termoklima ocak 2011

168

Upload: hakan-akbulut

Post on 25-Mar-2016

300 views

Category:

Documents


20 download

DESCRIPTION

Isıtma, Soğutma

TRANSCRIPT

Page 1: TermoKlima Ocak 2011
Page 2: TermoKlima Ocak 2011
Page 3: TermoKlima Ocak 2011
Page 4: TermoKlima Ocak 2011
Page 5: TermoKlima Ocak 2011
Page 6: TermoKlima Ocak 2011
Page 7: TermoKlima Ocak 2011
Page 8: TermoKlima Ocak 2011
Page 9: TermoKlima Ocak 2011
Page 10: TermoKlima Ocak 2011
Page 11: TermoKlima Ocak 2011

Murat DEMİRTAŞ

Yeni bir yıla girdik. Tüm iklimlendirme-tesisat ve soğutma sektörünün yeni yılını kutlar,sağlıklı, umut dolu bir yıl dilerim. 2010 yılı sektörümüz için, yaraların sarılmaya çalışıldığı,yeni yatırımların yapıldığı, yeni hedeflerin belirlendiği bir yıl oldu. Dilerim ki 2011 yılıtüm hedeflerin tutturulduğu bir yıl olur.

YENİ YILA YENİLİKLERLE BAŞLIYORUZDergimizin takipçileri bilirler ki; Termo Klima olarak sektörümüzü ilgilendiren konu baş-lıklarında dosya konuları ele alıyoruz. Bu konuları gündeme getirirken herkesimden çe-şitli uzmanların görüşlerine yer veriyoruz. Yeni yılla birlikte dosya konularımızı ele almaşeklimizi biraz değiştirdik ve artık her ay değerli hocalarımız ve sektörün önde gelenisimlerinin moderatörlüğünde ele aldığımız konuların uzmanlarıyla uzun soluklu top-lantılarda konuşup, var olan sorunlara çözüm arayacağız. Bu toplantılarda konuşulanları sadece yayımlayıp bırakmayacağız. Belli bir süre sonra –ki bu kısa bir süre olmayacak- aynı uzman kişileri tekrardan bir masa etrafında toplayıp,geçen süre zarfında ne gibi değişimler, gelişmelerin yaşandığını tekrardan konuşacağız.

TERMOKLİMA 3. YILINDASektörümüzdeki sorunların bir masa etrafında konun uzmanlarının katılımıyla tartışıl-ması fikri uzun zamandan beri düşünüyorduk. Fakat fikrin olgunlaşmasını bekledik.Çünkü dergimizin de olgunlaşması gerekiyordu. TermoKlima artık 3. Yılında ve sektöryayıncılığında kendine özel bir alan açtı. Açılan bu alanda sağlam adımlarla yol alıyor. İlkini yayımladığımız bu tarz, uzmanların görüşlerini karşılıklı olarak mütalaa edebilme,her görüşe eşit ölçüde söz söyleme, imkânı sunuyor. Bu toplantılarla karşıt fikirler kar-şılıklı konuşmalarla hayat bulacak. Dosya konularımızın bu yeni haliyle sektör tarafındailgiyle takip edileceğini düşünüyoruz.

Geleneksel hale getireceğimiz bu ilk toplantılarımız için başta toplantı moderatörü Mus-tafa Bilge Hocamız olmak üzere, Sayın Baycan Sunaç, Sayın Ersin Gökbudak, Sayın Mef-dun Gürdallar, Sayın Erkan Tuncay ve Sayın Cemil Acaroğlu’na ve bundan sonrakitoplantılara katılıp görüşleriyle sektöre katkı sağlayacak herkese şimdiden teşekküretmek istiyorum.

Sağlıklı ve mutlu yıllar dileğiyle…

Tüm iklimlendirme-tesisat ve soğutma sektörünemutlu yıllar

Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma,Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma ve Güneş Enerjisi Sistemleri Dergisi

DÜNYA FUAR YAPIM LTD. ŞTİ. ADINA SAHİBİ EBRU DEMİRTAŞ[email protected]

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ (SORUMLU)MEHMET Ö[email protected]

GRAFİK TASARIMABDULLAH [email protected]

ULUSLARARASI İLİŞKİLER EMRE ÇİÇEKÇİ[email protected]

MUHASEBE- FİNANS MÜDÜRÜAYNUR GÜLEÇ[email protected]

SİSTEM ANALİSTİHAKAN [email protected]

DANIŞMANMURAT DEMİRTAŞ[email protected]

REKLAM GRUP SATIŞ

GÜLFER [email protected]

NAZLI BOZDAĞ DEMİ[email protected]

SELHAN Ö[email protected]

BİLİM YAYIN KURULU

PROF. DR. HASAN HEPERKANDR. BURAK OLGUN

[email protected]

BASKIPORTAKAL BASIMHuzur Mahallesi Tomurcuk Sokak No:5/14 Levent -Şişli / İstanbulTel: 0212 332 28 01 (Pbx)

ADRESDereboyu Caddesi Meydan Sokak Beybi Giz PlazaNo: 28 Kat: 2 Daire: 3-4Maslak - İstanbul0212 290 33 [email protected]

YAYIN TÜRÜYayg›n, Süreli, Ayl›k

ISSN 1309-4599

Termo Klima’da yer alan makalelerdekifikirler yazarlarına aittir. Yayımlanan ilan-ların sorumluluğu reklam verene aittir.Termo Klima’nın bütün yayın haklarıDünya Fuar Yapım Ltd. Şti.’ne aittir. Yazı-lar kaynak gösterilmeden yayımlanamaz.

Page 12: TermoKlima Ocak 2011

36 SEKTÖR GÜNDEMİ36- İMSAD: Yatırımcının gözü gayrimenkul

sektörü ve faizlerde40- İnşaat sektörü, rekor katma değerle

Türk ekonomisi için can simidi oldu44- İSKİD’ten Mardin’e hatıra ormanı48- Airfel Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Önder:

“İklimlendirme sektörü krizin etkilerinden sıyrılıyor”50- Snowpark Projesi ile İstanbul’un göbeğinde

kayak keyfi

İ Ç İ N D E K İ L E R

58 GÜNDEM58- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ihtiyaca

odaklı eğitim ve öğretim programı hedefliyor62- Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün:

“Kapasite kullanım oranı 75,6 oldu”64- Elektrik enerjisi satışlarında

Avrupa standartları oluşturuluyor66- Özgür Kaşifler’de Koçluk Seansı Diyalogları-1

68 YENİ PAZARLAMADr. Zeki Yüksekbilgili: Birşeyler oluyor...

71 YUVARLAK MASA TOPLANTISITasarımcı, üretici ve uygulamacılar perspektifinden Merkezi Havalandırma Sistemleri“Klima santralleri, menfezler, hava kanalları”- Moderatör Dr. Mustafa Bilge- Genel Mühendislik Genel Müdürü Baycan Sunaç- Fita Teknik Satış Sorumlusu Cemil Acaroğlu- Alarko-Carrier Sistem Klima Ürün Yöneticisi veİSKİD AHU AYNA Komisyon Başkanı Erkan Tuncay- Demta Ltd. Genel Müdürü ve MTMD Yön. Krl. ÜyesiErsin Gökbudak- AKS Genel Müdürü ve İSKİD Hava Kanalı Komisyonu Başkanı Meftun Gürdallar

94 İZLENİM94-Renex ECO 2010 - Yenilenebilir enerji

sektörünün “İkinci İstanbul Buluşması” yine coşkulu geçti

98-Görüşler

Page 13: TermoKlima Ocak 2011
Page 14: TermoKlima Ocak 2011

147 KÜLTÜR-SANATAyın sanat gündeminden sizin için seçtiklerimiz

154 SAĞLIKLeyla Küçük: Depresyonda mısınız?

İ Ç İ N D E K İ L E R

135 TEKNİK136- Dr. Burak Olgun: Merkezi iklimlendirme sistemlerinde periyodik bakım

140- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan:ELEKTRİK PİYASASINDA LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK

114 AR-GE NOTLARIMak. Müh. Dr. Süleyman Tokay: 21. yüzyılın 11. yılına girerken - II

122 İŞ GEZİSİKumarın başkenti Las Vegas

104 İNCELEME104-Yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili

yasa teklifi kabul edilerek yasalaştı 106-Kimya Yüksek Mühendisi Mürşat Özkaya:

YEK Kanunu çıktı ama… ama… ama…108-TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim

Kurulu Başkanı Ali Ekber ÇAKAR: “YEK” ülke, halk ve kamu çıkarları doğrultusunda değiştirilmelidir

110-Üç başlıkta “Enerji Kimlik Belgesi”112-Enerji Kimlik Belgesi’nde finansman Şekerbank’tan

116 FABRİKA GEZİSİAbdülkadir Konukoğlu: Airfel’de işin hilesi dürüstlüktür

128 ARAMIZDAKİ PROFESYONELLERGrundfos Türkiye Genel Müdürü Okay Barutçu:Gençler en iyisini yapmak ve sağlam adım atmakiçin uğraşsınlar

Page 15: TermoKlima Ocak 2011
Page 16: TermoKlima Ocak 2011

FACTORY TOUR The deceit in Airfel is honesty

116

IMPRESSIONThe second Renewable Energy - 94Industry Istanbul Meeting was held

successfully again- Renex Eco 2010

Company views - 98

94

PROFESSIONALS AMONG US Grundfos Turkey General Manager

Okay Barutçu: “Youth should endevour to do the best and take a strong step”.

128

C O N T E N T S

INDUSTRY’S AGENDA36- İMSAD: The investors eye is on real estate industry and interest rates

44- A memorial forest from ISKID

48- Airfel Board Member Hasan Önder: HVAC Industry is getting out of the crisis

50- The joy of skating in the middle of Istanbul in Snowpark Project

36

AGENDA58-The ministry of Work and Social Securityis targeting an education and training basedon necessity

62-Minister of Industry and Trade Nihat Ergün: The use of Capacity has become 75,6 %

64-Europe is identifying the standarts in electricity sales

58

TECHNICSDr. Burak Olgun: - 1 3 6

Periodical maintanance in Central AC Systems …

From Energy Market Regulatory Authority: - 1 4 0UNLISANCED ELECTRICITY PRODUCTION REGULATION

IN ELECTRICITY MARKET

135

REKLAM İNDEKSİ

3 S NORM 113

AIRFEL 21

AKANTEL 17

ALARKO WOLF 11

ALDAĞ 47

ARÇELİK 1

ARSAN KLİMA 31

ASTEKNİK 121

ASTRAL 160

BAHÇIVAN 134

BAYMAK 15

BOSCH TERMOTEKNİK 2-3, A.K.

CFM SOĞUTMA 5

ÇUKUROVA ISI 25

DAS KAUÇUK 49

DEMSAN 65

DOĞAL JEOTERMAL 103

EKİN ENDÜSTRİYEL 145

EZİNÇ A.K.İ.

FLEXIVA 59-61

GEA ISISAN 53

GES TEKNİK 27

HAVAK 55

İMEKSAN 29

İNKA 23

KES KLİMA 111

MAKRO TEKNİK 63

MGT FİLTRE 133

MOTOPLUS 2011 146

ÖZFRİGO TEKNİK 33-35

PAMSAN 19

PAWEX 2011 93

POMPA-VANA KONGRESİ 92

RENEX ECO 2011 127

SODEX ANKARA 2011 13

SPIRAX INTERVALF 4

STANDART POMPA 9

STEP MÜHENDİSLİK 43

TESKON KONGRESİ 69

TESKON SODEX 2011 70

TESTO 57

ULPATEK 109

ÜNTES Ö.K.İ

VALFTEK 45

VIESSMANN 6

YAPI-TEK 86-87

ZIEHL-ABEGG KULAK

ROUND TABLE MEETINGFrom the perspective of investor, manufacturer and designerCentral Air Conditioning Systems"Air Handling Units, Diffusers, Air Ducts"Dr. Mustafa Bilge, Baycan Sunaç, Erkan Tuncay, Ersin Gökbudak, Meftun Gürdallar, Cemil Acaroğlu

71

Page 17: TermoKlima Ocak 2011
Page 18: TermoKlima Ocak 2011

düşünmeyi, araştırıcı yapıyı fazla önem-semez. Halbuki dünyadaki gelişmelereparalel olarak, Avrupa’da, Amerika’da,Almanya’da olduğu gibi, en azındantemel bilimler konusunda yetişmiş ve be-lirli becerileri elde etmiş kimseler üniver-seteye girmelidir. Üniversite öncesi eğitimdüzelmeden lisans programlarını değiştir-mek bir yarar sağlamaz.Mühendislik eğitimi konusu planlanırken,sanayinin yapısı ve teknolojik düzeyi dedikkate alınmalıdır. Son 50 yıl içerisindeteknolojik gelişmeler ülke sanayilerinin he-deflerini ve amaçlarını önemli şekilde etki-lemiştir. Ülkemizin de, teknolojinin hızladeğiştiği çağımızda, sanayinin, ülke kay-naklarını ve olanaklarını göz önüne alarakçağdaş teknolojiyi yakalayabilmeyi hattaüretebilmeyi hedef alması zorunlu halegelmiştir. Bu bakımdan yetişmiş insan gü-cünde mühendisin yeri çok önemlidir.Lisans programlarında düşünen, araştıran,planlayan ve yaratan kaliteli elemanlar ye-tiştirilmelidir. Kaliteli eğitimi verebilecekkadroları yetiştirmeden, üniversite alt yapı-sını tamamlamadan kontenjanların artırıl-ması, ikinci öğretim programlarınınyaygınlaştırılması doğru değildir. Böyle biryaklaşım gittikçe büyüyen mutsuz bir işsiz-ler ordusu yaratır. Sayıları az da olsa tekno-lojiyi üretme, transfer etme, uyarlama,kullanma görevlerini yapabilecek mühen-disler mezun etmeliyiz.Temel mühendislik eğitimini vermedenyeni programlar açmak da doğru olmaz,bunlar daha sonra yüksek lisans seviye-sinde düşünülmelidir. Uzmanlaşmayaerken aşamalarda başlamak alt yapısı ye-terli olmayan, temel bilgileri ve becerilerieksik kadrolar yaratır.Ülkemizin diğer önemli bir sorunu ara ele-man, teknisyen ve uygulayıcı mühendis ek-sikliğidir. Bu açığı kapatmak bağlımında önlisans programlarına ağırlık vermek, kaliteliuygulamaya yatkın elemanlar yetiştirmekdoğru bir yaklaşımdır, Bu tip çabaların ülkesanayi yapısına çok büyük bir katkı ve hiz-met sağlayacağı açıktır. Nitelikli teknik eleman yetiştirebilmenin ilkadımı kaliteli bir lisans eğitimi verebilmektir.Eğitimin kalitesi, bağımsız kuruluşlarca de-netlenmeli, akredite edilmelidir. ABD de buişlevi kısaca ABET olarak bilinen Acredita-tion Board for Engineering and Technologyüstlenmiştir. 1932 yılında kurulan bu kuru-luşun amacı, ABD de mühendislik eğitimiveren üniversite ve kolejlerde mühendislikve mühendislikle ilgili eğitimi izlemek, de-ğerlendirmek ve kalitesini belgelendir-mektir. Ayrıca mühendislik eğitiminiiyileştirmek, mevcut eğitim programlarınıngeliştirilmesini ve modeller oluşturarak yenimühendislik programları açılmasına öncü-lük ederek konuya, sanayiye ve mesleğehizmet etmek hedeflenmektedir. Bu prog-

rama katılmak zorunlu olmayıp tamamenüniversitelerin isteğine bağlıdır.Avrupa Birliği’ne girme sürecinde olduğu-muz bugünlerde her ne kadar benzer bireğitim kalite değerlendirme ve akreditas-yon programı olsa da Bologna süreci Tür-kiye için daha önemlidir. Bu sürece debiran evvel adapte olup, bu süreçlerdesöz sahibi olmamız, yapılan değişiklikleriülkemiz şartlarına uydurarak Türkiye deuygulamamız gerekmektedir. 90’lı yıllarınsonunda, mühendislik programlarınınulusal akreditasyonu amacıyla, Mühen-dislik Dekanları Konseyi tarafından,bugün Mühendislik için Avrupa Akredi-tasyon Programı EUR-ACE içinde yer alanMÜDEK oluşturulmuştur.Eğitim sürecinin bir diğer aşamasınımezun olduktan sonraki çalışma hayatıoluşturur. ABD, Kanada, İngiltere gibi ülke-lerde akredite olmuş bir mühendislik prog-ramından mezun olmak, mühendislikyapabilmek için yeterli görülmemektedir.Okulun bitirilmesini takiben belirli bir süresorumluluk gerektiren bir mühendislikgörevinde fiilen çalışma ve ilave sınavlarınbaşarılması ve belgelendirilmesi öngörül-mektedir (profesyonel mühendislik)İngiltere’de profesyonel mühendis olarakçalışabilmek için ilgili odaya ya da ensti-tüye tam üyelik aranmaktadır. Ancak buüyelik Türkiye’de olduğu gibi üniversite-den mezun olunca otomatikman olma-makta, sınav şartı olmamakla birliktebelirli süre pratik meslek çalışmanın bel-gelendirilmesi talep edilmektedir. Gerekligörüldüğü durumlarda adaylardan ilavedersler alması istenmektedir.ABD de ise profesyonel mühendis olarakçalışabilmek için dört aşamalı bir süreçsöz konusudur. Öncelikle ABET tarafın-dan onaylanmış dört yıllık bir mühendislikprogramını bitirmek gerekir. Daha sonrayılda iki defa yapılan ve fen (fizik, kimya,vb.), matematik (diferansiyel ve integralhesap, diferansiyel denklemler, ilavetengerekirse probabilite ve istatistik, lineercebir, sayısal analiz), mühendislik bilimleri(mekanik, termodinamik, elektrik veelektronik devreler, malzeme, ısı, kütle vemomentum transferi) ile ilgili 210 soru-dan oluşan 8 saatlik bir sınava girilir. Böy-lece stajyer mühendis olmaya hakkazanan aday dört yıl süreyle mühendis-lik deneyimi kazandıracak bir programdasorumluluk taşıyarak çalışır. Son aşamadada 14 mühendislik disiplinini kapsayan 8saatlik bir sınavda 10 puanlık sekiz disip-linden toplam 48 puan alması beklenir.Güçlü ekonomi, üretmekle, katma değeryaratmakla oluşur. Ülkenin doğal kaynak-larının, insan potansiyelinin, öz yetenek-lerinin ve bilgi birikiminin en iyi şekildekullanılması, organizasyonu ve yönetil-mesi gerekir. Bunun için teknik alt yapısı

g ö r ü ş

14 Termo Klima Ocak 2011

Tesisat sektöründe nitelikli elemanınve eğitimin önemi

Prof. Dr. Hasan A. Heperkan

on zamanlarda ön planaçıkan eğitimin düzeltil-mesi, doğru planlanmasıve küresel krize rağmengelişen, büyüyen ekono-minin insan kaynağını

oluşturma kapsamında, dünyadaki geliş-melere paralel olarak, ülkemizin gelişenihtiyaçlarını da karşılamak üzere yenialanlarda lisans ve önlisans diploma prog-ramları açılması düşünülmektedir. Hemmühendis ve teknisyen, hem de usta veişçi bazında nitelikli eleman sıkıntısı çekentesisat sektörü için bu tip girişimler sonderece önemlidir. Sektördeki birçok firmabu eksikliği kendi olanaklarıyla kapatmakzorunda kalmaktadır. Ancak daha öncemevcut sistemin iyileştirilmesi ve verimlihale getirlmesi de unutulmamalıdır. Eği-tim uzun bir süreçtir. Önce aile ile başlar,kültürle yoğurulur, ilk, lise ve üniversiteile gelişir, mesleki ve meslek içi eğitim iledevam eder. Aslında bu süreç hiç bitmez,zaten bitmemeli, sürmelidir.Lisans ve önlisans öğretim programlarıhazırlanırken önce öğrencinin altyapısınabakılmalıdır. Türkiye’de öğrenci, ilköğre-timden, ortaöğretimden çok zayıf, birsürü temel bilgiyi almadan gelir. Enönemlisi, üniversite sınav sistemi nede-niyle ezbere, tam anlamadan kolay çö-züme alışır. Mantığa dayalı rasyonel

S

Page 19: TermoKlima Ocak 2011
Page 20: TermoKlima Ocak 2011

kuvvetli, konusuna hakim, muhakeme ye-teneği güçlü kadroların iş başında olmasıve sürekli değiştirilmemesi çok önemlidir.Batı toplumları bugünkü refah seviyele-rini ve teknolojik üstünlüklerini bu şekildeelde etmişlerdir.Dev adımlarla ilerleyen iletişim sistemle-rinin ışığında küreselleşen dünyanın ya-şadığı bir süreçte Türkiye’nin de yerinialabilmesi, yenilikleri yakından takip ede-bilmesi ve yeni teknolojileri hızla adapteederek uygulayabilmesi ölçüsünde ger-çekleşebilecektir. Son yıllarda dünyamız,birçok alanda büyük değişikliklere tanıkolmaktadır. Enerji kaynaklarının paylaşımıile ilgili krizler, gittikçe etkinleşen çevre bi-linci, hızlı nüfus artışı ve buna bağlı olarakartan ekonomik rekabet, insanları, elle-rinde bulunan olanakları daha rasyonelkullanmaya zorlamaktadır.Bugün sadece üretmek yeterli olama-makta, teknoloji üretemeyen, yenilikçiolamayan toplumlar artık ekonomik ba-ğımsızlıklarını koruyamamaktadırlar. Tek-noloji üretebilmek uzun bir süreçtir, birgünde oluşturulamaz. Bilimi temsil edenüniversitelerin, teknolojiyi temsil eden sa-nayi ile işbirliği ve uyum içinde çalışmasısağlanmalıdır. Bu amaca yönelik alt yapı-nın en kısa zamanda kurulması ve etkinşekilde yönlendirilmesinde hepimizebüyük görevler düşmektedir.Bütün bu faaliyetleri kısaca inovasyonkavramı altında birleştirerek ele alabiliriz.İnovasyon, hem yenileme sürecini hemde bu sürecin sonunda ortaya çıkan bil-giyi, teknolojik süreci veya ürünü ifadeeder. İnovasyon kavramında “tekrar”veya “tekrarlamak” anlamı yoktur. Yeni-likçi bir süreç veya ürün muhakkak yerinialdığı sürece veya ürüne göre önemli eközellikler getirmelidir. Bilimde olsun, tek-nolojik gelişmede veya üretimde olsun,inovasyon bir önceki duruma göreönemli karşılaştırmalı üstünlükler getir-melidir. İnovasyonda değişim ve değişimizaman içerisinde yönetme vardır. Yeni birürün ya da hizmette yeni fikirler kullanıl-ması, ürünün ya da hizmetin sunulma-sında yenilik, mevcut bir ürünü yaratıcıbir şekilde pazarlamak, iş modelini değiş-tirmek gibi yöntemleri kapsar. İnovasyonun en önemli araçlarından bir ta-nesi ARGE çalışmalarının yapılacağı ortamınoluşturulmasıdır. Bu ortamın dünyadakiortak adı araştırma laboratuarı veya ensti-tüsüdür. Bu türden laboratuarlarda ilgileni-len konudaki en ileri teçhizat, donanım,ölçme aletleri ve sayısal çözümleme olanak-ları bulunur; bunlar sayesinde ilgilenilenkonu derinlemesine araştırılır. Araştırmacı,mühendis ve şirket için yenilikçi olmak zor-dur. Sadece istemekle ya da reklam ile ger-çekleşmez. Entelektüel yaratıcılık, çokçalışma, çok yatırım ve kararlılık gerektirir.

İnovasyon değerlendirmesi yapılırken,inovasyon aktörleri (drivers, yürütücüler),bilgi üretimi, girişimcilik (entrepreneurs-hip), uygulama, sanayide kullanım, ente-lektüel mülkiyet (know how) gibi gruplariçersinde ele alınan 26 ölçütten yararla-nılır. Ülke nüfusunu oluşturan kişiler ara-sında bilim ve teknoloji dallarında yükseklisanslı sayısı, lise diplomalı sayısı, üniver-site mezunlarının sayısı, internete bağlılıkoranı, yaşam boyu eğitime katılım oranı,GSMH içinde kamu ve özel ARGE harca-maları yüzdesi, kamu desteği alan şirket-lerin oranı (TEYDEB, TTGV gibi),inovasyona katkıda bulunan KOBİ yüz-desi, istihdam içinde yüksek teknolojideçalışanların yüzdesi, ihracat içinde yüksekteknoloji ihracatı yüzdesi ve patent baş-vurma sayısı kıstaslar arasında sayılabilir.Şekil 1 ve 2 sırasıyla 2005 ve 2006 yıllarıiçin 25 AB üyesi ülke (Romanya ve Bulga-ristan bu yıllarda henüz AB üyesi değildi),ABD, Japonya, İsviçre, Hırvatistan, Norveçve Türkiye’nin (TR) inovasyon alanındakiyerlerini gösteriyor. Şekillerde düşeyeksen yukarıda önemli birkaçı belirtilen26 ölçüt kullanılarak oluşturulan inovas-yon endeksini, yatay eksen ise bir öncekiseneye göre bu endeksin değişme oranınıgösteriyor. 0,45 civarındaki yatay çizgi Av-rupa Birliği ülkelerinin ortalama inovas-yon endeksini göstermektedir. Böylecegrafikten hem bir ülkenin inovasyon ska-lasındaki yerini, hem de bir önceki yılagöre gelişmesini veya inovasyon potansi-yelini açık bir şekilde görebilmekteyiz. Ay-rıca söz konusu ülkelerin inovasyonendekslerini karşılaştırmak ve bu tablo-daki yerlerini görmek mümkündür.

Grafikten görüldüğü gibi İsveç, Finlandiya,İsviçre, Almanya, Danimarka ve Japonya’danoluşan bir grup “yenilikçi liderler” olarak sı-nıflandırılmıştır. Bu ülkeleri yakından izleyengrubun içinde ABD, İngiltere, İzlanda, Fransa,Belçika, Hollanda, Avusturya ve İrlanda var-dır. İnovasyon açısından geride kalan ülkeleriçinde İtalya, Estonya, İspanya, Malta, Ma-caristan, Hırvatistan ve Slovakya yer almak-tadır. İnovasyon endeksi düşük amainovasyon potansiyeli yüksek ülkeler ara-sında Slovenya, Çek Cumhuriyeti, Lituanya,Portekiz, Polonya, Letonya, Yunanistan veBulgaristan görülmektedir. Lüksemburg,Norveç, Kıbrıs ve Romanya’nın durumları buana grupların biraz dışında kalıyor. Grafikten izleyebildiğimiz gibi Türkiye’ninbu panoramadaki yeri, maalesef en sol veen alt köşededir. Yani AB ve diğer ölçülenülkeler içinde hem inovasyon endeksi endüşük olan hem de invasyon potansiyelien zayıf olan ülkedir. Ne yazık ki 2005 yılıAvrupa inovasyon göstergeleri de Türkiyeiçin aynı sonucu vermişti.Ülkemizde inovasyon eksikliği; alınan eği-timin yetersizliği, yeni konularda derslerinaçılamaması; hocaların araştırma yapama-maları; maddi sorunlar; altyapı yetersizliği(araştırma laboratuarı ve enstitüsü); araş-tırma heyecanı, sevgisi, metodolojisinin ve-rilememesi; birlikte çalışılamaması;araştırmalarda çalışan doktoralı eleman ek-sikliği; proje başvurularının kişisel ya da tekkurumlu olması, ulusal konsorsiyumun ku-rulamaması; uluslararası organizasyonlarakatılım eksikliği; doktora sürelerinin çokuzun olması ve bu koşullarda yeni teknolo-jiyi üretmenin hatta takip etmenin imkansızhale gelmesi kaynaklı olarak görebiliriz. Sonolarak ise sanayinin ilgisizliğini sayabiliriz.İnovasyonun bir ayağı üniversitelerde vearaştırma kurumlarındaki araştırmanınmükemmeliyeti ise diğer ayağı da bu tür-den çabaların sanayide (veya daha ge-nelde şirketlerde, iş dünyasında) gördüğüyankı ve saygınlıktır. Yenilikçi teknolojiksüreçler ve ürünler şirketler tarafındanpazara sürülür ve ekonomik üstünlük ka-zanır. Yukarıda değindiğimiz inovasyonendeksinin hesaplanmasına bir ülkedeüretilen patent sayısının (Türkiye'nin2004 ve 2005 yıllarında hiç patent baş-vuru yapmadığı görülmektedir), ARGEyapan büyük ve küçük şirket sayısının gir-diği belirtilmişti. Dolayısıyla, Türkiye’nin oen alt ve en sol katta oturmasında hepi-mizin sorumluluğu bulunmaktadır.

Kaynaklar1. TESKON 2007 ARGE Paneli, 25-.28 Ekim 2007, İzmir 2. İ. Gökalp, kişisel görüşme, Şubat 2007, İstanbul3. www.kureselisinma.org4. www.usgbc.org5. www.arkitera.com6. ARGE Performansı-İnovasyon Nedir, Nasıl Değerlen-dirilir, RVC Dergisi, Sayı 6, Nisan 20097. Mühendislik Eğitimi-Profesyonel Mühendislik, RVCDergisi, Sayı 3, Ocak 2009

g ö r ü ş

16 Termo Klima Ocak 2011

Şekil 1. 2005 Yılı İnovasyon Göstergesi

Şekil 2. 2006 Yılı İnovasyon Göstergesi

Page 21: TermoKlima Ocak 2011
Page 22: TermoKlima Ocak 2011

Wilo Pompa Sistemleri A.Ş., İstanbulgenel merkezinde, Yetkili Satış Bayilerine“Kontrol panoları ve yangın hidroforları”konulu bir eğitim semineri düzenledi. 1Aralık 2010 Çarşamba günü Wilo genelmerkezindeki eğitim salonunda gerçekle-

şen seminerde, kontrol panoları ile yangınhidroforları uygulamalarındaki son geliş-melerle birlikte Wilo’nun bu alanda geliş-tirdiği yeni teknoloji ve uygulamalarhakkında bilgi verildi. Wilo Pompa Sistemleri A.Ş. Teknik Mü-

dürü Nurcan Çelik’in “Wilo Kontrol Pa-nolarının Teknik Özellikleri” ve “YangınHidrofor Panoları, TS EN 12845 Standar-tına Uygun Yangın Hidroforlarının Özel-likleri ve Diğer Standart YangınHidroforlarıyla Karşılaştırılması” konulusunumları ile bu konudaki son gelişmeleriaktardığı toplantıda, Wilo Merkez ServisTeknisyeni Yılmaz Öztürk de katılımcılarauygulamalı eğitim verdi.Tüm gün süren eğitim seminerinde, EğitimKoordinatörü Gökhan Uzuner ise Wilo Yet-kili Satış Bayilerine “Yangından korunmayönetmelikleri ve TS EN 12845 standartınauygun yangın hidroforlarının hidrolik vemekanik özellikleri” konulu sunumuyla teo-rik bilgi verdi. Türkiye’nin çeşitli illerindeneğitime gelen katılımcılar, eğitim setleri üze-rinde de uygulamalı olarak pano ve hidro-forları inceleme imkânı buldu.

Wilo’dan yetkili satışbayilerine teknik eğitim

44 yıllık geçmişi ile kaliteden hiçbirzaman ödün vermeden her zaman ileriteknoloji ile üretim yapan Baymak, Tür-kiye’nin dört bir yanından gelen üniver-site öğrencileriyle Tuzla Tepeörenfabrikasında bir araya geldi. Aralıkayında düzenlenen Baymak Eğitim veTanıtım gezisine; Zonguldak KaraelmasÜniversitesi ve İstanbul Ticaret Üniver-sitesi öğrencileri büyük ilgi gösterdi.Baymak’ın öğrencilerle görüş alışveri-

şinde bulunduğu ve durum değerlen-dirmesi yaptığı gezide öğrenciler aynızamanda Avrupa’nın en gelişmiş vemodern üretim tesislerine sahip Bay-mak’ın üretim, planlama, sevkiyat, Ar-Ge gibi tüm departmanlarını veişleyişlerini yakından izleme imkânı bul-dular. 30 milyon dolarlık Ar-Ge ve Pa-zarlama yatırımı ile sadece Türkiye'nindeğil Avrupa’nın en önemli alternatifenerji kaynakları teknoloji merkezlerin-

den biri olan Baymak’ın yeni üretimhatlarını inceleyen Üniversite öğrenci-leri aynı zamanda boyler-emaye kap-lama tesislerini ve bugüne kadaryapılan yatırımları yerinde görme im-kanı buldular. Baymak ürünlerinin yarımamül hallerini ve test ortamını Bay-mak ürün müdürlerinden dinleyen öğ-renciler, yeni ve var olan ürünleriBaymak standında incelediler ve ürün-lerle ilgili detaylı bilgi aldılar.

Baymak, üniversitelilerle buluşmaya devam ediyor

TTMD ailesi 2011 yılını İstanbul Kozyatağıofisinde 28 Aralık 2010 tarihinde gerçek-leşen yılbaşı kokteyli ile karşıladı. BinaEnerji Kimlik Belgesi Yazılım Programı“BEP-TR” Bilgilendirme Toplantısı’nın ar-dından gerçekleşen kokteyle geniş bir ka-tılım sağlanırken, konuklar canlı müzikeşliğinde hoş vakit geçirdiler. TTMD Yönetim Kurulu Başkanı CaferÜnlü, Yönetim Kurulu Üyelerinden Prof.Dr. Abdurrahman Kılıç, Hırant Kalataş,Handan Özgen, Zeki Aksu, Kani Korkmaz,Kemal Gani Bayraktar ve Gürkan Arı’nınyer aldığı geceye, geçmiş dönem yönetimkurulu başkanları, TTMD komisyon baş-kanları ve üyeleri, sektörel dernek başkan-

ları ve çok sayıda üye katıldı. 2010 yılınaait değerlendirmelerin aktarıldığı yeni yıl

kutlama partisi, gelecek yıl için plan ve iyidileklerin paylaşımıyla son buldu.

TTMD ailesi 2011 yılınıyılbaşı kokteyli ile karşıladı

k ı s a - k ı s a

18 Termo Klima Ocak 2011

Page 23: TermoKlima Ocak 2011
Page 24: TermoKlima Ocak 2011

“Türkiye’nin İklimlendirme Merkezi” İk-limsa, yaz döneminde ciro hedefine ulaşanİklimsa, merkezlerini; Buenos Aires veRoma seyahati ile ödüllendirdi. Kasım ayı-

nın son haftasında Arjantin’in başkentiBuenos Aires’te Tigre Delta, Colonia DelSacramento, Fiesta Gaucho turlarına katı-lan İklimsa merkezleri şehrin önemli turistik

yerlerini gezerek hem hoşça vakit geçirdihem de başarılarını kutladı. Seyahat ödülü hak eden İklimsa merkezle-rinin ikinci grubu da, aralık ayının ilk haf-tasında tarihi zenginlikleriyle Avrupa’nınmeşhur şehirlerinden biri olan Roma’dapanoromik şehir turu, Vatikan turu gibi ge-zilere katılarak tarihi güzellikleri gördüler.General, Mitsubishi, Panasonic, Sharp,Sigma, Tronic, Beretta markalarını bünye-sinde bulunduran “Türkiye’nin İklimlen-dirme Merkezi” İklimsa, her yıl bayilerineözel gerçekleştirdiği yurt dışı seyahatlerinigelecek yıllarda da düzenlemeye devamedecek.

2005 yılında sektöre giriş yapan ve hızınıkesmeden yükselişini sürdüren KlimaP-lus, kış sezonuna yüksek bir motivas-yonla başlamak amacıyla 2010 ServisOlimpiyatları’nı düzenledi. Antalya’daMitsubishi Electric, Bölge Müdürlükleri,Satış Sonrası Hizmetler Departmanı veTürkiye genelindeki tüm servislerinin ka-tılımıyla gerçekleşen 2010 Servis Olimpi-yatları’nda, kazanan takıma ödülleri,KlimaPlus A.Ş. Genel Müdürü YenalAltaç tarafından verildi.Satış sonrası hizmetlere büyük önemveren KlimaPlus, yıl boyunca gerçekleş-tirdikleri farklı eğitim teknikleriyle bölge-sel eğitimlere ağırlık vererek, satış sonrasıhizmet kalitesini arttırmayı amaçlıyor.

Ekip ruhunu canlı tutmak, eğlenmek vesezona yüksek bir motivasyonla başla-mak için 300 kişinin katılımıyla gerçekle-şen 2010 Servis Olimpiyatları’nda; rodeo,gladyatör, langırt, atla-yapış gibi birçokeğlenceli oyunlardan oluşan bir programgerçekleşti. 7 takım olarak yarışan ekip-

lerden kazanan takıma, ödüleri, düzen-lenen gala yemeğinde, KlimaPlus A.Ş.Genel Müdürü Yenal Altaç tarafındanverildi. Limra Otel, Antalya’da gerçekleş-tirilen 2010 Servis Olimpiyatları’nda Kli-maPlus personeli ve servis yetkilileri,oldukça keyifli ve eğlenceli anlar yaşadı.

“Klimaplus’tan servis olimpiyatları”

Sanko Holding şirketlerinden, ısıtma so-ğutma ve havalandırma sektörünün öncüfirmalarından Airfel’in GaziosmanpaşaMünhasır Bayisi SHV Mühendislik’in açılışı

gerçekleşti. Bayiinin açılışına Sultangazi Be-lediye Başkanı Cahit Altunay ve Airfel yöne-ticileri katıldı. SHV Mühendislik’in sahibi Yaşar Aygün, açı-lışta Airfel markasını neden tercih ettiklerinişu şekilde açıkladı: Airfel kurumsal, yerli veürün gamı oldukça geniş bir marka. Müşterimemnuniyetini iş süreçlerinin odağına koy-muş güvenilir bir firma. Bu sebepten dolayıbiz de Airfel ürün gamını müşterilerimizegönül rahatlığıyla tavsiye ediyoruz. Airfel Bireysel Sistemler Koordinatörü ZekiÖzen ise yaptığı konuşmada “Türkiye gene-

linde hızla artan bayi ağımızla tüketicilerimizlebuluşmayı sürdürüyoruz. Kendi tesislerimizdegeliştirdiğimiz ve ürettiğimiz ürünlerin yanısıra distribütörlüğünü üstlendiğimiz markala-rın ürünlerini de tüketicilerimizin beğenilerinesunuyoruz. Gerek yurt içinde gerekse yurt dı-şında başarılı projelere imza atıyor ve giderekbir dünya markası olma yolunda emin adım-larla ilerliyoruz.” dedi.120 m²’lik alana sahip SHV Mühendislikbayisinde Airfel’in ısıtma-soğutma ve ha-valandırma konusunda ileri teknoloji ürün-leri sergileniyor.

Airfel bayisi SHV Mühendislik Gaziosmanpaşa’da açıldı

k ı s a - k ı s a

20 Termo Klima Ocak 2011

İklimsa merkezlerineyurt dışı seyahat ödülü

Page 25: TermoKlima Ocak 2011
Page 26: TermoKlima Ocak 2011

k ı s a - k ı s a

22 Termo Klima Ocak 2011

İkinci kez düzenlenen Renex-Eco 2010Fuarında 189 m²’lik stand içerisindekiyeni teknolojiler ve bilgilendirme çalışma-ları ile en çok ilgi gören firmalardan biriolan Isısan, ısıtma sektörü ile ilgili ihtiyaçduyulabilecek tüm ürün ve sistemlerinisektör ve tüketici ile buluşturdu. Isısan’ıngeniş ürün gamı içerisinde bulunan aynızamanda büyük yakıt tasarrufu sağlayanBuderus yoğuşmalı kombiler, enerji tasar-rufu ve çevre koruması sağlayan güneşenerjisi sistemleri ve Daikin Altherma Ha-vadan Suya Isı Pompası fuarda en çok ilgigören ürünler arasında yer aldı. Isısan,

küresel ısınmasın etkilerinin her geçen gündaha fazla hissedildiği ve enerji fiyatlarınıntüm zamanların en yüksek değerlere ulaş-tığı günümüzde; doğanın ve doğal kay-nakların korunmasında büyük önemtaşıyan ve enerjiyi etkin bir şekilde kullana-

bilen sistemlerini fuar boyunca ziyaretçile-rin bilgisine sundu. Temiz enerji teknoloji-lerinin buluştuğu Renex 2010’da, Isısan’ınportföyünde bulunan ürünler, çevreye du-yarlı sektör temsilcileri ve tüketiciler tara-fından yoğun ilgiyle incelendi.

Isısan yenilenebilir enerjiler alanındaki ürün gamını Renex Eco 2010 Fuarı’ndaziyaretçileri ile buluşturdu

Enerji sarfiyatı, gelecek kuşaklar içinyeni kaynaklar arayışı ve doğaya yapılanzararlı salımlar çağımızın en önemlisorun ve gündem maddeleri olarak dik-kat çekiyor. Etkin olmayan, eski, konfor-suz teknolojilerin yerine yükseketkinlikte, yeni, konforlu teknoloji içe-ren, enerji ihtiyacını ve kullanımını enaza indirgeyen Multi Konfor Binalar isetoplumların bilinçlenmesi ve artan du-yarlılıkla birlikte hızla yaygınlaşıyor.1965 yılından bu yana kaliteden ödünvermeden faaliyetlerini sürdüren İzo-cam, AB ülkelerinde sayısı 50.000’iaşan tüm amaçlara yönelik yapılardauygulama örnekleri bulunan Pasif Evle-rin bilincinin gelişmesi için faaliyetlerinisürdürüyor. Bu anlamda ısı yalıtımınınhem ev hem de ülke ekonomisine sağ-ladığı katkı ve çevre dostu nitelikler öneçıkarılıyor. Sıfır enerji gereksinimli evyapma düşüncesiyle ortaya çıkan MultiKonfor Binalar, enerjiyi bina içindetutan, %90 oranında enerji tasarrufusağlayan, kendi enerjisini üretebilen

çevreci bina teknolojisidir. Yıllık ısıtma-soğutma ihtiyacı çok düşük olan yani15 kWh/m²’yi geçmeyecek şekilde plan-lanan binalar olarak tanımlanan MutliKonfor Binalar, en düşük yatırım mali-yeti ile en yüksek konfor koşullarınıoluşturuyor. Ülkemizde standartlarauygun olarak yapılan projelerde, sadeceısı yalıtımı ile enerji harcamalarında 7milyar dolar tasarruf yapılabileceği ön-görülüyor. Binaların Pasif Ev konseptiyleyapılması durumunda bu tasarruf dahada çok artıyor. Ayrıca bu prensiple yapı-lan evler 2011 yılında uygulamaya ko-nulan ve 2017 yılına kadar bütünbinalarda zorunlu olan Enerji Kimlik Bel-gesinin A sınıfı olmasına olanak sağlıyor.Multi Konfor Binalar gibi yüksek enerjisınıfına sahip evler BEP yasası ile birliktedeğer kazanıyor.Multi Konfor Binalar konseptiyle inşaedilen, yapılarda uyulması gereken 5temel prensibin ilki ve en önemlisi ise ısıyalıtımı olarak başta geliyor. Duvar, dö-şeme ve çatılarda yapılacak kesintisiz,

yüksek kalınlıkta ısı yalıtımı enerji tasar-rufu sağladığı gibi yapıda oluşabilecekhasarları önleyerek binanın ömrünü vegüvenilirliğini de arttırıyor. Multi KonforBinalarda nitelikli pencere ve doğrama-lar kullanılırken, ısı köprülerinin olu-şumu detay çözümlerle engelleniyor.Sızdırmazlık sağlanan yapılarda meka-nik havalandırma sistemi kullanılıyor. Bukriterlerin sağlanması sonucunda, bina-larda enerji tasarrufunun yanı sıra içhava kalitesi artıyor, hijyen şartları vegürültü kontrolü sağlanıyor.

“Multi Konfor Binalar” ile %90 tasarruf sağlamak mümkün

Yalıtım sektörünün öncülerinden ODEYalıtım, düzenlediği kampanya ile 73bayiden 108 kişiyi Kiev’e götürdü. Kiev

seyahati, yoğun ilgi nedeniyle 16-19Aralık 2010 ve 23-26 Aralık 2010 tarih-leri arasında iki grupta gerçekleştirildi. İlk gün Kiev şehir turu yapan bayilerikinci günde Lavra Manastırı’nı, GüzelSanatlar Müzesi’ni ve Mikro MinyatürMüzesi’ni ziyaret ederek keyifli vakit ge-çirdi. Üçüncü gün 2. Dünya Savaşı Mü-zesi turuna katılan bayiler aynı gününakşamı düzenlenen gala yemeğinde bir

araya gelerek eğlendi. ODE Yalıtım’ın he-deflerine ulaşmasında bayilerinin yerininbüyük olduğunu belirten ODE YalıtımGenel Müdürü Bülent Çolak, “Bayileri-miz bizim iş ortaklarımızdır. Müşterileri-miz ve bizim aramızda en büyük köprüyüoluşturuyorlar. 2011 yılında da düzenle-yeceğimiz kampanyalar ile gruplar ha-linde belli programlarda bayilerimizi sıksık bir araya getireceğiz” dedi.

ODE Yalıtım bayileri Kiev’de bir araya geldi

Page 27: TermoKlima Ocak 2011
Page 28: TermoKlima Ocak 2011

Avrupa’nın sayılı Mobil iklimlenlendirmeçözüm partneri ve tedarikçilerinden Saf-kar, 2010 yılı içerisinde tamamladığı çalış-malarıyla Uluslararası DemiryollarıStandardı belgesinin sahibi oldu. Konuylailgili olarak Genel Müdür Doruk Aydın:

“Sektörümüzde Avrupa’da bu belgeyi al-maya hak kazanan öncü üreticilerdeniz,Türkiye’deki 3.cü şirketiz. Raylı sistemlereyaptığımız Arge ve proje geliştirme yatı-rımlarının yanında elde ettiğimiz bu belgeiş akışı ve sistemlerimizin uluslarası demir-yolları standardında olduğunu tescil et-miştir ve bu segmentteki konumumuzugüçlendirmiştir. Ülkemizde ve bölgemizdegelişen raylı system yatırımlarında kendi-mizi iklimlendirme çözümlerinin enönemli proje partneri olarak konumlamakadına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2010yılı içerisinde Hafif Raylı ve Metro klimala-rının Arge çalışmalarını ve üretimini ta-

mamlayıp pazara tanıttık. Bu çözümler veelde ettiğimiz IRIS belgesi sayesinde gel-diğimiz konum itibarıyla, üretim yaptığı-mız yan sanayilerimizle birlikte ülkemizebölgemizden daha çok proje kazandıra-cağımıza inanıyoruz.” açıklamasında bu-lundu. Safkar yine 2010 yılı içerisindesoğuk zincir taşımasında kullanılan soğu-tucu ürün gamının tamamını Fransa’daATP Sertifikasyon testlerinden başarıylageçirdi. ATP standartları gıda ve diğer bo-zulabilir maddelerin bölgeler ve uluslar-arası taşıma normlarını belirlemektedir.Safkar yılda yaklaşık 4000 adet soğutucuüretimi yapmaktadır.

SAFKAR Raylı Sistemler Uluslararası IRIS Belgesini almaya hak kazandı

k ı s a - k ı s a

24 Termo Klima Ocak 2011

Bosch Termoteknik, bünyesinde bulunanBosch markalı kombilerin sağladığı yük-sek verim ile dikkat çekiyor. Bosch mar-kalı yoğuşmalı kombiler, klasik ısıtmacihazlarına göre iklim, işletme ve binaşartlarına bağlı olarak yüksek oranda ta-sarruf sağlıyor. Günümüzde enerji tasar-rufu sağlayan ve çevreye önem verenteknolojilerin gelişimi hızla sürüyor. Buürünlerin kullanımının yaygınlaştırılmasıamacıyla her geçen gün yeni adımlar atı-lıyor. 5 Aralık 2009’da yürürlüğe girenBEP (Binalarda Enerji Performansı) yönet-meliği de bu alanda yapılmış en önemlidüzenlemelerden birini oluşturuyor. Yö-netmeliğe göre, 2000 metrekareden

büyük binalarda merkezi sistem kullanıl-ması zorunluluğu getiriliyor. Böylece2000 metrekareden büyük binalarda kas-kad sistemin önemi artarken, daha küçükalanlarda yoğuşmalı kombiler, kullanıcıla-rına konfor ve verim sağlamaya devamediyor. Bosch’un ileri teknoloji ürünü yo-ğuşmalı kombileri çevreye duyarlı özellik-leri ile ön plana çıkarken, yüksek verimlerisayesinde tüketicinin yakıt faturalarınıönemli oranda hafifletiyor. Bosch yoğuş-malı kombiler, Magnezyum – Alüminyum- Silisyum alaşımından üretilen döküm ısıbloklarının özel tasarımı sayesinde%108’e varan verim değerlerine ulaşa-rak, yüksek oranda yakıt tasarrufu sağlı-

yor. Bosch Classic Condense duvar tipiyoğuşmalı kombi, kompakt ölçüleri ilehem çok katlı apartman daireleri ve hemde müstakil evler için kolay montaj veideal ısıtma sağlıyor. Çevre dostu ısıtmasistemleri ile enerjinin etkin bir şekildekullanılmasını sağlayan Bosch Termotek-nik, esnek ve uygun ısıtma teknolojilerisunmaya devam ediyor.

Bosch Termoteknik, dünya ısıtma pazarı için yeni nesil yoğuşmalı kombiler sunmaya devam ediyor

İstanbul Teknik Üniversitesi MakinaFakültesi Dekanı Prof. Dr. Taner Der-bentli görevini, Prof. Dr. Ata Muğan’adevretti. Prof. Dr. Taner Derbentli yap-tığı yazılı açıklamada; Değerli sanayipaydaşlarımız, 14 Ekim 2004 tarihinde

başlayan Dekanlık görevim, 27 Aralık2010 tarihinde sona ermiştir. Fakülte-mizin yeni Dekanı Prof. Dr. AtaMuğan’ dır. Dekanlık sürem içinde siz-leri tanımanın, birlikte çalışmanınmutluluğunu yaşadım ve bundan onur

duydum. Öğrencilerimizi daha iyi ye-tiştirmek için Fakültemize verdiğinizdestek bizim için çok değerlidir, bun-dan sonra da süreceğinden kuşkumyoktur. Sizlere teşekkür eder, selam vesaygılarımı sunarım.” dedi.

Prof. Dr. Taner Derbentli görevini Prof. Dr. Ata Muğan’a devretti

Friterm Ar-Ge Bölümü tarafından stan-dart Friterm ürünlerinin kolay, hızlı vedoğru seçilmesi amacıyla geliştirilen Fri-term Standart Ürün Seçim Programı’nın5.versiyonu Aralık ayı içerisinde tamam-landı. İnternet aracılığı ile sürekli güncel-leme özelliğine sahip yazılım, 5. versiyonkapsamında eklenen yeni özellikleri ve ekgeliştirmeleri ile şimdi çok daha yetkin,hızlı ve kullanıcı dostu…

Friterm tarafından geliştirilen, sulu ısıtma vesoğutma bataryaları için Eurovent onaylı ısıdeğiştirgeçleri tasarım programı FRTCOILSyazılımının teknik alt yapısının kullanıldığı 5.Versiyonda, enerji verimliliği sınıflarınauygun olarak ürün seçimlerinin yapılabil-mesi mümkün…Yazılımda yapılan diğer ye-nilikler ile ilgili daha geniş bilgi almak ve yeniversiyonu ücretsiz olarak www.friterm.comadresinden indirmek mümkün.

Friterm standart ürün seçim yazılımı Version 5.0 yayınlandı

Page 29: TermoKlima Ocak 2011
Page 30: TermoKlima Ocak 2011

Isınma faturaları gün geçtikçekabarıyor, enerji verimliliği yük-sek ısıtıcılar giderek önem kaza-

nıyor. Airfel’in yoğun ar-geçalışmalarıyla geliştirdiğiESH Infrared Isıtma Sistem-leri, konfor ve tasarrufu birarada sunuyor. BağımsızAlman test ve sertifika kuru-luşu TÜV tarafından benzer-lerine oranla % 30 enerjitasarrufu sağladığı onayla-nan Airfel ESH InfraredIsıtma Sistemleri, soğuk kışgünlerinin en ekonomikısınma çözümlerinden birioluyor.

Isınma maliyetlerinin giderekyükseldiği günümüzde tüketici-ler en ekonomik ısınma yön-

temlerine yöneliyor. Soğukkış günlerinin kapıda

olduğu bugünlerdeözellikle enerji ve-rimliliği yüksekürünler, tüketicile-

rin büyük beğenisini topluyor. Tüketici-lerde yükselen bu trendi uzun zamandırizleyen Airfel, ihtiyaca yönelik ürünlerigeliştirmeyi sürdürüyor. Enerji tasarrufusağlayan ürünler konusunda yoğun ar-geçalışması yapan Airfel mühendisleriningeliştirdiği yeni Airfel ESH Infrared Isıtıcı-lar da tüketicilerden yoğun ilgi görüyor.

Uzaktan kumandalı yeni modellerini degeçtiğimiz günlerde ürün gamına ekle-yen Airfel ESH Infrared Isıtıcılar’ın, bağım-sız Alman test ve sertifika kuruluşu TÜVtarafından % 30 enerji tasarrufu sağladı-ğına dair onaylı sertifikası bulunuyor.Airfel Yönetim Kurulu Üyesi HasanÖnder, geleneksel ısınma yöntemleri ye-rine neden infrared kullanılması gerekti-ğini şöyle özetliyor: “Infrared ısıtıcılar,konvansiyonel ısıtıcılara göre 3-4 kat,yağlı ve gazlı ısınma sistemlerinden 4-6kat daha hızlı ısınma sağlıyor. Güneş ışın-larıyla benzer etkiye sahip hızlı ısınma im-kanı olan infrared ısıtıcılar, konforlu vetasarruflu ısınma olanağı sunuyor.” Pa-zarda birçok infrared ısıtıcı olduğunu be-lirten Önder, tüketicilerin kaliteli infraredısıtıcı için dikkat etmesi gereken noktalarıda anlatıyor: “Güvenlik açısından infra-red ısıtıcının kalitesine, kullanım ömrüne,CE ve TÜV gibi güvenlik sertifikalarınınbulunmasına dikkat edilmeli. Enerji tasar-rufu için, ısıtıcının termostatının gerçekoda sıcaklığını doğru algılaması gerekir.Dikkat edilmesi gereken bir diğer noktada, infrared ısıtıcı tercih edilirken, ısıtıl-mak istenilen mekanın metrekaresinegöre ısıtıcının kapasite - güç seçeneğinebakılmalı.” Airfel ESH Infrared Isıtma Sistemleri’ninÖzellikleri: Konfor ve tasarruf bir arada• Airfel ESH Infrared Isıtma Sistemleri, ısı-tılan odanın sıcaklık değerini sabit tutu-

yor ve bu da tasarruf imkanı sağlıyor. Isı-tıcılar, ihtiyaca uygun olarak, tavana, du-vara ve ısıtıcı ayağına montajlanabiliyor.• İlk ve tek performans test raporlu infra-red ısıtıcılar BS/EN 60675 1995 standart-larına uygun olarak yapıldı, Airfel ve TÜVtarafından geliştirildi. • Airfel ESH Infrared Isıtıcılar’ın elektronikmodellerinde, cihazın otomatik olarakaçma/kapatma zamanı ayarlanabiliyor,oda sıcaklığı LCD ekrandan takip edilebi-liyor. Uzaktan kumanda sayesinde bütünbu işlemler için yerinizden kalkmanız bilegerekmiyor. • Airfel ESH Infrared Sistemleri, tüketici-lerin güvenliği düşünülerek tasarlanıyor,yüksek kaliteli malzeme ve komponent-lerden üretiliyor. • Sistem, sağlamlık, taşınabilirlik ve uzunömürlülük özelliği ile farklı mekanlardauzun süreler kullanabiliyor. • IP 44 özelliği ile evlerin ve dış mekanla-rın havuz kenarı, banyo, mutfak, yağışlıhava koşulları vb. ıslak alanlarında gönülrahatlığıyla ısınma konforu sağlıyor.• Yeni ısıl verimlilik testi standardı, Airfelve TÜV/ Rheinland işbirliği ile gerçekleş-tirildi.Airfel ESH Infrared Isıtıcılar, Airfel bayile-rinden ve Carrefour, Electroworld gibimega marketlerden temin edilebiliyor.

Borusan Güç Sistemleri (BGS), kendi mar-kasıyla Statik Kesintisiz Güç Kaynakları'nı(UPS) müşterilerine sunacak. Statik Kesin-tisiz Güç Kaynağı Çözümü ile JeneratörPaketi'ni tamamlayacak olan BGS, müş-terileri için kritik bir beklenti olan Jenera-tör-UPS uyumunu temin edecek. Satış vesatış sonrasında; toplam çözüme teknoktadan ulaşılmasını sağlayacak.Kesintisiz enerjiyi garanti eden BGS'ninbu ürünü; kritik süreçlerde sistemlerindesteklenmesini sağlıyor. UPS, üretim faa-liyetlerinde, hizmet sektörleri ve bilgi-sis-temlerindeki kesintisizliği temin ederek,bilgi, üretim kayıplarını engelleyecek,müşteri memnuniyetini artıracak. Enküçük güç sorununu bile ortadan kaldı-rarak iş ve üretim kaybını en aza indirmekiçin tasarlanmış bu ürün, düşük işletmemaliyeti ile kârın artmasına da katkı sağ-layacak. Kaliteli jeneratör ve UPS tek çatı

altında. Tasarımı ve teknik özellikleri ilemüşterilerin beklentilerini tam olarakkarşılayan Borusan Güç SistemleriUPS'leri, genişletilmiş grafik ekranı ilekullanım kolaylığı da sağlıyor. 10 ile 200 KVA güç aralığında olan ürü-nün, 3 faz giriş 3 faz çıkışlı trafosuz to-polojisi, izolasyon trafosu kullanımopsiyonu, N + 1 paralel çalışabilme özel-liği, düşük giriş akımı harmoniği, akıllıfan özelliği, geniş giriş gerilim toleransıRS-232, SNMP, Kuru Kontak haberleş-mesi ve uzaktan izleme özellikleri bulu-nuyor. IGBT doğrultuculu bu ürünkullanıcılara yüksek verimlilik sağlıyor. Ana ürün ve yedek parçalar için 3 yıl ga-rantisi olan ürün, Toplam Çözüm Satışı(Jeneratör + Statik UPS) ve Tek BirBakım Anlaşması (Jeneratör + UPS) se-çenekleri ile satışa sunuldu.

Airfel ESH Infrared ısıtıcılar benzerlerine oranla %30 daha tasarrufu sağlıyor

Borusan güç sistemleri, yeni ürünü UPS ile kesintisiz enerjiyi garanti ediyor

ü r ü n t a n ı t ı m ı

26 Termo Klima Ocak 2011

Page 31: TermoKlima Ocak 2011
Page 32: TermoKlima Ocak 2011

Türkiye distribütörlüğünü Isısan’ın üstlen-diği Buderus yoğuşmalı kombiler; yo-ğuşma teknolojisinin getirdiği yüksekverim, çok uzun ömürlü özel eşanjör, bil-gisayarlı kontrol, hassas oda sıcaklığı kont-rolü ve üç tam modülasyon gibi üstünözelliklerle ayrıcalığı ortaya koyuyor.

Buderus GB012 BasicPlus yoğuşmalıkombiler; Al-Mg-Si yoğuşma eşanjörlerisayesinde baca gazı içerisindeki su buha-rını yoğuşturuyor, gizli ısıdan da faydala-nıyor ve gazın alt ısıl değeri üzerindenmaksimum %103’ye varan (50/30 ºC sis-temde) norm kullanma verimlerine ulaşa-biliyor. Oysa her yanma olayında oluşansu buharı normalde atık gaz ile birlikte ci-hazın bacasından atmosfere atılıyor ve subuharı içerisindeki gizli enerjiden fayda-lanılamıyor.

80/60 ºC çalışmada 22.000 kcal/h olanısıtma kapasitesi, 50/30 ºC çalışma duru-munda 23.400 kcal/h’e ulaşarak en yük-sek verimle maksimum kapasitedefaydalanmanızı sağlıyor.

Buderus GB012 BasicPlus yoğuşmalıkombiler, üç tam modülasyon, paslanmazçelik ana entegre eşanjör ve Al-Mg-Si ala-

şımlı yoğuşma eşanjörü, hassas oda sı-caklığı kontrolü ve akıllı kumanda panelisayesinde çok daha düşük yakıt tüketimive daha uzun ömür sağlıyor.

Tavsiye edilen değerlerin altındaki düşükgaz basınçlarında (5 mbar`a kadar) vedüşük voltajda (170 V’a kadar) bile so-runsuz olarak çalışmaya devam ediyor,kullanıcısını hiçbir koşulda soğukta bırak-mıyor. Sahip olduğu donma koruması,pompa sıkışmasını önleyen anti-blokajsistemi ile arızasız; atık gaz sıcaklık veemniyet sensörleri, limit termostat, kulla-nım suyu devresinde sıcaklık sensörü, suseviye sensörü ve hız kontrolü için fansensörü sayesinde ise tam emniyetli birçalışma sağlıyor. Buderus GB012 BasicP-lus yoğuşmalı kombiler, tam kapasitede36 db(A) ses seviyesi ile bir kütüphanedehedeflenen ses seviyesinin bile altında,çok sessiz çalışıyor.

Kompakt ve şık tasarımıyla, monte edil-dikleri yapılara tam uyum sağlayan Bude-rus GB012 BasicPlus yoğuşmalı kombiler,oda kumandası sayesinde kullanım kolay-lığı sunuyor. Opsiyonel programlanabiliroda kumandası ile günlük ve haftalıkprogramlama yapılabiliyor.

Buderus yoğuşmalı kombilerle çok daha az yakıt tüketimi

R134A Soğutucu gazı için kompresörlerTeknik optimizasyonlar ile Bock süreklikompresör enerji tüketimini geliştirir.Farklı bileşenlerin özel tasarımı saye-sinde kompresörler en iyi şekilde birey-sel taleplere uyarlanabilir.Bock mevcut yarı hermetik ürün yelpa-zesini temel alarak, R134A soğutucugazı ile normal soğutma için optimizeedilmiş farklı bir kompresör geliştirdi.Bu kompresörler özellikle düşük yo-ğuşma sıcaklıklarında daha yüksekverim elde edebilmek için R134A gazı-nın belirli özelliklerini optimize etti.Aynı zamanda bu kompresörlerin uy-gulama limitleri düşük yoğuşma sıcaklıkalanında da genişletildi. Soğutma tesi-

sinin yıllık kapasitesi bu önlemle önemliölçüde arttırılabiliyor.Bu kompresörler özellikle süpermarket-lerdeki normal soğutma uygulamaları-nın yanı sıra CO2 ile birlikte çalışankaskad sistemler için uygun. Özelliklenormal soğutma alanı R134A soğutucugazı kullanımı için tanımlanmış. DiğerFC soğutucu gazlar ile karşılaştırıldı-ğında daha yüksek verimliliğe sahiplerve bu nedenle önemli ölçüde sistem-deki enerji tüketiminin azaltılmasına

katkıda bulunuyorlar. HG serilerindekibütün Bock kompresörlerde olduğugibi bu kompresörlerde bir frekans hızdönüştürücüsü (invertör) vasıtası ile sü-rekli hız değişken kontrolü için uygun.R134A sürümündeki ilk kompresörlergibi Bock 62,9 dan 82,2 m3/h’e kadarkapasite aşamaları ile HG5 modellerinisundu. Önümüzdeki yıl içerisinde Bockyarı hermetik ürün yelpazesindeki134A sürümler için daha fazla modelmevcut olacak.

İyi yeterince iyi değildir

ü r ü n t a n ı t ı m ı

28 Termo Klima Ocak 2011

Page 33: TermoKlima Ocak 2011
Page 34: TermoKlima Ocak 2011

Aldağ, endüstriyel alanlarda enerji tasar-rufuna yönelik önemli bir işlev görenhava perdelerini ürün gamına ekledi.Yüksek hava debili ve yüksek hızlı AldağHava Perdeleri, Tofaş fabrikalarında bir yılsüresince test edildi, alınan olumlu so-nuçların ardından üretim programınadâhil edildi.

Ülkemizde genellikle ithalat yolu ile kar-şılan endüstriyel ve ticari tip hava perdesiüretimiyle Aldağ, sadece Türkiye paza-rında değil, uluslararası pazarlarda da ilgigörüyor. Aldağ’ın bu konudaki önemli re-feransları arasında, Hayat Kimya’nınİran’daki tesisleri de yer alıyor.

ALDAĞ ENDÜSTRİYEL VE TİCARİ TİPHAVA PERDESİNİN ÖZELLİKLERİOrtalama 5-6 metre açıklığa ve yüksek-liğe sahip olan hava perdeleri, araç girişve çıkışlarını engellemiyor. 9-10 m/snhızla hava üfleyen cihazların okullar, ofisbinaları gibi alanların ihtiyaçlarına yönelikolarak ticari tipleri de üretilmeye baş-landı. 2 metre açıklık ve 2.5 metre yük-sekliğe sahip hava perdeleri devletihalelerinde de kabul görüyor.Çalışma ortamlarını yaz ve kış olumsuz,istenmeyen dış hava şartlarından (toz,duman ve sıcaklık farklarından) koruyan,kapılardan ısı kayıp ve kaçaklarını önleyen

Aldağ Hava Perde-leri, enerji tasarrufu da sağlıyor.

Özel şekillendirilmiş galvaniz sac profiller-den oluşan iskelet ve galvaniz sac panel-lerle kapatılmış gövdesi elektrostatik tozboya ile boyalıdır, dış ortam koşullarınadayanıklıdır. Sac kalınlıkları 1 - 1,5 - 2 mmolan hava perdelerinde çift emişli santri-füj fanlar ve external rotor - motor kulla-nılmıştır. Isıtma fonksiyonu talepedildiğinde batarya (coil) ilave edilebil-mektedir.

Aldağ endüstriyel ve ticari tiphava perdesi üretimine başladı

ü r ü n t a n ı t ı m ı

30 Termo Klima Ocak 2011

Isıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyaçlarıtamamen Mitsubishi Electric City MultiMerkezi Sistem Klimalarla (VRF Sistem)gerçekleştiren bir binada, City MultiVRF sistem, HydrodanPlus ve Hydrodanüniteleri sayesinde, evin ısıtma ve sıcaksu ihtiyaçları tek merkezden karşılanı-yor. Bu sistemde, dış ünitelerden gelenbakır boru hatları akış kontrol ünitesineulaşıp buradan Hydrodan iç üniteleredağıtılır. Aynı zamanda, sistem akış

kontrol ünitesine yine bakır boru hatlarıile iç ünitelerin de (Duvar tipi, Kaset tipi,Döşeme tipi, Gizli tavan tipi…) bağla-nabilmesine imkân verir. Hydrodan üni-teler ile sıcak su üretimi devamederken, sisteme dâhil edilen bu iç üni-telerin her biri ayrı ayrı ısıtma veya so-ğutma modunda çalışabilir. Binalarsıcak su kullanımlarına göre değerlen-dirildiklerinde, 2 farklı ihtiyaç olduğugörülür; Yüksek sıcaklıkta sıcak su (Kul-

lanım suyu, banyo, duş, mutfak…gibi)ve düşük sıcaklıkta sıcak su (Yerdenısıtma, havlupan, havuz ısıtma…gibi).Geçmişte kullanılan klasik kazan sis-temlerinde sadece yüksek sıcaklıkta suüretilip, bu su farklı sıcaklıklardaki ta-lepleri karşılamak için tek bir hacimdedepolanırdı. Bu da enerji kaybı de-mekti. Bu sebepten sistemde, 2 farklıHydrodan ünite bulunmakta ve bu ikiünite farklı depolama tankları için sıcaksu üretmektedir. Tasarımlarına göre 4numarada gösterilen HydrodanPlus,yüksek sıcaklıklı su üreterek (KırmızıBoru Tesisatı), bu suyu bir akümülasyontankında depolamaktadır. Sonrasındada tüm evdeki kullanım sıcak suyu ihti-yacı için hazır halde bekletmektedir.Kullanım sıcak suyu banyo ve mutfaklavabolarıyla beraber duş ve banyolardakullanılabilir. Hydrodan ünite sayesinde ise düşük sı-caklıkta sıcak su üretilerek bir tankta re-zerv edilmekte ve evin ısıtma ihtiyaçlarıiçin kullanılmaktadır. Yerden ısıtmazonları, havlupanlar ve havuzun ısıtmasıbu sıcaklıktaki su ile yapılmaktadır. Ay-rıca rezerv tankları 2 numaralı görseldebelirtilen Güneş kolektörleri ile de tak-viye edilebilmektedir. Sistem; performansı ve verimliliği ince-lendiğinde kış döneminde ısı pompasıprensibi gereği geleneksel yakıt kulla-nan diğer ısıtma sistemlerine göre dahaaz enerji tüketerek, daha az CO₂ emis-yonu salımı gerçekleştirir. Yaz döne-minde ise ısı geri kazanımlı dış ünitesayesinde atık ısı geri kazanılarak çokaz enerjiyle sıcak su üretimi sağlanır.

Mitsubishi Electric Hydrodan ile sıcak su çözümleri

Page 35: TermoKlima Ocak 2011
Page 36: TermoKlima Ocak 2011

ü r ü n t a n ı t ı m ı

32 Termo Klima Ocak 2011

2005 yılında yayımla-nan ve Avrupa’dabüyük miktarda elek-

trik tasarrufunu sağlaya-cak olan yeni EuP

(Energy Used Pro-ducts) direktifi, 2011yılında IE2 verimlilik

standardındaki motor-ların kullanılmasını, 2015 yılın-

dan itibaren en yüksek verimlilik sınıfı olanIE3 verimlilik standardındaki motorların kul-lanılmasını veya IE2 sınıfı motor kullanılı-yorsa, motorun frekans invertör ile birliktekullanılmasını zorunlu hale getirdi.Grundfos, 2015 yılını beklemeden EuP’nin2015 yılında zorunlu kullanımını istediği IE3verimlilik standardındaki yeni seri motorlarıüretmeye ve pompalarında kullanmayabaşladı. Ve yeni ürettiği yüksek verimli mo-torlara Grundfos Blueflux® logosu koyarak,müşterilerinin ‘’Enerji verimli’’ ürünleri ilkbakışta fark etmelerini hedefliyor.

Grundfos müşterileri, Grundfos ürünleriüzerinde Grundfos Blueflux® etiketini gör-düklerinde, satın aldıkları ürünün pazardakien yüksek verimli motor sistemi ile tahrikedildiğinden emin olacaklar. Grundfos Blu-eflux® etiketli ürünleri tercih eden müşte-riler daha fazla enerji tasarrufu sağlamış veçevrenin korunmasına katkı sağlamış ola-caklar. Grundfos ilk aşamada 22 kw’a kadarolan in-line ve dikey kademeli pompalarınmotorlarını Grundfos Blueflux® etiketliolarak üretmeye başladı. 2011 ortalarındanitibaren diğer pompa serileri de GrundfosBlueflux® etiketli olarak teslim edilmeyebaşlanacak.

EUP İLE NE DEĞİŞTİ…Yıllardır sincap kafesli asenkron elektrik mo-torlarının verimlilik sınıfları olarak EFF1,EFF2, EFF3 kullanılıyordu, Avrupa Birliği’ninyeni EuP motor direktifi ile EFF1, EFF2 veEFF3 kalktı ve yerlerine IE3, IE2, IE1 enerjiverimlilik sınıflamaları geldi.

EuP motor direktifi 0,75 kw ile 375 kW ara-sındaki motorları kapsıyor, bu direktif yeniverimlilik sınıfları getirdi. IE3 en yüksek ve-rimlilik sınıfındaki motoru, IE1 ise en düşükverimlilik sınıfındaki motoru gösteriyor.2011 - 16.06.2011 tarihinden itibaren tümmotorlar IE2 standardını sağlamak zorun-dadır. 2015 - 01 Ocak 2015 tarihinden iti-baren 7,5 kW ile 375 kW arasındaki tümmotorlar IE3 standardını sağlamalı veya IE2standardında ise frekans invertörlü olmalıdır.2017 - 2017’den itibaren 0,75 kW ile 375kW arasındaki tüm motorlar IE3 standardınısağlamalı veya IE2 standardında ise frekansinvertörlü olmalıdır.

EUP İLE HEDEFLENEN TASARRUFEuP direktifi ile 2020 yılına kadar, yılda135TWh enerji tasarrufu hedefleniyor. Butasarruf, İsveç’in yıllık elektrik tüketimineeşit olup, yıllık 9 milyar Euro enerji tasarrufuve CO2’nin 63 milyon ton azaltılmasıdemek.

