cdn.islamansiklopedisi.org.tr · 2020. 9. 17. · ayýnda bu görevden ayrýlýp baðdat mer- ......

2
612 YÛNUS VEHBÝ EFENDÝ 1873 Mayýsýnda Muallimhâne-i Nüvvâb müdürlüðünden ayrýlmasýnýn ardýndan Ý‘lâ- mât-ý Þer‘iyye Müdüriyeti mümeyyizliðine getirildi. Temmuz 1873’te terfi edip reîsül- müsevvidîn (sermüsevvid) oldu. Eylül 1874’- te Ýstanbul kadýlýðý müsteþarlýðý görevine tayin edildi. 1875 Kasým sonundan itiba- ren bir yýl süreyle uhdesine bilâd-ý mah- recden Halep mevleviyeti verildi. Haziran 1876’da Ýstanbul kadýlýðý müsteþarlýðýndan ayrýldý ve yaklaþýk bir ay sonra Emvâl-i Ey- tâm Dairesi müdürlüðüne getirildi. Eylül ayýnda bu görevden ayrýlýp Baðdat mer- kez niyâbet-i þer‘iyyesiyle görevlendirildi, buna ilâveten müfettiþ-i hükkâm ve dîvân-ý temyîz reisliði yaptý. Kasým 1876’da Halep mevleviyetinden, Þubat 1879’da Baðdat ni- yâbetinden ayrýldý. Aðustos 1879’dan Ni- san 1880’e kadar Ýzmir nâibliði ve mahke- me-i bidâyet reisliði yaptý. Mayýs 1880 Nisan 1882 arasýnda Yanya niyâbeti ve is- tînâf-ý hukuk riyâseti görevinde bulundu. Temmuz 1882 – Haziran 1884 tarihlerinde Kudüs niyâbet-i þer‘iyyesi ve bidâyet reis- liðini üstlendi. Temmuz 1884’ten itibaren uhdesine bir yýl süreyle bilâd-ý hamseden Edirne mevleviyeti verildi. Mart 1885’te Ankara niyâbet-i þer‘iyyesiyle istînâf riyâ- setine tayin edildi. Otuz ay sürdürdüðü bu görevi esnasýnda Bektaþî Dergâhý’nýn ýslahýna memur edildi. Temmuz 1885’te mevleviyetten ve Haziran 1887’de niyâ- betten ayrýldý. Ayný yýlýn Eylülünde Mekke kadýlýðýna tayin edildi. Bir yýl sonra hiz- metini tamamlayarak Mekke kadýlýðýndan ayrýldý ve rütbesi Ýstanbul pâyesine yük- seltildi. Haziran 1889’da Evkaf-ý Hümâyun mü- fettiþliðine getirilen Yûnus Vehbi Efendi, Aðustos 1890’da bu görevden ayrýldý. Mec- lis-i Tedkýkat-ý Þer‘iyye âzasý iken Haziran 1892’de Edirne merkez niyâbet-i þer‘iyye- sine tayin edildi. Mayýs 1894’te bu görev- den ayrýlarak Mayýs 1895’te Beyrut vilâ- yeti merkez niyâbet-i þer‘iyyesine getiril- di ve Aðustos 1897’ye kadar bu görevini sürdürdü. Ocak 1898’de ikinci defa Mec- lis-i Tedkýkat-ý Þer‘iyye âzalýðýna tayin edil- di ve Mayýs 1898 tarihinde uhdesine Ana- dolu kazaskerliði pâyesi verildi. Aðustos 1904’te ikinci defa Mekteb-i Nüvvâb mü- dürlüðüne getirildi. Aðustos 1908’de Mek- teb-i Nüvvâb müdürlüðünden, 4 Nisan 1909’da Meclis-i Tedkýkat-ý Þer‘iyye âzalý- ðýndan ayrýldý. Eylül 1909’da emekliye sev- kedildi. Vehbi Efendi, Ýstanbul Müftülüðü Meþihat Arþivi’nde bulunan þahsî sicil dos- yasýna göre 27 Ramazan 1331 (30 Aðustos 1913) tarihinde vefat etti. Bilmen’in 1322’- de (1904) öldüðü ve Fâtih Camii bahçesin- de defnedildiði þeklinde verdiði bilgi doð- ru deðildir. Mezarý Eyüp’te eski adý Boyacý sokak olan Sultan Reþad caddesi üzerin- deki Canan Haným Türbesi’nin arkasýnda yer alýr. Mezar taþýnda, “Ecille-i ricâl-i ilmiy- yeden ve Mecelle-i Ahkâm-ý