9. sinif · 2020. 12. 20. · din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın...

135
ORTAÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS KİTABI 9. SINIF YAZARLAR Dr. Ahmet TÜRKAN Dr. Ramazan ŞAHAN Ahmet MEYDAN Ali Sacit TÜRKER DEVLET KİTAPLARI BİRİNCİ BASKI ..............., 2012

Upload: others

Post on 09-Mar-2021

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ORTAÖĞRETİMDİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

DERS KİTABI

9. SINIFYAZARLAR

Dr. Ahmet TÜRKANDr. Ramazan ŞAHAN

Ahmet MEYDANAli Sacit TÜRKER

DEVLET KİTAPLARIBİRİNCİ BASKI..............., 2012

Page 2: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Editör : Eyüp KOÇ

Dil Uzmanı : Erdal ALTUN

Görsel Tasarım Uzman : Dilek ANDER

Emre ANDER

Rehberlik Uzmanı : Davut YURTTAŞ

Program Geliştirme Uzmanı : Süleyman MUTLU

Ölçme Değerlendirme Uzmanı : Çetin TORAMAN

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI ............................................................................: 5706DERS KİTAPLARI DİZİSİ .......................................................................................................: 1531

12.?.Y.0002.4213

Millî Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulu’nun 25.11.2011 gün ve 166 sayılı kararı ile ders kitabı olarak kabul edilmiş, Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 19.03.2012

gün ve 3398 sayılı yazısı ile birinci defa 200.708 adet basılmıştır.

ISBN 978-975-11-3620-6

Her hakkı saklıdır ve Millî Eğitim Bakanlığına aittir. Kitabın metni, soru ve şekilleri kısmen de olsa hiçbir surette alınıp yayımlanamaz.

ı

Page 3: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,
Page 4: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,
Page 5: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,
Page 6: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,
Page 7: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

VII

İÇİNDEKİLERÖĞRENME ALANI: İNANÇ1. ÜNİTE : İNSAN VE DİN1. İnsanın Evrendeki Konumu ................................................................................................ 102. İnsanın Doğası ve Din ........................................................................................................ 113. Dinin İnsan Hayatındaki Yeri ve Önemi ............................................................................. 144. İnanmanın Çeşitli B içimleri ................................................................................................ 15 4.1. Tek Tanrıcılık ( Monoteizm) ........................................................................................ 16 4.2. Çok Tanrıcılık (Politeizm) .......................................................................................... 17 4.3. Tanrıtanımazlık ( Ateizm) ............................................................................................ 18ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM ..................................................................................... 20

ÖĞRENME ALANI: İBADET2. ÜNİTE: TEMİZLİK VE İBADET 1. İbadet’in Anlamı ve Kapsamı ............................................................................................. 222. Niçin İbadet E dilir? ............................................................................................................. 243. İbadet-Temizlik İlişkisi ....................................................................................................... 26 3.1. Beden Temizliği .......................................................................................................... 28 3.2. G usül ........................................................................................................................... 29 3.3. Abdest ......................................................................................................................... 30 3.4. Teyemmüm ................................................................................................................. 31 3.5. Mekân ve Çevre Temizliği .......................................................................................... 32ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM ..................................................................................... 35

ÖĞRENME ALANI: HZ. MUHAMMED (S.A.V.)3. ÜNİTE: HZ. MUHAMMED’İN HAYATI1. Hz. Muhammed’in Doğduğu O rtam ................................................................................... 382. Hz. Muhammed’in Doğumu, Çocukluğu ve Gençliği ........................................................ 403. Hz. Muhammed’e Vahyin Gelişi ........................................................................................ 424. Hz. Muhammed’in Hicreti .................................................................................................. 445. Hz. Muhammed’in Toplumsal Barışa Yönelik E tkinlikleri ................................................ 476. Hz. Muhammed’in İslam’ı Yayma Çabaları ....................................................................... 487. Veda Hutbesi’nde Evrensel Mesajlar .................................................................................. 508. Hz. Muhammed’in Vefatı ................................................................................................... 51Okuma Metni: Eş Olarak Hz. Hatice ...................................................................................... 52ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM ..................................................................................... 54

ÖĞRENME ALANI: VAHİY VE AKIL4. ÜNİTE: KUR’AN VE ANA KONULARI1. İslam Dininin Temel Kaynağı: Kur’an-ı K erim .................................................................. 582. Kur’an-ı Kerim’in Tarihi .................................................................................................... 593. Kur’an’la İlgili Bazı Kavramlar ......................................................................................... 62 3.1. Kur’an’ın İç Düzeni ile İlgili K avramlar .................................................................... 62 3.2. Kur’an’ın Okunması ile İlgili K avramlar ................................................................... 65 3.3. Kur’an’ın Anlaşılması ve Yorumlanmasıyla İlgili K avramlar .................................... 674. Kur’an-ı Kerim’in Belli Başlı Konuları .............................................................................. 68 4.1. İnanç ........................................................................................................................... 68 4.2. İbadet .......................................................................................................................... 69 4.3. Ahlak ........................................................................................................................... 705. Kültürümüzde Kur’an’ın Yeri ve Önemi ............................................................................ 73ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM ..................................................................................... 76

Page 8: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

VIII

ÖĞRENME ALANI: AHLAK VE DEĞERLER5. ÜNİTE: DEĞERLER1. Değer Nedir ve Nasıl Oluşur? ............................................................................................. 802. Değerlerin Oluşumuna Dinin Etkisi ................................................................................... 81 2.1. Örf ve Âdetlerin Dinle İlişkisi .................................................................................... 82 2.2. Ahlaki Değerlerin Dinle İlişkisi .................................................................................. 843. Kişilik Gelişiminde Değerlerin Etkisi................................................................................. 874. Toplumu Birleştiren Temel Değerler .................................................................................. 89 4.1. Vatan ve Ülkü Birliği .................................................................................................. 89 4.2. Bayrak ve İstiklâl Marşı ............................................................................................. 90 4.3. Hürriyet ve Bağımsızlık .............................................................................................. 92 4.4. İnsan Haklarına Saygı ................................................................................................. 93 4.5. Millî Seciye Kavramı ve Atatürk ................................................................................ 95ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM ..................................................................................... 98

ÖĞRENME ALANI: DİN VE LAİKLİK6. ÜNİTE: LAİKLİK VE DİN1. Din Bireyi Esas Alır ............................................................................................................ 992. Laikliği Doğuran Nedenler ............................................................................................... 1003. Laik Devlet ....................................................................................................................... 1014. Laiklik Din ve Vicdan Özgürlüğünün Güvencesidir ........................................................ 1035. Atatürk’ün Laiklik Anlayışı .............................................................................................. 104 ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM ................................................................................... 106

ÖĞRENME ALANI: DİN, KÜLTÜR VE MEDENİYET7. ÜNİTE: İSLAMİYET VE TÜRKLER1. Türklerin Müslüman Oluşu ............................................................................................... 1092. Türklerde İslam Anlayışının Oluşmasında Etkili Olan Şahsiyetler .................................. 111 2.1. Ebu Hanife ................................................................................................................ 111 2.2. Maturidi .................................................................................................................... 112 2.3. Şafii ........................................................................................................................... 113 2.4. Eş’ari ......................................................................................................................... 114 2.5. Ahmet Yesevi ............................................................................................................ 115 2.6. Ahi E vran .................................................................................................................. 116 2.7. Hacı Bektaş Veli ....................................................................................................... 117 2.8. Mevlânâ .................................................................................................................... 119 2.9. Yunus E mre ............................................................................................................... 120 2.10. Hacı B ayram Veli .................................................................................................... 1213.Türklerin İslam Medeniyetine Katkıları ............................................................................ 122ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM ................................................................................... 126

SÖZLÜK ............................................................................................................................... 128KAYNAKÇA ........................................................................................................................ 134

Page 9: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM

Dini olmayan toplum var mıdır? Bilgi edininiz.1.

İnsanı diğer varlıklardan ayıran özellikler nelerdir? Düşününüz.2.

“Monoteizm, politeizm ve ateizm” kavramlarının anlamlarını araştırınız.3.

1. ÜNİTE: İNSAN VE DİN

ÖĞRENME ALANI: İNANÇ

9

Page 10: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

1. İnsanın Evrendeki Konumu

Duyu ya da akıl yoluyla kavradığımız veya varlığını düşünebildiğimiz her şey evreni meydana getirir. Evrende görünen ve görünmeyen pek çok varlık vardır. Kâinattaki bütün varlıkları yaratan ve onu düzenleyen Allah’tır.

Varlıklar arasında insanın özel bir yeri vardır. Diğer bütün varlıklar doğrudan veya dolaylı ola-rak insana hizmet eder. Bu duruma bir ayette şöyle işaret edilmiştir: “Allah’ın göklerde ve yerdeki (nice varlık ve imkânları) sizin emrinize verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca ihsan ettiğini görmediniz mi?”1

1  Lokmân suresi, 20. ayet.

Duyu ya da akıl yoluyla kavradığımız veya varlığını düşünebildiğimiz her şey evreni meydana

Aşağıdaki şemayı dikkate alarak insanın varlıklar âlemi içerisindeki konumunu inceleyiniz.

GÖRÜNEN

uzay âlemi

GÖRÜNMEYENhayvan

bitki

insan

cinler

melekler

şeytan

VARLIKLAR ÂLEMİ

1 Lokmân suresi, 20. ayet.

YORUMLAYALIM___________

“Sen kendini küçük bir cisim sanırsın. Ama âlemler sende saklıdır.”

Hz. Ali

Yukarıdaki sözü, fotoğrafı da dikkate alarak yorumlayınız.

1. ÜNİTE

10

Page 11: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Çevremizde gözlemlediğimiz varlıklarla kendimizi karşılaştırdığımızda birçok farklı özelliği-mizin olduğunu anlarız. Bu özelliklerin bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

İnsan, akıllı ve düşünen bir varlıktır. Düşünme eylemi aklın doğal bir ürünüdür. İnsan, doğ-ruyu yanlıştan, iyiyi kötüden düşünerek ayırabilir. Doğa ile uyum içinde yaşayarak keşfettiği ham maddeyi işler ve yeni şeyler icat edebilir. İnsan; konuşması, yazması, bilgi birikimi, estetik zevki ve sanat kabiliyetiyle de diğer varlıklardan farklıdır.

İnsan, irade ve sorumluluk sahibi bir varlıktır. Seçme ve karar verme özgürlüğünü dilediği şe-kilde kullanabilir. Sonuçta iyi veya kötü yönde yaptığı tercihlerden sorumlu tutulacağını bilir. Ayrıca insan, bu özellikleri sayesinde vahyin muhatabı olmuştur. Bu nedenle ilahî mesajın anlaşılması ve duyurulmasından da sorumlu tutulmuştur.

İnsan, inanan bir varlıktır. Bir inanca sahip olmak, onu savunmak ve bu inanca uygun davran-mak yalnızca insanda bulunan bir özelliktir.

İnsanın evrendeki varlıklar arasındaki farklı ve özel konumu Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmiştir: “Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık. Kendilerine güzel güzel rızıklar verdik. Yine onları, yarattıkla-rımızın birçoğundan üstün kıldık.”1

2. İnsanın Doğası ve Din

Çevre faktöründen bağımsız ola-rak insanda doğuştan var olduğu düşü-nülen değişmez özelliklerin bütünü insan doğasını oluşturur. İslam dininde buna fıtrat veya yaratılış denir.2

1  İsrâ suresi, 70. ayet.2  Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, C 2, s.171.

“Dünyaya gelen her insan fıtrat üzere (inanma duygusuyla) doğar...”

Müslim, Kader, 22.

Yukarıdaki hadiste insanın hangi yönüne vurgu yapılmıştır?

BEYİN FIRTINASI YAPALIM_______________

“Düşünen ve gözlem yapan varlığı yani insanı yeryüzünden kovarsak o yüce ve dokunaklı tabiat karamsar ve dilsiz bir sahne olup çıkar. Evren susar, her tarafı sessizlik ve gece kaplar. Şahidi olma-yan olaylar, karanlık ve sağır geçip giderler. İnsan olmazsa varlıkların ne değeri kalırdı?”

Diderot

Yukarıdaki metinde anlatılmak istenen düşünce üzerinde beyin fırtınası yapınız.

İNSAN VE DİN

11

Page 12: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Din, ilahî kurallar bütünüdür. İnsanları akıl ve iradeleri ile dünyada iyiliğe, ahirette ise mutlu-luğa götürmeyi amaçlayan bir yoldur. Din denildiği zaman akla ilk gelen inanç esaslarıdır. İnançlar dinin temelini oluşturur.

İnsan her zaman yüce ve kudretli bir varlığa güvenme, ona sığınma ve ondan yardım dileme ihtiyacı hisseder. Bu sığınma ve güvenme duygusu ise din ile karşılanır.

İnsanın biri maddi diğeri de manevi olmak üzere iki yönü vardır. Maddi yönüyle yeme, içme ve giyinmeye; manevi yönüyle de inanmaya ihtiyacı vardır. İnsanda yeme, içme ve barınma gibi biyolojik ihtiyaçlar nasıl doğuştan geliyorsa din duygusu da doğuştandır. İslam’a göre Allah, in-sanları yaratıcısını bilip tanıyacak kabiliyette yaratmıştır. Kur’an-ı Kerim’de bu durum şöyle ifa-de edilmiştir: “Sen yüzünü hanif olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.”1 Ayetten de anlaşıldığı üzere insanlar, herhangi bir dine inanmaya, bir inancı benimse-meye yatkın olarak yaratılmışlardır. Ancak zamanla din duygusu, aile ve çevrenin de etkisiyle farklı biçimlerde gelişmiştir.

1  Rûm suresi, 30. ayet.

YORUMLAYALIM_______________

“Sizi karada ve denizde yürüten Allah’tır. Gemi, içindekileri güzel bir rüzgârla götürürken yolcular neşelenirler; bir fırtına çıkıp da onları her taraftan dalgaların sardığı ve çepeçevre ku-şatıldıkları anda ise Allah’ın dinine sarılarak ‘Bizi bu tehlikeden kurtarırsan andolsun ki şükre-denlerden oluruz!’ diye ona yalvarırlar.”

Yûnus suresi, 22. ayet.Yukarıdaki ayeti arkadaşlarınızla yorumlayınız.

1. ÜNİTE

12

Page 13: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

İnsanın yaratılışının gereği olan din, insanlık tarihi boyunca da-ima var olmuş evrensel bir olgudur. Kutsal kitaplar, bilimsel araştırmalar ve arkeolojik kazılar da dinin, tarihin her döneminde var olduğunu ortaya koymuştur. Kur’an-ı Kerim’de de ta-rihin her döneminde dinin var olduğu şöyle ifade edilmiştir: “...Her millet için mutlaka bir uyarıcı (peygam-ber) gelmiştir.”1

1  Fâtır suresi, 24. ayet.

SÖYLEYELİM_______________

“Geçmişte olduğu gibi, günümüzde de, bilimsiz, sa-natsız, felsefesiz insan toplumları vardır, fakat hiç bir zaman dinsiz bir toplum var olmamıştır.”

H.Bergson

Les Deux Sources de la Moral et de la Religion, s.105.

Yukarıdaki sözde anlatılan duruma uygun örnekler söyleyiniz.

KONUŞALIM_______________

“Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü, ‘Rabb’im budur.’ dedi. Yıldız batınca, ‘Batanları sevmem.’ dedi. Ayı doğarken görünce, ‘Rabb’im budur.’ dedi. O da batınca, ‘Rabb’im bana doğru yolu göstermezse elbette yoldan sapan kimselerden olurum.’ dedi. Güneşi doğarken görünce de, ‘Rabb’im budur. Zira bu daha büyük.’ dedi. O da batınca….”

En’âm suresi, 76-78. ayetler.Yukarıdaki ayetlerin verdiği mesajlar üzerinde arkadaşlarınızla konuşunuz.

İNSAN VE DİN

13

Page 14: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

3. Dinin İnsan Hayatındaki Yeri ve Önemi

Din, insanları iyi ve faydalı işler yapmaya yönelten, toplumları yücelten ve geliştiren bir olgudur. Din, insanlar arasında merhamet, şefkat, sevgi ve ba-rış duygularının ortaya çıkmasını sağlar. Yoksula, yetime, düşküne yardımcı olma-

yı emreder. Kin, nefret ve intikam gibi her türlü kötülüğün ve kötü düşüncenin ortadan kalkmasını, insanların kardeşçe, barış ve huzur içinde yaşamasını öğütler.

İnsan, toplum içinde yaşayan bir varlıktır. Bir ara-da yaşamaya ihtiyaç duyar. Toplumların birlik ve bera-berlik içerisinde yaşamalarına katkıda bulunan olgu dinî de-ğerlerdir. Din, insana birlik-te yaşamanın verdiği hak ve sorumlulukları hatırlatır. Örf, âdet, kanun ve ahlakla birlikte toplum hayatına yön verir. Din duygusunun zayıflaması suç-ların artmasına yol açabilir. Bu nedenle toplumda mutluluk, güven ve huzur azalır.

Din, maddi ve manevi her türlü sıkıntıya karşı insanın direncini arttırır. İnsan, günlük hayatın-da karşılaştığı yalnızlık, çaresizlik, korku, üzüntü, hastalık, musibet ve felaketler karşısında yegâne teselli kaynağı olarak dini görür. Dinî değerler insanı ruhsal bunalımlardan korur; başarı için ümit ve cesaret verir. Kendisine ve çevresine karşı daha duyarlı hâle getirir.

Yaratıcıya güvenme ve ona sığınma insanı yüceltir. Allah inancı ve sevgisi, insana kuvvetli bir irade ve sağlam bir karakter kazandırır. Din, insanı yersiz korkulardan ve bencil duygulardan uzak tutarak özgürleştirir, inanç ve davranış planında bir dengeye götürür.1 Bu sayede insan neye, nasıl ve ne kadar değer vereceğini bilir. Böylece hayatı anlamlı kılar ve onu kolaylaştırır.

İnsan sürekli bir anlam arayışı içindedir. Kendi kendine, “Ben kimim? Niçin yaratıldım? Ne-reye gideceğim? İyi nedir? Doğru nedir? Adaletli olan nedir? Güzel nedir? Bu dünyanın sonu ne

1  Diyanet İslam Ansiklopedisi, C 9, s. 317.

yvarY

d Ki f t i tik ibi h tü lü kötülüğü

Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır.

Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.

Mehmet Âkif ERSOY

Yukarıdaki şiirin ana temasını söyleyiniz.

DÜŞÜNELİM_______________

“… Bilesiniz ki kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”

R’ad suresi, 28. ayet.

İnsanın mutluluğunda Allah’ı anmanın önemi nedir? Düşününüz.

1. ÜNİTE

14

Page 15: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

olacak?” gibi sorular sorar. Aklın ve bilimin yeterince cevap bulamadığı bu önemli sorulara, cevap bulmaya yardım eden ve insan düşüncesini aydınlatan, din olmuştur.

Dindeki ahiret inancı, insanın hayatını düzene koymasını, dünyanın zorluk ve sıkıntılarına karşı sabırla direnmesini sağlar. Bu inanç dünya hayatındaki davranışları olumlu yönde etkilediği gibi insanın ölümsüzlük isteğine de cevap verir. İnsan din sayesinde, ölümle yok olmayacağına ve ahirette hayatının devam edeceğine inanır.

4. İnanmanın Çeşitli Biçimleri

İnanma, insanoğlunun doğuştan sahip olduğu ve farklı şekiller-de ifade ettiği bir duygudur. Bu duyguyu ifade etmedeki farklılıklar, değişik inanma biçimlerini doğurmuştur. İnsan, kimi zaman fıtratına uygun davranmış kimi zaman da çevresinin etkisinde kalarak farklı inanma biçimlerine yönelmiştir.

dduin

Birden çok inanç biçiminin bulunması-nın nedenleri üzerin-de düşününüz.

KONUŞALIM_______________

Aşağıdaki kavram haritasını inceleyerek dinin insana kazandırdıkları üzerinde arkadaşlarınızla konuşunuz.

DİN

hayatı anlamlandırma

düşünebilme

faydalı olma

-yı öğretir.hür (özgür) olma

akıllı olma

sorumluluk alma

-yı öğretir.

-yi öğretir.-yı öğretir.

-yı öğretir. -yı öğretir.

-a

verilen sözde durma

irade sahibi olma

-yı öğretir. -yı öğretir.

İNSAN

İNSAN VE DİN

15

Page 16: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Vahye dayalı olan inanç biçimi; neye, nasıl inanılacağını açıklamıştır. Vahiy, nelere inanılaca-ğını bildirirken peygamberler de vahyin nasıl anlaşılacağı konusunda insanlara rehberlik etmişler-dir.

Tarihin akışı içerisinde sosyal ve kültürel şartların etkisiyle insanlar farklı inanç biçimlerini benimsemişlerdir. İnanmanın çeşitli biçimleri de daha çok tanrı kavramı üzerinde yoğunlaşmış; mo-noteizm, politeizm ve ateizm gibi inançlar ortaya çıkmıştır.

4.1. Tek Tanrıcılık (Monoteizm)

Tanrı’nın varlığı ve birliğini savu-nup eşi ve benzeri bulunmadığına inan-ma biçimine monoteizm veya tek tanrı-cılık denir. Tek tanrıcılığın İslam düşün-cesindeki karşılığı Allah’ı “birlemek” anlamına gelen tevhittir. Tevhit inancına göre evreni ve içindeki her şeyi yaratan ve yaşatan Allah’tır. Allah, mutlak güç ve kudret sahibidir. O, sonsuz bilgisi ve gücüyle evrendeki her şeye hükmeden bir ilahtır. Allah, her şeyi işiten, gören, başlangıcı ve sonu olmayan (ezelî ve ebedî), yarattıklarına karşı sonsuz şefkat gösteren ve onları seven bir varlıktır.

Tek tanrıcılıkta Tanrı, din gön-deren, sadece kendisine ibadet edilen bir yaratıcıdır. Ona ait vasıflar başkası-na yakıştırılamaz. Kur’an-ı Kerim, tek tanrıcılık inancını en yalın şekilde şöy-le ifade eder: “De ki: O Allah birdir. Allah sameddir (Hiçbir şeye muhtaç olmayıp her şey ona muhtaçtır.). O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.”1

1  İhlâs suresi, 1-4. ayetler.

angövevegübibaebgö

de

DEĞERLENDİRELİM_______________

“Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka tanrılar bulunsaydı, yer ve gök, (bunların nizamı) kesin-likle bozulup gitmişti. Demek ki arşın Rabb’i olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan uzaktır.”

Enbiyâ suresi, 22. ayet.

Yukarıdaki ayeti tevhit inancı açısından değerlen-diriniz.

İLKELER ÇIKARALIM_______________

Tek Tanrılı dinlere göre;

Allah, insanlara vahiy yoluyla dinini bildirir.•

Sadece Allah’a ibadet edilir.•

......................................................................•

......................................................................•

nmcca

Vahiy kaynaklı dinlerin ortak özellikleri neler olabilir?

1. ÜNİTE

16

Page 17: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

4.2. Çok Tanrıcılık (Politeizm)

Politeizm, tek tanrıcılık inancının aksine birçok tanrının varlığına inanmak demektir. Bu inanca göre evrende birden fazla tanrı vardır ve bu tanrıların farklı görevleri bulunmaktadır. Çok tanrıcılık inancı, daha çok ilkel toplumlarda ortaya çıkmış ve farklı şekillerde varlığını devam ettirmiştir.

Eski Yunan, Mısır, Roma ve İslam öncesi Arap Yarımadası’nda çok tanrıcılık yaygındı. Antik Yunan’da gök tanrı, savaş ve barış tanrısı, güneş tanrısı ve aşk tanrısı gibi çeşitli tanrıların bulunduğuna inanılırdı. Arap Yarımadası’nda da her kabilenin tanrısal bir güçle nitelendirdikleri çeşitli putlar bulunmaktaydı. Bu nedenle İslam dininin ilk muhatabı olan Mekke toplumu, birden fazla tanrının varlığına inandıkları için müşrik olarak isimlendirilmişlerdir.

Çok tanrıcılık inancını benimseyenler Allah’ın yaratıcı ve güçlü olduğunu kabul etmekle birlikte, Allah’tan başkasına olağanüstü güçler atfederek onlardan yardım beklemişler. Daha çok Güneş, Ay, yıldız gibi gök cisimlerinin yanı sıra bazı doğa güçleri ile canlı ve cansız varlıkları tanrılaştırmışlardır. İslam dini, çok tanrıcılığı Allah’a şirk koşmak olarak değerlendirmiş ve şirkin her türlüsüne karşı çıkmıştır. Kur’an’da bu hususta şöyle buyrulmuştur: “...Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz…”1

1  Nisâ suresi, 48. ayet.

vfaÇv

Birden çok tanrının varlığı-na inanmak tevhit inancıyla bağdaşmaz. Niçin?

1 i â i 48

NOT EDELİM_______________Politeizmin genel prensipleri

Çok tanrıcılıkta tanrıların sayısı belirsizdir.• Çok tanrıcılık inancında yer alan her tanrının belirli bir görevi vardır.•

İNSAN VE DİN

17

Page 18: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

4.3. Tanrıtanımazlık (Ateizm)

Tanrıtanımazlık (ateizm), Tanrı’nın varlığını reddetmek ve Tanrı yokmuş gibi davranmaktır. Tanrıtanımazlık, tarihin tüm dönemlerinde bireysel olarak da olsa varlığını sürdürmüştür. Ateizm, Allah’ın varlığını inkâr ettiği gibi tüm dinlere ve dinlerin tanrı tasavvurlarına da karşıdır. Allah inancı

karşısında tepkisel bir düşünce olan ateizm, Batı dünyasının bazı filozofları tarafından benimsenmiş; ancak günümüzde düşünsel dayanaklarını yitirerek zayıflamıştır.

Ateistler üç semavi dinin de tanrı anlayışını kabul etmezler. Ateistler, sadece Tanrı’yı değil, Tanrı’yla birlikte iman edilen melek, kutsal kitap, peygamberlik, vahiy ve ahiret inançlarını da reddetmişlerdir. Ateist bir kişi, tavır ve davranışları, hayat tarzı, sahip olduğu kural ve alışkanlıklarıyla “Tanrısız bir dünya” veya “Tanrısız bir yaşam tarzı” kurmayı hedefler. Bunun için Tanrı hakkında hiçbir şey düşünmemeye ve kendini dinden ve ibadetlerden uzak tutmaya çalışır.

NOT EDELİM_______________

Ateizmin genel prensipleri şunlardır:

Tanrı’nın varlığını kabul etmezler.•

Sanki Tanrı yokmuş gibi yaşarlar.•

Evren ve evrendeki olayların tesadüfen mey-• dana geldiğine inanırlar.

vtasüd

karşısında tepkisel bir düşünce olan atei

Sizce evrendeki olaylar ve yaratılış bir tesadüf sonucu mu meydana gelmektedir?

YORUMLAYALIM_____________

“Onlar Allah’ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere ta-pıyorlar. ‘Bunlar, Allah katında bizim şe-faatçilerimizdir (aracılarımızdır)’ diyorlar. De ki: ‘Siz Allah’a göklerde ve yerde bile-meyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Haşa! O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir.”

Yûnus suresi, 18. ayet.

Yukarıdaki ayeti de dikkate alarak çok tanrıcılığın ortaya çıkış nedenlerini tartışınız.

1. ÜNİTE

18

Page 19: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Tanrıtanımazlar, Allah’ı inkâr etmenin yanı sıra evrenin varlığını ve evrende meydana gelen olayları da tesadüfe bağlarlar. Bilimsel bir sebebini bulamadıkları tüm olayların bir tesadüf sonucu meydana geldiğini savunurlar. Tanrı’nın yokluğunu iddia edip onun varlığı hakkında ileri sürülen tüm delilleri çürütmeye çalışarak bunların yetersiz olduğunu söylerler.

Vahye dayanmayan bazı inanç biçimleri ve düşünce akımları, ruhsal bunalım, ahlaki çöküntü, toplumu bir arada tutan temel değerlerdeki yozlaşma, sosyal ve kültürel dokudaki zedelenme, millî ve manevi duygulara yabancılaşma gibi olumsuzluklara toplumda olumsuz etkilere yol açabilir. Örneğin bunlardan biri olan ve şeytana tapma anlamına gelen satanizm özel olarak Hristiyanlığa, genel olarak da bütün dinlere karşı bir başkaldırı ve isyan hareketi olarak doğmuştur. Satanistler, genellikle bazı problemleri olan gençleri hedef kitle olarak görür. Düşüncelerini bunlara benimsetmeye çalışırlar. Satanistler ayinlerinde insanlara işkence eder, hayvanları öldürür ve şiddeti teşvik ederler. Toplumda huzur ve güveni bozup kargaşaya neden olurlar. Oysa Kur’an-ı Kerim, şeytanın kötülükleri ve tuzakları konusunda bizleri şöyle uyarmıştır: “Ey âdemoğulları! … Şeytana kulluk etmeyin...”1

1 Yâsîn suresi, 60. ayet.

YORUMLAYALIM_______________

Yeryüzündeki Yaşam Bir Tesadüf müdür?Elinize on tane marka alın, her birini birden ona kadar numaralayın ve hepsini cebinize

koyup karıştırın. Sonra bu markaları, birden ona kadar numara sırası ile cebinizden teker teker çıkarmaya çalışın; sonuç şu olacaktır:

1 numaralı markayı çekebilme şansı onda bir; 1 ve 2 numaralı markayı yüzde bir; 1, 2, 3 ve 4 numaralı markaları sıra ile çekebilme şansı ise on binde bir oranındadır. Böylece, markaları birden ona kadar sıra ile çekebilme şansının on milyarda bir olacağı görülecektir.

Bu basit örneği vermemizdeki amaç, rastlantılara karşı rakamların şaşırtıcı bir biçimde nasıl çoğaldığını okuyucuya göstermektedir.

Yeryüzündeki yaşam, şüphesiz ki birçok temel koşula bağlıdır. Bu koşulların herhangi bir yerde, herhangi bir zaman süreci içinde ve sadece rastlantı sonucu olarak birbirine önemli bağ-larla bağlı bulunmaları, matematiksel olarak imkânsızdır. Öyle ise doğada, (her şeye yön veren) gerçek yönetici bir kuvvet vardır. Bunu da doğru olarak kabul edersek hedef ve amacın varlı-ğına tanık oluruz.

Cressy Morrisson, İlim İman Etmeyi Gerektirir, s. 5.

Yukarıdaki metni tek tanrı inancı yönünden yorumlayınız.

İNSAN VE DİN

19

Page 20: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM

A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız.1. İnsanın inanmasında etkili olan faktörler nelerdir? Yazınız.2. Dinin fıtri olması ne demektir? Açıklayınız.3. “Tevhit” inancının nitelikleri nelerdir? Belirtiniz.4. Din insan hayatına nasıl anlam katar? Açıklayınız.

B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz.1. Aşağıdaki inanç türlerinden hangisi vahiy kaynaklıdır?

A) Monoteizm B) Satanizm C) PoliteizmD) Ateizm E) Putperestlik

2. Aşağıdakilerden hangisi tek tanrı inancıyla bağdaşmaz?A) Tanrı, kendisine ibadet edilendir. B) Tanrı’nın gücü sınırlıdır.C) Tanrı birdir. D) Evreni yaratan Tanrı’dır.E) Tek tanrı inancının özünü tevhit oluşturur.

3. Aşağıdaki ifadelerden hangisi dinin insan hayatındaki yerini göstermez?A) Din insanlar arasında merhamet, sevgi ve barış duygularının ortaya çıkmasını sağlar.B) Dinî değerler toplumların birlik ve beraberlik içerisinde yaşamalarına katkı sağlar.C) Din insanı yersiz korkulardan ve bencil duygulardan uzaklaştırır.D) Din insanın yüce bir varlığa inanıp sığınma ihtiyacını karşılar.E) Din insanı bağnaz ve hoşgörüsüz yapar.

C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden uygun olanı ile doldurunuz.(müşrik, akıllı, düşünen, ahiret, monoteizm)1. İnsanı diğer varlıklardan ayıran en belirgin özelliği …………ve ………. olmasıdır.2. İslamiyetten önce Mekkelilerin büyük çoğunluğu birden çok tanrıya inandıkları için ……….………. olarak isimlendirilmişlerdir. 3. Dindeki ……….………. inancı, insanın hayatını düzene koymasını, dünyanın zorluk ve sıkıntılarına karşı sabırla direnmesini sağlar.

Ç. Aşağıdaki bilgilerin doğrularını “D”, yanlışlarını “Y” ile işaretleyiniz.(… ) Toplum hayatında din önemli bir yer tutar.(… ) İnsanın diğer canlılardan bir farkı da yaptıklarından sorumlu olmamasıdır.(… ) Din insan hayatını hem kolaylaştırır hem de anlamlı kılar.(… ) Monoteizme göre evren ve evrendeki olaylar tesadüfen meydana gelmiştir.

1. ÜNİTE

20

Page 21: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM

“İbadet, gusül ve teyemmüm” kavramlarının anlamlarını öğreniniz.1.

Abdestin hangi ibadetlerin ön şartı olduğunu araştırınız.2.

İslam dininin çevre temizliğine verdiği önemi ifade eden bir ayet veya hadis meali bularak 3. defterinize yazınız.

21

ÖĞRENME ALANI: İBADET

2. ÜNİTE: TEMİZLİK VE İBADET

Page 22: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

1. İbadetin Anlamı ve Kapsamı

İbadet, sözlükte boyun eğme, itaat etme, saygı duyma, kulluk etme ve tapma gibi anlamlara gelir. İbadet, kulun inandığı ve bağ-landığı yüce varlığa karşı kulluk borcunu yerine getirmesi ve onunla manevi bir bağ kurmaya çalışmasıdır. Fatiha suresinin 5. ayetinde, “Ancak sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz.” buyru-

larak ibadetin bu yönü vurgulanmaktadır.

İbadetler, inanç esaslarından sonra dinin ikinci önemli halkasını oluşturur. Bu nedenle inanan in-san, ibadet ederek Allah’a karşı kulluk görevini yerine getirir. Ona olan sevgi, saygı, inanç ve bağlılığını çeşitli davranışlarıyla ortaya koyar.

İbadet denilince öncelikle namaz kıl-mak, oruç tutmak, zekât vermek ve hacca git-mek gibi farz ibadetler akla gelir. Bu ibadetle-rin yapılması zorunludur. Zeynel Abidin “En abid insan, farzları yerine getirendir.”1 diyerek farz ibadetlerin önemine dikkat çekmiştir. An-cak ibadetler, bunlarla sınırlı değildir. Bayram namazları ve fitre gibi vacip, teravih namazı ve selamlaşma gibi sünnet olan ibadetler de vardır.

İnsanın inancı gereği Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yaptığı her iyi ve faydalı davranış ibadet sayılır. Örneğin; Kur’an okumak, salavat getirmek, dua etmek, ilim öğrenmek ve öğretmek, helal kazanç sağlamak için çalışmak, anne ve babaya iyi davranmak, zorda kalan bir insana yardım etmek, birinin üzüntüsünü paylaşmak, iyiliği teşvik etmek, insanlara eziyet veren şeyleri yoldan kaldırmak gibi gü-zel davranışlar İslam dininde ibadet olarak kabul edilir. Nisâ suresinin 36. ayetinde ibadet sayılan bazı dav-ranışlar şöyle ifade edilmiştir: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerini-zin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.” Güler yüzlü olmanın ibadet olduğunu Hz. Muhammed şöyle ifade etmiştir: “Her iyilik bir sadakadır. Din kardeşini güler yüzle karşılaman da sadakadır.”2 Ayrıca Allah’ın yasakladığı kötü ve zararlı olan her türlü söz ve davranıştan kaçınmak da ibadettir.

İbadetler bedenle veya malla yapılabildiği gibi hem beden hem de mal ile yapılabilir. Örneğin, namaz kılmak ve oruç tutmak bedenle, zekât ve sadaka vermek mal ile yapılır. Hac ibadeti ise hem beden hem de mal ile yapılır.1  Kuleyni, el-Kâfi, C 2, s. 84.2  Tirmizî, Birr, 45.

elamlaşma gibi sünnet olan ibadetler de vardır

NOT EDELİM_______________

Peygamberimiz ibadetlerin dindeki yeri ve öne-mini şöyle ifade etmiştir: “İslam beş temel esas üzerine kurulmuştur. Bunlar; Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed’in onun elçisi olduğuna inanmak, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve oruç tutmaktır.’’

Buharî, İman, 2.

elam“

l k ib d ti b ö ü l kt

İbadet denilince hangi davranışlar aklınıza gel-mektedir?

2. ÜNİTE

22

Page 23: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Hiçbir ibadet başka bir ibadetin yerini tutamaz. Bu nedenle, inanan insan, namazını kılıp oru-cunu tuttuğu gibi çalışmak, yardım etmek gibi güzel davranışları da ihmal etmemelidir. Nasıl ki insanın yaşamak için havaya, suya, ekmeğe ayrı ayrı ihtiyacı varsa Allah’ın rızasını kazanmak için de namaz kılmaya, oruç tutmaya, çalışmaya ve yardım etmeye aynı şekilde ihtiyacı vardır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, “Ey iman edenler! Rükû ve secde edin, Rabb’inize ibadet edin, hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.”1 buyrularak namaz ibadetiyle iyi davranışlarda bulunmak bir arada ifade edil-miştir.

1  Hac suresi, 77. ayet.

Hi bi ib d b k bi ib d i i i B d l i i k l

BELİRTELİM_______________

“(Müminlerden)Tövbe edenler, ibadet edenler, hamt edenler, oruç tutanlar, rükû edenler, sec-de edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar yok mu? İşte o müminleri müjdele!”

Tevbe suresi, 112. ayet.

Yukarıdaki ayette hangi davranışlar övülmüştür? Niçin? Belirtiniz.

YAZALIM_______________

İbadetin kapsamını dikkate alarak şemadaki noktalı yerlere diğer ibadet türlerini yazınız.

..........................

Kur’an okumak

Salavat getirmek

..........................

Oruç tutmak

Selam vermek..........................

..........................

İBADET

TEMİZLİK VE İBADET

23

Page 24: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

2. Niçin İbadet Edilir?

İnsanın Rabb’ine yönelip ibadet et-mesi ve onun rızasını kazanmaya çalışma-sı, yaratılış gayesinin bir gereğidir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah bu durumu şöyle ifade etmiştir: “Ben cinleri ve in-sanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”1

İbadet, gösterişten uzak, hiçbir kar-şılık beklemeksizin yalnız Allah’ın emrini yerine getirmek ve onun rızasını kazanmak için yapılır.

