107, 3547, 9874,11.000, 11.987 nitelik mi ... - tıp dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve...

16
İstanbul Tabip Odası Aile Hekimleri Komisyonu tarafından, "ASM çalışanlarını Acil birimlerinde çalıştırmayı içeren yönetmeliğin iptalini ve Ödeme ve Sözleşme Yönetmelik taslağının kamuoyuna yansımış haliyle çıkarılmamasını, yapılacak düzenlemelerde meslek odamızın görüşlerinin gerçek anlamda dikkate alınmasını istiyorum." talebini içeren imza kampanyası başlatıldı. Aile hekimleri talepleri için imza kampanyası başlattı 2 Tıp fakültelerinin birbiri ardına açıldığı, özel tıp merkezlerinin tabelalarının değiştirilerek “tıp fakültesine” dönüştürüldüğü bir ortamda, nitelikli tıp eğitiminden bahsetmek neredeyse imkansız hale geldi. Son olarak ÖSYM tercih kılavuzunda değişikliğe gitti ve tıp fakültelerine 2 bin 491 ek kontenjan getirildi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi ve Bilişimi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Melih Elçin tıp fakülteleri ve tıp eğitiminin niteliği üzerine sorularımızı yanıtladı. “örgütlü emek, sağlıklı toplum” www.ttb.org.tr Sayı: 199 Ekim 2013 Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından TTB’ne gönderilen yazıda, Gezi olaylarında 12 kişinin kör olduğu iddiaları üzerine araştırma yapıldığı, 3 kişinin kimlik bilgilerine ulaşıldığı, diğerlerinin bilgilerine ulaşılamadığı belirtilerek ‘sorumlular hakkında işlem yapılması’ amacıyla “12” kişinin bilgileri istendi. TTB’nin hastaların rızaları olmaksızın kimlik bilgilerini vermeyeceğini söylemesi üzerine bazı medya organları “Gezi Suskunluğu” “Türk Tabipleri Birliği’nin gezi yalanı” gibi başlıklarla hekimleri ve TTB’ni hedef aldı. TTB ve TİHV tarafından yapılan açıklamada ise bazı yayın organlarında TTB ve hekimlik değerlerinin hedef alınmasına tepki gösterilerek, vahşi polis şiddetini ‘görünmez kılma’, ‘meşrulaştırma’ çabaları eleştirildi. TTB, medya ve polis hedefinde! 5 TTB Genel Yönetim Kurulu 21 Eylül 2013 tarihinde Ankara’da toplandı. 25 tabip odasından temsilcinin katıldığı toplantıda, Türkiye sağlık ortamı, Ortadoğu’da savaş ve sağlık muhalefeti, TTB, tabip odaları ve hekimlere yönelik baskılar, hekimlerin çalışma koşulları, birinci basamak sağlık hizmetleri, tıp fakülteleri ve tıp eğitimi, kamu-özel ortaklığı, sağlık çalışanlarının sağlığı ve şiddet konuları ele alındı. TTB GYK toplandı 3 Ata Soyer 18. TTB Halk Sağlığı Güz Okulu İzmir’de düzenlenecek 4 “Kapitalizmin kıskacında doğa, toplum ve bilim/Onur Hamzaoğlu Olayı” 11 İşyeri Hekimliği Yönetmeliği’nin iptali istendi 14 İngiliz Parlementosu’nda Türkiye Sağlık Sistemi tartışıldı 15 İrlanda’da asistan hekimler greve gidiyor 9 Hekime şiddet binleri aştı! 11 TTB’den kızamık salgını uyarısı 13 Ankara 112 kısmen özelleşti 3 ATO hekimlerle yapılan memnuniyet anketi sonuçlarını açıkladı Prof. Dr. Özdemir Aktan’ın yazısı sayfa 3’te Sağlık, konsorsiyumlara kurban edildi! Türkiye’de son dönemde ortaya çıkan doping olayları ve onlarca milli sporcunun dopingli çıkması, birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Spor Hekimliği Uzmanı Prof. Dr. Emin Ergen, Spor Hekimliği ve sporcu sağlığı üzerine Tıp Dünyası’nın sorularını yanıtladı. 10-11 Sağlık Bakanlığı, 12 Eylül’ün yıldönümünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla İstanbul'da yapılan törenle 14 ilde inşa edilecek 15 “Şehir Hastanesi” ile Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Binası inşaatı için, 25 yıllığına hem şirketlerin kiracısı olması hem de tüm hizmetleri taşerona devretmesinin altına imza attı. Bilkent Entegre Sağlık Tesisi'nin temeli ise geçtiğimiz günlerde Ankara’da atıldı. TTB Hukuk Bürosu Avukatlarından Özgür Erbaş, şehir hastaneleri ve TTB’nin bu modele karşı yürüttüğü hukuki mücadele ile ilgili sorularımızı yanıtladı. 7 “Spor, başkası ile savaşmak değil, kendini geliştirmedir” Doç. Dr. Melih Elçin g ün dem... İstanbul Tabip Odası “Hekimler Savaşa Karşı” kampanyası başlattı. TTB Merkez Konseyi tarafından tabip odalarının yöneticilerinin katılımı ile Mardin’de gerçekleştirilen toplantıda ise Suriye’de yaşanan savaş, Rojava bölgesine uygulanan ambargo ve ülkemize gelen sığınmacıların sağlık sorunları ele alındı. "Hekimler Savaşa Karşı" kampanyası başladı 6 4 1, 2, 107, 3547, 9874, 11.000, 11.987... Hekimliğin geleceği 8-9 Nitelik mi o da ne?

Upload: others

Post on 11-Oct-2019

24 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

İstanbul Tabip Odası Aile Hekimleri Komisyonutarafından, "ASM çalışanlarını Acil birimlerinde

çalıştırmayı içeren yönetmeliğin iptalini ve Ödemeve Sözleşme Yönetmelik taslağının kamuoyuna

yansımış haliyle çıkarılmamasını, yapılacakdüzenlemelerde meslek odamızın görüşlerinin

gerçek anlamda dikkate alınmasını istiyorum."talebini içeren imza kampanyası başlatıldı.

Aile hekimleritalepleri içinimza kampanyası başlattı 2

Tıp fakültelerinin birbiri ardına açıldığı, özel tıpmerkezlerinin tabelalarının değiştirilerek “tıp fakültesine” dönüştürüldüğü bir ortamda, nitelikli tıp eğitiminden bahsetmek neredeyse imkansız hale geldi. Son olarak ÖSYM tercih kılavuzunda değişikliğe gitti ve tıp fakültelerine 2 bin 491 ek kontenjangetirildi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi ve Bilişimi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Melih Elçin tıp fakülteleri ve tıp eğitiminin niteliği üzerinesorularımızı yanıtladı.

“örgütlü emek, sağlıklı toplum”www.ttb.org.tr Sayı: 199 Ekim 2013

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafındanTTB’ne gönderilen yazıda, Geziolaylarında 12 kişinin kör olduğu iddialarıüzerine araştırma yapıldığı, 3 kişininkimlik bilgilerine ulaşıldığı, diğerlerininbilgilerine ulaşılamadığı belirtilerek‘sorumlular hakkında işlem yapılması’amacıyla “12” kişinin bilgileri istendi.TTB’nin hastaların rızaları olmaksızınkimlik bilgilerini vermeyeceğini söylemesiüzerine bazı medya organları “GeziSuskunluğu” “Türk Tabipleri Birliği’ningezi yalanı” gibi başlıklarla hekimleri veTTB’ni hedef aldı. TTB ve TİHV tarafındanyapılan açıklamada ise bazı yayınorganlarında TTB ve hekimlik değerlerininhedef alınmasına tepki gösterilerek, vahşipolis şiddetini ‘görünmez kılma’,‘meşrulaştırma’ çabaları eleştirildi.

TTB, medya vepolis hedefinde!

5

TTB Genel Yönetim Kurulu 21 Eylül2013 tarihinde Ankara’da toplandı. 25tabip odasından temsilcinin katıldığıtoplantıda, Türkiye sağlık ortamı,Ortadoğu’da savaş ve sağlık muhalefeti,TTB, tabip odaları ve hekimlere yönelikbaskılar, hekimlerin çalışma koşulları,birinci basamak sağlık hizmetleri, tıpfakülteleri ve tıp eğitimi, kamu-özelortaklığı, sağlık çalışanlarınınsağlığı ve şiddet konuları elealındı.

TTB GYK toplandı

3Ata Soyer 18. TTB Halk SağlığıGüz Okulu İzmir’dedüzenlenecek

4“Kapitalizmin kıskacında doğa,toplum ve bilim/OnurHamzaoğlu Olayı”

11İşyeri HekimliğiYönetmeliği’nin iptali istendi

14İngiliz Parlementosu’ndaTürkiye Sağlık Sistemi tartışıldı

15İrlanda’daasistan hekimler greve gidiyor

9Hekime şiddet binleri aştı!

11TTB’den kızamık salgını uyarısı

13Ankara 112 kısmen özelleşti

3ATO hekimlerle yapılanmemnuniyet anketi sonuçlarınıaçıkladı

Prof. Dr. Özdemir Aktan’ın

yazısı sayfa 3’te

Sağlık, konsorsiyumlarakurban edildi!Türkiye’de son dönemde ortaya çıkan

doping olayları ve onlarca millisporcunun dopingli çıkması, birçok

tartışmayı da beraberinde getirdi.Spor Hekimliği Uzmanı Prof. Dr. Emin

Ergen, Spor Hekimliği ve sporcusağlığı üzerine Tıp

Dünyası’nınsorularını yanıtladı.10-11

Sağlık Bakanlığı, 12 Eylül’ün yıldönümünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dakatılımıyla İstanbul'da yapılan törenle 14 ilde inşa edilecek 15 “Şehir Hastanesi” ileTürkiye Halk Sağlığı Kurumu Binası inşaatı için, 25 yıllığına hem şirketlerin kiracısıolması hem de tüm hizmetleri taşerona devretmesinin altına imza attı. Bilkent EntegreSağlık Tesisi'nin temeli ise geçtiğimiz günlerde Ankara’da atıldı. TTB Hukuk BürosuAvukatlarından Özgür Erbaş, şehir hastaneleri ve TTB’nin bu modele karşıyürüttüğü hukuki mücadele ile ilgili sorularımızı yanıtladı. 7

“Spor, başkası ile savaşmak değil, kendini geliştirmedir”

Doç. Dr. Melih Elçin

gündem...İstanbul Tabip Odası “Hekimler Savaşa Karşı”kampanyası başlattı. TTB Merkez Konseyi tarafındantabip odalarının yöneticilerinin katılımı ile Mardin’degerçekleştirilen toplantıda ise Suriye’de yaşanan savaş,Rojava bölgesine uygulanan ambargo ve ülkemizegelen sığınmacıların sağlık sorunları ele alındı.

"Hekimler Savaşa Karşı" kampanyası başladı

6

4

1, 2, 107, 3547, 9874, 11.000, 11.987...

Hekimliğin geleceği

8-9

Nitelik mi o da ne?

Page 2: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

ASM çalışanları güvenceli iş,insani ücret istiyor

İstanbul Tabip Odası Aile Hekimleri Komisyonu veSağlık Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ak-saray Şubesi tarafından 'Keyfi baskıcı ödeme ve sözleşmedeğil, güvenceli çalışma insani ücret istiyoruz' çağrısıyla,24 Eylül 2013 tarihinde İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğüönünde basın açıklaması gerçekleştirildi.

Basın açıklamasında konuşan İstanbul Tabip OdasıYönetim Kurulu Üyesi Dr. Fethi Bozçalı; Ödeme veSözleşme Yönetmelik Taslağı’nın mevcut haliyle yayınlanıp uygulanması halinde hak kayıplarınınartacağını, ASM çalışanlarını acillerde çalıştırmada ısrar edilmesinin halkın nitelikli sağlık hizmeti almahakkının gasp edilmesi anlamına geleceğini, bu uygulamayla acillerde yaşanacak ölümlerden sakatlan-malardan Sağlık Bakanlığı’nın sorumlu olacağını söyledi.

Dr. Bozçalı, piyasanın değil toplumun ihtiyacına göre belirlenmiş bir sağlık ortamında, performansadayalı olmayan koşullarda çalışmak istediklerini, bölgesel tabanlı nitelikli birinci basamak sağlıkhizmetlerinin, gündemdeki kızamık salgınlarının bir daha yaşanmamasına, acillerde hasta birikimlerininazaltılmasında etkili olacağını ifade etti.

SES adına konuşan Aydın Oral, sağlık çalışanlarının örgütlü ortak mücadelesini yükselteceklerinibelirtirken, İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) yönetim kurulundan Dr.Gürsel Özer iseyapılan ve yapılması düşünülen son düzenlemelerle aile hekimlerinin kayıplarının arttığını, artacağını,ortak mücadelenin önemli olduğunu dile getirdi.

Basın açıklamasında Ödeme ve Sözleşme Yönetmelik Taslağı ve ASM çalışanlarının acillerdeçalışmasını öngören yönetmelik değişikliğine karşı başlatılan elektronik imza kampanyasına katılımçağrısı da yapıldı.

2Ekim 2013

Hesap Numarası: Türkiye Vakıflar Bankası Maltepe Şubesi Hesap No: 00158007281178784

Baskı Öncesi Hazırlık: GEO Tanıtım ve Reklam Hizmetleri Turgut Reis Cad. 47/6 Tandoğan Ank. [email protected]

Basım yeri ve tarihi:İhlas Gazetecilik AŞ. Turgut Özal Bulvarı Demirciler Sitesi1. Cadde No: 68 Siteler Ankara 353 29 61 / 4 Ekim 2013

Tıp Dünyası Dergisi Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:

Türk Tabipleri Birliği adına

Prof. Dr. Özdemir Aktan

Editör: Jülide Kaya

Katkıda bulunanlar: Dr. Eriş Bilaloğlu,

Dr. Arzu Erbilici, Dr. Bayazıt İlhan,

Dr. Tufan Kaan, Dr. Osman Öztürk,

Dr. Feride Aksu Tanık, Dr. Cavit Işık

Yavuz

Yayımlayan: Türk Tabipleri BirliğiYayın İdare Merkezi: GMK Bulvarı,Şehit Daniş Tunalıgil Sok. No: 2 Kat: 4Maltepe/Ankara Tel: (0312) 231 31 79(pbx) Faks: (0312) 231 19 52 - 53 Yayının Türü: Yerel, süreli

Yıl: 20 Sayı: 199 [email protected]://www.ttb.org.tr Tıp Dünyası Dergisi, Türk TabipleriBirliği tarafından ayda bir yayımlanır.Ücretsizdir. 8.800 adet basılmıştır.

İstanbul Tabip Odası Aile Hekimleri Komisyonutarafından, "ASM çalışanlarını Acil birimlerinde ça-lıştırmayı içeren yönetmeliğin iptalini ve Ödeme veSözleşme Yönetmelik taslağının kamuoyuna yansımışhaliyle çıkarılmamasını, yapılacak düzenlemelerdemeslek odamızın görüşlerinin gerçek anlamda dikkatealınmasını istiyorum." talebini içeren imza kampanyasıbaşlatıldı.

İstanbul Tabip Odası tarafından yapılan açıklamada,"Ödeme ve Sözleşme Yönetmelik Taslağı ile ASMçalışanlarına ‘Acil birimlerde çalışmayı’ öngören yö-netmelik değişikliğinin çalışma koşullarını daha dazorlaştıracağı, yeni ek görevler getireceği, bin birşarta bağlanan aylık maaş ödeme katsayıları düşürülerekücretlerin azaltılacağı ve iş güvencesini ortadankaldıran sözleşmelerin keyfi fesihlere yol açacağıifade edildi.

İmza kampanyasınahttp://www.sozlesmeyehayir.com/

linkinden ulaşabilirsiniz.

Tıp DünyasıİSTANBUL

Mersin’de aile hekimlerinden 'nöbet' eylemiMersin'de aile hekimleri 1 Ağustos 2013 tarihinde İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelerek

hastane acillerinde aile hekimlerine yönelik nöbet uygulamasını protesto etti. 'Nöbete hayır' yazılıdövizler taşıyan aile hekimleri adına açıklama yapan Mersin Aile Hekimleri Derneği Başkanı GürbüzŞen, "Halkımızın sağlığını önemsiyoruz. Acil tıp bir uzmanlık dalıdır. Acil servisler eğitim yeri, nöbettutmamız istenen yerler eğitim hastaneleri değildir. Bizler fantastik kahramanlar değiliz ve haftada 70saatin üzerinde çalışmak istemiyoruz. Öncelikle idari görevlerde, masa başı görev yapan hekimlerin,acil servislerde görevlendirilmesini talep ediyoruz." diye konuştu.

Aile hekimleri talepleri içinimza kampanyası başlattı

Sağlık Bakanlığı'nın yeniuygulaması 'Aile Hekimi Ran-devu Sistemi' doktor izinliyseya da sağlık merkezi sistemegeçilmemişse randevu vermi-yor. Radikal gazetesinin ha-berine göre, Sağlık Bakanlı-ğı’nın 1 Temmuz 2013 tari-hinde uygulamaya koyduğu‘Aile Hekimleri Randevu Sis-temi’nde yaşanan aksaklıklarnedeniyle büyük sıkıntı yaşa-nıyor. Aile hekimi izne çık-mışsa ya da randevu sisteminegeçmemişse sistem, hastalararandevu vermiyor. Hal böyleolunca hastalar da aile hekim-lerinin yolunu tutuyor. Gündeen fazla 40 hasta muayene et-mesi gereken doktorlar, orta-lama 100 hasta muayene etmekzorunda kalıyor.

Bir hastanın telefonda en er-ken yedi dakikada randevu ala-bildiğini, randevu alma süre-sinin muayene süresinden dahauzun olduğunu belirten HastaHakları Derneği Başkanı OrhanDemir, sıkıntıları şöyle anla-tıyor: “Mevcut haliyle randevusistemi hastaları ciddi orandamağdur ediyor. Hastaların dahafazla mağdur olmaması için

sistemdeki eksikliklerin bir anönce giderilmesi lazım.”

Günde 100 hasta!İstanbul Tabip Odası veri-

lerine göre Avrupa’da bir ailehekimi için kayıtlı hasta kotası2 bin iken, bu sayı Türkiye’de 4 bin civarında. İstanbulTabip Odası Yönetim KuruluÜyesi Fethi Bozçalı ise “Nü-fusun az olduğu bölgelerdegörevli hekimler günde en fazla15 hastayı muayene ederken,nüfusun yoğun olduğu bölge-lerde hekimler günde 100 has-tayı muayene etmek zorundakalıyor. Bu durum aile sağlıkmerkezlerinde ciddi yoğunluk-ların yaşanmasına, buna bağlıolarak muayene süresinin kı-salmasına neden oldu” diyor.

