geliştirmek.
JCIA Vizyonu: Akreditasyon standartları, iyi uygulamalar, kalite sürecinin değerlendirilmesi, izlenip ölçülmesi,
iyileştirilmesi ve risklerin minimaliz edilmesi hakkındaki bilgilendirmenin dünya çapındaki birinci dağıtıcısıdır.
JCI- Akreditasyonun Amacı:
Kaliteyi iyileştirmek
Maliyetleri düşürmek
Verimliliği artırmak
Kuruma güvenilirliği artırmak ve sağlamlaştırmak
Sağlık hizmetleri yönetimini iyileştirmek
Eğitim sağlamak
ÜLKEMİZDE KALİTE ÖDÜLLERİ
1993 yılında kurulmustur.Ulusal Kalite Ödülü değerlendirmeleri, Avrupa Kalite Ödülü’ nde de kullanılan EFQM
Mükemmellik Modeli esas alınarak ve bu konuda özel yetiştirilmiş değerlendiricilerden oluşan ekipler tarafından
yapılmaktadır.
Ulusal kalite ödülü alan Sağlık kuruluşların isimleri
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
78
Sağlık Bakanlığı Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitimi ve Araştırma Hastanesi (Başarı Ödülü)2001
Sağlık Bakanlığı Eskişehir Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi (Juri Teşvik Ödülü)2005
Sağlık Bakanlığı Eskişehir Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi (Büyük Ödül)2006
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
79
SAĞLIK KURUMLARINDA
PERSONEL YÖNETİMİ ve
İNSAN KAYNAKLARI
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
80
Personel Yönetimi
Personel yönetimi, personelin örgüt bünyesine alınması, yerinde kullanılması, eğitimlerinin sağlanması, özlük haklarının
düzenlenmesi ve örgüt amaçlarına göre motivasyonlarının sağlanmasını içerir.
Personel Yönetiminin Amacı ve Görevleri
Personel yönetiminin amacı, örgütün gerçekleştirmek istediği hizmeti verebilmek için çalışanların beklentilerini ve örgüt
amaçlarını belirlemektir. Personel yönetiminin görevleri aşağıda sıralanmıştır:
Personel seçimini yapmak,
Personel kullanımını sağlamak,
Personelin sosyal güvenliğini sağlamak,
Personelin verimliliğini en yüksek seviyeye çıkarmak,
Örgütün iş yoğunluğunu tahmin etmek,
iş ve üretim standartlarını tespit etmek,
Standartlar tespit edildikten sonra örgütün iş yoğunluğuna göre insan gücü planlaması yapmak,
Her iş için gerekli personel niteliklerini tespit etmek.
Personel Yönetiminde Sistemler
Sistemler; sınıflandırma, kariyer ve liyakat sistemi olarak üçe ayrılır.
Sınıflandırma: Devlet, kamu hizmetleri görevlerini ve bu görevlerde çalışan devlet memurları görevlerinin gerektirdiği
niteliklere ve mesleklere göre sınıflara ayırır.
Kariyer Sistemi: Kariyer sistemine göre belli görevlere gelebilmek için yönetimin belli bölümlerinde çalışmak, belli
aşamaları geçmek gereklidir.
Kariyer: (meslek, uzmanlaşma) Devlet memurlarına, yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına
uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânını sağlar.
Belli görevlere gelebilmek için yönetimde belli aşamalardan geçilmesi gerekir. Örneğin, askerlerin (TSK
personelinin) belirli rütbelere gelebilmeleri için belirli rütbelerde belirli süre bekleyerek yükselmeleri kariyer sisteminin
gereklerindendir.
Kariyer sistemi ile yükseleceğini bilen persone l:
Kendini yükselme açısından güvende hisseder.
Hangi göreve ne zaman gelip gelemeyeceğini bilir.
Çalışmalarını ayarlar ve daha verimli çalışarak torpillere başvurmaz.
Personel sisteminin belirli kademelerini geçerek yükseldiğinden sistemin işleyişini ve görevlerini iyi bilir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
81
Kariyer sisteminin olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Bir üst göreve yükselmede her zaman en iyisini seçmek
mümkün olmayabilir. En iyisini seçmek yöneticinin çoğu zaman elinde değildir, Bu sistemi motivasyonu düşürür.
Liyakat Sistemi: Liyakat, belirli iş veya hizmetin gerektirdiği niteliklere sahip olmaktır.
Liyakat: (ehliyet, uygunluk, yeterlilik) Devlet, kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve
yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanmasında
devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır. Bu sistem;
Yükselme açısından personeli son derece isteklendirir.
Göreve, o görevi en iyi yapabilen kişi gelir.
iyi uygulandığında teşkilatlar dinamizm kazanır.
Kariyer sistemi ölçülerinde söz konusu göreve atanmayı bekleyenlerde küskünlük, çatışma ve huzursuzluk kaynağı
oluşturur. Asıl görevler ihmal edilir. Personel, gösterişe kaçan görevlere yönelir.Sağlık kurumlarında liyakat sistemi çok
önemlidir. insan hayatı bakımından kritik faaliyetlerin yerine getirildiği sağlık kurumlarında işe alınacak personelin işin
gerektirdiği bilgi, beceri ve ehliyete sahip olmaları gerekmektedir.
Personel Yönetim Süreci
İnsan kaynakları (personel) planlaması
Personel tedariki
Personelin geliştirilmesi ve değerlendirilmesi
Personelin ücretlendirilmesi
Personelin sağlık ve güvenliğinin korunması
Çalışma ilişkilerinin (iş-işveren) düzenlenmesidir
İnsan Kaynakları Yönetimi
Çalışanların etkili ve verimli bir biçimde çalıştırılmasıyla ilgili faaliyetler bütünü veya sistemidir.
Sağlık kurumlarında insan kaynakları yönetimi niçin önemlidir ?
Hizmet üretimi
Hizmet kalitesi
Maliyetler
Eğitim ve profesyonelleşme
İstihdam sorunları
TKY ve ekip çalışması
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
82
İnsan Kaynakları Yönetimi Performansı (4C Yaklaşımı)
Yeterlilik (Competence)
Bağlanma (Commitment)
Uyum (Compliance)
Maliyet Etkililik (Cost Effectiveness)
Yani;
Uyum: Bireysel amaçlarla, kurumsal amaçlar arasında tutarlılık sağlanması.
Bağlanma: Personelin kuruma karşı bağlılığı-sadakati.
Maliyet Etkililik: Personele yönelik harcamaların istenen sonuçları verebilmesi.
Yeterlilik: Personelin, kurumun etkili ve üretken üyesi olabilme derecesidir.
İnsan Kaynakları Yönetimi İlkeleri
Liyakat İlkesi: İşin niteliklerine en uygun iş görenin seçilmesidir.
İşe Girişte Eşitlik İlkesi: Dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı gözetmeksizin hiç
bir kişiye, zümreye ya da sınıfa ayrıcalık verilmemesidir.
Güvence İlkesi: İş görenin ağır kusuru bulunmadıkça işten uzaklaştırılmaması ve haklarının korunmasıdır.
Yansızlık İlkesi: İş görenlere eşit biçimde yaklaşılması; terfi, ücretleme, ödüllendirme ve cezalandırmada iş görenler
arasında ayrım yapılmaması.
Halef Yetiştirme İlkesi: Yöneticilerin, astlarını yönetsel pozisyonlar için hazırlamaları anlamına gelir. Yetki devri
en iyi halef yetiştirme yoludur.
Halef yetiştirme: Her yönetici görevini geçici ya da sürekli olarak doldurabilecek bir ast yetiştirmelidir yetki
devrini de teşvik edici niteliktedir Amirlerin makamlarının tehlikeye girebileceğini düşünmeleri, halef yetiştirmenin
önündeki en büyük engeldir.
Yönetim Geliştirme İlkesi: Yönetimde kusursuzluk mümkün değildir.
Bir yönetici için gelişme daima izlenecek bir hedef olmalıdır.
Bunun için sürekli eğitim ve gelişmeyi teşvik edecek hastane ikliminin yaratılması gereklidir.
İnsan Kaynakları Yönetiminde Güncel Konular
A-Küçülme:
Bir kurumun bilinçli olarak aldığı kararlar, uyguladığı stratejiler aracılığı ile personel sayısını, maliyetleri, işleri ve
süreçleri azaltması anlamına gelir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
83
Küçülmenin Yararları
Maliyetleri düşürmek,
Karar sürecini hızlandırmak,
Rakiplerin davranışlarına daha kısa sürede cevap verebilmek,
Haberleşmedeki bozulmaları azaltmak,
Daha çok sonuca dönük çalışır hale gelmek,
Örgüt içi süreçlerden çok müşteri gereksinmelerine odaklanmak,
Güçlendirmeyi hızlandırmak,
Verimliliği artırmak,
Yeni fikirlerin kısa sürede uygulanmasını sağlamak,
Sinerjiyi artırmak,
Kişisel sorumlulukları daha kolay izlemek.
Küçülme Stratejileri
İşten çıkartma
Yer değiştirme
Erken emeklilik
Kademe azaltma
Dış kaynaklardan yararlanma
B-Güçlendirme
(empowerment), personele, yeterliliğini yükseltmesi ve daha fazla sorumluluk üstlenmesi için uygun ortam ve olanakların
sağlanması olarak tanımlanabilir.
Dışsal Güçlendirme
Personeli katı kural ve emir komuta zincirinin dışına çıkarak, düşünmeye, yargıda bulunmaya, karar vermeye ve
uygulamaya yönlendirir.
Dışsal güçlendirme, personelin, kurum amaçlarına en fazla katkıyı yapan kararları alma ve uygulamada yeterli yetki
ve sorumlulukla donatılmasıdır.
İçsel Güçlendirme
İçsel güçlendirme, personelin kişilik ve duygusal yapısının geliştirilmesi anlamına gelmektedir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
84
İçsel güçlendirme, personele, yeterlilik, deneyim, atılganlık (girişimcilik), karizmatik özellikler kazandırmayı
hedeflemektedir.
Güçlendirme Süreci
Kurumsal koşulların incelenmesi
Yetki ve güç aktarılması
Sonuçların değerlendirilmesi
Personel yönetimi ile insan kaynakları yönetimi arasındaki farkları bir tabloyla özetlemek gerekirse;
Personel yönetimi
İş odaklı
Operasyonel faaliyet
Kayıt sistemi
Statik bir yapı
İnsan maliyet unsuru
Kalıplar ve normlar
Klasik yönetim
İşte çalışan insan
İç planlama
İnsan kaynakları
İnsan odaklı
Danışmanlık hizmeti
Kaynak anlayışı
Dinamik bir yapı
İnsan önemle bir girdi
Misyon ve değerler
Toplam kalite yöntemi
İşi yönlendiren insan
Stratejik planlama
Stratejik İK Yönetimi Klasik Personel Yönetimi
Planlama ve Strateji belirleme Tüm şirkete ait plan ve strateji
belirlemede rol almakta ve şirketin tüm
insan kaynakları ve fonksiyonlarını şirket
stratejisine nasıl yönlendireceği
konusunda karar almaktadır.
Sadece operasyonel boyutta planlamaya
katılmaktadır.
Yetki Yüksek düzeyde otorite yetkisi
bulunmaktadır. (örnek: İnsan
Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı)
Orta düzeyde yetkiye sahiptir
(örnek: Personel Direktörü)
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
85
Derinlik Tüm müdürler ve çalışanlar ile ilgilidir. Sadece çalışan personel ile ilgili ilgilidir.
Karar Verme Stratejik karar verme konusunda yetkiye
sahiptir.
Sadece operasyonel karar verme yetkisine
sahiptir.
Entegrasyon Şirket bünyesinde bulunan tüm
organizasyonel yapılarla entegre bir
şekilde çalışmaktadır.
Diğer bölümlerle çok az entegre
olmaktadır.
Koordinasyon Tüm İnsan Kaynakları fonksiyonlarını,
aktivitelerini koordine eder.
