yaptiklari zulÜm yetm‹yor!yuruyus.biz/pdf/pdf/107.pdf · 2007. 6. 2. · yazmay› da...

50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 107 3 Haziran 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] www.yuruyus.com [email protected] Say›: 107 I IS SS SN N 1 13 30 00 05 5 - - 7 79 94 44 4 E m p e r y a l i z m e v e F a i z m e K a r Kural›m! De v r i m c i D e m o k r a t i k C e p h ey i Alevilerin Alevilerin Seçim Seçim T T er er cihi cihi l P P a a r r l l a a m m e e n n t t o o v v e e P P a a r r l l a a m m e e n n t t o o v v e e P P a a r r l l a a m m e e n n t t a a r r i i z z m m P P a a r r l l a a m m e e n n t t a a r r i i z z m m l Y Y Y Y o o k k s s u u l l Ç Ç o o c c u u k k l l a a r r o o k k s s u u l l Ç Ç o o c c u u k k l l a a r r v v e e F F e e r r r r a a r r i i l l e e r r v v e e F F e e r r r r a a r r i i l l e e r r l YAPTIKLARI ZULÜM YETM‹YOR! H Ha al lk kö ön nü ün ne e k ko oy yd du uk kl la ar rs se eç çi im m s sa an nd d¤ ¤y yl la a o oy ya al la ar rk ke en n; ; A AK KP P, , f fa ai is st t t te er rö ör rü ü a ar rt tr ra ac ca ak k P PO OL LS SE E Y YE ET TK KY YA AS SA AS SI I n nç çk ka ar ry yo or r G Ge en ne el lk ku ur rm ma ay y, , S SI IN NI IR R Ö ÖT TE ES SK KA AT TL LA AM M p pa az za ar rl l¤ ¤n nd da a! !

Upload: others

Post on 04-Feb-2021

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 107

    3 Haziran 2007

    Fiyat›: 1 YTL

    (kdv dahil)

    [email protected]

    www.yuruyus.com [email protected]›: 107IISSSSNN 1133000055 -- 77994444

    Emper

    yalizme ve Faflizme Karfl›

    Kural›m!

    Devrimci Demokratik Cephe

    ’yi

    AlevilerinAlevilerinSeçim Seçim TTe re rcihicihil

    PPaarrllaammeennttoo vveePPaarrllaammeennttoo vveePPaarr llaammeennttaarr iizzmmPPaarr llaammeennttaarr iizzmml

    YYYYookkssuull ÇÇooccuukkllaarrookkssuull ÇÇooccuukkllaarrvvee FFeerrrraarrii lleerrvvee FFeerrrraarrii lleerrl

    YAPTIKLARI ZULÜM YETM‹YOR!

    HHaallkk››öönnüünnee kkooyydduukkllaarr›› sseeççiimm ssaanndd››¤¤››yyllaa ooyyaallaarrkkeenn;;

    AAKKPP,,ffaaflfliisstt tteerröörrüü aarrtt››rraaccaakk PPOOLL‹‹SSEE YYEETTKK‹‹ YYAASSAASSII’’nn›› çç››kkaarr››yyoorr

    GGeenneellkkuurrmmaayy,, SSIINNIIRR ÖÖTTEESS‹‹ KKAATTLL‹‹AAMM ppaazzaarrll››¤¤››nnddaa!!

  • 25 yafl›nakadar kendid e y i m i y l e“hiçbir fleyokuyup, yazmayan” biriydi ‹‹ppeekk YYüücceell. Öyle istedi¤i içinde¤il, düzen öyle reva gördü¤ü için... 1990’da 25 yafl›n-dayd› ‹pek. O y›l Armutlu’ya geldi. Ve hayat› de¤iflti. '93y›l›nda Armutlu Komitesi’ndeydi. Bu büyük de¤iflimin birkesitini kendi kalemiyle flöyle anlat›yordu ‹pek:

    Mücadeleye bafllad›¤›mda ekonomik, demokratikmücadelede yerald›m. O güne kadar ben evde oturan,dört duvar aras›nda bir ev kad›n›yd›m. Bütün yafla-m›m buydu, mücadeleye bafllad›¤›mda son derecekendime güvensizdim. Düzen içinde kendime güveni-mi kazanmam için bir nedenim olmad›. Genç yafltadüzenin tüm pislikleriyle karfl›laflt›m, beni çok y›pratt›.

    Hareketle tan›flt›¤›mda, kafamda hep flu vard›: Ben-den bir fley olmaz, sorumluluk vs. yapamam diyor-dum. Bir fleyler de yapmak istiyordum, düzene olankinim, devrimcilere olan ba¤l›l›¤›m beni bir fleyleryapmaya zorluyordu. Duram›yordum, hiçbir fley yap-masam da en az›ndan ben de yanlar›nda olurum di-yordum.

    ‹lk zamanlar birçok yere bu mant›kla gittim. Okumayazmay› da unutmufltum. ‹lkokulu bitirdikten sonra'90’a kadar hiçbir fley okuyup, yazmad›m, zorlan›yor-dum. Dergiyi okurken anlayam›yordum. Kendimi zor-larken birçok fleyi birarada ö¤renmem gerekti¤ini debiliyordum ama istenilen geliflme h›zl› olmuyordu, ya-vafl gidiyordu. Bu dönem ailem bana git tüm zaman›-n› mücadeleye ver dese yapacak durumda de¤ildim,evden kopam›yordum. Bir süre inanc›mla hareket et-tim. Süreç içinde gözalt›lar vb. yaflad›m, her girip ç›k-t›¤›mda kendime güvenim art›yordu. Sonuçta neredegörevlendirilirsem görevlendirileyim giderim dedim.fiunu kafama yerlefltirdim, her fleyi kavgan›n içindeö¤renecek, eksiklerimi de burada tamamlayaca¤›m.Ben de tüm eksiklerime ra¤men bir fleyler yapaca¤›mve yapabilirim, ben her fleye haz›r›m dedim. '94'te To-kat gerilla birli¤inde görevlendirildi¤imde bu duyguy-la tereddüt etmeden geldim.

    Gerillaya gelince; bugüne kadar benim en çok ka-d›ns› yanlar›m ve düzen ka-d›n› al›flkanl›klar›mla u¤ra-fl›ld›. Bunlar› saflara tafl›-m›flt›m. Eksiklerim bir yanahiçbir gün tereddüt göster-medim ama kavramam, ö¤-renmem, yani geliflimim ya-vafl oluyordu. Kendime gü-vensizli¤im yer yer kendinihissettiriyordu, bu da çokfleylere yans›yordu. Gerilla-ya geldi¤imden bu yanaçok de¤ifliklik oldu amabenden istenen bu de¤il,çok daha ileri bir konumdaolmal›y›m. Bugünkü ssüreç-te flflunu ççok rrahat ssöylüyo-rum, bben ggerilla ffaaliyetin-de ttek bbafl›ma dda kkalsamart›k yyapar›m kkendime ggü-veniyorum.”

    Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

    Yitirdiklerimiz8 HHaziran -- 114 HHaziran

    Tarih yazanlar›nkaleminden

    1984’te hapishanelerde cuntan›n program›-n›n devam› olarak gündeme getirilen sald›r›la-ra karfl› Devrimci Sol ve T‹KB tutsaklar› tara-f›ndan gerçeklefltirilen ölüm orucu direniflindeflehit düfltüler. Nisan’da bafllay›p haziranda biten ve tam 75gün süren direniflte Abdullah 14 Haziran’da,Haydar ve Fatih 17 Haziran’da, Hasan 24 Ha-ziran’da ölümsüzleflti. Abdullah Meral, 1975’lerden itibaren mü-cadeleye kat›ld›. DEV-GENÇ içinde aktif görev-ler alarak, Kad›köy ve çevresinde anti-faflistmücedeleye önderlik etti. Haydar Baflba¤, mücadeleye Elaz›¤’da bafl-lad›. Y›lg›nl›¤›n kol gezdi¤i 12 Eylül dönemin-de direnifli örgütledi. 1982’de tutsak düfltü. Fatih Öktülmüfl, 1968’den beri mücadele-

    nin içindeydi. T‹KB Merkez Komite Üyesi’ydi. Hasan Telci, S›rt hamall›¤› yapan bir emekçiydi. Anti-faflist mücadelede kararl›l›¤›yla öneç›kt›.

    AAbbdduullllaahh MMEERRAALL HHaayyddaarr BBAAfifiBBAA⁄⁄

    HHaassaann TTEELLCC‹‹FFaattiihh ÖÖKKTTÜÜLLMMÜÜfifi

    9 Haziran 1995’te Cepheliler taraf›ndan DYP ‹stanbul ‹l Merkezi’nekarfl› düzenlenen bir eylemin gerçeklefltirilmesinden sonra, militanlar›ngeri çekilifli s›ras›nda ç›kan çat›flmada, SPB Komutan› Sibel Yalç›n, sokaksokak çat›flarak di¤er yoldafllar›n›n geri çekilebilmesini sa¤lad›. Son ne-fesine kadar savaflarak flehit düfltü. 1977 Sivas Divri¤i do¤umlu Sibel,1992’de mücadeleye kat›lm›flt›.

    SSiibbeell YYAALLÇÇIINN

    9 Haziran 1997’de‹stanbul Gaziosmanpa-fla’da helikopter deste-¤indeki yüzlerce polistaraf›ndan kuflat›ld›,bir SPB’liye yarafl›r fle-kilde son mermisine,son nefesine kadar di-renerek flehit düfltü.

    Süleyman, 1974 Sivas Zara do¤umluydu.1993’te devrim mücadelesine kat›ld›.

    SSüülleeyymmaann ÖÖRRSS

    11 Haziran1980’de faflist biroda¤› da¤›tmakiçin eylem haz›rl›-¤› yaparken muh-tar›n ihbar› sonucujandarmalar tara-

    f›ndan katledildi. ‹stanbul Eyüp-Y›ld›ztab-ya’da, Faflist Teröre Karfl› Mücadele Ekip-leri’nden birinin mensubuydu.

    KKeemmaall CCAAMMEEKKAANN

    14 Haziran 2003’te Tokat Refladiye ‹lçesiKüngür (Yuvac›k) Köyü k›rsal›nda oligarflininaskeri güçleriyle Cepheli gerillalar aras›nda ç›-kan çat›flmada flehit düfltüler. ‹pek YÜCEL (Özlem), Tokat, Almus Çamdal› Kö-yü do¤umludur. 1990'da Armutlu'ya geldi. Bu-rada devrim mücadelesine kat›ld›. Armutlu ko-mitesinde yerald›. 1994'te gerillaya kat›ld›.

    Metin Keskin (Cafer), Aslen Sivas'›n Kangal ‹lçesi’ne ba¤l› Topard›ç Köyü’ndendi. Çocuklu¤u,gençli¤i ‹stanbul Okmeydan›'nda geçti. 1998’de örgütlü olarak mücadeleye bafllad›. K›sa bir sü-re tutsakl›k yaflad›. Tutsakl›¤› sonras› 1998 sonlar›nda gerillaya kat›ld›.

    ‹‹ppeekk YYÜÜCCEELL MMeettiinn KKEESSKK‹‹NN

    Biz

    gger

    çekl

    eri,

    bu

    rju

    vazi

    yyal

    anla

    r›

    anla

    t›r

    hhal

    ka.

    Yal

    anla

    r›n

    nney

    e hh

    izm

    et

    etti

    ¤in

    i iis

    e, NN

    az›m

    HHik

    met

    an

    lat›

    yor.

    ..

    ... insa

    nla

    r›m

    , aah

    , bben

    im iin

    san

    lar›

    m,

    ante

    nle

    r yya

    lan

    ssö

    ylü

    yors

    a,ya

    lan

    ssö

    ylü

    yors

    a rro

    tati

    fler

    ,ki

    tap

    lar

    yyala

    n ss

    öyl

    üyo

    rsa,

    du

    vard

    a aaf

    ifl, ss

    ütu

    nd

    a iila

    n yy

    alan

    ssö

    ylü

    yors

    a,b

    eyaz

    pper

    ded

    e yya

    lan

    ssö

    ylü

    yors

    a ç›

    pla

    k bb

    ald

    ›rla

    r›k›

    zlar

    ›n,

    du

    a yya

    lan

    ssö

    ylü

    yors

    a,n

    inn

    i yyal

    an ss

    öyl

    üyo

    rsa,

    rüya

    yyal

    an ss

    öyl

    üyo

    rsa,

    mey

    han

    ede

    kkem

    an çç

    alan

    yyal

    an ss

    öyl

    üyo

    rsa,

    yala

    n ss

    öyl

    üyo

    rsa

    um

    uts

    uz

    ggü

    nle

    rin

    ggec

    eler

    ind

    e aay

    ›fl›¤

    ›,sö

    z yya

    lan

    ssö

    ylü

    yors

    a,re

    nk

    yyala

    n ss

    öyl

    üyo

    rsa,

    ses

    yyala

    n ss

    öyl

    üyo

    rsa,

    elle

    rin

    izd

    en gg

    eçin

    enve

    eelle

    rin

    izd

    en bb

    aflka

    hher

    flfley

    her

    kes

    yyala

    n ss

    öyl

    üyo

    rsa,

    elle

    rin

    iz bb

    alç›

    kg

    ibi

    iitaa

    tl›,

    elle

    rin

    iz kk

    aran

    l›kg

    ibi kk

    ör,

    elle

    rin

    iz çç

    ob

    an kk

    öp

    ekle

    ri gg

    ibi aa

    pta

    l ools

    un

    ,el

    leri

    niz

    iisya

    n ee

    tmes

    in dd

    iyed

    ir.

    Ve

    zzate

    n bb

    u kk

    adar

    aaz

    mmis

    afir

    kkal

    d›¤

    ›m›z

    bu öö

    lüm

    lü,

    bbu

    yyafl

    anas

    › ddü

    nya

    da

    bu

    bbez

    irg

    an ss

    alta

    nat

    ›, b

    u zz

    ulü

    m bb

    itm

    esin

    ddiy

    edir

    .