Telefonda randevu verecekkimse yoksa?

Hasta Hakları Derneği Baş-kanı Orhan Demir, “Aile he-kimleri randevu sistemine geç-memişse randevu almak im-kânsız. Muayene olamayanveya muayeneden memnunkalmayan hastalar kamu has-tanelerine veya özel hastaneleregidip muayene olmak zorundakalıyor”. diyor.

Aile HekimiRandevu Sistemiçalışmıyor

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Page 3: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

Türkiye’de Tıp Fakültesi sayısı 86’ya ulaştı. Geçenyıl tıp için 9 bin 445 kontenjan ayrılmıştı. Bu yılise yeni açılan üniversitelerle birlikte tıp fakültelerine

2 bin 491, hukuk fakültelerine de 3 bin 370 ek kontenjangetirildi. Böylece tıp fakültelerinin toplam kontenjanı 11bin 936'ya, hukuk fakültelerinin de 15 bin 420'ye yükseldi.Tıp fakültesi sayısı 2000 yılında 47, 2010 yılında ise 74 idi.2008 yılında tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısı ise 5000idi. Bu inanılmaz artışın gerekçesi olarak da hekim sayısındakiazlık öne sürülmekte ve OECD ortalamasını yakalamaküzere yola çıkıldığı belirtilmektedir. Türkiye’nin hiçbirrakamı OECD rakamlarına yaklaşamamaktadır. Sağlık har-camalarımız ortalamanın yaklaşık beşte biridir.

Daha büyük bir açık hemşirelik alanında yaşanırken busorun hiçbir denetime tabi tutulmayan sağlık meslek liseleriile çözülme yoluna gidildi. Her geçen gün artan hemşire,anestezi, radyoloji, acil tıp teknisyeni, diş protez teknisyenigibi yardımcı sağlık personeli ihtiyacının yarattığı ’özelsağlık meslek lisesi’ sektöründe geçtiğimiz yıllarda patlamayaşandı. ’İş garantili’ vaadi bu okulların cazibesini artırırken,özellikle çocuklarının kısa yoldan meslek sahibi olmasınıisteyen, mezun olduktan sonra da istihdam sorunu yaşamasınıistemeyen ailelerin tercihi oldu. Hemşire sayısında yeterlisayıya ulaşılmış olunacak ki Sağlık Bakanlığı bu yıl içindebir genelge yayınlayarak kısıtlamalara gitti. Oysaki TürkHemşireler Derneği kaliteden ödün verilmemesi için hem-şirelerin yüksek okul düzeyinde eğitim veren kurumlardanyetişmesini savunmaktaydı.

Tıp fakültelerine giriş zorlu bir eğitim ve sınav sonucuolmakta ve halen de tıp fakülteleri yüksek puanlarla ülkeninen “iyi”lerini almaya devam etmektedir. Bu artan tıpfakültesi sayısı ve öğrenci kontenjanları ile kalitenin koru-namayacağı açıktır. Ancak mevcut hükümetin böyle bir ar-zusunun ve kaygısının olmadığı da gözükmektedir. Oysaki hekim, hemşire ve teknisyenlerin eğitimleri, olası sorunlarıazaltmak ve engellemek üzere çok önemlidir. TTB’nin heriki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet ÖncesiTıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde eğitimalt yapısının eksikliği vurgulanmaktaydı. Yeni raporda iseyeni kurulan tıp fakültelerinin, utançlarından olacak, gereklibilgileri vermek bile istemedikleri görülmektedir. BaştaABD olmak üzere birçok AB ülkesi hekim açığını yeni tıpfakülteleri açarak değil yetişmiş iyi hekimleri bünyesinealarak çözme yoluna gitmiştir. TTB yayınladığı rapordaülkedeki sorunun hekim sayısında olmadığı ancak dağılımsorunundan söz edilebileceğini vurgulamıştı. Ayrıca basa-maklandırılmış bir sağlık sistemi ile iyi çalışan bir birincibasamak hizmetinin birçok sorunu çözeceği açıktır. Sağlıkpolitikaları mutlaka gözden geçirilmeli, popülist yaklaşım-lardan kaçınılmalıdır. Ülkede yıllık hekime gidiş sayısı10’un üzerine çıkmıştır. OECD ortalamasının 6’nın altındaolduğu ve Türkiye’nin de karşılaştırılan ülkelerden dahagenç bir nüfusa sahip olduğu göz önüne alındığında bu kış-kırtılmış sağlık talebinin ülke ekonomisine ve sağlık siste-mimize yararı olmadığı da açıktır.

Tıp fakültesi kontenjanlarında ulaşılması arzulanan rakam13 500’dür. Gelecekte Yunanistan, İtalya ve İspanya gibiülkelerde olduğu gibi işsiz hekimler ordusu oluşacaktır.Daha kötüsü ise bu işsiz hekimler ordusunun “kalitesiz”işsiz hekimler ordusu olma olasılığının çok yüksek olmasıdır.Bunun sonuçları ülkenin her alanını etkileyeceğinden tıpfakültelerine nicelik değil, nitelik öne çıkarılmalıdır.

Ekim 2013

gündem...

Hekimliğin geleceği

Tabip Odası (ATO) hekimlerleyapılan memnuniyet anketi çalışma-sının sonuçlarını 19 Eylül 2013 ta-rihinde ATO’da düzenlenen basıntoplantısıyla paylaştı. Sağlık Bakan-lığı’nca başlatılan “90 Gün Çalış-ması”na ilişkin değerlendirmelerdebulunulan basın toplantısında, “dahaetkin bir yönetişim, hasta memnu-niyetini ve kamu hastanelerinde görevyapan sağlık çalışanlarının memnu-niyetini artırmak” iddiasıyla başlatılançalışmanın çalışan memnuniyetiniölçmeye uygun olmadığı tam aksineprojede önerilen uygulamaların mem-nuniyetsizliği artıracağı ifade edil-di.

Bakanlık ‘90 günÇalışması’nı çöpe atmalı

Ankara Tabip Odası Başkanı ÖzdenŞener basın toplantısında yaptığı

açıklamada, “Biz hekimler çalışanmemnuniyeti deyince mesleki ba-ğımsızlığı, iş, gelir, gelecek ve cangüvencesini anlıyoruz. Yani; biz yö-neticilere diyoruz ki: Reçetemizekarışmayın, ‘O ilacı, bu ilacı yaza-mazsın’ demeyin. Bizi sürgün tehdidi,performans baskısı altında çalıştır-mayın, açlık sınırındaki emekli ay-lıklarına mahkum etmeyin. Bizi hastayakınlarına hedef göstermeyin. Nevar ki; Bakanlığın çalışan memnu-niyeti anketinde bunların ölçülebi-leceği tek bir soru dahi yok. Cümlelerhep yuvarlak, hep yandan! Dolayı-sıyla bu anketlerden çalışan mem-nuniyetini ölçme şansı yüzde sıfır.Eğer yöneticiler bir yalana inanmakistiyorlarsa bu anketi kullanmayadevam edebilirler. Ama çalışan mem-nuniyetine değer verdikleri hususundasamimi iseler bu anketi çöpe atıpdoğru sorularla çalışmalılar.” dedi.

Ankaralı 1120 hekimin internetaracılığıyla doldurduğu formlardan

derlenen sonuçlara göre ise hekim-lerin, % 83’ü çalışma yükünün sonyıllarda arttığını, % 90’ı mesleki ba-ğımsızlığının azaldığını, % 97’sihekime yönelik şiddetin gün geçtikçearttığını, % 88’i KHB’lerle hekimlerüzerindeki baskının artacağını, %95’i KHB’ler ve sağlık kampüsleriylehekimlerin gelecek kaygısının arttı-ğını, % 89’u sağlık alanında yandaşkadrolaşmanın arttığını, % 74’ü sağlıkalanında yolsuzluk ve suistimalinarttığını düşünüyor.

‘Çok hasta bak danasıl bakarsan bak’

Ankete göre hekimlerin % 4’ü ge-leceğe umutla bakıyor, % 6’sı isemevcut sağlık sisteminin halka yeterlive nitelikli sağlık hizmeti sağladığı,% 94’ü mevcut sağlık sistemininyaklaşımının ‘çok hasta bak da nasılbakarsan bak’ olduğu, % 88’i mevcutsistemle hastaların sağlığının ciddibir riske atıldığı, Sadece % 3’ü sağ-lıkta dönüşüm tamamlandığında hal-kın nitelikli sağlık hizmetine kavu-şacağı görüşünde.

Hekimlerin % 36’sı çalışma süre-lerinden rahatsız değil, % 20’si aldığıücretten memnun. % 94’ü özlük hak-larında gerileme olduğunu, % 4’üBakanlığın hekim özlük haklarınıniyileştirilmesine yönelik çalıştığınıdüşünüyor. % 3’ü Bakanlığın şiddeteyönelik önlemlerini yeterli görüyor,% 1’den azı emekli hekim maaşınıyeterli buluyor. Anketin tüm sonuç-larına www.ato.org.tr adresinden ula-şabilirsiniz.

ATO hekimlerle yapılan memnuniyet anketi sonuçlarını açıkladı

Tıp DünyasıANKARA

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Haluk Alagöl ileDr. Rıza Özbek’in de katıldıkları basın toplantısında açıklamametnini ATO Başkanı Dr. Özden Şener okudu.

Ankaralı 1120 hekimin sadece% 4’ü geleceğe umutla bakıyor!

Ata Soyer 18. TTB HalkSağlığı Güz Okuluİzmir’de düzenlenecek

Ata Soyer 18. TTB Halk Sağlığı Güz Okulu, 2-4Kasım tarihleri arasında İzmir’de düzenlenecek. "21.Yüzyıl Kapitalizmi, Sağlık ve Örgütlenme" temalıdüzenlenecek etkinlikte, Kapitalizmin YenidenYapılanması, Devlet ve Sağlık HizmetlerindeDönüşüm, Sağlık Hizmetlerinde Emek SürecininDönüşümü ve Sağlıkta Örgütlenme, Mücadele veAta Soyer konuları ele alınacak.

Prof. Dr. Özdemir AktanTTB Başkanı

3

Page 4: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

4Ekim 2013

“Kapitalizmin kıskacında doğa, toplumve bilim/Onur Hamzaoğlu Olayı”

Türk Tabipleri Birliği Genel Yönetim Kurulu21 Eylül 2013 tarihinde Ankara’da toplandı.TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. A.Özdemir Aktan’ın açılış konuşması ile başlayantoplantıya 25 tabip odasından temsilci katıldı.Toplantıda, Türkiye sağlık ortamı, Ortadoğu’dasavaş ve sağlık muhalefeti, TTB, tabip odalarıve hekimlere yönelik baskılar, hekimlerin ça-lışma koşulları, birinci basamak sağlık hiz-metleri, tıp fakülteleri ve tıp eğitimi, kamu-özel ortaklığı, sağlık çalışanlarının sağlığı veşiddet konuları ele alındı.

TTB Merkez Konseyi ve tabip odalarınınönerileri üzerinden yürütülecek faaliyetler iseşöyle:

1. Emekli Hekimler Kolu’nun kurulması.2. 18. Pratisyen Hekimlik Kongresi’ne katılım

sağlanması.3. Şehir Hastaneleri konusunda çalışmaların

yoğunlaştırılması.4. İstanbul Tabip Odası'nın başlattığı savaşa

karşı kampanyanın tüm illere yayılmasınınsağlanması.

5. İyi Hekimlik konulu İstanbul-Ankara yü-rüyüşü yapılması.

6. Tüm sağlık çalışanlarına yönelik şiddetkonusunda TBMM’de görüşmeler yapılmasıve verilen vaatlerin yerine getirilmesi için yet-kililerin zorlanması.

7. Genç hekim ve tıp öğrencilerini, oda ça-lışmalarına katma yönünde çalışmalar yürü-tülmesi.

8. Ocak ayında bir daha GYK yapılması. 9. İşçi sağlığı konusundaki çalışmaların ar-

tırılması. 10. Kolların daha aktif hale getirilmesi.11. 1 Ocak 2014'e kadar odaların TTB'ye

olan borçlarını ödemesi.12. Acil sağlık hizmetleri, TSM ve kurum

hekimlerinin sorunlarına daha fazla önem ve-rilmesi.

13. Özelde çalışan hekimlerin sorunlarıyladaha aktif ilgilenilmesi.

14. Kol, komisyon, YK gibi kurullarda %40cinsiyet kotası uygulanması ve tabip odalarındakadın komisyonları kurulması.

15. Performansa ve üniversitelerdeki kadro-laşmaya karşı faaliyetler yürütülmesi.

16. Hatay'da çok fazla toplumsal gerginlikyaşanıyor, yaşanan sorunların tüm Türkiye'ninüzerinde durduğu, tartıştığı, çözüm aradığı birkonu haline getirilmesi.

TTB GYK toplandıTıp DünyasıANKARA

Kamuoyunda büyük yankılaryaratan ve öz olarak iktidarın,yerel yöneticilerin ve üniversiteyönetiminin, yaptığı biraraştırma nedeniyle Prof. Dr.Onur Hamzaoğlu’na karşıbaşlattığı karalama ve yıldırmagirişimi olaraktanımlayabileceğimiz olay,“KAPİTALİZMİNKISKACINDA DOĞA,TOPLUM VE BİLİM - OnurHamzaoğlu Olayı” adıylaYordam Kitap tarafındankitaplaştırıldı. OnurHamzaoğlu’na sahip çıkmak üzere çeşitliüniversitelerdeki öğretim üyelerinden oluşan “OnurumuzuSavunuyoruz” hareketinin yürütücülerinden Prof. Dr. CemTerzi, Dr. Erkin Başer ve Emel Yuvayapan tarafındanhazırlanan kitap kapsamında 19 bilim insanı OnurHamzaoğlu Olayı’nı çeşitli yönleriyle ele alıyor, bu olaydanhareketle kapitalizmin doğa, toplum ve bilim karşısındakitutumunu sorguluyorlar. Kitabı hazırlayanların ve Prof. Dr.Onur Hamzaoğlu’nun yanı sıra kitaba yazılarıyla katkıdabulunan bilim insanları şunlar: Doç. Dr. Alâeddin Şenel,Prof. Dr. Beyza Üstün, Doç. Dr. Doğan Göçmen, Prof. Dr.Fatma Gök, Prof. Dr. Feride Aksu-Tanık, Prof. Dr. HarunTepe, Prof. Dr. Hasan Yazıcı, Prof. Dr. İnci Gökmen, Prof.Dr. İskender Sayek, Prof. Dr. İzge Günal, Doç. Dr. MuratCivaner, Doç. Dr. Özlem Özkan, Doç. Dr. Şafak Taner, Doç.Dr. Zeliha Öcek ve Ziynet Özçelik.

16. Ulusal Halk SağlığıKongresi Antalya’dadüzenlenecek16. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi; Akdeniz Üniversitesi Tıp

Fakültesi ABD ve HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği)işbirliğiyle, 27-31 Ekim 2013 tarihlerinde Antalya, Beldibi’ndegerçekleştirilecek. Kongrenin ana teması ise “Sağlığı Geliştirme”olarak belirlendi. Bunun yanı sıra kongrede temel halk sağlığı,sağlık yönetimi, epidemiyoloji, sağlık ekonomisi, demografi ve sağlık,tıp için sosyal bilimler, sağlık eğitimi, çevre sağlığı, halk sağlığılaboratuvarı, toplum beslenmesi, bulaşıcı hastalıklar, afetler/kazalar,kadın sağlığı/üreme sağlığı, çocuk sağlığı, kronik hastalıklar veengellilik, iş sağlığı gibi tüm halk sağlığı konuları da ele alınacak.Ayrıntılı bilgi için : http://uhsk.org/ocs/

“Yirminci yüzyıl için “bilgi çağı”demek yerine 19. yüzyıldan farklı

olarak, toplumların bilime olan gü-veninin sarsıldığı yüzyıldır demek

daha doğru olacaktır.”

“Kapitalizmin kıskacında doğa, top-lum ve bilim/Onur Hamzaoğlu Olayı”kitabının başında “Bu kitap neden ya-zıldı? Ne anlatıyor?” da böyle yazmışCem Terzi, Emel Yuvayapan, ErkinBaşer.

Biliyoruz bu cümlenin bir öznesiolmalı, güven durduk yerde/kendili-ğinden sarsılmıyor!

Ayrıca, sahi bilim nedir ki biz onagüvenelim? “Kendinden menkul” vekendi için varolan bir “yarar” mıdır?Ya da tarihsel serüven içerisinden so-rarsak insanlık ne zaman, hangi uğ-raklardan geçerek bilime güvenmiştir?Ve son olarak, güven “şimdilerde”,yani kapitalizmde neden sarsılmıştır?

Güven vermek, bu güvenin sahici,somut dayanağını görünür kılmakönemlidir. İçinde yaşadığımız yüzyılda“bilgi çağına” rağmen bilime güven

azalıyor, kalmıyorsa “görev” bununnedenlerini teşhir etmekle eş zamanlıgüveni tesis edecek yolu ve öznelerinvarlığını göstermek oluyor. İşte bukitap kapitalizmin insanlığı tehdit et-tiğini bilen ve bunu sergileyen biryaklaşımla bilime güvenin güvenilirbilim insanlarından geçtiğini (de) so-mutlama sorumluluğunu yerine geti-riyor. Onur Hamzaoğlu bilim insanıolarak bilime olan güveni (kendi özsaygısının da gereği olarak) ayaktatutmaktadır: Kapitalizmin kıskacındaolan bilimi (ve kuşkusuz doğa-toplu-mu), yeni bir düzlemde, kar ve dahaçok kar değil, sadece ve sadece doğave toplum yararına sunmayı rehberedinen bir tutumun/üretimin layık ol-duğu güveni kazanacağını bilen birbilim insanı.

Kitap kolektif bir çabanın, deyimyerindeyse kıskanılacak bir emeğinve yoğunlaşmanın, özcesi mücadeleninürünü. Bu kolektifin sürecin başındakonmuş bir de adı var: OnurumuzuSavunuyoruz Hareketi (OSH).

Hepimiz adına bu çabayı verenlerindavetine kitabı okuyarak teşekkür ede-bilir ve bu ya da farklı örneklerdekimücadeleye katılım için ilk adımı ata-biliriz.

