bounterview aralık 2012

25
SAYI 1 ARALIK 2012 RÖPORTAJ RÖPORTAJ RÖPORTAJ BOĞAZĠÇĠ BOĞAZĠÇĠ BOĞAZĠÇĠ ETKĠNLĠK ETKĠNLĠK ETKĠNLĠK YAZILAR YAZILAR YAZILAR Senin doğuşunu izliyordu Güneş, Senin doğuşunu izliyordu Güneş, Senin doğuşunu izliyordu Güneş, Tıpkı Ay'ın Güneş'in doğuşunu izlediği gibi Tıpkı Ay'ın Güneş'in doğuşunu izlediği gibi Tıpkı Ay'ın Güneş'in doğuşunu izlediği gibi

Upload: bounterview

Post on 04-Mar-2016

240 views

Category:

Documents


7 download

DESCRIPTION

Bounterview Media & University Aylık Dergi

TRANSCRIPT

Page 1: Bounterview Aralık 2012

SAYI 1 ARALIK 2012

RÖPORTAJRÖPORTAJRÖPORTAJ BOĞAZĠÇĠBOĞAZĠÇĠBOĞAZĠÇĠ ETKĠNLĠKETKĠNLĠKETKĠNLĠK YAZILARYAZILARYAZILAR

““ ““ Senin doğuşunu izliyordu Güneş,Senin doğuşunu izliyordu Güneş,Senin doğuşunu izliyordu Güneş,

Tıpkı Ay'ın Güneş'in doğuşunu izlediği gibi Tıpkı Ay'ın Güneş'in doğuşunu izlediği gibi Tıpkı Ay'ın Güneş'in doğuşunu izlediği gibi

Page 2: Bounterview Aralık 2012

HAKKIMIZDAHAKKIMIZDAHAKKIMIZDA

BOUNterview, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tara-BOUNterview, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tara-BOUNterview, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tara-

fından kurulmuĢ bir medya ekibidir. BOUNterview fından kurulmuĢ bir medya ekibidir. BOUNterview fından kurulmuĢ bir medya ekibidir. BOUNterview

ekibi farklı platformlarda tarafsızlık ve doğruluk ana ekibi farklı platformlarda tarafsızlık ve doğruluk ana ekibi farklı platformlarda tarafsızlık ve doğruluk ana

ilkeleriyle birçok baĢarılı röportaja imza atmıĢtır.ilkeleriyle birçok baĢarılı röportaja imza atmıĢtır.ilkeleriyle birçok baĢarılı röportaja imza atmıĢtır.

“Boğaziçi Röportajları” serisi ile amacımız Boğazi-“Boğaziçi Röportajları” serisi ile amacımız Boğazi-“Boğaziçi Röportajları” serisi ile amacımız Boğazi-

çi’nin renklerini (hocalar, yöneticiler, görevliler, me-çi’nin renklerini (hocalar, yöneticiler, görevliler, me-çi’nin renklerini (hocalar, yöneticiler, görevliler, me-

zunlar) daha yakından tanımak ve Boğaziçililere ta-zunlar) daha yakından tanımak ve Boğaziçililere ta-zunlar) daha yakından tanımak ve Boğaziçililere ta-

nıtmak. Boğaziçi sınırları içinde sıklıkla gördüğünüz nıtmak. Boğaziçi sınırları içinde sıklıkla gördüğünüz nıtmak. Boğaziçi sınırları içinde sıklıkla gördüğünüz

birinin ne kadar özel birisi olabileceğini bizim röpor-birinin ne kadar özel birisi olabileceğini bizim röpor-birinin ne kadar özel birisi olabileceğini bizim röpor-

tajlarımızda fark etmeye devam edeceksiniz.tajlarımızda fark etmeye devam edeceksiniz.tajlarımızda fark etmeye devam edeceksiniz.

Elektronik ortamda yayınladığımız “Bounterview” Elektronik ortamda yayınladığımız “Bounterview” Elektronik ortamda yayınladığımız “Bounterview”

dergisinin içeriğini ünlü röportajları, Boğaziçi röpor-dergisinin içeriğini ünlü röportajları, Boğaziçi röpor-dergisinin içeriğini ünlü röportajları, Boğaziçi röpor-

tajları, Boğaziçi etkinlikleri, ünlülerin Boğaziçi hak-tajları, Boğaziçi etkinlikleri, ünlülerin Boğaziçi hak-tajları, Boğaziçi etkinlikleri, ünlülerin Boğaziçi hak-

kındaki ifadeleri ve çeĢitli kategorilerde yazılmıĢ yazı-kındaki ifadeleri ve çeĢitli kategorilerde yazılmıĢ yazı-kındaki ifadeleri ve çeĢitli kategorilerde yazılmıĢ yazı-

lar oluĢturuyor.lar oluĢturuyor.lar oluĢturuyor.

Ekibimizin yaptığı tüm röportajlar internet sitemizde, Ekibimizin yaptığı tüm röportajlar internet sitemizde, Ekibimizin yaptığı tüm röportajlar internet sitemizde,

ünlü röportajlarının bazıları da “Dipnot.tv”de ve ünlü röportajlarının bazıları da “Dipnot.tv”de ve ünlü röportajlarının bazıları da “Dipnot.tv”de ve

“Dipnot Tablet”te yayınlanıyor.“Dipnot Tablet”te yayınlanıyor.“Dipnot Tablet”te yayınlanıyor.

Page 3: Bounterview Aralık 2012

4 Atakan Şeniz

Bounterview

6 Boğaziçi Hakkında

Ne Dediler?

Metin Uca

8 AyĢe AKTEMUR Röportaj

23 Seren Ateş &

Duygu Karasapan

13 Tuba Aydın

Dilsizlik

7 Boğaziçi Hakkında

Ne Dediler?

Bedük

15 Aysu BACEOĞLU Röportaj

24 Çağdaş Çetinkaya &

Tuba Aydın

14 Ülber Onur Akın

Muhteşem Gündem

12 BUCampus & Boğaziçi

Etkinlikleri

20 Nihal Karaman

Kadınca

21 Helin Muratakan

Sosyal Medya

22 Erdem Erkmen

Müzik

RÖPORTAJ BOĞAZİÇİ EKİPTEN YAZILAR

Page 4: Bounterview Aralık 2012

Dergi fikri fotoğraf koordinatörümüz Ahmet Bintaş’a ait. Kendisi bizi yüreklendirdi ve bu ça-lışma ortaya çıktı. Dergi yayıncılığında henüz çok yeniyiz, gelişmek ve ilerlemek için elimizden gele-ni yapıyoruz. Bu sayıda bahsetmek istediğim konu: “Bounterview nedir, neler yapar?”

Boğaziçi öğrencilerinin bir giriĢimi olduğu için üniversitemizi temsil eden “Boun”

kelimesi ile yaptığımız iĢ röportaj olduğu için “interview” kelimesini birleĢtirip

“Bounterview” koyduk adını. Kurulduğumuz günlerde Bounterview‟in bir röportaj ekibi

olarak tanımlanmasını istesem de ilerleyen zamanlarda tercihim “Boğaziçililerden oluĢan

bir medya ekibi” tanımı oldu.

Boğaziçililerin Yolu

ADINI BOUNTERVIEW KOYDUK

Neleri Unutamam?

G eride kalan süreçte, kendi alanımızda o kadar çok Ģey yaptık ki… Hangi birini

sayayım? Eurovision Ģarkı yarıĢmasının finalinin yapılacağı gün, Can Bonomo

röportajını yayına veriyoruz. Tam da gününü seçmiĢiz, üniversitemizin resmi

sosyal paylaĢım sayfasının desteğiyle röportajımız tıklanma rekoru kırıyor.

Metin Uca‟nın menajerlik Ģirketindeyiz. Onun gibi kültürlü ve bilgi deposu biri karĢısında

açık vermekten endiĢeleniyoruz. Eğer bir Ģey sorarsa “pas” demeye hazır bir halimiz var.

Neyse ki kafamızın etrafında Passaparola‟daki gibi bir çember belirmiyor. Biz soruyoruz,

Metin Uca cevaplıyor; tersi olsaydı yanmıĢtık zaten.

Ali Poyrazoğlu tiyatrosundayız. Oyunun baĢlamasına dakikalar var, dıĢarısı tıklım

tıklım; sadece bir fotoğraf çekebiliyoruz, ama ıĢık hızıyla röportajı tamamlamayı baĢarıyo-

ruz.

