sir arthur conan doyle - fatimekerimli.files.wordpress.com · uyari "bana öyle geliyor ki...

148

Upload: lammien

Post on 06-Sep-2018

222 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

SirArthurConanDoyle

SHERLOCKHOLMESKORKUVADİSİ

İngilizceAslındanÇeviri

ÇağlarAYDINOĞLU

SherlockHolmesKorkuVadisiSirArthurConanDoyleGenelYayınYönetmeni:AhmetİzciÇevirmen:ÇağlarAydınoğluEditör:YeşimİskenderİçTasarım:ÇelebiŞenelKapak:YunusKaraaslanAvrupaYakasıYayınları,İlgiYayınlarınınmarkasıdır.AvrupaYakasıYayıncılıkÇatalçeşmeSokak.No:27/10Cağaloğlu/İSTANBULTel:02125263975Belgegeçer:02125263976www.avrupayakasiyayinevi.comilgiyayinevi@gmail.comBukitabınçeviritelifiBilgekarıncaYayınları'ndanyazılıizinalınarakyayınlanmıştır.

I.KISIM

BIRLSTONETRAJEDİSİ

I.BÖLÜM

UYARI"Banaöylegeliyorki....."

"Bunuyapmalıyım,"dediSherlockHolmessabırsızcasözümükeserek.

Holmes'unbutavırlarınaalışıktım,amayinedesözümünbuşekildekesilmesibenirahatsızetti.

"GerçektenHolmes,bazençokkabalaşıyorsun,"dedimhafifbirsesle.

Okadardalgındıkibenimsitemimiduymadıbile.Henüzdokunmadığıkahvaltısıönünde,kolunayaslanmışbirşekilde,zarftanbirazönceçıkarttığıkâğıdabakıyordu.Sonrazarfıalarakışığadoğrututtuvehemiçinihemdedışınıdikkatliceinceledi.

"BuPorlock'ınyazısı,"dedidüşüncelibirsesle."Dahaöncesadecebirikikeregörmüşolsamdabuyazınınonaaitolduğunaeminim.Yunanca'e'harfinintepesindekiçizgiyebak,çokbelirgin.EğerbumektupPorlock'tanisemutlakaçokönemlibirşeyolmuşolmalı."

Benden çok kendi kendine konuşuyor gibiydi. Ancak söylediklerinin bende uyandırdığı ilgi,kızgınlığımıunutmamanedenoldu.

"BuPorlockdakim?"diyesordum.

"Porlock,Watsonsadecebir 'nomdeplume.'[1]Basitbir tanımlamaişareti.Fakatbununarkasındaçokhilekârvekaypakbirkişilikvar.Öncekimektuplarındanbirindebana;kullandığıadınkendiadıolmadığını, ancak kendisini bulmama imkân vermemek için bu adı kullandığını itiraf etmişti.Porlock'ınkendibaşınabirönemiyok.Onuönemlikılanyakınolduğuoönemlişahsiyet.

Köpek balığı ile pilot balığını düşün ya da çakal ile aslanı. Esas korkunç olanla kıyaslandığındaönemsizgözükenherhangibirşeyidüşün.

Üsteliksadecekorkunçdeğil,kötüde,hemdeenkötülerindenbiri.Benimilgimiçekmişolmasıdabuyüzden.ProfesörMoriarty'denbahsettiğimihatırlarsınsanırım."

"Suçlularınenbilimselçalışanıveenünlüsü,dolandırıcılararasındaen......."

"Benimutancım,"diyemırıldandıHolmesâdetaitirazedercesine.

"Bensadeceinsanlartarafındanpekbilinmediğinisöyleyecektim."

"Acı,eskibiracı!"dediyükseksesleHolmes."Sendekesinliklerahatsızedicivekendimikorumamgereken bir mizah anlayışı gelişmeye başladı, Watson. Ama Moriarty'den bu şekilde bahsettiğinzaman ona iltifat ediyormuşsun gibi oluyor.OysaMoriarty her türlümelânetin planlayıcısı, bütünzamanlarınenbüyükdüzenbazıveyeraltıdünyasınınbeyni.Hattabelkideyaptıkları ilemilletlerinkaderini bile etkilemiş bir beyin. İşte Moriarty gerçekte böyle bir adam. Ancak görünüşüne vetavırlarına bakarsan, sanki demin söylediklerimle hiç alakası olmayan bir insanmış izleniminekapılabilirsin. Zira şüphe uyandırmaktan ziyadesiyle uzak, alçakgönüllü ve mükemmel biriymişizlenimi uyandırıyor. Üstelik her şeyi istediği gibi yönlendirmekte de oldukça başarılı. Öyle isesöylediğinçokmasumeleştirileriçinbilesenimahkemeyedüşürebilirveincinmişruhuiçintazminatalabilir.NedeolsaOmatematiğinsınırlarınızorlayanbirçalışmaolan 'BirMeteorunDinamikleri'adlı ünlü kitabın yazarı. Öyle ise bilim dünyasından hiç kimsenin bunu kitabın eleştirisini dahi

yapamayacağısöyleniyor.Böylebirinehiççamuratılabilirmi?Nasılgörüneceğimizebirbaksana-küfürbazbirDoktorveiftiracıbirProfesör.AmaOhernekadarbirdahiolsadaWatson,bizimgibiufakadamlarınsırasıdagelecekelbet."

"O günü görmeyi çok isterdim," dedim huşu içerisinde. "Ama sen Porlock denilen bir adamdanbahsediyordun."

"Ah, evet. Şu bizim Porlock... O da bizim zincirimizde bir halka. Bizi birbirimize doğrudanbağlayanbirhalkadeğilgördüğümkadarıyla,amazincirdekitekzayıfhalkadaO."

"Amahiçbirzincir,enzayıfhalkasındandahakuvvetlideğildir."

"Kesinlikle haklısınWatson.Porlock'ın daherkes gibi ihtiyaçları var.Belli bir ücret karşılığındagiderilebilen ihtiyaçlar. Ben de bir iki defa onun ihtiyaçlarını gidermesine yardımcı oldum.Karşılığında bana verdiği bilgiler, her ne kadar bir suçun aydınlatılmasını sağlamadıysa da enazındanbazıönemlisuçlarınişlenmesiniönledi.Bumektubundabenzerbilgiler içerdiğineeminim.Yalnızöncelikleşifreyiçözmeliyiz."

Holmes, kâğıdı tabağının altına koyarak iyice düzleştirdi. Ben ise ayağa kalkarak onun üzerineeğilmiş,yazılanlarıokumayaçalışıyordum.

534C21312736314172141

DOUGLAS109293537BIRLSTONE

26BIRLSTONE913171

"BuyazılardaneböyleHolmes."

"Belliisebizemesajınışifreleyipgöndermiş."

"Fakatşifrekodlarıolmadanşifrelibirmesajçözülemezki."

"Buseferlik,şifrekodlarınaihtiyacımızolduğunusanmıyorum."

