ankara haci bayram velİ Ünİversİtesİisamveri.org/pdfdrg/g00573/2018/2018_kurtogluo.pdf ·...
TRANSCRIPT
ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ Türk Kültürü Açısından Hacı Bektaş-ı Velî Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi
IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA)
BİLDİRİLER KİTABI
Editörler:
Doç. Dr. Orhan KURTOĞLU
Dr. Ayşe ÇAMKARA ERGİNER
1. CİLT
ANKARA- 2018
137
* Doç. Dr., Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Türkiye, [email protected]
HAYDAR CEMİL BABA’NIN ARNAVUTLUK’TA YAZDIĞI ŞİİRLERİ
Haydar Cemil Baba’s Poems in AlbaniaOrhan KURTOĞLU*
Öz
Haydar Cemil Baba, 20. yüzyıl Alev ve Bektaşi edebiyatının velut şairlerinden birisidir. Şiirlerinde Haydarî mahlasını kullanan şair, Bektaşî çevrelerinde daha çok Haydar Baba veya Haydar Cemil Baba olarak tanınmaktadır. İstanbul’da doğan ve gençlik yıllarını burada geçiren Haydar cemil Baba bir sebeple Türkiye’den ayrılmış ve sırasıyla Arnavutluk, Yugoslavya ve Bulgaristan’da yaşamış, Bulgaristan’da Deniz Ali Baba Dergâhı Postnişînliğini yürütmüş ve 1962 yılında burada vefat etmiştir.
Bu çalışmada çok sayıda şiir yazdığı bilinen Haydar Cemil Baba’nın Arnavutluk Millî Kütüphanesinde bulunan 810 sayfalık bir defterde bulunan ve şairin 1938 yılında burada yazdı-ğı şiirler hakkında değerlendirme yapılmıştır.
Bu şiirlerinde çoğunlukla daha önce yayınlananlarda olduğu gibi Bektaşilik düşüncesiyle ilgili konuları işleyen şair zaman zaman din ve tasavvuf konusunun dışına da çıkmış ve çeşitli duygularını samimi bir dille ifade etmiştir.
Anahtar Kelimeler: Alevi ve Bektaşi Edebiyatı, şiir, 20. yy., Haydar Cemil Baba, Ar-navutluk.
Abstract
Haydar Cemil Baba, a poet of the 20th century Alevi and Bektashi literature. The poet, who uses the Haydarî pseudonym in his poems, is mostly known as Haydar Baba or Haydar Cemil Baba in Bektaşî circles. Born and youth in Istanbul here who Haydar cemile father for a reason separated from Turkey and respectively, Albania, Yugoslavia and lived in Bulgaria, Bulgaria undertook the Deniz Ali Baba Dargah sheikh and in 1962 he died here.
In this study, an 810-page book in Haydar Cemil Babaairs National Library of Albania, which is known to have written many poems, and the poems which were written by him in 1938 were evaluated.
In this poem, as in previous publications, the poet, who dealt with issues related to the Bektashism thought, came out of religion and mysticism from time to time and expressed his various feelings in a sincere language.
Keywords: Alevi and Bektashi Literature, poetry, 20th century, Haydar Cemil Baba, Al-bania.
Orhan KURTOĞLU
138IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
20. yüzyıl Bektaşî şairlerinden birisi olan Haydar Cemil Baba, Haydarî mahlasını kullanmaktadır. Bektaşî çevrelerinde ise Haydar Baba veya Haydar Cemil Baba olarak tanınmaktadır. Şiirlerinin bulunduğu ve müellif hattı oldu-ğu anlaşılan defterin ketebe kaydında kendisini “Haydar Cemîl bin İbrâhîm” olarak takdim etmesinden anlaşıldığına göre babasının adı da İbrahim’dir.
