hacettepe Ünİversİtesİ İle ercİyes Ünİversİtesİ’nde … · davranış, tüketici...

32
1 HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İLE ERCİYES ÜNİVERSİTESİ’NDE GÖREV YAPAN ÖĞRETİM ÜYELERİNİN TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI VE YAŞAM TARZI PROFİLLERİ Dr.A.Burak KAHRAMAN * ÖZET Bu çalışmanın amacı, Hacettepe Üniversitesi’nde ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin tüketim alışkanlıkları ile yaşam tarzları profillerini incelemektir. Bu çerçevede örneklemin genel özellikleri (cinsiyet, yaş, doğum yeri), yaşam tarzı (aile, barınma, beslenme, giyim, mobilya, kitle iletişim, boş zamanlar, ulaşım, tatil) ve tüketim alışkanlıkları (gelir, tüketici davranışları, reklam, moda, kredi kartı) konularını içeren anket formları Hacettepe Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerine uygulanmıştır. Elde edilen veriler betimleyici yöntemle analiz edilmiştir. Anahtar Sözcükler: Öğretim Üyesi, Tüketim Kültürü, Tüketim Alışkanlığı, Tüketici Davranışları, Yaşam Tarzı ABSTRACT The aim of this study is to investigate the life styles and consumption habits of academic staffs of Hacettepe University and Erciyes University. In this framework, survey questionnaires including the topics of general properties (gender, age, place of birth), life style (family, sheltering, food, clothing, furniture, mass communication, spare time, transportation, holiday) and consumption (income, consumer behavior, advertisement, fashion, credit card) have been applied to the academic personnel of Hacettepe University and Erciyes University. The results were evaluated by conducting the descriptive testing of the survey data. Keywords: Academic Personnel, Consumption of Culture, Consumption Habits, Consumer Manners, Life Style * Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, Isparta

Upload: others

Post on 13-Feb-2020

22 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

1

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İLE ERCİYES ÜNİVERSİTESİ’NDE GÖREV YAPAN ÖĞRETİM ÜYELERİNİN TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI VE YAŞAM TARZI PROFİLLERİ

Dr.A.Burak KAHRAMAN*

ÖZET

Bu çalışmanın amacı, Hacettepe Üniversitesi’nde ve Erciyes Üniversitesi’nde

görev yapan öğretim üyelerinin tüketim alışkanlıkları ile yaşam tarzları profillerini

incelemektir. Bu çerçevede örneklemin genel özellikleri (cinsiyet, yaş, doğum

yeri), yaşam tarzı (aile, barınma, beslenme, giyim, mobilya, kitle iletişim, boş

zamanlar, ulaşım, tatil) ve tüketim alışkanlıkları (gelir, tüketici davranışları,

reklam, moda, kredi kartı) konularını içeren anket formları Hacettepe Üniversitesi

ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerine uygulanmıştır. Elde edilen veriler

betimleyici yöntemle analiz edilmiştir.

Anahtar Sözcükler: Öğretim Üyesi, Tüketim Kültürü, Tüketim Alışkanlığı,

Tüketici Davranışları, Yaşam Tarzı

ABSTRACT

The aim of this study is to investigate the life styles and consumption habits of

academic staffs of Hacettepe University and Erciyes University. In this framework,

survey questionnaires including the topics of general properties (gender, age, place

of birth), life style (family, sheltering, food, clothing, furniture, mass

communication, spare time, transportation, holiday) and consumption (income,

consumer behavior, advertisement, fashion, credit card) have been applied to the

academic personnel of Hacettepe University and Erciyes University. The results

were evaluated by conducting the descriptive testing of the survey data.

Keywords: Academic Personnel, Consumption of Culture, Consumption Habits,

Consumer Manners, Life Style

* Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, Isparta

2

1. Giriş

Yaşam tarzı, insanların modern dünyadaki günlük yaşamlarında neyi, niçin

yaptıklarını ve yaptıkları şeylerin ne anlama geldiğini anlamada yardımcı olan bir

kavramdır. Yaşam tarzı kişiden kişiye değişmekle birlikte, belirli kültürel ortak

özelliklere sahip sosyal gruplarda benzer yaşam tarzları oluştuğu görülebilmektedir

(Chaney 1999: 14). Yaşam tarzının belirlenmesinde toplumsal yapının kurallarının

yanı sıra tüketim kültürünün rolü de önemlidir. İnsanların tüketebilecekleri

ürünlerden fazlasının üretilmesi, bu ürünlerin satılma ve tüketilme kaygısını da

beraberinde getirmiştir. Küreselleşme sayesinde yapılan aşırı üretim sonucu

ürünlerin tüketilebilmesi adına ortaya yeni bir kültürel olgu olarak

tanımlayabileceğimiz tüketim kültürü çıkmıştır (Konyar 2000: 19).

Öğretim üyelerinin içinde bulundukları tüketim kültüründen etkilenmesi ve yaşam

tarzlarını bu doğrultuda şekillendirmesi doğaldır. Bu nedenle öğretim üyelerinin

tüketim bağlamı içerisinde yaşam tarzı profillerinin ve tüketim alışkanlıklarının

incelenmesi, hem yaşam tarzı kavramına farklı bir bakış açısı getirecek hem de

bundan sonraki çalışmalara rehberlik edecektir.

Bu araştırmada Hacettepe Üniversitesi’nde ve Erciyes Üniversitesi’nde görev

yapan öğretim üyelerinin genel özellikleri, yaşam tarzı profilleri ve tüketim

alışkanlıkları incelenmiştir. Örneklemin yaşam tarzı profilleri ile ilgili olarak aile

(medeni durum, nikah türü, çocuk sayısı, vb), barınma (konut türü, büyüklüğü,

vb.), beslenme (geleneksel gıdalar, vb.), giyim ve mobilya, kitle iletişim araçlarını

kullanma, boş zamanları değerlendirme şekli (spor, müzik, vb.), ulaşım, tatil ile

ilgili sorular sorulmuştur. Tüketim alışkanlıkları ile ilgili olarak ise örnekleme

ekonomik durum (gelir, harcama payları, vb.), tüketici davranışları, reklam, moda,

kredi kartı ile ilgili sorular sorulmuştur.

2. Kavramsal Çerçeve

2.1. Yaşam Tarzı

Chaney (1999: 36), yaşam tarzını toplumsal yapıyı oluşturan grupların birbirinden

ayrılmasını sağladığı için toplumsal bir harita olarak değerlendirmektedir. Genel

anlamda yaşam tarzı kültürel yapılara bağlı olmakla birlikte tüketim bağlamında

eşyayı, mekanı ve zamanı kullanış biçimidir (Chaney 1999: 15). Bir kişi nasıl yaşar

3

sorusuyla tanımlanır. Yaşam tarzı, bireyin bir tüketim toplumu içinde parasını ve

zamanını nasıl harcadığını işaret eder. Bocock (1997: 27), içinde bulunduğumuz

sistemin bir tarza sahip olma bilincini yani hem belli bir gruba has belirleyici

özellikleri, hem de bireysel seçimleri yansıtabilecek bir alan içinde tüketme

gereksinimini arttırdığını belirtmektedir. Bauman (1998: 223)’a göre, bireyler belli

bir yaşam tarzı seçerek seçtikleri yaşam tarzının tüm zorunlu teçhizatını satın

alarak ve o tarza özgü olan eşyalarını sergileyerek seçtikleri grubun üyesi

olmaktadırlar. Yaşam tarzlarını geleneksel toplumlardaki kabilelere benzeten

Bauman (1998: 224), yalnızca elbise değiştirme, dairesini döşeme ve boş

zamanlarını farklı yerlerde geçirme yoluyla kişinin bir kabileden diğerine özgürce

dolaşabileceğini de belirtmektedir. Dikeçligil (1980: 95)’e göre yaşam tarzı, aile,

barınma, beslenme, giyim, eğitim, sağlık, eğlence, ulaşım, haberleşme vb. olmak

üzere bütün görünümleri kapsayan ve bu görünümlerin maddi, normatif,

davranışsal ve bilişsel boyutlarını ifade eden sosyal statü göstergelerinden biridir.

Bu çalışmada yaşam tarzı aile, barınma, beslenme, giyim ve mobilya, kitle iletişim

araçlarını kullanma, boş zaman, ulaşım ve tatil başlıkları altında incelenmiştir.

2.2. Tüketim Kültürü ve Tüketici Davranışları

İktisat bilimi açısından tüketim, tüketici ihtiyaçlarını karşılayan malların ve

hizmetlerin kullanılması olarak tarif edilmektedir (Cochrone and Bell 1959: 4).

Tüketim kavramının daha iyi anlaşılabilmesi için tüketim kültürünü oluşturan

kültürel değerler ve sembollerin oynadığı rol de göz önünde bulundurulmalıdır.

Featherstone (2005: 145-187), tüketim kültürü kavramının günümüz toplumunun

anlaşılması açısından merkezi bir yeri olduğunu belirtmektedir. Bu kültürel

sistemde mallar tek başına anlama sahip değildir. Baudrillard (1997: 62)’ın da

belirttiği gibi, tüketim kültürü içerisinde mallar, kültürel değerlerle ve sembollerle

değer kazanmakta ya da değer kaybetmektedir. Bu değişimler kültürü yakından

etkilemektedir. Bireyler mensup oldukları kültüre göre davranış kalıpları

geliştirmektedirler. Böylelikle tüketim kültürü tüketici davranışlarını da

biçimlendirmektedir.

Tüketici davranışı, bireyin mal ve hizmetleri nereden, nasıl, ne zaman ve kiminle

alacağıdır. Tüketici davranışları, bireysel ihtiyaç ve motivasyonlarla birlikte

tüketicinin içinde bulunduğu kültürden, sosyal statüsünden, sosyal rollerinden,

sosyal gruplardan, sosyal tabakalardan kısacası sosyal çevresinden etkilenir.

4

Cinsiyet, yaş, ekoloji (köy ve şehir çevresi) aile üyelerinin meslekleri tüketim

davranışlarında önemli belirleyicilerdir (Kocacık 1999: 31). Bourdieu (1984: 101),

tüketim davranışını sosyal belirleyenler ile ele alır. Tüketim davranışlarını, onu

etkileyen sınıfsal koşulları, sosyal koşulları ve alanlarını şöyle formüle etmiştir;

Alışkanlık + Sermaye + Alan = Davranış. Alışkanlık, aileden alınan zihinsel

yapılar, sosyal yapının içselleşmesi ve genişletilmesidir. Sermaye, bireyin aileden

miras aldığı ve elde ettiği gelir düzeyidir. Alan, sosyal yapının estetik, ekonomik

ve politik alanlarıdır. Davranış, tüketici davranışlarını kapsamaktadır. Tüketici

davranışının bir karar alma işlemi sonucu ortaya çıktığı görüşünde tüketici, kişisel

olarak ele alınmaktadır. Tüketici bu karara varmasında hem pazarlama bileşenleri

(siyaset, reklam, ambalaj, dağıtım, fiyat), hem de sosyo-kültürel faktörler ile

tüketicinin ihtiyaçları, eğilimleri, kişilik ve kültürel özellikleri etkili olmaktadır

(Karabulut 1985, akt. Çiçek 2000: 7). Tüketim kültürü içerisinde bulunan bir

toplum üretimden ziyade, medya, reklam ve moda gibi araçların teşviki ile

bireylerin tüketime alıştırıldığı, eşyaların sembolik değerinin öne çıktığı ve bu

değerlerinde hızla tüketildiği toplum tipidir (Güzel 2001: 39). Tüketim kültürünün

etkisiyle eşyaların aşınma yerine, gözden düşerek ve moda dışı kalarak yok

olmaları ile kalıcılık ve süreklilik yerine, eğretilik ve geçicilik değerlerinin

yüceltilmesi ön plana çıkmaktadır (Bilgin 1993, akt. Çiçek 2000: 75). Tüketim

kültüründe görülen unsurlar arasında reklam, moda ve kredi kartları vardır.