Adliyye’yi tanzim eden fühûl-i fukahâdan Kazasker el-Hâc Yûnus Vehbi Efendi 1331 senesi Ra- mazân-ý þerifinde leyle-i celîle-i Kadir’de bârgâh-ý ehadiyyete tevdî-i rûh etmiþtir” ibaresi yazýlýdýr. Arapça ve Farsça’yý çok iyi bilen Yûnus Vehbi Efendi’nin Dürerü’l-¼ikem fî es- râri menâsiki’l-¼ac li’l-Beyti’l-¼arem adlý küçük hacimli bir eseri vardýr (Ýstan- bul 1318, 1320). Edirne merkez nâibi iken bizzat kaleme aldýðý hal tercümesinde dört defa hacca gittiðini kaydeden müellif bu eserinde daha çok Kâbe’nin ve Harem’in YÛNUS VEHBÝ EFENDÝ (1837-1913) Osmanlý âlimi, Mecelle-i Ahkâm-ý Adliyye Heyeti üyesi. ˜ Rize’ye baðlý Velâ (Vilâ) köyünde (günü- müzde Gündoðdu beldesine baðlý Veliköy) doðdu. Emîr Ahmedoðullarý’ndan Hacý Ha- tib Mehmed Efendi’nin oðludur. Babasý- nýn Kayserili olduðu ve 1248’de (1832) Ýs- tanbul’da doðduðu yolunda Ömer Nasuhi Bilmen tarafýndan verilen bilgi hatalýdýr. Babasýna nisbetle evlâd-ý Hatibzâdeler di- ye bilinen aileden çok sayýda devlet ada- mý ve âlim yetiþmiþtir. Yûnus Vehbi Efen- di köyünde baþladýðý tahsiline Rize, Kon- ya ve Kayseri’de devam etti. Ardýndan git- tiði Ýstanbul’da eðitimini Fâtih medrese- lerinde sürdürdü. Arnavut Hoca Ali Efen- di ile Maðribî Muhaddis Þeyh Kasým Efen- di’nin derslerine girdi ve her ikisinden icâ- zet aldý. Bilmen, Yûnus Vehbi Efendi’nin tahsilini tamamladýktan sonra Isparta ka- dýlýðýna tayin edildiðini belirtirse de kayýt- larda böyle bir bilgi yer almamaktadýr. Ter- cüme-i hâl varakasýnda 1859’da imtihan- la “tarîk-i kudâta dahil olduðu” kaydedil- mekle beraber dosyasýndaki evrakta da- ha sonra yapýlan incelemede bu kayda rast- lanmadýðý anlaþýlmaktadýr. Vehbi Efendi 1861’de Fetvâhâne-i Âlî’nin fetva odasýn- da müsevvid olarak göreve baþladý. 1863’- te Mekke-i Mükerreme bab niyâbetine ta- yin edildi, ayný yýl kendisine ibtidâ-i hâric rütbesiyle Ýstanbul müderrisliði de tevcih edildi. 1865’te Mekke-i Mükerreme bab ni- yâbetinden ayrýlýp Ýstanbul’a döndü ve Fet- vâhâne-i Âlî’de müsevvidliðe devam etti. Ertesi yýl bu görevi yanýnda Ý‘lâmât-ý Þer‘iy- ye Müdüriyeti mümeyyiz muavinliðine ge- tirildi ve kendisine müderrislik maaþý tah- sis edildi. 1868’de ayrýca Muallimhâne-i Nüvvâb (Mekteb-i Kudât) müdürlüðüne ta- yini yapýldý ve Meclis-i Ýntihâb-ý Hükkâm üyesi oldu. Ayný yýl Mecelle-i Ahkâm-ý Ad- liyye’yi hazýrlamak için oluþturulan heyet- te görevlendirildi. Buradaki görevi beþ yýl kadar sürdü. Mecelle’nin beþinci kitabýn- dan itibaren “Kitâbü’r-Rehn, Kitâbü’l-Emâ- nât, Kitâbü’l-Hibe ve Kitâbü’l-Gaþb ve’l-it- lâf” baþlýklý bölümlerin yazýmýna katýldý. Beþinci kitabýn sonunda “müdîr-i Mek- teb-i Nüvvâb”, altý, yedi ve sekizinci kitap- larýn sonunda “müdîr-i Muallimhâne-i Nüv- vâb” unvanýyla imzasý vardýr. “Kitâbü’l-Ve- dîa”yý hazýrlayan heyette de yer aldýðý kay- dedilir. Yûnus Vehbi Efendi Yûnus Vehbi Efendi’nin mezar taþý – Eyüp / Ýstanbul

