20.yÜzyil resİm sanati 8_20_yy... · 2011. 11. 14. · böylece resim kitaplardan duvara ve iç...
TRANSCRIPT
14.11.2011
1
20.YÜZYIL TÜRK RESĠM
SANATI
ELĠF OKUR TOLUN
Week 8
20.YY TÜRK RESĠM SANATI
ÇağdaĢ Türk Resim tarihine baktığımızda 100 yılı zor bulan bir geçmiĢle karĢılaĢıyoruz.
Türk resminin 19.yy.dan önceki örneklerinin genellikle el yazması kitap resmine dayandığını biliyoruz.
Bunlar daha cok minyatür adı verilen 500 yılı aĢan zengin bir tarihe sahiptir.
Ancak batı anlamında “peinture” sıfatıyla ilgili sanatımızın geçmiĢi çok da uzak değildir.
Minyatürlerimizde, dramatik, kiĢisel anlatım heyecanı yansıtan bireyci bir biçimleme niyeti ve giriĢimi yoktur.
Uygulamada, üslüplaĢmıĢ, gelenekçi bir figür,mekan ve manzara biçimlenmesiyle,tek bir boyama tekniğine bağlı kalınmıĢtır.
14.11.2011
2
14.11.2011
3
Batıda resim sanatının geliĢimine din kurumlarının büyük katkısı olurken,bizde öyle bir geliĢme olmamıĢtır.
Batıda kiliselerin de isteği ile kitap resimlerinden büyük boyutlu fresklere,tuval resimlerine geçilirken bizde minyatürlerden
uzaklaĢılmamıĢ.
UzaklaĢılmadığı gibi minyatür resmide belli kurallara oturtulmuĢtur.
Örneğin teknik olarak bir çeĢit guaj tempera karıĢımı bir boya kullanılmıĢtır.
Amaçları metnin resimlendirmesi konu anlatımını güçlendirici bir tasvirdir.
Ancak Osmanlı Ġmp.nun batıya yöneliĢi ile terketmeyi göze aldığı geleneksel kültürünün bir parçası minyatür resim anlayıĢı
olmuĢ.
14.11.2011
4
19.yy’da minyatür resmine batı resim yöntemleri girmeye baĢlamıĢ.
Batı teknikleri minyatürlerde gerçek anlamda kullanılmaya baĢlanmıĢtır.
Ġnce fırça vuruĢlarıyla ve pastel renkleriyle dikkat çeken resimde ıĢık gölge kullanımı ve perspektif kullanımı kusursuzdur.
Bu manzaralar artık minyatürden çok duvar resmi gibidir.
Yöneticiler artık batı bilim ve tekniklerinin ülkede yerleĢmesi için çaba sarfediyorlardı.
Örneğin Ġstanbulda matbaa kurulmuĢtu.
Artık kitaplara gereksinim azalmıĢtı.
Minyatür sanatı giderek etkinliğini yitiriyordu.
Ve yerini duvar resimlerine bırakmıĢtı.
14.11.2011
5
Sanatımızda batılılaĢmanın ilk evresini oluĢturan 18 ve 19. yy
Avrupa etkileriyle mimaride yeni biçimler denenmiĢtir.
17 ve 18.yy Avrupa mimarisinde yaygın olan barok ve rokoko
üslupları 18.yy 2. yarısında ülkemize ulaĢmıĢtır.
Özellikle de iç mimariyi etkilemiĢtir.
Bu yeni batılı biçimlerin Osmanlı mimarisine girmesiyle duvar
resmi diyeceğimiz bir resim türü geliĢmiĢtir.
Bunlar kuru sıva üzerine tutkal veya su ile karıĢtırılarak toprak
boyalarla yapılan resimlerdir.
Böylece resim kitaplardan duvara ve iç mekanlara taĢınmıĢtır.
14.11.2011
6
14.11.2011
7
Cumhuriyet ortamına doğru bir gidiĢ yaĢanırken Ġstanbul sanat
merkezi haline gelmiĢti.