2.2.1. Reklam, Moda ve Kredi Kartı

Hızla gelişen pazar ekonomisine bağlı olarak sürekli büyüyen reklam endüstrisi,

kamusal dolaşıma sunduğu iletiler aracılığıyla inceden ve kapsamlı bir şekilde

gündelik yaşamı kuşatmaktadır (Acar 2002: 12). Reklam genellikle pazarlamanın

bir alt bileşeni olarak tanımlanmaktadır. Pazarlama çalışmalarının önemli bir

parçası olarak görülen reklam üreticiden tüketiciye doğru yol alan bir iletişim

biçimidir. Malların ve hizmetlerin elde edilebilirliğiyle ve nitelikleriyle ilgili

bilgilerin geniş bir kamuya bildirilmesi süreci ve araçlarıdır. Kitlesel medya

aracılığıyla yayılan ticari kültürün oluşmasında ve yayılmasında reklam sektörü de

büyük katkılarda bulunmuştur.

Bocock (1997: 43), tüketimin kapitalizmin devam edebilmesinde önemli bir unsur

olduğunu ve üretilen malların satılamamasının kapitalist sistemi zora soktuğunun

altını çizer. Bundan yola çıkarak Mc Kendrick, kapitalizmin ürettiği bir kavram

5

olan modanın tüketimi daha da hızlandırdığını açıklamaya çalışır. Modanın yapay

bir demodelik kavramı aracılığıyla yönlendirilmesinden dolayı insanların eskiden

gereksinimlerini satın alırken daha sonra kalite ve beğeni satın almaya kalite ve

beğeni satın alırken şimdi nasıl lüks peşinde koşmaya başladıklarını belirtir

(Chaney 1999: 26). Simmel (1904, akt. Zorlu 2002: 45)’e göre moda ve

estetikleşme, modernitenin önemli bir öğesidir. Moda taklit yoluyla bireylere

davranış modeli sunar ve taklit yoluyla sosyal bütünleşmeye hizmet eder. Moda ilk

önce üst toplumsal katmanlarda yayılır ve onları hızla etkiler. Alt toplumsal

katmanlar bir süre sonra üst toplumsal katmanların stillerini taklit ederler. Belirli

zaman sonra üst katmanlar bu stilleri terk ederler ve yeni stiller benimserler. Çünkü

daha önceki stiller alt tabaka tarafından benimsenmiştir. Bu şekilde bir hareket

moda kavramını devamlı olarak canlı tutar. Modanın dolayısıyla tüketim

kültürünün canlı tutulabilmesi için de kredi kartları tüketicilerin hizmetine

sunulmuştur.

Kredi kartı, sahibine belirlenmiş bir limite kadar mal ve hizmet alabilmesi veya

nakit çekebilmesini olanaklı kılan bir çeşit banka kartıdır. Kredi kartlarının kısa

dönemde eğer doğru kullanılırlarsa bazı avantajları olmaktadır. Kredi kartları

kullanıcıların gereksinim duydukları mal ve hizmetleri gelecekte elde edecekleri

veya umdukları gelirleri beklemeksizin bu günden karşılama olanağı sağlamaktadır

(Yetim 1991: 61-117). Nakit para kullanmadan kredi kartı ile yapılan harcamalar

tüketim kültürünün daha da yayılmasına imkan vermektedir. Bireyler ihtiyaçlarını

ertelemeden kredi kartlarıyla bankaya kolay bir şekilde borçlanarak tüketim

yapabilmektedirler.

3. Metod ve Teknikler

Bu çalışma, kullanılan kuramsal çerçeve ve araştırma problemlerine uygun olarak

uygulamalı sosyolojik esaslarda yürütülmüştür. Bu çalışma, Hacettepe Üniversitesi

ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin yaşam tarzı profillerini

ve tüketim alışkanlıklarını inceleyen betimleyici bir çalışmadır.

3.1. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini Hacettepe Üniversitesi (Ankara) ve Erciyes Üniversitesi’nde

(Kayseri) görev yapan öğretim üyeleri oluşturmaktadır. Araştırma evrenini

saptamak için Yüksek Öğretim Kurumu’nun ilgili sayfasından her iki üniversitede

6

görev yapan öğretim üyelerinin sayıları alınmıştır. Erciyes Üniversitesi’nde toplam

evren büyüklüğü 193, Hacettepe Üniversitesi’nde 340’dır. Örneklem seçiminde

tesadüfi\rastlantısal örnekleme tekniği kullanılmıştır. Örneklem büyüklüğü, evren

büyüklüğü üzerinden %95 güven düzeyinde hesaplanmıştır. Buna göre Erciyes

Üniversitesinde toplam 128 kişi, Hacettepe Üniversitesinde ise 180 kişi geçerli

örneklem sayısını oluşturmaktadır. Bu araştırmada Hacettepe Üniversitesi’nde 205,

Erciyes Üniversitesi’nde 145 anket uygulanmıştır.

3.2. Veri Toplama Teknikleri

Öğretim üyelerinin tüketim alışkanlıkları ile yaşam tarzları profillerini ele alan bu

çalışmada, kavramsal ve kuramsal çerçevenin oluşturulmasında var olan yazılı

literatüre başvurulmuş; uygulama aşamasında ise nicel verilerin toplanması için

öğretim üyelerine anket uygulanmıştır. Araştırmanın birincil temel bilgileri anket

tekniği ile elde edilmiş ve betimsel olarak incelenmiştir.

3.3. Veri Analizi Teknikleri

Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi’nde 205, Erciyes Üniversitesi’nde 145 olmak

üzere toplam 350 anket uygulanmıştır. Veri analizi kısmında, kapalı uçlu soruların

cevapları değiştirilmeden, açık uçlu soruların cevapları anlamlı kavramlar haline

getirilerek, sosyal ve fen bilimlerinde ortak kullanılan SPSS programı ile

değerlendirilmiştir. Elde edilen ham veriler SPSS programına girilerek frekans (f)

ve yüzde (%) tablolar ve iki üniversiteye ilişkin tablolar, durum saptamasına

yönelik betimsel verilerin analizinde tek yönlü tablolar şeklinde oluşturulmuştur.

4. Bulguların Tartışılması ve Sonuçlar

4.1. Örneklemin Genel Özellikleri

4.1.1. Üniversitelere göre dağılım

Örneklemin genel özelliği başlığı altında öğretim üyelerinin üniversitelere göre

dağılımları, cinsiyet, yaş, doğum yeri ve akademik unvanları gibi betimsel

bulgular verilmiştir. Örneklem gurubunun %58.6’sı Hacettepe Üniversitesi’nde,

%41.4’ü Erciyes Üniversitesi’nde görev yapmaktadır.

7

4.1.2. Cinsiyet

Hacettepe Üniversitesi’nden seçilen örneklemin %49.3’ünü erkekler, %50.7’sini

kadınlar oluşturmaktadır. Erciyes Üniversitesi’nden seçilen örneklemin %79.3’ünü

erkekler, %20.7’sini kadınlar oluşturmaktadır. Özellikle Hacettepe

Üniversitesi’nde kadın akademisyenlerin fazla olması Kıta Avrupa’sı ve ABD’deki

üniversiteler göz önüne alındığında (Mischau 2001, akt. Özdemir: 2006: 76)

akademik kariyerde kadın ve erkeğin birbirine eşitlendiğini de göstermektedir.

4.1.3. Yaş

Üniversitelere göre yaş gruplarına baktığımızda Hacettepe Üniversitesi’nden

seçilen örneklemin en fazla yer aldığı yaş grubunu %23.9 oranıyla 40-44 yaş grubu

oluşturmaktadır. Bunu sırasıyla 45-49 (%22.4), 35-39 (%15.1), 55-59 (%12.7), 50-

54 (%9.8), 60-64 (%9.3) ve 30-34 (%6.8) yaş grubu en son sırada yer almaktadır.

Erciyes Üniversitesi’nden seçilen örneklemin en fazla yer aldığı yaş grubu 40-

44’tür (%24.8). Bunu sırasıyla 35-39 (%23.4), 45-49 (%22.1), 30-34 (%14.5), 50-

54 (%6.9), 55-59 (%4.8) ve 60-64 (%1.4) yaş grupları izlemektedir. Hacettepe

Üniversitesi öğretim üyelerinin yaş ortalamaları Erciyes Üniversitesi’ne göre daha

yüksektir.

4.1.4. Doğum Yeri

Hacettepe Üniversitesi örnekleminin %46.8’i büyük şehir, %22.4’ü şehir, %15.1’i

kasaba, %15.1’i köy, %0.5’i ise yurt dışı doğumludur. Erciyes Üniversitesi

örnekleminin %32.4’ü büyük şehir, %15.9’u şehir, %13.8’i kasaba, %36.6’sı köy,

%0.5’i ise yurt dışı doğumludur. Hacettepe Üniversitesi örnekleminde büyük şehir

doğumlular (%46.8) Erciyes Üniversitesi örneklemine göre daha fazladır. Erciyes

Üniversitesi örnekleminde köy doğumluların oranı (%36.6) ise Hacettepe

Üniversitesi örnekleminden daha fazladır.

4.1.5. Akademik Unvan

Hacettepe Üniversitesi’nde görüşülen öğretim üyelerinin, %37.6’sı profesör,

%30.7’si doçent, %31.7’si yardımcı doçenttir. Erciyes Üniversitesi’nde görüşülen

öğretim üyelerinin %29.7’si profesör, %31’i doçent, %39.3’ü yardımcı doçenttir.

8

4.2. Yaşam Tarzı

4.2.1. Aile

Aile bir yaşam tarzı olan kültürün ve ona ilişkin değerlerin yaratılması ve

sürdürülmesi için çok önemli bir konuma sahiptir. Aile toplumsal hayatın

devamlılığıyla ilgili cinsel ilişkilerin düzenlenmesi, çocukların doğum ve bakımı,

karşılıklı sevgi ve güven gibi ekonomik ve sosyal nitelikli temel ihtiyaçlarını

karşılamak amacıyla bir araya gelmiş kişilerden oluşan en küçük toplumsal

birimdir (Fichter 1996: 58).