Best Fm‟deyiz. 5 kiĢi gittiğimiz için Ceyhun Yılmaz “Boğaziçi‟nin geri kalanı nere-

de?” esprisiyle karĢılıyor bizi. Ardından o 5 kiĢi küçücük yayın stüdyosuna girip “Ceyhun

Yılmaz Show” canlı yayınına katılıyoruz.

ATAKAN ġENĠZ

[email protected]

4 ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

BOUNTERVIEW

Page 5: Bounterview Aralık 2012

Gecenin saat 2‟si ve TRT Harbiye‟deyiz. Mansur Ark ile röportaj yapana ka-

dar azimle bekliyoruz ve röportajımızı tamamlayıp dönüyoruz.

DoğuĢ Power Center‟dayız. Her duvarından, her odasından, her koridorundan

medya fıĢkıran bir yerde olduğumuzun bilincindeyiz. Bay J ve Virgin Radio ekibi

tarafından çok güzel misafir ediliyoruz.

Doğan Medya Center‟dayız. Ertem ġener‟in ne kadar müthiĢ biri olduğuna

Ģahitlik ediyoruz. Her ifadesi manĢet niteliğinde bir röportaj çıkıyor ortaya.

“Öğrencilerin Messi‟leri bence Boğaziçi Üniversitesi‟nde” diyor ve bizi zaten ora-

cıkta bitiriyor süper adam.

Üniversitemizin yanı baĢında Doğatepe‟deyiz. Boğaz manzarası ve Aysu Ba-

ceoğlu‟nun güzelliği birleĢince tüm röportajlarımız arasında en iyi fotoğraf çekimi

diyebileceğimiz bir tablo çıkıyor karĢımıza.

Saran Holding‟teyiz. Radyo Tatlıses genel yayın yönetmeni ġafak Karaman‟ı

terletecek sorular hazırlamıĢız. “Tekme tokat atmasınlar bizi” korkusuyla giriyoruz,

kapıya kadar uğurlanarak takdir edilerek çıkıyoruz.

Yine Doğan Medya Center‟dayız. ĠĢimize öyle konsantre olmuĢuz ki yanı-

mızdan geçen ünlüleri bile gözümüz görmüyor. Mesut Yar, canlı yayına hazırlanır-

ken bize de geniĢ bir zaman ayırıyor. Öyle neĢeli ve doğal bir adam ki yer yer kah-

kaha seslerine engel olamıyoruz.

Yeni albümü için stüdyoya girecek olan Hayko Cepkin‟i yakalıyoruz ve soru-

larımızı sıralıyoruz. Hayko, albüm çıkmadan önce son röportajını bize veriyor ve

röportaj gerek sosyal medyada gerekse Dipnot‟ta büyük ilgi görüyor.

Yaz döneminin son röportajını yapmak için Acarkent‟te Behzat Uygur‟un mi-

safiri oluyoruz. Yine harika bir misafirperverlik, samimi bir sohbet ve dostça yakla-

Ģımlar görüyoruz karĢımızda.

Hadise, Erdil YaĢaroğlu, Ziynet Sali, Uğur Arslan, Bedük, Simge Fıstıkoğlu,

Samsun Demir, Kurtalan Ekspres, Ogün Sanlısoy, Hazal AyaĢan, Hopdedik Ayhan,

Seda Önder, Sattas grubu, AyĢe Saran, Fatih Taha, Kırmızı grubu, Güven Arifoğlu,

Ferman Karaçam, Onur Deveci, Turgay Güler, Ġbrahim Erdoğan…

Hepsi çok değerli isimler, güçlenmemize ve bu alanda ilerlememize yardımcı

oldular, minnettarız.

Bizi destekleyen, yorumlarıyla güç katan herkese çok teĢekkürler!

GENEL KOORDĠNATÖRGENEL KOORDĠNATÖRGENEL KOORDĠNATÖR

Atakan ġENĠZAtakan ġENĠZAtakan ġENĠZ

AtakanSeniz AtakanSeniz AtakanSeniz

Page 6: Bounterview Aralık 2012

“Arkadaşlarınızın yaptığı bir eylem var, bir kahve zinciri için, onu ilgiyle izliyo-rum. Ben üniversiteleri, her görüşün özgürce tartışıldı dinamik alanlar olarak

görmeyi seviyorum. En büyük avantajınız nitelik sıralamasında çok iyi bir yerde olmanız. Sadece „tabela üniversitesi‟ olarak Anadolu‟da kurulan üniversitelerle kıyaslayınca, eğitim kalitesi, yarattığı sosyal olanaklar, sosyal çevresi, bulun-

duğu konum açısından baktığımızda bazı bölümleri dünyanın en güzel manza-rasına sahip üniversitesinde okuyorsunuz.”

METİN UCA

Çok önemli, çok köklü

bir eğitim kurumu benim için

“Boğaziçi Üniversitesi”

6 ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

Page 7: Bounterview Aralık 2012

İlk ödülümü Sizden almıştım.

7 ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

“Bu sene de aldım tekrar. İki ödül verdiniz bu sene. Teşekkür

ederim. Hep yenilikçi, farklı ve yaratıcı şeylere önem veriyorsu-

nuz, destek veriyorsunuz, bu çok önemli bir şey. Stüdyomun en

güzel yerlerinde duruyor ödülleriniz. Verdiğiniz destek için son-

suz teşekkürler. Konser olsun, ödül olsun her zaman yanınızda-

yım ne zaman isterseniz.”

Page 8: Bounterview Aralık 2012

8 ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

AYŞE AYŞE

SSS ert bakıĢlarıyla Boğaziçilileri ert bakıĢlarıyla Boğaziçilileri ert bakıĢlarıyla Boğaziçilileri korkutan kütüphane görevlisi korkutan kütüphane görevlisi korkutan kütüphane görevlisi AyĢe Aktemur‟a onunla ilgili AyĢe Aktemur‟a onunla ilgili AyĢe Aktemur‟a onunla ilgili merak ettiklerimizi sorduk. merak ettiklerimizi sorduk. merak ettiklerimizi sorduk.

Bazı Boğaziçililerin “gardiyan teyze” Bazı Boğaziçililerin “gardiyan teyze” Bazı Boğaziçililerin “gardiyan teyze” benzetmesine ne dedi?benzetmesine ne dedi?benzetmesine ne dedi? Boğaziçililere Boğaziçililere Boğaziçililere

hangi kitabı okumalarını öner-hangi kitabı okumalarını öner-hangi kitabı okumalarını öner-di?di?di? Fotoğraf yarıĢmasındaki birinci-Fotoğraf yarıĢmasındaki birinci-Fotoğraf yarıĢmasındaki birinci-

likten sonra ne tepkiler aldı? Masasın-likten sonra ne tepkiler aldı? Masasın-likten sonra ne tepkiler aldı? Masasın-da çözdüğü testlerin anlamı ne? Hangi da çözdüğü testlerin anlamı ne? Hangi da çözdüğü testlerin anlamı ne? Hangi sınava hazırlanıyor?sınava hazırlanıyor?sınava hazırlanıyor? Özel hayatında Özel hayatında Özel hayatında da kütüphanedeki kadar disiplinli biri da kütüphanedeki kadar disiplinli biri da kütüphanedeki kadar disiplinli biri mi?mi?mi? Hepsi ve daha fazlası kitap derya-Hepsi ve daha fazlası kitap derya-Hepsi ve daha fazlası kitap derya-sında yaptığımız bu röportajda.sında yaptığımız bu röportajda.sında yaptığımız bu röportajda.

AKTEMURAKTEMUR

ÖZEL RÖPORTAJ

ATAKAN ŞENİZ ATAKAN ŞENİZ ATAKAN ŞENİZ R.

Page 9: Bounterview Aralık 2012

ARALIK 2012 bounterviewdergi- 9

H akkınızda bir sözlükte “Bu

teyzeyi hayattaki her Ģeyden

çok merak ediyorum.” yazıl-

mıĢ. O halde, Boğaziçililerin

sizinle ilgili meraklarını gidermeye çalı-

Ģalım. Aslında “teyze” yerine “abla” de-

mek daha uygun olacak. Sorun değil, ben çocukları seviyorum; ne

Ģekilde hitap etmek istiyorlarsa öyle etsin-

ler. Gençler tarafından merak edilmek daha

güzel. Genç, hayata dünyaya açılan kapıdır.

