ağzın ülseratif lezyonları

68
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN AİBÜ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ AĞIZ DİŞ VE ÇENE CERRAHİSİ ANABİLİM DALI

Upload: private-clinic

Post on 10-Jan-2017

642 views

Category:

Health & Medicine


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ağzın üLseratif lezyonları

DOÇ. DR. FATİH ÖZANAİBÜ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİAĞIZ DİŞ VE ÇENE CERRAHİSİ ANABİLİM DALI

Page 2: Ağzın üLseratif lezyonları

2

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 3: Ağzın üLseratif lezyonları

AFTÖZ ÜLSERLER Aftöz ülserler nüfusun % 10-25 arasındaki bir

bölümünü etkilemektedir. Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek kişilerde

görülme oranı daha fazladır. Çok faktörlü bir etyolojiden söz edilmektedir.

3

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 4: Ağzın üLseratif lezyonları

1. Genetik yatkınlık 2. Travmaya karşı gelişen şiddetli yanıt 3. Enfeksiyonlar4. İmmünolojik düzensizlikler 5. Gastrointestinal bozukluklar6. Hematolojik bozukluklar7. Hormonal düzensizlikler8. Stress9. Genetik yatkınlık konusunda yapılan

çalışmalar sonucunda bazı bireylerin ailesel anamnezinin pozitif olduğu tespit edilmiştir. 4

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 5: Ağzın üLseratif lezyonları

Aftın belirli bir mikroorganizmaya bağlı olarak oluştuğuna dair kesin bir kanıt yoktur.

Bazı aftöz lezyonlarda adenovirüs ve HSV 1 varlığı belirlenmesi enfeksiyöz etyolojiyi düşündürmüştür.

Aftöz ülser bulunan bireylerde oral müköz membranlara karşı otoantikorlar tespit edilmiştir.

Bazı araştırmacılar dolaşımda bulunan immün kompleksin etyolojide rol oynadığını, antijen antikordan oluşan komplekse cevap veren nötrofillerin damar duvarlarındaki sitoplazmik enzimlerin salınmasına neden olduğunu ve bu olayın epitel yıkımına neden olduğunu söylemiştir.

5

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 6: Ağzın üLseratif lezyonları

Günümüzde aftöz ülserlerin etyolojisinde T lenfositlerin önemli bir rol oynadığı ve fokal immün disfonksiyona bağlı olarak oluştuğuna inanılmaktadır.

Fındık, çikolata ve glutene karşı olan alerjilerin aftöz ülserlerin etyolojisinde rol aldığı düşünülmektedir. 6

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 7: Ağzın üLseratif lezyonları

Hastaların yaklaşık %20’sinde (barsakta emilim sorunlar gibi sebeplerle) vitamin B12, folik asit ve demir eksikliği tespit edilmiştir.

Bu eksikliklerin düzeltilmesi ile lezyonların iyileşmesinde ilerleme sağlanmıştır.

Fakat bu eksikliklerin aftöz ülser bulunan bütün hastalarda mevcut olmaması soru işareti oluşturmuştur.

7

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 8: Ağzın üLseratif lezyonları

Bazı bayanlarda hormonal durumun değiştiği menstural döngü sırasında aftöz ülserler oluştuğu bilinmektedir.

Ancak hormon tedavisinin etkili olduğu konusunda güçlü bir kanıt yoktur.

Bazı çalışmalarda stres süresi ile ülserlerin şiddeti arasında ilişki gösterilmişken, bazı çalışmalarda gösterilememiştir.