"Nedemekbuseferlik?"

"Birçokşifretürüne,mesajlarınıgazetesütunuokurmuşçasınarahatlıklaanlayacakkadaraşinayım.Şifrekodugibişeylerdahaçokhaberalmateşkilatlarınınkarmaşıkmesajlarıçözebilmesiiçin.Amaburadasözkonusuolansıradanbirşifrekodudeğil,dahafarklı.

Bellikibunumaralar,birkitabınsayfalarındakibelli sözcüklerekarşılıkgeliyorlar.Ancakhangikitabaaitolduklarınıbilmediğimsüreceyapabileceğimhiçbirşeyyok."

"İyideneden'Douglas've'Birlstone'?"

"Budabulmacanınbirparçası.Sevgilidostum."

"Enazındankitabınadınıverseydi."

"DostumWatson, herkesin, âdeta doğuştan gelen bir kurnazlığa sahip olduğundan dolayı takdirettiği biri, sence şifre kodunu ve mesajı aynı zarfta gönderir miydi? Oysa bu şekilde, yanlışlıklabaşkasınınelinegeçsebile,tekbaşınahiçbirişeyaramaz.Birmeseleçıkması,ancakikisinindeyanlışelleregeçmesinebağlıisebudapekmuhtemeldeğil.Mesajınikincikısmıhenüzgelmedi;ancakonu

aldığımızda bize daha detaylı açıklamalar ile birlikte bu kodların karşılıklarını içeren kaynağı dagetireceğineeminim."

Holmes'untahminleri,birkaçdakikasonraikincimektubundagelmesiyledoğruçıkmıştı.

Holmes,zarfıaçarakkâğıdıçıkarttıvedikkatleinceledi.

Sonunda:

"Kesinlikle aynı yazı," dedi kendinden emin bir sesle. "Evet, Watson, artık mesajın mahiyetiniöğrenebiliriz."

Ancakmektubuokuyuncabuiyimserhavasıkayboldu.

"İyideğil,hemdehiçiyideğil.Beklediğimtürdenbirmesajdeğilbu.SanırımPorlock'aolanbütüngüvenimboşunaymış.Bizehiçbirfaydasıolamaz."Sonramektubuyavaşçaokudu:

"Sevgili Bay Holmes. Bu konuyu daha fazla kurcalamak niyetinde değilim. Çok tehlikeli. Zatenbenden şüphelenmeye başladığını düşünüyorum. Tam şifre çözümlerini koyacağım zarfıhazırlamıştım ise O geldi. Eğer şifre çözümlerini görmüş olsaydı, başım derde girecekti. Banaduyduğugüvensizlik,yüzündenokunuyordu.

Şimdilütfen,artıksizebirfaydasıolmayanşifrelimesajıyakın–FREDPORLOCK."

Holmes,sandalyesineoturmuşsinirlibirşekildeelindekimektububüküyor,şömineninateşionunsıkıntıylaçarpılmışyüzünüaydınlatıyordu.

"Belkide..."dedisonunda"Belkideendişeedecekhiçbirşeyyok.Belkidesadecevicdanıdır.Birhainolduğunubilmeninsuçluluğuyla,suçunuherkesinbildiğihissinekapılmışolabilir."

"'O'diyebahsettiğikişisanırımProfesörMoriarty?"

"Evet,'O'tabirinikullandıklarında,kastettiklerikişigenellikleProfesörMoriarty'dir."

"FakatOneyapabilirki?"

"Hmm!Buönemlibirsoru.EğersözkonusuolanAvrupa'nınenseçkinbeyinlerindenbiriysevedeüstelik arkasında karanlığın bütün güçlerini toplamışsa, ihtimaller sınırsızdır. Yine de bana sankikuruntuyapıyormuşgibigeliyor.Herikimektubudabirkıyasla.İlkmektuptakiyazı,gayetdüzgün,ancakşuşüpheliziyarettensonrayazdığıkısımneredeyseokunmuyor."

"İyidenedencevapyazmazahmetinegirdiki?

"Çünkübirdensessizliğegömülürse,benimmerakedipolayıkurcalayabileceğimivebunundaonazararverebileceğinidüşündü."

"Eh,pekdeyersizbirendişesayılmaz."Buarada,orijinalmesajıalmış,inceliyordum."Çokönemlibir mesajın, kimsenin asla okuyamayacağı bir kâğıt parçasının üzerinde olması beni âdeta deliediyor."

SherlokHolmes,birlokmasınabiledokunmadığıkahvaltısınıileriiterek,derinmeditasyonlarınınvazgeçilmezparçasıolanoiğrençpiposunuyaktı.

Arkasınayaslandıvetavanadoğrubakarak:

"BelkidebizimMachiavelistzekâmızıngözdenkaçırdığınoktalarvardır.Olayıtekrardüşünelim.Buadamınreferansverdiğikaynak,birkitap.Bubizimhareketnoktamızolsun."

"Amaokadarçokihtimalvarki..."

"Ozaman,bakalımihtimalleridaraltabilecekmiyiz.Bukitaphakkındanebiliyoruz?"

"Hiçbirşey."

"Şifrelimesaj534gibiyüksekbirsayıylabaşlıyor.Ozamanbizbuyükseksayının,bellibirkitabaaitsayfanumarasıolduğunuvarsayabilirizisebukitabınoldukçakalınbirkitapolduğunugösterir.

Peki,bukitabıntürühakkındanebiliyoruz?BirsonrakiişaretC2.[2]BunedemekolabilirWatson?"

"İkincibölümsanırım."

"Bencedeğil.Sayfanumarasınızatenverdiğiiçin,birdebölümnumarasıvermesigereksizolurdu."

"Sütun!"[3]diyebağırdım.

"Harikasın, Watson. Bakıyorum da bu sabah tam formundasın. Eğer sütun değilse, o zamangerçektenhayalkırıklığınauğrarımaçıkçası.Pekâlâ,şimdi,sayfasındaikisütunbasılı,birbölümüikiyüzdoksanüçkelimealacakkadaruzunbirkitapdüşün.Aklınagelenvarmı?"

"Korkarımkiyok."

"Hemen pes etme. Peki, o zaman sana biraz daha ipucu vereyim. Kitap öyle büyük ise banagöndermektensebenimalmamıtercihedeceği,benimsekolaylıklabulabileceğimbirkitapolsun.Bukitapondavardıvebendedeolacağınıdüşündü.KısacasıWatson,çokrastlanılanbirkitap."

"Makulgörünüyor."

"Bizdebuşekildearaştırmamızı,büyük,ikisütunlusayfalarhâlindebasılan,üstelikdesondereceyaygınbirkitaplasınırlandırmışoluyoruz."

"KutsalKitap!"diyebağırdımzaferdolubirsesle.

