evlİlİk uyumu İlİŞkİsİnde aİle İÇİ İletİŞİmİn … içi iletişim...düzenli...

135
T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER ve TANITIM ANA BİLİM DALI HALKLA İLİŞKİLER BİLİM DALI EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN ROLÜ: KONYA ÖRNEĞİ Şule KARADAĞ DOKTORA TEZİ Danışman Prof. Dr. Abdullah KOÇAK Konya-2015

Upload: others

Post on 26-Feb-2020

26 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

HALKLA İLİŞKİLER ve TANITIM ANA BİLİM DALI

HALKLA İLİŞKİLER BİLİM DALI

EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN

ROLÜ: KONYA ÖRNEĞİ

Şule KARADAĞ

DOKTORA TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Abdullah KOÇAK

Konya-2015

Page 2: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan
Page 3: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan
Page 4: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

iii

ÖNSÖZ/TEŞEKKÜR

Aile, toplumların, iletişim ise insanlığın temel yapıtaşlarıdır. Nasıl aile olmadan

toplumların varlık nedeni ortadan kalkıyorsa, iletişim olmadan da birey olmak

anlamsızlaşmaktadır. Bu iki olgunun birleşiminde ise sağlıklı ya da sağlıksız aile kavramı

ortaya çıkmaktadır. Günümüz toplumlarında aile olgusu giderek değerini kaybetmekte,

dejenerasyon, aile içi şiddet, boşanmalar gittikçe artmaktadır. Birçok araştırmaya göre;

bunun başlıca sebeplerinden biri de iletişimde sağlanan başarısızlıktır. Birey olarak

toplumda başarılı olmak için iletişim becerilerinin çok önemli olduğu söylenir,

dolayısıyla bu becerileri ilk olarak toplumun yapıtaşı olan ailede kullanabilmeliyiz ki

sosyal hayata yansımalarını başarı olarak addedebilelim. Unutmamak gerekir ki toplumda

ortaya çıkan kaosların sebebi iletişimsizliktendir.

Araştırmasını yaptığım bu çalışma aile içi iletişimin bireylerin evlilik uyumunu ne

kadar etkilediğini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma boyunca hem

literatür aşamasında, hem de anket ve veri analizi sırasında iletişimin hayatımızda ne denli

önemli olduğunu bir kez daha keşfetme şansı yakaladım. Bu araştırmada benden desteğini

esirgemeyen ve her daim benim yanımda olan birçok kişinin de emeğini barındırmaktadır.

Başta doktora programım boyunca danışmanlığımı yürüten ve bana yön gösteren sayın

hocam Prof. Dr. Abdullah KOÇAK’a teşekkürü borç biliyorum.

Bu konu ile ilgili çalışmam noktasında bana fikir veren, tüm lisansüstü eğitimim

boyunca sürekli olarak beni motive eden ve her anlamda bana destek sağlayan sevgili

ablam Prof. Dr. Emel EGE’ye olan teşekkürlerimi kelimelerle ifade etmek çok zor, onun

yeri ve emeği bu çalışmanın her satırında gizlidir.

Aynı zamanda araştırmamı okuyarak ve yanlışlarımı düzelterek bana destek olan

Sayın Yrd. Doç. Dr. Ayhan ULUDAĞ’a, veri analizlerinin gerçekleştirilmesinde destek

olan çok değerli bir hocama, ‘Bitir artık şu doktorayı’ diyerek beni motive etmeye çalışan

değerli hocalarıma (Yrd. Doç. Dr. Kamile ALTUNTUĞ, Doç Dr. Sevgi ŞENER, Doç.

Dr. Emine GEÇGİL) anketlerimin doldurulmasında yardımcı olan tüm arkadaşlarıma ve

anketlerime açık yüreklilikle cevap veren katılımcılara, son olarak ise farklı şehirlerde

olsak bile beni desteklediklerini her zaman gönlümde hissettiğim çok sevdiğim aileme

teşekkür ederim.

Page 5: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

iv

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

Aile toplumu önemli ölçüde etki eden bireyin sahip olduğu ilk gruptur. Bu nedenle

aile ile ilgili araştırmalar son dönemde daha da önem kazanmıştır. Özellikle iletişimin

çiftler arasındaki uyumu ve dolayısıyla ailenin diğer fertlerini ne ölçüde etkilediği

araştırmalarda ön plana çıkarılması gereken bir konudur. Bu araştırmanın amacı evlilik

uyumu ilişkisinde aile içi iletişimin rolünün incelenmesidir.

Araştırma çiftler arası ve aile içi iletişimin evlilik uyumunu ne denli etkilediğini

ortaya koyabilmek ve ileriye dönük çiftler arasında sağlıklı iletişim kurmayı arttırabilecek

çalışmalara önayak olabilmek amacıyla Konya merkezinde ikamet eden 827 kişi üzerinde

tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Yapılan anket ve evlilik uyum ölçeği uygulaması

sonucunda EUÖ puan ortalaması 43,99 olarak tespit edilmiş, katılımcıların %56,0’ı

uyumlu, %44,0’ının evliliklerinde uyumsuz olduğu görülmüştür. Bununla birlikte eşler

arasında iletişimin (sorun paylaşma, üzüntü/sıkıntı paylaşma, ev işi paylaşma, tartışma

sıklığı, tartışma sonucu ayrı kalma, tartışma sonrası sorun çözme, cinsel sorun paylaşma,

birbirine vakit ayırma, eşlerin duygu düşünceleri ile ilgilenme) evlilik uyumunun önemli

ölçüde etkilediği tespit edilmiştir. Aynı şekilde çocuklar ile ebeveynler arasındaki

iletişimin de (ebeveynlerin çocukla vakit geçirme, gün sonu değerlendirme, psikolojik

Öğrencinin

Adı Soyadı Şule KARADAĞ

Numarası 104121011001

Ana Bilim / Bilim Dalı Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı/ Halkla İlişkiler Bilim Dalı

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Abdullah KOÇAK

Tezin Adı Evlilik Uyumu İlişkisinde Aile İçi İletişimin Rolü: Konya Örneği

Page 6: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

v

değişiklikleri fark etme, ebeveynlerin sözlü ve fiziksel şiddet uygulama durumu, çocuğun

problem paylaşma ve televizyon başında vakit geçirme) evlilik uyumunun etkilediği

saptanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Aile içi İletişim, iletişim, evlilik uyumu.

Page 7: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

vi

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

SUMMARY

Family is the first group an individual owns that affects the shape of the

community. Therefore, researches on the family are extremely important. Especially the

harmony of communication between couples is a matter, and thus to what extent it

influences other members of the family should be at the forefront of a research. The aim

of this study is to examine the role of communication within the family in relation to

marital adjustment.

This is a descriptive research performed on 827 people residing in the center of

Konya. The mean marital adjustment scale (MAS) score was identified as 43.99 as a

result of the survey and marital adjustment scale application, and 56.0% of respondents

were compatible with their marriage, 44.0% were found to be incompatible. However, it

was determined that communication between spouses (problem sharing, sadness / distress

sharing, sharing household chores, discussion frequency, remaining separate after

discussion, solving problems after discussion, sharing sexual problems, devoting some

time for each other, dealing with emotions and thoughts of the spouses) significantly

affected the marital adjustment. Similarly, the communication between parents and

children ( parents' spending time with children, end of day assessment, recognizing

psychological changes, verbal and physical violence status of the parents, the child's

Öğrencinin

Adı Soyadı Şule KARADAĞ

Numarası 104121011001

Ana Bilim / Bilim Dalı Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı/ Halkla İlişkiler Bilim Dalı

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Abdullah KOÇAK

Tezin İngilizce Adı The Role of İnter Family Communication in Marital Adjustment: Case of

Konya

Page 8: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

vii

problem sharing and spending time in front of television) was also detrmined to affect

marital adjustment.

In conclusion, the research has shown that the communication between couples

and within family is related with marital adjustment. It has been concluded that it would

be helpful to carry out studies and researches to improve communication skills at the

centers working with the families and marriage counseling centers.

Keywords: Inter-family Communication, Communication, Marital Adjustment.

Page 9: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

viii

İÇİNDEKİLER

TEZ KABUL FORMU .................................................................................................... İ

BİLİMSEL ETİK SAYFASI......................................................................................... İİ

ÖZET ............................................................................................................................. İİİ

ÖNSÖZ .......................................................................................................................... İV

SUMMARY .............................................HATA! YER İŞARETİ TANIMLANMAMIŞ.

İÇİNDEKİLER .......................................................................................................... Vİİİ

ŞEKİLLER LİSTESİ ................................................................................................... Xİ

TABLOLAR LİSTESİ ............................................................................................... Xİİ

BİRİNCİ BÖLÜM

AİLE VE AİLE İÇİ İLETİŞİM

1.1. Aile Nedir? ........................................................................................................... 1

1.2. Aile Türleri .......................................................................................................... 2

1.3. Ailenin İşlevleri ................................................................................................... 4

1.4. İletişim Nedir? ..................................................................................................... 7

1.5. İletişim Öğeleri .................................................................................................... 9

1.6. İletişimin Boyutları ........................................................................................... 12

1.6.1. Kişi İçi İletişim ............................................................................................ 13

1.6.2. Kişilerarası İletişim ...................................................................................... 13

1.6.3. Grup iletişimi ............................................................................................... 23

1.6.4. Örgüt İçi İletişim .......................................................................................... 23

1.6.5. Kitle İletişim ................................................................................................ 23

1.7. İletişim Becerileri .............................................................................................. 25

1.8. İletişimi Engelleyen Faktörler ......................................................................... 29

1.9. İletişim ve Çatışma ............................................................................................ 30

Page 10: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

ix

1.10. Aile İçi İletişim .................................................................................................. 32

1.11. Aile İçi İletişimin Unsurları ............................................................................. 42

1.12. Aile İçi İletişim Engelleri .................................................................................. 44

İKİNCİ BÖLÜM

EVLİLİK VE EVLİLİK UYUMU

2.1. Evlilik ve Evlilik Çeşitleri ................................................................................. 45

2.2. Evlilikte Çatışma ............................................................................................... 49

2.3. Evlilik Uyumu ve Evlilik Uyumunu Etkileyen Nedenler ................................ 50

2.4.Evlilik Uyumu ile İlgili Yapılan Çalışmalar ..................................................... 56

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN ROLÜ: KONYA

ÖRNEĞİ BULGULARI

3.1. Metodoloji .......................................................................................................... 59

3.1.1. Araştırmanın Amacı ve Tipi ........................................................................ 61

3.1.2. Araştırmanın Evreni ve Örneklem Seçimi ................................................... 61

3.1.3. Araştırma Etik Kuralları .............................................................................. 61

3.1.4. Araştırmada kullanılan Veri Toplama Tekniği ve Araçlar .......................... 62

3.1.4.1. Anket Formu ............................................................................................. 62

3.1.4.2. Evlilik Uyum Ölçeği ................................................................................. 62

3.1.5. Araştırmada Kullanılan İstatistik Teknikleri ............................................... 64

3.1.6. Araştırmanın Sınırlılıkları ............................................................................ 64

3.1.7. Araştırma Soruları ......................................................................................... 64

3.2. Bulgular ............................................................................................................. 65

3.2.1. Ankete Katılan Bireylerin Sosyo-Demografik Özellikleri .......................... 65

3.2.2 Ankete Katılan Bireylerin Evlilik Süresi, Evlenme Yaşları, Aile Tipi, Gelir

Düzeyi, Evlenme Şekli, Çocuk Sahibi Olma Durumu ve Yaşadıkları İlçe

Özellikleri .................................................................................................... 67

Page 11: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

x

3.2.3 Ankete Katılan Bireylerin Aile İlişkileri İle İlgili Özellikler ....................... 68

3.2.4 Ankete Katılan Bireylerin Eşler Arası İletişim Özellikleri .......................... 70

3.2.5 Ankete Katılan ve Çocuk Sahibi Olan Ebeveynlerin Çocukları ile İletişim

Özellikleri .................................................................................................... 73

3.2.6 Ankete Katılan Bireylerin EUÖ Puanlarının Değerlendirilmesi ................. 74

3.2.6.1. Katılımcıların Evlilik Uyum Ölçeği Puan Ortalaması ve Evlilik Uyum

Durumu ........................................................................................................ 75

3.2.6.2. Sosyo-demografik Özellikler ile EUÖ Puanına Göre Karşılaştırılması ... 75

3.2.6.3. Aile Tipi, Gelir Düzeyi, Evlenme Şekli, Çocuk Sahibi Olma Durumu ve

Yaşanılan İlçe özellikleri ile EUÖ Puanına Göre Karşılaştırılması ............. 77

3.2.6.4. Aile İlişkileri Değişkenlerinin EUÖ Puanına Göre Karşılaştırılması ......... 80

3.2.6.5. Eşler Arası İletişim ile EUÖ Puanı Durumunun Karşılaştırılması ........... 83

3.2.6.6. Ebeveynler ve Çocuklar Arası İletişim ile EUÖ Puanı Durumunun

Karşılaştırılması ........................................................................................... 88

3.2.6.7. Aile içi iletişimin Evlilik Uyumuna Etkisini Belirleyen Etkenlerin İleri

Analizine İlişkin Bulgular ............................................................................ 92

KAYNAKÇA ................................................................................................................. 95

EKLER ........................................................................................................................ 112

Page 12: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

xi

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil-1: Johari Penceresi

Şekil-2: Evlilik Uyum Modeli

Şekil-2: Evlilik Üçgeni

Page 13: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

xii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo-1: EUÖ’nin Puanlama Sistemi

Tablo-2: Katılımcıların Sosyo-Demografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tablo-3: Katılımcıların Evlilik süresi, Evlenme Yaşları, Aile Tipi, Gelir Düzeyi,

Evlenme Şekli, Çocuk Sahibi Olma Durumu ve Yaşadıkları İlçe

Özellikleri Dağılımı

Tablo-4: Katılımcıların Aile İlişkileri Özelliklerinin Dağılımı

Tablo-5: Katılımcıların Eşler Arası İletişim Özelliklerinin Dağılımı 1

Tablo 6: Katılımcıların Eşler Arası İletişim Özelliklerinin Dağılımı 2

Tablo 7: Katılımcıların Ebeveynler ve Çocuklar Arası İletişim Özelliklerinin

Dağılımı

Tablo:8 Ankete Katılan Bireylerin Evlilik Uyum Ölçeği Puan Ortalaması ve Evlilik

Uyum Durumunun Dağılımı

Tablo:9 Cinsiyet ve EUÖ puan durumuna dağılımı

Tablo:10 Ankete Katılan Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerinin EUÖ Puanı

durumuna göre dağılımı

Tablo 11: Ankete Katılan Bireylerin evlilik özelliklerinin EUÖ Puan durumuna göre

dağılımı

Tablo 12: Aile İlişkilerinin EUÖ Puanı durumuna göre dağılımı

Tablo 13: Aile içi ilişkiye müdahale ve EUÖ Puanı durumuna göre dağılımı

Tablo 14: Eşler Arası İletişim tablosunun EUÖ Puanı durumuna göre dağılımı 1

Tablo 15: Eşler Arası İletişim tablosunun EUÖ Puanı durumuna göre dağılımı 2

Tablo 16: Eşler Arası İletişim tablosunun EUÖ Puanı durumuna göre dağılımı 3

Tablo 17: Eşler Arası İletişim tablosunun EUÖ Puanı durumuna göre dağılımı 4

Page 14: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

xiii

Tablo 18: Eşler Arası İletişim tablosunun EUÖ Puanı durumuna göre dağılımı 5

Tablo 19: Ebeveynler ve Çocuklar Arası İletişim tablosunun EUÖ Puanı Durumuna

göre dağılımı 1

Tablo 20: Ebeveynler ve Çocuklar Arası İletişim tablosunun EUÖ Puanı Durumuna

göre dağılımı 1

Tablo 21: Ebeveynler ve Çocuklar Arası İletişim 2 tablosunun EUÖ Puanı

Durumuna göre dağılımı

Tablo 22: Aile İçi İletişimin Evlilik Uyumuna Etkisini Belirleyen Etkenler

Page 15: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

xiv

GİRİŞ

“Evlilik ve aile” bu iki kelime bazı toplumlarda değişiklik gösterse de birbiri ile bir

bütündür ve dolayısıyla evliliklerin uyumu aile birimini etkilemektedir. Ailelerin temel

işlevi olan topluma uyumlu, başarılı bireyler yetiştirebilmeleri için öncelikle aile

ortamının sağlıklı olması gerekir. Bunun için gerekli olan etken ise evlilik uyumunu

sağlayan faktörlerin tam olarak anlaşılarak, hayata geçirilmesidir. Özellikle çiftler arası,

aile bireyleri arasındaki iletişim evlilik uyumuna etki eden en önemli aktörlerden biridir.

Aile toplumun en küçük yapısını oluşturan sosyal bir ortamdır (Özçelik & Aktaş,

2015:42), iletişim ise; toplumun şekillenmesinde temel etkendir ve birey diğerleriyle

düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

ile başlayan iletişim, aile ile başlayan toplum; bu iki vazgeçilmez unsurun sosyal hayatın

içindeki önemi yadsınamaz bir gerçektir.

Ailenin toplumsal açıdan önemi her araştırmada kuvvetli delillerle ortaya

konulmaktadır. Aile, toplumun kaynağı, paylaşımların merkezi, çocukların ilk eğitim

yeri, topluma kişilik sahibi ve sosyal hayatın devamını sağlayan bireylerin yetiştirildiği

kutsal bir mabettir. Aileler içinde gelişen her olay direk veya dolaylı olarak toplumun her

katmanını etkilemektedir.

Topluma yeni bireyler yetiştiren bir kurum olan ailede, aile içi ilişkilerin sağlıklı

yürümesi için aile bireylerinin iletişiminin kuvvetli olması gerekmektedir. Son

dönemlerde birçok araştırma göstermektedir ki; hem aile içinde hem de günlük sosyal

hayat içinde bireyler daha fazla yalnızlaşmakta ve paylaşımlar azalmaktadır. Bireylerin

geleneksel iletişim biçimleri yerine sosyal ağlar üzerinden sanal olarak iletişim kurmayı

tercih etmeleri toplumsal yalnızlaşmayı ve yabancılaşmayı da beraberinde getirmektedir,

bireylerin çevreleriyle kurdukları iletişim teknolojinin aracı olarak kullanıldığı bir

iletişim şekline dönüşmüştür (Karagülle & Çaycı, 2014:1). Bir toplu taşıma aracında ya

da yolda yürürken dahi kafasını telefondan ya da elektronik cihazlarından kaldırmayan

insanları gözlemlemek mümkündür. Aynı durum çoğu zaman aile içinde de kendini

göstermektedir. Aile bireyleri birbirlerinden çok akıllı cihazları ile vakit geçirmektedir.

Paylaşımın az olduğu ortamlarda problemlerin çözümü de zorlaşmaktadır.

Özellikle karı-koca ilişkilerine bakıldığı zaman müşterek bir hayatı paylaşan

çiftlerin çoğu zaman paylaşımlarının daha fazla olması beklenir. Sağlıklı aile içi iletişim

için beklenen davranış budur. Çünkü birbirleri ile iletişim kuran, problemlerini,

üzüntülerini, mutluluklarını paylaşan çiftler ortaya çıkan problemler ile daha kolay baş

Page 16: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

xv

edebilme yetisine sahiptirler. Bu durumun tersine duygu ve düşüncelerini yeterince ifade

edemeyen, paylaşımı az olan çiftlerin birbirlerini anlamaları zorlaşmakta ve olaylara

bakış açıları farklılaşmaktadır. Bunun neticesi olarak olaylar, durumlar karşımızdaki

kişinin bakış açısıyla görülememektedir. Birbirini anlamayan çiftlerin ise zaman içinde

mutsuzlukları artmakta, sonuç boşanmaya kadar uzanmaktadır.

Aile içi iletişim karı-koca ilişkisinde önemli olduğu kadar çocuklarla iletişimde

de çok önemlidir. Her ne kadar küçük birer çocuk olarak görülse de her birey

önemsendiğini ve dikkate alındığını bilmek, hissetmek ister. Çocuklar ile iletişim

kurulurken onların da birer birey olduğu dikkate alınarak “Söylediklerin, duygu,

düşüncelerin benim için değerli” mesajı verilerek onlara yaklaşılmalıdır. Aksi durumla

karşılaşan çocuklar yalnızlaşmakta, hırçın davranışlar sergilemektedirler (Kandır &

Alpan, 2008:35). Bunun yanı sıra çiftlerin iletişimi ebeveynleri birer rol model olarak

gören çocuklar üzerinde son derece etkilidir. İlk eğitimi aileden alan çocuk, aile içinde

görmüş olduğu davranışları benimsemekte ve sosyal hayatına da bunları yansıtmaktadır.

Toplumsal bir varlık olan insan için iletişim, olmazsa olmaz bir olgudur. İnsan

doğası gereği düşünür ve düşünceleri aktarma ihtiyacı hisseder. Bu ihtiyaca binaen de

insan çevresi ile sürekli bir etkileşim halinde olur. Ancak iletişim kurarken bireylerin

birbirlerini anlayabilmeleri ve ortak paydada buluşabilmeleri için bir takım kurallar

vardır. Örneğin; aynı dili konuşuyor olmaları gerekir, mesajlar iletişim halinde olan

bireyler için anlaşılır olmalıdır ya da mesajın iletiminde problem oluşmamalıdır, bir diğeri

de mesajlar kişilerin psikolojisine ya da yapısına uygun olarak hazırlanmalıdır. Bütün bu

şartlar kişilerarası iletişimin başarıya ulaşmasında önemli bir yere sahiptir. Çünkü ne

dediğinizi anlamayan birine bir konuyu ne kadar anlatırsanız anlatın sizi anlamasını

bekleyemezsiniz ya da kendinizi karşınızdaki kişinin yerine koymadan, ne hissettiğini

anlamadan iletişime devam ederseniz ortak noktayı bulamaz problemin üstesinden

gelemezsiniz. Bu nedenle hem bireyler hem de ortam kaliteli iletişim için uygun koşullara

sahip olmalıdır. Zira ortaya çıkan sonuçlar, sadece iki bireyi etkilememekte, domino

etkisiyle birçok kişiye etki etmektedir.

Aile içi iletişimin kalitesi de ailenin tüm üyelerini etkilemektedir. İletişim ne kadar

sağlıklı ve kaliteli olursa evlilik uyumu da o derece artmaktadır. Bu nedenle bireylerin

iletişime açık olması, kendini ifade edebilmesi ve en önemlisi karşı taraftaki kişiye saygı

duyarak düşüncelerini önemsemesi ilişkinin kalitesi ve devamlılığı açısından çok

önemlidir. Konuşmak iletişim için çok önemli olsa da bazen tek başına yeterli

olmamaktadır. Duyguları ifade etmede konuşmanın yanında hareketlerle düşünceler

Page 17: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

xvi

desteklenmelidir. İnsanlar duyma yetisinin yanında görme yetisiyle birlikte gözlemleme

ve gözlemlerini yorumlama eğilimindedir. Bu nedenle sözel unsurların yanı sıra söz dışı

boyut da iletişimin kalitesini etkilemektedir. Özellikle karı-koca ilişkilerinde birey

sözlerinin yanı sıra hareketleriyle ifade ettiği düşüncenin tam tersini gerçekleştiriyorsa bu

onun güvenilirliğini azaltacaktır. Bunun neticesi olarak da eşler arasındaki diyalog

zamanla anlamsızlaşacaktır.

Uyumlu evlilikler özelde aile içini, karı-kocayı, çocukları etkilemekte, genelde ise

topluma etki etmektedir. Bu nedenle bu alandaki çalışmalar daha da arttırılmalıdır.

Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre 2013 yılı ile karşılaştırıldığında 2014

yılındaki boşanma oranları %4,5 oranında artmıştır (Türkiye İstatistik Kurumu, 2015).

Evliliklerin yıkılma nedeninin görünen kısmı ekonomik nedenlere bağlansa da

görünmeyen kısmı eşlerin iletişimi ve evliliği bilmemeleridir (Tarhan, 2014:128). Yine

istatistik kurumunun 2011 Evlenme ve Boşanma İstatistik verilerine göre boşanmaların

% 96.7’si geçimsizlik nedeniyle gerçekleşmektedir (Türkiye İstatistik Kurumu, 2012).

Her problemin bir çözüm yolu vardır. Bazı çiftler yaşadıkları problemleri çatışmaya

bazıları ise bunu fırsata çevirirler. Yaşanan sorunları kaynaşma fırsatı olarak görüp

problemi çözebilenlerin evlilik bağları da güçlenecektir (Tarhan, 2014:128-129).

Çalışmanın birinci bölümünde evlilik uyumu ilişkisinde aile içi iletişimin rolüne

yer verilmiş, genel olarak aile, aile türleri ve aile ilişkileri, iletişim, iletişim türleri,

çatışma, ikinci bölümde evlilik, evlilikte çatışma, evlilik uyumu ve evlilik uyumu üzerine

çalışmalar incelenmiştir. Üçüncü bölümde metodoloji ve dördüncü bölüm ise; alan

araştırmasından elde edilen bulguların sunulduğu bölümdür. Bu bölümde aile içi iletişim

ve evlilik uyumu ilişkisinin tespiti için, örneklemlerin sosyo-demografik özellikleri, aile

akraba ilişkileri, eşler arası iletişim, ebeveyn ve çocuklar arası iletişim ve yerleşim yeri

özelliklerini tespit etmek amacıyla anket formu uygulanarak, ardından eşler arası evlilik

uyumunu belirlemek amacıyla evlilik uyum ölçeği uygulanmıştır.

Page 18: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

1

BİRİNCİ BÖLÜM

AİLE VE AİLE İÇİ İLETİŞİM

Toplumları her yönüyle etkileyen gelişmeler (ekonomik, teknolojik, vs.) nedeniyle

kaçınılmaz olarak aile yapısında ve fonksiyonlarında da değişmeler gerçekleşmiş, aile

üyeleri arasındaki ilişkiler de değişime uğramıştır (Eyce, 2000:223). Aile bireyleri

arasındaki ilişkilerin değişime uğraması, özellikle ailedeki her ferdin bir birey olarak

kabul görmesi gerektiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır.

Her bireyin kendi duygu ve düşüncelerini ortaya koyma hakkı vardır. Önemli olan

nokta bunları doğru şekilde ifade edebilmektir. Sağlıklı iletişim yoluyla problemleri

zamanında ve doğru bir şekilde çözebilen aile üyeleri aile içinde uyumu

yakalayabilmektedirler. Bu bölümde araştırma bulgularını destekleyici kavramsal

çerçeve kurmak amacıyla aile ve aile içi iletişim konularına yer verilmiştir.

1.1. Aile Nedir?

Toplumların temelini oluşturan en küçük birim olan ailenin önemi her geçen gün

daha da artmaktadır. Toplumun gittikçe yozlaştığının konuşulmaya başlandığı,

teknolojinin gelişmesi ile birlikte bireysel ilişkilerin azaldığı, boşanmalar sonucu ortaya

çıkan parçalanmış ailelerin hızla arttığı günümüzde, sağlıklı bireylerin yetişmesi ve

toplumların temellerinin daha sağlam olması açısından aile son derece etkin bir role

sahiptir.

Celkan’ın belirttiğine göre (1991:77); aile, bir evlenme akdiyle başlar. Sahiplenme,

kıskançlık, bencillik, mülk edinme, ferdi iradeyi sınırlandırma gibi motifler ise evliliğin

tezahürüdür. Başlangıçta biyolojik esaslara dayanan aile, daha sonra sosyal bir örgüt

olarak çeşitli fonksiyonları üstlenir. Bunlar; nüfusun çoğaltılması ve yenilenmesi,

ekonomik, biyolojik ve psikolojik tatmin, çocukları sosyalleştirme ve milli kültürü

taşımadır.

Aile kavram olarak geniş bir alana sahiptir. Bu nedenle farklı şekillerde

tanımlanmaktadır. Aile, üyeler arasındaki ilişkiler ve etkileşim yönünden sosyal bir grup,

sosyal ve ekonomik yönüyle bir birlik; sosyal yaşamın temel göstergelerinden biri olarak

bir örgüt; üyelerinin ihtiyaçlarının karşılanması ve yürütülmesi için sistemli kuralları

bulunan sosyal bir kurum olarak tanımlanabilir (Nirun, 1994:17). Farklı disiplinler

tarafından aile, kanunen kan bağı, evlat edinme veya evlilik yoluyla oluşan ilişkiler,

biyolojik açıdan bireyler arasında genetik biyolojik ağlarla bağlı, sosyolojik açıdan

Page 19: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

2

birlikte yaşayan insanlardan oluşan grup, psikolojik açıdan güçlü duygusal bağlarla bağlı

grup şeklinde tanımlanır (Hanson, 2005:6). Bir başka tanıma göre ise aile, evlilik bağıyla

başlayan, akrabalık ve sosyal bağlarla bağlanan, çeşitli rollere sahip, birbirlerini etkileyen

ve çoğunlukla aynı evde yaşayan fertlerden oluşan, üyelerinin cinsel, psikolojik, sosyal,

kültürel ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılayan, yaşanılan topluma uyumlu temel birimdir

(Özgüven, 2001:1).

Aile yaşam alanlarımızla sürekli etkileşim halindedir ve ondan etkilendiği kadar

sahip olduğu sorumluluklar nedeniyle de yaşam alanlarımızı etkilemektedir (Nirun,

1994:69). İçinde yaşanılan topluma katılabilmek ve kabul görebilmek için ailenin de

belirli bir yapısının ve işleyişinin olması gerekir. Aile demek sadece iki kişinin bir araya

gelmesi demek değil, aynı zamanda bireylerin uyumu ile sürekliliği olması gereken bir

kurumdur (Sayın, 1990). Bu nedenle aile bir bütündür, tek tek kişilerin toplamı değildir.

Aile içinde kişilerin birbiriyle etkileşiminden oluşan bir düzene sahiptir ve bu düzen

içinde her birey kişiliğini ve benlik bilincini oluşturur (Apaydın, 2001:320).

1.2. Aile Türleri

Aile, akrabalık bağlarıyla bağlanmış, yetişkin üyelerin çocukların gelişiminden

sorumluğu olduğu gruptur (Giddens, 2000:148). Ailenin sahip olduğu sorumluluk,

toplum için önemini daha net ortaya koymaktadır. Aile biriminin yapısı toplumsal

kültürel, ekonomik ve fiziksel şartlara göre farklılık göstermektedir.

Günümüzde aile toplumu geleneksel aile ve çekirdek aile şeklinde

sınıflandırılmaktadır. Geleneksel aile; büyük aile, geniş aile, eski aile, köy ailesi ve

geleneksel geniş aile şeklinde tanımlanırken, çekirdek aile; şehir aile, küçük aile, dar aile,

modern aile, modern demokratik aile ve çağdaş aile terimleriyle tanımlanmaktadır

(Demiray, 2003:220).

a. Geleneksel Aile

Geleneksel aile, kaynaklarda geniş aile ya da kırsal aile olarak da karşımıza

çıkmaktadır. Geniş aile, sanayi öncesi ve günümüz toplumlarında tarımla uğraşan

toplumlarda görülen bir aile yapısıdır. Geniş aile ebeveynler, çocuklar ve diğer

akrabaların bir arada yaşamasıyla oluşur. Aralarında kan bağı ile bağlılık vardır ve evli

çiftler birbirlerinin akrabalarına karşı sorumluluk içindedirler (Bahar, 2009:151). Geniş

aileler daha çok kırsal alanda yaşayan, karar alma merciinin daha çok aile büyüklerinin

ve erkeklerin olduğu, evin bütçesinin erkekler tarafından sağlandığı, anne-baba, çocuklar,

aile büyükleri, evli oğullar ve akrabalardan oluşan birlikteliklerdir (Avcı, 2015:4).

Page 20: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

3

Sanayi öncesi toplumlarda genellikle aile üyeleri ekonomik nedenler sebebiyle bir

arada yaşamak zorunda kalmışlardır. Geniş ailenin oluşumunda en etkin faktör ise üretim

faaliyetlerinin ortak olmasıdır (Bahar, 2009:151). Geleneksel ailelerde deneyimler

kuşaktan kuşağa aktarılır ve ortak gelirler aynı çatı altında kullanılır (Avcı, 2015:4).

Özellikle çocuklar neslin devamını sağlama ve yaşları ilerledikçe üretime sağladıkları

katkı nedeniyle öneme sahiptir. Bununla birlikte ailenin güvenliği ve korunması

bakımından da önem verilmekte ve ailenin yaşlılarına bakma beklenmektedir. Geleneksel

ailelerde, çocuklara verilen cinsiyet rolleri ile ilgili eğitim daha belirgindir. Erkek ve kız

çocukları arasında kendilerine düşen davranışlarla ilgili roller daha belirgindir ve bunların

aşılması ailede önemli sonuçlara neden olabilir. Çekirdek aileye göre kadın ve erkek

eşlerin rolleri de oldukça belirgindir ve kadın evin idaresi, çocukların ve diğer aile

üyelerinin bakımından sorumlu iken, erkek ise ailenin geçiminden sorumludur (Eşsizoğlu

vd. 2012:10). Her bir bireyin ayrı bir görevinin bulunduğu geniş aile de ortak amaç ailenin

geçimini ve refahını sağlayacak şartları yerine getirmektir.

Günümüzde sanayileşme ile birlikte işçi durumuna gelen bireyler kentlere göç

etmişlerdir (Bahar, 2009:152). Bireylerin iş amacıyla kentlere göç etmesiyle birlikte geniş

aileler yerini çekirdek ailelere bırakmaya başlamıştır.

b. Çekirdek Aile

Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan aileye çekirdek aile denir. Çekirdek

ailelerde çocuk sayısında azalma, ebeveynlerin çalışma hayatında yer almaları, kadının

aile ile ilgili kararlarda etkinliğinin artması ve aile ve akrabalık bağlarının eskiye nazaran

daha azalmış olduğu aile tipidir (Avcı, 2015:4). Bireyselliğin artması ve kişilerin aileden

koparak kendi ayaklarının üzerinde durmak istemeleri, kendi hayatlarını kendi çizdikleri

çerçeve içerisinde yaşamayı arzulamaları, geniş ailelerin azalmasına, yerini çekirdek

ailelere bırakmasına neden olmuştur. Dışarıdan destek almadan kendi hayatını

sürdürmeyi başarabilen birey, kendi dünyasını da oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu

dünyaya dışarıdan müdahaleleri en aza indirgemekte ve kendi öz ailesini oluşturmaktadır.

Geniş çerçevede geniş bir aile fikri söz konusu olsa da, bireysel sınırlılıklarda çekirdek

aile yapısı korunmaktadır.

Karı-koca ve evlenmemiş çocuklardan oluşan çekirdek aile daha çok sanayi

devrimiyle ortaya çıkan sanayi toplumlarının ailesidir. Kentleşme, tarım dışı nedenler gibi

daralan geleneksel aile yerini çekirdek aileye bırakmıştır. Bir başka deyişle üye sayısının

Page 21: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

4

azalması, ailenin laikleşmesi, otoritenin devlete geçmesi, sanayileşme ve insan haklarının

gelişmesi bu ailenin ortaya çıkmasına neden olmuştur (Ülken, 1943:173). Her geçen gün

daha da yaygın hale gelen çekirdek aile her toplumun bünyesinde vardır. Çekirdek aile

modern sanayi toplumlarının özelliğidir ve bireylere pek çok alanda (toplumsal, coğrafi

vb.) özgürlükler tanımaktadır. Evli çiftlerden oluşan ve çocuk sayısının artmasıyla

nüfusun arttığı çekirdek aile, çocuklarının evlenme ya da eğitim gibi sebeplerle aileden

ayrılması ile başlangıç noktasına dönmekte ve bu nedenle karı-koca aile adı da

verilmektedir (Akt: Soyyiğit, 2002:42).

Çekirdek aile kendiliğinden oluşmuş bir olgu değildir. Geniş ailelerin parçalanması

ile oluşan çekirdek aile, ailedeki bireylerin sorumluluklarında da değişikliğe sebep

olmuştur. Özellikle çocuk, hasta ve yaşlıların bakımında aile dışında profesyonel

kurumların oluşması kadının rolünde de değişikliğe neden olmuştur. Kadın artık sadece

ev işleri ve annelik sorumluluğu almaktan çıkmış, ev dışında da üretime destek verir hale

gelmiştir (Bahar, 2009:151-152). Ailedeki kadın rolünde meydana gelen bu değişiklikle

birlikte kadının erkek karşısındaki konumu daha da güçlenmiş, ikisi arasındaki ilişki daha

simetrik hale gelmiştir. Geniş ailede erkeğe atfedilen ailenin geçimini sağlama

sorumluluğunu kadının da üstlenmesiyle kadına atfedilen ev işi, çocuk bakımı

sorumluluklarında erkeklerde görevler almaya başlamıştır. Bütün bu değişimlere, kadının

aileye sağlamış olduğu ekonomik katkıya rağmen ev ve çocuklar gibi daha fazla

sorumluluk üstlenmektedir (Eşsizoğlu vd. 2012:10).

Çekirdek aile olgusunda her ne kadar kadının sorumlulukları daha fazla görünse de

günümüzde bu durum yavaş yavaş yerini kocanın kadına ev ve çocuklar konusunda daha

fazla destek sağlamasıyla neredeyse eşit bir işbölümü paylaşımı noktasına getirdiği

söylenebilir.

1.3. Ailenin İşlevleri

Toplumun yapı taşı olan aile toplumların oluşumunda en önemli yere sahip olan

yegâne gruptur. Bu nedenle ailenin toplum için sahip olduğu işlevler çok yönlüdür. İçinde

bulunduğu sistemi, ebeveynleri, çocukları, etrafındaki insanları da etkileyen yönlendiren

özellikleri barındırır.

Aile, iki farklı karakterden oluşan eşlerin, birinin görevinin bittiği yerde diğerinin

görevinin başladığı iç içe oluşturulan bir sistemdir. Ailedeki ikili ilişkiler genel karakter

taşırlar ve olumlu olumsuz sonuçlarıyla toplumu ilgilendirirler. Bu da ailenin kişisel

Page 22: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

5

sorumluluğunun yanında toplumsal sorumluluğu olduğunu da gösterir (Doğan & Doğan,

2011:39). Ailenin yapısı, görevleri ve işlevleri tarihsel süreç içinde değişim gösterse de,

bireylere ilk şekli veren, onları koruyup eğiten ve yetiştiren en önemli kurum olma

özelliğini korumaktadır (Erdoğan, 1976:7).

Fonksiyon olarak aile kültürü nesiller arasında aktarırken bireyi de topluma

hazırlayan gruptur. Toplumun ilerlemesi aileyi oluşturan bireylere bağlıdır, bu nedenle

sağlıklı bir toplumun oluşabilmesi için sağlıklı bireylere gerek vardır. Aile bireylerin

yetiştiği ilk gruplardır. Bireyler kişilik oluşumuna ailede başlarlar, bu nedenle bireylere

aile içinde sağlıklı bir eğitim süreci oluşturulmazsa yeterli düzeyde sosyalleşme

gerçekleşmez (Şemin, 1964:19). Toplum içinde ailenin sahip olduğu bir takım işlevler ve

sorumluluklar vardır. Bu işlevler; nüfus artışının sağlanması, toplumsallaşma sürecine

etki, çocukların toplumla bütünleşmesini sağlama, toplumsal organizasyonların

devamlılığını sağlama ve bireylere maddi ve duygusal anlamda güvenli bir çevre

sağlayarak onları desteklemek şeklinde özetlenebilir. (Bahar, 2009:152). Tüm bu işlevleri

ayrıntılı olarak şu başlıklar altında toplamak mümkündür. Bunlar;

- Biyolojik İşlev: Ailenin devamını sağlayan kadın ve erkeği bir arada tutan

toplumun onayladığı cinsel ilişkiyi ifade etmektedir (Özgüven, 2001:2).

- Psikolojik Doyum Sağlama İşlev: Aile biyolojik bakımdan olduğu kadar

psikolojik olarak üyelerine doyum sağlar. Aile bireyleri duygusal bağlarla birbirine

bağlar. Fizyolojik ihtiyaçlarını karşıladığı gibi, üzülme, ağlama, öfkelenme, sevinme,

şımarma, saygı gibi psikolojik ihtiyaçlarını da karşılar (Kır, 2011:386).

- Ekonomik İşlev: Erkek ve kadını bir araya getiren birlik ve beraberliği sağlayan

bir başka etken ise ekonomik etkendir. Her toplumda farklı şekilde ortaya çıkan bu

ekonomik işbirliği yalnızca çiftleri değil aynı zamanda aile birliğini, toplumun devamını

ve çocukların büyütülüp yetiştirilmesini sağlar (Özgüven, 2001:2).

- Eğitim İşlev: Aile toplumun en küçük grubudur. Çocuk biyolojik olarak dünyaya

geldikten sonra ilk eğitimini aile içinde alır ve sosyalleşerek ruhi boşluktan kurtulup

topluma karışır (Kır, 2001:394).

- Toplumsal İşlev: Toplumun temelini aile oluşturmaktadır. Bu nedenle en temel

işlevleri yerine getirmekte ailenin görevlerindendir. Aile birliği içinde üyelerine güvenlik

işlevi, sosyalleştirme işlevi, bağlılık ihtiyacını doyurma, sosyal statü sağlama ve

toplumsal denetim, tanıdık çevre oluşturma, eş seçme ve yuva kurma gibi toplumsal

işlevleri da sağlamaktadır (Kır, 2011:388-392).

Page 23: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

6

- Kültürel İşlev: Yeni yetişen gençlerin sosyalleşmesi ve sahip oldukları kültürü

kazanmaları, toplumunun sahip olduğu kuralları ve değer yargılarını ve kendisinden

beklenen davranışları sergilemesi ancak aile içerisinde olur (Özgüven, 2001:3). Bununla

birlikte aile bireye dini inançlarını kazandırır.

Toplumların oluşmasında ve sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesinde fonksiyonel

ailelerin önemi büyüktür. Ancak mükemmel toplum olmadığı gibi mükemmel ailede her

zaman mümkün değildir. Aile fonksiyonlarını yerine getiremeyen aileler de toplumsal bir

gerçektir. Beavers & Hampson (2000:130-133) aileyi, optimal aile, yeterli aile, orta aile,

sınırda aile ve uyumsuz aile şeklinde kategorize etmektedir. Buna göre optimal ailede;

aile üyeleri bir çok nedenin üretmeyi etkilediğinin ve nedenler ile sonuçların yer

değiştirilebilir olduğunun farkındadır. Samimiyet peşinde koşulur ve genellikle de

bulunur. Farklı aile üyelerinin bakış açılarının ortaya konulabilmesi için karşılıklı

saygıyla birlikte eşit güç muamelesi sık görülen bir fonksiyondur. Bireylerin seçimlerine

ve algılarına saygı duyulur ve duyarlı müzakerelere, mükemmel grup problem

çözmelerine izin verilir. Her bir birey çok gelişmiştir ve sınırlar nettir. Çatışma vardır

fakat çabucak çözülür. Yeterli aile; daha çok kontrol amaçlıdır ve sıklıkla çatışmaları

gözdağı ve direk güç kullanarak çözmeye teşebbüs eden bir yapısı olması nedeniyle

optimal ailenin zıddıdır. Bu nedenle aile üyelerinde aleni olarak kendini gösteren bir güç

aranır ve ebeveynlerin işbirliği duygusal olarak daha az tatmin edicidir, yine de genellikle

etkilidir. Bu ailelerde daha az samimiyet ve güven, daha az eğlence ve içtenlik vardır.