Her şeyi yoktan var eden Allah’a kulluk etmek, verdiği sayısız nimetlere şükretmek için ibadet edilmelidir. Çünkü Yüce Allah evrendeki her şeyi insanların faydalanması için yaratmış ve sayısız ni-metler vermiştir. Kur’an-ı Kerim’de Allah bu durumu şöyle ifade etmiş-tir: “O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah’ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız.”2 Bu ne-denle kendilerine sayısız nimetler verilen insanlar, ibadet etmekle Allah’a şükretmiş olurlar.

İbadet, insanın Allah’a olan inancını pekiştirir. Ona olan sevgi-yi artırır. Ahlakı güzelleştirir. Kötü duyguları yok eder. Günah işlemek-ten alıkoyar. Kur’an-ı Kerim’de bu hususa şöyle işaret edilir: “(Resu-lüm!) Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kö-tülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğü-dür. Allah yaptıklarınızı bilir.”3

1  Zâriyât suresi, 56. ayet.2  İbrahim suresi, 34. ayet.3  Ankebût suresi, 45. ayet.

msıKşösay

“… Bana ibadet et; beni anmak için namaz kıl.”

Tâ-Hâ suresi, 14. ayet.

Yukarıdaki ayette ibadet etmenin amaçlarından hangisi dile getirilmiştir?

2. ÜNİTE

24

Page 25: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Ayrıca ibadet eden kişi, sorumluluk bilincine sahip olur. Ahirette hesaba çekileceğini bilir ve davranışlarını buna göre düzenler.

Hayatta insanın çeşitli sı-kıntılarla karşılaşıp ümitsizliğe düştüğü zamanlar olur. Böyle du-rumlarda insan, ibadetle kendisi-ni Allah’a daha yakın hisseder ve onunla sağlam bir iletişim kurar. Onun rahmetine sığınır, ümitsiz-likten kurtulur ve huzura kavuşur. Kur’an-ı Kerim’de bu durum şöyle ifade edilmiştir: “...Dikkat edin, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzura kavuşur.”1

İbadet eden insan, Yüce Allah’ın emrini yerine getirmiş olur. Bu da onun mutlu ve huzurlu ol-masını sağlar. Ayrıca Yüce Allah inanan, ibadet eden ve faydalı işler yapan kullarını ahirette ödüllendireceğini şöyle ifade etmektedir: “...İman edip iyi işler yapanlar cennet bahçelerindedirler. Rablerinin yanında onlara diledikleri her şey vardır. İşte büyük lütuf budur.”2

1  Ra’d suresi, 28. ayet.2  Şûrâ suresi, 22. ayet.

DÜŞÜNELİM___________________

“Dua ve ibadet olmasaydı ben çoktan çıldırırdım.” Gandhi

Necati ÖNER, Stres ve Dini İnanç, s. 14

.

Yukarıdaki sözle anlatılmak istenen nedir? Düşününüz.

1  Ra’d suresi, 28. ayet.

DEĞERLENDİRELİM_______________

“De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabb’i Allah içindir.”

En’âm suresi, 162. ayet.

Yukarıdaki ayeti ibadetlerin yapılış amacı bakımından değerlendiriniz.

TEMİZLİK VE İBADET

25

Page 26: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

3. İbadet – Temizlik İlişkisi

Temizlik, insanın ruhunu kötü duy-gulardan; bedenini, giysilerini ve çevre-sini ise maddi kirlerden arındırmasıdır. Temizliği iki kısma ayırmak mümkündür. Birincisi beden, elbise ve çevre temizli-ğinden oluşan maddi temizliktir. İkincisi ise duygu, düşünce ve kalbi kötülükler-den arındırmak olan manevi temizliktir. Yüce Allah, ilk inen ayetlerde iç ve dış te-mizliğe önem verilmesini isteyerek şöyle buyurmuştur: “Elbiseni temiz tut. Kötü şeylerden sakın.”1

İslam dini, maddi ve manevi temiz-liği bir bütün olarak ele alır. Birini yapıp diğerini terk etmeyi eksiklik olarak görür.

1  Müddessir suresi, 4, 5. ayetler.

TAMAMLAYALIM_______________

İbadetin yapılış amacını dikkate alarak aşağıdaki kavram haritasını tamamlayınız.

Ahlakı güzelleştirir.

..........................

..........................

İmanı pekiştirir.

..........................

..........................

Sorumluluk bilinci kazandırır.

İBADET

gsTB

“Temizlik namazın anahtarıdır.”

Ebu Davut, Salat, 73.

Yukarıdaki hadiste vurgulanan ana düşünce nedir?

Ulu Cami/Bursa

2. ÜNİTE

26

Page 27: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Bu nedenle, bir yandan elbise, beden ve çevre temizliğine; diğer taraftan da kötü-lüklerden kaçınarak manevi temizliğe dik-kat edilmesini ister.

Sağlığımızı korumanın yolu temiz-likten geçer. İnsanın iç dünyasındaki temiz-lik, ruh sağlığını; vücut ve çevre temizliği ise beden sağlığını korur. Temizliğe dikkat etmemek pek çok hastalığa neden olduğu gibi kin tutmak, nefret etmek, yalan söyle-mek ve iftira atmak gibi davranışlar da ruh sağlığını olumsuz yönde etkiler.

İslam dini ibadetleri, temiz-lik şartına bağlamıştır. Örneğin, na-maz kılmak ve Kâbe’yi tavaf etmek için abdest almak zorunludur. Bazı ibadetlerin ön şartı olan abdest aynı zamanda temizlik niteliğinde bir ibadettir. Dinin emrine uyarak gün-de beş defa abdest alıp namaz kılan ve haftada en az bir defa boy abdes-ti alan kimse vücut temizliğini yap-mış olur. Namazın çevre ve mekân temizliğine de katkısı vardır. Çünkü namaz kılınan yerin temiz olması, namaza hazırlığın şartlarındandır.

İslam’a göre ibadetler, insan-ların manevi kirlerden arınmasına katkı sağlar. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de, “… Namaz, hayasız-lıktan ve kötülükten alıkoyar…”1 buyurarak bu durumu dile getirmiştir. Ayrıca insan dua, ibadet ve tövbe ederek de manevi kirlerden arınabilir. Kur’an-ı Kerim’de, “…Kuşkusuz Allah, tövbe eden-leri ve temizlenenleri sever.”2 ayetiyle de tövbe eden ve temizlenenler övülmüştür. Zekât, insanı cimrilikten kurtarıp cömertliğe alıştırır. Serveti arındırır ve temizler. Yoksulların ve yardıma muhtaç olan insanların korunmasını sağlayıp lüks ve savurganlığı önleyerek manevi temizliği gerçekleştirir. Hac; toplumda birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını güçlendirir.

1 Ankebût suresi, 45. ayet.2 Bakara suresi, 222. ayet.

BİLGİ KUTUSU_______________

Namaza hazırlık şartlarından ilk ikisi temizlikle ilgilidir. Bunlar;

Hadesten taharet: Namaz kılacak kişinin abdest alması veya gerekli durumlarda boy abdesti alma-sıdır.

Necasetten taharet: Bedenin, elbisenin ve namaz kılınacak yerin temiz olmasıdır.

İbadetlerin ön şartı temizliktir.

TEMİZLİK VE İBADET

27

Page 28: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

İbadetleri yerine getirenler, kötülüklerden uzaklaşır, ahlakını güzelleştirir ve herkes için iyilik düşünürler. Kötülük yapmaktan sakınırlar. Böylece manevi yönden temizlenmiş olurlar.

3.1. Beden Temizliği

Temizlik denilince aklımıza önce beden temiz-liği gelir. Bedenimizi temiz tutmak onu her türlü kir-den arındırmakla mümkün olur. Bedenimiz bize Allah tarafından verilmiş bir emanettir. Bu emaneti temiz tutarak korumuş oluruz. Bunun yanında beden temiz-liği, insanı rahatlatır, ona güven ve mutluluk verir. Te-miz insan çevresinde sevilir ve saygı görür.

Birçok hastalığın sebebi, mikroplardır. Bunun içindir ki Peygamberimiz öncelikle temizlik üzerinde durmuş ve bunu vurgulamak için de “Temizlik, imanın yarısıdır...”1 buyurmuştur. O, haftada en az bir defa bütün vücudu yıkamayı tavsiye etmiştir.2 Uykudan kalkınca,3 yemekten önce ve sonra elleri yıkamayı,4 dişleri günde birkaç defa misvaklamayı (fırçalamayı),5 kasık ve koltuk

1  Müslim, Taharet, 1.2  Müslim, Cuma, 1.3  Buharî, Vudü, 26; Müslim, Taharet, 87, 88.4  Tirmizî, Et’ime, 39, 45.5  Buharî, Cuma, 8; Müslim, Taharet, 42.

lidtatulim

“…Allah temizdir, temizliği sever.”

Tirmizî, Edeb, 41.

Yukarıdaki hadis beden temizliğine nasıl katkıda bulunur?

YORUMLAYALIM_____Hz. Muhammed bir gün yanında-

kilere, “Birinizin kapısının önün-den bir ırmak geçse ve o kimse de orada günde beş kere yıkansa bedeninde hiç kir kalır mı?” diye sorar. Onlar da “Kalmaz.” diye ce-vap verince Peygamberimiz, “İşte beş vakit namaz da bunun gibidir. Allah namaz sayesinde günahları siler ve temizler.” buyurmuştur.

Buharî, Mevakit, 6.

Yukarıdaki hadisi, ibadet-temizlik ilişkisi bakımından yorumlayınız.

ındaaadaa-----nüünn-n-n---n-----

kimmsseseseese ansnsssaaa a a aaaa diiyyeyeeyeyeeye e ceceeeeee-----“İ“İşttttşttttttttee e bididiiiri .hlhlaarrır.

kiitt, 6666 666.

miizllllzliiikikkkkikkikkii nızz..

2. ÜNİTE

28

Page 29: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

altı kıllarını gidermeyi,1 tırnakları kesmeyi, küçük ve büyük abdestten sonra temizlenmeyi, sık sık ağız ve burnu temizlemeyi2 öğütlemiştir. Bütün bunlar, onun, vücut temizliğine verdiği önemi gösterir. Saçların temiz ve bakımlı olması da beden temizliğinin önemli bir bölümünü oluşturur.

3.2. Gusül

Gusül, ağzı ve burnu suyla temizlemek ve bütün bedeni, hiç kuru yer bırakmaksızın yıkamak-tır. Bu yıkanma şekline boy abdesti de denir.

Akıllı ve ergenlik çağına ulaşmış her Müslümanın bazı özel durumlarda boy abdesti alması Allah’ın bir em-ridir. Kur’an-ı Kerim’de bu emir şöyle ifade edilmiştir:“…Eğer cünüp oldunuz ise boy abdesti alın...”3 Cuma ve bayram gibi özel günler ile hac ve umrede ihrama girerken boy abdesti almak sünnettir. Boy abdestini gerektiren özel durumlar, cünüplük ile kadınlarda âdet ve lohusalık hâlinin son bulmasıdır. Gerekli durumlar-da boy abdesti almayan bir Müslüman namaz kılamaz, Kâbe’yi tavaf edemez.

Gusül şu şekilde alınır: Eûzü-besmele (Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirra-hîm.) çekilir. “Niyet ettim Allah rızası için boy abdesti almaya.” denilerek niyet edilir. Bedenin her-hangi bir yerinde bulunan kirler giderilir. Namaz abdesti gibi abdest alınır. Özellikle ağız ve burun iyice temizlenir. Daha sonra bütün beden, kuru yer kalmayacak şekilde yıkanır. Yıkanırken suyun israf edilmemesine dikkat edilir.

1  Müslim, Taharet, 56; Ebu Davut, Taharet, 29; Tırmizî, Edeb, 14; İbn Mâce, Taharet, 8.2  Müslim, Taharet, 56.3  Mâide suresi, 6. ayet.

KONUŞALIM_______________

“Eğer müminlere zor gelmeyeceğini bilseydim, onlara her namaz için dişlerini fırçalamalarını emrederdim.”

Müslim, Taharet, 42.

“Yemekten önce ve sonra el yıkamak yemeğe bereket getirir.”

Tirmizî, Et’ime, 29.

Yukarıdaki hadislerde vurgulanmak istenen ortak düşünce üzerinde arkadaşlarınızla konuşunuz.

NOT EDELİM_______________

Boy abdestinin farzı üçtür:

Ağzı temizlemek•

Burnu temizlemek•

Bütün bedeni yıkamak•

TEMİZLİK VE İBADET

29

Page 30: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

3.3. Abdest

Abdest, belirli organları usulüne uygun olarak yıkamak ve başı mesh etmek suretiyle yapı-lan temizlik niteliğinde bir ibadettir. Abdest, namazın hazırlık şartlarındandır. Abdestin gerekliliği Kur’an’da şöyle ifade edilmiştir: “Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzleri-nizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı mesh edip topuklara kadar ayakları-nızı da yıkayın…”1 Hz. Muhammed, “Ümmetim kıyamet gününde, abdest dolayısıyla yüzleri ve ayakları nurlu olarak gelecektir. O hâlde sizden hanginiz nurunu artırabilirse bunu hemen yapsın.”2 buyurarak abdestin önemine dikkat çekmiştir. Abdestsiz olarak namaz kılınamayacağı gibi Kâbe de tavaf edilemez.

1  Mâide suresi, 6. ayet.2  Müslim, Taharet, 35.1 Mâide suresi 6 ayet

BİLGİ KUTUSU_______________

Abdestin alınışı şöyledir:Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirra-• hîm.“Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya.” denilir.• Eller bileklere kadar üç kez yıkanır.• Ağız ve burun üç kez yıkanır.• Yüz, üç kez yıkanır.• Sağdan başlamak üzere kollar dirseklerle beraber üç • kez yıkanır.Baş, ıslak elle mesh edilir.• Kulaklar temizlenir ve boyun mesh edilir.• Sağdan başlamak üzere ayaklar topuklarla beraber üç • kez yıkanır.

Abdesti bozan durumlar-dan bazıları şunlardır:

Tuvalet ihtiyacını gider-• mek Yellenmek• Kusmak• Uyumak veya bayılmak•

NOT EDELİM_______________

Abdestin farzları dörttür:

Yüzü yıkamak1.

Kolları dirseklerle beraber yıkamak2.

Başı ıslak elle mesh etmek3.

Ayakları yıkamak4.

2. ÜNİTE

30

Page 31: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

3.4. Teyemmüm

Su ile abdest alma imkânı bulunmayan yerde temiz toprak veya toprak cinsinden bir şeyle alınan abdeste teyem-müm denir. Ayrıca su temiz değilse veya suyun kullanımı sağlığı olumsuz etkileyecekse yine teyemmüm alınır.

Teyemmüm, abdest veya boy abdesti yerine geçici ola-rak alınır. Suyun bulunması veya suyu kullanma imkânının olması durumunda teyemmüm bozulur. Ayrıca abdesti bozan durumlar teyemmümü de bozar.

tms

rod

“…Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez…”

Bakara suresi, 185. ayet.

Yukarıdaki ayette verilen me-saja uygun örnekler bulunuz.

BİLGİ KUTUSU_______________

Teyemmümün alınışı şöyledir: Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.• “Niyet ettim Allah rızası için teyemmüm almaya.” denilir.•

Eller temiz toprağa sürülerek silkelenir.

Sağ kol mesh edilir.

Yüz mesh edilir.

Sol kol mesh edilir.

Eller temiz toprağa sürülerek silkelenir.

TEMİZLİK VE İBADET

31

Page 32: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

İslam, insanların dinî sorumluluklarını tam olarak yerine getirebilmeleri için her türlü kolay-lığı sağlamıştır. Bu kolaylıklardan birisi de teyemmümdür. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de konuyla ilgili şöyle buyurmuştur: “…Hasta yahut yolculuk hâlinde bulunursanız yahut biriniz tuvalet-ten gelirse yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hâllerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla mesh edin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez fakat sizi tertemiz kılmak ve size verdiği nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.”1

3.5. Mekân ve Çevre Temizliği

Çevre denildiğinde insanın içinde yaşadığı ortam akla gelmektedir. Ev, okul, ibadet mekânları, sokaklar, bahçeler, parklar, nehirler, denizler ve or-manlar çevremizi oluşturur.

Yüce Allah, evreni insanların hizmetine sun-muştur. Kur’an-ı Kerim’de bu durum şöyle ifade edilmiştir: “Yeryüzünde rengârenk şeyleri de sizin

için yaratmıştır. Bunda, öğüt alan kimseler için ibretler vardır.”2 Ancak yaşanılan doğal çevrenin

1  Mâide suresi, 6. ayet.2  Nahl suresi, 13. ayet.

SÖYLEYELİM_______________

Abdest, gusül ve teyemmüm arasındaki farklılık ve benzerlikleri söyleyiniz.

Farklılıklar Benzerlikler

AB

DES

T 1. Belli organlar yıkanır.

2. ….............................................

3. ….............................................

1. Her üçü de temizliktir.

2. ….............................................

3. ….............................................

GU

SÜL 1. Bütün beden yıkanır.

2. ….............................................

3. ….............................................

TEY

EMM

ÜM 1. Sadece yüz ve kollar mesh

edilir.2. ….............................................

3. ….............................................

osom

med

i i B d öğü l ki l i i

‘‘Göğü Allah yükseltti ve dengeyio koydu. Sakın dengeyi bozmayın.’’

Rahmân suresi, 7, 8. ayetler.

Yukarıdaki ayette verilmek istenen mesaj üzerinde düşününüz.

2. ÜNİTE

32

Page 33: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

üzerinde insanların ve diğer canlıların da hakları vardır. Bu nedenle insan doğada hizmetine sunulan imkânların ilahî bir emanet olduğunun bilincinde olmalı ve bunları gelişigüzel kullanıp savurganlık etmemelidir.

Birbirinden farklı özelliklere sahip varlıkların oluşturduğu evrende belli bir uyum, düzen ve den-ge vardır. Bu durum Kur’an’da şöyle ifade edilmiştir: “…(Allah) Her şeyi yaratıp bir ölçüye göre düzen vermiştir.”1 Evrendeki dengenin bozulmasıyla günü-müzde çevre kirliliği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Denizlerin kirletilmesinden ormanların yok olmasına, sanayi atıklarından çöplere, hava kirliliğinden gürültü kirliliğine kadar bir dizi çevre soru-nuyla mücadele etmemiz gerekmektedir. Önlem almadığımız takdirde geri dönüşü olmayan büyük felaketlerin yaşanması kaçınılmazdır.

Çevre temizliği aynı zamanda toplumsal bir görevdir. Çünkü insanlar, içinde yaşadıkları çevre-yi başkaları ile paylaşırlar. Ortaklaşa kullanılan çevreyi kirletmek, diğer insanlara karşı yapılmış bir haksızlıktır. Bu nedenle insanlar çevreyi nasıl bulmak istiyorlarsa o şekilde bırakmalıdırlar. Sağlıklı bir ortamda insanca yaşamanın herkesin en doğal hakkı olduğu unutulmamalıdır. Peygamberimiz bu konuda sahabelerin de bulunduğu bir ortamda şöyle buyurmuştur: “Hoşa gitmeyen iki şeyden sakının!” Sahabeler de, “Hoşa gitmeyen iki şey nedir?” diye sorunca, Peygamberimiz, “İnsanların yollarını ve gölgelendikleri yerleri kirletmektir.”2 cevabını vermiştir.

1  Furkân suresi, 2. ayet.2  Müslim, Taharet, 68.

ürültü kirliliğine kadar bir di i çe re sor

TARTIŞALIM_______________

Çevrenizde gözlemlediğiniz kirlili-ğin nedenlerini ve çözüm önerilerini-zi tartışınız.

1 Furkân suresi, 2 ayet

BEYİN FIRTINASI YAPALIM

“İnsanların bizzat kendi işledik-leri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu. Belki dönerler diye, (Allah) onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor.”

Rûm suresi, 41. ayet.

Yukarıdaki ayeti de dikkate alarak “Allah’ın koyduğu doğal dengenin bozulması ne gibi sorunlar ortaya çıkarır?” sorusu üzerinde beyin fır-tınası yapınız.

TEMİZLİK VE İBADET

33

Page 34: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

İslam dini maddi ve manevi temizlikle beraber çevre ve mekân temizliğini de bir bütün olarak ele alır. Birini yapıp ötekini terk etmeyi eksiklik olarak görür. Yüce Allah ilk vahyettiği ayetlerde temizliğin önemine dikkat çekmiş, iç ve dış temizliğe önem verilmesini emretmiştir. Çünkü sağlıklı ve temiz bir çevre, insanı ruhen ve bedenen sağlıklı tutar. Temiz olmayan bir ortam çeşitli hastalıklara sebep olur. Ayrıca temiz çevre-nin, bir toplumun uygarlık düzeyinin göster-gesi olduğu da unutulmamalıdır.

Havası, suyu ve toprağıyla bir bü-tün olan çevremizi korumakla sorumluyuz. Allah’ın evrende kurduğu dengeyi bozucu davranışlardan uzak durmalıyız.

SLOGAN BULALIM_______________Çevre temizliğiyle ilgili slogan bulunuz.1. En güzel temizlik, kirletmemektir.2. ............................................................3. ............................................................4. ............................................................

ş y

2. ÜNİTE

34

Page 35: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM

A. Aşağıdaki şemayı tamamlayınız.

B. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız.

1. İslam’a göre hangi davranışlar ibadet sayılır? Söyleyiniz.

2. İnsanı ibadet etmeye yönelten etkenler nelerdir? Belirtiniz.

3. Mekân ve çevre temizliği, İslam dini açısından niçin önemlidir? Açıklayınız.

4. İbadetler temizliğe nasıl katkıda bulunur? Örnekler veriniz.

5. Maddi ve manevi temizlik niçin bir bütün olarak görülmelidir? Açıklayınız.

C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz.

1. Aşağıdaki ibadetlerden hangisi diğerlerinden farklıdır?

A) Namaz kılmak B) Selam vermek

C) Oruç tutmak . D) Zekât vermek

E) Hacca gitmek

2. Aşağıdakilerden hangisi ibadet etmenin amaçları arasında yer almaz?

A) Cennete gitmek B) Sevap kazanmak

C) Allah’ın rızasını kazanmak D) Verilen nimetlere şükretmek

E) İnsanların beğenisini kazanmak

BEDEN

El-yüz

MANEVİ ÇEVRE

OkulYalan söylememek

TEMİZLİK

TEMİZLİK VE İBADET

35

Page 36: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

3. Aşağıdaki ibadetlerden hangisi hem beden hem de mal ile yapılan bir ibadettir?

A) Hacca gitmek B) Zekât vermek

C) Sadaka vermek D) Oruç tutmak

E) Namaz kılmak

4. Aşağıdakilerden hangisinde teyemmüm ile ilgili yanlış bilgi verilmiştir?

A) Suyun bulunamadığı durumlarda yapılır.

B) Hem abdest hem de boy abdesti yerine geçici olarak yapılır.

C) Sadece suyun bulunması teyemmümü bozar.

D) Abdestle yapılabilen bütün ibadetler teyemmümle de yapılabilir.

E) İslam dininin sağladığı bir kolaylıktır.

5. Aşağıdakilerden hangisi abdestin farzlarından biri değildir?

A) Kolları yıkamak B) Yüzü yıkamak

C) Başı mesh etmek D) Ağzı ve burnu yıkamak

E) Ayakları yıkamak

Ç. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden uygun olanı ile dol-durunuz.

(farz, gusül, tövbe, iman, ibadet)

1. İslam’a göre insan hata ve günahların sebep olduğu manevi kirlerden ……………ederek arınır.

2. Namaz, oruç, hac ve zekât gibi yapılması zorunlu olan ibadetlere ..………..... ibadetler denir.

3. Ağzı, burnu suyla temizlemek ve bütün bedeni, hiç kuru yer bırakmaksızın yıkamaya ……...… denir.

4. Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan bütün iş ve davranışlara ……………...… denir.

2. ÜNİTE

36

Page 37: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM

İslamiyetten önce, Arabistan’da hangi inançların yaygın olduğunu araştırınız.1.

Mevlit Kandili’nde toplumumuzda ne tür etkinlikler yapılmaktadır? Gözlemlerinizi yazı-2. nız.

Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretinin sebeplerini araştırınız.3.

Veda Hutbesi’ni okuyarak insan hakları açısından değerlendiriniz.4.

“Hilfu’l-Fudul, tebliğ, hicret ve suffa” kavramlarının anlamını öğreniniz.5.

37

ÖĞRENME ALANI: HZ. MUHAMMED

3. ÜNİTE: HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

Page 38: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

NOT EDELİM_____________

Hz. Muhammed’in hayatını anlatan kitaplara siyer denir.

1. Hz. Muhammed’in Doğduğu Ortam

Hz. Muhammed’in haya-tını, insanlığa getirdiği yenilik-leri iyi anlayabilmek için yaşa-dığı asırda Arabistan’ın genel durumunu ve Arapların yaşa-yışlarını bilmek gerekir.

Arapların ana yurdu ve İslam’ın doğduğu yer olan Arabistan, Asya Kıtası’nın gü-neybatısında yer almaktadır. Doğudan Umman Denizi ve Basra Körfezi, batıdan Kızılde-niz, kuzeyden Irak ve Suriye, güneyden de Aden Körfezi ve Hint Okyanusu ile çevrili bir yarımadadır.

Peygamberimizin doğduğu yer olan Hicaz, Arap Yarımadası’nın yaşamaya en elverişli bölgelerinden biridir.

İslam’dan önce Arapların bir kısmı çöllerde göçebe hayatı sürerken diğer bir kısmı köy ve şehir-lerde yaşıyorlardı. Göçebeler hayvancılıkla, yerleşik olanlar ise tarım ve ticaretle uğraşırlardı. İslam’dan önce Araplar kabilelere ayrılmışlardı. Kan davası ve sınır anlaşmazlıkları yüzünden kabileler arasında sık sık savaşlar olurdu.

İslamiyet öncesi Arapların çoğu putperestti. Tek tanrı inancı unutulmuştu. İnsanlar, kendi elle-riyle yaptıkları putlara taparlar ve onlar için kurban-lar keserlerdi.

Putperestler, putların insanları Allah’a yaklaş-tırdığına ve Allah katında kendilerine yardımcı olaca-ğına inanırlardı. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmiştir: “…Biz bunlara (putlara) sadece bizi Allah’a yaklaştırmaları için tapıyoruz…”1

1  Zümer suresi, 3. ayet.

Harita üzerinde İslam’ın doğduğu ortamın coğrafi konumunu inceleyiniz.

ap a a s ye de .

3. ÜNİTE

38

Page 39: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Yeryüzünde Allah’a ibadet için yapılan ilk bina Kâbe’dir. Kâbe Allah’ın emriyle Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından Mekke’de yapılmıştır. Zaman-la “tevhit inancı” unutulmuş, Kâbe put-larla doldurulmuş; Mekke, putperestliğin merkezi hâline gelmişti. Ayrıca Kâbe ve çevresinin güvenli oluşu nedeniyle Arabistan’daki kabileler, taptıkları put-ları getirip buraya koyar, senenin belli günlerinde bu putları ziyarete gelirlerdi. Kâbe’yi ziyarete gelenler, Mekke’de ku-rulan panayırlarda alışveriş yaparlardı. Böylece Mekke halkı, ticaret yaparak ge-çimini sağlardı.

Arabistan’da putperestler dışında, Yahudi, Hristiyan, Mecusi, Sabii ve Hanif olan insanlar da vardı. Hanifler, Hz. İbrahim’in dinî geleneğini sürdüren tevhit inancını benimsemiş kimselerdi.

Araplar arasında şiir ve güzel söz söyleme sanatı (hitabet) oldukça ileri durumdaydı. Kurulan pa-nayırlarda şiir yarışmaları düzenlenir, dereceye giren şiirler Kâbe’nin duvarına asılırdı. Sözlü edebiyat geleneği gelişmiş olmasına karşın okuma yazma bilenlerin sayısı azdı.

Arabistan’da halk, hürler ve köleler olmak üzere iki sınıfa ayrılmıştı. Köleler ve yoksullar eziliyor, adalete önem verilmiyor, güçlü olanlar haklı sayılıyordu. İnsan hakları hiçe sayılıyor, kadına toplum içinde söz hakkı tanınmıyor ve mirastan pay verilmiyordu. Erkek çocuk doğurmayan kadına değer verilmiyordu. Kız çocuğu olan babalar, bunu utanılacak bir durum olarak görüyor; hatta bazıları, kız çocuklarını diri diri toprağa gömüyordu. Kur’an-ı Kerim’de bu durum şöyle dile getirilmiştir: “Onlardan birine bir kızı olduğu müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir.”1

İslam’dan önce Arap Yarımadası’nda; Allah’a şirk koşmanın yanında içki, kumar, hırsız-lık, tefecilik, falcılık gibi kötü alışkanlık ve davranışlar yaygındı. Tüm bu nedenlerle bu döneme “Cahiliye Dönemi” denilmektedir. Bütün bu olumsuzlukların yanında, Araplar arasında cömert-lik, konukseverlik, cesaret, sözünde durma, düşmanları bile olsa kendilerine sığınanları koruma gibi bazı güzel davranışlarda bulunanlar da vardı.

İslamiyetin doğduğu yıllarda Arap Yarımadası’na komşu iki büyük devlet bulunmaktaydı. Bunlar, Bizans ve Sasani imparatorluklarıydı. Bölgedeki küçük devletler bu iki devlete bağımlıydı. Siyasi açıdan da Avrupa, Afrika ve Asya kıtaları birbirinden farksızdı. Örneğin, İspanya ve güney Fransa’da saltanat yüzünden siyasi krizler vardı. Anglosaksonlar İngiltere adasını istila etmişler-

1  Nahl suresi, 58. ayet.

olan insanlar da vardı Hanifler Hz İbrahim’in dinî geleneğini

ARAŞTIRALIM________

Kâbe için kullanılan başka isimler var mıdır? Araştırınız.

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

39

Page 40: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

di. Hint, Tibet ve Çin savaşlarla birbirlerine girmişti. İran, Bizans’la sürekli mücadele hâlindeydi. Afrika’da ise Romalı ve Yunanlılar Mısır’ı sömürme yarışına girmişlerdi. İslam öncesi bütün kıtalar dinî, sosyal ve siyasi yönlerden birbirinden çok farklı değildi.

2. Hz. Muhammed’in Doğumu, Çocukluğu ve Gençliği

Hz. Muhammed, 20 Nisan (12 Rebiyülevvel) 571 tarihin-de Mekke’de doğdu. Babası Abdullah, annesi Âmine’dir. Babası, Peygamberimiz doğmadan önce vefat etti. Dedesi Abdulmuttalip, ona “çok övülen” anlamına gelen “Muhammed” adını verdi.

Mekkeliler, yeni doğan çocukları sütanneye vererek havası güzel olan yerlere gönderirlerdi. Çünkü Mekke’nin havası, yeni doğan çocuklara ağır gelirdi. Bu geleneğe uyarak Peygamberimizi Halime adlı bir sütanneye verdiler. Fakir olan Halime’nin evine Muhammed’le birlikte bereket geldi. Peygamberimizin Şeyma adında bir sütkardeşi vardı.

Peygamberimiz dört yaşında Mekke’ye getirildi ve altı yaşına kadar annesinin yanında kaldı. Annesiyle birlikte babasının mezarını ziyaretten dönerken annesi Medine yakınlarındaki Ebva kö-yünde vefat etti. Annesini kaybeden Muhammed’i dedesi Abdulmuttalip yanına aldı.

dPo

Mekkeliler yeni doğan çocuk

Mevlit Kandili ve Kutlu Doğum Haftası’nda ne tür etkinlikler yapılmaktadır?

TAMAMLAYALIM_______________

Aşağıdaki noktalı yerleri doldurarak şemayı tamamlayınız.

SOSYAL ORTAM

İSLAM’IN DOĞDUĞU ORTAM

Göçebe ve yerleşik hayat

.......................

.......................

.......................

EKONOMİK ORTAM

Hayvancılık

.......................

.......................

.......................

KÜLTÜREL ORTAM

Şiire önem verilmesi

.......................

.......................

DİNÎ ORTAM

Putperestlik

.......................

.......................

..............................................

3. ÜNİTE

40

Page 41: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Peygamberimiz, sekiz yaşına kadar dedesinin yanında kaldı. Dedesi, ölümünden önce sevgili torununu, oğlu Ebu Talip’e emanet etti. Ebu Talip yeğenini çok sever onu kendi çocukla-rından ayırmazdı. Peygamberimiz de amcasını sever ve ona işlerinde yardımcı olurdu.

Ticaretle uğraşan Ebu Talip zaman zaman Suriye’ye giderdi. Amcası, Hz. Muhammed’i bir yolculuğunda beraberinde Suriye’ye götürdü. Ebu Talip’ten ticareti öğrenen Peygamberimiz gençlik çağına girdiğinde artık tek başına bir kervanı yö-netecek duruma gelmişti. Toplum içinde doğruluk ve dürüstlüğüyle tanınan Hz. Muhammed, hakkı gözeten ve herkesin güvenini kazanan bir kişiliğe sahipti. Bu nedenle de herkes ona Muhammedü’l-Emin (Güvenilir Muhammed) diyordu.

Hz. Muhammed’in doğruluk ve dürüstlüğü, zengin bir kadın olan Hz. Hatice’nin dikkati-ni çekti. Hz. Hatice, Peygamberimizden ticaret kervanını yönetmesi için teklifte bulundu. Bu ti-cari ortaklık, birbirlerini daha iyi tanımalarını ve Hz. Hatice’nin Peygamberimize hayranlığının artmasını sağladı. Bu süreç daha sonra evliliğe dönüştü. Evlendiklerinde Peygamberimiz yirmi beş, Hz. Hatice ise kırk yaşındaydı.

i bi k d l H H i ’ i dikk i

BİLGİ KUTUSU_______________

Hz. Muhammed gençlik yıllarında, Mekke’nin yaşlı ve ileri gelenleri tara-fından kurulmuş olan Hilfu’l-Fudul’a (Erdemliler Topluluğuna) katılmıştır. Bu topluluğun amacı, haksızlığa uğrayanlara yardımcı olmak ve onları korumaktı.

Peygamberimiz, sekiz yaşına kadar dedesinin yanında kaldı. Dedesi, ölümünden önce

YORUMLAYALIM______________

BİR GECEOn dört asır evvel, yine böyle bir geceydi,Kumdan, ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi! Lakin o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler; Kaç bin senedir, hâlbuki bekleşmedelerdi! Nerden görecekler? Göremezlerdi tabi Bir kerre, zuhur ettiği çöl, en sapa yerdi; Bir kerre de, mâmûre-i dünya, o zamanlar, Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi. Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi! Fevzâ, bütün afakını sarmıştı zeminin, Salgındı, bugün Şark’ı yıkan, (tefrika) derdi.

Mehmet Âkif ERSOY Şiirde İslam’ın doğduğu toplumun yapısı hakkında neler anlatılmaktadır? Yorumlayınız.

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

41

Page 42: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

3. Hz. Muhammed’e Vahyin Gelişi

Arap Yarımadası’ndaki haksızlık, kötülük, adaletsizlik, ahlaki çöküntü, insanların putlara tapması, Peygamberimizi de-rinden etkiliyordu. Hz. Muhammed, bu ortamdan uzaklaşarak yalnız kalıp düşünmeyi ve ibadet ile meşgul olmayı istiyordu. Bu

amaçla yanına yiyeceğini alıp Mekke yakınlarında bulunan Nur Dağı’ndaki Hira Mağarası’na gidiyordu. Burada yalnız başına günlerce kalarak evreni yaratan Allah’ın büyüklüğünü ve top-lumun içinde bulunduğu kötü durumu düşünüyordu.

Hz. Muhammed, 610 yılının ramazan ayında, bir pazartesi gecesi, Hira Mağarası’na çekilmiş düşüncelere dalmıştı. Bu sırada Ceb-rail, Peygamberimize geldi ve ona “Oku!” diye seslendi. Peygamberimiz korku ve endişe içerisinde, “Ben okuma bilmem!” dedi. Ceb-rail ikinci kez, “Oku!” dedi. Hz. Muhammed yine “Okuma bilmem!” dedi.Cebrail üçüncü kez, aynı istekte bulununca Peygamberimiz “Ne okuyayım?” diye sordu. O zaman Ceb-rail, Alak suresinin ilk beş ayetini ona okudu.

ary

l i ği i l M

İlk vahyin gelişi ile il-gili neler biliyorsunuz?

YAZALIM_____________

Hz. Muhammed’in kimlik bil-gilerini aşağıdaki noktalı yerlere yazınız.

ADI: .......................DOĞUM YERİ: ......................DOĞUM TARİHİ: .................

AİLE BİLGİLERİ ANNE ADI: ............................BABA ADI: ............................DEDE ADI: ............................AMCA ADI: ...........................SÜTANNE ADI: .....................SÜTKARDEŞ ADI: ...............

Peygamberimizin doğduğu evin yerine inşa edilen ve bugün Mekke Kütüphanesi olarak kullanılan yapı

BİLGİ KUTUSU_______________

Hz. Hatice, vahiy geldiğinde Hz. Muhammed’i amcasının oğlu Varaka bin Nevfel’in yanına götürdü. Varaka, gerek ilahî dinler, gerekse Tevrat ve İncil hakkında bilgi sahibi bir kim-seydi. Varaka, Hz. Muhammed’i dinledikten sonra şöyle dedi: “Sen bu ümmetin peygamberi olacaksın. Sana gelen Musa’ya gelen melektir. Kavmin sana eziyet edecek ve seni yurdundan çıkaracaklar. Şayet o günlere yetişirsem, Allah için sana yardım ederim.”

3. ÜNİTE

42

Page 43: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Cebrail, bu ayetleri okuduktan sonra Hz. Muhammed bunları tekrarladı. Biraz korku biraz da heyecanla evine geldi. Hemen yattı ve eşi Hz. Hatice’den üzerini örtmesini istedi. Sakinle-şince ona başından geçenleri anlattı. Hz. Hatice, “Sen daima eli açık ve cömertsin, iyilik ya-parsın, fakir ve muhtaçlara yardıma koşarsın, misafiri ağırlarsın. Böyle bir insanı Allah yalnız bırakır mı?”1 diyerek onu teselli etti.

Hz. Muhammed’e ilk ayetlerin gelmesinden bir süre sonra, ikinci kez vahiy geldi. Bu va-hiyle Allah, ona şöyle buyurdu: “Ey örtünüp bürünen (Peygamber!) Kalk da uyar, Rabb’ini yücelt. Elbiseni temiz tut. Kötülükten uzak dur.”2

İlk vahiy, Hz. Muhammed’in peygamber olarak seçil-diğini ortaya koymaktaydı. İkinci vahiy ise ona, İslam dinini insanlara tebliğ etmeyi emrediyordu. Buna bağlı olarak Pey-gamberimiz insanları İslam dinine çağırmaya başladı. Ancak bu çağrıyı bir süre gizli bir şekilde yaptı.

