iii nasuhİ lij aöırman haris har.is ka·s · haris b. ka'b dan, bec!le ve has'am...

2
Muhammed Muhyid- din Abdülhamld, Kahire 1384/1964, 2. bs ), Ahmed el -Emin Mu'aiJalfiiti'I - ve al].bô.ru Fayiz Terhlnl, Beyrut 1988) ve Bed- reddin en -Na'sanl (ö.l943) Nihô.yetü'I- ereb min mu'alla]fiiti'l-'Arab (Ka- hire 1334) W. Knatchbull, Zevzenl hi ve Latince tercümesiyle birlikte ( HarethL Moallakah C um Scholiis Zuzenii, Oxford 1820), daha sonra da J. Vullers beraber (Bonn 1827) . Haris b. Hillize'nin mualla- muallakalarla birlikte M. von Arnold Latince'ye ( Septem Moallakat, Leipzig 1850), P. dan Almanca'ya (Muallakat Die sieben Preisgedichte, Rotweil 1857). De Perce- val (Essai sur L'histoire des arabes, Paris 1847, ll, 366- 373) ve Arthur John Arberry ingilizce'ye (The Seven Odes, London- New York 1957, s. 222-227) Mehmed Fehml. iki beytini birlikte (Ta- Arabiyye, s. 834-850), M. Yaltkaya ise Türk- çe'ye tercüme (Yedi s. 114- 127). Haris b. Hillize'nin ka az edebiyat ve biyografi parçalar ve beyitler halinde yer Bu üç beyit ka - dar olup ilk defa Luvls 1890'da eserde (bk. bibl.) . Daha son-. ra Freitz Krenkow Süleymaniye Kütüp- hanesi'nde (Fatih, nr. 5303) küçük bir bunu Amr b. Kül- sGm'ün birlikte tahkik ederek ve önce Mecelle - (XX [ 1922 [. s. 591-611) , müstakil olarak (Beyrut 1922) Buradaki tama- seksen beyit O. Rescher'in Almanca'ya divan ( Orientalische Miszellen, [1926[. s. 119-128), 1969'da et-Taan derle- nip yeni bir derlemenin ilmi de Emll Bedl' Ya'küb (Beyrut 1411/1991). Burada, sek- sen beyitlik alt- dört beyit muhtelif parça- lara ilave olarak olmakla birlikte nisbet edilen. yirmi sekiz beyit de yer (Divan, mukaddi- mesi, s. 15-16). : Haris b. Hillize, Divan Emll Bed\' Ya'küb). Beyrut 1411/1991, mukaddimesi, s. 9- 16; Yedi el-Mu'allaka- tü 's-seb' ve tre. Yaltkaya). bul 1943, s. 118-127; Cumahi, ra', 1, 151-152; Kuteybe, ra', 1,197-198; Zevzeni, seb', Beyrut 1382/1963, s.154-169; Ebü'I-Fe- rec el-Eganf, XI, 42-51; Hatib et- Tebriz!, M. Muhyid- din Abdülhamid). Kahire 1384/1964 s. 25-27, 429-482; Said ei-Endelüsi, Harab fi tar1/].i Cahiliyyeti'l-'Arab Nusret Abdur- rahman). Arnman 1982, s. 635-636; Fazlul- lah ei-Ömeri. Mesalik, XIV, 21-22; Abdürrahim b. Ahmed ei-Abbasi. M. Muhyiddin Abdülhamid), Kahire 1367/1947, 1, 310; Abdülkadir 325-326; L. Beyrut 1890, 1, 416-420; Mustafa ei-Galayini, Beyrut 1331/1913, s. 231-243; Mehmed Fehmi. Tarih-i Edebiy- Arabiyye, 1332, s. 823-850; Ah- med Mustafa el-Vasft fi'l- edebi'l-'Arab1 ve tar1/].ih, Kahire 1335/1916, s. 83-85; Serk!s, Mu'cem, I, 1127-1129; Brockel- mann, GAL Suppl., I, 51-52; Hanna ei-Fahüri, Tar1/].u'l-edebi'l-'Arab1, Beyrut 1960, s. 115- 118; a.mlf., el-Mücez fi'l-edebi'l-'Arab1 ve tar1- l].ih, Beyrut 1985, I, 136-142; C. Zeydan, Adab (Dayf), I, 108-109; Sezgin, GAS, ll, 48-52, 129- 130; Taha Hüseyin, Fi'l-edebi'l-Cahi/1, Kahire 1969, s. 219-225; R. Blachere, Histoire de la litterature arabe, Paris 1964, ll, 252; Cevad Ali, IX, 509, 565-567; Butrus ei-Bus- tani, Üdeba'ü'l-'Arab, Beyrut 1979, I, 177-183; Yusuf Ataullah. Tar1/].u'l-adabi'l-'Arabiy- ye Ali Nedb Atvl}, Beyrut 1985, s. 77-80; Zirikli, el-A'lam (Fethullah), ll, 154; Ömer Fer- ruh, Tar1/].u'l-edeb, 151-154; Yüsuf Es'ad Da- 'd -dirasati 'l- edebiyye, Beyrut 1983, I, 78-83; Ahmed Hasan ez-Zeyyat, Tar1- yeri ve tarihi yok]. s. 66-68; Ahmed el-Emin ve al].baru Beyrut 1405/ 1985, s. 117-125; a.mlf .. ve al].baru yeri ve tarihi yok] (Darü'n-Nasr). s. 40-41; Afif Abdurrahman, Mu'- ve'l-mul].açiram1n, Riyad 1983, s. 77; K. A. Fariq, Ara- bic Poetry and Poets", Studies in Islam, IV/4, NewDelhi 1967, s. 179-216; Ch. Pellat. "al-I:Ia- b. I:Iilliza", EJ2 III, 222-223 . L Iii ÜNAL KARAARSLAN HARis b. ( Abdirrahman ei-Haris b. b. b. Abdiilah b. (ö . 18/639 [?]) Sahabi. .J Ebu Cehil'in ve Halid b. Velid'in kabilesinin ileri gelenlerinden olup ta - Bedir ve Uhud gazvelerine HARiS b. KA'B riklerin ve Bedir'de sa- Haris b. Mekke'nin gün Hz. Ali'nin ümmü Hani'- nin evine Ümmü Hani, evine nan birlikte onu da hima- yesine durumu Hz. Peygamber' e bil- dirdi. Hz. Peygamber de Üm Hani'nin himayesine kendi himaye- sinde kabul söyledi. gün müslüman olan Haris b. daha son- ra Huneyn Gazvesi'ne ResGl-i Ek- rem Huneyn ganimetierini taksim eder- ken onu müellefe-i kulQbdan sayarak kendisine 1 00 deve verdi. Haris bu tarih- ten itibaren samimi bir müslüman oldu ve ileri gelenleri yer al- islamiyet'i kabul ettikten sonra da Mekke'de oturdu ve ridde Hz. Ebu Bekir'in döneminde Suriye'de Bizans'a sefere ka- Haris bütün mal da bu se- fere tahsis etti. Ecnadeyn is- lam ordusunun ve Fihl bulundu. Bir rivayete göre Yermük ( 15/636). daha güve- nilir bir rivayete göre ise 18 (639) Arnvas veba ve- fat etti. zamanda iyi bir olan Ha- ris b. Bedir Gazvesi'nden kaç- üzerine aleyhine söylenen cevap maze- retine en güzel örnek kabul edilir. : el-Megaz1, 42, 58, 71, 96; ll, 784- 785, 829-831; lll, 946; es-S1re 2 , IV, 56; Sa'd, et-Tabakat, V, 444; VII, 404; Abdülber, el-istl"ab (Bicavi). 301-304; Esir, Üsdü'l-gabe(Benna).l, 420; Seyyidün- nas, Mine u ( iffet Vis al Hamza). 1407/1987, s. 75-76; Mizzi, Kemal, V, 294-304; Zehebi, A'lamü'n-nübela', IV, 419-421; Hacer, 293; Zirikli, el-A'lam, ll, 161-162; Cevad Ali, IX, 714-715. liJ MusTAFA L HAR.is h. KA·s (Beni Haris b. Ka'b) ( ..,...,.r.,:,! Kahtanil er' e mensup bir Arap kabilesi. .J Belharis da bu kabile Mez- hic'in bir koludur. Kabileye veren Haris b. soyu Amr b. Ule (ille) b. Celd b. Mezhic yoluyla Kahtan'a Necran'da kabile Evfa, Ezd, Hem- 197

