diş dostu dergisi eylül 2011

16
EYLÜL 2011 1 DİŞ DOSTU’NDAN Sonbahar’a Yeni Başlangıçlar... Dr. Kübel İltan Özkut H erkese merhaba... Diş Dostu Derneği’nin kli- niklerde keyifle okunan dergi- sinin Eylül ayında yayınlanan bu sayısında yaza güle güle deyip, sonbaharı karşılama görevi bana düştü. Sizlere ne hissettirir bi- lemiyorum ama yaz aylarının bitişi hepimi- zi üzse de bana her Eylül ayı okul yıllarım- dan beri adeta senenin ilk ayı, yeni yılın başlangıcı gibi gelir. Eylül’de her öğrencinin yeni bir sınıfa başlama heyecanı gibi ben de bir sonraki dö- nemde karşılaşacağım mesleki gelişmeleri, beni şevklendirecek yeni fikirleri arayarak yeni seneye başlarım. Aslında pek çok hekim arkadaşım için de bu böyledir. Çünkü yazın ara verilen kongreler, seminer ve toplantılar Eylül ayı ile beraber tekrar başlar ve Haziran sonuna kadar bu böylece sürer. Teknolojik gelişmelerden tıbbın pek çok alanında olduğu gibi dişhekimliği de kendi- ne düşen payı almakta ve bu kongreler ve ay- lık toplantılarda bilimsel pek çok yenilik gündeme gelmektedir. Bu yenilikleri hastala- rımız da bu gibi yayınlardan takip etmekte- dirler. Ne mutlu bize ki artık hastalarımız diş kliniklerine ağrı sonucu zorunlu olarak değil, kendi arzuları ile bu yenilikleri de takip et- mek üzere başvurmaktadırlar. Hekimler de bilimsel yenilikleri takip et- menin yanı sıra kliniklerinde hastalarına sun- dukları hizmetlerin kalitesinde belirli bir standardizasyonu sağlamak ve devamlı iyi- leştirmeler yaparak hastalarına yüksek kali- tede ve daha güvenli ortamlarda sağlık hiz- meti sunarak hasta memnuniyetini arttırmayı hedeflemektedirler. Bu standartların sağlan- masının ve devamlı geliştirilmesinin sadece hastalar açısından değil, hekimlerin mesleki gelişimlerine de katkısı çoktur. Bunun bilinciyle bildiğiniz gibi 1 yılı aş- kın bir süredir Diş Dostu Derneği, klinikle- rimize hijyen ve kalite konusunda standar- dizasyon getirecek olan “Diş Dostu Onaylı Klinik Projesi” üzerinde çok yoğun bir şe- kilde çalışmaktaydı. 2011 yılının Mayıs ayında Diş Dostu Derneği, Diş Dostu Onaylı Klinikler Projesi’nin sunumu için 2000 yılında İsviçre Kalite Ödülü (Swiss Quality Prize) ve Avrupa Kalite Ödülü’nü (European Quality Award), 2001 yılında da KOBİ sektöründe Avrupa Kalite Ödülü’nü (European Quality Award) kazanan dişhe- kimi Dr. Roger Harr’ı 2 günlük panelle İstanbul’da ağırladı. Bu panel ve projeyle ilgili detayları dergimizin ilerleyen sayfala- rında bulabilirsiniz. Ayrıca Dr. Harr bu ziyareti esnasında Diş Dostu Derneği’nin EDAD (Estetik Dişhe- kimliği Akademisi Derneği) ile ortaklaşa Maslak Acıbadem Hastanesi’nde düzenledi- ği toplantıya katılarak kendisine bu başarıla- rı kazanmasının yolunu açan modellemeleri, kliniğinde yaşadığı süreçleri biz hekimlerle de paylaştı. Çok keyifli geçen bu toplantıda meslektaşlarımla beraber bu modellemele- rin kliniklerimize uygulanması konusunda yönelttiğimiz sorulara son derece içten ce- vaplar alma şansı bulduk. Pek çoğumuzun kliniklerimizde bu standardizasyon ve yöne- timsel iyileştirme çalışmalarına yaz boyun- ca yoğunlaştığımızı biliyorum. Ve Eylül ayı itibarıyla hepimiz bu standardizasyon çalış- malarının sonuçlarını da beraberce görmeye başlayacağız. Sizlere dergimizle keyifli bir zaman ge- çirmeniz umuduyla sağlık ve mutluluk dolu günler dilerim. Dr. Kübel İltan Özkut

Upload: dis-dostu-dernegi

Post on 30-Mar-2016

247 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

Dİş Sağlığı, Koruyucu Hekimlik , Implant , Özel Sayı

TRANSCRIPT

Page 1: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

1

DİŞ DOSTU’NDAN

Sonbahar’a Yeni Başlangıçlar...

Dr. Kübel İltan Özkut

Herkese merhaba...Diş Dostu Derneği’nin kli-

niklerde keyifle okunan dergi-sinin Eylül ayında yayınlanan bu sayısında yaza güle güle deyip, sonbaharı karşılama görevi bana düştü. Sizlere ne hissettirir bi-lemiyorum ama yaz aylarının bitişi hepimi-zi üzse de bana her Eylül ayı okul yıllarım-dan beri adeta senenin ilk ayı, yeni yılın başlangıcı gibi gelir.

Eylül’de her öğrencinin yeni bir sınıfa başlama heyecanı gibi ben de bir sonraki dö-nemde karşılaşacağım mesleki gelişmeleri, beni şevklendirecek yeni fikirleri arayarak yeni seneye başlarım. Aslında pek çok hekim arkadaşım için de bu böyledir. Çünkü yazın ara verilen kongreler, seminer ve toplantılar Eylül ayı ile beraber tekrar başlar ve Haziran sonuna kadar bu böylece sürer.

Teknolojik gelişmelerden tıbbın pek çok alanında olduğu gibi dişhekimliği de kendi-ne düşen payı almakta ve bu kongreler ve ay-lık toplantılarda bilimsel pek çok yenilik gündeme gelmektedir. Bu yenilikleri hastala-rımız da bu gibi yayınlardan takip etmekte-dirler. Ne mutlu bize ki artık hastalarımız diş kliniklerine ağrı sonucu zorunlu olarak değil, kendi arzuları ile bu yenilikleri de takip et-mek üzere başvurmaktadırlar.

Hekimler de bilimsel yenilikleri takip et-menin yanı sıra kliniklerinde hastalarına sun-dukları hizmetlerin kalitesinde belirli bir standardizasyonu sağlamak ve devamlı iyi-leştirmeler yaparak hastalarına yüksek kali-tede ve daha güvenli ortamlarda sağlık hiz-meti sunarak hasta memnuniyetini arttırmayı hedeflemektedirler. Bu standartların sağlan-masının ve devamlı geliştirilmesinin sadece hastalar açısından değil, hekimlerin mesleki gelişimlerine de katkısı çoktur.

Bunun bilinciyle bildiğiniz gibi 1 yılı aş-kın bir süredir Diş Dostu Derneği, klinikle-rimize hijyen ve kalite konusunda standar-dizasyon getirecek olan “Diş Dostu Onaylı Klinik Projesi” üzerinde çok yoğun bir şe-kilde çalışmaktaydı. 2011 yılının Mayıs ayında Diş Dostu Derneği, Diş Dostu Onaylı Klinikler Projesi’nin sunumu için 2000 yılında İsviçre Kalite Ödülü (Swiss Quality Prize) ve Avrupa Kalite Ödülü’nü (European Quality Award), 2001 yılında da KOBİ sektöründe Avrupa Kalite Ödülü’nü (European Quality Award) kazanan dişhe-kimi Dr. Roger Harr’ı 2 günlük panelle İstanbul’da ağırladı. Bu panel ve projeyle ilgili detayları dergimizin ilerleyen sayfala-rında bulabilirsiniz.

