eğitim yönetiminde çağdaş kuramlar
DESCRIPTION
eğitim yönetiminde çağdaş kuramlarTRANSCRIPT
Y-1
BEYKENT ÜNİVERSİTESİSOSYAL BİLİMLER
ENSTİTÜSÜEĞİTİM YÖNETİMİ VE
DENETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI08.03.2007
Y-2
DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİDOÇ.DR.NECMİ KÖKER
KONU :ÇAĞDAŞ KURAMLAR
MURAT YARDIMCI
Y-3
TAKDİM PLANI
I.GİRİŞII.İNFORMASYON TEORİSİIII.SİBERNETİKIV.OPERASYONEL ARAŞTIRMAV.GENEL SİSTEM TEORİSİVI.AÇIK SİSTEM TEORİSİVII.EĞİTİM YÖNETİMİNDE UYGULAMA
EĞİTİM YÖNETİMİ DENETİMİ
Y-4
Pozitif bilimlerdeki hızlı gelişmelerin ürünü olan bu yaklaşımlar, yönetim bilimini de
etkilemiştir.
Bu yeni yaklaşımlar henüz gelişme ve denenme aşamasındadır. Bu aşamalardan başarı ile geçen bazıları, yönetime önemli katkılarda
bulunmaktadır.
I.GİRİŞ
Y-5
II.İNFORMASYON TEORİSİ
Claude Shannon-Warren Weaver Bu çalışmalar içinde en ilginç ve önemli olanı, iletişim mühendislerinin kurduğu informasyon teorisidir. Shannon ile Weaver’in öncülüğünü yaptığı bu alanda çalışan elektrik mühendisleri, telefon, telgraf ve radyo aracılığı ile verilen işaretlerin iletişim sürecini incelemişlerdir. İletişim sürecini kaynak, verici, kanal, alıcı ve amaç olarak beş öğeye ayırmışlar ve aynı zamanda işaret dizileri ve kanal gücünü incelemeye yarayacak sayısal yöntemler bulmuşlardır.
Y-6
II.İNFORMASYON TEORİSİ
Bu teorinin en yararlı yönü, informasyon kavramına
bir ölçülebilirlik vermiş olmasıdır.
İnformasyon teorisinin yetersizliği gene sağlamış
bulunduğu bu ölçü kavramından doğmaktadır.
İletişim sürecini tüm mekanik kabul eden bu kavram,
sürecin davranış yönlerini ihmal etmiştir.
Y-7
II.İNFORMASYON TEORİSİ
İnformasyon teorisinin bulunmasından sonra iletişim kavramı daha iyi açıklanmış, karar ve kontrol süreçlerinin etkisi artmıştır. Böylece, iletişim sistemini örgütün formal yapısı içine sokmak da kolaylaşmıştır.
Sistemin tüm parçaları arasında informasyon dolaşımı varsa, bütün sistemde besleme olmaktadır. Örgüt hiyerarşisi bakımından besleme yukarı doğru, modeli bakımından geriye doğru işlemektedir.
Besleme mekanizmasının bozulması, sistemin tutarlı ğının kaybolmasına, sınırlarının dağılmasına ve sistemin tüm yok olmasına yol açmaktadır.
Y-8
II.İNFORMASYON TEORİSİ
İnformasyon teorisinin ortaya çıkardığı diğer bir sorun da, informasyonun bulunması olmuştur. Özellikle büyük örgütlerde sınırlı yorumlama ve saklama olanaklarına karşılık, gitgide artan informasyonun gerektiği zaman bulunması bir problem olmaktadır.
Diğer yandan informasyonun hızı toplanması ve işlenmesi yöneticilerin önüne gelen informasyon hacmini ürkütücü derecede artırmış ve yöneticilerin
şikayetlerine yol açmış durumdadır.
Y-9
III.SİBERNETİK
Norbert Wiener Sibernetik enerjiye açık, fakat informasyon ve
kontrole kapalı sistemlerin incelenmesidir. Bu disiplin temelde bir makineler teorisi üzerine kurulmuştur. Fakat makinenin ne oldu ğundan çok ne yaptığını inceler. Bu bakımdan görevsel ve davranışçı bir yaklaşımdır.
Düzenli, kararlı ve üretici davranış biçimlerinin tümüyle ilgilenir. Canlı ve cansız sistemlerin iletişim ve kontrol süreçlerini inceleyen bu alan, bu süreçleri kapsamlı bir şekilde ele almak düşüncesinden doğmuştur.