Upload: others

Post on 26-Jan-2021

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • 612

    YÛNUS VEHBÝ EFENDÝ

    1873 Mayýsýnda Muallimhâne-i Nüvvâbmüdürlüðünden ayrýlmasýnýn ardýndan Ý‘lâ-mât-ý Þer‘iyye Müdüriyeti mümeyyizliðinegetirildi. Temmuz 1873’te terfi edip reîsül-müsevvidîn (sermüsevvid) oldu. Eylül 1874’-te Ýstanbul kadýlýðý müsteþarlýðý görevinetayin edildi. 1875 Kasým sonundan itiba-ren bir yýl süreyle uhdesine bilâd-ý mah-recden Halep mevleviyeti verildi. Haziran1876’da Ýstanbul kadýlýðý müsteþarlýðýndanayrýldý ve yaklaþýk bir ay sonra Emvâl-i Ey-tâm Dairesi müdürlüðüne getirildi. Eylülayýnda bu görevden ayrýlýp Baðdat mer-kez niyâbet-i þer‘iyyesiyle görevlendirildi,buna ilâveten müfettiþ-i hükkâm ve dîvân-ýtemyîz reisliði yaptý. Kasým 1876’da Halepmevleviyetinden, Þubat 1879’da Baðdat ni-yâbetinden ayrýldý. Aðustos 1879’dan Ni-san 1880’e kadar Ýzmir nâibliði ve mahke-me-i bidâyet reisliði yaptý. Mayýs 1880 –Nisan 1882 arasýnda Yanya niyâbeti ve is-tînâf-ý hukuk riyâseti görevinde bulundu.Temmuz 1882 – Haziran 1884 tarihlerindeKudüs niyâbet-i þer‘iyyesi ve bidâyet reis-liðini üstlendi. Temmuz 1884’ten itibarenuhdesine bir yýl süreyle bilâd-ý hamsedenEdirne mevleviyeti verildi. Mart 1885’teAnkara niyâbet-i þer‘iyyesiyle istînâf riyâ-setine tayin edildi. Otuz ay sürdürdüðübu görevi esnasýnda Bektaþî Dergâhý’nýnýslahýna memur edildi. Temmuz 1885’temevleviyetten ve Haziran 1887’de niyâ-betten ayrýldý. Ayný yýlýn Eylülünde Mekkekadýlýðýna tayin edildi. Bir yýl sonra hiz-metini tamamlayarak Mekke kadýlýðýndanayrýldý ve rütbesi Ýstanbul pâyesine yük-seltildi.