Hz. Muhammed, İslam dinini öncelikle güvendiği kişi-lere, yakın çevresine anlattı ve onları Müslümanlığa davet etti. Bu insanların bir kısmı, onun çağrısını kabul ederek Müslüman oldular.

Hz. Muhammed, insanları İslam’a üç yıl boyunca gizli bir şekilde davet etti. Daha sonra Yüce Allah, Peygamberimize, artık çağrıyı açıkça yapmasını ve bütün insanları İslam’a davet etmesini emretti. “Sana emrolunanı açıkça söyle ve Allah’a ortak koşanlara aldırış etme.”3 ayetinin gel-mesiyle İslam’a açıktan davet başlamış oldu.

1  İrfan Yücel, Peygamberimizin Hayatı, s. 48, 49.2  Müddessir suresi, 1–5. ayetler.3  Hicr suresi, 94. ayet.

h d’ ilk l i l i d bi iki i k hi ldi

TARTIŞALIM__________Oku! Yaratan Rabb’inin adıyla.1. O, insanı alak (embriyo)’tan yarattı.2. Oku! Senin Rabb’in sonsuz cömertlik sa-3. hibidir.O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.4. O, insana bilmediklerini öğretti.5.

Alak suresi, 1–5. ayetler.İlk vahyin oku emriyle başlamasının neden-

leri neler olabilir? Arkadaşlarınızla tartışınız.

NOT EDELİM_______İlk Müslümanlar

Hz. Hatice• Hz. Ali• Hz. Zeyd• Hz. Ebu Bekir•

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

43

Page 44: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Hz. Muhammed, önce yakınlarını evinde sonra da Mekkelileri Safa Tepesi’nde topladı. Allah’tan aldığı vahyi onlara bildirdi ve onları İslam’a davet etti. Başta amcası Ebu Lehep ol-mak üzere Mekkelilerin bir kısmı Peygamberimizin çağrısını kabul etmediler.

4. Hz. Muhammed’in Hicreti

İslam’a çağrının ilk yıllarında, Mekke’nin ile-ri gelenleri, Hz. Muhammed’in İslam’a davetini pek fazla önemsemediler. Peygamberimiz ve arkadaşlarıy-la alay ederek onları küçümsediler. Ancak gün geçtik-

çe İslam’ı kabul edenler çoğalıyordu. Bu durumdan rahatsız olan müşrikler, Hz. Muhammed ve arkadaşlarına kötü davranmaya başladılar.

Hz. Muhammed’in çağrısı tüm insanlığa yönelikti. Bu nedenle yabancıların Mekke’ye geldikleri hac mevsiminde onları İslam’a davet ediyordu. Bu davetler müşrikleri iyice kızdırdı. Mekkeliler, ona ve arkadaşlarına yönelik baskıları daha da artırdılar. Özellikle yoksul, güçsüz Müslümanlara daha çok eziyet ve işkence ettiler. Müslümanları belli bir bölgeye hapsederek onlarla her türlü alışverişi kestiler.

Müşriklerin yaptıkları baskıların dayanılmaz hâle gelmesi üzerine Peygamberimiz, Müs-lümanlara Habeşistan’a hicret (göç) etmelerini tavsiye etti. Bunun üzerine Hz. Ali’nin abisi Cafer-i Tayyar’ın başkanlığında bazı Müslümanlar, 615 ve 616 yılında Habeşistan’a hicret etti-ler. Bu arada Hz. Peygamberin amcası Hz. Hamza ve Mekke’nin ileri gelenlerinden Hz. Ömer, Müslüman olmuşlardı. Böylece Müslümanlar biraz daha güçlenmişlerdi. Özellikle Hz. Ömer’in Müslüman olmasıyla ilk defa açıkça ve topluca ibadet yapılmaya başlandı.

Müşrikler, baskılarıyla İslam’ın yayılmasına engel olamayınca Peygamberimize, amcası Ebu Talip aracılığıyla anlaşma teklif ettiler. Peygamberimize, İslam’ı yaymaktan vazgeçmesi karşılığında istediği kadar para, Mekke’nin yönetimi ve istediği kadınla evlenme gibi birçok

BEYİN FIRTINASI YAPALIM______

“(Önce) en yakın akrabanı uyar.”

Şuarâ suresi, 214. ayet.

Allah, Hz. Muhammed’den niçin öncelikle akrabalarını uyarmasını istemiştir? Beyin fırtınası yapınız.

rifala

çe İslam’ı kab l edenler çoğalı ord B d

Peygamberimiz niçin Medine’ye hicret etmiştir?

3. ÜNİTE

44

Page 45: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

teklif götürdüler. Ancak Hz. Muhammed, “Allah’a yemin ederim ki sağ elime güneşi, sol eli-me de ayı koysalar ben yine de yolumdan dönmem.”1 diyerek bu teklifleri reddetti.

Yaşanan bütün olumsuzluklara ve her türlü güçlüğe rağmen, Hz. Muhammed görevini özveriyle yapmayı sürdürüyordu. Gerek Mekkelilere gerekse Mekke dışından gelen insanlara her fırsatta İslam’ı anlatıyordu.

Hz. Peygamber 620 yılında Medineli bir grupla Akabe denilen yerde görüşerek onları İslam’a davet etti. Medineliler de bu daveti kabul ederek Müslüman oldular. 621 ve 622 yılla-rında daha büyük gruplar hâlinde Mekke’ye gelerek Peygamberimizle görüşen Medineliler, onu ve Müslümanları kentlerine davet ettiler. Peygamberimize, Medine’ye göç ederse onu, canları gibi koruyacaklarını söyleyip bağlılık yemini ettiler. Hz. Muhammed’in hicretten önce Medine-lilerle görüşmesi ardı ardına üç yıl devam etti. “Akabe Biatları” denilen bu görüşmelerden sonra Müslümanlar, gruplar hâlinde ve gizlice Medine’ye göç etmeye başladılar.

Hicret haberini duyan müşrikler, İslam dini-nin yayılmasını engelleyemeyeceklerini anlayın-ca Peygamberimizi öldürmeye karar verdiler. Her kabileden seçilen suikastçılar, Hz. Peygamberin evini kuşattılar. Ancak Peygamberimiz, müşrik-lerin bu planını önceden haber almıştı. Bir süre sonra Peygamberimiz de Hz. Ebu Bekir’le beraber Medine’ye doğru yola çıktı. Hz. Ali, müşrikleri oyalamak ve Peygamberimizin hicretini müm-kün kılmak amacıyla bütün tehlikeleri göze alarak onun yatağına yatmıştı. Müşrikler Peygam-berimizi öldürmek üzere eve girdiklerinde Hz. Ali’yi onun yatağında yatarken buldular. Hz. Ali’nin ve diğer sahabilerin hicretteki büyük fedakârlıkları Kur’an-ı Kerim’de şöyle övülmüş-tür: “İnsanlardan öyleleri de var ki, Allah’ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah da kullarına şefkatlidir.”2

1  İrfan Yücel, Peygamberimizin Hayatı, s. 57.2  Bakara suresi, 207. ayet.

KONUŞALIM______________

Sizce müşrikler Hz. Muhammed’e değerli eşyalarını neden emanet ediyor-lardı? Arkadaşlarınızla konuşunuz.

BİLGİ KUTUSU__________622 yılında Müslümanların, dinleri uğruna Mekke’den Medine’ye göç etmelerine “hicret”, din-

leri uğruna her şeylerini Mekke’de bırakıp Medine’ye göç eden Müslümanlara “muhacir”, Müslü-manları karşılayıp her şeylerini onlarla paylaşan Medineli Müslümanlara ise “ensar” denir.

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

45

Page 46: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Sevr Mağarası’nın temsilî resmi

Peygamberimiz, Hz. Ebu Bekir’le Sevr Mağarası’nda gizlenirken onları aramaya gelen bir grup, mağaranın girişine kadar geldi. Hz. Ebu Bekir bu durumdan endişelendi. Hz. Mu-hammed de, “Üzülme, Allah bizimledir.” diyerek onu tesel-li etti. Kur’an-ı Kerim’de bu durum şöyle anlatılır: “Eğer siz Muhammed’e yardım etmezseniz biliniz ki Allah ona yar-dım etmiştir. Hani, kâfirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke’den) çıkarmışlardı; hani onlar ma-ğaradaydı; o, arkadaşına, ‘Üzülme, çünkü Allah bizimle be-raberdir.’ diyordu…”1

Hz. Muhammed bir süre sonra yoluna devam etti. Medine yakınlarındaki Kuba köyüne gelerek burada birkaç gün kaldı ve bir mescit yaptırdı. İlk cuma namazını burada kıldı. Daha sonra, Medine’ye hareket etti ve 622 yılının Eylül ayında bu kente ulaştı. Medineliler, Peygamberimizi sevgi gös-terileriyle karşıladılar. Peygamberimizin yatağı-na yatarak büyük kahramanlık ve cesaret örneği gösteren Hz. Ali de emanetleri sahiplerine tes-lim ettikten sonra Medine’ye hicret etti.

1  Tevbe suresi, 40. ayet.

TARTIŞALIM______

Eğer Müslümanlar hicret etmeseydi İs-lam dininin yayılışı nasıl etkilenirdi?

NOT EDELİM______Hicretin İslam tarihindeki önemli sonuçları:

23 yıllık peygamberliğin “Mekke Devri” sona ermiş, “Medine Devri” başlamıştır.• Hicret, sayesinde Müslümanlar, müşriklerin zulüm ve baskılarından kurtulmuşlardır.• İslam’ın yayılmasını sağlamıştır.• Hicret, Hz. Ömer zamanında hicri takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.• Bu şehrin “Yesrib” olan adı artık “Medine” diye isimlendirilmiştir.•

1 T b i 40 t

YAZALIM__________

Ay Doğdu Üzerimize

Ay doğdu üzerimize,Veda Tepesi’nden.Şükür gerekti bize,Allah’a davetinden.

Sen güneşsin, sen aysınSen, nur üstüne nursun.Sen Süreyya yıldızısınEy sevgili, ey Resul!

Ey bize gönderilen elçi,Yüce bir davetle geldin.Sen bu şehre selam verdin,Ey sevgili, ey Resul!

Siz de Peygamberimizin hicretini anlatan bir şiir veya yazı yazınız.

3. ÜNİTE

46

Page 47: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

5. Hz. Muhammed’in Toplumsal Barışa Yönelik Etkinlikleri

Hz. Peygamber Medine’ye geldiğinde bu kentte çeşitli topluluklar yaşamaktaydı. Bunlar Arap kökenli Evs ve Hazreç kabileleri ile Yahudi olan Beni Nadir, Beni Kaynuka ve Beni Kurayza kabileleri idi. Bu kabileler arasında zaman zaman anlaşmazlıklar çıkardı.

Peygamberimiz ilk önce Medine’de toplumsal barış ve huzuru sağlamaya yönelik çalışmalarda bulundu. Önce Mekke’den gelen muhacirlerden her birini, Medineli ensardan biri ile kardeş ilan etti. Hz. Ali’yi de kendisine kardeş seçti. Yıllardır bir-birleriyle çatışma hâlinde olan Evs ve Hazreç kabilelerini barıştırdı.

Hz. Muhammed, Medine’de yaşayan tüm dinî gruplarla vatandaşlık esasına dayalı bir an-laşma yaptı. Bu anlaşmanın amacı, Medine’yi dış saldırılara karşı beraberce savunmak ve Medine’de özgür bir ortam oluşturmaktı. “Me-dine Sözleşmesi” denilen bu anlaşmayla, inancı ne olursa olsun, bütün Medineliler için barış ve özgürlük sağlanmıştır.

Yapılan bütün bu çalışmalarla Medine’de barış, huzur ve güvene dayalı özgür bir ortam oluşmuştur.

KONUŞALIM_______________“Onlar ki inandılar, hicret ettiler, Allah yo-

lunda mallarıyla, canlarıyla mücadele ettiler. Onlar ki yurtlarına hicret edenleri barındır-dılar ve yardım ettiler. İşte onlar birbirlerinin yardımcısı ve koruyucusudurlar...”

Enfâl suresi, 72. ayet.

Yukarıdaki ayette kimler, niçin övülmüştür? Arkadaşlarınızla konuşunuz.

YORUMLAYALIM__________

Medine Sözleşmesi’nin bazı maddeleri şunlardır:

Müslümanlarla Yahudiler, barış içinde yaşayacaklar.•

Yahudiler kendi dinlerinde serbest olacaklar.•

Dışarıdan bir saldırı olursa Medine birlikte savunulacak.•

Müslümanlarla Yahudiler arasında herhangi bir anlaşmazlık çıkarsa Hz. Muhammed hakem • kabul edilecek.

İki taraftan biri, üçüncü bir tarafla savaşırsa diğer taraf yardımcı olacak.•

Medine Sözleşmesi toplumsal barışın kurulmasına nasıl katkıda bulunmuştur? Yukarıdaki mad-deleri de dikkate alarak yorumlayınız.

“Resulüm! Biz seni, ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”

Enbiyâ suresi, 107. ayet.

Yukarıdaki ayette verilmek istenen mesaj nedir?

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

47

Page 48: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Mescid-i Nebi’nin bugünkü görünümü / Medine

6. Hz. Muhammed’in İslam’ı Yayma Çabaları

Hz. Muhammed Mekke’de başladığı tebliğ fa-aliyetlerine Medine’ye hicret ettikten sonra da devam etti. İlk iş olarak bir mescit yaptırdı. Yapılan bu mes-cide “Mescid-i Nebi” adı verildi. Burası sadece ibadet edilen ve namaz kılınan bir yer değildi. Peygambe-rimiz her fırsatta Müslümanları Mescidi Nebi’de bir araya toplayıp onlara dinin emirlerini anlatıyordu. Müslümanlarda gördüğü eksiklikleri uygun bir dille söylüyor ve onları uyarıyordu. Özellikle namazlardan sonra bir süre mescitte kalıp onlara öğüt veriyordu. Ayrıca Mescid-i Nebi’de, Medine dışından gelen konukları, yabancı ülkelerin temsilcile-rini ağırlıyor, görüşmeler yaparak onları İslam’a davet ediyordu.

DEĞERLENDİRELİM______

Hz. Muhammed, Mescid-i Nebevi’nin bitişiğine “Suffa” adı verilen bir yer yaptırmıştı. Burada genellikle ilim öğrenmek isteyen, yoksul, kimsesiz ve yetim kişiler kalırdı. Bunlar, çoğunlukla Pey-gamberimizin yanında bulunur, ona gelen ayetleri öğrenir, konuşmalarını dinlerdi. Ayrıca Suffa’da kalanlar, yeni bilgiler öğrenmeye ve kendilerini geliştirmeye çalışırlardı. Bunlar arasında yabancı dil öğrenenler bile vardı. Suffa’da yetişenler, Peygamberimiz tarafından başka topluluklara İslam’ı anlatmak ve öğretmek için gönderilirdi. Örneğin, Suffa’da öğrenim gören Muaz bin Cebel, Yemen bölgesine Kur’an ve dini öğretmek için gönderilmişti.

Hz. Muhammed Bedir Savaşı’nda esir alınan bazı kimseleri, Suffa’da öğretmen olarak görevlen-dirdi. Bu kişilere, on Müslüman’a okuma yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakılacağı sözü verildi. Sonuçta bir kısmı görevini tamamlayınca serbest kalarak Mekke’ye döndü. Bir kısmı ise Müslüman oldu ve burada öğretmenliğe devam etti.

Yukarıdaki metni Peygamberimizin eğitim öğretime verdiği önem açısından değerlendiriniz.

slümanlarda gördüğü eksiklikleri g n bir

Hz. Muhammed ve arkadaşları Medine’ye geldiklerinde yapılacak en önemli işlerden birinin eğitim öğretim olduğunu düşündüler. Niçin?

3. ÜNİTE

48

Page 49: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Medineli Müslümanlar ile Mekke-li müşrikler arasında Bedir (624), Uhut (625) ve Hendek (627) savaşları olmuştu. Savaş dönemi, Hudeybiye Barış Antlaş-ması (628) ile sona ermişti. Anlaşma im-zalandıktan sonra, barış ve huzur ortamı oluştu. Hz. Muhammed bu ortamı en iyi şekilde değerlendirmek istiyordu. Bizans İmparatoruna, Habeşistan’a, İran’a ve daha birçok yere elçilerle İslam’a davet mektupları gönderdi. Böylece İslam’ın çağrısı birçok yere ulaştırılmış oldu.

Bizans Kayseri Herakliyus’a Dih-yetü’l-Kelbî, İran Kisrası Hüsrev Per-viz’e Abdullah bin Huzafe, Habeşistan Necaşisi Ashame’ye Amr bin Ümeyye, Mısır (İskenderiyye) Mukavkısı Cüreyc’e Hatıb bin Ebi Beltea, Gassan Emiri Haris bin Ebi Şemmer’e Şuca’ bin Vehb, Yema-me Emiri Hevze bin Ali’ye de Salit bin Amr elçi olarak mektup götürdüler.

Kayser Herakliyus, mektubu geti-ren elçiyi güzelce dinledi ve hediyeler vererek onu nezaketle geri çevirdi. İran Kisra’sı mektubu oku-yunca sinirlendi ve onu yırtıp attı. Necaşi, mektubu ve elçiyi saygıyla karşıladı. Hz. Muhammed’e bir mektup yazarak Müslüman olduğunu bildirdi. Mısır Mukavkısı Cüreyc, Peygamberimizin elçisine hürmet gösterdi fakat Müslüman olmadı. Gassan Emiri Haris, gönderilen mektubu küstahça yere attı ve elçiye saygısız davrandı. Hristiyan olan Yemame Emiri Hevze ise elçiye kötü davranmadı ancak Müslüman da olmadı.1

Mekkeli müşrikler iki yıl sonra Hudeybiye Antlaşması’nı bozdular. Bunun üzerine Hz. Mu-hammed düzenli bir ordu hazırlayıp Mekke’ye yürüdü. Müşrikler, Müslümanlara karşı koymaya cesaret edemeyince Mekke, 630 yılında Müslümanların eline geçti. Peygamberimiz ve Müslümanlar Kâbe’yi putlardan temizledi ve tavaf etti. Daha önce Uhut Savaşı’nda Müslümanlara işkence yapan-ları, Peygamberimiz affetti. Hz. Muhammed’in bu tutumu karşısında Mekkelilerin büyük bir kısmı İslam’ı kabul etti.

Mekke’nin fethinden sonra, çeşitli bölgelerden gelen insanlar, kendi istekleri doğrultusunda gruplar hâlinde Müslüman oldular. Kur’an-ı Kerim’de bu durum şöyle anlatılmaktadır: “Allah’ın 1 İrfan Yücel, Peygamberimizin Hayatı, s. 176-183.

k k tl i i di İ Ki ’ kt b k

BİLGİ KUTUSU_______________Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Bizans İmparatoru

Herakliyus’a gönderdiği mektup:Bismillâhirrahmânîrrahîm. Allah’ın kulu ve

peygamberi Muhammed’den Bizans İmparatoru Herakliyus’a. Allah’ın selamı hak yolda olanlara olsun. Seni İslam’a çağırıyorum. İslam’ı kabul et ki kurtuluşa eresin. Allah da sana mükâfatını iki kat versin. Eğer kabul etmezsen halkın günahını sen çe-kersin. “Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda or-tak olan söze geliniz. Sadece Allah’a kulluk edelim ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bıra-kıp da birbirimizi ilahlaştırmayalım…”

Âl-i İmrân suresi, 64. ayet. Herakliyus, okuduklarından ve edindiği bilgiler-

den Hz. Muhammed’in peygamber olduğuna inan-mak niyetindeydi. Ancak çevresinden tepki alınca İslam’ı kabul etmekten vazgeçti. Elçiye iyi davranıp hediyeler vererek geri gönderdi.

İrfan YÜCELPeygamberimizin Hayatı, s. 179.

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

49

Page 50: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

yardımı ve zaferi gelip de insanların bölük bölük Allah’ın dinine girmekte olduklarını gördü-ğün zaman Rabb’ine hamt ederek onu tesbih et ve ondan af dile. Çünkü o, tövbeleri çok kabul edendir.”1

7. Veda Hutbesi’nde Evrensel Mesajlar

Hz. Muhammed, 632 yılında kalabalık bir Müslüman topluluğuyla birlikte hacca gitti. Peygamberimiz, hac sırasında Mekke yakınlarında bulunan Arafat’ta yüz binden fazla Müslü-mana hitaben bir konuşma yaptı. Bu konuşmaya Veda Hutbesi denir.

1 Nasr suresi, 1–3. ayetler.

Veda Hutbesi size neler çağrıştırmaktadır?

7. Veda Hutbesi’i’nde Evrensel Mes jajlar

YAZALIM______

Hz. Muhammed İslam dinini yayarken nasıl bir yol izlemiştir? Görüşlerinizi yazınız.Barışçıl bir yol izlemiştir.• .....................................................................................................................................• .....................................................................................................................................• ............................................................• .........................................................................

1 N i 1 3 l

DEĞERLENDİRELİM______

Veda Hutbesi’nden bazı maddeler:• Allah birdir ve Muhammed onun kulu ve elçisidir.• Allah’a hiçbir şey ortak koşulmamalıdır.• İslam’ın ana kaynağı Kur’an-ı Kerim ve Peygamberin

sünnetidir.• Bütün insanlar eşittir.• Bütün Müslümanlar kardeştir.• Emanete ihanet edilmemelidir.• Kan davaları kesinlikle yasaktır.• İnsanların can, mal, namus ve haysiyetleri kutsaldır.• Kadın haklarına önem verilmelidir.• Kimse kimsenin malını haksız yere yiyemez.• Kişi kendi suçundan başkasıyla suçlanmamalıdır.• İnsanların birbirlerine karşı üstünlükleri yoktur. Üstün-

lük takvadadır. Takva, Allah’ın sevgisini kazanmaktır.

Veda Hutbesi’nde yer alan ilkeleri, evrensel insan hakları açısından değerlendiriniz.

3. ÜNİTE

50

Page 51: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Veda Hutbesi’nin İslam tarihinde önemli bir yeri vardır. Çünkü bu hutbe, Peygamberimizin 23 yıl içerisinde yaptığı ilahî duyurunun ana noktalarını dile getirmektedir.

Veda Hutbesi’nde Peygamberimiz, insanlara Allah’ın tek olduğunu, aynı atadan geldiklerini ve bu yüzden herkesin eşit olduğunu söylemiştir. Kadın hakları üzerinde durmuş, toplumsal barışın korunması için neler yapılması gerektiğini bildirmiştir. İnsanların can, mal, namus, şeref, haysiyet ve özgürlüklerinin dokunulmaz olduğuna dikkat çekmiştir. Kan davası, kölelik, zulüm ve haksızlık gibi insan onuruyla bağdaşmayan ve toplumda huzursuzluk yaratan bütün tutum ve davranışları yasakla-mıştır. Veda Hutbesi’nde Peygamberimizin sık sık “Ey insanlar!” diye hitap etmesi, hutbede yer alan prensiplerin evrensel nitelikte olduğunu gösterir.

8. Hz. Muhammed’in Vefatı

Veda Haccı ve Veda Hutbesi Hz. Muhammed’in bir ayrılık mesajı gibiydi. Hac ibadetini yapıp Medine’ye döndü ve bir süre sonra hastalandı. Rahatsızlığı günden güne arttı. İyice ağırlaşıp mescide çıkamaz duruma gel-diğinde Hz. Ebu Bekir’e namazları kıldırmasını söyle-di.

Peygamberimiz, miladi 8 Haziran 632 (hicri 1 Rebiyülevvel 11) tarihinde, 63 yaşındayken Medine’de vefat etti. Cenazesi Hz. Ali ta rafından yıkandı ve kefenlendi. Vefat ettiği yere defnedildi. Onun Ravza-i Mutahhara olarak adlandırılan kabri, Medine’de Mescid-i Nebi’nin içindedir. Ravza-i Mutahhara, tertemiz çiçekli bahçe, cennet bahçesi anlamına gelir.

Peygamberimizin vefatına başta Hz. Ömer olmak üzere sahabe çok üzülmüştü. Ne yapacaklarını bilmiyorlardı.

OKUYALIM__________

Hz. Peygamberin Vefatı

Yok mu, ey yolcu, bu yoldan dönmek; Yeniden Refref’e binmek yok mu?Göğe çıktın yine… Lakin bu sefer,Ya Muhammed, yere inmek yok mu?

Seni görmekte gecikmişleri de, Gelip ashabın edinmek yok mu?

Ağlıyor, ağlıyoruz ardından…Bu sıcak yaşlara dinmek yok mu?Varmış Ukba’da buluşmak… Amma Bize dünyada sevinmek yok mu?

Seni görmekte gecikmişleri de,Gelip ashabın edinmek yok mu?

Arif Nihat ASYA

Yukarıdaki şiirde olduğu gibi Peygamberimizi konu alan şiirlere naat denir. Siz de seçtiğiniz naat örneklerinden sınıfa getirerek okuyunuz.

Hz. Ebu Bekir, “Ey İnsanlar! Kim Muhammed’e tapıyor idiyse bilsin ki o ölmüştür. Kim de Allah’a tapı-yorsa bilsin ki Allah ölümsüzdür…” sözüyle insanlara hangi mesajı ver-mek istemiştir?

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

51

Page 52: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Hz. Muhammed’in ölüm haberini alan Hz. Ebu Bekir hemen mescide geldi. Herkes ağlıyor-du. Hz. Ebu Bekir, sessizce Peygamberimizin odasına girdi. Yüzündeki örtüyü kaldırdı. Ağlayarak Peygamberimizi alnından öptü ve “Anam babam sana feda olsun ey Allah’ın Peygamberi! Senin hayatın da güzel, ölümün de güzel.” dedi. Dışarı çıktı ve orada bulunanlara, “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürü-lürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse Allah’a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükredenleri ödüllendirecektir.”1 ayetini okudu. Hz. Ebu Bekir’in bu sözleri, Peygamberimizin vefatı karşısında şaşkınlığa düşen Hz. Ömer’i ve bütün Müslümanları sakinleştirdi.

Okuma Metni

Eş Olarak Hz. HaticeHz. Peygamberin sevgili eşi Hz. Hatice, Mekke’de doğdu. Kureyş kabilesinin Esedoğulları so-

yuna mensuptur. Babası Huveylid, Kureyş’in ileri gelenlerindendi. Hz. Hatice, Müslüman olmadan önce iffet ve şerefiyle tanınmış saygın bir hanımdı. Bu yüzden kendisine, iffetli ve namuslu anlamına gelen “Tahire” lakabı verilmişti.

Hz. Hatice’nin bu özelliklerinden dolayı pek çok kişi kendisiyle evlenmek istediyse de o, bu teklifleri geri çevirdi. Ticaretle uğraşan Hz. Hatice, Mekke’nin büyük tüccar aileleri arasında yer almış ve Mekke’nin zenginlerinden biri olmuştu. O, ticarette doğruluk, dürüstlük ve güveni ilke edindiği için, ortaklarının güvenilir ve dürüst olmasına çok önem verirdi.

Hz. Hatice, 40 yaşında iken Hz. Muhammed’le evlendi. Böyle bir evlilik için Hz. Hatice’nin yeğeni aracılık etmişti. Hz. Hatice’nin yeğeni, bir defasında Hz. Muhammed ile birlikte ticaret ama-cıyla aynı kafilede yer almışlardı. Bu yolculuktan dönünce o, Hz. Muhammed’in güvenilir, zeki ve kabiliyetli biri olduğunu Hatice’ye anlatmıştı. Hz. Muhammed bu sıralarda 25 yaşlarında idi. Başka tanıdıklarının da tavsiyesi üzerine Hz. Muhammed’e ticaret kervanlarında kendisine yardımcı olma-sını teklif etti. Hz. Muhammed bu teklifi kabul edip Hz. Hatice’nin kervanlarında çalışmaya başladı. Çok kısa zamanda Hz. Muhammed başarısıyla, dürüstlüğüyle Hz. Hatice’nin güvenini kazanmış-tı. Hz. Hatice, güzel ahlakı ve davranışlarına hayran olduğu Hz. Muhammed’e evlenme teklif etti. Hz. Muhammed aldığı bu teklifi amcalarına götürdü. Amcası Ebu Talip, kardeşleri ile birlikte Hz. Muhammed’i de yanlarına alarak Hz. Hatice’nin evine gittiler. Ona talip oldular. Hz. Hatice’nin am-cası Amr bin Esed, bu evliliğe izin verdi. Bunun üzerine Hz. Muhammed, o sıralarda 40 yaşlarında olan Hz. Hatice ile evlendi.

Hz. Hatice, Hz. Muhammed’in örnek kişiliğinden çok etkilenmişti. Bunun sonucunda Hz. Hatice onu hem sevmiş hem de önceden olduğu gibi servetinin idaresini ona bırakmıştır. Şeref ve asalet bakımından bir zirve olan Hz. Muhammed, Hz. Hatice gibi soylu bir kadınla evlenerek maddi bakımdan rahatlamıştı. Bütün Mekke halkı onlara gıpta ve saygıyla bakıyordu. Onların evliliği ger-çek saygının ve samimiyetin simgesi olmuştu.

Hz. Muhammed’in Hatice’den dört kızı, iki oğlu oldu. Kızları, Zeynep, Rukiyye, Ümmü Gül-süm ve Fatıma’dır. Hz. Peygamberin soyu Fatıma’dan devam etti. Erkek çocuklarının adları, Kasım 1  Âl-i İmrân suresi, 144. ayet.

3. ÜNİTE

52

Page 53: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ve Abdullah’tır. Oğlunun adının Kasım olmasından dolayı da Hz. Muhammed’e Ebu’l-Kasım kün-yesi verilmiştir. Her ikisi de küçük yaşta ölmüştür.

Hz. Hatice, Hz. Muhammed’in hayatına anlam katan bir kişiydi. Her açıdan ona destek ver-mişti. Hz. Muhammed ilk vahiy tecrübesini onunla paylaşmış, o da vahyin gerçekliğine hemen inan-mış ve bütün varlığı ile onu desteklemiştir. Hz. Muhammed Hira Mağarası’nda bulunduğu bir sırada ilk vahyi alınca büyük bir korku ve heyecana kapılarak evine dönmüştü. Yaşadığı olayı Hz. Hatice’ye anlatan Hz. Muhammed, korktuğunu söylemişti. Hz. Hatice onu şu sözleriyle teselli etmişti:

“Hiç korkma!... Allah seni asla zor durumda bırakmaz. Allah sana mutlaka iyilikle muamele edecektir. Çünkü sen yakınlarına yardım ediyor, ailene bakıyor, hayatını dürüstlükle kazanıyor, diğer insanların doğruluktan ayrılmamalarını sağlıyor, yetimlere sığınacak bir yer temin ediyor, sözünde doğru, emanete hıyanet etmez, hiçbir dayanağı olmayanların yardımcısı, muhtaçlara iyilik için koşan ve herkes ile iyi geçinip nezaketle muamele eden bir kimsesin.”

Hz. Hatice daha sonra Hz. Muhammed’i dinî konularda bilgili olan amcasının oğlu Varaka’ya götürmüş ve o da bilgi ve güven vermesi noktasında eşine yardımcı olmuştu. Sonra da herkesten evvel kendisine inandığını ve peygamberlik çağrısına uyduğunu bildirdi. Hz. Hatice, kıtlık yıllarında Hz. Muhammed’in yoksulluk çeken amcası Ebu Talip’e destek için Hz. Ali’yi evine almasına razı olmuş ve onu evladı gibi görmüştür.

Hz. Hatice, Hz. Muhammed’in acı ve sıkıntılı günlerinde hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemiş ve onu yalnız bırakmamıştır. İlk vahiyden sonra yaşanan kesinti (fetretu’l-vahy) dönemi Hz. Muham-med için derin bir üzüntü dönemi oldu. Hz. Hatice, bu dönemde de peygamberlik görevine duyduğu tereddütsüz inancı dolayısıyla, Hz. Muhammed’in en büyük manevi destekçisi olmaya devam etmiş-tir.

Mekkeli müşrikler Haşimoğullarını 3 yıla yakın bir süre boykot ettiğinde Hz. Muhammed ile beraber zorluklara göğüs germiş; imanı ve sevgisiyle bir eş olarak destek vermiş, sıkıntılarına, üzün-tülerine çare olmaya çalışmıştır. Hz. Muhammed, onun bu maddi ve manevi desteğini şöyle takdir etmektedir: “Bütün insanlar, beni red ve inkâr ederken o bana iman etti. İnsanlar beni yalanlarken o beni tasdik etti ve insanlar bana mali ambargo uygulayıp iktisadi bir sıkıntıya boğarken o malını mülkünü benim için seferber etti.”

Hz. Hatice, Hz. Muhammed’in sadece eşi değil, aynı zamanda yakın bir dostu, bir dert ortağı olmuş, sıkıntılı anlarında onu teselli etmiştir.

Hz. Hatice 25 yıl kadar süren bir evlilikten sonra hicretten üç yıl kadar önce vefat etti. Onun vefatı Hz. Muhammed’i son derece üzmüştü. Hz. Muhammed onun vefat etmesinden sonra başka hanımlarla evlenmesine rağmen onu hiç unutmamış, her zaman sevgi ile anmış ve hakkında güzel sözler söylemiştir. Hz. Muhammed, bir defasında onu şu sözlerle övmüştür: “Allah, bana ondan daha hayırlısını vermedi. O, hiç kimsenin kabul etmediği bir zamanda bana iman etti, herkesin beni ya-lanladığı bir zamanda o beni tasdik etti, kimsenin bana bir şey vermediği sırada o malını benim için kullandı ve çocuklarımın annesi oldu.”

Prof. Dr. Nahide BOZKURT,Ortaöğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretim Programı, s. 82-83.

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

53

Page 54: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM

A. Aşağıdaki tarih şeridinde noktalı yerleri doldurunuz.

B. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız.

1. Mekkelilerin Hz. Muhammed’e karşı tutumları nasıl olmuştur? Yazınız.

2. Akabe Biatları’nın İslam dini için önemi nedir? Belirtiniz.

3. Suffa’nın, İslam dininin yayılmasına katkısı nasıl olmuştur? Yazınız.

4. Veda Hutbesi’nin içerdiği evrensel prensipler nelerdir? Açıklayınız.

5. Hz. Muhammed, İslam dinini yaymak için neler yapmıştır? Söyleyiniz.

C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz.

1. Hz. Muhammed’in doğum günü olarak kutlanan kandil gecesi hangisidir?

A) Miraç Kandili B) Berat Kandili C) Kadir Gecesi

D) Regaip Kandili E) Mevlit Kandili

Dört yaşında ................... kaybetti.

610 yılında ........................ oldu.

628 yılında Mekkelilerle ...................

Antlaşması’nı yaptı.

.... yaşında Medine’de vefat

etti.

.... yaşında dedesini kaybetti.

Yirmi beş yaşında ................. ile evlendi.

.... yılında Mekke’yi fethetti.

.... yılında Veda Hutbesi’ni okudu.

.... yaşına kadar sütannesi olan

Halime’nin yanında kaldı.

622 yılında Medine’ye ............

etti.

.... yılında Hendek Savaşı’na katıldı.

.... yılında doğdu. .... yılında Bedir Savaşı’na katıldı.

625 yılında .... Savaşı’na katıldı.

3. ÜNİTE

54

Page 55: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

2. Aşağıdakilerden hangisi Hz. Muhammed’in “Medine Sözleşmesi”yle ulaşmak istediği sonuç-lardan biri değildir?

A) Medine’de birlik ve beraberliği sağlamak

B) Medine’yi birlikte savunmak

C) Mekke’ye geri dönmek

D) Medine’de huzurlu ve özgür bir ortam oluşturmak

E) Medine’de hoşgörüye dayalı bir ortam oluşturmak

3. Aşağıdakilerden hangisi 27 Ramazan 610’da gerçekleşmiştir?

A) Hz. Muhammed’in doğumu

B) Müslümanların Medine’ye hicret etmesi

C) Kur’an’ın indirilmeye başlanması

D) Peygamberimizin evlenmesi

E) Miraç mucizesinin gerçekleşmesi

4. Aşağıdakilerden hangisi hicretin sonuçlarından değildir?

A) İslam’ın yayılmasını sağlamıştır.

B) Mekkeliler, Müslümanlarla bir daha karşılaşmamışlardır.

C) Müslümanlar, müşriklerin zulüm ve baskılarından kurtulmuştur.

D) Peygamberliğin “Mekke Devri” sona ermiş, “Medine Devri” başlamıştır.

E) Hicret, Hz. Ömer zamanında hicri takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.

5. Peygamberimiz ve Müslümanlar ilk cuma namazını nerede kılmışlardır?

A) Medine B) Mekke C) Ebva D) Taif E) Kuba

6. Müslümanların Medine’de ilk eğitim-öğretim gördükleri yer hangisidir?

A) Kâbe B) Darü’l- Erkam C) Suffa

D) Mescid-i Haram E) Darü’n- Nedve

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

55

Page 56: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Ç. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden uygun olanı ile dol-durunuz.

(Hilfu’l-Fudul, ensar, muhacir, emin, Akabe, Veda Hutbesi, Alak)

1. Dinleri uğruna Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanlara ………………, Müslü-manları karşılayıp onlara yardım eden Medineli Müslümanlara ise ………….. denir.

2. Hz. Muhammed yirmi yaşlarındayken güçsüzlerin ve zayıfların hakkını korumak için kuru-lan ………………………….. topluluğuna katılmıştır.

3. Mekkeliler Hz. Muhammed’e dürüstlüğü ve güvenilirliğinden dolayı ………………….. de-mişlerdir.

4. Cebrail tarafından Hz. Muhammed’e bildirilen ilk ayetler ………………. suresinde yer al-maktadır.

5. Hz. Muhammed’in 632 yılında Arafat’ta Müslümanlara yaptığı son konuşmaya …............….. denir.

D. Aşağıdaki bilgilerin doğrularını “D”, yanlışlarını “Y” ile işaretleyiniz.

(…) Hz. Muhammed döneminde yaşamış, onu görmüş ve ona inanmış Müslümanlara sahabe denir.

(…) Müslümanlar ilk olarak Medine’ye hicret etmişlerdir.

(…) Hz. Ömer ve Hz. Hamza’nın İslam’ı kabul etmesi Müslümanlara büyük moral ve güç vermiştir.

(…) Hz. Muhammed Medine’ye hicretinden sonra ilk iş olarak yabancı ülkelere davet mektup-ları göndermiştir.