Kalıplaşmış rol, özellikle kalıplaşmış cinsiyet rolü geleneksel ve güçlüdür. Duygusuz

erkeklere nazaran, kadınlar daha az güçlü, duygusal ve sıklıkla depresiflerdir. Orta aile;

bu aileler genellikle işlevsellik içerirler. Her iki ebeveyn ve çocuklar psikolojik

problemlere açıktırlar. Güç mücadeleleri ve disiplin genellikle müzakeresizdir. Orta

ailelerin üyelerinin temelde anti-sosyal oldukları ve bundan dolayı kontrol çabasının ise

gerekli olduğuna inandıkları varsayılır. Aile üyelerinin problemler konusunda sınırları

yoktur. Bunlara ilaveten bu ailelerde sıklıkla bir favori çocuk olur. Bu favori her bir

ebeveyne göre farklı olabilir – anne oğlunu seçebilir, baba kızını- veya takım oluşturarak

uzlaşılmış bir favori ve mümkün olduğunca bir günah keçisi seçerler. Sınırda aile; kaotik,

aleni güç çabalarıyla birbirini izleyen başarısızlıklar sunar, fakat ısrarcı çabalar

egemenlik/boyun eğme örnekleri kurar. Aile üyesi bireyler kendi ya da diğerlerinin

duygusal ihtiyaçları konusunda çok az yeteneklere sahiptir. Aileler ne aşırı rahatsız edici

şekilde yetersiz ne de orta aileler gibi kontrol amaçlı istikrarı kuracak kadar etkilidir. Son

olarak ciddi uyumsuz ailelerde ise; aile üyeleri kararsızlıkları çözmekte, hedefleri seçmek

Page 24: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

7

ve devam ettirmekte çok az kabiliyete sahiptirler. Tartışmalarda paylaşılan ilgi odağında

yetersizlik ve karşılaşılan engellerde tatmin edici bir duygusal uzaklık vardır. Ailede aleni

gücü kimin elinde tuttuğu belli değildir. Aile işleyişi gizli ve dolaylı yollarla kontrol

edildiğinden kaotik görünür.

Toplumların temelinin aile olduğunu düşünüldüğünde, aile ilişkilerinin,

iletişiminin, bireyler arası iletişimin ne kadar önemli olduğu çok daha iyi anlaşılmaktadır.

1.4. İletişim Nedir?

İnsanoğlu varoluşundan bu yana varlığını sürdürme, çevresini algılama ve tanıma

arayışında olmuştur. Bu arayış içinde duygu ve düşünceleri çeşitli kanallar vasıtasıyla

çevresine aktarmaya çalışmış ve bu aktarım sırasında da zamanla sosyalleşerek, iletişim

olgusunu daha da geliştirmiştir. Bu da hayatımızın her anında var olan, insanı insan yapan

bir olgudur.

Dilimize Fransızca’dan gelen “communication” sözcüğü, Latince’deki

“communicatio” sözcüğünün karşılığıdır. Bunun kökenindeki “communis” kavramı

birçok kişiye ya da nesneye ait olan ve ortaklaşa yapılan anlamlarını taşımaktadır. Yani

iletişim sözcüğünün, yalın bir ileti alışverişinden çok, toplumsal nitelikli bir etkileşim,

değiş tokuş ve paylaşımı içerdiği söylenebilir (Zıllıoğlu, 1993:3).

İletişim, insanın kendi biyolojik, sosyal ve psikolojik varlığını üretme faaliyetinin

zorunlu ve kaçınılmaz bir noktasıdır ve insanların olduğu her yerde iletişim vardır.

İletişim yoksa insan da toplum da yok demektir: Marx’a (1979) göre, kendi varlıklarının

sosyal üretiminde, insanlar kaçınılmaz olarak kendi iradeleri dışında ilişkilere girerler. Bu

ilişkiler insanların yaşamlarını üretim ilişkileridir (Erdoğan, 2007:219). İnsanların

yaşamlarını idame etme ilişkileri beraberinde bilginin paylaşılmasını, ortak anlamlar

üretme çabalarını bunun akabinde iletişim kurma zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır.

İnsanların bilgileri paylaşmak ve kendilerini ifade etmek için çıkardıkları sesler, bu

seslere eşlik eden vücut hareketleri, duvarlara çizilenler zaman içerisinde daha da anlamlı

ve sistemli ortak yapılar haline gelmeye başlamıştır (Güngör, 2011: 36).

İletişim, doğumdan ölüme öğrenilen bireyi şekillendiren hayatı idame etmeyi

sağlayacak özellikler gibi önemli olan temel yaşam becerilerindendir. İletişim kurma

yeteneği ne ölçüde iyi ise kişisel mutluluk da o oranda yüksek olur. İletişim yoluyla,

arkadaş edinir, arkadaşlık ilişkilerini sürdürme, hayatında başarı ve ailede sevgi ve saygı

artar. İletişimde yetersizlik var ise; hayatın bir bölümünde eksiklik görülür, her şeyin

Page 25: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

8

yolunda olduğu düşünülse de, özünde çevredeki davranışlar yüzeysel ve toplumsal

doyum yetersizdir (MacKay vd. 2012:ix).

İletişim denince akla karşılıklı konuşma ve diyaloglar gelmektedir. Oysa iletişim,

ne söylendiği, nasıl söylendiği, niçin söylendiği, ne zaman söylendiği, hatta ne

söylenmediğiyle doğrudan ilgilidir. İletişim kelimeler kadar; yüz ifadesinin, jest ve

mimiklerin (el, kol hareketleri ve yüzdeki ifade), bedenin duruşunun, ses tonunun ve o

andaki duygunun ne olduğu ile de bağlantılıdır (Canel, 2012:8-9).

İletişim kavramı çok geniş bir perspektife sahiptir. Bu nedenle iletişimle ilgili

birçok tanımlama mevcuttur. Türk Dil Kurumu sözlüğünde iletişim; duygu ve

düşüncelerin akla uygun şekilde başkalarına aktarılması, bildirim ve haberleşme olarak

tanımlanmıştır. İletişim kısaca, "bilgi üretme, aktarma ve anlamlandırma süreci" olarak

tanımlanabilir (Dökmen, 2003:19).

Zıllıoğlu (2007:22); “Anlamları itibarıyla uzlaşılmış simgeler yoluyla değişik

zaman ve mekan boyutlarında gerçekleşen bilgi düşünce ve duyguların aktarılması ve

alışverişidir” şeklinde iletişimi tanımlamıştır.

Koçak (1988:5) iletişimi, “Bireyleri etkilemek ya da saptanmış bir amacı

gerçekleştirmek, bilgi sağlamak ve bu bilgilerin, duyguların, gereksinimlerin, niyetlerin,

düşüncelerin vb. yazı, işaret hatta mimik ve hareketler aracılığı ile sesli ya da sessiz olarak

aktarıldığı bir süreç” olarak tanımlamıştır.

Güler'e göre (1990:32) ise iletişim, “Duygusal, fiziksel, düşünsel davranışların ve

toplumsal kişiliğin, belirli araçlar kullanılarak (sözlü-sözsüz) kişi ya da kişilere,

toplumlara aktarılması, kişi ya da kişilerin, toplumların da kişilik özelliklerini ya da

toplumsal kişiliklerini aynı biçimde alması ve yansıması sürecidir”.

İletişim, bilgi, düşünce, duygu, tutum ve kanılarla, davranış biçimlerinin kaynak ile

alıcı arasındaki bir ilişki yoluyla bir insan ya da insanlardan diğerine bazı kanallar

kullanılarak, anlam olarak üzerinde uzlaşılan simgeler aracılığıyla değişimi ve aktarılması

sürecidir (Yüksel, 2010: 11).

Bir başka tanımda ise iletişim: ‘İnsanların sosyal bir grup içinde birbirleri ile

uyumlu çalışmaları için onları birbirine bağlayan bir araç olan ve istenen sonuçları almak

ve davranışları etkilemek için insanlar arasında sözlü ya da sözsüz iletişim kurmak olarak

tanımlanmaktadır (Gürüz, 1995:118). Genel olarak iletişimin gerçekleşmesi için iki birim

gereklidir. Bunlar iki insan, iki hayvan, iki makine ya da bir insan ile bir hayvan, bir insan

ile bir makine olabilir (Dökmen, 2000:19).

Page 26: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

9

İnsanların iletişim kurmadan yaşaması daha doğrusu herhangi bir iletişim aktivitesi

içinde olmadan yaşaması günümüzde zor görünmektedir. Gazete okumak, televizyon

haberlerini dinlemek, yoldaki trafik işareti, reklam panoları ve benzeri diğer unsurlara

maruz kalmak aslında iletişimin bir parçası olarak görülebilir. Bu noktada iletişim kavram

olarak içerisinde paylaşım ve etkileşim edinimlerini içermektedir (Güngör, 2011:37).

İletişim birbirlerine bulundukları çevrelerindeki nesneler, olaylar, olgular ile ilgili

değişimleri haber veren, bunlarla ilgili verileri birbirlerine aktaran:, aynı olgular,

nesneler, sorunlar karşısında benzer deneyimleri, benzer duyguları taşıyıp bunları

birbirilerine ifade eden insanların oluşturduğu topluluk ya da toplum yaşamı içinde

gerçekleştirilen tutum, yargı, düşünce ve duygu bildirimleridir (Bıçakçı, 2000:22).

Toplum içinde birey olarak varlığını sürdüren insan, bunun bir sonucu olarak etrafı ile

sürekli iletişim halindedir. Bu sosyal olmanın vazgeçilmez bir parçasıdır. Gelişen

teknoloji ile birlikte fiziksel ortamlardan uzaklaşılsa da teknolojik cihazlarla dahi kişiler

sürekli bir iletişim halindedir. Bu bireyler için psikolojik bir ihtiyaçtır. Çünkü insan daimi

bir yalnızlık içinde yaşamını idame ettirmekte zorlanmaktadır. İletişim bu bağlanma

insanların mutlu ya da mutsuz olmalarının da kaynağıdır. Çünkü iletişim şeklinin sağlıklı

ya da sağlıksız olması insanın sorunları çözme ve onlarla baş etme şekillerini de

etkilemektedir.

İletişimde her zaman bir amaç vardır. İnsanlar çevreleriyle bilgilendirme,

bilgilenme, var olduğunu gösterme, dikkat çekme, eğlenme, kendine yer edinme, problem

çözme ya da üstünlük sağlama gibi sebeplerle iletişim kurabilirler. İletişimin bir amaca

yönelik kurulduğu düşünüldüğünde özellikle aile içi ilişkilerde huzurlu ve mutlu bir aile

ortamının sağlanması için ne kadar önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Aile

bireylerden oluşmaktadır ve aile içinde kişilerarası iletişim etkindir. Kişilerarası iletişim;

iletişim sürecinde kaynak ve hedefinde birey olduğu iletişim şeklidir. Kişilerarası iletişim

sürecinde anında geri bildirim olduğu için karşımızdaki kişinin davranış değişiklikleri

takip etme, değerlendirme ve bunlara göre tepki geliştirme mevcuttur. Dolayısıyla

kendini değerli hissetme ya da değer verme, kızgınlık, öfke, problem çözme eğiliminde

ya da değil gibi duygusal tepkimelerin birebir gözlemlenebildiği bir süreçtir.

1.5. İletişim Öğeleri

İletişim çift yönlü bir süreçtir. Mesajın oluştuğu kaynakla başlayan süreç mesaja

karşılık verilen geri bildirim ile döngüsel bir şekilde devam eder. İletişim sürecinin temel

dört öğesi vardır. Birçok kaynakta bu öğeler kaynak, kod, kanal, mesaj, hedef kitle,

Page 27: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

10

feedback (geri bildirim) şeklinde belirtilmektedir. Sağlıklı bir iletişimin

gerçekleştirilebilmesi için iletişim sürecinin doğru yönetilmesi, süreci etkileyen

etmenlerin en aza indirgenerek uygun bir şekilde analiz edilmesi gerekmektedir.

Kaynak: İletişim sürecinde mesajı oluşturan ve iletişim sürecini başlatan öğedir.

Kaynak, algılama, yorumlama, seçme, düşünme süreçlerinde oluşturduğu mesajı

kodlayarak gönderendir. Dolayısıyla iletişimi başlatan ve iletiyi kodlayarak alıcısına

ileten unsurdur (Preston, 1989:14). Kaynak bu kodlamayı hedefinin anlayabileceği

şekilde yapar. Mesajını kodlayıp gönderdikten sonra oluşabilecek tepkileri değiştirmek

kaynağın gücü dışındadır. Bu nedenle mesajı hazırlayan kaynağın etkili bir iletişim için

yeterli niteliklere sahip olması ve olası sonuçları düşünerek mesajını oluşturması gerekir.

Kaynağın niteliği, iletişimin kalitesini de etkiler (Küçük vd, 2012:7).

Mesajı oluşturan kaynağın rol ilişkisinin ve sosyal konumunun hedef kitlesi ile

uyumlu olması gerekir. Kaynak iletinin içeriğinden kaynaklı bir karışıklığa neden

olmamak için sahip olduğu role göre hareket etmek durumundadır. Bunun dışında ortaya

konulan ileti karışıklığa ve mesajda engele sebep olur (Tuna vd, 2012:7).

Mesaj: İleti (mesaj), Kaynaktan gönderilen bilgi, düşünce, duygu ve davranışların

kaynak tarafından hedef ile ortak semboller doğrultusunda kodlanmasıdır (Odabaşı &

Oyman, 2002:17). Mesajlar oluşturulurken, duygusal ve mantık düzeylerinin hedefin

sosyal durum ve kültür düzeyine uygun olmasına dikkat edilmelidir. Eğitim düzeyi ve

zeka seviyesi yüksek olan kişiler iletilerden daha az etkilenirken, eğitim düzeyi ve zeka

seviyesi düşük olanlar daha fazla etki altında kalacaklardır (Kağıtçıbaşı, 1999:205). Bu

nedenle iletileri hazırlanırken kaynak hedef kitlenin durumuna uygun mesaj oluşturmak

durumundadır.

Mesaj belli kurallara göre kodlar aracılığıyla iletilir. Bu kodlar sözlü olabileceği

gibi sözsüz kodlardan da oluşabilir. Mesaj kodlama, iletilecek mesajın anlaşılabilir

şekilde seçilmesi ve formüle edilmesidir (Sigband & Bell, 1994:6). Mesajların dikkat

çekici olması için hem görsel hem de sözel unsurları içinde barındırması gerekir (Burnett

& Moriarty, 1998:256). Kişilerarası iletişimi dikkate alacak olursak sözel mesajlarımızın

jest ve mimiklerimizle desteklenmesi gerekir. Aksi bir durumda iletide tutarsızlık

oluşacaktır. Bir araştırmaya göre, sözcükler yüzde 5, ses tonu yüzde 25, görsel iletiler ise

yüzde 65 etki uyandırabilmektedir (Burnett & Moriarty, 1998:256).

Etkili bir mesajın taşıması gereken özellikler vardır. Öncelikle mesaj anlaşılır

olmalıdır. Mesaj açık olmalıdır. Kaynak eklentisini net bir şekilde ifade etmelidir.

Mesajın iletileceği zaman iyi seçilmelidir. Mesajın uygun yolu izlemelidir (Erdoğan,

Page 28: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

11

1997:286-288). Mesajlar kodlanırken kanalın türü dikkate alınarak oluşturulur, mesajın

koda açılımının nasıl yapıldığı ise onun algılanışını da yönlendirir (Usluata, 1996:77).

Kodlama ve Kod Açma: Kaynakta oluşan duygu ve düşüncelerin, başkaları

tarafından da algılanabilir şekilde oluşturulmuş simgelere dönüştürülmesine kodlama

denir (Zıllıoğlu, 2007:199). Bir başka deyişle mesajların işaret haline dönüşmesinde

kullanılan simgelerin, kurallar bütünüyle bir araya gelmeleridir (Cüceloğlu, 1992:76).

Kod açma ise, kaynak tarafından gönderilen mesajın hedef tarafından anlamlandırılması

ve iletinin vermek istediği verinin ortaya çıkarılması olarak belirtilebilir (Küçük vd,

2012:9).

Kanal: Bilgi, duygu ve düşüncelerin hedef ile paylaşımı sürecinde, kodlanan

mesajların iletildiği araçlardır (Demiray, 1994:15). Yüz yüze iletişimde, sesler, jest ve

mimikler, beden duruşu, kılık-kıyafet gibi göstergeler kanal olarak ifade edilirken,

internet, radyo-televizyon, gazeteler de kitle iletişim kanalları olarak nitelendirilmektedir

(IŞIK, 2005:24).

Etkin ve başarılı bir iletişim için kanal mesajın niteliğine uygun olmalıdır (Smelter

ve Waltman, 1984:5). Kanal seçimi yapılırken amaç, hedefin özellikleri, zamanlama ve

mekan özellikleri dikkate alınmalıdır (Küçük vd, 2012:11). Özellikle kişilerarası

iletişimde, mesajın karşımızdaki kişiye etkili bir şekilde ulaştırılabilmesi ve başarılı bir

iletişim kurulabilmesi için kullandığımız kanalların (jest-mimik, beden hareketleri) göz

önünde bulundurulması gerekir.

Hedef Kitle: Hedef kitle, kaynağın gönderdiği mesajın muhatabıdır, yani

kaynağın ulaşmak istediği birey ya da gruplara hedef kitle denilmektedir (Oskay,

1992:16). Bir iletişimin olumlu ve başarılı olarak sonuçlanabilmesi için mesajların

oluşturulurken hedef kitlenin özelliklerinin göz önünde bulundurulması gerekir.

İletişim süreci döngüseldir. Hedef kimi zaman mesajı alan kişiyken kimi zaman da

kaynak durumuna geçebilmektedir. Özellikle kişilerarası iletişimde kaynak ve hedef

sürekli yer değiştirebilmektedir. Kişilerarası iletişim geri bildirimin anında yapılabildiği

iletişim şeklidir. Bu nedenle iletişim sürecinde mesajın ilk olarak oluşturularak kanallar

vasıtasıyla hedefe ulaştırılmasında, kaynağın hedef kitlenin duygu, düşünce ve

beklentilerini göz önüne alarak hareket etmesi, sağlıklı bir iletişim gerçekleştirebilmek ve

çatışmaları en aza indirgemekte çok önemli bir değere sahiptir.

Geri Bildirim (Feedback): Alıcıdan kaynağa yönelen tüm tepkilere geri bildirim

denir. Kaynak alıcıya gönderdiği mesajların ulaşıp ulaşmadığını, anlaşılıp

Page 29: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

12

anlaşılmadığını ya da ne denli başarılı olduğunu geri bildirimler sayesinde anlayabilir

(Mısırlı, 2004:5).

Geri bildirim yüz yüze iletişimde soru sorma, cevap verme ya da jest ve mimiklerle

olabilirken, kitle iletişim araçlarında geribildirimin çok zayıf ya da hiç olmama gibi bir

riski vardır. Ancak teknolojik ilerlemelerle birlikte kitle iletişim araçları ile geri bildirim

hayata geçirilebilmektedir (Gürüz & Gürel, 2006:340).

Halkla ilişkiler faaliyetlerinde geri bildirim sayesinde gönderilen mesajların özünü

yitirmeden aynen iletilmesi sağlanır. Ayrıca kişiler arasında da bir diyalog kurulması

sağlanır (Sabuncuoğlu, 2008:56).

Geri bildirim iletişimde önemli bir yere sahiptir. Geri bildirim vasıtasıyla iletişim

çift yönlü olarak ilerler, aksi bir durumda tek yönlü bir iletişimden söz edilir. Geri bildirim

vasıtasıyla kaynaktan çıkan mesajların başarı ya da başarısızlık düzeyi ölçülebilir, hedefin

verdiği tepkiler neticesinde kaynak, mesajının etki alanını çözümleyebilir. Etkin bir geri

bildirim, kaynağa yardımcı olmaya çalışır, ayrıntılıdır, bilgi paylaşımına yöneliktir,

zamanında dönüş yapar, objektiftir, konu ile alakalı ve yararlıdır. Etkili olmayan geri

bildirim ise, konudan uzaktır, açık arama, küçük düşürmeye yönelik daha çok kişi

odaklıdır ve daha çok geneldir. Zamansız ve subjektif öğeler içerir (Koçel, 2001:426).

1.6. İletişimin Boyutları

İnsanoğlunun yüzyıllardır geçirdiği evreler göz önüne alındığında bunun temelinde

iletişim olduğunu görmek mümkündür. Birey doğası gereği sahip olduğu duygu, düşünce,

bilgi ve deneyimlerini çevresi ile paylaşma ihtiyacı içerisindedir. Nesiller boyu devam

eden bu paylaşım ve aktarım, iletişimin gelişmesini ve boyutlarını genişletmiştir.

İnsanın yaşadığı toplumsal ilişkilerde kurduğu ya da kuracağı iletişimle mutlu

olabileceği, yapılan araştırmalarla insanların birbirlerini anlayıp, sevebilmeleri için

sağlıklı iletişimin gerekli olduğu, buna karşılık, sağlıksız iletişimin ise insana

mutsuzluğu, yalnızlığı ve sevgisizliği getirdiği belirtilmektedir (Köknel, 1986:8).

Araştırmacılar tarafından iletişim türleri genel anlamda kişi içi iletişim; kişinin

kendisiyle iletişimi, kişilerarası iletişim; bireyler arası iletişim, grup iletişimi; bir konu

etrafında toplanan grup içi iletişimi, örgüt içi iletişim; belli hiyerarşik kurallar içindeki

örgüt içinde gerçekleşen iletişim ve kitle iletişimi; geniş kitlelerle sağlanan iletişim

şeklinde belirtilmektedir.

Page 30: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

13

1.6.1. Kişi İçi İletişim

Toplumlarda bireyler, her zaman topluluk halinde değildir, her zaman

etraflarından kişiler yoktur, hatta toplum içinde bile yalnızlık çekip kendi iç dünyalarına

dönebilirler. Bu durumlarda bireyler daha çok kendi iç dünyalarında, kendi

muhasebelerini yaparlar. Kişilerin kendi ihtiyaçlarının, davranışlarının, düşüncelerinin,

değer yargılarının farkına varması, kendileri hakkında genel bir değerlendirmede bulunup

ne düşündükleri ne hissettikleri konusunda kendilerini kavramaya çalışmaları da ancak iç

iletişim sayesinde mümkün olacaktır (Rogers, 1984:7). Kişilerin kendi ile iletişim halinde

olmaları, davranış, düşünce ve tepkilerini daha iyi anlamalarını sağlar. Kendini tanımayan

ve hangi durum karşısında ne tepkiler verdiğini anlamlandıramayan insan, iletişim

kurmakta zorlanır ve sürekli bir mutsuzluk halinde olur. Böylesine bir duygusal

dalgalanma içerisinde olan insan kişilerarası iletişimde de başarısız olur (Bıçakcı,

2000:80).

Bu açıdan bakıldığında, iletişim öncelikle kişinin kendi içinde başlar. Kendini

tanıyan ve değerlendirebilen insan etrafı ile olan iletişimde de bu yönde hareket ederek,

tepkilerini kontrol edebilir. Böylece çok sağlıklı bir iletişim söz konusu olur.

1.6.2. Kişilerarası İletişim

İnsan doğası gereği, varlığını sürdürebilmek, gereksinimlerini karşılamak, duygu,

düşünce ve fikirlerini paylaşabilmek için iletişime ihtiyaç duyar. Kişilerarası iletişim ise

bu ihtiyaçtan doğan bir araçtır. Buradan hareketle “genel bir tanımlamayla kaynağını ve

hedefini insanların oluşturduğu iletişimlere kişilerarası iletişim adı verildiği ve karşılıklı

iletişimde bulunan kişilerin, bilgi/sembol üreterek, bunları birbirlerine aktararak ve

yorumlayarak iletişimi sürdürdükleri (Dökmen, 2001:23) belirtilmektedir.

Kişilerarası iletişim bireyler arasında gerçekleştirilen iletişim olarak

belirtilmektedir ve bu iletişimde amaca göre bireylerin davranışlarını etkilemeye yönelik

bir hedef söz konusudur. Kişilerarası iletişim için öncelikle bireyin yeterli kapasite ve

beceriye sahip olması ve daha sonra bireylerin birbirlerinin farkına varması

gerekmektedir. Kişilerarası iletişim yedi koşuldan oluşmaktadır (Hartley, 1996: 5).

- Kişilerarası iletişim iki kişi arasındaki yüz yüze iletişimden oluşmaktadır.

- Kişilerarası iletişim farklı roller ve ilişkilere sahip iki insan arasında

gerçekleşir.

- Kişilerarası iletişim çift yönlüdür.

Page 31: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

14

- Kişilerarası iletişim mesajların basitçe karşılıklı alınıp verildiği bir süreç

değildir. Her mesaj bir yaratıcılık ve farklı anlamlar içerebilir.

- Kişilerarası iletişimde genellikle veya tamamen bir niyet ve kasıt söz

konusudur.

- Kişilerarası iletişim olaylar veya olaylar serisinin sürekli devam eden bir

sürecidir.

- Kişilerarası iletişim zaman içinde artarak devam eder. Bu nedenle

karşımızdaki kişi ile iletişimde bireysel geçmiş etkilidir.

Tubbs & Moss (1974)’a göre ise; bir iletişimin kişiler arası iletişim olarak kabul

edilebilmesi için üç ölçüt gereklidir.

- Kişilerarası iletişime katılanlar belli bir yakınlık içinde yüz yüze olmalıdırlar,

- Bireyler arasında tek yönlü değil, karşılıklı bir alışveriş olmalıdır,

- İletişim halindeki iletişim sözlü veya sözsüz olmalıdır. Bunlar dışındaki mesajlar

kişilerarası iletişimin dışındadır (Dökmen, 2001:42).

Etrafımızla kurduğumuz iletişim sözlü olduğu kadar sözsüz mesajları da içerir.

Kişilerarası birebir iletişimde ve özellikle de aile içi iletişimde sözlü ve sözsüz mesajlar

sürekli kullanılmaktadır (Canel, 2012:9-10).

a. Sözlü İletişim: Dünyada düşünen ve düşündüğünü kelimelerle ifade ederek

çevresine aktaran tek varlık insandır. Kelimelerin aktarılmasında ise kullanılan araç

dildir. İnsan düşünürken, konuşurken yazarken, maruz kaldığı iletileri anlamlandırırken

sürekli dili kullanır. Konuşma bireyseldir, dil ise toplumsal ve kültüreldir. Sözlü iletişim

hangi kanalla gerçekleşirse gerçekleşsin dil ile yürütülür. Bu nedenle sözlü iletişimin

temel öğesi dildir (Gökçe, 2006:45-46).

Sözlü iletişimde konuşma önemli bir yer tutar. Etkili ve iyi konuşabilmek için,

zengin bir kelime bilgisine sahip olunmalı, alıcının durumuna göre kelimeler kullanılmalı,

anlaşılamayacak yabancı ya da teknik kelimeler kullanılmamalı, ses tonu ve vurgu gibi

dil ötesi unsurlar ile anlam kuvvetlendirilmeli ve beden dili ile konuşmalar

desteklenmelidir (Kalyon, 2006:78-79).

Kişilerarası kelimelere dökülen her mesaj, ileti sözlü iletişime girmektedir. Toplum

içinde yer alan bireyin duygu, düşünce ve deneyimlerini çevresindeki kişilere aktarması

ancak sözlü iletişimle gerçekleşebilmekte ve etkili olabilmektedir. Bu nedenle sözlü

iletişim bireylerin toplumla ve çevresiyle etkileşiminde önemli bir yere sahiptir.

Sözlü iletişim çeşitli zaman ve mekânlarda bireyler arasındaki ilişkilerle ilgili

amaçları gerçekleştirirken bir takım işlevler yerine getirir. Bunlar (Erdoğan, 2005:200):

Page 32: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

15

Söz fiziksel objeleri, duygusal durumları ve karmaşık ilişkileri temsil ederek

insanlar arası ilişkiyi gerçekleştirir.

Amaçlara ulaşma ve gereksinimleri gidermede vazgeçilmez ve zorunlu bir

araçsal rol oynar.

Diğer insanlarla ilişkilerin düzenlenmesini sağlar.

Bireyin kendi kişiliğini ve kimliğini gerçekleştirmesini sağlar.

Bireyin kendisini, sosyal ve fiziksel çevresini anlamasına ve düzenlemesine

yardım eder.

b. Sözsüz İletişim: Kişilerin iletişim kurarken sözlü mesajlar kadar sözsüz

mesajlara da önem vermeleri iletişimdeki başarılarını etkiler. Karşımızdaki kişiyi daha

iyi anlamamızı ve sözlü ifadelerinin gerçekte neyi ifade ettiğini anlamasını arttırır ve

yanlış anlamaları azaltır (Canel, 2012:10). Özellikle kişilerarası iletişimde sözlü iletişimle

birlikte kullanılan sözsüz iletişim, iletişimin sağlıklı ve anlaşılır olması için çok

önemlidir.

Sözsüz iletişim araştırmacılar tarafından çeşitli bölümlerde sınıflandırılmaktadırlar.

James Poon Teng Fatt (1998:2-4) sözsüz iletişimi, üstdil, yandil, beden hareketleri ya da

beden dili, fiziksel özellikler, dokunma davranışı, iletişim mesafesi, yapay etkenler ve

çevresel faktörler olarak kategorilendirmektedir. Bireyler farkında olmasa da içinde

bulundukları ortamdan, görsel olsun ya da olmasın algıladıkları her histen iletişim

sırasında etkilenebilmektedir. Algılarımızın en açık olduğu, farkındalığımızın yüksek

olduğu durum ise fiziksel davranışlardır.

Sözsüz iletişim vasıtasıyla, kaynak durumundaki kişi mesajını beden dili ile

destekleyerek etkisini artırmaya çalışırken hedefinin de mesaj karşısındaki tepkilerini

beden dili ile çözümleyebilmektedir. Aynı şekilde mesaja maruz kalan hedef de beden

dili sayesinde kaynağın mesajının tutarlılığını anlayabilmekte ve kendisi ile ilgili olarak

kaynağa da ‘ben seni dinliyorum, anlıyorum’ mesajı verebilmektedir. Sözsüz iletişimde

insanların ne söyledikleri değil ne yaptıkları ön plana çıkar. Sözsüz iletişim dört gruba

ayrılır (Dökmen, 2001:46-50).

- Yüz ve Beden: Yüz ifadeleri, el ve vücut hareketleri, duruşumuz, göz

temasımız sözsüz iletişimde önemli bir yere sahiptir. Sözlü iletişim yoluyla verdiğimiz

mesajları sözsüz iletişim ile destekleriz. Sözsüz iletişim kimi zaman farkında olarak, kimi

zamanda farkında olmadan gerçekleşir. Farkında olarak yaptığımız hareketler

Page 33: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

16

karşımızdaki kişiye mesaj verme amacı gütmektedir. Farkında olmadan yaptığımız

hareketler ise duygusal ifadeler olarak belirtilmektedir.

- Bedensel Temas: Bir diğer sözsüz iletişim yolu ise bedensel temaslardır.

Farklı bedensel temas yolları ile karşımızdaki mesajlar vermeye çalışırız. Örneği:

büyüklerin elini öpmek, karşımızdaki kişinin bizden büyük olduğunu kabul ettiğimizi

gösterir ya da dostane bir şekilde birinin omuzuna dokunmak onu desteklediğinize

göstermektedir. Bedensel temasın şekilleri kültürlerarasında farklılıklar göstermektedir.

Örneğin Türk toplumunda büyüklere saygı el öpülerek gösterilirken, Güney Kore

toplumunda yere kadar eğilerek yapılan selamla şeklindedir. Kültürler arasındaki

farklılıklar nedeniyle bedensel temas kurma şekli kişilerarası çatışmalara da neden

olabilir.

- Mekan Kullanımı: İnsanlar iletişimde bulunurken kendi etraflarında

oluşturdukları boşluklar yoluyla da karşılarında bulunan kişiye mesaj iletmektedirler.

Örneğin samimi ilişkiler içinde olunan kişilere daha yakın mesafede durma tercih

edilirken, tanımadığımız insanlara uzak durma tercih edilir. Mekanların kullanılışı şekli

kişilere bireysel yakınlıkla ilgili mesaj iletirken, aynı zamanda statü ile ilgili mesajda

sunabilmektedir.

- Araçlar: Kişilerarası iletişimde mesaj iletmekte kullanılan bir takım

araçlarda mevcuttur. Kılık kıyafet tarzı, takılar, kullanılan parfüm vs. gibi araçlar

karşıdaki kişiye o kişi hakkında mesajlar iletmektedir. Örneğin siyahlar giyinmiş bir

kişinin matemde olduğunu düşünerek, davranışlarımızı ona göre kontrol ederiz.

Bununla birlikte Dökmen (2001:42)’in belirtiğine göre; kişilerarası iletişimde

bulunan kişilerin herhangi bir role bürünmeden, toplumsal ya da sosyal kalıplar içinde

değil de kendi adına iletişimde bulunması gerekir. Çünkü belli bir rol çerçevesinde

gerçekleştirilen kişilerarası iletişim sosyal iletişimdir, kişisel ve psikolojik iletişim

değildir. Ancak sosyal iletişim kolaylıkla psikolojik iletişime geçebilmektedir. Rollerin

dışında kişisel alana girildiği zaman psikolojik iletişim olmaktadır.

Her iletişimde bir sorun olabileceği gibi, kimi zaman kişilerarası iletişimde de

sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunların nedeni ise; insanların birbirlerini sevmemeleri,

dinlemeyi kabul etmemeleri, güvensizlik, birbirlerini kırmaları ya da anlaşamamalarıdır.

Aile içi iletişimde de söz konusu olan iletişim şekli genellikle kişi içi iletişim ve

kişilerarası iletişimdir. Eşler arasında gerçekleşen iletişim sorunları nedeniyle zaman

zaman ortaya uyumsuzluk çıkabilmektedir. Eşler arasında ortaya çıkan problemler

sağlıklı iletişim kurabilen çiftler arasında konuşarak, probleme ortaya koyarak

Page 34: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

17

çözülebilmektedir. Bazı çiftlerde ise problem çiftler arasında pasif çatışmaya (küsler

diyaloğu) dönüşmektedir. Birbiriyle iletişim kurmakta zorlanan çiftler arasında yaygın

olarak görülen pasif çatışmada çiftler uzun süre küs kalabilmektedir. Ancak bu süre

zarfında sözsüz iletişim kanalıyla ortaya koydukları mesajlarla iletişim devam etmektedir.

Örneğin; tartışma sonrası kapıyı çarpıp odadan çıkmak, oflayıp puflayarak evin içinde

dolaşmak gibi. Aslında tüm bu davranışlar aynı zamanda “Seninle iletişim kurmak

istiyorum” mesajını iletmektedir (Üstün, 2001: 67-68). Buradan da anlaşılacağı gibi

aslında bireyler küs durumdayken bile birbirleri ile iletişim kurmaktadırlar. Ancak onları

aktif iletişime yönelmekten alıkoyan kişilerarası iletişimde sahip oldukları

beceriksizliktir. Çünkü iletişim becerileri gelişmiş olan fertler problemleri açıkça

konuşabilmekte ve geleceğe taşımadan, o an içinde çözümleyebilmektedir.

Kişilerarası iletişimde bireylerin birbirlerini anlamalarını, kendilerini ifade

etmelerini engelleyen hem mesajı veren hem de mesajı alan tarafından bir takım engeller

mevcuttur. Bu engeller;

- Konuşurken karşımızdaki kişiye emir vermek, onu yönlendirmeye çalışmak,

- Mesajları uyarı niteliğinde, tehdit edercesine sunmak,

- Karşımızdaki kişiye ahlak dersi vermek,

- Bireyin kendi kendine yetme durumu söz konusu değilmiş gibi öğüt vermek,

çözüm önerileri sunmak,

- Öğretmen edasıyla bireye öğretmeye çalışma mantıklı fikirler sunma ya da nutuk

çekme,

- İletişim kurarken karşımızdakini eleştirmek, aynı fikirde olmama durumunu

yargılamak şeklinde sunmak,

- Her konuda aynı fikirde olmak, sürekli karşıdakini övmek,

- Takma isimle hitap etmek, sürekli alaycı davranmak,

- Sürekli bir yorumda bulunmak, analizde bulunmak ve durum tespiti yapmak,

- Duyguların anlaşılmamasında ortaya çıkan destekleme, güven verme, avutma

davranışı,

- Sürekli sorularla karşımızdaki kişiyi teste tabi tutmak,

- Verilen sözlerin tutulması, karşımızdaki kişiyi oyalamak, sürekli şakalar espriler

yapmak,

şeklinde belirtilebilir (Gordon, 2011:45-46). Söz konusu iletişim engelleri bireyler

arasındaki olumsuz iletişimi arttırıcı ve çatışma durumunda problemin daha da

büyümesine yol açan engellerdir. Bu nedenle bireylerin çatışma durumlarında bu

Page 35: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

18

engelleri en aza indirmeleri ve daha kontrollü davranmaları gerekir. Aksi takdirde

problemler yaşanılan anda çözümlenememekte, üzeri kapatılarak geleceğe taşınmaktadır.

Kişilerarası iletişimde bireylerde konuşmama, konuşamama durumu söz konusu

olabilmektedir. Konuşmamanın birkaç nedeni mevcuttur. Bunlardan biri ilişkinin

durumundan kaynaklanmaktadır. İlişkide istenilen taraf olan birey daha az kendini açma

gereği duyabilmektedir. Bir diğer neden ise; karşımızdaki kişiye kendimizi açtığımız

zaman zayıf görünecek olma kaygısıdır. Açık iletişim kurulduğunda, duyguların açıkça

ifade edildiğinde birey eleştirilme, suçlanma ya da ilişkiyi kaybetme korkusu

yaşamaktadır. Bir başka neden ise geçmiş deneyimlerimizden kaynaklanmaktadır. Daha

önce açık iletişim nedeniyle olumsuz tepkiler alan birey korku, endişe ve güven

problemine sahip olabilmektedir. Ancak kendimizi karşımızdaki kişiye ifade edebilmek

için konuşmak önemlidir. Eğer açık bir şekilde iletişim bulunulmazsa karşıdaki kişi

tanınamaz, aynı şekilde karşıdaki kişi hakkındaki düşünceler bilinemez ve kişiyi kendi

dünyasında nereye koyduğunu tahmin edilemez ve bu durumda birey sürekli tedirginlik

ve güvensizlik duygusuna sahip olur. “Davranışlardan hisleri anlamaya çalışmak, kendi

kendimize bir iletişim oluşturmaktır, bizi yorar” (Topkara, 2015:141-146).

Bireyler kişilerarası iletişim kurduklarında karşılarındaki kişiden bilgi istemekte

ve bilgi vermektedirler. Bunun dışında iletişim kurmanın nedenleri vardır bu nedenler

neden kişilerarası iletişim kurulduğunu ortaya koymaktadır. Kişilerarası iletişim kurma

nedenleri şu şekilde belirtilebilir (Gürüz & Eğinli 2014, 73-77) ;

- Var olmak: Birey toplumsal bir varlıktır ve uzun süre diğer insanlardan

kopuk bir şekilde yaşayamaz. Varlığı ortaya koyabilmesi için birey etrafı ile etkileşim de

bulunur.

- Öğrenmek/Bilgi Edinmek: Kişilerarası iletişim kişinin dış dünyayı

anlamasını sağlar. Kendi sahip oldukları bilgileri etrafları ile paylaşarak, tartışarak yeni

boyutlar kazandırır, yeni bilgiler edinir.

- Paylaşmak: Bireyler sahip oldukları duygu, düşünce ve fikirleri paylaşma

ihtiyacı hissederler. Böylece bilgi ve düşünce paylaşımı ile düşünce ortaklığı

oluşturulmakta, duyguların paylaşımı ile de kişilerarası ilişkiler güçlendirilmektedir.

Paylaşmak, kişilerarası iletişimde bireylerin içinde bulundukları durumu anlamalarına

imkân vermekte ve birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlamaktadır.

- İlişki/Bağlantı Kurmak: Bireylerin en büyük ihtiyaçlarından biri sevmek

ve sevildiği ilişkiler kurmaktır. Bireyler kurdukları kişilerarası iletişim yoluyla yalnızlık

ve depresyon duyguları azalmakta ve bu paylaşım alanları ile daha fazla doyuma

Page 36: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

19

ulaşmaktadırlar. Aksi durumda yalnızlık bireylerin sosyal becerilerini azaltmakta, duygu

karmaşası yaşamalarına ve yabancılaşmalarına neden olmaktadır.

- Etkilemek: Kişilerarası ilişkilerde birey sahip olduğu sosyo-ekonomik

durum, statü ve donanımları vasıtasıyla diğer kişileri etkilemek, yönlendirmek ve ikna

kabiliyetine sahiptir. İnsanlar etki yoluyla karşı taraftaki kişiden sevgi ve olumlu

davranışlar aldıkları zaman doyum sağlamaktadırlar.

- Eğlenmek: Kişilerin hedef ve amaçlarına ulaşmak için kullandıkları

aktiviteler olarak ifade edilebilir. Kişilerarası iletişim kanalıyla diğer bireylerle eğlenceli

vakit geçirmek bireylerin ilişkilerinde doyum sağlamalarına sebep olur.

- Yardım etmek: Bireyler, özellikle yakın arkadaşlar arasında kişilerarası

iletişim kanalıyla gerçekleştirilen paylaşımlar sonucunda bireyler birbirlerine yardımcı

olmakta, yönlendirmekte ve problemlerinin çözülmesinde öğütler verebilmektedirler.

- Benzerlik/Yakınlık Duymak: Birey olarak tarzımıza ve karakterimize

yakın olan kişilerle yakınlık kurma eğilimi göstermekteyiz. Kişilerarası paylaşımlarda

aynı duygu ve düşüncelere sahip olmak bireyler arasındaki belirsizlikleri azaltmakta ve

etkileşimi arttırmaktadır.

- Kimlik Oluşturmak: Kurulan kişilerarası iletişim vasıtasıyla birey kendine

bir kimlik oluşturmaktadır. İletişimde bulundukları ortam, iletişimde bulunulan kişiler ve

iletişime nasıl başladıkları ve bu süreçte ne tür bir rol üstlendikleri toplum içerisinde

kimlik oluşumuna etki etmektedir.

- İlgi Duymak/Göstermek: Kişiler için en iyi motivasyon iletişimde

bulundukları kişiler için duydukları pozitif duygulardır. Kişilerarası iletişimde bireyler

ilgiyi görerek, kişilerin diğerleri tarafından nasıl algılandıklarını görmekte ve diğerlerine

karşıda ilgilerini gösterebilmektedirler.

- Duygusal Yatırım Yapmak: Kişilerarası iletişimde ilişkinin devam

ettirilmesinde bir sorumluluk söz konusudur. İletişimde bulunan bireyler birbirlerine

zaman, ilgi, enerji, kişisel kaynaklar harcamaktadır ve bu paylaşım kişilerde duygusal bir

tatmin yaratmaktadır.

- İhtiyaçları Gerçekleştirmek: Kişilerarası iletişim kurulurken bireyler

ihtiyaçlarını ortaya koymak, etkileşim yoluyla bu ihtiyaçlarını karşılamak ve diğerlerinin

de ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olmak amacı söz konusudur.

Her birey farklı kişilik özelliklerine farklı duygulara, farklı kültüre sahiptir.

Dolayısıyla kişilerarası iletişimde bulunurken de bu özellikler kişilerin iletişim şeklinde,

Page 37: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

20

mesajına, mesajı algılayış şekline etki edebilmektedir. Gürüz & Eğinli (2014) ve Dökmen

(2001) kişilerarası iletişimi etkileyen faktörleri şu şekilde belirmektedirler.

- Algı: Bireyin duyu organları vasıtasıyla algıladığı bilgilerin örgütlenmesi,

yorumlanması, süzgeçten geçirilerek anlamlandırılması sürecine denir (Dökmen,

2001:118). Algı beş duyu organı ile ilişkisi olsa da aynı zamanda diğer kişiler hakkında

bilgi edinme sürecidir. İnsanlar etrafında olup bitenleri algılamak için daha önceki

deneyimlerini kullanırlar. Bu deneyimler kişileri, nesneleri, olayları yorumlama,

tanımlama ve anlamlandırma ve beklenti oluşturmalarını sağlayan bilgi hazineleridir.

Algılar kişilerin geçmiş deneyimlerine göre yoğrulduğu için her bireyin algılama şekli

farklıdır. Her bireyin farklı algılama şekli olması zaman zaman iletişim çatışmalarına

neden olabilmektedir. Özelliklede herkesin aynı algıya sahip olduğunu düşünmek

problemleri de beraberinde getirebilmektedir(Gürüz & Eğinli 2014:209-210).