Bu başlık altında her iki üniversitede de görev yapan öğretim üyelerinin evlilik ve

aile yapısı ile bunların gösterdiği benzerlikler ve farklılıklara ilişkin betimsel

veriler ele alınacaktır. Örneklem grubunun medeni durumu, nikah sözleşmelerinin

türü, eşiyle akrabalık durumu, hane nüfusu, çocuk sayısı ve çocuklarını yaşlılık

güvencesi olarak görme durumları incelenmiştir.

4.2.1.1. Medeni Durum

Levi Strauss (1949, akt. Timur 1972: 76)’a göre evlilik, gruplar arası dayanışmayı

ve ilişkileri pekiştiren bir değişim sistemidir. Böylece bir değişim olarak evlilik,

aslında ticaret, dostluk ve bunun gibi diğer ilişkilerin de bulunduğu gruplar

arasında görülür.

Hacettepe Üniversitesi’nde görüşülenlerin %73.7’si evli, %17.1’i bekar, %8.3’ü

boşanmış ve %1’inin eşi vefat etmiştir. Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan

öğretim üyelerinin %62.4’ü 18-33 yaş aralığında evlenmişken, %11.2’si 34 yaşın

üzerinde evlenmiştir. Erciyes Üniversitesi’nde görüşülenlerin %89.7’si evli,

%6.9’u bekar, %2’sinin eşi vefat etmiş, %1.4’ü boşanmıştır. Erciyes

Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin %86.9’u 18-33 yaş aralığında

evlenmişken, %2.8’i 34 yaşın üzerinde evlenmiştir. Evlilik düzen ve istikrarın bir

işareti olarak kabul edilirse bu durumun öğretim üyeleri tarafından büyük oranda

gerçekleştirildiği söylenebilir (Özdemir 2006: 80). Hacettepe Üniversitesi’nde

görev yapan öğretim üyelerinin evlilik yaşı Erciyes Üniversitesi’nde görev

yapanlara göre daha yüksektir.

9

4.2.1.2. Nikah Sözleşmesinin Türü

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %47.3’ü nikah sözleşmelerinin türünü

sadece resmi nikah, %26.3’ü hem resmi hem dini nikah olarak belirtmişlerdir.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %17.2’si ise sadece resmi nikah, %72.4’ü

nikah sözleşmelerinin türünü hem resmi hem dini nikah olarak belirtmişlerdir.

Erciyes Üniversitesi örnekleminin büyük bir kısmı resmi ve dini nikahı bir arada

yaptırırken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu oran daha düşüktür. Yasa (1969, akt.

Arıkan 2004: 224), resmi nikahın bir yasa buyruğu olduğu için yerine getirilmeye

çalışıldığını, dini nikahın ise dinin gereği olduğu için yerine getirildiğini

belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi örnekleminin büyük bir kısmı resmi ve dini nikahı

bir arada yaptırmışken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu oranın oldukça düşük olması

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin daha geleneksel bir yapıya sahip

olduğunun bir göstergesidir.

4.2.1.3. Eşiyle Akrabalık Durumu

Eş seçiminin, tamamen serbest olduğu ve kişilerin kendi eğilimlerine bırakıldığı

toplumlarda insanların çok azının akrabalarıyla evleneceklerini varsayabiliriz.

Timur (1972: 77)’un araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye’de evli çiftlerin

yaklaşık olarak üçte birinin birbirleriyle akraba oldukları görülmektedir. Bu

çalışmada Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %72.2’si eşiyle akrabalığının

olmadığını, %1.5’i ise eşiyle akrabalığı olduğunu belirtmişlerdir. Hacettepe

Üniversitesi öğretim üyelerinin %26.3’ü şu anda evli olmadıklarını (bekar, eşleri

ölmüş, boşanmış) belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %80’i

eşiyle akrabalığının olmadığını, %9.7’si ise eşiyle akrabalığı olduğunu

belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %10.3’ü şu anda evli

olmadıklarını (bekar, eşleri ölmüş, boşanmış) belirtmişlerdir.

4.2.1.4. Hane Nüfusu

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %39’unun hane nüfusu üç kişi, %31.7’si

dört kişi, %13.7’si iki kişi, %13.2’si bir kişi, %2.4’ü beş kişidir. Altı kişi ve daha

fazla nüfus olan hane bulunmamaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin

%49’unun hane nüfusu dört kişi, %21.4’ü üç kişi, %15.9’u beş kişi, %5.5’i iki kişi,

%4.8’i bir kişi, %3.4’ü altı kişi ve üstüdür. Hacettepe Üniversitesi öğretim

üyelerinde hane nüfusu üç kişiden oluşanların sayısı en fazladır. Erciyes

10

Üniversitesi öğretim üyelerinde ise hane nüfusu dört kişiden oluşanların sayısı en

yüksektir. Örneklemin geneli dört kişilik bir haneden oluşmaktadır. Bu da anne

baba ve çocukların oluşturduğu çekirdek aile modeline uymaktadır (Kıray 1998:

117, akt. Arıkan 2004: 226).

4.2.1.5. Çocuk Sayısı

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %72.7’sinin çocuğu vardır. %10.2’sinin

çocuğu yoktur, %17.1’i ise bekardır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin

%87.6’sı çocuk sahibidir. %5.5’inin ise çocuğu yoktur, %6.9’u bekardır. Hacettepe

Üniversitesi öğretim üyelerinin %38.5’inin bir çocuğu, %33.2’sinin iki çocuğu,

%1’inin üç çocuğu vardır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %20’sinin bir

çocuğu, %48.3’ünün iki çocuğu, %16.6’sı üç, %2.8’inin dört çocuğu vardır.

Sonuçlara bakıldığında Hacettepe Üniversite’sinde bir çocuk sahibi olma oranı en

fazla iken, Erciyes Üniversitesi’nde iki çocuk sahibi olma oranının daha fazla

olduğu görülmektedir. Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim

üyelerinin evlenme yaşlarındaki farklılık çocuk sahipliği noktasında da farklılıklara

yol açmıştır. Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin daha geç

evlenmiş olması çocuk sayısının daha düşük olmasına neden olmuştur. Kavuncu

(1998:92) da evlilik yaşı yükseldikçe, doğurganlığın azaldığını belirtmiştir.

4.2.1.6. Çocuklarını Yaşlılık Güvencesi Olarak Görme

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %62’si çocuklarını yaşlılık güvencesi

olarak görmemekte, %10.7’si çocuklarını yaşlılık güvencesi olarak kabul

etmektedirler. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin ise %50.3’ü çocuklarını

yaşlılık güvencesi olarak görmemekte, %37.2’si çocuklarını yaşlılık güvencesi

olarak kabul etmektedirler. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin çocuklarını

yaşlılık güvencesi olarak görme oranları Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan

öğretim üyelerine oranla daha fazladır. Burada karşılıklı bağımlılık söz konusudur.

Bağımlılık önce çocuğun anne babaya bağımlılığı, yaşlılıkta da anne babanın

yetişkin evlatlarına bağımlılığı biçiminde kendisini göstermektedir. Bu durumun

olduğu ev ortamı çocuğun ailesel ve komünal değerlerle sosyalleşmesini

sağlamaktadır (Kağıtçıbaşı 1999: 143).

11

4.2.2. Barınma

Barınma, beslenme ve giyinme gibi en temel ihtiyaçlardandır. Bir insanın yatıp, iş

zamanı dışında kaldığı veya tüzel kişiliği olan bir kuruluşun bulunduğu ev,

apartman olarak tarif edilen konut, esas olarak barınma ihtiyacını karşılayan ve bir

takım bölümlerden oluşan mekândır (Ergül 1999: 19). Barınma başlığı altında her

iki üniversitede de görev yapan öğretim üyelerinin oturdukları konutun türü,

oturdukları evin büyüklüğü ve oturdukları evin mülkiyetine yönelik veriler analiz

edilmiştir.

4.2.2.1. Oturulan Konutun Türü

Dünya sağlık örgütü tarafından konut; kişinin ve ailenin sosyal refahı fiziksel ve

ruhsal sağlığı için arzu edilen veya gerek duyulan tüm zorunlu hizmetleri,

olanakları, araç ve gereçleri içeren insanların barınmak için kullandıkları fiziksel

yapı olarak tanımlanmaktadır (Akarsu 1999: 1). Hacettepe Üniversitesi öğretim

üyelerinin %81’i apartman dairesinde, %8.3’ü dubleks evde, %7.8’i tripleks evde,

%2.9’u tek katlı müstakil evde oturmaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim

üyelerinin %93.1’i apartman dairesinde, %4.1’i dubleks evde, %2.1’i tek katlı

müstakil evde, %0.7’si tripleks evde oturmaktadır.

4.2.2.2. Oturulan Evin Büyüklüğü

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %59.5’i 100-150 m2 arası evde, %17.6’sı

150-200m2 arası evde, %16.6’sı 100m2’den az bir evde, %6.3’ü 200 m2’den büyük

bir evde oturmaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %51.7’si 100-150

m2 arası evde, %34.5’i 150-200m2 arası evde, %6.9’u 100m2’den az ve %6.9’u 200

m2’den büyük bir evde oturmaktadır.

4.2.2.3. Oturulan Evin Mülkiyeti

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin, %16.1’i kirada, %3.9’u lojmanda

oturduklarını belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %35.6’sı

oturduğu evin tapusunun kendisine, %16.1’i eşine, %11.2’si eşi ve kendisine,

%10.2’si kendi anne ve babasına, %5.4’ü akrabalarına, %1.5’i eşinin anne ve

babasına ait olduğunu belirtmişlerdir.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %24.8’i lojmanda, %22.1’i kirada

oturduklarını belirtmişlerdir. %24.1’i oturduğu evin tapusunun kendisine, %13.1’i

12

eşine, %6.9’u eşi ve kendisine, %6.9’u kendi anne ve babasına, %1.4’ü

akrabalarına, %0.7’si eşinin anne ve babasına ait olduğunu söylemişlerdir.

4.2.3. Beslenme

Beslenme, büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için besinlerin

kullanılmasıdır. Tüm canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için beslenme

vazgeçilmez bir olgudur. Ancak kişilerin yiyeceklerle olan ilişkileri yalnız

biyolojik dürtülerle ve yalnız açlık duygusuna direkt tepkiler şeklinde açıklanamaz.

İnsanların besin seçim ve tüketim kalıpları fizyolojik olmak yanında sosyal ve

psikolojik arzuların doyumuna; gelenek, görenek alışkanlıklarına, eğitimlerine ve

ekonomik olanaklarına da bağımlıdır (Hertog 1973, akt. Özdemir 1999: 1). Bu

başlık altında her iki üniversitede de görev yapan öğretim üyelerinin yufka,

tarhana, reçel gibi geleneksel yiyecekleri temin etme şekli ve evlerinde çoğunlukla

tükettikleri yiyeceklerin verileri analiz edilmiştir.