Osmanlı sarayı,askeri okul çıkıĢlı ressamlar arasında yetenekli
gördüklerini Avrupa’ya göndererek,dönüĢlerinde ise Harbiye
Tıbbiye gibi eğitimi batılı modellere yakın olan eğitim kurumlarında
öğretmen olarak görevlendirerek sanat hayatını
hareketlendirmeye çalıĢmıĢlardır.
14.11.2011
8
ĠLK RESSAMLAR
Mühendishane-i Berri-i Hümayun (1794)
Ferik Ġbrahim PaĢa: Askeri okul çıkıĢlı ilk Türk yağlıbaya
ressamıdır.
.
ġeker Ahmet PaĢa: Az renk kullanarak peyzajlar üretmiĢtir.Klasist-
romantik bir eğitim almasına rağmen Courbert’nin resim
anlayıĢına yakın resimler yapmıĢtır.
14.11.2011
9
Osman Hamdi: Kaplumbağa terbiyecisi resmiyle Türkiye’de en çok tanınan sanatçılarımızdandır.
Genelde fotoğraftan yararlanarak çalıĢmıĢtır.Hiçbir fotoğraf o dönemde birbirinden farklı uzaklıklarda ve değiĢik düzlemlerde
bulunan nesneleri eĢit derecede açık seçik saptayamaz.
Onun resimlerinde objeler ayrıntılı ve açık seçik boyanmıĢtır.Her hangi bir ayrıntıyı zumlamak öne çıkarmak yerine bütünü
detaylı çözümlemeyi amaçlamıĢtır.
Aynı zamanda arkeologtur.Resimlerindeki figürlerin kıyafetleri folkloriktir.
14.11.2011
10
14.11.2011
11
Bu ressamlara daha sonradan bir çok çevreler tarafından
primitifler olarak bir nitelendirme de yapılmıstır.
Genel olarak yurtdıĢına ilk olarak gidip dönen asker kökenli
sanatçılar klasist-romantik ekolü benimsemiĢ olarak yurda
dönmüĢlerdir.
14.11.2011
12
Halil PaĢa: Pariste Gerome atölyesinde çalıĢmıĢtır.Ancak o
dönemde empresyonizmin etkisinde kalmıĢtır.
Bu anlamda öncü niteliği taĢır ama tamamen emresyonizmi
benimsemiĢ değildir.
14.11.2011
13
Daha sonra acılan Sanayi-i Nefise mektebi Türk resim
sanatının geliĢiminde önemli bir rol oynar.(1887) ,
Osman Hamdinin Müdürlüğünü yaptığı okuldan
• Hoca Ali Rıza,
• Üsküdarlı Cevat,
• Sami Yetik,
• Ġbrahim Çallı ;
gibi Çallı kuĢağını oluĢturan sanatçılar yetiĢmiĢtir
14.11.2011
14
1914 DÖNEMĠ
1914’den sonra yeni bazı eğilimler baĢlamıĢtır.
Bu dönemi Ġzlenimci yani empresyonist dönem diye nitelemek
mümkündür.19.yy ortalarından sonra Claude Monet, Camile
Pissaro,Renoir gibi sanatçılar batıda etkinliğini sürdürüyordu.
Onlar emresyonizmin tipik temsılcilerindendi.
Bu dönemde resim artık stüdyodan dıĢarı kaydı sanatçılar doğaya
çıkıp anlık ıĢık gölgeleri tuvallerine yansıtmaya baĢladılar.
Artık figürlerdeki kontur çizgilerinin yerini serbest fırça darbeleri
almaya baĢlandı.
14.11.2011
15
Renkler daha pastel gün ıĢığını yansıtırken yumuĢak renk
geçiĢleri yakalanmaya baĢlandı.Hareket özellikle de
anlık hareketi yakalamak önem kazandı.
Avrupaya gidip dönen sanatçılarımızın resimlerinde de bu
eğilim hakimdi.Bunlar farklı sergiler yapmaya entellektüel
bir ortam yaratmaya baĢladılar.
