dis dostu aralık 2012

20

Upload: dis-dostu-dernegi

Post on 07-Mar-2016

249 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

Dis Dostu Aralık 2012 sayısı

TRANSCRIPT

Page 1: dis dostu aralık 2012

Ceylan Akgün : 0212 240 73 53 / 0554 958 72 37

[email protected]

İLETİŞİM ve KAYITTarih : 16 Şubat 2013

Saat : 09.00 - 17.00

Yer : Denizli Diş Hekimleri Odası

“Hasta İletişiminde Farklı Yaklaşımlar”

Serbest Kürsü’de deneyimlerin paylaşılacağı interaktif bir eğitim

Doç. Dr. Kemal Kuşçu

“İnfeksiyon Kontrolü”

Sterilizasyonda Avrupa Standartları

ve pratik uygulama önerileri

Dr. Oktay Dülger

“Temel Malzeme Bilgisi”

Hangi malzeme nasıl etkin kullanılır?

Doğru bildiğimiz yanlışlar nelerdir?

Dr. Seyhan Gücüm

Katılım ücretsiz olup, kontenjanımız sınırlıdır. 31 Ocak 2013’e kadar bilgi vermeniz rica olunur.

DENTAL ASİSTAN SEMİNERİ

katkılarıyla.

Page 2: dis dostu aralık 2012

DİŞ DOSTUDiş Dostu Derneği Adınaİmtiyaz SahibiSelda Alemdar Dinçer

Diş Dostu Derneği AdınaSorumlu Yazı İşleri MüdürüŞila Koen

Danışma KuruluDr. Berna EvrenolProf. Dr. Betül KaragülDt. Güngör DoğanerProf. Dr. İlknur TanboğaDt. Mıgır GüleryüzDr. Oktay DülgerDr. Remzi ÜlgenDr. Seyhan Gücüm

Yayına HazırlayanKORORAKuzguncuk Mah. Yapraklı Çınar Sok. No:9 Kuzguncuk / Üsküdarwww.korotanitim.com

BaskıÖmür Matbaacılık A.Ş.Beysan Sanayi Sitesi Birlik Cad. No:20 Haramidere / Beylikdüzü / İstanbulTel: 0212 422 76 00

DİŞ DOSTU DERNEĞİLevent Mah. Nispetiye Cad. Dost Apt. Kat:1 Daire:2 Levent/İstanbulTel: 0212 240 7353Faks: 0212 240 [email protected]

Yayın Türü: Diş Sağlığı Projesi

DİŞ DOSTU, 3 ayda bir yayınlanır. Derginin hiçbir bölümü izinsiz çoğaltılamaz, başka bir dergide ve web sitesinde yayınlanamaz. DİŞ DOSTU’nda yer alan yazılardaki fikirler yazarlarına aittir ve yayıncı yazının içeriğinden sorumlu tutulamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

44

İster İnanın İster İnanmayın, Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar!

Gülüş Anatomisi ve Estetiği Nedir?Dt. Yeliz Yusufoğlu Sezer

Çocuklarda Dental TravmaÇocuğunuz dental yaralanma yaşarsa ne yapmanız gerekiyor?Diş Dostu Onaylı Klinik Üyesi Dt. Funda Ugün

Kışı sevmek içinnedenleriniz var!

ARALIK 2012

İÇİNDEKİLER

8

1216

Page 3: dis dostu aralık 2012

ARALIK 2012

DİŞ DOSTU’NDAN

Yapmak istediklerinize bugün başlayın! Merhaba Sevgili Okurlar,

Sizlerle beni çok etkileyen bir yaşam öyküsünü paylaşmak istiyorum:

Okulun ilk günü, profesör kendisini tanıttıktan sonra, daha önce tanımadığımız birisiyle tanışmamızı istedi. Ben etrafıma bakınırken omzuma yumuşacık bir el dokundu, döndü-ğümde karşımda yüzü kırış kırış yaşlı bir kadın gördüm.

“Merhaba, Ben Rose!” dedi. “87 yaşındayım. Eh, tanıştığımıza göre seni kucaklayabilir miyim?”

Güldüm, “Elbette!” dedim. O bana bir nine sıcaklığıyla sarılırken kulağına şakayla: “Bu kadar genç ve masum bir yaşta üniversitede ne işin var?” diye fısıldadım.

Kahkahayla cevapladı sorumu: “Hep üniversite eğitimi almak isterdim ve şimdi de alı-yorum!”

Hemen arkadaş olmuştuk. Ertesi gün ve devamındaki üç ayda, sınıftan hep birlikte çıktık ve hep birlikte kantine uğradık. Öyle akıllı ve öyle deneyimliydi ki; onu dinleyerek ders-lerden öğreneceğimden bile daha çok şey öğrendiğimi hissediyordum.

Sömestir boyunca Rose kampusun gözbebeği oldu. Nereye gitse herkes etrafını çeviri-yor, çok çabuk arkadaş ediniyordu. İyi giyinmeyi seviyor, diğer öğrencilerin ilgisini çek-meye bayılıyordu. Rose hayatını yaşıyordu. Hem de hepimizden daha canlı, daha dolu yaşıyordu.

Dönem sonunda, hepimize hitap eden bir konuşma yaptı Rose. Orada bize verdiği dersi unutmama imkan yok... Konuşmasını önceden hazırlamış ve kartlarını kocaman notlarla doldurmuştu. “Yaşlandığımız için, yaşamaktan, hayattan tat almaktan vazgeçemeyiz. Asıl bunlardan vazgeçtiğimiz zaman yaşlanırız. Genç kalmanın, mutlu olmanın ve başarıya ulaşmanın bir kaç sırrı var sadece: Her gün gülmek, yaşama katacak mizah ve anlam bulmak. Bir rüyanız olmalı mutlaka. Rüyalarınızı kaybettiniz mi, ölürsünüz. Etrafımızda bulunan pek çok kişi ölü aslında ve bundan kendilerinin bile haberi yok. Ayrıca, yaşlan-makla büyümek arasında çok büyük bir fark var. Eğer 19 yaşındaysanız ve hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey üretmeden bir yıl sırtüstü yatarsanız, sadece bir yaş yaşlanırsınız, yaşınız 20 olur. Ben 87 yaşındayım ve ben de bir yıl hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey üret-meden sırtüstü yatarsam, 88 yaşımda olurum. Herkes bir yılda bir yaş yaşlanır. Bunun için özel bir yetenek ya da bilgiye ihtiyaç yoktur. Oysa bir yaş daha büyümek için mutlaka bir şeyler yapmak, üretmek, kendini geliştirecek fırsatları bulmak ve kullanmak gerekir. Asla pişman olmayın. Biz yaşlılar, genelde yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan pişman oluruz çünkü... Ölümden korkan insanlar, pişman olanlardır. Pişman olmaktan korktukları için hiçbir şey yapmayanlardır.”

