zabıt ceridesi - türkiye büyük millet meclisi · 2010-03-01 · kelimesi yazmış isek,...

10
C t L T : 1 İÇTİMA SENESİ : 4 Meclisi Ayan Zabıt Ceridesi Beşinci İnikad 17 Teşrinisani 1333 (1917) Cumartesi M Ü N D E Sayfa T. ZAPTI SABIK HULÂSASI 54 II. EVRAKI VARİDE 54 Telgraflar 54 1. İtalya Cephe harekâtındaki muzaf- feriyet-i fevkalade münasebeti ile Almanya Meclis-i Ayanına keşide olunan tebrik telgra- R E C A T Sayfa fına Prusya Meclis-i Ayan Riyasetinin teşek- kür telgrafı. 5.4 III. MÜZAKERE EDİLEN MEVAD 55 1. Âriza-i Cevabiye. 55:60 2. Şehremanetine 400.000 lira avans ita- sına Maliye Nezaretinin mezuniyeti hakkında kanun lâyihası. * 60:61 TBMM KÜTÜPHANESİ

Upload: others

Post on 08-Feb-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Zabıt Ceridesi - Türkiye Büyük Millet Meclisi · 2010-03-01 · kelimesi yazmış isek, Berlin'de «Sena»ya benzer yal nız Prusya Meclis-i Ayanı vardır. Bu sebepten telgra

C t L T : 1 İ Ç T İ M A S E N E S İ : 4

Meclisi Ayan Zabıt Ceridesi

Beşinci İnikad

17 Teşrinisani 1333 (1917) Cumartesi

M Ü N D E

Sayfa

T. — Z A P T I S A B I K H U L Â S A S I 54

II. — E V R A K I V A R İ D E 54

Telgraflar 54 1. — İtalya Cephe harekât ındaki muzaf-

feriyet-i fevkalade münasebet i ile A lmanya Meclis-i Ayanına keşide o lunan tebrik telgra-

R E C A T

Sayfa

fına Prusya Meclis-i Ayan Riyasetinin teşek­kü r telgrafı. 5.4

III . — M Ü Z A K E R E E D İ L E N M E V A D 55 1. — Âriza-i Cevabiye. 55:60 2. — Şehremanet ine 400.000 lira avans ita­

sına Maliye Nezaret inin mezuniyeti hakk ında kanun lâyihası. * 60:61

TBMM KÜTÜPHANESİ

Page 2: Zabıt Ceridesi - Türkiye Büyük Millet Meclisi · 2010-03-01 · kelimesi yazmış isek, Berlin'de «Sena»ya benzer yal nız Prusya Meclis-i Ayanı vardır. Bu sebepten telgra

Meclisi Ayan İ : 5 17 Teşrinisani 1333 (1917) C : 1

BİRİNCİ CELSE

Küşad Saati : 2.15

REİS : Rifat Beyefendi

KÂTİPLER : Faik Efendi, Nuri Efendi, Muhiddin Efendi

• • » • •<•••

R E İ S — Ekseriyet hâsıl oldu, Meclis açıldı. Zapt ı sabık hulâsasını okutuyorum.

I. — ZAPTI SABIK H U L Â S A S I

D Ö R D Ü N C Ü İ N İ K A D

15 Teşrinisani 1333 Perşembe

Rifat Beyefendinin taht-ı Riyaset inde inikad ede­rek Zapt ı Sabık Hulâsası kıraat ve kabul olundu.

Âza-yı K i r a m d a n Süleyman El-Baruni Efendiye Hidemat- ı Vataniye ile meşguliyetine mebni izin ve­rilmesi kabul edildi.

Şerif Cafer Paşanın, hidemat-ı vataniye ile meş­guliyetine mebni izinli sayılması kabul olundu.

Encümenlerde istifa edenlerin yerine şubelerce in­t ihap olunan azalara ait Riyaset tebliği istima olun­du.

Meclis-i Mebusanın Daimî Riyaset Divanının teş­kil edildiğine dair Meclis-i Mebusan Riyaseti tezki­resi ıttılaa arzedildi.

Yusuf Sersak Efendinin, M e c l i s i Ayan âzalığı

memuriyet inde bulunmak üzere Dersaadet 'e gelmeğe müsaraa t edeceğine dair telgrafı kıraat ve telgrafın hıfzı takarrür etti.

İ talya Cephe Harb indeki muzafferiyat-ı fevkalâ­de sebebiyle Macar is tan Meclis-i Ayan Riyaset ine ke­şide olunan tebrik telgrafına Macar is tan Meclis-i Ayan Riyasetinin teşekkür telgrafı kıraat edildi.

Ariza-i Cevabiye bir müddet müzakere olundu. İnikada nihayet verildi.

Reis Rifat

Kât ip Kât ip Faik Nuri

Kât ip Muhiddin

R E İ S — Zabı t hakkında bir müta lâa var mı? («Hayır» sesleri). Zapt ı sabık aynen kabul olundu.

II. — EVRAK-I V A R İ D E

Telgraflar 1. — İtalya Cephe harekâtındaki muzafferiyet-i

fevkalâde münasebeti ile Almanya Meclis-i Ayanına keşide olunan tebrik telgrafına Prusya Meclis-i Ayan Riyasetinin teşekkül telgrafı.

R E İ S — Telgrafnameyi okutuyorum.

Meclis-i Ayan Riyaset-i Celilesine «Alman ve Avusturya ordular ının hain müttefik-i

kadimimiz 'İtalyanlara karşı ahiren ihraz ettiği mu-zafferiyyet-i azime münasebetiyle Osmanlı Hey'et-i Ayanı namına zat-ı âlîi-i Riyasetpenahileri tarafın­dan lütfen beyan buyurulan tebrikat-ı muhal asatkâ-raneden dolayı zat-ı samileriyle Âyan- ı K i ram haze-rat ına en hâ r ve samimî teşekküratımı arz ve iblağa, müsaraa t eylerim.

Bu şanlı ve par lak muvaffakiyyat-ı askeriyyenin sadık bir silah arkadaşlığı ile müttefik bulunan or­

dularımızı daimî ve layezal bir meveddet ve muha-denetle yekdiğerine merbu t olan milletlerimizi peri­şan ve zafer bir sulh-ü karibe isal eylemesini halisane temenni eder ve ihtiramat-ı faikamın lütfen kabul buyurulmasını ist irham eylerim.

