türk eğitim tarihi - İç asya müslüman türkleri, karahanlılar ve selçuklular dönemi

37
İç Asya Müslüman Türkleri, Karahanlılar ve Selçuklular Dönemi ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ – EĞİTİM FAKÜLTESİ Türk Eğitim Tarihi Bu eser Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası lisansı ile lisanslanmıştır. Lisansın bir kopyası için, http://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/ linkini ziyaret edin.

Upload: eskisehir-osmangazi-ueniversitesi-egitim-fakueltesi

Post on 14-Jul-2015

3.494 views

Category:

Education


7 download

TRANSCRIPT

İç Asya Müslüman Türkleri, Karahanlılar ve Selçuklular DönemiESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ – EĞİTİM FAKÜLTESİ

Türk Eğitim Tarihi

Bu eser Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası lisansı ile lisanslanmıştır. Lisansın bir kopyası için, http://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/

linkini ziyaret edin.

İçindekiler�İç Asya Müslüman Türkleri, Karahanlılar dönemi eğitim özellikleri

�Karahanlılarda eğitim

�Farabi, İbni Sina, Balasagunlu Yusuf, Kaşgarlı Mahmut, Ahmet Yesevi, Edip Ahmet Bin Mahmut Yükneki

�Selçuklular, Anadolu Beylikleri dönemi eğitim özellikleri

�Selçuklularda Eğitim

�Ahilik

�Nizamülmülk

�Mevlana Celalettin

�Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Aşık Paşa, Nasrettin Hoca

Türklerin Müslümanlığı Kabüllerinden Sonraki Eğitimin Temel Özellikleri�Türk toplumlarında ilk kez, medrese denen, planlı, düzenli, güçlü bir örgün eğitim-öğretim kurumu olan bir okul ortaya çıkmış, medreseler kısa sürede her tarafa yayılmıştır.

�İslam dünyasında Arap, iranlı vb. düşünür ve eğitimciler de eğitim öğretim konularında (öğretmen ve öğrencinin davranışları vs.) düşünüp eserler yazmışlardır.

�Bu konularda genel kabul gören, kalıplaşmış düşünce ve uygulamalar oluşmuştur.

�Türk düşünür ve eğitimcileri hem bundan etkilenmişler, hem de bu ortak düşünüşe katkıda bulunmuşlardır.

Uluğ Bey Medresesi - Semerkant

Türklerin Müslümanlığı Kabüllerinden Sonraki Eğitimin Temel Özellikleri�Türk toplumlarının ahlak anlayışı, dünyaya bakışı, toplumun değer verdiği insan tipi, islamiyetin etkisi ile yeni şekiller almaya başlamış, başka deyişle, eski değerleri ve töresi değişme yoluna girmiştir.

�Medreseler ile düşünürler, mutasavvıflar, din adamları, bu değişmeyi sağlayıcı bir yaygın eğitim görevi yapmışlardır. Bu tür çabalara, Türk toplumlarının yeni din ve yeni değerler bakımından eğitilmesi diyebiliriz. Bu yaygın eğitim yüzyıllarca sürüp gitmiştir.

Türklerin Müslümanlığı Kabüllerinden Sonraki Eğitimin Temel Özellikleri�Türk toplumlarının yeni dinle ve yeni değerlerle teması, gazi ve veli insan tiplerini ortaya çıkarmıştır. Eski savaşçı, cihangir, alp tipinin özellikleri bu yeni tiplerin özellikleri ile kaynaşmıştır.�Gazi tipi, islamın şehid-gazi değerlerinden güç

alarak sürüp gitmiş ve günümüze kadar yaşamıştır. Bu tipin destanlaşmış kahramanı Seyit Battal Gazi'dir.

�Veliler ise, kendi nefislerine karşı savaş açar, "insan-ı kamil" yani gerçek ve olgun bir insan olmaya, çevrelerini de bu yolda örnek hareketleri, duygu ve düşünceleri ile eğitmeye çalışırlar.

