dizelerden tuvallere pati izleri
DESCRIPTION
Dizellerden Tuvallere Pati İzleriTRANSCRIPT
Şiir, pencerenin yamru yumru kıyısına sessizce tırmandı. Usulcacık, yumuşacık. Beşinci kattaki yatak odasının penceresi gökyüzüne açık. Apartmanın mosmor, duman duman geceye dolanmış başında göğün ırak aydınlığına çevrik bulanık bir göz. Aynamsı, saydam, geçirgen gölgeler barınağı. Gözün içinden Şiir, kedi pençesini uzatıp çerçeveye tutundu. Ak pak, ışıltılı, doğal, duyarlı tüy topağı pençe pencerenin çürük, sallantılı çerçevesine ilişip durdu. Şiir'in kendi pençesi deneyimli. Çerçevenin kırılgan ve kaygan bütün duraklarını gözü kapalı, ezbere biliyor. Pençesi oraya ilişmiş dururken Şiir, öbür pençesini rahatça, özgürce kaldırıp yaladı. Gökyüzüne dikili kedi bakışı ırak yansımalarla yan yana, özgür pençesiyle kedi kulağını kaşıdı. Çerçevenin apansız tuzaklarından, aşılması güç denklemlerinden, tarih kadar uzun görmüş geçirmişliğinden haberli, kulaklarının ikisi de kirişte, bir süre bekledi. Bulanık gözün eğreti çerçevesinde, tüy topağı pençesinin sağlam, dingin özgüveniyle tutunmuş, bir uzun yol gemisi gibi engin suların bilinmezliğine korkusuzca kulaç atmaya hazır, bekledi.
Tansu BeleTansu Bele
Şiir Kedisi Şiir Kedisi
Bazen şiir gelmek istemez ; kaçar şairden oyuncu bir kedi gibi evden kaçan saklanan salyangozların, çimenlerin, örümceklerin gözlerinin arasına çıkıntı artık güneşte değil bir nem içinde Troll Kralı’nın nefesiyle .
Bazen şiir Uzağa saplanır mahcup bir aşık gibi sahiplenilmekten korkan yitirmekten özünü fazlaca korkan yalnızlık - - ki o der özgürlük.
Eğer şiir gelmeyecekse, derim ki sessizce gidin üzerine. İlgilenmiyormuş gibi yapın. Sandalyesine oturun Shakespeare, Neruda Ölümsüz Emily’yi okuyup ve akmanıza izin verin onların müziğine.
Gidin mutfağa ve bir soğan soyun ev yapımı sugo için.
Bundan önce bilin ki, ağlıyor olacak şair olgun domatesiniz gibi saçılıp gidecek ilhamla.
Bazen şiir karşılığını veremez şairin acısının. Bazen şiir bir danstır şairle şiir arasında ama bazen şiir istemez dans etmek ve saklanır satıraralarına vurarak ayaklarını- vezinler, uzatmalar- uzaklaşır müzikle sizin Mariachi topluluğu gibi.
Siz üzerinde salınırken ıslak duygulu hamurun onu isteğinize çevirin, bu reçineyle aşk yaparken un ve suyla, şiir acıkacak ve gelecek tıpkı bir kedi gibi eve gelecek siz onu hiç beklemezken.
Erica Mann JongErica Mann Jong
Sedef Yılmabaşar
Sedef Yılmabaşar
Baktınız ki dalmış bir kedi derin düşüncelere, Diyeceğim o ki, nedeni aynıdır hep: Kafasını takmıştır adını düşünmeye, düşünmeye, düşünmeye: Dile gelmez, gelse bile getirilemez Derin ve akıl sır ermez Biricik Ad’ını.
T.S.Eliot T.S.Eliot Çeviri: Ulus BakerÇeviri: Ulus Baker
Kedilerin AdlandırılmasıKedilerin Adlandırılması
Zor iştir kedilerin adlandırılması, Zannetmeyin ki tatil günü oyunlarınızdan biridir sadece; Çatlağın teki olduğumu düşünebilirsiniz, Her kedinin en az ÜÇ AYRI ADI olması gerektiğini söylersem. Hepsinden önce ailenin kullandığı şu gündelik ad vardır, Peter, Augustus, Alonso ya da James gibi, Victor ya da Jonathan gibi, George ya da Bill Bailey gibi – Her biri anlamlı gündelik adlardır nitekim. Hoşunuza gider mi bilmem ama, Daha süslü adlar vardır bir de: Plato, Admetus, Electra, Demeter gibi— Ama her biri anlamlı gündelik adlardır nitekim. Fakat ben derim ki, her kedinin farklı bir adı olması gerek, Özel bir adının, daha gururlu bir adının olması gerek, Başka türlü nasıl dik tutabilir kuyruğunu, Nasıl gerebilir bıyığını, nasıl yaşatabilir gururunu? Bu tür adlardan bir grup veriyorum işte size: Munkustrap, Quaxo veya Coricopat gibi, Ya da mesela Bombalurina veya Jellylorum— Bu adları taşıyabilir ancak bir kedi. Ama tüm bunların üstünde ve dışında bir ad daha var, Bir ad ki tahmin edemezsiniz asla – Ama KEDİNİN KENDİSİ bilir ve itiraf etmez hiçbir zaman.
balık ya da kuş olmaya özenir insanoğlu,yılan, kanatları çıksın ister,yolunu şaşırmış bir aslandır köpek,mühendis, şair olmayı diler,sinek, kırlangıca dönüşmenin yolunu arar,sineğe öykünür şair,ama kediyalnızca kedi olmak ister,ve her kedi kedidirbıyıktan kuyruğasezgiden canlı sıçana dek...sarı gözlerindegecenin bozuk parasını atmak içintek bir yarık
Pablo NerudaPablo Neruda
Kedi İdi AdıKedi İdi Adı Bu adı ona kimse vermedi çağırdılar, sağırdı, duymadı
kedinin mırmırlarıonunhem düşünmesi,hem de duymasıdır
Bunubenim yazmam dabenim mırmırlarımdır
duyanbunu yazmaz uyan bunu yazan bir kedidir.