    Haziran 1889’da Evkaf-ý Hümâyun mü-fettiþliðine getirilen Yûnus Vehbi Efendi,Aðustos 1890’da bu görevden ayrýldý. Mec-lis-i Tedkýkat-ý Þer‘iyye âzasý iken Haziran1892’de Edirne merkez niyâbet-i þer‘iyye-sine tayin edildi. Mayýs 1894’te bu görev-den ayrýlarak Mayýs 1895’te Beyrut vilâ-yeti merkez niyâbet-i þer‘iyyesine getiril-di ve Aðustos 1897’ye kadar bu görevini

    sürdürdü. Ocak 1898’de ikinci defa Mec-lis-i Tedkýkat-ý Þer‘iyye âzalýðýna tayin edil-di ve Mayýs 1898 tarihinde uhdesine Ana-dolu kazaskerliði pâyesi verildi. Aðustos1904’te ikinci defa Mekteb-i Nüvvâb mü-dürlüðüne getirildi. Aðustos 1908’de Mek-teb-i Nüvvâb müdürlüðünden, 4 Nisan1909’da Meclis-i Tedkýkat-ý Þer‘iyye âzalý-ðýndan ayrýldý. Eylül 1909’da emekliye sev-kedildi. Vehbi Efendi, Ýstanbul MüftülüðüMeþihat Arþivi’nde bulunan þahsî sicil dos-yasýna göre 27 Ramazan 1331 (30 Aðustos1913) tarihinde vefat etti. Bilmen’in 1322’-de (1904) öldüðü ve Fâtih Camii bahçesin-de defnedildiði þeklinde verdiði bilgi doð-ru deðildir. Mezarý Eyüp’te eski adý Boyacýsokak olan Sultan Reþad caddesi üzerin-deki Canan Haným Türbesi’nin arkasýndayer alýr. Mezar taþýnda, “Ecille-i ricâl-i ilmiy-yeden ve Mecelle-i Ahkâm-ý Adliyye’yitanzim eden fühûl-i fukahâdan Kazaskerel-Hâc Yûnus Vehbi Efendi 1331 senesi Ra-mazân-ý þerifinde leyle-i celîle-i Kadir’debârgâh-ý ehadiyyete tevdî-i rûh etmiþtir”ibaresi yazýlýdýr.

    Arapça ve Farsça’yý çok iyi bilen YûnusVehbi Efendi’nin Dürerü’l-¼ikem fî es-râri menâsiki’l-¼ac li’l-Beyti’l-¼aremadlý küçük hacimli bir eseri vardýr (Ýstan-bul 1318, 1320). Edirne merkez nâibi ikenbizzat kaleme aldýðý hal tercümesinde dörtdefa hacca gittiðini kaydeden müellif bueserinde daha çok Kâbe’nin ve Harem’in

    – —YÛNUS VEHBÝ EFENDÝ

    (1837-1913)