Dr. Eriş Bilaloğlu

Page 5: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

5Ekim 2013

Medya ve polis ‘Gezi’ şiddetininen yakın tanıkları hekimleri hedef aldı

Emniyet Genel Müdürlüğü Türk TabipleriBirliği’ne (TTB) bir yazı gönderdi. YazıylaGezi olaylarında 12 kişinin kör olduğu id-diaları üzerine araştırma yapıldığı, 3 kişininkimlik bilgilerine ulaşıldığı, diğerlerinin bil-gilerine ulaşılamadığı, sorumlular hakkındaişlem yapılması amacıyla TTB açıklamala-rında yer alan “12” kişinin bilgilerinin is-tendiği belirtiliyordu. Hastaların rızaları ol-maksızın TTB’nin kişilerin kimlik bilgilerinivermesi elbette olanaklı değildi. TTB, Em-niyet Genel Müdürlüğü’ne bu durumu açık-layan bir yazı yazdı.

TTB’nin cevabi yazısı üzerinden ise bazıyayın organlarında TTB’yi ve hekimlik de-ğerlerini hedef alan haberler yer aldı.

Konu ile ilgili TTB ve Türkiye İnsanHakları Vakfı (TİHV) tarafından 18 Eylül2013 tarihinde TTB’de basın toplantısı dü-zenlendi. Basın toplantısına TTB 2. BaşkanıGülriz Erişgen, TTB Genel Sekreteri Bayazıtİlhan ve TİHV Genel Sekreteri Dr. MetinBakkalcı katıldı.

TİHV’e yapılan başvurularda13 göz/görme kaybı olgusu var

TTB Genel Sekreteri Bayazıt İlhan yaptığıaçıklamada, TTB’nin göstericilerin sağlıkdurumlarına ilişkin derlediği veriler veTİHV’e yapılan başvurular ortada iken‘Gezi/Taksim sürecinin başından beri geliş-meleri doğru, yansız ve objektif olarak ak-tarmaktan, dahası polis şiddetini ve yaşananhak ihlallerini dile getirmekten kaçınan kimimedya organlarının, “Tabip Edebiyatı” “GeziSuskunluğu” “Türk Tabipleri Birliği’nin geziyalanı” gibi başlıklarla hepimizin gözü önün-de gerçekleşmekte olan vahşi polis şiddetinigörünmez kılmaya çalışmasına tepki gös-terdi.

Sadece 08 Eylül 2013 tarihi itibarıylapolis şiddetine maruz kalan binlerce insandanTİHV’in beş tedavi merkezine, ‘Gezi/Taksimsürecinde maruz kalınan işkence ve/veyakötü muamele ile ilgili tedavi/rehabilitasyonve belgeleme amacıyla 297 kişinin başvur-duğu bilgisini veren Dr. İlhan, Bu 297 baş-vurudan 5’inin “glob (göz küresi) kaybı”tanısı ile tam görme kaybıyla sonuçlananpolis şiddetine maruz kaldığını, 2 kişininkafa travmasına bağlı olarak görme kaybıyaşamakta olup, tedavilerine devam edildiğini,2 kişinin “glob perforasyonu (göz küresin-dende delinme)”, 3 kişinin “retina dekolmanı(göz iç arka duvar ayrılması)” tanısı ilecerrahi operasyon geçirdiğini, 1 kişinin ciddi

kornea travması nedeniyle halen tedavi gör-düğünü söyledi.

Gerek tazyikli su nedeniyle gerekse kafatravmasına bağlı olarak onlarca kişinin geçicigörme kaybı yaşadığını belirten Dr. İlhan,“TİHV’e yapılan başvurular, maruz kalınanvahşi polis şiddetinin görünen yüzününsınırlı bir tarafını temsil etmekte, bu haliyledahi 13 göz/görme kaybı olgusu ile karşımızaçıkmaktadır. Görülmektedir ki, binlerce ya-ralanma olgusunun oransal olarak küçük birbölümünü oluşturan TİHV’e yapılan baş-vurular içindeki görme kayıpları bile TTBverilerinin çok üzerinde bir soruna işaret et-mektedir.” diye konuştu.

‘Fişlenme’ kaygısı sağlıkhizmetine ulaşımı engelledi

Dr. İlhan, TTB ‘Kimyasal Gösteri KontrolAjanlarıyla Temas Edenlerin Sağlık SorunlarıDeğerlendirme Raporu’nda 11.155 yanıtüzerinden elde edilen bulgulara ve yanıtlaragöre; zarar gören, sağlık sorunu yaşayan in-sanların hastaneye başvurma ya da götürülmeoranlarının %5 düzeyinde olduğunu ve budurumun aynı zamanda fişlenme, soruştur-maya uğrama vb. kaygılarla sağlık kuruluş-larından sağlık hizmeti alamayan/almayanönemli bir hasta grubu olduğunu ortayakoyduğunu ifade etti.

“Hastalarımızın kimlikbilgilerini elbette vermeyeceğiz”

Dr. İlhan şunları söyledi: “Vahşi polis şid-detini ‘görünmez kılma’, ‘meşrulaştırma’amacı ile konuyu gayri-ahlaki, gayri insanibir şekilde ölen ve yaralanan insanlarla ilgili‘basit’ bir rakamsal tartışmaya boğmaya ça-lışmak değerler yitimindeki tehlikenin geldiğiboyutu göstermektedir. Bir meslek örgütüsorumluluğunun gereği TTB’nin toplumsalolaylarda yaralanan, zarar gören insanlarlailgili verdiği tarafsız ve güvenilir bilgilermesleğimizin temel ilkelerine azami özengösterilerek kamuoyu ile paylaşılmaktadır.Zarar vermeme, yararlı olma, aydınlatılmışonam ve mahremiyet/hasta hekim ilişkisindehekimin sır saklama yükümlülüğü ile korunanözerklik ve adalet hekimlik meslek uygula-malarının tümü için geçerli dört temel etikilkedir. Bu nedenledir ki, bu süreçte de TTBtarafından toplanan bilgiler hastaların kimlikbilgilerinden arındırılmış olarak toplanmak-tadır. Varlık sebebi insan yaşamını korunmasıve geliştirilmesi olan biz hekim ve sağlıkçılarson dönemdeki vahşi polis saldırısına maruzkalanların ülke sathında en yakın tanıklarıolduk. ‘Olağandışı koşullar’ olarak adlandı-

rılan bu ortamda mesleğimizin gerekleriniyerine getirdik. İnsan eliyle oluşturulmuşfiziksel ve ruhsal travmaya maruz kalanbinlerce kişinin adalete erişebilmesi önündekiengelleri kaldırmakla sorumlu olan siyasaliktidar; bu süreçte bütün saldırılara rağmen,tıbbi etik ilkeler gereği sağlık hizmeti sağlayanhekimler ve TTB’yi, toplumun gerçeğeerişim hakkını da çiğneyerek, Sağlık Ba-kanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, bazıbasın ve medya organları vasıtasıyla hedefhaline getirmeye çalışmaktadır. Bilinmelidirki, hekimlik hizmeti etik ilkelerle yürütülür.Hasta-hekim ilişkisindeki güvenin korun-masında sır saklama yükümlülüğü öncelik-

lidir. Hiçbir tıbbi bilgi, insan onuruna vedeğerlerine aykırı olarak kullanılamaz. Basında, özellikle bu tip olağandışı dönemlerdesorumlu habercilik yapmakla yükümlü olup,taraflı davranmaktan kaçınmalıdır. Bütüntoplum kesimlerini etkileyen bu ağır ihlalleringerçekleştiği ortamda siyasal iktidar insanlarınesenliği için çalışan kurumlardan elini çekmelive üzerine düştüğü üzere, hele de başvurusuyapılmış yüzlerce suç duyurusunun varlığındatraji-komik Emniyet Genel Müdürlüğü ya-zışmaları ile değil Birleşmiş Milletler’inParis Prensipleri'ne dayalı etkili, tarafsız,bağımsız soruşturma yürütülmesini ve fail-lerin yargılanmasını sağlamalıdır”.

İnsan Hakları SavunucusuHekimler: Türkiye'de bibergazı yasaklanmalı

İnsan Hakları Savunucusu Hekimler(Physicians for Human Rights, PHR) tara-fından yayımlanan rapor, Türkiye’de polisinhalka ve özellikle hekim ve sağlık personelinekarşı biber gazı kullandığını ve kanunsuzşiddet uyguladığını belgeledi. Türkiye’debiber gazının her türlü kullanımının yasak-lanmasının istendiği raporda, Türkiye hü-kümetinin Haziran ayındaki eylemler sıra-

sında orantısız şiddet uyguladığı, bibergazını geniş kitlelere karşı silah olarak kul-landığı ve kasti olarak sağlık kuruluşlarınıve personelini hedef aldığı görüşüne yerverildi. PHR raporu, 53 mağdur ve görgütanığı ile İstanbul ve Ankara’da 25 Hazi-ran’dan 2 Temmuz’a kadar yapılan mula-katlara ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) veİnsan Hakları Derneği (İHD) gibi organi-zasyonların yayınladığı raporlara dayanarakhazırlandı. Ayrıntılı bilgi için:http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/bi-ber-4036.html

Hekimler Gezi'yi anlattı TTB ve Ankara Tabip Odası tarafından

Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Mer-kezi Konferans Salonu'nda “Gezi ve Sağlık”konulu bir panel düzenlendi. TTB HalkSağlığı Kolu üyesi Prof. Dr. Feride AksuTanık ile TTB Merkez Konseyi üyesi Dr.Arzu Erbilici’nin konuşmacı olarak katıldığıpanelde söz alan Dr. Arzu Erbilici, he-kimlerin bir yandan eylemlere katılırkenbir yandan da yaralı eylemcilere müdaha-lede bulunmaktan geri kalmadığını, he-kimlerin daha fazla özgürlük ve demokrasidiyen eylemcilerin yanında yer alarakonlara güven verdiğini ifade etti.

Gezi eylemlerinin ardından haklarına

ve özgürlüklerine sahip çıkan ve daha ya-şanabilir bir dünya için mücadele edenhekimler topluluğunun oluştuğunu belirtenProf. Dr. Feride Aksu Tanık ise konuşma-sında TTB’nin Gezi eylemleri boyuncayürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi.Gezi olaylarının ilk haftasında TTB’ninweb sayfasında “kimyasal silah/gösterikontrol ajanlarına maruz kalma değerlen-dirme formu” yayımlandığı ve bu çalışmaile yaygın kullanılan kimyasal silahlarınsağlık etkilerini görünür kılmayı amaçla-dıklarını belirten Tanık, Gösteri kontrolajanları diye tanımlanarak masumlaştırıl-maya çalışılan gazların kimyasal silaholarak tanımlanması ve yasaklanması ge-reken silahlar olduğunu söyledi.

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından TTB’ne gönderilen yazıda, Gezi olaylarında 12 kişinin kör olduğu iddiaları üzerine araştırma yapıldığı, 3 kişininkimlik bilgilerine ulaşıldığı, diğerlerinin bilgilerine ulaşılamadığı belirtilerek ‘sorumlular hakkında işlem yapılması’ amacıyla “12” kişinin bilgileri istendi.TTB’nin hastaların rızaları olmaksızın kimlik bilgilerini vermeyeceğini söylemesi üzerine bazı medya organları “Gezi Suskunluğu” “Türk TabipleriBirliği’nin gezi yalanı” gibi başlıklarla hekimleri ve TTB’ni hedef aldı. TTB ve TİHV tarafından yapılan açıklamada ise bazı yayın organlarında TTB vehekimlik değerlerinin hedef alınmasına tepki gösterilerek, vahşi polis şiddetini ‘görünmez kılma’, ‘meşrulaştırma’ çabaları eleştirildi.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Dr. Metin Bakkalcı, Dr. Bayazıt İlhan, Dr. Gülriz Erişgen

Page 6: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

6Ekim 2013

İstanbul Tabip Odası “Hekimler Savaşa Karşı”kampanyası başlattı. Kampanya, İstanbul ÜniversitesiTıp Fakültesi’nde yapılan basın açıklamasıyla duyu-ruldu. Çok sayıda hekimin ve tıp öğrencisinin katıldığıbasın açıklamasında konuşan İstanbul Tabip OdasıGenel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu, hekimlerin, in-sanların ölümüne, sakat kalmasına, göç etmesine, te-cavüze uğramasına sebep olan savaş olgusuna esastankarşı olduğunu belirtti. Dr. Çerkezoğlu, “Yaşadığımızdönemde savaşı ve işgalcileri çağırmayı olağanlaştıran,başka ülkelerin topraklarında ölümü sıradanlaştıransiyasetlerle karşı karşıyayız. Savaş topluma; sıradan,olağan, günlük siyasetin bir parçasıymış gibi sunulmayabaşlandı. Suriye’de savaş olabilirmiş, Irak’ta bombalarpatlayabilirmiş, ABD her yeri bombalama hakkınasahipmiş gibi bir siyaset ülkemizde hakim kılınmayaçalışılıyor. Yurttaşlarımızda bu algı yaygınlaşmayabaşladı. Biz hekimler olarak buradan bir işaret fişeğiçakmak istiyoruz: Savaş öldürür, savaş cinayettir,savaş düşmanlığa ve kıyımlara yol açar, bu nedenleülkemizde de, komşularımızda da, dünyanın her ya-nında da barışı egemen kılmak için hekimler savaşakarşıdır ” dedi.

Savaş bir hastalıktırİstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören

ise konuşmasında şunları söyledi: “Savaş bir hastalıktır.İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı yaklaşık onbin yıldan beri bu hastalığı yenememiştir. Savaşlarınhiçbir ulvi amacı yoktur, bir avuç insanın milyonlarcainsanın emeğini sömürmek için yaptıkları paylaşımsavaşlarıdır. Birinci paylaşım savaşında on milyonuaşkın insan hayatını kaybetmiştir. Birinci paylaşımsavaşını yaşayan yirmi yaşında bir insan tam savaştankurtulup normal bir yaşama dönüşünün ardından kırk

yaşında ikinci paylaşım savaşıyla karşılaşmıştır. İkincipaylaşım savaşında ise yaklaşık 70 milyon insan ha-yatını kaybetmiştir. Bugün ülke olarak üçüncü birpaylaşım savaşının eşiğindeyiz. Canlıların içerisindeen gelişmiş olan insan beyni bir taraftan insan ömrünüuzatmaya çalışırken bir yandan da en çok insanı nasılöldürülebilir konusunda araştırmalar yapıp dünyayıkökünden yok edecek şiddette sahip silahlarüretmiştir. Savaş insanlık ayıbıdır, insanlığınyüz karasıdır. Bu yüzden insanlık bu ayıptanvazgeçmelidir”.

Taner Gören’in ardından söz alan İstanbulTıp Fakültesi öğrencisi Duygu Bilge ise barışıifade eden farklı dillerdeki yazılamalarınınkaralanarak yanına tehditkar ifadeler yazıldığınıbelirterek, “Bu saldırıyı düzenleyenler bizisusturacaklarını düşünüyorlar, bizler her za-manki gibi bugün de savaşın karşısındayız,kanın, ölümün, gözyaşının olmamasıiçin var gücümüzle mücadele edeceğiz”dedi.

Tıp DünyasıİSTANBUL

"Hekimler Savaşa Karşı" kampanyası başladı

Türk Tabipleri Birliği MerkezKonseyi, İstanbul, Mersin, Adanaile bölge tabip odalarının yöneticive üyelerinin katılımı ile 15 Eylül2013 tarihinde Mardin’in Nusaybinilçesinde bir araya gelerek bir top-lantı gerçekleştirdi.

Mitani Kültür Merkezi’de dü-zenlenen toplantıda; Suriye’de ya-şanan savaş, Rojava bölgesine uy-gulanan ambargo ve ülkemize gelensığınmacıların sağlık sorunları v.b.konular ele alındı.

Toplantı öncesinde Rojava’dayaşanan dramı yakından bilen Nu-saybin Belediye Başkanı Ayşe Gök-kan katılımcılara bilgi verdi. Top-lantıda bölgede yürütülecek çalış-maları koordine edecek bir komis-yon kuruldu. Toplantının ardından

ise Nusaybin – Kamışlı sınırınabeyaz önlüklerle bir yürüyüş ger-çekleştirildi. Nusaybin sınır kapısıönüne gelen katılımcılar adına ko-nuşan TTB Merkez Konseyi Baş-kanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, he-kimlerin savaş istemediğini ve sa-vaşa karşı olduklarını söyledi. Sa-vaşın bir halk sağlığı problemi ol-duğunu belirten Aktan, “Bugünyanı başımızda bir savaş yaşanıyor.Rojava’nın dört bir tarafı kuşatılmışdurumda ve sağlığa ulaşımda zorlukçekiyor. Bu günkü toplantımızdaRojava’ya yardımın nasıl ulaşmasıgerektiğini konuştuk. Bizler savaşınengellenmesi için her türlü müca-deleyi sürdüreceğiz” dedi.

Konuşmasında sığınmacılarınsağlık, barınma ve beslenme so-runlarına da değinen Aktan şunlarısöyledi: “TTB ve Bölge Tabip Oda-ları sığınmacıların sağlık sorunları

ve bu sorunları çözme konusundaadımlar atacak kararlar aldı. Böl-gede sağlık sorunlarının haledilmesiiçin mutlaka uluslararası çağrınınyapılması ve sağlık otoritelerindendaha fazla destek talep etmek la-zım”.

Basın açıklaması metni ise BölgeTabip Odaları Sekreteryası adınaDr. Halis Yerlikaya tarafından okun-du. Yapılan açıklamada ise şu ifa-delere yer verildi: “Biz hekimler,sağlıkçılar için acımaz olan ger-çeklik savaşa zemin hazırlayan ko-şulların ve savaşların insan eliyleoluşturulan halk sağlığı ve doğaüzerindeki felaketler olmasıdır; do-layısıyla önlenebilir olmasıdır. Ön-lemenin yolu barış ortamı ve de-mokrasinin inşasından geçmektedir.Savaşa taraf olan Ortadoğu halklarıdeğildir. Ortadoğu halkları için çö-züm barıştır, demokrasidir, emper-

yalist-kapitalist politikaların ortadankaldırıldığı insanca yaşamanınmümkün olduğu özgür, eşit, sö-mürüsüz, her türlü tahakkümün or-tadan kalktığı bir dünya ve top-lumsal düzendir. Biz burada birkez daha Türkiyeli hekimler olaraktüm hekimler adına bu önlenebilirsoruna sessiz kalmanın, demokratikçözüm yollarını kapamanın, halk-

ların çözüm için harekete geçme-sinin engellenmesinin bir insanlıksuçu olduğunu, bu soruna sessizkalmadığımızı, kalmayacağımızıher türlü demokratik mücadele yön-temlerini kullanacağımızı ilan edi-yoruz”.

Basın açıklamasının tam metninewww.ttb.org.tr adresinden ulaşıla-bilir.

