uluslararasi tÜrk sİyasİ hayatinda adnan menderes...
TRANSCRIPT
ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI NO : 60
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA
ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
EDİTÖRLER
Doç. Dr. Dilşen İnce Erdoğan
Doç. Dr. Hüseyin Üreten
Okt. Banu Berber Babalık
Okt. Esra Çetin
Okt. Coşkun Türkan
Gülay Gündeay
Aydın 2018
ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI NO : 60
KİTAP ADI
Uluslararası Türk Siyasi Hayatında Adnan Menderes Sempozyumu
Adnan Menderes Üniversitesi
EDİTÖRLER
Doç. Dr. Dilşen İnce Erdoğan
Doç. Dr. Hüseyin Üreten
Okt. Banu Berber Babalık Okt. Esra Çetin
Okt. Coşkun Türkan Gülay Gündeay
ISBN :
978-975-8254-65-1
İlk Basım :
Mart 2018
Kapak Grafik Tasarımı
Kamil Mersin
Baskı
Adnan Menderes Üniversitesi
Matbaası
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
I
ÖNSÖZ
Kurulduğu andan itibaren önemli bir kitle desteği alan ve muhalefet
merkezi olan Demokrat Parti, bilindiği üzere 14 Mayıs 1950 seçimleriyle
iktidarı ele geçirmiş ve bu dönem 27 Mayıs 1960 darbesiyle
sonlandırılmıştır. Dünya politik gelişmelerinde Soğuk Savaş koşulları ve
dinamiklerinin hâkim olduğu bu dönemde, Adnan Menderes liderliğindeki
Türkiye de büyük değişim dönüşüm geçirmiş ve çok partili demokrasiyi
deneyimlemiştir. Bu değişim ve dönüşümün anlaşılabilmesi,
değerlendirilebilmesi için üniversitemizde ilk defa 2011 yılında, 27 farklı
üniversiteden 75 öğretim üyesinin katılımıyla “Türk Tarihinde Adnan
Menderes” başlığı altında bir sempozyum düzenlenmişti. Ülke genelinde
büyük bir yankı uyandıran ve karşılık bulan bu sempozyumdan alınan güçle,
Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli bir dönemini uluslararası bir katılımla ele
alabilmek amacıyla yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda, “Uluslararası
Türk Siyasi Hayatında Adnan Menderes Sempozyumu” gündeme gelmiştir.
Bir kez daha üniversitemizin ev sahipliğinde, tek gün oturumlu, yurt içi ve
yurt dışından öğretim üyelerinin davet edildiği bu sempozyum da, Adnan
Menderes’in politik hayata girişi, Demokrat Parti’nin kuruluşu, Menderes
hükümetlerinin icraatları, 27 Mayıs Darbesi’ne giden süreç, 27 Mayıs
Darbesi ve Yassıada duruşmaları gibi konular ele alınmıştır.
Sempozyum Düzenleme Kurulu Adına
Okt. Coşkun TÜRKAN
Mart 2018, AYDIN
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
II
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
III
İÇİNDEKİLER Prof. Dr. Osman AKANDERE
Kuruluş Sürecinde Demokrat Partiye Yöneltilen Muvazaa İthamı ve Konunun
Siyasi Çevrelerde ve Gazetelerde Ele Alınışı …………………………………
1
Prof. Dr. Bayram AKÇA
Yassıada’da Demokrat Partili Bir Muğlalı: Turgut Topaloğlu………...………
3
Prof. Dr.Lütfiye ASGERZADE
27 Mayıs Darbesi ve Adnan Menderes'in İdamı Azerbaycan'da Yayınlanan
Komünist Gazetesinde …………………………………………....……………
4
Prof. Dr. Bayram BAYRAKTAR
Demokrat Parti Döneminde Din ve Devlet İlişkileri Üzerine Bazı
Düşünceler……………………………………………………………...………
7
Prof. Dr. Cezmi ERASLAN
Demokrat Parti İktidarının Başlarında İrtica Tartışmaları ve Adnan
Menderes’in Yaklaşımı Üzerine Bazı Gözlemler……………………………...
9
Prof. Dr. Temuçin F. Ertan
Yrd. Doç. Dr. Bahattin Demirtaş
Demokrat Parti Döneminde Türkiye’yi Ziyaret Eden Devlet Başkanlarının
Ankara Günleri (1950-1960)…………………………………………………...
12
Prof. Dr. H. Bayram KAÇMAZOĞLU
1950-1960 Döneminde İktidar - Üniversite İlişkileri…………………………..
14
Prof. Dr. Mehmet KARAYAMAN
CHP Parti Müfettişlerinin Kaleminden Demokrat Partinin İktidara Gelişi……
16
Prof.Dr. Yusuf KILIÇ
Adnan Menderes Dönemi (1950-1960) Tarih ve Arkeoloji Araştırma İzinleri
Kararlarından İç ve Dış Politikaya Yansımalar………………………………...
19
Prof. Dr. Bünyamin KOCAOĞLU
Adnan Menderes ve Değişen Türk Dış Politikası: Türk-Amerikan İlişkileri ve
Amerika’nın Ortadoğu’ya Yerleşmesi…………………………………………
21
Prof. Dr. Tahir KODAL
Adnan Menderes Dönemi Türkiye - Irak İlişkileri (1950-1960)……………….
23
Prof. Dr. Osman KÖSE
27 Mayıs Darbesine Giden Süreçte Muhalif Hareketlere Karşı Adnan
Menderes’in İzlediği Politika…………………………………………………..
25
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
IV
Prof. Dr. Hasan MERT
Ondörtler’e Göre 27 Mayıs 1960 ve Adnan Menderes…………………..……
27
Prof. Dr. Fahri SAKAL
Türk Demokrasi Tarihinde DP ve Menderes'in Yeri…………………………..
29
Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN
Demokrat Parti Dönemi Eğitim Politika ve Uygulamaları…………………….
32
Prof. Dr. Mehmet TEMEL
Menderes’in Beyanlarına Göre 27 Mayıs İhtilaline Giden Süreçte CHP’nin
Sorumluluğu……………………………………………………………………
35
Prof. Dr. Mehmet Ali ÜNAL
Bürokrat Aydının Demokrasi Korkusu………………………………………...
37
Doç. Dr. Halide ASLAN
Adnan Menderes Dönemi Din Politikaları………………………..……………
40
Doç. Dr. Seher BOYKOY
Menderes Dönemi Milli Eğitim Şuralarının Dönemin Eğitim Politikaları
Açısından Analizi……………………………………………………………..
42
Doç. Dr. Fevzi ÇAKMAK
Muhalif Kimliğiyle Adnan Menderes’in Türk Siyasetindeki İzleri……………
44
Doç. Dr. Filiz ÇOLAK
Bir Devre Adını Veren Başbakanın Hazin Sonu: Adnan Menderes’in
Yassıada Günleri ……………………………………………...………………
46
Doç. Dr. Dilşen İNCE ERDOĞAN
Güç Birliği Karşısında Adnan Menderes’in Siyasi Manevrası: Vatan Cephesi
(Manisa Örneğinde) ……………………………………………………………
48
Doç. Dr. Umut KARABULUT
Demokrat Parti Dönemi Türkiye - AET İlişkileri (1959-1960) ………………
50
Doç. Dr.Burhan SAYILIR
Adnan Menderes’in Demokrasi Yürüyüşünde Eskişehir’in Yeri ve Önemi…..
52
Doç. Dr. Yücel YİĞİT
Tepki ve İhbar: Demokrat Partililer……………………………………………
54
Yrd. Doç. Dr. Ceyda TUNA BOZDOĞAN
Demokrat Parti Hükümetleri ve Komünizmle Mücadele………………………
56
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
V
Yrd. Doç. Dr. Ayten CAN
27 Mayıs 1960 Yılı Askeri Darbesi’nin Alman Basınına Yansımaları…..……
58
Yrd. Doç. Dr. Selma GÖKTÜRK ÇETİNKAYA
Türk Demokrasi Tarihinde Karizmatik Liderlik Örneği: Adnan Menderes ve
27 Mayıs Darbesi………………………………………………………………
60
Yrd. Doç. Dr. Olcay ÖZKAYA DUMAN
Rus - Amerikan Merkezli Stratejik Güç Mücadelesi Altında Orta Doğu
Denklemi ve Türkiye’de Adnan Menderes Dönemi………………………...…
63
Yrd. Doç. Dr. Uğur TATLISUMAK
Mahir Kaynakla Adnan Menderes, Darbeler ve Ortadoğu Üzerine Yapılan
Yayınlanmamış Bir Röportaj ve Analizi…………………………….…………
65
Yrd. Doç. Ahmet TOKSOY
Alparslan Türkeş ve Adnan Menderes’in İdamı……………………….………
67
Okt. Banu BERBER BABALIK
Türk Siyasi Hayatında Vatan Cephesi Uygulamaları ve Aydın’da Vatan
Cephesi…………………………………………………………………………
69
Okt. Esra ÇETİN
Adnan Menderes’in Muhalefet Yıllarında TBMM’de Yapılan Müzik
Tartışmaları……………………………………………………………………
71
Okt. Coşkun TÜRKAN
Adnan Menderes Hükümetlerinin Toplumsal Tabanı ve Kimlik Söylemi…….
73
Dr. M. Serhan YÜCEL
Adnan Menderes İçin Tarihi An: 29 Kasım 1955 Demokrat Parti Grup
Toplantısı……………………………………………………………………….
76
Mehmet Arif DEMİRER
1950 – 1960 Döneminde Milli Dış Politika ve Uluslararası İlişkilerimiz……..
79
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
VI
ONUR KURULU
Yavuz Selim KÖŞGER (Aydın Valisi)
Prof. Dr. Cavit BİRCAN (Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü)
Prof. Dr. Refik TURAN (Türk Tarih Kurumu Başkanı)
BİLİM KURULU
Prof. Dr. Osman AKANDERE Necmettin Erbakan Üniversitesi
Prof. Dr. Bayram AKÇA Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Prof. Dr. Lütfiye ASGERZADE Milli Bilimler Akademisi
Azerbaycan
Prof. Dr. Bayram BAYRAKTAR Dokuz Eylül Üniversitesi
Prof. Dr. Mustafa DAŞ Dokuz Eylül Üniversitesi
Prof. Dr. İsmail DEMİRCİOĞLU Jandarma ve Sahil Güvenlik
Akademisi
Prof. Dr. Cezmi ERASLAN İstanbul Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet ERSAN Ege Üniversitesi
Prof. Dr. Temuçin Faik ERTAN Ankara Üniversitesi
Prof. Dr. Süleyman İNAN Pamukkale Üniversitesi
Prof. Dr. Talip KABADAYI Adnan Menderes Üniversitesi
Prof. Dr. H. Bayram KAÇMAZOĞLU İnönü Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet KARAYAMAN Uşak Üniversitesi
Prof. Dr. Yusuf KILIÇ Pamukkale Üniversitesi
Prof. Dr. Bünyamin KOCAOĞLU Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Prof. Dr. Tahir KODAL Pamukkale Üniversitesi
Prof. Dr. Enver KONUKÇU Emekli Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Osman KÖSE Polis Akademisi
Prof. Dr. Hasan MERT Ege Üniversitesi
Prof. Dr. Tuncay ÖĞÜN Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Prof. Dr. Ali Fuat ÖRENÇ İstanbul Üniversitesi
Prof. Dr. Fahri SAKAL Ondokuz Mayıs Üniversitesi
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
VII
Prof. Dr. Hacı Fahreddin SEFERLİ Azerbaycan Bilimler Akademisi
Nahçıvan
Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN Dokuz Eylül Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet TEMEL Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Prof. Dr. Muzaffer TEPEKAYA Celal Bayar Üniversitesi
Prof. Dr. Ömer TURAN Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Sadiye TUTSAK Uşak Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet Ali ÜNAL Pamukkale Üniversitesi
Doç. Dr. Halide ASLAN Ankara Üniversitesi
Doç. Dr. Seher BOYKOY Uludağ Üniversitesi
Doç. Dr. Fevzi ÇAKMAK Dokuz Eylül Üniversitesi
Doç. Dr. Filiz ÇOLAK Uşak Üniversitesi
Doç. Dr. Erkan GÖKSU Dokuz Eylül Üniversitesi
Doç. Dr. Dilşen İNCE ERDOĞAN Adnan Menderes Üniversitesi
Doç. Dr. Asef ORUCOV Nahçıvan Devlet Üniversites
Doç. Dr. Aysun SARIBEY HAYKIRAN Adnan Menderes Üniversitesi
Doç. Dr. Burhan SAYILIR Anadolu Üniversitesi
Doç. Dr. Umut KARABULUT Pamukkale Üniversitesi
Doç. Dr. Yücel YİĞİT Polis Akademisi
Doç. Dr. Oksana KOSHULKO Polotsk State University
Doç. Dr. Cihan ÖZGÜN Ege Üniversitesi
Doç. Dr. Emin ŞIHALİYEV Azerbaycan Bilimler Akademisi
Nahçıvan
Doç. Dr. Türkmen TÖRELİ Dokuz Eylül Üniversitesi
Doç. Dr. Hüseyin ÜRETEN Adnan Menderes Üniversitesi
Doç. Dr. Nadia YASEEN Bağdat University
Doç. Dr. Özgür YILDIZ Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Ayten CAN Adnan Menderes Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Selma GÖKTÜRK
ÇETİNKKAYA
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
VIII
Yrd. Doç. Dr. Musa GÜMÜŞ Adnan Menderes Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Samir KARİMLİ Sumgait Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Olcay ÖZKAYA DUMAN Mustafa Kemal Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Uğur TATLISUMAK Adnan Menderes Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Ahmet TOKSOY Adnan Menderes Üniversitesi
Dr. Melih AKTAŞ Emekli Öğretim Görevlisi
DÜZENLEME KURULU BAŞKANI
Doç. Dr. Dilşen İNCE ERDOĞAN
DÜZENLEME KURULU
Doç. Dr. Hüseyin ÜRETEN
Okt. Banu BERBER BABALIK
Okt. Esra ÇETİN
Okt. Coşkun TÜRKAN
Gülay GÜNDEAY (Şb. Md.)
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
1
KURULUŞ SÜRECİNDE DEMOKRAT PARTİYE YÖNELTİLEN
MUVAZAA İTHAMI VE KONUNUN SİYASİ ÇEVRELERDE VE
GAZETELERDE ELE ALINIŞI
ACCUSATION OF COLLISION DIRECTED TO DEMOCRATIC
PARTY DURING THE FOUNDATION PROCESS AND HANDLING OF
THE ISSUE BY POLITICAL CIRCLES AND NEWSPAPERS
Prof. Dr. Osman AKANDERE
Necmettin Erbakan Üniversitesi
ÖZET
Çok-partili hayata geçiş çabalarını yoğunlaştığı günlerde yani
Demokrat Parti’nin kuruluş sürecinde Milli Şef ve CHP Değişmez Genel
Başkanı olan İnönü ve CHP'liler ortaya bir iddia atmışlardı. Bu iddia yeni
kurulan partinin, yani "Demokrat Parti'nin bir muvazaa partisi" olduğuydu.
Bu çevrelere göre Demokrat Parti kurulurken Bayar, İnönü'nün iznini
almıştı. Millî Şef İnönü, Demokrat Parti'nin Bayar başkanlığında
kurulmasına sıcak bakmıştı. Ayrıca partinin kuruluş süreci içerisinde Bayar,
İnönü ile sürekli bir ilişki içerisinde olmuştu. CHP'liler istediği için ülkede
demokrasiye geçilmiş ve yeni partiler kurulmuştu. CHP çevrelerinde böyle
bir iddianın ortaya atılmasına sebep olan hadise, Bayar'ın 4 Aralık 1945
günü İnönü tarafından Çankaya Köşkü'ne yemeğe davet edilmesi ve onunla
baş başa yediği akşam yemeğidir. Bu yemek daveti, yeni bir partinin
kurulmasından hoşnut olmayan CHP'lilerce başka mecralara çekilmişti. Bu
çevreler "yeni parti bir muvazaa" partisidir şeklinde yaygara yapmışlardır.
İnönü bu görüşmeyle ilgili olarak Celal Bayar’ın kuracakları Demokrat
Parti’nin programını nezaketen kendisine getirdiğini ve kendisiyle partisi
hakkında görüştüklerini ve hiçbir zata bir parti teşkil etmesi için teklif ve
telkinde bulunmadığını söyleyerek muvazaa iddialarının doğru olmadığını
belirtmiştir.
Muvazaa iddialarının muhatabı olan Demokrat Parti’nin Celal Bayar
ve Adnan Menderes gibi kurucuları da 7 Ocak 1946 günü yaptıkları basın
toplantısında “Muvazaanın hafiflik olduğu ve ne bunu kabul edecek ne de bu
teklifi ileri sürecek kimseler olmadığını ve zaten ülkenin de muvazaalı işlere
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
2
de tahammülü bulunmadığı” açıklamasını yaparak iddiaları kesinlikle
reddetmişlerdir.
Bu çalışmada Demokrat Parti’nin kuruluş sürecinde siyasi çevreler
ve basında tartışılan “muvazaa iddiaları” ele alınıp, verilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Milli Şef İnönü, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat
Parti, Muvazaa, İddia.
ABSTRACT
İnönü, National Chief and invariable General President of CHP
(Republican People’s Party), and members of CHP made a claim in the days
when the efforts for transition to multi-party system were ongoing intensely,
i.e. in the foundation process of Democratic Party. According to that claim,
it was asserted that recently established party, i.e. “Democratic Party was a
collusion party”. According to those circles, Bayar took permission from
İnönü when Democratic Party was founded. İnönü, National Chief, was not
leaning towards foundation of Democratic Party under the presidency of
Bayar. Also, Bayar was always in contact with İnönü during the foundation
process of the party. The country brought democracy upon the request of the
members of CHP, and new parties were founded. The incident, which caused
CHP circles to make such a claim, was the event when Bayar was invited to
Çankaya Mansion by İnönü for a dinner on December 4, 1945 and the meal
he had with İnönü in private. The members of CHP, who were not glad to
see a new party being founded, interpreted this invitation for dinner
differently. These circles made a fuss by saying “the new party is a
collusion” party.
İnönü said, in relation with the aforementioned meeting, that the
claims of collusion are not true by stating that Celal Bayar brought the
program of Democrat Party, the party that they shall establish, to him by
courtesy, that they made a conversation with him on their party, and that he
did not offer or suggest anyone to establish a party.
In the press meeting held on January 7, 1946, founders of
Democratic Party, such as Celal Bayar and Adnan Menderes, who were the
addressee of the claims of collusion, made the following statement;
“Collusion is a frivolous act and none of us has a character to accept or make
such an offer, and also, our country has no time to waste in collusive
affairs”, and thus, they refused such claims strictly.
In this study, we shall endeavour to assess and provide the “claims
of collusion”, which were discussed by the political circles and press during
the foundation process of Democratic Party.
Keywords: İnönü, National Chief, Republican People’s Party, Democratic
Party, Collusion, Claim.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
3
YASSIADA’DA DEMOKRAT PARTİLİ BİR MUĞLALI: TURGUT
TOPALOĞLU
A POLITICIAN FROM MUĞLA IN YASSIADA: TURGUT
TOPALOĞLU
Prof. Dr. Bayram AKÇA
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
ÖZET
Bu bildiride, Turgut Topaloğlu’nun ailesi, eğitim-öğretimi, iş hayatı
ve siyasi hayatı ele alınacaktır. Turgut Topaloğlu siyasi hayatında önce DP
kurucusu, sonra DP İl Başkanı daha sonra da DP Muğla Milletvekili oldu. 27
Mayıs Askeri Darbesi’nden sonra Yassıada’da yargılanan Turgut Topaloğlu
Kayseri ve Urla’da cezasını çektikten sonra 1962 yılında tekrar Muğla’ya
döndü.
Anahtar Kelimeler: Turgut Topaloğlu, Darbe, Muğla.
