‡ada sosyoloji kuramlar± - ruth a. wallance

945

Upload: others

Post on 11-Sep-2021

18 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Çada Sosyoloji KuramlarÇada Sosyoloji Kuramlar
Klasik Gelenein Geniletilmesi
Çeviri: M. Rami Ayas / Leyla Elburuz
Ruth A. Wallace: Washington DC’de George Washington Üniversitesi sosyoloji bölümünde otuz yldr çalyor. Kuramlar tarihi, cinsiyet çalmalar ve din sosyolojisi konularnda aratrmalar yaymlayan Wallace, Sosyal Düüncenin Geliimi üzerine dersler vermektedir. Kadnn toplumdaki rolü konusundaki aratrmalara katksyla Amerikan Sosyoloji Dernei’nin verdii Jessie Bernard ödülünü almtr. Eserlerinden bazlar: They Call Her Pastor: A New Role for Catholic Women. NY: State University of New York Press (1992), They Call Him Pastor: MarriedMen in Chargeof CatholicParishes. Paulist Press (2003). Alison Wolf: Neuchatel ve Oxford üniversitelerinde eitim gören Wolf, King’s College London’da Kamu Yönetimi yüksek lisans programn yönetiyor. Üniversiteler, eitim ve beceri yönetimi, tp igücü olmak üzere farkl disiplinler akademik ilgi sahasnn içerisinde. OECD, Yeni Zelanda, Fransa ve Güney Afrika Milli Eitim Bakanlklarna danmanlk yapan Wolf, ngiliz yazl basnnda skça yer alyor ve BBC Radio 4’de ekonomik analizlerini paylamaya devam ediyor. Eserlerinden bazlar: Does Education Matter?: Myths About Education and Economic Growth, Penguin (2002). Improving skills at work (Evans, K. ile birlikte), Routledge (2010).
© Yayn Haklar, Pearson Prentice Hall’dan alnmtr. © Tüm haklar Dou Bat Yaynlar’na aittir.
Özgün Metin Contemporary Sociological Theory - Expanding Classical
Tradition ngilizceden Çevirenler
Takn Tak Mirze Mehmet Zorbay
Harun Ak Kapak Tasarm
Bask: Dou Bat Yaynlar Mart 2012
Dou Bat Yaynlar Yüksel Cad. 36/4 Kzlay-Ankara Tel: 0 312 425 68 64-425 68 65 e-mail: [email protected]
www.dogubati.com Sertifika No: 15036
Kapak Resmi: Toshiki Hirano, Kyoto Modern Sanat Müzesi.
Yeni Baskya Geçerken Teekkürler
Çada Sosyoloji Kuramlar’nm 2004’de yaymlamasndan bu yana yaklak sekiz yl geçti. Son yllarda, bu alanda daha baka önemli çalmalarn, yaymlarn olmasna ramen, aranp sorulan bir kitap oldu. Demek ki, ihtiyaç ve ilgi artt ve karlatrmal okumalarn yarar daha çok anlald, diyebilir miyiz? Bu kitabn bir serüveni var. imdi onu bütünüyle anlatmak çok yer tutar. Çevirinin ustas Dr. Leyla Elburuz’u sayg ve sevgi ile anmaya ve kendisine salkl uzun ömür dilemee öncelik vererek, baka güzel bir karlamay ksaca anlatmak istiyorum.
Sosyoloji Dernei ve Adnan Menderes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nün 1-2-3 Ekim 2009’da Üniversite’nin Didim Yerlekesi’nde yaplan VI. Ulusal Sosyoloji Kongresi’ne dâvet edildim. O srada, Sosyoloji Bölümü Bakan olan Profesör Gülsen Demir’le nönü Üniversitesi’nde Sosyoloji Bölümü’nün kurulu ylla rndan güzel anlarmz var ve Sosyoloji Dernei Bakan Profesör Bir sen Gökçe ile DTCF’de ayn hocalarn örencisiyiz. Bu çarmadan ötürü sevgili meslektalarma imdi de teekkür ediyorum. Kongre günlerinde, Mula Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
Bakan Profesör Muammer Tuna 1980’li yllarda (nönü Üniversitesi’nden Ankara Üniversitesi’ne dönüümden sonra) Dil ve Tarih-Corafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde benim örencim olduunu hatrlatt; Çada Sosyoloji
Kuramlar’nm ngilizce özgün basksn da, Amerika 14 Yeni Baskya Geçerken Teekkürler Birleik Devletleri’nde yüksek lisans ve doktora çalmalar yllarnda okumu ve beenmi olduunu söyledi. Teekkür ettim; öyleyse, lüt fen bir de kendisinin elindeki ngilizce metinle bu çeviriyi karlatrp gözden geçirmesini istedim. Kabul etti ve sözünü yerine getirdi. Kendisine burada da teekkür ediyorum. Adnan Menderes Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde o yl
henüz doçent olarak görevde bulunan Profesör Ümit Tatlcan’la da kongre günlerinde tantm. Baz kavram tartmalar yaptk. Özellikle sosyo loji kuramlar alannda verimli çalmalaryla insan imrendiren mes lektama teekkürlerimi yineliyorum. zmir Kitap Fuar’nda tantm Takn Tak, ilgisi ve içtenlii ile kitabn Dou Bat Yaynlar arasnda yer almasn önerdi. Bu satrlar yazan, Profesör Tuna’nn düzeltmelerini göz önünde tutarak onu yeniden gözden geçirdi. Bir ey, daha mükemmel olabiliyor ama “en” mükemmel olduunu söylemek güç. Umarm, örencilere ve ilgi du yanlara yararl olur. Onun, örencileri ilgilendirdii kadar yaynclar da ilgilendirmesi gerek. O, toplumbilimi alannda Türkçeye çevrilip yaymlanacak kitaplar bakmndan da bir klavuz. Türkçenin felsefe ve bilim dili olarak gelimesinde, dergi ve kitap yayncl ile önemli hizmet veren, saduyulu entelektüel genç arka dam Takn Tak Bey’e ve yaynevinin titiz, çalkan insanlarna imdiden teekkür ederim. Yeniden yazlm metinle elimdeki kitab karlatrarak
basm öncesi çalma benim için de kolay olmad. Aysel Ayas, Suna Olgaç ve Settar Demirci’nin yardmlar olmasa, i biraz
daha uzayacakt. Bu üç yaknma da yardmlarndan dolay teekkür ediyorum. nsanlarmza yararl olmas dilei ile.
Mehmet Rami Ayas
LKN
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Corafya Fakültesi’nin Sosyoloji Bölümü ile dier üniversitelerimizin edebiyat, fen- edebiyat fakültele rinde yer alan sosyoloji bölümlerinde zorunlu bir ders olarak okutu lan “Çada Sosyoloji Kuramlar ”nn lisans üstü örenimde insan bilimleriyle ilgili ders programlarnda da öretim konusu olduu bilinmektedir. Bu bilim dalnn deiik ya ve meslekten insanlar bil gilendirme balamnda ve özellikle üniversitelerde bir ders konusu olarak önem tadna üphe yoktur. Ne var ki, Türkçe’de çada sosyoloji kuramlarn derli toplu bir ekilde içeren ancak üç- dört kitaptan söz edileb”ilir.1 Ruth A. WalIace ile Alison WoIf’un Con-temporary Sociological Theory’sinin 1980 tarihli ilk basksnn Türkçesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü lisans üstü derslerinde bu satrlar yazanca —belirtilen eserlerin yan sra— oku-tulmusa da, kitap olarak piyasaya arz edilmemitir.
1 Bunlardan biri Margaret Poloma, Contemporary Sociological Theory (1979)’den Hayriye Erba’n çevirdii ve Gündoan yaynlar arasnda çk m olan Çada Sosyoloji Kuramlar’dr (1993). kincisi, Sezgin Kzlçe-lik’in klasik kuramclar da içine alan Sosyoloji Teorileridir (Konya, 1992; 2. bask Yunus Emre yaynlar, 1994). Üçüncüsü, bir
toplumsal bilimciler topluluunca Türkçeye kazandrlm olup, toplumsal bilimci Mete Tunçay ile Aydn Uur’un yayma hazrladktan Tom Bottomore- Robert Nisbet’in Sosyolojik Çözümlemenin Tarihi (Verso Yaynclk, 1990, Ayraç, 1997)’dir. Bir dördüncü kitap olarak anlabilecek olan da —bir ksm çada kuramla ilgili bilgi verilmektedir— Alan Swingewood’dan Osman Aknhay’n çevirdii Sosyolojik Düüncenin Ksa Tarihi (Bilim ve Sanat Yaynlar, Ankara, 1998)’dir. Elinizdeki kitabn 1980 basksnn piyasaya arz edilmemi çeviri-sindeki, “Çeviri çin Birkaç Söz” yazsnda, Türkçe’de sosyoloji kuramlar ile ilgili çalma ve yaynlar ana hatlaryla belirtilmeye çallmtr. [Bu yaz, bu kitabn sonuna eklendi].
imdi, Washington Üniversitesi’nden “Emeritus” Sosyoloji Pro fesörü Ruth A. Wallace ile Londra Üniversitesi’nden Prof. Alison Wolf’un bu eserinin gelitirilmi, 2000 ylna dek güncelletirilmi ve yine Prentice Hall yaynlar arasnda yer alan beinci basmnn (1999) çevirisi Türkiye’de okuyucusuna kavumaktadr. Yazarlarnn da belirttii üzere, kuramlarn her birinin
“Çada Toplumbilimi Kuram”nn bir parças olarak toplumsal gerçekliin bütün yönlerine deilse bile baz yönlerine k tutmas bakmndan, Contemporary Sociological Theory’nin Türkçesi, üniversitelerimizde ki ders ad olan Çada Sosyoloji Kuramlar bal ile yaynlanmak tadr. Çevirinin büyük baars, bu ie tereddüt etmeden girimi
olan “engin gönüllü”, deerli meslektam Dr. Leyla Elburuz’a aittir; bu satrlar yazann olabildiince titiz emei ise, ona yardmc olabilmek için harcanm saylabilir. Kitabn
ngilizce aslnda görülen birtakm bask yanllar düzeltilmekle birlikte2, bu Türkçe basksnn yanlsz olduu ileri sürülemez. Ömrümüzün önemli bir kesimini verdiimiz toplumbilimi alannda ülkemizin insanlarna yararl olabilirsek ne mutlu. 2 Sözgelii, Peter Wince (p. 4, 449). Peter Winch; Auguste Comte (1789 1857) (p. 19), Auguste Comte (1798-1857); Francis Fukayama (p. 394 95), Francis Fukuyama olarak düzeltilmitir. Kitabn ngilizce 1980 basksnn Türkçesi’ni bilgisayarda yazma y üstlenerek lisans üstü örenim için yararl bir hizmet gerçekletir mi bulunan örencim M. Süheyl Ünal’ burada anmadan, ona te ekkürlerimi yinelemeden geçemeyeceim. Bu kitabn da yazlp bas kya hazrlanmasndan ötürü Leyla Arsan’a, onun titiz ve sabrl ö rencisi Nilgün Celep Fide’ye, düzeltme ve dizin çalmalarnda yar dmlar için Aysel Ayas’a içten teekkürlerimi ifade etmek isterim.
M. R. A.
Bu kitap toplumbilimi kuramn bugün uygulanmakta olduu ekliyle tartmakta ve çözümlemektedir; çalmalar toplumsal kuram en çok etkileyen yazarlar ile, toplumbilimcilerin hâlâ geçerli olan yakla mlar ve çözümlemeleri üzerinde odaklanmaktadr. Çada toplumbilimi (contemporary sociology), hemen her nok tada klasiklerin, özellikle Marx, Durkheim, Weber, Simmel ve Mead’ in çalmalar üzerine kurulmutur ve bu
çalmalar kapsamaktadr. nanyoruz ki, kuram inceleme ve anlamann en iyi yolu, klasik ya zarlarn eserlerinin daha sonraki toplumbilimciler tarafndan ne e kilde ilenmi olduunu izlemek ve kuramsal görülerin toplumsal gelimeleri güncel olarak açklamakta nasl kullanlm olduunu görmektir. Bu nedenle biz her bir bak açsnn (perspective) tarih sel köklerini tartrken klasik kuramclarn katklarn belirttik. Bü tün metin boyunca da, çada kuramclarn ve aratrmaclarn klasik düüncelerden nasl yararlanmakta olduklarn gösterdik.