3. ÜNİTE

56

Page 57: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM

“Vahiy, Mushaf, tecvit ve tefsir” kavramlarının anlamlarını öğreniniz.1.

Kur’an-ı Kerim, daha çok hangi konular üzerinde durmuştur? Araştırınız.2.

Kur’an’ın akla ve düşünmeye verdiği önemi vurgulayan bir ayet meali bularak defterinize 3. yazınız.

57

ÖĞRENME ALANI: VAHİY VE AKIL

4. ÜNİTE: KUR’AN VE ANA KONULARI

Page 58: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

1. İslam Dininin Temel Kaynağı: Kur’an-ı Kerim

Kur’an-ı Kerim, Allah tarafından va-hiy yoluyla, Hz. Muhammed’e indirilen son ilahî kitaptır. İslam dininin temel kaynağıdır. Dolayısıyla kıyamet gününe kadar insanlara rehberlik etmeye ve onları aydınlatmaya de-vam edecektir.

İnsan, kendisi ve yaratılışı ile ilgili bil-gi sahibi olmak ister. Hayatın amacı, ölüm-den sonra ne olacağı ve diğer canlılarla ilişkilerinin nasıl olması gerektiği hususunda sürekli sorular sorar. Bu ve benzeri soruları, en güzel şekilde Kur’an cevaplar. Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın insanı yarattığı ve ona çeşitli imkânlar verdiği belirtilir. İnsanın ise Allah’ı tanıyıp iman ve ibadet etmesi gerektiği vurgulanır.

Allah, insanı en güzel şekilde yaratmış ve ona irade vermiştir. İnsan, iyi ve kötüyü ayırt edebilme yeteneğine sahip olduğu için de davranışlarından sorumlu tutulmuştur. Bu so-rumluluklarının başında ibadetler gelir. İnsan ibadetleri ve diğer sorumluluklarını hakkıyla yerine getirebilmesi için doğru kaynaklardan bilgilenmelidir. Bu kaynakların en önemlisi de Kur’an’dır.

İnsan, günlük yaşamında başkalarıyla çeşitli ilişkiler kurar. Bu ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinde uyulması gereken birtakım kurallar vardır. Örneğin; insanın anne ve babasına, eşi-ne, çocuklarına, akrabalarına, komşularına ve arkadaşlarına karşı iyi davranması gerekir. Kur’an-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyrulmaktadır: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşma-yın. Anne ve babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınız-daki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.”1

İslam dinini öğrenmek ve karşılaşılan problemleri çözmek için öncelikle Kur’an-ı Kerim’e başvurulmalıdır. Ancak Kur’an’da her sorunun cevabını ayrıntılı bir şekilde bulmak mümkün olma-yabilir. Hz. Muhammed insanlara, Kur’an’da genel hatlarıyla anlatılan emir ve yasakların nasıl ha-yata geçirileceğini yaşayarak göstermiştir. Dolayısıyla İslam’ı öğrenirken Kur’an-ı Kerim’den sonra

1  Nisâ suresi, 36. ayet.

i i l l k i i h d kli l

“… Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerse-niz Allah’a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah’a ve Resule götürün. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.”

Nisâ suresi, 59. ayet.

Yukarıdaki ayette anlatılmak istenen nedir?

veaydaruibyebiK

İ

NOT EDELİM_______________

Vahiy; Allah’ın emirlerini, yasaklarını ve öğütlerini değişik yollarla peygamberleri-ne bildirmesine denir. Yüce Allah, mesajını peygamberlere bir aracı (Cebrail) yoluyla veya doğrudan bildirmiştir.

4. ÜNİTE

58

Page 59: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Peygamberimizin uygulamalarını esas almalıyız. Dinimizi asıl kaynakları olan Kur’an ve sünnetten öğrenirsek hem yanlış anlaşılmalara engel olur hem de hurafe ve batıl inançlardan uzaklaşmış olu-ruz.

2. Kur’an-ı Kerim’in Tarihi

Kur’an’ın indirilişi, Hz. Muhammed’in, 610 yılının ramazan ayında, ilk vahyi almasıyla başla-yıp vefat ettiği 632 yılına kadar sürmüştür. İlk vahyin Kadir Gecesi’nde indirildiği Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilir: “Biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik.”1

Kur’an-ı Kerim yaklaşık olarak 23 yıllık bir süre içinde ayet ayet veya sure sure indirilmiştir. Çünkü bazı ayetler, belli bir olayın ardından gelip o olayla ilgili açık-lama getirmekteydi. Böylece insanlar Kur’an-ı Kerim’i daha iyi öğrenmiş ve anlamışlardır. Ayrıca bu durum, Kur’an’ın ezberlenmesi ve yazılmasını da kolaylaştır-mıştır. Kur’an’ın bölümler hâlinde indiriliş nedeni bir

1  Kadr suresi, 1. ayet.

BELİRTELİM_______________

Peygamberimiz Kur’an’ı şöyle tarif etmiştir: “Allah’ın kitabıdır. Onda sizden öncekilerin bilgi-leri, sizden sonrakilerle ilgili haberler vardır. Ayrıca sizin aranızda meydana gelebilecek sorun-ların çözümü vardır. O, gerçek ile yanlışı birbirinden ayıran bir ölçüdür…”

Tirmizî, Sevabu’l-Kur’an, 14.

Yukarıdaki hadiste Kur’an-ı Kerim’in hangi özelliklerine dikkat çekilmiştir? Belirtiniz.

içayladaKm

1 Kadr suresi 1 ayet

TARTIŞALIM____________

Kur’an-ı Kerim bölümler hâlinde değil de topluca indirilseydi neler olurdu? Tartışınız.

Hz. Muhammed’e indirilen ilk ayetler;1. Oku! Yaratan Rabb’inin adıyla.2. O, insanı alak (embriyo)’tan yarattı.3. Oku! Senin Rabb’in sonsuz cömertlik sahibidir.4. O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.5. O, insana bilmediklerini öğretti.

Alak suresi, 1-5. ayetler.

İlk inen ayetlerde hangi konulara dikkat çekilmiştir?

KUR’AN VE ANA KONULARI

59

Page 60: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ayette şöyle açıklanmıştır: “İnkâr edenler, ‘Kur’an ona bir defada topluca indirilmeli değil miy-di?’ dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane okuduk.”1

Hz. Muhammed, son ilahî mesajı her türlü güçlüğe rağmen insanlara ulaştırmış-tır. Kur’an-ı Kerim’in ayetleri, İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren vahiy kâtipleri tara-fından çeşitli malzemeler üzerine yazılmış ve pek çok sahabe tarafından ezberlenmiş-tir. Ayrıca Hz. Muhammed, her yıl ramazan ayında, vahiy meleği Cebrail ile o güne ka-dar inen ayetleri karşılıklı olarak okumuş-lardır. Böylece Kur’an’ın sonraki nesillere değiştirilmeden aktarılması sağlanmıştır.

İndiriliş süreci devam ettiği için Hz. Peygamber Döneminde Kur’an-ı Kerim bir kitap hâline getirilmemiştir. Hz. Muhammed’in vefatından sonra Hz. Ebu Bekir’in halifeliği döneminde ortaya çıkan savaşlarda Kur’an-ı Kerim’i ezbere bilen çok sayıda sahabe şehit olmuştur. Bunun üzerine Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir’e Kur’an-ı Kerim’in kitap hâline getirilmesi gerektiğini söylemiş, Hz. Ebu Bekir de bu düşünceyi benimseyerek Zeyd bin Sabit’i görevlendirmiştir. Böylece başta Kur’an’ı en iyi bilenlerden biri olan Hz. Ali olmak üzere sahabelerin de katkılarıyla Kur’an-ı Kerim tek bir nüsha olarak kitap hâline getirilmiştir. Mushaf adı verilen bu nüsha Hz. Ebu Bekir’e teslim edilmiştir.

1  Furkân suresi, 32. ayet.

SÖYLEYELİM____________

‘‘Kur’an’ı kesinlikle biz indirdik; elbette yine onu biz koruyacağız.’’

Hicr suresi, 9. ayet.

Yukarıdaki ayeti de dikkate alarak Kur’an-ı Kerim’in hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze kadar ulaşmasının nedenlerini söyleyiniz.

1 Furkân suresi, 32. ayet.

TARTIŞALIM_______________

Hz. Muhammed’in vahiy kâtibi Zeyd bin Sabit diyor ki:

“Yemame Savaşı’nda ashabın öldürülmesinin ardından Hz. Ebu Bekir beni çağırttı. Yanına var-dım, Hz. Ömer de oradaydı. Ebu Bekir bana dedi ki: Ömer gelip ‘Yemame’de Kur’an hafızlarının birçoğu şehit oldu. Bu gibi durumlarda hafızların ölmesiyle Kur’an’ın birçoğunun zayi olmasından endişe ederim. Bana kalırsa Kur’an’ın bir araya getirilmesi için bir emir çıkarman gerekir.’ dedi. Ben de Ömer’e şöyle cevap verdim: ‘Resulullahın yapmadığı bir işi nasıl yapabilirsin?’ Ömer, ‘Val-lahi, bu hayırlı bir teşebbüstür.’ dedi. Sonra bu iş üzerinde o kadar durdu ki bana söyleye söyleye sonunda Allah, kalbimi bu işe ikna etti, ben de onun görüşünü benimsedim.”

Buharî, Fezâilu’l-Kur’an, 4.

Kur’an-ı Kerim’in kitap hâline getirilmesine neden ihtiyaç duyulmuştur? Yukarıdaki metni de dikkate alarak tartışınız.

4. ÜNİTE

60

Page 61: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Hz. Ebu Bekir Döneminde bir kitap hâline getirilen Kur’an, Hz. Osman’ın halifeliği dönemin-de çoğaltıldı. Çünkü;

• Yapılan fetihler sonucu İslam coğrafyası genişlemiş ve Müslüman nüfus artmıştı.

• Mahallî lehçe farklılıklarının etkisiyle bazen aynı metin farklı telaffuz ediliyordu.

Hz. Osman, Zeyd bin Sabit’i Kur’an-ı Kerim’i çoğaltması için görevlendirdi. Hz. Zeyd’in başkanlık ettiği bir heyet, ilk Kur’an nüshasından yedi adet çoğalttı. Bu nüshalar Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Basra, Kûfe, Şam, Mekke gibi önemli şehirlere gönderildi. Böylece Kur’an’ın orijinal metni tüm Müslümanların kolayca ulaşabileceği merkezlere ulaştırılmış oldu.

ÖĞRENELİM_______________

Aşağıdaki şemayı inceleyerek Kur’an’ın günümüze kadar geçirdiği süreci öğreniniz.

ALLAH

Cebrail(Vahiy meleği)

Hz. Muhammed Hz. Ebu Bekir Hz. OsmanKur’an bazı sahabeler

tarafından ezberlenmiş ve vahiy kâtiplerince, papirüs, yassı kemikler, düz taşlar, hurma yaprakları gibi mal-zemeler üzerine yazılmıştır.

Hz. Ömer’in teşvikiy-le Kur’an, başta Hz. Zeyd ve Hz. Ali olmak üzere bir grup sahabe tarafından kitap hâline getirilmiştir.

İslam coğrafyasının ge-nişlemesiyle yeni nüshalar yazılmış ve tüm Müslüman-ların kolayca ulaşabileceği önemli merkezlere gönde-rilmiştir.

DÜŞÜNELİM_____

Dünyanın her yerindeki Kur’an-ı Kerim nüshaları niçin birbirinin aynısıdır? Hiç düşündünüz mü?

KUR’AN VE ANA KONULARI

61

Page 62: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

3. Kur’an’la İlgili Bazı Kavramlar

Kur’an İslam dininin temel kaynağıdır. Müslü-manların Kur’an’dan tam olarak faydalanabilmeleri için onu, gerek içeriği, gerekse iç düzeni bakımından çok iyi tanımaları gerekir.

Kur’an’ın kendine özgü bir iç düzeni vardır. Bu da aradığımız bir ayet veya sureye kolayca ulaşabilmemizi sağlar. Bu nedenle ayet, sure, cüz gibi Kur’an’ın iç düzeniyle ilgili bazı kavramları bilmemiz gerekir.

3.1. Kur’an’ın İç Düzeni ile İlgili Kavramlar

Ayet, sözlükte işaret, delil ve alamet demektir. Kur’an’da, “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gün-düzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklıselim sahipleri için gerçekten açık ayetler (deliller) vardır.”1 ayetinde ol-duğu gibi Allah’ın varlığını ispatlayacak yaratılış mucizele-

rinden ve tabiat olaylarından söz edilirken “delil” anlamına gelen ayet kelimesi kullanılmıştır.

1  Âl-i İmrân suresi, 190. ayet.

miçço

K ’ ’ k di ö ü bi i dü i

Kur’an-ı Kerim’i şekil ve içerik yö-nüyle inceleyerek dikkatinizi çeken hususları arkadaşlarınızla paylaşınız.

3 1 Kur’an’ın İç Düzeni ile İlgili Kavramlar

ARAŞTIRALIM_____________

Kur’an-ı Kerim’in birçok ismi vardır. Bunlardan birisi, “okunan kitap” anla-mına gelen “Kur’an”dır. Bu isim Yâsîn suresinin 69. ayetinde şöyle geçmekte-dir. “…Bu ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.”

Kur’an-ı Kerim’in diğer isimlerini ve ne anlama geldiklerini araştırınız.

KKKdddiçiçiçiçiçdddddd

Kur’an-ı Kerim’in ayet, sure ve cüzlere ayrılmasının sağladı-ğı kolaylıklar neler olabilir?

4. ÜNİTE

62

Page 63: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Terim olarak ayet, Kur’an-ı Kerim’in surelerini oluşturan kısa veya uzun vahiy ifadelerinden her birine denir. En uzun ayet Bakara suresinin 282. ayeti olup bir sayfadan ibarettir. Bunun yanında “Yâsîn” gibi bir kelimeden oluşan kısa ayetler de vardır.

Ayetler, “durak” adı verilen ve üzerinde ayet numaralarının yazılı olduğu işaretlerle birbirin-den ayrılır. Bu işaretler Kur’an’ı okumada ve ayetlerin yerini bulmada kolaylık sağlar.

Sureler içerisinde ayetlerin sıralamasını Cebrail, Peygamberimize bildirmiştir. O da bir ayet indiğinde, bu ayetin hangi surede, nereye yazılması gerektiğini vahiy kâtiplerine söylemiştir.

Sure, Kur’an’ın en az üç ayetten oluşan her bir bölü-müne denir. Kur’an’da 114 sure vardır. Tevbe suresi hariç bütün sureler besmele ile başlar. En uzun sure 286 ayetten oluşan Bakara, en kısa sure ise 3 ayetten oluşan Kevser suresidir.

Surelerin sıralaması iniş sırası ya da konularına göre değil, Cebrail’in Peygamberimize bildirdiği şekliyle, vahiy kâtipleri tarafından yapılmıştır. Bu durumda dizilişine göre Kur’an’ın ilk suresi Fâtiha, son suresi ise Nâs suresidir.

Surelerin her birinin kendine özgü isimleri vardır. Sureler isimlerini genellikle içinde yer alan bir kelime, konu, olay, peygamber veya toplumdan alır. Örneğin, Yûsuf suresi adını, surede hayat hikâyesi anlatılan Yusuf peygamberden alır. Fil suresi de ismini surede geçen “fil” kelimesinden alır. Ayrıca Mekke’de indirilen sureler “Mekkî” ve Medine’de indirilen sureler ise “Medenî” olarak isimlendirilmişlerdir. Surelerin birden fazla ismi olabilir. Örneğin, Mü’min suresine Gâfir; Tebbet suresine ise Leheb ve Mesed isimleri verilmiştir.

Cüz, Kur’an-ı Kerim’in her 20 sayfasına denir. Kur’an’da toplam 30 cüz vardır. Her cüzün başında cüz başlangıcını gösteren işaretler bulunur. Cüz gülü denilen bu işaretlerin içinde o cüzün

Kur’an’ın ilk suresi Fâtiha son suresi ise

BİLGİ KUTUSU__________

Surelerin isimlerini bilmek, Kur’an’dan herhangi bir ayet veya konuyu bulmamızı kolaylaştırır.

BULALIM_______________

Aşağıda verilen ayet ve surelerin yerini Kur’an-ı Kerim’den bularak surenin ismiyle ilgisini be-lirtiniz.

Muhammed suresi, 2. ayet; Kehf suresi, 9. ayet; Kalem suresi, 1. ayet; Münâfikûn suresi, 8. ayet. Fâtiha, Nahl, Mü’min, İhlâs ve Yâsîn.

KUR’AN VE ANA KONULARI

63

Page 64: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

sıra numarası yer alır. Kur’an’ın cüzlere ayrılması, onun okunmasında ve ezberlenmesinde kolaylık sağlar.

Mushaf, sözlükte iki kapak arasında toplanmış sayfalar demektir. Terim olarak kitap hâline getirilmiş olan Kur’an’ın özel adıdır.

Hz. Ebu Bekir Döneminde Zeyd bin Sabit başkanlığında oluşturulan bir heyet, Kur’an-ı Kerim’i kitap hâline getirmişti. Kur’an’ın kitap hâline getirilen bu ilk nüshasına Mushaf adı verilmiştir.

Hz. Ebu Bekir’de bulunan ilk Mushaf, onun vefatıyla Hz. Ömer’e, ondan da kızı Hz. Hafsa’ya teslim edilmiştir. Hz. Osman Döneminde yapılan Kur’an’ı çoğaltma işinde bu ilk Mushaf esas alın-mıştır.

Mü’minûn SuresiGerçekten müminler kurtuluşa ermiştir.1. Onlar, namazlarında huşû içindedirler.2. Onlar, boş ve yararsız şeylerden yüz 3. çevirirler.Onlar, zekâtı verirler. 4. Ve onlar, iffetlerini korurlar.5. Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu 6. hariç (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir. Şu hâlde, kim bunun ötesine gitmek 7. isterse işte bunlar, haddi aşan kimseler-dir. Yine onlar (o müminler) ki emanetler-8. ine ve ahitlerine riayet ederler. Ve onlar, namazlarına devam ederler. 9. İşte, asıl bunlar vâris olacaklardır.10. (Evet) Firdevs’e vâris olan bu kimse-11. ler, orada ebedî kalıcıdırlar.

Kaçıncı cüz oldu-ğunu gösteren yazı

Cüzişareti

Surenin adı, indiği yer ve ayet sayısını

bildiren bölüm

Sure başında besmele

Ayetler arasını ayıran durak işareti

(İki durak arası) Bir ayet

Kur’an okurken

durulabilecek yerleri göste-

ren işaretlerAyetlerin mealleri

4. ÜNİTE

64

Page 65: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

3.2. Kur’an’ın Okunması ile İlgili Kavramlar

Kur’an okumak dinimizin emrettiği ibadetler-den biridir. Yüce Allah, “… Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyunuz…”1 buyurarak Kur’an okumamızı istemiştir. Peygamberimiz de Allah’a karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlamamız için bizleri Kur’an okumaya teşvik etmiştir. Hz. Ali de “Kur’an-ı güzel bir tarzda okuyun. Bu okuyuş haberlerin en güzelini okumaktır.”2 diyerek Kur’an okumanın önemini dile getirmiştir. Kur’an’ın okunmasıyla ilgili bazı kav-ramlar vardır. Bunların başında tecvit gelir.

1  Müzzemmil suresi, 20. ayet.2  Nehcü’l-Belâğa, s. 54.

“Güzel Kur’an okuyan kimse, ‘sefere’ denilen değerli meleklerle beraber olacaktır. Öyleyse Kur’an’ı sesinizle güzelleştiriniz.”

Buharî,Tevhit,52.Yukarıdaki hadiste anlatılmak istenen nedir?

3 2 K ’ ’ Ok il İl ili K l

TAMAMLAYALIM_______________

Aşağıdaki noktalı yerleri doldurarak kavram haritasını tamamlayınız.

................

................

................

................

inmeyebaşladı.

................

................

................

ayetten oluşur.

dönemindekitap hâline

getirildi.

cüzden oluşur.

dönemindeçoğaltıldı.

tarafından yazıldı.sureden oluşur.

Hz. Muhammed

114

KUR’AN

-e vahyedildi.

KUR’AN VE ANA KONULARI

65

Page 66: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Tecvit, sözlükte bir şeyi süslemek ve güzel yapmak demektir. Terim olarak ise Kur’an-ı Kerim’i güzel bir şekilde okumak için uyulması gereken kuralları kapsayan bir ilimdir.

Tecvidin amacı Kur’an-ı Kerim’in doğru ve güzel okunmasını sağlamaktır. Bir ayette, “…Kur’an’ı tane tane oku!”1 buyrularak Kur’an’ın doğru ve güzel okunmasına dikkat çekilmiştir.

Mukabele, sözlükte karşılıklı okuma anlamına gelir. Mukabele, vahiy gelmeye devam ederken Hz. Muhammed ile Cebrail’in her yılın ramazan ayında Kur’an ayetlerini karşılıklı okumalarına denir.

Müslümanlar özellikle ramazan aylarında bir araya gelerek mukabele geleneğini devam ettirmekte-dirler. Mukabelede Kur’an okumasını iyi bilen birisi okur, diğerleri de onu takip ederler. Böylece Kur’an-ı Kerim’i düzgün okuyamayanlar hatalarını düzeltme ve okumalarını geliştirme imkânı bulurlar.

Hatim, sözlükte bitirmek, sona erdirmek demektir. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’i ezbere ya da yü-zünden, baştan sona kadar okumaya veya dinlemeye hatim denilmiştir. Yapılan hatimler Kur’an’ın doğru ve hatasız okunmasına katkı sağlar. Hz. Muhammed, “Allah katında ameli en değerli olan kişi, Kur’an’ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince tekrar başlayandır.”2 buyurarak Kur’an okumayı teşvik et-miştir.

Hafızlık: Kur’an-ı Kerim’i bütünüyle ezberlemeye hafızlık; Kur’an’ı baştan sona ezberleyen kişiye de hafız denir.

Hz. Muhammed Kur’an’ın sonraki nesillere eksiksiz ulaştırılmasını sağlamak amacıyla onu yaz-dırmanın yanında ezberlenmesini de teşvik etmiştir. Ayrıca namaz gibi bazı ibadetleri yapabilmek için Kur’an’ın bazı bölümlerini ezberlemek gerekir.

1  Müzzemmil suresi, 4. ayet.2  Tirmizî, Kıraat, 4.1 Müzzemmil suresi, 4. ayet.

TARTIŞALIM_______________

“Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir.”

Buharî, Fedâilü’l-Kur’an, 21.

Yukarıdaki hadisin mukabele, hatim ve hafızlık kavramlarının ortaya çıkıp gelişmesine katkısını tartışınız.

DEĞERLENDİRELİM_______________

“Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.”

A’râf suresi, 204. ayet.

Yukarıdaki ayeti Kur’an’ın okunması ve dinlenilmesinde dikkat edilmesi gereken hususlar açı-sından değerlendiriniz.

4. ÜNİTE

66

Page 67: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

3.3. Kur’an’ın Anlaşılması ve Yorumlanmasıyla İlgili Kavramlar

Kur’an-ı Kerim bütün insanlara hitap eden son ilahî ki-taptır. Bu nedenle her Müslüman, Kur’an-ı Kerim’deki emir ve yasakları öğrenmekle yükümlüdür. Kur’an Arapça olarak indirilmiştir. Bütün insanların Arapçayı bilmeleri veya öğ-renmeleri mümkün olmayabilir. Bu nedenle dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan ve farklı diller konuşan Müslümanlar, Kur’an’ı anlamak için onu kendi dillerine çevirme ihtiya-

cı hissetmişlerdir. Böylece Kur’an-ı Kerim; Türkçe, Farsça, Urduca, İngilizce, Japonca, Fransızca ve Rusça gibi birçok dile tercüme edilmiştir.

Meal, tercüme olarak da isimlendirilir. Bir sözün an-lamını aynı veya aslına yakın bir şekilde ifade etmeye denir. Meal halk arasında genellikle Kur’an-ı Kerim’in tercümesi için kullanılır. Ancak meal tercümeye göre daha kapsamlı-dır. Çünkü tercümeler Kur’an-ı Kerim’in anlamını tam ifade etmeyebilir. Bu nedenle tercümelere kısa açıklamalar ilave edilmek suretiyle ayetlerin daha iyi anlaşılması sağlanmıştır.

Tefsir, sözlükte açıklamak, yorumlamak demek-tir. Terim olarak ise Kur’an ayetlerini indikleri zamanı, mekânı ve ayetin indiriliş sebebini göz önünde bulun-durarak açıklamak ve yorumlamaktır. Kur’an-ı Kerim’i açıklayan ve yorumlayan kişiye “müfessir” denir.

Kur’an-ı Kerim’in tercüme edilmesi, onun herkes tarafından kolayca anlaşılması için tek başı-na yeterli değildir. Ayetlerin ne zaman ve nasıl bir ortamda, hangi olay üzerine indiğini bilmek önem-lidir. Bu nedenle tefsir, ayetlerin iniş sebeplerini belirtir ve ayetleri kapsamlı bir şekilde açıklar.

Dinî konularda her geçen gün insanların zihnini meşgul eden yeni problemler ortaya çıkmak-tadır. Tefsirin amaçlarından biri de ayetlerden genel ilkeler çıkararak yaşanan çağa ışık tutacak yeni bakış açıları geliştirmektir. Çünkü Kur’an evrenseldir. Bu nedenle her çağda yeni tefsirlere ihtiyaç vardır.

İlk Türkçe tefsirler, Arapça ya da Farsçadan tercüme edilmiştir. Daha sonraları çok sayıda Türkçe tefsir yazıl-mıştır. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın Kur’an-ı Ke-rim tefsiri son dönemde yazılan Türkçe tefsirlerden biridir.

BELİRTELİM____________

Fâtiha suresinin meal ve tefsiri-ni inceleyerek bu ikisi arasındaki farkları belirtiniz.

taveinreböK

Öğretmeninizin sınıfa getirdiği Kur’an-ı Kerim meali ve tefsirini inceleyiniz. İlk izlenimlerinizi ar-kadaşlarınızla paylaşınız.

KUR’AN VE ANA KONULARI

67

Page 68: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

“Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilahlar bulunsaydı, yer ve gök, (bunların düzeni) kesinlikle bozulup gitmişti. Demek ki arşın Rabb’i olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan uzaktır.”

Enbiyâ suresi, 22. ayet.

4. Kur’an-ı Kerim’in Belli Başlı Konuları

Allah tüm evreni ve içindekileri yoktan var etmiştir. Yarattığı varlıklar içerisinde insana akıl ve irade vererek onu diğer varlıklardan üstün kılmıştır. Allah, Kur’an-ı Kerim’de insanların yüce yaratıcıya karşı görev ve sorumluluklarını açıklamıştır. Kur’an’da insanın ve evrenin yaratılışı, ibadet-ler, emir, yasak ve tavsiyeler, içinde yaşadığı çevreyle nasıl

bir ilişki içinde olması gerektiği ve ahiret hayatı gibi konular yer alır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’in insan için bir rehber olduğu bir ayette şöyle ifade edilmiştir: “…Bu kitabı da sana her şey için bir açıklama, bir hidayet ve rahmet kaynağı ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.”1

4.1. İnanç

Kur’an-ı Kerim’in başlıca konuları, iman, ibadet, ahlak ve sosyal ilişkilerdir. İman, Peygamberimizin Allah tarafından getir-diği ilkeleri tasdik etmek ve bunların doğru olduğunu tereddütsüz kabul etmektir. İslam inancının temelini tevhit inancı oluşturur. Tevhit, Allah’ın tek olduğuna; eşi, benzeri ve ortağının olmadı-

ğına inanmaktır. Bu inanç İhlâs suresinde şöyle ifade edilmiştir: “De ki: O, Allah birdir. Allah sa-mettir (Her şey ona muhtaçtır. O hiçbir şeye muhtaç değildir.). O doğurmamıştır, doğmamıştır. Onun hiçbir dengi (benzeri) yoktur.”

1  Nahl suresi, 89. ayet.

Ydial

bi ili ki i i d l ktiği hi

Kur’an-ı Kerim mealinin so-nundaki indeks bölümünü ince-leyerek hangi konuların yer aldı-ğını söyleyiniz.

sodkT

İğ i kt B i İhlâ

İslam dininin temel inanç esaslarının neler olduğunu söyleyiniz.

4. ÜNİTE

68

Page 69: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Kur’an-ı Kerim’de, İslam dininin temelini oluşturan inanç esasları bir ayette şöyle dile ge-tirilmiştir: “Peygamber, Rabb’i tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler...”1

Yüce Allah insanlara ulaştırmak istediği vahyi peygamberler aracılığıyla duyurmuştur. Dola-yısıyla peygamberlere ve onların getirdikleri kitaplara inanmak da İslam’ın inanç esaslarındandır.

İslam dininin inanç esaslarından biri de ahiret inancıdır. Ahirete iman, üzerinde yaşadığımız dünyanın bir gün son bulacağını, bundan sonra yeni bir hayatın başlayacağını kabul etmek demektir. Dünyada yapılan her türlü iyilik ve kötülüğün ahirette karşılık bulacağına inanmaktır. Bu konuyla ilgili Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Kim zerre kadar hayır yapmışsa onun karşılığını görür. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onun karşılığını görür.”2

Meleklerin var olduğuna ve görevlerini hakkıyla yerine getirdiklerine inanmak da İslam’ın inanç esasları arasında yer alır. Melekler Allah’a ibadet eder ve onun emirlerini yerine getirirler. Onların bu özelliklerine Kur’an-ı Kerim şöyle işaret eder: “…Onlar (Melekler) asla Allah’a isyan etmez ve kendilerine verilen bütün emirleri yerine getirirler.”3

Yüce Allah kendisine, peygamberlerine, kitaplarına, meleklerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanıp bu inançlar doğrultusunda güzel işler yapanların kurtuluşa ere-ceğini bildirir.

4.2. İbadet

Kur’an-ı Kerim’de inanç esaslarından sonra yer alan ikin-ci önemli konu ibadettir. İbadet, insanın Allah’a sevgi, saygı ve itaatini göstermek, onun hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle orta-ya koyduğu tutum ve davranışlardır. İnsanın yaratılış gayesinin

de ibadet olduğu bir ayette şöyle ifade edilmiştir: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”4

Kur’an-ı Kerim’de yer alan ibadetle ilgili emirler, şekil ve biçim yönünden olmayıp büyük ölçüde ibadetin mahiyetine, kime ve nasıl yapılacağına ilişkindir. Fâtiha suresinin 5. ayetinde “Yal-

1  Bakara suresi, 285. ayet.2  Zilzâl suresi, 7, 8. ayetler.3  Tahrîm suresi, 6. ayet.4  Zâriyât suresi, 56. ayet.

GRUP ÇALIŞMASI_______________

Sınıfta arkadaşlarınızla gruplar oluşturunuz. Her grup inanç esaslarının biriyle alakalı bir ayet meali bulsun. Bulduğunuz ayet meallerini diğer gruplarla paylaşınız.

city

d ib d t ld ğ bi tt ö l if

İslam dininde başlıca iba-detler nelerdir? Söyleyiniz.

KUR’AN VE ANA KONULARI

69

Page 70: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

nız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” buyrularak Allah’tan başkasına ibadet edilmemesi gerektiği vurgulanmıştır.

Kur’an’da namaz, oruç, zekât, hac yapılması zorunlu olan ibadetler arasında sayılmıştır. Bun-ların yanı sıra bireyin kendi isteğiyle, başka birinin ya da toplumun yararına gerçekleştirdiği her olumlu davranış da ibadet kapsamına girer.

İbadetler, Allah ile insan arasındaki bağı kuvvetlendirir. İnsanın Allah’a olan saygı ve sevgisi-ni canlı tutarak onu kötülüklerden uzaklaştırır. Ancak ibadetler sırf Allah rızası için yapılırsa bu amaç gerçekleşmiş olur. Kur’an’da bu durum şöyle ifade edilmiştir: “… Her secde ettiğinizde yüzlerinizi ona çevirin ve dini yalnız ona has kılarak ona yalvarın…”1

4.3. Ahlak Kur’an-ı Kerim’de inanç ve ibadetin

yanı sıra üzerinde önemle durulan konulardan biri de ahlaktır. Ahlak, inanç ve ibadetlerin ge-reği olarak ortaya çıkan, ihlas ve samimiyetle yerine getirilen davranışlardır. Kur’an, Allah’a karşı sorumluluğumuzu, ona inanmak ve iba-det etmek olarak belirlerken insanlara karşı so-rumluluğumuzun da güzel ahlaklı davranmak olduğunu bildirir. Dinin temelini oluşturan iman bir bakıma dinin Allah’ı tanıma ve bilme

boyutunu, ibadetler Allah’a itaat boyutunu, ahlak ise Allah’ı sevme boyutunu teşkil eder.1  A’râf suresi, 29. ayet.

LİSTELEYELİM_______________

“İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözete-rek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Anlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Allah’a karşı so-rumluluklarının bilincinde olanlardır.”

Bakara suresi, 177. ayet.

Yukarıdaki ayette hangi ibadetlerden söz edilmektedir? Listeleyiniz.

Yardım etmek•

.........................................................•

.........................................................•

.........................................................•

ybreykdruoim

Allah’ın peygamberler aracılığıyla insanlara gönderdiği vahyin özünde; inanan, bu inançlar doğrultusunda iba-det eden ve böylece güzel ahlak sahibi olan bireyler yetiştirmek vardır.

Yukarıdaki yargıya uygun örnekler bulunuz.

4. ÜNİTE

70

Page 71: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Yüce Allah kendimize ve topluma faydalı işler yapmamızı isteyerek hoşgörü, merhamet, dü-rüstlük, adalet, sabır, alçak gönüllülük, kanaat gibi ahlaki davranışları emreder. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.”1

Haksızlık, adaletsizlik, sözünde durmamak, aldatmak, kin ve nefret bes-lemek gibi toplum huzurunu bozacak her türlü kötülük de Allah’ın yasakla-dığı davranışlardır. Örneğin, Kur’an-ı Kerim’de büyüklenmenin kötü bir davranış olduğu şöyle ifade edilmiştir: “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.”2

Güzel ahlaka sahip olduğumuz ölçüde Allah katında değer kazanırız. Sözünde durma, dürüst olma, başkalarının hakkına saygılı olma gibi davranışlar, yalnızca Müslümanlara karşı değil tüm insanlara karşı ahlaki görevimizdir. “Rahman’ın (has) kulları, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) ‘Selam!’ derler (geçerler).”3 ayeti Müslümanlara, kendi inancından olmayanlara karşı da hoşgörü ve müsamahalı davranmayı emreder.

1  A’râf suresi, 199. ayet.2  İsrâ suresi, 37. ayet.3  Furkân suresi, 63. ayet.

KONUŞALIM_______________

“Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden incitme ge-len sadakadan daha iyidir…”

Bakara suresi, 263. ayet.

Yukarıdaki ayette verilmek istenen mesaj üzerinde arkadaşlarınızla konuşunuz.

“İman edip salih ameller (iyi ve faydalı işler) yapanlara gelince halkın en hayırlısı da onlardır.”

Beyyine suresi, 7. ayet.

KUR’AN VE ANA KONULARI

71

Page 72: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

DEĞERLENDİRELİM_______________

Aşağıdaki metni okuyunuz ve Kur’an’ın ana konuları açısından değerlendiriniz.

Hz. Ömer anlatıyor:

Bir gün Hz. Peygamberin huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz, saçları siyah, üzerinde yolculuk belirtisi bulunmayan ve içimizden kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamberin yanına geldi ve karşısına oturdu, dizlerini Peygamberin dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve,

“Ey Muhammed, bana İslam’ı anlat!” dedi.

Peygamberimiz,

“İslam, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, ramazan orucunu tutman, yo-luna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyaret (hac) etmendir.” buyurdu.

Adam,

“Doğru söyledin.” dedi. Onun hem sorup hem de söylenenleri onaylaması tuhafımıza gitti.

Adam,

“Şimdi de imanı anlat bana.” dedi.

Allah’ın Resulü,

“Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayır ve şerrin (Allah’tan geldiğine) iman etmendir.” buyurdu.

Adam tekrar,

“Doğru söyledin.” diye tasdik etti ve,

“Peki ihsan nedir? Onu da anlat.” dedi.

Allah’ın Resulü,

“İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da o seni mutlaka görüyor.” buyurdu.

……..

Adam, (sessizce) gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Hz. Peygamber,

“Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben,

“Allah ve Resulü bilir.” dedim.

Allah’ın Resulü,

“O Cebrail’di, size dininizi öğretmeye geldi.” buyurdu.

Müslim, İman, 1, 5.

4. ÜNİTE

72

Page 73: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

5. Kültürümüzde Kur’an’ın Yeri ve Önemi

Toplumu bir arada tutan güç, o toplumu oluşturan bireylerin paylaştığı inanç ve değerlerdir. Bir toplumun varlığını sürdürebilmesi; kültür, sanat ve düşünce alanın-da özgün eserler üretebilmesi, o toplumu oluşturan temel unsurların korunmasıyla mümkündür.

Türklerin Müslüman olması, yalnızca bir inanç de-ğiştirme olarak kalmamış, çok önemli ve köklü toplumsal ve kültürel değişimi de beraberinde getirmiştir. Bu süreçte Türklerin tarih, gelenek ve dünya görüşlerinde önemli de-ğişiklikler olmuştur.

İslam’ın yayılması için büyük fetihler yapan Türk-ler, fethettikleri yerlerdeki halka asla kötü muamele yap-mamış, hangi dinden olursa olsun onları himaye etmişler-dir. Bu samimi ve hoşgörülü yaklaşımda Kur’an’ın etkisi büyüktür.

Kur’an, kültürümüzde yer alan önemli motiflerden biridir. Başta dinî yapılar olmak üzere inşa edilen hemen her mimari eser Kur’an-ı Kerim’den ayetlerle süslenmiş-tir. Bu durum, Kur’an’ın kültürümüze etkisinin açık bir göstergesidir. Türkler özellikle Osmanlı Döneminde hat, tezhip gibi Kur’an’la ilgili el sanatlarında çok başarılı eserler ortaya koymuş ve İslam dünyasında bu yönleriyle ün kazanmışlardır. Kültürümüzde yer alan, “Kur’an Mekke’de indi, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı.” sözü de bu gerçeğe işaret etmektedir.

Çeşme üzerindeki ayetin meali:“Rableri onlara temiz bir içecek içirecektir.”

İnsan suresi, 21. ayet.

ı.” sözü de bu gerçeğe işaret etmektedir.