Sonunda, Rose yıllarca önce başlayıp, ara vermek zorunda kaldığı üniversiteyi çok iyi bir derece ile bitirdi. Mezuniyet töreninden 1 hafta sonra, uykusunda, huzur içinde öldü.

Cenazesine iki binden fazla üniversite öğrencisi katıldı. Yapabileceğimiz her şeyi yapmak için asla geç olmayacağını hepimize canlı biçimde öğreten bu muhteşem kadının ardın-dan gözyaşı döktük. Rose’un öğretisi aslında dünyanın bütün üniversitelerinde zorunlu ders olmalıydı:“Çok geç diye bir zaman yoktur!”

Hayatınızın her anını dolu dolu yaşamanız dileğiyle…

Dt. Mıgır Gülezyan [email protected]

Dt. Mıgır GÜLEZYAN Diş Dostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

3

Page 4: dis dostu aralık 2012

ARALIK 2012

HOŞSOHBET

4

Gripin’in 4. stüdyo albümü geçtiğimiz haftalarda raflarda yerini aldı. Onlar yeni albümlerini “yalnızlık, melankoli, iç hesaplaşma, biraz taşlama, yeni bir dünya özlemi” olarak tanımlıyor. Albümlerinin adı ise ‘Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar’. Biz de onlara sorduk: Nedir bu yalnızlığın çaresi?

İster İnanın İster İnanmayın, Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar!

Page 5: dis dostu aralık 2012

5

Yaklaşık 2,5 senelik bir aradan sonra yeni albümünüz piya-sada… Bu süre zarfında neler yaptınız, albüm sürecinden biraz bahsedebilir misiniz?Bu süreç içerisinde konserlerimize devam ettik, reklam ve dizi müzikleri yazdık, bir marş ve bir de albüm kay-dettik diyebiliriz. Gripin dinleyicilerini neler bekli-yor bu albümde? Yenilikler, deği-şimler, sürprizler var mı? Özetle sormak gerekirse bu albümü nasıl tanımlarsınız?Bu sorulara cevap vermek her zaman zor zira biz işin o kadar içinde oluyo-ruz ki geniş bir açıdan bakmak zor olu-yor. Ama albüm yalnızlık, melankoli, iç hesaplaşma, biraz taşlama, yeni bir dünya özlemi gibi öğeler barındıran şarkıların oluşturduğu bir albüm.

Alışılmış rock müzik enstrüman-larının dışındaki buzuki, bendir, kemanca, asma davul gibi enstrü-manları da seviyorsunuz! Yeni albüm bu anlamda nasıl oldu? Soundundan biraz bahsedebilir misiniz?Seviyoruz. Hoşumuza giden, bize bir şeyler hissettiren her müziği dinliyoruz. Ve etkilendiğimiz enstrümanları kendi şarkılarımızda kullanmaya çalışıyoruz. Bize sorarsanız bir önceki albümden ondan bir önceki albüme doğru bir adım gibi geliyor. Tabii az önce söyle-diğimiz gibi işin bu kadar içindeyken yorum yapmamız güç. Son iki albümdeki bu farklı ens-trümanları müziğinizde kullanma eğiliminden de yola çıkarsak… Gripin müziği neye doğru evrili-yor sizce?Gripin müziği Gripin’in dinlemekten

keyif aldığı öğeleri içine alarak ilerli-yor. Ama içimizden her an bambaşka şeyler çıkabilir.

‘Milat’ınızdan sonra hayatınızda neler değişti? Başka milatlar, al-büme yansıyan dönüm noktaları oldu mu?Miladımız tamamen idari konular ve Gripin’in yapısı ile ilgiliydi. Avrupa Müzik çatısı altına girmemiz, mena-jerlik şirketinin ve grubun kadrosu-nun değişmesi miladın parçalarıydı. Milat’tan sonra bol bol konser verdik, güzel anılar, şahane dostlar edindik, hayallerimize ulaşmaya çalıştık. Yeni albümün çıkış şarkısı ile “yalnızlığın çaresinin bulundu-ğunu” iddia ediyorsunuz. Neymiş yalnızlığın çaresi açıklar mısınız?Hayır, hayır öyle bir iddiamız yok. Aslında şarkıda pek de mutlu olmayan fakat ayılmayı başaramayan bir çiftin hikayesi, sözleri var. Çiftlerden birinin diğerine söyledikleri sözleri oluşturu-yor. Adam ya da kadın, karşısındakine bu sözleri söyleyerek onu ayrılığa ikna etmeye çalışıyor.

Şarkı sözleri Gripin albümleri için önemli bir unsur. Yeni albümü bu anlamda nasıl değerlendirirsiniz? Her zaman olduğu gibi yaşadıkları-mızı, duyduklarımızı, gördüklerimizi süsleyerek anlatmaya, paylaşmaya çalıştık. Değerlendirmeyi dinleyenle-rimiz yapacaklar. Yeni albümünüzdeki ‘Vazgeçtim Ben Bugün’ isimli şarkıyı anla-tırken “Nedir bu paylaşamadık-larımız?” diye soruyorsunuz. Bir fikriniz var mı, insanlar neyi pay-laşamıyor gerçekten?Paylaşmayı sevmiyoruz. Her şey bi-zim olsun, daha fazlası olsun istiyoruz. Ve bunun için her şeyi yapabilecek bir haldeyiz. Dünyayı paylaşamıyoruz. Elbet bir gün bu değişmek zorunda kalacak. Yine aynı şarkı için “Her şeye rağ-men daha güzel bir dünya müm-kün.” diyorsunuz. Gripin dünya-nın geleceğinden umutlu galiba?Evet. Hatta daha güzel bir dünya olu-şacak. Ama biz görebilecek miyiz bilemiyorum.