Özdemir AsafÖzdemir Asaf
Kedi Kedi
gereklidir bir iç mekana kedi tamamlar görüntüyü parlatır mobilyalarıyuvarlar açıları (....) ve nihayet bir biblodur en muhteşem taçtır kedi
MallarmeMallarme (Çeviren Ragıp Duran)(Çeviren Ragıp Duran)
Bonnie Mincu
Samiye’nin KedisiSamiye’nin Kedisi
Yeşil deniz gibi gözleri vardıBeyaz tüyleriyle bir küme vardıAğzını süsleyen sedef dişlerdiBaygın nazarı ta ruha işlerdiSeverken aldatıp, birden kaçardıOkşarken apansız pençe atardıOnda bir kadının gururu vardıSürmeli gözlerinden riya akardı
Nazım HikmetNazım Hikmet
Bir Kediye Bir Kediye
Aynalar olamaz bu kadar sessiz,Ne de gelen şafak daha gizemli;Sen, ay ışığında, o panter şekli,Sadece uzaktan izlediğimiz.Seni boşa arıyoruz, çözülmezİşleyişiyle kutsal bir fermanın;Senin yalnızlığın ve sırrın Ganj’ınVe günbatımının ardı, erilmez.Elimin uzanıp dokunmasınaİzin veriyor sırtın. Razısın sen, Unutuşa çevirip sonsuzlukken,Bir insan elinden sevgi almaya.Başka bir zamandasın, krallığındaDüş gibi kapalı ayrı bir dünya.
Jorge Luis BorgesJorge Luis Borges
Sedef Yılmabaşar
Diyalog Diyalog
Bir gün, bir evde, bir kedi Vardı. O gün, bir evde, o kedi Benden sıcaklığını esirgemedi. O gün, o evdeki o kedi Beni bana götürdü getirdi. Ona şarkılarımı söyledim; Uyudu, bakıyordum, benimleydi. Bir ikilem oldu beklenmedik; Geçmiş günlerin yumaklarını didikledi. Var mıydı, yok, var gibi Kucağımdaydı kedi. Gözlerindeydi gözlerim, Gözleri gözlerimdeydi. Ellerimi tırmalıyordu elleri...
Özdemir Asaf Özdemir Asaf
Guy David
KonuşmalarKonuşmalar
Okula gitmelisin sen de dedim Ben zaten hayat okulundan mezunum dedin Bayramda ayakkabı alalım sana dedim Sen şöyle bir kilo ciğer alıver dedin Bale kursuna yazdırayım dedim Sen ona dans mı diyorsun dedin Soğuk üşütürsün dışarı çıkma dedim Kürkünü gösterip gözlük ister misin dedin Aç karnına süt içilmez dedim Kalksaydın da yemek koysaydın dedin Televizyonu yakından izleme dedim Peki bu kelebeği kim yakalayacak dedin Gece çok geçe kalma dedim Cumartesi akşamı istenecek şey mi bu dedin Niye komşunun camını kırdın dedim O da benim topumu kesmişti dedin Seni seviyorum dedim Ben de dedin
Barry SmithBarry Smith
Erol Güney'in kedisinin hamileliğini anlatır Erol Güney'in kedisinin hamileliğini anlatır
şiirdir; şiirdir;
Çıkar mısın bahar günü sokağa, işte böyle olursun.
Böyle yattığın yerde Düşünür düşünür,
Durursun
Orhan Veli KanıkOrhan Veli Kanık
İmge Su Özbilge
Erol Güney'in Kedisi Erol Güney'in Kedisi
Erol Güney'in kedisinin bahar mevsiminde toplum meseleleri karşısında
takındığı tavrı anlatır şiirdir;
Bir erkek kediyle bir parça ciğer; Dünyadan bütün beklediği
Ne iyi!
İmge Su Özbilge
KedilerKediler
Çocuklar uyanır geceleyin Bir şey ararlar karanlıkta
Uyanır kadınlar geceleyin Yüzük takarlar karanlıkta
Geceleyin kediler uyanır Bize bakarlar karanlıkta
Melih Cevdet Melih Cevdet AndayAnday
Sedef Yılmabaşar
Kedi Aklı Kedi Aklı
Bir diyeceğim yoktu hüzünden yana Yıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklarda Yetmiyordum yeni insanlara yetişemiyordum Ölür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenarda Kimin umurunda dedim ama kendimi inandıramadım buna da Yakışmıyordum eski pencerelere yosunlu sulara Ölür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenarda
Uyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularında Çok mu yaşamıştım az mı ölmek hakkım mıydı yıl varken akşamlara Bu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım da Okşayacak bir şey ister ellerimiz kendi sıcaklığında Yıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklarda
Ne iyi etmişim aldım düşündüm kedilerin yarı ak yarı kara aklında Kedi işte kedi boğuyordu yavruyu engel görünce aşkında Çekilmemişti denizlerim Döndüm hırpalanmış geceden dayanıklı aydınlıklara Ağlanır kedi yavrularına çocuksuz anaların arasında Bu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım da Uyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularında Ne iyi etmişim uyur uykularında
Arif Damar Arif Damar
John Preble
TabloTablo
Kedi kadının yanındaydıKadın gecenin yanındaydı
Kedi gitti geceye değdiKarardıDöndü kadına değdi
Bir kadın portresi belirdiElinde siyah bir gül vardıKucağında kırmızı bir kedi.