"İyiWatson,gerçekteniyi.Amayeterikadardeğil.AmabenMoriarty'ninelininaltındaolmayacakbir cildini bilmiyorum.ÜstelikKutsal Kitabın o kadar çok farklı baskısı var ise hiç birinin sayfanumaralandırma düzeni diğerine uymaz. Bu muhtemelen hemen herkeste olması muhtemelstandartlaştırılmışbirbaskıolmalı."

"'Bradshaw'!"

"Bradshaw'ın kullandığı kelimeler, bu tarz birmesajı iletmek için uygundeğil.Bradshawolmaz.Aynısebepten,sözlükdeuygundeğil.Ozamangeriyenekalır?"

"Almanak"

"Harikasın Watson! Eğer yanılıyorsan, çok şaşırırım. Bir Almanak! Whitaker Almanağını elealalım.Yaygınolarakkullanılıyor.

Yeterlisayıdasayfasıvar.Üstelikdesayfabaşınaikisütunşeklindebasılı."Masasındakicildielinealdı. "İşte sayfa 534, sütun iki. Gördüğüm kadarıyla İngilizHindistan'ındaki ticaret ve kaynaklarla

ilgili. Not alWatson. On üç numara, 'Mahratta.' Yüz yirmi yedi numara ise 'Hükümet'. İşte şimdianlaşılırbirhâlegeliyor.AmayinedebukonubizimveProfesörMoriarty'ninilgialanıdışında.

Tamam,tekrardeneyelim.Mahrattayönetimineyapıyor?Ah,iştebirsonrakikelime'domuzlar'-sesçıkarıyor.'Olmuyor."

Alaycı bir şekilde konuşuyor olsa da çatılan kaşları hayal kırıklığını dışa vuruyordu. Ben iseçaresiz ve keyifsiz bir şekilde oturmuş, şöminenin alevlerini izliyordum. Uzun sessizliği bozan,elindesarıciltlibirkitaplakütüphanedençıkanHolmes'unçığlığıoldu.

"Son gelişmeleri takip etmemizin karşılığını alıyoruz, Watson," dedi yüksek sesle. "Ocağınyedisindeyayınlanmış,yenibirAlmanağımızvar.BenPorlock'ıneskisinikullandığınısanmıyorum.

Şimdi,bakalımbeşyüzotuzdördüncüsayfadabizimiçinnelervar.

Yüzyirmiyedinumara'Tehlike,'onüçnumaraise'Var.' 'Tehlikevar!'NotAlWatson,hepsininotal." – Holmes'un gözleri heyecanla parlıyor, yazılanları okudukça ince parmakları heyecanlakasılıyordu.–"Ha!Ha!Başkent!BunudayazWatson.'Tehlikeçokyakınolabilir.'Sonrada'Douglas'yazıyor.'zengin-taşra-şimdi-Birlstone-güven-sıkıştırıyor.'"

Holmes, bir kâğıt üzerindedeşifre ettiğimesajı diziminüzerinekoyduğunda,benhâlâkaralamışolduğumbugaripmesajabakıyordum.

"Birşeyianlatmakiçinnegaripifadeşekli!'"dedim.

"Aslında, oldukça iyi ifade etmiş," dedi Holmes. Bir şey anlatmak istediğinde, tek bir sütunabakıyorsan, anlatmak istediğini ifade edecek kelimeleri bulmakta zorlanırsın. Bazı şeyler, isteristemez karşındakinin zekâsına kalır.Aslında oldukça anlaşılır bir şekilde ifade etmiş. ŞuDouglasdenilen zengin taşralı centilmen, her neredeyse, ona karşı düzenlenmiş bir komplo söz konusu.Üstelikde'güven'veya'güvenilirlik'ileilgilibirmesele."

Holmes'da, işinebağlıgerçekbir sanatçınıncoşkusuvardı.Başarısızlığauğrasabile, işini şevkleyapmayadevamediyordu.Billy,arkasındaLondrapolisindendedektifMacDonaldolduğuhâldeiçerigirdiğindehâlâkeyiflekıkırdıyordu.

HenüzseksenlerinbaşlarıydıveAlecMacDonald'ınhenüzbugünkükadarünlübirdedektifdeğildi.Soruşturmabiriminingenç,ancakkendisineverilendâvâlarıbaşarıylasonuçlandırmış,güvenilirbirüyesiydi. Uzun boyu ona istisnai bir fizikî avantaj sağlıyordu ve parlak gözleri ise zekâylaparlıyordu.SerttavırlıveasıksuratlıbiradamdıvekoyubirAbardinaksanıylakoşuyordu.Holmes,isedahaşimdidenonaikikereyardımcıolmuştu.Holmes'unbuyardımlarınakarşılıkaldığıteködülisemeselenin çözümüne olan katkısından dolayı duyduğu entelektüel sevinçti. Bu yüzden de İskoçdedektifbuamatörmeslektaşınakarşıderinbirsaygıvesevgiduyuyor;Holmes'everdiğideğeriiseher meselede ona danışarak ve açık sözlü davranarak gösteriyordu. Sıradan biri belki büyüklükduygusuna kapılabilir ve uzman olmayan birinden, yardım istemekten yüksünebilirdi. AncakMacDonald olgun biriydi. Bu yüzden, hiçbir komplekse kapılmadan, alanında Avrupa'nın birnumarası olan bu yetenekli ve deneyimli adamın yardımını istiyordu. Holmes'un bu İskoçyalı ilearkadaşlıkyapmakgibibir isteğiyoktu,amayinedeonayakınlıkgösteriyordu.Gülümseyerekonabaktı.

"Erkenci bir kuşsunuz, Bay Mac," dedi. "Size iyi avlar diliyorum. Ama beni ziyaret etmenizebakılırsa,yolundagitmeyenbirşeylerolmalı."

"Üzerinde çalışıyorum. Bir olayın ilk meydana geldiği zaman, davayı soruşturmak için en iyizamandır.Bunusizinkadariyihiçkimsebilemez.Fakat–fakat-"

Dedektif birden sustu.Yüzündebelirenbüyükbir şaşkınlık ifadesi ilemasanınüzerindeki kâğıdabakıyordu.Benimesrarengizmesajıyazdığımkâğıdabakıyordu.

"Douglas!"diyekekeledi."Birlstone!BudanedirböyleBayHolmes?Buçokilginç!..Tanrıaşkına,bütünoisimlerineredenbuldunuz?"

"ObenimveDr.Watson'ınçözdüğübirmesaj.Amabuisimlereverdiğinizşugariptepkideneyinnesi?"

Dedektif,büyükbirşaşkınlıklaikimizindeyüzünebakıyordu.

"Sadece,şey...ŞuBayDouglas.Birlstoneköşkününsahibi.Busabahkorkunçbirşekildeöldürüldü."