    Naz

    ›m HH

    ikm

    et

  • u ÖÖllüümm OOrruuççllaarr›› SSeerrggiissiiGGeennççeerr YYUURRTTTTAAfifi

    TTaarriihh:: 4 Haziran -1 Temmuz Aras›AAçç››ll››flfl:: 4 Haziran PazartesiSSaaaatt:: 20.00YYeerr:: ‹stiklal Cad. Elhamra Pasaj›No: 258, Kat: 2 Beyo¤lu / ‹stanbul

    Ça¤r› / ‹lan

    S›n›r ötesi ooperasyonKürt ssorununda

    açmaz›n iitiraf›d›r

    Sayfa: 14

    Halka zzarar veren eylemlerHiçbir Gerekçeyle MMEEfifiRRUULLAAfifiTTIIRRIILLAAMMAAZZ

    Sayfa: 16

    Cephe’yi savunmak, iktidar› istemektir! 44

    Devrimci Demokratik Cephe’ye nedenihtiyac›m›z var? 66

    Polis terörüne yasal k›l›f 99

    “S›n›r ötesi operasyon”, Kürt sorununda“açmaz”›n itiraf›d›r 1144

    Halka zarar veren eylemler hiçbir gerekçeylemeflrulaflt›r›lamaz! 1166

    Kürkçüler ‘iflkence merkezi’ 1188

    Alevilerin seçim tercihi ve düzenpartilerinin tuza¤› 1199

    Oylar›n›zla katilleri desteklemeyin! 2222

    Y›k›mlar›n nedeni rantt›r 2244

    Ölen hep biziz 2255

    Yoksul çocuklar ve Ferrari sat›fllar› 2266

    Bu utanç emperyalizmin! 2299

    Vahflete tan›¤›z 3344

    GGeennççlliikk:: ÖSS’ye Hay›r! 3355

    SES: Hükümet halk› yan›lt›yor! 3388

    ‹cazet alt›nda çözümsüzlük! 4400

    Bir baflsavc›n›n ‘saplant›s›’ 4444

    DDüünnyyaa:: Fidel: “düflünceleriöldüremezsiniz” 4488

    H›d›r U¤ur, Mahmut Polat Ölümsüzdür 4499

    Açt›klar› yolda yürüyoruz 5500

    ‹Ç‹NDEK‹LER

    HHaayyaatt››nn ‹‹ççiinnddeekkii TTeeoorrii 3300Parlamento ve parlamentarizm

    SSiiyyaasseettttee ‹‹LLKKEE 2222Devlet solu ve deve kuflu

    HHaaff››zzaa 4422Polise yetki vermifller...

    SSoorruunnllaarr // ÇÇöözzüümmlleerr 2288Zengin ve yoksul

    DDee¤¤iinnmmeelleerr 4466“ABD’ye nota” riyakarl›¤›

    Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:

    Sevtap TÜRKMEN

    Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20/ 2 Beyo¤lu/ ‹STANBUL

    Telefon-Faks: 0212 251 94 35

    Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›k

    Adres: Merkez Mah. Abidei HürriyetCad. Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14 fiiflli/ ‹STANBUL

    Tel: 0212 241 26 41

    Faks: 0212 241 11 16

    Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/NEDERLAND

    ‹nternet Adresi: www.yuruyus.comMail Adresi: [email protected]

    ISSN: 1305-7944

    Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen / Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

    Bask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah.Gülbahar Cad. No: 7 Ba¤c›lar/ ‹ST. Tel: 0 212 655 88 64

    Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

    Haftalık Süreli Yerel YayınFiyatı: 1 YTL

    Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

    Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

  • DEVR‹MC‹, de-mokratik bir cephe ih-tiyac› bugün bafllam›fl de-¤ildir. Solun ve halk›n bir-li¤ine duyulan bu ihti-yaç, 1990’lar›n ortala-r›ndan bu yana kendini flu veyabu biçimde hissettirmifltir. Fakat ikiönemli geliflme, cephe düflüncesi veözlemini yeniden daha güçlü bir bi-çimde gündeme getirdi. Bu neden-lerden ilki, fleriat-laiklik temelindegenifl kitlelerin düzen güçlerinin in-siyatifinde meydanlara ç›kmas›, bu-nun karfl›s›nda ise solun esas olarakseyirci durumunda kalmas›d›r. Bukonjonktür, solda “3. Cephe” olaraksürece müdahale zorunlulu¤unundaha somut olarak duyulmas›na yolaçm›flt›r. Cephe düflüncesi ve özle-mini güçlendiren ikinci neden, 1May›s 2007’de solun hemen tümkesimleri aras›nda asgari de olsabirli¤in sa¤lanmas› ve bu birli¤in 1May›s’ta etkili, sonuç al›c› bir mü-cadele ortaya koyabilmesidir.

    BU iki etken ve bunlar›n d›fl›ndaesas olarak emperyalizme vefaflizme karfl› mücadele görevleri-mizi yerine getirebilmek aç›s›ndansolun önündeki görev, bizce tart›fl›-lamayacak kadar aç›kt›r. Devrimci,demokrat, ilerici sol güçler, devrim-ci demokratik bir cephenin ör-gütlenmesini h›zla baflarmal›-d›rlar.

    NE var ki, bu geliflmelerinbir “seçim ortam›”na denkgelmesi, solun baz› kesimleri-nin, cephe düflüncesi ve özle-mini, seçim sand›¤›na kanalizeetmeye çal›flmas›n› beraberindegetirmifltir. Bu tutum, halk›nmücadelesini gelifltiren de¤il,engelleyen; halk›n birli¤ini bü-yüten de¤il, soldaki birlik öz-lemlerini seçimlere endeksle-yerek istismar eden bir tutum-dur.

    DEVR‹MC‹ DemokratikCephe, seçimle s›n›rland›-r›lamayacak kadar önemli vekapsaml› bir düflüncedir. Cep-he, ba¤›ml›l›¤a, açl›¤a, yoksul-

    lu¤a, bask› ve zulme karfl› gerekli-dir. Bunlarla mücadele edebilmek,bunlar› yokedebilmek için istemeli-yiz Cephe’yi.

    CEPHE, bir çok ülkede, farkl›zamanlarda farkl› biçimlere bü-rünmüfltür. Fakat solu ve halk› bir-lefltiren bir örgütlenme zemini ola-rak cephe düflüncesinin kendisi, biriddian›n tezahürüdür. Baflka türlüsöylersek, cepheler, solun ve halk›nburjuvaziyle boy ölçüflmesinin, ikti-dar iddias›n›n ete kemi¤e bürünmüflhalidirler. Her Cephe, kuruldu¤uanda bu iddiay› maddi bir güç hali-ne getiremeyebilir. Fakat devrimcidemokratik bir cephe kurma iddias›ve sorumlulu¤unu gösterenlerin, s›-radan protestolarla yetinmeyece¤iaç›kt›r.

    HALKLARIN tarihinde faflizmekarfl› birleflik cepheler, anti-emperyalist cepheler oldu¤u gibi,emperyalizme ve faflizme karfl› mü-cadeleyi birlikte ele alan cephelerde vard›r. Bunlar, yaflan›lan dönem-lere ve koflullara göre biçimlenmifl-

    tir. Keza, yine çeflitli ülkelerde sa-dece silahl› mücadeleyi savunangruplar› bir araya getiren cepheleroldu¤u gibi, silahl› mücadeleyi sa-vunanlarla bar›flç›l mücadeleyi te-mel alanlar› bir araya getiren cephe-ler de vard›r. Devrimci DemokratikCephe, ba¤›ms›zl›k ve demokrasihedefi temelinde eemmppeerryyaalliizzmmee vveeffaaflfliizzmmee kkaarrflfl›› bir muhtevada olabi-lir. Devrimci Demokratik Cephe, butemelde de solun devrimci ve de-mokrat kesimlerini biraraya getire-bilir. Silahl› mücadele, parlamentermücadele, legal ve illegal örgütlen-me gibi konularda farkl› anlay›fllarasahip olmam›z, ba¤›ms›zl›k ve de-mokrasi hedefi do¤rultusundabiraraya gelinmesine engel de¤ildir.

    DEVR‹MC‹ demokratik bir cep-he, solun hiçbir kesiminin çiz-gisiyle çeliflmez, kimsenin kendipolitika ve taktiklerine engel olmaz.Ad› üstünde; devrimci demokratikbir cephe, halk›m›z›n ba¤›ms›zl›kve demokrasi mücadelesini geliflti-recektir. Böyle bir geliflim kiminpolitikas›yla çeliflir?

    DEVR‹MC‹ Cephe’yi 1995y›l›ndan bu yana öneriyor,gündemde tutuyoruz. Örgütlühalk güçlerinin çeflitli biçimleralt›nda biraraya gelmesi için ›s-rarl› ve sistemli bir çaba içindeolduk. Bunlarda flu veya bu bi-çimi dayatmaktan çok, ortakiradelerle flekillenmesini esasald›k. 1996 y›l›nda devrimcicepheye iliflkin M. Ali Baranimzal› bir yaz›da da belirtildi¤igibi; “Sosyalist bir düzeni, iflçis›n›f›n›n iktidar›n› ve nihai so-nuçta s›n›fs›z, sömürüsüz birdünyay› istemekle, bir avuç sö-mürücü-iflbirlikçi az›nl›¤a karfl›her ulustan, dinden, mezheptentüm halklar›; adaletten, eflitlik-ten, özgürlükten, demokratik birdüzenden, oligarflik diktatörlü-

    4 GÜNDEM 3 HHaziran 22007

    CEPHE, bir çok ülkede,farkl› zamanlarda farkl› biçim-lere bürünmüfltür. Fakat soluve halk› birlefltiren bir örgüt-lenme zemini olarak cephe dü-flüncesinin kendisi, bir iddian›ntezahürüdür. Baflka türlü söy-lersek, cepheler, solun ve hal-

    k›n burjuvaziyle boyölçüflmesinin ve iktidar iddias›n›n ete kemi¤e

    bürünmüfl halidirler.

    Cephe’yi savunmak, ‹ktidar› istemektir!

  • ¤ün y›k›lmas›ndan yana olan herke-si, devrimci cephe etraf›nda birlefl-tirerek örgütlemek, yönlendirmek vebu taktiklerle savaflt›rmak birbirle-riyle çeliflmez.”

    ‹DEOLOJ‹S‹NE güvensizlik, ken-dine güvensizlik, solu iktidar id-dias›ndan, büyük hedeflerden, hal-k›n tümünü kucaklama iddias›ndanuzaklaflt›rm›flt›r. Devrimci Demok-ratik Cephe, solun bu anlamda kay-bettiklerini yeniden kazanmas›d›r.

    SOLUN mücadele çizgisindekien dikkat çekici özelliklerdenbiri, kendini “protesto” ile s›n›r-lam›fl olmas›d›r. Karfl›-devrimcephesinin gündeme getirdi¤ipolitikalar› bozmay›, geriletme-yi, püskürtmeyi amaçlayan birkavgaya giriflilmemektedir.Kuflku yok ki, böyle bir müca-dele, “salt protestocu” bir mü-cadeleden çok daha zordur, da-ha büyük bedeller ödemeyi, da-ha fazla fedakarl›k ve sorumlu-luk üstlenmeyi gerektirebilir.Fakat düzeniçileflen solculukbundan do¤al olarak kaçmakta-d›r. “Protestocu”luk anlay›fl›,sadece düzeniçileflen kesimlerles›n›rl› da kalmay›p, solun dahagenifl kesimlerini etkilemifltir.Mesela, tam yedi y›l süren Bü-yük Direnifl, karfl›-devrimin po-litikalar›n› bozmay›, püskürt-meyi, bulundu¤u ideolojik ve poli-tik mevzileri sonuna kadar savun-may› esas alan çizgisiyle bu protes-tocu çizginin d›fl›ndayd› ve bu nite-li¤inden dolay› da, solun birçok ke-simi bu mücadeleyi bir noktadansonra sürdüremedi.

    SOLUN mücadele arenas›ndakibugünkü konumu, etkisiz ve id-dias›zd›r. Kuflkusuz bu durumda,ony›llard›r sola karfl› sürdürülenkarfl›-devrimin terörünün, hayat›nçeflitli alanlar›ndaki tasfiyelerin, ör-gütsel darbelerin paylar› inkar edi-lemez. Fakat sol aç›s›ndan belirleyi-ci olan bunlar de¤il; yukar›da davurgulad›¤›m›z gibi, ideolojik dü-zeydeki gerilemedir.

    SOLDA kapsaml› ve uzun vadelibirliklerin, cephe tarz›nda bir

    araya gelifllerin uzun y›llard›r ger-çekleflememesinin alt›nda, solunmaddi, örgütsel güçsüzlü¤ünün ya-n›s›ra, ideolojik ve politik iddias›-n›n küçülmüfl olmas› belirleyici et-kenlerden biridir. Biz devrimci de-mokratik cepheyi önerirken, asl›ndasola iddias›n› büyütmeyi öneriyo-ruz. ‹deolojik politik olarak kendinibüyütmeyi öneriyoruz.

    SOLUN bir kesimi, birlik sözko-nusu oldu¤unda sadece seçim-lerde motive olmakta, heyecanlan-maktad›r. Bu durum, solun ufkunun“parlamentarizmle” s›n›rlanmas›-

    n›n, solun iddias›zlaflmas›n›n tart›-fl›lmaz kan›t› olarak da görülebilir.Ancak flunu belirtelim ki; birli¤iparlamentoda donduran hiçbir anla-y›fl, solun ve halk›n birlik ihtiyac›nacevap veremez.

    HAYATIN içindeki herkes bili-yor ki, halk›n ve solun karfl›karfl›ya oldu¤u sorunlar, parlamentoçat›s› alt›na s›¤d›r›lamayacak kadarçok; düzenin parlamentosu, halk›nsorunlar›n›n çözüm yeri olamaya-cak kadar dar ve göstermeliktir. Par-lamenter mücadele içindekiler de bugerçe¤i kabul edecektir. O halde,emperyalizme ve faflizme karfl› dev-rimci demokratik bir cepheyi ger-çeklefltirme göreviyle, seçim sand›-¤›n› birbirine kar›flt›rmayal›m. ‹ste-yen, seçim mücadelesini kendi anla-y›fl› ve ittifaklar› içinde sürdürecek-

    tir zaten. Ama devrimci demokratikcepheye, parlamentoyu, seçimleriaflan bir iddia ve kapsamda yaklafla-l›m. HHeeddeeff, emperyalizme, faflizmekarfl› mücadelemizde mevziler ka-zanmakt›r. HHeeddeeff, kitleleri kazan-makt›r. HHeeddeeff, ba¤›ms›zl›¤›m›z› vedemokrasiyi kazanmakt›r.