Upload: others

Post on 24-Mar-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Iii NASUHİ liJ AöıRMAN HARis HAR.is KA·s · HARiS b. KA'B dan, Bec!le ve Has'am kabileleriyle kom şuydu. Cahiliye döneminde komşuları ve diğer kabilelerle yaptığı savaşların

şô.'idi'l-'aşr (nşr. Muhammed Muhyid­din Abdülhamld, Kahire 1384/1964, 2. bs ), Ahmed el-Emin eş-Şinkiti Şer}Ju'l­

Mu'aiJalfiiti'I-'aşr ve al].bô.ru şu'arô.'ihô. (nşr. Fayiz Terhlnl, Beyrut 1988) ve Bed­reddin en-Na'sanl (ö.l943) Nihô.yetü'I­ereb min şer}Ji mu'alla]fiiti'l-'Arab (Ka­hire 1334) adlarıyla şerh etmişlerdir.

W. Knatchbull, muallakayı Zevzenl şer­hi ve Latince tercümesiyle birlikte yayım­lamış ( HarethL Moallakah C um Scholiis

Zuzenii, Oxford 1820), daha sonra da J. Vullers aynı şerhle beraber neşretmiştir (Bonn 1827). Haris b. Hillize'nin mualla­kası diğer muallakalarla birlikte M. von Arnold tarafından Latince'ye ( Septem

Moallakat, Leipzig 1850), P. Wolfftarafın­

dan Almanca'ya (Muallakat Die sieben

Preisgedichte, Rotweil 1857). De Perce­val tarafından Fransızca'ya (Essai sur

L'histoire des arabes, Paris 1847, ll, 366-373) ve Arthur John Arberry tarafından ingilizce'ye (The Seven Odes, London­New York 1957, s. 222-227) çevrilmiştir. Bağdatlı Mehmed Fehml. muallakanın kırk iki beytini açıklamalarla birlikte (Ta­

rıh-i Edebiyyat-ı Arabiyye, s. 834-850), M. Şerefettin Yaltkaya ise tamamını Türk­çe'ye tercüme etmiştir (Yedi Askı, s. 114-127).

Haris b. Hillize'nin muallakasından baş­ka az sayıdaki şiiri , edebiyat ve biyografi kitaplarında parçalar ve beyitler halinde yer almaktadır. Bu şiirler kırk üç beyit ka­dar olup ilk defa Luvls Şeyho tarafından 1890'da Şu'arô.'ü'n-Naşrô.niyye adlı

eserde toplanmıştır (bk. bibl.) . Daha son-. ra Freitz Krenkow Süleymaniye Kütüp­hanesi'nde (Fatih, nr. 5303) şairin küçük bir divanını bulmuş, bunu Amr b. Kül­sGm'ün divanıyla birlikte tahkik ederek bazı şerh ve haşiyelerle önce Mecelle­tü '1-Meşrı]f'ta (XX [ 1922 [. s. 591-611) , ardından müstakil olarak (Beyrut 1922) yayımlamıştır. Buradaki şiirlerinin tama­mı seksen beyit kadardır. O. Rescher 'in Almanca'ya çevirdiği divan ( Orientalische