Ayrıca Dr. Harr bu ziyareti esnasında Diş Dostu Derneği’nin EDAD (Estetik Dişhe-kimliği Akademisi Derneği) ile ortaklaşa Maslak Acıbadem Hastanesi’nde düzenledi-ği toplantıya katılarak kendisine bu başarıla-rı kazanmasının yolunu açan modellemeleri, kliniğinde yaşadığı süreçleri biz hekimlerle de paylaştı. Çok keyifli geçen bu toplantıda meslektaşlarımla beraber bu modellemele-rin kliniklerimize uygulanması konusunda yönelttiğimiz sorulara son derece içten ce-vaplar alma şansı bulduk. Pek çoğumuzun kliniklerimizde bu standardizasyon ve yöne-timsel iyileştirme çalışmalarına yaz boyun-ca yoğunlaştığımızı biliyorum. Ve Eylül ayı itibarıyla hepimiz bu standardizasyon çalış-malarının sonuçlarını da beraberce görmeye başlayacağız.

Sizlere dergimizle keyifli bir zaman ge-çirmeniz umuduyla sağlık ve mutluluk dolu günler dilerim.

Dr. Kübel İltan Özkut

Page 2: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

2

HOŞ SOHBET

ALEXALEXALEXGenç, İddialı ve Yetenekli Bir Müzisyen

Derleyen: Ebru Demirel

Page 3: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

3

HOŞ SOHBET

Bu sayımızdaki Hoş Sohbet konu-ğumuz 2005 yılında yayınladığı ilk albümü “Çok Zor” ile başlayan

müzik yolculuğunda emin adımlarla ilerleyen Alex Tataryan. Türkiye’deki başarılı perfor-mans sanatçılarından biri olan Alex Tatar-yan’la siz Diş Dostu okuyucuları için keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Alex nerde doğdu, nasıl bir çocukluk yaşadı?İstanbul’da doğdum. Biraz uslu biraz da ya-ramaz bir çocuktum. Anne ve babam ben ufak yaştayken ayrıldığı için dedem ve anne-annemle büyüdüm. Evde odamın içinde ayrı bir dünyam vardı. Her akşam aynı saatte sof-rada toplanır, yemeğimizi yer, sohbet eder-dik. Erken yaşta spor yapmaya başladım. Yaz tatillerinde adaya giderdim. Bisikletin tepe-sinden inmezdim hiç. Serüvenler peşinde geçti çocukluğum.

Müziğe olan ilginiz nasıl başladı?Hafta sonları babam alırdı beni. Gece onu iz-leyeceğim diye mutlu olurdum, heyecanlanır-dım. Babamın müzisyen arkadaşları abim gibi olmuşlardı. Güzel anılarım var o döneme ait. Tüm gece onları izlerdim sonra biraz büyü-yünce onlara eşlik etmeye başladım. “Kupa 4’lüsü” adını verdikleri bir grupları vardı ba-bamların. Hafta sonları gitiğimde babam “Kupa 4.5” diye tanıtırdı orkestrayı. Beni de gruba dahil ettikleri için sevinirdim. Davul ça-lardım. Vurmalı çalgılara ilgim vardı. Sahne-de olmak heyecenlandırırdı beni. Çok sever-dim orayı ve halen de seviyorum. Bugün de müziğin içinde bir yerlerdeyim.

Profesyonel anlamda müzik yapmaya ne zaman başladınız? 1995-96 yıllarında haftanın 6 günü Ortaköy’de çalışıyordum. Özel gecelerde sahneye çıkıyor-dum. Arkasından 1996 Altın Güvercin Şarkı Yarışması’na katıldım. Seçmelere girdim ve ilk 10’a kaldım. İyi bir tecrübeydi benim için. Böy-lece başlamış oldu müzik hayatım.

Babanız Hayko da başarılı bir müzisyen… Yıllardır bu sektörün içinde olan biri ve zorluklarını çok iyi biliyor. Sizin müzikle ilgilenmenize nasıl yaklaştı? Çocukluğumda yanında olmamdan büyük bir keyif alıyordu. Aynı mesleği yapmaya başla-dığımızda ilginç sürprizler yaşamadım değil ama o da bir tecrübe oldu. Sanırım istemiyor-du bu mesleği yapmamı. “Armut dibine düş-tü’’ tabiri çok kullanılmıştır benim için. Bay-

rağı aldım ve devam ediyorum. Kendime bir yol aradım ve ora-dayım. Virajlar da var kavşaklar da ama ben devam ediyorum.

Müzik eğitimi aldınız mı? Pera Sanat Merkezi’nde kon-servatuar eğitimi aldım. Sah-nede çok şey öğreniyor insan. Daima bir şeyler öğrenme is-teğim mesleğimde de devam etti. Bu işin duygusu var. Müzisyen olmak sadece eği-tim almakla ilgili bir mesele değil. Hissetmek, istek, ye-tenek meselesi... Duygusal yapınla eş değerdir şarkı söylemek, sahnede olmak ve şovun devam etmesi.

İlk çıktığınız günden bugüne müziğinizde ne gibi bir değişim oldu?Sahneden albüme geçerken daha farklı bir ba-kış açısı kazanıyorsun. Şarkılar yapmaya başla-dım. Sözler yazmak istedim. Hisettiklerimi paylaşmak, aşk adına bir şeyler karalamak iste-dim. Kutunun içinde saklı kalan tüm anılarımı kelimelere dökmeye çalıştım. Yaşadıklarım-dan, ilişkilerimden geri kalanlar, iz bırakanlar, yansımıştır şarkılarıma elbet. Hissettiğim şarkı-lar yapmaya çalıştım ki bazılarını sevdiniz. Bu beni mutlu ediyor mu? Evet. Ama hep daha iyi-sini yapmak istiyorum. Samimi gelen bir şeyle-ri paylaşmak beni besliyor sanki.

İlk albümünüz “Çok Zor”dan sonra yeni bir remiks albüm geldi: “Alextronika”. Ve sonra “İz” albümü... Biraz bu albümlerden bahsedebilir miyiz?“Çok Zor” ilk albümüm. 2007 yılında çıkardı-ğım “Alextronika’’albümleri “Depresif Pol-

yanna” ile devam etti. “İz” albümü daha olgun bir albüm oldu, sadece tek klip şarkısı yapıldı. Şu an ise bu kış çıkarmayı planladığım yeni çalışmamla ilgileniyorum. Çok sevilecek, se-verek dinleyeceksiniz biliyorum.

Sizi geniş kitlelerle buluşturan ilk albümle birlikte günlük hayatınızda neler değişti? Bir diğer anlamda şöhret Alex’i nasıl etkiledi?Şöhret yanıltabiliyor kişileri... Bazı yakla-şımlar değişiyor, ön yargılar artıyor. Bazen farklı tanınabiliyorsun bile... Bende fazla bir şey değişmedi. Zaten daha kitlelere ulaşmadan bile şöhretli gibi hissediyordum kendimi. Daima sahnedeydim ve izleniyor-dum. Seviyordum sahneyi ve buralara ka-dar geldim.

Kendinize ait bir prodüksiyon şirketiniz var. Hangi ihtiyaçlar sizi bu yönde bir karar almaya itti?Çok yoğun çalışıyordum. Yatırım yapabilme gücümüz vardı. Menajerimin de yönlendir-ğım “Alextronika’’albümleri “Depresif Pol- gücümüz vardı. Menajerimin de yönlendir-

rağı aldım ve devam ediyorum. Kendime bir yol aradım ve ora-dayım. Virajlar da var kavşaklar da ama ben devam ediyorum.