4.2.3.1. Geleneksel Yiyecekleri Temin Etme

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %79’u geleneksel yiyecekleri satın

almakta, %12.7’si memleketinden getirtmekte, %8.3’ü ise kendisi yapmaktadır.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %49’u geleneksel yiyecekleri satın

almakta, %25.5’i memleketinden getirtmekte, %25.5’i ise kendisi yapmaktadır.

4.2.3.2. Çoğunlukla Tüketilen Gıdalar

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %56.6’sı evde çoğunlukla taze sebze ve

meyve, %26.8’i kuru bakliyat, %8.3’ü dondurulmuş hazır yiyecekler, %3.9’u

sucuk, pastırma, kavurma, %2.4’ü kırmızı et, %1.5’i salam, sosis ve jambon,

%0.5’i beyaz et tüketmektedir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %38.6’sı

evde çoğunlukla taze sebze ve meyve, %35.9’u kuru bakliyat, %15.2’si

dondurulmuş hazır yiyecekler, %6.2’si kırmızı et, %4.1’i sucuk, pastırma, kavurma

tüketmektedir.

4.2.4. Giyim ve Mobilya

Benliğin kimliğin ve bireyselliğin dış dünyada anlatılması en çok kılık kıyafet

aracılığı ile yapılmaktadır. Böyle olunca giyim önemli bir toplumsal statü

göstergesi, kendini ifade etmenin ve vücudu sergilemenin temel bir aracı olarak

belirmektedir. Giysi ayrılmaz bir şekilde özneleşme ilkesi, bir yaşam tarzıdır

13

(Bayart 1999: 190). Bu başlık altında her iki üniversitede görev yapan öğretim

üyelerinin giyim ve mobilya tercihlerini yaparken dikkat ettikleri unsurlara yönelik

veriler analiz edilmiştir.

4.2.4.1. Giyim Tercihi

Giysiler geçmişte ve günümüzde karakterin bir göstergesi sayılamaktadır ve

yabancı bir kişinin karakterini üzerindeki giysilerden çıkarabilmek mümkündür

(Sennett 2002: 239). Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %69.3’ü giyiminde

ihtiyaçlarını karşılamasına, %14.6’sı statüsüne uymasına, %7.3’ü zevkine uygun

olmasına, %6.8’i modaya uygunluğuna, %1.5’i dayanıklı olmasına, %0.5’i ucuz

olmasına dikkat etmektedir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden giyiminde

geleneklerin rol oynadığını belirten öğretim üyesi bulunmamaktadır. Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin %65.5’i giyiminde ihtiyaçlarını karşılamasına,

%14.5’i statüsüne uymasına, %6.2’si modaya uygunluğuna, %4.8’i geleneklere

uygunluğuna, %3.4’ü dayanıklı olmasına, %3.4’ü zevkine uygun olmasına, %2.1’i

ucuz olmasına dikkat etmektedir. Her iki üniversite de görev yapan öğretim üyeleri

giyimlerinin en fazla dikkat ettikleri şeyin ihtiyaçlarını karşılaması olduğu

görülmektedir.

4.2.4.2. Mobilya Tercihi

Miller (1987: 124)’in de işaret etti gibi özellikle yaşam tarzını belirleyen imgelerin

eşyalara ve maddi nesnelere bağlandığı günümüz dünyasında eşyalar artık her

zamankinden daha güçlü biçimde kimlik meselesinin kurgulandığı ve

sağlamlaştırıldığı odak noktaları haline gelmiş bulunmaktadır. Bu nedenle

tüketicinin bir eşyayı ve onun taşıdığı anlamı kullanış şekli tüketim

alışkanlıklarının toplumsal dinamiklerinin araştırılmasında ve tüketici kimliklerinin

ve toplumsal ilişkilerinin incelenmesinde çok önemli bir yere sahiptir.

Mobilyada dikkat edilen özellik sorusuna Hacettepe Üniversitesi öğretim

üyelerinin %71.2’si ihtiyaçlarını karşılamasına, %9.8’i dayanıklı olmasına, %6.8’i

statüsüne uygunluğuna, %6.8’i zevkine uygunluğuna, %2.9’u modaya

uygunluğuna, %1.5’i markalı olmasına, %1’i geleneklere uygunluğuna cevabını

vermiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %68.3’ü ihtiyaçlarını

karşılamasına, %16.6’sı dayanıklı olmasına, %4.1’i geleneklere uygunluğuna,

14

%3.4’ü modaya, %3.4’ü statüsüne uygun olmasına, %3.4’ü zevkine uygun

olmasına dikkat etmektedir.

4.2.5. Kitle İletişim Araçlarını Kullanma

Kitle iletişimi, profesyonel iletişimcilerin geniş heterojen ve farklılaşmış

izleyicileri çeşitli yollardan etkilemek için amaçlanan anlamları yaratmak üzere

ileti oluşturmak, iletileri yaygın hızlı ve sürekli bir biçimde dağıtmak üzere

mekanik kitle iletişim araçlarını kullanmayı içermektedir. Kitle iletişiminde

kullanılan araçlara kitle iletişim araçları adı verilir. Kitle iletişim araçları

denildiğinde, toplumdan topluma değişebilen yoğunluk ve düzlemde kullanılan

gazete, dergi, kitap, gibi, basılı yayınlar, radyo ve televizyon gibi elektromanyetik

olarak çalışan araçlar ile sinema plak ses ve görüntü bantları ses ve görüntü

disketleri ve bir boyutuyla bilgisayar anlaşılmaktadır (Defleur and Dennis 1981,

akt. Gürdal 2003: 1).

Bu başlık altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin düzenli

gazete almaları, tercih ettikleri gazete, gazetede öncelikli olarak okudukları

konular, düzenli televizyon izleme, tercih ettiği televizyon kanalı, televizyonda

tercih ettiği program ve televizyonun yaşam tarzına etki ettiği konulara ait veriler

analiz edilmiştir.

4.2.5.1. Düzenli Gazete Alma

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %66.3’ü, Erciyes Üniversitesi öğretim

üyelerinin %59.3’ü düzenli olarak gazete aldıklarını belirtmişlerdir.

4.2.5.2. Tercih Edilen Gazete

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %39.5’i Cumhuriyet Gazetesini, %37.1’i

Hürriyet Gazetesini, %11.7’si Milliyet Gazetesini, %3.4’ü Radikal Gazetesini,

%2.4’ü Sabah Gazetesini, %1’i Vatan Gazetesini, %0.5’i Posta, %0.5’i Birgün

Gazetelerini tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim

üyelerinin %31’i Milliyet Gazetesini, %15.9’u Hürriyet Gazetesini, %9.7’si Sabah

Gazetesini, %6.2’si Zaman Gazetesini, %4.8’i Cumhuriyet Gazetesini, %4.8’i

Yeniçağ Gazetesini, %2.1’i Tercüman Gazetesini, %1.4’ü Akşam Gazetesini,

%1.4’ü Yeni Şafak Gazetesini, %0.7’si Posta Gazetesini, %0.7’si Radikal

Gazetesini, %0.7’si Ortadoğu Gazetesini tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe

15

Üniversitesi öğretim üyelerinin %3.9’u, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin

%20.7’si siyasi nedenleri sebep göstererek tercih ettikleri gazete ile ilgili soruya

cevap vermemiştir. Hacettepe Üniversitesi’nde Cumhuriyet gazetesini tercih

edenlerin oranı (%39.5) Erciyes Üniversitesi’ne (%4.8) göre oldukça yüksektir.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinde Zaman, Yeniçağ ve Yeni Şafak

gazetelerini tercih edenler bulunurken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu gazeteleri

tercih eden öğretim üyesi bulunmaması göze çarpmaktadır. Bu durum her iki

üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin farklı ideolojik eğilimlerinin olduğunu

düşündürmektedir.

4.2.5.3. Gazetede Öncelikli Okunan Konu

Öğretim üyelerine gazetede öncelikli olarak okudukları konu sorulduğunda,

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %94.6’sı haberleri, %4.4’ü köşe

yazılarını, %0.5’i ekonomi haberlerini, %0.5’i gazetenin eklerini okudukları

belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %92.4’ü haberleri, %7.6’sı

köşe yazılarını okuduklarını belirtmişlerdir. Her iki üniversitede görev yapan

öğretim üyelerinin gazete okurken tercih ettikleri konularda benzerlik söz

konusudur.

4.2.5.4. Düzenli Televizyon İzleme

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %53.2’si, Erciyes Üniversitesi öğretim

üyelerinin %44.8’i düzenli olarak televizyon izlediklerini belirtmişlerdir.

4.2.5.5. Televizyonda Tercih Edilen Kanal

Öğretim üyelerine izledikleri televizyon kanalları sorulduğunda, Hacettepe

Üniversitesi öğretim üyelerinin %41’i ATV’yi, %16.6’sı CNN Türk’ü, %11.2’si

NTV’yi, %9.3’ü Kanal D’yi, %9.3’ü Kanal Türk’ü, %4.4’ü CNBC-e’yi, %2.9’u

TRT 1’i, %1’i Cine 5’i, %1’i Kanal 7’yi, %1’i National Geographic kanalını,

%0.5’i Star TV’yi izlediklerini belirtmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim

üyelerinin %2’si tercih edilen gazete sorusunda olduğu gibi izlenilen televizyon

kanalı sorusuna da siyasi nedenleri sebep göstererek cevap vermemiştir. Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin %17.9’u ATV’yi, %17.9’u TRT 1’i, %15.9’u

NTV’yi, %6.9’u CNN Türk’ü, %6.2’si Kanal Türk’ü, %4.1’i Kanal D’yi, %3.4’ü

Kanal 7’yi, %2.1’i Samanyolu’nu, %1.4’ü CNBC-e’yi, %1.4’ü Haber Türk’ü,

16

%1.4’ü BBC’yi, %0.7’si Show TV’yi, %0.7’si Ulusal Kanal’ı, %0.7’si National

Geographic kanalını izlediklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim

üyelerinin %19.3’ü tercih edilen gazete sorusunda olduğu gibi izlenilen televizyon

kanalı sorusuna da siyasi nedenleri sebep göstererek cevap vermemiştir. Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin bir devlet kanalı olan TRT’yi tercih etme oranı

(%17.9), Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine (%2.9) göre oldukça yüksektir.

Bu durum Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin daha geleneksel bir yapıda

olduğunu göstermektedir.

4.2.5.6. Tercih Edilen Televizyon Programı

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %47.8’i televizyonda en çok açık

oturum, %42.4’ü haberleri, %7.3’ü film, %1.5’i belgesel, %0.5’i spor, %0.5’i

dizileri tercih etmektedir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %58.6’sı

televizyonda en çok açık oturum, %33.1’i haberler, %5.5’i film, %1.4’ü belgesel,

%0.7’si magazin, %0.7’si dizileri tercih etmektedir.