- Kişilik: Her bireyin günlük hayatında karşılaştığı olaylara tepkileri, bakış

açıları, yorumlaması farklıdır. Her insan birbirine benzemediği gibi bireylerin kişilikleri

de birbirinden farklıdır. Elbette benzer kişilik özelliklerine sahip kişiler olabilir. Ancak

bu tamamen her olaya tepkileri aynıdır anlamına gelmemektedir. Kişilik bireyin ilgi,

tutum, dış görünüş gibi bir çok özelliğe kapsadığı için tam olarak bir tanımlama yapmak

zordur. Bireylerin kişilik özelliklerini etkileyen faktörler söz konusudur. Bunlar;

kalıtımsal faktörler, aile faktörü, kültürel faktörler, sosyal faktörler şeklinde sıralanabilir

(Gürüz & Eğinli 2014:224-226).

- Kültür: Kültür sürekli değişen ve gelişen bir olgudur. Geçmişten gelip

devam eden kültür aynı zamanda diğer kültürlerden de etkilenmekte ve değişime

uğramaktadır. Bireylerin sahip oldukları kültür onların davranışlarına da etki

etmektedir(Gürüz & Eğinli 2014:234). Her kültürün kendine has davranış kalıpları,

kuralları vardır. Bu kurallara uyulmaması bireyin çevresinde tepki görmesine ve

çatışmalara neden olabilmektedir (Dökmen, 2001:133). Kültür sahip olduğu farklılıklar

kişilerarası iletişime de etki etmektedir. Çünkü her kültürün olaylara bakış açısı ve

tepkileri farklıdır. Bu nedenle kültürel farklılıklardan dolayı kişiler arasında iletişim

çatışmaları yaşanabilmektedir. Kültür ülkeler arasında farklılık gösterebildiği gibi yöresel

olarak da farklılaşabilmektedir. Örneğin kırsal ve kentsel kültür birbirinden farklı algılara

sahip olabilmektedir. Bu farklılık kişilerin iletişim sürecinde kullandıkları kelimelere,

davranış şekillerine vurgulara, ses tonuna dahi etki etmekte ve dolayısıyla yorumlamada

da farklılıklar oluşturmaktadır. Kültürler arasında oluşan bu farklılıklar iletişimde

sürecinde kaynak ve hedef arasında yanlış anlaşılmalara, sağlıksız iletişime neden

Page 38: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

21

olabilmektedir (Gürüz & Eğinli 2014:243). Bu nedenle kişilerarası iletişim sağlıklı ve

anlaşılır bir iletişim süreci oluşturabilmek için karşımızda bulunan kişinin sahip olduğu

kültürel özelliklere özen gösterilerek mesaj oluşturulmalıdır. Aksi durumda kişilerin

birbirini anlamaları güçleşmekte ve bu durum çatışma ortaya çıkarmaktadır.

- Benlik: Benlik “Ben kimim ?” sorusuna yanıt veren içsel bir güçtür. Kimi

zaman bireyi yargılayan, eleştiren, kim zamanda yaptıklarını öven destekleyen iç

sesimizdir. Benlik bireye kendini tanıma, kendi ile ilgili düşünce ve kanıları bilme

değerlendirme ve bütün bu algıların birleşimi sonucu ortaya çıkan bir olgudur. Kişinin

beliğini tanıması doğumu ile başlar ve zaman içinde önce aile ortamında daha sonra

sosyal çevresi kanalıyla benliği gelişir. Kendi ideal benliğinin farkına varan ve bununla

uyumlu davranış profili sergileyen birey daha mutludur ve bu durum kişilerarası

iletişimine de etki eder. Örneğin kendini yeterli olarak gören bireyin kişilerarası iletişimi

yetersiz ve zayıf olarak gören bireylere göre daha açıktır. Kendini sürekli hata yapan ve

karşıdakine göre yetersiz gören birey iletişim kurmaktan uzak ve uyumsuzdur (Gürüz &

Eğinli 2014:247-253). Eşler arası iletişimde de aynı durum söz konusudur. Kendini

yetersiz ve başarısız hisseden taraf problemlerini paylaşmak ve sorunu çözmek yerine

ondan uzak durma eğilimi sergilemektedir. Çünkü bu tür davranış sergileyen kişiler aynı

zamanda eleştiriye kapalıdırlar ve kendi kalıplaşmış benliklerinin dışına

çıkamamaktadırlar.

- Tutum: Her bireyin olaylara, durumlara, kişilere, karşı olumlu ya da

olumsuz tutumları vardır. Kişilerarası ilişkilerimiz de de bu tutumlar etkili olmaktadır.

Genellikle iletişimde bulunduğumuz kişinin tutumunu bilmek isteriz, bunun nedeni ise

olaylar konusundaki tepkilerini yorumlayabilme isteğidir (Dökmen, 2001, Gürüz &

Eğinli 2014). Tanıdığımız olaylar karşısındaki tutumları bilinen bireylerle kurduğumuz

iletişim daha sağlıklı olmaktadır. Bireyin davranışı önceden tahmin edilebildiği için

mesajlar da o yönde hazırlanabilmektedir. Örneğin; ortaya çıkan bir sorun karşısındaki

eşinin tutumunu tahmin edebilen kişi, problemi en kolay şekilde çözebilmek için

mesajlarını o şekilde hazırlamaktadır ya da ortaya çıkabilecek çatışmaları oluşmadan

engelleyebilmektedir.

- Duygu: Duygular, kişilerin içinde bulundukları ruh halini ortaya koyan

tepkilerdir. Duygular aynı zamanda kişilerin kendilerini ifade etme yoludur. Birey bir

olay karşısındaki ne hissettiğini duyguları yoluyla karşısındaki kişiye iletebilir. Bu

nedenle duygular kişiler arası ilişki de bir iletişim aracıdır. Kadın ve erkeklerin

duygularını ortaya koyma şekilleri farklıdır. Kadınlar erkeklere göre duygularını daha

Page 39: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

22

kolay ifade edebilmektedirler. Ancak bu erkeklerin duygusal olmadığı anlamına

gelmemektedir. Sosyal yaşam içerisinde olumsuz duyguların öfke patlamaları şeklinde

ortaya konması iletişimi olumsuz etkilemektedir. Bunun yerine kişilerden duygularını

kontrol altına alınarak, uygun bir şekilde ifade edilmesi gerekir. Aksi durumda çatışma

olumlu bir şekilde sonuca gitmemekte kişilerarası ilişkiler zedelenmektedir. Kimi

zamanda bireyler duygularını ifade etmekten çekinirler, ancak bu durumda zamanla

beklenmedik zamanda beklenmedik şekilde duygu patlamasına dönüşebilmektedir

Özellikle eşler arasındaki iletişimde tarafların duygularını açık ve net bir şekilde ifade

edebilmeleri evlilik uyumunda önemli bir etkiye sahiptir. Kişilerin eşlerin duygu ve

düşüncelerine önem vererek davranışta bulunmaları iletişimi olumlu etkilemektedir.

- Değerler ve Normlar: Değer, kişilerin sahip oldukları inançların kalıcı

olması şeklinde tanımlanır. Norm ise; genelin kabul ettiği kurallar şeklinde tanımlanır.

Her bireyin kendi inanç sistemine göre oluşturduğu bir değeri vardır ve davranışlarını da

bu değerlere göre şekillendirir. Değerler aynı zamanda kişinin toplum içerisinde tanınma

ve değerlendirilme şeklini etkiler. Her bireyin sahip olduğu değerler farklı olduğu için

kişilerarası iletişimde de bu değerlerin göz önünde bulundurulması gerekir. Bunun

dışında kurulan iletişim başarısızlığa uğrayabilmektedir. Aynı şekilde toplumun tamamı

tarafından kabul edilen normlara aykırı olarak davranışta bulunmak kabul edilemez. Bazı

normlar ilişkileri kısıtlayacak kadar katıdır ve bu durumda kişilerarası iletişim sağlıksız

bir şekilde eksik kalmaktadır

- Kişisel Özellikler: Kişisel özellikler cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, meslek

gibi sosyo-demografik niteliklerden oluşmaktadır. Yaşamda insanlar iki grupta

değerlendirilirler (kadın ve erkek) ve kişilerarası ilişkilerde de kadın ve erkeğe özgü

iletişim biçimleri söz konusudur. İletişim sürecinde kadınlara daha naif, uzlaşıcı ve

duygusal tanımları atfedilirken, erkekler daha agresif nitelendirilmektedir. Bu nedenle

kişilerarası iletişimi etkileyen unsurlardan biridir. Yaş ise; insanlar arasındaki farklılığı

ortaya koyan öğelerden biridir. Bebeklikten yaşlılığa doğru yaşla birlikte bireylerde bir

değişim söz konusudur ve sorumluluklarda farklılık gösterir. Yaşla birlikte kişiler daha

deneyimli bir konuma yükselmektedir ve bu durum kişilerarası iletişime de olumlu etki

etmektedir. Eğitim ve meslek kişilerin toplum içinde bulundukları konumu

etkilemektedir. Bireylerin sahip oldukları eğitim ve meslek durumuna göre kurdukları

iletişim şeklide farklılık göstermektedir (Gürüz & Eğinli 2014:280-281).

Kişilerarası iletişim çok yönlü bir süreçtir ve bu süreci etkileyen birçok faktör

mevcuttur. Günlük hayatta birçok kişi ya bu faktörlerin farkında olarak ya da toplumun

Page 40: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

23

zaman içinde kendilerine öğrettiği normlara bağlı kalarak bu süreci yürütmektedir.

Kişilerarası iletişimde başarılı bir sonuca ulaşabilmek, çatışmaları olumlu bir şekilde

sonlandırabilmek için tüm bu faktörlerin göz önünde tutularak ilişkilerin sürdürülmesi

zorunludur. Aksi durumda birbirini anlayamayan ve sürekli çatışma durumunda kalan

bireyler haline dönüşmek kaçınılmazdır. Evlilik yoluyla bir araya gelen bireylerin

çoğunlukla birbirini tanıyan, benzer özelliklere sahip kişiler oldukları düşünülür. Çünkü

ortak bir yaşam için karar vermişlerdir. Ancak her ne kadar kişiler benzer ya da

birbirlerini tanıdıklarını düşünseler de uymak zorunda oldukları ya da göz önünde

tutmaları gereken bir takım kurallar, zorunluluklar olduğunu unutmamaları

gerekmektedir.

Bununla birlikte günlük hayatta dahi bireylerin birbirlerini tanımaları için

kişilerarası iletişim kurarken bunu açık bir şekilde yapmaları gerektiği düşünüldüğünde,

eşler arası iletişimde bu durum olmazsa olmaz şeklinde yorumlanır. Çünkü iletişim

kurduğumuz kişiye duygu ve düşünceler açık bir şekilde ifade edilmez ise bireylerin

birbirlerini tanımaları kişiye göre davranış sergilemeleri, neye sevinip neye kızacağını ya

da tercihlerini tahmin etmek zordur. Bu nedenle özellikle eşler arasındaki çatışma

durumlarında iletişim kurulurken birey hangi konuda ne düşündüğünü ya da olaylar

karşısında nasıl bir tutum içerisinde olunması gerektiğini karşıdaki kişiye anlaşılabilir ve

uygun bir şekilde iletirse çatışma durumları olumlu bir şekilde sonuçlanacaktır.

1.6.3. Grup İletişimi

İnsan hayatı boyunca farklı gruplar içinde yaşar. Bir bütün olarak düşünüldüğünde

ise bu grupların başında aile gelir. Bu nedenle bireylerin hayatında grup iletişiminin

önemi büyüktür. İnsan doğası gereği iletişimde olduğu bireylerden etkilenir ya da etkiler

ve insanın kişiliği başkalarına göre düzenlenir. İnsanın bir grubun içinde olması, o

gruptaki tutum ve davranışları benimsemesi, onlarla bütünleşmesi anlamına gelir

(Köknel, 1997:134).

Gruplarda iletişim merkezi olan ve merkezi olmayan şeklinde sınıflandırabilir.

Merkezi iletişim biçiminde, bir kişi ağın neresinde olursa olsun mesajı gönderme ve

almada anahtar rol oynar. Daire şekildeki bir merkezi iletişimde ise kişi, merkezden grup

iletişimini takip eder ve sınırlandırır. Bu kişi bağımsızlığa sahiptir. Merkezi olmayan

iletişimde ise; ağın herhangi bir yerinde bulunan bireyin iletişimi kontrol etmesi ya da

bunda rol oynaması mümkün değildir. Bu iletişimde mesaj ağlar yoluyla tüm grup üyeleri

arasında serbestçe dolaşır. Grup üyeleri eşit statüye sahiptir. Bireyler düşüncelerini diğer

Page 41: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

24

üyelere iletişim kurarak iletir, köprü görevinde bulunan hiç kimse yoktur (MEB,

2007a:38).

Bu sınıflandırma göz önüne alındığında ve geleneksel aile yapısı düşünüldüğünde,

merkezi olan bir grup iletişiminin hayatımızdaki önemi göz ardı edilemez. Özellikle bir

arada yaşayan aile bireyleri arasında anne ya da baba olarak merkezde bulunan bir birey

mutlaka söz konusudur.

1.6.4. Örgüt İçi İletişim

Örgüt, belirli bir amacın gerçekleşmesi için bireylerin faaliyetlerinin bir bölümünün

işbölümü ile organize edildiği ve çevresi ile etkileşim içerisinde bulunduğu yapı olarak

tanımlanabilir (Işık, 2001:31). Örgüt içi iletişim ise; örgütte günlük faaliyetlerin

yürütülmesini sağlamak ve örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için, örgüt içi ve örgüt

dışı arasında yapılan alışveriştir (MEB, 2007a:38).

Örgütsel iletişim hem kişi-içi iletişimi hem de kişilerarası iletişimi içine alan bir

yapıya sahiptir. Çünkü örgütler bireylerden ve gruplardan oluşur. Dolayısıyla kişi-içi

iletişimi ve kişilerarası iletişimi de ilgilendiren kurallar, işleyiş ve ilkeler örgüt içi

iletişimi de etkilemektedir. Çünkü örgüt içi iletişim, hem kendi içinde hem de örgütün

çevresi arasında sürekli devam eden toplumsal bir süreçtir (Schuler & Jackson,

1996:118).

1.6.5. Kitle İletişimi

Kitle iletişimi, enformasyon, düşünce ve tutumların geniş kitlelere teknik aygıtlarla

iletilme sürecidir (Yumlu, 1990:23). Kişilerarası iletişime göre çok daha geniş, farklı ve

anonim bir kitleye seslenen ve genel olarak tek yönlü bir iletişim şekli olarak kabul edilen

kitle iletişimi: televizyon, radyo, internet, gazete, kitap vb. araçların kullanılmasıyla

gerçekleştirilir (Boz, 1999:41).

1.7. İletişim Becerileri

İletişim, sözlü veya sözsüz, bireylerin birbirleriyle temas halinde olmalarını

sağlayan olgudur. Özellikle aile içi, eşler arası iletişim, aile fertleri arasındaki yolları

oluşturmaktadır. İletişim olmadan fertler arasında bağlantı kurmak imkânsıza yakın bir

durumdur. İletişim kurmanın yanında, iletişimin nasıl kurulduğu ve fertlerin sahip olduğu

iletişim becerisi ise bireyler arasında var olan bağları güçlendiren ya da zayıflatan

etkendir.

Page 42: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

25

Davranışların ya da duygularının nedenlerini dışarıda ya da başkalarının

davranışlarında aramak, bireyin kendi duygu ve düşüncelerinin kendi kontrolünde

olmadığı anlamına gelir ve bu yanılgı iletişim sürecinde bireyin karşılaştığı en önemli

engellerden biridir. Öncelikle farkında olmamız gereken iletişimde başarılı veya başarısız

olmanın, kişinin algısı, becerisi ve olayları yorumlama şekli ile ilgili olduğudur.

Dolayısıyla iletişimde yaşanan mutluluk, mutsuzluk, çöküntü, kaygıların kökeni, dile

dökülen sözcüklerde ya da davranışlarda değil, bireyin bu davranış ve sözlere karşı

geliştirdiği düşünce ya da yorumlardadır (Özer, 2000:3).

Her ne kadar iletişim kurarken karşıdan gelen mesajlara göre birey tepkide bulunsa

da tepki mesajı oluşturulurken ferdin bilinç, bilinçaltı ve beyinde yer alan ayıklama

mekanizmasından geçerek mesajlar oluşturulur (Guilane-Nachez, 2003:69). Dolayısı ile

ortaya çıkan tepki karşıdaki bireyin yönlendirmesinden çok, bireyin kendi duygu ve

düşünceleri doğrultusunda verdiği tepkidir. Bu nedenle kişilerarası iletişim kurarken

bireylerin sahip olması gereken bir takım özellikler söz konusudur. Bütüne bakıldığında

hiçbir bireyin tüm bu özelliklere sahip olması mümkün gibi görünmemekle birlikte,

aslında bunların bireyler için edinilmesi çok da zor olmayan özellikler olduğu

görülmektedir. Eğitim, kendini geliştirme ve empati yolu ile iletişimi güçlendirmek

mümkün olabilmektedir. Kişilerin kontrolü dışında gelişen iletişim engelleri dışında,

bütün bu becerilere sahip olunduğu taktirde sağlıklı bir iletişim sürdürememek söz

konusu değildir.

Dinleme: Dinlemek, yeni ilişkiler kurmak ve var olan ilişkilerimizi geliştirmek için

önemli bir süreçtir. Kişi iyi bir dinleyiciyse etrafındaki insanlar ona yakınlaşır ve

arkadaşlık kurma ve ilişkileri daha derinleştirme imkânı artar. Bunula birlikte dinlemeyen

kişiler sıkıcıdırlar ve kendilerinden başka hiç kimseyi önemsemezler. Dinlemek, aynı

zamanda bir sorumluluk göstergesidir ve karşınızdaki kişiye değer verdiğiniz değeri

gösterir (Mckay vd. 2012:3-4).

En önemli iletişim becerilerinden biri dinlemedir. Herkes dinleme becerisine sahip

olduğunu düşünür, ancak aslında durum farklıdır. Çünkü dinleme esnasında genellikle

karşıdakinin anlattıkları tam olarak dinlenmez (Canel, 2012:11). İyi bir dinleme için yani

aktif dinlemenin başarılı olabilmesi için dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır.

Bunlar; (Canel, 2012:11-12)

- İlk olarak bireyin karşısındaki kişiyi yargılamadan dinlemesi gerekir, böyle bir

özelliğe sahip kişiler eğer bunu gerçekleştirebilirlerse aktif dinlemeyi başarırlar.

Page 43: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

26

- Karşımızdaki kişinin anlattıkları dinlenirken neler yaşadığı, ne hissettiği ve

duyguları anlamaya çalışılmalıdır. Bir nevi empati kurularak dinlemek aktif dinlemeyi

kolaylaştıracaktır.

- Dinlenilen kişinin anlatmaya çalıştığı konuyu tam olarak aktarabilmesi bireyi

cesaretlendirir ve bu kişinin rahatlamasını ve kendisini daha iyi değerlendirmesini sağlar.

- Kişiyi dinlerken ne söylemeye çalıştığı anlaşılmaya çalışılmalı ve emin olabilmek

için gerekirse söyledikleri sorularla netleştirilmelidir.

- Dinleyerek netleştirilen düşünceler, kendi cümlelerinizle de ifade edilmelidir.

- Kişinin duygularını anlamaya çalışılarak, onu anladığınız belli edilmelidir.

- Dinleme sonunda, dinlediğiniz kişiye bu süre boyunca anladıklarını uygun bir

dille ifade ederek, onun gerçekten dinlenildiği belli edilmelidir.

Mckay vd. (2012:6)’e göre; dinlemenin önünde on iki engel vardır. Bunlardan

bazıları günlük hayatta da çok sık kullanılan engellerdir. Bunlar:

- Karşılaştırma: Karşıdaki kişiyi dinlerken sürekli olarak kimin daha iyi,

kimin daha gösterişli ya da duygusal olarak sağlıklı olduğunu değerlendirmeye

çalışmak dinlemeyi zorlaştırır.

- Akıl Okuma: Kişinin genellikle karşıdakinin ne söylediğine değil,

aklından ne geçtiğine dikkat etmesi ve söylediklerine güvenmemesidir. Bu nedenle

kişi gerçeği görme çabasıyla, ne söylendiğine değil, ses tonuna, jest ve mimiklere

odaklanır.

- Tekrarlama: Karşıdakine ne cevap vereceğini düşünmekten söylenenleri

dinleyememek ve sürekli söyleneceklerin tekrarlanıp durmasıdır.

- Süzgeçten Geçirme: Kişinin bazı konuları dinleyip, bazılarını

dinlememesidir. Sadece birilerinin kızgın ya da mutsuz olup olmadığını ya da bireyin

kendisinin duygusal tehlikede olup olmadığını anlamaya yetecek kadar dinlemesidir.

- Yargılama: Ön yargıları yıkmak çok zordur. Birinin yetersiz ya da aptal

olduğunu düşünmek söylediklerine dikkat etmeyi engeller.

- Düşüncelere Dalma: Dinleme esnasında söylenenlerin aniden sizi başka

bir ana götürmesi ve o anı düşünmeye başlamaktır. Konudan sıkılmak ya da kaygı

düzeyinin yüksek olduğu durumlarda düşüncelere dalma eğilimi daha yüksektir ve bu

durum da dinlemeyi zorlaştırır.

- Özdeşleştirme: Kişinin söyledikleri ile deneyimlerin bağdaştırılmasıdır.

Duyulan her şey bireyin kendi acılarını, hayal kırıklıklarını, mutluluklarını vs.

hatırladır.

Page 44: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

27

- Ağız Kavgası Yapma: Bireyi dinlemeye değil söylediği her şeye karşı

çıkmaya odaklanmış olma durumudur. Anlatılanlar küçümsenir ya da bireye inanma

düzeyi düşüktür, bu nedenle direk karşı çıkma, ağız kavgasına tutuşma eğilimi yüksek

olur.

- Haklı Çıkma: Bireyin kendisinin hiçbir zaman haksız olmayacağını

düşündüğü ya da düşüncelerinin kesinlikle doğru olduğuna inandığı için kişiyi

dinlememesi ve bunu kabul ettirmek için her şeyi denemesidir.

- Konu Değiştirme: Bireyin konudan sıkıldığı ya da rahatsız olduğunda,

konuyu aniden değiştirme eğilimidir.

- Rahatlatma: Kişinin söylediklerini sadece genel hatlarını anlayacak

şekilde dinlemektir, destekleyici, nazik cana yakın olmaya çalışmak, söylenenlerin

gerçekte ne olduğuyla değil sadece kişiyi rahatlatmaya yönelik davranmaktır.

- Kendini Açma: Kendinizle ilgili karşıdaki kişiye bilgi iletmektir.

Çoğunlukla reddedileceğini ya da onaylanmayacağını düşünerek hareket etmek

korkutucudur. Ancak kendini açma ilişkileri heyecanlı hale getirir ve kişilerle

yakınlık kurmayı sağlar. İnsan toplumsal bir varlıktır ve çevresiyle sürekli iletişim

halindedir. Bu nedenle kendini açmanın önüne geçilemez. Kendini açma, kendi

gerçek benliğinizle ilgilidir. Ne hissettiğiniz, geçmişteki ya da şimdiki düşünceleriniz,

duygularınız gibidir (Mckay vd. 2012:23-24).

Bu noktada kendi gerçek benliğimiz Johari Penceresi ile açıklanabilir.

Şekil-1: Johari Penceresi

AÇIK/SERBEST ALAN

KÖR ALAN

GİZLİ ALAN

BİLİNMEYEN ALAN

1

2

3

4

Kişi Tarafından

Bilinen

Geribildirim

iste

Kişi Tarafından Bilinmeyen

Diğerleri Tarafından

Bilinen

Diğerleri Tarafından Bilinmeyen

Kendini

Page 45: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

28

Kaynak: http://www.indensebb.com/2012/06/makale-kendini-acma-johari-penceresi.html

Birinci alan kendi açık benliğimizdir. Bütün bilinçli hareketleri ve ifadeleri gösterir.

İkinci alan farkında olmadığımız ama başkaları tarafından fark edilen alandır. Üçüncü

alan ise düşünüp, hissedip kendimize sakladığımız sırları içerir. Dördüncü alan isim

olarak bilinmeyen benlik olduğu için sadece var olduğunu varsayabilir ya da bilinçaltı

denilebilir (Mckay vd. 2012:24-25).

- İfade Etme: İnsanlarla iletişim dört alt sınıfa ayrılır. Bireylerle diyaloglar ve

kendini ifade etme biçimi de buna göre değişir. Gözlemlere dayalı ifade etme eyleminde;

hiçbir tahmin çıkarım ya da yargı yoktur. Her şey basit bir şekilde ifade edilir. Düşünceler,

geçmiş deneyimler, okunanlar ve hissedilenlere göre değişen, neyin iyi ya da kötü, doğru

ya da yanlış olduğuna karar vermeyi sağlayan değer yargılarını oluşturur. İletişimde en

zor kısım duyguların ifade edilmesidir. Bazı insanlar karşılarındaki bireyin hissettiklerini

duymak istemeyebilirler, sıkılır ya da rahatsız olurlar. Ancak duyguları ifade etmek,

iletişim kurulan bireyin bize karşı yaklaşımını da değiştirecek ve yakınlığı artıracaktır.

Gereksinimler; insan kendini herkesten daha iyi tanır. Bu nedenle gereksinimleri ifade

etmek çok önemlidir. Çoğu zaman etraftaki insanların bunları fark edecek kadar öngörülü

olmasını beklenir, ancak gereksinimler direk ve uygun şekilde karşıdaki kişiye ifade

edildiği zaman iletişim daha uyumlu olur ve yakınlaşmayı artırır (Mckay vd. 2012:35-

38).

Özellikle eşler arası iletişimde iletişim becerilerinin yanında sağlıklı bir iletişim için

beş sevgi dilini de kullanabilmek çok önemlidir. Bunlar; onay sözleri, nitelikli beraberlik,

armağan almak, hizmet davranışları, fiziksel temas şeklinde sıralanabilir. Sözlü iltifatlar

ve takdir ifade eden kelimeler sevgiyi güçlü bir şekilde iletir. Dikkatinizi eşinize

yönlendirmek, sevgiyi ifade etmenin başka bir yoludur. Seni dinliyorum?, Seni

önemsiyorum?, Söylediklerin benim için değerli, mesajını verir. Armağan almak ise

sevgiyi karşımızdaki kişiye göstermenin görsel şeklidir. Eşinizin yapmanızdan hoşlandığı

davranışlar sevginizi göstermenin yollarından bir diğeridir. Son olarak ise; sevgiyi

Page 46: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

29

iletmenin en önemli kanallarından biri ise fiziksel temastır. Sevginin gösterilmesinde

yapılan fiziksel temas duygunun iletilmesinde hem yetişkinlerde hem de çocuklarda çok

önemlidir (Chapman, 2004:35-113).

1.8. İletişimi Engelleyen Faktörler

Kişilerarası sorunların çözümü ve çatışmaların önlenmesi için iletişim şarttır.

Çünkü duygu ve düşünceler karşı tarafa aktarılmadığı takdirde problemlere de çözümler

üretilemez.

İnsanlar karşılıklı etkileşimi sağlayan iletişim neticesinde isteklerini, duygularını,

olumlu ya da olumsuz düşüncelerini, ihtiyaçlarını ve kendilerini ifade etme şansı bulurlar

(Can, 2002:271). Bir mesajın iletilmesini ya da alınmasını olumsuz etkileyen etkenlere

iletişim engelleri diyebiliriz (Tutar & Yılmaz, 2005:71). Etkili ve sağlıklı bir iletişimi

engelleyen birçok faktör mevcuttur.

Psikolojik ve Sosyal Engeller: Her bireyin algıları, fikirleri, düşünceleri, değer

yargıları birbirinden farklıdır. Bu farklılık kişiler arası iletişimde engellere sebep

olabilmektedir. Özellikle aile içi iletişimde kişiler arasındaki bariz farklılıklar çatışmalara

sebebiyet vermekte ve iletişimi zorlaştırabilmektedir. Bireyler, inançlarıyla, duygularıyla,

kendi değerleriyle çatışan bilgileri kabul etmemekte iletişime girmemeyi tercih

edebilmektedir (Renfield, 1979:160).

Kişisel engellerin nedenlerinden biri de güven probleminden kaynaklanmaktadır.

İletişim kurduğumuz kişiye olan güven ne kadar az ise alınan mesajları algılama oranı o

kadar düşer (Karaçor & Şahin, 2004:105).

Farklı düşünce ve algılara sahip bireylerin bir arada olabilmeleri ve sağlıklı iletişim

kurabilmeleri için kişilerin karşısındaki bireyleri olduğu gibi kabul etmeleri ve her insanın

düşünce ve değerlerine saygı göstermeyi bilmeleri gerekir. Aksi durumda sağlıklı bir

iletişim ortamı oluşturulamaz ve bu durum sürekli bir çatışmaya neden olur. Özellikle aile

içi iletişimde karşılıklı saygının söz konusu olmadığı durumlarda aile fertleri arasında

olumsuz iletişim oluşmakta bu durumda aile içi huzursuzluğa, bazı durumlarda aile içi

şiddete kadar uzanabilmektedir.

Bununla birlikte sosyo-kültürel yapı bakımından farklılıkları olan kişilerin

iletişiminde mesaj oluşturma ve almada hatalar olabilmektedir. Bu nedenle sağlıklı bir

iletişim kurulabilmesi için sosyo-kültürel farklılıkların göz önünde bulundurulması

gerekir (Elgünler &Fener, 2011:37). Sosyo-kültürel yapı, bireylerin davranışlarına,

Page 47: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

30

alışkanlıklarına, kişiliklerine, bilgi düzeylerine ve yeteneklerine ve özellikle iletişim

becerilerine etki eden önemli bir unsurdur (Karaçor & Şahin, 2004:106).

Fiziksel ve Teknik Engeller: Fiziksel ve teknik engeller mesajın iletildiği kanallar

ve bu kanallara etki eden teknik engeller olarak belirtilir. Bu engeller de mesaj ile ilgili,

kanal ile ilgili, gürültü ve dil ile ilgili engeller şeklinde kendi içinde sınıflandırılabilir

(Elgünler & Fener, 2011:35-36). Mesaj ile ilgili engellerde; oluşturulan mesajın içeriğinin

açık olması ve gönderilen hedefin psiko-sosyal durumuna göre hazırlanmış olması

gerekir. Gürültü ile ilgili engellerde; gürültü mesajın bozulmasında ya da içeriğinin

deforme olmasına neden olan çevresel etkiler olarak belirtilir (Montana & Charnov,

1993:285 ). Her zaman gürültü mesajın etkisini azaltan ve içeriğinin bozulmasına neden

olan bir etkendir. Gürültü cihazlardaki teknik problemler sonucu kaynaklanabileceği gibi

kişilerarası iletişimde de, kaynak ya da hedefin içinde bulunduğu psikolojik durumdan da

kaynaklanabilir. Bir diğer fiziksel ve teknik engel olan dili oluşturan öğeler, mesajın

iletildiği kişinin çözümleme durumuna göre anlam kazanır. Ancak karmaşık ve

anlaşılamaz bir şekilde kullanılan dil önemli bir iletişim engelidir (Erdoğan, 2002:123).

1.9. İletişim ve Çatışma

Her insan farklı farklı niteliklere sahiptir, bu nedenle bireyler arasında çatışma

kaçınılmazdır. Bu noktada önemli olan çatışmanın nasıl yönetildiği ve sonuçlarıdır. Birey

günlük sosyal hayatındaki çatışmaları daha kolay yönetebilirken, söz konusu aile olunca

durum biraz daha karmaşık bir hal alabilir. Çünkü aile bireyleri ile girilen çatışmalardaki

sonuçlar aile düzenini etkileyici özellikte olabilmektedir.

Çatışma konusu birçok alanın araştırma konusu olmakla birlikte bu durum net bir

tanımın yapılmasını da güçleştirmektedir. Bir tanıma göre; iki veya daha fazla taraf

arasındaki zıtlık ya da direniş içeren etkileşim (Robbins, 1978:67) olarak tanımlanırken

bir diğer tanımda; birey, grup ya da örgüt gibi sosyal varlıklar içinde veya bu varlıklar

arasında oluşan anlaşmazlık, uyuşmazlık veya uyumsuzluk içeren etkileşim olarak

tanımlanmaktadır (Rahim, 2002:207). Doğan & Doğan (2011:153)’a göre ise; taraflardan

birinin davranışları diğerinin çıkarlarına, isteklerine ters düşer, engeller ya da değerler

birbirine uymadığında aralarında çıkan sürtüşme çatışma olarak adlandırılır.

Günlük hayatta kurulan her iletişimde çatışma kaçınılmaz olarak gerçekleşen doğal

bir olgudur. Çatışma durumunda önemli olan tarafların bu durumun farkında olmaları ve

bunu doğru şekilde yönetmeleridir. Başarılı bir şekilde yönetilmeyen çatışmalar da

Page 48: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

31

beraberinde iletişim başarısızlığını getirir. Harary & Batell (1981:635) çatışmanın sekiz

temel türü olduğunu belirtmektedir. Bunlar;

- Aktif Çatışma: İletişimde bulunan iki kişinin birbirlerine karşı çıkmaları sonucu

ortaya çıkar ve her biri diğerini etkilemek için karşıdakinin ne söylediğini dinlemeden

kendi fikrini ifade etmeye çalışır.

- Pasif Çatışma: Pasif çatışmada taraflar birbirine kötü davranmaktan çekinir ve

iletişim kurmazlar. Birlikte yaşamalarına rağmen sağlıklı iletişim kurmazlar ve “küsler

diyaloğu” gibi bir iletişim türü ortaya çıkar. Özellikle ailede en çok karşılaşılan ve

günlerce küs kalınarak gerçekleştirilen iletişim pasif çatışmadır (Doğan & Doğan,

2011:154). Anne babalar çocuklarına küstükleri zaman onlara küsmeyi öğretmiş olurlar.

Küsme davranışını alışkanlık haline getiren insan karşılaştığı problemler karşısında

konuşmak yerine küsmeyi tercih eder. Bu nedenle anne babalar çocuklarına küsme yerine

sorunları konuşarak halletmeyi öğretmelidirler (Dökmen, 2008:70). Küsme aile

ortamında etkileşimi fakirleştirdiğinden kısa süreli olarak yaptırım aracı olmasına izin

verilmiştir (Doğan & Doğan, 2011:154).

- Varoluş Çatışması: İletişim sırasında söylenen yanlış sözlere ilgisiz cevapların

verilmesi ile ortaya çıkan çatışmadır. Genelde ‘Ben sandım ki…’ şeklinde kendini belli

eder. Kişiler genelde ben-merkezcidir. Karşıdakinin ne söylediğine değil kendi kişisel

isteklerine ve düşüncelerine önem verir (Doğan & Doğan, 2011:155).

- Tümden Reddetme: Birey kendisine yöneltilen mesajı tamamen reddeder ve aksi

bir görüşü savunursa tümden reddetme çatışması sergilemiş olur (Dökmen, 2008:75).

Konuşmalarda ortaya çıkan ‘en büyükçülük’ anlamlı ifadelerin kullanımı bu çatışma

türünün belirgin özelliğidir. Bu iletişimde tek taraflılık ve inat etme nedeniyle çok büyük

çatışmaların çıkması kaçınılmazdır (Doğan & Doğan, 2011:155).

- Önyargılı Çatışma: Bireyler belli bir konu hakkında tartışmaya başlamadan önce

o konu hakkında bir önyargıya, hükme varmışlardır. Tartışma nereye varırsa varsın bu

konudaki fikirleri değişmez. Bu çatışma türünde, çatışmanın sürmesinin en temel sebebi

önyargıya sahip olan kişinin bunu denetlemek için bir girişimde bulunmaması ve bu

yönde gelen tüm bilgilere kulağını kapatmasıdır (Dökmen, 2008:76).

- Yoğunluk Çatışması: İletişimde bulunan kişiler arasında kısmen fikir uyuşması

varsa bu bir yoğunluk çatışmasıdır (Dökmen, 2008:77). ‘Haklısın ama…’ ifadesi

genellikle bu çatışma türünü ifade eder (Doğan & Doğan, 2011:155).

Page 49: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

32

- Kısmi Algılama Çatışması: Birey kendisine gönderilen mesajın sadece bir kısmını

alırsa bu bir kısmi algılama çatışmasıdır. Bu çatışma türünde ‘Bunu da mı demiştin…’

ifadesi sıklıkla kullanılır (Doğan & Doğan, 2011:155).

- Alıkoyma Çatışması: Birey kendisine gelen mesajı tam olarak algılar ancak

üçüncü bir kişiye aktarırken, isteyerek ya da istemeyerek değişikliğe uğratır.

Çatışma, kişiler arasındaki fikir, değer, uygulama farklılıklarını, kişisel farklılıkları

ortaya çıkarır. Eğer çatışmalar olumlu şekilde yönlendirilebilirse ailelerde birbirini

keşfetmeyi ve buna bağlı olarak verimliliği ve etkinliği ortaya çıkarır (Doğan & Doğan,

2011:156).

Günlük hayatta girilen iletişimler gözlemlendiğinde, çatışma türlerinin birçoğuna

maruz kalındığı görülür. Ancak önemli olan kişinin bunların bir çatışma durumu

olduğunu fark ederek bununla baş edebilmesidir.

1.10. Aile İçi İletişim

İnsanlar arası ilişkinin ön aşaması iletişimdir. İletişim, kişilere başkalarıyla birlikte

olma, onlarla bağlantı kurma ve bilgi alış verişini sağlar (Nazlı, 2001:227). Dolayısıyla

ilişkilerin sürdürülebilirliği bireylerin karşılıklı iletişimi ile mümkündür. Özellikle eşler

arasındaki ilişkiyi sürdürmeyi sağlayan ya da bozan konular genel problemler değil (para

sorunu, çocuklarla ilgili meseleler), bu konuların eşler arasında nasıl tartışıldığıdır (Nazlı,

2001:229). Bununla birlikte; eşlerin birbirleri ile ilgili rahatsızlık hissettiği durumu ortaya

koyabilme ya da çocuklarla sağlıklı bağ kurabilmek için yapılması gereken tek şey

iletişimi artırmaktır. İletişim değişim için en temel etkendir ve sağlıklı ilişkilerin de

temelini oluşturur (Kotin, 2001:43). Birbirleri ile açık, tamamlayıcı ve uygun bir şekilde

iletişim kuran, mesajların içeriğine özen göstererek, açık olmaya çalışan ve aile bireyleri

ile direk konuşan, duygu-düşüncelerini açıkça ortaya koyan aileler sağlıklı ailelerdir

(Nazlı, 2001:23) ve bu aile içi iletişim sürecini doğru bir şekilde yönettiklerini

göstermektedir.

Bireysel yaşamın özü iletişimdir ve insanı insan yapan bütün özellikler onun

iletişim kurabilme becerisi sonucudur. İletişim her ne kadar başarı ve mutluluğun nedeni

olsa da bunun yanı sıra mutsuzlukların da nedeni olabilmektedir. İletişimin amacı

karışıklıkların ve yanlış anlaşılmaların ortadan kaldırılması amacıyla düşüncelerin

paylaşılmasıdır. Ancak insanoğlunun bu konuda çok da yetenekli olmadığı yaşanan

gerçeklerle anlaşılmaktadır. İletişimde sonucu belirleyen iletidir. İleti konuşma, susma,

yazı, jest, mimik olabilir ve tüm bunları hazırlayan ise insandır. İnsanın iletişim şemasını

Page 50: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

33

belirleyen ise sahip olduğu bilişsel kalıplarıdır ve iletişimi şiddete dönüştüren ise

bireylere dayatılan mutlaka uyulması gereken ahlaki yargılardır. İletişim bu yargılar

içerisine hapsedildiğinde ise karşıdaki kişiyi yargılayıcı ve aşağılayıcı üslup ortaya

çıkmaktadır (Gökdağ & Dağlı, 2012:76-79), bu da göstermektedir ki; iletişim kurmak

kadar, iletişim kurarken kullanılan argümanlar da çok önemlidir. Araştırmacılar,

terapistler, din adamları ve iletişim öğrencileri boşanma, çocuk istismarı, aile içi şiddet

gibi problemlerin iletişim problemlerinden kaynaklandığının farkına varmıştır (Segrin &

Flora, 2005:3). İletişim ihtiyacı ilk defa ailede ortaya çıkar ve orada doyuma ermesi

gerekir. Dolayısıyla iletişim sadece mesaj gönderme alma süreci değil, aynı zamanda

bireyler için ruhsal bir ihtiyaçtır. İletişime ruhsal boyut kazandırmak ise ailenin temel

görevlerindendir (Doğan & Doğan, 2011:198). Bu nedenle ailede iletişim ve bununla

beraber etkileşim en önemli konulardan biridir. İletişimin olmadığı zaman yoktur. İki kişi

yan yana olduğunda konuşmasalar da bunun bir anlamı vardır. Yanlış iletişim, etkileşim

ya da yetersiz iletişim ailede sorunlara yol açan nedenlerin başında gelmektedir (Kaya,

2003:157).

Aile içi iletişim, çocukların anne-babalarıyla, birbirleriyle, eşlerin birbirleriyle ya

da çocuklarıyla, duygu ve düşüncelerinin birbirine aktarımında önemli bir yere sahiptir.

İletişim karşıdaki kişiyi tanımanızda, ortak anlayış oluşmasına izin verir (Çamdibi,

1999:137). Mutlu ailelerde samimiyet hep birlikte olmaktan doğan yakınlık ve işlerin

yolunda gitmesi çoğu zaman konuşma ihtiyacını unutturabilir, aynı zamanda

konuşmaların sürekli kavgaya döndüğü ailelerde ise çatışmalardan kaçmak için

konuşmadan uzak durulabilir. Ancak mutluluğun devamı ya da sorunların çözülebilmesi

için karşılıklı konuşmadan daha etkili bir yöntem yoktur (Doğan & Doğan, 2011: 199).

Ailede gerek eşler gerekse çocuklarla iletişim iki yönlü olmalıdır. Birinin sürekli

dinlediği ya da direktif verdiği iletişim biçimi sağlıksız bir iletişim ortamına neden olur

(Tezel, 2006:3). Güçlü ve sağlıklı ailelerin en önemli özelliklerinden biri, sağlıklı iletişim

konusundaki yetenekleridir. Sağlıklı iletişim kurabilen aileler birbirleriyle daha açık,

daha net, daha sık ve doğrudan iletişime geçerler. Başarılı bir iletişim ağı kurabilen aile

bireyleri birbirleriyle duygularını, düşüncelerini, hayallerini, korkularını, ümitlerini,

acılarını, sevinçlerini, deneyimlerini ve ihtiyaçlarını paylaşır. Aile bireylerinin tümünün

birbirleriyle kurduğu açık ve dürüst bir iletişim son derece değerlidir (Canel, 2012:8).

Aile içerisinde bireylerin kendilerini ifade edememeleri, düşüncelerini söyleyememeleri

bunun yerine başka şeyler koymaları, asıl söylemek istediklerini tutarsız şekilde ortaya

koymaları aile içindeki iletişim bozukluklarının göstergesidir (Şahin & Aral, 2012:57).

Page 51: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

34

Ailede eşler arası iletişimin temeli karı-koca arasındaki ilişkidir. Sağlıklı bir ilişki,

bireylerin bilinçli, sorumluluk içinde ve ortak düşünce ile aldıkları karara dayanır.

Sağlıklı bir ilişki içindeki bireyler karşılarındaki kişiyi değerli görürler ve oldukları gibi

kabul ederler, sınırlarını bilerek hareket ederler ve sürekli etkileşimden çekinmezler.

Böylesine bir aile ortamında yetişen çocuklar da kendi benliklerini bulabilmek için farklı

deneyimlere girebilme cesaretine sahip olurlar. Bu aile tipinin tam zıddı olan mutsuz anne

ve babanın olduğu ailelerde ise, kendi gereksinimlerini karşılayamayan anne-baba

çocuklarını araç olarak kullanır. Bu tür ailelerde yetişen çocuklar da gelişemezler ve kendi

benliklerini oluşturamazlar (Demiray, 2007:230). Dolayısıyla aile tarafından topluma

kazandırılan çocukların açık ya da çekingen bir iletişim şekline sahip olup olmamaları

aile ortamındaki iletişim tarzına göre şekillenmektedir.