Grundfos 2015 yılını bekleyemedi

Sanko Holding şirketlerinden, ısıtmasoğutma ve havalandırma sektörününyenilikçi firması Airfel, çevre dostuürünleri Türk tüketicilere sunmayadevam ediyor. Geleneksel ısıtma sis-temlerine oranla daha tasarruflu olanyeni havadan suya ısı pompaları, çev-reci teknolojisiyle büyük ilgi görüyor.Airfel’in distribütörlüğünü üstlendiğiMitsubishi Heavy Industries markasınınHydrolution Serisi’ndeki havadan suyaısı pompaları, ısıtma, soğutma ve sıcaksuyu tek bir sistemde birleştiren kom-pakt bir yapıya sahip. Sistem, ısı pom-pası kullandığında diğer sistemlerenazaran (kombi, elektrikli şofben,kazan) oransal olarak 1 birimlik enerjiharcamasına karşılık 3.70 birim kapasi-tesinde enerji (ısıtma/soğutma) üretiyorve enerji verimliliğini artırmak için idealbir çözüm haline geliyor. HydrolutionSerisi tüketicilerin konfordan ödün ver-meden ısınma masraflarını azaltıyor.MHI Hydrolution Serisi Havadan SuyaIsı Pompaları, 65°C’ye kadar sıcak suüretiyor, evin farklı bölümlerini istenilensıcaklığa getirebiliyor.Hydrolution Serisi, hava soğutmalı kon-denserli dış ünite, sıcak su tankı veeşanjörden oluşan iç ünite ile ekono-mik ve güvenli bir ürün olarak tasarlan-mış. Sıcak su ihtiyacı olduğunda dışhava sıcaklığından bağımsız istenilen susıcaklığına hızlıca ulaşıyor. Isı pompası

inverter sürücülü kompresörle, kompre-sör hızını ayarlayarak yüksek COP(3,70) değeri elde ediliyor. Bu sayedebüyük enerji tasarrufu sağlanıyor. Hiçbirara ekipmana gerek kalmadan güneşkolektörü kullanılabiliyor, böylece enerjimaliyetleri daha da düşürülebiliyor. Hydrolution Serisi Havadan Suya IsıPompaları, entegre iç ünite dizaynı sa-yesinde kompakt boyutlara (600 x 650mm) sahip. Bu dizaynda elektrik kablo-lama ve borulama basit bir yapıda; ay-rıca su ısı değiştiricisi, sıcak su tankıentegre ürüne bir şekilde yerleştirilmiş. Airfel Yönetim Kurulu Üyesi HasanÖnder, Airfel olarak enerji verimliliğiyüksek ve çevreci ürünlere talebin git-tikçe artacağını söylüyor. Önder, “Ko-nutlar için gaz, petrol veya elektrikaracılığıyla ısı üretimi, atmosferdekiCO₂ emisyonu seviyesinde artışa nedenoluyor. Ayrıca bu geleneksel ısıtma sis-temleri daha verimsiz olduklarından,kullanıldıkları yerlerde işletme maliyet-lerini de artırıyor. MHI Hydrolution Se-risi Havadan Suya Isı Pompaları, fosilyakıtlara bağlı ısıtma sistemleriyle ya dadüşük verimli elektrikli ısıtmayla karşı-laştırıldığında, yenilenebilir enerji tek-nolojisinden faydalanıyor. Bu sebeplehavadan suya ısı pompaları, ısıtma vesıcak su temini için ideal bir çözüm ola-rak görülüyor. Aslında klimalarda da ısıpompası kullanılıyor ancak havadan

suya ısı pompaları sıcak su da sağlıyor.Üstelik çok daha az enerji harcıyor. Busebeple enerji tasarrufu yapmak iste-yen, çevre bilinci yüksek kişilerin hava-dan suya ısı pompalarına ilgisi giderekartıyor” diye konuşuyor.

Airfel’den tasarruflu ve çevreci ısı pompası: MHI Hydrolution Serisi Havadan Suya Isı Pompaları

Page 37: TermoKlima Ocak 2011
Page 38: TermoKlima Ocak 2011

ü r ü n t a n ı t ı m ı

34 Termo Klima Ocak 2011

Das Rubber Bursa Nilüfer Organize Sa-nayi Bölgesi'ndeki yıllık 2 milyon kg. üre-tim kapasitesine sahip, 4.500 m2 kapalıalanda Elastomerik Kauçuk Köpüğü üre-timine başladı. Yılların bilgi birikimi vetecrübesini, teknolojide yaşanan hızlı ge-lişmelere çabuk ve sağlam biçimde en-tegre eden Das Rubber, atılımlarına biryenisini daha ekledi. Yüzde 100 yerli ya-tırım sermayesi ile kurulan Das Rubberkısa sürede kalite proseslerinin tümündeileri teknoloji ve dünya standartlarını kul-lanarak modern bir tesise dönüştü.Uzman üretim kadrosuyla büyümesini veilerlemesini emin adımlarla sürdüren DasRubber, şimdi de yalıtım sektörünün enönemli ürünlerinden biri olan ElastomerikKauçuk Köpük üretimine başladı. Onef-

lex markasıyla sektöre hızlı ve iddialı birgiriş yapan Das Rubber'ın hedefi, Oneflexmarkasını hem yurtiçi hem de yurtdışındabilinen, tercih edilen, güvenilen bir markahaline getirmek.

ÇEVRE DOSTU TEKNOLOJİYüksek ısı değerlerine sahip olan elasto-merik kauçuk köpükler suya ve buharakarşı dirençli olmalarının yanı sıra UV (UltraViole-Mor Ötesi) ışınlarına, zorunlu havakoşullarına yağlara karşı da direnç özelliğitaşımaktadır. Yüksek esneklik kapasitesiylekullanım ve montaj kolaylığı sağlayan Elas-tomerik Kauçuk Köpükler, üzerinde man-tar ve küf oluşumuna izin vermez.

ELASTOMERİK KAUÇUK KÖPÜĞÜ NEDİRIklimlendirme ve soğutma tesisatlarındayaygın olarak kullanılan Elastomerik Kau-çuk Köpük, adından da anlaşılacağı gibiElastomerik Kauçuk esaslı, kapalı göze-nekli düzgün hücre yapısına sahip bir yalı-tım malzemesidir. Yüksek buhar difüzyon

değerine sahip olan elastomerik kauçukköpük malzemeler, tesisatlarda iyi bir ısıyalıtımı ve yoğuşma kontrolü sağlar. Enerjitasarrufu sağlamak ve tesisat üzerindeyoğuşmayı engellemek için gerekli yalıtımkalınlıkları hesaplandıktan sonra uygula-maya başlanabilir.

KULLANIM ALANLARIElastomerik Kauçuk Köpükler, ısı yalıtımıve yoğuşma kontrolü amacıyla kullanıl-maktadır. Isı iletkenlik değerleri ve buhardifüzyon direnç faktörleriyle hem ısı yalı-tımında hem de yoğuşma kontrolündeyüksek verim sağlarlar. Yalıtım sektö-ründe büyük öneme sahip olan Elasto-merik Kauçuk Köpüklerin başlıcakullanım alanları şu şeklide sıralanabilir;• Sıcak ve soğuk su tesisatları• İklimlendirme ve soğutma sistemleri• Isıtma sistemleri• Havalandırma kanallar ve tanklar• Çift sıcaklıkta çalışan sistemler• Yüksek sıcaklıktaki boru ve vanalar

Güneş Enerjisinde ülkemizin lideri EzinçMetal enerji dünyasında bir ilke imzaattı. Ezinç Mühendisleri geliştirdikleriproje ile güneş enerjisi ile hem soğut-mayı hem de ısınmayı sağladılar. Yenisistem ‘Adsorblama’ adını taşıyor. Sistem klasik absorbsiyonlu soğutmasistemlerine göre daha düşük çalıştırmasıcaklığına sahip. Sistemin çalışması için55 C ile 95 C sıcaklık gerekiyor. EnerjiKlasik Düzlemsel Güneş Kolektörü Sis-temleri ile sağlanıyor. Güneş kolektörlerinde elde edilen sıcaksu tek serpantinli bir boylerde depo edi-lir. Depo edilen sıcak su 55 dereceninüzerine çıkınca, pompa istasyonları yar-dımı ile adsorbsiyonlu soğutma cihazınagönderilir. Su cihazda, 6 ila 20 C arasın-daki sıcaklıklara kadar soğutulur. Eldeedilen soğutulmuş su cihazdan yinepompa istasyonları yardımı ile bir akü-mülasyon tankında depo edilir. Depoedilen soğuk su fan-coil soğutma siste-mine aktarılarak mekân soğutması ger-çekleştirilir. Ezinç Metal’in Proje Bölümü MakineMühendisi İsmail Alp sistemi şöyle anla-tıyor: “Ezinç Güneşle Soğutma veIsıtma Sistemleri, etkili nominal so-ğutma gücü olarak 8 KW ve 15 KWkapasitelerinde üretilmektedir. 8 KWkapasiteye sahip sistem de güneş enerji

sisteminden 13,5KW enerji alınarakadsorpsiyonlu so-ğutma cihazına ve-rildiğinde, 8 KWdeğerinde so-ğutma gerçekleşti-rilmektedir. Budeğer bazı zamandilimlerinde ise 11KW kadar çıkabil-mektedir. Cihazdaadsorblama sonu-cunda oluşan atıkısı ise 21,5 KW değerindedir. 15 KWkapasiteye sahip sistem de ise güneşenerji sisteminden 26 KW enerji alına-rak adsorpsiyonlu soğutma cihazına ve-rildiğinde 15 KW değerinde soğutmagerçekleştirilmektedir. Bu değer bazızaman dilimlerinde ise 23 KW kadar çı-kabilmektedir. Cihazda adsorblama so-nucunda oluşan atık ısı değeri ise 42 KWdeğerindedir. Bu elde edilen atık ısı, yatekrar soğutma ünitesinden geçirilerekdış ortama bırakılmakta, ya da villa gibiuygulamalarda havuz ısıtmasına destekolarak kullanılmaktadır. Sistem bu özel-liği ile de aynı anda ortam soğutması ya-parken, ısıtılma ihtiyacı olan örneğinhavuz gibi bölümlere de ısıtma desteğisağlamaktadır. Birden fazla ESS (Ezinç

Güneşle Soğutma ve Isıtma Sistemi) Üni-tesinin KASKAD şeklinde birleştirilme-siyle, daha büyük soğutma ihtiyacınınolduğu mekânlarda da uygulama yapıla-bilmek mümkündür.”

Ezinç Metal Sanayi tarafından üretilen‘Adsorblama’ geleneksel sıkıştırmalı so-ğutuculardan daha çevreci ve işletmesidaha ucuz olan bir alternatif soğutmave ısıtma sistemidir. Güneş enerjisi ilesoğutma sistemi, Dünya’da daha çokendüstriyel (büyük ölçekli) uygulamalarda kullanılmaktadır. Ezinç Güneşle So-ğutma ve Isıtma Sistemleri ise dahaküçük bireysel ihtiyaçlara uygun çözüm-ler sunuyor.

Oneflex Das Rubber kalitesiyle sektörün hizmetinde

Ezinç’le yazın soğut, kışın ısın…

Page 39: TermoKlima Ocak 2011
Page 40: TermoKlima Ocak 2011

İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin(İMSAD) yayımladığı Detaylı Aylık İnşaatSektörü Değerlendirme Raporu’nda in-şaat sektöründeki ivmelenmenin yanı sırastoklardaki ‘şişmeye’ dikkat çekildi. Tür-kiye ekonomisi için lokomotif konu-munda yer alan inşaat sektörünün 2010yılında bir önceki yıla oranla daha hızlı birgelişim gösterdiği belirtilen raporda, faiz-lerin tarihi düşük seviyelerde seyretmesi-nin bunda etkili olan unsur olarak önplana çıktığının altı çizildi.

TÜRKİYE GÜNDEMİTürkiye ekonomisi ortaya koyduğu parlakgörünüm ile kredi derecelendirme kuru-luşlarının gözünde ön plana çıkmayadevam ediyor. Kredi derecelendirme ku-ruluşu Fitch Ratings Türkiye’nin uzun va-deli yabancı ve yerli para cinsi notlarınıngörünümünü BB+ durağandan BB+ po-zitife yükseltti. Bu kararın verilmesindekien önemli sebepler; Türkiye ekonomisiningüçlü toparlanması, kamu finansmanınındüzelmesi ve artan güven olduğu belir-tildi. Ayrıca, 2011 yılının ortasında yapı-lacak olan seçimlerin kredi notunun

artırılması konusunda önemli bir unsur ol-duğuna da değinildi. Bu karar Fed’in‘muslukları açma’ kararı sonrasında Tür-kiye’ye para akışını hızlandıran gelişme-lerden biri oldu.

MERKEZ UYARDI: AŞIRI BORÇLAN-MAYA GİTMEYİN, TL'Yİ TERCİH EDİN... MB, tarafından yılda iki kez yayımlanan"Finansal İstikrar Raporu"nun ikinci sayı-sında hem kamu hem de özel sektör içinönemli tavsiyeler dikkat çekti. Merkez,mevcut konjonktürde kamu ve özel kesimiçin aşırı borçlanma yoluna gitmemenin,tüm borçlanmalarda uzun vadeyi tercihetmenin, olabildiğince Türk Lirası cinsin-den borçlanmayı yeğlemenin ve riskleridoğru yönetmenin ekonominin dış şok-lara karşı dayanıklılığını önemli ölçüdepekiştireceği tavsiyesinde bulundu.

POLİTİKA FAİZİ YARIM PUAN İNDİ... Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, pi-yasa beklentilerine paralel olarak politikafaizde yarım puan indirime gitti. Diğeryandan borçlanma faizi 25 baz puan dü-şürken borç verme faiz oranı 25 baz puan

artırıldı. TCMB, gecelik borçlanma faizoranlarını %1,75'ten yüzde 1,50'ye dü-şürürken, borç verme faiz oranını ise%8,75'ten yüzde 9 düzeyine yükseltti.

IMF TEMSİLCİSİ OLUMLU… IMF Türkiye temsilcisi Mark White Lewis,Türkiye’nin dış faktörlere daha önceleriolduğu kadar kırılgan olmadığını, kamusektör borçlarının azaldığını, daha güçlüfinans sistemi oluşturduğunu ve aktiflerkalitesinin yükseldiğini söyledi. AyrıcaTL’ye olan güvenin arttığını, düşük reelfaiz oranlarının olduğunu belirterek aktif-lerde herhangi bir balonun söz konusu ol-madığını söyledi.

AB: TÜRKİYE %7,5 BÜYÜR... Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, 2010 yılıiçin Türkiye'nin büyüme tahminini%4,7'den %7,5'e yükseltti. AB Komisyo-nu'nun sonbahar ekonomik tahminler ra-porunda, Türkiye'nin gelecek yıl büyümetahmini de %4,5'ten %5,5'e çıkardı. Ra-pora göre, 2012 yılında da %4,5 büyümesibeklenen Türkiye, bu dönemde Avrupa'daen hızlı büyümeyi gerçekleştirecek.

İMSAD: Yatırımcının gözü gayrimenkulsektörü ve faizlerde

s e k t ö r g ü n d e m i

36 Termo Klima Ocak 2011

Page 41: TermoKlima Ocak 2011

s e k t ö r g ü n d e m i

37Termo KlimaOcak 2011

BM: TÜRKİYE %4,6 BÜYÜYECEK... BM, dünya ekonomisindeki toparlanma-nın 2010 yılının ortasından beri ivme kay-betmeye başladığını belirterek tümekonomik göstergelerin 2011'de dahazayıf ekonomik büyümenin olmasınınbeklendiğini kaydetti. BM, 2011 yılına ait"Dünyada Ekonomik Durum ve Beklenti-ler" adlı raporunda Türkiye'nin 2010 yı-lında %7,4 olan ekonomik büyümesinin2011 yılında %4,6, 2012 yılında ise %5oranında olacağı tahmininde bulunuldu.

2011’DE EMLAK VERGİSİNE ZAM YOKMaliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2011 yı-lında emlak vergisine tabi değerlerin artı-rılmayacağını, bina maliyet bedellerindede artış yapılmayacağını bildirdi. MaliyeBakanlığı’nın, 2010 yılı yeniden değer-leme oranını, TÜİK’in kasım ayı toptaneşya fiyat endeksine göre %7,7 oranındabelirlemesinin ardından, gözler 2011 yılıbaşında yeniden değerlemeye bağlı ola-rak zamlanacak olan vergi ve harçlaraçevrildi. Mevcut düzenlemeler uyarınca,emlak vergisine tabi metrekare birim de-ğerlerin de, 2011 yılında yeniden değer-leme oranının yarısı olan %3,85 olarakartırılması gerekiyordu. Şimşek, emlakvergisine tabi metrekare birim değerlerinyeni yılda artırılmayacağını bildirdi.

EKONOMİDE VE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SON BİR AYİMKB gibi alternatif yatırım araçlarının hızlıdeğerlenmesi sonrasında, bu finansalürünlerde ‘treni kaçıran’ yatırımcıların ilgi-sini çeken gayrimenkul piyasasındaki geli-şim büyüme verilerinden izlenebilmektedir.Buna göre inşaat sektörü 2010 yılının ilküç çeyreğinde sırasıyla %8,3, %21,9 ve%24,6 oranında büyüme kaydetmiştir.Ancak faizlerde düşüşün devam edeceğiyani diplerin görülmediğine yönelik görü-şün bulunması gayrimenkul piyasasındaki‘alımların’ sınırlı düzeyde gerçekleşmesineneden olmaktadır. Bununla birlikte müte-ahhitlik sektörünün talebin satışlara yöne-leceği beklentisiyle proje çalışmalarınıhızlandırmaları inşaat sektörünün yakala-dığı bu büyümede etkili olan unsur olarakdurmaktadır. Bu noktada oluşan stoklarıneritilmesi, sektörün büyümesini devam et-tirmesi için bir koşul olarak ortaya çıkmak-tadır. Yapı izinleri rakamları incelendiğinde yinegayrimenkul sektöründe bekleyen talebeyönelik bir hazırlığın etkili olduğu tespitedilebilmektedir. Buna göre yapı ruhsa-tında hızlı bir artış yaşandığı görülürken,yapı kullanım izinlerinde aynı performansyakalanamamaktadır. Yani yatırımcı uzun

vadeli yatırım yapmak için yapı ruhsatı al-makta, ancak mevcut stoklara yöneliktalep istenen düzeyde olmadığı için yapıkullanım izni alma ihtiyacı sınırlı bir dü-zeyde oluşmaktadır. Buna göre yapı ruh-satları Temmuz, Ağustos ve Eylülaylarında sırasıyla %44,94, %41,12 ve%56,8 düzeylerinde artış gösterirkenaynı dilimde yapı kullanım izinleri -%1,74, %18,94 ve %20,89 düzeyindedeğişim kaydetmiştir. Buna göre yılın 3.çeyreğinde 26,5 milyon m2 yapı ruhsatıalınırken, 16,4 milyon m2 yapı kullanımizni talep edilmiştir.İnşaat malzemeleri sektörüne yönelikyaptığımız araştırmanın sonuçlarına göresektörde 2010 yılında ortalama %10 ile%30 arasında ciro büyümesi sağlandığıgörülmektedir. 2010 yılı ciro büyümesi ve2011 yılına ilişkin beklentilerin sorulduğuankette sektörlerin önündeki engeller dedeğerlendirme kapsamında tutulmuştur.Buna göre alt sektörlerin 2010 yılındakibüyüme rakamlarını 2011 yılında da ko-ruyacaklarına yönelik beklentiler olduğugörülmektedir. Sektör bazında değerlen-dirmelere aşağıda yer verilmiştir.

TÜRKİYE EKONOMİSİTürkiye’de büyüme yılın üçüncü çeyre-ğinde %5,5 düzeyinde gerçekleşmiştir.2010 yılının ilk iki çeyreğinde %10’unüzerinde büyüme kaydeden Türkiye eko-nomisi böylece bu yıl içinde ilk kez tekhaneli büyüme göstermiştir. Büyüme ra-kamının hız kesmesinde baz etkisininazalması ve global ekonominin, özellikleEuro Bölgesi ekonomisinin ivme kaybet-mesi etkili olmuştur.

2010 yılında yüksek büyüme rakamları iledikkat çeken Türkiye ekonomisinin sonçeyrekte hız kesmesinde, ihracatın ivmekaybetmesi etkili olmuştur. Nitekim2010’un 2. çeyreğinde %11’lik artış kay-deden ihracat, 3. çeyrekte %2’lik düşüşgöstermiştir. Aynı dönemde iç tüketim ise%5,8’lik artış düzeyini korumuştur. Dola-yısıyla iç tüketim büyümenin devam et-mesinde etkili olmuştur. Euro Bölgesi’ndeYunanistan ve İrlanda gibi sorunlu eko-nomilerin var olması, büyümede ihracatınpayını zayıflatırken, iç tüketimin ağırlığı-nın artmasını sağlamıştır. Euro Bölgesiekonomisinin bir süre daha olumsuz gö-

Page 42: TermoKlima Ocak 2011

rünümünü koruyacağı düşünüldüğünde,komşu ticaretinin önemi daha da iyi an-laşılmaktadır. Bu nokta son yıllarda hızlaartan komşu ticaretine daha fazla önemverilmesi gerektiği, yine ihracatta pazarçeşitliliğinin de yükseltilmesi gerektiği gö-rülmektedir.

Sektör bazında incelediğimizde, inşaatsektöründe meydana gelen %24,6’lıkartış dikkat çekicidir. Mevcut durumdastoklara yönelik üretim yapan inşaat sek-törünün düşen faizlerle birlikte hareket-lenen konut piyasasına paralel olarakgelişimini arttırdığı görülmektedir.Rakam, krizden ağır darbe alan sektörler-den biri olan inşaat sektörünün hızla to-parlandığını göstermektedir. Dikkat çekicibir diğer unsur ise imalat sanayindeki bü-yümenin hız kesmesidir.

İmalat sanayinde özellikle Avrupa ekono-misine yönelik belirsizliğin ivme kaybı ya-şanmasına neden olduğu görülmektedir.Kapasite kullanım oranını %75’lerin üze-rine taşıyan sektörde kapasite orandakiartışın hız kesmesi de bu durumu teyit et-mektedir. Bu nedenle yılın 2. çeyreğinde%15,2 büyüme gösteren sektör, yılın 3.çeyreğinde %8,7 artış kaydetmiştir. Tür-kiye’nin büyümesinde %22’lik pay ile enbüyük katkıyı yapan alt sektör olan imalatsanayindeki bu yavaşlama, büyümeninartış hızındaki yavaşlamayı açıklamakta-dır. Bununla birlikte tarım sektöründemeydana gelen bozulma yine bu rakam-larda kendisini göstermektedir. Kış etki-sine de bağlı olarak tarımda 3. çeyrekte%0,8’lik daralma yaşanmıştır.

Ekim ayında sanayi üretimi %9,8 artışgöstermiştir. Mevsimsellikten arındırılmışrakamlar göz önüne alındığında sanayiüretimindeki artış %12,8 düzeyindedir.Bununla birlikte endeks düzeyinin113,7’den 128,9’a sıçradığı görülmekte-dir. Dolayısıyla sanayi olumlu bir görü-

nüm ortaya koymaya devam etmektedir.Burada dikkat çekici nokta imalat sanayi-nin gösterdiği ivmelenmedir. Özelliklekomşu pazarına yönelim artması ve iç tü-ketimin güçlenmesi imalat sanayinin iv-melenmesine neden olmuştur.

Ekonomideki bu olumlu ivmenin devamedeceğine yönelik sinyaller kapasite kul-lanım rakamlarından alınabilmektedir.Açıklanma dönemi itibariyle sanayi üre-timi rakamının 1 ay önünde giden kap-asite kullanım oranı Kasım ayında %75,9seviyesine ulaşmıştır. Baz etkisi kaynaklıolarak sanayi üretiminde oran geriliyorgibi görünse de reel olarak sanayide ya-şanan güçlenme kapasite kullanım oran-larından izlenebilmektedir. Dolayısıylakapasite kullanımındaki artışın sanayiüretiminde güçlenmeye işaret ettiği gözönünde bulundurulmalıdır. Bu nedenleKasım’da da üretiminin olumlu bir görü-nüm ortaya koyması beklenmelidir.

Kasım ayında enflasyon ise TÜFE’de%0,03, ÜFE’de -%0,31 olurken, yıllıkbazda artışlar TÜFE’de %7,29, ÜFE’de%8,17 olarak gerçekleşmiştir. Açıklananbu rakamlara göre enflasyon, T.C. MerkezBankası’nın (TCMB) yıl sonu için hedefle-diği %6,5’e yakınsamıştır. TCMB tarafın-dan açıklanan öngörü düzeyi olan%7,5’in ise altına inilmiştir. Ekim ayındayıllık bazdaki enflasyon rakamının %8,62olduğu dikkate alındığında enflasyonunMerkez Bankası’nın hedeflerine ne kadarhızlı yakınsadığı görülmektedir. Yine sonaçıklanan verilerde üretici unsuru enflas-yon beklentilerini aşağı çekecek nitelikte-dir. Nitekim üreticinin zam yapmaeğiliminde düşüş yaşanmıştır.

Enflasyonda istediği parametreleri yaka-layan TCMB faiz kararlarını global likiditeüzerine kurgulamaya başlamıştır. NitekimFed’in 600 milyar dolarlık tahvil alma ka-rarı ile birlikte piyasada oluşan likidite

TCMB’yi harekete geçirmiştir. Fed’in ka-rarı sonrasında hızla 1,40’ın altına gerile-yen dolar kuru, sıcak paranın finansalpiyasalardaki ağırlığının artması ve cariaçık riskinin yükselmesi TCMB’yi rahatsızeden unsurlar olarak ön planda yer al-maktadır. Bu risklere yönelik bankanınstratejisi ise faiz aracını ve zorunlu karşılıkoranlarını kullanmak olmuştur. 16 Ara-lık’taki toplantısında borçlanma faizlerini%1,75’ten %1,5’a çeken TCMB, borçverme faizlerini ise %9’a yükseltmiştir.

TÜRKİYE İNŞAAT SEKTÖRÜ Türkiye ekonomisi için lokomotif konu-munda yer alan inşaat sektörü 2010 yı-lında bir önceki yıla oranla daha hızlı birgelişim göstermektedir. Faizlerin tarihidüşük seviyelerde seyretmesi bunda etkiliolan unsur olarak ön plana çıkmaktadır.Yine İMKB gibi alternatif yatırım araçları-nın hızlı değerlenmesi sonrasında, bu fi-nansal ürünlerde ‘treni kaçıran’yatırımcıların ilgisini çeken gayrimenkulpiyasasındaki gelişim büyüme verilerin-den izlenebilmektedir. Buna göre inşaatsektörü 2010 yılının ilk üç çeyreğinde sı-rasıyla %8,3, %21,9 ve %24,6 oranındabüyüme kaydetmiştir. Ancak faizlerde dü-şüşün devam edeceği yani diplerin görül-mediğine yönelik görüşün bulunmasıgayrimenkul piyasasındaki ‘alımların’ sı-nırlı düzeyde gerçekleşmesine neden ol-maktadır. Bununla birlikte müteahhitliksektörünün talebin satışlara yöneleceğibeklentisiyle proje çalışmalarını hızlandır-maları inşaat sektörünün yakaladığı bubüyümede etkili olan unsur olarak dur-maktadır. Bu noktada oluşan stoklarıneritilmesi, sektörün büyümesini devamettirmesi için bir koşul olarak ortaya çık-maktadır.Bununla birlikte inşaat sektörünün eko-nomiye katkısının istenen düzeyde olma-dığı görülmektedir. Diğer sektörlereoranla 2010 yılında oldukça hızlı büyüyenbu sektörde ekonomiye katkının %6’nın

s e k t ö r g ü n d e m i

38 Termo Klima Ocak 2011

Page 43: TermoKlima Ocak 2011

s e k t ö r g ü n d e m i

39Termo KlimaOcak 2011

altında kaldığı görülmektedir. Bunda ya-tırımcının alım talebinin henüz istenenrealizasyon sürecine geçmemesi etkili ol-muştur. Birçok alt sektöre katkı sağlayanve ciddi miktarda istihdam avantajı yara-tan inşaat sektörünün bu noktada iste-nen verimi sağlaması ekonomininistikrarlı bir büyüme ivmesi yakalamasıiçin bir gereklilik olarak durmaktadır.

Bu konuda bekleyen talebin hareketegeçmesi için KDV ve harç indirimleri kul-lanılabilir. Aksi durumda oluşan gayri-menkul stoku önümüzdeki dönemdeekonomi üzerinde kırılganlık yaratabile-cektir.İnşaat sektörünün büyüklüğünde ise çey-reklik bazda cari fiyatlarla 10 milyarTL’nin üzerinde bir rakam oluşmaktadır.Ancak bir önceki çeyreğe göre gerilemeyaşandığı gözlenmektedir.

İnşaat sektöründeki büyüme trendi üre-tim endeksi rakamından da görülmekte-dir. Buna göre üretim endeksi 2010’un ilküç çeyreğinde %7,2, %20,5 ve%23,7’lik artış kaydetmiştir.

Yapı kullanım izinlerinde sektörlerin oran-sal dağılımına baktığımızda konut sektö-rünün payının %68,71’e yükseldiğigörülmektedir. Bununla birlikte sektörekatma değer yaratan son dönemin moda

yapısı alışveriş merkezlerinin yanı sıra ofis,hastane ve sanayi binalarının toplamdakipayı %19,1 düzeyine gerilemiştir. Konutsektörüne yönelim burada da görülebil-mektedir.

Alt başlıkları incelediğimizde konutta yapıkullanım izinleri ile yapı ruhsatı alımlarıarasındaki ayrışma net bir şekilde görül-mektedir. Buna göre iki veya daha fazladaireli ikamet amaçlı binalarda Eylülayında yapı ruhsatlarında %57,04’lükartış yaşanırken, yapı kullanım izinlerinde%13,45’lik yükseliş kaydedilmiştir. Bu ra-kamlar da yatırımcıların konut sektörünedaha uzun vadeli baktığını göstermekte-dir. Burada dikkat edilmesi gereken birdiğer nokta rakamların tüketicinin tercihettiği bölgeler hakkında bilgi vermemesi-dir. Ancak genel trendin gösterdiği; alış-veriş merkezlerinin kurulduğu bölgelerdetoplu yaşam alanlarının oluştuğudur.

Hastane inşaatlarında ise Eylül ayındayapı ruhsatlarına göre %48,93 artış yaşa-nırken, yapı kullanım izinlerinde%126,53’lük yükseliş kaydedilmiştir. Sağ-lık sektöründe yatırım yapma eğilimininyeniden canlandığı görülmektedir.

Ofis-işyeri inşaatlarında ise Eylül ayındayapı ruhsatlarına göre %48,57 artış yaşa-nırken, yapı kullanım izinlerinde

%107,62’lik yükselişkaydedilmiştir.

Sanayi binalarında dayapı kullanım izinlerialma eğilimi ivme kay-betmektedir. Bunagöre Ağustos ayında%10,66’lık artış gös-teren yapı kullanımizinleri, Eylül ayında%5,31 oranında geri-lemiştir. Yapı ruhsatlarıtam tersi bir görünüm

sergilemiş, Ağustos ayında %28,21düşüş gösterirken, Eylül’de %37,73 artışyaşamıştır.

Son dönemin anahtar kalemlerinden biriolan toptan ve perakende ticaret binala-rında ise Eylül ayında yapı ruhsatları%32,76, yapı kullanım izinleri %60,3yükseliş göstermiştir.

SEKTÖR GÖRÜŞLERİ: İSKİDİnşaat malzemeleri sektörüne yönelikyaptığımız araştırmanın sonuçlarına göresektörde 2010 yılında ortalama %10 ile%30 arasında ciro büyümesi sağlandığıgörülmektedir. 2010 yılı ciro büyümesi ve2011 yılına ilişkin beklentilerin sorulduğuankette sektörlerin önündeki engeller dedeğerlendirme kapsamında tutulmuştur.Buna göre alt sektörlerin 2010 yılındakibüyüme rakamlarını 2011 yılında da ko-ruyacaklarına yönelik beklentiler olduğugörülmektedir. İklimlendirme, soğutma ve klima üretici-leri 2010 yılında %15 büyümüştür. 2011yılında ise yine %18 büyüme beklemek-tedir. Sektör için en önemli sorunlar ola-rak ise bina inşaat yatırımlarındakidalgalanma, küresel krizin bazı ihracatpazarlarını daraltması ve piyasalardakinakit/ödeme sıkıntıları görülmektedir. Çıkan sonuçlar inşaat malzemeleri sana-yisinin büyüme trendinde olduğunu gös-termektedir. Ancak sektörün daha hızlıbüyüme kaydetmesi için atılması gerekenadımların olduğu da açıktır. Bunlar ara-sında enerji verimliliğini artırıcı düzenle-meler ile özellikle girdi maliyetlerini aşağıçekebilecek tedbirler başta gelmektedir.Yine tüketicinin konut inşa/alma isteği ilekonut harcaması yapma isteğini yükselte-bilecek harç ve KDV avantajı sağlamasısektörü hareketlendirebilecek adımlarolarak durmaktadır. Bu adımların atılmasıüretime paralel olarak istihdamı da artı-rabilecektir.

Page 44: TermoKlima Ocak 2011

İMSAD için Etiplan Araştırma Şirketi tara-fından hazırlanan İnşaat MalzemeleriSektöründe Dağıtım Kanallarının Gele-ceği Araştırması’nın ekonomik verilereyer verilen ilk bölümü sonuçlarına göre,inşaat sektörünün 5 yıllık ortalama bü-

yüme hızı %13,6 olacak. Aynı dönemdeGSYH yıllık ortalama artışının ise %5 ci-varında seyretmesi bekleniyor. Net ihracatçı bir sektör olan inşaat mal-zemesi sanayisinin dış ticaret fazlası 2010yılında 11,5 milyar doları aştı. Aynı yıl ih-

racatın ithalatı karşılama oranı %260’aerişti. Araştırmada; yurt dışı müteahhitlikhizmetlerinde, gelecek beş yıl için orta-lama yıllık artış hızının %12,8’e, 2015 yı-lında iş hacminin 40,4 milyar dolaraulaşacağı öngörüldü.

2010 yılında ekonomik krizin etkilerini üzerinden atan ve yılı %15,1 oranındabüyümeyle kapatacağı öngörülen inşaat sektörü 10,8 milyar dolar reel katmadeğere ulaştı. Net ihracatçı yapısı ve istihdam odağı olması gibi özellikleriyle dik-kat çeken inşaat malzemeleri sanayisi ise 68,1 milyar TL’lik üretim hacmiyle eko-nominin lokomotifi olmaya devam etti.

İMSAD, sektörün 2011-2015 hedeflerini ortaya koyarak geleceğine ışık tuttu

İnşaat sektörü, rekor katma değerle Türk ekonomisi için can simidi oldu

s e k t ö r g ü n d e m i

40 Termo Klima Ocak 2011

Soldan Sağa: Huseyin Bilmac, Kerem Alkin, Orhan Turan, Yavuz Bayulken, OktayAlptekin, SeldaBasbugoglu

Page 45: TermoKlima Ocak 2011

s e k t ö r g ü n d e m i

41Termo KlimaOcak 2011

İnşaat malzemeleri sanayisinin bugünküüretim hacmi 68,1 milyar TL’ye ulaşırken,bu değer 30 alt sektör ve 135 ürün gru-bunu kapsıyor. Sektörde önümüzdeki beşyılın büyüme ortalaması %14,5 olaraktahmin ediliyor.

İnşaat malzemeleri sanayisinde 2008 yı-lında 24,3 milyar dolara kadar çıkan ih-racatın, küresel ekonomik krizin etkiliolduğu 2009’da gerileme kaydettiktensonra 2010 yılında 18,7 milyar dolaraulaşacağı bekleniyor. İhracatın son beş yıl-daki ortalama yıllık artış hızı %15 olur-ken, bu artış hızının gelecek yıllarda(2011-2015) yılda %16,5 oranında ol-ması bekleniyor.

2010 yılı itibarıyla en fazla inşaat malze-mesi ihraç edilen ülkeler ise Irak, Mısır,Libya ve Birleşik Arap Emirlikleri oldu. Buülkeleri İngiltere, Cezayir, Almanya ve İranizledi. Bu sekiz ülkenin toplamdaki payı%45’i buluyor.

Net ihracatçı bir sektör olan inşaat mal-zemesi sanayisinin dış ticaret fazlası 2010yılında 11,5 milyar doları aştı. Aynı yıl ih-racatın ithalatı karşılama oranı %260’aerişti.

İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı OrhanTuran: “İnşaattaki toparlanma Türkiyeekonomisinin büyümesine ve istih-dama olumlu yansıdı.”“Küresel ekonomik krizin ardından gös-terdiği toparlanma performansıyla dünyasıralamasında yerini alan Türkiye ekono-misi, 2010 yılının ilk dokuz aylık döne-minde GSYH gelişme hızında %8,9oranında artış kaydetti. İnşaat sektörü iseyılın 3. çeyreğinde %24,6 oranında bü-yüme yaşayarak en hızlı büyüyen sektöroldu. Böylece her zaman dile getirdiğimizlokomotif sektör olgusu bir kez daha is-patlandı. İstihdam ayağında da 2010 yı-lında toparlanma sinyali belirginleşti.2007 yılının ilk çeyreğinden beri ilk kezartıya geçen istihdam verisi, inşaat sektö-ründeki toparlanmanın tabana yayılmayabaşladığını gösteriyor. Türkiye ekonomi-sinin %7-8 büyümeyle tamamlayacağıbeklenen 2010 yılı, inşaat sektörü için ka-yıpların telafi edilerek büyümeye geçişdönemi oldu.”

Prof. Dr. Kerem Alkin (İMSAD EkonomiDanışmanı): 3x100 milyar $ hedefiniyakalayabilir, hatta geçebiliriz!”“Cumhuriyet’in 100. yılının kutlanacağı2023’e doğru 2 trilyon TL düzeyinde,

diğer bir ifade ile 1,5 trilyon dolara yakınbir ekonomik büyüklüğe ulaşmayı hedef-leyen Türk ekonomisinde, inşaat sektörü-nün bu hedefe önemli katkı sağlaması,GSYH büyümesindeki katkısını yüzde5,5’den yüzde 7’ye yükseltmesini gerek-tirmektedir. Bunun anlamı, Türkiye’deözel sektör ve kamu sektörü tarafındangerçekleştirilen toplam sabit yatırımlarınher yıl reel olarak en az yüzde 15 artmasıgerekirken, inşaat sektörü yatırımlarınında en az yüzde 20’lik bir artış yakalamasıgereğidir.

İnşaat sektörü, bulunduğumuz coğraf-yada, 1. ve 2. kuşak komşu ülkelerde2023’e kadarki zaman diliminde alt veüst yapı inşaat projelerindeki hamleyi dik-kate alarak, inşaat malzemesi ihracathacmini 100 milyar dolara, müteahhitlikhizmetlerinden Türkiye’nin elde ettiği ge-liri 100 milyar dolara ve yurtiçi inşaat sek-törü hacmini de 100 milyar dolaraçıkarmayı hedeflemektedir. Türkiye, 2023yılında toplam ihracatının yüzde 20 ile 25oranında bir bölümünü yüksek kalitedeve nitelikli inşaat malzemesi ihracatı ilegerçekleştirmeyi başarırsa; 100 milyar do-larlık inşaat malzemesi ihracat hedefi ba-şarılabilir. Ulusal bazda ise; Türkiye’nintoplam sabit yatırımlarının en az yüzde50’sinin inşaat sektörü yatırımları olarakgerçekleşmesi ve inşaat yatırımlarında or-talama reel büyümenin yüzde 18 düze-yinde gerçekleşmesi, sektörün yurtiçipazar büyüklüğünün de 100 milyar dolarıyakalaması, hatta geçmesi anlamına ge-lecektir.”

İMSAD Yönetim Ku-rulu Başkanı OrhanTuran, konut sektö-ründeki canlanma veihracattaki başarılıperformans saye-sinde 2010 yılında in-şaat sektörü içinkayıpların telafi edile-rek büyümeye geçişdöneminin başladı-ğını vurguladı.

Page 46: TermoKlima Ocak 2011

Hannover-Messe Sodeks Fuarcılık tarafın-dan düzenlenen Poolexpo Yüzme Ha-vuzu, Spa, Sauna ve Ekipmanları Fuarı,İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi.Yeni sezona hazırlanan turizm tesisleri,son dönemlerde yeniden atağa kalkangayrimenkul sektörü ve bahçesine havuzyaptırmak isteyenlerin de ilgi gösterdiğifuarda, yüzme havuzu, spa ve sauna ko-nusunda son tasarımlar, teknolojik yeni-likler sergilendi.

02-05 Aralık 2010 tarihleri arasında açıkkalan fuarda, yüzme havuzu, spa, sauna,buhar odaları, havuz kimyasalları &testekipmanları, filtrasyon sistemleri, havuzkaplama malzemeleri, PVC boru ve bağ-lantı elemanları, mekanik tesisat, arıtma,sualtı aydınlatma sistemleri, yalıtım,ısıtma ve nem alma cihazları, dezenfek-siyon sistemleri, olimpik havuz ekipman-ları, yalıtım malzemeleri, su ekipmanlarıve süs havuzları yer aldı, birçok firmaürünlerini uygulamalı olarak tanıttı.

Yüzme havuzu, spa ve sauna konusunda son gelişmeleri, tasarımları, teknolo-jileri bünyesinde barındıran Poolexpo Yüzme Havuzu, Spa, Sauna ve Ekipman-ları Fuarı, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi... 02-05 Aralık 2010 tarihleriarasında gerçekleştirilen fuara turizm sektöründe hizmet veren tesisler, bahçe-sine havuz yaptırmak isteyenler ve son dönemlerde yeniden atağa kalkan gay-rimenkul sektörü büyük ilgi gösterdi.

Aralık’ta havuz, spa ve sauna keyfi yaşattı

s e k t ö r g ü n d e m i

42 Termo Klima Ocak 2011

2010

Page 47: TermoKlima Ocak 2011
Page 48: TermoKlima Ocak 2011

İSKİD üyeleri, Çevre ve Orman BakanlığıMardin İl Müdürlüğü ile birlikte Mardin İlsınırları içinde yer alan Artuklu Üniversi-tesi ağaçlandırma sahasına 2000 adet çamfidanı dikimi gerçekleştirdiler. Örgütlenmeve Sosyal Faaliyet Komisyonu tarafından or-ganize edilen etkinlik çerçevesinde 5-7Kasım tarihlerinde 30 kişinin katılım sağla-dığı Mardin Gezisi düzenlendi. Geziye katı-lan İSKİD üyeleri, 2 gece 3 gün olarak

organize edilen Mardin gezisinde Mar-din’in tarihi ve doğal güzelliklerini yakın-dan görme fırsatsı buldular. Üyeler ayrıcaMardin Sanayi ve Ticaret odasını ziyaretederek şehrin sorunları hakkında bilgi alıp,sektör ve İSKİD hakkında bilgi verdiler. Ge-ziyle ilgili olarak İSKİD’ten yapılan açıkla-mada; “Özellikle Hasankeyf gibi tarihi birmirasın Ilısu Barajı yapıldıktan sonra yokolacak olması ve orada yaşayan insanların

ve özellikle çocukların yaşamlarının görül-mesi herkesi derinden üzmüştür. Gelece-ğimizin çocuklar olduğunu unutmamamızgerektiğini hatırlatarak, İSKİD olarak sos-yal sorumluluk ve çevre bilincini ön plandatutarak yapmış olduğumuz bu çalışmanındeğerli üyelerimizin katkılarıyla arttırılarakdevam ettirilmesi hedefi ve arzusunda-yız.” denildi.

İSKİD üyeleri Mardin Artuklu Üniversitesi ağaçlandırma sahasına 2000 adet çamfidanı dikti.

İSKİD’ten Mardin’e hatıra ormanı

s e k t ö r g ü n d e m i

44 Termo Klima Ocak 2011

Page 49: TermoKlima Ocak 2011
Page 50: TermoKlima Ocak 2011

İhale dokümanları arasında büyük önemesahip olan “Genel Teknik Şartname” ko-nusunda Türkiye’nin önde gelen mekanikmüteahhit kuruluşları, tasarımcılar, danış-manlar, proje yönetim firmalarının temsil-cileri bir araya gelerek fikir alış verişindebulundu. Teknik Şartnamelerin adlandırıl-ması, kapsamı, formatı, uygulayıcılarınkarşılaştığı sorunların masaya yatırıldığı ça-lıştaya, tasarımcılar, yönetim ve denetimgrupları da davetliydi.

Beş oturum halinde düzenlenen çalışta-yın komisyon başkanlığını Ersin Gökbu-dak yaptı. Çalıştayın açılış konuşmasındaönceki iki çalıştay hakkında özet bilgileraktaran MTMD Başkanı İsmet Mura, ta-sarımcı ve danışmanlara hitaben şunları

söyledi: “Sözleşme, Keşifler ve TeknikŞartname hakkında bir metin hazırlayıp,bir şekilde sizlere kabul ettirmek gibi birçabamız ve düşüncemiz asla olmadı. El-bette ki bu konuların direkt sahibi ve ha-zırlayıcıları tasarımcılardır, proje yönetimfirmalarıdır veya danışmanlardır. Sizlerinbu konularda bizlerden daha yetkin vebilgili olduğunuzun da farkındayız. Ancakbiz uygulamacıların derneği MTMD ola-rak; adil, uygulanabilir, tarafları zor du-rumda bırakmayacak sözleşme veeklerinin oluşmasına katkı koymak ama-cıyla bu çalışmaları yapıyoruz. Amacımız;iyileştirilmesini istediğimiz maddeleri dik-katlerinize sunmak, tartışmaya açmak veçıkan sonucu özetlemek ve bir metin ha-line getirmektir. MTMD’nin çalıştayları 19Mayıs tarihinde yapılırdı; Bu yıl Mayıs ayısektörümüz açısından çok yoğun geçti-ğinden tarihi ertelemek zorunda kaldık.Ancak gelecek çalıştaylarda Mayıs ayı ge-leneğimizin devam edeceğini hatırlatmakisterim. 2008 Mayıs’ında yapılan I. Çalış-tayımızın konusu; “Sözleşme Taslağı” idi.Derneğimiz tarafından hazırlanan meka-nik sözleşme taslağı yine sizlerle birliktetartışılmış, eleştirileriniz ve katkılarınızlayeniden düzenlenmiş ilgililerin ve kullanı-cıların hizmetine sunulmuştu. Ayrıca websitemize konmuştur, halen isteyen kulla-nıcıların yararlanabilmesi için sitemizde

duruyor. 2009 yılı Mayıs’ında yapılan II.Çalıştayımızda ise Keşif Özetleri’ni tartış-mıştık. Keşif özetlerini tüm maddelerininirdelenmesi şeklinde değil, sadece bizmekanik müteahhitleri ile kontrol grubu-nun teklif aşamasında veya iş yapım aşa-masında tartışma yaratacak bellimaddeleri gündeme getirmiş ve tartışmış-tık. Bu çalıştay sonrasında katkılarınızı to-parlayıp bir metin haline getirdik. Tekrargözden geçirilmesi için TTMD’nin tasa-rımcılar komisyonuna sunduk. Komisyontitiz ve uzun bir çalışma ile gözden geçir-diği metni bize iletti. Bu metin YönetimKurulu tarafından incelendikten sonratüm katılımcılara gönderilecek ve web si-temize konacaktır. Bugün başlayacağımız3. Çalıştay toplantımızda ise; Genel Tek-nik Şartname’yi tartışacağız. Her zamanyaptığımız gibi katkı ve eleştirilerinizi ala-cağız ve sonuçta ortaya bir metin çıka-caktır. Böylece; Sözleşme – Keşifler –Şartname üçlemesinin sonuncusunu datartışıp noktayı koymuş olacağız.”

İsmet Mura’nın açılış konuşmasının ardın-dan başlayan birinci oturuma Ersin Gök-budak, ikinci oturuma İrfan Çelimli,üçüncü oturuma Mustafa Arslancan baş-kanlık etti. Çalıştayın ikinci gününde deiki oturum yapıldı. Oturumlara MustafaBilge ve Kani Korkmaz başkanlık etti.

MTMD’nin bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiği “Genel Teknik Şartname” konuluçalıştay, 11-12 Aralık tarihleri arasında Sapanca Güral Otel’de düzenlendi.

s e k t ö r g ü n d e m i

46 Termo Klima Ocak 2011

MTMD 3. çalıştayını “Genel TeknikŞartname” konusunda yaptı

Page 51: TermoKlima Ocak 2011
Page 52: TermoKlima Ocak 2011

Sanko Holding şirketlerinden Airfel, ciro-sunu geçtiğimiz yıla oranla % 37 artışla203 milyon TL’ye yükseltti. Airfel YönetimKurulu Üyesi Hasan Önder, sektörde tah-mini büyüme rakamlarının % 10-15 ara-sında olduğunu, Airfel’in bu süreçtesektör rakamlarının çok üstünde bir bü-yüme rakamına ulaştığını belirtti. Globalekonomik krizin etkisini yitirdiğini akta-ran Önder, 2010’un iklimlendirme sektö-ründe toparlanma yılı olduğunu, 2011’desektörün daha da büyüyeceğini ve Air-fel’in cirosunu gelecek yıl % 50 artırmayıplanladıklarını belirtti.Airfel Yönetim Kurulu Üyesi HasanÖnder, 2010’da Türkiye’deki inşaat sek-törünün büyümesi ve AVM yatırımlarınınartmasının iklimlendirme sektörünü ha-reketlendirdiğini belirterek “Sektördetahmini büyüme rakamı % 10 – 15 sevi-yelerinde. Airfel bu yıl da sektör ortala-masının çok daha üzerinde bir büyümeivmesi yakaladı. Farklı taleplerin iklimlen-dirme ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz için,hızla büyümeyi sürdürüyoruz. Tek odalıevden otel ve kongre merkezlerine kadarher mekanın ısıtma soğutma ihtiyaçlarınıkarşılayabiliyoruz. Tek üründe 2 KW’dan9000 KW’a kadar farklı kapasitelerde ça-lışan sistemler ve ürünler içeren tek fir-mayız” diye konuştu.

ÇİN’E SHOWROOM’LAR AÇIYORUZHasan Önder, yaptığı değerlendirmedeAirfel’in sektörde farklı bir yapı sergileye-

rek dünya standartlarında hizmet sundu-ğunu, bu sebeple ürün yelpazesini ve üre-tim sistemlerini sürekli geliştirdiğinibelirtti. Önder, “Sektörde üretime enfazla yatırım yapan firmalar arasında bu-lunuyoruz. Toplam dört fabrikamızda üre-tim yatırımımız 62 milyon dolara ulaştı.Böylelikle dünya standartlarında rekabetedebiliyoruz. Bu da ihracatta başarılı ra-kamlara imza atmamızı sağlıyor. 4 kıtada33 ülkeye ihracat yapan Airfel’in cirosu-nun % 20’si bu kanaldan geliyor. İran,Azerbaycan ve Almanya’ya kombi ihra-catı yapıyoruz. En güçlü iç pazara sahipolan Çin’de distribütörlerimiz var, show-roomlar açıyoruz. Özellikle Şangay bölge-sinde yatırımlarımız bulunuyor” diyerekAirfel’in 2010 çalışmalarını özetledi.

“SADECE ÜRÜN SATMIYORUZ, PROJE-NİN DEVAMLILIĞINA KATKIDA BULU-NUYORUZ”2010 yılında büyük projelere mühendislikhizmeti de verdiklerini söyleyen HasanÖnder, Airfel’in mühendislik sistemle-rinde pazar lideri olduğunu, toplam pazarpayının 20 - 22 arası değiştiğini, ürünegöre 30 - 32’yi bulduğunu belirtti. MHIVRF sistemlerinde % 25, soğutma grup-larında % 20 pazar payı elde ettikleriniaktaran Önder, “65’in üzerinde mühen-disle projelere destek veriyoruz. Sadeceürün satmıyoruz, proje aşamasında çalış-maya başlıyor ve sonrasında da bakım

anlaşmalarıyla projenin devamlılığına kat-kıda bulunuyoruz” diye konuştu. Airfel’inproje konusunda çok güçlü olduğunusöyleyen Hasan Önder, Airfel’in önemlireferansları arasında; Four Seasons Hotel,Marriot Edition, W Hotels İstanbul, GüralWelness Sapanca, Eczacıbaşı Girişim Pa-zarlama Fabrikası, Türkiye’nin en uzun bi-nası İstanbul Sapphire, Trump Towers,Anthill İstanbul ve Mashattan’ın bulun-duğunu, yurt dışında ise Azerbaycan,Türkmenistan, Libya, Kazakistan ve Uk-rayna’da önemli projelere imza attıklarınısöyledi.

SEKTÖRDE FİYATLAR 2011 YILINDA % 15 ARTACAKTürkiye’de ısıtma-soğutma pazarının top-lam 3 milyar TL civarında olduğunu belir-ten Hasan Önder, bunun 1 milyar 350milyon TL’sinin soğutma, 1 milyar 650 mil-yon TL’sinin ise ısıtma pazarından geldiğiniifade etti. Sektörün çeşitli etkilerle büyümegösterdiğini vurgulayan Önder, pastadanpay almak için çok kaliteli, ekonomik veçevre dostu ürünlere önem vermek gerek-tiğine de dikkat çekti. 2011’in iklimlen-dirme sektörü için iyi bir yıl olacağınıtahmin ettiklerini ve Airfel’in cirosunu 100milyon TL’den fazla yükselteceğini ifadeeden Önder, gelecek yıl bakır ve alümin-yum fiyatlarının yükseleceğini ve bunun ik-limlendirme sektöründe de % 10 – 15fiyat artışına sebep olacağını belirtti.

Airfel Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Önder: “2010’da Türkiye’deki inşaat sektö-rünün büyümesi ve AVM yatırımlarının artmasının iklimlendirme sektörünü ha-reketlendirdi. Sektörde tahmini büyüme rakamı % 10–15 seviyelerinde.”

İklimlendirmesektörü krizinetkilerindensıyrılıyor

s e k t ö r g ü n d e m i

48 Termo Klima Ocak 2011

Page 53: TermoKlima Ocak 2011
Page 54: TermoKlima Ocak 2011
Page 55: TermoKlima Ocak 2011
Page 56: TermoKlima Ocak 2011

Doğanın mucizevi beyaz örtüsünü mev-

simlerden koparıp 365 gün yaşanabilir

hale gelmesini sağlayan Türk soğutma

sektörünün öncü kuruluşlarından Frigo

Mekanik’in ‘Snowpark’ projesi yoğun ilgi

görüyor. Afganistan, Pakistan ve İngiltere

başta olmak üzere tüm dünyada soğukhava depoları inşa eden ve tamamenTürk mühendislerin gerçekleştirdiği pro-jelerle adından sıkça söz ettiren Frigo Me-kanik tarafından hayata geçirilenSnowpark, İstanbul’un göbeğinde kar-dan bir dünya ile tanışma fırsatı sunuyor.Frigo Mekanik; Türkiye’nin ilk kapalıkayak pisti olma özelliğini taşıyan Snow-park ile endüstriyel soğutma alanındaTürk mühendisliğinin ulaştığı son noktayıgözler önüne seriyor. Dünyanın dört biryanında yaptığı projelerin yanı sıra Türki-ye’nin ilk Buz Müzesi ve İstanbul’un ilkolimpik buz pisti ile adından söz ettirenFrigo Mekanik'in teknoloji ve mühendis-likteki zirvesi olarak geçtiğimiz aylarda İs-tanbul Torium AVM’ de hayata geçirilenSnowpark projesiyle, şehir dışına çıkmaya

vakti olmayanlar için şehrin göbeğindekayak yapma ve kartopu oynama fırsatısunuluyor. Aralık ayı olmasına rağmenyazdan kalma günler geçiren İstanbullu-ların yoğun ilgi gösterdiği Snowpark’ta,mevsimlerden bağımsız olarak, yılın 365günü kar keyfi yaşanabiliyor.

İSTER KAYAK YAP İSTER KARTOPU OYNATamamen Türk mühendislerinin uğraşla-rıyla 5 ay gibi kısa bir sürede tamamlananSnowpark, ziyaretçilerine dört mevsim kışsporu keyfi yaşatıyor. Sıcaklığın -2 dere-cede sabit tutulduğu kar merkezinde 70metre uzunluğunda 3 sıçrama rampalısnowboard ve kayak parkuru, kızak ram-pası, halatlı dağ tırmanışı ve çocuklar içinkar oyun alanı bulunuyor. Kayak ve snow-board pistinin randevuyla çalıştığı merkez

s e k t ö r g ü n d e m i

50 Termo Klima Ocak 2011

Türkiye’nin soğutma devi Frigo Mekanik; teknolojik altyapısı ile fark yaratırkenTürk mühendisliğinin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.

Snowpark Projesi ile İstanbul’un göbeğinde kayak keyfi

Page 57: TermoKlima Ocak 2011

s e k t ö r g ü n d e m i

51Termo KlimaOcak 2011

aynı anda 300 kişinin ziyaretine açılabili-yor. 70 kişi ise pistte kayak yapabiliyor.Ayrıca AVM"yi gezen müşteriler camlıbölmeden içerideki kayak merkezini izle-yebiliyor.

MUCİZEVİ ÖRTÜ 24 SAAT GÖZETLENİYORİçerisinde kış sporları ve kar oyunlarınınyapılabileceği tek kapalı mekân olanSnowpark ile kayak yapmak için "dağaçıkma" lüksü ortadan kalktı. Kar kalınlı-ğının en düşük 50 cm, en yüksek ise 1metre olduğu merkezde ideal kar seviye-sini oluşturmak için toplam 8 kar maki-nesi 1 buçuk ay aralıksız kar püskürttü.Snowpark'ta kayak yapanlar özel bir raylısistem asansörle aşağıdan yukarıya çıka-biliyor. Kar merkezindeki kar kalitesiamaca göre belirleniyor. Frigo Mekanik'ingeliştirdiği üstün teknoloji sayesindekayak yapılan, kartopu oynanan, kar si-midiyle kanallardan kayılan yerlerde farklıkar yoğunlukları yaratılabiliyor. Tamamı4.200 m2 olan mekan sürekli soğutula-rak ve içerideki karın kalitesi korunuyor.Frigo Mekanik Genel Müdürü LeventAydın, projenin görünen kısmı dışında al-tında çok büyük bir teknolojik birikim vealtyapı yattığına dikkat çekiyor. Aydın,projenin mühendislik detayları hakkındaşu bilgileri veriyor: “İlk başlarda çocukla-rın kar oynayabilecekleri bir yer olarakdüşünülen projeyi geliştirerek herkesinfaydalanabileceği kapalı bir kayak pistinedönüştürdük. Böylesi büyük bir projeyihayata geçirmek bilgi, beceri ve tecrübeister. Frigo Mekanik olarak böylesi birmerkezi oluşturmanın haklı gurunu yaşı-yoruz. Snowpark'ta kar seviyesinin süreklibelli bir seviyede tutulması gerekiyor.Hassas kontrol gerektiren Snowpark ta-

mamen otomasyon sistemi ile kontrolediliyor. Frigo Mekanik tarafından soğukodalarda kullanılmak üzere geliştirilenuzaktan izleme ve kontrol sistemi saye-sinde Snowpark her türlü aksaklığa kar-şılık 24 saat gözetim altındantutulabiliyor. Kullanılan otomasyon sis-temi sayesinde içerideki teknik personelsayısı azaltılmış ve bilgisayar kontrolü sa-yesinde hata oranı en aza indirmemizmümkün oluyor.”

DOĞA DOSTU GAZLARLA SOĞUTULUYOR Geçtiğimiz aylarda Çevre ve Orman Ba-kanlığı’ndan aldığı “Ozon Tabakasını Ko-ruma Ödülü”nün hakkını veren FrigoMekanik, Snowpark projesinde de ozontabakasına zarar veren gazların yerine,çevreye uyumlu gazlar kullanılıyor. Kulla-nılan gazlar ve filtrelenmiş suyun kullanıl-ması sayesinde enerji verimliliğinin önplanda olduğu sistem, ihtiyaca göre kap-asiteyi otomatik olarak azaltma ya da art-tırma olanağı sunuyor. Snowpark'taZiyaretçilerin her defasında taze ve temizkar keyfini yaşayabilmesi için her gece,gün boyunca kirlenen kar temizlenip ye-rine taze kar üretiliyor. Kar yapım işlemiiçin saatte 5 ton su tüketen sistem, suyuen verimli şekilde kullanarak çevreye ve-rilen zararı azaltıyor. Ayrıca, kar yapmakiçin kullanılan su, ziyaretçilerin sağlığınazarar vermemesi için filtre edilerek temizkalması sağlanıyor.

SNOWPARK'IN BENZERİ DUBAİ'DE DE BULUNUYOR... İçinde kayak merkezi olan bir alışverişmerkezinin örneğinin sadece Dubai'de vebirkaç ülkede bulunduğunu belirten Le-vent Aydın; “ Yüksek teknolojiyle doğal

kar üretiyoruz. Hem 8 soğutucu ünitedenhem de zeminin altından soğutma yapı-yoruz. Tavan yüksekliğinin yer yer 7-8metreye çıktığı, 4 bin metrekarelik biralandan bahsediyoruz. Böylesi yüksekteknoloji gerektiren ve hatanın payınınsıfır olması gereken bir projenin tama-men Türk mühendisleri tarafından ger-çekleştirilmesi bizim için ayrı bir övünçkaynağı” diyor. Yapay karın fiziksel olarakdoğal kardan hiçbir farkı olmadığı vurgu-layan Aydın, Snowpark'ta ürettikleri karınyumuşaklığı ve yoğunluğu doğal karla bi-rebir aynı olduğunu belirtiyor.

BUZDAN KAYAKLAR ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYORGerek sportif amaçlı, gerekse eğlenceamaçlı tüm ziyaretçilerin Snowpark’ta iyivakit geçirmesi için Türk mühendisliğininen üst uygulamalarını İstanbul’a kazandı-ran Frigo Mekanik, kar tutkunlarına 12 aykeyifli vakit geçirme olanağı sunuyor.Snowpark içerisinde, sadece kayakyapma imkânı veren kar pistleri değil,mağaralar ve Türkiye’de ilk defa yapılan3 adet buzdan kaydırak bulunuyor. Olim-piyatlarda kullanılan buz kaydıraklar ilebirebir aynı olan sistemde olan bu kaydı-raklarda su kaydıraklarında oluşan sür-tünme problemi olmadığından ulaşılanhızlar daha da fazla oluyor. Ayrıca Snow-park'a girişte herkese özel kar ayakkabı-ları, montlar ve eldivenlerden oluşan giysiekipmanları veriliyor.

Page 58: TermoKlima Ocak 2011

Kuruluşundan bu yana, kurumsal sosyalsorumluluğu asli işlerinin vazgeçilmez birparçası olarak gören ve "sürdürülebilirgelişim" prensibiyle çalışan Arçelik A.Ş.,ikinci Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayım-ladı. Global Reporting Initiative (GRI) G3ilkelerine uygun olarak hazırlanan ve GRIkurumu tarafından da "C" seviyesindeolduğu onaylanan rapor, Türkiye’dekendi sektöründe, GRI G3 ilkelerineuygun ilk sürdürülebilirlik raporu olmaözelliğini taşıyor.

2009'da şirket vizyonunu "Dünyaya Say-gılı, Dünyada Saygın” olarak belirledikle-rini ifade eden Arçelik A.Ş. GenelMüdürü ve Koç Holding A.Ş. DayanıklıTüketim Grubu Başkanı Levent Çakıroğlu,şirketin yeni vizyonunu tamamlayan vegerçekleştirilebilir kılan sürdürülebilirlikyaklaşımını beş temel madde ışığındaoluşturduklarını aktardı. Buna göre ku-rumsal yönetim, çevresel sorumluluklar,sosyal sorumluluklar, insan kaynakları yö-netimi ve toplumda Arçelik’in rolü, şirke-tin pusulasını belirliyor.Çakıroğlu, “Bu alanlarda kaydettiğimizilerlemeyi göstermek için bu yıl Sürdürü-lebilirlik Raporumuzu dünyada kabul gör-müş raporlama standardı olan KüreselRaporlama Girişimi (GRI) SürdürülebilirlikRaporlama İlkelerine göre hazırladık." “Hedefimiz çevresel, sosyal, yönetimselve finansal performansımızı sürekli olarakileri götürmektir” diyen Çakıroğlu, “Suve enerji verimli kullanıcı dostu ürünleri-mizle kendimizi çevreye katkıda bulun-maya adadık. Sürekli yenilik yaratmaçabalarımızla sektörümüzde “en”leri ve“ilk”leri üretmeye devam ediyoruz. Giri-şimlerimiz, dünyanın tanınmış kuruluşla-

rından aldığımız sayısız ödülle takdir edi-liyor” şeklinde görüşlerini ifade etti.

Arçelik A.Ş. kısa bir süre önce Avrupa Bir-liği'nin çevre konusundaki en prestijliplatformlarından, "AB Çevre Ödülleri”kapsamında, sürdürülebilir gelişime kat-kıları ile “Yönetim” kategorisinde ilk üçarasında yer aldı ve ilk defa AB üyesi ol-mayan bir ülkenin şirketi, AB tarafındanbu seviyede tanınmış oldu. ArçelikA.Ş.'nin sürdürülebilirlik yaklaşımının engüzel göstergelerinden biri olan bu ödül,şirketin vizyonunu ve tüm iş süreçlerine

yansıttığı entegre yönetim anlayışınıgüçlü bir şekilde desteklemektedir.Ürünlerinin çevresel etkilerinin en fazlaolduğu “kullanım” sırasındaki enerji vesu tüketimini daha verimli hale getirmeyihedefleyen Arçelik A.Ş.'nin, 2009'daürettiği çamaşır makinelerinin ve bulaşıkmakinelerinin %100’ü, buzdolaplarının%79’u, fırınların %40’ı “A” ya da dahafazla enerji tasarrufu sağlayan sınıflar-dandır. Ayrıca, Arçelik 2009'da da, üretimtesislerinde verimlilik çalışmalarını sürdür-müş, üretimde su ve enerji kullanımı açı-sından önemli gelişmeler sağlamıştır.

Arçelik A.Ş.'nin 2008 ve 2009 yıllarına ait sürdürülebilirlik performansını içerenRapor, dünya çapında faaliyet gösteren öncü şirketlerin kullandığı bir raporlamastandardı olan GRI-Küresel Raporlama Girişimi (GRI-Global Reporting Initiative) G3ilkelerine uygun olarak "C" seviyesinde hazırlandı ve raporun seviyesi GRI kurumutarafından onaylandı. Arçelik A.Ş.’nin hazırladığı bu rapor, Türkiye’de kendi sektö-ründe, GRI G3 ilkelerine uygun ilk sürdürülebilirlik raporu olma özelliğini taşıyor.

Arçelik A.Ş. 2008-2009 Sürdürülebilirlik Raporu'na küresel onay

Arçelik Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayımladı

s e k t ö r g ü n d e m i

52 Termo Klima Ocak 2011

Page 59: TermoKlima Ocak 2011
Page 60: TermoKlima Ocak 2011

Uzun yıllardır kaliteli ürün programı ileGrundfos Grubu bünyesinde orta seg-ment tüketici profilini hedef edinen DAB,son yıllarda yaptığı stratejik firma satın al-maları ile pompa sektöründeki tecrübe-sini bilhassa motor ve kontrol sistemlerialanlarında daha da güçlendirerek çokdaha geniş bir kullanıcı kitlesine hitapedebilecek bir konuma ulaştı. Bu doğrul-tuda her biri konularında isim yapmışİtalya kökenli LEADER, TESLA, WACS,ALMA ve BRISAN markaları tek çatı al-tında toplanarak 2008 yılında DAB WaterTechnologies (DAB Su Teknolojileri), kı-saca DWT Grubu kuruldu. DWT Grup,tüm bu firmaların bünyeye entegrasyonusonrası, kollektif olarak 140 yıllık sektörtecrübesi, 10 ülkede faaliyet gösterenkendi şirketleri ve 200 ülkeye yaptığı sa-tışlarla 250 milyon Euroya yaklaşan ciro-suyla orta segmentin en önemli Avrupalıoyuncularından biri oldu. Kuruluşundan bu yana birincil amacı sü-rekli artan sayıda tüketiciye kaliteli ürün-leri uygun maliyetlerle ulaştırmak olanDAB ve DWT Grubu özellikle gelişmekteolan pazarlarda yatırımlarına devam edi-yor. DWT Grubu 8’i İtalya’da olmak üzeretoplam 17 üretim noktası ve 1200’denfazla çalışanı ile her yıl toplam 2,5 mil-yondan fazla pompa, motor ve kontrolünitesi üretiyor. Üretim programında bu-lunan sirkülasyon pompaları, hidroforlar,atıksu ve temiz su drenaj pompaları, de-rinkuyu dalgıç pompa ve motorları,bahçe ve havuz pompaları, elektronikpompa kontrol üniteleri gibi çok geniş biryelpazede evsel-ticari bina pompa paza-

rına hizmet eden DWT Grubu, ürün çe-şitliliği, hızlı teslimatı ve ürünlerinin kali-tesi ile Avrupa pompa pazarında kendialanında güçlü bir konuma sahip.Avrupa’da İtalya, Almanya, İngiltere, Hol-landa, Belçika, İspanya, Rusya, Avrupa dı-şında ise Amerika, Çin ve Güney Afrikaoperasyonlarından sonra DWT GrubunTürkiye’de yerleşik bir yapıya geçmesi için2008 yılında çalışmalar başladı. DABpompaları uzun yıllar Baymak tarafındanTürkiye’de başarıyla temsil edildi veDAB/Baymak işbirliği özellikle sirkülasyonpompaları ve hidroforlar konusundaönemli bir yer edindi. Firma yetkilileri,DWT Türkiye’nin öncelikli hedefinin Bay-mak’la süregelen stratejik işbirliğini veulaşılan konumu daha da geliştirmek vegeçmişte pazarda yer almayan diğerürünlerini de Türk tüketicilerine ulaştır-mak olacağını belirtiyorlar. Bu kapsamda pazara öncelikle Tesla dal-gıç motorları sunuldu. Tesla’nın kısa sü-rede tüketicilerden gördüğü yoğun ilgi veelde edilen başarının ardından Türkiye 1Temmuz 2010 tarihinden itibaren Grund-fos Türkiye desteğinde DWT Türkiye ya-pılanması aktif olarak başladı. Bu yapıylatüm DWT Grubu markaları kendi satışekibi ve kendi satış ağı kanalından Türkkullanıcılarına sunulacak. DWT Grubunu ve ürünlerini tanıtmak,Türkiye yapılanması hakkında bilgi ver-mek ve bu yeni başlangıcı kutlamak ama-cıyla ‘’DWT Group Türkiye’de’’ temalı,26-28 Kasım 2010 tarihinde AntalyaLykia World Hotel’de yapılan lansmantoplantısı eski ve yeni tüm DWT dostları-nın yoğun ilgisi ile gerçekleştirildi. DWT Grup Türkiye adına Grundfos Tür-kiye Genel Müdürü Okay Barutçu yaptığıaçılış konuşmasında ’’DWT Grubu olarak

Avrupa’da 8. Dünyada 11. lokal operas-yonumuzu Türkiye’de başlatmanın guru-runu, DAB markasını ve ürünlerini tanıyanTürk tüketicisini, şimdi DWT Grubu’nunLEADER, TESLA, ALMA, WACS ve diğermarkaları ile de tanıştırmanın mutlulu-ğunu yaşıyoruz’’ dedi ve konuşmasınındevamında ‘’ Türkiye ekonomisi dünya-nın en hızlı büyüyen ilk üç ekonomisi ara-sında ve bizim Türkiye’deki büyümehedefimiz de bu çerçevede olacaktır, kısasürede ülkemiz insanlarının ve sektörünkalbinde yerimizi almayı hedefliyoruz’’ di-yerek, Türkiye’deki büyüme isteklerininet bir şekilde ifade etti.41 farklı şehirden 91 firmanın katıldığıDWT Grubu toplantısı, yapılan açılış ko-nuşmalarının ardından, DWT Türkiye So-rumlusu Zafer Temizkan’ın ürün tanıtımıile devam etti. Katılımcıların sorularınınDWT Grup İtalyan delegasyonu ile birliktecevaplanmasının ardından günün so-nunda yapılan ‘’Türkiye’ye hoş geldinDWT Group’’ kokteyli sırasında sergile-nen ürünleri görme ve inceleme imkanıbulan katılımcılar, pompaların ve hidro-forlarının yüksek kalitesinden ve uygunfiyatlarından etkilendiklerini ifade ettiler.Son gece yapılan gala yemeğinde yeni birbaşlangıcı kutlamak ve yoğun bir yılınyorgunluğunu da atma fırsatı bulan katı-lımcıların ana sohbet konularından birisi,bütün gün boyunca dinledikleri ve gör-dükleri DWT Grup ürünleriydi.

DWT Grubunu ve ürünlerini tanıtmak, Türkiye yapılanması hakkında bilgi ver-mek ve bu yeni başlangıcı kutlamak amacıyla, Antalya’da yapılan lansman top-lantısı yoğun ilgi ile gerçekleştirildi.

DWT Grup Türkiye’de

s e k t ö r g ü n d e m i

54 Termo Klima Ocak 2011

Page 61: TermoKlima Ocak 2011
Page 62: TermoKlima Ocak 2011

s e k t ö r g ü n d e m i

56 Termo Klima Ocak 2011

Dünyanın önde gelen pompa üreticisiGrundfos, geleneksel bayi ve servis top-lantısını 140 kişinin katılımı ile 9-12 Aralık2010 tarihlerinde Antalya Belek LykiaWorld Hotel’de gerçekleştirdi. GrundfosDanimarka ve Finlandiya’dan misafirlerinde katıldığı toplantıda açılış konuşmasınıyapan Genel Müdür Okay Barutçu,Grundfos’u Türkiye pazarında zirveye ta-şıyan bayi ve servislerini başarılarındandolayı kutladı ve Grundfos’un gelecektekistratejileri ve global anlamdaki pozisyo-nuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“GRUNDFOS TÜRKİYE SÜREKLİ OLA-RAK SAĞLIKLI VE DÜZENLİ BİR BÜ-YÜME GÖSTERİYOR”Grundfos Türkiye Genel Müdürü OkayBarutçu konuşmasında, Türkiye’nin2010’daki yoğun siyaset ve ekonomigündemine paralel olarak, Grundfos Tür-kiye’nin de yapısal ve kurumsal değişik-likler, yeni bayilikler, tüm segmentlerdekibüyüme, sermaye artırımı ve başarılı birşekilde geçen iç ve dış denetimler ile ol-dukça yoğun bir yıl geçirdiğini anlattı.Grundfos Türkiye’nin sürekli olarak sağ-lıklı ve düzenli bir büyüme gösterdiğini işortakları ile paylaşan Okay Barutçu, mer-kez, bayi ve servisleri ile tüm GrundfosTürkiye ailesine verdiği emek ve destekiçin sonsuz teşekkürlerini sundu. Okay Barutçu, 2011 yılı strateji ve plan-larından bahisle, zirveye ulaşmış olmanınmücadeleyi sonlandırmadığını bilakis yenisorumluluklar getirdiğini belirtti ve zir-vede kalmak için yapacakları çalışmalar

üzerinde durdu. Zirvede kalabilmenin vebu konumu hakkıyla doldurabilmeninönemine değinen ve mutlak müşterimemnuniyetinin sürdürülebilir olarak de-vamını garanti altına almak amacıyla ken-dilerinin ve süreçlerini sürekligeliştirdiklerini ve bu amaçla 2010 yılındaİşte Mükemmeliyet (EFQM Business Ex-cellence) ve Satış Mükemmelliyeti (SalesExcellence) programlarına dahil oldukla-rını anlatan Okay Barutçu, programlarhakkında kısa bir bilgiyi de bayileri veservisleri ile paylaştı. Grundfos TürkiyeSatış Müdürü Ali Rıza Dağlıoğlu, 2010 yı-lında %35’lik ciro artışı nedeniyle bayi veservislere teşekkür edip, 2011 büyümestratejisinden bahsederken, İş GeliştirmeMüdürü Hasan Avcı yaptığı sunumundaTürkiye pazarının gelişimi ve pazardakirakipler ve Grundfos’un konumu hak-kında bilgiler verdi. Müşteri hizmetleriMüdürü Derya Çuha ise yeni müşteri şi-kayet yönetimi sistemini tanıtırken, yapı-lan pazarlama kampanyalarının da 2010iş hedeflerinin gerçekleştirilmesindeki et-kisi üzerine konuştu.