Eskişehir Seyyit Battal Gazi Külliyesi

Türklerin Müslümanlığı Kabüllerinden Sonraki Eğitimin Temel Özellikleri�Türkler islamiyette bilimin yüce tutulduğunu görmüşler, bu da kendilerinin köklü bilim sevgilerini sürdürmelerini kolaylaştırmıştır.

�Türklerin Müslüman olmaları ve Batıya ilerledikçe Araplar ve İranlılarla ilişkilerinin artması sonucu, Arapça ve Farsça aydınların dili üzerinde giderek artan bir etkide bulunmuş, halkın kullandığı

Türkçe ise bu etkiden uzak kalabilmiştir.

�Orta ve yüksek öğretim ile bilim dili genel olarak Arapça olmuştur.

�Türkler, islamiyete geçerken Arap yazısını da almışlar, bu, kullanım süresinin uzunluğu ve yayılma alanının genişliği bakımından, onların başta gelen yazısı olmuştur

Karahanlılar

iç Asya Müslüman Türkleri ve Karahanlılarda Eğitimin Temel Özellikleri �Bu toplumların Müslüman olmaları, yerleşik bir düzene geçmeleri onların eğitimini olumlu yönde şekillendiren iki temel etmen olmuştur.

�Bu toplumların devlet adamları, eğitim-öğretimeve bilimin gelişmesine önem vermişlerdir.

�Medreseler kurulup gelişmiş, ülkenin her tarafına yayılmıştır.

�Farabi, İbni Sina, Biruni... gibi dünya eğitim ve bilim tarihinde yer tutan bilim adamlan yetişmiştir.

�Eğitim tarihim izde, "eğitim bilimi" ne ilişkin ilk görüşler de başta Farabi olmak üzere bu düşünürler tarafından ileri sürülmüştür.

Kitabu'n - Necat: İbni Sina

Karahanlılarda Eğitim/Medrese�Medreseler islam eğitim tarihinde, öğretimin giderek önem kazanıp yapılageldiği mescitlerden taşması, vs. gibi gelişmeler sonunda oluşmuşlardır.

�Medreselerin Orta Asya İslam kentlerinde ortaya çıktığı kabul edilmektedir.�Semerkant,

�Buhara,

�Taşkent,

�Balasagun,

�Yarkent,

�Kaşgar gibiönemli kentlere yaydılar.

�Karahanlı hükümdarlarının bilime önem vermeleri, bilim adamlarını korumaları nedeniyle toplumun bilgi düzeyi yükseldi.

�İç Asya'da sözü edilen şehirler bilim, kültür, sanat merkezleri haline geldi.

Registan Meydanı

Medreselerin Yaygınlaşma Sebepleri�Karahanlı hükümdarların bilim sevgisi

�Medreselerden, yeni Müslüman olan Türk boylarının inanışlarını pekiştirmek, yeni dinleri ile çelişen esk inanışları kaybettirme aracı olarak yararlanmak

�Medreselerden, çevrelerindeki Şiilere karşı kendi Sünni-Hanefi inançlarını koruma aracı olarak kullanmak

�Müderris: Öğretmen.

�Fakih: Yönetici. Hanefi müderris.

�Darülilm: Şiilerin kendi mezheplerinin propagandasını yapmak için kurdukları okullar.

FARABİ (870-950)�Kendisine Arito’dan sonra Muallim-i sani (ikinci öğretmen) denir.

�Çalışma alanları:�Felsefe,

�Mantık,

�Ahlak,

�Psikoloji,

�Metot,

�Fizik,

�Kimya,

�Fizik,

�Kimya,

�Astronomi,

�Geometri,

�Siyaset,

�Sosyoloji,

�Askerlik,

�Din,

�Dil,

�Edebiyat

Farabi'nin Eğitime İlişkin Görüşleri�İlk kez doğrudan eğitim bilimine ilişkin görüşler ileri sürdü

�Eğitimin amacı, mutluluğu bulmak ve bireyi topluma yararlı hale getirmektir.

�Üç tür eğitimci vardır; aile reisi, öğretmen ve devlet başkanı

�Yöntem konusunda kolaydan- zora, basitten karmaşığa gidilmeli.

�Bir şey öğretilmeden diğerine geçilmemeli

�Disiplin ne sert , ne de yumuşak olmalı, ılımlı bir yol izlenmelidir.