Tüm İnsan Kaynakları fonksiyonlarını
koordine etmez.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
86
ÜLKEMİZDE SOSYAL GÜVENLİK VE
SGK’NIN YENİ YAPISININ SAĞLIK
SEKTÖRÜ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
87
SOSYAL GÜVENLİK NEDİR?
Sosyal güvenlik (koruma) bireylerin ve toplumların ekonomik gelişmesine yönelik bir yatırımdır.
SGK’NIN TARİHÇESİ
Ülkemizde uzun yıllar tartışılan ve hemen hemen herkes tarafından çözümü arzulanan yapısal sorunlardan biri
olan Sosyal Güvenlik Sistemi. Bu sorun SGK’nın kurulmasıyla büyük ölçüde giderildi ve iyileşmeye devam
ediyor. SGK Türkiye’nin en genç kurumlarından birisi. Kurumsal kanunu 2006 yılında çıktı. 2008 in 10 uncu
ayında uygulamayla ilgili kanun çıktı. 2 tane kanunu var biri kurumsal yapıyı belirleyen kanun diğeri uygulamayı
belirleyen kanun.
Sosyal Güvenlik Kurumu, personel ve bütçe birleşmesinden sonra oluşan yapısıyla Türkiye’nin en önemli
kurumlarının başında gelmektedir. Hatta nüfusun tamamına sürekli hizmet veriyor olması nedeniyle de en
önemlisidir. Sosyal Güvenlik Kurumu olarak geçen kısa süre içinde reformun sağlıklı bir şekilde hayata
geçirilebilmesi için çok önemli adımlar atılmıştır. Bu dönemde Merkez ve taşra teşkilatları, değişim odaklı bir
vizyonla büyük ölçüde oluşturulmuş, vatandaş odaklı bir hizmetin yaygınlaştırılması anlamında yeni kurulan
Sosyal Güvenlik Merkezleri ile yeni bir döneme girilmiştir.
NİÇİN SGK
Tabi öncelikle bilmemiz gereken niçin SGK’ya ihtiyaç olmuştur? Niçin SGK kurulmuştur? SGK’dan önce
devlet bu hizmetleri SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur eliyle yapıyordu. Sosyal güvenlik kurumlarının verdiği
hizmet dediğimizde bunların 2 tanesi öne çıkıyor. Bunlardan birisi emeklilikle ilgili hizmetler, diğeri de sağlıkla
ilgili hizmetler. SGK şu an Türkiye’de nerdeyse tek sağlık hizmeti alıcısı. SGK Sağlık hizmetini devlet
hastanelerinden ya da özel sektörden alıyor. SGK’ya prim ödeyen tüm insanlar SGK’nın satın aldığımız
hizmetleri onlardan temin ediyorlar. İşte bu iki hizmet SGK’nın vitrininde olan ve vermesi gereken hizmetlerdir
KARŞILAŞILAN SORUNLAR
Bu hizmetleri insanlar alırken şöyle problemlerle karşılaşıyor lar. Sosyal Güvenlik, kavram olarak kutsal bir
kavram. Yani insana hizmet veren herkesin sahip çıkması gereken ve insan odaklı çalışan bir kurum olması
gerekiyorken bu 3 kurum Bağ-Kur, Emekli Sandığı ve SSK sosyal güvenlikle ilgili hizmet verirken insanlara
neredeyse eziyet ediyorlardı. Hizmet kaliteleri devlet kurumlarının bile en alt seviyesine düştü. Vatandaş
şikayetleri hat safhaya ulaştı. O kurumlardaki hizmet veren insanlarda neredeyse bunu kültür olarak
benimsemeye başladılar.
VE SGK KURULDU…
2006 yılında bu kurumsal yapı değişti. Genç SGK isminde bir kurum kuruldu. Bu 3 tane kurum SGK ya
devredildi. SGK’nın logosu bile vizyonunu ve misyonunu çok güzel ifade ediyor. SGK aynı zamanda zihinsel
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
88
değişimi de yapıyor. Sadece 3 tane kurum bir araya gelmiyor, zihinsel değişimi de yapan genç bir kurum oldu.
Bunu da şuradan anlıyoruz en büyük dönüşüm olarak empati kültürünü benimsedi bu kurum. Yani aslında bizim
değerlerimizde de olan kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına da yapma kültürünü benimsemiş bir
yapıya dönüştü. Bu zihinsel devrim çok önemliydi çünkü istediğiniz kadar reform yapın, istediğiniz kadar
kanunlarınızı değiştirin, istediğiniz kadar kanun maddeleri oluşturun o kanunları uygulayacak olan orada çalışan
insanlar. Siz insanların zihinsel dönüşümünü reformlarla paralel yapmazsanız istediğiniz kadar kanunları
değiştirin. Bu reformları yapan insanlar bunu bildikleri için zihinsel dönüşümü de gerçekleştirdiler.
2006 dan itibaren SGK memurlarını her konuda geliştirmeye çalışmıştır bunun içinde 2008 in 10 uncu
ayından itibaren halkla ilişkiler, iletişim, zaman yönetimi, mevzuatla ilgili, bilgisayar kullanımı ile ilgili eğitimler
verilmiştir. Her yılda eğitim verilmeye devam ediliyor. Her memur bu eğitimleri yılda 1 defa almak
zorundadır.Bu eğitimler değerli akademisyenler tarafından veriliyor. Bir insanın sorununu çözmeniz için önce
onu anlamanız gerekiyor. Doğru iletişim kurmak gerekiyor. Eski SSK da böyle bir anlayış yoktu.
SGK kurum olarak ilk 2 yılını çarkı devam ettirmeye çalışarak geçirmiştir. İnsanlara verilen hizmeti
kolaylaştırmak, hizmete erişimi kolaylaştırmak için harcamıştır.
NEDEN SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA REFORMA İHTİYAÇ DUYULMUŞTUR?
Nüfusun etkisi
Mevcut Sistemin yoksulluğa karşı koruma sağlayamaması
SGK’nın finansman açığının ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri
Bütün nüfusun koruma altına alınamaması
Mevcut Sosyal Güvenlik Kurumları sorunları
Son 30 Yılın En Önemli Reformu Hayata Geçirildi
Sosyal Güvenlik Kurumları arasındaki norm ve standart birliğini sağlayan mevzuat farklılıklarını gideren ve
uzun süre tartışılmasına rağmen bir türlü hayata geçirilemeyen Sosyal Güvenlik Reformunun temel
parametrelerini içeren 31.05.2006 tarihli 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu,
08.05.2008 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yasalaştı. Bu yasa ile Sigorta ve Genel Sağlık Sigortası
kapsamında tüm sigortalıların eşit sigorta ve sağlık hizmeti alabilmesi sağlandı.
Beş Puanlık Prim İndirimi İle Genç Ve Kadın İstihdamını Teşvik Eden İstihdam Paketi Yasalaştı
Ar-Ge teşviki, genç ve kadın istihdamının artırılması, özürlülerin çalıştırılmasının teşvik edilmesi ile işveren
priminden 5 puanlık prim indirimini öngören 15.05.2008 tarihli ve 5763 Sayılı İstihdam Paketini İçeren Kanun
yürürlüğe girmiş olup, bu teşvik uygulaması kapsamında, 2008 yılı Aralık ayı sonu itibariyle 1.483.736 işveren
ve 13.313.228 sigortalı teşvikten faydalandı.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
89
“Taşra Koordinasyon Kurulu” Oluşturuldu
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun merkez ve taşra birimleri arasında gerekli koordinasyonu sağlayarak iş ve
işlemlerin aksamadan yürütülmesini koordine edip, sorunların giderilmesine yardımcı olmak amacıyla
“Taşra Koordinasyon Kurulu” oluşturuldu.
Kurumdaki, merkez-taşra ve iller arasındaki iletişimi daha sağlıklı ve hızlı yürütmek, sorunlara
zamanında ve doğru bir şekilde müdahale etmek, uygulamalarda iller arası birlikteliği ve eşgüdümü
sağlamak amacıyla “Koordinatör İl Müdürlüğü” uygulaması başlatıldı. Koordinatör il müdürleri ve
merkez teşkilatı üst düzey yöneticileri her ay bir araya gelmek suretiyle yapılan toplantılarda bugüne
kadar taşradan iletilen ve yıllardır çözüme kavuşmayan bir çok sorun, çözüme kavuşturuldu.
BÜROKRASİNİN KALDIRILMASI VE E-DEVLET UYGULAMALARI KONUSUNDA YAPILAN
ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR
1- Sağlık Karneleri Kaldırıldı :
Sağlık karnesi uygulaması kaldırılarak, bunun yerine emekliler için doğrudan kimlik belgeleri ile sağlık
kuruluşlarına başvuru imkanı sağlandı. Aktif sigortalılar ve bakmakla yükümlü olunan kişiler için ise, yalnızca
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
90
bir defa Kurum ünitelerine müracaat etmek suretiyle aktivasyon işlemi yapılarak sağlık karnesi yerine kimlik
belgeleri ile sağlık kuruluşlarında tedavi imkanı sağlandı
2- Yurt Dışında Yaşayan Vatandaşlara Yönelik Yurt-Danış Birimi Kuruldu
Yurtdışında çalışan sigortalıların Sosyal Güvenlik Mevzuatı yönünden bilgilendirilmeleri ile iş ve işlemlerin
takibinin kendilerince yapılabilmesi amacıyla; telefonla takibe imkân veren 8 personelden oluşan ve 444 3201
nolu telefon ile ulaşılan Yurt-Danış birimi açılmış olup, bu birimde aylık ortalama 4500 – 5000 civarındaki
başvuruya cevap verilmektedir. Ayrıca e-posta ile de iş takibinin aracısız kendileri tarafından yapılabilmesi
sağlandı.
3- T.C. Kimlik No ile Gelir ve Aylık Alma İmkanı Getirildi :
Sadece T.C Kimlik numarası bulunan geçerli bir kimlik kartı ile hak sahiplerinin gelir/aylıklarını alabilmeleri
imkanı sağlanarak kimlik kartı dışındaki belgeler kaldırılmış, kırtasiye ve zaman israfı önemli ölçüde azaltıldı
4- Sağlık Kurulları Kaldırıldı :
5797 sayılı Kanunla 2022 sayılı Kanunda değişiklik yapılarak Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü bünyesinde
daha önce oluşturulmuş olan Sağlık Kurulları kaldırılarak aylık bağlama işlemlerinde, il veya ilçe idare
kurullarının alacakları muhtaçlık kararları ile birlikte kanunun gerektirdiği hallerde yetkili hastanelerden alınan
sağlık kurulu raporlarının esas alınması sağlandı.
5- Bağımsız Çalışanlarla İlgili On-Line Tescil İşlemi Hayata Geçti:
Bağımsız sigortalının on-line tescil işlemi, 2 Haziran 2008 tarihinde uygulamaya geçti. Bu kapsamdaki
sigortalıların Gelir İdaresine kayıt yaptırmalarıyla sigortalılık tescili de on-line olarak yapılmaya başlandı.
6- Kurumun Web Sayfasında “Bilgi Bankası” Oluşturuldu:
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, hizmet verdiği kişi ve kurumların bilgi edinme ihtiyaçlarını karşılamak üzere
hazırlanan, sistematik bir şekilde geliştirilen, mevzuat ve kurumsal işleyişlerdeki değişikliklere paralel olarak
güncellenen ve kamuda ilk defa uygulanan Bilgi Bankası uygulaması 2009 yılı Mart ayında www.sgk.gov.tr web
sayfasından kullanılmak üzere hayata geçirildi.
7- Yaşlı, Kimsesiz Ve Güçsüz Vatandaşların Maaş Kuyruklarına Son Verildi:
65 yaşını doldurmuş, güçsüz ve kimsesiz vatandaşlarımıza ve özürlülere ödenen aylıkların en seri ve sağlıklı
şekilde yapılmasını sağlayarak vatandaşlarımızın sıkıntılarını ortadan kaldırmak amacıyla PTT’nin 3100’ü aşkın
noktaya yayılmış otomasyona açık merkez, şube ve acenteliklerinden yararlanılmasını olanaklı kılan protokol,
Mayıs 2008 tarihinde imzalanarak bu konudaki sorun çözüldü.