KRİSTAL SU ÇARKI ÖDÜLLERİ DAĞITILDI Grundfos’un pazara sunacağı yeni ürün-lerinin tanıtımlarının da yapılmasıyla sonaeren toplantının ardından düzenlenentavla turnuvası ve karaoke programı ileeğlenen Grundfos ailesi, etkinliğinüçüncü günü, Damlataş Mağarası, As-pendos ve Dim Çayı’na düzenlenen gezive aynı gün akşamı gerçekleşen gala ye-meğinde yoğun bir yılın yorgunluğunu bir

nebze olsun atarken, başarılı sonuçları hepbirlikte kutladı. Gala yemeğinde 2010’unEn Başarılı Grundfos servis ve bayileri deaçıklanarak, artık geleneksel hale gelenKristal Su Çarkı ödülleri dağıtıldı. Zirve def-terinde duygu ve düşüncelerini paylaşankatılımcılar unutamayacakları bir üç güngeçirdiklerini belirttiler.

ONUR KONUĞU NASUH MAHRUKİ Etkinliğin son gününde programın “Zir-veye Ulaşmak ve Zirvede Kalmak” olanana temasına paralel olarak Türkiye’dezirvelere en aşina isimlerden dünyadaYedi Zirveler projesini tamamlayan engenç dağcı Nasuh Mahruki Grundfos’unonur konuğu idi. Rusya Kar Leoparı nişanısahibi profesyonel sporcu, yazar, fotoğ-rafçı ve AKUT kurucusu üyesi ve BaşkanıMahruki, “Zirveye Doğru: Liderlik veTakım Çalışması”, “Risk Yönetimi: Hızlı veDoru Karar Alma Süreçleri” başlıklı su-numları ile tecrübe ve birikimlerini katı-lımcılarla paylaştı. Mahruki’nin sunumlarıilgiyle izlendi. Soru-cevap bölümünün ar-dından etkinlik programı Okay Barut-çu’nun 2011’de tüm Grundfos ailesinesağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yıl di-lekleri ile son buldu.

Grundfos bayi ve servisleri bir araya geldiGrundfos bayi ve servislerinin bir araya geldiği “Zirveye Ulaşmak ve ZirvedeKalmak” etkinliğine Nasuh Mahruki damgasını vurdu.

Page 63: TermoKlima Ocak 2011
Page 64: TermoKlima Ocak 2011

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,Milli Eğitim Bakanlığı, TOBB, TOBB Eko-nomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ)ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) işbirliğiyleyürütülen Uzmanlaşmış Meslek Edin-dirme Merkezleri (BECERİ'10) Projesi'nintanıtımında konuşan Çalışma ve SosyalGüvenlik Bakanı Ömer Dinçer, söz ko-nusu projenin Türkiye'de istihdam yarat-maya çok sistematik bir bakış getirdiğiniifade etti. 2009 yılında tüm dünyada yak-laşık 50 milyona yakın istihdam kaybı ol-duğunu, bu yıl rakamın 30 milyonunaltına indiğini gördüklerini, her şeye rağ-men işsiz sayısının arttığını, ABD'degeçen yıl 5,5 milyon, 27 Avrupa ülkesininortalamasına bakıldığında yaklaşık 4 mil-yon kişinin işini kaybettiğini belirten Din-çer, ''Toplumlar arasında istihdamyaratmak ve insanlara iş temin etmek,çok önemli hedeflerden birisi halinegeldi. Biz de istihdam yaratmaya dair ça-lışmalara ağırlık veriyoruz'' dedi.

“BU YIL EYLÜL AYI SONUNA KADARYAKLAŞIK 953 BİN KİŞİ İŞ SAHİBİ OLDU”Dinçer, ''Bugüne kadar çalışma hayatıylailgili sorunlarımızı tartışırken daha çok iş-sizlik oranları üzerinden tartışmayı yürü-

tüyor ve tabiri caizse bardağın boş tara-fına bakmayı tercih ediyoruz. İşsizlikoranları 2009 yılında yüzde 14 idi,'2010'da yüzde 12 olacak, 2011 yılındaşu noktaya çekeceğiz' diye hedefler ko-yuyoruz. Aslında bu yanlış değil. Belki katetmemiz gereken mesafeyi belirlemekkonusunda bize ipucu veren bir yaklaşımtarzı. Ancak bu meselenin bir başka bo-yutu da istihdam yaratmayla alakalıdır''diye konuştu. Dinçer, bu yıl eylül ayı so-nuna kadar yaklaşık 953 bin kişinin iş sa-hibi olduğunu belirtirken, ''Yıl sonundainşallah bu rakam birazcık daha artacakdiye varsayıyoruz. Ama eğer bunu süreklihale getiremeyecek olursak Türkiye'dekiişsizlik sorununu çözme şansımız da ol-mayacak'' şeklinde konuştu.

“HER YIL 600 BİN KİŞİYE İSTİHDAMYARATMAMIZ GEREKİYOR”Genç nüfusun çalışma hayatına katıldı-ğını, her yıl ortalama 800 bin kişinin ça-lışma hayatına atıldığını, işgücünekatıldığını ifade eden Dinçer, konuşmasınışöyle sürdürdü: ''Sadece bu kadarla değil,daha da önemlisi gelişmiş ülkelerle mu-kayese edildiğinde bizim hem işgücünekatılma oranlarımız çok düşük hem de is-tihdam oranlarımız çok düşük. Eğer çalı-şabilir nüfusun işgücüne katılma oranları1 puan artırmak için çaba sarf etmiş ol-saydık aşağı yukarı bu 800 bin kişiye ilave530 bin kişi daha ekleyecektik. Eğer işgü-cüne katılan insanların istihdamını 1puan daha artırmayı hedeflemiş olsaydıkilave 230 bin insanı ekleyecektik. Bugünistihdam oranlarımız yüzde 44. Onu 45'eçıkartmayı düşünüyorsanız yaklaşık ola-rak 230 bin kişi ekleyeceksiniz artı yenikatılanların da yüzde 44-45'ini bununüzerine koyacaksınız. Her yıl aşağı yukarı bizim 600 bin kişiyeistihdam yaratmamız gerekiyor. O damevcut yeni dahil olanları, işte 1 puan daistihdamı artırmayı öngördüğümüzden...Bu ise Türkiye'de aşağı yukarı her yıl 5,5-

6 büyümeyi öngörüyor. Ama birikmişstokları hesap ettiğimizde bu büyümeoranı bile bizim toplum olarak ihtiyaçduyduğumuz istihdamı sağlamaya yet-meyecek. Bu açıdan bakıldığında bizimkapsamlı ve çok sistematik istihdam ya-ratma programları ortaya koymamızlazım. Daha da önemlisi çalışma hayatı-nın esnekliğini artırmamız gerekiyor kidaha fazla istihdam yaratabilelim.''Ekonomilerin artık istihdam dostu ekono-miler olmaktan hızla uzaklaştığını belir-ten Dinçer, teknolojik gelişmeler vedeğişmelerin etkisiyle ekonomilerin, istih-dam yaratma kapasitelerini sınırladığını,bunu aşabilmenin yegâne yollarından bi-rinin çalışma hayatını mümkün olduğukadar esnekleştirmek olduğunu söyledi.

“ÇALIŞMA HAYATININ BÜTÜN AKTÖR-LERİYLE BİRLİKTE PİYASAYI ESNEKLEŞ-TİRMEYİ ÖNEMSEMELİ VE BUNUNÜZERİNDE ÇALIŞMALIYIZ”Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Din-çer, şunları kaydetti: ''Türkiye'de bugünküçalışma hayatı şartlarını sabit olarak kabulettiğimizde ekonomimiz yılda yüzde 1puan büyürse, istihdamımız yüzde yarımartmaktadır. Bu ise aşağı yukarı 100-115bin civarındaki işçiye, insana tekabül et-mektedir. Ama biz çalışma hayatımızı es-nekleştirirsek o zaman ekonomikbüyüme aynı olsa bile, yani yüzde 1'lik birekonomik büyümesi sağlanmış olsa bileaşağı yukarı aynı ekonomik yapı içeri-sinde ve aynı büyüklükte bu kez yaklaşık50 bin kişi daha fazla istihdam yaratmaimkanına sahip olacağız. Eğer biz toplumolarak işsizliğin gerçekten ciddi bir sorunolduğunu kabul ediyorsak o zaman buçalışma hayatının bütün aktörleriyle bir-likte piyasayı esnekleştirmeyi önemsemelive bunun üzerinde çalışmalıyız. İşçi ve iş-veren sendikalarıyla, işverenlerin dernek-leri, odaları ve birlikleriyle ve toplumunbütün ilgili kesimleriyle birlikte bu konudabir uzlaşma sağlamak zorundayız.''

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, “Artık toplumun ve piyasanınihtiyaçlarından uzak eğitim veya teorik eğitimden uzaklaşıyor ve daha çok ihti-yaca odaklanmış bir programı hedeflemeye başlıyoruz.''

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ihtiyacaodaklı eğitim ve öğretim programı hedefliyor

g ü n d e m

58 Termo Klima Ocak 2011

Page 65: TermoKlima Ocak 2011
Page 66: TermoKlima Ocak 2011

“İHTİYACA ODAKLANMIŞ BİR PROG-RAMI HEDEFLEMEYE BAŞLIYORUZ”Dinçer, özellikle YÖK, Milli Eğitim ve Sanayive Ticaret bakanlıklarının mesleki eğitimleilgili attığı her adımda ve ortaya koyduğuher programda, meslek standartlarını esaskabul edeceğini ve müfredatlarını bunagöre uyarlayacağını ifade etti. 2011 yılı so-nuna kadar her kurumun adım adım hangifaaliyetleri gerçekleştireceklerine daireylem planı oluşturduğunu anlatan Dinçer,eylem planına göre, meslek standartlarınauygun mesleki eğitim müfredatları hazırla-nacağını, hem meslek liseleri hem meslekyüksekokulları hem de meslek eğitimiveren lisans programlarında bu düzenle-menin gerçekleştirileceğini belirtti. ÖmerDinçer, şöyle konuştu: ''Ayrıca, sadece müf-redatlar değiştirilmeyecek, aramızdaki çokyoğun işbirliği ile bunlar sürekli güncelle-necek. Bu açıdan bakıldığında biz artık şuduvarı yıkıyoruz; toplumun ve piyasanın ih-tiyaçlarından uzak eğitim veya teorik eği-timden uzaklaşıyor ve daha çok ihtiyacaodaklanmış bir programı hedeflemeye baş-lıyoruz. Bu yaptığımız çalışma için önümüz-deki günlerde, inşallah sanıyorumçarşamba günü de yaptığımız çalışmalarınbir yıllık performansını gözden geçiren birçalışma da ortaya konulacak ve kamuoyuile paylaşılacak.''

''MESLEK STANDARTLARININ BELİR-LENMESİNDE PİYASA AKTÖRLERİYLEÇALIŞIYORUZ”Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Din-çer, sürekli mesleklerin değiştiğini, tekno-lojinin gelişmesiyle aynı meslekte bile olsafarklılıkların yeni ihtiyaçların ortaya çıktı-ğına dikkati çekti. Ömer Dinçer, sözlerineşöyle devam etti: ''Şayet biz insanlarımızıbu anlamda iyi eğitmeyecek olursak ozaman çok daha katı bir çalışma hayatıylakarşı karşıya kalacağız. Çünkü günün ih-tiyaçlarına uygun bir şekilde bilgi ve tec-rübeyle donanmamış kişiler mevcutişlerine çok daha sıkı sarılacaklar, asla ay-rılmak istemeyecekler, bunun için hertürlü mücadeleyi yapacaklar. İşverense bualanda verimsizlikten yakınacak ve mali-yetlerin yüksekliğini giderek hissetmeyebaşlayacak ve bu katılık giderek çatış-maya götüren bir sonuç doğurabilecek.Bütün bunların önüne geçmenin yeganeyolu da insanları her an, her yerde vefarklı bir işte çalışabilecekleri bilgi ve tec-rübeye sahip bir donanımla teçhiz etmek,ondan sonra da piyasayı daha serbest,daha çalışılabilir hale getirmek, çalışmahayatını esnekleştirmek gerekecek.''

Bu süreçte özellikle hem İstanbul TicaretOdası (İTO) ve İstanbul Sanayi Odası (İSO)başkanlarına özel teşekkür borcu oldu-ğunu dile getiren Dinçer, ''Meslek stan-dartlarının belirlenmesinde piyasaaktörleriyle çalışıyoruz. Onlar bize destekveriyorlar. Birçok meslek kuruluşu bizimleişbirliği yaptı. Onlar belirliyorlar biz belirlisüreçleri ve denetimleri gerçekleştiriyo-ruz'' dedi.

“YÜRÜTME ALIŞKANLIKLARIMIZI BIRAKMAYA ÇALIŞIYORUZ”Projenin piyasanın aktörlerini sürece dahilettiğinin altını çizen Dinçer, şöyle ko-nuştu: ''Biz Bakanlık olarak direksiyondankalktık, ticaret ve sanayi odalarını,TOBB'u direksiyona oturttuk. Biz yavaşyavaş standartlarını belirliyor, denetimle-rini yapıyor, izliyoruz, ama fiilen yürütmealışkanlıklarımızı bırakmaya çalışıyoruz.Bu proje somut bir şekilde bunu göstere-cek. Ticaret ve sanayi odası başkanlarınınher ilde bizatihi işin başında olduğu, ken-disine mensup ihtiyaçlarını belirlediği veona uygun eğitim biçimiyle 'şu kabiliyetteinsanı biz de istihdam edelim' dediği birnoktaya geldik. Biz müfredatı ve hangialanda ihtiyaç olduğunu belirlemiyoruz.Biz finansmanı sağlıyor, zeminini düzelti-yor, eğitim yerlerini modernleştiriyor, eği-tilecek insanları yetiştiriyor ama aslaeğitim programlarında nelerin olacağınıve bu eğitilmiş insanların hangi mesleklerikazanacaklarını ve nerede istihdam edi-leceklerini düşünmüyoruz. Biz kolaylaştı-rıyoruz, iş adamlarımız da bu işinyöneticisi konumunda, kendileri karar ve-riyor, uyguluyorlar ve istihdam ediyorlar.Hakikaten özel sektör, sivil toplum vekamu kurumlarının birbirleriyle dayanışa-rak çok ortaklı bir yönetimi burada başar-dıklarını görüyoruz.''

“İŞSİZLİĞİ TEK BAŞIMIZA ÇÖZEMEYECEĞİMİZİ BİLİYORUZ”Dinçer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-kanlığı olarak bütün toplumsal aktörlerinhepsini sürece dâhil ederek daha etkin biryönetim modeli ortaya koymaya çalıştık-larını dile getirdi. Ömer Dinçer, konuşma-sına, ''Devlet olarak bu ülkenin çalışmahayatının kalitesini tek başımıza artırama-yacağımızın farkındayız. İşsizliği tek başı-mıza çözemeyeceğimizi biliyoruz.İstihdamı tek başına alacağımız düzenle-melerle hatta teşviklerle çözemeyeceği-mizin farkındayız. Bize yardım ve desteksağlayacak bütün aktörleri sürece dâhiledip, mümkün olduğu kadar düşük ma-

liyetle, mümkün olduğu kadar çok büyükbir faydayı üretmenin peşinde koşuyo-ruz'' diye devam etti.

3 MİLYONA YAKIN İŞSİZDEN SADECE1 MİLYONA YAKINI KAYITLIÖmer Dinçer, İŞKUR olarak bütün vilayet-lerde örgütlendiklerini, ama Türkiye'dekiişsizlerin sadece yaklaşık yüzde 30-35'inikayıt altına aldıklarını aktararak, şunlarıkaydetti: ''3 milyona yakın işsiz olduğunu biliyor-ken sadece 1 milyona yakını bizde kayıtlıgörünüyor. Yine Türkiye'de her yıl 1 mil-yona yakın insanı istihdam ediyorken,bunların sadece yüzde 10-12'lik kısmınıbiz istihdam edebiliyor, yerleştirebiliyoruz.Halbuki bizde bu ülkede kayıtsız bütün iş-sizlerin dökümü olmalı. Onların hangile-rinin hangi işi yapabileceklerini bilmeliyiz,mesleksizleri eğitebilecek konumda olma-lıyız. Uluslararası standartlarda olduğugibi en az yüzde 40'ını işe yerleştirebilme-liyiz.'' Bunun altından kalkabilmek içinyaklaşık 80 bin personel olması gerekti-ğini, ancak 2 bin 400 kişi ile çalıştıklarınıanlatan Dinçer, ''Bunun üstesinden gele-meyeceğimize göre çok düşük maliyetliproje yürütüyoruz. Türkiye'de şu anda781 belediyemizle anlaşarak onların per-sonelini eğittik'' dedi.Tüm il düzeyinde örgütü olan kurumlarlakonuştuklarını, yaklaşık 870 kurum ve bi-rimle sözleşme yaptıklarını ifade edenDinçer, sadece Esenler Belediyesincegeçen sene bu süreçte bin 500 kişinin işeyerleştirildiğini anımsattı. Dinçer, 2008 yı-lında 20 bin kişiyi eğiten İŞKUR'un 2009yılında 167 bin kişiye kurs düzenlediğini,2010 yılında 150 bin kişiyi geçtiklerini, işeyerleştirme oranını da yüzde 3-4'lerdenyüzde 10'ların üzerine çıkardıklarını anla-tarak, 2011 yılı için aşağı yukarı 400 binkişiye mesleki eğitim kursu açmayı plan-ladıklarını bildirdi.

g ü n d e m

60 Termo Klima Ocak 2011

Page 67: TermoKlima Ocak 2011
Page 68: TermoKlima Ocak 2011

İmalat sanayi genelinde kapasite kullanımoranı Aralık ayında Kasım’a göre 0,3puan azalırken, geçen yılın aynı ayınagöre 7,9 puan artış gösterdi. BakanErgün, yaptığı yazılı açıklamada, Aralıkayı kapasite kullanım oranlarını değerlen-dirdi. Sanayi ve Ticaret Bakanı NihatErgün, Aralık ayı kapasite kullanım oranı-nın geçen yılın aynı ayına göre piyasabeklentilerinin biraz üzerinde artarakyüzde 75,6 seviyesinde gerçekleştiğinibelirterek; “Aralık ayı kapasite kullanımoranı, yılın son ayını da başarı ile tamam-layacağımızı ve Türkiye’nin üretime dayalıbüyüme sürecinin devam edeceğini gös-termektedir” açıklamasında bulundu. Sa-nayi üretiminin küresel krizin ardındangirdiği yükseliş dönemine devam ettiğiniifade eden Ergün, kapasite kullanım ora-nının 2010 yılı aylık ortalamasının 2009yılı aylık ortalamasına kıyasla 7,3 puanartış gösterdiğini bildirdi.

Bakan Ergün, Orta Vadeli Program’dayüzde 6,8 olarak yer verilen büyüme tah-minlerinin yüzde 7-8 aralığına yerleşti-ğini, Türkiye'nin ilk üç çeyrekte yüzde 8,9

oranında büyüyerek dünyada en hızlı bü-yüyen ekonomilerden biri olduğunu dilegetirdi. Aralık ayı kapasite kullanım oranırakamlarının yılın son ayının da başarı iletamamlanacağını ve Türkiye’nin üretimedayalı büyüme sürecinin devam edece-ğini gösterdiğini belirten Ergün şunlarıkaydetti: “Bu rakama bağlı olarak (kap-asite kullanım oranı), sanayi üretim en-deksi ve ihracat gibi rakamların da olumlugeleceğini düşünüyorum. Türkiye’ninyılın son çeyreğinde de önceki beklenti-leri aşan bir büyüme rakamına ulaşabile-ceğine inanıyorum. Türkiye, artık küreselkriz öncesi seviyeleri yakalamış ve hattaaşmaya başlamıştır. Mesela Ekim ayındasanayi üretim endeksi, endeks tarihininen yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bu geliş-meler, küresel krizi ne kadar iyi yönettiği-mizin ve krizden güçlenerek çıktığımızında bir kanıtıdır. Sanayi sektörü; ulaştırma,depolama, ticaret gibi birçok sektörün te-tikleyicisi konumundadır. Bununla birliktetarım, turizm ve kamu harcamaları gibibaşka bir takım etmenlerin de milli gelirrakamları üzerindeki olası etkilerini gözardı etmemeliyiz.”

‘İSTİHDAM İÇİN EKONOMİYİ İSTİKRARLI BÜYÜTMELİYİZ’Bakan Ergün açıklamasının devamında;“2010 yılındaki bu parlak performans,güven ve istikrar ortamı ile birlikte, özelsektörümüzün dinamizminin bir sonucu-dur. Ancak, artık kazandığımız başarılar-dan ziyade kazanacağımız başarılarayoğunlaşmak durumundayız. Özellikle is-tihdam sorunumuzu çözmek için ekono-miyi istikrarlı bir şekilde büyütmeliyiz. Bunedenle, 2011 yılı, bizim için ağırlıklı ola-rak mikro reformların hayata geçtiği biryıl olacaktır. 2011-2014 yıllarını kapsayanSanayi Strateji Belgesi’ni tamamladık.Belgeyi Ocak ayının başında kamuoyu ilepaylaşacak ve belgede yer alan eylemleriuygulamaya da süratle başlayacağız.Hem sanayicilerimiz için hem de kamukesimi için bir yol haritası olacak SanayiStrateji Belgesi, reel sektörün küresel re-kabet gücü kazanması için gerekli mikroreformların hızla hayata geçirilmesini sağ-layacaktır. Bu çerçevede atacağımız adım-lar, 2023 hedeflerimize ulaşmamız için dekilit bir vazife üstlenecektir.” dedi.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün,KOBİ'lere yönelik ihracat kredisi destekprogramı ile ölçek endeksli büyüme kre-disi destek programında toplam 2,5 mil-yar lira olarak belirledikleri kredi hacmini,1 milyar lira artırarak, 3,5 milyar liraya çı-kardıklarını bildirdi.Ergün, ihracat kredisi destek programı ile

ölçek endeksli büyüme kredisi destekprogramına başvuruda bulunanların ta-mamına yakınının bu desteklerden yarar-lanabileceklerini de kaydetti.Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) ilegerçekleştirdiği sohbet toplantısında so-ruları yanıtlayan Ergün, en son KOBİ'lereyönelik başlattıkları ihracat kredisini 5 binfirmaya kullandırmayı öngördüklerini,ancak 7 bin başvurunun olduğunu, sözkonusu firmaların tamamını bu kredidenyararlandıracaklarını bildirdi.

Ölçek endeksli büyüme kredisi destekprogramından yararlanmasını öngördük-leri firma sayısını ise 45 bin olarak plan-ladıklarını anımsatan Ergün, ancak bukredi için yaklaşık 73 bin başvuru oldu-ğunu, bunlardan bir kısmının şartlarınıntutmadığını, bu yüzden 65 bin firmanınbundan yararlanacağını belirtti.Bakan Ergün, söz konusu iki destek prog-ramı için daha önce oluşturulan 2,5 mil-yar liralık kredi hacminin, 3,5 milyar lirayaçıkarıldığını söyledi.

g ü n d e m

62 Termo Klima Ocak 2011

Kapasite kullanım oranı 75,6 oldu

KOBİ’lere kredi artış müjdesi

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün: ''Rakamlar, Türkiye’nin üretime dayalı bü-yüme sürecinin devam edeceğini gösteriyor”

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, ihracat kredisi destekprogramı ile ölçek endeksli büyüme kredisi destek progra-mına başvuran 7 bin KOBİ'ye müjde verdi. Kredi tutarı 1 mil-

yar lira arttırıldı.

Page 69: TermoKlima Ocak 2011
Page 70: TermoKlima Ocak 2011

Enerji Ticaretçileri Toplantısı 2010 (EnergyTraders’ Event 2010) Türkiye'de elektrikenerjisi ticareti yapan 100’e yakın özelsektör şirket temsilcisini İstanbul’da bu-luşturdu. Borusan EnBW Enerji'nin spon-sorluğunda ve Enerji Ticaret Derneği(ETD) çatısı altında yapılan zirvede, elek-trik enerjisi ticareti şirketleri, Türkiye’deenerji ticareti piyasasının geleceğini tartı-şarak, enerji alış-satış anlaşmalarında Av-rupa standartlarının oluşması yönündebir çağrı yaptı.

Toplantıya, özel sektörün yanı sıra, enerjisözleşmelerinin standardizasyonu kapsa-mında Avrupa düzeyinde çalışmalar yürü-ten Avrupa Enerji Ticaretçileri FederasyonuEFET (European Federation of Energy Tra-ders) ile Türkiye Elektrik Ticaret ve Taah-hüt A.Ş (TETAŞ), Türkiye Elektrik İletimAnonim Şirketi (TEİAŞ) ve Elektrik PiyasasıDüzenleme Kurumu (EPDK) da katıldı.

Rekabet, liberalleşen enerji piyasalarının temel taşlarından biri EnBW AG Genel Müdürü ve BorusanEnBW Enerji Murahhas Yönetim KuruluÜyesi Franc Schütz açılış konuşmasındaelektrik ticaretinin önemini vurgularken,rekabetin, makul fiyatları teşvik etmesive yeni oyuncuları çekmesi açısından li-beralleşen tüm enerji piyasalarının temeltaşlarından biri olduğunu belirtti.Borusan EnBW Enerji İş Geliştirme, Stra-tejik Planlama ve Satıştan Sorumlu GenelMüdür Yardımcısı Hüseyin Evelek, elek-trik piyasasında yaşanan hızlı büyümeninbir gerekliliği olarak, elektrik enerjisi tica-ret yapısının belirli standartlara uygun ge-lişmesinin sağlanmasının, tüm piyasakatılımcılarının ortak hedefi olduğunu vur-guladı. Elektrik enerjisi ticaretinde, yeni pi-yasa ürünlerinin tanımlanması ve sözleşmestandartların oluşmasının nedenlerine de-ğinen Evelek, Enerji Ticaretçileri Toplan-tısı’nın, sektörün yapılanmasında ve enerji

ticaretinin geleceğinin; üreticilere, satış şir-ketlerine ve tüketicilere en iyi şekilde hiz-met verebilmesi yönünde şekillenmesindeönemli bir adım olduğunu anlattı.

Piyasada güven için standartlaşma veşeffaflaşma önemliETD, EPDK, TETAŞ ve TEİAŞ yetkililerinin;Türkiye elektrik piyasasına ilişkin bilgi ver-diği toplantıda, EFET temsilcisi Dr. Jan Ha-izmann ise standartlaşmanın ve piyasadakigüvenin kazanılmasında şeffaflaşmanınönemine değindi. Dr. Haizmann; Ro-manya, Bulgaristan ve Yunanistan’daki uy-gulamaları değerlendirerek, Türkiye’ninOrta ve Güneydoğu Avrupa Enerji Piya-sası’ndaki ticarete nasıl dahil olabileceğikonusunu toplantının gündemine taşıdı.Dr. Haizmann, sınırlar arası kapasitenin ar-tırılmasının gerekliliğini vurgulayarak,enerji ticaretinin yapısının şekillenme-sinde EFET’in her zaman desteğe açık ol-duğunu belirtti.

Borusan EnBW Enerji'nin sponsorluğunda ve Enerji Ticaret Derneği (ETD) çatısıaltında düzenlenen ‘’Enerji Ticaretçileri Toplantısı 2010’' zirvesinde, sözleşme-lerde Avrupa standartlarının oluşturulması çağrısı yapıldı.

Elektrik enerjisi satışlarında Avrupa standartları oluşturuluyor

g ü n d e m

64 Termo Klima Ocak 2011

Page 71: TermoKlima Ocak 2011
Page 72: TermoKlima Ocak 2011

İş sahiplerine ne yapmaları gerektiğinisöyleyenler her daim mevcuttur. Özelliklede ekonomik kriz zamanlarında. Ama neyapmaları gerektiğini nasıl bulacaklarınısöyleyen pek çıkmaz. Oysa ki bir KOBİ sa-hibinin böyle zamanlarda en çok ihtiyacıolan şey, bir takım klişe bilgiler veya şab-lon öneriler değil, durumunu analizetmek, alternatiflerini anlamak ve gide-ceği yönü seçmektir. Kişi eğer bunu yanidurumunu analiz edip gideceği yönü be-lirlemeyi kendi başına yapamıyorsa (kiçoğu iş sahibinin yapamadığını biliyoruz),ancak meseleyi daha geniş açıdan göre-bilen daha tecrübeli birinin yardımıyla ya-pabilir, yani bir rehberin. Bu her konudaböyledir. Vakit nakit ise, en hızlı çözümbaşkasının tecrübesinden faydalanmaktır.

Peki, kaç KOBİ sahibinin bir iş geliştirmekoçu var? Güvenilir bir rehberi? Belki debu haberi okuyanların hiçbirinin. Çünkükoçluk kavramı birçok KOBİ sahibinehenüz bir şey ifade etmiyor bile.

Belki de merak konusudur, bir koçluk top-lantısında iş sahibi koçu ile ne konuşur?Toplantılar nasıl geçer? Koçluk nedir?Hani şu "balık vermek değil de balık tut-mayı öğretmek" dedikleri şey nasıl olu-yor? Özgür Kaşifler koçları her gündeğişik ölçeklerde ve sektörlerde faaliyetgösteren iş sahipleri ile iş geliştirme koç-luğu seansları gerçekleştiriyor. Konu kimizaman para, kimi zaman pazarlama, kimizaman diğer yönetim konuları olabiliyor.Burada ele alınan konu ise: Düşük perfor-

manslı çalışanlar. Kim bilir, belki de bu-günlerde birçok KOBİ sahibi de aynı dert-ten muzdariptir! Öyle mi? O halde,buyurun seansımızın bir bölümüne kulakmisafiri olun.

İş Sahibi: - Çalışanlarım kendilerindenbeklediğim işleri ya yapmıyorlar ya daözensiz yapıyorlar.

İş Geliştirme Koçu: - Konuyu biraz dahaaçmak adına bana örnekler verebilir mi-siniz?

İş Sahibi: - Örneğin satışa giden çalışa-nım, müşteri ziyaretlerinden sonra banabu ziyaretin nasıl geçtiğine dair bir raporhazırlamıyor?

g ü n d e m

66 Termo Klima Ocak 2011

Özgür Kaşifler’de Koçluk Seansı Diyalogları-1

Page 73: TermoKlima Ocak 2011

g ü n d e m

67Termo KlimaOcak 2011

İş Geliştirme Koçu: - Sözkonusu rapor hazırlanma-dığında bu sizin açınızdan

nasıl bir sıkıntı yaratıyor?

İş Sahibi: - Gidilen müş-teri ile ilgili detaylı bilgisadece o satışçınınzihninde kalıyor, gö-rüşmeyle ilgili detay-lar da yazılmadığı içinben takip edemiyo-rum, daha sonra

tekrar o müşte-riyle görüşülmesigerektiğinde birönceki detaylar

yazılı olmadığı için birta-kım şeyler unutulabiliyor ve bu da müşte-rinin karşısında zor durumda kalmamızaneden oluyor.

İş Geliştirme Koçu: - Bu durum her ziya-retten sonra mı gerçekleşiyor ya da aradabir rapor hazırlanıyor mu? İş Sahibi: - Arada bir hazırlanıyor, ama oda istediğim kadar bilgi içermiyor. Kendi-sini bu konuda defalarca uyarmama rağ-men bu durumu pek de umursamıyor.

İş Geliştirme Koçu: - Siz bu durum kar-şısında ne yapıyorsunuz?

İş Sahibi: - Uyarılarım dikkate alınmadığıve o çalışanımı da kaybetmek istemedi-ğim için her ziyaretten sonra onun banaanlattıklarını kendim raporluyorum. Amabu ben de ciddi bir sıkıntı yaratıyor.

İş Geliştirme Koçu: - Biz size her zaman"İşyerinizde veya özel hayatınızda yo-lunda gitmeyen bir şeyler varsa, bununsebebi sizin onları henüz ele almamış ol-manızdan kaynaklanıyor" diyoruz. Şimdi,size bu sıkıntı veren durumu ortadan kal-dırmak için neler yapabiliriz? diye düşüne-lim. Çalışanınızı bu görevde çalıştırmayakarar verdiğinizde kendisinden neler bek-lediğinizi bildirdiniz mi?

İş Sahibi: - Daha önceden satış tecrübesiolan bir çalışan olduğu için açıkçası yapa-cağı işle ilgili bir detay konuşmadık. Sa-dece ürünümüzü tanıttık. Aslında şimdisiz söyleyince şöyle düşündüm; acaba bizkendisine burada yapacağı işlerle ilgili de-taylı bilgileri verseydik daha mı iyi olurdu?

İş Geliştirme Koçu: - Kesinlikle evet, ça-lışanınızı işe aldığınızda onu hangi gö-revde çalıştıracaksanız, o görevin tanımınımutlaka yazılı olarak ona vermeniz gere-

kiyor. Bu sizin işletmenizde kuracağınızsistemin çok önemli bir parçasıdır. Eğerçalışanlarınızın izleyeceği yolu siz belirle-mezseniz, onları takip etmekte ciddi ola-rak zorlanırsınız ki şu anda yaşadığınızsıkıntı da bunun bir parçası. Ama dikkatederseniz bu sıkıntının tek kaynağı görevtanımı değil. Şimdi düşünmeye ve konuş-maya devam edersek, diyelim ki çalışanı-nızın bir görev tanımı var, ama hala bukendisinden istediğiniz raporları yazmı-yor? Bu durumu bir de bu gözle ele alır-sak, çalışanınızın bu raporları nereyeyazması ve nasıl yazması gerekiyor?

İş Sahibi: - Müşteri ziyaretinden sonragörüşmeyle ilgili bütün detayları herhangibir kağıda yazmasını istiyorum. Sadecebu kadar ama bu bile ona zor geliyor. İş Geliştirme Koçu: - Çalışanınız bu ra-porda sizin özellikle istediğiniz detaylarınne olduğunu biliyor mu?

İş Sahibi: - O kadarını da anlatmadım,sonuçta tecrübeli biri olduğu için görüş-mede nelerin önemli, nelerin önemsiz ol-duğunu anlayabilir diye düşünüyorum.

İş Geliştirme Koçu: - Çalışanınız sizin buraporları almadığınızda yaşadığınız sıkın-tıyı ve ilerde bu müşteriyle yaşayacağınızsıkıntıları biliyor mu?

İş Sahibi: - Tabii ki hayır, umurunda da ol-duğunu sanmıyorum.

İş Geliştirme Koçu: - Neden?

İş Sahibi: - Aslında onların maaşlı çalışanolması sebebiyle, benim işimi benimkadar umursamadıklarını düşünüyorum.

İş Geliştirme Koçu: - Onların maaşlı birerçalışan olduğu doğru, ama sizinle birlikteçalıştıkları sürece, sizin işinizi ne kadar ge-liştirir ve bu işe ne kadar katkı sağlarlarsa,kendileri de bir o kadar kazançlı çıkacak-lardır öyle değil mi?

İş Sahibi: - Evet, kesinlikle ben de böyledüşünüyorum.

İş Geliştirme Koçu: - Pekiyi, bu durumdaçalışanlarınız bu bakış açınızı biliyorlarmı?

İş Sahibi: - Tahmin ediyorlardır diye dü-şünüyorum.

İş Geliştirme Koçu: - Sizin bir lider olarakgöreviniz, her zaman olaylara karşı bakışaçınızla çalışanlarınıza örnek olmaktır.

Sizin belirlediğiniz stratejik hedefinizi ça-lışanlarınıza aktaramamışsanız, onların si-zinle aynı yolda yürümelerini nasılbekleyebilirsiniz ki?

İş Sahibi: - Bu konuda haklısınız, çoğuzaman yaşadığım sıkıntıları kendi içimdesaklıyorum, hatta beni anlayamayacakla-rını düşünüp onların yapmaları gerekenişleri de üstüme alıyorum. Bu da benimdaha çok çalışmama hatta işin içinde bo-ğulmama sebep oluyor. Bu durumdabenim çalışanlarımdan ne istediğimiaçıkça ifade etmem ve sıkıntılarımı da on-larla paylaşmam gerekiyor öyle mi?

İş Geliştirme Koçu: - Şimdi, sizin ilkbaşta belirttiğiniz size sıkıntı veren du-ruma geri dönersek…

İş Sahibi: - Aslında şimdi bir takım şeylernetlik kazanmaya başladı. Ben çalışanımabu raporların nasıl yazılması gerektiğini veyazılmaması durumunda nasıl sıkıntılarınortaya çıkacağını kendisine anlatırsam buproblemi çözmüş olurum.

İş Geliştirme Koçu: - Biliyorsunuz ki, sis-temler işi yapar, insanlar sistemleri işletir.Ve yine biliyorsunuz ki yaşadığınız bütünproblemlerin kaynağı o konudaki sistemeksikliğinizdir. Her zaman söylediğimizgibi yazılı olmayan şey sistem değildir.Sizin sorunuzu ele aldığımızda ne yapma-mız gerekiyor?

İş Sahibi: - Doğru, benimsize biraz önce ifade etti-ğim şeyleri sistem halinegetirmem gerekiyor, tabiien önemlisi yazılı bir halegetirip bunu çalışanımavermem ge-rekiyor. Ön-celikle buçal ışanı-mın görevt a n ı m ı n ıyazıp, onunlabir toplantı yapmalıyım,kendisinden beklentile-rimi anlatmalıyım.Daha sonra en azındanbir başlangıç olarak, iste-diğim raporların nasıl ya-zılacağına dair bir sistemyazmalıyım.

İş Geliştirme Koçu: -Çok güzel, her zamandediğimiz gibi ŞİMDİYAPIN!

Page 74: TermoKlima Ocak 2011

y e n i p a z a r l a m a

68 Termo Klima Ocak 2011

973’lerde internetin ica-dından bu yana gerçektençok şeyler değişti. Artıkgittikçe daha fazla iletişimolanaklarını kullanır hale

geldik. 2010 yılının sonunda, Dünya’damobil telefon abone sayısı 5.3 milyarayükseldi, mobil iletişim olanaklarına erişimDünya nüfusunun %90’ına açık du-rumda1. Aynı dönemde, internet kullanı-cılarının sayısı 2 milyar rakamını çoktanaştı. İletişimimiz o kadar hızlı ki, 2010 yı-lında tüm Dünya’da her saniye 200.000SMS gönderiliyor2, kullanımda olan 2.9milyar e-posta hesabı var, bu hesaplar üze-rinden her gün 247 milyar gönderi yapılı-yor3 ve sosyal networklar üzerinde aktifolarak hesabı bulunan kişi sayısı 2.1 mil-yar kişi4.

Sürekli veri üretiyoruz ve bu verileri git-tikçe daha yüksek hızlarda iletebilecekyeni sistemler geliştiriyoruz. Bu teknolo-jileri bazen veri tabanı yönetiminde,bazen veri tabanı değişimlerinde, bazengörüntü aktarımlarında hatta bazen oyunsistemlerinde kullanıyoruz. Ürettiğimizverilere bağlı olarak, yeni donanımlarladaha da etkin veri transfer ve saklamayöntemleri kullanıyoruz. Cep telefonları,bilgisayarlar bunların sadece birkaçı.

Bu güne kadar sadece “ihtiyaçları karşı-layan” tüm sistemler çok yakın gelecekte“ihtiyacı kontrol eden” sistemler halinegelecekler5. Örneğin enerji dağıtımınıdaha etkili hale getirmek için kurulmuşbir sistem, belli bir zaman aralığında sis-teme çok fazla yük bindiğinde, sistemdenenerji sisteminde bulunandiğer makinelerle iletişimkurarak, onları belirlenenzaman aralığında daha azenerji tüketmeleri konu-sunda uyaracak.

Bu haliyle çok da önemli gö-zükmeyen belirttiğim gelişme-ler bizlerin davranış kalıplarındada etkili olacak. Nasıl bilgisayar-lar, dizüstüler, yeni yazılımlar,sosyal networklar, cep telefonlarıbizlerin yaşayış ve davranış kalıp-larını değiştirdilerse, yeni iletişim(yani makineler arası gelişecekolan makineden makineye -M2M) de aynı sonuçları doğu-racak.

Yeni iletişim şekilleri yeni davranış kalıp-ları yaratmakla sınırlı kalmayacak, aynızamanda daha evvel de belirttiğim gibi,ihtiyacı kontrol eden sistemlerin de geliş-mesine sebep olacak. Asla ve asla gerçek-leşmeyen homo-economicus (kendisinemaksimum fayda sağlayan seçeneği ter-cih eden, rasyonel davranan ve kendi çı-karlarını düşünmesi gereken ekonomikinsan modeli) belki de kararları veren birmakinenin sisteme girmesiyle dahadoğru, daha rasyonel, kesinlikle keyfi ol-mayan satın alma kararları verecek.İşte tam da bu noktada belki de en büyükdeğişimi pazarlama yaşayacak. Artık sa-dece tüketici ihtiyaç, istek, arzu ve beklen-tilerine göre pazarlama yapmak kesinlikleyeterli olmayacak. Artık ikna edilmesi ge-reken bir insan değil, bir makine olacak.Ne dersiniz? Bir şeyler oluyor…

Kaynaklar1 International Telecomunication Union, TheWorld in 2010: ICT Facts and Figures, 20102 International Telecomunication Union, TheWorld in 2010: ICT Facts and Figures, 20103 Mark Brownlow, Email Marketing Reports,h t t p : / / w w w . e m a i l - m a r k e t i n g -reports.com/iland/2009/08/8-email-statistics-to-use-at-parties.html4 The Radicati Group, Inc., Email Statistics Report:2010-2014, 20105 Vint Cerf, 2020 Shaping Ideas, http://www.you-tube.com/watch?v=3f1PS04LyME

Birşeyleroluyor…

Dr. Zeki Yüksekbilgilihttp://www.yuksekbilgili.com

[email protected]

1

Page 75: TermoKlima Ocak 2011
Page 76: TermoKlima Ocak 2011
Page 77: TermoKlima Ocak 2011

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

71Termo KlimaOcak 2011

Termo Klima dergisi olarak sektörün öneçıkan konu başlıklarını; Sayın MustafaBilge moderatörlüğünde, konunun uz-manlarıyla ‘Yuvarlak Masa Toplantıları’başlığıyla tartışmaya açıyoruz. Bu toplan-tılarda konuşulanlar derginin sayfalarıarasından çıkıp sektörde konuşulması vesonuç alınması bizim asıl amacımız. Bunedenle, bu toplantılarda konuşulanlarındergi olarak takipçisi olacağız. Bir yıl sonra yine aynı grupla toplanıp, busüre zarfında toplantılarda konuşulan ko-

nularda ne gibi gelişmeler olduğunu de-ğerlendirmeye tabi tutacağız.

‘Yuvarlak Masa Toplantıları’nın ilkini “Ta-sarımcılar, üreticiler ve uygulamacılarperspektifinden merkezi havalandırmasistemleri” olarak belirledik ve klima sant-ralleri, hava kanalları ve menfezler ekse-ninde tartıştık. Dr. Mustafa Bilge’ninmoderatör olarak yer aldığı toplantıda,Genel Mühendislik Genel Müdürü BaycanSunaç, Fita Teknik Satış Sorumlusu Cemil

Acaroğlu, Alarko-Carrier Sistem KlimaÜrün Yöneticisi ve İSKİD AHU AYNA Ko-misyonu Başkanı Erkan Tuncay, DemtaLtd. Genel Müdürü ve MTMD Yön. Krl.Üyesi Ersin Gökbudak, AKS Genel Mü-dürü ve İSKİD Hava Kanalı Komisyonu Baş-kanı Meftun Gürdallar katıldı.

Ebru DemirtaşDünya Fuar Yapım

Yayınlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

Page 78: TermoKlima Ocak 2011

Mustafa Bilge: TermoKlima dergisi yet-kilileri böyle bir toplantının moderatörlü-ğünü bana önerdiklerinde tasarımcılar,uygulamacılar ve imalatçıların bir aradaolmasını ve sorunların birlikte tartışılma-sını önerdim.Aslında MTMD adına yaptığımız en sonçalıştayda da bu sorunlara biraz değin-miştik ve bu toplantıda sorunların büyükbir kısmının tasarımcılar tarafından hazır-lanan teknik şartnamelerden kaynaklan-dığını belirlemiştik. Bu sorunlar gerekteklif, gerek uygulama aşamasında mü-teahhitlere yansıyor. Dolayısıyla tasarım-cıları, uygulayıcıları, imalatçıları ve demal sahibini doğrudan etkileyen ve bazıdurumlarda karşı karşıya getiren önemlibir konu. Klima sistemlerinde en önemliöğeleri klima santralleri, hava kanalları,menfezler, soğutma grupları, pompalarolarak devam ediyor ama biz bugün konuolarak dar bir alanı, klima santralleri,hava kanalları ve menfezleri seçtik. Bu üçkonunun sorunları üzerine tasarımcı, ima-latçı ve uygulamacılarla tartışacağız. Buraya gelmeden önce konuyla ilgili ola-rak bir takım notlar almıştım, öncelikle bunotları sizlerle paylaşmak istiyorum.Klima sistemlerinin teknik şartnamele-rinde tanımlanan ekipmanlar yeterinceaçık mı? Standartlara uygun tanımlana-biliyor mu? Bu konuda bir eksiklik var mı?Cihaz üreticileri bu tanımlara uygun cihazverebiliyorlar mı? Önlerine bir şartnamegeldiği zaman bu şartnameye uyguncihaz mı veriyorlar yoksa her hangi biruyarıda bulunmadan doğrudan kendistandart üretimlerini mi fiyatlandırıyorlar?Bu durumları tekliflerinde belirtiyorlarmı?Uygulayıcı bu cihazları gerek yurt içindengerekse yurt dışından temin etmekte zor-luklar yaşıyor mu veya cihazların kabu-

lünde bir takım zorluklar yaşıyor mu?MTMD’in yaptığı çalıştayda konuşulanşartnamelerin hazırlanması konusundaüreticilerin ciddi katkısının olacağı kararıalınmış idi. Bu konuyu da tartışabiliriz. Ül-kelerin kendi şartnameleri var fakat bizdefarklı ülkelerin standartları baz alınaraküretimler yapılıyor. Acaba kendimize özgüstandartlarımız olmalı mı?İlk sözü tasarımcı gözünden olayı masayayatırması için Sayın Baycan Sunaç’a ver-mek istiyorum. Ardından da imalatçılarınsorunlarını ve katkılarını almak istiyorum.

Baycan Sunaç: Öncelikle bu toplantıyabizi davet ettiğiniz, bizi konuşmaya layıkgördüğünüz için teşekkür ederim. Bende bazı notlar aldım. Bu notlarla başla-mak istiyorum, daha sonra konular birbi-rini açacaktır diye düşünüyorum. Biztasarımcı olarak klima tesisatını çoğu kezçizim tekniği açısından, kanallı ve boruluolarak ikiye ayırırız. Burada konuşacağı-mız konu da kanallı tesisat sınıfına giriyor.Başlıca elemanları; klima santrali, havakanalları ve menfezler olmakla birliktebaşkaca elemanları da var. İlk akla gelen-ler; yangın damperleri, susturucular, ısıgeri kazanım sistemleri vb. Ele aldığımız konu mekanik tesisat tasa-rımının belki de en zor bölümüdür.Neden dersek, klima santralleri ve havakanalları, klima santrali mahalli, tesisatbacası şaft -bu kelimeyi pek sevmiyorumama anlaşılabilir olması açısından belirti-yorum- ve asma tavan üstünde çok yerkapladığı için mimarlarla her zamanbizim başımız derttedir. Kolay kolaykabul ettiremiyoruz; “Bu kadar yeri ne ya-pacaksınız, bu yer çok!” dedikleri gibibazen kötü örnekler de gösterilerek çoğukez haksız suçlamalarla karşı karşıya kalı-yoruz. Bu durum başlı başına bir sorun.

İkincisi, görünen eleman olarak menfez-ler, mimarın her zaman bir şekilde müda-hale ettiği bir üründür. Yani onlar, olanakolsa hiçbir şey gözükmese isterler, amaböyle bir olanak yok. O zaman da; “Azgözüksün.” derler. Elbette asma tavandaaydınlatma ile bir koordinasyon söz ko-nusu. Örneğin, slot difüzörlerin, -çoğumimarın sevdiği difüzörler- seçimi ve yer-leştirilmesinde büyük deneyim gerekir.Üçüncü bir güçlük, klima santralleri, havakanalları ve menfezlerin, gürültü kaynağıolması tehlikesidir. Özensiz bir tasarım veuygulama veya cihazların kendisindenkaynaklanan gürültüler her zaman başağrıtıcı olabiliyor. Bu salonda şu an bir gü-rültü duymuyorum ama çoğu salonda neyazık ki bu gürültüyü duyuyoruz. Bununyanı sıra yanlış menfez seçiminden kay-naklanan olumsuz hava hareketleri, rahat-sız edici, konfor bozucu hava hareketleride hep gündemde. Bunları da sık sık gö-rüyoruz. Dördüncü bir konu, yangına karşıönlemler. Havalandırma tesisatında yan-gına karşı çok ciddi önlemler alınması ge-rekir. Örneğin borulu tesisatta, buönlemler yok denilecek kadar azdır amahavalı tesisatta, tesisatın kendisi başlı ba-şına yangını körükleyici bir rol oynayabilir,eğer yanlış tasarım yapılmışsa… Ayrıcaduman tahliyesi ve merdiven basınçlan-dırma gibi yangına karşı önlemler söz ko-nusu. Buna ısı geri kazanımı, bedavasoğutma (free cooling)…gibi kanallı tesi-satın bir takım özellikleri de eklenebilir.

Bununla şunu demek istiyorum. Bütün busaydıklarımı tasarımcılar dikkate almak zo-rundalar. Tasarıma başladıktan ve ilerledik-ten sonra bunların hepsini yerinegetirememe gibi bir durumla karşılaşabili-yorsunuz. O aşamada geri dönmek çok zor.Dolayısıyla deneyim işte burada kendini

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

72 Termo Klima Ocak 2011

Soldan Sağa: Meftun Gürdallar, Baycan Sunaç, Ersin Gökbudak, Cemil Acaroğlu

Page 79: TermoKlima Ocak 2011

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

73Termo KlimaOcak 2011

gösteriyor; daha yola çıkarken, -çünküproje diğer tasarımcılarla beraber yürüyüpgidiyor- statikçi delikleri istiyor, şaftları isti-yor. Mimar kendine göre bir takım kısıtla-malar getiriyor. Kafanızda bir sistemoluşturup yürürken, bir yere geldiğinizzaman; “Eyvah, bu sistem pekiyi çalışma-yacak galiba! Gürültü olacak. Geriye döne-yim” derseniz geri dönüş çok zor olacaktır.Büyük problemler yaşanacak demektir.

Tasarımcı olmayan veya tasarıma aşinaolmayanların, nasıl zor bir süreçten geçi-lerek iyi bir tasarım oluşturulduğunu an-lamaları çok zordur. Bunu özelliklevurgulamak istiyorum. Şimdide ülkemiz-deki üretim, uygulama ve tasarıma kısacadeğinmek istiyorum.

Mustafa Bilge: İsterseniz bunu ikinci bö-lümde tarışalım. Baycan Bey’in bu genelgirişinden sonra, biraz özel konulara gire-lim istiyorum. Klima sistemlerinin enönemli ekipmanı klima santralleri ile ilgiliSayın Erkan Tuncay’a söz vermek istiyo-rum. İsterseniz seçim kriterleri konu-sunda konuşalım. Büyük firmalar artıkTürkiye’yi çok büyük bir pazar olarak gö-rüyorlar ve fabrika yatırımlarıyla birliktedoğrudan geliyorlar. Ülkemizi Ortado-ğu’ya, Rusya’ya açılmak için bir basamakgibi görüyorlar. Onun için bizim hem ta-sarımcı hem uygulamacı hem de imalatçıolarak üretim ve uygulama standartları-mızı yükseltmemiz lazım. Biliyorsunuz bukonuyu ISKAV, Klima Santralleri kitabıylaele aldı. Kitapta seçim kriterlerine de de-ğindi. Bu kitaba Erkan Bey’in de çok kat-kısı var. Kitap yayımlandı ama mühimolan insanların bu kriterleri benimsemesi.Erkan Bey, sizce bu kriterler benimsendimi, uygulanıyor mu? Ya da siz firmalar

teklif verirken, önünüze gelen şartname-ler yeterli mi? Herkes aynı baz da teklifverebiliyor mu? Yoksa başta söylediğimgibi, şartnameyi bir tarafa bırakıp kendistandart üretimini mi fiyatlandırıyorlar?Verimlilik kriterleri nelerdir? Tasarımcılarıngürültü ile ilgili talepleri yeterli midir?Teklifler genel olarak şartnamelere uygunhazırlanıyor mu?

Erkan Tuncay: Şartnamelerle ilgili ilk söy-leyebileceğim; hepsinde değil ama büyükbir kısmında çelişkilerin olduğudur. Girişbölümünde ak denilene, orta bölümdekara denilebiliyor. Aynı kavram farklı bö-lümlerde farklı şekillerde tanımlanabiliyor.Örneğin EN 1886 sınıfları bir yerde sayısaldeğer olarak belirtilirken, iki paragrafsonra aynı değer T1, T2 gibi sınıf olarakbelirtiliyor ve bunların arasında çelişkilerde olabiliyor. Tekrar etmek gerekir ki, budurum hepsi için geçerli değil ama birkısım şartnamelerde karşımıza çıkıyor. Buçelişkilerin birkaç sebebi olabileceğini dü-şünüyorum. Bir tanesi; bu tip şartname-lerin, belli bir standarta uygun olarak biraraya getirilmemiş olması ki, zaten Mus-tafa Bey’in de belirttiği bu… Klima Sant-ralleri kitabında oluşturulan teknikşartname bölümünün de bir amacıbuydu. İkincisi; herhalde zaman içerisindeoluşan birikimlerin, bir şartname bünye-sinde farklı şekilde bir araya gelmesi veyafarklı kişiler tarafından bir araya getiril-mesinin yarattığı sıkıntılar var. Avrupa’daİSKİD çalışmalarından dolayı Eurovent’itakip etme şansı buldum. Standartlarıoluşturan kişiler yine Avrupa Birliği’neüye ülkelerin üreticileri. Hatta üretici ol-mayan bilgili kişilerinde toplantılara gele-rek destek vermesi mümkün. Bu insanlar,kendi birliklerinin daha yukarı nasıl gide-

ceği, daha verimli sistemlerin nasıl tasar-lanacağı konusunda ciddi zaman veemek harcıyorlar. Bunun sonucunda dastandartları güncelliyorlar. Standartları üstseviyelere çekmeye, daha az enerji tüke-ten sistemleri yaratmaya çalışıyorlar.Benim görebildiğim kadarıyla bizde eksikolan en önemli konulardan bir tanesi,standartların algılanması, güncelliğinintakibi ve Türkiye’de bunların oluşturul-ması. Maalesef bu konuda çok büyük bireksiklik var. 1946-4 standartı Almanya’dailk versiyonu 1963 yılında yazılmış, 2011yılına geldik ve Türkiye’de hâlâ bu ko-nuda çıkarılmış, kesin bir standart yok.Zaten bu durum da Almanya ile aramız-daki farkın açıklanması bizim için ciddi birgöstergedir. 2011’e gelmişiz biz hala ken-dimize ait bir standartımızı çıkartamamı-şız. Üreticiler olarak bizi en fazla zorlayankısımlar bunlar oluyor. Kesin bir standardadayanmadığı için veya o standardın gün-celliği tam anlamıyla belirlenemediği içino standartlara uymakta ciddi zorluklar ya-şanıyor. Tabii ki şartnamelerin istedikleriniyerine getirme konusunda her türlü ça-lışma yapılıyor. Fakat şartnameye uygunlu-ğun kontrol edilip edilmediği, bizde soruişareti. Çünkü belgeye haiz olmanın, bellistandartları takip etmenin önemi yeterinceanlaşılamıyor ve neden böyle bir şeyin ge-rekli olduğu algılanamıyor veya tam anla-mıyla biz anlatamamışız. Bu sebeplerdendolayı da bazen elma ile armut birbirinekarıştırılabiliyor. Benim görebildiğim enönemli nokta bu.

Mustafa Bilge: Bizim çalıştayda aldığımızkarar doğrultusunda siz de benzer şeylersöylüyorsunuz. ISKAV da zaten klimasantrali kitabını hazırlarken tüm firmalarıbir araya topladı. Sonuçta ortaya çıkan ki-taptaki seçim kriterleri ne derece uygula-nıyor, bilemiyorum? Ya biz bu kitabıyeterince duyuramadık ya da bir çalışmadaha yapılması lazım. Siz aynı zamandaKlima Santralleri AHU Ayna Komisyonun-dasınız, bu konuda neler yapılabilinir?

Erkan Tuncay: İSKİD bünyesinde MerkeziKlima Sistemleri adı altında yeni bir komis-yon daha kuruldu. Bu komisyonun enönemli amaçlarından bir tanesi de bu vebenzeri kararları duyurmak ve hayata ge-çirilmesini sağlamak. Biz kanun koyucu-nun da artık sektörle ilgili belli seviyeler,belli çıtalar koyması gerektiğine inandık.Bu amaçla da çalışmalar yapmak istiyoruz.Bizim bu komisyonun kurulmasındakiesas hedefimiz, yapılan işlerin, projeden

Soldan Sağa: Ebru Demirtaş, Erkan Tuncay, Mustafa Bilge

Page 80: TermoKlima Ocak 2011

başlayarak en son noktaya kadar belli birkalitede yapılması, sistemin doğru şekildeişlemesini sağlamak. Çünkü merkezi sis-tem dediğinizde işin içerisine birçok ele-man giriyor. Klima santrali tek başına birmerkezi sistemi oluşturmuyor. Bu ele-manların hepsinin doğru şekilde bir arayagetirilip, doğru çalışabilmesi, projeye vetasarıma uygun olarak doğru çalışırkenkontrol de edilmesi işlemleridir. Amacı-mız bunun bilinirliğini sağlamak. Devletinbu gereklilikleri yasalarla sağlamasınıtemin etmek ve daha bilinçlendirmek…

Mustafa Bilge: EN normlarında belli kri-terler var. Fanların tükettiği enerji, ısı gerikazanım verimliliği, filtrelerin direnç kaybıgibi… Özellikle HVAC sistemlerinde en çokenerji tüketen ekipman klima santrallerifanlarıdır. Bazı ülkelerde spesifik fan power(SFP) değerleri için limitler var bizde debenzer çalışmalar yapılabilinir mi?

Ersin Gökbudak: “Özgün fan gücü…”

Mustafa Bilge: Yani, 1 m3 havayı taşı-mak için maksimum ne kadar elektrikenerjisi tüketilmelidir şeklinde bir kriterkonulmuş. Hatta tüm HVAC sistemininSFP değerini belirtebiliyorlar. Acaba bizde “Özgün Fan Gücü (SFP)” için böylebir değer belirliyebilir miyiz? Ben özellikleEnerji Verimliliği Yönetmeliği’nde benzerbir değer var mı diye araştırdım. Sadece500 m3 saat’in üzerinde bir hava aktarımıvarsa sistemde mutlaka ısı geri kazanımcihazı kullanılması gerekir diye bir ifadevar. Hatta “Isı geri kazanım cihazının ve-rimliliği % 50 olsun” denilmiş. Yani yö-netmelik resmi olarak bunu koymuş. Aynışekilde SFP değerinin yönetmeliğe konul-ması için çalışmalar yapılabilir diye düşü-nüyorum. Bu konuda Baycan Bey siz biryorum yapmak ister misiniz?

Baycan Sunaç: Sanırım, Binalarda EnerjiPerformansı Yönetmeliği’nden bahsedi-yoruz. Bir anda “Bir dokun bin ah dinlekâse-i fağfurdan” sözünü hatırladım.Çünkü bu yönetmelikte büyük sorunlarvar. Yönetmelik öz itibariyle elbetteolumlu ama bana kalırsa acemiliklerdenkaynaklanan ve şu anda çalışmayan birprogram yapılmış durumda ve kimse neyapacağını bilmiyor. Galiba, binalaraenerji kimlik belgelerinin verilmesinin er-telenmesi için bir takım girişimler de var. Doğrusu bu yönetmeliği tam olarak haz-metmiş değiliz. Bu yönetmelikte tasarım-cılara getirilen bazı yükümlülükler var; bu

yıl içinde yavaş yavaş bunlara göre işleryapmaya başlayacağız. Belki bu konulariçin TTMD çerçevesinde eğitimler de yap-mak gerekli. Ben, bu özgün fan gücü terimine dön-mek istiyorum. Bu terim bu şekilde kulla-nılıyor mu, yoksa…

Ersin Gökbudak: Hayır, ben şu anda söy-ledim. Böyle bir kullanım var mı? Bilmi-yorum.

Baycan Sunaç: Güzel bir şey söylediniz.Ersin Bey Türkçeye meraklı birisi biliyo-rum. Benim kendi hesabıma bu şekildeifade edilmesi hoşuma gitti, ama oradaşöyle bir şey var, belki benim konuyu iyibilmememden kaynaklanıyor. 1 m³/sndebi için, nasıl sınırlayabiliriz harcanangücü? Basma yüksekliğinden bağımsızbir şey söyleyebilir miyiz? 1 m³’ü çok ya-kına götürüyorsam başka, 100 m öteyegötürüyorsam başka…

Ersin Gökbudak: Sistem tasarımları ile il-gili olarak, belki mimari anlamda biraz ta-lepkar ve ısrarcı olarak, tâli mekanikodaların dağılımını uygun hale getirerek,klimatize edilen m3/sn hava debisi içindaha küçük güç harcama imkânları sağ-lanabilir. Nasıl ki yangın olayı ile ilgili olarakmimari bir takım kaçış mesafeleri zorlayıcıolarak oluşturuluyor, bu konuda da özgünbazı çözümler ile ne denli enerji verimliliğielde edilebilir diye düşünülebilir.

Mustafa Bilge: Ersin Bey haklı, buradakikonu sadece cihaz değil sistemle ilgili. Birkanal tasarımı yaparken basınç kaybı,metre başına 1,0 yerine 0,8 pascal basınçkaybı alınabilir. Santraldeki hava hızı2,5’lerden 2’lere çekilebilir. Bataryada surejimini, çıkış hava şartları çok iddialı değilbiraz daha yüksek alınabilinir… Çünkübunlar hem su tarafı hem de hava tarafıelektrik tüketimini etkileyen faktörlerdir.

Ersin Gökbudak: Eğer böyle bir zorunlu-luk ortaya çıkar ise, yani genel uygulama-lar dışında ki mesafelere havayı taşımakmimari bir zorunluluk olursa, doğal ola-rak “Özgün Fan Gücü” değerinin düşüktutulması için hava kanallarındaki basınçkaybı değerlerinin göreceli olarak düşüktutulması gerekecektir. Santral seçiminde,santral iç kayıp değerlerinin düşük olacakşekilde seçilmesi gerekecektir.

Baycan Sunaç: Kuzey ülkelerindeki bukonuyla ilgili kuralları görmek gerekir.Ama bu konuda ve aslında pek çok ko-nuda, hava hızlarının, basınç kayıplarının

sınırlandırılması gibi bir kural koymak ne-redeyse mümkün değil. Çünkü çok özelşartlar var. Öyle bir mimari oluşturulmuş-tur ki, anıtsal niteliktedir, tarihi eser ko-numundadır… “Hayır, asla aşamazsın”gibi kesin sınır konulması mümkün değil.Tavsiye değerleri denilebilir veya teşvik-lerle mi bunlar karşılanır tam olarak bile-miyorum, ama kesin sınır konulmasınınkarşısındayım çünkü işin hilesine kaçıla-caktır. Bazı durumlarda herkes etrafındandolaşacaktır.

Mustafa Bilge: Aslında kolay bir şey, her-kes yaptığı binalardan on tanesinden SFPdeğerlerini çıkarmış olsa, bu değerleribizde belirleyebiliriz. SFP için genellikleKuzey Avrupa ülkelerinde 2.5 kW/ (m3/s)değeri benimsemişdir, biz belki bu değeriçin 2,8 diyerek başlangıç yapabiiriz. Tabitasarımcıya burada biraz daha iş düşüyor.Santrali de seçmek zorunda tasarımcı.Ama artık programlar çok gelişmiş du-rumda. Üreticiler onaylı Software prog-ramlarını kullanıyorlar ve birbirine çokyakın değerler çıkıyor.

Ersin Gökbudak: Yap, işlet, devret ihale-lerinde, ihale sonucu, pek çok uygula-mada “En kısa süreyi verenin kazanması”esasına dayanmaktadır. Tasarım ihalele-rinde de, mâli teklif belli bir oranda de-ğerlendirilmek üzere, “En küçük “ÖzgünFan Gücü” sağlayan tasarımcı, ihaleyi ka-zanacaktır” gibi bir değerlendirme olabi-lir. Doğal olarak, taahhüde edilen değersağlanamaz ise, caydırıcı cezai müeyyide-lerin olması gerekir.

Erkan Tuncay: Orada basınçla ilgili birşey daha var, siz konuşurken ben de buarada standartlara baktım. EN 13779standardı. Düşük enerji tüketimi ile ilgili,“Özgül Fan Gücü” Avrupa’da EN 13779standardında geçiyor. Basınçla ilgili bölüm var, basınç kayıplarıylasınırlama getiriyor aslında, dediğinizi bağ-lıyor, üçe bölüyor düşük, orta ve yüksek.Örneğin, yüksek olanda tavsiye edilen, üf-leme kanalındaki basınç kaybı 600 pascal,egzoz tarafındaki 300 pascal. Düşük olaniçin de 200’e 100. Yani burada tavsiye ni-teliğine bir şey olarak düşük özgül fan gü-cünün çıkması için neler yapılmasıgerektiğini orada belirtiyor.

Baycan Sunaç: Bunların çok yararı var.Bakın biz güçlükler derken; birçok mimarbize akıl verir. Biz deriz ki, “…şu kadardebide hava götürmemiz lazım.” İştebunu da “1’e 3 kenar oranını pek aşma-yan hava kanalları ile yapsak iyi olur,

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

74 Termo Klima Ocak 2011

Page 81: TermoKlima Ocak 2011

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

75Termo KlimaOcak 2011

900’e 300 mm” filan… “Yüksekliği 200mm yap diğer taraftan istediğin kadargenişlet” gibi yanıtlar alırız. Sık sık karşı-laşılan şeyler... Şimdi, aksi gibi kesin birsınır da yok. “1’e 3,5 olsa olmaz mı?”Olur. “4 olmaz mı?” O da olur. Bu şekildegidiyor ama iş gittikçe kötüye gidiyor. Eğer tavsiye değerleri olursa biz de derizki; “Bu konuda çok ciddi kuruluşların tav-siyeleri var. Yoksa zannediliyor ki, benimkişisel sınırım. Benim kişisel sınırımın fazlabir değeri yok, ama kurumların olur. Oanlamda çok iyi bir şey.

Mustafa Bilge: Bir de mimarlar, yeşil binasertifikalarını çok önemsiyorlar. LEED,BREAM… gibi o sertifikalar da buradangeçiyor.

Baycan Sunaç: Evet ama onlar sadece is-tiyorlar, gereklerini yerine getirmiyorlar.

Erkan Tuncay: TSE aslında bunu Türkçe-leştirdi. EN 13779 yayınladı fakat taslakolarak yayınladı, fakat taslağın yayınlan-masından bir yıl önce yeni versiyon çıktı.O nedenle biz de İSKİD olarak bunun ye-nisi çıktı güncelleyin dedik, üzerinden 2sene geçti.

Mustafa Bilge: Ersin Bey, klima santralinikurduktan sonra sistemi devreye alırken,genellikle imalatçıyı çağırmıyoruz. Dola-yısıyla bu konuda imalatçı hiçbir sorum-luluk almıyor. Araştırdığımız kadarıylayurt dışında böyle yapılmıyor. İmalatçılarınciddi sorumlulukları var. Devreye alınırkenmotorun amperini ölçmesi, “Motoruygun mu değil mi?” diye kontrol etmesianlamında. Devreye alma konusundaimalatçıların biraz sorumluk almalarındafayda var mı? Bu konudaki görüşlerinizialmak istiyorum.

Ersin Gökbudak: Sorunuzu yanıtladıktansonra, genel bir görüş belirtmek istiyo-rum. Bugünkü konumuz, Baycan Bey’inifadesi ile “kanallı tesisat”, pek çok do-kümantasyonda ”hava tarafı” ifadeleri iletanımlanan, klima santralleri, hava kanal-ları ve havanın en uç elemanları, hava ter-minal üniteleri, yani menfezler,anemostadlar, difüzörler vb. üniteler. Buelemanlar, bizim sektörün, özellikle HVACdiye baktığımızda, önemli aktivitelerin-den bir bölümü. Bu üç gurupta (santral,hava kanalı ve genel olarak menfez),ekipman olarak adlandırdığımız “klimasantralleri”, donatı olarak adlandırabile-ceğimiz “hava kanalları” ve ekipman mı,eleman mı nasıl sınıflandıracağımız belliolmayan “hava terminal üniteleri” bulun-

makta. Vurgulamayı düşündüğüm hususgenel olarak “Yatırım, hedef ve amacınınbelirlenmemesi” veya hedef belli ise dahi“Tüm alımlarda, hedef amacın gözetil-memesi” önemli bir eksiklik olarak ortayaçıkmaktadır. Hedef doğrultusunda bütçe,bütçe doğrultusunda amaca uygunluğuntüm safhalarda göz önüne alınması,önemli bir husus olarak karşımıza çık-maktadır. EN 1886 klima santralleri ile il-gili pek çok teknik veri ile ilgili sınıflarbelirlemiştir. Mekanik dayanım, gövdesızdırmazlığı, ısıl geçirgenlik, ısıl köprü-leme, akustik ses yutumu vb. pek çokönemli kriter. Maalesef bu ünitelerinalımlarında “Bu bana ne artı getiriyor,Buna ihtiyacımız var mı?, Bizim ihtiyacı-mızı hangisi karşılar” gibi soruların hiç bi-risi değerlendirilmemekte, tüm hedef,tanımlanmış en üst sınıfın, en düşük sınıffiyatına alınması ticari başarısına ulaşmahedefine kilitlenmektedir. D1, D2, D3, L1,L2, L3, T1, T2, T3, …..TB1, TB2, …. no-tasyonlarının, özgün projemize “ne sağ-ladığı” tartışılmamakta, sadece soru”hangisi iyi” gibi, zaman zaman hiçbiranlam içermeyen hedefe kilitlenmektedir.Tüm alımlar, her teknik özelliğin en üstdeğeri esas olacak şekilde gerçekleşecekise, EN 1886’yı değiştirip, her teknik veriiçin tek ve en üst sınıfı belirten bir haledönüştürmemiz gerekir.Tabi ki bu konunun bütçe üzerinde de et-kisi oluyor. Bir yatırımcı 5 yıldızlı bir otelyapıyor, diğeri 3 yıldızlı bir otel yapıyor.Doğal olarak farklı bütçeler, farklı m2 ma-liyetleri, ancak alımlarda aynı teknik özel-lik talepleri. Enerji verimliliği ayrıca

tartışılabilir ancak tüm teknik talepler, ör-neğin gövde mukavemet değerleri talep-leri vs. arasında da farklı bir talep veyakabul yok. Acaba ısıl geçirgenliğin T2veya T3 olması bizim projemizde ne geti-rip, ne götürüyor. Proje bazlı olarak budeğerlendirmeler yapılmamaktadır.Maalesef tasarımcı gurupta ilgili şartna-meyi oluştururken, işverenin yatırımdakihedef ve amacını, bütçesini bilmemekteve hemen tüm projeler için aynı standartteknik şartnameyi ihale dosyasına koy-maktadır. Bu konunun önemli bir eksiklikolduğunu düşünmekteyim.Son olarak, bu konu ile ilgili diğer birolumsuzluktan bahsedeceğim. Hedef vegenel amaç dışında gerçekleşen değer-lendirmeler ve alımlar, bütçe kontrolünüde zorlaştırmakta, alınan ürünler veya uy-gulanan imalatlar arasında önemli kalitefarklılıkları oluştuğundan toplam kalitebütünlüğü sağlanamamaktadır. Örneğinçok iyi kalitede bir klima santrali alımıyapmaktasınız ancak kötü tasarlanmışveya imal edilmiş bir kanal sistemi veyabasit elemanlar diyerek alınan hava ter-minal ünitelerindeki seçim ve uygulamahataları, kaliteli santrallerinizi gerçekten“anlamsız” noktaya çok kolaylıkla taşıya-bilir. Sistemden beklemiş olduğunuzenerji verimliliği ve konfor şartlarındançok uzak noktalara taşınabilirsiniz.Bu nedenle, sistemler tüm ögeleri ile hedef-lenen kalite esaslarında seçilmeli ve uygu-lanmalıdır. Ana ekipmanlar olarakalgılanarak, sadece chiller veya klima sant-rallerinin arzu edilen kalitede seçimi, sistemihedefe taşımaz. Ancak hedefi yakalama-yan pahalı bir ekipman alınmış olur.