Miszellen, ı [1926[. s. 119-128), 1969'da Haşim et-Taan tarafından ayrıca derle­nip şerhedilmiş, yeni bir derlemenin ilmi neşrini de Emll Bedl' Ya'küb yapmıştır (Beyrut 1411/1991). Burada, şairin sek­sen altı beyitlik muallakası dışında alt­mış dört beyit tutarında muhtelif parça­lara ilave olarak ihtilaflı olmakla birlikte şaire nisbet edilen. yirmi sekiz beyit de yer almaktadır (Divan, naşirin mukaddi­mesi, s. 15-16).

BİBLİYOGRAFYA :

Haris b. Hillize, Divan (nşr. Emll Bed\' Ya'küb). Beyrut 1411/1991, naşirin mukaddimesi, s. 9-16; İmruülkays v. dğr. , Yedi Askı: el-Mu'allaka­tü 's-seb' (nşr. ve tre. Şerefeddin Yaltkaya). İstan­bul 1943, s. 118-127; Cumahi, Ful].ülü 'ş-şu'a­

ra', 1, 151-152; İbn Kuteybe, eş-Şi'r ve'ş-şu'a­ra', 1,197-198; Zevzeni, Şerl].u'l-Mu'allakati's­seb', Beyrut 1382/1963, s.154-169; Ebü'I-Fe­rec ei-İsfahani. el-Eganf, XI, 42-51; Hatib et­Tebriz!, Şerl].u'l-Ka.şa'idi'l-'aşr (nşr. M. Muhyid­din Abdülhamid). Kahire 1384/1964 s. 25-27, 429-482; İbn Said ei-Endelüsi, Neşvetü Harab fi tar1/].i Cahiliyyeti'l-'Arab (nşr. Nusret Abdur­rahman). Arnman 1982, s. 635-636; İbn Fazlul­lah ei-Ömeri. Mesalik, XIV, 21-22; Abdürrahim b. Ahmed ei-Abbasi. Me'ahidü't-tenşfş (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamid), Kahire 1367/1947, 1, 310; Abdülkadir ei-Bağdadi./jizanetü'l-edeb, ı,

325 -326; L. Şeyho, Şu'ara'ü 'n-Naşraniyye,

Beyrut 1890, 1, 416-420; Mustafa ei-Galayini, Ricalü'l-Mu'allakati'l-'aşr, Beyrut 1331/1913, s. 231-243; Mehmed Fehmi. Tarih-i Edebiy­yat-ı Arabiyye, İstanbul 1332, s. 823-850; Ah­med ei-İskenderi- Mustafa İnani, el-Vasft fi'l­edebi'l-'Arab1 ve tar1/].ih, Kahire 1335/1916, s. 83-85; Serk!s, Mu'cem, I, 1127-1129; Brockel­mann, GAL Suppl., I, 51-52; Hanna ei-Fahüri, Tar1/].u'l-edebi'l-'Arab1, Beyrut 1960, s. 115-118; a.mlf., el-Mücez fi'l-edebi'l-'Arab1 ve tar1-l].ih, Beyrut 1985, I, 136-142; C. Zeydan, Adab (Dayf), I, 108-109; Sezgin, GAS, ll , 48-52, 129-130; Taha Hüseyin, Fi'l-edebi'l-Cahi/1, Kahire 1969, s. 219-225; R. Blachere, Histoire de la litterature arabe, Paris 1964, ll , 252; Cevad Ali, el-Mufaşşal, IX, 509, 565-567; Butrus ei-Bus­tani, Üdeba'ü'l-'Arab, Beyrut 1979, I, 177-183; Reşid Yusuf Ataullah. Tar1/].u'l-adabi'l-'Arabiy­ye (nşr. Ali Nedb Atvl}, Beyrut 1985, s. 77-80; Zirikli, el-A'lam (Fethullah), ll, 154; Ömer Fer­ruh, Tar1/].u'l-edeb, ı, 151-154; Yüsuf Es'ad Da­ğır. Meşadirü 'd -dirasati 'l- edebiyye, Beyrut 1983, I, 78-83; Ahmed Hasan ez-Zeyyat, Tar1-l].u'l-edebi'l-'Arab1]baskı yeri ve tarihi yok]. s. 66-68; Ahmed el-Emin eş-Şinl<iti, Şerl].u'l-Mu'al­