Prusya Meclis-i Ayan Reisi Golaf A r m e n Buvalzenburg

S A L İ H PAŞA — Müsaade buyurulur mu? Efen­dim, bu cevabî telgrafname Prusya Meclis-i Ayanı Riyasetinden geliyor. Demek ki, Hey'et-i Celile na­mına keşide kılınan telgrafname o n a m e gönde­rilmiş. Malûm-u Devletleridir ki, Hey 'e t bu telgraf-namenin Almanya Meclis-i Ayanına keşide olunma­sı hakkında ittihaz-ı ka ra r eylemişti. A lmanya 'da iki nevi Meclis-i Mebusan , iki nevi Hey'et-i Ayan mev­cuttur. Prusya 'nın Meclis-i Ayanı - ki, Almancası (Hernhavz) dır. Rayhş tag mukabili değildir. Rayhş tag 'a mukabi l olan Hey'et-i Ayan - Bundestra-

TBMM KÜTÜPHANESİ

54

Page 3: Zabıt Ceridesi - Türkiye Büyük Millet Meclisi · 2010-03-01 · kelimesi yazmış isek, Berlin'de «Sena»ya benzer yal nız Prusya Meclis-i Ayanı vardır. Bu sebepten telgra

Meclisi Ayan 1 : 5 17 Teşrinisani 1333 (1917) C : 1

ne - dır ki, bu Meclis de Saksonya 'nın. Bavyera mn. Rultenberg' in de hulâsa A lmanya Devletini teşkil ey­leyen bilcümle H ü k ü m a t ı n mümessilleri vardır. Bu harbe yalnız Prusya asakiri iştirak etmedi, Alman Hey'etini teşkil eyleyen bütün Hükümetler in ordu­ları biliştirak muzafferiyeti temin ettiler. Eğer müna­sip görülür ise, A lmanya Meclis-i Ayanına - Bun-destraneye ayrıca tebrik telgrafnamesi keşide olun­sun.

R E İ S — Biz telgrafnamemizi A lmanya Meclis-i Ayan Riyasetine göndermiştik. Şimdiye kadar ke­şide eylediğimiz telgraflara da ima «Şansölye» cevap veriyor idi. Çünkü Hey'et- i A y a n şeklinde bulunan Meclise kendileri riyaset ediyorlar. Bu sefer keşide eylediğimiz telgraf da yine o suretle yazıldı; fakat bu şekilde cevap geldi. Bilmem telgrafımızı tekrara lüzum var mı? Bizim burada gazetelerimizde dahi A lmanya Hey'et-i Ayan ına telgraf keşide edilmiştir suretinde yazıldı.

A B D U R R A H M A N Ş E R E F E F E N D İ — Müsaa­de buyurur musunuz efendim? Almanya Meclis-i Aya­nına tabirini kul lanmaktan maksadımız, bütün A l m a n ordularının murahhas la r ından mürekkep olan «Fe-

III. — M Ü Z A K E R E

1. — Âriza-i Cevabiye. (1) R E İ S — Şimdi ruzname-i müzakereye geçece­

ğiz. Zannedersem, ariza-i cevabiyyenin beşinci fık­rası okunmuş , müzakeresi h i tam bulmuş, re 'ye ko­nulmak üzereyken ekseriyet bu lunmamas ına mebni bugüne kalmış idi. Öyle değil mi? Yalnız A h m e t Rıza Beyefendi Hazret ler inin bu fıkra hakkında bir teklifleri var idi.

A H M E T R I Z A B E Y — Reis Beyefendi Hazret­leri, beşinci fıkranın müzakeresi h i tam bulmamış idi. Zanneder im, bu fıkra hakk ında Papa Hazret le­rinin sulh teklifine dair D a m a t Feri t Paşa Hazret ­lerinin teklifleri va r idi.

R E İ S — Onu sonra söylersiniz. Zatıâliniz tara­fından dermeyan edilen bir teklif var mı idi?

A H M E T R I Z A B E Y — Bendeniz bu fıkranın kısm-ı ahiri hakkında bir, iki söz söyleyeceğim.

R E İ S — D a m a t Feri t Paşa Hazretleri , geçen iç-t imada fıkranın t a m a m e n tayyını teklif etmişlerdi.

F E R İ T PAŞA (Damad- ı Şehriyari) — A c a b a tay hakk ında vaki olan teklifimle, istinat ettiği esbab Âyan- ı k i ram hazeratının hat ır lar ında mıdır?

(1) Evveliyatı 3 ve 4 üncü inikad zabıtlarında.

deral» Meclisi idi. Eğer biz bu telgrafımızda «Sena» kelimesi yazmış isek, Berlin'de «Sena»ya benzer yal­nız Prusya Meclis-i Ayan ı vardır. Bu sebepten telgra­fımızı oraya göndermişlerdir . Bu cihetten iltibas ola­bilir. Badema bu iltibası r e f için keşide olunacak telgrafnamelere A lmanya Meclis-i Mebusanına Re-ichschtag dediğimiz gibi - Meclis-i Ayanına da Bun-destrane diye yazmalıyız. Şimdi Almanya Meclis-i  y a n m a ayrıca bir telgrafname yazmak lâzım gelir mi, gelmez mi, bu meseleyi bir ka ra ra raptetmeli-yiz.

S A L İ H P A Ş A — Maruzat ım, Prusya Hey'et-i Ayan ından gelen bu cevapnameye teşekkür etmekle beraber, diğerine de yazılması lüzumunu beyan et­mektir . Çünkü maksadımız , Prusyalı lar ın da dahil olduğu Almanya Hey'et- i Ayan ı idi.

R I Z A P A Ş A (Topçu Fer iki ) — Ha t t a f imabad bu suretle yazılmalıdır.

R E İ S — Evet, bizim telgraf keşide eylediğimiz Hey'et , u m u m Almanya murahhas la r ından mürek­kep A y a n Meclisidir. Başka bir müta laa var mı? («Hayır» sedaları)

E D İ L E N M E V A D

R E İ S — Müsaade buyurunuz, müzakereyi uzat­mayal ım, Âza-yı k i ram, tabiî, müzakerenin suret-i cereyanını biliyorlar.

