berlin'de hakimler var'' efsanesi ve gerçekler · emir Öngüner 26.03.2018 1...
TRANSCRIPT
Emir Öngüner 26.03.2018
1
''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler
Emir Öngüner
Son yıllarda Türkiye'de adalet ile ilgili yorumlarda sıkça dile getirilen bir efsane
mevcuttur. Araştırmacı şair-yazar olarak tanınan bir şahıstan naklen duyulmuştur ki:
''Prusya Kralı II. Friedrich'in Berlin yakınlarındaki Potsdam'da yeni bir saray
yaptırmak için beğendiği arazide bulunan bir değirmenci, kralın görevlendirdiği kişiler
tarafından mülkünü satması için ikna edilemez. Değirmenci, mülkün ailesinden miras
kaldığını ve asla satmayacağını beyan eder. Bunun üzerine II. Friedrich
değirmenciyi sarayına çağırır ve isteğini bizzat dile getirir. Yeniden red cevabı alması
üzerine ''Sen benim kral olduğumu bilmiyor musun?'' diyerek hiddetlenir. Bunun
üzerine de değirmenci ise <<Haklısınız efendim; ama siz de biliniz ki Berlin'de
hakimler var!>> şeklinde karşılık verir.''
Bu olay sadece Türkiye'de değil, dünyada da adaletin iktidardan daha üstün
olduğunun simgesi olarak anlatılmaktadır. Türkiye'de gerçekmiş gibi anlatılan bu
efsane ayrıca ilginç bir hadise ile bütünleştirilir. Aynı şahsın 2013 yılında İş Bankası
Kültür Yayınları'ndan çıkan ''Geyikli Park'' isimli kitabının ''Berlin'de Hakimler Var''
isimli bölümünde (s. 83) şu satırlara rastlanmaktadır:
'' ...1917 yılının son günü olan 31 Aralık'ta, Potsdam'daki Sanssouci Sarayı'nın
karşısında bir adam durur. Ülkesinde gelecekte tahta çıkacak olan veliahdın
Almanya ziyaretine katılan o adam uzun uzun bakar kar altında, saray ve değirmenin
adaleti simgeleyen o iç içe görüntüsüne... Girilmesine birkaç saat kalan 1918'de
ülkesi işgal edilecek ve o, ülkesinin mutluluğuna giden yolu saray duvarlarının içinde
değil, 1919'da Bandırma vapuruyla Anadolu'ya geçerek yoksul halkıyla
bütünleşmede arayacaktır!''
Aynı şahıs, bu bölümü bir televizyon programında dramatize ederek şu
cümlelerle anlatır:
'' ...Yıllar sonra bir Osmanlı heyeti Berlin'e gidiyor; bir otelde kalıyorlar. Yalnızca
aralarından biri bu öyküyü biliyor. Çünkü o bir entelektüel; kitap okuyor. Yılbaşı
gecesi heyettekilere ''Potsdam çok yakın; adaletin simgesi olan şu değirmeni bir
görelim'' diyor; fakat kimse ilgilenmiyor. Ama o kalkıp tek başına gidiyor ve
Berlin'deki adaletin simgesi olan bu değirmene uzun uzun bakıyor. O güzel insan
Mustafa Kemal'den başkası değildir.''
Emir Öngüner 26.03.2018
2
Görüldüğü üzere yukarıdaki satırlarda bahsedilen kişi olan Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bu efsanenin içine
sokulmuş ve ülkemizde yıllardır yazılı ve sözlü yollarla yaşanmış bir hadise gibi
tanıtılmıştır. Peki, tarihte ''Berlin'de hakimler var'' sözü gerçekten de söylenmiş
midir? O dönem bir Osmanlı subayı olan Mustafa Kemal Paşa'nın bu sözü daha
evvel okuyup hakkında fikir beyan ettiğine dair kaynak mevcut mudur? Mustafa
Kemal'in Berlin'deki heyeti Sanssouci Sarayı'na gitmeye ikna etmeye çalışması ne
kadar doğrudur? Kısacası; Türkiye'deki araştırmacı şair-yazar kimlikli bir şahsın
ortaya attığı bu olay ''gerçek'' midir?