    SINIFLAR mücadelesinde ege-men s›n›flar ilerliyorsa, ezilen-ler geriliyor demektir. Bir taraf,mevzi kazan›yorsa, öbür taraf kay-bediyor demektir. Boflluk yoktur.Gerileyen, kaybeden de¤il, ilerle-

    yen ve kazanan olmak içinöneriyoruz DEVR‹MC‹ DE-MOKRAT‹K CEPHE’yi.

    1996 fiubat’›nda, “Demokra-tik Muhalefeti Birlefltirme-liyiz” ça¤r›s›yla, DDeemmookkrraattiikkMMuuhhaalleeffeett MMeecclliissii ve DDee--mmookkrraattiikk MMuuhhaalleeffeett CCeepphheessiiönerilerimizi gündeme getir-mifltik. M. Ali Baran imzal› buyaz›n›n bir yerinde de flöyledeniyordu: “DEVR‹MC‹ mü-cadele, devrimci cephe pers-pektifiyle, birleflik mücadeleyihayata geçirmek için süratleyol almaz ve somut sonuçlaryaratamazsa oligarfli, emper-yalizmin, TÜS‹AD’›n ve de re-formistlerin düzen içi çözümle-riyle halk kitlelerinin devrimcipotansiyelini bir süre daha

    kendi ç›karlar› için kullanacak de-mektir. ”

    YAKLAfiIK 11 y›l sonra yine ay-n› noktaya, ayn› tehlikeye iflaretetmek durumunday›z. Evet, e¤er bizhalk›n mücadelesine önderlik edebi-lecek devrimci demokratik bir cep-heyi kuramazsak, kitlelerin demok-rasi özlemlerini, fleriatç›l›¤a, gerici-¤e karfl› ç›k›fllar›n›, hatta emperya-lizme karfl› tepkilerini, kâh kendini“ulusalc›” olarak gösteren faflistler,CHP gibi düzen güçleri, Avrupa Bir-likçiler, istismar etmeye, al›nt›dakideyiflle kkeennddii çç››kkaarrllaarr›› iiççiinn kkuullllaann--mmaayyaa devam edeceklerdir. Bunu ön-lemek için solun cephe birli¤ini sa¤-lamal›y›z. Bunu önlemek için halkgüçlerinin bir cephe içinde güçlerinibirlefltirmesini sa¤lamal›y›z.

    Say›: 107 5GÜNDEM

    Halk›n ve solun karfl›karfl›ya oldu¤u sorunlar,

    parlamento çat›s› alt›na s›¤d›r›lamayacak kadar çok;

    düzenin parlamentosu, halk›n so-runlar›n›n çözüm yeri olamaya-cak kadar dar ve göstermeliktir.Parlamenter mücadele içindeki-ler de bu gerçe¤i kabul edecek-tir. O halde, emperyalizme ve

    faflizme karfl› devrimci demokra-tik bir cepheyi gerçeklefltirme

    göreviyle, seçim sand›¤›n› birbi-rine kar›flt›rmayal›m.

  • Devrimci Demokra-tik Cephe, pratikolarak nedir? El-bette bir Cephegündeme gel-di¤inde politikmuhtevas›n-dan nas›l olu-flaca¤›na, nas›lkarar alaca¤›nakadar tart›fl›lacakçok fleyi olacakt›r. Amabugün tart›flmalar› bunlarlabo¤mak yerine, bir cephe fiiliyattahangi ihtiyaca cevap verecek, enbaflta bunu somutlayal›m.

    BBiirr;; sol güçleri biraraya getirir.

    ‹‹kkii;; örgütlü halk güçlerini bir-araya getirir.

    ÜÜçç;; karfl›-devrim karfl›s›nda hal-k› maddi bir güç haline getirir.

    DDöörrtt;; daha genifl kitleler, örgüt-süz kesimler için örgütleyici bir çe-kim merkezi olur.

    Cepheler, salt birileri istedi¤iiçin hayat bulmaz elbette. Onlar›nnesnel zemini, halk›n mücadelesininihtiyaçlar›d›r. Yukar›da s›ralad›¤›-m›z dört madde, e¤er mücadeleninihtiyac›ysa, o halde buna cevap ve-recek birlikteliklerin oluflturulmas›görevi de tart›fl›lamaz.

    O noktada solun “birli¤in/cephe-nin olup olmamas›”n› de¤il, nas›lolabilece¤ini tart›flmas› gerekir.

    Fakat ne yaz›k ki biz bu nokta-n›n gerisindeyiz.

    Anlaflamad›¤›m›z nedir peki?

    Esas›nda bu soruya doyurucu bircevap vermek, ilk elde oldukça zor-dur. Çünkü, ne karfl› karfl›ya oldu-¤umuz tehlikeler konusunda, negüncel görevler konusunda, çokfarkl› fley söylemek durumundaolan kimse yoktur.

    Ülkemiz ve halk›m›z, faflizmle,

    cunta-c›l›kla, fleriatç›l›kla, bunlar›n ortak-lafla uygulad›¤› her türlü zulüm vesömürüyle karfl› karfl›yad›r.

    Faflizm 60 y›ld›r varolan bir ol-gu. Yok say›lmas›, küçümsenmesisözkonusu olamaz. Cuntac›l›k, cun-ta tehditleri de ortada. Gericili¤inöncelikle veya bafl tehlike olmasa dabir tehdit oluflturmad›¤› söylene-mez. Fakat bunlara karfl› nas›l müca-dele edece¤iz? Siyasi sürece, nas›l,hangi cepheden müdahil olaca¤›z.Tüm bunlar› önlemenin yolu olarakparlamentoyu göstermek, büyük biryan›lg› veya aldatmacad›r.

    Faflizme, cuntalara, gericili¤e,fleriatç›l›¤a karfl› tek kurtulufl yolu,ddeevvrriimmccii mmüüccaaddeelleeddiirr.. Bunlar›nkarfl›s›na hhaallkk››nn bbiirrllii¤¤ii vvee mmüüccaaddee--lleessiiyyllee ç›k›labilir. Ve Devrimci De-mokratik Cephe, iflte tam da bu nok-tada, tüm karfl›-devrim güçlerinekarfl› mücadelenin bu zeminde sür-dürülmesini sa¤layabilecek bir ze-mindir.

    Cephe, tarihsel olarak halklar›nmücadelesi içinde böyle bir misyo-nu yerine getirebilece¤ini kan›tla-m›fl bir örgütlenme biçimidir. Mese-le, ona hayat verebilmektir.

    Her cephenin oldu¤u gibi, Dev-rimci Demokratik Cephe’nin de birprogram›, tüzü¤ü olur elbette; fakat

    ona hayat verecek olan, o cepheiçinde yeralacak güçlerin halka kar-fl› sorumlulu¤u, mücadeledeki ka-rarl›l›¤›, birlikteki samimiyeti ola-cakt›r.

    Devrimci Demokratik Cephe’yeihtiyac›m›z hem stratejik, hem tak-tiktir, hem uzun vadeli, hem güncel-

    dir.

    Güncel ihtiyaçlar›n ba-z›lar›ndan sözedelim he-

    men burada:

    AKP faflizmi pe-kifltiren politikalar›-n›, bir “seçim arife-sinde” olunmas›na

    ra¤men, sürdürüyor.Polise daha fazla yetki

    veren bir yasa tasar›s›n›gündeme getirmifl durumda.

    Ne yapabiliyoruz buna karfl›?

    Onlarca, bazen 40-50 imzaylabiraraya geliniyor, bir bas›n aç›kla-mas›, tamam... ““KKaarrflfl››”” oldu¤umu-zu aç›klaman›n ötesinde hiçbir ifl-levleri yok bunlar›n. Oysa solun gö-revi, “karfl›” oldu¤unu ilan etmeninötesinde, karfl› oldu¤u politikalar›,kararlar›, yasalar›, durdurmak içinmilitanca mücadele vermektir. Bumilitanca mücadeleye kitleleri kata-rak, flu veya bu politikaya “karfl›”olmaktan öte, ““yyaannaa”” oldu¤u birdüzenin kurulmas› kavgas›n› büyüt-mektir.

    Cepheler, iflte bu noktada, solu“protesto” hareketi olmaktan ç›kar-t›p, halk› mevzi mücadelesi verirhale getirmeleriyle, bunun daha öte-sinde ise, iktidar hareketi yapmala-r›yla gelip geçici, güncel birliktelik-lerden ayr›l›rlar.

    1 May›s 2007, hemen herkesiumutland›rm›flt›. Ama flu an itiba-riyle, o birliktelik ve mücadele, sü-reklileflmiyor, daha ileri gitmiyor. 1May›s, kitlesel ve militan bir güçleortaya ç›k›ld›¤›nda, sonuç alabile-ce¤imizin bir göstergesiydi. Ayn›birlikteli¤in ve ayn› mücadeleninbirçok yerde gerçekleflti¤ini düflü-nün. Kuflkusuz böyle bir tablo, so-lun s›n›flar mücadelesine iradi mü-dahalelerde bulunabilen bir güç ha-line gelmesi demektir. Fakat belirt-

    6 CEPHE 3 HHaziran 22007

    Devrimci Demokratik Cephe’ye NEDEN ihtiyac›m›z var?NELER engel oluyor?

  • Say›: 107 7CEPHE

    ti¤imiz ve zaten herkesin de bil-mekte oldu¤u gibi, o zeminde, o an-lay›fl temelinde gelifltirebildi¤imizbir birliktelik de yoktur. Daha dakötüsü, öyle bir birliktelik solun fluanki ufkunda da görünmüyor.

    Tüm devrimci, demokrat, ilericigüçleri, daha ileri, militan bir birlik-teli¤i, bir Devrimci DemokratikCephe’yi ufuklar› içine almaya da-vet ediyoruz.

    Parlamentoya girmek için ittifakyapmak, Devrimci DemokratikCephe’yi oluflturmak de¤ildir. Buittifaklar, sand›kla kurulur, san-d›k kalk›nca da¤›l›r. Seçim itti-faklar›n›n bizzat taraf› olanlar,bunu defalarca yaflad›lar. Ama›srarla, bu seçim ittifaklar› sankiseçimle s›n›rl› de¤ilmifl gibi te-oriler, propagandalar yap›larak,hem kendilerini, hem solu ya-n›ltmaya devam ediyorlar. Butür tarif ve benzetmeler, pp rrooppaaggaann--ddiiff olman›n ötesinde hiçbir anlamtafl›mazlar. Nitekim, bugüne kadar“parlamento için” oluflturulan bir-liklere yak›flt›r›lan bu tür rollerin,misyonlar›n hayat›n içinde hiçbirkarfl›l›k bulmad›¤› ortadad›r.

    E¤er gerçekten, emperyalizmin,oligarflinin sald›r›lar› karfl›s›nda birbirlik isteniyorsa, bunu oluflturma-n›n yolu, zemini bellidir.

    Afla¤›daki flu sat›rlar, ufuksuzlu-¤un veya baflka bir deyiflle beyinle-rin sand›kta kilitlenmesinin bir ör-ne¤idir:

    “Demokrasi güçlerinin bu gidi-flat karfl›s›nda hiç kay›p vermedenbirleflmesi tarihi bir zorunluluk.Birlik ve ortak ba¤›ms›z adaylarlaseçime girmek yükselen milliyetçilikve gericilik yar›fl›na karfl› bir odakoluflturabilir. ” (Kamil Tekin Sürek,Evrensel, 29 May›s 2007)

    Linç politikalar›na, gericili¤ekarfl› barikat› parlamenter koltukla-r›yla örecek anlafl›lan bu anlay›fl sa-hipleri.

    “Bu oyunu bozman›n yolu geri-ci-faflist kliklere karfl› ddeemmookkrraassii ttaa--lleebbii eettrraaff››nnddaa genifl bir ittifak olufl-turmakt›r” diye söze bafllay›p, “De-mokrasi için bir birlik kurulamazsa

    TBMM’ye girebilmek hiç kolay ol-mayacakt›r” diye devam edilirse,orada demokrasi mücadelesi parla-mentoya endekslenmifl, baflka de-yiflle sand›¤a gömülmüfltür. Oradanbir fley ç›kmaz.

    Solun birli¤ini, bir cephe olufl-turmas›n› engelleyen ne-

    d e n l e r

    neler diye kafa yoruyoruz biz. Ufkusand›kla s›n›rl› olanlar›n buna bak›flaç›lar› bile çarp›k:

    “Kimse kendi grup ya da kifliselç›kar›n› böyle bir birli¤in oluflmas›-n›n önüne ç›karmamal›d›r. Milletve-kili pazarl›¤›, ‘benden olsun’ tavr›,birli¤in önündeki en büyük engel-lerden baz›lar›d›r.”

    Her fleyini seçime endekslemiflreformizmin dertleri baflka, halk›nmücadelesinin ihtiyaçlar› baflka.

    PPoolliittiikk eennggeelllleerrSSuubbjjeekkttiiff eennggeelllleerr

    Solun baz› kesimlerinin ba¤›m-s›zl›¤› iyice tali plana at›p “demok-rasiyi” ön plana almas›, baflka birdeyiflle ba¤›ms›zl›k ve demokrasimücadelesini birbirinden koparmas›sözkonusudur. Bu koparmada, de-mokrasi de asl›nda Avrupa Birli¤iüyeli¤ine endekslenmiflti. Bu çizgi-nin art›k pratik olarak da iflas etti¤iaç›kt›r. O halde bu anlay›fltakiler desorumlu bir muhasebeyle, DevrimciDemokratik Cephe’nin bir parças›olabilirler ve olmal›d›rlar.

    Mesela, sorun cephenin siyasalniteli¤inin ne olaca¤›nda anlaflama-

    mak de¤ildir. Kim niye kaç›yorDevrimci, Demokratik Cephe’den?Böyle bir oluflum, kimin hangiamaçlar›yla çeliflebilir? Bunu datart›flmal›y›z.

    Parti-Cephe çizgisinin Mahir-ler’den bu yana savunduklar› bircephe anlay›fl› ve modeli vard›r.Farkl› gruplar›n da bu noktada y›l-

    lardan beri savunduklar› çeflitlicephe anlay›fl ve modellerivar. Fakat dikkat edilecekolursa, biz gerek bu yaz›-m›zda, gerekse de “Devrim-ci Demokratik Cephe” üzeri-ne önceki yaz›lar›m›zda, bun-lar› tart›flm›yoruz.