Y-10
III.SİBERNETİK
Sistemler enerjilerinden bir kısmını, yapımlarını amaçları ile karşılaştırmak için kullanırlar. Sibernetik kavramının temelinde, sis temdeki giriş-çıkış hareketleri ve bunları amaçlarını gerçekleşmesine yönelten besleme süreci bulunur. Büyük sistemlerin karmaşıklığı yüzünden, sistemdeki bir öğenin görevi tüm anlaşılmayabilir, fakat sis temden çıkarılamaz. Bu tür öğeye «siyah kutu» adı verilir. Görevi anlaşılmayan bu öğenin davranışı görülebilir. Sibernetik bakımından önemli olan bu öğenin içinde olup biten değil, ona giren çıkandır, yani sistemin diğer parçaları ile olan ilişkileridir. Ayrıca, bütün sis temlerde enerji kaybından doğan bir aşınma ve yok olma (entropy) eğilimi vardır.
Y-11
III.SİBERNETİK
Sibernetik başlıca iki yarar sağlar. Birincisi en değişik sistem türlerini bile tanımlamak için tek bir kavramlar dizisi kullanılmasıdır. İkincisi de, karmaşıklık niteliği ihmal edilemeyecek kadar önemli olan sistemlerin, bilimsel incelenmesi için bir yöntem olmasıdır.
Ayrıca sibernetik kendinden kontrollü mekanik sistemler ile insanların yönettiği beşeri sistemler arasında kurulmuş bazı benzerliklerin yanlışlığını da ortaya çıkarmış bulunmaktadır.
Y-12
IV.OPERASYONEL ARAŞTIRMA
Russel Ackoff-West Churcman II. Dünya Harbinde askeri yöneticiler, stratejik ve taktik
problemlerine yardımcı olmaları için bilim adamlarından yardım istediler. Çeşitli disiplinlerden çok sayıda bilim adamının kurduğu ufak ekipler, kaynaklardan en çok yararlanma yöntemleri üzerinde çalışmaya başladılar. Böylece başlayan ilk operasyonel araştırma hareketi, harpten sonra diğer sivil alanlara da yayıldı ve yönetimde geniş çapta kullanılmaya başlandı. Operasyonel araştırma yönetimde belirli matematik tekniklerden yararlanan, madde ve insan kaynaklarının en verimli şekilde kullanılmasını sağlayan, informasyonu sayılaştırarak rasyonel kararlar a1ınmasını kolaylaştıran, karar çözümlerinin karşılaştırılmasında yöneticiye optimum çözümü gösteren büyük örgütlerin amaç yapım kontrolüne yarayan bir yöntemdir.
Y-13
IV.OPERASYONEL ARAŞTIRMA
Operasyonel araştırmacılar kendilerini yönetim bilimcileri sayarlar. Eğer karar süreci yönetimin merkezi, operasyonel araştırma da bu sürece en bilimsel yaklaşım sayılırsa, operasyonel araştırmacıların kendilerini örgütlerin rehberleri olarak görebilme eğilimine şaşmamak gerekir. Fakat yönetimi matematik modeller ve süreçlerden meydana gelen bir sistem olarak görmek, sadece matematik sembol ve İlişkilerle ifade edilebileceğine inanmak güçtür. Çünkü matematik, yönetim teorisinde bir ekol değil araçtır ve fiziğe yahut kimyaya olan katkısı, yönetime olandan daha fazladır.
Y-14
IV.OPERASYONEL ARAŞTIRMA
Operasyonel araştırma yönetime birçok bakımlardan yararlı olmuştur. Birçok ekonomistler bu yolla, ekonomik teori ile yönetim analizleri arasında ilişkiler kurmuşlardır.
Karar sürecinde kullanılan matematik tekniklerden birisi de oyun teorisidir. Bu teoriye göre, karar durumunda olan kimse yararını çoğaltmak, zararını azaltmak için en verimli çözümü bulmak zorundadır ve rakibi de aynı güdü ile davranacaktır. Bu amacı gerçekleştirecek olan strateji, oyun teorisi aracıyla seçilir. Bu teorinin pratik planlamadan çok, stratejik planlama için bilimsel bir yöntem olacağı anlaşılmaktadır.
Y-15
V.GENEL SİSTEM TEORİSİ
Ludwig Bertalanffy Bu teori, bilimler arası genel ilişkilerin
sokulabileceği teorik ve sistemli bir çerçeve kurmak amacındadır. Çeşitli disiplinlerin teorik yapısındaki benzerlikleri arar, değişik bilimlere uyabilecek modeller geliştirir, bunları anlamlı ilişkiler ile bağlayacak bir sistemler sistemi kurmaya çalışır. Sistem karmaşık ve etkileşimli parçaların bütünleşmiş bir topluluğudur.