Özellikle Osmanlı Ressamlar Cemiyeti bu atılıma katkıda
bulunuyordu.
Dönemin sanatçıları arasında
Ġbrahim Çallı, Hikmet Onat, Nazmi Ziya, Feyhaman Duran,
Avni Lifij, Namık Ġsmail yer alır.Bunlar resimlerini daha
çok Galatasaraylılar Yurdunda sergiliyorlardı.
Ġbrahim Çallı: En çok adı duyulan sanatçılarımızdandır.
KiĢiliği ile ön plana çıkmıĢ bu kiĢiliğini resimlerine de
yansıtmıĢtır.
Önceden hazırlıksız eskizsiz ve taslaksız yapmaya
baĢladığı resimlerine coĢkulu bir anlatım katmıĢtır.
Kompozisyonları henüz bitmemiĢ hatta resim
çerçevesinden kaçacak gibidir.
Empresyonizmin getirdiği bütün teknikleri kullanmıĢtır.
Hatta bu aceleci tavrı onu dıĢavurumculuğa
(ekspresyonizm) yaklaĢtırır.
Resimlerinde coĢkulu bir anlatım dili vardır.
14.11.2011
16
14.11.2011
17
Feyhaman Duran:
Galatasaray Lisesi kökenlidir.
Portreleri ile meĢhur olmuĢ bir santçıdır.
Oda resimlerinde emresyonimin bütün özelleklerini yansıtır.
Sağlam bir desen anlayıĢı vardı.
ġeffaf karanlıkta kaçan renk, modele benzeyiĢ valör
doğruluğu resimlerindeki belirgin özelliklerdir.
14.11.2011
18
Hikmet Onat:
Aynı zamanda bir deniz subayı idi.Deniz ögesini
resimlerinde sık sık kullanıyordu
Denize tutkundu.
Resimlerinin Cezzanne’a dolayısıyle post empresyonizme
yakınlığından bahsetmek mümkündür.
14.11.2011
19
Nazmi Ziya Güran:
Fransız Neo-Empresyonizminden etkilenmiĢ bir sanatçıdır.
14.11.2011
20
Avni Lifij:
ġair bir ressamdı.
Resimlerinde de Ģiirsel bir tat vardır.
Duygulu, süslemeyi seven bir yapısı vardır.
Empresyonizmin ıĢık etkilerini kullanmıĢtır.
ġevket Dağ:
1914 sanatçıları arasında farklı bir çizgidedir.
Galatasaray sergilerine düzenli katılmıĢtır.”Cami Ressamı”
diye bilinir.
Batının ne akademik nede çağdaĢ resim akımları ile
ilgilenmiĢtir.
Tamamen kendi çizgisinde devam eden bir sanat
anlayıĢına sahipti.
14.11.2011
21
Sami Yetik:
Empresyonist eğilimin dıĢında kalmıĢ özgün santçılarımızdadı.
Sanayii-Nefise Mektebinin doğaya sıkısıkıya bağlı “naturalist” eğilimi
1928-1933 lerde Atatürk Türkiyesinin batılılaĢma ideali ile sona
erecekti.
Artık sanatta “yorum” baĢlamıĢtı.
Müstakil ressamlar birliği ve arkasından D Grubu yeni bir giriĢimi
baĢlattı.
Onlar “Sanat doğaya katılmıĢ insandır” felsefesine bağlanmıĢlardı.
Ressamlar kendini çevreleyen yaratıklara, nesnelere ve doğal
görünümlere tutsak olmayacak, onlara kiĢisel bir yorum katabilecek,
duygusallığı fikirsel çabayı ekleyebilecekti.
14.11.2011
22
Gene yurt dıĢına gönderilen ;
REFĠK EKĠPMAN ,CEVAT DERELĠ, ġEREF AKDĠK,
MAHMUT CÜDA , ALĠ AVNĠ ÇELEBĠ farklı bir çizgi
olusturdular.