Savaş karşıtı hekimler Mardin’de buluştu

Suriye Tabipler Birliği Türk Tabipleri Birliği’ne bir mektupyazarak ülkelerine yönelik askeri müdahale hazırlığınakarşı yardım istedi. “Dünyanın özgür insanları, sözümüz

SİZEDİR” diye başlayan mektupta Suriye Arap Ordusu’nun kimyasalsilah kullandığı iddiasıyla Suriye’ye askeri müdahale planlanmasınatepki dile getirildi. Mektupta, bu iddiaların asılsız olduğu belirtilirken“Diğer Arap ülkelerini, tüm dünyadaki özgür ülkeleri nasıl, hangibahanelerle istila etmek istiyorlarsa, bugün Suriye için de aynıbahaneleri kullanmaktadırlar” denildi. Mektupta olası emperyalistmüdahalelere karşı kararlılıkla direnileceği vurgusu yapıldı.

Türk Tabipleri Birliği de Suriye Tabipler Birliği’ne bir mektupgöndererek Türkiye’deki hekimlerin savaşın her türlüsüne karşı

olduğunu vurguladı. Mektupta şuifadelere yer verildi: “Ülkenizde ya-şanmakta olan savaşın sağlık alanındapek çok soruna yol açtığını haberalabildiğimiz kadarıyla görebiliyoruz.Ülkenizin değişik bölgelerinde sağlıkhizmetlerinin sunumunda, sağlığaerişimde, başta ilaç olmak üzeretıbbi malzemelerin temininde yaşa-nan sorunları, bu sorunların duyu-rulması ve çözüm aranabilmesi içintarafımıza iletmenizi bekleriz. Tür-kiye’deki tüm hekimlerin kalbenyanınızda olduğunu ve TTB ile tümsağlık çalışanlarının her türlü yardımahazır olduğunu bildiririz”.

Tıp DünyasıMARDİN

TTB Merkez Konseyi tarafından tabip odalarının yöneticilerinin katılımı ile Mardin’de gerçekleştirilen toplantıda, Suriye’de yaşanan savaş,Rojava bölgesine uygulanan ambargo ve ülkemize gelen sığınmacıların sağlık sorunları ele alındı.

Suriye Tabipler Birliği’ndenTTB’ye Mektup: “Ülkemizeyapılması planlanan saldırıyakarşı sesinizi yükseltin!”

Page 7: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

TTB Merkez Konseyi tarafından 14 ildeinşa edilecek 15 “Şehir Hastanesi” ile ilgiliimza töreninin yapıldığı gün ve saatte İs-tanbul Tabip Odası’nda basın toplantısıdüzenlendi. Toplantıda yapılan basın açık-lamasında, “12 Eylül darbesinin otuz üçüncüyıldönümünde, AKP hükümeti tam da 12Eylül’cülerin açtığı yolda önemli bir adımatıyor” denilerek, AKP hükümetine “KamuÖzel Ortaklığı adı altında ‘torunlarımızınbile ödeyemeyeceği’ katrilyonlarca liralıkborçların altına imza atıp sağlığı uluslararasıkonsorsiyumlara kurban ederek, kime hizmetediyorsunuz?” sorusu yöneltildi.

Yapılan açıklamada, Kamu Özel Ortak-lığı’nın bir özelleştirme yöntemi olduğuifade edilerek, “Üstelik Sağlık Bakanlığıbu yöntemle yaptığı şehir hastaneleri ileaslen yatak sayısını artırmıyor sadece ye-nileme yapıyor, yani aslında yatırım ya-pılmıyor. Bu tesislerden vatandaşların ancakçok yüksek ücretler ödeyerek yararlanabi-leceği, burada çalışan hekimlerin-sağlık

çalışanlarının güvencesiz taşeron işçisihaline getirileceği, bu hastanelerde eğitimalacak hekimlerin çalışma koşullarının be-lirsiz hale geleceği, katrilyonlarca liralıkkamu kaynağının sadece bina yenilemeadı altında şirketlere dağıtılacağı, ihaleleriniçine gömülü modern kapitülas-yonlarla sağlık hizmetlerinin özel-leştirileceği de biliniyor.” denildi.

Açıklamada Sağlık Bakanlığı’naşu sorular yöneltildi:

-Etlik, Bilkent ve Elazığ ihale-lerinin yürütmesi durdurulmasınakarşın nasıl sözleşme imzalanı-yor?

-Kayseri'nin sözleşmesi 10 Ağus-tos 2011'de imzalanıp temeli 10Eylül 2011'de atıldı. Bu durumdasözleşme mi yoktu yoksa kira söz-leşmesi mi yenileniyor?

-Yozgat'ta sözleşme imzalan-maksızın mı temel atma töreni ya-pıldı?

-Türkiye Halk Sağlığı Kurumu binasınailişkin ihale, içinde Türkiye İlaç ve TıbbiCihaz Kurumu da bulunan bir kampüs.İhale ikiye mi bölündü ki sadece TürkiyeHalk Sağlığı Kurumu için sözleşme imza-lanıyor?

-Türkiye Sağlık Bakanlığı eliyle Soma-li’de Kamu Özel Ortaklığı ile yapılacakhastane için görüntüleme ve laboratuarhizmetleri “kamu” eliyle yürütülecekkenneden Türkiye için yapılan ihalelerde buhizmetler şirketlere veriliyor?

Ekim 2013

-Hükümetin Kamu Özel Ortaklığı'ylahayata geçireceği "şehir hastaneleri "modeline TTB’nin karşı çıkma gerekçelerive nedenleri nelerdir?

TTB, sağlığın kamusal niteliğinin korun-ması ve geliştirilmesi gerektiğini savunuyor.Bunun iki yönü var: Hizmeti alacak vatan-daşlar için eşit, ulaşılabilir, nitelikli sağlıkhizmeti verilmesi ve tabii çalışan olarak he-kimlerin mesleklerini bilgilerine ve vicdanikanaatlerine göre verebilecekleri yani he-kimlik özerkliğinin ve çalışan olarak hakla-rının korunduğu nitelikli bir çalışma ortamısağlanması. Kamu Özel Ortaklığı doğasıgereği bir özelleştirme yöntemi. Özelleştir-menin savunucuları kamu eliyle hizmetlerinyürütülmesinin “niteliği” düşürdüğünü sa-vunuyor. Oysa gelinen aşamada sağlık hiz-metinin şirket mantığıyla işletilmesinin yanihastanın durumunun gelir getirici olup ol-madığına göre değerlendirilmesinin ilk öncehastaya zarar verdiği anlaşılmış durumda.Doğal olarak “personel” olan, güvencelerizayıflatılmış hekimlerin de sadece hekimolarak karar verme özerkliğinin elinden alın-masının sağlık hizmetinin gerekleriyle ör-tüşemeyeceği biliniyor. Özet olarak Kamu

Özel Ortaklığı sağlığa hem hizmeti alanlarhem de hizmeti verenler açısından zararlı.TTB’nin bu modele karşı çıkarken kullandığıhukuksal nedenler de bunlar olarak özetle-nebilir.

-Bu projenin maliyeti ve oluşacak kamuzararı nedir?

Dava dosyalarına gelen belgeler üzerindenbugün için ulaşabildiğimiz, hesaplayabildi-ğimiz kamu zararı an itibariyle 50 MilyarTL’yi (eski parayla 50 katrilyon) hayli aşmışdurumda. Ama örneğin hastane bilgi işlemhizmetlerinin de şirkete devredilmesininuzun vadede doğrudan ya da dolaylı olarakyaratacağı zararların ne olduğunu hesapla-yamıyoruz.

-TTB’nin şehir hastaneleri projesinekarşı yürüttüğü hukuki mücadeleyi özetlermisiniz? Ve şu an ki durum nedir?

İlk ihale Kayseri için oldukça sessiz sedasızyapıldı ve bu nedenle dava açma süresigeçti. Kayseri için 10 Ağustos 2011’de söz-leşme imzalandı biz de buna karşı davaaçtık. Davamız reddedildi şimdi temyiz aşa-masında. Bildiğiniz gibi 11 Eylül 2011’detemel atma töreni yapıldı ve 2.5 yılda inşaatınbiteceği sözü verildi. Ama tahsis edilen arazibataklık çıktığı için henüz temel atma ta-mamlanamadı.

Ancak Etlik ihalesinin ardındanyapılan tüm ihalelere dava açıldı.Davalarda ihalelerin iptali, dayanakYönetmelik hükümlerinin ve daya-nak Yasa maddesinin iptalini istedik.Danıştay 13. Dairesi Etlik, Bilkentve Elazığ ihalelerinin yürütmesinidurdurdu ve dayanak Yasa yönündentalebimizi kabul ederek AnayasaMahkemesi’ne başvurdu. Sağlık Bakanlı-ğı’nın bu karara itirazı da Danıştay İdariDava Daireleri Kurulu tarafından reddedildi.Anayasa Mahkemesi yasayı gündeminealana kadar 6428 Sayılı yeni yasa yürürlüğegirdi, bu nedenle Anayasa Mahkemesi ilkbaşvuru için karar verilmesine yer olmadığınakarar verdi. 6428 Sayılı Yasanın iptali içinCHP’nin yaptığı başvuru da ilki 22 Mayısikincisi 4 Temmuz olmak üzere iki kez ilkinceleme gündemine alındı. Ama 20 Eylülitibariyle buna dair karar henüz açıklanmadı.Danıştay 13. Dairesi İstanbul ihalesine dairyürütmenin durdurulması talebimizi reddetti.Buna itiraz ettik, henüz bir karar verilmedi.Diğer dosyalarımızda da her birinde en az5 ara karar verilerek Sağlık Bakanlığı’ndanbelgeler istenmiş olmasına karşın belgelerbir türlü tamamlanamadığı için bir kararyok.

-Bu model, diğer ülkelerde nasıl işledive sonuçları ne oldu?

En iyi bildiğimiz ve takip ettiğimiz örnekİngiltere, çünkü Türkiye İngiltere’den bumodeli aldı. İngiltere’de 20 yıllık uygula-manın sonucunda an itibariyle 7 hastaneiflas etmiş durumda. Aralarında hekimlerinde olduğu sağlık çalışanlarının işlerine sonveriliyor. 2. Dünya Savaşı’nın ardından ku-rulan NHS sistemi genel olarak mali krizyaşıyor. ABD menşeili dev hastane zincirleriburada hastaneler satın almaya başladı.Henüz iflas etmeyen hastaneler de maliyetiyüksek hastaları ya kabul etmiyor ya hızlıcasevk ediyor. Yine bu hastaneler gelir getir-meyen servislerini kapatıyor. Ve mesela yinepek öngöremediğimiz başka bir zarar oluşuyorve kamu özel ortaklığı hastanelerinin buuygulamaları nedeniyle kamu hastanelerikapasitelerinin çok üzerinde bir yükle çalış-mak zorunda kalıyor.

Jülide KayaTıp Dünyası

Sağlık Bakanlığı, 12 Eylül’ün yıldönümünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla İstanbul'dayapılan törenle 14 ilde inşa edilecek 15 “Şehir Hastanesi” ile Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Binasıinşaatı için, 25 yıllığına hem şirketlerin kiracısı olması hem de tüm hizmetleri taşerona devretmesininaltına imza attı. Bilkent Entegre Sağlık Tesisi'nin temeli ise geçtiğimiz günlerde Ankara’da atıldı.TTB Hukuk Bürosu Avukatlarından Özgür Erbaş, şehir hastaneleri ve TTB’nin bu modele karşıyürüttüğü hukuki mücadele ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

Sağlık, konsorsiyumlara kurban edildi!

Avukat Özgür Erbaş

“Torunlarımız bile bu borcu ödeyemez!”

TTB Merkez Konseyi tarafından 14 ilde inşa edilecek 15 “Şehir Hastanesi” ile ilgili imzatöreninin yapıldığı gün ve saatte İstanbul Tabip Odası’nda basın toplantısı düzenlendi.

7

Page 8: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

Mesai saatlerine sığmak bilmeyeniş yükü, polikliniklerde başa çıkıl-ması mümkün olmayan hasta yo-ğunluğu, buna bağlı gelişen şiddetolayları, sürgün benzeri geçici gö-revlendirmeler Bakanlık tarafındanhep “doktor sayımız yetersiz” ar-gümanıyla savuşturuladursun, Tür-kiye’de sağlık sistemi çökmeyeyüz tutmuş durumda.

Art arda tıp fakültelerinin açıldığı,özel tıp merkezlerinin tabelalarınındeğiştirilerek “tıp fakültesine” dön-üştürüldüğü bir ortamda, niteliklitıp eğitiminden bahsetmek nere-deyse imkansız hale geldi.

Son olarak, Ölçme Seçme veYerleştirme Merkezi (ÖSYM) tercihkılavuzunda değişikliğe gitti ve tıpfakültelerine 2 bin 491 ek kontenjangetirildi. Böylece tıp fakültelerinintoplam kontenjanı 11 bin 936’yayükseldi. ÖSYM’nin bu uygulamasıtıp camiasında bazı tepkilere nedenoldu.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fa-kültesi Tıp Eğitimi ve Bilişimi Öğ-retim Üyesi Doç. Dr. Melih Elçin’letıp fakülteleri ve tıp eğitiminin ni-teliği üzerine söyleştik.

-Sıklıkla tıp fakültesi açılmasınınasıl değerlendiriyorsunuz?

Tıp fakültelerinin açılması içinne yazık ki hiçbir kriter yok. Tabiki YÖK’te bir karşılığı var, prog-ramının hazır olması, bir hastanebağlantısının kurulmuş olması yada fiziki ortamın ayarlanmış olmasıgerekiyor. Tıp fakültesi açarkenkendi hastaneniz olmasa bile benşu hastane ile ortaklaşa çalışacağımdiyebiliyorsunuz. Bu yüzden tıpeğitiminin niteliği üzerinden birdeğerlendirmeye yol açacak birkriteri yok tıp fakültesi açmanın.Öyle olunca bir bina, köşe başındabir hastane buldunuz mu tıp fakül-

tesi açabiliyorsunuz. Öğretim üye-sinin bir kriteri yok, var ama sadecesayısal bir kriter. Yani bir tıp fa-kültesinin eğitime başlaması, öğ-renci alabilmesi için gerçekten tıpeğitiminin niteliğini denetleyen birdüzenleme yok. 94 tıp fakültesivar. Ama bu fakülteler nitelikli tıpeğitimi için gerekli donanıma sahipmi, sorun bu. Bu fakültelere baktı-ğımızda koşullarının aynı olmadı-ğını görüyoruz. O yüzden tıp eğitimaçısından baktığınızda durum içleracısı.

-Bu durum tıp eğitiminin nite-liğini nasıl etkiliyor? Tıp eğiti-minin niteliğinde giderek bir dü-şüş yaşandığından bahsedebilirmiyiz?

Bırakın düşüş yaşanmasını çok-tan dibe vurduk. Çünkü var olannitelikli eğitim verebileceğini dü-şündüğümüz biraz daha köklü geç-mişi olan tıp fakülteleri bile bukontenjan artırımı nedeni ile nite-liğini yitiriyor. Eskiden her öğren-cinin amfide oturabileceği bir kol-tuğu vardı şimdi öyle bir garantisiyok ne yazık ki. Yapılanmamız,sorunlarımız çok karışık. Öğretimüyeleri olarak yaptığımız eğitim-lerin niteliğine hiç girmiyorumbile. Tamamen yasal çerçevelerdebaksak bile şu anda çok gerilerdebir noktadayız. Kontenjan artırımıda sadece bu seneye ait değil hersene yaklaşık 5-6 yıldır 2 bin, 3bin artırıyorlar. Hekim açığının ol-madığıyla yakında yüzleşeceğizama çok acı bir yüzleşme olacakbu. İşsiz hekim sayısı giderek ço-ğalacak. Şimdi bu hekim açığı,Sağlık Bakanlığı’nın ortaya attığıbir iddia. Daha önceki yıllardaYÖK kendisine üniversiteler tara-fından, TTB tarafından sunulan ra-kamları dikkate alıyor ve bir karşıduruş sergileyebiliyordu. ÖSYMkontenjanları bu kadar kolay artır-mıyordu, bu kadar kolay tıp fakül-tesi açılamıyordu. Bugün ise 3 tanedaha tıp fakültesine ihtiyaç vardırdendiğinde evet ihtiyaç vardır demenoktasına gelindi. Üstelik bu işisadece hekimlik boyutuyla düşün-memek lazım, sağlık alanındaki işgücü yetiştirme meselesine baktı-ğımız zaman çok daha acınacakhallere gelmiş durumdayız.

Örneğin, bu sene çok fazla ec-zacılık fakültesi patlaması olmuş.2012’de 20 tane eczacılık fakültesi

öğrenci almış. Bu sene 27, nere-deyse %35’e yakın bir artış olmuş.Diş hekimliği 34’den 38’e çıkmış,onda da %10’luk bir artış olmuş.Sağlık meslek liselerinde durumiçler acısı. Köşe başında bir dükkanıkiralayan herkes bir özel sağlık li-sesi açabilir hale geldi. Sağlık hiz-meti; hekimi, sağlık çalışanı ile birbütün. Çok nitelikli bir doktorunyanında aynı nitelikte bir sağlıkçalışanı olmazsa hiçbir anlamı yok.O yüzden sağlık alanındaki eğiti-mimiz tümden gümlemiş durumda.Tamamen nitelikten uzaklaşılmışbazı sayısal verilerin peşine takı-lınmış bir noktada ilerliyor diye-bilirim.

-Tıp eğitimi nasıl olmalıdır?Şu an elimizde bir tek TTB’nin

hazırladığı mezuniyet sonrası içintanımlanmış bir yeterlilikler listesivar. Şimdi yeni yeni bunun mezu-niyet öncesi içinde tanımlanır halegetirilmesine çalışıyoruz. Biz bumeselelerin 50 yıl gerisinden gidi-yoruz ne yazık ki, aradaki tek tükçağı yakalayan uygulamalar dışında.O yüzden bizim, dünyada bunlarınörnekleri yokmuş gibi bu dene-yimler yaşanmamış gibi yeni baştankeşfe çıkmamamız gerekir. Biz ni-teliksel anlamda ne üretirsek üre-telim sonuçta uygulamada çokönemli sıkıntılarımız var. Sundu-ğumuz hizmet çok tartışmalı birhizmet. Aile hekimliğinde yüz ka-rası bir model sergileyerek adınaaile hekimliği dediğimiz bir sistemuygulamaya çalışıyoruz örneğin.Eğitimin bu uygulamaların yanında

iyi gitmesi mümkün değil. Amahızla bu açığı kapatabilecek bilgipaylaşımımız var, nelerin doğruolduğunu en azından bir grup insanbiliyor. Buradan yola çıkarak buaçıklar hızla kapanabilir hale gelir.Nasıl bir hekim yetiştirmeyi he-defliyoruz? Bunu ortaya koymakve bu hedefteki yeterliliğe sahipfakülteler açmak gerekli. Öğretimüyeleri açısından durumu değer-lendirdiğimizde bakın karşımızane çıkıyor: Bir öğretim üyesi ilegörüşme yaptım diyor ki; “Benburada 50 tane hastaya bakıyorum,ben bu 50 hastaya randevu vermişiken gelip sizin oradaki üç saatlikbir ders programına katılmam müm-kün değil. Ben buradaki 50 kişiyeüç saatlik bir derse gidiyor olmamıanlatamam ayrıca dersten sonra 50hastaya nasıl bakmaya başlayaca-ğım”.