�Tartışma yönteminin eğitime sokulmasını söylemiştir.

�Eğitim ve öğretim bir birinden ayrılmalıdır.

�İnsan mutlu olması için felsefe öğrenmelidir.

�Çocuklar sorumluluk duygusuna sahip olarak yetiştirilmelidir.

Farabi'nin Diğer Görüşleri�Araştırma yöntemlerine ilişkin görüşler�Bilimsel meseleleri araştırmanın çeşitli yöntemleri olduğunu, bu konunun

başlıbaşına bir bilim alanı sayılması gerektiğini söyler: bilimsel yöntem

�Bilinmeyen konular, araştırma ve öğretimle açıklığa kavuşturulmak istenince mesele (problem) ve çözülünce de bilgi haline dönüşür:

�Hükümdarın siyasi eğitimine ilişkin görüşleri�Milletin eğitimcisi

�Doğuştan sahip olması gereken özellikler

�Vücudunun tam, organlarının sağlam olması, zeki, uyanık ve hafızasının güçlü olması, öğrenmeyi ve öğretmeyi sevmesi, yemeye içmeye, kadınlara düşkünlük göstermemesi, kumardan sakınma sı, doğru sözlü, adil, ılımlı, iradesi güçlü olması vs.

�Sonradan kazanması gereken özellikler

�Bilge olması, önceki kanun ve kuralları bilmesi, gerektiğinde aklını kullanıp ülke çıkarlarına uygun yeni hüküm ler getirebilmesi, güzel konuşma sanatını öğrenerek halkını çeşitli konularda aydın latması, savaş sanatını bilmesi, yorgunluklara dayanması vs.

İBNİ SİNA (980- 1037)�Türk gerek dünya düşünce, tıp ve eğitim tarihinde çok önemli bir yer tutar.

�Tıp alanında olduğu kadar eğitime ilişkin bazı görüşleriyle de Batıyı etkilediği ve yüzyıllar sonra "yeni eğitim" akımını başlatan ve geliştiren eğitimcilere ilham verdiği düşünülebilir.

�Aristo ve Farabi'den sonra gelen "üçüncü öğretmen" anlamında muallim-i salis denmiştir.

İbni Sina'nın Eğitim Görüşleri�Tıp bilimine katkıları ve tıp öğretimini düzenlemesi�Tıpta Kanun ve Şifa kitapları

�Ahlak ve fazilet eğitimine ilişkin görüşleri�Başlıca fazilet ve ahlak esasları şunlardır: iffet, şecaat, hikmet, adalet, cömertlik,

kanaat, sabır, kerem, yumuşaklık, yılmamazlık, sadakat, vefa, u tanma, sır saklama, sözünde durma, tevazu

�Bu alandaki görüşlerine akli tasavvuf da denilmektedir.

�Hükümdarın siyasi eğitimine ilişkin görüşleri

�Eğitime ve bilime verdiği büyük önem

�Beden eğitimi konusunda görüşleri

�Çocuğun bakımı, sağlığı, eğitim ve öğretimi hakkındaki görüşleri

�Eğitim bilimine ve öğretim yöntemlerine ilişkin görüşleri

İbni Sina'nın Eğitim ve Öğretim Yöntemleri�Eğitim bilimi ve öğretmen�Eğitimin ve öğretmenliğin bir uzmanlık alanı olduğu ve herkesin eğitimci

olamayacağı görüşündedir.

�Bir eğitimci önce kendisini tanımalı, kendisini eğitmeli ve ıslah etmelidir.

�O, öğrencisine davranışlarıyla örnek olacaktır.

�Eğitim ve öğretim yöntemleri�Nezaket ve yumuşaklıkla davranma, nasihat etme

�Ödül ve övgüye yer verme.

�Gerektiğinde ceza.

�Kolaydan zora, basitten karmaşığa doğru bir yol izleme

�Sınıf ortamının eğitici ve öğretici etkisinden yararlanma

�Örneklerle anlatma ve öğretme

�Tekrarlama

İbni Sina'nın Eğitim ve Öğretim Türleri�Zihni öğretim�Öğretmen, genel bir konuyu nedenleriyle örnekler vererek açık bir şekilde anlatır.