4.2.6. Boş Zamanlar

Boş zaman faaliyeti kişinin mesleksel ve toplumsal ödevlerini yerine getirdikten

sonra özgür iradesiyle girişebileceği dinlenme, eğlenme, bilgi veya becerilerini

geliştirme, toplum yaşamına gönüllü olarak katılma gibi bir dizi uğraşlarını

gerçekleştirdiği zamanlardır (Tezcan 1977: 4). Boş zamanlar başlığı altında her iki

üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin boş zamanlarını nasıl geçirdikleri,

yaptıkları sporlar ve dinledikleri müzik türü analiz edilmiştir.

4.2.6.1. Boş Zamanları Değerlendirme Şekli

Öğretim üyelerine boş zamanlarını değerlendirme şekilleriyle ilgili çok seçenekli

soru sorulduğunda, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %92.2’si boş

zamanlarını alışveriş yaparak, %86.3’ü eş, dost, akraba ziyareti yaparak, %84.9’u

seyahate çıkarak, %78’i internete girerek, %78’i sinemaya giderek, %75.1’i müzik

dinleyerek, %62.4’ü tiyatroya giderek, %59’u pikniğe giderek, %51.7’si opera,

bale, konser gibi etkinliklere giderek, %42.4’ü spor merkezine giderek, %18’i cafe,

bar gibi yerlere giderek, %10.7’si futbol maçına giderek değerlendirdiklerini

belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %94.5’i boş zamanlarını

alışveriş yaparak, %91’i eş, dost, akraba ziyareti yaparak, %90.3’ü pikniğe giderek,

17

%82.1’i internete girerek, %81.4’ü seyahate çıkarak, %62.4’ü sinemaya giderek,

%60.7’si müzik dinleyerek, %51’i tiyatroya giderek, %16.6’sı opera, bale, konser

gibi etkinliklere giderek, %35.2’si spor merkezine giderek, %25.5’i futbol maçına

giderek, %11’i cafe, bar gibi yerlere giderek değerlendirdiklerini belirtmişlerdir.

Hem Hacettepe hem de Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu

boş zamanlarını alışveriş yaparak geçirdiklerini belirtmişlerdir. Alışveriş yapmanın

bir boş zaman aktivitesi olarak görülmesi ne kadar yoğun bir tüketim kültürü

içerisinde olduğumuzun bir göstergesidir.

4.2.6.2. Yapılan Sporlar

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine yaptığı sporlar sorulduğunda %26.3’ü

yüzme, %25.4’ü fitness, %13.2’si futbol, %6.8’i tenis, %2.9’u basketbol, %2.4’ü

masa tenisi, %1’i voleybol, %1’i yoga, %2’si dağcılık, %0.5’i uzak doğu savunma

sporları, %0.5’i aletli dalış, %0.5’i güreş, %0.5’i kayak, %0.5’i doğa yürüyüşü,

%0.5’i pilates ile ilgilendiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim

üyelerinin %16.1’i hiçbir spor dalı ile ilgilenmediklerini belirtmişlerdir. Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin %33.8’i futbol, %23.4’ü yüzme, %12.4’ü fitness,

%6.2’si tenis, %2.8’i basketbol, %2.8’i masa tenisi, %2.1’i voleybol, %2.1’i uzak

doğu savunma sporları, %0.7’si yoga ile ilgilendiklerini belirtmiştir. Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin %13.8’i hiçbir spor dalı ile ilgilenmemektedir.

Hacettepe Üniversitesi’nde fitness yapan öğretim üyelerinin oranı, Erciyes

Üniversitesi’ne göre daha fazladır. Erciyes Üniversitesinde ise futbol oynayan

öğretim üyelerinin oranı, Hacettepe Üniversitesi’ne göre daha fazladır. Diğer spor

türlerinde üniversiteye göre çok önemli farklılıklar yoktur.

4.2.6.3. Dinlenilen Müzik

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %25.9’u Türk halk müziğini, %23.9’u

Türk sanat müziğini, %18.5’i klasik batı müziğini, %11.2’si pop müziği, %5.4’ü

rock/metal müziği, %1.5’i jazz müziği, %1’i tasavvuf müziği, %0.5’i new age tarzı

müziği tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin

%12.2’si müzik dinleme konusunda herhangi bir tercihlerinin olmadığını, her tür

müziği dinlediklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %51’i

Türk halk müziğini, %31.7’si Türk sanat müziğini, %4.1’i klasik batı müziğini,

%3.4’ü pop müziği, %2.1’i tasavvuf müziği, %1.4’ü rock/metal müziği, %0.7’si

new age tarzı müziği tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim

18

üyelerinin %5.5’i müzik dinleme konusunda herhangi bir tercihlerinin olmadığını,

her tür müziği dinlediklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim

üyelerinin yarısı (%51) Türk halk müziğini dinlerken, bu oran Hacettepe

Üniversitesi’nde daha düşüktür (%25.9). Benzer bir fark Türk sanat müziğini tercih

edenlerde de söz konusudur. Bunun yanı sıra klasik batı müziği, pop müzik,

rock/metal müzik tercihinde Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin oranı daha

Erciyes Üniversitesi’ne göre fazladır.

4.2.7. Ulaşım

Bu başlık altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin arabaya sahip

olma durumlarına ait veriler analiz edilmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim

üyelerinin %87.3’ünün, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %91’inin arabası

bulunmaktadır. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %70.7’sinin evinde bir

adet araba, %15.1’inin iki adet araba, %1.5’inin üç adet araba bulunmaktadır.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %82.1’inin evinde bir adet araba, %9’unun

iki adet araba bulunmaktadır. Erciyes Üniversitesi’nde evinde 3 araba olan öğretim

üyesi bulunmamaktadır.

4.2.8. Tatil

Debor (1967: 92, akt. Nafizoğlu 2002: 17)’a göre, meta dolaşımının yan ürünü olan

ve tüketim olarak kabul edilen insan dolaşımı yani turizm aslında boş zamanlardan

başka bir şey değildir. Değişik yerlere yapılan ziyaretlerin iktisadi açıdan

düzenlenişi bu yerlerin birbirine denk olduklarına dair bir güvenceyi kendi içinde

taşımaktadır. Yolculuktan zamanı geri almış olan modernleşme aynı zamanda

turizmin gerçekliğini de almıştır.

Tatil başlığı altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin tatillerini

geçiriş şekilleri, tatil masraflarını finanse etme biçimleri ve dini bayramlarını

geçiriş şekillerine ait verilerin betimsel analizleri verilmiştir.

4.2.8.1. Tatillerini Geçiriş Şekli

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %63.4’ü tatilde sahil bölgelerine, %6.3’ü

akrabalarını ziyarete, %5.9’u yurt dışına, %3.9’u yaylaya gitmektedirler. Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin %38.6’sı tatilde sahil bölgelerine, %17.9’u

akrabalarını ziyarete, %8.3’ü yaylaya, %0.7’si yurt dışına gitmektedirler. Tatillerini

19

geçiriş şekillerinde her iki üniversite arasında önemli bir farklılık söz konusudur.

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu tatilde sahil

bölgelerine giderken, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinde bu oran daha

düşüktür. Tatillerini yurtdışında geçiren öğretim üyeleri de Hacettepe

Üniversitesi’nde Erciyes Üniversitesi’ne göre daha fazladır. Erciyes

Üniversitesi’nde tatillerini akraba ziyareti yaparak geçiren öğretim üyelerini oranı,

Hacettepe Üniversitesi’nden daha yüksektir.

4.2.8.2. Tatil Masraflarını Finanse Etme Biçimleri

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %32.2’si tatil masraflarını peşin,

%24.4’ü kredi kartı ile peşin, %15.1’i kredi kartı ile taksit, %7.8’i tüketici

kredisiyle finanse ettiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin

%33.1 tatil masraflarını peşin, %20’si kredi kartı ile peşin, %10.3’ü kredi kartı ile

taksit, %2.1’i tüketici kredisiyle finanse etmektedirler.

4.2.8.3. Dini Bayramlarını Geçiriş Şekli

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %46.8’i dini bayramlarını yaşadıkları

şehirdeki eş, dost ve akraba ziyareti yaparak, %24.4’ü tatile çıkarak, %20’si

kendisinin veya eşinin memleketine giderek, %8.8’i çalışarak geçirmektedir.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %58.6’sı dini bayramlarını yaşadığı

şehirdeki eş, dost ve akraba ziyareti yaparak, %35.2’si kendinin veya eşinin

memleketine giderek, %4.1’i tatile çıkarak, %2.1’i çalışarak geçirmektedir. Her iki

üniversitede dini bayramlarını geçiriş şekillerindeki en önemli farklılık tatile

çıkmada görülmektedir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin yaklaşık dörtte

biri dini bayramlarda tatile çıktıklarını belirtirken, Erciyes Üniversitesi’nde bu oran

oldukça düşüktür.

4.3. Tüketim

Tüketim maddelerinin kullanımı toplumun kültürü ile yakından ilgilidir (Erkal

2000: 144). Kültürel etkenler tüketim kalıplarımızı; giyim tarzımızdan, tükettiğimiz

gıda tipine, satın aldığımız ev tipinden, hoşlandığımız seyahat türüne kadar bizi

etkiler (Baloğlu 2000: 144).

20

4.3.1. Örneklemin Ekonomik Durumu

Örneklemin ekonomik durumu başlığı altında her iki üniversitede görev yapan

öğretim üyelerinin aylık gelirleri, aylık harcamalarında ayırdıkları en büyük pay,

tasarruf yapma durumu, sahip olunan eşyalar, ekonomik durumlarının bilimsel

çalışmalarını etkileme durumu, kendilerini ait hissettikleri sosyal sınıfa ait verilerin

betimsel analizleri verilmiştir.

4.3.1.1. Aylık Gelir

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %29.8’i 2.001-3.000 TL arası, %24.9’u

3.001-4.000 TL arası, %14.6’sı 1.000-2000 TL arası, %12.2’si 4.001-5.000 TL

arası, %8.3’ü 5.001-6.000 TL arası, %5.4’ü 7.001 TL ve üzeri, %4.9’u 6.001-7.000

TL arası aylık gelir elde etmektedir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin

%42.1’i 2.001-3.000 TL arası, %22.8’i 1.000-2000 TL arası, %21.4’ü 3.001-4.000

TL arası, %7.6’sı 4.001-5.000 TL arası, %3.4’ü 5.001-6.000 TL arası, %2.1’i

6.001-7.000 TL arası, %0.7’si 7.001 TL ve üzeri aylık gelir elde etmektedir.

4.3.1.2. Aylık Harcamalarda Ayrılan En Büyük Pay

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %47.3’ü aylık harcamalarında en büyük

payı gıdaya, %13.7’si çocukların eğitimine, %11.7’si ulaşıma, %10.2’si konut

kredi borcuna, %7.3’ü kiraya, %3.9’u haberleşmeye, %2.4’ü otomobil borcuna,

%2’si mesleki gelişime, %1’i giyime, %0.5’i seyahate ayırdıklarını belirtmişlerdir.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %35.2’si aylık harcamalarında en büyük

payı gıdaya, %18.6’sı konut kredisi borcuna, %18.6’sı kiraya, %13.1’i çocukların

eğitimine, %8.3’ü otomobil borcuna, %2.8’i ulaşıma, %1.4’ü haberleşmeye,

%0.7’si giyime, %0.7’si mobilyaya, %0.7’si kozmetik ürünlere ayırdıklarını

belirtmişlerdir. Gelir arttıkça genel olarak harcamalar artmakla beraber

harcamaların yapısı da değişmektedir. Gıda maddelerine yapılan harcamaların gelir

içindeki oranı azalmaktadır (Keynes 1951: 43, akt. Baloğlu 2000: 140). Bu

çalışmada öğretim üyelerinin en fazla gıda harcamalarına pay ayırmaları

gelirlerinin oldukça düşük olduğunu göstermektedir.