Burada öğretim üyesi hastasınıazaltamadığı için eğitimden vaz-geçiyor. Öyle olunca da eğitimimizgittikçe nitelik kaybediyor. Şu anhiçbir ders vermeyeceksiniz amaöğretim üyesi unvanınızı taşımayadevam edeceksiniz. Öğretim üyeliğidoktorlukla ilgili bir şey değil yanitıp fakültesinde öğretim üyesi olmakbir eğitimin parçası olmak demektir.Ne kadar hasta baktığınızın tıp fa-kültesi öğretim üyesi için bir anlamıolmaması gerekiyor. Onun ne kadarderse girdiğinin bir öğrencinin ye-tişmesine ne kadar katkı sunduğu-nun önemli olması gerekiyor.

Eğer her boğazı ağrıyana tıp fa-kültesi öğretim üyesinin baktığıbir sistem var ise zaten bunu dü-zeltmemiz mümkün değil. Niteliğide ancak bütün bunları iyileştirerekyapabiliriz. Şu anda derse gelmeyenöğretim üyesine ceza veremezsiniz,ne ceza vereceksiniz? Üniversite-lerimizde bir kere öğretim üyeliğikazananı zaten atamıyorsunuz, bü-tün getirdiği iyi kötü huylarıylaorada var olmaya devam ediyor.Özel üniversitelerin derdi zateneğitim vermek değil, onlar sadecehizmet amaçlı bir faaliyet ve fa-külteyi güzel bir süs eşyası olarakgörüyor. Böyle bir durumda dev-letten tıp eğitimine bir yatırım ya-pıyor olmasını beklememiz müm-kün değil. Bütün bu koşulları or-tadan kaldıracak olursak o zamantıp eğitiminin nitelikli bir noktayagideceğini düşünüyorum.

Ekim 2013

Nitelikli tıp eğitimindedibe vuruldu!Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi ve Bilişimi Öğretim ÜyesiDoç. Dr. Melih Elçin’le tıp fakülteleri ve tıp eğitiminin niteliği üzerine söyleştik.

Jülide KayaTıp Dünyası

‘“Sağlık meslek liselerindedurum içler acısı. Köşebaşında bir dükkanıkiralayan herkes bir özelsağlık lisesi açabilir halegeldi. Sağlık hizmeti;hekimi, sağlık çalışanı ilebir bütün. Çok nitelikli birdoktorun yanında aynınitelikte bir sağlık çalışanıolmazsa hiçbir anlamıyok. O yüzden sağlıkalanındaki eğitimimiztümden gümlemişdurumda”.

‘ ‘Doç. Dr. Melih Elçin:“Öğretim üyeleriaçısından durumudeğerlendirdiğimizdebakın karşımıza neçıkıyor: Bir öğretim üyesiile görüşme yaptım diyorki: ‘Ben burada 50 tanehastaya bakıyorum, benbu 50 hastaya randevuvermiş iken gelip sizinoradaki üç saatlik bir dersprogramına katılmammümkün değil. Benburadaki 50 kişiye üçsaatlik bir derse gidiyorolmamı anlatamam ayrıcadersten sonra 50 hastayanasıl bakmayabaşlayacağım’. Buradaöğretim üyesi hastasınıazaltamadığı içineğitimden vazgeçiyor.Öyle olunca da eğitimimizgittikçe nitelik kaybediyor.Şu an hiçbir dersvermeyeceksiniz amaöğretim üyesi unvanınızıtaşımaya devamedeceksiniz. Öğretimüyeliği doktorlukla ilgilibir şey değil yani tıpfakültesinde öğretim üyesiolmak bir eğitimin parçasıolmak demektir. Ne kadarhasta baktığınızın tıpfakültesi öğretim üyesiiçin bir anlamı olmamasıgerekiyor. Onun ne kadarderse girdiğinin biröğrencinin yetişmesine nekadar katkı sunduğununönemli olması gerekiyor”.

‘“Nitelikli eğitimverebileceğinidüşündüğümüz birazdaha köklü geçmişi olantıp fakülteleri bile bukontenjan artırımı nedeniile niteliğini yitiriyor”.

8

Page 9: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

9Ekim 2013

-Hiç umut yok mu peki?Umut olmak zorunda. Mevlana’nın

bir sözü var: “Her şey üstüne gelip deseni dayanamayacağın noktaya getir-diğinde sakın vazgeçme çünkü orasıgidişatın değişeceği yerdir”. Biz nekadar dibe vurduk daha dibi var mıbilmiyoruz ama oradan bir dönme ola-sılığı var. En azından Gezi direnişisonrası onu görmüş olduk, bu seneböyle daha bir heyecan var. Gerçektendayatılan bu sistemden farklı düşünen,işini sadece bir mezuniyet sonra birsınav sınavdan sonra da paraya kucakaçılacak bir meslek olarak görmeyen

öğrencilerimiz var. Dünyada yapılantüm çalışmalarda birinci sınıf öğrenci-lerinin hasta görüşmelerinde göster-dikleri davranışsal özelliklerin hastaile empati kurma, hastaya iyi davranma,göz teması kurma gibi şeylerin yıllariçerisinde kaybolduğunu ortaya konmuş.Ne yazık ki gündelik uğraş ve koşuş-turma içinde ya da gereksiz iş yükünedeni ile bu içindeki insanı öldürüyoruzöğrencinin. Buna müdahale etmemizlazım. Bunun önüne nasıl geçilebilir,nasıl azaltılabilir sormamız lazım. Bunuazaltmanın yolu bu tip duyguları canlıtutacak bir program zenginliğine ulaş-mak.

Çöken sağlıksistemini niteliksizdoktor yetiştirerekdüzeltemezsiniz!

TTB tarafından 25 Eylül 2013 ta-rihinde yapılan açıklamada, SağlıkBakanlığı’nın sağlık alanında yaşanansorunların hekim sayısındaki yeter-sizliğe bağlamasına tepki gösterilerek,tıp fakültelerine 2.491 ek kontenjanaçılması eleştirildi. “Hastalarımızınsağlığı, mesleğimizin saygınlığı, hep-sinden önemlisi genç hekim adayla-rının ‘iyi hekimlik’ yapma şansı elin-den alınmaktadır.” denilen açıkla-mada, yetkililere şu sorular yöneltildi:

-Hekim sayısında iddia ettiğinizyetersizlik, niteliksiz eğitim almayamahkum genç hekimlerle mi ka-patılacaktır?

-Dünden bugüne fakülteye dö-nüşmüş, öğretim elemanı kadrosuyetersiz, yatak kapasitesi yetersiz,laboratuar donanımı yetersiz fa-kültelerde, kalabalık sınıflarda eği-tim görecek genç hekim adaylarınave hastalarımıza karşı vicdanınızrahat mıdır?

-Poliklinik başvurularını azalt-mak için, sevk zincirini yeniden

kurmak ve geliştirmek için, koru-yucu sağlık hizmetlerini tekrartesis etmek için çaba sarf etmezken,salt hekim sayısı üzerinden sistemionarma çabanız ne kadar gerçek-çidir?

-Sağlık emekçilerinin her geçengün daha da güvencesiz şartlardaçalıştığı bu dönemde hekim sayısınıartırmaktaki gayeniz, hekim eme-ğini ucuzlatmak mıdır? İşsiz hekimordusu yaratmak, sağlığı özelleş-tirme yolunda atılan önemli biradım değilse nedir?

Açıklamada, tıp eğitiminin ikti-darın elinde oyuncak olacak birkonu olmadığı vurgulanarak, tıpeğitiminde yaşanan nitelik kaybıüzerine gerekli çalışmaların ya-pılması, başta temel bilimler olmaküzere tıp eğitiminin hak ettiği ni-teliğe kavuşturulması istendi. Açık-lamada, “ Yeni açılmış tıp fakül-teleri hızla değerlendirilmeli, hekimyetiştirmek için yeterli fiziki veakademik donanımı olmayan fa-külteler öğrenci alımını durdur-malıdır. Fakültelerin kontenjanları,fakültenin öğretim elemanı sayısıve fiziki imkanlarına göre bilimselkriterlerle hesaplanarak belirlen-melidir.” denildi.

‘“Mevlana’nın bir sözü var:‘Her şey üstüne gelip deseni dayanamayacağınnoktaya getirdiğinde sakınvazgeçme çünkü orasıgidişatın değişeceği yerdir’.Biz ne kadar dibe vurdukdaha dibi var mı bilmiyoruzama oradan bir dönmeolasılığı var. En azındanGezi direnişi sonrası onugörmüş olduk”.

Hekime yönelik şiddet hız kesmeden sü-rüyor. Sadece Sağlık Bakanlığı’nın verilerinegöre bile 1 yılda 44 bin'den fazla sözlü, 2binden fazla ise fiziksel şiddet olayı yaşandı.14 Mayıs 2012 ile 12 Mayıs 2013 arasındasağlık çalışanlarına yönelik 4 bin 339 sözlüşiddet vakası bulunuyor. Bu vakalardan 3bin 106'sı doktorlar tarafından hukuk bi-rimlerine taşındı ve 2 bin 513'ü adli mercilereintikal ettirildi. Bu davalardan 71'inde sağlıkçalışanlarına sözlü şiddet yapanlar mahkûmolurken, 13'ü beraat etti.

Hekime ve sağlık çalışanlarına yönelikşiddet geçtiğimiz ay da sürdü. KırıkkaleÜniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde gö-rev yapan doktor muayene ettiği hastası ta-rafından darp edildi.

İzmir'de doktora bıçaklı saldırıBozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Acil Servisinde görevli doktor ise, tedaviiçin gelen hasta tarafından bıçaklı saldırıyauğradı.

İstanbul Esenler'de ise özel bir hastanedealkollü 4 kişi hastaneye geldi ve ellerindecam kesikleri bulunan arkadaşlarının tedaviedilmesini istedi. Yaralı kişiye acil servistenöbetçi olan doktor ilk müdahalede bulundu.Doktor yaralıya elinde tendon kesiği bu-lunduğunu belirterek devlet hastanesine git-mesini söyledi. Yaralı kişi ambulans isteyincedoktor, acil bir durumunun olmadığını kay-dederek ambulansa ihtiyacının olmadığınıifade etti. Doktorun sözlerine sinirlenenyaralı kişi arkadaşları doktora ve hastanegörevlilerine saldırdı, danışmadaki bilgisa-yarlara zarar verdi. Iğdır Devlet HastanesiFizik Tedavi ve Rehabilitasyon Servisi’ndegörev yapan 3 aylık bir hekim de şiddetemaruz kalan hekimler arasındaydı. Van'a,yaklaşık 70 kilometre uzaklıktaki Sevindikköyünden doğum yapacak bir kadını alarakhastaneye ulaştıran 3 kişilik sağlık ekibi,dönüş sırasında kimliği belirsiz kişiler ta-

rafından yol üzerinde dur-durularak darp edildi.

"Artık ŞiddetGörmekİstemiyoruz"

Marmara Üniversitesi Pen-dik Eğitim ve Araştırma Has-tanesi hekimleri ve sağlıkçalışanları ise kadın doğumkliniğinde çalışan bir kadındoktor ile bir güvenlik gö-revlisinin, hasta yakınları ta-rafından darp edilmesini "Ar-tık Şiddet Görmek İstemi-yoruz" başlıklı bir basın açık-laması ile protesto etti. Sağlıkçalışanları "sağlıkta yaşanansorunların sorumlusu çalı-şanlar değildir" ve "hedeftahtası olmak istemiyoruz"yazılı dövizler taşıdı. Basınaçıklamasının okunmasındanönce konuşma yapan İstanbulTabip Odası Genel SekreteriAli Çerkezoğlu, sağlıkta ya-şanan şiddetin sebebinin sağ-lık sistemi olduğunu belirtti.Sağlık sisteminin vatandaşlarımüşteri haline getirdiğini vesağlığın ticarileştirildiğini ifa-de eden Çerkezoğlu, geçicigüvenlik önlemlerinin şiddetisonlandırmayacağını, hasta-hekim ilişkisini zedeleyenkoşulların ortadan kaldırıl-ması gerektiğini söyledi.

Hekime şiddetbinleri aştı!

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Page 10: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

Ekim 201310

-Önce şu soru ile başlayalım ister-seniz, doping nedir?

Son günlerde çok duyuyoruz bu te-rimi. Bu terimin karşılığı; haksız re-kabete yol açan ve performansı doğalolmayan yollarla artırmaya yönelikuygulamalar, fakat bu kadarla da sınırlıdeğil aslında. Sadece ilaç kullanmakdeğil, bunu bulundurmak, satmak, pa-zarlamak, önermek, teşvik etmek dedoping uygulaması tanımına dahil edil-di.

-Peki, doping dediğimiz ilaçlar re-çeteyle satılan ilaçlar kapsamındamı?

Kullanılan ilaçların hepsinin üzerinde“reçeteyle satılır” deniyor fakat bunaait yasal mevzuatta eksiklikler var.İlaç bir kimyasal maddedir ve bir en-dikasyonu vardır, tıbbi amaca yönelikkullanım esastır. Amacı dışında kulla-nıldığında ‘doping’ amaçlı kullanımsöz konusudur. Şüphesiz bunların birçoğunun mutlaka reçeteyle satılmasıgerekir ve eczacının da bu ilacı verirkenreçete istemesi gerekir. Mesela kandakialyuvar sayısını arttırmaya yönelikeritropoetin diye bir madde var, builacın Türkiye’de kolaylıkla elde edi-lebileceğini görüyoruz. Hatta 2012Londra olimpiyatlarına katılan bir yü-rüyüşçü yakalandıktan sonra ilacı Tür-kiye’de Antalya’da bir eczaneden al-dığını ifade etmiş durumda. Bu dabizim ülkemizdeki yasal mevzuatınuygulanmasındaki eksiklikleri açıkçagözler önüne seriyor.

-Spor hekimliğini “Toplumdaki bi-reylerin sağlığının korunması ve ge-liştirilmesi için fiziksel aktiviteye ka-tılımın arttırılması, her cinsten veyaştan sağlıklı veya kronik hastalığıolan bireylerin, hangi düzeyde olursaolsun spora katılım öncesi sağlık de-ğerlendirmelerinin yapılması, sporave fiziksel aktiviteye katılımla ilgiliprogram yapılması ve egzersiz reçetesiuygulamaları, katılımcıların karşı-laştıkları yaralanmaların ve sağlıksorunlarının önlenmesi, tanı, tedavive rehabilitasyonu, sporcu perfor-mansının tıbbi yönlerinin değerlen-dirilmesi ve dopingle mücadele edil-mesi konularında teorik ve uygulamalıçalışmalar yapan klinik bir uzmanlıkdalı” olarak tanımlıyorsunuz. Türki-ye’deki spor algısı nasıl?

Spor dediğimiz konu bir yarışmagibi algılanıyor genellikle. Ama aslındaspor yarışmanın çok ötesinde bir yaşamşekli. Spor yapan kişi herkes için aynıderecede geçerli kurallara göre yarışı-yor. Bu kuralların temel nedeni eşitlikolmasıdır, yarışan kişiler arasında birhaksız rekabetin olmamasıdır. Bu as-lında spor kültürünün çok temelinioluşturuyor ve siz bu eşit yarışmayıtopluma da örnekleyebilirsiniz. Bunutoplumda, bireylerin eşit koşullardayaşaması, birbirine saygı göstermesi,haklara saygı göstermesi gibi düşüne-bilirsiniz. Spordaki başarı kişinin kendigücünü antrenmanla ortaya çıkarmasıve en iyi noktaya ulaşması zeminindedüşünülür ve çok uzun süreler yapılanantrenmanlar sonucunda bir dereceyeulaşılır. Herkes bilir ki kendi kapasi-tesiyle buraya ulaşması gerekmektedir.Ulaşamadığı zaman ulaşan kişiye saygıgösterilmelidir, ulaşamayan kişide saygıgörür çünkü elinden gelen odur ve oda alkışlanır. Spor, kendini geliştirmedirbaşkası ile savaşmak, başkasıyla mü-cadele etmek ondan üstün gelmeyi is-temek değildir. Siz kendinizi geliştir-diğinizde doğal olarak ortaya çıkanbir sonuçtur başkasını yenmeniz. AntikYunan’da bu noktadan hareket edil-miştir. Uzakdoğu sporlarına savaş spor-ları denir ama aslında insanlar kendileriile savaşırlar. Spor, hem beden olarakhem ruhsal hem de sosyal olarak ken-dini geliştirmektir. Durum böyle oluncabir başkasının önüne geçmek , ödüllerve prestij kazanmak için bazı maddelerikullanmak ve yöntemler uygulamak,başka bir deyişle doping yapmak şart-mış gibi düşünülüyor. Oysa bu kurallaraaykırı bir durum. Doping bu eşitlikmutabakatını bozar, bu kuralları bozar,haksız olarak başkasının önüne geç-meye yol açar. O yüzden karşı olmaklazım. İkincisi kullanılan maddelersağlığı da tehdit ediyor. Birçok yanetkisi var, ölüme kadar götürebiliyorkısa yahut uzun süreli kullanılan mad-denin niteliğine bağlı olarak ani ölüm-lere yol açıyor ya da ilerde ortaya çı-kabilecek problemlere yol açabiliyor.Dolayısı ile doping savaşmak lazım.Doping ile savaşın iki boyutu var:Hem bu haksız rekabeti engellemekhem de kişinin sağlığını korumak.

-Dopingle mücadele için neler ya-pılıyor?