İKİNCİBÖLÜM

SHERLOCKHOLMES'UNKONUŞMASIBuarkadaşımınyaşadığı endramatik anlardanbiriydi.Habere şaşırdığı pek söylenemezdi.Olayı

zalimcedeğilsebileumursamazbirsoğukkanlılıklakarşıladı.Hernekadarduygularıkörleşmişsedezihnigayetaktifti.HaberinbendeuyandırdığıdehşetduygusunuHolmes'unhissetmediğibelliydi.O,olayabirkimyacıdeneytüpündentaşankabarcıklaranasılbakarsaöylebakıyordu.

"Olağanüstü!"dedi.

"Hiçdeşaşırmışgörünmüyorsunuz."

"İlginç,amaşaşırtıcıdeğil,BayMac.Nedenşaşırayım.Güvenilirolduğunubildiğimbirkaynaktan,birinin tehlikede olduğuna dair bir bilgi alıyorum. Ben bu bilgiyi aldıktan bir saat sonra isebahsedilenkişiölüyor.Bubanailginçgeldi,amahiçşaşırtmadı."

Holmes, dedektife mektup ve şifre olayını birkaç kısa cümleyle özetlerken, MacDonald, çenesiellerininarasında,kaşlarıçatıkbirşekildedinliyordu.

"Bu sabah Birlstone'a gidecektim. Sana da arkadaşınla birlikte bana eşlik edip edemeyeceğinizisormaya gelmiştim. Ama söylediklerine bakılırsa, bence Londra'ya gidip çalışmalarımıza oradadevametmeliyiz."

"Hiçsanmıyorum,"dediHolmes.

"HaydiamaBayHolmes,"dediyükseksesle."BirikigüniçerisindegazetelerBirlstone'unsırrıileilgilihaberlerledolacak.AmaLondra'da,suçişlenmedenönce,suçhakkındakehanettebulunanbirivarsasırnerede?Tekyapmamızgerekenbuadamıizlemek.Gerisizatenkendiliğindengelecek."

"ŞüphesizBayMac.AmaPorlock'ınasılizlemeyidüşünüyorsunuz?"

MacDonald,Holmes'unonavermişolduğuzarfınarkasınıçevirdi."Camberwell'denpostalanmış–bubilgipekdeişimizeyaramaz.Gerçekismininyerinetakmaisimkullandığınısöylüyorsunuz.

Budabizipekbiryeregötürmez.Onaparagönderdiğinizisöylememişmiydiniz?"

"İkikez."

"Nasıl?"

"Camberwellpostahanesiaracılığıyla."

"Parayıkiminaldığınıhiçbakmadınızmı?

"Hayır."

Dedektif,hemşaşırmış,hattabirazdaşokeolmuşgibiydi.

"İyideneden?"

"Çünkü ben inançlı biriyim. Bana ilk yazdığında onu izlemeyeceğime dair kendisine sözvermiştim."

"Onunarkasındabaşkabirininmiolduğunudüşünüyorsunuz?"

"Olduğunubiliyorum."

"ŞubahsettiğinizProfesörmüyoksa?"

"Kesinlikle."

"DedektifMacDonaldgülümseyerekbanabaktı.

"Sizden saklamayacağımBayHolmes, amaSuçSoruşturmaBirimi'ndebizler, sizin şuprofesörüsaplantıhâlinegetirdiğinizidüşünüyoruz.Bukonuylailgilibendebiraraştırmayaptımvebukişiçoksaygın,bilgiliveyeteneklibiradamabenziyor."

"Yetenekliolduğunufarketmenizesevindim."

"Bazı şeyleri kabul etmelisiniz dostum. Sizin söylediklerinizi duyduktan sonra, ben de onunlakonuşmaya karar verdim.Güneş ve ay tutulmaları hakkında bir konuşma yaptık –gerçi konu nasılorayageldipekanlayamadımama-birfenerveküreyleherşeyibirdakikadaaçıkladı.Banabirdekitap ödünç verdi. İnce yüzü, gri saçları ve ciddi konuşma tarzı ile sanki büyük bilgelerden birigibiydi. Ayrılırken elini omzuma koyuşu ise sanki soğuk ve acımasız dünyaya katılmadan önceçocuğunukutsayanbirbabanınkigibiydi."

Holmeskıkırdayarakelleriniovuşturdu.

"Harika!"dedi."Harika!Buzevklivedokunaklıgörüşmeyi,sanırımProfesör'ünçalışmaodasındayaptınız?"

"Evet."

"Çokzevklidöşenmiş,gösterişlihoş,zarifbirodaydı,değilmi?"

"Evet,hoş-hattaçokgüzelbirodaydı,BayHolmes."

"Çalışmamasasınınönündemioturdunuz?"

"Yani."

"Güneşgözlerinizialıyordu,onunyüzüisegölgedeydi."

"Şey,aslındaakşamdı,amalambanınbanadönükolduğunuhatırlıyorum."

"Öyleolduğunaeminim.Profesör'ünbaşınınüzerindebirresimvarmıydı?"

"Pek fazladetaykaçırdığımı sanmıyorumBayHolmes.Belkidebunusizdenöğrendim.Evet,birkadın resmi gördüm –yana yatırdığı başını ellerinin üzerine dayamış, size bakan bir genç kadınresmi."

"OtabloyuJeanBaptisteGreuzeyapmıştı."

Dedektifilgileniyormuşgibigörünmeyeçalışıyordu.

"JeanBaptisteGreuze,"dediHolmesparmakuçlarınıbirleştirip sandalyeninarkasınayaslanarak,"1750–1800yıllarıarasındayaşamışünlübirFransızsanatçısıdır.Onaçağdaşları tarafındanverilenyüksekdeğer,günümüzünmoderneleştirmenleritarafındadapaylaşılmaktadır."

Dedektifingözleridalmıştı.

"Bizimesasyapmamızgereken,"dedi.

"Yapıyoruz ya," diyerek dedektifin sözünü kesti Holmes. Bütün söylediklerimin sizin şuBirlstone'unSırrıdediğinizolayladoğrudanveçokönemlibirbağlantısıvar.Aslınabakarsanız,biranlamdakonununözüdebu."

MacDonaldhafifçegülümsedivebanaanlayışlıbirbakışattı.

"SizindüşüncelerinizeyetişmektezorlanıyorumBayHolmes.Sizikiayrızincirveriyorsunuzamaben onları birleştirmekte insanın zorlanıyorum. Tanrı aşkına, ölü bir ressam ile Birlstone olayıarasındanegibibirbağlantıolabilirki?"

"Herbilgiönemlidirdedektif,"diyehatırlattıHolmes."HattaGreuze'un'LaJeuneFillealagneau',adlıtablosuna1865yılındaPortalis'tekibirmüzayededebiçilendeğerinbirmilyonikiyüzbinfrankolması-ki bu tutar kırk bin pound'dan fazla bir rakamdır- gibi önemsiz bir bilgi bile, olayıanlamanızayardımcıolur."

Öyleolduğukesindi.Ziradedektifinbuseferkiilgisisamimiydi.

"BirProfesörüngeliriyaklaşıkolarakbellidir.Yıldayediyüzpoundgibirakamakarşılıkgelir."