F E R İ T P A Ş A (Damad- ı Şehriyari) — Müsaade buyururlarsa, beyanat-ı sab ıkama bir kelime ilâve edeceğim. Papa Hazret ler i taraf ından vaki olun sulh teklifi şeraiti, ecnebi gazetelerinin kâffesinde mün-deriçtir. Hey'et-i Celilenin kesreti, bendenizden da­h a ziyade Fransızcaya vakıf bulunduklar ından, bunu okumuş olduklarına hiç şüphem yok; fakat ecnebi gazetelerini şimdi elde e tmek m ü m k ü n olmadığın­dan, tabiî, bunun suretini bulamayacağız. Ha lbuk i Hariciye Nezaret inde bu no ta mevcuttur . Hey'et- i Celilenin şerefine olarak tekrar arz ediyorum. Ne­zaretten talep ile Meclis-i Âlinizde okunduktan son­ra buna dair bir ka ra r ittihaz buyurulur .

REİS — A b d u r r a h m a n Şeref Efendi, ne Duyu­ruluyor?

A B D U R R A H M A N Ş E R E F E F E N D İ — Bu, Encümene ait bir mesele değildir.

REİS — D a m a t Fer i t Paşa, o halde lütfen bir takrir verirsiniz, ona göre müzakere ederiz. Hakipa-yı

TBMM KÜTÜPHANESİ

— 55

Page 4: Zabıt Ceridesi - Türkiye Büyük Millet Meclisi · 2010-03-01 · kelimesi yazmış isek, Berlin'de «Sena»ya benzer yal nız Prusya Meclis-i Ayanı vardır. Bu sebepten telgra

Meclisi Ayan i : 5 17 Teşrinisani 1333 (1917) C : 1

H ü m a y u n a takdim olunacak bir ariza vesilesiyle bu meseleyi münakaşa etmeye maha l göremiyorum.

F E R İ T P A Ş A (Damad- ı Şehriyari) — Takr i re hacet yok efendim, müta laamı şifahen söyledim. Zira Hey'et- i Celile teklifimi kabul ederler ise, no ta ge­tirilir, okunur , şimdiden re 'ye vaz ' m ü m k ü n değil­dir. Z i ra bu fıkra kabul o lunduktan sonra notanın buraya gelmesinden, okunmas ından bir faide hâsıl ol­maz .

R E İ S — Başka bir müta laa var mı? Ahmet Rıza Beyefendi ne buyuruyorsunuz? Fıkrayı re 'ye koya­cağım.

A H M E T R I Z A BEY — Efendim, bu fıkrada «Tarik-i sa 'y-ü-fedâkaride sonuna kada r devam et­memiz zarurî ve tabiidir» denilmiş. Bu fedakârlık kelimesi yukar ıda bir yerde de daha geçti. Şevket-m e a b Efendimiz de Nu tk -u Hümayunla r ında , mille­tin fedakârlığından, sabır ve t ahammülünden bahs buyuruyorlar . Millete sabır ve. t ahammül , lüzumun­dan fazladır, ha t ta bazı kimselerde âdeta meskenet derecesinde mevcuttur . Fedakâr l ığa gelince: Millet bu hasletini izhardan hiçbir vakit geri durmamışt ır . Eğer faidesiz, lüzumsuz ve adimüT imkân şeyler için talep edilmediğini bilirse, millet daha ziyade feda­kârl ık iht iyarında da vazifesini hiçbir z aman ifa etmekten geri durmaz , Ancak millet fedakârlığın, şahsı için değil, devlet uğrunda , va tan uğrunda ta­lep edildiğinden emin olmalı ve bu fedakârlığın az çok semeresini de görmeli. Yani fedakârl ıktan vata­nın, milletin cidden müstefid o lduğunu bilmelidir. Fedakâr l ık nedir? N e demektir? Bendenizin anladı­ğ ıma göre, fedakârlık şer 'an, kanunen icraya mec­bur olduğumuz, ifasıyla mükellef bu lunduğumuz va-zaifin fevkinde, nâs için hayırlı şeyler yapmakt ı r . Böyle bir fedakârlığı milletten beklemek için iki şey lâzımdır. Biri, atî hakk ında millete malûmat- ı sahiha, teminat-ı kaviyye vermek, diğeri de yukarı t abakadan yüksekten misaller göstermektir . Büyüklerin bu yol­daki fedakârlıkları nedir? N e nisbettedir? Millet bu­nu görmek ve bir de ne için harp ettiğini bilmek is­ter. Ha rb i , ma lûm-u âliniz, millet ilân etmedi; fakat ha rp eden millettir. Muharebede canını veren, ma­lını, mü lkünü telef eden millettir. Binaenaleyh han­gi maksa t uğrunda böyle mahv-u perişan olduğunu, feda-yı can ettiğini sormak, anlamak, milletin hak­kıdır. Ariza-i cevabiyyede zafer-i nihaî istihsal olu­nuncaya kada r harbe devam etmemiz zarurîdir , de­niliyor. Nu tk -u H ü m a y u n d a da, zafer-i nihaiye ka­dar harbe devam edileceği ferman buyuruluyor ; fa­

kat harbe müsmir ve faideli bir surette devam edebil­mek için milletin sabır ve t ahammülü fedakârlığı kâfi değildir. Madd î ve kavî hazırlıklar lâzımdır. Ezcümle erzak, mahruka t , elbise gibi şeyler behe­mehal hazır bulunmalıdır . Sadrazam Paşa Hazret ler i , geçen sene irad eyledikleri nu tukta , «İaşe-i umumiy-ye meselesi, ha rp meselesi demektir . Bugün bir or­du, bir millet beslenemezse ha rp edemez» buyur­muşlardı . Bugün millet acaba harp edebilecek de­recede beslenmiş midir?

R E İ S — İfadat-ı aliyyeleri aras ında istimal bu­yurduğunuz bir kelimeyi geri alınız: Millet aras ında bazılarının sabır ve t ahammülü meskenet derecesi­ne vardırdıklarını , beyan buyurdunuz. Bu suretle, millet arasında «bazıları» demekle bir ekalliyeti mes­kenet ile tavsif etmiş oldunuz. Bu tabiri lütfen geri alınız.

A H M E T R I Z A B E Y — Söylediğim sözler, not­la r ımda bulunduğundan, bunlar ı müsaadenizle bir defa daha tekrar edeyim: Sabır ve t ahammül millet­te lüzumundan fazladır; fakat bazı kimselerde bu sa­bır ve t ahammül âde ta meskenet derecesinde mev­cuttur, dedim. Bu doğrudur .