Aile kurumunun en temel işlevlerinden biri de ailede bireylerin sosyokültürel

gelişimini sağlamaktır. Ailenin bu işlevi yerine getirebilmesi için de sağlıklı bir aile içi

iletişime ihtiyacı vardır (Doğan & Doğan, 2011:199). Burleson & Denton’a (2013:884)

göre; iletişim evliliklerde merkez bir rol oynar. Çiftlerle yapılan toplum araştırmalarında

sıklıkla bahsedilen konu iletişim problemleridir. Sürekli yapılan araştırmalara göre

terapiye gelen çiftlerin en fazla şikâyet ettiği konulardan biri de iletişim problemleridir.

İletişim problemleri ailedeki her bireyi etkilemektedir. Ailede ebeveynler arasındaki

iletişimin sağlıklı ve etrafa model oluşturabilecek nitelikte olması gerekir. Bu aile

kurumunun huzur ve güvenliği, aynı zamanda da çocukların gelişimi ve ruhsal sağlığı

için önemlidir. Anne-baba ihtiyaçları hakkında ne kadar samimi ve net iletişim

sağlarlarsa, çocuklar da o denli sağlıklı ifadeyi öğrenebileceklerdir (Doğan & Doğan,

2011:2000).

Birçok otorite iyi bir iletişimin, aile etkileşiminin ve evlilik ilişkisinin yaşam

kaynağı olduğunu ileri sürmektedir. Bununla birlikte iletişim hatalarının ve

bozulmalarının birçok sorunlu ailelerde, evliliklerde yaygın olduğunu gösteren

destekleyici kanıtlar da vardır. Aile danışmanları daha çok eşlerin birbirleriyle

konuşabilmek için kendilerinden yardım istediklerini belirtmişlerdir (Bienvenu,

1970:26). Evlilik danışmanlarına gelen birçok çiftte yaygın problem düşük seviyedeki

kişilerarası iletişimdir. Bu deneyimlerde ifade edilen genel kaçınma ise; “o beni

anlamıyor” şeklindedir (Pierce, 1973:223). Ailelerden duygularını birbirleri ile

paylaşmaları beklenir, ancak iletişim eksikliğinin olduğunu gösteren birçok kanıt vardır.

Sözde normal aile üyeleri arasında dahi iletişimin özgür, açık ve sık olmadığı

görülmektedir (Bienvenu, 1970:26). Zamanla aileler iletişim ortamı oluşturur (Segrin &

Page 52: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

35

Flora, 2005:57). Mcleod ve Chaffe’nin araştırmaları temel alınarak, ailelerin nasıl iletişim

kurdukları ve ailelerde iletişim ve uyum yönelimi, merkez inançlar gibi olgularla

kavramlaştırılmıştır (Koerner & Fitzpatrick, 2002:85). Koerner & Fitzpatrick’ın

(2002:85) çalışmasına göre; iki düşünce ortaya çıkmaktadır.

İletişim yönelimi (Conversation Orientation): İletişim yönelimi, bütün aile

üyelerinin çok çeşitli konularda kontrolsüz bir etkileşimin parçası olmasının

desteklendiği ortamın yaratılabilme düzeyi şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tür ailelerde

aile üyeleri özgürce, sıklıkla, kendiliğinden ve herhangi bir limit olmadan, harcanan

zamanı hesaba katmadan ilişkileri ya da tartışılan konularla ilgili birbirleri ile etkileşim

kurabilirler. Bu tür aileler birbirleri ile etkileşim kurmak için çok zaman harcarlar ve aile

üyeleri bireysel aktivitelerini, düşüncelerini ve hissettiklerini birbirleri ile paylaşırlar.

Yine bu ailelerde aktiviteler ve planlar ailede tartışılır ve aile kararı olarak belirlenir.

Bunun aksine iletişim yönelimi boyutunun düşük olduğu ailelerde aile üyeleri birbirleri

ile daha az etkileşim kurarlar ve bütün aile bireyleri arasında açıkça konuşulabilen sadece

birkaç konu vardır. Yüksek iletişim yönelimli ailelerde, açık ve sık iletişim aile hayatını

daha eğlenceli ve tatminkar hale getirmektedir (Fitzpatrick & Koerner, 2002:85).

Uyma yönelimi (Conformity Orientation): Aile içi iletişimde uyma eğilimi,

inançların, değerlerin, tutumların homojen olduğu bir ortamı vurgulamaktadır. Bu

yönelimin yüksek olduğu aileler tutumların ve düşüncelerin tekdüze olduğu etkileşimle

nitelendirilir. Aile etkileşimi aile üyelerinde tipik olarak uyum, çatışmadan kaçınma ve

dayanışmaya odaklanır. Bu tür ailelerde kuşaklararası değişimlerde ebeveynlere ve diğer

yetişkinlere itaat vardır. Uyum yöneliminin düşük olduğu aileler daha heterojen tutumlar

ve düşüncelerin olduğu ve bunun yanı sıra aile üyelerinde bireyselliğin ve dayanışmanın

olduğu etkileşimle nitelendirilir. Ayrıca kuşaklararası değişikliklerde iletişim aile üyeleri

ve çocuklar arasında eşit şekilde olur (Fitzpatrick & Koerner, 2002:85-86). İletişim

yönelimi ve uyum yöneliminin düşük veya yüksek olmasına bağlı olarak aile içi iletişim

sürecinde aile; karşılıklı anlaşmaya dayalı, çoğulcu, koruyucu ve bırakınız yapsınlar

anlayışına sahip şeklinde dört kategoride sınıflandırılabilir; (Keating vd. 2013: 162).

Karşılıklı Anlaşmaya Dayalı Aile: Bu aile tipi hem iletişim yönelimine hem de

uyum yönelimine sahip aile tipidir. Açık iletişim ve geleneksel aile hiyerarşisini tercih

eden, çok çeşitli konular hakkında konuşabilen, çocukların desteklendiği, düşüncelerinin

ve hislerinin seslendirilebildiği ailedir. Bununla birlikte ebeveynler çocuklarının onların

otoritelerini ve sahip oldukları değerleri kabullenmelerini umarlar. Bu tip ailelerdeki

bireyler bazı konuları konuşmakta zorlanırlar.

Page 53: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

36

Çoğulcu Aile: Çoğulcu ailelerde iletişim yüksek uyum düşüktür ve iletişimde

küçük sınırlamalar vardır. Ebeveynler çocuklarının vermiş oldukları kararlara

katılmamalarına rağmen, çocuklarının dayanışmasına saygı duyarlar ve bu ailelerde bir

çok farklı ve zor konularda açık konuşmalar olabilir. Diğer taraftan çok az bir konuda

konuşmaya girmeyebilirler çünkü aile bireyleri birbirlerine kararlarına saygı duyarlar ve

negatif çatışmada bulunmak istemezler.

Koruyucu Aile: Bu tip ailede düşük iletişim ve yüksek uyum yönelimi vardır.

Genellikle bu tip ailede açık ve dürüst iletişim pahasına üyeler arasında dayanışma ve

ebeveyn otoritesine itaat desteklenir. Bu aileler kararlarında mantığa bürünmeye

meyletmezler ve ailede uyumu devam ettirmek için çatışmadan kaçınmayı tercih ederler.

Çünkü bu aileler uyumsuzluktan uzak durmaya çabalarlar ve açık konuşmayı

desteklemezler ve bireylerin genellikle daha zor konularla meşgul olması muhtemeldir.

“Bırakınız Yapsınlar” Aile: Bu tip ailede ise her iki yönelim de düşük

seviyededir. Bu tip ailede de ebeveynler ve çocuklar birbirleriyle az etkileşim halindedir

ve üyeler sıklıkla duygusal olarak birbirinden ayrıdır ve çocuklar aile biriminden

bağımsızdır. Çünkü bu tür ailelerde bireyler konuşmak için zor meselelere sahip olsalar

bile açıklık ve dayanışma eksiktir ve maalesef konuşma ile meşgul olamazlar.

Aile yapısı ile ilgili yapılan bu çalışmalar göstermektedir ki; aile içi iletişimin

sağlıklı ve olumlu olduğu aile yapısı iletişim yöneliminin yüksek olduğu karşılıklı

anlaşmaya dayalı aile tipidir. Duyguların ve düşüncelerin özgürce ve herhangi bir

olumsuz durumdan çekinmeden ifade edilmesi aile üyeleri arasında oluşabilecek yanlış

anlaşılmaları ve oluşabilecek çatışmaları engeller. Çünkü doğru ve sağlam iletişim eşlerin

ve aile üyelerinin birbirine daha yakın olmasını sağlayarak güven duygusunun oluşmasını

sağlar (Özgüven, 2014, 83-84)

İletişim, birbirini anlamaya çalışarak anlam ve duygular nasıl karşılıklı aktarılabilir

ve diğerinin görüş açısından problemler ve farklılıklar görülerek nasıl bir araya gelinebilir

şeklinde de incelenebilir (Bienvenu, 19710:26-27). Hem günlük hayatta hem de aile

içinde karşımızdaki insanı gerçek anlamda anlayabildiğimizde olumlu iletişim

gerçekleşmiş olur. Çünkü iletişim duyguları, tutumları, gerçekleri inançları ve idealleriyle

bir arada yaşayabilme sürecidir (Bienvenu, 1970:27).

Aile hayatı, sürekli değişen duygular ve hisler, aşk, nefret ve kızgınlığın çok yoğun

tonlarından, şefkat, incinme ve kızgınlığın en yumuşak şekillerinin karmaşık bir şekilde

kalıplandığı dinamik bir yapıdır. Ailenin bu kalpsiz dünyada duygusal barınak sağladığı

zamanlar vardır. Diğer taraftan aile, ilişkilerinde çatlak ve yıkıma sebep olan karanlık

Page 54: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

37

duyguların da olduğu bir yerdir (Fitness & Duffield, 2004:473). Duyguların ifadesi,

diğerlerinin ihtiyaçlarına karşı sorumluluk hisseden ailelerde ortak ilişkilerin tamamlayıcı

özelliğidir. Aile hayatının bir diğer özelliği ise; aile üyeleri arasında geliştirilen

davranışsal bağımlılığın karmaşık örneklerinden elde edilen potansiyel duygusal

içeriklerdir. Bu bağımlılıkların çoğu açıktır. Bununla birlikte birçoğu örtülüdür ve aile

üyelerinin takip edeceği kesin kuralları olan beklentileri gerektirir. Örneğin çiftler, zor

zamanlarda diğerinin destekleyici olmasını bekler, ebeveynler çocuklarının onları

sevmesini ve saygı duymasını bekler ve çocuklar ise ailelerinin onlara açık

davranmalarını bekler. Bir diğer taraftan açık ya da örtülü beklentiler engellenir veya ihlal

edilirse bu durum olumsuz duygular oluşturabilir. Ancak aile üyelerinin beklentileri

aşması da mümkün olabilir. Örneğin unutkan kocanın karısının doğum gününü

hatırlaması veya çocukların aile büyüklerinin ziyaretinde iyi davranışlar sergilemesi gibi

(Akt: Fitness & Duffield, 2004:475).

Birçok çalışma şiddet olan evliliklerdeki eşlerde problem çözme ve olumlu

görüşme becerilerinin eksik olduğunu göstermiştir (Akt. Anderson vd. 2004:631). Şiddet

geçmişi olan ve olmayan on çift arasında yapılan karşılaştırmalı görüşme çalışmasında

iletişim şekillerinde bir takım farklılıkların olduğu görülmüştür. Şiddet olan çiftler

olmayanlara göre daha fazla umutsuz, şikayet etme, çatışma, karşı olma ve belirsiz dil

kullanma eğilimi içindedirler. İletişim şekilleri, aile içi şiddet dinamiklerinden önemli bir

rol oynar. Ailelerdeki şiddet riski, aileler ve partnerlerin iletişim becerileri ile aile

etkileşimi, iletişimsel konulara anlam yükleyen açıklayıcı süreç, onların geliştirdiği

interaktif stiller ile ilişkilidir. Aile üyeleri arasındaki şiddet aile iletişimi ve etkileşimi ile

yavaş yavaş azalmaktadır (Anderson vd. 2004:631-640).

a. Karı Koca İlişkileri

Aile kurumunun temelini ortak frekansta buluşabilen iki birey atar ve ailenin

devamlılığı da bu frekansın uyumuyla sağlanır. Sağlıklı ailelerin temelini karı ve koca

ilişkileri oluşturur. Çünkü çocukların ilk eğitimini aldığı aile biriminde anne ve baba birer

rol model konumundadır. Bu nedenle karı-koca ilişkileri, sağlıklı aile ortamları çok

önemlidir.

İki bireyin evlilik konusunda anlaşmaları ve nikâhın kıyılması ile evlilik kurumu

başlar. Birbirinden farklı iki insanın bir anda bambaşka bir dünyaya adım atması ve

kendine o dünyada yer edinmeye çalışması başlı başına bir araştırma konusudur. Ancak

bu süreçte tarafların yeni dünyaya ayak uydurabilmesi ve evlilik akdinin gereğini yerine

Page 55: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

38

getirebilmelerinin en önemli koşullarından biri iletişimdir. İmamoğlu’nun (1995:39)

yürütmüş olduğu bir araştırmaya göre; Eşler arasında iletişim sorunu yaşandığı, eşlerin

özel duygu ve düşüncelerini birbirleri ile yeterince konuşmadıkları görülmüştür. Eşine

karşı her zaman destekleyici olan kadın paylaşıma daha açık olmakla birlikte, eşinin

kendisine karşı daha az anlayışlı ve iletişimlerinin daha az olduğunu belirtmektedir. Bu

durum erkeklerin eşlerini onların gereksinim duydukları oranda dikkate almadığı

göstermektedir. Halbuki; kişilerarası iletişimin sağlıklı bir şekilde yerine getirilebilmesi

için gerekli olan koşullardan biri önemsenmektir. Karşınızdaki birey dinlendiğini

hissettiği takdirde daha paylaşımcı ve açık olmakta böylece var olan ya da oluşabilecek

sorunlar daha kolaylıkla çözülebilmektedir.

Karı-koca ilişkilerinde yaşanan sorunların çözülebilmesi için eşlerin aksayan

yönlerin olumlu ya da olumsuz yanlarını konuşabilmeleri gerekir. Bunun için de her iki

tarafın rahatsız olduğu konudan başlaması ve toplum içinde eşlerin birbirini

eleştirmemesi gerekir. Eşler her konuda anlaşmak zorunda olmadıklarını ve karşılarındaki

bireyin farklı olduğunu kabul edebilmelidir (Akgün & Uluocak, 2010:11). Bir araya

gelen iki cinsin yaşadığı ortam, anne-babaları, kültürel özellikleri ve kişilik özellikleri

farklıdır. Evli çiftlerin kişisel özellikleri üzerinde en fazla duran kuram olan psikoanalitik

kurama göre; çiftlerin davranış özellikleri onların kişilikleri ile yakından ilişkilidir ve

tarafların birbirleriyle uyumunu olumlu ya da olumsuz etkiler (Aktaş, 2013:44-45).

Tarhan (2008:53-54) evliliği birbirinden farklı üç döneme ayırır. İlk dönemde eşler

arasında romantik duygular hakimdir. İkinci dönemde ise; Eşler arası kişilik çatışmaları

başlar. Bu dönemlerin ardından bağlılık dönemi başlar ve evlilik sağlıklı bir şekilde

yürüyorsa aşk, sevgi ve saygıya dönüşür.

İnsanlar her bakımdan birbirleriyle aynı değildir, bu nedenle her yerde olabildiği

gibi aile içi ilişkilerde de tartışmaların olması normal bir durumdur. Ancak eşler

arasındaki ilişkilerin çocuklar üzerindeki etkileri göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir.

Çocuklar anne-babalarını taklit ederek hayata hazırlanırlar. Aile içinde seçtiği rol

modelinde davranış, kişilik bozuklukları, kötü örnek olabilecek davranışlar varsa

çocuklarda da bu davranışların görülme olasılığı yüksektir. Bu nedenle anne-babaların

sözlerden daha çok davranışlarla çocuklarına örnek olmaları gerekir (Eşsizoğlu vd.

2012:26).

Page 56: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

39

b. Anne-Baba Çocuk İlişkileri

Çocuklar, ilk eğitimlerini ailede alırlar ve kişiliklerinin oluşumunu sağlayan temel

değerleri de yine aile kültürü ile sağlarlar. Dolayısıyla anne-babaların kişilik özellikleri

çocukların karakterlerinin biçimlenmesinde ve kendi kişiliklerinin oluşumunda etkili

olmaktadır.

Gelişimi boyunca anne ya da babayı kendine rol model olarak alan çocuk, olaylar

karşısında yapılması gereken ya da gerekmeyen davranışları anne-babadan öğrenerek

davranışlarını bu yönde geliştirmektedirler. Anne-baba ve çocuk ilişkilerinde sevgi, saygı

ve güven ortamı çocukların anne-babanın özelliklerini benimsemesinde kolaylaştırıcı bir

etkendir. Anne ve babanın bu özellikler çerçevesinde yürüttükleri ilişki ise çocukların

cinsiyetine özgü rolleri benimsemesi açısından da önemli olmaktadır (Yavuzer vd.

2011:14).

Aile ile olan iletişim çocuk için büyük önem taşır. Anne-baba ve çocuk ilişkisinde,

başarılı bir diyalog kurabilmek ve sorunların çözümü ancak duygu ve düşüncelerin

birbirine aktarılmaları ile mümkün olabilir. Bu şekilde bir iletişimin kurulamadığı,

problemlerin ertelendiği, duyguların bastırıldığı bir aile ortamı sağlıksızdır.

Campbell (1991:47), aile içinde çocuklarla sağlıklı iletişim kurmak, onların

kişiliklerinin gelişimine katkıda bulunmak ya da hayata hazır bireyler olarak

yetiştirebilmek için dört iletişim kaynağından bahseder. Bu kaynaklar; gözle iletişim:

çocuğun gözlerinin içine doğrudan bakarak, çocuğun duygusal doyuma ulaşmasını

sağlamak, bedensel iletişim: ebeveynlerin çocuklara elle ya da vücutla temasıdır. Bu

temas sadece ihtiyacı olduğunda ona yardım etmek anlamında değil duygusal anlamda

seni destekliyorum, aferin gibi ifadeler de içeren dokunmadır, odaklaştırılmış ilgi: bu

kaynak ise çocuğa tüm dikkatinizi vererek, önemsendiğini ve sevildiğini hissettirecek

şekilde onunla ilgilenmenizdir.

c. Ailede Sorumluluk Paylaşımı

Sorumluluk söz konusu olduğunda özellikle de gruplar içinde, bunu gerektiği gibi

yapabilmek, sorumlulukları yerine getirebilmek ancak işbölümü ile sağlanabilmektedir.

Ailenin toplumu oluşturan en küçük grup olduğu düşünüldüğünde ailede de

işbölümü kaçınılmazdır. Geçmiş yıllar boyunca belirli işler erkekler için belirli işler

kadınlar için uygun kabul edilmiş, geleneksel görüşe göre erkek dışarıda kadın ise içeride

çalışmıştır. Buna göre erkek dışarıda ağır işler yaptığı ve yorgun düştüğü için kadın evde

Page 57: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

40

eşini rahat ettirmek dinlenmesini sağlamakla yükümlüdür. Evliliğin temeldeki anlamı da

bu olmakla birlikte, ailedeki sorumluluklar bu denli kesin çizgilerden oluşmamaktadır.

Ailenin temelini oluşturan kadın ve erkeğin ev içinde birlik ve beraberlik duygusunu

yerleştirmeleri ancak bazı işlerin ve sorumlulukların üstesinden birlikte gelmeleri ile

mümkündür (Bilen, 1983:186).

Ataerkil bir toplum olarak tarih boyunca, özellikle geniş ailelerde kız çocukları ev

işleri için yönlendirilmiş, erkek çocukları ise ev dışındaki işleri halletmeleri konusunda

yetiştirilmişlerdir. Ancak gelişen toplum ve artan eğitim seviyesi ile her ne kadar hala

kadına ev işlerini yapması gereken kişi gözüyle bakılsa da erkekler ve kadınların

sorumlulukları artık eşit konumda görülmektedir. Türk toplumunda; her ne kadar eğitim

seviyesi yükselse de kadının statüsü ve erkeklerin kadınlardan beklentileri fazla

değişikliğe uğramamıştır. Kadın ve erkek dışardaki işler olarak tabir edilen

sorumlulukları ortak paylaşmalarına rağmen ev işleri konusunda erkek aynı sorumluluğu

çoğunlukla paylaşma eğilimine girmemektedir.

d. Aile İçi Şiddet

Şiddet, hangi sebeple olursa olsun hiç kimse için kabul edilebilir bir durum

olmadığı gibi, toplumlar için de maalesef önüne geçilemeyen bir durumdur. Hangi sıfatla

adlandırılırsa adlandırılsın; gelişmiş, gelişmekte olan, az gelişmiş her toplumda şiddet

olayları görülmektedir. Bilinen ya da bilinmeyen aile içi şiddet olaylarının ise oranı gün

geçtikçe artmaktadır.

Özellikle son dönemlerde hızla artan kadına yönelik şiddet olayları her toplumun

çözülemeyen bir problemi durumundadır. Gelişen toplumla birlikte birçok yenilik

hayatımıza girmekle birlikte, sosyal, psikolojik ve ekonomik dengelerdeki değişim aile

yapısında ve ilişkilerinde ciddi sorunları da beraberinde getirmektedir (Arı vd. 1995:301).

Ortaya çıkan bu problemler bireylerde problemle baş edememe ve en yakınındaki bireye

şiddet şeklinde yansımaktadır.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 1993 yılında kabul edilen Kadına

Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirgesi’nde kadına yönelik şiddet “İster

kamusal isterse özel yaşamda olsun, kadınlara fiziksel, cinsel ya da psikolojik zarar veya

ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayalı eylem, uygulama ya da bu tür

eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma” şeklinde

tanımlanmaktadır (Ergöçmen vd. 2009:19). Demirkan (2010)’a göre, kadına yönelik

şiddet beş alt gruba ayrılır;

Page 58: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

41

Fiziksel Şiddet: Dövme, tokatlama, tekmeleme, yakma gibi eylemler.

Cinsel Şiddet: Cinsel motivasyona bağlı yapılmış şiddet.

Duygusal İstismar: Sevgi göstermeme, aşağılama, devamlı eleştirme, kıskançlık,

reddetme gibi eylemler.

İhmal: Daha çok çocuklar ve yaşlıların maruz kaldığı istismar türüdür. Sosyal ve

maddi ihtiyaçların karşılanmaması ve bunlardan yoksun bırakılma.

Ekonomik İstismar: Özellikle yaşlılarda sıkça rastlanan bu şiddet bireyin parasını

yönetmek, ona ait para ya da kazanç sağlamasına izin vermemektir.

Aile içi şiddet olaylarının büyük bir kısmında şiddet uygulayan kişiler genellikle

kadınların eşleri ya da birlikte yaşadıkları kişiler veya diğer aile bireyleridir. Uluslararası

veriler de aynı şekilde fiziksel şiddetin kadının eşinin ya da birlikte yaşadıkları kişi ya da

kişiler tarafından olduğunu ortaya koymaktadır. Bununla birlikte şiddetin fiziksel,

ekonomik, psikolojik ve sosyal etkilerinden sadece kadınlar değil çocuklar, aileler ve

toplumlar da etkilenmektedir (Ergöçmen vd. 2009:19).

Arı vd. (1995:301-302) aile içi şiddetin yaşanmasına sebep olan nedenleri şu

şekilde belirtmişlerdir; ekonomik sorunlar, erkek ya da kadının aile bireyleri üzerinde

baskıcı bir yapı kurmak istemesi, cinsiyet farklılığı nedeniyle ortaya çıkan görüş

farklılıkları, aile bireylerinin birbirlerinin özel ilgileri ve zevklerine saygı duymamaları,

eşler arası yaş ve statü farkı, aileyi dışardan etkileyen diğer ilişkiler, aile yaşantısı dışında

oluşan kötü alışkanlıklar, uzun süre risk oluşturan ortamlardır.

2004 yılında proje olarak başlayan Aile İçi Şiddete Son Acil Yardım Hattı 183 15

Ekim 2007 ve 01 Eylül 2013 tarihleri arasında tüm illerden, 14 farklı ülkeden (Almanya,

Fransa, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Hollanda, Avustralya, Amerika, Suriye, İsviçre,

İran, Tunus, İngiltere, İsveç) ve Kıbrıs’tan gelen toplam 36.989 çağrıya yanıt vermiştir.

Bu çağrılara göre son istatistikler göstermektedir ki; her iki mağdurdan biri fiziksel

şiddetin yanı sıra, bir ya da birkaç şiddet türüne maruz kalmaktadır. Her üç mağdurdan

1’i sözel ya da duygusal şiddete maruz kaldığını ifade etmektedir. Sadece sosyal,

ekonomik ya da cinsel şiddetten söz edenlerin oranı % 26’dır. Mağdurların % 4,3’ü erkek,

% 92,8’i kadın, % 2,9’u çocuktur. Dünyada yapılan 48 araştırma sonucuna göre ise

kadınların % 10’u ile % 69’u hayatlarının bir bölümünde eşleri tarafından fiziksel

saldırıya maruz kalmaktadır (http://aileicisiddeteson.com/aile-ici-siddete-son-acil-

yardimhattiistatistikleri/). Ailelerde en fazla şiddete maruz kalanlar kadınlardır.

Toplumsal bir sorun haline gelen bu şiddet olaylarında mağdur olan kadınlar için büyük

kentlerde kadın sığınma evleri, toplumsal, psikolojik ve kanuni yönden destek amacıyla

Page 59: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

42

birçok merkez vardır. Kültürümüzde dayağı bir terbiye aracı olarak görme kadının

davranışlarından sorumlu olan kocanın isteklerini kabul ettirmek için kullandığı bir araç

şeklinde kullanılmaktadır.

1.11. Aile İçi İletişimin Unsurları

Aile demek, bireyler arasında güçlü bağ demektir. Sağlıklı bir aile ortamının

oluşturulabilmesi ise bu güçlü bağların sağlamlığı ile alakalıdır. Güçlü bağlar, ailede

güçlü bir etkileşim ve dolayısıyla sağlıklı iletişimin oluşmasına ortam sağlar.

Ailenin huzurlu ve mutlu bir şekilde varlığını sürdürebilmesi için karı-kocanın

birbirine inanması güvenmesi ve birbirlerinin haklarına saygı göstermesi şarttır. Kadın-

erkek arasındaki ilişki ne kadar çok sevgi, saygı, sadakat ve iyi niyete dayanırsa ailenin

temelleri de o derece sağlam olur. Olumlu iletişim bireyin hem kendini hem de başkalarını

anlamayı ne kadar başarabildiği ile ilgilidir. Doğan & Doğan’a (2011:210) göre aile içi

iletişimin sağlıklı olabilmesi için yedi teknik vardır;

Empati: Empati, kendini başkalarının yerine koyup onun ne düşündüğünü, ne

hissettiğini anlamaya çalışmaktır. Her birey dünyaya aynı gözlüklerle bakmaz. Geçmişte

yaşananlar, aile kurmadan önceki hayattan kalan deneyimler olayların farklı

yorumlanmasına sebep olur. Bu sebeple aile bireyleri özellikle eşler olayları neden farklı

gördüklerini anlamaya çalışmazlarsa, sürekli bir yargılama içine gireceklerdir (Kaya,

2003:131). Empati kurabilen eşler, neden farklı görüş açısına sahip olduklarını anlayarak

yargılama yerine anlama eyleminde bulunacaktır. Bunu başarabilen eşler şartsız sevgiyi

ve aşkı yakalayabilirler (Kaya, 2003:131). Özellikle birbirlerine hem maddi hem de

manevi anlamda sıkı sıkıya bağlı olan ailelerde duygu ve ruhsal durumların aktarılması

daha çok empati ile mümkün olur. Çocukluk dönemlerinde empati yeteneği daha yüksek

olmasına rağmen gittikçe kaybedilen bir yetenektir. Ancak, iletişim becerilerinin

geliştirilmesi ile tekrar kazanılabilir.

Saygı: Saygı, aile bireylerinin iletişim kurarken karşısındaki bireyin hak, değer,

inanç ve her türlü özelliklerini göz önüne alarak davranmasıdır. Aile içi iletişimde saygı

göstergesi karşınızdaki kişiyi gerçekten dinlemenizdir. Aile içi iletişimde bireylerin

birbirlerini etkili olarak dinlemeleri ilişkilerin sağlıklı olarak ilerleyebilmesi için

önemlidir. Dinleme sayesinde iletişim iki yönlü hale gelir (Önder, 2003:45).

Şeffaflık: Aile içi iletişimin sağlıklı olabilmesi için duyguların net, samimi, içten

ve açık olarak ifade edilmesi gerekir. Bireyler iletişim kurarken kendisini rahatsız eden,

Page 60: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

43

sıkıntı duyulan şeyleri karşısındakinin yanlış anlayacağını ya da olumsuz tepki vereceğini

düşünerek paylaşmamayı tercih eder. Bu da bireyi o kişi ile her karşılaştığında strese

sokar. Ancak duygular açık ve net bir şekilde ifade edilir ise sorunlar birikmeden

çözülmüş olur. Açık iletişimde en önemli unsur duygulardır. Duyguların açık olarak ifade

edilmesi, aile üyelerinin duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasını sağladığı gibi karşılıklı

güvenin güçlenmesini de sağlar (Önder, 2003: 62).

Somutluk: Aile bireyleri arasındaki sorunların net bir şekilde karşıya

aktarılmasıdır. Elbette bu eylemi gerçekleştirirken, karşımızdaki kişinin iletişime açık

olup olmadığının dikkate alınması gerekir.

Hoşgörü: Hoşgörü, her şeyi anlayışla karşılayarak daha bağışlayıcı olabilmektir.

Özellikle aile içi iletişimde bazen bireylerin isteyerek veya istemeyerek yaptıkları hatalar

karşısında taviz verme erdemini göstermesi gerekir.

Mutabakat: Aile bireyleri arasında ortaklık bilinci, uygunluk gibi özelliklerin

olması zorunludur. Hiçbir şekilde uyumlu olamayan bir ailede sağlıklı iletişimden söz

edilemez.

Müştereklik: “Hayat müşterektir” sözü sık kullanılan bir deyimdir. Ancak bu

deyimin ifade ettiği özü tam olarak kavrayabilmek önemlidir. Ailenin her bireyinin o

grubun bir parçası olduğunun farkında olması ve herkesin iyi ya da kötü ailede bir

sorumluluğunun bulunduğunun bilincine varması gerekir.

1.12. Aile İçi İletişim Engelleri

İletişim çok yönlü bir süreçtir ve iletişim kurmanın birçok yolu vardır. Çok

karmaşık bir olgu olmasa da, iki nokta arasında gerçekleşen iletişimin kontrolü her zaman

kaynak ya da hedefin elinde olmayabilir.

İster kaynaktan, ister hedeften ister çevre sebepleri neden olsun her iletişimin bir

engele maruz kalma ihtimali vardır. Önemli olan bu engelleri mümkün olduğunda düşük

seviyede tutabilmektir. Demiray’a (2007:240) göre aile içi iletişimin engellenmesine

sebep olan birçok faktör vardır. Bunlar; sahiplenme, egemen olma girişimi, saldırganlık-

pasiflik, eleştiriye aşırı duyarlılık, kıskançlık, özgüven eksikliği, güven tazeleme, alkol

ve uyuşturucu bağımlılığı, sosyal ortama girme eksikliği, utangaçlık, küsme-surat asma,

sık sık sinirlenme, şiddet-intihar tehditleri, duygusal ve fiziksel uzaklaşma ve yalandır.

İyi bir iletişim evlilik ilişkisini artırır, hayal kırıklığını azaltır ve aidiyet duygusunu

oluşturur (Lin, 1994:15).

Page 61: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

44

İletişim toplumların vazgeçilmez parçasıdır. Toplumları oluşturan birimler olan

aileler ise sağlıklı toplumlar için temel taşıdır. Her şeyin hızlı yaşandığı bir çağda

bireylerin bu hıza ayak uydurmaları ise gün geçtikçe daha da zor olmaktadır. Bu

değişimlerle başa çıkmaya çalışırken etraflarındaki çevre ile iletişimleri daha da önem

kazanmaktadır. Özellikle aile içinde gerçekleşen iletişim bireyin hem ailede hem de

sosyal hayatındaki uyumunda son derece önemli bir yere sahiptir. Boşanma

istatistiklerinin her geçen gün yükseldiği, kadına şiddetin, çocuk istismarının,

parçalanmış ailelerin gündemin büyük çoğunluğunu oluşturduğu bir ortamda sağlıklı

iletişim daha da ön plana çıkmaktadır.

İKİNCİ BÖLÜM

EVLİLİK VE EVLİLİK UYUMU

Dünya ve toplumlar artık daha hızlı değişmekte ve sahip olunan değerler, gelenek,

görenek, örf ve adetler buna bağlı olarak tamamen ortadan kalkmakta ya da dönüşüme

uğramaktadır. Bu dönüşüm beraberinde birçok problem ortaya çıkarmakta ve toplumun

temel taşı olan aileyi de ciddi anlamda etkilemektedir. Bu nedenle aile ve evlilik ile ilgili

çalışmalar toplumun gündemini oluşturan birçok konu gibi önem kazanmaya başlamıştır.

Uyumlu evlilik, karşılıklı etkileşimde bulunulan, sorunlarla olumlu bir şekilde baş

edebilen ve evlilik ve aile ile ilgili konularda fikir birliği yapılabilen evlilik şeklinde

tanımlanabilir (Süataç, 2010:9). Hayatın işleyişinde çiftlerin uyumunu arttıran en önemli

unsur, eşler arasındaki sağlıklı iletişimdir. Yaşam içinde bireylerin içinde bulundukları

yetersizlik ve duygusal huzursuzluk sonucu problem çözme becerisi azalabilir ve bu

nedenle çiftler arasında öfke, düşmanlık ve yetersiz iletişim ve düşük seviyede duygusal

paylaşıma sebep olabilir (Cohan & Bradbury, 1997:116). Uyumlu bir evlilik, başarılı bir

planlama ve çaba sonucu kurulmakla birlikte korunması gereken bir durumdur. Bu

beraberlik, aynı zamanda iletişimi, uyumu ve görev ve sorumlulukları kabullenmeyi

gerektirir (Bilen, 1983:143). Evlilikte eşlerin mutluluk algılarının en üst düzeyde olması,

hem evlilik olgusundan hem de birbirlerinden hoşnut olmaları evlilik uyumunu

artırmaktadır. Evlilik uyumu bozulmaya başladığında eşler ya da var ise çocuklar için bu

Page 62: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

45

bir krize, travmaya neden olmaktadır. Nelson-Jones (1986) insan ilişkilerinin başlama,

geliştirme, sürdürme ve sonlandırma şeklinde dört aşamadan oluştuğunu ve uyumlu

evliliklerde sonlandırma aşamasının da ancak ölümle gerçekleştiğini belirtmektedir (Akt.

Sardoğan & Karahan 2005:92).

2.1. Evlilik ve Evlilik Çeşitleri

Evlilik araştırmacılar tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. Kimilerine göre

sözleşme, kurumlaşmış bir yaşam yolu, sözleşme ile başlayan bir yaşam yolu iken,

kimilerine göre hukuki olarak bir kadın ile erkeği birbirine bağlayan ilişkidir. Ancak ister

hukuki bir ilişki ister sözleşme olsun evlilik sözleşmesinde üç taraf vardır ve kadın ve

erkek tarafından akt edilen fakat toplum adına devletin doğrudan doğruya ilgilendiği ve

üzerinde kontrol hakkı ve yetkisi olan bir ilişki sistemidir (Özgüven, 2001:60).

Evlenme çağına gelmiş bireylerin toplum içindeki statüleri aile ve evlenme

biçimlerine de etki etmektedir. Evliliğin başlangıcında ekonomik durumun kararlarda

etkisi yüksek olmakla birlikte, ekonomiye ek olarak insan hayatının devamı için gerekli

diğer koşulların da etkisi göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Bununla birlikte toplumlar

sahip oldukları kültürlere bağlı olarak farklı evlenme biçimlerine sahiptirler (Türkaslan

& Demirkan, 2007:27).

Çeşitli kültürler açısından evlenme farklı anlamları taşıyan bir bağdır. Her bir

toplumun evlenme deseni ve evlenme biçimi farklılıklar gösterir. Ülkemizde genellikle

toplumsal ve kültürel değişimlere paralel olarak büyük kentlerde anlaşarak evlenme

yaygınlaşırken, geleneksel yaşamın devam ettiği yerlerde ise görücü usulü evlenmenin

yaygın olduğu görülmektedir (Akt: Houser, 2009:16). Görücü usulü ve anlaşarak evlilik

biçimleri arasındaki fark ise görücü usulü evlilikte çiftlerin evlilik maksadıyla bir başkası

aracılığıyla bir araya gelmeleridir (Akt: Houser, 2009:16). Anlaşarak evlenmede ise

genellikle çiftler iş ya da arkadaş çevrelerinde tanışırlar ve devamında ilişki evlilik

kararına dönüşme eğilimindedir. 1992 yılında Atalay vd. hane halkı reisleri ile yapmış

olduğu bir çalışmada “Kiminle evleneceğinize kim karar verdi” sorusuna katılımcıların

%52,30’u ailesinin karar verdiğini belirtmişlerdir (Atalay vd. 1992:102). Türk aile

yapısında ister geniş aile, ister çekirdek aile olsun, anne babanın rızası olmadan evlilik

mümkün değildir. Ancak geniş ailelerin ekonomik nedenlerden ötürü parçalanması ile

oluşan çekirdek ailelerde eş seçimi ve evlilik kararı konusundaki otorite giderek

azalmaktadır (Merter 1990:39-40).

Page 63: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

46

Merter (1990:39), ailede evlilik kararı ve eş seçiminde son kararı kimin verdiğine

göre evlilikleri sınıflara ayırmıştır. Buna göre;

- Evlenecek olanların fikri sorulmadan tamamen ailelerin kararlaştırdığı

evlilik,

- Evlenecek olanların fikirleri göz önünde bulundurularak ailelerin

kararlaştırdığı evlilik,

- Eş seçimini evlenecek olanların yapması, ancak ailelerin rızasının da

gözetilmesi,

- Ailelerin onayı alınmadan gençlerin evlilik kararını vermesidir.

Günümüz toplumunu ve sosyal çevremizi gözlemlediğimizde, birinci ve dördüncü

maddelerin çok uç örnekler olduğu, ancak toplumda nadiren de olsa görüldüğü

söylenebilir. Özellikle ailelerin onayı alınmadan gençlerin evlilik kararı alması, daha çok

birbiri ile evlenmek isteyen gençlere ailelerin karşı çıkması sonucu toplum içinde “kız

kaçırma” olarak nitelendirdiğimiz durumdur. Ancak Türkiye’de son dönemlerde

değişmekle birlikte, eş seçiminde daha çok ailelerin etkili olduğu, evlenecek olanların ise

ailelerin fikirlerine saygı duyarak evliliği kabul ettiği görülmektedir.

Evliliğe adım atmak ya da evlilik kararı vermek bir birey için önemli bir süreçtir.

“Evet, ben artık evlenmeliyim” diyen birey, bu aşamadan sonra evlenmek istediği kişinin

özellikleri ile ilgili düşünmeye başlar ve beklentilerini, amaçlarını, karşıdaki kişide

aradığı özellikleri kategorize ederek, kararını bu yönde vermeye çalışır. Hiç kimse aradığı

özellikler listesini tamamlayamayabilir, ancak karar verme aşamasında kafasında

şekillendirdiği bir şablon vardır ve düşüncelerini bu doğrultuda yönlendirir. Evlilikte

huzuru arayan bireyin karar verirken kendine uygun kişiyi araması doğal bir tepkidir.

Bununla birlikte eş seçme konusunda birbirine ters iki görüş vardır. Bunlardan biri

yukarıda bahsettiğimiz kişinin kendine uyan özellikleri olan bireyi seçmesidir. Bu şekilde

kurulmuş olan evliliklerin oldukça mutlu evlilikler olduğu gözlenmektedir. İkincisi ise;

zıt özellikteki ferdin eş olarak tercih edilmesidir. Bu evlilik türünde başarılı evliliklerle

örneklenmeye çalışılsa da, bu görüşün pratik değeri eş seçiminde ikinci planda

kalmaktadır (Bilen, 1983:110-111). Evliliğe adım atmak, evliliğe hazır olduğunu

düşünerek evlenmeye karar vermek motivasyon gerektirir. Boran (2003), evlilik

kurumuyla ilgili üç temel motivasyondan bahseder. İlki; biyolojik motivasyon, kendi

cinsinden nesiller üretme, haz alma ve kendini koruma arzusu, ikincisi; psikolojik

motivasyon, beğenilme, sevilme, sevme, kendi çocukları ile bir ömür geçirme kendini

Page 64: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

47

güvende hissetme arzusu, üçüncüsü ise; toplumun kurallarına uyma, beklentilere cevap

verme, buna bağlı olarak kazanılan saygınlık hazzıdır (Akt: Tüfekçi-Hoşgör, 2013:15).

Evliliği etkileyen en önemli etken eş seçiminin doğru bir şekilde

gerçekleştirilmesidir. Kimin kiminle evleneceğini tanımlayan çalışmalara göre eş

seçiminde dikkat edilen hususlar şu şekilde sıralanmıştır (Göbüt, 1967:103-105):

- Yakınlık: Bu teoriye göre, insanlar genellikle kendilerine yakın, komşu, birlikte

oynadıkları, okula gittikleri ya da aynı yerde çalıştıkları kişilerle evlenme

eğilimindedirler.

- İdeal Eş: Bu tanımlama çoğunlukla gençlerin evlenecekleri kişilerin fizyolojik ya

da morfolojik özelliklerini kafalarında tasarladıkları ideal kadın ya da erkeği belirtir.

- Ana ve Babayı Örnek Alma: Birçok erkeğin evlendikleri kişilerde annelerindeki

özellikleri görmeye yöneldikleri, kızların da yine aynı şekilde babalarındaki bir çok

özelliğe sahip kişilere yöneldikleri görülmüştür. Bununla birlikte aynı şekilde anne ve

babada beğenilmeyen özellikler nedeniyle bu özellikleri barındıran kişilerden uzak durma

eğilimindedirler.

- Kişilikle İlgili Özellikler: Bu teoriye göre, her insan belli bir mizaca ve karaktere

sahiptir ve ancak bu mizaca sahip olan kişilerle mutlu olabileceklerini belirtir.

- Homogami: Bireylerin eş seçiminde çoğunlukla kendilerine benzer olanı

seçtiklerini belirten teoridir.

Bireysel olarak eş seçiminin yanında ailelerin eş seçimine müdahalesi noktasında

evlenme biçimleri farklılık göstermektedir. Sezen (2005:186) tarafından yapılan

araştırmaya göre Türkiye’de 33 adet evlenme biçimi tespit edilmiştir. Ancak bu evlenme

biçimleri çok yaygın olarak görülen evlenme biçimleri olmadığından içlerinden sadece

görücü usulü evlenme literatürümüze dahil edilmiştir. Bu bağlamda toplumdaki

değişimler göz önüne alınarak evlenme biçimleri görücü usulü evlilik ve anlaşarak evlilik

şeklinde sınıflandırılabilir.

- Görücü Usulü Evlilik: Gelenekselliğin ağır bastığı ailelerde görülen evlenme

şeklidir. Bu evlenmede kız seçme ve beğenme işi doğrudan evlenecek gencin anne, baba

ya da akrabaları tarafından gerçekleştirilir. Gencin kızı beğenmesi yeterli değildir. Diğer

aile bireylerinin de onayının alınması gerekmektedir.

Evlenme işine “görücü” adı verilen ve erkeğin ailesinin kadınları tarafından

oluşturulan bayan grubunun kız evini ziyareti ile başlanır. Seçilen kızın evlenecek gence

uygun olup olmadığı tamamen bu grubun kararına bağlıdır. Görücü grubu genelde tek bir

ev ziyareti ile yetinmez, ev ev, mahalle mahalle, köy köy dolaştıkları da görülür. Görücü

Page 65: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

48

grup tarafından uygun bulunan kız gizlice araştırılır ve eğer uygun görülürse ikinci

görüşmeler gerçekleştirilir (Sezen, 2005:186).