Birçok mimari eserimizin Kur’an ayetleri ile süslenmesinin sebebi ne olabilir?

KUR’AN VE ANA KONULARI

73

Page 74: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

İslam’ın Anadolu’da yayılmasında Hoca Ahmet Yesevi, Mevlânâ, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi Türk mutasavvıf ve düşünürlerin önemli rolü olmuştur. Bu şahsiyetler, Kur’an’ı temel alan bir dinî anlayışla, Anadolu halkına İslam’ı öğretmişler, onlara Kur’an ahlakına uygun davranmayı öğütlemişlerdir.

Orta Asya Türklerinin dinî-tasavvufî hayatında büyük etkisi olan ve “Pîr-i Türkistan” diye anılan mutasavvıf şair Ahmet Yesevi, Divan-ı Hikmet adlı eserinde Kur’an-ı Kerim’e duyduğu bağlılığı,

“Tanrı Teala sözüne,

Resulullah sünnetine

İnanmayan ümmetine

Ümmet demez Muhammed.”1 sözleriyle dile getirmiştir. Ayrıca söylemiş olduğu hik-metli sözlerin Kur’an-ı Kerim’in temel ilke-lerinin bir açıklaması ve yorumu olduğunu şu şekilde ifade eder:

“Benim hikmetlerim ferman-ı Sübhan,

Okuyup anlasan manayı Kur’an”2

Hacı Bektaş Veli, Makâlât adlı eserinde Kur’an-ı Kerim’e inan-manın, imanın şartlarından biri olduğunu belirttikten sonra Kur’an’ı anlama ve yaşamaya verdiği önemi şu sözlerle ifade etmiştir: “Allah’ın kitaplarına ve Kur’an’a inanman imandır... Şimdi azizim! Hangi kitap-ta bunlardan birisinin iman ehlinin içinde bulunabile ceği buyrulmak-tadır? Nerede kaldı Allah’ın kitap larına ve peygamberlerin tebliğlerine inandığın?” Yine aynı eserinde Kur’an-ı Kerim’in emir ve yasaklarına uyma konusunda şunları söyler: “Şimdi iyi biliniz ki Allah’ın birliğine inanmak, onun buyruğunu tutmak, sakının dediğinden sakınmak iman-dandır. (Eğer bir kimse), Allah’ın buyruğunu tutmazsa, sakının dedi-ğinden sakınmazsa, o kimse için Tanrı’ya inanmamaktadır denilir.”3

Bir Bektaşi Erkânnâme’sinde İslam’ın temeli olan iman bir benzet-me ile şöyle açıklanmaktadır: “İman, bir ağaç gibidir. Kökü Kur’an’dır.”4 Bektaşi geleneğinin önde gelen isimlerinden Âşık Paşa Veli, Kur’an-ı Kerim hakkında şunları söylemektedir: “Kur’an,

1  Ahmet Yesevi, Divan-ı Hikmet Seçmeler, s. 289.2  Ahmet Yesevi, Divan-ı Hikmet Seçmeler, s. 271.3  Hacı Bektaş Veli, Makâlât, s. 178.4  Osman Eğri, Alevi Bektaşi Kaynaklarında Kur’an Tasavvuru, Diyanet Aylık Dergi, Şubat, 2004, s. 10.

KONUŞALIM_______________Ben yaşadıkça Kur’an’ın kuluyum,Ben Hz. Muhammed’in ayağının tozuyum.Biri benden, bundan başkasını naklederse,Ondan da uzağım, o sözden de...

Mevlânâ

Yukarıdaki dörtlüğün ana teması üzerinde ar-kadaşlarınızla konuşunuz.

Hacı Bektaş Veli’nin temsilî resmi

4. ÜNİTE

74

Page 75: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

müminlere rahmet ve ulu devlettir. Kur’an sırrını bilen, Allah’ın nuruna ulaşır. Allah, nurunu Kur’an’ın içinde gizlemiştir. Yerde ve gökte, Kur’an gibi bir kitap yazabilecek bir varlık yoktur.”1

Hünkâr Hacı Bektaş Veli ile aynı dönemde yaşayan büyük mutasavvıf şair Yunus Emre de Anadolu halkına Kur’an-ı Kerim ışığında İslam’ı anlatmış, şiirlerinde Kur’an kaynaklı ifadelere yer vermiştir.

Yunus Kur’an’ı bilmemenin hiç yaşamamış olmak anlamına geldiğini şu dizelerle ifade etmiştir:

“Her kim Kur’an’ı bilmedi,

Sanki cihana gelmedi,

Derdine derman bulmadı,

İşlerine pişman ola.”2

Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili adlı tefsiriyle, Hasan Basri Çantay Kur’an-ı Hakim ve Meali Kerim adlı meal-tefsiriyle ve Diyanet İşleri Başkanlığının yaptığı meal çalışmasıyla Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasına önemli katkılar sağlamıştır.

Kur’an-ı Kerim’in kültür ve medeniyetimize etkisi, hayatın her alanında kendisini hissettirir. Yeni doğan bebeğe isim verilirken düğün, mevlit, cenaze gibi törenlerde Kur’an okunur. Günlük ko-nuşmalarımızda sıkça kullandığımız birçok söz, farkında olmasak da anlam bakımından Kur’an’la bağlantılıdır. Örneğin, “Akıl akıldan üstündür.” sözü Kur’an’da yer alan, “…Her ilim sahibi-nin üstünde daha iyi bilen birisi vardır.”3 ayeti ile anlamca örtüşmektedir. Yine, “Allah dağına göre kar verir.” sözü “Allah her şahsı ancak gücünün yettiği ölçüde sorumlu tutar...”4 ayetini hatırlatmaktadır.5 Ayrıca çocuklara Kur’an’da geçen Muhammed, İbrahim, Yusuf, Meryem, Esra, Furkan gibi isimlerin verilmesi Kur’an’ın kültürümüzdeki etkisini gösterir.

1  Aşık Paşa, Garibnâme, s. 395-397.2  Yunus Emre Divanı, s. 96.3  Yûsuf suresi, 76. ayet.4  Bakara suresi, 286. ayet.5  Murat Sülün, Türk Toplumunun Kur’an-ı Kerim Kültürü, s. 77.

1 k ib

BELİRTELİM_______________

“Kendini Kur’an’a layık hâle getirmeyen, onunla aydınlanmayan, onun rahmetini ve izzetini ka-zanmayan kişi kör olmuş demektir.”

Hacı Bektaş Veli, Mâkâlât-ı Gaybiyye ve Kelimât-ı Ayniyye, s. 20.

Yukarıdaki sözde anlatılmak istenen nedir? Belirtiniz.

KUR’AN VE ANA KONULARI

75

Page 76: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM

A. Aşağıdaki bulmacayı çözünüz.

13

3 6

10

7 15

1

4 12

9 11

2

8 14

5

1. Kur’an-ı Kerim’i ezberden veya yüzünden baştan sona okuyup bitirmek.2. Kur’an’ın açıklanarak geniş bir şekilde yorumlanması.3. Hz. Ebu Bekir Döneminde Kur’an’ın kitap hâline getirilmesiyle oluşturulan ilk Kur’an nüshası.4. Kur’an-ı Kerim’i baştan sona ezberleyen kişi.5. Kur’an okumasını iyi bilen birisinin okuyup diğerlerinin onu takip etmesi. 6. Vahiy meleği.7. Kur’an-ı Kerim’i güzel bir şekilde okumak için uyulması gereken kuralları kapsayan ilim.8. Kur’an’ın kısa açıklamalarla yapılan tercümesi.9. Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı ay.10. Kur’an’ın yirmi sayfasının oluşturduğu her bir bölüm.11. Kur’an’ın indirilmeye başlandığı gece.12. Son ilahî kitap.13. Allah’ın, mesajlarını peygamberlere bildirmesi.14. Kur’an’da sureleri oluşturan cümlelerden her biri.15. Ayetlerden oluşan ve besmeleyle birbirinden ayrılan, Kur’an’ın 114 bölümünden her biri.

4. ÜNİTE

76

Page 77: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

B. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız.

1. Dinimizi öğrenmek için neden öncelikle Kur’an-ı Kerim’e başvururuz? Belirtiniz.

2. Kur’an’ın ana konuları nelerdir? Söyleyiniz.

3. Kur’an’ın tefsirine neden ihtiyaç duyulmuştur? Açıklayınız.

4. Hz. Ali Kur’an-ı Kerim’in kitap hâline getirilmesine nasıl katkı sağlamıştır? Belirtiniz.

C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz.

1. Aşağıdaki sahabilerden hangisi Kur’an’ın mushaf hâline getirilmesiyle görevlendirilmiş-tir?

A) Hz. Ebu Bekir B) Hz. Osman C) Hz. Ali

D) Hz. Zeyd bin Sabit E) Hz. Ömer

2. Kur’an-ı Kerim’le ilgili aşağıdaki kavramların kapsam bakımından küçükten büyüğe doğ-ru sıralanışı hangi seçenekte doğru verilmiştir?

A) Sure-Kur’an-Ayet B) Ayet-Kur’an-Sure C) Ayet-Sure-Kur’an

D) Kur’an-Sure-Ayet E) Kur’an-Ayet-Sure

3. Aşağıdakilerden hangisi Kur’an-ı Kerim’in aşama aşama indirilmesinin nedenlerinden biri değildir?

A) Topluca indirilmesinin mümkün olmayışı

B) Daha iyi anlaşılması

C) Kolayca ezberlenebilmesi ve yazılabilmesi

D) Toplumun ihtiyaçlarına ve günün şartlarına göre indirilmesi

E) Daha kolay uygulanabilmesi

4. Kur’an-ı Kerim ne zaman ve nerede indirilmeye başlanmıştır?

A) 610-Medine B) 610-Mekke C) 623-Mekke

D) 622-Mekke E) 571-Mekke

5. Hak Dini Kur’an Dili adlı tefsir kitabı aşağıdakilerden hangisine aittir?

A) Mehmet Âkif Ersoy B) Hasan Basri Çantay C) Yunus Emre

D) Hacı Bayram Veli E) Muhammed Hamdi Yazır

KUR’AN VE ANA KONULARI

77

Page 78: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Ç. Aşağıda verilen ayet meallerinin Kur’an-ı Kerim’in hangi konusuna örnek olduğunu, noktalı yerlere yazınız.

“De ki: Allah birdir. Allah hiçbir şeye muhtaç değildir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.”

İhlâs suresi,1-4. ayetler.

.............................................................

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.”

Tevbe suresi, 119. ayet.

.............................................................

“Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş üm-metlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki koru-nursunuz.”

Bakara suresi, 183. ayet.

.............................................................

D. Aşağıdaki bilgilerin doğrularını “D”, yanlışlarını “Y” ile işaretleyiniz.

(…) Kur’an-ı Kerim’in en önemli konusu Allah’ın varlığını ve birliğini ifade eden tevhittir.

(…) Kur’an-ı Kerim Hz. Muhammed Döneminde yazılmış ve kitap hâline getirilmiştir.

(…) Kur’an-ı Kerim’in indirilen ilk suresi Fâtiha suresidir.

(…) Hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze ulaşan tek ilahî kitap Kur’an-ı Kerim’dir.

(…) Kur’an-ı Kerim İslam dinin ilk ve en önemli kaynağıdır.

4. ÜNİTE

78

Page 79: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM

“Değer, örf ve âdet” kavramlarının anlamlarını öğreniniz.1.

Yakın çevrenizde bulunan bir çocuk esirgeme kurumu veya huzurevini ziyaret ederek ora-2. daki izlenimlerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.

Toplumu birleştiren temel değerlerin neler olduğunu araştırınız.3.

79

ÖĞRENME ALANI: AHLAK VE DEĞERLER

5. ÜNİTE: DEĞERLER

Page 80: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

1. Değer Nedir ve Nasıl Oluşur?

Değer; bir toplum içinde veya insanlar arasında benimsenmiş ve yaşatılmakta olan her türlü duyuş, düşünüş, davranış, kural ve kıy-mettir. Değer kavramı insana özgüdür. Söz ve davranışların doğru, yanlış, güzel, çirkin, iyi ve kötü şeklinde tanımlanmasını sağlayan temel etken değerdir. Bu bakımdan günlük konuşmalarda iyi, kötü

denildiğinde ahlaki değerler; güzel veya güzel değil denildiğinde sanatsal değerler; helal, haram de-nildiğinde ise dinî değerler kastedilir. Gelenek ve göreneklerle birlikte adalet, hürriyet, hak, hukuk, düşünce, ilim, medeniyet, dil, vatan ve millet sevgisi de değerler arasında yer alır.1

Din duygusu, insanın doğasında var olan sevgi, saygı, inanma, doğruluk ve başkalarına yardım etmek gibi değerleri ön plana çıkarır.

Değerlerin oluşumunda, insanların doğuş-tan getirdiği özellikler ile yaşadığı sosyal çevre etkin bir rol oynar. Değerler insanları, insanlar da toplumsal değerleri şekillendirir. Değerler toplumun sahip olduğu kültürel yapıya anlam katar. Buna bağlı olarak yaşadığımız dünyada birbirinden farklı milletler ve değerler var olur.

İnsani değerlerin temeli öncelikle aile ortamında atılır. Anne babaya hürmet etmek, kimsesizleri gözetmek, büyükleri sayıp küçükleri sev-mek, doğru olmak ve dürüst davranmak, adil ve güvenilir olmak gibi değerler, öncelikle aile ortamı içerisinde öğrenilir ve zamanla toplumda yaygınlaşır. Bir toplumda değerlerin devamını sağlamak, ailenin topluma erdemli insanlar kazandırmasına bağlıdır.2

1  Hasan Çelikkaya, Eğitim Sosyolojisi, s. 168.2  Nihat Nirun, Aile ve Kültür, s. 161.

vemyate

“Millî ve manevi de-ğerlerimiz” sözünden ne anlıyorsunuz?

ii ll ii öö t k bü ükl i kü ükl i

NOT EDELİM_______________

1. Değerler kişiye ve toplumsal hayata yön verir.

2. Değerlerin oluşumunda insanın doğuştan getirdiği özellikler ve yaşadığı çevre etkindir.

3. Değerlerin temeli öncelikle aile ortamın-da atılır.

4. Değerler toplumun sahip olduğu alışkan-lıklara göre şekillenir.

TARTIŞALIM_____________

Çanakkale veya Kurtuluş Savaşı’nı konu edinen bir film izleyiniz. Filmde hangi değerlerin yer aldığını belirtiniz. Daha sonra bu değerlerin toplum bütünlüğüne katkılarını tartışınız.

5. ÜNİTE

80

Page 81: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

İnsan, kendisi ve yaşadığı toplumun huzur ve mutluluğu açısından dinî, ahlaki ve hukuki değerlerin önemini kavrar. Bun-lara kendi hayatında yer verir. Zor durumda kalan bir insana yardıma koşmanın gereğini, yaşlı bir insana kendi yerini vermede empati (duygudaşlık) kurmanın önemini, hastalanan birini ziyaret etmenin faydalarını düşünür ve uygular. Değerlerin, yaşamı anlamlandırma-da, iş, eş, arkadaş ve dost seçiminde etkin rol oynadığını bilir. Bununla birlikte vatan sev-gisi, şehitlik ve gazilik duygusu gibi yüksek meziyetlerin temelinde yer alan değerleri önemser.

2. Değerlerin Oluşumuna Dinin Etkisi

Değerlerin oluşumunda aile, eğitim, çevre, arkadaş ve dinin etkisi vardır. Din, toplumsal değerlerin şekillenme-si ve toplumda yer edinmesinde önemli bir etkendir. Değer-ler kendiliğinden oluşmaz, her zaman bir kaynağa ihtiyaç duyar. Bu bakımdan fert ve toplumlar, değerlerin oluşumun-da dinin öğütlerine önem vermişlerdir.

Gelenek, görenek, dil, sanat, ahlak, ekonomi, düşün-ce ve felsefenin oluşturduğu kültürel dokuya bakıldığında, dinin önemi görülür. Din, toplumun sahip olduğu değerler-den insanlığa faydalı olanları devam ettirerek bunlara yeni değerler katar. Öngördüğü değer ve kurallarla bireyin sahip olduğu duygu, düşünce, istek ve davranışlarını güzelleştirip olgunlaştırmaya çalışır. İslamiyet, temel prensiplerine ters düşmeyen sosyal değerlere uyulup benimsenmesini, bunla-ra saygı duyulmasını istemiştir.1

İnsanın söz ve davranışlarında nelerin iyi ve kötü olduğunu, neleri yapıp yapmaması gerektiğini bilmesi gerekir. Değerleri şekillendiren söz ve davranışların dünya 1  Ali Himmet Berki; Osman Keskioğlu, Hz. Muhammed ve Hayatı, s. 26.

Toplumumuzda büyüklere gösterilen saygının kaynağı ne olabilir? Düşününüz.

Hastaları ziyaret etmek toplumsal değerlerimizden biridir.

YORUMLAYALIM_______

Fotoğrafı bireysel ve toplum-sal değerlerimiz açısından yo-rumlayınız.

DEĞERLER

81

Page 82: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ve ahiret mutluluğunu sağlamaya yönelik olması din bakımından önemlidir. Değerlerin özünde yatan din gerçeği bir ayette şu şekilde ortaya konulmuştur: “...Rabb’imiz bize dünyada ve ahirette iyilik ve güzellik ver...”1 Peygamberimiz de yaptığı dualarında bu ayeti sıkça okumuştur.

İnsanın, çevresinde gelişen olaylara uzak durması, kendini toplumdan soyutlaması mümkün değildir. Bu nedenle yetim ve öksüze yardım etmek, onları gözetip kollamak, küçükleri sevip büyük-lere saygılı olmak, akraba ve komşulardan oluşan yakın çevreye iyi davranmak, misafire ikramda bu-lunmak, doğal afet, yangın ve kazalarda insanların yardımına koşmak gibi değerlere dönüşen erdemli davranışlarda dinin önemli bir etkisi vardır.

2.1. Örf ve Âdetlerin Dinle İlişkisi

Örf (gelenek); bir toplumda, eskiden beri uygulanagelen, dolayısıyla kuşaktan kuşağa iletilen, kültürel değer, alışkanlık ve davranışlardır. Âdet (görenek), bir şeyi eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığıdır. Genel anlamda ise örf ve âdet, insanla-rın düşünce, tutum ve davranışlarının pratikleşmiş hâlidir. Sosyal

hayat, ağırlıklı olarak bu yazısız kurallarla şekillenir. Din ise örf ve âdetlerin şekillenmesini ve de-vamlılığını sağlar.

Örf ve âdetlerimizde önemli bir yeri olan bay-ramlaşma, selamlaşma, hasta ziyareti, ad koyma, sünnet olma, nişan, evlenme, cenaze töreni ve mevlit okuma gibi uygulamaların özünde din duygusu vardır. Zamanla bu davranışlar, örf ve âdet olarak kabul edilmiş, alışkan-lık hâline dönüşmüştür.

Toplumumuzda örf ve âdetler, dinî kurallarla beraber anılmaktadır. Davetlere icabet etmek, anne babaya saygılı davranmak, okunan Kur’an ve ezana saygı duymak gibi hem dinî hem de örfi uygulamalar zamanla birbirinden ayrılmaz olmuştur. İslam dini, kendi temel dokusuna aykırı olma-yan örf ve âdetleri reddetmemiştir.

Örf ve âdetlerimiz arasında önemli bir yeri olan selamlaşma Kur’an ayetleriyle dinî bir hüviyet kazanmıştır. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Size selam verildiği zaman, ondan daha

1  Bakara suresi, 201. ayet.

BELİRTELİM_______________

İçinde yaşadığınız çevredeki değerleri ve bu değerlerin din ile ilişkisini belirtiniz.

KONUŞALIM_______________

Hasta ziyareti ve misafirperverlik gibi örf ve âdetler üzerinde dinin et-kisini konuşunuz.

dodagirı

Selam verme konusun-da dinimizin tavsiyeleri nelerdir? Araştırınız.

5. ÜNİTE

82

Page 83: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin...”1 Bu ayette selamlaşmaya dinî bir anlam yüklenmiş ve selamlaşmak tavsiye edilmiştir. Selam vermenin karşılıklı dualaşma olduğu ise bir başka ayette şöyle dile getirilmiştir: “...Evlere girdiğiniz zaman birbirinize, Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak selam verin...”2

Toplumumuzda, yeni doğan çocuğa genelde yiğitlik, cesaret ve kahramanlığı çağrıştıran isim-ler verilir. Bunun yanında seçilen isimler arasında Hz. Peygambere ve ailesine ait isimler yer alır. Bu şekilde ona duyulan sevgi ifade edilmek istenir. Çocuğun adını koyarken sağ kulağına ezan okumak, sol kulağına kamet getirmek gelenek hâlini almıştır. Böylelikle bebeğin ilk işittiği sözlerin dine ait olması istenir. Bu uygulama İslam’a duyulan sevginin ve bağlılığın göstergesidir.

Dinimizin ve örfümüzün önem verdiği tutum ve davranışları sergileyen insan, iç dünyasında huzur ve mutluluk duyar. Çevresiyle uyum içerisinde yaşar. Devlet malını korur, her türlü israftan kaçınır. Bu tür olumlu davranışlar sergileyenler hem Allah’ın sevgisini kazanır hem de toplum tara-fından ödüllendirilir.

Hasta olan yakınlarımıza yardımcı olmak, dinî bayramlarda büyükleri ziyaret etmek, insanlara tebessüm etmek, hayırsever olmak gibi tutum ve davranışlar, İslam dininin izlerini taşır. Hz. Peygam-berin, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.”3 uyarısı, insanların evlerinde pişirdiklerinden komşularına ikram etmeleri şeklinde geleneğe dönüşmüştür.

1  Nisâ suresi, 86. ayet.2  Nûr suresi, 61. ayet.3  Hâkim, Müstedrek, C 2, s. 15.

DRAMA YAPALIM_______________

“Ey iman edenler! Size, ‘Meclis-lerde yer açın!’ denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin…”

Mücadele suresi, 11. ayet.

“Küçüklerimizi sevmeyen, büyük-lerimize saygı göstermeyen bizden değildir.”

Tirmizî, Birr, 15.

Yukarıdaki ayet ve hadisi de dikkate alarak toplu taşıma araçlarında gençlerin yaşlılara yer ver-mesiyle ilgili drama çalışması yapınız.

Lütfen; çocuklu, hamile, yaşlı ve engelli yolculara öncelik veriniz.

DEĞERLER

83

Page 84: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Örf ve âdetlerin toplum tara-fından korunup yaşatılması, bunların o toplumun inanç, ahlak ve değerle-rine uygun olmasına bağlıdır. Örf, İslam’ın temel esaslarına ters düşme-diği sürece uyulması gereken değer-ler arasında yer almıştır. İnanç, ahlak ve değerlere aykırı olan örf ve âdetler toplumun huzurunu bozdukları gibi zamanla uygulamadan kalkmıştır. İs-lam dini insana ve topluma zarar veri-ci örf ve âdetleri kabul etmemiştir. Kan davası, başlık parası gibi tutum ve davranışlar bunlara örnek olarak verilebilir.

Atatürk, “Her milletin kendine özgü geleneği, kendine özgü âdetleri, kendine göre millî özel-likleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin tak-litçisi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynısıdır ne de kendi milliyeti içinde kalabilir. Bunun sonu şüphe yok ki hüsrandır.”1 demek suretiyle her milletin kendine göre bir gelenek ve göreneği oldu-ğunu ve millî özellikleri bulunduğunu dile getirmiştir. Bizler de kendi değerlerimiz olan örf ve âdetlerimizi korumalı, onları yaşatmalıyız.

2.2. Ahlaki Değerlerin Dinle İlişkisi

Ahlak sözlükte; seciye, tabiat, huy gibi anlamlara gel-mektedir. İnsanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan söz ve davranışların geneline ahlak denir. Ahlaklı insan iyi davranışlar sergileyip kötü davranışlardan uzaklaşır.

İslam’ın ahlak ilkeleri arasında Allah’ın bütün yarattıklarına karşı merhametli, insani ilişkiler-de dürüst, güvenilir, samimi, iyi niyetli olmak, fedakâr davranmak ve onları karşılıksız sevmek gibi davranışlar yer alır. Peygamberimiz, “Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlakı en güzel olanıdır…”2 buyurarak güzel ahlakın dinimizdeki önemine vurgu yapmıştır. Ayrıca Peygam-

1  Atatürkçülük, C I, s. 83.2  Tirmizî, Radâ, 11.

DEĞERLENDİRELİM_______

“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” vecizesini dinin, örf ve âdetlerimizle ilişkisi bakımından değerlendiriniz.

Komşular arası yardımlaşma

maçd

Toplumlarda görülen ah-laki değerlerdeki farklılığın kaynağı ne olabilir?

5. ÜNİTE

84

Page 85: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

berimiz güzel ahlakı ile insanlara örnek olmuştur. Nitekim Hz. Aişe, bir soru üzerine Hz. Peygamberin ahlakının Kur’an ahlakı olduğunu belirtmiştir.1

Allah insana iyilik ve kötülük yapabilme gücü vermiş; ancak insanın kötü tutum ve davranışlardan uzak dur-masını istemiştir. Bu konuda bir ayette şöyle buyurmuştur: “…Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşma-yın…”2 İyilik ve kötülüğün ne olduğu Peygamberimize sorulduğunda kendi-si şu cevabı vermiştir: “İyilik, güzel ahlaktır. Günah da içini rahatsız eden ve açığa çıkmasını istemediğin şeydir.”3

İyiliğe bağlı olarak hissedilen sevinç ve kötülüğün sebep olduğu piş-manlık, ahlaki değerlerin oluşmasında önemlidir. Hz. Muhammed bu konuda, “Bir insan iyilik yaptığında sevinç, kötülük yaptığında üzüntü duyabi-liyorsa o, gerçek mümindir.”4 buyur-muştur. Ahlaki değerler, insanı hataları anlayarak onlar-dan yüz çevirmeye ve Allah’tan bağış dilemeye yönlen-dirir. Bu bakımdan ahlakı şekillendirmede din önemli bir yere sahiptir.

Ahlak ile din birbirini tamamlar. Dinin tavsiye ettiği ahlak kuralları iş ve davranışlarımıza değer katar. Bir bakıma din doğru olmayı emreder, ahlak ise doğruluğun iyi bir davranış olduğunu söyler. Yalan söylemek dinde haram, ahlakta ise kötüdür.

1  Müslim, Müsafirin, 139.2  En’âm suresi, 151. ayet.3  Müslim, Birr, 15.4  Ahmet bin Hanbel, Müsned, C I, 398.

LİSTELEYELİM_________

Toplumda gözlemlediğiniz güzel davranışlardan birkaçını listeleyiniz.

1. Muhtaçlara yardım etmek.2. ...........................................3. ...........................................4. ...........................................

anlayarak onlar-

YORUMLAYALIM_______________

Yukarıdaki resmi ahlaki değerler açısından yorumlayınız.

YORUMLAYALIM_______

Resmi ahlaki değerler açısından yorumlayınız.

DEĞERLER

85

Page 86: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

İftira atmak, dedikodu yapmak, kibirlenmek, alay etmek hem dine hem ahlaka aykırı davranışlardır. Ahlak kurallarının sürekliliği, dinin öneri ve öğüdüne bağlıdır. Güzel davranışlar, Allah’ın rızasını kazanma şeklinde dinde karşılık bulurken toplumda da bireyler arasında sevgi ve şefkatin gelişmesini sağlar.

Dinin temel ilkeleri arasında yer alan büyüklere saygı duymak, yardımsever olmak, çevreyi korumak, cana kıymamak ve hırsızlık yapmamak gibi ahlaki değerler birçok toplum tarafından benimsendiği için evrensel nitelik kazanmıştır.

ÖRNEKLER BULALIM_______________

Aşağıdaki tabloda olduğu gibi siz de örnekler bulunuz.

Davranış Din AhlakDoğruluk Emreder (Farz) İyi bir davranış olduğunu söyler.Yalan Yasaklar (Haram) Kötü bir davranış olduğunu söyler.

KONUŞALIM_______________

“Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi ayıplamayın ve kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra günaha dalmak ne kötü bir şeydir! Kim de tövbe etmezse işte onlar zalimlerdir. Ey iman edenler! Zanda bulunmanın ço-ğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O hâlde Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul edendir, çok bağışlayıcıdır.”

Hucurât suresi, 11-12. ayetler.

Yukarıdaki ayetlerde belirtilen ahlaki değerler üzerinde konuşunuz.

5. ÜNİTE

86

Page 87: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

3. Kişilik Gelişiminde Değerlerin Etkisi

Değerlerin kişilik gelişiminde önemli bir etkisi vardır. Bu etkinin düzeyi kişi ve topluma göre farklı-lık gösterir. Çocuğun kişiliğinin şekillenmesinde önce ailesinin, sonra içinde yaşadığı çevrenin ve aldığı eği-timin önemi büyüktür. Aile ve toplumda değerlere yer verilmesi, kişilik gelişiminde sevgi, şefkat, doğruluk, yardımseverlik, vatan ve millet sevgisi gibi erdemlerin kalıcı bir şekilde yer etmesine imkân sağlar.

İnsan her türlü değerin etkisine açıktır. İslam dini, faydalı ve yapıcı değerleri geliştirmek, kötü davranışların yayılmasını engellemek istemiştir. Allah bu konuda bir ayette şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah, adaleti, iyiliği, ak-rabaya yardım etmeyi emreder; çir-kin işleri, kötülüğü ve taşkınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.”1

Yüce Allah insanın özü ve sö-zünün bir olmasını istemiş ve yaptık-larından sorumlu tutulacağını bildir-miş ve bu konuda şöyle buyurmuştur: “Kim iyi bir iş yaparsa bu kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabb’in kullara zulmedici değildir.”2

Dinî ve ahlaki değerler, insana kişilik kazandırır. Bireyin; insani, ah-laki ve millî değerleri öğrenip yaşama-sı ve onlara kendi hayatında yer ver-mesi, kişiliğinin olgunlaşmasına katkı sağlar. Kişiliği olgunlaşmış insanlarda mertlik, doğruluk, misafirperverlik, çalışkanlık, üretkenlik, adalet, başka-larının düşünce ve fikirlerine saygılı olmak gibi erdemler görülür.

1  Nahl suresi, 90. ayet.2  Fussilet suresi, 46. ayet.

vlatvyk

“Ey iman edenler! Yapmayacağı-nız şeyleri niçin söylüyorsunuz?”

Saff suresi, 2. ayet.

Yukarıdaki ayette anlatılmak iste-nen nedir?

YORUMLAYALIM_______________

“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!..”

Hûd suresi, 112. ayet.

Yukarıdaki resmi ve ayeti değerlerin kişilik gelişimindeki etkisi yönüyle yorumlayınız.

YORUMLAYALIM________

“...Emrolunduğun gibi dosdoğru ol...”Hûd suresi, 112. ayet.

Yukarıdaki resmi ve ayeti değerlerin kişilik gelişi-mindeki etkisi yönüyle yorumlayınız.

DEĞERLER

87

Page 88: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

YORUMLAYALIM_______________

Hz. Lokman’ın Oğluna Öğütleri

“Lokman, oğluna öğüt vererek Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti. Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını emretmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır. Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zor-larlarsa onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır. O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm. (Lokman, öğütle-rine devamla şöyle demişti:) Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), küçücük bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa yine de Allah onu (se-nin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır. Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar önem verilmesi gereken işlerdendir. Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez. Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.”

Lokman suresi, 13-19. ayetler.

Yukarıdaki ayetleri çocuk eğitimi açısından yorumlayınız.

DEĞERLER VE ETKİLERİ

Ahlaklı, erdemli yaşama isteğinde bulunmak

Sevgi, saygı, barış, hoşgörü, adalet, merhamet, şefkat, iffet, doğruluk, alçak gönüllülük, tevazu gibi hasletleri geliştirir.

Allah’ın varlığına birliğine inanmak

Allah sevgisi oluşturur.

Allah’ın her şeyin yaratıcısı olduğu gerçeğini bilmek

Kendi dışındaki insan, hayvan ve diğer varlıklara karşı sevgi beslemeye yönlendirir.

Ahiret inancıHesap verme duygusunu geliştirir, başkalarına zarar ver-memeyi öğretir.

Dinî öğütleri dinlemekYalan söylememe, cana kıymama, hırsızlık yapmama, zulmetmeme, aldatmama ve dedikodu yapmama gibi değerlere hayatında yer vermenin önemini hatırlatır.

5. ÜNİTE

88

Page 89: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

4. Toplumu Birleştiren Temel Değerler

Toplumların kendine özgü değerleri vardır. Bu değerler, toplum içindeki fertleri bir arada tutar. Vatan ve millet sevgisi, ülkü ve ideal birliği, bayrak ve millî marş, hürriyet ve bağımsızlık coşkusu, insan hak ve hürriyetlerine saygı ortak değerlerin başında gelir.

Toplumu oluşturan bireylerin sahip oldukları farklılıklara zenginlik olarak bakılmasını sağlayan temel etken değerlerdir. İnsan haklarına saygı, hürriyet ve bağımsızlık gibi topluma yön veren değerler, insanlar arasındaki farklılığı güzel bir yapıya dönüştürür. Herkes birbirine saygı ve hoşgörü ile yaklaşırsa toplumda kaynaşma ve dayanışma olur.

4.1. Vatan ve Ülkü Birliği

Vatan; can, mal, namus gibi maddi ve manevi değerlerin korunup yaşatıldığı, üzerinde yaşanılan ve sınırları belli olan toprak parçasıdır. Vatanımızı savunup korumak, ülkü birliği (ortak hedefler) etrafında kenetlenmek, millî ve manevi görevlerimiz arasındadır.

Ortak hedefler sayesinde aynı vatanı paylaşan bireyler, ortak bir amaç ve ideal için çalışarak muasır medeniyet seviyesine çıkabilirler.

Vatan ortak değer ve hatıraların yaşandığı mekândır. Vatan toprağı üzerinde, atalarımızı hatırlatan pek çok değer bulunur. Yanından geçtiğimiz bir mezar taşı, tarihî kitabe ve camiler kültür ve medeniyetimizin izlerini taşır.

Her canlı, hayatını ve neslini devam ettirmek, tehlikelerden kendini ve yakınlarını korumak için sığınacak bir yuvaya ihtiyaç duyar. Vatan, sahip olduğumuz din, dil, gelenek ve göreneklerimizle kendimizi içinde bulduğumuz, sıcaklığını hissettiğimiz yuvamızdır.

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;Değil mi sinede birdir vuran yürek... Yılmaz!Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz!

Mehmet Âkif ERSOY, Safahat, s. 324.

Yukarıdaki şiirin ana teması üzerinde arka-daşlarınızla konuşunuz.

Sarıkamış harbinden bir görünüm

Veya

Çanakkale şehitler abidesi

Karlar üzerinde na-maz kılan askerler

tosebd

Temel değerler olmasaydı toplumda ne tür problemler meydana gelebilirdi?

Çanakkale Şehitler Abidesi

DEĞERLER

89

Page 90: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Vatanımıza gösterdiğimiz sevginin temelinde, tarihimize duyduğumuz özlem, kültür ve mede-niyetimizi, maddi ve manevi değerlerimizi özgürce yaşatma arzusu vardır. Değerlere saygılı olma-yan insanlar vatan için fedakârlık yapamazlar. Dinimiz vatan ve namus gibi kutsal değerler uğrunda gerekirse canını feda etmeyi emretmiş, şehitlik ve gaziliğe değer vermiştir. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma; hayır, (onlar) diridirler, Rableri katında rızıklanmaktadırlar. Allah’ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir hâlde, arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.”1

Peygamberimiz de vatan için nöbet tutma konusunda şöyle buyurmuştur: “İki göz cehennem ateşinde yanmaz: Biri Allah korkusundan ağlayan göz. Diğeri de Allah yolunda nöbet tutarken düşmanı gözetleyen göz.”2

Kültürel ve ahlaki değerlerimiz, vatan ve ülkü birliğini sağlayan unsurlardır. Toplumun de-vamlılığı, vatanın bölünmez bütünlüğü ve bağımsızlığı bu değerlerin korunmasına bağlıdır.

4.2. Bayrak ve İstiklâl Marşı

Bayrak, bir vatan üzerinde var olmanın, bağımsız ve egemen olarak yaşamanın sembolüdür. Bayrak, millî değerlerin başında gel-mektedir. Her devletin farklı renk ve şekillerde kendine özgü bir bay-rağı vardır. Bu şekil ve renkler rastgele konulmuş değildir. Her birinin toplumun hafızasında yer etmiş tarihî arka planı vardır. Örneğin ay yıl-

dızlı bayrağımız rengini şehitlerimizin kanından almıştır. Bu bakımdan bayrağımız, atalarımızdan bize kalan değerli ve kutsal bir emanettir.

1 Âl-i İmrân suresi, 169-170. ayetler.2 Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.

YAZALIM_______________

Bir Yolcuya

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığınBu toprak bir devrin battığı yerdir.Eğil de kulak ver bu sâkit yığınBir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonundaGördüğün bu tümsek Anadolu’ndaİstiklal uğrunda, namus yolundaCan veren Mehmed’in yattığı yerdir....

Necmeddin Halil ONANHayat Dergisi, S 21, s. 16.

Siz de vatan sevgisiyle ilgili bir şiir veya yazı yazınız.

olmrato

d l b ğ i i hi l

Bayrak ve İstiklâl Marşı’nı ortak değer kılan şey nedir?

5. ÜNİTE

90

Page 91: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Toplumu birleştiren değerler arasında bay-rağın önemli bir yeri vardır. Bu topraklarda yaşa-yan her vatandaş; bunu benliğinde hisseder, onun vatanımızı ve bağımsızlığımızı sembolize etti-ğini, bayrağımız uğruna nice insanımızın şehit olduğunu bilir ve bu sebeple ona karşı gereken saygıyı gösterir.

Her milletin önem verdiği, kendi değer-lerini taşıyan ve yansıtan bir millî marşı vardır. İstiklâl Marşı da toplumumuzu birleştiren ve ona millî bir şuur veren en temel değerlerimizden-dir. Bayrağımıza gösterdiğimiz saygı ve sevgi-yi İstiklâl Marşı’na da göstermeliyiz. Çünkü bu marş bağımsızlık ve egemenliğimizin simgele-rindendir.

İstiklâl Marşı’nı yazan Mehmet Âkif Ersoy’a “Millî Şair” unvanı verilmiştir. İstiklâl Marşı bizi millet yapan değerlerimizi, dünya görüşümüzü ve sahip olduğumuz inancı ifade etmektedir. Bu marşta, milletimizin şanlı destanı, kahramanlığı ve imanı dile getirilmektedir. Bunun için İstiklâl Marşı okunduğunda saygıyla ayağa kalkılır, okunuşuna eşlik edilir. Böylece vatanımızı bizlere ema-net eden şehit ve gazilerimizin bıraktığı değerlere saygı göstermiş oluruz.