ABSTRACT
In this study, we shall explain the family, the education as well as
the career of Turgut Topaloğlu, who was first the founder of Democratic
Parthy and then became the province chairman and afterwards a member of
parliament of this parthy. He was put on trial after the military coup of 27
May 1960 and after the trial he was held in custody in Kayseri and then in
Urla from where he returned to his native city, Muğla.
Keywords: Turgut Topaloğlu, Coup, Muğla.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
4
27 MAYIS DARBESİ VE ADNAN MENDERES'İN İDAMI
AZERBAYCAN'DA YAYINLANAN KOMÜNİST GAZETESİNDE
ADNAN MENDERES' EXECUTION AND THE MAY 27 COUP IN THE
COMMUNIST GAZETTE OF AZERBAIJAN
Prof. Dr. Lütfiye ASGERZADE
Milli Bilimler Akademisi Azerbaycan
ÖZET
27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan, 27 Mayıs Asgeri Müdahilesi ve ya
27 mayıs İhtilalı olarak da anılan darbe Türkiye Cumhuriyeti`nin siyasi ve
devletçilik tarihinde ilk darbe idi. Bu darbenin neticesi olarak devrin Baş
Bakanı Adnan Menderes idam edildi. Türk devletciliğinde Adnan
Menderes'in (1899-1961) faaliyeti ve acımasız taleyi bütün dönemlerin
insanının hafızasından silinmeyecek iz bıraktı.
Eski Sovyetler Birliği 70 yıllık bir süre Türkiye Cumhuriyeti,ne ve
onunla milli, harp ve ya sosyal-ekonomi bağları olan devlet kurumları ile
ilişkilerin hassasiyetle izlenildiği görülmekdetir. Komünist partisi`nin
Azerbaycan'da hakimliği döneminde iktidara bağlı bir numara gazete olan
“Komünist”te ABD ve bir çok Avrupa ülkesinin üye olduğu NATO
teşkilatının apardığı siyasete karşı antipropaganda işlerini mahz şu gazete ile
gerçekleştirmişti. “Komünist” gazetesi Türkiye tarihinin 1960-61. yıllarının
siyasi tartışmalarını dikkatla izlemiş ve şu ziddiyyetlere sevinmişler.
Gazetenin 1961' 16 Eylül 219 sayısındaki manşetlerinde Türkiye hayatının,
özellikle de “Adnan Menderes ve Celal Bayar baresinde ölüm hükümleri”
başlıklı haberlerin yer alması dikkatçekicidir. “Komünist” gazetesinde
haberde okuyoruz: “ İstanbul, 15 Eylül (SİTA) Yassıada'da Türkiye`,nin eski
Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın, eski Başbakan Adnan Menderes ve O'nun
hükumet üyeleri ile birge, eski DP`nin rehber xadimlerinin işine sorumlu
Adalet Mahkemesi`nin bugün yarın C. Bayar, A. Menderes milli meclisin
eski başkanı Koraltan, eski dış işleri bakanı Fatih Zorlu, eski maliye bakanı
Hasan Poladkan ve bir sıra şahıslar baresinde ölüm hükmü çıkarmıştır.”
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
5
Gözüktüğü gibi, geçmiş SSRİ.nin sahip olduğu ideoloji baş veren
olaylara acımadan Türkiye`deki siyasi durumun gerginliğini maksadlarına
uykun görüyordu. Türkiye ve dünya medyasından aldığı haberleri, statistik
rakamları büyüterek müttefik ülkelerde, mahsus da, Azerbaycan okurunu
hakikatdan uzaklaştırmağa çalışıyordu. “Kommunust” gazetesinin 19 Eylül
221 numarasında A.Menderes ve diğer hükümet üyelerinin idam edilmesine
sevincle “Hainler cezalarına çattılar” manşetli haber mahşet oluyor:
“Türkiye,nin eski hükümdarları kendi ülkeleri karşısında dehşetli cinayetler
işlemişler.” Gazetenin şu kaydından A.Menderes'lerin “seyleri neticesinde
Türkiye okyanusun o başındakı imperialistlerin ayakları altına atılmışdı...”
sonra ardınca Menderes gibi tarihi bir şahsiyyetin uğursuz taleyini çok
soğukkanlılıkla tesvir eder gibi yazır: “Onlar kendi emellerinin ödülünü
aldılar... O'nların boğazına kendir keçirildi. Halk hainleri affetmir ve hiç
zaman affetmeyecektir. Yassıada'da keçirilmiş mehkemenin baçlıca ibret
dersi şudur. Hainler cezalarına çatmışlardır.”
Kanımca, Azerbaycan okuru daim Türkiye`de baş veren olayları
takip etmiştir. Fakat, ne yazık ki, bazı tarihi hakikatları, Türkiye
Cumhuriyeti`nde yapılan ilk darbeni ve A.Menderes vb. hayat facialarını
yanlış anlamış ve anlatmıştı.
Anahtar kelmeler: Sovyetler birliği, Komünist ideolojisi, 27 Mayıs Asgeri
Müdahilesi, Adnan Menderes, Komünist” gazetesi
ABSTRACT
Held on May 27, 1960 May 27 or May 27 as Military Intervention
and Revolution also referred to Turkey coup was the first blow to the
Republic's political history and statecraft. As a result of this coup, Devrin
Chief Minister Adnan Menderes was executed. Adnan Menderes' (1899-
1961) activity and ruthless talent in the Turkish statehood left a mark on
people's memories of all periods.
The former Soviet Union Republic of Turkey for a period of 70
years, and with what national, war and social-economic ties with
government agencies or with görülmekdet watched the sensitivity of
relations. The Communist Party, the number one newspaper linked to power
in the period of the Communist Party's rule in Azerbaijan, carried out
antipropagation with the newspaper in the face of the politics of the US and
the NATO organization that many European countries were members of.
"Communist" newspaper of Turkey's historic 1960-61. They watched
the political debates of their years carefully and were delighted with the
following abuses. Newspaper's 1961 headline in the September 16 issue of
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
6
219 lives in Turkey, especially "provisions death of Adnan Menderes and
Celal Bayar bare entitled" news is the inclusion of salient. We read in the
"Communist" newspaper: "Istanbul, September 15 (SITA) Turkey Yassıada,
the former President Celal Bayar, former Prime Minister Adnan Menderes
and his government members, someday, that responsible business the old
dp`n contacts Justice Court of today's tomorrow C. Bayar, former chairman
of A. Menderes national parliament, Khalaltan, former foreign minister Fatih
Zorlu, former finance minister Hasan Poladkan and a number of people in
parliament issued death sentence.
As it seems, ssri.n history of the tension of the political situation in
Turkey is without mercy to the head ideology that saw the events with the
purpose to sleep. Turkey and received the news from the world of media, in
statistical figures magnifies the allied countries, processes also were
struggling to Azerbaijan reads the truth that too. "Kommunust" newspaper
on September 19, 221, the death of A.Menderes and other members of the
affectionate
"The traitors are punished": "Turkey's former rulers have committed
horrendous murders across their own country."
Journal of the Adnan Menderes from the current record "Turkey's
ocean things result that at the beginning of atılmışd under the feet of
imperialist ..." then after the other historic şahsiyyet sinister fate as Menderes
very calmly would Leveling "They take the reward of their own orders ..."
He's got a throat fever. People will forgive the traitors and will never forgive.
Yassıada'da is a prison lesson of the prisoner of the court. The traitors are
punished. "
In my opinion, Azerbaijan reads that the head doorman has followed
events in Turkey. But, unfortunately, some historical truths, the first coup in
Turkey Adnan Menderes Republic and so on. He had misunderstood and
told life's facials.
Key words: Soviet Union, Communist ideology, 27 May Military
Intervention, Adnan Menderes, Communist "newspaper
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
7
DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE DİN VE DEVLET İLİŞKİLERİ
ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER
SOME THOUGHTS ON RELIGION AND STATE RELATIONSHIP IN
THE DEMOCRAT PARTY PERIOD
Prof. Dr. Bayram BAYRAKTAR
Dokuz Eylül Üniversitesi
ÖZET
1950’de iktidar olan Demokrat Parti’nin programının temelini,
kısaca; dış politikada Batı merkezli, ekonomi-politikte devletçiliği ikinci
plâna koyan özel girişimcilere ve yabancı yatırımcılara açık, liberal bir
ekonomik model arayışı oluşturmaktadır. Ekonomideki liberal anlayış
toplum hayatına da yansıtılıp yaygınlaştırılarak daha özgürlükçü bir
toplumsal yapılanma arayışı benimsenmiştir. DP’nin Devlet-din ilişkileri
politikası da bu bağlamda değerlendirilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Demokrat Parti, Lâiklik, CHP, Adnan Menderes, din-
devlet-siyaset.
ABSTRACT
The search for liberal economical model which, is West centered,
puts the statism in economy-politics in the second row, is open for individual
entrepreneurs and foreign investors, constitues the basis of the programme of
Democrat Party, that came to power in 1950. More liberalistic social
structioning pursuit is embraced by reflecting and generalizing the liberal
approach into public life. The policy of religion relations of Democrat Party
should be evaluated in this context.
Keywords: Democrat Party, secularism, CHP, Adnan Menderes, religion-
state- politics.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
8
Tarih yazımında yakın geçmişimizin en çok tartışılan süreçlerinden
biri on yıllık Demokrat Parti iktidarı ve onun uygulamaları olmuştur. Keza,
bu süreç sadece hükûmetin icraatlarının eleştirisi değil, aynı zamanda devlet-
din ilişkileri açısından DP iktidarının sonunu getiren 27 Mayıs İhtilâli’ni
meşrulaştırmak için de değerlendirile gelmiştir. Demokrat Parti
hükûmetlerinin genelde din toplum ilişkileri algısını, 1950’lerden önceki
konjonktürün etkisi altında değerlendirmek gerekir ve DP’nin din-toplum
ilişkileri anlayışı yeni dönemin bakış açısıyla ele alınmalıdır. DP’nin din-
toplum ilişkilerini güncelleme girişimleri özellikle siyasetçiler ve aydınlar
arasında kıyasıya tenkit edilir. Bildiride bu konu eleştirel bir bakış açısıyla
tartışılıp değerlendirilecektir.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
9
DEMOKRAT PARTİ İKTİDARININ BAŞLARINDA İRTİCA
TARTIŞMALARI VE ADNAN MENDERES’İN YAKLAŞIMI
ÜZERİNE BAZI GÖZLEMLER
SOME OBSERVATIONS ON THE DISCUSSIONS OF RELIGIOUS
FANATICISM AT THE BEGINNING OF DEMOCRAT PARTY ERA
AND APPROACHES OF ADNAN MENDERES
Prof. Dr. Cezmi ERASLAN
İstanbul Üniversitesi
ÖZET
Osmanlı Devletinin son döneminde devleti yaşatmak adına girişilen
düzenlemeler ve modernleşme çabaları toplumsal meşruiyet dikkate alınarak
daima dini kavramlar ve idealler çerçevesinde topluma sunulmuştu. Osmanlı
Devletinin I. Dünya savaşında gösterilen büyük çabalara karşın yenilmesi ve
yıkılması üzerine öncelik alan asker ve sivil kadrolar Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’ni kurmuştur. Başlangıçta toplumun dini hassasiyetini dikkate alan
politikalar uygulamasına karşın Türkiye Cumhuriyeti kuruluş yıllarından
itibaren dini müesseseler, makamlar ve toplumun dini hassasiyetini istismar
ederek gerçekleştirilebilen rejim karşıtı hareketlere muhatap olmuştur.
Bu süreçte dinin doğru anlaşılmasını sağlamaya ve istismarını
önlemeye dönük çabalar görülmüştür. Atatürk sonrası dönemde ise
hükümetlerin radikalleştirdiği laiklik uygulamalarının toplum nezdinde
yarattığı tepki çok partili hayatın başlamasıyla yeni ve farklı bir boyut
kazanmıştır. 1946-1950 döneminde Cumhuriyet Halk Partisi hükümetlerinin
bilhassa 1947 kongresinden sonra attığı adımlar toplum vicdanında karşılık
bulmuşsa da seçimlerde vatandaş tercihi Demokrat Parti lehine tezahür
etmiştir. 14 Mayıs 1950’de başlayan ve 10 yıl süren Demokrat Parti
iktidarında muhalefet ile yaşanan en ateşli tartışmaların din ve ilişikli
alanlarda olduğu görülmektedir. Ezanın Arapça okunmasına verilen cezanın
kaldırılmasında gerçekleşen işbirliğine, radyolarda dini programların
yapılmaya başlamasına mukabil dini siyasete alet edildiği, irticaya pirim
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
10
verildiği tartışmaları siyaset ortamını olduğu kadar toplumsal barışı da tehdit
eden bir kamplaşmaya yol açmıştır.
Bu tebliğde dönem basınının önemli şahsiyetlerinden Ahmet Emin
Yalman’ın Malatya’da uğradığı suikast etrafında yaşanan irtica tartışmalarını
inceleyeceğiz. Dönemin başbakanı sıfatıyla mesele ile yakından ilgilenen
Adnan Menderes’in, dinin toplum hayatı ve modernleşmedeki yerini nasıl
değerlendirdiğini ortaya koymaya çalışacağız. Dönemin basını ve önemli
şahsiyetlerinin hatıralarına (Ahmet Emin Yalman başta olmak üzere),
dayanarak meseleyi ortaya koymaya gayret edeceğiz.
Anahtar Kelimeler: Demokrat Parti, İrtica, Ahmet Emin Yalman.
ABSTRACT
Recent regulations and modernising efforts of Ottoman rulers in
order to revive the state had always presented to the public around religious
shape and ideals by considering the sensibility of the society.
Although having great efforts Ottoman Empire had been defeated
and collapsed so that military and civil cadres had founded Turkish
Republic. Despite having been applied attentive politics of which cared
about religious sensitivity of society at first, the Republic of Turkey had to
faced anti-regime uprisings that could be possible by taking advantages of
society’s religious sensitivity, religious foundations and status. During this
period the governments applied explanatory politics against religious abuse
such as translating the holy texts. In the period after Ataturk, the
governments radicalised the policies on laicism. The reaction that was
emerged because of radicalisation policies, gained new and different shape
with the beginning of multi-party system in Turkey.
Although steps taken by the governments of Republican People
Party especially after the general congress in 1947, had echoed in the
conscience of the society, the predilection of voters was for Democratic
Party. In the Democrat Party era that begins 14th May 1950 and lasted ten
years, ıt was seen that the most vigorous debates with opponent parties were
related religious and similar subjects.
Despite the cooperation for abolishing the punishment for reading
Ezan in Arabic and beginning religious programs in the radio, the debates
around making religion an instrument for politics, promoting religious
fanaticism, caused to be polarized that threatening social peace in the
country.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
11
In this paper, we will examine the debates on religious fanaticism
that emerged because of the assassination against Ahmet Emin Yalman who
was an effective and famous person for Turkish Press. We will try to explain
the vision of Adnan Menderes who was the prime minister at that time, on
the importance of religion in society and the modernisation. In this paper,
we will use the parliamentary debates, newspapers and the memories of the
important persons at that time.
Keywords: Democratic Party, Reaction, Ahmet Emin Yalman.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
12
DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE TÜRKİYE’Yİ ZİYARET EDEN
DEVLET BAŞKANLARININ ANKARA GÜNLERİ (1950-1960)
THE ANKARA DAYS OF THE FOREIGN PRESIDENTS DURING
DEMOCRATIC PARTY PERIOD (1950-1960)
Prof. Dr. Temuçin F. ERTAN
Ankara Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Bahattin DEMİRTAŞ
Gazi Üniversitesi
ÖZET
1946 yılında başlayan çok partili siyasal yaşam, 14 Mayıs 1950
tarihindeki genel seçimlerle yeni bir boyut kazanmıştır. Tarihsel anlamda bir
dönüm noktası sayılan bu seçimler sonucunda, Cumhuriyet Halk Partisi’nin
27 yıl süren iktidarı son bulmuş ve Demokrat Parti ezici bir üstünlükle
iktidara gelmiştir.
Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye’deki siyaset
arenasının temel aktörleri de değişmiştir. Celal Bayar Cumhurbaşkanı,
Adnan Menderes de Başbakan olurken, Meclis Başkanlığı’na Refik Koraltan
seçilmiştir.
Türkiye’nin genel olarak Soğuk Savaşı Döneminde, özel olarak da
Demokrat Parti döneminde tercih ettiği dış politika ve diplomatik ilişki
anlayışı, Türkiye’ye ve Ankara’ya yapılan diplomatik ziyaretleri de
etkilemiştir. Bu dönemde Atatürk ve İnönü dönemlerine nazaran ziyaretçi
devlet ve devlet adamı çeşitliliği artmıştır. Özellikle önceki dönemlerde
Türkiye’ye üst düzeye devlet adamı göndermeyen Almanya (Federal
Almanya), Fransa ve ABD gibi devletlerden ziyaretçiler Ankara’nın
konukları olmuştur. Türkiye’yi ve Ankara’yı ziyaret eden konukların
devletlerine bakıldığında, çoğunlukla Batı Blokuna mensup oldukları
görülmüştür.
Demokrat Parti’nin iktidar olduğu yıllarda, Celal Bayar ve Adnan
Menderes’in öne çıktığı yabancı konuk ağırlama programlarında hem
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
13
süreklilik hem de kopuş özelliği taşıyan uygulamalara söz konusudur.
Demokrat Partili liderler Türkiye’nin geçmişten gelen gücünü göstermekle
kalmamışlar, kendi iktidarlarının bir parçası olan sosyo - ekonomik, kültürel
ve siyasal gelişmeleri de yansıtmaya çalışmışlardır.
Bu bağlamda 1950-1960 yılları arasında, yabancı konukların
ağırlandıkları mekânlar üzerinden Türkiye’nin ve Ankara’nın maddi ve
manevi dönüşümünü okumak mümkün olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Ankara, Adnan Menderes, Celal Bayar, Demokrat
Parti, Devlet Başkanı, Ziyaret.
ABSTRACT
The multi-party system which began in 1946 gained another
dimension with the general elections on 14 May 1950. After the elections
which could be called as a milestone, the 27 years power of Repuclican
People’s Party ended up and Democratic Party got the power with a vast
majority.
With the victory of Democratic Party the main actors of Turkish
policy changed too. Celal Bayar became president, Adnan Menderes became
Prime Minister and Refik Koraltan was elected as the President of Great
National Assembly.
The new foreign policy and diplomatic relations apprehension of
Turkey generally during Cold War Period and specially in Democratic Party
Period effected the visitations to Turkey and Ankara. In this period, the
variety of states and statemen increased in comparison to Atatürk and İnönü
Period. Notably in previous periods some countries such as Germany, France
and USA which didn’t send any kinf of top-level diplomatic representatives,
sent statemen to Turkey. Also it can be said that the guests who visited
Turkey was belonged to mostly Western Block.
In the years of Democratic Party, in the hosting programs of Celal
Bayar and Adnan Menderes, the applications not only had invariability but
disengagement. The leaders of Democratic Party showed the power of
Turkey originated from past and also tried to reflect their own socio-cultural
and socio-economic developments.
In this context, between 1950-1960, from the perspective of the
places that the foreign visitors were hosted, to analyse Turkey’s and
Ankara’s transformation can be feasible.