Müzik eğitimi aldınız mı? Pera Sanat Merkezi’nde kon-servatuar eğitimi aldım. Sah-nede çok şey öğreniyor insan. Daima bir şeyler öğrenme is-teğim mesleğimde de devam etti. Bu işin duygusu var. Müzisyen olmak sadece eği-tim almakla ilgili bir mesele değil. Hissetmek, istek, ye-tenek meselesi... Duygusal yapınla eş değerdir şarkı söylemek, sahnede olmak ve yanna” ile devam etti. “İz” albümü daha olgun

bir albüm oldu, sadece tek klip şarkısı yapıldı.

Page 4: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

4

HOŞ SOHBET

Babanız Hayko’ya yeni bir albüm hazırlayacağınızı duyduk. Biraz bu projeden bahsedebilir misiniz?Çok istemiştim ama olmadı. Başka bir şey olacaktır mutlaka. Babam iyi bir sahne adamı-dır. Mesleğinde arkadaşlarına yol açmış, sah-nesiyle de birçok kişiye örnek olmuştur. Neyi iyi yaptığını bilen ve farkında olan bir adam-dır. Babam sağlıklı ve ayaktayken onunla aynı sahneyi paylaşabilmek ve birlikte şarkı söyle-yebilmek en büyük dileğim.

Müzik dışında zamanınızı nasıl geçirmeyi seviyorsunuz? Nelerle ilgilenirsiniz? Motosiklet üstünde İstanbul’un her saatini seyrediyorum, ışıklarını takip ediyorum. Sevdiğim arkadaşlarımla sohbet etmek, oyunlar oynamak en büyük zevklerimden biri. Kız arkadaşımla kısa filmler çekiyoruz, kaykay yapıyoruz, bisiklete biniyoruz. Her-kesin yaptığı gibi bazen kitap okuyorum, fılm izliyorum. Bazı bildiklerimi unutmaya çalışırken bazılarını saklamaya, yenileri ile yer değiştirmeye çalışıyorum. Kendimle kal-dığımda bir şeyler yazıyorum sonra o şarkı oluyor.

Başarı mı, başarısızlık mı sizi kamçılar?Her ikisi de...

Sizi en çok ne güldürür?Alakasız gelişen, şaşırtan mevzular ve yerinde espri... Muhabbet edebilen insanlarla zaten gülersin ve eğlenirsin. Bir de Cem Yılmaz’ı seviyorum.

Sağlıklı beslenme konusunda neler yapıyorsunuz?Spor yapıyorum. Motosiklet kullanıyorum. Form tutmak sadece yemek yemekle ilintili değil galiba. Çok ince bir ayarım yok. Şeker ve tuz dengelerine dikkat ediyorum hatta ne-redeyse kullanmıyorum. Fazla et tüketmiyo-rum. Etle aram pek yoktur. Aslında dengeli besleniyorum diyebilirim. Bu aralar keçi boynuzu suyu içiyorum.

Ağız bakımınız için neler yapıyorsunuz? Günde 2 defa dişlerimi fırçalarım. Mutlaka diş ipi kullanırım ve düzenli olarak dişheki-mine kontrole gider, temizlik yaptırırım.

Alex kendini nasıl tanımlar?İyi derler bana, çok iyi adam derler. Anlaya-mıyorum! Bazen sabırsızlıklarım vardır, muzır-lıklarım vardır. Zor bir adamım. Bir de aşkın en güzel hali olmaya çalışıyorum.

mesi üzerine Alext Prodüksiyon’u kurdum ve ilk çalışmamı da 2005 yılında bu isim altın-da çıkardım. Bu yönde karar almam kendi işi-min patronu olmamı sağladı.

Bestecilik ve söz yazarlığı yapıyorsunuz. Nasıl doğuyor bu şarkılar? Üretim aşamasında nelerden ilham alıyorsunuz?Yaşadıklarım, izlenimlerim... Her şeyden ilham alıyor olabilirim. Kitap okuyorsun, film izliyor-sun, bazen kulağına çok güzel gelen bir melodi sana bir şeyler yazdırıyor. Kurşun kalemin var da silgin yok gibi yaşıyorsun.

Alex yaptığı müziği nasıl tanımlar?Popüler müzik yapmaya çalışıyorum.

Şu andaki müzik piyasasını nasıl değerlendiriyorsunuz?Radyocuların elinde düzeyli değil, kirlen-miş. Güzel yapılan az iş var. Kıymetinin an-laşılması maddi unsurlara dayanıyor biraz ve çıkar ilişkileri üzerine kurulu. Ama po-püler hayatın içinde olan biraz da bu zaten. Daha nitelikli olması için çabalayanlarda-nım diyebilirim kendi adıma.

Albüm satışlarının azalması sebebiyle bazı sanatçılar şarkılarını artık sadece yasal MP3 portalları aracılığı ile satışa sunuyor. Bu konuyla ilgili sizin görüşünüz nedir?İçinde bulunduğumuz şartlar bunu gerektirdi. Çok hızlı tüketiyoruz. Yine de takip ettiğimiz kişilerin orijinal çalışmalarına sahip olmanın çok daha özel olduğuna inananlardanım.

Yeni albüm hazırlığı var mı? Kariyerinizle ilgili planlarınız nelerdir? Yeni bir albüm hazırlığı içindeyim. Heyecanlı-yım, bu kışa yetiştirmeye çalışıyorum. Konserler vermek istiyorum. Önümüzdeki dönem sahneye daha çok vakit ayırmak istiyorum. İstanbul’da Perşembe geceleri Alex gecesi yapmayı düşünü-yorum. Televizyon programı yapmakla ilgili fi-kirlerim var. Uzun metraj bir filmde bir karakter oynama hayalim var.

Başarıyı korumak, başarıyı yakalamaktan çok daha önemli. Bu durum albüme hazırlık sürecini nasıl etkiliyor? Asıl önemli olan başarısızlıkla baş başa kal-dığımızda başarıyı özlememiz. Hiç endişesiz ve tereddütsüz. oluyor.

Başarı mı, başarısızlık mı sizi kamçılar?Her ikisi de...

Sizi en çok ne güldürür?Alakasız gelişen, şaşırtan mevzular ve yerinde espri... Muhabbet edebilen insanlarla zaten gülersin ve eğlenirsin. Bir de Cem Yılmaz’ı seviyorum.

Sağlıklı beslenme konusunda neler yapıyorsunuz?Spor yapıyorum. Motosiklet kullanıyorum. Form tutmak sadece yemek yemekle ilintili değil galiba. Çok ince bir ayarım yok. Şeker ve tuz dengelerine dikkat ediyorum hatta ne-redeyse kullanmıyorum. Fazla et tüketmiyo-rum. Etle aram pek yoktur. Aslında dengeli besleniyorum diyebilirim. Bu aralar keçi boynuzu suyu içiyorum.

Ağız bakımınız için neler yapıyorsunuz? Günde 2 defa dişlerimi fırçalarım. Mutlaka diş ipi kullanırım ve düzenli olarak dişheki-mine kontrole gider, temizlik yaptırırım.

Alex kendini nasıl tanımlar?İyi derler bana, çok iyi adam derler. Anlaya-mıyorum! Bazen sabırsızlıklarım vardır, muzır-lıklarım vardır. Zor bir adamım. Bir de aşkın en güzel hali olmaya çalışıyorum.

nım diyebilirim kendi adıma.

Page 5: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011
Page 6: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

6

DİŞ DOSTU’NDAN HABERLER

Diş Dostu Onaylı Klinikler Pro-jesi’nin açılışını yapan Dr. Ro-ger Harr, 30-31 Mayıs tarihleri

arasında düzenlenen 2 panelde başarı hika-yesini, kendisine bu ödülü 2 kez kazandıran öncü ve örnek çalışmalarını Türk dişhekim-leri ile paylaştı.