Gençlik gelecektir, hayattır. Gençlerin hepsi

farklı bir penceredir. Onlara etki edebildiy-

sek ne güzel.

Nereden mezunsunuz?

Afyon Kocatepe Üniversite-

si ĠĢletme bölümü mezunu-

yum.

Evli misiniz? Bekarım. Çocukları çok se-

viyorum. 7 yıl öğretmenlik

yaptım ilköğretim okulların-

da. Memur olarak atanmak

için özellikle gençlerin oldu-

ğu yeri istedim; ilk tercihim

Boğaziçi‟ydi ve geldim. Evli

olmasam da bir sürü ço-

cuğum olduğuna inanı-

yorum.

Hayat felsefesiniz

nedir? Daima sevgi. Ġnsanları aĢırı derecede sevi-

yorum. Çok sert gözüküyor olabilirim.

Gençlerin hiçbir Ģekilde önünün kapatılma-

masından yanayım. Her türlü görüĢü ve bil-

giyi paylaĢmalarından yanayım. Felsefemi

sevgiyi ve dostluğu paylaĢmak olarak özet-

leyebilirim.

Üniformanızı ve yaptığınız iĢi seviyor

musunuz? Aslında üniformamı yanlıĢ lanse ettiği için

pek sıcak bulmuyorum. Boğaziçi Üniversi-

tesi idari mali iĢlere atandım; personel daire

baĢkanımız “senin yerin burası” dedi. “Ben

kütüphaneyi istiyorum” dedim. Ya edebiyat

fakültesi ya da kütüphanecilik mezunu ol-

mak lazımmıĢ. “Kütüphaneye gönderirsek

ya kapıya ya rafa” dedi. Ben de “hiç fark

etmez” dedim ve buradayım. Kütüphane

için katlanıyorum diyebilirim. Kütüphanede

olmayı ve okumayı çok seviyorum. Bu üni-

formayı kütüphane aĢkı sebebiyle giydim.

Kaç yıldır bu görevdesiniz? Altıncı seneme gireceğim.

Günün büyük bir bölümü-

nü kütüphanede geçiren

birine kitap okumayı sevi-

yor musunuz ya da kitap

okur musunuz diye sormak

yerine en son hangi kitabı

okudunuz diye soruyo-

rum?

En son ġems-i Tebrizi ile

Mevlana‟nın bağını anlatan

AĢkname‟yi okudum.

Bugüne kadar okudukları-

nız arasında Boğaziçililere

de önerebileceğiniz en

favori kitabınız hangi-

si? Orhan Pamuk‟un Kar

kitabını önerebilirim.

Boğaziçi Üniversitesi resmi Facebook

sayfasının düzenlediği yarıĢmada birinci

olan fotoğrafta siz vardınız. Tepkiler ne

yöndeydi o fotoğraf yayınlandıktan son-

ra? ArkadaĢımın söylemesiyle haberim oldu.

Baktığımda yarıĢma sonuçlanmıĢtı. Fotoğ-

raf, 5 binin üzerinde oy almıĢtı yanlıĢ hatır-

lamıyorsam. Alttaki yorumları okumuĢtum,

kimisi “o iĢini yapıyor, emekçi teyze” kimi-

si “ben hiç güldüğünü görmedim” gibi yo-

rumlar yazmıĢtı. ArkadaĢlar çok ĢaĢırmıĢtı,

“Bu üniformayı kütüphane

aĢkı sebebiyle giydim”

Page 10: Bounterview Aralık 2012

ARALIK 2012 bounterviewdergi- 10

“bunca yıllık memuruz,

bizi kimse yarıĢmaya da-

hil etmedi” demiĢlerdi.

Fotoğraf yarıĢmasından

sonra öğrenciler gelip

“adınız ne?”, “hangi kita-

bı okuyorsunuz?” gibi so-

rular sordular. Hatta birisi

de Ģunu demiĢti: “size ni-

ye teyze diyorlar ki o ka-

dar yaĢlı değilsiniz.” Böy-

le ilginç tepkiler almıĢtım.

Sizden korkan Boğaziçi-

liler var, biliyorsunuz-

dur.

“Sert misiniz yoksa sert

mi görünmeye çalıĢıyor-

sunuz?” diyenler oluyor,

ben de “Nasıl algılıyorsan

oyumdur.” diyorum.

Kimliği yanında olma-

yanları içeri almıyor

musunuz? Kesinlikle almıyorum.

Maalesef çok kötü bir dö-

nemden geçiyoruz, içeriye

hiç kimlik sormadan biri-

ni alsam o da kötü niyetli

olsa Ģurada bir Ģey infilak

etse ne olacak? Eğer be-

nim yaptığım iĢ sertlikse

bilsinler ki onlar için.

Arada tölerans tanıdık-

larınız hiç mi olmuyor? Sınav dönemi hariç. Sınav

döneminde “bir daha al-

mam” diye sertçe uyara-

rak bazen izin veriyorum.

“ Evdekiler kontrol

manyağı olduğumu

söylüyorlar ”

Disiplin anlayıĢınız kuv-

vetli sanırım, haksız mı-

yım? Kütüphane dıĢında

da bu disiplinli sürdürü-

yor musunuz? Çok kuvvetli. Evdekiler,

kontrol manyağı olduğu-

mu söylüyorlar. Üç tane

yeğenim var, onların eği-

timleriyle ilgileniyorum.

Onların dersle ilgili bütün

programlarını ben yapa-

rım. Haftada bir gün be-

nimle alıĢveriĢ merkezine

veya oyuncak marketine

gelirler. Çizdiğimiz prog-

ramın dıĢına çıkarlarsa

onları asla ödüllendirmi-

yorum. Oldum olası böyle

kontrolcüyüm. Düzenli

yaĢamın insanı iyi Ģeylere

götüreceğini düĢünüyo-

rum.

Kütüphaneye giriĢte en

ufak bir seste hemen

uyarı yiyoruz sizden. Kesinlikle. Çünkü kütüp-

hane sessiz olması gere-

ken bir ortam. Aslında

ben onların iyiliği için ya-

pıyorum. DüĢünün ki final

dönemindesiniz ve çok

önemli sınavlara hazırla-

nıyorsunuz. Biri orada ko-

nuĢuyor veya bir Ģey yi-

yor, diğer çocuğun dikkati

dağılıyor. Benim yüzüm-

den motivasyonları bozu-

luyorsa ben de çaktırma-

dan yaparım. Benim hare-

ketlerimin öğrencilerin

motivasyonlarını bozma-

larını hiç istemem.Ben

çalıĢanları da uyarıyorum,

emin olun. Hatta birine

“seni susturamazsam öğ-

rencileri nasıl susturaca-

ğım” demiĢtim.

DıĢarıdan kütüphaneyi

ziyarete gelen gruplara

karĢı tutumunuz nedir? PeĢlerinde geziyorum.

Misafirimiz oldukları için,

“susun” bile demiyorum.

Sadece görüntüm ve onla-

ra bakmam yetiyor. Kil-

yos‟tan gelen bizim üni-

versitenin öğrencilerine

“ben ilkokul çocuklarını

misafir ettim, sizin kadar

konuĢmuyorlardı” bile de-

dim, bu cümleyi de duy-

dular benden.

Boğaziçililerin

“gardiyan” benzetmesi-

ne ne diyeceksiniz? O çok kötü bir Ģey, hapis-

haneleri andırıyor. Ġnsan-

ların hiçbir Ģekilde düĢün-

cesinden dolayı hapisha-

neye girmesinden yana

olmadığım için bana gar-

diyan ifadesi çok antipatik

geliyor. Bir sertlik varsa

ya da bir disiplin veya

gardiyanlık varsa zaten

Boğaziçililer için.

Page 11: Bounterview Aralık 2012

ARALIK 2012 bounterviewdergi- 11

Boğaziçi Üniversi-

tesi öğrenci sayısı-

nı düĢündüğümüz-

de sizce Aptullah

Kuran Kütüpha-

nesi imkanları ye-

terli mi? Bizim üniversitede

10 bine yakın öğ-

renci var. Günde yaklaĢık 3 bin kiĢi kütüp-

haneyi kullanıyor. Ġstanbul‟da okuyan diğer

öğrencileri aldığımı düĢünün, bizimkilere

yer kalmayacak, öncelik benim öğrencim.

Ġsterim ki onlar da gelsin, faydalansın ama

aslolan Boğaziçililer ki bu noktada yönetim

de öyle diyor. Çok acil tez araĢtırması var-

dır, çoğu zaman yönetimi arayıp rica ediyor.

