fenamizah no: 17 / july 2013

48

Upload: fenamizah-e-magazine

Post on 28-Mar-2016

227 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

International Humor Magazine

TRANSCRIPT

Page 1: fenamizah no: 17 / july 2013
Page 2: fenamizah no: 17 / july 2013

2

imtiyaz sahibi / yay›n ve görsel yönetmeni:aziz yavuzdoğanyayın kurulu: Erdoğan Başol, Osman Yavuz İnal, Ekrem Borazan, hukuk danışmanı: Av. Cem Koç

ayl›k e-dergi

mountly e-humor magazine

international humor magazine

iletiflim/contact:[email protected]

No: 17 • temmuz-july 2013

bu sayıda / inside this issue

www.fenamizah.com

A) ADRIANA MOSQUERA (Colombia), AHMET ÜMİT AKKOCA (Turkey), ALEXANDER DUBOVSKY (Ukrain), ALİ DİVANDARİ (Iran), ANATOLIY STANKULOV (Bulgaria),ANDREA PECCHIA (Italy), ARSEN GEVORGYAN (Armenia),ARTURO ROSAS (Mexico), AZİZ YAVUZDOĞAN (Turkey).B) BAHADIR UÇAN (Turkey), BIRA DANTAS (Brasil), BÜLENTOKUTAN (Turkey), BORISLAV STANKOVIC (Serbia), B.V. P.RAO (India)C) CAN&ALİ (USA), CARLOS AMORIM (Brasil), CEM KOÇ(Turkey), CHAKIB ALAMI (Morocco), CZESLAW PRZEZAK(Poland).D) DAMIR NOVAK (Croatia), DARKO DRLJEVIC (Montenegro),DIANNA MAGALLO (Mexico), DIDIE SW (Indonesia).E) EDUARDO CALDARI (Brasil), EKREM BORAZAN (Turkey), EL TOTO (Argentina), EMRAH ARIKAN (Turkey), ERDOĞAN BAŞOL (Turkey), EVZEN DAVID (Czech Rebuplic).F) FRANCISCO PUNAL SUAREZ (Spain).G) GALINA PAVLOVA (Bulgaria), GÜLAY GARİP KOÇERDİN(Turkey), GÜLGÜN ÇAKO (Turkey), GÜLŞAH ETEKER (Turkey).H) HAKAN ÇELİK (Turkey), HASAN ÇAĞAN (Turkey), HASANEFE (Turkey).HENRYK CEBULA (Czech Republic), HULE HANUSIC (Austria).I-İ) IGOR SMIRNOV (Russia), ISTVAN KELEMEN (Hungary),IVAILO TSVETKOV (Bulgaria), İSMAİL KERA (Czech Republic).J) JIRI SRNA (Czech Republic), J. POP-ILIEV (Macedonia), JULISANCHIS AGUADO (Spain), JULIAN PENA-PAI (Romania).K) KEZİBAN ÖZKOL (Turkey).L) LUIS EDUARDO LEON (Colombia).M) MAKHMUD ESHONQULOV (Uzbekistan), MARINAGORELOVA (Belarus), MARK LYNCH (Australia), MEHMETSAİM BİLGE (Turkey), MELEK DURMUŞ (Turkey), MICHALGRACZYK (Poland), MILAN ALASEVIC (Slovenia), MUAMMERKOTBAŞ (Turkey).N) NIVALDO PEREIRA DE SOUZA (Brasil).O) OLEKSY KUSTOVSKY (Ukrain), O. YAVUZ İNAL (Turkey).P) PETER ZAVACKY (Slovakia),R) RAMAZAN ÖZÇELİK (Turkey), RAŞİT YAKALI (Turkey), RAUL FERNANDO ZULETA (Colombia), RAQUEL ORZUJ(Uruguay), RESAD SULTANOVIC (Bosnia&Herzegovina).S-Ş) SABAHUDIN HADZIALIC (Bosnia&Herzegovina),SEÇKİN TEMUR (Turkey), SEZER ODABAŞIOĞLU (Turkey), S. KOSCIESZA (Poland), SZCZEPAN SADURSKI (Poland).T) TOSO BORKOVIC (Serbia), TURAL HASANLI (Azerbaijan),TVG MENNON (India).V) VALERY ALEXANDROV (Bulgaria), VEDAT KEMER (Turkey),VICTOR CRUDU (Moldova), VLADIMIRAS BERESNIOVAS(Lithuania).W)WESAM KHALIL (Egypt), WILLEM RASING (Netherland),.Y) YURDAGÜN GÖKER (Turkey).Z) ZORAN GROZDANOVSKI (Macedonia).

merhaba....çok hareketli bir ayı geride bıraktık. Tamanlamıyla sıcak bir yaz başlangıcı oldu.Hükümetin giderek artan baskıcı yönetimine,deyim yerindeyse “bıçak kemiğe dayandı”dedirten toplumsal bir baş kaldırı başladı. Haziran ayı başlarında gelişen ve “Taksim GeziParkı Direnişi” diye adlandırılan, tüm Türkiye’yeyayılan barışçıl eylemlere, polisin orantısız şiddetlekarşılık vermesi tepkilerin artmasına sebep oldu.Gençlerin başlattığı Gezi Parkı Direnişi’ne, sinema,tiyatro, edebiyat dünyasından aydınlar, sivil toplum örgütleri destek verirken, karikatürcülerin tekbüyük örgütü olan Karikatürcüler Derneği’nin olaylara seyirci kalması büyük üzüntü yarattı.Hemen her kesimden dayanışma örneğisergilenirken, derneğin üyeleriyle birlikte bir etkinlikiradesi göstermemesi, duyarsızlığı, tarihi bir hataolarak hatırlanacaktır. İnsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi geliyor... Fakat Homur Mizah Grubu, Taksim Gezi Parkı’nda karikatür sergisi açarak duyarlıbir davranış göstermiş ve üzerlerine düşeni saygı duyulacak biçimde yerine getirmişlerdir.

Bu sayımızda, Gezi Parkı direnişiyle ilgili karikatürleri ve direnişçilerin ürettiği mizahi görselleri bulacaksınız. Ayrıca; Madımak Oteli Katliamı’nın 20. yılını daha önce çizilmiş olankarikatürlerle anıyoruz.

Ve.. Sedat simavi’nin 1936’da yayınlanan Karikatür dergisi ilk sayı tıpkı basımını OsmanYavuz İnal’ın’ın arşivinden web sitemizden pdf dosyası olarak indirebilirsiniz...

Düşünerek, gülerek ve kötülüğe direnerek, yeniden buluşabilmek dileğiyle...Saygılarımızla...

BU SAYIDA

nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi nsanın aklına Rıza Tevfik’in “Zahirperest olma yakın gör, yakın!” dizesi

aziz yavuzdoğan

Sedat Simavi’nin 1936yılında yayımladığı ilksayısının tıpkı-basımıyla...

KARİKATÜR MİZAH DERGİSİ

www.fenamizah.com

FENAMİZAHe-dergisininokurlarına armağanıdır.

Page 3: fenamizah no: 17 / july 2013

3

A C T U A L I T Y

düşünün! neye güldüğünüz hakkında bir fikriniz olsun...AKTÜALİTE

KEMERALTI • Vedat Kemer

EKREM BORAZAN - Turkey

AZİZ

YAVUZDOĞAN

- Turkey

Tüm Türkiye “Gezi Parkı”eylemleri ile mevcut düzenekarşı direnişe geçti...

©Ak

şam

Gazete

si, 201

3

EKREM BORAZAN - Turkey

Karizma çizildi...

PKK’lılar Cizre’de kendi polisörgütünü kurdu...

• “PKK bitti” dediklerinde sevindiniz ya...Meğer Cizre’de “polis” olmuşlar...Öyle “rezalet” falan da demeyin...

Terörist arıyorsanız parkta...Çoktandır dağdakine “terörist” demiyor-

lardı zaten...Güzel oldu yani.~ Bekir Coşkun

Page 4: fenamizah no: 17 / july 2013

4

UYDUDAN NAKLEN • hakan çelik

A C T U A L I T Y

düşünün! neye güldüğünüz hakkında bir fikriniz olsun...AKTÜALİTE

©Cumhuriyet Gazetesi, 2013

Formül: Para!..• Cemevlerine ibadethane diyemeyen hükümet, masraflarını

karşılayarak son günlerde gezi direnişiyle artan tepkileri tam dakendilerine yakışır şekilde para formülüyle aşmaya çalışıyor...

Talimatı kim vermiş!..• Taksim’deki Gezi Parkı direnişiyle tüm ülkeye yayılan sokakeylemlerine polisin aşırı güç uygulamasına büyük toplumsaltepki doğmuştu. Başbakan Erdoğan Erzurum mitinginde talimatı ben verdim diyerek sorumlu olduğunu dile getirdi. Ancak Sayın Başbakan geçmişteki söylemlerini bir başkaortamda bizzat kendisi bir başka konuşmasıyla yalanladığıiçin şaşırmamak gerek. Bir gün gelir de kendisine bununhesabı sorulduğunda sorumluluğu mutlaka üç-beş polisamirine ya da belediye zabıtasına yükleyebileceği ihtimali dehayli yüksektir...

İleri Demokrasi Dili!..• Kürsüden Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı haykırıyor: “Sen hangi iktidara konuşuyorsun yahu? AK Parti iktidarıylabunlar konuşulur mu? Yazılı ve görsel medyadakiler bu tiplerehadlerini bildirmiyor. Önce haddini bileceksin yahu!.. Senkalkıp da yok bilmem ne platformuymuş, ne platformu olursanol yahu! Ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı.”

Yalan ile iman birarada olmaz...

• YALAN: ''Eylemcilercamide içki içti'' dedi.GERÇEK: Müezzin içkiiçilmediğini söyledi.YALAN: ''Polisi köprüden attılar'' dedi.GERÇEK: Polis köprüden düşüp öldü.