8- 85 Yaş Üzeri Yaşlılar İle Özürlülere Maaşlarını Evlerinde Ödeme İmkanı Getirildi:
85 yaş üzeri yaşlılar ile %70 ve üzeri özür oranı bulunan vatandaşlardan talepte bulunan yaklaşık 30.000
vatandaşımızın ikametinde Eylül 2008 ödeme döneminden itibaren ödeme yapılmasına başlandı.
9- Ödemelerde PTT Şubeleri Devreye Koyularak Oluşan Kuyruklar Önlendi
10-3 Ayrı Kuruma Verilen İşe Giriş Ve İşten Çıkış Belgeleri Tekleştirildi
11- Bağ-Kur Kaydı Olmadığına İlişkin Belgelerin İnternetten Alınabilme İmkanı Sağlandı
12-Borcu Yoktur Yazılarının İnternetten Alınması Sağlandı
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
91
13- Bilgi Edinme Sistemi Etkinleştirildi
SAĞLIK ALANINDA YAPILAN ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR
1- Genel Müdürlük Teşkilat Yapısı Oluşturuldu
Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğünün etkin ve verimli çalışması amacıyla Yönetim Kurulunun 19
Aralık 2008 tarihli ve 496 sayılı Kararı ve Bakanlık Makamının 23 Aralık 2008 tarihli onayıyla; GSS Genel
Müdürlüğü 7 adet Daire Başkanlığı kurularak görev ve fonksiyonları belirlendi.
2- Geçmiş Dönem Kapatılmayan Avans Hesapları Kapatıldı
Geçmiş dönemlere ait İncelemelerin yapılmamış olması nedeniyle son 3 yıllık açık olan avans hesapları ile
ilgili yoğun bir çalışma başlatıldı. Bu kapsamda incelemeyle ilgili yeni yöntemler geliştirilerek geçmiş
dönemlere ilişkin 385 milyon eczane reçetesi ile çok sayıda hastane faturası incelemesi tamamlanarak avans
hesapları kapatıldı.
3- Katılım Payı ve Aile Hekimliğinden Sevk Zinciri Uygulaması Başlatıldı
Bu dönemde sağlık sisteminin finansal açıdan sürdürülebilmesi için gerekli önlemler alındı. Bu kapsamda ilk
olarak gelişmiş ülke uygulamaları örnek alınarak “Muayene Katılım Payı Ve Aile Hekimliğinde Sevk Zinciri
Uygulaması” 4 pilot ilde başlatıldı.
4- Medula V3 İşletime Açılarak Hastane, Eczane ve Optik İşlemlerinde On-Line Uygulama ve Elektronik
SUT uygulaması hayata geçirildi
Sağlık harcamalarının denetim ve kontrolünde önemli rol oynayacak MEDULA'nın yeni versiyonu (Medula
V3) 01.04.2009 tarihinde işletime açıldı.
Medula kapsamında toplam 3.134 Hastane, 22.739 Eczane, 4.372 Optikçi ile on-line işlem yapılmaya başlandı.
Sağlık Uygulama Tebliğinde yazılı kuralların elektronik ortamda takibini sağlamaya yönelik elektronik SUT
uygulaması 1 Nisan 2009 tarihi itibariyle uygulamaya geçti. Uygulamayla denetimlerde elektronik kontrol
imkanı getirilirken, on-line işleyen bir sistem devreye girmiş oldu
MEDULLA NEDİR= Genel Sağlık Sigortası (GSS) Türkiye'deki sosyal güvenlik kurumları olan Emekli
Sandığı, Bağkur, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), Yeşilkart'ı tek bir çatı altında, GSS çatısı altında toplamayı
hedeflemiştir. Medula bu çalışmanın bilişim ayağıdır. Devlet hastaneleri, özel hastaneler, üniversite hastaneleri,
diyaliz merkezleri ve daha bir çok sağlık kuruluşunun verdikleri hizmet, kullandıkları tıbbi malzeme ve ilaçların
bedelinin geri ödeme kurumu tarafından ödenmesi için GSS Medula web servislerini kullanmaları
gerekmektedir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
92
5- Medula’nın Tescili Sağlandı
Tasarım ve yazılımının tamamı kurum çalışanları tarafından dizayn edilen ve SGK’nın sağlık sisteminde
önemli yeri olan, tüm verilerin yer aldığı MEDULA Sistemi, 29.04.2009 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı
tarafından SGK Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü adına KAYIT ve TESCİL edildi.
6- Komisyonların Oluşumu Tamamlandı
Bu dönemde sağlık hizmetlerine ilişkin bedellerin tespiti, tıbbi ve ekonomik değerlendirmelerin daha sağlıklı
yapılabilmesi amacıyla 5510 sayılı Kanunda yer alan komisyonların oluşum çalışmaları tamamlandı. Konuyla
ilgili yönetmelik çalışmaları bitirilerek komisyonlar çalışmaya başladı. Kurulan iki önemli komisyon aşağıda
bulunmaktadır.
• Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu
• Tıbbi ve Ekonomik Değerlendirme Komisyonu
7- Bölge Sağlık Kurulları Uygulaması Başlatıldı
Malul durumda bulunan vatandaşlarımızla ilgili olarak sadece Ankara’da değerlendirilen, maluliyet
taleplerinin bölgelerinde ivedilikle sonuçlandırabilmesi, yetersiz yada eksik bilgi ile düzenlenmiş raporların
hazırlandığı hastaneler ile iletişim sağlayabilmek amacı ile Yönetim Kurulunun 22.01.2009 tarih, 2009/03 sayılı
kararı ile Bölge Sağlık Kurullarının 9 ilde oluşturulması kararı alındı ve bu illerimizde uygulama başlatıldı.
8- 16 İlde bulunan Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’ne İlave Olarak 12 İlde Daha SSGM Hayata Geçti
Sağlık sektörünün talepleri de dikkate alınarak inceleme ve denetimlerin daha kısa sürelerde sonuçlanabilmesi
ve etkinliğin sağlanması amacıyla 15 ilde daha yeni Sağlık sosyal Güvenlik Merkezi kurulma kararı alınarak
12’si hayata geçirildi.
9- Sağlıkta Denetim Çalışmaları Başlatıldı
a. Pilot Denetimler
Sağlık alanında yaşanan suiistimallerinin önlenmesi ve olağanüstü artış gösteren kurumların önlenmesi amacıyla
ilk defa bu dönemde denetim çalışmaları başlatıldı. Pilot il olarak seçilen Ankara ilinde 14 hastanede yapılan
denetimlerde önemli suiistimaller tespit edildi.
ÖRNEK OLAY: Türkiye genelinde her eczanede ayda en fazla 3 tane satılan ve fiyatı 8000 lira olan bir ilaç
A eczanesinde 100 tane satılıyor ve bu sistemde belli oluyor. Bu olay eczacı ile doktorun anlaşmasıyla
gerçekleşiyor. O eczaneye su istimal denetimi yapıp o eczane hakkında hukuki işlem yapılıyor. Önceden bunlar
denetlenemiyordu
b.Hastanelere Bilgilendirme Mektubu Gönderildi.
2033 özel hastane, 79 üniversite hastanesine dikkat etmeleri gereken hususları içeren mektup gönderildi.
c.86.660 Vatandaşımıza Mektup Gönderildi.
2008 Yılında kendisi için 10.000 TL ve üzerinde harcama yapılan 86.660 sigortalımıza bilgilendirici mektup
gönderildi.
d. Denetim Genelgesi Yürürlüğe Konuldu.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
93
Sağlık hizmet sunucularının denetiminde uygulama birliği sağlayan usul ve esasları içeren 2009/89 sayılı
“Denetim Genelgesi” yürürlüğe konuldu.
e.Eczane ve Hastane Denetim Rehberleri Oluşturuldu.
Denetimlerde etkinlik ve verimliliğin sağlanması, uygulama birliğinin tesisi amacıyla eczane ve hastane denetim
rehberi hazırlanarak uygulamaya konuldu.
10-İlaçla İlgili Önemli Çalışmalar Başlatıldı
a.İlaçta Kare-Barkod Uygulaması ile İlgili Çalışmalar Tamamlandı.
İlaç güvenliği, sahte ilaçlara ve küpüre karşı koruma, piyasa kontrolü açısından bilgi sağlama gibi getirileri
bulunan projeyle ilgili yönetmelik ve yasa değişiklikleri gerçekleştirilmiş, Sağlık Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel
Müdürlüğü ile ortak çalışmalar yürütülmüştür. Uygulamanın 01.01.2010 tarihi itibariyle tüm ilaç sektörünün
sisteme entegrasyonu planlanmıştır.
b.Tıbbi Malzeme Provizyon Sistemi çalışmalar Başlatıldı.
Tıbbi malzemelerle ilgili işlemekte olan genel bir sistem bulunmadığından tıbbi malzeme provizyon sisteminin
kurulması amacıyla Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü ile bir komisyon oluşturulmuş ve 2008 yılında gerekli
çalışmalar başlatılmıştır. Bu kapsamda UBB’nda kayıtlı olup kesinlikle ödenmeyecek malzemeler tespit
edilmiştir.
c. İlaç Provizyon Sistemindeki Düzenlemelerle İsraf Önemli Ölçüde Önlendi.
Provizyon sisteminde maksimum doz kontrolü, cinsiyet ve yaş kontrolü gibi kontroller tekrar gözden
geçirilerek bu kontrolleri eksik olan ilaçlara bu doğrultuda yeni kontroller eklenmiştir.
Aynı anda birlikte kullanılmaması gereken farklı etken maddeli ilaçlar için provizyon sisteminde var olan eşlenik
liste; Kardiyoloji, Gastroenteroloji, Göğüs Hastalıkları sahasında kullanılan bütçeye oldukça yük getiren, fakat
aynı alanda kullanılan bilimsel komisyonlarca uygun görülen ilaç gruplarında eşlenik uygulama sı
genişletilmiştir.
d.İskonto Oranları İle Ödeme Bandında Değişiklik Yapılarak Önemli Ölçüde Tasarruf sağlandı.
09.05.2008 tarihinde orijinal ilaçlar için uygulanmakta olan baz iskonto oranı %4’ten %11’e çıkarılmış ve
jenerikler ile eşitlenmiştir. Son olarak 4 Aralık 2009 tarihinde yapılan değişiklikle, iskonto oranları % 11’den %
23’e çıkarılarak ilaçta çok önemli bir tasarruf sağlanmıştır.
Eşdeğer grup içerisinde ödemeye esas band en ucuz ilacın birim fiyatının %22 fazlasından %15 fazlasına
düşürülmüş, ve ilgili tebliğ yürürlük tarihi 01.08.2009 dan geçerli olmak üzere 20.06.2009 tarihinde Resmi
Gazetede yayımlanmıştır.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
94
DİĞER ÖNEMLİ UYGULAMAR
ACİL VAKALARDA SORGULAMA YOK
SGK ile birlikte sorgusuz sualsiz, prim ödemeye bakılmaksızın, sadece kimlikle sağlık hizmeti alacak olanlar
da var: l Kendilerinin ya da ana-babalarının sosyal güvencesine bakılmaksızın 18 yaşın altındaki çocuklar,
Tıbben bakıma muhtaç olanlar,
vaka olarak sağlık kuruluşlarına giriş yapanlar,
İş kazası ya da meslek hastalığına uğramış olanlar,
Bulaşıcı hastalığa yakalanmış olanlar,
Koruyucu sağlık hizmeti almak için ya da zararlı bağımlılıktan kurtulmak için sağlık kuruluşuna müracaat
edenler,
Gebelik ve doğumla ilgili tüm işlemler (muayene, tetkik, tahlil, doğum, ameliyat) için başvuran kadınlar.
PROTEZDE KATILIM PAYI EN COK ASGARİ UCRETN YUZDE 75i KADAR
Hastalardan alınacak katılım payı, sağlık hizmetinin türüne göre değişecek. Örneğin ayakta tedavilerle diş
hekimi muayenelerinde 2 YTL katılım payı alınacak. Burada katılım payı ile hazineye gelir sağlamaktan ziyade,
ihtiyaç olmadığı halde muayene talebinde bulunanları azaltmak amacı güdülüyor.
Ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri ile ayakta tedavide sağlanan ilaçlar için farklı bir katılım payı
uygulanacak.
Bu malzemeler için SGK tarafından uygulanacak katılım payı, ürünün fiyatının yüzde 10`u ila yüzde 20`si
arasında değişecek. Ancak ortez, protez ve iyileştirme araçları için hastadan alınacak katılım payı asgari ücretin
yüzde 75`ini geçemeyecek.
TÜP BEBEKTE ÜST LİMİT YOK
Tüp bebek denemelerinde birinci denemede yüzde 30, ikinci denemede ise yüzde 25`i hasta tarafından
karşılanacak. Ancak burada protez ve diğer iyileştirme araçlarından farklı olarak hastanın ödeyeceği parada üst
limit belirlenmedi.
Yeşil kart sahipleri, vatansızlar ile sığınmacılar ve 65 yaş/ özürlü aylığı alanlar, katılım payı ödemiş olsalar da
bunlara, yaptıkları ödemeler SGK tarafından geri verilecek
KRONİK HASTALIKTA KATILIM PAYI YOK
SGK kapsamında kimlerin, hangi hallerde katılım payı ödemeyeceği belirlendi:
İş kazası ile meslek hastalığı halleri ile askeri tatbikat ve manevralarda sağlanan sağlık hizmetleri,
Doğal afet ve savaş halinde sağlanan sağlık hizmetleri,
Aile hekimliği muayeneleri ve kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri,
Kronik hastalıklar ile doku, organ ve kök hücre nakilleri,
SGK tarafından talep edilen kontrol muayeneleri için,
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
95
İstiklal Madalyası verilmiş olanlar, şeref aylığı alanlar, vatani hizmet tertibi aylığı alanlardan,
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu`ndan korunma ve rehabilitasyon hizmeti alanlardan,
Harp malullüğü aylığı ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alanlardan,
Vazife malullerinden,
Askeri okullar ile polis okullarında okuyanlardan, herhangi bir katılım payı alınmayacak.
SEVK ZİNCİRİ İÇİN ÖNCE AİLE HEKİMLİĞİ YAYGINLAŞACAK
Sağlıkta dönüşüm projesi kapsamında, sağlık sektöründe hizmet veren tüm kuruluşlar 1., 2. ve 3. basamak
sağlık kuruluşu olarak sınıflandırıldı. GSS uygulamasında da bu sınıflandırma esas alınacak ve kişilerin 1.
basamaktan başlamak üzere gerekli sağlık kurumlarına gitmeleri gerekecek. Ancak bu sevk zincirinin tam olarak
hayata geçebilmesi için şuan 22 ilde uygulanmakta olan aile hekimliği uygulamasının tüm ülkeye
yaygınlaştırılması gerekiyor. Bunun için de iki yıllık bir geçiş süreci öngörüldü.
SAĞLIK KARNESİ YERİNE ÇİPLİ KART
SGK’NIN GSS (Genel Sağlık Sigortası) uygulamaya konulmasıyla birlikte şu an pilot bölgelerde uygulaması
devam eden ve sağlık karnesinin yerine kart kullanımını öngören sistem hayata geçecek. Böylece kişilere sağlık
karnesi verilmeyecek, sadece sosyal güvenlik ve kimlik bilgilerinin yer aldığı çipli kartlar verilecek. Yeni
sistemde tipik bir tedavi süreci şöyle işleyecek;
Hastalar kendilerine verilen kartlarla sağlık kuruluşlarına başvuracak,
Sağlık kuruluşu bu kartı kendi bilgisayarına okutacak ve SGK`dan otomatik olarak hastanın bilgileri
doğrulanacak,
Hasta için sağlık kuruluşunda yapılan tüm işlemler ve yazılan ilaçlar bu karta yazılacak,
Hasta muayene sonrasında, sahip olduğu kartla eczaneye gidecek ve kartı kendi bilgisayarına okutan eczane
hastaya ilaçlarını verecek. Yeni sistem sayesinde kişilerin bütün hastalıkları ve kullandıkları ilaçlara dair bilgiler
dijital ortamda saklanmış olacak. Böylece hem genel olarak sistemin kontrolü kolaylaşacak hem de kişilerin
sağlık bilgileri kayıt altına alınmış olacak.
FİYAT FARKI YÜZDE 30`LA SINIRLI
GSS`de, katılım payından başka bir de fiyat farkı uygulaması var. GSS ile birlikte SGK tüm sağlık sisteminin
yegane finansörü durumuna geldi. SGK sağlık hizmetleriyle ilgili olarak kamu hastanelerine ilave olarak özel
sağlık kuruluşları (tıp merkezleri, dal merkezleri, poliklinikler, özel hastaneler, vakıf üniversitesi hastaneleri) ile
de anlaşma yapabilecek. Tüm sigortalılar da SGK’nın anlaşma yaptığı bu kuruluşlara başvurabilecek. Ancak bu
özel kuruluşlar kamu hastanelerinden farklı olarak hastalardan fark ücret (muayene farkı) talep edebilecek.
SGK`DAN İSTENİYOR
1 Temmuz 2008`den önce özel sağlık kuruluşları hastalardan, verdikleri hizmetin SGK tarafından belirlenen
ücreti kadar fark isteyebiliyorlardı. Ancak Bakanlar Kurulu özel hastanelerin isteyebilecekleri bu farkı yüzde 30
olarak sınırlandırdı.
Örneğin sağlık kuruluşlarınca hastalara yapılacak göz muayenesinin SGK tarafından 150 YTL olarak
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
96
belirlendiğini varsayalım. Bu muayene ücretinin 30 YTL`sini SGK karşılıyor olsun. 15 Haziran`da özel
hastaneye göz muayenesi için başvuran Selim Bey`den hastane, muayene ücretinin SGK tarafından
karşılanmayan 120 YTL`sinin tamamını isteyebiliyordu. 1 Temmuz`da hastane tarafından istenebilecek fark
ücret yüzde 30`la sınırlandırıldığından Selim Bey`in ödeyeceği maksimum tutar (150 x 0,30) 45 YTL olacaktır.
HALK UYANIK OLMALI
Fiyat farkı uygulamasında vatandaşlarımızın da dikkatli ve uyanık olmaları gerekiyor. Zira SGK ile anlaşmalı
sağlık kuruluşlarının Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen yüzde 30 fiyat farkından daha fazla ücret talep
etmeleri mümkün değildir. Diğer taraftan gazi aylığı ve şeref aylığı, nakdi tazminat ve aylık, harp malulü aylığı
ile terörle mücadele kapsamında aylık alanlardan kamu hastanelerince özel veya vakıf hastanelerine sevk
edilenlerden hiçbir surette fiyat farkı alınmayacaktır
ACİL HALLERDE TÜM HASTANELER AÇIK
G Sağlık karnesi yerine çipli kart SS sistemi kapsamında sigortalılar kamu hastaneler ine ilave olarak
(üniversite hastaneleri dahil) SGK ile anlaşması olan tüm özel sağlık kuruluşlarına başvurabilecek. Acil hallerde
ise SGK ile anlaşması olmayan özel kuruluşlara da başvurabilecek.
Örneğin, Özel "XXX Hastanesi"nin SGK ile sözleşmesi yok. 12 Haziran 200X tarihinde gece yarısı hastanenin
aciline başvuran memur Cemil Bey`e hastanece gerekli müdahale ve yardımlar yapılacaktır. Cemil Bey için
yapılan acil müdahale ve yardımların tamamı SGK`ya fatura edilecek ve SGK tarafından ödenecektir.
PEKİ ÖZEL HASTANELERDE DURUM NE?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) özel hastaneleri sınıflandırmak için çeşitli standartlar belirledi. Hastaneler
hasta haklarına verdikleri önem, yatak başına düşen hemşire sayısı, ameliyathane oda sayısı, hasta ve çalışan
güvenliği gibi unsurlar dikkate alınarak puanlanacak. Puanı yüksek olan hastaneler, sigortalılardan yüzde 70’e
kadar fark ücreti alacak. E grubu hastaneler yüzde 30 fark ücreti alabilirken bu oran, hastanenin sınıfına göre
yüzde 40, 50, 60 ve 70’e kadar çıkabilecek. En üst gruptaki A grubu hastaneler yüzde 70’e kadar fark ücreti
alacak.
Hastaneler yılda bir kez puanlanacak. Hizmet kalitesini düşüren özel hastanenin puanı kırılıp bir alt gruba
gönderilecek. Böylece alacağı fark ücreti de düşecek. Yeni sisteme göre hastane, çalışanlarına ne kadar yüksek
maaş öderse o kadar çok puan alacak. Bu kriterde hastanenin çalışanları adına yatırdığı sigorta primi dikkate
alınacak. Primini tam yatıran hastane, bir üst grupta yer alarak yüksek fark ücreti alabilecek. Hastaneler, her yıl 1
Ocak itibarıyla aldıkları hastane puanını hastaların görebilecekleri bir yere asacaklar
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
97
SAĞLIK KURUMLARINDA
DIŞ KAYNAK YÖNETİMİ
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
98
HASTANELERDE DIŞ KAYNAK KULLANIMI
Dış kaynaklardan yararlanma kavramı özellikle son on yılda oldukça yaygınlaşmış ve önem
kazanmıştır. Hastaneler kaliteli, etkin ve verimli hizmet sunumunu gerçekleştirirken bir yandan da
bütçelerini optimal kullanarak maliyetlerini kontrol altına almaları gerekmektedir. Bu dengenin
sağlanmasında hastane yönetimlerine önemli görevler düşmektedir. Yönetimlerin aldıkları stratejik
kararlar hastanelerin gelecekleri açısından çok önem taşımaktadır. Çoğunlukla hastaneler yönetim
araçlarını kullanarak başarılı olmak amacındadırlar.
Sağlık hizmetlerinde yaşanan değişim ve gelişim hizmet sunumunda da bir takım yeniliklerin
oluşumuna neden olmaktadır. Hastanelerin çok karmaşık bir yapıya sahip olması, Hizmetin
kaliteli sunulması gerekliliği, hizmet sunucuları arasındaki rekabet, artan maliyet baskısı,
teknolojinin sürekli yenilenmesi ve hizmeti alanların beklentilerinde yaşanan değişim sunulan
sağlık hizmetlerini ve hizmetlerin yönetiminin önemini her geçen gün artırmaktadır.
Hastanelerde özellikle; yemekhane, temizlik, güvenlik, Hastane Bilgi Yönetim Sistemleri
alanında dış kaynak kullanımı yapılmaktadır. Ancak, ülkemizde klinik hizmetlerinde pek
uygulanmamaktadır.
Dış Kaynak Kullanımı’nın sağladığı avantajlar ve uygulanma sürecinde yaşanılan bir takım
sorunlar olmaktadır. Bu avantajlardan bazıları; maliyetlerin azaltılması, kaliteli hizmetin
sunumunun sağlanması ve hastanenin temel yeteneklere odaklanmasını sağlamaktadır.
Uygulama sürecinde yaşanılan sorunlardan bazıları ise; yüklenicilerin yetersiz oluşu, çalışanlar
arasında kuruma olan güven yitimi, yüklenicinin kurumla yaşadığı uyum sorunları sayılabilir.
Dış Kaynak Kullanımı Kavramı ve Tanımı
İşletmelerin, sadece kendi sahip oldukları yetenek ve becerileri esas alan işlerin dışındaki; öz
veya temel yeteneklerin kullanılmadığını işlerin, işletme dışından kendi alanında uzmanlaşmış başka
işletmelerden almasına “outsourcing” veya “dış kaynak kullanımı” denir. Hastane organizasyonları
daha önceleri yemek hizmetleri ve temizlik hizmetlerinde dış kaynak kullanımı uygulamasına
giderken, bugün ise sağlık bakım maliyetlerini düşürmek ve yüksek standartlı sağlık bakım hizmetini
sağlamak için birçok alanda dış kaynak kullanımı yapmaktadırlar.