Yaz ve kıĢ dönemleri fark ediyor mu sizin

çalıĢma disiplininiz açısından? Yazın çok fazla öğrenci yok. Gelenler ya

yüksek lisans öğrencisi ya da bizim lisans

öğrencilerinden kütüphaneyi sıklıkla kulla-

nanlar. Çok yoğun olmadığı için fazla gar-

diyanlık yapamıyorum.

Bazı arkadaĢlarımız masanızda test çöz-

düğünüzü görmüĢler. Nedir o testlerin

anlamı? Yüksek lisansa hazırlanıyorum. Hedefim 90

puanı yakalamak, maalesef 80 puanı aĢama-

dım.

Hangi alanda? Kamu yönetimi. Türkiye‟de anayasal hare-

ketlerin tarihi konulu bir tez hazırlamayı

düĢünüyorum. Tarih, sosyoloji ve siyaseti

çok seviyorum. Aslında tarih okumalıydım,

fakat iĢletme oldu.

Herhangi bir futbol takımı taraftarı mısı-

nız? BeĢiktaĢ. Fikret Orman‟ı pek beğenmiyo-

rum. Demirören zaten mahvetti. Süleyman

Seba gibisi gelmedi diyebilirim. Fanatik ol-

masam da BeĢiktaĢlıyım.

ġimdiye kadar röportaj yaptığımız bir-

çok ünlüye, birçok kiĢiye sorduk. Size de

sormak istiyorum. Sizin için Boğaziçi ne

ifade ediyor? Boğaziçi, Türkiye‟nin dünyaya açılan kapı-

sı. Burada siyasi görüĢleri ne olursa olsun

çocukların çatıĢmadığını görüyorum. Her

türden insan var ve hepsi birbirine saygılı.

Biri eylem yaparken diğeri kahve içiyor,

görüĢüne uymasa da sandalye fırlatmıyor

ODTÜ‟deki gibi.

Görev yaptığınız süre boyunca ilginç göz-

lemlerinizden birini paylaĢabilir misiniz? Çocuklar baĢörtü sorunuyla ilgili bir eylem

yapıyordu. Ġstanbul Üniversitesi‟nden ba-

Ģörtülü kızlar gelmiĢti. ġimdi kalabalıklaĢır

dedim, fakat Boğaziçili baĢörtülü öğrenciler

ders çalıĢmaya içeri girdi. Çok ilginç gel-

miĢti bana. DıĢ güvenliğe sordum. “Bizden

de var, ama çok az. Bizim çocuklar zaten

burada rahat, sorunları yok, sorun dıĢarıda.”

demiĢti. Boğaziçi sorunsuz bir yer, herkesin

saygı çerçevesinde birbirine tahammül et-

tikleri bir yer.

Boğaziçililere iletmek istediğiniz bir me-

saj var mı? Dünya markası olmaya devam edin. Asla

politize olmayın. Siz Türkiye‟yi eminim her

yerde her alanda güzel bir Ģekilde temsil

edecek insanlarsınız. Dünyanın en büyük

Ģirketlerinde Boğaziçi Üniversitesi‟nden

mezun yöneticiler görüyoruz. Benden kork-

masınlar, ama biraz da çekinsinler. Boğazi-

çilileri çok seviyorum. Kırdıysam gerçekten

özür dilerim. Her Ģeyin onlar için olduğunu

bilsinler. Bir tanesi hiç gülmediğimi söyle-

miĢ, emin olsun gülüyorum.

Page 12: Bounterview Aralık 2012

Tarih: 18 Aralık Salı Etkinlik: B. Ü. Spor Ödülleri 2012 Düzenleyen: SK Yer: Albert Long Hall (Saatli Bina)

Tarih: 19 Aralık Çarşamba Etkinlik: BÜDANS Dönem Sonu Kokteyli Düzenleyen: BÜDANS Yer: Garanti Kültür Merkezi

Tarih: 21 Aralık Cuma Etkinlik: Korolar Konseri Düzenleyen: BÜMK Yer: Garanti Kültür Merkezi

Tarih: 24 Aralık Pazartesi Etkinlik: Capella Konseri Düzenleyen: A Capella Boğaziçi Yer: Nardis Jazz Club’ta

Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz

1 2

3 4 5 6 7 8 9

10 11 12 13 14 15 16

17 18 19 20 21 22 23

24 25 26 27 28 29 30

31

BUCAMPUSBUCAMPUS ĠLEĠLE BOĞAZĠÇĠBOĞAZĠÇĠ ETKĠNLĠKLERĠETKĠNLĠKLERĠ

Tarih: 25 Aralık Salı Etkinlik: Taşoda Kış Konserleri Düzenleyen: BÜMK Yer: Garanti Kültür Merkezi

Tarih: 20 Aralık Perşembe Etkinlik: radyo boğaziçi Türkçe Pop Partisi Vol. 7 Düzenleyen: radyo boğaziçi Yer: X-Large (Beyoğlu)

Page 13: Bounterview Aralık 2012

TUBA AYDIN

[email protected]

13 GÜNCEL

ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

DĠLSiZLĠK

B azen düĢünüyorum da acaba ha-

yatım tek bir ülkede, tek bir dil

ve kültürden oluĢsaydı nasıl

olurdu... Ġki dil, iki kültür ara-

sında sıkıĢıp kalır mıydım? Ġki farklı dünya

arasında kaybolmaya mahkûm birisiymiĢ

gibi, bir taraf seçmek zorundaymıĢ gibi his-

seder miydim kendimi… Ġçimdeki ikilemi

öfkeyle, nefretle bazen dıĢa vurur muy-

dum? Yabancı olarak görüldüğüm ülkede,

onların kanını ve adını taĢısaydım, beni sa-

dece çalıĢmaya değil de okumaya, aydın bir

kiĢiliğe sahip olmaya

teĢvik ederler miydi?

Beni dilsiz olmaya,

kimliksiz paradoks bir

kiĢi olmaya, okuldan

soğutmaya ve motivas-

yonumu elimden alma-

ya cesaret ederler miy-

di? Peki, haksızlığa uğrar mıydım acaba?

Haksızlığın üstüne bir siyah örtü çekerek

görmemezlikten gelirler miydi? Hiç olma-

mıĢ gibi davranırlar mıydı? KarĢısındakini

insan yerine koyup yaptıkları iĢin yıkıcı et-

kilerini akıl edebilirler miydi acaba? Za-

man çalmak, psikoloji bozmak, küçümse-

mek, bir hayatla oynamak gibi kavramları

tanırlar mıydı? Dilinde eksiklik olduğu için

zekândan Ģüphe ederler miydi? Dil sorunun

ve farklı bir kültürün var diye seni bulun-

duğun toplum içinde soyutlamaya çalıĢırlar

mıydı? Belki de yoktu dil sorunun… Ama

SEN yabancısın diye o ülkenin kanını, adı-

nı taĢımıyorsun diye eksiktin. Böylesine bir

anlayıĢa sahip olurlar mıydı? Sonra EN-

TEGRASYON ENTEGRASYON diye fa-

Ģistçe ve düĢmanca bir Ģekilde seni ezmeye

çalıĢırlar mıydı? Oysa ironiye bak... SE-

NĠ önce demotive ederler, toplumdan so-

yutlarlar, sadece çalıĢmak için bir makina

olarak görürler, makinalaĢtırmaya çalıĢırlar

adeta ve sonra dilin yetersiz ve yabancı ol-

duğun için aptal muamelesi yapmaya çalı-

Ģırlar… Seni buna inandırmaya çalıĢırlar!

ĠNANMA! Bir bakmıĢsın tüm bunlar olur-

ken SEN kavgacı, nefret dolu olmuĢsun…

Bazen kavga etmiĢsin… Öfkeni kontrol

edememiĢsin... Ümitsizliğe sürüklenmiĢsin.