Aftlar AIDS hastalarında da görülebilmektedir. İmmün yetmezliğin derecesi ile aftların görülme sıklığı

ve şiddeti arasında ilişki vardır. Sigara içenlerde daha az görüldüğü bilinmektedir. Sigara içmeyi bırakan kişilerde de ortaya çıkabilmektedir. Sonuç olarak aftöz ülserlerin etyolojisi açık bir şekilde ortaya konamamıştır. 8

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 9: Ağzın üLseratif lezyonları

1.1. MinörMinör2.2. Major Major 3.3. HerpetiformHerpetiform olmak üzere üç tip aftöz ülser

tanımlanmıştır. Bütün formlar ağrılıdır ve rekürrent ülserler rekürrent ülserler

olarak görülebilirolarak görülebilir. Ülserler vezikülleri takiben oluşmaz. Vestibüler mukoza, bukkal mukoza, dilin yan

kenarları, yumuşak damak, farinks ağzı ve ağız tabanında lezyon görülebilir (keratinize olmayan keratinize olmayan mukozadamukozada).

Sert damak ve yapışık dişetinde nadiren görülürSert damak ve yapışık dişetinde nadiren görülür. 9

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 10: Ağzın üLseratif lezyonları

Minör aftöz ülserler Minör aftöz ülserler en çok görülen formdur (%80).

Keratinize olmayan mukozada görülür. Genellikle 0.5 cm’den küçük, tek, ağrılı, üzeri

sarımsı fibrinöz membran ile kaplı, çevresi eritematöz ülser şeklindedir.

Nadiren çoklu olarak görülür. Genellikle 7-10 gün içerisinde ve skar bırakmadan

iyileşir. Rekürrens görülmesi bireyden bireye göre değişir. 10

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 11: Ağzın üLseratif lezyonları

11

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 12: Ağzın üLseratif lezyonları

Major aftöz ülserlerMajor aftöz ülserler, aftöz ülserlerin en şiddetli formudur ve sık görülmezler (%10).

Lezyonlar 0.5 cm’den büyüktür, minör aftdan daha fazla ağrılıdır ve daha uzun sürede iyileşir (birkaç ay sürebilir).

Klinik olarak major aft inflamasyonun derinliğine bağlı olarak krater şeklinde bir görünüme sahiptir ve iyileşirken skar bırakabiliriyileşirken skar bırakabilir.

Hareketli mukozada görülür, ancak bazen dil sırtı ve dişetinde de görülebilir.

Malign ülserlere benzer görüntü verebilirMalign ülserlere benzer görüntü verebilir. 12

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 13: Ağzın üLseratif lezyonları

13

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 14: Ağzın üLseratif lezyonları

Herpetiform aftöz ülserlerHerpetiform aftöz ülserler, sık görülmezler (%10).

Klinik olarak topluluk halinde (onlarca) 1-2 mm çapında küçük ülserler şeklindedir. Öncelikli olarak hareketli mukozanın

etkilenmesine rağmen, palatal ve gingival mukoza da etkilenebilir.

Ülserlerin etrafında parlak kırmızı bir halka vardır.

Ağrılıdır ve iyileşme 1-2 hafta sürer.14

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 15: Ağzın üLseratif lezyonları

15

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 16: Ağzın üLseratif lezyonları

Az sayıda minör aftöz ülser bulunan vakalarda tedaviye gerek yoktur.

Fakat hastanın ciddi olarak etkilendiği durumlarda sistemik steroidler kullanılabilir.

Diğer vakalarda tedavinin topikal olarak uygulanması yeterli olacaktır.

Kortikosteroidler iyileşmeyi hızlandırmak için değil, ağrı ve inflamasyonu azaltmak için kullanılır.

Bir kortikosteroid olan triamcinolone (Kenacort A Orabase) lokal olarak tedavide kullanılabilir. 16

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 17: Ağzın üLseratif lezyonları

Tetrasiklin ağız gargaralarının aft görülme sıklığını ve şiddetini azalttığı görülmüştür.

250 mg tetrasiklin kapsül bir miktar su içerisine dökülerek 2-3 dakika ağızda tutularak günde üç defa uygulama yapılabilir.

Günde üç defa kullanılan % 0.2 lik klorheksidin gargara aftın görülme süresini ve rahatsızlığın şiddetini azaltmaktadır.