�Sınai öğretim�Öğretmen araç-gereç kullanılmasını öğretir.

�Telkini öğretim�Tekrar ettirerek şiirler ve otların adlarını vs. öğretir.

�Tedibi öğretim�Öğüt ve nasihat yoluyla gerçekleştirilen eğitim.

�Taklidi öğretim�Öğretmenin söyledikleri aynen ve hemen benimsenir.

�Tenbihi öğretim�Öğrenciye çevresinde karşılaştığı olaylar, bunların nedenleri ve etkileri öğretilir.

İbni Sina'nın Eflatun ve Aristo ile Karşılaştırılması

EFLATUN-ARİSTO

�Çocuk toplumun bir üyesi, eğitim devletin görevi

�İlk eğitim her çocuk için zorunlu fakat bilim ve sanat yalnızca hür vatandaşların bir kısmı için olmalı

�Meslek ve din eğitimi programlarında yoktur

İBNİ SİNA

�Eğitim yalnızca anne ve babanın görevi

�Eğitim ve bilim sınıf gözetilmeksizin herkes için yararlı

�Din ve mesleki eğitime çok önem verir

�Bu açılardan 18. yüzyıldan özellikle Rousseau'dan beri gelişen görüşlerle karşılaştırılınca aralarında önemli benzerlikler vardır.

Balasagunlu Yusuf Has Hacip (1018-1070)�Kutadgu Bilig - Mutluluk Veren Bilgi

�Türkçe Uygur yazısı

�Kişiler arasında ki konuşmalar şeklinde 6645 beyit�Küntoğdı: Adaleti temsil eden hükümdar

�Aytoldı: Bilgeliği temsil eden vezir

�Öğdülmiş: Aklı temsil eden kişi-vezirin oğlu

�Odgurmuş: Kanaati temsil eden kişi-vezirin akrabası

�Devlet yönetimine ilişkin görüşler taşımakla ve hükümdara öğütler vermekle herşeyden önce siyasetnamedir.

�Devlet yönetimi kurallar ve ahlaki davranış hakkında öğütler bulunmaktadır.

�Kızlara ilişkin olumsuz görüşler yazarın kendi görüşleri olarak değerlendirilmektedir.

Balasagunlu Yusuf Has Hacip (1018-1070)�Bilgi çocuğa küçük yaşta öğretilirse, kalıcı olur.

�Anne ve babalar çocuklarıyla direk ilgilenmelidir.

�Eğitimde kız ve erkek ayrımı olmamalıdır.

�Çocuk, bilgin ve edepli öğretmen elinde yetiştirilmelidir.

�Öğrenme hayat boyu devam etmelidir.

�Çocuğun ilgisine göre eğitim verilmelidir.

�İşbaşında eğitimi savunmuştur.

�Tecrübeli bir devlet adamıdır. Eserinde daha çok devlet adamlarına yönelik tavsiyeler vardır.

Yusuf Has Hacip Türbesi Kaşgar, D.Türkistan

Kaşgarlı Mahmut (1008-1105)�Araplara Türkçe öğretmek için Divan’ü Lügat-it Türk (1072-1074) adıyla bir eser yazmıştır.

�Türkçe’nin üstün bir dil olduğuna inanır.

�Türkler için yeni bir hedef- ufuk belirlemiştir.

� Aile içinde çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi üzerinde durur.

�Çocuk oyunları hakkında eserde geniş bilgiler mevcuttur.

�Dil öğretimi konusunda başarılı bir yöntem izlemiştir.

�Dilbilgisini de yazmış fakat bu kitabı bulunamamıştır.

Kaşgarlı Mahmut – Divandaki Bilgiler�Ailede çocuğun bakımı, yetiştirilmesi

�Çocuk oyunları�Münğüz münğüz

�Aşık

�Karaguni

�Çenğli menğli

�Büzüşmek

�Türk bilgi geleneği üzerinde durulması�Bilig, us

�Türkçeyi öğretim yöntemi

�Tepük

�Ceviz

�Çelik çomak

�Bebek

Ahmet Yesevi (1103-1166)�İlk Türk tarikatını kurmuştur.