Görücü usulünde en belirgin özellik evlenecek kişilerin, anne-baba, akrabalar,

arkadaşlar vasıtasıyla tanışarak, evlenme niyetiyle görüşmeleridir (Çimen, 2007:59).

Değişen kültür ve toplumla birlikte özellikle görücü usulü evlilik halen işlerliğini

korumakla birlikte bir takım değişimlere uğramıştır. Görücü usulü evliliklerde her ne

kadar eş adayları bireyin kendisi tarafından seçilmese de karar verme aşamasında

bireylerin görüşleri de göz önünde tutulmaktadır.

- Anlaşarak Evlenme: Anlaşarak evlenme biçiminde bireyler birbirlerini iş, okul,

sosyal çevre gibi ortamlarda tanımakta, arkadaşlık olarak başlayan ilişki daha sonra

evliliğe doğru gitmektedir.

Evlilik kurumu da toplum içinde yer alan her birim gibi değişikliğe maruz

kalmaktadır. Yöntemler ve evlilik biçimleri değişse de asıl gerçek evlilik sonrası

bireylerin mutlu ve huzurlu bir yuva için göstermiş oldukları çabadır. Çünkü her insan

mutlu olmak ve huzurlu bir hayat sürmek amacıyla evlilik kurumuna adım atar. Bu

nedenle de bireylerin bu amaca ulaşabilmek amacıyla sahip olması ya da öğrenmesi

gereken özellikler söz konusudur. Evlilikler sağlıklı bireylerle, sağlıklı toplumu oluşturan

birlikteliklerin temelinin atıldığı ilk noktadır.

2.2. Evlilikte Çatışma

Çatışma kişilerarası iletişimde meydana gelen doğal bir süreçtir. Dolayısıyla

birbirinden farklı iki bireyin bir araya gelmesiyle oluşan ailede ise kaçınılmazdır. Çünkü

farklı düşünce ve algılama düzeyine sahip olan bireylerin her konuda yüzde yüz aynı

görüşe sahip olmaları mümkün görünmemektedir. Ortaya çıkan olayların en azından

birinde fikir ayrılığına düşme ihtimalleri çok yüksektir.

Buehler (1998) evlilikte çatışmayı çiftler arasında yüksek oranda anlaşmazlık,

gergin ve düşmanca bir etkileşimden oluşan bir varlık olarak tanımlarken, Cummings

(1998) çoğunlukla negatif ya da pozitif olabilen, farklı görüşlere yol açan küçük veya

büyük kişilerarası etkileşim şeklinde yorumlamaktadır (Lian ve Geok, 2008:98). Çatışma

teorileri, çatışmaların sık rastlanan ve doğal bir durum olduğunu vurgulamaktadır.

Özellikle de aileler ya da yakın ilişkilerde bağımlılık ya da duygusal ilişki olduğu göz

önüne alındığında (Akt: Sillars vd. 2004:413).

Çatışmanın doğal bir durum olarak vurgulanmasına bakarak, hayatın her noktasında

karşılaşılması da sürpriz bir durum değildir. Tek tip insan olmadığı gibi tek tip davranışlar

Page 66: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

49

da söz konusu değildir. Bu nedenle çatışma olgusu, iletişimi renklendiren, çok sesliliği

oluşturan ve kişileri geliştirerek üreticiliği artıran bir unsur olarak da görülebilir.

Evlilikteki iletişim süreçleri içinde araştırmacıların ilgisini çatışmadan daha fazla

çeken bir kavram yoktur (Segrin vd. 2009:208). Çatışma şekilleri evlilik uyumunun iyi

bir öngörücüsüdür (Akt. Segrin vd. (2009:208). Evliliğin temel başarısında ya da

başarısızlığında önemli bir rol oynar. Çatışma şekilleri ve evlilik doyumu ile ilgili

araştırmalar göstermektedir ki; kadınlar ve erkekler çeşitli çatışma şekilleri ortaya koyma

eğiliminde farklılık göstermektedirler (Caughlin & Vangelisti, 2006:4). Evliliklerde

gücün uygulanması konusunda farklılıklar görülebilmektedir. Geleneksel ailelerde kadın

ve erkeğin güçlü alanları birbirinden ayrıldığı için çatışma sınırlanmış olmaktadır (Sayın,

1990:539).

Evlilikteki çatışma konuları genellikle ev işlerinin paylaşımı, para, aşk, güç,

ebeveynlik gibi içerikler ve ilişkiyle ilgili konular şeklinde gruplanabilir. Araştırmalar ise

genellikle arkadaşlar, din ve kıskançlık kaynaklı çatışmaların zamanla azaldığı, cinsellik,

iletişim ve eğlence ile ilgili çatışmaların ise zaman içinde artış gösterdiğini ortaya

koymaktadır (Segrin, 2004, Akt:Canel, 2007:81).

Ebeveynler arasındaki çatışmalar sadece çiftleri değil aynı zamanda ailenin diğer

fertlerini de etkilemektedir. Son zamanlarda evlilik uyumunun küresel eğilimleri ile ilgili

yapılan çalışmalar yerini çocuk sonuçları gibi evliliğin fonksiyonları ile ilgili özel

yönlerle değiştirmiştir. Özellikle ebeveynlerin oynadıkları roller; fiziksel şiddet, sözlü

saldırı ve çocuk büyütmekle ilgili sürekli tekrarlanan anlaşmazlıklar çatışmayı açan ve

çocukların saldırgan davranışları ve duygusal problemleriyle bağlantılı tamamlayıcı bir

anahtardır (Stratton & Hammond, 1999:917). Bununla birlikte araştırmalar

göstermektedir ki; yetişkinlerin çatışma çözümlerinin sonuçları çocukların kızgınlığını ve

olumsuzluklarını önemli ölçüde azaltmaktadır (Stratton & Hammond, 1999:918).

Özellikle eşler arasındaki çatışma çocuklarda davranış problemleri, kardeşlerle

anlaşmazlık, okulda yetersizlik, kişilerarası ilişkilerde başarısızlık, sosyal yetersizlik

şeklinde kendini göstermektedir (Yılmaz, 2001:56).

Szinovacz (1979) çatışmaların başarılı bir şekilde çözümünün ancak eşlerin

birbirlerini anlayabilmeleri, ilgilerini uzlaştırabilmeleri ve durumlar karşısında onu

tanımlayabilmeleri ve etkili ve doğru iletişim kurabilmeleri ile ilgili olduğunu

belirtmektedir (Akt. Şener ve Terzioğlu, 2008:9).

Gottman’ın (1994) yapmış olduğu bir çalışmaya göre; çatışma yönetimi şekli ile

evlilik doyumu arasında güçlü bir ilişki vardır. Örneğin olumsuzluklardan, mücadeleden

Page 67: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

50

ya da çatışmadan kaçınma evlilik doyumunu düşürmekle birlikte, daha pozitif tonlardaki

çatışmalar evlilikte mutluluğu büyük ölçüde etkilemektedir (Akt. Segrin vd. 2009:208).

Bu alanda yapılan çalışmalar incelendiğinde sağlıklı ya da sağlıksız evliliklerin

temelinde iletişimde bulunma ya da iletişimsizlik söz konusudur. Evlilikte çatışma

yönetiminin başarılı olabilmesi ya da çatışmaların çözümü ise çiftler arasında iletişim

kurabilme ve birbirini anlayabilme ile paralellik göstermektedir.

2.3. Evlilik Uyumu ve Evlilik Uyumunu Etkileyen Nedenler

Evliliğin anlamı yüzyıllar boyunca değişikliğe uğramış olsa bile evlilik çok eski bir

uygulamadır. Evlilik kelimesinin anlamı kadın ve erkeğin karı ve koca olarak yasal

yollarla bir araya gelmesidir ve çift kelimesi ise kadın veya erkek sadece bir kişiyi temsil

eder (Arshad vd. 2014). Evlilik, kadın ve erkek arasındaki en önemli ilişkidir ve

yetişkinlerin hayatında önemli olan duygusal ve yasal bir sorumluluk sağlar. Daha da

önemlisi eş seçmek ve evliliği gerçekleştirmek kişisel başarı ve olgunlaşmada yapı taşı

olarak nitelendirilir (Hashmi vd. 2006:19). Evlilik toplumda sosyal, kültürel kişisel ve

cinsel problemleri çözmede önemli bir yere sahiptir (Bharambe & Baviskar, 2013:8).

Evlilik uyumu kaynaklarda açık bir şekilde kavramlaştırılmamış ve terim ile ilgili

tartışmalar devam ediyorsa da, çalışmaların çoğunda bu terim kullanılmaya devam

etmektedir. Evlilik uyumu, olumlu bir ilişkiye sahip olma, eşlerin birbirleri hakkında

olumlu duygu ve düşüncelere sahip olması, iletişimde başarılı olma, problemleri

çözebilme ve birlikte vakit geçirmekten keyif alma şeklinde tanımlanabilir (Şafak-Öztürk

& Arkar, 2014:17). Evlilik uyumu, evliliğin ilk zamanlarında bile önem verilmesi gereken

uzun bir hayat sürecidir. Bu nedenle çiftlerdeki büyüme ve gelişmenin anlaşıldığı ve

kabul gördüğü olgunluk şeklinde nitelendirilir. Eğer bu büyüme ve olgunlaşma tamamen

fark edilemez ve deneyimlenemezse evlilik ilişkisinin sonlanması kaçınılmazdır (Goel &

Narang, 2012:42). Lasswell’e göre (1982), evlilikte, çiftlerin bireysel özellikleri tanımaya

çalışmaları sürekli devam eden bir süreçtir, çünkü iki insan evlilikten önce ya da evlilikte

birbirini tanısa bile hayat süreci içerisinde insanların değişme ihtimali söz konusudur

(Makvana, 2014:6). Evlilik uyumu, duygusal istikrar, zihinsel yetenek ve sosyal etkin

insan anlamına gelir. Evlilik bizim en genel hayat stilimizdir. Evlilikte her iki kişi de

kadın ya da erkek, birlikte yaşamayı, paylaşmayı, uzlaşmayı, uyumu ve birlikte plan

yapmayı öğrenmelidir (Bharambe & Baviskar, 2013:8).

Evliliğin devamını sağlayan uyumdur, evlilikteki uyumsuzluk ise bireylerin

psikolojik olarak yıpranmalarına ve ileri boyutlarda da fiziksel olarak rahatsızlanmalarına

Page 68: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

51

sebep olmaktadır. Evlilikte uyumu etkileyen birçok etken bulunmakla birlikte kişilerarası

iletişim, empati ve problem çözme becerileri bunlardan birkaçıdır (Bayraktaroğlu &

Çakıcı, 2013:310). Evlilik bir iletişim ve etkileşim sistemidir. Eşler arası iletişim, aile içi

iletişim geçmişte olduğu kadar günümüzde daha da önem kazanmıştır. Özellikle rollerin

değişmesi ve esnekleşmesi ile uyuşmazlıkların yaşanması daha ihtimal hale gelmiş,

geçmişte eşlerin üstleneceği roller açıkken bu durum günümüzde daha farklılaşmıştır

(Şener & Terzioğlu:2008:9). Bu sistemin canlılığı, eşler arasındaki sözlü-sözsüz uygun

mesajların alınıp verilmesiyle mümkün olur. Eşlerin birbirlerine ruhsal, duygusal,

toplumsal ve cinsel beklentilerini ve mesajlarını ortaya koyabilmeleri, bunları dile

getirebilmeleri için etkileşim içinde olmaları gerekir (Özgüven, 2001:89). Uyumlu

evliliklerin baş aktörlerinden biri duyguların doğru kodlar ve doğru kanallarla iletildiği

sağlıklı iletişimdir.

Uyumlu evlilik, eşlerin iletişim kurabildiği, önemli konularda anlaşmazlıkların

fazla yaşanmadığı ve anlaşmazlıkların da karşılıklı doyumla çözülebildiği evlilik şeklinde

tanımlanır (Sabatelli, 1988:894). Çiftler arası uyum, ilişkinin dört yönünü ortaya

koymaktadır; Çiftler arası doyum, çiftler arasında bağlılık, çiftler arasında fikir birliği,

kendini duygusal olarak ifade etme (Spanier, 1976:15). Eşler arasında sağlıklı olarak fikir

birliği ve duygusal anlamda kendini ifade edebilme ancak etkili bir iletişimle mümkün

olabilmektedir. Evlilik öncesinde bireylerin kullandıkları ben ve sen zamirleri, evlilikten

sonra yerini biz zamirine bırakmalıdır ve çiftlerin sistem içinde uygun konumu

alabilmeleri için de iletişim tekniklerini doğru kullanmaları gerekmektedir. İletişimdeki

problemlerin en büyük nedeni çiftlerin ben yerine biz zamirini koyamamaları ve sisteme

uygun rollere uyamamalarıdır (Çakırlar, 2012:22).

Lewis & Spainer (1980:835) tarafından evlilik uyumu, kalitesi ve mutluluğu üzerine

birçok çalışma yapılmış ve özellikle evlilik uyumunun ve devamlılığının sağlanması

üzerinden birçok faktör incelenerek bir model geliştirilmeye çalışılmıştır. Uyumlu evlilik

modeli olarak bahsedilen bu modelde 3 faktörden bahsedilir. “Birincisi; Sosyal ve bireysel

kaynaklar (Bireyin evlilik kurumuna getirdiği kaynaklar, mental ve fiziksel beceriler, sağlık

ve kendine güven). İkincisi; Yaşam stilindeki memnuniyet (Arkadaş ve aile desteği, sosyal

statü ve çalışmalarındaki memnuniyet). Üçüncüsü; Evlilik ilişkisinden kazanılan ödüller

(Etkili iletişim, iletişimin miktarı ve uygun iletişim)”.

Page 69: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

52

Şekil-2: Evlilik Uyum Modeli

Evlilik Öncesi Değişkenler Olasılıklar

Kaynak: Lewis ve Spainer (1980:835).

Evlilik

Uyumu

Sosyal ve Kişisel Kaynaklar Kadın ve erkeğin evliliğe hazır olması

Evlilik öncesi kaynaklar

Uygun rol modelini ortaya çıkarma

Önemli diğer kişilerden destek

Yaşam Stilindeki Memnuniyet

Sosyal-ekonomik yeterlilik

Çalışan eşten duyulan memnuniyet

En iyi hane halkı bileşimi

Toplumla özdeşleşmiş

Eşlerin etkileşiminden kazanımlar

Eşler için pozitif saygı

Duygusal doygunluk

İletişimde etkililik

Role-Fit

İletişim miktarı

Alternatif

Cazibeler

Evlilikte istikrar

Evli kalmak için

dışarıdan gelen

baskılar

Page 70: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

53

Özgüven (2001:85) yapılan araştırmalara göre evlilik uyumunu etkileyen

etkenleri; anne-baba evliliğinin mutluluk derecesi, tanışma süresinin uzunluğu ve

nişanlılık, cinsiyete bağlı rollerde yetişme derecesi, evliliğin arkadaşlar ve aile tarafından

onaylanma derecesinin yüksekliği, nişanlılık ve evliliğin ilk yıllarından birbirine uyum

sağlanabilmesi, etnik ve dini geçmişin ortaklığı, toplumsal statü ve eğitim düzeyinin

yüksekliği, evlenme yaşı, çocukluk sırasında anne baba ile iyi ilişkiler içinde olmak

şeklinde sıralamaktadır. Bir çiftin uyumu birçok denge unsurunun bir araya gelmesi ve

ilişkiyi etkileyen faktörlerin bir araya gelmesi olarak yorumlanmaktadır. Buna göre

evlilik uyumunun etkileyen etmenler ise; eşler arasında fikir ayrılığı, bu fikir ayrılığını

düzeltmek için uygulanan yöntemler, evli olmaktan duyulan memnuniyet ve pişmanlık,

evlilikte devam etme, ayrılma ya da boşanmanın düşünülmesi, eşe karşı şikayetlerin dile

getirilmesi, evlilikten alınan doyumun bireysel olarak değerlendirilmesidir (Akt: Tüfekçi-

Hoşgör, 2013: 26).

Larson (2003:16), 1950 yılından bu zamana kadar yapılan klinik ve literatür

çalışmalarını incelemiş ve evlilik uyumu ile ilgili iki düzineye yakın faktör tespit etmiştir.

Bu faktörleri gruplandırarak 3 temel faktör belirlemiştir. Evlilik üçgeni adını verdiği bu

özellikler; bireysel özellikler, çift özellikleri, çevre koşullarından oluşmaktadır. Bireysel

Özellikler: Stresle başa çıkma güçlüğü, işlevsel olmayan düşünceler, aşırı tepkiler,

kızgınlık ve saldırganlık, tedavi edilmemiş depresyon, kronik öfke ve aşırı utangaçlık gibi

olumsuz özellikler. Dışadönüklük, esneklik, özgüven, iddialılık, teslimiyet ve aşk gibi

olumlu özelliklerdir. Çift Özellikleri: Negatif ilişki şekilleri olumsuzlarken, iletişim ve

çatışma çözme becerileri, yakınlık, güç paylaşımı ve kontrolü, uzlaşma olumlu

özelliklerdir. Çevre koşulları: Aileden bağımsız olabilme, ana-baba evliliği, ana-baba ve

arkadaşların desteği, iş ve ebeveyn olma stresi, ev dışındaki uğraşların gerilimi, diğer

stres kaynakları, borçlanma, sağlık ve eşin diğer akrabalarıdır. Evlilik uyumunu etkileyen

birçok faktör vardır ve bu faktörler birçok bileşenle bir araya gelince olumsuz sonuçlar

ortaya çıkabilmektedir. Özellikle çift özelliklerinin alt grubunda yer alan iletişim, çiftler

arası sorunların çözülebilmesi, problemin ortaya dökülebilmesi ve bununla ortak olarak

baş edilebilmesi açısından önemli bir yere sahiptir.

Page 71: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

54

Şekil-3: Evlilik Üçgeni

Kaynak: Larson, 2002:17.

Özellikle günümüz toplumunda, daha doğrusu sosyal ağların ve iletişimin insanlar

arasında çok önemli bir noktaya geldiği bu zamanda iletişim kurabilmek birçok

Evlilik Üçgeni

BİREYSEL ÖZELLİKLER

Pasifler

Stresle baş etmede zorluk

İşlevsiz düşünceler

Aşırı düşüncesizlik

Aşırı öfke ve muhalefet

Tedavisiz depresyon

Kronik asabiyet

Uç noktada kendini tanıma

Aktifler

Dışa dönüklülük

Uysallık

İyi öz saygı

Kendine güven

Sorumluluk

Aşk

ÇİFT ÖZELLİKLERİ

Pasifler

Negatif etkileşim stilleri

Aktifler

İletişim becerileri

Çatışma çözme becerileri

Bağlılık

Samimiyet

Kontrol ve güç paylaşımı

Ortak Görüş

KOŞULLAR

Aile kökeninin etkileri

Aile olma aşamasından kalanlar

Aileden özerklik

Ebeveynlerin evliliği

Aile ve arkadaşların onayları

İş stresi

Aile stresi

Dış ilgileri stresi

Diğer stres etkenleri (borç, sağlık, kanunlar)

Page 72: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

55

problemin çözümünde bireylere ön ayak olmaktadır. Bu nedenle eşler arasındaki iletişim

boyutu da evlilik uyumunu etkileyen önemli unsurlardan biridir. Yapılan bir araştırmaya

göre; duygu ve düşüncelerini her zaman paylaştığını belirten kadın ve erkeklerin evlilik

uyum puan ortalamaları, bazen ve hiçbir zaman cevabını verenlere oranla daha yüksek

çıkmıştır. Yine aynı çalışmaya göre; duygu ve düşüncelerin paylaşımı konusunda

anlaşmazlık yaşama durumuna her zaman cevabını veren kadın ve erkeklerin, hiçbir

zaman cevabını verenlere oranla evlilik uyum puan ortalamalarının düşük olduğu

saptanmıştır (Şener & Terzioğlu, 2002:51-57). Bu sonuçlardan da anlaşılacağı üzere

iletişim kurma ve evlilik uyumu arasında önemli bir bağlantı söz konusudur.

Her insan farklı kişilik özelliklerine sahiptir. Bu özellikler çiftlerinde karşılıklı

uyumunu olumlu ya da olumsuz olarak etkilemektedir. Geçmişte yaşanılan deneyimler

ya da maruz kalınan davranışlara paralel olarak şekillenen kişilikler daha sonra benzer

şekilde ortaya çıkabilmektedir (Aktaş, 2013:45). Çiftlerin evlilik uyumunu etkileyen

günlük hayatta karşılaştığı birçok sorun söz konusu olabilmektedir. Örneğin çalışan

eşlerin iş yerlerinde yaşamış oldukları duygusal sorunların eve ve eşe yansımasıdır.

Örneğin kadın veya erkek çalışanlara iş yerinde uygulanan baskı ya da yöneticilerden

gelen az destekler kişilerde negatif duygular ve çatışma rollerine sebep olmakta bu da

evlilikte gerilimi artırmaktadır (Sears & Galambos, 1992:789).

Fitzpatrick (1988) & Gotmann (1979) evlilik uyumu ile çiftler arasındaki evlilik

iletişimi arasında önemli bir rol olduğunu saptamışlardır. Bu iletişimde bahsedilen sadece

konuşmak değil partnerler arasında meydana gelen bütün sözsüz ifade şekilleri ve

ipuçlarından meydana gelen iletişimdir (Koerner & Fitzpatrick, 2002:33).

Evlilik uyumunu etkileyen nedenlerin çok boyutlu olduğu söylenebilir. Bunlar; aile

içi-eşler arası iletişim, çatışma yönetimi, eşlerin birbirlerini tanıma oranları, eşlerin

çalışma durumları-koşulları, karar verme ve çocuk büyütme vb. gibi sıralanabilir. Sosyal

bir ortamda hayatını devam ettiren biz insanlar hayatımızın, birçok noktasına etki eden

nedenle karşı karşıya kalmamız kaçınılmazdır.

2.4. Evlilik Uyumu ile İlgili Yapılan Çalışmalar

Evlilik uyumu ile ilgili farklı bakış açıları ve durumlarla ilgili hem ülkemizde hem

de dünya da birçok çalışma yapılmıştır. Evlilik uyumu ile ilgili yapılan çalışmaların

başlangıcı 1960’lı yıllara dayanmakla birlikte (Çakır, 2008:10), evlilik uyumu çalışmaları

Hamilton’ın (1929) klasik çalışmalarında yer alan bir tarihe sahiptir (Spanier, 1976:15).

Evlilik uyumu ile ilgili yapılan araştırmalarda görüş ayrılıkları ve farklı yaklaşımlar söz

Page 73: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

56

konusu olmuştur. Kimi araştırmacılar eşlerin bireysel anlamda duyguları ile ilgilenirken,

kimisi bir bütün olarak ele almıştır. Bazı araştırmacılar ise iletişim ve çatışma gibi ilişkiyi

ölçen özellikleri kullanmışlardır (Yılmaz, 2001: 49). Ülkemizde yapılan çalışmalar

yurtdışında yapılan evlilik uyumunu ölçmeye yarayan ölçeklerin Türk kültürüne

uyarlanması ile gerçekleştirilmektedir (Yılmaz, 2001:55-56). Tutarel-Kışlak tarafından

ülkemize uyarlanan ve çalışmalarda oldukça fazla kullanılan ‘Evlilik Uyum Ölçeği’

bunlardan biridir.

Evlilik uyumunu etkileyen birçok faktörle ilgili araştırmalar yapılmıştır. Hick &

Platt tarafından 1970 yılında, Anderson, Russel ve Schumm tarafından ise 1983 yılından

yapılan çalışmalarda evliliğin ilk yıllarında çocuk sahibi olmanın evlilik uyumunu

düşürdüğü, çocukların evden ayrılmalarından (üniversite, evlilik vs.) sonra evlilik

uyumunun bir süre yükseldiği ve tekrar düşüşe geçtiğini saptanmıştır (Akt. Fidanoğlu,

2006:34). Rankin ve arkadaşları(1997) tarafından yapılan bir çalışmaya göre ise; ilişkide

samimiyet ve yakınlığı destekleyen şekilde davranan kadınların davranışları hem kendi

hem de eşlerinin iletişim şekilleri ile ilişkili olmakla birlikte, erkeklerin ilişkiye odaklı

davranışları ne kendi ne de eşlerinin standartları ile aynıdır (Akt: Gordon vd. 1999:219).

Yapılan başka bir çalışma da Scinovacz (1979) eşlerin çeşitli konulara ilişkin karar

verme sürecine ilişkin davranışları ile evlilik uyumu arasındaki ilişkiyi incelemiş ve

eşlerin karar verme sürecindeki memnuniyetlerinin erkeklerin evlilik uyumlarında önemli

bir belirleyici olduğu ve kadın ve erkek açısından ideal karar verme tarzının

uygulanmasının evlilik uyumunu olumlu yönde etkilediğini saptamıştır (Akt. Şener &

Terzioğlu, 2002:11-12). Bir başka çalışmada ise Peterson (1968); iletişimin aile

problemleriyle ilişkisini incelemek amacıyla 756 çiftle bir araştırma yürütmüş ve etkin

iletişim sağlamış çiftlerin, birlikte geçirilen zaman, dini konular, aile sorumlulukları,

cinsel konular, aile üyelerinin beklentileri, çeşitli alanlarda planlama ve karar verme

konularına ilişkin daha az problem yaşadığı, iletişim sorunu yaşayan çiftlerle aynı

sorunlara sahip olsalar dahi sorunlarını daha kolay çözdüklerini görmüştür (Akt. Şener &

Terzioğlu, 2002:12).

Evlilik uyumu ile nedensellik-sorumluluk ilişkisinin araştırıldığı bir çalışmada da,

evlilik uyum ölçeği kullanılarak evlilik uyumu incelenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda

eşleriyle uyumsuz olanların uyumlu olanlara göre, olumsuz eş davranışlarına daha fazla

yükleme yaptıkları evlilik uyumunun bu nedensellik-sorumluluk ilişkisinden etkilendiği

görülmüştür (Tutarel-Kışlak, 1995:169). Çocuk sahibi çiftlerin iletişim becerileri ve

Page 74: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

57

iletişim çatışmaları ile ilgili yapılan bir çalışmaya göre; çatışmayı çözen eşlerin iletişimde

eşlerinin bakış açısını dikkate aldıklarını belirlenmiştir (Akt. Fidanoğlu, 2006:40).

Bir başka çalışma ise Şirvanlı ve Özen’in (1999) yapmış olduğu çatışma ve

boşanmanın davranış ve uyum problemleri üzerindeki rollerini inceleyen çalışmadır

(Yılmaz, 2001:56). Şener & Terzioğlu (2002) tarafından gerçekleştirilen ailede eşler

arası uyuma etki eden faktörlerin araştırıldığı çok yönlü çalışma, birçok değişken

(ekonomik, yönetsel psiko-sosyal alanlar ile eğitim düzeyi, evlenme yaşı evlilik süresi,

eşler arası yaş farkı, çocuk sayısı, aylık gelir, kadının çalışma durumu) ile evlilik uyumu

arasındaki ilişki incelenmiştir.

Evlilik Uyumuna etki eden faktörlerin araştırıldığı bir başka çalışmaya göre ise;

duygu ve düşüncelerini her zaman paylaşan kadın ve erkeklerin evlilik uyum dereceleri,

bazen ve hiçbir zaman paylaşmayan kadın ve erkeklere oranla daha yüksektir (Şener &

Terzioğlu, 2002:52).

Akar (2005:65) ise cinsiyet ve eş ile iletişimini de içeren bazı değişkenlerle evlilik

uyumu arasındaki ilişkiyi karşılaştırdığı araştırmasında; evlilik uyumu ve eş ile iletişim

arasında anlamlı bir ilişki bulunduğunu, eşleri ile etkili bir iletişime sahip olmayanların

evlilik uyum puanlarının düşük olduğunu belirtmiştir.

Shollenberger (2001) yüksek lisans öğrencileri ve eşlerinin evlilik uyumunu

artırmaya yönelik bir iletişim becerileri eğitim programı uygulayarak etkililiğini

incelemiştir. Bu çalışma sonucunda eğitime katılan çiftler ile katılmayan çiftlerin evlilik

uyumu puanları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur (Hacı, 2011:45). Buna benzer bir

başka çalışma ise Sardoğan & Karahan (2005) tarafından gerçekleştirilmiştir. Samsun

ilinde yaşayan 24 evli çiftle yapılan çalışmada deney ve kontrol grubu oluşturulmuş ve

her iki gruba evlilik uyum ölçeği uygulanmıştır. Daha sonra deney grubuna insan ilişkileri

beceri eğitimi verilmiş ve eğitimin sonunda gruplara tekrar evlilik uyum ölçeği

uygulanmıştır. Bunun sonucu olarak görülmüştür ki; eğitim programına katılan çiftlerin

evlilik uyum puanları katılmayanlara göre daha yüksek çıkmıştır. Ayrıca eğitim

programına katılan çiftlerin evlilik uyum puanlarının eğitim sonrasında daha yüksek

çıktığı görülmüştür (Sardoğan & Karahan, 2005: 93-96).

Şener & Terzioğlu (2008:15)’nun Ankara’nın farklı semtlerinde oturan evli bireyler

üzerinde yapmış olduğu çalışmaya göre; eşler arasındaki duygu ve düşüncelerin

paylaşılma derecesi arttıkça evlilik uyum puanları artmaktadır.

Malkoç (2001) çiftlerin iletişim desenleri ve evlilik uyumunu araştırmış, evlilik

uyumu yüksek olan çiftlerin daha yapıcı iletişim desenleri kullandığını, evlilik uyumu

Page 75: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

58

düşük çiftlerin ise daha yıkıcı desenler kullandıklarını belirtmiştir. Yüksek evlilik uyumu

olan evliliklerin aksine düşük evlilik uyumu olan gruplarda karşılıklı sakınmanın ve

evliliklerde yıkıcı olan, kadının tartışmak istediği ancak kocanın kaçındığı iletişim

deseninin daha çok kullanıldığı görülmektedir. Bununla birlikte evlilik uyumu düşük olan

çiftlerde karşılıklı olarak geri çekilme ve saklama gibi yıkıcı desenlerin de kullanıldığı

gözlenmektedir (Akt. Fidanoğlu, 2013:27-28).

İletişim şekillerinin evlilik uyumuna katkısı ile ilgili yapılan bir başka çalışmada

ise, ilişkiye daha fazla odaklanan kadınların daha az odaklananlara kadınlara nazaran

evlilik uyumlarının daha iyi olduğu, fakat bu etkileşimin erkeklerde meydana gelmediği

belirtilmiştir (Gordon vd. 1999:211).

İletişimin önemi farklı tipteki çiftlere göre değişebilmektedir. Gottman beş tip

çiftten bahsetmekte ve bunlardan üçünün sıkıntısız ve sabit çiftler olduğunu ve sıkıntısız

bu 3 tip çiftten ikisinin çatışmadan çekinen ve değişken olduklarını ve bunların

davranışsal evlilik terapisine uygun çiftler olmadıklarını belirtmektedir. Gottman’ın

hipotezine göre çekingen çiftler, birbirleri arasındaki farklılıkları daha kabul etmiş

görünmekte ve zor meselelerle ilgili derin tartışmalara yer vermemektedirler (Akt.

Gordon vd. 1999:212).

Tüfekçi-Hoşgör (2013:168) tarafından evli çiftlerin öfke ifade tarzları ve evlilik

uyumunun incelendiği çalışmada iletişim ile ilişkili olarak hem eşler hem de kök aileler

arasındaki iletişim problemleri incelenmeye çalışılmış ve iletişim problemleri azaldıkça

evlilik uyum puanlarının arttığı görülmüştür.

Bireylerin hayatını idame ettirmede iletişimin önemi yadsınamaz. Çünkü bireyi

birey yapan duygu-düşüncelerini ifade edebilmesi bununla birlikte sorunlarıyla baş

edebilmesidir. İletişimsiz bir hayat düşünülemeyeceğine göre; akşam kapıyı kapatıp aile

ile baş başa kalındığında sağlıklı ve huzurlu bir ortama sahip olabilmek için iletişimin ne

denli önemli olduğu açıkça görülebilmektedir. Bu anlamda yukarıda da bahsedildiği gibi

birçok araştırmacı iletişimin evlilik uyumuna etkisinin önemine vurgu yapmıştır.

Page 76: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

59

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN ROLÜ: KONYA

ÖRNEĞİ BULGULARI

3.1. Metodoloji

Bu çalışma evlilik uyumu ilişkisinde aile içi iletişimin rolünü belirlemek için

planlanmış betimleyici bir anket çalışmasıdır. Kişiler arasındaki iletişimin her alanda

öneminin arttığı gerçeğiyle, aile içi ilişkiler, boyutları ve iletişimin evlilik uyumuna etkisi

tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu konunun özellikle seçilmesinin nedeni son dönemlerde

aile ilişkilerinin geçirmiş olduğu değişim ve bu değişimde özellikle iletişimin hangi

noktada olduğunun ortaya çıkarılma isteğidir.

Araştırmanın genel örneklemini evli bireyler oluşturmaktadır. Bu nedenle anket

formları evli bireylere uygulanarak, örneklem seçimi olasılıksız örneklem yöntemi ile

araştırma yerlerindeki evli bireylere uygulanmıştır.

3.1.1. Araştırmanın Amacı ve Tipi

Dünya da iletişim alanında gerçekleştirilen çalışmaların önemi gün geçtikçe daha

da artmaktadır. Çünkü iletişim kavramı çok geniş bir perspektife sahiptir ve hemen hemen

bütün bilim dallarıyla bağlantılıdır. Yurtdışındaki çalışmalar incelendiğinde iletişim

alanında çalışan araştırmacıların birçok farklı alanda çalıştıkları görülmektedir, ancak

ülkemizde araştırmacıların kendi alanları dışındaki alanlarda çalışmaya yönelimi çok sık

görülen bir durum değildir. Özellikle aile içi iletişim konusunda ülkemizde

gerçekleştirilen çalışmalar genellikle psikoloji alanındaki araştırmacılar tarafından

incelenmektedir. Araştırma da bu konunun tercih edilmesinin başlıca nedenlerinden

birisi, ayrıntılı olarak iletişim alanında çalışan iletişimcilerin, özellikle kişilerarası

iletişim boyutunu ihtiva eden çalışmaları gerçekleştirmeleri gerektiğine dikkat çekmektir.

Bir diğer neden ise; gün geçtikçe ciddi bir toplumsal probleme dönüşen aile içi iletişimin

boyutlarını iletişim araştırmacılarının bakış açısıyla ortaya koyabilmektir. Özellikle

kişilerarası iletişim bağlamında karı-koca arasındaki iletişimin boyutu, evlilikteki uyumu

etkilemekte; bu durum aile içine de yansımaktadır. Çiftler arasındaki uyum ne denli

sağlıklı olursa aile içi ve dışı ilişkiler de o denli sağlıklı olmaktadır ve özellikle çocuklara

olan yansımaları da dikkate değer ölçüdedir. Literatür araştırması sırasında görülmüştür

ki, aile içi iletişimi yeterli olan çiftlerin evlilik uyumları yüksek düzeydedir ve birbirleri

ile sağlıklı iletişim kuran bireyler aynı zamanda çocuklarına her alanda olduğu gibi

iletişim alanında da örnek olmakta ve davranışlar çocukları etkilemektedir. Bu çalışmanın

Page 77: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

60

amacı çeşitli bağlantılar çerçevesinde eşler arasındaki ya da aile fertleri arasındaki

iletişimin evlilik uyumunu ne ölçüde etkilediğini ortaya çıkarmaktır.

Tanımlayıcı olarak yapılan araştırmada karı koca arasındaki iletişimin boyutları

açısından sorular yer almaktadır, buna paralel olarak çocuklarla iletişimi ortaya çıkaracak

sorulara yer verilerek birbirleri arasındaki bağlantı ortaya konulmuştur. Özellikle

konuşmanın, duyguların, problemlerin ve paylaşımda bulunmanın çiftler arasında ne

denli önemli olduğu, arkadaşlar arasındaki ilişkilerde bile yapı taşı niteliğindeki

iletişimin, toplumun en değerli parçası olan ailedeki etkinliği verilerle açıklanmıştır.

3.1.2. Araştırmanın Evreni ve Örneklem Seçimi

Araştırmanın evrenini Konya il merkezinde yaşayan evli bireyler

oluşturmaktadır. Araştırmanın örnek büyüklüğünün belirlenmesinde “bir toplumdaki oranın

belirli bir doğrulukla tahmininde” önerilen (Lemeshow vd. 2000:143) ve örneklem sayısının

ne olması gerektiğini gösteren hazır bir tablodan yararlanılmıştır. Bu tablonun kullanılması

için olayın görülme sıklığı, güven düzeyi ve kesinlik karar oranının belirlenmesi gerekir.

İncelenen olayın görülme sıklığı (evlilik uyumu) bir çalışmada kadınlar için % 36.8 olarak

bildirilmiştir (Yalçın, 2014:250). Sadece kadınlar için bildirilen oran örnek sayısının

belirlenmesi tablosu için yaklaşık % 40 olarak kabul edilmiş ve % 95 güven düzeyinde ve %

5 rölatif kesinlik dikkate alınarak tabloda bildirilen örnek büyüklüğünün 369 olduğu

bulunmuştur. Bu çalışma erkek ve kadınlar üzerinde yapılacağından 369 sayısının 2 katı

kadar kişiye ulaşılması planlanmıştır (n=738). Veri toplama sürecinde 900 anket

formu olasılıksız örnekleme yöntemlerinden gelişigüzel örnekleme yöntemi ile evli bireylere

dağıtılmıştır. Veri girişi sırasında eksiksiz doldurulan 827 anket formunun çalışmaya dâhil

edilmesine karar verilmiştir.

3.1.3. Araştırma Etik Kuralları

Araştırma Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü kanalıyla saha çalışması için

Konya Valiliği’nden izin alınarak 1 Ağustos 2014 – 31 Ekim 2014 tarihleri arasında

gerçekleştirilmiştir. Anketi dolduran bireylere anketin amacı ve kapsamı belirtilerek, gönüllü

olarak ankete katılmaları sağlanmıştır. Veri toplama ortalama 15-20 dakika sürmüştür.

3.1.4. Araştırmada kullanılan Veri Toplama Tekniği ve Araçlar

Veriler araştırmacı tarafından literatür taranarak oluşturulan anket formu ve Locke

& Wallace (1959) tarafından geliştirilen ve Tutarel-Kışlak (1999) tarafından ülkemize

Page 78: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

61

uyarlanan evlilik uyum ölçeği uygulanarak toplanmıştır. Dört bölümden oluşan anket

formunun ilk bölümünde sosyo-demografik özellikler ile ailenin özelliklerine yönelik

sorular yer almış, diğer bölümlerde ise bireylerin iletişim boyutları sorgulanmıştır.

Ardından evlilik uyum ölçeği uygulanmıştır. Belirli bir bölge ve şahıslar gözetilmeden

rastgele gerçekleştirilen anketler sırasında bazı kişiler kişisel olması nedeniyle anketleri

doldurmaktan çekinmişlerdir.

3.1.4.1. Anket Formu

Anket formunun birinci bölümünde katılımcının ve eşinin özellikleri ile ilgili; cinsiyet,

yaş, eğitim durumu, meslek soruları yer almaktadır. Daha sonra aileye ilişkin özelliklerle ilgili

sorular; ailenin tipi, toplam aylık gelir, gelir düzeyi algısı, sahip olunan çocuk sayısı

bulunmaktadır. Aile ve akrabalar ile ilişkiler sorularında eşler arası aile yapısı ve sorunları

paylaşma üzerine sorular yer almaktadır. Eş ile ilişkiler konusunda sorular; cinsel sorunları

eşle paylaşma durumu, üzüntü/sıkıntıyı eşle paylaşma durumu, ev işlerini eşle paylaşma

durumu, iş nedeniyle eşten ayrı yaşama durumu, tartışma nedeniyle eşten ayrı yaşama

durumu, eşle tartışma sıklığı, alışveriş konusunda eşle sorun yaşama durumu, bilgisayar

başında geçirilen süre nedeniyle eşle sorun yaşama durumudur. Son olarak ise; çocuklar ve

ebeveynler arasındaki iletişimin sorgulandığı sorular mevcuttur.

3.1.4.2. Evlilik Uyum Ölçeği

Çalışmada anket formunun ardından Locke & Wallace (1959) tarafından geliştirilen

ve Tutarel-Kışlak (1999) tarafından dilimize çevrilerek güvenilirlik-geçerlilik çalışması

yapılmış “Evlilik Uyum Ölçeği-EUÖ” (Marital Adjustment Test) (Tutarel-Kışlak, 1999)

uygulanmıştır. EUÖ 15 maddeden oluşan bir ölçektir ve puanlar uyumsuzluktan

uyumluluğa doğru artmaktadır. EUÖ’da bir genel uyum sorusu, olası anlaşma alanları,

çatışma, bağlılık ve iletişimi ölçen sorulardan oluşmaktadır. Ölçek çiftlerin her ikisine de

uygulanabildiği gibi sadece birisine de uygulanabilmektedir. Çalışmamızda ölçek sadece

evli bireyler üzerinde uygulanmıştır.

EUÖ’nda derecelendirilmesi farklı maddelerden oluşan ölçek, iki faktörlü bir

yapıya sahiptir. Bunlar; anlaşma ve anlaşamama durumu ile ilişki tarzıdır. İlişkilerde

yükleme ölçeği ile korelasyonu - ,54 olup, kişiler arası ilişkiler ölçeği ile korelasyonu

0,12’dir. Madde test korelasyon değeri 0,09-0,60 arasında değişmektedir. Cronbach alfa

Page 79: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

62

iç tutarlılık katsayısı 0,84 iken, iki yarım güvenirliği 0,84, test tekrar güvenirliği 0,57’dir

(Tutarel-Kışlak, 1999:54).

EUÖ soruları üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kişilerin evlilikleri

hakkındaki genel değerlendirmelerine yer verilmekte, çok mutlu ve çok mutsuz

arasındaki derecelerden birini tercih etmeleri istenmektedir. İkinci kısımda, eşler

arasındaki anlaşma ve anlaşmazlık durumunu her zaman anlaşırız ve her zaman

anlaşamayız şeklinde derecelendiren sorular yer almaktadır. Bu sorular; aile bütçesini

idare etme, boş zaman etkinlikleri, duyguların ifadesi, arkadaşlar, cinsel ilişkiler,

toplumsal kurallara uyma (doğru, iyi veya uygun davranış), yaşam felsefesi ve eşin

akrabalarıyla anlaşma sorularından oluşmaktadır. Son bölümde ise; bireylere evliliklerini

en iyi şekilde ifade eden durumları belirmeleri istenmektedir. Bunlar; Ortaya çıkan

uyumsuzluklar genellikle (erkeğin susması, kadının susması, karşılıklı anlaşmaya

varılarak) nasıl sonuçlanır, ev dışı etkinliklerinizin ne kadarını (hepsini, bazılarını, çok

azını, hiçbirini) eşinizle yaparsınız, boş zamanlarınızda genellikle aşağıdakilerden

hangisini tercih edersiniz (dışarıda bir şeyler yapmayı, evde oturmayı), eşiniz genellikle

hangisini tercih eder (dışarıda bir şeyler yapmayı, evde oturmayı), hiç evlenmemiş olmayı

istediğiniz olur mu (sık sık, arada sırada, çok seyrek, hiçbir zaman), hayatınızı yeniden

yaşayabilseydiniz (aynı kişiyle evlenirdiniz, farklı bir kişiyle evlenirdiniz, hiç

evlenmezdiniz), son olarak eşinize güvenir sırlarınızı ona açar mısınız (hemen hemen

hiçbir zaman, nadiren, çoğu konularda, her konuda) şeklindedir.