Türkiye Olimpiyat Komitesi Do-pingle Mücadele Komisyonu, SağlıkBakanlığı’nın ilgili birimine doping

içeren ilaçların reçetesiz satı-şının engellenmesi ve kont-rolünü sağlamak amacıylabaşvuruda bulundu geçti-ğimiz aylar içerisinde. An-cak henüz bir cevap alınmışdeğil. Muhtemeldir ki yakın zamandagündeme alınacaktır. Doping ciddi birproblem. Şu anda ortaya çıkan rakamlarbuz dağının görünen kısmı ve aslındagayet iyi biliyoruz çok yaygın bir bi-çimde kullanılıyor bu maddeler. Amamaalesef mücadelede eksiklikler var.Personel eksikliği, kaynak eksikliği,anlayış eksikliği, mevzuat eksikliğibunların başında geliyor. Daha öncekiyıllarda doping ile mücadeleler çoksınırlıydı, yüzeyseldi ve yeterli değildi.2011’de başlayan bu mücadelede gel-diğimiz nokta bile çok sınırlı olmasınarağmen bir fırtına koparttı. Dünyadavar bu problem, Hindistan’dan tutunKenya’ya, Amerika’dan tutun Rus-ya’ya, Çin’e, Brezilya’ya kadar pekçok ülkede var. Bizim maalesef birkaçdalda özellikle atletizm, halter ve gü-reşte son aylarda başarılı sporculardaçıkan sonuçlar çok göze batı. Amabugün dünyada çok önemli sporcularında yakalandığını biliyoruz. Her ülkesavaşıyor bununla, bazı ülkelerde birazdaha samimi bir savaş var bazı ülke-lerde de biraz daha sınırlı ve tırnakiçerisinde sporcuyu koruyucu kollayıcıtarzda bir savaş var. Ama dünya sporkamuoyu doping konusundan oldukçarahatsız ve bu savaşın gerçekten tamyapılmasını istiyor.

-Başbakan Erdoğan İstanbul’dagerçekleşen 15 şehir hastanesi pro-jesinin imza töreninde İstanbul İki-telli'de şehir hastanesinin yapılacağıbölgeye spor hastanesi yapılmasınadair söylemlerde bulundu. Nasıl ba-kıyorsunuz bu meseleye? Türkiye’despor hekimliğinin durumu nedir?Spor hekimliği yeni bir kavram mıTürkiye’de?

Yok değil aslında. Spor hekimliğikavramı dünyada ilk defa 1900’larınbaşında kullanılıyor. 1948’de ilk defaTürkiye’de spor hekimliği terimi kul-lanılmış durumda. 1966 yılında dernekkuruluyor. 1973 yılında da Ege Üni-versitesi’nde uzmanlık verilmeye baş-lanıyor. Esas olarak Türkiye’de sporhekimliğinin bir kurum olarak kurul-ması 1990’ların başıdır. Sekiz üniver-sitede uzmanlık programı var, aşağıyukarı 12-13 devlet hastanesinde sporhekimliği uzmanı poliklinik hizmet-

Türkiye’de son dönemde ortaya çıkan doping olayları ve onlarca milli sporcunun dopingliçıkması, birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Spor Hekimliği Uzmanı Prof. Dr. EminErgen, Spor Hekimliği ve sporcu sağlığı üzerine Tıp Dünyası’nın sorularını yanıtladı.

Jülide KayaTıp Dünyası

“Spor, başkası ile savaşmak değil, kendini geliştirmedir”

Prof. Dr. Emin Ergen kimdir?Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan

sonra Türkiye’de spor hekimliğinin kurucusu Prof. Dr.Necati Akgün’ün danışmanlığında uzmanlık unvanınıaldı. 1982-1983 yılları arasında İtalyan Ulusal OlimpiyatKomitesi’nin bursu ile Roma’da Sporcu Sağlık Merke-zi’nde çalıştı ve direktör Prof. Dr. Antonio Dal Monte’ninkonuk asistanlığını yaptı. 1987-1988 yıllarında BritishCouncil bursu ile İngiltere’de Loughborough ÜniversitesiBeden Eğitimi ve Spor Bilimleri Bölümü’nde Prof.Clyde WILLIAMS’ın danışmanlığında egzersiz fizyolojisialanında yüksek lisansını tamamladı. 1988 yılında sporhekimliği alanında ülkemizin ilk doçenti ve 1994’te ilkprofesörü unvanını kazandı. 1993’te Fransa ve 1997’deİtalya’da düzenlenen Akdeniz Oyunları ile 1996 Atlanta(A.B.D.) ve 2000 Sydney (Avusturalya) Olimpiyat Oyun-larında Türk kafilesinin spor hekimliğini yürüttü. Gençlikve Spor Genel Müdürlüğü Sağlık Kurulu üyesi ve TürkiyeMilli Olimpiyat Komitesi Sağlık Komisyonu başkanlığınısürdürüyor.

Atletizm Federasyonu Asbaşkanlığı, Herkes İçin Sporve Üniversiteler Spor Federasyonlarının kurucu başkan-lığında bulundu ve birçok federasyonun sağlık kurullarındagörev yaptı. Çeşitli spor kulübünün sağlık danışmanlığınıyürüttü. Avrupa Konseyi Koordineli Spor Araştırmalarıçerçevesinde Spor Yaralanmalarının Önlenmesi alanındaTürkiye temsilcisi olarak görev yaptı. Avrupa OlimpiyatKomiteleri (EOC), Dünya Okçuluk Federasyonu (FITA)ve Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sağlık Komis-yonlarının üyeliği görevlerinde bulundu. Türkiye SporBilimleri Derneği kurucusu. 2009-2011 yılları arasındaTürkiye Spor Hekimleri Dernek başkanlığını yaptı. 2003yılı Mayıs ayında Avrupa Spor Hekimliği DernekleriFederasyonu (EFSMA) ve 2006 yılı Haziran ayındaUluslar arası Spor Hekimliği Federasyonu (FIMS)Yönetim Kurulu’na seçildi. 2009 yılından beri EFSMAGenel Sekreterliği ve Dünya Okçuluk Federasyonu SağlıkKomisyonu Başkanlığı ile 1994 yılından beri TürkiyeMilli Olimpiyat Komitesi Sağlık Komisyonu Başkanlığıgörevlerini yürütüyor. 1998 yılında Garanti Bankasınınaçtığı Yarına Dört Işık proje yarışmasında spor dalındabirincilik kazanan ekipte yer aldı. 2003 yılında TürkiyeMilli Olimpiyat Komitesi tarafından Spor Tıbbı alanındaOlimpiyat Meşalesi ve 2012 yılında Spor BilimleriDerneği Hizmet ödülüne layık görüldü. 1989 yılındaHacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve TeknolojisiYüksekokulunun kuruculuğunu üstlendi ve 1994 yılınakadar müdür olarak bu görevi sürdürdü. 1994-2006yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi SporHekimliği Anabilim Dalı Başkanlığı ve 2004-2007arasında ise Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve SporYüksekokulu Müdürlüğü görevlerini yürüttü. 2012 yılındaAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor HekimliğiAnabilim Dalı Öğretim Üyeliğinden emekli oldu.

Page 11: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

Ekim 201311

lerini yürütüyorlar. Fakültelerde spor he-kimliği anabilim dalları var ama bir sporhekimliği ana bilim dalı zaten üniversitebünyesinde her türlü konsültasyon hizmet-lerinden yararlanan multidisipliner bir ça-lışma yapabilen yerler. Böyle bir spor has-tanesi kurmak yerine bence hazır olan biranabilim dalının daha iyi işlemesi yönünde,personeliyle, teçhizatıyla güçlendirilmesiyönünde adımlar atılması iyi olurdu. SporHastanesi hoş bir terim ama biraz da popülistbir yaklaşım diye düşünüyorum.

Spor hekimliğini sadece bir sporcununyaralanmasının tanısı, tedavisi ve rehabili-tasyonuna indirgemememiz lazım. Sporhekimliği aslında bir yerde koruyucu sağlıkhizmetlerini de ilgilendiriyor. Bazı hasta-lıkların hareketsizlikle ilgili olduğunu bi-liyoruz dolayısıyla toplumu spora yönlen-dirmede de bir fonksiyonu var. Kas-iskeletsistemi muayeneleri kısmı var, beslenmeyle,sporcu psikolojisiyle ilgili boyutları var.Şu anda anabilim dallarında verilen eğitimlerbir çekirdek müfredat çerçevesinde sunul-maya çalışılıyor. Ama o birimlerde verilenhizmetlerde eksiklikler var. Fizyoterapisti-miz, beslenme uzmanımız, psikoloğumuz,hemşiremiz eksik. Cihazlarımızı yenileye-miyoruz, ölçme değerlendirme yapamıyoruz.Bunlarında düşünülmesi lazım ama üni-versite hastanelerimizdeki son zamanlardakikan kaybı maalesef bu eğitime olumsuzyansıyor. Öte yandan spor hekimlerininreçetelendirdiği birçok uygulamanın ödemesiyapılmıyor. Çok emek verilen bir eğitimsonrasında uzman, görevini yapma konu-sunda bir sınırlamayla karşılaşıyor. Dola-yısıyla eğitimden mevzuata donanımdanpersonele kadar spor hekimliği ilgili sıkıntılarvarken spor hastanesi kurulması fikrinesoru işaretiyle yaklaşılması gerektiğini dü-şündürüyor.

-Türkiye’de ne kadar lisanslı spor yapankişi var?

İstatistiklere bakacak olursanız, 75 mil-yonluk ülkede aşağı yukarı 2.5 milyoninsan lisanslı spor yapıyor. Bu rakam birAvrupa ülkesi ile karşılaştırıldığında çokçok az. Türkiye’de 100 kişiden 5’i lisanslıdiyebiliriz. Finlandiya’da 100 kişiden 40kişinin, İtalya’da 20, Almanya’da 30 kişininlisanslı olduğunu düşünürsek Türkiye’ninrakamları düşündürücü. Buna belki lisanslıolmadan hareket eden insanları ekleyebi-lirsiniz. Gerçekten son 20 yıldır bilinçliolup da eşofmanlarını giyip dışarıya çıkaninsan sayısı arttı. Bunda bazı yerel yöne-timlerin de katkılarını ifade etmek lazım.Ama yine de son derece az özellikle kırsalkesimde. Büyük kentlerde ise ayrı bir prob-lem var; hava kirliliği, zaman darlığı, ulaşımvs.

-Son olarak neler söylemek istersiniz? 1991 yılında TTB’de Spor Hekimliği

Kolu’nu kurmuştuk sevgili Gürhan Fişekile. O dönemde kurslarla yaklaşık 750hekim arkadaşımıza ulaşmıştık. Yayınlaryaptık. Sonra daha farklı şekillerde Türki-ye’de TTB vasıtasıyla yaklaşık 2000 civa-rında meslektaşımıza ulaştık. Temel bilgileri,sağlık, hareket, yaralanma, korunma, dopinggibi bilgileri paylaştık. TTB bünyesindebu çalışmaların devam etmesini diliyorum.

TTB’den kızamık salgını uyarısı

2013-2014 öğretim yılı baş-ladı. TTB Pratisyen HekimlerKolu tarafından yapılan açıkla-mada ise Yaz aylarında okullarınkapanmasıyla evlere çekilen kı-zamık vakalarının okulların açıl-ması ve mevsimsel dö-

nem itibari ile yeniden artışageçebileceğine işaret edildi.

Türkiye’de kızamık olgu sa-yıları geçtiğimiz yıl içinde ciddirakamlara ulaştı. Uygulandığısöylenen Eliminasyon, (sıklığınıazaltma) programına rağmen kı-

zamık olgu sayıları artıyor. TTBPratisyen Hekimler Kolu’na göreise bunun nedeni, AKP hükü-metinin uygulamaya soktuğusağlık politikalarının, birinci ba-samak sağlık sisteminin kamusalanlayışını yok etmesi.

Eskişehir Tabip Odası OnurKurulu Başkanı Prof. Dr.

Gaye Usluer ise geçen yıl yapılanaşılamaların kayıtlarının düzenlitutulamadığını, ciddi problemlerolduğunu, Sağlık Bakanlığı’nınkimin aşısının eksik olduğunudahi bilmediğini belirterek, sal-gınla mücadelede bütün kurum-ların seferber edilerek etkin birmücadele yürütülmesi gerekti-ğini söyledi.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tarafından 5 Mart 2013 tarihindeSağlık Bakanlığı önünde yapılan basın açıklamasında, ülkemizde kızamıkvakalarının kaygı verici boyuta ulaştığına dikkat çekilmişti.

27 Mayıs 2012 günü yapılan Ayakta Teşhis ve TedaviYapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında YönetmelikDeğişikliklerinin iptali için TTB tarafından açılandavada Danıştay 15.Dairesi yürütmeyi durdurma kararıverdi. Buna göre; Tıp merkezinde görev yapan biruzman hekimin ayrılması halinde, ayrılan kadroyahekim başlayışının en fazla bir yıl süreyle geçiciolarak Bakanlıkça durdurulabileceğine ilişkin düzen-lemenin, yan dal veya iki ayrı uzmanlığı bulunan he-kimlerin poliklinikte kadrolu çalıştıkları uzmanlıkdalı dışındaki uzmanlık dalında çalışmasının yasaklan-masına ilişkin düzenlemenin, emekli olan hekimlerinpoliklinikte kadro dışı geçici çalışmasına izin verilme-mesine ilişkin düzenlemenin, bir sağlık kuruluşundakurulmuş tıbbi cihazların devir yoluyla polikliniğe dev-redilmesinin yasaklanmasına ilişkin değişikliğin, kadrodışı çalışmayı tıp merkezleri ile sınırlandıran düzenle-menin, 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesi kapsa-mındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaretodaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil et-tikleri birlikler personeli için kurulmuş bulunan sandıklaraait sağlık birimlerindeki hekimlerin yalnızca bu birimdemeslek icra edebilecekleri düzenlemenin yürütmesi hu-kuka aykırı bulundu.

Danıştay hekimlerinçalışma yasaklarınınyürütmesini durdurdu

İşyeri Hekimliği Yönetmeliği’nin iptali istendi

Hatırlanacağı üzere 6331 sayılıİş Sağlığı ve Güvenliği Yasa’nınTBMM’de görüşülmesinde de TTBçalışanların sağlıklarının korunmasıiçin işyeri hekimliği hizmetlerininetkin biçimde sunulmasını sağlamakve işyeri hekimlerinin özlük hak-larını korumak için gerekli önerileriTBMM’ye sunmuştu. Bu önerilerdikkate alınmaksızın, Meclis’tekisayısal çokluğa dayanılarak, etkinbir tartışma yürütülmeksizin çıkar-tılan Yasa ise halen Anayasa Mah-kemesi önünde. TTB tarafındanise bu Yasa’ya dayanılarak 20 Tem-muz’da çıkartılan İşyeri Hekimive Diğer Sağlık Personelinin Görev,Yetki, Sorumluluk ve EğitimleriHakkında Yönetmeliğin yürütme-sinin durdurulması ve iptali istemiile dava açıldı. TTB tarafındankonu ile ilgili yapılan açıklamada;“Yönetmelik bu haliyle işyeri he-kimliğini bütünüyle taşeronlar eliyle

verilen hizmete dönüştürmektedir.Ayrıca, işçi başına ayda 4 dakikadaüç sayfa boyunca sıralanan görev-lerin yapılması beklenmekte; eksikolduğunda ise işyeri hekimliği bel-gesinin iptaline varan yaptırımlarınuygulanabileceği düzenlenmekte-dir.” denildi. Dava dilekçesinde,pek çok açıdan hukuka aykırı olanYönetmeliğin, işyeri hekimliği hiz-metinin taşeron şirketten hizmetalımı suretiyle karşılanması, işyerihekimliğini işverenin üstlenmesi,işyeri hekimlerinin çalışma sürelerive tam gün işyeri hekimi çalıştırıl-ması gereken işçi sayıları, halksağlığı uzmanlarına işyeri hekimliğive eğiticilik belgesi verilmemesi,kamuda görevli hekimlerin kurum-larında işyeri hekimi olarak gö-revlendirilmelerinde ve tam güntek hekim olarak vardiyalı işlet-melerde çalışanların çalışma süre-lerinin bölünememesine ilişkin ku-ralların yürütmesinin durdurulmasıve iptali istendi.

Tıp DünyasıANKARA

Page 12: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

Ekim 201312

Milyon dolarlık cihazlar için“evden eve nakliyat”

Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, konuylailgili hukuki süreç tamamlanmadığıhalde tıp fakültesi temel tıp bilimleriaraştırma laboratuvarlarını Gölbaşı Yer-leşkesine taşıma kararında ısrar ediyor.Karara itiraz eden öğretim üyeleri sabahgeldikleri fakülteleri önünde, milyondolarlık cihazlar ve oldukça hassas kanve doku örneklerinin taşınması için ki-ralanan Öz Sıla Evden Eve Nakliyatfirmasına ait kamyonlarla karşılaştılar.

Laboratuarlar ilk olarak 25-26 Temmuz2013 tarihinde akademik kurulların hiç-birinin görüşleri alınmadan oldubittiyletaşınmak istenirken, Tıp Fakültesi öğ-retim üyelerinin direnişiyle karşılaşmış,TTB ve Ankara Tabip Odası da öğretimüyelerine destek vermek ve zorla taşı-manın önüne geçmek üzere hızla hare-kete geçmişti. Yaşanacak kamu zara-rından ötürü konuyu kamuoyu günde-mine taşımak amacıyla akademisyenlerve meslek örgütü tarafından yapılanbasın açıklamasına CHP Ankara Mil-letvekili Aylin Nazlıaka da katılmıştı.Yapılan başvuru üzerine Ankara İdareMahkemesi adli tatil olmasına rağmenacil bir kararla uygulamanın yürütmesinidurdurdu ancak kısa bir süre sonra bukararın kaldırılması üzerine konu Bölgeİdare Mahkemesine götürüldü.

Öğretim üyelerihukuksuzluklara dikkatçekiyor

Öğrencilerin ihtiyacı olan amfilerindüzenlenmesi için taşınma işleminingerekli olduğunu savunan Rektörlüğüntalebiyle yürütmenin durdurulması kal-dırıldı. Öğretim üyeleri ise, amfilereilişkin mevcut düzenlemelerin ÜniversiteEğitim Koordinatörlüğü tarafından yeterlibulunduğu ve derslik düzenlemelerininçoktan bitmiş olduğunu ifade ediyorlar.Diğer yandan, kararın kaldırılmasınınhemen ardından laboratuvarların taşı-nacağı “Yaşam Bilimleri Araştırma Uy-gulama Merkezi” için döner sermayekurularak banka hesapları oluşturulma-sının manidar olduğuna işaret edilirken,bu şekilde laboratuar maliyeti 20-30TL olan bir işlemin üniversite personelve mezunları için 400 TL olarak belir-lendiği dile getiriliyor. Profesör vedoçent öğretim üyelerinin amiri olarakYaşam Bilimleri Araştırma Merkezin

Müdürlüğüne Yrd. Doç.Dr. Turgay Tekinay’ıngetirilmesine de tepkilervar.