Aslen Arnavut olduğu hâlde hiç Arnavutça bilmeyen, Türkçeyi bir İstan-bul çocuğu gibi tatlı ve çekici bir tarzda konuşup yazan (Bayrı, 1957: 1578) Haydar Cemil, Turgut Koca’nın kaynak göstermeden verdiği bilgiye göre Ça-nakkalelidir (1990: 789). 1900 yılı civarında İstanbul’da doğmuştur (Bayrı, 1957: 1578). Bazı şiirlerinin sonunda yer alan yazılış tarihlerinden anlaşıldığı-na göre, gençlik yıllarını -en azından 25 Nisan 1919 – 15 Kânun-ı evvel 1928 arasını- İstanbul’da geçirmiştir. Hiç evlenmemiş olan Haydar Cemil, İstanbul Merdivenköy Dergâhı’nda yetişmiştir (Kökel, 2007: 17). Topkapı Bektaşî Dergâhı’nda postnişîn olduğunu söyleyenler olduğu gibi, orada misafir olarak bulunduğunu söyleyenler de vardır (Bayrı, 1957: 1578). Son devir divan şair-lerinden Hammâmizâde İhsan ile dost olan (Bayrı, 1957: 1578) Haydar Cemil Baba, Atatürk ile de görüşmüş, bir defasında Nur Baba (ö. 1936) ile birlikte onun sofrasında bulunmuştur (Noyan, 2003: 113, 184).
Haydar Cemil, Topkapı Tekkesi’nde mesut sayılabilecek bir hayat ya-şamıştır. Fakat 1925 yılında tekkelerin kapatılmasından sonra geçim zorluğu çekmeye başlamış, ekmek parasını sağlamak için bazı makamlara başvurmuş, İstanbul Belediyesi’nde küçük bir görev alabilmek arzusuyla birtakım teşeb-büslere girişmişse de bütün bu yoldaki emekleri neticesiz kalmış, durumun yeniden düzelmesine ait ümitleri gün geçtikçe biraz daha zayıflamıştır (Bayrı, 1957: 1578).
Haydar Cemil, bir müddet sonra Türkiye’den ayrılmıştır. Bu ayrılışın sebebiyle ilgili olarak üç farklı rivayet anlatılmaktadır: Bunlardan birincisi, Haydar Cemil’in şapka inkılâbının (25 Kasım 1925) hemen ardından Selman Cemâlî Baba (ö. 1961) ve Topkapı Tekkesi şeyhi Bektaş Baba (ö. ?) ile bir-likte Türkiye’den ayrıldığı şeklinde (Koca, 1990: 789), ikincisi ise Türkiye’de doğup büyüyen ve Türk kültürü ile kaynaşan, Türkiye ve Türkleri çok seven Haydar Cemil’in bir sebeple1 1936 veya 1937 yıllarında Türkiye’den ayrıldı-ğı (Bayrı, 1957: 1578); üçüncüsü ise bu seyahatin Pirevi’nin kapanmasından sonra Salih Niyazi Dedebaba ile yaptığı (Kökel 2007: 17) şeklindedir. Türki-ye’den önce Arnavutluk’a giden Haydar Cemil, daha sonra buradan da ayrı-
Haydar Cemil Baba’nın Arnavutluk’ta Yazdığı Şiirleri
139IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
larak Yugoslavya ve Romanya’ya, nihayet Bulgaristan’a geçmiştir. Bir süre Demir Baba Dergâhı’nda daha sonra ise Rusçuk/Totrakan’da Deniz Ali Baba Tekkesi’nde postnişîn olmuştur (Noyan, 2003: 184). Haydarî, 23 yıl postni-şinlik vazifesinde bulunduğu bu tekkede 15 Mayıs 1962 Salı günü saat altıda vefat etmiş (Noyan, 2003: 184)2 ve Ali Baba, Selman Baba ve Veli Baba’nın kabirleri arasına Ali Baba’nın yanına gömülmüştür (Koca, 1990: 789). Hay-dar Baba’nın aynı zamanda bu tekkenin son mürşidi olduğu da bilinmektedir (Noyan, 2003: 113).