Page 6: dis dostu aralık 2012

6

Bu bir travma ile mi olur yoksa bir uyanmayla mı bilinmez ama elbet bir gün olacak. Ya da bir dünya ol-mayacak. Geniş Aile ve Uçurum dizileri için müzikler yaptınız. Bu biraz daha farklı mesai gerektiren bir iş sa-nırım? Önünüzde bu tarz farklı projeler var mı? Kesinlikle öyle. Ama güzel bir iş. Zor olan kısmı belirli bir yön doğrultusun-da ilerlemenizin, dizinin dokusuna uy-manızın gerekliliği. Bu alışık olduğu-muz bir şey değil. Şimdilik önümüzde öyle bir proje yok. Grup olmanın zorluklarını yaşı-yor musunuz? Sanki hep birinin lider olması gerekirmiş gibi... Si-zin için bu geçerli mi?Prodüksiyon açısından baktığımızda herkes konuşuyor ama son sözü pro-düktörümüz Haluk Kurosman söylü-yor. Diğer konularda ise böyle bir du-rum yok. Grupta herkesin bir oy hakkı var ve işler oylamanın sonucuna göre ilerliyor. Birbirinizden sıkıldığınız oluyor mu? “Bi’ süre görüşmeyelim abi” dediğiniz zamanlar oldu mu?Son 3 yılda çok fazla beraber vakit ge-çirdik. Ancak buna rağmen böyle bir şey söylemedik, hissetmedik. 11 yıl oldu, umarız nice yıllar daha beraber oluruz. Gripin müzik yaparken nelerden ilham alır? Gripin öncelikle yaşadıklarından, duy-duklarından, dinlediklerinden, gör-

düklerinden ve okuduklarından ilham alır. Aşk, insan ilişkileri, değişen ve kararan dünya, İstanbul.. Hepsi..

Özellikle cover şarkılarla ses geti-riyorsunuz ve çok beğeniliyor. Bu albümde de bu geleneği bozma-mışsınız. Leman Sam’ın yorumla-dığı Gül Güzeli’ni seslendirmişsi-niz. Bu şarkı ile ilgili duygularınızı alabilir miyiz?Çok teşekkür ederiz. Aslında müzik yapmaya çalışmaya başladığımız ilk yıllarda yola coverlar yaparak çıktık. Daha sonra ilk albümümüzde covera yer vermedik. Ardından bir tesadüf-ler silsilesi sonrası ‘Dalgalandım da Duruldum’ ile cover yapmaya tekrar başladık.‘Gül Güzeli’ de daha önce yeniden yorumlamaya çalıştığımız şarkılar gibi müthiş bir ses tarafından yorum-lanmış, şahane bir şarkı. Yani yine bü-yük bir risk aldığımızı söyleyebiliriz. Söz ve müziği Şevval Sam’a ait olan şarkının yapısını değiştirerek ve hatta biraz bozarak yorumlamaya çalıştık. Bize karşı şahane yaklaşımı ve payla-şımı için Şevval Sam’a çok teşekkür ediyoruz.

Albümde yer alacak cover şarkıları belirlerken neye göre seçiyorsunuz?‘Gül Güzeli’ne kadar bu konuda hep te-sadüflerle ilerledik.Yayınladığımız diğer üç coverımız tele-vizyon programları veya diziler vasıtası ile külliyatımıza giren şarkılar oldular. ‘Gül Güzeli’nde ise uzun zamandır gö-zümüz vardı. Geçtiğimiz yıl Şevval Sam ile beraber verdiğimiz bir konser sonrası kendisi ile tanıştık ve sıcak yaklaşımın-dan yüz bularak şarkıyı yeniden yorum-lamak istediğimizi söyledik, kendisi de bizi kırmadı.

Gelelim Gripin ve damar bileşkesi-ne… Gripin için efkarlı, melankolik tanımlamaları yapılıyor. Hatta rakı sofrası müziği olmaya aday diyenler bile oluyor. Böyle algılanmak sizi rahatsız ediyor mu?Hayır hiç etmiyor. Türlere, sıfatlara çok takılan bir grup değiliz. Önemli olan hayat içerisinde kullanım alanı bulabi-lecek, hayatlara ortak olabilecek şarkılar yapmaya çalışmak. Ayrıca rakı ve sof-rasından gocunmamız söz konusu ola-mayacağı gibi o sofranın bir köşesinde olmayı isteriz. Gripin neye iyi geliyor, Gripin ne-yin ilacı?Eğer benzer dertlere sahip olduğumuzu anlatabiliyor ve bunları şarkılar yoluyla paylaşıp azaltabiliyorsak ne mutlu bize. Kişisel bakımınız için özellikle dik-kat ettiğiniz şeyler var mı? Diş bakı-mınız için neler yapıyorsunuz?Elimizden geldiğince dikkat ediyoruz. Diş bakımı için elbette her gün gerekli işlemleri yapıyoruz. Bunun yanı sıra meslek birliğimizin bize sağladığı si-gortaya bağlı bir diş sigortamız mev-cut ve periyodik kontrollerimizi yap-tırıyoruz.

“Türlere, sıfatlara çok takılan bir grup değiliz. Önemli olan hayat içerisinde kullanım alanı bulabilecek, hayatlara ortak olabilecek şarkılar yapmaya çalışmak.”

“Miladımız tamamen idari konular ve Gripin’in yapısı ile ilgiliydi. Avrupa Müzik çatısı altına girmemiz, menajerlik şirketinin ve grubun kadrosunun değişmesi miladın parçalarıydı.”

Page 7: dis dostu aralık 2012
Page 8: dis dostu aralık 2012

ARALIK 2012

TREND SAĞLIK

Gülüş Anatomisi ve Estetiği Nedir?