Alman tarihinde iki adet ünlü değirmenci vakası mevcuttur; ilki yukarıda
zikredilen ve hakkında birinci elden kaynak bulunmayan efsaneleşmiş saray
bahçesindeki değirmenci vakası, diğeri ise bu hadiseden yaklaşık 30 sene sonra
gerçekleşmiş ve üzerinde akademik çalışmaların mevcut olduğu Değirmenci
Christian Arnold Davası'dır (1773-1780). Hakiki değirmenci davasının süreci şöyle
gelişmiştir: Vaka, 1770li yıllarda bugünkü Polonya sınırları içinde yer alan Pomorsko
(Pommerzig) şehrindeki bir su değirmeni işleten çiftçi Christian Arnold ile o yörenin
toprak sahibi aristokrat Gottfried Leopold Graf von Schmettau arasında geçer.
Graf von Schmettau, arazisinden geçen nehri kısmen kapatıp kendine gölet yaptırır.
Nehrin aşağısında kurulu değirmen ise suyun debisi azaldığı için tam randımanlı
çalışamaz ve değirmenci Arnold da elindeki tahılı işleyemediğinden toprak sahibine
ödemesi gereken parayı denkleştiremez. Bundan dolayı değirmenci mahkemeye
başvurur; fakat iki girişiminde de haksız bulunur. Bunun üzerinde Prusya Kralı II.
Friedrich'e durumu izah eder ve kendisinden yardım ister. Kral soruşturma açtırır ve
mahkeme heyeti suçlu bulunarak Berlin'deki Spandau Hisarı'na hapsedilir. Bu hadise
Alman tarihinde bir hükümdarın ilk defa hukuka müdahale etmesi olarak geçer.
Gerçek hadisenin kaynakları olarak aşağıdaki önemli iki yayın incelenmelidir:
Yargıç Dr. Karl Dickel tarafından hukuk öğrencileri için hazırlanmış detaylı dava raporu ve analizi:
Beiträge zum preußischen Rechte für Studierende und Referendare, Heft 1: Friedrich der Große und die Prozesse des Müllers Arnold, Marburg, 1891
Berlin Ekonomi ve Hukuk Okulu öğretim üyesi Prof. Hans Paul Prümm'ün II. Friedrich dönemi Alman hukuku hakkındaki akademik makalesi:
Friedrich II. von Preußen und das Recht: Das Interpretationsverbot im ALR, der Prozess des Müllers Arnold und der Überfall auf Sachsen, Zeitschrift für das Juristische Studium, 1/2012, s. 24-37
Emir Öngüner 26.03.2018
3
Prusya Kralı II. Friedrich'in bu hamlesi, yapımı 1747 senesinde tamamlanan
Sanssouci Sarayı bahçesindeki rüzgar değirmeni ile bağdaştırılıp zamanla başka bir
olay formatında efsaneleşir. Tesbitlerimiz doğrultusunda "Berlin'de hakimler var"
efsanesini ilk ortaya atan kişi, davanın sonuçlanmasından 7 sene sonra 1787'de II.
Friedrich hakkında yazdığı kitap ile Fransız yazar Jean-Charles Laveaux olmuştur.
(bknz.: ''... n’était la chambre de justice de Berlin...) Bu tarihten evvel bahsedilen
hadise hakkında Almanca bir kaynağa rastlanmamaktadır.
Jean-Charles Laveaux, Vie de Frederic II - Roi de Prusse. Tome IV,
Strasbourg, 1787, s. 308
1798 senesinde Fransız Michel Dieulafoy libretto tarzındakaleme aldığı ''Le
moulin de Sans-Souci'' isimli komedi müzikalde bu hadiseyi işlemiştir:
Michel Dieulafoy, Le moulin de Sans-Souci, fait historique en un acte, en prose, mêlé
de vaudevilles, Paris, 1798
Emir Öngüner 26.03.2018
4
1800 senesinde Fransız şair ve dramaturg François Andrieux tarafından
hazırlanan opera metninde de bu hadise ele alınmış ve II. Friedrich ile değirmencinin
arasındaki bu efsanevi diyalog sahnelenmiştir:
François Andrieux, Contes et Opuscules en vers et en prose,
Paris 1800, s. 47
Almanca kaynaklara göz atıldığında ise, 1788 senesinde yayınlanan
''Anekdoten, Schilderungen und Charakterzüge'' isimli anonim bir çalışmada
Değirmenci Arnold Davası'ndan bahsedilen ''Le balance de Frédéric'' ünitesinin
''Prusya kralını hicveden Fransızlar'dan beklendiği gibi...'' cümlesiyle başlaması
1787'deki Jean-Charles Laveaux imzalı efsaneye hitaben yazıldığı ihtimalini
doğurmaktadır. Bu ünitede Değirmenci Arnold Davası'na yönelik İtalyan sanatçı
Vincenzo Vangelisti'nin çizdiği Friedrich'in Adalet Terazisi isimli çalışmadan da
bahsedilmektedir. Berlin Devlet Kütüphanesi'nin El Yazmaları Dairesi'nde muhafaza
edilen bu resimde, elinde terazi tutan Prusya Kralı II. Friedrich, önünde diz çöküp
adalet isteyen değirmenci Christian Arnold ile ailesi ve arka planda ise Arnold'un
işlettiği Pomorsko'daki su değirmeni görülmektedir.