Özdemir AsafÖzdemir Asaf
McDowell Leo
Kedili GeceKedili Gece
Gece onikide bahçeye çıktımKedi de arkamdan bahçeye çıktıDeniz çarşaf gibiydi anlatılmazYıldızlar kedinin gözleri gibiKaradut oracıkta duruyorduGölgesiz, ürkek, hemen oracıktaKedi üstünden bana bakıyorduSizleri düşündümAcımsı, burukKuşlar öttüVapurlar düdük çaldıYoksa bana mı öyle geldi?
Oktay RıfatOktay Rıfat
Selin Işın
Alev Ermiş Mavitan
Pesüs Pesüs
Hiçbir şeyin hiçbir şeyliği gibi bir şeydim. İşte benHiç kimselerin tutmadığı oyunlara giderdimBir kedi ayaklarıma sürtünerekten geçerdi - ki benim yaşamımdaHer zaman bir kedi bulunur, onu benBir imza gibi yazılarıma koyarım -Ve duvarlar yumuşardı, sarkardıEllerimle ittiğim olurdu onları bu yüzdenTerlerdimSonra bir gazoz içerdim ki, yani benKısaca söylemek gerekirse, bazı şeyleri hep geciktirirdimMesela bir mürekkep balığına, bir bahçe kapısının oymalı demir parmaklığınaSaatlerce baktığım olurdu, orkideler satılan bir dükkanınÖnündeki çiçek artıklarınaBir bira çekme makinesine, ne bileyimYazısız bir kağıda günlerce baktığım olurduVe yıllarca bir saplantıyaGiderek bakmanın tam kendisi olurdum. Yani benBakmanın düzlüğü ve hiçliği ve sonrasızlığındaki şeyOlurdum ki, başkalarını hiç mi hiç ilgilendirmeyenYapayalnız bir ben kurardımYapayalnız bir ben kurardım ve kediSalona girerdi birden, başlama saatiniBir o somutlardı sanki.……………………………………
Edip CanseverEdip Cansever
Bir nefes, bir kediBir nefes, bir kedi
Burnumdan derin bir nefes aldım, bu birBir de ciğerlerimde bıraktım soluğumu; bu iki"İyi denemeydi" dedim bir kez de yineledim sözün avuntusunu kendimeBir kedinin sürtündüğü ayakucuma uzandımbir kediye, bir elimle, usulcaDokunmanın ısısı yayıldı göz bebeklerimeToprak iki kere çağırdı beni peşi sıraenerjimin döküldüğü bir su kıyısıGittim geldim, gittim geldimgel, git, git.
Yağacaksa yağsın ve artık kar yağsınİstanbul'da çamur kar; hüzünsüz bir kirlilikBeni bana tarif eden usta yapım bir aynaGözlerinin içinde aradığım uykukızgınlığı bilgece sözlerininÇatılan kaşlarında çok tanıdık bir söylencekırılan bir bardak çok zamansız...
Bir nefes, birbir kedi; eder mi artık iki?
Ayşe ÇoşkunAyşe Çoşkun
Seçil Gülen
AcabaAcaba……………………………………………………………………………………....
Bütünüyle bir semte benziyor Ruhi Bey Binlerce, on binlerce kedinin hep birden kımıldadığı Kedilerden örülmüş bir semtte Ve soğuk bir tuvalde yerini bulamamış renkler gibi Soğuk ve ayakta tutan çelişkileri Bir görünümden bir başka görünüme kolayca sıçranan Her şeyin, ama her şeyin çok dıştan fark edildiği Eh belki de bir satır fazlalığı ya da bir satır eksikliği Belki de genç bir şairden ödünç alınan.……………………………………………Edip CanseverEdip Cansever
Karl-Ludwig Kuhlmann
Evlerde hapis kedilerYalnız nedir söyledikleriOkşarsınızBir kenara çekilirler.
Kıvrıldıkları köşedeGene sizde gözleriYerinizden kalksanızPeşinizden gelirler.
Sizken tek sahipleriKalabalık isterlerBelki hep sizin gibiYalnız kediler
Behçet NecatigilBehçet Necatigil
Anne Marsh
alacakaranlıkta bir kedigünbatımında
bırakıp gidiyor açlığınıyalanına geri dönüyorve büyüyor kocaman.
Eugene Guillevic Eugene Guillevic
Kuyruklu Şiir Kuyruklu Şiir
Uyuşamayız, yollarımız ayrı Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi. Senin yiyeceğin kalaylı kapta Benimki aslan ağzında. Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik Ama, seninki de kolay değil kardeşim Kolay değil hani Böyle kuyruk sallamak tanrının günü...
Orhan Veli KanıkOrhan Veli Kanık
Kedi ve Korku Kedi ve Korku
Uzaklara bırakılırBazen kediler.Bir daha gelmesinler diye,Sevilmedikleri yerlere.Ama yıldızlarÖteden beriDostudur kedilerin,Elleriyle götürürler onlarıKovuldukları evlere.