�Yesevilik, Haydarilik, Bektaşilik, Nakşibendilik tarikatlarının esaslarının doğumuna da sebep olmuştur

�Divan-i Hikmet adlı eseri ile etkileri geniş yörelerde yüzyıllarca sürmüştür.

�Yunus Emre’yi önemli ölçüde etkilemiştir.

�İnsanlara hizmet ve iyilikte bulunma temel düşüncesidir.

�Sevgi ve mutluluğa dayalı bir hayat görüşünü benimsemiştir.

�Gelecek için bilim öğrenmek gerekir.

�Anadolu’nun vatan tutulmasında önemli katkıları olmuştur.

Edip Ahmet bin Mahmut Yükneki�Atabetü-l Hakayık – Gerçeklerin Eşiği

�Nasihatname

�İslami esasları öğretmeye çalışmıştır

�Kutadgu Biligden yarım yüzyıl sonra yazılmıştır

�Kutadgu Bilig'de %4 yabancı sözcük

�Atabetü-l Hakayık %20 yabancı sözcük

Mutluluk yolu bilgi ile bulunur.Nice kirli şeyler yıkanmakla tamizlenir

Cahil, yıkanmakla temizlenmeyen bir kirdir.Her işte bilgisizin nasibi pişmanlıktır.

Edeplerin başı ôili gözetmektir,Dilini koru, dişin kırılmasın.

Selçuklular

Selçuklularda Eğitimin Temel Özellikleri�Selçuklu devlet adamları eğitime ve bilimin gelişmesine büyük önem vermişleridir

�Medreseler gelişmiş, ülkenin her tarafına yayılmıştır

�Ahilik gibi bir yaygın eğitim kurumu kurulmuş ve gelişmiştir

�Atabeglik gibi şehzadelerin yetişmesi için bir uygulama ortaya çıkmıştır

�Selçukluların ilk dönemlerinde eski değerler ön planda iken, daha sonra bunlar zayıflamaya unutulmaya yüz tutmuştur.�Kaşgarlı Mahmut: "Oğuzlar, Farslar ile düşüp kalkmaya başlayınca bir takım Türkçe kelimeleri unuttular

ve yerlerine Farsça kullanır oldular", "bilinmelidir ki, Oğuzların dili incedir".

�Selçuklularda alp, gazi, veli insan tipleri beraber yaşar.

Selçuklularda Eğitim�Örgün Eğitim Kurumları�Medreseler�Mektepler

�Yaygın Eğitim Kurumları�Ahilik�Cami�Mescit�Bilginlerin evleri�İlim ve edep toplantıları�Saraylar�Kitapçı dükkanları�Kütüphaneler

�Atabeglik Kurumları�Atabeg – Ata hoca

Selçuklularda Eğitim�Medreseler�Bağdat Nizamiye Medresleri: Büyük Selçuklu Devleti – Alpaslan – Vezir Nizamülmülk

�Danişmendli Medreseleri – Anadolu Selçuklu

�Konya Selçuklu Medresleri – Anadolu Selçuklu

�Müderris: Medrese Hocası

�Muid: Müderris yardımcısı. öğrencileri çalıştırma, onlara danışmanlık, rehberlik yapma, müderrisin onları tanımasına yardımcı olma

�Mektepler� İlköğretim düzeyinde

�Küttap olarak da adlandırılır

�Genellikle camilere bitişik

Nizamiye Medreseleri

Selçuklularda Medreseler�Medreselerde Öğretim Dili ve Yöntemi:�Kitap ve bilim dili Arapça.

�Öğretim yöntemi daha çok ezbere dayalı.

�Belli bir öğretim süresi yok.

�Belli kitapları okuma amacı var.

�Yüksek öğretim medreselerinin en az beş yıl sürüdüğü tahmin ediliyor.

�Mezun olanlara icazetname (diploma) verilir.

Selçuklularda Medreseler�Müderrisler:�Medresenin hocası olan müderrisler, Hükümdar veya Vezir tarafından atanırlar.