Gezi mankenlerinden Hasan Kaçan ile Necati Şaşmaz...

EKREM

BORAZAN

- Turkey

WILLEM RASING - Netherland

Page 5: fenamizah no: 17 / july 2013

5

BİBER GAZITaksim’deysenHele bir de Gezi Parkı’nda…

Tadacaksın işteHer canlı gibi sen deBiber gazını…

Yok çare…Yani, çaresizsiniz…Ya da, çare SİZsiniz.

YOK SAYMAKYok, sayma be kardeşim?Bak, ben şu anda Taksim’de Gezi Parkı’nda,Ankara’da Kızılay’da,İzmir’de Gündoğdu’dayım.

Eee… Gördün mü bak?Ben şimdi,Her yerdeyim!..

GÖRÜŞ FARKI“Bir bir daha ikiİyiye gidiyor ekonomi.”Diyorsa birileriBil kiŞöyle diyecek diğerleri.“Bir bir daha ikiEridi, pul oldu elimizdeki.”

Şaşırmaİşin sırrı buradaAynı aynaya bakıyoruz daKonumlarımız farklıAyrı görüyoruz dünyayı.

BOZDUR BOZDUR HARCAHak ettiğin değeriBelirtmek için Şimdi sana;

“Beş kuruşluk değerin yok” desem.Yeni kuruş sayarsın kendiniKıymete binersin…

“Bir metelik etmezsin” desemTedavülden kalktı yaDem vurursun tarihi değerinden…

Oysa sen,Kalp parasın, kalp paraBozdur bozdur harca.

Atmalı taşı, gerekirse de yarmalı başı.

Osman Yavuz İnal

haşlamalartaşlamalar

SPOR ÇİZGİSİ Raşit Yakalı

Haydi gençler gülmece üretmeye...• Gençlerin birbirlerine gönderdikleri o bir satırlık yazıları okuyorum, içim coşkuyla doluyor.O ne ince bir alay, o ne iğneleyici bir etki, o ne kapsamlı bir anlatım... Öyle kapsamlı ki, hertümceden koskoca bir gülmece öyküsü yazılacak denli... Gülmece, topsuz, tüfeksiz, mermisiz birsilahtır. İşte gençler bu silahla karşılarındakileri uyarmaya çalışıyorlar. Uyarırken yapılan şiddete,hukuksuzluklara, haksızlıklara, hırsızlıklara karşı çıkıyorlar ve boyun eğmeyeceklerini gösteriyorlar.Ülkede gülmecenin gençler arasında bu denli dal budak salması mutlaka etkisini çok yakındagösterecektir. Bir gülücük bazen bir diktatörü tarihin çöplüğüne atıverir.Elliden fazla gülmece kitabı yayınlayan bir yazar olarak gençlerin hiç yılmayacaklarını, gülmecelerini daha da keskinleştireceklerini biliyorum. Çünkü baskı arttıkça gülmece keskinleşir.Gülmece keskinleştikçe diktatör pısar. En sonunda da tasını tarağını toplayıp gider.Gülmece hoşgörüye sığınır derler. Hayır, artık gülmecenin hoşgörüye sığınmasının zamanı değil.Çünkü, bunca kötülük varken hoşgörü olamaz. Haydi gençler, gülmece üretmeye. (Muzaffer İzgü, Cumhuriyet-10.6.2013)

AZİZ

YAVUZDOĞAN

- Turkey

Akdeniz Olimpiyatları... / Mediterranean Olympics...

Page 6: fenamizah no: 17 / july 2013

6

ARTURO ROSAS’tan Türkiye’ye bakış...An overview of Turkey fromMexican cartoonist Arturo Rosas.

Meksikalı karikatürcü

Page 7: fenamizah no: 17 / july 2013

7

BÜLENT OKUTAN’dan ülke gündemine bakış...An overview of Turkey fromTurkish cartoonist Bülent Okutan.

Page 8: fenamizah no: 17 / july 2013

8

Page 9: fenamizah no: 17 / july 2013

9

Page 10: fenamizah no: 17 / july 2013

N E W S

send it to us your event and exhibition news... • [email protected]

HABERLER

Raşit Yakalı’ya 50. Yıl Onur Ödülü...Raşit Yakalı is 50 of Honor...

• Raşit Yakalı is then masters of Turkish cartoon. His profession 50 of honor. AnkaraUniversity, Faculty of Communication, rewarded him with a plaque. We congratulatehim...

Raşit Yakalı

• Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, İlev İletişimliler Vakfı, Türk karikatürünün usta-larından Raşit Yakalı’ya “Meslekte 50 Yıl Onur Ödülü” verdi... Raşit Yakalı bir süreönce de TSYD Türkiye Spor Yazarları Derneği tarafından yine meslekte 50 yıl ödülüvermişti... Raşit ağabeyimizi kutluyoruz...

• Geçtiğimiz ay üzücü bir haber adık.Makedon usta çizer, sanatçı Kostadin

Ustapetrov aramızdan ayrıldı. Işıklar içinde yatsın! Ustapetrov’un karikatür, çizgi film veçeşitli özdeyişler üzerine bir çok çalışması

olmuştur.

• Sad news: we have lost one of our cartoonistfriend.. Rest in peace! Kostadin Ustapetrov

(1950-2013) : Macedonian cartoonist, apho-rists and artist. Caricature drawing of 1971.

Osten-Skopje-Belgrade- Jez ... He lived inworked in Strumica, one of the associates in

Strumica Carnival, will support the competitionfor cartoons in Strumica.Participant the many

festivals in the world of cartoons. He publishedbook with cartoons in 1994. "Look at theworld," 6 Books with aphorisms. Its a well

known aphorism: "Life is a struggle that hasalready been lost, but lives are not giving up."

• Homur Mizah Grubu, “Çapulcular” karikatürsergisiyle Taksim Gezi Parkı direnişinde

20 çizerden 37 eserle yer aldı.

• Held last month, the government responseactions in Turkey. And support for this action wasa cartoon exhibition. By means of this organization

was a group of Turkish cartoonists.

10

Makedon karikatürcü Kostadin Ustapetrovhayatını kaybetti...

Macedonian cartoonist Kostadin Ustapetrov is died ...

Taksim’de direnişe destek sergisi..Exhibition in the open outdoor...

Page 11: fenamizah no: 17 / july 2013

Leyla ile Mecnun...Geziye çıktı.

Umutsuz Ev Kadınları...Umudunu geziye bağladı.

Bir Yastıkta...Gezide konakladı.

Osmanlı Tokadı...Geziye çaktı.

Seksenler...Geziye döndü.

Bir Aşk Hikayesi...Gezide son buldu.

Benim İçin Üzülme...Gezide yalan oldu.

Kuzey Güney...Gezide yolunu şaşırdı.

Doksanlar...Geziye damga vurdu.

Yalan Dünya...Gezide gerçek oldu.

Gülay Garip KoçerdinTV nağme

DUYGUSAL BALIK • aziz yavuzdoğan

GELİNCİK DÜŞLEMESİ • gülşah eteker

FENAMEN • aziz yavuzdoğan

ÜSTAT ve EVLAT • aziz yavuzdoğan

11

RAQUEL ORZUJ - Uruguay

Page 12: fenamizah no: 17 / july 2013

COMIC • Stanislaw Kosciesza

TURKISH• Bosna’da krizlerden çıkmak için her ikiyılda seçim yapmak gerekebilir.

• Kutsal kitaplar dururken insanlar dinlerhakkında internetten bilgi edinmek ister.

• İnanan biri yapar hiç bir getirisi olmasada. Hiçbir şeylik de eşitliktir inanmak için.

• Toprak toz duman olsa da, bir ülke, birvatan olması için değerlidir.

• Bosna’nın kasvetli gerçeği: Bugününeliti, dünün yoksulluğu. Ama çocukyemez... ---

BOSNIAN• Svake dvije godine su izbori u BIH. Sveostale su godine izlaska iz krize nastaleupravo...izborima!

• Kazu da crkva i dzamija podrzavajuInternet. Kako kad nista o tome ne pise niu Kuranu svetom ni u Bibliji?

• Vjerovati da nečinjenje ne donosi nista jejednako vjerovanju da cinjenje donosi sve!

• Nekad je ovo zemlja bila. Danas je i viseod toga. Prah sami!

• Bosanskohercegovacka sumorna stvarnost:Danasnja elita je jucerasnja sirotinja.Revolucija, ipak, ne jede svoju djecu! ---

ENGLISH• Every two years we have elections in BiH.All other years are the years of the gettingout from the crises created with that...elec-tions!

• It is known that Catholicism, Ortodoxismand Islam supports Internet. How that canhappen when nothing about that was writ-ten in Holly Kuran and/or Bible?

• Believing that doing nothing brings nothing is equal to the believing that doingis bringing everything!

• This used to be a soil land (country).Today is even more than that. Dust itself!

• Bosnian gloomy reality: Today's elite is theyesterday's poverty. Revolution, however, doesnot eat its children!

Sabahudin Hadzialicaphorisms

12

COMIC • Stanislaw Kosciesza

Page 13: fenamizah no: 17 / july 2013

13

Page 14: fenamizah no: 17 / july 2013

14

Page 15: fenamizah no: 17 / july 2013

15

Muhtar Osman tabutluğun önündekimusalla taşına oturmuş, dalgın dalgınbıyık yoluyordu. Köyün rençberini,

sığırtmacını, ağasını, muhtarını hiçbir farkgözetmeden taşımış olan, rengi kararmış eski köymalı tabut içinde, bir gün gelip bu taşın üzerindekendisinin de bir an konaklayacağını hatırladığıiçin değildi bu düşünceli hali.. Konya’daMevlana türbesinden yetişmiş, bir ramazan cer’iilintisiyle gelip, bu mescide yerleşmiş ve birzaman sonra köy ağasının kızını almış olan Kelimamla, bu işlerin içinden çıkabilme konusundaanlaşıp anlaşamayacağını hesaplıyordu.