Çekyat taşır gibihassas ekipmantaşınacak

Konuyla ilgili olarakBölge İdare Mahkeme-lerinde halen 5 ayrı davasürmesine rağmen 11Eylül’de hastane bah-çesine Rektörlük tali-matıyla yine evden eve nakliyat kamyonugelmesi de gerginliğe neden oldu. Ger-çekleştirdikleri basın açıklamasıyla çokkıymetli laboratuvar ekipmanlarınınçekyat taşır gibi götürülmesi çabasınatepki gösteren ATO ve TTB yöneticileri,hukuki olup olmadığına henüz kararverilmediği halde telafisi imkansız za-rarlara yol açabilecek olan nakil konu-sunda Rektörlüğün telaşı ve ısrarınıeleştirdiler.

“Gölbaşı’na nakil,laboratuvarların kapatılmasıdemektir!”

Taşınmaya itiraz eden öğretim üyeleri,tüm dünyada deney laboratuvarlarınınöğrencilere, araştırıcılara ve hekimlereyakın kurulması ve bu yolla deneyleçalışmanın daha çok özendirilmesi sözkonusuyken, burada laboratuvarlarınyok edilmeye çalışıldığını söylediler.Büyük emek ve harcamalar kurulan veöğrencilere, araştırıcılara, hekimlere vebilime önemli katkı sunan laboratuvar-ların, kimsenin kullanamayacağı biryere gönderilmek istenmesine anlamveremediklerini ifade eden öğretim üye-

leri, konuyla ilgili çekincelerini gerek-çeleriyle birlikte Rektörlüğe defalarcailettiklerini ancak hocalardan gelen buitirazlara saygı gösterilmeyerek karardadiretildiğini anlattılar.

“Üniversite zarar görür”dedi görevden alındı

İlk aşamada taşınması planlanan la-boratuvarlar arasında fizyoloji, farma-koloji, histoloji ve embriyoloji, biyofizik,biyokimya ve hayvan deneyleri labora-tuvarları bulunuyor. Türkiye için sonderece önemli bir referans laboratuvarıolan ve 4-5 trilyon harcanarak kurulanDeney Hayvanları Araştırma MerkezininMüdürü Prof. Dr. Nurten Türközkan,taşınılması planlanan yeri gezdiğini vebu haliyle bir naklin asla mümkün ola-mayacağını söyledi. Bu durumu, bir dö-nem öğrencisi olan Rektör Prof. Dr.Süleyman Büyükberber’e özel ve resmiyazılarla ilettiğini, YÖK’ten konuylailgili yardım istediğini anlatan Türköz-kan, üniversitenin ve Türkiye’nin zarargörmemesi için verdiği uğraşlar karşı-lığında, Rektörlük, tarafından kurucu-larından olduğu Merkezin Müdürlüğügörevinden alındığını ifade etti.

Hekim Postası

Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, öğretim üyelerinin tüm itirazlarına rağmen tıp fakültesiaraştırma laboratuvarlarını Gölbaşı Yerleşkesine taşıma kararında ısrarcı. Milyon dolarlıkcihazların taşınması için tutulan Öz Sıla Nakliyat kamyonlarının hazır beklediği hastanebahçesinde toplanan öğretim üyeleri ve TTB, ATO temsilcilerinin tepkileri üzerine taşınma ikikez ertelendi.

Suriye’de15 bin doktor yurtdışına kaçmakzorunda kaldı

Aralarında Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı veTürkiye Adli Tıp Uzmanları Derneği kurucularındanProf. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Yeryüzü DoktorlarıTürkiye Başkanı Dr. Kerem Kınık'ın da yer aldığı 54doktor tarafından yayınlanan bildirgede, Suriyeli ya-ralıların tedavi edilmesi için sağlık konusunda ihti-saslaşmış sivil toplum örgütlerinin bölgeye girebil-mesinin önünün açılması ve buna yönelik çalışmalaryapılması talep edildi.

Sivillerin kritik tıbbi hizmetlerden yararlanabilmesininneredeyse imkansız hale geldiği kaydedilirken, "Suri-ye'deki hastanelerin yüzde 37'si yıkıldı, yüzde 20'sineağır hasar verildi, tahmini olarak 469 sağlık çalışanıhapiste, 15 bin doktor yurt dışına kaçmak zorunda bı-rakıldı" denildi.

Bir rapora göre çatışma başlamadan önce Halep'te5.000 doktor bulunduğu ancak artık sadece 36 doktorkaldığı aktarıldı. Kamu sağlık hizmetlerinde çöküşyaşandığı vurgulanan bildirgede, Suriye'de sağlık ala-nında yaşanan sorunların dış ülkelerde de salgına yolaçabileceğine işaret edildi.

Bildirgede, "Suriye Hükümeti'ni hastanelere, am-bulanslara, tıbbi kuruluşlara ve kaynaklara, sağlıkpersoneline ve hastalara saldırmaktan kaçınmaya, tümsilahlı tarafları tıbbi yardım ihtiyacı bulunan herkesintedavi edilmelerine izin vermeye ve sağlık kuruluşlarınındüzgün bir şekilde faaliyet göstermesine mani olma-maya, BM ve uluslararası bağışçıları ise Suriye tıpağlarına verdikleri desteği arttırmaya davet ediyoruz."denildi. Kaynak: AA

Aydın Tabip Odası60. yılını kutladı

Aydın Tabip Odası, 18 Eylül 2013 tarihinde 60. ku-ruluş yıl dönümünü kutladı. Aydın Tabip Odası tara-fından Aydın Akarsu Park’ta düzenlenen kokteyleTTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. ÖzdemirAktan ve TTB Merkez Konseyi Üyesi Fatih Sürenkökkatıldı. Kutlama öncesi, Adnan Menderes ÜniversitesiTıp Fakültesi’nde görevli öğretim üyeleri ve asistanhekimlerle bir araya gelen Prof. Dr. Aktan ve Sürenkökdaha sonra Atatürk Devlet Hastanesi toplantı salonundahekimlerin katılımı ile gerçekleşen toplantıya katıldı.

Page 13: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

Ekim 201313

Ankara 112’de kiralık ambulans dö-nemi başladı. Düzenlenen ihale sonu-cunda şoför, ekipman ve düzenli bakımmasrafları firmaya ait olacak şekildeDemirhan Turizm’den 20 ambulanskiralandı. Sözleşmeye göre ambulansşoförleri kesintisiz 24 saat çalıştırıla-bilecek.

Bursa ve Kocaeli 112’de başlayankiralık ambulans uygulamasına Ankara112’de de geçildi. Uygulama, SağlıkBakanlığı tarafından 2006 yılında ya-yımlanan Ambulanslar ve Acil SağlıkAraçları ile Ambulans Hizmetleri Yö-netmeliği’nde yer alan “Ambulansservisleri, özel sağlık kuruluşları ileambulans hizmet alımı için sözleşmeyapabilir” maddesine dayanıyor.

Ankara İl Sağlık Müdürlüğü İl Am-bulans Servisi Başhekimliği, acil sağlıkhizmetleri istasyonlarında kullanılmaküzere, sağlık personeli ve araç yakıtınıAnkara İl Sağlık Müdürlüğü’nün kar-

şılayacağı ‘sürücülü ambulans kiralamahizmeti’ almak için 23 Mayıs’ta ihaleyegitti.

Yaklaşık maliyeti 9 milyon 227 bin836 TL olan ve sonuçları 17 Tem-muz’da açıklanan ihaleyi, 4 milyon669 bin 940 TL’lik en düşük teklifleDemirhan Turizm aldı. Firma ile 3Temmuz’da sözleşme imzalanmasınınardından Ankara 112’de yeni dönembaşladı. Demirhan Turizm 15 Temmuz2013 ile 25 Şubat 2015 tarihleri ara-sında toplam 590 gün sürücülü am-bulans kiralama hizmeti verecek.

Aylık çalışma süresi 192 saatSürücülerin adaptasyon eğitiminin

ardından 20 Temmuz tarihi itibariylekiralık ambulansların merkezdeki yo-ğun istasyonlarda görevlerine başla-dıkları öğrenildi. Kesintisiz 7 gün 24saat hizmet verecek olan firmayla ya-pılan sözleşmede, “Yüklenici firmafaaliyette olan her acil yardım ambu-lansı için yeterli sayıda ve nitelikte,kesintisiz hizmet süresi maksimum24 saat olacak şekilde elamanları ça-

lıştırır” hükmü yer aldı. Nöbet arala-rının, kesintisiz çalışma süresinin 2katından az olamayacağı belirtilensözleşmeye göre, çalışanların aylıkçalışma süresi 192 saati geçemeye-cek.

Başhekimlik nereyi uygungörürse orada çalışacaklar

Çalışma noktaları günlük olarak İlAmbulans Servisi Başhekimliğincebelirlenecek olan ambulanslar, acilyardım talebinde bulunan hastaya gi-dilmesi, müdahale edilmesi, stabili-zasyonun sağlanması ve gerektiğindebir sağlık kurumuna nakledilmesindekullanılacak. Görev gereği gidilmesigereken komşu il ve ilçeler dışındaambulanslar sadece Ankara il sınırlarıiçinde hizmet verecek. Şartname uya-rınca araçların her türlü vergi, sigorta,kasko, bakım, onarım, lastik, yedekparça değişim ve trafik cezaları gibitüm giderleri yüklenici firmaya aitolacak.

Yeni adli yıl 2 Eylül tarihi itibariile başladı ancak işçilere, emekçilereve onların mücadele örgütleri olansendikalara, meslek örgütlerine veodalara yönelik baskılar tüm hızıylasürüyor. Demokratik haklarını kul-lanarak düzenledikleri her eylem-etkinlik dava konusu haline getiri-liyor.

Hatırlanacağı üzere kamuoyunda“Torba Yasa” olarak bilinen, kamuemekçilerinin hak ve özgürlüklerinikısıtlayan 6111 sayılı yasa 03 Şubat2011 tarihinde TBMM Genel Ku-rulu’nda görüşülerek kabul edil-mişti. Söz konusu yasa tasarısınınTBMM Genel Kurulu’nda görü-şüldüğü gün (03 Şubat 2011)KESK-DİSK-TMMOB-TTB’ninçağrısı ile her türlü engellemeyerağmen yasa tasarısına karşı tep-kisini ifade etmek için tüm yurttanAnkara’ya gelen emekçilere mü-dahale edilmişti. Yüzlerce gaz bom-basının yanı sıra tazyikli suyunkullanıldığı polis müdahalesindeonlarca kişi yaralanmıştı.

Söz konusu eyleme katılan dö-nemin KESK Genel Başkanı DöndüTaka Çınar, TTB Merkez KonseyiBaşkanı Eriş Bilaloğlu ve TMMOB

Yönetim Kurulu Başkanı MehmetSoğancı hakkında “2911 sayılı Top-lantı Gösteri Yürüyüşleri Yasasınamuhalefet” gerekçesi ile açılan da-vanın ilk duruşması ise 4 Eylül2013 Çarşamba günü 19. AsliyeCeza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşma öncesi ise Ankara Ad-

liyesi’nde KESK, DİSK TMMOBTTB tarafından basın açıklamasıyapıldı. Açıklamada, hazırlanan id-dianamede haklarını arayan kişilerin“barışçıl” olmadığının, “katılanlarınsilahlı olduğu bir toplantının busilahlar taş, şişe ve sopadan ibaretolsa ve kullanılmasa bile” o yürü-

yüşün artık barışçıl olamayacağınınileri sürüldüğü belirtilerek, iddia-namede sendika ve meslek örgütüyöneticilerinin “olaylar ve eylemlersırasında tüm ve küçük gruplar ha-linde oluşan toplulukları yöneten,yönlendiren ve güvenlik güçleriile birebir görüşmeler yapıp so-

nuçlarını topluluğa aktaran kişiler”olarak anılması eleştirildi. Demo-kratik ülkelerde insanların, sesleriniduyurmaya çalıştıkları için yargı-lanmadığına dikkat çekilen açık-lamada, eşit, özgür, demokratik birTürkiye talebi için mücadeleninsürdürüleceği vurgulandı.

Torba Yasa eylemine katılanların yargılanmasına başlandı

Tıp DünyasıANKARA

Hekim Postası

Ankara 112 kısmen özelleşti

Hak aramak yasak, polis şiddeti serbest!

18. Pratisyen HekimlikKongresi Antalya’da yapılacak18. Pratisyen Hekimlik Kongresi 14-17Kasım tarihleri arasında Antalya’dadüzenlenecek. Kongreyi düzenleyen kuruladına yapılan açıklamada, iyi hekimlikdeğerlerinin aşındırıldığı, sağlıkta dönüşümadı altında birinci basamak sağlıkhizmetinin neoliberal esintilerle ticariçıkarlara teslim edildiği, ikinci ve sonrakibasamak sağlık hizmetlerinin ise kamu-özelortaklığı anlayışı ile tümüyle özel sermayeyesunulduğu bir ortamda kongreningerçekleştirileceği belirtildi. Kongreninteması ise işte bu sorunlar nedeni ile“korumak” olarak belirlendi. Ayrıntılı bilgiiçin: http://www.pratisyen2013.org/

Page 14: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

14Ekim 2013

Muhafazakar Parti North Enfield millet-vekili Nick DeBois ve ITSEB isimli siviltoplum kuruluşu 9 Eylül 2013 tarihinde İn-giltere Parlementosu’nda Türkiye SağlıkSistemi hakkında bir toplantı düzenlediler.Toplantı çerçevesi olarak Lancet Dergisi’ndegeçtiğimiz Haziran ayında yayınlanan veTürkiye Sağlık Sistemi ve Sağlıkta DönüşümProgramı’nı öven “Universal health coveragein Turkey: enhancement of equity” başlıklıyayın belirlenmişti.

Toplantıya Türkiye’den Türk OftalmolojiDerneği Genel Başkanı Prof. Dr. SüleymanKaynak davetli konuşmacı olarak katıldı ve"What is real in new Turkish healthcaresystem: Magic or reality” başlıklı bir konuşmayaptı. Parlemento binası 6. Salonda yapılantoplantıya İngiltere Avrupa Birliği BakanıDavid Lidington, parlementer Nick De Boisve bazı milletvekilleri, sivil toplum kuruluşlarıtemsilcileri ve bilimsel dernek temsilcileriile vatandaşlar, basın mensupları katıldı.Toplantıya Türk Tabipleri Birliği Genel Se-kreteri Dr. Bayazıt İlhan da bir mektup gön-dererek Lancet Dergisi’nde yayınlanan sözkonusu makaleye ilişkin Türkiye’deki he-kimlerin ve Türk Tabipleri Birliği’nin iti-razlarını, Türkiye Sağlık Sistemi ile SağlıktaDönüşüm Programına ilişkin kısa değerlen-dirmelerini iletti. Prof. Dr. Kaynak Türki-ye’deki sağlık sistemindeki değişimlerin neyönde seyrettiği konusunda, Sağlık Bakanlığıverilerini kullanmak sureti ile bir konuşmayaptı.

Prof. Dr. Kaynak Türkiye’nin nüfus özel-likleri ile batı ülkelerinin ve özellikle İngil-

tere’nin nüfus özelliklerini karşılaştıran Kay-nak, Türkiye’nin hala genç bir nüfusa sahipolmakla birlikte, yaşlı nüfusun da %7-8leri bulacak şekilde giderek arttığını ve 2050yılı projeksiyonuna bakarak, orta yaşlı veyaşlı nüfusunun artarak batı ülkelerine yak-laşacağını belirtti. Sağlık sisteminde sağlıkocaklarının yerini yarı özel aile hekimliğininaldığını ve zaman içinde aile hekimlerineverilen sorumlulukların çok ağırlaştırıldığınıdile getiren Kaynak, bu süreçte, bebek veanne ölüm oranları gibi temel sağlık göster-gelerinde iyileşme olduğunu söyledi. Ancakbu iyileşmenin rakamlarına dair Türk Ta-bipleri Birliği ve diğer kuruluşların itirazlarıolduğunu ifade eden ve Türkiye sağlık sis-temindeki temel sorunlar arasında, en önplanda, performans sistemi olduğunu vur-gulayan Kaynak, günde 100-120 bandındahasta bakan hekimlerin, hastaya zaman ayı-ramadıkları için çok sayıda tetkik ve çoksayıda ilaç yazdığını, aslında bu durumdanhastaların “mutlu” olduğunu belirtti. Kaynak,fakat bu mutluluğun gerçeğe dayanmadığının,hekime ulaşmanın kolaylaşmasına paralelolarak gerçek tedaviden uzaklaşıldığınınaltını da çizdi. Kaynak, “Performans sistemiile kısa hasta hekim görüşmesi, çok hastanınsağlık sistemine girip çıkması sağlanmak-tadır” dedi.

1 yılda10 milyona yakın MR istendi

Kaynak, sunumunda bazı ilginç rakamlarayer vererek şöyle devam etti: “Türkiye’deyaklaşık olarak bu sene 10 milyona yakınMR istenmesi bunun bir göstergesidir veayrıca yıllık 2 milyar kutu ilaç tüketimi, bir

bakıma hekimin hastaya zaman ayıramadığınıgöstermektedir. Bu tetkik ve çok ilaç yazıl-ması bir bakıma hekim–hasta kontakt süre-sinin kısa zamanda sonlandırılması ve yenibir hastanın alınması için doktorların kaçı-nılmaz olarak başvurdukları bir durum olduğuanlaşılmaktadır. Yılda tüm kurumları ileyaklaşık 700 milyon hasta bakılan sağlıksisteminde, ortalama yıllık olarak her va-tandaşın doktora başvurma sayısı 10’ a ulaş-makta bu da nerdeyse her vatandaşın ortalamaolarak her ay doktora ulaşması anlamınagelmektedir. Üstelik ilginç olan yıl boyuacil servis hizmeti alan hasta sayısı 90milyon olup, kendi nüfusundan fazla “acil”hasta bakan bir sistemle karşılaşmaktayızve bu oran dünyada başka örneği olamayansihirli rakamlardan birisidir. Sağlık sistemininbu aşırı yüklenmesi, tarihin en kutsal ilişkisiolan hasta hekim ilişkisini de

bozmakta ve bu durum da yöneticiler tara-fından hekimi itibarsızlaştırıcı sözlerle des-teklenmektedir. Bu nedenle hastalar ve ya-kınları herhangi bir şekilde isteklerini yerinegetiremeyen veya hastalık prognozundanmemnun kalmayan kişilerce hekim ve diğersağlık personeline taciz ve saldırılar olmak-tadır. Son altı aylık dönemde sağlık perso-neline 6580 den fazla kayıtlı saldırı vardırve bunların 2/3’ü doğrudan tedavi yapandoktora yöneliktir. Sağlık Bakanlığı tarafındanverilen istatistiklere göre hastalar arasındayapılan anket çalışmalarında, sağlık siste-minden memnuniyet oranı %76 olarak sap-tanmıştır. Tabipler Birliği tarafından yapılanbir anket çalışmasında ise hekimlerin %94’lükbir kısmı gelecekten umutsuz ve mutsuz-dur”.