Evlatlarından bir kısmı (Süleyman Saltık ve ailesi) 1950’de Bulgaristan Mumcular’dan Türkiye’ye göçmüş ve Aydın’ın Nazilli ilçesine yerleşmişlerdir (Noyan, 1987a: 300).
Haydar Cemil Baba’ya ait eşyalar ile yazı ve şiirleri bugün Razgrad Dev-let Arşivi’nde yer almaktadır. İstanbul’un önemli derviş ve babalarından Ağız-lıkçı Ahmet Necmeddin Alpgüvenç Baba ve Mehmet Zühdi el-Mahvî Baba da onun yetiştirdiği zatlardandır (Noyan 2002: 186).
Galatasaray Lisesinde okumuş, Hukuk Fakültesinden mezun olmuş (No-yan, 2003: 184) ve bir müddet avukatlık yapmış olan Haydar Cemil Baba’nın birkaç yabancı dil bildiği de belirtilmektedir (Koca, 1990: 789).
Yine şiirlerinden anlaşıldığına göre Haydar Cemil Baba, Hüseyin Hüsnü Baba’nın mürididir. Şair, bir şiirle mürşidine olan sevgi ve hürmetini dile ge-tirmiştir. Haydarî, mürşidinin Hüseyin Hüsnü Baba olduğunu belirterek baş-ladığı şirinde, onun şöhret ve tesirinin bütün Balkanlara yayıldığını, birçok paşanın kendisine bağlandığını ve dergâhında Türk, Bulgar ve Rumların el ele olabildiğini ifade etmiştir:
Mürşidim Hüsnü Baba Hak Ey Haydarî kulum ancak Sırr-ı zât zât-ı mutlak Hâcı Bektaş-ı Velî dost (Noyan, 1987a: 300)
Mürşidim ey gerçek erenler Hüseyin Hüsnü Baba Hem-nefes-i Hilmi-i server Hüseyin Hüsnü
Balkan’ın üstünde senin sofra-i irfânına pek Çok paşalar oldu emir-ber Hüseyin Hüsnü Baba
Orhan KURTOĞLU
140IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
Secde-i dergâhına yükseldi gelip dest-be-dest Bulgar Urum Türkle berâber Hüseyin Hüsnü Baba (Kılıç vd. 2008:
100)
Bugüne kadar, Haydar Cemil Baba’nın şiirlerini ihtiva eden üç defter ve bir mecmua olduğu biliniyordu. Bizzat şair tarafından oluşturulan defter-lerden biri, Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Bağışlar 2421 numarada, diğeri ise Millî Kütüphane Yz. A 1134’de bulunmaktadır. 28 varaktan oluşan Süley-maniye Kütüphanesindeki defterde 44 şiir; 75 varaktan oluşan Millî Kütüp-hanedeki defterde ise tamamı diğer şiirlerden farklı olmak üzere 113 şiir yer almaktadır.
Bunların dışında 1950 yılında Bulgaristan Mumcular’dan Aydın Nazil-li’ye göçen ve Haydar Cemil Baba’nın müritlerinden olan Süleyman Saltık’ın oğlu Celil Saltık’ta babası tarafından oluşturulmuş çoğunlukla Haydar Ba-ba’nın nefeslerinin bulunduğu bir mecmua ile yine Süleyman Saltık tarafın-dan oluşturulan Latin harfleriyle yazılmış şiirlerin bulunduğu bir defter daha vardır. Mecmuada 179 şiir, Latin harfi defterde ise 36 şiir bulunmaktadır. Bu durumda şairin eldeki şiir defterlerinde toplam 372 şiiri bulunmaktadır.