Baycan Sunaç: Bu noktada çok önemlibir konuya değindiğiniz için kısa bir ek-leme yapmak istiyorum. Amerikalı tasa-rımcıların “Design Intent” dedikleri birkavramları var. Biz bu kavramla bir projesırasında tanıştık. Amerikalılar gelip deği-şik konular için bu “Design Intent”e aykırıdiyorlardı. Başlangıçta ne demek istedik-lerini anlayamadım ama zaman içerisindeanladım ve o kavramı geliştirdim. O kav-ramı Türkçeye “Tasarımın Temel Amacı”şeklinde çevirdim. Yani, önce yapılacak işintemel amacını belirlemek gerekir. Örneğin,bütçesi son derece kısıtlı olan bir şirket ola-bildiğince ekonomik bir şey yapmak isterveya iddialı olan bir şirket bir prestij binasıyapmak ister. Bu durum sadece tesisatla il-gili değil, binanın tümü için geçerli. Biryandan cephe kaplama vb. için İtalya’danmermer getirmek, bir yandan da mekaniktesisatı olabildiğince ucuz yapmak tutarlıbir davranış olmaz. Bu konuda karar ver-

Demta Ltd. Genel Müdürü ve MTMD Yön. Krl. Üyesi Ersin Gökbudak

Page 82: TermoKlima Ocak 2011

mek kolay bir iş değil ama çok önemli.Şunu da belirtmeliyim ki bizim bu konu-daki sorularımıza genellikle yanıt alamıyo-ruz. Bu soruları sorduğumuzda birçokyatırımcı anlamıyormuş gibi bakıyor, “Birbaşlayalım sonra düşünürüz” diyor, bunungibi anlamsız sözlerle iş yürüyüp gidiyor.

Mustafa Bilge: Demokrasi bireysel öz-gürlüklerin yanı sıra kuralların olduğu birsistemdir yani sınırsız özgürlük yoktur. Ya-tırımcının da bir yerde önünü kesebilece-ğimiz bir şey söylemek lazım, o yüzdenben yönetmeliği eksik, ayağı tökezlenmişolsa da doğru buluyorum. Mesela ısı gerikazanım kullan diyor 500 m3 üstünde.Özgül Fan Gücünü de bir noktaya getire-bilirsek bu değerler yerlerine oturur diyedüşünüyorum.

Erkan Tuncay: Aslında son dönemlerdeböyle bir çalışma yapmıştık. Mesela EN1886 adında bir standart var. Bu standartbize ne kadar gerekli? Bu konuda ısıl köp-rüleme ile ilgili bir çalışma yaptım. Bunuyapmak çok uzun sürdü ve çok zor oldu.İstanbul’da dış ortamda duran TB4 sınıfıbir santralin, ağustos ayı boyunca tam 22gün sabah 9’da üzerinde yoğuşma olu-yor. Bu santral TB3 sınıfıysa 10 gün yo-ğuşma oluyor, TB2 sınıfıysa yoğuşmaolmuyor. Bunu bütün yıl için yapmak isti-yorum ama çok uzun sürüyor. Aynı sant-rali iç ortama aldım. TB4 sınıfı olan birsantralin dış yüzeyinde 15 gün boyuncayoğuşma gerçekleşiyor. TB3 sınıfı santra-lin 10 gün ve TB2 sınıfı olanda 4 gün yo-ğuşma gerçekleşiyor. Bu standartlar neyeihtiyacımız olduğunu tanımlamak adınaönemli bir şey çünkü bu standartlar bize

bu imkânı veriyor. Isıl geçirgenlik açısın-dan da bir çalışma yaptım. 20.000 met-reküplük T4 sınıfı bir harici santralle T2sınıfı bir harici santralin ısıl geçirgenlikaçısından ömür boyu maliyetleri 3.000Euro fark ediyor. Yani 10 tane santralinizvarsa bu rakam 30.000 Euro eder.

Ersin Gökbudak: Bu tür değerlerin projebazlı olarak iyi irdelenmesi lazım ve bu-rada hedef yatırımcının talepleri olmalı.

Erkan Tuncay: Mesela T1 daha da düşükolduğundan daha fazla fark oluşturabili-yor ama dediğiniz gibi ihtiyacı iyi belirle-yip o ihtiyaca uygun çözümü üretmek enönemlisi.

Mustafa Bilge: Burada tabi tasarımcılariçin santral seçimindeki kriterler biraz ar-tırılıyor ama bu tip programların olmasıbüyük bir kolaylık sağlıyor, elde hesap ya-pılmıyor. Bir de bildiğiniz gibi çoğu sis-temlerde ciddi anlamda bir testcommssioning yapılmıyor, devreye alını-yor, bırakılıyor.

Klima santrallerinde küçük bir ünite var,fiyatı 50 Euro civarında. Bu ünite plug infanlarda var. Diğer fanlarda opsiyonelolarak kullanılıyor. Giriş basıncı ile emişbasınçı arasındaki basınç farkını mano-metre ile ölçüyorsunuz, her fana göre birkatsayı belirlenmiş, katsayı ve fark basınçdeğerini çarparak her fan için hava debi-sini buluyorsunuz. Bu kanal içinde itottüpü ile yapılan ölçüm kadar hassas ol-masa da %95 oranında doğru sonucavarıyor. Bunu şartnamelerde yazarsakdevreye alma sırasında gerek üreticiyegerek uygulayıcıya çık büyük kolaylık sağ-layacaktır. Bir klima sistemi içerisindeenerjinin %30’unu santraller ve egzozfanları tüketiyor. Bir soğutma grubundandaha fazla bir enerji tüketimi ortaya çıkı-yor. Bu yüzden hava debisi ölçümünü çokönemsiyorum. Birazda menfezler, anemostadlar, sustu-rucular üzerine konuşalım isterseniz.

Cemil Acaroğlu: Sözünüzü kesiyorumama bu konuda menfez üreticileri birazsıkıntılı.

Mustafa Bilge: Ben bir toparlayayım, sizehemen sözü vereceğim. Tasarımcı da uy-gulayıcı da bu durumdan sıkıntılı. Meselayangın damperleriyle ilgili sertifikasyonolayında bir çözüm var mı? Bir de tasa-rımcıdan beklentileriniz nelerdir? Menfez,anemostad şarnemelerinde veya sustu-rucu seçim kriterleri tanımları yeterli mi?

Cemil Acaroğlu: Yangın damperlerindenbaşlarsak Türkiye’deki menfez üreticile-rinin bütçeleri çok sınırlı. Bir yangındamperi sertifikası almak için yurt dı-şında çok ciddi rakamlar isteniyor. Bizimistediğimiz şey şu; İSKİD aracılığı ile yurtdışında sertifikalandırma verilen kuruluş-lardan İSKİD olarak yapı belgesi alamazmıyız? Bu derecelendirmeyi Türkiye’dekendi içimizde halledemez miyiz? Biz bukonuyla ilgili İstanbul Teknik Üniversi-tesi’ne başvurduk. Yangın damperleriyleilgili numunelerimizi gönderdik. Onlar dabize bir rapor verdiler. Ancak bu raporyurt dışında, örneğin Bakü’de kullanıldı,kabul edilmesine rağmen Türkiye’dekabul görmedi. Üniversitede yaptırdığı-mız deneyler bile kabul görmüyor. Pro-jelerde genelde UL sertifikaları yazılıyor.Yerli firmalar olarak genelde biz bu ko-nuda devre dışı kalıyoruz.

Mustafa Bilge: Avrupa’da; BS 476part24’te hem yangına dayanıklı hava ka-nalları hem menfezler için “O standart-lara uygun üretim yapıldığındasertifikalınır.” gibi bir tanım yapılmış. Bukonuda bir komisyon kurulup İSKİD’le birçalışma yapılabilir. Sertifikalı olan yurt dışıkaynaklı sertifikalı damperlere 4-5 katıpara veriliyor. Türkiye Ortadoğu’da bir üsolacaksa, sertifikalı ciddi imalatçı firmalaraihtiyacımız var. Yaklaşık 10 sene önceklima santralleri komisyonu EN normlarınıgündeme getirdiğinde bu konuya herkesçok pahalı, ne gerek var gözüyle bakarkenşimdi hepsi standartlara sahip oldu, kaliteyükseldi, yurtdışına ihracat patladı. Bu yüz-den bu konuyu atlamayın, bu konuda ça-lışmalara devam etmekte fayda var.

Cemil Acaroğlu: Laboratuvar konusundada susturucular için standartlar veriliyorama Türkiye’de hiçbir üretici bunu testetme şansına sahip değil. Türkiye’dekibütün firmaların Ar-Ge bütçelerini topla-sanız Almanya’daki Trox firmasının büt-çesi kadar yapmaz. Bunlar için İSKİDkanalıyla bünyesinde bulunan bütünmenfez kuruluşlarına da yardımcı olmakamacıyla böyle bir laboratuvar ortamıoluşturma şansımız yok mu?

Mustafa Bilge: O firmaları gezdiğimizzaman imalat bölümüne bizi sokmuyor-lar, sadece laboratuvarları gezdiriyolar.Duman testi ve ses testine bakıyorlar. As-lında çok maliyetli bir laboratuvar değil,belli sıcaklıkta hava ve duman veriyor, kaçmetre aşağı atıyor, kaç metre sağa atıyor,kaç metre sola atıyor, sesi de desibel-metre ile ölçüyor, bunlara bakılıyor. Bak-

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

76 Termo Klima Ocak 2011

Alarko-Carrier Sistem Klima Ürün Yöneticisive İSKİD AHU AYNA Komisyon BaşkanıErkan Tuncay

Page 83: TermoKlima Ocak 2011

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

77Termo KlimaOcak 2011

tığımızda Türkiye’de menfez piyasasınınhakikaten ciddi bir cirosu var. Yani böylebir ortam oluşturmanın çok maliyetli birşey olacağını zannetmiyorum.

Baycan Sunaç: Bu konuda ben de bir şeysöylemek istiyorum. Değişik konulardaAvrupa fonları var. Şu anda TTTM’de desanırım 170 bin Euro’luk eğitimle ilgili birfon kullanılıyor diye biliyorum. Böyle birkonu için bir fon istenemez mi acaba?

Mustafa Bilge: O kadar maliyetli bir şeydeğil, firmalar kendi laboratuvarlarını bilekurabilirler. Ciroların içinde %1-2 ile bu işçözülür.

Baycan Sunaç: O kadar da hafife alma-yalım, Avrupa’da bile birçok firmanın la-boratuarı yok, test için ürünlerini başkayere gönderiyorlar. Önemli olan başkalarıtarafından kabul edilen bir laboratuvaroluşturmak.

Ersin Gökbudak: Bazı laboratuvarlardahareketli zemin ve tavanlar var. Herhangibir menfezde farklı renklendirme yoluylabu hareketin etkisini görebiliyorsunuz.Dolayısıyla her üreticinin Türkiye’dekişartlarda bunu yapması biraz zor diye dü-şünüyorum. Ama belki bahsettiğiniz an-lamda, bizim sektör kuruluşlarından dafaydalanılarak bir çözüme gidilebilir.Çünkü hava terminal üniteleri Türk üre-ticiler için bence stratejik bir eleman, Tür-kiye bu konuda bütün dünyaya ürünsatabilir. Bu imkân var, ama bu tür güvenarttırıcı desteklere ihtiyaç var. Güvenilirli-ğin artması lazım. Açıkçası ben uygulayıcıolarak bir yangın damperini seçip kulla-nırken hassas davranırım, hatta biraz çe-kinirim. Seçim yaparken her ne kadar“Aynısını yaptık, biz denedik” gibi açıkla-malar gelse de, bu nokta çok kritik birnokta. Tabi ki biz kendi üniversitelerimizegüveniriz, verilen değerler doğrudur amabu değerlerin yanında bir de tecrübe veuygulamada karşılaşılan olaylar, koşullarvar. Bunları geçirmiş ve bu konuda her-hangi bir olumsuzluk oluşturmayacakolanı seçmemiz şart oluyor. Çünkü buürün kullanıcıya çok ciddi sorumluluklaryükleyen bir ürün. İşin tamamına baktığı-nızda yatırımın binli rakamlarından bir par-çası ama sorumluluk anlamında baktığınızzaman, kolayca “Onun yerine buradakinikullanayım” diyebileceğiniz bir ürün değil.Üründen kaynaklanmayan bir hata oldu-ğunda dahi, sizin elinizdeki belgeler siziyeterince korumuyorsa, o ürün nedeniyleçok zor durumlara düşebilirsiniz.

Mustafa Bilge: Hep başıma geldiği içinsöylüyorum. 72 derecede eriyen metal si-gortamız var değil mi? Bunu test ederekmi alıyorsunuz? Ben 50 derecede eridi-ğini gördüm. Firma ismi vermeye gerekyok, 50 derecede eridi.

Cemil Acaroğlu: Bunların lehimlerini ya-parken, alaşımların bir formülü var, onlarıkaynatırken, lehimlerini yaparken, her 10tanede, 20 tanede bir belli bir sıcaklıktadeneniyorlar. Tek tek denenmiyor çünküo zaman oluşturduğumuz sigortanın tektek atması lazım...

Mustafa Bilge: Haklısınız, öyle bir durumvar ama biz nasıl sizden projeyi talep edi-yorsak siz de üreticiden talep etmelisiniz.Üreten adamın bir sorumluluğu ya da birsertifikası olması lazım...

Ersin Gökbudak: Biliyorsunuz biz havakanallarında flanşlar kullanıyoruz ve buflanşları kanal birleştirmede kullanıyoruz.Pek çok yerli üreticimiz var. Hakikaten çokgüzel ürünlerle karşılaşabiliyoruz. Ancakkalite sürdürülebilirliği çok sorun yaratı-yor. Bir iyi, bir kötü... kontrolu çok zor veo riski almak istemiyorsunuz.

Baycan Sunaç: Contalar özellikle değil mi?

Ersin Gökbudak: Contalardan ziyade,kanal flanşları şekilli parçalar, şerit saçlar-dan çekilerek şekillendiriliyor ve şekillenir-ken arda arda rulolar dizisinden geçmekteve sonuçta hassas toleransları olan, belirlitoleransta boşlukları bulunan elemanlar.Üretim makineniz yeni iken arzu edilen to-leranslar sağlanıyor ve kanal montajını yap-tığınız zaman tam yerine oturuyor, elleçekerek çıkarmanız falan pek mümkündeğil. Ancak, üretim makinenizdeki rulo-ları, belli bir üretim miktarı sonunda yeni-lemeniz gerekmekte. Sanırım bu konuyaçok dikkat edilmiyor. Dolayısıyla, flanştakitoleranslar sürekli değişmekte. Bazen ma-kine arıza yapana dek üretim yapılmakta.Bunun bir sınırı olmalı, örneğin 100.000metre veya 200.000 metre gibi üretimsonrası ki –tecrübe ile tespit edilebilir- to-lerans sınırı aşılınca, rulolar kesinlikle yeni-lenmeli. Maalesef bu kontrol sistemimizpek çalışmıyor.

Mustafa Bilge: Peki siz teklif alırken birsorunla karşılaşıyor musunuz? Bütün fir-malar aynı bazda teklif verebiliyor mu?

Cemil Acaroğlu: Mesela susturuculardaaçıklama yaparken metrekare olarakveren var, sadece hava debisi olarak veren

var. Kaç desibel yutulması istendiği bileyazılmıyor. Bunlar verilirken yaklaşık birkanal ebadı olsa veya kaç desibel ses yu-tulması istendiği olsa, biz de seçimimiziyaparken daha rahat hareket ederiz.Çünkü aynı debide 5 farklı, 8 farklı sus-turucu seçebilirsiniz.

Mustafa Bilge: Peki, siz seçim yaptıktansonra basınç kaybını da belirtiyorsunuzdeğil mi?

Cemil Acaroğlu: Tabi, yabancı kaynaklar-dan da faydalanarak onları da belirtiyo-ruz.

Mustafa Bilge: Bir de genellikle ithal et-tiğimiz VAV-CAV dediğimiz ürünler var,bu ürünlerin üretimini ülkemiz açısındandeğerlendirebilir misiniz?

Cemil Acaroğlu: Bu konudaki yerli üre-timlerde de tam maksadına uygun birürün çıktığı kanısında değilim. Motorluolanlarda problem yok ama mekanikolanların laboratuvarlardan çıkmadan ya-pılabileceğine inanmıyorum.

Baycan Sunaç: Menfez konusunda birşey söylemek istiyorum. Bizim İzmir’deiki üç yıl önce bitirdiğimiz, işverenle ara-mızın pek de iyi olmadığı bir proje vardı.Dün, yerli menfez üreticisi bir firma git-miş ve oradaki işverene demiş ki; “Bakbiz de aynısını yapıyoruz…” Bu firma-lara, katalogdaki bazı değerleri neredenaldın dediğimiz zaman, “İşte oradan bu-radan aldık.” şeklinde bilinen şeyler söy-lüyorlar. İşveren demiş ki “Git projeciyibul senin markan da kullanılabilir deyiponay versin.” Buna benzer örnekleri sıksık yaşıyoruz. Şimdi kendinizi benim ye-rime koyun. Bu soruya evet mi demeli-yim hayır mı demeliyim. Elbettegerekçelerini de söylemem gerekir. Çoksayıda menfez üreticisi var. Bizim tasa-rımcı olarak menfezi nasıl seçmemiz ge-rekir? Diyelim ki önümüzde yerli,yabancı çok sayıda benzer firma var, ara-larında fiyat farklılıkları var. Baktığımızzaman pek de bir fark yok gibi gözükü-yor. Burada ciddi bir sorun var; tasarımcıolarak bir şeye karar vereceksiniz. Ozaman marka meselesi gündeme geliyor.Bu kadar eş gibi gözüken markalar ara-sında ben bir şey seçeceksem, seçiyo-rum ama ondan sonra feryatlar başlıyor.Birini seçiyoruz, müteahhit gelip onu çokzor durumda bıraktığımızı söylüyor,“Üretici fiyatını aşağı indirmiyor” diyorveya rakip firmalar “Niye bizi seçmedin”

Page 84: TermoKlima Ocak 2011

diyorlar. Kimi seçersem seçeyim birisibuna itiraz edecek. Ben seçmiyorsamkim seçecek? Marka konusunu genelolarak da tartışmak istiyorum, bu konusadece menfezle sınırlı değil. Benim gö-rüşümü Ersin Bey biliyor ve kısmen karşıçıkıyor. Marka seçimini tasarımcının yap-ması gerekir. Bunun hesabını da, yal-nızca kendi işverenine vermelidir.

Ersin Gökbudak: Marka seçimi zor birkonu, bu konuda yetkinin tasarımcıda ol-ması düşüncesine katılıyorum. Genel uy-gulama olarak tasarımcı 3 markaseçmekte ve ihale dokümanlarında bumarkaları belirtmektedir. Buna bir itirazımsöz konusu değil. Ancak, bazı uygulama-larda bu üç marka verilmekte ve “ İşverenbu üç markadan istediğini seçer” den-mektedir. Bu ifade ile teklif hazırlamanınhedefi değişmekte ve “Verilen markalararasından en pahalı olanların seçilmesi,dolayısıyla en pahalı fiyatın teklif olaraksunumu” noktasına taşınmaktadır. Herbir ürün için, tasarımcı tarafından belirti-len üç markadan teklif alıp, teklife esasolarak en pahalısının seçilmesi gerekmek-tedir. Böyle bir teklif hazırlama, doğal ola-rak insan mantığına ters gelmektedir.

Cemil Acaroğlu: Bu bizim çok büyük birproblemimiz. Genellikle pahalı olarak bi-lindiğimiz için bütün firmalar benden tek-lif istiyor. Yani alacak olan var, alacakolmayan var. Mesela ben 20 senedir bufirmadayım, 20 senedir teklif isteyip demalzeme almayan firma, yine teklif isti-yor. Bunun çalışmasını ben yapıyorum,ben yoruluyorum ama pahalı ihaleye giripdaha sonra fiyatı kıracağının farkında, bu

şekilde benim fiyatlarımdan faydalan-maya çalışıyor.

Meftun Gürdallar: O arkadaşlara da tek-lif satacaksınız o zaman…

Cemil Acaroğlu: Şu anda rekabet şartlarıfiyatları geri çekmemize neden oldu amamerdiven altı firmalarla baş edilecek gibideğil. İnanın benim maliyetimin %10-15altına malzeme satanlar var.

Mustafa Bilge: Nasıl oluyor bu, malze-meyle mi?

Cemil Acaroğlu: Malzemeyle oluyor. Me-sela bir slot vizörünün derinliği 7 cm ise“Ben 3 cm yaptım, oldu.” diyerek satılı-yor. Çünkü Türkiye’de kontrol sistemi iş-lemiyor. 2 mm’den profil yapacağına 1mm’den yapıyor. Biz bunu anlatsak da or-taya dediğimiz koşul çıkıyor, “3 marka dayazıyor, ben buradan alırım niye sendenalayım.” diyor. Bizim ciromuzun büyük bir kısmını dış pa-zarlar oluşturuyor. Dış pazarlarda da kali-teye önem veriliyor ama yurtiçinde ilkkriter fiyat. Bundan 15-20 sene önce FitaTeknik olsun, %15 pahalı olsun denili-yordu. Şu anda fiyatlar %5 pahalı ise ter-cih edilmiyor.

Ersin Gökbudak: Bundan 15 yıl öncekiyatırımcı ile şu andaki yatırımcı yapılarıarasında önemli değişiklikler oldu. Tabibunu genel anlamda ifade ediyorum.Genel anlamda bugünkü yatırımcı “Bu işibiran önce tamamlayım, son rötuşları dayapayım, yarım yamalak çalıştırayım vehemen nemasını alayım” yaklaşımı içeri-sinde. Başlamadan, sonundaki değerlen-dirme ve nemalanma hayali içerisindeolaylara bakılmakta. Biz çok daha az ya-tırımların olduğu, iş sayısının çok dahadüşük olduğu, döviz rezervlerimizin sıfır-landığı, ciddi ödeme sıkıntılarının yaşan-dığı dönemleri de biliyoruz. Ama tümolumsuzluklara rağmen, o yıllarda alımkriterleri çok daha farklı ve çok dahadoğruları içermekte idi. Sektörde her güntartıştığımız bir numaralı gündem olan“Enerji verimliliği”, ortalama bir yatırımcıiçin bir anlam taşımıyor. Bugün 5’e maledip, yarın 15’e satma ana hedef olarakbelirlenmekte. Bu nedenle, BEP gibi yö-netmeliklerin ivedilikle devreye girmesi veuygulamanın denetlenmesi fevkaladeönem taşımakta.

Cemil Acaroğlu: Biz rakip firmalara bunuda teklif ediyoruz. Belli bir fiyatın altına in-meyelim, kalitemizi sınırlandıralım diyoruz.

Mustafa Bilge: Yurtiçinde ne kadar ithalmalzeme var, ne kadar yerli üretim var?

Cemil Acaroğlu: Benim tahminim %85-90 arası yerli üretim.

Mustafa Bilge: Bir de yurtiçi-yurtdışı ora-nınız nedir?Cemil Acaroğlu: Şu anda Rusya piyasa-sında bir sınırlama getirildi. Mesela alü-minyum olan bir üründe oraya birmalzeme gönderimi yaptığınız zamankullanıcıdan alüminyumdan dolayı mal-zeme bedeli kadar bir vergi alınıyor.Benim şu ana kadarki en büyük müşterimENKA’ydı. Şu anda ENKA’yla bütün irti-batımız kesildi. Onların da amacı kendiüreticilerini canlandırmak... Bu konudabüyük firmalar çok fazla sekteye uğradı.Bizim ihracatımız Libya’ya, Azerbaycan’a,Cezayir’e, Irak’a oluyor. Üretimimizin%30-40’ı ihraç ediliyor. Bir de Ro-manya’da, Ukrayna’da bayilerimiz var.

Ersin Gökbudak: Menfezler ile ilgili ola-rak birkaç cümlede ben söylemek istiyo-rum. Menfez seçimlerinin, sistemlerinverimliliği açısından fevkalade önemli ol-duklarını vurgulamak gerekiyor. Maalesefbu konuda sektörel olarak yanlış bir yak-laşım var. Ve bu elemanları basit görüp,gerekli önemi vermediğimize inanıyorum.Maalesef, sanki “Birim fiyatı yüksek olanürünler, teknik önemi daha fazla hak edi-yorlar.” gibi bir tutum içerisindeyiz. Men-fezler, HVAC sistemlerinin, sistemdenyararlananlarla diyalogda olan bekli detek elemanı. Rahatsız olduğumuz andakafamızı çevirip baktığımız, sesinden, hı-zından, sıcaklığından etkilendiğimiz, ha-vayı bize doğru veya yanlış bir şekildesunan son eleman. Kısacası, kötü bir sis-temi iyi hale getiremez ancak iyi bir sis-temi pekala son derece rahatsız edici birhale getirmesi mümkündür. Genel seçimkriterleri ile tip seçimleri yapılan menfez-ler, gerek tasarımcı ve gerekse uygula-macı tarafından, sanal ortamda ilgilimahallere girilerek, “o tip bir seçiminnasıl sonuç verebileceği” düşüncesi be-yinlerde değerlendirilmelidir, diye düşü-nüyorum. Bu olay yaşanmalı ve sonra,üreticilerimizin ilgili kataloglarında teknikseçim yapılmalıdır. Her ne kadar yerli üre-ticilerimizin laboratuvar test imkanları ol-masa da, uygulama tecrübeleri veya buimkânı olan firmalardan benzeşimlerleoluşturdukları seçim katalogları oldukçadoğru değerler vermektedir. Menfezler konusuna önemli ölçüde mü-dahil olan bir diğer gurup mimarlardır.Doğal olarak, menfezler yapının bir an-

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

78 Termo Klima Ocak 2011

Fita Teknik Satış Sorumlusu Cemil Acaroğlu

Page 85: TermoKlima Ocak 2011

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

79Termo KlimaOcak 2011

lamda görsel bir mimari unsuru olmasınedeni ile de, bu konuya müdahil ol-makta haklıdırlar. Ancak, bu elemanlarıngörsellik yanında önemli teknik özellikleride mevcuttur. Bu anlamda mimar ve me-kanik tesisat tasarımcısının görsellik ve iş-levsellik anlamında karşılıklı anlayışiçerisinde olması gerekmektedir.

Cemil Acaroğlu: Çok haklısınız ama artıkmimarlar tahhüt firmaları üzerinde bas-kın karakter oldu.

Ersin Gökbudak: Artık bu savaşı vermeklazım. Örneğin bir otel lobisini tasarlıyor-sunuz, mimar bu alanda büyük boyutluelemanların, örneğin anemostad, görün-mesini istemeyebilir, daha çizgisel ele-manlar ile konunun çözülmesini talepedebilir. Ancak bu durumda bu çizgiselelemanın hem boyunu, hem enini birdenkısıtlama yaklaşımı olmamalıdır. Yani, gö-rünüm nedeni ile fonksiyonun yok sayıl-ması ciddi sıkıntılar yaratır. Buna izinverilmemelidir.

Mustafa Bilge: Hakikaten menfez çokönemli. Mesela klima santralini, kanal sis-temini çok iyi dizayn ettiniz ama sıcak ha-vayı üflüyorsunuz yukardan, seçimi doğruyapamıyorsunuz, hava asılı kalıyor yuka-rıda, aşağısı 20 derece, yukarısı 30 dereceoluyor. Hem enerjiyi kötü kullanıyor hemkonfordan uzaklaşıyosunuz. Bu kış klima-sında bizim başımıza geliyor. Bu yüzdenmenfez anemostadların yaz-kış seçimi deçok önemli. Bir de genel bir laboratuvarolabilir ama standart bir 3 metre yüksek-liğindeki oda için, duman testiyle havahareketi gözlemleyebiliriz, susturucununbasınç kaybını çok rahat ölçebiliriz, bu tiplaboratuvarların gerek genel gereksefirma içerisinde olmasının sizin için avan-taj olacağını düşünüyorum.

Cemil Acaroğlu: Bir de stoklarda çok sı-kıntımız var. Mesela mimarlar bir kripintavan seçiyor, kripin tavanın 4 tane ver-siyonu çıkıyor, ufağı çıkıyor, büyüğü çıkı-yor, bunlara göre profil devamlıdeğişiyor ve bunları da elinizde bulun-durmanız gerekiyor.

Mustafa Bilge: Bizim bu konuda yapabi-lecek bir şeyimiz yok. Hatta biz nedenyeni tip menfez üretemiyoruz? Basit birlaboratuvarınız olsa orada gözlemleye-ceksiniz. Belge almak için laboratuvar ola-bilir ama sizin ürettiğiniz ürünün Ar-Ge’siiçin bir laboratuvara kesinlikle ihtiyaç var. Klima sisteminin en önemli aksesuarlar-dan birisi hava kanalları… Hava kanallarıile ilgili neler söylemek istersiniz?

Baycan Sunaç: Aksesuar demeyelim, do-natı diyelim.

Mustafa Bilge: Bu konuda yine ülkede birstandart olmadığı için yurtdışında havalan-dırma müteahhitleri derneğinin çıkarttığıDW 144 adında bir yayın organınındanfaydalanıyoruz. Amerikan HavalandırmaMüteahhitlerinin (SMACNA) kullandığıstandartların ucundan tutuyoruz. Bir deelimizde Bayındırlık Bakanlığı’nın genel birşartnamesi var, bunlardan faydalanıyoruzama tabi bunların üçü de birbirinden ba-ğımsız olan şeyler. Bazen şartnamelerdeüçüne, bazen birine atıfta bulunuluyorbazen de hiçbirine bulunulmuyor. Tabi bukonu imalatçıları ilgilendirdiği kadarıylamüteahhitleri de çok ilgilendiriyor. Müte-ahhitler bu ürünü kullanmak zorunda vebu ürünün bir klima santrali gibi montajıçok hassas. Satın aldığınız bu ürününadam saatin %50’si üretime gidiyorsa,%50’si de belki asmaya, montaja gidiyor,bu da çok önemli. Biz bunları dışarıdafabrikasyon üreten firmalardan alıyoruz.Alırken de belli standartlar istiyoruz. Hemüretim tekniği anlamında hem flanş an-lamında ciddi sorunlar yaşanıyor. Meselatest yapıyorsunuz ürün geliyor, o testtengeçemiyor. Flanşı indiriyorsunuz, flanşıniçinden silikon çıkmıyor. Silikonsuz flanşda testten geçmiyor. Çok sertifikalı birürün ama test sırasında sac çalışmamış veöyle geçmiş makineden. Bunlara da çokrastlıyoruz. Bunun geri dönüşü çok zoroluyor. Meftun Bey hem sizin İSKİD deyaptığınız çalışmalar hem de bizimMTMD olarak yaptığımız çalışmaları de-ğerlendirebilir misiniz? Belki Ersin Beyözetleyebilir, diğer arkadaşların da yo-rumlarıyla da devam edelim.

Meftun Gürdallar: Öncelikle bu toplan-tıyı düzenleyenlere ve size teşekkür ede-rek başlamak istiyorum. Aslınabakarsanız ben hava kanalı konusundason beş yıldır klasik galvanizli sac kanalüretimiyle uğraşıyorum. Ancak ondanöncesinde, 20 yıla varan bir sürede de de-ğişik türdeki hava kanallarıyla uğraştım,uğraşmaya da devam ediyorum. Bu ne-denle katıldığımız fuarlardan bir tanesin-deki bir anımı paylaşmak istiyorum.Yaklaşık 10 yıl kadar önceydi. Ankara’daTRT’nin yaptırdığı bir binanın işletmeyealınması aşamasında yaşanan sorunları,fuarın bir günü yatırımcı grup diğer günüde kontrol grubu ile paylaşma olanağıbuldum. Biz 10 yıl önce hava kanallarındasızdırmazlık, verimlilik vs. anlatmaya çalı-şırken, bu firma sahipleri dediler ki; “Bili-yoruz, biz bunu yaşadık.” Yaşadıkları olay

da şu; uygulamacı grup işi bitirmiş, so-nuçlandırma aşamasında uluslararası birmüşavirlik grubundan ölçüm için gelmiş-ler. Bu günümüzde halen yeni bir konu...Ölçümleme, sonuçlandırma, test-ayar de-diğimiz olaylar giderek gündemimize ge-liyor ama bu anlattığım 10 yıl önceki birolay. Müteahhit grubunun tepkisi ilkanda; “Biz her tarafı kapattık, neyi ölçe-ceksiniz” şeklinde olmuş. Müşavirlikgrubu; “Biz performans ölçeceğiz, verim-lilik ölçeceğiz” şeklinde cevap vermiş. Ci-hazları, santralleri, menfezlerden çıkanhava debilerini ölçmüşler, %60 civarındabir sonuca varıp %40 kayıp olduğunutespit etmişler.

Mustafa Bilge: Flanş gelmeden önce ka-yıplar %20 civarındaydı.

Meftun Gürdallar: İyisinin %20 civa-rında olduğunu düşünüyorum. Büyükçebir bina ve iyi bir yatırım. %40 civarındabir kayıp! “ 6 ay süreyle bütün tavanlarıaçtık, yeniden testler yaptık, kaçaklarıtespit ettik. Kamyonlarla silikon kullan-dık. Sonuçta da bir miktar nefaset kesile-rek zor kabul ettirebildik.” dediler.Uygulamayı yapan arkadaşlardan başları-nın çok ağrıdığını duymuştum. Mühen-disliğin klima, hava tarafını konuşuyoruz.Mühendislik bir anlamda ölçüm birimidir.Hepimizin bu konuda mutabık olduğunudüşünüyorum ama ölçme alışkanlığımızhenüz yok. Sonuçların ölçülebilir olmasınısağlayacak çalışmaları ISKAV başlattı.Umarım rağbet görür. Gelişmeler buyönde. Dünya bunu bizden çok önceyaptı. Bir taraftan da sanırım Avrupa Bir-liği hedefimize paralel olarak bir takımstandartların, yönetmeliklerin tercümeedilip yayınlanıyor olması -TSE eskidensadece bir paragrafını çevirip gerisini İn-gilizce yayımlıyordu şimdi çeviriyi de birşekilde yapıyorlar- çeviriyi yapıp yayınla-maları bu konuları gündemimize sokuyor.Yatırımcılarımız bu konuda biraz daha bi-linçliler ama dünyanın en pahalı enerjisinikullanan bir ülke olarak bu işi biz mühen-disler olarak çok daha önce yapmamızgerekirdi. Bir fuar nedeniyle kalmaya git-tiğim Almanya’da ev sahibim oda sıcaklı-ğını 20 derecenin üstüne çıkaramıyordu.Nedenini sorduğumda; “Düzenlemelerbunun üzerinde olmasına izin vermiyor.”demişti. Bunun üzerinde harcama yaptık-ları durumda gaz kullanımını denetleyenkurum, yüksek fiyattan gaz ücretini talepediyormuş. Cezalandırıyormuş.

Mustafa Bilge: Bizde elektrikte olduğugibi.

Page 86: TermoKlima Ocak 2011

Meftun Gürdallar: Ancak bunun tersin-den olmasını biz mühendisler kendimizsağlamalıydık veya sağlamalıyız. Bu ko-nuda çalışmalıyız. Son dönemlerde enerjiperformans yönetmeliğinde revizyonlarda oluyor üzerinde ama “Kombi şu met-rekareden olsun, bu metrekareden olsun,merkezi sistem öyle mi olsun, böyle miolsun” gibi tartışmalar oluyor. Bu tartış-malar içerisinde sektör temsilcileri nekadar var, bakanlık bunları ne kadar din-liyor bilmiyorum- hava kanallarıyla ilgiliolarak Bayındırlık Bakanlığı’nın ilgili birimiile İSKİD bir ay kadar önce temas kurduve Bayındırlık Bakanlığı Birim Fiyat Ki-tabı’ndaki tanımlarını gözden geçirilmesikonusundaki önerilerimizi götürdük ken-dilerine. Bayındırlık Bakanlığı Kitabı şuana kadar ki konuşmalarda bir kez geçtiama üzerinde durulmadı. Çünkü İstanbuldaha çok gerçek hayatta karşılaşılan işleriyapıyor. Devlet ihalesi mantığı çevresindeçalışmıyor çok fazla. Hâlbuki Türkiye’nin,büyük yatırımları hâlâ devlet üzerinden yü-rüyor ve o işlerde bu kitap bir anlamda kut-sal bir kitap oluşturuyor. Bu eğer tırnakiçerisinde “kutsal kitap” dersek bu kitap-taki tanımlar, örneğin 261’e 100 poznumarasındaki hava kanalı tanımları hâlâTS 822’ye uygun galvanizli sactan diye ge-çiyor. TS 822 1970 yılında yayınlanmış,gündemden kalkalı herhalde bir 25 seneolmuş, bunun üzerine dört kere yeni stan-dart oluşturulmuş ancak kitap halen TS822 diye yazıyor. Bunun artık son stan-dartlara EN 12236-37’ye getirilmesi,“bunların yazılması lazım” deyince ilgi ilekarşıladılar. Bu genel tanımlar içerisindesanırım bir 15 yıl kadar önce bir iyileştirmemantığını kabul ederek yazdıkları bir notvar. Buna dikkat çekmek istiyorum. Havakanallarının bir genel tanımı var. O ta-nımda da mesela kanalların bağlantılarıköşebentle yapıldığı takdirde montajlıbirim fiyatı %15 artırılır der. Köşebentnedir? Demir köşebenti tarif ediyorlar. Ner-deyse hiç kullanılmayan bir şey...

Baycan Sunaç: Flanş demek istiyor as-lında.

Meftun Gürdallar: Niyet o. Çünkü baş-langıçta flanş yoktu. Bunun altına ikincibir madde getirmişler. Mesela “Dikdört-gen kesitli havalandırma kanalının ek yer-lerinin galvanizden imal edilen kendindenmastikli flanşlar ile birleştirilmesi uygunuzunluktaki köşe parçalarının mastiklene-rek monte edilmesi kendinden yapışkanlıneopren contanın flanşın kesiti boyuncayerleştirilmesi, 140 mm metal sıkıştırmaparçalarının uygun aralıklarla sabitlen-

mesi durumunda 261’e 100’deki mon-tajlı birim fiyatlara %80 eklenerek ödemeyapılacaktır.” der. Bir taraftan BinalardaEnerji Performans Yönetmeliği yayımlanı-yor. Diğer taraftan BEP Yönetmeliği’ninparalelinde Bayındırlık Bakanlığı’nın butanımı konusunda önerimiz şu oldu. Heryıl belli bir zam ilave edilir, enflasyon ora-nında bu bir gelenektir. Gerçi son yıllardabir takım kalemlerin fiyatlarının düşürmeeğilimi de görülüyor. Ancak “Biz fiyat ar-tışı talep etmiyoruz. Bir düzenlemenin ya-pılmasını talep ediyoruz” şeklindegittiğimizde, “Yeni bir şey tarif ediyorsa-nız, ayrı bir poz numarasında açalım” de-diler. Özet olarak şöyle söyleyeyim, bu“%80 fiyat farkı flanşlı yapılması halindeeklenerek ödenir” lafını, standart hale ge-tirin, yapılmaması halinde düşürülsün bu.Yapılmaması halinde nedir, flanşsız değilde “Geçmişte yapılan o kenetli kanalınkullanılması halinde bu fiyattan geri gelin-sin” şeklindeki önerimizi değerlendirecek-lerini söylediler. Sonucun ne olacağını bizde merakla bekliyoruz. Buradan niye baş-ladım? Birçok kavramı tartışıyoruz, konu-şuyoruz ama ölçülebilir işler yapmaalışkanlığımız yok. Mühendisçe işler yap-maya çalışıyoruz ama ölçülebilir sonuçlarolmasına endeksli bir çalışma sistematiğioluşturamıyoruz. Ölçülebilirlik konusunukim, nasıl yaşamımızda bir gerçeklik halinegetirecek bilemiyorum ama - Gerçi bunlaryapılıyor. Hiç yapılmıyor diyemeyiz. Bilinçliyatırımcılar yapıyorlar. Uluslararası üretim-ler gerçekleştiren, ihracat yapacak firmala-rın garantileri sağlayabilmek için yapmalarıgerekiyor. Dünyanın en pahalı enerjisinikullanan toplum olarak, halkın yaşamınadönük olarak yaşamımıza ne kadar uygu-

layabiliyoruz, önemli bir tartışma konusu.Geçenlerde Makine Mühendisleri Odasıtoplantısında; katılımcılara “BEP Yönetme-liği Makine Mühendisleri Odası’na nasılyansıdı?” diye sordum. Henüz algılayankimse yok. “Yılbaşı itibariyle gelen proje-lerde hangi kriterlere bakıyorsunuz, enerjiperformans yönetmeliğinin uygulanıp uy-gulanmadığını projelerde nasıl görüyorsu-nuz?” diye sorduğumda projelere bakanarkadaşların henüz böyle bir bakış açısınınolmadığını gördüm. Ne kadar zamandaözümseneceğini bilmiyorum ama bir anönce özümsenmesi için el birliğiyle gayretgösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Benden önceki konuşmacılar, gerek klimasantrali gerek başlangıç elemanı ve son-landırma elemanları arasında görüş be-lirttik. Biz arada bağlantıyı sağlayan havakanalları üreticileri olarak iki taraftandaha çok dertliyiz. Aslına bakarsanız so-rumluluğun çoğunun bizde olduğunudüşünüyorum. Tanımlarımızın, standart-larımızın, şartnamelerinizin eksikliği ne-deniyle maalesef ne ölçülebilir bir işyapma şansına ulaşabiliyoruz ne de fiyatkriteri olarak ölçülebilir bir aralıkta duru-yor. Demin söylemeye çalıştığım “TS822’ye uygun, galvanizli sactan diyoruz,bu ne anlama geliyor?” “Galvanizli sac,siyah sacın temizlenip belli banyolardangeçirildiktan sonra sıcak daldırma galva-nize batırılıp çıkarıldıktan sonra 1m2 gal-vaniz sacın üzerine en az 214gr çinkokaplanmış olmasını” şart koşuyor bustandartlar. Peki diğer ülkelerde nasıl? İn-giliz standartlarına göre; 350gr, Amerika275 Japonların 250 gr ve üzeri. Bizim TS822, 214 gr. Ancak Türkiye’de maalesefkullanılan ürünlerin TSE belgesinin olmasıgibi bir zorunluluk varken ve burada TS822’de yazıyor olmasına rağmen, kulla-nılan galvaniz sac kalitesi buna uygundeğil. Bunun neredeyse üçte biri kadarkaplama kalınlığı kullanılıyor. Bu doğru-dan tesisin ömrüyle ilgili bir şey… Maale-sef devlet kurumlarında değil, özeltesislerde bile, mesela bir spor tesisindeyedi senede bütün kanalların ve klimasantrallerinin de patladığını gördük. De-ğiştirmek için bizi çağırdılar. Patlama der-ken, kanalların üzeri çürüme yüzündenaçılmış. Sacın ortası paslanmış, çürümüşve delinmiş. Daha önceki yıllarda yapılmışve hâlâ gayet iyi durumda olan kanallarda görebiliyoruz. O zaman ürünTS822’ye uyuyormuş. Ürün tesislerdeöyle çıkıyormuş ama bu rekabet denen -iyiye mi kötüye mi yormak gerekir, gerçiiyi yapılınca iyi bir şey ama Türkiye’dekiuygulamasıyla maalesef bizi kötüye yön-lendiren bir uygulama- doğru kurallar ko-

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

80 Termo Klima Ocak 2011

AKS Genel Müdürü ve İSKİD Hava Kanalı Komisyonu Başkanı Meftun Gürdallar

Page 87: TermoKlima Ocak 2011

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

81Termo KlimaOcak 2011

yularak yapılmadığı için sonuç olarak daböyle şeylerle karşılaşmamıza neden olu-yor. Başka bir örnek de; Beni klimanınşartlarını bir türlü tutturamıyoruz diyeEdirne’de iplik üreten bir fabrikaya çağır-dılar. Klima santrali inşai tip. Üfleme ka-nallarını çatı arasında götürmüşler, emişkanalları da döşemeden yapılmış. “Siste-minizi kontrol ettiniz mi, size göre ne gibiproblem var” diye sorduğumuzda cihaz-larımız çalışıyor ama rejimi tutturamıyo-ruz dediler. “Kanallarınıza baktınız mı”dedik, hayır dediler. Tulumları giydik, çatıarasına çıktık, bunun fotoğraflarını dazaman zaman sunumlarda gösteririm,masa gibi bir kanal düşünürseniz ortasıresmen patlaktı. Oradaki bütün hava çatıarasına yayılıyor. Bunun tabi kanallarınpas içinde olması, insan sağlığı kısmını birtarafa bırakın enerji kaybı açısından firmaiçin büyük bir sıkıntı. Bana göre uygula-mada sac kalitesine gereken önemin gös-terilmemesi temel bir sorundur.

Mustafa Bilge: Biz bir taraftan daMTMD’nin kanal komisyonunda da oldu-ğumuz için birkaç soru sormak istiyorum.Önce Türkiye’deki kanal standartlarınıaraştırdık. EN 1505-1506-1507-12097-12220-12236-12237 ve 7235’i bulduk.Bu EN’in bir kısmını TS başına koyarak TSEN olmuş. Bir kısmı tercüme edilmiş birkısmı hâlâ edilmemiş. Fakat biz bunları in-celeyince bir kısmı hidrolik çapı anlatıyor,bir kısmı dirsekleri anlatıyor, bir kısmı yu-varlak kanalları anlatmış. Bizim istediği-miz gibi prizmatik kanalları daha çokkonuşuyoruz hem imalatta hem montajlailgili bir standartları EN’de bulamadık. Ozaman bir tek DW144 kalıyor. Avrupa’yayakın olduğu için DW144’ü biz Türkçe-leştirelim dedik. Belki ileride EN de buDW144’ü kabul edecek. Bunun üzerinede MTMD bir çalışma yapıyor. Herhaldebirkaç ay içerisinde sonlandırılabilir.Bunun doğru olduğuna karar verdik. Butasarımcıya da imalatçıya da kolaylık sağ-layacaktır. Bu konuda kanal imalatçılarıolarak sizin görüşünüz nedir? Sıcak bakı-yor musunuz yoksa farklı bir şey mi düşü-nüyorsunuz?

Meftun Gürdallar: Biz de, İSKİD HavaKanalı Komisyonu olarak iki senedir çalı-şıyoruz, aynı problemden biz de rahatsı-zız. Üreticilerin karşısına “Klima santraliiçin de, menfez anemostad, hava kanalıiçin de tanımlar doğru geliyor mu?” nok-tasında bizim aramızda da bilmece halinegelen bir şey var. ‘’Flanşlar SB profildenyapılmış olacaktır’’ diyen bir şartnamevar. Bu SB’nin ne anlama geldiğini bilen

bir arkadaşa rastlamadık henüz. Dediği-niz gibi ortak bir dile indirgeyebilmek veherkesin kabul edebildiği bir standartoluşturmak konusunda bizim de çalışma-larımız oldu. Biz de “SMACNA mı DWmu? Nasıl ele alınmalı, ulusal standartla-rımız nedir?” konusunda bir çalışma yap-tık ve biz de karma bir şartname örneğiortaya çıkartmaya çalıştık. Bunu bir ulusalstandart haline getirebilir miyiz bilemiyo-rum ama gerek tasarımcılarımız gerek uy-gulamacılarımızla bu konuyu görüşmekadına bir örnek taslak ortaya çıkardık.Bunu da sağ olsun Baycan Bey’in de kat-kılarıyla bir değerlendirmeye tabi tuttuk.Sizlerle de bu konuyu görüşmüştük hatır-larsanız.

Mustafa Bilge: Bana bir içerik gelmiştiakışkanlar mekaniğinden başlayıp ima-lata kadar giden...

Meftun Gürdallar: Onun dışında şart-name çalışmamız da olmuştu. Şimdi üze-rinde anlaşabileceğimiz bir şartnameortaya çıkması lazım. SMACNA; Ameri-kan Sac Kanal Üreticileri Birliği… Otur-muşlar kendi üretim standartlarınıbelirlemişler. Dolayısıyla bu işin içindeolanlar “Bu iş nasıl olursa doğru olur”düşüncesi etrafında buluşuyorlar. Tür-kiye’de de bunun olması için biz de çalı-şıyoruz ve sonucunun da ölçülebilirolması durumunda çok faydalı olacağınıdüşünüyorum. Toplam bir kalite sistemi anlayışından bah-settik. Toplam kalite sistemi; hep konuşul-duğu gibi “En zayıf halkası kadar güçlüolan bir sistem.” En zayıf halka örneğinfiyat nedeni ile bir yerde kırılıyorsa siz dün-yanın en iyi klima santralini de alsanızarada %60, %40 oranında kaçağınızvarsa, orada tasarım değerlerinizi tuttur-manız mümkün değil. Tasarımcının dayüzü ak olmuyor. Uygulamacının da yüzüak olmuyor ama arada niye kırıldığını, nasılkırıldığını düşünmek lazım. Maalesef fiyatve haksız rekabet unsuru çok etkili, yani İS-KİD’in başlangıçta üyelik şartı olarak, Etikİlkeler Manzumesi’ni koymuş olması bunauymayı taahhüt eden firmaların İSKİD’eüye olması bize bir heyecan vermişti. “İn-sanlar, üreticiler kendilerine çeki düzen ve-recek d”iye düşünmüştük ama “Ben orayakatılmam” diyen üreticiler de var maalesef.Burada da bir yaptırım yok. Kimse de birşey diyemiyor. Bunun sonucunda teknik ta-rafı da ticari tarafı da çok tartışılan işler çı-kıyor. Yine dönüp dolaşıp şunu ifadeetmek lazım ki; enerjiyi çok pahalı kullanı-yoruz. Asıl derdimiz enerji tasarrufu. Bu

çevre kirliliği açısından da böyle, ülkemizekarşı olan sorumluluğumuz açısından daböyle. Kullanıcılara karşı olan sorumluluğu-muz açısından da böyle. Bu nedenle de-ğerli tasarımcı ve uygulamacılardantalebimiz, etik ilkeler şartını imzalamışİSKİD üyesi Hava Kanalı Üreticilerini tercihetmesidir.Ayrıca daha önce çok tartışılan ama şimdi-lerde pek gündemde olmayan sigorta ko-nusu belki sektöre çekidüzen verecektir diyedüşünüyorum. Bunu yakın zamanda sigortaanlamında da bu ortak toplantılarda, yuvar-lak masalarda bir sonuca ulaştırabilirsek öl-çülebilirliği, ölçüm sonuçlarında çıkanhataları da tarafların kendi sorumluluklarıoranında sigorta etmeleriyle bu sorun çözü-lecektir diye düşünüyorum.

Mustafa Bilge: MTMD DW144’ü öneri-yor. Siz kendi standardınızı oluşturdunuz.Bu da bir karışıklığa neden olmayacak mı?

Meftun Gürdallar: Sektör bunu ayıklaya-cak. Yani DW’yü kabul edelim; Olabilir.Zaten şu anda dediğim gibi DIN normunagöre vaaz edilen şartnamelerle karşılaşı-yoruz. SMACNA’ya göre şartnamelerlekarşılaşıyoruz. Bayındırlık şartnameleriylekarşılaşıyoruz. “Bunları ortaklaştırabilirmiyiz” gibi bir çabanın içine girdik. Me-sela sac kalınlıkları konusunda aşağı yu-karı bir ortak anlayış var. HâlbukiAvrupa’daki yeni eğilim; sac kalınlıklarınıtarif etmekten çok, örneğin basınç gru-buna göre sehimleri sınırlıyor; “Şu kadar-dan fazla kanal şişmeyecek, bu kadardanfazla kanal çökmeyecek. Sen sac kalınlı-ğını ne kullanırsan kullan” diyor. Üretimteknolojisi geçmişte cakayla yapılırkenbaklava dilimi vurulurdu. X şeklindeki işa-ret bir miktar mukavemet kazandırırdı.Şimdi öyle değil. Z profil yapabiliyoruzveya kaburga diye tarif edilen omega ya-pabiliyoruz.

Mustafa Bilge: Ama DW144 basıncagöre sac kalınlığını tavsiye ediyor.

Meftun Gürdallar: Evet, DW öyle tavsiyeediyor ama EN 1507 gibi tavsiye etme-yenler de var. Hatta biz burada sac üze-rindeki kaplama kalınlığını TS822’yi enazından 214 gr’ı 225’e yükseltelim der-ken Avrupa’da bir İngiliz uzmanı; “bizböyle kalın çinko vaaz ediyoruz maliyetiartırıyoruz ama İrlanda’da 100-120 grsaclar kullanılıyor, hiçbir şey de olmuyor.Niye biz bu kadar pahalı sac kullanıyo-ruz” gibi maliyeti geri çekme amaçlı birmakalesini okuduk. Bize de böyle bir şeysürpriz oldu. Yeni üretim teknolojisi ola-

Page 88: TermoKlima Ocak 2011

rak aluzinc denen bir kaplama şekli var.Farklı bir tanım getiriyor. Malzemeler de-ğişiyor. Üretim teknolojisi değişiyor. Sa-dece sac kanal değil, kendinden yalıtımlıalüminyum kanallar var, onlar farklı biravantaj getiriyor ama genel olarak havakanalı sistemlerinde değişiklikler var. Yu-varlak, oval, tekstil kanallar var. Bunlarınsızdırmazlıkları, contalı sistemler var vs.esas olarak tasarımcılarımızdan beklenti-lerimiz tasarımı yaparken kullanım ama-cına uygun olarak malzeme seçmeleri,düşük, orta ve yüksek basınçlara göre busızdırmazlık kriterlerini tanımlamaları, so-nuçların ölçülebilir olmasını sağlayan birmantalite geliştirmek, yapılan işlerin de öl-çülebilirliğini sağlamak, ölçüm sonuçla-rında iyi değerleri hep beraber ortayaçıkartabilmek.

Mustafa Bilge: Peki, Baycan Bey siz nelerdüşünüyorsunuz Meftun Bey’in söyledik-leri konusunda?

Baycan Sunaç: Evet, ben de birkaç şeysöyleyeyim. Bu hava kanalı konusu gide-rek önemi artan, geçmişte pek önemsen-meyen, sonucunda da %40’lara varankaybın söz konusu olduğu bir konu. Bukonuda İSKİD Hava Kanalı KomisyonuBaşkanı Meftun Bey’in bir isteği oldu.“Biz böyle bir şartname hazırlıyoruz.”dedi. Yardımcı olmamız için bizden is-tekte bulundu. Biz de çok ağır aksak daolsa geçen yıl 21 Eylül’de İSKİD Hava Ka-nalı Komisyonu çalışmasını esas alarak,onu bize göre iyileştirerek, yenilikler geti-rerek, belki birkaç şeyi çıkararak Meftun

Bey’e gönderdik. Daha önce TTMD Tasa-rımcılar Komisyonu’na birkaç önemli sa-yılabilecek hava kanalı üreticisini da davetettik. Orada da bir takım tartışmalar oldu.Bazı konularda ciddi görüş ayrılıklarınınolduğunu da fark ettik. Konuyu yine Mef-tun Gürdallar’ın hazik ve nazik ellerinedevrettik.

DW144 işte burada. Bir de SMACNA var.Zannediyorum tasarımcı olarak, uygula-macı olarak hepimiz DW144’den yana-yız. Sebebi de bunun biraz daha kolayanlaşılır olması. Sehimlerin ölçülmesifalan gibi zor bir takım şeylerden bizi kur-tarması ama ben yine de şunu diyorum;bizim tasarımcı olarak ne yapmamız ge-rekir? Bu konuda özellikle uygulamacılar-dan yanıt bekliyorum, çünkü bizimşartnamelerimiz onların eline gidiyor. Ör-neğin “Bütün kanallar DW144 ile yapıla-caktır.” gibi bir cümleyle bu işi bitirsekyeter mi, yetmez mi? Ben biraz abartaraksöylüyorum. Elbette böyle bir niyetim yokama iş oraya kadar da götürülebilir. Ör-neğin, DW144 ile yapılacak ama şunlarhariç dememiz mi gerekir? “Bodrumdakikanallar şöyle, üsttekiler şöyle olacak…”dememiz mi gerekir? Yani biz tasarımcılarda bazen zor durumda kalıyoruz. Ne yaz-sak beğenilmiyor. Biri itiraz ediyor. Örne-ğin flanşlarla kanallar nasıl birbirine tespitedilecek. Büyük bir tartışma konusu dao olmuştu toplantıda.

Diyelim ki, DW144’ü referans olarakkabul ettik ama şantiyede kontrol mü-hendisleri, daha çok genç mühendisleroluyor. Dışarıdan kanallar getiriliyor. Uy-gulamacı “DW144’e uygun kanallar ge-tirdim diyor.” Nasıl kontrol edecek? Yanidaha kolay, hiç değilse kanalların en öndegelen özelliklerini de şöyle bir sıralamakgerekir. Örneğin gram meselesi… O gö-rerek anlaşılmaz, ancak belgeyle falananlaşılır. Örneğin bir conta konusu var.Ben DW144’de contanın güzel bir tarifiolacak sanarken, yeterli bilgi bulamadım.Öyle bir şey yazmalıyım ki, gelen conta is-tenen nitelikte olsun. Yani DW144 herderde deva değil. Ben bunu demek isti-yorum. Burada da bir takım sıkıntılar var.

Mustafa Bilge: Ersin Bey…

Ersin Gökbudak: Ben hava kanalları ko-nusuna öteden beri oldukça ilgiliyim.Tabii, Meftun Bey’ler gibi temel uğraş ala-nım bu konu değil. İSKİD bünyesinde ku-rulan bir komisyon, hava kanalları ile ilgili

olarak teknik bir şartname oluşturmayıhedef almış ve çok da iyi bir iş üstlenmiş-ler diye düşünüyoruz.Şu anda uluslararası piyasalara baktığı-mızda bu konuda ihale dokümanlarındabaz alınan standartların, önemli ölçüde,SMACNA ve DW olduğunu görmekteyiz.Sanırım, %80-90 oranda bu iki standartuygulama alanı bulmakta. 1980’den beriyurt dışında iş yapagelmekteyiz ve kanalkonusunda sürekli olarak bu iki standartile karşılaşmaktayız.Meftun Bey’ler sektörümüz için çokgüzel bir işe soyunmuşlar, çalışmalar yap-mışlar ve bu konuda bir teknik şartnameoluşturmuşlar. Sağ olsunlar bu konudabizim de görüşümüzü almak üzere şart-nameyi bize de gönderdiler. MTMD ola-rak söz konusu şartnameyi biz dedeğerlendirdik. Sonuçta söz konusu şart-namenin doğru sonuçlar vermeyeceğinekarar vererek, kendilerine tarafımızca, yaniMTMD tarafından, hazırlanmış, alternatif-ler de içeren bazı önerilerde bulunduk.Tabi ki tartışarak ortak bir noktaya gelece-ğimize inanıyoruz.İSKİD ilgili komisyonu, çok haklı olarak,hazırlanacak şartnamenin Avrupa norm-larına dayalı olma temel prensibinden ha-reket etmişler, AB’ye giriş uğraşındaolmamız ve genel olarak standartlarımı-zın da EN esaslarında olması, doğal ola-rak böyle bir yaklaşımı gerekli kılıyor.Temelde konu ile ilgili tüm normlar, kana-lın mukavemet ve sızdırmazlık esaslarınadayalı. Belli bir basınç ve belli bir kanalboyutu bağlamında kanal mukavemetinioluşturan üç temel değer var. Kanalınimal edildiği sacın kalınlığı (belirli bir mal-zeme için), kanal parçasının boyuna ek-lemlerinde kullandığımız flanşlarınmukavemet değerleri ve bu flanşlar (veyavarsa takviyeler) arasındaki mesafeler.Hava kanalı, bu üç değerin kombinas-yonu ile yeterli mukavemetin sağlanmasıile oluşturulmaktadır. Tüm standartlardaki yaklaşım budur. Burada mukavemetaçısından hareket noktası da, imal edilenkanal yüzeylerinde sehimlerin sınırlan-ması ile ilgi olmaktadır. SMACNA ve DWbu çalışmaları yaparak imalat için gereklitablolarını oluşturmuşlardır. Dolayısıyla,bu iki standardın uygulanması, tablolaresaslarında kolaylaşmıştır. Gerekli mü-hendislik hesapları yapılmış ve tablolarauygun imalat yapılması halinde, arzu edi-len mukavemet değerlerinin sağlanacağıve kabul edilen sehim değerlerinin aşıl-mayacağının bir anlamda garantisini ver-mektedirler. İSKİD tarafından hazırlanan

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

82 Termo Klima Ocak 2011

Genel Mühendislik Genel Müdürü Baycan Sunaç

Page 89: TermoKlima Ocak 2011

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

83Termo KlimaOcak 2011

şartnamede ise böyle bir çalışmanın ta-mamlanmamış olması, bizce önemli sorun-lar oluşturacağı kaygısını oluşturmuştur.SMACNA, kabul etmek gerekir ki konuyadaha geniş perspektiften bakmış ve dahamühendisce bir çalışma ürünüdür. Belli birbasınç sınıfı ve kanal boyutu için çokfarklı seçenekler mevcuttur. Mukavemetioluşturan üç temel değişkenin kombinas-yonlarını yapmak mümkündür. Yani, bellibasınç ve kanal boyutu için hiçbir temelmukavemet değeri (sac kalınlığı, flanşmukavemeti, flanşlar arası mesafe) belirlideğildir. Aynı kanalı, 0.8 mm sactanda,0.9 mm sactanda yapmanız mümkündür.Bu isteğinize göre diğer temel girdileriseçmeniz yeterlidir. DW’da ise, belirli ba-sınç ve kanal boyutu için sac kalınlıklarısabitlenmiştir. Değişken olan değerler,flanş(veya varsa takviye) mukavemet de-ğeri ve flanşlar (varsa takviyeler) arası me-safelerdir. Bizim MTMD olarak DW’nunkullanılması talebimiz, sadece yapılan ima-latın kontrolunun kolay olması gerekçesinedayanmaktadır. Yapılan imalat, kontrollukgurubunca, en azından sac kalınlığınınkontrolu açısından kolayca kontrol edile-bilecektir. Değilse, SMACNA uygulamasınaherhangi bir itirazımız olamaz. Aslında,İSKİD tarafından hazırlanan metinde,atıfta yapılan bazı EN standartları da, havakanalı imalatında kanal yüzeylerinde olu-şacak sehimi esas almakta ve aynı talep-lerde bulunmaktadır. Ancak bu taleplerikarşılayacak çözüm tabloları maalesef bu-lunmamaktadır. Bu çok önemli uygulamasorunları çıkarabilecektir.Kanal imalatı ile ilgili olarak mukavemetdeğerleri yanında standartların vereceğiikinci önemli veri aerodinamik değerlerdir.Aerodinamik unsurları, mukavemet özel-likler ile karıştırmadan değerlendirmekmümkün diye düşünüyorum. Yani, uygu-lanacak kanal imalat ve montajı ile ilgiliolarak, mukavemet değerleri bağlamındaDW, aerodinamik yapı oluşturulması anla-mında ise tüm standartların, yaniSMACNA, DW ve EN’i referans olarak ver-menin bir sakınca yaratmayacağını düşü-nüyorum. Kısaca özetlersem, MTMDolarak kanal imalat ile ilgili olarak DW, tümtaraflara kolaylık sağlaması nedeni ile, re-ferans alınabilir. Tercihimiz bu yöndedir.Ancak, kanalın aerodinamik (şekilsel özel-likleri) uygulamalar açısından tasarımcı veuygulamacı SMACNA, DW ve EN normla-rına uygun üretim yapabilmelidir.

Baycan Sunaç: Küçük bir soru. DW144’ün aerodinamik açıdan bir eksiği varmı? Neden işi zorlaştıralım?

Ersin Gökbudak: SMACNA’da çeşitlilikanlamında daha fazla seçenek vermekte.Açıkçası daha özgür diyebiliriz. Verdiğiuygulamalar için gerekli mühendislik de-ğerlerini de bizlere vermekte. Malzeme konusuna gelince, MTMD olarakşunu biliyoruz ki, Türkiye’de uygulanankanalların %95’i, ticari kalite olarak adlan-dırılan 100-110 gr/m2 çinko kaplamalı sac-lardan üretilmektedir. Belki kaplamasıbiraz daha düşük olabilir. MTMD olarak,hava kanalı üretiminin 200gr/m2 (üç noktametoduna göre) kaplamalı sactan olmasınıtalep ediyoruz. Neden 200 gr’ın cevabı,uzun yıllar yapmış olduğumuz gözlemlere,mevcut pazar değerlendirmesine bağlı birkonu. Geçmiş yıllarda daha kalın kaplamalıuygulamalar da yaptık ve bazılarındaolumsuz durumlarla da karşılaştık. Tabi buolumsuzluğun kaplama kalınlığından mı,yoksa o yıllarda ki imalat teknolojisindenmi kaynaklandığını maalesef bilmiyoruz.200gr/m2 kaplama miktarı, EN’in ilgilistandardında üretim bandı içerisinde bu-lunmakta, kaplama kalınlıkları 100-140-200-225-275 şeklinde gitmekte.

Mustafa Bilge: Bu konuyla ilgili olduğuiçin iki şey okuyayım isterseniz.DW144’de light diye tanımlamış. “Lightda 85 ile 170gr metrekare” imiş. Stan-dartta 235, heavy qualityde de 300’den510’a kadar gidiyor. Yani burada kullan-dığınız yerin korozif durumu, rutubet du-rumuna göre seçilmesine izin vermiş100’de kullanabilirsin ama light bir sınıfiçin demiş.

Ersin Gökbudak: 85 olarak dediğiniz,tek nokta spot testi ile verilen değer.Çinko kaplamaları Z 100, Z 200 şeklindenotasyonlar ile gösterilmekte. DW’datalep edilen standart çinko kaplama mik-tarı 275gr/m2’dir. SMACNA’ya baktığınzaman G60’dan söz eder, o da sanırım183gr’a karşılık gelmekte. Ancak bunukonfor şartları için tanımlamakta, endüstri-yel alanlar için G90 kaplama talep et-mekte. Bu değeri tasarımcı vermeli. MTMDbu konuda dediğim gibi 200gr/m2’yiuygun görmekte. Bu değerler seçilirkengalvaniz kaplama ile ilgili EN normu dik-kate alınmalı.

Baycan Sunaç: 200 gram yapılıyor mu?

Ersin Gökbudak: Üretici “Malınızın sev-kıyatı ile birlikte, size 200gr/m2 kaplama-lıdır.” diye sertifika veriyor. Piyasada ticarikalite dışında hazır galvanizli saç pek bu-

lunmamakta, 200gr kaplama için mini-mum 15 ton sipariş edilmeli, on-onbeşgün içerisinde alabiliyorsunuz.

Baycan Sunaç: Tasarımcıdan beklenen“En az 200 gram çinko kaplama olacak-tır.” ifadesi mi? Bir şey daha, unutmadan,acaba bunun garantisi nedir? Başka birsertifika mı isteyeceğiz firmadan?

Ersin Gökbudak: Biz kanal üretiyoruzancak piyasaya satmıyoruz. Kendi şanti-yelerimiz için kullanıyoruz. Galvanizli sacıaldığınız üretici size sac ile birlikte birbelge veriyor, bu belgede boyut, miktar,kaplama miktarı gibi bilgiler var. Tabi kiüreticinin kendi belgesi. Güvenmek gere-kir diye düşünüyorum.

Baycan Sunaç: Bir şüphe üzerine veyamüşterinin isteği üzerine, kaplama kalın-lığını çok pahalı olmayan yöntemlerle testetme olanağı var mı?

Meftun Gürdallar: Üç nokta testi var,sibop testi bir de single … testi var.

Baycan Sunaç: Nerede yapılıyor bunlar?

Ersin Gökbudak: Herhangi bir galvanizlisac üreticisinde yaptırabilirsiniz. Üniver-siteler de yapar.

Baycan Sunaç: Yani üniversiteden belgealma imkânı var mı?

Ersin Gökbudak: Kesinlikle vardır.

Erkan Tuncay: Şimdi burada ben bir şeysöyleyebilir miyim? Aslında ISO9001 birstandart ve bu standart diyor ki, “SizISO9001 belgesine sahipseniz, tedarikçi-nizi de kontrol etmekle mükellefsiniz.Eğer ISO9001 belgesine tedarikçiniz desahipse o zaman sorun yok. “Kendi ara-nızda alışverişinizi sağlıyorsunuz ama de-ğilse eğer belirli periyotlarda bir onunkontrolünü gerçekleştirmeniz lazım.” Üçnokta testi galvaniz sac için yapılan biryöntem. Belirli periyotlarda bir tedarikçi-den gelen ürünlerden numuneler kesipyapılabilir.

Ersin Gökbudak: Bu konuda üreticileri-mize güvenmemiz gerekir. Ancak herha-lükârda belgelendirmek gerekir. MeftunBey bir kanal üretip satıyorsa, bununla il-gili teknik verileri içeren belgeyi de benondan talep edebilirim. Onun beyan et-mesi gerekir.

Page 90: TermoKlima Ocak 2011

Baycan Sunaç: Üzerinde damga var mıpeki?

Meftun Gürdallar: Üreticiler, piyasayasac sunan firmalar istenirse üzerine tanı-mını yazıyorlar. Ancak şöyle bir alışkanlıkvar. A firması, en çok tanınan firmadansac istediğiniz zaman size standart olan100gr kalitedeki sacın fiyatını söylüyor.

Baycan Sunaç: Onu geçtik, şartnameye200 gram olarak yazdık diyelim.

Meftun Gürdallar: Şimdi şartnamede buvarsa biz de sipariş ederken “Şu sacı isti-yoruz.” diyoruz. Sacın üzerinde yazılı ol-masını da şart koşuyoruz. Sacın üzerindefabrikasyon olarak bunu mürekkepli birsistemle yazıyorlar. Ama çoğu zamanüzerinde yazı olmayan saclar yapılıyor.Şöyle ifade edeyim, Türkiye’deki dörttane galvaniz sac satıcısı firmadan Ereğ-li’yi hariç tutuyorum çünkü Ereğli stan-dartlara uygun olarak çalışıyor, birproblem yok. Piyasaya hava kanalı yap-mak üzere veya inşai işlemde kullanılmaküzere sac sunan firmalardan çoğu birkısmı ithalat yaparak çalışıyor. En çok ta-nınmış firmanın %15-20 civarında üre-timi olduğunu, geri kalanını ithal edipsattığını biliyoruz. -Mevcut tesisleri yeter-siz kaldı. Bu işi alıp satma şeklinde biryöntemle yapmaya karar verdi. SakaryaKarasu’daki yapılacak bir fabrika söz ko-nusuydu. O da ekonomik kriz nedeniyledurduruldu. Şu anda da hâlâ %80 civa-rında ithal sacı kullanıyor.- Bu sacın üze-rinde “damgası olsun” dediğiniz zamandamgası olabiliyor. Kalitesini ifade edenbir belgesi olabiliyor. Bu sacın raporunuda istiyorum dediğiniz zaman raporunuda veriyorlar. “Sabaha bu ölçülecek” de-diğinizde buna özellikle dikkat ediyorlar.Bunda herhangi bir problem yok amabunu tanımlamış olmak lazım. Ama Amarkası dediğiniz zaman bu kalite ifadeetmiyor.

Mustafa Bilge: Meftun Bey flanşlarda birstandardımız var mı? Mesela DW144’deşöyle bir şey görüyorum, bizim kullandık-larımız 20mm lik flanş için 0.8mm kalın-lık olsun diyor. Otuzda 1, kırkta 1,2 mmolsun diyor. Ben bu detaya çoğu zamangirmiyorum. Burada bunu siz imalatçılarkontrol ediyor musunuz?

Meftun Gürdallar: Flanş üreten firmalar,farklı standartlarda üretim yapıyorlar. 50civarında üretim yapan firma var. Bunlarınarasında standart olanı da var, olmayanıda var. Üzerine marka yazan var, yazma-

yan var. Zaten bizim, mantığın değişme-sini istememizdeki neden o. Geçmişte ka-liteli olarak ithal edilen flanşlarla beraberciddi oranda bir fiyat artışı ortaya çıkı-yordu. Buna diğer ürünler de dâhildi. Şuanda üretilmeye başlandı ama her se-viyede flanş söz konusu. Mastikli olanıvar, olmayanı var.

Mustafa Bilge: Mastiksiz yapılıyorsa ozaman çerçeveli kanal yapmamızdan pekfarkı yok.

Meftun Gürdallar: Geçmişte yapılan çer-çeveli kanallarda, kanala yapıştırıyorsanızveya şartın arkasına ulaşamıyorsanız, ka-nalı koyduğunuz zaman arkasına bitişikolan yere ne el giriyordu ne de çekiç giri-yordu. Dolayısıyla teknolojisi itibariylebiraz daha iyi ama çok kalitesiz... maki-nanın ömrü sonsuz mu? Her şeyin biramortisman hesabı var. Pazar bu amortis-man bedelini öderse, makinanızı yenile-yebiliyorsunuz. Ödemiyorsa, hep dahaucuz olanla rekabet etmek durumundakalıyorsanız, karşınızdakinin bir standardıyoksa siz de; “kusura bakmayın, böyle...”demek durumuna gelebiliyorsunuz.

Ersin Gökbudak: Son soru ile ilgili biraçıklama yapmam lazım. Hava kanalınınüretileceği standardın seçilmesi ile birlikteartık ilgili abaklardan, kanal elemanlarınınseçilmesi söz konusu. Bu konuda da ilgilistandartlar, yani SMACNA veya DW flanşve takviye elemanlarını atalet momentleriesas olmak üzere sınıflandırmış. Şöyle ki,örneğin SMACNA, farklı mukavemet de-ğerleri için A, B, C, D, E…gibi notasyonlarkullanmış. Her harf aslında bir mukave-met momentine karşılık gelmekte. Ben-zer şekilde DW ise J1, J2, J3,… gibinotasyonlar kullanmış. Örneğin J3 dedi-ğiniz zaman, aslında belirli bir minimummukavemet momentinden bahsediyorsu-nuz. Herhangi bir flanş üreticisi arzu ettiğibir geometrik şekil içerinde flanşını üre-tebilir. Ancak bu flanşın sınıfı (yani A, Bveya J1, J2) sahip olduğu mukavemet de-ğerine bağlıdır. Bu mukavemet değerleri,hesapla bulunabildiği gibi, üniversitelerveya bağımsız kuruluşlar tarafından dabelgelendirilebilir. Ayrıca, ilgili standartlarıoluşturan guruplarda bu belgelendirmeişlemlerini yapmakta ve hatta ilgili firma-lara standartlara uyum belgesi düzenle-mektedir.

Erkan Tuncay: Onaylatmak problemdeğil de, daha sonra kontrolünü yapmakasıl problem.