    Devrimci Demokratik Cep-he, bugünün görevlerinden, bu-

    günün somutundan hareketle flekil-lendirmemiz gereken bir birlikte-liktir. Bunu, kendi modellerimizeuydurmaya çal›flmak veya kendi

    modellerimize uygun koflullar orta-ya ç›k›ncaya kadar her türlü birlik-ten, cepheden uzak durmak, dogma-tik ve flabloncu bir yaklafl›md›r veböyle bir yaklafl›mla da somut gö-revleri omuzlayamayaca¤›m›z aç›k-t›r.

    Anti-faflist, anti-emperyalist ol-mak, solda hemen herkesin birleflti-¤i, birleflebilece¤i bir zemindir. Em-peryalizme ve faflizme karfl› Dev-rimci Demokratik Cephe’nin muh-tevas›nda anlaflamamak sözkonusude¤ildir bu anlamda.

    Keza, örgütlenme sorunlar›, bi-çim sorunlar› da ayn› flekilde afl›la-bilir sorunlard›r kan›m›zca. Solundevrimci bir cephe temelinde biraraya gelmesinin önüne klasik has-tal›klar ç›k›yor. Halk›n ve solun ih-tiyaçlar›na cevap vermek temelindeyürütülmesi gereken tart›flmalar,öönnccüüllüükk,, ggrruuppççuulluukk kayg›lar›ylagölgeleniyor.

    Gerçekten izah› güç bir rriiyyaa sür-dürülüyor bu arada. Birlikten ka-çanlar, çeflitli sol çocukluk hastal›k-lar›yla birliklerin önünde engelolanlar, sanki en birlikçi kendileriy-mifl gibi davran›yorlar.

    Mesela, “ÖDP listelerini solaaçt›” denilerek ÖDP’nin asl›nda bir

  • 8 CEPHE 3 HHaziran 22007

    ““cceepphhee öörrggüüttüü”” olarak kuruldu¤usöyleniyor. DTP’nin birkaç “bat›”ilinde kendi d›fl›nda ba¤›ms›z aday-lar› desteklemesi ““ddeemmookkrraassii cceepp--hheessii”” diye adland›r›l›yor. Birlik,cephe bu kadar basit ve ucuz bir fleyde¤ildir.

    ÖDP, kuruluflunda da kendisini“solun birli¤i” olarak ilan etmifltihat›rlanacak olursa. Asl›nda böylebir söylem kullanmak, ben, “benimçat›m›n alt›nda yeralmay› kabuledenlerin d›fl›nda hiç kimseyle bir-lik yapmam” demektir.

    1995’ten beri, ›srarl› bir flekildegündeme getirdik bu öneriyi. Bir-çok zeminde tart›flmaya açt›k. Ka-l›plaflm›fl birlikler, flabloncu model-ler yerine, içinde yeralacaklar tara-f›ndan flekillendirilmesini esas alanbir anlay›fl önerdik. Ayd›nlardan le-gal partilere, sendikalardan odalara,devrimci gruplardan tek tek devrim-ci, demokrat kiflilere kadar herkesinyeralabilece¤i meclisleri gündemegetirdik. Fakat genifl bir tart›flma ze-mini bile oluflmad› bilindi¤i gibi.

    Çünkü ““öönnccüüllüükk,, aarrttçç››ll››kk”” kay-g›lar› hemen hiçbir zaman afl›lmad›.Bugün de halen afl›lmam›fl oldu¤ugibi... Keza, ““iiccaazzeettççiilliikk”” birçokçevrenin birlik konusundaki davra-n›fllar›n› yönlendiren temel unsur-lardan biri olmufltur. Devrimcilerleyanyana görünmenin kendilerine negetirip ne götürece¤i üzerine “k›l›k›rk yaran” hesaplar yapm›flt›r re-formizmin çeflitli kesimleri. Böylebir yanyana geliflin oligarflinin ica-zetini daraltaca¤›n› gördükleri nok-tada devrimcilerden de, do¤al ola-rak onlar›n tüm önerilerinden deköfle bucak kaçt›lar.

    Aynen “AB’ye dayal› demokra-si” konusunda oldu¤u gibi, bu ko-nuda da solun bir muhasebe yapma-s› gerek. Bu süreçte ileriye do¤ruat›lan her ad›mda, devrimciler var-d›r. ABD’nin Irak’› iflgaline karfl›mücadelede, Saraçhane ve Taksim 1May›s’lar›nda devrimcilerle yanya-na olduklar› sürece mücadele gelifl-tirildi.

    Gerek sendikalar, gerekse de le-gal parti çevreleri, bu ve benzeri

    baflka birlikteliklerin ard›ndan hep“demekki birlikte ifl yapabiliyor-mufluz” dediler ama bunlar›n deva-m› gelmedi, bu söylemler siyasi an-lamda yans›mas›n› bulmad›; siyasianlamda süren icazetçilik oldu.

    Türkiye solunun her kesimininflunu görmesi gerekiyor: Linç sald›-r›lar›, flovenist kuflatma, F Tipleri,terör demagojisi, bunlar›n hiçbiritek bafl›na bir veya iki siyasi hare-kete yönelmekle s›n›rl› kalm›yor.Evet, karfl›-devrimin bu sald›r› poli-tikalar›n›n öncelikli olarak hedefle-di¤i hareketler var, ancak bu, sald›-r›n›n esasta tüm sola yönelmifl oldu-¤u, muhteva olarak tüm solu kapsa-d›¤› gerçe¤ini de¤ifltirmiyor.

    F Tipleri sald›r›s› sendikalardanlegal partilere kadar herkese bir fle-kilde darbeler vurmad› m›?

    Linç sald›r›lar›n›n oluflturdu¤usiyasi atmosfer, tüm solu kuflatmad›m›?

    En son Anafartalar Çarfl›s›’n›nbombalanmas›n›n ard›ndan t›rman-d›r›lan terör demagojisi, hayat›n heralan›nda devrimci, demokratik mü-cadelenin önüne engel olmuyor mu?

    Terör demagojileriyle, linç poli-tikalar›yla devrimcilerin önüne göz-le görülecek kadar aç›k ve kal›n birduvar örülüyor; oligarfli devrimcile-ri halktan tecrit etme politikas›n›çok de¤iflik araçlarla zenginlefltire-rek sürdürüyor. Bunlara karfl› da ye-terince mücadele edemiyoruz. Örü-len o duvar› yerle bir edemiyoruz.Hat›rlanacakt›r, linç sald›r›lar› yay-g›nlafl›rken, tüm sola, tüm Türkiyeçap›nda ortaklafla olarak “gerçekleriaç›klama kampanyas›” yürütmeyiönermifltik. Gerçek flu ki, bu kap-samda, bu yayg›nl›kta kampanyalar

    yürütmek, tam da DevrimciDemokratik Cephe’nin ifli-dir; böyle bir mücadeleninalt›ndan ancak böyle birbirliktelik kalkabilir.

    Halka yönelik eylemlerkullan›larak, linç politikala-r› uygulanarak, kitleler solakarfl› k›flk›rt›l›yor. Sola kar-fl› k›flk›rt›lm›fl kitleler için-de politika yapmak duru-

    munda kal›yoruz.

    Anafartalar’daki patlamayla il-gili, patlama yerinde bir k›namayapmak, politika san›l›yor. Meselebu de¤il; kitleleri bu etkiden nas›lç›kartaca¤›z? Meselemiz buradad›r.

    Sol bu duvar› y›kamad›¤› süreceparlamenter mücadeleden de istedi-¤i sonucu alamayaca¤›n› görmektenuzak ne yaz›k ki. Evet, yukar›dakik›sa özetten de anlafl›laca¤› gibi,devrimci, demokratik güçlerin bir-araya gelmesinin önünde hem poli-tik engeller, hem subjektif nedenlervard›r. Fakat, neticede tüm bu en-geller afl›lamaz de¤ildir. DevrimciDemokratik Cephe, zaten bu engel-leri aflma iradesinin ad›d›r.

    ‹ster legal particilik çerçevesindebir mücadele yürütülüyor olunsun,isterse de devrimci bir çizgide; hattaisterseniz sadece sendikal mücadeledüzeyinde, her halükârda, kitleleribir mücadele içine çekmek duru-munday›z. Genifl kitleler üzerindedüzen güçlerinin etkisi yo¤unlaflt›k-ça, solun alan› daral›yor. Sol kitle-sellik aç›s›ndan en geri dönemlerin-den birini yaflarken, ayn› kesitte birbak›yorsunuz, solun d›fl›nda Türkiyetarihinin en kitlesel gösterileri ger-çeklefliyor. Elbette solun bu kon-jonktürden ç›karaca¤› dersler olma-l›. Bunun ›fl›¤›nda ataca¤› ad›mlarolmal›. Bu ad›mlardan biri Devrim-ci Demokratik Cephe olmal›d›r.

    Her siyasi hareket, kitleleri ken-di anlay›fl› do¤rultusunda bir müca-deleye kanalize etmeyi hedeflerkuflkusuz. Ama bugün ortada flu ve-ya bu yöne “kanalize” edilebilecekbir aakk››flfl yoktur. Devrimci Demokra-tik Cephe, bu ak›fl› yaratman›n ara-c›d›r ayn› zamanda.

    Devrimci,demokratik ggüçlerin bbiraraya

    gelmesinin öönünde hhem ppolitik engeller, hhem ssubjektif nnedenlervard›r. FFakat, nneticede ttüm bbu

    engeller afl›lamaz dde¤ildir. DDevrimciDemokratik CCephe, zzaten bbu

    engelleri aaflma iiradesinin ad›d›r.

  • Say›: 107 9FAfi‹ZM

    Ankara’daki bomban›n ard›n-dan, f›rsat kollad›¤› anlafl›lan AKP,polise s›n›rs›z yetkiler veren bir ta-sar› haz›rlad›. AKP milletvekilleriSelami Uzun, Kerim Özkul, SinanÖzkan ve Muharrem Tozçöken’inimzas›yla meclise sunulan, PolisVazife ve Salahiyet Kanunu’nda de-¤ifliklik öngören teklif CHP’lilerinde deste¤iyle kabul edildi.

    ‘Demokratikleflme’ masal›daha fazla bask›yla bitti

    “AB uyum yasalar›” ç›kar›l›r-ken, bu ülkenin demokratikleflmeyolunda h›zla ad›m att›¤›na inanan-lar hiç de az de¤ildi. Hatta kendinisosyalist olarak niteleyenlerden da-hi “bu bir burjuva demokratik dev-rim” diyenler olmufltu. Tek mesele,o yasalar›n pratikte uygulanmamas›meselesiydi, bir de uygulansa iflte ozaman demokratik, hukuk devletiolacakt›k!

    Bu yasalar aras›nda iktidar tara-f›ndan tüm toplumu aldatmak içinen fazla kullan›lanlardan biri de, po-lisin her türlü keyfili¤inin, terörü-nün önünü açan yetkilerinde yap›-lan k›s›tlamalard›.

    Polis her f›rsatta ““AABB yyaassaallaarr››yy--llaa eelllleerriinniinn kkoollllaarr››nn››nn bbaa¤¤llaanndd››¤¤››””propagandas› yap›yor, hatta önleye-bilece¤i kimi olaylar› bilerek önle-meme oyunu ile “bak›n yetkimiz k›-s›tland› böyle oldu” demeçleri veri-yordu. Genelkurmay da ayn› flekil-de, nnee oolluuyyoorrssaa yyeettkkiissiizzllii¤¤iimmiizz yyüü--zzüünnddeenn oolluuyyoorr mahiyetinde aç›kla-malarla daha fazla yetki için ka-muoyu oluflturuyordu.

    Asl›nda tüm bunlar, “eskiyedönmek” için de¤il, aksine eskidenvarolan yetkilerinin de üzerinde

    yetkiler elde etmek içindi. Çünkü,yasalarda ne yazarsa yazs›n, asl›ndak›s›tlanan bir yetki yoktu. Özellikledevrimci, demokratik muhalefetekarfl› s›n›rs›z bir özgürlük içinde ha-reket ediyorlar, “terör” demagojisiile bu yasad›fl›l›¤›n elefltirilmesininde önünü kesiyorlard›.

    fiimdi bu tasar› ile polis istedi¤i-ni elde etti. AB düzenlemeleri önce-sinde ne varsa geri ald›¤› gibi, örne-¤in üniversitelere rahatça girme,izin almadan dinleme gibi olmayanyetkiler de ald›.

    Kimilerinin ““ppoolliiss ddeevvlleettiinnee ddöö--nnüüflfl,, hhuukkuukk ddeevvlleettiinnee eellvvaaddaa”” de-di¤i, ancak olmayan hukuk devleti-ne veda edilemeyece¤ine göre, enfazla polis devletinin daha da ku-rumsallaflt›r›lmas› denilebilecek dü-zenlemeler ne getiriyor, özetle bun-lara bakal›m:

    ‹‹ZZ‹‹NNSS‹‹ZZ DD‹‹NNLLEEMMEE Polis,“suçu önleme” ad›na yapt›¤› istih-barat faaliyetlerinde, kiflileri uzak-tan kamerayla izleme, seslerini kay-detme, internet ortam›ndaki haber-leflmelerini izleme gibi yetkilere sa-hip olabilece¤i gibi, bu düzenlemeile telefonlar›n izinsiz dinlenmesi-nin de yolu aç›lacak. Oligarfli içi ik-tidar kavgalar›ndaki “telekulak” va-kalar›n› bir yana b›rak›rsan›z, bugü-ne kadar polisin devrimci, demokratkifli ve kurumlara yönelik fiili ola-rak kulland›¤› hukuk d›fl› dinlemeolaylar›, yasallaflt›r›l›yor. Gerekçede her derde deva “terör” demagoji-si olacakt›r. Ki yasada, bu iznin “ka-çakç›l›k ve terör” kapsam›nda veril-mesi, uygulaman›n hedefini de gös-teriyor.

    FF‹‹fifiLLEEMMEE ÖÖZZGGÜÜRRLLÜÜ⁄⁄ÜÜ Po-lise, tüm halk› fifllemek için her tür-lü f›rsat› de¤erlendirme yetkisi veri-

    liyor. Buna göre, pasaport, ehliyetbaflvurusu yapanlar›n dahi parmakizi al›nabilecek. Her toplumsalolayda, polisin “bundan flüphelen-dim” dedi¤i her kifliden de rahatçaparmak izi al›nmas›, resminin çekil-mesi gündemde. Bu fiflleme kay›tla-r› 80 y›l boyunca saklanabilecek. 12Eylül döneminin fifllerini silmekle

    � Polis flüphelenirse, istedi-¤i herkesi rahatl›kla durdu-rup arayabilecek. “Önlemearamas›” ad› alt›nda izinalmaya gerek olmayacak.