"İyiamaozamanböylebirresminasılalabildi?

"Kesinlikle.Nasıl?"

"Kaydadeğerbirsoru,"dedidedektifdüşüncelibirşekilde."LütfendevamedinBayHolmes.Bunusevmeyebaşlıyorum.Çokdoğrubirnoktayatemasettiniz."

Holmesnezaketlegülümsedi.Hergerçek sanatçıgibikendisineduyulan samimibirhayranlık ilemutluolanbiryapısıvardı.

"YaBirlstone?"diyesordu.

"Dahazamanımızvar,"dedidedektifsaatinebakarak."Kapıdabirarababekliyor.BiziViktorya'yagötürmesiyirmidakikasürmez.Amayaşuresim–sanırımbirkeresindebanaProfesörMoriartyilehiçtanışmadığınızısöylemiştiniz."

"Doğru,hiçtanışmadım."

"Ozamanonunodasınınasılbukadarbiliyorsunuz?"

"Ah, bu da başka bir hikâye. Profesör Moriarty'ye üç kere gittim. Bunların ikisinde değişikbahanelerle onu bekledim ve O gelmeden önce de ayrıldım. Bir keresinde – şey bu resmi birdedektifepekdesöylenecekbirşeydeğilama...Sonseferindeonunkâğıtlarınabirgözatmahakkınıbilekendimeverdimvehiçdebeklemediğimbilgileredindim."

"Rahatsızediciveyaşüphelibirşeylermibuldunuz?"

"Kesinlikle hiçbir şey. Beni şaşırtan da bu oldu. Ama yine de siz de şimdi resmin bir kısmınıgörüyorsunuz.Çokzenginbiradamgibigörünüyor.Buservetenasılsahipoldudersiniz?Evlideğil.Küçük kardeşi, Batı İngiltere'de istasyon şefi. Sahip olduğu durumunun yıllık değeri ise yedi yüzpound.VebirGreuze'asahip."

"Şey?"

"Sonuçgayetaçık."

"Büyük bir servete sahip olduğunu ve bunu da yasadışı yollardan edindiğini mi söylemekistiyorsunuz?"

"Kesinlikle. Ama böyle düşünmem için çok başka sebepler de var. Ve bütün bunlar, merkezindezehirlibiryaratığınolduğubirörümcekağınakadaruzanıyor.SizesadeceGreuze'danbahsetmeminsebebi,Moriarty'ninsahipolduğuveonunaraştırmakonusuolmasınanedenolanpahalıtablosu."

"Şey,BayHolmes,kabuletmeliyimisesöylediklerinizilginç.Hattailginçtendeötemuhteşem.Amaolayıbirazdahanetleştirelim.Bunedir?Kalpazanlıkmı,sahtekârlıkmıyoksahırsızlıkmı?Paranınkaynağıne?

"HiçJonathanWildadınıhiçduydunuzmu?"

"Aslındaisimtanıdıkgeliyor.Birromankahramanıydı,değilmi?Benromanlardakidedektiflerlepek ilgilenmiyorum. Sürekli bir şeyler yapan ama senin onları nasıl yaptıklarını anlamana izinvermeyenbirtakımtipler.Onlarsadecehayalürünü,gerçekdeğil."

"Jonathan Wild ne bir dedektif ne de bir roman ismidir. O geçen yüzyılda, 1750'lerde veya ocivarlardayaşamışsuçustasıdır."

"Ozamanbanabirfaydasıolmaz.Benhareketadamıyım."

"OzamanBayMac,ozamanhayatınızdayapabileceğinizenbüyükhareketiyapın;üçayboyuncabütünişinizigücünüzübırakınvehergünonikisaatboyuncasuçyıllıklarınıbirokuyun.Herşeyintıpkı bir daire gibi aynı yere geldiğini göreceksiniz. Bizim Profesör Moriarty olayı da dahil.JonathanWild,Londrasuçdünyasınıniçindekigizlibirgüç,yetenekleriniveörgütünüyüzdeonbeşgibibirbedelkarşılığındabaşkalarınınhizmetinesunanbiriydi.Aynıçarkşimdiyineişliyorveyineaynışeyoluyor.Bütünbunlardahaöncedeoldu,gelecektedeolacak.SizeMoriartyhakkındailginiziçekebileceğinidüşündüğümbirikişeydahasöyleyeyim."

"İlgimiçekebilecekyeterikadarşeysöyledinizzaten."

"Ben onun zincirindeki ilk halkanın kim odluğunu biliyorum.Bir ucunda bizim sahteNapolyon,diğerucundaisesilâhlıadamlar,yankesiciler,şantajcılar,üçkâğıtçıkumarbazlarvearadadabinbirtürlü suç. Onun adamlarının başında ise tıpkı kendisi gibi yasal şüphe ve soruşturmalardan uzak,dokunulmazAlbaySebastianMoranvar.Onaneödediğinibiliyormusunuz?"

"Duymakisterim."

"Yılda tamaltı bin.Onunzekâsı için–malûmAmeri-kançalışmaprensibi.Budetayıöğrenmembirazdaşanseserioldu.BuBaşbakan'ınaldığındandahayüksekbirücret.BusizeMoriarty'ningelirive çalıştığı alanlar üzerine bir fikir verecektir. Bir başka nokta. Son zamanlarda Moriarty'ninçekleriniizlemeyikendimeişedindim–sadeceevininmasraflarıiçinyaptığıbasitharcamaları.Altıfarklıbankadançekilmişler.Busizdenasılbirdüşünceuyandırdı?

"Kesinlikleçokgarip.Fakatsizbundannasılbirsonuççıkarıyorsunuz?"

"Benimçıkardığımsonuç,onunservetihakkındaherhangibirtartışmayayolaçmakistemediği.Hiçkimse onun serveti hakkında bir şey bilemez. Onun yirmi ayrı bankada hesabı olduğuna eminim.Servetinin çoğunu ise yurtdışındaki Deutsche Bankasında veya daha düşük bir ihtimalle Credit

Lyonnais de tuttuğunu düşünüyorum. Eğer ileride zamanın olursa bir veya iki yılını ProfesörMoriarty'iaraştırmaklageçirmenitavsiyeederim."

Konuşma ilerledikçe dedektif MacDonald'ın daha da etkilendiği belli oluyordu. Konu o kadarilgisiniçekmiştiiseâdetakendinikaybetmişti.Şimdielindehakkındakararvermesigerekenbirolayolduğununfarkındaydı.

"AnlattıklarınızlabenimilgimiçekmeyibaşardınızBayHolmes.SizinProfesörilesuçarasındabirilişkiolduğunusöylemenizönemli.SonrasizinşuPorlock'tanalmışolduğunuzuyarıvar.Bukonudadahafazlaneöğrenebiliriz?"