Y-16
V.GENEL SİSTEM TEORİSİ
Çeşitli bilimlere uyacak bir genel sistem teorisi geliştirmenin iki yolu görülmektedir. Birincisi, bu bilimlerin hepsine özgü ortak olayları bulmak ve böyle olayları içine alabilecek genel bir model geliştirmektir. İkinci ve daha iyi bir yol, bu bilimlerdeki temel sistemlerin, karmaşıklık düzeylerine göre bir hiyerarşisini kurmaktır.
Genel sistem teorileri fizik, biyoloji ve insan sistemleri arasında yapısal benzerlikler ararlar. Bu yüzden böyle sistemlerin değerlendirilmesinden çok, tanımlanması ve analizini konu alırlar.
Y-17
V.GENEL SİSTEM TEORİSİ
Genel sistem teorileri bulma ve çıkarma çabası ile ilginç inceleme ve yayınlar yapılmış bulunmaktadır.
Genel sistem teorisi, bilimler arası işbirliğini artırmak yönünden ümit vericidir. Ayrıca, örgüt yapıları ve yönetim süreçlerine ilişkin önemli buluşlara da yönelmiş durumdadır.
Y-18
VI.AÇIK SİSTEM TEORİSİ
Daniel Katz – Robert Kahn
Bertalanffy sistemler hiyerarşisi içinde, kendi kendini besleyen açık sistem türüne dikkati çekmiştir. Yaşayan bir organizmanın, örgüt ve bütünlük nitelikleri, ona bir sistem özelliği kazandırır. Bu organizma aldığı madde ve enerjiyi değiştiren, dinamik bir dengesi olan, açık bir sistemdir. İçinde bulunduğu ortam tarafından etkilenir ve onu etkiler. İşte böyle bir sistem türü, örgüte daha uygun gelmektedir.
Y-19
VI.AÇIK SİSTEM TEORİSİ
Örgüt açık bir sistem olarak görüldüğünde, örgüte giriş ve çıkış süreçleri örgüt çevre etkileşimini meydana getirmektedir. Sadece üyelerin ve liderlerin ihtiyaçlarına dönük değil, çeşitli etkiler altında tanımlanan örgüt amaçlarının gerçekleşmesinde, değişik yöntemlerin kullanılması öngörülmektedir.
Sosyal örgütler, çıkıştan bir kısmının tekrar girişe dönüşümü ve çevre ile olan etkileşimleri dolayısıyla, açık sistem teorisine uygun düşmektedir. Özellikle büyük çapta eğitim örgütlerinin, bu teoriden yararlanmaları gerektirecek sosyal ve ekonomik nedenler bulunmaktadır.
Y-20
VI.AÇIK SİSTEM TEORİSİ
Açık sistemlerin ortak ve aynı özellikleri vardır. Burada belirtilen özelliklerin, bütün açık sistemler için genel olduğu söylenebilir.
1) Açık sistemler çevrelerinden enerji alırlar. Sistemin çalışması çevreden giren bu enerjiye bağlıdır.
2) Açık sistemler bu enerjiyi bir ürün yahut süreç veya hizmete çevirirler.
3) Açık sistemler çevreye bir ürün sunarlar. Bu ürüne sistemin çıkışı adı verilir.
Y-21
VI.AÇIK SİSTEM TEORİSİ
4) Giriş, çevirişle çıkış çembersel bir eylemdir, çünkü çıkan üründen bir kısmı tekrar sisteme girişte yer alır.
5) Açık sistemler çevrelerinde, kullanacaklarından fazla enerji alır ve bu enerjinin bir kısmını depo ederler.
6) Açık sistemler her tür girişi kabul etmezler. Bu girişleri kabul veya reddeden seçici sürece kodlama denilir.
Y-22
VI.AÇIK SİSTEM TEORİSİ
7) Sistemin karakteri, yani parçaları arasındaki ilişki ve enerji değişmelerinin oranı aynı kaldığından, açık sistemlerde tutarlı bir durum ve bunu sürdüren dinamik bir homeostatis vardır.
8) Açık sistemlerde farklılaşma ve ayrılma süreçleri görülür.
9) Açık sistemler amaçlarına ulaşabilmek için değişik durumlardan harekete geçebilir ve çeşitli yolları deneyebilir.