Dış Kaynak Kullanımının Özellikleri ve Dış Kaynak Kullanımını Ortaya Çıkaran Gelişmeler
Dış Kaynak Kullanımının özelliklerini sıralayacak olursak; işletmelerin finanssal kaynaklarından
etkin bir şekilde yararlanmasını sağlayan, uzun vadeli çözüm üreten, birçok faaliyetin dış kaynaklar
aracılığıyla sağlanmasına yardımcı olan, hangi faaliyetlerin tedarikçi işletmelerden yararlanarak
gerçekleştirilmesi gerektiğine karar verilen, işletmeleri en iyi yaptığı iş üzerine yoğunlaştıran, ama iş
kaybı anlamına gelmeyen bir yöntem özellikleri arasında sayılabilir.
Dış Kaynak Kullanımını ortaya çıkaran gelişmeler genellikle işletmelerin sadece maliyet
endişelerine bağlanmaktadır. Şüphesiz maliyet önemli olmakla beraber, işletmelerin DKK nedenlerini
sadece maliyet düşürmekle ile sınırlamak doğru olmaz. İşletme ler için her zaman maliyet önemli
olmuştur, ancak işletmelerin DKK nedenleri farklılık göstermektedir. hastane işletmelerinin dış
kaynak kullanımı uygulamasına gitmesinde üç önemli sebep bulunmaktadır. Bunlar;
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
99
Temel (öz) yeteneklere odaklanmak
Maliyetleri düşürmek,
Hastane içinde yapılamayan faaliyetlerde uzmanlıklar elde etmektir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
100
1993 yılında Britanya çapında yapılan bir çalışmada DKK’nı gerektiren faktörler Tablo da
verilmiştir
Tabloda tespit edilen durum DKK’nın kullanımını gerektiren faktörlerin başında,
maliyetlerin düşürülmesi yer almaktadır. Bu durum günümüzde de işletmelerin dış kaynak
kullanmalarında önemli bir neden oluşturmaya devam etmektedir. Dış kaynak kullanım nedenleri
arasında, hizmet kalitesi, uzmanlık, temel yeteneklere odaklanma gibi nedenlerde yer almaktadır.
Bu durum DKK’ nın stratejik bir yönetim aracı olmasını sağlamaktadır
Dış Kaynak Kullanımının Avantajları
Asıl amacı kar maksimizasyonu olan işletmeler, bu amaçlarını gerçekleştirme anlamında
çeşitli tereddütler taşımaktadır. Artan rekabet ortamında giderlerini azaltarak temel yeteneğine
odaklamayı tercih eden, bu strateji çerçevesinde de dış kaynak kullanım yolunu seçen firmalar için
dış kaynak kullanmanın sağladığı avantajlar;
İşletmenin asıl faaliyet konusuna odaklanmasını sağlar.
Geniş ve esnek kaynak havuzu maliyet ve teknoloji risklerinin azalması
Operasyon maliyetlerinin azaltılması yatırım maliyetlerinin azaltılması
Teknolojik yenilikleri takip etme ve bilgi teknolojilerini doğru kullanmak
Sabit maliyetin değişkene dönüştürülmesi ve maliyetlerin önceden bilinmesi
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
101
DIŞ KAYNAK KULLANIMININ VERİMLİLİK ÜZERİNE ETKİLERİ
Hastanelerde dış kaynak kullanımının maliyetleri düşürmeye yardımcı olduğu, dış kaynak
kullanımı ile verimlilik arasında olumlu bir ilişki olduğu gözlenmiştir. Böylece dış kaynak
kullanımının hastanelerde verimliliği artırıcı etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Dış Kaynak Kullanımının Dezavantajları (Outsourcing'in Dezavantajları)
Hazırlık maliyetleri
Kontrol maliyetleri ve tedarikçi firma üzerinde kontrolün kaybedilmesi
Niteliksiz bir tedarikçi firmanın seçilmesi
İşletmelerin yeteneklerini kaybetmesi
Personel üzerindeki kontrolün kaybedilmesi
Çalışanlar üzerindeki etkileri
Esneklik kaybı
Kısa vadeli ekonomik amaçlara odaklanma
HASTANELERDE DIS KAYNAKLARDAN YARARLANMA NEDENLERİ
Hastanelerde dış kaynaklardan yararlanma yönteminin baslıca ihtiyaç nedenleri; yönetimde
esneklik sağlama, verimliliği artırma, hastane ve çalışan tatminini artırma, maliyetleri azaltma,
yönetimde karmaşıklığı giderme, temel yeteneklere odaklanma, gelişen tıp teknolojilerini takip
etme, hizmet kalitesini artırma, optimum kaynak dağılımını sağlama, riski azaltma, kontrol dışı
fonksiyonların denetimini sağlama, zaman tasarrufu sağlama, çağdaş yönetimi sağlama,
organizasyonel küçülmeyi sağlamak içindir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
102
Dış Kaynak Kullanım Süreci
Dış kaynak kullanımı mantıksal ve sistematik bir sürecin yürütülmesi ile etkin
olabilmektedir. Bu süreç dış kaynak kullanımı ihtiyacının ortaya çıkmasıyla başlayan ve tedarikçi
ile etkin ilişkilerin sürdürülmesiyle biten dokuz aşamadan oluşmaktadır. Bir önceki aşama
gerçekleşmeden bir sonraki aşamaya geçilmez. Bu süreç işletmelerin etkin ve hedeflediği faydaları
elde edebileceği bir dış kaynak kullanımı ilişkisi kurmasını ve bu ilişkiyi sürdürmesini
sağlayacaktır.
Hastane Organizasyonu ve Dış Kaynak Kullanımı
Kökeni itibarı ile en eski organizasyonlar olan hastaneler bugün, toplumda önemli bir yere
sahiptir. Bunun başlıca iki nedeni bulunmaktadır. Birincisi hastanelerde tedavi edici ve koruyucu
sağlık hizmetinin veriliyor olmasıdır. Kişilerde bilinç düzeyinin yükselmesi ile birlikte
hastanelerin bu rolünün daha da artacağı kuşkusuzdur. Çünkü en gelişmiş tıbbi teknolojiden ve
laboratuardan yararlanarak tedavi olmak, düzenli hemşirelik bakımı almak, ancak hastanelerde
mümkün olabilmektedir. Hastaneleri önemli hale getiren ikinci neden verilen hizmetin maliyetinin
çok yüksek olmasıdır. Hastane maliyetlerinin yüksek olmasının nedeni kullanılan malzeme ve
ekipmanlarının fiyatları ile istihdam edilen personelin ücretlerinin diğer sektörlere göre daha
yüksek olmasıdır
Hastanelerdeki Maliyet Oluşumunun Nedenleri
Dünyada sağlık hizmetleri alanında yaşanan son gelişmeler, sağlık hizmetlerinde gittikçe
artan maliyetlerin bir şekilde önüne geçmeyi zorunlu kılmaktadır. Sağlık hizmetlerinde
maliyetlerin gittikçe yükselmesinin ve en gelişmiş ülkeleri bile neredeyse çözümsüz konumda
bırakmasının üç temel nedeni vardır. Bunlar;
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
103
Sağlık hizmetlerinin ve özellikle hastanelerin ileri teknoloji ürünü cihazları yoğun olarak
kullanması ve modern teknolojinin maliyetler üzerinde artan baskısı,
İletişim tekniklerinin gelişmesi ve küreselleşme sonucunda dünyanın her yerinde, verilen her
türlü hizmetin ülke vatandaşları tarafından bilinir ve istenir hale gelmesi,
Tıp biliminde yaşanan büyük gelişmelerle, erken ölümlerin önüne büyük ölçüde geçilmesi,
birçok hastalığın tanınır ve tedavi edilir duruma getirilmesi ve böylece dünyada yaşlı nüfus
oranında ve beklenen ömür ortalamasında yaşanan büyük artışlar sonucu, yaş faktörünün sağlık
hizmetlerinin pahalı kısmının kullanımındaki yüksek orandır
SONUÇ
Kökeni itibarı ile en eski organizasyonlar olan hastaneler bugün, toplumda önemli bir yere
sahiptir. Bunun başlıca iki nedeni bulunmaktadır. Birincisi hastanelerde tedavi edici ve koruyucu
sağlık hizmetinin veriliyor olmasıdır. Sağlıklı yaşamak her insanın ihtiyacıdır ve insanların sağlıklı
yaşamalarında hastaneler önemli rol oynamaktadır.
Hastaneleri önemli hale getiren ikinci neden verilen hizmetin maliyetinin çok yüksek
olmasıdır. Hastane maliyetlerinin yüksek olmasının nedeni kullanılan malzeme ve ekipmanlarının
fiyatları ile istihdam edilen personelin ücretlerinin diğer sektörlere göre daha yüksek olmasıdır.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
104
ALIM USULLERİ
1. DOĞRUDAN TEMİN
2. İHALE YÖNTEMİ
3. AVANS
TANIM: “Bu Kanunda belirtilen hallerde ihtiyaçların, idare tarafından davet edilen isteklilerle teknik
şartların ve fiyatın görüşülerek doğrudan temin edilebildiği usul”
“Aşağıda belirtilen hallerde ihtiyaçların ilân yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temini
usulüne başvurulabilir”
“Bu maddeye göre yapılacak alımlarda, ihale komisyonu kurma ve 10 uncu maddede sayılan yeterlik
kurallarını arama zorunluluğu bulunmaksızın, ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler
tarafından piyasada fiyat araştırması yapılarak ihtiyaçlar temin edilir.”
Yöntemle Getirilen Kolaylıklar
Bu usulde teminat (geçici/kesin) alınması ve ilan yapılması zorunlu değildir.
İhale komisyonu kurulması ve ihale kararı alınması zorunlu değildir.
İhale dokümanı hazırlanması ve yaklaşık maliyet tespiti zorunlu değildir.
Şartname hazırlanması ve sözleşme yapılması zorunlu değildir.
Yazılı teklif alınması ve pazarlık yapılması zorunlu değildir.
4734 Sayılı Kanunun 10’uncu maddesinde belirtilen yeterlik kriterlerinin aranılması zorunlu
değildir.
İhalelere katılmaktan yasaklamanın bulunup bulunmadığının teyidi zorunlu değildir.
Getirilen Zorunluluklar
Piyasa fiyat araştırması için yazılı “en az bir kişi” görevlendirilmelidir.
Başka bir idarenin çalışanı piyasa araştırması için görevlendirilebilir mi?
Görevlendirilen kişi/kişiler piyasada fiyat araştırması yapmalıdır.
Uygun olan kişiden alım yapılmadan önce, harcama yetkilisinden onay alınmalıdır.
Belli bir süreyi gerektiren işlerde, alımın sözleşmeye bağlanması zorunludur.
İHTİYACIN TEK SATICIDAN KARŞILANMASI
“a) İhtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğinin tespit
edilmesi.”
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
105
Fiyat araştırması yapılacak mıdır?
Tek kaynaktan temin edilen mallara/hizmetlere ilişkin form
Bu bende dayanılarak belli bir marka veya model temin edilebilir mi?
İHTİYAÇLA İLGİLİ ÖZEL BİR HAKKA SAHİP OLMAK
“b) Sadece gerçek veya tüzel tek kişinin ihtiyaç ile ilgili özel bir hakka sahip olması.”
Gerçek veya tüzel kişinin ihtiyaç ile ilgili çeşitli nedenlerle özel bir hakka sahip olmasını ifade
eder.
Belirli bir akademik kişiden eğitim, fikir ve sanat eseri, bilimsel yayın gibi alımlar
Fiyat araştırması yapılacak
STANDARDİZASYON VE UYUM ZORUNLULUĞUNA DAYALI ALIMLAR
“c) Mevcut mal, ekipman, teknoloji veya hizmetlerle uyumun ve standardizasyonun
sağlanması için zorunlu olan mal ve hizmetlerin, asıl sözleşmeye dayalı olarak düzenlenecek ve
toplam süreleri üç yılı geçmeyecek sözleşmelerle ilk alım yapılan gerçek veya tüzel kişiden
alınması.”