"Suça neden olan sebepler hakkında bir tez oluşturabiliriz. Sizin anlattıklarınıza bakılırsaaçıklanamaz, en azından henüz çözülmemiş bir cinayetle karşı karşıyayız. Şimdi cinayette bizimşüphelimizin parmağı olduğunu varsayarak konuşuyorum, iki nedeni olabilir. İlki, Moriartyinsanlarınıdemirbiryumruklayönetir.Katıbirdisiplinivardır.O'nunkitabındayazan tekbircezaşekli vardır.Ölüm.Şimdibuölenadamın–yaklaşankaderiMoriarty'nin altında çalışanlardanbiritarafından bilinen Douglas'ın – bir şekilde şefe ihanet ettiğini düşünebiliriz. Bu ihanete karşılıkgerçekleşenölümüilediğerlerineibretolacaktı."

"Evet,budabirihtimalelbette."

"Diğer ihtimal ise Moriarty'nin üstlendiği bir işin sonucu olarak ortadan kaldırılmış olması.Çalınanbirşeyvarmıymış?"

"Duymadım."

"Eğer soygunda yapılmış olsaydı, bu birinci hipotezin aleyhine, ikincisinin ise lehine bir delilolacaktı. Moriarty, ya bu işi belli bir ganimet beklentisi ile aldı ya da çok yüksek bir ücretkarşılığında.

Herikisidemümkün.Tabibuiki ihtimalkadar,yüksekücretinyanısıraganimetbeklentisinindedahil olduğu bir ihtimal de mevcut. Fakat sebep her ne olursa olsun, bizim bunun cevabınıbulacağımız yer Birlstone. Zira adamımızı, bizi kendisine götürecek hiçbir ipucu bırakmamışolacağınıbilecekkadariyitanıyorum."

"ÖyleiseBirlstone'agitmeliyiz!"diyebağıraraksandalyedenfırladıMacDonald."

"Tanrım!Sandığımdandageçolmuş.Sizlerehazırlanmanıziçinsadecebeşdakikaverebilirim."

"Bu bizim için yeterli," dedi Holmes sabahlığını pardösüyle değiştirirken. "Yolda bana dürüstçeolaylailgiliherşeyianlatmanızıricaedeceğim,BayMac."

"Her şeyi," diye hoşnutsuz bir sesle tekrarladı dedektif. Ancak ne olursa olsun, olay kesinlikleHolmes'un yakın ilgisine değerdi. Yetersiz fakat önemli detayları ellerini ovuşturarak dinliyordu.Olaysızgeçenuzunhaftalardansonranihayetuzunzamankullanmaimkânıbulamadığıyetenekleriniyeniden hayata geçirme şansına kavuşmuştu. Bu hareketsizlikte keskin zekâsı körelmiş âdetapaslanmıştı. Ancak görev çağrısı ona ulaştığında gözleri parlamaya başlamış, yanaklarına renkgelmişveyüzüiçtengelenbirışıklayenidenaydınlanmıştı.Arabadaöneeğilmiş,dikkatlibirşekildeMacDonald'ın Sussex'te bizi bekleyen durum hakkında verdiği bilgileri dinliyordu. Ona olayhakkındaki bilgiler, sabahın erken saatlerinde bir kâğıda karalanmış olarak bir trende verilmişti.YerelpolistenWhiteMasononunyakınbirarkadaşıydı.Bundandolayıolayhakkındabilgilendirilişi,yerelpolisinyardımistediğidiğerdavalarakıyaslaalışılmadıkşekildehızlıolmuştu.Oysagenellikle

bu uzmanın takip etmesi istenen konular, üzerinden zaman geçmiş ve âdeta soğumaya yüz tutmuşolaylarolurdu.

Bize okumaya başladığı mektup "Sevgili Dedektif Mac Donald," diye başlıyordu, "resmi görevemriniz başka bir zarfın içerisindedir.Bumektup ise sadece sizin okumanız için yazılmıştır.BanaBirlstone'ahangi trenlegeleceğinizi telgraflabildiriniz.Sizibenkarşılayacağım, ancakçokyoğunolursam sizi karşılaması işçin birini de gönderebilirim. Bu, çok sıra dışı bir dava. Eğeryapabilirseniz, lütfen Bay Holmes'u da getirin. Bu davanın çözülmesinde yardımcı olabileceğinidüşünüyorum. Eğer ortada yatan bir ceset olmasaydı, her şeyin teatral bir etki yaratmak içintasarlandığınıdüşünebilirdiniz.İnanılmayacakkadarsıradışıbirolaybu."

"Arkadaşınızzekibirinebenziyor,"diyedüşüncesinisöylediHolmes.

"Evetefendim;doğruyusöylemekgerekirse,WhiteMasongerçektenzekibiradamdır."

"Elinizdebaşkabirşeyvarmı?"

"Diğerdetaylarıbizebuluştuğumuzdasöyleyecek."

"ÖyleyseBayDouglas'ıngerçektekorkunçbircinayetekurbangittiğisonucunanasılvardınız?"

"O resmi rapordaydı. 'Korkunç' demiyordu tabii ki. Bu resmi bir terim değildir. Raporda JohnDouglas'ın adından, kafasındaki yaralardan ve bu yaraların bir av tüfeği ile ateş edilmesi sonucuolduğundanveolayıngeçenakşamgeceyarısınadoğrugerçekleştiğindenbahsediyordu.Ekolarakda davanın kesin bir şekilde cinayet olduğu, fakat her hangi bir tutuklama yapılmadığı ve davanınbazışaşırtıcıvesıradışıözelliklertaşıdığıbelirtiliyordu.ŞuandaelimizdeolanherşeybundanibaretBayHolmes."

"O zaman, izin verirseniz bunu olduğu gibi bırakalımBayMac.Yetersiz bilgilerle ilkel teorilerüretmekbizimmesleğimizizehirleyengünahlardanbiridir.Şuandanetolarakgörebildiğimikişeyvar: Londra'da büyük bir beyin, Sussex'te ise ölü bir adam.Bizim takip etmemiz gereken ise ikisiarasındakibağlantı."

ÜÇÜNCÜBÖLÜM

BIRLSTONETRAJEDİSİŞimdi gelişimizden sonra bize verilen bilgiler ışığında, olayın nasıl gerçekleştiğini anlatayım.

Çünküokurlarınolayakarışaninsanlarıveonlarınkaderlerinibelirleyenkurguyuanlamalarıancakbuşekildemümkünolacaktır.

Birlstone köyü, Sussex'inKuzey sınırında yarı ahşap evlerin kümelendiği küçük bir köydü.Köyyüzyıllarcadeğişmedenkalmış,ancakbirkaçyılöncebir tabloyuandırangörüntüsüvekonumuylazengin tabakanın dikkatini çekmesiyle birlikte yeni sakinleri olan bu zenginlerin villaları da köyüçevreleyenormanınkıyısındakiyerlerinialmıştı.BuormaniseKuzeydekibayırlaradoğrudaralarakuzananbüyükWealdormanınınbiruzantısıydı.Artannüfusunihtiyaçlarınızorluklakarşılayanbirkaçdükkândan başka bir şey olmasa da Birlstone'un eski bir köydenmodern bir kasabaya dönüşmesikaçınılmaz görünüyordu. Zira Birlstone'nun konum itibariyle Kent bölgesinin sınırlarındakiTunbridgekaplıcalarınasadeceonveyaonikimiluzaktabulunanönemlibirbölgedeydi.