Kitabmzn son dört basksnda alt balk “Klasik Gelenein De vam” idi. Düündükçe, çada kuramclarn eserleri ile disiplinin ilk kurucular arasnda hâlâ bir süreklilie tank olmaktayz. Ancak, bu günün toplumbilimindeki kuramsal çalmalarda süreklilikten daha fazlasnn bulunduu sonucuna vardk. Sosyoloji kuramnda son günlerdeki gelimeler, dünyann geri kalan ksmn bize daha çok yaklatran ve baka kültürlerin deerlendirilmesi ile bizi zenginleti ren yeni yaratlm teknolojiler kadar heyecan vericidir. Çada ku ramclarmz, gerçekten sosyoloji devlerinin omuzlar üzerinde dur makta ama ayn zamanda disiplinimizin ufuklarn üç önemli nokta da geniletmektedirler: bunlar, çözümlemenin makro-yapsal, mikro-etkileim ve yorumlama düzeyleridir. “Klasik Gelenein Gelitirilme si” olan yeni alt balmzn sebebi budur. Kitabn gelecek sayfalarnda, bu düünürlerin temel fikir ve kant lar, toplum ve toplumsal davran ile ilgili olarak getirdikleri birta km çok özel bak açlar anlatlacaktr. Bu kuramclarla ilgili baz deerlendirme ve eletiriler sunmakla beraber, amacmz, her yakla mla ilgili ayrntl bir eletiri
yapmak ya da belirli bir yaklam des teklemek deil; okuyuculara, yazarlarn modern sosyoloji kuram tar tmalarnn açk bir özetini vermektir. Okuyuculara, yazarlarn ken di üslup ve takdim ekilleri hakknda imkân olduu kadar açk bir fikir verebilmek için, metinde birçok dorudan alntlara yer verdik. Ayn zamanda, sosyolojik kuramlarn, toplumbilimcilerin deneysel (empirical) aratrmalarna nasl yol gösterdiini ve sosyolojik kuram ile, sosyolog ya da sosyolog olmayan, hepimizin dünyay nasl anla maya çaltmz ve onunla alveri ekillerimiz arasndaki sk ba lantlar göstermeye çaltk. Bunun için, belirli bir bak açsnn hem sosyolojik aratrmaclar, hem de sradan insanlarca günlük olaylar yorumlarken nasl kullanld ile ilgili deneysel örnekler de verdik. Anlalmas güç gereksiz meslek argosu kullanmamak ve
fikirleri olabildiince basit ve açk ifade etmek için her çabay göstermi ol makla birlikte, konunun çounlukla karmak olduu bir gerçektir. Bu nedenle burada Albert Einstein’n, “Her eyin olabildiince basit hâle getirilmesi, ama basite indirgenmemesi” sözünü izlemee çal tk. Bununla birlikte, okuyucumuzun bir toplumbilimi örencisi ol mas art deildir. Biz okuyucumuzu, toplumbiliminin toplumsal dünyamz anlamaya yapt katklar ile ilgilenen bir kimse olarak düünmekteyiz. Çalmalarmz srasnda, yazarlarn, ama özellikle toplumbilimci lerin, kendi konularn nesnel olarak (objectively) ele alp alamaya caklar hususunda hâlâ devam etmekte olan tartmalarnn farknda idik. Bir anlamda, yani hangi yazarlarn ve bu yazarlarn görülerinin hangi yönlerini ele almak ile ilgili bizim de kendi deer ve tercihleri miz rol oynamtr. Ancak, bu çerçeve içerisinde tarafsz anlatm,
nesnellii ve gerçekten aklc, geleneksel bilimsel deerleri hiç çekin meden korumaya çaltk; çünkü bunlarn tam olarak gerçeklemesi mümkün görünmüyorsa da, bilim adam aratrmaclarn —ve dünya nn— standart olarak bunlardan vazgeçmemeleri gerekir. Ayn za manda, belirli bir bak açsnn, bir dizi somut soru ve sorunlar ele alp, onlara yant vermekte baarl olup olmadna özel bir dikkat gösterdik.
Metnin Plan
Bu yeniden gözden geçirilmi metinde çada sosyoloji kuramnn balca be bak açs tartlmaktadr: ilevselcilik, çatma kuram, simgesel etkileimcilik, fenomenoloji ve aklsal seçim kuramlar. Ki tap, ayn zamanda, yeni kuramsal gelimelerin bir gözden geçirilme sini de içermektedir. Metin, bu basm için genel olarak güncelleti rilmi ve birkaç önemli ilave yaplmtr. Daha önceki basmda oldu u gibi, feminist kuramla ilgili ayr bir bölüm oluturmaktan çekin dik; çünkü çok geni kapsaml kuramsal yönelimlere dalmak gereke cekti. Dolaysyla, feminist kuramclarn farkl sosyolojik bak açs ufuklarn nasl geniletmi olduklar üzerinde durduk ve metin bo yunca ilgili bölümlerde çalmalarn tarttk. Önceki basmlarmz- daki gibi, günümüz toplumunda kadnlarn rolü ile ilgili sorunlar her bölümde bir aratrma konusu olarak ele alnmtr. Bu basm iki yeni bölüm içermektedir. Klasik ve modern toplumsal deime kuramla rn irdeleyen Bölüm 4’ün bal, Evrim ve Modernlik: Makrososyo-lojik Bak Açlar’dr. Burada Karl Marx, Talcott Parsons, Jürgen
Habermas ve Anthony Giddens’n evrim kuramlar derinliine tart lmakta ve Ulrich Beck’in çalmalar tantlmaktadr. Bölüm 8, Be denin Yeniden Kefi, daha önceki basmn içeriinden güncelletiril mekte ve bu alanda Foucault’nun görülerinin geniletilmi bir tar tmas ile sosyobiyolojik malzemeyi içermektedir. Dier balca büyük deiiklikler yeni ilevselciler ile ilgili genile tilmi ve güncelletirilmi ilâveler içermektedir: Yeni kuramsal hare ketler ile ilgili olarak Jeffrey Alexander’in ve kararszlk üzerine Neil Smelser’n çalmalar (Bölüm 2); Erik Olin Wright’n Amerika Bir leik Devletleri toplumunu Marxç çözümlemesi ile snf ve devlet konularndaki aratrmalar (Bölüm 3); Erving Goffman’n cinsiyet sosyolojisi üzerindeki çalmas; Arlie Hochschild’n duygularn sos yolojisi üzerine son çalmalar; ve Patricia Hill Collins’in karmaklk kavram ile ilgili eletirisi (Bölüm 5); Dorothy Smith’in görü açs kuramna (standpoint theory) dayal aratrma malzemesinin güncel letirilmesi (Bölüm 6); James Coleman ile ilgili tamamyla yeni bir ksm ve aklsal seçim (rational choice) kuramclarnn çalmalarnn güncelletirilmesi (Bölüm 7); ve postmodernism ile ilgili geniletilmi bir ksm (Bölüm 9). Bölüm 1 sosyoloji kuramlarnn yapsn ve insan toplumlarnn i leyiini bir çözümleme ve anlama yöntemi olarak pratik önemini tar tmaktadr. Ayn zamanda iki önemli aratrma konusu önermekte dir. Bunlardan birinden —kadnn günümüz toplumundaki yeri— daha önce söz edilmiti; ikincisi, modern toplumun özellii olan muazzam okul içi eitim sistemleridir. Her belli bal kuramsal bak açs (the-
oretical perspective) bu okul içi eitim ve kadnlarn rolü gibi bütün kitapta ilenmi olan sorunlara önemli ama ksmî çözümler salaya bilmektedir.
levselcilik, çatma kuram, simgesel etkileimcilik, fenomenoloji ve aklsal seçim kuramlar bölümleri bir ortak örüntüyü (common pattern) izler. Her kuramn temel varsaymlarn ve anahtar kavram larn, sorulan ve yant vermee çallan sorular belirttik. Yaklamn zihinsel köklerini gösterdik ve çada kuramclarn daha önceki bilim adamlarndan çkardklar sonuçlar tarttk. Sonra da, bak açsnn belli bal kuramclarnn çalmalarn, onlarn en son ya da hâlâ ge çerli kantlarn (arguments) özellikle vurgulayarak ayrntlar ile açkladk. Her ksmda, bir yandan kuram, öte yandan sosyolojik aratrma ve genel toplumsal gözlem arasndaki karlkl ilikiyi vur guladk. Çada kuramclarn, eitim sistemini ve kadnlarn rolünü de içeren, somut olaylar nasl çözümlediklerini ve meslekdalarnn farkl kuramsal bak açlarn nasl somutlatrp kullandklarn gös terdik. Yine, çada kuramclarn düüncelerinin toplumbilimci ol mayanlarn dünyaya bakna ve onu tartma tarzna nasl yansd n örnekler vererek açkladk. Bölüm 8, çada sosyolojiye duyulan ilgide gelimeyi tartyor: bedenin sosyolojisi. Nihayet, Bölüm 9, modernizm ve postmodernizm’i irdeliyor ve Bölüm l’deki eitim ve kadnlarn rolü ile ilgili sorulan sorulara verilen yantla önemli bak açlarnn katklarn birletiriyor. Bu kitap daha kdemli veya daha az kdemli yazarlk ayrm yap makszn ortak bir çabann eseridir. Ruth Wallace ilevselcilik, sim gesel etkileimcilik ve fenomenoloji bölümlerinden; Alison Wolf ça tma kuram, evrim ve
çadalk (yenilik-modernity), aklsal seçim kuramlar ile bedenin yeniden kefi bölümlerinden sorumludur. Bu kitab yazarken çok ey örendik ve tanmladmz kuramc larn hem kavraylarn hem de baarlarn daha tam olarak anlayp deerlendirdik. Onlara ve çalmamza sorular ve yorumlaryla kat kda bulunan birçok örenciye de zihinsel borcumuzu teslim ve te ekkür etmek isteriz. Anthony Heath, Patricia Madoo Lengermann, J. Clyde
Mitchell, Robert Moran, Whitney Pope, Neil Smelser, Martin Wolf ve rahmet li Herbert Blumer’n telkinleri ve sorular ile, bunda ve daha önceki basmlarda büyük katklar olmutur. Yaymclarmz Edward Stan-ford, Susan Taylor, Bill Webber, Nancy Roberts ve Sharon Chamb-liss ile Larry R. Ridener (Baylor Üniversitesi) ve David G. Wagner (Albany’de New York Üniversitesi) de dâhil olmak üzere bâz Prenti-ce Hall eletirmenleri bize faydal tavsiyelerde bulunmulardr. Janet Saltzman Chafetz, Ralf Dahrendorf, Doug Goodman,
Wa-de Hook, Heather Kane, Barbara Lal, Iain Mclean, Frank Mars, Carlyle Maw, Bruce Mork, Kathryn Orlans, Sara Rab, Vernon Rey nolds, David Sciulli, R. Stephen Warner ve Jarqueline Wiseman’a da yardmlar için teekkür etmek isteriz. Joy Alexander’a, bizi kuram konusunda yazmaya tevik
ettii için; Edmund Wolf’a, çeviride yardmc olduu için teekkür ederiz. Win-nie Potter, James Coriden ve müteveffa Rebecca Wolf’un bize cö mertçe ayrdklar zaman olmasa idi, bu kitap hâlâ yazma olarak kalacakt. Jonathan, Benjamin ve Rachel Wolf, yaklammzda denge duygumuzu korumamz salamlar ve varlklar ile yardmc olmu lardr. Alison Wolf Ruth A. Wallace University of London George Washington University
BÖLÜM 1 - TOPLUMU ANLAMA
nsanlar genel olarak kuram okumaya pek hevesli deillerdir. Onu okullar, fabrikalar ve banliyöler ile, seçimler, düünler, grevler, oyunlar ve tenis maçlar gibi “gerçek dünya” (real world)nn üstünde serbestçe yüzen bir bilmeceler öbei gibi, yalnz birbirleri ile balan tl soyut anlatmlar olarak görürler. Bu bir yanlgdr. Kuram gerçek hayattan ayrmak bir yana, dünyaya bakmz bütünü ile, kuramsal bak açmza dayaldr. Sosyolojik kuram ile ilgili okuma; kendimi zin, dünyamzn ve hayatmzn günlük ve olaan olarak kabul edilen yönlerinin ne kadar allmn dnda, karmak ve mulak olduu hakknda daha birçok eyi anlama demektir. Sosyologlar “sosyoloji yaparken”, konularna souk ve zihinleri bo olarak yaklamamaktadrlar. Konular ister insanlarn ölümle ilgili davranlar, ister günümüz toplumunun bütün geliimi ve muh temel gelecei olsun, incelemekte olduklar olayn belirli bir yönü üzerinde odaklanrlar.3 Konularna baz kabullerle yaklarlar, baz aratrma yöntemlerine arlk verirler; ve cevap aradklar baz özel sorular vardr. Bu demektir ki, aratrmalar, sosyolojik kuramlarn gelitirdii ekilde olaylara bak tarzlarna dayanmaktadr. Kuramlar bunlar açklayc ve sistemli olarak ortaya koyar.