Döndüklerinde hocalarına bir karĢı çıkıĢ içine girdiler.onlar
empresyonist renkçilikten çok tablonun desen yapısına
çizgisel kuruluĢuna önem verdiler.
Bu kuĢak cezanne-picasso karıĢımı bir kübizme
bağlandılar.
14.11.2011
23
CEVAT DERELĠ:
Yerel eğilimli bir uslup geliĢtirmiĢtir. Anadolu kadınının
erkeğini çalıĢırken konu olarak ele almıĢtır.
Konu kübizme yakın bir ifade biçimiyle anlatılmıĢtır.
Resimlerinde gerçek anlamda bir kübizimden bahsetmemiz
oldukça zordur.
Figürlerinde daha çok sadelesĢtirme çabası gözlemlenir.
batıdaki kübist eğitimin telini oluĢturan analitik biçimleme
görülmez.
14.11.2011
24
Ali Avni ÇELEBĠ ve Zeki KOCAMEMĠ;
Almanya da
HANS HOFMAN’IN atölyesinde çalıĢıyordu.
Hoca resim sanatının temelini desen olarak görüyordu .
Öğrencilerine modele yeni bir bakıĢın yorumun ilkelerini aĢılıyordu.
Örneğin canlı modele yada nesneye baĢlı baĢına bir bakıĢ değil
çevresiyle ilgisi göz önünde bulundurulmalıydı.
Doğal nesneler ilk olarak geometrik bir kalıp içine alınarak çizgisel
bir Ģemaya oturtulup hava içinde kapladığı yeri kitle ağırlığı ile
saptanacaktı.
Böyle bir desen Kübizmin geometrik prensiplerine nesnelerin
Ģematik parçalara ayrılmasına uygun olmakla beraber bir yandan
da EKSPRESYONĠST sisteme uygun bulunuyordu.
14.11.2011
25
14.11.2011
26
ZEKĠ KOCAMEMĠ
14.11.2011
27
Abidin Dino , Nurullah BERK Zeki Faik Ġzer Elif Naci, Cemal Tollu ve
heykeltraĢ Zühti Müritoğlu D grubunu oluĢturmuĢtur.
Müstakillerin pek belirlenmeyen sanat eğilimlerine karĢın D grubu
sanata ne getireceği önceden saptanmıĢtı.
D gubu kübizm ve konstriksüyon eğiliminde birleĢeceklerdi.
(Konstrüksiyon inĢacı kurucu anlamına geliyor)
Zeki Faik Ġzer kübizmden çok soyutlamaya önem vermiĢtir.
DıĢ görünüĢlerden arınmıĢ dıĢ görünüĢü izlemeyen renk lekelerini
peĢin tasarlanmamıĢ hesaplanmamıĢ fırça oyunlarına girmiĢti.
D grubu giderek geniĢledi . Bedri Rahmi Eyüpoğlu , Halil Dikmen ,EĢref
Üren , Sabri Berkel , Hakkı Anıl, Arif Kaptan , Salih Urallı katıldı.
Bedri Rahmi Eyüpoğlu Türk sanatında önemli bir isimdir.
Onun resmleriyle ılk defa resım Anadolu kaynağından beslenmeye baĢlamıĢtır.
FOLKLORĠK motifler halı,kilim çini ,yazma ,hat sanatı , minyatür resimlere görsel bir eleman olarak katılmıĢtı.
Ġlk defa Bedri Rahmi ile doğu-batı sentezinden söz etmek mümkün oldu.
Farklı bir çok malzeme ile çalıĢan sanatçı, mozaik duvar resimleri mekan düzenlemeleri yapmıĢtır.
Daha sonra; yenı dal gıbı guruplar gundeme gelmıĢtir.
Bunlar zaman zaman toplumsal içerikli mesajlar vermeye yönelmiĢtir.
Resimlerinde konu olarak yoksul kiĢileri iĢçileri iĢlemiĢlerdir.
KurtuluĢ savaĢı konulu resimlerede rastlanmak mümkündür.