Köyden yarımmil kadar uzakta, büyük kayın ağaçlarıyla ünlü eski bir parkın içerisinde ise eskiBirlstoneKöşkübulunuyordu.Buönemlibinanıngeçmişi ilkHaçlıSeferlerine,HugodeCopus'unKızıl Kral tarafından kendisine verilmiş mülkün ortasına yaptırdığı şatoya kadar gider. Bu bina1543'teçıkanbiryangındayokolmuş,onundumandankararmışbazıköşesütunlarıisedahasonra,İngiltereKralıI.Jamesdönemindebueskişatonunyerinetuğladanbüyükbirköşkünyapılmasıiçinkullanılmıştı.Köşk,pekçokküçüküçgençatısıveelmasstilipenceresiiletıpkıonyedinciyüzyılda,ustasıonuilknasılyaptıysaöylekalmıştı.

Eski şatoyu çevreleyen iki su dolu hendekten biri ise çoktan kurumuş ve bir çeşit bahçemutfağıhâlinegetirilmişti.Eskimutfak iseevin içerisindeveyaklaşıkon ikimetreenindeveancakbirkaçmetrederinliğindeydi.Mutfağınönünde,evinzeminkatpencerelerindenancakyarımmetreaşağıda,iseormanadoğruakmayadevamedentemizbirderegeçiyordu.Evetekgirişyoluisezincirlerivebocurgatı uzun zaman önce paslanmış bir iner kalkar köprüden ibaretti. Ancak evin son sakinleribuna rağmen köprüyü kullanmaktan kaçınmıyorlar, gece kaldırdıkları köprüyü sabah tekrarindiriyorlardı.

Bu şekilde ise köşkün bir şato olduğu ve geceleri bir adaya dönüştürüldüğü bir geleneğiyaşatıyorlardı ise bu yakında bütün İngiltere'nin ilgisini çekecek esrarı daha da içinden çıkılmazkılıyordu.

Evi Douglas'lar aldığında, ise ev âdeta harabe hâlindeydi ve uzun yıllar kimse oturmadığındandolayı artık çürümeye başlamıştı. Douglas ailesi, John Douglas ve eşinden ibaretti. Douglas, hemkarakterhemdeinsanolarakdikkatedeğerbirkişiydi.Elliliyaşlarındaolmasınarağmen,serthatları,hafifgrileşmişsakalları,insanıâdetadelenkeskinbakışlıyeşilgözleriilegençliğindenvegücündenhiçbirşeykaybetmemişti.NeşeliveherkesekarşıgüleryüzlütavırlarıvesamimiyetiyleSussex'inherkesiminden insanlarla rahat anlaşıyormuş gibi görünüyordu. Kasaba konserleri dahil bütün yerelkültürfaaliyetlerinekatılarakkısazamandaköylülerarasındapopülerolmayıbaşarmıştı.Ancakdahakültürlü komşuları tarafından belli bir merak ve ihtiyatla izleniyordu. California'nın altınmadenlerinde elde ettiğini söylediği çok parası vardı. Hem kendisinin, hem de karısınınkonuşmalarından hayatlarının bir bölümünü Amerika'da geçirdikleri anlaşılıyordu. Cömertliği vedemokratiktavırlarıdolayısıylaiyibirizlenimbırakıyor,tehlikeyekarşıtakındığıumursamaztavıriseonuninsanlarıngözündedahadayücelmesinesebepoluyordu.Sahipolduğubuniteliklerebirde

'cesur' sıfatını eklemişti isebunudapapazıneviyandığızaman,yerel itfaiyeninevikurtarmak içinverdiği çabaya ümitsiz olduğunu düşünerek son vermesine rağmen, eve kalan değerli eşyalarıkurtarmakiçin,evetekrargirerekhaketmişti.

Böylece John Douglas, Birlstone'da geçirdiği beş yılda yaptıkları kendisine sağlam bir ün vesaygınlıkkazandırmıştı.

Douglas'ın karısı da kendisini tanıyanlar arasında oldukça popülerdi. İngiltere'ye yerleşenyabancılara birisi tarafından tanıştırılmadan ziyarete gitmemek gibi bir İngiliz geleneği olmasınarağmen,bölgedebunauyanpekkimseyoktu.Kendisinigörüntüsüne,kendiniispatlamayakocasınaveevişlerineadadığındandolayı,odabugeleneğepekönemvermiyordu.OnunDouglasileLondra'datanışan bir İngiliz Leydisi olduğu ve tanıştıklarında, Douglas'ın dul olduğu herkesçe biliniyordu.Uzunboylu,siyahsaçlı,zayıfvegüzelbirkadındı.Ayrıcadakocasındanyirmiyaşkadargençtiisebueşitsizliğinailehayatındabir tatminsizlikkaynağıolduğunugörmemekmümkündeğildi.Onlarıyakından tanıyanlar aralarındaki güvenin tam olmadığı sonucuna varıyorlardı, zira ya kadınkocasınıneskihayatıhakkındaçokketumduyadadahasıbukonudafazlabilgilendirilmemişti.BirkaçdikkatlikişininfarkettiğiveüzerindekonuşulanbirbaşkakonudaBayanDouglas'ınkocasınınevegecikmesi durumunda gösterdiği asabi gerginlik ve akut tedirginlikti. Bütün dedikoduların ilgiçektiğibusakinkıryerinde,köşkünhanımınınbuzayıflığınınfarkedilmemesidüşünülemezdiveomeşhumolaymeydanageldiğindeinsanlarınaklınailkgelensıradışılıkbuoldu.

