benim - butundunya.com file48 cehaleti al›r, efleklik baki kal›r!” laf›n› da hiç...

5
47 nneannem öyle çok okumufl yazm›fl bir kad›n de¤ildi. Mecidiye’den * liraya hayat›n›n son y›llar›nda zar zor adapte olmufl, soka¤›m›zdan geçen zerzevatç› ve sair sat›c›lar ile çok küçük yafl›ma ra¤men bendeniz de 1 mecidiyenin 20 kurufla denk geldi¤ini onun sayesinde ö¤renmifltim. Buca’n›n ba¤lar›ndan, bahçelerinden beygirinin küfelerine yükledi¤i, üstlerindeki çi¤ler henüz buharlaflmam›fl incir ve üzümleri; aç›k -koyu sar› kareli poflusu, tütünden sararm›fl pala b›y›klar› ile bafllard› evimizin önünden geçen üzümcüyle sabah erkenden çapraz kur! “Buz gibi bardac›k, so¤uk so¤uk bardac›k” diye Napoli’li sokak sat›c›lar›n›n aryalar›na tafl ç›kar›rcas›na bir flark› tutturararak “Ben geldim!” diye mahalleliyi uyaran o ihtiyar delikanl›, her halde bizim soka¤›n köflesini döndü¤ünde bafllard› hesap- lamaya bardac›k ile üzümün kilosunun kaç mecidiyeye denk geldi¤ini. Çünkü anneannem kap›n›n önüne ç›k›p da “Bardac›¤› kaçtan veriyorsun?” diye sordu¤unda cevap hep haz›rd›: “Befl buçuk mecidiye anne. Ama sana befl mecidiye olur!” Bugünün çapraz kur hesab›na göre befl buçuk mecidiye 110 kurufl etmekte. Öyle okumufl yazm›fl bir kad›n de¤ildi anneannem; ama “Okumak Benim Üniversitelerim Maksim Gorki’nin an›s›na sayg›yla Kültür ve Sanat Dünyas›ndan Tekin Özertem A

Upload: others

Post on 13-Sep-2019

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Benim - butundunya.com file48 cehaleti al›r, efleklik baki kal›r!” laf›n› da hiç düflürmezdi dilinden. O kadar çok fley ö¤rendim ki o pamuk prensesimden... Saymakla

47

nneannem öyle çok okumuflyazm›fl bir kad›n de¤ildi.

Mecidiye’den* liraya hayat›n›n sony›llar›nda zar zor adapte olmufl,soka¤›m›zdan geçen zerzevatç› ve sairsat›c›lar ile çok küçük yafl›ma ra¤menbendeniz de 1 mecidiyenin 20 kurufladenk geldi¤ini onun sayesindeö¤renmifltim. Buca’n›n ba¤lar›ndan,bahçelerinden beygirinin küfelerineyükledi¤i, üstlerindeki çi¤ler henüzbuharlaflmam›fl incir ve üzümleri; aç›k-koyu sar› kareli poflusu, tütündensararm›fl pala b›y›klar› ile bafllard›evimizin önünden geçen üzümcüylesabah erkenden çapraz kur!

“Buz gibi bardac›k, so¤uk so¤uk

bardac›k” diye Napoli’li sokaksat›c›lar›n›n aryalar›na tafl ç›kar›rcas›nabir flark› tutturararak “Ben geldim!”diye mahalleliyi uyaran o ihtiyardelikanl›, her halde bizim soka¤›nköflesini döndü¤ünde bafllard› hesap-lamaya bardac›k ile üzümün kilosununkaç mecidiyeye denk geldi¤ini. Çünküanneannem kap›n›n önüne ç›k›p da“Bardac›¤› kaçtan veriyorsun?” diyesordu¤unda cevap hep haz›rd›: “Beflbuçuk mecidiye anne. Ama sana beflmecidiye olur!” Bugünün çapraz kurhesab›na göre befl buçuk mecidiye110 kurufl etmekte.

Öyle okumufl yazm›fl bir kad›nde¤ildi anneannem; ama “Okumak

BenimÜniversitelerim

Maksim Gorki’nin an›s›na sayg›yla

Kültür ve Sanat Dünyas›ndanTekin Özertem

A

Page 2: Benim - butundunya.com file48 cehaleti al›r, efleklik baki kal›r!” laf›n› da hiç düflürmezdi dilinden. O kadar çok fley ö¤rendim ki o pamuk prensesimden... Saymakla

48

cehaleti al›r, efleklik baki kal›r!” laf›n›da hiç düflürmezdi dilinden. O kadarçok fley ö¤rendim ki o pamukprensesimden... Saymakla bitmez. Ensevdi¤im özlü sözlerinden biri de“‹nsanlar›n içlerinin/ yürekleriningüzelli¤i yüzlerine vurur.” deyifli idi...Pazara gitti¤imizde öyle ba¤›r›pça¤›ran esnaflar›n yan›na yanaflmaz,sessiz sakin olanlar›ndan al›rd› sebzeyimeyveyi. Neden diye sordu¤umda“Mal› iyi olan, tart›s› hileli olmayanböyle ba¤›r›p ça¤›rmaz” der; kestiripatard›. “Çok laf yalans›z, çok malharams›z olmaz!” sözü de yine onunkula¤›ma küpe etti¤i sözlerden.Komflumuz açken tok yatmamam›zgerekti¤ini de yine ondan ö¤rendim.