    � Durdururken, zor kullan›r-ken ihtarda bulunmayacak.

    � ‹stedi¤inde ‘zor’ kullana-bilecek. ‘Zor’ kullanma;coplamadan silah kullan-maya kadar varabilecek.

    � Parmak izinizi al›p foto¤-raf›n›z› çekerek fifllemeözgürlü¤üne kavuflacak.

    � Polisin ‘flüpheli’ dedi¤ikifli, resmi gözalt› iflleminekadar polisin istedi¤i kadar“al›konulabilecek.”

    � ‹zin almadan, mahkemekarar› olmadan dinlemeyapabilecek.

    � Polis ile jandarmanınüniversitelere girmesi içinrektör ve dekanların ça¤rısıve iznine gerek olmayacak.

    Faflizmden vazgeçmeyen AKP, polis devletinikurumlaflt›ran yeni yetkiler tan›d›

    POL‹S TERÖRÜNE YASAL KILIF

  • 10 FAfi‹ZM 3 HHaziran 22007

    övünen iktidar›n as›l mant›¤›n›n, fa-flizmin tüm toplumu tehlikeli görenve fifllemek isteyen mant›¤› oldu¤ugörülüyor.

    SSIINNIIRRSSIIZZ AARRAAMMAA Polisin ençok demagoji yapt›¤› konulardanbiri “arama yetkisi”ydi. Hakim,savc› izni gerekmeksizin, istedi¤imkifliyi, yeri arayay›m istiyordu. ‹ste-di¤ine kavufltu. Sadece mülki, idariamirin yani kendi fleflerinin verdi¤iyaz›l› emirle, kiflilerin üstlerini,araçlar›n›, özel ka¤›tlar›n›, eflyas›n›arayabilecek. Bununla da kalm›yor;bugüne kadar özel kanunlarla aran-mama istisnalar› bulunan, avukatl›kgibi mesle¤e sahip kifliler de izinsizaranabilecek.

    Gösteri düzenlenen yerlerin çev-resinde istedi¤ini durdurup arama,sendikalar ve demokratik kitle ör-gütlerini, odalar› arama yetkisini deelde eden polis, bugüne kadar rektörve dekanlar›n ça¤›rmas› ve izniylegirdi¤i üniversitelere de “ö¤retimve e¤itim özgürlü¤ünün sa¤lama”k›l›f›yla istedi¤i gibi girecek, giriflç›k›fllar›nda ö¤rencileri çevirip ara-yabilecek. Hakim iznine tabi olacaktek arama, “iflyeri” ve “konut” nite-li¤indeki yerler olacak. Yani, dev-rimci, demokratik muhalefete yöne-lik s›n›rs›z arama yetkisi olurken,eskaza patronlar böyle bir durumla

    karfl› karfl›ya kald›klar›nda önce izinalacaklar.

    AALLIIKKOOYYMMAA VVEE DDUURRDDUURR--MMAA Polisin ‘flüpheli’ dedi¤i kifli,resmi gözalt› ifllemine kadar polisinistedi¤i kadar “al›konulabilecek.”

    Kiflileri, araçlar› durdurma yet-kisini kullanmas› için polisin “tteecc--rrüübbeessiinnee,, iizzlleenniimmiinnee dayanan ma-kul bir sebebin” olmas› yeterli ola-cak. Yani sokakta herhangi birini“tecrübeme göre bu suçlu” diyedurdurup arayacak, sorgulayacak,fiflleyecek. Yani herkes potansiyelsuçlu muamelesi görecek. Bu aradapolisin “tecrübesinin”, hep devrim-ci, demokratik muhalefetin her ko-flulda “suçlu” görme yönünde oldu-¤unu söylemeye gerek yok san›r›z.

    ZZOORR KKUULLLLAANNMMAA Tasar›dapolisin sokak infazlar›na kap› açanzor kullanma yetkisi art›r›l›yor. Po-lis, kademeli olarak artan biçimdecoplamadan bas›nçl› suya, her f›r-satta kulland›¤› biber gaz›ndan ke-lepçelemeye varan zor kullanabile-cek. Bunun için herhangi bir uyar›yapmaya gerek duymayacak. “Dur”ihtar› yapt›ktan sonra atefl açma yet-kisine sahip olacak. Zoru hangi bi-çim ve fliddette kullanaca¤›na poli-sin kendisi karar verecek.

    Polisin zor kullanma yetkisininbu düzeyde olmad›¤› koflulda, 8

    Martlar’da, 1 May›s’ta yarat›lan te-röre herkes tan›k oldu. Polis otosu-na doldurdu¤u insanlara içeride a¤-z›na yüzüne biber gaz› s›kacak den-li keyfi, faflist bir kafa yap›s›na sa-hip olan polisin, fliddeti ne düzeydekullanaca¤›na kendisinin yetkili k›-l›nmas›n›n pratikte nas›l karfl›m›zaç›kaca¤›n› anlamak için kahin ol-maya gerek yoktur. Silah kullanmayetkisinin yeni infazlar›n önünüaçaca¤› da bugünden bellidir.

    Burjuva bas›n›n dahi “s›k›yöne-tim” yetkisi, “ola¤anüstü” yetki di-ye niteledi¤i artan yetkiler bunlarlas›n›rl› de¤il, ancak bunlar bile, fa-flist bask›n›n yasallaflt›r›lmas›nda,polis devletinin kurumsallaflt›r›lma-s›nda ciddi ad›mlar at›ld›¤›n› gös-termeye yeterlidir.

    AKP’nin demokratl›k maskesinin alt›ndaki faflist yüzü görüldü

    Polisin 1 May›s’ta tüm ‹stanbul-lular’a yönelik uygulad›¤› terörle il-gili olarak ‹stanbul Valisi ve Emni-yet Müdürü suçlanm›fl, böyle geniflçapl› bir terörün AAKKPP hhüükküümmeettiinniinnoonnaayy›› olmadan uygulanamayaca¤›görülmek istenmemiflti.

    Tasar›, tam da bu terörün sahibi-nin bizzat AKP hükümeti oldu¤unu

    K›z›ltepe'de Ah-met ve U¤ur Kaymaz’›n katili po-lisleri beraat ettirmekle yetinme-yen oligarflinin yarg›s›, Kaymazailesinin avukatl›¤›n› üstlenen Ta-hir Elçi hakk›nda dava açt›. 12 ya-fl›ndaki U¤ur’un infaz›n›n teflhirive yaratt›¤› rahats›zl›¤›n intikam›-n› almaya devam eden ve perva-s›zca, infazc›lara sahip ç›kan yar-g›ya göre avukat›n suçu; Eskifle-hir ACM için yapt›¤›, "Tarafs›zyarg›lama istiyoruz. Adaletin bu-rada gerçekleflmesini istiyoruz"aç›klamas› nedeniyle, mahkeme

    heyetini etkilemek!Mahkemenin adalet-

    sizli¤i bugün ispatlanm›fldurumda, Avukat tam dabunu dile getirdi¤i, mah-

    keme heyetinin, taleplerini sürek-li olarak reddeden, ciddiyetsiz tu-tumunu gözlemleyerek, adalet is-tedi¤i için cezaland›r›lacak.

    Mesele avukat›n ne dedi¤indede de¤il, aslolan, oligarflinin infazpolitikas›n› bir devlet politikas›olarak savunmas›d›r.

    Bu arada, avukatlar›n yarg›-lanmas› için gereken izni, AdaletEski Bakan› Cemil Çiçek’in an›n-da vererek, infaz politikas›n›nsürdürücüsü oldu¤unu gösterdi¤i-ni hat›rlatal›m!

    Türkiye için ‘s›radan olay’!

    Diyarbak›r'›n Ba¤c›larKöyü yak›nlar›ndaki DüzpelitMezras› Kevrokok kesiminde bulunantoplu mezardaki 8 cesetten birinin, 24May›s 1994 tarihinde askerler taraf›n-dan gözalt›na al›nan ve o¤lu taraf›ndan13 y›ld›r aranan Mehmet Selim Or-han'a ait oldu¤u DNA testiyle netleflti.

    Babas›n›n cesedini y›llar sonra bu-lan Adnan Orhan, "Babam, amcam vekuzenim askerler taraf›ndan gözalt›naal›nd›ktan sonra bir daha haber ala-mad›k. 13 y›l sonra babam›n kurflun-land›ktan sonra yak›lm›fl cesedini bu-labildim" diye konufltu.

    ‹nfazc›ya beraat avukata dava!8

    DAHA NEY‹N

    YETK‹S‹ 8DAHA NEY‹N

    YETK‹S‹

  • Say›: 107 11FAfi‹ZM

    gösterdi. AKP’ye demokratl›k pa-yesi biçerek destek verenler, ““eennddeemmookkrraatt ppaarrttii AAKKPP”” diyerekmilletvekili adayl›¤› için oraya ko-flan “solcular”, tasar›ya iliflkin ne di-yorlar, henüz ortada “t›k” yok. Amavarolan flu ki; bu düzenlemeler polisdevletini daha da kurumlaflt›rarak,varolan hak ve özgürlüklerin t›rpan-lanmas›n› da beraberinde getiriyor.

    AB yasalar›n›n cilalamas› ile yü-züne ‘demokrat’ maskesi tak›p top-lumun de¤iflik kesimlerini, AB’ci li-beralleri, solcu ayd›nlar› aldatanAKP’nin as›l zihniyeti bu yasadaçok aç›k görülmektedir. Kendisi yö-

    netti¤i, kendine yönelmedi¤i süreceAKP, polis devletinden, faflizmden,bask› ve terörden yanad›r.

    Riyakârl›¤› siyaset yöntemi ola-rak kullanan AKP’nin demokratl›k-la, hak ve özgürlüklerle hiçbir ilgisiyoktur. ‹kiyüzlülü¤e bak›n! AB ya-salar›yla polisin yetkilerini k›s›tla-y›p “bak›n demokrasi getiriyoruz”diyen AKP, polise s›n›rs›z yetki ta-n›yan yasay› da AB’ye uyum ile ge-rekçelendirmekten zerrece hicapduymuyor. Teklifin gerekçesinde,yeni ceza adalet sisteminin AB stan-dartlar›na uygun hale getirilebilme-sinde Polis Vazife ve Selahiyet Ka-nunu’ndaki hükümlerin yetersizkald›¤› belirtilerek, “bu nedenle po-lisin yeni ve ça¤dafl yetkilere ihtiyaçduydu¤u” söyleniyor. ‹nfazlara, po-lis terörüne kap› açan yetkilere“ça¤dafl yetkiler” ad›n› vermek de,bu ülkede demokrasicilik oyununbir gere¤i. Ne zaman bask›lar› art›-ran yasalar ç›kar›lsa ad›na reformderler; demokratikleflme paketlerin-den hep daha fazla bask› ç›kar;TCK’n›n elefltirilen bir maddesinikald›r›p, bir baflka yerine daha a¤›r›-n› koyarlar... Bu bir oyundur, ad›na“demokrasicilik oyunu” dedi¤imiz.

    Bu oyunu 5 y›ld›r AKP hüküme-ti sürdürüyor. Ve bir 5 y›l daha sür-

    dürmek için halktan oylar›n› istiyor.

    Peki “sosyal demokrat” CHPgelse farkl› m› olacak? B›rak›n ikti-darda olmay›, muhalefette dahi de-mokrat olamayan bir CHP’den sözediyoruz. Dikkat edin; bugüne ka-dar AKP’ye birçok konuda muhale-fet eden CHP, sözkonusu olan anti-demokratik yasa ve düzenlemeleroldu¤unda an›nda AKP ile elele ver-mifltir. 301. madde konusunda,DTP’yi engellemek için sergilenenkutsal ittifakta, ‘Terörle MücadeleYasas›’n›n daha da sertlefltirilmesikonusunda CHP en gerici, faflisttavr› tak›nm›flt›r.

    Polisin yetkilerinin art›r›lmas›n-da da beklendi¤i gibi, iktidar partisiile tam bir uyum sergilediler.

    “Asacaks›n bunlar›” sesi cuntac›lardan de¤il, Meclis’ten geliyor

    Tasar› Meclis Adalet Komisyo-nu’nda görüflülürken, komisyondaEmniyet Müdürlü¤ü ve JandarmaGenel Komutanl›¤› yetkilileri debulunuyordu. Emniyet Müdürlü¤üyetkilisi verilenleri az bularak dahada fazlas›n› isteme yüzsüzlü¤ü gös-terirken, jandarma yetkilisi de -na-

    Samast’›n ‘dostlar›’ bir ‘deli’ye s›¤›nd›Dink’in katili O.S. ile hat›ra resmi çektirip,

    üzerini bile aramayan Samsun polisi, “arama” ba-hanesi ile Karadeniz Temel Haklar ve Özgürlükler Derne-¤i’ne bask›n düzenledi. 25 May›s'ta, arama gerekçesini bildir-meden, avukat nezaretini beklemeden derne¤e dalan polis,arama karar›n› da Hacer Örgülü’nün ›srarlar› sonucu okuduve derne¤in eflyalar›n› da¤›tarak binay› terk etti.

    Arama gerekçesi ise, polisin aczini gösteriyordu. Dahaönce derne¤e gidip gelen, ancak ciddi psikolojik sorunlar› ne-deniyle gelmemesi söylenen Murat AKTAfi isimli kifli, ken-disini "terör örgütü üyesi ve canl› bomba” olarak ihbar etmifl,üzerinde pillerle, kablolarla “düzenek” görüntüsü vermifl hal-de Çorum’da gözalt›na al›nm›flt›. Zaten polisin bildi¤i duru-mu anlafl›l›nca ertesi günü serbest b›rak›lm›flt›. ‹fle bak›n ki,güya Aktafl ‘ikamet adresi’ diye derne¤i vermiflti!

    Samast’›n arkadafllar›na yak›flan bir hukuksuzluk!

    ‹flkence yap›p araziye att›lar!

    26 May›s günü Beyo¤lu Em-niyet Müdürlü¤ü polisleri taraf›ndan“üzerinde kimli¤i yok” gerekçesiyle gözalt›naal›nan Ferhat Yalç›nkaya, ‹HD ‹stanbul fiube-si’nde düzenledi¤i bas›n toplant›s›yla, maruzkald›¤› iflkenceyi anlatt›. Feci flekilde dövül-dü¤ünü söyleyen Yalç›nkaya, iflkencenin polisotosunda bafllad›¤›n›, dipçik ve kazma sap› iledövüldü¤ünü, arac›n içinde a¤z›na biber gaz›s›k›ld›¤›n› kaydetti.