Keywords: Ankara, Adnan Menderes, Celal Bayar, Democratic Party,
Statemen, Visitations.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
14
1950 - 1960 DÖNEMİNDE İKTİDAR - ÜNİVERSİTE İLİŞKİLERİ
POWER-UNİVERSİTY RELATİONS İN THE PERİOD 1950-1960
Prof. Dr. H. Bayram KAÇMAZOĞLU
İnönü Üniversitesi
ÖZET
Türk siyasal yapısı Şubat 1902 tarihli I. Jön Türk Kongesi’nden
itibaren iki ana bloğa ayrılmıştır. Bu bloklaşmada merkeziyetçi,
modernleşmeci, devletçi / ademi merkeziyetçi, liberal-muhafazakar
ayrışması ana ekseni oluşturmuştur. Bu ayrışma, daha sonraki tarihlerde
olduğu gibi, 1950’li yıllarda da toplumsal yapı, siyaset ve iktidar-üniversite
ilişkilerinde sürmeye devam etmiştir. 1950-1960 döneminde DP
hükümetleriyle üniversite ilişkileri çatışmalı olmuştur. Üniversite özerkliği
konusunda iktidar ile öğretim üyelerinin farklı yorumları iki kesim
arasındaki gerginliği giderek artırmıştır. DP hükümetleri, kendisine muhalif
gördüğü kesimlerin tasfiyesi yönünde yasal düzenlemelere ve uygulamalara
gittikçe iki kesim arasındaki gerginlik de artmıştır. Gerginliğin kaynağı,
ağırlıklı olarak üniversite, ordu ve üst düzey bürokrasinin CHP’yi
desteklemesidir. Bu çalışma çerçevesinde 1950-1960 döneminde iktidar-
üniversite ilişkileri incelenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Siyaset, DP iktidarı, iktidar-üniversite ilişkileri,
üniversite özerkliği, bilim zihniyeti.
ABSTRACT
The Turkish political structure has been divided into two main
blocks since the I. Jön Turkish Congress in February 1902. Centralizationist,
modernist, statist / centrist, liberal-conservative dissidence has been the main
axis in this blockade. This dissociation had been continuing in the 1950s, as
in the following years, in social structure, politics and power-university
relations. During the period of 1950-1960, the relationship between the DP
governments and the university has been conflictive. The different
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
15
interpretations of university autonomy by the power and academic members
have increased the tension between two sectors. The tension between two
sectors has also increased as the legislative arrangements and practices have
been in the direction of liquidation of the opposition sector by DP
governments. The source of that tension was mainly the support of the CHP
by the university, army and senior bureaucracy. This study examines the
relation between power and university in 1950-1960 period.
Keywords: Politics, Power of DP, Power-university relaitons, university
autonomy, Science Mentality.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
16
CHP PARTİ MÜFETTİŞLERİNİN KALEMİNDEN DEMOKRAT
PARTİNİN İKTİDARA GELİŞİ
THE DEMOCRAT PARTY’S RISE TO POWER ACCORDING TO THE
PARTY INSPECTION REPORTS OF THE REPUBLICAN PEOPLE'S
PARTY
Prof. Dr. Mehmet KARAYAMAN
Uşak Üniversitesi
ÖZET
1946 yılında Demokrat Partinin kurulması ve 1950 yılında iktidara
gelmesi ile başlayan süreç, Türk demokrasi tarihinin önemli bir dönüm
noktası olduğu kadar, Türk toplumundaki sosyal ve ekonomik pek çok
alanda yapılan yenilikler için de milat teşkil etmiştir. II. Dünya Savaşının
getirmiş olduğu koşullarda, CHP kadroları içinden çıkan bir grup
milletvekili tarafından kurulan Demokrat Parti, kısa sürede halktan büyük bir
destek alarak iktidara gelmiştir. 14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan seçimler,
Türk tarihinde ilk defa siyasi iktidarın seçim yoluyla el değiştirdiğine
tanıklık etmiştir.
Çalışmamız, CHP bünyesinde 1923 yılında kurulan ve 1935 yılında
yapılan düzenlemelerle yetki ve sorumlulukları artırılan parti müfettişleri
tarafından kaleme alınan raporlara dayanmaktadır. Büyük bir kısmı
milletvekillerinden oluşan parti müfettişleri, sorumlu oldukları bölgelerde en
az altı ay görev yapmak ve parti çalışmalarını denetlemekle
görevlendirilmiştir. Altı ayda bir, hazırlamış oldukları raporları CHP Genel
Sekreterliğine gönderen parti müfettişleri, bulundukları bölgedeki parti
çalışmaları, Halkevlerinin faaliyetleri, ekonomik ve sosyal sorunlar, siyasi ve
politik çekişmeler, halkın istek ve şikayetleri hakkında ayrıntılı bilgiler
içeren raporlar kaleme almıştır.
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivinde bulunan ve 1949-1950 yıllarında
kaleme alının parti müfettiş raporlarına dayanan çalışmamızda, CHP parti
teşkilatının, Demokrat Partinin siyasi faaliyetlerine, örgütlenme şekline,
halkla kurduğu temasa, seçim propagandasına, CHP’ye yönelik eleştirilerine
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
17
nasıl baktığı konusu üzerinde durulacaktır. 14 Mayıs 1950 tarihinde
gerçekleşen seçim öncesinde ve sonrasında, il ve ilçelerde meydana gelen
politik çekişmeler, seçim sırasında yaşanan olaylar üzerinde durularak,
Demokrat Partinin iktidara gelişinin CHP parti teşkilatı ve halk tarafından
nasıl karşılandığına dair bilgiler verilmeye çalışılacaktır. Amacımız,
Demokrat Partinin iktidara geliş sürecine ve bu süreçte yaşanan olaylara
CHP gözünden bakarak, Demokrat Parti üzerine yapılacak çalışmalara az da
olsa bir katkı sağlamaktır.
Anahtar Kelimeler: Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, 1950
Seçimleri, Parti Müfettiş Raporlar.
ABSTRACT
The period, when the Democratic Party was established in 1946 and
rose to power in 1950, was a milestone not just for Turkish democratic
history, but also in terms of social and economic developments in Turkish
society. The Democratic Party, which was founded by a group of deputies
from the Republican People's Party under present circumstances of the
Second World War, won a landslide victory with great support from Türkish
people. In the 1950 elections witnessed for the first time that the political
power was changed hands with an election.
This study is based on party inspection reports, which were prepared
by the party inspection body of the Republican People's Party founded in
1923 and became more effective after new arrangements in Party
Regulations in 1935. The party inspectors, who were mostly members of
parliament, must work at least six months in their own districts and must
supervise party activities. Inspectors sent reports that they prepared to the
party headquarters twice a year. These reports included detailed and
comprehensive information on party activities and activities of community
centers in the districts they represented; economical and social problems;
political disputes; requests, needs and complaints of people.
This study is based on the party inspection reports prepared between
1949–1950 and how the Republican People's Party organization evaluated
and interpreted the Democratic Party’s political activities, organizational
structure, communication with society, electioneering, criticism against the
Republican People's Party will be examined. By stressing on the political
disputes emerged in towns and districts, various developments before and
after the election on May 14, 1950, information on how the Democratic
Party was received by the Republican People's Party and Turkish public will
be given. The aim of this study is to contribute to the historical research
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
18
studies on the Democratic Party, by looking at the Democratic Party’s rise to
the power and developments during this period through the lens of the
Republican People's Party.
Keywords: Democratic Party, The Republican People's Party, 1950
Elections, The Party Inspection Reports.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
19
ADNAN MENDERES DÖNEMİ (1950-1960) TARİH VE ARKEOLOJİ
ARAŞTIRMA İZİNLERİ KARARLARINDAN İÇ VE DIŞ
POLİTİKAYA YANSIMALAR
REFLECTIONS OF HISTORICAL AND ARHEOLOGICAL
RESEARCH PERMISSION VERDICTS IN THE PERIOD OF ADNAN
MENDERES (1950-1960) INTO DOMESTIC AND FOREIGN POLICY
Prof. Dr. Yusuf KILIÇ
Pamukkale Üniversitesi
ÖZET
İlk büyük Türk arkeoloji kazısı H. Z. Koşay ve R. O. Arık
başkanlığında 1933 yılında Ahlatlıbel ve 1935’te de Alacahöyük’te
başlatıldı. Ancak II. Dünya Savaşı (1939-1945) yıllarında Türkiye’de
arkeoloji kazı çalışmalarına büyük oranda ara verildiği ve 1945’ten sonra
yeniden başladığı anlaşılmaktadır. Nitekim 1946 yılında K. Kökten
başkanlığında Antalya Karain kazıları, yine aynı yıl içerisinde A. M. Mansel
başkanlığında Perge ve bir yıl sonra (1947) Side kazısı başlamıştır. 1947
yılında ise B. Alkım başkanlığında Karatepe, 1948’de de T. Özgüç
başkanlığında Kültepe kazıları başlatıldı.
Menderes Dönemi’nde (1950-1960) ise Başbakanlık Cumhuriyet
Arşivi belgelerinden arkeoloji ve tarih alanında uzman yerli ve yabancı
kişilere kazı, tarihi kalıntıların restorasyonu ve yüzey araştırması hususunda
izin verildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu belgelerin muhtevaları Türkiye
Arkeolojisinin gelişimine ışık tutması bakımından önem arz ettiği gibi,
Menderes Döneminin İç ve dış politikasının öğrenilmesi açısından da mühim
bir yere sahiptirler. Örneğin; Cumhuriyet Arşivi’nde bulunan ve 20 Mayıs
1953 yılında çıkarılan bir karar ile Amerikalı Prof. Dr. William R.
Cannon’un İzmit, Çanakkale ve Erzurum illeri 2. yasaklı bölgelerine
girmesine izin verilmiştir. Buradaki “2. Yasaklı Bölge” ifadesi manidar bir
şekilde II. Dünya Savaşı sürecinde 1940-1947 yılları arasında yürürlükte
olan “Örfi İdare Kanunu” nun etkilerinin 1953 yılına kadar devam ettiğini ve
yabancı arkeologlara karşı tedbir alındığını göstermektedir. Ayrıca 1 Haziran
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
20
1953 yılında alınan bir kararın içeriği ise şöyledir: “Almanya ile siyasi ve
ekonomik ilişkilerimizin kesilmesi üzerine İstanbul Üniversitesi’ne
devredilen İstanbul’daki Alman Arkeoloji Enstitü ’sünün tekrar Berlin
Arkeoloji Enstitü ’süne bağlanması”. Bu karar 1938’in Temmuzundan
itibaren kesintiye uğramış olan Türk-Alman ilişkilerinin Menderes
Döneminde düzelmeye başladığının ipuçlarından biri olarak kabul edilebilir.
Anahtar Kelimeler: Adnan Menderes Dönemi, Tarih ve Arkeoloji,
Araştırma İzni, İç ve Dış Politika, Yansımalar.
ABSTRACT
The Turks’ first major archeological excavations were initiated in
Ahlatlibel in 1933 and in Alacahöyük in 1935 under the leadership of H. Z.
Koşay and R. O. Arık. However, it is understood that archeological
excavations in Turkey were largely suspended during the years of World
War II (1939-1945) and started again after 1945. Thus, excavations were
commenced in Antalya Karain under the supervision of K. Kökten in 1946,
in Perge by A. M. Mansel in the same year and in Side a year later in 1947.
Following them, the other excavations in Karatepe under the head of B.
Alkım in 1947 and in Kultepe by T. Özgüç in 1948 were initiated.
From the documents of Republic Archives of Prime Ministry, it is
understood that during the reign of Menderes (1950-1960) local and foreign
experts in the field of archeology and history given permissions for the
restorations of historical ruins and surface researches. The contents of such
permission documents are significant not only for highlighting the
development of Turkish archeology but also for gaining information related
to domestic and foreign policy in the period of Adnan Menderes. For
example, a permission document of Republic Archives dated 20 May 1953
shows that an American researcher Prof. Dr. William R. Cannon was granted
permission to enter 2nd
forbidden zones of İzmit, Çanakkale and Erzurum
provinces. The term “2nd
Forbidden Zone” here shows that the effects of
Martial Law which went in effect between 1940-1947 continued until 1953
and it also shows that some measures were taken against foreign
archeologists. Additionally, the content of a verdict granted in 1 June 1953 is
as follows: “Due to rupture of political and economic relations with
Germany, German Archeology Institute, which was joined to İstanbul
University, will be reattached to Berlin Archeology Institute.” This verdict
may be regarded as a sign of recovery in Turkish-German the relations
during Menderes period which were interrupted after the July of 1938.
Keywords: The Period of Adnan Menderes, Historical and Archological,
Permission Verdict, into Domestic and Foreign Policy. Reflections.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
21
ADNAN MENDERES VE DEĞİŞEN TÜRK DIŞ POLİTİKASI:
TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİ VE AMERİKA’NIN
ORTADOĞU’YA YERLEŞMESİ
ADNAN MENDERES AND CHANGING TURKISH FOREIGN
POLICY: TURKISH-AMERICAN RELATIONS AND AMERICAN
RESIDENCE IN MIDDLE EAST
Prof. Dr. Bünyamin KOCAOĞLU
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
ÖZET
Mayıs 1950 seçimleri Türk siyasal hayatında yeni bir dönemin
başlangıcını teşkil etmiştir. 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi ile son bulan
Demokrat Parti iktidarı döneminde Türkiye hemen her alanda büyük değişim
ve dönüşüm yaşamıştır. Bu dönüşüm ve değişim yıllarının en önemli
boyutlarından birini dış politika teşkil etmektedir. II. Dünya Savaşı
sonucunda Batı ve Doğu blokları olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri
ve Sovyetler Birliği ekseninde değişen uluslararası ortam Türk Dış politikası
üzerinde de büyük tesir yaratmıştır. Uluslararası ortamdaki bu gelişme
değişmenin Türk Dış politikası üzerinde en belirgin olduğu yıllar 1950’li
yıllar olmuştur. ABD’nin başını çektiği anti - komünizm’in kısa sürede
Türkiye’de de karşılık bulması Türk Amerikan ilişkilerinde önemli dönüm
noktası oldu. 1950’li yıllar boyunca Adnan Menderes hükümetleri başta
siyasal mevkilerini muhafaza etmek üzere yeni başlattıkları kalkınma
hamlelerini sürdürebilmek için ABD ile yakınlaşma politikasına ağırlık
verdiler. 1952 tarihinde Türkiye’nin NATO’ya girişi ve sonrası gelişmeler
Türk ABD ilişkilerinin daha da yoğunlaşmasına zemin hazırlamıştır. Türkiye
ABD ilişkilerinin bu yeni seyri bir yandan Adnan Menderes Hükümetlerinin
elini güçlendirirken diğer yandan da Türkiye ve özellikle ABD’nin
Ortadoğu’ya yönelmesine de neden olmuştur.
Bu çalışmada Adnan Menderes Hükümetlerinin ABD ile ilişkileri ve
bu ilişkilerin bölgeye özellikle Ortadoğu politikalarına etkilerini konu alan
kaynaklar çerçevesinde ele alınacaktır.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
22
Anahtar Kelimeler: Adnan Menderes –Demokrat Parti-Amerika Birleşik
Devletleri, Ortadoğu, Kore Savaşı.
ABSTRACT
May 1950 elections constituted the beginning of a new era in
Turkish political life. Turkey has experienced great change and
transformation in almost every area during the Democratic Party period
which was ended by 27 May 1960 military coup. Foreign policy constitutes
one of the most important dimensions of this transformation and change. As
a result of World War II, the changing international environment on the axis
of the United States and the Soviet Union, including the West and East
blocks, has also had a major impact on Turkish foreign policy. This
development in the international environment has been the most prominent
of the change in Turkish foreign policy in the 1950s. The fact that the anti-
communism, led by the United States, also occurred in Turkey was an
important turning point in Turkish-American relations. During the 1950s, the
Adnan Menderes governments focused on the policy of rapprochement with
the United States in order to be able to continue their new development
initiatives, primarily to preserve their political positions. Turkey's entry into
NATO in 1952 and subsequent developments paved the way for further
intensification of the Turkish-US relations. On the one hand new aspect of
Turkey - US relations strengthened the government of Adnan Menderes in
Turkey but on the other hand it led Turkey and especially US to move
forward Middle East.
In this study, the relations of Adnan Menderes Governments with
the USA and these relations will be examined within the framework of the
periodical sources of influence on the region, especially the Middle East
policies.
Keywords: Adnan Menderes- Democratic Party, United States of America,
Middle East, Korean War.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
23
ADNAN MENDERES DÖNEMİ TÜRKİYE - IRAK İLİŞKİLERİ
(1950-1960)
ADNAN MENDERES PERIOD IRAQ - TURKEY RELATIONS
(1950-1960)
Prof. Dr. Tahir KODAL
Pamukkale Üniversitesi
ÖZET
Bu çalışmada, Adnan Menderes dönemi (1950-1960) Türkiye-Irak
ilişkileri konu edilmiştir. Çalışma, giriş ve üç bölümden oluşturulmuştur.
Çalışmanın giriş kısmında; Cumhuriyet dönemi (1923-1950) Türkiye-Irak
ilişkileri ana hatlarıyla ortaya konulmuştur. Çalışmanın ilk bölümde; Adnan
Menderes’in iktidara gelmesinden ve 1950-1954 yılları arasındaki Türkiye-
Irak ilişkileri üzerinde durulmuştur. Bu yapılırken, II. Dünya Savaşı
sonrasında ortaya çıkan kutuplaşmalar ve soğuk savaş süreci göz önünde
bulundurulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümünde; 1954-1957 yılları
arasındaki Türkiye-Irak ilişkileri açıklanmıştır. Bu ilişkiler açıklanırken,
Rusya rekabeti bağlamında Amerika Birleşik Devletleri’nin takip ettiği Orta
Doğu politikası da dikkate alınmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde;
Türkiye ile Irak’ın 1957-1960 yılları arasındaki ilişkilerinden söz edilmiştir.
Bu kısımda, özellikle 1958 yılından sonra Irak’ta Türkmenlere yönelik
politikalar ve Türkiye’nin tutumu üzerinde durulmuştur. Sonuç kısmında ise
hem birinci el, hem de araştırma eserlerinden yararlanılarak elde edilen
bilgilere ve değerlendirmelere dayanılarak varılan sonuçlara yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Adnan Menderes, Türkiye, Irak, (1950-1960).
ABSTRACT
In this study, Adnan Menderes period (1950-1960) has been
mentioned in the Turkey-Iraq relations. The study is composed of three
parts. At the beginnig of the study, republic period (1923-1950) Turkey-Iraq
relations have been introduced briefly. In the first part of the study, Turkey-
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
24
Iraq relations between Adnan Menderes’s rise to power and focused on the
years 1950-1954. When this is done, the resulting polarities and cold war
process cold war period were taken into account after World War II. In the
second part of the study; Turkey-Iraq relations between the years 1954-1957
are described. While explaining these relations, the Middle East policy
pursued by the United States in the context of Russian competition has also
been taken into consideration. In the third part of the study, the 1957-1960
year has been mentioned in the relations between Iraq and Turkey. In this
section, especially after the 1958 policy against the Turkmen in Iraq and
focused on Turkey’s attitude. In the conclusion, both the first hand and the
results obtained from the research works and the results obtained based on
the evaluations are included.
Keywords: Adnan Menderes, Turkey, Iraq, (1950-1960).
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
25
27 MAYIS DARBESİNE GİDEN SÜREÇTE MUHALİF
HAREKETLERE KARŞI ADNAN MENDERES’İN İZLEDİĞİ
POLİTİKA
THE POLITICS FOLLOWED BY ADNAN MENDERES AGAINST
OPPOSITION MOVEMENTS IN THE PROCESS OF MAY 27
Prof. Dr. Osman KÖSE
Polis Akademisi / Ankara
ÖZET
14 Mayıs 1950 seçimleri ile uzun yıllardır Türkiye’yi yöneten CHP
iktidarına karşı büyük bir başarı kazanarak ülke yönetimi devralan Adnan
Menderes 10 yıl kadar iktidarda kaldı. İlk zamanlardan itibaren CHP’nin
muhalefeti ile karşılaşsa da, zaman içinde oluşan DP icraatlarına karşı asker,
öğrenci ve çeşitli kesimlerin gerçek anlamda bir muhalefeti oluşmaya
başladı. Özellikle 1957 yılından sonra gelişen bu muhalefet zaman zaman
öğrencileri ve çeşitli kesimleri sokaklara döktü; asker ve aydın kesim
arasında da hoşnutsuzluklar artmaya başladı. 27 Mayıs darbesine giden
süreçte özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde planlı ve
sürekli olan gösteriler, DP iktidarını ciddi anlamda sarsmaya başladı.