Ölçeğin puanlama sistemi ise tabloda da belirtildiği gibi birinci soruda 0 ile 6 arası

puanla ifade edilmekte, ikinci sorudan dokuzuncu soruya kadar olan bölüm ise 5 ile 0

arasında puanlanmaktadır. Onuncu soru 0-0-1 puanlamasına, 11’ci soru 3-2-1-0

puanlamasına, 12’ci soru 0-1-1 puanlamasına 13’cü soru 0-1-2-3 puanlamasına, 14’cü

soru 2-1-0 puanlamasına 15’ci soru ise 0-1-2-2 puanlamasına sahiptir.

Tablo-1: EUÖ’nin Puanlama Sistemi

Madde Puanlama

1 0,1,2,3,4,5,6,

2 ile 9 arası 5,4,3,2,1,0,

Page 80: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

63

10 0,0,1,

11 3,2,1,0,

12 Anlaşmazlık: 0

Dışarıda bir şeyler yapmak: 1

Evde oturmak: 1

13 0,1,2,3,

14 2,1,0,

15 0,1,2,2,

Toplam 58

Kaynak: Tutarel-Kışlak, 1999:52

3.1.5. Araştırmada Kullanılan İstatistik Teknikleri

Araştırma anket formu ve evlilik uyum ölçeği formu ile elde edilen veriler

bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Anket formuna verilen cevaplar sayısal olarak

kodlanmış, Evlilik Uyum Ölçeğine verilen cevaplar ise puanlama sistemine göre

toplanarak girilmiştir. Tanımlayıcı istatistiklerde; sayı, yüzde, ortalama ve standart sapma

kullanılmıştır. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiyi saptamak amacıyla

pearson korelasyon, student t testi ve varyans analizi yöntemleri kullanılmıştır.

3.1.6. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma sadece evli bireyler üzerinde yapılmıştır. Araştırma Konya örneğini

yansıtması açısından Konya il merkezinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma anket soruları

ve evlilik uyum ölçeğine verilen yanıtlarla sınırlıdır.

3.1.7. Araştırma Soruları

- Evli bireylerin aile içindeki iletişimi hangi boyuttadır.

- Eşler birbirleri ile etkin iletişim kurabiliyor mu?

- Eşler birbirleri ile problemlerini paylaşabiliyor mu?

- Eşler birbirleri ile üzüntü, sıkıntı, mutluluk, duygu ve hislerini rahatça

paylaşabiliyorlar mı?

- Eşler birbirleri ile yeterince vakit geçirip, paylaşımda bulunabiliyorlar mı?

- Eşler çatışma yaşadıklarında problemleri iletişim kanalıyla çözebiliyor mu?

Page 81: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

64

- Aile fertleri birbirleri ile etkin paylaşımda bulunabiliyorlar mı?

- Eşler arasında sorumluluk paylaşımında taraflar üzerine düşeni yapabiliyor mu?

- Aile içi iletişimi etkileyen dış etkenler mevcut mu?

- Aile ile ilgili her konuda bireyler katılım sağlayarak çözümlere etki edebiliyor

mu?

- Çocuklar ile iletişimin düzeyi nedir?

- Çocuklar ile iletişim eşler arasındaki iletişime etki ediyor mu?

- Bilgisayar, internet, televizyon, alışveriş gibi etkenler eşler arası iletişime etki

ediyor mu?

- Ebeveynlerin çocuklar ile iletişimi yeterli boyutta mıdır?

3.2. Bulgular

Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan 827 evli kadın ve erkek bireyin sayı

ve yüzde olarak dağılımları ile EUÖ’ne göre uyumluluk ve uyumsuzluk puanlarının

değişkenler ile analizi verilmiştir.

3.2.1. Ankete Katılan Bireylerin Sosyo-Demografik Özellikleri

Ankete katılan bireylerin sosyo-demografik özellikleri incelendiğinde, anketi

dolduranların yaş aralıkları % 6,9’u 25 yaş altı, % 38,7’si 26 ve 35 yaş arası, % 32,5’i 36

ve 45 yaş arası, % 17,9’u 46 ve 55 yaş arası, % 4,0’ı 56 ve üzeri, eşlerinin yaşları ise %

7,3’ü 25 yaş altı, % 35,3’ü 26 ve 35 yaş arası, % 35,3’ü 36 ve 45 yaş arası, % 16,8’i 46

ve 55 yaş arası, % 5,3’ü ise 56 ve üzeri olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte

katılımcıların % 55,9’unun kadın, % 44,1’inin erkek olduğu, anketi dolduran bireylerin

% 2,5’inin okur-yazar, % 28,4’ünün ilköğretim, % 21,2’inin lise, % 47,9’unun üniversite

ve üstü eğitime, bu bireylerin eşlerinin ise; % 1,5’inin okur-yazar, % 36,3’ünün

ilköğretim, % 20,3’ünün lise ve % 42,0’sinin üniversite ve üstü eğitime sahip oldukları

görülmüştür. Yine aynı tabloya göre anketi dolduran bireylerin yaş ortalamaları 37,98,

eşlerinin yaş ortalaması 38,29 olarak belirlenmiş, bu bireylerin % 16,9’u ev hanımı, %

45,1’i memur, % 10,6’sı serbest çalışan, % 1,1’i emekli, % 26,2’sinin işçi olduğu,

Page 82: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

65

eşlerinin ise; % 31,1’inin ev hanımı, % 32,4’ünün memur, % 18,0’ının serbest çalışan, %

4,2’sinin emekli, % 14,3’ünün işçi olduğu görülmüştür.

Tablo-2: Katılımcıların Sosyo-Demografik Özelliklere Göre Dağılımı

Değişkenler Sayı Yüzde

Kendi Yaş

18 - 25 yaş aralığı

26 – 35 yaş aralığı

36- 45 yaş aralığı

46 – 55 yaş aralığı

56- 65 yaş aralığı

57

320

269

148

33

6,9

38,7

32,5

17,9

4,0

Eş Yaş

18 - 25 yaş aralığı

26 – 35 yaş aralığı

36- 45 yaş aralığı

46 – 55 yaş aralığı

56- 65 yaş aralığı

60

292

292

139

44

7,3

35,3

35,3

16,8

5,3

Cinsiyet

1- Kadın

2- Erkek

462

365

55,9

44,1

Eğitim Durumu

1- Okur- Yazar

2- İlköğretim

3- Lise

4- Üniversite ve üstü

21

235

175

396

2,5

28,4

21,2

47,9

Eş Eğitim Durumu

1- Okur- Yazar

2- İlköğretim

3- Lise

4- Üniversite ve üstü

12

300

168

347

1,5

36,3

20,3

42,0

Kendi Mesleği

1- Ev hanımı

2- Memur

3- Serbest Çalışan

4- Emekli

5- İşçi

140

373

88

9

217

16,9

45,1

10,6

1,1

26,2

Eş Mesleği

1- Ev hanımı

2- Memur

3- Serbest Çalışan

4- Emekli

5- İşçi

257

268

149

35

118

31,1

32,4

18,0

4,2

14,3

Page 83: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

66

3.2.2. Ankete Katılan Bireylerin Evlilik Süresi, Evlenme Yaşları, Aile Tipi, Gelir

Düzeyi, Evlenme Şekli, Çocuk Sahibi Olma Durumu ve Yaşadıkları İlçe

Özellikleri

Bu bölümde verilen tabloya göre, anketi dolduran bireylerin % 43,8’i 1-10 yıl, %

28,9’u 11-20 yıl, % 19,5’i 21-30 yıl, % 7,9’u 31 ve üzeri evlilik süresine sahip olmakla

birlikte anketi dolduran bireylerin evlenme yaşları % 27,3’ü 20 ve altı % 42,7’si 21 ve 25

yaş arası, % 24,8’i 26 ve 30 yaş arası, % 5,2’si 31 ve üzeri arasında, eşlerinin evlenme

yaşları ise % 24,9’u 20 ve altı, % 43,0’ü 21 ve 25 yaş arası, % 25,5’i 26 ve 30 yaş arası,

% 6,5’i 31 ve üzeri aralığındadır. Bu bireylerin % 85,9’u çekirdek aileye, % 14,1’i geniş

aileye sahip olduklarını belirtmiş, aynı zamanda ailelerinin gelir durumu algısı sorusuna

% 31,9’u iyi, % 58,5’i orta, % 9,6’sı kötü olarak cevap vermişlerdir. Çalışmaya

katılanların % 61,2’si görücü usulü, % 38,8’i flört sonrası evlilik yaptığını belirtmiş ve

aynı zamanda bu kişilerin % 85,4’ü çocuk sahibi iken, % 14,6’sı çocuk sahibi değildir.

Ankete katılanların ikamet adreslerine göre dağılımı ise; % 44,9’u Selçuklu, % 33,1’i

Meram, % 22,0’si Karatay olarak belirlenmiştir.

Page 84: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

67

Tablo-3: Katılımcıların Evlilik süresi, Evlenme Yaşları, Aile Tipi, Gelir Düzeyi, Evlenme

Şekli, Çocuk Sahibi Olma Durumu ve Yaşadıkları İlçe Özellikleri Dağılımı

Değişkenler Sayı Yüzde

Evlilik Süresi

1 – 10 yıl

11 – 20 yıl

21 – 30 yıl

31 ve üzeri

362

239

161

65

43,8

28,9

19,5

7,9

Evlenme Yaşı

15 – 20 yaş

21 – 25 yaş

26 – 30 yaş

31 ve üzeri

226

353

205

43

27,3

42,7

24,8

5,2

Eş Evlenme Yaşı

15 – 20 yaş

21 – 25 yaş

26 – 30 yaş

31 ve üzeri

206

356

211

54

24,9

43,0

25,5

6,5

Aile Tipi

1- Çekirdek Aile

2- Geniş Aile

710

117

85,9

14,1

Gelir Durumu Algısı

1- İyi

2- Orta

3- Kötü

264

484

79

31,9

58,5

9,6

Evlenme Şekli

1- Görücü Usulü

2- Flört Sonrası

506

321

61,2

38,8

Çocuk var mı?

1- Evet

2- Hayır

706

121

85,4

14,6

Yaşadığınız İlçe

1- Selçuklu

2- Meram

3- Karatay

371

274

182

44,9

33,1

22,0

3.2.3. Ankete Katılan Bireylerin Aile İlişkileri İle İlgili Özellikler

Bireylere kendilerinin ve eşlerinin aile yapısı ve ilişkileri ile ilgili soruların

sorulduğu bu bölümde aile yapısı benzerliği sorusuna % 30,2 tamamen benzer, % 46,4

kısmen benzer, % 23,3 hiç benzemez yanıtını vermiş, kendi aileniz ile ilişkiniz nasıldır

sorusuna anketi dolduranların % 88,1’i iyi, % 1,3’ü kötü, % 10,5’i ise orta yanıtı vermiş,

aynı kişilerinin eşlerinin ailesi ile ilişkileri sorulduğunda % 78,7’i iyi, % 3,7 kötü, %

17,5’i orta cevabını vermiştir. Aile içi problemleri kişilerin kendi aileleri ile paylaşma

durumunun sorulduğu soruda ise anketi dolduranların % 13,4’ü her zaman, % 57,6’sı

Page 85: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

68

zaman zaman, % 29,0’u ise hiçbir zaman olarak cevaplamış, aynı soru eşlerinin kendi

aileleri ile problem paylaşımı şeklinde sorulduğunda % 7,0’si her zaman, % 86,8’i zaman

zaman, % 6,2’si hiçbir zaman olarak yanıtlamışlardır. Bireyler aileye dışarıdan müdahale

olur mu sorusunu; % 2,1 her zaman, % 36,5 zaman zaman, % 61,4 hiçbir zaman şeklinde

belirtmiş, aynı kişiler eşiniz karar alırken ailesine danışır mı sorusuna % 7,7 her zaman,

% 40,7 zaman zaman, % 45,3 hiçbir zaman ve % 6,2 bilgim yok olarak belirtmişlerdir.

Yukarıdaki verilerden de görüldüğü gibi, geleneksel aile yapısından çekirdek aile

yapısına yönelen toplumda, halen geleneksel aile özellikleri görülmektedir. Çiftler her ne

kadar aile büyüklerinden ayrı bir hayat sürdürseler de, eş tercihlerinde aile yapılarına

dikkat etmekte ve problemlerini aileleriyle paylaşmaktadır. Bu da göstermektedir ki;

halen aile büyüklerinin bireyler üzerindeki etkisi kendini göstermektedir.

Page 86: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

69

Tablo-4: Katılımcıların Aile ilişkileri Özelliklerinin Dağılımı

Değişkenler Sayı Yüzde

Aile yapısı benzerliği

1- Tamamen benzer

2- Kısmen benzer

3- Hiç benzemez

250

384

193

30,2

46,4

23,3

Kendi Aileniz ile ilişkileriniz

1- İyi

2- Kötü

3- Orta

729

11

87

88,1

1,3

10,5

Eşinizin Ailesi ile ilişkileriniz

1- İyi

2- Kötü

3- Orta

651

31

145

78,7

3,7

17,5

Aile içi problemi aile ile paylaşma

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

111

476

240

13,4

57,6

29,0

Eşin Aile içi problemi aile ile paylaşma

durumu

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

58

718

51

7,0

86,8

6,2

Aileye dışarıdan müdahale durumu

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

17

302

508

2,1

36,5

61,4

Eşin karar alırken ailesine danışma

durumu

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

4- Bilgim yok

64

337

375

51

7,7

40,7

45,3

6,2

3.2.4. Ankete Katılan Bireylerin Eşler Arası İletişim Özellikleri

Ankete katılanların eşleri ile iletişim düzeylerinin sorulduğu bu bölüm iki tablo

şeklinde gösterilmiştir. Bireylere sorulan eş ile sorun paylaşma durumuna % 58,3 her

zaman, % 38,9 zaman zaman, % 2,8’ü hiçbir zaman yanıtını vermiş, üzüntü ve sıkıntıları

eşlerle paylaşma durumuna ise; % 54,7 her zaman, % 42,7 zaman zaman, % 2,7 hiçbir

zaman şeklinde cevaplamış, eşlerin ev işlerini paylaşma durumunun ise % 19,2 her

zaman, % 61,3 zaman zaman, % 19,5’inin hiç zaman şeklinde olduğu görülmüştür.

Eşlerin tartışma sonucu ayrı kalma durumunun sorulduğu soruda % 1,5 her zaman, %

Page 87: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

70

29,3 zaman zaman, % 69,3 hiçbir zaman, tartışma sıklığı % 12,5 her zaman, % 78,1

zaman zaman, % 9,4 hiçbir zaman şeklinde belirtilmiştir. Son olarak eşlerin tartışma

sonrası sorun çözme durumunun ise; % 50,7 konuşarak çözeriz, % 20,0 sorun hiç olmamış

gibi davranırız, % 29,4 bir süre hiç konuşmayız olarak işaretlendiği görülmüştür.

Eşler arası iletişim özellikleri verilerine göre, geleneksel yapıda süregelen kadının

yaşadıklarını daha az paylaştığı ve duygularını açığa vurma durumu yerini daha

paylaşımcı ve iletişime açık bir noktaya getirmiştir. Bu da göstermektedir ki, çiftler artık

birbirlerinin duygu ve düşüncelerini daha çok önemsemektedirler.

Tablo-5: Katılımcıların Eşler Arası İletişim Özelliklerinin Dağılımı

Değişkenler Sayı Yüzde

Eş ile sorun paylaşma

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

482

322

23

58,3

38,9

2,8

Üzüntü/sıkıntı paylaşma durumu

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

452

353

22

54,7

42,7

2,7

Ev işi paylaşma durumu

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

159

507

161

19,2

61,3

19,5

Tartışma sıklığı

1- Tartışmayız

2- Ara sıra tartışırız

3- Sürekli tartışırız

103

646

78

12,5

78,1

9,4

Tartışma sonucu ayrı kalma durumu

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

12

242

573

1,5

29,3

69,3

Tartışma sonrası sorun çözme durumu

1- Konuşarak sorunuz çözeriz

2- Sorun hiç olmamış gibi davranırız

3- Bir süre hiç konuşmayız

419

165

243

50,7

20,0

29,4

Eşlerin iletişim özelliklerinin sorulduğu ikinci tabloda; eşle cinsel sorunları

konuşma durumuna % 48,9 her zaman, % 35,4 zaman zaman, % 15,7 hiçbir zaman

şeklinde yanıt vermiş, eşlerin birbirine vakit ayırma durumu ise % 13,8 vaktimiz olmaz,

% 47,2 ara sıra vakit ayırırız, % 39,1 sık sık vakit ayırırız şeklinde, eşlerin birbirlerinin

düşünce ve hisleri ile ilgilenme durumu sorusunun ise; % 57,3 her zaman, % 36,4 zaman

zaman, % 6,3 hiçbir zaman olarak cevaplandığı görülmüştür. Bireylere bilgisayar başında

Page 88: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

71

vakit geçirme durumu sorulduğunda % 41,1 evet, % 48,9 hayır ve bilgisayar yok şeklinde,

bilgisayar ve internet başında geçirilen zaman nedeniyle sorun yaşar mısınız sorusuna ise;

% 51,9 evde bilgisayar yok, % 2,7 her zaman, % 23,5 zaman zaman, % 22,0 hiçbir zaman

olarak cevaplamışlardır. Son olarak ise; alışveriş nedeniyle eşler arasında sorun yaşanıp

yaşanmadığı sorulan bireylerin % 5,2’sinin her zaman, % 45,6’sının zaman zaman, %

49,2’sinin hiçbir zaman yanıtını verdiği görülmüştür.

Eşler arasındaki iletişim özelliklerinin bu bölümünde ise çiftlerin artık mahrem

olarak gördükleri konularda bile birbirleri ile kolay iletişim kurabildikleri, ancak bunun

yanında toplumsal koşuşturmacanın ne denli aileyi etkilediği ortaya çıkmaktadır. Bu

verilere göre teknoloji ve hayatın akışı içindeki yarış aile bireylerinin birbirlerine daha az

vakit ayırmalarına sebep olmaktadır.

Tablo 6: Katılımcıların Eşler Arası İletişim Özelliklerinin Dağılımı

Değişkenler Sayı Yüzde

Eşle cinsel sorunları konuşma

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

404

293

130

48,9

35,4

15,7

Eşlerin birbirine vakit ayırma durumu

1- Vaktimiz olmaz

2- Ara sıra vakit ayırırız

3- Sık sık

114

390

323

13,8

47,2

39,1

Eşin düşünce/hisler ile ilgilenme durumu

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

474

301

52

57,3

36,4

6,3

Bilgisayar başında vakit geçirme durumu

1- Evet

2- Hayır

340

487

41,1

58,9

Bilgisayar/internette zaman geçirme

nedeniyle sorun yaşama durumu

1- Bilgisayar yok

2- Her zaman

3- Zaman zaman

4- Hiçbir zaman

429

22

194

182

51,9

2,7

23,5

22,0

Alışverişler nedeniyle eş ile sorun yaşama

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

43

377

407

5,2

45,6

49,2

Page 89: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

72

3.2.5. Ankete Katılan ve Çocuk Sahibi Olan Ebeveynlerin Çocukları ile İletişim

Özellikleri

Bu bölümde ankete katılan ve çocuk sahibi olan bireylerin çocukları ile iletişim

düzeylerinin sayı ve yüzdeleri verilmiştir. Değerlendirme yapılırken çocuk sahibi

olmayan örneklemler çıkarılmıştır. Çocuklarla gün sonu değerlendirmesi, çocuğun

problem paylaşma durumu şeklindeki sorularda ise çocukları henüz konuşmayan bireyler

değerlendirme dışında bırakılmışlardır. Buna göre; bireylerin çocukları ile vakit geçirme

durumu % 22,1 bütün boş vakitlerimde, % 36,3 yeterince, % 27,0 yeterince değil, ankete

dolduranların eşlerinin çocuklarla vakit geçirme durumu ise; % 22,5 bütün boş

vakitlerinde, % 37,4 yeterince, % 25,5 yeterince değil şeklinde olmuştur. Bireylerin

çocuklarla gün sonu değerlendirmesi sorusunun % 22,1’inin her zaman, % 53,4’ünün

zaman zaman, % 7,7’sinin hiçbir zaman olduğu, çocuklardaki psikolojik değişiklikleri

fark etme durumunun ise; % 56,2’sinin her zaman, % 26,4’ünün zaman zaman, %

1,6’sının hiçbir zaman olarak cevaplandığı görülmüştür.

Anket formunu cevaplayan kişilere çocuklarına karşı sözlü şiddet uygulayıp

uygulamadıkları sorulmuş, % 3,5 her zaman, % 65,7 zaman zaman, % 16,2 hiçbir zaman

olarak cevaplandığı, fiziksel şiddet sorusunun ise; % 0,8’inin her zaman, % 32,5’inin

zaman zaman, % 52,0’sinin hiçbir zaman şeklinde yanıt verdikleri görülmüştür. Eşlerinin

çocuklara karşı sözlü şiddet uygulama durumları sorulduğunda % 5,0 her zaman, % 53,9

zaman zaman, % 26,5 hiçbir zaman olarak yanıtlarken, fiziksel şiddet sorusuna % 1,9 her

zaman, % 29,3 zaman zaman, % 54,2 hiçbir zaman şeklinde cevap vermişlerdir. Ankete

katılan bireylere son olarak çocuklarının problem paylaşma durumu ve aile olarak

televizyon başında vakit geçirip geçirmedikleri sorulmuştur. Çocuğun problemlerini

kolayca paylaşıp paylaşamadığı sorusuna % 47,4 her zaman, % 31,7 zaman zaman, % 3,1

hiçbir zaman cevabı vermiş, aile olarak televizyon başında vakit geçirir misiniz sorusunu

% 16,7’si her zaman, % 62,0’ı zaman zaman, % 6,7’si ise hiçbir zaman olarak

yanıtlamıştır.

Çocuklarla iletişim verilerine bakıldığında çiftlerin birbirlerine az vakit ayırmaları

çocuklara da yansımakta her ne kadar boş vakitlerin çoğu çocuklara ayrılıyormuş gibi

görülse de ağırlıklı olarak çocukların ihmal edildiği görülmektedir. Rakamların bu denli

birbirine yakın olması, günlük hayatta da gözlemlenen hem hane içinde hem de hane

dışında her bir bireyin kendi kabuğuna çekilerek yaşıyor olduğu gerçeğini ortaya

koymaktadır.

Page 90: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

73

Tablo 7: Katılımcıların Ebeveynler ve Çocuklar Arası İletişim Özelliklerinin Dağılımı

Değişkenler Sayı Yüzde

Çocukla vakit geçirme durumu

1- Bütün boş vakitlerimde

2- Yeterince

3- Yeterince değil

183

300

223

22,1

36,3

27,0

Eşin çocukla vakit geçirme durumu

1- Bütün boş vakitlerinde

2- Yeterince

3- Yeterince değil

186

309

211

22,5

37,4

25,5

Çocukla gün sonu değerlendirmesi

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

183

442

64

22,1

53,4

7,7

Psikolojik değişiklikleri fark etme

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

465

218

13

56,2

26,4

1,6

Sözlü şiddet

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

29

543

134

3,5

65,7

16,2

Fiziksel şiddet

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

7

269

430

0,8

32,5

52,0

Eş sözlü şiddet

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

41

446

219

5,0

53,9

26,5

Eş fiziksel şiddet

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

16

242

448

1,9

29,3

54,2

Çocuğun problem paylaşma durumu

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

392

262

26

47,4

31,7

3,1

Tüm aile televizyon başında vakit harcama

1- Her zaman

2- Zaman zaman

3- Hiçbir zaman

138

513

55

16,7

62,0

6,7

3.2.6. Ankete Katılan Bireylerin EUÖ Puanlarının Değerlendirilmesi

Bu bölümde ankete katılanların cevaplamış oldukları anket formları ile EUÖ puan

ortalamalarının değerlendirilmesi verilmiştir.

Page 91: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

74

3.2.6.1. Katılımcıların Evlilik Uyum Ölçeği Puan Ortalaması ve Evlilik Uyum

Durumu

Aşağıdaki tabloda belirtildiği gibi anketi dolduran bireylerin evlilik uyum ölçeği

puan ortalaması 43,99 olarak tespit edilmiştir. Evlilik uyumu durumu

değerlendirildiğinde ölçek kesme puanına (43,5) göre bireylerin % 56,0’sı uyumlu, %

44,0’ü uyumsuz olarak görülmektedir (Tablo:8). Analizler, uyumlu ve uyumsuz gruplar

arasındaki karşılaştırmalar ile yapılmıştır.

Tablo:8 Ankete Katılan Bireylerin Evlilik Uyum Ölçeği Puan Ortalaması ve Evlilik Uyum

Durumunun Dağılımı

Değişkenler Ortalama SS

Evlilik Uyum Ölçeği Puanı 43,99 10,47

Sayı Yüzde

Evlilik Uyumu Durumu

1- Uyumluluk

2- Uyumsuzluk

463

364

56,0

44,0

3.2.6.2.Sosyo-demografik Özellikler ile EUÖ Puanına Göre Karşılaştırılması

Aşağıdaki tabloda çalışma grubunun sosyo-demografik özellikleri ile EUÖ puan

ortalaması arasındaki ilişkilerinin değerlendirildiği istatistiki analizler verilmiştir.

Tablo:9 Cinsiyet ve EUÖ Puan Durumuna Dağılımı

Değişkenler EUÖ X±SS Önemlilik Testi

Cinsiyet

1- Kadın

2- Erkek

43,45±11,52

44,67±8,94

t=-1,668

p=,096

Tablodan da görülebileceği gibi erkeklerin evlilik uyum puanı (44,67±8,94)

kadınlara göre (43,45±11,52) daha yüksektir. Ancak bireylerin EUÖ puan ortalaması ile

cinsiyet arasında anlamlı fark bulunmamıştır (t=-1,668; p=,096; p≥0,05). Şener &

Terzioğlu (2002)’nun yapmış olduğu çalışmaya göre de erkeklerin EUÖ puan

ortalamaları daha yüksek, kadınların ki ise daha düşüktür. Fakat araştırmamıza göre

cinsiyet ve EUÖ puan ortalamaları arasında anlamlı ilişki söz konusu değildir. İncelenen

diğer çalışmalarda da görülmüştür ki, kadın ve erkek arasında EUÖ puanlaması ile

anlamlı ilişki saptanmamıştır (Bharambe & Baviskar, 2013:9).

Page 92: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

75

Tablo:10 Ankete Katılan Bireylerin Sosyo-demografik Özelliklerinin EUÖ Puanı

Durumuna Göre Dağılımı

Değişkenler EUÖ

X±SS

Önemlilik

Testi

Çoklu Karşılaştırma

(Tukey HSD testi)

Kendi Yaş

18 - 25 yaş aralığı

43,14±13,80

F=,376

p=,826

26 – 35 yaş aralığı 43,65±10,28

36- 45 yaş aralığı 44,30±9,6

46 – 55 yaş aralığı 44,17±10,89

56- 65 yaş aralığı 45,30±10,54

Eş Yaş

18 - 25 yaş aralığı

44,30±8,81

F=1,253

p=,287

26 – 35 yaş aralığı 43,75±10,98

36- 45 yaş aralığı 44,15±9,83

46 – 55 yaş aralığı 44,94±10,03

56- 65 yaş aralığı 41,00±13,95

Eğitim Durumu

Okur- Yazar

48,86±9,84

F=6,75

p=,000

Lise*

İlköğretim 43,56±12,58

Lise 41,43±10,98 Okuryazar*,

Üniversite ve üstü*

Üniversite ve üstü 45,11±8,49 Lise*

Eş Eğitim Durumu

Okur- Yazar

41,17±16,55

F=2,780

p=,040

İlköğretim 43,68±11,86

Lise 42,49±10,42 Üniversite ve üstü*

Üniversite ve üstü 45,07±8,71 Lise*

Kendi Mesleği

Ev hanımı

41,53±11,43

F=9,331

p=,000

Memur*, İşçi*

Memur 44,88±8,23 Memur*, S.Çalışan*

Serbest Çalışan 39,25±14,97 Memur*, İşçi*

Emekli 47,00±8,17

İşçi 45,83±10,39 Ev Hanımı*, S.Çalışan*

Eş Mesleği

Ev hanımı

44,39±9,27

F=2,471

p=,043

Memur 44,89±9,10 Serbest Çalışan*

Serbest Çalışan 41,66±11,68 Memur*

Emekli 43,57±13,88

İşçi 44,11±12,63

Page 93: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

76

Katılımcıların kendi yaşı (F=,376; p=,826) ve eş yaşı (F=,1,253; p=,287) ile EUÖ

puan ortalaması arasında anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Turarel-Kışlak & Göztepe

(2012:36) “Duygu dışavurumu, empati, depresyon ve evlilik uyumu arasındaki ilişkiler”

üzerine yapmış olduğu çalışmada evlilik uyumu ve yaş, eş yaş, evlenme yaşı ve eş

evlenme yaşı arasında anlamlı ilişki saptanamadığını belirtmişlerdir. Ancak yaş ve evlilik

yaşı arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkilerin saptandığı çalışmalar da mevcuttur

(Şener & Terzioğlu, 2002:41).

Anketi dolduran bireyin eğitim durumu (F=6,75; p=,000), mesleği (F=9,331;

p=,000), eş eğitim durumu (F=2,780; p=,040) ve eş mesleği (F=2,471; p=,043) ile EUÖ

puanı arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Eğitim seviyesi ve EUÖ puan ortalaması

arasında anlamlı bir ilişki söz konusu olmasına rağmen eğitim seviyesinin artması ile

doğru bir orantı söz konusu değildir. Bu durum anketi dolduran bireylerin eğitim öğretim

verilerinde okur-yazar görünenlerin evlilik uyumunun da yüksek olduğu görülmektedir.

Bu veri toplumumuzda eğitim seviyesi düşük bireylerin eşlerden ve toplumdan

beklentilerinin düşük olması sebebiyle mevcut şartları kabullenmelerinden

kaynaklanması ile açıklanabilir. Katılımcıların ve eşlerinin meslek durumu sorusu

incelendiğinde serbest çalışan grubunun farklılığı oluşturan grup olduğu görülmektedir.

Bu durum serbest çalışan bireylerin düzenli çalışma saatleri ve gelire sahip olmaması

nedeniyle ortaya çıkan çatışma durumu ile açıklanabilir.

3.2.6.3.Aile Tipi, Gelir Düzeyi, Evlenme Şekli, Çocuk Sahibi Olma Durumu ve

Yaşanılan İlçe özellikleri ile EUÖ Puanına Göre Karşılaştırılması

Aşağıdaki tabloda ankete katılan bireylerin aile tipi, gelir düzeyi, evlenme şekli,

çocuk sahibi olma durumu ve yaşadıkları ilçe özelliklerinin EUÖ puan durumuna göre

dağılımı verilerle açıklanmıştır.

Page 94: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

77

Tablo:11 Ankete Katılan Bireylerin Evlilik Özelliklerinin EUÖ Puan Durumuna Göre

Dağılımı

Değişkenler EUÖ

X±SS Önemlilik Testi

Çoklu

Karşılaştırma

(Tukey HSD testi)

Evlilik Süresi

1 – 10 yıl

44,01±10,52

F=,659

p=,577

11 – 20 yıl 43,31±10,23

21 – 30 yıl 44,55±10,19

31 ve üzeri 44,92±11,80

Evlenme Yaşı

15 – 20 yaş

43,17±12,17

F=1,149

p=,328

21 – 25 yaş 44,03±10,40

26 – 30 yaş 44,97±7,92

31 ve üzeri 43,16±12,03

Eş Evlenme Yaşı

15 – 20 yaş

44,48±10,91

F=,245

p=,865

21 – 25 yaş 43,69±10,26

26 – 30 yaş 43,98±10,75

31 ve üzeri 44,06±9,23

Aile Tipi

Çekirdek Aile

Geniş Aile

44,39±10,11

41,50±12,23

t=2,776

p=,006

Gelir Durumu Algısı

İyi

45,55±9,27

F=27,012

p=,000

Kötü*

Orta 44,41±9,82 Kötü*

Kötü 36,15±14,26 İyi*, Orta*

Evlenme Şekli

Görücü Usulü

Flört Sonrası

43,35±11,01

44,99±9,49

t=-2,209

p=,027

Çocuk varlığı

Evet

Hayır

43,68±10,44

45,76±10,55

t=-2,021

p=,044

Yaşanılan İlçe

Selçuklu

Meram

Karatay

44,14±10,39

44,03±10,71

43,60±10,33

F=,163

p=,850

Yukarıda verilen tabloya göre evlilik süresi (F=,659; p=,577), evlenme yaşı

(F=1,149, p=,328) ve eş evlenme yaşı (F=,245; p=,865) ile EUÖ arasında anlamlı bir

ilişki saptanamamıştır. Toplumdaki genel kanı değişkenlik göstermektedir. Kimilerine

göre evliliğin ilk yıllarında çiftler daha uyumlu olurken kimilerine göre ise; birbirini

tanıma aşaması olduğu için uyumsuzluk daha fazla olabilmektedir. Bununla birlikte uzun

Page 95: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

78

yıllardır evli olan çiftlerin daha uyumlu olduğu düşünülmekte ancak Burgess & Wallin

(1953)’e göre evlilik süresi arttıkça evlilik uyum puanlarında önemli bir azalma

olmaktadır (Akt:Şener & Terzioğlu, 2008:13). Yine aynı şekilde Şener & Terzioğlu

(2002:39)’nun yapmış olduğu çalışmaya göre; hem kadın ve hem erkeklerde evlilik uyum

puanının en yüksek olduğu grup 0-5 yıllık evliler, en düşük olduğu grup ise 16-20 yıllık

evliliklerde olduğu görülmüştür.

Analiz sonuçları incelendiğinde bireylerin sahip oldukları aile tipi ile EUÖ arasında

anlamlı ilişki tespit edilmiştir (t=2,776; p=,006). Özellikle çekirdek aile tipine sahip olan

bireylerin evliliklerinde geniş aile tipine sahip bireylerden daha uyumlu oldukları

görülmektedir. Bu durumun toplumumuzdaki geleneksel anlayıştan kaynaklanan geniş

ailelerdeki aile büyükleri ile çatışma durumundan kaynaklandığı söylenebilir. Ankete

katılan bireylerin ekonomik durumlarını değerlendirme şekilleri ile EUÖ puanı arasında

da anlamlı ilişki bulunmuştur (F=27,012; p=,000). Gelir durumunu kötü olarak belirten

bireylerin evlilik uyum durumu, iyi ve orta olarak belirtenlere göre daha düşüktür.

Kinnunen & Feldt (2004)’in yapmış olduğu araştırmaya göre de düşük ekonomik şartlara

sahip çiftlerin psikolojik sıkıntılar ile daha fazla yüz yüze geldiği ve bu nedenle evlilik

uyumunun da olumsuz etkilendiği belirtilmektedir (Akt: Kışlak & Göztepe, 2012:28). Bu

durum ekonomik sıkıntılar yaşayan çiftlerin daha sık çatışma yaşadığını ve problemler ile

baş etmede daha başarısız olduklarını göstermektedir. Bireylerin evlenme şekli değişkeni

ile evlilik uyum puanı arasında anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir (t=-2,209; p=,027). Bu

değişkenler arasında da flört sonrası evlilik yapan bireylerin evlilik uyumlarının daha

yüksek olduğu gözlenmektedir. Flört sürecinde birbirini daha iyi tanıyan çiftler evlilikte

de birbirleri hakkındaki deneyimleri ile aile içi ilişkileri daha uyumlu

sürdürebilmektedirler.

Yine aynı tabloya göre ankete katılan bireylerin çocuk sahibi olma durumu ile EUÖ

puanı arasında anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir (t=-2,021; p=,044). Özellikle çocuk

sahibi olmayan fertlerin evliliklerinde daha uyumlu grubu oluşturduğu görülmektedir.

Hoşgör (2013:140) “Evli çiftlerin öfke ifade tarzları ile evlilik uyumunun incelenmesi”

çalışmasında; çocuk sahibi olmayan katılımcıların puan ortalamalarının tek ve daha fazla

çocuk sahibi olan bireylere göre daha yüksek çıktığını belirtmiştir. Evlilikte çocuk sahibi

olma faktörü bireylerin sahip olduğu sorumlulukları da artırmaktadır. Bu durum eşler

arasında çocuk nedeniyle ortaya çıkan çatışmaların da artmasına neden olmaktadır.

Page 96: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

79

Konya merkez ilçelerinin gelişmişlik özellikleri farklılık göstermektedir. TR-52

bölgesi ilçeleri sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksi projesi kapsamında yapılan

değerlendirmeye göre; gelişmişlik düzeyleri bakımından Selçuklu ilçesi birinci sırada,

Meram ilçesi ikinci sırada, Karatay ilçesi ise üçüncü sırada yer almaktadır (Meram

Belediyesi, 2012: 24). Bu durum göz önüne alınarak ikamet durumlarının sorgulandığı

değişken ile EUÖ puan ortalaması arasında anlamlı ilişki görülmemiştir (F=,163;

p=,850). Merkez ilçelerin evlilik uyum puanları arasındaki farkın çok az olduğu

saptanmıştır.

3.2.6.4. Aile İlişkileri Değişkenlerinin EUÖ Puanına Göre Karşılaştırılması

Aşağıdaki tabloda aile yapısı benzerliği, kendi aileniz ile ilişkileriniz, eşinizin ailesi

ile ilişkileriniz, aile içi problemi aile ile paylaşma, eşin aile içi problemi kendi aile ile

paylaşma durumu, aileye dışarıdan müdahale durumu ve eşin karar alırken aileye danışma

durumu değişkenlerinin evlilik uyum puanı ile analizi verilmiştir.

Tablo 12: Aile İlişkilerinin EUÖ Puanı Durumuna Göre Dağılımı

Değişkenler EUÖ X±SS Önemlilik

Testi

Çoklu Karşılaştırma

(Tukey HSD testi)

Aile yapısı benzerliği

Tamamen benzer

47,50±9,97

F=32,817

p=,000

Kısmen*, Hiç*

Kısmen benzer 43,86±8,77 Tamamen*, Hiç*

Hiç benzemez 39,67±12,44 Tamamen*, Kısmen*

Kendi Aileniz ile ilişkileriniz

İyi

45,00±9,45

F=32,549

p=,000

Kötü*, Orta*

Kötü 31,73±18,20 İyi*

Orta 37,01±13,49 İyi*

Eşinizin Ailesi ile ilişkileriniz

İyi

45,74±8,70

F=50,300

p=,000

Kötü*, Orta*

Kötü 34,00±15,64 İyi*

Orta 38,25±12,95 İyi*

Toplum olarak ataerkil bir yapıya sahibiz ve her ne kadar bireyler evlenmiş olsalar

bile aile bağları bağımlılık derecesinde devam edebilmektedir. Bu durum evliliklerde

Page 97: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

80

iletişimi etkileme ve uyumsuzluğa neden olabilmektedir. Ankete katılan bireylerin aile

yapı benzerliğinin değişkeninin EUÖ puan ortalaması ile anlamlı bir ilişkisi olduğu

görülmüştür (F=32,817; p=,000). Bu soruya hiç benzemez şeklinde cevap verenlerin

farklılığı yaratan grup olduğu saptanmıştır. Bu sonuca göre benzer aile yapısına sahip

olan bireylerin olaylara bakış açıları aynı eksende olduğundan aile içi iletişim kurma

becerileri de buna göre şekillenmektedir.

Ankete katılan bireylerin kendi aileleri (F=32,549; p=,000 ve eşlerinin aileleri

(F=50,300; p=,000) ile ilişkilerinin sorulduğu değişken ile EUÖ puan ortalaması arasında

anlamlı ilişki vardır. Özellikle soruya kötü yanıtı veren bireylerin farklılığı yaratan grup

olduğu görülmüştür. Çiftlerin aileleri ile ilişkileri kişisel problemleri haricinde genellikle

gelin-kaynana çekişmelerinden ya da damatların ebeveynler tarafından kabul

edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Problemle başa çıkamayan bireyler tarafından bu

durum aile içi iletişime de yansıtılabilmektedir.

Page 98: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

81

Tablo 13: Aile İçi İlişkiye Müdahale ve EUÖ Puanı Durumuna Göre Dağılımı

Değişkenler EUÖ X±SS Önemlilik

Testi

Çoklu Karşılaştırma

(Tukey HSD testi)

Aile içi problemi aile ile

paylaşma

Her zaman

45,44±12,34

F=5,322

p=,005

Zaman zaman 42,97±9,33 Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 45,33±11,45 Zaman zaman*

Eşin Aile içi problemi kendi

ailesi ile paylaşma durumu

Her zaman

43,53±14,34

F=3,682

p=,026

Zaman zaman 44,29±9,89 Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 40,22±12,57 Zaman zaman*

Aileye dışarıdan müdahale

Durumu

Her zaman

26,65±16,20

F=60,795

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 40,69±10,80 Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 46,52±8,84 Her zaman*,

Zaman zaman*

Eşin karar alırken aileye

danışma durumu

Her zaman

41,88±12,93

F=16,709

p=,000

Hiçbir zaman*,

Bilgim yok*

Zaman zaman 43,09±10,04 Hiçbir zaman*,

Bilgim yok*

Hiçbir zaman 46,17±9,48

Her zaman*,

Zaman zaman*

Bilgim yok*

Bilgim yok 36,49±12,19

Her zaman*,

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Katılımcıların aile içi problemi aile ile paylaşma (F=5,322: p=,005) ve eşin aile içi

problemi kendi ailesi ile paylaşma durumu (F=3,682; p=,026) ile EUÖ puan ortalaması

arasında anlamlı ilişki olduğu görülmektedir. Aile içinde gelişen problemlerin dışarıya

yansıtılması ve bunun devamında dışarıdan bireylere verilen tavsiyeler sonucunda

hareket edilmesi çiftler arasında sorun oluşturabilmektedir.

Bireylere sorulan aileye dışarıdan müdahale olur mu değişkeni ile EUÖ puan

ortalaması ile anlamlı ilişki bulunduğu görülmüştür (F=60,795; p=,000). Soruya verilen

Page 99: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

82

her zaman cevabı farklılığı yaratan gruptur, zaman zaman ve her zaman soruları ile

aralarında önemli bir fark gözlenmektedir. Artık kendi ailesini oluşturmuş ve kendi aile

hayatını sürdürmeye çalışan bireylerin yaşam alanlarına müdahale toplumumuzda sıkça

rastlanılan bir durumdur. Bu durum aile içindeki iletişim çatışmalarını artırarak

evliliklerde uyumsuzluğu artırmaktadır.

Son olarak katılımcılara yöneltilen eşiniz karar alırken kendi ailesine danışır mı

değişkeni ile EUÖ puan ortalaması arasında anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir

(F=16,709; p=,000). Analizde her zaman ve bilgim yok yanıtı verenlerin farklılığı yaratan

grup olduğu görülmektedir. Ailelerin ebeveynlere bağımlı olma düzeylerine göre farklılık

gösteren bu durum bireysel olma, kendi hayatını devam ettirebilme becerisini önemli

ölçüde etkilemektedir. Bu durum da eşler arasında çatışmaları meydana getirmekte ve

uyumsuzluğu artırmaktadır.

3.2.6.5. Eşler Arası İletişim ile EUÖ Puanı Durumunun Karşılaştırılması

Çalışmanın ana temasını oluşturan aile içi iletişimi belirleyen soruların yer aldığı

aşağıdaki tabloda iletişim düzeyleri ve EUÖ puan ortalamaları ile değerlendirme

sonuçlarına yer verilmiştir.

Tablo 14: Eşler Arası İletişim 1 tablosunun EUÖ puanı durumuna göre dağılımı

Değişkenler EUÖ X±SS Önemlilik Testi Çoklu Karşılaştırma

(Tukey HSD testi)

Eş ile sorun paylaşma

Her zaman

47,94±7,46

F=131,864

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 39,37±10,62 Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 25,83±16,01 Her zaman*,

Zaman zaman*

Üzüntü/sıkıntı paylaşma

durumu

Her zaman

48,23±7,45

F=119,897

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 39,51±10,68 Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 28,55±15,36 Her zaman*,

Zaman zaman*

Ev işi paylaşma durumu Her zaman

48,01±8,27

F=39,792

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 44,54±8,82 Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 38,27±14,25 Her zaman*,

Zaman zaman*

Page 100: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

83

Kişilerarası iletişim bireyler arasında önemli bir yere sahiptir. Özellikle ilişkilerin

daha sağlıklı ilerleyebilmesi ve problemlerin zamanında çözülmesini sağlayarak ileride

daha büyük sorunların oluşmasını önler. Aile içi iletişimde de çiftler ve çocuklar ortak bir

hayatı sürdürme amacı içerisinde olduğundan sağlıklı bir aile hayatının vazgeçilmezidir.