R E İ S — Millet tabiri aras ında bazı kimseler denilince bunun d a yine millete raci olması hasebiyle meskenet tabirini istimal caiz değildir.

F U A T P A Ş A — Bu cihet mevki-i müzakereye konacaksa hafiyyen müzakere edilmelidir.

R E İ S — Rıza Beyefendinin beyanatı hakk ında bir müta la var mı?

A B D U R R A H M A N Ş E R E F E F E N D İ — Feri t Paşa Hazretleri , Meclisin şerefine olarak, Papa Haz ­retlerinin göndermiş oldukları notayı Haric iye Ne­zaret inden isteyelim, görelim, buyurdular . Bu me­selenin Encümene ait bir şey olmadığını arz ettim. Bu cihet fi lhakika Encümene ait değildir. Papa ­nın notasını, biz, yalnız bir sulh teklifi o lmak üze­re kucakladık ve ona sarıldık. Esas temennimiz ve nuhbe-i amalimiz de odur .

P a p a Hazretlerinin, sulh için dermeyan eylediği şeraite mukabi l biz de kuyûd-u ihtiraziyye dermeyan ettik. O kayıtlar da memleketimizin, hukukumuzun tamamiyle mahfuz kalmasıdır . Eğer no tada bizim hukukumuzu ihlâl ve izrar edecek cihetler varsa, onları reddediyoruz. P a p a Hazret lerinin sulh tekli­fini m u t a z a m m ı n notasını aynen görmek hususunu da Meclisin ârâ-yı şaibesine terk ederim; fakat ben­deniz bu notayı görmekle de bir şey kazanamıyoruz demek ist iyorum.

56

TBMM KÜTÜPHANESİ

Page 5: Zabıt Ceridesi - Türkiye Büyük Millet Meclisi · 2010-03-01 · kelimesi yazmış isek, Berlin'de «Sena»ya benzer yal nız Prusya Meclis-i Ayanı vardır. Bu sebepten telgra

Meclisi Ayan İ : 5 17 Teşrinisani 1333 (1917) C : 1

Zira aleyhimize şerait varsa, onu kabul etmeyece­ğimizi ariza-i cevabiyyede zikr ediyoruz.

Ahmet Rıza Beyefendinin mütalaasına gelince: Ariza-i cevabiyye müzakere ediliyorken, ne için har­be girdiğimizi ve harbin sonu ne olacağını müzake­re e tmek doğru değildir zannederim. Mademki bir defa harbe girdik, sonuna kadar devam etmek za­ruridir .

D e v a m etmezsek ne olacak? Sulh edelim mi di­yeceğiz? Harb in ne kadar devam edeceğini bilemi­yoruz. F a k a t behemehal yüz aklığı ile, zafer ile bu harpten ç ıkmak istiyoruz. Cenab- ı H a k , inşallah mü­yesser eder. («İnşallah» sesleri) Şimdi sulh edelim, diye teklif edersek, yüz aklığı ile sulh edemeyeceğiz. Biraz daha , ha t ta icap ederse birçok daha sabır ve t a h a m m ü l edeceğiz. N e için harbe girdiğimizden bahsetmek lâzım değil. Biz şimdi bir emr-i vaki kar­şısında bulunuyoruz. Vatanımızın hukukunu ve yü­zümüzün aklığını elde edinceye kadar uğraşacağız. Ariza-i cevabiyye münasebetiyle bu mebahisi deş­mek münas ip değildir. Bunlar başka müzakera t es­nasında söylenebilir.

A H M E T R I Z A BEY — Bu cihetin takdiri , söz söyleyene aittir. Bunu kendileri başka türlü takdir ederler, etmezler o başka meseledir. Bendeniz, har­be devam edelim, etmeyelim tarzında bir şey söyle­medim. Ancak harbi hayırlı ve müsmir bir surette neticelendirmek için lâzım gelen esbab izhar edilmiş midir , diye sordum. Harb in sonunda memlekette sağ­lam bir insan, dikili bir taş, bir ağaç ka lmayacak olursa, o harbe devam etmekten ve faide hâsıl olur? Zi ra millet feda-yı can ediyor, mal ve mülkü telef oluyor. Bunları so rmak elbette vazifemizdir. Sadra­zam Paşa Hazret ler inin bu mesele hakkında beyan buyurduklar ı bir cümleyi tekrar ettim. Acaba kâfi derecede yiyecek ve içecek kalmış mıdır? Acaba Hü­kümet , bunlar ı düşünmüş ve hazır lanmış mıdır? Tabi î Hükümet in bu hususta bazı düşünceleri, tedbirleri vardır . Biz de onları bilelim, müster ih olalım. Ve har­bin devamını kemal-i şevk ve gayretle arzu ede­lim.

'Başka bir müta laa var mı? («Hayır» sesleri) Fe­rit Paşa Hazretleri , P a p a Hazret lerinin nota lar ından bahis olan beşinci fıkranın tayyını teklif ediyorlar: K a b u l buyuranlar lütfen ellerini kaldırsınlar. (Eller kalkar) K a b u l edilmedi.

Kendi ler inden başka re 'ye iştirak eden yok. F E R İ T P A Ş A (Damad- ı Şehriyari) — İftihar

ederim.

R I Z A PAŞA (Topçu Feriki) — Bendenizin de bir teklifim vardı. Onu re'ye koymadınız.

REİS — Müsaade buyurunuz, re'ye vaz'ederken müta laa dermeyan e tmek caiz değildir.

R I Z A P A Ş A (Topçu Feriki) — Bu maddenin tadili hakkında bir teklifim vardı . İhtimal hatır-ı devletinizden çıkmıştır ve o teklifimde İsrar ediyo­rum. «Bilcümle arazi ve denizlerimiz üzerinde» de­meyi teklif etmiştim.

A B D U R R A H M A N Ş E R E F E F E N D İ — Bilcüm le arazimiz yerine «mülkümüz» denilirse, maksa t hâ­sıl olur.

R E İ S — Hakk- ı âliniz var, Paşa Hazretleri , şim­di derhatır ediyorum. Rıza Paşa Hazretleri , «Bil­cümle arazimiz üzerindeki hukuk-u istiklâl ve hâ­kimiyetimizi...» fıkrasına «boğazlar» kelimesinin ilâ­vesini teklif ediyorlar.

S A L İ H PAŞA «Memleket imiz üzerinde» dersek, maksa t hâsıl olur.