3 Bu özel konulan tartan kuramsal bak açlar için Bölüm 3 (Collins), Bölüm 5 (Ksm iki: Blumer), Bölüm 4 (Parsons ve Habermas)’e baknz. Ayn husus, sosyoloji dndaki dünya için de geçerlidir.
Düünce leri, kinci Dünya Sava’ndan bugüne kadar, devlet ekonomi idare sine hâkim olan John Maynard Keynes, fikirler “doru da olsa, yanl da olsa, genel olarak zannedildiinden daha kuvvetlidir. Gerçekte dünya daha çok bunlar tarafndan idare edilmektedir. Kendilerinin, entelektüel etkilerden muaf olduklarna inanan pratik insanlar, ge nellikle baz zaman geçmi iktisatçlarn esiridirler. Büyük makamla r igal eden ve gaipten sesler iiten deliler, büyük çlgnlklarn, bir kaç yl öncesinin önemsiz bir akademisyen yazarnn karalamalarn dan çkarmlardr”4 demektedir. Çada sosyolojik kuramlarn top lumumuz ile ilgili olarak ileri sürdüü farkl baklar, bir bütün ola rak toplumun üyelerinin farkl bak açlarna, iddialarna ve gözlem lerine tekabül eder. 4 John Maynard Keynes, The General Theory of Employment Interest and Money (London, Macmillan, 1936), s. 383. “Sosyolojik kuram” n insan davran ve tarihin yönü üzerindeki etkisi en dramatik olarak Karl Marx’n eserlerinde görülür. Waterga-te’i ve Richard Nixon’n istifasn açklamaya çalan bir gazeteci, boanma nispetleriyle uraan bir evlilik-aile danman ve kampüste neler olduunu anlamaya çalan yeni örenciler; baz kuramsal ka bulleri belirten kavramlara, insanlarn nasl davrand ve toplumsal kurumlarn nasl ilediine ilikin bilgilere bavururlar. Bundan ba ka, “Bakann anayasaya aykr davran” veya “bir kimseye bir rütbe vermek” ile ilgili olarak konuma kabiliyetimiz bile, sosyolojik kura mn
alanna giren, kendimizle ilgili birçok gerçeklere dayanr. Tpk bunun gibi, anlatmak istediimiz konunun hem kendimiz hem de dinleyicilerimiz için açk ve anlalabilir olduunu “bilmemiz” gerçei de buna dayaldr. Sosyolojik kuramlar çalma ve aile, kuvvet, hürri yet ve bask dünyas ile ilgili olmayan biçimsel, bo kutular içeren bir dünyadan olumaz. Aksine, bizim bu dünyay nasl gördüümüz, nasl anladmz ve açkladmz, ayn zamanda içinde nasl hareket ettiimiz ve böylece, onun ne ekil ald ile yakndan ilgilidir.
Sosyolojik Kuramn Yaps
Sosyoloji kuramclar farkldrlar; çünkü kabullerini veya varsaymla rn (assumptions or hypotheses) sistematik olarak gelitirirler ve kuramlarnn toplumsal hayat ne ölçüde açkladn kapsaml olarak anlatrlar. Bundan daha önemlisi, davran ve toplumlarn ileyi ekilleri ile ilgili yeni genel anlaylar getirirler. Bu anlaylar da yay lr ve ileriki yllarda, asl eseri hiç okumam olan birçoklarnn dü üncelerini etkileyebilir.
Sosyolojik kuramn fikirleri ortaya koymasnn sistematik ekli, herhangi bir baka disiplinin (psikoloji, fizik, genetik ve dierleri) “kuram” ile paylat bir niteliktir. Dier disiplinlerle paylat ikinci önemli bir nitelik de, aralarnda apaçk farklar olan saysz olaylar, aralarndaki benzerlikleri ortaya çkaran genel ilkelere bala masdr. Örenci hareketleri, grevler ve isyanlar, hiyerarik organi zasyonlarda çatma örnekleri olarak ele alnp, aralarnda ortak olan
önemli özellikler belirlenir.5 Bunun gibi, lise örencileri ile dan manlarn mülâkatlar ve cinayet davalar, toplumun üyelerince payla lan düünceler ve insan etkileiminin önceden tahmin edilemeyen dinamikleri hakknda neler gösterebilecekleri bakmndan incelenebi- 5 Bölüm 3’ e baknz.
lir.6
6 Bölüm 5 ve 6’ya baknz. 3Ancak, sosyolojik kuram bütün kuramlarn temel sistematik
nite liklerini paylamakla beraber, bu terimden genellikle anlalan anlam dan birçok yönlerden farkldr. Klasik kuram tanm7 esas itibaryla tümdengelimli (deductive) dir. Baz genel kavramlarn ve çou za man, baz açkça belirlenmi kabullerin tanm ile balar; bu farkl kategorilere göre gözlemlediimiz hususlar nasl tasnif edeceimize dair kaideler koyar ve sonra ortaya bu fikirlerle ilgili birkaç genel önerme (proposition) çkarr. Gözlemciler konularn snflandrdk tan sonra, genelletirilmi olan “kuram”, konunun yaps ve davran hakknda mantk yolu ile birkaç belirli ifade çkarmalarna yardmc olur. Mendel genetik yasalar buna iyi bir örnektir, çünkü çocuklar arasnda genlerin elemesi ve özelliklerin (characteristics) dalm ile ilgili genel ifadeler, birçok tür ile ilgili sonuç çkarmakta kullanla bilir. Bu gibi kuramlar, çevremizle ilgili olaylar önceden tahmin et mek için çok güçlü araçlar olduundan, hayvanclktan paten imala tna kadar, modern hayatn her yönünde gereklidir.8
7 Bu konunun en mükemmel tartmas Ernest Nagel’in The Structure of Science (New York: Harcourt, Brace and World, 1961), özellikle s. 90-105. 8 Bilimsel aratrma ve bulular süreci kuramsal yapnn bu tarifinden (anla tmndan) çok daha karmaktr. Bilimsel kuramn bina edilmesiyle ilgili iyi (ve çok farkl) tartmalar Karl Popper’n The Logic of Scientific Discovery (London: Hutchinson. 1959); Thomas Kuhn’un The Structure of Scientific Revolutions (Chicago: University of Chicago Press, 1970): Stephen Toul-min’in “From Form to Function: “Philosophy and History of Science in the 1950’s and Now”, Daedalus 106, No. 3 (Summer 1977); Nagel, The Struc-ture of Science’da bulabilirsiniz.
Sosyolojik kuramn büyük bir ksm bu çok açk ve belirgin olarak tarif edilen tipe dâhildir; ancak birçou da buna uymaz. levselcilik kuramn ileride tartacamz Robert Merton, “Ders kitaplarnda sosyolojik kuram olarak kabul edilenlerin çou, eldeki anlaml mal zemenin genel yaklamlarla anlatlmasndan ibarettir”9 demektedir. Örnein, bir kuram, insan güdülenmesiyle ilgili olarak baz çok genel önermeler ileri sürüyorsa bu, baz davranlarn dier baz davran lardan daha sk görülebilecei demek olabilir ve böylece gözlemciye, duruma yaklaabilmesinde yardmc bir tutamak verir. Ancak, somut önermeler olarak çok az ey salar. 9 Robert Merton, Social Theory and Social Structure, geniletilmi bask (New York: The Free Press, 1968) s. 141. Bu gibi genel önermeler, tümdengelimli toplumsal bilim
düünce sine ters dümemektedir. Buna benzer çalmalar yapan baz kuram clar toplumsal örgütlenme ve toplumun
gelimesi ile ilgili tahmin veya test edilebilir anlatmlarla ilgilenmektedirler.10 Dier baz sosyo loglar, böyle tümdengelimli “bilimsel” kuram ile hiç uramazlar. Hattâ insan davran ile ilgili olarak böyle bir yaklamn geçerli olabileceini reddedebilirler.11 nsan davrannda sk sk tekrar edilen hususlara veya toplumsal örgütlenmenin mahiyetine yer vermek ye rine, genel anlatmlar, insanlarn toplumsal etkileimlerinin nasl ge litii hakkndadr.12
10 Örnein Dahrendorf’un çatmann önemi ile ilgili çalmas veya Par-sons’un kuramnn büyük bir ksm (3. ve 2. Bölümler). 11 Örnein Garfinkel (Bölüm 6) ve Blumer’a (Bölüm 5) baknz. 12 Toplumsal bilimin esas itibaryla tabiî bilimlerden farkl olup olmad ve farkl ve dierlerine benzemeyen kuram ve kantlara ihtiyaç olup olmad hususundaki tartma ile ilgili olarak aadakilere baknz: Peter Winch, The Idea of a Social Science and Its Relation to Philosophy (London: Routledge and Kegan Paul, 1958); George Caspar Homans, The Nature of So- cial Science (New York: Harcourt, Brace and World, 1967); Randall Collins, Conflict Sociology: Toward An Explanatory Science (New York: Academic Press, 1975), Bölüm I; Anthony-Giddens, The Constitution of Society (Cambridge: Polity, 1984).
Bu farkllklardan dolay, sosyolojik kuram, genel ve “formalize” yaklamlar ve insan davrann anlamak konusundaki ilgilerinin ötesinde ortak yönleri çok az olan bir bak açlar (görü tarzlar) grubundan ibarettir. Ancak tümdengelimli modelden en uzak olan kuramlar bile, çok zaman herhangi bir kuramn en temel yap talar olarak tanmlanabilen bir kavramlar takmn içerir. Esasnda, bir kavram, bir olay (alglarmz ve deneyimlerimizi adlandrma ve s nflandrmada kullandmz bir etiketi) temsil eden bir sözcük veya simge ya da özel vakalardan genelletirilmi soyut bir düüncedir. Durkheim’n kuralszlk (anomie) kavram ve Marx’n yabanclama (alienation) kavram sosyolojik kavramlarn klasik örnekleridir. Bir kuramn anahtar kavramlar toplumsal gerçekliin belki de gözümüzden kaçacak olan ksmlarn görmemize yardmc olur. Kavramlar, toplumsal olaylar anlama ve çözümlemede gerekli ilk admdr. Bütün bu kitap boyunca, okuyucunun, toplumsal gerçekli in her bir bak açsna göre açklanan deiik yönlerini görmesine ve böylece toplumu anlamasna yardmc olacak ana kavramlarn tanmladk. 13Toplumbilimsel kuramlar birbirinden ayran balca boyutlar ara snda, doa biliminden alnm olan tümdengelimli modeli kabul ya da reddedilerini de dikkate
aldk.14 Bu, kuramlarn metodolojisinin çok önemli bir yönüdür. Kuramlar baka üç önemli yönden de birbi rinden ayrlr. Bunlar, onlarn “konular”, yaklamlarnn gerisinde yatan “kabulleri” ve toplumsal kuramn yantlayabilecei ya da yant lamas gerektiine inandklar “sorularn türleri”dir. Aadaki ksm lar, bu metinde tartlmakta olan kuramlarn
örnek olduu geçerli balca seçeneklerin bir genel özetini vermektedir. 13 Bu terimlerin hangi özel anlamlarda kullanlm olduklar ile ilgili görüleri için bu bölümün metodoloji ksmna baknz. 14 Neil J. Smelser, ed., Sociology: An Introduction, 2nd ed. (New York: John Wiley, 1973), s. 13.