Sonra bunları fırsat bir fırsat olarak kulla-

nırlar. Seni kavgacı iĢe

yaramaz bir „Ģey‟ olarak

tanıtmaya baĢlarlar. Git-

tikçe itmiĢler seni top-

lumdan ve bir bakmıĢ-

sın hiç istemediğin yer-

lerdesin. Belki bir eroin

bağımlısı olmuĢsun,

belki evlilikte kurtuluĢu görmüĢsün, belki

her gün adam yaralamaktan kavga dövüĢ-

ten içeri girmiĢsin ve belki de intihar etmiĢ-

sin… NEDEN? Çaresizliğe ve ümitsizliğe

mahkûm edildiğin için. Sonra ENTEG-

RASYON diye bir laf üretmeye baĢlamıĢlar

ve bu kelime ile SENĠN acizliğini vurgula-

maya çalıĢmıĢlar… Peki, neyin entegrasyo-

nu bu? Bunu sorgulamaya bile vakit bula-

mamıĢsındır… Sonra „ah yazık bu yabancı-

lara, bu kadar sene yaĢamıĢlar bir Almanca

bile bilmiyor barbarlar‟ cümleler iĢitmeye

baĢlarsın. Ülkelerinde kendi eserleri olan,

topluma kazandırmak yerine toplumdan so-

yutlayan, kuytu yerlere atılan o kadar genç

hayatlar var ki... Ve bunun sonucuna EN-

TEGRASYON diyorlar. Çok mutlular da

bu sonuçtan, nedense... Trajik-Komik!

Page 14: Bounterview Aralık 2012

ÜLBER ONUR AKIN

[email protected]

14 GÜNDEM

ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

MUHTEŞEM GÜNDEM

N eredeyse her

hafta gelen te-

rör saldırıları,

Suriye ile sa-

vaĢın eĢiğine gelmemiz ve

yerleĢtirilecek Patriot‟lar,

TUĠK Ağustos 2012 verile-

rine göre yüzde 8.8‟lik iĢsiz-

lik oranı ve daha pek çok

milli menfaatlerimizi doğru-

dan ilgilendiren gündem

maddeleri dururken tek der-

dimiz “tarihi-kurgu” niteli-

ğinde olan bir televizyon

dizisi. (Tabii bir de 18 Ka-

sım ġemdinli saldırısının

ardından baĢbakan Erdo-

ğan‟ın “ Artık bebek öldür-

mek için yola çıkanlar karĢı-

larında daha güçlü bir irade

bulacaklardır.” sözü var. Ġlk

bakıĢta yerinde bir beyanat

olduğu izlenimi uyandırsa

da hatırlatmakta fayda var

bu ifadenin muhatabı aynı

gün 5 askerimizi Ģehit eden

PKK değil Ġsrail.) Ülkemi-

zin son günlerdeki gündem

maddesi malum MuhteĢem

Yüzyıl. Türkiye‟nin mevcut

koĢullarında olağan günde-

mi hayli yoğunken hüküme-

tin mesaisini bir televizyon

dizisine harcamasını bir ke-

nara bırakıp meseleyi biraz

da “ileri demokrasi” bağla-

mında irdeleyelim. “Ġleri

olmayan” sade demokrasiye

sahip ülkelerde bir televiz-

yon dizisi ülkenin baĢbaka-

nının talimatıyla herhangi

bir yaptırımla karĢılaĢmaz.

Her Ģeyden önce The Tu-

dors, MuhteĢem Yüzyıl gibi

diziler kurgudur. Yüzyıllar

önce yaĢanan olayların bir

miktar reyting kaygısıyla

yorumlanması suretiyle tari-

hi olaylarla önemli tutarsız-

lıklar teĢkil etmeden çekilir.

Ġkinci olarak bu diziler top-

lumun tarihi yanlıĢ öğren-

mesine neden olmaz. Bilakis

toplumun tarihe olan mera-

kını depreĢtirerek insanları

tarih okumaya sevk eder ve

tarih bilincini yükseltir.

MuhteĢem Yüzyıl dizisinin

yayına baĢlamasından bu

yana tarihi kitapların satıĢ

rakamlarının dramatik artıĢı

incelendiğinde bu durum

katiyetle ortaya çıkacaktır.

Diğer yandan imparatorluk

sınırlarını iki katına çıkaran

Kanuni Sultan Süleyman‟ın

da herkes gibi bir insan ol-

duğu gerçeğinden hareketle

bir imparator olarak kendisi-

ne ait bir haremi dolayısıyla

bir özel hayatı ve bir cinsel

hayatının olması kendisinin

tarihsel kiĢiliğine halel ge-

tirmez. (Mitoz bölünmeyle

çoğalmadığı göz önünde bu-

lundurulursa…) Eğer ki bir

birey sırf bu diziyi izleyerek

tarihinden soğuyacak ve

MuhteĢem Süleyman‟a duy-

duğu saygıyı yitirecek denli

sığ bir zihin yapısına sahip-

se zaten onun duyacağı say-

gının topluma bir yararı ol-

mayacaktır. Son olarak me-

seleye bir de Ģu yönden ba-

kalım: teorik olarak monar-

Ģiyle yönetilen Ġngiltere‟de

baĢbakan Cameron‟ın ya da

kraliyet ailesi mensubu ola-

rak Kraliçe II. Elizabeth‟in

The Tudors hakkında “Biz

öyle bir VIII. Henry tanımı-

yoruz. Bizim bildiğimiz

VIII. Henry ömrünün 30 yı-

lını at üstünde seferde geçir-

miĢtir.” ġeklinde bir açıkla-

ma yapması ne kadar ihti-

mal dahilindedir? BaĢbakan

Erdoğan‟ın bunu bir düĢü-

nüp tartması icap eder.

Page 15: Bounterview Aralık 2012

Güzelliğiyle dikkat çeken eski manken yeni şarkıcı Güzelliğiyle dikkat çeken eski manken yeni şarkıcı Aysu Baceoğlu Aysu Baceoğlu ile ile muhteşem boğaz manzarası eşliğinde harika bir röportaj yaptık. Güzelliği muhteşem boğaz manzarası eşliğinde harika bir röportaj yaptık. Güzelliği kadar şarkıcı kimliğiyle de ön plana çıkmayı başaran kadar şarkıcı kimliğiyle de ön plana çıkmayı başaran Aysu BaceoğluAysu Baceoğlu, ünlü , ünlü olma duygusunu, mankenlikten şarkıcılığa geçişini ve yeni albümünü an-olma duygusunu, mankenlikten şarkıcılığa geçişini ve yeni albümünü an-

lattı; doğallığı ve samimiyetiyle hayranlığımızı bir kez daha kazandı.lattı; doğallığı ve samimiyetiyle hayranlığımızı bir kez daha kazandı.

AYSU AYSU AYSU BACEOĞLUBACEOĞLUBACEOĞLU

ÖZEL RÖPORTAJ 15 ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

ATAKAN ŞENİZ & HAZAL GÜNDÜZATAKAN ŞENİZ & HAZAL GÜNDÜZATAKAN ŞENİZ & HAZAL GÜNDÜZ R.

Page 16: Bounterview Aralık 2012

ARALIK 2012 bounterviewdergi- 16

Ünlü olmaya ve ünlüler

dünyasına bakıĢ açınızı

öğrenebilir miyiz?

Bu iĢi yapan, ünlü bir bayan

olarak kötü bakıyorum di-

yemem elbette. Çok genç

yaĢta mankenliğe adım at-

mıĢtım ve on senedir bu iĢin

içerisindeyim. Birçok mes-

lektaĢım gibi benim için de

genç yaĢta olmanın getirdi-

ği hatalarım oldu. Bazen

röportaj esnasında birçok

Ģey anlatıyorsun ama onun

içinden bir cümle alınıyor

ve bu cümle seni yanlıĢ an-

latabiliyor. Bunlar ünlü ol-

manın dezavantajları ama

çok fazla avantajlarını da

yaĢıyorum. Seviliyoruz, gü-

zel bakılıyor bize; kadın,

erkek, çocuk, büyük… O

yüzden ünlü olmayı seviyo-

rum. Ünlü olmak için doğ-

muĢum da diyebilirim. Gü-

zel taĢımak da önemli ve

ben güzel taĢıdığımı düĢü-

nüyorum. Ünlü olmak ko-

lay, taĢımak zor.

Özel hayatımda bedeller

ödedim!

Ünlü olduktan sonra ha-

yatınızda neler değiĢti?

KomĢularıma daha çok mi-

safir gelmeye baĢladı beni

görmek için. (Gülüyor) Ta-

biki çevrem çok fazla değiĢ-

ti. Her gittiğim iĢte, Türki-

ye‟de ve yurtdıĢında, birçok

kültürden yeni insanla ta-

nıĢma fırsatı buldum, yeni

çevreler edindim. Bedeller

de ödemedim mi, ödedim;

ama özel hayatımda, genel

hayatımda değil. Evin için-

de annemler beni çok ünlü

gibi görmüyorlar, bozuluyo-

rum. DıĢarı çıktığımda far-

kına varıyorlar. Onun hari-

cinde, seviliyorum. Sevgi

arsızı olduğum için de çok

hoĢuma gidiyor. Ġyi ki bu iĢi

yapmıĢım.