Ancak Noyan, sonradan Bulgaristan’dan kaçırılarak getirilen ve şairin kendi el yazısıyla yazılı 370 adet nefes, düvâz vb. şiir, 228 dörtlük, 350 müf-ret ve 33 mısra barındıran defterler ile Zühtü Dağtekin’in nefes defterinden aldığı 4 şiir ve Asım Giritlioğlu’nun nefes defterinden alınan 6 şiirinin daha olduğunu ve bunların şahsi kütüphanesinde bulunduğunu ve yayınlanmak üzere olduğunu belirtmektedir (1987a: 300-301; 2003: 184). Bu durumda Noyan’ın verdiği şiir sayısı ile daha önce yayımlanan çalışmamızda yer alan manzumelerin toplamı 1363’dir. Arnavutluk millî kütüphanesinden alınan ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi Dijital arşivinde bulunan Arnavutluk’ta yazdığı şiirleri ihtiva eden 810’a kadar numaralandırılmış defterde ise çoğu gazel formunda olmak üzere 39 tam şiir vardır. Bunların dışında bu defterde tamamlanmamış 418 mısra, 1270 beyit ve 167 dörtlük vardır. Bu da onun ve-lut bir şair olduğunu göstermektedir.
2008 yılında Filiz Kılıç ve Tuncay Bülbül ile müştereken yayınladığımız çalışmada şairin 372 şiirini yayınlamış ve Bedri Noyan’ın haber verdiği şiir-lerin henüz ele geçirilemediğini: günün birinde bu şiirlerin bulunabileceğini ifade etmiştik. O çalışmada da 1930’lu yıllarda yazdığı şiirlerinin olabilece-
Haydar Cemil Baba’nın Arnavutluk’ta Yazdığı Şiirleri
141IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
ği tahmininde bulunmuştuk. Bugünkü çalışmamıza konu olan 1938 yılına ait şiirler muhtemelen Türkiye’den ayrıldığı ilk yıllara ait olmalıdır.
Haydar Cemil Baba, çok çeşitli sebeplerde kısa aralıklarla ve kolaylıkla şiir yazabilen bir şairdir (Noyan, 2003: 184)3. Zira daha önceki çalışmamıza konu olan mevcut şiir defterlerinde bulunan şiirlerin (Süleymaniye Kütüp-hanesi Yazma Bağışlar 2421’deki defterdeki) 45’ini 25 Nisan ile 21 Haziran 1919 tarihleri arasında yani yaklaşık iki aylık sürede, (Millî Kütüphane Yz. A 1134’deki defterdeki) 113’ünü ise 19 Kânûn-ı Sânî 1927 ile 23 Kânûn-ı Evvel 1928 tarihleri arasında, yani yaklaşık bir yıllık süre zarfında yazmıştır4. Hatta şairin bazen günde 3-4 şiir yazdığı da olmuştur.
Daha önce yayınlanan şiirlerini olduğu bu şiirlerini de çok kısa bir za-man aralığında yazmıştır. Arnavutluk’ta yazdığı şiirlerindeki en eski tarih 1 Kânûn-ı Sânî 1938, en son tarih ise 24 Nisan 1938’dir. Bu şiirler 810 yapraklı bir deftere yaklaşık beş aylık bir süre zarfında yazılmıştır. 810 yapraklı bu defterde bulunan şiirlerin büyük bir kısmı tamamlanmamıştır. Bu defter adeta Haydar Cemil Baba’nın karalama defteri gibidir.
Haydar Cemil Baba’nın şiirleri, bilhassa Bektaşîliği ve dolayısıyla tasav-vufi düşünceleri samimi duygularla ifade eden manzumelerdir. Bu düşünce-den hareketle şiirlerinde genel olarak tasavvufu, hasusen ise Bektaşîliği konu edinmiştir. O bu şiirlerinde Alevî-Bektaşî kültüründe önemli olan kimseleri saygı ile anarken onlara yakın olmak arzusunu yine en samimi ifadelerle dile getirmektedir.