�Her medresede bir müderris vardır.

�Müderrisler, cüppe ve sarık giyerlerdi.

�Maaşları dolgun ve toplumda saygınlıkları yüksekti.

�Müderrise muid denen görevli yardım ederdi.

�Öğrenciler:�Her isteyen istediği yaşta öğrenci olabiliyordu.

�Öğrenciler bursluydu ve medresede barınıyordu.

�Öğrenci seçiminde müderrisler yetkiliydi.

Selçuklularda Medreseler� Mali kaynaklar:�Vakıflar

�Devlet yardımı

�Etkileri:�Sünni mezhepler arasında dayanışma,

�Sünni inançlara göre öğrenci yetiştirme,

�Devlet görevlisi yetiştirme,

�Osmanlı medreselerine örnek oluşturma.

Atabeglik Kurumu�Selçuklularda atabeglik çok yüksek resmi bir unvandır.

�Türklerde şehzadelere siyaset ve savaş işlerini öğretmek,

�Şehzadelere danışmanlık yapmak temel amaçtır.

Ahilik�13. yy'da Kırşehir'de yaşayan Ahi evran Ahiliğin kurucusu kabul edilir.

�Küçük esnaf, usta, kalfa ve çırakları içine alan, onların dayanışmaları kadar mesleklerini dürüstlük ve özenle yapmalarını, ayrıca eğitilmelerini amaçlayan bir lonca teşkilatı.�Lonca: Aynı bölgede yaşayan esnaf ve zanaatkarların

örgütlenerek kurduğu meslek organizasyonuna verilen isimdir.

�Muallim-i Ahi, Pir: Öğreticiler

�Ahilik ilkelerini içeren 740 maddelik Fütüvvetnamenin bir ahi Şeyhi tarafından tam olarak bilinmesi gerekti.

Ahilik�Dinin esasları, okuma, yazma, insanlık terbiyesi, temizlik, örgütün (ocağın) düzeni ve geleneği, ilahiler, şiirler, raks, sufi kıssaları ve sözleri,

�Ahilikte şeyhin elinden yedi kez kuşak bağlama ve açma uygulaması�Cimrilik ve tamah kapısını bağlayıp cömertlik kapısını açmak.

� Zulmetme kapısını bağlayıp iyili kapısını açmak.

�Hırs kapısını bağlayıp kanaat kapısını açmak.

�Lezzet kapısını bağlayıp riyazet (nefsini kırma) kapısını açmak.

� Halktan bir şey umma kapısını bağlayıp sadece Hak’tan bekleme kapısını açmak.

�Saçmalıklar söyleme kapısını bağlayıp Tanrıyı anıp tatlı konuşma kapısını açmak.

�Şeytanca işler kapısını bağlayıp ilahi işler kapısını açmak.

Ahilik�Ahinin üç şeyi açık, üç şeyi kapalı olmalıdır.

�Açık olmalı�Eli açık olmalı : Yoksullara, düşkünlere yardım etmek için.

�Kapısı açık olmalı: Konuk olmak ya da ondan bir şey istemeye gelenler için.

�Sofrası açık olmalı : Yoksullara, düşkünlere, konuklara yemek yedirmek, açları doyurmak için.

�Kapalı/bağlı olmalı�Gözü bağlı olmalı : Kimsenin ayıbını görmemek, kimseye kötü

gözle bakmamak için.

�Dili bağlı olmalı : Kimseye kötü söylememek, kimse hakkında iftira etmemek, münafıklık, koğuculuk yapmamak için.

�Beli bağlı olmalı : Kimsenin ırzına, namusuna, haysiyet ve onuruna kötülük etmemek için.

Selçuklularda Yaşamış Büyük Türk Alimleri�Nizamülmülk (1018-1092)

�Gazali (1059- 1111)

�Mevlana Celaleddin Rumi (1207- 1273)

�Yunus Emre (……- 1321)

�Hacı Bektaş-ı Veli (1209-1271)

�Aşık Paşa (1272-1333)

�Nasreddin Hoca (1208-1284)

�Ahi Evran (1171-1261)

�Ömer Hayyam (1048-1131)

Sorular