Duvarlarına tezekler yapıştırılmış mescidinavlusunda, yarı çıplak, yamalı entarili, ya daomuzdan atkılı çapraz bağlarla mavi donlarıkoltuklarına dek çıkmış çocuklardan bir bölümü,arada sırada burunlarını yenleri ile silerek, çeşmeyalağından akan çirkefli sularda bağıra çağıraoynuyorlar, öteki bölümü Kel imamın namazdaolmasından yararlanarak ham erikleri taşlayıpkaçıyorlardı. Avlunun öbür yanında, Kel imamınevi önündeki fışkı yığınında tavuklar eşiniyor, birbeyaz keçi, sıtmaya şifa, ince çaputlar bağlı biryabani erik fidanının dikenli körpe filizlerinikoparmaya çalışıyordu.

Muhtar, çevresini göremeyecek kadar koyu birkızgınlık dumanı içinde yüzüyordu. “Allahınbaşlarına kelebek hastalığı gibi musallatettiği” yeni Bucak müdürüne, Orta Anadoluhalkına özgü bir küfür tekerlemesi ile sövüyordu.

Ağaçsız, otsuz dağlar arasına gizlenmiş şu rahatköye nereden dadanmıştı, bu hükumat adamı?Kasabaya iki gün çeken en yakın köyle arası altısaat olan bu köye, Muhtar Osman -bu yaşacak-tahsildardan, jandarma onbaşısından başka hükumat adamı geldiğini bilmiyordu. Bu ocağısönesice nerden çıkmıştı? Hafta geçmezdi ki, cinsal atını şu çeşme yalağından sulamasın. Bucakmüdürü, tahsildara da, jandarma onbaşısına dabenzemiyordu. Atının arpasını kendi parasıylasatın alan, karnını heybesinden çıkardığı tenekekutulardan doyuran, sudan başka şey içmeyenhükumat adamını, muhtar, ilk kez görüyordu.Öyleyken onu jandarmadan da, tahsildardan dadaha tehlikeli, imamın ramazan günlerindevazettiği, sorgu meleğinden daha korkunçbuluyordu. Neler sormuyordu ki, “itin oğlu?”Köylüden pek çoklarının yalnız adını duyduklarıkafa kağıtları tekmil alınmış mı idi? “Candırma”bozuntusu mu, ne idi herif? Onlar kafa kağıdınıyalnız askere gidecek olan fakir köy çocukları içinalırlardı. Muhtar, imam, köy ağası oğullarınıaskere göndermeye alışmamışlardı. Onları gizlemenin yolunu her zaman bulurlardı. Ne varki işte şu Bucak müdüründen yakayı kurtaramamışlardı. Bu hükumat adamı onlarındelikanlı çocukları olduğunu nereden öğrenmişse öğrenmişti. Muhtar da, Kel imam daoğullarına kafa kağıdı almak zorunda kalmışlardı,

hemi de ceza ödeyerek. Diğerlerinin çocuklarıartık gizli kalabilirler mi idi? İşin kötüsü Bucakmüdürü Kel imamın kıydığı nikahın hükmüolmadığını, evlenmelerin nüfus kağıdına göreyapılması gerektiğini söylemiş ve iki ay içindekadın, erkek herkesin kafa kağıdı almasını emretmişti.

Vış anam... İki günlük gasaba yolundan, zebanigılıklı gapıcılardan, küfürbaz nüfus ketiplerindenneler çekmişlerdi.

Daha kafa kağıdı işi tekmillenmeden başlarına birde okul işi çıkarmıştı… Çocuklar tabutluktaokuyamazlarmış… Oysa, Namaz surelerini, birazokuyup yazmayı hep orada öğrenmemişlermiydi?.. Ama onun zorile dağın başında bir okulyapmadan yakayı kurtaramamışlardı. Bu kez deköyü kasabaya bağlayan katır yolunu, araba yoluna geliştirmek için buyruk vermişti. Bu yoluköylü nasıl yapardı? Gayfeci Ali’nin gayfesindekihasır peykeler üzerine yanlayarak rahat edeceklerikış günleri, Allahın ayazında habire kazma sallarlarsa, yazın tarlayı sürecek dermenı neredenbulacaklardı? Fakat tahsildara meram anlatmak,buna meram anlatmaktan kolaydı… Şimdiye dekimece işlerinde köylü çalışırken Ali’ninkahvesinde yanlayıp çubuk içmeye alışmış olanmuhtar, yarısı tamamlanan bu yolun kendileritarafından mı yapıldığına bir türlü inanamıyordu.Oysa Bucak müdürü bundan hoşnut görünmüyor, bu yaz tümünün bitirilmesini istiy-

ordu. Pazara indiği günlerde, komşu köymuhtarlariyle dertleştikleri zaman, onlar da seslerini alçaltarak gizli gizli aynı beladan yakasilkiyorlardı.

Muhtar, imamın da kendisi kadar bu yeni Bucakmüdüründen memnun olmadığını biliyordu.Zira Bucak müdürü her şeye burnunu sokuyordu. Birkaç kez bahçedeki çaputların temizlenmesini, dallara sıtmayı önlemek içinçaput bağlayanlara engel olunmasını emretmiş,vaızlarda şunları söyleyecek, şunları söylemeyeceksin! demiş. Kıydığı nikahın değeriolmadığını öne sürerek işine engel olmaya kalkmış, hatta çocukları da elinden almaya yel-tenmişti. Bereket henüz şu dağ başındaki köyebir öğretmen bulunup getirilememişti…Kasabada kıyılan nikahların imam tarafından şartlanmadıkça karı koca olunamayacağınainanan köylülerin yardımları ve muhtarınsağladığı avantalarla geçinen imamın hükumatbuyruklarıyla için için tutuştuğunu, onun daBucak müdüründen kurtulmayı canı gönüldenistediğini biliyordu.

Şimdi vereceği haber üzerine imamla bir anlaşabilselerdi. Ah onun şeytan kafasını birkazanabilseydi. İmamla mezardan bir ölününkefenini çalmak için uyuşabileceğini, ama onu birhükumat adamına karşı harekete geçirmeningüçlüğünü, çok iyi biliyordu. Bir memurugördüğü zaman külahı başından gidecekmiş gibisıkı sıkı kafasına geçiren, güneşten yeşil bir renkalmış yamalı siyah cüppesini kavuşturan imamın,için için Bucak müdürüne diş bilese bile, sakalınısıvazlayarak Allah ömürler versin, iyi adamdırdiyeceğinden kuşkusu yoktu. Ah onun şeytankafasını bu işe bir yatırabilseydi.

K I S A Ö Y K Ü

Kemal Bilbaşar

KEL İMAMIN FESLERİ...

EKREM BORAZAN - Turkey

• devamı sonraki sayfada..

Page 16: fenamizah no: 17 / july 2013

- - - Köylüler birer ikişer mescitten çıkmayabaşlamışlardı.

Çeşmeden su içenler, duvar diplerinde abdestbozanlar işlerini bitirdikten sonra muhtarı selamlayarak musalla taşının çevresinde toplanıyorlardı. Kel imam, kaynatasının peşisıradışarı çıkarken musalla taşı üzerinde oturanmuhtarın çevresinde toplanan köylüyü görünce,bu gelişi beğenmedi. Yeni bir uğursuzluktanendişe duyarak;- Hayır habar muhtar! dedi.Muhtar hiçbir şey söylemeden Bucakmüdürünün kolcu ile gönderdiği yazılı buyruğukuşağından çıkararak verdi ve kızgın olduğuzamanlarda alışkın olduğu harekete uyarak elibıyıklarına gitti, yolmaya başladı.

İmam heceleye heceleye tahriratı okudukçaorada bulunanları da bir hiddet dalgası sarmayabaşlıyordu. Kafa kağıdını almak, okul, yol yapmak ne ise ne idi amma… Neuzi billahşapka giymek? Bu olacak şey değildi. Kırk yıllıkFadime’den, Anşa’dan boş düşmek, Allah saklasın gavur olmak vardı. Kel imam vaktilebunları vazetmemiş miydi?

Kel imam sakalını kaşımaktan, kel kafasındabiriken terleri yazmasına silmekten başka bir şeyyapmıyordu. Bir gün olup hükumattan böyle birbuyruk geleceğini nereden bilirdi?

Şimdi kafasında köylüyü de hükumatı da darıltmamak ve itibarını kurtarmak için çarelerarıyordu.

Muhtar bunun hükumat işi olduğuna inanmazgörünüyor, köylüye bunu Bucak müdürünün birzulmü olarak göstermeye çalışıyordu. Emrettiğisüre içinde yolu bitirmedikleri için Bucakmüdürü onları gavur etmek, karılarından boşdüşürmek kastiyle böyle yapıyordu. Bucakmüdürü şapkaları hazır ettiğini, iki günecekmuhtarın kasabaya gidip şapkalarıalmasını, köylüye dağıtmasını,şapka paralarını gelecek harmanda ödeyecekleriniyazıyordu. Kendi paralarıile mi gavur olacaklardı yani?

Köylüler heyecana gelmişlerdi. Kabadayılardanbiri artık bu herifi daha fazla şımartmamak içingerektiğini, yolunu kesip bu kuş uçma, kervangeçmez dağlarda işini bitirivermelerini bile önerdi. Kel imam neden sonra onları susturarak,bir hadisle söze başladı. İmamı Azam’a görezorla giydirilen şapka ile insanın dinine zarargelmeyeceğini, yalnız imanı temiz tutmak gerektiğini söyledi. Bir var ki şapkayı giymezdenönce kasabaya varıp işin aslını öğrenmeliydiler.Sonra komşu köylere de aynı emrin gelipgelmediğini sormak gerekiyordu. AmmaAllahüalem bu işin içinde bir iş vardı.