R I Z A P A Ş A (Topçu Feriki) — Pekâlâ, «Mem­leketimiz» densin.

M E H M E T Ş Ü K R Ü PAŞA — Mülkümüz demek daha muvafıktır . («Muvafık» sesleri)

R E İ S — Bu fıkrada «bilcümle arazimiz» yeri­ne «bilcümle mülkümüz» demeyi kabul buyuranlar lütfen ellerini kaldırsınlar. (Eller kalkar) Feri t Paşa Hazretleri ile Ahmet Rıza Beyefendi Hazretleri akal-liyyette kaldılar)

A H M E T R I Z A B E Y — Hayır , ben kabul edi­yorum.

R E İ S — O halde ekseriyetle kabul edildi. Yalnız Feri t Paşa Hazret ler i akalliyette kaldılar. Altıncı fıkrayı oku tuyorum. «Düvel-i müttefika ile münasebat- ı siyasiyyemiz

mütezayid bir samimiyet ve meveddet ve mütekabi l bir itimat ve emniyetle devam etmekte olduğu hak­kında teminat-ı şahaneleri şayan-ı şükran görül­düğü gibi, zat-ı Şevketsimat-ı Şehriyarilerinin sadık ve m u a z z a m müttefikleri ve Osmanlılığın kad im ve samimî muhibbi Haşmet lû A l m a n y a İmpara to ru Hazretlerinin pâytaht- ı Saltanat ve Hilafeti ziyaret­leri de iki H ü k ü m e t arasındaki ittifak-ı siyasinin sa-hai millide pek samimi ve halis tezahürat ına ve şan meydanlar ında dökülen müşterek kanların istihdaf ettiği müşterek ve müt tehi t gayeyi teyid ve tevsika vesile teşkil etmiş olmakla, hakikaten pek kıymettar­dır.»

R E İ S — Bu fıkra hakkında bir müta laa var mı? A H M E T R I Z A B E Y — Müsaade buyuruiursa

yalnız teşrifata ait bir ciheti sormak istiyorum. «Za-

— 57 — TBMM KÜTÜPHANESİ

Page 6: Zabıt Ceridesi - Türkiye Büyük Millet Meclisi · 2010-03-01 · kelimesi yazmış isek, Berlin'de «Sena»ya benzer yal nız Prusya Meclis-i Ayanı vardır. Bu sebepten telgra

Meclisi Ayan i : 5 17 Teşrinisani 1333 (1917) C : 1

tu Şevketsimatı Şehri yarilerinin sadık ve m u a z z a m müttefikleri» deniyor. Bu tabirden Almanya impa­ra to ru Hazretlerinin, Devleti Osmaniyenin müttefiki olduğu anlaşılır mı? Bir de fıkranın biraz aşağısında büyük bir hükümdar için «ziyaret» tabirini kullan­mak muvafık mıdır, değil midir? Bunlar, an lamak is­tediğim şeylerdir. Maksadım itiraz değildir.

R E İ S — Devletlerin mümessilleri hükümdar la r ol­m a k münasebetiyle daima o suretle söyleniyor. Ve bu tabir devletlere izafeten kullanılıyor.

R I Z A P A Ş A (Topçu Feriki) — Müsaade buyu­rursanız, bendeniz de bir şey anlamak ist iyorum. «Müşterek ve müt tehi t gayeyi teyid ve tevsika» de­niliyor. Müşterek ve müt tehi t gaye nedir?

H Ü S N Ü P A Ş A — Zafer.

R I Z A P A Ş A (Topçu Feriki) — Encümen malu­ma t versin, müşterek ve müt tehi t gayeden maksa t ne­dir? Almanya hükümetiyle ne esas üzerine ittihat et­mişiz? Bunları an lamak istiyorum.

R E Ş İ T A K İ F P A Ş A — Müt teh i t ve müşterek ga­yeden maksat , arkadaşlar ımın da dedikleri gibi, zaferi nihaiyi istihsaldir. Eğer Paşa Hazret ler i , bu sualle -riyle, A l m a n hükümet i ile Devleti Osmaniye beynin­de münaki t muaheda t ın esasatını öğrenmek istiyor­larsa, bu bapta birçok müzakera t cereyan eden baş­lıca bu mesele hakkında husulü malumat ın ademi imkânı anlaşılmıştı. Eğer bu tarzı beyan ile Encümen­ce takip edilen maksadı sual buyuruyor larsa bu ta­birden maksadımız, zaferi nihainin istihsalidir, ceva­bını veririz.

R I Z A P A Ş A (Topçu Feriki) — O halde arızaı ce-vabiyede o suretle yazılsın. Zaferi nihainin temini için densin. Yalnız müşterek ve müt tehi t gayeyi teyid ve tevsik denmekle maksa t meçhul kalıyor .

R E Ş İ T A K İ F P A Ş A — Heyetçe tensip edilirse, bu cihet tashih buyurulur .

R I Z A P A Ş A (Topçu Feriki) — H e r halde tashi­

hi lazımdır. Çünkü bu tabir , muhtacı tefsirdir. Birçok

manay ı t a zammun edebilir.

B O H O R E F E N D İ — Almanya İmpara to ru Haz ­retlerinin buraya teşrifleri, müşterek ve müttehi t ga­yeyi teyit ve tevsika nasıl vesile olabilir?

M E H M E T Ş Ü K R Ü P A Ş A — Zaferi nihai tabiri kullanılacak olursa, bit tabi cümlenin alt tarafı da o suretle tadil ve tashih olunacaktır .

B O H O R E F E N D İ — Bir de teyit ve tevsik ta­biri yerine, teyit ve tekid denilirse, daha muvafık olur, zannediyorum. Çünkü tevsik denilince şimdiye

58 — TBMM KÜTÜPHANESİ

kadar münasebatımızın haizi tevsik olmadığı gibi bir mana münteh im oluyor.

REİS — N e buyuruluyor? A B D U R R A H M A N Ş E R E F E F E N D İ — «Teyit

ve tevsik» tabiriyle maksat anlaşılıyor. A lmanya İmpa­ra torunun İstanbul 'a teşrifleriyle müttehi t ve müşte­rek gaye teyit ve tevsik edilmiş oluyor, demektir .

R I Z A P A Ş A (Topçu Feriki) — O halde yalnız müşterek ve müt tehi t gayenin manası m ü p h e m kalı­yor.