Ulubatlı Hasan’ın temsilî resmi

TARTIŞALIM_______________

İstiklâl Marşı şairi Mehmet Âkif Ersoy, hasta yatağında son günlerini yaşamaktadır. İstiklâl Marşı ile ilgili bir soru üzerine şöyle anlatmaya başladı;

“İstiklâl Marşı... O günler ne samimi ne heyecanlı günlerdi! O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Binbir fecâyi karşısında bunalan ruhların, ızdıraplar içinde halâs dakikaklarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşa-mak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur.

Allah, bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın!”

M. Ertuğrul DÜZDAĞ, Mehmet Âkif Hakkında Araştırmalar, s. 121.

Mehmet Âkif’i bu şekilde düşünmeye sevk eden sebepler ne-ler olabilir? Arkadaşlarınızla tartışınız.

DEĞERLER

91

Page 92: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

4.3. Hürriyet ve Bağımsızlık

Hürriyet; herhangi bir kısıtlamaya, zorla-maya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumudur. Ba-ğımsızlık ise bir ülkenin kendi kendine yetebil-mesi, siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan dışa bağımlı olmamasıdır.

Halkımız için hürriyet ve bağımsızlık önemlidir. Başka milletlerin esareti altında haya-tını sürdüren toplumların kendi değerlerini, inanç, gelenek ve göreneklerini devam ettirmeleri müm-kün olamaz. Bu bakımdan hür ve bağımsız olmak bir millet için önemlidir.

Bağımsızlık; ekonomi, savunma, teknoloji, tarım, eğitim gibi alanlarda kendi kendine yete-bilmeye bağlıdır. Bu bakımdan bizler de teknoloji, eğitim, öğretim ve kültürel alanda muasır mede-niyetler seviyesine gelme gayreti içinde olmalıyız. Dinimiz bu konularda inananları teşvik etmiştir. Allah bir ayette şöyle buyurmuştur: “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın…”1

Peygamberimiz doğup büyüdüğü Mekke’yi çok sevmiş, müşriklerin baskısı nedeniyle orayı terk etmek zorunda kaldığı için üzülmüştür. Mekke’den Medine’ye Hicret (göç) ettikten sonra da yaşadığı Medine şehrini vatan bilmiş, oraya sahip çıkmış, düşmanların saldırısından korumak için Bedir, Uhut ve Hendek savaşlarını yapmıştır. Atalarımız da tarih boyunca hürriyet ve bağımsızlıkla-

rını korumuşlar, Çanakkale ve İstiklal savaş-larında üstün gayretler göstermiş, hürriyetleri ve vatanın bağımsızlığı uğruna canlarını feda etmişlerdir.

Hürriyet ve bağımsızlık, toplumu bir-leştiren temel değerlerdendir. Milletimizin kendi toprakları üzerinde huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşaması bu değerlerle mümkün-dür. Ancak hür ve bağımsız olduğumuzda ser-bestçe eğitim ve öğretim görebilir, canımızı, malımızı ve namusumuzu koruyabiliriz.

1  Enfâl suresi, 60. ayet.

rınlaveet

lekebidübem

DEĞERLENDİRELİM_______

“Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar.Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor.Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor.”

M. Âkif ERSOY, Safahat, s. 412.

Yukarıdaki dizeleri bağımsızlık açısından de-ğerlendiriniz.

Değerlerin korunmasında hürriyet ve ba-ğımsızlığın önemi nedir?

5. ÜNİTE

92

Page 93: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

4.4. İnsan Haklarına Saygı

İnsan hakları tüm insanların hiçbir ayrım gözetmeksizin eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip olmasıdır. Herkes, cinsiyet, ırk, renk, din, dil, zenginlik gibi farklar gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Tarih boyunca hemen hemen her toplumda “insanca yaşama arzusu” insan haklarının özünü teşkil etmiştir.

Özgür bir şekilde düşünceleri açıklamak, seyahat etmek, yerleşmek, diğer insan ve makamlarla olan ilişkilerde insanca ve hakça muamele görmek, insanların günlük yaşamında yararlandığı haklardan bazılarıdır.

Can ve mal güvenliği; din, vicdan, düşünce ve ifade özgürlüğü; adil ve eşit ücret, insan haysiyetine yaraşır bir yaşam düzeyine kavuşma, sağlık hizmetlerinden yararlanma gibi birtakım sosyal, siyasi ve ekonomik haklar temel insan haklarındandır. Bunun yanında temiz bir çevrede yaşama, sanat ve bilim özgürlüğü, tüketici hakları da insan hakları arasında yer alır. Ayrıca dernek ve sendika kurma özgürlüğü, evlenme ve aile kurma, şikâyet, mülkiyet, seçim, eğitim ve öğrenim hakkı da temel insan haklarındandır. Bütün bu haklara ilişkin kavramlar sürekli gelişme göstermektedir.

gogba

İnsan hakları sözünden ne anlı-yorsunuz? Düşüncelerinizi arkadaş-larınızla paylaşınız.

C l ü liği di i d dü ü if d ö ü lüğü dil it ü t i

YORUMLAYALIM_______________

“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Bir-birinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Allah yanında en değerli olanınız, ona karşı gelmekten en çok sakınanı-nızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.”

Hucurât suresi, 13. ayet.

Yukarıdaki ayeti verilen resim çerçevesinde yorumlayınız.

BELİRTELİM_______________

“Bu ay ve bu belde (Mekke) nasıl kutsal (korun-muş) ise canlarınız, mallarınız, namus ve şerefiniz de öylece mukaddestir (her türlü saldırıdan ko-runmuştur). Herkesin yaptığından kendisi sorum-ludur. Babanın işlediği cinayetten oğlu sorumlu tutulmaz (kan davası güdülemez)…”

Müslim, Hacc, 194; Tirmizî, Fiten, 2.

Yukarıdaki hadiste hangi temel insan haklarından söz edilmiştir. Belirtiniz.

DEĞERLER

93

Page 94: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

İnsanın, hayatını devam ettirebilmesi için akıl, can, din, namus ve mal güvenliği gibi haklara sahip olması gereklidir. Bu temel haklar insanlar arasındaki cinsiyet, ırk ve inanç farklılığına bakılmaksızın dinimizce dokunulmaz sayılmıştır. Kul hakkını temel insan haklarından kabul eden dinimiz, kul hakkı yemeyi büyük günahlardan saymıştır. Bu haklar, toplum tarafından benimsenirse toplumsal barışa katkı sağlanmış olur.

Dinimizde insan hayatı büyük önem taşır. Bununla ilgili bir ayette Yüce Allah, “...Kim, bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur...”1 buyurmaktadır.

Veda Hutbesi’nde Peygamberimiz, insanların ilahının tek olduğunu, aynı atadan geldiklerini ve bu yüzden herkesin eşit olduğunu söylemiştir. Kadın haklarının önemini vurgulamış, toplumsal barışın korunması için yapılması gerekenleri bildirmiştir. İnsanların can, mal, namus, şeref, haysiyet ve özgürlüklerinin dokunulmaz olduğuna dikkat çekmiştir. Hutbede yer alan prensipler bu hutbenin evrensel nitelikte olduğunu gösterir.

1  Mâide suresi, 32. ayet.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?_______________

Fert ve Toplum Açısından Değer Sayılabilecek Bazı Haklar

Yaşama Hakkı

Hakların en kutsalı ve en önemlisidir. Bütün ilahî dinler cana kıymayı suç saymıştır.

Kişilerin Şahsiyet ve Onurlarının Korunması Hakkı

İslam dini insanın ırz, namus, şeref, onur ve haysiyetine saygıya öncelik verir.

Özel Hayatın Gizliliği Hakkı

İslam dini, tecessüsü (sırları araştırmayı), insanların arkasından konuşmayı ve iftira etmeyi ya-saklar.

Din ve Vicdan Özgürlüğü

İnsanlar din seçiminde özgürdür. Bu konuda baskı ve zorlama yapılamaz.

1 Mâide suresi 32 ayet

NOT EDELİM_______________

İnsan hakları, 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve 4 Kasım 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile sistemleştirilmiştir. Türkiye tarafından 1954’te onaylanan ve iç hukukumuzun bir parçasını oluşturan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, temel hak ve özgür-lükler bakımından önemlidir.

5. ÜNİTE

94

Page 95: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

4.5. Millî Seciye Kavramı ve Atatürk

Seciye kelimesi sözlükte; huy, karakter, öz ve kimlik gibi anlamlara gelir. Millî seciye ise bir milletin sahip olduğu karakteri ve millî kimliği ifade eder. İnsanların kendilerine özgü huy-ları bulunduğu gibi, milletlerin de bir-birinden farklı karakterleri mevcuttur. Millî seciye, milleti millet yapan özel-liklerdendir.

Millet, aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğudur. Millet kelimesi, kültür ve ideal birliği gibi anlamları da içerir. Bir millet, bu değerleri bünyesinde barındırdığı oranda güçlüdür.

Atatürk, millî seciye konusuna önem vermiş, Kurtuluş Savaşı’nda bunu sürekli gündemde tutmuştur. Ulusumuzun bağımsızlığını kazanmasında millî karakterinin önemli etkisi olmuştur. Atatürk, millî seciyemiz hakkında şunları söyler: “Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti, millî birlik ve beraberlik içinde güçlükleri yenmesini bilmiştir. Çünkü Türk milletinin yürümekte olduğu gelişme ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale müspet ilimdir.”1

Türk milletinin karakterini yakından tanıyan Atatürk, millî ahlak ve millî heyecan hakkında şunları dile getirir: “Milletin toplumsal düzen ve sükûnu, bugün ve gelecekte refahı, mutluluğu ve esenliği medeniyette ilerlemesi için insanlardan her hususta ilgi, çaba, fedakârlık, seve seve canını feda etmek isteyen millî ahlaktır. Üstün bir milletin millî ahlakın gerekleri o millet bireyleri tarafın-dan üzerinde uzun boylu düşünülmeksizin vicdani ve duygusal bir istekle yapılır. En büyük millî heyecan işte budur.”2

1  Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C II, s. 275.2  Ayşe Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıra ve Belgeler, s. 113.

kageoledlabiMlik

Mill t t kl ü i d l d dil t

“Bir milletin başarısı, mutlaka bütün millî güçlerin bir istikamette oluşması ile mümkündür. Bu nedenle bilelim ki elde ettiğimiz başarı, milletin güç birliği et-mesinden ileri gelmiştir. Eğer aynı başarı ve zaferleri gelecekte de tekrarlamak istiyorsak aynı esasa dayana-lım. Aynı şekilde yürüyelim.”

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C II, s. 77.

Atatürk yukarıdaki sözüyle ne anlatmak istemiştir?

1 At tü k’ü Sö l D l i C II 275

BEYİN FIRTINASI YAPALIM_______________

“... Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğrenimin sınırları ne olursa olsun ilk önce ve her şeyden önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine, millî geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir.”

Utkan KOCATÜRK, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, s. 167.

Yukarıdaki sözün ana fikri üzerinde beyin fırtınası yapınız.

DEĞERLER

95

Page 96: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM

A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız.

1. Örf ve âdetlerin dinle ilişkisi nedir? Açıklayınız.

2. Değerlerin oluşumunda dinin etkisi nelerdir? Açıklayınız.

3. Kişilik gelişiminde değerlerin etkisi nedir? Açıklayınız.

4. Vatanı sevdiğinizi hangi davranışlarınızla gösterirsiniz? Belirtiniz.

B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz.

1. Toplumumuzu birleştiren değerler arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?

A) Vatan ve ülkü birliği

B) İnsan haklarına saygı

C) Hürriyet ve bağımsızlık

D) Bayrak ve İstiklâl Marşı

E) Kader birliği

2. Aşağıdakilerden hangisi örf ve âdetlerin genel özellikleri arasında yer almaz?

A) Yazılı değildir.

B) Ortaklaşa alışılmış davranış biçimleridir.

C) Uymayanlara maddi yaptırım uygulanır.

D) Taklide ve alışkanlığa dayanır.

E) Millîdir ve din kaynaklıdır.

3. Aşağıdakilerden hangisi örf ve âdetlerimizden değildir?

A) Selamlaşma B) B ayramlaşma C) Hasta ziyareti

D) Oruç tutmak E) Hayırseverlik

4. Aşağıdaki haklardan hangisi olmadığı zaman diğerleri bir anlam taşımaz?

A) İbadet hürriyeti B) İnanma hakkı C) Hayat hakkı

D) Mülkiyet hakkı E) Düşünce hürriyeti

5. ÜNİTE

96

Page 97: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden uygun olanı ile doldurunuz.

(millî seciye, şehit, ahlaki, bayrak, ahlakça, gazi, hürriyet)

1. Bir milletin sahip olduğu karakter ve kimliğe ................................. ............................. denir.

2. Bir vatan üzerinde var olmanın, bağımsız ve egemen olarak yaşamanın sembolü ..................... tır.

3. İyi, kötü denildiğinde…………. değerler; helal, haram denildiğinde ise dinî değerler kastedilir.

4. Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, …………. en güzel olanıdır.” (Tirmizî, Radâ, 11.)

5. Din ve vatan gibi kutsal değerleri korumak amacıyla ölen Müslüman kişilere …….. ; mücadele ettikten sonra yaralı veya sağlam olarak geri dönenlere ise …………… denir.

Ç. Aşağıdaki bilgilerin doğrularını “D”, yanlışlarını “Y” ile işaretleyiniz.

(…) Değerlerin ilk öğrenildiği yer okuldur.

(…) Değerler insanları, insanlar da toplumsal değerleri şekillendirir.

(…) Din, vatan ve kutsal değerler uğrunda ölenlere şehit denir.

(…) Toplumun iyi ve güzel gördüğünü din de mutlaka onaylar.

(…) İnsanlar doğduğu andan itibaren saygıyı hak eder ve temel değerlere sahip olurlar.

DEĞERLER

97

Page 98: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM

Din ve vicdan özgürlüğünün önemi ile ilgili bir yazı yazınız.1.

Laiklik kavramını ansiklopedilerden araştırınız.2.

Anayasa’mızın 24. maddesini bularak defterinize yazınız.3.

Atatürk’ün laiklik ile ilgili sözlerinden örnekler bulunuz.4.

98

6. ÜNİTE: LAİKLİK VE DİN

ÖĞRENME ALANI: DİN VE LAİKLİK

Page 99: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

1. Din Bireyi Esas Alır

Tarihin her döneminde ve bütün toplumlarda din olgusu ile karşı-laşmaktayız. Çünkü insanın maddi ihtiyaçlarının yanında manevi ihtiyaç-ları da vardır. Bu ihtiyaçları da din karşılar. Din, insanın düşünce ve dav-ranışlarında kendini gösteren manevi bir değer ve disiplindir. Bu nedenle Allah’ın bütün emir ve yasakları da insana yöneliktir.

İnsan, akıllı ve inanan bir varlıktır. Bu özellikleriyle diğer varlıklardan ayrılır. Bu üstün konumu ve özellikleri nedeni ile din insanı esas alır.

İslam dininin mesajı, öncelikle bire-yin olgunlaşmasını esas alır. Bireylerin gü-zel davranışlar sergilemesi toplumda iyilik ve güzelliklerin artmasını sağlar. Böylece huzurlu toplumlar meydana gelir.

Hayatımıza anlam katan değerlerden en önemlisi dindir. Çünkü din, insanları yüce duygu ve güzel alışkanlıklarda birleştiren, top-lumları yükselten, onların gelişmesini sağla-yan bir kurumdur. Din, kin gütmeyi, nefreti ve haksızlık yapmayı yasaklar. Sevgiyi, saygıyı ve nezaketi öğütler. İnsanlık dine her zaman muhtaçtır. Çünkü din, insanın merak ettiği ve öğrenmek istediği pek çok soruya cevap verir. Ayrıca insan, pek çok sorumluluğu ve görevi din sayesinde öğrenir.

İslam dininde yer alan pek çok emir ve yasak bireye yöneliktir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu konuyla ilgili birçok ayet vardır. Bu ayetlerden birinde, “De ki: Allah’a itaat edin; Peygam-bere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki Peygamberin sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen görevleri yerine getirmenizdir…”1 buyrulmuştur. Diğer taraftan İslam dini, her insanın kendi yaptığından, öncelikle kendisini sorumlu tutar. Bu konu ile ilgili Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “... Her birey kendi yaptığından sorumludur.”2

1  Nûr suresi, 54. ayet.

2  Tûr suresi, 21. ayet.

lalaraA

Din, niçin bireyi esas alır?

BBd

yzvh

SLOGAN BULALIM_______________

• İyi insan, iyi toplum

• .....................................................................

• .....................................................................

Yukarıdaki slogana benzer sloganlar bulu-nuz.

Din insanın merak ettiği

pek çok soruya cevap verir.

??

??

Sonum ne olacak

Nereden geldim

Niçin yaratıldım

Ben kimim

LAİKLİK VE DİN

99

Page 100: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

2. Laikliği Doğuran Nedenler

Laiklik dilimize Fransızcadan geçmiş bir sözcüktür. Bu sözcük Yunanca “Laikos” sözcüğünden gelmektedir. Laik kimse, halktan olan yani ruhban sınıfına mensup olmayan kimse demektir.1 Terim olarak laiklik, din ve devlet işlerinin birbirlerinden ayrı ola-rak yürütülmesidir.

Laiklik, ilk olarak Avrupa’da Hristiyan din adamlarının anlayış ve uygulamalarına, devlet işlerine karışmalarına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Laikliğin tarihi, kral ve imparatorlar ile papa-lık makamı arasında meydana gelen mücadelelere dayanır. Batı dünyasında üstünlüğü kabul edilen merkezî bir kilise iktidarı vardı. Papa hem dinî lider hem de siyasi iktidarın başıydı. Kilise yönetimi, dini temsil etmekte yetersiz olduğu gibi aynı zamanda halkına karşı baskı uyguluyordu. Bu uygu-lamalar tamamen menfaat hesaplarına dayanıyordu. Bu durum halkın kiliseye olan güven duygusu-nu sarsıyordu. Kilise korkulan bir müessese hâline gelmişti. Hristiyanlık dünyasında kilise ve din adamlarının baskısı fikir hayatı üzerinde de etkisini göstermekteydi. Kilise eğitim kurumlarının tek hâkimiydi. Kendi görüşleri dışında gelişen fikirlere karşı amansız bir savaş içindeydi. Engizisyon mahkemesi bilim ve keşiflere de müdahale ediyor, bilim insanlarını cezalandırıyordu. Örneğin Gali-leo, Dünya’nın döndüğünü söylediği için ev hapsi ile cezalandırılmıştır.

Avrupa’da güçlü siyasi iktidarların ortaya çıkması, değişen ve gelişen ticari ilişkiler, kentle-rin zenginleşmesi, papalar ile imparatorlar arasında uzun seneler süren bir mücadeleyi başlattı. Bu

1  Hamza Eroğlu, Türk İnkılap Tarihi, s. 422- 423.

shTr

L iklik ilk l k A ’

Laikliğin anlamı üze-rinde arkadaşlarınızla ko-nuşunuz.

TARTIŞALIM_______________

“Birey mi toplumu etkiler, yoksa toplum mu bireyi etkiler?” konulu bir tartışma yapınız.

6. ÜNİTE

100

Page 101: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

mücadelelerin temelinde iktidar paylaşımı vardır. Kilisenin bu mücadelede belli bir süre başarı gös-termesinde, kendine bağlı dinî teşkilatların mali yönden çok güçlü olmasının önemli rolü olmuştur. Kilise otoritesine başkaldıran ilk kişi Martin Luther (Martin Luter)(1489-1546)’dir.

Kilise ile siyasi iktidar arasındaki mücadele, 15. yüzyıldan başlayıp 18. yüzyıla kadar devam etmiştir. Bu yüzyılda ortaya çıkan yeni anlayış “liberalizm” adını almıştır. Bu anlayış sahipleri, “Si-yasi iktidar milletin oyuna dayanır ve ona karşı sorumludur.”1 diyerek vicdan hürriyeti fikrini ileri sürmüşlerdir. Vicdan hürriyeti, kişilere istediği dini seçme veya hiçbir dini seçmeme hakkı veriyor-du. Bu durum kilise ile siyasi iktidarın birbirinden ayrılması sonucunu doğurdu.

1789 Fransız Devrimi’yle kilisenin otoritesi son bulmuş, papazlar cumhuriyete bağlılık ye-mini etmekle mükellef tutulmuşlardır. 1905’te Fransız Parlamentosunun kabul ettiği bir kanunla din ve devlet işleri resmen birbirinden ayrılmış ve laik devlet anlayışı her alanda kendini göstermiştir. Laiklik ilkesinin benimsenmesinden sonra kilise birçok alanda etkisini kaybederek kendi alanına çekilmiştir.

Laiklik, Atatürk ilke ve inkılaplarının temelidir. La-ikliğe bağlı olarak ülkemizde birçok karar alınmıştır. Örne-ğin, 1924’te halifelik kaldırılmıştır. Laiklik ilkesi 1937’de Anayasa’mıza girmiştir.

Laiklik ilkesinde akla ve bilime önem verilir. Atatürk bu konuda şöyle demektedir: “İlim ve özellikle sosyal bi-limler dalındaki işlerde ben emir vermem. Bu alanda iste-rim ki beni ilim adamları aydınlatsınlar…”2

3. Laik Devlet

Laik devlet, din ve devlet işlerini birbirinden tamamen ayırarak vatandaşların dinî inanç ve ibadetlerine hiçbir şekilde müdahale et-mez. Dinî kurallar ve kuruluşları yönetime karıştırmaz. Belli bir dini, benimsetmek ve uygulatmak için vatandaşlarına baskı yapmaz.3

Laik devlet, din ve inanca karşı değildir. Din ve inançlar karşısında tamamen tarafsızdır. Din hürriyetine önem verir. Çünkü böyle bir devlet içinde kişiler hiçbir zorlama olmaksızın dinlerini seçebilirler.

1  Atatürkçülük, C 1, s. 344.

2  Atatürkçülük, C 1, s. 289.

3  Ayten Sezer (Editör), Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, s. 457.

vmb

L ik d l t di i

Laik devletin özel-likleri neler olabilir?

ARAŞTIRALIM_______

Laikliğin yerleşmesini sağla-mak amacıyla ülkemizde 1924 yılında çıkarılan kanunlar hangi-leridir? Araştırınız.

LAİKLİK VE DİN

101

Page 102: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Laik devlette din hürriyeti, belli bir dine inanma ve onun ibadetlerini yerine getirme hürriye-tini ifade eder. Bir dini seçen kimselerin birbirlerini zorlamadan dinin gereklerini yerine getirmek istemeleri doğaldır. Her türlü inanç ve düşünce serbesttir.

Laik devlet, dinî müesseselerin, temel vazifelerini yapacak şekilde faaliyet göstermelerini sağ-lar. Yönetimde, aklı ve bilimi esas alır. Laik devlette çeşitli dinlerin mensuplarına kanun önünde ayrım yapılmaz, hep-sine eşit davranılır.

Laik devlette toplumun her kesimine inanç ve dav-ranış özgürlüğü tanınmıştır. Nitekim Atatürk, “Din ve mez-hep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiçbir kimse hiçbir kimseyi ne bir din ne de bir mezhebi kabul etmeye zorla-yabilir. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılmaz.”1 demiştir.

1  Atatürkçülük, C 1, s. 110-111.

Bilimsel esasların ve ileri teknolojinin etkin biçimde kullanılmasını

sağlamak

LAİKLİĞİN AMAÇLARI

Herkesin kanun ve yasalar önünde eşit olmasını sağlamak

Hukukun üstünlüğünü esas alan demokratik bir devlet kurmak

Din ve vicdan hürriyetini sağlamak

Din istismarcılığını ortadan kaldırmak

Ruhbanlık anlayışına müsaade etmemek

KONUŞALIM_______

Laik bir devlette yaşamanın bi-reyler açısından ne gibi faydaları vardır? Arkadaşlarınızla konuşu-nuz.

6. ÜNİTE

102

Page 103: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Laik devlet, dinî inanç ve görevlerin rahatça yerine getirilmesine imkân sağlar. Vatandaşlarına dinî inançlarından dolayı farklı muamele yapmaz. Vatandaşlar hiçbir baskı altında kalmadan görüş ve düşüncelerini ifade edebilirler. Böylece toplumda barış, huzur ve güven ortamı egemen olur.

4. Laiklik Din ve Vicdan Özgürlüğünün Güvencesidir

Laiklik ilkesi, din hürriyetini, vicdan (inanç) hürriyetini ve iba-det hürriyetini kapsar. Atatürk din ve vicdan özgürlüğünü, “Her birey istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre malik olmak, mensup olduğu bir dinin icaplarını yapmak veya

yapmamak hak ve hürriyetine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz. Vicdan hür-riyeti, mutlak ve taarruz edilemez, ferdin tabii haklarının en mühimlerinden tanınmalıdır.”1 şeklinde tanımlamaktadır.

Din hürriyetine ilişkin temel esaslar bugünkü Anayasa’mızda da yer almıştır. Buna göre, “Her-kes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse ibadete, dinî ayin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz...”2 maddesiyle vatandaşların her türlü hak ve özgürlükleri güvence altına alınmıştır.

Laikliğin benimsendiği ülkelerde bütün vatandaşlar her türlü hak ve özgürlüğe sahiptirler. Herkes istediği inancı ve dini benimseyip benimsememekte serbesttir. Kişiler, inanç ve düşüncelerini özgürce ifade edebilirler. Nitekim ülkemizde laikliğin kabul edilmesiyle önemli gelişmeler olmuştur. Örneğin vatandaşların din, vicdan ve ibadet özgürlükleri yasalarla güvence altına alınmıştır. Hukuk alanında çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Toplumda kadın ve erkek eşit haklara sahip olmuştur. Eği-tim modernleştirilmiş, öğretim birliği gerçekleştirilmiş, kız ve erkek tüm çocuklara eğitim ve öğre-tim hakkı sağlanmıştır.

Ülkemizde din ve vicdan özgürlüğü dev-let tarafından güvence altına alındığı için top-lumda huzur ve güven hâkim olmuştur. Bunun gereği, her vatandaş, inancına göre rahatça iba-det edebilme hürriyetine kavuşmuş; halkımız arasında hoşgörü, saygı ve sevgi ortamı mey-dana getirmiştir.

Atatürk, din ve vicdan hürriyetini Türk devletinin modern bir devlet olmasının koşulu kabul etmiştir. Bunun sonucu olarak devlet kurumları, kendi görevlerini, dinî kurumlar da yasal çerçevede kendi görevlerini yerine getirirler.

1  Ayşe Afet İnan, Mustafa Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım, s. 85.

2  Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Madde: 24.

disfi

yapmamak hak ve hürriyetine m

Din ve vicdan öz-gürlüğü ne demektir?

TARTIŞALIM_______

Atatürk, neden eğitimde birliği hedeflemiş-tir? Arkadaşlarınızla tartışınız.

LAİKLİK VE DİN

103

Page 104: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

İnsanların din ve vicdan özgürlüğüne sahip olmaları, toplumsal barışın sağlanması-nın temel şartlarındandır. Bir toplumda farklı dinlere mensup kimselerin bulunması doğaldır. Bunlar aynı toplumun bireyleridir. Birlikte ya-şamak durumundadırlar. Bu insanların birlik, beraberlik, barış ve huzur içinde yaşayabil-meleri için birbirlerinin hak ve özgürlüklerine saygı göstermeleri gerekir. Din ve vicdan öz-gürlüğü herkesin doğal hakkıdır, laikliğin de bir gereğidir.

5.Atatürk’ün Laiklik Anlayışı

Atatürk’ün laiklik anlayışını şekil-lendiren, Türkiye’nin içinde bulunduğu ko-şullar olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün hedefi, Türk ulusunu içine düştüğü kötü durumdan bir an önce kurtararak uy-gar dünyada hak ettiği yeri almasını sağ-lamaktır. Bu bakımdan Türkiye’de laiklik kendine özgü bir gelişme seyri izler.

Atatürk’ün laiklik anlayışının en önemli özelliği, dinin aslından uzaklaştırılıp kötüye kulla-nılmasına karşı olmasıdır. Atatürk laikliğin benimsenmesiyle dinin, din duygusu ile inanç ve ibadet alanının asla zedelenmeyeceğini, tersine manevi bakımdan değer kazanacağını çok iyi biliyordu. Bundan dolayıdır ki o bir sözünde, “Laiklik prensibinde ısrar ediyoruz. Çünkü millî iradenin, insan-lığa mal olmuş değerlerin belki de en mukaddesi (kutsalı) olan din hürriyeti ancak laiklik prensibine bağlanmakla korunabilir.”1 demiştir.

1  Atatürkçülük, C 2, s. 330.

BELİRTELİM_______

Din ve vicdan özgürlüğüne sahip olmayan toplumlarda ne tür olumsuzluklar ortaya çıkabilir? Belirtiniz.

leşubkglak

At tü k’ü l iklik l ö li ö lliği d

“Laiklik sadece din ile devlet işlerinin birbirin-den ayrılması demek değildir. Tüm vatandaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.”

M. Kemal ATATÜRKAtatürkçülük, C 1, s. 111.

Yukarıdaki sözde verilmek istenen mesaj nedir?

6. ÜNİTE

104

Page 105: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Atatürk’ün laiklik anlayışı dine kesinlikle karşı değildir. Ona göre din bir vicdan işidir. Herkes vicdanına uyup uymamakta özgürdür. Atatürk, laikliği gerçek dindarlığın yaşanmasına ve gelişme-sine zemin hazırlayan hatta onu teminat altına alan bir ilke olarak görür. Atatürk, din gerçeğini inkâr etmez. Hatta dinin lüzumlu bir kurum olduğunu belirterek, “Din lüzumlu bir müessesedir.” der. Atatürk, din kavramı üzerinde çok ciddi bir biçimde durmuştur. “Allah kavramı, insan beyninin çok güç kavrayacağı metafizik (fizik ötesi) bir meseledir.”1 demekle bu konu üzerinde ne kadar derin düşündüğünü göstermiştir.

Atatürk, İslam dini hakkında yaptığı ko-nuşmaların birinde, “İslam akla ve bilime en uy-gun, en mükemmel dindir; ancak ondan dolayı son din olmuştur.”2 demiştir.

Atatürk, din eğitimi verecek kişilerin iyi yetiştirilmelerinin, sağlıklı ve çağa uygun bir eğitimden geçirilmelerinin gerekliliğine inanır. O, bir sözünde, “Nasıl her hususta yüksek mes-lek ve ihtisas sahipleri yetiştirmek gerekli ise

dinimizin gerçek felsefesini inceleyerek araştıracak, ilmî ve teknik olarak telkin kudretine sahip ola-cak, seçkin ve gerçek din ilim adamlarını yetiştirecek yüksek öğrenim kurumlarına sahip olmalıyız.”3 demiştir. Böylece o, din eğitimi yapacak kimselerin iyi bir şekilde eğitilmelerini ve bu kimselerin Türk toplumuna, millî ve manevi değerlerine uygun dinî bilgiler vermelerini istemiştir. Atatürk, ül-kemizde Diyanet İşleri Başkanlığını kurdurmuştur. Kur’an-ı Kerim’in anlaşılması için çalışmalar yaptırmış, Türkçe Kur’an tercümesi ve tefsirinin yapılmasını sağlamıştır.1  Ali Sarı Koyuncu, Atatürk Din ve Din Adamları, s. 47.2  Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C 2, s. 94.3  Atatürk İlke ve İnkılapları Tarihi, C 11, s. 529.

nuguso

yeeğOle

dinimizin gerçek felsefesini inceleyerek araştıracak, il

DEĞERLENDİRELİM_______

“Her birey dinini, din duygusunu, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da okuldur.”

Atatürk, 31 Ocak 1923

Yukarıdaki sözü okullardaki din öğretimi-nin önemi açısından değerlendiriniz.

LAİKLİK VE DİN

105

Page 106: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM

A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız.

1. Laikliği doğuran nedenler nelerdir? Söyleyiniz.

2. Laik devletin bireye sağladığı faydalar nelerdir? Belirtiniz.

3. Atatürk’ün laiklik anlayışında öne çıkan hususlar nelerdir? Yazınız.

4. Laikliğin benimsenmesiyle ülkemizde ne gibi olumlu gelişmeler yaşanmıştır? Belirtiniz.

B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz.

1. Laiklik ilkesi Anayasa’mıza kaç yılında girmiştir?

A) 1924 B) 1928 C) 1920

D) 1937 E) 1923

2. Aşağıdakilerden hangisi “laik devlet” tanımına uymaz?

A) Laik devlette din ile devlet işleri birbirinden ayrılmıştır.

B) Laik devlet inanç ve ibadet hürriyetine önem verir.

C) Laik devlet dine karşı değildir.

D) Laik devlet dinin esaslarında değişiklik yapabilir.

E) Laik devlet dini kişisel bir vicdan meselesi olarak görür.

3. Aşağıdaki ayet mealleri ana fikir bakımından gruplandırılırsa hangisi dışarıda kalır?

A) “Dinde zorlama yoktur…” (Bakara suresi, 256. ayet.)

B) “…Öyleyse dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin...” (Kehf suresi, 29. ayet.)

C) “Ana-babasına çok iyi davranırdı; o, isyankâr bir zorba değildi.” (Meryem suresi, 14. ayet.)

D) “Sen onlara zor kullanacak değilsin.” (Gaşiye suresi, 22. ayet.)

E) “…Din konusunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi…” (Hac suresi, 78. ayet.)

6. ÜNİTE

106

Page 107: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden uygun olanı ile dol-durunuz.

(laiklik, devlet, okul)

1. “Her kişi dinini, din işlerini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da ........................” Atatürk

2. ........................ din ve vicdan hürriyetinin güvencesidir.

Ç. Aşağıdaki bilgilerin doğrularını “D”, yanlışlarını “Y” ile işaretleyiniz.

(…) Atatürk’e göre din bir vicdan işidir. Herkes vicdanına uyup uymamakta özgürdür.

(…) Laik devlette çoğunluğun inancına özgürlük tanınmıştır.

(…) Laik devlet, bütün dinlere eşit mesafede durur.

(…) Laiklik, ilk olarak Avrupa’da kiliseye başkaldırı olarak ortaya çıkmıştır.

LAİKLİK VE DİN

107

Page 108: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZE HAZIRLANALIM

Türklerin Müslüman olmadan önceki inançları hakkında bilgi edininiz.1.

Türklerin Müslüman olduktan sonra kurdukları devletleri harita üzerinde inceleyiniz.2.

Anadolu’da İslam’ın yayılmasında Hoca Ahmet Yesevi ve Yunus Emre’nin etkisini araş-3. tırınız.

Türklerin İslam sanatına katkılarını araştırınız.4.

108

7. ÜNİTE: İSLAMİYET VE TÜRKLER

ÖĞRENME ALANI: DİN, KÜLTÜR VE MEDENİYET

Page 109: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

1. Türklerin Müslüman Oluşu

Orta Asya coğrafyasında yaşayan Türkler, yerleşik hayata geçtikleri dönemden itibaren diğer din ve kültürlerin etkisi altına girmişlerdi. Sibirya’dan Baykal Gölü’ne kadar uzanan Asya’nın or-tasında büyük bir hakanlık kurmuşlar ve bir taraftan Çin Devleti’ni, diğer taraftan da Sasani Devleti’ni tehdit etmeye başlamışlardı. Tür-

kistan ve Maveraünnehir’de yaşayan Türkler, 5 ve 6. yüzyıllarda Budizm, Zerdüştlük, Manihaizm ve Hristiyanlık dinleriyle tanışmışlardı. İslamiyetin, Türklerin yoğun olarak yaşadıkları coğrafyaya ulaştığı dönemlerde Gök Tanrı inancını muhafaza eden Uygur, Hazar ve Bulgar Türkleri yabancı din ve kültürlere geçmeye başlamışlardı.1

Türk kavimleri hakkında İslam kaynaklarında verilen bilgiler ile Göktürk Kitabeleri, Gök Tan-rı dinini benimseyen Türklerin tek tanrıya inandıklarını göstermektedir. Orhun Kitabeleri’ne göre, Gök Tanrı dini, peygamberi ve kutsal kitabı olmayan bir din olup adına “kam veya şaman” denilen rahipler tarafından idare edilirdi. Kamlar her türlü dinî ayinleri idare eder, bayramlarda, kutsal gün ve gecelerde yapılan merasimleri yönetirlerdi.

Türkler, Göktürk Devleti’nin yıkılmasından sonra çeşitli bölgelere dağılmış ve farklı kültürler ile dinlerin etkisinde kalmışlardır. Türk dünyasının doğusunda bulunan Uygurlar, millî dinleri olan Gök Tanrı inancını terk ederek Mani, Buda ve Hristiyan dinlerine girerken batıda yerleşmiş bulunan Hazarlar İslam ile Hristiyanlık ve Yahudiliği, İdil-Volga Bulgarları İslamiyeti, Tuna Bulgarları ise Hristiyanlığı benimsemeye başlamışlardı.

Türkler, Müslüman Araplarla ilk olarak Emeviler Döneminde karşılaşmışlardır. Emevi idare-sindeki Müslüman ordular, Maveraünnehir’e kadar ilerlemiş ve Semerkant ile Buhara gibi önemli şehirleri fethetmişti. Türkistan’da hüküm sürmeye başlayan Emevi idaresinin bazı olumsuz davra-nışları ve siyasi tutumlarından dolayı bu dönemde Türklerin İslam’a girişi küçük gruplar ve bireysel düzeyde kaldı. Emevilerin siyasi baskılarından bunalan ve aralarında Türklerin de bulunduğu geniş halk kitlelerinin desteğini arkasına alan Abbasiler, Emevi iktidarına son verdiler.

Abbasi Devleti’nin kurulmasıyla birlikte Türkler, İslam dinine daha yakın ilgi duymaya baş-ladılar ve gruplar hâlinde hızla İslamiyeti benimsediler. Talas Savaşı (Miladi 651) esnasında Türkler, Abbasi Devleti’nin yanında yer alarak hem bu savaşın sonucunu hem de kendi tarihlerinin yönünü değiştirdiler. Eğer Türkler, Orta Asya’ya doğru ilerleyen ve kendilerini de tehdit eden Çin ordusu 1 Osman Turan, Selçuklular ve İslamiyet, s. 2-3.

ggtad

İlk Müslüman Türk devletleri hangileridir?