Yalvaç UralYalvaç Ural
Paul Gauguin
Çocuk, Kedi, Sevgi Çocuk, Kedi, Sevgi
yavru kedinin kuyruğu yakalamak için dönüyordu.
çocuğun canı sıkılmış, kediye bakıyordu.
kedi yoruldu,uyudu. çocuğun kedisi
mendilini örttü üstüne kenarları oyalı
tam kedisi kadardı. ninesinin hediyesi
gözleri kedide çocuğun, çocuk annesinin gözbebeği
bir gün kedi öldü.
çocuk büyüdü. annesi şimdi nine
sarardı oyalı mendil sevgi kaldı geride...
Fide ErkenFide Erken
MiraçMiraç
deli kedi deli deline arıyorsun ağaçların üzerinde?o kuşu tuttun muydubaşın göğe erecek diğ'mi ?..o kuş ki zümrütüankâ...
Can YücelCan Yücel
Pablo Picasso
Bozlak , Kedi ve Ölüm Bozlak , Kedi ve Ölüm
Kaç zamandır inatla bir sevdayı sürerim, Bilinmedik yüzünde balkıyan sis peçesi. Yolları ezberden ben hep ona giderim, İçimde düğüm düğüm bir bozlak cerbezesi.
Sahi o bozlağı ben ilk nerde duymuştum?
Ben ki çağ dışı bir uyumsuzluk delisi, Kendi ipimi belki kendim çekerim. Gölgeme dadanmış bir tuhaf güz kedisi, Her yere peşimden onu da sürüklerim.
Sahi o kediyi ben ilk nerde görmüştüm?
Durmadan garlara garajlara düşerim, Gayri bilmem ne olur size kalmış gerisi. Adıma ara sıra törenle mum dikerimi Ölümüne gönülden bir merhaba yenisi.
Sahi o ölümden ben ilk nerde ölmüştüm?
Metin AltıokMetin Altıok
kedi gözlerini açtı,güneş girdi içeri.kedi gözlerini kapadı,güneş içerde kaldı.
işte buydu, akşam vaktiuyandığında kedikaranlıkta, iki güneş parçasıgörmemin nedeni.
Maurice CaremeMaurice Careme
Kadın ve Dişi Kadın ve Dişi Kedi Kedi
Kediyle oynuyor kadın Ne de güzel yaraşmış bak Karanlığında akşamın Beyaz el ve beyaz ayak. Nasıl da gizliyor kadın Bıçak gibi keskin parlak Katil tırnağını -hayın- Eldivende saklayarak. Öteki de, sözüm ona Pençesini saklamada Ama yutmuyordu şeytan.. Şimdi çınlıyor odada Bir kahkaha havalanan Parlıyor dört fosfor nokta...
Paul VerlainePaul VerlaineTürkçesi : Erdoğan Türkçesi : Erdoğan Alkan Alkan
Giuseppe Maria Crespi
Serçe Ve KediSerçe Ve KediI Toprağın altından bağlanıyor artık telefon telleri ve bir telaş yüreğini sarıyor serçelerin gördükçe kedileri
II Anlar mı serçelerin neden göç etmediğini sobanın kurulmasını bekleyen kedi
III Yalnızca rüzgar gelir ölü bir serçenin cenaze törenine ve usulca kımıldatır tüylerini kediden önce
Sunay AkınSunay Akın
bir mum yanıyordu bir evin bir odasında.o evde bir de kedi vardıgeceler indiğinde kendi havasındamum yanar, kedi de oynardı.
mumun yandığı gecelerden birindekedi oyunlarına daldı.oyun arayan gözlerindemumun alevi yandı,baktı,mumun titrek alevindeoyuna çağıran bir hava vardı.
oyunlarını büyüten kedi büyüdükendi türünde çocukçasına,döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdügeldi mumun yanına, oyuncakçasına.bir baktı, bir daha, bir daha baktımumun alevinin dalgalanmasınauzandı bir el attı.bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı..ilk kez gördüğü mumun yakmasına inanmayacaktı.
kedi oyunlarında büyüyordu,mum, üşüyordu yanmalarında.zaman ikili yürüyorduaralarında.bir ayrışım görünüyordubirinin yanmalarındaöbürünün oynamalarında.
kedi oyunlarında büyüyordu,yitirerek gitgide oyunlarını.mum küçülüyordu yanmalarında,yitirerek gitgide yakmalarını.
oynarken büyüyen kedi yanacak,aydınlatırken küçülen mum yakacaktı.küçülen yaka-yaka aydınlatacak,büyüyen yana yana anlayacaktı.
bir mum yanmasından
ve bir kedi oyunundan
kaldı sonundabir gecenin tam
ortasındabir evin bir
odasındagöz-göze susaniki insan.
mum yandı bitti.kedi büyüdü gitti.oyunlar karıştı gecelerdesuskun uykusuzluklara.
o iki insandan, sonunda birinin anılarında kedi, birinin dalmalarında mum kaldı gitti.
nerede bir mum yansa şimdinerede oynasa bir kedi,birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri...bugün dün gibi oluyor,dün bugün gibi.mum ellerimi tırmalıyor,belleğimi yakıyor kedinin elleri.
mum aleviyle oynayan kedinin mum aleviyle oynayan kedinin öyküsüöyküsü
Özdemir AsafÖzdemir Asaf
UykusuzlukUykusuzluk
Uykusuzluk ve pencerede bir kedi Gece boyu hiç konuşmadan durdu. Yağmurlar yağdı, dindi, Pencerede hep kedi, Ne geceye girdi, ne de uyudu, Baktı, baktı, baktı, Belli değildi doğmadığı, doğduğu.