Dr. Roger Harr tarafından İsviçre’de 1984 yılında kurulan ve halen kendisinin başkan-

Ünlü Dişhekimi Roger Harr İstanbul’daydı...

Avrupa Kalite Ödülü’nü kazanmak sizin için ne anlama geliyor?Evet, ödül kazandım. Fakat benim bu ödüle bakışım bireysel başarıdan ibaret değil. Ben-ce bu ödülü kazanmaktaki önemli nokta, kli-niğimi geleceğe hazırlamak ve gün geçtikçe daha da başarılı olmak. Kliniğim İsviçre’de ve ülkem tam anlamı ile Avrupa Birliği üyesi değil. Benim amacım İsviçre’ye Avrupa’nın

lığını yürüttüğü “Frenkenklinik”, başarılı çalışmaları ile 2000 yılında İsviçre Kalite Ödülü (Swiss Quality Prize) ve Avrupa Ka-lite Ödülü’nü (European Quality Award), 2001 yılında da KOBİ sektöründe Avrupa Kalite Ödülü’nü (European Quality Award) kazandı.

Ödüllü dişhekimi Roger Harr İstanbul zi-yareti sırasında sorularımızı cevaplandırdı.

Avrupa Kalite Ödülü’nü ağız ve diş sağlığı alanındaki öncü çalışmalarıyla iki kez kazanan İsviçre’li Dr. Roger Harr,Diş Dostu Derneği’nin özel davetlisi olarak İstanbul’daydı.

Page 7: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

7

DİŞ DOSTU’NDAN HABERLER

diğer ülkelerinden dişhekimlerinin gelip gö-revlerini burada sürdürecekleri zamana kadar hekimliğimin ve kliniğimin başarılarını Avru-pa standartlarına yükseltmek.

Avrupa Kalite Ödülü için yarışmaya nasıl karar verdiniz?Kliniğimi belli standartların üzerine çıkar-maya karar verdiğimde diğer birçok sektör-de de olduğu gibi bizim alanımızda da belli standartların yakalanamadığını ve bunu des-tekleyen kuruluşların fazla olmadığını fark ettim.

Avrupa Kalite Ödülü’ne sahip olmak için yaptığım şey ise çok basit: “Hata yapmamak!” Hata yapmadıkça standartları yakalayıp başarı-lı oluyorsunuz, başarılı oldukça müşterilerini-zin kliniğinize alakası artıyor. Müşteriler mem-nun kaldıkları bu düzeni yakınlarına anlatıyor-lar ve zamanla hasta sayınız artıyor, böylece iş-lerinizi de büyütebiliyorsunuz.

Kliniklerde çıtayı yüksek tutmak maddi açıdan da hekime birçok avantaj sağlıyor. Örneğin 9 kişilik personel ile çıktığım yolda şu an tam 30 çalışanım var. Kısacası kalite ödülüne sahip olmak için standartlarınızı yükseltme çabası dişhekimine maddi açıdan yükselme sağladığı gibi hasta memnuniyeti-ni de en üst seviyeye taşıyor.

Yüksek kalite standartlarında bir muayenehane sahibi olmanın dişhekimleri açısından faydaları nelerdir?Kaliteli hizmet verdiğinizde hasta sayınız ve geliriniz artıyor. Düzenli ve sistemli çalışma ise hastaların hepsi ile tek tek ilgilenmeye, on-lardan sağlıklı geri dönüşüm almaya ve kliniği onların arzuları doğrultusunda şekillendirmeye yardımcı oluyor. Hijyen ve düzgün hasta ilişki-leri sistemini oturttuğunuz zaman hastalar te-davi ve diş sağlığı alanında, çalışan personel ise iş imkanları için sizi tercih ediyor.

Türkiye’deki muayenehaneler hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Avrupa standartla-rını yakalayabilecek seviyedeler mi?Türkiye’de kalite kontrollerinin hızla arttığın-dan haberdarım. Fakat bunun sağlık sektörü dı-şındaki alanları kapsadığını biliyorum. Ancak Türkiye’de yaşanan kalite ve sağlık standart-larının belli bir kurum tarafından desteklene-memesi ve denetlenememesi sorunu tüm dün-ya için de hala büyük bir problem.

Siz, ülkemizde henüz çok yaygınlaşmamış bir alan olan “koruyucu hekimlik” alanla-rında da çalışmalar yapıyorsunuz. Koruyu-cu hekimliğin branşınız için önemi nedir?Koruyucu hekimlik İsviçre’de çok eski bir gelenek. Bu yöntem eskiden beri uygulandı-ğı için İsviçreliler diş sağlığı konusunda bir hayli bilgililer. Kliniklerimizde “koruyucu hekimlik” ile yapmaya çalıştığımız, hastala-rımızın düzenli ve devamlı olarak dişhekimi ziyaretlerini sağlamak ve böylece diş sağlık-ları bozulmadan dişlerini koruyabilmek.

Koruyucu hekimlik adına yaptığımız önem-li çalışmalardan biri de Kuzey Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede tuzların ve

içme sularının içine diş sağlığını koruyacak ve dişte problemler oluşmasını önleyecek madde-ler katmamız ve toplumun diş sağlığını kaybet-meden dişlerini muhafaza edebilmesini sağla-mamız. Çocukların dişhekimlerini daha sık zi-yaret etmesi gerektiğini kamu bilincine aşılama-mız ile de süt dişlerinin ardından çıkan dişlerin ömür boyu hayatta kalabilmesini sağlıyoruz.

Uzman bir dişhekimi olarak kişisel diş ve ağız bakımı için tavsiyeleriniz nelerdir?Tüm hastalarıma önerdiğim en basit şey şu: Dişlerinizi günde 3 kere üçer dakika fırçala-yın. Diş temizliğinizi tam anlamı ile tamam-lamak için ise günde 1 defa mutlaka diş ipi kullanın. Diş macunu seçerken içinde florür bulunduran macunları seçmekte büyük fayda var. Yılda en az 1 kere hiçbir şikayetiniz ol-masa bile kontrol amaçlı olarak dişhekimine gitmelisiniz.

Yemek alışkanlığı ülkeler arasında büyük değişiklik gösteriyor. Bu değişikliklerin ülkelerin diş sağlığına etkilerinin tespiti mümkün mü?İsviçre’de yaşayan insanların büyük bir kıs-mı Balkanlar’dan ya da Türkiye’den gelen-lerden oluşuyor. Bu yüzden ülkemizde fark-lı ülkelerin yemek alışkanlıklarının ya da sosyokültürel yapıların diş sağlığı üzerine etkilerini görebiliyoruz.

Özellikle Balkanlar’dan gelen hastaları-mızda ülkelerinde çocuklara iyi bir diş bakım eğitimi verilmediğini ya da fakirlikten kay-naklanan sağlıksız beslenmenin dişlere kötü bir şekilde yansıdığını görüyoruz. Avrupa’nın genelinden ya da Amerika’dan gelen hastalar-da ise fast food türü sağlıksız beslenme alış-kanlıklarının fazla olmasından kaynaklanan rahatsızlıklar görülüyor.Meriç Çetinwww.t24.com.tr

Page 8: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

8

KISA KISA

Dünyanın en çok kullanılan implant sistemi NobelReplace™

artık yeni jenerasyon konik bağlantı ve platform daralt-ma ile daha fazla opsiyon sunuyor. NobelReplace™’in

primer stabiliteyi artıran tapered implant tasarımı, renk kodlaması gibi avantajlarına ek olarak geliştirilen “internal konikal bağlantı”ya sahip NobelReplace CC (Conical Connection) kullanımı daha da ko-lay hale getirdi. İkinci versiyon ise mevcut tri-channel bağlantı üze-rine daha dar abutmentlar ile kullanılan ve daha sağlıklı yumuşak doku gelişimini sağlayan NobelReplace PS (Platform Shift).