Muhtar eline geçen bu fırsatı kaçırmamak içinKel imamla köylünün daha fazla konuşmasınameydan vermemek, köylünün kızgınlığındanyararlanarak bu “Münkir nekir”den kurtulmakistiyordu. İmamın son sözlerini fırsat bilerekköylüye birkaç gün daha sabretmelerini söyledi,onları “tavında” iken dağıttı. Sonra Kel imamlabaş başa birkaç saat konuştular. Muhtar, Kelimamla Bucak müdürüne karşı birleşmekte çokgüçlük çekti. Bazı kararlar vererek birbirlerindengeç vakit ayrıldılar.

Ertesi gün muhtar kasabanın yolunu tuttu.Komşu köylerden gelen muhtarlar ve bazıköylülerle yarı yoldaki handa birleştikleri akşam,kuru ekmeklerini ocaktaki tezek dumanındayumuşatarak karın doyururlarken, içlerinin kurdunu döktüler: Bu ne felaketti başlarınagelen! Bu yaştan sonra şapka giyip gavur mu olacaklardı? 1. Dünya Harbinde Hindistan’daesir kalan hancı vaktile Tabur İmam ile birlikteşapka giydiklerini, hiç te gavur olmadıklarını,kaldı ki, sıcağa karşı şapkanın iyilikleri olduğunusöyledi. Ama muhtarlar söverek hancıyı susturdular: Gavuroğlu gavurun boş düşecekkarısı mı vardı? Elbet böyle söylerdi… Hancımüşterilerinin gazabı karşısında ahırdaki hayvanlara bakmayı bahane ederek dışarı çıktı.

Muhtar Osman’ın, aynı emrin öteki köylere degelmesinden midesi bulandıysa da, onları yaka

silktikleri Bucak müdürünekarşı kışkırtmakiçin, buişlerde

Bucak

müdürünün parmağı olduğunu, kendilerindenkimbilir neyin öcünü almak için bunu yapmışolacağını söyledi. Bu adamdan kurtulmanın çaresine bakmak lazımdı. O gece MuhtarOsman, komşu muhtarlardan her türlü yardımsözünün almadan yatmamıştı.- - -

Muhtar Osman beş gün sonra, heybelerin gözleri çeşit çeşit şapkalarla dolu, Pazar Pazardolaşan beygirli bir pazarcı gibi, “N…” köyünetırmanan yeni araba yolundan köye dönerken,damların üstünde buğday, tarhana, erişte kurutan, peştemallarla yüzleri yarı örtülü kadınlar, kahvenin setleri üzerinde oturan erkekler, onu tanıyanadılar. Başındaki keçe külahıbir acayip olmuştu. Kenarlarını yukarıya doğrune diye kıvırmıştı ki?

Kahvenin önündeki meydanlıkta, atından indiğizaman kel imam bağdaş kurduğu hasır iskemleüzerinden inmeyerek seslendi:- Yeni keçe külahın uğurlu gademli olsunMuhtar! Emme kenarlarını ne demeyegaldırdın?Sonra muhtarın karşılık vermesine zaman bırakmadan sordu:- Heybenin gözleri dolu emmioğlu! Bizegasabadan ne getirdin?Muhtar heybenin gözlerini boşaltmaya davranarak:- Şapka... karşılığını verdi.

Köylüler birden yerlerinden doğruldular. Şimdiyedek adını işittikleri, ama kendisini hiç görmedikleri başlıklar ne biçim şeylerdi ki?

Muhtar ortaya renk renk kasketler dökmüştü.Hiç kimse, kendilerini karılarından boş düşürecek bu çaput parçalarına sokulamıyordu.İmamın tavsiyesiyle, gömleklerinden koparıp,mescitteki yabani erik fidanına bağladıkları çaputlara bile hastalık bulaşır, cin çarpar zanniyleel sürmeye korktukları halde nasıl olurdu da bugavurluğu bulaştıracak başlıklara el sürebilirlerdi?Kel imam vaktile Mevlana türbesini ziyaret eden

birkaç gavurun başında gördüğü bu çaputbaşlıklardan köylünün korkusunu azaltmak,onları günlerden beri düşünüp bulduğusözleri söylemek için, bir tanesini eline aldı:- Çaputu fena değel, dedi, sonra camidevaaz eder gibi ekledi:

- Kitaba göre bunarı ters giyersenizkünahı arkanıza atmış olursunuz. Fakat

künahtan gurtulmak ve garılarınğızdanboş düşmemek için de keçe külahlarınızı

güçültüp şapkanın altına giyeceksinğiz. Ancak böylece künahla aranıza bir geçe duvar çekmiş olursunğuz. İlle velakin mescittenamazı külahla gılacaksınğız. Zor olmadan,hükumat dayatmadan giyilmesinde künah

vardır.

Köylüye karşı da, hükumata karşı daitibarını kurtaracak bir yol bulduğuna

memnun, çubuğunu keyifli keyifli içmeyebaşladı.

Muhtar da, “Hükumattan henüz yeni biremir yoh. Ben size giyilecek zamanı habarederim” demeyi unutmadı.- - -

16

ÇİZİM: E

RCAN

AKY

OL

Page 17: fenamizah no: 17 / july 2013

O gece Kel imamın evinde muhtar bütünöğrendiklerini anlattı: Hükumat fesi yasaketmişti. Urfalıların Ahmet, mağazasındakiyığın yığın fese bakarak, kara kara düşünüyordu. Bundan sonra herkes şapka giyecekti. Giymek istemeyenler hapse atılacak,hatta darağacına götürüleceklerdi.

Kasabada fesli insan kalmamıştı. Hatta kendisibile şapkaya benzesin diye külahının kenarlarınıkıvırmış, kalıba vermişti. (Muhtar, kasabadaBucak müdürünün kendi eliyle başına geçirdiğitencere kılıklı bir şapkayı giydiğini imamdansaklamıştı.) Yakında Vali paşa tüm köyleriteftişe çıkacaktı. Urfalıların mağazasında;valinin, köylerinde şapkayı tamamen giydirmişgörmezse, Bucak müdürlerini azledeceğini işitmişti. Gerçekten de Bucak müdürü sıkı sıkıtenbih etmiş, “aman benim yüzümü kara çıkarmayasın Muhtar” demişti… Sonra daşapka ile nasıl selam vermek gerektiğini, büyüklerin huzuruna vardıkta mutlaka şapkaçıkarılacağını anlatmış, bunları köy kahvesindeköylüye öğretmesini rica etmişti.

Anlaşılıyor ki, şapkayı nasıl olsa giyeceklerdi.Bari şu Bucak müdüründen kurtulacak bir çarebulsalardı. İmam uzun uzun düşündüktensonra Bucak müdürüne oynanacak oyunubuldu.- - -

Muhtar Osman ertesi günü korucu ile Bucakmüdürüne Kel imamın yazdığı, herkesin şapkayı seve seve giydiğini bildiren mektubuyolladıktan sonra, civar köylere de adamlarsaldı. Muhtarlara vaatlerini hatırlattıktan sonra,gelen Vali paşayı, göze batsın diye -kendisiningöndereceği- kırmızı fesle karşılamayı tavsiyeediyor, Bucak müdüründen kurtulmak içinbunun tek çare olduğunu bildiriyordu. Ancakbu aralarında kalacaktı. Köylüye işi başka türlüanlatacaklardı. Tüm köylüler arasında itibarıolan Kel imamın şer’i hükmünü de onlaraduyurmasını rica ediyordu. Türklüğün alametikırmızı bayrak, Müslümanlığın alameti kırmızıfesti. Gavur olmaktan kurtulmak için şapkalarınaltına kırmızı fes giymek gerekti. Camide,Allahın huzurunda şapkalar nasıl çıkarılırsa,hükumat adamları karşısında da öyle hareketetmek gerektiğini Vali paşa buyurmuştu. Paşa,köye geldiği zaman köylülerin şapka şıkarmayıunutmamalarını sıkı sıkı tenbih ediyordu.

İmam da kasabaya gitmek üzere ata biniyordu.Kayın babası Hasan ağanın kefaletiyle, köylülerin borçlarına eklenmek üzere,Urfalıların dükkanından bin kadar fes satın alacak, bunları yüzer, yüzellişer komşu köyleredağıtacaklardı. Muhtar, kara kara düşünenUrfalıların, bu fesleri seve seve vereceğini temin ediyordu.

Bir hafta sonra, bütün köylerinde şapkanınsevilerek giyildiğini tahriratlarıyla Valiye bildirenBucak müdürü, bir Ford otomobilinde Vali ilebirlikte “N…” köyüne tırmanıyorlardı.

Damların gelincik tarlası görüntüsüne bakarak:- Maşallah, güvencenize teşekkür ederimMüdür bey, diyordu Vali, bu sekizinciköyünüz?