Bu tebliğde, 1957 yılından sonra artmaya başlayan ve 27 Mayıs
darbesi ile sonuçlanan olaylar karşısında Adnan Menderes’in Başbakan ve
DP Genel Başkanı olarak izlediği politikalar ele alınacaktır.
Anahtar Melimeler: DP – Adnan Menderes – 27 Mayıs Darbesi –
Muhalefet.
ABSTRACT
On May 14th 1950 elections, the CHP ruled Turkey for many years a
great success, winning against the incumbent government took over the
country Adnan Menderes, who stayed in power for 10 years. Although it
faced the opposition of the CHP from the earliest times, a genuine opposition
of the soldiers, students and various sections against the DP acts that have
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
26
formed over time began to form. Especially after 1957, this opposition
developed from time to time, students and various sections of the streets;
dissatisfaction among the soldiers and the intelligentsia began to increase.
During the May 27 coup, planned and continuous demonstrations, especially
in big cities like Istanbul, Ankara and Izmir, began to shake DP power
seriously.
In this paper, the policies that Adnan Menderes views as the Prime
Minister and DP President in the face of the events that started to increase
after 1957 and ended with the May 27 coup will be discussed.
Key words: DP - Adnan Menderes - May 27 coup - Opposition
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
27
ONDÖRTLER’E GÖRE 27 MAYIS 1960 VE ADNAN MENDERES
ACCORDİNG TO THE FOURTEENS MAY 27 AND ADNAN
MENDERES
Prof. Dr. Hasan MERT
Ege Üniversitesi
ÖZET
27 Mayıs darbesinin ardından Milli Birlik Komitesi içerisinde farklı
görüşlere sahip olanların biraraya gelmesiyle ortaya çıkan gruba Ondörtler
adı verilir. Alparslan Türkeş, Muzaffer Özdağ, Dündar Taşer, Numan Esin,
Ahmet Er gibi bu gruba dahil olan isimler daha sonra Türk siyasi hayatında
da önemli roller almışlardır. Ancak darbe sürecinde Cemal Madanoğlu ve
Cemal Gürsel liderliğindeki Milli Birlik Komitesinden dışlanmışlar hatta
Türkiye’den sürülmüşlerdir. Bildirimiz de bu kişilerin 27 Mayıs 1960
olayında diğer darbecilerden hangi noktalarda farklılaştığı ve Adnan
Menderes hakkındaki şahsi düşünceleri; ilgili kişilerin hatıratları, araştırma
eserleri ve Türk basınından elde edilen bilgiler ışığında anlatılmaya
çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: 27 Mayıs 1960, Adnan Menderes, Ondörtler.
ABSTRACT
After the May 27 coup d'état, the group that emerged when the
people who had different opinions within the National Unity Committee
came to be called, is called the Fourteens. Alparslan Türkeş, Muzaffer
Özdağ, Dündar Taşer, Numan Esin, Ahmeter, etc., were also involved in the
Turkish political life. However, the process of exclusion Cemal Madanoğlu
Cemal Gürsel leadership and the National Unity Committee in even devotees
were expelled from Turkey. We will try to explain in which these persons
differed from the other coupans in the case of May 27, 1960, and the
personal thoughts about Adnan Menderes; the memories of the persons
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
28
concerned, the research works and the information obtained from the
Turkish press in our presentation.
Keywords: 27 May 1960, Adnan Menderes, Fourteen are.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
29
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNDE DP VE MENDERES'İN YERİ
THE PLACE OF DEMOCRAT PARTY AND MENDERES IN TURKİSH
POLİTİCAL LİFE
Prof. Dr. Fahri SAKAL
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
ÖZET
1946'da dünyadaki çok partili demokrasi rüzgarları Tek Parti ile
yönetilen Türkiye'yi de etkilemiş, Demokrat Parti ve diğer muhalifler bu
ortamda kurulmuşlardır. DP Atatürkçülüğü, laikliği ve diğer inkılapları
benimsiyordu. Ancak radikal ve jakoben değil; ılımlı, makul ve halk
katmanlarının dünya görüşü ile telif edilir bir anlayışı temsil ediyordu.
Bunun sonucu olarak halk büyük bir coşku ile bu partiye koşuyor; bu durum
CHP'yi bir arayışa sevk ediyordu. Böylece CHP 27 yıldır yapıp savunduğu
"inkılapları" yeni ve mutedil haliyle uygulamaya başlıyor, jakoben
tavırlarından taviz veriyordu. Mesela sürgünlerin memleketine dönmesi, terk
edilmiş olan dini eğitimin ve ilahiyat fakültesinin tekrar kurulması, hacca
gideceklere izin ve döviz verilmesi, basın üzerindeki polis baskısının
mahkeme kontrolüne dönüştürülmesi, tek dereceli seçime geçiş, İnönü'nün
sürekli genel başkanlıktan vazgeçmesi vs demokratik uygulamalar başlatıldı.
CHP'liler daha önce yapmadıkları şeyi yapıyorlardı. Mesela gidip halkın
ihtiyaçlarını soruyorlar, meydanlarda miting yapıp "halkın durumunu
iyileştirme" vaatlerinde bulunuyorlardı. CHP yönetiminin bu uygulamaları
1947-1950 arasında değiştirmesinin temel sebebi, ensesinde DP muhalefetini
hissetmesiydi.
DP hükümetinin başbakanı olan Menderes hem çok sevilip, hem de
çok suçlanılan politikacıların başında gelir. Çünkü o, Tek Parti dönemini
bitiren siyasi başarının sahiplerinden biridir, halk içinden ve üretimden gelen
köylü şahsiyeti ile temayüz etmiştir. Ayrıca sonunda darbe ile
devrildiğinden, devlete hakim olan darbecilerin oluşturduğu kamuoyunca
devlet gücü kullanılarak suçlanmıştır. Dolayısıyla aşırı sevgilerin ve şuursuz
kinlerin girdabına fırlatıldığından, onun hakkında aklıselim sahiplerince
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
30
makul değerlendirmeler yapılamamaktadır. Paşaların, beylerin, bürokratların
ve aydınların hakim olduğu Türk siyasi hayatında o toprak ağası da olsa
köylü, diğer bir ifade ile üretici sınıflardan gelmiş şahsiyet olarak farklıdır. O
yıllarda halkın %80 gibi ezici bir ekseriyetinin köylerde yaşadığı dikkate
alınırsa Menderes'in seçmen kitlesi olarak köylüye yakın durmasının mantığı
anlaşılır. Daha çok asker, memur ve okumuş takımına yaslanan CHP'ye
karşılık DP'nin köylüye dayanması Menderes'in tercihidir. O yatırımlarını da
daha çok köylere yapmıştır. Bu kararı ile seçmen ve oy avcılığı değil, en
rantabl ve yapılabilir olanı tercih etmiş ve doğru karar vermiş olduğunu tarih
ve ekonomi mantığı göstermiştir.
Tek Parti döneminde uçak, silah ve diğer fabrikalar yapılmaya
çalışılmış, bunların çoğu sonraki dönemlere kalamamıştır. Halbuki Menderes
köylere yapılacak yol, sulama kanalları, bataklık ıslahı çalışmaları ve ucuz
traktör imalatı gibi yatırımların geniş kitlelere ve ülkeye daha çok katkı
vereceğini görmüştür. Onun hem siyasi hem de ekonomik başarısının
ardında bu gerçek vardır. Bu politikalar halkın devletle barışmasını ve
"çarıklı köylü", "kasketli avam güruhu" gibi ifadelerle anılan köylülerin
devlet ve rejim içinde saygı görmelerini sağlamış, gerçek "halkçılık" DP
icraatlarıyla uygulanmaya başlanmıştır. Sonuç olarak Çok Partili hayat
ülkeye demokrasi getirmiş ve halkın artık kaale alındığı, hatırının sorulduğu,
ihtiyaçlarının karşılanması için yatırımların planlandığı bir siyaset anlayışını
hazırlamıştır.
Anahtar Kelimeler: Demokrat Parti, Adnan Menderes, demokrasi.
ABSTRACT
Democracy movement throughout the World in 1946 has influenced
Turkey as well where there was a single party government. Democrat Pary
and the others established in this environment. Democrat Party adopted
secularism, Kemalism, and the other reforms. However, it was not radical
and jakobin, the party was moderate, modest. Beside, Democrat Paty had a
worldview close to the public. As a result of this, people were supporting
this party with open arms. This situation forced Republican People’s Party
(CHP) a seeking. Finally, CHP started to apply reforms which they had set
up and advocated for 27 years, and they started to made concessions to
jakobin attitudes. These concessions include that the expatriate’s could come
their country back, religious education and divinity schools could be
reassembled, pilgrimage could be allowed, police control over the press
relayed to courts, universal direct suffrage was adoped. Inönü gave up being
permanent chairman of the party. There were other democratic initiatives as
well. CHP started to made something new. For example, politicians started
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
31
to ask needs of people. The main reason of these chances in CHP between
1947-1950 was the rising opposition of Democrat Party.
Menderes who was the chairman of Democrat Party was one of the
most popular politicians. At the same time during his life, he was accused
too often. Because he is the one who finished the single party period. He was
known with his commoner personality. Since he overthrown by military
coup, he accussed by coup who dominated the state. Because of this reason,
there have been lack of reasonable evaluation about him for years.
In Turkish political life which dominated by pashas, bureaucrats and
highbrows, he was very different even if he came from productive class. In
those years, a great majority of people used to live in villages. Because of
this it is very understandable that Menderes remained close to public as
electorate. It was the choice of Menderes to remain close to peasant while
CHP were remaining close to soldier, civil- servant and highbrows. In
general he invested in villages. The logic of history and mathematics shown
that this choice of Menderes was the logical one since he was not an elector
hunter.
During the single party period, they tried to establish some factories
such as armory and plane. But none of them remained to next years.
Whereas Menderes saw that roads for villages, irrigation canals, swamping
drains was more important for people and country. Behind his political and
economic success there was this reality. These policies brought a peace
between state and public. And caused that peasant who was denigrated for
years earned respect. “Populism” started to apply under favour of activities
of Democrat Party. In conclusion multi Party system brought democracy to
the country. Public needs was started to take seriously.
Keywords: Democratic Party, Adnan Menderes, Democracy.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
32
DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ EĞİTİM POLİTİKA VE
UYGULAMALARI
DEMOCRAT PARTY ERA EDUCATION POLICIES AND PRACTICES
ABSTRACT
Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN
Dokuz Eylül Üniversitesi
ÖZET
Bu araştırmanın amacı, DP döneminin eğitim politika ve
uygulamalarını değişik başlıklar halinde ele almaktır. Bu bağlamda
araştırmada şu soruların cevapları aranmıştır: 1) DP hükümetlerinin eğitim
politikalarının temel mantalitesi nedir? 2) DP hükümetlerinin eğitim
politikalarının oluşumunda etkili olan kişiler kimlerdir? 3) DP
hükümetlerinin eğitim politikaları bağlamında ele alıp uygulamaya koyduğu
başlıca konular nelerdir? 4) DP hükümetlerinin okul, öğrenci, öğretmen ve
mezun sayıları bakımından elde edilen kazanımları nelerdir? 5) DP
hükümetlerine eğitim politikaları bağlamında getirilen temel eleştiriler
nelerdir? Bu araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman
incelemesi tekniği kullanılmıştır. Bilindiği üzere, doküman incelemesi,
araştırılması hedeflenen olgular hakkında bilgi içeren yazılı ve görsel
materyallerin analizini kapsamaktadır. Eğitimde sistem belirlemenin
gereğine inanan DP, eğitimin evrensel olduğu gerçeğine inanarak yabancı
eğitimcilerin fikirlerine başvurmuştur. DP döneminde ABD ile kurulan sıkı
ilişkiler eğitim alanına da yansımış; ülkeye çağrılan eğitimciler çoğunlukla
ABD’den seçilmiştir. DP döneminde Türkiye'de okul öncesi, ilköğretim,
ortaöğretim, yükseköğretimde ve öğretmen yetiştirmede sayısal olarak
büyük artışlar meydana gelmiştir. DP, mesleki ve teknik eğitime oldukça
önem vermiştir. Mesleki ve teknik eğitiminin geliştirilmesi için yeni okullar
açılmış, öğrenciler bu okullar için teşvik edilmiştir. Önem verilen
konulardan birisi de yeni üniversitelerin açılmasıdır. Erzurum’da Atatürk
Üniversitesi, İzmir’de Ege Üniversitesi, Ankara’da ODTÜ açılmış,
Trabzon’da ise Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin temeli atılmıştır. Bununla
birlikte, CHP döneminde uygulanmaya başlanan ve DP’nin kuruluşundan
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
33
beri eleştirdiği okul binalarını köylüye yaptırma zorunluluğunun son bulması
köylerde derslik sorununu arttırmıştır. Özellikle büyük köylere devlet eliyle
okullar yapılmasına rağmen köylerdeki okul sorunu bitmemiştir. DP yatılı
okullar kurarak öğrencilerin bir merkeze toplama çalışmaları okullaşma
oranını arttırsa da çocuklarını özellikle de kızları uzak yerlere göndermek
istemeyen veliler okullaşama oranının istenilen seviyelere ulaşmasını
engellemiştir.
Anahtar Kelimeler: Demokrat Parti, Eğitim, Eğitim Politikaları, Türkiye.
ABSTRACT
The purpose of this research is to approach to DP era education
policies and practices under several topics. In this context the answers of
these questions have been searched: 1) What is the fundamental mentality of
DP government's education policies? 2) Who are the persons affected DP
government's education policies? 3) What are the main subjects that has been
discussed and practiced in the sense of education policies during the era of
DP? 4) What are the earnings with in regard to school, student, teacher and
graduate numbers during the era of DP? 5) What are the main critiques with
in regard to education policies during the era of DP? In this research the
document review technique, a quantitative research method, has been used.
As is known, document review contains analysis of written and visual
materials about the facts that are objected to be search. Relying on the
necessity of determining a system in education and believing that education
is universal, DP consulted foreign educators` opinions. The tight relations
between DP and the US had reflected to the area of education, and the
educators called to the country had mostly chosen from the US. There had
been massive increases in pre-school, primary education, secondary
education and in higher education, and in the numbers of teachers trained
during the era of DP. DP gave a lot of importance on vocational and
technical education; new schools had been opened in order to improve
vocational and technical education, and students had been encouraged in
these schools. One of the important subject for DP was opening new
universities. Ataturk University in Erzurum, Ege University in Izmir, METU
in Ankara had opened and KTU had founded in Trabzon. In addition, the
necessity for villagers to build the school buildings, an implementation that
had been started in the era of RPP and which DP had criticized since it was
established, had ended up and this increased the classroom problems in
villages. The problem couldn’t be solved despite the fact that state, itself,
build schools especially in bigger villages. Although DP increased the
schooling rate with establishing boarding schools and trying to concentrate
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
34
students in centers, the parents that didn’t want to send their children,
especially their daughters, away had hindered the schooling rate to reach its
desired level.
Keywords: Democrat Party, Education, Education Policies, Turkey.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
35
MENDERES’İN BEYANLARINA GÖRE 27 MAYIS İHTİLALİNE
GİDEN SÜREÇTE CHP’NİN SORUMLULUĞU
THE RESPONSIBILITY OF CHP IN THE PROCESS LEADING TO
THE 27 MAY MILITARY COUP ACCORDING TO MENDERES’
STATEMENTS
Prof. Dr. Mehmet TEMEL
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
ÖZET
Türk siyasi tarihinin 1950-1960 yılları arasındaki on yıllık
döneminde derin ve önemli izler bırakan Demokrat Parti, 1957 yılındaki
seçimden yine tek başına hükümet kurabilecek güçle çıkmasına rağmen
iktidarını 1950 ve 1954 dönemlerinin huzur ve sükûneti içinde
sürdürememiştir. Ekonomi, maliye, dış borç ödemesi ve uluslararası
politikadaki bazı olumsuz gelişmeler, basınla ilgili düzenlemelerin
sonuçlarının yarattığı tartışmalar, 1957 seçimlerinde görülen oy kaybı
Demokrat Partinin hükümet etme anlayışını da etkilemiş, ülkede ekonomik,
siyasal ve sosyal gerginlikler artmaya başlamıştır.
Bu bildiride, Adnan Menderes’in 27 Mayıs 1960 tarihinden hemen
önceki günlerde halka hitaben yaptığı konuşma ve yayınladığı tebliğlerde,
başta büyük şehirler ve üniversiteler olmak üzere yaygınlaşan anarşik
olaylar, gösteriler, karışıklıklar ve iç politikadaki gerginliklerden CHP’ni de
sorumlu tutan açıklamaları, görüş ve düşünceleri değerlendirilecektir.
İhtilâlin ayak seslerinin net bir şekilde duyulmakta olduğunun anlaşıldığı
beyan ve hükümet tebliğlerinin analiz ve yorumunda konuyla ilgili tetkik
eserlerle, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’ndeki Yüksek Adalet Divanı
Yassıada Mahkemesi Evrakı (1961) fonunda bulunan belgelerden
yararlanılacaktır.
Anahtar Kelimeler: 27 Mayıs, Adnan Menderes, DP, CHP.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
36
ABSTRACT
The Democratic Party, which left deep and important traces in the
decade of Turkish political history between 1950 and 1960, failed to
maintain its power within the peace and tranquility in the period between
1950 and 1954; yet, they won the election held in 1957 once more. Some
negative developments in the economy, finance, foreign debt and
international politics, debates created by the consequences of press-related
regulations, loss of votes in the election of 1957 also affected the Democratic
Party's understanding of the government and economic, political and social
tensions in the country started to increase in the country.
In this paper, explanations, views and opinions of Adnan Menderes
in his speeches and publications addressed to public in the days immediately
preceding the date of May 27, 1960, pointing to the responsibility of CHP
for anarchic events, demonstrations and tensions especially seen in big cities
and universities and for the conflicts experienced in the internal politics will
be evaluated. In the analysis and interpretation of the statements and
government notices indicating the apparent approaching of a military coup,
audit documents and the relevant documents in the fund of the High Court of
Justice Yassıada Court Documents (1961) in the Prime Ministry Republican
Archives will be used.
Keywords: 27 May, Adnan Menderes, DP, CHP.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
37
BÜROKRAT AYDININ DEMOKRASİ KORKUSU
THE DEMOCRACY FEAR OF BUREAUCRAT INTELLECTUALS
ABSTRACT
Prof. Dr. Mehmet Ali ÜNAL
Pamukkale Üniversitesi
ÖZET
Modernleşme süreci içerisinde Türkiye XIX. yüzyılın sonlarından
itibaren yavaş yavaş demokrasiye geçmeye başlamış fakat bu sistemi
aldığımız Batı ülkeleri ile aynı tarihî çizgiyi yaşamadığımız için birçok
problemler zuhur etmiştir. Batıda demokrasi liberal felsefenin bir ürünü ve
Batının geçirdiği sosyal değişmelerin bir sonucudur. Bizde ise demokrasi,
Batılılaşmanın zaruri bir parçası olarak telakki edildiği için alınması gerekli
görülmüştür.
Tanzimat Türkiye’de Batı kültürünü ve Batılı fikirleri ülkeye taşıyan
bir bürokrat-aydın sınıfı yarattı. Bu sınıf saraydan iktidarı alabilmek için
Batı’daki demokrasi fikirlerini kullandı. Birinci meşrutiyette iktidar
mücadelesini saray kazandı. İkinci meşrutiyette bürokrat-aydın galip geldi
ama demokrasi denemesi kısa sürdü ve İttihat ve Terakki diktatörlüğü ile
sonuçlandı.
Millî Mücadele’den sonra saltanat kaldırılıp cumhuriyet ilan edilince
çok partili demokrasi olması beklenirken Takrir-i sükûn kanunuyla tek parti
rejimi başladı. İkinci dünya savaşını demokrasi bloğunun kazanması ve
Sovyet tehditleri Türkiye’de çok partili demokrasiye geçilmesi konusunda
bir fırsat yarattı. 1945 yılında çok partili hayat başladı ama bürokrat-aydının
demokrasi korkusu sona ermedi.