Konu
Konular bakmndan kuramsal bak açlar, toplumsal yap ve rolle rin geni ölçekli özellikleri (characteristics) ile ilgilenen bak açlar ya da makrososyoloji ile; kiiler aras teke tek karlamalar, insan etkileimi ve haberlemelerinin ayrntlar ile ilgilenen bak açlar ya da mikrososyoloji olmak üzere ikiye ayrlr. Ilevselcilik ve çatma kuram, toplumsal yapnn ve
toplumsal kurumlarn genel yapsnn kapsaml özellikleri ile ilgilenen iki yakla mdr. Bunlar, Marx’n snflar ya da Parsons’n sanayi toplumlarn da hâkim özellik olarak gördüü tarafsz ilikiler gibi, toplumsal ko numun (mevki-position) genel kategorileri arasndaki ilikiye (ve bunun anlamna) arlk verirler. Bütün sosyolojik konularn en geni kapsamls olan toplumsal evrim tartmalar, ilevselcilik ve çatma kuram balamnda yer almaktadr. Bu, makrososyolojik kuramlar kiilerin kavraylarn ve kararla rn konular dnda sayar, demek deildir. Biz de burada, Smelser gibi; “toplumsal yap içinde mevkiler ile davran birbirine balayan varsaymlarn her zaman en
azndan zmnî psikolojik söylemlere (assertions)”15 ve özellikle insan tabiat ile ilgili genel düüncelere dayandn kabul etmekteyiz. Ancak, bu kuramclar en fazla bireysel psikolojiye deil: toplum içindeki örgütler ve kurumlar ile, bunlarn içinde bireylerin oynadklar kendilerine biçilmi rollere dikkat eder ler. Bireysel eylemin itici güçlerini (dynamics) çözümlemeye oldukça az zaman ayrrlar. 15 Alveri kuram dndaki aklsal seçim kuramclar daha az determinist bir model kullanrlar ama yine de burada bireylerin belli deerleri ve amaçla r davrann sk habercileri olarak kabul edilir. Simgesel etkileimcilik ve fenomenolojinin bak açlar da,
en ince ayrntlar ile insan etkileimini inceledii için, daha farkl olamaz. Örnein, amatac bir müteri ile karlam olup bu duruma anlam vermee çalan bir süpermarket çalannn davrannn nasl birey sel deneyimler ve alglamalarla beraber toplumsal tanmlara dayana can; ya da bir öretmen ile bir örencinin birbirlerini nasl anlayacaklarn (veya anlayamayacaklarn) tartrlar. Bu mikrososyolojik yaklamlarca kullanlan kavramlar toplumsal yapnn çeitli yönlerini snflandrmaz ama, onun yerine, insanlarn belirli hareketlerini tar tmaya yarayacak söz daarc oluturur.
Bölüm 7’de tartlan aklsal seçim kuramlarnn snflandrlmas daha zordur. Bireysel kararlar ve seçimler üzerinde younlamakla birlikte, bu kuramlar -özellikle de Blau’nnki- onlar toplumun me ruluu gibi yapsal niteliklere balamaa çalr. Yine de, ilevselciler ya da çatma kuramclar ile karlatrlnca, bir aklsal seçim bak açsn
kullanan sosyologlar, genellikle ve çounlukla mikrososyolo- jik sorunlarla ilgilendirir.
Kabuller (Assumptions)
Toplumbilimi kuramclarnn en önemli kabulleri insan tabiat ile ilgilidir; biz de bütün metin boyunca, onlarn insanlarla ilgili farkl görülerinin altlarn çizerek birbirleri ile karlatrdk. Kuramclar özellikle, insan davrannn, aslnda belirlenmi ve böylece ilke ola rak önceden bilinebilir olduunu düünenler ile insann yaratcln ön plana çkaranlar olarak birbirinden ayrlrlar. En belirgin kartlk, bir yanda ilevselcilik ve aklsal seçim kuramlar; öte yanda,
simgesel etkileimcilik ve fenomenoloji arasndadr.16
16 Bölüm 2’ye baknz. lk görüün en açklayc felsefî ifadesi George Homans’n çal malarnda bulunmaktadr. Homans’n ileri sürdüü görüler bireyle rin seçimlerinin ve kararlarnn oynad role arlk verir, fakat bü tün yaklam, “insan davrannn nedenleri vardr ve dolaysyla ilke olarak tamamyla açklanabilir” inancna dayanr. Farkl zevklerin belli bal kaynaklarn bulmak ve belirli bir karar önceden kestirmek hemen hemen imkânszdr ama, onlar yine de, Homans’n kantla maya çaltna göre, daha önceki belirli artlar ve evrensel ilkeler ya da yasalarca belirlenir. Ayn görü, ilevselcilikte bulunmaktadr. Durkheim, Parsons ve Merton davran; baz temel güçlerin ve ihtiyaçlarn ve toplumun belirgin deerlerinin ve içselletirilmi
(internalized) özel normlar takmnn, önceden bilinebilir en son bir ilevi olarak kabul ederler. Yine, burada da, ilevselcilerin açklamalar bireysel kararlar bilmez likten gelmez; Parsons’n eylem kuram bireysel güdüler üzerine kurulmutur. Burada önemli husus, ilevselcilerin, davran önceden belirlenmi ve dolays ile ilke olarak tamamen açklanabilir olarak görmekte olduklardr; bu, Merton’n “bilimsel” tavr olarak hatrla d ve onu toplumbilimine götüren tutumdur.17
17 Davranç psikoloji, gözlemlenemeyenlerin tartlmasn bir yana brakp ve insan aklnn “karakutusu” içinde olup bitenleri gözard ederek, insan davrann, önceden kestirme ve tanmlama giriimidir. Biz bunun, farelerde bile baarl olma ans bulunmadna inanyoruz. Bu yaklam tercih eden kuramclardan biri olan Homans’n kendi açklamalarnda yine de anlam ve deerlere merkezde yer vermesi dikkate deer. Çatma kuram daha az içtenlikle belirlenimci/gerekirci (deter-ministic) kuramclar olan Dahrendorf, Coser ve Collins’de çok açk olarak görülmektedir. Onlarn genel ve açklayc önermeler (propo-sitions) aray, davrann genel olarak belirlenmi ve önceden bili nebilir olduu varsaymn tamaktadr. Bununla birlikte, çounlukla daha eletirici ve ütopyac yazarlar için de durum ayndr. Marx’n bütün evrim kuram eninde sonunda belirlenimcidir. Çatma kuramclarnn arlk verdii görü açs, kendi çkarla rn salamaya çalan “amaçl bireyler ve topluluklardr. Ayn husus, aklsal seçim (rational choice) kuramclar için de geçerlidir. Buna karlk, ilevselciler daha çok bir toplum veya toplumsal kümenin genel deerlerini ve
normlarn tehis etme ve tanmlamaya ilgi du yarlar ve olaylarda bunlarn oynadklar rolleri çözümlerken davran daha edilgin olarak görürler. Ancak, insansal eyleme en çok önem veren fenomenoloji ve
sim gesel etkileimciliin mikro-sosyolojik bak açlardr ve onlarn insann doas ile ilgili kabulleri temelde farkldr. Bütün toplumsal bilimler (ve bunlara biyolojik bilimleri de ekleyeceiz) amaçl davra n ile ilgilenmekte olduklarndan, jeoloji ve fizik gibi doa bilimlerin den ayrlrlar. nsanlarda bu, geni bir simgeler ve anlamlar alann; gözlemlenemeyen eyleri kapsar.18
18 Kiisel davrann tahmin edilmesi ile ortalama ya da topluluk davrannn tahmin edilmesinin ayn ey olmadna dikkat edilmesi gereklidir: birincisi nin imkânsz oluu, ikincisinin de imkânszl demek deildir. Topluluk davrannn önceden bilinmesi için, çou insann, çou zaman nasl tepki vereceinin bilinmesi yeterlidir.
Simgesel etkileimciler ile fenomenologlar bireyi etkin (active) ve yaratc (creative) olarak ele alan görüün, davran önceden bilmeyi ve bilimsel sosyoloji yasalarn gelitirmeyi imkânsz kldna inanr lar. Böylece simgesel etkileimciler davranta sk sk tekrar eden önemli hususlarn varoluunu inkâr etmemekle birlikte, bir etkileim srasnda insanlarn anlam yorumlamasnda yaratc yaklamlarna arlk verirler. Onlar, örenilmi tavr allar ve anlamlar içeren “ben” (me) ile, yenilikçi ve önceden kestirilemeyen (unpredictable) “ben” (I) arasnda ayrm yaparlar.19
Fenomenoloji de, devaml olan yorumlama ile ilgilenir; ancak, fenomenologlar bu iki beni (‘I’ ile ‘me’yi)
karlatrmaktan daha çok, anlam çkarmalarn ve kabullerin yaygnlna iaret ederler. Onlara göre bütün toplumsal dünyamz, toplum deneyimimiz ve toplumsal etkileimimiz nesnel olarak gerçek olmayp, zamanla ina etmekte olduumuz eylerdir. Dolaysyla, bu sürece sabit bir anlam ve yap karakteri verecek yanltc somut öner meler gelitirmemek gerekir.
19 Durkheim’n görüleri için Bölüm 2’ye baknz. nsan davrannn önceden belirlenmi olup olmad
üzerinde önemli görü ayrlna ilâve olarak, bu bak açlar insanlarn çkar lar veya deerler tarafndan güdülendiklerini kabul edip etmemekte ayrlrlar. Bu fark, ilevselcilik ve çatma kuram örneinde en kes kin hâliyle görülür. levselcilik, az çok açk olarak, insanlarn güdülerinin ve davra nlarnn, esas itibaryla, içselletirdikleri toplumsal deerlerin bir ilevi olduunu kabul eder. Baka bir deyile, insanlarn temel amaç lar onlarn belirli bir toplum içerisine domu olmalaryla oluur: bamsz olarak var olmazlar. levselcilik, yine, bütün insanlarda ortak olan ve bütün toplumlarn karlamas gereken ve karladklar temel “ihtiyaçlar” veya ‘ilevsel zorunluluklar” da kabul eder; an cak, bunlara fazla yer vermez. Toplumsal olarak alanm deerler öne çkarlr. Buna karlk, çatma kuramclar, çou zaman apaçk-m gibi ele aldklar, ancak, aslnda baskdan uzak olmay, iktidarda bulunmay, azla yetinmeyip daha çok servet ve mevki sahibi olmay içeren çkarlara önem verirler. Bu kuramclar, çkarlar, bütün top lumlarda ortak ve her durumda insan davrannn gerisindeki balca güç olarak görürler. Çatma kuramclarnn belli bir topluma özgü deerleri tartrken genellikle yaptklar ey, bu deerlerin,
gerçek çkarlar konusunda insanlar yanltmaktaki rolünü tasvir etmektir.