• Mevcut mal, ekipman, teknoloji veya hizmetlerle uyumun ve standardizasyonun sağlanması
için zorunlu
• Esas bir sözleşme olacak
• Toplam süresi üç yılı geçmeyecek?
• İdarelerin teknik birimlerince saptamalar yapılmalıdır.
• Diğer idarelerden de teknik yardım alınabilir.
22/a – b – c bentlerine göre yapılacak piyasa araştırması
Malı ilgili tek kaynaktan alan diğer kamu/özel tüzel kişiliklerine veya gerçek kişilere malın
satış fiyatı
Aynı mal daha önce ilgili tek kaynaktan alındıysa, daha önceki alım bedelinin tedavüldeki Türk
parası cinsinden ise ÜFE kullanılarak güncellenmesi, döviz cinsinden ise tespit tarihinde
geçerli TCMB Döviz Alış Kuru üzerinden güncellenmesi
İlgili tek kaynaktan istenen proforma fatura
Ticaret Odası, Sanayi Odası veya Meslek Odası’ndan ve varsa üretim ve/veya satış yapan
kurum ve kuruluşlardan alınan fiyatlar
Diğer (açıklanacaktır)
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
106
(D) BENDİNDE YER ALAN PARASAL SINIR KAPSAMINDA YAPILAN ALIMLAR
38.144,00 TL ve 12.709,00 TL
Büyükşehir belediyesi sınırları (5216, Geçici 2. Madde “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte;
büyükşehir belediye sınırları, İstanbul ve Kocaeli ilinde, il mülkî sınırıdır. Diğer büyükşehir
belediyelerinde, mevcut valilik binası merkez kabul edilmek ve il mülkî sınırları içinde kalmak
şartıyla, nüfusu birmilyona kadar olan büyükşehirlerde yarıçapı yirmi kilometre, nüfusu
birmilyondan ikimilyona kadar olan büyükşehirlerde yarıçapı otuz kilometre, nüfusu
ikimilyondan fazla olan büyükşehirlerde yarıçapı elli kilometre olan dairenin sınırı büyükşehir
belediyesinin sınırını oluşturur.)
Bu sınırlar içerisinde bulunan ilçe belediyeleri de ihtiyaçlarını temin edebilir.
Üniversitelerin sınır dışında bulunan yüksekokulları da ihtiyaçlarını merkezden karşılamak
kaydıyla, bu sınırla alım yapabilirler
Bu bent kapsamında yapılacak yapım işlerinde fiyat araştırması, Yapım İşleri Uygulama
Yönetmeliği’nde belirlenen yaklaşık maliyetin hesaplanmasına ilişkin esas ve usullere göre
yapılmalıdır.
Belirlenen limiti aşacağı anlaşılan alımlar ihale yoluyla temin edilir.
İhale yoluyla yapılması gereken bir işin kısımlara bölünerek doğrudan teminle yapılması
sorumluluk doğuracaktır.
Belirlenen parasal limitlere KDV dahil midir?
İşin niteliğine göre idareler bu bende göre yapacakları günlük ve küçük ölçekli alımlar için
genel bir onay belgesi düzenleyebilecekleri gibi, her bir alım için de onay belgesi
düzenleyebilirler.
“Ancak, anılan Kanunun 22 nci maddesinin (d) bendinde belirtilen parasal limit dahilinde
yapılan alımlarda, alım yapılacak gerçek veya tüzel kişinin Kurumun internet sayfasındaki
yasaklılar listesinde bulunup bulunmadığının kontrol edilmesi ve yasaklı olduğunun
belirlenmesi durumunda, söz konusu kişiden alım yapılmaması gerekmektedir.” İhale Genel
Tebliği
TEMSİL AĞIRLAMA KAPSAMINDAKİ ALIMLAR
22/d bendi kapsamında yapılacak temsil ağırlama faaliyetleri herhangi bir parasal limite tabi
değildir.
Temsil ağırlama kapsamında yapılacak bütün alımlar ihalesiz olarak yapılamaz.
Konaklama, seyahat ve iaşeye ilişkin giderler
Çiçek giderleri, karşılama, açılış, resepsiyon harcamaları bu kapsamda değildir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
107
TAŞINMAZ MAL ALIMI VEYA KİRALANMASI
Taşınmazın rayici, yeri, özellikleri onay belgesine eklenir
Kira artış oranları için genel bütçeli idarelerde Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen artış
oranları sözleşmeye konulacak, diğer idarelerde ise… (Kamu İdarelerinin Taşınmaz
Kiralamalarına İlişkin Genelge Genel yönetim kapsamındaki idareleri kapsar)
Kiralamalar 4734 Sayılı Kanun hükümlerine göre hizmet alımı şeklinde yapılabileceği gibi,
satın almalar da mal alımı şeklinde ihale edilebilir.
Doğrudan teminin f bendi
1. Özelliğinden ve Belli süre içinde kullanılma zorunluluğundan dolayı stoklanması
ekonomik olmayan (Özelliğinden dolayı stoklama imkanı olmayan) Bozulan
malzemeler gibi.VEYA;
1. Acil durumlarda kullanılacak olan
2. Aşı, ilaç, serum, anti serum, ortez, protez, kan ve kan ürünleri gibi uygulama esnasında
hastaya göre belirlenebilen ve hastaya özgü tıbbi sarf malzemeleri, test ve tetkik sarf
malzemeleri alımları
DOĞRUDAN TEMİN VE DAMGA VERGİSİ UYGULAMASI
Sözleşme ve karar damga vergisi kesilecek midir?
İdare tarafından oluşturulacak 3 kişilik komisyon bulunması halinde karar damga vergisi kesilir
mi?
44 Seri Nolu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği
ÖDEME BELGESİNE EKLENECEKLER
Onay Belgesi,
Piyasa Fiyat Araştırması Tutanağı,
Düzenlenmesi gerekli görülmüş ise sözleşme,
Fatura,
Muayene ve kabul komisyonu tutanağı, kabul işleminin idarece yapılması halinde ise idarece
düzenlenmiş belge,
Mal ve malzeme alımlarında, taşınır işlem fişi,
Taşınır işlem fişi, aşağıda belirtilen taşınır mal alımlarında ödeme belgesine bağlanmaz.
1) Satın alındığı andan itibaren tüketimi yapılan su, doğalgaz, kum, çakıl, bahçe toprağı, bahçe
gübresi ve benzeri madde alımları,
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
108
2) Makine, cihaz, taşıt ve iş makinelerinin servislerde yapılan bakım ve onarımlarında kullanılan
yedek parçalar ile doğrudan taşıtların depolarına konulan akaryakıt, likit gaz ve yağ alımları,
3) Dergi ve gazete gibi süreli yayın alımları.
Kamu kurum ve kuruluşlarından doğrudan temin yöntemi ile alım yapılabilir mi?
DOĞRUDAN TEMİN
Yaklaşık Maliyet Hazırlanması gerekli midir?
En az kaç yerden fiyat araştırması yapılmalıdır?
Fiyat Araştırması için kaç kişi görevlendirilmelidir?
Yasaklı olanlardan alım yapılabilir mi?
İş Deneyim Belgesi Düzenlenebilir mi?
Birden fazla mal kalemi alınması halinde kısmi alım yapılabilir mi?
Sözleşme imzalanması halinde KİK payı tahsil edilecek midir?
Gerçekçi piyasa araştırma yapılmaması durumunda kamu zararı ortaya çıkar mı?
Geçici Personel İstihdamı yapılabilir mi?
Doğrudan temin yöntemi ile alımlarda ihale kayıt numarası alınacak mıdır? (Doğrudan Temin
Kayıt Formu temini takip eden ayın onuncu gününe kadar doldurulduktan sonra internet
üzerinden gönderilecektir.)
Doğrudan temin yöntemi ile yapılan alımlarda fiyat farkı ödenebilir mi?
Doğrudan temin yönteminde iş artışı yapılabilir mi?
Doğrudan temin yöntemi ile yapılan alımlarda yasaklama verilebilir mi?
“Yapılan alımlarda ortaya çıkan fiil veya davranışların Türk Ceza Kanununa göre suç
teşkil etmesi; bu fiil veya davranışlar için ceza sorumluluğuna ilişkin hükümlerin
uygulanmasına engel teşkil etmez.”
KDV tevkifatı bu yöntemle yapılan alımlarda da uygulanacak mıdır?
Doğrudan teminle yapılan alımlarda SSK’dan ilişiksiz belgesi aranır mı?
Doğrudan Temin Yöntemi İle Yapılan Alımlarda Kik’in İptal Yetkisi Var mıdır?
“Kurum gerekli gördüğü takdirde, bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık
bulunduğuna ilişkin iddiaları da inceler ve sonuçlandırır”
BU TAMAMEN KALKMIŞ DURUMDADIR!!!
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
109
KİK’in 21.09.2004 tarih ve 2004/UM.Z-1241 sayılı kararında “Alımın doğrudan temin yöntemi
ile yapılabilip yapılamayacağına dair şikayetleri Kurumun inceleyip sonuçlandırabileceği,
ancak belirtilen kanun maddesi ve açıklamalar karşısında doğrudan temin usulü ile yapılan
alımların içeriğine ilişkin şikayetlerin incelenmesinin Kurumun görev alanına girmediği,”
ifadelerine yer verilmiştir.
Doğrudan Temine İlişkin Sayıştay Kararları
Sayıştay 3. Dairesinin 03.04.2007 tarihli kararı “Doğrudan teminle alımlarda da temel ilkeler
gözetilerek piyasa araştırması yapılması gerektiği, piyasa araştırmasının sağlıklı yapılmaması
nedeni ile oluşan kamu zararından saymanın sorumlu tutulmaması gerektiği”
Sayıştay 8. Dairesinin 14.03.2006 tarih ve 5737 tutanak nolu kararı “Doğrudan teminde de
piyasa araştırması yapılması gerektiği hk.”
İzlenilecek yol:
İdarelerce İhtiyacın Tespiti
Onay Belgesinin Düzenlenmesi
Görevlendirme yapılması
Piyasa fiyat araştırması yapılması
Fiyatın harcama yetkilisi tarafından onaylanması
4734 62/ı’ya göre % 10 sınır kontrolü
Alımın yapılması
Ödeme
AVANS
5018 Sayılı Kanunun 35’inci maddesi
Bütçe İçi Avans
Harcama yetkilisinin uygun görmesi ve karşılığı ödeneğin saklı tutulması kaydıyla,
ilgili kanunlarda öngörülen haller ile gerçekleştirme işlemlerinin tamamlanması
beklenilemeyecek ivedi veya zorunlu giderler için avans vermek veya kredi açmak
suretiyle ön ödeme yapılabilir. Verilecek avansın üst sınırları merkezî yönetim bütçe
kanununda gösterilir.
İllerde, kuruluş merkezlerinde, büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçeler ve nüfusu
50.000’i geçen ilçelerde 850,00 TL, Diğer İlçelerde 450,00 TL.
Bütçe Dışı Avans
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
110
“Sözleşmesinde belirtilmek ve yüklenme tutarının yüzde otuzunu geçmemek üzere,
yüklenicilere, teminat karşılığında bütçe dışı avans ödenebilir. İlgili kanunların bütçe
dışı avans ödenmesine ilişkin hükümleri saklıdır.”
Kamu idarelerinin bütçesinde kendisine ödenek tahsis edilen her bir merkez harcama birimi
için yalnızca bir mutemet görevlendirilir.
Ödenek gönderme belgesiyle ödenek verilen harcama yetkilileri ise kendilerine bağlı her bir
birim için birer mutemet görevlendirebilir.
Bir bütün oluşturan, ancak ayrı ayrı yerlerde bulunan askeri birimler ile kurumların her biri için
ayrı mutemet görevlendirilebilir.
Ayrıca, zorunluluk bulunması ve harcama yetkilisi onayında belirtilmesi koşuluyla;
Taşıtların akaryakıt, yağ, bakım, onarım ve işletme giderleri,
için birden fazla mutemet görevlendirilebilir.