Bürokrat-aydın seçkinci bir tavır sergiliyordu. Kendini daima halktan
üstün görüyordu. Bu yüzden demokrasiyi de küçümsedi. Çünkü kendisinden
aşağıda gördüğü halk onu seçmiyor her seçimde halk adamı olan Adnan
Menderes’i iktidara getiriyordu. 1950’den itibaren seçimleri üst üste
Demokrat Parti’nin kazanması bürokrat-aydının demokrasiden ümit
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
38
kesmesine ve 27 Mayıs 1960 darbesine yol açtı. 27 Mayısçılar halka
güvenmediklerinden halkın seçtiği partinin iktidar olamaması için gereken
tedbirleri aldılar ve bir askeri vesayet rejimi kurdular.
Bildirimizde aydınların seçkinci yaklaşımın tarihi temelleri üzerinde
durulacak ve bürokrat-aydının demokrasi korkusunun uzun yıllar boyunca
Türkiye’de istikrarlı bir demokrasi rejiminin kurulmasına nasıl mani
olduğunun izahı yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Bürokrat - aydın, Demokrasi, Demokrat Parti, Adnan
Menderes.
ABSTRACT
Turkey within the modernization process gradually began transition
to democracy since the end of the 19th century; however several problems
has arisen since we have not lived in the same historical process as the
Western countries from where we took this system. In the West, democracy
was a product of liberal philosophy and a result of the social changes that the
West had undergone. In our case, democracy was deemed necessary to be
taken because it was considered an essential part of Westernization.
Tanzimat (reforms) created a bureaucrat-intellectual class, which
brought the Western culture and ideas, in Turkey. This class employed the
ideas of democracy of the West to take power from the palace. While the
palace won the power struggle in the First Constitutional Period, the
bureaucrat-intellectual became victories in the Second Constitutional Period.
However the democracy experiment lasted a brief time and resulted in the
dictatorship of the Committee of Union and Progress.
After the National Struggle, when the sultanate was abolished and the
republic was proclaimed, it was expected that it would be a multi-party
democracy; however the one-party regime started with the law of Takrir-i
sükûn(the Law on the Maintenance of Order). The victory of the `democratic
bloc` in the Second World War and the Soviet threats created an opportunity
for the issue of transition to multiparty democracy in Turkey. The multi-
party system started in 1945, but the democracy fear of bureaucrat-
intellectuals did not ended.
They were manifesting an elitist manner and always considering
themselves above people. Therefore, they also belittled the democracy.
Because, the people, whom bureaucrat-intellectuals considered below
themselves, did not elect them, and put Adnan Menderes, a man of people,
into power in every election. From 1950 onwards, the successive election
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
39
victories of the Democrat Party led to bureaucrat-intellectuals to abandon
their hopes from democracy and to 27 May 1960 coup. Since the putschists
of 27 May did not rely on people, they took the necessary precautions to
prevent the party that people would elect to come to power and established a
military tutelage regime.
This study will focus on the historical basis of elitist attitude of
intellectuals and explain how the democracy fear of bureaucrat-intellectuals
prevented for many years the establishment of a stable democratic regime in
Turkey.
Keywords: Bureaucrat İntellectual, Democracy, Democrat Party, Adnan
Menderes.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
40
ADNAN MENDERES DÖNEMİ DİN POLİTİKALARI
RELIGIOUS POLICIES AT ADNAN MENDERES’S PERIOD
Doç. Dr. Halide ASLAN
Ankara Üniversitesi
ÖZET
Çok partili dönemin en önemli isimlerinden birisi olan Adnan
Menderes hükümeti devletin din politikalarının farklı yöne evrildiği bir
dönemdir. Daha sert ve rijit uygulamalar yerini daha yumuşak ve geçişli
politikalara bırakmıştır. Türkçe ezan, din eğitimi kararları, İlahiyat Fakültesi
açılması bunlardan bazılarıdır.
Adnan Menderes dönemi siyasi hayatta olduğu kadar sosyal ve dini
hayatta da ayrı bir yere sahiptir. Demokrat parti halkın partisi olma yolunda
önemli kararlar almış ve bu kararları uygulama adına önemli adımlar
atmıştır. Bu anlamda Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği üzere “Köylü
milletin efendisidir!” sözü bu dönemde yeniden şiar bulmuştur. Taban halk
elitlerden köylüye doğru kayış gerçekleştirirken yönetimin ilgilendiği
hususlar da ister istemez değişmiştir.
Türkiye tarihinde siyaset dinden, din sosyal hayattan ve bunlar
birbirlerinden bağımsız hareket etmemiştir. Birbirlerini etkileyen bu olgular
adnan Menderes döneminde daha canlı ve hareketli yaşanmıştır. Bu çalışma
bunlardan sadece din ayağına ışık tutmayı hedeflemektedir. Bunu yaparken
arşiv belgeleri öncelikli kaynak olarak kullanılmakla birlikte yapılmış
çalışmalar da bu bağlamda kullanılmaya çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Adnan Menderes, Din Politikası, Çok Partili Dönem,
Türkçe Ezan, Din Eğitimi.
ABSTRACT
Adnan Menderes, one of the most important names in the multi-
party period, is a period in which the government has evolved religious
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
41
policies into different directions. More rigid and rigid applications left the
place with a softer and transitional policy. Turkish ezan, religious education
decisions, the opening of the Faculty of Theology are some of them.
Adnan Menderes period has a separate place in social and religious
life as well as in political life. The Democratic Party has made important
decisions on the way to becoming a party to the people and has taken
important steps to implement those decisions. In this sense, as Mustafa
Kemal Atatürk expressed, the promise of "the peasant is the master of the
nation!" While the base population is moving from the elite to the peasant,
the management's interest has changed, not wanting to.
Turkey's history of religion in politics, religion, social life and they
are moving independently of each other. These phenomena affecting each
other have been more active and lively in the period of Adnan Menderes.
This study aims to shed light on only the religion. In doing so, studies
conducted with the use of archival documents as primary sources will also
be tried to be used in this context.
Keywords: Adnan Menderes, Religious Policy, Multi - Party Period,
Turkish Crusade, Religious Education.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
42
MENDERES DÖNEMİ MİLLİ EĞİTİM ŞURALARININ DÖNEMİN
EĞİTİM POLİTİKALARI AÇISINDAN ANALİZİ
THE ANALYSİS OF THE NATİONAL EDUCATİON COUNCİLS İN
THE MENDERES PERİOD İN TERMS OF THE EDUCATİON POLICY
Doç. Dr. Seher BOYKOY
Uludağ Üniversitesi
ÖZET
Milli Eğitim Şuraları, Cumhuriyet iktidarlarının eğitim politikasının
belirlenmesinde başat rol oynamıştır. Adnan Menderes’in başbakanlığını
yaptığı ve Demokrat Partinin on yıl süren iktidarı sürecinde, iktidarın eğitim
hedefleri ile uygulamaları bakımından, bu dönemde iki kez toplanan Milli
Eğitim Şurası büyük önem taşımaktadır. Dönemin eğitim şuralarının
incelenmesi, bir yandan 1950 yılında ilk defa farklı bir iktidarı gören
Türkiye’de eğitim atılımlarının tespiti; diğer yandan da eğitim
uygulamalarının bu iktidardan önceki ve sonraki dönemlerle karşılaştırmalı
olarak değerlendirilmesi olanağı sağlayacaktır.
Bu çalışmada, Türkiye’nin 1950-1960 yılları arasında eğitim
yapısındaki gelişmeler, bu on yıllık sürede toplanan Milli Eğitim Şuraları, bu
şuralarda yapılan görüşmeler, alınan kararlar ve bu kararların uygulanma
süreci ekseninde aydınlatılmaya çalışılacaktır. Ayrıca dönemin Başbakanı
Adnan Menderes’in TBMM konuşmalarından yararlanılmak suretiyle,
eğitim şura kararları hususunda temel yaklaşımı da analiz
edilecektir.Çalışma kapsamında, Eğitim Şurası Raporları, hükümet
programları, Meclis tutanakları, döneme ilişkin hatırat ve tetkik eserlerden
yararlanılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Adnan Menderes, Milli Eğitim Şurası, İlköğretim, Halk
Eğitimi, Çocuk Politikası.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
43
ABSTRACT
The National Education Council plays an important role in
determining the educational policy of the Republican administrators. In the
process of making Adnan Menderes' prime minister and Democratic Party's
ten-year rule, the National Education Council which is convened twice in
this period, is of the great importance in terms of the educational goals and
practices of the government. The analysis of the education councils of this
period, on the one hand the determine of the educational breakthroughs in
Turkey, on the other hand it will provide the opportunity to evaluate the
educational practices comparatively before and after this governance.
In this study, the improvements of the education structure between
Turkey's 1950-1960 year, the axis of this decade National Education Council
gathered in, the interviews conducted in this here, the decisions taken and in
the implementation process of this decision will be illuminated. In addition,
the Prime Minister Adnan Menderes will also be able to analyze the basic
approach to the decisions of the Council of Ministers by making use of
TBMM talks of him. Within the scope of the study, the National Education
Council Reports, the government programs, TBMM records, memoirs and
books related to this period will be utilized.
Keywords: Adnan Menderes, National Education Council, Primary
Education, Public Education, Child Policy.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
44
MUHALİF KİMLİĞİYLE ADNAN MENDERES’İN TÜRK
SİYASETİNDEKİ İZLERİ
TRACES OF ADNAN MENDERES AS AN OPPOSITIONAL FIGURE
IN TURKISH POLITICS
Doç. Dr. Fevzi ÇAKMAK
Dokuz Eylül Üniversitesi
ÖZET
1930 yılında Fethi Okyar’ın kurduğu Serbest Cumhuriyet
Fırkası(SCF)’nın Aydın il başkanı olarak Türk siyasi hayatına giren Adnan
Menderes, aynı yıl SCF’nin kendini feshetmesinin ardından Cumhuriyet
Halk Fırkası’na üye oldu. 1931 yılında yapılan genel seçimlerin ardından
CHF Aydın milletvekili olarak TBMM’de yer aldı. 1945 yılına kadar
milletvekilliği yanında, müfettişlikler başta olmak üzere parti içinde çeşitli
idari görevler aldı. Adnan Menderes’in Türk siyasetine izini vurmaya
başladığı dönem, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru, gerek Dünya’da
gerekse Türkiye’de demokrasi söylemlerinin yüksek perdeden
dillendirilmeye başladığı yıllardı. 1946 yılında kurulan Demokrat Parti’nin
kurucuları arasında yer alan Adnan Menderes, 1950 yılı seçimleri sonrası
Başbakanlık görevine gelene kadar ki süreçte, CHP iktidarına yönelik etkili
bir muhalif figür olarak Türk siyasetinde yer etti.
Bu çalışmada, 1945-1950 yılları arasında Adnan Menderes’in söylem,
tavır ve uygulamaları üzerinde Türk siyasi hayatındaki “muhalif kimliğe”
kazandırdıkları ortaya konulmaya çalışılacaktır. Çalışma içinde döneme
ilişkin arşiv kaynakları, süreli yayınlar ile araştırma ve inceleme eserler
kaynak olarak kullanılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Adnan Menderes, Demokrat Parti, Muhalefet.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
45
ABSTRACT
Adnan Menderes, who entered the Turkish political life as the
provincial chairman of Aydın of the Free Republican Party (SCF) founded
by Fethi Okyar in 1930, became a member of the Republican People's Party
after the SCF was dissolved in the same year. Following the general
elections held in 1931, he took part in the Turkish Grand National Assembly
as Aydın deputy of Republican People's Party. Until 1945, he took charge in
various administrative duties including inspectorship in particular within the
party in addition to being a member of the parliament. The period Adnan
Menderes started to leave his mark on Turkish politics, towards the end of II
World War, were the years in which discourses of democracy has begun to
be expressed in a loud voice both in the world and Turkey. Adnan Menderes,
who was one of the founders of the Democratic Party founded in 1946, was
involved in Turkish politics as an effective oppositional figure against CHP
government until he became the Prime Minister after 1950 elections.
In this study, we will try to reveal attitudes, discourses and practices
of Adnan Menderes between the years of 1945-1950 and what he brought to
Turkish political life with his "oppositional identity". Archival resources,
periodicals and researches and review essays will be used as resources in the
study.
Keywords: Adnan Menderes, Opposition, Democratic Party.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
46
BİR DEVRE ADINI VEREN BAŞBAKANIN HAZİN SONU: ADNAN
MENDERES’İN YASSIADA GÜNLERİ
THE TRAGIC END OF THE PRESIDENT WHO MARKED AN ERA:
YASSIADA DAYS OF ADNAN MENDERES
Doç. Dr. Filiz ÇOLAK
Uşak Üniversitesi
ÖZET
27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi, sadece Türkiye’nin Demokrat
Partili yıllarını kapatmamış, dönemin pek çok siyasetçisinin hem siyasi
hayatını hem de yaşamını sona erdirmiştir. Ülke yönetimine el koyan
Orgeneral Cemal Gürsel başkanlığındaki Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli
Birlik Komitesi’ni kurarak derhal Türkiye’nin son 10 yılına damgasını vuran
Demokrat Parti’li Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu, XI.Dönem
DP milletvekilleri ve idarecilerini önce gözaltına almışlar ardından da
Yassıada’da kurulan Yüksek Askeri Mahkeme’de yargılanmalarını
sağlamıştır.
İhtilalın ilk günü gözaltına alınan ve Yassıada’da yargılanan
DP’liler içinde en merakla takip edilen isimlerden birisi şüphesiz ki DP’nin
10 yıllık iktidarının tek başbakanı olarak bütün gelişmelerde etkisi ve rolü
bulunan Adnan Menderes’tir. Yüksek Askeri Mahkeme’de en önemli
suçlulardan birisi olarak görülen, bu nedenle de bir çok davada yargılanan
Menderes, Bebek Davası dışındaki 12 davadan suçlu bulunarak idam
cezasına çarptırılmış ve 17 Eylül 1961’de cezası infaz edilmiştir. Böylelikle
1930’da Serbest Fırka’nın Aydın İl Başkanı olarak başlayan, Atatürk’ün
dikkatini çekerek CHP milletvekili yapılan Adnan Menderes’in parlak siyasi
hayatı 31 yıl sonra, genç sayılabilecek bir yaşta(62) Yassıada’da sona
ermiştir.
Bu çalışmanın konusu, Adnan Menderes’in 27 Mayıs’ta gözaltına
alındıktan sonra Yassıada’ya götürüldüğü Haziran 1960’dan başlayan ve 17
Eylül 1961’de sona eren Yassıada’daki günlerini içermektedir. Bir devre
adını vererek siyasi gücün en tepelerindeyken birden en dibine düşen bir
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
47
siyaset adamının baskı, eziyet, onur ve haysiyet kırıcı sözlü ve yazılı
nitelemelerle geçen 16 ay boyunca içinde bulunduğu psikolojik durumu,
olaylara bakışı ve değerlendirişi dönemin basını ve hatıratlarındaki bilgiler
ışığında tespit edilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Yassıada, Demokrat Parti, Menderes, 27 Mayıs.
ABSTRACT
The military coup of May 27th, not just ended the Democrat Party
days of Turkey, but also ended political careers and even lives of many
politicians of the period. Turkish military officers, who were led by General
Cemal Gürsel, formed the National Unity Committee and took over
administration and put the president, the prime minister, the council of
ministers, members of parliament from the Democrat Party and other
members of the administration under arrest. Supreme Military Court was
appointed in Yassıada and people, who were arrested, were put on trial by
this Yassıada jurisdiction.
The person who drew the most interest among the arrested Democrat
Party members was undoubtfully Adnan Menderes, since he was the only
prime minister during ten-year rule of the Democrat Party and had a role in
all developments. He was regarded as the major offender by the Supreme
Military Court and was on trial in many cases. In the end, Adnan Menderes
was found guilty in 12 cases, except “the baby case”, and sentenced to death
penalty. He was executed on 17 September 1961. Thus, Aydın Menderes’
highly successful political life, which he started as provincial chairman of
Liberal Republican Party in Aydın and later he became Aydın deputy of the
Republican People's Party by personally invited by Atatürk himself, was
came to an end at the age of 62 in Yassıada.
This study discusses the Yassıada days of Adnan Menderes,
beginning from his incarceration in Yassıada in June 1960 and ending with
death sentence on 17 September 1961. Adnan Menderes marked an era of
Turkish history and while he was at the summit of power, he suddenly and
tragically fell from grace and in this study his mental state, his view on
developments, his assessment of developments during his stay in Yassıada
for 16 months, which passed with pressures, torments, verbal and written
humiliating words of defamation, will be analyzed with information gathered
from the period’s press news and his memoirs.
Keywords: Yassıada, Democrat Party, Menderes, 27 May.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
48
GÜÇ BİRLİĞİ KARŞISINDA ADNAN MENDERES’İN SİYASİ
MANEVRASI: VATAN CEPHESİ (MANİSA ÖRNEĞİNDE)
THE POLITICAL TACTIC OF ADNAN MENDERES IN VIEW OF
POWER UNION: FATHERLAND FRONT (SAMPLE OF MANİSA)
Doç. Dr. Dilşen İNCE ERDOĞAN
Adnan Menderes Üniversitesi
ÖZET
1957 seçimleri sonrası Demokrat Parti iktidarı iki temel sorun ile karşı
karşıya kalmıştır. Bu sorunlardan ilki ekonomik diğeri de siyasi alanda
yaşanmıştır. İktidarın özellikle 1958’den itibaren almış olduğu ekonomik
tedbirler hayat pahalılığına neden olmuş ve buna bağlı olarak geçim sıkıntısı
ortaya çıkmıştır. Bu durum halk arasında huzursuzluğa ve DP’ye karşı
desteğin zayıflamasına neden olmuştur. Siyasi alanda Ekim 1958’de Türkiye
Köylü Partisi(TKP) ve Cumhuriyetçi Millet Partisi(CMP) ile birleşerek
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi(CKMP) ismini aldı. Fakat TKP’nin
teşkilatlanmasını ülke geneline yaymakta başarısız olması CMP’ye
katılmasına neden oldu. Ayrıca, Kasım 1958’de Hürriyet Partisi’nin(HP)
CHP ile birleşmesi DP karşında Milli Muhalefet Cephesinin (Güç Birliği
Cephesi) oluşmasına neden olmuştur. Muhalefetin güç birliği iktidarı ortadan
kaldırmak ve azalan halk desteğini sağlamak amacıyla Adnan Menderes yurt
gezilerine çıkmıştır. Vatan Cephesinin oluşturulması fikri, muhalefetin Güç
Birliği Cephesini kurmasının hemen sonrasında ortaya çıkmıştır. 12 Ekim
1958’de Menderes, DP Manisa İl Kongresinde yapmış olduğu konuşmasında
Vatan Cephesinin kurulmasını istedi. Celal Bayar’ın da desteği ile 1958
yılının sonlarına doğru ülkenin her yerinde Vatan Cephesi şubeler açmaya
başladı.
Hazırlanacak olan bildiride Vatan Cephesinin Manisa ve ilçelerindeki
teşkilatlanması, Vatan Cephesine katılımların nedenleri Başbakanlık
Cumhuriyet Arşiv belgeleri ve dönemin basın yayın organları ele alınarak
değerlendirilecektir. Manisa özelinde Vatan Cephesinin teşkilatlanması
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
49
incelenirken, genelde ülke genelinde DP’nin kendini meşrulaştırma ve
muhalefeti engelleme çabaları ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Manisa, Vatan Cephesi, Güç Birliği, Adnan Menderes,
İsmet İnönü, Demokrat Parti
ABSTRACT
After the election of 1957, the government led by the Democratic
Party (DP) found itself face to face with two important questions: the first
was economic and the second was political. DP's government took radical
economic measures up until 1958, which then resulted in the cost of living
rising and eventually leading to poverty. As a result of this the support that
the people once had for the DP was in decline. In the political arena there
was also two other parties , The Peasants Party of Turkey (PPT) and the
Republican Nation Party (RNT). These two parties being unsuccessful
merged in November, 1958.