Sanki ona bir zaman Hadi minderden in dendi, O da şimdi, yola çıkıp bir duygudan Pencerenin dışında duran Bir geceden indi, odaya girdi Dedi: Hadi şimdi sen de in uykundan.
Sevdi mi, sevmedi mi, belli etmedi. Sürdürüp suskunluğunu Bekledi. Şimdi eski uykusuzluğunu Yeni huysuzluğu besledi. Aaaa.. Kedi bu uykunun içindeydi.
Ankara yolundaydı bir gece, Bir gün Marmaris yolundaydı kedi. Bütün uyku kapılarının önündeydi. Mırmırları, tırmalamalarıyla Bir kadının düşlerindeydi Ve bütün hırçınlığıyla Anılarının önündeydi.
Özdemir AsafÖzdemir Asaf
Aynadaki KediAynadaki Kedi-Hiç kedi görmemiş bir kedi için ağıt-
AynadaYüzünü gördüKüçük kedi.Şaşırdı.Çünkü o, yüzünün hepSahibi,O küçük çocuk gibi,Sarışın ve çilliOlduğunu sanırdı.
Yalvaç UralYalvaç UralFrank Paton
Kedi Süiti / A Kedi Süiti / A Minör-Op.15Minör-Op.15-Sessiz bir gece için süit-
Kapağı açık kalmışBir piyanonunTuşları üzerinde,Gece yürüyüşüne çıkan"Aç bir kedinin"Çıkardığı seslerdirKedi süiti.
Yalvaç UralYalvaç Ural
Jane K Anderson
KedikitabeKedikitabe
Pustu canımın kedisipençesinde yarım yırtıkbir akşamın ölüsüylesustu canımın kedisi
İndi gömü yazısınakapkaranlık bir pencerekanatlandı canımın kedisibindi mezar yazısına
Döndü Vanlı gövdesiyletüyü toprak gözleri göksöndü canımın kedisi
Haydar ErgülenHaydar Ergülen
GülümseGülümse
Hadi gülümse bulutlar gitsinİşçiler iyi çalışsın, gülümseYoksa ben nasıl yenilenirimBelki şehre bir film gelirBir güzel orman olur yazılardaİklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.
Sazlarım vardı, ırmaklarım vardı çokÇakıltaşlarım vardı benimAma sen başkasın anlıyor musunTut ki karnım acıktı, anneme küstümTüm şehir bana küskünBir kedim bile yok anlıyor musun
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.
Kemal BurkayKemal Burkay
Bedri Rahmi Eyüboğlu
KediKedi
gözlerim sende açıldı bir kedi yavrusuydum kollarında evine tutsak bir kedi yavrusu sense benim bir top yün yumağımdın neşemdin yani
pencerelerde beklerdim seni bir tas süt gibiydi dudakların öper kendi tüylerimi yalardım tadını tüm vücudumda tutardım gözlerim sende açıldı yoktum ben sen olmasaydın
ya da bir sokak kedisi olurdum kötü yollarda delikanlı jargonunda yorgun kabadayı raconunda vurgun yemiş bir külhanbeyi kendi kendimin belalısı tüketmiş bir şekilde herşeyi
aşkım senin göğsünde saten çarşaflarda kollarında tükenecek bu sarman bu tekir kedi gözü sokaklarda olmadan hayatı yürüyecek 'bir kedin bile var'
Oğuzkan BölükbaşıOğuzkan Bölükbaşı
Düşü ne biliyorumDüşü ne biliyorum
Kimdi o kedi, zamanın eşyayı örseleyen korkusunda eğerek kuşları yemlerine, bana ve suçlarıma dolanan?
Gök kaçınca üzerimizden ve
yıldız dengi çözüldüğünde neydi yaklaşan yanan yatağından aslanlar
geçirmiş ve gömütünün kapağı hep
açık olana?
Yedi tül ardında yazgı uşağı, görüldüğünde tek boyutlu düzlüktür o ve bağlanmıştır körler örümcek salyası kablolarla birbirine sevişirken, iskeletin sevincini aklın yangınına döndüren, fil kuyruğu gerdanlıklarla.
Yine de, zaman kedisi pençesi ensemde, üzünç
kemiğimden çekerken beni kendi
göğüne, bir kahkaha bölüyor
dokusunu
düşler marketinin,
uyanıyorum küstah sözcüklerle: Ey, iki adımlık yerküre senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!
Nilgün MarmaraNilgün Marmara
Pablo Picasso
Bakışsız Bir Kedi Kara Bakışsız Bir Kedi Kara
Gelir dalgın bir cambaz. Geç saatlerin denizinden. Üfler lambayı. Uzanır ağladığım yanıma. Danyal yalvaç için. Aşağıda bir kör kadın. Hısım. Sayıklarbir dilde bilmediğim. Göğsünde ağır bir kelebek. İçinde kırık çekmeceler. İçer içki Üzünç Teyze tavanarasında. İşler gergef. İnsancıl okullardan kovgun. Geçer sokaktan bakışsız bir Kedi Kara. Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk. Kanatları sığmamış. Bağırır Eskici Dede. Bir korsan gemisi! girmiş körfeze.
Ece AyhanEce Ayhan
KediKedi
"Elveda, elveda" ne güzel.
Üçüncü, uyumu bozuyor.
"Elveda, elveda, elveda"
Üstelik kediye benziyor.