Nitekim Mitchell vd. (2008) iletişim becerilerine pozitif etkiyi araştırmak için

uyguladıkları evlilik ve ilişki eğitimi programı sonucunda, sorunlu çiftlerin neredeyse

yarısına yakın grupta evlilikte çatışmada azalma ve evlilik kalitesinde gelişme tespit

etmişlerdir (Akt. Blanchard vd. 2009:29).

Ankete katılan bireylerin eşleri ile sorunları paylaşma durumu ile EUÖ puan

ortalaması arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür (F=131,864; p=,000). Soruya

hiçbir zaman ve zaman zaman cevabı verenlerin farklılığı yaratan grup olduğu

görülmektedir. Sorunlarını zamanında paylaşamayan ve çözüm bulamayan çiftlerin

zamanla evlilik uyumsuzlukları artmakta ve ciddi sonuçlara ulaşabilmektedir.

Bireylere sorulan üzüntü/sıkıntı paylaşma durumu değişkeni ile EUÖ puan

ortalaması arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir (F=119,897; p=,000). Her zaman ve

zaman zaman yanıtı veren grup değişkende farklılığı yaratan gruptur. Aile, dayanışma ve

sorunların üstesinden birlikte gelinmesi gereken bir gruptur. Aile içinde bile

üzüntü/sıkıntıların paylaşılamaması bireylerin farklı kanallara yönelmesine neden

olmakta ve eşler arasında “beni anlamıyor” sitemlerine sebep olabilmektedir. Nitekim,

Şener & Terzioğlu (2002:54)’nun yapmış olduğu çalışmaya göre; kadın ve erkeklerin

iletişim düzeyinden memnun olma durumları ile EUÖ puan ortalaması arasında anlamlı

bir ilişki vardır ve kadın ve erkeklerde duygu ve düşüncelerin paylaşımında her zaman

memnun olduğunu belirtenler bu analizde farklılığı yaratan grup olmuştur.

Katılımcılara sorulan ev işi paylaşma durumu ile EUÖ puan ortalaması arasında

anlamlı ilişki vardır (F=39,792; p=,000). Soruya hiçbir zaman yanıtı veren grubun farklılığı

yaratan grup olduğu tespit edilmiştir. Türk toplumu geleneksel bir yapıya sahiptir ve Türk

aile yapısına göre kadın ev işlerinden sorumlu birey olarak görülmektedir. Ancak değişen

koşullar ve özellikle kadının çalışma hayatında daha fazla yer alması ile bu algı yavaş yavaş

değişmektedir. Kadın “Hayat müşterektir” sözüne istinaden eşinin de ev işlerine daha fazla

katılmasını beklemektedir. Beklentiler karşılanmadığında ve geleneksel düşünce yapısına

sahip erkekler bu talepleri karşılamadığında çiftler arasında gerilim oluşabilmekte ve bu da

evlilikte uyumu olumsuz etkilemektedir.

Page 101: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

84

Tablo 15: Eşler Arası İletişim 2 tablosunun EUÖ Puanı durumuna göre dağılımı

Değişkenler EUÖ X±SS Önemlilik Testi Çoklu Karşılaştırma

(Tukey HSD testi)

Tartışma sıklığı

Tartışmayız

50,12±7,51

F=130,190

p=,000

Ara sıra*,

Sık sık*

Ara sıra tartışırız 44,81±8,44 Tartışmayız*,

Sık sık*

Sürekli tartışırız 29,03±14,90 Tartışmayız*,

Ara sıra*

Tartışma sonucu ayrı kalma

durumu

Her zaman

25,50±18,80

F=86,410

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 38,46±12,10 Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 46,71±7,90 Her zaman*,

Zaman zaman*

Tartışma sonrası sorun çözme

durumu

Konuşarak sorunuz çözeriz

47,50±7,26

F=58,076

p=,000

Hiç olmamış gibi*,

Konuşmayız*

Sorun hiç olmamış gibi davranırız 41,97±11,35 Konuşarak*,

Konuşmayız*

Bir süre hiç konuşmayız 39,29±12,24 Konuşarak*,

Hiç olmamış gibi*

Ankete katılan bireylere sorulan tartışma sıklığı (F=130,190; p=,000), tartışma

sonucu ayrı kalma durumu (F=86,410; p=,000) ve tartışma sonrası sorun çözme durumu

(F=58,076; p=,000) değişkeni ile EUÖ puan ortalaması arasında anlamlı ilişki olduğu

görülmektedir. Tartışma sonucu ayrı kalma durumu sorusuna her zaman ve zaman zaman,

tartışma sıklığı sorusuna ara sıra ve sürekli tartışırız ve tartışma sonrası sorun çözme

durumuna sorun hiç olmamış gibi davranırız ve hiç konuşmayız yanıtı veren grupların

farklılığı yaratan grup olduğu analiz sonucu görülmektedir. Her ailede tartışmalar

yaşanmakta ve geleneksel söylemle “evliliğin tuzu biberi” olarak görülen tartışma

problemlerin gün yüzüne çıkması ile oluşmaktadır. Sağlıklı iletişim kurabilen ailelerde bu

durum önceden iletişim kurularak çözülebilmekte, fakat iletişim becerileri zayıf olan

bireylerde tartışma boyutuna taşınmaktadır. Tartışma sonucunda problemlerin sağlıklı

iletişim kurularak çözülebilmesi evlilik uyumuna önemli ölçüde etki etmektedir. Ancak

bireyler arasında iletişim becerilerinin yetersiz kaldığı durumlarda kişiler sorunu

görmezden gelme, toplumda “küsme” dediğimizi savunma durumuna geçmektedir. Ancak

bu durum problemleri ortadan kaldırmamakta, sadece üzerini örtmektedir. Bunun

neticesinde çözümlenemeyen problemler her tartışmada tekrar gün yüzüne çıkmaktadır.

Page 102: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

85

Tablo 16: Eşler Arası İletişim 3 tablosunun EUÖ Puanı Durumuna Göre Dağılımı

Değişkenler EUÖ X±SS Önemlilik Testi

Çoklu Karşılaştırma

(Tukey HSD testi)

Eşle cinsel sorunları konuşma

Her zaman

47,73±7,53

F=57,907

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*,

Zaman zaman 40,78±9,55 Her zaman*,

Hiçbir zaman 39,59±15,24 Her zaman*,

Eşlerin birbirine vakit ayırma

durumu

Vaktimiz olmaz

35,27±15,06

F=98,684

p=,000

Ara sıra*,

Sık sık*

Ara sıra vakit ayırırız 42,43±9,06 Vakit yok*,

Sık sık*

Sık sık 48,94±6,95 Vakit yok*,

Ara sıra*

Eşin düşünce/hisleri ile

ilgilenme durumu

Her zaman

48,09±7,26

F=152,376

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 40,15±9,76 Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 28,75±15,73 Her zaman*,

Zaman zaman*

One-way varyans analizene (ANOVA) göre eşle cinsel sorunları paylaşma ve EUÖ

puan ortalaması arasında anlamlı ilişki bulunmuştur (F=57,907; p=,000). Tukey HSD

analizi sonucu farklılığı yaratan grubun zaman zaman ve hiçbir zaman yanıtı veren grup

olduğu görülmüştür.

Eşlerin birbirine vakit ayırma durumu ile EUÖ puan ortalaması arasında anlamlı ilişki

saptanmıştır. Bu değişkende farklılığı yaratan grup soruya vaktimiz olmaz ve ara sıra vakit

ayırırız şeklinde cevap veren grup olarak görülmüştür. Sağlıklı aile ortamında eşlerin

birbirlerine vakit ayırması beklenen bir durumdur. Birbirine vakit ayırabilen çiftler aynı

zamanda iletişimi de sağlayabilen ve paylaşımları daha güçlü çiftler olarak belirtilebilir.

Eşin düşünce/hisleri ile ilgilenme durumu ve EUÖ puan ortalaması arasında one-

way varyans analizine (ANOVA) göre anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Bu değişkende ise

zaman zaman ve özellikle hiçbir zaman yanıtı veren grup farklılığı yaratan grup olarak

görülmektedir. Eşlerin birbirlerinin düşünce/hisleri ile ilgilenme durumu empatiyi ortaya

çıkarmaktadır. Birçok araştırmada görülmektedir ki; empati bireylerin birbirlerini

anlamasını sağlayarak iletişimi güçlendirmektedir.

Page 103: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

86

Tablo 17: Eşler Arası İletişim 4 Tablosunun EUÖ Puanı Durumuna Göre Dağılımı

Değişkenler EUÖ X±SS Önemlilik Testi

Bilgisayar başında vakit geçirme durumu

1- Evet

2- Hayır

43,70±9,66

44,19±11,01

t=-,661

p=,509

Independent-Samples T test analizine göre evde bilgisayar başında vakit geçirme

ile EUÖ puan ortalaması arasında anlamlı ilişki tespit edilememiştir.

Tablo 18: Eşler Arası İletişim 5 Tablosunun EUÖ Puanı Durumuna Göre Dağılımı

Değişkenler EUÖ X±SS Önemlilik Testi

Çoklu Karşılaştırma

(Tukey HSD testi)

Bilgisayar/internette zaman

geçirme nedeniyle sorun

yaşama durumu

Bilgisayar yok

44,33±10,77

F=9,683

p=,000

Her zaman*,

Her zaman 33,09±13,56

Bilgisayar Yok*,

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 43,22±8,90 Her zaman*

Hiçbir zaman 45,30±10,17 Her zaman*

Alışveriş nedeniyle eş ile

sorun yaşama

Her zaman

31,86±15,11

F=64,623

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 41,87±9,80 Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 47,23±8,96 Her zaman*,

Zaman zaman*

Ancak One-way varyans analizene (ANOVA) bilgisayar/internette zaman geçirme

nedeniyle sorun yaşama durumu ile EUÖ puan ortalaması arasında anlamlı bir ilişki

olduğu görülmektedir. Bu analizde ise farklılığı yaratan soruya her zaman yanıtı veren

gruptur. Günümüz toplumunda, özellikle internetin her evde bulunuyor olması göz önüne

alındığında aile içinde birçok çatışmanın ana kaynaklarından biri bilgisayarda, özellikle

internet başında vakit geçirilmesidir. Bu nedenden ötürü aile birliği dağılabilmekte ve

problemler boşanmalara sebep olabilmektedir.

Son olarak alışverişler nedeniyle eşle sorun yaşama değişkeni ile EUÖ puan

ortalaması arasında anlamlı ilişki olduğu analizler sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Beforroni analizi sonucunda farklılığı oluşturan grup zaman zaman ve hiçbir zaman

Page 104: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

87

yanıtını veren gruptur. Gelir seviyesi ile doğrudan ilişkili olan bu durum daha çok

ekonomik durumu orta ve kötü olan ailelerde problem oluşturabilmektedir.

3.2.6.6. Ebeveynler ve Çocuklar Arası İletişim ile EUÖ Puanı Durumunun

Karşılaştırılması

Aşağıdaki tabloda ebeveynler ve çocuklar arası iletişim ile EUÖ puan ortalaması

arasındaki ilişki verilerine yer verilmiştir. Katılımcılardan çocuk sahibi olanların

doldurmuş olduğu bu bölümde, aynı zamanda çocukla gün sonu değerlendirmesi yapma

ve çocuğun problemlerini paylaşma durumu sorularında çocukları çok küçük olanlar da

analiz dışında bırakılmıştır.

Tablo 19: Ebeveynler ve Çocuklar Arası İletişim Tablosunun EUÖ Puanı Durumuna Göre

Dağılımı

Değişkenler EUÖ X±SS Önemlilik

Testi

Çoklu Karşılaştırma

(Tukey HSD testi)

Çocukla vakit geçirme durumu

Her zaman

45,52±10,06

F=11,861

p=,000

Yeterince değil*,

Yeterince 44,58±9,04 Yeterince değil*,

Yeterince değil 40,96±11,89 Her zaman*,

Yeterince*

Eşin çocukla vakit geçirme durumu

Her zaman

47,88±7,39

F=51,506

p=,000

Yeterince*,

Yeterince Değil*

Yeterince 44,84±7,99 Her zaman*,

Yeterince değil*

Yeterince değil 38,29±13,31 Her zaman*,

Yeterince

Çocukla gün sonu değerlendirmesi

Her zaman

47,58±9,34

F=28,328

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 42,91±9,78 Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 37,11±13,89 Her zaman*,

Zaman zaman*

Psikolojik değişiklikleri fark etme

Her zaman

45,72±9,16

F=32,207

p=,000

Zaman zaman*

Zaman zaman 39,11±11,59 Her zaman*

Hiçbir zaman 45,08±12,59

Ankete katılanların çocukla vakit geçirme (F=11,861; p=,000) durumu ve eşin

çocuklarla vakit geçirme (F=51,506; p=,000) durumu ile EUÖ puan ortalaması arasında

Page 105: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

88

anlamlı ilişki bulunduğu saptanmıştır. Yapılan analiz sonucunda yeterince değil cevabı

verenlerin farklılığı oluşturan grup olduğu görülmüştür. Aileler içinde çocuklar nedeniyle

ortaya çıkan çatışmalar çok yaygındır. Ebeveynler çoğu zaman birbirlerini çocuklarla

yeterince vakit geçirmemekle suçlamaktadırlar. Bu suçlamalar tartışmalara neden

olmakta ve evlilikte uyumu önemli oranda etkilemektedir.

One-Way varyans analizi (ANOVA) sonuçlarına göre çocuklarla gün sonu

değerlendirmesi ve EUÖ puan ortalaması arasında anlamlı ilişki olduğu görülmektedir

(F=28,328; p=,000). Bu analizde farklılığı yaratan grubun sorulara zaman zaman ve hiçbir

zaman yanıtı veren gruplar olduğu tespit edilmiştir. Aile içi iletişim ebeveynler arasında

olduğu gibi çocuklar ve ebeveynler arasında da önemlidir. Çocuklarla kurulan sağlıklı

iletişim, onlara düşüncelerinin önemli olduğu mesajını verir.

Çocuğunuzdaki psikolojik değişiklikleri fark eder misiniz değişkeni ile EUÖ puan

ortalaması arasında anlamlı ilişki görülmüştür (F=32,207; p=,000). Bu değişkende

özellikle farklılığı oluşturan grubun zaman zaman yanıtını veren katılımcılar olduğu tespit

edilmiştir. Her zaman ve hiçbir zaman yanıtını verenlerin evlilik uyum puan

ortalamalarının kesme noktasının (43,5) üzerinde olduğu saptanmakla birlikte, bu durum

psikolojik değişikliği fark eden ebeveynlerin bunu bir çatışma aracı olarak gördüğü ve

çiftler arasındaki iletişimi olumsuz etkilediği şeklinde yorumlanabilir. Her zaman yanıtını

verenler ise iletişim becerileri kuvvetli ve problemleri önceden tahmin edip sorun

çözebilen, hiçbir zaman yanıtını verenler ise; ortada problem teşkil edebilecek bir

durumun varlığından habersiz oldukları için gündelik hayatına olduğu gibi devam edenler

şeklinde yorumlanabilir.

Page 106: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

89

Tablo 20: Ebeveynler ve Çocuklar Arası İletişim Tablosunun EUÖ Puanı Durumuna Göre

Dağılımı

Değişkenler EUÖ X±SS Önemlilik Testi Çoklu Karşılaştırma

(Tukey HSD testi)

Sözlü şiddet

Her zaman

31,31±13,90

F=30,28

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 43,49±9,86 Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 47,13±9,76 Her zaman*,

Zaman zaman*

Fiziksel şiddet

Her zaman

23,00±17,20

F=26,845

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 41,53±10,61 Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 45,36±9,58 Her zaman*,

Zaman zaman*

Eş sözlü şiddet

Her zaman

27,71±15,77

F=67,754

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 43,68±8,80

Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 46,67±9,58 Her zaman*,

Zaman zaman*

Eş fiziksel şiddet

Her zaman

19,31±14,67

F=65,751

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman*

Zaman zaman 41,71±9,88 Her zaman*,

Hiçbir zaman*

Hiçbir zaman 45,61±9,21 Her zaman*,

Zaman zaman*

Anketi dolduran bireylerin çocuğunuza sözlü şiddet (F=30,28; p=,000) ve fiziksel

şiddet (F=26,845; p=,000) uygular mısınız değişkenine verdikleri cevaplar ile EUÖ puan

ortalaması arasında anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir. Bu gruplar arasında fark yaratanların

her zaman ve zaman zaman yanıtı verenler olduğu görülmüştür. Aynı şekilde eşin çocuklara

sözlü şiddet (F=67,754; p=,000) ve fiziksel şiddet (F=65,751; p=,000) uygulama durumu ile

EUÖ puan ortalaması arasında da anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Bu değişkenlerde de

farklılığı yaratan grubun zaman zaman ve her zaman yanıtını verenler olduğu görülmektedir.

Bu durum şunu göstermektedir; şiddetin dozajı ne olursa olsun çocuklarda etki bırakmakta,

çiftler arasında ise uyumsuzluğu önemli oranda etkilemektedir. Şiddet iletişimin zayıf olduğu

ve çatışmaların çok sık görüldüğü ailelerde vuku bulan ve toplum tarafından da hoş

karşılanmayan bir durumdur. Aile içinde şiddete maruz kalan çocuklar ya içine kapanık ve

asosyal ya da topluma karşı hırçın olmaktadır. Aynı zamanda çocuğa karşı sözlü ya da fiziksel

şiddet olan ailelerde çiftlerden biri taraf konumuna düşmekte bu da bireyler arasında

Page 107: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

90

uyumsuzluğu ve çatışmaları doğurmaktadır. Ancak problemler sağlıklı aile içi iletişim ile

çözümlendiği zaman üstesinden gelinebilmektedir. Bu da topluma saygılı ve başarılı bireyler

yetiştirebilmenin ön koşullarından biridir.

Tablo 21: Ebeveynler ve Çocuklar Arası İletişim Tablosunun EUÖ Puanı Durumuna Göre

Dağılımı

Değişkenler EUÖ X±SS Önemlilik Testi Çoklu Karşılaştırma

(Tukey HSD testi)

Çocuğun problem paylaşma

durumu

Her zaman

46,42±9,10

F=36,192

p=,000

Zaman zaman*,

Hiçbir zaman

Zaman zaman 39,84±10,84 Her zaman*

Hiçbir zaman 39,69±13,25 Her zaman*

Tüm aile televizyon başında

vakit harcama

Her zaman

41,10±12,63

F=5,375

p=,005

Zaman zaman*

Zaman zaman 44,36±9,29 Her zaman*

Hiçbir zaman 43,84±13,38

Yapılan One-Way varyans analizi (ANOVA) sonucunda çocuğun problem

paylaşma durumu ve EUÖ puan ortalaması arasında anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir

(F=36,192; p=,000). Yapılan Tukey HSD analizi ile farklılığı yaratan grubun zaman

zaman ve hiçbir zaman yanıtını verenler olduğu görülmüştür. Ebeveynler arasındaki iletişim

ne kadar güçlü ise, çocuklar ve ebeveynler arasındaki iletişim de o denli güçlü olmaktadır.

Çocuk için rol model konumunda bulunan ebeveynlerin davranışları çocuklar için örnek

teşkil etmektedir. İlk eğitimini aile içerisinde alan çocuk, bir nevi anne-babada gördüğü

davranışları sergileme eğilimindedir. Aile içerisinde iletişim ne denli açık ve olumlu olursa

çocuklar da anne- babalarına karşı o denli paylaşımcı olabilmektedir.

Son olarak tüm aile televizyon başında vakit geçirme ve EUÖ puan ortalaması

arasında yapılan analiz sonucunda anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır (F=5,375; p=,005).

Soruya her zaman yanıtı verenlerin farklılığı yaratan grup olduğu görülmüştür. Çağımızın

en büyük problemleri arasında gelen televizyon bağımlılığının aile içindeki iletişimi en

aza indirgediği yapılan araştırmalar sonucunda görülmektedir. Uzun saatlerin televizyon

başında geçirilerek aile içindeki paylaşımların en aza indirgenmesi, bireylerin birbirleri

ile yeterince iletişim kurmaması ve vakit geçirmemesi problemlerin fark edilmesini ve

zamanında çözümünü güçleştirmektedir. Bu durum hem çiftler arasında hem de

çocuklarla ebeveynler arasındaki uçurumları artırmaktadır.

Page 108: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

91

3.2.6.7. Aile içi iletişimin Evlilik Uyumuna Etkisini Belirleyen Etkenlerin İleri

Analizine İlişkin Bulgular

Bu bölümde aile içi iletişimin evlilik uyumuna etkisini belirleyen etkenlerin ileri

analizine ilişkin bulgular yer almaktadır.

Tablo 22: Aile İçi İletişimin Evlilik Uyumuna Etkisini Belirleyen Etkenler

Aile içi iletişimin Evlilik Uyumuna

etkisinin belirleyicileri (n=827) Std. β t P

Anketi Dolduran Bireyin Eğitim Durumu

(Lise) -3,561 -2,511 ,013

Anketi Dolduran Bireyin Mesleği (Serbest

Çalışan) -4,325 -2,450 ,015

Çocuk Sahibi Olma Durumu (Evet) -9,280 -3,352 ,001

Eşin Ailesi İle İlişki Durumu (Kötü) -9,253 -3,304 ,001

Eşle Sorun Paylaşma Durumu (Hiçbir

zaman) -11,962 -4,507 ,000

Tartışma Sıklığı (Sürekli) -10,875 -5,471 ,000

Tartışma Sonrası Sorun Çözme Durumu

(Bir süre Hiç Konuşmayız) -2,163 -1,752 ,081

Eşlerin Birbirlerine Zaman Ayırma Durumu

(Vaktimiz Olmaz) -4,301 -2,872 ,004

Eşin Duygularla ilgilenme Durumu (Hiçbir

Zaman) -3,452 -1,665 ,097

R= 0,724p R2= 0.524 Adjusted R2 =0,502

Çoklu regresyon analizi için tekli analizlerden anlamlı çıkan değişkenler alınmıştır.

Değişkenler en düşük puana sahip olan grup 1 diğerleri 0 olarak kodlanmıştır. Analiz için

Çoklu Regresyon – Backward modeli, seçilmiş, modele katkısı olmayan ya da modelin

yapısını bozan değişkenler geri dönük modelden çıkarılmış, dahil olma kriteri 0.05,

çıkarılma kriteri ise 0.10 kabul edilmiştir.

Yapılan regresyon analizi sonucunda, aile içi iletişimin evlilik uyumuna etkisinin

belirleyicilerinden anketi dolduran bireyin eğitim durumu, sahip olunan meslek, çocuk

sahibi olma durumu, eşin ailesi ile ilişki durumu, eşle sorun paylaşma durumu, tartışma

sıklığı, tartışma sonrası sorun çözme durumu, eşlerin birbirine zaman ayırma durumu ve

Page 109: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

92

eşin duygularla ilgilenme durumu boyutlarının belirleyicileri incelenmiştir. Analiz

sonuçlarına faktör analizleri sonucunda anlamlı bulunan bağımsız değişkenlerin evlilik

uyumuna etkisini %50 (R2 = ,502) oranında açıkladığı görülmektedir. Bu analiz

sonuçlarına göre evlilik uyumunu etkileyen faktörlerden eğitim durumu boyutunda lise

(R2 = ,013) değişkeni evlilik uyumunda diğer eğitim seviyelerine göre daha fazla etki

etmektedir. Katılımcıların sahip oldukları meslek durumu belirleyicilerinden serbest

çalışan değişkeninin (R2 = ,015) evlilik uyumuna etkisi arasında anlamlı ilişki söz

konusudur. Serbest çalışan bireylerin evlilik uyumunun daha düşük olduğu

görülmektedir. Bir başka değişken olan katılımcıların çocuk sahibi olma durumu

boyutunda, “evet” (R2 = ,001) cevabı veren bireylerin evlilik uyum puanları arasında

anlamlı bir ilişki söz konusudur. Bu durum göstermektedir ki çocuk sahibi olan bireylerin

evlilik uyumları olmayanlara göre daha düşüktür. Aynı şekilde eşin ailesi ile ilişki

durumu boyutunda kötü (R2 = ,001) cevabının da etkili bir belirleyici olduğu saptanmıştır.

Ailesi ile ilişki durumu kötü olan bireylerin evlilik uyumları daha düşüktür. İletişim

boyutlarının belirleyicilerinden eşle sorun paylaşma durumuna verilen hiçbir zaman (R2

= ,000) yanıtı ile evlilik uyumu arasında anlamlı bir ilişki söz konusudur. Eşiyle

problemlerini paylaşmayan bireylerin paylaşan bireylere oranla evlilik uyumları daha

düşüktür. Diğer belirleyicilerden tartışma sıklığı boyutuna verilen sürekli (R2 = ,000) ve

tartışma sonrası problem çözme durumu boyutuna verilen bir süre hiç konuşmayız (R2 =

,081) belirleyicilerinin evlilik uyumunu etkilemede anlamlı ilişkileri olduğu

yordanmaktadır. Bu sonuçlar göstermektedir ki; eşi ile sürekli tartışan ve tartışma

sonucunda bir sonuca varmadan tartışmayı bir süre konuşmayarak sonlandıranların

evlilik uyumları diğerlerine göre daha düşüktür. Son olarak, eşlerin birbirine vakit ayırma

boyutuna verilen vaktimiz olmaz (R2 = ,004) ve eşin duygularla ilgilenme boyutuna

verilen hiçbir zaman (R2 = ,097) yanıtları ile evlilik uyumu arasında anlamlı bir ilişki söz

konusudur. Birbirine vakit ayıramayan bireylerin ve eşlerinin duyguları ile ilgilenmeyen

bireylerin evlilik uyumları diğer bireylere oranla daha düşüktür.

Sonuç olarak evlilik uyumunda ile aile içi iletişim değişkenleri etkisi ortaya

konulmaya çalışılmıştır. Buna göre aile içi iletişim değişkenlerinin evlilik uyumu

üzerinde etkisi gerçeklik kazanmıştır. Bir bütün olarak iletişim değişkenleri ile evlilik

uyumu arasındaki bağlantı açıkça görülebilmektedir. Aile içi iletişimin artırılması, kaliteli

iletişim düzeyine ulaştırılması, problemlerin iletişim kanalıyla çözülerek sonuca

ulaştırılması çiftler arasındaki evlilik uyumunu artırıcı bir nitelik olarak görülmektedir.

Genel olarak bütün göz önüne alındığında iletişim çağı olarak adlandırdığımız bu

Page 110: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

93

dönemde özellikle aile içi ilişkilerde uyumu artırarak, sağlıklı ailelerin topluma

kazandırılması ile sağlıklı, sosyal, yapıcı ve aynı şekilde topluma uyumlu bireylerin

topluma katkısının boyutu ortaya çıkmaktadır. Buna ek olarak sağlıklı ailede yetişen

çocukların da topluma etkisi yadsınamaz bir gerçektir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Page 111: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

94

İletişim, insanın varlık sebebidir. Düşünen, düşündüğünü uygulayabilen ve bunu

etrafına aktarabilen insanı diğer varlıklardan ayıran yegâne özelliktir. Her birey toplum

içerisinde bir gruba ait olarak yaşar ve bireyin hayatını idame ettirebilmesi için aidiyet en

önemli koşullardan biridir. Bireyin doğduğu andan itibaren ait olduğu grup ise ailedir.

Bireyi topluma hazırlayan ailede, kişiler hayatın ilk öğretilerini, değerlerini, gelenekleri

ve görenekleri öğrenir.

Aileden gelen kültürü birey sosyal hayatına yansıtır ve ilişkilerini bu ölçüde

sürdürür. Bu nedenle aile içi iletişim sağlıklı ise; topluma kazandırılan bireyler de sosyal

hayatlarında o ölçüde başarılı olabilmektedir. Aile içinde uyumun iyi olabilmesi öncelikle

çiftlerin uyumuyla gerçekleşir. Aileyi oluşturan iki kişi yeni bir oluşumun temellerini

oluşturmaktadır ve bu temele ne kadar sağlam başlanırsa, aile o denli anlamını ifade

edebilir. Geleneksel yapı yerini yavaş yavaş daha bireysel yapıya bırakmakta ve daha çok

bireylerin ne istedikleri ön plana çıkmaktadır. Geçmiş yıllarda evliliklerde görücü usulü

yöntem daha yaygın iken, bu durum artık yerini flört sonrası evliliklere bırakmıştır.

Evlenmeye karar veren ve kendini buna hazırlayan birey evleneceği kişi ile ilgili bazı

kriterlere sahiptir ve atacağı adımları da bu kriterlere göre belirler. Dolayısıyla kendi

karakterine, duygu ve düşüncelerine en uygun adayı seçme eğilimi gösterir. Çalışmada

görüldüğü gibi, evlenme şekli ile evlilik uyum ölçeği puanı arasında anlamlı bir ilişki

gözlenmiştir (Tablo 11). Yapılan çalışma sonucunda flört sonrası evlilik gerçekleştiren

bireylerin evliliklerinin daha uyumlu olduğu görülmektedir.

Çiftler arasında uyumu ortaya çıkarabilmek ancak açık iletişimle gerçekleşir.

Kendini tam anlamıyla ifade edebilen, duygu ve düşüncelerini karşısındakine aktarabilen

ve aynı zamanda karşıdaki insanın düşüncelerine saygı duyan ve önemseyen kişiler

uyumu yakalayabilir. Kendini saklayarak tepkilerini yerinde ifade edemeyen, çatışma

durumlarında problemi çözmek yerine bundan kaçınan kişiler zamanla bu sorunların

altında ezilerek, sorunu aşılamaz duruma sokmaktadırlar. Bu durumda da ifadeler

sertleşmekte ve ciddi tartışmalara dönüşebilmektedir. Araştırmada da görülmektedir ki:

sorunlarını problemlerini birbirleri ile paylaşmayan çiftlerin evliliklerinde uyumsuzluk

söz konusudur. Bu noktada açık iletişimin ne denli önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.

Sorunlar, problemler ancak ve ancak karşılıklı diyalogla çözümlenebilir.

Her toplum kendine has bir özelliğe sahiptir. Türk toplumu olarak gelenek ve

göreneklerden gelen davranış kalıpları vardır. Örneğin duyguların ifade edilme şekli çoğu

zaman açık ve net değildir. Genellikle bireyler karşısındaki kişinin kendini anlamasını

bekler. Hâlbuki kişi duygu ve düşüncelerini doğru şekilde ifade edecek iletişim

Page 112: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

95

yöntemlerini kullanmalıdır. Birey iletişime geçtiği kişinin duygu ve düşüncelerini dikkate

alan bir iletişim yöntemi kullanıyorsa karşılıklı doğru mesaj akışı sağlanmaktadır. Gerek

çiftler arasında gerekse arkadaş ilişkilerinde yaşanan sorunlar karşısında, muhatapla

konuşmak yerine öngörülerle tavır geliştirmek, küsme, konuşmama, uzaklaşma gibi

tavırların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bunun neticesinde de durumun muhatabı

sorunun farkına varmayabilir. Özellikle evliliklerde çok daha hassas olan bu durum,

zaman içinde çiftlerin birbirlerinden uzaklaşmasına ve bireylerin “sana ulaşamıyorum”

serzenişlerine neden olmaktadır. Çalışmada çiftlere sorulan tartışma sonrası sorun çözme

durumu değişkeni ile evlilik uyum durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır (Tablo 16).

Bu soruya verilen cevaplardan “sorun hiç olmamış gibi davranırız” ya da “bir süre hiç

konuşmayız” cevapları durumu tam anlamıyla özetlemektedir. Hem sosyal hayatta hem

de aile içi iletişimde özellikle evli bireylerin konuyu muhatapları ile açık bir şekilde

konuşarak çözmeleri sağlıklı aile ortamı için son derece önemlidir. Sorunların üzerine

kapamak ya da o konu üzerine tekrar konuşmamak problemi çözmediği gibi ileride ortaya

çıkabilecek sorunlara da zemin hazırlamasına neden olmaktadır.

Çalışmanın ana teması aile içi iletişimin evlilik uyumuna etkisi üzerine

kurulmuştur. İletişim birçok problemi devasa boyutlara ulaştırmadan çözümlemeyi

sağlayan bir araçtır. Özellikle son zamanlarda meydana gelen kadına veya minimum

düzeyde de olsa erkeğe yönelik aile içi şiddet giderek artmakta ve ölümle sonuçlanan

boyutlara ulaşabilmektedir. Son dönemde yapılan istatistikler göstermektedir ki; şiddet

olayları her sene bir önceki seneye oranla artmaktadır. Ciddi bir toplumsal problem olarak

günden güne artan bu sorunun önüne geçmek için son zamanlarda alınan önlemler ne

derece yeterli oluyor, sadece kadını korumaya almak yeterli midir sorusu gerçek

manasıyla tartışılması gereken bir sorundur. Sağlıklı aile içi iletişimin ne denli önemli

olduğu bu noktada bir kez daha önemini göstermektedir. Özellikle bu konuda yapılacak

olan çalışmalarda şiddeti gerçekleştiren bireyler aile geçmişi, psikolojik durumu ve

iletişim becerileri boyutuyla irdelenmelidir. Kadınları ya da az da olsa şiddete maruz

kalan erkekleri korumaya almanın yanında öncelikli olarak suçu işleyen bireylerin

eğitilerek tedaviye alınmaları gerekmektedir. Ancak bunu başarabilmek için öncelikle

kişilerin buna ikna edilmeleri ve çoğu zaman gizlenen ve kabullenilmeyen bu

davranışların ortaya çıkarılması gerekmektedir. Çalışmanın veri toplama aşamasında

gözlemlenen davranışlardan birisi de kişilerin aile ile ilgili bilgileri vermekten

çekinmeleri olmuştur. Toplumun aile ile ilgili konuları paylaşmaya büyük oranda kapalı

olması nedeniyle direk olarak şiddet ile ilgili soru sorulamamıştır. Ancak iletişim ile ilgili

Page 113: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

96

değişkenler göstermektedir ki; iletişim kuramayan, duygularını ifade edemeyen, düşünce

ve hislerine önem verilmeyen çiftlerde evlilik uyum puan ortalaması düşüktür.

Literatür araştırması sırasında yapılan çalışmalar incelendiğinde aile danışma

merkezlerine başvuran birçok çiftin temel probleminin “birbirimizle iletişim

kuramıyoruz” şeklinde olduğu görülmüştür. Birbiri ile iletişim kuramayın ebeveynlerin,

yetersiz iletişim nedeniyle çocukları ile iletişim kurmada da problem yaşadıkları

söylenebilir. Bununla bağlantılı olarak analizler sonucunda da görülmüştür ki; çocukları

ile iletişimi zayıf olan bireylerin evlilik uyum ölçeği puan ortalamaları düşük ve ikisi

arasında anlamlı fark söz konusudur (Tablo 20). Aile içinde mevcut olan iletişim sorunları

çocuklara da yansımakta, kendilerine rol model olarak gördükleri ebeveynlerin

davranışları onlar için örnek teşkil etmektedir. Dolayısıyla duyguları ifade etmede ve

paylaşımlarda yetersiz kalan çocuk aile içi iletişimde çiftler arasında çatışma nedeni

olabilmektedir. Toplanan veriler ışığında çiftlerin birbirlerine yeterince vakit

ayırmadıkları görülmüştür (Tablo 18). İletişim için kendilerine yeterinde vakit ayırmayan

çiftlerin ise evliliklerinde uyumsuzluk söz konusudur. Birbirine yeterince vakit

ayıramayan çiftlerin ortak paylaşımlarının az olduğu ve bu nedenle birbirlerini anlamakta

zorlandıkları söylenebilir. Çünkü paylaşımı yüksek olan, konuşabilen ve olaylar üzerine

ortak paydada buluşabilen çiftlerin algıları da bu yönde değişmekte ve olaylara bakış

açıları paralellik gösterebilmektedir. Ortak algılara sahip olan çiftlerin kişilerarası

iletişimleri de güçlü olmaktadır. Araştırma sonuçlarına da göstermektedir ki; paylaşımları

düşük olan ve birbirine yeterince vakit ayırmayan çiftlerin evlilik uyumları düşüktür.

Bununla birlikte birbirine yeterince vakit ayırmayan çiftler aynı zaman da çocuklarına

da yeterince vakit ayıramamakta, aile içindeki iletişim, etkileşim ise minimum düzeyde

kalmaktadır. Bu da kişileri birbirlerine yabancılaştırmakta ve kişisel mesafeleri

artırmaktadır. Kişisel mesafelerin artması mutsuzluğa sebep olmakta ve aile içindeki

çatışmaları artırmaktadır. Çatışmaların artması evlilikte uyumsuzluğu tetiklemekte,

bunun sonucu olarak ailenin dağılması ve boşanmalarla son bulmaktadır. İstatistiki

verilere göre çocuk sahibi olma faktörü evlilik uyumunu etkileyen sebeplerden biridir.

Özellikle eşlerin çocuklar konusunda birbirlerini suçlamaları çatışmaların başlıca

sebeplerinden biridir. Çiftler çoğu zaman birbirlerini çocuklar konusunda kendileri gibi

düşünmemekle, kendileri kadar hassas olmamakla suçlamaktadır. Ancak burada önemli

olan nokta çiftlerin bu konuda birbirlerini suçlarken çocuklara ne kadar zarar

verdiklerinin farkında olmamalarıdır. Çocuklar, zamanla bu durumdan kendilerini

suçlamakta ve iki ebeveyn arasında taraf tutma zorunluluğu içerisine girmekte ve

Page 114: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

97

ebeveynler ve çocuklar arasındaki ilişki ciddi olarak yara almaktadır (Yılmaz, 2001:55).

Bu durum eşler arasındaki uçurumu artırmakta ve aile içi iletişimi en aza indirgeyerek

evlilikte uyumsuzluğu artırmaktadır. Çiftlerin bu konuda çatışma yaşarken düşüncelerini

ve yapılması gerekenleri açık bir iletişimle ortaya koyarak ortak karar almaları ve bu

kararı çocuklarına da ifade etmeleri aile içi iletişimin ve uyumun sürekliliği açısından çok

değerlidir.

Çalışmanın temelini aile içi iletişimin evlilik uyumuna etkisi oluşturmakla birlikte,

dolaylı olarak aile içi iletişime ve bunun sonucunda evlilik uyumuna etki eden yan

etkenler de incelenmiştir. Buna göre öncelikle kadın ve erkeklerin evlilik uyumu oranına

bakıldığında erkeklerin kadınlardan daha uyumlu olduğu görülmüştür. Ancak cinsiyet

faktörünün evlilik uyumuna etkisi söz konusu değildir. Bireylerin eğitim durumu ve

çalışma durumlarının da evlilik uyumunda etkili olduğu istatistiki veriler ışığında ortaya

konulmuştur. Evlilik uyumu eğitim seviyesinin artışı ile orantılı bir şekilde artış

göstermemektedir. Bunun nedeni eğitim seviyesi düşük olan bireylerin beklentilerinin

düşük olması, eğitim seviyesi yüksek kesimin ise iletişim becerilerinin daha gelişmiş

olması ile açıklanabilir.

Genel olarak toplumsal yapı ve kanaatler düşünüldüğünde, en nihayetinde özellikle

gelin-kaynana çatışmaları göz önüne alındığında toplumda var olan geleneksel aile tipinin

karı-koca arasındaki iletişimi etkilediği görülmektedir. Evlilik yoluyla kendi ailesini

kuran ve kendi dünyasını oluşturmaya başlayan bireylerin bu dünya ile ilgili kararları

alırken, adım atarken kendi başına karar vermesi ve dışarıdan yapılan müdahalelere kapalı

olması beklenir. Ancak özellikle geleneksel aile yapısında aile büyükleri ile birlikte

yaşamak zorunda olan aileler kendi başlarına hareket edememektedir. Bu durum daha

bağımsız olma beklentisi içerisinde olan çiftleri olumsuz etkilemekte ve çatışmalara

neden olmaktadır. Yapılan veri analizleri de göstermektedir ki; sahip olunan aile tipi

evlilik uyumunu etkilemektedir. Literatür çalışmasını destekler nitelikteki bu sonuçlar

çekirdek aileye sahip olan bireylerin evliliklerinde daha uyumlu olduklarını

göstermektedir. Bununla birlikte teorik bilgilerde de yer aldığı gibi, ailelerin ekonomik

durumları çiftler arasındaki iletişime doğrudan etki etmektedir. Ekonomik anlamda

problemlerle karşı karşıya kalan ailelerde ortaya çıkan çatışmalar evlilik uyumuna etki

etmektedir. Anketlere verilen cevaplar göre; ekonomik anlamda kendini kötü olarak

niteleyen ailelerin evlilik uyumlarının genel ortalamanın altında olduğu görülmüş, bunun

neticesinde teorik çalışma ile istatistiki araştırmanın birbirini desteklediği tespit

edilmiştir. Araştırmaya göre evlilik uyumunu etkileyen bir başka etken ise çocuk sahibi

Page 115: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

98

olma durumudur. Sonuçlara göre çocuk sahibi olan bireylerin evlilik uyumunun düşük

olduğu görülmüştür. Bunun nedeni çocuk ile ilgili sorumluluk paylaşımında çiftlerin karşı

karşıya gelmeleri ve yeterince sorumluluk olmaktan kaçınmaları olarak gösterilebilir.

Kuramsal bilgiler çerçevesinde yapılan çalışmalar da çocuk sahibi olan çiftlerin evlilik

uyumlarının düşük olduğu yönündedir. İstatistiki veriler kuramsal çerçeveyi destekler

niteliktedir.

Çalışmanın temeli çiftler arasındaki iletişimin evlilik uyumuna etkisini ortaya

koymaktır. Bu amaçla uygulanan anket çalışmasında katılımcıların eşleri ile iletişim

düzeylerini tespit etmek amacıyla iletişime yönelik sorular yöneltilmiş ve yapılan

istatistiki analiz neticesinde iletişimle ilgili yöneltilen tüm belirleyicilerin evlilik uyumu

ile doğrudan ilgili olduğu görülmüştür. Çiftler arasındaki iletişimi ortaya koymak

amacıyla gerçekleştirilen anket ve evlilik uyum ölçeği verilerinin analiz sonuçlarına göre;

- Birbirleri ile sorunlarını, problemlerini paylaşmayan çiftlerin evlilik uyum

puanları düşüktür.

- Birbirleri ile üzüntüsünü, sıkıntısını paylaşmayan çiftlerin evlilik uyum

puanları düşüktür.

- Eşleri ile sık sık tartışan, tartışma sonucu ayrı kalan ve tartışma konusunu

konuşarak çözmek yerine hiç olmamış gibi davranarak ya da bir süre konuşmadan atlatan

çiftlerin evlilik uyum puanları daha düşüktür.

- Çiftler kendi aralarındaki özel konularda dahi paylaşımda bulunmakta

zorlanmaktadırlar.

- Birbirine zaman ayırmayan çiftlerin evlilikleri daha uyumsuzdur.

- Birbirinin duygu, düşünce ve hisleri ile ilgilenmeyen çiftlerin evlilik

uyumları düşüktür.

- Teknolojik cihazlara (bilgisayar, televizyon) gereğinden fazla vakit ayıran

çiftlerin evlilik uyum puanları düşüktür.

- Kişilerarası iletişim seviyesi minimum olan kişilerin çocukları ile iletişim

oranları da düşüktür. Araştırma verilerine göre çocukları ile yeterince vakit harcamayan

ve paylaşımda bulunmayan bireylerin evlilik uyum puanları düşüktür.

- Veriler neticesinde evlilik uyumu ilişkisinde aile içi iletişimin rolünü daha

iyi analiz edebilmek amacıyla çoklu regresyon analizi gerçekleştirilmiştir. Tekli analizler

sonucunda anlamlı çıkan değişkenlerin incelendiği çoklu regresyon analizi sonucunda,

modelin anlamlı olduğu görülmüştür.