17

Osman Yavuz İnal OYİ

Page 18: fenamizah no: 17 / july 2013

18

Page 19: fenamizah no: 17 / july 2013

19

Gezi Parkı direnişiüzerine..* Özgür insan ‘gel deyince gelmez, git deyince gitmez’!* Kim ister şiddeti, gözyaşını, gerginliği!Barış ve sağduyu mesajları dururken, gençlikle empati kurmak dururken buayrıştırıcı sözler neden.* Başörtülü kızları iktidara çıkmak içinbasamak olarak görmekten bıkmadınız mı?* Başörtüsü sorununu yine söylüyor. 10 yıldır Başbakan'sın neden çözmedin?Beni seçim malzemesi yapma.* Sen bu milleti uyandırdın ya Tayyip, Allahda seni uyandırsın.* Bu ülkenin yüzde 99’u başörtüsüne decamiye de saygılıdır... Biz böyle bildik...Siyaset bizi kutsal saydıklarımız üzerindenayrıştırmamalı...* Ben o Camii’deydim orada yaralılarayardım tedaviden baska tek bir şey yapılmadı. Yardim ya da yaralı getirmeyeniçeri dahi alınmadı.* Öyle demokratmış ki, ümük sıkıyor,kendimle birlikte ülkeyi yakarım diye tehditediyor, her konuşmasıyla kamu güvenliğinitehlikeye atıyor.* Allah kimseye köşeye sıkışında insanlarıncami, başörtüsü söylemleriyle dini değerlerini sömürmeye çalışan lider çaresizliği vermesin, amin.* “Camide bira” ve “örtülülere taciz” iddiaları Ata’nın evine bomba (1955) veyasolcular cami bombaladı (1980) tipi yalanların güncel halidir.* İntihar eden polisler var bir de.* Abi polise uzanan eller kırılsın diyorsunda , senin vekilinin oğlu polisleri sırayadizdiğinde, aşağıladığında ner- deydin ??* Psikiyatri lobisi nerdesin?* Basbakan kışkırtıcı konuşarak ve yalanlarsöyleyerek millet daha çok galeyana getiriyor! Ne yapmaya çalışıyorsun.Sükuneti sağla.* Küfreden gençlik benim gençliğim olamaz” Bu durumda Kamer Genç’e küfreden AKP’li Zeyid Arslan kimin milletvekili oluyor?* Biz zaten yalan söylediğini biliyoruz,kendi de biliyor. Önemli olan sosyalmedyada hesabı olmayana, üzerimize sala-cağı çocuklara anlatmak.* Beyaz Tv altyazı: “Erdoğan ile birlikte 40 km konvoy oluştu” Dipnot:EsenboğaAnkara(Merkez) arası mesafe, 25 km.10 yıldır başbakan hala belediyebaşkanlığı dönemiyle övünüyor, niyeacaba?Kullanma artık başörtümü! Onunhayrına aldığın oylar yetmedi mi? Bırak buyalanları artık yemezler!

Hasan Çağan

twittergündemi

VLADIMIRAS BERESNIOVAS - Lithuania

WESAM KHALIL - Egypt

Page 20: fenamizah no: 17 / july 2013

20

Page 21: fenamizah no: 17 / july 2013

“Bir kadeh meyle cihan sırrı ayan oldu banaBen nice olmayayım böyle bir hevadar-ı kadeh”

(Bir tek atınca dünyanın sırrını çözdüm ki bu işin arzulayan tarafınasıl olunmaz.) diyor cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman yalnız dikkat edin müptelası demiyor arzulayanı diyor bu beyitlerinde…

Sen nasıl bir adamsın ki cihan padişahına, üstelik de biz Osmanlıtorunuyuz derken Ayyaş sıfatını layık görüyorsun... Yoook ekmek,kuran çarpsın ben ona demedim şu TC’ni kuranlara dedim diyorsan o büsbütün ayıptır. Seni ekmek yediğin bu topraklarçarpar. Zira kurtuluş savaşımızın büyük önderi ve mümessiliAtatürk’e çamur atıyorsun üstelik o dahi adam, bugünküTürkiye’nin temellerini atarken araç olarak kullandığı içki içinmethiye filan yazmamıştır. Ama sen bunlardan anlamazsın. Zira osohbetlerin ne olduğunu bilemezsin, hiç bulunmadın hiç anlamadıno kadehteki sırrı... Biz söğüşü rakıya meze yaparken sen olayınsöğüşleme yanına baktın. Sevgi adına, güzellikler adına, muhabbetadına olduğunu elbette bilemezsin. Dünyaya tek penceredenbakanlar göremezler bunu, bilemezler tarih okumayan ve kendi tarihini kendi kalemiyle yazmaya çalışan demokratik şımarıklıklarınıhalkı üzerinde tatbik edenler sonunu da bilemezler. Adolf Hitlerböyle biriydi... Henüz vakit varken bu şer uykusundan uyanmangerekir. Henüz horozlar ötmedi. Yarın çok geç olabilir. Sokaklardave meydanlarda sokak edebiyatı ile hatiplik yaparak ve de mızrağıtorbaya sokmağa çalışarak prim yapabilirsin, bazı kaynaklar böyle birüslupla halkı etki altına alırsın demiş olabilir. Doğrudur. HepimizdeAllah korkusu vardır. Dinimiz yüce bir dindir. Vicdan ve imansevgisi ağır basar. Uhrevi dünyadan söz ederseniz oy alabilrsiniz vesiz bunu demokratik hak sayarsınız. Zira bizim halkımızın manevidünyası her şeyin üzerindedir. Ama bu hak size baskı ve zulümhakkı vermez. Kimsenin özgürlüğünü ipotek altına alamazsınız.Bizim halkımız Doğu illerinde bir kör kurşunla, vatanı uğruna şehitolan oğlu Memet’inCennetin irem bağlarındahurilerle gününü günettiğine inanan inançlı birhalktır. Bu nasıl şehadetirki oğlumuzu öldürenlerserbest, vatanını sevenlergenç yaşında toprak altındadır ya da onunlasavaş verenler cezaevlerindedir demezler.İşte siz bunu söylemekistemeyen asil bir halkınsaf duygularındanbesleniyorsyunuz. Onlarınoyları ile iktidar olupekmek yiyorsunuz. Onuniçin o ekmek, o kuran sizibirgün mutlaka çarpacaktır. On yıl kadarönce bir toplu taşımaracındayan yana oturduğum yaşlı bey banane iş yaptığımı sordu.Söyledim. Hoşuna gitti.sonra kendini tanıttı

emekli yargıtay üyesiymiş.İlerleyen sohbet politikadurağından geçerken bana“Evlat,” dedi gözleriminiçine bakarak, “Her toplumhak ettiği liderler tarafındanyönetilir, bu millet, bu toplum Kasımpaşalı biri tarafındanyönetilmek istemiştir ve hak etmiştir. Başka söz bulamıyorum”dedi ve indi... Gerçek tarihinin ne olduğunu bilmeyenlerden alınanoylarla iktidar olma şansını yakalayanlar günün birinde TürkiyeCumhuriyeti’nin ne kutsal bir değer olduğunu anlayacaklardır.Ankara’da metro istasyonunda birbirine sarılan gençleri edepsizlikleitham eden bir zihniyet var. Dünyaya gelişini mitoz bölünmedenibaret olduğunu sanan yobazlar var. Derviş Mehmed’in, Kubilay’ıkör testere ile kesmesinin üzerinden 80 yıl geçmiş ne değişti sanıyorsunuz? Türklüğünden çıkarları uğruna öcü gibi korkan,Cumhuriyeti ve kurucularını ağzına almayanların ne farkı olduğunusanıyorsunuz? Ziya paşa 60 yıllık ömründe Allaha inancı tam olanve bu zalimle yol gösteren beyitleri ile tanınır. Muhalefetini böylegöstermiştir. “Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim, gaflet iegörmez kuyuyu rehi gözlerinde” Yani şöyle diyor şair; Birçokacemi bilgin, gökte yıldızlara bakarken gaflete dalıp önün gelenkuyuyu görmez... Sonra,sonra ebesinin örekesini görür demeyegetiriyor lafı... Bunun başka versiyonları var amma benim naif kişiliğim el vermiyor. Onun hoşuma giden bir beyiti daha var belkiÖSS sorusu olarak karşınıza çıkabilir değerli öğrenciler; “Bi- bahtolanın bağına bir katresi düşmez, Baran yerine Dürr-ü Güheryağsa semadan” yani şöyle demeye getiriyor Ziya Paşa; Kadersizbiriyseniz gökten Angelina Jolie yağsa sizin kafanıza TecavüzcüCoşkun düşer... Ah benim kadersiz Ülkem Ahhh... Bu yağmuru bubaranı bu dürr-ü Güher i siz arzu ettiniz böyle oldu velakin büyükustanın bir beyiti daha var unutmadan; “Nush ile yola gelmeyeneetmeli tektir,Tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Açıklamayagerek yok umarım anladınız siz onu...

Y A Z A R & Ç İ Z E R

Bülent Okutan

MUHTEŞEM SÜLEYMAN’DAN ZİYA PAŞA’YA...

21

• BÜLENT OKUTAN

Page 22: fenamizah no: 17 / july 2013

22

Page 23: fenamizah no: 17 / july 2013

23

Page 24: fenamizah no: 17 / july 2013

24

R Ö P O R T A J / I N T E R V İ E W : 16

by Aziz Yavuzdoğan

Borislav Stankovic Serbian cartoonist

What does a cartoon mean foryou? What do you think aboutcartoon?

The cartoon is a form of consciousnesstowards the world because it is critical anddeliberate. Being so precise and disclosing,the cartoon is the final stage of social rela-tions.

Does your country appreciate your cartoons? Do you feel satisfied with theinterest towards your cartoons?The general appreciation of quality in mycountry is not bad, and so the appreciation of quality cartoons is also onsome level. I’m well known in my countrybecause I’m also also well known beyondits borders. I’m not talking about howwell paid I am; that depends on the project and my ability to sell my own art.

Do you prefer to draw your cartoons inprivate or do you draw anywhere?Exclusively and entirely on my workingdesk, in my studio, in a “working mess”setting of my own, with two lamps andone flaming mind.

Have you experienced any troublebecause of your cartoons? What happened?No! Never ever!