Verilen taşıt avansı diğer alımlar için kullanılamaz.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
111
SAĞLIK KURUMLARINDA
SATIN ALMA
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
112
ELEKTRONİK KAMU ALIMLARI PLATFORMU (Ek Madde-1)
Bu Kanun kapsamında yapılan ihalelerde; bu Kanunun 13 üncü maddesi hükümleri saklı kalmak
üzere, ilan, ihale dokümanının hazırlanması ve verilmesi, katılım ve yeterliğe ilişkin belgelerin
sunulması, tekliflerin hazırlanması, sunulması ve değerlendirilmesi, ihalenin karara bağlanması ve
onaylanması, kesinleşen ihale kararlarının bildirilmesi ve sözleşmenin imzalanması gibi ihale süreciyle
ilgili aşamalar ile her türlü bildirimler kısmen veya tamamen, Kurum tarafından oluşturulan Elektronik
Kamu Alımları Platformu üzerinden gerçekleştirilebilir.
Elektronik Kamu Alımları Platformunun kurulması ve işletilmesi ile ihale sürecinde elektronik
araçların kullanımına ilişkin esas ve usuller Kurum tarafından belirlenir.
Bu Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca yapılacak bütün ilanlar aynı zamanda Elektronik Kamu
Alımları Platformunda da yayımlanır.
Bu Kanun kapsamındaki alımlarda aday veya isteklilerin yeterliğinin tespitine ilişkin olarak
Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden sistemler kurulabilir. Bu sistemlerin kurulması,
kurdurulması, denetlenmesi, yetkilendirilen kuruluşların yetkilerinin iptal edilmesi veya tedbir
niteliğinde kararlar alınması hususlarında Kurum yetkilidir.
TANIMLAR(Madde-4)
Tedarikçi : Mal alımı ihalesine teklif veren gerçek veya tüzel kişileri veya bunların
oluşturdukları ortak girişimleri,
İstekli : Mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalesine teklif veren tedarikçi, hizmet
sunucusu veya yapım müteahhidini,
İhale Yetkilisi : İdarenin, ihale ve harcama yapma yetki ve sorumluluğuna sahip kişi veya
kurulları ile usulüne uygun olarak yetki devri yapılmış görevlilerini,
Bütçeyle ödenek tahsis edilen her bir harcama biriminin en üst yöneticisi harcama yetkilisidir.
Başvuru belgesi : Belli istekliler arasında ihale usulünde ön yeterliğe katılan aday tarafından
yeterliğinin tespitinde kullanılmak üzere sunulan belgeleri,
İhale dokümanı : İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinde; isteklilere
talimatları da içeren idari şartnameler ile yaptırılacak işin projesini de kapsayan teknik
şartnameler, sözleşme tasarısı ve gerekli diğer belge ve bilgileri,
Ön proje : Belli bir yapının kesin ihtiyaç programına göre; gerekli arazi ve zemin araştırmaları
yapılmadan, bilgilerin halihazır haritalardan alındığı, çevresel etki değerlendirme ve fizibilite
raporları dahil elde edilen verilere dayanılarak hazırlanan plân, kesit, görünüş ve profillerin
belirtildiği bir veya birkaç çözümü içeren projeyi,
Kesin proje : Belli bir yapının onaylanmış ön projesine göre; mümkün olan arazi ve zemin
araştırmaları yapılmış olan, yapı elemanlarının ölçülendirilip boyutlandırıldığı, inşaat sistem ve
gereçleri ile teknik özelliklerinin belirtildiği projeyi,
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
113
Uygulama projesi : Belli bir yapının onaylanmış kesin projesine göre yapının her türlü
ayrıntısının belirtildiği projeyi,
İhale : Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin
istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını
müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri,
Teklif : Bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde isteklinin idareye sunduğu fiyat teklifi ile
değerlendirmeye esas belge ve/veya bilgileri,
TEMEL İLKELER(Madde-5)
İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde;
saydamlığı,
rekabeti,
eşit muameleyi,
güvenirliği,
gizliliği, kamuoyu denetimini,
ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve
kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.
İHALE KOMİSYONU(Madde-6)
İhale yetkilisi, biri başkan olmak üzere, ikisinin ihale konusu işin uzmanı olması şartıyla, ilgili idare
personelinden en az dört kişinin ve muhasebe veya malî işlerden sorumlu bir personelin katılımıyla
kurulacak en az beş ve tek sayıda kişiden oluşan ihale komisyonunu, yedek üyeler de dahil olmak
üzere görevlendirir.
İhaleyi yapan idarede yeterli sayı veya nitelikte personel bulunmaması halinde, bu Kanun
kapsamındaki idarelerden komisyona üye alınabilir.
Gerekli incelemeyi yapmalarını sağlamak amacıyla ihale işlem dosyasının birer örneği, ilân
veya daveti izleyen üç gün içinde ihale komisyonu üyelerine verilir.
İHALE İŞLEM DOSYASI(Madde-7)
İhalesi yapılacak her iş için bir işlem dosyası düzenlenir. Bu dosyada:
ihale yetkilisinden alınan onay belgesi ve eki yaklaşık maliyete ilişkin hesap cetveli,
ihale dokümanı, ilân metinleri,
adaylar veya istekliler tarafından sunulan başvurular veya teklifler ve diğer belgeler, ihale
komisyonu tutanak ve kararları gibi ihale süreci ile ilgili bütün belgeler bulunur.
YAKLAŞIK MALİYET (Madde-9)
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
114
Mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalesi yapılmadan önce idarece, her türlü fiyat araştırması
yapılarak katma değer vergisi hariç olmak üzere yaklaşık maliyet belirlenir ve dayanaklarıyla birlikte
bir hesap cetvelinde gösterilir. Yaklaşık maliyete ihale ve ön yeterlik ilânlarında yer verilmez,
isteklilere veya ihale süreci ile resmî ilişkisi olmayan diğer kişilere açıklanmaz.
ŞARTNAMELER(Madde-12)
İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin teknik kriterlerine ihale dokümanının
bir parçası olan teknik şartnamelerde yer verilir. Belirlenecek teknik kriterler,
verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olacak,
rekabeti engelleyici hususlar içermeyecek ve
bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlayacaktır.
Teknik şartnamelerde, varsa ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu
sağlamaya yönelik düzenlemeler de yapılır. Bu şartnamelerde teknik özelliklere ve
tanımlamalara yer verilir. Belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün
belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer
verilmeyecektir.
Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmaması veya teknik özelliklerin
belirlenmesinin mümkün olmaması hallerinde "veya dengi" ifadesine yer verilmek şartıyla
marka veya model belirtilebilir.
İHALE İLÂN SÜRELERİ VE KURALLARI İLE ÖN İLAN(Madde -13)
Bütün isteklilere tekliflerini hazırlayabilmeleri için yeterli süre tanımak suretiyle;
a) Yaklaşık maliyeti 8 inci maddede yer alan eşik değerlere eşit veya bu değerleri aşan ihalelerden;
1) Açık ihale usulü ile yapılacak olanların ilânları, ihale tarihinden en az kırk gün önce,
2) Belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılacak olanların ön yeterlik ilânları, son başvuru
tarihinden en az ondört gün önce,
3) Pazarlık usulü ile yapılacak olanların ilânları, ihale tarihinden en az yirmibeş gün önce,
Kamu İhale Bülteninde en az bir defa yayımlanmak suretiyle yapılır.
İHALE USULLERİ VE UYGULAMASI (Madde-18)
Uygulanacak ihale usulleri
İdarelerce mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerinde aşağıdaki usullerden biri uygulanır:
a) Açık ihale usulü.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
115
b) Belli istekliler arasında ihale usulü.
c) Pazarlık usulü.
AÇIK İHALE USULÜ(Madde-19)
Açık ihale usulü, bütün isteklilerin teklif verebildiği usuldür.
BELLİ İSTEKLİLER ARASINDA İHALE USULÜ(Madde -20)
Belli istekliler arasında ihale usulü, yapılacak ön yeterlik değerlendirmesi sonucunda idarece davet
edilen isteklilerin teklif verebildiği usuldür. Yapım işleri, hizmet ve mal alım ihalelerinden işin
özelliğinin uzmanlık ve/veya ileri teknoloji gerektirmesi nedeniyle açık ihale usulünün
uygulanamadığı işlerin ihalesi ile yaklaşık maliyeti eşik değerin yarısını aşan yapım işi ihaleleri bu
usule göre yaptırılabilir.”
PAZARLIK USULÜ(Madde-21)
Aşağıda belirtilen hallerde pazarlık usulü ile ihale yapılabilir:
a) Açık ihale usulü veya belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılan ihale sonucunda teklif
çıkmaması.
b) Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya
idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak
yapılmasının zorunlu olması.
c) Savunma ve güvenlikle ilgili özel durumların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak
yapılmasının zorunlu olması.
d) İhalenin, araştırma ve geliştirme sürecine ihtiyaç gösteren ve seri üretime konu olmayan
nitelikte olması.
e) İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin özgün nitelikte ve karmaşık olması
nedeniyle teknik ve malî özelliklerinin gerekli olan netlikte belirlenememesi.
f)İdarelerin yaklaşık maliyeti (127.154.- Türk Lirasına) kadar olan mamul mal, malzeme veya
hizmet alımları.
DOĞRUDAN TEMİN(Madde-22)
Aşağıda belirtilen hallerde ihtiyaçların ilân yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temini
usulüne başvurulabilir:
a) İhtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğinin tespit edilmesi.
b) Sadece gerçek veya tüzel tek kişinin ihtiyaç ile ilgili özel bir hakka sahip olması.
c) Mevcut mal, ekipman, teknoloji veya hizmetlerle uyumun ve standardizasyonun sağlanması
için zorunlu olan mal ve hizmetlerin, asıl sözleşmeye dayalı olarak düzenlenecek ve toplam
süreleri üç yılı geçmeyecek sözleşmelerle ilk alım yapılan gerçek veya tüzel kişiden alınması.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
116
f) Özelliğinden ve belli süre içinde kullanılma zorunluluğundan dolayı stoklanması ekonomik
olmayan veya acil durumlarda kullanılacak olan ilaç, aşı, serum, anti-serum, kan ve kan
ürünleri ile ortez, protez gibi uygulama esnasında hastaya göre belirlenebilen ve hastaya özgü
tıbbî sarf malzemeleri, test ve tetkik sarf malzemeleri alımları.
YÖNTEMLE GETİRİLEN KOLAYLIKLAR
Bu usulde teminat (geçici/kesin) alınması ve ilan yapılması zorunlu değildir.
İhale komisyonu kurulması ve ihale kararı alınması zorunlu değildir.
İhale dokümanı hazırlanması ve yaklaşık maliyet tespiti zorunlu değildir.
Şartname hazırlanması ve sözleşme yapılması zorunlu değildir.
Yazılı teklif alınması ve pazarlık yapılması zorunlu değildir.
4734 Sayılı Kanunun 10’uncu maddesinde belirtilen yeterlik kriterlerinin aranılması zorunlu
değildir.
İhalelere katılmaktan yasaklamanın bulunup bulunmadığının teyidi zorunlu değildir.
GETİRİLEN ZORUNLULUKLAR
Piyasa fiyat araştırması için yazılı “en az bir kişi” görevlendirilmelidir.
Başka bir idarenin çalışanı piyasa araştırması için görevlendirilebilir mi?
Görevlendirilen kişi/kişiler piyasada fiyat araştırması yapmalıdır.
Uygun olan kişiden alım yapılmadan önce, harcama yetkilisinden onay alınmalıdır.
Belli bir süreyi gerektiren işlerde, alımın sözleşmeye bağlanması zorunludur.
İhale ve ön yeterlik dokümanının içeriği ve idari şartnamede yer alması zorunlu
hususlar(Madde-27)
İhale dokümanında; isteklilere talimatları da içeren idari şartnameler ile yaptırılacak işin projesini de
kapsayan teknik şartnameler, sözleşme tasarısı ve gerekli diğer belge ve bilgiler bulunur. Ön yeterlik
dokümanında ise adaylarda aranılan şartlara, ön yeterlik kriterlerine ve gerekli diğer belge ve bilgilere
yer verilir.