4.3.1.3. Tasarruf Yapma Durumu

Ailede gelirin kullanım biçimi aile yaşantısının temel unsurlarındandır. Gelirin

kullanımı ile ilgili davranışları bir yandan ailenin ekonomik ve sosyal refahını

21

diğer yandan genel ekonomiyi, mal üretimini, gelir dağılımını ve tüketilen malları

etkilemektedir. Gelirin kullanılması harcamalar için olduğu kadar tasarruf ve

yatırım ile borçlar için kullanımını da kapsar. Dolayısıyla gelirin kullanımının

bugün ve gelecek için planlanarak tüketim ve tasarruf arasında başarılı bir denge

kurulması yaşama düzeyinin yükseltilmesi için elzemdir (Gross 1954, akt.

Terzioğlu ve Aydıner 2007:91).

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %44.4’ü tasarruflarını vadeli veya

vadesiz Türk Lirası, %9.8’i hazine bonosu veya repo, %5.4’ü vadeli veya vadesiz

döviz hesabı, %5.4’ü gayri menkul, %2.4’ü hisse senedi, %0.5’i yaşlılık sigortası

şeklinde değerlendirmektedir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %32.2’si

hiç tasarruf yapamadıklarını belirtmektedirler. Erciyes Üniversitesi öğretim

üyelerinin %31.7’si tasarruflarını vadeli veya vadesiz Türk Lirası, %15.2’si vadeli

veya vadesiz döviz hesabı, %15.2’si gayri menkul, %2.1’i hisse senedi, %1.4’ü

hazine bonosu, repo, %1.4’ü altın, %0.7’si dayanıklı tüketim malları şeklinde

değerlendirdiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin

%32.4’ü hiç tasarruf yapamadıklarını belirtmiştir. Ailelerin yatırım tercihlerinde

etkili olabilecek başlıca faktörler; yatırımın nakite kolay çevrilebilir olması, ana

paranın ve kazancın güvende olması, kazancın oranı, vergi durumu ve yasal

olmasıdır. Ailelerin başlıca yatırım araçları olarak altın, gayrimenkul, banka

mevduat hesabı, hisse senedi, tahvil vb. sayılabilir (Wolf 1989, akt. Terzioğlu ve

Aydıner 2007:93). Fakat bu çoğalma gelirdeki artış derecesinde olmaz. Yüksek

gelir gruplarında gelir seviyesinin yükselmesi halinde böyle bir durum görülürken,

düşük gelir gruplarında özellikle zorunlu tüketim gelirin tamamını kapladığı için

gelirdeki herhangi bir artış hemen tüketime yönelmektedir (Keynes 1951; akt.

Baloğlu 2000:140). Öğretim üyelerinin büyük bir bölümü de tasarruf

yapamadıklarını ve aldıkları ücreti sadece temel tüketim maddelerine harcadıklarını

belirtmişlerdir.

4.3.1.4. Sahip Olunan Eşyalar

Öğretim üyelerine evlerinde sahip oldukları eşyalarla ilgili çok seçenekli soru

sorulmuştur. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %82.9’u evlerinde

bilgisayar, %81.5’i internet, %77.6’sı çalışma odası, %73.7’si diz üstü bilgisayar,

%22.9’u koşu bandı veya bisiklet, %20.5’i çamaşır kurutma makinesi, %16.1’i

şömine, %15.1’i ev sinema sistemi, %14.1’i klima, %12.7’si uzaktan kumandalı

22

garaj, %12.2’si çöp öğütme cihazı, %9.8’i play station oyun konsolu, %8.8’i hobi

odası bulunduğunu belirtmiştir.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %83.4’ü evlerinde bilgisayar, %60.7’si

çalışma odası, %56.6’sı internet, %46.2’si diz üstü bilgisayar, %12.4’ü koşu bandı

veya bisiklet, %9.7’si çamaşır kurutma makinesi, %5.5’i klima, %4.8’i ev sinema

sistemi, %3.4’ü şömine, %2.8’i uzaktan kumandalı garaj, %2.1’i play station oyun

konsolu, %0.7’si çöp öğütme cihazı, %0.7’si hobi odası bulunduğunu belirtmiştir.

4.3.1.5. Ekonomik Durumlarının Bilimsel Çalışmalarını Etkileme Durumu

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %70.3’ü, Erciyes Üniversitesi öğretim

üyelerinin %80.6 ‘sı ekonomik durumlarının bilimsel çalışmalarını aksattığını

belirtmişlerdir.

4.3.1.6. Kendilerini Ait Hissettikleri Sosyal Sınıf

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %54.6’sı yaşam tarzına göre kendisini

orta düzeyde, %36.6’sı orta düzeyin üstünde, %3.4’ü orta düzeyin altında, %3.4’ü

ortalamanın çok üstünde, %2’si ortalamanın çok altında hissettiklerini

belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %53.1’i yaşam tarzına göre

kendisini orta düzeyde, %36.6’sı orta düzeyin üstünde, %9.7’si orta düzeyin

altında, %0.7’si ortalamanın çok üstünde hissettiklerini belirtmişlerdir.

4.3.2. Tüketici Davranışları

Genel olarak kültür yaşam tarzını etkileyeceğine göre tüketimi de etkileyeceği

açıktır. Tylor’a göre düzeyi ne olursa olsun insan yaşamına ilişkin her şey

kültüreldir. İnsanlar ait oldukları toplumun kültürünün çok az bir parçasını taşısalar

dahi faaliyetlerinde bu kültürün izleri görülür. Kültür bu bakımdan tüketici

davranışlarını ve bu davranışların toplum içinde yerleşmesi ve sürdürülmesinde

önemli rol oynamaktadır. Tüketim ile kültür arasında çift taraflı bir ilişki söz

konusudur (Baloğlu 2000: 143). Tüketim kültüründen etkilenen tüketicilerin satın

alma davranışları ve tüketme alışkanlıkları toplumun yaşam tarzını oluşturmaktadır

(Bilgin 1993, akt. Çiçek 2000: 16).

Tüketici davranışları başlığı altında, her iki üniversitede görev yapan öğretim

üyelerinin alışveriş yaparken en çok etkilendikleri pazarlama tekniği, büyük

23

alışveriş merkezlerini tercih etme nedeni, internet üzerinden alışveriş yapma

durumları, evleriyle ilgili değişiklik yapmak istediklerinde bilgi aldıkları yerlere ait

verilerin betimsel analizleri verilmiştir.

4.3.2.1. Alışveriş Yaparken En Çok Etkilenilen Pazarlama Tekniği

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %40.5’i alışveriş yaparken eşyaların

sergilenmesi, %33.2’si satış ortamı, %14.1’i toplumsal kullanım yoğunluğu,

%4.4’ü kampanyalar, %2’si moda gösterilerinden etkilendiklerini belirtmişlerdir.

%5.9’u ise alışveriş yaparken hiçbir pazarlama tekniğinden etkilenmediğini

belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %37.2’si alışveriş yaparken

eşyaların sergilenmesi, %35.9’u satış ortamı, %19.3’ü toplumsal kullanım

yoğunluğu, %4.8’i kampanyalar, %0.7’si moda gösterilerinden etkilendiklerini,

%2.1’i hiçbir pazarlama tekniğinden etkilenmediğini belirtmiştir. Hacettepe ve

Erciyes Üniversitesinde görev yapan öğretim üyeleri arasında alışveriş yaparken

etkilendikleri pazarlama teknikleri bakımından önemli farklar olmadığı

görülmektedir.

4.3.2.2. Büyük Alışveriş Merkezlerini Tercih Etme Nedenleri

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %76.1’i büyük alışveriş merkezlerini her

türlü tüketim malı olduğu için, %7.8’i özgürce görme, seçme imkanı olduğu için,

%4.9’u fiyatları standart olduğu için, %2.9’u daha rahat ve daha geniş bir ortamda

alışveriş yapmak için, %0.5’i statüsüne uygun olduğu için, %0.5’i dolaşarak stres

attıkları için tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim

üyelerinin %7.3’ü büyük alışveriş merkezlerini tercih etmediklerini belirtmişlerdir.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %69.7’si büyük alışveriş merkezlerini her

türlü tüketim malı olduğu için, %11’i özgürce seçme imkanı olduğu için, %10.3’ü

fiyatları standart olduğu için, %6.2’si daha rahat ve geniş bir ortamda alışveriş

yapmak için, %0.7’si dolaşarak stres attığı için tercih etmektedirler. Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin %2.1’i büyük alışveriş merkezlerini tercih

etmediklerini belirtmişlerdir. Hem Hacettepe hem de Erciyes Üniversitesi öğretim

üyelerinin büyük çoğunluğu alışverişlerinde büyük alışveriş merkezlerini tercih

ettiklerini belirtmişlerdir. Bauman (1998, akt. Odabaşı 1999:133) da toplumda bir

yer edinme ve anlamlı denilebilecek bir yaşam için alışveriş merkezine günlük

ziyaretlerin gerekli olduğunu söylemektedir. Ayrıca, tüketim sürecinin bireyin

24

sadece fiziksel ihtiyaçlarını değil, içinde yaşanılan sosyal, kültürel ve sembolik

dünyadaki ihtiyaçlarını da tatmin edebildiğini belirtmektedir.

4.3.2.3. İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %28.3’ü, Erciyes Üniversitesi öğretim

üyelerinin %42.1’i interneti alışveriş amaçlı kullandıklarını belirtmişlerdir.

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %12.2’si internetten elektronik eşyalar,

%12.2’si kitap, %2’si kozmetik ürünler, %1.5’i gıda maddeleri, %0.5’i bilet

almaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %22.1’i internetten kitap,

%17.9’u elektronik eşyalar, %0.7’si kozmetik ürünler, %0.7’si gıda maddeleri,

%0.7’si bilet aldıklarını belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyeleri

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine göre internetten daha fazla alışveriş

yapmaktadırlar ve interneti daha çok kitap ve elektronik eşya almada

kullanmaktadırlar. Burada Ankara’da kitap ve elektronik eşya gibi ürünlerde

çeşitliliğin daha fazla olması ve bu ürünlere daha rahat ulaşılabilmesinin etkili

olduğu düşünülmektedir.