A B D U R R A H M A N Ş E R E F E F E N D İ —- Bugün Almanya hükümetiyle müşterek olan gayemizin ne olduğunu herkes, ha t ta ufak bir çocuğa sorulsa, o da­hi bilir. Bunu uzun uzadıya tarife hacet yoktur.

R I Z A P A Ş A (Topçu Feriki) — Tecavüzata lü­zum yoktur. Müşterek gaye ne ise, onu anlamak is­terim. Bu tabiri büyükler bile anlamaz.

R E İ S — Müsaade buyurunuz, or tada tecavüz yok­tur.

A B D U R R A H M A N Ş E R E F E F E N D İ — Tecavü­ze hiç de kastım yok.

R E İ S — Müsaade buyurunuz efendim. R I Z Â P A Ş A (Topçu Feriki) — Efendim, teca­

vüz ediyorlar. Tecavüze tecavüzle mukabele ediyo­rum. Demek ki bu cihetleri bir çocuk anlar da biz anlayamayız?. .

R E İ S — Müsaade buyurunuz. Bu fıkra hakkında başka bir müta laa var mı? Bohor Efendi Hazret ler i , teyid ve tevsik tabir inin teyit ve tekid şekline ifrağını teklif buyuruyorlar .

R E Ş İ T A K İ F P A Ş A — H e r iki tabirin de isti­mal inde Encümen ısrar etmez.

R E İ S — O halde bu şekli tadiil kabul edenler lütfen ellerini kaldırsınlar. (Eller kalkar) Ekseriyet yok, kabul o lunmadı .

F ıkrayı aynen kabul edenler lütfen ellerini kaldır­sınlar. (Eller kalkar) K a b u l olundu.

Diğer fıkrayı oku tuyorum.

«Bitaraf devletlerle münasebetimizin kemafissabık dostane ve halisane devamı, sezavarı şükran ve arzu­dur.»

R E İ S — Bir müta laa var mı? («Hayır» sesleri) Fık­rayı aynen kabul edenler lütfen ellerini kaldırsınlar. (Eller kalkar) K a b u l olundu.

Sekizinci fıkrayı okutuyorum. «İran Devleti İslamiyesinin istiklali t am dairesinde

itila ve inkişafı m a k a m ı muallayı hilafete muvafık bir siyaset olmakla, b u siyaseti iki memleket için en hayırlı şekil ve surette tatbike çalışmak, cidden şa­yanı temennidir.»

Page 7: Zabıt Ceridesi - Türkiye Büyük Millet Meclisi · 2010-03-01 · kelimesi yazmış isek, Berlin'de «Sena»ya benzer yal nız Prusya Meclis-i Ayanı vardır. Bu sebepten telgra

Meclisi Ayan t : 5 17

R E İ S — Bir müta laa var mı?

A H M E T R I Z A B E Y — Bu fıkraya yalnız bir ke­limenin ilavesini teklif edeceğim : «İ ran Devleti İs-lamiyesinin istiklali t am dairesinde itila ve inkişafı» deniliyor. Buraya, «bilcümle arazisi üzerinde» tabiri­nin ilavesi lazımdır. Çünkü hükümet i İraniyenin Teb-liz ' i , Azerbaycan' ı kaybederek, elinde yalnız Tahran , Isfahan kalırsa, devleti müşarüni leyha orada istiklali­ni muhafaza etmiş sayılıyor; fakat arzumuz, tahmini­miz bu değildir.

F E R İ T P A Ş A (Damadı Şehriyari) — Biz kendi işimizle meşgul olacağımız bir zamanda İran ile bu iştigale sebep ne olduğunu anlamıyorum.

Bundan maada , bir devleti İslamiye olması sebep ise, Afr ika 'da 12 asırdan beri İslamiyetini muhafaza eden Fas Padişahlığı vardır ki, o da istiklalini bir su­reti gaddarânede kaybetti . Bu temenni necat ona da­hi şamil olsun.

R E İ S — N e buyuruluyor? R E Ş İ T A K İ F P A Ş A — Bu cihet pek ziyade şa­

yanı temennidir . Buna şüphe yoktur . Bizim şimdiye kadar takip ettiğimiz usul, N u t k u H ü m a y u n d a k i cüm­lelere aynı suretle cevap yazmak olduğundan. Encü­men daha ileriye gidemedi.

F E R İ T P A Ş A (Damad ı Şehriyari) — Paşa Haz ­retlerinin mütalaai devletlerine iştirak edemeyeceğim. Memleket imizde Meşrutiyet yenidir. Bendeniz 35 se­neden ziyade bir müdde t ecnebi memleketlerin par­lamentolar ında cereyan eden müzakera t ı okudum. Geçen gün de arz ettiğim veçhile. H ü k ü m d a r Haz­retleri namına kıraat edilen beyanat, o hususta He­yeti İcraiyenin bilcümle amal ve icraatına ait siyasî bir hesap defteri o lduğundan Fleyeti İcraiye arzu et­tiği şekilde tanzim eder. Bunda her ne söylendiyse ona cümle be cümle cevap vermek lazım değildir. Mecliste bu usul Sait Paşa zamanından ka lma asarı gayri makbuledendir . Parlamenter ler hürdür , müsta­kildir, Padişah Hazretleri ne söylediyse, ona cevap vermek mecburiyet inde değildir. Memleket in menafii noktai nazar ından her neyi atebei Padişahiye isma etmek lazım gelirse, onu yazarlar.

R E Ş İ T A K İ F PAŞA — Paşa Hazretlerinin fikir­lerini bendeniz daima tebcil ederim. Mamafih , şim­diye kadar kavaidi müttahazai cariye bu tarzda idi. Arızai cevabiyelerin esnayı müzakeresinde bu gibi mebahis , mükerreren cereyan etmişti. Padişahımız Efendimiz tarafından vukua gelen iradatı seniyeye harfiyen cevap vermek, senelerden beri riayet edilen bir usuldür.

rinisâni 1333 (1917) C : 1

F E R İ T P A Ş A (Damadı Şehriyari) — Her halde bendeniz, Heyeti Ayanca kabule iktiran etmiş olan böyle bir teamül bi lmiyorum.

A R İ S T İ D İ P A Ş A — N u t k u H ü m a y u n d a , diğer düveli ts lamiyeden bahsolunmamasının sebebi, onlar ile hem hudut o lmamalar ından ileri gelmiştir zanne­derim.