Türklerin inançları ile İslamiyetin birbirine

yakın esaslar içermesi

TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER

İslam dininin sahip olduğu hoşgörü ve

sevgi anlayışı

İslamiyetin, Türklerin mizacına uygun olması

İSLAMİYET VE TÜRKLER

109

Page 110: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

karşısında zayıf düşen Müslüman ordularına yardım etmeselerdi Abbasi Devleti büyük bir yenilgiye uğrayabilirdi. Türkler, bu savaşta gösterdikleri büyük askerî başarılarından dolayı Abbasi idarecile-rinin dikkatini çekmiş ve devletin korunması görevine getirilmişti.

Karahanlılar, İdil-Volga Bul-gar Devleti’nden sonraki ilk Müslü-man Türk devletidir. Karahanlıların, 10. yüzyıl başlarında Samanoğulları aracılığıyla İslam dinini benimse-meleri, Orta Asya Türklerinin tari-hini etkileyen büyük ve önemli bir olay olmuştur. Bu dönemde İslam, Türklerin büyük bir çoğunluğunun benimsediği bir din hâline gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin ilk çekirdeğini oluşturan Büyük Selçukluların da İs-lamiyeti kabul etmeleri, Batı Türkle-rinin tarihini etkilemiş ve günümüze kadar gelen Müslümanlığın başlangıç noktasını oluşturmuştur.1

İslam, Orta Asya’nın çeşitli bölgelerinde yaşayan Türk topluluklarına 8. yüzyıldan itibaren Emevi ve Abbasi dönemlerindeki çeşitli fetih hareketleri, tüccarlar ve tasavvuf akımlarına mensup dervişler aracılığıyla ulaşmıştır.

Türkler arasında İslamiyet’in yayılmasında dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış olan ehl-i beytin de katkısı büyüktür. On iki imamın sekizincisi olan Ali er-Rıza başta olmak üzere Türkistan’a ehl-i beytten gelen bazı kişiler İslam’ın Türkler arasında yayılma-sına katkıda bulunmuşlardır. Ali er-Rıza Kur’an’ı, Hz. Peygamberin sünnetini, İslam’ın temel prensiplerini sade bir dille Türklere anlatmıştır.2

Türklerin İslamiyeti benimsemeleri sadece kendi tarihlerini değiştirmemiş, aynı zamanda İs-lam tarihi üzerinde de önemli etkiler yapmıştır. İktidar kavgaları ile doğudan ve batıdan gelen tehdit-ler karşısında zayıflamaya başlayan İslam dünyası, Türklerin Müslüman olmasıyla birlikte yeni bir güce kavuşmuştur. Türkler, İslam dünyasına akınlar düzenleyen Bizans’ın kendi sınırlarına çekilme-sini sağlamış ve Büveyhoğulları’nın baskısı altında kalan Abbasi halifesini kurtarmıştır.

11. yüzyıldan itibaren Türkler arasında yetişen Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Ahi Evran, Sarı Saltuk Gazi ve Seyyit Battal Gazi gibi şahsiyetler, Anadolu’nun çeşitli bölgele-rine yayılarak İslamiyeti anlatmışlar ve Anadolu’nun Müslümanlaşmasını sağlamışlardır. İslamiyetin

1 Ahmet Yaşar Ocak, Türkler, Türkiye ve İslam, s. 28-29.2 Baki Yaşa Altınok, “Ehl-i Beyt ve Türkler”, Hacı Bektaş Veli Dergisi, s. 209- 210.

ş ğ y ş ş

dükaergesıPesa

Türklerin İslamiyeti benimsemeleri sadec

YAZALIM_______

İslamiyetin Türkler arasında yayıl-masında etkili olan faktörleri yazınız.

Tüccarlar• ................................• ................................•

Sarı Saltuk Gazi’nin makamı Blagay Tekkesi / Bosna Hersek

7. ÜNİTE

110

Page 111: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

hızlı bir şekilde bu bölgede yayılması, Türklere de yeni bir ruh ve kuvvet vermiştir. Türkler bu yeni ruh ve kuvvet sebebiyle Asya steplerinden Avrupa’nın içlerine kadar uzanan geniş bir coğrafyada büyük ve uzun ömürlü devletler kurmuşlardır.

2. Türklerde İslam Anlayışının Oluşmasında Etkili Olan Şahsiyetler

Temel esasları Kur’an-ı Kerim’ e dayalı olan ve Hz. Muhammed tarafından insanlığa tebliğ edilen İslam dini, ulaştığı her toplumda değişik yorum ve uygulamalarla kar-şı karşıya kalmıştır. Bundan dolayı da farklı coğrafyalarda, farklı sosyal ve kültürel şartlar sebebiyle dinin temel esasları

korunmakla beraber değişik yorumlar ve uygulamalar ortaya çıkmıştır. İslam dünyasının birçok böl-gesinde bu farklı dinî yorum ve uygulamalar ortaya çıktığı gibi Türklerin yaşadığı coğrafyalarda da değişik yorumlar varlığını göstermiştir.

Türklerde İslam anlayışının oluşmasında Allah sevgisini, Hz. Muhammed’in sünnetine bağlı-lığı, hoşgörüyü ve fakirlere yardımı öğütleyen tasavvuf önderleri etkili olmuştur. Kur’an ve sünnet esaslarından hareketle oluşturdukları dinî düşünceyi, güzel ahlakı ve ibadetleri halka anlatan, insan-ların her türlü dinî sorunlarına adil ve mantıklı çözümler üreten âlimlerin de İslam anlayışının oluşmasına katkıları olmuştur. Ayrıca hukuk, felsefe, sanat, edebiyat, mimari ve musiki gibi değişik alanlarda yaptıkları çalışmalarla birçok bilgin, Türklerin İslamiyet anlayışını, kültür ve medeniyet hayatını şekillendirmiştir.

2.1. Ebu Hanife

Asıl adı Numan bin Sabit olan Ebu Hanife, İslam dünyasının en önemli ilim merkezlerinden Kûfe’de M 699 yılında doğmuş ve M 767 yılında Bağdat’ta vefat etmiştir. İslam hukukunu sistemleştiren te-mel esasları belirleyerek kendi adıyla anı-lan Hanefilik mezhebinin önderi olmuştur. Ebu Hanife, Kur’an ve Hz. Peygamberin sünnetini esas almış ve bunları aklın ilkeleri doğrultusunda yorumlamıştır.

Mulşıfa

k kl b b d ği ik l

Türklerde İslam anlayışının oluşmasında etkili olan şahsiyet-lerden bildiklerinizi söyleyiniz.

BEYİN FIRTINASI YAPALIM_______

İslam’ın toplumlar tarafından farklı olarak yorumlanmasının nedenleri üzerinde beyin fırtınası yapınız.

Ebu Hanife Camii / Irak

A l d N bi S bit l Eb

Ebu Hanife adı size neyi çağrış-tırmaktadır?

İSLAMİYET VE TÜRKLER

111

Page 112: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Ebu Hanife, ticaretle uğraşmış ve kazancının bü-yük bir bölümünü hayır işlerinde harcamıştır. Bir taraftan ilmî çalışmalarına devam etmiş diğer taraftan sahip oldu-ğu bilgi birikimini insanların istifadesine sunmuştur.

Ebu Hanife, tüm yaşamını Irak’ta geçirmiştir. Farklı ırk ve kültürlere mensup insanların yoğun olarak yaşadığı Irak’ın sosyal, siyasal ve kültürel hayatı diğer bölgelere göre daha karışıktı. Ebu Hanife’nin üstün zekâsı, Kur’an ve sünneti iyi bilmesi, farklı kimliklerin birbiriyle çatışmadan beraberce yaşaması gerektiğine olan inancı yeni Müslüman olmuş insanların problemlerine uygun yorumlar geliştirmesinde etkili olmuş-tur. Ebu Hanife’nin görüşleri etrafında oluşan Hanefilik mezhebi, başta Türkler olmak üzere Arap olmayan halklar arasında daha fazla rağbet görmüştür. Böylece Ebu Hanife’nin dini anlama ve yo-rumlama biçimi, Türklerin dinî yaşamını şekillendirmiştir. En meşhur eseri Fıkh-ı Ekber’dir.

2.2. Maturidi

İmam Maturidi, M 852 yılında Semerkant şehrinde doğmuş ve M 944’te aynı yerde vefat etmiştir.

Maturidi’nin yetiştiği Semerkant, Ebu Hanife’nin görüşlerinin yaygın olduğu bir ilim merkeziydi. Maturidi, genç yaşta ilim tahsil ettiği medresenin başına geçmiştir.

Maturidi kelam, mezhepler, tefsir ve fıkıh alanında birçok eser vermiştir. Türkler arasında önemli bir kaynak kabul edilen “Te’vilatu’l-Kur’an” isimli tefsir kitabıyla önemli tefsirciler arasında yer almıştır.

Maturidi, yeni Müslüman olmuş Türk dünyasının büyük bir kesimi üzerinde etkili olan ve kendi adıyla anılan Maturidilik mezhebinin önderi olmuştur. Maturidi’nin akılcılık ve hoşgörü te-mellerine dayalı dini anlama ve yorumlama biçimi, Türklerin din anlayışını ve düşünce tarihini şe-killendirmiştir.

NOT EDELİM_______

Ebu Hanife’nin görüşleri daha çok Türkiye, Hindistan, Pakis-tan, Afganistan, Çin, Orta Asya ve Balkanlar’da yaygındır.

KONUŞALIM_______

Ebu Hanife’nin, “Yüce Allah, Peygamberini tefrika ve Müslümanları birbirleriyle savaşmak için değil, ayrılığı gidermek ve Müslümanlar arasındaki sevgiyi ve hoşgörüyü çoğaltmak için bir rahmet olarak gönderdi.” sözü Türklerin İslamiyeti kabul etmesine nasıl katkıda bulunmuş olabilir? Arka-daşlarınızla konuşunuz.

d

gg

M idi k l h l f i f k h

Maturidi’nin doğduğu Semer-kant şehri şu anda hangi ülke sınır-ları içerisinde yer almaktadır?

7. ÜNİTE

112

Page 113: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Maturidi’nin dini anlama ve yorumlama sistemi, kendisinden sonraki birçok din bilginine il-ham kaynağı olmuştur. Birçoğu Türk olan bu bilginler, onun ekolünü zenginleştiren ve yayan eserler yazmıştır. Maturidi’nin ekolü, ilk önceleri Horasan ve Maveraünnehir’de sonraları da Afganistan, Pakistan, Hindistan, Doğu Türkistan, Malezya, Endonezya, Kafkaslar, Rusya, Türkiye, Ortadoğu ve Balkanlar’da yaşayan Müslümanların büyük bir kısmı tarafından benimsenmiştir.

2.3. Şafii

Asıl adı Muhammed bin İdris olan İmam Şa-fii, M 767 yılında Filistin’in Gazze şehrinde doğmuş veM 820’de Mısır’da vefat etmiştir. Şafii, ilim tahsili için önce Mekke’ye gitmiş daha sonra Medine’de meşhur âlim İmam Malik’ten ders almıştır.

fiMMM

İmam Şafii hakkında neler biliyorsunuz?

DEĞERLENDİRELİM___________

İmam Şafii’nin, “Sadık dost, arkadaşının üzüntüsüne ve sevincine ortak olandır.” “Yüksek mezi-yetli insanlar kendilerinde üstünlük görmeyenlerdir.” sözlerini arkadaşlarınızla değerlendiriniz.

YAZALIM___________

Maturidi’ye göre;

* İnsan aklıyla Allah’ı bilebilir.

* İnsan, ancak güç yetirebildiği şeyler-den sorumludur.

Yukarıdaki görüşlerden birini açıklayan yazı yazınız.

İmam Maturidi’nin Türbesi / Özbekistan

İSLAMİYET VE TÜRKLER

113

Page 114: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Şafii, Abbasiler Döneminde yaşa-mıştır. Bu dönemde siyasi istikrar sağlan-mış, ilmî çalışmalar artmış, birçok fikir ve düşünce akımı ortaya çıkmıştır. Başta Yunan felsefesi olmak üzere İran ve Hint kültürüne ait eserlerin Arapçaya tercüme edildiği yoğun bir faaliyet başlamıştır. Her türlü fikir ve düşüncenin tartışıldığı böyle bir ortamda İslam öncesi bazı dinî ve felsefi akımlar da kendi görüşlerini İslam toplumunda yaymaya başlamış ve yaptıkları propagandalarla taraftar topla-mışlardır. Bunun üzerine İmam Şafii, İslam toplumundaki fikrî kargaşalara son vermek amacıyla ilk hukuk metodolojisi olan Risale isimli eserini kaleme almıştır. Bu eser Şafii mezhebinin temellerini oluşturmuştur.1

Şafii’nin Bağdat ve Mısır’a yaptığı iki seyahat onun düşünce dünyasında büyük değişiklikler yapmıştır. Şafii, ömrünün sonlarına doğru Mısır’a yerleşmiştir. Mısır’ın örf, âdet, kültür ve medeniyetiyle diğer bölgelerden farklı oluşu, Şafii’nin daha önceki görüşlerini yeniden gözden geçirmesini sağlamıştır. Hem ülkemizde hem de diğer ül-kelerdeki Müslümanlar arasında Şafiilik mezhebine men-sup çok sayıda insan vardır.

2.4. Eş’ari

Yemenli meşhur sahabi, Ebu Musa Eş’ari’nin soyun-dan gelen Eş’ari, M 874 yılında Basra’da doğmuş ve M 936 yılında Bağdat’ta vefat etmiştir. İlk tahsilini babasından al-mıştır.

Eş’ari sade bir hayat sürmüş, birçok ilmî tartışmalarla görüşlerini ortaya koymuştur. İslam’ın inanç konularını aklın ilkeleriyle savunarak Kur’an ve sünneti ön plana çıkarmıştır.

Eş’ari’nin, inanç esaslarını akli metotlarla savunması Irak’ta büyük yankı uyandırmış ve farklı fıkıh ekollerine mensup olan âlimleri etkilemiştir. Kur’an ve sünneti ön plana çıkaran, vahiy ile akıl 1 Muhammed Ebu Zehra, İmam Şafii, s. 42.

düömörolgekesu

NOT EDELİM_______

İmam Şafii’nin görüşleri daha çok; Mısır, Suriye, Irak, Hicaz, Kuzey Afrika’nın bazı bölgeleri ile Anadolu ve Horasan gibi bölgelerde yaygındır.

k l i l k K ’ ü i

İnançla (itikat) ilgili mezhep-lerden birisinin Eş’arilik oldu-ğunu biliyor muydunuz?

İmam Şafii’nin Türbesi / Mısır

7. ÜNİTE

114

Page 115: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

arasında orta bir yol benimseyen ve insanları, İslam dünyasındaki fikrî kargaşaların oluşturduğu za-rarlardan korumaya çalışan Eş’ari’nin ekolü, kısa bir zamanda yayılmıştır.

Türklerin İslamiyet anlayışı üzerinde önemli etkileri olan Eş’ari’nin görüşleri, Hindistan’dan Endülüs’e kadar uzanan bir coğrafyada yaşayan ve farklı etnik kökenlere mensup olan çok sayı-da Müslüman tarafından benimsenmiştir. Onun özellikle İslam’ın inanç esasları ile ilgili görüşleri, Türkler arasında yayılmış ve kabul görmüştür.

2.5. Ahmet Yesevi

Türk tasavvuf geleneğinin öncüsü olan Hoca Ahmet Yesevi, bugünkü Kazakistan’ın Çimkent şehri yakınlarında yer alan Sayram kasabasında doğmuş, Türkistan’ın Yesi şehrinde M 1167 yılında vefat etmiş-tir. İlk eğitimini babasından almıştır. İlk hocalarından birisi de Arslan Baba’dır. Buhara’da dönemin büyük sufi ve bilginlerinden olan hocası Yusuf Hemedanî ile birlikte Merv, Semerkant ve Herat gibi bölgeleri dola-şarak dinî konularda insanları aydınlatmıştır.

Ahmet Yesevi, söylediği hikmet dolu sözlerle, İslam’ı Orta Asya’da yaşayan Türkler arasında yay-mış ve bugünkü Kırgızistan, Kazakistan, Özbekis-tan, Türkmenistan gibi devletlerde yaşayan Türklerin Müslümanlık anlayışını şekillendirmiştir. Hoca Ahmet Yesevi’nin en belirgin yönü, İslam’ı, tasavvufi bir yak-laşımla Türk boylarının anlayıp kabul edebilecekleri şekilde basit bir dille ifade etmesidir.1

Hoca Ahmet Yesevi’nin “Divan-ı Hikmet” adlı eseri özellikle Özbekler, Kırgızlar ve Volga Türkleri arasında elden ele dolaşmıştır. Bu kitap, Türk tasav-vuf edebiyatının en eski ve en önemli eserlerindendir. 1 Ahmet Yaşar Ocak, Türk Sufiliğine Bakışlar, s. 32.

2 5 Ah t Y i

DÜŞÜNELİM___________

Eş’ari’nin görüşlerinin geniş bir coğrafyada kabul görmesinin nedenleri üzerinde düşününüz.

“Sünnet imiş, kâfir de olsa, incitme senHuda bizardır katı yürekli gönül inciten-den.Allah şahit, öyle kula hazırdır cehennem.”

Ahmet Yesevi

Ahmet Yesevi’nin Türbesi / Kazakistan

İSLAMİYET VE TÜRKLER

115

Page 116: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Hoca Ahmet Yesevi bu eserde yer alan gü-zel sözlerle, Türklere İslam dininin esasla-rını ve ahlakını öğretmeyi amaçlamıştır.

İnsanları incitmenin en büyük suç ol-duğunu söylemiş engin bir hoşgörüyle tüm insanlara sevgi beslemek gerektiğini ifade etmiştir. Hoca Ahmet Yesevi, hikmetli söz-lerinde; Allah, Peygamber, sahabe, Kur’an ve sünnet sevgisini dile getirmiş ve insan-ları bu temel değerler etrafında toplanmaya çağırmıştır.

2.6. Ahi Evran

Anadolu’daki Ahilik teşkilatının kurucusu olan Ahi Evran, Asya’dan Anadolu’ya gelip yerleşen 13. yüzyıl tasavvuf bilginlerin-den biridir. Doğum yeri olan Azerbaycan’ın Hoy kasabasında başladı-ğı eğitimini Maveraünnehir ve Horasan gibi dönemin ilim merkezle-rinde sürdürmüştür. Çok yönlü bir ilim ve fikir insanı olan Ahi Evran, Bağdat’ta bulunduğu sırada dönemin ha-lifesi ile tanışmış ve Fütüvvet teşkilatının ileri gelenleriyle bir arada bulunmuştur.

Denizli, Konya ve Kayseri gibi şehirleri gezerek Ahilik teşkilatının ku-rulması ve yayılmasında önemli rol oynamıştır.1 Hacı Bektaş ile yakın iliş-kileri bulunan Ahi Evran, Kırşehir’e yerleşerek vefat edinceye kadar burada yaşamıştır.

Ahi Evran, Osmanlı Devleti Dö-neminde esnaf arasında saygın bir yer edinmiştir. Esnafın piri olarak şöhret

1  Muhittin Şimşek, Ahilik, s.16.

“Ahilik” hakkında neler biliyorsunuz?

BELİRTELİM_______Ümmet olsan, gariplere uyar ol.Ayet ve hadisi her kim dese, duyar ol.Rızık, nasip her ne verse, tok gözlü ol.Tok gözlü olup şevk şarabını içtim ben işte.

“Taha” okuyup akşam ve geceler kaim oldum.Gece namaz gündüzleri oruçlu oldum.Bu hâl ile yeraltında daim oldum.Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte.

Ahmet Yesevi’nin yukarıdaki şiirinde hangi gü-zel davranışlara vurgu yapılmaktadır? Belirtiniz.

Ahi Evran Camii / Kırşehir

7. ÜNİTE

116

Page 117: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

bulmuş ve ünü, bütün Anadolu, Rumeli, Bosna ve Kırım’a kadar yayılmıştır. Ahi Evran’ın ilk kez Kırşehir’de kurduğu Ahilik teşkilatı, Moğol istilasından kaçarak Anadolu’ya yerleşen sanatkâr ve tacirlerin dayanışmasına ve kendi aralarında sağlam bir birlik oluşturarak kaliteli mal üretmelerine öncülük etmiştir.1 Ahi Evran’ın Kırşehir’deki zaviyesi, başta deri işlemecileri olmak üzere tüm esnaf ve sanatkârların manevi bir merkezi konumuna gelmiştir. Bu zaviye, 20. yüzyılın başlarına kadar esnaf üzerindeki manevi etkisini sürdürmüştür.

Ahi Evran’ın öncülüğünde kurulan teşkilatlar, toplumun büyük bir kesimini sanata yönlendir-miş ve herkesin belli bir meslek edinmesini sağlamıştır. Demircilik, marangozluk, deri işlemeciliği gibi meslekleri geliştiren bu teşkilatın bir amacı da ilim ve bilgiyi insanların hizmetine sunmak, ye-timlerin ve yoksulların sosyal ihtiyaçlarını karşılamaktır.

2.7. Hacı Bektaş Veli

Hacı Bektaş Veli, Horasan’ın Nişabur şehrinde dünyaya gelmiş ve Hoca Ahmet Yesevi tarafından baş-latılan geleneğin bir temsilcisi olarak Türklerin Müslü-manlaşmasına büyük katkı sağlamıştır. Hacı Bektaş Veli, Horasan diyarından Anadolu’ya gelerek insanlara güzel ahlakı, sevgi ve kardeşlik duygularıyla birlik içinde ya-şamayı öğütlemiştir.

Anadolu’nun Müslümanlaşmasında, Türklerin bir araya gelmesinde, hoşgörünün iman ve insan sevgisi gibi değerlerin kök salmasında Hacı Bektaş Veli’nin büyük bir etkisi olmuştur. O, bir Türkmen şeyhi olarak hem çevresindekileri iyiye, güzele ve doğruya çağırmış hem de Ürgüp yöresinde yaşayan Hristiyanlarla sıcak ilişkiler kurarak onların İslamiyeti kabul etmelerine zemin hazırlamıştır.2

Hacı Bektaş Veli, Anadolu’da daha önceleri gelip yerleşmiş olan büyük bilginlerle görüşmüş ve yetiştirdiği öğrencileri, her tarafa göndererek sahip olduğu değerlerin yaygınlaşmasını sağlamıştır.

1  Kemal Turan, Ahilikten Günümüze Mesleki ve Teknik Eğitimin Tarihi Gelişimi, s. 28.2  Hüseyin Özcan, Alevi-Bektaşi Kültürüne Bakışlar (Canların Nefesinde), s. 31.

“Gelin canlar bir olalım.

Bir olalım, iri olalım, diri olalım.”

Hacı Bektaş Veli

Yukarıdaki sözlerde verilmek is-tenen mesaj nedir?

PAYLAŞALIM___________

Ahilik haftası günümüzde nasıl kutlanmaktadır? Bu konu ile ilgili yazılı ve görsel materyaller toplayarak arkadaşlarınızla paylaşınız.

İSLAMİYET VE TÜRKLER

117

Page 118: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Hacı Bektaş Veli, Anadolu’da sosyal, dinî, iktisadi ve askerî bir yapılanma olan Ahilik teşkilatı içinde yer almıştır. Onun ünü, tüm Osmanlı gazileri arasında yayılmıştır. Osman-lı sultanları, Yeniçeri Ocağını kurdukları zaman Hacı Bektaş Veli’nin, gaziler arasındaki saygınlığı sebebiyle bu ocağı ona bağlamışlardır. Böylece Hacı Bektaş’ın hatırası, Anadolu’dan Balkanlara kadar uzanan geniş bir coğrafyada yaşatılmıştır.

Hacı Bektaş Veli’nin hoşgörü ve insan sevgisine dayalı olan düşünce sistemi sayesinde, bir yandan Moğol istilasından diğer yandan siyasi ve ekonomik buhrandan sıkıntıya düşen Anadolu halkı rahat bir nefes almıştır.

Hacı Bektaş Veli öfkeye kapılarak gönül kırmayı “gönül kâbesini yıkmakla” bir tutmuştur. O, “İn-cinsen de incitme.” ve “Karşısındaki insanın iyi olmasını isteyen, önce kendisi iyi olmalıdır.” diyerek bencilliği, büyüklenmeyi, gurur, hırs ve hoşgörüsüzlüğü ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Toplumda birlik ve düzenin sağlanmasını, insanların kardeşçe yaşamalarını istemiştir.1

Hacı Bektaş Veli, M 1250 yıllarından sonra, bugün dergâhının da bulunduğu Hacıbektaş ilçesinde yarı göçebe bir Türk oymağının içinde yaşamış ve günlük hayatla bağını koparmadan çevresindeki insan-ları aydınlatmaya devam etmiştir.1  Baki Öz, Bektaşilik Nedir?, s. 426.

d i i i d bi d

NOT EDELİM_______

Hacı Bektaş Veli’nin “Makâlât” isimli eseri, özlü sözler ve hik-metler içerir.

Hacı Bektaş Veli Türbesi Hacıbektaş / Nevşehir

k ö ül k “ ö ül kâb i i k kl ” bi t t t O “İ

SÖYLEYELİM_______Bizim erkânımız; ahlakı Muhammedî ve edebi • Ali’dir.Çalışmadan geçinenler, bizden değildir.• Edep elbisesini, sırtınızdan ölünceye kadar çıkartma-• yınız.İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.• İman bir hazinedir. Akıl hazinedardır. • Okunacak en büyük kitap insandır.• Nefsine, hiddetine, eline, beline, diline sahip ol.• Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız. • İncinsen de incitme. • Doğruluk, dost kapısıdır. • Hizmet eden hizmet görür. •

Makâlât

Hacı Bektaş Veli’nin yukarıdaki sözlerinde hangi güzel davranışlara vurgu yapılmıştır? Söyleyiniz.

7. ÜNİTE

118

Page 119: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

2.8. Mevlânâ

Mevlânâ, 1207 yılında bugün Afga-nistan sınırları içerisinde yer alan Horasan’ın Belh şehrinde dünyaya gelmiştir. Mevlânâ ailesiyle birlikte birçok yerde konakladıktan sonra Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat’ın daveti üzerine Konya’ya yerleşmiştir.

Mevlânâ, Karaman’da bulunan med-reselerde ilmî tahsilini tamamlamış ve bura-da evlenmiştir. Babasının hocalık yaptığı medreseye, onun ölümünden sonra yirmi dört yaşındayken hoca olarak atanmıştır. Halep ve Şam gibi önemli ilim merkezlerinde hem öğrenci hem de hoca ola-rak bulunan Mevlânâ Arap dili ve edebiyatı, lügat, fıkıh, tefsir ve hadis alanlarında dönemin büyük ilim insanlarından ders almıştır. Onun din ve tasavvuf düşüncesinin kaynağı Kur’an ve sünnettir.

Mevlânâ, dönemin ünlü sufilerinden biri olan Şems-i Tebrizi ile tanıştıktan sonra, halkla olan ilişkisini kesmiş, med-resedeki görevlerini bırakarak vaktini onunla sohbet ederek geçirmiştir. Uzun yıllar uzlete çekilen Mevlânâ, meşhur ese-ri Mesnevi’yi kaleme almış, şiirleriyle ve hikmetli sözleriyle çevresini aydınlatmıştır.

Mevlânâ’nın şöhret bulmuş “Mesnevi” isimli eseri, Türk-İslam kültürünün en önemli eserleri arasında yer alır ve tasavvuf düşüncesinin ana konularını içerir. Mevlânâ sahip ol-duğu insan sevgisi, hoşgörü ve alçak gönüllülük gibi özellikle-riyle değişik din, mezhep ve düşüncelere mensup birçok insanı etkilemiştir.

“Bu canım var oldukça ben Kur’an’ın tutsağıyım,Muhammed Mustafa’nın yolundaki toprağım.Benden başkaca bir söz nakledenler olursaOnu söyleyenden de o sözden de uzağım.”

Mevlânâ

Mevlânâ’nın yukarıdaki dizelerinde hangi özel-likler vurgulanmaktadır?

2 8 M lâ â

BİLGİ KUTUSU___________

“Yüce Tanrı buyurur: Benim Sevgili Peygamberim! Söyle inananlara, gönül evlerini alçak gönüllük, âşıklık süpürgesiyle süpürsünler. Hırsı, nasılı-niçini, ikiyüzlülüğü, hainliği, çekeme-mezliği ve dedikoduyu süpürüp atsınlar. Yaptıkları kötü işlere pişmanlık duysunlar ve pişmanlık suyuyla yıkansınlar. Gizli işlerden vazgeçsinler. Sevgi sofrasını döşesinler.”

Hacı Bektaş Veli’nin Besmele Şerhi’nden

Mevlânâ ve sema törenini gösteren temsilî bir minyatür

İSLAMİYET VE TÜRKLER

119

Page 120: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Mevlânâ, hoşgörü, insanlarla iyi geçinme, başkasına zarar vermeme ve başkasından zarar gör-memeyi öğütler. Onun bu öğütleri, Osmanlı Devleti zamanında da kabul görmüş ve sürdürülmüştür. Mevlânâ’nın görüşleri tüm Anadolu, Arap dünyası ve Balkanlar’a kadar uzanan geniş bir alanda yayılmıştır.

Hayatını “Hamdım, piştim, yandım.” sözleri ile özetleyen Mevlânâ, 1273 tarihinde vefat et-miştir. Ölüm gününü, çok sevdiği Allah’a kavuşacağı an olarak gören Mevlânâ, bu mutlu gün için düğün günü anlamına gelen “Şebiarus” ifadesini kullanmıştır.

2.9. Yunus Emre

Yunus Emre’nin, 1240-1320 yılları arasın-da yaşadığı kabul edilmektedir. Nerede doğduğu ve nasıl bir eğitim aldığı kesin olarak bilinme-mektedir. Anadolu’nun birçok yerinde Yunus’un olduğu ileri sürülen mezar ve türbe bulunmakla beraber Sarıköy’deki (Eskişehir) mezar, Yunus’un mezarı olarak kabul edilmiştir.

Yunus Emre, Türk tasavvuf edebiyatının en büyük şairidir. Türkçeyi çok sade bir şekilde kullanmış ve şiirleri tüm Anadolu’da halkın dilinden eksik olmamıştır. Onun şiirleri, Türkçenin bir dil zaferi olup bu dilin bir sanat, ede-biyat ve felsefe dili olduğunun en büyük kanıtı olmuştur.

Yunus Emre, özgür düşünceye önem veren, şekli değil manayı önemseyen ve ilahî aşkı en güzel bir şekilde ifade eden bir tasavvuf şairidir. Düşünce ve eylem bakı-mından Ahmet Yesevi ekolünün Anadolu’daki bir devamı-dır. İslam kültürünün, güzel ahlakın ve ilahî sevginin halk arasında yaygınlaşmasında Yunus Emre’nin büyük rolü vardır. O şiirlerinde, içtenlikle Allah sevgisini terennüm etmiş ve bu dünyaya kavga için değil sevgi için geldiğine inanmıştır.

Gelin tanış olalım,İşin kolayın tutalım.Sevelim sevilelim, Dünya kimseye kalmaz.

Yunus Emre

Yukarıdaki dizelerin ana teması nedir?

Yunus Emre’nin temsilî resmi

Mevlânâ hoşgörü insanlarla iyi geçinme başkasına zarar vermeme ve başkasından zarar gör

SUNU HAZIRLAYALIM___________

Mevlânâ’nın hayatı ve görüşleri ile ilgili bir sunu hazırlayınız. Hazırladığınız sunuyu arkadaşla-rınızla paylaşınız.

7. ÜNİTE

120

Page 121: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Hacı Bayram Veli Camisi / Ankara

Yunus Emre Anadolu’da, Haçlı ve Moğol saldırılarıyla dağılan Türk boylarının birlik ve beraberliği için çalışmıştır.1 Allah’ın en mükem-mel eseri olarak gördüğü insanı sev-miş ve yüceltmiş, insanın kusurları-nı hoşgörüyle karşılamış ve insanı incitmemeyi öğütlemiştir. Yunus’un temel felsefesi; insanı sevmek ve in-sanlar arasında din, mezhep, ırk, dil, renk ve sınıf ayrımı yapmamaksızın Yaradandan ötürü yaratılanı hoş gör-mektir.

2.10. Hacı Bayram Veli

Hacı Bayram Veli, 1352 yılında Ankara’da doğmuş ve 1430 yılında vefat etmiştir. Onun düşünceleri etrafında oluşan Bayramiyye tarikatı Anadolu coğrafyasında ortaya çıkan ilk Türk tasavvuf teşkilatı olarak kabul edilir.

1  Yeni Türk Ansiklopedisi, C 4, s. 4817.

OKUYALIM-YAZALIM_______

Bir kez gönül yıktın iseBu kıldığın namaz değilYetmiş iki millet dahiElin yüzün yumaz değil

Yol oldur ki doğru varaEr oldur ki alçak duraGöz oldur ki Hakk’ı göreYüceden bakan göz değil

Doğru yola gittin iseEr eteğin tuttun iseBir hayır da ettin iseBirine bindir az değil

Yunus bu sözleri çatarSanki balı yağa katarHalka metaların satarYükü cevherdir tuz değil

Yunus Emre’nin okuduğunuz şiirinde hangi temalar iş-lenmektedir? Bu temalarla ilgili bir yazı yazınız.

14BT

Hacı Bayram Veli adını daha önce hiç duydunuz mu?

ARAŞTIRALIM_______

Hacı Bayram Veli Camisi hakkında araştırma yapınız.

İSLAMİYET VE TÜRKLER

121

Page 122: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Türklerin geliştirdiği sanat dalla-rından birinin adını söyleyiniz.

Hacı Bayram ilim tahsilini tamamladıktan sonra Ankara’da hocalık yapmış ve Somuncu Baba’dan ders almıştır. İnsanları etkileyen coşkulu bir hatip olarak çevresindeki birçok kişiyi etkile-miş, onları yetiştirmiş ve İslamiyetin Anadolu’da yayılmasına önemli katkılar sağlamıştır. Osmanlı padişahlarından I. Murat, Yıldırım Bayezit, Çelebi Mehmet ve II. Murat dönemlerine tanıklık eden Hacı Bayram; sevgiyi, dayanışmayı ve iyiliği öğütleyen düşünceleriyle Anadolu’nun dinî ve ahlaki yapısının şekillenmesinde önemli rol oynamıştır.1

Zenginlerden topladığı yardımları fakirlere, yoksullara ve borçlulara dağıtan Hacı Bayram, birer ilim ve irfan meclisi olan sohbetleriyle de Anadolu halkını aydınlatmıştır. Onun temel düşünce-sine göre; dünya hayatında kimseye yük olmamak ve alın teriyle kazanmak en büyük erdemdir.

Helal yollardan kazanmanın önemini bilen Hacı Bayram Veli, geçimini çiftçilik yaparak ka-zanmıştır. Öğrencilerini disiplinli yetiştirmiş, çalışmayı, dinî ve ahlaki değerlere bağlı kalmayı teşvik etmiştir.

3. Türklerin İslam Medeniyetine Katkıları

Türkler, onuncu yüzyıldan itibaren bilim, mimari, sanat, edebiyat ve felsefe alanında kendilerine özgü bir anlayış sergileyerek İslam medeniyetinin gelişmesine ön-cülük yaptılar. Türkler tarafından kurulan Karahanlılar,

Gazneliler, Tulunoğulları, İhşitoğulları, Selçuklu ve Osmanlı devletleri hem İslam’ın yayılmasında hem de İslam kültür ve medeniyetinin zenginleşmesinde önemli roller üstlendiler.

1  Ethem Cebecioğlu, Hacı Bayram Veli, s. 26.

Mostar Köprüsü / Bosna Hersek

7. ÜNİTE

122

Page 123: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Müslüman Türkler bilim, felsefe ve edebiyat ala-nında pek çok eser yazmışlardır. Yazmış oldukları eser-ler, İslam dünyasının medeniyet, fikir ve sanat hayatına büyük bir zenginlik katmıştır. İslam dünyasının değişik bölgelerinde kurulan medreselerde başta dinî ilimler ol-mak üzere felsefe, astronomi ve tıp gibi sahalarda da önemli çalışmalar yapılmıştır.

Türkler, dil ve edebiyat alanında yaptıkları çalışmalarla Türk-İslam medeniyetinin temelini atmışlardır. Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig” ve Kaşgarlı Mahmut’un “Divanü Lügati’t-Türk” isimli eserleri, Türk-İslam edebiyatının ilk örnekleridir. Ali Şir Nevai, Fuzuli, Mevlânâ, Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Süleyman Çelebi, Karacaoğlan, Seyyit Nesimi, Pir Sultan Abdal ve Kaygusuz Abdal gibi şahsiyetler, kaleme aldıkları seçkin eserlerle hem divan edebiyatının en güzel örneklerini meydana getirmişler hem de tasavvuf edebiyatına yön vermişlerdir.

İslam mimarisinin oluşmasında ve gelişmesinde de Türklerin büyük katkıları olmuştur. Ab-basiler devrinden itibaren başta Basra olmak üzere önemli merkezlere gelip yerleşen Türkler, İslam mimari sanatına farklı açılımlar getirmişlerdir. Sarayların ve evlerin süslemelerinde kendilerine özgü bir tarz uygulayarak bu alana bir zenginlik katmışlardır. Abbasi Dönemindeki cami mimarisi de Türklerin katkılarıyla özgün bir şekil almıştır.

Türk asıllı Ahmet bin Tolun, Mısır’da devletini kurduktan sonra Kahire’de kendi adına yaptır-dığı camide Türklerin mimari zevkini bütün güzelliğiyle yansıtmıştır. Bu mimari zevkin yansımalarını camilerin yanı sıra medrese-ler, kervansaraylar, hanlar, hamamlar, tür-beler, imaretler, daruşşifalar, çeşmeler ve köprülerde görmek mümkündür. Konya’da Alaattin Camisi, Karatay ve Sırçalı Medre-se, Sivas’ta Gök Medrese ve İzzettin Keyka-vus Daruşşifası, Erzurum’da Hatuniye Med-resesi, Bursa’da Ulu Cami ve Yeşil Cami, Edirne’de Selimiye Camisi, İstanbul’da Süleymaniye, Sultanahmet ve Şehzadebaşı camileri Türk-İslam mimarisinin şaheserle-ridir. Mimar Sinan’la birlikte farklı bir boyut kazanan Türk-İslam mimarisi birçok şehirde İslam medeniyetinin en güzel örneklerini or-taya koymuştur.

PANO HAZIRLAYALIM____

Mimar Sinan’ın hayatı ve eserleri ile ilgili bir pano hazırlayınız.