Dier görüler de, ya deerlerin ya da çkarlarn önemli olduunu kabul ederler. Simgesel etkileimcilik deerleri “birinci ben” (me) içine sinmi olarak görür; bu bak açsna göre çkarlar dikkate aln maz. Fenomenoloji de insanlarn bakalarnn belirli durumda belirli ekillerde davranacaklarna inandklarn ileri sürerken, çkarlardan çok deerlere arlk verir ve davrann gerisindeki bu güveni insan davrannn temeli olarak kabul eder. Aklsal seçim (tercih) kuram clar ise, insanlarn tercihlerini belirleyen toplumsal deer ve zevk lerden söz ederler; ama uygulamada iddialarn, evrensel olduuna inanlan -ve dolaysyla kolaylkla kabul edilen- toplumsal kabul ya da statü gibi amaçlara dayandrrlar. Bu bakmdan çatma kuram nn evrensel çkarlar düüncesine daha yakn gelirler.
Yöntembilimi (Methodology)
Modern kuram bak açlarn (perspectives) birbirinden ayran üçün cü önemli husus, aratrma ve kantlama yöntemlerinde, özellikle tümdengelimli (deductive) ya da tümevarml (inductive) düünüü kullanmalar arasndaki tercihleridir. Tümdengelimli (ya da tabiî bilim) yaklamnda bir aratrma problemini açklayc önermeler ile balanr ve mantksal muhakeme yolu ile bunun deneysel (empirical) sonuçlarna varlr. Bu yaklamda kuram kurmann yolu, temel kav ramlarn, varsaymlar formüle etmede kullanlmadan önce açklan masn gerektirir. Örnein,
Durkheim’n temel kavramlar (bencillik, özgecilik, kuralszlk ve kadercilik) intihar oranlar ile ilgili çözümle
mesinde anahtar bamsz deikenler olarak kullanlmtr.20
Bun dan sonra, varsaymlar (hypotheses) gerçek dünyadaki
veriler (data) ile snanmtr.21
20 Buradaki sav, bir varsaymn doru olduunu ispat edemeyeceiniz, çünkü elinizdeki veriler için aklnza gelmemi olan baka açklamalar olabileceidir. Ancak, varsaymnz ile badamayan veriler onun yanl olduunu gösterebilir. Bkz. Karl Popper, The Logic of Scientific Discovery, (London: Hutchinson, 1959). 21 Goffman’n görüleri için Bölüm 5’e baknz.
Tümevarm yaklamn kullanan bilim insanlar gözlem yaparak, veriler toplayarak balarlar. Çözümlemee açkça tanmlanm bir varsaymla balamann çok kat bir yaklam olduunu ve çözümle-mecilerin, konularnn önemli yönlerini göz ard etmelerine neden olacan düünürler. Onlara göre, bir konuyu ve durumu doru bil mee çalmak ve gerçekte olmakta olan eyin anlatmn ve açklan masn yava yava ina etmek çok daha iyidir. Tümevarm yakla mnda anahtar kavramlar aratrma sürecinin son çözümlemesinde ortaya çkar. Örnein, Goffman’n bir akl hastahânesinde geni öl çüde yapm olduu gözlemleri, onu, “tüm kurum” (total institution) kavramn yaratma sonucuna götürmütür.22
Tümevarm (induction) özelden genele bir sonuç çkarmay içerir. Bununla birlikte, hem tümdengelimde hem de tümevarmda kuramc, ne olmakta olduunu anlamaya yardm
etmek için kullanlabilen açkça tanmlanm kav ramlarla ilgilenir. 22 Bölüm 2’ye baknz. Ilevselcilik, çatma kuram (Frankfurt okulu istisnas ile)
ve aklsal seçim kuram esas olarak tümdengelimlidir. Bunlar, önceki ve daha genel önermelerden mantk yolu ile kantlar (arguments) ve varsaymlar (hypotheses) çkarrlar. Örnein, ilevselci Robert Mer-ton aykrln (sapma-deviance) deerler ile frsatlar arasndaki uyumsuzluktan kaynaklandn ileri sürer23 çatma kuramcs Ralf Dahrendorf sanayi çatmasn, örgüt çatmasnn daha genel ilkele rine bal olarak açkla24 ve Randall Collins tümdengelimli bilimsel toplumsal çözümlemeyi savunmaya, onun avukatln yapmaya ol dukça fazla çaba göstermitir. Marxç kuram da çok kolaylkla bu bölünmenin tümdengelimli tarafna yerletirilebilir. O, toplumsal evrimi maddî deiikliklere, siyaset ve fikirler üstyapsn ekonomik hayatn alt yapsna balar. Ancak, tartma ekli, diyalektik akl yü rütmeye arlk vermesi ve toplumsal olaylarn, mevcut düzenin tu tarszlklarndan (adm adm ilerlemeyi izleme yerine) çkmakta ol duunu kabul etmesi ile, bilinçli olarak farkldr.25 Son olarak, aklsal seçim ve özellikle Homans tarafndan temsil edilen alveri kuram (exchange theory),
açkça ve bilinçli olarak tümdengelimlidir.23 Ho-mans temel önermelerini belirledikten sonra, örnein, bireylerin top lumsal onaylama ile ilgili deerlendirmesi sonucu, topluluk normla rna uyumunun nasl gelitiini göstererek, onlardan baka önerme ler çkarr.26
23 Bölüm 3’e baknz. 24 Peter M. Blau, Inequality and Heterogeneity: A Primitive Theory of Social Structure (New York: The Free Press, 1977): Her ne kadar alveri kuramnn bir parças deilse de, ekil bakmndan tamamyla tümdengelimlidir. 25 Bölüm 7’ye baknz. 26 Martin Jay, The Dialectical Imagination (Boston: Brown, 1973), s. 82. Simgesel etkileimcilik (symbolic interactionism) ve
fenomenoloji ise, çok açk farkllklar gösterir; çünkü bu görülerde olanlar ilk önce bir durumu gözlemleyip deneyimledikten sonra neler olup bitti ini tümevarm yolu ile çkarrlar. Simgesel etkileimcilere göre, tümdengelimli akl yürütme, yanl olarak, eylem ve yorumlamann daha önceki olaylar tarafndan belirlendii basite indirgemeci yoldur. Toplumbilimciler, bunun yerine, -her eyden önce katlml gözlem (participant observation) ile- insanlarn belirli durumlarda olup bi tenleri nasl gördüklerini ve buradan nasl sonuca vardklarn anla ma üzerinde younlamaldrlar. Fenomenologlar, tümdengelimli toplumsal bilime daha da kardrlar. Bu tutum, bak açsnn genel kabulleri ile bantldr. Fenomenologlar tümdengelimli kuramlarn, genel olgucu (positivist) yasay ileri sürerek, snanabilir genellemeler çkarlabilecek tek bir nesnel gerçekliin var olduu yanlgsn içer diine inanrlar. Bunun yerine, fenomenoloji, herhangi bir insann kendi gerçeklik görüü olarak anlatmakta olduklarnn, zmnî kabul lere dayandn ileri sürer. Özellikle etnometodologlar, insanlarn deneyimlerini nasl düzenlediklerini anlatma konusunda kendi
kabili yetlerine güvenirler. Bununla birlikte, onlarn görüü, kendilerini, sosyolojinin iinin genel yasalar elde etmek olmadn görmeye; fakat dorudan doruya deneyimin salamln gözlemlemek ve doru anlam kalplarn (regular patterns of meaning) saptamak için yorumlamann belgesel yöntemini (documentary method) kullanma ya götürür. 23Tümdengelimli model, yine, üçüncü bir küme olan eletirel ku ramclar tarafndan farkl nedenlerle reddedilir. Bunlar ‘’geleneksel” ya da “pozitivist” dedikleri kurama, tümdengelimli kantlarnn taraf sz olarak deerlendirilebileceini ileri sürdüü ve saf bilgiyi amaçla d için, hücum ederler. Ancak, çalmalar, simgesel etkileim veya fenomenoloji gibi tümevarml deildir. Bu görüte olanlar katlml gözleme inanmazlar ve
fenomenolojiye, sezgiye dayand için sald-rrlar.27 Onlarn “’eletirel” kuram, gerçek (fact) ile deer (value)in birbirlerinden ayrlmaz olduunu kabul eder; onlar da kendi “positi-vist kart” yaklamlarn önerirler. Özellikle, toplumsal olaylar, kendilerinin, günlük gerçeklikten farkl ve ondan üstün olan tarihsel imkânlar görüüne balarlar ve seçenekleri ölçmede belirleyici bir ölçü olarak akln imkânna inanrlar.26
27 Max Horkheimer, Critical Theory (New York: Herder and Herder, 1972). Toplumbilimi kuramclar, niceliksel verilere (quantitative
data) arlk verme bakmndan da farkldrlar. Metodolojilerinin bu yönü, varsaym snama (testing) bilimsel düüncesi niceliksel veriler kul lanmay gerektirdii
için tümdengelimli modeli kabul edip etmedikle ri ile ilgili olma eilimindedir. Ancak, bu balant kesinlikle evrensel deildir. Homans gibi bir alveri kuramcs, yaklamnda çok nice likseldir; Collins gibi çatma kuramclarnn çou, tarihsel bilginin koyduu snrlar içinde daha lmldrlar. Bununla birlikte, Parsons gibi bir ilevselci niceliksel verilerden oldukça az yararlanr. lke olarak, toplumbiliminde tümevarmsal kuramclar niceliksel teknikleri genellikle sevmezler. Simgesel etkileimciler niceliksel tek niklerin, gözlemci ile aratrlmakta olan hayat alan arasna mesafe koyduuna ve ölçüm âletleri içinde olmayan önemli anlam yönlerini gözden kaçrdna inanrlar. Fenomenologlar, toplumsal olgularn tarafsz olarak ölçülebileceini ifade eden bu tekniklere güvenmezler ama Cicourel gibi bazlar, çözümlemeciler onlarn snrlarnn far knda olurlarsa, faydal olabileceklerine inanrlar. Ancak, tümevarm ile niceliksel yöntemlere güvensizlik arasnda zorunlu bir balant yoktur. Deneyimden önermeler çkarlabileceine inanan bir çözüm-lemeci, ayn zamanda, dorulama için niceliksel yöntemleri kullanabi lir. Tablo 1-1’de, bu bölümde tartm olduumuz kuramlarn baz yönlerden karlatrlmas özet olarak verilmektedir. Bu tabloda ya plan karlatrmalarn basitletirilmi olduunu aklda tutmak gereklidir; bu yüzden, sözü geçen bak açlar ile kuramclar arasnda ki farkllklar karmaasn yeterince belirtmemektedir:
Amaçlar
Sosyolojik kuramn balca bak açlarnn birbirlerinden ayrld son husus nihai amaçlardr; özellikle daha çok olgular tanmlamay m (describing), ya da açklamay m (explaining), yoksa hattâ önce den bilmeyi mi (predicting) amaçlamakta olduklardr. Sonunda, bütün bilimler ve toplumsal bilimler, olup bitmekte olanlar evvelden olduundan daha büyük ölçüde anladmz (understand) hisset memize neden olacak anlatmlar salayarak, anlaymz artrmakla ilgilidir. Ancak bu anlatmlar, olaylarla ilgili az veya çok ayrntl ta nmlamalardan (çou zaman, nedensellik balantlarna fazla önem vermeksizin allmadk terimler ve bak açlar ile), olgular farkl ve daha genel kavramlarla yeniden yorumlayan (reinterpret) açklama lara kadar uzanan bir yelpaze içinde yer alr. Çok dakik ve iyice ge litirilmi olduklar takdirde, bu açklamalar
insann anlayn artr makla kalmayp, belirli tahminler yapmasn salar. Bilimsel tümden-gelimli açklamay güçlü bir ilevsel araç yapan budur. Ne var ki, açklama (explanation) ve önceden kestirme (prediction) ayn ey deildir. Genel ilkelere gönderme yapan önemli açklamalar, önce den kestirme bakmndan fazla bir ey söylemezler; evrim kuram buna bir örnektir. Bunun gibi, önceden kestirme kabiliyeti pek fazla anlamaya deil de, sk istatistiksel deiken balantlarna dayanm olabilir. Bu farkn ne demek olduu konusunda en sevdiimiz