İdari şartnamede ihale konusuna göre asgari aşağıdaki hususların belirtilmesi zorunludur:
a) İşin adı, niteliği, türü ve miktarı, hizmetlerde iş tanımı.
b) İdarenin adı, adresi, telefon ve faks numarası.
c) İhale usulü, ihale tarih ve saati ile tekliflerin nereye verileceği.
d) İsteklilere talimatlar.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
117
e) İsteklilerde aranılan şartlar, belgeler ve yeterlik kriterleri.
f) İhale dokümanında açıklama isteme ve yapılma yöntemleri.
g) Tekliflerin geçerlilik süresi.
k) İhale kararının alınmasından sözleşmenin imzalanmasına kadar uygulanması gereken ve bu
Kanunda belirtilen usul ve esaslar.
l) İhalenin sadece yerli isteklilere açık olup olmadığı ve yerli istekliler lehine fiyat avantajı
uygulanıp uygulanmayacağı.
m) Teklif ve sözleşme türü.
n) Geçici ve kesin teminat oranları ile teminatlara ait şartlar.
o)İhale saatinden önce ihalenin iptal edilmesinde idarenin serbest olduğu.
p) Bütün tekliflerin reddedilmesi ve ihalenin iptal edilmesinde idarenin serbest olduğu.
Tekliflerin ve Başvuruların Sunulması(Madde-30)
Tekliflerin hazırlanması ve sunulması
Teklif mektubu ve geçici teminat da dahil olmak üzere ihaleye katılabilme şartı olarak istenilen bütün
belgeler bir zarfa konulur. Zarfın üzerine
İsteklinin adı, soyadı veya ticaret unvanı,
Tebligata esas açık adresi,
Teklifin hangi işe ait olduğu ve
İhaleyi yapan idarenin açık adresi yazılır.
Zarfın yapıştırılan yeri istekli tarafından imzalanır ve mühürlenir.
Tekliflerin ve Başvuruların Sunulması(Madde-30)
Teklif mektupları yazılı ve imzalı olarak sunulur. Teklif mektubunda ihale dokümanının tamamen
okunup kabul edildiğinin belirtilmesi, teklif edilen bedelin rakam ve yazı ile birbirine uygun olarak
açıkça yazılması, üzerinde kazıntı, silinti, düzeltme bulunmaması ve teklif mektubunun ad, soy ad
veya ticaret unvanı yazılmak suretiyle yetkili kişilerce imzalanmış olması zorunludur.
Tekliflerin Değerlendirilmesi(Madde-36)
A-Tekliflerin alınması ve açılması
Teklifler ihale dokümanında belirtilen ihale saatine kadar idareye verilir. İhale komisyonunca ihale
dokümanında belirtilen saatte kaç teklif verilmiş olduğu bir tutanakla tespit edilerek, hazır bulunanlara
duyurulur ve hemen ihaleye başlanır. İhale komisyonu teklif zarflarını alınış sırasına göre inceler. 30
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
118
uncu maddenin birinci fıkrasına uygun olmayan zarflar bir tutanak ile belirlenerek değerlendirmeye
alınmaz. Zarflar isteklilerle birlikte hazır bulunanlar önünde alınış sırasına göre açılır.
B-Tekliflerin alınması ve açılması
İsteklilerin belgelerinin eksik olup olmadığı ve teklif mektubu ile geçici teminatlarının usulüne uygun
olup olmadığı kontrol edilir. Belgeleri eksik veya teklif mektubu ile geçici teminatı usulüne uygun
olmayan istekliler tutanakla tespit edilir. İstekliler ile teklif fiyatları ve yaklaşık maliyet tutarı
açıklanır. Bu işlemlere ilişkin hazırlanan tutanak ihale komisyonunca imzalanır. Bu aşamada; hiçbir
teklifin reddine veya kabulüne karar verilmez, teklifi oluşturan belgeler düzeltilemez ve
tamamlanamaz. Teklifler ihale komisyonunca hemen değerlendirilmek üzere oturum kapatılır.
Yaklaşık maliyetin üzerindeki teklifler
İhale komisyonu;
a) Yaklaşık maliyet hesaplanırken değerlendirilmeyen her hangi bir husus olup olmadığını,
b) Yaklaşık maliyet güncellenerek tespit edilmişse, güncellemenin doğru yapılıp yapılmadığını,
c) Verilen teklif fiyatlarının piyasa rayiç fiyatlarını yansıtıp yansıtmadığını,
Sorgulayarak verilen teklifleri yaklaşık maliyete göre mukayese eder ve bütçe ödeneklerini de göz
önünde bulundurarak, teklif fiyatlarını uygun bulması halinde ekonomik açıdan en avantajlı teklifi ve
varsa ikinci teklifi belirlemek veya verilen teklif fiyatlarını uygun bulmaması halinde ihalenin iptaline
karar vermek hususunda takdir yetkisine sahiptir.
Bütün Tekliflerin Reddedilmesi ve İhalenin İptali(Madde -39)
İhale komisyonu kararı üzerine idare, verilmiş olan bütün teklifleri reddederek ihaleyi iptal etmekte
serbesttir. İhalenin iptal edilmesi halinde bu durum bütün isteklilere derhal bildirilir. İdare bütün
tekliflerin reddedilmesi nedeniyle herhangi bir yükümlülük altına girmez. Ancak, idare isteklilerin
talepte bulunması halinde, ihalenin iptal edilme gerekçelerini talep eden isteklilere bildirir.
İhalenin karara bağlanması ve onaylanması(Madde-40)
37 ve 38 inci maddelere göre yapılan değerlendirme sonucunda ihale, ekonomik açıdan en avantajlı
teklifi veren isteklinin üzerinde bırakılır.
Ekonomik açıdan en avantajlı teklif, sadece fiyat esasına göre veya fiyat ile birlikte;
• İşletme ve bakım maliyeti,
• Maliyet etkinliği,
• Verimlilik, kalite ve teknik değer
gibi fiyat dışındaki unsurlar da dikkate alınarak belirlenir. Ekonomik açıdan en avantajlı teklifin fiyat
dışındaki unsurlar da dikkate alınarak belirleneceği ihalelerde, ihale dokümanında bu unsurların
parasal değerleri veya nispi ağırlıkları belirlenir.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
119
Kanunun 63 üncü maddesine göre ihale dokümanında yerli istekliler lehine fiyat avantajı sağlanacağı
belirtilen ihalelerde, bu fiyat avantajı da uygulanmak suretiyle ekonomik açıdan en avantajlı teklif
belirlenerek ihale sonuçlandırılır.
En düşük fiyatın ekonomik açıdan en avantajlı teklif olarak değerlendirildiği ihalelerde, birden fazla
istekli tarafından aynı fiyatın teklif edildiği ve bunların da ekonomik açıdan en avantajlı teklif olduğu
anlaşıldığı takdirde, ikinci fıkrada belirtilen fiyat dışındaki unsurlar dikkate alınmak suretiyle
ekonomik açıdan en avantajlı teklif belirlenerek ihale sonuçlandırılır.
İhale komisyonu gerekçeli kararını belirleyerek, ihale yetkilisinin onayına sunar. Kararlarda;
• isteklilerin adları veya ticaret unvanları,
• teklif edilen bedeller,
• ihalenin tarihi ve
• hangi istekli üzerine hangi gerekçelerle yapıldığı,
• ihale yapılmamış ise nedenleri belirtilir.
İhale yetkilisi, karar tarihini izleyen en geç beş iş günü içinde ihale kararını onaylar veya gerekçesini
açıkça belirtmek suretiyle iptal eder.
İhale; kararın onaylanması halinde geçerli, iptal edilmesi halinde ise hükümsüz sayılır.
İhale kararları ihale yetkilisince onaylanmadan önce idareler, ihale üzerinde kalan istekli ile varsa
ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi isteklinin ihalelere katılmaktan yasaklı olup
olmadığını teyit ettirerek buna ilişkin belgeyi ihale kararına eklemek zorundadır. İki isteklinin de
yasaklı çıkması durumunda ihale iptal edilir.
Kesinleşen ihale kararlarının bildirilmesi(Madde-41)
İhale sonucu, ihale kararının ihale yetkilisi tarafından onaylandığı günü izleyen en geç üç gün içinde,
ihale üzerinde bırakılan dahil olmak üzere, ihaleye teklif veren bütün isteklilere bildirilir. İhale
sonucunun bildiriminde, tekliflerin değerlendirmeye alınmama veya uygun bulunmama gerekçelerine
de yer verilir.
İhale kararının ihale yetkilisi tarafından iptal edilmesi durumunda da isteklilere gerekçeleri belirtilmek
suretiyle bildirim yapılır.
İhale sonucunun bütün isteklilere bildiriminden itibaren; 21 inci maddenin (b) ve (c) bentlerine göre
yapılan ihalelerde beş gün, diğer hallerde ise on gün geçmedikçe sözleşme imzalanamaz
Sözleşmeye Davet(Madde-42)
41 inci maddede belirtilen sürelerin bitimini, ön mali kontrol yapılması gereken hallerde ise bu
kontrolün tamamlandığı tarihi izleyen günden itibaren üç gün içinde ihale üzerinde bırakılan istekliye,
tebliğ tarihini izleyen on gün içinde kesin teminatı vermek suretiyle sözleşmeyi imzalaması hususu
bildirilir. Yabancı istekliler için bu süreye on iki gün ilave edilir. Sözleşmenin imzalanacağı tarihte,
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
120
ihale sonuç bilgileri Kuruma gönderilmek suretiyle ihale üzerinde kalan isteklinin ihalelere
katılmaktan yasaklı olup olmadığının teyit edilmesi zorunludur.
Kesin Teminat (Madde-43)
Taahhüdün sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak
amacıyla, sözleşmenin yapılmasından önce ihale üzerinde kalan istekliden ihale bedeli üzerinden
hesaplanmak suretiyle % 6 oranında kesin teminat alınır.
İhalenin sözleşmeye bağlanması(Madde-46)
Yapılan bütün ihaleler bir sözleşmeye bağlanır. Sözleşmeler idarece hazırlanır ve ihale yetkilisi ile
yüklenici tarafından imzalanır. Yüklenicinin ortak girişim olması halinde, sözleşmeler ortak girişimin
bütün ortakları tarafından imzalanır. İhale dokümanında aksi belirtilmedikçe sözleşmelerin notere
tescili ve onaylattırılması zorunlu değildir.
İhale dokümanında belirtilen şartlara aykırı sözleşme düzenlenemez.
Sonuç Bildirimi(Madde-47)
Bu Kanun kapsamında yer alan idarelerin yapım işleri ile mal ve hizmet alımlarının sonuçları, 42 nci
maddeye göre gönderilenler hariç, en geç on beş gün içinde Kuruma bildirilir. Bu sonuçlardan Kanun
kapsamındaki ihalelere ilişkin olanlar Kurum tarafından Kamu İhale Bülteninde yayımlanır. Sonuç
bildirimlerinde yer verilecek bilgiler ile savunma, güvenlik ve istihbarat alanlarında görev yapan
idarelerin Kanun kapsamında yaptıkları mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin ihale
sonuçlarından hangilerinin yayımlanacağı ilgili idarenin görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir.
Bildirim ve tebligat esasları(Madde-65)
Aday, istekliler ve istekli olabileceklere yapılacak her türlü bildirim ve tebligatlarda aşağıdaki
hususlara uyulması zorunludur:
a) Tebligatlar idareler veya Kurum tarafından aşağıdaki yöntemler kullanılarak yapılabilir:
1) İmza karşılığı elden.
2) İadeli taahhütlü mektupla.
3) Elektronik ortamda.
4) Faksla.
SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ 2012
121
MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK
KURUMLARI YÖNETİCİLİĞİ 2014 MEZUNU
ÖĞRENCİLERİNE TEŞEKKÜRLER