berlin'de hakimler var'' efsanesi ve gerçekler · emir Öngüner 26.03.2018 1...

11
Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet ile ilgili yorumlarda sıkça dile getirilen bir efsane mevcuttur. Araştırmacı şair-yazar olarak tanınan bir şahıstan naklen duyulmuştur ki: ''Prusya Kralı II. Friedrich'in Berlin yakınlarındaki Potsdam'da yeni bir saray yaptırmak için beğendiği arazide bulunan bir değirmenci , kralın görevlendirdiği kişiler tarafından mülkünü satması için ikna edilemez. Değirmenci, mülkün ailesinden miras kaldığını ve asla satmayacağını beyan eder. Bunun üzerine II. Friedrich değirmenciyi sarayına çağırır ve isteğini bizzat dile getirir. Yeniden red cevabı alması üzerine ''Sen benim kral olduğumu bilmiyor musun?'' diyerek hiddetlenir. Bunun üzerine de değirmenci ise <<Haklısınız efendim; ama siz de biliniz ki Berlin'de hakimler var!>> şeklinde karşılık verir.'' Bu olay sadece Türkiye'de değil, dünyada da adaletin iktidardan daha üstün olduğunun simgesi olarak anlatılmaktadır. Türkiye'de gerçekmiş gibi anlatılan bu efsane ayrıca ilginç bir hadise ile bütünleştirilir. Aynı şahsın 2013 yılında İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan ''Geyikli Park'' isimli kitabının ''Berlin'de Hakimler Var'' isimli bölümünde (s. 83) şu satırlara rastlanmaktadır: '' ...1917 yılının son günü olan 31 Aralık'ta, Potsdam'daki Sanssouci Sarayı'nın karşısında bir adam durur. Ülkesinde gelecekte tahta çıkacak olan veliahdın Almanya ziyaretine katılan o adam uzun uzun bakar kar altında, saray ve değirmenin adaleti simgeleyen o iç içe görüntüsüne... Girilmesine birkaç saat kalan 1918'de ülkesi işgal edilecek ve o, ülkesinin mutluluğuna giden yolu saray duvarlarının içinde değil, 1919'da Bandırma vapuruyla Anadolu'ya geçerek yoksul halkıyla bütünleşmede arayacaktır!'' Aynı şahıs, bu bölümü bir televizyon programında dramatize ederek şu cümlelerle anlatır: '' ...Yıllar sonra bir Osmanlı heyeti Berlin'e gidiyor; bir otelde kalıyorlar. Yalnızca aralarından biri bu öyküyü biliyor. Çünkü o bir entelektüel; kitap okuyor. Yılbaşı gecesi heyettekilere ''Potsdam çok yakın; adaletin simgesi olan şu değirmeni bir görelim'' diyor; fakat kimse ilgilenmiyor. Ama o kalkıp tek başına gidiyor ve Berlin'deki adaletin simgesi olan bu değirmene uzun uzun bakıyor. O güzel insan Mustafa Kemal'den başkası değildir.''

Upload: others

Post on 22-Feb-2020

16 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler · Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet

Emir Öngüner 26.03.2018

1

''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler

Emir Öngüner

Son yıllarda Türkiye'de adalet ile ilgili yorumlarda sıkça dile getirilen bir efsane

mevcuttur. Araştırmacı şair-yazar olarak tanınan bir şahıstan naklen duyulmuştur ki:

''Prusya Kralı II. Friedrich'in Berlin yakınlarındaki Potsdam'da yeni bir saray

yaptırmak için beğendiği arazide bulunan bir değirmenci, kralın görevlendirdiği kişiler

tarafından mülkünü satması için ikna edilemez. Değirmenci, mülkün ailesinden miras

kaldığını ve asla satmayacağını beyan eder. Bunun üzerine II. Friedrich

değirmenciyi sarayına çağırır ve isteğini bizzat dile getirir. Yeniden red cevabı alması

üzerine ''Sen benim kral olduğumu bilmiyor musun?'' diyerek hiddetlenir. Bunun

üzerine de değirmenci ise <<Haklısınız efendim; ama siz de biliniz ki Berlin'de

hakimler var!>> şeklinde karşılık verir.''