Hayatımın dönüm noktası

diyebileceğiniz bir olay

var mı?

Herhalde mankenliğe adım

attığım gün. Çünkü o gün-

den sonra her Ģey birbirini

kovaladı. ġu anda on sene-

lik mankenlik hayatım bitti

ve sonrasında Ģarkıcılığa

adım attım. Yani her Ģey

birbirini tetikledi diyebili-

rim.

Hayatımda ciddiye aldığım

tek insan annemdir.

Özellikle fikrini dikkate

aldığınız birileri var mı?

Annem. Hiç dinlemez gö-

züktüğüm, ona hayır dedi-

ğim birçok Ģeyi iyi dinledi-

ğimi fark ettim. Ġyi ki de

dinliyorum. Diyorum ya

genciz ve hepimizin haya-

tında hatalar olacak. Ama

ben ailemle yaĢadığım için

kendimi çok Ģanslı hissedi-

yorum. Ġyi ki böyle bir an-

nenin çocuğuyum. Çünkü

mankenlik hayatımın ilk

beĢ senesinde hep yanı ba-

Ģımdaydı. Bu sayede hep

minimalize hatalar yaptım.

Tek ciddiye aldığım insan-

dır hayatımda annem. Sanat

camiasında da birkaç kiĢiyi

ciddiye alırım, önemserim.

Ötekilerle, onlar nasıl dav-

ranıyorsa. Eğleniyorum.

Çünkü eğlenceli bir dünya

neticede. Adı üstünde ma-

gazinsel bir iĢ yapıyoruz

ben de sonuna kadar eğleni-

yorum herkesle.

Magazinde sıkça yer alı-

yorsunuz, sizi rahatsız

eden noktalar var mı? Bir

baĢka ünlüyle yakıĢtırıl-

manız mı yoksa baĢka

Ģeyler mi?

Bu iĢin içinde olup da böyle

haberleri yapılmayan biri

yoktur. Yine de bir yerden

sonra bazen ailem bile açıp

bu haber doğru mu Ay-

su‟cuğum dedikleri oluyor.

Teyzem bile gördüğü habe-

re inanmıĢ oluyor. Ama ne

yapalım bu iĢin içindeyiz,

bunlar da tuzu biberi. Onlar

olmasa ben olmam, ben ol-

mazsam da onlar haber ya-

pamazlar. Aslında sağlıklı

bir iliĢkimiz olduğunu dü-

Ģünüyorum. Ben iliĢkilerimi

girift yaĢayan bir insanım.

(Devamı)

Page 17: Bounterview Aralık 2012

ARALIK 2012 bounterviewdergi- 17

Mesela Ģu anda teknoloji

o kadar ilerledi ki kimse

birebir röportaj bile yap-

mıyor, mail yoluyla so-

rular hazırlanıyor ve ce-

vaplanıyor; bu benim

için avantaj değil. Ġnsan-

ların birbirinin gözünün

içine bakıp birbirleriyle

konuĢmaları gerektiğini

düĢünüyorum. Ben iliĢ-

kilerimi girift yaĢayan

bir insanım. Mesela Ģu

anda teknoloji o kadar

ilerledi ki kimse birebir

röportaj bile yapmıyor,

mail yoluyla sorular ha-

zırlanıyor ve cevaplanıyor; bu benim için

avantaj değil. Ġnsanların birbirinin gözünün

içine bakıp birbirleriyle konuĢmaları gerek-

tiğini düĢünüyorum. Basından arkadaĢlarla

iliĢkim de bu açıdan çok sağlıklı. Çok kız-

gın değilim hiç kimseye, benim de hatala-

rım oluyor, onların da oluyor. Ama her Ģey

dozajında oluyor.

Unutamadığınız bir canlı

yayın ya da podyum dene-

yiminiz var mı?

Demin de dediğim gibi ha-

yatımda dönüm noktasıdır

mankenliğe adım attığım

gün. 1.80 boyumla yere

uzanmıĢtım mesela. Ben

yanlıĢ mı yapıyorum demiĢ-

tim ama kalkıp yürümeye

devam ettim. Ġyi ki de kal-

kıp yürümeye devam etmi-

Ģim ki bugünlerdeyim.

Unutamadığım canlı yayın

geçenlerde oldu aslında. Ta-

biki önce insanlar ama hay-

vanları da çok seven biri-

yim. Sağ olsun basın danıĢ-

manım Gökhan Bey sokak-

tan kedi bulmuĢ ve canlı ya-

yına getirdi onu. O kadar

Ģirin bir Ģeydi ki iki dakika-

da kucağımda uyuya kaldı.

Ben de çok uslu bir kedi di-

ye aldım onu eve götürdüm.

Evimde Ģu an üç kedi iki

tane de köpek var. Ġki tanesi

barınaklardan evlat edinil-

miĢ, üç tane kedi sokaktan

alınmıĢ bir tanesi de Ġran

kedisi. (Devamı)

“DüĢündüğümde iyi ki

kalkıp yürümeye devam

etmiĢim ki

bugünlerdeyim.”

Page 18: Bounterview Aralık 2012

ARALIK 2012 bounter- 18

kendimi ifade edebiliyo-

rum orada. Bu Ģekilde sos-

yal medyayı kullanmak gü-

zel bir Ģey.

Boğaziçi sizin için ne ifa-

de ediyor? Bir mesajınız

var mı?

Türkiye‟de Ģu an çok iyi

yerlerde yetki sahibi olan

kiĢiler çok iyi biliyorum ki

Boğaziçi Üniversitesi‟nden

çıkıyorlar. Sizler benim

için ayrıca önemlisiniz;

çünkü sizler birçok kiĢiye

bu imkanı sunmuyorsunuz,

çok kiĢiyle oturup röportaj

yapmıyorsunuz. Bana özel

olduğumu hissettirdiğiniz

için sizlerle burada olmak-

tan çok keyif aldım.

Bizim üniversitede hangi

bölümde okumak isterdi-

niz?

Uluslar arası iliĢkiler. Ġn-

san iliĢkilerim iyi olduğu

için onu seçerdim.

Önümüzdeki dönemde

hayata geçirmek istediği-

niz projeler var mı?

Zaten albüm yeni çıktı.

Sizden ricam lütfen önyar-

gı olmasın. Mankenlikten

Ģarkıcılığa geçiĢ, manken-

likten oyunculuğa geçiĢ,

bir çok iyi örnekler var eli-

mizde. BeĢ tane Ģarkım var

ama özellikle “10 numa-

ra”nın dinlenmesini istiyo-

rum. Önyargıyı bir kenara

bırakalım, herkese bir Ģans

verelim. Ġnsan istedikten

sonra yapamayacağı hiçbir

Ģey yok. Ben çalıĢıyorum,

elimden gelen her Ģeyi ya-

pıyorum. Gencim, güze-

lim. ġarkılarımı dinlemele-

rini istiyorum; tabiki deva-

mı gelecektir.

Bu kedi bir cana-

var çıktı meğer rol

yapıyormuĢ! Elle-

rim (gösteriyor)

çizik içinde. Böyle

bir kazık yedim

unutamıyorum. ġu

anda canavar ev-

de.

Sosyal medyayı

ne amaçla kullanıyorsunuz?

Twitter ve Facebook‟ta benim adıma açıl-

mıĢ otuz kırk tane hesap var ama Fa-

cebook‟ta değilim. Twitter‟ı çok fazla kul-

lanıyorum. Bazen kendini kısa röportajlar-

da ifade edemiyor-

sun. Ġki üç dakikalık

bir röportaj zaten

kesintiye uğruyor.

Ne kadar kendini

ifade edip ne kadar

anlatabilirsin? Doğ-

ru kullandıktan son-

ra çok güzel bir ken-

dini ifade etme Ģek-

li. Twitter hesabım-

da birçok kiĢiyle arkadaĢ gibi olduğumu

düĢünüyorum; çünkü kendimi güzel ifade

edebiliyorum. Bana karĢı çok saygılılar, be-

ni sevdiklerini görüyorum. Demek ki ben

Page 19: Bounterview Aralık 2012

BoğaziçiBoğaziçiBoğaziçi Proficiency

Proficiency Proficiency

Hızlandırma Kursumuz Başlıyor!