17

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 18: Ağzın üLseratif lezyonları

REKÜRRENT AFT Sıklıkla çocukluk döneminde başlar, adölesan

veya erken erişkinlik döneminde pik yapar Kişideki görülme sıklığı değişkendir, ancak

bazen düzenli aralıklarla görülür Hastaların çoğu sağlıklıdır Az bir kısmında hematolojik eksiklik vardır Hastaların çoğu sigara kullanmaz Hastalık genellikle zaman içinde kendini sınırlar

18

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 19: Ağzın üLseratif lezyonları

19

DOÇ DR FATİH ÖZANAFTÖZ ÜLSER FORMLARININ ÖZELLİKLERİ

Özellik Minör Major Herpetiform Behçet

Etyoloji İmmünolojik defekt İmmünolojik defekt İmmünolojik defekt İmmünolojik defekt

Etkilenen alan Gingiva, sert damak ve vermilyon hariç her yer

Gingiva, sert damak ve vermilyon hariç her yer İntraoral her yer Gingiva, sert damak ve

vermilyon hariç her yer

Ülser sayısı Genellikle bir Birkaç adet Çok sayıda Az miktarda

Ülserler vezikül sonrası mı oluşuyor? Hayır Hayır Hayır Hayır

Ekstraoral tutulum Hayır Hayır Hayır Evet (genital, göz)

Tedavi Semptomatik, topikal steroid Topikal, intralezyonel veya sistemik steroid

Topikal veya sistemik steroid

İmmunsüpresif

Page 20: Ağzın üLseratif lezyonları

Sekonder oral herpes simpleks enfeksiyonlarının ve aftın özelliklerinin karşılaştırılması

Parametre Herpes Aft

Sebep HSV-1 Fokal immünoregülasyon

Predispozan faktörler Stres, travma, ultraviyole ışını, immün direncin azalması

Stres, travma, hormonal değişiklikler, diyet, immünolojik değişiklikler

Prodromal lezyonlar Genellikle Nadiren

Sitoloji Virüs ile enfekte epitelyal hücre Non spesifik

Veziküler safha Var Yok

Ülser sayısı Çok sayıda yaygın Genellikle tek, oval

Ağrı Var Var

Lokalizasyon Vermilyon, sert damak, gingiva Genellikle hareketli mukoza

Görülme süresi 1-2 hafta 1-2 hafta

İyileşmeden sonra skar Yok Majör formunda var

Rekürrens Var Var

Tedavi Antiviral ilaçlar Steroidler

20

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 21: Ağzın üLseratif lezyonları

21

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 22: Ağzın üLseratif lezyonları

22

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 23: Ağzın üLseratif lezyonları

23

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 24: Ağzın üLseratif lezyonları

24

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 25: Ağzın üLseratif lezyonları

25

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 26: Ağzın üLseratif lezyonları

26

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 27: Ağzın üLseratif lezyonları

27

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 28: Ağzın üLseratif lezyonları

DOÇ DR FATİH ÖZAN

28

Page 29: Ağzın üLseratif lezyonları

DOÇ DR FATİH ÖZAN

29

Page 30: Ağzın üLseratif lezyonları

BEHÇET HASTALIĞI 1937 yılında Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır. Behçet sendromunun orijinali, oral aft, genital ülser ve üveit

üçlemesi olarak tanımlanmıştır. Birden fazla sistemin tutulum gösterdiği (mide-barsak, kalp-damar,

göz, merkezi sinir sistemi, eklem, akciğer, deri) ve rekürrent oral aftların görüldüğü hastalığa Behçet hastalığı Behçet hastalığı adı verilmektedir.

İngiltere ve Amerika’da nadir görülür, Akdeniz ülkelerinde göreceli olarak daha sıktır ve en çok da Japonya’da görülür.

20-40 yaş arasında erişkin erkekler ağırlıklı olarak etkilenmektedir. Oral bulguların minör olmasına rağmen, özellikle göz ve santral

sinir sistemi tutulumu çok ciddi sonuçlar ortaya çıkarır. Etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir.