İlk izlenim her zaman çok önemlidir. Tanışma anındaki ilk birkaç saniye karşınızdaki insan hakkında fikir sahibi olmanız için çoğu zaman yeterlidir. Şüphesiz ki estetik ve çekici bir gülümseme de başarılı bir ilk izlenimin en önemli anahtarlarındandır. Estetik olarak tatmin edici bir gülümseme yalnızca insanların ilgisini daha kolay çekebilmenizi sağlamaz, aynı zamanda size daha pozitif yaklaşmalarını sağlar.Yazan: Dt. Yeliz Yusufoğlu Sezer

8

Page 9: dis dostu aralık 2012

Üst ve alt dudakların çerçeve-lediği bölge, gülüş alanı ola-rak nitelendirilir. Bu çerçeve

içinde yer alan dişler ve dişetleri ile dudakların arasındaki uyum bu alanın estetiğini belirler. Tek başına güzel dudaklara veya büyük parlak ve beyaz dişlere sahip olmak güzel bir gülüşe sahip olunduğu anlamına gelmez. Gü-zel dudaklar, sağlıklı dişetleriyle çev-relenmiş sağlıklı ve estetik dişlerle desteklendiğinde güzel bir gülüş elde edilmiş olunur.

Doğallık için ‘dengeli bir gülüş’ önemliKabul edilmesi gereken bir gerçek de ‘ideal’ gülüş diye genel bir kavramın olmadığıdır. Çünkü ideal gülüş genel-lenemeyen, kişiden kişiye değişen bir olgudur. Tek tip bir gülüş yaratılması ve ideal olarak adlandırılıp herkese uygulanması da mümkün değildir. Uygulansa bile herkeste ‘ideal’ ve es-tetik olması beklenemez. Çünkü gülüş kişiye özgü özelliklere göre tasarlan-dığında estetik olabilir. Gülüş tasarı-

mındaki amaç kişiye özel, o kişi için ideal, sert ve yumuşak dokuların bir-biriyle uyum içinde olduğu ‘dengeli’ bir gülüş yaratmaktır. Doğallık dengeli bir gülüşün en önemli unsurudur. Bize göre gülüş tasarımı standardize edilmiş tek tip gülüşlerden kaçınılıp, kişiye özel, en estetik ve en doğal gülüşün elde edile-bilmesidir. Gülüşün değerlendirilmesi ve gülüş tasarımı genel olarak birbir-leriyle çelişen iki kavram arasındaki dengenin sağlanmasına bağlıdır. Bu kavramlardan biri hasta ve hekimin estetik istek ve beklentileri, diğeri ise hastanın anatomik ve fiziksel sınır-lamalarıdır. İstek ve beklentiler her zaman fiziksel sınırlamalarla örtüş-meyebilir. O nedenle gülüş tasarımı yapılırken bu kavramlar arasındaki denge korunmalıdır. Gülüş tasarımı, çok faktörlü bir karar mekanizması ile hekimin hastalarını disiplinlerarası bir yaklaşım içinde kişiye özgü bir gülüş elde etmesini sağlar.

Gülüş tasarımında ilk kriter yüz hatları Gülüş tasarımına ilk önce hastanın yüz hatları dikkate alınarak başla-nır. Çünkü yüz hattının şekli dişlerin şeklini etkiler. Daha yuvarlak hatlı hastalarda daha yuvarlak dişler; daha keskin hatlı kişilerde daha belirgin köşeli dişler tercih edilir. Erkek ve ka-dın anatomisi de birbirinden farklıdır. Erkeklerde yüz hatları daha keskin ve belirgindir. Alın burun, çene ucu oran-tısı kadın yüzüyle farklılıklar gösterir. Kadınlarda geçişler daha yumuşak, burun ve kaş kemerleri daha siliktir. Dişlerde de aynı paralellik vardır. Ka-dınlarda, dişlerin köşeleri daha yumu-şak döner, gülme hattı yukarı doğru kavislidir, ortadaki iki diş yandaki diş-lerden biraz daha uzundur. Erkeklerde ise gülme hattı daha düzdür, orta ke-sici dişler yan kesicilere göre çok az uzundur. Dişlerin boyutları yüze ve kişinin fiziksel özellikleri ile orantılı olacak şekilde ayarlanmalıdır.

9

Gülüş tasarımında nelere dikkat edilir? Gülüş tasarımı yapılırken kişinin yaşı, cinsiyeti, fiziksel özellikleri, yüz hatları, dudak ve dişetlerinin durumu, gülüş simetrisi, dişlerin sıralanışı, dişlerin renkleri gibi birçok özellikler göz önünde bulundurulur. Ayrıca dudaklar, dental ve iskeletsel orta hatlar, gülüş çizgisi, dişlerin özellikleri, dişeti sağlığı ve görünümü, bukkal koridorlar ve profil de dikkate alınır. Böylece en doğal ve en estetik sonuç elde edilir.

Gülüş tasarımına ilk önce hastanın yüz hatları dikkate alınarak başlanır. Çünkü yüz hattının şekli dişlerin şeklini etkiler. Daha yuvarlak hatlı hastalarda daha yuvarlak dişler; daha keskin hatlı kişilerde daha belirgin köşeli dişler tercih edilir.

Page 10: dis dostu aralık 2012

Güzel bir gülümseme için dudaklar önemliDudaklar gülüşün çerçevesi olarak dü-şünüldüğü için dudakların yapısı, si-metrisi ve dolgunluğu gülüş estetiğini yakından ilgilendirir. Diş dudak ilişki-si çok önemlidir. Özellikle üst keser-ler dudağı yeteri kadar destekleyecek şekilde konumlandırılmalıdır. Böylece daha dolgun dudaklar ve daha düzgün bir profil elde edilir. Konuşma, gü-lümseme, çok gülme ve serbest dudak konumlarında üst keserlerin görünme

miktarı da çok önemlidir. Serbest du-dak pozisyonunda yaklaşık 2 mm diş gözükmesi diş dudak ilişkisi ve gülüş estetiği açısından gereklidir.

En optimal gülüş estetiğinin sağla-nabilmesi için dişlerin orta hatları ile yüzün orta hattının çakışması gerekli-dir. Bu şekilde simetri sağlanmış olur. Orta hatların çakıştırılamadığı durum-larda ise dişlerin orta hatlarının dudak köşelerinden dik geçen çizgilere para-lel olması istenir.

Gülüş çizgisi alt dudağın üst çizgisi ile belirlenir. Üst dişetlerinin kesici kenarları bu çizgiye paralel, dudağa göre düz ya da tam ters yönde eğimli olabilir. İdeal olarak üst keser dişlerin alt dudak çizgisine paralel olması is-tenir. Fakat kişinin fiziksel özellikleri de göz önünde bulundurularak değer-lendirilip ona göre karar verilir.