Y-23
VI.AÇIK SİSTEM TEORİSİ
Sistemin çevresi onu etkileyen ve onun tarafından etkilenen başka sistemlerden meydana gelir. Sistem ile çevresi ara sındaki etkileşim, enerji ve informasyon alış verişi şeklinde olur. Çevresi ile böyle etkileşimde bulunan sistemler, açık sistemlerdir.
Sosyal sistemler genellikle açık sistemlerdir. Çünkü çevreleri ile etkileşebildikleri gibi, kendi amaçlarını da koyabilir ve değiştirebilirler. Yani böyle sistemlerin amaç koyucu mekanizmaları bulunur.
Sosyal sistemleri açık değil de kapalı sistemler gibi görmenin bazı sakıncaları olmaktadır.
Y-24
VII.EĞİTİM YÖNETİMİNDE UYGULAMA
İnformasyon teorisi eğitim örgütlerinde daha kolay uygulanabilir. Çünkü eğitim örgütlerini formal ve informal iletişim önemli rol oynamaktadır. Birçok eğitim örgütlerinde iletişim sistemleri, iletişim sürecinin öğeleri ve engelleri incelenmeden kurulmuştur. Bu ihmalin sonuçları, iletişimden önce ve sonra gelen süreçler üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Çünkü örgütte bir besleme yapısı kurulmadan, yönetim süreçlerini rasyonel şekilde uygulamak olanaksızdır.
Y-25
VII.EĞİTİM YÖNETİMİNDE UYGULAMA
İnformasyon teorisinin büyük örgütler için sağlayacağı yararlardan birisi de informasyonun gereğinde bulunabilmesidir. Bu amaçla her düzeydeki yöneticiler için gerekli informasyon türü ve hacminin kararlaştırılması zorunludur.
Diğer bir uygulama da, örgütte informasyonun giriş çıkış noktaların ve yayılma yönlerini tayin etmektir. Bunlar yapılmazsa, örgütte informasyon gecikmeleri olur. Özellikle, insan öğesinin bastığı eğitim örgütlerinde, iletişim ani ve atılımlı aşamalar izler.
Y-26
VII.EĞİTİM YÖNETİMİNDE UYGULAMA
Eğitim örgütlerinin informasyon modeli, iletişimi artıracak nitelikte kurulmalıdır. Örgütte iletişimin artması ile yönetimin demokratlaşması düz orantılıdır. İnformasyon teorisinin yönetime uygulanması, elektronik besleme tekniklerine önem kazandırmıştır.
Büyük çapta örgütlerde kullanılmaya başlanan bilgi işleme makineleri, karar organlarında, bulunan yöneticilerin işlerini kolaylaştırmıştır. Besleme ilkesi ile insan kontrolünün yerini aran makine kontrolü, otomasyonun alan ve etkisini artırmıştır.
Y-27
Biyolojik sistemlerden insan sistemlerine geçiş için bir benzeşim kurmaya çalışan sibernetik, ikinci tür sistemlerde iletişim ve kontrol süreçlerinin düzenlenmesini kolaylaştırır Besleme sistemi de, bu kavrama dayalı olarak çalışır. Sibernetik disiplininin şimdilik maddi sistemlere uygulandığı görülmektedir. Fakat bu uygulama insan sitemlerini kapsayacak kadar gelişmemiştir. Çünkü informasyon teoristleri örgütün insan yönü ile ilgilenmediğinden, sibernetik örgütün informal özelliklerini kapsayacak duruma gelememiştir.
Eğitim yönetiminde bu yeni yaklaşımdan yararlanma, büyük örgütlerinin iletişim ve kontrol modellerinin hazırlanmasına yapacağı katkı bakımından olanaklıdır. infOrmasyon akımı, besleme yapısı gibi alt sistemler kurulurken, sibernetik ilkelerinin göz önünde bulundurulması gerekir. Zaten karar teorisi, informasyon teorisi, sibernetik genellikle iç içe disiplinlerdir.
VII.EĞİTİM YÖNETİMİNDE UYGULAMA
Y-28
Operasyonel araştırmanın temel iki hedefi, üretiminin gelişti rilmesi ve bunu sağlayacak yöntemlerin bulunmasıdır. Teknolojiye dönük, başarısı genişliğine olmaktan çok derinliğindedir. Bu bakımdan, dar alanlarda uygulanması daha başarılı olmaktadır.
Operasyonel araştırmanın eksik yönü yönetim yapısı ve örgüt çevre ilişkileri üzerinde gereğince durmayışıdır. Bu yapı ve ilişkiler, teknolojik malzeme ve araçtan çok insan etkileşimine bağlı bulun duğundan, verimi ölçülebilir şekilde etkileyeceği şimdilik dikkate alınmamaktadır.