örnekler den biri, Dr. John Snow’un hikâyesidir. Bir ondokuzuncu yüzyl kolera salgnnda, ilgili makamlara, bütün su tulumbalarnn tuta maklarn söküp kaldrrlarsa, hastaln yaylmasn durdurabilecek lerini söylemitir. Snow bir deli deildi. Bir yerde kendi kuyularn kullananlarn, ana su tulumbalarndan su içenlerden farkl olarak, hastala yakalanmadklarn görmütü. Ancak, Snow, koleraya yaka lanmakla, onu tayan su arasndaki balant hakknda yanlmam olmakla birlikte; kolerann yaylmas konusunda bilgi sahibi deildi. Önceden haber verme ile açklama arasndaki bu fark, birçok bilim felsefecisinin önceden haber vermeyi deil de, açklamay tümdenge-limli bilimin esas
olarak görmelerine neden olmutur.228
28 Toulmin, “From Form to Function,” s. 152-53. Toplumbilimsel kuramn balca bak açlar arasnda, amaçlar yöntembilimi ile, ve bak açsnn toplumsal bilim için bilimsel bir modeli kabul edip etmemesi ile yakndan ilgilidir. Böylece, simgesel etkileimcilik ve fenomenoloji, göreli olarak en fazla tanmlayc çö zümlemeye arlk vermitir. Fenomenolojinin olaylar tanmlama endiesi,
gerçeklikle ilgili genel ve nesnel (objective) yasalar olabile cei fikrini reddetmesinden kaynaklanr. Simgesel etkileimci bak açsn kullananlar ve savunanlar, genel tanmlayc savlarn, insanla rn deneyimlerinin çounu dikkate almayp gözden kaçrd için, çok ciddi olarak kusurlu ve yetersiz olduunu düünme eiliminde dirler. Ancak, bu tanmlamalar, günlük gözlemlerde gözden kaçabi len birçok etkenleri ve olaylar dikkate almak suretiyle, anlaymz çok derinletirebilir. levselcilik, çatma kuram ve aklsal seçim kuramlar
olaylar daha genel ilkelerle açklamay amaçlarlar. Bu üçünden, yelpazenin tanmlayc ucuna en yakn geleni ilevselciliktir. Örnein Talcott Parsons’n çalmalar toplumu bir sistem olarak yeniden tanmlar ve yeni snflandrmalar yapar; ancak, toplumu oluturan parçalarn na sl gelimi olduunu açklamaz; buna karlk ilevselci kuramn di er ksmlar daha etrafl açklamalar salar. Çatma kuramclar ilevselcilere nazaran açklama ile daha fazla ilgilidirler. Genellikle önceden tahmin saylabilecek önermeler çkar makla beraber, bu tahminleri belirli tarihsel olaylara kadar uzatmaz lar. Çalmalar, -”ideoloji” ya da “yabanclama” dan söz ederken-bir ölçüde yeniden tanmlamay gerektirir; ama esas ilgi alanlar, olaylarn ve kurumlarn, farkl kaynaklara sahip farkl topluluklarn eylemleri ve çkarlar tarafndan, teknolojideki deiimler, ekonomik örgütleme, merasimler ve fikirler tarafndan nasl yaratlm olduu ile ilgili ayrntl açklamalardr. Bu açklayc önermeleri tahmin et mekte (prediction) temel olarak kullanan Marx daha iddialdr; an cak, Habermas gibi kuramclar da mevcut toplumun gelecekte nasl gelieceini tahmin etmeye çalmlardr.
Son olarak, bu metinde tartlm olan bütün bak açlar arasn da, tanmlama (betimleme-description) ile en az, açklama ve önce den kestirme ile en fazla ilgileneni alveri kuramdr. Bu, savunucu larnn yalnzca tulumba sap tipinde balantlarla ilgilenmekte olduk lar demek deildir; çünkü davran ve eylemlerin kökenini anlamak için insanlarn aklnda neler olup bittiini de anlamaya çalrlar. An cak, bu amaç alveri kuramclar ile dier aklsal seçim kuramclar nn birey ve ufak grup davrann kapsayan snrl konular üzerinde younlama eilimini güçlendirmitir. Daha geni bir ölçekte, onlar, toplumsal ilerin karmaklnn, dakik tahminler yaplmasn im kânsz kldn29 ve toplumbiliminin, konu olarak tüm karmak in san toplumunu alm olmasyla; tahmin etme öyle dursun, tam ola rak açklayamayaca bir alan seçmi olduunu kabul edeceklerdir. 29 Popper, “The Logic of Scientific Discovery, s. 59. Toplumbilimi kuramnn fizikle ya da hattâ neoklasik
ekonomi ile karlatrlabilir birikimli bir çalmalar topluluu oluturmad ger çei, yalnzca birbiri ile çelien yaklamlarla içinden çklmaz bir du rumda bulunduumuz anlamna gelmez. Bir kuram, sonunda bizim anlamamza yardm edip etmeyecei ile denenir ve burada tartlan her bir kuram, insan toplumunun farkl bir yönünü aydnlatr. Pop-per’n sözleri ile bütün bunlar, “dünya dediimiz eyi yakalamak -mantkl klmak, açklamak ve ona hâkim olmak- için atlan alar-dr.29 Her birinin çada toplumbilimi kuramnn bir parças olarak deerlendirilmesi bundan ötürüdür.
Kuram ve Anlama: Okul çi Eitim Örnekleri ve Kadnn Çada Toplumdaki Yeri
Okul içi eitim ve cinsiyet modern sanayi toplumundaki hayatn, hepimizin tecrübe sahibi olduumuz ve yaaymz saysz ekillerde etkilemekte olan iki görünüüdür. Bu durum her ikisini de toplumbi limsel kuramn her günkü dünyamz nasl aydnlatmakta olduunu görebileceimiz mükemmel alanlar hâline getirmektedir. Sonraki bölümlerde eitim ve cinsiyet ile ilgili sosyolojik aratrma ve sosyo lojik olmayan görülerden örnekler seçtik. Her kuramsal bak açs, toplumsal olayn bütün yönlerine deilse bile, baz yönlerine k tutabilmektedir: ve ayn konulara sklkla dönerek, okuyucunun her bir bak açsnn güçlü ve zayf yönlerini daha kolaylkla anlayabile ceini ümit ediyoruz. Modern toplumlarda insan hayatnn gitgide genilemekte
olan bir ksm ve milli gelirin büyük bir pay okul içi eitime ayrlmakta dr. Örnein, 1994’te ortaöretimi tamamlam olan nüfus oran ABD’de %85, Almanya’da %84, Kanada’da %74, Japonya’da %70 (1989 verileri) ve ngiltere’de %75’tir. Kadn ve erkek oranlar ABD, Kanada ve Japonya’da ayndr, ama erkeklerin oran kadnlardan Almanya’da %12 daha yüksek, ve ngiltere’de %11 daha yüksektir. Ayn ülkelerde yükseköretime bakacak olursak, bu oranlar öyledir. ABD’de %24; Kanada’da %17; Japonya’da (1989’da) %13; Alman ya’da %13; ve ngiltere’de %12’dir. Bütün ülkelerde erkek oranlar %3-%6 arasnda deimekle beraber, kadn oranlarndan daha yük sektir; bunun bir istisnas, bu oran farknn %17 olduu Japonya’ dr.30 Bundan baka, eitim süresinin uzunluunun, ders geçmede baarlarnn, yüksek
notlar almann ve itibarl kolejlere girme imkân larnn kadn ve erkeklerin daha sonralar karlaacaklar frsatlar ve meslek hayatlar üzerinde önemli etkileri vardr.
30 ABD Eitim statistikleri Milli Merkezi, The Condition of Education (Washington, D.C.: U.S. Government Printing Office, 1997), Tablo 23-1, s. 265. Eitim ve cinsiyet konularnda, özellikle iki soru bizim
deneyimle rimizle (experience) ilgilidir. Eitim ile ilgili sorularmz unlardr: Okul içi eitime ayrdmz zaman niçin bu kadar uzun ve sanayile mi ülkelerin eitim sistemi geçmie oranla niye bu kadar büyüktür? Ve ikinci olarak, kendi okul ve snflarmzda niçin baz örenciler ortaöretim, kolej ve daha yüksek düzeylerde baarl olup devam ederken; baz örenciler de yetkililerle çatarak en ksa zamanda eitim sisteminden ayrlmaktadrlar? Cinsiyet konusundaki sorularmz çada toplumda kadnlarn rolleri ile ilgilidir. Birincisi, tam zamanl olarak çalanlar arasnda ABD’de bir ile üç yl aras yüksekokul (college) eitimi alm kadn larn yllk ortalama maa tutarlar niçin “ortaöretim (high school) mezunu olan erkeklerin
maalarndan daha azdr?31 kincisi, evde, okulda ve ite olan çocuklar ve erkekler niçin saldrgan ve duruma hâkim olma eilimi gösterirken; kzlar ve kadnlar niçin daha yüküm lü ve daha destekleyici olma davranlar sergilemee eilimlidirler?
31 1995’te ABD’de tam zamanl olarak çalan bir ilâ iki yllk yüksekokul örenimi görmü kadnlarn yllk kazanç ortalamas $23,997 idi: buna karn tam zamanl çalan
ortaöretim (high school) mezunu erkeklerin kazanç ortalamas $29,510 idi. Yüksekokul mezunlar arasnda bu ortalama, kadnlarda $32,051’e karlk erkeklerde $45.266 idi. ABD Eitim statikleri Milli Merkezi, Digest of Educational Statistics (Washington, D.C.: U.S. Government Printing Office, 1997), Tablo 378, s. 422. Okuyucularmzn, metinde ilerlerken bu genel temalar ve ara trma sorularn akllarnda tutmalarn tavsiye ederiz. Her kuramsal görü tarz bilmece/bulmacann bir parçasna cevap vermektedir. Bölüm 9’da her birinin salad çözüm toplanarak birletirilmitir. Bu katklar bir araya getirmekle, bu, birbirinden çok farkl yaklam larn, bu artc toplumsal olaylara nasl tutarl açklamalar getirebi leceinin görüleceini ümit ederiz.
BÖLÜM 2 - LEVSELCLK
Yllarca, günümüz sosyoloji kuramlar arasnda üstün bir yer tutmu olduundan ve karsna meydan okumak üzere çkan baka bak açlar bulunduundan, tartmamza ilevselcilik ile balayacaz. Genel olarak, Birleik Devletler’de sosyoloji örencilerinin modern kuram konusunda okumalar gerekenlerin büyük bir ksmn, Talcott Parsons ile Robert Merton’n eserleri tekil etmektedir. Hattâ, baz sosyologlar, sosyolojik çözümleme ile, ilevsel çözümlemeyi bir tut ma noktasna gelmilerdir. Kingsley Davis’in Amerikan Sosyoloji Dernei’nde 1959 ylnda, “Sosyoloji ve Antropolojide Özel Bir Yön tem Olarak levselci Çözümleme Efsanesi” bal altnda yapm olduu bakanlk konumasnda öne sürülen husus da bu idi.32
32 Kingsley Davis, “Sosyoloji ve Antropoloji’de Özel Bir Yöntem Olarak levselci Çözümleme Efsanesi” American Sociological Review 24 (1959): 757-72. Davis’e göre, sosyoloji, 1) Bir kurumun veya davran eklinin, toplumda oynad rolü veya ilevini ve dier toplumsal özelliklerle olan ilikisini incelemek ve 2) bunu, esas olarak “toplumsal” açdan açklamak demektir.33
Davis’e göre, bu da ilevselci çözümlemenin esasdr. Ancak, tartma devam etmektedir, çünkü ilevselcilik em siyesi altnda durmak istemeyen ve sosyolojinin yaps veya ilevselci-liin tanm üzerinde Davis’in görülerine katlmayan birçok sosyo log vardr: bu bilime (discipline), ilevselci yaftasn yaptrma çaba sna kar çkmaktadrlar. Zaten ilerideki bölümlerde, kendilerini ilevselci yaklamlar olarak tanmlayan veya buna kar olan farkl yaklamlar göreceiz.