Adamın kafası kocaman
Cebinde Sartre'dan bir roman
Sağına soluna bakmadan
Belki de cennete gidiyor
Ataol yağmuru sevmiyor
Saati sormayın korkuyor
Ne zaman rakıya otursam
Üçüncü elveda geliyor
Ataol BehramoğluAtaol Behramoğlu
Marcio Melo
Kara Kedi Mırnav PistKara Kedi Mırnav Pist
kusura bakma Mayakovksi amakendini çöpe atmaktır intiharve hangi çöp kutularınınkent dışına götürülüp yakılacağıhangilerinin Çöp Müzesi’ne konup korunacağıkara kedilerce saptanmaktadır
gizli kapaklıve kara kedilerkaradırlar kara olmasına yaTunçbilek kömürü gibi parlarlar
karanlıkta uğursuz sayılırlarzenci gördüler mi limon sıkılır
keyiflerineciğerleri peş para etmeznankördürler ve morukların yanındabulurlar uygun yaşam şartlarınıaşırı ilgi, hurma koku, gülgüneş balkon,kuştüyü yastık, v.s.
dokuz canlıdırlar yangın, deprem,
sel, ne varsailgisini çekerler anamın ve bu şiirin içeriğine inat,sokak başındaki çelik kapaklı
çöp kutularınabakarak
“şunlar çıktı çıkalı,rızkı kapandı kedi milletininbe gülüm”
diye mırıldanır anambi' gözü leyla bi' gözü leylak akrabaları vardır Van'dabi' Doğu ilinden bi' İstanbul şiirine Orhan Veli'nin el yazısında ağız dalaşı yaparlarkusura bakma Mayakovski ama bozkırda soba yakma girişiminden
öte bir şey olmasa da yaşamişler kötüye gitse de yıldırım hızıylakendini çöpe atmaktır intihar
üstelik hiç görülmemişbi’ kadının intihar ettiği edeceği
Akgün AkovaAkgün Akova
Jeanne Norman Chase
Orhan Peker Der kiOrhan Peker Der ki
"Bir başkaydı zaman, ne sabaha sığardı ne akşama
Ruhumtırak bir kedi geçti yanımdan
Ardından kapkara bir erkek..
Dünyayı memede bir bebeye döndüren çığrışlarıyla
Atladılar bizim çatı katından dama
(...)
Üç ay sonra siyah-beyaz bir resim doğdu kucağıma
Yüzüm gözüm tırmık içinde.“
Can YücelCan Yücel
Orhan Peker
Yalnızca Kedi Oldu TamamlayabilenYalnızca Kedi Oldu Tamamlayabilen
kediler
Coşkulu âşıklarla ağırbaşlı bilginler, olgun yaşlarına vardıklarında bir gün, kendileri gibi sıcağa, ocak başına düşkün, evlerin övüncü, güçlü ve yumuşak kedileri severler.
Bilimin ve kösnünün dostudur onlar,her zaman sessizliği ve karanlıkların korkusunu ararlar, Seve seve arabasına koşardı onları cehennem, Gururlarını kırp köleliğe razı edebilseydi eğer.
Düşünürken, ıssızlıkların dibine uzanmış Ve sanki sonsuz bir düşte uyuyup kalmış Koca Sfenkslerin soylu duruşuna bürünürler;
Büyülü kıvılcımlarla doludur doğurgan bellekleriVe altın parçacıklarıyla incecik bir kum, gizemli Gözlerine, uzak, belli belirsiz yıldızlar serper.
Charles Charles BaudelaireBaudelaire Çeviren: Samih Çeviren: Samih RifatRifat
Edouard Vuillard
Eskil Bir Aşk Öyküsü Eskil Bir Aşk Öyküsü
boynumda yağmurdan bir kolye... ıslak taşlara oturuyorum bugünlerde... bir siyam kedisi ve ben... pek çok şeyi geriye doğru unutuyoruz...
eski rus bir sevgilim vardı... başka birisini göze alamam bugünlerde... öykü safir aynalı bir salonda geçiyordu... herşey önce çok güzel başlıyordu... sen, gözünde siyah bir bant, beni dansa kaldırıyordun... ben seni portekizli bir korsan sanıyordum... sonra ortaya çıkıyordu eski bir rus soylusu olduğun... yelkenbezi fularını çıkarıp... bir reverans yapıyordun... odadan yavaş yavaş herkes, soylu soysuz herkes çıkıyordu... ikimiz bir de kediler kalıyordu... hava alamıyorduk... kapıları mühürlüyorlardı... eskil bir aşk öyküsünün içinde kalıyorduk... biz seni portekizli bir korsan sanıyorduk... bir siyam kedisi ve ben...
Lale MüldürLale Müldür
Gerrit Greve
Kedi ve AyKedi ve Ay
Kedi oraya buraya gittiAy bir topaç gibi döndü kendi ekseninde,Ve ayın en yakın dostu,Süzülen kedi, yukarı baktı.Dikkatlice baktı aya siyah Minnaloushe,Bunun için, başıboş ve ağlamaklı olurdu,Gökte arı soğuk ışıkHayvansal kanı üzgündü onun.Minnaloushe şimdi koşar çimende.Yükseltir onu narin ayacıkları.Dans eder misin, Minnaloushe, dans eder misin?Karşılaştığında iki dostNe daha iyidir dansa çağrıdan?Belki de öğrenebilir ay,Usanılmış kibar modanın,Yeni bir dans figürünü.Çimenlerde süzülür MinnalousheMehtaplı bir yerden başka bir yere,Gökte kutsal ayDönüşmüş yeni bir evreye.Minnaloushe bilir mi ki gözbebekleri onunDeğişecek durmadan,Ve ayçadan yuvara,Yuvardan ayçaya?