All these alliances created the Power Union aganist DP’s goverment.
Adnan Menderes traveled all country to provide majority support and to
disolve the Power Union. After the establisment of Power Union, the idea of
Fatherland Front was emerged by Adnan Menderes in the speech of October,
1958 in Manisa. This idea was depended by Celal Bayar, president of
Turkey. The branches of Fatherland Front were started to open all country.
In this paper, the organization of the Motherland Front starting in
Manisa and the local towns has been researched using the journalistic
perspectives from newspapers. The documents and archives of the Prime
Minister have also been used to compile this paper. The investigation into
the The Motherland Front in this paper and the efforts of the DP to oppose
other parties including the legalization of the DP had already been evaluated.
Key Word: Manisa, Fatherland Front, Power Union, Adnan Menderes,
İsmet İnönü, Democratic Party
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
50
DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ TÜRKİYE-AET İLİŞKİLERİ (1959-
1960)
THE DEMOCRAT PARTY ERA TURKEY-EEC RELATIONS (1959-
1960)
Doç. Dr. Umut KARABULUT
Pamukkale Üniversitesi
ÖZET
Türk çağdaşlaşması, Demokrat Parti iktidarına dek uzun yıllar
devam etmiş bir süreçtir. Osmanlı Devleti döneminde Batılılaşma ve
çağdaşlaşma koşut kavramlar olarak anılmış ve bu algı Cumhuriyet
Dönemi’ne de yansımıştır. Bununla birlikte İkinci Dünya Savaşı’nın
Avrupa’yı hemen her alanda geriletmesi ve Amerika Birleşik Devletleri
(ABD) ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) başat güç
olarak ortaya çıkmaları, Türkiye’deki Batılılaşma kavramına ABD’nin de
dâhil olmasına yol açmıştır. Bu dönemden itibaren Türkiye ile ABD’nin
ilişkileri gelişmiş ve birçok alanda ortaklıklara varan gelişmeler
kaydedilmiştir. Avrupa ise savaş sonrası yaralarını sarmak amacıyla kendi
içerisinde çeşitli ittifak ve birlik projelerini gündeme getirmiştir. Avrupa
Kömür ve Çelik Birliği, Avrupa Atom Ajansı ve Avrupa Ekonomik
Topluluğu (AET) bunlardan en önemlileridir. Bu üç birlik, sonraki yıllarda
bir üst anlaşma ile AET çatısı altında birleşecek ve çeşitli isim
değişikliklerinin ardından günümüzde Avrupa Birliği (AB) olarak
anılacaktır.
Demokrat Parti döneminde Türkiye, Batı ile ilişkilerinde her ne
kadar ABD’yi odak noktası olarak görse de, bölgesel ve tarihsel gerekçelerle
AET içerisinde meydana gelen gelişmelere de kayıtsız kalmamıştır. Türk
hükümetleri ve kamuoyu, Avrupa’da meydana gelen birleşme çabalarını
yakından takip etmişlerdir. 1959 yılında Yunanistan’ın AET’ye üyelik
başvurusu Türkiye’yi de harekete geçirmiş ve aynı yıl içerisinde üyelik
başvurusunda bulunmuştur. Bu hamle, uzun yıllar sürecek Türkiye-AB
ilişkilerinin de başlangıcını oluşturmuştur.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
51
Bu çalışmada Türkiye-AB ilişkilerinin ilk yılları ele alınacaktır.
Demokrat Parti’nin hangi gerekçelerle AET’ye başvuru yaptığı, başvurunun
kamuoyunda nasıl karşılandığı ve Türk dış politikası üzerindeki etkileri gibi
sorulara yanıtlar aranacak ve süreç Demokrat Parti’nin 1960 askeri darbesi
ile iktidardan indirildiği döneme dek değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Demokrat Parti, Avrupa Ekonomik Topluluğu,
Türkiye, Türk Dış Politikası.
ABSTRACT
The Turkish modernization is a process which had been going on for
many years until the power of the Democrat Party. The Westernization and
modernization were referred to as parallel concepts in the Ottoman period
and this perception also reflected in the Republican Period. However, the
decline of Europe almost in every area due the Second World War and the
emerging of the United States (US) and the Soviet Union (USSR) as the
dominant power gave rise to inclusion of the US to the Westernization
concept in Turkey as well. From this period forth, the relations between
Turkey and the US improved and developments in many fields which ended
in partnership were recorded. Europe, on the other hand, has brought
forward various alliance and unity projects in order to wrap up their postwar
wounds. The most important of these are the European Coal and Steel
Community, the European Atomic Energy Community and the European
Economic Community (EEC). These three communities would join by an
upper agreement in the following years under the EEC framework and would
be referred as the European Union (EU) today after various name changes.
Even though, Turkey considered the US as the focal point in its
relations with the West during the Democrat Party Era, did not remain
indifferent to developments that occurred within the EEC due to the regional
and historical reasons. Turkish governments and the public have closely
followed the unification efforts that took place in Europe. The application of
Greece for membership of the EEC in 1959 motivated Turkey as well and
Turkey applied for membership in the same year. This move also formed the
beginning of the Turkey-EU relations which will continue for many years.
This study will treat the first year of Turkey-EU relations. It will
seek answer to questions such as for what reasons the Democratic Party had
applied for EEC, how the application was received by public, and what its
effects on the Turkish foreign policy were. The study will also evaluate the
process up to overthrown of the Democrat Party with 1960 military coup
d'état.
Keywords: Democratic Party, European Economic Community,
Turkey, Turkish Foreign Policy.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
52
ADNAN MENDERES’İN DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜNDE
ESKİŞEHİR’İN YERİ VE ÖNEMİ
ADNAN MENDERES 'DEMOCRACY WALKING ESKISEHIR'S
PLACE AND IMPORTANT
Doç. Dr. Burhan SAYILIR
Anadolu Üniversitesi
ÖZET
Siyasi hayatında Menderes ilk demokrasi mitingini Eskişehir’e bağlı
Çifteler ilçesinde Sakaryabaşı mevkiinde yapmıştır. Celal Bayar ile Adnan
Menderes, Hasan Polatkan, Refik Koraltan gibi partinin önde gelenlerinin de
katıldığı miting 1948 yılının 1 Mayıs günü, Türkiye'de ilk defa “seçimlerde
adli teminat fikir ve prensibi mitingini” adıyla yapılmıştır. Bu mitinge 20 bin
kişi katılmıştır. Türkiye’de şehirleşme ve sanayi girişimlerinde fabrikalar
kuruldu ve birçok alanda çalışmalar yapıldı. Adnan Menderes dışa bağımlı
sanayileşmeyi kaldırdı. Özelleştirmeye önem verdi. Adnan Menderes
Türkiye genelinde siyasi yaşamı boyunca yapmış olduğu mitinglerin
sonuncusunu da Kütahya’ya geçmeden Eskişehir’de yapmıştır. Eskişehir’de
yapılan mitingin sonrasında askeri darbe gerçekleşmiştir. Menderes, son
gezisi olan Eskişehir'de, 25 Mayıs'ta “Yolumuz, seçim yoludur. Serbest
seçim yoludur” sözleriyle erken seçimin sinyallerini verdi. Ancak
bugünlerde Türkiye’de bazı şeylerin tuhaflığı da gözden kaçmıyordu. Bu
olağanüstü durumun işaretleri Eskişehir mitingi sırasında bürokrasi ve
askerin tavırlarına da yansımıştı. 25-26 Nisan’daki Eskişehir ziyareti
sırasında karşılama sırasında bir grup askerin protestosu, konuşma yaptığı
valilik konağı önündeki ses sisteminin kesilmesi gibi garipliklere rağmen
ziyaretlerine devam etmiş, konuşmasını çıplak sesle yoğun kalabalığa
yapmıştı. Adnan Menderes ve beraberindeki heyet Eskişehir ziyaretini bu
olumsuzluklar içinde tamamlandıktan sonra 26 Mayıs akşamı Kütahya’ya
geçmişlerdir. Bir gün sonra 27 Mayıs 1960’da ise askeri darbe gerçekleşmiş
ve tarihimize “kara bir leke” olarak geçen Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun
idam edilişinin yolu açılmış oldu.
Anahtar Kelimeler: Adnan Menderes, Demokrasi, Eskişehir.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
53
ABSTRACT
In his political life, Menderes made his first democracy rally in
Çifteler-Sakaryabaşı district of Eskişehir. The leadings Adnan Menderes,
Celal Bayar, Hasan Polatkan and Refik Koraltan participated the meeting
that assembled at 1 May 1948, the first time in Turkey in name of "judicial
guarantees ideals and principles of the rally in the elections". 20000 people
partcipated to this meeting. In Turkey, factories was founded in urbanization
and industrial enterprises and were made a lot of works in many areas.
Adnan Menderes wanted to end up the outsourcing industry and took notice
of privitization. Adnan Menderes, during his political life in Turkey, done
his the last meeting in Eskişehir. After the Eskişehir meeting, a military coup
occurred. Menderes, the last trip in Eskişehir, on May 25 with his speeches
that "Our way, is the election. Free election is the way. " gave early selection
signals. However, somethings did not unnoticed Turkey nowadays. Signs of
this extraordinary situation were also reflected in the bureaucracy and
military attitudes during the Eskisehir meeting. During the visiting to
Eskisehir on 25-26 April, despite of a group of soldiers protesting,
interruption of the sound system in front of the governorship building when
he was speaking, he continued his visiting and made his speech to the dense
crowd with his bare voice. Adnan Menderes and his delegation visited
Eskişehir in these negativities and then passed on to Kütahya on the evening
of May 26th. One day later, on May 27, 1960, a military coup took place and
the way to the execution of Menderes, Polatkan and Zorlu, which was a
"black spot" in our history, was opened.
Keywords: Adnan Menderes, Democrac , Eskişehir.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
54
TEPKİ VE İHBAR: DEMOKRAT PARTİLİLER
REACTİON AND DENUNCTİATİON: DEMOCRATİC PARTY
MEMBERS
Doç. Dr.Yücel YİĞİT
Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü
ÖZET
1950’de başlayan Demokrat Parti iktidarı, yaklaşık on yıl sürdükten
sonra 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle kesintiye uğramıştır. Darbenin
akabinde Demokrat Partililer ve Adnan Menderes hayranları başta İzmir,
Manisa, Konya, Aydın ve Denizli olmak üzere farklı yerlerde
hoşnutsuzluklarını dile getirmişlerdir. Bu siyasi iklimde Demokrat Parti
sempatizanlarının, halka para ve silah dağıttığıyla ilgili resmi makamlara
şikayetler iletilmiştir. İhbarlar neticesinde meselenin iç yüzünü tespit
edebilmek amacıyla taşrada birçok kovuşturma yapılmıştır.
Bu bildirinin temel amacı, 27 Mayıs Askeri Darbesi sonrası, farklı
yerleşim birimlerinden Demokrat Partililerle ilgili kolluk kuvvetlerine
gönderilen ihbarların nedenlerini ve özelliklerini ortaya koymaktır. Ayrıca
bu ihbarlar neticesinde Emniyet Genel Müdürlüğünce yapılan tahkikatların
sonuçları da gözler önüne serilecektir. Yine darbenin, yerel düzeyde ne tür
bir tepkiyle karşılaştığı da konumuz içerisinde yer alacaktır. Bildirimizin
kronolojik çerçevesini 1961 tarihi oluşturmaktadır. Çalışmada kullanılan
belgeler, Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivinden alınmıştır. Yine süreli
yayınlar ile ikinci dereceden bazı kaynaklar da kullanılacaktır.
Anahtar Kelimeler: 27 Mayıs Darbesi, Demokrat Parti, Adnan Menderes,
Emniyet Genel Müdürlüğü.
ABSTRACT
The ruling Democratic Party, which started in 1950, was interrupted
after nearly ten years by military coup d'état on 27 May 1960. Following to
coup d'etat, particularly Democratic party members and fans of Adnan
Menderes expressed their displeasure in different places, especially in İzmir,
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
55
Manisa, Konya, Aydın and Denizli. Under this political conjuncture,
complaints have been filed to the official authorities of the Democratic Party
sympathizers regarding the distribution of money and arms to the
public.There have been many prosecutions in the provinces in order to
identify the inner face of the issue.
The main purpose of this study is to find out the reasons and
characteristics of the denunciations which were sent to the law enforcement
agencies regarding Democratic Party members. .In addition, as a result of
these denunciations carried out by the General Directorate of Security, the
results of inquiries will also be revealed. Also, it will be also given place to
how 27 May Coup d’etat was encountered with reactions in local level. The
chronological frame of this study consists of 1961 year. Documents used in
the study were taken from the archive of General Directorate of Security.
Periodicals and some secondary sources will also be used.
Keywords: 27 May Coup d’etat, Democratic Party, Adnan Menderes,
General Directorate of Security.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
56
DEMOKRAT PARTİ HÜKÜMETLERİ VE KOMÜNİZMLE
MÜCADELE
DEMOCRATIC PARTY GOVERNMENTS AND STRUGGLING WITH
COMMUNISM
Yrd. Doç. Dr. Ceyda TUNA BOZDOĞAN
Giresun Üniversitesi
ÖZET
II. Dünya Savaşı sonucunda dünya siyaseti ideolojik temelde
belirgin bir biçimde Doğu ve Batı blokları olarak ikiye ayrılmıştır. Soğuk
Savaş olarak bilinen bu dönemde uluslararası ilişkiler bir yandan ABD’nin
başını çektiği kapitalizm ile diğer yandan Sovyet Rusya’nın başını çektiği
komünizm arasında oldukça sert geçecek olan bir mücadeleye sahne
olmuştur. İki blok arasındaki ideolojik kavga kısa bir sürede dünyanın
oldukça önemli bir kısmında belirgin bir hale gelmiştir. Bu çerçevede ABD
etkisinde yürütülmekte olan anti-komünizm Türkiye’de de güçlü bir etki
yaratmıştır. Özelikle 1948’den itibaren CHP iktidarının başlattığı komünizm
karşıtlığı özellikle Adnan Menderes Hükümetleri döneminde zirveye
çıkmıştır. Bu dönemde komünizm karşıtlığı çerçevesinde başta TBMM’de
önemli kanunlar çıkartıldığı gibi Türkiye’deki sol akım taraftarlarına yönelik
olarak geniş ölçüde başta tutuklamalar olmak üzere sol örgütlerin
kapatılması gibi bazı sert tedbirler alınmaktan geri durulmamıştır. Bu
çalışmada Adnan Menderes hükümetlerinin komünizm karşıtlığı
çerçevesinde uygulamaya soktukları politikalar ve sol faaliyetlere yönelik
aldıkları tedbirler dönemin ana kaynakları esas alınarak incelenmeye
çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Demokrat Parti, Soğuk Savaş, Anti-komünizm,
Amerika Birleşik Devletleri, Komünist Tevkifatı.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
57
ABSTRACT
As a result of World War II, world politics is divided into two
distinctly East and West blocks on an ideological basis. In this period known
as the Cold War, international relations have become a stiff battle between
capitalism, the head of the United States, and communism, the head of
Soviet Russia. The ideological struggle between the two blocks soon became
evident in a significant part of the world. U.S. effect is maintained within
this framework that anti-communism has a strong influence in Turkey.
Especially since 1948, the anti-Communism initiated by the CHP
government has reached a summit, especially during the governments of
Adnan Menderes. In this period, as well as important laws in the Parliament
in the framework of anti-communism and also some drastic measures such
as closing of left-wing organizations, including large scale for the first
arrests in Turkey is not avoided. In this study, the measures taken by the
Adnan Menderes governments in the framework of the anti-communism
framework and the measures they take towards leftist activities will be tried
to be examined on the basis of the main sources of the period.
Keywords: Democratic Party, Cold War, Anti-Communism, United
States, Communist Arrestments.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
58
27 MAYIS 1960 YILI ASKERİ DARBESİ’NİN ALMAN BASININA
YANSIMALARI
THE REFLECTIONS OF THE 27 MAY 1960 MILITARY BREAK TO
THE GERMAN PRESS
Yrd. Doç. Dr. Ayten CAN
Adnan Menderes Üniversitesi
ÖZET
Asker Millet olma özelliğine sahip olan Türklerde askeri vesayet
sistemi ve darbeler sıklıkla görülmüştür. Özellikle Osmanlı Devleti’nde
Sultan Murat Döneminde temelleri atılan Yeniçeri Ocağı birçok defalar
darbe girişimlerinde bulunmuşlar, 1826’da II. Mahmut dönemindeki son
darbe girişimi ocağın kapatılmasıyla son bulmuştur. Osmanlı Devleti’nin
yıkılması üzerine kurulan Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da
önemli bir rol oynayan askerler kendilerini Cumhuriyetin ve Atatürk İlke ve
Devrimlerinin koruyucusu olarak görmüşler ve Cumhuriyet ve devrimlerin
tehlikede olduğunu düşündükleri süreçlerde devlet sistemine müdahale etme
gereği duymuşlardır. Bu müdahalelerden ilki 27 Mayıs 1960 yılında
gerçekleşmiştir. 1950 yılında Cumhuriyet Halk Partisinin Tek Parti
yönetimine son veren Demokrat Parti’nin iktidarı ancak 10 yıl sürmüştür.
Demokrat Parti’nin Atatürk İlkerlerinden önemli biri olan Laiklik İlkesini
geri plana itmesi, partiye karşı oluşan muhalefeti baskıyla susturmak, orduyu
baskı altına almak istemesi gibi nedenler darbenin nedenleri arasında
sayılabilir.
Bu çalışmada 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi’nin Alman Basınında
yansımaları konusunda bir araştırma yapacağız. İki ulusal ( Die Welt, Der
Spiegel ) ve iki yerel (Hamburger Abendblat, Süddeutsche Zeitung)
gazetenin1960 yılı Mayıs ve Haziran aylarına ait sayıları incelenerek Alman
Basınında darbe ile ilgili görüş ve düşünceler hakkında bir değerlendirme
yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler: 27 Mayıs 1960, Asker, Darbe, Basın, Almanya.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
59
ABSTRACT
According to Turkish people, who have the feature of being a soldier nation,
the military guardianship system and the crimes have been seen frequently.
Especially, The Guild of Janissaries, which was founded in the Ottoman
Empire during the Sultan Murat Era, had many coup attempts and in 1826,
the last coup attempt during the II. Mahmut period ended with the closure of
the Guild of Jannissaries. The young soldiers who played an important role
in the establishment of the Republic of Turkey which was founded on the
collapse of the Ottoman Empire, regarded themselves as the guardians of the
Republic and Atatürk's Principles and Revolutions and they needed to
intervene in the state system whenever they thought the Republic and the
Revolutions were in danger. One of these interventions took place on May
27, 1960. The government of the Democratic Party, which ended the one-
party rule of the Republican People's Party In 1950, lasted only 10 years.
The Democratic Party’s pushing back Laicism, which is one of the most
important of the Ataturk's principles, pressurizing the oppositions aginst to
the party, and the desire to suppress the army were among the reasons for the
coup. In this work we will conduct a survey on the reflections of the May 27,
1960 military coup in the German press. An evaluation will be made on
opinions and thoughts on the German pres by examining the volumes of two
national (Die Welt, Der Spiegel) and two local (Hamburger Abendblat,
Süddeutsche Zeitung) newspapers from May to June 1960.
Keywords: 27 May 1960, Soldier, Coup, Press, Germany.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
60
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNDE KARİZMATİK LİDERLİK
ÖRNEĞİ: ADNAN MENDERES VE 27 MAYIS DARBESİ
EXAMPLE OF CHARISMATIC LEADERSHIP IN THE TURKISH
DEMOCRACY: ADNAN MENDERES AND MAY 27 COUP D’ETAT
Yrd. Doç. Dr. Selma GÖKTÜRK ÇETİNKAYA
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi
ÖZET
Türk toplumu politik kulvarda siyasi oluşumlardan ziyade bu
oluşumların liderlerinin arkasından gitme profili çizmektedir. Bu bağlamda
toplumun “halk adamı” olarak benimsediği Adnan Menderes, esas manada
Demokrat Parti’nin başarısındaki kilit isim olmuştur. Buradan hareketle
1950 seçimlerinin ardından neden hükümeti kurma görevinin Celal Bayar
tarafından Menderes’e verilmiş olduğu sorusunun cevabına da ulaşılabilir.