33 Davis’in bu iddialarn, yeterli bir sosyolojik açklamann, nihai olarak psikolojik açklama olmas gerektiini ileri süren George Homans’n alve ri kuram ile karlatrmak ilginç olmaktadr. Bölüm 4’de George Ho-mans’n “psikolojik indirgeyicilik” ile ilgili görülerine baknz. 2Bu bak açsna çok zaman “yapsal ilevselcilik” adnn verilme sine sebep, bir toplumsal sistemin ayakta kalabilmesi için, karlan mas gereken ilevsel zorunluluklar veya “gereksinmeler” (needs) ile, bu gereksinmeleri karlama durumunda olan yaplar üzerinde odak lanm olmasdr. Bu görüe göre, toplumsal sistemler, varlklarn sürdürebilmek için, baz ileri yapmak eilimindedirler ve dolaysyla sosyolojik çözümleme, bu ileri yapacak veya bu “gereksinmelere” cevap verecek toplumsal yaplar aramak durumundadr. Yllar geç tikçe, Talcott Parsons ve Robert K. Merton’dan, bu yaklamn iki kuramcsndan, yapsal ilevselciler olarak bahsedilmeye devam edil mitir. Biz, bu bak açsna ilevselcilik adn, u iki sebeple veriyo ruz: Birincisi, kendilerinden önce gelen özellikle Durkheim gibi kii lerin ilevselcilii ile balantya açklk getirmektedir.
kincisi, her iki büyük kuramcmzn da ilevselcilik terimini tercih etmeleridir. Mer-ton, ilevselci çözümleme terimini yllar boyunca ayn anlamda kul lanmtr. Parsons ilev, yap ve süreç kavramlarn yeniden gözden geçirdikten sonra
yapsal ilevselcilik terimini terk etmitir.34 34 Talcott Parsons, “The Present Status of Structural - Functional Theory in Sociology”, Lewis A. Coser, The Idea of Social Structure Papers in Honor of Robert K. Merton (NewYork: Harcourt Brace Javanovich, 1975) s. 67, Par sons burada, “trnak içine alnm olan ‘yapsal ilevselcilik’ bal bana gittikçe daha uygun gelmitir” demektedir.
levselciliin Tanm
levselcilik nedir, sorusuna cevap olarak, ilevselcilii öyle tanmla yan Bir Modern Sosyoloji Sözlüüne bakyoruz: Toplumsal ve kültürel olgularn toplumsal-kültürel sistem içeri sinde yerine getirdii ilevlerin çözümlenmesi. levselcilikte top lum, hiçbir ksmnn bütünden ayr olarak anlalamayaca ve birbirleri ile ilikili ksmlardan oluan bir sistemdir. Bu görüe göre: Herhangi bir ksmdaki deiim, sistemin dier ksmlarnda bir miktar dengesizlie ve bir ölçüde de bir bütün olarak sistemin yeniden düzenlenmesine yol açar. levselcilik, biyoloji bilimlerin deki organik sistem modeline dayal olarak gelitirilmitir.35
35 George A. Theodorson and Achilles S. Theodorson, A Modern Dictionary of Sociology (New York: Thomas Y.
Crowell Co., 1969) s. 167. Toplumsal yapnn bütün özellikleri ve toplumsal kurumlarn genel doas ile ilgilendii için, ilevselcilik makrososyolojide odaklanm tr. levselcilerin, “bir toplumsal sistemin birbirleri ile ilikili ksmla r” ifadesi, bir havaalanna baklarak anlalabilir. Burada ksmlar, uçak biletleri ve rezervasyon personeli, bakm grubu, pilotlar, hostes ler, yolcular, denetim kulesi personeli, restoran içileri, yük tayc lar ve benzerleridir. Bütün bu ksmlar birbirleri ile ilikilidir ve bun larn birbirlerine karlkl olarak dayal olduunu anlamak için, bi rinde bir tedirginliin olduunu düünmek yeterlidir. Hava alannn bir sistem olarak dengesizliine yol açacak -kötü hava artlar dola ysyla pistlerin kapanmas, radar denetim sisteminin kötü çalmas, bayram ve tatil günlerinde (Noel veya ükran günü) yolcu skkl gibi- birçok deiiklikler olabilir. Bu tedirginliklerden herhangi biri, çok zaman, sistemin geçici olarak ilemez hâle gelmesi noktasna kadar “bir ölçüde dengesizlik” sonucunu dourabilir.
Toplumsal sistemlerin bu yol ile çözümlenmesinde, ilevselciler üç öge üzerinde durmaktadrlar: 1- Sistemin ksmlarnn birbirleri ile ilikili ve birbirlerine bal olmas;
2- Toplamsal sistemde bir organizmann normal veya salkl du rumuna benzer, “normal” veya denge hâlinde bir durumun mev cut olmas; 3- Sistemin bütün ksmlarnn, normal hâle dönmek için yeniden düzenlenmesi.
levselcilerin en önemli önermelerinden biri, daima böyle bir yeni den düzenleme ve dengeyi yeniden salama eiliminin olacadr. Havaalan örneinde, “normal” artlar tanmlamak ve bu artlar salamak için sistemin nasl organize olduunu görmek kolaydr; personel daha çok çalacak, fazla mesai düzenlenecek, ek görevli alnacaktr. Ancak, baka durumlarda göreceimiz gibi bu daha zor olabilir. Toplumsal sistemlerin dengeyi nasl koruduunu ve nasl
yeniden denge kurduunu çözümlerken, ilevselciler ana kavram olarak pay lalmakta olan deerleri veya arzu edilenler ile ilgili, genel olarak kabul edilen standartlar
kullanma eilimindedirler.36 Deerler ile ilgili görü birlii (consensus), bireylerin bulunduklar topluma ah-lâksal olarak bal olmalar anlamndadr. Deerlere önem verme, ilevselciliin en belirgin ikinci özelliidir. Bu bakmdan, dier bal ca makro-sosyolojik bak açs olan çatma kuram ile dorudan ters dümektedir. levselcilik, toplumun birliine ve üyelerinin pay lamakta olduklar hususlara arlk verirken, çatma kuramclar toplum içindeki bölünme ve insanlarn farkl maddî çkarlar ardnca komaktan ileri gelen mücadeleleri üzerinde durur.37
36 levselcilerin deerler ile ilgili tanmlar için, bu kitap, s.52-53’e baknz. 37 Bölüm 3’e baknz.
Entelektüel Kökler: Emile Durkheim ve Selefleri
Modern ilevselcilerin en önemli entelektüel atalar Auguste Comte, Herbert Spencer, Vilfredo Pareto ve Emile Durkheim gibi sosyolog lardr. Comte, Spencer ve Pareto toplumsal sistemin ksmlarnn karlkl bamll (interdependence) üzerinde; Durkheim, bütün leme (integration) veya dayanma (solidarity) üzerinde durmular dr. 5Herkes tarafndan sosyolojinin kurucusu olarak kabul edilen Au-guste Comte (1798-1857), toplumsal dengenin temelleri ile ilgili genel aratrmalarnn sonucu, bir toplumdaki “statikler” (düzen) ve “dinamikler” (ilerleme) ile ilgilenmitir. Comte, “statik sosyoloji in celemesi, toplumsal sistemin farkl ksmlarnn eylem ve tepki yasa larnn aratrlmasndan ibarettir” derken; ilevselciliin, toplumsal sistemin parçalar arasnda karlkl bamllk bulunduu temel kabulünü ifade
etmitir.38 Comte, toplumsal sistemin bütünü ile par çalar arasnda uyumsuzluun “patolojik” olduunu belirtirken de, ilevsel denge kavram ortaya çkmaktadr. Denge kavram, biyoloji nin homeostasis yaklamndan alnmtr; örnein, düüp dizinizi yaraladnzda vücudunuzun dier ksmlarnn yardma gelmesi ile bir kabuk balanacan; ve ksa zamanda yarann iyileerek vücut sisteminizin yeniden dengeye kavuacan bilirsiniz. Comte’un ça lmalar, toplumsal ve biyolojik organizmalar arasnda buna benzer karlatrmalarla doludur.
38 Auguste Comte, “The Positive Philosophy, trans. Harriet Martineau (Lon-don: Bell, 1896), vol. II. Herbert Spencer’n (1820-1903) ad da, farkllama kavram do laysyla, ilevselciliin bir önderi olarak belirtilmelidir. Spencer fark llamadan, sistemin farkl ksmlar arasnda,
toplumlarn büyümesi dolaysyla kaçnlmaz olarak ortaya çkan karlkl bamllk (ba-nlama) hâlini kastetmitir.39
Modern ilevselciler bunun gibi, fark llamay, toplumsal sistemin parçalarnn birbirleri ile ilikili olmas nn ve bütünlemenin önemli bir yönü olarak kabul etmektedirler. Spencer’n evrimci kuram, Durkheim’n daha sonralar Toplumda I Bölümü’nde ifade edilmi olan kuramna (modern ilevselcileri bü yük ölçüde etkilemi olan bir kuram) genel olarak benzemektedir. Ancak, aralarnda iki önemli fark vardr. Birincisi, Durkheim, Spen-cer gibi, toplumsal farkllamann gerekli olduu üzerinde srar et memitir. kincisi, Durkheim’n, sosyolojinin esas konusunun top lumsal gerçekler (social facts) olduu üzerindeki srar, Spencer’n toplumsal ilerlemenin sebebinin psikolojik olduu, yani, tayin edici etkenin, bireyin daha çok mutlulua gereksinmesi olduu indirgeyici tutumuna dorudan doruya ters dümektedir. Bu bakmlardan i-levselcilik, Durkheim’ takip etmektedir. Buna ramen, Parsons ken disinin toplumsal deime kuramnda Spencer’n toplumsal farkl lama kavramn kullanmtr.
39 Herbert Spencer, The Principles of Sociology (New York: Appleton, 1896). Vilfredo Pareto (1848-1923) kendi sosyoloji sistemini,
biyolojik bir organizmaya benzetme yerine, ksmlar arasnda karlkl bam llk ve düzeltici deiiklikler gibi özelliklere sahip bir psiko-kimyasal sisteme dayandrmtr. Pareto’ya göre, toplumsal sistemin “molekül leri”, çkarlar, dürtüleri ve duygular olan bireylerdir. Pareto, ksm lar arasnda karlkl ilikiler ve bamllklar olan bir toplumsal sis temin açk ve
belirgin bir tanmn yapan ilk sosyologdur. Parsons daha sonralar, sistemlerin bir yandan dengelerini korurken, öte yan dan nasl uyum saladklarn ve deitiklerini açklarken, Pareto’nun sistemde uyum salayan dinamik veya “hareket hâlinde olan” denge fikrini kullanmtr.