    Her yan› yara bere için-de kalan Yalç›nkaya, poli-sin s›kça yapt›¤› gibi, hiçbirkayda geçirilmeden Yedi-kule yak›nlar›ndaki bofl biraraziye at›ld›.

    8DAHA NEY‹N

    YETK‹S‹ 8DAHA NEY‹N

    YETK‹S‹

    Yasa geri çekilmeli!Polise s›n›rs›z yetki veren tasar› çeflitli ku-

    rumlarca yap›lan aç›klamalarla protesto edildive derhal geri çekilmesi istendi.

    Halk›n Hukuk Bürosu taraf›ndan yap›lanaç›klamada, yaflanan hak ihlallerinin yan›s›rabu yasa ile birlikte demokratik kitle örgütleri-nin daha çok bask› alt›nda tutulaca¤› belirtilir-ken, Ankara Barosu ve KESK taraf›ndan yap›-lan yaz›l› aç›klamalarda da, yasan›n anti-de-mokratik oldu¤u kaydedildi. ÇHD ‹stanbul fiu-besi de 30 May›s’ta bir bas›n toplant›s› düzen-ledi. Av. Ebru Timtik ve Kemal Aytaç yapt›kla-r› konuflmalarda yasay› elefltirerek, nelere yolaçaca¤›na dair bilgi verdiler.

  • 12 FAfi‹ZM 3 HHaziran 22007

    s›lsa bask›n›n önü aç›ld› diye düflü-nerek- askerlerin yetkilerinin de ar-t›r›lmas›n› istedi.

    Kendi iç çat›flmalar›ndan kay-nakl›, “bu konuyu hükümet nezdin-de görüflmemiz gerekir” diye jan-darma yetkilisini reddeden AKP’li-ler, tart›flmalar s›ras›nda nas›l bir“Türkiye” tasavvur ettiklerini degayet aç›k flekilde anlatt›lar.

    AKP’li Mehmet Yılmazcan, sonyaflanan bombalama olaylarınaatıfta bulunarak ““‹‹nnssaann hhaakkllaarrıınnaassaayyggıı ggöösstteerriillddii¤¤ii,, yyeettkkiilleerr aazz oolldduu--¤¤uu iiççiinn ppaattllaammaa oollmmuuflflttuurr”” dedi.Yılmazcan, ““OOnnllaarrıınn vvaazziiffeessii bbiizziimmggüüvveennllii¤¤iimmiizzii ssaa¤¤llııyyoorr.. NNiiççiinn oonnllaa--rraa ggüüvveennmmiiyyoorruuzz?? OOnnllaarrıı ggüüççlleenn--ddiirrmmeelliiyyiizz,, yyookkssaa ssookkaa¤¤aa ççııkkaammaazzoollaaccaa¤¤ıızz”” diye konufltu. SözkonusuAKP’li, polisin zor kullanmadanönce “dur” ihtarını “duyulabilecekflekilde” yapması ifadesinin eklen-mesine de tepki göstererek, ““DDuurrddeenniillmmeessii bbiillee llüüzzuummssuuzz”” dedi.Tayyip’in zihin dünyas›n›n yans›-mas› olan Y›lmazcan’›n bu sözlerikarfl›s›nda kimi CHP’liler “Do¤ru-dan asalım o zaman” diye itiraz et-me gere¤i duyarken, Y›lmazcan’›n

    verdi¤i cevap tam da cuntac›lara öz-gü oldu: ““AAssaaccaakkssıınn ggeerreekkiirrssee””......

    ‹nsan haklar›na sayg› duymaya-l›m, polis devleti olal›m, yarg›s›z,sorgusuz infazlar yapal›m, dara¤aç-lar› kural›m hezeyanlar› sanmay›nki, sadece o AKP’liye özgüdür. Onuoraya kendilerini temsil etsin diyegönderen AKP’nin zihniyetidir gör-dü¤ünüz. Faflizmden vazgeçmeyen,demokratl›k maskesini yüzünde ikiy›l bile tutamayan bu iktidard›r.

    Polisin yetkileri az m›yd›?

    Demagoji flu: Polisin yetkileri azoldu¤u için “terör” oluyor.

    Sendika ve kitle örgütlerinin ra-hatça bas›labilmesi ile Ankara’dakipatlaman›n ne alakas› var? Ya daherkesi potansiyel suçlu görerek mi“önlenecek” bu tür olaylar?

    Toplumsal olaylara mümkünolan en fliddetli flekilde cevap veri-lerek, bast›r›larak m› “huzura kavu-flacak” bu ülke? Veya, -örnekleri da-ha önce görüldü¤ü gibi- karakolaher girenin, polisle her karfl›laflan›niflkence gördü¤ü, en az›ndan haka-rete u¤rad›¤›, tekme tokat dövüldü-

    ¤ü gerçe¤ini bilen s›radan bir insa-n›n, tutal›m ki, bir trafik suçundandolay› “dur” ihtar›na uymad› diyeinfaz edilmesiyle mi? Muhaliflereinfazlar s›radanlafl›nca m›?

    Baflka bir örnekle soral›m: HrantDink acaba polisin yetkisi az oldu-¤u için mi göz göre göre katledildi?Erhan Tuncel’in emniyetteki ba¤-lant›s› olan polis diyor ki; “Er-han'dan en büyük iste¤imiz HayalYasin'i Hrant Dink'i öldürme fikrin-den vazgeçirmesiydi!”

    Peki bu yetkileri art›rman›n ge-rekçesi neydi? “Suçu önleme”!

    “Suçu önleme” k›l›f› alt›nda s›-k›yönetimi aratmayan flekilde bin-lerce polisle yollar› kesip binlerceinsan› aramadan geçirme, gözalt›naalma yetkileriyle donat›lan polis,aç›kça geliyorum diyen bir cinayetkarfl›s›nda katile ricac› oluyor, ad›y-la, adresiyle bildi¤i halde cinayetiifllemeden önce yakalama, sorgula-ma gere¤i bile duymuyor. Tüm tefl-kilat Trabzon’dan Ankara’ya, ora-dan ‹stanbul’a; elbirli¤i içinde suçuönlememe üzerine hemfikir oluyor.

    Yine bir baflka örnek. Tüm Tür-kiye tan›k oldu, milyonlarca ‹stan-

    Komplocu polis yine iflbafl›nda!

    Polisin en iyi bildi¤i ifltir, devrimci, de-mokrat kifli ve kurumlara yönelik komplolar kurmak. 1Nisan komplosu, bunlar›n en büyü¤ü olmufltu, onuuyuflturucuya karfl› mücadele yürüten Temel HaklarDernekleri’ne yönelik komplolar izledi.

    ‹stanbul polisi yeni bir komplonun daha haz›rl›¤›içinde. Ça¤layan Temel Haklar’a gelip giden Atilla Gür-büz isimli gençten zorla yalan ifade alan polis, bunu Te-mel Haklar Federasyonu Baflkan› Asuman Akça ve Ça¤-layan Temel Haklar üyelerine yönelik komplo amac›ylakullanma haz›rl›¤›nda. Konuya iliflkin 24 May›s’ta Te-mel Haklar Federasyonu’nda Atilla Gürbüz’ün kat›l›m›ile bir bas›n toplant›s› düzenlendi. Korkudan yalan ifa-denin alt›na imza att›¤›n› anlatan Atilla Gürbüz, polisleiflbirli¤i yapmak istemedi¤ini söyledi.

    Federasyon ad›na aç›klamay› yapan Gülizar Özpolat,bu tür bask›larla, komplolarla ilk defa karfl›laflmad›kla-r›n› belirterek, “hiçbir komplo mücadelemizi engelleye-

    meyecek” derken, yozlaflmaya karfl› ç›kt›klar› için tu-tuklananlara yönelik hiçbir delilin bulunmad›¤› için butür komplolarla polisin delil yaratmaya çal›flt›¤›n› dilegetirdi.

    Atilla Gürbüz ise yaflad›klar›n› anlatt›. 19 May›s gü-nü Güzeltepe Mahallesi’nde arkadafl›yla birlikte yaflad›-¤› evden gözalt›na al›nd›¤›n› belirten Gürbüz, sözkonu-su evi arkadafllar›yla birlikte kiralad›klar›n›, Fatih Terör-le Mücadele’de bask› uyguland›¤›n› söyledi. Gürbüz,“sürekli olarak, yaflad›¤›m›z evin Hasan Malkoç ad›ndabirine ait oldu¤unu, bizim de Asuman Akça’n›n talima-t›yla evi gasbetti¤imizi tekrarlad›lar. Bir süre sonra ab-lam› getirdiler ablam›n üzüntülü hali beni iyice bunalt-m›fl ve korkutmufltu. Sürekli bu ifadeleri kabul etmemi,etmesem onlarca y›l hapis yataca¤›m›, edersem serbestb›rak›laca¤›m› ev ve para vereceklerini anlat›yorlard›.”fleklinde konufltu.

    Bask›yla ifadeleri kabul etti¤inive Ça¤layan’da ev tutacaklar›n› söy-lediklerini anlatan Gürbüz, kendisineiflbirli¤i teklif edildi¤ini ve Dolma-bahçe’de buluflacaklar›n› anlatarakpolisin hukuksuzlu¤unu teflhir etti.

    8DAHA NEY‹N

    YETK‹S‹

  • Say›: 107 13FAfi‹ZM

    bullu bizzat yaflad›. “Yetkisi az” po-lis, 1 May›s’ta koca bir kentte s›k›-yönetim ilan edebildi. Katile ricac›halka karfl› aslan kesilen bu polisindaha “yetkili” halinde baflka yapa-bilece¤i ne olabilir; “Yaflas›n 1 Ma-y›s” slogan› atan› çekip vurmak!

    Bunlar›n tümü bask›y› meflrulafl-t›rmak için baflvurulan bahaneler-den ibarettir. Düzenlemenin hedefi,devrimci, demokratik muhalefettir,sendikalard›r, DKÖ’lerdir, halk›nmücadelesidir. Bu bask›lar, halk›nde¤il sermayenin, iflbirlikçi tekelciburjuvazinin güvenli¤i için günde-me getirilmektedir.

    Burjuva bas›ndan kimileri dü-zenlemeyi elefltirip, kör topal de-mokrasinin, hukuk reformlar›n›nbofla ç›kt›¤›n›, bafllad›¤›m›z nokta-dan daha da geriye gitti¤imiz yazd›.

    Do¤rudur, AB süreci aç›s›ndanbafllan›lan yerin daha gerisine dö-nüldü. Masal bitti! Gözüne perdeçekmeyenler aç›s›ndan oyunun per-desi indi. Ancak as›l sorun da bura-dayd›; bu ülke demokratiklefleceksene Avrupa Birli¤i’nin dayatma veklavuzlu¤unda olacakt›r, ne de flubu iktidar›n lütfu ile. Çünkü bu ül-kede bask›lar›n, hak ve özgürlükle-re yönelik k›s›tlamalar›n, devletiyönetenlerin aleni flekilde insanhaklar›na düflmanl›klar›n›n, fiem-dinli gibi suçüstü kontrgerilla ey-lemlerinde dahi faillerin aklanmas›-na cüret edilmesinin... tüm bunlar›nkayna¤›nda faflizm gerçe¤i vard›r.

    Bir baflka deyiflle ortada ““kköörrttooppaall”” bbiirr ddeemmookkrraassii ddee,, hhuukkuukkddeevvlleettii ddee yyookkttuurr!!

    Bu nedenle ddeemmookkrraassii ssoorruunnuu--nnuunn ffaaflfliizzmmiinn yy››kk››llmmaass›› ssoorruunnuu ol-du¤unu söylüyoruz. Yaflanan hergeliflme bizi do¤rulamaya devamediyor. Neredeyse kimi ayd›nlar ta-raf›ndan “gelmifl geçmifl en demok-rat iktidar” ilan edilen iktidarda da,“sosyal demokrat” etiketli iktidar-larda da, “liberal-AB’ci” geçinenle-rin yönetiminde de ülke tablosu de-¤iflmiyorsa, ç›kar›lan hiçbir yasasistemin özünü de¤ifltirmiyorsa; bu-nun nedeni faflizm gerçe¤inden bafl-ka bir fley de¤ildir.

    “Terör” demagojisinin günde-me getirildi¤i her yerde, çark hepböyle döner; terör demagojisi, ilkelde, hak ve özgürlüklerin gasbe-dilmesine gerekçe yap›l›r.

    Ülkemizde y›llard›r yaflan›yorbu. Bu yüzden, y›llard›r haklar sü-rekli geriye gitmifltir. Y›llard›r po-lisin, Genelkurmay’›n yetkisi sü-rekli art›r›lm›flt›r.

    Her “eylemi” bunlara gerekçeyapm›fllard›r. Dünya çap›nda da 11Eylül eylemlerinden sonra ayn› sü-reç yaflanm›fl ve yaflanmaya devametmektedir.

    Önce genifl halk kitlelerini “te-rör” umacas› ile korkutuyor, açl›-¤›n, yoksullu¤un, sefaletin ortas›n-da baflka bir sorunu düflünemezhale getirerek “en önemli sorunungüvenlik sorunu” oldu¤una inand›-r›yorlar. Burjuva bas›n bu konudatemel rollerden birini oynuyor,korkuyu derinlefltirip, halk› bask›yasalar›na raz› olmaya ikna etmek-te kullan›l›yor. Paranoya öylesineyo¤unlaflt›r›l›yor ki, bir noktadansonra halk kendi haklar›ndan vaz-geçme noktas›na geliyor. Bu konu-da yap›lan kimi araflt›rmalar bilin-di¤i gibi bu tür çarp›c› sonuçlarvermektedir.

    Ve yine bilinmektedir ki, bu ül-kede terörle mücadele ad› alt›ndaal›nan bütün yetkiler bizzat halkakarfl› kullan›lm›flt›r bugüne kadar.Hak arama eylemlerinin karfl›s›nahep terör demagojisi ile elde edil-mifl yasalara dayanarak ç›km›fl fa-flizm.

    Elbette tüm bu süreç, bu dema-goji kampanyas›n›n karfl›s›ndagüçlü bir muhalefetin örgütlenme-di¤i koflullarda mümkün olabili-yor.

    Ankara’daki patlama nas›l ki,hiçbir gerekçeyle mazur gösterile-mez, savunulamazsa, bunu gerek-çe yaparak halk›n hak ve özgür-

    lüklerini daha da k›s›tla-mak kabul edilemezdir.