14.11.2011
28
ABĠDĠN DĠNO
ABĠDĠN DĠNO
14.11.2011
29
NURULLAH BERK
14.11.2011
31
ELĠF NACĠ
14.11.2011
32
CEMAL TOLLU
Fikret Mualla :
Herhangi bir gruba dahil olmayan bohem yaĢantısı ve bu yaĢantının izlerini
taĢıyan resimleriyle meĢhur olmuĢ, hayatı boyunca pariste yaĢamıĢ
sanatçılarımızdandır.
Güçlü bir desen anlayıĢı vardır.
Ġyi bir renkçi idi.
Resimlerinde daha çok paris sokakları ve meyhaneler soyut figurative bir
eğilimle ele alınmıĢtır.
Fahrünisa Zeid:
Özgün üslubuyla dikkat çeker.
Resimlerinde doku ağırlıklı soyutlamalar vardır.
Fikret Mualla ve Fahrünisa Zeid yurt dıĢında da belli bir yer edinmiĢ
sanatçılarımızdandır.
14.11.2011
33
FĠKRET MUALLA
FĠKRET MUALLA
14.11.2011
34
FAHRÜNNĠSA ZEĠD
Günümüz resmindeki baĢlıca yönelimleri Ģu gruplar halinde toplayabiliriz,
• Genellikle izlenimci bir anlayıĢ doğrultusunda , kazanılmıĢ deneylere bağlı
çalıĢmalarını kararlı bir çizgide sürdürenler.(ibrahim çallı kuĢağı)
• Eski deneyleri , yeni anlayıĢlara doğru geliĢtirenler biçimci ve inĢacı eğilimde
yapıt verenler.( Nurullah Berk ,Cevat Dereli)
• Yöresel görünümleri ve bizim insanımıza çağdaĢ anlayıĢla
yorumlayanlar.geleneksel kültürümüzden ve sanatımızdan yaralanma
çabası gösterenler ( Bedri Rahmi Eyüpoğlu , Turgut Zaim , Nuri Ġyem)
• Naif ressamlar ya da resimlerinde belirli ölçüde naif öğelere yer verenler
• ( Hüseyin Yüce , Yalçın Gökçebağ )
• EleĢtirsel , toplumsal yada toplumcu gerçekçiler; ( NeĢet Günal, NeĢe Erdok)
14.11.2011
35
BEDRĠ RAHMĠ EYÜPOĞLU
TURGUT ZAĠM
14.11.2011
36
TURGUT ZAĠM
HÜSEYĠN YÜCE
14.11.2011
37
YALÇIN GÖKÇEBAĞ
NEġET GÜNAL
14.11.2011
38
NEġET GÜNAL
NEġE ERDOK
14.11.2011
39
NEġE ERDOK
• Fantastik gerçekçiler ; Türk resmine özgün bir kiĢilik katmak
isteyenler ( Ergin Ġnan , Mehmet Güleryüz)
• Non-figütarifler yada soyutçular ( Adnan ÇOKER , Ferruh BaĢağa
,Fahrinüsa Zeid, Zeki Faik Ġzer , Halil Akdeniz)
• Figüratif soyutlamacılar: ( Adnan Turani; Hayati Misman , Mustafa
Ayaz)
• Kavramsal sanat çalıĢmaları ve yeni deneysel giriĢimlerde
bulunanlar ( Ömer Uluç ,Bedri Baykam , Erdağ AKSEL)
14.11.2011
40
ERGĠN ĠNAN
MEHMET GÜLERYÜZ
14.11.2011
41
MEHMET GÜLERYÜZ
FERRUH BAġAĞA
14.11.2011
42
FERRUH BAġAĞA
HAYATĠ MĠSMAN
14.11.2011
43
MUSTAFA AYAZ
14.11.2011
44
ÖMER ULUÇ
BEDRĠ BAYKAM
14.11.2011
45
14.11.2011
46
14.11.2011
47
14.11.2011
48
14.11.2011
49
14.11.2011
50
14.11.2011
51
14.11.2011
52
Bedri BAYKAM
14.11.2011
53
HAYATĠ HĠSMAN