Emile Durkheim
Emile Durkheim (1858-1917), hiç üphesiz, çada ilevselciliin en önemli önderidir. Talcott Parsons, kendisinin en önemli entelektüel rol modellerinden birinin Durkheim olduunu söylemitir.40 Bunun gibi, Robert Merton, örencisi olduu kiilerin yan sra, en fazla ey örenmi olduu iki kiiden birinin Durkheim olduunu ifade eder.41
40 Talcott Persons, “On Building Social Sytem Theory: A Personal History”, Daedalus (Fail 1970): 873. 41 Coser, The Idea of Social Structure’a baknz. (s. 96). Ancak, Durkheim’n kuramsal etkileri ilevselciliin ötesine
geç mektedir. Erving Goffman ile Peter Berger da kendi simgesel etkile-imci ve fenomenolojist görülerine Durkheim’n baz fikirlerini kat mlardr. Bir çatma kuramcs olan Randall Collins çalmalarnda âyin (dinsel tören) konusunda Durkheim’n fikirlerini kullanmtr.42
42 Bölüm 3, 5 ve 6’ya baknz. Emile Durkheim Fransa’da Epinal, Lorraine’de domutur.
Ba bas, büyük babas ve büyük büyük babas hahamd; o da, bir süre bir haham okulunda okumu olmakla beraber onlarn
admlarn takip etmemeye karar vermitir.43 Ailenin içinde bulunduu mali güçlükler ve babasnn hastal, Durkheim’n kolej örencisi olarak ilk zaman larn güçletirmitir, ama Ecole Normale Superieure’den mezun olmu, felsefe ve toplumsal bilim konularnda birçok yaymlarndan dolay, 1887’de Bordeaux Üniversitesi’nde ders vermek üzere davet edilmitir. 1902’de Paris Üniversitesi’ne geçerek, ölümüne kadar orada kalmtr.
43 Steven Lukes, Emile Durkheim: His Life and Work (New York: Harper and Row, 1972)’a baknz. Durkheim öretimi kutsal bir görev olarak görmütür;
derslerine devam eden örencilerinden birçou Fransa’nn müstakbel öret menleri olacaklardr. Öretim ve aratrmalarnn yan sra, Durk-heim, ufak bir meslekdalar topluluu ile, ilk Fransz sosyoloji dergi si Annee Sociologique’i (Sosyoloji Yll) kurmaya zaman bulmutur. Ayn zamanda çok güçlü bir milliyetçi idi ve I. Dünya Sava’nda, baka ülkelere Fransa’nn durumunu anlatan aratrmalar ve belge leri bastrmak üzere bir komite kurmaya yardmc olmutur. Durk-heim’n tek olu Andre, 1916’da Fransa uruna savarken ölmü tür. Bu darbe, Durkheim’n inme geçirerek 1917’de 59 yanda ölü müne neden olmutur. Durkheim’n en önemli ilevselci fikirlerinin bir ksm,
bütünleme (integration) kavramna, bireylerin toplumsal düzene katlmalar konusuna ömür boyu duyduu ilginin bir sonucudur. Bütünleme ya da toplumsal dayanma (social solidarity), toplumsal dengeyi sür dürme için önemlidir. The Rules of Sociological Method (Toplumbi limsel Yöntemin Kurallar) ve din ve eitim ile ilgili çalmalar çou zaman
onun ilevselcilie en önemli katklar olarak belirtilir; ama ilk büyük eseri The Division of Labour in Society (Toplumda Bölü-mü)’de bile i bölümünün ilevini incelemektedir. Durkheim toplumsal evrimi kabile topluluklarnn mekanik daya nmasndan, sanayi toplumlarnn özellii olan organik dayanmaya doru bir hareket olarak gördü. lkel toplumlarn özelliinin güçlü bir ortak vicdan (collective conscience) olduunu kantlamaya çalt ve bunu, “ayn toplumun ortalama vatandalarnda ortak olan inanç ve duygularn tümü” olarak tanmlad. bölümü arttkça bireycilik de artt. Bir sonuç olarak, ortak vicdanda karlkl bir azalma ve insanlar bir arada tutan kendine yeterliin eksiklii ve rollerin birbi rine karlkl bamll ile nitelenen organik dayanmaya doru bir deiim oldu.44 Ancak, üçüncü bin yln eiinde uluslar ortak bilinç-liliin (collective consciousness) artt anlar yaadlar. Akla iki ör nek geliyor: Çekoslovakya’da ellerinde çiçeklerle cesurca tanklarn karsna çkan “kadife ihtilâl” içindeki örenciler ve daha yakn za manda ngiltere’de Prenses Diana’nn ölümü ile, dünyann dier bölgelerinde yank uyandran duygu taknl.
44 Emile Durkheim, The Division of Labour in Society, (Glencoe, III; The Free Press, 1964), s. 49. Durkheim ayn zamanda toplumbilimi için uygun bir konu ya ratmaya çalmtr; toplumsal gerçekler alan. Bir toplumsal gerçei (social fact) öyle tanmlar, “kendi bana bir varl olup, bireyleri nin görüntülerinden bamsz, belirli bir toplumun tümünde genel olan.” Toplumsal gerçeklere gösterdii örnekler yasalar, ahlâk kural lar, inançlar, âdetler
ve modalardr. Durkheim daha sonralar top lumsal gerçeklerin anlamn ayrntl olarak ilemi ve “birliktelikle kurulmu inançlar ve davran ekilleri” anlamna gelen kurum teri mini kullanmtr. Toplumbilimini, “kurumlarn, kurumlarn yaratl ve ileyileri bilimi” olarak tanmlamtr.45 Durkheim, böylece, mak-ro yapsal (geni ölçekli ya da toplum çapnda) olgular sosyolojinin esas konusu olarak ele almtr. 45 Emile Durkheim, The Rules of Sociological Method, Steven Lukes tarafndan ön sözü yazlm ve yayna hazrlanmtr. (New York: The Free Press, 1982), s. 45 ve 59. Durkheim, The Rules of Sociological Method’da toplumsal
ger çekleri tartrken, ilevleri, “toplumsal organizmann
genel gerek sinmeleri” olarak görmektedir.46 Buradan itibaren, toplumsal gerçek leri toplumsal olmayanlarla deil, toplumsal gerçeklerle açklamaya devam eder. O, yöntemini, bireysel intiharlar üzerinde deil, toplum sal bir gerçek olan intihar oranlar üzerinde odakland ünlü ara trmas Suicide (ntihar)’da uygulamtr. 46 Durkheim, The Rules of Sociological Method, s. 123. Durkheim’n cezalandrma ile ilgili irdelemesi, hem kendisinin hem de daha sonraki ilevselci çözümlemenin zayf ve kuvvetli nokta larn ortaya koymaktadr. Ona göre, cezalandrma, suça kar top lumsal bir tepkidir. Yalnzca suç ileyeni cezalandrmak ilevini yeri ne getirmek ve suçu önlemekle kalmaz; ayn zamanda ortak duygula rn younluunu, modern ilevselcilerin paylalan deerler adn ver dikleri deerleri (burada, suç ilemee kar olma) korumak gibi, ge nellikle bilinmeyen ama çok önemli bir
ilevi de yerine getirir. Durk-heim, cezann, “bu duygular ayn younluk derecesinde korumak gibi faydal bir ilevi vardr, çünkü bunlara kar yaplan saldrlar cezalandrlmaz ise, ksa zamanda bu duygular zayflayacaktr” de- mektedir.47
47 Durkheim, The Rules of Sociological Method, s. 124. Ancak, Durkheim’n toplumlarn hangi nedenle
cezalandrmaya bavurduklar konusundaki açklamas, pek yeterli deildir. Çok do ru olarak, bir eyin yerine getirmekte olduu ilevin, onun varolu unu açklamadn belirtmekte ve “neden bilinmekteyse, ilevi daha kolaylkla bulabiliriz” demektedir. Ancak, bundan sonra, nedeni i levden çkarmaktan kaçnrken kulland ayn mant uygulamakta ve cezalandrmann, ortak duygular korumak ilevini yerine getirme dolaysyla ortaya çktn ve bu durumun da cezalandrmaya neden olduunu söylemektedir. Baka bir deyile, Durkheim, cezalan drmann bir sonuç veya baml deiken (dependent variable) oldu unu söylemektedir.
(Neden) (lev)
Böylece, Durkheim’a göre, ekilde görebildiimiz gibi, “neden” ilev- dir. Burada Durkheim’ a tavuk-yumurta bilmecesini sorabiliriz; bu döngüsellik sorunu, yani olaylarn
ilevlere göre açklanmas, bütün ilevsel çözümleme sürecinde tekrarlanmaktadr.
Durkheim’n en mehur kavram kuralszlk (anomie), onun
Inti-har aratrmasnn merkezini oluturur.48 Franszca’dan çevirisi ile anomie kural ya da normlarn olmad bir durum; kuralszlk, norm-suzluk demektir. Besnard bir anomie durumunu, “özellii, belirsiz amaçlar ve snrsz beklentiler olan, mümkün olann giderek hzla ge nilemekte olduu snrlar ile karlamaktan ileri gelen zihinsel ka rklk veya ba dönmesi”49 olarak tanmlar. Durkheim iki kuralszlk tipi anlatr: krizi ya da boanma sonucu âni deiiklik neticesinde ortaya çkan keskin (acute) anomie; ve modern sanayi toplumunun özellii olan sürekli bir deiim durumu, süregelen (chronic) ano-mie. Durkheim, süregelen kuralszlk üzerinde odaklanmtr; çünkü, kendi ülkesi ile dier sanayilemi ülkelerde neler olup bittii ile ilgi lenmekte idi. 48 Emile Durkheim, Suicide: A Stdy in Sociology, çev. John A. Spaulding ve George Simpson; bir de önsöz yazarak, George Simpson yaymlamtr. (Glencoe, III.: The Free Press, 1951). 49 Phillipe Besnard, “The True Nature of Anomie” Sociological Theory 6 (1988): 91-95. Durkheim intihar karsnda tarafsz bir tutum almamtr; onu toplumsal bir sorun olarak görmü, sanayilemi ülkelerde gittikçe artmakta olan intihar olaylar onu endielendirmitir. Bu olgu kiisel olarak da ona dokunmutur: Onu intihar ile ilgili deneysel (empiri-cial) bir aratrmay balatmaya iten, en yakn arkada Victor Hom-may’n intihar olmutur.50
50 Ruth A. Wallace ve Shirley F. Hartley’in “Religious Elements of Friendship: Durkheimian Theory in an Empirical Context”, Jeffrey C. Alexander, ed. Durkheimian Sociology: Cultural Studies (New York: Cambridge University Press, 1988) s. 93-106. 17Durkheim’n Intihar’nn ana fikrinin bir tanm,
tümdengelim (ya da doa bilimleri) yaklamn açkla kavuturabilir. Durkheim’n aratrmas, ondokuzuncu yüzyl Avrupa’sndaki intihar olaylarn yalnzca anlatmamaktadr. Burada Durkheim çok fazla ya da çok az bütünlemenin veya düzenlemenin bir toplum için salksz olaca temel kabulü ile balayarak; bundan, intiharla ilgili belirli varsaymlar çkarr. Durkheim’n yaklamn ve “orta-ölçekli” kuram açklamak üzere Robert Merton, Durkheim’ öyle yeniden ifade etmitir:
Toplumsal ballk (cohesion), keskin gerilim ve endielilik hâlinde olan topluluk üyelerine ruhsal (psychic) destek salar. ntihar oranlar, insanlarn içinde bulunduklar çaresiz gerilim ve endielerin ilevleridir. Katoliklerin toplumsal ballklar, Protestanlara göre daha faz ladr. u hâlde Katolikler’de Protestanlar’dakinden daha düük inti har oranlar beklenmelidir.51
51 Robert K. Merton, Social Theory and Social Structure, gözden geçirilmi ve geniletilmi ed. (New York: The Free Press, 1957), s. 151.
Durkheim tipik ilevselcilik yaklam ile, toplumsal ballk veya dayanma kuramn iki belirgin toplumsal ihtiyaç (gereksinme) olan bütünleme ve düzenlemeye (regulation) dayandrr. Varsaymna göre, çok fazla veya çok az bütünlemi ve düzenlenmi toplumlarda intihar oranlar yüksek olacaktr. Bunlara tekabül eden intihar türleri özgecilik (çok fazla bütünleme), bencillik (çok az bütünleme), ka dercilik (çok fazla kural ve denetim) ve kuralszlk (çok az kural ve denetim)tr. Durkheim’i, intiharn bu sonuncusunun neticeleri &c