Emir Öngüner 26.03.2018
5
Anekdoten, Schilderungen und Charakterzüge - ein Quodlibet zur Unterhaltung bei
müssigen Stunden, Hamburg, Frankfurt, Leipzig, 1788, s.7
Giriş paragrafı tepkili bir şekilde şu cümle ile başlamaktadır: ''Prusya kralını hicveden
Fransızlar'dan beklendiği gibi...''
Vincenzo Vangelisti, Balance de Frédéric, 1780
''Friedrich'in Adalet Terazisi'' isimli çalışma. Değirmenci Arnold'un kralın önünde diz çöküp
adalet istemesi tasvir edilmiştir. (Berlin Devlet Kütüphanesi - El Yazmaları Dairesi -
Prusya Kültürel Mirası)
Emir Öngüner 26.03.2018
6
19. yüzyılın ünlü Alman tarihçisi Franz Kugler de konuya el atarak 1856'da
kaleme aldığı ''Geschichte Friedrichs des Großen'' eserinin ''Der Philosoph von
Sanssouci'' isimli yirmi ikinci ünitesinde Sanssouci Sarayı'ndaki değirmen
hadisesini ''anekdot'' olarak nitelendirmiştir. Bu rivayetleri kralın heybetini göstermek
anlamında yorumlamış ve ''...diğer anekdotlar da bu versiyona çok benzer.'' ifadesiyle
benzer efsanelerin de olduğunu belirtmiştir.
Franz Kugler, Geschichte Friedrichs des Großen, Leipzig, 1856, s. 221
Emir Öngüner 26.03.2018
7
İskoç tarihçi Thomas Carlyle'nin 1858'de İngilizce yayınladığı II. Friedrich
biyografisinin 1928'deki Almanca tercümesinde de Değirmenci Arnold Davası ile
Vangelisti'nin meşhur resminden bahsedilmiş ve bu olayın 30 sene evvel
gerçekleştiği söylenen Sanssouci Sarayı bahçesindeki değirmenci vakasını
hatırlattığı izah edilmiştir. Fransızlar'ın bu efsaneye olan hayranlıklarını da dile
getiren Carlyle, bu cümlenin dipnotunda ise yukarıda zikredilen François Andrieux
ve Michel Dieulafoy'un opera ve müzikallerinin bu rivayet üzerine doğduğunu
aktarmıştır.
Thomas Carlyle, Geschichte Friedrichs des Zweiten genannt der Große (İngilizce'den
Almanca'ya tercüme: Georg Dittrich), Meersburg am Bodensee, 1928, Band VI, s. 438
İddia sahibi şahsın anlatımındaki Osmanlı dönemi ile ilgili olaya göz
atıldığında, Osmanoğulları hanedanı veliahtı Şehzade VI. Mehmed Vahdeddin ile
beraber 1917 yılında Almanya'ya yapılan seyahat hakkında mevcut kaynaklar
aydınlatıcı bilgiler sunmaktadır. 1981 senesinde Kültür Bakanlığı tarafından Mehmet
Önder imzasıyla yayınlanan ''Atatürk'ün Almanya Gezisi'' isimli çalışmada, 31
Aralık 1917 günü misafir heyetinin Potsdam'daki Sanssouci Sarayı'nı beraber
gezdiğine değinilirken kaynak olarak ise Osmanlı sarayının başmabeyincisi Lütfi
Simavi'nin yayını verilmiştir. Fahri Yetim ve Kamil Çolak'ın ''Veliaht Vahdeddin ve
Mustafa Kemal Paşa'nın Almanya Seyahatiyle İlgili Bazı Tesbitler'' isimli
çalışmalarında ise (Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2017, Sayı: 17,
s. 129-145), 31 Aralık 1917 tarihinde tüm heyetin ortak gerçekleştirdiği bu gezilerin 2
Ocak 1918 tarihli Tanin gazetesi haberinde yayınlandığına değinilmiştir. İlaveten
''Türken in Berlin 1871-1945'' isimli Almanca yayında da heyetin Sanssouci
Sarayı'nı beraber ziyaret ettiği ve 1 Ocak 1918 tarihinde de dönüş hazırlıklarına
başladığı ifade edilmektedir.