30

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 31: Ağzın üLseratif lezyonları

Oral lezyonlar aftöz stomatitte görülen ülserler ile tamamen aynıdır.

Ülserler minör aft formundadır. Oküler bulgular olarak üveit ve konjuktivit en çok görülen

inflamatuar semptomlardır. Genital lezyonlar ülseratiftir, belirgin olarak ağrı ve

rahatsızlık oluşturur. Deri lezyonları (erythema nodosum, subkutanöz

thromboflebit, derinin aşırı irritabilitesi) görülebilmektedir. Behçet hastalığı tanısı koyabilmek için aftöz stomatitle

birlikte diğer iki major özelliğin bir arada bulunması yeterli görülmektedir. 31

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 32: Ağzın üLseratif lezyonları

32

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 33: Ağzın üLseratif lezyonları

33

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 34: Ağzın üLseratif lezyonları

34

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 35: Ağzın üLseratif lezyonları

35

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 36: Ağzın üLseratif lezyonları

36

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 37: Ağzın üLseratif lezyonları

ERİTEMA MULTİFORME Deri ve mukozalarda vezikül, bül ve ülserasyon ile

karakterli ağrılı bir hastalıktır. HSV ile ilgili oluşan minör formu minör formu ve sistemik ilaç kullanımı

ile oluşan major formu major formu olmak üzere iki formu mevcuttur. Hastalık deri veya müköz membranları ya da her ikisini

birlikte etkileyen akut bir tablo ile başlar. Eritema multiforme erkeklerde daha sık olup, prodromal

evrede; ateş, kırgınlık, baş ağrısı, boğaz ağrısı görülebilir. Daha sonra eritemli deri lezyonları eritemli deri lezyonları ortaya çıkar. Bunlar kabarık olmayan yuvarlak, kırmızı kabarık olmayan yuvarlak, kırmızı lezyonlardır.

37

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 38: Ağzın üLseratif lezyonları

Bunları takiben hafif kabarık ve bazen ortasında bül veya nekroz bulunabilen lezyonlar oluşur.

Bu lezyonların çevresinde kırmızı, dairesel yapılar bulunabilir.

Bu lezyonlar hedef tahtasına (boğa gözü veya irise de benzetilmektedir) benzediği için hedef lezyonhedef lezyon adı verilir.

Hastalık ağız boşluğunda ülseratif bir hastalık olarak görülür.

Birkaç aftöz tip lezyondan, çok sayıda yaygın yüzeysel ülsere kadar değişen bir tablo gözlenebilir.

En çok dudaklar, yanak mukozası, damak ve dil etkilenmekle birlikte, oral kavitede her yerde tutulum oral kavitede her yerde tutulum görülebilirgörülebilir. 38

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 39: Ağzın üLseratif lezyonları

Eritema multiforme majorda Eritema multiforme majorda (Steven-Johnson Steven-Johnson SendromuSendromu) ilaç etkileri ön plandadır. Ateş, oral-konjunktival-genital ülserler ve skar oluşumları görülür.

Eğer hedef lezyonlar mevcutsa klinik olarak tanı koymak kolaydır. Deri lezyonlarının mevcut olmadığı vakalarda, primer herpetik

gingivostomatit dahil birçok hastalık göz önünde bulundurulmalıdır. Tedavide, minör olgularda ilaç gerekmez. Şiddetli formlarda (Steven-Johnson sendromunda) etken ilacın

kesilmesi, kısa sürede sıvı elektrolit dengesini sağlamak ve hastayı enfeksiyondan korumak önemlidir.