4.3.2.4. Evle İlgili Değişiklik Yapılmak İstendiğinde Bilgi Alınılan Yer

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %51.2’si evle ilgili değişiklik yapmak

istediğinde dergi, televizyon ve internetten faydalandığını, %4.4’ü reklamlardan

faydalandığını, %3.9’u alacağı eşyaları daha önce alıp kullananlardan bilgi aldığını,

%2’si komşuların yaşam tarzlarından örnek aldığını, %1.5’i alışveriş yerlerini

gezerek bilgi aldığını belirtmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin

%37.1’i evle ilgili herhangi bir değişiklik yapmak istediğinde hiçbir yerden bilgi

almadığını, değişiklikleri kendi başına yaptığını belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi

öğretim üyelerinin %46.9’u evle ilgili değişiklik yapmak istediğinde dergi,

televizyon ve internetten faydalandığını, %6.2’si komşuların hayat tarzlarından

örnek aldığını, %4.8’i reklamlardan faydalandığını, %0.7’si alacağı eşyaları daha

önce alıp kullananlardan bilgi aldığını, %0.7’si alışveriş yerlerini gezerek bilgi

aldığını belirtmiştir. Her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin büyük

çoğunluğu evle ilgili değişiklik yapacaklarında dergi, televizyon ve internetten

faydalandıklarını belirtmişlerdir. Dağtaş (2005) da tüketimin, dergilerde ve gazete

eklerinde de insanların yaşam tarzlarına yönelik düzenleyici bir işlevi olduğunu

ortaya koymuştur.

25

4.3.3. Reklam

Ritzer (2000: 57), medya ve reklamları tüketimi kolaylaştıran en önemli araçlar

olarak görmektedir. Yeni tüketim araçları, aslında tüketimin neredeyse tüm

özellikleri geleneksel medyanın yaşam suyu olan internette merkezi bir yer

oluşturmaya başlayan reklamlar olmasa işlevini yerine getiremeyeceğini

söylemektedir.

Reklam başlığı altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin

reklamları izleyerek hangi ürünleri tercih ettikleri ile ilgili betimsel verilerin analizi

verilmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %15.1’i televizyonda

reklamları izleyerek temizlik maddesi, %12.2’si beyaz eşya, %4.4’ü elektrikli ev

aletleri, %4.4’ü gıda maddeleri, %2.9’u kozmetik ürünler, %1.5’i otomobil, %0.5’i

ev aldığını belirtmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %50.7’si

reklamları izlemediğini, %8.3’ü ise televizyonda reklamları izlediğini ancak

reklamlardan etkilenerek herhangi bir ürün almadığını belirtmiştir. Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin %18.6’sı televizyonda reklamları izleyerek beyaz

eşya, %13.1’i temizlik maddesi, %4.1’i elektrikli ev eşyaları, %2.8’i giyim eşyası,

%2.8’i gıda maddeleri, %0.7’si otomobil, %0.7’si ev eşyası aldığını belirtmiştir.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %50.3’ü reklamları izlemediğini, %6.9’u

ise televizyonda reklamları izlediğini ancak reklamlardan etkilenerek herhangi bir

ürün almadığını belirtmiştir. Bocock’un da belirttiği gibi tüketim arzularının

reklamlar aracılığıyla dürtülenmesi, oluşturulması ve anlatıma kavuşturulması

sonucu kendisine sunulan malları fark eden grupların sayısı giderek arttıkça kimlik

ve yaşam hedefini tüketim aracılığıyla oluşturan kişilerin sayısı da artmaktadır

(Bocock 1997: 115).

4.3.4. Moda

Moda başlığı altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin modaya

uyma durumları hakkındaki betimsel veriler analiz edilmiştir. Hacettepe

Üniversitesi öğretim üyelerinin %84.9’u modaya uymadığını sadece yakışanı tercih

ettiğini, %9.8’i modaya uyduğunu, çünkü yeniliği temsil ettiğini, %3.4’ü modaya

uyduğunu ancak sadece yakışanı tercih ettiğini, %1.5’i gelirinin yeterli olması

durumunda modaya uyacağını, %0.5’i herkes modaya uyduğu için uyduğunu

belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %91.7’si modaya uymadığını

sadece yakışanı tercih ettiğini, %3.4’ü modaya uyduğunu, çünkü yeniliği temsil

26

ettiğini, %2.8’i gelirinin yeterli olması durumunda modaya uyacağını, %2.1’i

herkes modaya uyduğu için uyduğunu belirtmiştir. Hem Hacettepe hem de Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu giyim konusunda modaya

uymadıklarını sadece yakışanı tercih ettiklerini belirtmişlerdir.

4.3.5. Kredi Kartı

Bu başlığın altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin alışverişte

kullandıkları ödeme şekilleri, kredi kartı kullanma nedenleri ve kredi kartı ile

yaptığı harcamalara ait betimsel verilerin analizi incelenmiştir.

4.3.5.1. Alışverişte Kullanılan Ödeme Şekli

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %83.9’u alışveriş yaparken genellikle

kredi kartı kullandıklarını belirtmişlerdir. Alışverişlerinde genellikle nakit para

kullanırım diyenlerin oranı %16.1’dir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin

%85.5’i alışveriş yaparken genellikle kredi kartı kullandıklarını, %14.5’i

alışverişlerinde genellikle nakit para kullandıklarını belirtmişlerdir. Her iki

üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu alışveriş yaparken

genellikle kredi kartı kullandıklarını belirtmişlerdir. Dryden ve Gordon (1997)

çalışmalarında kredi kartı kullanmanın, daha ağır bedel ödemek pahasına anlık

memnuniyet sunarak rahat etmek ve hayal kırıklığını önlemek gibi kısa vadeli haz

almayı arttırdığını belirtmişlerdir.

4.3.5.2. Kredi Kartı Kullanma Nedeni

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %46.8’i nakit para ödemeksizin alışveriş

yapmak için, %26.8’i para taşımamak için, %7.8’i ödemelerde kolaylık sağladığı

için, %2’si bankanın teklifi nedeniyle, %0.5’i kurumun sağladığı özel hizmetlerden

faydalanmak için alışverişlerinde kredi kartı kullandıklarını belirtmişlerdir. Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin %56.6’sı nakit para ödemeksizin alışveriş yapmak

için, %20’si para taşımamak için, %8.3’ü ödemelerde kolaylık sağladığı için,

%0.7’si bankanın teklifi nedeniyle alışverişlerinde kredi kartı kullandıklarını

belirtmişlerdir.

27

4.3.5.3. Kredi Kartı İle Yapılan Harcamalar

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %46.8’i kredi kartı ile daha çok

akaryakıt, %13.7’si giysi, %2’si gıda, %1’i küçük ev eşyalarını aldıklarını

belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %57.9’u kredi kartı ile daha

çok akaryakıt, %8.3’ü giysi, %0.7’si gıda harcamalarını yaptıklarını belirtmişlerdir.

5. Sonuç

Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan

öğretim üyelerinin tüketim alışkanlıkları ve yaşam tarzı profilleri betimleyici bir

şekilde ele alınmıştır. Aile bir yaşam tarzı olan kültürün ve ona ilişkin değerlerin

yaratılması ve sürdürülmesi için çok önemli bir konuma sahiptir. Aile toplumsal

hayatın devamlılığıyla ilgili cinsel ilişkilerin düzenlenmesi, çocukların doğum ve

bakımı, karşılıklı sevgi ve güven gibi ekonomik ve sosyal nitelikli temel

ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bir araya gelmiş kişilerden oluşan en küçük

toplumsal birimdir (Fichter 1996: 58). Bu çalışmada Hacettepe ve Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun evli olduğu belirlenmiştir.

Erciyes Üniversitesi örnekleminin büyük bir kısmı resmi ve dini nikahı bir arada

yaptırmışken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu oran oldukça düşük bulunmuştur. Her

iki üniversitede de eşiyle akraba olma durumu oldukça düşüktür. Hacettepe ve

Erciyes Üniversitesi’ndeki öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun çocuk sahibi

olduğu belirlenmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin sahip oldukları

çocuk sayısı Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine göre daha fazladır. Erciyes

Üniversitesi öğretim üyelerinin çocuklarını yaşlılık güvencesi olarak görme

oranının, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine göre daha olduğu belirlenmiştir.

Burada karşılıklı bağımlılık söz konusudur. Bağımlılık önce çocuğun anne babaya

bağımlılığı, yaşlılıkta da anne babanın yetişkin evlatlarına bağımlılığı biçiminde

kendisini göstermektedir. Kağıtçıbaşı çalışmasında da bu durumun olduğu ev

ortamı çocuğun ailesel ve komünal değerlerle sosyalleşmesini sağladığını

belirtmiştir (Kağıtçıbaşı 1999:143).

Barınma, beslenme ve giyinme gibi en temel ihtiyaçlardandır. Bir insanın yatıp, iş

zamanı dışında kaldığı veya tüzel kişiliği olan bir kuruluşun bulunduğu ev,

apartman olarak tarif edilen konut, esas olarak barınma ihtiyacını karşılayan ve bir

takım bölümlerden oluşan mekândır. (Ergül 1999:19). Her iki üniversitede de

28

oturulan evin türü, mülkiyeti ve büyüklüğü açısından fark bulunmamıştır.

Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyeleri 100-150 m2’lik apartman

dairesinde oturduklarını, mülkiyetlerinin kendilerine ait olduğunu belirtmişlerdir.

İnsanların besin seçim ve tüketim kalıpları fizyolojik olmak yanında sosyal ve

psikolojik arzuların doyumuna; gelenek, görenek alışkanlıklarına, eğitimlerine ve

ekonomik olanaklarına da bağımlıdır (Hertog 1973, akt. Özdemir 1999:1).

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinde geleneksel yiyecekleri memleketten

getiren ve kendisi yapanların oranının, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerine göre

daha düşük oluğu belirlenmiştir. Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi’ndeki öğretim

üyeleri çoğunlukla evde taze sebze ve meyve yediklerini belirtmişlerdir.

Benliğin kimliğin ve bireyselliğin dış dünyada anlatılması en çok kılık kıyafet

aracılığı ile yapılmaktadır. Böyle olunca giyim önemli bir toplumsal statü

göstergesi, kendini ifade etmenin ve vücudu sergilemenin temel bir aracı olarak

belirmektedir. Giysi ayrılmaz bir şekilde özneleşme ilkesi bir yaşam tarzıdır

(Bayart 1999:190). Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi’ndeki öğretim üyeleri giysi

alırken modayı takip etme yerine, alacakları kıyafetin ihtiyaçlarını karşılama

durumunu göze önünde bulunduklarını belirtmişleridir. Öğretim üyelerinin mobilya

tercihlerinde de aynı durum söz konusu olduğu belirlenmiştir.

Kitle iletişim araçları denildiğinde, toplumdan topluma değişebilen yoğunluk ve

düzlemde kullanılan gazete, dergi, kitap, gibi, basılı yayınlar, radyo ve televizyon

gibi elektromanyetik olarak çalışan araçlar ile sinema plak ses ve görüntü bantları

ses ve görüntü disketleri ve bir boyutuyla bilgisayar anlaşılmaktadır (Defleur and

Dennis 1981, akt. Gürdal 2003:1). Her iki üniversite öğretim üyeleri de düzenli

olarak gazete aldıklarını ve gazetede öncelikle haber konularını okuduklarını

belirtmişlerdir. Her iki üniversite öğretim üyeleri de düzenli olarak televizyon

izlediklerini ve öncelikle açık oturum izlediklerini belirtmişlerdir.