    Osmanlý âlimi,Mecelle-i Ahkâm-ý Adliyye

    Heyeti üyesi.˜ ™

    Rize’ye baðlý Velâ (Vilâ) köyünde (günü-müzde Gündoðdu beldesine baðlý Veliköy)doðdu. Emîr Ahmedoðullarý’ndan Hacý Ha-tib Mehmed Efendi’nin oðludur. Babasý-nýn Kayserili olduðu ve 1248’de (1832) Ýs-tanbul’da doðduðu yolunda Ömer NasuhiBilmen tarafýndan verilen bilgi hatalýdýr.Babasýna nisbetle evlâd-ý Hatibzâdeler di-ye bilinen aileden çok sayýda devlet ada-mý ve âlim yetiþmiþtir. Yûnus Vehbi Efen-di köyünde baþladýðý tahsiline Rize, Kon-ya ve Kayseri’de devam etti. Ardýndan git-tiði Ýstanbul’da eðitimini Fâtih medrese-lerinde sürdürdü. Arnavut Hoca Ali Efen-di ile Maðribî Muhaddis Þeyh Kasým Efen-di’nin derslerine girdi ve her ikisinden icâ-zet aldý. Bilmen, Yûnus Vehbi Efendi’nintahsilini tamamladýktan sonra Isparta ka-dýlýðýna tayin edildiðini belirtirse de kayýt-larda böyle bir bilgi yer almamaktadýr. Ter-cüme-i hâl varakasýnda 1859’da imtihan-la “tarîk-i kudâta dahil olduðu” kaydedil-mekle beraber dosyasýndaki evrakta da-ha sonra yapýlan incelemede bu kayda rast-lanmadýðý anlaþýlmaktadýr. Vehbi Efendi1861’de Fetvâhâne-i Âlî’nin fetva odasýn-da müsevvid olarak göreve baþladý. 1863’-te Mekke-i Mükerreme bab niyâbetine ta-yin edildi, ayný yýl kendisine ibtidâ-i hâricrütbesiyle Ýstanbul müderrisliði de tevcihedildi. 1865’te Mekke-i Mükerreme bab ni-yâbetinden ayrýlýp Ýstanbul’a döndü ve Fet-vâhâne-i Âlî’de müsevvidliðe devam etti.Ertesi yýl bu görevi yanýnda Ý‘lâmât-ý Þer‘iy-ye Müdüriyeti mümeyyiz muavinliðine ge-tirildi ve kendisine müderrislik maaþý tah-sis edildi. 1868’de ayrýca Muallimhâne-iNüvvâb (Mekteb-i Kudât) müdürlüðüne ta-yini yapýldý ve Meclis-i Ýntihâb-ý Hükkâmüyesi oldu. Ayný yýl Mecelle-i Ahkâm-ý Ad-liyye’yi hazýrlamak için oluþturulan heyet-te görevlendirildi. Buradaki görevi beþ yýlkadar sürdü. Mecelle’nin beþinci kitabýn-dan itibaren “Kitâbü’r-Rehn, Kitâbü’l-Emâ-nât, Kitâbü’l-Hibe ve Kitâbü’l-Gaþb ve’l-it-lâf” baþlýklý bölümlerin yazýmýna katýldý.Beþinci kitabýn sonunda “müdîr-i Mek-teb-i Nüvvâb”, altý, yedi ve sekizinci kitap-larýn sonunda “müdîr-i Muallimhâne-i Nüv-vâb” unvanýyla imzasý vardýr. “Kitâbü’l-Ve-dîa”yý hazýrlayan heyette de yer aldýðý kay-dedilir.

    Yûnus

    Vehbi

    Efendi

    Yûnus Vehbi

    Efendi’nin

    mezar taþý –

    Eyüp /

    Ýstanbul

  • 613

    bý dolayýsýyla Sadrazam Cevat Paþa’nýn tav-siyesi üzerine Rüsûmat Ýdaresi’ne öncememur, ardýndan evrak müdürü tayin edil-di. 1892’de Ýstanbul’a gelen Cemâleddîn-iEfganî’nin sohbetlerine katýldý, bazý fikir-lerinden istifade etti. 1897 Osmanlý-YunanMuharebesi sýrasýnda aralarýnda “Anado-lu’dan Bir Ses yahut Cenge Giderken” ad-lý þiirin de bulunduðu, hece vezni ve sadebir Türkçe ile þiirler yazmaya baþladý. Mil-lî duygularý herkesin kolayca anlayabilece-ði bir dille ifade ettiði þiirleri devrin edebi-yat çevrelerinde büyük ilgi gördü. 1898’debu þiirlerini Recâizâde Mahmud Ekrem,Abdülhak Hâmid (Tarhan), Þemseddin Sâ-mi, Rýza Tevfik (Bölükbaþý), Fazlý Necib’intakrizleri ve saray ressamý Zonaro’nun re-simleriyle birlikte Türkçe Þiirler adýyla ki-tap halinde yayýmladý.