Bütün bunlar bir yaflam biçimi-nin, kültürün/ kültürlerin ayr›lmaz birparças› olan örf, adet ve gelenekler...Kimi zamanla de¤iflir, do¤ald›r. Do¤alolmayan: Geçerliliklerini yitirmedikle-ri halde yozlaflan, unutulmufl, modas›geçmifl diyerek önemsenmez olmala-r›d›r. Komflunun aç oldu¤unu bile bileald›rmay›p, tok yatma aflamas›na terfi(!) etmektir. ‹nsanlar›n içlerinin d›flavuran kötülükleri, sahtekârl›klar›yüzlerine vurdu¤u halde kendi ç›kar-lar›n› önceleyip ald›rmamakt›r. Bunu

baflarmak için alim filan olmaya gerekyok. Anneannemin dedi¤i gibisöyleyecek olursak, yeter ki okumakcehaleti almakla yetinmeyip efleklikbaki kalmas›n.

imdi gelelim iflin özüne; laf›ndönüp dolan›p bu s›cak yaz

gününde neden rahmetli anneanneme,benim pamuk prensesime geldi¤ine:Çünkü son günlerde gazetelerimizinsayfalar›nda boy gösteren, ne zaman,nereden, nas›l bittiklerini anlay›pkavrayamad›¤›m; kimilerinin adlar›n›bile duymad›¤›m üniversitelerin kocakoca reklamlar›n› gördükçe aynenanneannem gibi “Lâ havle...” çekipdurmaktay›m. Lâ havle, benim çocukluk

günlerimde çok kullan›lan birzikrin bafllang›c›. Tamam›: “Lâhavle, kuvvete illâ billâhil aliyyilazîm.” Yani: “Güç ve kuvvet, sadeceYüce ve Büyük olan Allah’›nyard›m›yla elde edilir. Allah’›m!Senin yard›m›n olmadan benhiçbir fley baflaramam. Ve

senden baflka dayanacak hiçbir fleyimyok.” anlam›na gelmekte. Yani birçaresizli¤in ifadesi. Benim zikrçekmemin nedeni de çaresizlikten!

Rektörlerinin, ö¤retim görevlile-rinin, vak›f baflkanlar›n›n büyük birözenle çekilmifl foto¤raflar›n›nsüsledi¤i bu ilanlar ile her gün yüzümeçarp›lan ülkemin e¤itim düzeyinin -kimse kusura bakmas›n- düzeysizli¤i-nin çaresizli¤i. ‹lim bilim üretecek,gençlere evrensel görüfl afl›layacaküniversitelerin birer ticarethaneye

BD A⁄USTOS 2015

“Çok laf yalans›z, çok malharams›z olmaz!” sözü deyine onun kula¤›ma küpeetti¤i sözlerden.

fi

Page 3: Benim - butundunya.com file48 cehaleti al›r, efleklik baki kal›r!” laf›n› da hiç düflürmezdi dilinden. O kadar çok fley ö¤rendim ki o pamuk prensesimden... Saymakla

dönüflmüfl oldu¤ugerçe¤i. Anneanneminpazarda al›flveriflyaparken çok ba¤›r›p盤›rarak mal›n›pazarlayan esnaflarlailgili sözlerinin kulakla-r›mda giderek artan çansesleri gibi ç›nl›yorolmas›.

Yüksekö¤retimKurumu YÖK’ün buy›l›n may›s ay› verileri-ne göre ülkemizdekiüniversite say›s› 193’e ulaflm›fl.Bunlar›n 109’u devlet, 76’s› vak›füniversitesi; 8 tanesi de vak›f yüksekokulu... Devlet üniversiteleriningazetelerde reklam yapt›klar›na rast-lamad›m. Yapmak isteseler, sesleriniduyurmak isteseler de paralar› yok.

Reklam verenler özel ya da vak›füniversiteleri.

Reklam da ticari hayatta malpazarlaman›n, müflteri cezbetmeningiderek artan oranda vazgeçilmezi.