lakati'l-'aşr ve al].baru şu'ara'iha, Beyrut 1405/ 1985, s. 117-125; a.mlf .. el-Mu'allakatü'l-'aşr ve al].baru şu'ara'iha ]baskı yeri ve tarihi yok] (Darü'n-Nasr). s. 40-41; Afif Abdurrahman, Mu'­cemü'ş-şu'ara'i'l-cahiliyy1n ve'l-mul].açiram1n, Riyad 1983, s. 77; K. A. Fariq, "Pre-Islaınic Ara­bic Poetry and Poets", Studies in Islam, IV/4, NewDelhi 1967, s. 179-216; Ch. Pellat. "al-I:Ia­ri.t!ı b. I:Iilliza", EJ2 (İng.), III , 222-223.

L

Iii NASUHİ ÜNAL KARAARSLAN

HARis b. HişAM ( f~ ~ ~)b.!l)

EbCı Abdirrahman ei-Haris b. Hişam b. ei-Mugıre b. Abdiilah

b. MahzCım ei-Kureşl (ö . 18/639 [?])

Sahabi. .J

Ebu Cehil'in kardeşi ve Halid b. Velid'in amcasının oğludur. Kureyş kabilesinin ileri gelenlerinden olup cömertliğiyle ta­nınmıştır. Bedir ve Uhud gazvelerine müş-

HARiS b. KA'B

riklerin safında katılmış ve Bedir'de sa­vaş meydanından kaçmıştır.

Haris b. Hişam. Mekke'nin fethedildiği gün Hz. Ali'nin kız kardeşi ümmü Hani'­nin evine sığındı. Ümmü Hani, evine sığı­nan diğer kişilerle birlikte onu da hima­yesine alıp durumu Hz. Peygamber' e bil­dirdi. Hz. Peygamber de Üm mü Hani'nin himayesine aldığı kişileri kendi himaye­sinde kabul ettiğini söyledi. Aynı gün müslüman olan Haris b. Hişam daha son­ra Huneyn Gazvesi'ne katıldı. ResGl-i Ek­rem Huneyn ganimetierini taksim eder­ken onu müellefe-i kulQbdan sayarak kendisine 1 00 deve verdi. H aris bu tarih­ten itibaren samimi bir müslüman oldu ve ashabın ileri gelenleri arasında yer al­dı. islamiyet'i kabul ettikten sonra da Mekke'de oturdu ve ridde savaşiarına katıldı.

Hz. Ebu Bekir'in halifeliği döneminde Suriye'de Bizans'a karşı yapılan sefere ka­tılan Haris bütün mal varlığını da bu se­fere tahsis etti. Ecnadeyn Savaşı'nda is­lam ordusunun sancağını taşıdı ve Fihl Savaşı'nda bulundu. Bir rivayete göre Yermük Savaşı'nda ( 15/636). daha güve­nilir bir başka rivayete göre ise 18 (639) yılında Arnvas veba salgını sırasında ve­fat etti. Aynı zamanda iyi bir şair olan Ha­ris b. Hişam ~ın. Bedir Gazvesi'nden kaç­ması üzerine aleyhine söylenen şiiriere verdiği cevap savaştan kaçanların maze­retine en güzel örnek kabul edilir.