Çimenlerde süzülür MinnalousheYalnız, sözü geçer ve bilgeVe değişen ayı yükseltirDeğişen gözleri onun.W. Butler YeatsW. Butler Yeats(Çev: Kenan Gülbağ)(Çev: Kenan Gülbağ)
Masalların MasalıMasalların Masalı
su basında durmuşuz,çınarla ben.suda suretimiz çıkıyor,çınarla benim.suyun şavkı vuruyor bize,çınarla bana.
su basında durmuşuz,çınarla ben, bir de kedi.suda suretimiz çıkıyor,çınarla benim, bir de kedinin.suyun şavkı vuruyor bize,çınarla bana, bir de kediye.
su basında durmuşuz,çınar, ben, kedi, bir de güneş.suda suretimiz çıkıyor,çınarın, benim, kedinin, bir de güneşin.suyun şavkı vuruyor bize,çınara, bana, kediye, bir de güneşe.
su basında durmuşuz,çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.suda suretimiz çıkıyor,çınarın, benim, kedinin, güneşin, bir de ömrümüzün.suyun şavkı vuruyor bize,çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.
su başında durmuşuz.önce kedi gidecek,kaybolacak suda sureti.sonra ben gideceğim,kaybolacak suda suretim.sonra çınar gidecek,kaybolacak suda sureti.sonra su gidecekgüneş kalacak;sonra o da
gidecek...
su basında durmuşuz.su serin,çınar ulu,ben şiir yazıyorum.kedi uyukluyorgüneş sıcak.çok şükür yaşıyoruz.suyun şavkı vuruyor bizeçınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze...
Nazım Hikmet RanNazım Hikmet Ran
İbrahim Balaban
Çürüme Tanrıdan Çürüme Tanrıdan Gizlenen Gizlenen
Keskin bir kılıçla toprağa çizilmiş Dar ve kavuşmasız sokaklar. Kan izi, kaçıyor hayat. Küf, eski yurdun belleğinden akarak, Giriyor duvarlara.
Çürüme, tanrıdan gizlenen. Ve kurban edilecek oğul hazır.
Kediler, eski karanlık prenslerin yerinde, Uzun kuyruklarıyla duruyorlar. Fıskiyelerin gölgesi, Dişli hançer, İçerde ilerleyen çelik. Ve bir halktan artakalan lehçe, Tütsü,
Merdiven. Her kapı eğilecek bir boynu bekliyor.
Bejan MaturBejan Matur
Berna Türemen
Kediler Kediler
Nedir bu kedilerden çektiğimDünyanın bütün kedileriHer tarafımı sarıyorBiri kafamın üzerindeBiri ayaklarımı gıdıklıyor
Nedir bu kedilerden çektiğimBiri miyavlıyor biri yalanıyorBiri uyuyor bir kenardaBiri bir yumakla biri benle oynuyorBırakmıyorlar ki bir kitap okuyayım
Nedir bu kedilerden çektiğimHer kedide kendimden bir parça görüyorumHer kedi de bana kendisiymiş gibi bakıyorPaylaşılmış kedilerce dertsiz kedi tarafımBen de her kedinin insan olan tarafıyım
Fahri AydosFahri Aydos
Dara Engler
Kedinin GözleriKedinin Gözleri
Pırnal, böğürtlen, yağmurBir araya geldiKedinin gözlerinde.
Irmak, bulut grisi, sisBirden yükseldiBir kartal, gökyüzüne.
Balık, ağaçkakan, sincapBir şey söylediEsen rüzgâr bile.
Pırnal, bulut, sincapKartal, rüzgâr; güzeldiKedinin gözlerinde.
Ali PüsküllüoğluAli Püsküllüoğlu
Çiğdem Öztürk
Bir Kedinin Günlüğüne Bir Kedinin Günlüğüne
Mahallede on kedi varsa Biri sensin
Yüz kedi varsa Biri yine sen - Ama bu kez yüzde birsin -
Oysa okşadığım - tek bir kedi - O kedi Yüzde yüz sensin
Zahrad Zahrad Çeviri: Ohannes ŞaşkalÇeviri: Ohannes Şaşkal
Orhan Peker
Mine Arasan
Kediler Bilecek Onu
Yeniden yağmur düşecek sokak kaldırımlarına, hafif bir yağış bir nefes ya da bir ayak sesi gibi. Yeniden meltem ve şafak hafifçe çiçek açacak ayak izinin altında tekrar girerken içeri. Çiçeklerin ve eşiklerin altında kediler bilecek onu.
Başka günler olacak. Başka sesler olacak. Güleceksin yalnız başına. Kediler bilecek onu. Duyacaksın antika sözcükleri, yorgun ve boş sözcükleri geçen günün festivallerinden kalmış kullanılmamış elbiseler gibi.
Sen de yapacaksın el kol işaretlerini. yanıtlayacaksın sözcüklerle— Baharın suratını, sen de yapacaksın el kol işaretlerini.
Kediler bilecek onu, baharın yüzünü; ve hafif yağmuru, sümbül renkli şafağı, yırtan birinin kalbini senin için özlem duymayan bir daha, acıklı gülümseyiştir onlar gülersin yalnız başına. Olacak başka günler, başka sesler ve uyandırılmalar Katlanacağız şafakta, Baharın suratına.
