yÛsuf ve zÜleyh · 2018-05-25 · 554 zÜlfÝkar er-rýzâ nýn, zülfikarýn allah ýn emriyle...

2
553 renc-i zer-peyker güneþ” beyti, Yûsuf’un güzelliðini gören kadýnlarýn þaþkýnlýkla el- lerini kesmeleri hadisesiyle ilgilidir. Ýzzet Molla’nýn, “Bin þîvesi vardýr bu Züleyhâ-yý cihânýn / Ey Yûsuf-ý hüsn eyleme zindâný ferâmûþ” beyti de Yûsuf-zindan iliþkisi bað- lamýnda yazýlmýþtýr. Seyyid Vehbî’nin, “Ka- çýrdý Yûsuf-ý savmý Züleyhâ-yý felek þimdi / Hilâl-i îd sanma elde kaldý tarf-ý dâmâný” beyti ise konunun bir bayramiyyede ele alýnýþýna güzel bir örnektir. BÝBLÝYOGRAFYA : Rabguzî, Æý½a½ü’l-enbiyå (haz. Aysu Ata), An- kara 1997, I, 90-155; Hamdu’llah Hamdî’nin Yû- suf ve Zelîhâ Mesnevisi: Giriþ, Metin, Ýnceleme ve Týpkýbasým (haz. Zehra Öztürk), Cambridge 2001, I-II; Mehmed Zihni, Meþâhîrü’n-nisâ (haz. Bedreddin Çetiner), Ýstanbul 1982, II, 324; Mirza M. Kazvînî, Yâddâþthâ-yý Æazvînî (nþr. Îrec Ef- þâr), Tahran 1339 hþ., V, 50-52; Agâh Sýrrý Levend, Divan Edebiyatý, Ýstanbul 1984, s. 115-116; Ha- lûk Ýpekten, Nâilî: Hayatý, Edebî Kiþiliði ve Bazý Þiirlerinin Açýklamalarý, Erzurum 1987, s. 229- 230; Züleyha Muþ, Arap ve Türk Edebiyatlarýn- da “Yûsuf u Züleyhâ” Hikâyelerinin Mukayese- si (yüksek lisans tezi, 2000), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ahmet Talât Onay, Açýklamalý Divan Þiiri Sözlüðü (haz. Cemal Kurnaz), Ankara 2007, s. 415-416; Ýskender Pala, Ansiklopedik Dîvân Þiiri Sözlüðü, Ýstanbul 2009, s. 483-486; Ýsmail Hikmet Ertaylan, “Türk Dilinde Yazýlan Ýlk Yûsuf ve Züleyhâ”, TDED, III/1-2 (1948), s. 211-230; O. Leaman, “Appearance and Reality in the Qur’an: Bilqis and Zulaykha”, Ýslâm Araþtýrmalarý Dergi- si, sy. 10, Ýstanbul 2003, s. 23-37; Soner Akdað, “Klâsik Türk Edebiyatýnda Adýna Mesneviler Ya- zýlan Kadýn: Züleyha”, Atatürk Üniversitesi Tür- kiyat Araþtýrmalarý Enstitüsü Dergisi, sy. 40, Erzurum 2009, s. 59-74; Ahmet Suphi Furat, “Yû- suf”, ÝA, XIII, 441-443. ÿZehra Öztürk ZÜLFÝKAR ( א ) Resûl-i Ekrem’in Hz. Ali’ye verdiði meþhur kýlýç. ˜ Sözlükte “sahip” anlamýndaki ile “omurga, boðum” mânasýna gelen fekar kelimelerinden oluþan zülfekar Hz. Ali’nin iki tarafý keskin, ortasý yivli kýlýcýnýn adýdýr. Kelime Türkçe’ye zülfikar þeklinde geç- miþtir. Hz. Peygamber, Bedir Gazvesi’nde ele geçirilen ganimetleri savaþa katýlanlar arasýnda taksim ederken uzunluðu yedi karýþ, eni bir karýþ olduðu belirtilen (Ya‘ku- bî, II, 88) boðumlu bir kýlýcý kendine ayýr- mýþtý. Kabzasýnýn ucu gümüþten, baðýnda bir halkasý, ortasýnda da gümüþten bir süs topuzcuðu bulunan zülfikarýn Merzûk es- Sakýl adlý bir kýlýç ustasý tarafýndan yapýl- dýðý rivayet edilir. Zülfikarýn Mekke’de Hac- câcoðullarý’ndan Münebbih b. Haccâc ya- hut Nebîh b. Haccâc’a ait olduðu zikredil- mekle birlikte (Belâzürî, I, 144-145) genel- de kabul edilen görüþe göre kýlýç Bedir’de öldürülen Âs b. Münebbih’e aittir. Onu öl- düren kiþi bilinmediði için umumi gani- metler arasýna dahil edilmiþtir (a.g.e., I, 145, 294, 521). Kýlýca zülfikar adý, büyük ih- timalle ele geçirildikten sonra yivli ve iki tarafýnýn keskin oluþundan dolayý verilmiþ- tir. Resûlullah zülfikarý Hz. Ali’ye verinceye kadar kendisi kullanmýþtýr (Ýbn Seyyidün- nâs, II, 918). Resûl-i Ekrem’in zülfikarý Hz. Ali’ye ne zaman hediye ettiði kesin olarak bilinme- mekte, genellikle Uhud Gazvesi’nde ver- diði kabul edilmekte ve bu sýrada, “Lâ fe- tâ illâ Alî, lâ seyfe illâ zülfikar” (Ali’den baþ- ka yiðit, zülfikardan baþka kýlýç yoktur) diye nidâ edildiði ileri sürülmektedir. Bu hu- susta farklý görüþler de vardýr. Meselâ Vâ- kýdî’nin naklettiði bir rivayete göre Resû- lullah, 6 yýlýnýn Cemâziyelâhirinde (Ekim- Kasým 627) Zeyd b. Hârise kumandasýn- daki Hismâ seriyyesinde ele geçirilen esir ve ganimetlerle ilgili hüküm vermek üze- re Hz. Ali’yi görevlendirmiþ, Ali de Zeyd’in kendisine itaat edip etmeyeceði konusun- da tereddüdünü bildirince Hz. Peygamber, kýlýcýný (zülfikar) ona kendisi tarafýndan gö- revlendirildiðine alâmet olmak üzere ver- miþtir (el-Me³åzî, II, 559). Resûl-i Ekrem’in vefatýndan sonra Abbas b. Abdülmutta- lib, Halife Ebû Bekir’e miras konusunda amcanýn mý yoksa amcazadenin mi önce geldiðini sormuþ, amcanýn önce geldiði ce- vabýný alýnca bu defa Resûlullah’ýn bineði düldül ile zýrhý ve kýlýcý zülfikarýn niçin Ali’- ye intikal ettiðini öðrenmek istemiþ, Ebû Bekir de zülfikarý Ali’nin elinde gördükleri- ni ve kýlýcý ondan almanýn uygun bir davra- nýþ olmayacaðýný söyleyince Abbas bu is- teðinden vazgeçmiþtir (Belâzürî, I, 525). Zülfikar Hz. Ali’den sonra Hasan ve Hü- seyin’e, Hüseyin’den sonra Ali evlâdýna in- tikal etmiþtir. Muhammed b. Abdullah el- Mehdî (en-Nefsüzzekiyye), Abbâsî Halifesi Ebû Ca‘fer el-Mansûr’a karþý Medine’de isyan ettiðinde zülfikar onun elinde bulu- nuyordu. Savaþ esnasýnda Abbâsî ordu- sundan atýlan bir okla yaralanan Muham- med b. Abdullah öleceðini anlayýnca zül- fikarý kendisine 400 dinar borçlu olduðu tüccara vermek istemiþ, Ebû Tâlib neslin- den onunla karþýlaþacak bir kiþinin borcu ödeyip kýlýcý geri alacaklarýný söylemiþtir. Ca‘fer b. Süleyman b. Ali, Yemen ve Me- dine valiliðine getirilince zülfikarý 400 di- nar vererek almýþtýr. Kýlýç daha sonra Ab- bâsî Halifesi Mehdî-Billâh tarafýndan satýn alýnmýþ, ardýndan Halife Hâdî-Ýlelhakk’a ve Züleyha’ya geniþ yer verilmiþ, hikâye âde- ta Züleyha’nýn Yûsuf’a olan aþký üzerine kurulmuþtur (bk. YÛSUF ve ZÜLEYHÂ). Divan edebiyatýnda mesneviler dýþýnda gazellerde de Züleyha kýssasý mazmun olarak yer almýþ, teþbih ve telmihlerle on- dan bahsedilmiþtir. Züleyha’nýn aþký, rüya- larý, güzelliði, hilekârlýðý, Yûsuf’u zindana attýrmasý, Yûsuf’un eteðinin yýrtýlmasý gibi olaylar birer mazmun halinde çeþitli bað- lantýlarla þiirlere girmiþtir. Fuzûlî’nin, “San Züleyhâ halvetidir gonce-i der-beste kim / Çýktý ondan dâmen-i çâk ile Yûsuf-vâr gül”; Bâkî’nin, “Gülün pirâhen-i Yûsuf gibi dâ- mâný çâk olmuþ / Nesîm-i perde-dâr kýldý meger mekr-i Zelîhâ’yý”; Zâtî’nin, “Dôstum onun Zelîha-yý fenâ ardýncadur / Yûsuf-ý hüsnün kalýr sanma ki dâmâný dürüst”; Nef‘î’nin, “Züleyhâ tâ ebed nevmîd olurdu zevk-i vuslattan / Bu istiðnâ vü bu nâzý göreydi düþte Yûsuf ger”; Nâilî’nin, “Biziz ol âþýk-ý kullâb-nazar kim dilesek / Yûsuf’u dest-be-dâmân-ý Züleyhâ ederiz” beyitleri bunlara örnek verilebilir. Bursalý Ahmed Paþa’nýn, “Yâ felek Mýsr’ýnda sultân oldu bir Yûsuf-cemâl / Yâ Züleyhâ’dýr tutar nâ- ZÜLFÝKAR Züleyha’nýn Yûsuf’u hapishanede ziyaretini gösteren min- yatür (Oriental Miniatures, Taþkent 1980, rs. 72)

Upload: ngonhi

Post on 12-Jul-2019

223 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: YÛSUF ve ZÜLEYH · 2018-05-25 · 554 ZÜLFÝKAR er-Rýzâ nýn, zülfikarýn Allah ýn emriyle Ceb-râil tarafýndan semadan indirildiðini söy-lediði de rivayet edilir (Ya

553

renc-i zer-peyker güneþ” beyti, Yûsuf’ungüzelliðini gören kadýnlarýn þaþkýnlýkla el-lerini kesmeleri hadisesiyle ilgilidir. ÝzzetMolla’nýn, “Bin þîvesi vardýr bu Züleyhâ-yýcihânýn / Ey Yûsuf-ý hüsn eyleme zindânýferâmûþ” beyti de Yûsuf-zindan iliþkisi bað-lamýnda yazýlmýþtýr. Seyyid Vehbî’nin, “Ka-çýrdý Yûsuf-ý savmý Züleyhâ-yý felek þimdi /Hilâl-i îd sanma elde kaldý tarf-ý dâmâný”beyti ise konunun bir bayramiyyede elealýnýþýna güzel bir örnektir.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Rabguzî, Æý½a½ü’l-enbiyå (haz. Aysu Ata), An-kara 1997, I, 90-155; Hamdu’llah Hamdî’nin Yû-suf ve Zelîhâ Mesnevisi: Giriþ, Metin, Ýncelemeve Týpkýbasým (haz. Zehra Öztürk), Cambridge2001, I-II; Mehmed Zihni, Meþâhîrü’n-nisâ (haz.Bedreddin Çetiner), Ýstanbul 1982, II, 324; MirzaM. Kazvînî, Yâddâþthâ-yý Æazvînî (nþr. Îrec Ef-þâr), Tahran 1339 hþ., V, 50-52; Agâh Sýrrý Levend,Divan Edebiyatý, Ýstanbul 1984, s. 115-116; Ha-lûk Ýpekten, Nâilî: Hayatý, Edebî Kiþiliði ve BazýÞiirlerinin Açýklamalarý, Erzurum 1987, s. 229-230; Züleyha Muþ, Arap ve Türk Edebiyatlarýn-da “Yûsuf u Züleyhâ” Hikâyelerinin Mukayese-si (yüksek lisans tezi, 2000), MÜ Sosyal BilimlerEnstitüsü; Ahmet Talât Onay, Açýklamalý DivanÞiiri Sözlüðü (haz. Cemal Kurnaz), Ankara 2007,s. 415-416; Ýskender Pala, Ansiklopedik DîvânÞiiri Sözlüðü, Ýstanbul 2009, s. 483-486; ÝsmailHikmet Ertaylan, “Türk Dilinde Yazýlan Ýlk Yûsufve Züleyhâ”, TDED, III/1-2 (1948), s. 211-230; O.Leaman, “Appearance and Reality in the Qur’an:Bilqis and Zulaykha”, Ýslâm Araþtýrmalarý Dergi-si, sy. 10, Ýstanbul 2003, s. 23-37; Soner Akdað,“Klâsik Türk Edebiyatýnda Adýna Mesneviler Ya-zýlan Kadýn: Züleyha”, Atatürk Üniversitesi Tür-kiyat Araþtýrmalarý Enstitüsü Dergisi, sy. 40,Erzurum 2009, s. 59-74; Ahmet Suphi Furat, “Yû-suf”, ÝA, XIII, 441-443.

ÿZehra Öztürk

– —ZÜLFÝKARא����� )�� )

Resûl-i Ekrem’inHz. Ali’ye verdiði

meþhur kýlýç.˜ ™

Sözlükte “sahip” anlamýndaki zû ile“omurga, boðum” mânasýna gelen fekarkelimelerinden oluþan zülfekar Hz. Ali’niniki tarafý keskin, ortasý yivli kýlýcýnýn adýdýr.Kelime Türkçe’ye zülfikar þeklinde geç-miþtir. Hz. Peygamber, Bedir Gazvesi’ndeele geçirilen ganimetleri savaþa katýlanlararasýnda taksim ederken uzunluðu yedikarýþ, eni bir karýþ olduðu belirtilen (Ya‘ku-bî, II, 88) boðumlu bir kýlýcý kendine ayýr-mýþtý. Kabzasýnýn ucu gümüþten, baðýndabir halkasý, ortasýnda da gümüþten bir süstopuzcuðu bulunan zülfikarýn Merzûk es-Sakýl adlý bir kýlýç ustasý tarafýndan yapýl-dýðý rivayet edilir. Zülfikarýn Mekke’de Hac-câcoðullarý’ndan Münebbih b. Haccâc ya-

hut Nebîh b. Haccâc’a ait olduðu zikredil-mekle birlikte (Belâzürî, I, 144-145) genel-de kabul edilen görüþe göre kýlýç Bedir’deöldürülen Âs b. Münebbih’e aittir. Onu öl-düren kiþi bilinmediði için umumi gani-metler arasýna dahil edilmiþtir (a.g.e., I,145, 294, 521). Kýlýca zülfikar adý, büyük ih-timalle ele geçirildikten sonra yivli ve ikitarafýnýn keskin oluþundan dolayý verilmiþ-tir. Resûlullah zülfikarý Hz. Ali’ye verinceyekadar kendisi kullanmýþtýr (Ýbn Seyyidün-nâs, II, 918).

Resûl-i Ekrem’in zülfikarý Hz. Ali’ye nezaman hediye ettiði kesin olarak bilinme-mekte, genellikle Uhud Gazvesi’nde ver-diði kabul edilmekte ve bu sýrada, “Lâ fe-tâ illâ Alî, lâ seyfe illâ zülfikar” (Ali’den baþ-ka yiðit, zülfikardan baþka kýlýç yoktur) diyenidâ edildiði ileri sürülmektedir. Bu hu-susta farklý görüþler de vardýr. Meselâ Vâ-kýdî’nin naklettiði bir rivayete göre Resû-lullah, 6 yýlýnýn Cemâziyelâhirinde (Ekim-Kasým 627) Zeyd b. Hârise kumandasýn-daki Hismâ seriyyesinde ele geçirilen esirve ganimetlerle ilgili hüküm vermek üze-re Hz. Ali’yi görevlendirmiþ, Ali de Zeyd’inkendisine itaat edip etmeyeceði konusun-da tereddüdünü bildirince Hz. Peygamber,kýlýcýný (zülfikar) ona kendisi tarafýndan gö-revlendirildiðine alâmet olmak üzere ver-miþtir (el-Me³åzî, II, 559). Resûl-i Ekrem’invefatýndan sonra Abbas b. Abdülmutta-lib, Halife Ebû Bekir’e miras konusundaamcanýn mý yoksa amcazadenin mi öncegeldiðini sormuþ, amcanýn önce geldiði ce-vabýný alýnca bu defa Resûlullah’ýn bineðidüldül ile zýrhý ve kýlýcý zülfikarýn niçin Ali’-ye intikal ettiðini öðrenmek istemiþ, EbûBekir de zülfikarý Ali’nin elinde gördükleri-ni ve kýlýcý ondan almanýn uygun bir davra-nýþ olmayacaðýný söyleyince Abbas bu is-teðinden vazgeçmiþtir (Belâzürî, I, 525).

Zülfikar Hz. Ali’den sonra Hasan ve Hü-seyin’e, Hüseyin’den sonra Ali evlâdýna in-tikal etmiþtir. Muhammed b. Abdullah el-Mehdî (en-Nefsüzzekiyye), Abbâsî HalifesiEbû Ca‘fer el-Mansûr’a karþý Medine’deisyan ettiðinde zülfikar onun elinde bulu-nuyordu. Savaþ esnasýnda Abbâsî ordu-sundan atýlan bir okla yaralanan Muham-med b. Abdullah öleceðini anlayýnca zül-fikarý kendisine 400 dinar borçlu olduðutüccara vermek istemiþ, Ebû Tâlib neslin-den onunla karþýlaþacak bir kiþinin borcuödeyip kýlýcý geri alacaklarýný söylemiþtir.Ca‘fer b. Süleyman b. Ali, Yemen ve Me-dine valiliðine getirilince zülfikarý 400 di-nar vererek almýþtýr. Kýlýç daha sonra Ab-bâsî Halifesi Mehdî-Billâh tarafýndan satýnalýnmýþ, ardýndan Halife Hâdî-Ýlelhakk’a ve

Züleyha’ya geniþ yer verilmiþ, hikâye âde-ta Züleyha’nýn Yûsuf’a olan aþký üzerinekurulmuþtur (bk. YÛSUF ve ZÜLEYHÂ).

Divan edebiyatýnda mesneviler dýþýndagazellerde de Züleyha kýssasý mazmunolarak yer almýþ, teþbih ve telmihlerle on-dan bahsedilmiþtir. Züleyha’nýn aþký, rüya-larý, güzelliði, hilekârlýðý, Yûsuf’u zindanaattýrmasý, Yûsuf’un eteðinin yýrtýlmasý gibiolaylar birer mazmun halinde çeþitli bað-lantýlarla þiirlere girmiþtir. Fuzûlî’nin, “SanZüleyhâ halvetidir gonce-i der-beste kim /Çýktý ondan dâmen-i çâk ile Yûsuf-vâr gül”;Bâkî’nin, “Gülün pirâhen-i Yûsuf gibi dâ-mâný çâk olmuþ / Nesîm-i perde-dâr kýldýmeger mekr-i Zelîhâ’yý”; Zâtî’nin, “Dôstumonun Zelîha-yý fenâ ardýncadur / Yûsuf-ýhüsnün kalýr sanma ki dâmâný dürüst”;Nef‘î’nin, “Züleyhâ tâ ebed nevmîd olurduzevk-i vuslattan / Bu istiðnâ vü bu nâzýgöreydi düþte Yûsuf ger”; Nâilî’nin, “Bizizol âþýk-ý kullâb-nazar kim dilesek / Yûsuf’udest-be-dâmân-ý Züleyhâ ederiz” beyitleribunlara örnek verilebilir. Bursalý AhmedPaþa’nýn, “Yâ felek Mýsr’ýnda sultân oldubir Yûsuf-cemâl / Yâ Züleyhâ’dýr tutar nâ-

ZÜLFÝKAR

Züleyha’nýn Yûsuf’u hapishanede ziyaretini gösteren min-

yatür (Oriental Miniatures, Taþkent 1980, rs. 72)

Page 2: YÛSUF ve ZÜLEYH · 2018-05-25 · 554 ZÜLFÝKAR er-Rýzâ nýn, zülfikarýn Allah ýn emriyle Ceb-râil tarafýndan semadan indirildiðini söy-lediði de rivayet edilir (Ya

554

ZÜLFÝKAR

er-Rýzâ’nýn, zülfikarýn Allah’ýn emriyle Ceb-râil tarafýndan semadan indirildiðini söy-lediði de rivayet edilir (Ya‘kubî, II, 88).

Ýslâm ülkelerinin edebiyat ve kültürle-rinde zülfikara geniþ yer verilmiþ, Osmanlýsanatýnda çeþitli malzemeler üzerine zül-fikar resmedilmiþtir. Topkapý Sarayý Müze-si Kütüphanesi’nde kayýtlý Siyer-i Nebî(Hazine, nr. 1223) ve Falnâme (Hazine,nr. 1703) gibi minyatürlü yazmalarda Hz.Ali’nin zülfikarla düþmanlarýný, ejderi veaslaný öldürüþü tasvir edilmektedir. Bar-baros Hayreddin Paþa’nýn Ýstanbul DenizMüzesi’nde muhafaza edilen sancaðýndairi bir zülfikar motifi bulunmaktadýr. Zül-fikar bazý mezar taþlarýna da konu olmuþ-tur. Osmanlý devrinde sevilerek giyilen týl-sýmlý gömleklerin bir kýsmýnda, Bektaþî-lik’te ve çeþitli tarikatlarda, Hz. Ali’ye aithat ve levhalarda zülfikar motifi yaygýn bi-çimde kullanýlmýþtýr. Özellikle halk sana-týnda zülfikar motifi çokça iþlenmiþ olupyakýn dönemde de -formlarý bozulmaklabirlikte- taký þeklinde ele alýnýp kullanýldý-ðý görülmektedir. David Geoffrey Alexan-der, New York Üniversitesi’nde zülfikarlailgili bir doktora tezi hazýrlamýþtýr (Dhul-fakar, New York 1984).

BÝBLÝYOGRAFYA :

Ýbn Ýshak, es-Sîre, s. 305; Ýbnü’l-Kelbî, Kitâbü’l-E½nâm (nþr. Ahmed Zeki Paþa), Kahire 1914, s.15; Vâkýdî, el-Me³åzî, I, 103-104; II, 559; Ýbn Sa‘d,e¹-ªabašåt, I, 486-487; Belâzürî, Ensâb, I, 144-145, 294, 521, 525; Buhtürî, Dîvân, Ýstanbul1300, II, 239; Ya‘kubî, TârîÅ, II, 88; Ýbn Hallikân,Vefeyât, VI, 330-331; Ýbn Seyyidünnâs, £Uyûnü’l-e¦er, Kahire 1356, II, 918; Makrîzî, el-ƒý¹a¹, Bey-rut 1953, II, 267-268; S. M. Zwemer, Studies inPopular Islam, London 1939, s. 25-39; Abdur-rahman Zekî, es-Seyf fi’l-£âlemi’l-Ýslâmî, Kahire1957, s. 42; Malik Aksel, Türklerde Dinî Resim-ler, Ýstanbul 1967, s. 88, 108; Zdislaw Zygulski,Ottoman Art in the Service of the Empire, NewYork 1992, s. 46-50; Metin And, MinyatürlerleOsmanlý-Ýslâm Mitologyasý, Ýstanbul 1998, s.356-357; Serdar Özdemir, Hazreti Peygamber’inSeriyyeleri, Ýstanbul 2001, s. 60-65; J. Hatha-way, “The Iconography of the Sword Zülfikâr inthe Ottoman World (With Special Reference toEgypt)”, International Congress on Learning andEducation in the Ottoman World (ed. Ali Çak-su), Ýstanbul 2001, s. 365-376; M. Abdülhay el-Kettânî, Hz. Peygamber’in Yönetimi: et-Terâtî-bu’l-idâriyye (trc. Ahmet Özel), Ýstanbul 2003,I, 518, 523; Seyyid Mahmûd Husrevânî Þerîatî,“Cülfikar Mîrâþî ez-Peyâmberân-ý Küceþte”, Mîþ-kât, sy. 44, Meþhed 1373 hþ./1994, s. 170-179;Hâlid Sâlih el-Aselî, “Edvâ, .alâ seyfi’r-Resûl”,Âdâbü’r-râfideyn, XIII, Musul 1981, s. 79-95; Hâ-lid Sindâvî, “Seyf Cülfikar fi’l-edebi’þ-Þî.î”, el-Ker-mil, sy. 21-22, Hayfa 2000-2001, s. 201-217; E.Mittwoch, “Dhu’l-Fakar”, EI 2 (Ýng.), II, 233; JeanCalmard, “Du’l-Faqar”, EIr., VII, 566-568; Abdül-hüseyin Þehîdî Sâlihî, “Cülfikar”, DMT, VII, 52-53.

ÿMustafa Öz

™ TÜRK EDEBÝYATI. Türk edebiyatýn-da daima Hz. Ali’ye izâfe edilerek anýlanzülfikar düldülle birlikte ona Allah tarafýn-dan bahþedilen efsanevî bir kýlýç olarak yeralmýþtýr. Ýçinde Ali’nin efsanevî hayatýnadair epeyce malzeme bulunan Yemînî’ninFazîletnâme’sinde, “Belinde zülfikar altýn-da düldül / Önünce bile kanber ol þehe kul”beytiyle tasvir edilmektedir. Bu kýlýç düþ-manýn konumuna göre bazan 40, bazanda 150 arþýn uzunluktadýr. Kan Kal’asýCengi’nde zülfikarýn on kiþi tarafýndan ta-þýnamayacak kadar aðýr olduðu, UmmanCengi’nde bir fili binicisiyle beraber ikiyebölerek yerin 60 arþýn derinliðine saplan-dýðý, kýrk kiþiyi birden biçecek kudrete sa-hip bulunduðu ve düþmanýn boynuna bü-yük bir gürültü ile indiði anlatýlmaktadýr.Zülfikar taþý kesecek kadar keskindir, çý-kardýðý ateþle kara büyüleri yakýp yok eder.Zülfikarýn en çok söz konusu edildiði me-tinlerin baþýnda Hz. Ali cenkleri gelmekte-dir. Bu cenklerde Hz. Ali zülfikarla ve atýdüldülle büyük kahramanlýklar gösterir(Demir – Erdem, s. 347). Saz þairleri ve özel-likle Alevî-Bektaþî þairleri de zülfikardansýk sýk söz ederler: “Yolumuz on iki imamaçýkar / Mürþidim Muhammed Ahmed-iMuhtâr / Rehberim Alî’dir sâhib-zülfikar /Kulundur Þâhiyâ dîvâna geldim” (Þâhî);

Hârûnürreþîd’e intikal etmiþtir. Þair As-maî, Tûs’ta bulunduðu sýrada Hârûnürre-þîd’i zülfikarý kuþanmýþ olarak gördüðünübelirtir. Asmaî, Hârûnürreþîd’in zülfikarýkendisine gösterebileceðini söylediðini,onun izniyle zülfikarý eline alýp kýnýndansýyýrdýðýný ve on sekiz boðumlu olduðunukaydeder. Hârûnürreþîd’in daha sonra zül-fikarý kumandanlarýndan Yezîd b. Mezyed’ehediye ettiði rivayet edilir. Buhtürî’nin di-vanýndaki þiirlerden zülfikarýn Abbâsîler’-den Mu‘tez-Billâh’ýn eline geçtiði anlaþýl-maktadýr (Dîvân, II, 239). IV. (X.) yüzyýldaMuktedir-Billâh’ýn elinde bulunduðu bili-nen zülfikarýn daha sonra kime intikal et-tiðine dair yeterli bilgi yoktur. Bazý tarih-çiler, kýlýcýn kýsa bir süre Fâtýmîler’e geç-tikten sonra tekrar Abbâsîler’e intikal et-tiðini ileri sürerler. Rivayete göre Ya‘kubb. Ýshak et-Temîmî adlý bir Fâtýmî kuman-daný Abbâsî kuvvetlerince esir alýnýp Bað-dat’ta hapsedilmiþ, on dört yýl hapis yat-týktan sonra Abbâsî Halifesi Muktedir-Bil-lâh’ýn 320’de (932) öldürülmesi esnasýndameydana gelen karýþýklýklardan faydala-nýp Mehdiye’ye kaçarken zülfikarý da be-raberinde götürmüþtür. Makrîzî zülfikar-la birlikte Amr b. Ma‘dîkerib, Hz. Hüseyin,Hamza b. Abdülmuttalib, Ca‘fer es-Sâdýkve bazý Fâtýmî halifelerinin kýlýçlarýný Mý-sýr’daki hizânetü’s-silâhta gördüðünü, fa-kat bunlarýn Fâtýmî Halifesi Müstansýr-Bil-lâh’a karþý çýkan Hamdân ve Þâver oðul-larý gibi emîrler tarafýndan zaman içindeyaðmalanýp paylaþýldýðýný belirtmektedir(el-ƒý¹a¹, II, 267-268). Hâkimiyet, güç ve ik-tidar sembolü olan kýlýcý Resûl-i Ekrem’inHz. Ali’ye hediye etmesi Þiîler tarafýndanmetafizik ve mânevî baðlamda yorumla-narak Ali’nin zâhirî ve bâtýnî mânada Pey-gamber’in tek ve hakiki vârisi olduðunainanýlmýþ, Mehdî’nin son savaþýnda bu ký-lýcý kullanacaðý iddia edilmiþtir. Ýmam Ali

Üzerine altýn ve gümüþ iplikle zülfikar tipinde kýlýç iþlenmiþ

ipek bayrak (Stadtmuseum-Münster)

Hz. Ali’nin ejderhanýn baþýný parçalamasýný tasvir eden minya-

tür (Darîr, Sîretü’n-nebî, TSMK, Hazine, nr. 1223, vr. 70b)