Daha önce yayınlanan şiirlerinde olduğu gibi Arnavutluk’ta yazı-lan şiirlerinde de genellikle tasavvufi düşüncelere yer vermekle birlikte bu şiirlerinin bir kısmında din ve tasavvuf dışı konular da işlenmiştir. Tam ve ek-sik şiirlerin çoğunda nazım şeklini ifade eden koşma, varsağı, nefes, murabba, müseddes, şarkı gibi başlıklar kullanılırken bilhassa din ve tasavvuf konuları-nın işlenmediği şiirlerinde ise diğerlerinden farklı olarak “Ağrıcık, Amerika, Dertlice Gecede, Bu Akşamki Sohbet, Çığırtı, Nasıl Ayrılacağız, Aldım Seni Kaçtım” gibi başlıklar taşımaktadır. Bu şiirlerinde okuyucusunun karşısına bir tarikat mensubu olarak değil, acı, sevinç ve hüzün gibi duyguları yaşayan bir insan olarak çıkar. Bu şiirlerde bazen bir mecazi sevgiliden bahseder, bazen çektiği bir diş ağrısını anlatır, bazen de bir tabiat tasviri yapar.
Orhan KURTOĞLU
142IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
Haydar Cemil Baba’nın Arnavutluk’ta yazdığı şiirlerden bazıları şunlar-dır:
1
ALDIM SENİ KAÇDIM
Aldım seni kaçdım o diyârın elemindenGerçek mi hayâtın bize ikrâmı kederkenAldım seni kaçdım bu diyardan da bugün benBir lahzâ safâ etmek için gâye ederken
2
AĞRICIK
Tatlı bir ağrı var dişimde benimDokunur ince ince diş etimeVeriyor tatlı tatlı lezzetimeYok duyum sanki bundan anlar kim
Gizli şiddetin bu okşayışıBunda lezzetli bir elem zevkimAlt çenemden değen bu hem zevkim Hem de derdim belirmiyor ki dışı
Tatlı bir ağrı diş etimde gülerNe güzel hissi gizli gizli kaşırZevk idrâke pek de yaraşırBöyle her derd olaydı derdim egerCum’a ertesi sâ’at 16.12, 22 Kânûn-ı sânî 1938 Tiran
3
Şâʿir olmak benim şânımdırMürşid olmak bütün vakârımdır
Hem hâkim-i âlem olma kârımdırÂşık olmam kemâl-i yârimdir
Haydar’ım sözde Zülfikârım’dırNûr-ı şiʿriyyetim karârımdır
Haydar Cemil Baba’nın Arnavutluk’ta Yazdığı Şiirleri
143IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
4
Kalamış Körfezi’nde mehtâbınAksi vurdukça dehşet açmakdaBöyle bir inʿikâs o bîtâbınBağrı durgunluğunda kaçmakdaDalgacıklarda yüzer tenhâ
5
Ey hakîkatden vücûdiyyet olan cânım AlîEy vücûdiyyetde mevcûd ʿaşka seyrânım Alî
Sen benim gönlümde gönlümsün tecellinin demiÂn-ı vechindir senin ey cânda cânânım Alî
Sen benim kendimde kendimsin velâyet sırrısınHem nübüvvet nûrusun ey zevk-i vicdânım Alî
Sen tarîkatsin gönül sırrında kendinden sanaSâlikiz biz bendeniz ey şâh-ı merdânım AlîVech-i mürşidden tecellî hem tesellî hem kemâlHep cemâlindir sücûdum kâmil insânım Alî
Maʿrifet senden senin kurbiyyetin bizden bizeHer sözün zımnında zâtın fazl-ı Yezdân’ım Alî
Hayderî söyler senin zevkinle söz sendendir sanaSöyleyen hem söyleten sensin ey a cânım AlîCumʿa ertesi 29 Şevvâl 1356, 1 Kânûn-ı sânî 1938, Sâʿat 8.19 Tiran
6
KITʿA