Menderes, on yıl boyunca başbakanlık mevkiinde yerini korumuş,
Demokratların başarısını da büyük oranda kendisi yüklenmiştir. Partisinin
giderek güçlenmesinde etkin rol üstlenmesi, muhalefetin de zaman içinde
Menderes’e daha fazla yüklenmesine yol açmıştır. Muhalefet, söylem ve
eylemlerini yoğun olarak Menderes üzerinden gerçekleştirmiştir.
Esasen temelleri 1951’de atılan ve belirtildiği üzere Menderes’i
devirmek amaçlı planlanan darbe, 1957’deki Dokuz Subay Hadisesiyle ayak
seslerini işittirmeye başlamış, bu olayı Menderes “kumandanları üzecek
tedbirler alınmasına lüzum görmüyorum” şeklinde yorumlamışsa da askeri
mahkemenin konunun üstünü kaybetmesini hayırlı bir gelişme olarak da
görmemiştir. Neticede iki buçuk yıl içinde sessiz ve derinden devam eden
darbe sürecinin 27 Mayıs’ta Adnan Menderes’in şahsını hedef alacak bir
mahiyette neticelendirildiği vurgulanmalıdır. Bu vurgu, darbe mahkemeleri
ortaya konularak güçlendirilmelidir. Yassıada’da Menderes’i halktan
soğutmak gayesiyle özel yaşamıyla ilgili konular bile dile getirilmişse de
halk günümüzde dahi Menderes’e yönelik bakış açısını değiştirmemiştir.
Yassıada’nın neticeleri Demokrat Parti’nin dört kurucusundan
sadece birini, başbakan Menderes’i idam sehpasına götürmüştür. Son
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
61
sözlerinde vatan ve milletin refahından bahseden Menderes’in idamının
tesirleri günümüze kadar gelmiştir. Buradan hareketledir ki bugün dahi 27
Mayıs denildiğinde akla ilk olarak Adnan Menderes gelmektedir. Halk
tarafından destek görmeyen ve kabullenilmeyen 27 Mayıs İhtilali ve Adnan
Menderes’in idamı, bugünün siyaset sahnesinde sıcaklığını korumaktadır.
Özet olarak Türkiye’de siyasal yaşamın şekillenmesinde, 1945 itibariyle
Meclis konuşmalarıyla muhalefetin doğmasında etkin rol oynayan Adnan
Menderes, fiiliyatta bir darbeye maruz kalmışsa da fikriyatta daha güçlü bir
mevkie getirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Adnan Menderes, Demokrat Parti, 27 Mayıs 1960
Darbesi, Yassıada Mahkemeleri, Milli Birlik Komitesi.
ABSTRACT
Turkish society makes an impression in which they follow political
leaders rather than political organisms in political sphere. In this regard
Adnan Menderes who the society embraced as “man of the people” was in
fact the key person in the progress of Democrat Party. From this point of
view it can be seen why Celal Bayar assigned the duty of forming the
government to Menderes after 1950 elections. Menderes kept his chair in
prime ministry position for ten years and took charge of the success of
democrats himself to a large extent. His active role in the development of his
party caused the opposition become more responsive to him. Opposition
carried out its discourses and actions intensively over Menderes.
The coup which was planned to overthrow Menderes and the
foundations of which were laid in 1951 began to give its first signs with
“Dokuz Subay Olayı” in 1957. On that occasion Menderes found
unnecessary to take measures that were going to discomfort the
commandants. However he did not support the count martial which hushed
up the issue. Consequently it should be focused on that coup process having
continued for two and half years in silence ended up in a manner that
targeted directly Adnan Menderes. This point should be strengthened by
centering coup courts. Although in Yassıada various issues regarding even
the private life of Menderes were mentioned in order to turn people against
him the society has not changed its attitude towards him.
Consequences of Yassıada took only one of four founders of
Democrat Party to gallows, prime Minister Menderes. Menderes mentioned
welfare of country and nation in his final words and the influences of his
execution came until today. Therefore when May 27th is mentioned first of
all Adnan Menderes comes to mind. The 1960 coup d’état and execution of
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
62
Adnan Menderes which were not supported and accepted by the society still
preserved its efficiency on political scene. To sum up Adnan Menderes
having played an active role in emergence of opposition with his speeches
from 1945 and embodiment of political life was exposed to a coup in action
but obtained a stronger position in world of thought.
Keywords: Adnan Menderes, Democrat Party, May 27 Coup D’etat,
Yassıada Trials, National Unity Committee.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
63
RUS - AMERİKAN MERKEZLİ STRATEJİK GÜÇ MÜCADELESİ
ALTINDA ORTA DOĞU DENKLEMİ VE TÜRKİYE’DE ADNAN
MENDERES DÖNEMİ
UNDER THE RUSSIAN-AMERICAN CENTERED STRATEGIC
POWER STRUGGLE, THE EQUATION OF MIDDLE EAST AND
PERIOD ADNAN MENDERES IN TURKEY
Yrd. Doç. Dr. Olcay ÖZKAYA DUMAN
Mustafa Kemal Üniversitesi
ÖZET
Dünya, 20.Yüzyılın ikinci yarısına geçerken, iki kutuplu bir siyasal
yapının çekim gücüne maruz kalmış ve büyük bir türbülansın içine doğru
sürüklenmiştir. Siyasal çekişmeler, iktisadi, politik, ideolojik ve benzeri
beklentilerin etrafında, anlık değişen politikalar ülkelerin tarafını veya
müttefikini değiştirebilmiştir. Döneme damgasını vuran Müttefikim olmayan
Düşmanımdır yaklaşımı ittifaklar sisteminin gücünü arttırmış ancak küresel
güvensizliği tırmandırmıştır. Bu güç mücadelesinin yarattığı ortam ve Soğuk
Savaş kutuplaşmasındaki yumuşama Türkiye’nin Adnan Menderes
dönemindeki siyasal ve politik yörüngesinin seyrinde etkili olmuştur. İki
kutuplu uluslararası bir siyasal ortamda Amerikan eksenli ve bu anlamda tek
kutuplu bir yaklaşıma doğru yönelen Türkiye’nin politik tutumunun ve
diplomatik sınırlarının, özellikle Amerika’nın 1957 sonrası oluşan Orta
Doğu siyaseti sonucunda farklılaştığı anlaşılmaktadır.
Menderes, 1958’den sonra dış politikada SSCB eksenli yeni bir
yaklaşımı programına almıştır. Türkiye için bu tutumun aslında tek yanlı bir
dış politikadan çok yanlı bir dış politikaya doğru siyasal bir yönelimi ifade
etmekte olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu çalışmada, dönemin süper
güçleri olarak dünya siyasetinde terazinin ibresi olma mücadelesi veren ve
bu anlamda yeni politikalar üreten, yöneten iki gücün (Rus-Amerika)
kıskacında Orta Doğu’da yaşanan dış politik çekişmelerin yönü ve Menderes
Döneminin söz konusu değişmeler karşısında geliştirdiği tutum, bu yönde
yapılan çalışmalar analiz edilmeye çalışılacaktır.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
64
Anahtar Kelimeler: Adnan Menderes, Orta-Doğu, Rusya, Amerika, Suriye
Krizi, Türkiye.
ABSTRACT
As the world passed into the second half of the 20th century, a
bipolar political structure was exposed to gravitational pull and dragged into
a massive turbulence. Around the political contests, economic, political,
ideological and similar anticipations, instantly changing policies could
change the countries or their allies. The approach of non-Allied Enemy,
which marked the turmoil, increased the power of the alliance system but
escalated global insecurity. This environment created by the power struggle
and polarization of the Cold War has been effective in softening the course
of Turkey's Adnan Menderes period of political and political orbit. Bipolar
international political environment in the American axis and in this sense
unipolar directed towards an approach to Turkey's political stance and
diplomatic border, particularly the United States occurred after 1957 is
understood to vary as a result of Middle East politics.
After 1958, Menderes took a new approach to external politics based
on the USSR. Turkey's attitude to this fact is understood that a unilateral
foreign policy from a multilateral foreign policy towards a political
orientation to express. In this study, as the super powers of the era, the
direction of foreign political conflicts in the Middle East and the two
attitudes (Russian-American) Menderes Period developed in response to the
changes in question, the studies carried out in this direction will be tried to
be analyzed.
Keywords: Adnan Menderes, The Middle - East, Russia, America, The
Syrian Crisis, Turkey.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
65
MAHİR KAYNAKLA ADNAN MENDERES, DARBELER VE
ORTADOĞU ÜZERİNE YAPILAN YAYINLANMAMIŞ BİR
RÖPORTAJ VE ANALİZİ
AN UNPUBLISHED INTERVIEW WITH MAHIR KAYNAK ON
ADNAN MENDERES, THE MILITARY COUPS AND THE MIDDLE
EAST AND INTERVIEW'S ANALIZE
Yrd. Doç. Dr. Uğur TATLISUMAK
Adnan Menderes Üniversitesi
ÖZET
Merhum Mahir Kaynak, Türkiye’nin yetiştirdiği ender şahsiyetlerden
biridir. Merhumun Dar-ı bekaya yolculuğu ile derin ve gerçekçi analizlere
olan ihtiyacımız, her zamankinden daha fazla kendini hissettirmiştir. Yaptığı
küresel okumalar, günümüze hâlâ ışık tutmaktadır. O, genç beyinlere,
sistemli ve kompleks düşünmeyi öğretme çabasında bir fikir adamıydı.
Eserleri, düşünce sistemimizi bir üst moda yükseltecek çok önemli analizler
içermektedir. Bu çalışma, 1998 yılında Mahir Kaynakla yaptığımız bir
röportajı ve onun analizini içermektedir. Mahir Kaynakla yapılan bu söyleşi
o günün zorlu siyasî koşulları nedeniyle hiçbir yerde yayınlanmamıştır.
Yapılan söyleşinin içinde geçen bazı bilgiler bir döneme kısmen ışık tutacak
niteliktedir. Söyleşinin içeriğinde, dönemin kapatılan Refah Partisi, askerî
darbeler, Ortadoğu sorunu ve en önemlisi demokrasi tarihimizin kara bir
lekesi olan Adnan Menderes’in idamı ve ABD’nin bu idamla olan ilişkisi ele
alınmaktadır. Darbelerin analizlerinde dış politikanın etkisi ve büyük
güçlerin ekonomik çatışmaları genelde göz ardı edilir. Aslında İşin püf
noktası burada gizlidir. Çünkü darbelerin dış bir destek olmaksızın başarıya
ulaşması mümkün değildir. Yapılan salt Doğu-Batı analizleri, gelişmeleri
açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Batı devletleri arasında büyük çatışmalar
ve rekabetler vardır. Diğer taraftan büyük güçler, düşmanlarıyla farklı
ittifaklar da kurabilmekte ya da müttefikleriyle çatışma içine de
girebilmektedir. Mahir Kaynak’ın söyleşide verdiği bilgiler doğrultusunda
Merhum Adnan Menderes’in idamı ve büyük güçlerin ülkemizdeki etkileri
analiz edilmeye çalışılacaktır.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
66
Anahtar Kelimeler: Avrupa Solu, Askerî Darbe, Ortadoğu, Ekopolitik,
Strateji.
ABSTRACT
The late Mr. Mahir Kaynak is one of those rare personalities that
Turkey has cultivated. The need for deeper and more realistic analyzes with
the his journey of eternal made feel more than ever. His global readings are
still shedding light the events. He was a man of ideas who is teaching young
minds systematic and complex thinking. His works contain very important
analyzes that will raise our thinking system to a higher level. This study
contains an interview of Mahir Kaynak and interview's analysis in 1998.
This interview with Mahir Kaynak has not been published anywhere because
of the difficult political conditions of that day. Some of the information in
the interview is going to shed some light on a period of history. In the
context of the interview, the closing Refah Party, the military coups, the
Middle East issue, and most importantly, execution of Adnan Menderes, that
is a black spot of our democratic history and the US involvement in this
execution is handled. In the analysis of the military coups, impact of foreign
policy and the economic conflicts of the great powers are generally do not
handled. Actually the secret key point is here. Because it is not possible to
success military coups without external support. Only East-West analyzes
are insufficient to explain developments. Great conflicts between Western
states are ignored. On the other side, the great powers can establish different
alliances with their enemies or enter into conflicts with their allies. In line
with the information given by Mahir Kaynak, the execution of the late
Adnan Menderes and the activities of the great powers in our country will be
tried to be analyzed.
Keywords: European Left, Military coup, Middle East, Ecopolitics,
Strategy.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
67
ALPARSLAN TÜRKEŞ VE ADNAN MENDERES’İN İDAMI
ALPARSLAN TÜRKEŞ ANDTHE EXECUTION OF ADNAN
MENDERES
Yrd. Doç. Ahmet TOKSOY
Adnan Menderes Üniversitesi
ÖZET
Alparslan Türkeş, 25 Kasım 1917’de Kıbrıs’ta dünyaya geldi.
Dünyaya geldi yıllar Birinci Dünya Savaşının bütün şiddeti ile sürdüğü
yıllardı. Türklük idam sehpasına çekildiği, yerli ve yabancı şer odaklar hesap
görüyordu. Bir yandan Osmanlı Türklüğü var olma mücadelesi verirken,
Türkistan Türklüğü esaretin altına düşüyordu. Alparslan Türkeş de bu
yıllarda esir olarak dünyaya geldi.
Anne ve babasını ikna ederek Türkiye’ye gelerek 1933’de İstanbul
Kuleli Askeri Lisesi’ne girdi. Adeta ailesini hayallerinin peşine sürükledi.
1936’da pekiyi derece ile buradan mezun oldu. Arkasından Kara Harp
Okulundan piyade Asteğmeni olarak mezun oldu.
1959 Yurt dışı görevinden döndükten sonra Milli Birlik Komitesine
girdi. 27 Mayıs 1960’da İhtilal bildirisini okudu. İhtilal hükümetinde
Başbakanlık Müsteşarı oldu. Ancak komite içerisinde giderek fikir ayrılıkları
su yüzüne çıkmaya başladı. Üyelerin bir kısmı seçimleri yapıp ülkeyi
Cumhuriyet Halk Partisine teslim etmek istiyorlardı. Türkeş ve arkadaşları
ise Seçimlerin daha sonra yapılmasını, ülke sorunlarının ivedilikle
çözülmesini istiyordu. İki grup arasında ayrılıklardan birisi de Adnan
Menderes ve arkadaşlarının akıbetleri idi. Bu konudaki görüş ayrılığı gittikçe
sertleşiyor ve derinleşiyordu.
Türkeş ve arkadaşları idama karşıydılar ve Menderes ile birlikte
arkadaşlarının belli bir süreliğine yurt dışına göndermelerinin daha uygun
olacağını ifade ediyorlardı. Ancak bunu başaramadılar bu görüş ayrılığı çok
geçmeden meyvesini verdi ve 13 Kasım 1960’da Albay Türkeş ve
arkadaşları emekliye sevk edilerek yurt dışına gönderildiler.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
68
Türkeş, gittiği Hindistan’dan mektup göndererek idam konusuna
karşı olduğu düşüncesini ısrarla savunmuştur. Ancak o zaman ki basın
Türkeş’e karşı olduğu için görüşleri basında fazla bir yankı yapmamıştır.
Anahtar Kelimeler: Alparslan Türkeş, Adnan Menderes, Devrim, Asker,
Kıbrıs.
ABSTRACT
Alparslan Türkeş was born on 25 November 1917 in Cyprus. The
years that he came into the world were the years that the First World War
continued with all its violence. It was the time that Turkishness was being
hung on the death row and domestic and foreign enemies were accounting.
While the Ottoman Turks were giving the struggle for existence, Turkestan
Turkship became under captivity. Alparslan Türkeş also came into the world
as a captive these years.
Convincing her mother and father, he came to Turkey in and
entered the Istanbul Kuleli Military School in 1933. It was like he drove his
family after his dreams. In 1936 he graduated from this school with honors.
Thereafter, he graduated from the Military Academy as an Infantry
Astronomer.
Returning from his overseas post in 1959, he entered the National
Unity Committee. On May 27, 1960, he read the Declaration of
Independence. He became the Prime Minister's Undersecretary in the
Revolutionary Government. However, disagreements began to surface in the
committee. Some of the members wanted to make elections and hand over
the country to the Republican People's Party. Türkeş and his colleagues
wanted the elections to be held later, urgently to resolve the country's
problems. One of the separations between the two groups was the
denouement of Adnan Menderes and his friends. The division of views on
this subject was getting harder and deeper.
Türkeş and their friends were against the execution and they stated
that it would be more suitable to send Menderes and their friends abroad for
a certain period of time. However, they did not achieve this and the point of
view won through soon after. On November 13, 1960, Colonel Türkeş and
his friends were sent abroad by sending a retirement.
Türkeş sent a letter from India, where he went, and insisted that he
was against the issue of execution. However, since the press at that time was
against Türkeş, his views did not make much of an initial reaction.
Keywords: Alparslan Türkeş, Adnan Menderes, Revolution, Soldier,
Cyprus.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
69
TÜRK SİYASİ HAYATINDA VATAN CEPHESİ UYGULAMALARI
VE AYDIN’DA VATAN CEPHESİ
HOME FRONT IMPLEMENTATIONS IN TURKISH POLITICAL LIFE
AND HOME FRONT IN AYDIN
Okt. Banu BERBER BABALIK
Adnan Menderes Üniversitesi
ÖZET
Türkiye’de çok partili yaşama geçilmesiyle birlikte Türk siyasi
hayatında önemli değişmeler meydana gelmiştir. 1950 seçimlerinde
Demokrat Parti’nin iktidar olması ve iktidarda bulunduğu sürece ülkede
demokratikleşmeyi sağlamaya yönelik vaatlerde bulunulması partiye olan
ilgiyi büyük oranda artırmıştır. Bunun da etkisiyle Cumhuriyet Halk
Partisi’nden memnun olmayan çok sayıda kişi Demokrat Parti’ ye
katılmıştır. Demokrat Parti’nin üçüncü dönemi olan 1957 seçimlerinden
sonra iktidar ile muhalefet partileri arasında ciddi sorunlar ortaya çıkmış ve
bu sorunlar zaman içinde daha da artmıştır. Muhalefet partileri Demokrat
Parti iktidarına karşı Güç Birliği Cephesi’ni kurmuşlardır. Buna karşılık
Başbakan Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti, Vatan Cephesi’ni
oluşturmuştur. Adnan Menderes 12 Ekim 1958’de Manisa’da yaptığı
konuşma sırasında muhalefetin yıkıcı faaliyetlerine karşı Vatan Cephesi’nin
kurulacağını duyurmuş ve tüm vatandaşları Vatan Cephesi’ne katılmaya
davet etmiştir. Aydınlılar, Adnan Menderes’in bu çağrısı üzerine birçok
mahalle ve köyde Vatan Cephesi Ocakları kurmuşlardır. Vatan Cephesi’ne
katılan kişiler Başbakan Adnan Menderes’e bireysel veya toplu olarak
gönderdikleri telgraflarla katılımlarını bildirmişlerdir. Bu yeni oluşumla
birlikte partiler arasındaki çatışmalar daha da artış göstermiştir.
Bu çalışmamızda, Vatan Cephesi’nin Aydın’daki durumu Başvekil
ve Demokrat Parti lideri olarak Adnan Menderes’e gönderilen telgraflardan
ve dönemin basın haberlerinden yararlanılarak incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Vatan Cephesi, Aydın, Demokrat Parti, Güç Birliği
Cephesi, Cumhuriyet Halk Partisi.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
70
ABSTRACT
Significant changes have occurred in the Turkish political life
together with Turkey’s transition to the multi-party system. In the 1950
elections, the Democratic Party being in power and their promises for
democratizing the country while they are in power have majorly increased
people’s interest in Democratic Party. With the influence of this, many
people who were not satisfied with the Republican People's Party have
joined the Democratic Party.