Dişler de belirleyiciDişlerin özellikleri de gülüş tasarı-

mında oldukça önemlidir. Genel ola-rak dişlerin mümkün olduğu kadar beyaz, lekesiz, aralarında boşluk bu-lunmadan, çapraşık olmadan, düzgün hizalanmış ve seviyelenmiş olması istenir. Dişler birbirleriyle orantılı, mümkünse altın orana uygun olmalı-dır. Dişlerin boyutları yüze ve kişinin fiziksel boyutlarıyla orantılı olacak şekilde ayarlanmalıdır. Alt ve üst diş-lerin çiğneme, ısırma ya da çenelerin kapatılması sırasında birbirleriyle ilişkileri de oldukça dikkat edilmesi gereken bir konudur. Alt ve üst dişler arasında sağlıklı bir kapanış ilişkisi olması hem estetik hem de dişlerin, dişetlerinin, baş, boyun ve çiğneme kaslarının, çene eklemlerinin sağlıklı olmasında etkilidir. Dişetleri kanamalı şiş ve kırmızı ol-mamalıdır. Dişetleri sağlıklı açık pembe bir görüntüye sahip olmalıdır. Bunun yanı sıra maksimum gülüş es-nasında yaklaşık 2 dişeti gözükmeli-dir. Özellikle genç yaştaki kadınlar-da erkeklere oranla daha fazla dişeti

görülebilir. Bu normal bir durumdur. Yaşlandıkça kaslar yaşlanma ve yer çekimiyle aşağı düşeceğinden, bir miktar fazla dişeti görünümünün ol-ması yaşlandıkça avantaja dönüşe-bilir. Fakat dişeti yine de 2-3 mm’yi geçmemelidir. Aksi takdirde fazla dişeti görüntüsü yani “Gummy Smi-le” adını verdiğimiz görüntü oluşur. Simetrik dişlerin dişeti seviyeleri birbirlerine göre ayarlanmalı ve hiza-lanmalıdır. Diğer bir önemli unsur da bukkal ko-ridorlardır. Yani gülme esnasında diş-ler ve yanaklar arasında kalan alan-lardır. Gülüş esnasında yanaklar ve dişler arasında karanlık koridorların gözükmemesi istenir. Bu amaçla kü-çük azı dişlerin açıları, eğimleri, üst çenenin genişliği hiç karanlık koridor oluşmayacak şekilde ayarlanmalıdır. Dişlerin konumları da hastanın profi-lini bozmayacak, mümkünse daha gü-zelleştirecek şekilde ayarlanmalıdır.

10

Doğallık dengeli bir gülüşün en önemli

unsurudur. Gülüş tasarımı

standardize edilmiş tek tip gülüşlerden

kaçınılıp, kişiye özel, en estetik ve en

doğal gülüşün elde edilebilmesidir.

Page 11: dis dostu aralık 2012
Page 12: dis dostu aralık 2012

Çocuklarda Dental TravmaÇocuğunuz dental yaralanma yaşarsa ne yapmanız gerekiyor?

Dental yaralanmaların büyük çoğunluğunun çocuklarda meydana geldiği biliniyor. Bu nedenle diş hekimi ve dental ekibin diğer üyelerinin dışında özellikle ebeveynlerin de acil diş tedavisinin karmaşık ve güç durumlarıyla karşılaştıklarında neler yapabileceklerini bilmeleri ve bu duruma hazırlıklı olmaları gerekiyor.

Süt dişlerinin yaralanma sıklığı 1 yaşından itibaren artmaya başlar ve çoğu travma 4 yaşın altındaki

çocukları kapsar. Bu yaralanmaların pek çok nedeni olabilir.Yürümeyi ve koşmayı yeni öğrenen küçük bir çocuğun kas koordinasyonu ve düşüncesi tam anlamıyla gelişme-diği için düşmeye bağlı yaralanmaları sıklıkla yaşayabileceği gibi araba ka-zalarından kaynaklanan yaralanmalar da dental travmaya neden olabilmek-tedir. Ayrıca kronik nöbet rahatsızlığı olan çocuklarda dental travma riski artar. Diğer bir ciddi neden ise fiziksel şiddettir. Şiddete uğrayan çocukların çoğu 1-3 yaş arasındadır ve bu çocuk-ların genellikle kliniğe gelmeleri yara-lanmadan çok daha sonra olmaktadır ve bu da ne yazık ki tedavinin gecik-mesine yol açmaktadır.

Daimi dişlenme yaralanmaları ise çoğunlukla oyun sırasındaki düş-melerden kaynaklanır ve bu duruma 8-10 yaş aralığı çocuklarda daha sık rastlanır. Bu dönemde erkek çocuk-ların travmaya uğrama olasılığı kız çocuklarından iki kat daha fazladır. Nöbet sorunu olan çocuklarda da-imi diş kırıkları daha sık meydana gelirken, temas gerektiren sporlarla uğraşan çocuklar dental yaralanma bakımından büyük risk altındadır.Gençlik yıllarında ise araba kazaları önemli sayıda yaralanmaya yol aç-maktadır.

Nedeni ne olursa olsun, travma sonrası mutlaka diş hekimine başvurulmalıdır. Süt dişlerinin travmatik yaralanmala-rında sadece telefonla diş hekimine başvurmak asla yeterli olmayacaktır.

ARALIK 2012

DİŞİMİZETAKILANLAR

12

Yazan: Diş Dostu Onaylı Klinik Üyesi Dt. Funda Ugün

Page 13: dis dostu aralık 2012

Çünkü süt dişi travmalarında biz diş hekimlerinin esas endişesi süt dişinin gömülmesi durumunda daimi dişin zarar görmesi veya yerinden fırla-yıp çıkması halinde nefes borusuna kaçma riskidir. Bu nedenle yaralan-malarda çocuk mümkün olan en kısa sürede kliniğe getirilmelidir. Böylece ebeveynler yaralanmanın muhtemel komplikasyonları ve alttaki daimi diş-lerin hasar görme olasılığı hakkında bilgilendirilmiş olur.