Bu olay sadece Türkiye'de değil, dünyada da adaletin iktidardan daha üstün

olduğunun simgesi olarak anlatılmaktadır. Türkiye'de gerçekmiş gibi anlatılan bu

efsane ayrıca ilginç bir hadise ile bütünleştirilir. Aynı şahsın 2013 yılında İş Bankası

Kültür Yayınları'ndan çıkan ''Geyikli Park'' isimli kitabının ''Berlin'de Hakimler Var''

isimli bölümünde (s. 83) şu satırlara rastlanmaktadır:

'' ...1917 yılının son günü olan 31 Aralık'ta, Potsdam'daki Sanssouci Sarayı'nın

karşısında bir adam durur. Ülkesinde gelecekte tahta çıkacak olan veliahdın

Almanya ziyaretine katılan o adam uzun uzun bakar kar altında, saray ve değirmenin

adaleti simgeleyen o iç içe görüntüsüne... Girilmesine birkaç saat kalan 1918'de

ülkesi işgal edilecek ve o, ülkesinin mutluluğuna giden yolu saray duvarlarının içinde

değil, 1919'da Bandırma vapuruyla Anadolu'ya geçerek yoksul halkıyla

bütünleşmede arayacaktır!''

Aynı şahıs, bu bölümü bir televizyon programında dramatize ederek şu

cümlelerle anlatır:

'' ...Yıllar sonra bir Osmanlı heyeti Berlin'e gidiyor; bir otelde kalıyorlar. Yalnızca

aralarından biri bu öyküyü biliyor. Çünkü o bir entelektüel; kitap okuyor. Yılbaşı

gecesi heyettekilere ''Potsdam çok yakın; adaletin simgesi olan şu değirmeni bir

görelim'' diyor; fakat kimse ilgilenmiyor. Ama o kalkıp tek başına gidiyor ve

Berlin'deki adaletin simgesi olan bu değirmene uzun uzun bakıyor. O güzel insan

Mustafa Kemal'den başkası değildir.''

Page 2: Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler · Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet

Emir Öngüner 26.03.2018

2

Görüldüğü üzere yukarıdaki satırlarda bahsedilen kişi olan Türkiye

Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bu efsanenin içine

sokulmuş ve ülkemizde yıllardır yazılı ve sözlü yollarla yaşanmış bir hadise gibi

tanıtılmıştır. Peki, tarihte ''Berlin'de hakimler var'' sözü gerçekten de söylenmiş

midir? O dönem bir Osmanlı subayı olan Mustafa Kemal Paşa'nın bu sözü daha

evvel okuyup hakkında fikir beyan ettiğine dair kaynak mevcut mudur? Mustafa

Kemal'in Berlin'deki heyeti Sanssouci Sarayı'na gitmeye ikna etmeye çalışması ne

kadar doğrudur? Kısacası; Türkiye'deki araştırmacı şair-yazar kimlikli bir şahsın

ortaya attığı bu olay ''gerçek'' midir?

Alman tarihinde iki adet ünlü değirmenci vakası mevcuttur; ilki yukarıda

zikredilen ve hakkında birinci elden kaynak bulunmayan efsaneleşmiş saray

bahçesindeki değirmenci vakası, diğeri ise bu hadiseden yaklaşık 30 sene sonra

gerçekleşmiş ve üzerinde akademik çalışmaların mevcut olduğu Değirmenci

Christian Arnold Davası'dır (1773-1780). Hakiki değirmenci davasının süreci şöyle

gelişmiştir: Vaka, 1770li yıllarda bugünkü Polonya sınırları içinde yer alan Pomorsko

(Pommerzig) şehrindeki bir su değirmeni işleten çiftçi Christian Arnold ile o yörenin

toprak sahibi aristokrat Gottfried Leopold Graf von Schmettau arasında geçer.

Graf von Schmettau, arazisinden geçen nehri kısmen kapatıp kendine gölet yaptırır.

Nehrin aşağısında kurulu değirmen ise suyun debisi azaldığı için tam randımanlı

çalışamaz ve değirmenci Arnold da elindeki tahılı işleyemediğinden toprak sahibine

ödemesi gereken parayı denkleştiremez. Bundan dolayı değirmenci mahkemeye

başvurur; fakat iki girişiminde de haksız bulunur. Bunun üzerinde Prusya Kralı II.

Friedrich'e durumu izah eder ve kendisinden yardım ister. Kral soruşturma açtırır ve

mahkeme heyeti suçlu bulunarak Berlin'deki Spandau Hisarı'na hapsedilir. Bu hadise

Alman tarihinde bir hükümdarın ilk defa hukuka müdahale etmesi olarak geçer.

Gerçek hadisenin kaynakları olarak aşağıdaki önemli iki yayın incelenmelidir:

Yargıç Dr. Karl Dickel tarafından hukuk öğrencileri için hazırlanmış detaylı dava raporu ve analizi:

Beiträge zum preußischen Rechte für Studierende und Referendare, Heft 1: Friedrich der Große und die Prozesse des Müllers Arnold, Marburg, 1891

Berlin Ekonomi ve Hukuk Okulu öğretim üyesi Prof. Hans Paul Prümm'ün II. Friedrich dönemi Alman hukuku hakkındaki akademik makalesi:

Friedrich II. von Preußen und das Recht: Das Interpretationsverbot im ALR, der Prozess des Müllers Arnold und der Überfall auf Sachsen, Zeitschrift für das Juristische Studium, 1/2012, s. 24-37

Page 3: Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler · Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet

Emir Öngüner 26.03.2018

3

Prusya Kralı II. Friedrich'in bu hamlesi, yapımı 1747 senesinde tamamlanan

Sanssouci Sarayı bahçesindeki rüzgar değirmeni ile bağdaştırılıp zamanla başka bir

olay formatında efsaneleşir. Tesbitlerimiz doğrultusunda "Berlin'de hakimler var"

efsanesini ilk ortaya atan kişi, davanın sonuçlanmasından 7 sene sonra 1787'de II.

Friedrich hakkında yazdığı kitap ile Fransız yazar Jean-Charles Laveaux olmuştur.

(bknz.: ''... n’était la chambre de justice de Berlin...) Bu tarihten evvel bahsedilen

hadise hakkında Almanca bir kaynağa rastlanmamaktadır.

Jean-Charles Laveaux, Vie de Frederic II - Roi de Prusse. Tome IV,

Strasbourg, 1787, s. 308

1798 senesinde Fransız Michel Dieulafoy libretto tarzındakaleme aldığı ''Le

moulin de Sans-Souci'' isimli komedi müzikalde bu hadiseyi işlemiştir:

Michel Dieulafoy, Le moulin de Sans-Souci, fait historique en un acte, en prose, mêlé

de vaudevilles, Paris, 1798

Page 4: Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler · Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet

Emir Öngüner 26.03.2018

4

1800 senesinde Fransız şair ve dramaturg François Andrieux tarafından

hazırlanan opera metninde de bu hadise ele alınmış ve II. Friedrich ile değirmencinin

arasındaki bu efsanevi diyalog sahnelenmiştir:

François Andrieux, Contes et Opuscules en vers et en prose,

Paris 1800, s. 47

Almanca kaynaklara göz atıldığında ise, 1788 senesinde yayınlanan

''Anekdoten, Schilderungen und Charakterzüge'' isimli anonim bir çalışmada

Değirmenci Arnold Davası'ndan bahsedilen ''Le balance de Frédéric'' ünitesinin

''Prusya kralını hicveden Fransızlar'dan beklendiği gibi...'' cümlesiyle başlaması

1787'deki Jean-Charles Laveaux imzalı efsaneye hitaben yazıldığı ihtimalini

doğurmaktadır. Bu ünitede Değirmenci Arnold Davası'na yönelik İtalyan sanatçı

Vincenzo Vangelisti'nin çizdiği Friedrich'in Adalet Terazisi isimli çalışmadan da

bahsedilmektedir. Berlin Devlet Kütüphanesi'nin El Yazmaları Dairesi'nde muhafaza

edilen bu resimde, elinde terazi tutan Prusya Kralı II. Friedrich, önünde diz çöküp

adalet isteyen değirmenci Christian Arnold ile ailesi ve arka planda ise Arnold'un

işlettiği Pomorsko'daki su değirmeni görülmektedir.

Page 5: Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler · Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet

Emir Öngüner 26.03.2018

5

Anekdoten, Schilderungen und Charakterzüge - ein Quodlibet zur Unterhaltung bei

müssigen Stunden, Hamburg, Frankfurt, Leipzig, 1788, s.7

Giriş paragrafı tepkili bir şekilde şu cümle ile başlamaktadır: ''Prusya kralını hicveden

Fransızlar'dan beklendiği gibi...''

Vincenzo Vangelisti, Balance de Frédéric, 1780

''Friedrich'in Adalet Terazisi'' isimli çalışma. Değirmenci Arnold'un kralın önünde diz çöküp

adalet istemesi tasvir edilmiştir. (Berlin Devlet Kütüphanesi - El Yazmaları Dairesi -

Prusya Kültürel Mirası)

Page 6: Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler · Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet

Emir Öngüner 26.03.2018

6

19. yüzyılın ünlü Alman tarihçisi Franz Kugler de konuya el atarak 1856'da

kaleme aldığı ''Geschichte Friedrichs des Großen'' eserinin ''Der Philosoph von

Sanssouci'' isimli yirmi ikinci ünitesinde Sanssouci Sarayı'ndaki değirmen

hadisesini ''anekdot'' olarak nitelendirmiştir. Bu rivayetleri kralın heybetini göstermek

anlamında yorumlamış ve ''...diğer anekdotlar da bu versiyona çok benzer.'' ifadesiyle

benzer efsanelerin de olduğunu belirtmiştir.

Franz Kugler, Geschichte Friedrichs des Großen, Leipzig, 1856, s. 221

Page 7: Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler · Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet

Emir Öngüner 26.03.2018

7

İskoç tarihçi Thomas Carlyle'nin 1858'de İngilizce yayınladığı II. Friedrich

biyografisinin 1928'deki Almanca tercümesinde de Değirmenci Arnold Davası ile

Vangelisti'nin meşhur resminden bahsedilmiş ve bu olayın 30 sene evvel

gerçekleştiği söylenen Sanssouci Sarayı bahçesindeki değirmenci vakasını

hatırlattığı izah edilmiştir. Fransızlar'ın bu efsaneye olan hayranlıklarını da dile

getiren Carlyle, bu cümlenin dipnotunda ise yukarıda zikredilen François Andrieux

ve Michel Dieulafoy'un opera ve müzikallerinin bu rivayet üzerine doğduğunu

aktarmıştır.

Thomas Carlyle, Geschichte Friedrichs des Zweiten genannt der Große (İngilizce'den

Almanca'ya tercüme: Georg Dittrich), Meersburg am Bodensee, 1928, Band VI, s. 438

İddia sahibi şahsın anlatımındaki Osmanlı dönemi ile ilgili olaya göz

atıldığında, Osmanoğulları hanedanı veliahtı Şehzade VI. Mehmed Vahdeddin ile

beraber 1917 yılında Almanya'ya yapılan seyahat hakkında mevcut kaynaklar

aydınlatıcı bilgiler sunmaktadır. 1981 senesinde Kültür Bakanlığı tarafından Mehmet

Önder imzasıyla yayınlanan ''Atatürk'ün Almanya Gezisi'' isimli çalışmada, 31

Aralık 1917 günü misafir heyetinin Potsdam'daki Sanssouci Sarayı'nı beraber

gezdiğine değinilirken kaynak olarak ise Osmanlı sarayının başmabeyincisi Lütfi

Simavi'nin yayını verilmiştir. Fahri Yetim ve Kamil Çolak'ın ''Veliaht Vahdeddin ve

Mustafa Kemal Paşa'nın Almanya Seyahatiyle İlgili Bazı Tesbitler'' isimli

çalışmalarında ise (Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2017, Sayı: 17,

s. 129-145), 31 Aralık 1917 tarihinde tüm heyetin ortak gerçekleştirdiği bu gezilerin 2

Ocak 1918 tarihli Tanin gazetesi haberinde yayınlandığına değinilmiştir. İlaveten

''Türken in Berlin 1871-1945'' isimli Almanca yayında da heyetin Sanssouci

Sarayı'nı beraber ziyaret ettiği ve 1 Ocak 1918 tarihinde de dönüş hazırlıklarına

başladığı ifade edilmektedir.

Page 8: Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler · Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet

Emir Öngüner 26.03.2018

8

Mehmet Önder, Atatürk'ün Almanya Gezisi, Ankara, 1981, s. 54-56

(Başmabeyinci) Lütfi Simavi, Osmanlı Sarayının Son Günleri, İstanbul, 1973, s. 365

Ingeborg Böer, Ruth Haerkötter, Petra Kappert (Hrsg.), Türken in Berlin 1871-1945:

Eine Metropole in den Erinnerungen osmanischer und türkischer Zeitzeugen,

Berlin, 2002, s. 190

Page 9: Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler · Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet

Emir Öngüner 26.03.2018

9

Osmanlı heyetinin 1917'deki Almanya ziyareti hakkındaki resmi kaynaklar göz

önüne alındığında Mustafa Kemal Paşa'nın tek başına bir icraati üzerine bilgiye

rastlanmamakla beraber, 31 Aralık 1917 gecesi yılbaşı kutlaması ile ilgili bir etkinlik

hakkında da malumat verilmemiştir. Böylece Atatürk'ün Sanssouci Sarayı

bahçesindeki değirmeni adalet simgesi olarak tanımlayıp tek başına ziyaret etme

hadisesinin gerçekle bağdaşmadığı anlaşılmaktadır.

''Berlin'de hakimler var'' efsanesini 2013 senesinde neşrettiği bir kitap ile

yaşanmış gerçek bir hadiseymiş gibi Türkiye'ye yayan iddia sahibi araştırmacı şair-

yazar, kendisine inanmayan vatandaşlara 30 Haziran 2016 tarihinde sosyal

medyadaki hesabından kaynak olarak Almanya'da çıkan bir kartpostalı göstermiştir.

İşin garibi, kartpostalın üzerindeki resim ve beş satırlık yazının kaynağı hakkında

hiçbir bilgi bulunmamasına rağmen ve olayın aslını araştırmadan hayal dünyasında

Atatürk'ü de dahil ederek kurduğu bu hikaye, yayınladığı kitap ve bir televizyon

programı aracılığı ile tüm Türkiye'ye yayılmıştır. Ne yazık ki günümüzde halen bu

efsanenin gerçek olduğuna inanan, daha doğrusu inandırılan vatandaşlarımız

mevcuttur.

İddia sahibinin sosyal medya hesabında 30 Haziran 2016 tarihinde

tarihi kaynak olarak gösterdiği Almanca kartpostal

İlaveten efsanenin Türkiye'deki başka versiyonlarında ise sarayın ismi olan

Sanssouci kelimesinin de (esasında sans souci şeklinde ayrı olarak yazılmalıdır) bu

efsanedeki değirmencinin ismi olduğuna dair hayali iddialar mevcuttur. Alman yazar

Page 10: Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler · Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet

Emir Öngüner 26.03.2018

10

Friedrich Nicolai, 1788 senesinde yayınladığı ''Anekdotenvon König Friedrich II.

von Preussen und von einigen Personen, die um Ihn waren'' isimli eserinde

kralın ''dertsiz, tasasız'' anlamına gelen bu Fransızca kelimeyi tercih etmesini ise

Fransız filozof Marquis d’Argens ile yaptığı bir konuşma sırasında dile getirdiğini

aktarır. Bu kaynağa göre kral, Potsdam’a yaptırmak istediği saray hakkında

konuşurken ''Orada yerleştiğimde dertlerimden uzak olacağım!'' sözünü sarfetmiştir.

(bknz.: ''Quand je serai là, je serai sans souci!'') Aynı hadise yukarıda bahsedilen

Alman tarihçi Franz Kugler’in 1856 basımlı ''Geschichte Friedrichs des Großen''

isimli kitabında da işlenmiştir. Efsanenin Türkiye’deki benzer versiyonlarında kralın

karşı gelemediği Sanssouci ismindeki değirmencinin adına hürmeten sarayına aynı

ismi verdiğine dair gerçeklikten uzak bilgiler mevcuttur. Ayrıca Türkiye'de bu

hadisenin 1750li yıllarda geçtiği dillendirilmişken sarayın yapımının 1747 senesinde

tamamlandığı göz önüne alındığında zaman açısından da ciddi bir tutarsızlık olduğu

aşikardır.

Yukarıda zikredilen tarihi kaynaklar ışığında şu tesbitlere varılmaktadır:

1. ''Berlin'de hakimler var'' hadisesi bir efsaneden ibarettir.

2. Bu efsanenin tanıtılan kaynaklar çerçevesinde Prusya Krallığı ve Fransa

arasındaki çekişme döneminde Fransız yazarlar tarafından II. Friedrich'in

prestijini sarsmak üzere ortaya atıldığı ihtimal dahilinde olup doğal olarak

hadisenin yazılı olarak ele alındığı ilk kaynak bir Fransız'a aittir.

3. Hakiki hadisedeki değirmen bir su değirmeni iken, efsanede bahsedilen ise

rüzgar değirmenidir.

4. İddia sahibi Türk araştırmacı şair-yazarın ''Berlin'de hakimler var''

hadisesine kaynak olarak gösterdiği belge sadece bir kartpostaldan ibarettir.

Üzerinde tarih ya da kaynak bulunmayan bir kartpostaldaki resim ve yazının

tarihi referans olarak kullanılması amatörce ve bilimselliğe aykırıdır.

5. II. Friedrich'in bir hükümdar olarak adalete müdahele ettiği kesin kanıtlar ile

bilinmektedir. Fakat bu olay bahsi geçen efsanenin meydana geldiği

dönemden yaklaşık 30 sene sonra Değirmenci Christian Arnold Davası

sırasında gerçekleşmiştir. Arnold'un Sanssouci Sarayı bahçesindeki rüzgar

değirmeni ile ilgisi yoktur.

6. Sans-souci, Türkiye’de bilindiği gibi krala karşı gelen hayali değirmencinin

adı değil, dertsiz anlamına gelen Fransızca bir tabirdir.

7. Efsanenin Türkiye'deki versiyonlarında kralın 1750li yıllarda henüz saray

yapılmadan bu diyaloğu yaşadığı anlatılırken, sarayın inşaatı esasında 1747

senesinde tamamlanmıştır.

8. Atatürk'ün bu efsaneyi bilip bilmediğine dair bir kaynak mevcut değildir.

9. Osmanlı heyetinin 1917 senesinde Almanya'ya gittiği kaynaklarda mevcuttur.

Fakat efsaneyi Türkiye'de dillendiren şahsın iddiasının aksine, Atatürk'ün

heyettekileri Sanssouci Sarayı'na gitmeye ikna etmeye çalışması hayal

Page 11: Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler · Emir Öngüner 26.03.2018 1 ''Berlin'de Hakimler Var'' Efsanesi ve Gerçekler Emir Öngüner Son yıllarda Türkiye'de adalet

Emir Öngüner 26.03.2018

11

ürünüdür. Resmi zabıtlarda Berlin'de bulunan Osmanlı heyetinin tamamının

ekip halinde Sanssouci Sarayı'na gittiği açıkça beyan edilmiştir.

10. Atatürk'ün 31 Aralık 1917 gecesi Sanssouci Sarayı bahçesindeki değirmene

tek başına baktığına dair resmi bir kayıt bulunmadığından bu detay da

tamamen hayal ürünüdür.

11. İddia sahibi şahıs, hayal dünyasında yarattığı bir senaryo ile okuyucu ve

izleyicilerin bilinç altına Atatürk'ün batı hayranı olduğu mesajını empoze

etmeye çalışmaktadır.

12. Türkiye'de Atatürk'ün de ismi karıştırılarak yaşanmış gibi anlatılan bu

hadisenin genel çerçevede elle tutulur gerçeklik payı yoktur.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında popülist efsaneler üretmek yerine

sadece akılcılık ve bilimin referans alınması Atatürk'ün hedefi olan muasır medeniyet

seviyesine ulaşılmasını sağlayacaktır. Atatürk'ün hiçbir zaman batı hayranı olmadığı,

aksine Türk kimliği ile gurur duyarak yeni Türkiye'yi tam bağımsızlık ve bilimsellik

ülküsü ile inşa etmeye çalıştığı aşikardır. Bu tarz hayal ürünü efsaneler ile Atatürk'ün

aziz hatırasına zarar verildiğinin altını çizerek Türk halkını daha dikkatli olmaya ve

her anlatılıp yazılana inanmak yerine sorgulayıp araştırmaya davet ediyoruz.