Ersin Gökbudak: Tabi, esas mesele o…onaylatmak ama ondan sonra da “Bu birJ1’dir.” diye deklare etmek, belgeyialmak, ekine koymak ve sürdürülebilir kıl-mak…

Erkan Tuncay: Ama onun da belli peri-yotlarda, “O ürünü hâlâ üretiyor mu?”diye kontrol edilmesi gerekiyor.

Meftun Gürdallar: Kalite sistemi gereğizaten kontrol gerekliliklerini yerine getir-mesi lazım…

Ersin Gökbudak: O kadar da artık güvenduyacaksınız.

Erkan Tuncay: Ben belgeyi veren kuruluşiçin bunu söylüyorum. Mesela Euroventdiyor ki; “Ben arada gelip bakacağım,gerçekten dediğini yapıyor musun?”

Ersin Gökbudak: Ama firma da bunudeklare ediyor. Artık firma açıklama vebelgelerine belirli bir noktaya kadar gü-venmeliyiz.

Mustafa Bilge: Ben oturum başkanı ola-rak bu tartışmaya el koyuyorum ve top-lantımızın son bölümünde herkese tektek söz vermek istiyorum. Erkan Bey bu-yurun.

Erkan Tuncay: Klima santrali, hava ka-nalı ve menfez ürünlerinin üçünde deortak olarak, ülkemizin kendine ait birstandaları yok. Herkes farklı bir ülkeninstandardını kendine baz olarak alabiliyor.Ülkenin standardı olmadığı için de elmaile elmanın mukayesesi gerçekten zorla-şıyor. Herhalde en başta yapılması gere-kenlerden bir tanesi, ortak olarak bununtemin edilmesini sağlanmak. Avrupa’dakistandartlarda “air handling unit” olarakgeçen ve aslında Türkçe karşılığı klimasantrali olmayan o ifade hava taşıma üni-tesidir. Hava taşıma ünitesi denildiğindede havanın emilişinden üflenme nokta-sına kadar olan sistem ifade edilir. Bu ne-denle hep beraber daha üst seviyelere,daha iyi konumlara gitmek için neler yap-mak gerek, hem bizler hem de devletolarak nereye çıkmamız lazım, bununortak bir çalışmasının yapılması gerekiyor.

Cemil Acaroğlu: Gerek TTMD gerekİSKİD olarak en azından kendi üyelerimizidenetleyecek bir sistem yapabilmeliyizdiye düşünüyorum. Bu firmaların açık de-netime sahip olmaları gerekiyor.

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

84 Termo Klima Ocak 2011

Page 91: TermoKlima Ocak 2011

y u v a r l a k m a s a t o p l a n t ı s ı

85Termo KlimaOcak 2011

Meftun Gürdallar: Ben yapılan işin so-nucu olarak denetlenmesi konusunda gö-rüşlerimi ifade etmiştim. Sonuçlardaolumsuzluklar çıkarsa bunları telafi ede-cek olan sigorta sistemidir. Mesleki so-rumluluk sigortasının bu sektöre girmesigerekir. Muhasebecilerde, doktorlarda busistem zorunlu hale geldi. Aynı şekildemühendisler için de mesleki sorumluluksigorta sisteminin zorunlu olması gerekir.Hava kanalı üreticilerinin özel bir sıkıntısıvar, geçmişte bu işin bir mühendislikürünü, endüstriyel bir ürün olarak değil,ustaların elindeki bir iş olarak görünüyorolmasıydı. Bu ikisi arasındaki fark ancakölçülebilirlik sorunuyla ortaya çıkabilir. Ta-sarımcılarımızdan bu ölçülebilirlik konu-suna önem vermelerini rica ediyoruz.Müteahhitlerimizden de, -sektörün hep-sinin ortak sorunu ama- birçok müteah-hitlik firması kendi hava kanalı üretimhatlarını oluşturmuş durumdalar. Elbetterekabet o firmaları da çok zorluyor amadiğer yandan da hava kanalı yaparak,ekonomik faaliyet ortaya koyup geçiminisağlayan kanal üreticilerinin de büyümeşansı kalmıyor. Bu sorun nasıl çözülür bi-lemiyorum ama tasarımcı uygulamacınınproje yapmasından şikâyet eder, uygula-macı tasarımcının da uygulama yapma-sından şikâyet eder. Bu tip sorunlarımızhep var ama sonuçta ölçülebilir işler ya-parsak daha iyi sonuçlara ulaşacağız diyedüşünüyorum.

Mustafa Bilge: Müteahhitler de bazenmalzemecilerin müteahhitlik yapmaların-dan rahatsızlar.

Meftun Gürdallar: Doğru, doğru… Ya-tırımcı en ucuza yönelince, herkes enucuzun peşinde olunca by-passlar oluyor.Bu zincirin içindeki herkesin emeğininhakkını vermeyi baştan kabul ederek yolaçıkan yatırımcı ile karşılaşma şansı giderekazalıyor. Bu nedenle maalesef bu by-pass-lar çoğalıyor. Bunları da ancak ölçülebilirsonuçlarla ortadan kaldırabiliriz. Burada belediye konusuna hiç değinmedim,yapsatçılar açısından durum daha da içleracısı. Gerçi Binalarda Enerji Performansı Yö-netmeliği binaların enerji kimliğine sahip ol-ması gerektiğini belirtiyor, enerji yöneticisikursları açılıyor. Binaların enerji sorunlarınayönelik sorumluları olacak.

Baycan Sunaç: Yapı denetiminde olduğugibi olur.

Meftun Gürdallar: Maalesef aynı şekildeolacak. Enerji verimliliğini mühendisler nekadar önemsediler veya denetlemesi ge-

rekenler ne kadar özümsedi. Ben henüzhiçbir yansımasını görmüyorum. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğikonusunda bilinç düzeyinin uygulayanaçısından da kullananan açısından da art-tırılması gerekiyor.

Baycan Sunaç: Bu şikâyetler konusunaben de bir ekleme yapmak istiyorum.Bazı malzeme satıcıları projeyi değiştir-meye çalışıyorlar. Bizim sistemimiz dahaucuz olur daha verimli olur şeklinde ge-rekçeler ileri sürüyorlar. Bu saptamadan sonra ben marka konusunatekrar değinmek istiyorum. Belki bu markakonusu ayrı bir oturum konusu olabilir.Projeler her zaman bizim kontrolümüzdegitmiyor. Fakat biz bazı markaları projeyeyazıyoruz. Markanın ismini projeye yaza-rak doğru mu yapıyoruz, yanlış mı? Belkikimi zaman haksızlık yapıyoruz. Dahauygun fiyatlı bir ürün varken, belki oüründen haberimiz olmadığı için veya iyideğerlendiremediğimiz için… Çoğu işve-ren der ki, marka verme ne özellikler isti-yorsan onu yaz. Markaya güvenilirliğinsınırı nedir? 3 yıllık bir firmanın ürünü ile10 yıllık deneyime sahip firmanın ürü-nünü, görünüşte aynı gibi de olsalar nasılbir tutacağız? Demek ki bilgi birikimi iledeneyimle birisinin bu ürünleri önermesigerekir. Ben diyorum ki, bu kişi tasarımcıolmalıdır. Elbette işverene hesap vermeliama bunun dışında ne uygulamacının nede malzemecinin “Neden böyle seçtin.”şeklinde bir sorusuna muhatap olmalıdır.

Ersin Gökbudak: Bu toplantıda ülkemizeait standartların olmayışından bahsedildi.Bu durumu bir süre daha yaşayacağız. Şuanda bazı önemli yönetmelikler uygula-maya geçmekte. Bunlarda önemli kaza-nımlar diye düşünüyorum. Ancakyönetmelik ve standartların tanımlamala-rının mutlaka “neden, niçin vb.” sorularlairdelenmesi gerektiğine inanmaktayım.Standartlar ve yönetmelikler bir ezbercilikve tembellik nedeni olmamalı.Kanal üretim makinesi ile ilgili olarak,Meftun Bey’in söylediği gibi, uygulamacıolarak biz de bu makinelerden aldık.Ancak o dönemde “Keşke bu makineleribirileri alsa ve kanal üretip satsa” diyeçok düşündüm, hatta uğraşta verdim.Fakat maalesef kimse yoktu ve biz bumakineleri almaya mecbur kaldık. Şuanda pek çok kanal üretim makinesi var.Pek çoğu atil vaziyette.Şartnamelere marka yazılması konusundadediğim gibi Baycan Bey’e sınırlı olarak ka-tılmaktayım. Ancak fevkalade hassas birkonu, iyi yönetilmeli diye düşünüyorum.

Mustafa Bilge: Bu toplantıda konuşulan-lardan çıkardığım sonucu kısaca özetle-mek gerekirse; sektörde ortaya çıkan birKlima Santralleri kitabı var. Bana görekitap konuyla ilgili çok şeyi içeriyor. Fakatbu kitabın bir tanıtım eksikliğinin oldu-ğunu düşünüyorum. Sanırım ISKAV vakıfolarak bu konuda atölye çalışmaları vebenzeri çalışmalar yaparak seçim kriterlerikullanımını yaygınlaştırabilir.İkincisi, menfez, yangın damperi, sustu-rucu konusunda bireysel veya genel, ül-kenin laboratuvarlara ihtiyacı var. Üçüncüsü de benim kişisel bir şikâyetim;bizim burada konuştuğumuz konular vecihazlar merkezi sistemleri içeriyor. Çoğuzaman üretilen merkezi sistem projeleribazı firmaların bayileri tarafından değiş-tirmeye çalışılması gibi eğilimler var. Ülke-mizde bireysel sistemlerin satışını yapanyaygın bayilik ağına sahip firmalar var. Birçok kez karşılaşıyorum, merkezi sis-temle çözülmüş bir projeyi bireysel cihazlarkullanılarak tasarlanırsa enerji tasarrufusağlanacağı, yatırımın ekonomik olacağını,rahat kullanımlı olacağı şeklinde önerilerledoğrudan mal sahibine gidiyorlar. Bu yak-laşımın etik bir davranış olmadığını düşü-nüyorum, çünkü tamamlanmış projelerifarklı ve eksik kriterler oluşturarak değiştir-meye veya mukayese etmeye çalışıyorlar. Kombi olayında yaşadığımız olayın ben-zerini bireysel soğutma sistemlerinde deyaşıyoruz.Katılımınız ve katkılarınız için tüm konuş-macılara ayrıca böyle bir toplantı düzenle-diği için Termo Klima dergisi yöneticilerineteşekkür ederim.

Mecon Yapı Genel Müdürü Dr. Mustafa Bilge

Page 92: TermoKlima Ocak 2011
Page 93: TermoKlima Ocak 2011
Page 94: TermoKlima Ocak 2011

enaryolar, olası kalkınmayollarını tarif etmek, kararvericilere gelecek perspek-tiflerinin genel birgörunumunu sunmak ve

geleceğin enerji duzenini nasıl biçimlen-direbileceklerini göstermeleri açısındanönem taşırlar. Burada, geleceğin enerjiuretim sistemine giden yolların geniş yel-pazesini karakterize eden iki ayrı senaryokullanıldı: Mevcut eğilim ve politikalarındevamlılığını yansıtan referans senaryo vebirtakım çevre hedeflerine ulaşmak içintasarlanmış enerji [d]evrimi senaryosu.Senaryo ile Uluslararası Enerji Ajansı(UEA) tarafından yayınlanan verileri temelalıyor. Bu senaryo, sadece şu anda varolan uluslararası enerji ve çevre politika-larını hesaba katıyor. Varsayımlar, örne-ğin, elektrik ve doğal gaz piyasasıreformlarını, sınır ötesi enerji ticaretininserbestleşmesi ve çevre kirliliğiyle mu ca-dele için yurutulen mevcut politikalarıiçerirken referans senaryo sera gazı salım-larını azaltmak u zere ek politikalar içer-mez. uea senaryosu, sadece 2030’akadar uzanan bir zaman dilimini kapsa-dığından senaryonun kilit makroekono-mik göstergeleri u zerinden tahminyapılarak 2050 yılına uzatıldı. Enerji [d]ev-rimi senaryosu, ku resel sıcaklık artışının+2°C’nin altında tutulabilmesi için kar-bondioksit salımlarını 2050 itibarıyla kişi

başına ortalama1.1 tona du şurmeyihedefliyor. Mesap/planet mo-deli kullanılarak, Alman Uzay BilimEnstitusu (DLR) tarafından tarafından ge-liştirildi. Senaryo, enerji verimliliği alanın-daki buyuk potansiyelin kullanımı uzerineoturuyor. Aynı zamanda, uygun maliyetliyenilenebilir enerji kaynakları; ısı, elektrikve kısmen ulaşımda devreye sokuluyor.referans senaryo’da geçen nu fus artışı veGSYH buyume oranları gibi genel çerçeveparametreleri değiştirilmeden kullanılıyor.

Nufus artışıEnerji senaryolarının hazırlanmasında enönemli parametrelerden biri nufus pro-jeksiyonlarıdır. Nu fus artışı doğrudan veekonomik buyumeye olan etkisi nede-niyle enerji talebinin miktar ve kompozis-yonunu belirleyen faktörlerden biridir.UEA’nın DEG 2007 raporu Birleşmiş Mil-letler Kalkınma Programı (UNDP) projek-siyonlarını kullanır. Bu çalışma içinUNDP’nin en gu ncel projeksiyonları kul-lanılmıştır. Dunya nufusunun 2005’ten2050’ye kadar olan dönemde %0,77 or-talama hızla, 2005’de 6,5 milyardan2050’de 9,1 milyarın u stune yukselmesibekleniyor. Nufus artışı 2005 ile 2010arasındaki %1,2’lik artış hızından, 2040-2050 arasında %0,4’luk artış hızınadoğru gerileyecek. Dunyada durum böy-leyken, Tu rkiye’nin 2005 yılında 73 mil-yon olan nufusunun 2050 yılında 99milyona çıkması bekleniyor.

Ekonomik bu yumeEkonomik bu yume enerji talebinin oluş-masında ana parametrelerden bir diğeri-dir. 1971’den bu yana ku resel Gayrı Safi

Yurtiçi Hasıla (GSYH) oranındaki %1’likher buyume birincil enerji talebinde%0,6’lık bir artışa neden oldu. Enerji ta-lebini ve GSYH oranlarındaki bu yumeninbirbirinden ayrıştırılması gelecekteki ta-lebi du şurmede önkoşuldur. Geçmişteuretilen kuresel enerji/ekonomi/çevre mo-dellerinin çoğu butun ulkelerin tahmin vehesaplarını ortak bir kur uzerinden ger-çekleştirmek uzere piyasa döviz kurlarıuzerinden hesaplandı. Bu yaklaşım yakınzamanda çok tartışıldı ve alternatif olaraksatın alma gucu paritesine göre döviz kuruoranları yaklaşımı benimsendi. Satın almagucu pariteleri, ticari ve ticari olmayan malve hizmetlerle yaşam standartlarında yay-gın ölçutlere göre belirlenmiş hasılayı tekbir potada toplar. Enerji talebinin temel di-namiklerini anlamak ve u lkeler arasındaenerji yoğunluğu karşılaştırmaları yapabil-mek için bu yaklaşım daha sağlam bir bilgisunar. Satın alma paritesi değerlendirme-leri henuz ulusal gelir ve urun ticareti ileulusal fiyat endekslerine dayalı istatistik-lere oranla daha az ölçu lmuş ve belirsizolsa da, kuresel senaryo gelişimi için dahaiyi bir temel sunarlar. Bu nedenle, DEG2007’deki tum veriler satın alma gucu pa-ritesine göre hesaplanmış GSYH oranla-rına göre hazırlanmıştır. Ancak, DEG 2007yalnızca 2030 yılına kadar olan dönemiöngörduğunden 2030-2050 projeksiyon-ları bizim tahminlerimize dayalıdır.

d i z i y a z ›

88 Termo Klima Ocak 2011

Enerji kaynakları ve arz guvenliği

Türkiye Enerji [D]evrimi Senaryosu:

Turkiye enerji[d]evrimi

senaryosundakitemel sonuçlar

SGreenpeace Ulusal Enerji Senaryosu Raporu

Page 95: TermoKlima Ocak 2011

d i z i y a z ›

89Termo KlimaOcak 2011

Turkiye 2003-2007 arasında %6,9’luk birekonomik bu yume ile hızlı buyuyen ulke-ler kategorisine giriyor. Potansiyel GSYHbuyume önu muzdeki yıllarda %5 olarakhesaplanırken, devlet politikaları AByaşam standartlarına ulaşabilmek için%7-8 oranında bir bu yumeyi hedefliyor.2009-2050 yılları arasında, UEA referanssenaryosuna bağlı kalarak, potansiyelbuyume ve iyimser hedef arasında kalanortalama %6,3’lu k bir oranı senaryoları-mız için ekonomik buyume rakamı olarakkabul ettik.

Sektörlere göre enerji talebiNufus artışı, ekonomik buyume ve enerjiyoğunluğu projeksiyonlarını birleştirerekturkiye’nin enerji talebinin geleceği için yolharitaları çizilebilir. Şekil 3’de enerji talebi-nin gelişimi karşılaştırmalı olarak hem re-ferans hem de enerji [d]evrimisenaryosu’nda gösterilmiştir. Referans se-naryo’da, toplam birincil enerji talebibugunku 3.531 pj/yıl’a göre 2,8 kat arta-rak 2050 yılında 9.872 pj/yıl rakamına ula-

şacak. Enerji [d]evrimi senaryosu’nda isebirincil enerji talebi 2030’da yıllık 7.582pj’e yukselecek ve 2050 yılına kadar 5.574pj/yıl rakamına gerileyecek.Yenilenebilir enerji kaynaklarının yeterincebuyuk bir paya sahip olması için önkoşulenerji verimliliğinin ivme kazanarak artma-sıdır. bu artışın sadece çevreye değil ekono-mik açıdan da buyuk getirileri vardır.Hizmet suresi hesaba katılırsa pek çokenerji verimliliği ölçutu ek enerji kullanı-mına oranla maliyetlerde daha yuksek birtasarruf sağlar. Duşuk maliyetli enerji tasar-rufu potansiyellerinin harekete geçirilmesimaliyetlerin doğrudan doğruya azalmasınısağlar. Yenilenebilir enerjilerin piyasayasurulmesi esnasında çıkacak ek maliyetleritelafi etmesi için kararlı bir verimlilik strate-jisi çizmek de yardımcı olacaktır.

Enerji [d]evrimi senaryosu’nda, elektriktalebinde esas olarak hane ve hizmetsektöru tuketimindeki azalmadan kay-naklanan orantısız bir duşme beklenmek-tedir. Elektrikli taşıtların artışı nedeniylegenel elektrik talebindeki artış önlenemi-yor ve 2050 yılında 394 tWsaate yu kseli-yor. Ancak referans senaryo’ya kıyasla 86tWsaat kadar yıllık tasarruf yapılıyor.Enerji talebindeki bu azaltım tum sektör-lerde mevcut olan en iyi teknolojilerdenyararlanarak en yuksek verimli elektronikcihazların girişiyle sağlanıyor. Ayrıca, ev veişyerlerinde guneş mimarisini yaygınlaştı-rarak aktif soğutma cihazlarının yarattığıtalep önleniyor. Diğer yandan, ısı arzın-daki verimlilik kazanımlarının çok dahayuksek olması mu mkun. Yine de enerji[d]evrimi senaryosu’nda 2050 yılınakadar ısınmaya dayalı nihai talep artıyor(Şekil5). Referans senaryo ile karşılaştırıl-dığında 2050 yılına kadar verimlilik kaza-nımı 1122 pj/yıl oranındaki bir tuketimeeşdeğer oluyor. Varolan binaların enerjiverimliliği esaslarına uygun olarak yeni-

lenmesi, yeni binalar için de duşuk enerjistandartlarının şart koşulması ve “pasifevlerin” yapımıyla hem ısınmaya yönelikstandartlar korunabilir hem de gelecekteenerji talebi çok daha duşuk tutulabilir.ulaşım sektörunde ise, enerji [d]evrimi se-naryosu’nun enerji talebi ikiye katlanıp1.170 pj/yıl’a yukselirken, referans senar-yo’da dört kat artış gösteriyor.

Bu sektördeki tasarruf ise yuksek verimlitaşıtların piyasaya girişi, yuk taşımacılığı-nın otoyollardan demir yollarına taşın-ması ve yolculuk yapma alışkanlıklarınındeğişmesi (toplu taşıma, daha az uçakyolculuğu vb.) gibi yollarla sağlanıyor.

Elektrik u retimiElektrik uretim sektörunun gelişimini, ye-nilenebilir enerji piyasasının dinamik bi-çimde buyumesi ve yenilenebilir elektrikoranın artışı karakterize ediyor. Bu sayedekömur ve linyit kullanan termik santrallerdevreden çıkarılırken, şebeke istikrarınısağlamak amacıyla kullanılan doğal gaz

Şekil 1. Türkiye: kişi başına GSYH projeksiyonu

Şekil 4. Tu rkiye: sektörlere göre elektriktalebi gelişimi

Şekil 5. Tu rkiye: sektörlere göre ısı talebigelişimi

Şekil 3. Turkiye: iki senaryoda toplam enerji talebi gelişimi

Şekil 2. Tu rkiye: referans ve enerji [d]evrimisenaryolarına göre ortalama enerji yoğun-luğu projeksiyonları

Page 96: TermoKlima Ocak 2011

elektriğinde 2030 itibarıyla azalmaya gi-dilecek. 2050 yılına gelindiğinde,Turkiye’de uretilen elektriğin %84’u ye-nilenebilir enerji kaynaklı olacak. “Yeni”yenilenebilir enerjiler -özellikle ruzgâr, ısılguneş enerjisi santralleri, modernbiyokutle ve fotovoltaik guneş enerjisi -elektrik u retiminin %71’ini karşılayacak.Aşağıda ana hatlarıyla çizilmiş strateji, ye-nilenebilir enerji u retimine dayalı bir ge-leceğe giden yolu çiziyor:

• Kömu rlu termik santraller aşamalı ola-rak devreden çıkarılırken artan elektriktalebi öncelikle yeni yuksek verimli kom-bine çevrimli doğal gaz santralleri vedoğal gaza ek olarak, ru zgâr, ısıl gu neşenerjisi, fotovoltaik guneş panelleri ve bi-yokutle kurulu gucunun artırılması ilekarşılanacak. Uzun vadede, ruzgâr ve fo-tovoltaikler elektrik u retiminin en önemlikalemini oluşturacak.

• Gu neş enerjisinin, hidroelektrik ve bi-yoku tlenin elektrik u retimine kayda

değer bir katkısı olacak. Dalgalı karaktertaşımayan uretim sureçleri nedeniyleözellikle hidro ve verimli ısı depolamateknolojisi bulunan ısıl gu neş enerjisi,genel uretim dağılımında önemli bir yeresahipler.

• Yenilenebilir enerjiler 2005’deki 14GW’lık kurulu guçden 2050’de 146GW’a yukselecekler. Yenilenebilir enerjikapasıtes‹nin 10 kat artış gösterebilmesiiçin siyasi destek ve iyi tasarlanmış siyasiaygıtların oluşturulması gerekiyor.

Önumuzdeki 20 yıl içinde yeni uretimkapasitesi yatırımları için kayda değerbir talep olacak. Enerji sektörundeki ya-tırım döngu leri uzun olduğundan,Turkiye enerji sektörunu yeniden yapı-landırma için kararların bugu nden alın-ması gerekiyor. Yenilenebilir enerjilerdeekonomik olarak cazip bir bu yume ya-pılabilmesi için bu tun teknolojilerin za-manında ve dengeli olarak hareketegeçirilmesi bu yuk önem taşıyor. Bu se-ferberlik teknik potansiyellere, maliyetazaltımı ve teknolojik olgunluğa bağlı-dır. Şekil 7’de farklı yenilenebilir enerjiteknolojilerinin zamana göre karşılaştır-malı gelişimi ele alınıyor. 2020 yılınakadar, buyuyen piyasa payına en buyukkatkı, hidroelektrik ve modern biyokutlesantrallerinden gelecek. 2020 itibarıylaruzgârın payının devamlı bu yumesinejeotermal enerji, fotovoltaik ve ısılguneş enerjisi eşlik edecek. Buradaki ra-kamların hiçbiri maksimum fizibiliteoranlarını ifade etmez. Senaryonun ya-pımında dengeli bir yaklaşımı tercihettik. Doğru politika gelişimi ile guneşenerjisi sektörunde çok daha hızlı birgelişme mumkun. Bu, özellikle 2020 yı-lına kadar 6GW, 2050 yılına kadar ise14 GW’a kadar bu yuyecek olan ısılguneş enerjisi teknolojisi için geçerli.

Elektrik sektöru nun gelecekteki maliyetleriŞekil 8’de gösterildiği gibi enerji evrimisenaryosunda yenilenebilir teknolojile-rin piyasaya girişi ile elektrik uretim ma-liyetleri referans senaryo’ya oranlahafifçe yukseliyor. 2020 yılına kadar bufark kilovatsaat başına 0,2 sentten dahaaz olacak. Fosil yakıt fiyat projeksiyon-larında beklenenden fazla en ufak birartışın iki senaryo arasındaki farkı kapa-tacağı da göz ardı edilmemeli. Elektrikuretiminde karbondioksit yoğunluğuazaltıldığı için 2020 itibarıyla maliyetlerenerji [d]evrimi senaryosu’nda ekono-mik olarak giderek daha uygun hale ge-lecek ve 2050 yılına gelindiğindeelektrik u retim maliyeti referans senar-yo’da öngörulenin 2 sent/kWs dahaaşağısında kalacak. Artan talep nede-niyle toplumun elektrik uretimi için yap-tığı harcamalarda ciddi bir artışgözlemliyoruz. Referans senaryo’yagöre, talepteki kontrolsu z artış, fosilyakıt fiyatlarındaki artış ve CO2 maliyet-leri nedeniyle elektrik u retim maliyetleribugunun 10,8 milyar Avro’luk du zeyin-den 2050’de 55 milyar Avro’ya yukse-lecek. Şekil 6.9’da da gösterildiği gibi,enerji [d]evrimi senaryosu yalnızca CO2salımlarının sabitlenip azaltılmasıyla kal-mıyor aynı zamanda enerji maliyetleriniazaltarak toplum uzerindeki ekonomikbaskıyı da hafifletiyor. Enerji verimliliğiniartırarak ve enerji arzını yenilenebilirenerjilere kaydırarak uzun vadede elek-trik uretimini referans senaryo’ya oranlauçte bir azaltıyoruz.

Enerji sektörunde bağlayıcı evrensel he-defleri koymanın ekonomik anlamda kar-şılığını ödediği gerçeği böylelikle daha danetleşiyor.

d i z i y a z ›

90 Termo Klima Ocak 2011

Şekil 6. Tu rkiye: elektrik uretim yapısınıniki senaryoda gelişimi

Şekil 7. Turkiye: enerji [d]evrimi senaryosundayenilenebilir elektrik uretim kapasitesinin gelişimi

Şekil 8. Tu rkiye: iki ayrı senaryoya özgu elektrik uretim maliyetleri

Şekil 9. Turkiye: toplam elektrik arzı maliyetleri

Page 97: TermoKlima Ocak 2011

d i z i y a z ›

91Termo KlimaOcak 2011

Isınma ve soğutmaIsı uretiminde yenilenebilir enerjilerin ge-lişimi beraberinde birçok meseleyi de ge-tiriyor. Bugu n, yenilenebilir kaynaklarısınmada birincil enerji talebinin %16’sınıkarşılıyor. Bunun en buyuk payı da gele-neksel biyoku tle yakımından kaynaklanı-yor. Mahalli bazda merkezi ısıtmaağlarının eksikliği jeotermal ve ısıl guneşenerjisinin yaygın kullanımını bu yukölçude engelleyen ciddi bir altyapı engeliolarak karşımıza çıkıyor. Geçmiş deneyim-ler, elektrik sektörunde etkili destek me-kanizmaları kurmanın çok aktörlu ısıpiyasasına oranla daha kolay olduğunugösteriyor. Bu nedenle dinamik bir geliş-meyi sağlamak için guçlu bir teşvik paketihazırlamak şart. Enerji [d]evrimi senaryo-su’nda 2050 yılına gelindiğinde ısınma vesoğutma talebinin %63,8’ini yenilenebilirenerjiler karşılıyor.

• Enerji verimliliği ölçutleri ısı talebindekimevcut artışı yaşam standartlarındaki ar-tışla birlikte, referans senaryo’ya oranla1.122 pj/yıl du zeyinde azaltabilir.

• Doğrudan ısınma alanında fosil yakıtla-rın yerini giderek artan duzeyde guneşkolektörleri, biyo kutle, biyo gaz ve jeo-termal alıyor.• Geri kalan konvansiyonel uygulama-larda kömu r ve petrolden doğal gazageçiş ektsra bir CO2 azaltımı sağlayacak.

UlaşımUlaşım sektörunde, enerji [d]evrimi senar-yosu’nda enerji talebinin 2050 yılınakadar ikiye katlanması ve 1.170 pj/yıl’açıkması, ancak referans senaryo’ya oranla

900 pj/yıl tasarruf yapılması bekleniyor.Bu fark yuksek verimli taşıtların piyasayagirişiyle, yu k taşımacılığının otoyollardanraylara aktarılmasıyla ve ulaşım alışkan-lıklarında değişimle sağlanıyor. Bireyselotomobillere cazip alternatiflerin oluştu-rulmasıyla, otomobil stoğunun artışı refe-rans senaryo’ya oranla yavaşlatılıyor.Ekonomik teşviklerle daha kuçuk otomo-billere geçiş, ulaşım teknolojisinin elek-trikli trenlere kayışı ve taşıtların toplamkilometrelerinde yıllık %0,25’lik birazalma %60 oranında enerji tasarrufusağlıyor.

CO2 salımlarının gelişimi2005-2050 yılları arasında ekonomikbuyume ve nufus artışı oranları her iki se-naryoda da ortak parametreler olarakkullanılmış olmasına karşılık, CO2 salımoranlarında buyuk farklılıklar kaydettik.Referans senaryo’da CO2 salımları2005’den 2050 yılına kadar neredeyseuçe katlanırken, enerji [d]evrimi senaryo-su’nda, 2005 yılında kaydedilen enerjikaynaklı 217 milyon ton, 2020 yılında%50 kadar bir artışla sınırlandırılıyor,2050 yılına gelindiğinde 106 milyon tonduzeyine indiriliyor. Kişi başına enerji kay-naklı yıllık salımlar 3 ton’dan 1,1 tonaduşuruluyor. Artan talebe rağmen, elek-trik sektöru nde karbondioksit salımlarıaşağıya çekiliyor. Uzun vadede, enerji ve-rimliliği kazanımları ve araçlarda dahaçok yenilenebilir elektrik kullanılmasıCO2 salımlarının ulaşım sektörunde bileazaltılmasını sağlıyor. Bununla birlikte,2050 yılında ulaşım sektöru %33’luk birpayla Turkiye’nin toplam salımlarının enbuyuk kaynağı haline geliyor.

Birincil enerji tu ketimiYukarıda geçen varsayımları hesaba kata-rak turkiye için enerji [d]evrimi senar-yosu’nda ortaya çıkan birincil enerjituketimi Şekil 6.12’de gösterilmiştir. Re-ferans senaryo’ya kıyasla toplam enerjitalebi 2050 yılına kadar %56 oranındaduşuruluyor. Geri kalan talebin ise yakla-şık %60’ı yenilenebilir enerjiler tarafın-dan karşılanıyor. Enerji [d]evrimisenaryosu, Turkiye’nin Avrupa Birliği’negeçişinde daha hızlı uyum sağlayabilmesiiçin yine birliğin 2020 yılına yönelik belir-lemiş olduğu birincil enerji arzında %20yenilenebilir enerji hedefini de Tu rkiyeiçin mumkun kılıyor. Şunu da belirtmekgerekir ki, birincil enerji tuketimi için kul-lanılan “verimlilik yöntemi” gereği, hidro,ruzgâr, guneş ve jeotermal enerjilerinurettiği elektrik, birincil enerji tu ketimineeşit olarak varsayılmış dolayısıyla enerjitedarikçileri olarak yenilenebilir enerjilerinpayı asıl u retim kapasitelerinin daha al-tında tutulmuştur.

Şekil 11. Turkiye: her iki senaryoya göre ulaşımŞekil 12. Turkiye: her iki senaryoda birincilenerji tuketimi

Şekil 13. Turkiye: enerji [d]evrimi senaryosundasektörlere göre CO2 salımlarının gelişimi

Şekil 10. Turkiye: her iki senaryoda ısı arzıyapısının gelişimi

Page 98: TermoKlima Ocak 2011
Page 99: TermoKlima Ocak 2011
Page 100: TermoKlima Ocak 2011

Hannover Messe-Sodeks Fuarcılık A.Ş. ta-rafından düzenlenen RENEX ECO 2010Yenilenebilir Enerji (Rüzgar, Güneş, Jeoter-mal, Biokütle) Teknolojileri, Enerji Verimli-liği ve Yalıtım Fuarı, Bayındırlık ve İskânBakanı Mustafa Demir, Hannover-MesseSodeks Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü MuratDemirtaş ve İZODER Yönetim Kurulu Baş-kanı Sedat Arıman’ın katılımıyla açıldı.

09 - 12 Aralık 2010 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi CNR Expo/ 1. Salonda düzenlenen RENEX ECO 2010 Fuarı, Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa De-mir’in katılımıyla açıldı. RENEX ECO 2010’da, yenilenebilir enerji konusundakidünya devleri ikinci kez bir araya geldi. 4 gün süresince 241 firmanın ürün vehizmetlerini sergilediği fuarı 15.426 kişi ziyaret etti.

Yenilenebilir enerji sektörünün “İkinci İstanbul Buluşması”

yine coşkulu geçti

i z l e n i m / r e n e x e c o 2 0 1 0

94 Termo Klima Ocak 2011

Page 101: TermoKlima Ocak 2011

EPDK’nın “Elektrik Piyasasında LisanssızElektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliği” ileyenilenebilir enerji sektöründe yaşananhareketlenme RENEX ECO 2010 Fuarınada yansıdı. Fuarı 955’i yabancı 15.426kişi ziyaret etti. 4 gün süren fuarda ziya-retçiler, dünyanın önde gelen yenilenebilirenerji firmalarının ürün ve hizmetleriniyakından görme fırsatı buldular.

FUAR TEMASINA YALITIM EKLENDİRENEX’in temasına bu yıl İZODER’in des-teğiyle yalıtım konusu da eklendi. Yalıtımkonusunun eklenmesiyle RENEX ECO is-mini alan fuarda, İZODER üyesi firmalar

yalıtımın öneminianlattılar. AB’yeuyum sürecindekonutlar için getiri-len “Enerji KimlikBelgesi” verilmesiiçin İZODER tara-fından hazırlananBEP-TR yazılımı daBayındırlık ve İskânBakanı MustafaDemir ve İZODERYönetim KuruluBaşkanı Sedat Arı-man tarafından RENEX ECO 2010 Fua-rı’nda tanıtıldı.Bakan Demir, yazılımın tanıtımı amacıyladüzenlenen basın toplantısında yaptığıkonuşmada, enerji tüketiminin yaklaşık% 30-40’ının binalarda kullanıldığını, ko-nutlar başta olmak üzere tüm iş yeri vesanayi yapıları da dâhil bunların enerji ta-sarruflu hale getirilmesi durumunda biryılda 6 milyar dolar enerji tasarrufu sağ-lanabileceğini söyledi.

Yalıtım eksikliğinden doğan bu enerjikaybıyla her yıl en az bir Karadeniz sahilduble yolu kadar yatırım imkanının kay-bedilmiş olduğuna dikkati çeken Demir,“Yani vardan harcıyoruz. Harcamamamızgerekeni harcıyoruz” dedi. Konutlar için getirilen Enerji Kimlik Bel-gesi alma zorunluluğunun 1 Ocak’tan iti-baren uygulamaya geçeceğini anımsatan

Bakan Demir, ocak ayının başından itiba-ren yeni yapılan tüm binalara hangi sınıfenerji verimliliğini ifade ettiğine dair kim-lik verileceğini, binaya inşaat ruhsatı al-madan önce bu belgenin verilmişolmasını temin etmeyi hedeflediklerinikaydetti. Mustafa Demir, “Artık 2011 yı-lında özellikle konut sektörü baştaolmak üzere, insanlar artık bir giyimdemarkayı takip eder gibi enerji verimlili-ğinde de yapıda özellikle bu alanda birmarka belgeyi sorar, araştırır ve ona göresatın alma kararını verme noktasında birkültürün geliştiğini göreceğiz. Biz dedoğrusu uygulamayı merak ediyoruz.Nasıl bir etki yaratacağını heyecanla bizde bekliyoruz. Ama bu uygulamanın şuana kadar deneme çalışmalarında dabaşarılı olduğunu görüyoruz. İnşallah 1Ocak’tan itibaren başarıyla uygulamayıtemin etmiş oluruz” dedi.

Hannover-Messe Sodeks Fuarcılık A.Ş.Genel Müdürü Murat Demirtaş

Fuar alanı (m2) 12.000 m2

Katılımcı Sayısı 197

Temsil Edilen Firma Sayısı 44

Toplam Katılımcı Sayısı 241

Toplam Ziyaretçi Sayısı 15.426

95Termo KlimaOcak 2011

Page 102: TermoKlima Ocak 2011

96 Termo Klima Ocak 2011

İLK ENERJİ KİMLİK BELGESİ BAYINDIR-LIK VE İSKAN BAKANLIĞI BİNASINA Türkiye’de ilk Enerji Kimlik Belgesi BEP-TR yazılımı kullanılarak, Bayındırlık veİskan Bakanlığı Binası’na çıkartıldı. Ba-yındırlık ve İskan Bakanlığı Binası’nınenerji sınıfı ‘E’ çıkması üzerine BakanDemir, bu belgenin ilk resmi EnerjiKimlik Belgesi olma hüviyeti taşıdığınıvurgulayarak, “Yönetmelik en düşükD seviyesinde olmasını hükme bağlı-yor. Bu sonuç bizim enerji dönüşümprojesi uygulamamızı gerekli kılıyor.Bakanlığımız binasını da 100 kamu bi-nasının içine alalım ve hemen dönüşü-münü sağlayalım” diye konuştu.

ULUSLARARASI KATILIM12.000 m2 alanda kurulan 197 standta241 firmanın ürünlerini sergilediğiRENEX-ECO 2010 Fuarı, yenilenebilirenerji teknolojisi üreticisi firmaların müş-terileriyle buluşma noktası oldu. Al-manya, Avusturya, Bulgaristan, Çin,Danimarka, İngiltere, İtalya, İspanya, İs-viçre, Japonya, Kanada, Norveç ve Yu-nanistan’dan firmaların yer aldığı fuaraAlman Devleti büyük destek verdi. Fu-arda Almanya’dan 4 farklı eyaletten(North Rhine-Westphalia, Baden-Würt-temberg, Bremen/Niedersachsen veBerlin-Brandenburg) firmaların yer aldığıülke standı yer aldı.

5. TÜRK- ALMAN ENERJİ SEMPOZYUMU FUARLA BİRLİKTE EŞ ZAMANLI GERÇEKLEŞTİRİLDİAlman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası, Türk Alman Enerji Sempozyumu’nu geçen yıl ol-duğu gibi bu yılda RENEX ECO 2010 Fuarı ile birlikte gerçekleştirildi. 5. si düzenlenensempozyumun konusu “Yenilenebilir Enerjiler ve Verimli Enerji Kullanımı” oldu. Sem-pozyumun akabinde, 11 Aralık Cuma Günü Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nden şirketlerinkatıldığı “İşbirliği Görüşmeleri“ düzenlendi. İş birliği görüşmeleri ile iki ülkeden gelenfirmalar arasında ilk bağlantı kurma, var olan bağlantıları pekiştirme ve somut enerjiprojelerini başlatma fırsatı doğdu.

SERGİLENEN ÜRÜN GRUPLARIGüneş enerjisi sistemleri, rüzgâr enerjisi sistemleri, jeotermal sistemler, ısı pompa-ları, bio-yakıt, arıtma sistemleri, su ve akışkan kontrolü teknolojileri, enerjiyi verimlikullanan sistemler, kojenerasyon sistemleri, atık su arıtma, geri kazanım ve çevreteknolojileri, test ve kontrol cihazları, yalıtım.

Page 103: TermoKlima Ocak 2011

Renex-Eco Fuarı kapsamında düzenlenen5. si düzenlenen Alman – Türk EnerjiSempozyumu, 200 üzerinde uzman ziya-retçinin katılımı ile bu sene de oldukçaverimli geçti. Sempozyum ve akabindekiİkili İş Birliği Görüşmeleri, AHK İstanbul(Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası), IHKKöln (Köln Ticaret Odası), NRW Agenturve NRW International işbiriliği ile düzen-lendi. Fuar, “Yenilenebilir Enerji ve EnerjiVerimliliği” konusunda Türkiye’nin nedenli büyük bir potansiyele sahip oldu-ğunu bir kez daha net bir şekilde kanıtla-mış oldu.

Sempozyumun açılış konuşması AHK İs-tanbul Başkanı Franz. G. Koller tarafındanyapıldı. Ayrıca Sayın Mustafa Çetin, Enerjive Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji İşleriGenel Müdür Vekili, Sayın Dr. HeinzBaues, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti EnerjiBakanlığı Müsteşar Yardımcısı, ve SayınDr. Adem Akkaya, NRW Invest TürkiyeTemsilcisi açılış konuşmasının ardındansöz aldılar.Sempozyum, Jeotermal, Güneş ve Rüz-gar Enerjisi ve Enerji Verimliliği olmaküzere 3 başlık altında işlendi. Birinci otu-rum Jeotermal Enerjisi ele alınırken, açılışkonuşmasını İ.T.Ü. Jeoloji MühendisliğiBölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. H.Tolga Yalçın, Güneş Enerjisi başlıklı ikincioturum GENSED Başkanı Levent Gülba-

har’ın, üçüncü oturum olan Rüzgar Ener-jisi ve Enerji Verimliliği’nin açılış konuşma-larını TÜREB Genel Sekreteri MustafaAtaseven yaptılar. Sempozyumda Almanfirmaları Deutsche Bohrttechnik, BBBUmwelttechnik, das GeothermiezentrumBochum, die August Friedberg GmbH,Solitem Group, SMA Solar Technology,Glaswerke Arnold, TÜV Nord, sowie TÜVRheinland sunum yaptılar.

5. Alman – Türk Enerji Sempozyumu’naAlmanya Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti,İklim Koruma, Çevre, Tarım, Tabiat, ve Tü-keticinin Korunmasından Sorumlu Ba-kanlığı ön ayak oldu. Kuzey Ren VestfalyaEyaleti ayrıca 20 firma ile milli katılım ger-çekleştirdi. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti dı-şında Almanya’nın çeşitli eyaletleri defuarda boy gösterdi. Yenilenebilir enerji-nin Türkiye’de büyük bir potansiyeli ol-duğu dikkate alındığında, yabancı

üreticiler için RENEX Fuarı, ürünlerini ser-gilemeleri konusunda önemli bir platformoluşturdu.

5. Türk-Alman Enerji Sempozyumu vesilesiile Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti adına, Müs-teşar Yardımcısı Dr. Heinz Baues AlmanBaşkonsolosluğu’nun Kaiser Salonu’nda birresepsiyon düzenledi. 150 kadar misafirinağırlandığı gecede iş adamları keyifli bir at-mosferde fikir alışverişinde bulunma ve bir-birleri ile sohbet etme fırsatı buldular. Akabinde 11 Aralık tarihinde Kuzey RenVestfalya Eyaleti ile Türk firmaları ara-sında İkili İş Birliği Görüşmeleri düzen-lendi. Dr. Heinz Baues, konuyla ilgiliyaptığı açıklama da “Her iki ülke yeni te-maslar kurma, mevcut ilişkileri geliştirmeve somut projelere adım atmak için çokelverişli bir zemin yakaladılar.”dedi. Gö-rüşmelere iş bağlantıları kurmak için 44Türk firması başvurdu.

RENEX-Eco 2010 Fuarı’nda düzenlenenAlman-Türk Enerji Sempozyumu bu sene debaşarı ile gerçekleşti

Page 104: TermoKlima Ocak 2011

i z l e n i m / r e n e x e c o 2 0 1 0

98 Termo Klima Ocak 2011

Türk pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ticaret odasından bu pavilyonu organizeediyoruz. Firmalarımız aslında teşvik yasası-nın çıkmasını ve Türk pazarında daha çokyer almayı bekliyorlar. Şu ana kadar ziyaret-çilerin daha çok Türk olduğunu gördük. Butabi ki olağan ancak yakın ülkelerden dahaçok ziyaretçiler bekliyorduk.

Sizce fuar şu ana kadar firmalarınız açısından

nasıl geçti? İş bağlantıları yapabildiler mi?

Pek çoğu ileride iş anlaşmalarına dönebi-lecek bağlantılar yaptığı konusundaeminler. Ayrıca Türklerin ne istediği konu-sunda, hangi ürünlere ağırlık verdikleri ileilgili fikir sahibi oldular.

Bremen Eyaleti milli katılım organizatörü FairworldwideFuar Müdürü Alesja Alewelt: “Firmalarımız teşvik yasası-nın çıkmasını ve Türk pazarında daha çok yer almayı bek-liyorlar.”

Yenilenebilir enerjiler konusunda Türki-ye’deki durumu değerlendirebilir misiniz?Biz 1998 yılında Türkiye’ye ısı pompala-

rını getiren firmalardan biriyiz. Türkiye’debeş yüzün üzerinde uygulamamız var. İkiyıldır Nibe Isı Pompaları distribütörüyüz

ve 2008’de Türkiye Kyoto Enerji Anlaş-ması’na imza attı. Bu anlaşmayı imzala-dıktan sonra, Avrupa Birliği Türkiye’ye

Doğal Jeotermal Enerji Sistemleri H. Emin Ergüven: Avrupa ülkelerinde nerdeyse% 70 seviyesinde yenilenebilir enerji kullanılıyor

Türk pazarı ile ilgili düşüncelerinizi alabilirmiyiz? Bu fuara katılım nedeniniz neydi?Biz Türkiye’deki yenilenebilir enerji paza-rına güveniyoruz. Nüfus, ekonomi veenerji talebi yakın gelecekte net olarakartacağı kesin. Yakın gelecek olarak kas-tettiğim şimdi ve 5 yıllık bir süreçtir. Bugeçmişle Türkiye’nin solar PV pazarında

büyüyeceğini öngörüyoruz ve bu pa-zarda ilklerden biri olmak istiyoruz.

Fuarla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?Kalitesi yüksek bir ziyaretçi kitlesi geldi.Şu ana kadar iş bağlantısı ile sonuçlana-bilecek 20-30 arası görüşmemiz oldu.Neticede sonuçtan memnunum.

Abakus Solar Yönetim Kurulu Üyesi ve Satış ŞefiFrank Polhaus: “Türkiye’nin solar PV pazarında büyü-yeceğini öngörüyoruz.”

Özellikle rüzgâr enerjisi bakımından Tür-kiye’deki durumu nasıl görüyorsunuz? Biz rüzgâr enerjisi üzerine çalışan bir fir-mayız. Rüzgâr enerjisi anlamında Tür-kiye’de 10 senedir faaliyetgöstermekteyiz. Rüzgâr enerjisini geç ka-lınmış bir sektör olarak görüyoruz. Avru-pa’da birçok ülke 25-30 senelik rüzgârenerjisinden yararlanırken, biz rüzgârla-rımızın boşa estiğini, bu enerjiden yarar-lanamadığımızı ön plana çıkarmaya

çalışıyoruz. Burada devletin desteği çokönemli, devletin desteği ile yatırımcılarıngüçlenebileceğini ve bu işe yönelebilece-ğini düşünüyoruz.

Fuarı katılımcı ve ziyaretçilerin bilinç düzeyibakımından değerlendirmeniz mümkünmü?Şirket olarak umduğumuzu bulduk diye-biliriz. Çünkü biz bu işin bilincinde olaninsanlarla görüşme şansı bulduk.

E-A Wind Adem Eldemir: “Devletin desteği ile yatırım-cıların güçlenebileceğini ve bu işe yönelebileceğinidüşünüyoruz.”

Page 105: TermoKlima Ocak 2011

i z l e n i m / r e n e x e c o 2 0 1 0

99Termo KlimaOcak 2011

İlhami Bey, sizin su ısıtma alanındaki ça-lışmalarınız daha fazla ama güneş enerji-siyle, özellikle de elektrik enerjisiyle ilgiliolan güneş ile ilgili yorumlarınız nelerdir?Sizce güneşin Türkiye’deki durumunedir? Bilindiği gibi biz Ezinç olarak güneşenerjisi ile su ısıtma sistemleri konusunaağırlık veren bir firmayız. Zaten Türkiyepazarının büyük bir bölümü de su ısıtmasistemlerinden oluşuyor. Güneş enerji-sinden elektrik üretimi konusunda daönemli çalışmalar var. Bazı firmalar bukonuda üretim yapmaya başladı, biz demontaj çalışmalarına başladık. Üretimdışında temsilciliğini yaptığımız birmarka da var. Sıkça duyurduğumuz gibibu konuda, Akdamar Adası’nın güneşenerjisi ile aydınlatılması gibi önemliprojelere de imza attık. Tabi bunun yay-gınlaşması, evsel sistemlere inmesi, elek-

trikten daha fazla elektrik üretimi amaçlıyatırımlar geliştirilmesi için yeni enerjiyasasının çıkması bekleniyor.

Yönetmelikte bu sorun biraz da olsa çö-züldü gibi. Hayır, çözülmedi henüz. Açıklanan fiyat-lar çok düşük, şu anda 10 euro cent ci-varında. Ben 10 euro centte de çokfazla yatırım geleceğini düşünmüyorum.Bu yönetmelik yatırımcıları bir miktarteşvik edecektir ama bunun dışında bili-yorsunuz ki evsel sistemlerde bizim gü-neşlenmemiz çok yüksek. ÖzellikleAlmanya olmak üzere Avrupa’da güneşenerjisine bir teşvik var. Benzer bir teş-vikle bizim güneşlenme süremize bağlıolarak güneş enerjisinden daha fazlafaydalanacağımızı düşünüyorum. Özel-likle evsel sistemlerde güneşlenmenindaha yüksek olduğu bölgelerde, pilotbölgeler seçilip uygulanması lazım.Bugün Güneyde, İç Anadolu Bölge-si’nde neredeyse her evde iki panelli, üçpanelli sıcak su ısıtma sistemi var. Elektrikle ilgili de buna benzer teşviklergelirse özellikle Güneyde, güneşlenmeoranının yüksek olduğu bölgelerdebütün bir evin elektrik ihtiyacının şebe-

keden faydalanmadan üretilebileceğinitahmin ediyorum. Bunun dışında şuanda sistem maliyetleri yüksek olduğuiçin bir gelişme yok ama elektrik üreti-mini devlete satma imkânı ile yatırımlargelecektir.

Fuarda sizi ziyaret eden insanların bakışaçıları nasıl? Güneş enerjisiyle su ısıtma sistemi bili-niyor ama insanların güneş enerjisindenelektrik üretimi ile ilgili çok fazla bilgileriyok. Zaten genelde sorular o yönde ge-liyor, maliyetleri çok fazla bilinmiyor.Nihai tüketiciler böyle bir sistemden ha-berdar ama genelde “Kendi evimizinelektrik ihtiyacını karşılayabilir miyiz,karşılayamaz mıyız?” şeklinde sorularyöneltiyorlar. Dolayısıyla sektör şu andabir darboğaz yaşıyor gibi. Devletin bukonuya biraz daha önem vermesi lazımama şu anda nükleer enerji üzerinde yo-ğunlaşmış durumda. Çünkü sürekli ge-lişmekte olan bir sanayimiz var ve bunabağlı olarak enerji ihtiyacı da sürekli art-makta. Enerjiyi dışarıdan ithal etmek zo-runda kalıyoruz. Bu enerji sıkıntısına birçözüm bulunduktan sonra gerekilenönemin gösterileceğini düşünmekteyim.

Ezinç Metal Merkez Satış Şefi İlhami Baysal: “Evselsistemlerde güneşlenmenin daha yüksek olduğu böl-gelerde, pilot bölgeler seçilip uygulanması lazım.”

Türk pazarı hakkındaki görüşleriniz?

Politik yapı pazara girmemiz için henüz hazırdeğil. O yüzden ilerleyen aşamalarda firma-larımız tekrar gelecekler diye düşünüyorum.Rüzgar enerjisi ile ilgili daha fazla sempoz-

yum veya yatırım olmasını bekliyorlar. Tür-kiye’de 7000 km’lik bir sahil şeridi ve Rüzgarsantrallerinin yerleşimi ile ilgili görebileceğipek çok potansiyel bulunuyor ve firmaları-mız bunu değerlendirme peşinde.

IHK- Baden Wüttemberg Ticaret Odası Dış TicaretDepartmanı Britta Andrei

bazı kıstasları yerine getirmesi için baskıyapmaya başladı. Bunların arasında enerjipolitikalarıyla ilgili gelişmeleri hızlandır-ması da bulunuyor. Enerji yasasında ise‘Yenilenebilir enerjileri daha çok ön planaçıkarmalısınız’ şeklinde bir tavır söz ko-nusu. 2012’ye kadar yüzde on dört sevi-yelerine çıkarmalı. Türkiye şu anda sonzamanlara kadar hala % 1’in bile altındaseyretmekte. 2012 senesinde belki yüzde3’ü yakalayabilecek, belki de en fazla %4’ü. Fakat burada önemli olan hükümetin

yenilenebilir enerji konusundaki çok ciddiatılımları ve teşvikleri olması. Mesela ye-nilenebilir enerji konusunda resmi gaze-tede yayınlanmış yasalar gündemde:“20.000 metrekarenin” üzerindekibütün yerleşim yerlerinde ısı pompası uy-gulamak zorunluluğunu koyan bir yasabu. Oysa İskandinav ülkelerinde, Al-manya, Hollanda ve Belçika gibi ülke-lerde, nerdeyse % 70 seviyesindeyenilenebilir enerji kullanılıyor.

Page 106: TermoKlima Ocak 2011

i z l e n i m / r e n e x e c o 2 0 1 0

100 Termo Klima Ocak 2011

Güneş enerjisinde Türkiye’nin durumununasıl görüyorsunuz? Yasa çıktığında sanırım durumu değiş-tirmek çok fazla mümkün olmayacak.Bizim öngörümüz önümüzdeki 1-2 yıliçerisinde belki elektrik fiyatlarının biraz

daha yükselmesi, güneşle ilgili kompo-nent fiyatlarının düşmesiyle bunların biryerde çakışıp bireysel kullanımların dahafazla artacağı yönünde.

Bu yönetmelik biraz daha avantaj sağla-yacak diyebilir miyiz yani?Mutlaka, işin yasallaşmasını sağladı.Daha önce yasal olarak şebekeye bağ-lamak mümkün değildi, artık mümkün.

Size gelen ziyaretçiler bunun bilincindelermi? Genelde ziyaretçiler burada öğreniyor-

lar, çok fazla bilgileri olmamış. Fuarın dabu noktada bir avantajı oluyor açıkçası.

Peki, biraz daha bilinçlenme, sektörün ge-lişmesi ve yenilenebilir enerjiler adınasizce neler yapılmalı? Bu noktada GENSED’in çalışmaları çokönemli. Biz de kendi çapımızda güneşelektriği ile ilgili “Sıkça sorulan sorularve cevapları” adında bir katalog hazır-ladık. Bunların insanlara biraz anlatıl-ması gerekli yani bilinçlendirme adınafirmaların bıkmadan usanmadan çalış-ması lazım.

Orbit Solar Kıvanç Trakman: “Elektrik fiyatlarının yük-selmesi, güneşle ilgili komponent fiyatlarının düşme-siyle bireysel kullanımlar daha fazla artacak.”

Alper Bey, Türkiye’deki güneş enerjisinindurumunu nasıl görüyorsunuz?Yeni yönetmelikle birlikte kendimizi dahaiyi hissettik ve en azından hükümetimizingüneş enerjisine, yenilenebilir enerjilerekarşı ilgisiz olmadığını gördük. Bu sevindi-rici bir durum çünkü bildiğiniz gibi dahaönceden şebekelere elektrik veremiyorduk.Şebekeyle bağlantılı sistemler kurarken herzaman sıkıntılarla karşılaşıyorduk. 2008 yı-lında çıkan yönetmelikte alt konular belirliolmadığı için biz hiçbir şey yapamıyorduk,belirsizlikler vardı. Şu anda ise bu belirsiz-likler ortadan kalktı. Hükümetin bu konu-lara ilgisiz kalmayacağını düşünüyorum.Ancak şu anda öncelikleri biraz farklı, biraznükleer santraller üzerine yoğunlaşmış du-rumdalar. Çünkü 20 sene boyunca nük-leere garanti veriyorlar, garantili alımyapıyorlar. Sanırım hükümet en az iki senesonra güneş ve rüzgâr enerjilerine gerekenönemi gösterecek, insanları bu konuda ya-tırım yapmaya teşvik edecektir.

Özellikle rüzgâr enerjisi konusunda karşı-mıza çıkan bir durum var. 3-5 yıl önce verilenlisanslar bugün daha yeni hayata geçiyor. Bukonudaki düşünceleriniz nelerdir?2007 yılının mart ayında başvurular yapıl-mıştı. Başvuru yapan firmalardan ilkinedaha geçen hafta lisansını verdiler. Bir li-sans almak için 4-5 yıl beklediniz diyelim.

Bir de kurulum süreci ile birlikte 6 senegeçti. Dolayısıyla bir lisans için başvuruyaptıktan sonra bunu devreye alıp elek-trik üretmeye 6 sene sonra başlıyorsanızbunda bir yanlışlık var demektir. Yurtdı-şında bu böyle değil. Başvurduktan enfazla 6 ay sonra bütün prosedürler halle-diliyor ve kazmayı vurmaya başlıyorsu-nuz. Ancak bu konudaki asıl ihtiyacımızolan şey verilen rakamlarının biraz dahayükseltilmesi. Şu anki fizibilitelere görebu rakamlar; finansman, amortisman vediğer sübvansiyonlar hariç -banka kredisive faizinin yükünü hesaba katmadan- he-saplanıldığında yaklaşık 18 senede amortiedilebiliyor. Biz bir firmalarımızın karşısınaçıkıp, 17-18 seneden bahsettiğimizdehiçbiri bunu kabul etmiyor ve yine eskisigibi devam ediyoruz.

Fuar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?Daha çok bireysel kullanım için gelindi-ğini gördük. Genellikle, “Benim yazlığımvar, benim şurada tarlam var, buralardasulama yapacağım.” gibi istekleri olan in-sanlarla görüşüyoruz. Gelişen olaylar pro-fesyonel olarak bu işle ilgilenen insanlarısoğuttu ama bir yandan da herkesin birkulağı burada. Yasanın çıkmasını bekle-yen, gerçekten bu konularla ilgili bir grupvar. Şu anda ortada bir pasta var amahenüz göremiyoruz. Bunun sebebi hükü-

metin durumu mu yoksa teşvik çıkmaya-cağı mı bilmiyorum.

Şahsen ben bu fuarlarla bilgilendirme ça-lışmalarının devam etmesi gerektiğini dü-şünüyorum çünkü şu anda bilgiye ihtiyaçduyan çok fazla insan var. Kesinlikle. Mesela bu sistemleri anlatırkeninsanlar fiyatları duyduklarında hayal kı-rıklığına uğruyorlar fakat bu sistemlerinyararlarını anlattığımızda fiyat arkaplanda kalıyor. Bir termik santral düşü-nün, kömür gerekiyor, doğal gaz üretimsantraline doğalgaz gerekiyor. Yani bun-lar tamamıyla dışa bağımlı kaynaklar.Güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi gibi ye-nilenebilir enerjilerde böyle bir kaynağınolmadığını bildikleri için insanlar dahamutlu oluyorlar. Tabi ki bunları sürekli in-sanlara söyleyip onları bilinçlendirmekbizim görevlerimiz arasında. Zaten bu fu-arda bulunmamızın amacı da bu konuyuinsanlara en doğru şekilde, birinci kay-naktan aktarabilmek.

Permak Satış Mühendisi Alper Adıgüzel: “Hüküme-tin yenilenebilir enerjilere ilgisiz kalmayacağını dü-şünüyorum.”

Page 107: TermoKlima Ocak 2011

i z l e n i m / r e n e x e c o 2 0 1 0

101Termo KlimaOcak 2011

Ali Bey, yönetmelik değişti, yasa çıktı çı-kacak. Mevcut durumu nasıl görüyorsu-nuz? Hala umudunuz var mı?Umudumuz var ki buradayız. Zaten fuarabaşvurmadan önce yeni yönetmeliğingelip gelmediğini belli değildi. Lisanssızelektrik üretimine ilişkin bu yönetmelik, ye-nilenebilir enerjilerin artık sadece tasarrufamaçlı değil yatırım amaçlı da kullanılma-sını kapsayan devletin resmi bir açıklaması.Bir bakıma da çift yönlü sayacın kullanıl-masıyla, “üretilen elektriğin paraya çevril-mesi” diyebiliriz. Bu yönetmeliğin 14.maddesinin 8. fıkrası bizi çok yakından il-gilendiriyor. Bu fıkraya göre; “Tesislerin ye-nilenebilir enerjilerinin %75’inin yerliüretim olduğu belirlenirse yatırımcı kenditarifesi üzerinden satışını gerçekleştirebile-cek. Ancak yenilenebilir enerjiden elektrikelde ederken ithal edilen malzemeleri kul-lanıyorsa satışını EPDK’nın belirlediği top-tan elektrik satış fiyatı üzerindendeğerlendirmesi gerekiyor.” Bu fiyat 2009

yılında 13.2 kuruştu ama kendi tarifenizüzerinden elektrik satışınızı gerçekleştirdi-ğinizde ise bu fiyat 30-35 kuruşa kadar çı-kabiliyor. İndirimli olan tarifeler dahiEPDK’nın belirlediği fiyattan daha yüksekoluyor. Bunun yerli üreticinin korunması,istihdamın açılması açısından çok olumluolacağını düşünüyoruz. Bu yolla yan sana-yici, fason üretici, vinç operatörü, satış pa-zarlama ekipleri, montaj ekipleri gibi birçokiş kapısının insanlara açılacağını düşünü-yoruz.

BÜYÜK BİR FIRSATYabancı ülkelerin gelip burada imalat tes-islerini, montaj tesislerini açmaları yö-nünde bir beklentimiz var. Bu bizi çokilgilendirmeyen bir konu gibi gözükse desonuçta bizim onlarla da rekabetimiz ola-cak ve kıyas yapılması gereken bir durumortaya çıkacak. Bu gerçekten yapıcı bir ge-lişme. Soyut Wind olarak rüzgâr tribünüüretiminde tek olmamız, insanların sahipolduğu “Bunlar tek, sadece bunlardan mıalacağız, yurtdışından ikinci el mi alsak…” gibi dar yolları daha geniş bir yelpazeyeyayacak. Bu da gerçekten sektör için ya-rarlı olacak. Bu yönetmeliği detaylı olarak değerlendir-diğimizde yapıcı kısımlarının da ucu açıkbırakılan kısımlarının da çok olduğunu gö-

rüyoruz. Yönetmeliğin usul ve esasları çık-tıktan sonra tamamen yerleşeceğini düşü-nüyorum. Bence 500 kilowatt ve altındakiyenilenebilir enerjiler için olumlu bir ge-lişme. Yönetmeliği detaylı olarak, uzunuzun inceledim ama şirketim ya da sektöradına herhangi bir dezavantaj sağlayacakbir durum göremedim.

Fuar hakkındaki düşünceleriniz neler?Kendi standımız için değerlendirmek ge-rekirse çok büyük yoğunluk yaşadık. 500kilowattlık rüzgâr tribünlerimiz için imalat-hanelerden, otellerden, dinlenme tesisle-rinden, demir-çelik fabrikalarından,sulama kooperatiflerinden birçok iletişimbilgileri, talepler geldi. Eski müşterilerimizbu yönetmeliği bekliyorlardı. Yönetmelikyenilenince de bütün tekliflerimiz revizeedildi. Yönetmeliğin usul ve esasları çıktı-ğında da tekliflerin sayısı daha da artacak.Mesela şu anda bir satış sözleşmemizingörüşmeleri başladı, hatta ilerleyen za-manlarda basında da yer alacak. Basındaşu şekilde yer almasını istiyoruz; “Türki-ye’nin lisanssız kurulu en büyük gücü, 500kilowattlık tek rüzgâr tribünü.” Şimdiyekadar yapılmış böyle bir şey yok. İnsanlarfiziksel bir şeyler görmek istiyorlar, inşallahbunu kurduktan sonra durum çok dahaiyiye gidecek.

Soyut Wind Ali Sami Utku: “Yönetmelik 500 kilo-watt ve altındaki yenilenebilir enerjiler için olumlubir gelişme…”

Özgür Bey, yenilenebilir enerjilerde mevcutdurumu nasıl görüyorsunuz? Siz birazdaha yan ürün denilebilecek şeyler sağlı-yorsunuz ama diğer yandan da firmalarladaha çok görüşüyorsunuz, o anlamda izle-nimleriniz biraz daha önemli.

Yenilenebilir enerji konusunda Türki-

ye’nin potansiyeli ve bu konuda firmala-

rın, özel sektörlerin ilgisi aşikar. Açık

konuşmak gerekirse bu konuya çok

büyük bir yatırım yapıp da hala yasal dü-

zenlemenin sonuçlarını bekleyen çok

fazla sayıda firma var. Ülkemizin potansi-

yeli yasal düzenleme ile örtüştürülemedi-

ğinden dolayı açıkçası fuar bu sene

beklentilerimizin altında geçti ama biz

Testo Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Direktörü Özgür Küçükhüseyin: “Özel sektörve devlet işbirliği yaparak önce toplumun bilinçlendirilmesi, ihtiyaçlarımızı belirlemesive buna bağlı stratejilerin geliştirmesi gerekiyor.”

Phono solar hakkında bilgi verir misiniz?Hangi alanlarda faaliyet gösteriyor?Phono Solar iş hayatına 2004 yılı sonundabaşladı. Ar&Ge faaliyetlerimizi İsviçre’de,üretimimizi Çin’de yapıyoruz. Yoğunlukluolarak Avrupa ve Kuzey Amerika ile çalışı-yoruz. Suriye gibi başka küçük küçük ça-lıştığımız pazarlar da var. Modül, inverterve EPS tedarik edebiliyoruz.

Türkiye güneş enerjisi pazarını nasıl değer-lendiriyorsunuz?Türk pazarı oldukça yeni bir pazar veyakın gelecekte; teşvik yasası çıkmasabile çok büyük bir potansiyel görüyoruz.Bu nedenle fuar esnasında Türkiye pazarıiçin Arıkanlı Holding’le stratejik ortaklıkyaptık.

Renex fuarını nasıl değerlendiriyorsunuz?Bu sene ziyaretçiyi daha profesyonel bul-dum.

Phono Solar Pazarlama Direktör Yardımcısı EricYuan: “Teşvik yasası çıkmasa bile çok büyük bir po-tansiyel görüyoruz.”

Page 108: TermoKlima Ocak 2011

i z l e n i m / r e n e x e c o 2 0 1 0

102 Termo Klima Ocak 2011

hala sektörde bu konuda büyük bir tale-bin olduğunu, bu konudaki ihtiyaçlarınçok yüksek seviyede olduğunu biliyoruz.Çünkü her ne kadar sektörün yan sana-yisi gibi görünsek de direkt bu işle uğra-şan firmalar bize ölçüm amacıyla veyacihaz satın alma talebiyle geliyorlar vebunda ciddi bir artış söz konusu. Geçensene ile bu sene arasında enerji verimliliğidenetim seti satın alan firmaların sayısın-daki artış %80-%90’larda… Dolayısıylabu da pazarın büyümekte olduğunu, ta-lebin ve beklentilerin yönünü işaret edenbir husus ama yasal düzenleme bununönünde bir engel olarak gözüküyor.

Buna rağmen EPDK’nın düzenlemiş ol-duğu yeni yönetmelikle lisanssız kurulum-lar biraz daha ön plana çıkacak gibi.Burada bir artış söz konusu olur mu? Bir artış söz konusu olur ama lisansın ol-madığı yerlerde işletmeciler, yatırımcılarbiraz daha geri adım atarlar. Çünkü yet-kileri olmayacak, yetkileri olmayınca dayatırım konusunda frene basmayı tercihedeceklerdir.

Peki, yasal düzenlemeler ötesinde ne yapıl-malı? Firmaların en azından tüketicinin bi-linçlenmesi açısından çalışmalarına devametmeleri gerektiğini düşünüyorum.Kesinlikle doğru söylüyorsunuz, sizinleparalel düşüncelere sahibim. Çünkü sek-törde sivil toplum örgütleri ile birlikte,özel sektör ve devlet işbirliği yaparakönce toplumu bilinçlendirmesi, ihtiyaçla-rımızı belirlemesi ve buna bağlı stratejilergeliştirmesi gerekiyor ki yatırımlarımızıdoğru yapalım. Herkesin farkında olduğuancak hasıraltı ettiği bir konu daha var;2012’de Türkiye Kyoto Protokolü’ndetaraf olacak. Bunun ön koşulu ve sonuçbildirgesi karbon salımlarıdır. Karbon sa-lımları da esasında fosil yakıtlarının ürü-nüdür. Fosil yakıtlarıyla her ne yakarsanızyakın karbon monoksit, karbondioksit yada yanmamış hidro karbon olarak o kar-bon bileşenini atmosfere atıyorsunuz. Ül-kesel bazda bir kotamızın olacağı gözönünde bulundurulursa verimsizlik oto-matik olarak yüksek miktarda karbon sa-lımının açığa çıkmasına ve bu da

kotalarımızın aşılmasına ve belki zaten kı-rılgan olan ekonomimizin kota satın al-ması sebebiyle daha da kırılganlaşmasınasebep olacaktır. Dolayısıyla yenilenebilirenerji bu konuda üzerinde ciddi bir po-tansiyeli barındırıyor.

Türkiye’deki durum hakkında kısa bir de-ğerlendirme yapabilir misiniz? Türkiye’deki potansiyel, şirketimiz tarafın-dan yaklaşık 5 seneden beri takip ediliyor.Önümüzdeki senelerde ülkemizde çokciddi bir piyasa açılımı söz konusu… Pi-yasa açılımı derken mimari anlamda dışcephe kaplaması, fotovoltaik entegras-yonu, aynı zamanda sıfır enerjili yapı sis-temlerinin oluşturulması, pasif binalarınoluşturulması gibi konular… Önümüzdekiyıllarda mimari ve inşaat sektöründeolmak üzere Türkiye’nin başlıca konula-rından olacaklar. Dolayısıyla burada foto-voltaik sistemlerinin panelleri dış cepheveya çatı bölümlerinin entegrasyonundavazgeçilmez duruma gelecek. Bunu şirket

olarak biliyoruz çünkü Avrupa bu yollar-dan yaklaşık bir 10 sene önce geçti veTürkiye bu yola yeni girdi ve devam edi-yor. Başka bir yola sapacağını da düşün-müyoruz çünkü tek bir yol üzerine gitmekzorunda kalacak. Dolayısıyla Türkiye’deenerji verici yapı sistemlerinin geleceğininçok parlak olduğu düşüncesindeyiz.

Küçük ölçekli, lisansa tabi olmayan elek-trik üretimi için bir kolaylık sağlandı.Bunun bir etkisinin olacağını düşünüyormusunuz? Bu daha da gelişecek, buna eminiz.Çünkü şu anki hükümet için teşvikprimlerini bir anda tavan yapıp insanla-rın bütün ilgisini o noktaya odaklamakdoğru olmazdı. Diğer taraftan yerli üre-tici de önemli. Onların da teşvik edil-mesi söz konusu, yani “teşvikler nedenyabancıya gitsin” düşüncesi var. Biryandan da yabancıları göz ardı etmekde olmaz, çünkü teknoloji olarak biz-den ilerideler. Dolayısıyla bu noktadabir ortak çalışma yapılabilir. Bunun ne-

ticesinde de Türkiye piyasası güzel yer-lere gelecektir diye düşünüyorum.

Fuarı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mimari açıdan bakarsak çok fazlamimar arkadaşım katılmadı. Özellikleinşaat sektöründen az katılımcı oldu-ğunu düşünüyorum. Birkaç tane mimargeldi. Onlar da vizyonu geniş olan, ge-leceği şimdiden gören mimarlardı.

Bu, inşaatçıların öngörüsüyle alakalı di-

yebilir miyiz yani?

Bu gelişmeleri göz ardı etmeyen inşa-atçılar yakın gelecekte çok başarılı olupçok büyük kazanç sağlayacaklardır.Biraz önce de dediğim gibi, Avrupa bu-radan geçti. Avrupa’daki inşaat sektörübu anlamda patlama yaptı ve sürekligelişmeye devam ediyor. Ayrıca elektriktüketen binadan elektrik üreten binayageçiş dönemi başladı. Gelecek içinumutluyuz, daha da iyi olacak.

Würth Solar Attila Yücel: “Gelişmeleri göz ardıetmeyen inşaatçılar yakın gelecekte çok başarılıolup çok büyük kazanç sağlayacaklar.”

Page 109: TermoKlima Ocak 2011
Page 110: TermoKlima Ocak 2011

Yasa, yenilenebilir kaynaklara dayalı elek-trik üretiminin teşvikini amaçlıyor. Yasayagöre, elektrik enerjisine yönelik kaynakalanlarının, ilgili kurum ve kuruluşlarıngörüşü alınarak belirlenmesi, derecelen-dirilmesi, kullanılmasına ilişkin usul veesaslar yönetmelikle düzenlenecek. Belir-lenen yenilenebilir kaynak alanları, imarplanlarına resen işlenmek üzere Bakanlıktarafından ilgili mercilere bildirilecek. Ya-sayla, yenilenebilir enerji kaynağına dayalıüretim tesisleri için uygulanacak fiyatlar''avro sent'' yerine ''dolar sent'' olarak be-lirleniyor. Buna göre, yenilenebilir enerjikaynaklarından (YEK) elektrik üreten te-

sisler için “YEK destekleme mekanizma-sında” belirlenen fiyatlar şöyle: “Hidro-elektrik üretim tesisi için 7.3 dolar sent,Rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi için7.3 dolar sent, Jeotermal enerjisine dayalıüretim tesisi için 10.5 dolar sent, Biyoküt-leye dayalı üretim tesisi için (çöp gazıdâhil) 13.3 dolar sent, Güneş enerjisinedayalı üretim tesisi için 13.3 dolar sent.”