    1907’de Ýttihat ve Terakkî Cemiyeti’negirdi, ayný yýl Erzurum Rüsûmat nâzýrlýðý-na tayin edildi. 1908’de II. Meþrutiyet’inilânýndan sonra görevi Trabzon’a alýndý.31 Mart olayýnýn ardýndan Bahriye Nezâ-reti müsteþarlýðýna getirildi; Ekim 1909’-da Hicaz valisi oldu. Ancak Mekke EmîriÞerîf Hüseyin’le anlaþmazlýða düþünce gö-revi Sivas valiliðine nakledildi (Mayýs 1910).Saðlýk sebepleri yüzünden bir süre sonraistifa edip Ýstanbul’a döndü (Ocak 1911).Resmî kuruluþu bir yýl sonra gerçekleþen,ancak fiilen Temmuz 1911’de kurulan TürkOcaðý derneðinin geçici idare heyeti baþ-kanlýðýna seçildi. Aðustos 1911’de Erzurumvali vekilliðine getirildi ve ertesi yýl emek-liye ayrýldý. 1913’te Musul’dan mebus se-çildi. 17 Aralýk 1914’te “Türkler’in ilk büyükmillî þairi” tanýtýmýyla Türk Ocaðý tarafýn-dan adýna büyük bir tören düzenlendi. Ça-nakkale savaþlarý sýrasýnda kurulan Ýstan-bul Hey’et-i Edebiyyesi ile birlikte savaþalanýna gitti ve askerin mâneviyatýný yük-selten konuþmalar yaptý. Mütarekenin ar-dýndan Ýstanbul’un iþgali üzerine bazý ar-

    kadaþlarýyla birlikte Ankara’ya gitti (Nisan1921). Millî Mücadele devam ederken hal-ka ve orduya moral verici konuþmalar yap-mak için Mehmed Âkif (Ersoy) ve Sâmih Ri-fat’la birlikte Anadolu’ya gönderildi. Cum-huriyet’in ilâný üzerine Þarkîkarahisar (1923)ve Þebinkarahisar’dan (1927) mebus seçil-di. 1930’da kurulan Serbest CumhuriyetFýrkasý’na katýldý. Daha sonra Urfa (1932)ve Ýstanbul’dan (1943) milletvekili seçildi.14 Ocak 1944’te vefat etti ve ZincirlikuyuAsrî Mezarlýðý’na defnedildi.

    Türk edebiyatý tarihinde daha çok Mil-lî Edebiyat akýmýna yol açtýðý kaydedilen“Anadolu’dan Bir Ses yahut Cenge Gider-ken” adlý þiiriyle tanýnan Mehmet Emin,aslýnda bir halk çocuðu olup edebî zevki-ni küçük yaþta babasýndan dinlediði halkhikâyelerinden edinmiþtir. Nitekim, “BenÝstanbul lehçesini anamdan, babamdan,sonra Anadolu lehçesini karýmdan öðren-dim; onun saf ve asil ruhunun kaynakla-rýndan Türklük aþkýnýn kevserini içtim” de-miþtir. Mehmet Emin’in yetiþmesinde et-kili olan diðer bir isim Cemâleddîn-i Efga-nî’dir. Ýslâm âlemini yok etmeye çalýþan Ba-tý emperyalizmine karþý mücadele edenEfganî, gezip dolaþtýðý ülkelerde ayný za-manda milliyetçilik þuurunun uyanmasý-na da yardým ediyordu. Mehmet Emin’inþiirleri Türk edebiyatýnda milliyetçilik ha-reketinin bir nevi baþlangýcý olarak kabuledilir. Teknik ve estetik bakýmdan pek güç-lü sayýlmayan bu þiirler gerek halkýn zevkanlayýþýna hitap etmesi, gerekse halk ha-yatýnýn bazý sahnelerini onlarýn anlayabile-ceði bir dil ve üslûpla ifade etmesi dolayý-sýyla sade Türkçe ve hece vezniyle yazýl-mýþ þiirde öncü kabul edilmektedir. Meh-met Emin, Balkan savaþlarý yýllarýnda ka-leme alýnan Ey Türk Uyan! adlý kitabýnda-ki þiirlerinde Türkler’in Altaylar’dan Ana-dolu’ya geliþlerini, gerçekleþtirdikleri fetih-leri ve yerleþtikleri ülkelere medeniyet to-humlarý ektiklerini söyler. Edebiyatý ve özel-