Süleymaniye Camisi / İstanbul

İSLAMİYET VE TÜRKLER

123

Page 124: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Türkler arasında yetişen büyük müzisyenler, İslam dünyasının en seçkin eserlerini ortaya koy-muşlardır. Farabi’nin “Kitabu’l-Musika” isimli kitabı bu alanın ilk örneklerindendir. Dede Efendi, Itri, III. Selim ve Hacı Arif Bey büyük Türk bestekârları olarak İslam kültürünün zenginleşmesine önemli katkılar sağlamışlardır.

Hüsnühat (güzel yazı), süsleme, tezhip, minyatür ve ebru gibi sanatların doğup gelişmesinde de Türklerin önemli katkıları olmuştur. Kur’an-ı Kerim’i güzel yazma arzusuyla yaygınlık kaza-nan hat sanatı, İslam medeniyetinin en özgün yanını oluşturmaktadır. “Kur’an Mekke’de nazil oldu, Mısır’da okundu ve İstanbul’da yazıldı.” sözü Türklerin bu alandaki ustalıklarını belirtir. Şeyh Ham-dullah, Hafız Osman, Mustafa Rakım, İzzet Efendi ve Hamit Aytaç gibi ünlü hattatlar, bu alanın en büyük ustaları olup İslam medeniyetine önemli eserler kazandırmışlardır.

Nizamü’l-Mülk tarafından Bağdat’ta kurulan Nizamiye Medresesi, Semerkant’ta kurulan Uluğ Bey Medresesi, İstanbul’da kurulan Fatih ve Süleymaniye medreseleri birçok bilgin yetiştir-miştir. Bu medreselerde astronomi, matematik, geometri ve tıp ilimlerine ayrı bir önem verilmiştir. Semerkant’ta kurulan Uluğ Bey Rasathanesinde Ali Kuşçu, çok önemli çalışmalar yapmıştır. Bü-yük bir Türk hükümdarı ve bilgini olan Uluğ Bey öncülüğünde matematik ve astronomi ilimlerinde önemli gelişmeler sağlanmıştır. Fatih Sultan Mehmet’in daveti üzerine Türkiye’ye gelen Ali Kuşçu, meşhur Türk astronomu Mirim Çelebi’yi yetiştirmiştir. İstanbul’da ilk rasathane Mısır’da tahsil gör-müş bir Türk olan Takiyuddun Mehmet tarafından 1576 yılında kurulmuştur.

NOT EDELİM_______

Müslüman bilginlerin yaptıkları icat ve çalışmalar İstanbul Gülhane’de “İslam Bilim ve Tekno-loji Müzesi”nde sergilenmektedir.

UsturlapPusulaAstronomik yüksek-likleri ölçmek için

kullanılan alet

7. ÜNİTE

124

Page 125: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

Harezm’de dünyaya gelen Birûni, İslam medeniyetine ve kültürüne büyük hizmetler yapmış, çalışmalarını astronomi, fizik ve matematik alanlarında yoğunlaştırmıştır. Nasıruddin Tûsi, mate-matik ve geometri alanında yaptığı özgün çalışmalarıyla şöhret bulmuş ve özellikle trigonometri sahasında yazdıklarıyla Batılılar üzerinde etkili olmuştur.

Osmanlıların son dönemlerinde yetişmiş olan İsmail Gelenbevi, Mühendishane-i Hümayun’da (Teknik Üniversite) hocalık yapmış ve logaritmanın kullanışını açıklayan bir eser kaleme almıştır. Aydınlı Hacı Paşa, tıp alanında “Şifau’l-Eskam” isimli bir eser yazmış ve dönemindeki tıpla ilgili yapılan çalışmalara önemli katkılar sağlamıştır. III. Murat’ın başhekimi Emir Çelebi, havanın, top-rağın ve iklimin insan sağlığı üzerindeki etkilerini açıklayan “Enmuzecu’t-Tıb” isimli eseri kaleme almıştır.

Bilim, felsefe, edebiyat mimari, musiki ve hat gibi alanlarda yapılan bütün bu çalışmalar, Türklerin İslam medeniyetine yaptıkları katkıyı göstermektedir.

DEĞERLENDİRELİM___________

Fransız bir mühendis diyor ki:

Logaritma cetvelini getirerek Bab-ı Âli’ye takdim ettim. Hangi ilme ait olduğu bana sorulunca, “Bu ilmi İstanbul’da bilen kimse yoktur.” dedim. Bunun üzerine beni, Gelenbevi İsmail Efendi’nin evine gönderdiler. Gelenbevi’nin evindeki sadelik ve fakirliğini gördüğümde, İsmail Efendi’yi kü-çümseyerek daha vereceği cevabı beklemeden, “Falan tarihe kadar cevabını isterim.” diyerek geri döndüm. Randevu verdiğim gün Gelenbevi’nin evine gittim. İsmail Efendi, Fransızca yazmış oldu-ğu logaritma risalesini elime tutuşturunca hayretler içinde kaldım.”

Şerafettin Gölcük, Metin Yurdagür, “Gelenbevî”,

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C 13, s. 553.

Yukarıdaki metni Türklerin İslam medeniyetine katkıları yönüyle değerlendiriniz.

İSLAMİYET VE TÜRKLER

125

Page 126: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM

A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız.

1. Türklerin Müslüman Araplarla ilişkileri ne zaman ve nasıl başlamıştır? Belirtiniz.

2. Türklerin Müslüman olmasında etkili olan faktörler nelerdir? Sıralayınız.

3. Türklerde İslam anlayışının oluşmasında etkili olan şahsiyetlerin ortak özellikleri nelerdir? Açıklayınız.

4. Hacı Bektaş Veli’nin İslamiyetin Anadolu’da yayılmasındaki etkisi nedir? Belirtiniz.

5. Türklerin mimari alanda yaptıkları çalışmalar nelerdir? Örnekler veriniz.

B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneklerini işaretleyiniz.

1. Aşağıdaki sanat dallarından hangisinin gelişmesinde Türklerin katkısı en az olmuştur?

A) Hat B) Ebru C) Resim

D) Tezhip E) Minyatür

2. İlk Müslüman Türk devleti aşağıdakilerden hangisidir?

A) Osmanlılar B) Selçuklular C) Uygurlar

D) Karahanlılar E) Gazneliler

3. “Gelin canlar bir olalım.”, “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” diyerek toplumda birlik ve düzenin sağlanmasını, insanların kardeşçe yaşamalarını isteyen Türk-İslam büyüğü kim-dir?

A) Hacı Bektaş Veli B) Mevlânâ C) Yunus Emre

D) Ahi Evran E) Şafii

4. Ölüm gününü, çok sevdiği Allah’a kavuşacağı gün olarak gören ve bundan dolayı ölüm günü için düğün günü anlamına gelen “Şebiarus” ifadesini kullanan Türk-İslam büyüğü kimdir?

A) Yunus Emre B) Mevlânâ C) Hacı Bektaş Veli

D) Ebu Hanife E) Maturidi

7. ÜNİTE

126

Page 127: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

5. “Türk tasavvuf edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. Türkçeyi çok sade bir şekilde kullanmış ve şiirleri tüm Anadolu’da halkın dilinden eksik olmamıştır.”

Yukarıda anlatılan Türk-İslam büyüğü kimdir?

A) Yunus Emre B) Ahi Evran C) Hacı Bayram Veli

D) Ebu Hanife E) Eş’ari

C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden uygun olanı ile dol-durunuz.

(Yusuf Has Hacip, Ahmet Yesevi, Mevlânâ, Ahi Evran, Talas, Gök Tanrı, Maturidi, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre)

1. ................................ savaşı esnasında Türkler, Abbasi Devleti’nin yanında yer alarak hem bu savaşın sonucunu hem de geleceklerini önemli ölçüde etkilemişlerdir.

2. Ahilik teşkilatının kurucusu ................................ dır.

3. İslamiyetten önce Türkler arasında en yaygın din ................................dir.

4. Aşağıdaki eserlerin kimlere ait olduğunu yazınız.

Mesnevi : .......................................

Divan-ı Hikmet : ............................

Te’vilatu’l-Kur’an : .......................

Kutadgu Bilig : ..............................

Makâlât : ........................................

Ç. Aşağıdaki bilgilerin doğrularını “D”, yanlışlarını “Y” ile işaretleyiniz.

(…) Divan-ı Hikmet, Türk tasavvuf edebiyatının en eski ve en önemli eseridir.

(…) Hacı Bayram Veli, “Divanü Lügati’t-Türk” isimli eseri yazmıştır.

(…) Nizamülmülk İstanbul’da Nizamiye Medresesini kurmuştur.

(…) Türklerde İslam anlayışının oluşmasında Allah sevgisini, Hz. Muhammed’in sünnetine bağlılığı, hoşgörüyü ve fakirlere yardımı öğütleyen tasavvuf önderleri etkili olmuştur.

İSLAMİYET VE TÜRKLER

127

Page 128: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

128

Aabid: İbadet eden.adil: Adaletli, adalet sahibi, doğru, hak tanır, hukuka saygılı, insaflı. Ahilik: Kökü eski Türk geleneklerinde olan ve Anadolu’da yüksek bir gelişim gösteren, esnaf, za-naatçı, çiftçi gibi bütün çalışma kollarını içine alan ocak.akit: Sözleşme, antlaşma, yeminleşme.aklıselim: İnsanın doğru karar vermesini sağlayan, herhangi bir olumsuzluktan veya ortamın kötülüğün-den etkilenmeyen, yaratılışındaki temizliği koruyan akıl.âlem: Yeryüzü ve gökyüzündeki nesnelerin oluştur-duğu bütün; gökyüzünde görünen veya görünmeyen gök cisimleri, evren, dünya, cihan.amel eylemek: Dinin buyruklarını yerine getirmek.arkeoloji: Kazı bilimi.arş: Bütün âlemi kuşatan, nasıl olduğunun bilinmesi insan aklının dışında kalan ve sadece Allah tarafın-dan bilinen şey. İslam inanışına göre göğün en yüksek katı.ashap: Sahabeler. Hz. Peygamber zamanında yaşa-mış, Müslüman olarak Peygamberi çok kısa bir süre olsa da görmüş, onun sohbetinde bulunmuş ve yine Müslüman olarak ölmüş kimse. ayin: Dinî tören, ibadet. Müslüman olmayanların, özel-likle de Yahudi ve Hristiyanların ibadet biçimleri.

BBab-ı Âli: Osmanlı İmparatorluğu Döneminde İstanbul’da devletin önemli karar organlarının ve da-irelerinin bulunduğu yapı.batıl: Allah’ın peygamberleri aracılığıyla bildirmiş olduğu dine uymayan her türlü inanç, fikir, duygu, kanaat, tutum, davranış.Bektaşi: Hacı Bektaş Veli’nin tarikatına girmiş kimse.beşer: İnsanoğlu, insan.beyanname: Bildirge.biat: Söz verme amacıyla el sıkma. Halifelik maka-mına geçenin eli üzerine el koyarak veya el sıkışarak kişinin ona bağlılığını göstermesi ve itaat edeceğine dair söz vermesi. bizar: Tedirgin, bezmiş, usanmış, bezginlik getirmiş. boy: Kabile, klan, yakın akrabaların oluşturduğu top-luluk.

C-Çcehalet: Bilgisizlik.cemiyet: Toplum.Çalap Teala: Yaratıcı, Allah, Mevla, Rab.

Ddârüşşifa: Sağlık yurdu, hastane. derviş: Dünyanın geçici nimetlerine tutku ile bağlan-mayan, kendini Allah’a veren kişi. Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse.destan: Bir kahramanlık hikâyesini veya bir olayı anlatan halk şiiri.

Eebru: Kâğıt süslemeciliğinde kitre, kola vb. yapıştı-rıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neft yağı ile su-landırılmış yağlı boya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs.ecir: Ücret, karşılık. İbadetlere ve güzel davranışlara verilen ahiret mükâfatı, sevap. edebî: Edebiyatla ilgili, edebiyata ilişkin.edep: Bir toplumda örf, âdet ve kural hâlini almış iyi tutum ve davranışlar veya bunları kazandıran bilgi.ehl-i kitap: İslam inancına göre Yahudi ve Hristiyan-lara verilen isim.elem: Acı, üzüntü, dert, keder.empati: Duygudaşlık.engizisyon: Orta Çağda, Katoliklerde katı din inanç-larına karşı gelenleri cezalandırmak için kurulan kili-se mahkemesinin adı. erdem: Ahlakın övdüğü alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk ve buna benzer niteliklerin genel adı, fazi-let.ergenlik: Büluğa ermişlikle yetişkinlik arasındaki dönem, ergenlik çağı.erkanname: Tarikat kuralları ve uygulamaları hak-kında bilgi veren eser.evrensel: Evrenle ilgili, bütün insanlığı ilgilendiren.

FFarsça: İran devletinin resmî dili.fazilet: Olgunluk, erdemlilik, üstünlük, değer, kıy-met.fedakâr: Özverili.felsefe: Varlık, bilgi ve değerler alanlarıyla ilgili problemleri, akılcı, tenkitçi yöntemlerle inceleyen ve temellendiren sistemli bilgi faaliyeti. Hikmet, hikmet sevgisi.

SÖZLÜK

Page 129: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

129

fetih: Bir şehir veya ülkeyi savaşarak almak. Müs-lümanların, zulmü ortadan kaldırmak, adaleti yerleş-tirmek ve ilayıkelimetullah için ülke veya şehirleri yönetimlerine almaları.fevza: Kaos ortamı, kargaşa, düzensizlik.fıkıh: İslam hukukunda din ve devlet işleriyle ilgili ana kaynaklardan yararlanarak konulmuş olan kural-ların bütünü.fıtrat: Yaratılış, hilkat. İnsanın yaratılıştan sahip ol-duğu fiziki özellikler.fihrist: İçindekiler.fütüvvet: Dinî ve mesleki birlik, esnaf teşkilatı.

Ggazi: İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla savaşa gidip büyük yararlılıklar gösteren ve sağ ola-rak dönen kişi, mücahit. Savaşta başarı kazanan ku-mandanlara ve hükümdarlara verilen şeref unvanı.gıybet: Dedikodu, çekiştirme, yerme, kötüleme.göçebe: Değişik şartlara bağlı olarak belli bir yöre içinde çadır, hayvan ve öteki araçlarla yer değiştiren, yerleşik olmayan kimse veya topluluk.günah: Suç, kabahat, hata, zulüm, israf, isyan, fesat, haram. Dinin emir ve yasaklarına aykırı olarak yapı-lan ve işleyene dünyada yaptırım, ahirette ise azabı gerektiren söz, iş ve davranışlar.

Hhadis: Hz. Muhammed’in, genel kural değerindeki söz ve davranışları, bu davranışları inceleyen bilim.hakan: Türk, Moğol ve Tatar hanları için “hüküm-darlar hükümdarı” anlamında kullanılan bir unvan. Osmanlı padişahlarına verilen unvan.hakem: Tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri kişi.halife: Hz. Muhammed’in vekili olarak Müslüman-ların imamlığını ve önderliğini yapmakla görevli kimse.Hanefi: Hanefi mezhebinden olan, Hanefi mezhebi-nin görüşlerini benimseyen kimse. Hanif: İslam’dan önce Mekke’de, Hz. İbrahim’in inanışını devam ettiren az sayıdaki insan topluluğuna verilen ad.haram: Dinî bakımdan yasak olan. Dinen sorumluluk çağına ulaşmış olan herkese, Allah’ın yapılmasını ke-sin olarak yasakladığı söz ve davranış.haset: Kıskançlık, çekememezlik. Başkasının elinde bulunan maddi ve manevi imkânların kendisine ve-rilmesi ve kıskanılan kişinin bu imkânları kaybetmesi için kalpte bulunan temenni ve istek.

haşrolmak: Öldükten sonra insanların hesap vermek için toplanmaları, bir araya gelmeleri.hat: Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı sa-natı.hayâ: Utanma, sıkılma duygusu, edep, ar. Kişinin, Allah’a olan içten sevgi ve saygısından dolayı kötü, çirkin, ahlak dışı ve günah olan davranışlardan rahat-sız olup onlardan kaçınması.hayır: İyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım.haysiyet: Değer, saygınlık, itibar.hısım: Soyca veya evlilik sonucu aralarında bağ bu-lunanlardan her biri, akraba.Hicaz: Arabistan Yarımadası’nda Kızıldeniz’in doğu sahili boyunca uzanan, Mekke ve Medine ile hac ve umre yapacakların ihrama girecekleri yerleri de içine alan coğrafi bölge.hicri takvim: Hz. Peygamberin Mekke’den Medi-ne’ye hicretini tarih başlangıcı olarak kabul eden ve ayın yörüngesi üzerinde dönüşüne göre düzenlenen kamerî takvim, ay takvimi. Hicreti başlangıç olarak alan takvim.hidayet: Doğru yol, hak olan Müslümanlık yolu.hilat: Hükümdarların, bir kimseye verdikleri elbise.Huda: Tanrı. hülya: Tatlı düş, hayal.hüsran: Beklenilen şeyin elde edilmemesi yüzünden duyulan acı.

I-İırz: İffet, namus. Bir kimsenin başkaları tarafından dokunulmaması ve saygı gösterilmesi gereken iffeti.icraat: Yapılan işler, çalışmalar, uygulamalar.ideal: Ülkü.iffet: Namus. Haramdan uzak durma, kötü söz ve iş-lerden kaçınma. iftira: Bir kimseye asılsız olarak haksız bir şekilde suç, günah yahut kusur sayılan bir söz, nitelik veya davranış isnat ederek onun onur ve kişiliğiyle oyna-ma. Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme.ihsan: İyilik etme, iyi davranma, bağışlama, bağışta bulunma. Karşılık beklemeden yapılan yardım, iyi-lik, ikram.ihtisas: Uzmanlık, uzmanlaşma.İlah: Tanrı, Rab. Hak olsun batıl olsun tapınılan her türlü varlık, tanrı, mabut.ilahî aşk: Allah aşkı.ilahî: Allah’a özgü, tanrısal. Allah’ı övmek, ona dua etmek için yazılıp makamla okunan dinî şiir.ilham: Esin, içe dogma. Gönle doğan şey, kalbe ge-

Page 130: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

130

len mana, akıl yürütme ve düşünmeye dayanmaksı-zın elde edilen bilgi.imaret: Yoksullara ve öğrencilere yiyecek dağıtmak için kurulmuş hayır kurumu. Aşevi.inşa etmek: Kurmak, yapmak.intizam: Düzenli, düzgün olma.irfan: Bilme, anlama, sezme. Allah’a içtenlikle ibadet eden insanların ilahî hakikatleri sezmesi, ilahî sırlara ve gerçeklere ulaşması ve bu yolla elde edilen bilgi.istikamet: Hak yolda olma, hak yola girme, doğru-luk, dürüstlük, adalet, denge, dürüstçe yaşama. istiklal: Bağımsızlık.istismar etmek: Birinin iyi niyetini kötüye kullan-ma. Sömürge, yararlanma.

Kkabile: Boy, yakın akrabaların oluşturduğu topluluk.kâinat: Evren, dünya.kam: Şaman. Şamanizmde din adamı.kamer: Ay.kamet: Farz olan namazdan önce okunan iç ezan.kamu: Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü. Bir ülkedeki halkın bütünü.kanaatkâr: Yaşamak için zorunlu olan ihtiyaçları dı-şında kalan bütün istek ve arzularından uzak durmak suretiyle yeme, içme ve çeşitli konularda aşırıya kaç-mayan, elindekiyle yetinen.karakter: Bir bireyin kendine özgü yapısı.kavim: Aralarında töre, dil ve kültür ortaklığı bulu-nan, boy ve soy bakımından da birbirine bağlı insan topluluğu.kelam: Allah’ın varlığını ve İslam dininin doğrulu-ğunu konu edinen bilim. Allah’ın konuşma sıfatı.keşif: Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma.kıssa: Kendisinden ders alınması gereken hikâye. Kur’an-ı Kerim’deki geçmiş peygamberler ve millet-lerle ilgili ibretli ve tarihi olaylar. kilise: Hristiyanların ibadet etmek için toplandıkları yer.kitabe: Yazıt.kudret: Güç, erk, iktidar, yetenek.kul: Allah’a göre insanın konumu.

Llehçe: Bir dilin tarihsel, bölgesel, siyasal sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu, konuşma tarzı.lügat: Kelime, söz, sözcük, sözlük.

lütuf: İyilik, yardım, ihsan. Nazik ve merhametli davranma. İnsanı, Allah’ın af ve rahmetine yaklaştı-ran, günahlara düşmekten uzaklaştıran her türlü ilahî yardım.

Mma’mure-i dünya: Dünyanın imar edilmesi.mabet: Tapınak, ibadet yeri, ibadethane. mabut: Kendisine ibadet edilen, tapınılan varlık, İlah, Allah, Rab. mahşer: Kıyamet günü ikinci kez sûra üflendikten sonra bütün insanların diriltilerek mezarlarından kal-kıp dünyada iken yaptıkları her şeyin hesabını vermek üzere toplanacakları yer. marifet: Ustalık, hüner, uzmanlık.matem: Yas.mecal: Güç, kuvvet, derman, takat.Mecusilik: Ateşe tapınmayı öngören inanç.medeniyet: Uygarlık.medrese: İslam ülkelerinde, düzenli öğretim kurulu-şu, yüksek okul, fakülte.medyun: Borçlu.mefkûre: Ülkü, ideal.mesh: Bir şeyi sıvazlama. Abdest alırken ıslak eli başa ve meste sürme.meşale: Bir düşüncenin öncüsü.meta: Mal, ticaret malı.metafizik: Duygularımızla idrak edemeyeceğimiz varlıkları konu edinen fizik ötesi.metodoloji: Yöntem bilimi.mezhep: Gidilecek yer, gidilecek yol, takip edilen yöntem, metot, ekol. Bir dinin görüş ve anlayış farklı-lıkları nedeniyle ortaya çıkan akımlardan her biri.meziyet: Bir kişiyi veya nesneyi benzerinden üstün gören nitelik.minyatür: Çoğunlukla yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtmayan küçük, renkli resim sanatı.miras: Birine ölen yakınından kalan mal mülk, ser-vet veya para. mistik: Mistisizm yanlısı olan ilahiyat veya mistik yaşamla uğraşan kimse.muamele: Davranma, işlem.muasır: Çağdaş.mucize: İnsanın benzerini yapmaktan âciz kaldığı, alışılagelmiş şeylere aykırı olan, olağanüstü işler. Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla gösterdikle-

Page 131: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

131

ri olağanüstü olaylar. muhatap: Kendisine söz söylenilen kimse, kendisiy-le konuşulan kimse.mukaddes (kutsal): Allah ve peygamberin önem verdiği, dinî değeri olan şey.musibet: İnsanın başına gelen felaket, sıkıntı veren şey.mutasavvıf: Tasavvuf inançlarını benimseyerek ken-dini Allah’a adamış kimse. Nefsin bütün mertebe-lerini geçmeye çalışarak nihai hakikati elde etmeye ve Hakk’a ulaşmaya çalışan, insani davranışlarda İslam’ın ahlaki prensiplerini huy ve karakter hâline dönüştürmeyi amaçlayan ve bütün bunları gerçekleş-tirmek için tasavvuf yoluna giren kimse. mübarek: Bereketli, hayırlı, uğurlu, kutlu, feyizli.müderris: Ders veren kişi.müessese: Kuruluş, kurum.mükellef: Sorumluluk ve yükümlülük taşıyan kişi. Akli dengesi yerinde, ergenlik çağına ulaşmış, dinin emir ve yasakları karşısında sorumlu bulunan erkek ve kadın.mülkiyet: İyelik, sahiplik.münezzeh: Temiz, arı, uzak.müsamaha: Hoşgörü, bağışlama, kolaylık gösterme. İslam’da, bir kimsenin hatasını yüzüne vurup mahcup etmeksizin hoş görme, anlayış göstererek bağışlama veya hatasını düzeltmesi için imkân hazırlama.müspet: Olumlu, pozitif.müşrik: Allah’a inandığını söylediği hâlde birçok tabiat olayının yaratılmasını ve idaresini Allah’ın dı-şında birtakım güçlere bağlayan ve bu güçleri kutsal-laştırarak Allah’a ortak koşan kimse. müşterek: Ortak, el birliğiyle yapılan veya hazırla-nan.

Nnafaka: Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü.nafile: Farz ve vacip dışında sevap kazanmak ama-cıyla yapılan ve Hz. Peygamberin de yapmış olduğu ibadetler ve davranışlar. nasihat: Öğüt, akıl verme, yol gösterme, doğruya yönlendirme, güzel tavsiyede bulunma.nazar: Bakış, bakma, göz atma.nefha: Güzel koku, esinti.nefis: Öz varlık, kişilik.nikâh: Evlenmelerine dinî bir engel bulunmayan ve belirli şartları taşıyan erkek ve kadının beraberce bir hayat sürmek için şahitler önünde gerçekleştirdikleri evlilik anlaşması.

nimet: İyilik, lütuf, ihsan. İyi yaşamak için gerekli her şey.niyaz: Yalvarma, yakarma.nur: Aydınlık, yakmayan ışık, parıltı. İlahî bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık.nüsha: Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri.

O-Pozan: Sazla şiirler söyleyen halk şairi.panayır: Belli zamanlarda ve genellikle küçük yer-leşme birimlerinde kurulan, sergi niteliği de taşıyan büyük pazar.papalık: Papanın makamı veya görevi. Başında pa-panın bulunduğu siyasi ve dinî kurum.papirüs: Eski Mısırlıların, Nil kıyılarında yetişen, sürüngen, çıplak saplı, otsu bir bitkiden yaptıkları kâğıt.peyda: Belli, açık.propaganda: Bir öğreti, düşünce veya inancı başka-larına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla söz, yazı vb. yollarla gerçekleştirilen çalışma.protokol: Resmî ilişkilerde ve işlemlerde uygulanan kurallar.prototip: İlk örnek.pusula: Üzerinde kuzey, güney doğrultusunu göste-ren bir mıknatıs iğnesi bulunan ve yön tespit etmek için kullanılan kadranlı araç, yön belirteci.put: Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne.putperest: Allah’a yapılması gereken ibadeti, ona gösterilmesi gereken saygı ve sevgiyi, Allah’ın dı-şında ilah kabul edilen herhangi bir varlığa gösteren, puta tapan, şirk ve küfür içinde olan kimse.

RRab: Allah, yaratan, yaşatan, büyüten ve yöneten.rahip: Hristiyanlarda dünyadan el etek çekerek genel-likle manastırlarda evlenmeden yaşayan din adamı. refah: Bolluk, varlık ve rahatlık içinde yaşamak.Refref: Hz. Peygamberin Miraç Gecesi’nde bindiği bineklerden biri.rızık: Allah’ın bütün yarattıklarına verdiği nimet.riayet: Uyma, boyun eğme.ruhban: Dünyadan el etek çekerek yaşam süren ra-hipler. İslamiyet dışındaki dinlerin din adamları.

SSabii: Gök cisimlerine inanan kimse.safha: Evre.

Page 132: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

132

safi: Katıksız, duru, temiz, net.sahabe: Hz. Muhammed’i görmüş ve onun sohbetin-de bulunmuş Müslümanlar.sâkit: Susmuş, sessiz.seciye: Yaradılış, huy, karakter.semavi: Gökle ilgili, göğe ilişkin.sembol: İşaret, simge.sinagog: Yahudilerin ibadet etmek için toplandıkları yer, havra.soyutlamak: Bir kimseyi, durumu, düşünce vb.ni içinde bulunduğu toplum, durum veya düşünceden ayrı tutmak.step: Bozkır.sufî: Tasavvuf inançlarını benimseyerek kendini Allah’a adamış kimse.sünnî: Sünnet ehlinden olan kimse. İnanç ve uygu-lama ile ilgili konularda ehlisünnet denilen Selefilik, Eşarilik ve Maturidilik gibi inanç ekollerine veya Ha-nefilik, Malikilik, Şafiilik ve Hanbelilik gibi İslam fı-kıh ekollerine göre hayatını düzenleyen kimse. süryani: Samilerin, Arami kolunun doğu bölümünde olan bir Hristiyan topluluğu ve bu topluluktan olan kimse.

Şşahsiyet: Kişilik.şan: Ün, şöhret.şehbal: Kuşun kanadındaki en uzun tüy. şehit: Allah yolunda veya Allah’ın kutsal kabul etti-ği din, vatan, namus, mal ve can güvenliği için cihat ederken öldürülen mümin.şems: Güneş.şer: Kötülük, fenalık.şeref: Onur.şer-i mübin: Apaçık din.şirk: Allah’ın birden çok olduğuna inanma, Allah’a ortak tanıma, eş koşma.şüheda: Şehitler.şükretmek: Allah’a duyulan minneti dile getirme. Mutlu bir olay veya durumdan, yapılan iyilikten du-yulan hoşnutluğu bildirme.

Ttaarruz: Saldırı.taassup: Bağnazlık, aşırı taraftarlık, tutuculuk, körü körüne bağlılık. Herhangi fikri, siyasi veya sosyal olayın çözümü ve açıklamasıyla ilgili bir düşünceyi tek doğru kabul edip karşı görüşte olan insanların düşüncelerine değer vermeme; anlayıp dinlemeden

inkâr etme, kendi görüşlerini başkalarına kabul ettir-mek için baskı yapma.tabiat: Huy, karakter.tabiiyet: Uyruk.tahsil etmek: Öğrenim yapmak.takva: Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyruk-larını yerine getirme. Günahtan sakınma, korunma.tamah: Aç gözlülük.tasavvuf: Kur’an’da önerilen ve Peygamberin ha-yatında uygulamaları görülen hayat tarzını yaşama gayreti.tasavvur: Göz önüne getirme, hayal etme, zihinde bir kişilik kazandırma.tasdik: Doğrulama, gerçekliğini kabul etme, inan-ma, iman etme, gönülden bağlanma.tebessüm: Gülümseme.tecessüs: İnsanların birbirlerinin gizli durumlarını, ayıplarını ve kusurlarını araştırıp ortaya dökmeleri.tefeci: El altından yüksek faizle ödünç para veren kimse, faizci.tefrika: Birbirine kötülük etmeye kadar varan sürekli anlaşmazlık, ikilik.tekeffül: Bir şeyin sorumluluğunu üzerine almak, kefil olmak.telkin: Bir duyguyu bir düşünceyi aşılama. teşebbüs: Girişim.teşekkül etmek: Belirmek, belli bir biçim almak, oluşmak. Kuruluş olarak oluşmak.teşkilat: Örgüt.tevazu: Alçak gönüllülük. İnsanın, kendisinin de ya-ratılmış olduğunu bilerek insanlara karşı büyüklük taslamaması. tezhip: Kitaplarda, sayfaların yaldız ve boya ile be-zenip süslenmesi.tutsak: Esir.

U-Üukba: Ahiret.ulvi: Yüce.Urduca: Pakistan’da kullanılan resmî dil.usturlap: Gök cisimlerinin yükseltisini ölçmekte kullanılan araç.uzlet: İnsanın kendini geliştirmek amacıyla günahlar-dan ve günaha sebep olan davranışlardan kaçınması, başkalarının kötü davranışlarından etkilenmemek için toplumdan uzaklaşma, yalnızlığı tercih etme.ülkü: Amaç, ideal.

Page 133: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

133

V-Y-Zvicdan: Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargı-da bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üze-rine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç.yumaz: Yıkamaz (yumak: yıkamak).zan: Şüphe, tereddüt. Doğruluğu ya da yanlışlığı ke-sin olarak kanıtlanmayan şey. zanaat: İnsanların maddeye dayanan gereksinimle-rini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte dene-yim, beceri ve ustalık gerektiren iş.zaviye: Şehir ve kazaların kenarlarında veya uzak yerlerinde kurulan küçük tekke.zayiat: Kayıplar.Zerdüştlük: İsa’dan önce yedinci yüzyılda Zerdüşt tarafından düzenlendiği ileri sürülen, temel ilkeleri, iyilik ve kötülük olan din.zeval: Yok olma.zina: Aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasın-daki cinsel ilişki.ziyafet çekmek: Konukları yemekli ağırlamak.zuhur: Ortaya çıkma, görünme.zulüm: Güçlü bir insanın yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kaygı, acıma-sızlık, haksızlık, cefa.

Page 134: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

134

KAYNAKÇAAhmet bin Hanbel, el-Müsned, Beyrut, 1991.AKSEKİ, Ahmet Hamdi, İslam Dini, Nur Yayınları, Ankara, 1989.ALTINOK, Baki Yaşa, “Ehl-i Beyt ve Türkler”, Hacı Bektaş Veli Dergisi. ASYA, Arif Nihat, Dualar ve Âminler, Ötüken Yayınları, İstanbul, 1999.Atatürkçülük, Cilt 1-3, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1997.Atatürk İlke ve İnkılapları Tarihi, Açık Öğretim Fakültesi Yayınları, Cilt 1-11, Ankara, 1997.Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, 1989.Bektaş-ı Veli, Garibnâme (hzl.: Bedri Noyan), Ardıç Yayınları, Ankara.Bergson Hanri, Les Deux Sources de la Moral et de la Religion, Paris, 1932.BERKİ, Ali Himmet; KESKİOĞLU, Osman, Hz. Muhammed ve Hayatı, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1988.BOLAY, Süleyman Hayri, Felsefi Doktrinler Sözlüğü, Akçağ Yayınları, Ankara, 1987.Buharî, Sahih-i Buharî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1982.Buharî, Sahih-i Buharî, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992.CEBECİOĞLU, Ethem, Hacı Bayram Veli, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2004.CİLACI, Osman, Günümüz Dünya Dinleri, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1998.ÇELİKKAYA, Hasan, Eğitim Sosyolojisi, Alfa Yayınları, İstanbul, 1996.Diyanet Çocuk Dergisi, “Ufkumuzu Aydınlatanlar İsmail Gelenbevi”, Ağustos, 2001.DÜZDAĞ, M. Ertuğrul, Mehmet Âkif Hakkında Araştırmalar I, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, İstanbul, 2000.Ebu Davut, Sünen, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992.EĞRİ, Osman, Alevi Bektaşi Kaynaklarında Kur’an Tasavvuru, Diyanet Aylık Dergi, Şubat, 2004.EROĞLU, Hamza, Türk İnkılap Tarihi, Millî Eğitim Bakanlığı Basımevi, İstanbul, 1982.ERSOY, Mehmet Akif, Safahat, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları (çev.:M. Ertuğrul Düzdağ), İstanbul, 2000.Genelkurmay Başkanlığı, Atatürkçülük, Cilt 1-3, Millî Eğitim Basımevi, İstanbul, 1997.GÜLER, Ali, Atatürk ve Cumhuriyet, Berikan Basımevi, Ankara, 2004.GÜZEL, Abdurrahman, Hacı Bektaş Veli ve Makâlât, Akçağ Yayınları, Ankara, 2002.Hacı Bektaş Veli, Mâkâlât, (hzl.: Ali Yılmaz, Mehmet Akkuş, Ali Öztürk), Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2009. Hacı Bektaş Veli, Mâkâlât-ı Gaybiyye ve Kelimât-ı Ayniyye.HAKİM, Müstedrek, Cilt 2, Beyrut, 1990.HEYET, İlmihâl, Cilt 1-2, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2004.HEYET, Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2001.HEYET, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt 1-26, İstanbul, 1988-2005.Hoca Ahmet Yesevi, Divan-ı Hikmet (hzl.: Hayati Bice), Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2001.İNAN, Ayşe Afet, Atatürk Hakkında Hatıra ve Belgeler, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 1981. İNAN, Ayşe Afet, Mustafa Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1971.KOCATÜRK, Utkan, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, Turhan Kitabevi, Ankara, 1984.KOMİSYON, Ortaöğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretim Programı, Devlet Kitapları Müdürlüğü, İstanbul, 2005. KOYUNCU, Ali Sarı, Atatürk Din ve Din Adamları, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2004.

Page 135: 9. SINIF · 2020. 12. 20. · Din, maddi ve manevi her türlü s ıkıntıya karşı insanın direncini artt ırır. İnsan, günlük hayat ın-da karşılaştığı yalnızlık,

135

Kuleyni, Muhammed bin Yakub, el-Kâfî, Daru’s-Sa’b, Beyrut, 1980.Morrisson, A. Cressy, İlim İman Etmeyi Gerektirir (hzl.: Nurettin Boyacılar), Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1988.Muhammed Ebu Zehra, İmam Şafii (çev.: Osman Keskioğlu), Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1996.Nehcü’l-Belâğa (hzl.: Abdullah Gölpınarlı), Yeni Şark Maarif Kütüphanesi, İstanbul, 1972.NİRUN, Nihat, Aile ve Kültür, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara, 1994.OCAK, Ahmet Yaşar, Türk Sufiliğine Bakışlar, İletişim Yayınları, İstanbul, 2002.OCAK, Ahmet Yaşar, Türkler, Türkiye ve İslam, İletişim Yayınları, İstanbul, 1999.ONAN, Necmeddin Halil, “Bir Yolcuya”, Hayat Dergisi, Sayı 21, İstanbul, 1927.ÖNER, Necati Stres ve Dini İnanç, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 1989.ÖZ, Baki, Bektaşilik Nedir?, İstanbul, 1997.ÖZ, Mustafa, İmam-ı Âzam’ın Beş Eseri, İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, İstanbul, 1992.ÖZCAN, Hüseyin, Alevi-Bektaşi Kültürüne Bakışlar (Canların Nefesinde), Horasan Yayınları, İstanbul, 2003.Riyazü’s-Salihin ve Tercemesi, Cilt 1-3, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1991.Müslim, Sahih-i Müslim, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992.SARIÇAM, İbrahim, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2004.Seçme Hadisler, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1992.SEZER, Ayten (Editör), Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2003.Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, Cilt 1-4, Risale Yayınları, İstanbul, 1991.SÜLÜN, Murat, Türk Toplumunun Kur’an-ı Kerim Kültürü, Ayışığı Kitapları, İstanbul, 2005.ŞARDAĞ, Rüştü, Her Yönüyle Hacı Bektaş Veli ve En Yeni Eseri Şerh-i Besmele, İzmir, 1985.ŞİMŞEK, Muhittin, Ahilik, Hayat Yayınları, İstanbul, 2002.T. C. Anayasası, 1982.Tirmizi, Sünen, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992.TURAN, Kemal, Ahilikten Günümüze Mesleki ve Teknik Eğitimin Tarihi Gelişimi, İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, İstanbul, 1996.TURAN, Osman, Selçuklular ve İslamiyet, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1998.Yazım Kılavuzu, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2005.Yeni Türk Ansiklopedisi, Ötüken Yayınları, İstanbul, 1985.YÜCEL, İrfan, Peygamberimizin Hayatı, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1999.

İnternet Kaynakları: http://www.tdk.gov.tr