İran Devleti ile Devletimiz, hem hudut bulunmak itibariyle istiklalinin ihlal o lunup olunmaması mese­lesi, siyaseti mülkiyemiz üzerinde müh im bir tesiri haizdir.

A H M E T R İ Z A B E Y — Vuzuh fena bir şey de­ğildir. «Bilcümle arazisi üzerinde» denirse, ifade daha tam ve daha doğru olur.

R E İ S — Başka bir müta laa var mı?

R E Ş İ T A K İ F P A Ş A — Fıkranın . A h m e t Rıza Beyefendinin buyurduklar ı veçhile tavzihinde hiçbir zarar yoktur.

R E İ S — Ahmet Rıza Beyefendi Hazretleri , İ ran Devleti İslamiyesinin bilcümle arazisi üzerinde.. . ... ilaahirihi, suretindeki bu fıkranın tadilini teklif edi­yorlar.

F U A T PAŞA — Müsaade buyurulur mu? R E İ S — Müsaade buyurunuz efendim.

Reye koyuyorum : Ahmet Rıza Beyefendi Hazret­leri, bu cümleye, «bilcümle arazisi üzerinde» kelime­lerinin ilavesini teklif buyuruyorlar . Kabu l edenler lütfen ellerini kaldırsınlar. (Eller kalkar) Kabu l olun­du.

A H M E T R İ Z A BEY — Teklifim kabul o lundu mu?

R E İ S — Evet.

Dokuzuncu fıkrayı okutuyorum :

«Harbin hayatı iktisadiyedeki tesiratı arnikasını tahfif ve inkişafatı atiyemizi temin maksadıyla hü­kümetçe icap eden tedabire tevessül olunduğu irade ve beyan buyurulmuş olup, filvaki harbi takip edecek senelerin icabat ve ihtiyacatına şimdiden çaresaz ol­maya çalışmak, levazımı basiret ve hikmetten ise de, halen ve evvelen yapılacak şey maişetin tehvin es­babını istikmal etmek olduğundan, Heyeti Ayan bu dakika mütenabiha hakkında bilhassa Kuvvei İcraiye­nin nazarı dikkatini celbeder.»

REİS Bu fıkra hakkında bir müta laa var mı?

A H M E T R I Z A BEY — Tesiratı arnika, tesiratı muzırra manasına mı geliyor?

REİS — A b d u r r a h m a n Şeref Efendi. Ahmet Rıza Beyefendi bir şey soruyorlar.

TBMM KÜTÜPHANESİ

Page 8: Zabıt Ceridesi - Türkiye Büyük Millet Meclisi · 2010-03-01 · kelimesi yazmış isek, Berlin'de «Sena»ya benzer yal nız Prusya Meclis-i Ayanı vardır. Bu sebepten telgra

Meclisi Ayan t : 5 17 Teşrinisani 1333 (1917) C : 1

A B D U R R A H M A N Ş E R E F E F E N D İ — Bura­da, «amik» lafı, «büyük», «derin» manasına olarak istimal edilmiştir.

A H M E T R I Z A BEY — O manayı ifade ediyor­sa kabul ederim.

A B D U R R A H M A N Ş E R E F E F E N D İ — «Büyük» manasını kastettik, «tesir» tabiri, da ima muvafık ma­nada istimal olunmaz; bu sebepledir ki, hüsnü tesir diye bir kayıt ile de teyid olunur.

A H M E T R I Z A B E Y — Buraya da, «su» kelime­sini ilave etmelisiniz.

A B D U R R A H M A N Ş E R E F E F E N D İ — Harb in mucip olduğu sıkıntıdan bahsediliyor, onun için tesi-ratı arnika dedik.

A H M E T R I Z A B E Y — Eğer o manayı ifade edi­yorsa ısrar e tmiyorum.

A B D U R R A H M A N Ş E R E F E F E N D İ — O ma­nayı ifade eder. Zaten, ibaratı atiye de ona delalet eder.

R E İ S — Başka bir müta laa var mı? Fıkrayı kabul edenler lütfen ellerini kaldırsınlar.

(Eller kalkar) Kabu l olundu. Onuncu fıkrayı okutuyorum.

«Uhdesine teret tüp eden vazifeyi tebyinat ve irşa-dat ı seniyeleri dairesinde ifaya müşaraa t tan hali kal­mayacak olan heyeti bendegânımız, bu devrei içti­maiye zarfında dahi tevdi edilecek levayihi kanuni-yeyi layık oldukları ehemmiyet ve süratle tetkik ede­ceğini arz eder. Ve muhafazai mülkü devlet uğruna fedayı hayat etmiş olan şühedamızın ervahı mübare-kesine fatihalar ve hâlâ asarı hamasetleriyle tarihi­mize şanlı menkıbeler ilave eden orduyu hümayunla­rı, e rkân ve efradına tebrik ve teşekkürler ithaf ve ahdi hümayunlar ı , milletimiz için nice nice terakki-yat ve tekemmülata ınazhar olması temenniyatı ha-lisanesini izdiyadı eyyamı ömrü afiyet ve devamı sal­tanat ve şevketi hilaf etpenahileri duasına terdi fen bar-gâhı ahaddiyete ref ve ilâ eyler.»

R İ Z A PAŞA (Topçu Feriki) — Müsaade buyu­rur musunuz? Evvelki arızai cevabiyelerde böyle bir dua var mıydı? Bendeniz hat ı r layamıyorum.

R E Ş İ T A K İ F PAŞA — Var efendim. Bazıların­da biraz daha mufassal, bazısında biraz daha muhta­sar olarak da ima yazılmak müteamildir .

R İ Z A PAŞA (Topçu Feriki) — Bilmiyorum; bir pa r lmanm yazacağı arızai cevabiyede dua olur mu?

A H M E T R I Z A B E Y — Herhalde , nihayetteki duayı , nihayetteki d iyorum çünkü dua, arızanın birkaç yerinde daha var, bu duayı biraz uzun görüyorum.

Meclisin küşadı günü - hatırı devletlerinizdedir - dua-gü efendinin duası pek muhtasa r idi; hat ta , ne söy­lediğini kimse işitmedi ve işitilmediği halde de cüm­lece «amin» denildi. Bu dua sureti - icabında okunmak üzere - duagü efendiye verilse ve bunun yerine daha muhtasa r bir şey yazılsa iyi olur.

R E İ S — Başka bir müta laa var mı? («Hayır» ses­leri)

Bu son fıkrayı kabul edenler de lütfen ellerini kal­dırsınlar. (Eller kalkar) Kabu l edildi.