Kanunun yürürlüğe girdiği 18 Mayıs2005 tarihinden 31 Aralık 2015 tarihinekadar işletmeye girmiş ya da girecek YEKdestekleme mekanizmasına tabi üretimlisansı sahipleri için bu fiyatlar 10 yıl sü-

reyle uygulanacak. 31 Aralık 2015 tari-hinde itibaren işletmeye girecek olan ye-nilenebilir enerji kaynağı üretim tesisleriiçin uygulanacak fiyatlar, bu fiyatları geç-meyecek şekilde Bakanlar Kurulunca be-lirlenecek. Yoğunlaştırılmış güneş enerjisi ile birlikteyenilenebilir olmayan diğer enerji kaynak-larını kullanarak enerji üreten hibrit üretimtesisleri de bu destekleme kapsamındaolacak. Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi(PMUM), her fatura dönemi için YEK top-lam bedelini ilan edecek ve tüketiciyeelektrik enerjisi sağlayan tedarikçilerinödeme yükümlülüğünü belirleyecek. Ye-

YEK destekleme mekanizmasında belirlenen fiyatlar: “Hidroelektrik üretim tesisiiçin 7.3 dolar sent, Rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi için 7.3 dolar sent, Jeo-termal enerjisine dayalı üretim tesisi için 10.5 dolar sent, Biyokütleye dayalı üre-tim tesisi için (çöp gazı dâhil) 13.3 dolar sent, Güneş enerjisine dayalı üretimtesisi için 13.3 dolar sent.”

Yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili yasa teklifi kabul edilerek yasalaştı

i n c e l e m e / Y E K

104 Termo Klima Ocak 2011

Page 111: TermoKlima Ocak 2011

i n c e l e m e / Y E K

105Termo KlimaOcak 2011

nilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üre-tim tesisleri için başvuru yapılması, Enerjive Tabii Kaynaklar ile İçişleri Bakanlıklarıve DSİ'nin görüşleri alınarak Enerji Piya-sası Denetleme Kurulu (EPDK) tarafındançıkarılacak yönetmelikle düzenlenecek.Hidroelektrik üretim tesisleri için su kul-lanım hakkının verilmesine DSİ'nin görü-şünün alınması kaydıyla İl Özel İdareleriyetkili olacak. Yenilenebilir enerji kaynak-larından elektrik üreten gerçek ve tüzelkişiler için ihtiyaçlarının üzerinde ürettik-leri elektriği dağıtım sistemine vermelerihalinde, belirlenen alım fiyatlarından 10 yılsüreyle faydalanabilecek. Bu kapsamda da-ğıtım sistemine verilen elektrik enerjisininperakende satış lisansına haiz ilgili dağıtımşirketi tarafından satın alınması zorunluolacak. İlgili şirketlerin satın aldıkları elektrikenerjisi, söz konusu dağıtım şirketlerinceYEK Destekleme Mekanizması kapsa-mında üretilmiş ve sisteme verildiği kabuledilecek.

Mekanik veya elektro-mekanik aksamıyurt içinde imal edilmiş olan tesisler için,YEK Destekleme Mekanizması kapsa-mında uygulanacak fiyatların dışındafarklı bir destek daha uygulanacak. Lisanssahibi tüzel kişilerin yenilenebilir enerjikaynaklarına dayalı ve 31 Aralık 2015 ta-rihinden önce işletmeye giren üretim tes-islerinde kullanılan mekanik veya elektromekanik aksamın yurt içinde imal edilmişolması halinde bu tesislerde üretilerek ile-tim veya dağıtım sistemine verilen elek-trik enerjisi için belirtilen fiyatlara, üretimtesisisin işletmeye giriş tarihinden itibaren5 yıl süreyle kilovat saatte 0.4-2,4 dolarsent arasında farklı bir destek daha verile-cek. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih-ten itibaren 6 ay içerisinde, 31 Aralık 2015tarihine kadar her yıl güneş enerjisine da-yalı üretim tesislerinin bağlanabileceğitrafo merkezleri ve bağlantı kapasiteleri,EİEİ ve TEİAŞ'ın teknik görüşleri alınarakBakanlık tarafından belirlenip yayımlana-cak. 31 Aralık 2015 tarihinden sonraki yıl-lara ait bağlantı kapasiteleri ve trafomerkezleri, ilki 1 Nisan 2014 tarihindeolmak üzere her yıl bakanlık tarafındanbelirlenecek ve yayımlanacak. EPDK tara-fından lisans başvuruları değerlendirilirkenbağlantı görüşünün oluşturulması aşama-sında, bu düzenleme kapsamındaki yeni-lenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretimtesislerine öncelik verilecek. Güneş enerjisine dayalı lisan başvurula-rında standardına uygun ölçüm bulundu-rulması zorunlu olacak. Güneş enerjisinedayalı elektrik üretim tesisi kurulması içinyapılan lisans başvurularında, tesis saha-

sının malikinin lisans başvurusunda bu-lunması halinde aynı sahaya başka baş-vuru yapılamayacak. Aynı bölge veya aynıtrafo merkez için birden fazla başvurununbulunması halinde başvurular arasındanilan edilen kapasite kadar sisteme bağla-nacak oranı belirlemek için TEİAŞ tarafın-dan yasada belirtilen süreler boyuncauygulanmak üzere belirtilen fiyatların ek-siltilmesi suretiyle yarışma yapılacak. Yasayla, 31 Aralık 2013'e kadar iletim sis-temine bağlanacak YEK belgeli güneşenerjisine dayalı üretim tesislerinin top-lam kurulu gücü 600 megavattan fazlaolamayacak. 31 Aralık 2013 tarihindensonra iletim sistemine bağlanacak YEKbelgeli güneş enerjisine dayalı üretim tes-islerinin toplam kurulu gücünü belirle-meye Bakanlar Kurulu yetkili olacak. Düzenleme kapsamındaki üretim tesisleriile elektrik üretim ve dağıtımı yapılandiğer tesislerin lisansı kapsamında ince-leme ve denetimi EPDK tarafından yapı-lacak. Gerektiğinde masrafları ilgililere aitolmak üzere yetkilendirilecek denetimşirketlerinden hizmet satın alınarak EPDKtarafından yaptırılabilecek. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih iti-bariyle işletmede olanlar dâhil, 31 Aralık2015 yılına kadar devreye alınacak üretimtesislerine, yatırım ve işletme dönemlerininilk 10 yılında, enerji nakil hatlarından izin,kira, irtifak hakkı ve kullanma izni bedelleriiçin yüzde 85 indirim uygulanacak. Milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatıkoruma alanlarında, muhafaza ormanla-rında, yaban hayatı geliştirme sahalarında,özel çevre koruma bölgelerinde ilgili Ba-kanlığın, doğal sit alanlarında ise ilgili ko-ruma bölge kurulunun olumlu görüşüalınmak kaydıyla yenilenebilir enerji kay-naklarına dayalı elektrik üretim tesislerininkurulmasına izin verilebilecek.

Görüşmeler sırasında teklifin hemenhemen bütün maddelerinde, verilenönergelerle değişiklik yapıldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıl-dız, yenilenebilir enerji kaynakları (YEK)yatırımları için Türkiye'de iklim ve siyasi is-tikrarın müsait olduğunu söyledi. Yıldız,yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili yasateklifinin yasalaşmasının ardından, yap-tığı teşekkür konuşmasında, yeni yılın ilkbirleşiminde enerji KİT'lerinin mahsuplaş-masına ilişkin düzenlemelerin ele alın-ması dileğinde bulundu. Yıldız, şöylekonuştu: ''Bu koymuş olduğunuz katkılarla beraberistihdamı artırıcı, sanayinin daha farklısektörlere de yatırım yapmasını sağlayanbir kanun geçirdik. Sırf bu kanundansonra yaklaşık 20 bin megavatlık bir güçelde etmiş olsak, 25-30 milyar dolarlık biryatırım... Hele hele yerli kaynaklardan ya-pılabiliyorsa bu hem sanayi açısındanhem de istihdam açısından önemli birkatkı sağlanmış olacaktır. Tabii, burada ar-kadaşlarımız bu katkıları koyarken, as-lında tüketicilerin daima pahalı, üreticininise daima ucuz bulduğu bir kalemi regüleetmekle ilgili bir çalışma yaptık. Yatırımcı,bu fiyatlarla mutlaka yatırım yapabileceğibir noktayı yakalar ve bulur, o yatırımı dayapar. Bununla alakalı hiçbir endişeyedüşmeyelim. Piyasa bunu bu şekliyle re-güle eder. Şu ana kadar yaklaşık 670 taneyatırımcının hiçbiri bu fiyatlarla satmadı.Serbest piyasaya bu fiyatların daha üze-rinde sattı. Onun yüzden siz kaygı ve en-dişeye kapılmayın. 'Bir euro sent, birdolar sent daha fazla versek yatırımcıgelir' demeyin. Yatırımcımız bu fiyatlarlayatırım yapar. İklim müsaittir, siyasi istikrarmüsaittir, zemin müsaittir. O açıdan, in-şallah, bütün bu yatırımlar yapılacaktır.''

Page 112: TermoKlima Ocak 2011

i n c e l e m e / Y E K

106 Termo Klima Ocak 2011

irkaç hafta önce Yenilene-bilir Enerji Kanunu ile ilgilibir yazı yazmaya ve başlı-ğını da “Dere tepe düzgittik, bir de baktık aynıyerdeyiz!” koymaya karar

vermiştim. Tam yazıya başlamıştım ki,herkesin bildiği lisanssız sistemlere yöne-lik beklenen o malum yönetmelik biranda hayat buldu. Hakkında çok şey ya-zıldı çizildi, hataları ve eksikleri yok değil,ama en azından yapılan bazı toplantı-larda, bunların kısmen de olsa düzeltile-ceği yönünde sözler söyleniyor. Olur mu,olmaz mı göreceğiz.

Biz işte bu yönetmelikle uğraşırken, geçenhafta itibarıyla YEK Kanunu da mecliste ya-şanan tartışmalı bir oturum sonucunda ha-yata geçirildi. Maalesef en kısa ve basittabiriyle, kanunda geçen pek çok maddekimseyi tatmin etmedi. Özellikle de destek-leme fiyatları. Ama en son paragrafta tek-rar belirteceğim bu cümleyi burada dasöyleyeyim ki, her fiyatın bir yatırımcısımutlaka olacaktır. Temizdir veya karadır (!)hangi finansman kaynağını kullanacak, ka-litelidir veya Çin malıdır (!) hangi ekipmanıkullanacak maalesef çok önemli değil.

Bununla birlikte işin şu yanı da var. Hatır-layın, ilk YEK 2005 yılında çıktı, fiyatlar 5-5,5 Euro cent olarak belirlendi. Bukanunla birlikte PV ile ilgili bir yatırım el-bette ki yapılamazdı, olmadı da. Bu se-beple 2007 yılında rüzgâr yatırımcıları içinlisans başvuruları alındı ve çeşitli sebep-lerden dolayı hala o başvurular sonuçlan-madı. 2005-2010 arada tam 5 yıl var.Türbin fiyatları başta olmak üzere rüzgaralanındaki ekipman fiyatları kısmen ucuz-ladı ve belki o zamanlar bu fiyatla yapılırmı diyen rüzgar yatırımcılarının, yeniYEK’te bulunan rüzgar enerjisini destek-leme fiyatları konusunda pek itirazlarıyok. Zaten pek ihtiyaçları da olmadı.

“Sektör hazır değildi” (yani uyanamadı),“devlet de hem teknik hem de kanunsalaçıdan bu enerji türlerine henüz yaban-cıydı!” gibi sebeplerden dolayı da busüreç uzadı denilebilir ama acaba güneşyani PV alanında da aynı süreç mi yaşa-nacak diye soruyor insan kendi kendine.Acaba şu soruların cevabı bizi o noktayamı götürecek: Kanun tamam, peki kanunda adı geçen vedaha sonra hazırlanacak denilen yönetme-likler ne zaman çıkacak?

Her şey tamam, peki ne zaman lisans baş-vuruları alınacak?

Başvurular alındı peki kaç sene de sonuç-landırılacak?

Bu sefer önüne geçilmiş gibi duruyor olsada çakışanlar ne olacak, gene yarışma mıvar?

Bütün bu yazdıklarım kaç sene alacak.Acaba ilk PV tarlası yatırımı yapıldığındapanel fiyatları, şebeke fiyatları ne olacak.Belki 3-5 sene sonra 10 Euro cent gayetuygun bir fiyat olacak. Biliyorsunuz 3-4sene sonraki projeksiyonlar hep bu yönde.Acaba devletimiz de aynı bu şekilde midüşünüyor, ne dersiniz. Rüzgârdaki gibi birperiyoda mı gireceğiz, kim bilir.Gidip gelip hep güneşi konuşuyoruz,çünkü rüzgârcıların ve hidrocuların YEKile ilgileri pek yok. Rüzgârcılar lisansımıver diyor. Hidrocular al şu halkı başımdandiyor, devlet uğraşıyor, lisansı ve ÇED’iverdikçe veriyor, hukuk ve halk direniyor.Maalesef bir garip durum oluşmuş du-rumda. Azınlıkta kalan jeotermalciler, çöpgazcıları yanına alan biyo kütleciler isesessiz bir bekleyişte. Kimseden bu alandabir analiz bir yorum göremedik henüz. Bir garip hikâye de, nedense her türlüekipmanı üretmeyi beceren sanayimizinbir türlü üretmeyi beceremediği temizelektrik üretim ekipmanlarının hikayesi.İnsan soru sormaktan kendini alamıyor,çünkü olayın analizini yapmak ve sonu-cunda o parçaları bir araya getirerek birsentez yapmak için soru sormak en iyi yolama cevapları kim verecek.

Buyurun sorular: En başta geleni acaba ciddi bir pazar olma-dığı için mi bu alanda bir üretim yok?

Peki, ihracat potansiyeli yok mudur bu sek-törün?

Peki, yerli üretim olsa da, fiyat ucuzlasa,dolayısıyla herkes kullansa da bir pazaroluşsa! Tavuk ve yumurta hikâyesi değilmidir bu?

Yoksa teşvik beklemeye alışmış bir sektöroluştu da, hep desteğin daha iyisi çıkardiye birileri yatırımını mı erteliyor?

Yoksa nasıl olsa kaliteli değildir, bu yüzdenkimse almaz diye bir düşünceden mi kor-kuyor sanayici?

Yoksa yabancı ürünlerin hangi finans ko-şulları ile memlekete girdiğini bilen ve yerlimalına hiçbir Türk bankasının bu cazip fi-nansmanı sunmayacağından emin olan ya-tırımcılar mı var?

YEK Kanunuçıktı ama…

ama…ama…*

Mürşat ÖzkayaKimya Yüksek Mühendisi

* www.yesilekonomi.com’dan alınmıştır.

B

Page 113: TermoKlima Ocak 2011

i n c e l e m e / Y E K

107Termo KlimaOcak 2011

Yoksa yoksa uçak bile yapacağı söylenenmühendislerimiz örneğin bir rüzgar türbiniüretemez mi?

Memleketimdeki durum bu iken, YEK Ka-nunun da yerli üretime teşvik verildi. As-lında birkaç ay önce bir Bakanlıkyetkilisinin söylediği “Kanunda bu şekildebir madde olması bazı kurumlar tarafındanuygun bulunmuyor” sözünün tersi olarakteşvikler verildi. Demek ki AB mevzuatınauyum sorunu diye bir şey yokmuş, belki dehiç olmadı. Peki, durum böyle iken, sadecebu şekilde teşvik vermek durumu kurtara-cak mı?

Ürüne verilecek teşvikten ziyade, bu tipekipmanları üretmek isteyen yatırımcılaraşahsen başka türlü teşviklerin verilmesi ge-rektiğini düşünüyorum. Örneğin, yatırımteşviği yani KDV istisnası, arazi tahsisi, SSKteşviği vs gibi. Hazine yetkilileri geçen seneçıkarılan “Yatırımlarda Devlet Yardımları”adlı Bakanlar Kurulu Kararı’na istinadenbelli illerde bu tip yatırımları destekledik-lerini belirtiyorlardı. İl il ayrılmış bu destek-ler hemen hemen bütün ülkeyeyayılıyordu. Buna rağmen, ne PV, ne rüz-gar, ne de hidrolik türbin üretiminde ciddibir yerli üretim faaliyeti olmadı, olmuyorda. Gerçekleşen birtakım girişimde -bazı-ları hariç- kullanıcılar tarafından pek ilgigörmedi. Sanırım bizim ülkemizde, yerliüretim maliyeti ithalat maliyetinin altınadüşürülmedikçe de bu alanda bir aşamakaydetmek zor olacak.Teşvikler konusunda, lisanssız sistemlereait yönetmelikte geçen yerli üretime des-teği ile YEK’te geçen destekler arasında dafark var. Yönetmelikte üretimin %75’i yerliise destek fiyatı olarak perakende satış ta-rifesi kullanılıyor. İthal mal kullanan sistem-ler ise YEK’teki fiyattan destekleniyor.Yönetmelik ilk çıktığında bu olay mantık-lıydı ama şimdi PV için fiyat 13,3 dolarcent olunca, PV sistemleri için yerli üretimeteşvik diye bir durum çok ta mantıklı gö-rünmüyor. Bu durum sanırım değişecektir. Kanun da geçen teşvik sistemi ise dahakarışık... Ayrıntılı olarak gösterildiği dü-şünülen ama esasen ayrıntısına girersenizepey bir sayfa tutması gereken (cıvatasınakadar) bir çalışma olmalı. Örneğin:Neden 2 farklı uygulama var?

Hangi kuruluş bir santraldeki yerli üretimpayını doğru bir şekilde hesaplayacak?

Ayrıca bir makinanın parçalarını getirtipmontaj yapmak ta yerli üretim midir?

Yarısını dışarıdan getirip kalanını buradayapmak yerli üretim midir?

Yabancı bir firmanın bütün hammaddeleribile dışarıdan getirtip burada sadece iş-gücü kullanması yerli üretim midir?

Dağıtım şirketlerinin konumu da çok ente-resan… Yüksek fiyattan malı aldılar, yüksekmiktarda da yatırım yapacaklarmış. Bir deüstüne sattıkları elektriğin daha da üs-tünde bir fiyattan elektrik alacakları söyle-niyor. Dağıtım şirketleri mi sübvanseedecek acaba yenilenebilir enerjiyi!

İşin esas ironik tarafı şu ki, geçen senetaslakta yer alan fiyatlar -kimse itiraz et-mesin- herkes tarafından düşük bulunu-yordu. Yunanistan’dan Almanya’danbahsediliyordu. Bugün gelinen nokta isetam “güler misin ağlar mısın” durumu.Geçen sene ki fiyatlar mı espriydi yoksabu seneki mi bilemiyorum. Çünkü hiçbirmaliyet düşüşü rakamların bu derecedüşük olmasını açıklamıyor. Sanırım böy-lece Sn Bakan’ın her zaman dediği gibi,uluslar arası firmaların Ar-Ge masraflarıda tarafımızca karşılanmamış olacak.

Ama bu sefer de başkalarını besleyeceğizki o fiyatlarla mecburen ancak Uzakdoğuürünleri piyasaya girecektir deniliyor. Kısavade de ucuz ama uzun vade de başkamaliyetlerle daha pahalı olabilecek bu du-ruma dikkat etmek gerekir. Evet, neden hepimiz PV konuşuyoruz.Hidroelektrik santralleri bir tarafa bırakı-yorum, sanki her taraf rüzgâr türbini,bütün jeotermal kaynaklar kullanılıyor,çöp sahalarındaki metanın hepsi elek-triğe dönüşüyor, memleketteki elektriküretecek bütün biyo kütle kapasitesi kul-lanılıyor da, hadi şu güneşi de kullanalımdiyoruz, hep onu konuşuyoruz. Demek kifiyat değil bizim istediğimiz. Bizim yatı-rımcılarımızın önünü açacak şey başka.Lisans açılır, herkes hücum eder, sektörünbir kısmı garip yatırımcıların eline geçer.Bu olmamalı tabi ki ama devlet herkesepotansiyel teşvik istismarcısı olarak ba-karsa da bu iş olmaz elbette. Güven te-meldir ama oluşamıyor maalesef. Sonuç olarak sözümü tutuyorum ve tek-rar yazıyorum. Kim olacak bilemiyorumama her enerji kaynağının her fiyattan biryatırımcısı mutlaka olacaktır!

Page 114: TermoKlima Ocak 2011

i n c e l e m e / Y E K

108 Termo Klima Ocak 2011

enilenebilir Enerji Kaynak-larının Elektrik EnerjisiÜretimi Amaçlı Kullanı-mına İlişkin Kanunda De-ğişiklik Yapılmasına Dair

Kanun Teklifi iki yıl sonra tamamen yeni-den düzenlenerek TBMM’de benimsen-miş ve 08.01.2011 tarihli ResmiGazete’de yayımlanmıştır.

Yasada yenilenebilir enerjiye dair ciddibir destek öngörülmüyorYasa ilgili kesimlerin görüşlerini dikkatealmadan hazırlanmıştır ve içerik olarakyenilenebilir enerji kaynaklarına dayalıstratejik bir yaklaşım ve ciddi bir desteköngörmediği gibi iktidarın Enerji StratejiBelgeleri, Yıllık Programlar ve ETKB Stra-tejik Planında yer alan bildirimlerineuygun bir içerikte de değildir.

Yenilenebilir enerji türleri için somuthedefler belirlenmelidirParçalı yaklaşımlarla ve yalnızca teşviklialım fiyatları uygulamasıyla yenilenebilirenerji kaynaklarına dayalı elektrik üreti-minin desteklenmesi mümkün değildir.Katılımcı bir model eşliğinde oluşturul-ması gereken Yenilebilir Enerji Stratejisi veFaaliyet Planı ile bu çerçevede bütünsel,genel bir çerçeve yasa gereklidir. Çerçeveyasaya bağlı olarak da hidrolik, termik,rüzgâr, güneş, jeotermal, vb. her bir yeni-lenebilir enerji kaynağı için teşvik unsur-larını da kapsayan bütün strateji belgelerive ikincil mevzuat ayrı ayrı hazırlanmalıve yine her bir kaynak için 2020–2030–2050 hedefleri belirlenmelidir.

Enerji ekipmanlarının yurt içinde üretimi desteklenmelidirYerli sanayinin gelişmesi için bilinçli veplanlı sektörel yatırım teşviklerine ağırlıkverilmesi, yerli makine ve ekipman kulla-nımına yönelik plan, strateji ve hedeflerbelirlenmesi; enerji ekipman üreticileriiçin “kümelenme”, “Enerji EkipmanlarıÜretimi Organize Sanayi Bölgeleri” v.b.düzenleme ve ilgili mekanizmaların hare-kete geçirilmesi gerekmektedir.

Yasa doğa, çevre, tarım alanları katliamına yol açacaktırYasanın ormanların, doğal ve tarihi SİT vekoruma alanları ile vasıflı tarım arazileri-nin yok olmasına yol açabilecek hüküm-leri ilgili diğer mevzuata ve ToprakKoruma Yasası’na aykırıdır. “Her türlüteşvikin itina ile kötüye kullanıldığı” dik-

kate alındığında; verimsiz, vasıfsız arazi-leri değerlendirmek yerine ormanları, ve-rimli tarım alanlarını, milli parkları, örenyerlerini yok etmeye yönelen, buralaraGES, RES, HES santrali kurmaya kalkışan-lar olacaktır. Bu nedenle, ilgili bölge halkıve doğa, çevre, tarım çıkarlarını gözeten,imar, arazi vb. açılardan diğer kullanımalanları ile çakışmamasına yönelik ayrıntılıdüzenlemeler yapılmalı; santral kurulacakyerlerin envanterleri önceden çıkarılmışolmalıdır.

Enerji üretim ve dağıtım denetiminiözel şirketlere devretmek hukuka ay-kırıdırYasa elektrik dağıtım şirketlerinin dene-tim hizmetlerinin özel sektör eliyle yaptır-masını öngören EPDK yönetmeliğininDanıştay tarafından iptal edildiğini gözet-memektedir. Yargının kararına uygun birşekilde 4628 sayılı yasada değişiklik yap-mamak ve benzer bir düzenlemeyi bu ya-saya koymak, hukuku atlatmak anlamınagelmektedir. Elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı kamusalnitelikte hizmetlerdir. Kamusal denetimimkânının yok sayılması kabul edilemezbir uygulamadır ve getirilen düzenlemehukuka aykırıdır.

Güneşe dayalı elektrik üretimine destek verilmiyorYasanın kurgusu güneş enerjisine dayalıelektrik üretimini desteklemeyi öngörme-mektedir. Gerek öngörülen tercihli alımfiyatlarının düşüklüğü, gerekse hedefle-nen kapasite, değerlendirilebilecek po-tansiyelin çok altında olup teknikkapasitenin yalnızca % 0,26’sına, 2010Türkiye elektrik üretiminin ise yalnızca %0,47’sine tekabül etmektedir.

Planlama ve kamu yatırımı şartElektrik sektöründeki faaliyetlerde plan-lama gerekliliği kabul edilmelidir. Bu plan-lama; birincil enerji kaynağı kullanımındadışa bağımlılığın azaltılması, yerli ve yeni-lenebilir enerji kaynaklarının değerlendi-rilmesi, sürdürülebilirlik, maliyet, arzgüvenilirliği, çevre duyarlılığı, çevreye ve-rilen zararın asgari düzeyde olması unsur-larını içermelidir. Arz güvenliği dikkate alınarak elektriküretim yatırımları kamu eliyle de yapıl-malı; kamunun yatırım yapabilmesi içinözelleştirmeler durdurulmalı, kamununelektrikten elde ettiği/edeceği gelirlerelinden alınmamalıdır.

Ali Ekber ÇAKARTMMOB Makina Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu Başkanı

Y

“YEK” ülke, halk ve

kamu çıkarları doğrultusunda değiştirilmelidir

Page 115: TermoKlima Ocak 2011
Page 116: TermoKlima Ocak 2011

AB’ye uyum sürecinde binalarda enerji ta-sarrufu sağlamak amacıyla konutlar içingetirilen “Enerji Kimlik Belgesi” alma zo-runluluğu BEP-TR yazılımının tamamlan-masıyla birlikte 1 Ocak 2011 tarihindenitibaren uygulamaya geçti. İZODER’in ko-ordinasyonunda çalışan 25 kişilik akade-misyen, mühendis ve profesyonellerdenoluşan ekip tarafından hazırlanan EnerjiKimlik Belgesi yazılımı olan BEP-TR lans-manı 9 Aralık Perşembe günü, saat11.00’de düzenlenen Renex-Eco 2010Fuarı’nda basın mensuplarının huzurundagerçekleşti. “Enerji Kimlik Belgesi” binanınasgari olarak enerji ihtiyacı ve enerji tüke-tim sınıflandırması, yalıtım özellikleri veısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin veri-minin artırılması amacıyla düzenleniyor.BEP Yönetmeliği kapsamındaki, bu belgeyönetmeliğe uygun yapılan binaların enerjitüketim ve karbondioksit (CO2) salım sı-nıflarını belirliyor.

BİNALAR DA BEYAZ EŞYALARDA OL-DUĞU GİBİ A’DAN G’YE KADAR SINIF-LANDIRILACAKEnerji Kimlik Belgesi, binanın harcadığı,ısıtma ve soğutma için ihtiyaç duyduğuenerji, çevreye verdiği zarar, yenilenebilirenerji kullanım oranını gösteriyor. Bu bel-gede binanın yalıtım özelliklerinden aydın-lanmasına kadar bir çok bilgi de yeralacak. Yeni binalarda alım-satım ve kira-laması Enerji Kimlik Belgesi olmadan yapı-lamayacak. Ev sahibi olmayı düşünenlerzorunlu olacak bu uygulama ile yalıtımlıbinaları tercih edecek ve yalıtımlı binalarındeğeri artacak. A sınıfı konutlar tasarrufluve SEG (Sera Gazları Emisyonu Göstergesi)emisyonu düşük, G sınıfı konutlar ise enerjiisraf eden ve SEG Emisyonu yüksek oldu-ğunu gösteriyor. 1 Ocak 2011 tarihindenitibaren yeni binaları kapsayan Enerji Kim-lik Belgesi 2017’de mevcut binalarda dazorunlu hale gelecek. İZODER’in teknikdanışmanlığında Şekerbank tarafından ve-rilen “Ekokredi Yalıtım” Uygulamalarımevcut binalarda % 50 enerji tasarrufuiçin vatandaşa ödeme kolaylığı sağlayacak.

HEDEF YILLIK 9.5 MİLYAR TL’LİKENERJİ TASARRUFUTürkiye’de kullanılan toplam enerji mik-tarı 110 Milyon TEP’tir. (Ton Eşdeğer Pet-

rol) Türkiye bu miktarın % 28’ini üretir-ken % 72’si ithal edilmektedir. Binalardaharcanan enerji miktarı ise % 32 yani 27Milyon TEP’dir. Enerji Kimlik Belgesi uy-gulaması ile binalarda tasarruf edilecekenerji miktarı 10 Milyon TEP olacaktır. Bu-günkü petrol fiyatları ile bakıldığında ta-sarruf miktarı yıllık 9.5 Milyar TL olacağıöngörülmektedir. Bu da enerjide dışa ba-ğımlılığı önemli bir ölçüde azaltacaktır.

KISACA BEP YÖNETMELİĞİBinalarda Enerji Performans Yönetmeliğibinalarda meydana gelen enerji tüketim-lerine bütüncül bir yaklaşım ortaya koyu-yor. 5 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğegiren BEP ile ısıtmanın yanı sıra soğutma,havalandırma, aydınlatma ve sıcak su te-mini gibi enerji kullanım alanları ve sis-temlerinin verimlilikleri dikkate alınıyor.Bu yönetmelikle birlikte uygulamayagiren en önemli hususlardan biri de EnerjiKimlik Belgesi uygulamasıdır. Vatandaşlaralacakları konutun enerji giderleri, yıllıkmaliyetleri gibi birçok bilgiye bu kimlik sa-yesinde ulaşabilecek.

MEVCUT BİNALARA ENERJİ KİMLİKBELGESİ ALMAK İÇİNBayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafındanbelirlenen bağımsız EVD yani Enerji Ve-rimliliği Danışmanlık şirketlerine başvura-bilecekler. Mevcut binalara Enerji KimlikBelgesi almak için 2017’ye kadar süre ta-nınmıştır.

ENERJİ KİMLİK BELGESİ İÇİN GEREKLİ KRİTERLER VE BEP-TR YAZILIMI Bu aşamada binaların enerji performans-larının belirlenmesi; binaların m2 başınadüşen yıllık enerji tüketiminin belirlenip,

bu değere göre CO2 salımının hesaplan-ması, bu değerlerin referans bina ile kı-yaslanması ve kıyaslama sonucuna görebinanın A ile G arası bir enerji sınıfına yer-leştirilmesi ile gerçekleşecektir. BEP Yö-netmeliği kapsamına giren binaların yıllıkm2 başına düşen enerji tüketim miktarınıve buna bağlı olarak CO2 salımının nasılhesaplanacağının yol haritası olarak BEPHesaplama Yöntemi (BEP-HY) oluşturul-muştur.

BEP-TR; Ulusal hesaplama yönteminin ya-zılımıdır. İnternet tabanlı bir yazılım olupgirilen bilgiler bakanlık kontrolünde olanmerkezi veri tabanına yüklenir. BöyleceTürkiye'de binalarla ilgili hedeflenen ay-rıntılı bir takip sistemi ve veritabanı oluş-turulmaktadır.

BEP-TR yalnızca kayıtlı kullanıcılar tarafın-dan kullanılabilecektir. Sistemin kayıtlıkullanıcıları, Bayındırlık ve İskan Bakan-lığı, yerel yönetimler, akredite olmuş Ser-best Mühendis Müşavirler, EnerjiVerimliliği Danışmanlık şirketleri ve EKBuzmanlarıdır. Bu kullanıcılara kişiye özgükullanıcı adı ve şifre verilir. Uzmanlar, şif-releriyle giriş yaptıkları yazılımın internetsitesinde, binaya ait bilgilerin girişiniyapar. Girilen bilgiler tamamlandığında,dosya merkezi veritabanına gönderilir.Hesaplama, merkezi sistemde yapılır. He-saplama sonucu üretilen sertifika, e-mailile EKB Uzmanına gönderilir.

Bu doğrultuda Binalarda Enerji Perfor-mansı (BEP) Yönetmeliği ile birlikte BEP-HYve BEP-TR kavramları, binalarda enerji ve-rimliliği ile ilgili çalışanlar için kilit rol oyna-yacak ve oldukça önemli hale gelecektir.

Türkiye, Enerji’de dışa ba-ğımlılığı aza indirecek büyükbir projenin startını verdi.

Üç başlıkta “Enerji Kimlik Belgesi”

i n c e l e m e / b e p

110 Termo Klima Ocak 2011

Page 117: TermoKlima Ocak 2011
Page 118: TermoKlima Ocak 2011

Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşa-hin, Yenilenebilir Enerji Teknolojileri,Enerji Verimliliği ve Yalıtım Fuarı 2010(Renex Eco 2010)’da yaptığı açıklamada,Şekerbank’ın enerji verimliliğinin finans-manı konusunda sektördeki öncü rolünükoruyarak, bu yılbaşından itibaren yapıruhsatı alacak binalarda temini zorunluolacak Enerji Kimlik Belgesi kapsamındayapılacak tüm yatırımlar için avantajlı ko-şullarda finansman desteği sağlayacağınısöyledi. Uluşahin ayrıca, bugüne kadarsadece bireysel müşterilere uygulanan veİZODER teknik danışmanlığında sunulan12 ay vadeye sıfır faizli, sıfır komisyonluEKOkredi Yalıtım kredisinin, Ocak 2011tarihi itibariyle tüm işletmelere ve ticarifirmalara da uygulanacağını belirtti. Renex Eco 2010 kapsamında, 1 Ocak2011 tarihinden itibaren, binalarda kulla-nılması zorunlu olacak "Enerji Kimlik Bel-gesi”nin hazırlanmasında kullanılacak veİZODER (Isı Su Ses ve Yangın YalıtımcılarıDerneği) tarafından gerçekleştirilen BEP-TR yazılımının tanıtım toplantısına, Bayın-dırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir,İZODER Yönetim Kurulu Başkanı SedatArıman, Şekerbank Genel Müdürü MeriçUluşahin ile yalıtım sektörünün öndegelen temsilcileri katıldı.

EKOkredi sayesinde 12 bini aşkın kişienerji tasarrufuyla tanıştıEKOkredi’nin lansmanını yaptıkları 2009Mayıs ayından bu yana geçen 1,5 yılda,Banka olarak 260 milyon TL’nin üzerindekredi kullandırdıklarını ve bu sayede 12binden fazla kişinin enerji tasarrufu ile ta-nıştığına işaret eden Şekerbank GenelMüdürü Meriç Uluşahin, “325 KOBİ, 9bin 515 bireysel müşterimiz ile 2 bin 551esnafımız, çitftçimiz ve küçük işletmemiz

EKOkredi’nin avantajlı finansman imka-nından yararlanmıştır. Böylece hem doğalkaynaklarımızın korunmasına hem de ül-kemiz ekonomisine büyük katkı sağlan-mıştır.” dedi.

13 bin konut yalıtıldıEKOkredi’nin bir altbaşlığı olan ve İZO-DER teknik danışmanlığında sunulanEKOkredi Yalıtım ile bugüne kadar 13 binkonutun yalıtıldığını ve toplam 27 milyonTL’lik finansman desteği sağlandığını be-lirten Uluşahin, böylelikle 9,5 milyonTL’lik tasarruf sağlandığına dikkat çekti.

“Apartman ve site yönetimlerini deİZODER’in teknik desteğiyle kredilen-diriyoruz” EKOkredi Yalıtım ürünü kapsamında, apart-man yönetimlerini kredilendiren ilk bankaolduklarına dikkat çeken Uluşahin, “Böyleceapartmanlarda ya da sitelerde, kat malikleri-nin ayrı ayrı krediler veya ödeme araçlarıylaödeme yapmaları yerine, yöneticinin şahsisorumluluğu olmadan kat malikleri kurul ka-rarı ile apartman yönetimlerinin kredilendi-rildiği bir hizmet sunuyoruz. Türkiye’de 50milyar USD civarında olan yıllık enerji tüketi-minin üçte birinin konutlarda tüketildiğinindüşündüğümüzde, bu hizmetin önemi or-taya çıkmaktadır.” dedi.

İşletmelere 12 ay vadeye %0 faizliEKOkredi Yalıtım müjdesi…Ticari bankacılıkta 58 yıllık bilgi birikimiylesektöründe öne çıkan Şekerbank, bu seg-mentin enerji tasarrufuna yönelik yalıtımyatırımlarında da bir ilke imza atıyor. Şe-kerbank’ın, ticari müşterilerine 12 ay va-deye sıfır faiz, sıfır komisyon ile sunduğuEKOkredi Yalıtım kredisinde, hizmet kap-samına yalıtım teknik danışmanlığı, uygu-layıcı firma danışmanlığı ve proje kontrolhizmeti de dahil olacak.

Enerji Kimlik Belgesi ile ilgili her türlüfinansman Şekerbank EKOkredi’de…Ülke olarak kullanılan enerjinin yüzde70’inin ithal edildiğine ve bu enerjinin

1/3’inin binalarda tüketildiğine işareteden Şekerbank Genel Müdürü MeriçUluşahin, Enerji Kimlik Belgesi’nin, uzunvadede hem bireylere hem de ülkemizekonomisine ciddi katkılar sağlayacak biruygulama olduğunu söyledi. Meriç Ulu-şahin, şöyle konuştu:“Şekerbank olarak, doğaya ve toplumakarşı duyduğumuz sorumluluğun bir ge-reği olarak şimdi de, enerji verimliliğiningeniş kitlelere ulaşması için önemli biradım olarak gördüğümüz ve bu yılba-şından itibaren yapı ruhsatı alacak bina-larda zorunlu olacak Enerji KimlikBelgesi’nin temini için müşterilerimizedestek olacağız.” Tüm şubelerinde İZODER sertifikalı yalı-tım uzmanlarının bulunduğunu belirtenUluşahin, Şekerbank’ın 260 şubesindeEnerji Kimlik Belgesi’nden yalıtıma, güneşenerjisinden doğalgaza geçişe, verimli ay-dınlatmadan verimli ısıtmaya tüm enerjiverimliliği yatırımları için en uygun ve ka-liteli hizmeti sunduklarına işaret etti.

Enerji harcamasını ve fatura bedeliniyarıya düşüren krediİstanbul'da, her katta 100 metrekare bü-yüklüğünde, 4 dairenin bulunduğu 5 katlıbir apartman dairesinde ısı yalıtım uygu-lamasını örnek gösteren Meriç Uluşahin,EKOkredi Yalıtım ile elde edilecek enerjive parasal tasarrufu şöyle anlattı:a“Hesaplamalara göre, bu binanın yıldaortalama 608.989 kWh olan yıllık enerjiihtiyacı, yalıtım uygulaması ile yarı yarıyadüşerek; 305.181 kWh’ye inmektedir. Bukonutun yılda 102 kg CO2/m2 olan gazsalınımı ise yalıtımdan sonra 58 kgCO2/m2’ye düşmektedir. 48 ay vadeli ve%0,99 aylık faizli ya da 12 ay vadeli ve%0 faizli EKOkredi ile sözkonusu konutyalıtıldığında ise, faturalarda %50 ora-nında tasarruf sağlanacak ve bu yatırımen geç 22 ayda kendisini amorti edecek-tir. Bu, hem aile ve işletme bütçesine ta-sarruf, hem ülkemiz ekonomisine katkı,hem de doğayı korumak için atılmışönemli bir adım demektir.”

Şekerbank, imalat sanayinden turizme, inşaat sek-töründen bireylere kadar tüm müşterilerine avantajlıkoşullarda finansman desteği sağlayacak.

Enerji Kimlik Belgesi’ndefinansman Şekerbank’tan

i n c e l e m e / b e p

112 Termo Klima Ocak 2011

Page 119: TermoKlima Ocak 2011
Page 120: TermoKlima Ocak 2011

a r - g e n o t l a r ı

114 Termo Klima Ocak 2011

ünya Ekonomik Forumutarafından yayınlanan veeditörlüğü Prof. KlausSchwab tarafından yapı-lan Küresel Rekabetçilik

İndeksi ( Global Competitiveness Report2010 – 2011 ) Raporunda dünya üzerin-deki hemen hemen tüm ülkelere ait veçeşitli maddelerden oluşan kıyaslama öl-çütleri yayınlandı.

Bir önceki sayıda Türkiye’ yi kendi ölçe-ğinde incelemiştik. Küresel ölçekte karşı-laştırmalı olarak Dünya EkonomikForumunun verileri ile gözlemlediğimizdedaha önce anlattığımız olumlu tablomaalesef yetersiz kalmaktadır. Bu aşa-mada yaptığımız ve gelecekte yapacağı-mız ve artması beklenen yatırımıngetirilerini görmekteyiz. Bu sonuç İnovas-yon göstergeleri olarak belirir. Dünya Eko-nomik Forumu Raporunda Küreselİndeksinin İnovasyon Göstergesi aşağı-daki seçeneklerden oluşur;

Konular;• İnovasyon kapasitesi• Bilimsel Araştırma Enstitüleri Kalitesi• Ülke Şirketlerinin Ar-Ge harcamaları• Ar-Ge konusunda Üniversite Sanayi İş-birliği• Bilim Adamı ve Mühendislerin Yeterliliği• Devletin İleri Teknoloji ürünleri için te-dariği• Yıllık üretilen Patent SayısıÜlkemiz bu raporda da belirtildiği gibidünyanın en büyük 17. Ekonomisine sa-hiptir. 2023 yılında dünyanın ilk 10 büyükekonomisini hedefledik. 2010 yılı sonunda10. Büyük ekonomiden aşağıya doğrutablo 1’de (Milyar USD) oluşmuştur.

Tablo 1’e bakıldığında 10. ülke ile aramız-daki oran 2,17’ dir. 2023 yılına kadar yolalmamız gereken 13 yılda bu farkı hızlı birşekilde kapatmak için bu tabloda yer alanülkelerden daha yüksek oranda büyüme-liyiz.

Yukarıda listelediğimiz konuları, raporunverdiği rakamlara göre incelediğimizdeülkemizin yeri tablo 2-3-4-5-6-7-8’de kı-yaslamalı olarak belirtilmiştir.

21. yüzyılın11. yılına girerken-II

Mak. Müh. Dr. Süleyman TOKAY, Ar-Ge Yöneticisi

D

Tablo1

Tablo2

Tablo3

Tablo4

Page 121: TermoKlima Ocak 2011

a r - g e n o t l a r ı

115Termo KlimaOcak 2011

Son beş yıl içinde ülkemizin Küresel reka-bet indeksindeki yeri aşağıdaki grafiktegörülmektedir. Grafik incelendiğinde sonüç yılda bir banda oturduğu ortaya çık-maktadır. Ortalama olarak daha yükseğeçıkmak için belirtilen 7 konu başlığındadaha fazla çalışmamız gerektiği aşikardır.

Ana başlıklar altında incelediğimiz 7 farklıkonuyu son üç yıl içinde incelediğimizdeflekil 2-3-4-5-6-7’deki sonuçlar ortayaçıkmaktadır.

Sonuç olarak; Bilimsel Araştırma Ensti-tüsü Kalitesi ve Ar-Ge Konusunda Üniver-site – Sanayi İşbirliği konusunda oldukçaolumsuz tablo gittikçe kötüye giderken,Bilim Adamı ve Mühendisleri Yeterliliği veDevletin İleri Teknoloji konusundaki teda-riği konuları iyiye gitmektedir.fiekil2

fiekil3

fiekil4

fiekil5

fiekil6

fiekil7

Tablo7

Tablo6

Tablo8Tablo5

fiekil1

Page 122: TermoKlima Ocak 2011

Bu ay, Sanko Holding bünyesinde faaliyet-lerine devam eden Airfel’in Sakarya Hen-dek’te 80 bin metrekare alanda kuruluüretim üssünü gezdik. Isıtma-soğutma,havalandırma sektörüne yönelik üretilentüm ürünler bu tesislerde üretilerek, 33 ül-keye gönderiliyor. Sektörün bu çok önemliüretim üssünü İşletmeler Direktörü İsmetEsengin ve Pazarlama ve Satınalma Mü-dürü Göktürk Öztürk’le konuştuk.

işin hilesi dürüstlüktür

f ab r i k a g e z i s i

Airfel’de Airfel’deişin hilesi dürüstlüktür *

* Abdulkadir Konukoğlu

Page 123: TermoKlima Ocak 2011

f ab r i k a g e z i s i

117Termo KlimaOcak 2011

Tesisin kuruluşu hakkında bilgi vererek başlayabilir misiniz?İsmet Esengin: Airfel, yüzde yüz Türksermayeli, Sanko Holding bünyesindekibir kuruluş. Airfel Hendek üretim tesisleride 2005 yılında devreye girdi. İlk üretti-ğimiz ürün radyatördü. Daha sonrakombi, ardından klima ve elektrikli ısıtıcı-lar üretimiyle devam etik. Klima santrali,fan coil Çorlu fabrikamızda üretiliyordu.

Yönetimin ısıtma soğutma sektöründekibütün ürünlerin üretiminin tek bir mer-kezde toplanması kararı ile birlikte bu ikiürünün üretimi buraya alındı. Böylelikleısıtma soğutma alanındaki tüm ürün ga-mımız bir arada üretilmeye başlandı. Air-fel, ısıtma soğutma havalandırmasektöründe genç, farklılıklar yaratacak öl-çüde kalite odaklı ve gelecek vadeden birfirma. Altyapımızı her geçen gün daha da

sağlamlaştırıyoruz. Ürün gamımızı pazar-daki bütün segmentlere hitap edecek şe-kilde sürekli olarak genişletiyoruz. Üretim, hammaddenin fabrikaya girişininardından tüm işlemler bu tesislerde ger-çekleştiriliyor. Elbette bir takım değişikkomponentler bu ürünlerin içerisinde kul-lanılıyor. Bizim de gerek yurt içinden ge-rekse yurt dışından tedarik ettiğimizkomponentler var ama bütün diğer ima-latlar, montaj aşamaları işletmemiz bün-yesinde gerçekleştiriliyor. Kısaca Airfel’inpazarlama ve satış oluşumu İstanbul’da,üretim tümüyle Hendek’te bulunuyor.

Tesisin rakamsal verilerini de verebilir misiniz?İsmet Esengin: Bizim burada toplam1000 dönümlük bir arazimiz var. Yani başkaüretim tesisleri de yapılabilecek bir milyonmetrekarelik, örneklememiz gerekirse 44futbol sahası büyüklüğünde tesis yapılabile-cek bir alanımız var. İlerleyen yıllarda, büyü-düğümüzde herhangi bir arazi sıkıntımızolmayacak. Fakat mevcut tesisimiz, 80 binmetrekare alanda 42 bin kapalı alana sahip.İki ana işletme binasından oluşuyor. Kapasitelerimize gelince; yıllık 2 milyonmetre radyatör, 360 bin kombi, 350 binklima, 30 bin fan coil, 150 bin ısıtıcı üre-tim kapasitesine sahip. Kapasite kullanımoranına bakıldığı zaman da, sürekli ola-rak atış gösteriyor.

Sanko Holding’in ısıtma-soğutma sektö-rüne bakışını biraz daha netleştirmekadına neler söyleyebilirsiniz? Göktürk Öztürk: Fabrikanın içine baktı-ğınızda bu sorunuza cevap bulabileceksi-niz. 2010 yılının teknolojisi kullanılıyor veçok büyük de yatırım yapılıyor. Biz en sonkurulan fabrika olduğumuz için 2010 yılı-nın teknolojisiyle başladık. Herkes farklıfarklı OEM ürünler üretiyor ama biz bütünürünleri kendimiz üretiyoruz. Hepsi bizimmarkamızla, bizim Ar-Ge’mizle çıkanürünler. Airfel %100 yerli sermayeyle üre-tici durumunda ve Sanko’nun da bunagöre yatırımları var. Bunlar da holdinginbakışını ortaya koyuyor.

Ar-Ge çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?İsmet Esengin: Ar-Ge çalışmalarında 17kişi çalışıyor. Fakat bu arkadaşlarımız Ar-Geile beraber Ür-Ge konusunda da çalışmalaryapıyorlar. Bu sektörde araştırma-geliştirmeve ürün geliştirme birbirinden çok ayrılmı-yor hatta çoğunlukla, üretim geliştirmeüzerine çalışılıyor. Ar-Ge denildiği zamanbirtakım inovasyonların, farklılaşmaların

Page 124: TermoKlima Ocak 2011

ürüne entegre edilmesi söz konusu. Ar-Ge ya da Ür-Ge çalışmalarının ihtiyacagöre bir değer yaratarak size bir geri dö-nüşü sağlaması gerekiyor. Bu noktadaürün geliştirmeyi, hem istenilen seg-mentte ürün çeşitliliğinizi arttırmak hemde ürünle ilgili birtakım fonksiyonları op-timize etmek olarak adlandırabiliriz. Budoğrultuda Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarınıparalel sürdürüyoruz.

Müşterilerinizden gelen feedbackler, Ar-Geve Ür-Ge çalışmalarınıza ne kadar yansıyor? Göktürk Öztürk: Ar-Ge ve Ür-Ge’yi pa-zardan, müşteri isteklerinden de besliyo-ruz. Bunun için de çeşitli anketleryapıyoruz, bayilerimizden gelen bilgileritoparlıyoruz ve onları teknik kısımda eş-leştirip bir hareket planı belirliyoruz.

Peki, özellikle bu şekilde yapılmış, müşteritalebiyle ürettiğiniz bir ürününüz var mı?Göktürk Öztürk: Bildiğiniz gibi şu ankikombi düğmeleri çevirmeli ancak biz dijitalkombimize basmalı düğme yaptık ki sıcak-lığı ayarlayıp düğmeye basıldıktan sonraçocukların oynamasıyla ya da ufak tefek birdokunmayla sıcaklığın derecesi değişme-sin. Bu pazardan gelen bir bilgiydi. Bununyanı sıra klimanın kumandası da fikir ola-

rak pazardan gelip Ar-Ge’de yoğrulmuş birüründür. Bunun gibi birkaç ürünümüz var.Daha çok tesisatçılardan; “…kombimizinbacası şöyle olsun, daha rahat monte ede-lim, askı sacımız şu şekilde olsun…” gibigelen fikirler var. Daha çok bu fikirlerin tek-nik detaylarını inovasyonlarla değiştirmeyoluna gidiyoruz.

İsmet Esengin: Yıllık olarak ürünlerimizindeğerini artırmak için, o konuda çalışantüm çalışanların bir araya geldiği toplan-

tılar yapıyoruz. Bu toplantılarda ilk olarakürünümüzün performansı değerlendirili-yor, daha sonra rakiplere fark yaratacakne gibi özelliklerimiz olabileceği, son ola-rak da gelecekte ürünümüzü nasıl konum-landırabileceğimiz konusunda çalışıyoruz,ürünlerimizle ilgili sahip olduğumuz hayal-lerimizi paylaşıyoruz. Bu noktada bizim öncelikle önemsediğimizşey; “Rakiplerimizden nasıl farklı oluruz, tü-keticinin farkında olmadığı ihtiyaçlarına nasıldokunuruz.” Bu amaçla tüm çalışanların ka-tıldığı o çalışmalara bayilerimizi ve distribü-törlerimizi de davet edip, onların bukonudaki gerek pazar, gerek ürünümüz,gerek rakipler açısından görüşlerini alıp her-kesin o konuda fikir sahibi olmasını sağlıyo-ruz. Çünkü onlar en azından bulunduklarıçevrede rakip ürünleri de takip ediyorlar,oradaki yorumları alıyorlar, bizim ürünü-müzle karşılaştırıyorlar. Bu yüzden onlarıdinleme üzerine de bir seansımız var. Sonolarak ürünümüzle ilgili algılamadan yolaçıkıp biz performansımızı nasıl görüyoruz,rakiplerle nasıl mücadele edebiliriz, hangialanlarda üstünlük sağlayabiliriz gibi sorularüzerine çalışıyoruz ve bir de en son aşa-mada hayallerimizi paylaşıyoruz.

Sakıncası yoksa o hayallerden bahsedermisiniz?İsmet Esengin: Bu sektörde esas olan in-sanların konforu, bu nedenle bundan 50sene sonra bu sektörün özellikle de kü-resel ısınma ve iklimdeki değişikliklerle neyöne doğru gideceğini tahmin ediyor ol-mamız lazım. Belki de enerji o kadarbüyük bir darboğaz yaratacak ki ısıtma vesoğutma ortamı kavramımız değişecek,ortam insanın kendisi olacak. Biz vücutısısını belli bir oranda korumaya çalışıyo-ruz, bu sebeple belki de bu sektör tama-men tekstille bütünleşmiş olacak. Aynı

f ab r i k a g e z i s i

118 Termo Klima Ocak 2011

Airfel İşletmeler Direk-törü İsmet Esengin:“Yönetimde herkesinpayı olur, herkes söz sa-hibi olur. Hat başındaçalışan işçi de müşteri-nin temsilcisidir, sesidir,yöneticisidir. Dolayısıylamüşteri sadece sosyalbir paylaşımımız değilaynı zamanda içimiz-den birisidir.”

Page 125: TermoKlima Ocak 2011

f ab r i k a g e z i s i

119Termo KlimaOcak 2011

şekilde belki de radyatör dediğimiz ürü-nün yerine geçecek ürünler gelecek. Busadece bir bakış açısı, nano-teknoloji ge-lişiyor, sektörler birleşip birbirini tamamlarhale geliyor. Fakat biz şimdiden bu hayal-leri konuşmazsak o dönem geldiğindegeç kalmış olabiliriz. İnsanların hayallerineyse onları paylaşmak, not etmek, tar-tışmak ve o süreç yaklaştıkça da hayatageçirilebilecek olanlar konusunda daaraştırma ve geliştirme yapıp, işimize en-tegre etmek çok önemli.

Piyasaya süreceğiniz yeni ürünleriniz var mı?Göktürk Öztürk: Sektöre yön veren ye-niliklerimiz devam edecek.İsmet Esengin: Fan coil çok yeni bir ürü-nümüz, 6 ay önce piyasaya sürdük.

Airfel üretimde nelere dikkat ediyor?İsmet Esengin: Biz Sanko Holding’in birkuruluşuyuz. Sanko Holding’in de merke-zinde müşteri vardır. Burada bizim içimizesinmeyen bir ürünün müşteriye gitmesinehiçbir şekilde izin vermiyoruz. Bu dü-şünce Sanko’nun sahiplerinde, Abdülka-dir Bey’de de Sami Bey’de de vardır.Bütün çalışanlar da bu ilke çerçevesindehareket eder. Dolayısıyla kalite sistemleri-mizi oluştururken de bu düsturu edinerekçalışıyoruz. Kalite yönetim sistemimizzaten ISO 9001 çerçevesinde belgelenmişdurumda ama bu bizim için yeterli değil.Biz çalışma sistemimizle toplam kalite yö-netim sistemini de yapılandırıyoruz.Bunun esasları sadece ürünün kalitesideğil aynı zamanda yönetimin de kalite-sidir, onu da sağlamak gerekiyor. Yönetimde dar bir kapsamda ele alınan bir şeydeğil. Yönetimde herkesin payı olur, her-kes söz sahibi olur. Hat başında çalışanişçi de müşterinin temsilcisidir, sesidir, yö-neticisidir. Dolayısıyla müşteri sadece sos-

yal bir paylaşımımız değil aynı zamandaiçimizden birisidir. Özetlemek gerekirsebu ilkeler çerçevesinde her geçen dönemçalışma sistemlerimizi müşteriye olan ya-kınlığımızı biraz daha artıracak şekilde sü-rekli geliştiriyoruz.

Toplam çalışan sayınız nedir? Kaç mavi ya-kalı, kaç beyaz yakalı çalışanınız var?İsmet Esengin: Şu an yaklaşık 330 kişi-yiz. 50 kişi beyaz yaka geriye kalan 280civarı kişi mavi yakalı.

Farklı markalar için de üretim yapıyor musunuz? Göktürk Öztürk: Başka markalara ürünüretiyoruz. Airfel dışında markalarımız davar. Mesela AUER radyatör, Zass markası-nın ısıtma-soğutma sektöründeki bütünhakları bize ait. Ayrıca değişik markalaraOEM bazlı üretimler yapıyoruz. Meselaradyatör üretiminde özellikle Avrupa ül-kelerine yapıyoruz.İhracat yaptığımız 33 ülke var. Rusya, Azer-baycan, Ermenistan, Çin, Türkmenistan, Şilibu ülkelerden bazıları ve dikkat çekenler.

Türkiye’nin üretim üssü olması konusundane düşünüyorsunuz?Göktürk Öztürk: Isıtma sektörünü uzunyıllar boyunca takip eden birisi olarak banagöre güzel bir gelişme. Hep hayal derlerdiama şu anda Türkiye panel konusundapazar ihtiyacının yaklaşık 4 katını üretiyor.Artık Avrupa’da panel üreticisi kalmadı.Türkiye’de kombide de dengeler değişiyor.Özellikle 2009 krizinden bu yana İtalyanüreticiler, İtalya’da zor durumdalar. Gerekkendileri gerek kompenentçileri, Türki-ye’de yatırım yapmak adına belirli ilişkiler,farklı farklı yapılanmalar içerisindeler. Tabiki şu an ibre Türkiye’den yana. Kombi üret-mek için, kompenentçilerin burada artış

Airfel Satınalma Mü-dürü Göktürk Öztürk:“Sanko’nun her şirketidürüstlükle, net iş yapa-rak, her zaman ürünü-nün arkasında durarakbüyür. Airfel’de bu çiz-gide devam edecek.”

Page 126: TermoKlima Ocak 2011

içerisinde 400 kişilik bir şirket büyük gibigözükse de Airfel, Sanko bünyesi içeri-sinde çok küçük bir şirket ve Sanko Hol-ding Airfel’i büyütmek istiyor. Şu anda ilk500 şirket içerisinde Sanko’nun büyüt-tüğü sanırım 7’yi aşkın firma var. San-ko’nun büyüttüğü her şirket dedürüstlükle, net iş yaparak, her zamanürününün arkasında durarak büyür. Air-fel’de bu çizgide devam edecek, yani herürün için ayrı ayrı CE belgesi almayadevam edecek. Zaten her Ar-Ge proje-sinde önce standartlarımız konuşuluyordaha sonra işin olmazsa olmazı üzerineneler katabileceğimizi düşünüyoruz.

Ürünlerinizin İtalya’daki laboratuarlardatest edildiğini söylediniz, Türkiye’de bu la-boratuarları kurma şansımız yok mu?Göktürk Öztürk: CE belgesinin ekono-mik büyüklüğü sanırım 6 milyar Euro. Birtarafta Avrupa’nın 6 milyar Euro’luk birgücü var, diğer tarafta Avrupa Birliği’negirmemiş bir Türkiye var. TSE dahi CE bel-gesi veremiyor. Bu büyük bir ekonomikgelir, Avrupa da bunu biliyor. Türkiye bü-yüyen bir ekonomi ve Avrupa’da satacağıher ürün için 6 milyar Euro’luk bir kaynakkonumuna geliyor yani tamamen politikbir mesele.

İsmet Esengin: Bu yanlış bir düşünceyesebep olmasın, bizim son derece kapsamlıtest laboratuarlarımız var. Biz sadece CEbelgesi için oraya gönderiyoruz, onun dı-şında bütün testleri burada yapıyoruz.Ürün hazır olduğu anda da belgelendir-mek üzere gönderiyoruz. Son derece kap-samlı test laboratuarlarımız var amabunları akredite etmek ayrı bir mesele.Zaten aynı şirket bünyesinde akredite ola-mazsınız, dışarıya da açılmanız, ayrı bir şir-ket kurmanız, başka markaları da testetmeniz, bağımsız olmanız gerekiyor.Sonuç olarak ürünümüzü belgelendir-meye hazır hale getirecek laboratuvarlarınhepsi bünyemizde mevcut.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?İsmet Esengin: Genç bir şirketiz, gele-ceği olan bir şirketiz. Her geçen gün dahaöncekinin üstüne bir şeyler koyarakdevam ediyoruz. Kurumsal yapımız hergeçen gün biraz daha oturuyor. Dolayı-sıyla önümüzdeki yıllarda Airfel adınındaha fazla duyulacağını düşünüyorum.

göstermesi, gerek yurtdışı gerek yurtiçi ya-tırımcıların çoğalması Türkiye’nin kombidede üretim üssü olma yolunda kısa za-manda büyük yol kat edeceğinin bir gös-tergesi. Biliyorsunuz artık Türkiye’deönemli üreticiler var. Airfel de bunlardan bi-risi olma yolunda ilerliyor. Diğer bir yandanklima tarafında da üretimi sürdürüyoruz.Dünyada klima üretiminin büyük çoğunlu-ğunu Çin yapmakta. Çin ekvator kuşa-ğında bir ülke ve iç pazarında çok büyükbir klima tüketimi olduğu için dünyadaüretilen klimaların %95’i orada üretiliyor.Tabi ki Türkiye olarak Çin’e rakip olamayızama Avrupa’da bize rakip olabilecek kim-senin kalmadığını, bizim üretimimizin Av-rupa’ya oranla bu bölgeye bakarsakönemli oranda geliştiğini söyleyebiliriz.

33 ülkeye ihracat yapıyorsunuz. Takdiredersiniz ki ülkelerin kendilerine göre stan-dartları, ürünü uygulama tarzları var. Bunane derecede dikkat ediliyor yani buradakiüretim yapısı buna uygun mu?İsmet Esengin: Ürünlerin hepsi CE bel-geli, Avrupa standartlarında üretiyoruz veihraç edebiliyoruz. Dolayısıyla Avrupa’yaihraç edebildiğimiz bir ürünü diğer ülke-ler de çok rahat gönderebiliyoruz. Buyüzden yeni bir ürün geliştirdikten sonrailk işimiz CE belgesi almak oluyor. Bütünürünlerimizde de evrensel standartları ya-kalayarak CE belgesini alıyoruz. Dahasonra ürünümüzün lansmanını yapıyoruz.

CE belgesini bir ürüne alıp diğer ürünlerineyapıştıranlar da var, siz bütün ürünlerinizeayrı ayrı mı alıyorsunuz?Göktürk Öztürk: Abdülkadir Bey’in birsözü var: “Bizde işin hilesi dürüstlüktür.”Bu sözden dışarı çıkmıyoruz. Her kombi-mizde CE belgesi var, İtalya’da IMQ labo-ratuarlarında ayrı ayrı testlere girmemişolan hiçbir ürün buradan çıkmıyor. Sektör

f ab r i k a g e z i s i

120 Termo Klima Ocak 2011

Page 127: TermoKlima Ocak 2011
Page 128: TermoKlima Ocak 2011

i ş g e z i s i

122 Termo Klima Ocak 2011

Kumarın başkentinde HVAC&RAHR Expo - Las Vegas

Page 129: TermoKlima Ocak 2011

i ş g e z i s i

Kumarın başkenti Las Vegas, sonyıllarda klişe görüntüsünden uzak-laşmaya başladı. Steve Wynn'inyeni oteli ve Celine Dion'un sahibiolduğu gece kulübü, hayatta mut-laka görülmesi gereken "The Strip",dünyanın en ilginç yerlerinden Libe-race Müzesi, Las Vegas'a gitmekiçin yeterli nedenler. Bir de bunlaraAHR Expo 2011 ekleniyor.

Page 130: TermoKlima Ocak 2011

Muazzam otel ve kumarhanelerin, görkemli şovların, dünyanın en ünlü yapılarının

replikalarının yer aldığı, ışık ve ilüzyonun şehri; yetişkinlerin Disneyland’ı Las Ve-

gas’ta yapılacak 10 şeyi sizler için araştırdık.

KUMARHANELERTabii ki Las Vegas denince aklımızagelen ilk şey kumar oluyor. Kimilerieğlenmek, kimileri de meraklı oldu-ğundan her sene yüzbinlerce turist,kumar oynamak için bu şehre akınediyor. Neredeyse her otelin içindebulunan dev kumarhanelerin en gör-kemlileri MGM Grand, Bellagio, Cae-sar’s Palace ve Venetian.

GRAND KANYON’A OLAN YAKINLIK Las Vegas’ın yapaylığı canınızı sıkarsa,dünyanın en görkemli doğa harikala-rından birinin çok yakınınızda oldu-ğunu asla unutmayın. 2 saatlik biraraba yolculuğundan sonra GrandKanyon’a ulaşabilirsiniz.

GÖRKEMLİ ŞOVLAR Las Vegas aynı zamanda ailecek izle-yebileceğiniz görkemli şovlarada evsahipliği yapıyor. Yıllar içinde ElvisPresley’den Frank Sinatra’ya kadarbirçok ünlünün konser verdiği şehrin,şu sıralar en gözde şovu, birkaçyerde birden gösteri yapan Cirque duSoleil.

DEV OTEL KOMPLEKSLERİ

Şehirdeki her otel; içinde tiyatro, kumar-hane, alışveriş merkezi,eğlence araçları veyaşam alanları barındıran ufak birer ka-saba - ama çok lüks kasabalar- gibi. Budev oteller keşfetmek ise bir macera.Numarası onbinlerle başlayan odanıza lo-biden ulaşmak aşağı yukarı yarım saati-nizi alabiliyor.

Wynn Las Vegas3201 Las Vegas Blvd South

Wynn Las Vegas, kentin en yeni oteli. Lo-kasyon açısından da en iyi noktada yeralıyor. Bugüne kadar inşa edilen en pahalıotel (2.7 milyar dolar) olma özelliğini ta-şıyan Wynn, Las Vegas'ın içinde ManoloBlahnik'in butiğinden Ferrari bayisine,akla gelebilecek her türlü lüks tüketimnoktası mevcut. Daniel Boulud'un resto-ranı, açılır açılmaz büyük ilgi gördü. Oda-lar son derece lüks ve standartlarınötesinde.

MGM Grand3799 Las Vegas Boulevard SouthHer ne kadar dışarıdan baktığınızda bellietmese de, MGM Grand dünyanın enbüyük oteli. Tüm özellikleri, Las Vegas'ıilk kez ziyaret edecekler için bu oteli ideal

i ş g e z i s i

124 Termo Klima Ocak 2011

DÜNYA’NIN EN ÜNLÜ YAPILARIMısır’ın piramitleri,Venedik’in SanMarco meydanı,Paris’in Eyfel Ku-lesi, Opera Mey-danı ve Zafer Anıtı,New York’un Öz-gürlük Heykeli,Empire State veChrysler binalarıgibi önemli yapıları

Las Vegas Boulevard’da görmekmümkün. Bu yapay anıtlara arala-rında dolaşan roller coaster’ları daekleyince tüm şehir Disneyland ha-vasına bürünüyor.

Page 131: TermoKlima Ocak 2011

i ş g e z i s i

125Termo KlimaOcak 2011

kılıyor. En üst iki katta yer alan Skyloft'lar,yerden tavana cam pencereleri ile muh-teşem manzara sunuyor. Özel uşağınız dacabası.

The Venetian3355 Las Vegas Blvd. SouthVegas'ın en büyük odalı otellerinden TheVenetian, diğer otellere göre biraz pahalıkaçabilir. Ancak Venedik'ten esinlenendekorasyon anlayışı farkını da ortaya ko-yuyor. Çok şık bir otel olan The Veneti-an'da konaklamayı tercih edersiniz, otelin

hemen yanında süren inşaata bakan oda-lardan kaçının; gürültü sorunu yaşayabi-lirsiniz.

Bellagio3600 S. Las Vegas Blvd

MGM Grand grubu tarafından satın alınanBellagio, Steve Wynn'in ilk eseriydi. ComoGölü'nde bir villa görünümündeki otel,Amerika'da olduğunuzu unutturacak şe-kilde Avrupai döşenmiş. Otel içinde pekçok şık mağaza bulunuyor; aynı zamandarestoranları da kentin en iyilerinden.

Agustus Tower-Ceasars Palace 3570Las Vegas Boulevard

Ceasars Palace Oteli'ne ek olarak inşa edi-len 26 katlı Augustus Tower, halihazırdadev boyutlarda olan otele 949 yeni şık odave süit ekledi. Elegan, modern dekorasyonanlayışı, bu odaları çok çekici kılıyor.

EN HIZLI EVETVegas, kumarhaneleri kadar gününher saatinde yapılabilen “şipşak evli-lik”leriyle de ünlü. Her sene yüzbininüzerinde çiftin evlendiği Vegas’takiotellerin çoğunda, evlenmek isteyen-ler için özel olarak yapılmış kliseler var.İsteyenler için temalı düğünlerde dü-zenlenebiliyor. Bugünlerde özellikle“Elvis Düğünleri” oldukça popüler.

GECE VE GÜNDÜZ FARKIDünya’nın en ışıklı şehri Las Vegas, sa-dece gece yaşıyor. Geceleri neondanyıldızlar gibi parlayan otel ve kumar-haneler, gün doğunca pırıltısı gitmişbir bina topluluğuna dönüşüyor. LasVegas’ta yapılacak en mantıklı şey, ge-celeri yaşayıp gündüzleri uyuyarak ge-çirmek. Tabii ki iş için gitmediyseniz.

BELLAGIO’NUN FISKİYELERİOcean’s Eleven filminden hatırla-dığımız ünlü Bellagio, fıskiyeleriylebaşlı başına bir gösteri. Öyle ki fıs-kiyeler çalışmadan önce anons ya-pılıyor ve otelin önündeki havuzbir anda izleyicilerle doluyor.

GURME YEMEK CENNETİDünyanın en ünlü şeflerinin ve en iyi res-toranlarının adeta birbiriyle yarıştığı LasVegas, gurmeler için ideal. Thomas Kel-ler’in Bouchon’u, Joel Robuchon’unL’Atelier ve Table Robuchon’u ve NewYork’un Craftsteak’i gibi ünlü lokantaları,Vegas’ta adeta birbiriyle yarışıyor. Gör-kemli dekorasyonları ile insanı şaşırtanbar ve gece klüpleride saymakla bitmiyor.

Bouchon The Venetian, 3355 Las VegasBoulevard SouthKaliforniya'daki The French Laundry veNew York'taki Per Se ile ününe ünkatan şef Thomas Keller'ın enfes ye-meklerini tadabilmek için yönünüzüBouchon'a çevirmenizi tavsiye ederiz;diğer restoranlarda yer bulmak son de-rece zor olabiliyor.

Page 132: TermoKlima Ocak 2011

Mix The Hotel at Mandalay Bay, 3950Alain Ducasse'ın Vegas restoranı Mix,The Strip'in yıldızı kuşkusuz. Patrick Jouintarafından tasarlanan yemek salonunefes kesici. Yemekler muhteşem, şaraplistesi geniş, servis rahatsızlığa varmaya-cak derecede ilgili.

Joel Robuchon at The MansionMGM Grand Hotel & Casino 3799 LasVegas Blvd. Superstar şef Joil Robuchon'un samimirestoranı, en az Paris'teki 3 yıldızlı orijinalmekanı kadar iyi ve şatafatlı. Tatlı araba-sında yer alan lezzetlere bakmaya doya-mayacaksınız.

Restaurant Guy Savoy 3570 Las VegasBoulevard, Caesars Palace CasinoParis'teki Guy Savoy'da yer bulabilmenin nekadar zor olduğunu biliyoruz. O yüzden LasVegas'ta iseniz, bu restorana uğramamakkayıp olur diyoruz. Kentin en şık deneyim-lerinden biri ancak oldukça pahalı; şaraphariç, iki kişi yaklaşık 580 Dolar ödüyor.

Sensi Bellagio, 3600 S. Las Vegas Blvd.Las Vegas'ın ünlü şefleri boş zamanla-rında nerede yemek yer diye bir soru so-rulursa, cevabı Bellagio içindeki modernve sakin bir restoran olan Sensi. Asya,İtalyan ve Amerikan mutfaklarından ız-gara çeşitleri burada. Kobe beef carpac-cio'yu mutlaka deneyin.

Teatro MGM Grand, 3799 Las VegasBoulevardWallpaper* dergisi tarafından yılın en iyiyeni barı ödülüne layık görülen Teatro,"mega otel" içinde yer almasına rağmensamimi ve Vegasvari bir ortam sunuyor.Kırmızı rengin ağırlıkta olduğu Teatro'da,gecenin geç saatlerinde şampanya barı,dansçı kızların podyumuna dönüşüyor.

Pure Ceasers Palace, 3570 Las Vegas Bo-levardOrtakları arasında Celine Dion ve SteffiGraf'ın yer aldığı bu kulüp, Las Vegas'ınen hip noktalarından. Pussycat Dolls'untavandan sarktıkları şovu kaçırmayın.

Tryst Wynn Las Vegas 3201 Las VegasBlvd SouthKentin en yeni ve en büyük gece kulüp-lerinden. İçinde akan şelalenin yanındakiyataklarda içkinizi yudumlayabilirsiniz.

Tao The Venetian, 3355 Las Vegas Boulevard SouthZen dekorasyonlu, gösterişli ultra lounge.Restoran-barında geç saatte sushi ve no-odle servis ediliyor. Dev Buddha heykeli et-kileyici. Üst katındaki gece kulübüne iseyüzlerce mumla aydınlatılmış bir yoldanulaşıyorsunuz. Madonna, son konserindensonra buradaki VIP odasında parti verdi.

Ghostbar The Palms, 4321 West Flamingo RoadLas Vegas'ın en etkileyici manzaraların-dan biri için adresiniz Ghostbar. Palmsotelinin 55. katında yer alan bu barın dışterasında, Hollywood tarzında hip-hopmüziği eşliğinde içki içmek büyük keyif.Kalabalık olabiliyor, beklememek içinerken gitmenizi tavsiye ederiz.

ALIŞVERİŞNeredeyse her otelin altındaki dev alış-veriş merkezlerinde; kitapçıya rastlamakzor olsa da Barneys, Saks Fift Avenue,Fendi, Prada, Cartier, Gucci,Tiffany&Co. gibi dünyanın en pahalımarkaları yer alıyor. Tüm dükkanlargece yarısına kadar, bazıları 24 saataçık. Özellikle Daniel Liebeskind’in ta-sarladığı MGM MIRAGE’s CityCenter‘ısadece benzersiz mimarisini görmekiçin bile ziyaret etmek gerek.