Süt dişi yaralanmalarında nasıl bir tedavi süreci uygulanıyor?Süt dişi yaralanmalarında ağız hij-yeninin sağlanması için yaralı diş-lerin etrafındaki plağın uzaklaştı-rılması zorunludur. Yaralı dişetine %0.2’lik klorheksidin glukonat veya %3’lük hidrojen peroksit gibi antisep-tik ilaç uygulaması iyileşme şansını arttırır. Okul öncesi bir çocuk ağzını çalkalarken solüsyonu yutabileceğin-den, solüsyona batırılan pamuk çubuk-lar kullanarak yaralanmış dişin üzerine nazikçe uygulanmalıdır. Bu uygulama 7 gün boyunca, günde birkaç kez, özel-likle yemeklerden sonra yapılmalıdır. Dişe gelecek şiddetli kuvvetlerden ka-çınmak ve stabilizasyona olanak sağ-lamak için çocuğa birkaç gün boyunca yumuşak yiyecekler verilmelidir. Anti-biyotiklerse sadece ciddi diş sallantısı olan ve ağız yumuşak dokularının za-rar gördüğü vakalarda gereklidir.

İlk müdahaleden sonra takip muaye-nelerinin zamanlaması yaralanmanın tipine bağlıdır. Dişin canlılığını yitir-mesi ve kökün iltihaplanarak erimesi gibi rahatsızlıklar sıklıkla 1 ay içinde tespit edilebilir. Ebeveynler, yaralı di-şin çevre dokularında kırmızılık, şiş-me veya yaralı dişin üzerindeki dişeti hareketliliğinde artış ve hassasiyet du-rumları gibi rahatsızlıklardan şüphele-nirlerse gecikmeden yine bir hekime başvurmaları gerekir.

Diş muayenesi öncesinde hangi sorular cevaplanmalıdır?Yeterli bir tıbbi ve diş hekimliği mu-ayenesi olmak doğru teşhis ve tedavi için önemlidir.

13

Nedeni ne olursa olsun, travma sonrası mutlaka diş hekimine başvurulmalıdır. Süt dişlerinin travma-tik yaralanmalarında sadece telefonla diş hekimine başvurmak asla yeterli olmayacaktır. Çünkü süt dişi travmalarında biz diş hekimlerinin esas endişesi süt di-şinin gömülmesi durumunda daimi dişin zarar görmesi veya yerinden fırlayıp çıkması halinde nefes borusu-na kaçma riskidir. Bu nedenle yaralanmalarda çocuk mümkün olan en kısa sürede kliniğe getirilmelidir.

Page 14: dis dostu aralık 2012

14

Tedavi için gelindiğinde çocuğun ge-nel sağlığına ilişkin öncelikli sorular enfeksiyöz endokardite karşı profilak-si gerektiren kalp hastalığının, kanama probleminin, ilaçlara karşı alerjisinin, nöbetli hastalığının, kullandığı ilaçla-rın, tetanoz profilaksi durumunun olup olmadığı ile ilgilidir.

Diş muayenesi öncesinde hekim tara-fından sorulan 3 temel soru tedavi ve gerekli müdahale için önem taşır.

1. “Yaralanma ne zaman meydana geldi?” sorusu yaralanma ve tedavi arasında geçen süre hem tedaviyi hem de beklenen sonucu etkileyebileceği için cevaplanması gerekir. Yerinden fırlamış daimi dişi en uygun şekilde yerleştirip, başarılı sonuç alabilmek için 15-20 dakika içinde çocuğun kliniğe getirilmiş olması gereklidir. Dişin süt, serum fizyolojik ya da tü-kürük içerisinde muhafaza edilmesi gereklidir.

2. “Yaralanma nerede meydana gel-di?” sorusu ise kaza yerinin tetanos için riskli olup olmadığını öğrenmek için önemlidir.

3. “Yaralanma nasıl meydana gel-di?” sorusu ise kazanın şiddeti hak-kında bilgi almaya yardımcı olur.

Bilinç kaybı, baş ağrısı, hafıza kay-bı, mide bulantısı, kusma, uyarılma veya gözleri odaklamada zorluk be-yin sarsıntısının bulgularıdır, tıbbi konsültasyon gereklidir. Önemli baş

yaralanmaları, ilk travmadan saatler sonra semptomlara yol açabildiğin-den ebeveynleri gece boyunca her 2-3 saatte bir çocuğu uyandırarak 24 saat-ten fazla belirtilen bulguları izlemeleri için uyarılır.

Ebeveynlerden alınan bilgiler, tıbbi, klinik muayene ve röntgen sonuçları-na göre gereken tedaviye karar verilir.

Sonuç olarak çocuklarımız son derece hassas ve kırılgandır, onları her türlü tehlikeden korumakla yükümlüyüz.

Dişe gelecek şiddetli kuvvetlerden kaçınmak ve

stabilizasyona olanak sağlamak

için çocuğa birkaç gün boyunca

yumuşak yiyecekler verilmelidir.

Antibiyotiklerse sadece ciddi diş

sallantısı olan ve ağız yumuşak

dokularının zarar gördüğü vakalarda

gereklidir.

2,5 yaşında diş hekimi ile tanıştırıp, yaramazlık yaptıklarında “Seni dok-tora götürüp iğne yaptıracağım!” cüm-lesi ile iğne korkusunu çocuklarımızın beyinlerine işlemek; çocukların, biz diş hekimleri ile ömürleri boyunca sürdürmeleri gereken sıcak ilişkile-rinin temelinin yanlış atılmasına yol açar. Ebeveynler, doktor ve çocuk ara-sında sağlam bir ilişki kurulması için çaba sarf ettiğinde travma gibi ciddi bir sorun olsa dahi, güven duygusu ile gelen çocukları tedavi etmek son dere-ce kolay olacaktır.

Page 15: dis dostu aralık 2012

15Gsm: 0 533 953 70 62

www.guneydis.comMarka Yön.: Tuba AKYÜZ

Tel: 0 216 466 83 83 Faks: 0 216 313 57 24

[email protected] Fazıl Mah. 19 Mayıs Cad. No.22 34776 Ümraniye / İSTANBUL

‘‘Çürüklere ve aşırı hassasiyete karşı’’en son aktif koruma sistemi

Süt proteini kazeinden elde edilmiş kalsiyum ve fosfor iyonları ile güçlendirilmiş tropikal krem.