Hızlandırma Kursumuz Başlıyor!

Hızlandırma Kursumuz Başlıyor!

AkademiAkademi BoğaziçiBoğaziçi ile Bu Gidişe Bir Son Verin ile Bu Gidişe Bir Son Verin ! ! Turbo Turbo –– Prof kursumuz Başlıyor! Prof kursumuz Başlıyor!

12 12 –– 22 Ocak arası Boğaziçi Proficiency çalışmanıza 22 Ocak arası Boğaziçi Proficiency çalışmanıza Akademi Boğaziçi ile hız verin.Akademi Boğaziçi ile hız verin.

Proficiency sınavını geçmek için son adımınızı bizimle atmak için Proficiency sınavını geçmek için son adımınızı bizimle atmak için hemen kaydınızı yaptırın.hemen kaydınızı yaptırın.

Akademi Boğaziçi Nedir? Boğaziçili mezunların ve öğrencilerin kurduğu Akademi Boğaziçi kursunun ilk amacı Boğaziçi öğrencilerini Proficiency sınavına hazırlamaktır. Ayrıca genel İngi-

lizce,iş İngilizcesi ve konuşma İngilizcesi eğitimleri de vermektedir.

2002’den beri Boğaziçililere, üniversite öğrencilerine, ünlülere, şirket yöneticilerine ve iş adamlarına eğitim veren Akademi Boğaziçi eğitmenleri, özel ve grup Proficiency eğitimlerini

Hisarüstü’nde, Shopping World marketin hemen üstündeki ofisinde birleştirmiştir. NOT: Sınırlı sayıda yeni öğrenci alınacaktır!

Telefon: 0532 559 99 59

0542 559 99 59

0552 559 99 59

Facebook: facebook.com/iambucampus (kiĢi)

Page 20: Bounterview Aralık 2012

“ AYAKLARININ ALTINDA CENNETİ BARINDIRAN BİR VARLIK, AYAKLAR

ALTINA ALINAMAZ ”

K adının, küçüklüğünden baĢlayarak Ģiddet görme oranı Türki-

ye’de diğer çoğu ülkeye göre daha fazla. Her 3 kadından 1’i

Ģiddete maruz kalıyor. Kadın cinayetleriyse gün geçtikçe artı-

yor. Kadınların eğitimsizliği, erkekten düĢük görülmesi ve fiziksel olarak daha

güçsüz olması Ģiddet görmesini arttırıyor.

Dünya Ekonomik Forumu‟nun top-

lumsal cinsiyet eĢitliği üstünde yaptığı

araĢtırmaya göre, Türkiye 134 ülke arasın-

da 126. sırada. Kadın cinayetlerinde görü-

len ciddi artıĢ bu eĢitsizliği gözler önüne

seriyor. Son 5 yılda 4 binden fazla kadın

cinayete kurban gitti. Bunların birçoğu eĢ-

leri tarafından acı-

masızca iĢlenen ci-

nayetler. Kadına

yönelik Ģiddetin bu

kadar hızlı yayılma-

sında ekonomik,

kültürel, geleneksel

faktörler etkili. Ancak kadın haklarını ko-

ruyan yasaların da düzgün bir Ģekilde yürü-

tülmemesi bu artıĢta büyük bir etken olarak

karĢımıza çıkıyor.

GeçmiĢten bugüne “erkek egemen-

dir” görüĢü benimsenmiĢ durumda. Bu dü-

Ģüncenin benimsendiği ortamda cinsiyete

dayalı ayrımcılık devam edecektir. Devle-

tin, hem özel hem kamusal alanda uygula-

nan Ģiddeti görmezden gelmesi, cinsiyet

ayrımcılığına karĢı etkili politikalar geliĢ-

tirmemiĢ olması, kadına yönelik Ģiddetin

önünü açmaktadır. Bugüne kadar gelmiĢ

geçmiĢ bütün hükümetler kadına yönelik

Ģiddeti engellemeye karĢı uluslararası an-

laĢmalar yapmıĢtır ancak bu anlaĢmaların

gereği yapılmamıĢtır. Kadınlara karĢı

ayrımcılığı önlemek ve kadınları güçlen-

dirmek için bilim ve araĢtırma kuruluĢları,

sivil toplum örgütleri oluĢturulmalıdır.

Medya bu hareketlere destek vermelidir.

Yapılan bir açıklamada, kadının ruh sağlı-

ğını etkileyen 2 temel faktörün Ģiddete ma-

ruz kalma ve yoksulluk olduğu ortaya çık-

mıĢtır. ġiddete ma-

ruz kalan kadınlarda,

diğer kadınlara oran-

la depresyon, Ģizof-

reni gibi hastalıklar

daha çok baĢ gösteriyor ve bu kadınların

intihara eğilimi 3 kat daha fazla oluyor.

“Aile insan yaĢamından daha kutsal değil-

dir. Bu yasanın amacı aileyi değil, aile

içinde Ģiddete maruz kalanı korumaktır.”*

Türkiye‟de 1998‟de yürürlüğe giren Aile-

nin Korunmasına Dair Kanun, ev içi Ģidde-

te karĢı önemli bir adımdır; ancak bu yasa-

nın ne kadar iĢlediği bir tartıĢma konusu.

Kadının eğitimsizliği Ģiddet görmesini art-

tırıyor, ancak eğitimli olması da Ģiddeti sı-

fırlamıyor, azaltıyor. Üniversite mezunu

kadınların %7‟si aile içi Ģiddete maruz ka-

lıyor.

*Ailenin Korunmasına Dair Kanun, İstanbul, 2002

NĠHAL KARAMAN

[email protected]

20 KADINCA

ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

Page 21: Bounterview Aralık 2012

HELĠN MURATAKAN

[email protected]

21 SOSYAL MEDYA

ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

SS osyal medya hayatımıza girdi gireli ne yalan söyleyebilir osyal medya hayatımıza girdi gireli ne yalan söyleyebilir

ne de duygularımızı saklayabilir olduk. Öyle ya “kötüyüm, ne de duygularımızı saklayabilir olduk. Öyle ya “kötüyüm,

sinirliyim, yalnızım, ölüyorum” Ģeklindeki paylaĢımlarınsinirliyim, yalnızım, ölüyorum” Ģeklindeki paylaĢımların

ardından on dakika sonra komik, neĢeli, eğlence içerikli ardından on dakika sonra komik, neĢeli, eğlence içerikli

bir gönderide diyafram patlaması yaĢarcasına gülebiliyoruz ya da bir gönderide diyafram patlaması yaĢarcasına gülebiliyoruz ya da

güldüğümüzü sanıyoruz, hepsi muamma.güldüğümüzü sanıyoruz, hepsi muamma.

Amacının dıĢında bir kullanımın olduğu

bu mecrada, bazı arkadaĢlar görüyorum

ki onların durumu iĢte tam da bahsetti-

ğimiz bu durumla birebir örtüĢüyor.

Öyle ki haftalardır ulaĢamadığım bir

insana Facebook üzerinden ulaĢabiliyo-

rum. Tabi öncelik Fa-

cebook; ev veya cep tele-

fonlarımız değil! Kötü bir

dönem geçiriyor bu zat-ı

muhterem arkadaĢım en

azından bana bu Ģekilde

aksettirdi halet-i ruhiyesi-

ni. Ancak görünen o ki

sosyal medyada hiçbir Ģey

saklı kalmıyor. Bunalımda

olan arkadaĢ, on dakika

sonra bir Ģarkı ile kahka-

halar dolu bir gönderide

buluyor kendini. Yarım saat sonra bir

eğlence mekanında “ġu an, Ģurada, Ģu

kiĢi ile” Ģeklinde gönderilerinde bulu-

nuyor. Baksanıza bilgisayar baĢında de-

ğilken bile mobil olarak halen daha sos-

yal medyanın içerisinde. Ertesi gün, ge-

çen geceki eğlence mekanındaki fotoğ-

rafları albüm oluyor, “muhteĢem kon-

ser, muhteĢem eğlence” gibi albüm ad-

ları ile. Hani ölüyordun? Zor dostum

zor saklanmak, kaçmak!