Avâm olanla havâsın şu farkı vardır kiMaʿîşetinde her iş haklıdır çekinmez avâmHavâs olan düşünür çok maʿîşet emrindeNe Hak verir ne de vicdân verirse almaz kâm
7
Benim bu gönlümü al sen verirse aşkım egerAlırsan elbet eger hüsnün ile nice eser
Orhan KURTOĞLU
144IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
Nedir hakîkat-ı dünyâ bu demde seyr ederizTeʿakkül eyleyen idrâke var mı başka haber
Cihânda varlıga zevk işte bir muhabbetdirO olmayınca nedir zevki ömrün âh a beşer
Onun da zevkini ey gül gönülde bul gir deOnunla ehl-i dilin zevki nûr-ı Hakk’a erer
Bu Hayderî’yi gülüm dinle sâde bir gül alKemâl-i hâle eriş sev sevil sen erce ol erCumʿa ertesi 29 Şevvâl 1356, 1 Kânûn-ı sânî 1938, Sâʿat 8.37 Tiran
8
Benim yıl başım mâh-ı mâtemdedirO mâtemle aglar Muharrem’dedir
O başdan verir mâtem ammâ sonıSaʿâdetle gelmekde hurremdedir
Zamân kaydı ancak olur iʿtibârO hep ân-ı dâʾimde her demdedir
Bu ıtlâka bak ön son olmuş bu demEzel hem ebed nokta etmemdedir
Bu dem kurdu mâzîyi müstakîliBu dem Hayderî zevk muhkemdedirCumʿa ertesi 29 Şevvâlü’l-mükerrem 1356, 1 Kânûn-ı sânî 1938, Sâʿat
9 Tiran
9
Nûr-ı vahdetden dem içdim aşk-ı rahmâniyyetiCümle eşyâdan sezip tevhîd-i vahdâniyyeti
Lezzet aldım her yüzün zevkinden insânlıkla benBen dem etdim her yüzün sırrında insâniyyeti5
10
Seni sen sandım uzakdan yine senmişsin yaSana benzetdim en evvel o degil sonra dedim
Haydar Cemil Baba’nın Arnavutluk’ta Yazdığı Şiirleri
145IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
11
Sanma aşkdan sâde kâr olmaz sanaÖyle hep yalnız o bâr olmaz sana
Böyledir âlemde âdet ey gönülMenfa’atsiz kimse yâr olmaz sana
Mutlaka maddî ve yâhud ma’nevîMenfa’at olmazsa var olmaz sana
Hep senin sevdiklerinden çekdiğinEy gönül hiç âşikâr olmaz sana
Renk verir her gam safâdan HayderîÂşık ol boş iftihâr olmaz sanaSâ’at 15.31, Cum’a ertesi 21 Zi’l-ka’de 1356, 22 Kânûn-ı sânî 1938 Ti-
ran
12
Benlik aslâ iftihâr olmaz banaHem bütün varlık da kâr olmaz bana
Kendi aşkından da hiçbir başkasıBende benden fazla yâr olmaz bana
Yokluğumdan bencildir varlığımBaşka hiçbir i’tibâr olmaz bana
Var verip yok aldım etdim iftihârCümle eşyadan ayâr olmaz bana
Vahdetu’llâh bende benken HaydarîGayrılıkdan âşikâr olmaz banaSâ’at 15.39, Cum’a ertesi 21 Zi’l-ka’de 1356, 22 Kânûn-ı sânî 1938 Ti-
ran
13
Ma’nâ-yı tarîkatsin pîrim Hâcı Bektaş’ımDîdâr-ı nakikatsin pîrim Hâcı Bektaş’ım
Senden sanadır secdem benden bana hem her demSırrımda liyâkatsin pîrim Hâcı Bektaş’ım
Orhan KURTOĞLU
146IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
İsnâ aşerin mutlak sen nûrusun ey öz HakGönlümde sadâkatsin pîrim Hâcı Bektaş’ım
Ey sevgilim îmânım ey cândaki cânânım Sen gâye-i hilkatsin pîrim Hâcı Bektaş’ım