Yakında satışa sunulacak bu implant serileri hakkında detaylı bil-gi için bizimle irtibata geçebilirsiniz. Bioport • www.bioport.com.tr • 0 212 272 7577

NobelReplaceTM

Aynı Dilde Düşünür ve Konuşuruz...

Bizi tanıyan müşterilerimiz Littera Çeviri Hizmetleri’ni farklı kılan özelliğimizi de bilirler. Farkımız, işimize dolayısıyla sizin işinize yaklaşım biçimimizdir.

Biz müşterilerimizin bizimle çalışmanın her anından keyif alma-larını isteriz. İşte bu nedenle bizim için çözülemeyecek sorun yok-tur. Genç ve dinamik yapımızla en büyük katma değerimiz müşteri-lerimize yardımcı olmak, onların uluslararası platformda en etkin maliyetle ve en iyi şekilde temsil edilmelerini sağlamak, onlarla açık ve çözüm odaklı bir ilişki geliştirmektir.

Bu değerlerimizi bizimle paylaşan müşterilerimiz için Littera Çe-viri Hizmetleri dünya ile doğru ve kaliteli iletişimin anahtarı ve pro-fesyonel çözüm ortağıdır.Littera Çeviri Hizmetleriwww.litteraceviri.com

Bebeğinizin Geleceği Güvenli Ellerde!

Kök hücreler, vücudumuzda bütün dokuları ve or-ganları oluşturan ana hücrelerdir. Bütün hücreler sınırsız bölünebilme ve kendini yenileme, organ

ve dokulara dönüşebilme yeteneğine sahiptirler. Bu özellikleri bakımından kök hücreler kanser, sinir sistemi hastalıkları (Alz-heimer) ve hasarları, metabolik hastalıklar (Diyabet), organ yetmezlikleri, romatizmal hastalıklar, kalp hastalıkları, kemik hastalıklarının da dahil olduğu toplam 96 farklı hastalığın teda-visine imkan sunmaktadır.İnsan vücudundan en kolay ve acısız elde edilen kök hüc-

reler, doğum anında bebeğin kordon bağından toplanan kor-don kanı kök hücreleridir. Bunun yanı sıra en saf ve temiz hücreler olan kök hücreleri bebeğinizle %100 uyumludur.

LifeCord, Danimarka (Stemcare) ve Belçika’da (Cryo-save) bulunan 2 Kordon Kanı Bankası’nın Türkiye temsicilik-lerini yaparak ailelere tıbben mümkün olan en yüksek kalite ve güvenlik standartlarında kök hücre saklanması için danışman-lık hizmeti sunmaktadır. Bu bankalarda kök hücreler %100 gü-venceyle ömür boyu saklanmaktadır.LifeCord• www.lifecordturkey.com • 0 212 224 9033

Page 9: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

Osseointegrasyonun gelişebilmesi için TiUnite® yüzey ve Groovy™ olukları

Doğal diş köklerinin şeklini taklit eden implant yüzeyi

Üç kanallı iç bağlantı sayesinde güvenli ve doğru protez restorasyonları

Renkli kodlama sayesinde, kullanım kolaylığı ile

hızlı ve kolay parça tanımlaması

Renkli kodlama: Adım adım frez protokolu ile öngörülebilir

cerrahi aşamalar

NobelReplaceTM

Dünyanın en çok kullanılan implant sistemi.*

* Kaynak: Millennium Araştırma Grubu

Çok yönlü kullanım, kullanım kolaylığı ve öngörülebilir başarısı NobelReplaceTM Tapered implantlarının dünyanın en çok kullanılan implant sistemi olmasını sağlamıştır. *NobelReplaceTM Tapered, genel kullanıma uygun, iki parçalı bir implant sistemidir. Bir veya iki aşamalı cerrahi teknik ile hem yumuşak hem sert kemikte, optimal

yerleşme stabilitesine erişilmesine olanak sağlar. NobelReplaceTM Tapered Sistemi, sürekli gelişip yenilenerek, tek dişten daha kompleks çok üyeli endikasyonlara kadar geniş bir alanda, diş hekimlerinin cerrahi ve prostetik beklentilerini kolayca karşılar. İmplant uygulayan diş hekimi ister yeni başlayan, ister deneyimli olsun, NobelReplaceTM Tapered sistemi kullanım

kolaylığı ve sadeliği ile hekimi sisteme bağımlı kılar.Nobel BiocareTM kanıtlanmış diş hekimliği tekniklerinin, lider ve öncü kuruluşudur.Daha fazla bilgi için Nobel BiocareTM

Türkiye tek temsilcisi Bioport Ltd. Şti.’ni 0212 272 7577 numaralı telefondan arayabilirsiniz. www.nobelbiocare.com/nobelreplace

TIUNITE®

YÜZEY İLE 10 YIL

Yeni araştırma sonuçlarıda uzun

dönem stabiliteyi onaylamaktadır.

Page 10: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

10

TREND SAĞLIK

İmplant Uygulamalarında Gelinen Son NoktaDoç. Dr. Tosun TosunDerleyen: Ebru Demirel

Diş implantları ile tek diş kayıplarından birkaç diş eksikliğine veya tüm dişlerin eksik olduğu vakalara kadar her türlü dişsizliğin tedavisi yapılabilmektedir.

Günümüzde 45 yıllık bilimsel geç-mişe sahip olan implant uygulama-larının geldiği son nokta, her türlü

diş eksikliği durumunun diş implantları ile gide-rilmesidir. Kemik hacimlerinin yeterli olmadığı durumlarda dahi çeşitli ileri cerrahi tekniklerin-den yararlanarak implant uygulaması yapılabil-mektedir. “Kemik yapınız müsait değil” açıkla-ması artık tarihe karışmıştır. Büyüme çağındaki genç bireyler ve birkaç istisnai hastalık dışında kalan toplumun büyük çoğunluğuna herhangi bir dişini kaybettiklerinde bunun telafisi olarak birinci sırada implant tedavisi önerilmektedir. Diş implantları ile tek diş kayıplarından birkaç diş eksikliğine veya tüm dişlerin eksik olduğu vakalara kadar her türlü dişsizliğin tedavisi ya-pılabilmektedir. İmplant tedavisinin çeşitli aşa-malarında birçok yenilik yaşanmaktadır.

Flapsız Cerrahi ve NavigasyonSon 10 yılda implant uygulamaları alanında öne çıkan gelişmelerden en dikkat çekeni “navigas-yon“ ya da “guided” (rehberli) olarak adlandırı-lan ve basit tarifi ile “tomografi datası üzerinde yapılan implant tedavi planlamasına uygun bir cerrahi şablon üretilmesi ve cerrahi uygulama-nın bu şablona sadık kalınarak gerçekleştirilme-si” yöntemidir (maalesef genelde zannedildiği gibi robot kullanılmamakta, işlemi bir dişheki-mi gerçekleştirmektedir).