Cesare Pavese Çeviren: Vehbi Taşar
Kül Kedisi Kül Kedisi
Beyoğlu'nda gezinen tramvay Kürtür deniz görünmez çünkü penceresinden insanların öldürüldüğü dağlarda inanıyorum yine de dikkat ceylan çıkabilir uyarısına bir orman yolundan geçerken
Savaş ki ülkemde bütün bardakları kırılan birer sürahi gibi çocuklarını gözyaşlarıyla bekleyen nice anneler bırakmaktadır pencere önlerinde
Tutuşunca Madımak Oteli'nin perdesi bir kez daha kundaklandı umudumuz yürümeyi öğreteceğiz ona sonra yeniden koşmasını masal olmadığını söylüyor güzel günlerin Sivas sokaklarında doğuran kül kedisi
Denize doğru inen bir sokaktır ülkem düz değildir taşları ayakkabılarını bağlamadan peşinden koşarken bir martının ipe takılıp düşer özgürlüğün eve avluya sığmaz çocukları
Başımızdaki şapka bireysel şemsiye sosyalist yanımızdır ve tek şartı ters dönen bir şemsiyeyi düzeltmenin zor da olsa yürümektir rüzgara karşı
Sunay Akın
Kedi Kedi
Gelirler, kimse bilmez nereden geldiklerini. Karanlık acısından gelirler kırbaçların, o kırbaçlar ki bir gece ormanı kırbaçladılar ayı kansız bırakıp sonsuza değin.
O kandan gelirler, o ormandan gelirler, insana yaklaştı mı usuldan yok oluveren yumuşak bir özün dişi tadından gelirler.
Ölü kuşlar vardır gözbebeklerinin dibinde, yumulu pençelerinde delik deşik balıklar.
Gelirler, kimse bilmez nereden geldiklerini... Gelirler...
Jose Luis HidalgoJose Luis Hidalgo
Paul Klee
Esrarlı Kedi Macavity Esrarlı Kedi Macavity
Nam-ı diğer Saklı Pençe, Macavity esrarlı bir kedidir: Yasaya meydan okuyan suçludur; en hünerlisidir. Scotland Yard’ın aldatılışı, Uçan Ekip’in umutsuzluğudur: Çünkü ne vakit ulaşsalar suç mahalline – Macavity orada yoktur!
Macavity, Macavity, kimse değil Macavity gibi, Çiğner bütün insan yasalarını, çiğner yerçekimini. Havada yükselme gücüne şaşar bir Hint fakiri, Ve ne vakit ulaşılsa suç mahalline – yoktur orada Macavity! Havaya bakabilirsin, arayabilirsin O’nu bodrumda, Ama tekrar tekrar söylüyorum sana, Macavity yoktur orada!
Kumral bir kedidir Macavity, çok uzun ve sıskadır; Görsen tanırsın, çünkü gözleri içe basıktır. Derin çizgilidir alnı düşüncelerden, kafası kötülüğe yargılıdır; İhmalden dolayı tozludur ceketi, bıyıkları taranmamıştır. Sallar durur kafasını bir yandan öbürüne, yılansı hareketlerle; Ve büsbütün uyanıktır hep, yarı uyur olduğunu düşündüğünde.…………………………………………………………..
………………………………………………..Macavity, Macavity, kimse değil Macavity gibi, Asla böyle hilekâr ve kaygan bir Kedi görülmedi. Hep vardır O’nun bir şahidi yahut bir veya iki yedeği: Ve ne vakit vuku bulursa bulsun fiil – MACAVİTY ORADA DEĞİLDİ! Ve kötü fiilleriyle nam salmış bütün Kediler aslında (Mesela Mungojerrie, Griddlebone mesela) Onların bütün çalışmalarını denetleyen Suçun Napolyon’u O Kedi’nin sadece ve sadece taşeronu.
T.S.Eliot T.S.Eliot Çeviren: İsmail Haydar AksoyÇeviren: İsmail Haydar Aksoy
Maria Jürimäe
Kedi Hali
İki lokmacık ziftlenmiş ya keyfi yerinde köftehorun Gömmüş tırmıklarını boğaz tokluğuna Gerinip sündüğü kadar huzuristan Bayrağını düşürtmez ele güne Dört ayaklı isyanıyla dayanır kalelerine zorun
"Dem bu dem" demiş eskiler Uyanır güneşini bulamaz belki Kuyruğundan çöplüğüne ayarlı Mırıltısı en masum uykulardan düş ile örülmüş çingene masalı Kerevetiyle konar göçer
Bulut mulut dolaşmayın ortalıkta Rahmetten söz etmenin sırası mı
Ahmet Günbaş Ahmet Günbaş (İpek Yarası'ndan)(İpek Yarası'ndan)
Semra Selek
1350 ila 1767 yılları arasında el yazısı 1350 ila 1767 yılları arasında el yazısı ile kaleme alındığı sanılan Tamra ile kaleme alındığı sanılan Tamra
Maew (Maew (Kedi Şiir KitabıKedi Şiir Kitabı), kedilere aşık ), kedilere aşık Kral 5. Rama'nın emri ile 1868 ila 1910 Kral 5. Rama'nın emri ile 1868 ila 1910 yılları arasında Brahman Somdej Phra yılları arasında Brahman Somdej Phra Buddhacharn Buddhasarmahathera Buddhacharn Buddhasarmahathera tarafından resimlenmiş ve resimli tarafından resimlenmiş ve resimli kitaba Smud Khoi ismi verilmiştir. kitaba Smud Khoi ismi verilmiştir.
SMUD KHOISMUD KHOI
Hazırlayan: Pınar Seval