Kendimize belli roller biçip belli baha-

neler öne sürüp konuĢmak, görüĢmek

istemediğimiz insanlardan

kaçıyoruz. O zaman bu or-

tam sadece “Ģu kadar pay-

laĢımım var, X sayıda ar-

kadaĢım var, Y sayıda ta-

kipçim var” Ģeklinde bir

prestij kaygısından ve

amaç dıĢı kullanımdan

öteye gitmiyor.

Twitter‟ da seslerini du-

yurmak isteyen insanlar

var ki Trend Topic 'e gir-

mek istiyorlar, Gündemi pek güzel kul-

lanmıyoruz hatta bana kalırsa Trend To-

pic özentilikten baĢka bir Ģey değil. Yal-

varırım Ģu One Direction ve Justin Bie-

ber'i Türkiye‟ye getirin de kurtulalım

böyle gündemlerden.

Page 22: Bounterview Aralık 2012

ERDEM ERKMEN

[email protected]

M üzik denildiğinde akla; yapılan ve değer verilen o sanata, hissettiğiniz her şey gelir. Belki bazılarımız, herhangi bir

müzik dinlediğinde, o müziğin seslerini tam olarak hissedemeyebilir. Bir müzikte bulunan her sesin ayrı bir görevi vardır. Her ses birbirini tamamlar. Mesela bir şarkıda “ah her şey güzel de bu ince ses şarkıyı mahvetmiş”

dersiniz. Halbuki o ses şarkıya farklı bir renk katmış, şarkının güzel bir şekilde bitirilmesine imkan vermiştir.

Tabi ki de her müzik yapanı aynı kefeye koyamam.

Eleştirilecek müzik yapan, çok kişi var. Maalesef ki

ülkemizde her mikrofonu, gitarı, piyanoyu, tamburu ve benzeri müzik enstrü-manlarını eline alan ken-dini bir şey zannediyor, şarkı yazmaya çalışıyor. Yanlış olan ise o müzik

enstrümanlarını kullanma-sı değil, kendi ürettiği o kafiyesiz, yanlış vurgulu

şarkı sözleri. Bu şarkıları bir de bizlere dinletmeye çalışıyorlar ya helal olsun! Üzgün olarak

söylüyorum ki, bu işten de bazı-ları iyi paralar kazanıyor. Çünkü

artık bizde kulak kal-mamış, nereye çek-seler oraya gidiyo-ruz. Kafede, lokan-tada, kahvede, rad-yoda bu şarkılar is-temediğimiz halde de bize dinletiliyor. İsteğim, sesimin bü-yük kitlelere ulaşma-sını sağlayarak bu olumsuzlukları orta-

dan kaldırmak.

Kalın sağlıcakla…

22 MÜZİK

ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

Page 23: Bounterview Aralık 2012

K üçükken röportajları okuyup “ben olsam bu soruyu

sorardım”, “bak şu soru tam otururdu” diye yo-

rumlar yapardım kendimce. Hatta henüz 7. sınıftay-

ken öğretmenlerimizden biri “Atatürk’ün ölmediği-

ni düşünün ve bana bir röportaj hazırlayın, cevapları da kendi-

niz verin” demişti. Tam 5 sayfalık bir röportaj çıkarmıştım or-

taya. Ödülüm de “Sende gerçekten iş var” gibi güzel sözler ol-

du. Hayali de olsa ilk röportajımı yapmıştım, hem de en çok rö-

portaj yapmak istediğim kişiyle. Lisede bunu devam ettireme-

dim ama hala içimde vardı o büyük istek. Üniversiteye başlayıp

Ahmet Kemal’le tanışmamla beraber, röportaj yapma isteğim tekrar arttı çünkü bize

sürekli yaptığı röportajları anlatıyordu. İçten içe “bana da teklif etse ne güzel olur”

demişliğim çoktur. Ve sonra bir gün gelip “siz de röportaj yapmak ister misiniz?”

diye sordu. Ekibi tanıttı, ki zaten Atakan’ın yaptığı işleri ilgiyle takip ediyordum.

Böylece ekibe katıldım ve hayalimi gerçekleştirme yolunda ilk adımı atmış oldum.

Röportajların altında ismimi görmek beni inanılmaz derecede heyecanlandırdı ve

ben çok doğru bir iş yaptığımı anladım; çünkü Bounterview bu yolda benim için en

doğru ekipti. Herkesin istekli ve bir o kadar da azimli olması beni çok etkiledi. Boun-

terview olarak gerçekten kısa zamanda büyük bir yol katettik. Ama önümüzde çok

daha uzun bir yol var ve ben bu yolda bu ekipte yer aldığım için çok mutluyum.

SEREN ATEġSEREN ATEġSEREN ATEġ

B ir gün kendini röportaj yaparken düşünür müydün

diye sorsalar bunun onlarca hayalimden biri olduğu-

nu ve muhtemelen sadece güzel bir hayal olarak ka-

lacağını söylerdim. Her gün televizyonlarda gördü-

ğüm, hayranlık duyduğum kişilerle röportaj yapmak onlara bu-

lundukları noktalara nasıl geldiklerini, başarılarının sırlarını,

merak ettiğim diğer birçok soruyu sorabilmek ve onlarla yüz

yüze tanışabilmek gerçekten güzel bir hayaldi. Ve şimdi bu ha-

yalimi sıcakkanlı insanların oluşturduğu, başarılı isimlerle rö-

portajlara imza atmış, başarıları günden güne artan

“Bounterview” ekibiyle gerçekleştirmenin ayrıcalığını yaşıyorum.

DUYGU KARASAPANDUYGU KARASAPANDUYGU KARASAPAN

23 EKİBİMİZDEN

ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

Page 24: Bounterview Aralık 2012

E kiple olan ilişkim aslında çok daha eskiye, bir radyo

programı yapma planına dayanıyor. İtiraf etmeliyim

ki 2011’in ilk yarısında geçirdiğim kötü dönemin acı-

sını çıkarmalıydım ve olabildiğince güzel işler yap-

mak istediğim için radyo programı kulağıma çok hoş geldi. İş-

ler planladığımız şekilde gitmeyince bir sonraki seneye ertele-

mek zorunda kaldık. Fakat bu sefer de daha farklı bir dala, rö-

portaja yöneldik. “Bounterview” kuruldu ve ses getirecek işler

yapılmaya başlandı. Pek çoğunuzun tahmin edebileceği gibi

okulumuzda bir seviye tutturmak için çok çaba sarf etmeniz ge-

rekiyor. Bounterview’in hayatımla kesişen noktası, bu ekibin zamanında maruz kaldı-

ğı kötü durumlara fazla takılmadan, seviyesini bozmadan ve ilk günkü istekle bu işi

devam ettirmesidir. Yaşadıklarınız ne kadar kötü olursa olsun işinizi en iyi yapmanız

gerektiği gerçeği hiçbir zaman değişmeyecektir. Bu ekip bu yönüyle çok değerlidir ve

burada olmak gerçekten çok güzel.

ÇAĞDAġ ÇETĠNKAYAÇAĞDAġ ÇETĠNKAYAÇAĞDAġ ÇETĠNKAYA

B ounterview’in ilk oluştuğu zamanlarda gerçekten çok

başarılı röportajlar gerçekleştireceğine inanıyordum

ve gıptayla takip ediyordum. Açıkçası aranızda bir

gün olmayı çok istiyordum. Nihayet aranızdayım.

Ben BOUNterview gibi bir ekibin içinde bulunduğum için gu-

rur duyuyorum. Ekibin her bir ferdi gözlemlediğim kadarıyla

çeşitli özelliklere sahip, özellikle de yapıcı ve üretici özellliklere

sahip. Ekibin azmini ve heyecanını görebilmek beni de heye-

canlandırıyor ve motivasyonumu yükseltiyor. Bu kadar zengin,

azmiyle ve emeğiyle bir yerlere geleceğini can-ı gönülden inan-

dığım bir oluşumun içinde olmaktan son derecede (mutlu olmaktan öte) onur duyu-

yorum. Çünkü ortada gerçekten ulaşılmak istenen bir vizyon ve amaç var. Ve bu

amaca (bence) gittikçe yaklaştığımıza inanıyorum. Ektiğini biçeceğine inandığım bir

oluşum BOUNterview. Bu kadar kısa sürede çok şey kattınız bana. Bu yüzden beni de

ekibinize kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum.

TUBA AYDINTUBA AYDINTUBA AYDIN

24 EKİBİMİZDEN

ARALIK 2012 bounterviewdergisi.

Page 25: Bounterview Aralık 2012