Tekniğin avantajları doğru açı ve konumda kemik anatomisine uygun implant yerleştirmeyi sağlayabilmesi, flap kaldırmaya gerek kalmaksı-zın cerrahi işlemin gerçekleştirilebilmesini mümkün kılmasıdır (bisturi ile çok az bir kesi yapılarak veya hiç kesi yapılmaksızın direkt di-şeti üzerinden frezleme yapılarak implant yer-

leştirilmesi). Normalde dişeti açılarak implant yerleştirilir. Flapsız cerrahi daha az ödem ve ağrı oluşmasını sağlar, yumuşak doku iyileş-mesinin daha kısa sürede gerçekleşmesi sebebi ile de postoperatif enfeksiyon riskini azaltır. Dezavantajları ise tomografi datasındaki hata-lar veya planlamayı yapan kişinin datayı yo-rumlarken yapabileceği hatalar, şablon üretimi sırasında ortaya çıkabilecek üretimden kaynak-lanan veya kullanılan malzemeden kaynakla-nan distorsiyonlar, kontraksiyonlar gibi boyut-sal değişiklikler veya şablonun planlanandan farklı şekilde ağza yerleştirilmesinden kaynak-lanan açısal sapmaların cerrahi uygulama sonu-cunu olumsuz etkilemesidir.

Diş Çekimi ve İmplantGünümüzde diş çekimlerinden sonra implant uygulanması için her vakada beklenilmesi ge-rekmemektedir. Çekilen dişlerdeki enfeksiyon-hasar durumuna göre öncelikle yumuşak doku iyileşmesi beklenerek yara yerleri kapandık-tan sonra implant uygulaması tercih edilir (er-ken implantasyon). Diğer bir yöntem diş çeki-lir çekilmez çekim boşluğunun laser ile de-zenfekte edilmesi ve implant uygulanmasıdır (hemen implantasyon). Çekim sonrası hasarın büyük olduğu bazı vakalarda ise kemik boş-luklarının tekrar kemikle dolması beklenildik-ten sonra implant uygulamasına geçilir (ge-ciktirilmiş implantasyon). Laser ile İmplantLaser kullanarak kemikte implant yuvası hazır-lanması mümkün olmakla birlikte normal uy-gulamaya göre çok daha fazla zaman alması ve henüz standart yuva hazırlama düzeneklerinin geliştirilmemiş olması sebepleri yüzünden uy-gulanmamaktadır. Ancak implant uygulaması öncesinde bölgenin dezenfekte edilmesi amacı

Page 11: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

11

TREND SAĞLIK

Resim 4-5: Tedavi sonrasında kurallara uygun olarak hazırlanan sabit implant-üstü protezlerde diş formları ve dizilişleri doğal görünüme kavuşturularak hem estetik gereksinimler karşılanmış hem de hijyen açısından kolaylık getirilmiştir.

ile laser kullanılmakta böylelikle enfeksiyon bulunan dişli alanlarda dahi çekim sonrası “he-men implant” risksiz hale gelmektedir.

Pürüzlü ve Suyu Seven YüzeylerDiş implantı uygulamaları giderek yaygınla-şırken bu alanda kullanıma giren “pürüzlü” ve “suyu seven” hidrofilik yüzeyli implantlar tedavi başarısını oldukça artırmıştır. Hidrofi-lik implant yüzeyinin en büyük yararı vücu-da yerleştirildiği andan itibaren iyileşmenin başlıyor olmasıdır.

Hidrofilik yüzeyli olmayan titanyum imp-lantlarda ise implant çeperinde oluşan asidik tabakanın vücut tarafından ortadan kaldırılma-sından sonra iyileşme başlamaktadır. Hidrofi-lik implantlar ile implant başarısının artmış ol-masının yanı sıra tedavide toplam bekleme sü-resi de rutin olarak 3 haftaya inmiştir. Bu du-rum hastalar açısından bir an önce yeni dişleri-ne kavuşmada büyük avantaj sağlamaktadır.

Klasik implant tedavisinde ise bekleme sü-releri 3 ile 6 ay arasında değişmektedir. Ayrı-ca hidrofilik yüzey, kemikteki başlangıç stabi-litesi yüksek olan implantlarda hemen aynı se-ansta üzerine kaplama diş takılarak dişin kul-lanıma girmesine de olanak tanımaktadır.

Üst Çene ve SinüslerÜst çenede sinüslerin sarkık olduğu ve dikey yönde çene kemiği yüksekliğinin azaldığı du-rumlarda sinüs boşluğunun bir bölümüne ke-mikleşen malzeme yerleştirilmesi (sinüs lifting) veya çene kemikleri ağız tarafından yukarı öte-lenerek, yükseltilerek (osteotom tekniği ile si-nüs elevasyonu) hacim yaratılmakta ve impant uygulaması olanaklı hale getirilmektedir.

Üst çenede steril şartlarda yerleştirilen implantlar sinüs boşluklarına girseler dahi bir enfeksiyona sebep olmamaktadırlar. Hat-ta İskandinav ekolü, uygulama sırasında si-

nüs tabanındaki sert kemikten de destek alınması (bikortikal ankraj) amacı ile sinüs tabanının kontrollü bir şekilde delinmesini önermektedir. Nadiren daha önceden enfek-siyon bulunan durumlar veya operasyon sı-rasında sterilizasyon zincirinin bozulması komplikasyona yol açabilmektedir.

İmplant Sonrası Bekleme SüresiGünümüzde implant yerleştirildikten sonra ke-miğe kaynaşmayı beklediğimiz iyileşme süre-si açısından 3 tip uygulama yapılmaktadır:

Hemen Yükleme: İmplant üzerine geçici kuron veya köprü ile hemen fonksiyona sokulur ve yumuşak doku iyileşmesinin erken dönemde gerçekleşmesi hedeflenir. 6. haftada ölçü alına-rak asıl protezi yapılır. Hemen yükleme uygula-masının yapılabilmesi için uzun boy ve geniş çapta implant kullanımının gerçekleştirilmesi, yoğun bir kemik zemini ve implantın da yüksek tork ile yerleştirilmiş olması gerekir.

Erken Yükleme: İmplant yerleştirildikten sonra yerleştirme tork değerine göre 4 veya 6 hafta beklenip daha sonra ölçü alınarak protez yapılır, bu süreçte hastaya geçici dişler imal edilerek dişsiz kalmaması sağlanır.

Gecikmiş Yükleme: 3-6 aylık iyileşme sü-relerini öngören tedavi konsepti. Giderek aza-lan oranda kullanılmaktadır.

Dişsizlik Tipine Göre Tedavi Seçenekleriİmplant tedavi adayları 3 kategoride değerlen-dirilirler ve bu kategorilerde farklı kriterlere göre uygulamalar yapılır:

Tek Diş Eksikliği Tedavisi Çenede eksik olan her tek diş yerine bir adet implant yapılabilir. Alternatif tedavi ön ve arkadaki birer dişin küçültülerek 3 üyeli bir köprü yapmaktır. Ancak kullanım süreleri kıyaslandığında implantı hayat boyu kullanabilirsiniz, köprünün ise ortala-ma 12 yıllık bir ömrü vardır. Ayrıca implant yapıldığında ön ve arka dişler doğal halleri ile korunmuş olurlar. Uygulama 2 seçenek dahilinde yapılabilir:

Tek Aşama: 1 hafta içerisinde implan-tasyon ve nihai kuronun (kaplamanın) biti-rilmesi gerekir. İmplantı kemiğe 30New-ton/cm tork ile sıkıştırmak şarttır. Gevşek bir kemik dokusu ile karşılaşılınca 2 aşa-malı yapılmalıdır.

(OLGU 1) Resim 1: Diş implantı uygulamaların-da dişeti görünümünün doğal konturlarda olma-sı estetik başarıyı artıran bir katkı sağlamakta-dır. Bu amaçla dişeti koruyucu ensizyonlar ile çalışılması yararlı olmaktadır.

Resim 2: Komşu dişlerin doğal görünümünden ayırt edilemeyen bir implant uygulaması. Beyaz estetiğin (diş formu) pembe estetik (dişeti kontur-ları) ile desteklendiği ve birbirlerini tamamlayan ögelerin uyumu ile sağlanan estetik görüntü.