    sýrlarýndan bahsetmiþtir. Yûnus Vehbi Efen-di’nin Esrâru Menâsik-i Hacc-ý Þerîfisimli kitabý Dürerü’l-¼ikem’in geniþletil-miþ þeklidir. Eser Arapça ve Türkçe olarakkaleme alýnmýþtýr (Ýstanbul 1318, 1320).Kýsa ve özlü bir anlatýmý olan eserin ha-zýrlanmasýnda Muhyiddin Ýbnü’l-Arabî’ninel-Fütû¼âtü’l-Mekkiyye, Rûzbihân-ý Bak-lî’nin £Arâßisü’l-beyân, Ýmam Gazzâlî’ninݼyâßü £ulûmi’d-dîn ve Bosnevî Ali De-de’nin ƒavâtimü’l-¼ikem adlý eserlerin-den istifade edilmiþtir. Eser Veysel Akka-ya ve Nesibe Akkaya tarafýndan bazý ilâve-lerle birlikte Haccýn Sýrlarý adýyla yeni-den yayýmlanmýþtýr (Ýstanbul 2003).

    BÝBLÝYOGRAFYA :

    Ýstanbul Müftülüðü Meþihat Arþivi, sicil dosyasý,nr. 181; BA, Ý.DH., nr. 708/49581; BA, DH. SAÝDd,nr. 171/183; Yûnus Vehbi Efendi, Haccýn Sýrlarý(haz. Veysel Akkaya – Nesibe Akkaya), Ýstanbul2003; Osman Öztürk, Osmanlý Hukuk TarihindeMecelle, Ýstanbul 1973, s. 30; Bilmen, Kamus2, I,360-361; Hayreddin Karaman, Ýslâm Hukuk Ta-rihi, Ýstanbul 1989, s. 330; Ebül‘ulâ Mardin, Me-denî Hukuk Cephesinden Ahmed Cevdet Paþa,Ankara 1996, s. 164; Sadýk Albayrak, Son DevirOsmanlý Ulemasý, Ýstanbul 1996, IV, 367-368;Mehmet Nermi Haskan, Eyüplü Meþhurlar, Ýs-tanbul 2004, II, 212-213; Rahmi Yaran, “Hac”,DÝA, XIV, 411.

    ÿTahsin Özcan

    – —YÛNUSÝYYE

    ( �� א������ )Teþbih inancýný benimsediði kaydedilen

    Yûnus b. Avn en-Nemîrî’ye mensupMürcie fýrkalarýndan biri(bk. MÜRCÝE; MÜÞEBBÝHE).˜ ™

    – —YURDAKUL, Mehmet Emin

    (1869-1944)

    Türk millî þairi.˜ ™

    13 Mayýs 1869’da Ýstanbul Beþiktaþ’-ta doðdu. Babasý Zekeriya köyü halkýndanbalýkçý Sâlih Reis, annesi Bulgaristan göç-menlerinden Körükçü Mehmed Aða’nýn ký-zý Emine Haným’dýr. Sýbyan mektebindensonra Beþiktaþ Askerî Rüþdiyesi’ne girdi.Burayý bitirince bir süre Mülkiye Ýdâdîsi’-ne devam ettiyse de 1887’de mekteptenayrýldý. Maaþsýz kâtip olarak Sadâret Da-iresi Evrak Kalemi’nde çalýþmaya baþladý.1889’da Mekteb-i Hukuk’a kaydoldu; ikiyýl kadar sonra buradan da ayrýlmak zo-runda kaldý. Bu tarihten itibaren edebiyatve þiirle daha yakýndan ilgilendi. 1892’de,ruh asaletinin soy asaletinden üstün oldu-ðunu anlattýðý Fazilet ve Asalet adlý kita-

    YURDAKUL, Mehmet Emin

    Yûnus Vehbi

    Efendi’nin

    el yazýsý

    ve mührü(Ýstanbul

    MüftülüðüMeþihat

    Arþivi,sicil dosyasý,

    nr. 181-e)