Ben Haydarî abdaldan zâhir ki kerem kılmanBâtındaki takatsin pîrim Hâcı Bektaş’ımSâ’at 9.42, Penç-şenbih 26 Zi’l-ka’de 1356, 27 Kânûn-ı sânî 1938 Tiran
14
KIT’A
Derde düşmekle iş biter sanmaÇok düşünmekle sade bitmez işinHüner iş yapmadır bu âlemdeVar olan şeyde yokluk üzre gidişin (649b)
15
KIT’A
Bilenin istifâde ilminden Ehl-i aklın kemâl alâmetidirBilirim ben deyip inâd etmekÂlim olsan da cehle denk getirir (658a)
16
ÜMİTÇİK
Çok hayâller hakikat olmuşdurÇok hakikatlerin hayâli gibi (791b)
17
Milletleri milletlere anlatmalıdır ki Dünyâda saʿâdetde bulunsun beşeriyyet (803b)
18
Menfaʿat ummayarak her biri diğer kavmiSevse hep kendi kadar böylece her bir millet
Haydar Cemil Baba’nın Arnavutluk’ta Yazdığı Şiirleri
147IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
19
Hem de inşanca düşünseydi eger insânlıkOlup insânlık alır sânını çekmez zillet (593b)
20
KIT’A
Düşmân içden olunca feth edilirKalʿa derler kolay bu teşbîhdenBize lâzım ki anlamak dostlukBürünen düşmânın belâsı ne fen (235a)
21
KIT’A
Beni yârimden ayırdın bu geceOcagın tütmesin ey kelb hasûdSeni kendinden ayırsın AllâhVermesin Hak sana hiçbir maksûd (235a)
22
KIT’A
Eskilerden bu mesel meşhurdurKalʿa içden ne kolay feth edilirŞüphesiz hâlini her kişininDost iken düşmân olan kimse bilir (235b)
23
Hünkâr varlığına îmân getirenPîrim Hünkâr Hâcı Bektay’ı bilirErenler yoluna peymân getirenMuhammed Ahmed Muhtâr’ı bilir
Şâh-ı merdân Alî cânda cânândırOnun tahtgâhı sırr-ı vicdândırGönül mülküne ki şâh-ı devrândırSevenler Haydâr-ı kerrâr’ı bilir
Orhan KURTOĞLU
148IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
İki âlemdeki Hakk’ın cilvesiCümle âdemdeki Hakk’ın şîvesiAşka hüsn olmuşdur Hakk’ın işvesiÂşıklar Hâlik-i kahhârı bilir
On iki gerçek hak imâmı sevenOn dört maʿsûm ile eder kalbi şenBenligi kaplayan geçer benlikdenZât u sıfât olan dil-dârı bilir
Haydarî inanan Hâcı Bektaş’a Dehre sultan olur hep başdan başaGönül devletinden o aşa aşaHakîkate erer esrârı bulurSâ’at 10.42, Penç-şenbih 10 Zilhicce 1356, 10 Şubat 1938 Tiran
Sonuç olarak bu tebliğimizle 20. yüzyıl Alevi ve Bektaşi edebiyatının üretken şairlerinden birisi olan Haydar Cemil Baba’nın Türkiye’den ayrıldık-tan sonra bir müddet ikamet ettiği Arnavutluk’ta kaleme aldığı şiirleriyle kimi şiir denemelerini tanıtmaya çalıştık. Bu defter şairin şiir atölyesi gibidir. Bu-rada bulunan şiirlerin çok azı tamamlanmış, kimisinin bir beyti veya bir dört-lüğü, kimisinin mısraı kimininse kafiye kelimeleri yazılabilmiştir. Tasavvufi şiirlerinin yanında türlü beşeri duygularla kaleme alındığını düşündüğümüz bu eksik ve deneme mahiyetindeki şiirlerinin zaman içerisinde tamamlandı-ğını ve bu şiirlerin tamamlanmış hallerinin bir gün ortaya çıkacağını ümit et-mekteyiz.