(OLGU 2) Resim 3: Alt ve üst çenesinde dişleri bu-lunmayan vakaya uygulanmış olan sabit protez-lerin estetik görünüm eksikliği ve temizleme-bakım güçlüğünün olduğu saptanmıştır.

Page 12: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

12

TREND SAĞLIK

(OLGU 4) Resim 8-9: Alt keser dişler diş imp-lantları ve zirkonyum oksit dişler ile telafi edil-miştir.

2 Aşama: İmplant yerleştirilmesi, en az 1 ay-4 ile 6 hafta arası iyileşme... İmplant doku altında uykuya bırakılır, iyileşme süresi iş yo-ğunluğuna göre daha da uzun tutulabilir. İyileş-me sonunda kuronun bitirilmesi.

Kısmi Diş EksikliğiKısmi dişsizlikte de tek dişlerde olduğu gibi uygulama 2 seçenek dahilinde yapılabilir:

Tam Dişsizlik TedavisiAlt ve üst çenelerden herhangi birinde hiç diş olmadığı zaman çene başına en az 4 adet imp-lant ile sabit protez yapılabilir. Ancak erken veya geç dönemlerde ortaya çıkabilecek imp-lant kayıplarının tedavi planını etkilememesi için sayının daha fazla olması tercih edilir ve genellikle 6 adet, bazen 8 ve 10 adet implant ile yapılan uygulamalar da vardır. İmplant sayısını artırmak proteze gelen yükle-

ri daha çok dayanağa dayamak ve dayanaklar (implantlar) etrafındaki kemikte rezorbsiyon (erime) olmasını engellemeye yöneliktir. Daya-

nak sayısını fazla tutmanın bir diğer gereği de çene kemiğinin anatomik özelliği sebebi ile bazı vakalarda uzun boyda implant kullanamama du-rumudur. Kısa implantların kullanılması duru-munda dayanak sayısını artırarak denge kurul-maya çalışılır. Bir diğer sebep kişinin diş sıkma (bruksizm) alışkanlığının olmasıdır. Brukso-manlarda implantlara çok yük geleceği için da-yanak sayısını artırmakta yarar vardır. İster sabit ister hareketli çözümler hedefleniyor olsun, tam dişsizlik durumunun implantlar ile tedavisinin hiçbir aşamasında hasta protezsiz bırakılmaz. İmplant tedavisi, nihayetinde kemik hücre-

lerinin titanyum yüzeyler ile kaynaşmasını he-defleyen ve bu nedenle kemik hücrelerine za-rar vermeden uygulanması gereken, oldukça hassas ve bu nedenle de hasta açısından “hafif” bir uygulama biçimidir. İmplant cerrahisi ku-rallarına uygun bir biçimde gerçekleştirildiğin-de “tereyağından kıl çeker gibi” yapılan bir uy-gulamadır ve hasta açısından oldukça konfor-ludur. Sonunda da rahat yemek yeme olanağı sunduğu için yaşam kalitesini artıran kalıcı bir tedavi alternatifidir. Hiç dişi olmayan hasta-larda 2 tip uygulama yapılır:

Hareketli ProtezDişsiz alt çeneye veya üst çeneye ikişer imp-lant (toplam 4) yerleştirip en az 4-6 hafta bek-ledikten sonra yeni alt ve üst damaklar hazırla-yarak implantlar proteze bağlanır. Bu protezle-ri hasta istediği zaman kendisi çıkartabilir. “Overdenture” adı verilen bu tip protezler gö-rünüş ve hacim olarak tam damaklar gibidirler ancak implantlardan destek aldıkları için ye-mek yerken yerinden çıkmak gibi bir problemi ortadan kaldırırlar ve sabit diş gibi davranırlar. Eğer hasta üst çene protezinizin vakumundan memnun ise sadece alt çene uygulaması da ye-terli olabilir ki daha ekonomik bir çözüm alter-natifi olarak değerlendirebilir.

Alt Çenede Hiç Dişi Bulunmayan Vaka-larda “Hemen İmplant” Uygulaması: 4 adet implantın yerleştirilmesini takiben aynı seansta mevcut alt çene “total protez”e (total protez=tam damak) implantların bağlanması ile çiğneme fonksiyonuna başlanmasını içerir. Tek seansta gerçekleştirilebilen bu uygulama için hastanın mevcut ve iyi durumda bir alt çene protezinin bulunması gereklidir. Yok ise protez imali için ilave bir sürece ihtiyaç vardır.

Sabit Protez Sadece tek bir dişsiz çenede (alt veya üst çene) sabit köprü yapmak için 6 adet implant yerleşti-rilir, 6 hafta sonra ölçü alınarak 2 hafta içerisin-de 14 adet sabit dişli köprü protezi uygulanır.

Hiç Dişi Bulunmayan Vakalarda 4 Adet “Hemen İmplant” ile “Hemen Yükleme” Uy-gulanan Sabit Protez (All on Four Konsepti): 4 adet implantın yerleştirilmesini takiben aynı seansta mevcut alt çene “total protez”ine (total protez=tam damak) implantların sabit bir şekil-de bağlanması ile çiğneme fonksiyonuna baş-lanmasını içerir. Tek seansta gerçekleştirilebilen bu uygulama için hastanın mevcut bir alt çene protezinin bulunması gereklidir. Modifiye edil-miş tam damak ile geçen 6 haftalık bir iyileşme süresinin sonunda asıl sabit protez üretilir.

Özetle implant tedavilerinde gelinen son noktada yüzey özellikleri geliştirilmiş implant-lar, navigasyon yöntemleri ile hemen implant ve hemen yükleme uygulamaları altında kulla-nılarak tedavi süreleri çok kısaltılmaktadır.

Doç. Dr. Tosun Tosun, 1989 yılında İ. Ü. Dişhekimliği Fakültesi’nden mezun oldu. 1992-93 yıllarında Padova Üniversitesi’nde staj yaptı. 1990-97 yılları arasında İ. Ü. Dişhekimliği Fakültesi Oral İmplantoloji Anabilim Dalı’nda doktora yaptı. Aynı anabilim dalında 1990-2002 yılları arasında araştırma görevlisi olarak çalıştı. 2003’te doçent oldu. 2009 yılında İngiltere Reading’deki DBK Training Institute’de Botulinum Toxin Proficiency sertifikası aldı. 2009-2011 yılları arasında Aachen Üniversitesi’nde dental laserler üzerine mastership yaptı. 2011 güz döneminden itibaren Genova Üniversitesi laser master programında sözleşmeli öğretim görevlisi olarak çalışmakta, İstanbul’daki muayenehane-sinde serbest dişhekimi olarak implant, periodon-toloji, prostodonti, ağız cerrahisi, laser, mikroskop dişhekimliği ve estetik dişhekimliği ile perioral medikal estetik uygulamaları yapmaktadır. [email protected]

fgmbi

SSsrd

(OLGU 3) Resim 6-7: Kronik dişeti hastalığı olan vakada sol alt kesici dişlerin kemik desteğini kay-bettikleri için hareketli durumda oldukları ve bu dişler etrafında 5 mm derinliğinde cepler bulun-duğu saptanmıştır. Klinik bulguların radyografi ile de teyit edildiği vakada tedavi başarısı düşük olan bu dişlerin çekilmesine ve implant uygulan-masına karar verilmiştir.

Page 13: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011
Page 14: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

14

AĞIZ SAĞLIĞI

Oral İmplantolojide Başarı ve Dikey Limitler

Sürekli gelişen ve yenilenen teknolo-jinin ışığında ortaya çıkan yeni te-davi imkanlarını hastalarımıza tam

ve etkin bir şekilde sunmak hekim olarak biz-lerin görevi olduğu kadar modern tıbbın da bir gereğidir.