After the 1957 elections which was the third period of the
Democratic Party, serious problems have arisen between the ruling and
opposition parties, and these problems have increased eventually. Opposition
parties formed the Power Union Front against the Democratic Party
government. In return, the Democratic Party under the leadership of the
Prime Minister Adnan Menderes constituted the Home Front. During a
speech he made in Manisa on October 12, 1958, Adnan Menderes
announced the establishment of the Home Front against the destructive
activities of the opposition and invited all citizens to join the Home Front.
Due to this invitation of Adnan Menderes, Aydin people established the
Home Front Quarters in many neighborhoods and villages. People who
participated in the Home Front have reported their participations to the
Prime Minister Adnan Menderes by using telegraphs individually or
collectively. With this new entity, the conflicts between the parties have
increased even more. In this study, the situation of the Home Front in Aydin
will be examined by using the telegraphs sent to Adnan Menderes as the
Prime Minister and the leader of Democratic Party and the press reports of
that period.
Keywords: Home Front, Aydin, Democratic Party, Power Union Front,
Republican People's Party.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
71
ADNAN MENDERES’İN MUHALEFET YILLARINDA TBMM’DE
YAPILAN MÜZİK TARTIŞMALARI
MUSIC DISCUSSIONS AT THE TURKISH GRAND NATIONAL
ASSEMBLY DURING THE YEARS OF ADNAN MENDERES '
OPPOSITION
Okt. Esra ÇETİN
Adnan Menderes Üniversitesi
ÖZET
II. Dünya Savaşı’nın 1945 yılında sona ermesiyle tüm dünyada
olduğu gibi Türkiye’de de yeni bir dönem başlamıştır.1946 yılına kadar tek
parti hükümetleri ile yönetilen Türkiye, 1946 yılında Demokrat Parti’nin
kurulmasıyla ve aynı yıl yapılan genel seçimlerde 65 milletvekili ile meclise
girmesiyle, çok partili hayat ile tanışmıştır. Adnan Menderes ve Demokrat
Parti’nin muhalefet olarak meclise girmesi, iktidar partisine yönelik siyasi
alanda yapılan eleştirilerin yanında kültür ve sanat politikalarına yönelik
eleştirilerin yapılmasına da olanak vermiştir. Türk halkının sahip olduğu
kolektif kültürün en önemli öğelerinden biri olan müzik ve uygulanan müzik
politikaları yapılan eleştirilerin temelini oluşturmuştur. İlk kez 1945 yılının
bütçe görüşmelerinde ortaya çıkan alaturka-alafranga müzik tartışmaları
dönemin iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında sert söylemlere sebep
olmuştur. Özellikle Şevket Rado, Nurettin Şazi Kösemihal ve Mazhar Müfit
Kansu gibi isimler CHP iktidarı tarafından uygulanan müzik politikalarını
açık bir biçimde eleştirmiş, Türk müziğine gereken önem ve değerin
verilmediğini savunmuştur.
Bu çalışmada, Türkiye’de Adnan Menderes ve Demokrat Parti’nin
muhalefet yılları olan 1946-1950 arası dönemde iktidar ve muhalefet
arasındaki müzik algısı özellikle TBMM’de yapılan müzik -diğer bir deyişle
alaturka-alafranga- tartışmaları üzerinden değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Bu kapsamda hükümet programları, TBMM Zabıt Cerideleri ve dönemin
tetkik eserlerinden de yararlanılacaktır.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
72
Anahtar Kelimeler: Adnan Menderes, muhalefet yılları, müzik
tartışmaları, alaturka-alafranga müzik.
ABSTRACT
As a result of the end of The World War II in 1945, a new period has
started in Turkey as well as in the rest of the world. With the establishment
of the Democratic Party in 1946 and with the participation of 65 deputies in
the general elections held in the same year, Turkey has met with multiparty
life. Adnan Menderes and the Democratic Party's entry into Parliament as an
opposition allowed criticism of culture and art policies as well as criticism of
the political sphere of the ruling party. Music and applied music policies,
one of the most important elements of the collective culture of the Turkish
people, constitute the basis of the criticism made. The alaturka-alafranga
music debate, which was the first time in the budget negotiations of 1945,
caused harsh rhetoric among the ruling and opposition deputies of the
period. Especially Şevket Rado, Nurettin Şazi Kösemihal and Mazhar Mufit
Kansu criticized the music policies implemented by the CHP government
and argued that the importance and value of Turkish music was not given.
In this study, the perception of music between the ruling and
opposition During the period of 1946-1950, which was the opposition years
of Adnan Menderes and the Democratic Party in Turkey, will be evaluated
through the discussions of music-that is, alaturca-alafranga- in other words,
the Turkish Grand National Assembly. In this context, government
programs, Grand National Assembly of Turkey Official Report Diaries and
will also benefit from the books related this period.
Keywords: Adnan Menderes, the opposition period, Music Discussions,
Alaturca-alafranga Music.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
73
ADNAN MENDERES HÜKÜMETLERİNİN TOPLUMSAL TABANI
VE KİMLİK SÖYLEMİ
SOCIAL BASE OF ADNAN MENDERES GOVERNMENTS AND
THEIR IDENTITY DISCOURSE
Okt. Coşkun TÜRKAN
Adnan Menderes Üniversitesi
ÖZET
II. Dünya Savaşı’nın bitmesi, gerek dünyada gerekse Türkiye’de
önemli değişim ve dönüşümlerin yaşanmasına yol açmıştır. Türkiye
Cumhuriyeti’ni çok partili düzene ve Demokrat Parti’nin(DP) kurulmasına
götüren sürecin de savaşın bitimiyle gündeme geldiği söylenebilir. 7 Ocak
1946’da kurulan DP, kurulduğu andan itibaren önemli bir muhalefet merkezi
olmuş ve tek parti yönetiminden rahatsızlık duyan tüm toplumsal kesimlerin
bütünleştiği bir yapı haline gelmiştir. DP, siyasal ve kültürel açıdan
Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek parti iktidarıyla sorunu olan kesimlere
dayanmış ve bir anlamda “dışlanmışlık” ruh halini yaşayan toplumsal
katmanların muhalefet odağı haline gelmiştir. DP, özel sektörün önündeki
engellerin aşılmasını isteyen kesimler, bürokrasinin reformist girişimlerinden
çekinen toprak sahipleri, liberal açılımları bekleyen entelektüeller, mevcut
iktidar yapısında yer bulma umudunu yitiren toplumsal kesimler ve topraksız
köylüler gibi değişik kesimlerin desteğini almış ve iktidarı ele geçirmiştir.
Diğer bir ifadeyle DP, her daim kitle partisi olma özelliğini korumanın
yollarını aramıştır. Bu durum, 1950 seçimlerinde de kendini göstermiştir.
Adnan Menderes liderliğindeki ilk DP hükümeti ve daha sonraki
hükümetlerinde de bunun izlerini görmek mümkündür. Menderes
liderliğindeki DP’nin farklı toplumsal katmanların temsilcisi olma yolundaki
adımları, en azından 1957 seçimlerine kadar, milletvekillerinin ve bakanların
belirlenme sürecine de yansımıştır. Farklı toplumsal katmanların desteğini
alma çabası ve bu doğrultudaki adımlar, Menderes hükümetlerinin kimlik
söylemine de yansımıştır. Menderes hükümetlerinin milliyetçilik
anlayışında, İslamî yön/dinî referanslar daha fazla görünür olmuş, bir
anlamda milliyetçilik dinle aşılanmış ve milliyetçiliğin resmi, bürokratik
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
74
yönü daha az ön plana çıkarılmıştır. Ayrıca Menderes hükümetleri, tek parti
iktidarında dışlanan kesimlerle ilişkiyi güçlendirmek için “millet
egemenliği” söylemine daha fazla başvurmuş ve milliyetçi muhafazakâr
vurguları/söylemi daha fazla dillendirme gereği duymuştur. Böylece hem
iktidarın toplumsal dayanağını güçlendirmeyi hem de parti içerisindeki farklı
eğilimleri kontrol altında tutabilmeyi amaçlamıştır.
Anahtar Kelimeler: Demokrat Parti, Liberalleşme, Kimlik, Söylem, Millet
Egemenliği
ABSTRACT
Ending of 2. World War caused important changes and
transformations both around World and Turkey. It migh be said that the
process of leading Republic of Turkey to multi-party system and
establishment of Democratic Party came to fore after the end of the War.
Democratic Party which was established at January 7,1946 had been
important center of opposition since its establishment and became an
integrated structure of all social segments who are uncomfortable with single
party management. The DP has been grounded on peoples who has political
and cultural problems about single party power of the Republican People's
Party and has become the center of opposition to the social strata that are
experiencing the mood of "exclusion" in a sense. The DP received support
from various sectors, such as those seeking to overcome obstacles to the
private sector, landowners resigned from the reformist initiatives of the
bureaucracy, intellectuals waiting for liberal outgrowths, social sectors
losing their place in the existing power structure, ,landless peasants and
seized its power. In other words, the DP searched for ways to preserve its
perpetual mass party characteristic. This situation also manifested itself in
the 1950 elections. It is possible to see traces of this in the first DP
government and later governments under the leadership of Adnan Menderes.
The steps taken by the Menderes leadership to become representatives of the
different social strata of the DP, at least until the elections of 1957, also
reflected in the process of appointment of member of parliaments and
ministers. The struggle to get support of the different social strata and the
steps in this direction reflected the identity discourse of the Menderes
governments.
In the nationalist understanding of the Menderes governments, the
Islamic direction / religious references became more visible, in a sense
nationalism was grafted on with religion and the official, bureaucratic aspect
of nationalism was less pronounced. In addition, the Menderes governments
have resorted more to the "national sovereignty" rhetoric to strengthen
relations with those excluded from single-party rule, and have heard the need
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
75
to further emphasize nationalistic conservative emphases. Thus, he aimed
both to strengthen the social support of the government power and to control
the different tendencies within the party.
Keywords: Democratic Party, Liberalization, İdentity, Discourse, National
Sovereignty.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
76
ADNAN MENDERES İÇİN TARİHİ AN: 29 KASIM 1955
DEMOKRAT PARTİ GRUP TOPLANTISI
A HİSTORİC MOMENT FOR ADNAN MENDERES:
NOVEMBER THE 29TH, 1955 THE DEMOCRATİC PARTY GROUP
MEETİNG
Dr. M. Serhan YÜCEL
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi
ÖZET
Türkiye’de 1950, 1954 ve 1957 yıllarında yapılan milletvekili genel
seçimlerinin tümünü Celâl Bayar’ın lideri olduğu Demokrat Parti kazanmış
ve bu parti kesintisiz 10 yıl süreyle iktidarda kalmıştır. Ancak Türk siyasal
hayatında 1950-1960 yılları “Menderes Dönemi” olarak adlandırılır. Çünkü
1950’li yıllarda başbakan Adnan Menderes’in ismi öne çıkmış, partinin
kaderi, hatta ülkenin kaderi Menderes’le özdeşleşmiştir.
Demokrat Parti iktidarını seçim dönemlerine göre üç farklı başlıkta
ele almak uygundur. Partinin ikinci kez iktidara geldiği 1954 yılından 1957
yılına kadar geçen süre, oldukça fırtınalı ve tartışmalı dönem olmuştur.
Özellikle 1955 yılının ikinci yarısı Adnan Menderes’in dolayısıyla Demokrat
Parti için adeta sonun başlangıcı olmuştur. 6-7 Eylül Olayları, İspat Hakkı,
Demokrat Parti Dördüncü Büyük Kongresi ve Hürriyet Partisi’nin kurulması
gibi çalkantılara yol açan gelişmeler bu kısa zaman dilimine sıkışmıştır.
Adnan Menderes’in iktidarla özdeşleşmeye başladığı bu dönemin kritik ve
belirleyici gelişmesi Demokrat Parti 29 Kasım 1955 TBMM Grup toplantısı
olmuştur. Bu toplantıda, milletvekilleri hükümet aleyhine ağır eleştirilerde
bulunmuşlar, kürsüye çağırdıkları bakanları tek tek istifa ettirmişlerdir.
Demokrat Parti Meclis Grubunun bakanlarını tek tek istifa ettirmesi üzerine
Adnan Menderes, Bakanlar Kurulu’ndaki bakanların toptan çekildiğini
belirtmiş ve kendisi ile ilgili kararı da gruba bırakmıştır. Ancak Menderes’in
bakanlarını düşüren DP Grubu Menderes’e sahip çıkmıştır. Adnan Menderes
de kendisini sevgiyle bağrına basan Demokrat Parti grubuna hitaben tarihe
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
77
geçen konuşmasını yapmış ve “Aslanlar gibi insanlarsınız; siz isterseniz
hilâfeti bile getirirsiniz. Size lâyık olmaya çalışacağım” demiştir. Menderes,
konuşmasında geçen “hilâfeti bile getirirsiniz” sözü yüzünden bazı kesimler
tarafından ciddi eleştirilere uğramış; kimileri de bu sözün mecazi anlamda
söylendiğini, grup toplantısında Menderes’in kazandığı zaferin
gölgelenmesinin söz konusu olmadığını ifade etmiştir.
Bu çalışmada 29 Kasım 1955’te yapılan Demokrat Parti Grup Toplantısı’nın
Menderes algısına olumsuz etkileri tartışılmıştır. Ayrıca Menderes’in 29
Kasım 1955’ten sonra kendi bakanlarını gözünü kırpmadan harcamış bir
başbakan olarak tanımlanmasının ağır yüküyle partiyi ve ülkeyi
yönetmesinin doğurduğu sakıncalar üzerinde durulmuştur. Öte yandan
Adnan Menderes’in Demokrat Parti mutlak bir otorite haline gelmeye
başlamasında 29 Kasım 1955’in önemine vurgu yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: DP, 29 Kasım 1955, Demokrat Parti Grup Toplantısı,
Adnan Menderes.
ABSTRACT
General elections in Turkey was conducted in 1950-1954 and 1957.
The Democratic Party won all of these elections. Thus, the Democratic
Party, where Celal Bayar was the leader, remained in power for 10 years
without interruption. However, 1950-1960 years in Turkish political life is
called "Menderes Period", because the prime minister Adnan Menderes has
been recognized as a prominent leader in the 1950s and the destiny of the
Democratic Party, even the destiny of the country, is identified with
Menderes.
It is appropriate to consider the Democratic Party period in three
different terms The 1954-1957 period (the second term of the party), has
been a distressing and controversial period. Especially the second half of
1955 was "the beginning of the end" for both Adnan Menderes and the
Democratic Party. Developments such as "6-7 September Events", "The
Fourth Great Congress of the Democratic Party" and the establishment of the
"Freedom Party" (Hürriyet Partisi) took place during this period. In these
years, Adnan Menderes has been identified with the ruling party. The critical
and decisive development in this period was the TBMM group meeting of
the Democratic Party on the 29th of November,1955. The deputies
who spoke in the group meetig criticized the government harshly.The
ministers were asked to resign successively. On the resignation of ministers,
Adnan Menderes stated that all of the ministers (except himself) resigned.
He also asked the group to make a decision about himself. However, the DP
Group supported Menderes. Adnan Menderes also made a very important
historic speech: “You are like a lion. You even bring back the caliphate if
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
78
you like”. Menderes was criticized by the secularist groups for these words.
On the other hand, Some people said that this word could be handled
metaphorically.
This study discusses the negative effects of the meeting on the 29th
of November,1955 on the perceptions towards Menderes. Moreover, it
emphasizes importance of the group meeting on the 29th of November when
Adnan Menderes started to become an absolute authority in the Democratic
Party.
Keywords: November the 29th in 1955, The Democratic Party Group
Meeting, Adnan Menderes.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
79
1950 – 1960 DÖNEMİNDE MİLLİ DIŞ POLİTİKA VE
ULUSLARARASI İLİŞKİLERİMİZ
NATIONAL FOREIGN POLICY AND INTERNATIONAL RELATIONS
OF TURKEY DURING 1950 – 1960
Mehmet Arif DEMİRER
ÖZET
1950 – 1960 yılları arasında uygulanan Milli Dış Politikanın önemi
ve 1959 yılında Zürih ve Londra Antlaşmalarının 4 Mart 1959 günü
TBMM’deki görüşmeleri sonunda yapılan oylamada bu politikadan ciddi
ölçüde uzaklaşma konusu örnek olaylarla anlatılacaktır. Ayrıca on yıl
boyunca Türkiye’nin uluslararası ilişkileri kronolojik sırada verilerek
Başbakan Menderes hükümetlerinin Türkiye’nin uluslararası alanda
görüntüsündeki büyük değişim yine örnek olaylarla vurgulanacaktır.
1950 yılında Türkiye Avrupa Ekonomik İş Birliği Örgütü (OEEC)
ve Avrupa Konseyi üyesidir. 1947 yılında imzalanan Askeri Yardım
Antlaşması kapsamında ABD’den bir miktar silah ve askeri teçhizat yardımı
almıştır ama bu, uzun vadeli bir ittifak değildi. Türkiye’nin NATO üyelik
talebi kabul edilmemişti. Buna karşı kuzey komşunun (Sovyetler Birliği)
gözü Türkiye’de ve ortak yönetim istediği Boğazların üstündedir. Doğu
Avrupa ülkelerinin tamamı Demir Perde arkasında birer Sovyet uydusu
olmuşlardır. Adnan Menderes hükümetinin devir aldığı Türkiye’nin
uluslararası görüntüsünün özeti budur.
1960 yılında Türkiye bir yanda erken bir genel seçim bir yanda da
Menderes’in, ABD’den sonra ilk NATO üyesi ülkesi Başbakanı olarak 15
Temmuz günü normal komşuluk ilişkilerini başlatmak üzere Moskova’ya
yapacağı ziyaretin hazırlıkları içindedir. 1960 yılında Türkiye; NATO
üyesidir, Balkan Paktının ve Irak İhtilalinden sonra merkezi Ankara’ya
taşınan CENTO’nun kurucu üyesidir, 1955 yılından beri Kıbrıs’ta süregelen
EOKA terör olaylarına son veren Zürih Antlaşmaları sonucu kurulan Kıbrıs
Cumhuriyeti’nin garantörüdür.
Anahtar Kelimeler: 1950-1960, Adnan Menderes, Milli Dış Politika.
ULUSLARARASI TÜRK SİYASİ HAYATINDA ADNAN MENDERES SEMPOZYUMU
80
ABSTRACT
The importance of National Foreign Policy understanding in Turkey
between 1950 – 1960 will be stressed and major deviation from this policy
during the ratification talks on 4th March 1959 in the Turkish Parliament of
Zurich Accords and London Agreement on Cyprus will be exemplified
giving details of relevant events.
Turkey’s international relations during these ten years will be given
in chronological order to show the great change in her international image,
again based on real events.
In 1950 Turkey was only a member of OEEC and the European
Council. She was receiving military aid from the USA but this was not based
on a long term alliance. At the same time the attention of her northern
neighbour (USSR) was focussed on the Turkish Straits. The USSR was
demanding joint management of the Straits. All Eastern European countries
had been put behind the Iron Curtain by the Soviet Union. This was Turkey
which Adnan Menderes Government had inherited in 1950. In 1960 Turkey
was preparing for early parliament elections while Menderes was getting
ready for his Moscow visit on 15th July to start normal neighbourly relations
with the Soviet Union being the second NATO country after the USA to do
so.
In 1960 Turkey was a NATO member. She was a founding member of the
Balkan Pact as well as CENTO, which was now housed in Ankara after the
Iraqi revolution. Turkey was also one of the three Guarantors of the newly
founded Cyprus Republic based on the Zurich Accords, after many years of
EOKA terror killings on the island.
Keywords: 1950-1960, Adnan Menderes, National Foreign Policy.