Operasyonel araştırma insan ilişkileri alanına girmeye cesaret ettiği zaman bile, örgütlerin sosyal yapısı yerine ekolojik kalıplar ve personel ölçülerini ele almakla yetinmektedir. Böylece örgütün sosyal çevre ile olan ilişkilerini değil, teknik işleyişini inceleme yolunu seçmektedir.
VII.EĞİTİM YÖNETİMİNDE UYGULAMA
Y-29
Operasyonel araştırmanın uygulama olanakları, sibernetik ve informasyon teorisinden fazladır. Çünkü sadece teorik değil, görgül ve pragmatik yaklaşımları da kapsar. İnsan sisteminin işleyiş bakımından problemli olan bir parçasını alır ve bu problemi diğer parçalara ilişkin olarak çözer. Bu nedenle operasyonel araştırma, daha önce bilimsel bir yönteme oturmamış bulunan problem çözme metodolojisini geliştirmiştir.
VII.EĞİTİM YÖNETİMİNDE UYGULAMA
Y-30
Genel sistem teoricileri hücreden topluma kadar bilimin her düzeyini ve birçok bilimleri kapsayacak bir sistemler sistemi kurmaya çalışmaktadır. Bu amaçla, her düzeyde geçerli genellemeler aramaktadır.
Genel sistemcilerin iddiası büyük olmakla beraber, çeşitli olaylar için kurulmuş mekanik modellerin farklı görünmesine rağmen, temellerinde benzerlik bulunması gerçeğine dayanmaktadır. Bu benzerliğe dikkat eden ve dikkati çeken genel sistem teoricileri, birçok bilimleri kapsayacak modeller kurmak yoluyla, böyle bilimleri daha yakınlaştırmak ve hatta birleştirmek çabasındadır.
VII.EĞİTİM YÖNETİMİNDE UYGULAMA
Y-31
Örgütte uygulanacak bir genel sistem modeli, örgütün bütün boyutlarında informasyonu düzenli şekilde birleştiren modeldir. Çeşitli disiplinlerden derleyeceği kavram ve ilkeleri, dengeli şekilde bütünleştirmelidir. Kısacası, formel örgütün birkaç değil bütün yanlarını kapsamalıdır.
Genel sistem koşulları açısından incelendiğinde, formel örgüt şu nitelikleri gösterir: İnsan kaynaklıdır, çevreye açıktır işbirliği ve çatışma ilişkileri aksettirir, yetkinin temelinde yatan kuvveti geliştirir ve kullanır, besleme sistemi bulunur, değişme ve genişlik eğilimindedir karmaşıktır, bazı parçaları kısmın bağımsız ve kontrolsüz olduğundan gevşektir, tüm bilinmeyen veya şüpheli olan kısımları vardır.
VII.EĞİTİM YÖNETİMİNDE UYGULAMA
Y-32
Sistem teorisi yapı öğelerinin değişmez özelliklerinden çok, bunların ilişki ve bağımlılık problemlerini inceler.
Herhangi bir tür sistem teorisini bir eğitim örgütüne uygulamadan önce, sistem yaklaşımının yarar ve zararlarını gözden geçirmek uygun olacaktır. Sistem, özellikleri arasında ilişkiler bulunan öğelerin bir dizisidir. Bu öğeler bir akım gösterir ve bu akımın düzeni, sistemin gelişme yahut gerilemesine yol açar.
VII.EĞİTİM YÖNETİMİNDE UYGULAMA
Y-33
Bu yaklaşımın belki de en olumsuz etkisi, dışarıya karşı bir kapalılık ve gizlilik göstermesidir. Topluma dengeli bir sistem olarak bakıldığı zaman, bu dengeyi bozan her üye, sapık kabul edilmektedir. Bu yüzden, toplumda sistem teorisi, tarihte suikast teorisine benzetilmektedir. Böylece, bu teoriye uygun olarak konulan kavramlar ve modeller gerçekte hiç kurulmamış veya kurulamayacak olan sosyal bir sistemi tanımlamaktadır.
Sistem teorisinin diğer bir zararı da, uygulamaya konulduktan sonra aşırı bir güvenlik uyandırmasındadır. Yani bir örgütte sistem kurulur kurulmaz, her zaman geçerli ve her şeye yeterli olduğu izlenimini bırakması yahut da öyle düşünmesidir.
VII.EĞİTİM YÖNETİMİNDE UYGULAMA