What humoristic similarities and differences are there between yourcountry and other countries?Humour is a specific, intelligent language.If the artist is intelligent, wherever fromhe may be, his goal is to present elitistichumour to the wider audience and that’s

when the problems occur. Mozzart’s“Magic Flute” had to be adapted for larger audience, for simple crowd so tospeak, and that’s exactly why they remembered it. “Don Juan”, on the otherhand, is something completely different; itrequires patience and depth of one’s soulto understand it, so the larger audiencewasn’t really prepared for it. The point is,it’s about multiple layers of meaning - notabout geography or nationality. If the cartoon is deep and layered with mean-ings, it will stay the same everywhere inthe world, from Russian tundra to Africansafari.

Do you think cartoons help to bondthe cultural differences among countries?I think that cartoons connect people fasterthan literature. Cartoons connect individuals from different cultures during a single exhibition; that connection isinstant, but it lasts as long as that individual keeps a smile on his/her face.Life itself can erase that smile very quickly,and so an individual needs another exhibition, another cartoon, another smile.It’s different with books, because they aremore meticulous, analitic, they portray theworld more thoroughly. Of course, I’mtalking about real writers and meaningfulliterature.

Do you think a cartoonist must contribute to world peace with his/herart?I’m afraid that cartoonist can’t possiblycontribute to world peace in any way. Theworld is big and unstable. That is his mainelement of existence – instabillity.

What do you think about the international cartoon contests? Pleaseindicate your reasons.It’s nice to be in the company of your colleagues. It’s a bright spot of the humanherd, and there are many kinds of herds.The cartoonists are the elite of the herdbecause they are constantly observing theherd in its entirety. It may sound odd, butit’s true.

If you had to draw yourself fromanother cartoonist’s point of view, whathumorous details would you add to thecartoon?If I had to draw myself from another

Born in 1949.Stabor is a professionalcartoonist for 40 years.He worksfor the most influential daily ,,VECERN-JE NOVOSTI” as a commentateur andpolitical cartoonist.He also works forseveral very prominent European mag-azines such, NEBELSPALTER”, EULEN-SPIEGEL”etc… In 1996.Stabor has beeninvited from, SEIKA” university (Kyoto,Japan)to be one of forign lectuters atcartooning department the same faculty as one of 10 best cartoonist inthe world in 1996. The Turkish association of cartoonists proclaimStabor for Ambassador of Cartoon in1997. Stabor is a member of CWS(Cartoonist & Writers Sindycate, N.Y.USA). Working over 40 years in thefield of cartooning,Stabor is a owner ofmore than 150 world important prizesfor his work.

The most important prizes:GOLDEN PENCIL, Legnica, Poland,1986.GRAND-PRIX,Montreal,Canada,1986.GOLDEN MEDAL, Semarang, Indonesia,1986. GOLDEN MEDAL, The YOMIURYSHIMBUN”, Tokyo, Japan, 1987.YASUO YOSHITOMI PRIZE, Kyoto,Japan, 1991. SILVER MEDAL, Seoul,South Korea, 1991. GOLDEN MEDAL,The YOMIURI SHIMBUN”, Tokyo,Japan, 1994. GRAND-PRIX, DaeyonExpo, Seoul, South Korea, 1995.ASAHI SHIMBUN PRIZE, Kyoto, Japan,1996. GOLDEN MEDAL, Seoul, SouthKorea, 1996. GOLDEN MEDAL, TheYOMIURI SHIMBUN”, Tokyo, Japan,1997. GRAND-PRIX, The NEW STATES-MAN” London, U.K. 1998. SILVERTULIP, Eindhoven, Holland, 1998.GRAND-PRIX, Zemun, Yugoslavia(Serbia), 1998.GRAND-PRIX, Taipei, Taiwan, R.O.China, 2002. SILVER MEDAL, Porto,Portugal, 2004. SILVER MEDAL, Beijing,R.O. China, 2006. GOLDEN MEDAL,Legnica, Poland,2007. Stabor had sixindividual exhibitions so far:Canadian embassy, Belgrade, 1985.Montreal, GUY FEVRAU CENTER”,1986.STARA KAPETANIJA”, Zemun, Serbia,1998. MEDIA CENTER, Belgrade,2000.Gallery, SZTUKI”, Legnica, Poland,2003. Gallery, FORMA”, Novi Sad,Serbia, 2003. Stabor was a member ofthe international board of jury’s a several times so far:Montreal,1987.Knokke-Haist(Belgium),1987.Istanbul-2 timesLegnica,Poland,2002.Bursa(Turkey),2004.

who is it?

kimdir?1949 Stabor doğumlu olan BorislavStankovic meslek hayatında 40 yılınıgeride bırakmış, dünyaca tanınan profesyonel bir karikatürcüdür.Dünyanın en iyi 10 karikatürcüsüarasında sayılan Stankovic ülkesindebir çok günlük gazetede siyasikarikatürler çizdiği gibi aynı zamandaAvrupa'da da belli başlı dergilerde deçizgileri yayımlanmıştır. Karikatürcülerve Yazarlar Birliği üyesi olan BorislavStankovic aynı zamanda Türkiye’deKarikatürcüler Derneği’nce kendisineverilen “Kültür Elçisi” ünvanını taşımaktadır. Stankovic’in dünya çapında 150’den fazla ödülü vardır.

Page 25: fenamizah no: 17 / july 2013

cartoonist’s point of view, Iwould draw myself eating apencil. I really like pencils –it’s one of my main characteristics.

Please write your thoughtsand comments aboutFENAMİZAH magazine in fewwords.I’ll keep it short – bright! Makes yourmind glow!

Karikatür sizce nedir? Kısaca bir tanımlama yapabilir

misiniz?Karikatür dünyaya karşı bakışımızdaönemli bir bilinç şeklidir. Toplumsal vesosyal ilişkileri ortaya çıkarmak için duyarlıbir olgudur.

Karikatürleriniz yaşadığınız ülkedegereken ilgiyi buluyor mu?Mutlu musunuz?Ülkemde durum fena değil.Genel olarak takdir edilir.Ben ülkemde tanındığımgibi diğer ülkelerde debilinen bir sanatçıyım.Ücretlerden bahsetmiyo-rum çünkü bu sanatçınınprojelerine ve kendini nasılpazarladığına bağlıdır.

Karikatür çizerken yalnızkalmayı mı tercih edersiniz? Sadece ve tamamen stüdyomda, çalışma masamda, iki lamba vezihinsel ışığım altındakendimle ilgili "iş karmaşası" içinde.

Karikatür çizdiğiniz içinbaşınızın belaya girdiğioldu mu? Böyle birpoblem yaşadıysanızlütfen kısaca anlatın.Hayır. Hiç bir zaman...

Ülkenizdeki mizahanlayışı ile dünyadakimizah anlayışı arasında ne

25

• Continued on next page

Page 26: fenamizah no: 17 / july 2013

gibievrensel benzer-liklervar? Mizah çoközel ve akıllıbir dildir. Sanatçıda akıllı ise, hedefkitleye en iyi ve seçkinbir şekilde bunu sunar. MeselaMozart’ın Sihirli Flüt’ü. Deyimyerindeyse geniş kitlelerinanlayabileceği bir mizahi dilile uyarlanmıştır. Örneğin;Don Juan. O da farklıdeğildir. Biraz da bunlarıanlamak, anlatabilmek içintabi ruh derinliği gerek-mektedir. Coğrafi farklılıklarolsa da anlam katmanlarıarasında Rusya’dan Afrika’ya,karikatürün, mizahın ortak birdeğeri olduğunu söyleyebiliriz.

Sizce karikatürün uluslararasıkültür farklılıklarını birleştirici birgücü var mıdır?Ben karikatürün, insanlar arasındakiiletişim bağını, edebiyata göre daha hızlısağladığını düşünüyorum. Bir karikatürsergisinde, farklı kültürleri bir arada görebilirsiniz. Karikatürün buu bağlamdaetkisi çok hızlıdır. Hayatın kendisi de bu

anlamdahızlı bir

gülümseme gösterir çünkü buna

ihtiyacı vardır.

Karikatürcünün çizgileriyle, dünya barışına ve tüm dünya haklarının kardeşliğine katkı sağladığına ya da böyle bir amacıolması gerektiğine inanıyor musunuz?

Korkarım karikatürcünün dünya barışınabir katkısı olmayacaktır. Çünkü dünyabüyük bir kararsızlık içindedir. Onun varlığı bu kararsızlığın ana unsurudur.

Uluslararası karikatür yarışmaları hakkında olumlu ya da olumsuz görüşleriniz nelerdir?Meslektaşlarımın bir arada olduğu ortamda bulunmak hoş bir şey. Garipgelebilir ama karikatürcüleri bir insan

sürüsüne benzetirsek, yarışmaların da buinsan sürüsü üzerineseçicilik anlamındatutulan parlak birspot ışığı gibidüşünebiliriz.

Eğer bir başkakarikatürcügözüyle çizmeniz gerekirse,kendinizi hangikomik yanlarınızlaifade ederdiniz?Bir başka karikatür-cü açısından çizmemgerekseydi, kendimibir kalemi dişlerkençizerdim. Çünkükalemi çok seviyo-rum. Benim enkarakteristik özelliklerimdenbiridir.

FENAMİZAHhakkında bir kaç cümleyledüşünceleriniz?Kısaca.. Parlak birfikir. Kızdırma sakın,aklını alır!

26

Sırp karikatürcü Stankovic, 1997 yılında KarikatürcülerDerneği tarafından “Kültür Elçisi” olarak ilan edildi.

The Turkish association of cartoonists proclaim Stabor forAmbassador of Cartoon in 1997.