Desert Passage Aladdin Hotel & Casino içinde, 3663 Las Vegas Blvd.Otelin kendisi Vegas'ın iyileri arasında sa-yılmaz ancak içinde yer alan Desert Pas-sage'da aralarında Lucky jeans, theMetropolitan Museum of Art Store veAveda'nın yer aldığı 140 etkileyici ma-ğaza bulunuyor. Gucci ve Prada gibi

markaları burada bu-lamazsınız; ancak pekçok orijinal, değişikmarkalar ve Z Galleriegibi ev dekorasyonuiçin adresiniz Desert

Passage. Rahat bir ortamda alışverişyapmak isteyenler için ideal. Yağmurgösterisini kaçırmayın.

Forum ShopsCaesars Palace Hotel & CasinoCaesars Palace Hotel & Casino içinde yeralan Forum Shops, Vegas'ın orijinal butikalışveriş noktası. Yeni büyütülen merkezeen son Carolina Herrera butik ve Kiehl'skatıldı. Versace, Virgin gibi mağazalrın yeraldığı ana bölümü çok şık. Yemek için deideal restoranları bulunuyor: WolfgangPuck'ın Spago'su, Chinois, Joe's Seafood,Prime Steak ve Stone Crab.

Grand Canal Shops Venetian Hotel & CasinoVenetian Hotel & Casino içindeki alış-veriş merkezi mükemmel alışveriş veyemek imkanları ile dolu. 70 mağaza

arasında Jimmy Choo'dan, Banana Re-public'e pek çok seçenek bulunuyor.

Wynn Esplanade Wynn Las VegasWynn Las Vegas içindeki Wynn Espla-nade'de lüks alışveriş size bekliyor. Dior,Chanel, Oscar de la Renta, Graff jewe-lers, Las Vegas'ın en büyük Louis Vuit-ton'u ve Manolo Blahnik'in Manhattandışındaki ilk ABD mağazası burada.

Penske-Wynn Ferrari/MaseratiDünyanın en muhteşem otomobillerinigörmek isteyenler buraya mutlaka uğra-malı.

g ü n d e m

126 Termo Klima Ocak 2011

Page 133: TermoKlima Ocak 2011
Page 134: TermoKlima Ocak 2011

Edebiyat öğretmeni Figen Hanım veMaden Yüksek Mühendisi Erhan Bey’inikinci çocuğu olarak Kütahya’da dünyayagelen Okay Barutçu, İlkokulu Gediz (Kü-tahya) ve İstanbul’da okuduktan sonraAlman Lisesi’ne devam etmiş. Üniversite sı-navında Türkiye 9. su olarak Boğaziçi Üni-versitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği’nikazanan Barutçu, okul bitince ilk profesyo-nel iş olarak endüstriyel elektronik ekip-man tasarımı yapan Arges firmasına girmiş.İş hayatına Honeywell, GE (General Elect-ric) gibi uluslararası firmalarda devam edenBarutçu, şuanda Grundfos Türkiye’nin ba-şında bulunuyor. Okay Barutçu ile iş ve özelyaşamını konuştuk.

Okay bey kimdir? Ailenizden, çocukluğu-nuzdan, geçmişinizden bahseder misiniz?Karadeniz kökenliyiz, anne ve babam Gi-resun, Göreleli. Fakat babamın kökeni

Bağdat’a kadar uzanıyor. Türkmen göçüsırasında önce Trabzon Beşikdüzü’nesonra da Giresun Görele’ye yerleşmişler.Annem ve babam Göreleliler ama herikisi de Görele’den çok genç yaşta ayrıl-mışlar. Babam Kütahya Lisesi’nde parasızyatılı olarak okumuş. Ardından İstanbulTeknik Üniversitesi Maden Fakültesini bi-tirip yüksek mühendis olarak hayata atıl-mış. Bir dönem Polatlı’da çalışıp mecburihizmet dönemini Zonguldak’ta geçirdik-ten sonra Kütahya Gediz Madencilik fir-masında mesul müdür, işletme müdürüolarak hem mühendisliğini hem de işlet-meciliğini yaparken ben dünyaya gelmi-şim. Madencilerin hayatı tek bir yerdegeçmez, gezgin ailelerdir. Bu nedenle bende 1966’da Kütahya’da, ablam Zongul-dak doğmuş. İlkokula İstanbul’da başla-dım fakat Kütahya, Gediz’de devamettim, İstanbul’da bitirdim.

GEDİZ DEPREMİYLE İSTANBUL’A 1970’de benim tam okul çağına yaklaştığımzamanlarda Gediz depremi oldu. Türkiyetarihindeki en büyük depremlerden biridir.Bu depremde Gediz ilçesi tamamen harita-dan silindi. O dönemde babamın kısa bir İs-tanbul’a geri dönüş dönemi oldu. Dahadoğrusu bizleri gönderdi. Annem, ablam vebeni İstanbul’a gönderip kendisi hem ma-denin hem de Gediz’in tekrar inşası sıra-sında bilfiil görev aldı. Daha sonra yeniGediz’in kurulmasıyla tekrar Gediz’e dön-dük. O arada ben İstanbul’da ilkokula baş-lamıştım. Yeni Gediz’de de 4. sınıfa kadarokudum. 5. sınıfı İstanbul’da bitirdiktensonra kolej imtihanlarına girdim ve 1976 yı-lında İstanbul Alman Lisesi’ni kazandım.Böylelikle İstanbul’a bağlanmış olduk.

İlkokula dair neler hatırlıyorsunuz?Okuma yazmayı 5 yaşında öğrendiğimiçin okula bir buçuk sene erken gittim.

Grundfos Türkiye GenelMüdürü Okay Barutçu:“Gençler ne yaparlarsayapsınlar en iyisini yap-maya, en iyi olmaya çalış-sınlar. Günü kurtarmayaçalışmakla uğraşmasınlar.Bunun getirdiği sıkıntılarıhep yaşadık, yaşıyoruz. 3ay bir şirkette çalışıp işi öğ-rendiğini zanneden arka-daşımız; ‘Ben öğrendimartık, kendime çalışırım, gi-deyim yurtdışından ken-dime bir marka bulayım,onu getirip satayım.’ diyor.”

a r a m ı z d a k i p r o f e s y o n e l l e r

128 Termo Klima Ocak 2011

Gençler en iyisini yapmak ve sağlam

adım atmak için uğraşsınlar

Page 135: TermoKlima Ocak 2011

a r a m ı z d a k i p r o f e s y o n e l l e r

129Termo KlimaOcak 2011

Bunda rahmetli anneannemin payıbüyük, bana gazete, dergi, kitap okut-mak için epey bir uğraş vermişti. Beş buçuk yaşında, İstanbul’daykenbabam; evde sıkıldığım için beni okulagöndermek istedi. Küçük olduğum içinokul yönetimi; “okula kabul edemeyizama imtihan edip imtihan yeterliliği ileikinci sınıfa alabiliriz” dedi. Bunun üzerinebabam kendimden iki buçuk yaş büyük birgrup arasında ezileceğimi düşünerek Ge-diz’deki bir köy okuluna kaydımı yaptırdı.Köy okullarında yaş meselesi çok fazla ir-delenmiyor. Sonra da İstanbul’a nakil alı-narak ilkokula başladım.

Lise ve üniversite dönemine ilişkin hatırladıklarınız neler?Alman Lisesi’nde bir sene Almanca hazır-lık okudum. Alman Lisesi müfredatı 4 se-neydi. 4 sene de lise okudum ve normalşartlarda 6 senede bitecek ortaokul velise yıllarını 8 senede bitirdim. Böyleliklekendi yaşıtlarımla beraber üniversite im-tihanlarına girdim. 1984 yılında Türkiyedokuzuncusu olarak Boğaziçi ÜniversitesiElektrik Elektronik Mühendisliği bölü-münü kazandım.

Çocukluğunuzda sizi elektrik elektronikmühendisliğine iten bir şeyler var mıydı?Oyunlarınız ona yönelik miydi?Çocukluğumda nereden aklıma takıldıysa“eczacı olacağım” derdim. Bir şeyleri derlitoplu düşünmeye başladıktan sonra mate-matik ve fen bilimlerine karşı hem yetene-ğim hem de çok yoğun bir ilgim olduğununfarkına vardım. Lise yıllarında eczacı olma is-teğim yavaş yavaş teknik konulara kaymayabaşlamıştı ama belki biraz da ortaokul, lisetalebesinin naifliği ve idealistliği ile “mate-matik okuyacağım” demeye başladım.Daha sonra çevremden “Türkiye’de mate-matikçilerin öğretmenlikten başka iş yapa-madıkları, öğretmenliğin çok kutsal birmeslek olduğunu ama onun haricinde çokfazla ufku geniş olan bir meslek olmadığı”telkinleri gelmeye başladı. O zamanlar bil-gisayar sektörünün gelişimi bu kadar öngö-rülemiyordu. Şu anda IT bölümündematematikçi ve fizikçilere ciddi anlamda ih-tiyaç var. Çevreden böyle bir telkin gelincematematiğe yakın bir şeyler yapmaya kararverdim. Mühendislikte karar kıldım. İnşaataçok ilgim yoktu. Elektrik ve makine arasındadüşünürken biraz da bilgisayarın yeni yenigeliştiğini göz önünde bulundurarak elek-trik mühendisi olmaya karar verdim. Ço-cuklukta beni bu işe iten bir şey oldudiyemem. Biraz sürecin gelişimi, biraz man-tıki yaklaşımlar sonucunda kendimi elektro-nik mühendisi olarak buldum diyebilirim.Üniversite imtihanında puanım tutmasaydıbugün belki makine mühendisiydim, hattabirazda babamın ısrarı ile üçüncü sıraya yaz-dığım tıp bile olabilirdi.

Türkiye dokuzuncusu olmanız nasıl birduygu. Gurur, özgüven yoksa yük mü ge-tirdi size?Hepsini getirdi diyebilirim. Zaten Alman Li-sesi’nde gördüğümüz eğitimin getirmiş ol-duğu bir özgüven vardı. Alman Lisesi iyieğitim veren, çok yönlü insan yetiştiren, birkonuyu öğretirken de direk çözümü değilproblemlere nasıl yaklaşacağını, çözümmetotlarını öğreten bir okuldu. Okullarınekollerine göre farklı yaklaşımları var amabirçok ekol genelde çözüm öğretmeye yo-ğunlaşıyor. Problemi veriyor, nasıl çözüle-ceğini ve hızlı çözmeyi öğretiyor. Oproblem önünüze geldikçe de tıkır tıkır çö-züyorsunuz. Ama aynı sorun karşınızafarklı bir şekilde gelirse zorlanabiliyorsunuz.Alman Lisesi’nde bize konunun teorisi çokiyi öğretilirdi. O teoriyi bildiğinizde prob-lemlere göre mantık geliştirme yollarını bi-lirdiniz ve süreniz olunca da problem herne olursa olsun çözüm yolunu bulup çıka-rırdınız. Bu açıdan güzel bir özgüven vardıama birincilik, üçüncülük, dokuzunculukgibi hırsım olmadı. Ama o özgüvenle yeti-şip bir de böyle bir dereceyle üniversiteyegirince o özgüven arttı tabi ki.

Bu ekol sonrasında sizi zorladı mı?Boğaziçi Üniversitesi, pratiklik ve sürat ge-rektiren çoktan seçmeli bir ekol olan Ame-rikan ekolünde olduğu için ilk dönemdekendime olan aşırı güvenim çok fazla tör-pülendi. İmtihana giriyordum, soruyu bili-yordum, teoriyi de biliyordum amazamanım yetmiyordu. Özellikle ilk dö-nemde hiç yetiştiremiyordum. Robert Ko-leji’nden gelen ya da çoktan seçmeliAmerikan çalışma tarzına alışkın olan arka-daşlara bakıyordum, hemen bitiriyorlardı.Ben ancak %80’ini yapabiliyordum. Bu öz-güvenimi çok fazla törpüledi ve ayaklarımbiraz daha yere basmaya başladı. Amerikansistemi daha kötü demiyorum ama belirt-meliyim ki genelde ezberciliğe iten, derineinemeyen, fazla öğrenmeye teşvik etmeyençoktan seçmeli yaklaşıma karşıyım.

İlk profesyonel iş deneyiminizden bahsedebilir misiniz? 1988 yılında mezun oldum ve Beşiktaş’taArges adında bir araştırma geliştirme fir-masında çalışmaya başladım. Boğazi-çi’nden mezun olan elektrik elektronikmühendisi bir ağabeyimizle beraber en-düstriyel elektronik ekipman tasarımı yapı-yorduk. Ben mesleğimi orada öğrendimdiyebilirim. Teknolojinin bugünkü kadargelişmediği yıllarda mikroprosesör tabanlıakıllı sistemler yapıyorduk. İşin teorisiniokulda öğrendim ama bolca pratiğini veuygulamayı Arges’te geçirdiğim iki buçukyıllık dönemde hayata geçirdim. Hangi üni-versiteden çıkarsanız çıkın mesleğin aslınıöğrenmek için işi bilfiil yapmanız lazım.Mesela Arges’te PTT’nin posta işleme mer-kezlerinin otomasyonu ihalesine tek yerli

firma olarak girdik. Hiçbir referansımızyoktu ama biz bu işi yaparız dedik. PTT deyerli imalatçıyı destekleme adına bize gü-vendi ve projeyi bize verdi. Biz de sıfırdantam PTT’nin istediği gibi bir sistem dizaynettik, ürettik ve uyguladık. Yakın zamanakadar da birçok posta işleme merkezindeçalışıyordu. Ben ancak o projeden sonramesleğimin detaylarına hâkim olabildim.

DİPLOMAMI TURGUT ÖZAL’IN ELİNDEN ALDIMArges’te çalışırken Boğaziçi ÜniversitesiOtomasyon ve Kontrol sistemleri konu-sunda master çalışmasına başladım. Ar-ges’teki işimin hafif olduğu dönemde dedersleri verdim. Son olarak bitirme projesikaldı. İşlerin yoğunlaştığı döneme gelincebitirme projesi aksadı. O aksayınca budefa boş olan gecelerimi İstanbul Üniver-sitesi İşletme İktisat Fakültesinin İşletmemasterı programına kayıt olarak değerlen-dirdim. Yoğun bir dönem olmasına rağ-men orada da gece bölümü birincisiolarak diplomamı rahmetli TurgutÖzal’dan aldım. Bütün meşakkate değenbir an oldu benim için. 1989’da bu prog-ramı bitirdim ama Boğaziçi’ndeki masterprogramı maalesef bitirme tezine bir türlübaşlama fırsatım olmadığı için sarktı.

MASTER PROGRAMI BİR UKDE1990 yılının başında Honeywell’in mü-messili olan Ontrol Grubu’ndan (Delta,Petek, Korun, TMT şirketleri) bir teklifgeldi. O sıralar askerlik görevi de kapımıçalmaktaydı. “Yurtdışında da çalışmalaryapıyoruz ve yurtdışında bir proje müdü-rüne ihtiyacımız var, gelirsen hem bizimişimize yarar hem de senin askerlikle ilgilidurumu biraz daha ertelemene yardımcıolur” dediler. Amacım askerlikten kaç-mak değildi ama hayata atılıp belli bir ka-riyer gelişimi gösterdikten sonra yapmakdüşüncesindeydim. Bir yandan da evlilikplanları yaparken askere gitmek için hazırolmadığımı düşündüm ve işi kabul ettim.Böylelikle Honeywell’in, o zamanki adıylaPetek’in Rusya’daki birkaç projesindeproje müdürü olarak görev yaptım. Yurtdışına çıkınca Boğaziçi’ndeki masterprogramı tamamen devre dışı kaldı. Bir süredondurdum belki geri dönerim diye ama ogün bugündür fırsat olmadı. Hayatımda azsayıda yarım bıraktığım konulardan biri bumaster programıdır, hep de aklımın bir kö-şesinde durur. Kısmet olursa belki bir güntamamlarım diye ümit ediyorum.

Daha önceki yıllarda işin mutfağındaydınızşu anda ise satış-pazarlama ağırlıklı birgörev yürütüyorsunuz. Bu zor bir tercih ol-madı mı? Sanırım Honeywell’le birlikteböyle bir geçiş yaptınız?Bu bir yandan tercihlerinizin, eğilimlerinizin,kariyer gelişiminizin getirdiği doğal bir sonuçolabilirken bir yandan insanın içinden de ge-

Page 136: TermoKlima Ocak 2011

lebilir. Ben mühendislik yaptığım zamanlar-dan çok büyük keyif aldım. Bugün mühen-dislikten ziyade yöneticilik yapıyorum amayine de teknik bir konuda çalışıyorum. Birkonuyu bilmeden, iyi anlamadan o konudayöneticilik yapmak bana çok sağlıklı gelmi-yor. Ben kariyerimin epey başında mutfak-tan çıkmaya başladım. Honeywell’e projemüdürü olarak geçince mutfaktan çıkıp işinservisine doğru geçmeye başladım. Honey-well’in Türkiye’ye gelişiyle proje müdürlü-ğünden teknik müdürlüğe terfi ettim amahâlâ işin mutfağına yakın çalışmaktaydım.Daha sonra satışın başındaki arkadaş ayrılıpkendi şirketini kurmak isteyince o zamankiyöneticiler bende bir ışık gördüler ki; “tek-nikte epeyce piştin, tecrübelendin, satabil-mek için anlatabilmek çok önemli, gel senisatışın başına geçirelim.” dediler. Bir süresatışın başında çalıştıktan sonra Honey-well’in çatısı altında yurtdışında yangın vegüvenlik sektöründe uygulama destek mü-dürlüğü görevi çıktı ve bu görevi bana teklifettiler, ben de kabul ettim.

“AVRUPA’YA 3 YIL İÇİN GİTTİK 13 YIL KALDIK”1994 yılında henüz bir yıllık evliyken,eşimi de alıp İngiltere’ye taşındım. “Hemuluslararası bir tecrübe edinip ufkumuzugenişletelim ve yabancı dilimiz otursunhem de çoluk çocuk yokken bu yaşlardabu fırsatı değerlendirelim” düşüncesiylegittik. Düşüncemiz 3 yıl kalmaktı. İngiltere’de Avrupa’dan sorumlu uygulamadestek müdürü olarak çalıştım. 3 yılın so-nunda dönmeyi düşünürken ürün müdür-lüğü teklifi aldım. Bu kez teknik destektensonra yangın bölümünün ürün müdürüoldum. Yani tekrar satış-pazarlama tarafınageçtim. Akabinde yine dönmeyi düşünür-ken pazarlama müdürü ayrılınca yangın vegüvenliğin pazarlama müdürlüğü göreviteklif edildi. Sonrasında Honeywell tarafın-dan satın alınan Notifire Grubu’na Avrupapazarlama müdürü olarak geçtim. Derken,derken bizim 3 yıllık gidişimiz 13 yıl oldu.2007’de ancak dönebildik.

Avrupa’da kaldığınız dönemde hep Honey-well ve grup şirketlerinde mi çalıştınız?Hayır, daha sonra bir başka yangın firmasıolan EST’ye (Edwards Systems Technology)

geçtim. Sektörde lider bir Amerikan firmasıolan EST Avrupa operasyonu kurmak isti-yordu. Avrupa ofislerini kurmamı teklif et-tiler, ben de kabul ettim. Yani, yavaş yavaşişin mutfağından tüm unsurlarını öğren-meye yönelik bir gelişimim oldu. Bu birazkendi tercihimdi. EST Avrupa ofisini kur-duktan sonra Avrupa’da 2-3 milyonluk birexport portföyünden GE (General Electric)bizi satın aldığında Ortadoğu ve Avrupaolarak 50 milyon dolarlık bir ciroya ulaşmış-tık. GE bünyesine geçtikten sonrada GEGüvenlik grubunun Kuzey ve Doğu Av-rupa’dan sorumlu satış direktörü olarak ça-lıştım. Sonrasında da Türkiye’ye döndük.Özetlersek ben mühendisliği isteyerek seç-tim, keyif alarak yaptım ama başından beriuzun vadede yönetici olmayı hedeflemiş-tim. Şartlar da buna uygun gelişince teknikmüdürlük, satış müdürlüğü, pazarlamamüdürlüğü gibi işin bütün alanlarında ken-dimi tamamlama ve geliştirme imkânı bul-dum. Türkiye’ye dönüş hazırlıkları sırasındaGrundfos’taki bu görev karşıma çıkıncahem göreve hazır olarak gelme imkânımoldu hem de bütün o tecrübeleri tek çatıaltında toplayıp her şeyin sorumlusu olarakkendimi deneme fırsatım oldu.

Grundfos’a geçişiniz nasıl oldu, teklif migeldi siz mi müracaat ettiniz?Teklif edildi. Teklif edildiğinde GE’deydim,tüm Kuzey ve Doğu Avrupa’dan sorumluy-dum ve o bölgede cirosal anlamda ciddi birbüyüklüğü kontrol ediyordum. O dönemdeikinci kızımız dünyaya geldi ve büyük kızımızda ortaokul çağına gelmişti. Onların eğitimiiçin de artık yurtdışı yeter dedik. Çocuklarıneğitimi Türkiye’de olsun, çocuklar hem Türkeğitim sistemine hem Türk insanına hem deTürkiye’ye yabancı kalmasın.” istedik. Oyüzden Türkiye’ye gelmeyi düşünüyorduk.Kendi ofisimi İngiltere’den Türkiye’ye taşıyıpaynı işi buradan yapma niyetindeydim.2006 yılsonunda Türkiye’ye geldik ve GEGüvenlik Türkiye ofisinin kuruluşunu başlat-tık, eleman almaya da başladık. O dö-nemde insan kaynakları firması Heidrick &Struggles benimle temas kurdu. “Yeni birprojemiz var ve hem uluslararası çalışmakültürüne hakim hem de Türk insanını, Tür-kiye’yi tanıyan bir genel müdüre ihtiyacımızvar, ilgilenirmisiniz?” dediler. “Şu anda bir iş

aramıyorum ama bir görüşelim, tanışalım,şartlar nasıl gelişir bakarız.” dedim.

VE GRUNDFOSS YILLARI…İlk görüşmemiz 2006 yılının Aralık ayınınson haftalarıydı ve Ocak sonunda el sıkıştık.Benim için çok hızlı gelişen, planlamadığımbir süreç oldu ama Grundfos’la oturup ko-nuşunca onların özellikle iş hayatına, insana,Türkiye’ye bakış açısını görünce, ortamınbeni çok heyecanlandırdığını fark ettim.Hem vakıf şirketi oldukları için çok kârodaklı olmayıp daha farklı hedefleri olan birgrup olmaları hem de uzun vadeli planlaryapıyor olmaları beni çekti. Çünkü Grund-fos’a kadar olan kariyerime bakarsanız ilkbaştaki Arges’i aradan çıkarırsak, çoğun-lukla 90 günlük periyotlar halinde yaşayan,her çeyrekte rapor veren ve o raporlarınWall Street’te ne kadar kabul gördüğüneparalel yaşamak zorunda olan büyük Ame-rikan şirketleri arasında yoğrulan bir kariyeresahiptim. Ana odağımız hep karlılık ve hissebaşına gelir üzerine kurulmuştu. Bu tip birortamda her şey yolunda gitse bile analist-lere verdiğiniz öngörülerden en ufak birsapma olduğunda sıkıntılar yaşanabiliyor.Hisse başına 100 cent kâr edeceğim derken98-99 cent kâr ettiniz diye bir anda hisse fi-yatlarınız baş aşağı olabilir ve gereksiz birpanik başlar. Hele birde sonuçlarınız iki çey-rek üst üste beklentileri karşılayamazsa vayhalinize… Biraz analistlerin insafına kalmış,sürekli diken üstünde bir yapı var orada.Hemen kontrol enstrümanları devreye girer,bir anda sizin yapmış olduğunuz birçok planaltüst olur. Öyle bir ortamdan çok dahauzun vadeli planlar yapıp, uzun vadeli uygu-lama yapabilme yetisine sahip olabilme im-kânının sunulması çok hoşuma gitti.Türkiye’de belli bir noktaya gelmiş amabundan sonra büyümek için farklı birtakımstratejiler geliştirmesi gereken bir şirketi dev-ralıp, yıllardır biriktirdiğim tecrübeyi Tür-kiye’de kullanabilecek olmam da eklenince;Ocak ayı sonunda el sıkıştık ve yaklaşık üçbuçuk yıldır da buradayız.Kariyer planlamasında çok katı olmamaklabirlikte kafanızda nerelere varmak istedi-ğinize yönelik bir plan olması önemli.Çünkü benim teknik olarak çok başarılı,çok kabiliyetli arkadaşlarım vardı, işlerini iyiyaptıkları için yönetici yapıldılar ama hemmutsuz oldular hem de başarısız oldular.Tecrübelerime dayanarak kafanızdaki he-deflere uymayan bir teklif aldığınızda sa-dece şartları o an için iyi diyerek bir andahedefinizden şaşmamanız gerektiğini dü-şünüyorum. Fırsatları iyi değerlendirmekgerekiyor ama fırsatçılık yapmadan.

Sanırım buraya kadar anlattıklarınızdanşunu rahatlıkla çıkarabilirim; “Siz işinizi la-yıkıyla yapın, imkânlar sizi bulur.” Çok doğru. “…ve bunlar geldiğinde sizeen uygunun ne olduğunu analiz edebile-cek şekilde hazır olun.”

a r a m ı z d a k i p r o f e s y o n e l l e r

Page 137: TermoKlima Ocak 2011

a r a m ı z d a k i p r o f e s y o n e l l e r

131Termo KlimaOcak 2011

Okay Bey Grundfos’a ne kattı?Sahip olduğum birikimi ve tecrübeyi bura-daki genç arkadaşlara aktarabildiğimi dü-şünüyorum. Ayrıca Grundfos 12 yıldırTürkiye’de. Benden önceki 8 yıllık dönemiben büyüme odaklı dönem diye adlandırı-yorum. Çünkü çok hızlı ve ciddi bir bü-yüme olmuş ama büyümeyle birlikte gelenbirtakım da sıkıntılar oluşmuş. Binayı yük-seltirken aşağıdan tuğla duvarları örmeyebaşlamanız lazım ki bina sadece kolonlarınüzerinde kalmasın. Bu kurumsallaşma ge-çişini tamamlamak bana nasip oldu diye-bilirim. Kurumsallaşmamızı çok büyükoranda bitirdik ve kurduğumuz yapıyla daönümüzdeki 10 yıllık büyümeyi de büyükoranda altyapısı hazır bir halde kurduk,bekliyoruz. Büyüme hızımıza bakarsanızkrize rağmen her sene çift haneli büyüye-rek ilerledik. Bu yıl da şu ana kadar piyasa-dan aldığımız geri beslemeye göre net birliderlik pozisyonuna ulaştık.

Yeni mezunlar ya da mezun olacak genç-lere okurken bir yerde çalışmalarını veyabir beklenti olmadan bir işyerine girmele-rini tavsiye eder misiniz?Özellikle üniversitedeki öğrenci sınıf geç-mek, not almak için okumamalı. İşi piya-sada öğreniyorsunuz evet ama bunun içinde temelinizin kuvvetli olması gerekli. Elle-rinde fırsat varken temeli kuvvetli atsınlar.Üniversitedeki yıllarını iyi değerlendirsinler.Çünkü çalışma hayatı başladığında geriyedönüp temeli güçlendirme fırsatınız olmu-yor. İlk tavsiyem bu yönde olur çünküAlman Lisesi’nde bile temelini kuvvetli attı-ğım bazı konuların yararını -30 geçmesinerağmen- bugün hâlâ görüyorum. Sonra-sında o temelin üzerine pratiği ne kadarerken atarlarsa o kadar iyi olur. Üniversi-tede okurken yaz aylarını lay lay lom ge-çirmesinler, değerlendirsinler. Hepimizinyaptığı mecburi bir staj vardır. O stajda enazından bizim zamanımızda çoğu arka-daşımız 3 gün gidip 30 günlük 60 günlükstaj defteri doldurup staj yaptıklarını bel-geleyip devam ederlerdi. Arkadaşlarım buröportajı okurlarsa kızacaklar ama bu birgerçek. Gençler o staja da bir imkân gö-züyle baksınlar. Mecburiyetten değil öğ-renmek, kendilerine yatırım yapmak içinstaj yapsınlar ve staj yaparken iyi yerleriseçsinler. En iyi yerde yapmaya çalışsınlarçünkü en iyi yerde yapmak çok geç olma-dan hem gözünüzü daha çok açıyor hemde iş hayatına atıldığınızda size bir refe-rans sağlıyor. Mesela ben staj dönemle-rinde üst üste iki sene Almanya’ya gittim.Bir sene Siemens’in Berlin’deki bir fabri-kasında çalıştım. Diğerinde ise Stuttgartyakınlarında küçük bir Alman otomasyonfirmasında staj yaptım. Almanya’ya gidipstaj yapmak maddi açıdan zor gibi gözü-kebilir ama değil. Benim ailem orta hallibir aileydi ve ben Almanya’ya gittiğimdeailemden aldığım tek para yol parasıydı.

Nasıl cesaret ettiniz buna?Staja gittiğim yerlerde stajyer maaşı adıylaaldığım maaşı iyi değerlendirerek geçi-mimi sağladım. Gitmeden evvel o insan-larla uzun süre yazıştım. Hatta otomasyonfirması çok şaşırdı. “Biz çok küçük bir fir-mayız, bizi nereden buldun?” dedi. Böylebir talebin gelmesine çok mutlu oldukla-rını, daha önce hiç Türk stajyerlerinin ol-madığını söylediler. “Gel biz sana yatacakyer de maaş da ayarlayalım.” dediler. Yaniaradığınızda, uğraştığınızda oluyor. İste-mek ve gayret etmek çok önemli. Oturdu-ğunuz yerde hiçbir şey size gelmez. Yanistaj, çalışma dönemini ne kadar erkenbaşlatabilirlerse, ne kadar iyi firmalarda işebaşlarlarsa ya da ne kadar gayret ederlerseo kadar başarılı olurlar.

Yurtdışında çok önemli, uluslararası firma-ların organizasyonlarını kurdunuz, yapılaş-malarını sağladınız. Aynı işi Türkiye’de deyaptınız. Tabi kendilerine göre avantajlarıve dezavantajları vardır ama bir karşılaş-tırma yaptığınızda Türkiye’de mi kurmakdaha kolay yoksa yurtdışında mı? Özellikleinsan kaynağı açısından durum nedir? Dediğiniz gibi her iki tarafın da kendisinehas kolaylıkları ve zorlukları var amatemel olarak karşılaştırırsak yurtdışındayeni bir oluşum başlatmak ticari açıdanTürkiye’ye göre biraz daha kolay. Çünküyapı ve sistemler biraz daha yerli yerinde,rekabet ortamı Türkiye’deki kadar -kötübir tabir olacak ama - vahşi değil. Tür-kiye’de maalesef her konuda bir enflas-yon yaratma alışkanlığımız var, buenflasyon sebebiyle de rekabet çok çabukvahşi hale gelebiliyor ve kimsenin kazan-madığı, firmaların zarar gördüğü, dahada önemlisi tüketicinin, kullanıcının dabundan zarar gördüğü bir rekabet ortamıolabiliyor. Bu açıdan bir şirketi kurup ha-yata geçirmek, rekabete sokabilmek yurt-dışında biraz daha kolay diyebilirim. Bunakarşılık Türkiye’de fırsat ortamı çok dahafazla, birçok sektörde sektöre giriş içinbariyerler yok. Örneğin; isteyen herkes birturizm şirketi kurup turizme atılabiliyor.Yurtdışında bu tip bir harekette sektörle-rin iş bariyerleri daha yüksek, herhangi birsektöre girebilmek için daha fazla akredi-tasyonunuzun olması gerekiyor, dahafazla onaya ihtiyaç oluyor.

“İNSAN KAYNAĞI AÇISINDAN TÜRKİYE DAHA AVANTAJLI”Türkiye’nin çok genç ve dinamik bir nüfusvar. Bu yüzden aradığınız kalitede insanadaha hızlı ve daha uygun koşullardaulaşma imkânınız olabiliyor. Yurtdışınabaktığımızda benim tecrübem İngiltere ilesınırlı olsa da oradaki görevim epey genişbir coğrafyayı kapsadığı için az çok İngil-tere dışındaki ülkeler hakkında da fikir sa-hibiyim. Doğu Blok’u nispeten bize yakınama bizdeki kadar hareketli değil, hala o

eski Doğu Blok’u ataletinin olduğu nok-taları var. İngiltere’de veya daha yerleşmişbatı ülkelerinde insanların refah seviyeside daha yüksek olduğu için hareket etmeistekleri daha az. Örneğin; oradaki insan-lardan işi olduğu için geç vakte kalıp işinibitirmesi istendiğinde, onları saat 5’tensonra ofiste tutup çalıştırmak çok dahazor oluyor. Benim mesaim 5’te bitiyordiyor, iş bitmemişse yarın yaparım diyerekbırakıp gidiyor. Türkiye’de yönetici olaraksizin zorlamanıza gerek kalmadan, çalışanzaten sorumluluğunun bilincinde. Hangisiiyi derseniz, bu zor bir soru olur çünkü ce-vabı hangi açıdan baktığınıza bağlı. Kişiaçısından bakıyorsanız belki onlarınkidoğru, “Senin işini sadece mesai saa-timde para karşılığı yaparım.” diyerek çokrahat daha bencilce davranabiliyor. Diğertaraftan baktığınızda ise işin bitiyor olmasışirketin gelişimini daha da hızlandırdığıiçin aynı kişiye imkânlar olarak geri dö-nüşü daha hızlı, daha fazla olabiliyor. İn-giltere’den belli bir pozisyondan diğerineyükselişiniz ortalama olarak 10 yıllık birsüreci kapsarken Türkiye’de aynı yere birbuçuk senede de gelebiliyorsunuz. Yani ofedakarlığın karşılığını bulmak daha kolayoluyor. İnsan kaynağı açısından Türki-ye’nin kötü olduğu nokta ise bu hızlı yük-selişler nedeniyle tecrübe anlamında yeryer zayıflıklar yaşanabilmesi ve uzmanlaş-manın çok derine inememesi. Ama tabiülkemizin sürekli değişebilen şartlarındadaha hızlı bir “pişme” dönemi de geçir-diğimiz bir gerçek.

Sektör ya da gençler için eklemek istediğiniz özel bir şey var mı? Her ikisi için de söylediklerimle paralelolan bir şey söyleyeyim; ne yaparlarsayapsınlar en iyisini yapmaya, en iyi ol-maya çalışsınlar. Günü kurtarmaya çalış-makla uğraşmasınlar. Bunun getirdiğisıkıntıları hep yaşadık, yaşıyoruz. 3 ay birşirkette çalışıp işi öğrendiğini zannedenarkadaşımız; “Ben öğrendim artık, ken-dime çalışırım, gideyim yurtdışından ken-dime bir marka bulayım, onu getiripsatayım.” diyor. Bence bu doğru değil.Küpü iyice bir doldursunlar. Daha sonrakendi işlerini yapacaklarsa hazır olarak,doğru bir yaklaşımla yapsınlar. Çünküdiğer türlü vahşi rekabet ortamıyla Türki-ye’ye zarar veriyorlar, ülke teknoloji çöp-lüğüne dönüyor. O firma 3 yıl sonrabatınca o firmanın getirdiği malzemeninakıbeti meçhul... Ayrıca bu şekilde Türkfirmalarının dünya devi olması zorlaşıyor.Taş yerinde ağırdır derler. Önce yerlerindeağır olsunlar, ondan sonra kendileri adınaatacakları adımları atsınlar ama onu atar-ken de hep en iyisini yapmak ve sağlamadım atmak için uğraşsınlar. Bence bu şe-kilde Türkiye çok daha hızlı büyüyebilir.

Page 138: TermoKlima Ocak 2011

Hayatınızda benim için dönüm noktası dediğiniz anlar var mı? Hemen aklıma gelen birkaç tanesini söyle-yeyim. Bir tanesi, üniversitenin sonlarınadoğru birçok arkadaşım yüksek lisans dere-cesi için yurtdışına gitme planları yapmayabaşladı ve birçoğu da gitti. Maalesef giden-lerin çoğu da kaldı. O aşamada yurtdışınagidenlerin dönmesi çok daha zor oluyor. Oarkadaşlar giderken ben kendi kendime gi-dersem daha sonra giderim dedim. Belki odönem, üniversiteyi bitirir bitirmez yurtdı-şına gitmiş olsaydım ben de birçok gidip dedönmeyen, dönemeyen arkadaşım gibiorada takılmış olabilirdim ama belli bir aşa-madan sonra gittiğim için benim planla-rımda her zaman yurtdışı geçici bir dönemoldu, orada belli bir bilgi, birikim, tecrübeedinip onlarla birlikte Türkiye’ye dönmekti.Bir diğeri; tabi ki evliliğim. 1993 yılında ev-lendim ve eşimle birlikte yurtdışına gittik.Onun için de önemli bir fedakarlıktı bu.Benim kariyerim için o da yeni bir hayatabaşladı. Belki o dönemde hayır deseydi kibunu deme hakkı da vardı ama o benim ka-riyerim için bir anlamda kendisini ikinciplana atabildi. Bir diğer dönüm noktası ola-rak 2006 yıl sonu tatili denebilir.

Çocukluğunuzda meslek seçimi konusundayönlendirildiğinizi belirttiniz. Sizin bu ko-nuda çocuklarınıza telkinleriniz oluyor mu?Açıkçası bugüne kadar çok fazla telkinim ol-madı zaten çocuklar şu an için küçük sayılır.Bir tanesi 14 yaşında, bu sene liseye başladı,adı Balım. Diğeri Şubatta 5 yaşına girecek,anaokuluna gidiyor, adı Hanzade. Balım’daartık yavaş yavaş hayata bakış açısı belir-meye, “Ne yapacağım?” soruları kafasındadönmeye başladı. Bugüne kadar ona birisiküçüklüğünde olmak üzere iki telkinimoldu; birincisi “practice makes perfect”,yani “Tekrar etmek, mükemmeliyeti getirir”yani sen bir işi yapmak istiyorsan çalışacak-sın, tekrarlayacaksın ve çalıştıkça daha iyiolacaksın. Sanırım ben bunu çok küçük yaş-

larda kızıma yerleştirdim. Kızımın edebiyönü, yazısı, anlatımı çok kuvvetlidir. Çok veçeşitli okur. İngiltere’de doğdu, büyüdü, İn-gilizcesi çok iyi ama Türkçeye de aynıoranda hâkim oldu. Yazdığı kısa hikâyeler,hocaları tarafından çok beğeniliyor. Sportifolarak çok yönlü bir çocuk değildi. Meselaarkadaşları jimnastiğe gidince o da gitmekistedi. Başlarda yapamayınca mutsuz oldu,ben de o dönem az önce bahsettiğimyönde telkinler vermeye başladım ve iyi ol-madığı bu konuyu da başardı. Diğer telkinim ise geçtiğimiz sene kolej im-tihanına girdiğinde oldu. Kızıma “Hangiokula gireceğin, kendine nasıl bir yol çize-ceğin tamamen sana bağlı. Bu senin haya-tın, senin hayatını ben yaşayamam. Seninhayatını ben programlarsam, yarın öbürgün mutsuz olduğunda ‘Baba beni senmutsuz ettin’ diyebilirsin. Bana soracağın birşey varsa sor, ben söyleyeyim ama tercihsenin. Sadece şunu yapmanı isterim; sendebelli bir kapasite görüyorum, belli bir biriki-min, kabiliyetin var, potansiyelini maksimumoranda kullan. Potansiyelinin altında kalır-san üzülürüm.” dedim. Nitekim kullandıgibi görünüyor şu ana kadar. St. Joseph Li-sesi’ni kazandı. Zaten anadili olarak Türkçeile İngilizceyi beraber öğrendi. Şimdi Fran-sızcayı da ekleyecek.

Özele girmişken bir sakıncası yoksa eşinizlenasıl tanıştınız anlatabilir misiniz?Detaylara girmeden söylemek gerekirseannemlerin Silivri tarafında ufak bir yaz-lığı vardı, eşim İpek’le 1989 yılında oradatanıştık. O tanışma zaman içinde aşkadönüştü ve 1993’te evlendik.

Klasik bir söz olan “Her başarılı erkeğin ar-kasında bir kadın vardır” sözüne katılıyormusunuz?Kesinlikle katılıyorum. Evinde mutlu ol-mayan insanın dışarıda çok mutlu olmasıya da evinde güçlü bir altyapısı olmayaninsanın dışarıda çok güçlü olması bencepek mümkün değil. Evdeki ihtiyaçlar yada evdeki sıkıntılar illa ki sizin enerjinizitüketiyor. Tabi ki tersi de olabiliyor. İştekisıkıntılar ev hayatını zorlayabiliyor ama şuanda işteki başarıyı konuştuğumuz için butaraftaki etki daha fazla.

Eve iş götürür müsünüz?İş götürürüm ama işi götürmem. Evde işyaptığım olur çünkü modern çağın vebasıolsa gerek, cep telefonları, bilgisayarlarsayesinde her yerde ulaşılabilir durumda-sınız. “Özel” diye bir şey neredeyse kal-madı. Bu nedenle de evde iş yaptığımoluyor ama işteki sıkıntıları çoğunluklaeve taşımamaya çalışıyorum.

Eşinizle, çocuklarınızla ortak yaptığınız bir şeyler var mı?Tabi ki var. Olabildiğince hafta sonları-mızda bir arada olmaya çalışıyoruz. Eşim

de ben de iyi bir sinema seyircisiyiz, hattabunu Balım’a da bulaştırdık, hep birliktefilm seyretmekten keyif alıyoruz. Gideme-diğimiz zaman evde filmin DVD’sini alıpseyrediyoruz. Ayrıca eşim de ben de seya-hat etmeyi seviyoruz. Çocuklarla birliktegörüştüğümüz geniş bir dost çevremiz devar, onlarla düzenli olarak toplanırız.

Bu geziler eğlenceli geziler mi yoksa kültü-rel, sanatsal aktiviteler içeren geziler mi?Hepsinin bir arada olduğu, gezip o biri-kimi, görgüyü, kültürü arttıracak geziler.Yani farklı yerlere gidip oraları tanımayı,öğrenmeyi seviyoruz.

Sizi dinlendiren, işten sıyrılmanızı sağlayanhobileriniz nelerdir?Bir tane kötü hobim var, önce ondan baş-layayım. Biraz da elektrik elektronik mü-hendisi olmanın gereği olsa gerekbilgisayarlarla çok fazla haşır neşirim. Bilgiişlem ve bilgisayar dünyası çok fazla ya-rarlandığım, hobi olarak da yaptığım birsürü şeyi kapsıyor. Bu hem sosyal açıdanhem de sağlık açısından kötü. Bu birazkırmaya çalıştığım bir hobim. Bir diğer hobim, spor… Lise ve üniversiteyıllarından başlayarak sürekli olarak devamettirmeyi başardığım bir futbolculuk tara-fım var. Profesyonel seviyeye ulaşmasam daamatör seviyede lisanslı olarak futbol oyna-dığım dönemler oldu. Hatta bir dönem lisetakımının antrenörlüğünü de ben yapıyor-dum. Üniversitede okul takımında oyna-dım, turnuvalara katıldık ama iş hayatınabaşlayınca tabi o lisanslı kısım sona erdi,hobi olarak oynamaya devam ettim.Allah’a şükür, 45 yaşına geldim hala oyna-yabiliyorum. Şirket içerisinde de rekabet or-tamı oluşturan iki takımımız var, kendiaramızda oynuyoruz. GOSB’un turnuvalarıoluyor, onlara katılıp oynuyoruz. Futbol, çokkeyif aldığım ve beni bırakmadığı müd-detçe benim bırakmayı düşünmediğim birhobim. Diğer sporlardan voleybol, squashoynarım, yazın yüzerim ve dalgıçlık brövemvar. Bu sene şirket olarak arkadaşlarla bir-likte yelken kursu da aldık.Bunun dışında özellikle tarih olmak üzereokumayı çok severim. Osmanlı tarihini,kendi tarihimizi öğrenmeyi, araştırmayı se-viyorum ama bunu yaparken çok farklıkaynaklardan okumaya özen gösteriyo-rum. Çünkü bir resme hep bir yöndenbaktığınız zaman resim çok fazla bir şeyvermiyor. Aynı resmin diğer perspektifle-rini gördüğünüzde ortada gerçekte neyinolduğunu daha iyi görebiliyorsunuz. Yaniresmi tarihin dışına çıkarak, sadece Türklertarafından yazılan tarihin dışına çıkarak,kendi tarihimize yabancı kaynaklardan dabakarak araştırıyorum. Okumayı genelolarak seviyorum. Okumanın içinde özelolarak neler derseniz; tarih ve bilim-kurguama mantıklı olanı derim.

a r a m ı z d a k i p r o f e s y o n e l l e r

132 Termo Klima Ocak 2011

Page 139: TermoKlima Ocak 2011
Page 140: TermoKlima Ocak 2011
Page 141: TermoKlima Ocak 2011

teknik

Page 142: TermoKlima Ocak 2011

m a k a l e

136 Termo Klima Ocak 2011

KLİMA SANTRALLER‹Klima santralleri, en genel şekilde havaşartlandırma üniteleri seklinde tanımlana-bilir. Ana kullanım amacı; kapalı bir mahal-deki havanın sıcaklığının ve nemininistenilen aralıkta sabit tutulmasıdır. Bu iş-lemler, aşağıdaki temel termodinamikfonksiyonları ile gerçekleştirilir.

Bunlar:• Isıtma• Soğutma• Nem Alma & NemlendirmeKlima santralleri bu ana kullanım amacınınyanında, aynı zamanda kapalı mahaldekonforlu yaşam açısından gereksinim du-yulan taze havayı da temin etmek; ayrıcabu taze hava içerindeki istenmeyen katipartikülleri, bir kısım gazları ve hattamikro-organizmaları tutabilmek amacıylada kullanılır. Bu açıdan bakıldığında klimasantrallerinin kullanım amacına ve hizmetverdikleri tesislere göre, endüstriyel ve

konfora hizmet eden santraller şeklinde ikiana grupta sınıflandırmak mümkündür.Konfor amaçlı klima santralleri, insanlarınyaşam alanlarındaki uygun hava koşulla-rını elde etmek için kullanılırlar. İş ve alışverişmerkezlerinde kullanılan iklimlendirme sis-temleri bunlara örnek olarak verilebilir. En-düstriyel tip klima santrallerin kullanımamacı ise üretilen ürün için uygun hava ko-şullarının (özellikle sıcaklık ve nem) eldeedilmesidir. En yaygın uygulama alanlarıise tekstil sektöründeki iplik üretim tesis-leri, kağıt üretimi ve kağıt işleyen tesisler,gıda sektörü, seramik fabrikaları ve petro-kimya tesisleri sayılabilir. Bu alanlar içeri-sinde tekstil ve kağıt sektörünün,sıcaklığın yanı sıra hassas bir nem kontrolüde gerektirmesinden ötürü önemi yüksek-tir. Hatta birçok tekstil kliması uygulama-sında tasarım hava debisinin çok yüksekolması sebebi ile klasik uygulamalarda kul-lanılan metal gövdeli klima santrallerininyerini inşai tip gövdeli cihazlar almaktadır. Endüstriyel kullanım adı altında sınıflandı-rılmakla beraber, tam olarak endüstriyel sı-nıflandırmaya dahil olmayan ilaç üretimtesisleri, ameliyathaneler, laboratuvarlar,bazı müze bölümleri ve bazı tıbbi ürünlerimalat ve üretim tesislerinde kullanılanklima santralleri ise hem tasarım ve üre-tim, hem de işletme ve bakım anlamındason derece hassas cihazlardır.En genel anlamda bir klima santralindeaşağıdaki hücreler yer alabilir. Buradakibazı hücreler (fanın yer aldığı hücreler gibi)zorunlu olarak yer aldığı gibi, bazı hücre-lerin de bulunması (nem alma hücresi gibi)tasarım ve işletme değerlerine bağlıdır.Hatta bazı hücreler tasarım ve dizayn şart-larına bağlı olarak birden fazla da yer ala-bilir (ön ısıtıcı, son ısıtıcı gibi).

• Emiş ve üfleme hücreleri• Damperli hava karışım hücresi• Filtre hücreleri• Isıtıcı batarya hücresi• Soğutucu batarya hücresi• Nemlendirme hücresi (çeşitli tiplerdenemlendiriciler kullanılabilir)• Isı geri kazanım hücresi• Nem alma hücresi

BAKIM İÇİN GEREKLİ ÖLÇÜ CİHAZLARI

Gürültü ve Titreşim KontrolüGürültü şiddeti, ölçüm standardı ve tiple-rine bağlı olarak değişmekle birlikte başyüksekliğinden ve birçok yerden ölçülme-lidir. Ölçüm için kontrol noktaları belirle-nirken genelde yerden 1,2m yükseklikteve gürültü kaynağından 1,2m uzaklık dik-kate alınmalıdır. Ses ve gürültü kontrolü,desibelmetre adı verilen denilen cihazlarlayapılmaktadır. Bu tip cihazlar genelde kap-asitif bir mikrofon ile ses basıncı ve şidde-tini ölçer. Bu cihazların düzenliperiyotlarda kalibrasyonlarının yapılmış ol-ması, ölçümün doğru sonuç vermesi açı-sından gerekli ve yasal anlamda zorunlubir şarttır.

Bu tip cihazlar, gürültü meydana getirdiğigibi titreşim de oluşturur. Özellikle motorve fanlar birer titreşim kaynağı olarak öneçıkar. Titreşim, bu kaynakların gövdeyeve/veya gövdenin bulunduğu yere nizamiolarak tespitinin yapılmamasından kay-naklı olabileceği gibi; fan hücresindekikayış-kaynak sisteminin ayarsızlığındanveya motor arızasından dolayı da mey-dana geliyor olabilir. Fan rotorlarının balasıda önemli bir titreşim kaynağıdır. Titreşim-lerin tespiti bu olumsuzlukların önüne ge-çilmesini sağlar.

Hava Hızı ve Debi ÖlçümüHava debisinin doğru ve kolayca ölçülebil-mesi için, projelendirmede ve tesis ele-manlarının yerleştirilmesinde ölçmeyöntemleri, ölçmede kullanılacak ölçü ci-hazı, ölçme donanımları vb. tespit edilerekgerekli önlemler alınmış ve hazırlıklar ya-pılmış olmalıdır. Bu hazırlıklar, ölçüm nok-talarının standartlara uygun olarak

Dr. Burak Olgun [email protected]

Zeta Bilgi Teknolojileri Yatırım Danışmanlığı Proje Araştırma Eğitim İç ve Dış Tic.Ltd.Şti.

Kuyubaşı, Kadıköy, İSTANBULTel: (0216) 449 29 38•Faks: (0216) 414 16 45

www.zetabt.com

Merkezi iklimlendirmesistemlerinde

periyodikbakım

Tipik bir klima santralinin kesit şeması.

Portatif bir gürültü-ses ölçüm cihazı ve bölümleri.

Page 143: TermoKlima Ocak 2011

m a k a l e

137Termo KlimaOcak 2011

belirlenmesini, bu noktalarda gövde veyakanal üzerinde ölçüm aletinin içeriye giri-şine uygun çapta delilerin açılmış ve sızdır-maz contalı tapalar ile kapatılarak ölçümehazır edilmesini, ölçüm metot ve şeklinegöre gerekiyorsa statik basınç prizlerininmontajını da kapsamaktadır.

Hava debisi ölçümü, klima santrali üze-rinde yapılabileceği gibi, santralin havagiriş/çıkış ağızlarında ve hava kanalları üze-rinde de yapılabilir. Ancak türbülansın ya-rattığı ölçüm hatalarının en azaindirilebilmesi imkan vermesi açısındanhava kanallarında yapılan ölçümler dahadoğru sonuç verdiği için tercih edilmelidir.Ayrıca kanal üzerinden yapılacak ölçümünteknik anlamda daha basit olacağı gözönüne alınmalıdır. Ancak hava kananlarıüzerinde, bina mimari durumu dikkate alı-narak standartlara uygun bir ölçüm nok-tası belirlenememesi durumunda klimasantrali içerinde ölçüm yapılması yolunagidilmelidir.

Bir doğrulama yöntemi olarak vantilatö-rün debi-basınç eğrilerinin bulunduğu gra-fiklerden de yararlanılabilir. Bu grafikler,vantilatörün devri ile belirlenen çalışma ke-sitindeki debi-basınç eğrilerini vermektedir.Ancak buradaki basıncın statik basınç ol-duğu unutulmamalıdır.

İklimlendirme Santralinin Bir Kesitiİçinde Hava Hızının ÖlçülmesiMerkezi iklimlendirme sistemi üzerinde ya-pılacak tüm ölçümler, TS EN 12599 no.’lustandart ile belirlenmiştir. Klima santralle-rinin kesiti içinde hava akış hızı ölçülürken,ölçüm cihazının kullanılabilmesi, ölçüm ya-pılan kesit içerisinde bir matris taranabil-mesi için geniş bir kesit alanına ihtiyaçduyulur. Bu nedenle hava akış yönünedoğru, bataryalardan sonra ölçüm yapıl-ması uygundur. Ayrıca bataryalar havanındağılımı homojenize de ederek dahadoğru ölçüm yapılmasını sağlarlar. Ancakölçüm sırasında sıcaklık değişimleri yarat-mamak için bataryaların kapalı olmasınadikkat edilmelidir.

Ölçmenin doğruluğu akımının biçimine,ölçme yöntemine ve ölçme cihazlarınınduyarlılığına bağlıdır. Ölçmede kullanılan

cihazlar, seçilen ölçme yöntemlerine görebelirli bir doğrulukta sonuç verirler. Ölçme-lerde çok duyarlı olmayan ve sık sık karşı-laştırmayı gerektirmeyen basit ölçmealetleri tercih edilmelidir. Bir venturi boru-sunun kullanılmasında%2-3’lük bir ölçütoleransı yeterli olabilir.

Hava Hızının Ölçülmesi İçin KullanılanÖlçü AletleriÇeşitli ölçüm aletleri kullanılmasıca karşınen çok kullanılan cihazlar, eğik manomet-reler, çarklı anemometreler ile kızdırmatelli anemometre (hot wire) olarak isimlen-dirilen cihazlardır. Çarklı ve sıcak telli mano-metreler ile günümüzde kullanımı, kolaylığınedeni ile daha çok ön plana çıkan elektro-nik fark basınç manometrelerinin düzenliperiyotlarda ölçüm doğrulamasının (kalib-rasyon) yapılarak belgelendirilmesi gerektiğidikkate alınmalıdır.

Debinin ÖlçülmesiÖlçüm noktalarının belirlenmesi için kana-lın eşdeğer hidrolik çapından faydalanılır.Bu durumda, akıma dik kesit alanının dörtkatının kanal çevresine oranı olan eşdeğerhidrolik çapın (D) bulunması gerekmekte-dir. Kanal ayrılma/birleşme parçası ileeğimli kanal parçaları, kesme ve kısma kla-pesi veya ayar elemanının arkasında birölçüm yapılmak istendiğinde bu eleman-lardan başlayarak yaklaşık 40 D uzunlu-ğunda doğrusal bir kanal parçasıbulunmalıdır. Kanala bir kılavuz kanat veya

bir yönlendirici yerleştirilebildiğinde 5 D –7 D uzunluğunda bir düz kanal parçası,ölçme için yeterlidir. Ayrıca türbülanslı birakışın oluşumunda ölçmenin doğruluğuiçin; hız dağılımının hız profiline uyup uy-madığı bir ölçme ile kontrol edilmelidir.Blender veya düzene ilişkin kat sayı değer-leri ilgili standartlardan (TS 1423, TS 1424,TS EN 12599, TS ISO 10780) alınmalıdır.Ölçü noktası arkasındaki düz boru uzun-luğu her durumda en az 5 D olmalıdır.Dikdörtgen kesitli kanallarda düzenin yer-leştirilmesi için genellikle yuvarlak kesitegeçilmesi gereklidir.

Uygulamalarda, gerek mekanik tesisatındurumu gerek de bina mimarisinin du-rumu dikkate alındığında yukarıda anlatı-lanların birçoğu mümkün olmayabilir. Budurumda yapılması gereken Herhangi birkanal ayrılma/birleşme veya dönüş parça-sından 6-10 D uzaklıkta bir ölçüm noktasıbelirlenmesidir. Bu ölüm noktasındansonra kanalın en azından 4 D kadar uzun-luğunda herhangi bir kanal bağlantı ele-manı bulunmamalı ve kanal düz birşekilde devam etmelidir. Burada yapılacakölçümün türbülans ya da akımın profil bo-zukluklarında etkilenip etkilenmediğininanlaşılması için kanal içerisinde daha öncebelirtilen standartlara göre ölçümler yapı-larak bir matris taranması ve bu matristekihız dağılımının akım profiline uygunluğu-nun kontrol edilmesi şarttır.

Aynı zamanda sıcaklık da ölçen bir çarklı anemometre.

Balometre (difüzör, swirl difüzör ve anemostat çıkışlarındaki hava debisinin

tayini için kullanılır)

Page 144: TermoKlima Ocak 2011

Sıcaklık ÖlçümüCihazın emiş sıcaklığı, üfleme sıcaklığı ve dışhava sıcaklığı düzenli olarak ölçülmelidir.Ortam havası sıcaklığının hatasız olarak öl-çülebilmesi için, ölçüm sırasında ışınım etki-sinden kesinlikle korunmalıdır. Psikrometricihazı olduğu gibi hava, termometre gövde-sini yalayarak hızla geçirilmediğinde özelmuhafazalı kuru termometreler kullanılmasıyoluna gidilmelidir. Muhafazanın gümüşveya rodyum kaplanmasında ölçme değer-leri, daha doğru olarak elde edilebilir. Uygu-lamada gümüş kaplama zamanlasilindiğinden hatasız ölçüm yapabilmek içinsilinen gümüş kaplama yeniden yapılmalıdır.

Bir ortamda zamana bağlı olarak sıcaklıkdeğişiminin seyri izlenmek isteniyorsa ter-mografın kullanılması tercih edilmelidir.Okunan sıcaklık değerleri, gözetlenen or-tamda denenmeli ve zaman zaman ge-rekli ayarlamalar yapılmalıdır.

Ancak günümüze elektronik uygulamala-rın geldiği nokta itibari ile elektronik sıcak-lık&nem kayıt cihazları, hem doğruluklarıhem de ergonomik boyutları açısındantercih sebebidir. Çok yaygın şekilde ve eko-nomik olarak temin edilebilen bu cihazla-rın sıcaklık ve nem değerlerini belirliperiyotlarda ölçerek uzun bir sure hafıza-sında tutan ve daha sonra bilgisayar orta-mına aktarılmasına imkan tanıyanmodelleri de mevcuttur.

Ekipman olarak ulaşılması zor bölgeler içininfrared tipi termometreler de kullanılabilir.Bu termometreler üzerinde kullanıcıya ko-laylık sağlanması amacı ile ölçüm noktasınıişaretleyen kırmızı renkli bir lazer işaretçibulunur. Lazerin işaretlediği nokta merkezlicihazın özelliğine göre değişen bir çaptabölgenin, mevcut sıcaklığı nedeni ile yay-makta olduğu ışınım miktarını belirlenerekölçüm yapılır. Ancak burada dikkat edil-mesi gerekli en önemli nokta, ölçüm yapı-lan yüzeyin ışınım yayma oranını belirtenemisivite değeridir. Bu değer siyah cisimleriçin “1” dir ve yüzeye göre farklılık göste-rir. Tam olarak doğru bir ölçüm için emisi-vite değeri yüzeye göre belirlenerek ölçümcihazına tanımlanmalıdır. Hali hazırda bir-çok infrared sıcaklık ölçüm cihazı, kullanı-cılarının bu tercihler arasında kalarak çokyanlış değerler kullanmasını önlemekamacı ile ve daha hızlı kullanım için budeğer cihaz içinde sabitlenmiştir ve kulla-nıcının tanımlamasına imkan vermez. Pro-fesyonel cihazlarda ise bu durum farklıdır.Bir cihaz seçiminde ölçüm alanın çapı veölçüm mesafesi de diğer önemli paramet-relerdir.

Ortam için ölçme noktaları, çalışma böl-gesinde simetrik şekilde dağılmış olmalıdır.Bu noktalar, ortama giren besleme havasıakımından doğrudan doğruya etkilenecekşekilde seçilmelidir. Termometre, muhafazasıile birlikte zeminden 1 metre yüksekliğe du-vardan 1 metre uzağa yerleştirilmelidir.Ölçme noktalarının sayısı, zemin yüzeyialanına göre aşağıdaki esaslara göre belir-lenmelidir:• 100 m² alana kadar 4-6 ölçme noktası• 300 m² alana kadar 6-10 ölçme noktası• 500 m² alana kadar 10 – 16 ölçme nok-tası seçilmelidir.

Ortam, bölge veya benzeri şekillerde alan-lara ayrıldığında yukarıdaki kurallar uygu-lanmalıdır.Dış hava sıcaklığı, gölgede ışınımdan ko-runmalı ve termometre ile ölçülmelidir.

Akım ve Gerilim ÖlçümüPens ampermetrelergerilim, akım dirençölçebilen aletlerdir.Fan motorlarınınelektrik tüketimive çektiği akım bucihazlar ile anlıkolarak görülebilir.Aşırı akım çekil-mesi gibi özell-kile motorkaynaklı arıza-ların tespitiiçin hızlı vepratik bir uygu-lamadır.

PERİYODİK BAKIM - SİSTEMİN GENELDURUMUNUN TESPİTİ

MevzuatSanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafındanmerkezi iklimlendirme sistemlerinin en azkullanım ömrü on yıl olarak belirlenmiştir.Gerek yerli ürünlerde imalatçı, gerek deithal ürünlerde ithalatçı firmalar tarafındansatış tarihini takiben en az bu süre kadarhem cihazlara teknik servis hizmetinin ve-rilmesi, hem de ihtiyaç duyulduğun yedekparça tedariğinin sağlanması zorunludur.Aynı zamanda birçok diğer cihazda da ol-duğu gibi bu tip cihazlar, tüm ticari veyasal koşullara uygun olarak temin edildik-lerinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı gözeti-minde malzeme ve işçilik hatalarına karşıiki yıl garanti altındadır. Bu garanti, stan-

m a k a l e

138 Termo Klima Ocak 2011

Infrared termometre

Sıcak & Nem ölçüm ve kayıt cihazı (dataloger), USB bilgisayar bağlantılı

[yaklaşık boyutu 10 cm.]

Pens Ampermetre

Page 145: TermoKlima Ocak 2011

m a k a l e

139Termo KlimaOcak 2011

dart ve uygun olmayan montaj ve işletmekoşulları altında işletmeyi, montaj ve yet-kisiz onarım ile elektrik beslemesi kaynaklıarıları ve cihaz üzerindeki filtre ve kayışgibi sarf malzemeleri kapsamamaktadır.

Hücre İçi Kontroller ve BakımıSantraller içten kontrol edilerek saca zararverebilecek maddeler temizlenmeli ve gere-kiyorsa belirli periyotlarda korozyonu engel-leyecek kaliteli bir boyayla pas oluşumununönüne geçilmelidir. Özellikle dış hava giri-şinde yağmur ve havanın nemi yüzünden,nemlendirme ve soğutucu batarya hücrele-rinde nemin bu hücre duvarlarında yoğuş-ması nedeni ile korozyon sıklıklagörülebilmektedir. Ayrıca hücre kapıları vepanellerdeki kilit ve menteşeler yağlanmalı,hücre kapılarında bulunan ve fitil olarakisimlendirilen lastik contaların sızdırmazlığıda düzenli olarak teyit edilmelidir.

• Hava Filtreleri• Panel Filtreler: Filtre kirlenmesinin birgöstergesi basınç düşümüdür. Panel filtreasağıda belirtilen şekilde temizlenmelidir.• Silkeleyerek ve vakumlu bir süpürge ile• Basınçlı hava ile

• Sıcak su ile yıkanarak (su sıcaklığının filt-reye zarar verecek kadar yüksek olmama-sına özen gösterilmelidir)Filtre elemanları çok kirliyse yılda bir keredeğiştirilebilir. Değiştirme sırasında filtreninyerine doğru olarak takılmasına dikkatedilmelidir. Değişimi veya temizliği yapılanfiltrenin, filtre çerçevesine düzgün otat-mamasından kaynaklı filtrasyon sıkıntılarısıklıkla rastlanan bir durumdur. Filtre pü-rüzlü ve açık yüzeyin kirli hava tarafına,düzgün yüzeyinin ise temiz hava tarafınagelmesi gerekir.• Torba Filtreler: Biçimleri ve yapıları nede-niyle torba filtrelerin ömrü uzundur. Filtre-lerin her ay basınç düşümlerini vekonumunu kontrol edilmeli ve öngörülenen fazla basınç düşümüne ulaştığında filt-reler yenilenmelidir. Otomasyon sisteminesahip klima santrallerinde, filtrelerin giriş-çıkışı arasındaki fark basıncı ölçerek set de-ğerine ulaştığında kirlilik alarmı veren uyarısistemleri kullanılmaktadır.• Diğer Tip Filtreler: Filtrenin imalat vebakım bilgilerine göre hareket edilmelidir.• Hava DamperleriHava damperlerinin tüm dönen noktala-rına PVC rulmanlar bulunmaktadır. Bu ne-denle yağlama gerekmez. Ancak biriken

toz basınçlı havayla giderilmelidir. Kanatçıkcıvataları, hareket mekanizmasının dam-pere bağlantı cıvatası kontrol edilmeli vegerekli ise sıkılmalıdır. Bu cıvataların fonk-siyon dışı karalar damper motorunun ha-reketini dampere iletmemesi kaynaklısorunlara sıklıkla rastlanmaktadır.

• BataryalarHava giriş tarafının kirliliği en az yılda bir kezkontrol edilmelidir. Gerekiyorsa bu parçalarısökerek basınçlı havayla ve basınçlı deter-janlı suyla hava akis yönünün tersi yönde te-mizlenmelidir. Aşırı kirlilik oluşmasıdurumunda filtreleri ve/veya filtrelerin konu-munu kontrol edilmelidir. Soğutucular ve isigeri kazanım bataryalarının dönüş bölü-münde su yoguşması görülmesi doğaldır.Yoguşma suyu tahliyesi için drenaj bağlan-tısının doğru çalışıp çalışmadığı kontrol edil-melidir. Isıtıcılara, santral kapalı olduğuzaman sıcaklık düşümü ve içindeki suyundonması nedeni ile hasar görmesini önle-mek amacı ile donma termostatı takılmalıve bu donma termostatının ayarı kış mevsi-minden önce kontrol edilmelidir. Eğer glikoldoldurulmuş ısı değiştiricilerin içindeki glikoloranı her yıl kontrol edilmelidir.

• Santrifüj FanlarYataklarda kullanılan rulmanın özelliğinedeğişiklilik göstermesine rağmen genellikle50°C’nin altındaki sıcaklıklar ve temiz ça-lışma koşullarında kapalı rulmanlarda yağ-lama gerektirmez. Yüksek sıcaklıklar ya daçok kirli hava gibi çok değişik çalışma ko-şullarında yağlama gereklidir. Bu durumdakullanılacak yağın miktarı ve kalitesi üreticifirma tarafından bildirilmelidir. Elektrik mo-torundaki rulmanların yağlanması gerek-mektedir. Fan çalışmaya başladıktan sonraveya V kayışları değiştirildikten sonra birhafta içinde ve ardından iki hafta sonra ka-yışların gerginliği kontrol edilmeli ve gere-kiyorsa ayarlanmalıdır. Daha sonra Vkayışların gerginliğini ve kalitesi her çaydabir kontrol edilmelidir. Yataklara aşırı yükgelmemesi için, kayışların fazla gergin ol-mamasına dikkat etmek şarttır.

Bakımın RaporlanmasıSistemi oluşturan cihazların her biri üze-rinde yapılan her işlem, ayrı ayrı belgelen-melidir. Bu amaçla klima santrallerininher birine bakım kartı hazırlanmalı, bukartlar üzerinde her santralin bileşeni ayrıbelirtildikten sonra bunlar üzerinde yapıl-ması planlanan bakımlar, açıklamaları veperiyotları yer almalıdır. Bakımı gerçekleş-tiren personel, kendi kimlik bilgisi ile ilgilibileşenin bakım alanını doldurması zo-runludur.Paket tip bir hijyenik kilma santrali.

Page 146: TermoKlima Ocak 2011

BİRİNCİ BÖLÜM:Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve kapsamMADDE 1(1) Bu Yönetmelik, elektrik piyasasında;yalnızca kendi ihtiyaçlarını karşılamakamacıyla kojenerasyon tesisi kuran gerçekve tüzel kişilerden lisans alma ve şirketkurma yükümlülüğünden muaf tutulacak-lara ve yenilenebilir enerji kaynaklarına da-yalı kurulu gücü azami beş yüz kilovatlıküretim tesisi ile mikro kojenerasyon tesisikuran gerçek ve tüzel kişilerden lisansalma ve şirket kurma yükümlülüğündenmuaf tutulanlara uygulanacak usul veesaslar ile yenilenebilir enerji kaynaklarınadayalı kurulu gücü azami beş yüz kilovatlıküretim tesisi ve mikro kojenerasyon tesisikuran tüzel kişilerin ihtiyaçlarının üzerindeürettikleri elektrik enerjisinin sisteme veril-mesi halinde uygulanacak teknik ve maliusul ve esasları kapsar.

DayanakMADDE 2(1) Bu Yönetmelik, 20/2/2001 tarihli ve4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 3üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar ve kısaltmalarMADDE 3 (1) Bu Yönetmelikte geçen;a) Adalanma: Dağıtım sisteminin üretimtesisi bulunan bir bölgesinin dağıtım sis-teminden fiziksel olarak ayrılmasını,b) AG: Etkin şiddeti 1000 Volt ve altındakigerilimi,c) Anma Gerilimi: AG tek faz sistemleriçin etkin şiddeti 230V, AG üç fazlı sistem-ler için 400 V, YG sistemler için ise bağ-lantı noktasında tanımlanan geriliminnominal değerini,ç) Bağlantı: Üretim tesisinin AG veya YGseviyesinde bir koruma teçhizatı üzerindendağıtım sistemiyle irtibatlandırılmasını,d) Bağlanabilirlik oranı: Dağıtım sisteminebağlı üretim tesislerinin kısa devre katkısıhariç bağlantı noktasındaki üç faz kısadevre akımının, bağlanacak üretim tesisi-nin nominal akımına bölümü ile elde edi-lecek değeri, e) Bağlantı Ekipmanı: Üretim tesisinin da-ğıtım sistemine bağlantısı için kullanılan,üretim tesisi üzerinde veya üretim tesisi ilebağlantı noktası arasında tesis edilen ko-ruma ve kumanda sistemlerinin bütününü,f) Bağlantı noktası: Kullanıcıların bağlantıanlaşmaları kapsamında dağıtım siste-mine bağlandıkları dağıtım merkezi,

transformatör ya da girdi-çıktı yapılanhattan irtibat kurulan en yakın dağıtımmerkezi veya transformatör,g) Bağlantı ve sistem kullanım usul veesasları: Bu Yönetmelik kapsamındakiüretim tesislerinin dağıtım sistemine bağ-lantısına ilişkin tasarım, bağlantı ve sis-tem kullanım usul ve esaslarını içerenKurul kararını,ğ) Evirici: Doğru akımı alternatif akımadönüştüren düzeneği,h) İlgili mevzuat: Elektrik piyasasına ilişkinkanun, yönetmelik, tebliğ, genelge, Kurulkararları ile ilgili tüzel kişilerin sahip ol-duğu lisans veya lisansları, ı) İlgili standart: Üretim tesisinde kullanı-lacak teçhizat, bağlantı sistemi ve perfor-mans kriterlerine ilişkin olan, önceliksırasına göre Türk Standartları / CENELEC/ IEC ve diğer uluslararası standartları,i) İlgili teknik mevzuat: Bakanlık tarafın-dan çıkarılmış elektrik üretim, iletim ve da-ğıtım tesislerinin güvenli ve kararlıişletilebilmesi için gereken şartları ve stan-dartları içeren 4/11/1984 tarihli ve 18565sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrikİç Tesisleri Yönetmeliği, 21/8/2001 tarihlive 24500 sayılı Resmî Gazete’de yayımla-nan Elektrik Tesislerinde TopraklamalarYönetmeliği, 30/11/2000 tarihli ve 24246sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ElektrikKuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği ilediğer yönetmelik ve tebliğleri,j) Kojenerasyon tesisi: Isı ve elektrikve/veya mekanik enerjinin eş zamanlı ola-rak üretiminin gerçekleştirildiği tesisi, k) Mikro kojenerasyon tesisi: Elektrikenerjisine dayalı toplam kurulu gücü 50kW ve altında olan kojenerasyon tesisini,l) OSB: Organize Sanayi Bölgesi, m) Tüketim tesisi: Bir gerçek ya da tüzelkişinin uhdesinde olup bağlantı anlaşmasıya da yerine kaim bir sözleşme kapsa-mında dağıtım sistemine bağlı, elektrikenerjisi tüketen birim, tesis ya da teçhizatı,n) Yenilenebilir enerji kaynağı: Hidrolik,rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle,dalga, akıntı enerjisi ve gel-git gibi fosilolmayan enerji kaynağını,o) YG: Etkin şiddeti 1000 Voltun üzerindeolan gerilimi, ifade eder.(2) Bu Yönetmelikte geçen ana kolonhattı, kolon hattı ve yapı bağlantı hattıibareleri Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliğin-deki anlam ve kapsama; diğer ifade ve kı-saltmalar ise ilgili mevzuattaki anlam vekapsama sahiptir. Ayrıca üretim tesisiyletüketim tesisinin dağıtım sistemine aynıbaradan bağlı olması halinde her ikisiaynı yerde kabul edilir.