Sonnotlar1 Bayrı (1957: 1578), Haydar Cemil’in Türkiye’den ayrılmasının sebebini “inceleme isteği ve yeni malze-
me aramak maksadıyla” diye izah ederken bu incelemenin ne için olduğunu ve ne gibi malzeme olduğu-na dair ayrıntı vermemiştir.
2 Turgut Koca ise Haydar Cemil’in 1977 yılında yaklaşık yetmiş yaşlarında öldüğünü söylemektedir (1990: 789). Kökel, Haydar Baba’dan nasip alarak Bektaşîliğe intisap eden Zeynel Mustafa Kaba’ya dayanarak şairin ölüm tarihini 14 Mayıs 1960 olarak vermektedir (2007: 17). Haydar Cemil Baba’nın müritlerinden Süleyman Saltık mürşidinin şiirlerinin bulunduğu mecmuanı derkenarında Haydar Ba-ba’nın ölüm tarihini 15 Mayıs 1962 olarak kaydetmiştir. Noyan’ın verdiği bilgi de buraya dayanmak-tadır.
3 Haydar Cemil’in çok yazan bir şair olduğuna dair M. Halit Bayrı’nın da bir tespiti vardır. Bayrı, “Şiirle-rinin oldukça kabarık bir yekun tuttuğunu, kendisini yakından tanıyan merhum Hamamizâde İhsan’dan işitmiştim” (1957: 1578) demektedir.
4 Şiirlerini hangi tarihlerde yazdığını hemen hemen her şiirinin sonunda belirttiği tarihlerden anlıyoruz. Şair şiirlerin sonunda hem milâdî, hem rumî hem de hicrî olarak şiirin tamamladığı tarihi gün ve saatiyle
Haydar Cemil Baba’nın Arnavutluk’ta Yazdığı Şiirleri
149IV. ULUSLARARASI ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK SEMPOZYUMU (18-20 EKİM 2018 ANKARA) BİLDİRİLER KİTABI
birlikte belirtmiştir. Hatta bir şiirini de Türklerin daha İslâm medeniyeti çevresine girmeden önce kullan-dıkları On iki Hayvanlı Takvim’deki Koyun Yılı ile tarihlendirmiştir.
5 Şiirin gerisi eksik.
Kaynaklar
Bayrı, M. Halit (1957). “Haydar Baba”. Türk Folklor Araştırmaları. 99, 1578–1579.
Kılıç, Filiz, Kurtoğlu, Orhan ve Bülbül, Tuncay (2008). Deniz Ali Baba Der-gâhı Postnişini Haydar Cemil Baba (Haydarî) ve Şiirleri. Ankara: Türk HAMER.
Koca, Turgut (1990). Bektaşî Nefesleri ve Şâirleri. İstanbul: Maarif Kitapları.
Kökel, Coşkun (2007). “Bulgaristan’da Yasayan Alevilik ve Bektaşilik Üzeri-ne”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi. 40, 9-27.
Noyan, Bedri (1987). “Totrakan (Bulgaristan) Postnişîni Haydar Cemîl Baba (Haydarî) ve Şiirlerinden Birkaç Örnek”. Türk Kültürü. 289, 300-307. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay.
——. (2001). Bütün Yönleriyle Bektaşîlik ve Alevîlik. c. IV, Ankara: Ardıç Yay.
——. (2002). Bütün Yönleriyle Bektâşîlik ve Alevîlik. c. V, Ankara: Ardıç Yay.
——. (2003). Bütün Yönleriyle Bektaşîlik ve Alevîlik. c. VI, Ankara: Ardıç Yay.