BORISLAV STANKOVIC - Serbia

Page 27: fenamizah no: 17 / july 2013

27

OLEKSY KUSTOVSKY - Ukrain

VICTOR CRUDU - Moldova

JULI SANCHIS AGUADO - Spain

Page 28: fenamizah no: 17 / july 2013

28

IGOR SMIRNOV- Russia

LUIS

EDUARDO

LEO

N- C

olom

bia

Page 29: fenamizah no: 17 / july 2013

IVAILO TSVETKOV- Bulgaria

29

GALINA

PAVLO

VA- B

ulga

ria

ISTV

AN

KEL

EMEN

- Hun

gary

Page 30: fenamizah no: 17 / july 2013

arikatürü Düşündüren İnsan,Hasan Efe’nin karikatür sanatıylailgili üçüncü kitabı. Daha önce

Mecaz, Söz Sanatları ve Karikatür,Karikatür ve Eğitim kitaplarındakarikatürü edebiyat ve eğitimle ilişkilendiren Efe, son kitabı KarikatürüDüşündüren İnsan’da da eğitim, felsefe,psikolojiyi karikatürle ilişkilendirmeklekalmıyor bunların yanı sıra edebiyatıalanının türleri üzerinde ele alıyor. Böylecefarklı bakış açılarından yola çıkarakkarikatür sanatının kendi anlamsal bütünlüğüne değişik açılardan bakmaolanağı sunuyor. Kitapta bir karikatürün, düşünsel anlamkatmanlarıyla nasıl okunacağı aşama aşamaverilirken okurla/izleyen arasındakiilişkinin insan zihnindeki işleyişi açılıyor.Bir başka deyişle aynı karikatürün farklısonuçlarla da algılanabileceğinin örnekleriyer alıyor. Edebiyatın türler üzerindeki anlamsallığıylakarikatürün anlamboyutunun kesişipayrıldığı noktalardametinler arasıdüzlem kendini gösteriyor,aynı zamandafarklı disiplinlerinişleyişi bir

bütünlük oluşturuyor ele alınan yazılarda. Yirmi yedi yazının yer aldığı kitaptakibazı makale/denemelerin adları; GörselMetin Olarak Karikatürün Anlam Yapısı,Genel Mizah Kavramı ve Karikatür Bilimi,Karikatürün Mantığı Mantıksızlık mıdır?Görsellikte Tersinlenen Düşünce:Karikatür, “Güncelimizde Karikatür” yada “Günümüzde Karikatürün İşlevi” NeOlmalıdır? Karikatür ve Yazında Uzamsalİşlerlik (Dün ya da Güncellik), Karikatürve Şiirdeki Algılama Unsurları, Edebiyat veKarikatürde Anlamsal Boyutların İçleşmesi,Yazınsal Türler Bağlamında Makale İleKarikatür Sanatına Genel Bir Bakış,Karikatür ve Öykü (Bant Karikatür veÖykünün Sanatsal Birer Metin Olarakİşlerliği), Öğretmenin Karikatürü YenidenÜretmesi, Aristoles FelsefesindenKarikatürün “oluş”una Genel Bakış,Derslerde Karikatür ile KonuyuBütünleştirme Aşamaları, Karikatür İleEğitimde Kırılma Çizgisi, Algılama

Noktası ve Bellek, Karikatür veKösnüllük, Toplumu OluşturanBireyin Tutum ve Davranışİlişkilerini Karikatür ile Okuma,Nasrettin Hoca ve Mizah GenelindeGünümüzde Ulusaldan Evrensele

Giden Karikatürlerle OluşanNasrettin Hoca Fıkraları, Piaget’inGelişim Kuramına Göre Sanatsal

Bir Uyaran Olan KarikatürünAnlamlandırılması, Düşünceyi

Geliştirmede Görsel Bir Uyaran OlarakKarikatürün Algısal İşlevleri.

Nezih-er Yayınları, KarikatürüDüşündüren İnsan’ı Nisan

2013’te okurlarla buluşturdu.

30

K İ T A P

Aziz Yavuzdoğan

Karikatürü düşündüren insan...

K

HASAN EFE1957 Alaşehir doğumlu. 1980’li yılların başındanberi karikatür çizmekte ve yazmaktadır. Almanya’nın Münih kentinde AsamGymnasium’da beş yıl Türkçe, üç yıl karikatürdersi verdi. Bu ders süresince Karikatür Asam dergisini 32 sayı çıkardı. Bu arada karikatür veeğitim konuları üzerine çalışmalar yaptı. Bunlar,Almanya ve Türkiye’deki bazı okullarda örnek alınarak uygulamaya konuldu. Özel ve ResmiOkullarda Öğretmenlere karikatür seminerleriverdi. Konuyla ilgili yazıları yurtiçi ve yurtdışındayayımlandı.Gülü Gülü ve Hallo’da Kaşkaval, Zıpır’da daBoyacı Hıdır’ı çizdi. Stutgart’ta Türkçe yayınlananbir gazetede mizah sayfası hazırladı. Günlük birgazetede de çizdi. Yurtiçi ve yurtdışında ortak karikatür sergilerinekatıldı, albümlerde çizgileri yer aldı ve karikatürkartları yayınlandı.Çizgileri, Karikatür ile İlgili Yazıları; Hürriyet Gösteri, Varlık, Milliyet Sanat, EdebiyatSanat’81, Sesimiz, 4 Mevsim, Damar, İzmir İzmir,Akrep, Gezgin, Yeni Biçem, Pencere, Taka,Edebiyat Gündemi, Kar, Karşıyaka Karşıyaka,Pencere, Kum, Deliler Teknesi, İle, Eğitim, BizimGazete, Biz, Humor, Fenamizah dergilerinde yeraldı.Kişisel karikatür sergileriİzmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi 1991, AtatürkKültür Merkezi, Lefkoşa-Kıbrıs 1992, Ömer TatilKöyü sergi salonu, Kuşadası-Aydın 1992, Belediyesergi salonu,Sarıgöl-Manisa 1993, Tariş sergisalonu,Alsancak-İzmir 1993, Akbank SanatGalerisi,Isparta 1993, Stat Biblothek, Münih-Almanya 1998, Unterschreiheim, Minih Almanya1998, A.Ü.TÖMER İzmir Şubesi Sergi salonu,Alsancak-İzmir 2000, Konak Belediyesi KültürMerkezi, Alsancak- İzmir 2002, Kozbeyli, Foça-

İzmir 2004, Karek, Ürdün 2009Yurt içi ve yurt dışında 8 Ödül Aldı.

Yapıtları:1. Mecaz Söz Sanatları ve Karikatür2. Karikatür (Albüm)3. Karikatür ve Eğitim4.Karikatürü Düşündüren İnsan

HASAN EFE

Page 31: fenamizah no: 17 / july 2013

31

ADRIANA MOSQUERA- Colombia EMRAH ARIKAN - Turkey

MUAMMER

KOTB

AŞ- T

urkey

HASAN

EFE

- Turkey

Page 32: fenamizah no: 17 / july 2013

Karikatür Dergisi’nin ilk sayı kapağı(üstte). Aynı zamanda karikatürcü olan Sedat

Simavi'nin, Ekim 1922 tarihli Güleryüz dergisininkapak karikatürü (yanda.)

32

D E R G İ

Osman Yavuz İnal

Sedat Simavi’nin “Karikatür”ü...

edat Simavi tarafından 1 Ocak 1936tarihinde haftalık olarak yayım hayatınabaşlayan Karikatür mizah dergisi01.01.1936 – 18.03.1948 tarihleri

arasında 638 sayı çıktı. Karikatür’ün yayın politikası ilk sayısında:“Karikatür, resimde çizginin, yazıda sözünince bir gülüşü ve güzel sanatların cümbüşüdür. Her şeyi olduğundan başka türlüyapar gibi görünerek şaka yolu ile hakikatlerianlatır. Kutunun kapağını açan bir keyfehlidir. Kıvrak bir çizgi veya söz, kabuğuçıkarılmış bir öz gibi çeşnili ve besleyici oluyor. İnce şaka, zekâ için bir spor ve gıdadır.Hele Türk halkı nüktenin tiryakisidir. Sözgelişi olarak her şeyin taslağına da karikatürdenildiği vardır. Bu çeşit karikatür etrafımız-daki işler ve insanlar arasında o kadar bol kisağa bak çiz, sola bak yaz! Fakat zevk dışarı-daki kamburu değil, içerdekini görebilmektir. İşte bu sayfalar okuyucularınadaima böyle bir gülüş vermeye uğraşacak.’Karikatür’ hafif ruhlu, fakat ağırbaşlı birsanat eseri olmaya çalışacaktır”. diye açıklamaktadır. Bazı kapak karikatürleriCemal Nadir Güler tarafından çizilmiş olsada, derginin lokomotif karikatüristleri Ramizve Orhan Ural’dır.

Karikatür dergisi, tek parti dönemi ve ikincidünya savaşı yıllarına yayım hayatınısürdürmesi sebebiyle “ülke menfaati”düşüncesinin öne sürüldüğü yıllarda dönemindiğer mizah dergisi Akbaba’dan öteye gide-memiş ve mizahın ana öğesi olan eleştiriyiyapamamıştır. Belki de yayımlandığı yıllar buatılımı yapmasına müsaade etmemiştir.

Oysa yine Sedat Simavi tarafından 1921 –1923 yılları arasında haftalık mizah dergisiolarak 122 sayı çıkan “Güleryüz MizahDergisi”; milli mücadeleyi ve Ankarahükümetini destekleyen tek mizah dergisiolmanın yanı sıra Kuva’yi milliyecilerin eylemve amaçlarını geniş kitlelere yaymak, ulusolmak bilincini topluma aşılama gibi tarihi birişlevi yerine getirmiştir. Bu yöndenbakıldığında Karikatür mizah dergisi,

Güleryüz mizah dergisi kadarmizah/karikatür tarihimize derin bir izbırak(a)mamıştır.

Karikatür Mizah Dergisi; kurucusu SedatSimavi’nin 1948 yılında enerjisini çıkaracakolduğu Hürriyet Gazetesine vermesi sebebiyle 638. sayısı ile yayım hayatı son bulmuştur.