Heyeti umumiyesini de maat tadi l kabul edenler lütfen ellerini kaldırsınlar. (Eller kalkar) Kabu l olun­du.

REİS — Arızai cevabiye hakipayi şahaneye tak­dim için ne karar ittihaz buyurursunuz?

R E Ş İ T A K İ F P A Ş A — Geçen sene nasıl olduy­sa bu sene de öyle olur.

A H M E T R I Z A BEY — Karar ı Divanı Riyaset verir, o surette takdim eder.

R E İ S — O halde, geçen sene olduğu gibi bu se­ne de Divanı Riyaset mi arz etsin?

A H M E T R I Z A B E Y — Evet, Divanı Riyaset tarafından hakipayi Şahaneye takdim edilir, her sene böyle yapılıyor.

2. — Şehr•emanetine 400 000 lira avans itasına Maliye Nezaretinin mezuniyeti hakkında kanun la­yihası.

R E İ S — Ruznamemizde ikinci m a d d e olarak Şehremanetine 400 bin lira ikrazı hakkındaki karar­name var ise de, m e m u r u mahsusu bulunmadığı için, tensip buyurursanız, müzakeresini içtimai atiye ta­lik edelim. («Muvafık» sesleri)

Başka bir işimiz kalmadı . İçtimai ati ruznamesini okutuyorum.

1. Yemekli tedariki için Harbiye Nezaret ine 500 000 lira avans itası hakkındaki K a n u n a müzeyyel Kara rname.

2. 20 - 65 yaşını ikmal edip de tekaüt müddet i olan 30 seneyi ikmal edemeyenlerin tekaütlerinin sureti icrası hakkında 11 Ağustos 1325 tarihli Kanu­na müzeyyel kara rname.

3. Evkafı H ü m a y u n Nezaret inin 1325 - 1326 se­neleri bütçe hesabı katisi ile bu babdaki levayihi ka-nuniyeye dair Maliye Encümeni mazbatası .

R E İ S — Bu hesabı katiler ile melfufları, levayihi kanuniyenin Heyeti U m u m i y e d e müzakeresine lüzum var mı?

Bu hesabı katiler bize geldiği gibi, Meclisi Me-busana da veriliyor, fakat Meclisimize ma lumat ka-

TBMM KÜTÜPHANESİ

Page 9: Zabıt Ceridesi - Türkiye Büyük Millet Meclisi · 2010-03-01 · kelimesi yazmış isek, Berlin'de «Sena»ya benzer yal nız Prusya Meclis-i Ayanı vardır. Bu sebepten telgra

Meclisi Âyaa 1 : 5 17 Teşrinisani 1333 (1917) C : 1

bilinden olarak gönderil iyor ve bunlar esasen encü­m e n evrakı meyanında da görülüyor. Biz, bunları Pa­şa Hazret ler ine de göndermiş ve bir müzakere ile hıfzettirelim demiştik. Şu halde, heyeti umumiyeye sehven takdim edildiklerini zannediyorum.

M E H M E T Ş Ü K R Ü P A Ş A — Alelusul geldiği z aman müzakere edilmek üzere şimdilik hıfzedelim.

R E İ S — Ruznamenin devamını okutuyorum.

4. Usulü Muhasebei U m u m i y e K a n u n u Muvak­katinin 23 üncü maddesi mucibince 1331 senesi H a ­ziran, T e m m u z , Ağustos aylarıyla, 1332 senesine ait olarak D ivam Muhasebatça tanzim olunan takrirlere dair Maliye Encümeni mazbatası .

A H M E T R I Z A B E Y — Ruznamei müzakerenin birinci maddesini teşkil eden zahire ve yemeklik tev­zii için Harbiye Nezaret i Celilesine Avans İtasına Da i r Ka ra rnameye mümasi l ve yine iaşe meselesine müteall ik bir kanun layihası vardı ki, zanneder im Mülkiye Encümenine havale olunmuştu. Onun mü­zakeresi esnasında hükümetçe de bir m e m u r bulun­durulacak idi. Bunların ikisi de bir dereceye kadar aynı meseleye taalluk eder. H e r ikisini de bir ruzna-meye ithal edersek, Sadrazam Paşa Hazret ler inin vaatleri mucibince, bu rada bulunacak bir m e m u r u n huzurunda müzakere o lunarak her ikisi de çıkmış olurdu. Çünkü, hükümet her vakit buraya m e m u r gönderemiyor. Kesret i meşguliyet, Ayana m e m u r ir­

saline mani oluyor, hepsini birden çıkarırsak mesele kolaylaşır.

R E İ S — Beyan buyurduğunuz kanun, ruzname-mizde mevcut değil sanırım. Halbuki bu kanun , ruz-namemize dahil bulunuyor .

A H M E T R I Z A B E Y — Evet, ilk içt imada zan­nederim Mülkiye Encümenine havale olunmuştu. K a n u n u n unvanı hat ı r ımda kalmadı , fakat yine za­hire meselesine dahil idi.

R E İ S — Bu zahire tevziine müteallik kanunlar o kadar çoktur ki, hepsini bir ruznameye ithal eder­sek, kabil değil çıkaramayız.

A H M E T R I Z A B E Y — Ayr ı ayrı ç ıkarmayı ben­deniz de arzu ederim. D a h a az yorgunluğu mucip olur. H ü k ü m e t m e m u r u n u n huzurundan istifade et­mek için arz etmiştim.

R E İ S — Gelecek içtima, pazartesiye mi olacak? R E Ş İ T A K İ F P A Ş A — Perşembeye talik ede­

lim, o vakte kadar encümenler de ariz ye amik işle­rine bakarlar.

R E İ S — Faka t bu encümenlerin yetiştirdiği maz­bataların çarşamba gününe kadar tab ve tevzi olu­nanları ruznameye ilave o lunmak şartıyla kabil olabi­lir. («Hay hay» sesleri)

Meclis hi tam buldu.

Hitamı İçtima Saat : 3.15

- • 61 —

TBMM KÜTÜPHANESİ

Page 10: Zabıt Ceridesi - Türkiye Büyük Millet Meclisi · 2010-03-01 · kelimesi yazmış isek, Berlin'de «Sena»ya benzer yal nız Prusya Meclis-i Ayanı vardır. Bu sebepten telgra

TBMM KÜTÜPHANESİ