âl böyle olunca, bu reklamlarile bu “de¤erli” ö¤retim kurum-

lar› benim gözümde birer ticarethane-ye dönüflmekte. Reklamlar da bukurum ve kurulufllar›n “ticaretin”gere¤i müflterilerine -ö¤renci vevelilerine - neyin karfl›l›¤›nda ne eldeedeceklerini, neler vaadettikleriniduyurman›n, pazarlaman›n en önemliögesi.

Liseyi bitirdikleri halde hangimesle¤i seçeceklerini bilemeyen birorta öretim sürecenin ürünü üniversiteaday› çocuklar›, çocu¤umuz ne olursa

olsun bir üniversite diplomas›na sahipolsun anlay›fl›n›n büyüsüne kap›lm›flanne baba, dede, nine ve bilumumakrabay› talukat› ne ölçüde etkiler; nekadar ifle yarar, reklam sahibikurulufllara ne ölçüde ticari geri dönüflsa¤lar bilemiyorum.

Bunu bilebilmek için imtiyazs›zs›n›fs›z bir toplum yaratma ideali ilekurulmufl Türkiye Cumhuriyeti’miziniçinde bulundu¤u bu durumun-e¤itimde eflitlik ilkesini bir yanab›rakmak bahas›na da olsa- yeterliça¤dafl bilgi ve becerilerle donat›lm›flyetiflmifl insan gücümüze katk›lar›konusunu sorgulamak ve belirlemekzorunday›z. Asl›nda görünen köy pekk›lavuz istemiyor. Hem resmi hemözel üniversitelerimizin -bir kaç›hariç- yetifltirdikleri/ mezun ettikleriö¤rencilerin ne kadar›n›n ülkeninüretimine, geliflimine ne ölçüdekatk›da bulunabilecek düzeydeolduklar› ortada. Olmayan: yüreklibir flekilde bu durumu sorgulamas›gereken üniversitelerden ve yeterlisay›da bilim insanlar›ndan yoksun

BD A⁄USTOS 2015

Üniversitelerimizin -bir kaç› hariç -yetifltirdikleri/mezun ettikleri ö¤rencilerinne kadar›n›n ülkenin üretimine, gelifliminene ölçüde katk›da bulunabilecek düzeydeolduklar› ortada.

H

49

Page 4: Benim - butundunya.com file48 cehaleti al›r, efleklik baki kal›r!” laf›n› da hiç düflürmezdi dilinden. O kadar çok fley ö¤rendim ki o pamuk prensesimden... Saymakla

50

olmam›z. fiakas› yok! Giderek ifliniçinden ç›k›lmaz bir duruma do¤ruh›zla sürüklenmekteyiz. Bu sorunadikkat çeken de¤erli düflünür ve biliminsanlar›m›z›n düflünce, saptama veönerilerinin kulak arkas› edildi¤inigördükçe umutlar›m daha da azal›yor.

Bu reklam konusundayazd›klar›m elbette tüm vak›füniversiteleri için geçerli de¤il. Birkaç›n›n son derece düzeyli ve baflar›l›olduklar› hepimizin malumu. Ama yagerisi? Sözün bitti¤i yer de buras›...

ir zamanlar üniversitelerin veüniversite ö¤retim üyelerinin

düzeylerini uluslararas› standartlarayükseltmek için kuruldu¤undakurucusu ve fikir babas› rahmetliProf. Dr. ‹hsan Do¤ramac› bir çok

ö¤retim görevlisi, bilim adam› vesiyasiler taraf›ndan yaman bir flekildeelefltirilmifl, üniversite kantinlerindesat›lan suyun fiyat›n›n yüksekli¤i,sandiviçlerin taze olmad›¤› bile ondansorulmufltu. Çevresindeki bir çok kiflide dahil olmak üzere, Do¤ramac›’n›nyapmak istedi¤ini, amaçlad›¤› ça¤daflüniversite kavram›n› alg›layamam›flve kendisine gerekli deste¤i, hem

akademik hem de idari yöndenvermemifllerdi. Oysa amaçlananmevcut ve gelecekte var olacaküniversitelerin, ö¤retmenlerininakademik yeterlili¤inin özerk birkurum taraf›ndan ölçülüp de¤erlendi-rilmesiydi. Olmad›. Olamad›. Olanolmas› gerekenin tam aksi oldu.

Yak›n zamanda pek de¤erlibakanlar›m›zdan biri “Bizden bilimadam› yetiflmez onun için e¤itimsistemimizi ara eleman yetifltirecekflekilde düzenlemeliyiz.” demiflti. Busözü bir baflka flekilde söyleyecek olurisek bizim yetifltirdi¤imiz/ yetifltirece-¤imiz ö¤renciler elifi görseler mertekzannederler fleklinde ifade edebiliriz.