S

Page 33: fenamizah no: 17 / july 2013

33

FELIX RONDA - Spain

TOSO BORKOVIC - Serbia

MARINA GORELOVA - Belarus

Page 34: fenamizah no: 17 / july 2013

34

JIRI SRNA - Czech Republic

HULE HANUSIC - Austria

SEÇKİN TEMUR - Turkey

DAMIR NOVAK - Croatia

JULIAN

PEN

A-PAI-

Rom

ania

Page 35: fenamizah no: 17 / july 2013

35

RAUL FERNANDO ZULETA - Colombia

MICHAL GRACZYK- Poland

MAKHMUD ESHONQULOV - Uzbekistan

Page 36: fenamizah no: 17 / july 2013

36

ANDREA PECCHIA - Italy JORDAN POP-ILIEV- Macedonia

HENRYK CEBULA - Czech Republic SZCZEPAN SADURSKI - Poland

Page 37: fenamizah no: 17 / july 2013

37

CARLOS AMORIM - Brasil

DARKO DRLJEVIC - Montenegro

Page 38: fenamizah no: 17 / july 2013

38

TURAL HASANLI - Azerbaijan

EVZEN DAVID - Czech Republic

ANATOLIY STANKULOV - Bulgaria

CEM

KOÇ- T

urkey

Page 39: fenamizah no: 17 / july 2013

39

he exibition is called PortraitCartoon in the grafic andin oil on canvas. its openingwas held 21st May (exacty

on birthday) and lasted three weeks.

The author of the grand exibition is"Vladimir Motchalov", is also calledthe "The Czar of Rus-sian portrait-caricature ". He became a Member ofthe Russian Academy of the Arts, in2007. "Volodya" celebrated his 65thbirthday, in May. Traditionally, asalways! On his personal exibition. He introduced his excellent portrait-cartoons, in the Gallery - RussianAcademy of Arts, in capital, on theriver Moscow.

Jubilee-painter and caricarurist - presented his 120 great art-works froma genre of portrait cartoon. Exactingrussia spectators saw a world-famousefaces from Russia and World, as Tolstoy,Dostojevsky, Sholokhow, Gorkiy,Michalkov, Rufus, Picasso, Chaplin,Sopfia Loren, Alla Pugachova, Klichko,Vysockij, Born, Ovechkin,Schwarzernegger, etc...

On the exhibition for the first time pre-sented a great picture of Motchalov(canves comple-ted by master only onthe eve of the exhibition) - "CaricaturistBoris Jefimov and Contem-poraries,"(oil on canvas, size 80x140 cm) dedicated to the memory of an outstanding artist whose life was situat-ed in such turbulent and dynamic ofthe twentieth and the beginning of theeleventh century. Boris Jefimov (1900-2008) was famouse caricaturist in magazine KROKO-DIL (in EnglishCrocodile), a satirical magazine published in the Soviet Union. It wasfounded in 1922, and named afterFyodor Dostoyevsky's satirical shortstory, The Crocodile.

Spectators saw on the canvas 140famous faces of persons, positive and

negative folks of political and culturefrom last century... People say, his exhibition was a cultural event of thesummer in Moscow. The exhibition was a cultural event ofthe summer in Moscow.

Motchalov´s views of the art :

Motchalov and "what is for him a caricature?: - In our Russian "traditional understanding" caricature isa drawing of some humour-situation.It is a subject drawing - with or without- words where the elements can be conditional or realistic. That is a "caricature" as we under-stand it. The-re is also such a concept of a caricature as a portrait caricature. It is satirical and humorous. In theEnglish language the word caricaturemeans only a smile-portrait. So in translation into Russian, a caricature is really a "sharzh". So the concept of caricature is only onefacet of this genre. A cartoon is the surrounding situation, the understanding of some phenomena, so when you depict some situation saywar, money, love with a pencil or pen, it is a cartoon. In this way, in our Russian understanding, a caricature is a cartoon, whi-le in the West the exacttranslation of the word caricature is onlya humorous portrait.

- I love and study history, I try to comprehend it, and caricature givesme a chance to exp-ress my attitude towhat has happened and what is hap-pening, to the past and to the pre-sent.Of course, historical figures who oneway or another influenced the course ofthe hi-story of Russia interested me firstof all - from Lenin, Stalin, Chruschov,Brezhnev, Antro-pov, Gorbachov, Jelcinto Putin, ... And the "demons" ofRussia too - Rasputin, Trotsky, Vy-shinsky, Beria, ... I think no one hasever done their portraits. With the helpof my oil-pain-tings I tried to find theright-answers to questions about theeconomic and spiritual back-wardnessof my native country. Besides politicalfigures, famous people in whatever pro-fession they were - artists, sportsmen, writers, actors fell into myown field of view.

Motchalov and World : - Since 1991,my works were published for examplein Slovakia, Bel- gium, Czech, France,Japan, Poland, Slovakia, Turkey, USAand other countries. I worked with theFrench magazine Courier Internationalfor many years and did some works forthe Japanese Courier InternationalJapan. In August 1991, I was invited toJapan by a professor of caricature, YasuoYoshitomi in Kyoto. The theme was"The Place of Russian caricature in theWorld". My cartoons appeared inJapanese newspapers and a big articlewas written about me in a Japanesemagazine. For example, my works werepublished in such well-known maga-zines as Time (a caricature of Jelcin)and Newsweek (a caricature on thetheme of how state property is beingpilfered in Russia) in 1993... At last, I prepared may personal exibitions inEcuador, Germany, Cyprus, Spanien...also in Moscow and "Podmoscowie"..., participtaion on exibitions - ArtTribute to singer Karel Gott..., poetryMilan Rufus and rocker Jožo Raž, inSlovak republik (city Košice - TheCapital of European Culture 2013).Last, I was invited to to Madrid, Spain,as a cartoon-lector, in February 2013.

Motchalov and Turkey : - I evenworked in Stambul in 1991 on the invi-tation of the Turkish businessman andpublisher who put out two of his ownsatirical publications - a newspaper anda magazine and was trying to makethem competitive. We three artists - I and Valery Mokhov and SlavaPolukhin - who had been invited fromthe Magazine Krokodil, lived andworked in Stambul for several months.With our help the businessman managed to raise the level of his publication - our experience at Krokodil

stood us in good stead even in Turkey.

Motchalov and America : - My firstbussiness-trip to "States" in 1987 whena group from the Magazine Krokodilwent to America as part of an exchangewith American humorists who thencame reciprocal to our country. Thefirst day of our stay in "capita"l therewas a press conference in the nationalclub of the press. At once, the pressconference got bogged down with the

dry communist style answers. I beganto draw portrait-caricatures. Suddenly ared-faced baldly man came up to meand said in Russian with a "heavy"accent: "Molodoy che-lovek" , if youlived here you could make goodmoney". "Excuse me! Vy kto?(who areyou)"? He introduced himself: - I’mVictor Frantsuzov. "The Voice ofAmerica" And I didn’t believe my ownears! But it was his voice, the voice of"Francuzova", that I listened to in theeve-nings, many years former!

Curriculum vitae : Vladimir Motchlov,born in 1948 in Moscow, he finished atthe Moskowskaya srednyaya khudozh-estvennaya shkola pri in-stitute im.V.I.Surikova (Moscow College ofV.I.Surikowa), graduated at theMoscow Poly-graphic Institute. He startworked as an junior engraver of printing forms at the State GOSZNAKfactory, since 1984 - to his End - as achief artist, in a number of editorialoffices, such as “Krokodil”, after "NovyjKrokodil", since 2007 Member of theRussian Academy of the Arts, Memberof the Jornalists and "Artists Unions ofRussia" , he lives and works in Moscow,Russia. The scope of his work spansfrom painting, caricature,illustration,post-stamps to TV-annimations. Hisworks are distincive for their sensitivelymodelled and vibrant energy emphasizing the intellectual background of his own artistic expression. He participa-ted in manyexibitions (individual and group exhibition) at home and abroad.

M o t c h a l o v ´ s C a r i c a t u r e - E x i b i t i o n

by Peter Zavacky

Cultural event of summer in Moscow, in 2013...

T

Page 40: fenamizah no: 17 / july 2013

40

Page 41: fenamizah no: 17 / july 2013

41

MARK LYNCH - Australia

ZORAN GROZDANOVSKI - Macedonia

NIVALDO PEREIRA DE SOUZA -Brasil

ISMAIL KERA - Czech Republic

Page 42: fenamizah no: 17 / july 2013

P O E T I C

AYMA Gülgün Çako

“hiç zor değil,ormanın nefesinikesmek...”

“ilk, annemden uzak kalınca kekeledi yüreğim

güneşe tutulan o ağaç gibi doğruldusonra...”

42

Page 43: fenamizah no: 17 / july 2013

CZESLAW PRZEZAK - PolandAHMET

ÜM

İT AKKOCA- T

urkey

ALİ DİVANDARİ - Iran

BIRA DANTAS - Brasil

BV PANDURANGA RAO - India

43

Page 44: fenamizah no: 17 / july 2013

44

CAN & ALİ - USA

VALERY ALEXANDROV - Bulgaria

EDUARDO CALDARI - Brasil

MILAN ALASEVIC - Slovenia

Page 45: fenamizah no: 17 / july 2013

UÇAN KAÇAN Bahadır Uçan

DIDIE SW - Indonesia

RESAD SULTANOVIC -Bosnia-HerzegovinaMELEK DURMUŞ - Turkey

45

Page 46: fenamizah no: 17 / july 2013

46

C O N T E S T S

YARIŞMALAR

EL TOTO - Argentina

DIANNA MAGALLON - Mexico

Page 47: fenamizah no: 17 / july 2013

Mehmet Saim Bilge ÜVENDİRE

Keziban Özkol ÇORAP SÖKÜĞÜ

TVG MENNON - India

47

Page 48: fenamizah no: 17 / july 2013