Profesör Branemark ve Andre Schroder’in temellerini attığı dental implantlar o tarihten bu yana pek çok araştırma ve deneyin konusu olmuş, dişhekimliği biliminde kabul görmüş ve giderek artan bir şekilde kullanılmaya başlanmışlardır.

Temellerinin atıldığı yıllarda uygulama alanları kısıtlı olan ve hekimlerin şüpheyle yaklaştığı bir tedavi yöntemi olan dental imp-lantlar, günümüzde oral cerrahide sıkça baş-vurulan ve son derece başarılı sonuçları olan

İmplantın iyi bir tedavi yöntemi olduğu bir gerçektir ancak unutulmamalıdır ki her vaka kendine özgüdür ve hekimin tedaviye bakış açısı her hastada farklı olmalıdır.

bir uygulama haline gelmiştir. Fonksiyon ve estetik bakımından alternatiflerine kıyasla sonuçları daha tatminkar olan ve uzun dönem başarısı kanıtlanmış olan dental implant uygulamalarında halen tam olarak bilinme-yen ya da gözden kaçırılan bazı unsurlar mevcuttur.

İmplantın iyi bir tedavi yöntemi olduğu bir gerçektir. Ancak unutulmamalıdır ki her vaka kendine özgüdür ve hekimin tedaviye bakış açısı her hastada farklı olmalıdır. Bazı durumlarda implant cerrahisinin yanı sıra bir takım ileri cerrahi tekniklere başvurulması gerekirken bazı durumlarda ise implant uygulamasının kontrendike olduğu kabul edilmelidir. Kısacası hekim, hangi vakaya nasıl yaklaşacağını ve nerede duracağını

Prof. Dr. Hakan ÖzyuvacıDerleyen: Ebru Demirel

Page 15: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

EYLÜL 2011

15

AĞIZ SAĞLIĞI

bilmelidir. Çok çeşitli nedenlere bağlı olarak meydana gelebilmekte olan diş eksiklikleri-nin giderilmesi için farklı tedavi seçenekleri söz konusudur. Konvansiyonel sabit köprü-lerin ya da hareketli protezlerin yanı sıra implant destekli restorasyonlar uzun ömürlü, başarılı ve öngörülebilir bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

İmplant cerrahisi öncesi hasta 3 açıdan değerlendirilmelidir:

• Sistemik• Lokal• SosyalTüm cerrahi işlemlerde olduğu gibi dental

implant cerrahisini de kontrendike kılan bir takım hastalıklar (neoplastik lezyonların varlı-ğı, immun sistemin güçsüz oluşu ya da bazı

Risk Faktörleri!• Neoplastik lezyonların varlığı• AIDS• Sentetik kalp kapağı taşıyan hastalar• Akut enfeksiyon varlığı• Kan hastalıkları• Psikolojik problemlerin varlığı ve hasta ile kooperasyon kurulamaması• Diyabet• Radyoterapi ve kemoterapi• Alkolizm ve sigara kullanımı• Mukozada lezyonların varlığı• Oral hijyenin yetersiz olması• Bruksizm ve parafonksiyonel alışkanlıklar

• 1964 İstanbul’da doğdu.

• 1982 Etiler Lisesi’nden mezun oldu.

• 1982-1987 İ. Ü. Dişhekimliği Fakültesi

• 1987-1992 İ. Ü. Dişhekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene

Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı’nda asistanlık,

1992 “Hidroksilapatit Yerleştirilmesinden Sonra Kemik

Yapısındaki Biyomekanik ve Histolojik Değişikliklerin

Deneysel İncelenmesi” konulu tezini vererek

doktorasını tamamladı.

• 1996 Doçentlik unvanını kazandı.

• 2006 Profesör unvanını kazandı.

• Yabancı Dil: İngilizce

• Üye Olduğu Kuruluşlar: Türk Dişhekimleri Birliği,

Türk Oral İmplantoloji Derneği, Türk Oral ve Maksil-

lofasiyal Cerrahi Derneği, Türk Endodonti Derneği,

Osseointegrasyon Akademisi Derneği

• TeamWork Türkiye ve Dental Dialog Dergileri’nin

editörüdür.

• 70’in üzerinde ulusal ve uluslararası dergide yayınlanmış

makalesi bulunmaktadır. İmplantoloji konusunda ulusal

ve uluslararası toplantılarda pek çok konferans vermiş ve

kurslarda eğitmen olarak görev almıştır.

• 2008 yılından itibaren - BDIZ-EDI (Bundesverband

der implantologisch tatigen Zahnarzte in Europe) -

Avrupa İmplantoloji Birliği Türkiye Temsilciliği görevini

gerçekleştirmektedir.

• İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ağız,

Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı’nda

öğretim üyesi olan Prof. Dr. Hakan Özyuvacı 2006

yılında açmış olduğu Dental Forum İstanbul adlı ağız,

diş, çene cerrahisi ve implantoloji kliniğinde çalışmaya

devam etmektedir.

kalp hastalıkları vb.) mevcuttur. Ancak heki-me her zaman sistemik durumu çok iyi olan hastalar gelmez. İşte böyle durumlarda hekim gerekirse diğer branşlarla konsültasyona gide-rek hastanın tedavisini planlamalı ve doğru tedaviyi gerçekleştirmelidir.

Lokal faktörler ile anlatılmak istenen implant uygulanacak olan bölgenin konumu, o bölgede-ki kemik dokusunun ve yumuşak dokunun kalitesi ve hacmidir. Gerekirse implant cerrahisi öncesi ilgili bölgenin rekonstrüksiyonu gerçek-leştirilmelidir. Başarılı bir sonuç için hem

yumuşak hem de sert dokuların optimum özel-liklere sahip olması gerekmektedir.

İmplant uygulaması uzun süreli bir tedavi yöntemidir ve hastanın kooperasyonu çok önemlidir. Hasta seçimi titizlikle yapılmalı ve sosyal faktörler de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

Sonuç olarak hekim her zaman öncelikle hastasına zarar vermemesi gerektiğini hatır-lamalıdır. Bizleri değerli kılan öncelikle yapabileceklerimizin sınırını bilmek ancak bir yandan da ufkumuzu genişletmektir.

Prof. Dr. Hakan Özyuvacı kimdir?

Page 16: Diş Dostu Dergisi Eylül 2011

© MIS Corporation. All rights Reserved.

Tekdiş rekonstrüksiyonları, vidalı veya simante köprü sistemi ve total protez uygulamalarında ihtiyacınız olan her çözüm MIS İmplant sisteminin geniş ürün yelpazesinde mevcuttur. Aynı zamanda MIS İmplantları her tür cerrahi ve kemik augmentasyonu uygulamalarında kullanılabilir. Tüm implantlar uluslararası standartlara uygun; ISO, FDA ve CE onaylarına sahiptir. İmplantlar biyolojik olarak uyumluluğu kanıtlanmış titanyum malzemeden üretilmekte, yüzey pürüzlülüğü kumlama ve asitleme tekniği ile sağlanmaktadır.

İmplant Çeşitleri.

MIS’ in geniş ürün yelpazesinde implant cerrahisinde karşınıza çıkabilecek her türlü zor durumda yaratıcı ve kolay çözümler sağlayacak cerrahi kitler ve araparçalar mevcuttur. Daha fazla bilgi için web sayfamızı ziyaret ediniz: www.mis-implants.com ; www.misdent.com.tr

ISO 9001:2000, ISO 13485:20030483, DENT

YENİ ÜRÜNLER

poration. All rights Reserved.

kanıtlanmış titanyum malzemeden üretilmekte, yüzey pürüzlülüğükumlama ve asitleme tekniği ile sağlanmaktadır.