    Geriye dönüp, Anka-ra’daki patlaman›n he-men ard›ndan, ülke tari-

    hinde ilk kez bir Genelkurmaybaflkan›n›n olay yerine gidip terördemagojisiyle demeçler vermesi-nin anlam›n› yeniden düflünelim.Bu flovda baflka amaç ve niyetlerbu yaz›n›n konusu de¤il, ancak enaz›ndan yeni yetkiler elde etme,halk› terörizm demagojisi ile kor-kutarak bask›ya ikna etme, Kürtsorununda katliamc› politikalar›daha da ön plana ç›karma gibiamaçlar oldu¤u aç›kt›r.

    ‹ster ülkemizde isterse dünyadaolsun egemen s›n›flar›n “terörizm”kavram›n› hangi amaçla ve kimekarfl› kulland›klar› art›k s›r de¤il-dir. Haklar›n› isteyen, ba¤›ms›zl›kiçin savaflan, sömürüye karfl› mü-cadele eden herkes teröristtir onla-ra göre. Kendi sistemlerine muha-lif olanlar› yoketmenin meflrulaflt›-r›c› arac› olarak kullan›rken, biryandan da o sistemi daha da bask›-c› k›lman›n kald›rac› haline getiri-yorlar.

    Ama neye yar›yor! Halklar›ndireniflini ve mücadelesini hiçbirbask› yasas›yla, terörizm kampan-yas›yla, katliamlar, infazlar, iflken-celer, kay›plarla yokedemediler.Yokedemeyecekler.

    ‹flte bbuu ddaa hhaallkkllaarr››nn mmüüccaaddee--lleessiinniinn ddee¤¤iiflflmmeezz yyaassaass››dd››rr..

    Halklar her koflulda hak ve öz-gürlükleri için, ülkesinin ba¤›m-s›zl›¤› için, faflizme karfl› demok-rasi için, sömürü ve talan düzenineson vermek için mücadele etmeyedevam edecektir.

    Buna benzer çok bask› yasalar›gördük, her gün infazlar› yaflad›k,demokratik her türlü hareketin flid-detle bast›r›ld›¤› günleri yaflad›k.Buna ra¤men halklar›n mücadele-sinin de¤iflmez yasas› iflledi.

    Bugün ve yar›n da böyle ola-cakt›r. Halklar tarihsel, siyasalhakl›l›klar›ndan ald›klar› meflru-iyetle mücadelesini sürdürecek.

    ‘Terör’ Demagojisinin De¤iflmez Yasas›!

  • Bir süredir gündemden hiç düfl-meyen “s›n›r ötesi operasyon” tar-t›flmas›, Ankara Ulus’taki patlama-n›n ard›ndan daha “hararetli” flekil-de gündeme oturdu.

    Ulus’ta olay yerine gelerek dahaelinde hiçbir bilgi bulunmadanPKK’yi suçlamakla kalmayan Ge-nelkurmay Baflkan› Yaflar Büyüka-n›t, “terörün arkas›ndaki güçlerebakmak laz›m” sözleriyle, yenidenKuzey Irak’›, s›n›r ötesi operasyonuiflaret etti. Büyükan›t’›n aç›klamas›-n›n ard›ndan hükümet cephesinden,Baflbakan, "Talep gelirse kesinlikleMeclis'te s›n›r ötesi karar› al›r›z. Si-lahl› Kuvvetler'in arkas›na yasaldeste¤i veririz" aç›klamas› yapt›.

    Bu karfl›l›kl› “paslaflmalar”, aç›kki, operasyonun kendisinden öte içkavgalar›n›n bir ürünü ve “baflar›-s›zl›¤›” birbirine y›kmaya çal›flma-n›n sonucudur.

    Son iki hafta içindeki tart›flmala-ra, burjuva bas›nda kaleme al›nanyaz›lara bak›ld›¤›nda, adeta KuzeyIrak’a ha girildi ha girilecek aflama-s›nda oligarfli. Tüm mesele, as›l “vi-ze” al›nmas› gereken güç olanABD’den bu iznin al›nmas›nda...Kimseden izin almaya ihtiyac›m›zyok türünden beylik laflar ediliyorolsa da, Amerika’n›n onay› olma-dan oligarflinin böyle bir harekat›gerçeklefltirmesinin ne derecemümkün oldu¤u sorusunun cevab›,ba¤›ml› ülke Türkiye gerçe¤indedir.Nitekim ABD, "burada kimse banara¤men ve benim d›fl›mda bir fleyyapamaz" dercesine Türkiye havasahas›na girerek F-16'lar›n› uçurdu.

    Buna ra¤men oligarfli hem içte,hem de d›flta s›n›r ötesi operasyonu“›s›tmaya” devam ediyor.

    S›n›ra onbinlerce asker, silah,araç sevkiyat› yap›l›yor, uçaklar s›-n›rda uçuyor... Ayn› anda Kürt ille-rinde, da¤lar›nda büyük bir operas-yon yürütülüyor, bombalar ya¤d›r›-

    l›yor...

    S › n › r › nöte yan›ndaise, KuzeyIrak Kürtyönetimininolas› bir ha-reketa karfl›direnece¤izaç›klamas›-n›n ard›ndan siperler kaz›ld›¤› ha-berleri yans›yor bas›na.

    Mehmetçik bas›n ise zaten gir-meye haz›r dört gözle bekliyor. Hat-ta beklemiyor, ölçüsüz flekilde k›fl-k›rtmaya devam ediyor. Kimileriaç›kça “S›n›r ötesi operasyon içinhâlâ ne bekliyoruz?” bafll›klar› at›-yor köflesine ve kaleminden kandamlatarak en iflah olmaz›ndanKürt düflmanl›¤›n› kusuyor. Kimisi,floven milliyetçilikle iflbirlikçili¤inbirbirine karfl›t görünse de nas›l kar-defl oldu¤unu gösterircesine, “Irakiflgaline kat›lsayd›k, 1 Mart tezkere-si geçseydi böyle olmazd›” diyor.Kimisi, Ulus’un Amerika’n›n 11Eylül’ü ile ayn› oldu¤u saçmal›¤›n›teorilefltirip, Amerika sald›rganlar›ngeldi¤i Afganistan’a sald›rd›, biz deKuzey Irak’a sald›ral›m fetvalar›veriyor. Bir baflkas› bombalar›nmenfleinden hareketle akla ziyan te-oriler üreterek, “suçluyu” KuzeyIrak olarak iflaret ediyor. Ayn› man-t›kla, herhangi bir eylemin “Almanyap›m› silahlarla gerçeklefltirildi-¤inde Almanya’ya m› sald›racaks›-n›z?” sorusunu akl›na bile getirmekistemiyor. Üstelik bu akla ziyan te-oriler sadece “çok bilmifl” flovenköfle yazarlar›ndan gelmiyor; bu ül-kenin Genelkurmay Baflkan› ç›k›p,“o patlay›c›lar süpermarkettenal›nm›yor” diyebiliyor.

    Mesele KKürt Düflmanl›¤›d›r

    Hiç kimse yap›lan haz›rl›klar›,

    aç›klamalar›, bir s›n›r ötesi operas-yonu “terör” demagojisi ile aç›kla-yamaz. As›l mesele ony›llard›r sü-ren Kürt düflmanl›¤› meselesidir.

    Yap›lantüm “izah-lar”, teori-ler, dema-gojiler ger-çe¤in üze-rini örtmekiçindir. So-runun oda-¤›nda Kürtsorunundaoligarflinin

    ony›llard›r izledi¤i katliam üzerinekurulu politikan›n ç›kmaz› yatmak-tad›r. Bu açmaz bugün daha da de-rinleflmifltir ve ayn› politikan›n sür-dürülebilmesi için yeni bir “aç›-l›m”a ihtiyaç duyulmaktad›r. Oli-garflinin buldu¤u “aç›l›m” ise, soru-nu daha da büyütecek olan s›n›r öte-si operasyon olmaktad›r.

    Bir baflka deyiflle, kendi toprak-lar›ndaki sosyal, tarihsel temelleriolan bir sorunun “çözümünü”, aske-ri güçle baflka topraklarda aramakt›rs›n›r ötesi operasyon.

    Bir süredir körüklenen floveniz-me paralel olarak yükseltilen bu sa-vafl 盤l›klar› aras›nda, s›n›r ötesioperasyonun her derde deva oldu¤upompalan›yor durmadan.

    Örne¤in, 30’a yak›n irili ufakl›s›n›r ötesi operasyon yapm›fl ve ge-linen aflamada hiçbir fleyi çözeme-mifl bir ordunun bafl›ndaki isim, Ge-nelkurmay Baflkan› Yaflar Büyüka-n›t, ““SS››nn››rr öötteessii ooppeerraassyyoonn yyaapp››ll--mmaall››,, ffaayyddaa ddaa ssaa¤¤llaarr”” diyor.

    Ve mesele söylendi¤i gibi sadecePKK sorunu ile de s›n›rl› de¤ildir.Bas›nda dillendirilen, “Kandil Da-¤›’n› bombalamakla kal›nmamal›,Kürt devletinin kuruluflunun da önüal›nmal›...” fleklindeki yaklafl›m›n,bizzat Genelkurmay Baflkan› tara-f›ndan yap›lan bir konuflmada, “sa-dece PKK ile mi mücadele edece-¤iz, yoksa Barzani ile de bir fley ya-pacak m›y›z; hedef ne olacak! Bun-lar belirlenmeli, önümüze yaz›l›emir gelmeli” sözleriyle gösterilme-

    14 KÜRT SORUNU 3 HHaziran 22007

    “SINIR ÖTES‹ OPERASYON”, Kürt sorununda “açmaz”›n itiraf›d›r

  • si, yoruma gerek b›rakm›yor.“PKK’yi Barzani destekliyor” kam-panyas› ile, burjuva bas›n›n “Barza-ni haddini aflt›” türünden hamasi ha-berleri ile desteklenen bu sald›rgantutum, Kürt düflmanl›¤›ndan baflkaneyle aç›klanabilir?

    Peki soral›m;

    Tam 80 y›ld›r Kürtleri flu veyabu biçimde öldürüyor devlet. Asi-milasyonu her düzeyde, tüm ku-rumlar›yla yaflama geçiriyor. Herhalk›n en meflru hakk› olan kendikaderini tayin hakk› bir yana, Kürt-lere kendi dilleri bile çok görülüyor,Kürtçe konuflanlar, müzik yapan vedinleyenler cezaland›r›l›yor. “Kürt”kimli¤i ile düzenin parlamentosunagirmek isteyenleri boynundan tutuphapse at›yor, önlerini kesmek içinolmad›k yasalar ç›kar›l›yor. Köyleriyak›l›yor, cenazelerinde yeni cena-zeler veriliyor Kürt analar›n kuca¤›-na. 30 kez gittiniz s›n›rlar›n ötesine,s›n›rlar›n içinde bombalamad›kda¤-tafl b›rakmad›n›z, gerilla ceset-lerine en ahlâks›z iflkenceleri yapa-rak bir halk›n moral de¤erlerini tah-rip etmek istediniz...

    Peki ne elde ettiniz?

    Bugün “s›n›r ötesi gerekli” tera-nesi d›fl›nda ikinci bir cümle kurula-m›yorsa; toplumsal bir sorun karfl›-s›nda “son kifliyi yokedene kadarsavaflaca¤›z...” gibi anti-bilimsel,faflist, katliamc› politikalardan bafl-ka bir yol bulunam›yorsa; hiçbir fleyelde edilmedi¤inin ispat›d›r.

    Kürt HHalk›na ÖÖzgürlük

    Oligarflinin hiçbir demagojisi,bir baflka ülke topraklar›na sald›r›y›meflrulaflt›ramayaca¤› gibi, Kürthalk›na yönelik katliam operasyon-lar›n› da meflrulaflt›ramaz. 80 y›ld›rterör uygulayan faflizmdir.

    KKüürrtt hhaallkk››nnaa kkaarrflfl›› ooppeerraassyyoonn,,kkaattlliiaamm tteehhddiittlleerriinnee ssoonn vveerriillmmee--lliiddiirr.. Kürt halk›n›n haklar›, özgürlü-¤ü koflulsuz olarak tan›nmal›d›r.

    Her halk gibi Kürt halk›n›n dakendi kaderini tayin hakk› vard›r vebu hak katliamla, terörle bast›r›la-maz, yokedilemez.

    Say›: 107 15KÜRT SORUNU

    Polise yeni yetkiler veren yasa-n›n görüflüldü¤ü günlerde AKP, hal-ka karfl› topyekün savafl› boyutlan-d›raca¤›n› baflka bir alanda dahagösterdi. Geçici köy korucularınınsosyal haklarında iyilefltirmeyi vekorucuların sayısını 30 binden 40bine çıkarmayı öngören tasar›,TBMM Genel Kurulu’nda CHP’ninde deste¤iyle oybirli¤iyle kabuledilerek yasalafltı.

    ‹flçiye, memura, emekçilere ta-n›mad›¤› sosyal haklar› korucularatan›mak; say›lar›n› art›rmak, hükü-metin Kürt sorununa t›pk› Genel-kurmay gibi salt “güvenlik sorunu”olarak bakt›¤›n›n kan›t›d›r. Bilinengerçek bir kez daha tescil edilmifltir.10 bin daha yeni korucu almak, 40bin olacak say›y› gerekti¤inde Ba-kanlar Kurulu karar› ile %50 art›r-ma karar› vermek; Kürt’ü Kürt’ek›rd›rma politikas›na yo¤unlafl›la-ca¤›n›n, bask›n›n, katliamlar›n t›r-mand›r›laca¤›n›n göstergesidir.

    KKoorruuccuullaarraa ttaann››nnaann hhaakkllaarrflöyle: Maafllar› 390 YTL’den 540YTL’ye ç›kart›lacak. Operasyonla-ra katılanlara vergi ve kesinti ol-maksızın her ay ek tazminat ödene-cek. Emekliye ayr›ld›klar›nda dahizmet sürelerine ba¤l› olarak 235ila 320 YTL aras›nda maafl alacak-lar. Korucu bafllar›na, korucularaödenen ücretin yüzde 10’u kadar ekücret verilecek. “Yararlılık” göste-renlere yılda 1 kez aylık ücretinin 2katına kadar ödül verilebilecek.