Page 16: dis dostu aralık 2012

Kışı sevmek için

Kış gelecek, geliyor derken nihayetinde hava puslandı, soğudu. Hırkalardan montlara geçiş yapıldı, çizmeler botlar giyilmeye başlandı. Cama vuran yağmurun sesi daha bir şiddetli, hava daha erken kararıyor, güneş saklandığı yerden pek gözükmüyor. Evet kabul etmek istemesek de artık kış mevsimindeyiz. Ama suratlar asık, küskün ruh haliyle bir köşeye çekilmek olmaz. Çünkü kışın da kendine özel bir güzelliği var. Gerçekten!

nedenleriniz var!

ARALIK 2012

YAŞAMAAÇILANPENCERE

16

Önce işe kış mevsiminin de ken-dine has güzellikleri olabile-ceğini kabul ederek başlamak

gerekiyor. Bu bardağın dolu kısmını görmek değil, sadece bakış açısını de-ğiştirmek. Çünkü uzmanlar depresyon vakalarının kış aylarında yüzde 14 oranında arttığına dikkat çekiyor. Bu vakalardan biri olmayı istemezsiniz değil mi? O zaman sizin için hazırladı-ğımız kış boyu yapabileceğiniz keyifli aktivite önerilerini kabul buyurun.

Page 17: dis dostu aralık 2012

17

Film keyfi kaçınılmazEvden çıkamıyorsanız ve hava şartlarından dolayı eve mahsur kaldıysanız ne mutlu size! İşte kendinize vakit ayırmak için hari-ka bir neden. Dışarıda sağanak mı var, kar yolları mı kapadı? Hemen arşivinizden bir film seçin, çay demleyin, çayın yanında atıştıra-bileceğiniz tarçınlı bisküvilerden tabağa koyun. Ya da bir sinema klasiği olan patlamış mısır patla-tın. Leblebi ve boza ikilisi de bu duruma çok güzel eşlik edebilir. Battaniyeyi de unutmayın! Dışa-rıdaki soğuk havaya inat işte size dinlenmek için şahane bir fırsat...

Uzun kış geceleri

“Kış geldi geceler uzadı” hoşnut-

suzluğunu bir kenara bırakın. Ne

zamandır okumadığınız kitaplar

raflarda birikti size bakıyor. İş-

ten güçten vakit bulamıyordunuz,

daha birkaç hafta önceye kadar hiç

kitap okuyamadığınızdan yakını-

yordunuz. İlk yapmanız gereken

bir okuma ışığı almak. Saatlerce

televizyon karşısında oturmak ye-

rine yatağınızın başındaki okuma

ışığı ile elinizdeki stoğu bitirebi-

lirsiniz. Sonrasında koca bir kış ne

kadar çok kitap okuduğunuzu fark

edip keyifleneceksiniz inanın! Salep ve tarçın ikilisiKışın keyfi salepsiz çıkmaz. Gü-neşli bir kış günü yakalarsanız hemen termosunuza salepi doldu-run, yanınıza mini bir poşet tarçın da almayı unutmayın. Sahil böyle bir günde muhteşem olur ya da mis gibi orman havası… Doğaya karşı oturun, ne kadar soğuk olur-sa olsun kendi elinizle yaptığınız salep içinizi ısıtacak. Kulağınızda da sevdiğiniz müzikler olursa ya da bir dost muhabbeti eşlik ederse size değmeyin keyfinize!

Yılbaşı telaşına düşünTam tamına bir ayınız var. Şimdi-den bu heyecana adapte olun. Yıl-başını nasıl geçireceksiniz, kimlere ne hediyeler alacaksınız düşünme-ye başlayın. O gecenin hayalini kurmak, eğlenceye odaklanmak ve yılbaşı alışverişine yavaş yavaş başlamak kışı, soğuğu unuttura-cak emin olun. Özellikle yılın son haftaları sokaklarda dolanmak sizi keyiflendirecektir, çünkü şehir de yılbaşı ruhuna adapte olduğu için her yer ışıl ışıl olacaktır.

Arkadaş toplantıları Kış boyunca kar, yağmur, soğuk diyerek kendinizi eve kapatabi-lirsiniz. Sosyalleşmek için sadece dışarıya çıkmak bir seçenek değil elbette. Unutmayın, dışarı çıkmaya üşenmek ancak çok sık tekrarlan-madığında normal karşılanabilir. Baktınız birkaç hafta sonu canı-nız hiç dışarı çıkmak istemiyor. O zaman bu durumu hemen lehinize çevirin. Yakın arkadaşlarınızı çok cazip bir teklifle eve davet edip kü-çük ev partileri verin. Ayrıca bunu bir gelenek haline getirip her ay, bir arkadaşınızın evinde toplanaca-ğınız organizasyonlara bile dönüş-türebilirsiniz. Erkekler playstation partilerine hayır diyemeyecektir, kadınlarsa en yakın arkadaşlarıyla gündemi (!) değerlendirme toplan-tılarını asla kaçırmak istemeyecek-lerdir. Bizden söylemesi!

Kış depresyonu gerçeğiTeknik adı ‘mevsimsel duygu durum bozukluğu’ olan kış depresyonu, yılın diğer zamanlarında zihinsel durum açısından oldukça sağlıklı olma-larına karşın, soğuk aylar yaklaştıkça depresyon belirtileri gösteren kişilerde görülen ruhsal bir düzensizlik durumu olarak tanımlanıyor. Bu ra-hatsızlığın en belirgin özellikleri ise depresyona özgü mutsuzluk, keyifsizlik, hayattan tat alama-ma ve enerji azalması gibi durumlar. Yapılan ça-lışmalar özellikle kadınları etkisi altına alan kış depresyonunun tüm yetişkinler arasında %1,5 ile %10 arasında bir oranda görülüyor.

Page 18: dis dostu aralık 2012

18

Sucuk partisi başlasın!Kış denilince ilk akla gelen bir seçenek olmasa da kışın vazgeçilmezi olduğu kesin! Bahçenizde, balko-nunuzda ya da piknik mekanlarına giderek mangalda pişirdiğiniz sucukların tadına doyum olmayacaktır. Bu aktivite için kış güneşinden faydalanıp yeşil ve doğanın içinde mangal yapılabilen mekanları seçebi-lirsiniz. Bahçeniz varsa arkadaşlarınızı, ailenizi davet edip akşam yemeği için keyifli bir alternatif yarata-bilirsiniz. Sucuk sonrası, mangala atılan kestanelerin tadı da bir başka olacaktır. İşte size mutlu bir kış günü fotoğrafı...