Tıp Dünyası HABER MERKEZİ

İngiliz Parlementosu’ndaTürkiye Sağlık Sistemi tartışıldı

TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Bayazıt İlhantarafından İngiltere Parlementosu’na gönderilen mektupta,Lancet dergisinde Haziran’da yayınlanan “Universalhealth coverage in Turkey: enhancement of equity” başlıklımakalenin Türkiye’de sağlık alanında yaşanan pek çokgerçeği objektif bir biçimde yansıtmadığı ve hekimler ta-rafından bilimsel bir makaleden çok bir “propaganda ma-teryali” olarak değerlendirildiği ifade edildi. Mektuptayapılan diğer değerlendirmeler ise kısaca şöyle:

Sağlıkta Dönüşüm Programı ile uygulamaya geçen per-formansa göre ödeme sistemi sağlık hizmeti sunumbiçimini ve yurttaşların sağlık hizmeti alma alışkanlıklarınıkökünden değiştirmiş durumdadır. Program başlamadanönce 2002 yılında kişi başı yıllık hekime başvuru sayısı 3iken 2011 yılında 8,2’ye ulaşmış bulunmaktadır, yineaynı dönemde yıllık olarak yapılan ameliyatların sayısında

4 kat artış yaşanmıştır. İlginçtiraynı dönemde hastanelerin acilservislerine başvurular da 3 kat artmış, 2011 yılında 90milyonun üzerine çıkmıştır. Bu haliyle Türkiye yıllık acilservis başvurusu nüfusun üzerinde olan tek ülke konu-mundadır. Gündüz hastane başvuruları bu kadar artarkenacil servis başvurularında da patlama yaşanması Türkiyesağlık sisteminde tartışılması gereken pek çok akıl dışıdurum olduğunu ortaya koymaktadır. Bir hekim günde100, 150 hasta muayene edebilmektedir, son olarak Anka-ra’da bir asistan hekimin bir günde 230 hasta “baktığı”tespit edilmiştir. Performansa göre ücretlendirme güvencesizolması, emekliliğe yansımaması, hekimler ve diğer sağlıkçalışanları arasındaki ilişkiyi bozması gibi pek çok sebeplehekimler tarafından eleştirilmekte, güvenceli ve emekliliğeyansıyan insanca yaşayabilecek ücret talebi dile getiril-mektedir.

Hastanelerde yaşanan yoğun karmaşa, Sağlıkta DönüşümProgramı’nın tartışılması gereken daha birçok yönü ve ni-hayet siyasilerin sağlık alanında yaşanan sorunlar karşısındasıklıkla sağlık çalışanlarını hedef göstermesi sağlık çalı-şanlarına yönelik artan şiddet olayları olarak karşımızaçıkmıştır.

Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın çalışma biçimi olarakhayatımıza soktuklarından birisi taşeronlaşmada yaşananpatlamadır. Program başlamadan önce 2002 yılında SağlıkBakanlığı bünyesinde 16 000 taşeron sağlık çalışanı variken bu rakam 2010 yılında 120 000 olmuştur.

Lancet Dergisi’nde yayınlanan makalede de değinilen,hasta memnuniyetindeki artışları ifade eden anketler dekuşkuyla karşılanmaktadır. Bu kadar memnun olunurkenneden sağlık çalışanlarına yönelik şiddet sürekli artmaktadır?

Makalede hiç üzerinde durulmayan bir konu sağlık ça-lışanlarının memnuniyetleri ve mevcut durumu nasıl de-ğerlendirdikleridir. Hekimlik mesleğinin olmazsa olmazkoşullarından biri mesleki bağımsızlıktır. Bu sadecehekimler için değil nitelikli bir sağlık hizmeti açısındantoplum için bir ihtiyaçtır. Son Gezi Parkı olaylarında ya-ralanan yurttaşlara ilk yardım hizmeti verdiği için hekimlerin,tabip odaları ve Türk Tabipleri Birliği’nin suçlanmaları,“ruhsatsız sağlık birimi kurulduğu” gerekçesiyle SağlıkBakanlığı tarafından “soruşturmaya” tabi tutulmaları bukonuda çarpıcı bir durumu ortaya çıkarmıştır.http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/ingiliz-4011.html

TTB İngiltereParlementosu’namektup gönderdi

Page 15: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

Yaz tatilinin bitmesiyle beraber Yunanistan’daki grevler yeniden başladı. Kamu çalışanlarını iştenuzaklaştırma planlarını protesto edilen eyleme, memurlar, doktorlar ve öğrenciler de destek verdi.Başkent Atina sokakları yine eylemcilerle doldu. Ekonomik krizin 4 yıldır devam ettiği ve hala tünelinucunda ışık görünmediği Yunanistan’da yaz tatilinin bitmesiyle grev dalgası yeniden başladı. Yunanistanhükümetinin ekonomik yardım alması için işten uzaklaştırmak mutabakatının protesto edilen eylemlereöğrencilerden memurlara kadar birçok grup destek veriyor.

Ülkenin en büyük iki sendikal kuruluşundan birisi olan Memurlar Federasyonu (ADEDY) 18 Eylülgünü başlayan 48 saatlik grev ile direniş sezonunu açtı. Yunan Hükümeti’nin Troyka (AB Komisyonu-Avrupa Merkez Bankası-IMF) ile vardığı bu yıl sonuna kadar 10 bin, 2014 sonuna kadar da 25 bin kamusektörü çalışanını işten uzaklaştırmak mutabakatına tepki amacıyla gerçekleştirilen grev çerçevesinde,başkent Atina’da iki ayrı protesto gösterisi düzenlendi. ADEDY’nin grevi nedeniyle devlet daireleri,okullar ve belediyeler kapalı kaldı. Toplu taşıma araçlarında çalışanların iş paydosları ile greve iştiraketmeleri yüzünden de Atina’da hayat felce uğradı. Düzenlenen eylemlere, ADEDY’in yanı sıra sağlıksektörü ve öğrenciler de destek verdi.

15Ekim 2013

Liseliye GenelSağlık Sigortasışoku!

Genel Sağlık Sigortası kapsamında 1 Ocak1988 ve sonrası doğumlu liseyi bitirip üni-versiteye hazırlanan 1 milyon 154 bin 595gence genel sağlık sigorta prim borcu çıka-rıldı. Uygulamaya göre okumayanlar 18yaş, orta öğrenimdekiler 20, üniversitedekilerde 25 yaşından sonra ailelerin sigorta kap-samından çıkıyor.

Yılbaşında başlayan zorunlu Genel SağlıkSigortası (GSS) uygulamasında çarpıcı so-nuçlar çıktı. Ailelerin en çok merak ettiğiliseyi bitiren ve üniversiteye hazırlanangençlerle ilgili sorun rakamlara da yansıdı.

Bugün gazetesinin haberinegöre, Çalışma veSosyal

Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in İstanbulMilletvekili Mahmut Tanal'ın gelir testineilişkin yazılı soru önergesini verdiği cevapta,genel sağlık sigorta (GSS) prim borcunun 1Ocak 1988 ve sonrası doğumluları kapsadığınıbelirtti. Çelik'in verdiği bilgiye göre, herhangibir okulda okumayanlar 18 yaşını, orta öğ-renim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek-öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldur-mamış evli olmayan çocuklar ile yaşına ba-kılmaksızın malul olduğu tespit edilen evliolmayan çocuklar genel sağlık sigortalısınınbakmakla yükümlü olduğu kişi olarak sayı-lıyor.

Adam oldun prim öde!Bu çerçevede kendilerine prim borcu

çıkarılan genç sayısı 1 mil-yon 154 bin 595kişi

olarak tespit edildi. Birçok ülkenin nüfu-sundan fazla olan bu kişiler içerisinde 35,102 ve 212 lira borç çıkarılanlar bulunuyor.Bu kişiler, hastanelerde tedavi olabilmekiçin en düşük GSS prim miktar olan 35 liraödemeleri halinde devletin kasasına aylık40 milyon 410 bin 285 lira para girecek.

2 milyon kişi test yaptırmadıBu arada Çelik'in verdiği bilgiye göre, 9

milyon 300 bin yeşil kartlı, 1 milyon 700bin hiçbir sigorta kaydı olma-yan, toplamda ise10 mil-

yon kişiyi ilgilendiren GSS kapsamında 1milyon 989 bin kişinin de gelir testi yaptır-madığı ortaya çıktı. Bu kişilerden verilensüre içinde başvurmayanlara asgari ücretiniki katı gelirleri olduğu muamelesi yapılıyor.Her ay için 212 lira ceza kesiliyor. Ancakgelir testi için yılso-nuna kadar hala zamanbulunuyor.

Grev Gözcüsü

Sizin greviniz nasıl olsun?

GSS Hikayeleri...

Sağlık alanının piyasalaştırılmasına yönelik düzenlemeler, yaşama geçirilmeyeçalışıldıkları ülkelerde önemli protestolara neden oluyor. Tıp Dünyası’nda dünya ülkelerinde

yaşanan protestoları, hekim ve sağlık çalışanı eylemlerini duyurmaya devam ediyoruz. Türkiye’de dehekimler, başta şiddet olmak üzere Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında hekimleri ve sağlık çalışanlarını giderek

daha olumsuz koşullarla karşı karşıya bırakan düzenlemelere karşı neler yapılabileceğini tartışıyorlar. Tartışmayı Tıp Dünyasısayfalarına taşıyoruz ve soruyoruz; “Sizin greviniz nasıl olsun?” [email protected] adresine görüş ve önerilerinizi yazın, bu köşede

yayımlayalım.

Hırvatistan’da sağlık çalışanları 18 Eylül günü greve gittiler.Sağlık Sendikası’nın çağrısıyla grev kararı alan ve uygulayansağlık çalışanları, geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren iş sözleşmesiile elde edilen haklarının mahkeme tarafından iptal edilmesi ileoluşan son durumu protesto ettiler. Sendika, yaşanan malikrizden sağlık çalışanlarının sorumlu olmadığını belirterek has-talardan destek istedi. Sendika işyeri temsilcileri yaptıklarıaçıklamalarda doktor ve hemşirelerin haftada 70 saate kadarçalıştıklarını hatta bazen haftalık izinlerini bile kullanamamalarınarağmen hiçbir ek ücreti almadıklarını belirttiler. Bu arada Hır-vatistan Sağlık Bakanlığı’nın greve katılan personelin isimlerinibelirlemeye çalıştığını ekleyerek bu duruma tepki gösterdiler.

Hırvatistan’da sağlıkçalışanlarından grev !

İrlanda’daasistan hekimler greve gidiyor

İrlanda’da hastanede çalışan asistan hekimler 8 Ekim’de grevkararı aldılar. Hekimler, “kaotik” çalışma saatlerini gerekçe göstererekgrev oylamasına yoğun ilgi gösterdiler ve grevi desteklediler. Asistanhekimlerin talepleri arasında çalışma saatlerinin Avrupa Birliği norm-larına uydurulması ve haftada 48 saat ile sınırlandırılması ve 24saati aşan vardiya sıklığının azaltılması yer alıyor. Bu arada İrlandaHekim Örgütü, grevin sadece tek günlük kalmayacağını, 30 Eylül’denitibaren ülke genelindebölgesel olarak seçilenhastanelerde her haftabir hastanede grevinsürdürüleceğini belir-tiyor. Kaynak:http://www.thejour-nal.ie/junior-doctors-strike-september-1067174-Sep2013/

Komşuda grev sezonu açıldı

Page 16: 107, 3547, 9874,11.000, 11.987 Nitelik mi ... - Tıp Dünyası · iki yılda bir hazırladığı ve yayınladığı Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi raporunda geçmişte de tıp fakültelerinde

Sürekli Tıp Eğitimi Dergi-si’nin (STED) yeni sayısı çıktı.Dergide yer alan konu baş-lıkları şöyle: Birinci BasamakSağlık Hizmetlerine Başvuran55 Yaş ve Üstü KadınlarınSağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları, “PUBMED”Veri Tabanında Dumansız Hava Sahası DüzenlemesiOlan İki Ülkede Tütün Kontrolü Konulu MakalelerinDeğerlendirilmesi: Avustralya ve Türkiye Örnekleri,Halk Sağlığı Açısından Ruhsal Bozukluklarda ÜçBoyutuyla Damgalama, Beş Aylık Bir BebekteKoledokolitiazisin Medikal Tedavisi, Yaşlılara Yö-nelik Sağlık ve Sosyal Hizmet Sunumu; Ülke Ör-nekleri Üzerinden Değerlendirmeler ve BilinciKapalı Çocuğa Acil Yaklaşım.

16Ekim 2013

STED’in yenisayısı çıktı

Tabip Odaları MarmaraBölge Toplantısı yapıldı

Tabip Odaları Marmara Bölge toplantısı, 14 Eylül2013 tarihinde İstanbul Tabip Odası ev sahipliğindegerçekleştirildi. Bölge toplantısına, Kırklareli veSakarya Tabip Odaları mazeretleri sebebiyle katıla-mazken, 7 tabip odasından yönetim kurulu üyelerihazır bulundular.

Toplantıda, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın he-kimlere ve sağlık hizmetine etkileri, “Gezi Süreci” veülkenin demokratikleşme sorunları ele alındı. İstanbulTabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören’in başkanlıkettiği toplantıda; sağlıkta hız kesmeyen şiddetin çalışmaortamını ve barışını son derece zedelediği de vurgulandıve yürütülen mücadelenin güçlendirilmesi, ivme ka-zandırılması gerektiği dile getirildi.

Toplantıda, Gezi sürecinin öğrettiklerinden yola çı-kılarak, olağandışı durumlarda sağlık hizmetleri alanınınyeniden örgütlenmesi için çalışma yürütülmesininönemine değinildi, bu alanda hekimlere yönelik temeleğitim verilmesi kararlaştırıldı ve savaş iklimi sebebiylehekimler ve tabip odalarının barış çağrısını gündemdetutmasının önemine vurgu yapıldı.

TTB Kollar ve Komisyonlar Toplantısı yapıldıTürk Tabipleri Birliği (TTB) Kollar ve Komisyonlar toplantısı, 22 Eylül 2013 tarihinde TTB'de yapıldı. Toplantıda,

sağlık alanındaki gelişmeler, TTB faaliyetleri, kol ve komisyonların çalışmaları değerlendirildi. Toplantıya birçokilden temsilci katıldı. Toplantı, Aile Hekimliği Kolu, Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi, Toplum Hekim Dergisi,Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu, Pratisyen Hekimler Kolu, Genel PratisyenlikEnstitüsü, Şiddet Çalışma Grubu, Sağlık Politikaları, Özel Hekimlik, Halk Sağlığı, Olağandışı Durumlarda SağlıkHizmetleri Kolu ve Kadın Hekimlik Kolu temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşti.

Mesleki Sağlık ve GüvenlikDergisi’nin yeni sayısında;Mesleki sağlık ve güvenlik uy-gulamalarında epilepsili bireyleriçin sağlığı geliştirme ve sağlıkeğitimi, Düşme tehlikesi olanişlerde işçilerin nörolojik izlemi,Neoliberal politikalar eksenindeTürkiye'de kentsel mekânın ye-niden üretimi konuları da yeralıyor.

Hepimiz çalışanız ve tümsağlıkçalışanlarınınmeslekrisklerihepimizinsorunu.Çözüm,hepimizebağlı!

Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 4.Ulusal Kongresi Ankara’da yapılacak. Türk TabipleriBirliği Merkez Konseyi tarafından 16–17 Kasım 2013tarihlerinde; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi MorfolojiBinası Abdülkadir Noyan Konferans Salonu’nda yapı-lacak kongreye Sosyolog, yazar, halk sağlığı uzmanıAnnie Thebaud-Mony de katılarak “Çalışmak SağlığaZararlıdır” başlığıyla bir sunum yapacak.

Kongrenin programınahttp://www.ttb.org.tr/index.php/Guncel/scskongre-3555.html adresinden ulaşabilirsiniz.

?Hekimlere, sağlıkçılara ne olabilir ki? Onlar zaten sağlıkkuruluşlarındaçalışmıyorlar mı?

Tıp Dünyası HABER MERKEZİ

Tıp Dünyası Gazetesi’ne www.ttb.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz

Mesleki Sağlık ve GüvenlikDergisi’nin yeni sayısı çıktı

Uluslararası Af Örgütü'Gezi' Raporu yayımladıUluslararası AfÖrgütü, “GeziParkı Eylemleri”başlığıyla bir raporyayımladı. Raporda,Türkiye’de toplanmaözgürlüğü hakkınınşiddet kullanılarakengellendiği belirtildi.Raporda, TürkTabipleri Birliği’ninverilerine ve Türk Tabipleri Birliği ilesağlık çalışanlarına yönelik saldırılara dayer verildi.

Türk Tabipleri Birliği Yayın Organı Toplum ve Hekimdergisinin yeni sayısı çıktı. “Olağandışı Durum Olarak‘Gezi Direnişi’ ve Sağlık” konusunun ele alındığı dergide,bazı konu başlıkları ise şöyle:

-Bir Olağandışı Durum Olarak Kitlesel Etkinlik veEylemlerde Sağlık Hizmetleri ve “Sokak” Sağlıkçıları-Kevser VATANSEVER

-Olağandışı Durumlarda Hizmet Sunma Yükümlülü-ğü- Murat CİVANER

-Psikososyal Açıdan Gezi Direnişi ve Toplum RuhSağlığına Etkileri - Cem KAPTANOĞLU, Altan EŞSİ-ZOĞLU

-Göz Yaşartan Gazların Solunum Sağlığı ÜstüneEtkileri - Peri ARBAK

-TTB Kimyasal Gösteri Kontrol Silahlarıyla TemasEdenlerin Sağlık Sorunlarını Değerlendirme Raporu

-“Gezi Sürecinde” Olağandışı Sağlık Hizmeti Sunumu:İstanbul ve Ankara Pratiği - Ali ÖZYURT, Ali ÇERKE-ZOĞLU, Erdoğan MAZMANOĞLU, Mustafa SÜLKÜ,Savaş ÇÖMLEK, Selçuk ATALAY, Hande ARPAT, ErenYAŞA

Toplum ve Hekim’in yeni sayısında 'Gezi Direnişi ve Sağlık'konusuna yer verildi