    Elbette tüm bunlar halktan top-lanan vergilerle ödeniyor; yanihalktan al›p halka karfl› savafl› fi-nanse ediyor iktidar. Yoksullu¤unkol gezdi¤i bölgede böylece koru-culu¤u teflvik etmektedir iktidar.

    AKP aç›kça, “çözüm” de¤il “sa-vafl yat›r›m›” yapmaktad›r.

    Peki kimdir bu korucular?

    Onlar›n ad›n›devlet güçleriylebirlikte kat›ld›klar›katliam operasyon-lar›n›n d›fl›nda, gü-ya “devletin bilgisid›fl›nda”, ama ger-çekte onaylar›ylacinayet, tecavüz,köy yakma, halk›n mal›na el koy-malarla duyars›n›z. Her türlü kirliiflin içindedirler. Susurluk’ta Bucakaflireti örne¤inde ortaya ç›kt›¤› gibi,resmi görevlerinin d›fl›nda kontrge-rilla eleman› ihtiyac›n› karfl›larlar.

    20 y›ld›r devletin kulland›¤› ko-rucular, Genelkurmay’›n kendiaraflt›rmalar›na göre, 2004 y›l›nakadar 60 de¤iflik tür suç ifllemifller.Bunlar aras›nda; gasp, soygun, öl-dürme, yaralama, mesken ve araç-lara sald›r›, adam kaç›rma, patlay›c›madde kullanma, kasten ev ve otyang›n›, ev, iflyeri, banka ve otodanh›rs›zl›k, yankesicilik, zorla çek-se-net imzalatma, tahsil etme, orman-larda yang›n ç›karma, mahsul ve ot-lar› yakma, doland›r›c›l›k, emniyetisuistimal, suç eflyas› satmak, malazarar vermek, biliflim suçlar›, darpve sald›r›, rüflvet, zimmet, irtikap,ihtilas, k›z, kad›n ve erkek kaç›rma,çocuk kaç›rma, rehin alma, tehdit,aile fertlerine kötü muamele, haka-ret ve sövme, ›rza geçme, ›rza ta-saddi, k›zl›k bozma, fuhufla teflvik,kad›n ticareti, kumar, mesken ma-suniyetini ihlal, uyuflturucu kaçak-ç›l›¤›, gümrük ve tekel kaçakç›l›¤›,canl› hayvan kaçakç›l›¤›, tarihi eserkaçakç›l›¤›... gibi suçlar yeral›yor.

    “Kürt sorunu vard›r” diyen, ko-ruculu¤u kald›raca¤› vaadinde bu-lunan AKP’nin geldi¤i nokta halkakarfl› savafl› tahkimdir. fiimdi s›ra-da, zaten fiili olarak uygulanan‘ola¤anüstü hal’i yeniden yasallafl-t›rma var anlafl›lan!

    AKP Kürt halk›na karfl› savafl› tahkim ediyor

    “Kald›raca¤›z” dediler, korucu say›s›n› art›rd›lar

  • Yandaki iki resim aras›ndakifark; oligarflinin halka yönelik bireylemi nas›l kulland›¤›n› gösteriyor.Halka yönelen bir bomban›n patla-d›¤› yerde, flovenizm boy veriyor.Y›llard›r kendini tekrarlayan,muhasebe ve özelefltiri yap-mayan çarp›k bir eylem anla-y›fl›, oligarfliye bu zemini su-nuyor, daha do¤rusu alt›n birtepside arma¤an ediyor.

    23 May›s’ta AnkaraUlus’ta meydana gelen ve 7kiflinin ölümüyle sonuçlananpatlama üzerine tart›flmalarve de¤erlendirmeler sürerken, 31May›s tarihli Özgür Politika Gaze-tesi’nde HPG komutanlar›ndan Dr.Bahoz Erdal’›n aç›klamalar› yay›n-land›.

    Erdal, bu aç›klamalar›nda patla-man›n bir örgüt taraf›ndan üstlenil-di¤ini, “eylem do¤ru okundu¤unda,Kürt sorununun geldi¤i aflamay›görmek aç›s›ndan önemli bir iflaretverdi¤ini” belirtiyor.

    Ama bu de¤erlendirmelerdendaha önemlisi, Erdal, halktan yedikifliyi katleden bu eylemi ““KKüürrttkkaarrflfl››ttll››¤¤›› tteemmeelliinnddee uuyygguullaannaann flfliidd--ddeett ddoozzaajj››nnaa kkaarrflfl›› bbiirr tteeppkkii vvee bbiirrkkaarrflfl››ll››kk vveerrmmee eeyylleemmiiddiirr”” fleklindetan›ml›yor.

    Aç›k ki burada bir mmeeflflrruullaaflfltt››rr--mmaa vard›r.

    Ve iflte bu noktada da, kim yap-m›fl, kim üstlenmifl tart›flmas›n›nötesinde, Kürt milliyetçi hareketinbu anlay›fl› tart›fl›lmak zorundad›r.

    Tart›flma zorunlulu¤unu Erdal’›nflu sözleri daha da art›r›yor zaten.HPG komutan› diyor ki:

    ““KKüürrtt hhaallkk››nn››nn ttaalleepplleerrii ddiikkkkaatteeaall››nnmmaazzssaa,, bbaaflflttaa öönnddeerrllii¤¤iimmiizz ooll--mmaakk üüzzeerree hhaallkkaa bbuu bbiiççiimmddee yyöönnee--lliimm oolluurrssaa,, bbuu rraaddiikkaall--kkoonnttrroollssüüzzflfliiddddeett ee¤¤iilliimmii vvee eeyylleemmlleerrii ddaahhaa ddaaggeelliiflfleebbiilliirr..””

    Bahoz Erdal kime, ne diyor?

    Nas›l bir anlay›fl› savunuyor?

    Böyle bir eylemi meflrulaflt›r›r-ken, sola, Türk halk›na karfl› bir so-rumluluk duyulmuyor mu?

    Kürt milliyetçi hareketin önder-

    leri, hiç flüphe yok ki, Anafarta-lar’daki patlamadan bu yana geçengünler içinde solun çeflitli kesimleri(DTP ve KKK dahil) ad›na yap›lanaç›klamalar› duydular, okudular.

    Bu eylemin HALKA KARfiI bireylem oldu¤u, provokasyon niteli¤itafl›d›¤›, egemenlerin zihniyetineuygun oldu¤u ve egemenlerin iflineyarayaca¤›, çok genifl kesimlerinüzerinde hemfikir oldu¤u noktalar-d›r. Bu kadar genifl bir kesim, bu ey-lemin egemen s›n›flar›n ifline yara-yaca¤›n› söylüyor. Kontrgerillan›niflidir diyor. Bu da düflündürmüyormu, bu eylemi yapanlar› ve savu-nanlar›?

    Bahoz Erdal, “bu eylem, Kürt veTürk halk›n›n aras›na duvar örenbir eylemdir, bu yan›yla halklar›nde¤il egemen s›n›flar›n ifline yarar,yapanlar› k›n›yoruz” demiyor. Bu-nun yerine, eylemi meflrulaflt›ran biryaklafl›m hakimdir.

    Ne yaz›k ki Bahoz Erdal’›n uzunaç›klamas›n›n tek bir yerinde bile,bu eylem tarz›na, bu anlay›fla karfl›bir elefltiri getirilmemektedir.HPG’ye düflen, elefltirinin ötesinde,bu tarz› kesin ve tart›flmas›z biçim-

    de mmaahhkkuumm etmektir.

    Hiçbir Kürt yurtseverinin, hangigerekçeyle olursa olsun, halk›n za-rar görece¤i bbuu ttüürr eeyylleemm bbiiççiimmllee--rriinnee bbaaflflvvuurrmmaammaass›› ggeerreekkttii¤¤iinnii

    söylemektir.

    Ne yaz›k ki bunlar› söyle-miyor Kürt milliyetçi hare-ketin önderleri. Bu eski biranlay›flt›r. Bu anlay›fl bugünekadar onlarca MMaavvii ÇÇaarrflfl››yaratt› bu yüzden.

    Bugün kendini Kürt mil-liyetçi harekete endekslemifl

    kifli ve kurumlar da ne söyleyecek-lerini flafl›rm›fl durumdad›rlar.

    Bu anlay›fl›n yolaçt›¤› tablo Ba-hoz Erdal’›n aç›klamas›n›n yay›n-land›¤› gazetede çok somut olarakgörülüyor. Ayn› günkü gazetede, ga-zetenin köfle yazarlar›, bak›n eylem-le ilgili ne yaz›yorlard›:

    “Askerin... gerilimi t›rmand›ran,kaosa yol açan, provokasyonlarlahalk› k›flk›rtan, katliamlar› da için-de bar›nd›ran bir ‘B Plan›’n› haya-ta geçirece¤inden sözediliyor.

    Ankara’daki patlayan bomba dabu planla ilintili...

    Büyükan›t’›n s›ca¤› s›ca¤›nabomban›n patlad›¤› yere giderek, ...olay› manipüle etmeye çal›flmas›,kkeennddiinnii eellee vveerrddii...... PKK’ye faturaedilmek istenen bomban›n fünyesiniaskerin çekti¤i ortaya ç›kt›.” (Ma-flallah Öztürk)

    Ayn› günkü gazetedeki bir baflkayazar da flöyle yaz›yordu:

    “... bomban›n PKK taraf›ndanpatlat›l›p patlat›lmad›¤› tart›flmas›art›k gereksiz ve manipüle edici birtart›flmad›r. KKK’n›n ilan etti¤iaç›k tutum kadar, siyasal geliflmele-rin yönü de bu olas›l›¤› ortadan kal-d›rm›fl gibi gözüküyor.” (Kiraz Bi-çici)

    Bu kadar bbuullaann››kk,, kendi çizgi-sindeki insanlar› bile yan›ltan “ka-ranl›k” ortam, hangi anlay›flla, han-gi politikalarla yarat›ld›? Kürt milli-yetçi hareketin politik, askeri yöne-ticileri bunu düflünmelidirler.

    Kürt milliyetçi hareket, eylemüstlenme konusunda sola son dere-

    16 GÜNDEM 3 HHaziran 22007

    hhaallkkaa zzaarraarr vveerreenn eeyylleemmlleerr

    hhiiççbbiirr ggeerreekkççeeyylleemmeeflflrruullaaflfltt››rr››llaammaazz!!

  • ce olumsuz gelenekler tafl›m›flt›r.Ama bunun da ötesinde, yanl›fl ey-lem çizgisiyle, eylemleri kimin yap-t›¤›n›n anlafl›lamad›¤› bir zeminioluflturmufltur. Herkesin kontrgeril-la yapm›flt›r diye düflündü¤ü kimieylemlerin Kürt milliyetçi harekettaraf›ndan gerçeklefltirilmifl oldu¤u-nun ortaya ç›kmas›, ne yaz›k ki hiçolmam›fl bir fley de¤ildir.

    Bu durum hem PKK’ye, hem debütün olarak Türkiye soluna büyükzararlar vermifltir. PKK’nin Türkiyehalk›n›n sempatisini kazanamama-s›nda bu yanl›fl eylem çizgisinin ro-lü büyüktür. Bu çizgide ›srar edil-memelidir art›k.

    Kürt milliyetçi bas›nda, geçenbu günler içinde onlarca k›nama ya-z›ld›, bu eylemi Kürt milliyetçi ha-reketinin yapm›fl olamayaca¤›, olsaolsa kontrgerillan›n provokasyoneylemi olabilece¤ine dair onlarcayorum yay›nland›.

    Eylemi Kürt milliyetçili¤i çizgi-sinde TAK benzeri örgütlenmelerinüstlenmesi, KKK’nin, HPG’nin so-rumlulu¤unu ortadan kald›rmaz.Y›llardan beri, PKK anlay›fl› bu türeylemlere cevaz vermifl, zemin ha-z›rlam›fl, ideolojik, politik olarakadeta teflvik etmifltir. Bahoz Er-dal’›n aç›klamas›nda da örtülü bironay sözkonusu de¤il mi? “Yapma-y›n” demiyor. En önemli nokta bu.

    Kürt milliyetçi bas›ndaki birçokde¤erlerdirmede de bu provokasyoneyleminin Kürt-Türk çat›flmas›n›körükledi¤i yaz›ld›. Çok do¤rudur;bu ve benzeri provokatif eylemler,TTüürrkk--KKüürrtt ççaatt››flflmmaass››nnaa zemin ha-z›rlamaktad›r. O halde, bu tür ey-lemler karfl›s›nda aç›k tav›r alma-mak, böyle bir çat›flmay› flu veya bubiçimde istemek, böyle bir çat›flma-ya aç›k kap› b›rakmak demektir.

    Bahoz Erdal’›n yapt›¤› aç›kla-malar; Haklar ve Özgürlükler Cep-hesi’nin 90 No’lu bildirisinde vur-gulanan flu gerçe¤i de¤ifltirmiyor:““BBuu,, aannccaakk eeggeemmeenn ggüüççlleerriinn yyaappaa--bbiilleeccee¤¤ii bbiirr eeyylleemmddiirr......

    fifiuurraass›› aaçç››kktt››rr kkii;; bbööyyllee bbiirr eeyy--lleemm,, EEGGEEMMEENN GGÜÜÇÇLLEERR‹‹NN ‹‹fifi‹‹--NNEE YYAARRAARR..””

    Say›: 107 17GÜNDEM

    Yanl›fl TTeflhis!HHaayy››rr;; bbuu bboommbbaa ddeemmookk--

    rraassiiyyee aatt››llmmaadd››.. BBoommbbaa,, ooll--mmaayyaann bbiirr flfleeyyee aatt››llaammaazz!!

    24 May›s tarihli Birgün’ün manfleti flöyleydi: “BU BOMBA demokrasiye”Anafartalar’daki patlaman›n ard›ndan çeflitli sol güçlerin yapt›klar›

    aç›klamalarda da, sözkonusu manfletle ayn› flekilde, bu bomban›n “demok-rasiye” at›ld›¤› ifade edildi. Ankara’daki emek ve demokrasi güçleri ad›nayap›lan aç›klamada, keza DTP-EMEP-ÖDP-SDP genel baflkanlar›n›n yap-t›klar› k›nama aç›klamas›nda da benzer vurgular yap›ld›.

    Örne¤in, genel baflkanlardan biri, “bu katliam› yapanlar›n as›l hedefi-nin demokrasi, bar›fl ve kardeflli¤in savunucusu halk›n iradesinin seçimler-de saf d›fl› b›rak›lmas› oldu¤unu söylemek mümkündür” derken, bir di¤eri,“Bo