Topikal steroidler Topikal steroidler kullanılabilir. Sistemik steroidlerin kullanımı tartışmalıdırSistemik steroidlerin kullanımı tartışmalıdır. Hastalığa rekürrent herpes sebep oluyorsa antiviral ilaçlar tedaviye

eklenebilir. 39

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 40: Ağzın üLseratif lezyonları

40

DOÇ DR FATİH ÖZANEritema multiforme ve primer herpetik gingivostomatitis ayırıcı özellikleri

Özellik Eritema Multiforme Primer herpetik gingivostomatitis

Semptom Hafiften çok şiddetliye kadar Orta ve çok şiddetli olabilir

Tipik klinik

görüntü

Büyük ağız ve dudak

ülserleri, deride hedef

lezyonlar

Ağız ve çevresinde küçük ülserler, deri ülserleri

Tipik etkilenen

alanlar

Bukkal mukoza, dil,

dudaklar, damak,

ekstremiteler

Dişeti, dudaklar, ağız çevresi deri

Sebep Aşırı duyarlılık reaksiyonu HSV

Yaş Genç yetişkinler Çocuklar

Predispozan

faktörler

Yakın zamanda ilaç kullanımı,

enfeksiyonEnfekte hasta ile temas (özellikle HSV)

Tedavi Semptomatik, steroidler Asiklovir

Page 41: Ağzın üLseratif lezyonları

41

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 42: Ağzın üLseratif lezyonları

42

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 43: Ağzın üLseratif lezyonları

43

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 44: Ağzın üLseratif lezyonları

44

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 45: Ağzın üLseratif lezyonları

45

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 46: Ağzın üLseratif lezyonları

46

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 47: Ağzın üLseratif lezyonları

LUPUS ERİTEMATOZUS Lupus eritematosus bir bağ doku hastalığıdır. Sistemik (akut) Sistemik (akut) ve diskoid (kronik) diskoid (kronik) olmak üzere

iki formu vardır ve her iki formda da oral bulgular mevcuttur.

Her ikisinde de oral liken planus benzeri ağız lezyonları oluşabilir.

Sistemik formu birçok organ üzerinde büyük etkiye sahip olduğundan dolayı özel bir önem taşımaktadır.

Diskoid formu hastalığın daha az agresif olan formudurDiskoid formu hastalığın daha az agresif olan formudur, ağırlıklı olarak deriyi etkiler ve nadiren sistemik forma dönüşür.

Genetik veya viral faktörler tarafından tetiklenen otoimmün bir hastalık olduğu düşünülmektedir.

47

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 48: Ağzın üLseratif lezyonları

Diskoid lupus erithematosus Diskoid lupus erithematosus temelde bir deri deri hastalığıdırhastalığıdır ve karakteristik olarak orta yaşlı kadınlarda görülmektedir.

Lezyonlar sıklıkla deride, özellikle yüz ve saçlı deride oluşur. Ağız boşluğunda ve vermilyonda görülen lezyonlar

hiperpigmente kenarları olan, disk şeklinde eritematöz plaklar olarak görülmektedir.

Lezyonlar perifere genişledikçe, merkez skar oluşması ve pigmentasyon kaybı ile iyileşmektedir.

Hastaların %25’inde müköz membran lezyonları görülür. Bukkal mukoza, gingiva ve vermilyon en çok etkilenen

bölgelerdir. Lezyonlar eritematöz plaklar veya erozyonlar şeklinde

görülebilmektedir. Lezyonda genellikle oral liken planusa benzer keratotik

çizgiler mevcuttur.48

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 49: Ağzın üLseratif lezyonları

Hastalığın sistemik formunda sistemik formunda deri ve mukoza lezyonları hafiftir, hastalar çok sayıda organ tutulumundan çok sayıda organ tutulumundan şikayetçidirler.