BİBLİYOGRAFYA :

Vakıdi. el-Megaz1, ı, 42, 58, 71, 96; ll, 784-785, 829-831; lll, 946; İbn Hişam , es-S1re2 , IV, 56; İbn Sa'd, et-Tabakat, V, 444; VII, 404; İbn Abdülber, el-istl"ab (Bicavi). ı, 301-304; İbnü'I­Esir, Üsdü'l-gabe(Benna).l, 420; İbn Seyyidün­nas, Mine /:ı u '1-midaf:ı ( nşr. iffet Vis al Hamza). Dımaşk 1407/1987, s. 75-76; Mizzi, Tefı?1bü 'l­

Kemal, V, 294-304; Zehebi, A'lamü'n-nübela', IV, 419-421; İbn Hacer, el-İşabe, ı, 293; Zirikli, el-A'lam, ll, 161-162; Cevad Ali, el-Mufaşşal, IX, 714-715. liJ MusTAFA AöıRMAN

L

HAR.is h. KA·s (Beni Haris b. Ka'b)

( ..,...,.r.,:,! ._:,Jb.JI~ )

Kahtanil er' e mensup bir Arap kabilesi.

.J

Belharis adıyla da anılan bu kabile Mez­hic'in bir koludur. Kabileye adını veren Haris b. Ka'b'ın soyu Amr b. Ule (ille) b. Celd b. Mezhic yoluyla Kahtan'a ulaşır. Necran'da yaşayan kabile Evfa, Ezd, Hem-

197

Page 2: Iii NASUHİ liJ AöıRMAN HARis HAR.is KA·s · HARiS b. KA'B dan, Bec!le ve Has'am kabileleriyle kom şuydu. Cahiliye döneminde komşuları ve diğer kabilelerle yaptığı savaşların

HARiS b. KA'B

dan, Bec!le ve Has'am kabileleriyle kom­şuydu. Cahiliye döneminde komşuları ve diğer kabilelerle yaptığı savaşların ço­ğundan galip çıkan Harisoğulları'nın bü­yük bir bölümü müşrik olmakla beraber içlerinde Hıristiyanlığı benimseyenler de vardı. Müşriklerin bir kısmı Yegüs, bir kıs­mı da Zülhah~sa putuna tapardı. Kabile­nin hıristiyan olan Beni Abdülmedan b. Deyyan kolu, Necran'ın Kabe'si (Deyrü Nec­ran) denilen büyük bir kilise inşa ettirmiş­tL Bazı tarihçitere göre bu kilise 300 par­ça deriden yapılmış bir çadırdı.

İslamiyet'in Medine'de yerleşmesin­den sonra hıristiyan Harisogulları8 (629), 9 veya 1 O yılında Hz. Peygamber' e bir he­yet gönderdiler. Heyetin içinde hıristiyan din adamları da vardı. ResGl-i Ekrem he­yet mensupianna müslüman olmalarını teklif edince bunlar Hıristiyanlığı kabul ettiklerini, İsa'nın da ilah olduğunu söy­leyerek bu teklifi reddettiler. Hz. Pey­gamber isa'nın Allah'ın kulu olduğunu söy­ledi. Heyet mensuplarının ResOiullah'a, "Eğer peygamber isen İsa hakkında bizi memnun edecek son sözünü söyle de dö­nüp yurdumuza gidelim" demesi üzeri­ne ertesi gün Hz. İsa hakkında At-i İ mr an sOresinin 1-70. ayetleri nazil oldu. Hz. Peygamber onlara bu sürenin, "Allah nez­dinde isa'nın durumu Adem'in durumu gibidir. Allah onu topraktan yarattı, son­ra 'ol' dedi ve oluverdi. Gerçek rabbinden gelendir. Öyle ise şüphecilerden olma. Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliriiz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere siz kendi çocuklarınızı, biz de kendi çocuklarımızı .

siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi ka­dınlarımızı çağıralım; sonra da dua ede­lim de Allah'tan yalancılar üzerine lanet dileyelim" mealindeki 59-61. 'ayetlerini okuyup kendilerini mübaheleye davet et­ti; Hz. Ali, Fatıma.Hasan ve Hüseyin'iya­nına alarak kendisinin buna hazır oldu­ğunu bildirdi (b k. MÜBAHELE). Necranlı

hıristiyanlar, Hz. Muhammed'in Allah'ın resulü olduğuna kanaat getirip neticede Allah'ın lanetine uğramaktan korktukla­rı için onunla mübahele yapmayı doğru bulmadılar; ancak müslüman da olmadı­lar. ResOl-i Ekrem kendileriyle bir anlaş­ma yaptı. Cizye tahsili için güvenilir biri­nin gönderilmesini istemeleri üzerine EbO Ubeyde b. Cerrah'ı onlarla birlikte Necran'a gönderdi. İslam devletinin ha­kimiyetini kabul eden Necranlılar dinle­rinde h ür ve serbest olduklarını bilerek memleketlerine geri döndüler.

198

ResOl-i Ekrem, Halid b. Velld'i 1 o (631) yılında Harisoğulları'nı İslamiyet'e davet etmek üzere 400 kişilik bir kuvvetle Nec­ran'a gönderdi: Halid'in davetiyle Beni Haris müslüman oldu. Halid, Bilal b. Ha­ris ei-Müzenl ile gönderdiği bir mektupla

, durumu Hz. Peygamber'e bildirdi. Hz. Peygamber cevabi mektubunda Halid'­den onları müjdelemesini ve aralarından seçecekleri bir heyetle beraber Medine'­ye dönmesini istedi.

Halid b. Velid, Kur'an öğretmek ve ba­zı dini hükümleri tebliğ etmek üzere bir süre aralarında kaldıktan sonra bir he­yetle birlikte Medine'ye döndü. Heyeti evinde on gün misafir edip ağırladı. Re­sOl-i Ekrem de heyete ikramda bulundu ve kendilerine 1 O' ar ukıyye gümüş hediye etti. 1 Z,S ukıyye verdiği Kays b. Husayn'ı Harisoğulları'na emir tayin ederek heye­ti memleketlerine uğurtadı (Şevval-Zil­kade lO/Ocak-Şubat 632). İ slam dinini ve Kur'an'ı öğretmek, zekatları toplamak üzere Amr b. Hazm ei-Ensarl'yi onlarla birlikte yolladı. Kendisine fıkhi hükümler ihtiva eden bir de mektup verdi. Ayrıca kabileye mensup bazı kişi ve ailelere de dokuz mektup gönderdi. Böylece Nec­ran'da büyük bir kabile İslamiyet'i kabul etmiş oldu. Peygamberlik iddiasında bu­lunan Esved el-Ansi ile adamları daha sonra kabile mensuplarının bir kısmını yanlarına çekerek Amr b. Hazm'ı bölge­den uzaklaştırdılar. Ancak müslüman olanlar İslam dinine sadık kaldılar. hıris­tiyanlar da Hz. E bO Bekir'le anlaşmayı ye­nilediler. Hz. Ömer daha sonra Necranlı hıristiyanları KOfe tarafına sürmüştür (20/641).

BİBLİYOGRAFYA:

ibnü'l-Kelbl, Kitabü'l-Esnam, s. 45; İbn Hişam. es-Sfre2 , lll, 239-242; İbn Sa'd, et-Tabak:at, 1, 339-340, 357-358; Taberl, Tarfl]. (de Goeje). 1, 1724·1729; İbn Haldun. el-'iber, ll, 255-256; Ya­kut, Mu'cemü'l-büldan, Tahran 1965, IV, 756; İbn Kayyim ei-Cevziyye, Zadü 'l-me'ad (nşr. Ta ha Abdürrauf). Kahire 1970, lll , 41-42; Kalkaşendl, Şubf).u'l-a'şa (Şemseddin), ı , 380; L. Caetani, isitim Tarihi (tre. Hüseyin Cahid). İstanbul 1925, VII, 10-18, 97 vd.; Hamldullah. islam Peygam­beri, I, 667-677; Kehhiıle. Mu'cemü k:aba'ili'l­'Arab, Beyrut 1402/1982, 1, 231-232; Mustafa Fayda, isltimiyetin Güney Arabistan'a Yayı/ışı, Ankara 1982, s. 19-20, 23 -51; a.mlf., Allah'ın Kılıcı Halid Bin Velid, istanbul 1990, s. 221-226; Köksal. islam Tarihi(Medine). X, 22-33; J . Schleifer "Haris", İA, V/1, s. 239-240; a.mlf., "l:laritlı b. Ka'b", EJ2 ( İ ng.). lll, 223; lrfan Sha­hid, "Nadjian", a.e., VII, 872.

li] MUSTAFA AÖIRMAN

L

HARiS b. KELEDE ( ö~ ~ .!ı}~f)

el-Haris b. K~lede b. Amr b. İlac b. Ebu Selerne es-Sekafi

(ö. 13/634)

Cahiliye ve İslam dönemlerinde yaşayan Arap hekimi.

_j

Taif'te doğdu . Sakif kabilesine men~ suptur. Klasik kaynaklardan öğrenildiği­ne göre Doğu ve Batı tıbbının buluştuğu en önemli merkez olan İran'ın HOzistan bölgesindeki CündişapOr · tıp okulunda tahsil gördükten sonra, bu ülkede bir sü­re hekimlikyaparak önde gelen devlet bü­yüklerini tedavi edip üne kavuşmuş ve bol . para kazanmıştır (İbn Cülcül, s. 54; İb­nü' I -Kıftl, s. ı ı ı-ı ı2); bu arada mOsikiye merak sardığı ve ud çalınayı öğrendiği rivayet edilir. Taife döndükten sonra Ye­men'e gittiği ve bir süre orada hekim ola­rak çalıştığı anlaşılmaktadır. Ancak onun San'a şehrinde bir tıp okulu açtığı ve bu okulda hem hocalık hem de yöneticilik yaptığı yolundaki iddia (Galib Ata, Tıp Ta­rihi, 1, 127) hiçbir belgeye dayanmamak- · ta dır.

Sahabe biyografisine dair bazı eserler­de yer almakla birlikte Haris b. Kelede'­nin İslamiyet'i kabul ettiğine d~ir elde ke­sin bir kanıt yoktur. Fakat Hz. Peygam­ber'in onun hekimliğine güvendiği, has­tatanan sahabilere tavsiye ettiği, Veda haccı sırasında kalbinden rahatsızianan Sa'd b. E bO Vakkas'ı ziyarete gittiğinde bizzat kendisinin ı-iaris b. Kelede'yi ça­ğırtarak onu tedavi ettirdiği bilinmekte­dir (İbnü'l-Esir, I, 413; İbn Hacer, 1, 288-

289). Bu ve benzeri bazı olaylara dayana­rak gayri müslimlerin bilgi ve becerile­rinden faydalanmanın dinen caiz olduğu kabul edilmiştir (Abdülhay el-Kettani, II, 2ı3, 215-216). Çeşitli kaynaklar, onun Hu­lefa-yi Raşidin ve Muaviye ile ilişkilerinin bulunduğuna dair birtakım rivayetlere yer vermekte ve hicretin SO. yılında (670) öldüğünü söylemekte iseler de bu bilgi­leri ihtiyatla karşılamak gerekir. Zira o dönemin İslam toplumunda bir insanın müşrik olarak elli yıl hayatını sürdürebii­diğini düşünmek zordur. Bu bakımdan Haris'in Hz. EbO Bekir'le aynı günde (22

Cemazi yelahir 13/23 Ağustos 634) öldü­ğünü haber veren başka bir rivayeti be­nimsemek daha doğru olacaktır. Bu tak­dirde diğer halifelerle olan münasebeti-