Emir Öngüner 26.03.2018
8
Mehmet Önder, Atatürk'ün Almanya Gezisi, Ankara, 1981, s. 54-56
(Başmabeyinci) Lütfi Simavi, Osmanlı Sarayının Son Günleri, İstanbul, 1973, s. 365
Ingeborg Böer, Ruth Haerkötter, Petra Kappert (Hrsg.), Türken in Berlin 1871-1945:
Eine Metropole in den Erinnerungen osmanischer und türkischer Zeitzeugen,
Berlin, 2002, s. 190
Emir Öngüner 26.03.2018
9
Osmanlı heyetinin 1917'deki Almanya ziyareti hakkındaki resmi kaynaklar göz
önüne alındığında Mustafa Kemal Paşa'nın tek başına bir icraati üzerine bilgiye
rastlanmamakla beraber, 31 Aralık 1917 gecesi yılbaşı kutlaması ile ilgili bir etkinlik
hakkında da malumat verilmemiştir. Böylece Atatürk'ün Sanssouci Sarayı
bahçesindeki değirmeni adalet simgesi olarak tanımlayıp tek başına ziyaret etme
hadisesinin gerçekle bağdaşmadığı anlaşılmaktadır.
''Berlin'de hakimler var'' efsanesini 2013 senesinde neşrettiği bir kitap ile
yaşanmış gerçek bir hadiseymiş gibi Türkiye'ye yayan iddia sahibi araştırmacı şair-
yazar, kendisine inanmayan vatandaşlara 30 Haziran 2016 tarihinde sosyal
medyadaki hesabından kaynak olarak Almanya'da çıkan bir kartpostalı göstermiştir.
İşin garibi, kartpostalın üzerindeki resim ve beş satırlık yazının kaynağı hakkında
hiçbir bilgi bulunmamasına rağmen ve olayın aslını araştırmadan hayal dünyasında
Atatürk'ü de dahil ederek kurduğu bu hikaye, yayınladığı kitap ve bir televizyon
programı aracılığı ile tüm Türkiye'ye yayılmıştır. Ne yazık ki günümüzde halen bu
efsanenin gerçek olduğuna inanan, daha doğrusu inandırılan vatandaşlarımız
mevcuttur.
İddia sahibinin sosyal medya hesabında 30 Haziran 2016 tarihinde
tarihi kaynak olarak gösterdiği Almanca kartpostal
İlaveten efsanenin Türkiye'deki başka versiyonlarında ise sarayın ismi olan
Sanssouci kelimesinin de (esasında sans souci şeklinde ayrı olarak yazılmalıdır) bu
efsanedeki değirmencinin ismi olduğuna dair hayali iddialar mevcuttur. Alman yazar
Emir Öngüner 26.03.2018
10
Friedrich Nicolai, 1788 senesinde yayınladığı ''Anekdotenvon König Friedrich II.
von Preussen und von einigen Personen, die um Ihn waren'' isimli eserinde
kralın ''dertsiz, tasasız'' anlamına gelen bu Fransızca kelimeyi tercih etmesini ise
Fransız filozof Marquis d’Argens ile yaptığı bir konuşma sırasında dile getirdiğini
aktarır. Bu kaynağa göre kral, Potsdam’a yaptırmak istediği saray hakkında
konuşurken ''Orada yerleştiğimde dertlerimden uzak olacağım!'' sözünü sarfetmiştir.
(bknz.: ''Quand je serai là, je serai sans souci!'') Aynı hadise yukarıda bahsedilen
Alman tarihçi Franz Kugler’in 1856 basımlı ''Geschichte Friedrichs des Großen''
isimli kitabında da işlenmiştir. Efsanenin Türkiye’deki benzer versiyonlarında kralın
karşı gelemediği Sanssouci ismindeki değirmencinin adına hürmeten sarayına aynı
ismi verdiğine dair gerçeklikten uzak bilgiler mevcuttur. Ayrıca Türkiye'de bu
hadisenin 1750li yıllarda geçtiği dillendirilmişken sarayın yapımının 1747 senesinde
tamamlandığı göz önüne alındığında zaman açısından da ciddi bir tutarsızlık olduğu
aşikardır.
Yukarıda zikredilen tarihi kaynaklar ışığında şu tesbitlere varılmaktadır:
1. ''Berlin'de hakimler var'' hadisesi bir efsaneden ibarettir.
2. Bu efsanenin tanıtılan kaynaklar çerçevesinde Prusya Krallığı ve Fransa
arasındaki çekişme döneminde Fransız yazarlar tarafından II. Friedrich'in
prestijini sarsmak üzere ortaya atıldığı ihtimal dahilinde olup doğal olarak
hadisenin yazılı olarak ele alındığı ilk kaynak bir Fransız'a aittir.
3. Hakiki hadisedeki değirmen bir su değirmeni iken, efsanede bahsedilen ise
rüzgar değirmenidir.
4. İddia sahibi Türk araştırmacı şair-yazarın ''Berlin'de hakimler var''
hadisesine kaynak olarak gösterdiği belge sadece bir kartpostaldan ibarettir.
Üzerinde tarih ya da kaynak bulunmayan bir kartpostaldaki resim ve yazının
tarihi referans olarak kullanılması amatörce ve bilimselliğe aykırıdır.
5. II. Friedrich'in bir hükümdar olarak adalete müdahele ettiği kesin kanıtlar ile
bilinmektedir. Fakat bu olay bahsi geçen efsanenin meydana geldiği
dönemden yaklaşık 30 sene sonra Değirmenci Christian Arnold Davası
sırasında gerçekleşmiştir. Arnold'un Sanssouci Sarayı bahçesindeki rüzgar
değirmeni ile ilgisi yoktur.
6. Sans-souci, Türkiye’de bilindiği gibi krala karşı gelen hayali değirmencinin
adı değil, dertsiz anlamına gelen Fransızca bir tabirdir.
7. Efsanenin Türkiye'deki versiyonlarında kralın 1750li yıllarda henüz saray
yapılmadan bu diyaloğu yaşadığı anlatılırken, sarayın inşaatı esasında 1747
senesinde tamamlanmıştır.
8. Atatürk'ün bu efsaneyi bilip bilmediğine dair bir kaynak mevcut değildir.
9. Osmanlı heyetinin 1917 senesinde Almanya'ya gittiği kaynaklarda mevcuttur.
Fakat efsaneyi Türkiye'de dillendiren şahsın iddiasının aksine, Atatürk'ün
heyettekileri Sanssouci Sarayı'na gitmeye ikna etmeye çalışması hayal
Emir Öngüner 26.03.2018
11
ürünüdür. Resmi zabıtlarda Berlin'de bulunan Osmanlı heyetinin tamamının
ekip halinde Sanssouci Sarayı'na gittiği açıkça beyan edilmiştir.
10. Atatürk'ün 31 Aralık 1917 gecesi Sanssouci Sarayı bahçesindeki değirmene
tek başına baktığına dair resmi bir kayıt bulunmadığından bu detay da
tamamen hayal ürünüdür.
11. İddia sahibi şahıs, hayal dünyasında yarattığı bir senaryo ile okuyucu ve
izleyicilerin bilinç altına Atatürk'ün batı hayranı olduğu mesajını empoze
etmeye çalışmaktadır.
12. Türkiye'de Atatürk'ün de ismi karıştırılarak yaşanmış gibi anlatılan bu
hadisenin genel çerçevede elle tutulur gerçeklik payı yoktur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında popülist efsaneler üretmek yerine
sadece akılcılık ve bilimin referans alınması Atatürk'ün hedefi olan muasır medeniyet
seviyesine ulaşılmasını sağlayacaktır. Atatürk'ün hiçbir zaman batı hayranı olmadığı,
aksine Türk kimliği ile gurur duyarak yeni Türkiye'yi tam bağımsızlık ve bilimsellik
ülküsü ile inşa etmeye çalıştığı aşikardır. Bu tarz hayal ürünü efsaneler ile Atatürk'ün
aziz hatırasına zarar verildiğinin altını çizerek Türk halkını daha dikkatli olmaya ve
her anlatılıp yazılana inanmak yerine sorgulayıp araştırmaya davet ediyoruz.