Beni en çok inciten bu yaz›y›Mustafa Kemal’in 1921 y›l›nda,Kurtulufl Savafl›’n›n zor koflullar›

alt›nda, 15 Temmuz günüAnkara’da bir avuç ö¤ret-meni** toplayarakgerçeklefltirdi¤i MaarifKongresi’nin 91. Y›ldö-nümünün birkaç günöncesinde yaz›yor olmam.Bak›n ne demifl MustafaKemal ö¤retmenlere:“Bugüne kadar izlenene¤itim ve ö¤retim yön-

temlerinin milletimizin gerilemetarihinde en önemli etken oldu¤ukanaatindeyim. Onun için bir millîe¤itim program›ndan bahsederkeneski devrin hurafelerinden, toplumsalyap›m›zla hiç de ilgisi olmayanyabanc› fikirlerden, do¤udan vebat›dan gelebilen tüm etkilerdentamamen uzak, millî özelliklerimizleve tarihimizle ba¤daflabilen bir kültür

BD A⁄USTOS 2015

B

Mustafa Kemal: “Bugüne kadarizlenen e¤itim ve ö¤retimyöntemlerinin milletimizingerileme tarihinde en önemlietken oldu¤u kanaatindeyim.”

Page 5: Benim - butundunya.com file48 cehaleti al›r, efleklik baki kal›r!” laf›n› da hiç düflürmezdi dilinden. O kadar çok fley ö¤rendim ki o pamuk prensesimden... Saymakla

kastediyorum”***

Ülkemizde e¤itim devrimi kuflku-suz Atatürk ile bafllamad›. Tarihselbir süreç olarak, 1839 y›l›nda bafllayanyenilik ve modernleflme hareketlerinindevam›d›r. Mustafa Kemal ve onunlabirlikte savafl›p Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran arkadafllar› o yenilik vemodernleflmenin eserleridir.

Bugün bize düflen görev okulöncesi e¤itimden bafllayarak üniversitee¤itimine ve sonmras›na uzanan yoldaMustafa Kemal ve Arkadafllar›’n›ngerisine düflmemek; e¤itimde de

paray› veren düdü¤ü çalar anlay›fl›nabir çeki düzen vermektir.

Dünyan›n ilk üniversitesi olanHarran Üniversitesi’nin mirasç›lar›olarak bugünkü üniversite anlay›fl›n-daki yozlaflma bize gerçekten hiç mihiç yak›flm›yor. •

[email protected]* Sultan Abdülmecit’in ad› ile an›lan, 1884 –1922 y›llar› aras›nda kullan›lan para birimi.** 15 – 16 Temmuz 1921 tarihlerinde gerçeklefltirilen bu kongreye yaklafl›k 180 kad›n veerkek ö¤retmen kat›lm›flt›r.***Doç..Dr.Galip Karagözo¤lu, Atatürk’ünE¤itim Savafl›, Atatürk Dil ve Tarih Araflt›rmaKurumu

BD A⁄USTOS 2015

51

Adam, bir haftan›nyorgunlu¤undan sonrapazar sabah› kalkt›¤›ndabütün haftan›nyorgunlu¤unu ç›karmakiçin eline gazetesini ald›ve bütün gün miskinlikyap›p evde oturaca¤›n›düflündü. Tam bunlar›düflünürken o¤lu koflarakgeldi ve sinemaya nezaman gideceklerinisordu. Baba o¤luna buhafta sonu sinemaya götürmek için söz vermiflti ama flimdi can› hiçd›flar›ya ç›kmak istemiyordu. Bir bahane uydurmaya karar verdi. Oanda gazetenin promosyon olarak da¤›tt›¤› dünya haritas› gözüneiliflti. Önce dünya haritas›n› küçük parçalara ay›rd› ve o¤luna e¤er buharitay› düzeltebilirsen seni sinemaya götürece¤im dedi.Rahatlam›flt›... Bu u¤rafl›n›n onu akflama kadar oyalayaca¤›ndan emindi.Yeniden koltu¤una gömülerek gazetesini okumay› sürdürdü.

Aradan on dakika geçtikten sonra o¤lu babas›n›n yan›na koflarakgeldi ve babas›na haritay› düzeltti¤ini art›k sinemaya gidebileceklerinisöyledi. Adam önce inanamad› ve düzeltilen haritay› görmek istedi.fiaflk›nl›kla haritay› inceleyen baba çocu¤a bunu nas›l yapt›¤›n› sordu.Çocuk, gülümseyerek babas›n› yan›tlad›:

”Bana verdi¤in haritan›n arkas›nda bir insan resmi vard›. ‹nsan›düzeltti¤im zaman dünya kendili¤inden düzeldi.”

DÜZELTME