Boş zaman faaliyeti kişinin mesleksel ve toplumsal ödevlerini yerine getirdikten

sonra özgür iradesiyle girişebileceği dinlenme, eğlenme, bilgi veya becerilerini

geliştirme, toplum yaşamına gönüllü olarak katılma gibi bir dizi uğraşlarını

gerçekleştirdiği zamanlardır (Tezcan 1977:4). Her iki üniversite öğretim üyeleri de

boş zamanlarını alışveriş yaprak geçirdiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe

Üniversitesi öğretim üyelerinin yaptığın sporlar arasında yüzme ilk sıradayken,

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinde futbol ilk sırayı almaktadır.

29

Her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinde arabaya sahip olma oranı

oldukça yüksekken, birden fazla araba sahibi olanlar Hacettepe Üniversitesi’nde

daha fazladır.

Debor’a göre, meta dolaşımının yan ürünü olan ve tüketim olarak kabul edilen

insan dolaşımı yani turizm aslında boş zamanlardan başka bir şey değildir. Değişik

yerlere yapılan ziyaretlerin iktisadi açıdan düzenlenişi bu yerlerin birbirine denk

olduklarına dair bir güvenceyi kendi içinde taşımaktadır. Yolculuktan zamanı geri

almış olan modernleşme aynı zamanda turizmin gerçekliğini de almıştır (Debord

1967:92, akt. Nafizoğlu 2002:17). Her iki üniversitede de tatillerinde sahil

bölgelerine giden öğretim üyelerinin oranının diğerlerine göre daha fazla olduğu

belirlenmiştir. Her iki üniversite öğretim üyeleri de dini bayramlarını bulundukları

şehirde eş dost akraba ziyareti ile geçirdiklerini belirmişlerdir.

Tüketim maddelerinin kullanımı toplumun kültürü ile yakından ilgilidir (Erkal

2000:144). Tüketim eskisi gibi temel ihtiyaç giderme eylemi olmanın yanı sıra bir

eğlence ve dinlence tarzı haline gelmiştir. Aynı zamanda tüketim, sosyal sınıfların

kendilerini bir ifade etme biçimi olarak da ele alınmaktadır. Dolayısıyla modern

toplumlardaki tüketim konusunda geleneksel toplumlarda gerçekleşen daha çok

mal ve hizmetlerin tüketiminden farklı olarak değerlerin de bir anlamda tüketimi

söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda tüketim bireylerin yaşam tarzını

biçimlendirmektedir. Hem Hacettepe Üniversitesi hem de Erciyes Üniversitesi

öğretim üyeleri, aylık harcamalarında en büyük payı gıdaya ayırdıklarını

belirtmişlerdir. Her iki üniversite öğretim üyeleri de tasarruflarını vadeli-vadesiz

Türk Lirası olarak değerlendirdiklerini belirtmişleridir. Her iki üniversite öğretim

üyelerinin yaklaşık yarısı yaşam tarzlarına göre kendilerini orta düzeyde

hissettiklerini belirtmişlerdir. Tüketim kültüründen etkilenen tüketicilerin satın

alma davranışları ve tüketme alışkanlıkları toplumun yaşam tarzını oluşturmaktadır

(Bilgin 1993, akt. Çiçek 2000:16). Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim

üyeleri alışveriş yaparken daha çok eşyaların sergilenmesinden etkilendiklerin

belirtmişlerdir. Her iki üniversitede görev yapan öğretim üyeleri her türlü tüketim

malı olması nedeniyle büyük alışveriş merkezlerini tercih ettiklerini belirtmişlerdir.

Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin yaklaşık yarısı evleriyle ilgili

değişiklik yapmak istediklerinde dergi, televizyon ve internetten faydalandıklarını

belirtmişlerdir. Her iki üniversite öğretim üyeleri televizyon reklamlarından

30

etkilenerek en çok temizlik maddesi ve beyaz eşya aldıklarını belirtmişlerdir.

Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin tamamına yakını alışveriş

yaparken nakit para ödemek yerine kredi kartını tercih etmektedirler ve kredi

kartını en çok akaryakıt alırken kullandıklarını belirtmişlerdir.

Bu araştırmanın sonuçları genel olarak ele alındığında, toplumun önemli bir

kesimini oluşturan öğretim üyelerinin tüketim kültüründen etkilendikleri ve yaşam

tarzlarını şu an toplumda mevcut olan tüketim kültürüne göre biçimlendirdikleri

görülmektedir.

Kaynakça

ACAR, Yeşim. (2002). İdeolojik Bir Araç Olarak Reklamların Tüketime Dayalı Bir Kimlik Ve Yaşam Tarzı Oluşturmadaki Rolü, Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi.

AKARSU, Hafize. (1999). Üniversite Öğrencilerinin Konuta İlişkin Tercihleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi.

ARIKAN, Gülay. vd. (2004). Kalecik’e Bağlı Bağcılıkla Uğraşan On Köy Modernleşme Eğilimleri Üzerine Bir Araştırma, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınları.

BALOĞLU, Burhan. (2000). Enflasyona Sebep Olan Tüketim Harcamalarının Sosyolojik Açılımı, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Metodolojisi Ve Sosyolojisi Araştırmaları Merkezi, 26. Kitap, İstanbul: Emek Matbaası.

BAUDRILLARD, Jean. (1997). Tüketim Toplumu, (Çev. Hazal Deliceçaylı, Ferda Keskin), İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

BAUMAN, Zygmunt. (1998). Sosyolojik Düşünmek, (Çev. Abdullah Yılmaz), İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

BAYART, Jean Francois. (1999).Kimlik Yanılsamaları, (Çev. Mehmet Moralı), İstanbul: Metis Yayınları.

BOCOCK, Robert. (1997). Tüketim, (Çev. İrem Kutluk), Ankara: Dost Yayınları.

BOURDIEU, Pierre. (1984). Distinction a Social Critique of The Judgement of Teste, (Trans., By R.NICE), London: Routledge.

CHANEY, David. (1999). Yaşam Tarzları, (Çev. İrem Kutluk), Ankara: Dost Yayınları.

COCHRONE, Willard W. and BELL, Carolyn. (1959). Economics of Consumption, New York: The Megraw-Hill Companics Inc.

31

ÇİÇEK, Ali. (2000). Farklı Gelir Düzeylerine Göre Ailelerin Tüketim ve Tasarruf Eğilimlerine Etki Eden Sosyo-Kültürel Faktörler: Elazığ Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Elazığ: Fırat Üniversitesi.

DAĞTAŞ, Erdal. (2005). Magazin Eklerinde Tüketim Kültürünün İzdüşümleri Üzerine Bir Değerlendirme. İletişim Dergisi. Sayı: 21, Yaz-Güz, ss. 125-168.

DİKEÇLİGİL, Beylü. (1980). “Tüketimin Sosyolojik Anlamı”, Yaşama Tarzı ve Gelir Seviyesi Arasındaki İlişki, Sosyoloji Konferansları, İstanbul: İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyoloji Enstitüsü Yayınları.

DRYDEN, Windy ve GORDON, Jack. (1997). Rahatlık Tuzağını Aşmak, (Çev. Yonca Özkaya). İstanbul: Rota Yayınları.

ERGÜL, Nevin.(1999). Türk Ailesinin Yaşadığı Mekanlara, Konutlara İlişkin Eğilimler. Ankara: T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı.

ERKAL, Mustafa. (2000). Sosyoloji, İstanbul: Der Yayınları.

FEATHERSTONE, Mike. (2005). Postmodernizm ve Tüketim Kültürü, (Çev. Mehmet Küçük), İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

FICHTER, Joseph. (1996). Sosyoloji Nedir?, (Çev. Nilgün Çelebi), Ankara: Atilla Kitabevi.

GÜRDAL, Türkay.(2003). Kitle İletişim Araçlarının Farklı Sosyo-Ekonomik Özelliklerdeki Tüketicilerin Tüketici Eğilimi Konusundaki Bilgi ve Davranışlarına Etkisi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.

GÜZEL, Ali. (2001). Tüketim Toplumu Tartışmaları, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi.

KAĞITÇIBAŞI, Çiğdem. (1999).Kültürel Psikoloji, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

KAVUNCU, Mualla Gülnaz. (1998).Kariyer Mesleklerde Kadın Metropolde Kariyer Meslekleri Ve Aile Yapısı Temelinde Yaşama Tarzları, Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu.

KOCACIK, Faruk. (1999). Tüketim Eğilimleri ve Sorunları Sivas Merkez İlçe Örneği, Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları.

KONYAR, Hürriyet. (2000). Tüketim Kültürünün Belirlediği Yeni Toplumsal Kimlikler, Ankara: Gazi İletişim Fakültesi Dergisi, sayı:6.

MILLER, D. (1987). Material Culture and Mass Consumption, Oxford: Basil Blackwell.

NAZİFOĞLU, Melike. (2002). Tüketim Toplumunun Zaman Kültür Özne Üzerinden Turizm Olgusu Özelinde Tartışılması Alanya Örneği, Gazi Üniversitesi, Yayınlanmamış Ankara: Yüksek Lisans Tezi.

32

ODABAŞI, Yavuz. (1999). Tüketim Kültürü, İstanbul: Sistem Yayınları.

ÖZDEMİR, Tülay. (1999). Ankara Üniversitesi’nde Çalışan Akademik Personelin Hayvansal Besin Tüketim Durumları Ve Etkileyen Etmenler. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi.

ÖZDEMİR, Çağatay. v.d. (2006). Türkiye’de Öğretim Elemanları. Ankara: Gazi Üniversitesi Yayınları.

RITZER, George. (2000) Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek, (Çev. Şen Süer Kaya), İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

SENNETT, Richard. (2002).Kamusal İnsanın Çöküşü, çev Serpil Durak, İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

TERZİOĞLU, Günsel ve AYDINER, Ayfer. (2007). “Kadının Çalıştığı ve Çalışmadığı Ailelerde Gelirin Kullanım Biçimi”, Aile ve Toplum, yıl 9, cilt 3, sayı 12, Ankara: Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Müdürlüğü Yayınları.

TEZCAN, Mahmut. (1977). Boş Zamanlar Sosyolojisi, Ankara: Doğan Matbaası.

TİMUR, Serim. (1972). Türkiye’de Aile Yapısı, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınları.

YETİM, Sedat. (1991). Türkiye’de ve Dünya Uygulamasında Kredi Kartları ve Tüketici Kredileri, Sorunlar, Öneriler, 11:4, Ankara: Hazine ve Dış Ticaret Dergisi.

ZORLU, Abdulkadir. (2002). Tüketici Davranışlarını Etkileyen Sosyokültürel Faktörler, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi.