yÜksek rus edebİyatinda bİr doĞu dÜŞÜnÜrÜ: lİsans...devrimci düşünceler ve hareketler...

182
YÜKSEK LİSANS TEZİ RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI EYLÜL 2017 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ALFIIA IRMAK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: N. K. RERİH

Upload: others

Post on 06-Apr-2021

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

YÜKSEK

LİSANS

TEZİ

RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

EYLÜL 2017

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ALFIIA IRMAK

RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ:N. K. RERİH

EY

L 2017

AL

FIIA

IR

MA

KR

US

DİL

İ V

E E

DE

BİY

AT

I AN

AB

İLİM

DA

LI

Page 2: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden
Page 3: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ:

N. K. RERİH

Alfııa IRMAK

YUKSEK LİSANS TEZİ

RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

EYLÜL 2017

Page 4: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden
Page 5: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden
Page 6: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

iv

RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: N.K.RERİH

(Yüksek Lisans Tezi)

Alfııa IRMAK

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

eylül 2017

ÖZET

Nikolay Konstantinoviç Rerih adı genel olarak dünya resim sanatına bıraktığı derin iz ve

miras ile anılır. Tezimizin temel amacı Nikolay Rerih’i sadece bir ressam olarak değil, tüm

yönleriyle tanıtarak bu bilgi eksikliğini gidermektir. Tezde Nikolay Konstantinoviç’in

yazar, felsefeci, tarihçi, eğitimci, doğu bilimci, arkeolog, sahne dekoratörü ve seyyahlık

gibi az bilinen yönleri ve çalışma alanları mercek altına alınacaktır. Nikolay Rerih’in

mirası, bıraktığı binlerce tablo, yüzlerce felsefi deneme ve çeşitli arkeolojik ve tarihsel

koleksiyonlarla da sınırlı değildir. N. K. Rerih’in kültürel mirasın korunması alanındaki

çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Şimdi UNESCO Antlaşması (Lahey Sözleşmesi)

(1954) olarak anılan sözleşmenin aslında Nikolay Rerih’in ondan neredeyse 20 yıl önce

belirlediği temel esaslardan ilham alınarak oluşturulduğunun belirtilmesi gerekmektedir.

Bu esaslar dünyaca tanınan Rerih Paktı (Pakt Reriha) (1935) adıyla bilinen, “Sanatsal Ve

Bilimsel Kurumları ve Tarihi Yapıtları Koruma Paktı”nda yer almaktadırlar. Nikolay

Rerih’in kurucusu olduğu bu antlaşmanın en büyük özelliği, dünyada kültürel değerlerin

korunması amacıyla yapılan ilk antlaşma olmasıdır. Kültürel ve tarihi mirasın korunması

alanında yaptığı çalışmaların yanı sıra renkli ve büyüleyici yaşam tarzı da N. K. Rerih’in

sanatını özgün ve değerli kılmaktadır. Rerih’in edebiyat ve sanat faaliyetleri, kendi ülkesi

olan Rusya’da başlamış, Avrupa ve Amerika’da devam etmiş, Doğu’ya ilişkin

düşüncelerinin en önemli ilham kaynağı olan Hindistan’da sona ermiştir. Tezde Nikolay

Rerih’in, sanatsal ve edebi mirasının yanında birçok ülkede açtığı müze, sanat merkezi ve

eğitim kurumları ile kültürel mirasın korunması konusunda en önemli çalışması olan Rerih

Paktı’na dikkat çekilerek, N. K. Rerih’in gelecek nesillere bıraktığı hazinenin önemi

vurgulanacaktır.

Bilim Kodu : 31324

Anahtar Kelimeler : Nikolay Konstantinoviç Rerih, Büyük Asya Seferi, Rerih Paktı,

Barış Bayrağı.

Sayfa Adedi : 169

Tez Danışmanı : Prof. Dr. Zeynep BAĞLAN ÖZER

Page 7: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

v

AN ORİENTALİST İN RUSSİAN LİTERATURE: N.K.RERİH

(M.S. Thesis)

Alfııa IRMAK

GAZİ UNIVERSITY

INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES

September 2017

ABSTRACT

Nikolai Konstantinovich Roerich is generally noted for the heritage and lasting impression

in world’s painting art. The main aim of our thesis is to make up for information,

introducing Nikolai Rerich not only as an artist, but also in all his aspects. In this thesis,

Nikolai Konstantinovich’s writer, philosopher, educator, orientalist, archeologist, decorator

and voyager sides are examined. Nikolai Roerich’s heritage isn’t limited with thousands of

pictures, hundreds of philosophic essays and different archeological and historical

collections. N. K. Roerich’s studies on protection of cultural heritage are very important,

too. It is necessary to mention that Hague Convention (1954), today known as UNESCO,

is constituted regarding basic principles set by Nikolai Roerich nearly 20 years ago. These

principles take place in Roerich Pact (Pakt Reriha) (1935), known as “Treaty on the

Protection of Artistic and Scientific Institutions and Historic Monuments”. The most

important point of this treaty constituted by Nikolai Roerich is the fact that it is the first

treaty, aiming to protect global cultural values. Aside from the studies on protection of

cultural and historical heritages, Roerich’s colourful and fascinating life style makes his art

original and valuable. Roerich’s literary and artistic activities start in Russia, continue in

Europe and America and end in India, which is the most important source of inspiration for

his thoughts on the East. In this thesis, importance of N. K. Roerich’s handed down the

next generations heritage will be emphasized and museums, art centers, educational

institutions and Roerich Pact, which is the most important study of him regarding cultural

heritage’s protection, will be remarked.

Science Code : 31324

Key Words : Nikolai Konstantinovich Roerich, Asian expedition, Roerich Pact,

Peace flag.

Page Number : 169

Supervisor : Prof. Dr. Zeynep BAĞLAN ÖZER

Page 8: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

vi

TEŞEKKÜR

Araştırma konusunun belirlenmesinde ve çalışmalarım sırasında değerli yorumları ve

önerileriyle yol gösteren, çalışmamın her aşamasında rehberlik eden saygıdeğer hocam

Prof. Dr. Zeynep BAĞLAN ÖZER’e ve tez kabulü aşamasında verdiği destek ve

yardımlarından dolayı saygıdeğer hocam Prof. Dr. Ayla KAŞOĞLU’na sonsuz

teşekkürlerimi sunarım.

Page 9: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

vii

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET .............................................................................................................................. iv

ABSTRACT .................................................................................................................... v

TEŞEKKÜR .................................................................................................................... vi

İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... vii

KISALTMALAR ............................................................................................................ ix

GİRİŞ .............................................................................................................................. 1

BİRİNCİ BÖLÜM

N. K. RERİH’İN HAYATI

1.1. Çocukluk Çağı ..................................................................................................... 11

1.2. Eğitim Yılları ...................................................................................................... 24

1.2.1. Karl May Okulu ........................................................................................... 24

1.2.2. Sanat Akademisi ve Üniversite Yılları ........................................................ 29

1.3. Rusya Dönemi ..................................................................................................... 42

1.3.1. N. K. Rerih’in Ailesi ................................................................................... 43

1.3.2. Çalışma Yılları............................................................................................. 49

1.4. Avrupa ve Amerika Dönemi ............................................................................... 62

1.5. Doğu Dönemi ...................................................................................................... 69

1.5.1. Büyük Asya Seferi ...................................................................................... 69

1.5.2. Mançurya Seferi .......................................................................................... 73

1.5.3. Son Yılları ................................................................................................... 77

Page 10: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

viii

İKİNCİ BÖLÜM

N. K. RERİH’İN ESERLERİ VE TEMEL DÜŞÜNCELERİ

2.1. Farklı Yönleri ile Nikolay Konstantinoviç Rerih ................................................ 81

2.1.1. N. K. Rerih - Arkeolog ................................................................................ 82

2.1.2. N. K. Rerih - Eğitimci ................................................................................. 85

2.1.3. N. K. Rerih - Ressam ................................................................................... 87

2.1.4. N. K. Rerih – Tarihçi ................................................................................... 91

2.1.5. N. K. Rerih – Yazar Ve Felsefeci ................................................................ 92

2.2. Nikolay Rerih’in Başlıca Eserleri ....................................................................... 100

2.2.1. Erken Dönem Eserleri ................................................................................. 100

2.2.2. 1900-1920 Yılları Arasında Edebi Eserleri ................................................. 107

2.2.3. Son Dönem Eserleri (1920 Sonrası) ............................................................ 110

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KÜLTÜREL MİRASI KORUMA BAĞLAMINDA RERİH PAKTI

3.1. Rerih Paktı’nın Doğuşu ....................................................................................... 136

3.2. Rerih Paktı’nın Önemi ........................................................................................ 140

3.3. Rerih Paktı Metni ................................................................................................ 143

3.4. Barış Bayrağı ....................................................................................................... 147

3.5. Kültür Ligi ........................................................................................................... 150

3.6. Günümüzde Rerih Paktı ...................................................................................... 151

SONUÇ ........................................................................................................................... 155

KAYNAKÇA .................................................................................................................. 161

ÖZGEÇMİŞ .................................................................................................................... 169

Page 11: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

ix

KISALTMALAR

Bu çalışmada kullanılmış kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda sunulmuştur.

Kısaltmalar Açıklamalar

A.g.e adı geçen eser

Çev. Çeviren

t.b.d. tarihi belli değil

vb. ve benzeri

Page 12: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

1

GİRİŞ

N. K. Rerih’in yaşamış olduğu XIX. ve XX. yüzyıllar Rusya tarihinde sosyal,

siyasal ve ekonomik açıdan zorlu bir döneme tekabül etmektedir. Dünya savaşları ve

ihtilallerle sarsılan Rusya’nın bu dönemde tarihinin en zor zamanlarını yaşadığını

söyleyebiliriz. Fransız önder Napolyon Bonapart (1769-1821) ile girilen çıkar

çatışmasının doğurduğu Rusya-Fransa Savaşı (1812) ve Osmanlı Devleti ile aralarında

gerçekleşen Kırım Savaşı’ndan (1853-1856) daha yeni çıkan Rusya, büyük mağlubiyete

uğrayacağı Rus-Japon Savaşı’na da (1904-1905) bu dönemde girmiştir. Aynı dönemde

Rusya’nın itilaf devletlerinin yanında katıldığı Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) ve

sonucunda Batıyla Soğuk Savaş döneminin başlayacağı İkinci Dünya Savaşı (1941-1945)

Rusya’yı maddi ve manevi anlamda yıpratan en önemli olaylar olmuştur. Bunların yanı

sıra ülke içinde gerçekleşen iki ihtilal (1905-1907 ve 1917) ve devamında başlayan

acımasız iç savaş (1918-1920) Rusya’nın bu dönemde içinde bulunduğu hareketliliği ve

zorluğu fazlasıyla yansıtmaktadır. Çarlık döneminin son yılları ve Sovyet Devriminin ilk

yıllarına denk gelen yaşamıyla N. K. Rerih, dönemin bunalımlarından iyimserlik, barış ve

hoşgörü kavramları ile özetlenebilecek bir bakış açısı geliştirmeyi başarmıştır. N. K.

Rerih hem resim çalışmalarında hem de edebi eserlerinde bu bakış açısını sergilemiştir.

N. K. Rerih’in yaşadığı dönemin en büyük özelliği hem Çarlık hem de Sovyet

Dönemine şahit olmasıdır. Birbirine ters, hatta tamamen zıt iki rejime yakından tanıklık

etmesi, Nikolay Rerih sanatının özgünlüğünü bir kez daha göstermektedir. Bir yanda

Çarlık zamanında batılılaşan, modernleşen ve aydınlanan Rusya; diğer yanda ise

tamamen içe kapanık, diktatörlük rejimiyle hükmeden Sovyetler Birliği. Bu dönemleri

daha iyi tanımak ve Nikolay Rerih’in nasıl etkilendiğini anlamak adına tarihi olaylara

yakından incelememiz faydalı olacaktır.

Nikolay Konstantinoviç Rerih, Çar II. Aleksandr (1818-1881) döneminde

dünyaya gelmişti. Çar II. Aleksandr, Çar I. Nikolay’ın (1796-1855) en büyük oğlu olup,

babasının ölümünden sonra 1855 yılında tahta geçmişti. Ülkenin sorunlarına çözüm

bulmak adına neredeyse her alanda reformlar yapan ve devlet politikalarında gayet liberal

bir bakış açısı sergileyen II. Aleksandr Kurtarıcı Çar (Tsar’ Osvoboboditel’) olarak

adlandırılmaya başlanmıştır. Fakat reformlar ve liberal politikalar sorunları çözmek

yerine, sorunların artmasına ve hatta tartışmaların büyümesine zemin hazırladı. İlk ciddi

devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı. Aleksandr’ın farkında

olmadan veya sonucunu tahmin edemeden yaptığı, o döneme dek bastırılan bu tepkilerin

Page 13: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

2

ifade edilmesine uygun özgürlükçü bir ortam yaratmak olmuştur. 1 Özellikle büyük

şehirlerde hızla yayılmaya başlayan devrimci gruplar ve örgütler entelektüel muhafazakar

kesim arasında büyük paniğe yol açmıştır. Nikolay Rerih’in babası Konstantin Rerih de

bu nedenle çocuklarını bu tarz devrimci düşüncelerden korumak amaçlı olarak ilkokul

eğitimini evde vermiş, ortaokul zamanında ise onları özel bir okula yollamıştı.

Çar II. Aleksandr, Rusya’nın çok zorlu bir döneminde tahta gelmişti. Kırım Savaşı

(1853-1856) halen devam etmekteydi. Rusya’nın aleyhine gelişen savaşı, yanlış

taktiklerle devam ettiren II. Aleksandr, 1855 yılının Eylül ayında Sivastopol’de yenilgiye

uğrayarak barış imzalamak zorunda kalmıştı. 18 Mart 1856 yılında Rusya’nın imzaladığı

“Paris Barış Antlaşması”, sadece Osmanlı Devleti değil tüm Avrupa ülkeleri karşısında

Rusya’nın imajını zedelemiş oldu.

Savaş sonrasında memnuniyetsiz ve yorgun düşen halk için Çar reformlar yoluna

girmiş ve birçok farklı alanda reformlar yapılmıştır. Şüphesiz bunlardan en önemlisi,

köylülerin serfliğinin kaldırılmasıydı. Köylü halk arasında oluşan memnuniyetsizlik

dalgası gittikçe büyük ayaklanmalara yol açmaya başladı. Bu olumsuzluklar sadece taşra

bölgelerinde kalmayıp, Moskova ve Petersburg gibi büyük şehirlere de taşınmış oldu. N.

K. Rerih’in babası Konstantin Rerih bir hukukçu olarak, bu çağdışı düzene kayıtsız

kalmamış ve Çar’a köylülerin azat edilmesi için yönergeler hazırlama çalışmalarını

yürütmüştü. Bu arada Çar II. Aleksandr ülkesinin hem kötüleşen ekonomik durumunu

hem de artan sosyal memnuniyetsizliğini azaltmak için 19 Şubat 1861 yılında köylülerin

serflikten azat edilmeleri için ferman çıkardı. Böylece Rusya’da XVI. yüzyıldan beri

devam eden “köylü serfliği” sistemi kaldırılmış, köylüler azat edilmiş ve herkese toprak

verilmiştir.

II. Aleksandr’ın yaptığı reformlar bununla kalmamış 1864 yılında yerel idare

organı olarak asilzadeler meclisi yerine tesis edilen il genel meclisleri anlamına gelen

Zemstvo’lar kurulmuştur. Zemstvo’lara, mahalli idarenin ekonomiye dair konularıyla

ilgilenme; yollar, hastaneler ve mektepler yapma işi verildi. Bu müessese sayesinde,

bilhassa mektep işlerinde mühim terakkiler kaydedildi. 2 Ayrıca zorunlu askerlik

sisteminin kabul edilmesi askeri alanda yapılan en önemli reformlardan biridir. Adli

sistemde de bir takım reformlar yapılarak dayak, kırbaç, kızgın demir vurmak gibi cezalar

kaldırıldı. Askeri, dini, ticari mahkemelerin ve köylü mahkemelerinin görev ve yetkileri

1 Acar, K. (2004). Başlangıçtan 1917 Bolşevik Devrimi’ne Kadar Rusya Tarihi. Ankara: Nobel Yayın ve

Dağıtım, 201. 2 Kurat, A. N. (2014). Rusya’nın Tarihi. Başlangıçtan 1917’ye Kadar. (Altıncı Baskı). Ankara: Türk Tarih

Kurumu Yayınları, 360.

Page 14: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

3

tekrar belirlendi. Bu döneme kadar dışlanan Yahudilere istedikleri yerde yaşama ve

çalışma hakları tanındı. Devlet gelirini çoğaltmak maksadıyla alkollü içeceklerin satışı

arttırıldı; şeker, tuz, tütün satışı devlet inhisarı altına kondu. Demir yolların yapılması

işine ayrıca ehemmiyet verildi. Bu iş için ecnebi sermayesi de celbedildi; iç ve dış ticaret

çok yükseldi; bunun icabı olarak, 1860’ta ilk Rus Devlet Bankası kuruldu.3

II. Aleksandr yaptığı bu reformların yanı sıra, Orta Asya ve Kafkasya’daki

toprakları ele geçirerek Rusya’nın sınırlarını genişletmeyi amaçlamıştı. Kırım Savaşı’nda

aldığı yenilgi ve Balkan’lara girme yasağı Rusya’yı Orta Asya ve Kafkaslara

yönlendirmişti. 1864’te Hokand Hanlığı ile başlayan Orta Asya fetihleri, Özbekistan ve

Türkmenistan ile devam etmiş ve bu yerler işgal edilmiştir. Aleksandr, Kafkasya’daki

yönelimleriyle ise Şeyh Şamil’in 4 örgütlediği direniş hareketini zayıflatarak bölgeyi

tamamen kontrol altına almayı amaçlamış ve başarmıştı. Sonuçta hem Orta Asya hem de

Kafkas’ların eklenmesiyle Rusya ekonomisi büyük ölçüde canlanmış, hem işçilik

konusundaki hem de askeri sektörlerdeki eksiklikler tamamlanmıştır.

Eğitim konusunda da 1863 yılında önemli değişiklikler yapıldı. Üniversitelere

büyük ölçüde özerklik tanıyan bir kararname yayımlandı. Okullarda Latince ve Yunanca

zorunlu dil olarak kabul edildi, uygarlıklar tarihi derslerin eğitim programlarına eklenmiş

oldu. Eğitimi yaygınlaştırmak ve liberalleştirmek için bir yasa tasarlandı.5 Ayrıca 1865

yılında çıkan matbuat kanunu, babası I. Nikolay zamanından beri uygulanan şiddetli

sansürü kısmen de olsa kaldırılmış oldu.

Sosyal ve siyasal yaşama bakıldığında XIX. yüzyılın ortaları çeşitli gruplar ve

fikirlerin yayılmaya başladığı bir dönem olarak nitelendirilebilir. Panslavizm, Nihilizm ve

Halkçı fikirler ülkeye hızla nüfuz etmeye başlamışlardı. Ünlü Rus etnolog ve tarihçi

Nikolay Danilevski (1822-1885) tarafından bir ideoloji haline gelen Panslavizm

düşüncesi, Rusya’nın çatısı altında tüm Slav asıllı milletlerin birleşmesini amaçlamıştı.6

Bu görüş, ünlü Rus yazarlar Fyodor Dostoyevski (1821-1881) ve Lev Tolstoy (1828-

1910) başta olmak üzere birçok yazar tarafından desteklenmiştir. Nihilizm ise Rusya için

çok yeni olup, var olan tüm düzeni değiştirmeye; bu düzen içerisinde tabii ilimler dışında

tüm ahlaki ve manevi değerleri reddederek, tamamen hür bir düzen kurmaya çalışan bir

akımdı. Nihilist insan tiplemesi özellikle zamanın en büyük yazarları olan Turgenyev’in

3 Kurat, A. N., A.g.e., 361. 4 Şeyh Şamil (1797-1871) - Kuzey Kafkasya halklarının siyasi ve dini lideri, Kafkas Savaş’ında Rus karşıtı

direnişin lideri. 5 Footman, D. J. (2005). Kızıl Başlangıç. (Çev. E. Avcı). Ankara: Adapa Yayınevi. (Eserin orijinali 1944’te

yayımlandı), 21. 6 Akyol, T. (1979). Sovyet Rus Stratejisi ve Türkiye. (İkinci Baskı). İstanbul: Ötüken Neşriyat, 154.

Page 15: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

4

(1818-1883) “Babalar ve Oğullar” (Otsı i Deti) (1862) ve Dostoyevski’nin (1821-1881)

“Ecinniler” (Besı) (1872) adlı romanlarında açıklayıcı bir şekilde dile getirilmiştir.

Kendince bir sosyalist düzen kurmaya çalışan Rus Halkçıları (Narodniçestvo) adlı grup

ise aydın kesimin “Halka Gidiş” hareketiyle başlamıştır. Köylü halk tarafından gerekli

ilgiyi toplayamayan bu hareket, örgüt lider ve üyeleri Sibirya’ya sürgün edilerek

bastırılmıştı. Fakat mahkumların kurduğu gizli bir grup, daha sonra Çar II. Aleksandr’a

sayısız suikast girişiminde bulunacak ve 1881 yılının Mart (1/13) ayında Çar’ın

faytonuna bombalı saldırı düzenleyerek amaçlarına ulaşacaklardır. “Köylüleri ‘kurtaran’,

Güney Slavlarına ‘hürriyet’ veren Rus Çar’ı, Rus hürriyetperverleri tarafından bu suretle

öldürülmüş oldu.”7

Çar II. Aleksandr’ın ülke ve halkın yaşamını iyileştirmek için uyguladığı

reformlar ve sürdürdüğü ılımlı politika, muhalif gruplar için rahat bir ortam sağlamış ve

bunun sonucunda II. Aleksandr kendi eliyle oluşturduğu ortamın kurbanı olmuştur.

Çar’ın ölümüyle tahta çıkan III. Aleksandr ise bu grupları bastırmak için çok sert bir

politika izleyecektir.

III. Aleksandr, babası Çar II. Aleksandr’ın izlediği tüm ılımlı ve liberal

politikalara bir son verip, kendince otoriter bir ortam yaratmak istemiştir. II. Aleksandr’ın

tanıdığı basın özgürlüğü, toplantı özgürlüğü vb. tüm “özgürlükçü” haklar tamamen

kaldırılmıştır. Milliyetçilik politikası ise III. Aleksandr zamanında tam tersine

dönmüştür. Babasının Yahudilere ve diğer milletlere tanımış olduğu hakların geri

alınması ile yetinmeyerek onlar üzerinde daha sert politikalar izlemeye başlamıştır.

Böylece Yahudi, Leh ve diğer milletlerin yaşam standartları hızla kötüleşmeye başladı.

Ayrıca zorla Ruslaştırma ve Ortodokslaştırma politikaları Yahudilerin ve diğer azınlık

halklarının Rusya dışına sürülmesinde etkili oldu. Bu Ruslaştırma politikası millet

denilen yapının dil ve kültür özelliklerinin imparatorluğun bütününe, devletin eğitim, dil,

milliyet vb. politikalarıyla yayılmasını sağladı.8 Üniversitelere tanınan bağımsızlık geri

alındı. Bu sayede üniversitelerde verilen anarşik bilgilerin önüne geçilerek,

Ortodoksluğun yayılması planlanmıştı. III. Aleksandr, merkezi otoriteyi güçlendirmek

amacıyla, hükümetin yerel idarelerdeki kontrolünü arttırmaya yönelik bir takım kanunlar

çıkardı.9 Ekonomiyi güçlendirmek adına yoğun sanayileşme politikası uyguladı. Fransa

ile 1892 yılında imzalanan Fransız-Rus İttifakı (1892-1917) ile dış ilişkilerde Fransa’nın

7 Kurat, A. N., A.g.e., 376. 8 Yapıcı, U. (2011). Sovyet Sonrası Coğrafyada Devlet ve Milliyetçilik. Ankara: Tan Kitabevi Yayınları, 67. 9 Acar, K., A.g.e., 222.

Page 16: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

5

yanında yer almış; Almanya ve Avusturya-Macaristan’a karşı ise düşmanca bir politika

sergilemiştir. Özetlemek gerekirse Çar III. Aleksandr, babasının aksine aşırı baskıcı ve

merkeziyetçi politikalar uygulamıştır. “III. Aleksandr, cahil, kaba ve mutaassıp bir çardı.

On üç yıl devam eden hakimiyeti, Rusya’da şiddetli bir “Otokratiya” rejiminin ve koyu

Rus milliyetçiliğinin hüküm sürdüğü bir devir oldu.”10

Sağlık nedenlerinden dolayı 1 Kasım 1894 yılında henüz 50 yaşındayken vefat

eden III. Aleksandr, tahtı büyük oğlu II. Nikolay’a bırakmıştır.

II. Nikolay’ın tahta çıktığında ülke içindeki çalkantılar devam etmekteydi. 1896

yılında Petersburg fabrikalarında işçiler greve başlamış; halk arasında artan

memnuniyetsizlik, çeşitli ayaklanmalara zemin hazırlamıştır. Ayrıca Rus sosyalistler,

liberaller ve Es-Er 11 grupları Çar’a karşı çıkarak, kuracağı rejimi yıkmak için ciddi

çalışmalara başlamışlardır.

III. Aleksandr döneminde yapımına başlanan ve Rusya’nın Uzakdoğu’yla

bağlantısını sağlayacak olan Transsibirya Demiryolu 1904 yılında tamamlanmıştır. Çar II.

Nikolay hiç vakit kaybetmeden aynı sene içinde Rus-Japon Savaşı’nı başlatmıştır. Yanlış

savaş taktikleri ve yetersiz donanmasıyla bir sene süren bu savaş, 1905 yılında Rusya’nın

yenilgisi ile sonuçlanmıştır. 23 Ağustos 1905 yılında imzalanan barış antlaşması, halk

arasındaki artan memnuniyetsizliği azaltmaya yetmemiş, tersine alevlendirmiştir.

1900’lü yıllardan beri süregelen ekonomik kriz sosyalist propagandaların

oluşmasına ve yayılmasına neden olmuştu. Gayet iyi şekilde sanayileşen Rusya’da,

Avrupa krizi nedeniyle geri çekilen yabancı sermaye, fabrikaların kapatılmasına neden

oldu. Fabrikalardaki işçiler açıkta kalınca, artan öfkeleri onları sendikalar oluşturmaya ve

daha fazla grev yapmaya itmiştir. Ülkedeki hem sosyal hem de ekonomik sıkıntılar ve bu

arada artan sosyalist hareketler 1905 yılında gerçekleşen I. Rusya İhtilali’ne zemin

hazırlamıştır.

9/22 Ocak 1905 yılında işçi sınıfı, Çar’ın bulunduğu Kışlık Saray’a (Zimniy

Dvorets) gösteri amaçlı yürümeye başladı. İstihbaratın, önceden bu yürüyüşten haberi

olduğundan polis ve askerler hazırlıklıydı. Eylemcileri daha sokakların girişinde

durdurmaya çalışan polislere rağmen, büyük bir grup Kışlık Saray’a kadar gitmeyi

başardı. Sloganlar atan ve taşkınlık yapan işçiler askerler tarafından ateşe tutuldu ve

Saray meydanı binlerce ceset ve yaralıyla doldu. Pazar günü yapılan bu İhtilale Kanlı

10 Kurat, A. N., A.g.e., 383. 11 Es-Er– 1901 yılının sonu ve 1902 yılının başında Rusya’da oluşan halk topluluklarının sol bir parti

çatısında birleşmesi sonucu oluşmuştur. “Sosyal Revolüsyoner” olarak adlandırılan, ismini de ilk harflerden

alan (Es-Er) siyasi bir grup.

Page 17: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

6

Pazar (Krovavoe Voskresen’e) adı verilmiştir. Hem Kanlı Pazar olayı hem de Rusya’nın

Mançurya’daki yenilgisi, Çar’ın otoritesini sarsmış ve büyük halk grevlerine yol açmıştı.

1905 yılının Eylül ayında öncellikle matbaa sektöründe başlayan greve daha sonra

fırıncılar, demiryolu işçileri, memurlar, bütün fabrika ve müesseseler de katılmıştır.

Böylece grev dalgası tüm sektörleri kapsamaya başlayınca ülkede hayat neredeyse

durmuş oldu. Çar II. Nikolay halkını yatıştırmak amacıyla “17 Ekim Manifesto”sunu

çıkarmak zorunda kalmıştır. Bu Manifesto ile Çar halkına birçok konuda özgürlük

tanımakla beraber, seçim kitlesinin de genişletilmesine karar vermişti. Değişikliklerden

en önemlisi ise halk ve Çar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için oluşturan kurullar ile

Duma Dönemi’nin başlamasıdır. Devlet Konsülü ve Devlet Duması adını taşıyan iki yeni

kurulun onayı olmadan hiç bir yasanın kabul edilemeyeceğine karar verildi. Bu değişiklik

her ne kadar Çar’ın yetkilerini sınırlandıran bir olay gibi görünse de, gerçekte işler böyle

değildi. Çar’ın onayı olmadan hiçbir yasa tasarısı Duma ve Konsül’ün önüne gelmiyordu.

1906, 1907 ve 1907-1912 yılları arasında olmak üzere Duma üç kez toplanmıştır. “17

Ekim Manifestosu” halkın bir kısmını tatmin etse de, bazı gruplar halen eylemlere,

mitinglere ve ateşli nutuklarına devam etmekteydi. Memnuniyetsizliklere Duma’ların

çözemediği sorunlar ve aldığı yanlış kararlar da eklenince, halkın öfkesi daha da

şiddetlenmiştir.

1914 yılında başlayan ve 1917 yılına kadar devam eden I. Dünya Savaşı, ilk

yıllarda halk cephesinde coşku ile karşılansa da savaş sırasında çıkan sorun ve

anlaşmazlıklar, verilen büyük insani kayıplar ve savaş malzemelerindeki eksiklik ülke

ekonomisini ciddi şekilde sarsmış ve halk başlardaki coşkusunu kaybetmiştir. Hatta Çar

II. Nikolay’ın, Rusya dışında olduğu süreler içinde eşi Çariçe Aleksandra (1872-1918) ve

yandaşlarının etkisi altında kalması dolayısıyla halk büyük tepki göstermiştir. Ülke içinde

yanlış politikalar uygulanmasına yol açan Çar’ın bu davranışını Rusya Zemstvolar Birliği

Başkanı şu şekilde anlatmıştır:

“Birbiriyle bağlantısız, tutarsız ve hem teoride hem de fiiliyatta belli bir plandan

yoksun olan devlet otoriteleri, kamu yaşamının her alanında görülen karışıklığa her

geçen gün biraz daha katkıda bulunuyorlar. Hükümetin yayınlamış olduğu bildiriler,

eyaletlerde şaşkınlık, rahatsızlık ve bazen de tam bir kızgınlık ve nefrete neden olmakta.

Bütün bildiriler ülkenin kötü koşullarını biraz daha attırmayı amaçlar gibi.”12

12 Acar, K., A.g.e., 289.

Page 18: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

7

Her anlamda memnuniyetsiz olan halk 1916 yılından başlayarak isyanlara

çıkmıştır. Özellikle Orta Asya halklarına yapılan haksızlıklar karşısında Kazak ve Kırgız

halkı onlardan alınan toprakları, Özbekler ise eşit hakların tanınmasını istiyordu. Bunun

sonucunda Rus hükümeti bazı isyancıları sürgün ederek bazılarını ise öldürerek bu

duruma son vermek istemiş, fakat başaramamıştı. 1917 yılında giderek artan sorunların

Mart ayında devrim gerçekleşmesine zemin hazırladığı söylenebilir. Yanlış ekonomi

politikalarından doğan ekonomik durgunluk ve kıtlık, işçilerin iş bırakması ve grevler

nedeniyle oluşan büyük kriz durumu ancak geçici hükümetin kurulması ile son bulabildi.

1 Mart 1917 yılında Rusya’da geçici hükümet kurulmuş oldu. Geçici hükümet çoğunlukla

Menşeviklerden13 oluşmaktaydı. Hükümet kurulur kurulmaz halka konuşma, düşünme,

toplanma özgürlüğü verildi. Sınıf, inanç ve milliyet kısıtlamalarına son verildi. Dini ve

siyasi suçlular özgürlüğe kavuştular. Herkese eşit oy hakkı verildi. Fakat toprak reformu

ve savaşın gidişatı gibi önemli konularda fire verilince geçici hükümete karşı da

memnuniyetsizlik oluşmaya başlamıştır. Toprak reformunu erteleyen ve ciddi kayıplara

rağmen savaşı devam ettiren geçici hükümet bu sefer Rus Sosyal devrimci V. İ. Lenin

(1870-1924) önderliğinde Bolşeviklerin eline geçmiştir. “Ekmek, barış ve toprak” 14

olarak özetlenebilecek Bolşevik propagandası Ekim/Kasım 1917’de Bolşeviklerin bir

devrim sonucu iktidarı ele geçirmesinde çok önemli bir rol oynamıştır.15 1917 yılında

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (kısaca Sovyetler Birliği ya da SSCB)

kurulmuştur. 1991 yılına kadar varlığını sürdüren ve tam 74 sene süren Sovyetler Birliği

dönemi Rusya tarihinin en önemli dönemi sayılmaktadır.

V. İ. Lenin zamanında Rusya’nın yaşam standardını arttırmak maksadıyla

ekonomik açıdan çok önemli politikalar yürürlüğe konmuştur. Bunlardan en önemlisi

Yeni Ekonomi Politikası anlamına gelen NEP’tir (Novaya Ekonomiçeskaya Politika). Bu

politikayla ülkenin sanayileşmesi konusunda önemli adımlar atılmış16 ve Rusya endüstri

devi olan ülkeler arasında yer alır hale gelmeye başlamıştır.

Sovyetlerde her alanda olduğu gibi dil, kültür ve eğitim alanlarında da önemli

değişiklikler yapılmıştı. Sovyetler Birliği döneminde Rus dilinin yayılması veya başka bir

deyişle Ruslaştırma siyaseti başlatılmıştı. 17 Dil kilit öneme sahip bir faktör olarak

13 Menşevik - 1883 yılında kurulan Sosyal-Demokrat Parti’nin 1903 yılında parçalanmasıyla; Lenin Grubu

seçimlerde daha fazla oy kazandıkları için “Bolşevik”, Martov önderliğindeki grup azınlıkta olduğu için

“Menşevik” adını almıştır. 14 “Zemlya krest’yanam, hleb golodnım, Mir narodam!”. 15 Acar, K., A.g.e., 292. 16 Hekimoğlu, A. N. (2007). Rusya’nın Dış Politikası I. (Birinci Baskı). Ankara: Vadi Yayınları, 43. 17 Özer, Z. B. (2004). Rus Dilinin Gelişme Evreleri (Birinci Baskı). Ankara: Çetin OFSET, 149.

Page 19: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

8

görülmeye başlanmış ve Sovyet rejimi, okuma yazma bilmeyen insanları Sovyet

propaganda ve politik eğitim ağına çekebilmek amacıyla, bu insanların yazılı bir eğitim

diline sahip olmalarını sağlamaya çalışmıştır.18

Yukarıda bahsedilen Çarlık dönemi ve Sovyet döneminin ikisinde de yaşamış olan

Nikolay Rerih, Rusya’nın sosyal ve siyasal dönüşümler yaşadığı zorlu bir dönem olan

XIX. ve XX. yüzyıllarda sürdürmüş olduğu yaşamıyla dikkate değerdir.

Zorlu ve sarsıntılı geçen Çarlık döneminde Nikolay Rerih daha önce de belirtildiği

üzere ilkokul eğitimini evde almıştır. Aile konusunda şanslı olan Nikolay Rerih, gayet iyi

bir eğitim ve terbiye almış, hatta çocuk yaşlarından itibaren çalışma alanlarını dahi

belirlemişti. Bu konuda babasının zengin çevresinin etkisi tartışılmazdır. Arkeolog L. K.

İvanovski (1845-1892) ile ilk kazılara katıldığından beri, hayatından hiç eksik etmediği

arkeoloji ve tarih, ressam ve heykeltıraş M. O. Mikeşin‘in (1835-1896) verdiği destekle

yoğunlaştığı resim çalışmaları, Gogol ve Tolstoy eserlerine olan hayranlığıyla oluşan yazı

yetisi, doğu bilimciler K. F. Golstunski (1831-1899) ve A. M. Pozdneev‘den (1851-1920)

gelen Doğu tarihine ve felsefesine merakı, Nikolay Rerih’in çocukluk yaşlarından

hayatının sonuna kadar ilgilendiği alanlar arasında kalacaktı. Nikolay Rerih lise eğitimini

ise hayatında önemli yere sahip Karl May Okulu’nda almıştır. İlerleyen yıllarda Nikolay

Rerih’in kendinden başarılı bir eğitimci olarak söz ettirmesinde bu eğitim kurumun ve

özellikle okul müdürü Karl May’in katkısı tartışılmazdır. N. K. Rerih’in geliştirdiği

eğitim metodları ve dünya çapında açtığı onlarca okul ve sanat merkezi bu başarılı

eğitimcilik kariyerinin sonuçlarındandır. Genç yaşlarda Nikolay Rerih sanat eleştirmeni

Stasov’un (1824-1906) da etkisiyle Slav kültür ve tarihine yönelmiş, özellikle eski

arşivlerdeki vakainame ve fermanları incelemeye başlamıştı. İlerleyen yıllarda ise

Nikolay Rerih dönemin Batı etkisi altında kalan çağdaş tarihçi ve yazarlarının aksine

Doğu kültürüne yönelecektir. Doğu’nun kadim tarihi ve yılların birikiminden süzülen

Doğu felsefesi Rerih’i oldukça etkileyecektir.

Eğitim yıllarında ağırlaşan akciğer hastalığı nedeniyle Nikolay Rerih tedavi

amaçlı Finlandiya’ya taşınmıştır. Tedavi süreci bittikten sonra Rusya’ya dönmeyi

planlayan Nikolay Konstantinoviç, 1917 Devrimi ile Finlandiya’nın Rusya’dan

ayrılmasıyla birlikte vatanından kopmuştur. Böylece Rusya’ya bir daha dönme şansına

sahip olmayan Nikolay Rerih’in yurtdışı yaşamı başlayacaktır. Avrupa, Amerika ve

hayallerini süsleyen Hindistan Nikolay Rerih ve ailesine ev sahipliği yapacaktır.

18 Hosking, G. (2011). Rusya ve Ruslar, Erken Dönemden 21.Yüzyıla. (Çev. K. Acar). İstanbul: İletişim

Yayıncılık. (Eserin orijinali 1997’de yayımlandı), 592.

Page 20: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

9

Tezimizin temel amacı, genellikle ressam kişiliğiyle tanınan ve araştırma konusu

olan N. K. Rerih’i edebi eserleri doğrultusunda inceleyerek; onun bu eserlerine yansıyan

Doğu etkisini araştırmaktır.

N. K. Rerih’in eserlerindeki ana temaların Doğu düşüncesiyle ilişkisini

incelediğimiz çalışmada “Doğu” kavramı, Hint kültürü ve düşüncesinin yoğunlaştığı

ancak Uzakdoğu ve İslam düşüncesinin etkilerinin de yer aldığı bir sentez olarak kabul

edilmiştir. N. K. Rerih’in yaşadığı dönem, edebi ve bilimsel çalışmalarının oluşum süreci

ve ele aldığı temel kavramların kapsamlı bir şekilde ele alındığı tezde zamansal olarak

Rerih’in yaşadığı dönem; mekânsal olarak ise tüm yaşamı boyunca bulunduğu yerler

kapsanmış; özellikle Orta Asya seferinden sonra gittiği ve hayatının son zamanlarını

geçirdiği Hindistan yılları üzerinde durulmuştur. Çalışmamızın kapsamını aştığından

dolayı Rerih’in siyasi anlayışı ve kişisel dini inançlarına değinilmemiştir. Bunların yerine

çalışmamızda, üzerinde Doğu düşüncesinin de etkili olduğu hayat görüşü ele alınmıştır.

Büyük ölçüde Rusça orijinal metinler üzerinden gerçekleştirilmiş olan bu

çalışmada Rerih’in yaşamı tarihsel olarak anlatıldıktan sonra eserlerinde görülen doğu

motiflerinin kaynakları, yaşamına olan etkileri ve düşüncesine kattığı yenilikler literatür

taraması yöntemine başvurularak araştırılmış, Rerih’in başlıca eserleri incelenmiş ve

doğu temasının fazlaca önce çıktığı eserler çalışmaya dahil edilmiştir. Ayrıca güncel bir

çalışma ortaya koyabilmek amacıyla, Nikolay Rerih’in yaşamı ve kişiliği hakkında

gerçekleştirilmiş olan yayınlar (tez, kitap, makale, biyografi vb.) da incelenmiştir.

Bu kapsamda üç bölümden oluşan tezin ilk bölümünde N. K. Rerih’in yaşam

öyküsünü anlatılmıştır. Ailesinden başlayarak, çocukluk yılları, kendisinde etkisi bulunan

ustaları, üniversite yılları, seyahatleri ve “doğu”yla buluşmasının anlatıldığı ilk bölümde

ayrıca Rerih’in düşünsel gelişiminin aşamalarına da yer verilmiştir. Bu bölümde esas

alınan 3 ana kaynak sırasıyla; ünlü Rerih araştırmacısı P. Belikov ve V. Knyazeva’nın

“Rerih” (Rerih) (1973) adlı eseri, aile dostları olan Z. Fosdik’in “Rerihler Hakkında

Anılar” (Vospominaniya o Rerihah) (2014) adlı eseri ve N. K. Rerih’in günlük

niteliğindeki otobiyografik denemeleri olmuştur.

İkinci Bölümde Rerih’in edebi eserleri hakkında temel bilgiler verilmiş ve bu

eserlerdeki Doğu düşüncesinin izleri takip edilmiştir. Rerih’in etkilenmiş olduğu Doğu

Page 21: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

10

düşüncesi ve bilgeliği konusunda temel bilgilerin de yer aldığı bölümde ayrıca Doğu

yöneliminin ve diğer ilgi alanlarının oluşmasında etkili olan kişilere de değinilmiştir.

Son bölümde ise Rerih’in hayatında en önemli yeri tutan kültür konusundaki

düşünceleri işlenmiştir. Sanatsal ve kültürel üretimin yanında kültürel mirasın korunması

adına yaptıkları incelenmiştir. Bu bölümde kültürel mirası koruma adına insanoğlu için

yaptığı en büyük katkısı olan Rerih Paktı’na da değinilecektir. Nikolay Rerih’in tarihi

mirasın korunması fikrinin önemini vurgulamak; bu fikre hangi düşüncelerin sonucunda,

nasıl ulaştığının ve paktın hukuksal yapısının oluşmasının anlaşılması adına Rusça ve

İngilizce olan metnini, Türkçeye çevrilmiş halde tezimize aldık. Tezde Rerih Paktı ve

pakt imzalandıktan neredeyse 30 yıl sonra gündeme gelen UNESCO’nun Lahey

Sözleşmesi olarak bilinen antlaşma ile olan benzerlikler ve üstünlükler de incelenecektir.

Ayrıca Rerih Paktı’nın günümüzdeki yeri ve önemine değinilecektir.

Page 22: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

11

BİRİNCİ BÖLÜM

N. K. RERİH’İN HAYATI

1.1. Çocukluk Çağı

Şüphesiz her insanın hayatında çocukluk döneminin önemi çok büyüktür. Zira

insan kendine en büyük yatırımı o dönemde yapar. Hayata bakış açımız, karakterimiz,

değerlerimiz, vazgeçebileceklerimiz ve hayatın merkezi olacak nesne ve şahıslar o

dönemde zihnimizde yer ediniyor. Kimseyle paylaşmak istenmeyen oyuncaklar, seneler

sonra taşınmak istemediğimiz bir eve hatta şehire dönüşebiliyor, odanın her yerini

boyamak istediğimiz yeşil renk örneğin ilerideki meslek seçimimizi bile etkileyebiliyor.

Bu konuda dünyanın birçok ülkesinde yapılan davranış bilimi ve çocuk gelişimi

alanlardaki araştırmaların vurguladıkları sonuç, çocukluk dönemi insan gelişiminde çok

önemli olduğudur. Bir binanın temeli gibi düşünürsek eğer, geleceğin temelinin de

başlangıç noktası olan çocukluk döneminde atıldığını söyleyebiliriz. Bundan sonra

başlayan eğitim hayatı, okulu takip eden üniversite hayatı, sonrasında yüksek tahsil ya da

iş hayatı ve neredeyse insanın ölümüne kadar tükenmek bilmeyen hayat tecrübesini

hayatımızın, kaderimizin parçaları ya da binamıza eklenen ek katlar gibi düşünebiliriz.

Verdiğimiz bu örneğin maksadı, temel ne kadar sağlam atılırsa binamızın da o kadar

sağlam olacağını belirtmektir. Yukarıda bahsettiklerimizin çalışmamız açısından önemi,

tüm büyük ve önemli insanların hayata ve insanlığa bağışladıkları hazinenin çocukluk

yıllarında aldıkları aile terbiyesi, eğitim ve hayat tecrübesine dayanmasında yatmaktadır.

Bu nedenle Nikolay Rerih’in dünya çapında takdir gören sanat eserlerini, felsefi

arayışlarını, kültürel mirası koruma adına gösterdiği olağanüstü çabanın sebeplerini ve

temellerini görebilmek için çocukluk ve gençlik yıllarından bahsetmemiz gerekmektedir.

Aşağıda Nikolay Rerih’in aile hayatı, okuduğu okullar, aldığı eğitimler, sevdiği kitaplar

ve boş zamanlarında ilgilendiği konulara değinilerek bunların gelecekteki arayışları ve

çalışmaları ile ne kadar bağlantılı olduğunu belirtilmeye çalışılacaktır.

Nikolay Konstantinoviç Rerih 9 Ekim 1874 yılında Petersburg’un en görkemli

yerlerinden biri olan Vasilyevski adasında doğmuştur. Babası Konstantin Fyodoroviç,

hukuk alanında yüksek tahsil yapmış ünlü bir noter olup, annesi ise zengin tüccar

soyundan gelmektedir. Nikolay Konstantinoviç, dört çocuklu bir ailede büyümüştür.

Lidya adında bir ablası, Vladimir ve Boris adında iki erkek kardeşi vardır. Babası

Page 23: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

12

Konstantin Fyodoroviç Rerih (1837-1900) hem antik dönem tarihi ile yakından

ilgilenmesi, hem de liberal görüşe sahip olmasından dolayı ilk erkek çocuğuna Nikolay

adını takmıştır. Bu isim Yunan kökenli olup, “halkların muzafferi” anlamına gelmektedir.

Soyadlarının kökeni konusunda ise farklı bilgilere rastlanmaktadır. Bazı kaynaklarda19

Rerih’in, ünlü bir Alman soyadı olup, Almanca “saz (kamış) çallığı” anlamına gelen

“Röhricht” kelimesinden türetildiği ve Alman kökenli olduğu belirtilmekteyken; hem

Rusya hem de diğer ülkelerde yaygın kabul edilen ve çalışmamızda da temel alınacak

diğer yoruma göre ise soyadlarının kökeninin İskandinav dillerinden gelmiş olup,

“şöhretle zengin olan, tanınmış” anlamına gelen “Roerich” kelimesinden türetildiği kabul

edilmektedir. Bu fikri destekleyen unsurlardan biri de Nikolay Konstantinoviç’in

dedelerinin, şimdiki Letonya sınırlarında yaşamış olan eski bir İsveç soyundan geldiği ve

Rusya’ya XVII. yy.da yani I. Petro zamanında göç ettikleridir.20 General olan büyük

büyük dedesi, I. Petro tarafından Rus Ordusuna alınmış ve hayatının sonuna kadar

Çarlığın Askeri Birliklerini yönetmiştir. Askeri başarılarından dolayı Çar tarafından

Kostroma şehri civarında bir malikane ile ödüllendirilmiştir. Rerih soyuna mensup

olanlar, genellikle askeri ya da siyasi alanlardaki başarılarıyla adlarını duyurmuşlardır.

Nikolay Rerih’in büyük dedesi İogann Rerih, Rus ordusunda görevlendirilen tanınmış

gemi yapım ustalarından biri; dedesi Friedrih Rerih ise valilikte arşiv çalışanı olarak

görev yapmıştır. Hepsi kendi dönemlerinde saygın ve tanınmış şahıslar olan bu büyük

ailede Nikolay Rerih de başarılarıyla hem adının hem soyadının hakkını fazlasıyla

verecektir.

Nikolay Rerih’i böylesine başarılı ve en önemlisi topluma faydalı bir birey olarak

yetiştiren ailesine, yani anne ve babasına ve yaşadığı ortama daha ayrıntılı bakmak,

Nikolay Rerih’i tanımak ve anlamak açısından faydalı olacaktır.

Nikolay Rerih’in babası Konstantin Fyodoroviç (1837-1900) 1837 yılında şimdiki

Letonya sınırları içerisinde yer alan Aispute şehrinde doğmuştur. Daha sonra

Petersburg’a taşınmış ve kendine ait bir noter ofisi açmıştır. Başarılı bir hukukçu olan

Konstantin Rerih, Petersburg’ta birçok tanınmış kişinin davasını yürütmüş; böylelikle

hem başarısını kanıtlamış hem de zengin bir çevreye sahip olmuştur. Noter işlemleri

19 Fon Valdenfels, E. (2015). Nikolay Rerih. (Birinci Baskı). Moskva: Novoe Literaturnoe Obozreniye, 16. 20 Belikov, P., Knyazeva, V. (1973). Jizn’ Zameçatel’nıh Lüdey. Rerih. (İkinci Baskı). Moskva: Molodaya

Gvardiya, 12.

Marianis, A. (2015). Nikolay Rerih. Misteriya Jizni i Taina Tvorçestva. (1.Baskı). Moskva: İzdatel’stvo

“E”, 9.

İnternet: Rosov, V. A. (2015). “Zametki Barona M. A. Taube ob İmeni Rerih”. İzdanie Del’fis, Sayı.2(82).

Web: http://izent.ru/posts/tvorcheskoe/hudozhniki/886/Nikolaj_Rerih. adresinden 2 Ocak 2017’de alınmıştır.

Page 24: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

13

dışında çok aktif bir şekilde ülkenin siyasi hayatına da katılmıştır. Örneğin, dönemin en

önemli sorunlarından biri olan toprak köleliğine karşı faaliyetlerde bulunmuş, kölelerin

serbest bırakılması için reform hareketini hazırlamıştır. Dönemin en üretken dernekleri

olan Özgür İktisat Topluluğu ve Tarım Kulübü’nün de aktif üyelerinden biri olmuştur.

Çok yoğun bir iş temposuna sahip olan Konstantin Rerih ailesine az zaman ayırmış gibi

görünse de, aslında çocuklarına ve özellikle Nikolay Rerih’e durmaksızın çalışmanın ve

emeğin önemini anlatan ve aşılayan ilk kişi olmuştur. İleriki yıllarda “Baba” (Otets)

(1937) adlı denemesinde Nikolay Konstantinoviç babasını şu şekilde tanımlayacaktır:

“Babam hakkında ne mi biliyorduk? Az bir şey. Kölelerin serbest bırakılması

üzerine çalıştığı kulağımıza çalınıyordu. “Özgür İktisat Topluluğu”nun üyesi idi. (…)

İnsanların onun hukuki tavsiyelerine önem verip, güvendiklerini biliyoruz.”21

(“Что мы знали об отце? Мало что знали. Мельком слышали, что он работал по

освобождению крестьян. Был членом Вольно-Экономического Общества. (...) Знали, что люди

весьма ценили его юридические советы, доверяли ему.”)

Siyaset ve hukukla yakından ilgilenen Konstantin Rerih, hayatı boyunca son

derece özgürlükçü görüşlere sahip olmuştur. Bu nedenle ailesini radikal devrimci grup ve

partilerden hep sakınmaya çalışmıştır. Tüm çocuklarının özel eğitim kurumlarında

eğitilmesi de bu konudaki katı tutumunu göstermektedir. Okul dışında ev eğitimine de

çok önem vermiştir. Eve gelen öğretmenler ve dadıları dışında boş zamanlarda çocukların

eğitimiyle bizzat kendisi ilgilenmiştir. Rusya tarihi, sosyoloji ve davranış bilimi

konularındaki bilgi birikimini çocuklarıyla yaptığı sohbetlerinde paylaşmıştır.

Çocuklarının onur, itibar, iyilikseverlik ve çalışkanlık ilkelerinin önemlerini aşılamaya

çalışmıştır. Fakat Konstantin Rerih bu kadar ilgili bir baba, başarılı bir hukukçu ve noter

olarak hayatın hep iyi taraflarına sahipmiş gibi görünse de başarıya giden yolda oldukça

fazla haksızlık ve engelle karşılaşmıştır. Tarım Kulübü ile birlikte İzvara civarlarında

fakir çocuklara hizmet eden özel bir okul açmaya çalışmış, fakat okul daha açılmadan

kapatılmıştır. Yerel yönetimle yaşanan bu ve benzeri sorunların rüşvet vermemekten

kaynaklandığına, birçok kaynakta22 rastlamaktayız. Yine, köylülerin yükünü hafifletmek

amacıyla yeni bir sulama tekniği uygulamaya çalışmış, fakat sistem daha kurulmadan

malzemeleri köy halkı tarafından çalınmıştır. Malikhanede ise köylüler tarafından kasti

olarak çıkartılan yangınlar ve hırsızlıklar, yaşadığı zorlukların yalnızca bir kısmını

oluşturmaktadır. Babasının uğradığı bu haksızlıklar N. K. Rerih’in görev bilinci ve

21 Rerih, N. (2015). Moya Jizn’. Avtobiografiya v Oçerkah i Rasskazah. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo,

28. 22 Marianis, A., A.g.e., 10.

Page 25: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

14

yaşam direncini olumlu şekilde etkilemiştir. Umudunu kırmak yerine ona her başarılı

insanın, önüne çıkan zorlu şartlar karşısında dimdik durması gerektiğini düşündürterek,

hedeflerini sağlamlaştırmıştır.

1900 yılında Nikolay henüz 27 yaşındayken, Konstantin Fyodoroviç Rerih kalp

krizi geçirerek hayatına veda etmiştir. Nikolay Rerih, 1937 yılında yazdığı “Baba” adlı

denemesinde babasının yaşadığı sıkıntıları ve uğradığı haksızlıkları şu şekilde dile

getirmiştir: “Yıkılmış yapıtları vardı. En büyük hayalleri gerçekleşmemişti. Onun

kalbindeki ağrının sebebini belki yalnızca birkaç kişi anladı; belki de kimse anlamadı.” 23

(“Были какие-то рухнувшие построения. Лучшие мечты не исполнились. Мало кто, а может быть, и

никто не знал, чем болело сердце.”)

Yazdığı bu satırlarla Nikolay Rerih adeta hayata haykırmaktadır. Babasının tüm

çaba ve uğraşlarına rağmen sırf insanların sabit fikirleri yüzünden çok büyük

haksızlıklara maruz kaldığını belirtmektedir. Konstantin Rerih’in köylülere kazandırmak

istediği haklar ve özgürlükler yıllar sonra tanınmış ancak hepsi Konstantin Rerih’in

ölümünden sonra hayat bulmuştur. Nikolay Konstantinoviç’in hayatına baktığımızda

babasıyla paralel, haketmediği sıkıntılara maruz kaldığı bir yaşam hikayesine

rastlamaktayız. Onun da açtığı sanat merkezleri, eğitim metodları, eserleri, kültürel mirası

koruma adına yaptığı çalışmaları zamanına göre “fazlaca yenilikçi ve cesur” bulunmuştu.

Seneler sonra ise tanınmış insanlar ve profesörlerin destekleri ile bunlar uyulması gereken

ilkeler ve uygulanması gereken projeler olarak hayatımızda yer almıştır.

Babası ile ilişkilerine değinmek gerekirse, N. K. Rerih babasına çok büyük bir

hayranlık beslemiş ve yazdığı otobiyografilerde bunu her zaman dile getirmiştir. Babası,

yoğun çalışma temposundan dolayı çocuklarıyla fazla zaman geçirme fırsatı bulamadıysa

bile onların eğitimi ve terbiyesi için gereken özeni göstermiştir. Topluma faydalı, iyi

bireyler yetiştirme yolunda N. K. Rerih’in yalnızca babasının değil annesinin rolü de

tartışılmazdır.

N. K. Rerih’in annesi Mariya Vasilyevna Korkunova-Kalaşnikova Rerih (1844-

1927) zengin tüccar soyundan gelmektedir. Babası ve dedesi Rusya’nın Pskov eyaletinde

birkaç malikhaneye ve arsaya sahiplerdi. Mariya Vasilyevna tüm zenginliklere rağmen

zor bir hayat yaşamıştır. Çok erken yaşta babasını kaybetmiş, ardından da annesi Tatyana

İvanovna ikinci kez evlenmiştir. Ailevi nedenlerden dolayı babaannesi ve dedesi ile

yaşamaya başlamıştır. Onları da erken yaşta kaybedince aile sevgisini tam olarak

yaşayamayan Mariya Vasilyevna, 1860 yılında Nikolay Rerih’in babası Konstantin ile

23 Rerih, N. (2015). A.g.e., 29.

Page 26: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

15

tanışmış ve ikisi evlenme kararı almışlardır. Çok net olmasa da çiftin tanışmasında,

malikanenin çok yakınında çalışmış olan Konstantin Rerih’in babası Friedrih İ. Rerih

(1801-1905)’in yardımları olduğuna dair bilgiler mevcuttur.24

Mariya Vasilyevna, kendisinin tadamadığı aile sevgisini eşine ve çocuklarına

fazlasıyla vermeyi başarmış bir kadındı. Burada N. K. Rerih’in çok mutlu ve birbirine

bağlı bir ailede büyüdüğünü söylemek mümkündür. Nikolay Rerih dört çocuklu bir ailede

büyümüştür. Ablası Lidya (1867-1931) ve Vladimir (1882-1951) ve Boris (1885-1945)

adında iki erkek kardeşi vardı. Lidya hakkında fazla bilgiye rastlanmasa da, yazar Pavel

Belikov’un(1911-1982) “Nikolay Konstantinoviç Rerih - Yaşamı ve Sanatı. Duraksız

Yükselişi.” 25 (Nikolay Konstantinoviç Rerih. Jizn’ i Deyatel’nost’. Neprerıvnoe

Voshojdeniye.) adlı makalesinden ablasının, A. K. Ozerov isminde bir Kızıl Haç doktoru

ile evlendiğini ve ona görev yerlerinde eşlik ettiği bilinmektedir. Erkek kardeşleri ise

Nikolay Rerih gibi Karl May Okulu’nda eğitim gördükten sonra; Vladimir (1882-1951)

agrobiyoloji (tarım biyolojisi) alanında eğitim alıp Rusya’da ünlü bir tarım uzmanı; Boris

(1885-1945) ise Petersburg Üniversitesi’nde Mimarlık Fakültesini tamamlayıp hem

mimar hem de ressam olarak çalışmıştır.

Nikolay Rerih’in çocukluğu ve ergenliği, Nikolayevski Köprüsü (şu anda

Leytenant Shmidt Köprüsü) yakınında bulunan Neva manzaralı bir evde geçmiştir. Eve

gelen dadısı, küçük Nikolay’ı her zaman pencerenin önünde bulurdu. Nikolay

Konstantinoviç, buradan Neva’nın akışını, yeni ülkelerden gelen gemileri ve iskeledeki o

kalabalığı seyretmeyi çok severmiş26. Müthiş manzaralı bu evden sadece Neva nehri

değil, Nikolay ve kardeşlerinin eğitim gördükleri Sanat Akademisi, Petersburg

Üniversitesi ve Bilim Akademisi’nin binaları da görünmektedir. Adı geçen eğitim

kurumlarında okuma hayalinin de bahsedilen pencere seyirleri sırasında doğduğu

düşünülebilir. İlerleyen yıllarda bu okullara ilk seferinde girmeyi başaracak ve tam notla

mezun olacaktır.

Nikolay Rerih’in yaşadığı bu ev şimdilerde Universitetskaya Naberejnaya

Caddesindeki 25 numaralı binada bulunmaktadır. Binanın girişinde “Bu evde büyük

hümanist-düşünür-ressam Nikolay Rerih doğmuş ve 1874-1899 yılları arasında

24 Anikina, İ. (2005). “Ostrovskaya Meşanka Kalaşnikova- Rerih: Nabrosok Jizneopisaniya Materi N.K.

Reriha”. İzdatel’stvo Pskovskogo Gosudarstvennogo Universiteta, Sayı:23, 188-198. 25 Belikov, P. (2011). Nikolay Konstantinoviç Rerih. Jizn’i Deyatel’nost. Neprerıvnoe voshojdenie. (Cilt:1).

Moskva: Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov, 23. 26 Belikov, P., Knyazeva, V., A.g.e., 7.

Page 27: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

16

yaşamıştır.” (“В этом доме родился и жил с 1874 по 1899 год мыслитель-гуманист, художник

Николай Рерих.”) ibareli hatıra plaketi asılıdır.

İşte bu evde Rerih ailesi ikinci katta oturmakta, evlerinin alt katı ise babalarının

noter ofisi olarak kullanılmaktaydı. Rerih ailesi kış aylarını bu evde, yaz aylarını ise

İzvara köyündeki yazlıklarında geçirmiştir. Bu yazlığın Nikolay Rerih için önemi çok

büyüktür. Çünkü onu arkeolojiye, avcılığa, resme ve yazarlığa heveslendiren bu köyün

ortamı, tarihi ve doğası olmuştur.

Nikolay Rerih’in babası, yazlık olarak kullandıkları İzvara’daki malikaneyi 1872

yılında Kont Semyon Vorontsov’dan satın almıştır. II. Ekaterina zamanında inşa edilmiş

olan bu malikane, sağlam duvarları ve sivri uçlu çatısı ile eski Avrupa kalelerini

andırıyordu. Gösterişli salonlar, kocaman eski kadife mobilyalar ve ünlü ressamların

resimleri, içi de dışı kadar ferah olan malikanenin güzelliğine güzellik katmıştır. Ancak

Nikolay Rerih için bu resimlerden özellikle bir tanesinin diğerlerinden daha fazla önem

taşıdığı bilinmektedir. Bu, inanılmaz dağ manzarasıyla kendinden söz ettiren, ressamı bile

belli olmayan bir resimdi. Fakat Nikolay’ın onun yanında saatlerini harcaması ve ileride

günlüklerinde de ondan sıkça bahsedecek olması göz önüne alındığında, bu durum

fazlasıyla dikkat çekici bulunmaktadır. Bu eserde resmedilenin, yüce ve mistik

güzelliğiyle çocukluk anılarına kazınan, Himalaya sıradağlarının en büyüleyicilerinden

olan Kançencunga 27 Dağı olduğunu daha sonra öğrenecek ve bunu “Günlük

Sayfaları”nda (Listı Dnevnika)(1940) şöyle not edecektir: “…oradaki dağ Kançencunga

imiş. Nereden? Nasıl geldi?”28 (“…оказалось не что иное, как Канчендэнга! Откуда? Как

попала?”)

Şüphesiz, Hindistan izlerini taşıyan ve gün batımı ışığında duran bu muazzam

dağ resminin, Nikolay için güzel tesadüflerden biri olduğunu ve Doğu ile olan ilk bağının

oluşmasına kaynaklık ettiğini söyleyebiliriz. N. K. Rerih, ilerleyen yıllarda

denemelerinde “İlginçtir ki, çocukluğumdan beri evimin en sevdiğim köşesi – tesadüf

mü?- Hindistan ile çok belirgin olmasa da bir ilişkisi

vardı.” 29(“Интересно, что любимый с детства уголок – случайно ли? – нес в себе неуловимую

связь с Индией.”) sözleriyle bu durumdan bahsedecektir.

N. K. Rerih’in çocukluğunda Doğu ile kurduğu bu bağ sadece Kançencunga

tablosuyla sınırlı kalmayacak; İzvara köyünün isminin de Hindistan izlerini taşıması

27 Kançencunga Dağı - Hindistan ve Nepal sınırlarında bulunan, dünyanın en yüksek 3.zirvesi, Himalaya

sıradağlarından. 28 Belikov, P., Knyazeva, V., A.g.e., 8. 29 Marianis, A., A.g.e., 13.

Page 28: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

17

Nikolay Rerih tarafından seneler geçtikçe bir “işaret” olarak yorumlanacak ve onun

Doğu’ya olan ilgisini daha da güçlendirecektir. Köyün ve aynı zamanda malikanenin de

ismi olan “İzvara”nın, Sanskrit dilindeki “İşvara(Iswara, Īśvara)” 30 kelimesinden

türetildiği ve “Yaratıcı, Kişisel Tanrı, Tanrıların lütfu” anlamlarına geldiği, Nikolay

Rerih’in kişisel araştırmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. Köye bu ismin veriliş nedenine

ilişkin ise iki farklı yaklaşım mevcuttur. İlki aynı zamanda Nikolay Rerih’in de

desteklediği yaklaşım olup, II. Ekaterina zamanında köyün yakınlarında oturan Hint bir

racanın köye bu ismi verdiği yönündedir. Diğer yaklaşımda31 ise malikanenin eski sahibi

Kont Semyon Vorotsov’un, Hindistan gezisi sonucunda bu ismi verdiği savunulmuştur.

Buradan, N. K. Rerih’in Doğu ve özellikle Hindistan’a olan merakının çocukluk

yıllarından itibaren geliştiği anlaşılmaktadır. Doğu’nun tarihi, felsefesi, musikisi, doğası

ve kültürü Nikolay Rerih’i o yıllardan beri fazlasıyla cezbetmiştir. N. K. Rerih bu yüzden

evlerine gelen özellikle Doğu bilimci hocalarla konuşarak merakını gidermeye

çalışmıştır.

Bu konuda N. K. Rerih’in babasının zengin ve tanınmış bir çevreye sahip

oluşunun etkilerini görmekteyiz. Birçok ünlü ressam, bilim adamı, yazar, Petersburg’a

geldiklerinde Rerih’lerin evinde konaklamıştır. Meraklı Nikolay Rerih için böyle

entelektüel ortamda büyümek büyük bir şanstı. Küçük Nikolay, dönemin Rusya’sında üst

tabakalara mensup kişilerin belirleyici özelliklerinden biri olan entelektüel sohbetlere her

fırsatta katılmaya gayret etmiştir. Farklı bilim ve sanat dallarında çalışan bu “seçkin”

misafirler, Nikolay Rerih’in birçok alanda becerilerini ve zevklerini geliştirmiştir. Ünlü

Rus kimyager ve mucit D. İ. Mendeleev (1834-1907), yazar ve tarihçi N. İ. Kostomarov

(1817-1885), tarihçi ve felsefeci K. D. Kavelin (1818-1885), ressam ve heykeltıraş M. O.

Mikeşin (1835-1896), tıp doktoru olan fakat arkeolog kimliğiyle daha çok ün yapmış L.

K. İvanovski (1845-1892), Moğol halkları uzmanı ve doğu bilimci olan K. F. Golstunski

(1831-1899) ve A. M. Pozdneev (1851-1920) o “önemli” misafirlerinden bir kısmını

oluşturmaktaydı.

Nikolay Rerih’in son derece duyarlı, meraklı ve hayalperest bir çocuk olarak

büyüdüğünü belirtmemiz gerekir. Büyüdüğü ortam da bunu her yönüyle desteklemiştir.

Son derece eğitimli bir aile ve zengin kütüphanenin yanı sıra farklı alanlarda uzman olan

misafirlerin de bu duruma büyük katkı sağladığı söylenebilir. Nikolay Rerih’in fazlasıyla

30 Carus, P. (2006). Buda’nın Öğretisi. Gerçek Sözleri. (Çev. İ. U. Öztürk). İstanbul: Onbir Yayınları. (Eserin

orijinali 1894‘de yayınlandı), 294. 31 İnternet: Aleev, R.H (Eylül,2006) “Nikolay Rerih. Duhovnıy Naslednik.” Arhiv Federal’noy Notarial’noy

Palatı, Web: http://old.notariat.ru/press_864_23.aspx.htm adresinden 26.09.2016’da alınmıştır.

Page 29: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

18

ilgisini çeken tarih, arkeoloji, edebiyat ve Doğu ülkeleri hakkındaki sohbetler, gelen

misafirlerin katılımıyla daha da renklenmiştir. Aile ortamında sıkça anlatılan antik

İskandinav destanları ve efsaneler, dadısı Mariya İlyineçna tarafından anlatılan eski Rus

masalları ve maniler de Nikolay Konstantinoviç’in kültüre ve dünyaya olan bakış açısını

büyük ölçüde etkilemişti. Farklı kültürlere ve halklara ait olan bu folklor parçaları, N. K.

Rerih’in ilerleyen yıllarda geliştireceği “kültürel sentez” teorisinin de altyapısını

oluşturacaktır.

Nikolay Rerih’in okumayı çok erken yaşta öğrendiğini belirtmemiz gerekir.

Günün büyük çoğunluğunu her alandan bilgiye ulaşabildiği, evlerinin büyük

kütüphanesinde geçiriyordu. Çocukluk yıllarında en sevdikleri, resimli masal kitapları ve

çocuklar için tarih kitaplarıydı. 32 Rerih’in tarihi olayları ve kahramanlıkları anlatan

masallara ilgisi özellikle fazla olmuş, sonraki yıllarda anı defterinde bu durumu şu

sözlerle ifade etmiştir: “İlk yıllarımdan itibaren, okumaya başladığımdan beri bu

hikayeleri çok sevdim. Onlarda ilginç ve dokunaklı konular ele alınmıştı. Svyatoslav

hakkında, kovulmuş Rostislav hakkında, Kraliçe Ingegerda hakkında, Kukeynos hakkında

- Livonya şövalyelerinin son Rus kalesi...”

(“От самых ранних лет, от начала грамоты,- вспоминал позже Николай Рерих,- полюбились

эти рассказы. В них были затронуты интересные, трогательные темы. Про Святослава, про изгоя

Ростислава, про королеву Ингегерду, про Кукейнос - последний русский оплот ливонских

рыцарей…”)

Bu konuda belirtilmeden geçilmemesi gereken nokta, Nikolay’ın kahramanlık

konusuna olan ilgisinin zamanla geçmeyeceği, hatta giderek daha da artacak olmasıdır.

Bu, hem ileriki zamanlarında çizdiği resimlerde hem de savaş ve kahramanlık motiflerini

içeren denemelerinde ve masallarında görülebilmektedir. Kahramanlara yüklenen

nitelikler zamanla değişse de kahramanlık kavramına yüklediği anlam hiç

değişmeyecektir. Halkı ve insanlığı kurtaran, karanlıktan arındıran ve aydınlığa

kavuşturan kahramanlara hayatının sonuna değin eserlerinde yer verecektir.

Nikolay Rerih’in çocukluğundan itibaren süren en büyük tutkularından ve

hayatında önemli rol oynayan uğraşlardan biri de müzik olmuştur. Müzik zevkinin büyük

ölçüde annesinin etkisiyle oluştuğu söylenebilir. Annesi Mariya Vasilyevna müzik

eğitimi almış ve çok iyi piyano çalabilen birisiydi. Onun, kendi evlerinde küçük resitaller

hazırlaması Nikolay Rerih başta olmak üzere bütün aile fertlerinin en büyük zevklerinden

biriydi. Piyano müziği, bu dönemde Nikolay Konstantinoviç’i çok etkilemiş ve

32 Belikov, P., Knyazeva, V., A.g.e., 9.

Page 30: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

19

kendisinin de belirttiği gibi hayal dünyasına dalmasını kolaylaştırmıştır.33 Bunun yanında

Nikolay Rerih’in otobiyografik denemelerinde piyano ile ilişkisine dair bir anıya daha

rastlanmaktadır. Bu anı, evlerine gelen ve piyanonun akort ayarını yapan “değnekli

beyefendi” 34 diye adlandırdığı kör bir müzisyenle ilgilidir. Nikolay Rerih kendi

günlüklerinde, piyanonun ayarını farklı eserleri icra ederek yaptığı için, o “değnekli

beyefendiyi” büyük bir heyecanla beklediğini yazmıştır.

N. K. Rerih’in küçüklüğünden beri en çok Vagner’in eserlerine hayranlık

duyduğu bilinmektedir. Vagner’in müziğine olan hayranlığı Nikolay Rerih’in son

yıllarına kadar sürmüştür. Hiçbir geziye ve seyahate gramofon ve Vagner plakları

olmadan çıkmadığı, yakın çevresi tarafından belirtilmiştir. Nikolay Rerih’in bu sevdası

sayesinde Himalaya dağlarındaki Kulu Vadisi bile Vagner’in eserleriyle yankılanmıştır.

Nikolay Rerih’in eşi de kocasının müzik zevklerini paylaşmış ve ikisi her akşam mutlaka

eski plakları çalıp dinlemişlerdir.35

Nikolay Rerih’in Vagner müziğine olan hayranlığı tartışılmaz büyüktür ve Vagner

ismi hayatının sonuna kadar müzik beğenisinin değişmeyen tek ismi olarak kalmıştır.

Nikolay Rerih denemelerinde özellikle Vagner’in Rusya’da pek anlaşılamamasından

yakınmıştır. “Mutluluk” (Radost’) (1937) adlı denemesinde de bu durumu şöyle dile

getirmiştir: “Belli ki her büyük başarının inkar ve alay ateşinden geçmesi lazım”.36

(“Очевидно, каждое великое достижение должно пройти через горнило отрицания и глумления”).

Nikolay Rerih bunları yalnızca Vagner için söylemiş olsa da, aslında bu satırlar

tüm büyük insanları ve onların paha biçilmez atılımlarını özetler niteliktedir. İlerleyen

yıllarda benzer satırları Arkhip Kuinci, Lev Tolstoy ve Rabindranath Tagore gibi ustalar

için de yazacaktır.

Çocukluk yıllarına dönersek eğer, Nikolay Rerih’in hayatının anlamı ve felsefi

arayışının yansıması olan resime ilgisinin de çok erken yaşta başladığını görmekteyiz. Bu

ilgisinin babasının yakın dostu M. O. Mikeşin sayesinde güçlendiği bilinmektedir.

Çocukluğundan itibaren kendi çapında doğa ve savaş resimleri çizen Nikolay, K. May

Okulu’nda resim tekniklerini daha da geliştirmiştir. 1891 yılında ev sohbetlerinin birinde

Mihail Mikeşin o zaman on yedi yaşında olan Nikolay’ın resimlerini tesadüfen

gördüğünde, onun hangi ressamın atölyesinde çalıştığını merak etmiştir. Daha önce

33 Rerih, N. (2015). A.g.e., 26. 34 Rerih, N. (2015). A.g.e., 27. 35 İnternet: Spirina, N. D. (2007). “Rerih i Muzıka”. Web: http://grani.agni-age.net/index.htm?article=5620

adresinden 12 Şubat 2016’de alınmıştır. 36 Rerih, N. (2015). A.g.e., 27.

Page 31: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

20

kimseden ders almayan Nikolay Rerih’e o sene içinde özel çizim ve resim dersleri

vermeye başlamıştır. Geleceğin ünlü ressamının resim yeteneğini tam anlamıyla keşfeden

ve onun Sanat Akademisi’ne girmesini büyük ölçüde teşvik eden de yine Mihail Mikeşin

olmuştur.

Babasının bir başka arkadaşı olan L. K. İvanovski de küçük Nikolay’ın üstünde

büyük iz bırakan insanlardan biri olmuştur. İvanovski o dönem gerek kazı koleksiyonları

gerekse kazı raporları arkeolojik camiasında çok tanınmış bir bilim adamıydı. Konstantin

Rerih’in de onu yakından tanıması oğlu Nikolay için büyük bir fırsat olmuştur. İvanovski,

İzvara ve çevresinin arkeolojik kazılar için çok uygun bir alan olmasının da etkisiyle

birkaç yaz üst üste Rerih’lerin İzvara’daki malikanesinde konaklamıştır. İzvara’nın

arkeolojik kazılar açısından ne kadar elverişli topraklara sahip olduğu, daha sonra N. K.

Rerih’in kazı raporlarında belirtilecektir. Rerih, İzvara hakkındaki anılarında, yıllar sonra

şu satırları yazacaktır:

“İzvara’nın yakın çevresinde, neredeyse her köyünde X.-XIV. asırlara ait geniş

höyük (kurgan) sahaları vardı. Küçük yaşımdan beri her fırsatta eğlenceli eski metal

parçacıklarını bulduğum bu sıra dışı acayip tümseklere hayranlık besliyordum. Aynı

zamanda İvanovski yerel kurganların incelenmesini gerçekleştiriyordu, bu da kadim

yerleşim yerlerini öğrenme isteğimi daha da arttırdı.”37

(“Около Извары, почти при каждом селении были обширные курганные поля от X до XIV

века. От малых лет потянуло к этим необычным странным буграм, в которых постоянно находились

занятные металлические древние вещи. В то же время Ивановский производил исследование

местных курганов, и это тем более подкрепило желание узнать эти старые места поближе”).

Böylelikle arkeoloji ile tanışan N. K. Rerih daha dokuz yaşındayken Lev

Konstantinoviç ile birlikte ilk kazı deneyimini yaşamış oldu. O anki duygularını ve tarihe

dokunmanın heyecanını Nikolay Rerih yıllar sonra diğer ilgi alanlarıyla sentezleyerek şu

şekilde ifade edecektir: “Benim ilk kazı buluntularım sadece en sevdiğim ders olan tarih

dersleriyle ilgili değildi; coğrafya ve Gogol’un ilginç tarihsel hayal gücüyle de

bağlantılıydı.”38 (“Мои первые находки из могильников соотносились не только с любимыми

уроками истории, но и с географией, а также с причудливым историческим вымыслом Гоголя”).

N. K. Rerih’in ilk kazı deneyimlerinden sonra arkeolojiye olan ilgisi daha da

artmıştır. Sadece kalıntıları bulmak değil, onları tarihle bağdaştırmak ve onlara kendince

37 İnternet: Lazareviç, O. V., Molodin, V. İ., Labetsiy, P. P. (2002). “N.K. Rerih-Arheolog”. İzdatelstvo

İnstituta Arheologii i Etnografii SO RAN. Web: http://grani.agni-age.net/articles3/aboutNK.htm adresinden

22 Nisan 2016’da alınmıştır. 38 Naumova, O. V. (2014). Liçnosti v İstorii. Rossiya. (Birinci Baskı). Moskva: İzdatel’stvo Novıy Akropol’,

100.

Page 32: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

21

bir tarih yazmak, küçük Rerih’i bu alana çeken temel faktörlerden olmuştur. “Günlük

Sayfaları”ndaki başka bir yazısında: “Beni, kendi kazı deneyimim kadar hiçbir şey, kadim

dünyayı hissetmeye yaklaştıramaz”. 39 (“Ничто и никаким способом не приблизит так к

ощущению древнего мира, как собственноручная раскопка.”) ifadesi kullanılmıştır.

N. K. Rerih’in arkeolojiye olan ilgisi bu şekilde gelişmiş olup, hayatının sonraki

döneminde de sürmüştür. N. K. Rerih tüm dünyada daha çok ressam kimliği ile tanınsa da

arkeoloji alanında profesyonel arkeologlarla boy ölçüşecek düzeyde koleksiyonlar

oluşturmuştur. N. K. Rerih, ilk kazı raporlarını ve koleksiyonlarını okuduğu Karl May

Okulu’nun müzesine, daha sonraki dönemlerine ait olanlarını ise uzun yıllar birlikte

çalıştığı İmparatorluk Arkeoloji Komisyonu’na bağışlayacaktır.40

Rerih’in yazı yeteneğinin gelişmesi ise arkeolojik kazılar sırasında tuttuğu kazı

raporları ve günlük karalamalarıyla oluşmaya başlamıştır. Erken yaşından itibaren tuttuğu

bu günlükler “Günlük Sayfaları” adlı çalışma kapsamında seneler sonra yayımlanacaktır.

Nikolay Rerih günlük yazmak ve rapor tutmakla yetinmeyip küçük yaştan itibaren şiirler

ve tiyatro oyunları da yazmış olması, arkasında bıraktığı büyük hazinenin oluşumuna dair

önemli ipuçları vermektedir. Yazarlık deneyimlerine erken başlayan Nikolay’ın yedi

yaşında yazdığı denemeleri daha sonra “Russkiy Ohotnik”, “Priroda i Ohota” gibi

dergilerde yayımlanacaktır.41

Nikolay Rerih arkeolojik koleksiyonların yanı sıra genel olarak koleksiyonculuğa

da ilgi duymuştur. Küçük yaşlarda dedesi tarafından hediye edilen birkaç eski madeni

para ve antika eşya, bu merakın ve ileriki zamanlarda hazırlayacağı büyük

koleksiyonlarının başlangıç noktası olmuştur. Zaten Nikolay Konstantinoviç çocukluk

yıllarından itibaren tarihi nesneleri, demir paraları ve çeşitli mineralleri biriktirmeye

başlamıştı. Daha okula başlamadan oldukça zengin bitki ve ağaç herbaryumları

(koleksiyonları) vardı.42 Sonraki yıllarda eşi Elena ile birlikte koleksiyonculuk geleneğini

devam ettirecek ve yüzlerce tablo ve tarihi eserle koleksiyonlarını zenginleştireceklerdir.

Yukarıda bahsedilen İzvara malikanesi, N. K. Rerih’in bir başka alanda daha

ilgisinin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Avcılık merakının da erken yaşta başladığı

Nikolay Rerih’in İzvara’nın ormanlarında avcılık yapmayı çok sevdiği bilinmektedir. N.

39 İnternet: Sergeeva, T. P. (2013). “N. K. Rerih i V. İ. Vernadski: Mirovozzrençeskiye Paralleli”. Web:

http://www.proza.ru/2013/01/28/1685 adresinden 27 Ağustos 2016’da alınmıştır. 40 İnternet: Lihtman, M. M. (1930). “Nikolay Rerih i Nauka”. (Çev. A. B. Semyonov). Web:

http://yro.narod.ru/nasled/LIXTMAN.htm adresinden 15 Nisan 2016’da alınmıştır. 41 İnternet: “Biografiya Nikolaya Reriha”. Web:

http://izent.ru/posts/tvorcheskoe/hudozhniki/886/Nikolaj_Rerih adresinden 23 Eylül 2016’da alınmıştır. 42 İnternet: Selivanov, N. “Biografiya N.K. Reriha” Web: http://rerih.vspu.ac.ru/biograf9.html adresinden 1

Nisan 2016’da alınmıştır.

Page 33: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

22

K. Rerih’in bu alana ilgisinin sebebi ise, avcılığın kendisini doğa ile bütünleştirdiğini

düşünüyor olmasıdır. Otobiyografik denemelerinde avcılık ile ilgili ilk anılarından birini

şu şekilde ifade edecektir: “Başlangıçta Mihailo İvanoviç’in (ormancı) rehberliği ile

avcılık atmosferi masal gibi geliyordu.” 43 (“Но вначале, особенно же под

руководством занятного Михайло Ивановича, вся обстановка охотничья казалась какоюто

сказкою.”).

Buradaki “başlangıçta” kelimesi çok önemli bir detaydır. Çünkü yıllar geçtikçe

Nikolay Rerih’in avcılıktan soğumasına, yani avcılığın o ölümcül tarafını keşfettikten

sonra avcılığa bakışındaki değişikliğe işaret etmektedir. Nikolay Konstantinoviç zamanla

avcılık deneyimlerini sadece doğa manzaralarını izlemek ve bu manzaraların tadını

çıkartmakla sınırlandırmıştır. Nikolay Rerih 1916 yılında yazdığı ve “Yüzyılın İşareti”

(Znak Erı) kitabında yer alan “Öldürmemek?” (Ne ubit’?) adlı şiirinde bu konudaki

kişisel bakışını çarpıcı biçimde dile getirmiştir:

43 Rerih, N. (2015). A.g.e., 34.

Page 34: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

23

ÖLDÜRMEMEK?

Çocuk böceğin hayatını aldı.

Onu öğrenmek istedi

Çocuk kuşu öldürdü,

Onu incelemek için.

Çocuk hayvanı öldürdü,

Sadece bilgi için.

Çocuk sordu: iyilik ve bilgi için

Bir insan da öldürülebilir mi?

Eğer sen böceği, kuşu, hayvanı

Öldürdüysen, insanları da

Niye öldürmeyesin ki?

1916

НЕ УБИТЬ?

Мальчик жука умертвил.

Узнать его он хотел.

Мальчик птичку убил,

чтобы ее рассмотреть.

Мальчик зверя убил,

только для знанья.

Мальчик спросил: может ли

он для добра и для знанья

убить человека?

Если ты умертвил

жука, птицу и зверя,

почему тебе и людей

не убить? 1916

Page 35: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

24

Özetlemek gerekirse, Nikolay Rerih’in çocukluk yılları çok yoğun ve kendisi adına

bir o kadar faydalı ve eğlenceli geçmiştir denilebilir. Çok yönlü gelişiminde ailesin payı

tartışılmaz büyüktür. Arkeoloji, resim, tarih, edebiyat, müzik, koleksiyonculuk, avcılık gibi

ilgi alanları Nikolay Konstantinoviç’in sadece çocukluk anılarını süslemekle kalmamış, her

biri son yıllarına kadar hayatındaki varlıklarını sürdürmüştür. Çalışmanın temel konusu

olan Rusya ve Doğu’nun tarihi ile Doğu kültürü alanları ise Nikolay Rerih’in hiç

vazgeçemediği, hatta yıllarca kendisini geliştirdiği ilgi alanları haline gelmiştir. Rerih’in

lise, üniversite ve çalışma hayatı süresince ilgilendiği bu alanlardan çalışmanın ilerleyen

bölümlerinde söz edilecektir. Belirtildiği gibi tüm bu ilgi alanları Rerih’in okul eğitimi

süresince devam edecek ve hayatında önemli yer tutacak olan yeni yetenekleri

keşfedilecektir.

1.2. Eğitim Yılları

1.2.1. Karl May Okulu

Birçok alanda başarılı olan insanların yetiştikleri ortamın bu başarı üzerinde

oldukça etkili olduğu bilinmektedir. N. K. Rerih’in yetişmesinde ve eğitiminde Karl May

Okulu’nun rolü büyüktür. Okul, Nikolay Rerih’in hem kendisinin hem öğrencilerinin

hem de gelecek yıllarda açtığı eğitim kurumlarındaki öğrencilerin gelişmeleri üzerinde

etkili olmuştur.

N. K. Rerih’in eğitim hayatı, 1883 yılında babasının kendisini Petersburg’taki en

saygın eğitim kurumlarından biri olan Karl May Okulu’na yazdırması ile başlamıştır.

Burası, dokuz yaşına kadar evde eğitim görmüş olan, Nikolay için ilk okul deneyimi

olmuştur.

Karl May Okulu resmi olarak 1856 yılında Alman asıllı Rus eğitimci Karl

İvanoviç May (Alm. Karl Johann May) (1820-1895) tarafından Sankt Petersburg’ta

açılmıştır.

Karl İvanoviç, 1845 yılında Sankt Petersburg Üniversitesi Tarih-Filoloji

Fakültesi’nden mezun olmuştur. Üniversite yıllarından itibaren idealist ve çalışkan bir

öğrenci olmasının yanı sıra, var olan eğitim sistemini beğenmeyerek, onu daha verimli

hale getirmek için çalışmalar yürütmüştür. Eğitim alanındaki eksikliklerin ülkedeki

gençleri heba ettiğini ve bu durumun en kısa zamanda ve radikal bir çözümle

değiştirilmesini gerektiğini savunuyordu. Eğitim konusundaki bu hassaslığını kendi açtığı

Page 36: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

25

eğitim kurumuna da fazlasıyla yansıtmıştır. Rusya’nın ünlü eğitimbilimcilerinden olan,

aynı zamanda bilimsel eğitimbilimin kurucularından N. İ. Pirogov (1810-1881) ve K. D.

Uşinski’in (1923-1870) çalışmalarını esas alan Karl May, onları Alman

eğitimbilimcilerin görüşleri ile harmanlayıp yeni bir eğitim sistemi oluşturmuştu. Bu

sistemde öğrencilere yapılan fiziksel cezalandırma, şiddet, aşağılama, zorla eğitme gibi

olumsuz unsurlara yer verilmeyip; öğretmen ve öğrenci arasındaki o naif bağın özellikle

güven ilişkilerine dayanması gerektiğini savunuyordu. Öğrencilerin tamamen serbest

bırakılması, onlara birer birey olduklarının aşılanması ve okulla ilgili olan her şeyin

öğrencilerin seçimlerine göre şekillendirilmesi, Karl May’in eğitim sistemine

kazandırdığı önemli yenilikler olmuştur. Okulunda iyiliksever, huzurlu, özgür;

kıskançlığa, hasetliğe ve haksız rekabete yer vermeyen bir atmosfer sahipti. Bu tezin

destekleyici unsuru olarak, okulun ana sloganı mahiyetindeki, Çek eğitimbilimci ve yazar

J. A. Kamenski’e (1592-1670) ait olan söz örnek gösterilebilir: “Önce sev, sonra eğit.”

(Lat. Primum amare, deinde docere - Türk. Önce öğren, sonra öğret).

Özel yatılı erkek lisesi olarak tasarlanan bu okulda temel dersler Almanca

olduğundan, birçok Alman eğitmen görev almıştır. Yabancı dil olarak İngilizce ve

Fransızcanın yanı sıra Latince ve Eski Yunanca dillerine de ağırlık verilmiştir. Nikolay

Rerih bu dillere ek olarak Doğu ilgisinden dolayı Sanskritçe ve Hintçe de öğrenecektir.

Okulun sanat derslerinin çeşitliliği ve müzik sınıflarının donatımı birçok sanat okuluna

nazaran çok daha iyi durumdaydı. Temel dersler haricindeki diğer dersler tamamen

öğrencilerin seçimine bırakılıyordu. Öğretmenlerin buradaki görevi ise öğrencinin

yeteneklerini keşfedip, onu uygun alanlara yönlendirmekti.

Karl May’ın öğrenci odaklı yaklaşımı ve ilkeleri kısa süre içinde okulun

Petersburg’ta ün kazanmasını sağlamıştır. Bilim, sanat ve siyaset insanları çocuklarını üst

düzeyde eğitim almaları için bu okula vermeye başlamışlardır. Okul mezunlarının okul

sonrası yaşamdaki başarıları, ebeveynlerin bu okulu seçmelerindeki en önemli etken

olmuştur. Petersburg Üniversitesi’nin Rektörü D. D. Grimm (1865-1942), Dışişleri

Bakanı A. A. Makarov (1857-1919), İçişleri Bakanı D. S. Sipyagin (1853-1902) gibi

devlet adamları; etnolog B. E. Petri (1884-1937), fizikçi G. M. Greçko (1931-), filolog ve

sanat eleştirmeni D. S. Lihaçev (1906-1999) gibi bilim adamları; A. N. Benua (1870-

1960), K. A. Somov (1869-1939), A. V. Yakovlev (1887-1938) ve Nikolay

Konstantinoviç Rerih gibi önemli ressamlar bu okuldan mezun olmuştur. Tanınmış

mezunlar tablosu bu isimlerle de sınırlı kalmamış olan Karl May Okulu, Rusya sınırları

içinde ve dışında faaliyet göstermiş onlarca siyasetçi, yazar, besteci, mimar ve mühendis

Page 37: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

26

kazandırmıştır. Okulun en meşhur öğrencilerinden biri olan yazar ve sanat eleştirmeni D.

V. Filosofov (1872-1940) okulunu şu şekilde tanımlamıştır: “Bürokrasiden sonsuz bir

okyanusla ayrılmış, devlet içinde bir devlet.” 44 (“Государство в государстве, отделенном

бесконечным океаном от казенщины.”)

Nikolay Rerih ile birlikte iki kardeşi Vladimir ve Boris de bu okula gidecek, fakat

derslerinde ağabeyleri kadar başarılı olamayacaklardır.

Çalışkanlığı ve zekasıyla okula giriş sınavlarında Karl May’in dikkatini çeken

küçük Nikolay ise “Profesör ol” – nasihati ile karşı karşıya kalacaktır 45 . İlerleyen

senelerde okul müdürünün beklentilerini boşa çıkarmayan Nikolay Rerih 1909 yılında

Rus Sanat Akademisi’ne akademisyen ve Fransız Reims Üniversitesi’ne akademi üyesi

olarak seçilecektir.46

Başarılı ve çalışkan olan Nikolay okul yıllarında da tarih, arkeoloji,

koleksiyonculuk ve avcılığa olan ilgisini devam ettirmiş, resim ve müzikte ise becerilerini

büyük ölçüde geliştirmiştir. Okul Nikolay’a iki ilgi alanı daha kazandırmış; bu alanlardan

biri tamamen K. May’in başarısı- coğrafya, diğeri de tiyatro olmuştur.

Rerih’in tarih ve arkeoloji sevgisi birbirini tamamlayarak okul yıllarında da

devam etmiştir. Yaz aylarını İzvara malikanesinde geçiren Rerih, kazı alanlarını

genişleterek yeni ve değerli arkeolojik bulgu koleksiyonlara imza atmıştır. Karl May’in

de izniyle koleksiyonlarını her yıl okulda sergileme şansı bulan Rerih, mezun olduktan

sonra hepsini okulun müzesine bağışlamıştır. Ayrıca, yoğun tarih ilgisi yazdığı eserlerin

temalarına da yansımıştır. O dönem günlüklerinde “Roncesvalles Muharebesi”

(Ronseval’skoe Srajeniye)(tbd.), “İgor Seferi” (Pohod İgorya)(tbd.), “York Muharebesi”

(Yorkskoe Srajeniye)(tbd.), “İgor’un Ölümünden Doğan Olga’nın İntikamı”(Mest’ Ol’gi

za Smert’ İgorya)(tbd.) gibi, tarih konulu şiirler de yer almaya başlamıştır. Okul

yıllarında ayrıca halk masallarına ve destanlarına ilgi duymaya başlayan Nikolay Rerih,

Rus halk masallarını ve söylencelerini kaydetmeye başlamıştır.

Daha önce belirtildiği üzere dedesi tarafından hediye edilen ve koleksiyonculuğa

ilgisini başlatan birkaç madeni para, okul yıllarında bitki koleksiyonu oluşturmasının alt

yapısını hazırlayacaktır. Koleksiyonlarını küçük yaşta yapmış olmasına rağmen, bu

44 İnternet: Studneva, E. (Eylül, 2014). “Baron-İkonopisets”. Web: https://interaffairs.ru/news/show/11709

adresinden 15 Haziran 2015’te alınmıştır. 45 İnternet: “Jizn’ i Tvorçestvo N. K. Reriha”. Web: http://spb-icr.ru/roerich/ adresinden 27 Kasım 2016’da

alınmıştır. 46İnternet: Tomşa, E. Yu. (Ağustos, 2009). “Biografiya Nikolaya Konstantinoviça Reriha”. Web: http://saint-

petersburg.ru/m/culture/old/228621/ adresinden 12 Eylül 2016’da alınmıştır.

Page 38: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

27

koleksiyonlar dönemin önemli koleksiyoncularından olan tarihçi A. A. İlin’in (1858-

1942) bile takdirini almıştır.

Nikolay Rerih’in bu çok yönlülüğü ve yoğunluğunu bir nebze sınırlandıran tek

faktör küçük yaşlardan itibaren geçirdiği ciddi akciğer rahatsızlığı ve çeşitli gribal

enfeksiyonlar olmuştur. Petersburg’un nemli havası ise hastalığının hızla ilerlemesine

sebebiyet vermiştir. Ailesi, bundan böyle doktorların tavsiyesiyle nemli havanın olumsuz

etkilerinden korumak için küçük Nikolay’ı kış aylarında da İzvara köyüne getirmeye

başlamıştı. Doktorlar soğuğun hastalığa iyi geleceğini önermiştir: “Çocuğunuzu kışın da

köye götürün, avcılığa alıştırın. Muhtemelen kar hastalığına iyi gelecektir.”47 (“Нужно и

зимою ездить в деревню, пусть приучается к охоте. В снегах и простуду как рукой снимет.”)

N. K. Rerih’in ailesinin bu kararına ne kadar sevindiğini tahmin edebiliriz, zira

İzvara’nın yeri onun hayatında bambaşka yerdeydi. İzvara Nikolay Konstantinoviç’in en

büyük ilham kaynağıydı ve orayı çok seviyordu. Otobiyografik denemelerinde yer alan

aşağıdaki sözler bu sevgisini özetler niteliktedir: “Özel, güzel ve unutulmaz anılar,

İzvara’da geçirdiğim yaz aylarıyla ilişkilidir.” 48 (“Все особенное, все милое и памятное

связано с летними месяцами в Изваре.”)

Nikolay Rerih İzvara’ya olan bu aşırı sevgisi, doktorlarının tavsiyesine de ayrı bir

zevkle uymasını sağlamıştır. Zorlu hastalık sürecine rağmen, kışları da İzvara’da geçirme

düşüncesi ona ayrı bir hoşnutluk katmıştır: “Höyükler-yazın, avcılık- kışın ve ilkbaharda

bana gerçek mutluluğu yaşattılar.” 49 (“Курганы - летом, охота - зимою и весною дали

настоящие радости.”)

Belirtildiği üzere N. K. Rerih’in, resim ve müziğe olan merakı özellikle okul

yıllarında artmıştır. Okulun donanımlı sınıfları ve atölyeleri bu konuda büyük role

sahiptir. Okulca gittikleri çeşitli konserler, sergi ve müzeler Nikolay Rerih’i sanatsal

açıdan kuvvetlendirmiştir. Ayrıca Nikolay Rerih boş zamanlarını okulun büyük müzik

sınıfında ve sanat atölyelerinde değerlendirmekten keyif almaktaydı. Onun özellikle

resime olan sevgisini ve azmini gördüğünde, okul müdürü Karl May ilk defa bir

öğrencinin, kendi portresini çizmesine izin vermişti. Geleceğin ünlü ressamı Nikolay

Rerih için bu, ilk portre deneyimi olmuştur. Genellikle çizdiği manzara resimleri ise okul

gazetelerinde yayımlanmış ve büyük beğeni toplamıştır.

Yukarıdaki satırlarda Karl May Okulu’nun Nikolay Konstantinoviç’e kazandırdığı

iki yeni ilgi alanından daha söz edilmişti: coğrafya ve tiyatro. Bu ilgi alanların Nikolay

47 Marianis, A., A.g.e., 23. 48 Rerih, N. (2015). A.g.e., 24. 49 Rerih, N. (2015). A.g.e., 34.

Page 39: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

28

Konstantinoviç hayatında mühim bir yere sahiplerdi. Çünkü ilki sayesinde, yabancı

ülkelere ve onların tarihine olan sevgisini daha güçlendirecektir. Bu sevgisi de yıllar

sonra çıkacağı seyahat ve seferlerine de zemin hazırlayacaktır. İkincisi ise, hem Rusya’da

hem de yurtdışında kendinden başarılı bir oyun yazarı ve dekoratör olarak söz

ettirecektir. Coğrafya derslerini sevmeye başlaması, aynı zamanda hem okul müdürü olan

hem de coğrafya hocalığını yapan Karl İvanoviç May’ın başarılı eğitim metotlarından

kaynaklandığı söylenebilir. Ders saatlerinde çizilen renkli dünya haritaları, oyun hamuru

yardımıyla yaratılan rölyef haritaları ve dersin olağanüstü anlatımı ve akışı Nikolay

Rerih’in bu dersi sevme nedenlerinden birkaçını oluşturmaktadır. Karl May’in hazırladığı

ve öğrencilerin zevkle gerçekleştirdikleri “coğrafi yürüyüş”lerde ise her öğrenciye bir

coğrafi birim veriliyor ve öğrenciden orayı anlatması bekleniyordu. Nikolay Rerih’in

“Yarım Asır” (Polveka) (1935) adlı denemesinde bu yürüyüşlerin birinden aşağıdaki anı

yer almıştır:

“Bayramlarda amatör şiirlerle süslenen “coğrafi yürüyüşler” düzenleniyordu.

A.Benua’nın-Sarı Irmağı 50 , sarışın Kalin’in 51 -mavi Yangtze’yi 52 canlandırdıklarını

anımsatıyorum. Bana ise Volga 53 kalmıştı.” 54 (“Помню, как А. Бенуа изображал желтый

Хуан-Хэ, а блондин Калин - голубой Яньцзы-цзян. Мне досталась Волга.”)

Nikolay Rerih’in tiyatroya ilgisi ise Rus yazar Nikolay Gogol’un (1809-1852)

eserleriyle başlamış oldu. Okumayı zaten çok seven küçük Nikolay okul yıllarında

Nikolay Gogol’ün eserleriyle tanışmış oldu. Tüm eserlerine ayrı bir hayranlık duyan

Rerih, hayatının sonuna kadar “en sevdiği yazar” statüsünü Nikolay Vasilyeviç

Gogol’den yana koruyacaktır. Okulun tiyatro topluluğu ile birçok Gogol eserini

canlandırmış ve ayrıca sahne dekoru hazırlamaya olan ilgisi de o yıllarda başlamıştır.

Hatta evlerine Nikolay için küçük bir sahne bile kurulmuştu. A. S. Puşkin’in “Ruslan ve

Lyudmila” (Ruslan i Lyudmila), M. İ. Glinka’nın “Çar İçin Hayat” (Jizn’ za Tsarya), G.

Verdi’nin “Aida” gibi önemli tiyatro oyunları aile ortamında sergilenen oyunlarından

yalnızca birkaçıdır. Daha sonra aile huzurunda sergilediği oyun repertuvarı, çok sevdiği

Gogol eserleriyle zenginleşecektir.

50 Sarı Irmak (Çin.Huangho) - Çin Halk Cumhuriyetinde en büyük nehirlerden biridir. Uzunluk olarak Çin’in

ikinci, dünyanın ise altıncı nehridir. 51 Kalin, Grigoriy Emel’yanoviç (1869-1938) - tanınmış Rus hukukçu, Nikolay Rerih’in Karl May

okulundaki sınıf arkadaşı. 52 Yangtze (Tür.Uzun Irmak) - Çin ve Asya’nın en uzun, dünyanın da en uzun üçüncü nehridir. 53 Volga (Tür.İdil nehri) - Rusya ve Avrupa’nın en uzun nehri. 54 Rerih, N. (2015). A.g.e., 40.

Page 40: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

29

Karl May Okulu’nun, Nikolay Rerih'in gelişiminde ve birçok alanda kendisinden

başarılı bir şekilde söz ettirmesinde etkisinin çok büyük olduğunu belirtmemiz gerekir.

Okul, Rerih’in temel yönelimleri ile arkeoloji, tarih, koleksiyonculuk ve avcılık gibi

alanlara olan ilgisini kaybetmemesini sağlamış; hatta kendisine coğrafya ve tiyatro gibi

yeni ilgi alanları katmıştır. İlerleyen senelerde N. K. Rerih’in dünyaca tanınmış yetenekli

bir yazar, tarihçi, doğu bilimci, arkeolog, sahne yazarı ve dekoratörü, seyyah olarak

tanınmasında da bu okulun rolü tartışılmaz büyüktür. Saygıdeğer K. May’in hayat

tecrübesi ve eğitim yöntemleri ise seneler sonra Nikolay Rerih’in eğitimcilik kariyerinin

yapı taşlarını oluşturacaktır. Nikolay Konstantinoviç okula olan saygısı ve güveninden

dolayı, kendi çocukları Yuriy (1914-1917 yılları arasında) ve Svyatoslav’ı (1916-1017)

da aynı okula yazdıracaktır.

Nikolay Konstantinoviç Rerih 1893 yılında Karl May okulunu bitirmiş ve eğitim

hayatına aynı hız ve başarı ile Sanat Akademisi ve Petersburg Üniversitesi’nde devam

etmiştir.

1.2.2. Sanat Akademisi ve Üniversite Yılları

Sanat Akademisi’nde okumak, on altı yaşından beri Nikolay Rerih’in en büyük

hayallerinden biri olmuştur. Daha Karl May’in okulundayken Akademi’nin giriş

sınavlarına ciddi olarak hazırlanmaya başlamıştır. Ressam M. O. Mikeşin’den bu

dönemde aldığı resim dersleri, geç saatlere kadar okulun resim atölyesinde çalışmaları,

yaz tatilinde bile Akademi’nin hocalarından biri olan İ. İ. Kurdin55 (1845-1913) ile resim

yeteneğini geliştirmesi, bu konudaki ciddiyetini göstermektedir. “Akademi binası beni ne

kadar da heyecanlandırıyordu. Müzesi, heykelleri, tenha koridorları, içeride ise birçok

ünlü isimle anılan bir okul… Acaba orada okuyabilecek miyim?” 56 (“Сколько чувств

будило здание Академии. Музей, скульптуры, темные коридоры, а там внутри и школа, связанная со

многими именами... Удастся ли попасть туда?”)

Genç Nikolay, resim ile ilgilendiği dönemde bilimsel çalışmalarına da hiç

duraksamadan devam etmiştir. Doğa bilimi ve tarihi, antik edebiyat, antik tarih,

arkeoloji, müzik bilimi araştırmalara devam ettiği alanlarından yalnızca birkaçıydı. Sanat

konudaki becerilerini Sanat Akademisi’nde, tarih ve arkeoloji alanlarındaki çalışmalarını

ise Petersburg Üniversitesi’nin Tarih Bölümü’nde geliştirmeyi planlamıştı.

55 Kudrin, İvan İvanoviç (1845-1913) - Rus asıllı ressam mozaik ustası, 1885-1901 yılları arasında Sanat

Akademisi’nde Mozaik Bölümünün baş ressamı görevini üstlenmiştir. 56 Marianis, A., A.g.e., 31.

Page 41: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

30

Ancak hem Akademi hem Petersburg Üniversitesi’nin Tarih Bölümü aile içinde

büyük bir tartışmaya yol açtı. Nikolay’ın seçimlerini kesin olarak onaylamayan babası,

onun için farklı bir gelecek planlaması yapmıştı. Ailenin büyük oğlu olarak baba

mesleğini, yani noterliği devam ettirmesi bekleniyordu. Babasını kırmak istemeyen

Nikolay Rerih uzlaşma yoluna giderek, Sanat Akademisi’nde ve babasının isteği üzerine

Petersburg Üniversitesi’nin Tarih Bölümü yerine Hukuk Bölümü’nde eğitimine devam

etmiştir. Nikolay Konstantinoviç her ikisinin de giriş sınavlarını başarılı notla geçmiş ve

1893 yılının sonbaharında hem Sanat Akademisi’nin hem de Petersburg Üniversitesi’nin

öğrencisi olmuştur.

Üniversite hayatındaki yoğun geçen öğrenim yıllarının Nikolay Rerih’e en büyük

katkılarından biri, katı disipline alışmasıdır. Bu dönemde N. K. Rerih’in üç eğitim

kurumunda eğitim aldığı söylenebilir. Zira, okuduğu Petersburg Üniversitesi’nin Hukuk

Bölümü dışında Tarih Bölümü’nün derslerini de hiç kaçırmamıştır.

Nikolay Rerih’in o dönem içerisinde kendini alıştırdığı disiplin ve yaptığı

program ile sadece ailesini değil, okul arkadaşlarını ve yakın çevresini de hayretler içinde

bırakmıştır.

“Sabah dokuzda kalkış; on ile bir arası-Akademi dersleri; birden üçe kadar-

Üniversite dersleri; üçten beşe kadar- eskiz çalışması; beşten dokuza kadar- Akademi’nin

akşam dersleri ve pratik çalışmalar; dokuzdan on ikiye kadar-okuma, edebiyat

çalışmaları, arkadaş ve tanıdıklarla sohbet, öğrenci topluluklarına katılma. Yaz ayları ve

bayramlarda ise şehir dışındaki arkeolojik kazı ve avcılık için planlar yapmıştı.”57

(“Подъем в девять часов утра , с десяти до часа дня – занятия в Академии художеств; с часа

до трех часов — университетские занятия, с трех до пяти — домашняя работа над эскизами; с пяти

до девяти — вечерние классы и практические занятия в Академии; с девяти до двенадцати ночи —

чтение, литературная работа, встречи с друзьями, посещение различных студенческих кружков.”)

Yoğun çalışan ve boş zamanı hiç olmayan genç Nikolay, sınıf arkadaşlarının

kendisini aralarına almamalarıyla karşı karşıya kalmıştır ve özellikle de

kıskançlıklarından dolayı neredeyse hep dışlanmıştır. Sınıf arkadaşı ve en yakın

dostlarından biri Leon Antokol’ski 58 bile bu durumu şu şekilde yorumlamıştı: “Sen

bizlere, yani öğrencilere benzemiyorsun. Bizler boş zamanlarımızda öylesine evde

otururken, çay içip sohbet ederken, sen hala çalışıyor ve bir şeyleri ölçüp biçiyorsun.”59

57 Marianis, A., A.g.e., 32. 58 Antokol’ski, Leyba Movşeviç(1872-1942) - Litvanya asıllı ünlü Rus ressam. 59 Belikov, P., Knyazeva, V., A.g.e., 16.

Page 42: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

31

(“Не похож ты на нас, академистов, когда другие в свободное время сидят себе по домам,

распивают чаи да болтают, ты все что-то работаешь и обдумываешь.”)

Ders dışındaki boş zamanlarında, sanata olan büyük ilgisinden dolayı Nikolay

Konstantinoviç önemli konserleri, operaları ve müze sergilerini de kaçırmamaya

çalışıyordu. Üniversite kütüphanesinde saatlerini harcıyor, arşiv belgelerini inceliyordu.

Eski Rus gelenek görenekleri, inançları konusunda bilgi topluyor ve kaydediyordu.

Tüm bunları derslerinden artan zamana sığdırmaya çalışan Nikolay Rerih’in

öncelikle Sanat Akademisi’nde geçirdiği döneme ve bu dönemin kendisine kattıklarına

değinmek faydalı olacaktır.

Sanat Akademisi, 1757 yılında Rus bilim insanı M. V. Lomonosov (1711-1765)

ve devlet adamı İ. İ. Şuvalov (1727-1797) tarafından kurulmuştur. Ekim Devrimi’ne

(1917) kadar Akademi, aynı ismi taşımış; devrimden sonra ise birçok kez ismi

değiştirilmiştir. Şimdilerde ise, Sankt-Petersburg İ. E. Repin Resim, Heykel ve Mimarlık

Enstitüsü adını taşımaktadır.

Akademi İ. K. Ayvazovski (1817-1900), A. N. Benua (1870-1960), K. P. Bryulov

(1799-1852), İ. E. Repin (1844-1930) gibi ünlü ressamlar; V. F. Afanasyev (1844-1903),

A. V. Pokrovski (1871-1931), İ. İ. Şapoşnikov (1833-1898) gibi tanınmış mimarlar,

onlarca önemli heykeltıraş, sanat eleştirmeni ve yazarı topluma kazandırmıştır.

Yukarıda adı geçen mimar İ. İ. Şapoşnikov ileride Nikolay Rerih’in kayınpederi

olacaktır. İvan İvanoviç Nikolay Rerih’in hayat arkadaşı Elena Rerih (Şapoşnikova)’in

babasıdır. 1855-1863 yılları arasında Sanat Akademisi’nde okumuş ve başarılı bir mimar

olarak mezun olmuştur.

1904 yılında Nikolay Rerih’in kardeşi Boris de aynı Akademi’de okumaya

başlamış ve 1913 yılına kadar okula devam etmiştir. Boris, çizim ve mimarlığa olan

yatkınlığı sayesinde mimarlık profesörü Leon Benois (1856-1928)’nın atölyesinde

çalışmıştır. Mezuniyet tezi ise “Başkent için Tren İstasyonu Projesi”dir (Proekt

Jeleznodorojnogo Vokzala Dlya Stolitsı) ve bu proje ile okuldan başarıyla mezun olarak,

sanatçı-mimar unvanına layık görülmüştür.

Nikolay Rerih ise bunca hayalini kurduğu Sanat Akademisi’ne 1893 yılının

sonbaharında başlamıştır. Hiçbir teorik ve pratik dersi kaçırmayan Nikolay, boş

zamanlarında hep atölyede çalışmıştır. Bu azim ve çaba öğretmenlerinin de dikkatini

çekmiş ve onların takdir ettiği öğrencilerden biri olmuştur. Nikolay Rerih’in ilk

öğretmenleri, okulun eski profesörlerinden heykeltıraş N. A. Laveretski (1837-1907) ve

Page 43: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

32

G. R. Zalemann (1859-1919), ünlü Rus ressamlar I. P. Pojalostin (1837-1909), P. P.

Çistyakov (1832-1919) ve B. P. Willevalde (1819-1903) olmuştur.

Böyle seçkin bir akademik kadroya rağmen, okul kaosun eşiğindeydi.

Petersburg’taki önemli sanat eleştirmenleri ve devlet adamları okulun “eski usul” çalışma

programları ve “gerici” bakış açısını ileri sürerek Akademi’yi suçlamışlardı. Bu suçlama

ve eleştiriler zaman geçtikçe daha sert ve daha acımasız bir hal almaya başlayınca, Sanat

Akademisi var olan saygınlığını kaybetmemek için değişim yoluna gitmeyi seçmiştir.

Doğal olarak ilk değişiklikler öğretmen kadrosunda yapılmış olup; eski hocalar “yeni

nesil” modern eğitmenleri ile değiştirilerek, farklı bir ders programı oluşturulmuştur.

Alınan bu yeni kararla 1893 yılından itibaren ünlü Rus ressam ve heykeltıraş İlya Repin

(1844-1930), tarihsel resim atölyesinin idaresini almıştır. Rus ressam ve önemli sanat

eğitmeni Vladimir Makovski (1846-1920) türsel boyama atölyesinin, ressam Aleksey

Kivşenko (1851-1895) savaş resim atölyesinin, ressam Arkhip Kuinci ise peyzaj

atölyesinin başına geçmiştir. Tüm bu eğitmenlerin, dönemin Rusya’sında kendilerini

“Peredvijniki” olarak adlandırdıklarını belirtmeliyiz. Bu topluluk, 19. yüzyılın son

çeyreğinde oluşmuş olup, eski usule yani klasik Avrupai eğitim sistemine karşı

çıkmışlardır. Topluluğun üyeleri daha çok milli değerlerin ve Slav kültürünün motiflerini

Yeni Realizm akımının ana fikirleri ile harmanlayıp yeni bir eğitim programı

oluşturmaktan yanaydı. Özetlemek gerekirse, yeni nesil hocaların düşünceleri iki temel

kavrama dayanmaktaydı: milli düşünce ve gerçekçilik.

Yeni akademik kadro en çok öğrencileri heyecanlandırmıştı. Hangi atölyede

çalışacakları ise o dönem büyük bir muamma haline gelmiştir. 2 Ekim 1894 yılında

Nikolay Rerih kendi günlüğünde bu durumu şu şekilde ifade etmiştir: “Bütün akşam

ressamlar hakkında konuştuk. Zalemann hakkındaki eski düşüncelerim için çok

pişmanım. Repin, Stasov60, Beklemişev61-yarı tanrılar, dilimizden hiç düşmediler.”62

(“Весь вечер мы говорили о художниках. Для меня пролилось много света на Залемана, и я

каюсь в моем прежнем… мнении о нем. Репин, Стасов, Беклемишев - полубоги, не сходили с

языка.”)

Burada belirtilmeden geçilmemesi gereken nokta şu ki N. K. Rerih’in Repin,

Stasov ve ve özellikle Kuinci’ye olan hayranlığı hayatı boyunca sürecek ve Rerih, bu

60 Stasov, Vladimir Vasilyeviç (1824-1906) – Rus Müzik ve sanat eleştirmeni. 61 Beklemişev, Vladimir Aleksandroviç (1861-1919) – Rus heykeltıraş, sanat eğitmeni. 62 Alehin, A. D. (1993). “Kak Naçinalsya Hudojnik Nikolay Rerih”. Utrennyaya Zvezda. Nauçno-

Hudojestvennıy İllyustrirovannıy Al’manah Mejdunarodnogo Tsentra Rerihov. Sayı.1.

Page 44: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

33

insanların kendisi için ne kadar önemli olduklarından ve kendisine kattıklarından her

fırsatta bahsedecektir.

Nikolay Rerih günlüğünde, İlya Repin ile ilgili olarak Akademi’de kurmak

istediği Kendini Geliştirme Topluluğu (Krujok Samousoverşenstvovaniya) hakkında

şöyle bir anı kayıtlara geçmiştir: “Toplulukla ilgili Repin’e gideceğiz ve “toprağımız yüce

ve bereketlidir” sözleriyle yönetimi ona vereceğiz.” 63 (“Относительно кружка пойдем к

Репину, дадим ему бразды правления со словами: “земля наша велика и обильна””). Nikolay

Rerih, İlya Repin’e olan hayranlığıyla öğrenci topluluklarının yönetimini ona vermekle

kalmamış, İlya Repin’in düşüncelerini ve onun hakkındaki herşeyi kelimesi kelimesine

günlüklerine kaydetmiştir.

Nikolay Konstantinoviç, aynı saygı ve hayranlığı hocaları Vladimir Stasov’a da

duymuştur. Vladimir Stasov ile 4 Eylül 1895 yılında halk kütüphanesinde tanışmışlar ve

Rerih’in tarih sevgisi ve gelecek ile ilgili planları Stasov’un fazlasıyla ilgisini çekmiştir.

Birlikte yaptıkları uzun uzun sohbetler, kitap araştırmaları ve okumaları, aralarındaki bağı

daha da kuvvetlendirmiştir. O dönemde Vladimir Stasov, eski Rus motifleri ile fazlasıyla

ilgilenmiş ve bu konuyla ilgili bir kitap64 dahi çıkartmıştır. Stasov her konudaki bilgisini

azimli, meraklı ve çalışkan genç Nikolay Rerih ile büyük bir zevkle paylaşmıştır.

Aralarındaki mektuplaşma bunun en güzel ispatı niteliğindedir. Hatta Nikolay Rerih ile

Vladimir Stasov arasında diğerlerine nazaran çok farklı bir mektuplaşma söz konusuydu.

Çünkü Stasov genç öğrencisinin Kadim Rus tarihine düşkünlüğünü göz önünde

bulundurarak, mektuplarını Kadim Fermanlar usulüne göre yazmış, Nikolay Rerih ise

büyük merakla beklediği bu mektuplara aynı tarzda cevap vermeye çalışmıştır.

Birlikte Repin’in atölyesinde de bolca zaman geçirdikleri, sanat ve tarih konulu

sohbetler gerçekleştirdikleri bilinmektedir. Stasov ve Rerih arasındaki bu dostluk seneler

geçtikçe daha kuvvetlenmiştir.

Stasov, işi gereği Rusya’daki sanat camiasında bulunan çoğu sanatkarı tanımakla

kalmayıp, birçoğu ile de yakın arkadaşlıklar kurmuş bir isimdi. Nikolay Rerih onun

sayesinde Rimski-Korsakov, Musorgski, Stravinski, F. Şalyapin Arenski, Lyadov,

Glazunov gibi birçok ünlü Rus besteciyle tanışma fırsatı bulmuştur. Rerih daha sonraları

ünlü besteci Rimski-Korsakov’un renk ve ses kombinasyonlarının hayatında büyük bir iz

bıraktığını dile getirecektir. Stasov, Nikolay Rerih’in ünlü Rus yazarı L. N. Tolstoy ile

tanışmasına da yardımcı olacaktır. Fakat Sanat Akademisi’nin Nikolay Konstantinoviç

63 Belikov, P., Knyazeva, V., A.g.e., 22. 64 “Slavyanskiy i Vostoçnıy ornament po rukopisyam drevnego i novogo vremeni”(1887).

Page 45: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

34

Rerih’e kazandırdığı en büyük şey “üstadım” sıfatıyla adlandırdığı Arkhip Kuinci ile

tanışması olmuştur.

1895 yılında Nikolay Rerih, Sanat Akademisi’ndeki Hazırlık Sınıfını tamamlamış

ve hayatının en önemli seçimlerinden birini yapmanın eşiğine gelmişti. Şimdi hem

uzmanlık alanını hem çalışacağı atölyeyi seçmesi gerekiyordu. Aklına ilk gelen isim

büyük hayranlık duyduğu İlya Repin olmuş, fakat sınıfın öğrenci sayısı dolup taşınca

başka bir hocayı seçmek zorunda bırakılmıştır. Kararsız bir şekilde sınıf arkadaşlarının

tavsiyelerine uyarak Arkhip Kuinci ile çalışmaya karar veren N. K. Rerih yıllar sonra

yazdığı “Akademi” (“Akademiya”) (1937) adlı otobiyografik denemesinde bu durumu şu

şekilde ifade edecektir:

“Voropanov65 teklif etti: “Kuinci’ye gitsek daha iyi olur.” Gittik. Sert bir bakış

attı. “Çalışmalarınızı getirin.” Biz de çok yakın oturuyorduk, Nikolayevski köprüsünün

tam karşısında. Hemen, var olan tüm resimleri getirdik. Baktı, suskun durdu, bir şeyler

sanki olacak? Sonra yardımcısı olan Nekrasov’a döndü, bizi gösterip kısa kesti: “İşte

bunlar atölyeme gelecekler.” Bu kadar mı! Hayatımın en önemli adımlarından biri bu

kadar kolay gerçekleşmişti.”66

(“Воропанов предложил: "Пойдем лучше к Куинджи". Пошли. Посмотрел сурово:

"Принесите работы". Жили мы близко — против Николаевского моста — сейчас и притащили все,

что было. Смотрел, молчал. Что-то будет? Потом обернулся к служителю Некрасову, показал на

меня и отрезал коротко: "Это вот они в мастерскую ходить будут". Только и всего! Один из самых

важных шагов совершился проще простого.”)

Kuinci’nin atölyesine kabul edilen Nikolay Rerih, bu olayı günlüğünde şu şekilde

not etmiştir (20 Ekim 1895): “Büyük bir olay. Kuincii’nin atölyesindeyim!”67 (“Большое

событие! Я в мастерской Куинджи.”)

Arkhip Kuinci bambaşka bir ruha, maneviyata ve yeteneklere sahip bir insandı.

Fazlasıyla donanımlı ve tüm öğrencileri tarafından sevilen bir eğitmendi. İlk bakışta,

Nikolay Rerih gibi birçok insana soğuk ve sert olarak görünse de, zamanla Arkhip

Kuinci’nin aslında ne kadar iyi ve naif bir kalbe sahip olduğu anlaşılıyordu.

Arkhip İvanoviç’in, Nikolay Rerih başta olmak üzere öğrencilerinin resim

tekniklerinin gelişmesi konusundaki etkisi büyüktür. O yeni nesil bir ressamdı ve hiç

kimsenin cesaret edemediği manzaralara farklı bir ruh katarak tüm cesaretiyle görücüsüne

sunmuştur.

65 Voropanov Gleb Fyodoroviç (1867-bilinmiyor) - Rus ressam, A. Kuinci’nin öğrencisi. 66 Rerih, N. (1975). Zajigayte Serdtsa. (Birinci Baskı). Moskva: Molodaya Gvardiya, 24. 67 Belikov, P., Knyazeva, V., A.g.e., 27-28.

Page 46: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

35

“Resimde maneviyat olmalı. Ona da kompozisyon ve teknik hizmet etmeli.”68 (“В

живописи должна присутствовать духовность. Ей должны подчиняться композиция и техника.”)

Öğrencilerine öğrettiği en önemli şeylerden biriydi bu nasihat.

Arkhip İvanoviç, peyzaj konusunda Rerih’in yeteneğinin gelişmesinde büyük role

sahiptir. Resimlerindeki renk ve ışık geçişleri, yansımaları, tamamen Kuinci’nin Nikolay

Rerih’e bıraktığı en büyük mirasıdır. Ustanın öğrencilerine aşılamaya çalıştığı “hafızadan

çizme” tekniği de Rerih’in özellikle ilk yıllarındaki tarihsel temalı tablolarında ve

ilerleyen zamanlarda yaptığı seferlerde sıkça kullanılacaktır.

Doğa tablolarının ustası olarak bilinen Arkhip İvanoviç’in, doğaya ayrı bir

hayranlık beslediğini belirtmek gerekir. Bu durum, çobanlık yaptığı zamanların ona

kazandırdığı bir avantaj olarak düşünülebilir. Çünkü onun tablolarındaki doğa,

karşısındaki insana heyecan verici, insanı tutkuyla kendine bağlayan, güzelliği ile

cezbeden, ve en önemlisi biraz da mistik özellikli bir doğadır. Arkhip Kuinci, derslerde

de öğrencilerini dışarıya çıkartıp manzara çizdiren, köy evinde öğrencilerine yaz okulu

açıp, vaktini her daim doğada geçiren ve eşsiz doğa manzaraları için Kafkasya’ya bile

giden nadir ressamlardan birisi olmuştur.

Kuinci’nin mirası sadece resim teknikleriyle sınırlı kalmamış, Rerih’in hayat

felsefesini ve bakış açısını büyük ölçüde etkilemiştir. Zira Arkhip Kuinci genç Nikolay

için azmi ve çabasıyla tükenmek bilmeyen bir başarı abidesi olmuştur. Arkhip İvanoviç

çok zor hayat şartlarında büyümüştür. Altı yaşında ailesini kaybeden Arkhip Kuinci

halası ve eniştesiyle yaşamak zorunda kalmıştır. Maddi durumları iyi olmayan ailenin,

küçük yeğenlerine ne bakmaya ne de onu okutmaya parası vardı. Arkhip Kuinci ilkokul

üçe kadar okuyabilmiş, sonra ise zorlu çalışma hayatına atılmıştır. Çobanlıkla başlayan

bu çalışma serüveni kilise inşaatı, ekmek fırını gibi çeşitli yerlerde çalışmakla geçmiştir.

Çalışma yer ve alanları değişse de değişmeyen tek şey olmuştur çalışma yaşamında,

küçüklüğünden gelen resim sevgisi. Onun için pahalı kağıtlara ve boyalara gerek yoktu,

renkli taş ve otlarla duvarlarda, çitlerde, yani boş bulduğu her yerde resimlerini çizmişti

Arkhip Kuinci. Biraz büyüdükçe fotoğrafçıların yanında çalışmaya başlamış ve ressam

olmanın hayalini kurmuştur. Sanat Akademisi’ni üçüncü denemeden sonra kazanan

Arkhip İvanoviç inanılmaz bir başarıya imza atmıştır. İlkokul üç sınıf eğitimi ile fakir bir

ailenin çocuğu olarak, ne referansı ne de bir destekçisi yokken Petersburg’un en saygın

eğitim kurumlarında öğrenime başlamıştır. Okul yıllarında tüm hocaların gözdesi olmuş,

68 İnternet: Karelin, V., (Ekim, 2014). “Zajigayuşçiy Serdtsa. Nikolay Rerih”. Web: http://www.roerich-

urs.com/rus/nkr/biograph.html adresinden 23 Şubat 2016’da alınmıştır.

Page 47: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

36

gölgeleme teknikleri ile onları kendine hayran bırakmıştır. Akademi’de o zaman yaygın

olan gruplardan Peredvijniki’lere katılmış ve okulu bırakıp onlarla yurtdışı sergilerine

katılmıştır. Arkhip İvanoviç’in ünü bu sergiler sayesinde yayılmaya başlamış ve

Rusya’ya döndüğünde Sanat Akademisi ona bu sefer akademik kadroya katılmayı teklif

etmiştir. Bu andan itibaren Arkhip Kuinci, Sanat Akademisi’nin peyzaj atölyesinin başına

geçmiştir. Fakat 1897 yılında Sanat Akademisi’nin onursal başkanı Knez Vladimir

Aleksandroviç ve Akademi’nin öğrencileri arasında çıkan büyük tartışmada Arkhip

İvanoviç, öğrencilerini destekleyip, onların tarafında yer almıştır. Yüksek Kurul ise bu

durumdan hoşnut kalmadan, Arkhip Kuinci’yi istifa etmeye zorlamıştır. Gerekçe olarak –

“öğrencilerine kötü örnek olmak” suçu gösterilmiştir. Her zaman öğrencilerinin haklarını

savunan ve destekleyen biri olarak Arkhip İvanoviç daha büyük sorunlar çıkmaması için

okuldan ayrılmaya karar vermiştir. Nikolay Rerih, Arkhip Kuinci’nin kötü örnek değil

tam tersine iyi ve dürüst bir örnek teşkil ettiğini her fırsatta belirtmiştir. Nikolay Rerih’in,

“Kuinci” (Kuinjı) (1940) adlı denemesinde yer alan aşağıdaki satırlar bu durumu

açıklayıcı niteliktedir:“Kuinci haksız yere mağdur edeni savunabilen biriydi. Akademi

öğrencileri de çoğu zaman “Hoop gençlere dokunmayın” diyerek, cesurca onları

savunanın kim olduğunu bilmiyordu.”69 (“Куинджи умел защитить неправо пострадавшего.

Ученики Академии часто не знали, кто смело вставал на их защиту. “Этто, не трогайте молодых. ””)

Gizli ve açık bir şekilde her zaman öğrencilerinin arkasında duran Arkhip Kuinci

büyük bir haksızlığa uğramıştı. Ne Yüksek Kurul ne de Knez Vladimir Arkhip

Kuinci’nin okuldan ayrılmasının nasıl faciaya yol açacağını farkına varamamıştır. Arkhip

Kuinci ile birlikte onun tüm öğrencileri okulu bırakma kararı almış; Nikolay Rerih de

hocasının peşinden giderek, Sanat Akademisi hayaline böylece veda etmiştir.

Sanat camiasında hızla yayılan bu haber birçok sanatsever ve veliler arasında bir

memnuniyetsizlik yaratmıştır. Durumun ciddiyetine varan Yüksek Kurul üyeleri,

Akademi’nin saygınlığının daha da kötüye gitmemesi adına öğrencileri geri çekme

çabasında bulunsalar da başarılı olamamışlardır. Bazı öğrencilere İlya Repin gibi önemli

bir ressamın atölyesinde çalışma imkanı, bazılarına Akademi sonrası iş bulma güvencesi,

bazılarına ise yurtdışında eğitim olanağı sağlanması gibi teşvikler söz konusuydu. Sanat

Akademisi’nin bu cömert tekliflerinin hiçbiri kabul edilmeyince, eğitimlerine son veren

tüm öğrencileri zorunlu olarak mezun ettirme kararına varılmıştır.

1 Kasım 1897 yılında gerçekleşen mezuniyet töreninde Nikolay Konstantinoviç

birkaç sene üzerinde çalıştığı “Ulak” (Gonets) resmini sergilemiştir. Hem tüm hocalarının

69 Marianis, A., A.g.e., 54.

Page 48: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

37

ve hem de sanat camiasından katılan önemli misafirlerin takdirini kazanan Nikolay Rerih

ressam ünvanına laik görülmüş ve böylece Sanat Akademisi’nden mezun olmuştur.

Tarih motiflerinin ön plana çıktığı bu resimde, zor durumda kalan bir Slav

kabilesinin neden ve nereye gittiği belli olmayan bir ulak gönderdikleri resmedilmiştir.

Bu ulağın derin ve kederli bakışları, vücut duruşunun çaresizliği resimi gören herkesi

kendine hayran bırakmıştır. Özellikle Rusya’da tanınmış sanat galerisi sahibi ve önemli

sanat eleştirmenlerinden biri olan P. M. Tretyakov’dan (1832-1898) tam not alan bu

resim galerisi için Tretyakov tarafından satın alınmıştır. Daha sonra Nikolay Rerih

sözlerinden bu resmin “Slavlar” (Slavyane) adlı serinin başlangıcı olduğunu öğrenen

Pyotr Mihayloviç, gelecek olan tablolarını da görmek istediğini açıklamıştır. Fakat bu

anlaşma gerçekleşemeden vefat etmiştir.

Sanat Akademsi’nden bu şekilde mezun olan Nikolay Konstantinoviç Rerih aynı

zamanda Petersburg Üniversitesi’nde Hukuk eğitimi de almaktaydı. İlkin Tarih bölümüne

kayıt yaptırmış olsa da, aile içi gerginliklere yol açmamak sebebiyle Hukuk Fakültesine

geçiş yapmıştır. Ama bu geçişin onun tarih sevdasına engel olmamakla bereber kendince

bulduğu bir çözüm ile meselenin hallolduğunu “Üniversite” (Universitet) (1940) adlı

makalesinde görmekteyiz: “Sonuç olarak, Tarih Bölümün’de derslere, Hukuk’ta ise

sınavlara giriyordum.” 70 (“В конце концов получилось, что на Юридическом факультете

сдавались экзамены, а на Историческом слушались лекции.”)

Üniversite yılları boyunca birçok kez Hukuk Bölümü’nden Tarih Bölümü’ne

geçiş yapmak isteyen Nikolay Rerih, aile baskısından dolayı hep vazgeçmiştir. Neredeyse

üniversite son sınıfa kadar devam eden bu mücadelede Hukuk Bölümü ağır basmıştır. 21

Ocak 1898 yılında Tarih Bölümü Profesörü S. F. Platonov’a (1860-1933) durumu

aşağıdaki mektupta şu şekilde izah etmiştir:

“Kendi sorunlarımla sizi rahatsız ettiğim için beni bağışlayın. Tarih sınavlarına

girmek gibi iyi (ve belki de kötü) isteklerimi yerine getiremedim, çünkü tüm akraba ve

tanıdıklarım bu isteğe karşı çıktılar, işte bu yüzden vazgeçmek zorunda kaldım ve şimdi

sevmediğim hukuk kitaplarına ve kafamı kanun maddeleriyle sıkı sıkı doldurmaya geri

dönmek zorundayım.”71

(“Простите, что даром побеспокоил Вас своими вопросами - ибо мои добрые (а может быть

и недобрые) желания держать экзамены в исторической комиссии не исполнились,- все родные,

70 Rerih, N. (2015). A.g.e., 73. 71 İnternet: Knyazeva, V., “Nikolay Rerih”. Web: http://roerih.ru/knyazeva18.php adresinden 24 Mayıs

2016’da alınmıştır.

Page 49: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

38

знакомые… - все восстали против такой затеи, так что мне пришлось уступить и снова вернуться к

м правовым учебникам и наглухо набивать голову статьями”.)

Hukuk konuları Nikolay Rerih’e ne kadar sıkıcı gelse de, burada da kendine göre

çalışmalarını zevkli hale getirmek adına yeni bir yol denemiştir. En sevdiği konulardan

olan sanat tarihi ve Kadim Rusya Tarihi’ni hukuksal açıdan incelemeye başlamıştır.

Özellikle Kadim zamanlardan itibaren ressamların yaşam ve faaliyetlerini düzenleyen

yasalara, vakayinamelere ve diğer Rusya Ortaçağ dokümanları üzerine yaptığı

çalışmalarına yoğunlaştırmıştır.72 Bitirme tezi olarak ise “Antik Rusya’da Ressamların

Hukuksal Durumu” (Pravovoe Polojeniye Hudojnikov Drevney Rusi) konusunu seçerek,

bu konu üzerinde araştırmalar yapmaya devam etmiştir.

Hukuk Fakültesi’nde geçirdiği yılları boyunca derslere karşı tutumu hep aynı

kaldığı halde, bu tutumun notlarını etkilemediğini söylememiz gerekir. Hem Sanat

Akademisi’nde hem Petersburg Üniversitesi’nin iki fakültesinde Nikolay Rerih’in

başarısı tüm hocalar tarafından takdir edilmiştir. Hukuk derslerinin hiçbirine girmediği

halde sınavlarda aldığı yüksek puanlar, onun gerçekten çok çalışkan ve azimli bir öğrenci

olduğunu göstermektedir.

“Birkaç kişiden daha benim bilgili oluşum hakkında yorumlar duydum;

cahiliyetimi düşündüğümde ise yorumlar karşısında kendimi rahatsız hissediyorum, eski

alışkanlıklarım yüzünden yüzüm bile kızarıyor. Her güzel yorumdan sonra, gayret edip

bu beklentileri nasıl karşılayabileceğim konusunda daha fazla düşünmeye başlıyorum.”73

(“Еще несколько отзывов слышал о моей какой-то образованности, просто неловко

становится, аж краснею по старой привычке, как подумаешь о своем невежестве. После каждого

такого отзыва думаешь, как бы это, постараться и оправдать его на деле.”)

Dersten derse koşan Nikolay’ın gününü nasıl planladığı ve kendini ne kadar katı

disipline tabi tuttuğundan önceki satırlarda bahsedilmişti. Nikolay Rerih aynı anda üç

bölüm okuyor, kütüphane ve atölye çalışmalarını yürütüyor, bunun yanında bir de

çalışmaya zaman buluyordu. Pahalı resim malzemeleri, kitaplar, konser ve sergiler gibi

kültürel faaliyetler Nikolay Rerih’in hem harçlığından hem de aldığı burslardan daha

fazla harcama gerektiğinden ve kendisini hiçbirinden mahrum bırakmak istemediğinden

dolayı, ek gelir konusu gündeme gelmiştir. Böylece Nikolay Rerih birçok genç ressamın

yolundan giderek ikon ressamlığına başlamıştır. Kiliselerden aldığı ikon siparişleri

72 İnternet: Kondakov, İ.V. “Nikolay Rerih. Tvorçeskaya Biografiya”. Web:

http://www.countries.ru/library/culturologists/roerich/bio.htm adresinden 23 Kasım 2016’da alınmıştır. 73 İnternet: Alehin, A. D. (1994-1997). “N. K. Rerih i Püvi de Şavann”. Web: http://www.hudkultura.ru/n-k-

rerih-i-pyuvi-de-shavann-almanah-mezhdunarodnogo-centra-rerihov/ adresinden 11 Mayıs 2016’da

alınmıştır.

Page 50: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

39

zamanla Nikolay Konstantinoviç’e çok iyi kazanç getirmeye başlamış, fakat artan

kazançlar memnuniyetsizliğini de arttırmıştır. Zira çizilen bu ikonların kalıplardan

çizilme zorunluluğu vardı. Genç ressamın tedirginliği, kalıpla çalışmanın ilerleyen

zamanlarda resim yeteneğini köreltmesine yol açacağından korkmasıydı. Daha sonra ikon

çizimini en aza indirerek ve bazı dergilerle anlaşarak doğa resimleri çizmeye başlamıştır.

İlk resimlerini yayınlayan “Zvezda” ve “Vsemirnaya İllyüstratsiya” adlı dergiler

olmuştur. Edebiyat dergilerine yazdığı deneme, şiir ve felsefi masalların da genç

Nikolay’a ek gelir sağladığı bilinmektedir.

Dersler ve çalışmanın yanı sıra Nikolay Konstantinoviç, üniversitenin Arkeolojik

Topluluğu’nun da aktif üyesiydi. Arkeoloji ve tarih ilgisi bu yıllarda daha çok artmıştır.

Topluluğun hiçbir gezi ve kazılarını kaçırmamaya çalışan genç Nikolay, özellikle yaz

aylarında tarihe dokunmanın ve yaşamanın keyfini çıkarmıştır.

“Kadim höyüklerin sırlarına erken yaşta ermek, onları bırakan insanların

düşünce ve duygularını anlamaya çalışmak ve kabileler(boylar) arasında bağlantı

kurmak-Nikolay Rerih’i arkeoloji ile profesyonel olarak uğraşmaya iten ana

nedenlerdir.”74

(“Проникновение в раннем возрасте в тайны древних курганов, стремление понять мысли и

чувства оставивших их людей и отыскать связи между различными племенами – вот основные, на

наш взгляд, причины, побудившие Рериха профессионально заняться археологией.”)

Eski mabetler, kilise ikonları, mozaikler genç Nikolay’a adeta bambaşka bir

dünyanın kapılarını açıyordu. N. K. Rerih’in tüm tarihi unsurlara verdiği önem, onlar için

hayatı boyunca verdiği mücadeleden belli olmaktadır. Kadim tarihin aslında ne kadar

büyüleyici ve önemli olduğu, Nikolay Rerih’in şu satırlardan daha net bir şekilde

anlaşılmaktadır:“Eski tavan ve duvarlarda o çini ve süsleri görünce, şunu düşünüyorum:

“Ne kadar güzel bir hayat vardı! Bu hayatı ne kadar güçlü insanlar yaşıyordu! Sanat ne

kadar da önemli ve yakındı insanlara!” 75 (“Когда смотришь на древнюю роспись, на старые

изразцы или орнаменты, то думаешь: “Какая красивая жизнь была! Какие сильные люди жили ею!

Как жизненно и близко всем было искусство... ”)

N. Rerih’in tarih sevgisini her açıdan destekleyen ve buna ciddi katkı sağlayan

insanlardan biri-V. Stasov’du. Nikolay Rerih ile tanışma yıllarında Stasov’un

Akademi’de çalışmanın yanı sıra Halk Kütüphanesi’nin Sanat Bölümü’nün de müdürü

74 İnternet: Lazareviç, O. V., Molodin, V. İ., Labetsiy, P. P. (2002). “N. K. Rerih- Arheolog”. Novosibirsk:

İzdatelstvo İnstituta Arheologii i Etnografii SO RAN Web: http://grani.agni-age.net/articles3/aboutNK.htm

adresinden 22 Nisan 2016’da alınmıştır. 75 İnternet: Yonina, N. A., (2002). “Sto Velikih Kartin”. Moskva: İzdatel’stvo “Veçe” Web:

http://nearyou.ru/100kartin/100karrt_81.html adresinden 17 Mayıs 2016’da alınmıştır.

Page 51: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

40

olduğunu belirtmiştik. Stasov’un izniyle Nikolay Rerih, kütüphanenin arşivindeki zor

bulunan vakayiname, antlaşma ve fermanlar gibi el yazmalarına ulaşma ve inceleme

olanağına sahip olmuştur. Ayrıca folklore olan sevgisi de büyük ölçüde Stasov sayesinde

artmıştır. Stasov’un zengin Rus folkloru koleksiyonu genç Nikolay’ı kendine hayran

bırakmıştır. İlerleyen senelerde Nikolay Konstantinoviç de folklor çalışmalarına

başlayacak, fakat çalışmaları sadece Rus folkloru ile sınırlı kalmayacaktır. Yaptığı

yurtdışı seyahatleri ve geziler neticesinde çok değerli ve önemli folklor çalışmalarına

imza atacaktır. N. K. Rerih’in bu konuda en önemli çalışması, Doğu-Batı sentezi

düşüncesini destekleyen, Batı ve Slav folklorlerindeki Doğu izlerini araştırması ve

aralarındaki benzerlikleri ortaya çıkartmasıdır.

1898-1900 yılları arasında gazeteciliğe de yoğunlaşan Nikolay Rerih, tarihe olan

ilgisini buraya da yansıtmıştır. Özellikle arkeoloji ve onun Slav tarihinde ve kültüründeki

önemi, Kadim Rus kabilelerinin sanatı, Kadim Rus kültürü ve komşu toplumlarından

esinlenen unsurlar, kültürel mirasın korunması gibi birçok önemli konuya değinerek

çalışmalarını devam ettirmiştir. Bu tarz makaleleri genellikle gazete yazısı tarzında

yazılmıştır. Makalelerinde her ne kadar bilimsel ve önemli konuları işlese de, Nikolay

Rerih kuru bilimsel dilden kaçınmaya her zaman özen göstermiştir. Makalelerinde

kullandığı samimi ve akışkan dili, fikirlerinin daha büyük kitlelere ulaşmasına yardımcı

olmuştur.

N. K. Rerih bu dönemde fikirlerini yazdığı denemeler ve bilimsel makaleleri

dışında, verdiği derslerde de fazlasıyla yansıtma şansı bulmuştur. Nikolay Konstantinoviç

1898 yılından başlayarak bir sene boyunca Petersburg Arkeoloji Enstitüsü’nde

“Arkeolojide Sanat Teknikleri” (Hudojestvennaya Tehnika v Primenenii k Arheologii)

derslerine girmiştir. Enstitünün belirlediği konuları içinde kalmayıp, öğrencilerine Kadim

Slav sanatının kökleri, modern sanat eğitiminde arkeolojinin önemi, bilim ve sanat, sanat

ve din gibi önemli konuları da derslerinde işlediği bilinmektedir. Özellikle bilim ve sanat

sentezi sorununu Rusya’da ilk defa Nikolay Rerih dile getirmiş ve bu konuda çalışmalar

yürütmüştür.

Nikolay Rerih önemsediği tarihsel temaları o dönemki resimlerinde de gayet

başarılı şekilde kullanmıştır. Büyük özen ve hassasiyetle yaklaştığı tarih konusu, çizdiği

resimlerde yansıtıldığında kesinlikle fantezi ve uydurmalardan kaçındığı görülmektedir.

Çünkü Nikolay Rerih’e göre, tarih halkın vazgeçilmezidir, ancak ve ancak tarihi iyi

Page 52: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

41

bilenler onu eserlerinde kullanmalıdır 76 . Tarih temalı resimlerinin başlangıç noktası

olarak Akademi’nin mezuniyet sınavında sergilediği “Ulak” adlı resmi sayılabilir. Bu

resmin önemi tarih konulu ilk resmin olmasından çok, Nikolay Rerih’in Rus tarihine ve

Slav halklarının misyonuna olan bakış açısını, felsefi düşünceleriyle harmanlayarak

çıkardığı bir eser olmasıdır. Bu resmin hem usta ressamlar hem de önemli eleştirmenler

tarafından takdir edilmesi Nikolay Konstantinoviç’i tarihi motifleri kullanmaya daha çok

sevk etmiştir. Genç ressam bu resmi Stasov’un çok yakın arkadaşı olan ünlü Rus yazar L.

N. Tolstoy’a (1828-1910) bile gösterme fırsatı bulmuştur. Lev Nikolayeviç, genç ressama

şu yorumda bulunmuştur:

“Akıntısı hızlı olan bir nehri hiç geçtiniz mi? Gereken yerin daha yukarısına

sürmelisiniz, yoksa akıntı sizi alır götürür. Ahlak kurallarında da böyledir: Hep

yukarısına yol alacaksınız ki hayat zaten her şeyi alır götürür. Ulağınız direksiyonu daha

yukarı tutsun, ancak o zaman varmak istediği yere ulaşır.”77

(“Случалось ли в лодке переезжать быстроходную реку? Надо всегда править выше того

места, куда вам нужно, иначе снесёт. Так и в области нравственных требований надо рулить всегда

выше — жизнь всё снесёт. Пусть ваш гонец очень высоко руль держит, тогда доплывёт!”)

Nikolay Rerih büyük ustadan duyduğu bu sözleri günlüklerine gururla

kaydetmiştir. Lev Tolstoy’dan bahsetmişken, onun hayat felsefesi, bakış açısı ve son

dönemlerindeki Doğu merakı, sohbetleri esnasında Rerih’i fazlasıyla etkilemiştir. Tolstoy

gibi Nikolay Konstantinoviç Rerih de, insanların ahlak düzeylerinin kendileri tarafından

geliştirilmesi, kişiliklerin oturtulması ve ruhsal yükselişin desteklenmesi gibi çabaları

herkesin göstermesi gerektiğini savunmuştur. Lev Tolstoy’dan ilham alan Nikolay Rerih

eserlerinde Dünya’daki kötülüklere baş eğmeyip; tam tersine kötülüğün yok olması için

sürekli bir çaba içinde olmamız gerektiğini dile getirmiştir. Savaşlar ve şiddetin dünyadan

kaldırılması, ahlaksız bir hayat tarzının sürdürülmemesi için savaşmaya daima devam

etmiştir.

O önemli buluşmada Lev Tolstoy genç Nikolay’ın sadece çizdiği resimleri değil,

o dönemde üzerinde çalıştığı deneme ve masallarını da incelemişti. Pür dikkatle okuduğu

bu denemelerin üslubunu çok beğenen usta yazar, Nikolay Rerih’in daha farklı tarzlarda

da kendini denemesini önermiştir. Ustanın tavsiyesine uyan Nikolay Rerih yazdığı şiir ve

hikayelere ek olarak bu dönemde özellikle alegorik deneme ve masal tarzlarında da

kendini denemiştir.

77 Belikov, P., Knyazeva, V., A.g.e., 36.

Page 53: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

42

Aynı dönem Nikolay Rerih yoğun bir şekilde tez çalışmalarına da devam etmiş,

bitirme tezinde daha önce belirtildiği gibi “Kadim Rusya’da Ressamların Hukuksal

Durumu”nu incelemiştir. 1898 yılında savunmasına çıktığı bu teziyle Nikolay

Konstantinoviç, Petersburg Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesi’nden başarıyla mezun

olmuştur.

Mezuniyetinden birkaç ay önce Nikolay Konstantinoviç’e iş teklifleri gelmeye

başlamış. Neredeyse aynı zamanda hem İmparatorluk Sanatı Teşvik Cemiyeti

(İmperatorskoye Obşestvo Pooşreniya Hudojstv) altında çalışan müzenin müdür

yardımcılığı, hem de “İskusstvo i Hudojestvennaya Promışlennost’” adlı dergide editör

yardımcılığı teklifi gelmiştir. İki teklife de ayrı ayrı sevinen Rerih, bu sorumluluğun

altından kalkıp kalkamayacağı ve sanatına zaman ayırıp ayıramayacağı düşünceleriyle

kalakalmıştır. Bu durumda üstadı Arkhip Kuinci’den fikir almak istediğinde ise, şu

cevapla karşı karşıya kalmıştır: “Çalışkan insan her şeye yetişir, görebilen insan her şeyi

görür, kör ise zaten resim çizemez.”78 (“Занятый человек все успеет, зрячий все увидит, а

слепому все равно картин не писать.”)

Sözleriyle cesaretlenen Nikolay Konstantinoviç, iki teklifi de kabul etmiş, hatta

üniversite yıllarında tanıştığı ünlü Rus emprezaryo S. Dyagilev’in (1872-1929) çıkardığı

“Mir İskusstva”79 adlı derginin de yayın kuruluna girmiş ve bazı makalelerini orada

yayınlatmıştır.

1.3. Rusya Dönemi

Bu bölümde Nikolay Rerih’in yurtdışına taşınmadan önce Rusya’da geçirdiği

dönem ele alınacaktır. Üniversite bitiminden hemen sonra başlayan çalışma hayatı,

gerçekleştirdiği Avrupa seyahatleri, kariyerindeki yükseliş ve olumsuzluklara “Çalışma

Yılları” adlı alt başlıkta değinilecektir. Aynı döneme denk gelen ve büyük ölçüde Nikolay

Rerih’in hayatının önemli bir dönemeci niteliğinde olan hayat arkadaşı ve eşi Elena

İvanovna Rerih ile tanışması “Nikolay Rerih’in Ailesi” alt başlığında incelenecektir. İki alt

başlıktan oluşan bu bölümde özellikle ailesi, eşi ve çocukları; yurtdışı seyahatleri ve

çalışma kariyeri, 1916 yılında Nikolay Rerih ve ailesinin sağlık sorunlarından dolayı

Finlyandiya’ya taşınmasına kadarki dönem sınırları içerisinde ele alınacaktır.

78 Rerih, N. (2015). A.g.e., 69. 79 “Mir İskusstva” - 1898 yayınlanmakta olup, aynı adı taşıyan ve Petersburg’ta faaliyet gösteren bir ressam

topluluğun dergisidir.

Page 54: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

43

1.3.1. N. K. Rerih’in Ailesi

“Elena İvanovna üstün yetenekli bir insandı.

Becerikli bir piyanist, ‘Budizmin Esasları’ ve ‘E.P. Blavatskaya’nın

“The Secret Doctrine”nin Rusçaya çevirisi gibi birçok kitabın da yazarıydı.”80

(“Елена Ивановна Рерих была необычайно одаренной женщиной,

талантливой пианисткой и автором многих книг, включая Основы Буддизма

и перевод на русский язык Тайной Доктрины Е.П.Блаватской.”)

Bir önceki bölümde bahsedildiği üzere arkeoloji ile yakından ilgilenen Nikolay

Konstantinoviç, 1899 yılında Arkeolojik Topluluğu’nun verdiği görevlendirme ile Pskov,

Tver ve Novgorod eyaletlerine seyahatler gerçekleştirmiştir. Görevlendirmenin temel

amacı “tarihi eserlerin muhafaza edilmesine dair sorunlar” 81 olarak belirlenmiştir.

Seyahati sırasında Nikolay Konstantinoviç’in Novgorod’ta, Arkeoloji Topluluğu’nun

saygıdeğer üyesi Knez P. A. Putyanin’in malikanesinde kaldığı bilinmektedir. Nikolay

Rerih gelecekteki eşi ve hayat arkadaşı Elena İvanovna Şapoşnikova (1879-1955) ile

orada tanışmıştır. Çiftin tanıştıkları yere 2001 yılında “Sevgi Heykeli” olarak adlandırılan

hatıra anıtı yapılmıştır. Anıt üzerinde Nikolay Rerih’in “Üniversite” adlı makalesinden

sözlere yer verilmiştir: “Bologoe’da, Knez P. A. Putyanin’in malikanesinde Lada’mla,

yol arkadaşım ve esin kaynağımla karşılaştım. Mutluluk!”82 (“…В Бологом, в имении князя

П. А. Путятина, я встретил Ладу, спутницу и вдохновительницу. Радость!”)

Bu sevgi dolu satırlardan da anlaşılacağı üzere Nikolay Rerih eşi için genellikle

Lada tabirini kullanmaktaydı. S. İ. Ojegov sözlüğünde Lada halk arasında “sevgili”83

anlamına gelmektedir. Daha derinlemesine incelendiğinde ve Nikolay Rerih’in mitolojiye

olan yoğun ilgisi hesaba katıldığında “Lada” sözcüğünün mitolojik anlamına bakılmasına

da gerek duyulmaktadır. Slav mitolojisinde Rus tarihçiler A. S. Fomintsin (1841-1896) ve

B. A. Rybakov’a (1908-2001) göre “Lada” sözcüğü daha çok ilkbahar ve yaz şarkı ve

ilahilerinde yer aldığı için “ilkbahar tanrıçası, evlilik ve sevginin koruyucusu” olarak

tanımlanmıştır. Rus dilbilimci ve felsefeci olan A. A. Potebnya’ya (1835-1891) göre ise

“eş, çift” anlamına gelmektedir. 84 Eşine kullandığı özellikle bu hitap, Nikolay

80 İnternet: “Biografiya. Nikolay Rerih”. Web: http://soznanie.info/bio_rerih.html adresinden 22 Şubat

2016’da alınmıştır. 81 Belikov, P., Knyazeva, V., A.g.e., 41. 82 Rerih, N. (2015). A.g.e., 74. 83 Ojegov, S. İ., (2013). Tolkovyj Slovar’ Russkogo Yazyka. (Yirmi yedinci Baskı). Moskva: AST, 480. 84 İnternet: Russkiy Biografiçeskiy Slovar’. Web: http://www.rulex.ru/01120036.htm adresinden 27 Kasım

2016’da alınmıştır.

Page 55: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

44

Konstantinoviç’in ona karşı beslediği yüce sevgi ve saygının kanıtı olarak karşımıza

çıkmaktadır.

İlk gördüğü andan itibaren Elena İvanovna’nın güzelliği ve kibarlığı ile adeta

büyülenen genç Nikolay, Bologoe’da geçirdiği üç günlük süre içinde onun kalbini

kazanmayı başarmıştır.

Elena İvanovna soylu bir aileden geliyordu. Babası Petersburg’un ünlü

mimarlarından ve Nikolay Rerih gibi Karl May Okulu’nun mezunlarından - İvan

İvanoviç Şapoşnikov (1833-1898), dayısı ünlü Rus bestecisi Modest Musorgski (1839-

1881), büyük dedesi ise önemli Rus komutanlardan Mihail İlarionoviç Kutuzov’du

(1745-1813). Soyadları ise büyük dedelerinden gelmekteydi. Kendisi Riga’da belediye

başkanlığı yapmış ve zamanında Çar Büyük Petro’ya Monamah şapkasını hediye

etmiştir. Çar de bu jesti cevapsız bırakmamış ve dedelerini Rusya’da hizmete alıp şapka

hediyesinden dolayı kendisine Şapoşnikov soyadını vermiştir.85

Elena İvanovna çok iyi eğitim almış ve dört yabancı dilde akıcı konuşabilecek

kadar yetenekli bir kadındı. Petersburg Konservatuvarı’na bağlı bir müzik okulunda

piyano sınıfını başarıyla bitirmiş ve sosyetenin toplantı ve balolarında solo konserler dahi

vermiştir. Elena Şapoşnikova çevresinde eğitimi, zekası ve güzelliği ile hep ön planda

olmuştur. Fakat Elena’yı diğer zamane genç kızlarından ayıran en önemli özelliği,

mantık evliliğine karşı olmasıdır. Sosyetenin ünlü simalarından86 sayısız evlilik teklifi

almış, fakat hepsine ret cevabı vermiştir. Ailesine her fırsatta mantık evliliği değil, ruhsal

bir birliktelik gerçekleştirmek istediğini belirtmiştir. “Yanıma yetenekli bir insanı eş

olarak seçeceğim.” 87 (“Моим избранником станет человек талантливый.”) sözleri ise

zamanında ailesinden büyük tepki görmesine neden olmuştur. İşte bu “sanatsal ruh

ikizini” Nikolay Rerih’te bulmuştur. Tanışma anından itibaren yaptıkları entelektüel

sohbetler Elena ve Nikolay Rerih’in birbirlerine daha çok kenetlenmelerini sağlamıştır.

Aynı klasik müzikten hoşlanmaları, A. Kuinci ve Titsian’ın resimlerine hayranlık

duymaları, en sevdikleri yazarların da A. S. Puşkin ve L. N. Tolstoy olması ruhsal

düzeydeki yakınlıklarının en büyük bileşimlerinden biriydi. İlgi alanlarının da benzerlik

gösterdiğinin belirtilmesi gerekir; ikisinin de felsefe ve tarihe, özellikle Doğu felsefesine

85 İnternet: “Biografiya Nikolaya Reriha”. Web:

http://izent.ru/posts/tvorcheskoe/hudozhniki/886/Nikolaj_Rerih adresinden 23 Eylül 2016’da alınmıştır. 86 Petersburg’un en büyük tersanesi Volojskoe’nun sahibinin tek oğlu Elena İvanovna’ya teklif yapanlarından

biri. 87 İnternet: “Biografiya Nikolaya Reriha”. Web:

http://izent.ru/posts/tvorcheskoe/hudozhniki/886/Nikolaj_Rerih adresinden 23 Eylül 2016’da alınmıştır.

Page 56: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

45

ilgileri yoğun olmuştur. İkisi de bu hayatta kötülüklerden arındırılmış manevi bir zirveye

ulaşmayı kendilerine amaç edinmişlerdi.

Fakat aileleri gençlerle aynı düşünceye sahip olmamış, hatta ciddi niyetlerini

öğrendikten sonra iki aile de kararlarına karşı çıkmıştır. Nikolay Rerih’in annesi gelinini

kendisi seçmek istediği için ilk başlarda oğlunun seçimine karşı çıkmıştır, fakat

ayrılmaları için fazla baskı yapmamıştır. Elena İvanovna ise kabullenme sürecini daha

uzun ve zorlu geçirmiştir. Ailenin, kızlarını daha zengin ve daha soylu biri ile evlendirme

istekleri neredeyse çiftin evliliklerine kadar sürmüştür. Aileleri ile olan sıkıntılar

süredursun Nikolay Rerih’in babası Konstantin Rerih’in hastalık dönemi ve ölümü,

devamında gelen Nikolay Rerih’in eğitim amaçlı Paris seyahati çiftin birbirine daha fazla

kenetlemesini sağlamıştır. Rerih’in hem kötü hem iyi günlerinde en büyük destekçisi olan

Elena İvanovna hayatlarının sonuna kadar bu rolü üstlenerek, görevini başarı ile yere

getirmiştir. Nikolay Rerih ise eserlerinde eşinden farklı bir naiflik ve duygusallıkla

bahsetmiştir. N. K. Rerih denemelerinde eşine ilişkin olarak sadık yol arkadaşım

(vernaya sputnitsa), esin kaynağım (vdohnovitel’nitsa), can dostum (druginya) gibi kibar

nitelemeler kullanmıştır.

28 Ekim 1901 yılında Paris dönüşü Nikolay ve Elena Rerih Petersburg’taki Sanat

Akademisi’nin kilisesinde evlenmişler. O günden itibaren hiç ayrılmamışlardır. New

York’taki Rerih müzesinin başkan yardımcısı ve Rerih ailesinin yakın dostları olan müzik

eğitmeni Z. G. Fosdik (1889-1983) Rerih çiftinden şöyle bahsetmektedir:

“Böyle bir aileye daha önce hiç rastlamadım. Her zaman, her saat ve her dakika

birbirini seven ve birbirine saygı duyan, birbirinin görüşlerini önemseyen benim bildiğim

tek evlilikti. Sadece mutsuzluk ve kınama değil, anlaşmazlığın gölgesi bile yoktu.”88

("Такой семьи я еще не встречала, - вспоминает Зинаида Григорьевна Фосдик, вице-

президент музея имени Н. К. Рериха в Нью-Йорке, близко знавшая Рерихов. - Это был

единственный брак, в котором люди любили и уважали друг друга и считались с мнением другого

все время, каждый час и минуту. Не было не только разногласий или упреков, но даже тени

непонимания".)

Rerih ailesinde, yukarıda belirtilmiş olan saygı çerçevesi hayatlarının sonuna

kadar egemen olmuştur. Aralarında bilinçli olarak Doğu felsefesinden benimsedikleri

“ruh temizliği” denilen yöntemi hep uygulamışlar; kızgınlık, hırçınlık, yalan, güvensizlik

88 İnternet: “Biografiya”. Web: http://museum.roerich.com/biog/biog12.html adresinden 21 Eylül 2016’da

alınmıştır.

Page 57: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

46

vb. değersiz düşüncelerin oluşmamasına dikkat etmişlerdir. Her fırsatta bu tür duyguların

kaynağının cahillik olduğunu belirtmişlerdir.89

Elena İvanovna eşini her konuda desteklemiş ve ona yardım etmiştir bu yardımlar

sadece ilham vermekle sınırlı olmayan büyük bir özveriye işaret etmektedir. “Günlük

Sayfaları”nda Nikolay Rerih şu satırları yazmıştır: “Birlikte yaratıyorduk. Boşuna

söylenmemiş eserler iki isim taşımalı diye; erkek ve dişi.”90 (“Творили вместе, и недаром

сказано, что произведения должны бы носить два имени — женское и мужское.”)

Elena Rerih eşinin gerçekleştirdiği tüm zorlu seferlerinde yanında olarak, onun en

büyük destekçisi ve yardımcısı olmuştur. Elena Rerih seferlerde genellikle eski tapınak,

kilise ve anıtların fotoğraflarını çekmiştir. Kadim Rus şehirlerinde yaptığı geziler

sırasında kilise ikonları ve motiflerine ilgisi artmış ve böylece restorasyon yeteneğini de

geliştirmiştir. Özetlemek gerekirse Elena İvanovna sanat, edebiyat ve felsefe alanlarında

kendini oldukça geliştirmiş bir kişiydi. Sanat sezgilerini eşi Nikolay Rerih bile her zaman

takdir etmiştir. Ailecek koleksiyonerlik geleneğini devam ettirmişlerdir. İkisinin özenle

topladığı resim ve eski eşyalardan oluşan muazzam koleksiyon şu an Rusya’daki

Hermitage müzesinde sergilenmektedir.

İlerleyen yıllarda küçük oğulları Svyatoslav Rerih (1904-1993) onların evlilikleri

konusunda şu satırları yazacaktır:“Nikolay Konstantinoviç ve Elena İvanovna’nın

birlikteliği tüm alanlarda tam sesin nadir bir kombinasyonuydu. Onlar birbirini

tamamlayarak, entelektüel ve manevi ifadelerini zengin ahenkte buluşturmuşlardı

sanki.”91

(“Сотрудничество Николая Константиновича и Елены Ивановны было редчайшей

комбинацией полнозвучного звучания на всех планах. Дополняя друг друга, они как бы сливались в

богатейшей гармонии интеллектуального и духовного выражения. ”)

Elena İvanovna, eşi gibi tarih, edebiyat, psikoloji ve özellikle felsefeye ilgi

duymuştur. Doğu felsefesine olan merakını da Nikolay Rerih ile paylaşmıştır. Çok

okumuş ve çok yazmıştır. Yüzlerce eseri ve makalesi içinden en önemlisi “Canlı Etik

Konusundaki Öğretiler” (Uçeniya o Jivoy Etike) adlı seri olmuştur. Bu seri 14 kitaptan

oluşmaktadır. Serinin en tanınmış kitapları “Moriya Bahçesinin Bahçeleri. Çağrı” (Sadı

Sada Morii. Zov) (Paris,1924), “Agni-Yoga” (Agni-Yoga) (Paris, 1929) ve “Yürek”

89 İnternet: Sklyarenko, V. M., “Rerih”. Web: www.roerich.ru. Adresinden 12 Ocak 2017 tarihinde

alınmıştır. 90 Rerih, N. (2000). Listı Dnevnika.Tom Vtoroy. (Birinci Baskı). Moskva: Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov,

448. 91 İnternet: “Nikolay Konstantinoviç Rerih”. Web: http://www.icr.su/rus/family/nkr/biograph/index.php

adresinden 1 Eylül 2016’da alınmıştır.

Page 58: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

47

(Serdtse) (Paris, 1932)’dir. Doğu felsefesine olan ilgisini en çok yansıtan ise şüphesiz

“Budizmin Esasları” (Osnovı Buddizma) (1927) adlı eseri olmuştur. Bu kitabının önemli

bir özelliği de siyasi nedenlerden dolayı yazar olarak Natalya Rokotova mahlasını

kullanması olmuştur.

Elena İvanovna, Nikolay Rerih’in Doğu merakını da büyük ölçüde paylaşmıştır.

Tanışma anlarından itibaren özellikle din felsefesi ile ilgilenen Elena Rerih, evlilikten

sonra araştırma ve okumalarını sıklaştırmış ve özellikle Hindistan ve Budizm konularında

yoğunlaşmıştır. Çar Nikolay’ın davetine katılan çift, onun Hindistan gezisinden getirdiği

yadigarlardan ve hatıralarından oldukça etkilenmiştir.

Bu dönemde Nikolay Rerih’in ilgisini dönemin Rusya’sında fazla bilinmeyen ve

nispeten yeni olan Doğu felsefesi cezbetmiştir. “Bhagavat Gita”nın yeni baskısına, “The

Gospel of Sri Ramakrishna” adlı esere, Upanişad ve Vivekanandy’nin eserlerine büyük

ilgi duymuştur. Bu eserler ve yazarlarıyla ilgili oldukça fazla sayıda araştırma yapan

Rerih, kendi eserlerinde de onlara bolca atıfta bulunmuştur.

Tibet tarihi ve kültürü ile ilgili daha yeni yeni eserlerin çıkmaya başladığı bir

dönemde Rus diplomat, tercüman ve yazar olan E. E. Uhtomski (1861-1921)’in Doğu

temalı eserleri ve Knez II.Nikolay’ın Doğu Gezisini anlatan seyahatnamesi, doğabilimci

ve gezgin N. M. Prijeval’ski (1839-1888) ile Asya ve Sibirya araştırmalarına ömrünü

adayan bilim adamı G. N. Potanin (1835-1920)’in eserleri Nikolay Rerih’in Doğu

merakını fazlasıyla arttırmıştır.

Bu arada Petersburg halkı arasında artan Doğu kültürü merakı 1909’da temeli

atılan ilk budist tapınağı olan “Datsan Gunzechoinei” ile taçlanmıştır. Mimari planı için

E. E. Uhtomski, V. V. Radlov, N. K. Rerih gibi doğu bilimcilerden oluşan bir komisyon

toplanmıştır. Rerih, bu çalışmalar sırasında XIII. Dalay Lama’nın temsilcisi Agvan

Lobsan Dorjiev (1853-1938) ile de yakın temas içerisinde olmuş ve merak ettiği Doğu

dünyası hakkında kendisiyle bilgi alışverişinde bulunmuştur.

Nikolay Konstantinoviç Rerih’in aile yaşantısına geri dönersek eğer, Elena

Rerih’in eşinin hayatındaki rolünden sonra oğullarını tanımak uygun olacaktır. 1902

yılında Elena ve Nikolay Rerih’in ilk oğulları Yuriy, iki sene sonra ise küçük oğulları

Svyatoslav dünyaya gelmiştir. Her ikisi de babalarının yolundan gitmeyi tercih etmiştir.

Yuriy dünyaca tanınmış bir doğu bilimci, Svyatoslav ise tanınmış bir ressam ve düşünür

olmuştur. Oğullarının bu yerlere gelmelerinde Nikolay ve Elena Rerih’in katkıları

büyüktür. Ebeveynlerin her ikisi oğullarının eğitimleri için büyük çabalar sarf etmiştir.

Page 59: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

48

Eve gelen tanınmış bilge insanlar, yapılan felsefi sohbetler, zamanında Nikolay

Konstantinoviç’i de etkilediği gibi, oğullarının da ilgi alanlarının oluşmasına etki etmiştir.

Rerih ailesinin çocuk yetiştirme konusunda farklı bir yaklaşımları olmuştur. Anne

ve babaların çocukların seçimlerine karışmamasından yana olmuşlar ve iki oğullarının da

meslek seçimini kendilerine bırakmışlardır. Onlara göre çocukları belirli bir alana

yönlendirmek yanlıştır ve ebeveynlerin tek görevi çocukların yeteneklerini keşfetmekten

ibarettir. Bu yüzden çocuklarının her alanda çok iyi eğitim almalarını sağlamışlardır.

Temel eğitimin yanı sıra tarih, felsefe, müzik, fotoğrafçılık, sanat dallarında anne ve

babalarından dersler almışlardır denilebilir. Elena İvanovna çocuklarının eğitimi ile çok

ilgili olmuş; küçük yaşlarından itibaren oğullarını müze, sergi, opera ve tiyatroya

götürmüş ve onlara piyano eğitimi vermiştir. Rerih ailesinin “ev tiyatro”ları da oldukça

meşhurdur. Her hafta çocuklarla beraber küçük skeçler ve parodiler hazırlamışlardır.

Çocukların sayısal, sözel, sanatsal ve müzikal eğitimini eşi Elena İvanovna üstleniyordu.

Nikolay Konstantinoviç ise çocukların ahlaki yönünü terbiye etmeye çalışırken, onlara

zorlu hayat mücadelesinde nasıl dimdik duracaklarını öğretmişti. Bunların yanı sıra

küçüklüklerinden itibaren çeşitli kazı ve gezilere de ailecek katılmışlardır.

Nikolay Konstantinoviç, Elena Rerih ile yaşamını ve evlerinin atmosferini şu

şekilde özetlemişti: “Doğruluk, adalet, sonsuz hakikat arayışı ve yaratıcı emeğe duyulan

aşk, genç ve güçlü ruhun etrafındaki hayatı değiştirmekte. Ve tüm evimiz ve tüm ailemiz,

her şey bu lütuflu esaslar üzerine kurulu.”92

(“Правда, справедливость, постоянный поиск истины и любовь к творящему труду

преображают всю жизнь вокруг молодого, сильного духа. И весь дом и вся семья - всё строится по

тем же благодатным началам.”)

Yabancı diller konusunda ise anne ve babalarının bu konuda yetenekli

olmalarından dolayı çocuklar küçük yaşlarından itibaren birkaç dil öğrenmeye

başlamışlardır. Sonrasında eğitimlerine babaları gibi Karl May Okulu’nda devam

etmişlerdir. O zamana kadarki süreçte oğullarının ikisinin de ilgi alanı belirlemiş ve

yeteneklerine yoğunlaşmış şekilde eğitim görmüşlerdir.

Sonuç olarak Nikolay ve Elena Rerih’in çocuklarına ne kadar doğru bir eğitim ve

terbiye verdiğini ve onları ne kadar doğru ilgi alanlarına yönelttiklerini her ikisininin de

başarılı kariyerlerinden görmekteyiz. Bu konuda, Nikolay Rerih’in eğitimci baba rolünün

de başarılı bir şekilde yerine getirildiği kanaatine varmaktayız. Sadece kendi oğulları

92 İnternet: “Nikolay Konstantinoviç Rerih”. Web:

http://www.newacropol.ru/alexandria/philosophy/philosofs/rerikh_nk/ adresinden 27 Eylül 2016’da

alınmıştır.

Page 60: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

49

değil, dünya çapında binlerce öğrencisi Nikolay Konstantinoviç’in devrim niteliğinde

eğitim metodlarından beslenmiş, başarılı ve topluma faydalı bireyler olarak yerlerini

almışlardır.

1.3.2. Çalışma Yılları

1901 yazında eğitim amaçlı gittiği Paris seyahati dönüşü Nikolay Rerih

İmparatorluk Sanatı Teşvik Cemiyeti’nde çalışmaya başlamıştır. Bu sıralarda Nikolay

Rerih yine arkeolojik kazılara katıldığı gibi evlendikten sonra da Elena İvanovna ile bu

gezilere katılmaya devam etmiştir. 1903-1904 senelerinde eşiyle birlikte Büyük Rusya

turnesini gerçekleştirmiş ve bu turnede Elena İvanovna ile birlikte en az kırk kadim Rus

şehrini ziyaret etmiştir. Amacı Rus sanatının kökenlerini ve esaslarını araştırmak

olmuştur. Sonuçta kendi payına eline geçen ise Rusya manzaralı muazzam bir resim

koleksiyonu, tarihi anıtların fotoğraf koleksiyonu ve tarih konulu denemeler olmuştur.

Gezi sırasında çekilen tarihi anıtların eşi bulunmaz fotoğraflarının tarihe büyük katkısı

olmuştur, zira fotoğrafların bazıları Rus ressam ve yazar İgor Grabar’ın (1871-1960) 13

ciltlik “Rus Sanatının Tarihi” (İstoriya Russkogo İskusstva) (1909-1916) adlı kitabında

ve Rus mimarisi ile ilgili olan birkaç kitapta daha kullanılmıştır. Nikolay Rerih’in resim

ve çizimleri ve Elena İvanovna’nın başarılı fotoğraflarının Rus kültür tarihine olan katkısı

tartışılmaz büyüktür. Ne acı ki Birinci Dünya Savaşı sırasında sözü edilen tarihi miras

büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Savaş sonrası birçok tarihi mabet, kilise ve okul

bombardımanlardan ve patlamalardan dolayı kullanılamaz hale gelmiştir. Rerih ailesinin

katkıları ile hem tarih hem de kültür açısından önemli olan bu yerlerin en azından var

olduğunun bilgisi gerek Nikolay Kontantinoviç’in mükemmel resimleri ve arkeolojik

raporları, gerekse Elena Rerih’in önemli fotoğrafları ile gelecek nesillere başarılı bir

şekilde aktarılmıştır. Ayrıca özellikle bu dönemde (1906-1916) Nikolay Konstantinoviç

yoğun bir şekilde tarihi mirası koruma ile ilgili çalışmalar yürütmüştür. İç savaş ve

ayaklanmaların, doğal afetlerin ve döneme büyük kayıplar yaşatan I. Dünya Savaşı’nın

dünya mirasını ne kadar büyük bir tahribata uğrattığını, Nikolay Rerih sayesinde

neredeyse tüm dünyaya duymuştur. Bu konuda yaptığı çalışmalar ve uluslararası düzeyde

gerçekleştirdiği yazışmalar, çeşitli dernek ve kongrelerde yaptığı söyleyişiler bu etkinin

en büyük göstergesi olmuştur. Aslında tüm bu etkinlikler ile Nikolay Rerih’in ulaşmak

istediği büyük amacı, tarihi ve kültürel mirasın korunması ile ilgili toplumsal bir hareket

yaratmaktı. Onlarca yıl sonra bu fikirler, Barış Bayrağı (Znamya Mira) ve Kültür Paktı

Page 61: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

50

(Pakt Kul’turı) ya da diğer adıyla Rerih Paktı’nın (Pakt Reriha) doğuşuna esas olacaktır.

Bu antlaşmanın önemi dünya kültürel mirasının korunması için yapılan ilk hukuksal

uluslararası belge olmasıdır.

Bu dönem özellikle tarihi miras konularına özel bir önem gösteren Nikolay

Rerih’in 1904 yılında çizdiği resimlerde de tarihi (“Taş Devri. Kuzey” (Kamennıy Vek.

Sever), “Geyikler” (Oleni)) ve dinsel konular (“Boris ve Gleb” (Boris i Gleb),

“Arhangel” (Arhangel)) ön plana çıkmaktadır.

Bu dönemde hem resim hem de yazılarında özellikle Rusya’nın muhteşem bir

doğaya, antik tarihe ve önemli bir kültürüne sahip olduğunu vurgulamaya çalışmıştır.

Aynı zamanda vatanı ve halkı için duyduğu endişeyi de tüm sevenleriyle üzüntü

içerisinde paylaşmıştır. Ayrıca, denemelerinde Rerih insanların kendi tarihini sevmesi ve

değer vermesi konusunda fazlasıyla nasihatte bulunmuştur. Kadim mabetlerin içindeki

desenlere ve mimariye de özellikle dikkat çekmeye çalışmıştır. Faaliyetleri, bu konuda

Rusya’da yapılan ilk çalışmalardan sayılsa da pek rağbet görmemiştir.

“…Eğitimli Rusların vatanlarını tanıma ve sevme zamanı geldi. Yeni hevesler

bulamayan sosyetelerin, gri tekdüze günlerini mutlu ve güzel hayata dönüştürecek olan,

daha önceden de gereken değerin verilmediği o “Yüce” ve “Önemli”yi tanıma zamanı

geldi.”93

(“...Пора русскому образованному человеку узнать и полюбить Русь. Пора светским людям,

скучающим без новых впечатлений, заинтересоваться высоким и значительным, которому они не

сумели ещё отвести должное место, что заменит серые будни весёлою, красивою жизнью.”)

Rerih sanatının bu dönemdeki amacını, kısaca “Kadim Rus kültürünün izlerini

bulmak, korumak ve devam ettirmek”94 olarak özetleyebiliriz. Nikolay Rerih bu amacı,

bahsettiğimiz dönem ile sınırlı kalmayıp; hayatının son günlerine kadar geliştirmeye ve

ilerletmeye çalışacaktır. Daha sonraları ise sanatını bu korumacı ve meraklı kişiliği ile

kendisini çocukluk yıllarından itibaren cezbeden Doğu felsefesi ile harmanlayarak icra

etmeye devam edecektir.

“Rusya tamamen içilmemiş bir kase gibi. Tamamen içilmemiş bu kase–dolu ve

şifalı kaynaktır. Tarlanın tam ortasında bir mucize gizlenmiş. Değerli taşlarla yer altı

93 Rerih, N. (2015). Nikolay Rerih. Duhovnıe Sokrovişça. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 128. 94 İnternet: “N. K. Rerih. Bibliografiya Zameçatel’nogo Çeloveka”. Web:

http://infourok.ru/n.k._rerih._biografiya_zamechatelnogo_cheloveka-474766.htm adresinden 15 Mayıs

2017’da alınmıştır.

Page 62: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

51

gücü ışıldıyor. Rusya inanıyor ve bekliyor.”95 (“Точно неотпитая чаша стоит Русь. Неотпитая

чаша — полный, целебный родник. Среди обычного луга притаилась сказка. Самоцветами горит

подземная сила. Русь верит и ждет.”)

Aynı dönem içerisinde gerçekleşen Rus-Japon Savaşı (1904-1905) da Nikolay

Rerih için hem maddi hem manevi kayıpların yaşandığı bir an olacaktır. Halkının her

sıkıntısına karşı duygusal yaklaşan Nikolay Konstantinoviç’in, savaş sırasında çok üzgün

olduğu hem edebi eserlerinden hem de çizdiği resimlerden anlaşılmaktadır. Büyük

manevi kaybı ise “Tarihi Rus Yapıtları” (Pamyatniki Russkoy Starinı) adlı resim serisi

yüzünden olmuştur. Bu seri, Kadim Rus şehirlerine gerçekleştirdiği seyahatler sırasında

yazılmıştır ve gerçekten tarihi öneme sahip olmasından dolayı Çar tarafından Rus Müzesi

için satın alınacaktı. Ancak patlak veren savaş ile birlikte bu planlar gerçekleşememiştir.

Rerih de koleksiyonu Amerika’da düzenlenen uluslararası sergiye yollamış, fakat sergiyi

düzenleyenlere gelen hacizden dolayı, tüm resimler açık arttırma ile satılmıştır. Yıllar

sonra Rerih sanatı hayranları bu resimlerin bir kısmını satın alarak Moskova’daki Devlet

Doğu Halkları Sanat Müzesi’ne bağışlamışlardır.

Nikolay Konstantinoviç, bahsettiğimiz Kadim Rus şehirlerini kapsayan seyahati

sonrasında da, tarihi geziler gerçekleştirmiştir. 1904 yılında özellikle en eski yerleşim

alanları olan Volga kıyısındaki şehirleri ziyaret etmiştir, yolculuğu Mojaysk şehrinde

başlayıp Talaşkino köyünde sona ermiştir. Burada ise hayatında önemli izler bırakan biri

olan başarılı bir ressam, eğitimci ve aynı zamanda önemli bir koleksiyoncu sayılan

Prenses (Knyaginya) Mariya Tenişeva (1858-1928) ile tanışmıştır. Mariya Klavdievna

Tenişeva yüksek tahsilli, sanatsal açıdan çok yetenekli ve en önemlisi Rusya’da sanatın

ilerlemesine doğrudan katkıda bulunan yardımsever biriydi. 1900 yılında Prenses Mariya

Talaşkino köyünde kendi imkanları ile köylüler için bir sanat okulu açmıştı. Bu okulda

resim, heykeltıraşlık, dantel işleme ve oymacılık gibi birçok konuda eğitimler

veriliyordu. Okulda icra edilen eserlerden oluşan yılsonu sergileri sadece Rusya’da değil

birçok Avrupa ülkelerinde bile sergilenmiş ve büyük beğeni toplamıştır. Nikolay Rerih ve

Mariya Tenişeva’yı birleştiren en önemli ortak noktalardan biri sanata ve tarihe olan

bağlılıkları denilebilir. Onların bu dostluğu Mariya’nın son günlerine kadar sürmüştür.

Yeni sanat atölyelerinin açılması, sergiler düzenlenmesi gibi birçok önemli projeye atılan

bu ikili Rusya tarihi ve kültürü açısından önemli adımlar atmıştır. İkili, projelerinde

yalnız değillerdi; ünlü Rus eleştirmenler Milütin, Vrubel, Benua, Korovin, Repin, onları

95 İnternet: Rerih, N. (1937). “Çaşa Neotpitaya”. Web: http://lib.icr.su/node/1196 adresinden 26 Eylül

2016’da alınmıştır.

Page 63: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

52

her anlamda destekleyen insanlardan olmuşlardır. 1912-1915 yılları arasında Nikolay

Rerih, Mariya Tenişeva ile birlikte Fyodorovski Yerleşim Alanı’nın (Fyodorovskiy

Gorodok) inşasını başlamışlardı. Aynı zamanda Grabar’ın daha önce bahsedildiği üzere

“Rus Sanatının Tarihi” adlı çok ciltli bir çalışmasının baş redaktörlüğünü üstlenmiştir.

1914 senesinde “Russkaya İkona” adlı yayının redaktörlük ve ortak yazarlık görevini de

birlikte başarıyla yürütmüşlerdir.

Nikolay Rerih 1906 yılında ise İmparatorluk Sanatı Teşvik Cemiyeti’nin okuluna

müdür olarak görevlendirilmiştir. Zor zamanlar geçiren bu okul, N. K. Rerih’in

olağanüstü çabalarıyla iflastan kurtularak, eskilere nazaran çok daha iyi bir eğitim

seviyesine yükseltmiştir. Öncesinde eski bir eğitim sistemini benimseyen bu okul hem

maddi hem de sanatsal bir kriz eşiğindeydi. Ünlü Rus sanat eleştirmeni ve ressam S.

Ernst (1894-1980) bu konuda şu satırları yazmıştır: “Hatırlatalım, 1906 yılında Rerih

geçen asrın 80’li yıllarında “donup kalan” okulun müdürü olmuştu.”96 (“Стоит вспомнить,

что Рерих получил в 1906 году школу, “застывшую на точке” 80-х годов прошлого века”)

N. K. Rerih başarılı eğitimcilik karyerine öncellikle akademik kadroda yaptığı

değişikliklerle başlamıştı. Özenle seçtiği yeni eğitmenler daha modern yaklaşımlarıyla

eğitime yeni bir nefes kazandırmışlardır. Okulun arazisinin büyütülmesi, yeni bölüm ve

sınıfların açılması, okul müzesinin kurulması gibi yenilikler de arkasından gelmiştir.

Okulda el işi ve dikiş (1908), ikon çizimi (1909), porselen seramiği (1910) ve oyma

(1913) atölyeleri faaliyete geçirilmiştir. Anatomi, Kadim Rus sanatı ve mimarisi, koro

gibi yeni dersler açılmış ve eğitim programında köklü değişiklikler yapılmıştır.

Öğrencilerinin sadece bir dalda değil de tüm sanat alanlarında kendilerini denemelerini

önermiştir. Bu yüzden resim, müzik, koro, dans ve tiyatronun yanı sıra çini ve

porselencilik gibi uygulamalı sanatlara da dikkat çekmiştir. Bu kadar çeşitli ve yeni sanat

dalının derslerinin açılması, Nikolay Rerih’in eğitim sistemine olan yenilikçi bakış açısını

gözler önüne sermektedir: “Bana göre sanat eğitiminin en önemli amacı öğrencilere

geniş sınırlar çizmesi ve sanata olan bakış açılarını sınırsız bir şey olarak

aşılandırmasıdır.”97 (“По-моему, главное значение художественного образования заключается в

том, чтобы учащимся открыть возможно широкие горизонты и привить им взгляд на искусство как

на нечто почти неограниченное”).

Nikolay Konstantinoviç, sanat dallarının sentezi ya da birleşimi olarak

adlandırılabilecek bu eğitim metodunu o dönemde başarıyla hayata geçirebilmiş ve 1921-

96 Marianis, A., A.g.e., 134. 97 Marianis, A., A.g.e., 137.

Page 64: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

53

1923 yılları arasında önce Amerika’da sonra da Hindistan’da olmak üzere açtığı tüm

eğitim kuruluşlarında başarılı bir şekilde uygulamıştır.

Nikolay Konstantinoviç’in bu “sentez” anlayışının her zaman çeşitli sanat

türlerinin birbirini zenginleştirdiği fikrinden meydana geldiği düşünülmektedir. Bu

düşüncenin Rerih’in hayat felsefesini yansıttığı söylenebilir. Zira gerek resimlerini

gerekse edebi eserlerini tarih, felsefe, sosyoloji gibi alanlardan edindiği değerli bilgilerle

zenginleştirmiştir. Zaten Nikolay Rerih hep bir uyum, bir harmoni peşinde olmuş ve

gereksiz ya da boş bir bilginin olmadığını savunmuştur. Gezegendeki tüm bilgilerden

faydalanarak olağanüstü bir iş çıkartılabileceğini düşünmüştür. Bu nedenle ille de bir

noktaya odaklanmaktansa kişinin ek uğraşlarının olması gerektiğine inanmıştır.

Okulun değişiminde ve N. K. Rerih’in sonralarında açtığı tüm eğitim

kurumlarında Karl May’in felsefesi büyük önem taşımıştır. Çünkü “severek öğretmenin”

Rerih’in sanatının, daha doğrusu hayatının temel amaçlarından biri haline geldiğini

görüyoruz. Bu konuda okulda büyük değişikliklere yol açan Nikolay Rerih’in eğitim

sistemi ile ilgili önemli fikirlerinden bahsetmek yerinde olacaktır. Bunlardan ilki

kadınlara verdiği önem ve değerdir. Rerih’in bu konu üzerine düşünceleri çalışmanın

ikinci bölümünde daha ayrıntılı bir şekilde incelenecektir. Ancak burada kısaca

değinilecek olursa; Rerih, kadınların dışlanmaması ve desteklenmeleri fikrini hayatının

her aşamasında savunmuştur ve bu fikrini benimsetmek için elinden geleni yapmıştır.

Okulda kız öğrenci sınıflarının sayısını arttırmasını bu düşünceyle bağdaştırabiliriz.

Kadınların hayatın hiçbir alanında geri kalmaması hatta erkeklere yardımcı ve yol

gösterici olması gerektiğini vurgulamıştır. İkinci değinilmesi gereken nokta ise eğitimin

her tabakaya ulaşması ve parasız olmasıdır. Rerih, eğitim herkesin hakkıdır diyerek,

öğrenciler arasında hiçbir sınıf ayırımı yapmamıştır. Bu konuda okulda yaptığı çalışmalar

doğrultusunda okulun Halk Sanat Akademisi (Narodnaya Akademiya İskusstv)

konumuna getirilmesi için olağanüstü çaba göstermiştir. Yani akademiyi herkesin, her

koşulda eğitim alabilmesini sağlayacak bir konuma getirmeye çalışmıştır. Bunca

uğraşlardan sonra belki hedeflerinde istediği noktaya ulaşamamıştır ancak daha sonra

kendi imkanlarıyla açtığı eğitim kurumlarında ise bu düşüncelerini fazlasıyla

gerçekleştirmiş olacaktır.

Sonuç olarak Rerih yönetiminde İmparatorluk Sanatı Teşvik Cemiyeti Okulu

inanılmaz bir büyüklüğe ve kaliteye ulaşmıştır. Okul, Rusya genelinde en büyük sanat

okulları arasında yer almış, 80 kişilik dev bir öğretmen kadrosuna, yaklaşık iki bin beş

Page 65: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

54

yüze yakın öğrenciye sahip olmuştur. Ayrıca fiziki olarak iki adet ana bina, dört şehir dışı

atölye ve çalışma sınıfını içeren büyüklüğe ulaşmıştır.

Sonraki senelerde A. Benua, Rerih’in okul yönetimi için şöyle diyecektir:

“Bu mucize bir kişinin, bir ressamın - Rerih’in enerjisiyle gerçekleşmiş oldu.

Rerih’in canlı sanat uğruna, durgunluk ve bürokratizme açtığı savaştaki tutarlılığı fazla,

daha fazla saygıyı hak ediyor.”98

(“Это чудо произошло благодаря энергии одного человека, одного художника – Рериха,

заслуживающего все большего и большего уважения за ту последовательность, с которой он

борется за живое искусство против мертвечины и казенщины.”)

Okul yönetimi kadar Nikolay Rerih önderliğinde gerçekleşen ilk mezuniyet

sergisi de çok konuşulmuştu. Sergiye gelen belediye başkanı natüralist sınıfın

öğrencilerinin resimlerinde çıplak insan figürlerinin fazla olmasından dolayı çok tedirgin

olmuştur. Nikolay Rerih’e bu sınıfın resimlerinin kaldırılmasını ya da “utanç verici

yerlerin” kapatılmasını emreden belediye başkanı beklenmedik bir tepkiyle karşı karşıya

kalmıştır. Bunun üzerine Nikolay Rerih’in öğrencileri, renkli kağıtlardan kestikleri bluz,

etek ve pantolonlardan oluşan kıyafetleri resimlerin üzerine yapıştırmışlardır.

Öğrencilerin bu akılcı hamlesi sergiye büyük ün kazandırmış olup, serginin birçok seyirci

ile buluşmasına vesile olmuştur.

1903 yılına kadar daha çok Rusya’da sergiler gerçekleştiren Nikolay Rerih, bu

tarihte Dyagilev’in teklifini kabul ederek Sanat Dünyası Cemiyeti’nin (Mir İskusstva)

hazırladığı yurtdışındaki sergilere katılmaya karar vermişti. Böylece kendi vatanında

zaten tanınan Rerih’in ünü yurtdışında da artmaya başlamıştır. Başarılarıyla 1904 yılında

Nikolay Rerih’in adı genç ressamların ulaşamadığı yerlere ulaşmış ve Rerih birçok

yurtdışı müzeden teklif almıştır.

N. K. Rerih’in Sanat Dünyası Cemiyetiyle birlikte tiyatro yeteneğini de

geliştirmiştir. “Kar Kızı” (Sneguroçka), G. İbsen’in “Per Günt”, M. Materlink’in

“Princessa Malen”, R. Vagner’in “ Val’kiriya” ve “Tristan ve İzolde”si gibi birçok tiyatro

oyununu sahnelemiştir. Böylelikle XX. yüzyıl sanat camiasında muazzam bir olaya imza

atmıştır ve birçok farklı görevi başarıyla yerine getirmiştir. Bunların yanı sıra 1907-1908

ve 1913-1914 Eski Tiyatro’nun restorasyonunda sahne dekoratörlüğünün yanı sıra sanat

danışmanı olarak da görev yapmıştır.

98 İnternet: “Jizn’ i Tvorçestvo N. K. Reriha”. Web: http://spb-icr.ru/roerich/ adresinden 27 Kasım 2016’da

alınmıştır.

Page 66: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

55

1906 yılında Sergey Dyagilev, Paris halkını ilk defa Rus ressamlarının tablolarıyla

tanıştırmıştır. Bu o zamana göre çok büyük bir adımdır, zira Avrupa, Rus sanatını henüz

tanımamaktaydı. Bu sergide Nikolay Rerih’in tam 16 tablosu Avrupa seyircisiyle

buluşmuştur. Böylece S. Dyagilev Rimski-Korsakov, Borodin, Rahmaninov, Skryabin,

Glazunov, Stravinski gibi yetenekli Rus sanatçılarını Avrupa’ya tanıtmış oldu. 1929’da

Dyagilev’in ölümünden sonra Rerih şöyle yazar: “Dyagilev’in başarısı yüce insanların

başarısı olarak sayılabilir. Fakat daha doğru bir tanımlama ararsak şöyle diyebiliriz,

modern sanatın geçiciliği ve yabancılığını sarsan sentez hareketinin gerçek

temsilcisidir.”99

(“Мы можем считать достижения Дягилева достижениями великого человека, но еще

точнее было бы видеть в нем истинного представителя целого движения синтеза, вечно-юного

представителя великого момента, когда современное искусство пошатнуло так много условного и

внешнего.”)

Böylece N. Rerih’in ünü yurtdışına da hızla yayılmaya başlamıştı. Rerih 1906

yılından itibaren Dyagilev’in destekleriyle uluslararası sergilere katılmaya başlamıştır.

Paris, Prag, Viyana, Berlin, Brüksel, Venezya, Roma ve Londra, Rerih’in sanatıyla

tanışan şehirler arasında yer almaktadır. Rerih’in tabloları Lüksemburg Müzesi, Milli

Roma Müzesi, Luvr ve başka birçok Avrupa müzesi tarafından satın alınmıştır. Birçok

uluslararası sergi ve sanat faaliyetine katılan Nikolay Konstantinoviç, 1900’lerde en fazla

tanınan Rus ressam olmuştur. Özellikle sahne dekorlarında kullandığı olağanüstü tarihi

motifler, onun ressam kimliğini daha da yüceltmiştir. Bu nedenle özellikle Fransa’da

“Yeni Rus Milli Sanatı” konusundaki fikirler büyük ölçüde Rerih ismi ile anılmaktaydı.

Nikolay Rerih aynı zamanda Avrupa’da sadece en tanınan değil en çok merak edilen

sanatçı olmuştur. 1907-1918 seneleri arasında dokuz adet monografi ve onlarca sanat

dergisine konu olmuştur. 1914’te ise Nikolay Konstantinoviç’in ilk külliyatı

yayınlanmıştır.

1907-1914 yılları arasında Nikolay Rerih sahne dekorlarının hazırlanmasına da

yoğun ilgi duymuştur. Bu dönem özellikle Rusya’da sahne dekorlarının önemsenmeye

başladığı ve yükselişe geçtiği dönemdi ve sahne dekoru çok önemli ve çok zor bir iş

olarak kabul ediliyordu. Aleksandr Benua, A. Golovin, V. Serov vs. gibi birçok ünlü

ressam sahne dekorları için kollarını sıvamıştı. Nikolay Rerih için sahne dekorasyonu

Petersburg’taki Eski Tiyatro’da sergilenemeyen “Devassari Abuntu” adlı oyunun dekoru

99 İnternet: “Biografiya. Nikolay Rerih”. Web: http://soznanie.info/bio_rerih.html adresinden 22 Şubat

2016’da alınmıştır.

Page 67: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

56

ile başlamıştır. Bu oyun sergilenemese de Nikolay Rerih sahne dekorları için hazırlanan

taslakları daha sonraki çalışmalarında kullanmıştır.

N. K. Rerih sahne dekoratörlüğü konusundaki çalışmalarına Dyagilev’in Paris’te

gerçekleştiği “Rus Mevsimleri” (Russkiye Sezonı) adlı turnesinde devam etmiştir.

Borodin’in “Knez İgor”, Rimski-Korsakov’un “Pskov’lu Kız” (Pskovityanka) ve “Kar

Kızı” (Sneguroçka), İ. Stravinski’in “Kutsal Bahar” (Vesna Svyaşennaya) balelerinin

sadece dekor ve kostümlerini hazırlamakla kalmamış aynı zamanda libretto yazarı olarak

da boy göstermiştir.

Rus sanat eleştirmeni ve devlet insanı V. S. Kemenov (1908-1988) Nikolay

Rerih’in bu başarısıyla ilgili şu satırları yazmıştır: “Rerih tarafından hazırlanan ‘Knez

İgor’un dekoru dünya teatral sanatı için gerçek bir buluştu.”100 (“Оформление, созданное

Рерихом к "Князю Игорю", стало подлинным открытием в истории мирового театрального

искусства.”)

Dyagilev ve Rerih birlikteliğinin zirvesi ise şüphesiz “Kutsal Bahar” adlı bale

sayılabilir. İlk kez Paris’te gösterilen bu baleden sonra çok iyi yorumlar almamışsa bile,

ikisini büyük merak konusu yapmaya yetmiştir. Bu bale ile ilgili özellikle belirtilmesi

gereken bir unsur balenin senaryosunun yazılma aşamasında “Büyük Kurban” anlamına

gelen “Velikaya Jertva” adını taşımasıdır. Bu isim balenin temel amacına en uygun isim

olarak görülse de sonradan daha yumuşak ve rahatsız etmeyen bir isim seçilerek bale

“Kutsal Bahar” adı ile seyircisiyle buluşmuştur. Balenin konusu ise o zamana kadar hiç

sergilenmemiş olan Pagan Rusya hakkındadır. Nikolay Rerih, özellikle tarih ve

geleneklere olan özel ilgisinden dolayı bu baleye büyük hevesle tutunmuştur. Balenin ana

konusu Pagan kültürünün getirdiği ilkel geleneklerdir. Sahnede İlkbahar’ı - Hayat Veren

Ana’yı - selamlama ve İlkbahar güneşini simgeleyen Yarila’ya kurban adama ayinleri

sergilenmiştir. Yarila’nın, Slav mitolojisinde çok önemli bir yer tuttuğunun belirtilmesi

gerekir. Yarila, Doğu Slavları arasında bahar bereketinin temsilcisidir. Yarila ismi tarla,

ekmek, bahar, oğul arısı, ateş, hareket, tutku, güç, cesaret gibi anlamlar taşımaktadır.

Pagan döneminde daha çok cinsel güç gösterileri şeklinde yapılan ayin, Hıristiyanlıktan

sonra yasaklanmış olmasına rağmen halk arasında bahar kutlaması şeklinde devam

etmektedir.101 Rerih ve Dyagilev bu balede topluma ve benimsenen değerlere karşı biraz

eleştirel bir bakış açısı sergilemişlerdir. Zira onlara göre tarih ve eski gelenekler bu

derece basite indirgenmemeliydi. Kadim halkların ateşin önünde maniler söyleyip

100 Marianis, A., A.g.e., 195. 101 Öksüz, G., (2014). Rus Mitolojisi. (Birinci Baskı). İstanbul: Çeviribilim Yayınları, 107.

Page 68: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

57

durmadan kurban verdikleri - düşüncesi çok yanlıştır. Balenin asıl amacı o kadim

halkların ne kadar büyük çalışma ve çabalarla bizim bu günlere gelmemizi sağladıklarını

göstermekti. Ancak ikisi de seyircinin bu tarz düşüncelere pek hazır olmadıklarını

düşünememişlerdi. Avrupa halkı ne kadar serbest ve özgür görünse de onların gerçekte

bir o kadar da muhafazakar olduklarını hesaba katmamışlardı. 29 Mayıs 1913’te Paris’te

“Kutsal Bahar”ın prömiyeri yapılmış ve bu prömiyeri seyreden bir seyirci şöyle bir

yorumda bulunmuştur:

“Kutsal Bahar hakkında daha önce yazılanların gerçekte olanlarla neredeyse

hiçbir ilgisi yoktur. Tiyatro, deprem olmuş gibi titriyordu. O (tiyatro) sarsılıyordu.

İnsanlar küfürlerle bağırıyor, yuhluyor ve ıslık çalıyorlardı, müzik sesi hiç duyulmadı.

Tokat ve yumruklar havada uçuşuyordu… Bale ise inanılmaz derecede güzeldi.”102

(“Ничто из когда-либо написанного о битве Весны Священной не дает даже слабого

представления о том, что происходило на самом деле. Театр, казалось, дрожал от землетрясения. Он

сотрясался. Люди выкрикивали ругательства, завывали и свистели, заглушая музыку. Раздавались

пощечины и удары... сам же балет был удивительно прекрасен.”)

Böyle bir karşılamayı açıkçası ne Rerih ne de Dyagilev beklemişti. Daha sonra

balenin bu kadar barbarca karşılanmasının ardından Nikolay Rerih şu satırları yazmıştır:

“Balenin ilk gösteriminde seyircinin ne kadar bağırdığını ve ıslık çaldığını ve

bundan dolayı hiçbir şeyin duyulmadığını hatırlıyorum. Kim bilir belki o an seyircilerin

aşırı coşku anına denk geldi ve onlar da ilkel toplumlar gibi duygularını ifade ettiler.

Fakat şunu söylemeliyim ki, bu vahşi ilkelliğin bizim atalarımızın sofistike ilkelliği ile

hiçbir benzerliği yoktu, çünkü onlar için ritim, kutsal sembol ve hareketin inceliği yüce ve

kutsal kavramlardı.”103

(“Я помню, как во время первого представления публика свистела и кричала так, что ничего

нельзя было услышать. Кто знает, может быть, в этот самый момент люди находились в состоянии

внутренней экзальтации и выражали свои чувства, как самые примитивные из племен. Но я должен

сказать, что этот дикий примитивизм не имел ничего общего с утонченным примитивизмом наших

предков, для которых ритм, священный символ и утонченность жеста были великими и святыми

понятиями.”)

Yurtdışı turnelerine rağmen Rusya’daki işlerine hiç aksatmadan devam eden

Nikolay Rerih 1909 yılında Sanat Akademisi’ne akademisyen olarak seçilmiştir. Bu sene

Rerih’in hayatında oldukça yoğun geçmiştir. Sanat Akademisi ve okulun yanı sıra Sanat

ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği’nin (Obşestvo Zaşitı i Sohraneniya Pamyatnikov

102 Baganova, M., (2014). Rudolf Nuriyev. Bog Tantsa. (Birinci Baskı). Moskva: AST, 169. 103 İnternet: “Vesna Svyaşçennaya”. Web: https://ru.wikipedia.org/wiki/Весна_священная adresinden 13

Temmuz 2016’da alınmıştır.

Page 69: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

58

İskusstva i Starinı) de başına geçmiştir. O dönem çeşitli ulusal ve uluslararası sanat

akademi ve derneklere üye olmuştu. Resim sergilerini kaçırmamaya olabildiğince özen

göstermiştir. Aynı zamanda bu dönemde arkeolojik kazılara katılmaya da devam etmiş,

okul ve diğer müzeler için değerli koleksiyonlar toplamıştır. Rerih, o dönem nükseden

bronşit ve zatürre hastalığından dolayı yurtdışına tedavi amaçlı seyahatler

gerçekleştirmek zorunda kalmıştır.

1909-1910 yılları Rerih’in hayatında önemli yıllar olmuştur. Zira özellikle bu

yıllar boyunca verdiği mücadeleler ve yaptığı çalışmalar daha sonra Rerih Pakt’ının

esasını oluşturacaktır. Bu dönemde yine oldukça fazla seyahat etmiştir. Ancak bu

seyahatlerin amacı daha çok eski mabetlerdeki kaba ve özensiz restorasyon çalışmalarına

dikkat çekmek olmuştur. Daha önce bahsedildiği üzere bu konuda eşiyle birlikte

çalışmalar yürütmüştür. Bu araştırmalar sayesinde tarihi değeri olan mekanlara gereken

önemin verilmemesi sorunsallaştırılmış ve bu konuda hükümeti bilgilendirme

gereksinimi önem kazanmıştır. Bunun yanında 1914 yılında gerçekleşen savaşın

kaçınılmaz olduğu daha o zamanlardan beri neredeyse belliydi ve Rerih bunu çok büyük

bir acıyla karşılamıştı. Rerih’in savaşa ilişkin kehanetleri o zamanki resimlerinden net

olarak görülebilmektedir. Bu tablolarda karanlık, yıkım, karamsarlık ve üzüntü ana

temalar olarak kullanılmıştır. Önemli bir nokta da resimlerinde kahin ve peygamber

siluetini kullanmaya başlaması olmuştur. İçinde yaşadığı zamanın tarihi anıtlarının

önemsenmemesi ve gelecekte gerçekleşebilecek yıkımlar, Rerih’i korkutmuştur. Bu

nedenle tarihi mekanların korunması konusunda Rusya, Fransa ve Amerika

hükümetlerine bir rapor hazırlamıştır, fakat hiçbir hükümet tarafından istediği ilgiyi

görmemiştir. Yazdığı bu raporlar daha sonra Rerih Pakt’ının hukusal altyapısının

oluşmasında etkili olacaktır. 1910 senesinin acı bir yanı da bu yılda Üstadım diye

adlandırdığı öğretmeni Arkhip Kuinci’yi kaybetmiş olmasıdır.

1915’te Petersburg’ta “Sanat Dünyası”nın düzenlemiş olduğu sergisine yeni

resimlerle katılan Nikolay Rerih özellikle savaş konusunu işlemiş ve çarpıcı

manzaralarıyla izleyicilerin büyük takdirini toplamıştır. Bu yıllarda sürmekte olan Birinci

Dünya Savaşı’nda dökülen masumların kanı, eserlerin ana temalarından birini

oluşturmuştur. Zira Rerih hayatı boyunca gerek resimlerinde gerekse edebi eserlerinde

zulme, savaşa, ve yok edici “dünya”ya hep karşı gelmiştir. Savaşların aslında ne kadar

anlamsız ve gereksiz olduğunu ve sonuçlarının ne kadar yıpratıcı olduğunu her fırsatta

dile getirmiştir. Nikolay Konstantinoviç tablolarında şöyle söylüyor, hatta haykırıyordu:

Page 70: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

59

“Zulüm anlamsızdır, başka bir yol var; iyilik ve sevgi yolu, o hep aydınlıktır.”104 (“В

своих картинах он говорил, кричал людям: насилие бессмысленно, есть другой путь – путь добра и

любви, он светел… “)

Sergilenen resimler arasında en olay yaratanı ise “Ölüme Mahküm Olan Şehir”

(Grad Obreçennıy) adlı resmi olmuştur. Bu resimde Nikolay Rerih eski dünyanın, eski

kültürün yok oluşuna ve gelecekte bundan dolayı gelebilecek kötülüklere dikkat

çekmiştir. Bu resim Maksim Gorki tarafından da çok beğenilmiş ve sergi sonunda

Nikolay Rerih tarafından kendisine hediye edilmiştir.

Bu dönemi özetlemek gerekirse, Nikolay Konstantinoviç Rerih’in çeşitli alanlarda

muazzam sanatsal yeteneklere sahip ressam, yazar, sanat yönetmeni, tiyatro tasarımcısı,

tarihçi, arkeolog, başarılı bir eğitmen olmanın yanı sıra zamanla yeni yeteneklerinin de

ortaya çıkması Rerih’i özel kılan unsurlarındandır. Uğraşlarının çok yönlülüğü ve

sanatının büyüklüğü birçok ünlü şahsiyet ve alanlarında ustalaşmış insanın da dikkatini

çekiyordu. Rus sanat eleştirmeni E. İ. Polyakova (1926-2007) bu durumu şu şekilde

özetlemiştir: “Öyle bir çalışkanlık, sanat etkisinin sürekliliği- birçok sanatkar kardeşim

için bir bilmecedir. Faaliyet alanlarının çeşitliliği de ayrı bir bilmece.” 105 (“Такая

работоспособность, постоянство творческого импульса — загадка для многих собратьев по

искусству. И разнообразие деятельности тоже загадка.”)

Bu çok yönlülüğü belirtildiği gibi birçok sanatkar için anlaşılmazdı. Bazıları bu

girişimleri yetenek olarak kabul edip Rerih’i dahi olarak kabul etse de, bazıları ise

kıskançlıklarından dolayı onu kariyer odaklı ve çok hırslı bir insan olarak görmüştür.

Nikolay Rerih’in kendisi de her zaman şu düşünceyi savunmuştur; eğer insan kıskanılıyor

ve hunharca eleştiriliyorsa, bilin ki o insan yeteneklidir.

Nikolay Konstantinoviç’in bu olağanüstü başarılarının çalışkanlığı ve disiplinli

oluşundan kaynaklandığı sonucuna varmaktayız. Bir saniye kaybetmeye dahi fırsat

vermediği bir çalışma temposu ve çok disiplinli oluşu başarılarına başarı katmıştır

denilebilir. Fakat tüm bu başarılarını az da olsa sınırlayan bir faktör olmuştur; Nikolay

Rerih’in kronik hastalığı.

1916 yılında çocukluğundan beri süren akciğer rahatsızlığı nedeniyle doktorları

Rerih’in daha kuru iklime sahip yerlere taşınmasını öngörmüş ve bu yüzden Nikolay

Konstantinoviç ailesiyle birlikte Finlyandiya’ya, Ladoga Gölü’nün kıyısındaki

104 İnternet: Sıtov, D., “Rerih Nikolay Konstantinoviç. Biografiya”. Web:

http://www.bankgorodov.ru/famous-person/Rerih-Nikolai-Konstantinovich adresinden 12 Şubat 2016’da

alınmıştır. 105 Marianis, A., A.g.e., 148.

Page 71: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

60

Serdobol’(Vuorio)/ Sortovala106 şehrine taşınmıştır. Özellikle Petersburg’a olan yakınlığı

Nikolay Rerih’in İmparatorluk Sanatı Teşvik Cemiyeti Okulu’nun işlerine devam

etmesine imkan sağlamıştır.

N. K. Rerih Finlandiya’da geçirdiği dönem itibariyle kendini tamamen sanata

adamıştır. Bu dönemde de yoğun bir şekilde resim ve yazı çalışmalarına devam

etmektedir. Zaten Nikolay Rerih her zaman Kuzey’in o dokunulmamış, duru güzelliğine

hayranlığını dile getirmiştir. Eserlerinde endüstrileşme ve kentleşmenin bu yerlerde

büyük kayıplara yol açtığını vurgulamıştır.

“Ormanlar türlü türlü ağaçlarla doludur. Otlar rengarenk. Dalgalı ufuklar derin

mavi rengindedir. Her yerde nehir ve göllerin aynaları. Tümsekler ve tepeler. Dik,

düzgün, yosunlu, kayalıklı. Kayalar sürü olarak yığılmış. Türlü cezirler. Yosunlu halılar

zengince serilmiş. Yeşilli beyaz, eflatun, kırmızı, turuncu, mavi, sarılı siyah…”107

(“Причудливы леса всякими деревьями. Цветочны травы. Глубоко сини волнистые дали.

Всюду зеркала рек и озер. Бугры и холмы. Крутые, пологие, мшистые, каменистые. Камни стадами

навалены. Всяких отливов. Мшистые ковры богато накинуты. Белые с зеленым, лиловые, красные,

оранжевые, синие, черные с желтым...”)

Bu sözlerinden Karelya doğasının güzelliği ve saflığı anlaşılmaktadır. Zaten

arkeoloji ile ilgilenmeye başladıktan sonra Nikolay Konstantinoviç taşlara, kayalıklara,

tepelere ve dağlara ayrı bir hayranlık duymuştur. Aslında onlarda toprak ve göğün, bu

dünyanın ve öteki dünyanın, geçmiş ve şimdiki zamanın kopmaz bütünlüğünü görmüştür.

Belki bu yüzden resimlerinde muhteşem dağ ve kayalık manzaralarını sıkça görmekteyiz.

Bu konuda Nikolay Rerih’in şu sözleri dikkat çekmektedir: “Ne tuhaftır ki belki de kaya

saltanatının öğütleri zamanımızın arayışlarına en yakın şeydir.”108 (“Странно подумать,

что, быть может, именно заветы каменного царства стоят ближе всего к исканиям нашего

времени”.)

Dağlara ve kayalara olan sevdası sanat eleştirmenlerinin gözünden de

kaçmamıştır. M. Voloşin (1877-1932) Rerih eserleri hakkında şöyle der: “…Rerih

ruhu…kaya saltanatına kesinlikle yakındır…” 109 (“...дух Рериха... исключительно близок

царству камня...”)

106 Sortavala - Ladoga Gölü’nün kuzey kıyısında yer alan Rusya Federasoyonun Karelya Cumhuriyeti

şehridir. 1721-1918 yılları arasında Rus İmparatorluğu (Serdobol’), 1918-1940 yılları arasında Finlandiya

(Sortavala), 1940 - şimdi SSCB/Rusya sınırları içerisindedir. 107 İnternet: “Rerih. Biografiya. Puteşestvie v Evropu”. Web: http://roerih.ru/bio3.php adresinden 12 Mart

2016’da alınmıştır. 108 İnternet: “Nikolay Konstantinoviç Rerih: Biografiya”. Web:

http://www.liveinternet.ru/users/nata_tursha/post333556062adresinden 15 mart 2016’da alınmıştır. 109 İnternet: “Nikolay Konstantinoviç Rerih: Biografiya”. Web:

http://www.liveinternet.ru/users/nata_tursha/post333556062 adresinden 15 mart 2016’da alınmıştır.

Page 72: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

61

N. K. Rerih’in, bu manzaraların verdiği ilhamla ürettiklerine Karelya’nın doğa

manzaralarından oluşan büyük resim koleksiyonu, “Alev” (Plamya) (1918) adlı

otobiyografik roman, “Moriya Çiçekleri” (Tsvetı Morii) (1921) adlı şiir kitabı ve

devrimin getirdiği faciayı konu alan “Hayır işi” (Moloserdiye) (1919) adlı gizemli oyun

örnek sayılabilir. Maksim Gorki, onun “Moriya Çiçekleri” adlı eserini okuduktan sonra

şöyle bir yorumda bulunmuştur:“O (Nikolay Rerih), Doğu ve Batı’nın tarihsel kaderleri,

onların derin ilişkileri hakkındaki işaretleri icra ediyordu; bu sırada da masal, efsane,

bilmece, destan, epik şiir, felsefi deneme, eğitici vaaz gibi adeta resimlerinin şiirsel

yorumları olarak nitelendirilebilecek farlı türleri denemiştir.” 110 (“Он создает свои

"письмена" об исторических судьбах Вост ока и Запада, их глубинной взаимосвязи, обращаясь к

самым различным жанрам к ска зке, легенде и притче, поэме и былине, философскому эссе,

дидактической проповед и, в конце концов, к поэтическим коммент ариям о собственных

картинах.”)

Maksim Gorki’den söz etmişken, 4 Mart 1917 senesinde Maksim Gorki

Petersburg’taki evinde bir toplantı düzenlemiştir. Bu toplantıya Rusya’da önde gelen

sanatçılar, ressamlar, yazarlar ve aktörler katılmıştır. Nikolay Rerih ve yakın arkadaşı A.

Benua da bahsi geçen toplantıda etkin rol oynamışlar, ikisi de toplantı başkanının

yardımcıları olarak seçilmişlerdir. Bu toplantının amacı “Rus sanatın gelişmesi ve tarihi

eserlerin korunması olarak belirtilmiştir.” 111 Zor bir dönemden geçen Rusya’da halk

perişan, çarlık rejimi yıkılmış, dengeler değişmişti, kısacası Şubat Devrimi (23 Şubat-3

Mart 1917) daha yeni bitmişti. Maksim Gorki ise bildiğimiz üzere bu devrimi

destekleyenlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Maksim Gorki’yi niteleyebilecek en

kapsamlı tanım, gerçekten de, onun sosyalist devrimin yazarı olduğudur. Ekim 1917

Devrimi nasıl Lenin adıyla kopmaz bir şekilde bağlıysa; devrim öncesi, devrim yılları ve

devrim sonrası Rus ve Sovyet-Rus edebiyatı da Maksim Gorki adıyla öylesine bağlıdır.112

Maksim Gorki buradan anlaşılacağı üzere ülkenin siyasi yaşamında çok faal

olmuştur. Bu dönemde yapılan siyasi eylem, devrim ve ayaklanmalarda mutlaka adı

geçmiştir. Peki Nikolay Rerih gibi siyasete oldukça uzak bir insanın Maksim Gorki’yi bu

kadar sevmesinin sebebi ne olmuştur? Bu sebep - ikisinin emeğe ve yaratma gücüne olan

saygılarıdır. Gorki, tüm yaşamı ve yaratıcılığı süresince, gerek militan eylemiyle, gerek

yazar olarak, insan emeğinin, insan onurunun savunucusu olmuş; aydınlık, özgür, eşit bir

110 İnternet: “Megaentsıklopediya Kirilla i Mefodiya, Nikolay Konstantinoviç Rerih”. Web:

http://megabook.ru adresinden 9 Mart 2016’da alınmıştır. 111 İnternet: “Nikolay Konstantinoviç Rerih”. Web:

https://ru.wikipedia.org/wiki/Рерих,_Николай_Константинович adresinden 13 Nisan 2016’da alınmıştır. 112 Behramoğlu, A. (2008). Rus Edebiyatının Öğrettiği. İstanbul: Evrensel Basım Yayın, 157.

Page 73: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

62

geleceğe olan inancını, umudunu ve bu gelecek için savaşım gücünü hiçbir zaman

yitirmemiştir.113

Bu sözlerden yola çıkarak aslında Nikolay Rerih’in ve Maksim Gorki’nin amaç ve

düşüncelerinin aynı olup, tek farkın bu düşünceleri ilkinin eserlerinde verdiği nasihat ve

öğüt bırakması, diğerinin ise daha çok ülkesinin siyasi hayatına aktif katılımla

gerçekleştirmiş olması anlatılmaktadır.

Bu arada Nikolay Konstantinoviç’in hastalığının ilerlemesi, tekrarlanan zatürre ve

bronşitler artık ciddi bir tehdit oluşturmaya başlamıştı. Bu durumdan kötü etkilenen

Nikolay Rerih ilk vasiyetnamesini yazmıştır (ikincisi ise 1939 yılında yazılacaktır).

Vasiyetnamede şöyle yazar: “Benim tüm malvarlığımı ve tüm alacaklarımı, her şeyi eşim

Elena Rerih’e bırakıyorum. O ise gerek duyulduğunda oğullarımız Yuriy ve Svyatoslav’a

eşit miktarlarda bölüştürecektir. Dostça yaşasınlar ve Vatan’a hayırlı evlat olsunlar.”114

(“Все, чем владею, все, что имею получить, завещаю жене моей Елене Ивановне Рерих. Тогда, когда

она найдет нужным, она оставит в равноценных частях нашим сыновьям Юрию и Святославу.

Пусть живут дружно и согласно и трудятся на пользу Родины…”)

Rerih, bir sene yoğun tedavi gördükten sonra hastalıkları iyileşmiş ve artık

Finlandiya’dan ayrılma zamanı gelmiştir.

Fakat 1917 senesinin devrimleri (Şubat Devrimi, Ekim Devrimi) nedeniyle

Finlandiya, sınırlarını Rusya’ya kapatmıştı. Vatanından ayrı kalan ve dönemeyen Rerih

ailesi ciddi olarak Hindistan’a gitme planları yapmaya başlamışlardı. O dönemde İngiliz

sömürgesi altında olan Hindistan’ın bazı bölgelerine Avrupa’dan daha kolay

ulaşabileceği için, N. K. Rerih Avrupa’dan gelen teklifleri kabul etmeye karar vermiştir.

Böylece 1918 yılında Nikolay Rerih İsveç’ten sergi teklifi almış, Malmö ile Stockholm

şehirlerinde açtığı iki büyük sergisi sanatseverleri tarafından büyük beğeni toplamıştır.

Ardından 1919 senesinde Danimarka’nın başkenti Kopenhag’ta ve Finlandiya’nın

başkenti Helsinki’deki sergiler aynı başarıyla gerçekleşmiştir.

1.4. Avrupa ve Amerika Dönemi

1919 yılında Rerih ailesi Londra’ya taşınmıştır. Eski arkadaşı Sergey Dyagilev

Londra’da sergi düzenlemesine yardımcı olmuştur. “Büyülü Rusya” (Oçarovannaya

Rossiya) adı altında düzenlenen sergi önce Londra sonra ise Worthing şehrindeki

seyircisiyle buluşmuştur.

113 Behramoğlu, A., A.g.e., 161. 114 Marianis, A., A.g.e., 222.

Page 74: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

63

Nikolay Konstantinoviç aslında Londra’ya Hindistan’a gitmenin buradan daha

kolay olacağı düşüncesiyle taşınmıştı. Çünkü Rusya’dan direkt Hindistan’a gitmek o

dönemde çok zor görünüyordu. Ancak mali sıkıntılarından ve pasaport sorunlarından

dolayı bu hayalini hemen gerçekleştirememiştir. Fakat Londra’da hayatının en önemli

buluşmalarından birini yaşamış olan Nikolay Konstantinoviç, burada büyük hayranlık

duyduğu Nobel ödüllü Hint yazar ve düşünür Rabindranath Tagore (1861-1941) ile

tanışmıştır. Nikolay Rerih Rabindranath Tagore ile ilk tanışması 17 Haziran 1920 yılında

gerçekleşti. Tagore’un büyük oğlu bu görüşme hakkında şunları yazar:

“Öğleden sonra Suniti Chatterji 115 Rus ressam Nikolay Rerih ve iki oğlunu

getirdi. Rerih resimlerinin olduğu albümü gösterdi. Resimleri gerçekten olağanüstüydü.

Batı sanatında buna benzer şeyler hiç görmedim. Babam da çok etkilendi... Ailecek Eylül

ayında Hindistan’ı ziyaret etmeyi düşünüyorlar. Onların samimiliği ve doğal davranışları

bizi büyüledi, onlardaki bu saflık fazla sert İngilizlerden ayıran en büyük şeydi. Onları

yakından tanımak isteriz.”116

(“...После обеда Сунити Чаттерджи привёл Николая Рериха, русского художника, и его двух

сыновей. Рерих показал нам альбом репродукций своих картин. Картины действительно

замечательны. В западном искусстве нет ничего подобного. На отца они произвели очень большое

впечатление... Вся семья собирается в Индию в сентябре. Их искренняя простота и естественные

манеры очаровывают, они так свежи, так отличаются от чопорных англичан. Мы хотели бы узнать

их поближе”.)

İlk görüşmelerinden sonra Nikolay Rerih Tagore’a direkt Üstadım diye hipat

etmeye başladı ve 24 Haziran 1920 yılında yazdığı ilk mektubunda: “Değerli Üstadım.

Benim sözlerim size Rusya’yı hatırlatsın...”117 (“Дорогой мастер! Пусть мои слова напомнят

Вам о России...”)

Aralarında oluşan kuvvetli bağ ikisininde Londra’da oluşundan dolayı

güçlenmeye başlamıştı. Hatta Tagore Nikolay Rerih’in Londra’daki atöylesini ziyaret

etmiş ve ona olan hayranlığı 24 Temmuz Rerih’e yazdığı mektupta şu şekilde ifade

etmiştir: “Değerli dostum! Londra’daki atölyenizde gördüğüm resimlerinizin ve de sanat

dergilerde çıkan resim fotoğrafları beni derinden etkiledi. (...) Sizin resimleriniz anlaşılır,

115 Chatterji, Suniti Kumar (1890-1977) - Hint dilbilimci, edebiyatçı ve eğitimcidir. 116 Dubaev, M. L. (2003). Rerih. (1.Baskı), Moskva: Molodaya Gvardiya, 92. 117 İnternet: “Pismo N. K. Reriha k Rabindranatu Tagoru, ot 24.06.1920, London”. Web:

http://rerich9.sitecity.ru/ltext_0204010156.phtml?p_ident=ltext_0204010156.p_2804130014 adresinden 25

Kasım 2016’da alınmıştır.

Page 75: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

64

fakat sözlerle ifadesi zordur. Sanatınız kendi özgürlüğün sınırlarını belirliyor, bu yüzden

de sanatınız yücedir. Saygılarımla Rabindranath Tagore.” 118 (“Дорогой друг! Ваши

картины, которые я видел у Вас в мастерской в Лондоне, и репродукции некоторых Ваших картин,

появившиеся в журналах по искусству, глубоко захватили меня. (...) Ваши картины ясны и всё же

невыразимы словами. Ваше искусство ограждает свою независимость, потому что оно великое

искусство. Искренне Ваш Рабиндранат Тагор.”)

Aynı dönemde Doğu kültürü ve felsefesi üzerine araştırmalarını yoğunlaştıran

Nikolay ve Elena Rerih, Londra’da 1875’te Helena Petrovna Blavatskaya (1831-1891)119

tarafından kurulan Teosofi Derneği’nin 120 (“Theosophical Society”) Londra’daki

şubesine katılmışlardı. Helena Petrovna Blavatskaya ve onun başlattığı Teosofi Derneği

adı altında örgütlenen cemiyet, Batılıları Mahayana Budizminin bir takım öğretileriyle

tanıştırdı ve gerek araştırmalarıyla gerekse başka etkinlikleriyle Batı’da Budizm’e ilginin

artmasına ön ayak oldu. 121 Zaten bildiğimiz üzere Elena İvanovna gençliğinden beri

Doğu felsefesine özel ilgi beslemiştir. Felsefenin, ezoterik bilgileri esas alan ve Doğu

geleneklerinden faydalanan bu dalı Rerih ailesinin oldukça ilgisini çekmiştir. Fazlasıyla

bu alanda çalışmaya başlayan E. İ. Rerih, Helena Blavatskaya tarafından yazılan “The

Secret Doctrine”122 adlı kitabın iki cildini Rusça’ya çevirmiş ve bundan yola çıkarak eşi

Nikolay Rerih ile birlikte “Agni-Yoga” (Agni-Yoga) adlı kitabının çalışmalarına

başlamışlardır.

Rerih ailesinin Londra’da yaşaması pek uzun sürmemiş; 1920 senesinde Chicago

Sanat Enstitüsü (Art Institute of Chicago) tarafından davet edilen Nikolay Rerih

Amerika’ya taşınmıştır. Amerika’nın otuz büyük şehrinde Chicago Sanat Enstitüsü’nün

desteğiyle sergiler düzenlemiştir. Başta New York olmak üzere Boston, San Francisco,

118 İnternet: Efanova, G. “Dialog Dvuh Kul’tur”, Jurnal “Novaya Epoha”, Sayı:2(10) 1996. Web:

http://www.newepoch.ru/journals/10-2/culture_dialogue.html adresinden 29 Kasım 2016’da alınmıştır. 119 Helena Petrovna Blavatskaya (1831-1891) - Helena von Hahn diye de bilinir, Ukrayna asıllı Rus Okültist,

felsefeci, yazar ve seyyah, Amerika’daki Teosofi Derneği'nin kurucusu ve Teozofi'nin batıda

yaygınlaşmasını sağlayan kişidir. 120 Teosofi Derneği - 1875 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kentinde H. P.

Blavatskaya, Henry Steel Olcott, William Quan Judge tarafından kurulmuştur. Blavatskaya, “Key to

Theosophy”adlı yazısında derneğin amacını ırk, din veya itikat farkı olmaksızın Dünya dinleri ve bilimlerini,

Aryan ve diğer kutsal metinleri, Doğanın gizemlerini ve insanda potansiyel psişik ve spiritüel güçleri her

bakımdan araştırmak şeklinde ortaya koymuştur. 121 Conze, E. (2005). Kısa Budizm Tarihi. (Çev. Ö. C. Gündören). İstanbul: Yol Yayınları. (Eserin orijinali

1958‘de yayımlandı), 197. 122 “The Secret Doctrine, the Synthesis of Science, Religion and Philosophy”– Helena P. Blavatskaya

tarafından yazılan ve 1888’de iki cilt halinde yayınlanan kitap. Ana amacı doğu bilgeliğini ve modern bilimi

bir araya getirme, aynı anda faydalanmadır.

Page 76: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

65

Chicago gibi birçok şehri kapsayan büyük bir turneye katılmıştır. Bu turnede hem daha

önce çizdiği resimler hem de Amerika dönemine ait resimler sergilenmiştir.

Sergilerin yanı sıra Arizona, Massachusetts, Kalifornia eyaletlerine gezi amaçlı

gitmiştir. Bu geziler sırasında “New Mexico” (Novaya Meksika), “Okyanus Sırası”

(Syüita Okeana), “Bilgelik Hayalleri” (Meçtı Mudrosti) adlı resim serilerini hazırlamıştır.

Nikolay Rerih aynı hızla dekor çalışmalarına da devam etmiş ve Chicago Opera’sı

için kostüm ve sahne dekoru hazırlamıştır. Nikolay Rerih tarafından yapılan dekoru ile

sahnelenen “Kar Kızı” (Sneguroçka) ve “Tristan ve İzolde” (Tristan i İzolda) Amerikan

halkının en beğendiği Rus operaları olmuştur. Aynı zamanda Nikolay Konstantinoviç

Chicago Sanat Enstitüsü’nde (Art Institute of Chicago) Rus Sanatı, etik ve estetik eğitim

konularında dersler de vermiştir.123

Nikolay Rerih sanata hizmet adına Kasım 1921’de M. M. Lihtman ve Z. G.

Fosdik ile birlikte The Master Institute of United Arts’ı kurmuşlardır. Ukrayna asıllı

ABD’li piyano ustası M. Lihtman (1885-1948) ve Z. Fosdik (1889-1983) New York’un

sanat camiasında oldukça tanınmış bir çifttir. İkisi de müzik öğretmeni olan Zinaida ve

Mihail, New York’ta bir müzik okulunu işletiyorlardı. İleride Rerih ailesinin en yakın

dostu olacak olan Zinaida, Amerika’daki Rerih kurumlarının da başına geçecektir.

Zinaida Fosdik, Rerih ailesi ile o büyük tanışma anını şu sözlerle ifade edecektir:

“Ve işte kendisi-orta boylu, ışıkla dolu mavi gözleri, görünmez bir iyilik gücüyle

ışıldayan bir akıl, alışılmadık şekilde derin gözleri sanki insanın içindeki ruhunu ve onun

asıl düşüncesini görebilirmiş gibi bakıyor. Yanında ise eşi E. İ. Rerih duruyordu - o, o

kadar güzeldi ki nefesim kesiliyordu.”124

(“И вот он сам - среднего роста, с полными света голубыми глазами, благородной головой,

излучающей какую-то невидимую благожелательную мощь, и с необыкновенно проникновенным

взглядом; казалось, он мог увидеть глубину человеческой души и найти самую ее суть. Рядом

стояла его жена Е.И. Рерих - настолько красивая, что захватывало дух.”)

Birlikte kurdukları The Master Building (Ustanın evi, Üstadın evi olarak

düşünülmüştür) ile Amerika halkını farklı bir sanat anlayışı ile tanıştırmış oldular.

Nikolay Konstantinoviç, bu binayı karma bir proje olarak nitelendirmiştir. Yirmi dokuz

kattan oluşan bu bina hem müze, hem sanatçılar derneği, hem sergi alanı, hem kütüphane,

123 İnternet: “Nikolay Konstantinoviç Rerih”. Web: http:

//ru.wikipedia.org/wiki/Рерих,_Николай_Константинович adresinden 13 Nisan 2016’da alınmıştır. 124 İnternet: “Biografiya”. Web: http://museum.roerich.com/biog/biog12.html adresinden 21 Eylül 2016’da

alınmıştır.

Page 77: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

66

hem okul, hem konser salonları, hem de sanatçılar için otel içerecek şekilde

düşünülmüştür. Önceki projelerde olduğu gibi ortakları Horch ailesi büyük bir heyecanla

bu projeye de atılmış ve hemen hayata geçirmek istemişlerdir.

Art-deko tarzında inşa edilecek olan bu binanın ilk katlarına Rerih Müzesi ve The

Master Institute of United Arts yerleştirilmişti. En üst katlarda ise sanatçılar için otel ve

daireler yer almaktaydı.

Nikolay Konstantinoviç tarafından sunulan bu proje 1923 yılında Genel Kurul

tarafından onaylanmış ve proje müdürü olarak Louis L. Horch seçilmiştir. L. Horch, daha

önceki iş deneyimlerindeki başarılarından dolayı Nikolay Rerih’in her konuda güvenini

kazanmayı başarmıştır. Böylece bu binanın inşası ve yönetimi de Horch ailesine

bırakılmıştır.

The Master Building binası, görkemli bir törenle 1929 yılının Kasım ayında

açılmıştır. İlk katlarında yer alan müze yaklaşık olarak bin resimlik koleksiyondan

oluşmaktaydı. Ayrıca ilerleyen senelerde gerçekleştireceği Asya Seferi sırasında bulunan

ender rastlanan el yazmaları ve gezi günlükleri de Nikolay Rerih tarafından Müze’ye

bağışlanacaktır. Tibet halklarının tarihi ve kültürleri ile ilgili yüzlerce kitap kütüphanenin

raflarında yer almıştır. Toplantı ve söyleşiler için 300 kişilik bir amfi kurulmuştur. Aynı

sene içinde açılan Sanat Enstitüsü de ilk senesinde resim, heykel, mimarlık ve tasarım

sınıfları açmıştır.

Bu binanın açılışı ile Amerika’da Nikolay Rerih’in ünün zirveye ulaşmıştığını

söylebiliriz. N. Rerih’i sadece bir ressam olarak tanıyan Amerikan halkı The Master

Building’in açılışıyla onun farklı yönleri ve başarılarıyla tanışmıştır.

Sanat Enstitüsü ile neredeyse aynı anda Chicago’da “Yanan Kalpler” anlamına

gelen “Cor Ardens” (Pılayuşçie Serdtsa) (1921) Ressamlar Birliği, bir sonraki sene

“Dünya Tacı” anlamına gelen “Corona Mundi” (Venets Mira) (1922) adı altında

Uluslararası Kültür Merkezi kurulmuştur. N. K. Rerih’in Amerika’da açtığı kurumlar

bunlarla sınırlı kalmamış olup, 1923 yılında arkadaşı olan Rus yazar ve gazeteci G.

Grebenşçikov (1884-1964) ile “Alatas” (1924) yayınevini kurmuş, New York’lu iş adamı

Louis L. Horch (1889-1979) ile ise Kasım ayında Rerih Müzesi’ni (Roerich Museum)

açmıştır.

Belirtilmesi gereken nokta şu ki, Nikolay Rerih’in açtığı bu kurumlar Amerika’da

büyük bir sanat faaliyeti başlatmış oldu. Tüm bu kurumlar Amerika’da önemli kültürel

merkezler haline gelmiş ve birçok sanatkarı aynı çatı altında birleştirmiştir.

Page 78: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

67

The Master Institute of United Arts’ın amacı tüm Rerih kurumlarında olduğu gibi

kültür ve sanata hizmet olmuştur. Kültür ve sanatın kutsal birlikteliği ışığında tüm

halkları birleştirmek ve barış sağlamaktır.

“Sanat insanlığı birleştirecek. Sanat, birdir ve bölünmezdir. Sanatın birçok dalı

olsa bile, kökü birdir. Sanat gelecekteki sentezin sancağıdır. Sanat, herkes içindir. Herkes

güzelliğin hakikatini hisseder. Herkes için “kutsal kaynağın” kapıları açık olmalıdır.

Sanatın ışığı sayısız kalpleri aşkla aydınlatır. İlk başta, bu duygu bilinçsizce doğar, ama

sonra tüm bilinci temizler. Ve kaç tane genç kalp, hakiki ve güzel olanını arıyorsa verin

onlara sanatı. Sanatı ait olduğu insanlara verin. Sadece müzeler, tiyatrolar, okullar,

kütüphaneler, istasyon ve hastane binaları değil, cezaevleri de dekore edilmeli ve güzel

olmalıdır. İşte o zaman cezaevleri de cezaevi olmaktan çıkar… ”125

("Искусство объединит человечество. Искусство едино и нераздельно. Искусство имеет

много ветвей, но корень един. Искусство есть знамя грядущего синтеза. Искусство - для всех.

Каждый чувствует истину красоты. Для всех должны быть открыты врата "священного источника".

Свет искусства озарит бесчисленные сердца новой любовью. Сперва бессознательно придет это

чувство, но после оно очистит все человеческое сознание. И сколько молодых сердец ищут что-то

истинное и прекрасное. Дайте же им это. Дайте искусство народу, которому оно принадлежит.

Должны быть украшены не только музеи, театры, школы, библиотеки, здания станций и больницы,

но и тюрьмы должны быть прекрасны. Тогда больше не будет тюрем...")

Nikolay Konstantinoviç Petersburg İmparatorluk Sanatı Teşvik Cemiyeti’nin

Okulu’nda gerçekleştirdiği yenilikler, geliştirdiği yöntemler ve kendi hazırladığı ders

programın, bu Enstitü’de de uygulamaya çalışmıştır. Amerika’nın en tanıdık ve yetenekli

hocalarını birlikte çalışmaya ikna etmiştir. Bu isimler arasında; müzik teorisi ve

kompozisyon dersine giren Amerikalı besteci ve sanat eleştirmeni Deems Taylor (1885-

1966), tiyatro sanatı ve dekor derslerine giren Amerika’nın en ünlü sahne, ışık ve dekor

ustalarından Robert Edmond Jones (1887-1954) ve diğer tanınmış hocalar olarak da

Amerikalı realist ressam George Wesley Bellows (1882-1925), mimar ve yazar Claude

Fayette Bragdon (1866-1946), tiyatro tasarımcısı Norman Bel Geddes (1893-1958),

tiyatro ve resim eğitmeni Stark Young (1881-1963) gibi isimler sayılabilir.

Nikolay Konstantinoviç, diğer okulda olduğu gibi bu kurumda da öğrencilerin

sanatın bir dalına odaklanmalarını değil, her alanda kendilerini denemelerinden yana

olmuştur. Bu yüzden Enstitü’de ilk yıldan itibaren farklı müzik aletlerine ilişkin kurslar,

çizim ve resim, tasarım ve illüstrasyon, heykel, mimarlık, bale, drama, gazetecilik ve

125 İnternet: “Master - İnstitut Obyedinennıh İskusstv”. Web: http://www.roerich-

encyclopedia.facets.ru/personal/institut.html adresinden 5 Mayıs 2016’da alınmıştır.

Page 79: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

68

yabancı diller dersleri veriliyordu. İlerleyen senelerde verilen ders yelpazesi daha fazla

çeşitlenmiştir.

Fakat tüm başarılarına rağmen 1937 yılında Enstitü kapanma ile yüz yüze

gelmiştir. Amerika’yı saran Büyük Buhran 126 dalgasının etkileri hala bitmemiş ve

neredeyse tüm özel eğitim kurumlarının kapanmasına sebep olmuştur. Zamanında

herkese ücretsiz eğitim vermeye başlayan Enstitü de maalesef çok fazla dayanamamış ve

mali sıkıntılarından dolayı kapanmak zorunda kalmıştır.

İlerleyen yıllarda (1949) Z. Fosdik’in çabaları ile Enstitü Rerih Müzesi

kapsamında faaliyete tekrar başlamıştır. Halen daha New York’ta bulunan Batı

Yakasındaki 107. beş katlı bir binada sergi ile birlikte Rerih’lerin eğitim kurumları da

fiilen çalışmaya devam etmektedir.

Rerih’in Amerika’da hızla yükselen itibarı, dikkatleri kendi üstüne çekmeye

yetmişti. Avrupa’da zaten tanınmış bir hale gelen Nikolay Konstantinoviç’in Amerika’da

da merak konusu olmaya başlaması, birçok kitabının yabancı dillerde yayımlanmasını

sağlamıştır. 1921 yılında Berlin’de “Moriya Çiçekleri” (Tsvetı Morii) adlı şiir kitabı,

1922’de New York’ta “Adamant” (Adamant), 1924’te Paris ve Riga’da “Kutsama Yolu”

(Puti Blagosloveniya) adlı kitapları yayımlanmıştır.

Ayrıca Rerih’in artan şöhreti 1922 ve 1923 yıllında iki adet monografisinin

çıkmasına zemin hazırlamıştır: “The World of Roerich: A Biography” (1922) ve “Rerih”

(1923).

Elena Rerih’in 1924 yılında Paris’te Nikolay Rerih’in katkısıyla yazılan “Agni-

Yoga”nın ilk kitabı “Moriya Bahçesinin Yaprakları” çıkmıştır.

8 Mayıs 1923’te Nikolay Rerih, eşi Elena ve küçük oğlu Svyatoslav Amerika’dan

Paris’e, oradan ise Hindistan’a gitmişlerdir. Rerih orada hayatının en uzun seferi olan

Büyük Asya Seferi’nin hazırlıklarına başlamıştır.

Hindistan’a taşındıktan sonra Nikolay Konstantinoviç, New York Müzesinde

arkeolojik bulgular ve resim kolleksyonları sergilemek üzere üç kez daha Amerika’ya

gitmiştir; 1924 sonbaharında ve 1929 ile 1934 yıllarında.

126 Büyük Buhran – 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı diye de bilinen, merkezi Kuzey Amerika ve Avrupa

ülkeleri diye bilen, fakat tüm dünyaya ekonomik kriz.

Page 80: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

69

1.5. Doğu Dönemi

1923 yılının Aralık ayında Rerih ailesi Hindistan’ın Bombay şehrine gelmişlerdir.

Gelir gelmez kültürel ve tarihi yerlere geziler gerçekleştirip, önemli yazar ve sanatçılar

ile tanışma fırsatını bulmuşlardır. Aralık ayının sonunda ise buraya artık tamamen

yerleşmeye karar verdikten sonra Sikkim Eyaleti’nde bulunan Darjeeling köyüne

taşınmışlardır. Oradaki Himalaya Dağları’ndan fazlasıyla etkilenen Nikolay Rerih,

yaşamlarını sürdürmek için ise Talaj Pho Brang adlı malikaneye yerleşmişti.

1.5.1. Büyük Asya Seferi

Daha önce de bahsedildiği üzere 2 Aralık 1923 yılında Nikolay Rerih, ailesiyle

birlikte Paris’ten Hindistan’a gelmiştir. Geldikleri günden itibaren, hayata geçirmekten

hiç vazgeçmediği Asya Seferi’nin rotasını belirlemeye, ekipman ve kadro üzerinde

çalışmaya başlamıştır. Sefere tüm ciddiyetiyle yaklaşan Rerih, her şeyin resmi olarak

gerçekleşmesi için sefer izni almaya çalışmıştır. Tüm hazırlıklar bittiğinde ise Nikolay

Konstantinoviç, küçük oğlu Svyatoslav ile 1924 yılının Eylül ayında Avrupa ve

Amerika’ya gitmiştir. Amerika Sefer’inin planı direkt kabul edilmiş ve Sefer Amerikan

bayrağı altında gerçekleştirilmiştir. 1925 yılının Mayıs ayından başlayan ve üç sene

boyunca süren Büyük Asya Seferi resmi olarak başlamıştır.

Sefere tam kadroyla Rerih ailesi ve Ryabinin, Portnyagin, Kordaşevski gibi ünlü

bilim adamları katılmıştır. Sefer uzun sürdüğünden dolayı katılımcılar sürekli değişmiş,

fakat Seferin başından sonuna kadar değişmeyen üç isim olmuştur: Nikolay Rerih, eşi

Elena ve doğubilimci oğulları Yuriy.127

Büyük Asya Seferi’nin en önemli özelliklerinden biri-sefer güzergahının

tamamen, önceden ayak basılmamış ve daha önce araştırılmamış yerlerden ibaret

olmasıydı. Kaşmir’de başlayan bu sefer Ladak, Çin (Sin’tszyan), Rusya (Moskova),

Sibirya, Altay, Moğolistan ve Tibet’in zorlu yollarından geçmekteydi.

Sefer sırasında arkeolojik kazılar ve etnografik araştırmalar yapılmış. Ender

rastlanan elyazmaları (manuskript) ve tarihi bulgular, haritalarda olmayan onlarca tepe ve

dağ geçitleri kaydedilmiş. Ayrıca dilbilimsel ve tarihsel araştırmalar yürütmüştür, küçük

127 İnternet: “Biografiya”. Web: http://museum.roerich.com/biog/biog12.html adresinden 21 Eylül 2016’da

alınmıştır.

Page 81: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

70

halkların folklorüne, yerel gelenek ve göreneklerine ait ender rastlanan bilgiler

toplanmıştır.

Bu sefer sırasında 500’e yakın resim arasından bir kısmı; “Sikkim Yolu”

(Sikkimskiy Put’), “Onun Yurdu” (Ego Strana), “Doğu Üstadları” (Uçitelya Vostoka)

adlı serilerin gözde tablolarını, bir kısmı ise “Himalai” (Gimalai) adlı serinin esasını

oluşturmuştur.

Büyük Asya Seferi sayesinde Nikolay Rerih “Asya’nın Kalbi” (Serdtse Azii)

(1929) ve “Altay-Himalai” (Altay-Gimalai) (1929) adlı kitaplarını okuyucuyla

buluşturmuştur. “Asya’nın Kalbi” adlı kitabında Nikolay Rerih, Sefer hakkında şöyle

yazmıştır: “Sanatsal amaçlar dışında seferimiz ile Orta Asya’daki anıtların durumları

hakkında bilgi edinmeyi, din ve geleneklerin mevcut durumlarını gözlemlemeyi ve büyük

göçün adımlarını belirlemeyi amaçlamıştık. Son görev ise uzun zaman önce merakımı

çekmiştir.”128

(“Кроме художественных задач, в нашей экспедиции мы имели в виду ознакомиться с

положением памятников древности Центральной Азии, наблюдать современное состояние религии,

обычаев и отметить следы великого переселения народов. Эта последняя задача издавна была

близка мне.”)

Özellikle “Asya’nın Kalbi” adlı kitap Doğu Tarihi ve kültürü konusunda yazılan

çok önemli bir çalışmadır. Zira burada bir Doğu-Batı sentezi ve Doğu ile Batı’nın birlikte

var olmaları konusunda fikirlere rastlamaktayız. Yukarıda bahsedildiği gibi Sefer’in

rotası Doğu ve Batı medeniyetlerinin oluşumuna büyük katkı sağlayan Kadim Göç

yerlerinden geçecek şekilde oluşturulmuştur. Bu iki kutup arasındaki iletişim her zaman

barışçıl olmasa da birbirinin kültürünü ister istemez etkilemiştir. “Nikolay

Konstantinoviç’in amacı kadim mabet ve kalıntılardan daha çok, bu iki kültürün birbirini

nasıl etkilediği; kültür, gelenek ve göreneklerinde, ritüellerinde, folklorlarında ne tür

benzerlikler olduğunu araştırmak ve kıyaslamak olmuştu.”129 (“На своем маршруте Рерих

изучал не только следы древних кочевников и памятники материальной культуры; более всего его

интересовала именно преемственность традиций самых разных народов, сходство их преданий,

ритуалов и обычаев.”)

Bu seferin oldukça zor ve çetrefilli bir sefer olduğuna Nikolay Rerih,

günlüklerinde 35 yüksek dağı geçtiklerini ve fazlasıyla zorlandıklarını anlatarak

değinmiştir. Fakat dağ ve doğa aşığı olan Nikolay Konstantinoviç bu zorluklara

128 Rerih, N. (2014). Legendı Azii. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 10. 129 İnternet: Tomşa, E. Yu. (Ağustos, 2009). “Biografiya Nikolaya Konstantinoviça Reriha”. Web:

http://saint-petersburg.ru/m/culture/old/228621/ adresinden 12 Eylül 2016’da alınmıştır.

Page 82: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

71

aldırmadan kendi yoluna devam etmiştir. Her zaman edebi eserlerinde bu tür zorlukların

sadece insan dayanıklılığını, maneviyatını ve gücünü arttırdığını dile getiren Rerih:

dağlara olan bu sevdasındandır ki Nikolay Rerih’e Dağların Rakipsiz Ustası

(Neprevzoydyonnıy Master Gor) denilmiştir.130

Nikolay Rerih gerçekleştiği Büyük Asya Seferi sırasında önemli bir noktaya daha

dikkat çekmiştir. Altay’da arkeolojik kazıları gerçekleştirirken aslında bu çevrenin

madenlerce zengin olmasından dolayı sürekli bir çalışmayla daha fazla araştırılması

gerektiğini vurgulamıştır. Altay Dağlarının madenleri zengin maden koleksiyonu

oluşturmak için ideal görüldüğü için endüstriyel amaçlarını güdülemiştir. Bu

düşüncesinden yola çıkarak Amerika’da birlikte işler yürüttüğü L. Horch ile birlikte yeni

özel bir proje geliştirmiştir. Yeni projeleri ise kültürel-endüstriyel merkez “Beluha”

olacaktır. 131 Endüstriyel amaçlar dışında merkeze, çevredeki folklorun, dillerin ve

geleneklerin daha fazla araştırılması için kültürel misyon yüklenmiştir. Zira, Nikolay

Rerih “Beluha”yı Avrasya’nın coğrafi merkezi olmaktan başka, Ortodoksluk, Budizm ve

İslam gibi üç büyük dinin bir araya geldiği yer olarak kabul etmekteydi. 132 Bu tezi

destekleyen birçok tarihçi ve türkologun yanı sıra, özellikle Kazan Üniversitesi’nin

duayen hocalarından N. F. Katanov (1862-1922) da Nikolay Rerih ile aynı fikirde

olmuştur. Katanov’a göre Eski Türk kabilelerinin yaşadığı bu topraklarda, başlangıçtaki

bazı Şamanist gelenekler muhafaza edilerek bu üç din kabul edilmiştir.133 Bu nedenle,

sözü geçen eşsiz topraklar insanoğlunun en büyük üç inanışına şahit olmuş ve burada

yaşayanlar bunları kendi kültürleriyle sentezleyip, harmanlamışlardır. Ancak Nikolay

Konstantinoviç’in büyük misyonlar yüklediği bu proje Rusya hükümeti tarafından gerekli

ilgiyi görmemiştir. Nikolay Rerih Sefer sırasında Moskova’da bulunduğu sırada bu proje

için gereken belge ve izinleri almaya çalışmış; bürokratik nedenlerden dolayı sonunu

getirememiştir.

Büyük Asya Seferi’nin önemli kolu elbette Tibet dağlarından geçmiştir. Çünkü

burası hem seferin temel amacı hem de bitiş noktası olmuştur. Tibet’e Moğolistan’dan

üzerinden geçmeyi planlamıştır. Tibet yolculuğu tam bir sene boyunca sürmüştür. O

dönemde bu Tibet yolculuğu “Batı Budistlerinin Lhasa Misyonu” (Missiya Zapadnıh

130 İnternet: “Skaz o Hudojnike Nikolaye Rerihe”. Web: http://sibro.ru/teacher/books/804/24126 adresinden 1

Kasım 2016’da alınmıştır. 131 Beluha - Rusya’daki Altay bölgesinde bulunan dağdır. 132 İnternet: “Üç dinin bir araya geldiği Altay Cumhuruyeti”. (Kasım, 2013). Web:

https://tr.sputniknews.com/turkish.ruvr.ru/2013_11_17/Uch-dinin-bir-araya-geldigi-Altay-Cumhuruyeti/

adersinden 8 Ocak 2017’de alınmıştır. 133 Katanov, N. F. (2004). Türk Kabileleri Arasında. (Çev. A. Bağcı). Konya: Kömen Yayınları, 53.

Page 83: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

72

Buddistov v Lhasu) olarak adlandırılmaktadır. Zira bu sefer, Batı Budistler Birliği’nin

desteği ile yapılmış ve birçok dilbilimcinin (özellikle V. Rosov’un) belirttiği gibi

diplomatik amaçlara da hizmet etmiştir.

1927 yılının sonbaharında İngiliz istihbaratının baskısıyla Rerih’in Sefer grubu

Tibet yönetimi tarafından tutuklanmıştır. Bu tutuklanma sırasında hareket yasağı

getirildiği için sefer katılımcıları Lhasa civarındaki Çantang Dağı’nda mahsur kalmıştır.

Beş ay boyunda yoğun kar fırtınalarıyla mücadele ettikten sonra bile hala Lhasa’ya

giremeyen grup Hindistan’a geri dönmeye karar vermiştir. Asya Seferi resmi olarak

Dardjiling kentinde sona ermiştir. Burada da sefer belgelerinin düzenlenmesi çalışması

yoğun bir şekilde devam etmiştir.

Büyük Asya Seferi sırasında toplanan bilimsel çalışmaların sayısı çok fazla

olduğundan, bu bilgilerin sistematik hale getirilmesi gerektiği düşünülmüştür. Bu

sebepten 12 Temmuz 1928 yılında New York’ta “Himalaya Araştırma Merkezi”ni ve son

yıllarını geçirdiği Hindistan’ın Kulu Vadisi’nde de “Urusvati” adını verdiği Enstitü’yü

açmıştır. Enstitü için Sanskrit dilinde “Sabah Yıldızının Işığı” anlamına gelen Urusvati

ismini seçmiştir. Enstitü’nün misyonunu ise Doğu felsefesinden gelen esintilerle “sürekli

emek, kendini geliştiren insan ve bilinçli bir çevre yaratmak”134 olarak belirlemiştir.

Enstitü’nün müdürlük görevini Nikolay Konstantinoviç’in doğu bilimci olan

büyük oğlu Yuriy üstlenmiştir.

Kurulduğu andan itibaren Enstitü’de yoğun olarak araştırma ve deneyler

yapılmıştır. Onun nezdinde tıp, zooloji, botanik, biyokimya laboratuvarları aktif şekilde

çalışmıştır. Alternatif tıp dalına özel önem verilmiştir. Şifalı bitkiler, doğal ilaçlar

konularında araştırmalar yaparak bir koleksiyon hazırlamışlardır. Tibet ve Çin alternatif

tıp metotlarının öğrenilmesine önem verilmiştir. İlk kez Tibet şifalı bitkiler atlası

yazılmıştır. Dünya’ya yayılan ve çeşitli müze ve üniversitelerde sergilenen birçok botanik

ve zoolojik koleksiyonlar oluşturulmuştur. Tıbbi ve biyolojik alanlarda yapılan çalışmalar

dışında Doğu filolojisi ve dilbilim konusunda da önemli gelişmeler kaydedilmiştir.

Kadim Doğu halklarına ait el yazmaları ve belgeler Avrupa dillerine çevrilmiş;

unutulmuş ve kullanılmayan lehçelerin araştırılmasına ağırlık verilmiştir.

Akademik kadro kendisinin her eğitim kurumunda olduğu gibi Nikolay Rerih

tarafından özenle seçilmiştir. Rerih, Urusvati’de çalışan yerli hocalara ek olarak Avrupa,

134 İnternet: “Nikolay Konstantinoviç Rerih”. Web:

http://www.newacropol.ru/alexandria/philosophy/philosofs/rerikh_nk/ adresinden 27 Eylül 2016’da

alınmıştır.

Page 84: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

73

Rusya ve Amerika’dan davet edilen hocalarla muhteşem bir kadro oluşturmuştur. Gelen

araştırmacı hocalar ile birlikte botanik ve zoolojik koleksiyonlar oluşturulmuştur.

Enstitü kanalıyla birçok Avrupa, Amerika ve Asya eğitim kurumu ile sürekli

irtibat halinde çalışmışlardır. Hindistan’da topladığı muazzam bilimsel koleksiyonların

yanı sıra dilbilimsel çalışmalarını da büyük zevkle paylaşan Nikolay Rerih’in bilime

kazandırdığı eserler ve Rerih ailesinin eşi bulunmaz koleksiyonları Michigan Devlet

Üniversitesi Kütüphanesi, New York Botanik Bahçesi, Pencap Üniversitesi, Paris Doğa

Tarihi Müzesi, Harvard Üniversitesi, SSCB Bilimler Akademisine ait olan Botanik

Bahçesinde de sergilenmektedir.

Ünlü Rus bilim adamı ve genetikçi N. İ. Vavilov (1887-1943) Enstitü ile sürekli

iletişim halinde olmuş ve Urusvati ile birlikte birçok önemli çalışmalara imza atmıştır.

Nikolay Rerih, Vavilov’a nadir bulunan bitki fidelerini göndermiş, bu bitkiler de onun

kişisel botanik koleksiyonunu zenginleştirmiştir. N. İ. Vavilov’un bulduğu ve onun adını

taşıyan 21 bitkiden bazılarının Nikolay Rerih tarafından gönderilmiş olabileceği tahmin

edilmektedir.

Vavilov’un yanı sıra Alman fizikçi Albert Einstein (1879-1955), Fransız fizikçi

Louis-Victor Pierre Raymond de Broglie (1892-1987), Amerikalı deneysel fizikçi Robert

Andrews Millikan (1868-1953), İsveçli jeopolitikçi ve coğrafyacı Sven Anders Hedin

(1865-1952) gibi bilim adamlarının da Enstitü ile karşılıklı işbirliği içinde çalıştıkları

kayıtlara geçmiştir.

1931 yılından itibaren Enstitü’nün bilimsel çalışmalarını içeren dergi çıkmaya

başlamıştır. Yayımlanan makaleler Amerika, Rusya ve Avrupa’da büyük ilgi toplamış ve

yerel dergilerde de yayımlanmıştır.

1929-1933 yıllar arasında patlak veren küresel ekonomik kriz, Enstitü’nün işlerini

oldukça zorlaştırmış ve bu kurum da kapanmak zorunda kalmıştır. Fakat Rerih ve ailesi,

hayatlarının sonuna kadar kendilerince araştırmalar yapıp Enstitü’nün faaliyetlerini

sürdürmeye çalışmışlardır.

1.5.2. Mançurya Seferi

Nikolay Rerih, birçok aydın gibi o dönemde büyük ilgi toplayan Panmongolizm135

düşüncesine katılmıştır. Zaten Asya gezi ve seferlerinin neredeyse tamamen bu

135 Panmongolizm - ünlü Rus düşünürü, yazar ve edebiyat eleştirmeni Vladimir Solovyev (1853-1900)

tarafından adlandırılan, ve Moğol halkları birleştirmeye amaçlayan bir akım.

Page 85: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

74

düşünceden kaynaklandığını belirtmemiz gerekir. Nikolay Konstantinoviç, hayatı

boyunca hep Rusya’daki Asya ve Doğu etkisini ortaya çıkartmaya çalışmıştır. Bu

düşünceye hizmetle Nikolay Rerih, Mançurya Seferi (1934-1935) olarak adlandırdığı

ikinci ve son büyük seferinin hazırlıklarına başlamıştır. Amacı bu düşünceyi

destekleyecek bilgiler ve kalıntılar bulmaktır.

Nikolay Rerih seferin gerçekleşmesinde devlet desteğine ihtiyaç duyduğu için

Amerika’nın Tarım Bakanı Henry Agard Wallace (1888-1965) ile iletişime geçmiştir.

Bakan, seferin planını ve maliyetini onaylamış olup, sefer sırasında verimli toprakların

kuraklığını önleyebilen bitkilerin de araştırılmasını istemiştir. Rerih bu isteği görev

addedip asıl amacından da vazgeçmeden teklifi kabul etmiştir.

Mançurya Seferi, 28 Nisan 1934 yılında Amerika’nın Seattle kentinde resmi

olarak başlamış sayılmaktadır. Seattle’den çıkan sefer grubu Japonya’nın Yokohama

kentine geldikten sonra Nikolay Rerih ve büyük oğlu Yuriy ile bir araya gelmiştir.

Mançurya bölgesinin o dönem Japonya’nın işgali altında olması dolayısıyla sefer ekibi

Japonya’dan yola çıkılmasının daha doğru olduğunu düşünmüştür. Yokohama’dan sonra

seferin ikinci durağı olan Kyoto kentine yol alınmıştır. Japonya’da yetkililer, Rerih ve

grubunu üst düzeyde ağırlamış ve onlara sefer sırasında kendilerinden gerekli desteği

görebileceklerini belirtmişlerdir. Nikolay Rerih burada çeşitli kültürel faaliyetlere

katılmış olup, sergi izni dahi almıştır. Sergi 1935 yılında Kyoto şehrinde düzenlenmiş ve

Japon halkı tarafından büyük beğeni toplamıştır. Aynı sene içerisinde Japonya’da Rus

asıllı edebiyatçı ve yazar G. İ. Çertkov (1893-1983) yönetimi altında Rerih Paktı ve

“Barış Bayrağı Komitesi” de kurulmuştur.

30 Mayıs 1934 yılında Nikolay Rerih ve grubu Çin Halk Cumhuriyeti’nin Harbin

kentine varmıştır. Harbin kentinde sefer grubu bitki araştırmalarına başlamıştır; Nikolay

Rerih ise daha çok tarihi ve kültürel araştırmalara yoğunlaşmıştır. Tarihi belgeleri,

elyazmalarını ve özellikle de sözlü edebi kültürün ürünü olan maniler, masallar, deyişler

ve efsaneleri özenle toplamaya başlamıştır. Bu konuda oğlu Yuriy ile birlikte inanılmaz

bilgiler toplamışlardı. Doğu dillerinde uzmanlaşan ve neredeyse otuz Doğu halk

lehçesine hakim olan Yuriy, tercüman yardımı almadan yerli halklarla doğrudan konuşma

fırsatı bulmuştur. Sefer sırasında toplanan bilgilerin önemi tam bu noktada ortaya

çıkmaktadır. Zira, biliyoruz ki o dönemlerde, hele de bir ülkenin himayesi altında

gerçekleşen seferler veya gezilerde tercümanlar genelde o ülkenin yararına çalışıp,

çevirilerini o ülkenin getirdiği sınırlamalarla sunuyordu. Yani, bir nevi sansür

uygulanıyordu denilebilir. Bu yüzden bu seferde Nikolay ve Yuriy’in bu tür

Page 86: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

75

“çevirmenlerden” destek almadıklarını, toplanan bilgilerin mühim ve gerçeği yansıtan

bilgiler olduğunu düşünebiliriz.

Harbin kentinde Nikolay Rerih yoğun bir şekilde toplumsal faaliyetlerde de

bulunmuştu. Müzelerde ve sanat derneklerinde açtığı resim sergileri, sanat ve bilim

topluluklarında gerçekleştirdiği konferanslar bunun en iyi örneğidir. Harbin kentinde o

zamanlar 100-200 bin civarı Rus göçmenin olması da Nikolay Rerih’e olan ilginin

artmasına sebep olmuştur. Böylece Nikolay Rerih Rus göçmenlerinin buluştuğu

toplantıların saygıdeğer misafiri olup, orada tarih, kültür, sanat gibi konularda

konuşmalar yapmıştır. Oradaki göçmen profili genellikle Rus Devrimi’ni (1917) kabul

etmeyen din adamları, memurlar, ve entelektüel çevrelerden oluşmaktaydı. Nikolay

Rerih’in Rus göçmenlerle çok fazla buluşması ve toplantılar düzenlemesi, yeni kültürel

birlik ve dernekler oluşturması, hem Rus hem de Çin’li yetkilileri şüphelendirmeye

başlamıştı. Rerih ailesinin peşine takılan ajanlar, dinlenen konuşmalar sonucunda Çin

yetkilileri Rerih ailesini mercek altına almışlardı. Sonrasında yapılan istihbarat

araştırmaları Mançurya Seferi’nin zorunlu olarak durdurulmasına kadar varmıştır. Henry

Wallace da bu spekülasyonlardan sonra oy sayısında düşüş yaşamamak adına mali

desteğini çekmiş ve Rerih ailesiyle tamamen iletişimi kesmiştir. L. Horch da Rerih’in

Amerika’da gün geçtikçe kötüye giden itibarından haberdar olmuş ve bu durumdan

istifade The Master Building’teki o meşhur operasyonu gerçekleştirmeye koyulmuştur.

Bu dönem büyük borçlara yol açan mali sıkıntılar Horch’u ahlak sınırlarını zorlayan bir

takım işlere bulaştırmıştır. Belediyedeki birçok tanıdığı vasıtasıyla binanın yönetimini

tamamen ele geçirmeyi başarmıştır. Nikolay Rerih bu olayları Mançurya Seferi’ndeyken

öğrenmiş ve yakın çevresine yapabilecek bir şey olmadığını ifade etmiştir. Sonrasında ise

büyük tartışmalar, hacizler ve skandal davalar sonucunda 1938 yılında The Master

Building’teki Rerih Müzesi ve Enstitü kapatılmış, bina da tamamen otel olarak

kullanılmaya başlanmıştır. Rerih Müzesi’ne ait devasa resim koleksiyonu ise Horch

tarafından gizlice müzeden çıkarılmış ve açık arttırma usulü ile satılmıştır. Yıllar sonra

Rerih ailesinin yakın dostları yeni bir müze kurup kendi imkanlarıyla kaybolan resimleri,

geri almaya çalışsalar da tamamını yerine koyamamışlardır.

Horch’un mahkemede kazandığı haciz davası ve ödenmemiş vergilerle ilgili

davalardan sonra, yalanlar, iftiralar ve sahte belgelerle Rerih’in Amerika’daki ünü iyice

zedelenmiştir. Fakat belirtildiği gibi Nikolay Rerih, tam bu olaylar sırasında ailesiyle

birlikte seferde olduğundan hiçbir mahkemeye katılmamış, olayları uzaktan takip

etmiştir. Z. Fosdik ve eşi özellikle bu zor zamanlarda Rerih ailesini olup bitenlerden

Page 87: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

76

haberdar etmişlerdir. Tüm bu olaylar Amerika hükümetinin sınırlarını Nikolay Rerih’e

tamamen kapatması ile sonuçlanmış ve Nikolay Konstantinoviç hayatının sonuna kadar

Amerika’ya bir daha gitmemiştir.

Bu dedikodu ve skandallar, Amerika’da kurduğu neredeyse tüm Rerih

kurumlarının sonunu getirmiştir. Söz edilen olumsuzluklardan dolayı sefer, planlanandan

çok daha önce 21 Eylül 1935 senesinde sona ermiştir.

Bütün olumsuzluklara rağmen Rerih ailesi birçok önemli çalışma yürütmüştür.

Seferin en önemli kısmı, İç Moğolistan olarak adlandırılan ve şu an Çin’in Kuzey ve

Kuzey-Doğu sınırları içerisinde yer alan Mançurya bölgesinden geçmiş olmasıdır. Büyük

Asya (1925-1928) Seferi’nde de bahsedildiği gibi, Nikolay Rerih bu yerleri insanlığın

kökeni olarak görmekte ve tüm dünya halklarının bu bölgeden diğer bölgelere yayıldığını

düşünmektedir. Bu yüzden Nikolay Rerih çalışmalarında Orta Asya’yı “insanlığın beşiği”

(Kolıbel’ Çeloveçestva) olarak adlandırmaktadır. Buranın dünyadaki ilk yerleşim

yerlerinden olduğunu ve şu anda var olan tüm halkların aynı geçmişe ve aynı akrabalık

bağlarına sahip olduğunu düşünmektedir. Bu düşünceyi Lev Gumilev’un “Son ve tekrar

başlangıç” (Konets i Vnov’ Naçalo) adlı eserinde de görebilmekteyiz. Kuzey İran,

Hindistan ve Çin’in en eski kültürlere sahip olduğunu vurgulayan Gumilev, bu kültürlerin

tüm dünyaya büyük etkilerde bulunduğunu söylemektedir.136 Ayrıca, Nikolay Rerih’e

göre günümüzde düşünüldüğü gibi kökenler, bir Moğol ile bir Avrupalıyı ayıran değil;

tam tersine onları birleştiren tek şeydir. Bu topraklardan göç başladıktan sonra bu halklar

gittikleri yerin iklimine, doğasına, tarımına uyum sağlayacak şekilde yaşamlarını

sürdürmüş ve ona göre hayatlarını düzene sokmuşlardı. İşte bu düzen asırlarca bu

halkların gelenek ve göreneğini, folklorunu, kültür ve ahlak anlayışını etkilemiş ve

değiştirmiştir. Dünyadaki halkları ayıran en önemli şeydir bu. Nikolay Rerih’in bu

konuda öne sürdüğü en önemli tez, dünyadaki tüm kötülüklerinin işte bu bağların

unutulmasından kaynaklandığını düşünmesidir. Bu bağlar unutularak insanlar kardeş

olduklarını hatırlamaz olduklarında birbirlerini rakip, sonra da düşman olarak

bellemişlerdir. Bunun sonucunda da anlaşmazlıklar, katliamlar ve savaşlar ortaya

çıkmaktadır. İşte bu yüzden Nikolay Rerih hayatını hep insanlığın o ilksel kökenini

araştırmaya adamıştı. Çünkü o ilksel köken bulunduğunda ve insanlara ispatlandığında,

akrabalık bağları dışında çok önemli bir şey daha insanoğluna kazandırılmış olacaktır;

ortak bir kültür. Bu “kültür”den kasıt ortak bir yaşam, yani ortak bir geçmiş, ortak

136 Gumilev, L. (2012). Konets i Vnov’ Naçalo. (Birinci Baskı). Moskva: İzdatel’stvo AYRİS-Press, 168.

Page 88: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

77

şimdiki zaman ve ortak gelecek zamandı. Bunu Barış Bayrağı’ndaki gibi zamanın üç

halini içine alan bir sonsuzluk çemberi gibi düşünebiliriz. Zaten ortak olan

geçmişimizden yola çıkarak, şimdiki zamanı ve geleceği değiştirebilir ve ebedi ferahlığa

ulaşabiliriz. İşte Nikolay Rerih, seferini bu düşünceler ışığında gerçekleştirmiştir.

Nikolay Rerih’in Sefer sırasındaki faaliyet ve çalışmalarını üç grupta

inceleyebiliriz. İlki toplumsal faaliyetler alanındadır. Toplumsal alanda yeni kurum ve

cemiyetler açılmıştır. Burada önemli rolü “Uzakdoğu Bölgesi Rerih Paktı ve Barış

Bayrağı Komitesi” (Dal’nevostoçnıy Komitet Pakta Reriha i Znameni Mira)

üstlenmektedir. Bu Komitenin amacı projeyi tanıtmak olup, kapsama bölgesi de hem

büyüklük hem de stratejik yerleşimi açısından çok önemlidir.

İkincisi, sanatsal çalışmalardır. Sefer sırasında Doğu’nun hem mistik hem de

büyüleyici atmosferini yansıtan onlarca tablo ve onlarca resim taslağı hayat bulmuştur.

Ayrıca Harbin kentinde resim sergisi düzenleme fırsatını yakalamıştır.

Üçüncü ve sonuncu olanı ise bilimsel çalışmalardır. Bu topraklarda Nikolay

Rerih’in “Günlük Sayfaları” için tam 222 felsefi ve bilimsel nitelikte denemesi hayat

bulmuştur. Burada aynı zamanda arkeolojik kazıların yanı sıra folklor ve dilbilim

araştırmalarını da yürütmüştür. Rerih, Amerikan Hükümeti tarafından verilen görevi de

başarıyla yerine getirmiştir. Ayrıca sefer sonrasında Henry Agard Wallace’a 300 adet

kuraklığa uygun bitkiyi içeren tam 2000 kutu tohum yollanmıştır. Bu seferin sonuçlarını

sefere katılan Çin asıllı Amerikalı botanist Y. L. Keng (1898-1975) 1938 yılında

Washington Bilim Akademisi’nin çıkardığı dergide137 paylaşmıştır. Bu makale sayesinde

sefer sırasında bulunan ve daha önce kayıtlara geçmemiş beş adet yeni bitki de kayıtlara

geçmiş olup, bu bitkilerin biri138 Nikolay Rerih adını taşımaktadır.

1.5.3. Son Yılları

Yaşanan üzücü ve yıpratıcı süreçten dolayı Nikolay Rerih, 1935 yılı sonundan

itibaren dış dünyadan neredeyse izole olarak yaşamaya başlamıştır. Yurtdışındaki

dedikodu ve davalar Nikolay Konstantinoviç’in hareketlerini büyük ölçüde kısıtlamış ve

sınırlandırmıştır.

137 Keng, Y.L. (1938). “New Grasses from Peiling Miao, Suiyuan Province, China”. Journal of the

Washington

Academy of Sciences. Sayı: 28 (7). July 15, 1938, 298—308. 138 Stipa roerichii

Page 89: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

78

N. K. Rerih bu yıllarda hayatının en sakin ve huzurlu dönemini geçirmiştir. Artık

sadece kendisi, ailesi, sanatı ve Himalaya Dağları vardır. Kulu Vadisi’ndeki evleri

misafirlerinden hiç boş kalmazdı. Kiremit kaplı çatıları, ferah misafir odaları ve

gıcırdayan ağaçtan zeminler artık efsane haline gelmiştir.139

Rerih ailesi Hindistan’da çok seviliyordu. O kadar ki Nikolay Rerih’e orada ismi

ile hitap edilmiyor ve Rerih “Guru, Usta” olarak adlandırılıyordu.

Nikolay Rerih’in Hindistan’da büyük ilgi gördüğü bu dönemde (1932 ve 1944

yılları arasında), ülkenin çeşitli kentlerinde on sekize yakın büyük sergi düzenlenmiştir.

Amerika ve Rusya ile ilişkileri iyice bozulan Nikolay Rerih bu yıllarda Baltık

ülkelerine, özellikle de Letonya’ya yönelmiştir. Yoğun mektuplaşmalar sonucunda 1936

yılında Nikolay Rerih’in iki önemli kitabı “Geleceğe Açılan Kapı” (Vrata v Buduşee) ve

“Yıkılmaz” (Neruşimoe), üç sene sonra ise Nikolay Rerih’in büyük monografisi

yayımlanmıştır. 1937 yılında Letonya’nın Riga kentinde Rerih Müzesi resmi olarak

açılmıştır.

Nikolay Rerih’in vatanına geri dönme düşüncesinden de bahsetmek

gerekmektedir. 1936 yılından itibaren Nikolay Rerih, Rusya’ya dönmek için yoğun çaba

göstermiştir. Fakat onun doğrudan gönderdiği mektuplara cevap gelmemiş, bu yüzden

tüm tanıdıklarına kendisine destek olmaları için mektup ve haber yollamıştır. Bu

dönemde ona en çok yardım eden iki isim: Z. Fosdik ve G. Şklyaver olmuştur. G.

Şklyaver SSCB yönetimi ile iletişime geçtiğinde Rerih için bir umut belirmiş ancak kısa

süre sonra yeniden umutsuz duruma geri dönülmüştür.

Sovyet diplomat M. M. Litvinov (1876-1951) da Rerih ailesi için Josef Stalin’e

(1879-1953) güvence vererek Nikolay Rerih’in dönmesi için onun mektuplarını

sunmuştur. Fakat Stalin’in cevabı sert ve net olmuştur: “Cevap vermeyin” 140 (“Ne

otveçat’!”).

Son mektup 1947 yılında ölmeden birkaç hafta önce gönderilmiştir, fakat Nikolay

Konstantinoviç cevabını alamadan vefat etmiştir. Sonrasında Rus hükümetinin, bu

mektubuna da ret cevabı verildiği ortaya çıkmıştır.

Ülkesine geri dönmek için çaba harcayan Nikolay Rerih, İkinci Dünya Savaşı

yıllarında da ülkesinden yardımını esirgememiş ve geri dönmek için her yolu denemeye

devam etmiştir. Savaş yıllarında Rusya ordusuna yardım amacıyla ressam oğlu

139 İnternet: Sklyarenko, V. M. “Rerih”. Web: www.roerich.ru. Adresinden 12 Ocak 2017’de tarihinde

alınmıştır. 140 Revyakin, D.Yu. (2010). Gibnuşçee naslediye: Moskvskaya Kvartira Yu. N. Reriha. Moskva:

Mejdunarodnıy Tsentr, 13.

Page 90: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

79

Svyatoslav ile birlikte sergiler hazırlamış ve o sergilerden kazandıkları paraları Kızıl Haç

ve Kızıl Ordu’ya yollamıştır.141 Uluslararası dergilere Rusya destekli yazı ve makaleler

göndermiş ve radyolarda bu yönde konuşmalar yapmıştır.

“Vatan Savunması

Büyük Anavatan, senin tüm manevi hazinelerini, tüm tarifsiz güzelliklerini, tüm

sonsuzluğunu her yerde ve bütün zirvelerde savunacağız. “Vatanı düşünmekten vazgeç”

diyebilecek kadar zalim bir kalp yoktur.”

(“Оборона Родины

Великая Родина, все духовные сокровища твои, все неизречённые красоты твои, всю твою

неисчерпаемость во всех просторах и вершинах мы будем оборонять. Не найдётся такое жестокое

сердце, чтобы сказать: не мысли о Родине!”)

Bu yıllardaki eserlerinde özellikle vatan konusunun daha fazla öne çıktığını

görmekteyiz. Bu tema, Rerih’in hem tablolarında hem de yazılarında görülebilmektedir.

Makale ve mektuplarında özellikle, insanlara birlik ve anlaşma çağrısında

bulunmuştur. 142 Tüm savaşların çözümünün aslında insanların kendi içinde, kendi

ruhlarının gücünde, kendi kültüründe saklı olduğunu savunmuştur. Bu çözüme ise sadece

iyi kalplilik, merhamet, bilgelik ve güzellik kavramlarına bağlılıkla ulaşılabilecektir.

Bunlar, Nikolay Rerih’in yaşam kurallarını oluşturmaktadır.

Gelecek nesillere yazdığı vasiyette vatan sevgisini şu şekilde ifade etmiştir:

“Vatanınızı sevin. Rus insanlarını sevin. Bizim engin vatan topraklarımızdaki

bütün halkları sevin. Bu sevgi size bütün insanlığı sevmeye öğretsin. (...) Tüm gücünüzle

vatanınızı sevin, o da sizi sevecektir. Biz Vatan sevgisiyle zenginiz. Yolu açın! Bir inşaatçı

geliyor! Rus halkı geliyor!”143

(“Любите Родину. Любите народ русский. Любите все народы на всех необъятностях нашей

Родины. Пусть эта любовь научит полюбить и всё человечество. (…) Полюбите Родину всеми

силами — и она вас возлюбит. Мы любовью Родины богаты. Шире дорогу! Идёт строитель! Идёт

народ русский!”)

Nikolay Rerih’in vatanseverliği ile ilgili vurgulanması gereken çok önemli bir

nokta da uluslararası ün ve saygının Nikolay Rerih’in gözünü hiçbir zaman kör etmemiş

olmasıdır. Zamanında Amerika ve birçok Avrupa ülkesi Rerih ailesini vatandaşlığa kabul

edebileceğini belirtmiş, fakat Rerih hiçbir zaman bu teklifleri kabul etmemiştir. Nikolay

Rerih, hayatı boyunca tek bir vatandaşlık ve tek bir pasaportun sahibi olmuştur; Rus

141 Şapoşnikova, L. (2006). Muzey İmeni N. K. Reriha: Putevoditel’. (Birinci Baskı). Moskva:

Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov, 364. 142 İnternet: “Nikolay Konstantinoviç Rerih”. MOO Ukrainskogo Rerihovskogo Obşçestva. Web:

http://www.roerich-urs.com/rus/nkr/biograph.html adresinden 14 Ekim 2016’da alınmıştır. 143 Rerih, N., (1978). A.g.e., 208.

Page 91: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

80

vatandaşlığı ve Rus pasaportu. Buna rağmen yurtdışında ona ve ailesine gösterilen

hürmeti kendi ülkesinden görememiştir. Bu konudaki üzüntüsünü ise hiçbir zaman dışa

vurmamış ve isyankar tavır sergilememiştir. Nikolay Konstantinoviç, son yıllarını

ülkesine dönme izni alamadığı için Hindistan’da geçirmiştir.

Rerih, son yıllarında “Himalaya” serisi için resimler hazırlamaya ve günlük

yazıları yazmaya devam etmiştir. Nikolay Konstantinoviç yaşamının bu kısmını

belirtildiği üzere sadece kendine, ailesine ve sanatına ayırmıştır. Amerika’daki dava ve

skandallardan sonra yeni bir kurum ya da okul açmak istememiştir. İnsanların kendisine

yönelik olumsuz tutumları ve spekülasyonları onu fazlasıyla yormuştur. Son yıllarında

Kulu Vadisi’nde sakin ve huzurlu bir hayat sürmek istemiş ve öyle de olmuştur.

Yukarıda da belirtildiği üzere İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesiyle birlikte Nikolay

Rerih tekrar Rusya’ya vize başvurusunda bulunmuş, fakat bu defa ret cevabını

öğrenemeden 13 Aralık 1947 senesinde vefat etmiştir. Nikolay Rerih’in eşi Elena da

hayatı boyunca bir daha Rusya’ya gidememiştir. Yıllar sonra sadece küçük oğulları

Svyatoslav, Rusya’ya (SSCB) giriş izni alabilmiştir.

Nikolay Rerih’in bedeni vasiyetine göre Kulu Vadisi’nde yakılmış ve yakılan

ateşin yerine küçük bir taş konulmuştur. Taşın üzerinde şu sözler yer almaktadır:

“Hindistan’nın ulu dostu Maharisha Nikolay Rerih’in bedeni tam bu yerde 15

Aralık 1947 (30 Maghar 2004 Vikram asırı yılı) yılında yakılmıştır. OM RAM (Barış

onunla olsun).” 144 (“Тело Махариши Николая Рериха, великого друга Индии, было предано

сожжению на сём месте 30 магхар 2004 года Викрам эры, отвечающего 15 декабря 1947 года. ОМ

РАМ (Да будет мир).”)

144 İnternet: Sklyarenko, V.M. “Rerih”. Web: www.roerich.ru. Adresinden 12 Ocak 2017 tarihinde alınmıştır.

Page 92: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

81

İKİNCİ BÖLÜM

N. K. RERİH’İN ESERLERİ VE TEMEL DÜŞÜNCELERİ

2.1. Farklı Yönleri ile Nikolay Konstantinoviç Rerih

Bu altbaşlık altında Nikolay Rerih’in faaliyet gösterdiği ve başarısını tüm

dünyaya kanıtlamış olduğu başlıca alanlar incelenecektir. Daha önce de bahsedildiği

üzere Nikolay Konstantinoviç çok yönlü bir insandı ve günümüzde dahi sadece birkaç

tablosu ile anılması üzücü bir durumdur. Evet, Nikolay Rerih çok değerli bir ressamdır,

dünyanın dört yanına dağılmış binlerce resim mirası vardır. Ve resim konusunda en

büyük iddiası ve farklılığı, manzara resimlerine kendine has dini ve felsefi öğeleri

taşımasıdır. Bu temalar özellikle Doğu seferlerinden sonra daha fazla karşımıza

çıkmaktadır. Ressam kimliğinin yanı sıra, Nikolay Rerih birçok profesyonel yazar ile

eşdeğer bir edebi birikime de sahiptir. Bu konuda otobiyografik, felsefi ve sosyal

sorunları ele alan yüzlerce makale ve konferans metnini, iki adet şiir kitabını, iki adet

sefer günlüğünü, onlarca felsefi masalı, eşi Elena Rerih ile birlikte yaptığı teozofik ve

dini çevirileri ile yazdığı “Agni-Yoga“ kitaplarını örnek verebiliriz. Ayrıca Nikolay Rerih

Paris’teki “Rus Mevsimleri” turnesi kapsamında oyun yazarlığı ve sahne dekoratörlüğü

yetenekleriyle de karşımıza çıkmıştır. İmparatorluk Sanatı Teşvik Cemiyeti’nin okulunda

olduğu gibi, daha sonra Amerika ve Hindistan’da açtığı tüm eğitim kurumlarında sadece

bir yönetici ve okul müdürü olarak değil, çok başarılı bir eğitmen olarak da kendinden

söz ettirmişti. Geliştirdiği yenilikçi eğitim metodları ve ders programları dikkate değer

unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Antika, bilim ve sanat koleksiyonculuğu ile

uğraşan Nikolay Rerih’in koleksiyonları dünyanın birçok ülkesinde sergilenmiştir.

Arkeolojik kazıları ve raporlarından da bahsedilecek olursa Nikolay Konstantinoviç’in

farklı kazı alanları ve Sefer güzergahları çoğu arkeoloğa taş çıkartacak niteliktedir. Hatta

en değerli çalışmaları olan dünya mirasını koruma adına gösterdiği çabalar, geleceğimizi

olumlu yönde şekillendiren yapı taşlarıdır. Nikolay Rerih’in Rerih Paktı bu alanda

hazırlanan ilk antlaşma olup, yıllar sonra UNESCO’nun Lahey Sözleşmesi’nin de

esaslarını oluşturduğu kanaatine varmaktayız. Özetlemek gerekirse, Nikolay

Konstantinoviç Rerih on parmağında on marifet olan insanlardan biriydi, onun çok

yönlülüğü ve onlarca alandaki başarısını anlatmaya satırlar yetmez. Çalışmamızda

Nikolay Rerih’in seçilme amacı da ya sadece birkaç tablosuyla tanınan ya da hiç

Page 93: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

82

tanınmayan böylesi önemli bir insanın tanıtımına katkı sağlamaktır. Çalışmada başarılı

olduğu ve yetenekleriyle adından söz edilen alanların hepsinden bahsedilmese de, başlıca

faaliyet gösterdiği alanlar, onu bu alanlara yönlendiren kişiler ile birlikte incelenecektir.

Bu bölümde Nikolay Konstantinoviç Rerih’in arkeolog, eğitimci, tarihçi, ressam, yazar

ve felsefeci kimlikleri tüm yönleriyle açıklanmaya çalışılacaktır.

2.1.1. N. K. Rerih - Arkeolog

“Çocukluk Çağı” bölümünde de bahsedildiği üzere Nikolay Konstantinoç Rerih’i

arkeolojiye heveslendiren, ilk kazı deneyimini de birlikte gerçekleştirdiği Lev İvanovski

olmuştur. Onların tanışma hikayesi ve birlikte yürüttükleri çalışmalar konusunda bilgi

vermek Nikolay Rerih’in arkeoloji alanındaki başarısını daha açıklayıcı hale getirecektir.

Lev Konstantinoviç İvanovski (1845—1892) - ünlü Rus arkeolog ve hekim. Lev

İvanovski, Konstantin Rerih’in çok yakın dostu olup hem Petersburg’taki evlerine hem de

yaz aylarını geçirdiği İzvara malikanesine sık sık misafir olurdu. Çocuk yaşından itibaren

Nikolay Rerih’in, babasının ve onun ünlü misafirlerinin sohbetlerini kaçırmamaya

çalıştığını ilk bölümde belirtmiştik. Bu sohbetlerin birinde küçük Nikolay, Lev

İvanovski’e tarihe, kahramanlık masallarına ve efsanelere olan ilgisini belirtti. Bu

sıralarda İzvara’ya arkeolojik kazılar gerçekleştirme amacıyla gelen Lev Konstantinoviç

dokuz yaşındaki Nikolay’ın tarihe olan aşırı ilgisinden dolayı onu kazılara götürmeye

başlamıştı. İzvara’nın çevresinde bulunan X.-XIV. asırlara ait höyükler küçük Nikolay’ın

ilgisinin artmasını sağlamıştır. Böylece Nikolay Konstantinoviç Rerih’in 1883 yılında,

dokuz yaşındayken arkeolojiye olan ilgisi tamamen belirginleşmiş ve hayatı boyunca

sürmüştür. 1892 yılına kadar kendi çabalarıyla kazılar gerçekleştiren Nikolay Rerih, Lev

Konstantinoviç İvanovski’in desteğiyle Rus Arkeolojik Topluluğu’na katılarak kazılarını

daha profesyonel hale getirmiş ve Topluluğun desteği ile 1897 yılında meşhur İzvara

höyüğünü açığa çıkartmıştır.

Lev İvanovski’in, Nikolay Rerih’in hayatında önemli bir role sahip olması

yalnızca küçük Nikolay’ı arkeolojik kazılara katılmaya alıştırmasına bağlanamaz.

Nikolay Rerih’in yazı alışkanlığı kazı raporları tutmasıyla başlayacak ve ileride tarihi

değer taşıyan yüzlerce rapor, onlarca tarih ve arkeolojik konuyu ele alan makale,

arkeolog ve tarihçiler için önemli bir değer olan “Altay-Himalai” (1929) ve “Asya’nın

Kalbi” (1929) adlı iki kitabı arkeoloji sayesinde Nikolay Rerih mirasına eklenecektir.

Nikolay Rerih’in önemli bir yönü de, arkeolojik kazılar sırasında arkeolojik buluntu ve

Page 94: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

83

kazı raporları tutmanın yanı sıra yerel halkların folklörünü, gelenek ve göreneklerini,

batıl inançlarını, yerel kıyafet ve günlük kullanım eşyalarına kadar araştırmaya gayret

etmesidir. Yaptığı her arkeolojik kazıda, hatta ilerleyen yıllarda çıkacak olan seferlerinde

bile Doğu, özellikle de Asya topraklarının kültürel ve manevi değerlerini, yaşantılarını,

bilgeliğini, sözel mirasını yoğun araştırmalar sonucunda eserlerinde paylaşacaktır. Lev

İvanovski tarafından kazı deneyimi kazanan Nikolay Rerih’in en önemli eseri – Rerih

Paktı da bu sayede hayat bulacaktır. Bu Pakt sayesinde hatırlarsak yüzlerce kültürel miras

abidesi koruma altına alınacaktır ve pakt UNESCO’nun kısaca Lahey Sözleşmesi olarak

bilinen ve 14 Mayıs 1954 tarihinde imzalanan “Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel

Mirasın Korunması Sözleşmesi”nin esasını oluşturacaktır. Nikolay Rerih’in kazı

deneyimlerinden sonra bu deneyimlerin eserlerini zaman içerisinde ne yönde etkilediği,

çalışmanın ilerleyen aşamalarında anlatılacaktır.

Üniversitede Tarih Bölümü’nde okumak isteyen Nikolay Konstantinoviç,

çalışmamızın ilk bölümünde de belirtildiği üzere babasının ısrarıyla Hukuk Fakültesi’nde

eğitimini sürdürmüştür. Buna rağmen Nikolay Rerih’in tarih ve arkeoloji merakı o

senelerde de azalmamış olup, her fırsatta Petersburg ve İzvara çevresinde yapılan tüm

arkeolojik kazılara katılmaya gayret göstermiştir.

Bu yıllarda Nikolay Rerih ilk kazı raporlarını ve buluntuları mezun olduğu K.

May Okulu’na bağışlayacak ve koleksiyon okulun Etnografik Müzesi’nde

sergilenecektir. İlk arkeolojik kazıların sonuçları okulun müzesinde sergilenirken; ustalık

dönemi olan çalışma hayatında gerçekleşen arkeolojik buluntu koleksiyonu 1905 yılında

Fransa’nın Perig kentinde gerçekleştirilmiş olan Uluslararası Bilim Kongresinde

sergilenmiştir.

Rus Arkeoloji Topluluğu’nun aktif üyesi olan Nikolay Konstantinoviç sadece gezi

ve kazılarda değil; Topluluğun (1896 yılından itibaren) düzenlediği kongrelerde de

konuşmacı olarak yer almıştır. Hatta 1898 yılında yaptığı “Defini Heykeltıraşlık

Açısından Resmetme Deneyimi” konuşması Arkeoloji Topluluğu’nun büyük beğenisini

toplamıştır. Ayrıca Nikolay Konstantinoviç’in profesyonel arkeologları kıskandıracak

çalışmalar sonucunda kazı sırasında kültürel katmanın buluntularına zarar vermeyen yeni

eleme tekniğini de geliştirmiş olması, bu işe gönül ve olağanüstü bir emek verdiğinin

göstergesidir. Aynı sene içerisinde İmparatorluk Petersburg Arkeoloji Enstitüsü’nde

“Arkeoloji’de Resim Tekniği” dersini vermeye layık görülmüştür. Nikolay Rerih’in

arkeolojide resim yeteneğini kullanması büyük fayda sağlamış, birçok bilimsel ve

sanatsal buluşa yol açmıştır. Nikolay Konstantinoviç Rusya’da Taş Devri’ne ait aletleri

Page 95: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

84

sanatsal açıdan incelemeyi öneren ve bunu gerçekleştiren ilk arkeologdur. Bu çalışma

sırasında hem Orta Asya hem Eski Slav kültürüne ait daha önce kaydedilmemiş çeşitli

hayvan figürleri ve etnik desenler bulmuştur.

Tüm arkeolojik gezi ve kazılarının en önemli sonucu - Rerih Paktı’dır. Özellikle

1903 yılında gerçekleştirdiği Kadim Rusya şehirleri gezisinden sonra toprağın altındaki

değil, toprağın üstünde bulunan tarihsel höyüklerin korunamadığı kanısına varmıştır.

Yıkılmış katedraller, yok olmaya mahkum tarihi değeri olan yapıtların bu durumda

olması Nikolay Rerih için büyük üzüntüye sebep olmuştu. Bu gezi sırasında söz edilen

yıkımlardan ilham alarak 1903 yılında “Eski Zamanlar” (Starina) adında bir makale ve

1904 yılında ise “Eski Zamanlara Göre” (Po Starine) broşürünü yayınlamıştır. Bu

senelerde hem Arkeoloji Topluluğu’nda hem de Ressamlar Birliği’nde yaptığı

konuşmalarıyla kültürel mirasın korunması ve yok olmaması konusundaki görüşlerini

bildirmiştir. Daha sonra bu çalışmalar Rerih Paktı’nın esaslarını oluşturacaktır. Birinci

Dünya Savaşına kadar yerel gazete ve dergilerde onlarca makalesi yayınlanmıştır.

Makale ve yazılarında genellikle tarihi-kültürel mirasın yıkımlardan ve özensiz yapılan

restorasyon çalışmalarından korunması, daha fazla müzenin açılmasının gerekliliği, eski

ikon ve duvar resimlerinin önemi, eski kilise ve yerleşim alanlarının korunması, eski

geleneksel sanatların canlanması ve eğitilmesi, insanlara tarihin sevdirilmesi ve yanlış

düşüncelerin düzeltilmesi gibi ana konuları işlemiştir.

1904 yılında Çar II. Nikolay’e yazdığı mektupta bu konudaki şikayetlerini dile

getirerek, tarihi ve kültürel mirasın acilen koruma altına alınması gerektiğinin önemini

belirtmiştir. Yaptığı tüm çalışmalar aynı sene içinde sonuçlar vermeye başlamış; kendisi

tarihi mirasın korunması göreviyle görevlendirilmiş ve İç İşleri’ne bağlı olarak çalışan bir

komisyon kurulmuştur.

Nikolay Konstantinoviç Rerih arkeolojik kazı deneyimlerine sadece Rusya’da

yaşadığı süre içinde değil, oradan taşındığında da devam etmiştir. Özellikle 1921 yılında

Meksika’daki Santa-Fe mağaralarındaki kazı sonucunda yazdığı makaleyi

Washington’un en saygın bilimsel yayınlarından "Art and Archaeology"de yayımlamıştır.

Nikolay Rerih en önemli ve tarihi değer taşıyan arkeolojik kazılarını Büyük Asya

Seferi sırasında yapmıştır. Zira bu seferin arkasında yatan temel amaç Büyük Göç’ü

araştırarak, Slav ve Batı halklarının Doğu kökenlerini bulmaktı. Senelerce bu amaca

hizmet ederek hazırlanan muazzam güzergah bu seferin önemini bir kez daha ortaya

koymuştur. Bu seferin Nikolay Rerih’in “Doğu ve Batı Sentezi” düşüncesinin

oluşmasındaki bir yapı taşı olduğunun belirtilmesinde fayda var. Büyük Asya Seferi’nin

Page 96: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

85

eşsiz güzergahı, fazlaca cesur amacı ve tarihi ispatları yalnızca o zamanlar için değil, bir

asır geçmesine rağmen şimdi bile önemini korumaktadır.

Büyük Asya Seferi sırasında Nikolay Kontantinoviç höyükler, duvar yazıları, taş

heykelleri, mağara mabetlerinin araştırmasını yapmış, etnografik-folkloristik

çalışmalarını toplamıştır. Seferin en büyük buluşu-belirttiğimiz üzere Kadim Asya

halklarının yoğun iletişim içinde olması idi, bu iletişime Rusya ve Hindistan halklarının

da dahil olduğu kanıtlanmıştır. Bu iletişimi destekleyen benzer yaşam biçimi, mağara ve

sancaklarda bulunan resimler, gelenek ve maniler gibi birçok ortak noktaya rastlamıştır.

Amerika’daki Kızılderililerin ve Batı Avrupa’nın Tibet halklarının kullandıkları aletlerin

benzerliğinin tesadüfi olmadığını açıklamıştı. Taş Devri’nden başlayan bu topluluklar

arası iletişimin ve etkileşimin sadece yaşamsal değil kültürel açıdan da benzerlik

gösterdiğini belirtmektedir.

Sonuç olarak, Nikolay Konstantinoviç Rerih arkeoloji alanındaki başarı ve

katkılarından dolayı birçok unvana layık görülmüştür. New York Tarihi Mirası Koruma

Derneği’nin onursal üyesi, Fransa Sanat Koruma Ligi’nin ve Almanya Arkeoloji

Topluluğu’nun onursal üyesi, Amerikan Arkeoloji Enstitüsü’nün başkan yardımcısı ve

Paris Akademisi’nin Tarih Topluluğu’nun onursal üyesi seçilmiştir.

2.1.2. N. K. Rerih - Eğitimci

“Eğer ruhunu ve kalbini öğrencilerine tam olarak veremiyorsan, o zaman başka

meslek aramalısın.”145

K. İ. May

Nikolay Rerih Karl May Okulu’na girdiğinde henüz dokuz yaşındaydı. Bu yaşına

kadar iyi bir ev eğitimi alan küçük Nikolay, okula giriş sınavını başarıyla geçmiştir. Hatta

bu sınavda bilgisi ve zekasıyla Karl May’in bile dikkatini çekmiş ve kendisi Nikolay’a

profesör olması için nasihatte bulunmuştur.

Nikolay Konstantinoviç Karl May Okulu’nda 1883-1893 seneleri arasında

okumuş ve sonra eğitim hayatına hem Sanat Akademisi hem de Petersburg

Üniversitesi’nde devam etmiştir. Sadece Nikolay Rerih değil, Karl May’in tüm

öğrencileri gerek Rusya’da gerek yurtdışında çok önemli yerlere gelmişti. Okulundan

mezun olan birçok ünlü ismi çalışmamızın ilk bölümünde zaten belirtmiştik. Bu bölümde

145 “Esli ne mojeş otdavat’ duşu, serdtse, vremya bez ostatka uçenikam, to sleduet iskat’ druguyu professiyu.”

Page 97: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

86

ise Karl May’in ve okulunun Nikolay Konstantinoviç üzerinde nasıl bir etki bıraktığı ve

ilerleyen senelerde Nikolay Rerih’in kendi açtığı eğitim kurumlarında da benzer eğitim

sisteminin uygulanmasındaki nedenler incelenecektir.

Karl İvanoviç May (1820-1895) çok iyi eğitim almış, fakat eğitim sistemindeki

eksikliklerden ciddi bir şekilde rahatsız olan Alman asıllı Rus eğitim bilimcidir. Çarlık

Rusya’sında açtığı okulla nedeyse devrim etkisi yaratmıştı. Özenle seçtiği akademik

kadrosu ve farklı eğitim yöntemleriyle ilk senelerden itibaren yüzlerce öğrenciye sahip

olmuştu. Önemli devlet insanlarının, memurlarının ve üst sosyetenin çocukları bu okulda

okumuştu. O dönem Rusya’sında Petersburg’un en iyi okulu statüsünü ilk senelerden

itibaren hakkıyla kazanmıştır. Bu eğitim kurumunu farklı kılan nedenlere bakmamız

gerekirse, öncellikle okulun sloganından başlamak gerekir – “Önce sev, sonra eğit.”.

Okulun yapı taşlarından olan bu cümle, her şeyi özetlemektedir. Karl May öncellikle

öğrencilerine sevgi ve saygı kavramları içerisinde davranmayı öğretmiş; hiçbir şiddet,

zorbalık ve cezalandırma olmayan bir eğitim sistemi kurmuştur. En önemlisi çocuklara

aşıladığı özgüven duygusuyla, onlara öncellikle bir birey olduklarını hatırlatmış ve

böylece vatan için hayırlı bir evlat olarak yetişmelerini sağlamıştır. Dayatmanın da söz

konusu olmadığı bu sistemde ana dersler dışındaki tüm dersler öğrencilerinin şahsi

seçimlerine ve ilgi alanlarına bırakılmıştır. Donanımlı müzik sınıfları ve atölyeleri

öğrencilerinin sanat zevkinin oluşmasına büyük katkı sağlamıştır. Tarih ve coğrafya

derslerindeki uygulamalı eğitim, coğrafi yürüyüşler ve okul tiyatroları bu eğitim

kurumunun eğlenceli olan tarafıydı. Tüm bu imkan Nikolay Rerih’i de büyük ölçüde

etkilemiş oldu ki tarihe, edebiyata, arkeoloji ve sanata olan ilgisinin okul yıllarında daha

da yoğunlaştığını görmekteyiz. Okulun tiyatro gösterilerinde Nikolay Rerihi’in sadece

oyunculuk değil, dekoratörlük yeteneği de ön plana çıkmıştır. Yazı yeteneğinin gelişmesi

de bu senelere rastlayan Rerih, 1891 yılında “Ohotniçya Gazeta”da ilk denemesini

yayınlamış oldu. Dekor sanatından başlayarak, tiyatro oyunlarının yazılmasına kadar

Nikolay Rerih’in birçok yeteneğinin gelişmesini sağlayan bu okulunun eğitim metotları

yukarıda belirtilenlere ek olarak şöyle özetlenebilir:

- “Disiplin terbiye anlamına gelmemektedir.” (“Дисциплина — ещё не воспитание.”)

- “Terbiyenin amacı öğrencinin iradesini kırmak değil, onu oluşturmaktır.”

(“Воспитание имеет целью не сломить волю ребёнка, а образовать её.”)

- “Öğrencilere verilen güven duygusuyla ondan her şeyi elde edersin.” (“От юного

существа можно добиться всего посредством высказывания к нему доверия.”)

Page 98: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

87

- “Herhangi bir uğraşın olması ve ona çaba harcanması takdir edilmeli, fakat bu

konuda yapılan dikkatsizce bir gecikme öğrencinin soğumasına yol açabilir.

Öğrencilerinizi gerçek bilgiye ulaştırın, çünkü sadece o değişmez değere sahiptir ve

gerçek güç niteliğindedir.” (“Увлечение какими-либо занятиями и усердие к ним достойны

поощрения, а неосторожная задержка может привести к апатии ученика.Давайте -ученикам

истинное знание, так как только оно имеет непреложное значение и истинную силу.”)

Ve en önemlisi, Nikolay Rerih’in de sürekli vurguladığı düşüncesiyle eşleşen Karl

May kuralı ise şöyle dile getirilebilir:

- “Eğitim metotları öğretmenden öğretmene farklılık gösterebilir, fakat nihai

amaç her zaman eğitim ve terbiye olmalıdır.” (“Пусть пути будут различны, но образование и

воспитание во всяком случае должны оставаться конечной целью всякого преподавания.”)

Özetlemek gerekirse, Karl May’in eğitim sistemi öğretmen ve öğrenci arasındaki

karşılıklı saygı ve güven ilişkisini esas almakta olup, eğitmenlerin velilerle sürekli

iletişim halinde olmalarına ve her bir öğrenci için bireysel yaklaşıma dayanmaktaydı.

Karl May Okulu, öğrencilerin özgürce ders seçmelerini ve böylece özgüvenlerinin

artmasını sağlayan Petersburg’un tek eğitim kurumuydu.

Yıllar sonra Nikolay Rerih kendi çocuklarını da bu okula verecek ve aynı özgür

kuralları ev ortamında da uygulayacaktır. Ama en önemlisi ve Karl May’in Rerih’e

kazandırdığı en önemli şey – eğitim ve terbiyeye olan farklı yaklaşımıdır. Nikolay Rerih

hayatı boyunca açtığı ve idaresini yaptığı tüm eğitim kurumlarında bu yöntemleri

uygulayacak olup, aydınlık bir geleceğin temellerini atacaktır. Rusya’dan Avrupa’ya,

Avrupa’dan Amerika’ya açtığı her kurumda ve en sonunda Hindistan’daki Urusvati

Enstitüsü’nde değerli ve aydın gençler yetiştirecektir.

2.1.3. N. K. Rerih - Ressam

Nikolay Rerih’in resim yeteneğinin gelişmesinde onu etkileyen ve hayranı

olduğu birkaç isim sayılabilir, ancak bu bölümde Nikolay Rerih’in ressam kimliğinin

oluşmasında en büyük role sahip olan ve hayatının sonuna kadar kendisine “ustam”

diye hitap edeceği Arkhip Kuinci’ye yer verilecektir.

Arkhip İvanoviç Kuinci (1842-1910)–ünlü Rus ressam ve Sanat Akademisi

eğitmenidir. Arkhip Kuinci çok geç yaşlarında, tam olarak 1880 yılında “Dnepr’da

Mehtaplı Gece” (Lunnaya Noç’ na Dnepre) adlı tablosuyla ün kazanmıştır. Usta

Page 99: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

88

ressamlar tarafından kabul gören bu tablo Arkhip Kuinci’nin azimli ve yetenekli biri

olduğunun biri göstergesidir. Onun yaşam öyküsüne bakıldığında, zor şartlarda yaşamış

biri olduğu anlaşılmaktadır. Mariupol şehrinde fakir, köylü bir ailede doğan Arkhip

İvanoviç altı yaşındayken yetim kalmış ve küçük yaşlarda çalışmaya başlamıştır.

Çoban, hamal ve getir götürcü olarak çalışmanın yanında inşaatlar ve resim

atölyelerinde de çalışmıştır. Bu kadar erken yaşlarda böylesi zor bir çalışma hayatı

olmasından dolayı Arkhip Kuinci ilkokulun yalnızca ilk sınıflarını tamamlayabilmişti.

Kazandığı paralarla sadece bir evin geçimi sağlamamış; kendisinin kağıt ve boya

malzemelerini de arttırmaya çalışmıştı. Arkhip Kuinci pahalı boya malzemelerine önem

vermeyen, hatta sanat yapmak için bunlara bile gerek duymayan biriydi. Onun için ot ve

çiçekler boyaları, duvarlar ise en pahalı tualleri aratmazdı.

Arhkip Kuinci’nin bu azmi ve çalışkanlığı konusunda Sanat Akademisi’nde bir

söylenti dolaşıyordu: Bir zamanlar Arkhip İvanoviç’e önemli bir devlet adamı gelmiş ve

kendisine karalamalarını göstermişti. Kuinci karamalarını çok beğenip, takdir etmiş ve

resim yapmaya devam etmesini söylemişti. Buna karşı devlet adamı ise “Aile ve

çalışma hayatı sanatımı icra etmemi engelliyor” diye cevap vermişti. Çalışma saatlerini

ve onların dışında ne yaptığını soran Kuinci, “Uyuyorum” cevabı alınca, “O zaman tüm

hayatınızı uyuyarak geçirirsiniz” demişti. Ayrıca tekrar pahasına belirtmek gerekirse,

Arkhip Kuinci Nikolay Konstantinoviç’e çalışma hayatı boyunca “Çalışkan insan her

şeye yetişir, görebilen her şeyi görür, kör ise zaten resim çizemez.”146 (“Занятый человек

все успеет, зрячий все увидит, а слепому все равно картин не писать”) sözleriyle nasihatte

bulunmuştu.

Nikolay Konstantinoviç’in Arkhip Kuinci ile tanışması birinci bölümde de söz

edildiği üzere Sanat Akademisi’nin ikinci sınıfında gerçekleşmişti. Hazırlık sınıfını

geçen Nikolay Rerih’in, resim danışmanını seçerek onun atölyesinde çalışmaya

başlaması gerekirdi. Repin’in atölyesinin kontenjanı dolunca, arkadaşı G. Voropanov

ile Kuinci’nin atölyesine gitmeye karar vermiştir. Çalışmamızın ilk bölümünde yer alan

“Arkhip Kuinci benim yalnızca resim hocam değil, hayat öğretmenimdi” sözleri de

onun Nikolay Rerih’in hayatında ne kadar özel bir yere sahip olduğunu açıkça

belirtmektedir.

146 Marianis, A., A.g.e., 74.

Page 100: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

89

Gerçekten hem eğitmen, hem ressam hem de insan olarak Arkhip Kuinci

Nikolay Rerih’in hayatında büyük iz bırakmıştır. Arkhip İvanoviç sabit fikirli bir insan

değildi, eğitim konusundaki görüşleri de aynı yöndeydi. Her öğrenciye bir resim

tekniğini zorla benimsetmek yerine, onun yeteneğini keşfederek o yönde ilerletmeye

çalışırdı. Öğrencilerin düşüncelerine, hayallerine ve iç dünyalarına kulak veren usta N.

K. Rerih, A. A. Rılov (1870-1939), K. F. Bogaevski (1872-1943), A. A. Borisov (1866-

1934), V. Purvitis (1872-1945), K. Vroblevski (1868-1939) gibi ünlü ressamları

yetiştirmiştir.

Sanat Akademisi’nde öğrencileri ve yönetim arasında gerçekleşen bir tartışma

sırasında, Arkhip Kuinci öğrencilerinin tarafını tutunca, hem Akademi yönetimi hem de

Knez Vladimir Aleksandroviç tarafından “öğrencilerine kötü örnek olmak”

suçlamasıyla Sanat Akademisi’ndeki çalışma hayatına son verilmiştir. Fakat bu olaydan

sonra sadece Arkhip Kuinci değil onun tüm öğrencileri Akademi’ye veda etmişti. Bu

olayda Arkhip İvanoviç’in öğrencileri tarafından çok sevilen ve kendisine saygı

duyulan bir eğitmen olduğunu görebiliyoruz. Akademi yönetimi bu olayın büyümemesi

için öğrencilerinin önüne ne kadar fırsat sunsa da hiçbiri teklifleri kabul etmemiştir. Bu

skandalın kapanması için Sanat Akademisi 1897 yılının Kasım ayında giden öğrenciler

için zorunlu bir mezuniyet sergisi hazırlamış ve hepsini Akademi’den mezun ettirmiştir.

Nikolay Rerih’in mezuniyet tablosu “Ulak”tı (Gonets). Bu tablolun büyük beğeni

toplaması ve sanatsever Tretyakov tarafından satın alınması Kuinci’nin emeklerinin en

büyük karşılığıydı.

Akademi’nin tüm suçlamalarına rağmen, Arkhip Kuinci’nin kişiliğinin

öğrencilerine her zaman iyi örnek teşkil ettiğini söyleyebiliriz. Sanat Akademisi’nin

sınavlarını ilk seferde geçemeyen Kuinci, ısrarı ve çalışkanlığı ile Akademi’yi üçüncü

seferde kazanabilmiştir. Zorlu geçen hayat şartlarında asla pes etmemeyi kendine yol

bilmiş büyük usta hayattan istediği tüm şeyleri kazanabilmiştir. Dünya ressamları

tarafından görülmüş tabloları ve giremediği bir okulda aranan eğitmenlerden biri

olması, bu azmin ve çalışkanlığın bir ispatıdır. Öğrencilerine kazandırdığı en önemli şey

ise sanatını para için icra etmemesinden çıkarılacak derslerdir. Arkhip Kuinci her zaman

mütevazi bir hayat sürmüştür. Tablolarından iyi paralar kazansa da bunları hep sanata

harcamıştır. İmkanları olmayan öğrencilere burs vermiş, fakir ailelerin çocuklarını

Page 101: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

90

okutmuştur. Arkhip Kuinci, öldükten sonra da tüm parasını ihtiyaç sahiplerine

bağışlayacak kadar büyük bir şahıstı.

Arkhip Kuinci’nin öğrencilerine ve Nikolay Rerih’e kazandırdığı şeyler sadece

manevi değerlerle sınırlı kalmayıp, resim konusunda da onlara büyük katkılar

sağlamıştı. Çalışmamızın ilk bölümünde de belirtildiği üzere ışık yansımaları ve ışık

oyunları Arkhip Kuinci’nin imzası niteliğindeydi. Güneş ve ay ışıklarının inanılmaz

yansımaları, aktif kullandığı renk kontrastları ve farklı kompozisyonları eski resim

tekniklerini anında yıkıyorlardı.

Arkhip Kuinci’nin bu yeteneği konusunda dünyaca ünlü Rus ressam İ. E. Repin

(1844-1930) şu satırları yazmıştır: “Işık yansımaları onun için kutsaldı, ve sanatın bu

mucizesini ustalıkla kullanan başka bir ressam yoktu.”147 ("Иллюзия света была его богом,

и не было художника, равного ему в достижении этого чуда живописи".)

Arkhip Kuinci’nin öğrencilerine ve özellikle Nikolay Rerih’e kazandırdığı en

önemli şeylerden biri de hafızadan çizme yöntemiydi. Arkhip Kuinci’ye göre bir

manzarayı beğenen kişi, önce onu “iç”ine hem kalbine hem de aklına kabul ettirip

kaydetmeli, sonra da kaydettiği taslağı resme aktarmalıdır. Bu yöntemi Nikolay

Konstantinoviç’in birçok gezi ve seferinde kullandığını belirtmeliyiz. Örneğin, tam üç

sene süren Büyük Asya Seferi’nde binlerce tablo çizilmiş olup, birçoğunda sefer

imkansızlıklardan dolayı bu teknik uygulanmıştı.

Arkhip Kuinci’nin Nikolay Rerih’in hayatında ve sanatında bıraktığı büyük

miras tartışılmazdır. Hem manevi değerlerinin hem de resim tekniklerinin gelişmesinde

ustanın yeri bambaşkaydı. Nikolay Rerih’in denemelerinde Arkhip Kuinci’nin ismine

çokça rastlayabiliriz. Hayat ustası ve Rerih arasındaki benzerlikleri de aralarındaki

duygusal bağın bir kanıtı olarak karşımıza çıkmaktadır. Benzerlikler daha önce de

dediğimiz gibi sadece resim tekniklerinde değil, hayata olan bakış açılarında da

karşımıza çıkmaktadır. İkisi de kişilikleri her zaman merak uyandıran ancak yakın

çevreleri dışında fazla kişiye açılmayan iki “bulmaca” insan olarak karşımıza

çıkmaktadır. İkisi de “kendi içinde” ayrı bir dünya besleyen ve o dünyadaki güzellikleri

de gerçek dünyaya geçirmeye çalışan nadide kişilerdendi. Nikolay Rerih her zaman

147 İnternet: Protsenko, A. (Mayıs, 2013). “Legendı o Kuinci”. Web: http://old-mariupol.com.ua/legendy-o-

kuindzhi/ adresinden 26 Aralık 2016’da alınmıştır.

Page 102: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

91

Arkhip Kuinci’nin hem resim yeteneğini hem de iç dünyasını geliştirdiğini dile getirmiş

ve ona şükranlarını sunmuştur.

İleriki zamanlarda “Kuinci Atölyesi”(Masterskaya Kuinci)(1936) adlı

denemesinde Nikolay Konstantinoviç Rerih, ustası hakkında özet niteliğindeki şu

satırları yazacaktır: “Heybetli Kuinci sadece büyük bir ressam değil, aynı zamanda

büyük bir hayat ustasıydı. Özel hayatı olağanüstü ıssızdı, sadece yakın olan öğrencileri

ruhunun derinliklerini biliyorlardı.(...) Tüm hayatı benzersizdi.”148 (“Мощный Куинджи

был не только великим художником, но также был великим Учителем жизни. Его частная жизнь

была необычна, уединенна, и только ближайшие его ученики знали глубину души его.

...Неповторима была вся его жизнь...”)

2.1.4. N. K. Rerih – Tarihçi

Nikolay Konstantinoviç Rerih’in tarihe ve özellikle eski el yazmaları ve

destanlara olan ilgisi büyük ölçüde önemli Rus sanat eleştirmeni olan Vladimir

Stasov’un (1824-1906) yönlendirmesiyle başlamıştır. Küçük yaşlardan beri bu konulara

merak saran Nikolay Rerih, Stasov’un yardımıyla tarihin sadece sıkıcı tarih

kitaplarından ibaret olmadığını, bunun yanında farklı ve çok mistik bir dünyanın

olduğunu öğrenmişti. Zaten Nikolay Rerih’i ile Vladimir Vladimiroviç Stasov’u Rusya

tarihine olan ilgileri bir araya getirmiştir. Vladimir Stasov o zamanlar Milli

Kütüphane’de yoğun araştırmalar yapmış; arkeoloji, halk sanatı, Rus, Doğu ve Batı

Avrupa sanatlarını inceliyordu. Rusya’da Vladimir Stasov çok saygın müzik ve sanat

eleştirmeni olarak bilinirdi. Nikolay Konstantinoviç Stasov’un özellikle aktif sosyal

faaliyet yaşantısına hayrandı, sanat insanlarının Stasov gibi yoğun çalışma temposunun

içinde olmaları gerektiğini vurgulamıştı.

Nikolay Rerih’in Stasov’a olan hayranlığı aslında Karl May Okulu’nda başlamış

olup, ancak 1895 yılında tanışmaya imkan bulmuştur. Büyük bir heyecan ve hevesle

Stasov’un odasına giden Rerih, el yazmalarından birini gösterme şansı bulmuştu.

Nikolay Konstantinoviç’in fikirlerindeki zayıflığa dikkat çeken Stasov Rerih’in daha

çok çalışmasını gerektiğini vurgulamıştı. “El yazmalarını bırakın, ama kendiniz daha

mutlaka gelin. Sohbet ederiz.”149 (“Рукопись оставьте, а сами непременно приходите еще.

148 Rerih, N. (2015). A.g.e., 67. 149 Belikov, P., Knyazeva, V., A.g.e., 23.

Page 103: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

92

Потолкуем”). Bu “sohbet ederiz” kelimesi ise usta eleştirmen ve genç Rerih arasında kısa

bir tanışıklığından, yoğun arkadaşlık ilişkisine sebep olmuştu.

V. V. Stasov’un birinci bölümde bahsedildiği üzere Peredvijniki adlı topluluğa,

yani 19. yy. Rus gerçekçi ekolünden demokratik eğilimli ressamlar koyu destekçisi

olduğu için bu topluluğun sınırları dışında kalan birçok genç sanatçı için büyük bir

tehlike oluşturuyordu. Sadece Rus sanatçılar değil bazen Batı sanatçıları da eleştiri

yağmuruna tutan Stasov, Peredvijniki’lere fikren yakın olan sanatçıları bile sert

eleştirilerden mahrum bırakmamıştır. İ. E. Repin, K. P. Bryulov o eleştirilerden nasibini

almış Rus ressamlarından sadece birkaçıydı.

Nikolay Rerih te Stasov ile bazen fikir ayrılıklarına düşüyordu, fakat hiçbir

zaman aralarındaki ilişkiyi koparmamış ve hep yanında olmuştur. Nikolay Rerih sadece

ressam kimliği ile değil, bir tarihçi, arkeolog kimliği ile de yanındaydı. Resim

konusunda Stasov ile sıkça fikir ayrılıklarına düşse de, tarih konularında Stasov’a yakın

bir bakış açısı sergiliyordu. Vladimir Stasov Rus kültürü ve tarihin Doğu ile kesin

bağlantısı olduğunu savunan nadir Rus aydınlarından biriydi. Kütüphanede yaptığı

yoğun araştırmalar sonucunda bu kanıya varmıştı. Tam da bu noktada aslında Nikolay

Rerih’e nasıl bir etkide ve yardımda bulunduğu görebilmekteyiz. Çünkü Nikolay Rerih

hayatını bu teze adayacaktır. Doğu ve Batı sentezi, ortaya çıkan kültürel benzerlikler,

Kadim göç güzergahı ve Slav ve Batı halklarının Doğu kökenlerinin bulunması gibi

konuları yoğun bir şekilde incelemeye koyulacaktır.

2.1.5. N. K. Rerih – Yazar Ve Felsefeci

Yazarlık konusunda Nikolay Rerih’in hayatında önemli izler bırakan iki isim

sayabilmekteyiz: Lev Tolstoy ve Rabindranath Tagore. Bu iki ustanın Nikolay Rerih’in

yazarlık yeteneğini keşfetmeleriyle ilgileri yoktur. Onları tanıdığında Nikolay Rerih

halihazırda bir yazardı, ulusal ve uluslararası düzeyde yayınları vardı. Onları bu bölümde

anlatmamızın nedeni Nikolay Rerih’in dünyaya bakış açısını, hayat felsefesini ve

misyonunu belirlemiş olmalarıdır.

Ünlü Rus yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910) ile Nikolay Rerih’in

tanışması Stasov sayesinde gerçekleşmiş oldu. 1897 yılında Sanat Akademisi’nden

mezuniyetinden sonra Stasov’un çalıştığı kütüphanesine giderek Stasov’dan gelecek

planlarıyla ilgili bir tavsiye almak istemişti. “Sizin kesinlikle Tolstoy’a gitmeniz

Page 104: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

93

gerekir.”150 (“Непременно вы должны побывать у Толстого.”) diye bir cevap vererek, şu şekil

bir nasihatte bulunmuştu:

“Benim için sizin diploma ve takdirnamelerin hiçbir önemi yok! Rusya’nın büyük

yazarı size ressam ünvanını versin. İşte bu takdirdir. Sizin “ulağınızı” 151 da kimse

Tolstoy gibi yorumlayamaz. O ki ulağınızın ne gibi haber vermek istediğini hemen

anlar”152

(“Что мне все ваши академические дипломы и отличия! Вот пусть сам великий писатель

земли русской произведет вас в художники. Вот это будет признание. Да и “Гонца” вашего никто не

оценит, как Толстой. Он-то сразу поймет, с какою такою вестью спешит ваш “Гонец”.”)

İki gün sonra da Stasov, Rerih, heykeltıraş İlya Ginzburg (1859-1939) ve ünlü

Rus besteci Rimski-Korsakov (1844-1908) trenle Moskova’ya Lev Nikolayeviç

Tolstoy’un yanına gitmişlerdi. Herkesin Tolstoy’a bir hediyesi vardı: Rimski-Korsakov

yeni notalarını, Ginzburg Tolstoy’un bronz heykelciğini, Stasov yeni kitaplarını, Nikolay

Konstantinoviç ise mezuniyet resmi olan “Ulak”ın (Gonets) fotoğrafını götürmüştü.

Stasov’un da dediği gibi Lev Tolstoy tabloyu çok beğenerek farklı bir yorumda

bulunmuştu:

“Akıntısı hızlı olan bir nehri hiç geçtiniz mi? Gereken yerin daha yukarısına

sürmelisiniz, yoksa akıntı sizi alır götürür. Ahlak kurallarında da böyledir: Hep

yukarısına yol alacaksınız, hayat her şeyi alır götürür. Ulağınız direksiyonu daha yukarı

tutsun, o zaman ulaşır.” (“Случалось ли в лодке переезжать быстроходную реку? Надо всегда

править выше того места, куда вам нужно, иначе снесет. Так и в области нравственных требований:

надо рулить всегда выше – жизнь все равно снесет. Пусть ваш гонец очень высоко руль держит,

тогда доплывет.”)

Bu sözleri ise Nikolay Konstantinoviç’in hayatı boyunca aklına kazıdı, ve

ilerleyen zamanlarında yazdığı deneme ve yaptığı konuşmalarında “Direksiyonu yüksek

tutun” (“Рулите выше!”) gibi satırlara sıkça rastlamak mümkündür.

Resim yorumundan sonra Rerih Tolstoy halk sanatı, köleliği konu alan tablolar

hakkında bir sohbet gerçekleştirerek, halkın tarafını tutmalarını “dertlerini onlarla birlikte

yaşayın” (“Умейте поболеть с ним”) gibi gençlere bir nasihatte bulunmuştu.

Tolstoy’un hayatı da kişiliği kadar şaşırtıcı ve ilginçtir. Nikolay Rerih Lev

Nikolayeviç’i “Tolstoy ve Tagor” (Tolstoy i Tagor) (1937) adlı makalesinde “Büyük

yazar ve Büyük hayat ustası” (“Великий писатель и великий учитель света”) olarak

150 İnternet: Rerih, N.K. (1937). “Tolstoy i Tagor”. Web: http://lib.icr.su/node/606 adresinden 12 Şubat

2016’da alınmıştır. 151 “Ulak” anlamına gelen Nikolay Rerih’in “Gonets” adlı tablosu kastedilmektedir. 152 Belikov, P., Knyazeva, V., A.g.e., 35.

Page 105: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

94

nitelendirmişti. Lev Nikolayeviç hayatındaki tüm aşamalarında halk tarafından destek

görmüştür, kiliseden aforozu bile köylüler tarafından büyük bir ilgiyle takip edilmiştir.

Lev Nikolayeviç Tolstoy eserlerinde her zaman insanlığı sevme, gerçek

aydınlanma, kötülükten korunma gibi önemli konuları işlemiştir. Dünyada

kötülüklerinden arınmış, sadece sevgi ve saygının olduğu bir yerin olduğuna inanıyordu.

Güzelliklerle dolu olan bu ülkeyi Tolstoy kendi eserlerinde sıkça kullanmıştır. Benzer bir

ülkeden Nikolay Rerih te bahsedecektir, ve Doğu efsanelerden bu yeri Şambala diye

adlandıracaktır.

Tolstoy’un en sevilen karakterlerinden biri olan Nataşa sihirli bir yerden

bahsederken şüphesiz o “iyilik ülkesinden” bahsetmiş olacaktır : “Evet, ilkin biz eve

gidiyoruz diye düşünmüştüm, ama Tanrı bilir bu karanlıkta nereye varacağız; bir

bakarsınız Otradnoye’de değil sihirli bir ülkede kendimizi bulacağız...”153 (“Да, я думала

сначала, что вот мы едем и думаем, что мы едем домой, и мы Бог знает куда едем в этой темноте и

вдруг приедем и увидим, что мы не в Отрадном, а в волшебном царстве. А потом еще я думала…”)

Güzel ve sihirli bir yere olan inancını Lev Tolstoy’un çoğu eserinde görebiliriz.

Kendisi iyiliğe ve aydınlığa olan bu inancı için durmadan çalışmalar yapmıştır. Belki de

bu yüzden bahsettiği o “sihirli ülkeyi” dünyada yaratmak adına sayısızca müze,

kütüphane, okuma yeri ve evler Tolstoy adını taşımaktadır.

Nikolay Rerih Tolstoy’a olan hayranlığını ve sevgisini 1937 yılında yazdığı

“Tolstoy ve Tagor” denemesinde şu şekilde dile getirecektir:

“Sadece büyük insanlarda böyle bir sadelik ve bu kadar anlatılmaz bir

anlamlılık aynı yerde bulunabilir. Ben buna – “yücelik” derdim, ama bu kelimeyi

Tolstoy’un sevmeyeceğini ve eminim ki sert bir eleştiriye bile maruz kalabilirdim.

Sadelik konusunda ise karşı çıkmazdı. Kocaman düşünür ve yazarlık yeteneği,

olağandışı genişletilmiş farkındalık duygusu Tolstoy’un tüm bedeninde, jest ve

sözlerindeki inandırıcılığın yaratıcısı olmalıydı.”154

(“Только в больших людях может сочетаться такая простота и в то же время несказуемая

значительность. Я бы сказал – величие, но такое слово не полюбилось бы самому Толстому, и он

вероятно оборвал бы его каким-либо суровым замечанием. И против простоты он не

воспротивился бы. Только огромный мыслительский и писательский талант и необычайно

153 Tolstoy, L. (2017). Voina i Mir. Cilt:2. Moskva: Detskaya Literatura, 183. 154 İnternet: Rerih, N. K. (1937). “Tolstoy i Tagor”. Web: http://lib.icr.su/node/606 adresinden 12 Şubat

2016’da alınmıştır.

Page 106: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

95

расширенное сознание могут создать ту убедительность, которая выражалась во всей фигуре, в

жестах и словах Толстого”.)

Yazarlık konusunda feyz aldığı bir başka kişi ise şüphesiz Rabindranath

Tagore’dur.

Rabindranath Tagore (1861-1941)-Hindistan’nın tarihinde yer bırakan en önemli

insanlardan biridir. Hindliler ona “yazar-usta/öğretmen” anlamına gelen “Kabiguru”

lakabını takıp, Hindistan halkı için ne kadar önemli olduğunu vurgulamış oluyorlar.

Rabindranath Tagore’un Nikolay Rerih ile olan benzerliği bir de çok yönlü olmalarına ve

tüm denediği alanlarda başırılı olmalarında saklıdır. Tagore öncellikle başarılı bir Hint

düzyazı/nesir ve drama yazarıdır. Fakat yetenekleri bununla sınırlı kalmayıp halen

sevilen şarkıların müzik ve söz yazarıdır. Bu şarkıların ikisi Hindistan ve Bangladeş’in

milli marşı olmuştur. Tiyatroya sağladığı katkılardan da söz edilirse, sadece başarılı bir

oyun yazarı değil, yönetmen ve oyuncu olarak ta ün kazanmıştır. Rabindranath Tagore

kendini hiçbir okula ait hissetmeyen eşsiz bir ressamdır. Tüm bunların dışında başarılı bir

dilbilimci, felsefeci, siyasi yazar ve eğitimcidir.

Bıraktığı miras en az ilgi alanları kadar inanılmazdır: iki bin aşkın lirik şiir ve

şarkı sözü, yüzlerce balad ve manzume/şiir, on bir öykü ve sekiz roman kitabı, yirmiden

fazla piyes, edebi, sosyal, siyasi ve felsefi konularda yüzlerce makale ve konuşma

metinleri. Yaşamının son on iki senesinde resime de ilgi duymaya başlayan Tagore, bu

kısa sürede üç bine yakın resim ve karalama çizmiştir.

Tagore ve Rerih’in hayatlarındaki ve yetiştirme tarzlarındaki olan benzerlikler de

gözümüzden kaçmamalıdır. Rabindranath Tagore’un yetişmesinde ailesinin etkisi çok

büyüktür. Tagore çok zengin, entellektüel ve eğitimli ailelerinde büyümüştü. Dedesi ve

babası ülkenin sosyal ve siyasi hayatında önemli bir rol üstlenmişti. “Brahmo Samadj”

(Brahma Topluluğu) adında toplumsal aydınlanma ve eğitim kuruluşun

yöneticilerindendi. Özellikle babası Debendranath Tagore Hint kültürünün önemini ve

Batılılaşmanın getirdiği sıkıntıları her seferinde vurgulamıştır. Bu yüzden de vatanı

Bengal’de “Maharaşı” (Büyük Usta) statüsünü kazanmıştır. Unutulmaması gerekir ki bu

unvan Hint halkı tarafından Nikolay Rerih’e de verilmişti.

Rabindranath Tagore da Nikolay Rerih gibi felsefi, edebi ve bilimsel sohbetlerle

büyümüş, erken yaşta okuma ve yazma öğrenen, sekiz yaşındayken şiirler yazmaya

Page 107: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

96

başlayan, 14 yaşındayken şiir ve denemeleri yayınlayan ve on yedi yaşına ise iki tane şiir

kitabına sahip olan inanılmaz bir yazar. Nikolay Rerih gibi 1877 yılında İngiltere’de

Hukuk eğitimini almış, fakat hukuktan çok edebiyat ve müzikle ilgilmiştir.

Üniversite yıllarından sonra yoğun olarak ülkenin eğitim hayatına katılmaya

başlamıştır. Eğitimci olarak başladığı bu yola, daha sonra yayınladığı onlarca

çalışmasıyla ülkenin eğitim sisteminin acil olarak değişmesi ve eğitimin artmasını

amaçlamıştır. İlk adımı da tamamen Hint kültürüne yakın olan bir eğitim sistemini

geliştirerek kendi imkanlarıyla açtığı bir okul olmuştu. Kendisi yani tek bir öğretmenle

faaliyetine başlayan bu okul, daha sonra bir ortaokul, 1919 yılında ise Hindistan için

önemli insanları yetiştiren Visva Bharati Üniversitesi’ne dönüşmüştür. Üniversite

kapsamında 1920 yılında Ressamlar Birliği, Bengal Resim Akımı’nın ve de Hint ve Doğu

sanatının esaslarını oluşturan Resim Okulu’nu kurmuştur. Bu okulla eğitim katkıları tabi

ki bitmiyor, daha sonra köylerde ve küçük şehirlerde açtığı okullar ve sanat atölyeleri

bıraktığı mirasın sadece bir parçasıdır. Farklı eğitim metodları ise Hindistan lideri

Mahatma Gandi (1869-1948) tarafından gerçekleşen eğitim reformunda kullanılmıştır.

Batı dünyası Rabindranath Tagore’u 1912 yılında çıktığı “Gitanjali” (İlahiler) adlı

şiir kitabıyla tanımış oldu. Bu kitabın önemli noktası, 1913 yılında Nöbel Ödülün alması

ve tarihte ilk defa Asya halkına mensup olan biri tarafından alınması olmuştur. Daha

sonra bu kitap diğer dillere de çevrilmiş olup, 1914 yılında Rus okuyucu ile de buluşmuş

oldu. Özellikle kitabın ismi Elena ve Nikolay Rerih’i çok etkilemiş oldu. Bu konuda

Nikolay Rerih şu satırlarını yazacaktır:

“Doğu bilgeliğe olan gerçek aşk şairin ikna edici sözlerinde kendi uyumunu ve

dokunaklı armoniyi yakalamış oldu. Tagore’u hemen o anda sevdik! Çeşitli insanlar ve

en ulaşmaz psikologlar adeta şairin çağrısıyla birleşti. Bir tapınağın güzel kubbesi

altında, görkemli semfoni armonilerinde olduğu gibi aynen böyle zaferle ilham eden

şarkıları insanların kalplerini birleştiriyordu.”155

(“Исконная любовь к мудрости Востока нашла своё претворение и трогательное созвучие в

убеждающих словах поэта. Как сразу полюбили Тагора! Казалось, что самые различные люди,

самые непримиримые психологи были объединены зовом поэта. Как под прекрасным куполом

155 İnternet: Rerih, N. K. (1937). “Tolstoy i Tagor”. Web: http://lib.icr.su/node/606 adresinden 12 Şubat

2016’da alınmıştır.

Page 108: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

97

храма, как в созвучиях величественной симфонии, так же победительно соединяла сердца

человеческие вдохновенная песнь.”)

Rerih özellikle Tagore sanatındaki Eski Doğu Bilgeleğinin modern yaşamla

birleşmesine saygı duymakta, ve böyle bir sentezi kabul etmeyen diğer yazar ve

felsefecilere şu sözerlerini itaaf etmektedir: “Tagore’da bu bilgiler doğuştandır, onun

modern edebiyat ve bilimin bilgisi ona bu dengeyi, bu bazılarına sadece hayal gibi gelen

bu altın yolu oluşturmasına yardımcı oluyordur. Ve o yol burada önümüzde, sadece

dikkatlı ve iyi niyetli bakmak gerekir.”156 (“В Тагоре такие познания врождённы, а его глубокое

знание современной литературы и науки даёт ему ту уравновешенность, тот золотой путь, который

в представлении многих казался бы неосуществимою мечтой. А он здесь перед нами, лишь бы

внимательно и доброжелательно рассмотреть его.”)

1931 yılında Rabindranath Tagore’un 70. doğum gününe Nikolay Rerih

Tagore’un Zaferi anlamına gelen “Vidjaya Tagore” isimli makeleyi yazar. Duyduğu

hayaranlığı ve saygısı her satırda karşımıza çıkan bu makalede aşağıdaki sözler yer alır:

“Tükenmek bilmeyen bir enerji, kutsanmış bir şevk, tertemiz bir kültür hakkında

düşünürken aklımda kendimi de yakın hissettiğim Rabindranath Tagore canlanır.(...)

Tagore’un şarkıları - kültüre olan ilham verici çağrıları, yüce kültüre olan duası, zirveye

ulaşmak isteyenleri kutsayışı gibidir.”157

(“Когда думается о несломимой энергии, о благословенном энтузиазме, о чистой культуре,

передо мною всегда встаёт столь близкий мне облик Рабиндраната Тагора. (...) Ведь песни Тагора —

это вдохновенные зовы к культуре, его моление о великой культуре, его благословение ищущим

пути восхождения.”)

Nikolay Rerih’in tüm başlangıçlarından Tagore’un haberi mutlaka olurdu. Rerih

Paktı, Urusvati Araştırma Enstitüsü’nün kuruluşu gibi önemli konularda onun tavsiyesini

almıştır. Rerih Paktı konusunda Rabindranath Tagore’un fikirleri şu yöndeydi: “Sizin

sanat adına ve de tüm halkların iyiliği için yazdığınız eserlerdeki başarılarınızı dikkatlice

takip ettim, ve insanlık için yazdığınız Rerih Paktı ve kültürel mirasların korunması için

156 İnternet: Plyüsnina, E. (Aralık, 2007). “Rerih i Tagor”. Voshod. Sayı:12 (164). Web:

http://rossasia.sibro.ru/voshod/article/16343 adresinden 15 Mayıs 2016’da alınmıştır. 157 İnternet: Rerih, N. K. (1931). “Vidjaya Tagor”. Web: http://lib.icr.su/node/718 adresinden 23 Ocak

2017’de alınmıştır.

Page 109: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

98

geliştirdiğiniz Barış Bayrağı sembolü kesinlikle etkili olur.”158 (“Я зорко следил за Вашими

замечательными достижениями в области искусства и за Вашей великой гуманитарной работой во

благо всех народов, для которых Ваш Пакт мира с его знаменем защиты культурных сокровищ

будет исключительно действующим символом.”)

Nikolay Rerih ve Rabindranath Tagore’un dostluğu Tagore’un ölümüne kadar

devam etmiştir. Sefer hatırlarını, Bilim Merkezleri’nin ulaştığı başarıları, İkinci Dünya

Savaşı konusundaki endişelerini bazen mektuplarda bazen de canlı görüşmelerinde dile

getiriyorlardı. Onları birleştiren en önemli şey de-ne olursa olsun Kültür ve İnsanlığa

hizmet’tir.

Rabindranath Tagore’un ölümünü Nikolay Rerih günlüğünde şu not özetler

nitelikte: “Rabindranath gitti. Kültürün bir sayfası daha kapanmış oldu.” 159

(“Рабиндранат ушёл. Ещё одна страница Культуры завершилась.”)

Hint sanatseverleri ile Nikolay Rerih’i ilk buluşturan da Tagore olmuştu. Onun

tavsiyesiyle Aralık 1920’de “The Modern Review” adlı dergide bazı Rerih şiiirlerinin

çevirileri, 1921’de ise resimleri hakkında büyük makale yayınlanmıştı.

Rerih Rabindranath Tagore sanatından hep hayranlıkla bahseder, ve onun

Tolstoy’la olan benzerliklerini 1937 yılında yazdığı “Tolstoy ve Tagore” adlı

makalesinde dile getirir. Nikolay Rerih Lev Tolstoy’a olan hayranlığından da ilk bölümde

bahsedildiği gibi, Rabindranath Tagore’a olan hayranlık ta benzer şekilde olduğunu

belertmemiz gerekir. Bu denemesinde ikisinin “Güzellik” ve “Doğruluk” anlayışları,

insaniyete hizmet açılarında çok benzerlik gösterldiğini dile getirecektir.

“Daha sonra Amerika’da buluştuk, üniversitelerdeki konuşmalarında “Güzellik”

ve insanların karşılıklı anlayış kanunlarından öyle inandırıcı bahsetti ki. (...) Tagore’un

sözleri Tolstoy’un yüce düşünür kalbinde bulunan sihirli ülkesi gibi bazen mantığa aykırı

gelebilirdi. “Güzellik” adına yaptığı buyurucu çağrısıyla, Tagore’un kahramanlığı daha

da büyümüştü.”160

158 İnternet: Mel’nikov, V. L. “Osnovnıe Vehi Pakta Reriha” (K 70-letiyu so Dnya Podpisaniya). Web:

http://grani.agni-age.net/articles5/pact.htm adresinden 5 Kasım 2016’da alınmıştır. 159 İnternet: Rerih, N. K. (1931). “Vidjaya Tagor”. Web: http://lib.icr.su/node/718 adresinden 23 Ocak

2017’de alınmıştır. 160 İnternet: Rerih, N. K. (1937). “Tolstoy i Tagor”. Web: http://lib.icr.su/node/606 adresinden 12 Şubat

2016’da alınmıştır.

Page 110: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

99

(“Затем встретились мы и в Америке, где в лекциях поэт так убедительно говорил о

незабываемых законах Красоты и человеческих взаимопониманий. (...) Слова Тагора иногда звучали

так же парадоксально, как и волшебная страна Толстого, жившая в сердце великого мыслителя. Тем

больше был подвиг Тагора, неустанно обходившего мир с повелительным зовом о Красоте.”)

Özetlemek gerekirse Tagore ve Tolstoy sanatlarının ortak noktaları olarak,

dünyanın güzelliklerini görmek, daha da güzelleştirmek için çaba harcamak, kültürün yok

oluşunu engellemek ve yerini daha fazla sağlamlaştırmak, insanlardaki sevgi ve iyilik

duygularını uyandırmak gibi amaçlara hizmet etmeleri sayılabilir.

Nikolay Konstantinoviç, Tagore’un ve Tolstoy’un benzerliklerini özellikle 11

Şubat 1937 yılında Rabinranath Tagore’a yazdığı mektupta daha açıklayıcı bir şekilde

dile getirmektedir:

“Benim saygıdeğer ve değerli dostum, birisi size kalben yakın olan ve büyük saygı

duyulan biri varsa, o biri size en yüce ve hürmetli biri ile karşılaştırır. Benim için bu

sevdiğim Vatanım Rusya’nın yüce sıfatını verdiğim Tolstoy’dur, bu yüzden, kalben

yazdığım bu mektupta, sizi ikinizi çok sevdiğim iki millettin tüm bilgeliğini yansıtan iki

insan olarak görmekteyim.”161

(“Мой дорогой почтенный друг, когда кто-нибудь хочет выразить свое самое высокое

уважение к другу, близкому его сердцу, он сравнивает его с самыми великими и наиболее

почитаемыми. Для меня как символ нашей любимой Родины России величайшим является Толстой,

а потому, посылая Вам свое самое сердечное послание, я вижу вас обоих вместе как олицетворение

мудрости двух народов, которые я так люблю.”)

Aynı denemesinde şu satırlara da yer verilecektir:

“Riga’daki “Segodnya” adlı gazetesinde Rabindranath Tagore’un 70. doğum

günü için Litvanya’nın mutheşem ressamlardan Rudzitis’in çizdiği portresi yayınlandı.

Şimdi de Prof. Dr. V. F. Bulgakov Prag’tan kendisi ve Lev Tolstoy’un da olduğu bir

kartpostal yolladı. Ve yeniden iki muhteşem yüz tüm derin bilgelikleri ve insanlara iyilik

işleriyle karşıma çıktılar. Bu iki bilgeyi aynı resimde görmek isterdim. Tolstoy ve

Tagore’a hürmetler!”162

(“В рижской газете “Сегодня” был портрет Тагора к семидесятилетнему юбилею.

Прекрасный поэт Латвии Рудзитис сердечно и утонченно характеризовал великого Тагора, а сейчас

из Праги проф. В.Ф.Булгаков прислал мне отлично исполненную открытку с изображением

Толстого и его самого в 1910 г. в Ясной Поляне. И опять два прекрасных облика Толстого и Тагора

161 İnternet: Hersonov, A. “Vstreçi Reriha i Tagora”.

http://www.lomonosov.org/article/vstrechi_reriha_i_tagora.htm adresinden 15Aralık 2015’da alınmıştır. 162 İnternet: Rerih, N. K. (1937). “Tolstoy ve Tagor”. Web: http://lib.icr.su/node/606 adresinden 12 Şubat

2016’da alınmıştır.

Page 111: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

100

встали передо мною во всей глубине мудрости своей и во всем благожелании человечеству. Вместе,

на одном изображении, хотел бы я видеть эти два великих облика. Низкий поклон Толстому и

Тагору!”)

Bu konuyla ilgili Rus yazar A. Annenko’nun (1951-) tespit niteliğindeki şu

satırları önemlidir: “Bu bağlamda söylenmesi gereken şey, Tagore ve Tolstoy’un olan

benzerliklerini göz önünde bulundurursak, bu yüce bilgelerin yanına bir de Nikolay

Rerih’i de eklemek gerekir.”163 (“Надо ли говорить, что рядом с этими двумя прекрасными

обликами ныне возвышается и другой - Николая Константиновича Рериха.”)

2.2. Nikolay Rerih’in Başlıca Eserleri

2.2.1. Erken Dönem Eserleri

Nikolay Rerih’in ardından bıraktığı edebi miras birçok profesyonel yazar ile

neredeyse aynı ölçüdedir. Bahsi geçen edebi mirasın tam ve yeterli olarak incelenmediği

daha önce belirtilmişti. Nikolay Rerih hakkında çıkan ilk bibliyografinin dahi İngilizce

olarak çıkması, hem vatanı olan Rusya’da, hem de hizmet verdiği diğer ülkelerde Rerih

eserlerinin hak ettiği ilgiyi görmediğini gösterir. 1936 yılında Nikolay Rerih hakkındaki

ilk bibliyografya olan “Nicholas K.Roerich. Bibliography” de İngilizce yayınlanmıştır

(Nicholas K. Roerich Bibliography, Karachi, “The Young Builder” Press, 1936). Bu

bibliyografya Nikolay Rerih’in 20 kitabından (bunlardan 9’ü Rusçadır) ve 1936 yılına

kadar yazdığı 108 denemesinden (bunlardan 33’ü Rusçadır) oluşmaktadır.

Nikolay Rerih deneme, öykü, felsefi masal ve deyiş (pritça), bilimsel çalışmalar

ve şiir türlerinde eserler üretmiştir. Ele aldığı konular da kullandığı türler kadar çeşitlilik

gösterir. Bu çeşitlilik içerisinde tarih ve tarih felsefesi, kültür bilimi, sanat tarihi, estetik

(bilimi), ahlak bilimi, Doğu felsefesi ve felsefe bilimi gibi konular özellikle ön plana

çıkmaktadır.

Rerih’in edebi eserleri genellikle deneme tarzında karşımıza çıkmaktadır.

İngilizceyi ana dili gibi bilen Nikolay Konstantinoviç, eserlerini Rus dilinde yazmayı

tercih etmiştir. İngilizce yayınlanan eserleri ise genelde Rusça’dan ve tam olarak aslını

yansıtmayan çevirilerdir. Zira yayınevi profiline göre eserlerin içeriği oldukça değişikliğe

uğrayabiliyordu.

163 İnternet: Annenko, A. “Rulite Vışe”. Web: http://rossasia.sibro.ru/voshod/article/18586 adresinden 24

Mayıs 2016’da alınmıştır.

Page 112: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

101

Nikolay Konstantinoviç 1934 yılında tüm denemelerini üç ayrı seçmeye

ayırmıştır: “Günlük Sayfaları” (Listı Dnevnika) “Benim Hayatım. Günlük Sayfaları” -

Birinci Seçme (Moya Jizn’. Listı Dnevnika- Pervaya Podborka), “Benim Hayatım.

Günlük Sayfaları” - İkinci Seçme (Moya Jizn’. Listı Dnevnika- Vtoraya Podborka”).

Nikolay Rerih’in gerçekte sürekli olarak günlük tutmadığını belirtmemiz gerekir.

Fakat bazı denemelerini günlük karalamalarından ve notlarından hayata geçirdiği

bilinmektedir. “Günlük Sayfaları” belirtilen derlemelerin ilkiydi. Hayatının çeşitli

alanlarında ve çeşitli konularda yazdığı denemelerinden sadece 222 tanesi bu kitapta yer

almıştır. “Benim Hayatım. Günlük Sayfaları”- Birinci Seçme daha çok otobiyografik

içerikli, küçük yaştan itibaren icra ettiği kendisi, ailesi, arkadaş ve okulları hakkında

yazdığı 92 denemeden oluşmaktaydı. Bu seçme öncekiden farksız olarak Nikolay

Rerih’in hayatı ve faaliyetleri konusunda oldukça önemli bilgiler içermektedir. “Benim

Hayatım. Günlük Sayfaları” - İkinci Seçme” en kapsamlı ve son seçmesi olup tam 659

deneme yazısını kapsamaktadır. Bu kitap birinci seçmenin devamı olarak görülse de,

Nikolay Rerih’in çeşitli dönemlerine ait olan deneme yazılarından ibarettir. Bu kitapta

Rerih’in hayatında iz bırakan kişi ve olaylar, onun felsefi düşünceleri ve bakış açısı gibi

daha geniş çapta konu işlenmektedir.

Çalışmanın bu bölümünde Nikolay Konstantinoviç’in hem “Günlük Sayfaları”

hem de diğer otobiyografik eserleri incelenmekte olup; zamanla geliştirdiği yazı

tekniklerine, işlediği konuların çeşitliliği ve önemine, felsefi ve manevi arayışının

sonuçlarına değinilecektir. Dönem dönem inceleyeceğimiz Nikolay Rerih eserlerindeki

zamansal farklılıklar anlatılırken o zamanlara ait olan denemelerinden örneklerle anlatım

güçlendirilmeye çalışılacaktır.

Nikolay Konstantinoviç Rerih’in hem yazma hem de okumaya erken yaşta

başlamış olduğu çalışmamızın ilk bölümünde belirtilmişti. O dönemde yoğun ilgi alanları

olan tarih, arkeoloji ve resim, yazdığı eserlerin konularını da belirlemiştir. İlk yazı

deneyimlerinin kazı raporları ve günlük karamalarıyla sınırlı olduğu bilinse de, erken

yaşta yazılan şiir ve tiyatro oyunları da göz ardı edilmemelidir. Bu dönem okuduğu

“Çocuklar İçin Tarih” (t.b.d.) kitap serisi, savaş ve kahramanlık destanları; evde dinlediği

İskandinav efsane ve masalları Nikolay Rerih’in çocukluk anılarını süsleyen konular

olmuştur.

Karl May Okulu’na girmesiyle beraber tarih, arkeoloji, tiyatro gibi ilgi alanlarına

coğrafya merakı da eklenmiş oldu. Yazdığı destan ve masalların konuları ve

kahramanları, “İgor Seferi” (Pohod İgorya) (t.b.d.), “İgor’un Ölümünden Doğan Olga’nın

Page 113: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

102

İntikamı” (Mest’ Ol’gi za Smert’ İgorya) (t.b.d.) gibi eserlerde ulusal çizgiden

ayrılmadan, “Roncesvalles Muharebesi” (Ronsel’val’skoye Srajeniye) (t.b.d.), “York

Muharebesi” (Yorkskoe Srajeniye) (t.b.d.) gibi eserlerde ise dünya tarihinden olaylara yer

verilerek işlenmiştir. Yazdığı tiyatro oyunlarının temaları ise Gogol’un eserlerine olan

hayranlığı ile daha komplike ve satirik bir hal almıştır. Daha önce evde sergilenen

“Ruslan ve Ludmila” (Ruslan i Lyudmila), “Çar İçin Hayat” (Jizn’ za Tsarya) ve “Aida”

gibi klasik tiyatro oyunlarına Gogol eserleri de eklenmiş oldu. Ayrıca bu dönem Rus halk

masalları ve söylencelerini özenle kaydetmeye başladığı da belirtilmelidir.

Nikolay Rerih’in tarih ve sanat aşkı üniversite yıllarında da devam etmiştir.

Karl May Okulu’ndan mezun olan Nikolay Rerih’in yıllarca hayalini kurduğu Sanat

Akademisi ve Petersburg Üniversitesi’nin Tarih Bölümünde okuma isteğinden

bahsetmiştik. Rerih, babasının ısrarıyla Tarih Bölümü yerine Hukuk Fakültesi’nde

eğitimine devam etmek zorunda kalmıştır. Yine de tarih sevdasından vazgeçmeyen Rerih,

Hukuk Fakültesi’nde sınavlara, Tarih Fakültesi’nde ise derslere girmekteydi.

Sanat Akademisi ve Petersburg Üniversitesi yıllarında Nikolay Konstantinoviç

deneme, şiir ve felsefi masallar yazmaya devam eder. Bu eserlerde doğa bilimi, tarih,

antik edebiyat, antik tarih, arkeoloji gibi konular yine ön plana çıkmaktadır. Üniversite

yıllarında Nikolay Rerih yoğun şekilde kütüphane çalışmalarını yürütür. Eski Rus

gelenek ve görenekleri, folkloru ve mitoloji gibi konulara ağırlık verir. Ferman,

vakayiname ve diğer Ortaçağ dokümanlarının incelenmesine ayrı bir ilgi duyar. Bu

ilginin Halk Kütüphanesinde çalışan Stasov ile tanışmasından sonra arttığı daha önce

belirtilmişti. V. V. Stasov ile tanışması Nikolay Rerih’i derinden etkilemiş ve gelecek

yönelimlerine ve arayışlarına yön vermiştir. “Rus Destanlarının Doğuşu” (Proishojdeniye

Russkih Bılin) (1868) adlı çalışmasında ve bunun devamında Nikolay Rerih Rus

kültürünün, hatta Avrupa kültürünün dahi Asya kültüründen etkilendiği fikrini ortaya

koymaktadır. Bu sebeple Nikolay Rerih yıllar sonra Rusya ve Doğu dünyasının

benzerliklerini ortaya koymak gibi bilimsel bir amaç uğruna Moğolistan ve Tibet’in ayak

basılmamış yerlerinin keşfine çıkacaktır.

Doğu’ya farklı bir gözle bakan Nikolay Konstantinoviç’in bu dönemde okuduğu

ve ayrı bir ilgi duyduğu Hindistan ve Tibet Dağları’nın gizemi hakkındaki efsane ve

söylenceler onu fazlasıyla etkilemiştir. Ortaçağ şövalyeler şövalyeliğinin en yüksek

mertebesi olan “Kutsal Kase”nin (Holy Grail) o topraklarda olduğunu düşünmekteydi.

12. Yüzyıldan itibaren Slav halklarının Kadim Rusya’dan Doğu’ya “dünyadaki cenneti”

bulmak için seyahatler gerçekleştikleri bilinmektedir. Rus Kilise arşivlerinden Novgorod

Page 114: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

103

piskoposu Vasili Tver’ piskoposu Fedor’a yazdığı mektuplarından birinde “o topraklara

gidenlerin güneş ışığından daha aydınlık bir yerden bahsettiğini” 164 bildirmektedir.

14.yüzyıl Zosima söylencesi de bu söylentileri kanıtlar durumdadır. Bu söylencede

Zosima adında bir Rus genç, Doğu’da brahmanlarla buluştuğunu açıklamakta ve durumu

şu sözlerle ifade etmektedir: “Tanrı’nın oğullarına benzeyen yaşlı rahiplerin bulunduğu

bir ülkeyi gördüm.”165 (“В человецех тех старцы, подобии Сыну Божию”).

Daha sonra 17.yüzyılda ise Eski İnananlar da166 benzer bir yeri Beyaz Sulu Yer

(Belovod’ye) olarak adlandırmışlardı. Hintliler Hindistan’ın en büyük dağlarından olan

Meru Dağı’ndan Dünya’nın ve mutluluğun merkezi olarak bahsetmekte; Tibet ve Moğol

halkları ise yüce adalet, sonsuzluk ve ölümsüzlüğün hakim olduğu bu yeri Şambala

olarak adlandırmaktadırlar. Sözü geçen farklı halkların ve zamanların söylence ve

efsanelerindeki benzerliklerden oldukça etkilenen Nikolay Rerih bu konuyu ilerleyen

dönemde eserlerinde fazlaca işleyecektir.

Nikolay Konstantinoviç’in bu dönemde yoğun bir şekilde ikon çizimi ile uğraştığı

bilinmekte, birçok makalesinde ikon sanatı ve bu sanatın öneminden bahsedilmektedir.

Arkeoloji Topluluğu ile Kadim Rus şehirlerine yaptığı geziler sırasında “Höyükte” (Na

Kurgane) (1898) adlı edebi eseri yazmıştır. Nikolay Rerih’in erken dönemine ait olan bu

eser arkeolog ve tarihçiler için gerçekten büyük önem taşımaktadır. Tarihi önem taşıyan

eski Rusya şehirlerine gerçekleştirdiği gezileri anlattığı bu eserde; arkeolojik kazıların

güzergahı, kazı için verimli yerler, buldukları arkeolojik bulgular, bunların hangi

zamanlara ait olduğu konusundaki tartışmalar, tarih kıyaslamaları, Rus kültürünün

kaynakları gibi bilimsel ve tarihi birçok mühim konu incelenmiştir. Önemli bir nokta da

gerçekleştirdiği bu arkeolojik gezilerde eski mabet, mozaik ve ikonların kötü durumda

olmalarından etkilenerek kültürel mirasın korunması ile ilgili ilk denemelerini bu

dönemde yazmaya başlamış olmasıdır.

Nikolay Rerih 1898-1900 yılları arasında gazeteciliğe önem verir; kültür, tarih ve

tarihi değerlerin korunması, Kadim Rus kabilelerinin sanat ve kültüründe Doğu’nun

etkileri konularında bilimsel makaleler yazar. Günlük yazı ve denemelerinde de tarih

motiflerinin genelde yıkım ve çaresizlik konularıyla birleştiğini görmekteyiz.

164 İnternet: “Nikolay Rerih”. Web: http://roerih.ru/bio3.php adresinden 13 Ocak 2017’de alınmıştır. 165 İnternet: “Nikolay Rerih”. Web: http://roerih.ru/bio3.php adresinden 13 Ocak 2017’de alınmıştır. 166 Staroobryadtsı - 1652 ve 1666 yılları arasında Moskova Patriği Nikon tarafından tanıtılan kilise

reformlarına karşı bir protesto olarak resmi Rus Ortodoks Kilisesi’nden ayrılan topluluk.

Page 115: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

104

1989 yılında Nikolay Rerih aynı zamanda “Mir İskusstva” adlı derginin hem

yayın kurulunda bulunmuş, hem de dergi için genellkle sanat temalı makaleler yazmıştır.

Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Rerih’in gerek edebi eserlerinde gerekse

resimlerinde ejderha çığlığı, kızıllık, ulak, ölmeye mahkum şehirler gibi yeni ve sembolik

konular işlenmektedir. Bu sembollerle Nikolay Rerih’in iç huzursuzluğunu ve

üzüntülerini dile getirdiğini düşünmekteyiz. Savaşın kaçınılmaz oluşu, insan ve kültürün

ölümüne ilişkin olan hisleri eserlerine fazlasıyla yansımıştır. Hatta Nikolay Rerih’in

duyarlılığı ve hislerinin önemine binaen ünlü Rus yazar Maksim Gorki de Nikolay

Rerih’i “Muhteşem sezgileri olan bir insan.” 167 (“Великий Интуитивист.”) olarak

nitelendirmiştir.

Bu dönemde de öncekilerden farksız olarak tarihsel konular ön plana çıkmaktadır.

Nikolay Rerih Eski Çağların tarihinin tam anlamıyla incelenmediğini, önemli devirlerin

sınıflandırma ve zamanlandırılmalarında önemli eksiklerin olduğunu her fırsatta dile

getirmiştir. Kadim zamanlar, özellikle Taş Devri Nikolay Rerih’in en çok merak ettiği

dönemdi. Nikolay Rerih’e göre, tarihsel ve evrimci sırları çözebilmek için araştırmalara

kesinlikle en Eski Çağlardan başlanması gerekmektedir. Eski Çağların tam olarak

araştırılmamasından kaynaklanan bilgi yetersizliği vardır. Bu sözlere katılmamak

mümkün değil, zira önemli Rus tarihçi Lev Gumilev de özellikle Avrasya bölgesinin

kadim tarihine yönelik araştırmaların zayıf kaldığını söylemekteydi. 168 Özellikle bu

konuda “Eski Türkler” (Drevniye Türki) (1967) adlı eserinde şu sözler yer almaktadır:

“İnsanlık tarihi henüz bütün yönleriyle düzenli bir şekilde incelenmiş değil.

Avrupa ve Yakın Doğu’daki hadiseler zinciri ve toplum şekillenmeleri XIX.Yüzyıl

sonlarına doğru şöyle böyle incelenmiş; Çin ve Hint yazılı kaynaklarıyla geniş Avrasya

stepleri ise XX.Yüzyılın başlarında hala araştırmacıları beklemektedir.”169

Nikolay Rerih, bu tür bilgi eksikliğinden kaynaklanan yetersizliğin Taş Devri’nde

yaşayanların yanlış bir çıkarımla “yabani” olarak nitelendirilmelerine yol açtığının altını

çizmiştir. Nikolay Rerih bu fikirlerine “Geleceğe Açılan Kapı” (Vrata v Buduşee) (1936)

adlı denemesinde yer vermektedir.

“Taş Devri’nin yabani kültürsüzlük olarak algılanması bilgi eksikliğinden

kaynaklanan bir hatadır. Bize ulaşan Taş Devri sayfalarının vahşi bir ilkelliği yoktu. Tam

tersine bu sayfalarda özel ve bize uzak olan bir kültürü hissetmekteyiz. O kadar uzak bir

167 İnternet: “Nikolay Rerih”. Web: http://roerih.ru/bio3.php adresinden 13 Ocak 2017’de alınmıştır. 168 Gumilev, L. (2008). Ritmı Evrazii. Epohi i Tsivilizatsii. (Birinci Baskı). Moskva: İzdatel’stvo AST, 201. 169 Gumilev, L. (2002). Eski Türkler. (Çev. A. Batur). (İkinci Baskı). İstanbul: Selenge Yayınları, 13.

Page 116: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

105

kültürden bahsediyoruz ki, bu kültürün yabanilerle karşılaştırma yapmak gibi alışılmış

bir yolu seçmekten başka türlü algılanması zordur. Soyu tükenmek üzere olan, modern

silisyum mızraklı yabanilerin ise Taş Devri insanı ile olan benzerlikleri bir aptalın bir

bilgeye benzemesi gibidir - onlar dejenere olmuş adamlardır. Bu iki tip insan arasında

bir takım ırksal bağlantılar hariç hiçbir bağ yoktur. Taş Devri insanı tüm parlak

kültürlerin doğuşuna yol açmışken, günümüzün yabanileri ise doğa üzerindeki

hakimiyetini ve bununla beraber güzellik duygusunu da kaybetmişlerdir.”170

(“Понимать каменный век как дикую некультурность будет ошибкою неосведомлённости.

В дошедших до нас страницах времени камня нет звериной примитивности. В них чувствуем

особую, слишком далёкую от нас культуру. Настолько далёкую, что с трудом удаётся мыслить о ней

иным путем, кроме уже избитой дороги – сравнения с дикарями. Современные вымирающие

дикари-инородцы с их кремниевыми копьями так же похожи на человека каменного века, как идиот

похож на мудреца, – это только дегенераты. Несколько расовых черт – единственная связь между

ними. Человек каменного века родил начала всех блестящих культур, он мог сделать это, в то время

как дикарь наших дней утратил всякую власть над природой, а вместе с ней и чувство

прекрасного.”)

Nikolay Rerih yukarıdaki hem tarihçi hem arkeolog kimliğiyle; Taş Devri’nde

yaşayan kabilelerin ilkel olmadığını hatta ileri düzeyde bir kültüre sahip olduğunu

vurgulamıştır. Nikolay Rerih’in bu kanıya özellikle arkeolojik kazılardan sonra vardığı

düşünülmektedir. Rusya’da Neolitik Çağ (Geç Dönem Taş Devri) dönemindeki kültürün

dünya medeniyetlerinin kültürlerinden kötü olmadığını hatta onlarla kıyaslandığında

üstünlüklerinin dahi olduğunun altını çizmiştir: “Neolitik Çağdaki sanatsal nesnelerinin

hem bolluğu hem de çeşitliliği Rus kültürünün bereketini göstermektedir.”171 (“Неолит же

русский изобилует и богатством своим, и разнообразием предметов искусства.”).

Rerih bu konuyla ilgili en az iki bin adet işlenmiş değerli taşın, cilalanmış

aletlerin, küçük heykelciklerin ve silisyum oklarının bulunması gibi önemli kalıntıları

işaret eder. Ayrıca Neolit Çağda çömlekçilik ve cam sanatının bile olduğunu arkeolojik

bulgularla kanıtlamıştır.

Nikolay Rerih, tarihçi, arkeolog kimliklerinin yanı sıra kültür bilimci olarak da

farklı bir bakış açısına sahipti. O dönem Rus kültürünün tamamen Batı kültüründen

kaynaklandığı ve Rus halkının Batı’nın başarılarını benimsemek dışında hiçbir ilerleme

kaydetmediği düşüncesi çok yaygındı. Nikolay Rerih bu konuyla ilgili “Üniversite”

(Universitet) (1940) adlı denemesinde, söz edilen düşünceye şu şekilde karşı çıkmaktadır:

170 Marianis, A., A.g.e., 95. 171 Marianis, A., A.g.e., 96.

Page 117: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

106

“Eski Rusya’nın ilk zamanlarında da Kültür işaretleri çoktur; bizim Kadim edebiyatımız

Batılıların göstermek istedikleri gibi o kadar zayıf değildir. Fakat bu konuya önyargılı

bir şekilde değil bilimsel olarak yaklaşılmalıdır.”172 (“В древней, в самой древней Руси много

знаков Культуры; наша древнейшая литература вовсе не так бедна, как её хотели представить

западники. Но надо подойти к ней без предубеждения – научно”)

Nikolay Konstantinoviç benzer şekilde, o dönemde yaygın olan bir başka

düşünce olan “Rusya’ya kültür ve medeniyetin Birinci Petro tarafından kazındırıldığı”

fikrine de karşı çıkmaktaydı. Bilimsel çalışma ve konuşmalarında Kadim Rusya’nın

Avrupa kültürüne taviz vermeyen yüce ve özgün bir kültürünün olduğunu savunmaktadır.

Tarihe pek yansımayan Kiev Rusya’sı ve Kadim Novgorod’un ileri sanatını ve zengin

kültürünü örnek vererek bu fikrini kanıtlamıştır.

Her fırsatta Kadim Rusya’nın eski zamanlarının gerektiği kadar araştırılmadığını

dile getiren Nikolay Rerih, “Geleceğe Açılan Kapı” adlı makalesinde şu satırları

kaydetmektedir:

“İskandinav Dönemi sonrasında tarihsel devirlerdeki tutarlılık son buluyor.

Devirler arasındaki zamansal kaymaların hata payları yüzyıllara kadar ulaşıyor. Biz

sadece güzel eşyalara sahip olduklarını biliyoruz; fakat nasıl bir hayata ve nasıl

eşyalara, sanata ne tür bir bakış açısına sahip olduklarını bilmiyoruz”173

(“После скандинавского века всякая достоверность исчезает. Приблизительность доходит

до нескольких столетий. Мы только можем знать, что для жизни требовались красивые вещи, но

какая была жизнь, какие именно требовались предметы искусства, как верили в это искусство

бывшие жители – мы не знаем.”)

Kadim Rus sanatıyla ilgili olarak Nikolay Rerih‘in kendine has bir bakış açısı

vardı. Burada önemli olan nokta, Rus ikon sanatının önemini ilk onun vurgulamış

olmasıdır. Öncesinde ikonlar bir sanat eseri niteliği taşımayıp, sadece bir ibadet nesnesi

olarak algılanıyorken; Nikolay Rerih onların önemini ve sanatsal yönünü dile

getirmiştir:“İkonların önemini bozmadan ve güzelliklerini fark ederek bakmaya daha

yeni cesaret ettik; daha yeni ikon ve duvar yazılarında kaba ve yeteneksiz karalamalar

yerine, devasa boyutlarda çizilebilen bir sanat içgüdüsü olduğunu gördük.”174

(“Только недавно осмелились взглянуть на иконы, не нарушая их значения, со стороны

чистейшей красоты; только недавно рассмотрели в иконах и стенописях не грубые, неумелые

изображения, а великое декоративное чутье, овладевшее даже огромными плоскостями.”)

172 Rerih, N. (2015). A.g.e., 73. 173 Marianis, A., A.g.e., 98. 174 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosofskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 10.

Page 118: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

107

Tarihe düşülmüş Slav izlerine o dönemde yazılan masallarda da rastlamak

mümkündür. Küçük yaşlardan beri kahramanlık ve savaş konularını resmeden Nikolay

Rerih, zamanla masallarında daha felsefi konuları işlemeye başlamıştır. Artık

masallarında maddi ve fiziksel güçten ziyade, manevi ve ruhani güce sahip olan

kahramanlar kazanmaktadırlar. Örneğin, 1893 yılında yazdığı “Çocuk Masalı” (Detskaya

Skazka) adlı masalında eski zamanlardaki bir kraldan ve evlenme çağında olan bir

prensesten bahsedilmektedir. Bu prenses damat adaylarının geldiği davette, her bir

damadın kendisine ne verebileceğini anlatmasını ister. Seçkin damatlardan biri tanınmış

soyunu öne sürer, diğeri değerli taşlarla süslenmiş evini, diğeri de halkının ondan çok

korktuğunu belirterek sakin bir hayat vaadinde bulunmuştur. Fakat damatlarından biri

diğerleri kadar ne soylu ne de zengindi, prens olduğu bile şüpheliydi. Mutlu biten tüm

masallarda olduğu gibi, prenses bu sonuncuyu seçmişti. Çünkü bu damadın vaadi çok

farklıydı; prensese kendine olan inancını kazandıracaktı.

“Kendine inansın ve bu inançla insanları mutlu etsin.”175 (“Пусть она верит в себя и

верою этой дает счастье многим!”).

Kısacası Nikolay Rerih bu dönem eserlerinde bu tür felsefi çıkarımdan başka,

doğanın korunması, dünyada hiçbir şeyin yok olmaması gerektiği ve doğayı seven

insanın vahşetten uzak olacağını işaret eden mühim konulara da yer vermiştir.

2.2.2. 1900-1920 Yılları Arasında Edebi Eserleri

1899-1916 senelerine bakıldığında halen Nikolay Rerih’in Rusya’da yaşadığı

dönemden bahsetmiş oluyoruz. Bu dönemin en önemli olaylarından biri eşi Elena

İvanovna ile tanışması ve onunla evlenmesidir. Bu hadisenin önemi Nikolay Rerih’te var

olan ilgi alanlarının eşinin ilgi alanlarıyla birleşmesidir. Rerih üniversite sonrasında

felsefe ve psikoloji alanlarındaki çalışmalarını yoğunlaştırmış, ve daha çok Doğu

felsefesine yönelmiştir. Özellikle din felsefesi, psikanaliz ve budizm konularına ilgi

duyan Elena Rerih eşinin Doğu merakını da paylaşacaktır. Nikolay Rerih bu dönem

eserlerinde genellikle tarih, felsefe (Doğu felsefesi), edebiyat ve psikoloji konularına

önem vermiştir. Denemelerinde Doğu felsefesinin yapı taşlarından olan Bhagavat Gita,

Ramakrishna, Upanişad ve Vivekanandy’den esintiler sezilmektedir. Şiirlerinde ise

Rabidranath Tagore’un ahenkli ve canlı etkileri görülmektedir. Şiirlerinde yine tarih

konuları ön plana çıkmaktadır. Örneğin 1904 yılında yazdığı “Önder” (Vojd’) isimli

175Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosovskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 649.

Page 119: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

108

şiirde Altın Orda ve Cengiz Han konuları işlenmektedir. Rerih’in Orta Asya kültürüne

hakimiyeti, Cengiz Han’ın hayatı, o dönem kullanılan eşya, kıyafet ve yemekler, gelenek

ve görenekler, maniler ve savaş stratejileri konularında anlattıklarından anlaşılmaktadır.

Dönemi yansıtan bir başka eser 1913 yılında yazdığı “Hindistan Yolu” (İndiyskiy

Put’) dur. Bu denemede Paris’te açılan ve Nikolay Rerih’in yakın dostu Rus Doğu bilimci

V. V. Golubev’in (1878-1945) de katıldığı “Doğu Sanatları Sergisinden”

bahsedilmektedir. Hindistan seferinden gelen Golubev tarihi mabet ve desenlerin olduğu

fotoğraf ve arkeolojik bulgular koleksiyonlarını da bu sergide sergilemişti. Golubev’in

getirdikleri, Nikolay Rerih’in savunduğu Kadim Rus halklarının Doğu kökenleri

konusundaki görüşlerini neredeyse kanıtlar gibiydi. Gelenekler, mezarlıkların tepe ve

parmaklıkları, yaşam gereçleri, yapıtlar, kıyafet ve şapkalardaki ayrıntılar, duvar

resimleri, hatta kelime kökleri; hepsi bize çok yakındı. Hepsi başlangıcın aynı oluşunun

göstergesiydi.” 176 (“Обычаи, погребальные холмы с оградами, орудия быта, строительство,

подробности головных уборов и одежды, все памятники стенописи, наконец, корни речи – все это

так близко нашим истокам. Во всем чувствовалось единство начального пути.”)

Bu eserin önemi Rus ve Doğu kültürlerindeki bu benzerliklerin tesadüfi

olmadığını ve bilimsel kanıtlarla ispat edilebileceğini anlatmasıdır. Golubev’i bile

şaşırtan bazı ayrıntılar Nikolay Rerih’i şahsen çok sevindimişti. Çünkü Rusya’nın Doğulu

köklere sahip olduğu teorisini kanıtlar nitelikteydi. Bahsi geçen sergiden ve Golubev ile

şahsi sohbetlerinden sonra Nikolay Konstantinoviç çok daha hevesli olarak yoluna devam

etmeye karar vermişti. Zira onun yıllar önce gördüğünü artık başkaları da görmeye

başlamıştı.

Doğu felsefesi dışında bu dönem edebi eserlerinde Eski Slav motiflerine sıkça

rastlanmaktadır. Özellikle “Marfa-posadnitsa” (Marfa-Posadnitsa) (1906) adlı felsefi

masalında eski Rus evliyaları, onların yaşamlarına ve güçlerine değinmektedir. Ayrıca

Elena Rerih’in teosofi çalışmalarında olduğu gibi insan enerjisinden, evliya enerjilerinden

de bahsetmektedir. Nikolay Rerih, eserlerinde bilimle tam olarak açıklanmayan bu

güçlerin varlığını ve insanların bu güçlere nasıl ulaşabildiklerini anlatmaya çalışmıştır.

Dönemin en önemli eserlerinden olan “Eski Zamanlarda” adlı deneme seçkisinde

önemli bir konuyla daha karşılaşmaktayız; tarihi mirasın ve kültürün korunması. Bu

denemelerinde Nikolay Rerih, tarihi yapıtlara uygulanan ve gerçekten akıl almaz türden

olan olayları büyük üzüntü içerisinde okuyucuları ile paylaşmaktadır. Tecrübesiz

definecilerin yol açtığı tahribattan başlayarak, Kadim yerleşimlerin duvarlarından alınan

176 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokroviçşa. Filosofskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 717.

Page 120: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

109

taşların demir yolu yapımında kullanılmasına kadar son derece vahşi ve üzücü olaylardan

bahsetmektedir. İnsanların ve özellikle gelecek nesillerin tarihlerine saygı duymaları

gerektiğini ve geçmişi olmayan bir halkın geleceğinin de olamayacağını çarpıcı bir

şekilde dile getirmektedir. “Bu apaçık yıkım çabalarının kendiliğinden yok olmaları

gerekir: kaba şiddet her zaman karşısında daha güçlü bir tepki alır. Aydınlanan

insanların tarihi sevme zamanı geldi ve artık anıtlara tarihsel açıdan bakmak gibi güzel

konulardan bahsedebiliriz.”177

(“Такое явное исказительство должно вымереть само: грубое насилие встретит и сильный

отпор. После знаний уже пора нам любить старину и время теперь уже говорить о художественном

отношении к памятникам.”)

Tarihi yapıt ve eserlerin uğradıkları bu tahribatlar Nikolay Rerih’i derinden

etkilemiş olacak ki kültürel mirasın korunması ile ilgili çalışmalarını hızlandıracak ve

1909-1910 yıllları arasında yaptığı çalışmalar ileride hayat bulacak olan Rerih Paktı’nın

esaslarını oluşturacaktır. 1911 yılında bu konuyla ilgili en önemli denemelerinden olan

“Sessiz Katliamlar” (Tihiye Pogromı) adlı makalesini yazmıştır. O dönemdeki diğer

eserlerinde olduğu gibi bu eserde de Nikolay Rerih genellikle yıkım, zülüm, karanlık,

karamsarlık ve üzüntü, kahinlik ve peygamberlik unsurlarını ön planda tutmuştur. Bu

konuda vurgulanması gereken nokta yukarıda da belirtildiği üzere, erken yaşlarda yazdığı

kahramanlık masal ve öykülerindeki daha halktan ve maddesel olan kahramanlığın, yerini

zamanla kurtarıcı misyonuna sahip kahin ve peygamber gibi daha çok manevi varlıklara

bırakmış olmasıdır. O dönemdeki eserlerinde yer alan en büyük nasihat; zulmün anlamsız

oluşu ve insanların iyilik ve sevgi yolunu seçmeleri gerektiğidir. İnsanlara kendi

tarihlerini sevmeleri ve ona değer vermeleri konusunda fazlasıyla nasihatte bulunmuştur.

1916-1919 seneleri, Nikolay Rerih’in akciğer rahatsızlığı nedeniyle Finlandiya’ya

taşındığı ve tedavi gördüğü senelerdir. Nikolay Rerih’in bu dönemde vasiyetname

yazması, kötü ve zor zamanlardan geçtiğinin göstergesi niteliğindedir. Fakat tüm

olumsuzluklara rağmen eserlerini negatif düşüncelerle değil muhteşem Finlandiya

manzaralarıyla süslediğini görmekteyiz. Bu yıllarda çizilen resimler ve yazdığı edebi

eserleri özellikle Karelya doğasının saf duru güzelliğine adanmıştır. Edebi eserleri olan

“Alev” (Plamya) (1918) adlı otobiyografik roman ve “Moriya Çiçekleri” (Tsvetı Morii)

(1921) adlı şiir kitabı tam dönemi yansıtan doğa tasvirleri ve olağanüstü dağ manzarası

betimlemeleriyle doludur.

177 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosofskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 115.

Page 121: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

110

Bu dönemin Rerih sanatında rastlayabileceğimiz bir diğer nokta da Rusya’da

yaşanan Şubat Devrimi’nin getirdiği yıkım olmuştur. Rerih bu yıkımı eserlerinde “facia”

olarak adlandırmış ve bu olayın hem halka hem de geleceğe getirdiği inanılmaz yıkımdan

bahsetmiştir. Bu konuyla ilgili yazdığı en çarpıcı eser – “Hayır İşi” (Miloserdiye) (1919)

adlı gizemli oyunudur.

2.2.3. Son Dönem Eserleri (1920 Sonrası)

1919 senesinde sağlığına kavuşan Nikolay Rerih ailesi ile birlikte Londra’ya

taşınmıştır. Yıllardır hayali olan Hindistan gezisini buradan daha kolay

gerçekleştirebileceklerini düşünmüşlerdir. Bu dönemde hem Rabindranath Tagore ile

tanışmış hem de Doğu felsefesine daha fazla yoğunlaşmıştır. Bu durum eserlerindeki

ezoterik bilgelerin, Doğu geleneklerinin ve mistik olayların artmasından

anlaşılabilmektedir. Bu dönemde özellikle Helena Petrovna Blavatskaya tarafından

kurulan Teosofi Derneği’ne katılmasının etkisi çok büyüktür. Nikolay ve Elena Rerih bu

yıllarda “Agni-Yoga” (Agni-Yoga) (1920) kitabı üzerinde çalışmaya başlamışlardır.

Doğu motiflerinin yanı sıra Eski Slav motifleri ve Rusya’ya olan özlemi de

eserlerinde apaçık hissediliyordu. Zor zamanlar geçiren vatanı için Londra’da “Büyülü

Rusya” (Oçarovannaya Rossiya) adını taşıyan bir resim koleksiyonu hazırlamıştı.

Bu dönemi takip eden Amerika’da bulunduğu dönemde Nikolay Konstantinoviç

yoğun bir şekilde kostüm ve dekor çalışmalarıyla ilgilenmiştir. Özellikle “Karbeyaz” ve

“Tristan ve İzolde” operaları için hazırladıkları dekorlar büyük beğeni toplamıştır. Aynı

zamanda Chicago Sanat Enstitüsü’nde “Rus Sanatı, Etik ve Estetik eğitim” dersleri

vermiştir.

Bu dönem eserlerine bakıldığında öncü konu olarak yine Doğu felsefesi karşımıza

çıkmaktadır. “Kutsal Ana Yıldızı” (Zvezda Materi Mira) (1924) adlı denemesinde bu

yıldızın yeni bir dönemin habercisi olduğu dile getirilmektedir. Bu yeni dönem,

denemesinde “saflık, yüce güzellik ve cesaret”in devri olarak tanımlanmaktadır. Bu üç

bileşene Doğu felsefesi ve Buda öğretisinde sıkça rastlayabiliriz. Aynı döneme ait

“Hareket” (Deystviye) (1922), “Adamant” (Adamant) (1922), “Giriş Hakkı” (Pravo

Vhoda) (1923) gibi makalelerinde de Doğu motifleri fazlasıyla hissedilmektedir.

Örneğin, 1920 yılında Londra’da yazdığı “Adamant” makalesinde Yüce Tanrı’ya, Yüce

Güzelliğe ve Bilgeliğe sanat ve bilgi ile ulaşabileceğini açıklayarak; sanat ve bilginin

insanlara yaşam gücü verdiğini ve kurtarıcı nitelikte olduğunu vurgulamaktadır. Doğu

Page 122: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

111

felsefesinde Yüce İlaha ancak bilgi yoluyla ulaşılabildiğini, Nikolay Rerih’in yorumunda

ise bu vasıtaya sanatın da eklendiğini görmekteyiz. Doğu felsefesinde ve Rerih’in

eserlerinde “yaratıcı emek” kavramına fazlasıyla önem verildiği gözden kaçmamaktadır.

Bu emeğin iyilik ve güzellik hizmetinde, böylelikle insanlar yararına olup geleceğe farklı

bir yön çizdiğini belirtmektedir. Kısaca, bu kavramların önemini şu şekilde

özetlemektedir Nikolay Konstantinoviç: “Yaratıcı emek - ruhun saf duası. Sanat - halkın

kalbi. Bilgi ise - halkın beynidir.”178 (“Творчество – это чистая молитва духа. Искусство –

сердце народа. Знание – мозг народа.”)

Nikolay Rerih bu dönemde de Doğu ve Batı sentezi ve Rusya’nın Doğu kökenleri

konusundaki çalışmalarına devam etmiştir. Bu yıllarda tamamlanan “Ruhun Örtüsü”

(Odeyaniye Duha) (1921) adlı denemesi dikkat çekmektedir. Bu makalede Rusya’nın

Verhneye Povoljye adlı bölgesinde gerçekleştirdiği geziler sırasında gördüğü yapıtlardaki

Bizans esintilerini, bu esintilerin ise Doğu, Fars ve Hindistan havasını andırdığını

anlatmaktadır. Nikolay Rerih bu makelede Rusya’daki, hem Doğu hem de İskandinav

ülkelerinden gelen Batı kültürü izlerinin, derinlerde aranması yerine; heykel, mimari

yapıtlar ve sözel kültüre bakılarak görülebileceğini anlatmıştır:

“XII. yüzyıldan beri Rusya Moğol İstilası ile sarılı. Fakat dertli zamanlarda bile

yeni bir şarkı öğreniyor. Bu şarkı zafere doymayan göçebe Doğu’yu anlatıyor. Tatar

kılıçlarının ışıltısı ile Rusya kendi desenine yeni, büyülü semboller ekliyor.”179

(“С XII века Русь окутана игом Монгольским. Но и в несчастье Русь учится новой сказке.

Учится песне победного кочевого Востока. В блеске татарских мечей Русь украшает орнамент свой

новыми, чудесными знаками.”)

Nikolay Rerih 1923 senesinin sonunda yıllardır hayalini kurduğu Hindistan’a

taşınmış ve aklındaki büyük araştırmaları yapma şansına sahip olmuştur. En kapsamlı ve

önemli araştırmalarını Rusya’daki Doğu etkileri konuları üzerinde yapmıştır. Bu dönem

eserlerinde ayrıntılı olarak Rusya’nın sadece Batı değil Doğu kültüründen de etkilenerek

geliştiğini belirtmektedir. Bunda Rusya’nın Avrupa ve Asya’nın tam arasındanki eşsiz

konumunun rolünün büyük olduğunu vurgulamaktadır. Rus kültürünün özgünlüğünü

kabul ederek bu kültür üzerinde komşu kabilelerin etkisinin de fazla olduğunu

belirtmiştir. Rerih daha önce belirtildiği üzere özellikle Doğu’nun etkisinin ne derece ve

nasıl olduğu konularında araştırmalarını yoğunlaştırmıştır. Nikolay Rerih’in Doğu

sevdasını en özetleyici bir şekilde Doğu bilimci olan oğlu Yuriy Rerih’in şu sözleri ifade

etmektedir: “Asya ve Doğu, Nikolay Konstantinoviç Rerih’in her zaman merak ettiği

178 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosofskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 403. 179 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosofskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 257.

Page 123: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

112

konu olmuştu. Slav ve Endoiran halklarının ortak kökleri, Kadim Rusya’daki Doğu izleri,

Rusya bozkırlarının renkli göçebe hayatı gibi konulara ilgi duyardı.”180 (“Азия, Восток

всегда привлекали внимание Николая Константиновича Рериха. Его интересовали общие корни

славянства и индоиранцев, восточные истоки Древней Руси, красочный кочевой мир наших

степей.”)

Gençlik yıllarından itibaren Kadim Rusya ve Doğu’nun kültürel ve ruhani

geleneklerinin benzerliğinden bahseden Nikolay Rerih’in özellikle Slav halkının

kökenleri ve dünya göç haritasının nasıl gerçekleştiği üzerine yaptığı çalışmalar,

araştırma konularından en önemlileriydi. Nikolay Konstantinoviç’i bu çalışmalarında

destekleyen, kendisiyle aynı fikre sahip olan yakın dostu Rus Doğu bilimci ve tarihçi V.

V. Golubev olmuştur. V. V. Golubev’den Nikolay Konstantinoviç’in yurtdışı yılları

anlatılırken bahsedilmiş olup, ikisinin de aynı konularda araştıma yaptıkları ve daha

Paris’teyken Hindistan Seferi ve Büyük Asya Seferi’nin güzergah haritasını

belirlediklerinden de söz edilmişti.

Söz konusu Büyük Asya Seferi 1925-1928 yılları arasında gerçekleşmiştir. Sefer

sırasında etnografik araştırmalar yapılmış, ender rastlanan el yazmaları ve maniler

toplanmış, yerel halkların folklor, gelenek ve göreneklerine ait ender rastlanan bilgiler

toplanmış, ayrıca dilbilimsel ve tarihsel araştırmalar yürütülmüştür.

Büyük Asya Seferi sırasında Nikolay Rerih, büyük oğlu Yuriy ile özellikle

halkların göçünün izlerini bulmaya ve araştırmaya çalışmış; Doğu (İndo-tibet grubu),

Batı (Batı Avrupa) ve Slav halklarının gelenekleri ve antropolojik göstergelerin analizi

gibi tarihsel önem taşıyan konulara daha fazla yoğunlaşmıştır. Zamanının en önemli

arkeolojik seferlerinden biri olan Büyük Asya Seferi sırasında bulunan arkeolojik

bulgular, Rerih’in Rus ve Avrupa halklarının Doğu (indoariyskie korni) kökenleri

konusundaki hipotezini kanıtlamıştır.

Doğu ve Slav halklarının bu “akrabalığını” Nikolay Rerih şu satırlarla

kaydetmiştir: “Hindistan gurbet değil, Rusya’nın öz kardeşidir.”181 (“Индия - не чужбина, а

родная сестра России.”)

Hindistan dönemi eserlerinde Nikolay Rerih’in felsefe tarihi, estetik ve ahlak

bilimi gibi felsefi konularda sergilediği bakış açısı incelemeye değerdir. Nikolay ve Elena

Rerih, ustaları Mahatma Mori’nin sözlerinden ilhamla bir felsefi başyapıt olan “Agni-

Yoga” (1920) adlı eseri yazmışlardır. İnsanların yaşamında vazgeçilmez olan ahlak

kurallarının madde madde açıklandığı bu kitapta, insanların ruhani bir zirveye

180 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosofskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 12. 181 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosofskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 13.

Page 124: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

113

ulaşmasının yollarını; başka bir deyişle insanların içlerindeki enerjiyi keşfederek

mükemmelliğe ulaşmalarının yolunu göstermişlerdir. Daha önce Nikolay Rerih

tarafından kullanılan “ruhani boşluğu”n nasıl doldurulabileceği ve insan ruhuna nelerin

iyi geleceği konusu da yine aynı eserde açıklanmıştır.

Bu dönemde Doğu motiflerinin artık tamamen yoğun şekilde yer aldığı Rerih

eserlerinden Büyük Asya Seferi sırasında çizilen beş yüze yakın manzara resmi, ”Sikkim

Yolu”, “Onun Yurdu”, “Doğu Üstadları” (Uçitelya Vostoka) ve “Himalai” adlarını

verdiği resim koleksiyonları hayat bulmuştur.

Büyük Asya Seferi esnasında edebi eser olarak iki önemli kitabı “Asya’nın Kalbi”

(1929) ve “Altay-Himalai” (1929) yazılmıştır. “Asya’nın Kalbi” diye adlandırdığı bu

bilimsel ve felsefi çalışmasında: Doğu-Batı Sentezinin önemini, Doğu ve Batı’nın birlikte

var olduklarını, Doğu ve Batı medeniyetlerinin oluşmasındaki önemli rolün Büyük Göç

güzergahının belirlediğini açıklamıştır:

“Sanatsal amaçlar dışında seferimiz ile Orta Asya’daki anıtların durumları

hakkında bilgi edinmeyi, din ve geleneklerin mevcut durumlarını gözlemlemeyi ve büyük

göçün adımlarını belirlemeyi amaçlamıştık. Son saydığım amaç uzun zaman önce

merakımı çekmiştir.”182

(“Кроме художественных задач, в нашей экспедиции мы имели в виду ознакомиться с

положением памятников древности Центральной Азии, наблюдать современное состояние религии,

обычаев и отметить следы великого переселения народов. Эта последняя задача издавна была

близка мне.”)

Özellikle Sefer sırasında uğradıkları Keşmir yakınlarındaki kayalarda bazı resim

ve sembollerin dikkatini çektiğini belirtmektedir. Bu kaya resimlerinde dik ve keskin

boynuzlu keçiler, boğalar, mızraklı avcılar, dans eden grup ve dinsel tören yapan insan

figürleri ilgisini çekmiştir.

“Bu figürlerin özelliği, aynı figürlerin hem Senziyan’in Sandzhu vahasındaki

kayalıklarda, Sibirya’da, Transhimalayalar’da ve neredeyse aynılarının

İskandinavya’daki kaya oyuntularında da görülmeleridir. Yine de acele karar

vermiyoruz; araştırıp kıyaslayacağız.” 183 (“Характер этих рисунков потому заслуживает

особого внимания, что те же древние изображения мы видели на скалах около оазиса Санджу в

Сензиаие, в Сибири, в Транс-гималаях, и можно было узнавать их же, вспоминая Халристнингары

Скандинавии. Не будем делать выводов, но будем изучать и складывать.”)

182 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosofskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 591. 183 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosofskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 603.

Page 125: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

114

Büyük Asya Seferi’nin en büyük katkılarından biri, daha sonra bir kitabına da

ismini verdiği Şambala kavramının öğrenilmesi olmuştur. Felsefi konulara açıklık getiren

bu eserde, Doğu halklarının en önemli efsanelerinden biri olan Şambala’nın aslında

dünyadaki bir grup bilgenin yaşadığı bir yer olduğundan bahsedilmektedir. Bu yer adeta

“cennetin dünyadaki yansıması” niteliğindedir. Bahsedilen yerde kötülüğün, kusurların,

küskünlüklerin ve adaletsizliğin yeri yoktur; tamamen manevi iyilik ve güzelliğe dayanan

bir yerdir. Böyle bir yer sadece Hint ve Tibet halklarında olan Şambala efsanesinde yer

almaz. Nikolay Rerih Rus efsanelerindeki Kitej şehrinin, Altay sratovedlerinin Beyaz

Sulu Yer (Belovod’ye) diye adlandırdıkları ülkenin ve Batı bilgelerinin bahsettiği Ütopya

adasının aynı yer olduğunu düşünmekteydi. “Işık saçan Şambala” (Şambala-Siyayuşçaya)

(1928), “Şambala” (Şambala), “Asya’nın Kalbi” ve “Altay-Himalai”, gibi birçok eserde

bu kavramdan bahseden Nikolay Rerih, bu yerlerin sadece efsanelerde değil gerçek

hayatta da yaratılmasının mümkün olduğunu savunur. Örneğin, insanların bu tür bir

“zirveye” nasıl ulaşabildiklerini “Şambala” eserinde açıklamıştır. Bu eser bize

mükemmel bir insan ve ideal bir toplumun yaratılışı konusunda felsefi bir bakış açısı

sunmaktadır. Nikolay Rerih Şambala’nın Doğu’daki önemini ve sebeplerini şu şekilde

açıklamaya çalışmıştır:

“Tüm bakışlar bulutların arasından yüce beyaz zirvelerin yükseldiği yere

yönelmiştir. Bulutlar arasında özel bir yermiş gibi. Tüm umutlar Himalayalara çevrildi.

Kang-çen-tsong-nga – yüce karların beş hazinesi. Bu yüce dağa neden bu isim

verildi? Dünyanın beş hazinesi orda mı saklı? Nelerdir onlar? Altın, elmas, yakutlar mı?

Hayır, Kadim Doğu farklı hazinelere önem verir. “Zaman gelecek,dünyayı bir

açlık saracak. Ve yüce hazinelerini açan ve insanlığı doyuran biri gelecek” diye söylenir.

Anlaşılacağı üzere burada fiziksel değil, ruhani açlıktan bahsedilmektedir.”184

(“Все взоры обращены туда, где превыше облаков вздымаются величественные белые

вершины. Возносятся, как особая заоблачная страна. Все чаяния обращены к Гималаям.

Канг-чен-цзон-нга – пять сокровищ великих снегов. Отчего так зовется эта величественная

гора? Она хранит пять сокровищ мира. Какие это сокровища? – золото, алмазы, рубины?

Нет, старый Восток ценит иные сокровища. Сказано: “Придет время, когда голод охватит

весь мир. Тогда появится некто, кто откроет великие сокровищницы и напитает все человечество.”

Конечно, вы понимаете, что некто напитает человечество не физическою, но духовною

пищей.”)

Nikolay Rerih Şambala’nın özellikle Hindistan halkı için önemini, bu kavram

sayesinde bildikleri ve inandıklarını ayrıntılı olarak açıklamaktadır. Büyük Asya Seferi

184 Rerih, N. (2014). A.g.e., 26.

Page 126: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

115

sırasında Nikolay Konstantinoviç, gezdiği kutsal yerler, manastır ve ibadet yerlerindeki

Şambala hakkındaki söylenti, efsane ve bilgileri toplamıştır. Mistik Doğu’nun Şambala

kavramını Batı dünyasının daha bilmediğinden yakınıyor ve üzülüyordur. Eserde bir

Lama’ya ait cümle dikkatimizi çekmektedir ve aslında Nikolay Rerih’in Şambala

konusundaki düşüncelerini neredeyse özetler niteliktedir: “Eğer Şambala öğretisini

biliyorsanız – geleceği de biliyorsunuzdur.”185 (“Если вы знаете учение Шамбалы — вы знаете

будущее.”)

Bu dönemde, özellikle 1920’li yılların sonrasında Nikolay Rerih’in sanatındaki

önemli noktalardan biri de manevi ve felsefi konuların yanı sıra, manevi Üstadlar’dan söz

etmesidir. Bu Üstadlar yalnızca Budizme ait değillerdir. Hz. İsa, Hz. Muhammed, Hz.

Musa, Zoroastr gibi dünya dinlerine yön veren önemli şahıslardan da bahsetmektedir.

Rerih, “Altay-Himalai” (1929) adlı kitabında ise Büyük Asya Seferi sırasında Hz.İsa

hakkında duyduğu bir efsaneyi anlatmakta ve efsaneyi İsa’nın yaşamını ve çilelerini

anlatan bir mani ile bitirmektedir.

O dönemdeki edebi eserlerinde, dünya dinlerinin öncülerinin yanı sıra, Doğu

söylence ve efsanelerinde yer alan kahramanlar; Ayurveda’nın kurucusu sayılan Çaraka,

Çin felsefeci Lao Tsı, Timur, Çengiz ve Geser Han gibi önemli tarihi kişilikler de

karşımıza çıkmaktadır.

Dönem eserlerinde karşımıza çıkan bir başka önemli figür, “Kutsal Ana”dır.

Kozmik ve ruhani özellikler taşıyan kadın figürüne Doğu felsefesinde sıkça

rastlanılabilir. Bu dönemde Kutsal Ana, Madonna, Kali Ana, Dukkar, İştar, Guan’-İn’,

Meryem, Beyaz Tara, Radj-Radjesvari, Niuka gibi kadın figürleri, Rerih’in hem

resimlerinde hem de edebi eserlerinde sıkça yer almaya başlamıştır. “Kadınlara”

(Jenşçinam) (1931), “Kadın Yüreğine” (Jenskomu Serdtsu) (1932) ve “Kurtarıcı

Kadınlar” (Spasitel’nitsı) (1939) gibi denemeleri ve şiirleri bu dönemki eserlerine örnek

teşkil etmektedir. Rerih’in eserlerindeki kadınların ortak özelliklerini belirtmek gerekirse;

kurtarıcı, ilham verici, aydınlatan ve bilgiye ulaştıran kadın figürü işlenmektedir. Nikolay

Rerih’in eserlerinde kadın figürleri çeşitli isim ve türlerde karşımıza çıksa da, onları

birleştiren tek şey, kutsal misyondur. İster “Kadınlara” adlı denemesindeki Meryem Ana,

ister “Kurtarıcı Kadınlar” adlı denemesindeki kadın Hindu ermişleri olsun, hepsi Dünya

için kurtarıcı rol üstlenmişlerdir. Kadın temalı denemelerinde genellikle kadınları

yücelten ve onlara özgüven kazandıran öğütlerle karşılaşırız. Rerih kadınların kendi

güçlerine inanmalarını ve cesaretli davranmalarını önermiştir. Zira ona göre cesur kadın,

185 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosofskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 649.

Page 127: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

116

erkekten her zaman üstündür. Kadınların yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Kadınlara, bu

dünyayı kurtarmak gibi önemli bir misyon da verilmiştir. Zira gelecek nesilleri yetiştiren

Ana’dır ve nasıl bir geleceğe sahip olacağımızı kadınlar belirleyecektir. Bu kutsal

misyondan bahseden Nikolay Rerih, kadınlara şiddet ve kötülük olmayan, barış ve

anlayışın hakim olduğu, aydınlık bir gelecek inşa etmeleri tavsiyesinde bulunmuştur.

Örneğin Rerih, kadın gücüne ithafen yazdığı “Kurtarıcı Kadınlar” adlı

denemesinde, Orta Çağ’da erkeklerin umudunu kaybedip, köylerine gelen işgal

ordularına karşı çıkmadıklarını, köyün tüm kadınlarının ise birleşip düşman ordularının

karşısına çıktığını belirterek, düşmanların savaşmaktan vazgeçip geri döndüklerini

anlatmaktadır. Eserde ayrıca kendi yaşadığı dönemde de halen mucizevi bir şekilde

ortaya çıkan ve yakın zamanlarda Hindistan’da gerçekleşen olaylarda görünen “kurtarıcı

kadınlardan” bahsetmektedir. Denemesini Vivekananda’nın sözleriyle özetlemektedir:

“Elli kadın elli bin erkeğin gücünün yetmediği bir şeyi becerirler.”186 (“Пятьдесят женщин

совершат то, что не под силу будет пятидесяти тысячам мужчин.”)

Bu sözlere katılan Nikolay Rerih, şu yorumda bulunmaktadır:“Yüce hakikat bu

sözlerde saklıdır. (...) Onlar (kadınlar) evrimi gerçekleştirecek olanlardır. Bu özverili

kurtarıcıların şerefine!”187 (“Высокая правда выражена в этих словах. (...) Именно она слагает

эволюцию. Слава самоотверженным спасительницам!”)

“Kadınlara” adlı bir başka denemesinde ise:

“Hırıstiyanlık bize Meryem Ana hakkında çok dokunaklı ve içten bir efsane

anlatır: Cennet bekçisi havari Pyotr havarisi telaşlandı. Tanrı’ya şu sözlerle tedirginliği

anlattı: “Tüm gün Cennet’in kapısında duruyorum, kimseyi içeri almıyorum, sabah ise

yeni simalarla karşılaşıyorum. Tanrı buyurdu: “Pyotr, gece nöbetine çıkmalıyız”. Gece

nöbetinde gördüler ki, Meryem Ana Cennet duvarından öbür tarafa beyaz şalını salmış

ve bu şalla ruhları Cennet’e çekiyor. Bu duruma kızan Pyotr Meryem Ana’yı

durduracaktı ki, Tanrı ona “Şttt, karışma” diye buyurdu.”188

Bu denemenin devamında Nikolay Rerih, kadınların kutsal ve kurtarıcı bir

misyona sahip olduklarından, insanlığı aydınlık çağlarına ve ruhsal zirveye onların

ulaştıracağından şu sözlerle bahsetmektedir:

“Kadınlar, siz barış bayrağını elinizde işleyip onu insanlara göstereceksiniz. Siz

hayatlarımıza şifa vermenin arkasında cesurca durursunuz. Her bir evdeki ulu, yaratan

ve canlandıran ateşi siz yakacaksınız. Çocuklarınıza güzelliği ilk öğreten siz olacaksınız.

186 Rerih, N. (2015). A.g.e., 402. 187 Rerih, N. (2015). A.g.e., 402. 188 Rerih, N. (2015). A.g.e., 403-404.

Page 128: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

117

Bilginin kutsal düzenini onlara siz öğreteceksiniz. Düşünce gücünü de siz anlatacaksınız.

Çocuklarınızı ahlaki bozukluktan kurtarıp kahramanlık ve yiğitlik kavramlarına onları siz

alıştıracaksınız. Çocuklarınıza manevi değerlerin büyüklüğünü siz anlatacaksınız. Kutsal

“kültür” kelimesini siz söyleyeceksiniz. Kadınlar, siz muazzam ve muhteşem bir misyona

sahipsiniz! Selamım size olsun!”189

(“Женщины, ведь вы соткете и развернете знамя мира. Вы безбоязненно станете на страже

улучшения жизни. Вы зажжете у каждого очага огонь прекрасный, творящий и ободряющий. Вы

скажете детям первое слово о красоте. Вы научите их благословенной иерархии знания. Вы скажете

малым о творчестве мысли. Вы можете уберечь их от разложения и с первых дней жизни вложить

понятие героизма и подвига. Вы первые скажете малым о преимуществе духовных ценностей. Вы

произнесете священное слово Культура. Великое и прекрасное дело заповедано вам, женщинам!

Привет и поклон вам!” )

Rerih’in kadın gücünü yücelten ve kadını cesaretlendiren bir başka denemesi ise

“Kadın Yüreğine”dir. Bu denemede aynı şekilde kadınların o yüce ve önemli

misyonundan bahsetmektedir. Yeni nesillerin yetişmesinde, onlara güzellik ve kültür

kavramlarının aşılanmasındaki büyük rollerini açıklamaktadır. Kadınların Fransız Katolik

Azizesi Jeanne D’Arc (1412-1431) – figüründe olduğu gibi iyi zamanların gelmesi için

savaşacaklarını anlatmaktadır. Bir bilgenin sözlerini dile getirmektedir: “Kadınsız bir

dünya, çiçek olmayan bir taştır.”190 (“Мир без женщины есть скала, лишенная цветов.”)

Kadın figürünü edebi eserlerinde bu kadar yücelten ve cesaretlendiren Nikolay

Konstantinoviç, eşi Elena İvanovna için de birkaç deneme yazmıştır. İlham kaynağı ve

yoldaşı Elena Rerih’e olan saygı ve sevgisini, en önemlisi sonsuz minnettarlığını dile

getirmiştir. Zaten tüm eserlerinin sadece kendi değil, eşinin de imzasını taşıması

gerektiğini vurgulamaktadır. Belki bu da kadınların kurtarıcı misyonunun bir parçasıdır;

eşlerine, çocuklarına destek olmak ve bu destek ile geleceği oluşturmak. Nikolay Rerih,

bu geleceğin kadınların kollarında olduğunun altını çizmektedir!

Nikolay Rerih, 1897 yılından itibaren yaptığı gezi ve seferlerde daha önce

değinildiği üzere tarihi ve kültürel önem taşıyan eski mabet, heykel ve yapıtların

durumlarından fazlasıyla şikayetçi olmuş; hem eserlerinde, hem Çar Nikolay II’ye

yazdığı mektupta hem de çeşitli ülkelerin devlet organlarına yaptığı çağrılarda bu

durumun önemini vurgulamıştır. “Sessiz Katliamlar” adlı makalesi, yaşanan kültürel ve

tarihi katliamlar konusunda yazılan ve bu haykırışının güçlü olarak hissedildiği en çarpıcı

189 Rerih, N. (2015). A.g.e., 413-414. 190 Rerih, N. (2015). A.g.e., 418.

Page 129: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

118

makalesidir. “Gezegenin Acısı” (Bol’ Planetı) (1939) adlı makalesinde ise kültür, barış,

sanat ve güzellik adına aynı çağrıda bulunmaktadır.

Nikolay Rerih tarihi ve kültürel yapıtların yalnızca olağan zamanlarda değil savaş

ve doğal afetler gibi olağandışı durumlarda da korunmasını istemiştir. Hangi yönden

bakılırsa bakılsın bu Pakt’ın temel amacı, kültürdür. Pakt kültürün yok olmaması,

korunması ve kültüre sahip çıkılması gibi amaçlara hizmet etmiştir.

Nikolay Konstantinoviç kültüre yaklaşımını şöyle dile getirmiştir: “Kültür,

güzellik ve bilgide saklıdır.”191 (“Культура покоится на Красоте и Знании”).

Kültürel miras yapıtlarını ayırt edebilmek için Nikolay Rerih Barış Bayrağı’nı

tasarlamıştır. Bu bayraktaki sembollere ve bu sembollerin anlamlarına da değinmek

gerekmektedir. Bazı bilim insanları gelecek zaman, şimdiki zaman ve geçmiş zaman

yuvarlaklarının bir sonsuzluk çemberi içerisinde yer aldığını belirtirken; diğer daha

yaygın bir düşünceye göre ise kültür çemberi içindeki üç yuvarlağın din, sanat ve bilimi

temsil ettiği savunulmaktadır. Fakat burada değinilmesi gereken önemli bir husus da

Barış Bayrağı’ndaki sembollerin benzerlerinin Eski Türk Hükümdarı Timur’un

armasında, Eski Tibet, Kafkasya ve İskandinavya ziynet eşyalarında ve Bizans ile Roma

kalıntılarında bulunmasıdır. Nikolay Rerih’in de tarih, özellikle Doğu tarihi ve arkeoloji

ile yakından ilgilendiğini bildiğimiz için bu benzerliklerin tesadüfi olmadığı; Nikolay

Konstantinoviç’in bu sembolleri kendine göre yorumladığını söyleyebiliriz. Doğu

halkları yani eski zamanlarda o topraklarda yerleşik Türk kavimleri açısından

bakıldığında tarihçi Wilhelm Barthold’un (1869-1930) da bu konudaki fikirleri Nikolay

Rerih ile benzerlik göstermektedir. Barthold’a göre, bu tarz benzerlikler tesadüfi

sayılmamalı, zira Orta Asya’dan Asya ve Avrupa ülkelerine yayılan Türkler, Orta

Avrupa’dan Büyük Okyanus’a, Kuzey Buz Denizi’nden Tibet yaylasına kadar uzanan

çok geniş topraklarda yaşamışlardı.192 Bu nedenle, örneğin Eski Türkler ve Romalıların

ataları sayılan Etrüsklerin destanlarını ve manilerini süsleyen aynı birçok simgeye

rastlamamız mümkündür. Örneğin Asya kökenli Türklerde Asena olarak adlandırılan ve

“süt emziren dişi kurt” anlamına gelen simgeye, Roma destanlarında Artena ismiyle

rastlanmaktadır. 193 Sonuç olarak tarih halkları ayrıştırmamakta; aksine birleştirici bir

191 Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov, (2001), Zaşçitim İmya i Naslediye Rerihov. Cilt:1. (Birinci Baskı).

Moskva: Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov, 366. 192 Barthold, W. (2008). Tarihte Türk Dünyası. (Çev. M. A.Yalman, T. Andaç, N. Uğurlu). (Birinci Baskı).

İstanbul: Örgün Yayınevi. (Eserin orijinali 1900’de yayımlandı), 73. 193 Boray, F. E. (2011). Bilimleyen Tarih ve Türkler. (Birinci Baskı). İstanbul: Kumsaati Yayın Dağıtım

Ltd.Şti, 23.

Page 130: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

119

unsur olarak var olmaktadır. Dünyanın çeşitli yerlerindeki çeşitli halkların birbirine bu

kadar benzemesi tesadüf sayılamaz.

Nikolay Rerih’in bir başka projesi olan Kültür Ligi’nde (Liga Kul’turı) de Rerih

Paktı ile ortak noktalar bulunabilmektedir. İki projenin de amacı kültür sayesinde barışın

sağlanması, insanların birleşmesi ve bilinçlendirilmesidir.

Özellikle Sefer raporlarının ve bilimsel çalışmaların sınıflandırılması ve işlenmesi

için Rerih’in Hindistan’ın Kulu Vadisi’nde kurduğu “Urusvati” bilim merkezi, misyonun

Doğu felsefesinden esinler taşıyan “sürekli emek, kendini geliştiren insan ve bilinçli bir

çevre yaratımı” amaçlarına hizmet etmiştir. Kurduğu bu enstitüde zooloji, biyoloji,

farmakoloji, tıp gibi alanlarda yaptığı çalışmaların yanı sıra dilbilimsel çalışmalarını da

yürütmüştür. Doğu filolojisi ve dilbilime eğilen Rerih, Kadim Doğu halklarına ait el

yazmalarını ve belgeleri Avrupa dillerini çevrilmiş, unutulmuş ve kullanılmayan

lehçelerinin araştırılmasına önem verilmiştir.

İkinci ve son büyük seferi olan Mançurya Seferi ise 1934-1935 yılları içerisinde

gerçekleşmiştir. Bu sefer ile dönemin yaygınlaşan Panmangolizm düşüncesini

destekleyecek bilgiler ve kanıtlar toplanması amaçlanmıştır. Rusya ve diğer Batı

ülkelerinin kökenlerini Doğu’da (Asya) bulmak, akrabalıklarını araştırmak gibi amaçlar

güdülmüştür. Bu sefer sırasında Nikolay Rerih, felsefi ve bilimsel nitelikteki “Günlük

Sayfaları” kapsamı içinde yer alan 222 deneme kaleme almıştır. Yazılan tüm bu

denemelerde genellikle toplumsal ve sosyal sorunlar işlenmiştir. Daha önce de

bahsettiğimiz toplumsal hayatta etik ve estetik sorunları, toplumsal psikoloji ve onun

doğal-kozmik olaylarla bağlantısı, paranormal olaylar ve bilimsel araştırmalar, bilimsel

yenilikler ve bilim sınırlarının genişlenmesi konuları işlenmiştir. Denemelerinde

Doğu’nun dini ve felsefi mirası ve Asya’nın ruhani kültürüne de önemli yer verilmiştir.

Bilimsel konularda yazılan denemelere örnek olarak modern tıp konularını işleyen

“Çılgınlıklar” (Bezumiya) (1922) verilebilir. Düşünsel “altın oran”a nasıl ulaşabilineceği

ve spor faaliyetlerinin insan vücuduna etkileri konusu 1935 yılında yazılan “Monsaval’t”

(Monsaval’t) denemesinde; düşünce gücü alanında yapılan araştırmaları ise “Düşüncenin

İzleri” (Sledı Mısli) adlı denemesinde işlemektedir. “Cehaletle Mücadele” (Bor’ba s

Nevejestvom) (1936) adlı denemesinde bilim sınırları dışında, daha doğrusu bilimle hala

açıklanamayan konularda araştırma yapan bilim adamlarının uğradıkları hakaret ve

karşılaştıkları haksızlığa “cahillik” adını veren Nikolay Konstantinoviç, cehalet ile

savaşmanın çok zor fakat imkansız olmadığını anlatmaktadır. Bu konuda Nikolay

Rerih’in, Katha Upanishad düşünesiyle benzerlik gösterdiğini görmekteyiz:

Page 131: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

120

“Bilgelik yolu ve bilgisizlik yolu olmak üzere iki yol vardır. Bu yollar ve sonuçları

birbirinden tümüyle farklıdır... Bilgisizliğin ortasında durup kendilerini bilge ve kültürlü

zanneden aptallar, bir körün diğer köre yol göstermeye çalışması gibi amaçsızca bir ileri

bir geri gidip dururlar.”194

“Bilgelik yolunu izleme zorunluluğu şimdiye dek hiç bu kadar acil ama aynı

zamanda da güç olmamıştır. Toplumumuz neredeyse tümüyle egonun güç ve başarı

hayallerine bağımlı durumdadır ve bu hırs ve bilgisizlik, gezegenimizi yıkmaktadır.”195

Ayrıca Nikolay Rerih’in o dönem eserlerine yansıyan Doğu felsefesi esintilerinin

benzerini Buda’nın “Dört Güvencesi” öğretilerinde de görebiliriz:

“Öğretmenin verdiği mesaja güven, onun kişiliğine değil;

Sözcüklere değil, anlamlarına güven;

Geçici olana değil, gerçek anlamlara güven;

Sıradan, yargılayıcı zihnine değil, bilge zihnine güven.”

Bu ve benzeri düşünceleri Nikolay Rerih’in felsefi denemlerinde fazlasıyla yer

almaktadır. Etik ve estetik konularını çarpıcı şekilde yorumladığı deneme ise “Sınırlar”

(Predelı) (1934) adlı denemedir.

“Kadim öğretiler cahilliği boşuna çok büyük bir suç olarak görmemişlerdi. Cahil,

sadece kendine zarar vermekle kalmayıp, cahilliğini tüm atmosfere bulaştırıp, diğer

insanları da yoldan çıkartabilir.”196 (“Недаром в древнейших учениях невежество называется

величайшим преступлением. Ведь невежда не только вредит самому себе, но он совращает и вредит

всему человечеству, он заражает всю атмосферу.”)

sözleriyle, topluma ve geleceğe büyük zararlar verecek bilinçsizce gösterilen tavırların

zamane insanlarına normal gelmesi ve toplumsal etik ve ahlak kurallarını zorlayan

tavırların maalesef ışık hızıyla dünyaya yayıldığından bahsetmiştir.

Ayrıca bu konuyla ilgili Rerih ailesinin hocalarından biri olan Helena Blavatskaya

(1831-1891) tarafından yazılan “The Secret Doctrine” adlı kitaptaki şu sözlerin Nikolay

Rerih’in fikirleriyle benzerlik gösterdiğini söyleyebiliriz: “Cahillik, eğimli yüzeyden hızla

kayarken; hakikat, yükselişini zorlu emeklerle gerçekleştirmektedir.”197

Nikolay Rerih bir başka denemesi olan “Katı Yüreklilik”te (Jestokoserdiye)

(1935), eski zamanlardan gelen toplumsal yanlışların hayatımızı nasıl hapsettiğini, insan

194 Rinpoche, S. (2006). Tibet’in Yaşam ve Ölüm Kitabı. (Çev. E. Baydur ve G. Tokcan). (İkinci Baskı).

İstanbul: Dharma Yayınları, (Eserin orijinali 1992’de yayımlandı), 198. 195 Rinpoche, S., A.g.e., 198. 196 Rerih, N. (2015). A.g.e., 454. 197 Blavatskaya, H. (2014). Taynaya Doktrina. Cilt:1 Kosmogenesis. (Birinci Baskı). Sankt-Peterburg:

İzdatel’stvo Azbuka, 13.

Page 132: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

121

kalplerinin nasıl onlar fark etmeden katılaştığını anlatmıştır. “Kayıtsızlar”

(Ravnoduşnıye) (1939) adlı denemesinde de benzer şekilde insanların, çevrelerindeki

olaylara kayıtsız kalmalarının başlı başına bir facia olduğundan ve kayıtsız kalan

toplumun kötülüklerle savaşamayacağından dem vurmuştur.

Nikolay Rerih aslında bu konularda yazılan birçok denemesinde ahlak ve

maneviyatın önemini vurgulamaktadır. Karanlık, kötülük ve cehaletle olan savaşta

gerçekten manen ve ahlaken güçlü olan insan ayakta kalabilir. İnsan duygu ve

düşüncelerindeki iyilik tohumunun sadece o bir insanı değil tüm toplumu

kurtarabileceğini açıklamaktadır.

Rerih “iyilik tohumuyla” ilgili olarak, toplumsal psikoloji alanında yazılan

denemelerinde toplumun daha aydınlık bir gelecek için ne tür yetenek ve becerileri

kazanması gerektiğini açıklamaktadır. Bu denemelere aşağıdaki örnekler verilebilir:

İnsanların hayatlarında çok önemli rolleri olan dayanıklılık ve dirence dair “Dayanıklılık”

(Stoykost’) (1935) denemesi; tembelliğin yol açabileceği sorunları işleyen ”Erteleme”

(Promedleniye) (1935) adlı deneme; gençeleri kınamadan ve üzmeden, onlara değer

verilmesi ve özgüven kazandırılmasını öğütleyen “Gençler” (Molodej’) (1935) adlı

denemelerdir.

Nikolay Rerih bu dönem icra ettiği denemelerinde, şiirlerinde ve felsefi

masallarında “emek” kavramına oldukça fazla rastlamaktayız. Rerih’in gelecek nesillere

olan çağrılarında, örneklerle süslediği denemelerinde her zaman “emek” terimini

yücelttiğini görebiliriz. “Çocuk Masalı”ndaki baş kahraman bile özgüvenin önemini

vurgulayarak, insanlara hizmet edebilmesi için prensese özgüvenini kazanması

gerektiğini söylemiştir. Sözü geçen özgüven sayesinde, insanlara faydası olabilecek ve

yeni, daha güzel bir dünya için çaba harcayabileceklerdir.

Bu konuda Nikolay Rerih’in fikirleri, XIV. Dalai Lama’nın sözleriyle fazlasıyla

benzerlik göstermektedir:

“Her biriniz büyük bir potansiyele sahip olduğunuzu ve kendinize güvenerek ve

biraz çabayla, eğer isterseniz değişimin gerçekten mümkün olduğunu hissetmelisiniz.

Eğer şimdiki yaşam şeklinizin iyi olmadığını ya da zor olduğunu hissediyorsanız, o

zaman o olumsuz şeylere bakmayın. Olumlu yönü, potansiyeli görün ve bir çaba

gösterin.”198

198 Lama, D. (1995). Şefkatin gücü. (Çev. N. Yener). (1.Baskı). İstanbul: Okyanus Yayıncılık ve Yapımcılık.

(Eserin orijinali 1993’de yayımlandı), 77.

Page 133: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

122

Nikolay Rerih ise bu konuyu onlarca denemesinde dile getirmektedir. Bunlar

arasında “Emek” (Trud) (1935) adlı denemesi örnek verilebilir. Emek harcamak Nikolay

Rerih için çok önemlidr. Rerih’e göre, herkesin dünya dengesinin bozulmaması için

kendisi, ailesi, ülkesi için emek ya da başka deyişiyle çaba harcaması gerekir. Ve bu

emeğin yıpratıcı, bozucu, yok edici, olumsuz bir emek değil; tüm insanlar yararına, doğa

yararına, dünya yararına olması gerekir. Nikolay konstantinoviç bu eserde “İnsanlar

Yararına Emek” (Trud na vseobşçee blago) terimine özellikle dikkat çekmektedir.

Emek ile ilgili Rerih’in fikirlerine benzer bir düşünceye Doğu felsefesinde de yer

verildiğini görmekteyiz. Buna örnek olarak yine Doğu’nun örnek aldığı Dalai

Lama’nın199 şu sözleri verilebilir:

“Eğer insanlığa bir bütün olarak bakarsak, bizler sosyal hayvanlarızdır. Üstelik,

modern ekonomi, eğitim v.b. nin yapısı da dünyanın daha küçük bir yer olduğunu ve

bizim son derece birbirimize bağlı olduğumuzu gösteriyor. Bu koşullar altında, tek

seçeneğin uyum içinde birlikte yaşamak, çalışmak ve tüm insanlığın çıkarını aklımızda

tutmak olduğunu düşünüyorum. Bu, hayatta kalmamız için benimsememiz gereken tek

bakış ve yoldur.”

Nikolay Konstantinoviç, insanlık yararına ve daha iyi bir dünya için bu çaba

gösterilirken şevk ve özgüven kırıcı olaylara ve insanlara aldırmamak gerektiğini

vurgulamaktadır. Bu tür insanları özellikle “Heves kıranlar” (Tuşiteli) (1939) adlı

denemesinde çok iyi analiz etmektedir: “İki tür insan vardır; heves kıranlar ve ilham

vericiler. Bir tane iyi ve hayat dolu bir ilham vericiye karşılık on tane somurtkan heves

kıranı bulunur.”200 (“Все человечество делится на два вида — тушители и вдохновители. На

каждого доброго, жизнерадостного вдохновителя найдется десяток мрачных тушителей.”)

Kendi hayatında da birçok haksızlığa ve ihanete uğrayan Nikolay Rerih’i böyle

bir yorum yapmaya iten nedenler olmalıdır. İlham veren ve çabalarınızı destekleyen çok

az insan bulunur, hevesinizi ve özgüveninizi yıkmaya çalışanlar ise o kadar çoktur ki

onlarla baş etmeniz için özellikle sabır ve özveri gerekir. Rerih özellikle başarılı ve

emektar insanların bu tarz “heves kıranlardan” daha fazla olduğunu belirtmektedir.

Çünkü başarı ve emek, bu tür kıskaçlık ve hasetlik içinde olan insanlar için kabul

edemeyecekleri şeylerdendir. Rerih, birçok bilim ve sanat adına önemli insanın şevkinin

bu insanlardan dolayı kırıldığını belirtmektedir. A. Kuinci, İ. Pavlov ve birçok önemli

insanın, zamanında haksızlığa uğradığını önceki bölümlerde belirtmiştik ve bunun bir

199 XIV Dalai Lama (1935-) – Tenzin Gyatso, 1950'den beri görevde bulunan 14. Dalay Lama'dır. 200 Rerih, N. (2015). A.g.e., 440.

Page 134: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

123

cahiliyet göstergesi olduğunu da eklemiştik. Nikolay Rerih de bu türden saldırılara

uğramış bir insan olarak “Hayat” (Jizn’) (1937) adlı otobiyografik denemesinde çabaları

ne uğruna gösterdiğini anlatmaktadır: “Tüm bunlar kişisel bir tatmin için olmadı, her şey

yararlı bir emek ve inşa içindi.” 201 (“Ведь все происходило не для личного какого-то

удовлетворения, но именно ради полезного труда и строительства.”)

Nikolay Rerih’in emek konusundaki fikir ve düşüncelerini yine “Çocuk

Masalı”ndaki eğitici sözleriyle sonlandıralım:

“Kendine güvensin, ve bu güvenle diğer insanlara mutluluk versin!”202 (“Пусть она

верит в себя и верою этой дает счастье многим!”)

Gençlere nasihat nitelikte olan, ve bu dönem eserlerinde fazlasıyla karşımıza

çıkan konu – mutluluk ve mutlu olmaktır. Özellikle Nikolay Rerih’in yaşamının son

yirmi senesinde uğradığı sayısızca haksızlıklara ve iftiralara karşı hep sebaatle yaklaşmış

ve “Mutlu ol!” hayat sloganıyla tüm kötülük ve haksızlıklara göğüs ermiştir. Bu konuda

XIV. Dalai Lama’nın mesajını örnek olarak vermeye doğru olduğunu düşünmekteyim:

“Hayatımızın gerçek amacının mutluluğu aramak olduğuna inanıyorum. Bu açık.

İster bir dine inanalım ister inanmayalım ya da ister şu dine ister bu dine inanalım,

hepimiz hayatta daha iyi bir şeyi arıyoruz. Bu nedenle, hayatımızın gerçek yönü

mutluluğa doğrudur...”203

Nikolay Rerih, yukarıdaki düşünceleri destekleyecek şekilde son dönem

eserlerinde, insanların iyi bir gelecek ve iyi bir hayat sürmesi, insanlara hizmet

edebilmesi için öncellikle kendisinin mutlu olması gerektiğini düşüncesine

rastlamaktayız. Ancak mutlu olan, mutluluk saçan insanın ışığıyla bu dünya

aydınlanabilir.

Nikolay Rerih, “Mutluluk” (Sçast’e) (1941) adlı denemesinde kavramı tam

anlamıyla anlatmaktadır: “Mutluluk sevinçtir, sevinç ise güzelliktedir.”204 (“Счастье- это

радость, а радость в красоте.”)

“Mutluluk harmoni ve dengede saklıdır.”205 (“Счастье в гармонии и равновесии.”)

Emeğin nasıl “heves kıranlar” diye adlandırdığı düşmanları varsa, mutluluğun

düşmanlarını da Nikolay Rerih şu şekile anlatır: “Mutluluğun çok düşmanı var. Çeşitli

öfkeler, umutsuzluklar, kıskançlıklar, iftiralar, şüpheler, neler neler ortaya çıkıp

201 Rerih, N. (2015). A.g.e., 476. 202 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosovskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 727. 203 Cutler, H. C. (2000). Dalai Lama Mutluluk Sanatı. Yaşam İçin Bir El Kitabı. (1.Baskı). (Çev. G.

Tokcan). İstanbul: Dharma Yayınları, 215. 204 Rerih, N. (2015). A.g.e., 191. 205 Rerih, N. (2015). A.g.e., 193

Page 135: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

124

mutluluğun köklerini kemirir.”206 (“У счастья много врагов. Всякие злобы, уныния, зависти,

клеветы, сомне­ния, мало ли что выползает и грызет корни счастья.”)

Fakat tüm bu düşmanlara karşı insanların, dirençli ve güçlü durmaları için, aynı

denemesinde şunları söylemektedir: “Mutluluk, korkuyu yener. (...)Cesaret, mutluluğun

kalkanıdır.”207 (“ В счастье искореняется страх. (...) Мужество есть щит счастья.”)

Rerih, döneme damga vuran bir “Mutlu ol!” denemesinde208 de insanların her

zaman kendilerini mutlu hissetmeleri gerektiği ve hayattan zevk almalarını

savunmaktadır. Zevk almanın tek yolu ise mutlu olmak ve mutluluğu başkalarıyla

paylaşmaktır. “Düşman engellerini aşmakta mutluluk yardım eder. Düşman saldırılarının

üstesinden gelmenin en iyi yolu olmakla birlikte hayranlık duygusuna yaklaştıran da

mutluluktur.” 209 (“Именно радость помогает перешагнуть через препоны вражеские. Радость

является одним из лучших условий преодоления вражеских нападений. Уже нечего говорить, что

радость всегда будет ближайшим путем к восхищению.”)

Doğu felsefesine bakıldığında, özellikle “Budizm’de, tam bir dayumadan ya da

mutluluğa ulaşmak için dört etkenden bahsedilir: bolluk, dünyasal tatmin, ruhsallık ve

aydınlanma. Bunlar birlikte, kişinin mutluluk arayışının tamamını kucaklarlar.” 210

Nikolay Rerih’in de neredeyse her felsefi denemesinde ruhsallık ve aydınlanmanın

öneminden bahsettiğini görmekteyiz.

Nikolay Rerih’in o dönem eserlerinde vurguladığı bir başka nokta ise, mutluluğun

maddi değerlerle değil manevi olanlarla ölçülmesidir. Maddi değerlerinin hayatımızı

sürdürmeye, iyileştirmeye ve güzelleştirmeye yetmeyeceğini belirten Rerih insanlığın bu

tarz şeylerden uzaklaşması gerektiğini vurgulamaktadır.

Benzer düşünceye XIV. Dalai Lama’nın sözlerinde de rastlanmaktadır:

“Mutluluğu zenginlik, statü ve hatta bedensel sağlık gibi dışsal kaynaklarda

aramak yerine zihinsel tutumumuz üzerinde çalışmamızın mutluluğa ulaşmak için nasıl

daha etkili olduğunu gördük.”211

Nikolay Rerih ise bu sözleri şu şekilde yorumlamaktadır: “Mutlu olmayı

öğrenmek, yalnızca iyi ve güzeli görmektir.” 212 (“Учиться радости, учиться видеть лишь

бодрое и красивое!”)

206 Rerih, N. (2015). A.g.e., 194. 207 Rerih, N. (2015). A.g.e., 193. 208 Rerih, N. (2014). A.g.e., 522. 209 Rerih, N. (2015). A.g.e., 210. 210 Cutler, H. C., A.g.e., 32. 211 Cutler, H. C., A.g.e., 238. 212 Rerih, N. (2015). A.g.e., 439.

Page 136: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

125

Sonuç olarak Nikolay Rerih’in eserlerindeki ana fikirleri bir arada dikkate

aldığımızda şöyle bir çıkarımda bulunabiliriz: Mutluluğa giden yolda, tüm iyi ve hayırlı

başlangıçlardaki gibi çeşitli engeller ve sıkıntılar çıkabilir. Fakat bu sıkıntıları aşmanın ve

aynı yolda ilerlemenin gerektiğini Nikolay Rerih onlarca makalesinde dile getirmektedir.

Böylece daha iyi bir dünya ve gelecek için Nikolay Rerih’in denemesine verdiği isimle

bitirmeliyiz “Mutlu Ol!”.

Bu dönemdeki edebi eserlerinde yoğun olarak Doğu felsefesi düşüncelerine ve

nasihatlerine rastlamaktayız. Doğu bilgelerinin söylemleriyle insanları hayatın hızlı

akışından kurtararak düşünmeye sevk eden “Etki” (Deystviye) (1922) adlı deneme; Doğu

felsefesinde önemli yer tutan sabır kavramının işlendiği ”Bu da geçer” (İ eto proydyot)

(1935) adlı deneme; Batı’nın Doğu’dan devşirdiği birçok şeyin anlatıldığı ve Batı

kültürünün denizcilik, tarım, avcılık, yemek, bilim, hayvancılık gibi çeşitli alanlarda

Doğu kültüründen nasıl esinlendiğinin açıklandığı “Doğu’nun Armağanları” (Darı

Vostoka) (1935) adlı deneme bu konuda örnek gösterilebilir. “Batı gerçekten pek çok

değerli şeyi Doğu sayesinde kavramıştır. Hem dini ve felsefi hem de bunlar dışındaki

birçok değerin oluşmasında Doğu’nun, Asya’nın hakkının verilmesi gerekiyor.”213 (“Запад

действительно многое самое ценное воспринял от Восто­ка. И религия, и философия и многие

другие ценнейшие нахожде­ния по справедливости должны быть отнесены именно к Востоку, к

Азии.”)

1930-1940 yılları arasında Nikolay Rerih genellikle deneme, şiir ve masal

türlerinde eserler vermiştir. Daha çok sorgulayıcı fikirleri ve yorumlarını temel alan bu

eserlerden, Nikolay Rerih’in aslında ne kadar zor zamanlar geçirdiğini görebiliriz.

Amerika ve Rusya hükümetleri arasında oluşan gerilim, seferin iptaline yol açan sorunlar,

Nikolay Rerih’in Amerika’da kurduğu tüm kurumların kapatılması, Rerih ailesine yapılan

ağır ithamlar, seneler süren mahkemeler gibi olumsuzluklar, Nikolay Konstndinoviç’i dış

dünyadan neredeyse izole halde yaşamaya itmiştir. 1940 yılında yazdığı “Gelecek”

(Buduşçee) adlı denemesinde kendisi bu durumu şu şekilde özetlemektedir:“Geçmiş

hayatının izleri nasıl da yok oluyor, çok tuhaf. Öyle bir yok oluyorlar ki, sanki hiç

olmamışlar gibi.”214 (“Удивительно, как бесследно проваливаются многие подробности прошлой

жизни. Исчезают так начисто, словно бы никогда их и не было.”)

Bu dönemi Rerih’in hayatının en sakin ve huzurlu dönemi olarak adlandırmamız

mümkün görünmektedir. Nikolay Rerih bu dönem özellikle huzur, barış, aydınlık

gelecek, kötülüklerden arınmış yeni ve daha güzel bir dünyanın yaratılması konularını

213 Rerih, N. (2015). A.g.e., 620. 214 Marianis, A., A.g.e., 586.

Page 137: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

126

işlemiştir. Felsefi ve eğitici nitelik taşıyan bu denemelerine örnek olarak “Geleceğe

Açılan Kapı” (Vrata v Buduşçee) (1936), “Yıkılmaz” (Neruşimoye) (1936) gibi eserleri

örnek verilebilir. Bu dönemde felsefi denemeleri haricinde eskilere dair günlük yazılarını

düzenlemiş, otobiyografik denemelerini de yazmaya başlamıştır. Bu otobiyografik

denemeler, çocukluk yıllarından başlayarak, Üniversite dönemi ve Rusya dönemi gibi

hayatının birçok dönemini kapsamaktadır. Bu dönemde edebiyata fazlasıyla önem veren

Nikolay Konstantinoviç, “Benim Hayatım” (Moya Jizn’” adlı derlemesine yaklaşık

750’ye yakın otobiyografik ve felsefi deneme yazmıştır.

Nikolay Konstantinoviç’in bilim felsefesi konulu denemeleri ise paha

biçilmezdir ve halen güncelliğini korumaktadır. Modern bilimin yaratmaya çalıştığı

dünya resminin nesnelliği sorunu ve onunla bağlantılı olarak bilimin örneklem sorunu,

açıklamaya gayret ettiği konularındandır. Bilimin dar sınırları içerisinde halen

açıklanamayan olay ve nesnelerin varoluşundan bahseder. Önsezi, telekinezi gibi

kavramların bilimsel olarak açıklanamayacakları gibi reddedilmeye mahküm olduklarını

da belirtir. Nikolay Rerih bu dönemdeki edebi eserlerinde tam bu noktaya değinerek,

fenomen insanların bazı olağanüstü yeteneklerinden bahseder; ses dalgalarını duyabilen,

kalın maddelerin arkasını görebilen, karşısındakinin düşüncelerini okuyabilen insanlar.

Nikolay Konstantinoviç, Hindistan’da bu türden olaylara sıkça rastladığını “Altay-

Himalai” (1929) adlı eserinde şu şekilde dile getirecektir: “Batılıların “Hindistan’daki

mucizeleri gördünüz mü?” sorusuna, “‘mucize’leri görmedik, fakat psişik enerjinin

aldığı farklı şekiller ile karşılaştık” cevabını veririz.”215 (“А как же с чудесами в Индии?" -

спросят приятели Запада. Скажем, "чудес" не видели, но всякие проявления психической энергии

встречали.”)

Bu sözler ile Nikolay Rerih, olağanüstü olayların sırf bilimle açıklanamadığı için

“mucize” olarak adlandırılmasına karşı çıktığını ve bu tür yeteneklere her insanın

çalıştıkça ulaşabileceğini vurgulamaktadır. Bahsi geçen kitapta Nikolay Rerih düşünce

gücünün kuvveti ve o güçle neler yapılabilmekte olduğunu net bir şekilde

açıklamaktadır.“Düşünce gücüyle uzak mesafelerde bile emir verilebilir. Farklı

biçimlerle hipnoz da yapılabilir. (...) Medeni Avrupa insanına olağanüstü gelen şeyler,

kültürlü bir Hindu’ya, daha doğrusu Asyalı insana gayet normal gelmektedir.” 216

(“Передача волевого приказа на расстоянии - существует. Внушение в любой форме - существует и

в очень сложных сочетаниях. (...) И то, что для цивилизованного европейца необычайно, то самое

для культурного индуса или, вернее, азиата будет самым материально обыденным.”)

215 Rerih, N. (2015). Altai-Gimalai. (Birinci Baskı). Sankt-Peterburg: Amfora, 24. 216 Rerih, N. (2015). Altai-Gimalai. (Birinci Baskı). Sankt-Peterburg: Amfora, 24.

Page 138: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

127

Ayrıca Nikolay Rerih “Agni-Yoga” adlı eserinde de bu konuya değinmektedir.

Avrupalı insanların düşünce gücünün potansiyelini yanlış anladıkları ve daha tam

tanımadıklarını belitmekle kalmayıp, yüzyıllarca oluşturdukları bilim kanunlarının

sınırlarını da oldukça zorlayacağından bahsetmektedir.217

Nikolay Rerih’in düşüncelerini sekreteri yazar V. A. Şibaev (1898-1975) kendi

eserinde şu sözlerle dile getirmektedir: “Himalayalar’da, Batılılar bu konular üzerinde

genellikle çalışmadıkları ve ilerleme kaydetmedikleri için olağaüstü olarak nitelendirilen

çok olay gördük.”218 (“В Гималаях мы видели многое из того, что на Западе кажется необычным

зачастую просто потому, что в Европе этим не занимались и потому ничего не достигли в этих

областях.”)

Bu tür örneklerin gerçek olduğundan ve var olmaya devam edeceğinden bahseden

Rerih bir süre sonra bazı çevrelerde “gizemci-mistik” olarak adlandırılmaya başlamıştır.

Yıllar sonra Rerih “Mistisizm” (Mistisizm) (t.b.d.) adlı denemesinde bu sözcüğü

kullanmak istemediğini ve böyle olaylara uzak kaldığını belirtmektedir: “Çokça bunu

söylemek zorunda kaldım - belirsiz olan “mistisizm” sözcüğünden aslında

sakınıyorum.” 219 (“Много раз мне приходилось говорить, что я вообще опасаюсь этого

неопределенного слова – мистицизм”).

Kendini gizemci olarak kabul etmeyen Nikolay Rerih bu çeşit olayların

varoluşuna inandığı için, bir grup cahilin kendisine bu sıfatı takmasına karşı çıkıyordu.

Rerih bu konudaki olayların mistik olaylarla ilgili olmadıklarını; birer “bilimsel

fenomen” olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylemektedir.

“Parapsikoloji” (Parapsihologiya) (1938) adlı denemesinde şöyle der:

“Karanlık Ortaçağ Döneminde parapsikoloji ile ilgili araştırmalar büyük

ihtimalle araştırmacıların engizisyon, işkence ya da araştırmaların onların yakılmasıyla

sonlanırdı. Modern “engizisyoncular” şimdi de araştırmacıları büyücülük veya delilikle

suçlamaya hazırlar. Hatırlatayım, merhum dostumuz profesör Behterev düşünce

konusunda yaptığı araştırmalarından sonra sadece işinden kovulmamış; onun sinirsel bir

hastalığa yakalandığı hakkındaki dedikodular da toplumun karanlık köşelerinde

dolaşmaya başlamıştı.”220

(“Во времена темного средневековья, наверное, всякие исследования в области

парапсихологии кончались бы инквизицией, пытками и костром. Современные нам "инквизиторы"

не прочь и сейчас обвинить ученых-исследователей или в колдовстве, или в сумасшествии. Мы

217 Rerih, N. (2015). Agni-Yoga. (Birinci Baskı). Sankt-Peterburg: İzdatel’stvo Azbuka, 176-177. 218 Marianis, A., A.g.e., 458. 219 Rerih, N. (2015). A.g.e., 585. 220 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokroviçşa. Filosovskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 280.

Page 139: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

128

помним, как наш покойный друг профессор Бехтерев за свои исследования в области изучения

мысли не только подвергался служебным гонениям, но и в закоулках общественного мнения не раз

раздавались шептания о нервной болезни самого исследователя.”)

Nikolay Rerih, parapsikoloji alanındaki çalışmaların yetersizliğini her fırsatta dile

getirmiştir. Bu konu hakkında önce E. P. Blavatskaya, sonra da Nikolay ve Elena Rerih

teosofi bilimi çerçevesinde bu alandaki fenomenleri “The Secret Doctrine” (1988)

kitabının Rusça’ya çevirisi ve “Agni-Yoga” (1920) adlı eserlerinde açıklamaya

çalışmışlardır. Tüm bilimsel fenomenlerin aslında psişik bir enerjiye bağlı olduğunu ve

kendini geliştirmek ile her insanın bu tür yeteneklere sahip olabileceğini

savunmaktadırlar. 1930-1940 yılları arasında Nikolay Rerih’in eserlerinde özellikle bu tür

konulara bolca yer vermiştir. Yukarıda bahsedilen denemelere ek olarak “Olağanüstü”

(Osobennoye) (t.b.d.) ve “Öbür Dünyaya Ait” (Potustoronneye) (1935) gibi denemeleri

de örnek olarak gösterilebilir.

Rerih birçok felsefi konuyu 1935 yılında çıkan “Yaşam Dalgaları” (Volnı

Jizni) adlı eserinde işlemiştir. Kitapta yer alan denemelerinde Nikolay Rerih zamanın

sıkıntıları ve savaşlarının sebebini manevi boşluk ya da maneviyatsızlıkta bulmaktadır.

Eserde bu sorunları aşmak için çözüm yollarının da belirtilmesi Rerih’in bu konudaki

çalışmalarını eşsiz hale getirmektedir.

Nikolay Rerih’in “kültür” ve “medeniyet” konusundaki açıklamaları da dikkate

değerdir. Kendince bu iki kavramı sınıflandıran Rerih; “kültürün” manevi hazine

olduğunu, “medeniyetin” ise sadece maddesel yararlara dayandığını savunmuştur.

Nikolay Rerih için medeniyetin maddeselliğini kültürün maneviyatından daha yüksek bir

yere yerleştiren halkların mutlu bir hayatı yakalaması çok zordur. Bu sözlerden

medeniyet değil, kültür diye haykırmamız, ve maddeye değil maneviyata önem vermemiz

gerektiği kanısına varmaktayız.

Bu dönem eserlerinde yer alan bir başka önemli konu - vatan sevgisidir. Nikolay

Konstantinoviç özellikle İkinci Dünya Savaşı ile birlikte zor zamanlar geçiren vatanı için

birlik ve beraberlik çağrısında bulunmuş, gelecek nesillere nasihat mahiyetinde deneme

ve mektuplar yazmış, radyo konuşmaları yapmıştır. Bu konuda “Savunma” (Oborona)

(1936) adlı denemesi bunun en iyi örneğidir. “Vatanınızı Sevin” (Lyubite Rodinu)

(1944), “Rusluk” (Russkost’) (1940), “Dokunmayın!” (Ne Zamay!) (1940), “Güçlü

Rusya” (Moguça Rus’) (1941) adlı denemelerinde bu konular yoğun bir şekilde

işlenmiştir.

Page 140: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

129

Örneğin, “Rusluk’” adlı denemesinde Rus halkının gücünden bahsedilmektedir.

Eski zamanlardan bu güne bütün Rus kahramanlarının vatanları için yaptıklarının

unutulmayacağını belirterek, Rusya’nın yeni kahraman neslinin yetişeceğini haber

vermektedir.

“Dokunmayın!” adlı denemesinde ise Rus halkının maruz kaldığı haksızlıkları ve

karalamaları anlatarak, Rus halkının neler çektiğinden ve ne tür zorluklardan geçtiğinden

bahsetmektedir.

Bu ve benzeri konulara Nikolay Rerih’in edebi eserlerinde sıkça

rastlayabilmekteyiz. Hatırlatmakta fayda görülecektir ki Rerih’in edebi eserleri bu tür

temalarla sınırlı kalmamış, çalışmamıza başlıca öne çıkan temalar dahil edilmiştir.

Page 141: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

130

Page 142: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

131

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KÜLTÜREL MİRASI KORUMA BAĞLAMINDA RERİH PAKT’I

“Kültür, güzellik ve bilgide saklıdır”221

( “Культура покоится на Красоте и Знании”)

Nikolay Rerih’in edebi eserleri, masalları, bilimsel ve sanatsal konulu

denemelerinin hepsinin bir ortak özelliği vardır: “İyi” bir gelecek inşa etmek ve bu amaca

hizmet etmek. Nikolay Rerih bu konudaki görüşlerini sadece edebi ve sanatsal eserlerinde

değil tüm varlığı ile kanıtlamıştır. Bu aydınlık gelecek ise Nikolay Rerih’e göre ancak

kültür ve bilim ışığında gerçekleşebilir. Yeni nesillerin geleceği, kültür ve bilime

verdikleri değerle ölçülür. Modern dünyada bilime, daha doğrusu bilim dünyasına katkı

sağlayan bilimsel araştırmalara verilen hem maddi hem manevi destek bir nebze yeterli

sayılabilir. Fakat kültür ve sanat konusunda bu destek yüzyıllarca asgari miktarda

varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Nikolay Rerih’in bu konudaki memnuniyetsizliği ve

çağrıları ürettiği neredeyse her eserde hissedilmektedir. Özellikle genç nesillerin iyi bir

gelecek kurmaları için birçok denemesinde çağrıda bulunmuştur. Örneğin, “Kültür için

Çağrı” (Zov o Kulture) (1930) adlı denemesinde şu satırlara rastlamaktayız:

“Yaşayan ve düşünen her insan, aydınlık bir gelecek için sorumluluğunu

anlamaktadır.” 222 (“Каждый живущий и мыслящий понимает также и ответственность свою

перед сложением светлого будущего.”)

Yukarıdaki satırlarından anlaşılacağı üzere aydınlık geleceğin kurulması için

Nikolay Rerih’in tek bir şartı vardır; bilinçli insanların olması. Ona göre hayatını bencilce

sürdürmek yerine, o hayatı gerçek anlamda yaşayan insanların omuzlarında bu geleceği

kurmak gerekmektedir. Herkes bu aydınlık hayattaki sorumluluğunu anlayarak, bu

sorumluluğu yerine getirmek için gereken çabayı gösterirse gelecek nesiller uygar bir

yaşama kavuşabilir.

“Doğru Yol” (Pravil’nıy Put’) (1931) adlı bir başka denemesinde ise, Nikolay

Rerih insanların bilinçlenmesi adına şu satırları yazmıştır:

221Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov, (2001). Zaşçitim İmya i Naslediye Rerihov. (Birinci Baskı), Moskva:

Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov, 366. 222 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosovskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo,

198.

Page 143: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

132

“Tek başına zenginlik kültürü vermez. Fakat düşüncenin genişleyerek incelik

kazanması ve güzellik duygusu, kültürlü insana ayırt edici o inceliğini, o ruh asaletini

verir. İşte o insan, ülkesi için parlak bir gelecek inşa edebilir. O insan kutsal

sorumluluğun ve durmaksızın yapılan bu inşanın mükemmelliğinin farkındadır."223

(“Богатство само по себе ещё не даёт Культуры. Но расширение и утончение мышления и

чувство Красоты дают ту утончённость, то благородство духа, которым и отличается культурный

человек. Именно он может строить светлое будущее своей страны.)

Bu satırlar yanlış yönde ilerleyen ulusları durdurmak ve onlara doğru yolu

göstermeyi amacı taşımaktadır. Yukarıda bilimin kültüre göre daha hızlı ilerlemekte ve

daha fazla teşvik edilmekte olduğundan bahsedilmişti. Her ülke kendi statüsünü

yükseltmek, diğer ülkelere daha gelişmiş ve güçlü olduğunu göstermek için sayısız

bilimsel araştırmaya ve deneyler yapmaya koyulmuştur. Yapay zeka ve robotlar, gen

endüstrisi, sanal gerçekler, yeni hastalıklar ve toplu imha silahları söz konusu icatlardan

sadece birkaçıdır. Bu konuda yapılan çalışmalar küçümsenemez, hatta bu dünyadaki

varoluşumuz büyük olasılıkla bu icatlara bağlıdır. Ancak ilerlemek ve aydınlık bir

gelecek kurmak yalnızca bilimsel gelişmeler ile sağlanamaz. Nikolay Rerih’e göre kültür

gibi bilim de “barışçıl” olmalı ve insaniyete faydalı olma amacını taşımalıdır, işte bilim o

zaman bilim olacaktır. Modern dünya artık barışı desteklemeli ve insanlara var oluş

dersleri değil, hayatı yaşamanın derslerini vermelidir. Kısır döngüye kapılıp giden

insanlara “Dur” denmeli ve doğru olan yol gösterilmelidir. İnsanoğlu gelecek karşısında

kendi sorumluluğunun farkına varmalı ve çaba harcamalıdır. Nikolay Rerih “Asya’nın

Kalbi” (1929) adlı kitabında şu satırları yazmıştır: “Gerek özgün ifadelerde gerek ruhsal

karışıklıklarda olsun insan kalbi, tüm sanatsal buluşların esasında yatan kültür için

atmalı. Doğru yönde düşünme - zafer yolunda ilerlemektir.”224 (“Пусть в своеобразных

выражениях, пусть в смятениях духа, но пусть бьется сердце человеческое во имя Культуры, в

которой сольются все творческие нахождения. Мыслить по правильному направлению — значит

уже двигаться по пути к победе.”)

Bu satırlardan da anlaşılacağı üzere zafere ulaşmanın tek bileşeni insandır ve her

insan biraz çaba gösterir, emek harcarsa bu, aydınlık gelecek için, güzel bir dünya için

inanılmaz büyük bir adım olacaktır. Bahsi geçen konu hakkında, Doğu bilgeleri arasında

bir söylenti vardır ve bu söylentiye göre, her yüzyılda Dünya’yı aydınlığa kavuşturacak

olan bir mesihin geldiği bilinmektedir. Fakat Doğu bilgeleri, gönderilen bunca mesihe

223 İnternet: “Nikolay Rerih”. Web: www.icr.su/rus/family/nkr/biograph/03.php adresinden 8 Mart 2016’da

alınmıştır. 224 Barenboym, P., Zaharov, A., (2010). Pakt Reriha v XXI Veke. Moskva: Letniy Sad, 27.

Page 144: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

133

rağmen, hiçbir girişimin başarıyla sonuçlanmadığı düşüncesindedirler. Nikolay Rerih ise,

bu konuda biraz farklı bir bakış açısı sergilemektedir ve bir kutsal misyon sahibi varlığı

beklemek yerine, insanların o misyonu kendilerine yüklemelerinin daha doğru olacağını

düşünmektedir. Her insanın bu misyonun sorumluluğunun farkında olması kurtuluşa

giden yolu oluşturacaktır. Nikolay Rerih, “Dünya ve Kültür” (Mir i Kul’tura) (1931) adlı

denemesinde düşüncelerini Ulu Gotama225’nın sözleriyle pekiştirmektedir:“Ulu Gotama

Barış ve Kültür için çeşitli öğütler verirdi. Barış - usanmadan yapılan yaratmadır. Kültür

de sonsuz öğrenme ve muhteşem sürecin esaslarıyla hayatı iyileştirmektir.”226 (“Великий

Готама многообразно заповедовал о Мире и Культуре. Мир означает неутомимое созидание.

Культура является вечным познаванием и улучшением жизни основами славного прогресса.”)

Nikolay Rerih, Ulu Gotama’nın bu sözlerini destekleyecek şekilde kültürü

maneviyat, bilim, sanat ve bilgi sayesinde insanlığın ulaşabileceği zirve olarak

nitelendirmiştir. Bu tanımda yer alan kültür terimiyle Rerih’in medeniyeti anlattığı iddia

edilmiş olsa da Nikolay Konstantinoviç “kültür” ve “medeniyet” terimlerine açıklık

getirmek amacıyla bir ayrım yapmıştır: kültür insanların ruhani gelişiminin sonucuysa,

medeniyet maddi olan gelişimidir. Başka bir deyişle, kültür insanın manevi gelişimi ve iç

dünyasıyla ilgiliyse, medeniyet bu gelişimin sadece dışavurumudur.227 Rerih, bu konuda

çok önemli bir iddia ortaya atarak bahsedilen iki kavram arasındaki anlatım boşluklarının,

insanların ikisini de bir olarak görmesine neden olduğunu ve bu sebeple insanların

manevi yönlerinin göz ardı edildiğini düşünmektedir.

Nikolay Rerih’e göre kültürel değerlerin korunması konusu da, kültürel gelişim

kadar önemli bir konudur. Çünkü gelişme, geçmiş olmadan var olamaz. Ve geleceğimiz

için, tarihimizi, geçmişimizi korumalıyız. Tam da bu noktada Rerih Paktı veya başka bir

deyişiyle “Kültür Paktı”ndan bahsedebiliriz. Zira bu Anlaşma’nın ana konusu kültürdür

ve Anlaşma kültürel değerlerin korunmasına hizmet için imzalanmıştır. Anlaşma ile

kültürel değerleri ve kültürü uğrayabilecekleri hunharca saldırılardan korumak, tarihin

insanların gözleri önünde yok olmasının engellenmesi amaçlanmıştır.“Rerih Paktı’nı

Nikolay Rerih’in kültürel değerlerin korunması, yeniden doğması (Rönesans) ve

gelişmesini öncelikli görev ve amaç sayan ideal estetik devlet yapılandırmasının ilk adımı

olarak düşünebiliriz.”228 (“Пакт Рериха является первым шагом практического воплощения в

225 Gotama, Buda MÖ 563- MÖ 483 yılları arasında Hindistan’da yaşayan ruhani öğretmen ve Budizm’in

kurucusudur. 226 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosovskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 206. 227 Rerih, N. (2015). Duhovnıe Sokrovişça. Filosovskie Oçerki i Esse. (Birinci Baskı). Moskva: Eksmo, 206. 228 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 18.

Page 145: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

134

жизнь его эстетической концепции правового государства — государства, основанного на примате

развития и охраны культуры по отношению к другим сферам государственной деятельности.”)

Bu bağlamda Pakt’ın amacının daha iyi anlaşılması için Nikolay Rerih’in ideal

devlet yapısına da değinilmesi gerekmektedir.

Nikolay Rerih’e göre ideal devlet şu şekilde olmalıdır:

“Devlet, Kültür’ü koruyan ve geliştiren, kendi ve başkalarının kültürel değerlerini

koruyan bir araç olmalıdır; barışçıl yaşamı destekleyen ve savaşlardan kendini sakınan,

günümüzün en iyi kültürel gelenekleri üzerine yeni geleceğin medeniyetini kuran, böylece

amaçlarına ulaşmak için ekonomik sınırlarını maksimum derecede zorlayarak iyi bir

yatırım yapan işbu devlet “yeniden inşa” amaçlarına öncelik veren, Aydınlanma

devletidir.”229

(“Государство как инструмент сохранения и развития Культуры и защиты своих и чужих

культурных ценностей, поддерживающее мирное существование и избегающее войн, строящее

новую цивилизацию будущего на базе лучших культурных традиций современности, а значит,

тратящее на эти цели максимально возможные в рамках экономической реальности финансовые

ресурсы — это государство Возрождения, приоритетом которого является осуществление

“возродительных” идей.”)

Nikolay Rerih’e göre ideal devlet kurulması için öncellikle ahlaki yönden güçlü

bir lidere sahip olunması gerekmektedir. Bu liderin devletin bakanı olarak temel amacı,

ahlaki olarak düzgün, yıkıcı bir tarafı olmayan bir topluluk yaratmaktır. Bu topluluk

ancak ona iyi alışkanlıklar verirsen ve aşılarsan ortaya çıkabilir. İyi alışkanlıklardan kasıt

insanların ahlaki yönünün güçlenmesi ve manevi değerlerin önem kazanmasıdır. Bu

konuda gençlere verilen eğitim ve terbiyenin rolü çok büyüktür. Nikolay Rerih’e göre

ideal devlet yapısının en büyük görevi yeni nesillerin gerekli bir şekilde yetişmesi ve yeni

bir medeniyetin akılcı oluşumu olacak, tüm bunlar da eğitim ve kültürün gelişimine ve

desteklenmesine verilen değerle ortaya çıkacaktır.230

Bu konuda belirtilmesi gereken önemli nokta, bahsi geçen ahlaki düzeyin dinsel

veya kültürel faktörlerden etkilenmemesi gerektiğidir. Nikolay Konstantinoviç bu ahlaki

düzeyin oluşumunda hiçbir din, ırk vb. gibi ayırt edici faktörlerin bu durumu

etkilememesi gerektiğini savunmaktaydı. Böylece halklar, milletler, kabileler arasında

farklılık gözetmeksizin, “kültürel sentez” kavramını geliştirmiştir. Nikolay Rerih’in

“Kültür Sentezi” kavramı, tüm kültürlerin aynı kökene sahip olduğunu ve aslında belirsiz

229 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 28. 230 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 27.

Page 146: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

135

farklar dışında tamamen birbirinden farksız olduğunu belirtmiştir. Nikolay Rerih bu

sentezin din ve çeşitli inanışlar için geçerlilik taşıdığını belirtmiştir.

Nikolay Rerih’in kültür esaslarına dayanan ideal devlet yapısına benzer

düşüncelerini birçok felsefeci ve yazarda görmemiz mümkündür. Bunlardan biri İsviçre

asıllı sanat ve kültür tarihçisi Yakov Burkhard’tır (1818-1897). “The Civilization of the

Renaissance in Italy” (1860) adlı kitabında Burkhard XIV-XV. yüzyıllar arasında İtalyan

Devlet sisteminin eksikliklerini ve olumlu yönlerini anlatmıştı. 231 Kitapta temel olarak,

yükseliş dönemlerinde hükümdarların özellikle bilim ve sanata aşırı önem verdiklerini ve

onları desteklediklerini belirtmektedir. Bilimsel ve teknolojik başarılara verilen önemin

onların dış ülkelere karşı hem statülerini hem de değerlerini arttırdığını düşünmekteydi.

Bu düşünce ise bilim ve kültürün hükümet tarafından korunması ve desteklenmesine yol

açarken, Rönesans gibi kaçınılmaz bir mutlu sona, yani zirveye ulaştırmıştır. Rönesans

devri sanat, edebiyat, felsefe ve bilimin tarif edilemez yükselişinin simgesidir. Nikolay

Rerih’te bu düşünceye hizmet olarak kendince bir “Rönesans”ı ve aydınlık bir devleti

kurmaya çalışmıştır. Sanat ve bilime her anlamda destek veren bir devlet yapısı, ona göre

büyük ölçüde toplumsal algıyı da değiştirerek daha umutlu ve aydınlık bir gelecek için

vazgeçilmez bir adımdır.

Benzer bir yaklaşımı ünlü Rus düşünürü N. A. Berdyayev’in (1874-1948)

eserlerinde de görebiliriz:

“Devletler kadiri mutlak bir güce sahip olma yolunda ilerlemektedirler; daha

totaliter olmaya başlıyorlar ve bu sadece totaliter rejimlerde değil; devlet iktidar

konusunda hiçbir sınırı kabul etmiyor ve insanı sadece bir araç olarak görüyor. Zaman

akışı korkunç bir şekilde hızlanıyor ve bu hıza insan yetişemiyor. Hiçbir anın değeri

kalmıyor, o an sadece başka bir anı yaşamak için bir araç. İnsandan olağanüstü bir

faaliyet bekleniyor ve bu faaliyette insan kendine gelemiyor. Fakat bu hızlı dakikalar,

insanı pasif yönde etkilemektedirler. İnsan toplumsal sürecin dışında kalan bir aracı

haline gelmiş ve üretim sürecinin bir fonksiyonunu yerine getirmekle

görevlendirilmiştir… Bu ise insanın, doğasından uzaklaşmasına ve yok oluşuna sebebiyet

verebilir.”232

(“Государство делается всемогущим, все более тоталитарным, и не только в тоталитарных

режимах, оно не хочет признавать никаких границ своей власти и рассматривает человека лишь как

свое средство и орудие... Происходит страшное ускорение времени, быстрота, за которой человек не

231 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 19-20. 232 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 20.

Page 147: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

136

может угнаться. Ни одно мгновение не самоценно, оно есть лишь средство для последующего

мгновения. От человека требуется невероятная активность, от которой он не может опомниться. Но

эти активные минуты делают человека пассивным. Он становится средством вне человеческого

процесса, он лишь функция производственного процесса... Это есть отчуждение человеческой

природы и разрушение человека.”)

Totaliter dünyada hükümetin artan yetkisi, devlet düzeninde insanın amaç değil

araç olarak görülmesini de beraberinde getirmiştir. Devlet Anayasası ve kanunları, insan

hayatını sadece sınırlandırmayı değil, ona yön vermeyi de amaçlamaktadır. Bu konuda

Kant’ın düşüncesine dikkat çekmek gerekir: “Bir devletin anayasası vatandaşlarının

ahlak düzeyine dayanmakta, bu düzey ise iyi bir anayasaya dayanmaktadır.” 233

(“Конституция государства в конечном счете базируется на морали его граждан, которая, в свою

очередь, основывается на хорошей конституции.”)

Nikolay Rerih’in, yasalara olan bakış açısı şu şekildedir: “Barış - devlet

yasalarıyla sağlanamaz. Gerçek bir barış, halklar savaşın getirdiği yıkımın gereksiz

olduğunu anladığı zaman ancak sağlanır.” 234 (“Мир не может быть установлен

правительственными декретами. Реальный мир будет гарантирован только тогда, когда народы

осознают бесполезность вражды взаимного уничтожения.”)

Tam da bu yüzden, Nikolay Konstantinoviç Rerih devletin yasalarından farklı

olarak, zorlama ile değil insanların bakış açılarını güzelleştirmeyi ve geliştirmeyi

amaçlayan bir Anlaşma ortaya koydu. Bu Anlaşma’nın hayata geçmesi ile kültür adına ne

kadar büyük bir adım atıldığı şüphesiz ortadadır. Barış algısını aşılamak, insanları yıkma

heveslerinden kurtarmak ve benzeri amaçlara hizmet etmek için tasarlanan bu Anlaşma,

zamanında gerekli ilgiyi göremediyse de insanlığa ve gelecek nesillere çok önemli bir

hizmet olmuştur.

3.1. Rerih Paktı’nın Doğuşu

1897 senesinde, daha önce de bahsedildiği üzere Nikolay Rerih Arkeoloji

Topluluğu ile birlikte yoğun bir şekilde Rusya’nın Kadim şehirlerine arkeolojik gezi ve

kazılar gerçekleştirmiştir. Özellikle, Novgorod, Smolensk ve Rostov gibi tarihi açıdan

önemli şehirlerde yaptığı geziler sırasında, eski tarihi eserlerin ne kadar vahim bir

durumda olduğunu görmüştür. Bu durumun zamanın getirdiği tahribattan değil, doğrudan

insanların elinden gerçekleşmesi Nikolay Rerih’i derinden etkilemiştir. Bu dönemden

233 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 21. 234 İnternet: (2010). “Pakt Reriha Kak Etap Vnedreniya v Jizn’ Estetiçeskoy Kontseptsii Pravovogo

Gosudarstva Nikolaya Reriha”. Web: http://www.philosophicalclub.ru/content/docs/k1/k1.html adresinden 4

Ocak 2017’de alınmıştır.

Page 148: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

137

başlayarak, onlarca deneme ve resminde, ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlara

yaptığı konuşmalarında bu konuyu hep gündeme getirmiş ve bu duruma bir önlem

alınması gerektiğini vurgulamıştır. 1915 yılında Çar II. Nikolay’ye mektup dahi yazarak

durumun ehemmiyetini ifade etmiştir. Ancak bunca çaba ve emeğe karşın Nikolay Rerih

hiçbir sonuç alamamıştı. Kendisine ne resmi kurumlardan ne de toplumdan asgari bir

destek çıkmamıştı. Son olarak, dünyayı saran devrimlerin ve özellikle Rus-Japon

Savaşı’nın (1904-1905) daha fazla tarihin ve tarihi eserlerin yok olmasına müsaade etmek

istemeyen Nikolay Rerih, özel ve bu konuda ilk olacak bir Antlaşma oluşturmaya karar

vermiştir. Bu anlaşmaya göre, tarihi ve kültürel açıdan önem taşıyan yapıtların hem

olağan durumlarda hem de savaş, doğal afetler gibi olağandışı durumlarda da korunması

gerektiğini vurgulamıştır. Nikolay Rerih bu Anlaşma’nın uluslararası düzeyde kabul

göreceğini ve imzalanacağını düşünmekteydi. Böylece, tarihi ve kültürel yapıtlara saygı

ve onları koruma yaklaşımı sadece ulusal değil, uluslararası düzeyde de sağlanacaktı.

Nikolay Rerih Pakt metninin yanı sıra, tarihi eserlerin uğradığı zarardan da

denemelerinde yoğun şekilde bahsetmektedir. Bu konuda en çarpıcı örnek, 1911 yılında

kaleme aldığı “Sessiz Katliamlar” adlı denemesidir. Bu denemenin en büyük özelliği,

Rerih Paktı’nın amacını, yani kültürel mirasın korunmasının gerekliliğini vurgulamasıdır.

Adı geçen denemesinde, kültürel miras üzerinde savaş sırasında meydana gelebilecek

tahribattan önce, ülke içinde mirası koruma anlamında toplumsal algının oluşumunun

önemini vurgulamaktadır. Savaşlar ve devrimlerin yıkım gücünü de asla küçümsemeyen

Nikolay Rerih, denemesinin adı olan “sessiz katliamların” gücünün savaştan çok daha

yıkıcı olduğunu belirtmektedir. Sessizce ve savaşlardan çok daha sinsice gerçekleşen bu

katliamların kapsamına hükümetler tarafından neredeyse hiç önemsenmeyen restorasyon,

yenileme vb. çalışmaları eklemektedir. Zira bu tür işlemlerin profesyonel destek

alınmadan yapılması savaştan farksız bir yıkıma neden olmaktadır. “Kim o muhteşem

antik dokusunu, saçma katliamlardan koruyacak? Ne kadar üzücü bir durumdur bu

kadimliğin ölmesi. Fakat daha da kötüsü bu kadim güzelliğin bozulması, sahteleşmesi ve

taklit edilmesidir... Bu, dünyadaki en korkunç suçtur ve fazlasıyla cezayı hak

etmektedir.”235 (“Кто же защитит прекрасную древность от безумных погромов? Печально, когда

умирает старина. Но ещё страшнее, когда старина остается обезображенной, фальшивой,

поддельной… Это страшнее всего и больше всего подлежит наказанию.”)

Nikolay Rerih’in bu cümlelerinden, savaşın yıkıcı gücünün yanı sıra, ülkelerin

barış ve olağan durumlarındaki “sessiz katliamların” ne olduğunu anlamaktayız. Savaş

235 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 37.

Page 149: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

138

yapıtları yok eder ve bozar, ama tarihe zarar vermez. Başka bir deyişle maddi zarar verir,

manevi değerleri yok etmez. Fakat “sessiz katliamlar” ise tam tersi olduğu için çok daha

korkutucudur. Çünkü bu katliamlar, sadece manevi değerleri yok eder ve Nikolay

Rerih’in sözleriyle kadim güzelliğin “bozulmasına, sahteleşmesine ve taklit edilmesine”

neden olur. Böylece yüzyıllar sonra gelecek nesiller gerçek tarihi yapıtlar üzerinde değil,

“taklit ve sahte” kopyalar üzerinde tarihi yazmaya devam eder. Tam da bu noktada

Nikolay Rerih’in bahsettiği yüzyılların tarihi yok olur gider. Aynı denemesinde yer alan

başka satırlar, bu konuyu özetler niteliktedir:

“Bir zamanlar mühim olan her şey, halkın gerçek zenginliğini ve ilkelerini

oluşturan her şey fark edilmeden yok oluyor. Yangının sesi ve getirdiği sancıdansa fark

edilmeden gerçekleşen ve ardından insanların yaşarken kazandığı her şeyi götüren sessiz

katliamların sesi çok daha korkunçtur. Geride ise sadece ölü cesetler kalıyor. (…) Halk

kafa karışıklığı yaşıyor, nerede gerçek ve nerede ölü kaynakların olduğunu anlayamıyor.

Biz üstün konulardan bahsederken, gençlerimizi ölü harfler üzerinde eğitiyoruz.”236

(“Незаметно погромляется все то, что было когда-то нужно, все то, что составляло

действительное богатство и устои народа. Погром страшен не только в шуме и свисте резни и

пожаров, но еще хуже погром тихий, проходящий незаметно, уносящий за собою все то, чем люди

жили. Позади остаются мертвые скелеты. (...) И вводится в заблуждение народ, и не может отличить

он, где источники живые и где мертвящие. Толкуя о высоких материях, мы учим молодежь по

мертвым буквам..”)

İşte tarihin sahteleşmemesi tam da bu konuda çok önemlidir, gelecek nesillere

gerçek geçmişlerini vermeliyiz. Çünkü önceki bölümlerden hatırlarsak Nikolay Rerih’e

göre, geçmişi olmayan bir halkın geleceği de olamaz.237 Geleceği kurmanın ilk adımı ise,

toplumsal bilinci değiştirmekte yatmaktadır. Bu konuda Nikolay Rerih’in şu sözleri

aklımıza gelmektedir: “Kültürel miras halen daha hırsızlık, bombardıman, vandalizm ve

diğer yıkımlara maruz kalmaktadır.” 238 (“Культурное достояние человечества продолжает

быть объектом грабежа, бомбардировок, вандализма и других разрушений.”)

Nikolay Rerih, bu sözleriyle aslında tüm yıkımlara karşı, öncelikle insanlarda

bunların önüne geçmelerine yönelik barışçıl bir toplumsal algının yaratılması

gerektiğinden bahsetmektedir. Formül çok açıktır. Yıkımları gerçekleştiren insanın

düşüncesini, hayata bakış açısını değiştirir ve onu topluma faydalı bir birey olarak

yetiştirirsek, tüm bu yıkımları önleyebiliriz. İşte Nikolay Rerih bu konudaki en büyük

236 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 38.

238 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 11.

Page 150: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

139

adımı Pakt metninin oluşturulması ile atmıştır. Zira Pakt’ın temel amacı, halkların

kültürel mirasını, geçmişteki kültürünü ve tarihini bilinçli ve bilinçsiz yıkımlardan, savaş,

devrimler ve cahiliyetten korumaktır. Gelecek nesilleri bilgisiz, kültürsüz ve geleneksel

terbiyeden mahrum bırakmamaktır. Özetle bu Anlaşmanın bilimsel, kültürel, eğitimsel ve

manevi amaçları olduğunu söylemek mümkün görünmektedir.

1928 senesinde Nikolay Rerih ciddiyetini ve bu konularda artık herhangi bir

ertelemenin ülkelere ve uluslara büyük zararlar vereceğini her fırsatta belirtmekteydi. Ve

bu yıkımların verdiği zararın uluslararası düzeye taşınarak tartışılması gerektiğini

vurgulamaktaydı. Nikolay Rerih bu dönemde yoğun bir şekilde Pakt metninin oluşuyla

ilgili çalışmalara başlamıştır. Nikolay Rerih bu konuda en büyük desteği 1928 yılında

Paris Üniversitesi’nde Uluslararası Hukuk dalında öğretim görevlisi olan hukukçu

Georgiy Şklyaver (1897-1970) tarafından görmüştür. Şklyaver, diğer bölüm arkadaşları

ile birlikte Pakt’ın hukuksal çerçevesini oluşturmuş ve Avrupa’nın birçok kurumuna

taslağını göndermiştir. Büyük bir hevesle bu işe atılan Şklyaver, yıllar sonra nedenini ve

en önemlisi bu Pakt’ın üstünlüğünü şu şekilde açıklamıştır:“Sanat ve Bilim değerlerinin

korunması fikri yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Grosius ve Vattel de bu konu hakkında

düşüncelerini beyan etmişlerdir. Fakat bu fikirleri hayata geçiren hukukçu, ulu düşünür

ve yenilikçi-ressam Nikolay Rerih olmuştur.”239 (“Идея создания плана для международной

защиты искусства и науки насчитывает несколько столетий. Гроциус и Ваттел говорили об этом. Но

воплотил ее в жизнь юрист, великий мыслитель и художник-новатор Николай Рерих.”)

Pakt’ın hukuksal çerçevesinin oluşturulmasıyla birlikte, Nikolay Rerih yoğun bir

çalışma temposuna girmiştir. 1929-1930 yılları arasında Pakt’ın yaygınlaşması ve halka

tanıtılması için 5 adet uluslararası komite kurulmuştur. Bu komiteler Fransa, Belçika,

Hindistan’da birer ve Amerika’da ise iki komite olmak üzere faaliyete geçmişlerdir.

Birçok uluslararası kurum ve kuruluşta sunumlar yapılmış ve uluslararası kongrelerde

konuşmalar düzenlenmiştir. Sonuç olarak 17-18 Kasım 1933 senesinde 30’dan fazla

ülkenin katıldığı Washington’da gerçekleşen 3. Uluslararası Rerih Paktı Kongresi’ndeki

oylamada Antlaşma kabul edilmiştir. Rerih Paktı, 15 Nisan 1935 yılında ise Amerika

Birleşik Devletileri’nin 32.Başkanı Franklin Roosevelt (1882-1945)’in katılımıyla Beyaz

Saray’da gerçekleşen görkemli bir törenle Amerika başta olmak üzere 20 Latin Amerika

ülkesi tarafından resmi olarak kabul edilmiştir. Hatta Amerika Cumhurbaşkanı Franklin

Roosevelt’in Pakt’ı imzalama konuşmasında şu sözleri kayda geçmiştir:

239 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 18.

Page 151: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

140

“Bu Pakt, dünya halkları tarafından kendisine sıkı bir şekilde uyulduğu takdirde,

modern uygarlığın korunması gibi önemli bir hayat prensibinin gerçekleşmesine olanak

sunmaktadır. Bu Anlaşma, sözcüklerle ifade edilenden daha derin manevi değere

sahiptir.”240

(“В строгом соблюдении народами мира этого Пакта мы видим возможность широкого

осуществления одного из жизненных принципов — сохранение современной цивилизации. Этот

договор заключает в себе духовное значение гораздо более глубокое, нежели выражено в самом

тексте.”)

3.2. Rerih Paktı’nın Önemi

Nikolay Rerih özellikle XX. yüzyılın başında meydana gelen ve tüm dünya

halklarını etkileyen savaş ve devrimleri gördükten sonra, halkın tarihi ve kültürel mirasa

ilişkin korumacı bir düşünceye hazır olmadığını ve acil bir şekilde halkın düşüncesini

değiştirebilecek ve olumsuzluklara sınırlama getirebilecek bir tasarı hazırlamaya

başlamıştır. Bu tasarıya göre ülkelerin kültürel mirası hem savaş halinde hem de barışta

koruma altına alınmalıydı. Bu tasarının önemli bir noktası da tasarının kabulünden sonra

her ülkenin kendi mevzuatında kültürel mirasın korunması konusundaki eksiklerini ve

boşluklarını tamamlamaya mecbur olmalarıydı. Yani koruma ilkeleri sadece Rerih Paktı

ile sınırlı kalmayacaktı, ülkelerinin kendi mevzuatlarına da etki edecekti. Rerih Paktı’nın

feshi veya iptali durumunda, korumaya dair maddelerin ülkenin iç mevzuatta oluşu, bu

durumu belki uluslararası değil ancak ulusal düzeyde çözmeye devam etmiş olacaktı.

Nikolay Rerih bu koruma hareketinin sadece başlangıç noktası olduğunu her fırsatta

belirtmiş olup, silahlı çatışmaların oluşturacağı tehditlerin bir nebze de olsa azalacağını,

ilerleyen zamanda da bu düşüncenin toplumsal düzeyde iyice oturmasıyla birlikte

tamamen yok olacağını düşünmektedir.241

Nikolay Rerih Anlaşması’nın bu konuda ilk olduğunu zaten belirtmiştik. Nikolay

Rerih silahlı çatışma halinin, kültürel mirası ve halkların hem gelecek hem de geçmişini

yok ettiğini belirtmeseydi Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın (Lahey Sözleşmesi) temeli

hiç atılmamış olabilirdi. Nikolay Rerih’in bu Pakt ile yakaladığı başarıyı anlayabilmemiz

adına, bu iki Anlaşma arasında yapılan önemli bir istatistiğe bakmakta fayda

görülmektedir:

240 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 13. 241 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 14.

Page 152: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

141

Rerih Paktı 1935 yılında 21 ülke tarafından imzalanmıştır. Bu sayı o zaman

dünyadaki ülkelerin yüzde 25’ini teşkil etmekteydi.

UNESCO’nun Anlaşması ise 1954 yılında 123 ülke tarafından imzalanmıştır. Bu

sayı dünya ülkelerinin yüzde 60’nı teşkil etmekteydi.

Bu bağlamda, UNESCO Anlaşması’ndan neredeyse 20 yıl önce Nikolay Rerih’in

ulaştığı başarının göz ardı edilmemesi gerektiğinin bir kanıtıdır. Hem imzalandıkları

zamanları hem de UNESCO Anlaşması’nın dünyada birçok ülkeyi kapsayan ve yetki

sözüne sahip olan Birleşmiş Milletler çatısı altında gerçekleştiğini; Rerih Paktı’nın ise

Amerika’daki Rerih Müzesi’nin desteği ve çabaları ile yürürlüğe girdiğini düşünürsek, bu

Pakt’ın ne kadar büyük bir adım olduğu tekrar kanıtlanmış olacaktır.

Ayrıca bu konuda belirtmeden geçemeyeceğimiz önemli bir nokta da Rerih

Paktı’nın maddelerinin, kısaca UNESCO Sözleşmesi olarak bilinen 14 Mayıs 1954

yılında Hollanda’nın Lahey kentinde imzalanan “Silahlı Çatışma Halinde Kültürel

Varlığın Korunması Sözleşmesi”nin esasını oluşturmuş olmasıdır.242

Burada Nikolay Rerih’in kendi Anlaşması’yla ne kadar önemli bir hareketi ve

toplumsal algıyı oluşturmuş olduğunun farkına varmalıyız. Rerih Paktı her ne kadar

unutulmuş veya hiç bilinmemiş olsa da, şu anda Dünya’nın büyük kısmında geçerli olan

UNESCO Sözleşmesi kapsamında uygulanmaya devam etmektedir. Bu nedenle, Rerih

Paktı’yla ya da UNESCO Sözleşmesi’yle olsun, Nikolay Rerih’in amaçlarına ulaştığını

görmekteyiz; kültürel miras korunmakta, korumacı toplumsal algı yavaşça oluşturulmaya

devam etmektedir.

“Pakt insanların yıkım tutkularına pratik sınırlar çizmektedir.”243 New Yort’taki

Rerih Müzesi’nin müdürü olan Daniil Entin Rerih Paktı hakkında böyle söylemiştir.

Rerih Paktı’nın asıl amacı zaten bu tutkuları önlemek ve bu yıkımı durdurmaktır. Çünkü

“geçmişi olmayan bir ulusun geleceği de olamaz”. Bu düşünce Pakt’ta olduğu gibi

Nikolay Rerih’in yüzlerce deneme ve konuşmasının da ana fikri olmuştur. Geçmiş

zaman, tarih, gelenek ve görenekler, kültür; ancak bu bileşenler tamamlandığında gelecek

olabilir ve insaniyet ebedi güzel hayata ulaşabilir. Bu konu ile ilgili Zebur’da dahi şu

sözler yer almaktadır:

242 İnternet: UNESCO Lahey Sözleşmesi, http://www.kumid.net/euproject/admin/userfiles/dokumanlar/K-

Lahey-Sozlesmesi-UNESCO,-1954.pdf adresinden 20 Şubat 2017’de alınmıştır. 243 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 11.

Page 153: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

142

“Geçmiş kuşaklar anımsanmıyor. Gelecek kuşaklar da kendilerinden sonra

gelenlerce anımsanmayacak.”244

Konuyla ilgili ünlü tarihçi Murat Adji’nin “Kaybolan Millet” adlı eserinde de

geçmiş ile ilgili aşağıdaki satırlar yer almaktadır: “Miskin, zavallı ve öz benliğini

kaybetmiş insanlar önünde durdukları atalardan kalma büyük evin enkazını göremiyor,

eski sıcaklığını hissetmiyorlar.”245

Nikolay Rerih ise bu serzenişi kendine has tavırla şu şekilde dile getirmektedir:

“Savaş barışçıl zamanların yerine geçiyor, yıkım da inşanın yerine geçiyor -

insanlık tarihinin çürütemediği bu gerçekler hiçbir zaman bitmeyecektir. Kültürel alanda

bu savaş ve yıkımlar, tarihi hafızayı öyle bir temizliyorlar ki iyi olan yok oluyor, geride

kalan az bir şeyle de bilim insanları asırlarca kafayı patlatıp, onlara bir anlam

kazandırmaya ve onların şifrelerini çözmeye çalışıyorlar.”246

(“Война сменяет мирные годы, строительство сменяется разрушением — эти ветхозаветные

мудрости никогда не были опровергнуты известной нам историей человечества. В области

культуры эти войны и разрушения стирают историческую культурную память так, что лучшее не

сохраняется, а над немногими уцелевшими произведениями по прошествии многого времени

специалисты веками ломают голову, пытаясь восстановить, объяснить их смысл или расшифровать

содержание.”)

Yıkımın kısır döngüsünü birçok felsefi akım çözmeye çalışsa da, sonuçlar

ortadadır. Nikolay Rerih de bu sorunu çözmek için elinden geleni yapmıştır diyebiliriz. O

kendince etik ve estetik kuramlara dayanan ideal bir devlet modeli oluşturmaya kadar işi

vardırmıştır. Hiçbir şiddet, korku ve öfkenin olmadığı bir devlet modeliydi onunki. Buna

ilk bölümde de söz ettiğimiz “Şambala” ütopyasının hayata geçirilmiş hali de denilebilir.

Sadece iyilik ve güzellikle beslenen bu ülkede sanat ve kültürün engellenemez gelişimi

ve korunması söz konusuydu. “Nikolay Rerih’in düşüncesine göre, kültür ve sanatın

kendi kendine, hiç bir müdahale olmadan gelişimi bile siyasi, dini ve milletlerarası

anlaşmazlıkları çözebilir ve hem ulus içindeki hem de uluslararası düzeydeki şiddeti

azaltabilir.”247 (“При этом он полагал, что развитие культуры и искусства само по себе приведет к

оздоровлению жизни государства и общества, снизит уровень политического, религиозного и

межнационального противостояния (часто одностороннего), а как следствие снизит уровень

насилия как внутри государств, так и в межгосударственных отношениях.”)

244 (2011) Kutsal Kitap. İstanbul: Yeni Yaşam Yayınları, 694. 245 Adji, M., (2001). Kaybolan Millet. (Çev. Z. B. Özer) (Birinci Baskı). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi

Yayınları. (Eserin orijinali 1994’te yayımlandı.), XXXIII. 246 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 13. 247 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 14.

Page 154: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

143

İşte bu amaca giden yolda en büyük adımı Rerih Paktı olmuştur. Yukarıdaki

alıntıdan bu Anlaşmanın ne kadar kutsal bir misyona hizmet ettiğini tekrar anlamış

olmaktayız.

3.3. Rerih Paktı Metni

ANLAŞMA

Yüksek Akit Taraflar, 16 Aralık 1933’te Montevideo’da gerçekleşen 7.

Uluslararası Amerikan Devletleri Konsferansı temsilcileri tarafından onaylanan ve

Amerika’daki Rerih Müzesi’nin girişimi üzerine sunulan Rerih Paktı’nın hükümlerine

resmi bir nitelik kazandırmak amacıyla, henüz kabul edilmemiş taraflarca imzalanması

ön görülmüştür. Pakt’ın uluslararası kabule yönlendirilen ve herkes tarafından bilinen bu

bayrağı, hem kamu hem de özel mülkiyet altında olan tüm tarihi miras olan anıtların

karşılaşabildiği tehditler karşısında onları koruma altına almak, silahlı çatışma ve barış

zamanlarında, kültürel değerlere saygı ve koruma sağlamak amacıyla bu Anlaşma’nın -

aşağıdaki maddelerinin kabulüne karar verilmiştir.

(ДОГОВОР

Высокие Договаривающиеся Стороны, в стремлении придать официальную форму

положениям Резолюции, одобренной 16 декабря 1933 г. всеми государствами, представленными на

Седьмой международной конференции американских государств в Монтевидео, которая

рекомендовала «Правительствам американских государств, которые еще не подписали Пакт

Рериха», инициатором которого выступил Музей Рериха в Соединенных Штатах, присоединиться к

этому Пакту, направленному на всемирное признание флага, рисунок которого уже хорошо

известен, в целях обеспечения охраны, в случае угрозы, всех памятников, составляющих культурное

наследие народов и находящихся как в государственной, так и в частной собственности, приняли

решение заключить соответствующий договор в целях обеспечения уважения и охраны культурных

ценностей в военное и в мирное время и договорились о нижеследующем:)

Madde I

Tarihsel anıtlar, müzeler, bilimsel, sanatsal, eğitsel ve kültürel kurumlar tarafsız

sayılmalı; silahlı çatışma ve barış durumlarında devletler tarafından onlara saygı

duyulmalı ve korunmalıdırlar.

Page 155: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

144

Aynı saygı ve koruma ilkeleri yukarıda belirtilen kurumların personeli için de

geçerlidir.

Aynı saygı ve koruma ilkeleri, tarihi anıtlar, müzeler, bilimsel, sanatsal, eğitim ve

kültür kurumları için hem silahlı çatışma hem de barış zamanlarında geçerlidir.

(Статья I

Исторические памятники, музеи, научные, художественные, образовательные и культурные

учреждения считаются нейтральными и как таковые пользуются уважением и покровительством

воюющих сторон.

Таким же уважением и покровительством пользуются сотрудники вышеназванных

учреждений.

Такое же уважение и покровительство распространяется на исторические памятники, музеи,

научные, художественные, образовательные и культурные учреждения как во время войны, так и в

мирное время.)

Madde II

Madde I’ de zikredilen anıt ve kurumlara dair tarafsızlık, saygı ve koruma ilkeleri,

Anlaşmayı imzalayan ve sonradan eklenen ülkeler tarafından egemen nesne olarak

sayılmalı ve belirtilen anıt ve kurumların ulusal mensubiyetine bakılmaksızın, İlgili

Hükümetler saygı ve koruma ilkelerine riayet edilmesi adına kendi İç Mevzuatları’nda

gerekli tedbirleri almayı da kabul etmektedirler.

(Статья II

Нейтралитет, покровительство и уважение, которые должны быть предоставлены

памятникам и учреждениям, упомянутым в предыдущей статье, признаются на всех территориях

как объекты суверенитета каждого из подписавшихся и присоединившихся государств, независимо

от государственной принадлежности указанных памятников и учреждений. Соответствующие

правительства согласны предпринять необходимые меры в области внутреннего законодательства

своих стран для обеспечения такого покровительства и уважения.)

Madde III

Madde I' de zikredilen anıtları ve kurumları tanımlama amaçlı olarak bu

Anlaşma’nın ekinde bulunan modele uygun olarak, ayırt edici bir bayrak (beyaz zemin

üzerinde kırmızı çember içinde üç kırmızı daire) kullanılabilir.

Page 156: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

145

(Статья III

Для обозначения памятников и учреждений, указанных в статье I, может быть использован

отличительный флаг (красная окружность с тремя кругами в середине на белом фоне) в

соответствии с образцом, прилагаемым к настоящему договору.)

Madde IV

İşbu Anlaşmayı imzalamış ve buna katılmış Yüksek Akit Tarafların hükümetleri,

imzalamalarıyla aynı anda, Pan Amerikan Birliği Antlaşması kapsamında sağlanan

korumanın uygulanmasının öngörüldüğü anıtlar ve kurumların listesini göndermelidirler.

Anlaşma’yı imzalamış ve buna katılmış ülkelerin hükümetleri bildirimleri ile, Pan

Amerikan Birliği Anlaşması’nın söz konusu maddesinde belirtilen ve koruma altına

alınmış anıt ve kurumlarının listesini gönderecektir, ayrıca bu listede meydana gelecek

herhangi bir değişiklik konusunda diğer Yüksek Akit Tarafların hükümetlerini haberdar

edeceklerdir.

(Статья IV

Правительства государств, подписавших настоящий договор и присоединившихся к нему,

одновременно с подписанием договора или присоединения к нему, направляют в Пан-

Американский союз перечень памятников и учреждений, на которые желательно распространить

покровительство, предусмотренное настоящим договором.

При уведомлении правительств о подписавшихся и присоединившихся сторонах Пан-

Американский союз направляет им перечень памятников и учреждений, упомянутых в данной

статье, а также информирует другие правительства о любых изменениях в указанном перечне.)

Madde V

Madde I' de belirtilen anıtlar ve kurumlar, askeri amaçlar için kullanılmaları

halinde bu Anlaşmada öngörülen ayrıcalıklardan faydalanamazlar.

(Статья V

Памятники и учреждения, указанные в статье I, перестают пользоваться привилегиями,

предусмотренными в настоящем договоре, в случае их использования в военных целях.)

Page 157: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

146

Madde VI

İşbu Anlaşma’nın kabulü sırasında imza atmamış Yüksek Akit Tarafları, herhangi

bir zamanda Anlaşma’yı imzalayabilirler ya da Anlaşma’ya katılabilirler.

(Статья VI

Государства, не подписавшие настоящий договор в момент его открытия для подписания,

могут в любое время подписать его или присоединиться к нему.)

Madde VII

Katılım, tasdik ve fesih belgeleri, bu Anlaşmayı imzalamış veya Anlaşmaya

katılmış Yüksek Akit Taraflara belgelerle ilgili bildirim yapan Pan-Amerikan Birliği’nde

saklanmaktadır.

(Статья VII

Документы по присоединению, а также по ратификации или денонсации настоящего

договора хранятся в Пан-Американском союзе, который уведомляет об их получении другие

государства, подписавшие настоящий договор или присоединившиеся к нему.)

Madde VIII

İşbu Anlaşma’yı imzalayan veya Anlaşma’yı kabul eden Yüksek Akit

Taraflarından her biri, herhangi bir zamanda Anlaşma’yı feshedebilir; fesih işlemi,

Anlaşma’yı imzalamış veya katılmış ülkelere durumun bildirilmesinden üç ay sonra

yürürlüğe girer.

BU DOĞRULTUDA, Anlaşma’yı imzalayan Yetkili temsilciler, koşulsuz

yetkilerini ibraz ettikten sonra, bu Anlaşma’yı hükümetleri adına imzalamış ve imzaların

karşısındaki tarihlere mühürlerini basmışlardır.

(Статья VIII

Настоящий договор может быть денонсирован в любое время любым из государств,

подписавших или присоединившихся к нему, при этом денонсация вступает в силу через три месяца

после уведомления о ней других государств, подписавших настоящий договор или

присоединившихся к нему.

В ПОДТВЕРЖДЕНИЕ ЧЕГО нижеподписавшиеся Полномочные представители, предъявив

свои должным образом оформленные безоговорочные полномочия, подписали настоящий договор

Page 158: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

147

от имени своих правительств и скрепили его своими печатями в даты, указанные против их

подписей.)

3.4. Barış Bayrağı

Barış Bayrağı (Znamya Mira) - 15 Nisan 1935 yılında Washington’da imzalanan

Rerih Paktı’nın (Pakt Reriha) resmi simgesi ve bayrağıdır.

Nikolay Rerih, Rerih Paktı’na tabi olan ve korunmasına karar verilen tarihi

yapıtların ayırt edilebilmesi için, özel bir bayrak geliştirmeye karar vermiştir. Yoğun

çalışmalar sonrasında bayrak, paktın ana fikrini destekleyecek şekilde resmedilmiştir.

Bayrağın zemin rengi olarak barışı, tazeliği ve temizliği simgeleyen beyaz renk

seçilmiştir. Bu konuda Nikolay Rerih manevi temizliğe yani ruh ve vicdanın temizliğine

atıfta bulunmaktadır. Bayrak, ortasında büyük bir çember ve onun içinde üç adet daireden

ibarettir. Genel ve yaygın fikri beyan etmek gerekirse birçok kaynakta çember -

sonsuzluğu, içindeki daireler ise geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanı simgelemektedir.

Demek istenen kanımızca şöyle özetlenebilir; tüm zamanlara saygı duyup sahip çıkarsak

insanı ebediyete götürebiliriz ve insan ruhunu zirveye ulaştırabiliriz. Bu semboller için

kırmızı rengin seçilmesi de tesadüf değildir. Kırmızı renk, olası tehlikelere dikkat çekmek

ve farkındalık yaratmak için kullanılmıştır. Bazı kaynaklarda ve özellikle de Letonyalı

insan ilişkileri uzmanı Anita Stasulane (1962-) tarafından “Dynamics of intra-group

relations: symbols used by the theosophical groups in Eastern Europe”248 adlı makalede

bu bayrak Kültür’ün çemberi içinde Din, Sanat ve Bilim olarak ifade edilmiştir.

Barış Bayrağı’nda resmedilen sembolün benzerleri, eski Türk-Moğol Hükümdarı

Timur’un (1336-1405) armasında, eski Tibet, Kafkasya ve İskandinavya ziynet

eşyalarında ve Bizans ve Roma kalıntılarında da görülebilmektedir. Rerih Paktı’nın

imzalanma toplantısında bu bayrağın önemi ve anlamı şu şekilde belirtmiştir:“Bu

Bayrağın çok eskilere dayanan kökleri vardır ve dünyanın her ucunda bu sembolü

görebilirsiniz; evrimin her aşamasında var olan bu sembol, herhangi bir mezhep, inanç

yahut gelenek dahilinde sınırlandırılamaz.”249 (“Имеет огромную древность и встречается во

всем мире, потому не может быть ограничен какой-либо сектой, религией или традицией, ибо он

представляет эволюцию сознания во всех её фазах.”)

248 Stasulane A., Priede J. (2007, Ekim). “Dynamics of İntra-group Relations: Symbols Used by the

Theosophical Groups in Eastern Europe. Culture, Subculture, Counterculture”. International Conference,

Galaţi : Editura EUROPLUS. 249 Kornienko, A., (2010). Znamenitıye Lüdi Planetı. Tamerlan. (Birinci Baskı). Harkov: Folio, 109.

Page 159: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

148

“Cennet Tapınağı’nda 250 da Barış Bayrağı’nın sembolü vardı. Timurlenk’in

damgası da bu işareti kapsamaktadır. Üç hazineyi simgeleyen bu sembol Doğu’nun

birçok ülkesinde bilinmektedir. Tibet hanımlarının taktığı büyük broşlarda da bu sembolü

görebiliriz. Aynı broşlara Kafkas ve İskandinav bölgelerinde bulunan tarihi bulgularda

da rastlanılabilir. İspanya Azizleri ile Strasbourg’daki Madonna ikonunda da aynı

sembol bulunmaktadır. Aziz Sergey ve Aziz Nikolay’ın da ikonlarında bu sembol vardır.

Memling’in251 ünlü resimlerinden biri olan “İsa ve ilahi söyleyen melekler” resminde

İsa’nın göğsünde bulunan büyük broşta de aynı sembol mevcuttur. Bizans ve Roma'nın

kutsal imgelerine bakarken, tüm dünyadaki kutsal işaretlerin de sembolde birleştiğini

görmekteyiz.”252

(“В Храме Неба тоже оказался знак Знамени. Тамга Тамерлана состоит из того же знака.

Знак трех сокровищ широко известен по многим странам Востока. На груди тибетки можно видеть

большую фибулу, представляющую собою знак. Такие же фибулы видим мы и в кавказских

находках, и в Скандинавии. Страсбургская мадонна имеет знак этот так же, как и святые Испании.

На иконах Преподобного Сергия и Чудотворца Николая тот же знак. На груди Христа, на

знаменитой картине Мемлинга, знак запечатлен в виде большой нагрудной фибулы. Когда

перебираем священные изображения Византии, Рима, тот же знак связывает Священные Образы по

всему миру.”)

Nikolay Rerih tarafından yapılan bu sembol seçiminin tesadüfi olmadığını, hatta

çok anlamlı bir hareket olduğunu görmekteyiz. Çünkü kültürel varlıkları koruyacak olan

bu işaretin kendisi de yüzyıllarca dünyanın her tarafında kendi varlığını koruyabilmiş ve

bu zamanlara kadar gelebilmiştir. Nikolay Rerih’e göre, bu işaretin tarihe tamamen

yansıtılmamış anlamları ve yönleri hala vardır. Hatta Rerih bu sembolün geçmişinin o

kadar eski olduğunu düşünüyordu ki, ilk insan çizimlerinden gelmiş olabileceğini bile

belirtmişti.253

Nikolay Rerih, Pakt hareketini eserlerinde ve mektuplarında Kızıl Haç

faaliyetlerine benzetmiştir. Kızıl Haç nasıl insanların hayatlarını kurtarıyorsa ve

hayatlarını korumaya çalışıyorsa; Rerih Paktı aynı şeyi kültürel yapıtlar için yapmayı

amaçlamaktadır. 1931 yılında Belçika’nın Bruges kentinde gerçekleşen konferansta

Nikolay Rerih’in mektubundan okunan şu sözler dikkat çekmiştir:

250 Cennet Tapınağı - Çin Halk Cumhuriyeti'nin başkenti Pekin'in merkezinde yer alan Ortaçağ'dan kalma

dini yapılar kompleksidir. 251 Memling, Hans (1430-1494) - İlk Dönem Flaman Resmi ressamlarındandır. 252 Marianis, A., A.g.e., 421. 253İnternet: “Znamya Mira v Mirovoy Kul’ture”. Web: http://lebendige-ethik.net/index.php/stati/125-znamya-

mira-v-mirovoj-kulture adresinden 11 Ocak 2017’de alınmıştır.

Page 160: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

149

“Eğer Kızıl Haç bayrağı her zaman tam bir koruma sağlamasa da, insanlardaki

sevgisi duygusunu büyük ölçüde etkilemiştir. Kültürel mirası korunma amaçlı geliştirilen

bizim Barış Bayrağımız da bu nadide anıtların tam korumasını sağlayamasa da, en

azından insan emeği olan bu hazineye duymamız gereken sorumluluğu ve göstermemiz

gereken özeni hatırlatmaktadır. Bu bayrak bilincimize yeni bir uyaran getirmiş olacak;

kültür uyaranı. İnsan evriminin yarattığı her şeye saygı duyulması gerektiğine dair bir

uyarı.”254

1930 yılından sonra Rerih Paktı’nı ve Barış Bayrağı’nı tanıtma ve yayma

amacıyla dünyanın dört bir tarafında çeşitli komiteler kuruldu ve kongreler düzenlendi.

Barış Bayrağı altında düzenlenen bu kongre ve komitelerin amacı kültürel değerlerin

korunması olduğu için bu kurumlar, yaptıkları çalışmaları da Barış Bayrağı’nın himayesi

altına almak istemişlerdir. Bunlar arasında: "Uluslararası Rerih Paktı ve Barış Bayrağı

Kabul Birliği" (Mejdunarodnıy Soyuz za Prinyatie Pakta Reriha i Znameni Mira)

(Bruges, 1931), "Dünya Kültür Ligi ve Dünya Kültür Konseyi" (Vsemirnaya Liga

Kul’turı i Vsemirnıy Sovet Kul’turı) (New York, 1931), “Rerih Paktı’nın Hint Komitesi"

(İndiyskiy Komitet Pakta Reriha) (Naggar, 1931), "Avrupa Merkezi Bünyesinde Rerih

Paktı Komitesi” (Osobıy Komitet Pakta Reriha pri Evropeyskom Tsentre) (Paris, 1932),

"Rerih Paktı ve Barış Bayrağı’nın Daimi Komitesi" (Postoyannıy Komitet Pakta i

Znameni Mira) (New York, 1933), "Rerih Paktı ve Barış Bayrağı’nın Daimi Komitesi"

(Brüksel, 1934), vb.

Barış Bayrağı altında sayısız yürüyüş, uluslararası konferans ve toplantı

düzenlenmiştir. 15 Nisan 1935 yılında Rerih Paktı’nın resmi kabulü ile Amerika ve

Avrupa’nın birçok ülkesinde Barış Bayrağı, Pakt’ın tanıtımı için kurulan kuruluşları

simgelemeye başlamıştır. Portekiz, Baltık ülkeleri, Fransa ve hatta Hindistan’da Rerih’in

fikirlerini daha büyük kitlelere ulaştırmaya başlayan onlarca komite, cemiyet ve sanat

merkezi kurulmuştur.

İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) yıllarında ise Pakt’ın çalışmaları tüm dünyanın

içinde bulunduğu bu zor dönemde duraksamadan yayılmaya devam etmiştir. İtalya,

Belçika, İsviçre, Fransa, İngiltere, Arjantin, Brezilya, Uruguay, Bolivya, Küba gibi çeşitli

ülkelerinde de Rerih Paktı kurumları açılmaya devam etmişti.

Özetlemek gerekirse, Rerih Paktı ve Barış Bayrağı gibi ölümsüz projeler halen de

tüm dünyada çalışmakta olan Rerih kurum ve merkezlerinde geçerliliğini korumaktadır.

254 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 43.

Page 161: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

150

Bu projeler adına yapılan konferanslar, anma törenleri, kutlamalar vb. günümüzde de

Rerih fikirlerini yaymaya çalışmaktadırlar.

3.5. Kültür Ligi

Bahsedilen komite ve kurumların bünyesi altında Rerih Paktı ile birlikte Nikolay

Rerih’in senelerce üzerinde çalıştığı önemli bir başka projesi de yürürlüğe girmiştir. 1931

yılından itibaren Kültür Ligi (Liga Kul’turı) adlı projesi resmi olarak hayat bulmuştur.

Elena ve Nikolay Rerih Kültür Ligi’nin misyonunu şu şekilde ifade etmişlerdi:“Evet,

yakın gelecekte Kültür Ligi kurulacaktır; bu cemiyete en iyi düşünce, bilim ve sanat

temsilcileri girecek olup, burası kadınların da söz sahibi olabilecekleri bir ortam

olacaktır ve bu cemiyet Barış Bayrağı altında toplanacaktır.” 255 (“Да, я вижу, как в

недалеком будущем будет основана Лига Культуры, в которую войдут все лучшие представители

мысли, знания и творчества и где женщина скажет своё слово, и эта Лига Культуры будет

собираться под Знаменем Мира.”)

Bu proje, birçok tanınmış bilim adamının desteğiyle birçok ülkede

gerçekleşmiştir. Rerih Pakt’ı gibi Kültür Ligi fikrini de Fransız yazar Romain Rolland

(1966-1944), George Bernand Shaw (1856-1950), Rabindranath Tagore (1861-1941),

Albert Einstein (1879-1955), Alman yazar Thomas Mann (1875-1955), İngiliz yazar

Herbert George Wells (1866-1946) desteklemişlerdi.256 Bu projenin Rusya’da tanıtılması

ve yaygınlaşması için en büyük desteği ünlü Rus filolog D. S. Lihaçev (1906-1999)

vermiştir.

12 Ocak 1931 yılında on dört kişi tarafından imzalanan, Kültür Ligi’nin ilk

bildirisi çıkmıştır. Bu bildiriyi imzalayanlar arasında dört kişilik Rerih ailesi, ayrıca

Rerih’lerin Amerika’daki kurumlarının paydaşları ve kurucuları olan Lithman ve Horş

aileleri de vardı. Aynı sene içinde bu kuruluş New York başsavcısı tarafından kayıt altına

alınmış ve resmi olarak tüm hakları kazanmıştır. Kayıt sırasında Kültür Ligi’nin şu

amaçları belirlenmiş ve yürürlüğe girmişti:

• Nikolay Rerih’in "Kültür Yoluyla Barış" fikirlerinin tüm ülkelerde yayılması;

(“Распространение рериховской идеи “Мир через Культуру” во всех странах.”)

• Dünyada Rerih’lerin kültür öğretilerinin teşviki; (“Продвижение учения Рерихов о

Культуре в мире”)

255 İnternet: “Elena Rerih”. Web: http://www.wisdomcode.info/ru/quotes/authors/50474.html adresinden 12

Şubat 2017’de alınmıştır. 256 Nikolay Konstantinoviç Rerih, Web: http://www.nounb.sci-nnov.ru/vExp/34.php adresinden 22 Şubat

2017’de alınmıştır.

Page 162: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

151

• İnsanlığın kültürel mirasın korunması ve kayıt altına alınması; (“Охрану

культурных сокровищ человечества и их каталогизацию”)

• Kültür Ligi’ne katılan veya işbirliği içinde olan eğitim, bilim, din, sanat ve kamu

kuruluşlarının koruma altına alınması; (“Защиту общественных организаций, образовательных,

научных, религиозных, художественных и других институтов, входящих в Лигу Культуры или

сотрудничающих с ней”)

Kültür Ligi projesi hakikaten çok değerli bir girişimdi. Amacını Nikolay Rerih’in

tüm hayatı boyunca uğruna çalıştığı topluma “kültür” ışığında doğru değerlerin

kazandırılması şeklinde özetleyebiliriz. Başka bir deyişle, amaç kültür sayesinde barışı

sağlamak, kültür sayesinde insanları birleştirmek ve onları kültür sayesinde

bilinçlendirmektir.

Kültür Ligi projesi kurulduğundan beri önce Amerika sonrasında da Avrupa

ülkelerinde büyük yankı uyandırmıştır. Onlarca kültürel, bilimsel ve sanatsal topluluk ve

dernek çok geçmeden Kültür Ligi’ne dahil edilmiştir.

Nikolay Rerih gitgide yaygınlaşan projesi nedeniyle yoğun çalışma temposuna

girmiş ve sayısız konuşma ve konferans vermiştir. O dönemdeki edebi eserlerinde de

kültür konusu oldukça ön plana çıkmaktadır. Bu konuda en açıklayıcı örneği, 1933

yılında yazdığı “Gezegenin Acısı” (Bol’ Planetı) adlı denemesinden alabiliriz:

“Kültür için çağrıyı, barış için çağrıyı, sanat ve güzellik için çağrıyı ancak ahlaki

değerleri güçlü olan bir kulak duyabilir. Doğaya saygısı güçlü olanlar, yaşamı insanların

yararı için ilerleme olarak algılayabilir. İşte bu yüzden Kültür Ligi aydınlatma

çabalarının yanı sıra; doğanın neşeli emek, sevinç, sınırsız bilgi ve yaratıcılık kaynağı

olarak algılanmasına yardımcı olmaktadır."257

(“Зов о культуре, зов о мире, зов о творчестве и красоте достигнет лишь ухо, укрепленное

истинными ценностями. Понимание жизни как самоусовершенствования во благо народное

сложится там, где твердо почитание природы. Потому Лига Культуры среди основной

просветительной работы должна всеми силами истолковывать разумное отношение к природе как

источнику веселого труда, радости мудрой, непрестанного познавания и творчества.”)

3.6. Günümüzde Rerih Paktı

Tüm dünyada Rerih Paktı unutulmuş gibi gözükse de, geçerliliğini hala

korunmakta ve uygulanmaktadır. Halen Avrupa ülkeleri, Amerika, Hindistan ve

Rusya’da Rerih Paktı ile ilgili konferanslar, sergiler ve kutlamalar düzenlenmektedir.

257 Rerih, N. (2014). A.g.e., 450.

Page 163: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

152

Pakt bahsedildiği üzere resmi olarak varlığını sürdürmese de, UNESCO Anlaşması

kapsamında varlığını korumaktadır. Fakat ne yazık ki bu Anlaşma bile savaş gibi bir

vahşetin önüne geçememektedir. New York’taki Rerih Müzesi’nin müdürü Daniil

Entin’in sözleri bu durumu destekler niteliktedir:

“Rerih Paktı’nın ilan ettiği önemli ilkeler, gerçekten de ölümsüzdür. Halen

siyasal olan ya da olmayan devrimler ile sarsılan dünyanın durumunu tedirginlikle

izlemekteyiz. Ve birbiriyle çatışan ve yok eden halklar ile her geçen gün daha tehlikeli

kitle imha silahlarının saklanmaya devam edildiğini görmek Rerih Paktı’nın gerekli

itibarı görmediğinin bir göstergesidir.”258

(“Важнейшие идеи, провозглашенные Пактом Рериха, действительно бессмертны, но их

взаимосвязь с текущей жизнью меняется по прохождению лет. Мы продолжаем с беспокойством

наблюдать как мир сотрясается политическими и иными переворотами и поэтому часто кажется, что

Пакт Рериха не имеет соответствующего влияния, поскольку народы нападают и уничтожают друг

друга и продолжают производить, совершенствовать и хранить все более опасное оружие массового

поражения.”)

Vahşetin yolunu kesmek için maalesef hiçbir ülkeden bir adım göremiyoruz.

Neredeyse 70-80 senelik anlaşmalar ile yetinmeye devam etmekteyiz. Bu arada teknoloji

değişiyor, imha yolları gelişiyor ve en önemlisi yaşamımız ve değerlerimiz de değişiyor.

Rerih Paktı tüm Dünya’da kabul edilip, gelişmeye devam etseydi, belki birçok savaş

başlamadan bitebilirdi. Bu konu ile ilgili Bulgar hukukçu Marga Kutsarova’nın sözleri

durumu özetler niteliktedir:“Eğer Rerih’in vatanı olan Rusya, yüce oğlunun Barış

Bayrağı ve Kültür Paktı fikirlerini himayesi altına alırsa, olayları öngören ve onlara yön

veren çözümler sunarak, hakikaten Dünya’nın en önde gelen ülkesi olabilir.”259 (“И если

Россия, Родина Рериха, возьмет под свое покровительство идеи своего великого сына о Знамени

Мира и о Пакте Культуры, она сможет предлагать мировому сообществу решения, которые

опережают события и определяют их направление, и станет истинно ведущею страною Мира.”)

Aslında Marga Kutsarova bu satırlarda, makalede ismi geçmeyen birçok aydın

insanın duyduğu sitemi dile getirmektedir. Bu sitem Nikolay Rerih’in vatanı olan

Rusya’yadır. Gerçekten de Rusya kendi vatandaşının, yani Nikolay Rerih’in yenilikçi

fikirlerini kabul etmiş olsaydı ve onları destekleseydi, yalnızca Rusya’nın değil tüm

Dünya’nın durumu farklı olabilirdi. Tüm Dünya ülkeleri “Kültür Hareketi” ile

aydınlanabilirdi. Burada sorulması gereken soru şudur: seksen sene önce Latin Amerika

ülkelerinin neredeyse yarısı, buna Amerika’yı da dahil edersek, Rusya’nın o zamanlarda

258 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 11. 259 Barenboym, P., Zaharov, A., A.g.e., 13.

Page 164: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

153

göremediği neyi görmüştür? Veya Rusya neredeyse yüzyıl süren bu konudaki sessizliğini

niye korumakta ısrarcıdır? Bunlara cevap olarak her ülkenin, büyüklüğü ve gelişmişliği

ne olursa olsun güçlü ve ileri görüşlü insanlardan korkması verilebilir. Bu düşünceyi esas

alan Nikolay Rerih’in onlarca denemesinden bahsedebiliriz. Engizisyon ateşi ve cahiliye

zamanlarından beri maalesef sürmeye devam eden benzeri cezaların tek sebebi gerici

toplumsal algıda saklıdır. Zira, farklı düşünce tarzına ve ileri görüşlülüğe sahip

insanların, mistisizm, büyücülük veya halkı örgütleme gibi sebeplerle suçlanması daha

kolay ve işlevsel gelmektedir. Bu yüzyıllar önce de yaşanmıştır, şimdi de seyrini devam

ettirmektedir. İşte tam bu konuda Nikolay Rerih’in neredeyse yüzyıl önce Rusya

hakkında yaptığı şu tespit hala geçerliliğini korumaktadır:

“Tüm Rusya’nın; o güzel, asil, uygarca olan her şeyin üzerinden sessiz ama

şiddetli bir yıkım geçmektedir. Kutsal ve sahici olan her şeyi yıkan kansız, ölümcül

katliam sürünerek yayılıyor… Bilgi kıtlığı. Sanat kıtlığı. İnsan birliğinin altın çağını

yaşatacak o esaslar hayatımızda yok denilebilecek kadar az… Verimli bir altyapı nasıl

oluşsun? İnsanlar nasıl bilinçlensin?... Bu işler parayla ilgili değildir: Rusya’nın çok

parası vardır… Parası var da, isteği ve sevgisi çok az.”260

(“По всей России идет тихий мучительный погром всего, что было красиво, благородно,

культурно. Ползет бескровный, мертвящий погром, сметающий все, что было священного,

подлинного. Мало знания. Мало искусства. В жизни мало тех устоев, которые единственно могут

привести к золотому веку единства. Откуда же возьмется здоровая почва? Откуда придет

самосознание?.. Как выйти из этого заколдованного круга?.. Не в деньгах дело; денег на Руси много.

Деньги-то есть, но интереса мало, мало любви.”)

Vurgulanması gereken önemli bir nokta da Rerih Pakt’ı fikrinin birçok önemli

siyaset, bilim ve sanat dehası tarafından desteklenmiş ve gerçekten dünyayı değiştirme

potansiyeli yüksek bir Anlaşma olarak görülmüş olmasıdır. Topluma yüksek

katkılarından ötürü Rerih Paktı 1929, 1933 ve 1935 yıllarında üç kez Nobel Ödülüne de

layık görülmüştür. Fakat gerek siyasi sorunlardan gerekse siyasilerle olan

anlaşmazlıklardan dolayı Nobel Ödülü’nü alamamıştır.

260 İnternet: Rerih, N. K. (1911). “Tihiye Pogromı”. Web: http://lib.icr.su/node/552 adresinden 22 Ocak

2016’da alınmıştır.

Page 165: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

154

Page 166: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

155

SONUÇ

Kültür, insanlığin dayanağı ve varoluş neticesidir. Kültür, insanlığın geçmişi,

bugünü ve geleceğidir. Kültür milletlerarası bir köprüdür, ve halklar arasında kuvvetli bir

akrabalık bağıdır. Bugünlerde bu terim daha çok kültürel faaliyetlerle anılıp, oldukça dar

bir anlamda kullanılmaktadır. Tiyatro ve opera izlemek, müzeleri ziyaret etmek “kültürlü”

insanın bir göstergesidir elbet, fakat kesin sonucu değildir. Zira kültür kavramının çok

daha geniş ve derin bir anlamı vardır. Kültür bir yaşam tarzıdır; geleneklerimiz, örf ve

adetlerimiz, dilimiz, dinimiz ve inanışlarımızdır. Kültür bilgidir, insanlığın başlangıcından

bugünlere kadar gelen bilginin toplamıdır. Atalarımızın bize bıraktığı devasa mirastır,

kültür.

Nikolay Konstantinoviç Rerih XIX. ve XX. Yüzyıllar arasında bu konuya hakettiği

değeri veren, sayısız felsefi deneme ve resimleriyle gelecek nesillere aydınlık bir gelecek

adına nasihatlerde bulunan önemli bir bilim insanıdır. Eserlerinin yanı sıra Nikolay Rerih

dünya çapında onlarca okul, sanat merkezi, müze ve yayınevi açmış, birçok tiyatro ve

balenin hem sahne dekoratörü hem de oyun yazarı olarak karşımıza çıkmıştır.

Gerçekleştirdiği iki önemli sefer (Büyük Asya Seferi ve Mançurya Seferi) XX. yüzyılın

kimi büyük buluşlarının yolunu açmıştır. Nikolay Konstantinoviç Rerih bilhassa kültürel

mirasın uğradığı tahribatlara karşı ve bu değerlerinin korunmasına dair ilk Antlaşma

metnini hazırlamış olan bilim insanıdır. UNESCO’nun Lahey Sözleşmesi olarak bilinen

tarihi yapıtların korunmasına dair metnine öncülük eden, velhasıl bu sözleşmeden yirmi

sene önce hayat bulan Rerih Paktı’nın önemi tartışılmazdır. Birçok alanda kendini başarılı

bir şekilde ispatlayan Nikolay Rerih’in bu çok yönlülüğü dikkate değerdir. Dünyada daha

çok ressam olarak tanınan Nikolay Rerih’in aslında tarih, felsefe, sosyoloji, arkeoloji,

kolleksiyonculuk, avcılık, sahne dekoratörlüğü, oyun yazarlığı, seyyahlık ve eğitim

alanlarındaki başarılarını da tezimizde açıklamaya çalıştık. Bu denli parlak ve iddialı bilim

ve sanat deneyimlerinin yanında büyülü bir hayat hikayesi de olan Nikolay Rerih, bizim

aşağıdaki sonuçlara ulaşmamıza kaynaklık etmiştir:

1. Aile terbiyesi ve eğitimin önemi. Nikolay Konstantinoviç Rerih saygın bir ailenin;

eğitimli bir anne ve hukuk alanında ihtisas yapmış bir babanın en büyük erkek

çocuğuydu. Babasının yaptığı iş nedeniyle çok zengin bir çevreye sahip olması

Nikolay Rerih için çok büyük bir avantajdı. Eve gelen ve koyu entelektüel sohbetler

Page 167: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

156

gerçekleştiren misafirler arasında ünlü bilim adamları, müzisyenler ve yazarlar vardı.

Bu durum ise Nikolay Rerih’in küçük yaşlarından itibaren birçok ilgi alanını

belirlemiş oldu. Resim çizme, deneme ve şiir yazma, bilimsel ve sanatsal

koleksiyonlar oluşturma merakı; tarih, felsefe ve arkeoloji gibi alanlara olan yönelimi

çocukluk çağında başlayıp, hayatının sonuna kadar devam eden ilgi alanları olmuştu.

Bunun dışında ilk eğitimini evde gören Nikolay Rerih okuma yazmayı da ailesi

tarafından çok erken yaşta öğrenmişti. Evlerinin zengin kütüphanesinin olması da bu

konuda yardımcı bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Özetlemek gerekirse, aydın

bir ailede büyümesi, ailesinden aldığı terbiye ve ahlak anlayışı Nikolay Rerih’in

hayatında önemli bir yer tutmuştu. Zira ailesinden aldığı iyi terbiye ve eğitim ilerleyen

yıllarda kendi çocuklarına ve binlerce öğrencisine bırakacağı en büyük hazine

olmuştur.

2. Tarih bilmenin önemi. Nikolay Rerih’in bu konuyla ilgili şu sözlerine dikkat

edilmelidir: “Geçmişi olmayan bir halkın geleceği de olamaz”. Bu sözlerden

anlaşılacağı üzere gelecek nesillere iyi bir gelecek, onlara ancak doğru tarihi bilgi

verilerek vaad edilebilir. Bu yüzden tarih, kültür ve tarihi yapıtlar gereken özen ve

hassasiyetle gelecek nesillere iletilmeli ve miras bırakılmalıdır. Bu konudaki araştırma

ve çalışmaları sonucunda Nikolay Rerih tarihte ilk olmak üzere Rerih Paktı adıyla

bilinen “tarihi mirası koruma antlaşmasına” hayat vermiştir.

3. Sanat eserlerinde tarihi motifleri kullanmasının önemi. Tezimizde, Nikolay

Konstantinoviç Rerih’in bu konudaki hassasiyetini birçok denemesinden örneklerle

görmüştük. N. K. Rerih’e göre yalnızca tarihi iyi bilenler, eserlerinde tarih motiflerini

kullanmalıdır. Aksi bir durum yanlış anlama ve iftiralara yol açabilir; yanlış tarihi

bilgiler iletebilir ve insanları buna inandırabilir. Bu yüzden, doğru bilgiye ulaştırmanın

tek bir yolu vardır, o da doğru bilgiyi aktarmaktır. Kendi resimlerinde ve edebi

eserlerinde sıkça tarihi motiflere başvurması Nikolay Rerih’in bu konudaki bilgisini

ustaca kullandığının en büyük ispatlarındandır.

4. Kadın eğitiminin önemi. Nikolay Konstantinoviç Rerih zamanında kadınların bir nevi

sosyeteye katılma eğitim veren “yetiştirme enstitüleri” dışında tam anlamıyla bir

eğitim almadıklarını belirtmeliyiz. Nikolay Rerih ise hem müdür olduğu İmparatorluk

Sanatı Teşvik Cemiyeti’nin okulunda hem de hayatı boyunca açtığı tüm kurumlarda

kadınlara karşı olan bu tutuma karşı çıkarak, onların erkeklerle eşdeğer eğitim

almalarını sağlamıştır. Bu konuyu ele aldığı denemelerinde de kadınların bir süs eşyası

ya da köle olarak görülmesine dair algıyı yıkmaya çalışmış ve en önemlisi kadınların

Page 168: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

157

gelecek nesillerin yetişmesindeki rolünü vurgulamıştı. Nikolay Rerih’e göre geleceğin

refahı çocuklarını iyi yetiştiren annelerin ellerindedir. Gelecekten olan beklentimiz,

yetiştirilen nesiller kadardır.

5. Eğitim programlarının yeniden düzenlenmesinin önemi. Nikolay Rerih’in bu konuda

öğretmeni olan ünlü eğitimci Karl May’in fikirlerinin bir halefi olduğunu belirtmemiz

gerekir. Karl May’in başlattığı ve Nikolay Rerih’in geliştirdiği bu fikirlere göre eğitim

programının en büyük eksikliği, zorla öğretmeye dayalı bir yapıda olmasıdır. Nikolay

Rerih, zorla benimsetmeye çalışılan yetenekler, zorunlu dersler, zorla öğretme gibi

tekniklerin aslında devirlerini çoktan tamamladığı ve yeni devirde artık öğrenci odaklı

eğitimin verilmesi gerektiğini savunmuştur. N. K. Rerih’e göre, eğitimcinin yapması

gereken, her öğrenciye ona has bir yaklaşımla davranarak öğrenciyi zorla bir yola

yönlendirmeden, onun istediği bir yönde ilerlemesini sağlamaya yardımcı olmaktır.

6. Sanat derslerinin önemi. Nikolay Konstantinoviç çalıştığı ve açtığı tüm eğitim

kurumlarında sanat derslerinin önemini her fırsatta vurgulamıştır. Çocukları sadece

spora ya da sadece sanatın bir dalına yönlendirmenin de olumsuzluklarını

vurgulamıştır. Zira bir dal veya alana yönlendirmek öncellikle çocuğun seçim

hakkından mahrum bırakılmasına, özgürlüğünü elden almaya ve en önemlisi hevesini

kırmaya neden olabilir. Çocuk ilgilenmek istediği her uğraşında serbest bırakılmalı ki

yaşamaya hevesi olsun, geleceğe dair umutlu ve hazırlıklı olabilsin. Nikolay Rerih

sanat dersleri hakkında çok önemli bir noktaya daha değinmiştir: küçük yaşlarda

verilen sanat derslerinin çocukların psikolojik durumlarını iyileştirmenin yanı sıra,

hayal dünyalarının da sınırlarını genişletip, ufuklarının açılmasına yardımcı olduğunu

belirtmiştir.

7. Sanat Sentezi. Bir önceki paragrafta da bahsedildiği üzere, Nikolay Rerih sanatın

sadece bir dalına odaklanmanın ne gibi sıkıntılara yol açabildiğini belirtmiştir. Nikolay

Rerih’e göre bir insan kendini sanatın birçok dalında denemelidir. Örneğin iyi bir

ressam kendini bir müzik enstrumanı çalmada da geliştirmelidir. Nikolay

Konstantinoviç Rerih bir opera sanatçısının, sadece seste değil el becerilerinde de

başarılı olabileceğini belirtmiştir. Bu yüzden, insan kendini sanatın sadece bir dalıyla

sınırlandırmamalı, önce kendine sonra da halkına bu kötülüğü yapmamalıdır. Nikolay

Rerih bu konuda örnek alınabilecek ve gururla tanıtılabilecek insanlardan biridir.

Birçok farklı alanda başarısını kanıtlamış olan bir dahidir.

8. Disiplinin önemi. Nikolay Konstantinoviç Rerih, kendi örneğinde olduğu gibi

disiplinli çalışmanın en büyük örneklerindendir. Kendisiyle aynı dönemde liseyi zor

Page 169: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

158

bitiren öğrencilere, neredeyse üç eğitim kurumunda yüksek tahsilini yapan Nikolay

Rerih iyi bir karşı örnek teşkil etmektedir. Planlı ve disiplinli çalışmanın avantajlarının

ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Başarılı eğitim kariyerinin yanı sıra atölye

çalışmaları ve kütüphane araştırmaları yürüten, müze, tiyatro, opera gibi kültürel

aktivitelere katılmayı ihmal etmeyen, ayrıca yaz aylarında Arkeoloji Topluluğu ile

kazılara katılan Nikolay Rerih, bunların yanında ek kazanç sağlamak adına çeşitli

işlerde çalışmaya devam etmiş büyük ve örnek kişiliktir.

9. Güçlü ve azimli durmanın önemi. Güçlü ve azimli durmak, Nikolay Konstantinoviç

Rerih’in insanoğluna verdiği en önemli nasihatidir. Her insan kendi hayat yolunda

engeller, olumsuzluklar ve kötü insanlarla karşılaşabilir. N. K. Rerih’e göre, önemli

olan bu engellere takılı kalmadan, hayalleri yönünde ileremektir, güçlü ve dirençli

durmaktır. Birçok insan gibi Nikolay Rerih de hayatı boyunca sayısız haksızlıklara,

iftiralara uğramış, çok zor zamanlar geçirmiş ama tüm bunlar onu yıkmaya

yetmemiştir. Direnci ve azmi ile son günlerine kadar işini yapmış ve ardında o

muhteşem mirası bırakmıştır.

10. Kültür sentezi. Nikolay Konstantinoviç Rerih’in ortaya koyduğu ve geliştirdiği kültür

sentezi düşüncesi şuraya varmaktadır: Tüm kültürler aynı kökene sahiptir ve aslında

önemsiz farklılıklar dışında tamamen birbirinin aynıdır. Nikolay Rerih bu sentezin din

ve çeşitli inanışlar için de geçerlilik taşıdığını belirtmiştir. Yani insanoğlunun

başlangıç noktası belli ve aynıdır; kültürlerimiz aynı, geleneklerimiz aynı, kutsal

kitaplarımız aynıdır. N. K. Rerih bunca aynılık arasında milletlerin hala çatışma

halinde olmasının ne kadar anlamsız olduğunu vurgulamıştır.

11. Doğu - insanlığın beşiği. Nikolay Konstantinoviç Rerih çalışmalarında Orta Asya’yı

“insanlığın beşiği” (Kolıbel’ Çeloveçestva) olarak adlandırmaktadır. Büyük Asya

(1925-1928) Seferi’nde vurguladığı üzere, Nikolay Rerih bu yerleri insanlığın kökeni

olarak görmekte ve tüm dünya halklarının bu bölgeden diğer bölgelere yayıldığını

düşünmektedir. Bu yüzden buranın dünyadaki ilk yerleşim yerlerinden olduğunu ve şu

anda var olan tüm halkların aynı geçmişe ve aynı akrabalık bağlarına sahip olduğunu

düşünmektedir.

12. “Kültür” ve “medeniyet” terimlerine getirdiği açıklık. Nikolay Konstantinoviç Rerih

birçok denemesiyle “kültür” ve “medeniyet” terimlerinin dünyadaki yanlış algısına bir

açıklık getirmeye çalışmıştır. İnsanların çoğu için aynı anlama gelen bu iki terimin,

aslında tamamen farklı olduğunu vurgulayan Rerih, aralarındaki farklılıkları şu şekilde

açıklamıştı: kültür insanların ruhani gelişiminin sonucuysa, medeniyet maddi olan

Page 170: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

159

gelişimidir. Başka bir deyişle, kültür insanın manevi gelişimi ve iç dünyasıyla

ilgiliyse, medeniyet bu gelişimin sadece dışavurumudur. Rerih, bu konuda çok önemli

bir iddia ortaya atarak bahsedilen iki kavram arasındaki anlatım boşluklarının,

insanların ikisini de bir olarak görmesine neden olduğunu ve bu sebeple insanların

manevi yönlerinin göz ardı edildiğini düşünmektedir.

13. İdeal devlet kavramı. Nikolay Konstantinoviç Rerih’e göre ideal devlet kurulması için

öncellikle ahlaki yönden güçlü bir lidere sahip olunması gerekmektedir. Bu liderin

devletin bakanı olarak temel amacı, ahlaki olarak düzgün, yıkıcı bir tarafı olmayan bir

topluluk yaratmaktır. Bu topluluk ancak ona iyi alışkanlıklar benimsetilirse ortaya

çıkabilir. İyi alışkanlıklardan kasıt insanların ahlaki yönünün güçlenmesi ve manevi

değerlerin önem kazanmasıdır. Bu konuda gençlere verilen eğitim ve terbiyenin rolü

çok büyüktür. Nikolay Rerih’e göre ideal devlet yapısının en büyük görevi yeni

nesillerin gerekli bir şekilde yetişmesi ve yeni bir medeniyetin akılcı oluşumu olacak,

tüm bunlar da eğitim ve kültürün gelişimine ve desteklenmesine verilen değerle ortaya

çıkacaktır.

14. Tarihi yapıtlarının korunması. Nikolay Konstantinoviç Rerih bu konuya özel bir

hasssasiyetle yaklaşmıştır. Arkeolojik kazılar sırasında karşılaştığı tarihi yapıtların

uğradığı tahribat, yıkım, vandalizm gibi olayları engellemek adına Rerih Paktı’nı

hayata geçirmiştir. Rerih Pakt’ının temel amacı, halkların kültürel mirasını, geçmişteki

kültürünü ve tarihini bilinçli ve bilinçsiz yıkımlardan, savaş, devrimler ve cahiliyetten

korumaktır; gelecek nesilleri bilgisiz, kültürsüz ve geleneksel terbiyeden mahrum

bırakmamaktır. Özetle bu Anlaşmanın bilimsel, kültürel, eğitimsel ve manevi amaçlar

taşıdığını söylemek mümkündür.

Page 171: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

160

Page 172: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

161

KAYNAKLAR

Acar, K. (2004). Başlangıçtan 1917 Bolşevik Devrimi’ne Kadar Rusya Tarihi. Ankara:

Nobel Yayın ve Dağıtım.

Adji, M. (2014). Aziatskaya Yevropa. Moskva: AST.

Akimov, V. M. (1995). Sto Let Russkoy Literaturı. Sankt- Petersburg: Liki Rossii.

Aksan, D. (2003). En Eski Türkçe’nin İzlerinde. İstanbul: Multılingual.

Akyol, T. (1979). Sovyet Rus Stratejisi ve Türkiye. İstanbul: Ötüken Neşriyat.

Alehin, A. D. (1993). Kak Naçinalsya Hudojnik Nikolay Rerih, Utrennyaya Zvezda.

Nauçno-Hudojestvennıy İllyustrirovannıy Al’manah Mejdunarodnogo Tsentra

Rerihov, Sayı.1.

Anikina, İ. (2005). Anikina, İ. (2005). “Ostrovskaya Meşçanka Kalaşnikova - Rerih:

Nabrosok Jizneopisaniya Materi N. K. Reriha”. İzdatel’stvo Pskovskogo

Gosudarstvennogo Universiteta, Sayı:23, 188-198.

Baganova, M. (2014). Rudolf Nuriyev. Bog Tantsa. Moskva: AST.

Barenboym, P., Zaharov, A. (2010). Pakt Reriha v XXI Veke. Moskva: Letniy Sad.

Barthold, W. (2008). Tarihte Türk Dünyası. (Çev. M. A.Yalman, T. Andaç, N. Uğurlu).

İstanbul: Örgün Yayınevi.

Baskakov, N. A. (2006). Türk Dillerinin Tarihi-Tipolojik Sesbilimi. (Çev. K. Koç ve O. S.

Karaca). İstanbul: Multilingual.

Behramoğlu, A. (2008). Rus Edebiyatının öğrettiği. İstanbul: Evrensel Basım Yayın.

Bek, K. (2004). Eski Türk Yazını. İstanbul: Donkişot Yayınları.

Belikov, P. F. (2011). Nikolay Konstantinoviç Rerih. Jizn’i Deyatel’nost. Neprerıvnoye

voshojdeniye. (Cilt:1). Moskova: Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov.

Belikov, P., Knyazeva, V. (1973). Rerih. Jizn’ Zameçatel’nıh Lüdey. Moskva: Molodaya

Gvardiya.

Blavatskaya, H. (2014). Taynaya Doktrina. Cilt:1 Kosmogenesis. Sankt-Peterburg:

İzdatel’stvo Azbuka.

Boray, F. E. (2011). Bilimleyen Tarih ve Türkler. İstanbul: Kumsaati Yayın Dağıtım

Ltd.Şti.

Carus, P. (2006). Buda’nın Öğretisi. Gerçek Sözleri. (Çev. İ. U. Öztürk). İstanbul: Onbir

Yayınları.

Conze, E. (2005). Kısa Budizm Tarihi. (Çev. Ö. C. Gündören). İstanbul: Yol Yayınları.

Page 173: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

162

Cutler, Howard C., Dalai Lama (2000). Mutluluk Sanatı. Yaşam için bir el kitabı. (Çev. G.

Tokcan). İstanbul: Dharma Yayınları.

Çakırca, D. (2015). Savaşın Savunmasız Düşmanı: Kültürel Miras. Tunceli Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:4, Sayı: 6.

Dal’, V. İ. (2009). Bol’şoy Tolkovıy Slovar’ Russkogo Yazıka. Moskva: Astrel’.

Dosanov, T. S. (2009). Tayna Runiki. Almatı: Ölke.

Dubaev, M. L. (2003). Rerih. Moskva: Molodaya Gvardiya.

Eren, H. (1998). Türklülük Bilimi Sözlüğü.Yabancı Türkologlar. Ankara: Türk Dil Kurumu

Yayınları.

Filosofskiy Entsiklopediçeskiy Slovar’. (1983). Moskova: Sovetskaya Entsiklopediya.

Fon Valdenfels, E. (2015.) Nikolay Rerih. Moskva: Novoye Literaturnoye Obozreniye.

Fosdik, Z. G. (2014). Vospominaniya o Rerihah. Moskva: Eksmo.

Footman, D. J. (2005). Kızıl Başlangıç. (Çev. E. Avcı). Ankara: Adapa Yayınevi.

Gumilev, L. (2002). Eski Türkler. (Çev. A. Batur). İstanbul: Selenge Yayınları.

Gumilev, L. (2012). Drevniye Türki. Moskva: Ayris Press.

Gumilev, L. (2008). Ritmı Evrazii. Epohi i Tsivilizatsii. Moskva: İzdatel’stvo AST.

Gumilev, L. (2012). Konets i Vnov’ Naçalo. Moskva: İzdatel’stvo AYRİS – Press.

Hekimoğlu, A. N. (2007). Rusya’nın Dış Politikası I. Ankara: Vadi Yayınları.

Hosking, G. (2011). Rusya ve Ruslar, Erken Dönemden 21.Yüzyıla. (Çev. K. Acar).

İstanbul: İletişim Yayıncılık.

Hrolenko, A. T., Bondaletov, V. D. (2004). Teoriya Yazıka. Moskva: Flinta/Nauka.

Jizneopisaniya Materi N. K. Reriha, Pskov: İzdatel’stvo Pskovskogo Gosudarstvennogo

Universiteta, Sayı: 23.

Katanov, N. F. (2004). Türk Kabileleri Arasında. (Çev. A. Bağcı). Konya: Kömen

Yayınları.

Keng, Y. L. (1938, Temmuz) New Grasses from Peiling Miao, Suiyuan Province, China.

Journal of the Washington Academy of Sciences. Vol. 28. № 7.

Kononov, A. N. (2006). Türk Dili Araştırmaları Tarihi. (Çev. Kenan Koç). İstanbul:

Multilingual.

Kopılenko, M. M. (1995). Osnovı Etnolingvistiki. Almatı: Yevraziya.

Page 174: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

163

Korkmaz, Z. (2005). Türk Dili Üzerine Araştırmalar.1.Cilt. Ankara: Türk Dil Kurumu

Yayınları.

Kornienko, A. (2010). Znamenitıye Lüdi Planetı. Tamerlan. Harkov: Folio.

Kuran, S., Türkay Kahraman, F.Ş. Silahlı Çatışmalarda Kültürel Varlıkların Korunması

Hukuki Rejiminde Bir İstisna Olarak “Askeri Gereklilik”: Antlaşmalarda Getirilen

Düzenlemeler, Dergipark Akademik, C.23, S:1.

Kurat, A. N. (2014). Rusya’nın Tarihi. Başlangıçtan 1917’ye Kadar. Ankara: Türk Tarih

Kurumu Yayınları.

Kutsal Kitap. Zebur. (2011). İstanbul: Yeni Yaşam Yayınları.

Lama, D. (1995). Şefkatin gücü. (Çev. N. Yener). İstanbul: Okyanus Yayıncılık ve

Yapımcılık.

Ligeti, L. (2011). Bilinmeyen İç Asya. (Çev. S. Karatay). Ankara: Türk Dil Kurumu

Yayınları.

Lotman, Yu. M. (2014). Besedı o Russkoy Kul’ture. Sankt-Peterburg: Azbuka.

Marianis, A. (2015). Nikolay Rerih. Misteriya Jizni i Tayna Tvorçestva. Moskva:

İzdatel’stvo “E”.

Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov (2001). Zaşçitim İmya i Naslediye Rerihov. Moskva:

Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov.

Naumova, O. V. (2014). Liçnosti v İstorii. Rossiya. Moskva: İzdatel’stvo Novıy Akropol’.

Ojegov, S. İ. (2013). Tolkovıy Slovar’ Russkogo Yazıka. Moskva: AST.

Oğuz, M. Ö. (2008). Çağdaş Kentin Kültürü ve Somut Olmayan Kültürel Miras. Ankara:

Türkiye Bilimler Akademisi Forumu.

Oğuz, M. Ö. (2013). Turkey’s İntangible Cultural Heritage. Ankara: T. C. Turizm

Bakanlığı Geleneksel El Sanatları.

Oğuz, M. Ö. (2013). Türk Dünyası Halk Biliminde Yöntem Sorunları. Ankara: Akçağ.

Oğuz, Y. (2012). Eski Türkler Üzerine Araştırmalar ve Gumilev’in Eleştirisi. İstanbul: İleri

Yayınları.

Öksüz, G. (2014). Rus Mitolojisi. İstanbul: Çeviribilim Yayınları.

Özer, Z. B. (2004). Rus Dilinin Gelişme Evreleri. Ankara: Çetin OFSET.

Pamir Dietrich, A. (2003). Rus Edebiyatı (XI.-XVII.yy). İstanbul: Multilingual.

Rerih, N. (1975). Zajigayte Serdtsa. Moskva: Molodaya Gvardiya.

Rerih, N. (1978). Zajigayte Serdtsa. Moskva: Molodaya Gvardiya.

Page 175: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

164

Rerih, N. (2000). Listı Dnevnika. Tom Vtoroy. Moskva: Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov.

Rerih, N. (2014). Legendı Azii. Moskva: Eksmo.

Rerih, N. (2015). Agni-Yoga. Sankt-Peterburg: İzdatel’stvo Azbuka.

Rerih, N. (2015). Altai-Gimalai. Sankt-Peterburg: Amfora.

Rerih, N. (2015). Moya Jizn’. Avtobiografiya v Oçerkah i Rasskazah. Moskva: Eksmo.

Rerih, N. (2015). Nikolay Rerih. Duhovnıye Sokrovişça. Filosovskiye Oçerki i Esse.

Moskva: Eksmo.

Revyakin, D. Yu. (2010). Gibnuşçee Naslediye: Moskovskaya Kvartira Yu. N. Reriha.

Moskva: Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov.

Rifat, M. (2012). XX.Yüzyılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları. İstanbul: Yapı Kredi

Yayınları.

Rinpoche, Sogyal (2006). Tibet’in Yaşam ve Ölüm Kitabı. (Çev. E. Baydur ve G. Tokcan).

İstanbul: Dharma Yayınları.

Sakaloğlu, S. (2009). 101 Türk Efsanesi. Ankara: Akçağ.

Stasulane, A., Priede J. (2007). Dynamics of intra-group relations: symbols used by the

theosophical groups in eastern Europe. Culture, Subculture, Counterculture.

International Conference, Galaţi, Editura EUROPLUS, 201.

Suleymenov, O. (1990). AZiYa. Alma-Ata: Jalın.

Suleymenov, O. (2002). Türki v Doistorii. Almatı: Atamura.

Süleyman, O. (1992). Az i Ya. (Çev. N. Seferoğlu). İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları

Vakfı.

Süleyman, O. (2001). Yazı’nın Dili. (Çev. A. Acaloğlu). İstanbul: Türk Dünyası

Araştırmaları Vakfı.

Süleymanoğlu Yenisoy, H. (1998). Tarih Boyunca Slav-Türk Dil İlişkileri. Ankara: Türk

Dil Kurumu Yayınları.

Şapoşnikova, L.V. (2006). Muzey İmeni N. K. Reriha: Putevoditel’. Moskva:

Mejdunarodnıy Tsentr Rerihov.

Temir, A. (1991). Türkoloji Tarihinde Wilhelm Radloff Devri. Ankara: Türk Dil Kurumu

Yayınları.

Tolstoy, L. (2017). Voyna i Mir. Cilt:2. Moskva: Detskaya Literatura.

Yapıcı, U. (2011). Sovyet Sonrası Coğrafyada Devlet ve Milliyetçilik. Ankara: Tan

Kitabevi Yayınları.

Page 176: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

165

İnternet: Aleev, R.H (Eylül,2006) “Nikolay Rerih. Duhovnıy Naslednik.” Arhiv

Federal’noy Notarial’noy Palatı, Web: http://old.notariat.ru/press_864_23.aspx.htm

adresinden 26.09.2016’da alınmıştır.

İnternet: Alehin, A. D. (1994-1997). “N. K. Rerih i Püvi de Şavann”. Web:

http://www.hudkultura.ru/n-k-rerih-i-pyuvi-de-shavann-almanah-mezhdunarodnogo-

centra-rerihov/ adresinden 11 Mayıs 2016’da alınmıştır.

İnternet: Annenko, A. “Rulite Vışe”. Web: http://rossasia.sibro.ru/voshod/article/18586

adresinden 24 Mayıs 2016’da alınmıştır.

İnternet: “Biografiya”. Web: http://museum.roerich.com/biog/biog12.html adresinden 21

Eylül 2016’da alınmıştır.

İnternet: “Biografiya. Nikolay Rerih”. Web: http://soznanie.info/bio_rerih.html adresinden

22 Şubat 2016’da alınmıştır.

İnternet: “Biografiya”. Web: http://museum.roerich.com/biog/biog12.html adresinden 21

Eylül 2016’da alınmıştır.

İnternet: Efanova, G. “Dialog Dvuh Kul’tur”, Jurnal “Novaya Epoha”, Sayı:2(10) 1996.

Web: http://www.newepoch.ru/journals/10-2/culture_dialogue.html adresinden 29 Kasım

2016’da alınmıştır.

İnternet: Hersonov, A. “Vstreçi Reriha i Tagora”.

http://www.lomonosov.org/article/vstrechi_reriha_i_tagora.htm adresinden 15Aralık

2015’da alınmıştır.

İnternet: “Jizn’ i Tvorçestvo N. K. Reriha”. Web: http://spb-icr.ru/roerich/ adresinden 27

Kasım 2016’da alınmıştır.

İnternet: Karelin, V., (Ekim, 2014). “Zajigayuşçiy Serdtsa. Nikolay Rerih”. Web:

http://www.roerich-urs.com/rus/nkr/biograph.html adresinden 23 Şubat 2016’da alınmıştır.

İnternet: Knyazeva, V., “Nikolay Rerih”. Web: http://roerih.ru/knyazeva18.php adresinden

24 Mayıs 2016’da alınmıştır.

İnternet: Kondakov, İ.V. “Nikolay Rerih. Tvorçeskaya Biografiya”. Web:

http://www.countries.ru/library/culturologists/roerich/bio.htm adresinden 23 Kasım

2016’da alınmıştır.

İnternet: Lazareviç, O. V., Molodin, V. İ., Labetsiy, P. P. (2002). “N. K. Rerih -

Arheolog”. Novosibirsk: İzdatelstvo İnstituta Arheologii i Etnografii SO RAN Web:

http://grani.agni-age.net/articles3/aboutNK.htm adresinden 22 Nisan 2016’da alınmıştır.

İnterrnet: Lihtman, M. M. (1930). “Nikolay Rerih i Nauka”. (Çev. A. B. Semyonov). Web:

http://yro.narod.ru/nasled/LIXTMAN.htm adresinden 15 Nisan 2016’da alınmıştır.

İnternet: “Master - İnstitut Obyedinennıh İskusstv”. Web: http://www.roerich-

encyclopedia.facets.ru/personal/institut.html adresinden 5 Mayıs 2016’da alınmıştır.

Page 177: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

166

İnternet: “Megaentsıklopediya Kirilla i Mefodiya, Nikolay Konstantinoviç Rerih”. Web:

http://megabook.ru adresinden 9 Mart 2016’da alınmıştır.

İnternet: Mel’nikov, V. L. “Osnovnıe Vehi Pakta Reriha” (K 70-letiyu so Dnya

Podpisaniya). Web: http://grani.agni-age.net/articles5/pact.htm adresinden 5 Kasım

2016’da alınmıştır.

İnternet: Nikolay Konstantinoviç Rerih, Web: http://www.nounb.sci-nnov.ru/vExp/34.php

adresinden 22 Şubat 2017’de alınmıştır.

İnternet: “Nikolay Konstantinoviç Rerih”. Web:

http://www.newacropol.ru/alexandria/philosophy/philosofs/rerikh_nk/ adresinden 27 Eylül

2016’da alınmıştır.

İnternet: “Nikolay Konstantinoviç Rerih”. Web:

https://ru.wikipedia.org/wiki/Рерих,_Николай_Константинович adresinden 13 Nisan

2016’da alınmıştır.

İnternet: “Nikolay Konstantinoviç Rerih: Biografiya”. Web:

http://www.liveinternet.ru/users/nata_tursha/post333556062adresinden 15 mart 2016’da

alınmıştır.

İnternet: “Nikolay Rerih”. Web: www.icr.su/rus/family/nkr/biograph/03.php adresinden 8

Mart 2016’da alınmıştır.

İnternet: “N. K. Rerih. Bibliografiya Zameçatel’nogo Çeloveka”. Web:

http://infourok.ru/n.k._rerih._biografiya_zamechatelnogo_cheloveka-474766.htm

adresinden 15 Mayıs 2017’da alınmıştır.

İnternet: “Pismo N. K. Reriha k Rabindranatu Tagoru, ot 24.06.1920, London”. Web:

http://rerich9.sitecity.ru/ltext_0204010156.phtml?p_ident=ltext_0204010156.p_28041300

14 adresinden 25 Kasım 2016’da alınmıştır.

İnternet: Plyüsnina, E. (Aralık, 2007). “Rerih i Tagor”. Voshod. Sayı:12 (164). Web:

http://rossasia.sibro.ru/voshod/article/16343 adresinden 15 Mayıs 2016’da alınmıştır.

İnternet: Protsenko, A. (Mayıs, 2013). “Legendı o Kuinci”. Web: http://old-

mariupol.com.ua/legendy-o-kuindzhi/ adresinden 26 Aralık 2016’da alınmıştır.

İnternet: “Rerih. Biografiya. Puteşestvie v Evropu”. Web: http://roerih.ru/bio3.php

adresinden 12 Mart 2016’da alınmıştır.

İnternet: Rerih, N. (1937). “Çaşa Neotpitaya”. Web: http://lib.icr.su/node/1196 adresinden

26 Eylül 2016’da alınmıştır.

İnternet: Rerih, N. K. (1937). “Tolstoy i Tagor”. Web: http://lib.icr.su/node/606 adresinden

12 Şubat 2016’da alınmıştır.

İnternet: Rosov, V. A. (2015). “Zametki Barona M. A. Taube ob İmeni Rerih”. İzdanie

Del’fis, Sayı.2(82). Web: http://izent.ru/posts/tvorcheskoe/hudozhniki/886/Nikolaj_Rerih.

adresinden 2 Ocak 2017’de alınmıştır.

Page 178: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

167

İnternet: Russkiy Biografiçeskiy Slovar’. Web: http://www.rulex.ru/01120036.htm

adresinden 27 Kasım 2016’da alınmıştır.

İnternet: Selivanov, N. “Biografiya N.K. Reriha” Web:

http://rerih.vspu.ac.ru/biograf9.html adresinden 1 Nisan 2016’da alınmıştır.

İnternet: Sergeeva, T. P. (2013). “N. K. Rerih i V. İ. Vernadski: Mirovozzrençeskiye

Paralleli”. Web: http://www.proza.ru/2013/01/28/1685 adresinden 27 Ağustos 2016’da

alınmıştır.

İnternet: Sıtov, D., “Rerih Nikolay Konstantinoviç. Biografiya”. Web:

http://www.bankgorodov.ru/famous-person/Rerih-Nikolai-Konstantinovich adresinden 12

Şubat 2016’da alınmıştır.

İnternet: “Skaz o Hudojnike Nikolaye Rerihe”. Web:

http://sibro.ru/teacher/books/804/24126 adresinden 1 Kasım 2016’da alınmıştır.

İnternet: Sklyarenko, V. M., “Rerih”. Web: www.roerich.ru. Adresinden 12 Ocak 2017

tarihinde alınmıştır.

İnternet: Spirina, N. D. (2007). “Rerih i Muzıka”. Web: http://grani.agni-

age.net/index.htm?article=5620 adresinden 12 Şubat 2016’de alınmıştır.

İnternet: Studneva, E. (Eylül, 2014). “Baron-İkonopisets”. Web:

https://interaffairs.ru/news/show/11709 adresinden 15 Haziran 2015’te alınmıştır.

İnternet: Tomşa, E. Yu. (Ağustos, 2009). “Biografiya Nikolaya Konstantinoviça Reriha”.

Web: http://saint-petersburg.ru/m/culture/old/228621/ adresinden 12 Eylül 2016’da

alınmıştır.

İnternet: UNESCO Lahey Sözleşmesi,

http://www.kumid.net/euproject/admin/userfiles/dokumanlar/K-Lahey-Sozlesmesi-

UNESCO,-1954.pdf adresinden 20 Şubat 2017’de alınmıştır.

İnternet: “Üç dinin bir araya geldiği Altay Cumhuruyeti”. (Kasım, 2013). Web:

https://tr.sputniknews.com/turkish.ruvr.ru/2013_11_17/Uch-dinin-bir-araya-geldigi-Altay-

Cumhuruyeti/ adersinden 8 Ocak 2017’de alınmıştır.

İnternet: Yonina, N. A., (2002). “Sto Velikih Kartin”. Moskva: İzdatel’stvo “Veçe” Web:

http://nearyou.ru/100kartin/100karrt_81.html adresinden 17 Mayıs 2016’da alınmıştır.

İnternet: “Znamya Mira v Mirovoy Kul’ture”. Web: http://lebendige-

ethik.net/index.php/stati/125-znamya-mira-v-mirovoj-kulture adresinden 11 Ocak 2017’de

alınmıştır.

Page 179: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

168

Page 180: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

169

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler

Soyadı, adı : IRMAK, Alfııa

Uyruğu : T.C.

Doğum tarihi ve yeri : 17/05/1987- KAZAKİSTAN

Medeni hali : Evli

e-mail : [email protected]

Eğitim

Derece

Yüksek lisans

Eğitim Birimi

Gazi Üniversitesi

Mezuniyet tarihi

2017

Lisans Ankara Üniversitesi 2012

Lise Kazan Lise No:4 2005

Yabancı Dil

İngilizce, Rusça, Tatarca

Page 181: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

GAZİLİ OLMAK AYRICALIKTIR...

Page 182: YÜKSEK RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ: LİSANS...devrimci düşünceler ve hareketler bu dönemde ortaya çıktı Aleksandrın farkında olmadan veya sonucunu tahmin edemeden

YÜKSEK

LİSANS

TEZİ

RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

EYLÜL 2017

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ALFIIA IRMAK

RUS EDEBİYATINDA BİR DOĞU DÜŞÜNÜRÜ:N. K. RERİH

EY

L 2017

AL

FIIA

IR

MA

KR

US

DİL

İ V

E E

DE

BİY

AT

I AN

AB

İLİM

DA

LI