Page 116: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

99

Sonuç olarak iletişime açık, duygu ve düşüncelerini paylaşabilen, problemlerle

birlikte başa çıkabilen, her konuda birbirine destek olabilen çiftler evliliklerinde daha

uyumludurlar. İletişim yönünden zayıf olan ve iletişime kapalı olan çiftlerin evliliklerinde

uyumsuz oldukları görülmektedir. Toplanan veriler ve yapılan analizler aile içi iletişim

ve evlilik uyumu arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermektedir. Bu ilişki bireyin

hayatını her anlamda etkilemektedir. Bireylerin sahip oldukları iletişim becerileri sağlıklı

aile içi iletişim oluşmasına ortam sağlamakta, mutlu ve huzurlu aile ortamında yetişen

çocuklar topluma daha rahat uyum sağlamaktadırlar. İnsan, düşünen ve düşündüğünü

hayatına aktarabilen, sürekli kendini yenileyen ve eğiten bir varlıktır. Bu nedenle

meydana gelen olaylar hakkında düşünerek; “Bu neden böyle oldu?, Benim buradaki

eksiğim nedir?, Problemi nasıl çözeriz?, Karşımdaki kişi ile nasıl iletişim kurmalıyım?”

gibi soruları kendine sorabilmeli, ortada bir hata söz konusu ise bunu kabullenebilmelidir.

Yapılan çalışma sonucunda aile içi iletişim becerilerinin güçlendirilmesinin hem çiftlerde

uyumu olumlu etkileyeceği, hem de aile içinde yetişen çocukların rol modeli olarak anne

ve babayı örnek alması nedeniyle önemli olduğu görülmektedir. Bu bağlamda;

- Eşlerin problem çözme becerilerinin geliştirilmesi yönünde eğitimlerin

gerçekleştirilmes,.

- Evlilik öncesi çiftlere çatışma ve kriz yönetimi konularında danışmanlık

verilmesi,

- Sivil toplum kuruluşları ve belediye aile merkezleri ile işbirliği içerisinde

aile içi iletişim eğitimlerinin gerçekleştirilmesi,

- Aile içi iletişimi artırmaya yönelik gerçekleştirilebilecek aktiviteler

konusunda eğitimler yapılması,

- Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile okulların psikolojik danışmanlık ve

rehberlik birimlerinde aile içi çatışma ve kriz yönetimine yönelik eğitim ve

konferansların düzenlenmesi,

- Günlük hayatta çok yoğun olarak kullanılan iletişim araçlarının hane

içinde kullanımının sınırlandırılması, bağımlılığın azaltılması ve kişilerin elektronik

araçlarla geçirdiği zamanların kısıtlanması yönünde uygulamaların artırılması.

- Aile içi iletişim becerilerini arttırmaya yönelik aktivite ve eğitimlerin

evlilik uyumu üzerine etkisini ortaya çıkaracak karşılaştırmalı araştırmaların

yapılması,

Page 117: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

100

- Bir sonraki iletişim ve evlilik uyumu ilişkisi çalışmasında araştırmacılara

nicel araştırma ile birlikte nitel bir araştırma modelleri uygulanarak bireylerin

yaşadıkları iletişim sorunlarının derinlemesine incelenmesi,

- Her kültürün evlilik, evlilik uyumu ve iletişim algısı farklılık

gösterebilmektedir. Kültürler arasındaki bu farklılıkları ortaya koyabilmek amacıyla

farklı ülkelerle yapılabilecek karşılaştırmalı (cross-cultural) araştırmaların yapılması

önerilebilir.

Page 118: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

101

KAYNAKÇA

Akar, Hülya, (2005). Psikiyatrik Yardım Talebi Olanlar ile Yardım Talebi Olmayan ve

Boşanma Aşamasında Olan Çiftlerde; Çift Uyumu ve Kişilik Özellikleri Arasındaki

İlişkinin Karşılaştırılması, Uzmanlık Tezi, İstanbul: Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman

Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 12. Psikiyatri Birimi.

Akgün Rumeysa & Gonca Polat-Uluocak, (2010). Evlilikte Etkili İletişim ve Problem

Çözme: Bir Toplum Merkezindeki Kadınlarla Gerçekleştirilen Grup Çalışması. Aile ve

Toplum Dergisi, 23, 9-23.

Aktaş Aliye M., (2013), Ben ve Ailem. Konya: Dizgi Ofset.

Anderson, Kristin L., Umberson, Debra & Elliot Sinikka, (2004). Communication and

Contemporary Family İssues (Ed. by: Anita L. Vangelisti), Handbook of Family

Communication. New Jersey: Lawrence Erlbaum Associates, 629-647

Apaydın Halil, (2001). Aile İçi İletişimin Çocuğun Dinsel Gelişimine Etkisi. Ondokuz Mayıs

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 12-13, 320.

Arshad, Muhammad, Mohsin, Naeem & Mahmood Khalid (2014). Marital Adjustment And

Life Satisfaction Among Early And Late Marriages. Journal of Education And Practise,

5(17), 83-90.

Atalay, Beşir, Kontaş, Y. Mehmet, Beyazıt, Sema & Madenoğlu, Kemal, (1992). Türk Aile

Yapısı Araştırması. Ankara: Sosyal Planlama Genel Müdürlüğü Araştırma Dairesi.

Avcı-Aydın, İlknur, (2015). Aile Temelli Sağlık Yaklaşımı (Eds. Sema Kuğuoğlu & Birsel

Canan Demirbağ). Ankara: Akademisyen Tıp Kitapevi.

Bahar H. İbrahim, (2009). Sosyoloji. Ankara: Karınca Yayınları.

Bayraktaroğlu, Hüseyin & Çakıcı, Ebru (2013). Evlilik Uyumuyla İlişkili Faktörler. Eurasian

Journal of Educational Research, 53(A), 297-312.

Bharambe, Kalpana D., & Baviskar, Pravin A., (2013). A Study of Marital Adjustment in

Relation to Some Psycho-socio Factor. International Journal of Humanities and Social

Science İnvention, Vol:2, June, 08-10.

Bıçakcı İlker C., (2000). İletişim ve Halkla İlişkiler (3.Baskı). Ankara: MediaCat Yayınları.

Bienvenu, Millard J., (1970). Measurement of Marital Communication. The Family

Coordinator, 19(1), 26-31.

Bilen Mürüvvet, (1983). Sağlıklı İnsan İlişkileri. Ankara: Armoni Ltd. Şti.

Blanchard, Victoria L., Hawkins, Alan, J., Baldwin, Scott A., & Fawcett, Elizabeth B.,

(2009). Investigating The Effects of Marriage and Relationship Education on Couples’

Page 119: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

102

Communication Skills: A Meta-Anakytic Study. Journal of Family Psychology, Vol:23,

No:2, 203-214.

Boz Hayat A., (1999). Kitle İletişim Araçları ve Suskunluk Sarmalı. Ankara Üniversitesi

Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 32(1), 41-48.

Bulut Işıl, (1990). Aile Değerlendirme Ölçeği El Kitabı. Ankara: Özgüzeliş Matbaası.

Burleson Brant R. & Denton Wayne H., (1997). The Relationship between

Communication Skill and Marital Satisfaction: Some Moderating Effects. Journal of

Marriage and Family, 59(4), 884-902.

Burnett John & Moriarty Sandra, (1998). İntroduction to Marketing Communication: An

İntegrated Approach. New Jersey: Prentice-Hall Inc.

Çakır, Seda, (2008). Evli Bireylerin Evlilik Uyumlarının Ana-Babalarına Bağlanma

Düzeyleri ve Demografik Değişkenler Açısından İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi,

Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.

Campbell, Ross, (1991). Çocuk Sevgiyle Büyür (Çev: Meral Gaspıralı). İstanbul: Altın

Kitaplar.

Champman, Gary, (2004). Beş Sevgi Dili (Çev: Betül Çelik). İstanbul: Sistem Yayıncılık.

Can Halil, (2002). Organizasyon ve Yönetim. Ankara: Siyasal Kitapevi.

Canel, Azize N., (2007). Ailede Problem Çözme. Evlilik Doyumu ve Örnek Bir Grup

Çalışmasının Sınanması. Doktora Tezi, İstanbul: Marmara Üniversitesi Eğitim

Bilimleri Enstitüsü.

Canel, Azize N., (2012). Aile Yaşam Becerileri (2.Baskı). İstanbul: Nakış Ofset.

Caughlin, John P. & Vangelisti, Anita L., (2006). Conflict in Dating and Marital

Relationships, (Eds: John G. Qetzel and Stella Ting-Toomey). Thousand Oaks,

CA:SAGE, 2006, 130-58.

Celkan Hikmet Y., (1991). Beşeri Kültürün Temel Öğesi Aile, Aile ve Toplum.

Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Dergisi, 1, 77.

Cohan Catherine L., & Bradbury Thomas N., (1997). Negative Life Events, Marital

Interaction and The Longitudinal Course of Newlywed Mariage. Journal of Personality

and Social Psychology, 73(1), 114-128.

Cüceloğlu Doğan, (1992). Yeniden İnsan İnsana. İstanbul: Remzi Kitapevi.

Çakırlar, Ayşe, (2012). Polislerde Evlilik Uyumunu Etkileyen Bazı Değişkenlerin

İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Sakarya: Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri

Enstitüsü.

Page 120: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

103

Çamdibi H. Mahmut, (1999). Aile İçi İlişkiler ve Aile Rehberliği. İstanbul: Din Eğitimi

Araştırmaları Dergisi, Sayı:6.

Çimen, Ş. Eser, (2007). Görücü Usulü ve Anlaşarak Evlenen Bireylerin Çeşitli Sosyal

Psikolojik Faktörler Yönünden Karşılaştırılması. Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Ankara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Demiray Uğur (1994). İletişim Ötesi İletişim. Eskişehir: Turkuaz Kitapevi.

Demiray Uğur, (2007). Genel İletişim(2.Baskı). Ankara: Pegem Yayıncılık.

Demiray Emine, (2003). Aile İçi İletişim. (Ed. Uğur Demiray), Meslek

Yüksek Okulları için Genel İletişim. Ankara: Pegem Yayıncılık.

Demirkan Burçak, (2010). Psikoloji, Ruh sağlığı ve Hastalıkları Makaleleri Kütüphanesi.

http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_5342.htm, 03.06.2014.

Doğan Candemir & Doğan Süleyman, (2011). İnsanlar Konuşa Konuşa. İstanbul: Selis

Kitaplar.

Doğan, Ezgi, (2014). Women’s General Marital Adjustment and Relationship Style for

Marital Adjustment in Relation to Dyadic Trust and Depression. Master’s Thesis,

İstanbul, Social Sciences.

Dökmen Üstün, (2000). Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve

Empati(14.Baskı). İstanbul: Sistem Yayıncılık.

Dökmen Üstün, (2001). İletişim Çatışmaları ve Empati(17.Baskı). İstanbul: Sistem

Yayınları

Dökmen Üstün, (2003). Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati

(23.Baskı). İstanbul: Sistem Yayıncılık.

Dökmen Üstün, (2008). İletişim Çatışmaları ve Empati(50.Baskı). İstanbul: Remzi

Kitapevi.

Dünya Şiddet ve Sağlık Raporu: Özet(2002). Genova: World Health Organization.

Elgünler Tuğçe Ç., & Fener, Tuğba Ç., (2011). İletişimin Kalitesini Etkileyen Engeller

ve Bu Engellerin Giderilmesi. The Turkish Online Journal of Design, Art and

Communication, 1, 35-39.

Erdil, Kemalettin, (1991). Aile Okulu. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.

Erdoğan, Fırat, (1976). Üniversite Öğrencilerinde Allah İnancı ve Din Duygusunun Din

Psikolojisi Açısından araştırılması. Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi.

Erdoğan, İrfan, (1997). İşletmelerde Davranış. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları.

Erdoğan, İrfan, (2002). İletişimi Anlamak. Ankara: Erk Yayınları.

Erdoğan, İrfan, (2005). İletişimi Anlamak. Ankara: Pozitif Matbaacılık.

Page 121: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

104

Erdoğan, İrfan, (2007). Karl Marx İnsan Toplum ve İletişim. İletişim kuram ve araştırma

dergisi, 25, 199-228

Ergöçmen Banu A., Üner Sunday & Yiğit Elif K., (2009). Türkiye’de Kadına Yönelik

Aile İçi Şiddet. Ankara: T.C. Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Yayını.

Eşsizoğlu, Altan, Yenilmez, Çınar, Güleç, Gülcan & Yazıcıoğlu, Yahşi, (2012). Aile

Yapısı ve İlişkileri (Ed. Çınar Yenilmez). Aile ile İlgili Temel Kavramlar, Eskişehir:

Anadolu Üniversitesi, 2-20.

Eyce, Berrin, (2000). Tarihten Günümüze Türk Aile Yapısı. Selçuk Üniversitesi Sosyal

Bilimler MYO Dergisi, 1(4), 223-244.

Fatt, Teng, Poon, James, (1998). Nonverbal Communication and Business Success.

Management Research News, Vol:21, 1-10.

Fidanoğlu, Oya, (2006). Evlilik Uyumu, Mizah Tarzı ve Kaygı Düzeyi Arasındaki İlişki.

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Fitness, Julie & Duffield, Jill (2004). Family Communication Processes(Ed. by: Anita L.

Vangelisti). Handbook of Family Communication, New Jersey: Lawrence Erlbaum

Associates, 473-495.

Gidden, Anthony, (2000). Sosyoloji (Çev: Hüseyin Özel, Cemal Güzel). Ankara: Ayraç

Yayınevi.

Goel, Shikha & Narang, D. Kaur, (2012). Gender Differences in Marital Adjustment,

Mental Health and Frustration Reactions During Middle Age. Journal of Humanities

and Social Science (IOSRJHSS), 1:3,42-49.

Gordon, Kristina C., Baucom Donald H., Epstein Norman, Burnett Charles K., & Rankin

Lynn A., (1999). The Interaction Between Marital Standards and Communication

Patterns: How Does İt Contribute to Marital Adjustment?. Journal of Marital and

Family Therapy, 25:2, 211-223.

Gordon, Thomas, (2013). Etkili Anne-Baba Eğitiminde Uygulamalar (Çev: Hale Vardar),

İstanbul: Profil Yayıncılık.

Gökçe Orhan, (2006). İletişim Bilimi. Ankara: Siyasal Kitapevi.

Gökdağ, Rüçhan & Dağlı, Özgül, (27-28 Nisan 2012). İletişim Çatışması Olarak Kadına

Yönelik Şiddet. Uluslararası Katılımlı Kadına ve Çocuğa Karşı Şiddet Sempozyumu,

Ankara.

Guilane-Nachez, Erica, (2003). İletişim mi? Kolay!, (Çev: Gülşah Ercenk Abdelhadifi).

İstanbul: Sistem Yayıncılık.

Page 122: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

105

Güler, A. Deniz, (1990). Eğitim İletişimi Kurumu Olarak Çocuk Televizyonu ve

Uygulamaları ile Bir Model Önerisi. Doktora Tezi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Gürüz, Demet & Gürel, Emet, (2006). Yönetim ve Organizasyon. Ankara: Nobel

Yayınları.

Gürüz, Demet & Temel-Eğinli, Ayşen, (2014). Kişilerarası İletişim, İstanbul: Nobel

Yayıncılık.

Güngör, Nazife, (2011). İletişim Kuramlar. Yaklaşımlar, Ankara: Siyasal Kitapevi.

Gürüz, E., Demet, (1995). Halkla İlişkiler-Reklam Ajansları İşletmeciliği ve Yönetimi.

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Yay. No:7, s:118.

Hacı, Yağmur, (2011). Evlilik Uyumunun Empatik Eğilim, Algılanan Aile İçi İletişim ve

Çatışma Çözme Stillerine göre Yordanması. Yüksek Lisans Tezi, İzmir: Sosyal

Bilimler Enstitüsü.

Hanson, Shirley, M.H., Gedaly-Duff, Vivian & Kaakinen, Joanna, Rowe (2005). Family

Health Care Nursing(3th Edition). Philadelphia: F.A. Davis Company.

Hartley, Peter, (1996). İnterpersonal Communication, London: Routledge.

Hashmi, H. Ahmed, Khurshid, Maryam & Hassan, Ishtiaq (2006). Marital Adjustment,

Stress, and Depression Among Working and Non-Working Married Women. Internet

Journal of Medical, 2(1), 19-26.

Houser, Ayşegül, G., (2009). Evli Bireylerin Sahip Oldukları İletişim Çatışması Türü,

Romantik Kıskançlık ve Duygusal Zeka Düzeylerinin Evlilik Doyumları Üzerine

Etkisi. Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Işık, Metin, (2000). İletişimden Kitle İletişimine (2.Baskı). Konya: Mikro Yayınları

Işık, Metin, (2005). Kitle İletişim Teorilerine Giriş. Konya: Eğitim Kitapevi.

İmamoğlu, Olcay, (1995). Değişim Sürecinde Aile; Evlilik İlişkiler, Bireysel Gelişim ve

Demokratik Değerler. Değişim Sürecinde Aile; Toplumsal Katılım ve Demokratik

Değerler, Aile Kurultayında Sunulan Bildiri, Ankara: T.C. Başbakanlık Aile Araştırma

Kurumu.

İl, Sunay & Arıkan Ç., (1995). Değişim Sürecinde Aile; Evlilik İlişkiler, Bireysel Gelişim

ve Demokratik Değerler. Değişim Sürecinde Aile; Toplumsal Katılım ve Demokratik

Değerler: Çocuk Eğitim Evlerindeki Hükümlü Gençlerin Aile İçi Şiddet İlişkin

Değerlendirmeleri, Aile Kurultayında Sunulan Bildiri, Ankara: T.C. Başbakanlık Aile

Araştırma Kurumu.

Page 123: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

106

Kağıtçıbaşı, Çiğdem, (1999). Yeni İnsan ve İnsanlar(10.Baskı). İstanbul: Evrim

Yayınevi.

Kalyon, Yeşim, (2006). Halkla İlişkiler. Ankara: Nobel Yayınları.

Kandır, Adalet, & Alpan, Yasemin, (2008). Okul Öncesi Dönemde Sosyal-Duygusal

Gelişime Anne-Baba Davranışlarının Etkisi. Aile ve Toplum, 4(14), 33-38.

Karaçor Süleyman & Şahin Ali, (2004). Örgütsel İletişim Kurma Yöntemleri ve

Karşılaşılan İletişim Engellerine Yönelik Bir Araştırma. Selçuk Üniversitesi İktisadi

ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 8, 97-117.

Karagülle, Ayşegül, Elif & Çaycı, Berk, (2014). Ağ Toplumunda Sosyalleşme ve

Yabancılaşma. The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication,

Kaya, Canten, (2003). Evlilikte Mutluluğun Sırları. Manisa: Renk Yayınları.

Koçak, Yasemin, (1998). Okul-Aile İletişimi. Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe

Üniversitesi, Ankara: Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Koçel, Tamer, (2001). İşletme Yöneticiliği (8.Baskı). İstanbul: Beta Yayınevi.

Koerner Ascan & Fitzpatrick Mary A., (2002). Nonverbal Communication and Marital

Adjustment and Satisfaction: The Role of Decoding Relationship Relevant and

Relationship Irrelevant Affect. Communication Monographs, 69(1), 33-51.

Kotin, Joel, (2001). Eşinizi Etkileyerek Evliliğinizi Kurtarın. İstanbul: Timaş Yayınları.

Köknel, Özcan, (1986). İnsanı Anlamak. İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi.

Köknel, Özcan, (1997). İnsanı Anlamak. İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi.

Lian, Tam. C., & Geok, Lim S., (2008). A Study of Marital Conflict on Measures of

Social Support and Mental Health. Sunway Academic Journal, 5, 97-110.

Küçük, Mestan, Eriş, Ufuk, Oğuz, Tarkan, Dal, Anıl, Aydın, Hakan & Orhon, Nezih,

(2012). İletişim Bilgisi. (Eds. Nezih Orhon, Ufuk Eriş). İletişim Kavramı ve İletişim

Süreci, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi, 2-20.

Lemeshow, Stanley, Hosmer, David W., Klar, Janelle & Lwanga Stephen K.. (2000).

Sağlık Araştırmalarında Örneklem Büyüklüğünün Yeterliliği (Çev: S. Oğuz Kayaalp).

Ankara: Hacettepe-Taş Kitapevi.

Lin, Phylis, Lan, (1994). Characteristics of a Healthy Family. Eric Institute of Education

Sciences:

Makvana, Samyak, M. (2014). Marital Adjustment among Serving and Non-Serving

Married Couples. The International Journal of Indian Psychology, 1(3), 6-14.

Meram Belediyesi, (Ağustos 2012), TR-42 Bölgesi İlçeleri Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik

Endeksi,

Page 124: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

107

http://www.meram.bel.tr/contents/MERAM_BELEDIYESI_TR_52_BOLGESI_ILC

ELERI_EKONOMIK_GELISMISLIK_INDEKSI_.pdf: 16.12.2015.

Mckay, Matthew, Davis, Martha & Fanning, Patrick (2012). İletişim Becerileri (Çeviren:

Özgür Gelbal). Ankara: HYB Basım Yayım.

Meb (2007a). Gazetecilik İletişim Süreci ve Türleri (Mesleki Eğitim ve Öğretim

Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi). Ankara: Projeler Daire Başkanlığı

Merter, Feridun, (1990). Köy Ailesinde Meydana Gelen Değişmeler (2.Baskı). Ankara:

Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Yayınları.

Mısırlı, İrfan, (2004). Genel ve Teknik İletişim. Ankara: Detay Yayıncılık.

Montana, Patrick J., & Charnov, Bruce H., (1993). Management (2.Edition). New York:

Barron’s Business Review Series Inc.

Nazlı, Serap, (2001). Aile Danışmanlığı. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.

Nihat, Nirun, (1994). Sistematik Sosyoloji Yönünden Aile Ve Kültür. Ankara: Atatürk

Kültür Merkezi Yayınları.

Noller, Patricia, (1981). Gender and Marital Adjustment Level Differences in Decoding

Messages From Spouses and Strongers. Journel of Personality and Social Psychology,

41(2), 272-278.

Odabaşı, Yavuz & Oyman Mine, (2002). Pazarlama İletişimi Yönetimi. İstanbul:

Mediacat yayınları.

Özçelik, Çövener, Ç., & Aktaş, Eda, (2015). Ailede İletişimin Önemi (Eds. Sema

Kuğuoğlu ve Birsel Canan Demirbağ). Aile Temelli Sağlık Yaklaşımı. Ankara:

Akademisyen Tıp Kitabevi, 41-53.

Önder, Alev, (2003). Ailede İletişim “Konuşarak ve Dinleyerek Anlaşalım”. İstanbul:

Morpa Kültür Yayınları.

Özer, Kadir, (2000). İletişimsizlik Becerisi. İstanbul: Sistem Yayıncılık.

Özgüven, İbrahim. E., (2001). Ailede İletişim ve Yaşam. Ankara: Pdrem Yayınları.

Özgüven, İbrahim, E.,(2014). Evlilik ve Aile Terapisi (3.Basım). Ankara: Nobel

Yayıncılık.

Özmen-Süataç, Arzu, (2010). Evlilik Uyumunun Kişilerarası Tarz ve Öfke Açısından

Araştırılması. Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi: Sağlık Bilimleri Enstitüsü.

Şafak-Öztürk, Cennet & Arkar Haluk (2014). Evli Çiftlerde Evlilik Uyumu ve Cinsel

Doyum Arasındaki İlişkiler. Literatür Sempozyum, 1(3), 16-24.

Öztürk, Metin, (2004). Sosyoloji 2 Ders Notu. Ankara: MEB Eğitim Teknolojileri Genel

Müdürlüğü Açık Öğretim Lisesi Yayınları.

Page 125: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

108

Preston, Paschal, (1989). Communication for Managers. New Jersey: Prentice-Hall,Inc.

Rahim, M., Afzalur, (2002). Toward a Theory of managing Organizational Conflict. The

İnternational Journal of Conflict Management, Vol:13(3), p:206-235.

Renfield, Robert, V., (1979). Örgütte Beşeri Münasebetler (Çev: Resan Taşçıoğlu).

Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.

Robbins, Stephen, P., (1978). Conflict Management and Conflict Resolution are not

synonymous. California Management Review, Vol:21(2), p:67-76.

Rogers, William, (1984). Communication in Action: Building Speech Competencies.

Canada: CBS College Publishing.

Sabatelli, Ronald, M., (1988). Measuremenet Issues in Marital Research: A Review and

Critique of Contemporary Survey Instruments. Journal of Marriage and The Family,

50, 891-915.

Sabuncuoğlu, Zeyyat , (2008). İşletmelerde Halkla İlişkiler. Bursa: Alfa-Aktüel.

Sabuncuoğlu, Zeyyat & Gümüş, Murat, (2008). Örgütlerde İletişim. İstanbul: Arıkan

Yayıncılık.

Sakmar, Elçin, (2010). The Predictive Role of Communication on the Relation ship

Satisfaction in Married İndividuals with and without Children and in Cohabiting

İndividuals: The Moderating Role of Sexual Satisfaciton. Degree of Master, The

Graduate School of Social Sciences of Middle East Technical University, Ankara.

Sardoğan, Mehmet E. & Karahan, T. Fikret, (2005). Evli Bireylere Yönelik Bir İnsan

İlişkileri Beceri Programının Evli Bireylerin Evlilik Uyum Düzeylerine Etkisi. Ankara

Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 38(2). ss:89-102.

Sayın, Önal, (1990). Aile Sosyolojisi, Ailenin Toplumdaki Yeri. İzmir: Ege Üniversitesi

Basımevi.

Sayın, Önal, (1990). Aile Yazıları: Evlilik Kurumu ve İlişkileri (Der: Beylü Dikeçligil -

Ahmet Çiğdem). Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu.

Sayın, Önal, (1994). Sosyolojiye Giriş. Ege Üniversitesi Yayınları, İzmir: Neşa Ofset.

Schuler, Randall S. & Jackson, Susan E., (1996). Human Resource Management

Positioning fort he 21st Century (2.Edition). West Publishing Company.

Sears, Heather A. & Galambos Nancy L., (1992). Women’s Work Conditions and Marital

Adjustment ,n Two-Earner Couples: A Structural Model. Journal of Marriage and the

Family, Vol: 54, No:4 November, p: 789-797.

Page 126: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

109

Segrin, Chris, Hanzal, Alesia & Domschke, Tricia J., (2009). Accuracy and Bias in

Newlywed Couples’ Perceptions of Conflict Styles and The Association with Marital

Satisfaction. Communication Monographs, 76:2, 207-233.

Segrin, Chris & Floar, Jeanne, (2005). Family Communication. New Jersey: Lawrence

Erlbaum Associates.

Sezen, Lütfi, (2005). Türkiye’de Evlenme Biçimleri. Atatürk Üniversitesi Türkiyat

Araştırmalar Enstitüsü Dergisi, 27, 185-195.

Sigband, Norman B., & Bell, Arthur H., (1994). Communication For Managers (6th

Edition). Ohio: South Western Publishing co.,

Sillars, Alan, Canary, Daniel J., & Tafoya, Melissa (2004). Family Communication

Processes(Ed. by: Anita L. Vangelisti). Handbook of Family Communication, New

Jersey: Lawrence Erlbaum Associates, 413-446.

Smeltzer, Larry R., & Waltman, John L., (1984). Managerial communication: A Strategic

Approach. New York: Wiley.

Spanier, Graham, B., & Lewis, Robert A. (1980). Marital Quality A review of the

Seventies. Journal of Marriage and Family, 42(4), 825-839.

Spanier, Graham B., (1976). Measuring Dyadic Adjustment: New Scales for Assessing

The Quality of Marriage and Similiar Dyads. Journal of Marriage and The Family, 38,

p: 15-28.

Szinovacz, Maximiliane, E., (1979). Marital Adjustment and Satisfaction with Marital

Decision Making. İnternational Journal of Sociology of the Family, 9, p:67-94.

Şahin, Sultan & Aral, Neriman, (2012). Aile İçi İletişim. Ankara Sağlık Bilimleri Dergisi,

1(3), 55-56.

Şemin, Refia, (1964). Gençlerimizin Psiko-Pedegojik Problemleri (2.Baskı). İstanbul:

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları.

Şener, Arzu & Terzioğlu Günsel, (2002). Ailede Eşler Arası Uyuma Etki Eden

Faktörlerin Araştırılması. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Yayınları,

Ankara.

Şener, Arzu & Terzioğlu Günsel, (2008). Bazı Sosyo-Ekonomik ve Demografik

Değişkenler ile İletişimin Eşler Arası Uyuma Etkisinin Araştırılması. Aile ve Toplum

Dergisi, 13(1), 7-21.

Soyyiğit, Rahime, (2002). Sanayileşmenin Türk Ailesi Üzerine Sosyal Etkileri. Yüksek

Lisans Tezi, Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Tarhan, Nevzat, (2008). Evlilik Psikolojisi (5.Baskı). İstanbul: Timaş Yayınları.

Page 127: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

110

Tarhan, Nevzat, (2014). Son Sığınak Aile (21.Baskı). İstanbul: Nesil Yayın Grubu.

Tezel, Ayfer, (2006). Aile İçi İletişim. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 1(1).

Topkara, Mustafa, (2015). Kadın & Erkek: İlişkilerin Psikolojisi, İstanbul: Karma

Kitaplar.

Tuna, Yavuz, Birsen, Özgül, Erzurum, Funda, Küçük, Mestan, Çolak, Figen Ü., &

Özkoçak, Levent, (2012). İletişim (Ed. İzlem Vural). İletişim Kavramı ve İletişim

Süreci, Ankara: Pegem Yayınları, 2-23.

Tutar, Hasan & Yılmaz, M. Kemal, (2005). Genel İletişim-Kavramlar ve Modeller.

Ankara: Seçkin Yayıncılık.

Tutarel-Kışlak Şennur, (1995). Cinsiyet, Evlilik Uyumu, Depresyon ile Nedensel ve

Sorumluluk Yüklemeleri arası İlişkiler Üzerine Bir Araştırma. Doktora Tezi, Ankara:

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Tutarel-Kışlak Şennur, (1999). Evlilik Uyum Ölçeğinin (EUÖ) Güvenilirlik ve Geçerlilik

Çalışması. 3P Dergisi, 7(1), 50-57.

Tutarel-Kışlak, Şennur & Göztepe, Işıl, (2012). Duygu Dışavurumu, Empati, Depresyon

ve Evlilik Uyumu Arasındaki İlişkiler. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dergisi, 3(2), ss:27-45.

Tüfekçi-Hoşgör, Elmas, (2013). Evli Çiftlerin Öfke İfade Tarzları ile Evlilik Uyumunun

İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri

Enstitüsü.

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), (Nisan 2015), Evlenme ve Boşanma İstatistikleri

2014, Sayı:18628. http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18628, Erişim

Tarihi:24.08.2015.

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (Eylül

2012), Evlenme ve Boşanma İstatistikleri Marriage and Divorce Statistics 2011, Yayın

No: 3870.

http://www.tuik.gov.tr/Kitap.do?metod=KitapDetay&KT_ID=11&KITAP_ID=18,

Erişim Tarihi:24.08.2015.

Türkarslan, Nesrin & Demirkan, Semra, Y., (2007). Üniversite Son Sınıf Öğrencilerinin

Evliliğin Kuruluşuna İlişkin Görüş ve Önerileri. Ankara: T.C. Başbakanlık Aile ve

Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Yayınları.

Usluata, Ayseli, (1996). İletişim. İstanbul: İletişim Yayınları-Yeni Yüzyıl Kitaplığı.

Ülken, H. Ziya, (1943). Sosyoloji. İstanbul: Remzi Kitapevi.

Page 128: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

111

Yalçın, Hatice, (2014). Evlilik Uyumu ile Sosyo-Demografik Özellikler Arasındaki İlişki.

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi-Journal of Research in Education and

Teaching, Şubat, Cilt:3, Sayı:1, Makale No:24, 250-261.

Yavuzer, Haluk, Köknel, Özcan, Kulaksızoğlu, Adnan, Ayhan, Halis, Dodurgalı,

Abdurrahman & Ekşi, Halil, (2011). Çocuk ve Ergen Eğitiminde Anne Baba Tutumları

(3.Baskı). Yaygın Anne Baba Tutumları, İstanbul: Timaş Yayınları, 11-41.

Yılmaz, A., (2001). Eşler Arasındaki Uyum: Kuramsal Yaklaşımlar ve Görgül

Çalışmalar. Aile ve Toplum Eğitim Kültür ve Araştırma Dergisi, 4, 49-59.

Yumlu, Konca, (1990). Kitle İletişim Kuramları. İzmir: Neşa.

Yüksel A. Haluk, (2011). İletişimin Tanımı ve Temel Bileşenleri Etkili İletişim (Ed:

Uğur Demiray). Ankara: Pegem Yayınları.

Zıllıoğlu, Merih, (1993). İletişim Nedir? (1.Basım). İstanbul: Cem Yayınevi.

Zıllıoğlu, Merih, (2007). İletişim Nedir?, İstanbul: Cem Yayınevi.

Page 129: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

112

EKLER

Ek 1: Anket Formu

Anket Formu

Değerli Katılımcı,

Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı Halkla

İlişkiler ve Tanıtım Bilim Dalı’nda doktora öğrencisiyim. Sizlerden istediğim “Evlilik uyumu ilişkisinde

aile içi iletişimin rolü: Konya örneği” konulu tezimle ilgili çalışmaya esas olmak üzere aşağıda verilen

anket formunu ve Evlilik Uyum Ölçeğini cevaplamanızdır. Herhangi bir şekilde kimlik bilgisi ya da sizleri

tanıtıcı bir bilgi kesinlikle istenmemektedir. Yanıtlarınız içtenlikle ve eksiksiz bir şekilde vermeniz

çalışmanın objektifliği açısından son derece önemlidir.

Anlayışınız ve katkılarınız için şimdiden teşekkür ediyorum.

Şule KARADAĞ

Halka İlişkiler Uzmanı

A. SOSYO-DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER

1- Cinsiyetiniz nedir?

1. Kadın 2. Erkek

2- Yaşınız: ………… 3- Eşinizin Yaşı: …………………

4- Eğitim durumunuz:

1. Okur-Yazar 2. İlköğretim 3. Lise mezunu 4. Üniversite ve üstü

5- Mesleğiniz: ……………………… 6- Eşinizin Mesleği: ………………………

7- Eşinizin eğitim durumu:

1. Okur-Yazar 2. İlköğretim 3. Lise mezunu 4. Üniversite ve üstü

8- Ailenizin tipi: 1. Çekirdek Aile 2. Geniş Aile

9- Size göre gelir düzeyiniz nasıl? 1. İyi 2. Orta 3. Kötü

10- Evlenme şekliniz nedir?

1. Görücü usulü evlilik 2. Flört sonrası evlilik

11- Evlilik süreniz: ……… 13- Evlenme Yaşınız: … 14-Eşinizin Evlenme Yaşı:…

15- Çocuğunuz var mı? 1.Evet (kaç çocuğunuz var ………..) 2. Hayır (D bölümünü

boş bırakınız)

16- 16- Yaşadığınız İlçe: ………………………..

B. AİLE ve AKRABA İLİŞKİLERİ

16. Eşinizle, sizin yetiştiğiniz aile yapısı benzer mi?

1. Tamamen benzer 2. Kısmen benzer 3. Ne benzer ne benzemez 4. Hiç

benzemez

17. Kendi aileniz ile olan ilişkileriniz nasıldır? 18. Eşinizin ailesi ile ilişkileriniz

nasıldır?

1.İyi 2. Kötü 3. Ne iyi ne kötü 1.İyi 2. Kötü 3. Ne

iyi ne kötü

Page 130: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

113

19. Aile içi problemlerinizi kendi ailenizle paylaşır mısınız?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

20. Aile içi problemlerinizi eşiniz ailesiyle paylaşır mı?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

5.Bilgim Yok

21. Aile içinde gelişen olaylara dışarıdan müdahaleler olur mu?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

22. Eşiniz aile ile ilgili kararları alırken ailesine danışır mı?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

5.Bilgim Yok

C. EŞLER ARASI İLETİŞİM

23. Bir sorununuz olduğunda eşinizle bunu paylaşır mısınız?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

24. Üzüntülü/ Sıkıntılı olduğunuzda bunu eşinizle paylaşır mısınız?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

25. Ev işlerini eşinizle paylaşır mısınız?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

26. Tartışma nedeniyle eşinizden ayrı geçirdiğiniz bir zaman oldu mu?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

27. Eşinizle tartışma sıklığınız ne kadardır?

1. Tartışmayız 2. Ara Sıra Tartıştığımız Olur 3. Sık Sık Tartışırız 4.

Sürekli Tartışırız

28. Eşinizle tartıştığınızda sorunlarınızı çözme durumunuzu belirtiniz.

1. Konuşarak sorunu çözeriz 2. Sorun hiç olmamış gibi davranırız

3. Bir süre hiç konuşmayız 4. Diğer …………………………….

29. Cinsel konulardaki problemlerinizi eşinizle rahatça konuşabilir misiniz?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

30. Aile içi genel sorumluluklar dışında eşinizle birbirinize zaman ayırır mısınız?

1. Birbirimize ayıracak vaktimiz olmaz 2. Ara sıra birbirimize vakit ayırırız

3. Sık Sık birbirimize vakit ayırırız

31. Eşiniz ne düşündüğünüz ve ne hissettiğinizle ilgilenir mi?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

32. Evde bilgisayar başında vakit geçirir misiniz ?

1. Evet (Soru 33’e geçiniz) 2. Hayır (Soru 34’e geçiniz)

33. Bilgisayar/İnternet başında geçirdiğiniz süre nedeniyle eşinizle sorun yaşar mısınız?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

34. Yaptığınız alışverişler konusunda eşinizle sorun yaşar mısınız?

Page 131: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

114

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

D. EBEVEYNLER ve ÇOCUKLAR ARASI İLETİŞİM

35. Çocuklarınızla yeterince vakit geçirdiğinizi düşünüyor musunuz?

1. Bütün boş vakitlerimde 2. Yeterince 3. Yeterince değil

36. Eşinizin çocuklarınızla yeterince vakit geçirdiğini düşünüyor musunuz?

1. Bütün boş vakitlerinde 2. Yeterince 3. Yeterince değil

37. Çocuklarınızla gün sonu değerlendirmesi yapar mısınız?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

38. Çocuğunuzdaki psikolojik değişiklikleri fark eder misiniz?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

39. Çocuğunuza sözlü şiddet(Bağırma, yüksek sesle konuşma vs.) uygular mısınız?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

40. Çocuğunuza fiziksel şiddet(Vurma, hafifçe dokunma vs.) uygular mısınız?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

41. Eşiniz çocuklarınıza sözlü(Bağırma, yüksek sesle konuşma vs.) şiddet uygular mı?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

42. Eşiniz çocuklarınıza fiziksel şiddet(Vurma, hafifçe dokunma vs.) uygular mı?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

43. Çocuğunuz bir problemi olduğunda sizinle kolayca paylaşabilir mi?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

44. Aile olarak televizyon başında çok vakit geçirir misiniz?

1. Her zaman 2. Zaman zaman 3. Nadiren 4. Hiçbir zaman

Page 132: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

115

Ek 2: Evlilik Uyum Ölçeği (EUÖ) *

1. Aşağıdaki ölçek kutuları içinde her şeyi ile şimdiki evliliğinizin mutluluk derecesini en iyi

temsil ettiğine inandığınız noktayı daire içine alınız. Ortadaki mutlu sözcüğü üzerindeki nokta,

çoğu kişinin evlilikten duyduğu mutluluk derecesini temsil eder ve ölçek kademeli olarak sol

ucunda evliliği çok mutsuz olan azınlığı, sağ ucunda ise evliliği çok mutlu olan küçük bir azınlığı

temsil etmektedir.

*

Çok mutsuz

* * *

Mutlu

* * *

Çok Mutlu

2–9. Aşağıdaki maddelerde verilen konulara ilişkin olarak, siz ve eşiniz arasındaki anlaşma ya da

anlaşmazlık derecesini yaklaşık olarak belirtiniz. Lütfen her maddeyi değerlendiriniz.

Her Zaman

Anlaşırız

Hemen

Her

Zaman

Anlaşırız

Arasıra

Anlaşama

dı-ğımız

Olur

Sıklıkla

Anlaşma

yız

Hemen

Her

Zaman

Anlaşama

yız

Her Zaman

Anlaşamayız

2. Aile Bütçesini

İdare etme

3. Boş zaman

Etkinlikleri

4. Duyguların

ifadesi

5. Arkadaşlar

6. Cinsel ilişkiler

7. Toplumsal

kurallara uyma

(doğru, iyi veya

uygun davranış)

8. Yaşam felsefesi

9. Eşin

akrabalarıyla

Anlaşma

10–15. Lütfen evliliğinizi en iyi ifade ettiğine inandığınız bir cevabı seçiniz ve seçtiğiniz

cevabın başında yer alan parantez içine x işareti koyunuz.

Page 133: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

116

10. Ortaya çıkan uyumsuzluklar genellikle:

( ) erkeğin susması ile

( ) kadının susması ile

( ) karşılıklı anlaşmaya varılarak

Sonuçlanır.

11. Ev dışı etkinliklerinizin ne kadarını eşinizle birlikte yaparsınız?

( ) hepsini

( ) bazılarını

( ) çok azını

( ) hiçbirini

12. Boş zamanlarınızda genellikle aşağıdakilerden hangisini tercih edersiniz?

( ) dışarıda bir şeyler yapmayı

( ) evde oturmayı

Eşiniz genellikle aşağıdakilerden hangisini tercih eder?

( ) dışarıda bir şeyler yapmayı

( ) evde oturmayı

13. Hiç evlenmemiş olmayı istediğiniz olur mu?

( ) sık sık

( ) arada sırada

( ) çok seyrek

( ) hiçbir zaman

14. Hayatınızı yeniden yaşayabilseydiniz,

( ) aynı kişiyle evlenirdiniz

( ) farklı bir kişiyle evlenirdiniz

( ) hiç evlenmezdiniz

15. Eşinize güvenir, sırlarınızı ona açar mısınız?

( ) hemen hemen hiçbir zaman

( ) nadiren

( ) çoğu konularda

( ) her konuda

* Tutarel-Kışlak Şennur(1999), Evlilik Uyum Ölçeğinin(EUÖ) Güvenilirlik ve

Geçerlilik Çalışması, 3P Dergisi, 7(1), 50-57.

Page 134: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

117

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Özgeçmiş

Adı Soyadı: Şule KARADAĞ

Doğum Yeri: Ordu

Doğum Tarihi: 05.11.1979

Medeni Durumu: Bekar

Öğrenim Durumu

Derece: Okulun Adı: Program Yer Yıl

İlköğretim: Atatürk İlkokulu Ordu 1990

Ortaöğretim Ordu İmam Hatip Lisesi Ordu 1993

Lise: Ordu Lisesi Ordu 1996

Lisans: Selçuk Üniversitesi Halkla İlişkiler

ve Tanıtım Konya 2001

Yüksek Lisans: Selçuk Üniversitesi Halkla İlişkiler

ve Tanıtım Konya 2008

Doktora: Selçuk Üniversitesi Halkla İlişkiler

ve Tanıtım Konya

Becerileri: İngilizce (İyi Seviye)

Office Programları, Adobe Photoshop, Coreldraw

İlgi Alanları: Farklı Kültürler, Seyahat, Araştırma,

İş Deneyimi Kurum Adı Yıl

Grafiker Sembol Ambalaj Sanayi 2000-2003

Özel Kalem Md. Tüzel Bir Kuruluş 2003-2008

Anketör Türkiye İstatistik Kurumu 2009-2012

Uzman Necmetin Erbakan Üniversitesi 2012-

Aldığı Ödüller

Hakkımda Bilgi

Almak için

Önerebileceğim

Şahıslar

Tel: 0533 241 89 34

Adres: Beyhekim Mah. Gürbulut Sok. No:31 Selçuklu/KONYA

İmza

Page 135: EVLİLİK UYUMU İLİŞKİSİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN … içi iletişim...düzenli iletişim kanalıyla toplumun bir parçası olmaktadır (Şahin & Aral, 2012:56). İnsan

118