Kendinize zaman ayırınMesai saatleri boyunca yaşanan gerginlik ve yorgunluk, kış günlerinin kasveti ile birleşince gün sonunda asık suratlı bir kişi olmak bazen ka-çınılmaz olabilir. Bundan kurtulmanın yollarından biri de gün sonun-da kendinize zaman ayırmanız olacaktır. İlla ki dışarıda vakit geçir-meniz gerekmez, evde de kendi ortamınızı yaratarak dinlenebilirsiniz.Madem ki kışın hava erkenden kararıyor o zaman güzel kokulu mum-larla evi donatın. Şöyle güzel müzikler seçin, en sevdiğiniz aromalı kahveyi veya çayı stoklayın, salondaki kanepeye kurulun, sevdiğiniz dergileri de yanınıza alırsanız işte size rahatlamak için şahane bir fır-sat. Kendinize ayırdığınız bu zaman diliminde telefonu sessize almayı unutmayın!

Rutinin dışına çıkınEvden işe işten eve rutininin dışına çıkamıyorsanız tehlike çanları çalıyor demektir. Sakın bu rutinin kölesi olmayın, sizi esir almasına izin vermeyin. Bu tehlikeyi fark ettiyseniz hemen harekete geçin. İş çıkışına bir program yapın mutlaka. Programı-nız ne olursa olsun her zaman yaptığınız şeylerden farklı bir şeyler deneyin. Akşam yemeği için farklı lezzetler tadabileceğiniz bir restoran, alışveriş için farklı bir semt, arkadaşlarla buluşmak için bambaşka bir kafe…Şehirdeki etkinliklerden bir liste çıkarın, haftanın iki akşamını kültür sanatla dolu geçirin. Hafta sonlarında yaşadığınız şehri keşfetme turlarına çıkın. Bilmediğiniz so-kaklarda yürüyün, daha önce gitmediğiniz yerleri görün. Şehirde yaşarken aslında şehri hiç tanımadığınızı fark ettiğinizde siz de çok şaşıracaksınız.

Egzersiz yapın mutlu olunSucuklar mideye indi, film izlerken kurabiyeler, pat-lamış mısırlar yendi. Kış boyunca açılan iştaha dur demek zor. Soğuk havalarda vücut daha fazla ısın-mak için daha çok kalori alma isteğinde olur. Ama önceden önleminizi alırsanız sorun ortadan kalkar. Dolayısıyla bu riski de göz önünde bulundurarak kış günlerini daha mutlu hale getirmenin bir yönte-mi olan egzersizi gündeme almak gerekiyor. Sahil-de yapılan kısa yürüyüşler ya da evde yapılan ufak egzersizlerle işe başlayabilirsiniz. Hatta müziği açıp evde tek başınıza dans etmek bile güzel bir başlan-gıç olabilir. Yeter ki biraz hareket edin ve kışın o miskinliğini üzerinizden atın. Böylece hem formda ve sağlıklı bir kış geçirirsiniz hem de vücudunuzun endorfin (mutluluk hormonu) salgılamasını sağlaya-rak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Çünkü eg-zersiz sayesinde moraliniz yükselecek, daha pozitif düşünecek ve daha iyimser bir bakış açısına sahip olacaksınız.

Page 19: dis dostu aralık 2012

DİŞ DOSTUDiş Dostu Derneği Adınaİmtiyaz SahibiSelda Alemdar Dinçer

Diş Dostu Derneği AdınaSorumlu Yazı İşleri MüdürüŞila Koen

Danışma KuruluDr. Berna EvrenolProf. Dr. Betül KaragülDt. Güngör DoğanerProf. Dr. İlknur TanboğaDt. Mıgır GüleryüzDr. Oktay DülgerDr. Remzi ÜlgenDr. Seyhan Gücüm

Yayına HazırlayanKORORAKuzguncuk Mah. Yapraklı Çınar Sok. No:9 Kuzguncuk / Üsküdarwww.korotanitim.com

BaskıÖmür Matbaacılık A.Ş.Beysan Sanayi Sitesi Birlik Cad. No:20 Haramidere / Beylikdüzü / İstanbulTel: 0212 422 76 00

DİŞ DOSTU DERNEĞİLevent Mah. Nispetiye Cad. Dost Apt. Kat:1 Daire:2 Levent/İstanbulTel: 0212 240 7353Faks: 0212 240 [email protected]

Yayın Türü: Diş Sağlığı Projesi

DİŞ DOSTU, 3 ayda bir yayınlanır. Derginin hiçbir bölümü izinsiz çoğaltılamaz, başka bir dergide ve web sitesinde yayınlanamaz. DİŞ DOSTU’nda yer alan yazılardaki fikirler yazarlarına aittir ve yayıncı yazının içeriğinden sorumlu tutulamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

44

İster İnanın İster İnanmayın, Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar!

Gülüş Anatomisi ve Estetiği Nedir?Dt. Yeliz Yusufoğlu Sezer

Çocuklarda Dental TravmaÇocuğunuz dental yaralanma yaşarsa ne yapmanız gerekiyor?Diş Dostu Onaylı Klinik Üyesi Dt. Funda Ugün

Kışı sevmek içinnedenleriniz var!

ARALIK 2012

İÇİNDEKİLER

8

1216

Page 20: dis dostu aralık 2012

Ceylan Akgün : 0212 240 73 53 / 0554 958 72 37

[email protected]

İLETİŞİM ve KAYITTarih : 16 Şubat 2013

Saat : 09.00 - 17.00

Yer : Denizli Diş Hekimleri Odası

“Hasta İletişiminde Farklı Yaklaşımlar”

Serbest Kürsü’de deneyimlerin paylaşılacağı interaktif bir eğitim

Doç. Dr. Kemal Kuşçu

“İnfeksiyon Kontrolü”

Sterilizasyonda Avrupa Standartları

ve pratik uygulama önerileri

Dr. Oktay Dülger

“Temel Malzeme Bilgisi”

Hangi malzeme nasıl etkin kullanılır?

Doğru bildiğimiz yanlışlar nelerdir?

Dr. Seyhan Gücüm

Katılım ücretsiz olup, kontenjanımız sınırlıdır. 31 Ocak 2013’e kadar bilgi vermeniz rica olunur.

DENTAL ASİSTAN SEMİNERİ

katkılarıyla.