Eklem ağrısı ve deri lezyonları en sık görülen şikayettir. Deri tutulumu sonucunda klasik olarak malar (zigoma) bölge ve burun

kemerinde eritematöz lezyon görülür. Bu lezyon sistemik lupus erithematosus için karakteristik olan kelebek sistemik lupus erithematosus için karakteristik olan kelebek

görünümünügörünümünü oluşturur. Yüzün diğer alanlarında, gövde ve ellerde de tutulum görülebilir. Sistemik formun oral lezyonları diskoid formda görülenler ile benzerdir. Tipik olarak hastalık ilerledikçe organlarda tutulum görülür. Eklemler, böbrekler, kalp ve akciğerler en sık etkilenen organlardır. Böbrek lezyonları sistemik lupus erithematosusun sıklıkla ölüm ile

sonuçlanmasına neden olur.

49

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 50: Ağzın üLseratif lezyonları

50

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 51: Ağzın üLseratif lezyonları

Diskoid (kronik) ve sistemik (akut) lupus erithematosusun karşılaştırılması

Özellik Diskoid form Sistemik form

Organ tutulumu Yok Genellikle

Deri Neredeyse her zaman Genellikle

Oral kavite Sıklıkla Nadiren

Böbrekler Yok Genellikle

Eklemler Yok Genellikle

Kalp Yok Genellikle

Semptomlar Yok Ateş, kilo kaybı, kırgınlık51

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 52: Ağzın üLseratif lezyonları

52

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 53: Ağzın üLseratif lezyonları

53

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 54: Ağzın üLseratif lezyonları

54

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 55: Ağzın üLseratif lezyonları

55

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 56: Ağzın üLseratif lezyonları

WEGENERS GRANÜLOMATOZİS Etyolojisi bilinmeyen enflamatuar bir

hastalıktır Tipik triad;1. Üst solunumu yolu2. Akciğer 3. Böbrek Oral kavite ve deride lezyonları görülebilir

(oral ülserasyonlar)56

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 57: Ağzın üLseratif lezyonları

Temel patolojik olay;

1. Nekrotizan vaskülit

2. Granülomatöz enflamasyon Orta yaş Hastalık baş ve boyunda görülen semptomlar ile başlıyor;

1. Sinüzit

2. Burun akıntısı

3. Burun tıkanıklığı

4. Epistaksis Non spesifik şikayetler;

1. Ateş

2. Artralji

3. Kilo kaybı

57

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 58: Ağzın üLseratif lezyonları

Tipik ülseratif destrüktif lezyonlar Nazal septum perforasyonu ve nekrozu

(nadiren sert damak perforasyonu) İntraoral: kırmızı granüler gingival lezyonlar

58

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 59: Ağzın üLseratif lezyonları

DOÇ DR FATİH ÖZAN

59

Page 60: Ağzın üLseratif lezyonları

60

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 61: Ağzın üLseratif lezyonları

61

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 62: Ağzın üLseratif lezyonları

TEDAVİ Kemoterapi (sitotoksik ajanlar) Kortikosteroidler Böbrek tutulumu sonucu, yetmezlik Akciğer tutulumu sonucu, yetmezlik

62

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 63: Ağzın üLseratif lezyonları

MİDLİNE GRANÜLOMA Wegeners granülomatozis ile ortak özelliklerden dolayı

eskiden sınıflamada beraber yer alıyorlardı Etiyolojisi bilinmiyor Unifokal deskrüktif durum; genellikle oronazal bölge

orta hat Klinik olarak; agresif, iyileşmeyen, ilerleyen nekrotik

ülserler Nazal septum ve sert damak perforasyonu

karakteristik 63

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 64: Ağzın üLseratif lezyonları

TEDAVİ

1. Yüksek doz lokal radyoterapi2. Kortikosteroid (çok etkili değil) Tedavi edilmez ise;1. Yıkım devam eder2. Vital yapılara giden erozyon ve ölüm.

64

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 65: Ağzın üLseratif lezyonları

65

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 66: Ağzın üLseratif lezyonları

66

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 67: Ağzın üLseratif lezyonları

67

DOÇ DR FATİH ÖZAN

Page 68: Ağzın üLseratif lezyonları

TEŞEKKÜRLER…

DOÇ DR FATİH ÖZAN

68