İKİNCİ BÖLÜM:Ticari ve Teknik Hükümler

Lisans alma ve şirket kurma muafiyeti MADDE 4(1) Mikro kojenerasyon veya kurulu gücüazami 500 kW olan yenilenebilir enerjikaynaklarına dayalı üretim tesislerindeüretim faaliyetinde bulunan gerçek veyatüzel kişiler lisans alma ve şirket kurmayükümlülüğünden muaftır.(2) Yalnızca kendi ihtiyacını karşılamakamacıyla, tesis toplam verimliliği25/10/2008 tarihli ve 27035 sayılı ResmîGazete’de yayımlanan Enerji Kaynaklarınınve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artı-rılmasına Dair Yönetmelikte belirlenen de-ğerin üzerinde olan kojenerasyon tesisikuran gerçek veya tüzel kişiler lisans almave şirket kurma yükümlülüğünden muaftır.(3) Bu Yönetmelik kapsamında, her birtüketim tesisi için ancak bir adet mikrokojenerasyon tesisi ya da yenilenebilirenerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi yada tesisleri kurulabilir. Bir gerçek veyatüzel kişinin, uhdesindeki her bir tüketimtesisi için kuracağı yenilenebilir enerji kay-naklarına dayalı üretim tesisinin veya tes-islerinin toplam kurulu gücü 500 kW’tanfazla olamaz. (4) Bu Yönetmelik kapsamında üretim te-sisi kuracak kişilerin üretim tesisleri ile tü-ketim tesisleri aynı dağıtım bölgesiiçerisinde olur.

Bağlantı başvurusu ve değerlendirilmesiMADDE 5(1) Bu Yönetmelik kapsamına giren üretimtesisleri dağıtım sistemine bağlanır. Dağı-tım şirketi, üretim tesisinin teknik özellikle-rine ve bağlantı noktası itibarıyla dağıtımsisteminin mevcut kapasitesine göre üre-tim tesisini YG ve AG gerilim seviyesindendağıtım sistemine bağlayabilir. Bağlantıbaşvurusu talebi, ancak bu Yönetmelik hü-kümleri ve Bağlantı ve Sistem KullanımUsul ve Esasları çerçevesinde reddedilebilir.(2) Bu Yönetmelik kapsamında üretimfaaliyetinde bulunmak isteyen gerçek veyatüzel kişi, bağlantı ve sistem kullanımıamacıyla, ekinde aşağıdaki bilgi ve belge-ler bulunan matbu bir dilekçe ve EK-A’daki Lisanssız Üretim Bağlantı BaşvuruFormu ile doğrudan ilgili dağıtım şirketineveya OSB dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiyebaşvurur. Bağlantı Başvuru Formu ekindeaşağıdaki bilgi ve belgeler de sunulur:a) Üretim tesisinin kurulacağı yere aittapu kaydı veya kira sözleşmesi veya kul-lanım hakkını gösterir sair belge,

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan:ELEKTRİK PİYASASINDA LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK

y ö n e t m e l i k

140 Termo Klima Ocak 2011

Page 147: TermoKlima Ocak 2011

y ö n e t m e l i k

141Termo KlimaOcak 2011

b) Kojenerasyon tesisleri için tesis toplamverimliliğine ilişkin bilgi ve belgeler,c) Rüzgâr ve güneş enerjisine dayalı tesis-ler hariç olmak üzere yenilenebilir enerjikaynaklarının kullanım hakkının elde edil-diğine dair belge. (3) Dağıtım şirketi, ihtiyaç duyması ha-linde üretim tesisi kuracak gerçek veyatüzel kişiden ek bilgi ve belge talep ede-bilir, ancak 25/9/2002 tarihli ve 24887 sa-yılı Resmî Gazete’de yayımlanan ElektrikPiyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğikapsamında temin edilmiş bilgiler ayrıcaistenemez. (4) Bu Yönetmelik kapsamında üretimfaaliyetinde bulunmak isteyen gerçekveya tüzel kişilerden her takvim ayı içindealınan başvurular takip eden ayın ilk 15günü içinde toplu olarak değerlendirilirve sonuçlandırılır. TEİAŞ görüşü sorulanbaşvurularda bu süre sadece dağıtım şir-ketinin işlemleri için uygulanır. Eksik veyayanlış evrak verenlerin başvuruları değer-lendirmeye alınmaz. (5) Bu Yönetmelik kapsamında YG sevi-yesinden dağıtım sistemine bağlanmakisteyen rüzgâr enerjisine dayalı üretim te-sisi bağlantı başvuruları için transforma-tör merkezi bazında TEİAŞ’ın bildireceğibağlanabilir kapasite esas alınır. (6) Dağıtım şirketince dağıtım sisteminebağlantısı yapılacak olan üretim tesisininbağlantısına ilişkin değerlendirmede; a) Başvurunun yenilenebilir enerji kaynak-larına dayalı olması, b) Başvurunun tüketim tesisi ile aynıyerde olması,c) Başvuru sahibinin önceden uygun bu-lunmuş bir başvurusunun olmaması kriter-leri sıra ile uygulanır. Yapılan değerlendirmesonucunda, birden fazla başvurunun tümkriterleri sağlaması durumunda başvurusırası dikkate alınır. (7) Her bir bağlantı noktasında bir kişiyeyenilenebilir enerji kaynaklarına dayalıüretim tesisleri için en fazla 500 kW,mikro kojenerasyon tesisleri için en fazla50 kW tahsis yapılabilir. (8) YG gerilim seviyesinden bağlantı ta-lebinde bulunan rüzgâr enerjisine dayalıüretim tesisi başvuruları beşinci fıkra kap-samında TEİAŞ tarafından her bir trafomerkezi için bildirilen bağlanabilir kapasi-teye ulaşıncaya kadar başvuru sırasınagöre dağıtım sistemine bağlanır.

Bağlantı ve sistem kullanımı MADDE 6(1) Dağıtım şirketi, 5 inci madde kapsa-mında yapılan başvurulara ilişkin gerek-çeli değerlendirme neticesini ve bağlantınoktası uygun bulunmayan başvurulariçin varsa alternatif bağlantı önerisini,başvuru sahibine yazılı olarak bildirir. Bağ-lantı başvurusu uygun bulunan veya da-

ğıtım şirketince teklif edilen alternatifbağlantı noktası önerisini kabul eden ger-çek veya tüzel kişinin, yazılı bildirim tari-hini izleyen altmış gün içerisinde,aşağıdaki belgeleri dağıtım şirketine ek-siksiz sunması halinde kendisiyle otuzgün içerisinde bağlantı ve sistem kulla-nım anlaşmaları imzalanır.a) İlgili kurumlardan alınması gerekenizin, onay, ruhsat ve benzeri belgeler,b) Bakanlık veya Bakanlığın yetki verdiğikuruluş ve/veya tüzel kişiler tarafındanonaylanan projeler,c) Bağlantı ve Sistem Kullanım Usul ve Esas-larında belirlenecek Tip Test Formu’nda be-lirtilen bilgileri ihtiva eden ve TürkStandardları Enstitüsü veya akredite edilmişbir laboratuvardan alınmış tip test raporları,ç) Üretim tesisinin; dağıtım sisteminebağlantısında, korumasında veya kuman-dasında üretim tesisine ilave olarak dâhiliveya harici bir bağlantı ekipmanının kul-lanılacak olması durumunda, bu bağlantıekipmanlarının Türk Standardları Ensti-tüsü veya akredite edilmiş bir laboratu-vardan alınmış tip test raporları.(2) Üretim tesisinin dağıtım sisteminebağlantısında kullanılacak olan bağlantıekipmanı üretim tesisinin ayrılmaz birparçasıdır. Üretim tesisinin dağıtım siste-mine bağlantısında, korumasında veyakumandasında üretim tesisine ilave ola-rak dâhili veya harici bir bağlantı ekip-manı kullanılması durumunda, bağlantıekipmanları da üretim tesisine ilişkinkabul testlerine dâhil edilir. (3) Bu Yönetmelik kapsamında; bağlantıve sistem kullanımı taleplerinin değerlen-dirilmesinde uygulanacak Bağlantı ve Sis-tem Kullanım Usul ve Esasları ile bağlantıve sistem kullanım anlaşmalarında yeralacak genel hükümler, dağıtım şirketle-rinin görüşü alınarak Kurul tarafından be-lirlenir. Belirlenen usul ve esaslar ile genelhükümler dağıtım şirketlerinin internetsayfasında yayımlanır. (4) Mülkiyet ve işletme sınırları, bağlantıanlaşmasında belirlenir. (5) Üretim tesisleri, sistem kullanım anlaş-masında belirtilen tarihten itibaren sistemeenerji verebilir. Bu tarih, hiçbir şekilde Ba-kanlık veya Bakanlığın yetki verdiği kuru-luş ve/veya tüzel kişiler tarafından üretimtesisinin geçici kabulünün yapıldığı tarih-ten önce veya geçici kabul tarihinden iti-baren onbeş günden geç olamaz. (6) Bu Yönetmelik kapsamında üretim faa-liyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişiler;a) Üretim ve tüketim tesislerinin aynıyerde olması halinde sisteme verdiği veyasistemden çektiği net enerji miktarı için,b) Üretim ve tüketim tesislerinin aynı yerdeolmaması halinde sisteme verdiği ve sis-temden çektiği enerji miktarları için ayrıayrı dağıtım sistemi kullanım bedeli öder.

Üretim tesislerinin tasarım ve bağlantı esaslarıMADDE 7(1) Üretim tesisi, sayacın bulunduğunokta itibarıyla dağıtım sisteminin gerilimseviyesi ve frekans düzeyi (50 Hz) ileuyumlu olacak ve akım ve gerilim harmo-nikleri ile fliker etkisi bakımından diğerdağıtım sistemi kullanıcılarına olumsuzetki yapmamalıdır.(2) Üretim tesisi, şebeke kaybı (Loss ofMains) veya dağıtım sisteminde bir kısadevre arızası oluşması durumunda ve ola-ğandışı şebeke koşullarının varlığında da-ğıtım sistemiyle bağlantısı kesilecek vedağıtım sistemine kesinlikle enerji verme-yecek şekilde tasarlanır, kurulur ve işletilir. (3) Üretim tesisinin dağıtım sisteminebağlantısının, dağıtım sisteminin toprak-lama sistemine ve ilgili teknik mevzuatauygun olarak yapılması şarttır. (4) Dağıtım şirketi, dağıtım sistemine YGseviyesinden bağlantı yapacak olan üretimtesislerinden, bağlantı noktasındaki geri-lim, aktif ve reaktif güç ve bağlantı duru-muna ilişkin verilere erişmek amacıylaizleme sistemlerinin kurulmasını talep ede-bilir. İzleme sisteminin teknik özellikleri da-ğıtım şirketi tarafından belirlenir. BuYönetmelik kapsamında üretim faaliye-tinde bulunan gerçek veya tüzel kişi, buamaçla tesis edilmesi gereken altyapı veekipmanlardan sadece üretim tesisi ilebağlantı anlaşmasında belirlenen mülkiyetsınırı arasındakileri temin ve tesis eder.(5) Üretim tesisinin tüketim tesisinin bu-lunduğu yerde kurulmak istenmesi ha-linde, yapı bağlantı hattının akım taşımakapasitesini aşmamak kaydıyla, binanınherhangi bir bölümünde kurulacak üre-tim tesisi, bina iç tesisatı ile kolon/anakolon hatları ilgili teknik mevzuatta belir-lenen karakteristiğe uygun olmalıdır. (6) Dağıtım şirketi, ihtiyaç duyduğu andapersonelinin kolayca ulaşabileceği, dağı-tım sistemine bağlantı noktasında kilitle-nebilir, kontaklarının pozisyonu üretimtesisinin dağıtım tesisinden ayrıldığınınbelirlenebilmesine imkân sağlayacak şe-kilde, bağlanan sistemin özelliklerineuygun yük ayırıcısı veya kesici ve ayırıcıtesis edebilir.(7) YG seviyesinden bağlı üretim tesisleriiçin 19/2/2003 tarihli ve 25025 sayılıResmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Pi-yasası Dağıtım Yönetmeliği ilgili hüküm-leri de uygulanır.(8) Dağıtım sistemine bağlanmış bir üre-tim tesisi ve/veya teçhizatı ayarlarındaherhangi bir değişiklik ancak dağıtım şir-ketinin onayı ile imalatçı talimatlarınauygun olarak yapılabilir.(9) 4 üncü maddenin birinci fıkrası kapsa-mında gerçek kişilerce kurulacak mikroko-jenerasyon tesisleri ile ikinci fıkrası

Page 148: TermoKlima Ocak 2011

kapsamındaki kojenerasyon tesislerinin sis-teme enerji kaçırmayacak şekilde tasarlan-ması, kurulması ve işletilmesi esastır.

Bağlantı noktası seçimiMADDE 8(1) Başvuruda beyan edilen üretim tesisi-nin kurulu gücünün;a) 11 kW ve altında olması halinde AG,b) 11 kW’ın üzerinde olan üretim tesis-leri, yapılan teknik değerlendirme sonu-cunda AG veya YG seviyesinden dağıtımsistemine bağlanır. Bu husustaki bağlantışartları Bağlantı ve Sistem Kullanım Usulve Esaslarıyla belirlenir.(2) Bu Yönetmelik kapsamında dağıtımsistemine bağlanan tüketim tesisi ile aynıyerdeki üretim tesislerinin dağıtım siste-mine bağlantısı için ek yatırım gerekmesihalinde ilgili mevzuatta yer verilen branş-man hattına ilişkin hükümler uygulanır.(3) AG seviyesinden bağlanacak üretimtesislerinin toplam kapasitesi, bu üretimtesislerinin bağlı olduğu dağıtım transfor-matörünün gücünün yüzde otuzunu(%30) geçemez.(4) Bir dağıtım transformatöründe bir ki-şiye bir yıl içerisinde tahsis edilebilecekkapasite EK-B tabloya göre belirlenir.(5) Bağlanılacak noktanın bağlanabilirlikoranının; a) Kurulu gücü 500 kW’ın üzerindeki ko-jenerasyon tesisleri için ise 35’in, b) Diğer üretim tesisleri için 100’ün üze-rinde olması esastır. Bağlanabilirlik oranı-nın bu değerlerin altında olmasıdurumunda dağıtım şirketi bağlantı içinbaşka bir bağlantı noktası teklif edebilir.(6) Bağlantı noktası itibarıyla, üretim te-sisinin kısa devre akımına katkısı ile bir-likte oluşabilecek kısa devre akımı,dağıtım sistemi teçhizatının kısa devreakımı dayanma değerini aşamaz.

İşletme koşullarının dışına çıkılmasıMADDE 9(1) Can ve mal emniyetinin sağlanmasıiçin, bu Yönetmelik kapsamında kurulanüretim tesisi ile bağlantı ekipmanının, şe-beke kaybı olması veya kısa devre arızasıoluşması durumlarında Bağlantı ve SistemKullanım Usul ve Esaslarında belirlenenkoşullara uygun olarak dağıtım sistemiylebağlantısının kesilmesi zorunludur. Üretimtesisi, bu durumların her birinde sistemdeadalanmaya neden olmadan dağıtım sis-teminden ayrılmalıdır.(2) Dağıtım şirketi gerekçelerini bildirmekkaydıyla, bağlantı noktasındaki dağıtımsisteminin durumuna göre ilgili mevzu-atta öngörülen işletme koşulları dışına çı-kılmaması ve üretim tesisinin flikeretkisinin uygun seviyeye getirilebilmesiiçin ilave koruma tedbirlerinin alınmasınıisteyebilir.

Güç kalitesiMADDE 10(1) Üretim tesisi ve bağlantı ekipmanı,Bağlantı ve Sistem Kullanım Usul ve Esas-larında belirlenen güç kalitesi parametre-lerini ve elektromanyetik uyumlulukkonusundaki standartları sağlamalıdır.(2) Evirici ile bağlanacak üretim tesisleri-nin, tasarımı sebebiyle dağıtım sistemineenjekte ettiği doğru akım miktarı üretimtesisinin anma akımının binde beşini ge-çemez.

Teknik sorumlulukMADDE 11(1) Dağıtım sistemine AG ve YG seviye-sinden bağlanacak üretim tesislerinin ya-pımı, işletmeye alınması ve işletilmesisorumluluğu üretim faaliyetinde bulunangerçek veya tüzel kişiye aittir. Bu kap-samda;a) AG seviyesinden yapılacak bağlantılariçin, üretim tesisinin geçici kabulü yapılın-caya kadar,b) YG seviyesinden yapılacak bağlantılariçin, üretim tesisinin projelendirilmesiaşamasından başlamak üzere işletme sü-resince görev yapacak ilgili teknik mev-zuata göre yetkili işletme sorumlusuistihdam etmek zorunludur. (2) İşletme sorumlusu, üretim tesisi vemütemmim cüzlerinin ilgili mevzuat ve il-gili teknik mevzuata uygun olarak teçhizedilmesi ve işletilmesine nezaretle görevli-dir. Sorumlu olduğu mevzuata aykırılıklar-dan kaynaklanacak zararlardan işletmesahibi ile beraber müteselsilen sorumludur.

Uyum, bakım ve testlerMADDE 12(1) Üretim faaliyeti gösteren gerçek veyatüzel kişi; dağıtım sistemine bağlanacaküretim tesisinin, dağıtım sistemine, buYönetmeliğe ve bağlantı ve sistem kulla-nım anlaşmalarına uygun olduğunu aşa-ğıdaki usul ve esaslar çerçevesindedağıtım şirketine bildirir;a) Üretim faaliyeti gösterecek gerçek veyatüzel kişi; üretim tesisine ait imalat testiveya sertifikaları içerecek şekilde gereklitüm teknik verilerin ve parametrelerin yeraldığı bir uyum raporunu üretim tesisininhizmete alınması ve senkronizasyonun-dan en az bir ay önce hazırlar.b) Üretim faaliyeti gösterecek gerçekveya tüzel kişi; dağıtım şirketi ile mutabıkkaldığı bir test programı ve takvimi çer-çevesinde, otomatik gerilim ve hız regü-latörleri, diğer kontrol ve iletişimsistemleri üzerinde yapılacak hizmetealma testlerinin bir parçası olan açık veyüklü devre ve fonksiyon testlerini dağı-tım şirketi ile Bakanlık veya Bakanlığınyetki verdiği kuruluş ve/veya tüzel kişilergözetimi altında yapar.

c) Üretim faaliyeti gösterecek gerçek veyatüzel kişi; testlerden elde edilen sonuçlarıve kontrol sistemi parametrelerinin sonayarlarını içeren bir nihai uyum raporuhazırlar ve dağıtım şirketine sunar.(2) Üretim tesisine ilişkin imalat testleri vedağıtım şirketi ile Bakanlık veya Bakanlı-ğın yetki verdiği kuruluş ve/veya tüzel ki-şiler gözetiminde yapılan fonksiyontestlerinden elde edilen sonuçlar, üretimtesisinin tip test raporunda sunulan veri-ler ile uyumlu olmak zorundadır.(3) Üretim faaliyeti gösteren gerçek vetüzel kişi, üretim tesisinin bakımından so-rumludur. Üretim tesisinin ve bağlantı sis-teminin, imalatçıların bakım ve/veya rutindeney için verdiği zaman dilimlerinde vebağlantı anlaşmasındaki hükümlere göreyapılacak periyodik bakımlarının ilgili tek-nik mevzuata göre yetkili teknik personeltarafından yapılması ve yaptırılan periyo-dik bakımlara ilişkin raporların dağıtımşirketine sunulması zorunludur.(4) Dağıtım şirketi, bu Yönetmelik kapsa-mında kurulan üretim tesisi ile üretim te-sisi ve bağlantı sisteminde yapılan bakım,test ve deneylerin bu Yönetmelikte belir-lenen esaslara uygunluğunu denetleyebilir.

SayaçlarMADDE 13(1) Bu Yönetmeliğin uygulanması amacıyla,üretim ve tüketim tesislerinin aynı yerde bu-lunması halinde, bağlantı anlaşmasında be-lirlenen yere ilgili mevzuatta tüketicisayaçlarına ilişkin belirlenen özelliklere sahipve çift yönlü ölçüm yapabilen sayaç takılır. (2) Üretim tesisinin tüketim tesisiyle aynıyerde bulunmaması halinde ise bağlantıanlaşmasında belirlenen yere ilgili mevzu-atta dengeleme ve uzlaştırma sisteminingerektirdiği haberleşmeyi sağlayabileceksayaçlar için belirlenen özelliklere sahipsayaç takılır.(3) Dağıtım sistemine bağlı her bir tüketimtesisinin tüketimini ölçmek amacıyla ayrı birsayaç bulundurulması zorunludur. Fatura-lamaya esas ölçüm noktası sisteme bağlantınoktasında birinci veya ikinci fıkraya uygunolarak tesis edilecek çift yönlü sayaçtır.

İhtiyaç fazlası enerjiMADDE 14(1) Dağıtım şirketi, bu Yönetmelik kapsa-mında üretim faaliyeti gösteren kişilerin da-ğıtım sisteminden çektikleri elektrik enerjisimiktarının tespiti ve faturalaması sırasında,bu Yönetmelik kapsamındaki üretim tesis-lerinde üretilerek dağıtım sistemine verilenelektrik enerjisi miktarını da tespit eder.(2) Lisanssız üretim yapan gerçek ve tüzelkişilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamak içinüretim yapmaları esastır. Lisanssız üretici-ler ikili anlaşma ile elektrik enerjisi satışıyapamazlar.

y ö n e t m e l i k

142 Termo Klima Ocak 2011

Page 149: TermoKlima Ocak 2011

y ö n e t m e l i k

143Termo KlimaOcak 2011

(3) Bu Yönetmelik kapsamında, a) 4 üncü maddenin birinci fıkrası uyarıncagerçek veya tüzel kişilerce kurulan yenile-nebilir enerji kaynaklarına dayalı üretimtesislerinde üretilen elektrik enerjisi,b) 4 üncü maddenin ikinci fıkrası uyarıncakurulan kojenerasyon tesislerinde üretile-rek üretim tesisi ile aynı yerde kurulu tü-ketim tesislerinde tüketilemeyen elektrikenerjisi aynı kişinin uhdesindeki, üretimtesisiyle aynı yerde olmayan bir tüketimtesisinde de tüketilebilir. (4) 4 üncü maddenin ikinci fıkrası kapsa-mında kurulan kojenerasyon tesisleri ileaynı maddenin birinci fıkrası kapsamındagerçek kişilerce kurulan mikro kojeneras-yon tesisleri ve yenilenebilir enerji kay-naklarına dayalı üretim tesislerininişletilmesi esnasında sisteme verilen fazlaenerji için ödeme yapılmaz.(5) 4 üncü maddenin birinci fıkrası kap-samında tüzel kişiler tarafından,a) Tüketim tesisi ile aynı yerde kurulan üre-tim tesislerinde üretilerek dağıtım siste-mine verilen ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi, b) Tüketim tesisinden farklı yerde kurulanüretim tesislerinde üretilerek dağıtım sis-temine verilen elektrik enerjisinin, üretimtesisi ile aynı yerde olmayan tüketim tesisiya da tesislerinde, dağıtım sistemi kayıporanları da dikkate alınarak belirlenecektüketim miktarı tenzil edilerek her faturadönemi için hesaplanacak tüketimi aşankısmı perakende satış lisansı sahibi dağı-tım şirketi tarafından satın alınır. (6) Perakende satış lisansı sahibi dağıtım şir-keti, birinci fıkra kapsamında yapılan tespittarihini izleyen on işgünü içerisinde, dağıtımsistemine verilen ihtiyaç fazlası veya tüketimiaşan enerji miktarı ile enerji alımına esasbirim fiyatı ilgili tüzel kişiye bildirilir. Beşincifıkranın (b) bendi kapsamında üretilerek da-ğıtım sistemine verilen elektrik enerjisi içinuygulanacak dağıtım sistemi kayıp oranı dailgili bildirime eklenir. İlgili tüzel kişi tarafın-dan düzenlenen fatura ilgili dağıtım şirke-tine tebliğ edilir. Dağıtım şirketi, gönderilenfaturanın tebliğ tarihini izleyen on işgünüiçerisinde, fatura bedelini ilgili tüzel kişininbildireceği banka hesabına yatırır. Dağıtımşirketinin ödemede temerrüde düşmesi ha-linde 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı AmmeAlacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanu-nun 51 inci maddesine göre belirlenen ge-cikme zammı oranı uygulanır. (7) Bir OSB dağıtım şebekesine bağlananbu Yönetmelik kapsamındaki üretim tesis-lerinde üretilerek sisteme verilen elektrikenerjisi, OSB dağıtım lisansı sahibi tüzelkişi tarafından sayaç okuma yoluyla tespitedilerek bu enerjiyi almakla yükümlü böl-gesinde bulunduğu perakende satış lisansısahibi dağıtım şirketine bildirilir.(8) 4 üncü maddenin birinci fıkrası kapsa-mında tüzel kişiler tarafından yenilenebilir

enerji kaynaklarına dayalı olarak kurulanüretim tesislerinde üretilerek sisteme verilenihtiyaç fazlası elektrik enerjisi için10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı YenilenebilirEnerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi ÜretimiAmaçlı Kullanımına İlişkin Kanun çerçeve-sinde belirlenen fiyat; mikro kojenerasyontesislerinde üretilerek sisteme verilen ihtiyaçfazlası elektrik enerjisi için, yürürlükteki Tür-kiye Ortalama Elektrik Toptan Satış Fiyatıuygulanır. Üretim tesisinde kullanılan ma-kine ve/veya elektro-mekanik aksamınyüzde yetmişbeşinin yerli üretim girdilerdenoluştuğunun belgelendirilmesi halinde üre-ticinin beşinci fıkra kapsamında satın alınanelektrik enerjisine, tüketici niteliğine uygunabone grubuna uygulanan Kurul onaylı pe-rakende satış tarifesi uygulanır.

Yasaklar ve yaptırımlarMADDE 15(1) Dağıtım şirketleri, bu Yönetmelik kap-samındaki üretim tesisleri arasında ayrımyapamaz. (2) Bu Yönetmelik kapsamına giren üre-tim tesisleri 14/4/2009 tarihli ve 27200sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elek-trik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yö-netmeliği kapsamında dengeleme birimiolamaz ve uygulamalara katılamazlar.(3) Bu Yönetmelik kapsamındaki üretimtesislerinde üretilen elektrik enerjisi tica-rete konu edilemez, üretim tesisinin bu-lunduğu dağıtım bölgesinin dışındatüketime sunulamaz. Üretilen ve dağıtımsistemine verilen ihtiyaç fazlası elektrikenerjisinin dağıtım şirketi tarafından pe-rakende satış lisansı kapsamında satınalınması bu hükmün istisnasıdır. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı hare-ket eden gerçek veya tüzel kişi dağıtım şir-keti tarafından ihtar edilerek aykırılığıngiderilmesi için kendisine 15 günden az ol-mamak kaydıyla makul bir süre verilir. Veri-len süre zarfında da aykırılığın giderilmemesidurumunda, bu kişinin sisteme elektrikenerjisi vermesi, tüketim tesisinin sistemdenenerji çekmesine engel olmayacak biçimdedağıtım şirketi tarafından engellenebilir.(5) Taraflar, anlaşmazlıkların çözümüamacıyla Kuruma başvurabilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÇeşitli ve Son HükümlerDiğer hükümler

MADDE 16(1) Üretim faaliyetinde bulunmak isteyengerçek ve tüzel kişiler, üretim tesisinin ku-rulması için gerekli olan her türlü izin,ruhsat, onay ve benzeri belgeyi almaklayükümlüdür. (2) Bu Yönetmelik kapsamında kurulacaküretim tesisleri için kamulaştırma talebindebulunulamaz ve kamulaştırma yapılamaz.

(3) Dağıtım şirketleri, bölgelerinde bulu-nan bu Yönetmelik kapsamında üretimfaaliyeti başvurusunda bulunan, başvu-rusu olumlu sonuçlananlar ile olumsuzsonuçlananlar ve işletmeye girenleri ku-rulu gücü, üretim miktarı, kaynak türü,gerilim seviyesi, teknolojisi, il-ilçesi ve Ku-rumca belirlenecek diğer parametrelereuygun bildirimleri Kurumca belirlenecekformlarla her yılın Ağustos ayında Ku-ruma sunar.(4) YG seviyesinden bağlanması uygungörülen üretim tesislerinin bağlantı anlaş-ması tarihini izleyen azami iki yıl; AG sevi-yesinden bağlanması uygun görülenüretim tesislerinin bağlantı anlaşması tari-hini izleyen azami bir yıl içerisinde tamam-lanması zorunludur. Bu sürelerin sonundaüretim tesisinin tamamlanmaması halindebağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarıkendiliğinden hükümsüz hale gelir.(5) Bu Yönetmelik kapsamında dağıtım sis-temine AG seviyesinden bağlı üretim tes-islerinden beslenen ve üretim tesisi ile aynıyerde olan tüketim tesisleri için emrea-made kapasite bedeli tahakkuk ettirilmez.(6) Bu Yönetmelik kapsamında dağıtımlisansı sahibi kişilerce tahsil edilebilecekbaşvuru bedeli her yıl 31 Aralık tarihinekadar Kurul tarafından belirlenir. Üretimtesislerinin ilgili mevzuat gereği ödemekleyükümlü oldukları bedeller saklıdır.

Bağlantı ve sistem kullanım usul ve esaslarıGEÇİCİ MADDE 1(1) Dağıtım şirketleri bu Yönetmeliğin ya-yımı tarihinden itibaren altmış gün içindeBağlantı ve Sistem Kullanım Usul ve Esas-ları ile bağlantı ve sistem kullanım anlaş-malarında yer alacak genel hükümlereilişkin tekliflerini Kuruma sunar.

Lisans sahiplerinin haklarıGEÇİCİ MADDE 2(1) Bu Yönetmelik kapsamına giren üre-tim tesislerinin lisans sahiplerinin başvu-ruları halinde lisanstan kaynaklanandağıtım sistemine bağlantı hakları koru-narak lisansları bedelsiz sona erdirilir.

YürürlükMADDE 17(1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürür-lüğe girer.

YürütmeMADDE 18(1) Bu Yönetmelik hükümlerini Enerji Piya-sası Düzenleme Kurulu Başkanı yürütür.

Page 150: TermoKlima Ocak 2011
Page 151: TermoKlima Ocak 2011
Page 152: TermoKlima Ocak 2011
Page 153: TermoKlima Ocak 2011

kültür - sanat

Yılın ilk günlerinde Beyoğlu’nun yeni sanat tapınağı Borusan Müzik Evi, Mercan Dede ve Carlito’lu efsane açılışını, birinci yılındayine Mercan Dede ve Cem Adrian’la tamamladı. Müzik Evi sadece müziğin evi olmakla kalmadı. Art Center İstanbul’da yetişen genççağdaş sanatçılara Kozmik Latte sergisinde ev sahipliği yaparak da geleceğin yıldızlarının habercisi oldu. Madde ve Işık gibi eşi benzerigörülmemiş bir sergiyle, 30 bine yakın sanat severe algılarını, bildiklerini yeniden sorgulattı.

İstanbul Modern Gelenekten Çağdaşa Modern Türk Sanatında Kültürel Bellek sergisiyle Türkiye’nin Batılılaşma sürecinde sanatıngeleneksel olanla ilişkisini irdeledi. Bununla da yetinmeyip iki önemli çağdaş sanatçının sergisiyle yıla damgasını vurdu: HüseyinÇağlayan ve Kutluğ Ataman. Çağlayan’la tasarımın çağdaş sanatla buluştuğu o sihirli çizgiyi keşfederken, Ataman ‘İçimizdekiDüşman’ı ortaya çıkardı. Ataman’ın marjinal bireylerin yaşamlarını ve bilinçaltlarını konu eden ve en iddialı çalışmalarını bir arayagetirdiği retrospektifi yılın en önemli sanat olaylarından biri oldu.

Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul’un 8000 yıllık tarihini gözler önüne serdiği ‘Efsane İstanbul’ sergisiyle, binlerce kişinin bu kente duyduğuaşkı yeniden alevlendirdi. Boris Micca’nın tasarladığı Kubbe, İstanbul camiilerine bir başka gözle bakmaya neden oldu.

Pera Müzesi’nde Picasso’yu Suite Volard gravürleriyle ağırladık. Botero’yu, Japon Medya Sanatları’nı ve Csontvary’i büyük birhazla yakından tanıma fırsatı bulduk. Ve Müze’den yeni yılın ilk hediyesini aldık: Frida Kahlo ve Diego Rivera Sergisi’yle 20. yüzyılınen büyük aşklarından birine tanık olmanın mutluluğunu yaşayacağız.

Ve konserler;İstanbul Uluslararası Klasik Müzik Festivali’nde birçok yıldızı görme ve dinleme şansını yakaladık. Çinli dahi piyanist LangLang, yaşayan en büyük besteci Avro Part, dünyanın en karizmatik orkestra şefi Riccardo Muti ve tabii Viyana Filarmoni sadecebirkaçı.

Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki U2 konseri, Turkcell Kuruçeşme Arena’daki Rhinna ve Ozzy Osborne konserleri, Küçükçiftlik ParkındaScorpions, Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde Bob Dylan konserleri dünyanın en önemli Rock ve Pop yıldızlarının dünya tur-nelerinde İstanbul’u da dahil ettiğinin en büyük göstergesi oldu.

Daha önceleri sadece Brodway, West End veya Chicago gibi merkezlerde seyredebildiğimiz dünyaca ünlü müzikaller bu yıl ayağımızageldi. Grease Müzikali, Chicago İstanbul’da seyretme şansı yakaladığımız dünyaca ünlü müzikallerdi.

Yılın en önemli ve son konseri BİFO&Fazıl Say’dan geldi. Bu yıl Salzburg Festivali’nin Açılış Etkinlikleri kapsamından konser vererekyüzümüzü ağartan BİFO ve Fazıl Say, üç günlük Festival’de beş bine yakın sanat severi Nirvana’ya erdirdi.

Caz konserleri, tiyatrolar, sinemalar, performanslar ve daha sayısız birçok sanat etkinliği bu yıl hayatımızı taçlandırdı.

2010 kelimenin tam anlamıyla sanat için eşsiz bir yıl oldu

Page 154: TermoKlima Ocak 2011

Gelman Koleksiyonu'ndan Frida Kahlo veDiego Rivera sergisi, 23 Aralık 2010 - 20Mart 2011 tarihleri arasında, 20. yüzyıl sa-natının Meksika ve dünyadaki en çarpıcıfigürlerinden ikisini, Frida Kahlo ve DiegoRivera'yı sanatseverlerle buluşturuyor. Yapıtları kadar özgün karakterleri, yaşamöyküleri ve merak uyandıran birliktelikle-riyle de ilgi uyandıran sanatçılar, 40 yapıt-tan oluşan bir sergiyle Türkiye'de ilk kezPera Müzesi'ne konuk oluyorlar. Yaşamlarının önemli bir bölümünü

Meksika'da geçirmiş koleksiyoner bir çiftolan Jacques ve Natasha Gelman'ın, 20.yüzyıl Meksika sanatına da odaklanangeniş koleksiyonunda yer alan yapıtlar,Frida Kahlo'nun sanatsal kişiliğinin derinizlerini yansıtan otoportreleri ile DiegoRivera'nın az sayıdaki tuval resmi örnek-lerinin en önemlilerinden. Dünya çapın-daki bu ünlü koleksiyon, Meksikadışında daha önce çok az sayıdaki ser-gide izleyiciyle buluşabildi. Pera Müze-si'nde yer alacak sergide, Berlin ve

Viyana'da düzenlenen ve 2010 yılınadamgasını vuran Frida Kahlo Retrospek-tifi'nin en gözde Kahlo yapıtlarının yanısıra Diego Rivera'nın tuvalleri de yer alı-yor. Yapıtları ve yaşamlarıyla sinema veedebiyat dünyasına da esin vermiş ikili-nin eserleri 20 Mart 2011 tarihine kadarPera Müzesi'nde izlenebilecek.

Diego Rivera’nın yaşamıDiego Rivera, 1886’da Guanajuato’da doğdu. San Car-los Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki öğrenimindensonra, henüz 19 yaşındayken devlet bursuyla Avrupa’yagitti. 12 yıl boyunca Madrid ve Paris’te kübist çevrelerdeyaşadı ve resim yaptı. Rivera, Meksika Devrimi’nin(1910-1917) ardından hükümet tarafından başlatılankültür programı kapsamında resimler yapmakla görev-lendirildi. David Alvaro Siqueiros ile José ClementeOrozco’nun da içinde bulunduğu hareketle Meksikaduvar resmi geleneğinin kurucuları arasında yer aldı.Meksika’daki Ulusal Saray ve Eğitim Bakanlığı’nın yanısıra daha birçok mekânda yer alan duvar resimlerinde;Meksika tarihini ve Meksikalı devrimcilerin cesaretli mü-cadelesini resmetti. 1929’da Kahlo’yla evlendiklerinde,çevreleri Rivera’nın dev fiziğiyle Frida’nın küçük ve narinbedenine göndermede bulunarak bu evliliği “bir fille birgüvercinin birleşmesi” olarak nitelemişlerdi. JacquesGelman, 1943’te eşi Natasha’nın portresini Diego Ri-vera’ya ısmarladığında, Rivera adını duyurmuş bir sa-natçıydı. 1920’lerde ulusalcı rönesans hareketinibaşlatan duvar ressamlarının en tanınmışıydı; KomünistParti’ye yazılmış, 1917 devriminin kutlama törenlerinekatılmak için Sovyetler Birliği’ne gitmiş, sürgündeki LevTroçki’yi evinde konuk etmiş ve André Breton’la birliktedevrimci sanat manifestosu hazırlamıştı. Meksika’nınkültür sahnesinde etkindi, tuvalleri sosyetede ve seçkinentelektüeller arasında itibar görmekteydi. FridaKahlo’nun 1954’teki ölümünün ardından, Rivera’nınkendine has gücü hüzne ve fiziksel çöküşe dönüştü.Kendi ölümünün de yakın olduğunu hisseden Rivera,Frida Kahlo Müzesi’nin kurulabilmesi için Coyoa-cán’daki evi ve bütün eşyalarını Meksiko’ya bağışladı.

Rivera’nın yaşamı boyunca topladığı fetih öncesine aitelli dokuz bin figür ve obje ise Anahuacalli Müzesi’ndesergilenmektedir. Diego Rivera, büyük bir şan ve şöhretiçinde 1957 yılında Meksika’da ölmüştür.

Frida Kahlo’nun yaşamı Frida Kahlo, 1907 yılında Coyoacán’da dünyaya geldi.18 yaşında geçirdiği ağır bir trafik kazası hayatının akı-şını değiştirdi. Öğrenimine son vermek zorunda kaldıve çok istediği tıp eğitimini alamadı. Kocası kadar fırtı-nalı bir mizaca sahip olan Frida Kahlo, Diego Rivera’yla1929’da evlendi. 1930’larda, Detroit, San Francisco veNew York’a giden duvar ressamı Rivera’ya eşlik etti vedönüşünde sanat akademisi La Esmeralda’da ders ver-meye başladı; öğrencileri Los Fridos adıyla anılırdı. Diegogibi, Frida da Komünist Parti’ye üyeydi ve Meksika’nınpolitik sahnesinde etkin bir rolü vardı. Jacques ve Na-tasha Gelman, Frida’yla Diego aracılığıyla tanıştılar.Frida, Gelman Koleksiyonu’nda ağırlıklı bir rol oynaya-caktı. Koleksiyonerlerin 1943’te aldıkları ilk yağlıboya,Frida’nın sipariş üzerine yaptığı Natasha portresiydi.Bunu on tablo daha izledi. Frida Kahlo’nun resimleriçelişkilerle yoğrulmuş karizmatik yapıtlardır. Acıları vetemel sorunlarıyla baş etmeye çalışır. Eserleri, fazlabüyük ve çok sayıda da değildir, yaklaşık 140 tablo vebir o kadar da desenden oluşur. Kahlo’nun karmaşa,edebi göndermeler ve imalar içeren bu resimleriylesorgu dolu bakışlarını izleyiciye çevirdiği çok sayıda oto-portresi büyüleyicidir. Frida Kahlo, geçirdiği yirmidenfazla ameliyat, pek çok düşük ve kürtajın ardından1954’te, 47 yaşındayken öldü. Henüz hayattaykenMeksika’da bir efsane olmuş, 1946’da Ulusal SanatÖdülü’nü kazanmıştı. Ölümünün ardından, doğup bü-yüdüğü ve öldüğü evi, Mavi Ev, müzeye dönüştürüldü.

Eğitim programında çocuklar, Mek-sika’nın doğası, tarihi ve gelenekle-rini Frida ve Diego’nun resimleriniinceleyerek tanıyacaklar. Frida’nınkendi gerçekliğini anlattığı resimle-rinde kullandığı sembollerden,renklerden, portrelerinden yaşamöyküsünü, devrimci duvar resimle-rinin büyük ustası Diego’nun resim-lerinden de dönemin Meksika’sınıyakından tanımaya çalışacağız. Yak-laşık iki saat süren eğitim progra-mında çocuklar Frida ve Diego’nunsanatsal farklılıkları ve benzerlikleriüzerinden kendi portre çalışmalarınıyapacaklar.

Ocak 2011 programı:16 Ocak Pazar22 Ocak Cumartesi

Yapıtları kadar özgün karakterleri, yaşam öykü-leri ve birliktelikleriyle de ilgi uyandıran 20. yüzyılsanatının Meksika ve dünyadaki en çarpıcı figür-lerinden Frida Kahlo ve Diego Rivera Türkiye’deilk kez Pera Müzesi'nde konuk oluyor.

Pera Eğitim’de “Fridave Diego Sergisi” eği-tim programı başladı!

Gelman Koleksiyonu'ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera

k ü l t ü r - s a n a t

148 Termo Klima Ocak 2011

Yer : Pera MüzesiTarih : 23 Aralık 2010-20 Mart 2011Adres : Meşrutiyet Cad. No:141 Tepebaşı-BeyoğluTel : 0 212 334 99 00

Page 155: TermoKlima Ocak 2011

k ü l t ü r - s a n a t

149Termo KlimaOcak 2011

Türk resim sanatında kendi ekolünü oluş-turmuş ender sanatçılardan biri olarakkabul edilen Nuri İyem’in (1915-2005),çeşitli kişi ve kuruluşlara ait koleksiyon-larda bulunan binlerce eseri arasından se-çilen 100 yapıtı, Kibele SanatGalerisi’ndeki sergiyle bir araya geliyor.“100 Koleksiyondan, 100 Nuri İyem”başlıklı sergi, İyem’in eserlerini sanatçı-ko-leksiyoner ilişkisi açısından ele alması ba-kımından da bir ilke imza atıyor.

Sanat yaşamı boyunca, bağımsız bir res-sam olarak yaşamını sürdürmeyi başar-mış; önce kendi izleyicisini, ardından dakoleksiyonerini yaratmış ender ressamla-

rımızdan olan Nuri İyem, İşBankası Kibele Sanat Ga-lerisi’ndeki sergiyle farklıbir açıdan ele alınıyor. Sa-natçının soyut eserlerin-den kadın yüzlerine,nü’lerinden göç resimle-rine, natürmortlarındangerçek insan portrelerine100 tablosu bu sergide

yan yana görülebilecek. Türkiye’de sanatkoleksiyonerliği kavramının henüz oluş-maya başladığı 1950’li yıllarda ilk resminisatan Nuri İyem, binin üzerinde koleksi-yonda yer alan arşivlenmiş, tescillenmişve kayıt altına alınmış 2 bin 600 eseriylebugün Türkiye’nin en iyi bilinen ve eser-leri farklı koleksiyonlara yayılan ressamıolarak biliniyor.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademi-sinde Nazmi Ziya Güran ve İbrahimÇallı’dan ders alan İyem, LéopoldLévy’nin yeni bir yapılanma süreci başlat-tığı dönemde yüksek resim bölümünü bi-tirdi. Bu dönemde d Grubu’na karşı bir

tavır alan ve Türk resim sanatında top-lumsal gerçekçi anlayışı öne çıkaran “Ye-niler“ hareketi olarak anılan sanatsaloluşumun öncülüğünü ve kuruculuğunuüstlendi. Bu hareketin yavaşladığı 1951-1952’de ise “Tavanarası Ressamları“ ola-rak bilinen grubun hocalığını yaptı.Sanatçı yine bu süreçte kendi ifadesiyledoğaya çağrışımlı çalışmalar da gerçek-leştirdi. İyem’in bu dönem çalışmalarıiçinde yer alan konstrüktif denemelerdaha sonra lirik soyut, geometrik soyutolarak tanımlanan kompozisyonlarınınoluşmasına ortam hazırladı. Hemen ar-dından yeniden figürlü ve gerçekçi resim-lere ağırlık vermeye başladı. Ezilmiş vebaskı altındaki Anadolu kadınına ulusalcıbir bakışla yaklaştığı ‘“kadın” temalı re-simleriyle tanınan Nuri İyem’in 2 bin600’ün üzerinde eseri binin üzerindefarklı koleksiyonda yer almakta…

Efsanevi flamenko gitaristi Paco Penavirtüöz müzisyen ve şarkıcılardan olu-şan olağanüstü grubuna en iyi fla-menko dansçılarının eşlik ettiğimuhteşem gösterisiyle İş Sanat’tın buayki konuklarından. 1900’lü yılların ba-şında Latin Amerika’ya göç eden İspan-yol müzisyen ve dansçıların stillerini vebugünkü flamenko üzerindeki etkileriniaraştıran Pena, Flamenco sin Fronteras- Sınırsız Flamenko adlı yeni gösteri-sinde flamenko tarihinin gözden kaçandönemlerinden esinlenerek yeni form-

larda ürettiği şarkı ve dansları flamenkorepertuarına katıyor. Pena’nın projedeortaya koyduğu en büyük tutkusu fla-menkonun en iyi örneklerini Venezüellabaşta olmak üzere Latin Amerika’nınbüyük bir çeşitlilik içeren müziğiyle biraraya getirmek. Latin Amerika, Endülüsve İspanyol müzik geleneklerinin derinve karmaşık öğelerine odaklanan gös-teri aynı zamanda aralarındaki güçlütarihsel bağları da açığa çıkarmakta.Flamenkonun yanı sıra Latin Amerikaülkelerinin ve geleneklerinin şarkı ve

danslarını da sergileyen topluluk farklıkültürlerin müzikal dillerindeki ortaknoktalara da ışık tutuyor. Dansın vemüziğin nadir bir güzellikte buluştuğuFlamenco sin Fronteras - Sınırsız Fla-menko yoğun enerjisi, tutku dolu dans-ları ve heyecan uyandıran müziğiyleflamenko coşkusunu tüm parlaklığıylaseyirciye sunuyor. Flamenko tutkunlarıiçin kaçırılmayacak bir fırsat.

29 Ocak 2011 20:00

100 Koleksiyondan,100 Nuri İyem

PACO PENAFlamenco sinFronteras Sınırsız Flamenko

Kibele Sanat Galerisiİş kuleleriTel: (212) 316 15 80Sergi, pazar ve pazartesi günleri hariç, her gün 10.00-19.00 saatleri arasında izlenebilir.

Page 156: TermoKlima Ocak 2011

Levent Kazak’ın yazdığı, Laçin Ceylan’ınyönetmenliğini üstlendiği yeni tiyatrooyunu “Cam”; Ocak ayında perdeleriniaçacak. Başarılı oyuncular Dolunay Soy-sert, Mete Horozoğlu, Deniz Çakır, BülentAlkış ve Selen Uçer’in rol aldığı oyun; ka-dının sosyal konumuna özellikle dikkat çe-kerek kadına dair birçok şeyi sorgulatacak.Alışılmadık kurgusuyla tiyatro severlereşaşırtıcı bir deneyim sunan “Cam”; koca-sından boşanmak üzere olan bir resimöğretmeninin atölyesinde geçiyor.‘Kadın’ın sosyal konumu, insan ilişkileri vehayatın sürprizleri hakkında izleyiciyiderin sorgulamalara yönlendiren “Cam”;aynı şekilde başlayan bir hikayenin, anlık

bir karar ve bir rüzgar esintisiyle nasıl ikifarklı yöne akabileceğini şaşırtıcı kurgu-suyla gözler önüne seriyor. “Cam”da; 9. Afife Tiyatro Ödülleri’nde“Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu” seçi-len Dolunay Soysert, “Nefes-Vatan Sa-ğolsun” filminin yüzbaşısı, “Vay Arkadaş– Manik, Tik, Dildo”nun “Dildo”su MeteHorozoğlu ile “Yaprak Dökümü” dizisin-deki “Ferhunde” rolüyle tanınan DenizÇakır’ın yanı sıra sevilen oyuncular BülentAlkış ve Selen Uçer rol alıyor. İki perdedenoluşan “Cam”ın yardımcı yönetmenliğiniZeynep Ocak üstlenirken, dekorlarınıBarış Dinçel hazırlıyor. AYSA ProdüksiyonTiyatrosu’nun yeni oyunu “Cam”; Ocakayında izleyicilerin karşısına çıkacak.

MÜZİKAL / 2 perde 16.yüzyılın sonları. Başarısız yazar-asker-aktör ve vergi tahsildarı Miguel de Cer-vantes, İspanyol Engizisyonu tarafındanuşağı ile birlikte zindana atılır. Manastırakarşı gelmekle suçlanmaktadırlar. Herikisi de tüm eşyalarını alarak zindanagelirler. Burada beraber kaldıkları diğermahkumların saldırısına uğrarlar vehemen oracıkta mahkumlar sahte birduruşma tertiplerler. Eğer Cervantessuçlu bulunursa, tüm varlığını teslimetmek zorunda kalacaktır. Cervantesbuna razı olur ancak mahkumların ale-lacele yakmak istediği o çok değerli elyazması metinlerini vermek istemez.Buna karşılık bir savunma önerisindebulunur; Bu savunma, kendisinin ve tümmahkumların rol alacağı bir oyun ola-caktır. 'Yargıç' ve iri yarı ama güler yüzlü'Başkan' kılığında olan mahkum bunukabul eder. Cervantes valizinden makyajmalzemelerini çıkarır ve uşağı da onakostümünü giydirir. Kısa bir süre içindeCervantes, şövalyelikle ilgili çok fazlakitap okumuş, adaletsizlik üzerine aşırıdüşünmekten çıldırmış ve gezgin bir şö-valye olarak hayatını sürdürmeye kararvermiş yaşlı bir beyefendi olan AlonsoQuijana'ya dönüşür. Quijana kendisineMançalı Don Kişot ismini takar ve uşağıSanço Panza ile birlikte maceralara atıl-mak üzere yola çıkarlar...

Levent Kazak imzalı 'Cam'ın kadrosu, senaryosukadar göz dolduruyor.

Bu oyun kadına dair çok şey sorgulatacak!

“CAM”

k ü l t ü r - s a n a t

150 Termo Klima Ocak 2011

22 Ocak Cumartesi Kozzy Alışveriş KM Gazanfer Özcan SahnesiKadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi GönülÜlkü Gazanfer Özcan Sahnesi (Kozzy AVM) İstanbul

23 Ocak PazarProfilo Kültür Merkezi Büyük SalonCemal Sahir Cad. No: 33 Mecidiyeköy İstanbul

30 Ocak PazarCaddebostan Kültür MerkeziHaldun Taner Sok. No:11 Caddebostan İstanbul

Bilet Satış Yerleri: Biletix

Yer : Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası SahnesiAdres: Bahariye Cad. No:29Tel : 0 216 346 15 31Tarih : 29 Ocak 2011 Cumartesi 20:00

1 Şubat 2011 Salı 20:003 Şubat 2011 Perşembe 20:005 Şubat 2011 Cumartesi 16:00

Mançalı Şövalye

Page 157: TermoKlima Ocak 2011

k ü l t ü r - s a n a t

151Termo KlimaOcak 2011

Çocuklarınız ile keyifli vakit geçirmek,müzik, ışık ve eşsiz yeteneklerin ben-zersiz gösterileriyle unutulmaz bir de-neyim yaşamak istiyorsanız dünyanınen eğlenceli sirk gösterisini, Medra-no'yu kaçırmayın!1873 yılında Casartelli Ailesi'nin kur-duğu Medrano Sirki, yaratıcılık, estetikve aile eğlencesi değerleriyle sirk dün-yasına örnek olan İtalyan sirk anlayışı-nın köklü temsilcilerinden biridir.Gösteri sanatlarına katkıları nedeniylebu konuda otorite olan İtalyan UlusalEğlence Federasyonu tarafından altınmadalyayla onurlandırılmıştır.Medrano Sirki, Avrupa'nın birçok ülke-sini dolaşarak, her yaştan yüzbinlerceizleyicisine Bengal Kaplanları, İspanyolGösteri Atları, Sevimli Köpekler, Yete-nekli Papağanlar, Motor Show, RobinHood Show, Jonklör, İkili Trapez, Tran-bolin, Denge Gösterisi ve Komik Palya-çolar'ın gösterileriyle 2 saat sürenunutulmaz bir eğlence sunuyor.

Disney sevilen kahramanları, Disney Live!Mickey’nin Müzik Festivali adlı yepyeni birgösteri ile İspanya'da yapılan Dünya Prö-miyerinin ardından ilk kez Türkiye’de.Mickey Mouse ve arkadaşları, bu müzikalgösteride “Küçük Deniz Kızı”, “Aladdin”ve Disney/Pixar’dan “Oyuncak Hika-yesi”nin yıldızlarıyla beraber renkli bir eğ-lence sunacaklar. Gösteride seyirciler, hemgünümüzün sevilen şarkılarını, hem deDisney’in en büyük hitlerinin rock, pop,reggae, hip hop, caz ve country tarzı re-mix’lerini dinleyecek, hem de muhteşembir koreografiye dansla eşlik edecek.Tüm aileye yönelik bu gösteride; Mickey,Minnie, Donald, Goofy; Ariel, Sebastian,Ursula; Jasmine, Aladdin, Cin, Woody,Buzz ve Jessie’nin de aralarında bulun-

duğu 25’den fazla sevilen Disney karak-teri rol alıyor. Popüler parçalar ve en sevi-len Disney filmlerinden (Aladdin, KüçükDeniz Kızı, Disney/Pixar Oyuncak Hikayesi)bölümler ile doyasıya dans, müzik ve eğ-lence yaşatacak Disney Live! Mickey’ninMüzik Festivali, 28 Ocak – 6 Şubat tarih-lerinde Haliç Kongre Merkezi’nde olacak!Sömestr tatiline renk ve hareket katacakbu sihirli gösteriyi sakın kaçırmayın!

Disney’in yepyeni gösterisi ilk kez Türkiye’de

Hiç eskimeyen bir hikaye, müzikle vedansla geliyor! Her yarı yıl tatilinde, çocukların hayal dün-yasında yeni bir pencere açan BKM, şimdide günümüz çocuklarını Pinokyo ile tanış-tırıyor. Carlo Collodini’nin bir asırdır, nesil-den nesile anlatılan kukla çocuğununhikayesi, 21. Yüzyıl çocukları için renga-renk dekor ve kostümlerle, birbirindenhareketli şarkılar eşliğinde sahnelenecek!

28 Ocak - 20 Şubat tarihleri arasında An-kara, İstanbul, İzmir ve Bursa’da sahnele-necek olan ödüllü müzikal, klasikhikayedeki tüm macerayı şarkılar ve dans-larla sahneye taşıyacak.

Gösterinin Konusu:Tahtadan kuklalar yaparak geçimini sağ-layan Geppetto usta, bir gece yine kuklayaparken, küçük bir oğlu olmasını diler.Tam o sırada orada bulunan Mavi Peri deGeppetto’nun son yaptığı kukla olan Pi-nokyo'ya hayat verir. Fakat Mavi Peri’ninşartları vardır: Pinokyo iyilik ve kötülükarasındaki farkı öğrenir ve iyi bir çocukolursa gerçek bir kalbi olacaktır! Bir de heryalan söylediğinde küçük tahtadan burnuuzayacaktır!

Cartoon Network’ün en çok seyredilençizgi karakteri “BEN 10”, sömestre tatiliiçinde sırasıyla 29-30 Ocak 2010 tarihle-rinde İzmir Halkapınar Arena’da, 3-4Şubat 2011 tarihlerinde Ankara’da “An-kara Arena”’da ve 9-13 Şubat 2011 ta-rihlerinde de İstanbul’da “Haliç KongreMerkezi”nde hayranları ile buluşacak veçocuklara inanılmaz dakikalar yaşatacak. Son teknoloji kullanılarak hazırlanmış bugösteride animasyonlar, akrobatlar, robot-lar, uçuş sahneleri ve lazer showları ile“BEN 10 Live” çocuklara yönelik çok iyibir karne hediyesi olmaya şimdiden aday.

“BEN 10 Live” konusuTecrübeli ve akıllı dedesi Max ile açıkgözkuzeni Gwen, yaşadığı maceralarda BEN

10’e her zamandestek olmak-tadır. Gezegen le r ihızla yok olanuzaylı yaratıklarEon ve Vilcax,yaşayabilmekiçin Dünya’ya ihtiyaç duymaktadırlar. Bunedenle BEN 10’in dedesi Max’i kaçırarakOmnitrix’i ele geçirmek ve dünyayı istilaetmek için planlar kurarlar. BEN, bu kor-kunç düşmanlarla mücadele edebilmekiçin zamanda yolculuk yapar. Çocuk BEN,kendisinden daha güçlü olan genç BEN’igelecekten alarak kötü uzaylı yaratıklarakarşı hazırlanır. Finalde hem Dede Max’ihem de dünyayı kurtarır.

“Alaaddin On Ice” İstanbul’da

Dünyaca ünlü MedranoSirki İstanbul'da!

Holiday On Ice Eki-binin MuhteşemGösterisi 1001 GeceMasallarından “Ala-addin” İle Masal Di-yarına YolculuğaÇıkacaksınız!!

Binbir gece masallarının en ünlülerindenbiri olan Alaaddin, sinema, tiyatro ve tel-evizyon filmi uyarlamalarının ardındanilk kez buz üzerinde! Hem çocuklarınhem büyüklerin, bir arada büyük bir ke-yifle izleyecekleri buz pateni şovu 27Ocak - 13 Şubat 2011 tarihleri arasındaİstanbul’da olacak. “Alaaddin On Ice”,rengarenk kostümleri ve akıl almazpaten gösterileri ile sizi, muhteşem birmasal diyarına götürecek.

Gösterinin Konusu: “Alaaddinin Sihirli Lambası” masalınınsonunda her şeye sahip olan Alaad-din’in, göz açıp kapayıncaya kadar varınıyoğunu kaybetmesi ve tekrar yoksul ka-lışının ardından başlayan, yepyeni bir se-rüveni anlatır Alaaddin ve Sihirli Sepet.

Kalbini arayan tahta bir çocuk: Pinokyo

Bütün dünyada çocukların gözdesi “BEN 10”İlk kez sahnede hayat buldu...

Page 158: TermoKlima Ocak 2011

k ü l t ü r - s a n a t

152 Termo Klima Ocak 2011

SalıTarih

Günler Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar

Haliç Kongre Merkezi“Disney Live!”

Ankara Arena “Pinokyo”

Parkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

İzmir Halkapınar“Ben 10”

Haliç Kongre Merkezi“Disney Live!”

Ankara Arena “Pinokyo”

Parkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

İzmir Halkapınar“Ben 10”

29 Ocak

30 Ocak

01 Şubat

02 Şubat

03 Şubat

04 Şubat

Çocuklara Sömestr Tatili Hediyesi

Haliç Kongre Merkezi“Disney Live!”

İNDİRİMLİ GÜNİstanbul Kongre

Merkezi Harbiye Salonu

“Pinokyo”

Parkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

Ankara Arena“Ben 10”

Haliç Kongre Merkezi“Disney Live!”

İstanbul Kongre Merkezi

Harbiye Salonu “Pinokyo”

TAM / İNDİRİMLİParkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

Ankara Arena“Ben 10”

Haliç Kongre Merkezi“Disney Live!”

İstanbul Kongre Merkezi

Harbiye Salonu “Pinokyo”

İNDİRİMLİ GÜNParkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

İNDİRİMLİ GÜNParkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

Page 159: TermoKlima Ocak 2011

k ü l t ü r - s a n a t

153Termo KlimaOcak 2011

SalıTarih

Günler Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar

05 Şubat

06 Şubat

08 Şubat

09 Şubat

10 Şubat

11 Şubat

12 Şubat

13 Şubat

Haliç Kongre Merkezi“Disney Live!”

İstanbul Kongre Merkezi

Harbiye Salonu “Pinokyo”

Parkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

Haliç Kongre Merkezi“Disney Live!”

İstanbul Kongre Merkezi

Harbiye Salonu “Pinokyo”

Parkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

TAM / İNDİRİMLİParkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

Haliç Kongre Merkezi“Ben 10”

HalTAM / İNDİRİMLİParkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

Haliç Kongre Merkezi“Ben 10”

İNDİRİMLİ GÜNParkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

İNDİRİMLİ GÜNİzmir Mavişehir

Karşıyaka Spor Salonu“Pinokyo”

Parkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

Haliç Kongre Merkezi“Ben 10”

İzmir Mavişehir Karşıyaka Spor Salonu

“Pinokyo”

Parkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

Haliç Kongre Merkezi“Ben 10”

İzmir Mavişehir Karşıyaka Spor Salonu

“Pinokyo”

13 ŞubatParkorman / Maslak“Alaaddin On Ice”

13 ŞubatHaliç Kongre Merkezi

“Ben 10”

Page 160: TermoKlima Ocak 2011

s a ğ l ı k

154 Termo Klima Ocak 2011

sikiyatrik hastalıklar içindeen sık görülen, oldukçayaygın, kronikleşme vetekrarlamaya eğilimli birhastalık olan depresyonun

ölüm riskini artıran, maliyeti fazla ve yük-sek yeti yitimine neden olacak hastalıklariçinde 2020 yılında ikinci sıraya yüksele-ceği öngörülmektedir.Majör depresif bozukluğun yaşam boyugörülme oranı yaklaşık %15’tir. Boşan-mış, yalnız yaşayan bireylerde ve kadın-larda daha fazla görülen depresyonun,25 yaştan sonra görülme sıklığı artmak-tadır. Tedavi edilmediğinde yeti yitimi ne-deniyle maliyeti çok büyük olan hastalık,intiharların %80’i ile de ilişkilidir. Depresyon pek çok doğal, kültürel, çev-resel etkenlerin etkisiyle özellikle deolumsuz hayat olaylarının yaşanması iletetiklenen bazen bunlardan birinin diğe-rinin önüne geçtiği, biyolojik yatkınlığında önemli bir rol oynadığı bir hastalıktır Bilişsel nedenler: Bu görüşe göre depres-yon temelde bilişsel bir bozukluktur.Beck’e göre bu hastalarda bozuk bilgi iş-lemleme süreci vardır. Bu durum önyargılıbilişler oluşmasına neden olur ve yaşamboyunca depresif bir yönelim sağlar. Dep-resyona yatkın kişilerde yaşamın ilk dö-nemlerinden başlayarak yerleşenkendisine, geleceğe ve dış dünyaya ilişkinolumsuz kavramlar vardır. Bireyler hertürlü yaşam durumlarını yanlış değerlen-dirir ve kendilerine yönelik olumsuz hü-kümlere sahiptir. Bunlar giderek olumsuzyargılara, düşüncelere ve tutumlaraneden olmakta ve depresyon gelişmesineyol açmaktadır.

Kişilik yapısı: Depresyon ve kişilik arasın-daki ilişkiyi açıklayan çalışmalara göre ki-şilik özellikleri depresyon gelişiminezemin hazırlamakta veya kişilik etkenleridepresyonun klinik görünümünü etkile-mektedir. Hastalık öncesi aşırı sorumlulukduyan, bağımlı, özsever, titiz, kolaycasuçlanma eğiliminde ve güvensiz kişilikyapısı olan bireylerde depresyon gelişebi-leceği savunulmaktadır Etkisiz sorunçözme becerisine sahip kişiler depresyoniçin risk grubundadır.Davranışsal nedenler (öğrenilmiş çare-sizlik modeli): Bu modele göre depres-yon, çocukluktan beri acılı uyaranlarlakarşılaşılması ve bunlardan kaçınmayı vekurtulmayı bilememe ve çaresiz kalmadurumu sonucunda gelişir.Ruhsal Toplumsal nedenler: Önemliekonomik sorunlar, aile bunalımları, işyeri çatışmaları, beden sağlığında bo-zulma gibi benliği zedeleyen durumlarlakarşılaşmak, çocukluğun erken döne-minde anne yitimi, bağımlı, kötüye kulla-nan, ambivalan ve reddedici ailetutumları depresyona yol açar.

Genel Belirtiler; Genel görünüm: Hastalar durgun veyasıkıntılı, tedirgin ve az bakımlı bir görü-nüm sergilerler.Konuşma ve ilişki: Konuşma alçak seslive yavaştır. Ağır durumlarda hasta ile ilişkikurmak zor olabilir. Duygulanım: Genel bir keyifsizlik ilederin üzüntü ve iç acısı duyma derecesinevaran çökkün duygulanım hakimdir. Kimihastalarda anksiyete eşlik edebilir. Genelisteksizlik ve eskiden zevkle yapılan şey-lerden zevk almama önemlidir.Bilişsel yetiler: Bilinç açıktır. Yönelim bo-zukluğu yoktur ancak zaman kavramı

çok zor ve hiç bitmeyecekmiş gibi algıla-nabilir. Unutkanlık ve dikkati yoğunlaştır-mada güçlük diğer önemli belirtilerdir.Düşünce akımı ve içeriği: Düşünce ya-vaşlamıştır. İçeriğinde pişmanlıklar, acıveren olaylar, umutsuz karanlık bir gele-cek, çaresizlik, umutsuzluk, kendini suç-lamalar yer alır. Benlik saygısı çok azalmış,değersizlik duyguları ve intihar düşünce-leri gelişmiş olabilir. Bazı hastalarda be-densel yakınmalar ve bunaltı da öneçıkabilir.Hareket: Konuşma, yürüme ve iş yapmagibi hareketlerde yavaşlama görülür.Ancak bazı hastalarda ağır bunaltı, ye-rinde duramama tarzında tedirgin hare-ketlere yol açabilir.Fizyolojik belirtiler: Çoğunlukla yeme is-teğinde azalma ve buna bağlı zayıflama,uyuyamama veya sık uyanma, uyku de-rinliğinde azalma, REM uykusunda artmagörülür. Bazı hastalarda aşırı yeme veuyuma durumlarına da rastlanır.Tedaviye erken başlama yanıt alma süre-sini kısaltır. Hastalık, yaşam boyu ataklarve yinelemelerle sürer. Düzelmenin ardın-dan ilk altı aylık dönemde yinelemelerdaha sık görülür. Ortaya çıkarıcı bir olayınbulunması her zaman zorunlu olma-makla birlikte kadınlarda gebelik vedoğum depresyonu tetikleyebilir. Tedaviolmayan olgularda intihar riski artar.Depresyon belirtileri az önce anlatılanözellikleri taşıyorsa ve kişinin yaşamınıbelirgin olarak etkiliyorsa tedavi edilmeli-dir. Depresyon tedavisi ilaç tedavileri, psi-koterapiler, elektro konvülsif tedavişeklinde olabilmektedir. Tedavi akut dö-nemde iyilik halinin sağlanması, sür-dürme döneminde iyilik durumunundevamı, idame döneminde yeniden has-talanmanın engellenmesi amaçlıdır.

Depresyondamısınız?

P

Leyla Küçük

Page 161: TermoKlima Ocak 2011
Page 162: TermoKlima Ocak 2011

Yaratıcılık, olmayan bir şeyi hayal ede-bilme, bir şeyi herkesten farklı yollarla ya-pabilme ve yeni fikirler geliştirebilmeyeteneğidir. Başka bir deyişle yaratıcılıkherkesin gördüğü şeyi aynı görüp onunlailgili farklı şeyler düşünebilmektir. Rutinindışına çıkarak, farklılaştırabiliyorsanızyöntemlerinizi ve adımlarınızı, siz de ya-şamınıza yaratıcılık katıyorsunuz demek-tir. Denediğiniz her yeni şey size yeni birşey öğretecektir, biraz cesaret ve risk ala-bilmek… İhtiyacınız olan tek şey bu.

Yaratıcılığın en göz alıcı örnekleri isemimaride sergileniyor.Artık birbirinden özel mimari yapılar, sa-dece var oldukları kentlerin değil ülkele-rin de simgeleri haline geliyor. Ve hersene milyonlarca yerli ve yabancı turist ta-rafından meraklı gözlerle ziyaret ediliyor-lar. 2010 yılını ardımızda bırakırken,gelecek yılın yaratıcılık sınırlarının ne ola-cağını kestirmek gerçekten çok güç. Siz-ler için dünyanın en ilginç mimariyapılarını değerlendirmeye aldık ancak siz

de tahmin edersiniz ki bu örnekler çokfazla ve hiçbirinden vazgeçemiyoruz. Bunedenle yazımızın ilk serisinde alfabetikolarak sıralandırdığım yapıların ilk beşinisizlerle paylaşıyorum. Diğer sayılarımızıtakip etmenizi heyecanla öneriyorum.Sayfamızı okurken dipnot sorumuz dasizlerle olsun: sizin hayal gücünüzün sınırınereye kadar?

İşte dünyanın en ilginç mimari yapıların-dan ilk beş örnek:

‘Yaratıcılık bağlantısız görünen şeyleri birbirine bağlayabilmektir.’Plamer

Yaratıcılık sınır tanımıyor…

h o b i

156 Termo Klima Ocak 2011

Ahu Serap Tursun

Page 163: TermoKlima Ocak 2011

h o b i

157Termo KlimaOcak 2011

1) Atomium / Brüksel, Belçika1958 Brüksel Dünya Furaı için, AndréWaterkeyn tarafından inşa edilmiştir.Birhücre yapısının 165 milyon kez büyütül-düğü anıt, 102 metre yüksekliğinde oluptüm formları 9 çelik kürenin birleştirilmesiile inşa edilmiştir. İçerisinde sergi salonla-rının olduğu küreler, kente panoramik birmanzara keyfi sunmaktadır.

2) Barcode Building / St. Petersburg,RusyaViruvius & Sons mimarlık ofisi tarafından2004 yılında tasarlanmıştır. Bina ‘ShtrikhKod’ olarak da anılmaktadır. Neva Nehrikıyısındaki renksiz ve boş alana renk kat-mak amacıyla inşa edilmiştir. Barcode iko-nografisi titizlikle işlenmiştir. Bu soyut veferahlatıcı kontrast çevreye de ahenk ka-tıyor.

3) Cubic House / Rotterdam, HollandaOrijinal fikri 1970’lerde ortaya çıkan ev,Helmond’da inşa edilmiştir. Amaç inşaedilen bölgenin tam bir orman köyünedönüştürülmesidir. Piet Blom tarafından1984 yılında inşa edilen yapı, 38 sıralı ve2 süper küpten oluşmaktadır. Ziyaretçi-lere de açık olan küp evler 3’er katlı olup,duvar ve pencere arasında 54,7 derecelikaçı vardır.

4) Dancing Building / Prag, Çek CumhuriyetiKanalı mimar Frank Gerry ile işbirliğiiçinde Hırvat-Çek mimar Vlado Milunićtarafından 1992 yılında tasarlanmış ve1996 yılında yapımı tamamlanmıştır. Ge-lenekselin dışındaki yapının tasarım süreci

oldukça sancılı geçmiştir. Bina bugün kül-türel aktiviteler için kullanılmaktadır. Ef-sanevi dansçılar Fred Astaire ve GingerRogers’tan esinlenilen ev gotik ve art nou-veau tarzının eşsiz bir örneğidir. Çokulusluşirketlerin kiracı olduğu binanın çatı katıkentin en ünlü Fransız restoranıdır.

5) Earth House / Dietikon, İsviçreVetsch Mimarlık tarafından tasarlananyerkabuğu evinin amacı, toprak içindeyaşamı lanse etmek ve modern bir hobbitevi sunmaktır. Bireylerin çevre ve enerjiduyarlılığını bilinçlendirmek adına inşaedilen evler esnek bir yapıdır. Ekolojik veminimal enerji sunan, doğaya pencerele-rini hep açık tutan ev 1978 yılında inşaedildi. Doğanın içinde, başka bir evrendengelmiş kapsüller gibi yaşama tutunan buev, yeni yüzyılın mimari simgelerindendir.

Page 164: TermoKlima Ocak 2011

s u m m a r y

158 Termo Klima Ocak 2011

From the perspective of investor,

manufacturer and designer

Central Air Conditioning Systems

"Air Handling Units, Diffusers, Air

Ducts"

As Termoklima we are starting a discussion about the main issues of theindustry in the moderatorship of Mr.Mustafa Bilge and other experts presence in the title of " Round Table Meetings".

The second Renewable Energy

Industry Istanbul Meeting was

held successfully again

RENEX ECO 2010 exhibition washeld in Istanbul Expo Center between the dates December 09 – 12 with participation of Mr.Mustafa Demir Minister of PublicWorks and Settlement. In RENEXECO 2010 the giants of RenewableEnergy Industry has come togetherfor the second time. During 4 days15.426 visitors has visited 241 exhibitors’ products and services.

The incentive for Renewable Energy

Resources was accepted and the law

came into force

As per the YEK (RER) incentive the supportprices are: “ For Hydroelectricity ProductionPlant 7,3 US Cents, for Wind Power production plant 7.3 US Cents, for Geothermal power production plant 10.5USD Cent, for Biomass production plant (including landfil gas) 13.3 US Cents, for Solarbased production plant 13.3 USD Cents.”

Page 165: TermoKlima Ocak 2011

s u m m a r y

159Termo KlimaOcak 2011

HVAC&R in the capital of Casinos.AHR Expo - Las Vegas

The capital of gambling LasVegas, has started to be awayfrom it’s cliche image. SteveWynn's new hotel and CelineDion's night club “The Strip” are the must see locations , Librace Museum one of themost interesting places to see on earth are enough reasons to go to Las Vegas.

The deceit in Airfel is honesty

Airfel Managements Director İsmet Esengin: “Everybody has share in the Management, everybody has a word to say. The worker working in the line is also a representative,voice and manager of the customer. In this respect customer is not only a social share but also one of us.”

Youth should endevour to do the best

and take a strong step

Grundfos Turkey General Manager OkayBarutçu: “Whatever they do the youthshould endevour to do what is best and bethe best. They should not try to save theday. We have had hard times out of thismentality and we are still having. One ofour collegues that have worked for 3months in our company considers himselfto have learned the job and considers tofind a trademark from abroad bring it toTurkey and sell it.

Page 166: TermoKlima Ocak 2011
Page 167: TermoKlima Ocak 2011
Page 168: TermoKlima Ocak 2011