Yineaynıevipaylaşanbiridahavardıisehernekadarevindüzenlibirsakiniolmasadabugaripolaylarsırasındaoradabulunmasıdolayısıylaadıhalkındikkatiniçekecekkadarönüneçıktı.BukişiHamstead, Hales Lodge'dan Cecil James Barker adında biriydi. Uzun boylu, esnek vücutlu şahıs,Birlstoneköyününanacaddesinintanıdıksimalarındanbirisiydiveköşkünsıkveiyikarşılanılanbirziyaretçisiydi.Ancakdikkatçekmesininesassebebi,bütünarkadaşlarıyenivebilinenhayatınadahilolanBayDouglas'ıneskivebilinmeyengeçmişindengelentekarkadaşıolmasıydı.Barker'ınkendisi,şüphesizbirİngiliz'di,fakatanlattıklarınabakılırsa,DouglasileilkolarakAmerika'datanıştıklarıveoldukça yakın oldukları anlaşılıyordu. Ciddi servet sahibi bir kişiye benziyordu ve tanınmışbekârlardandı.YaşolarakDouglas'tandahagenç, en fazlakırkbeşyaşlarında,uzunboylu,düzgüngörünümlüvegenişomuzlubiriydi.Birsavaşçınınkiniandıranherzamantraşlıbiryüzü,kalınsiyahkaşları ve ellerini kullanmaya ihtiyaç duyurmadan her düşmanca kalabalığı yarıp geçecek siyahotoriter gözleri vardı. Ne at biniyor ne de avlanıyor, günlerini ağzında piposu ile eski köyünetrafındagezinerekveyaevsahibinineşliğinde,evsahibesininyokluğundakırlardaarabakullanarakgeçiriyordu."Sakinvecömertbircentilmen,"demiştiuşakAmes."AmaTanrıkorusun,onunyolunaçıkmakistemezdim."ODouglasilesamimiveoldukçayakınbirilişkiiçerisindeydi.Onunkarısıylada aynı şekilde yakın bir ilişkisi vardı ve buDouglas'ı rahatsız ediyordu.Öyle ki hizmetçiler bilebirkaç defa bu durumun onda sebep olduğu rahatsızlığı fark etmişlerdi. İşte bu felaket olduğundaevdeaileninbirbireyiolarakbulunanüçüncüşahısdaböylebiriydi.Evindiğersakinlerinegelince,kuralcı,saygınveyetenekliuşakAmesveevinhanımınıbazıevişlerindenkurtarandolgunveneşeliBayan Allen'dan bahsetmek yeterli olacaktır, çünkü evdeki diğer altı hizmetçinin 6 Ocak akşamıyaşananlarlahiçbirilgisiyoktu.

Sussex Constabulary'da, Çavuş Wilson yönetimindeki küçük yerel polis karakoluna ilk alarmverildiğindesaatonbirkırkbeşti.

BayCecilBarker, çanıçılgıngibiçalarakveoldukçaheyecanlıbir şekilde içerigirmişti.Köşktekorkunçbir trajediyaşanmışveJohnDouglasöldürülmüştü.Solukkesenmesajınözübuydu.PolisÇavuşu,bölgeotoriteleriniciddibirşeylerolduğuyolundauyardıktansonraolaymahallinegitmek

üzereyolaçıkmıştı.PolisÇavuşuilebirlikteevedöndüğündeisesaatonikiyibirazgeçiyordu.

Köşkegelenpolis, inerkalkarköprüyüaçık,pencereleriaydınlık,bütüneviisekarmaşavepanikiçerisinde bulmuştu. Hizmetçiler, bembeyaz olmuş yüzleriyle koridorda birbirlerine sarılmışduruyorlardı.Uşakisekapıdadurmuşelleriniovuşturupduruyordu.

Sadece Cecil Barker, kendisine ve duygularına hâkim gibi duruyordu. En yakın girişteki kapıyıaçarakÇavuşakendisiniizlemesiniişaretetti.TambusıradadaköyünenerjikveyeteneklipratisyeniDr.Woodköşkegelmişti.Üçadam,ölümcülolayıngerçekleştiğiodayagirerken,korkudanâdetaşokgeçiren uşak, arkalarından kapıyı kapatarak hizmetçilerin bu tatsız sahneye görmelerine izinvermemişti.

Maktul,uzuvlarıaçıkbirşekildeodanınortasındasırtüstüyatıyordu.Üzerindegecekıyafetiniörtenpembebirsabahlıkdışındabaşkabirşeyyoktu.Çıplakayalarındaiseterliklerivardı.Doktor,masanınüzerindeki el lambasını alarak, yanında diz çöktü. Kurbana bir bakışı, kendisine artık ihtiyaçolmadığını anlaması için yeterli olmuştu. Adam korkunç, öldürücü yaralar almıştı. Göğsününüzerindebiravtüfeğivardı.Yakınmesafedenateşedildiğiaçıktı.Bütünyaralaryüzündeydivekafasıâdetaparçalanmıştı.Tüfeğintetikleri,ateşidahaetkilikılmakiçinbirbirinebağlanmıştı.

Butaşralıpolis,birdenbireyüzyüzekaldığıbüyüksorumlulukkarşısındahuzursuzolmuştu.

"Amirlerim gelinceye kadar hiçbir şeye dokunmayacağız," dedi korkunç bir hâle gelmiş kafayabakarak,boğukbirsesle.

"Şuanakadarhiçbirşeyedokunulmadı,"dediCecilBarker."Nasılbulduysamöylebıraktığımadairsiziteminederim."

"Nezamandıo?"diyesorduÇavuşnotdefteriniçıkarırken.

"On bir buçuk civarıydı. Sesi duyduğumda şöminenin başında oturuyordum ve henüz üzerimideğiştirmemiştim.Çokyüksekbirsesdeğildi,boğukbirsesti.Hemenaşağıkoştum.Odayavarmamotuzsaniyesürmedi."

"Kapıaçıkmıydı?"

"Evet,açıktı.ZavallıDouglas,onubulduğunuzşekildeyatıyordu.Odafazlaaydınlıkdeğildi,sadecemasanınüzerindekimumyanıyordu.lambayıdahasonrabenyaktım."

"Hiçkimseyigördünüzmü?"

"Hayır.MerdivenlerdenBayanDouglas'ıngeldiğiniduydum.Dışarı çıkarakonun içerigirmesineengeloldum.Bukorkunçmanzarayıgörmesineizinveremezdim.EvikâhyasıolanMrs.Allengelipgötürdüonu.BusıradaAmesgeldi,odayabirdeozamangirdik."

"Buarada,inerkalkarköprününgecelerikapalıolduğunusanıyordum."

"Benonuindirtenekadarkapalıydı."

"Ozaman,birininiçerigiriponuvurmuşolmasıihtimaldışı.BayDouglaskendinivurmuşolmalı."

"Biz de öyle düşündük ilk önce. Fakat bakın." Barker perdeyi çekerek açtı. Arkasındaki pencereardınakadar açıktı. "Şunabakın." dedi elindeki lambayı aşağıya tutarak.Pencereninpervazındabirçizmenintabanındanbulaşmışgibiduranbirkanizivardı."Birisidışarıçıkarkenburayabasmış."

"Birininevinçevresindekisudoluhendeğigeçtiğinimidüşünüyorsunuz?"

"Kesinlikle."

"Ohâlde, sizinolayınüzerindeotuzsaniyegeçmedenodayagirdiğinizdüşünüldüğünde,osıradakatilsuyuniçerisindeydi."

"Bunahiçşüphemyok.Keşkepenceredenbakmışolsaydım.Fakatperdepencereyikapatıyordu,oyüzden de pencere hiç aklıma gelmedi. Sonra Bayan Douglas'ın geldiğini duydum, onun odayagirmesineizinveremezdim.Buçokkorkunçolurdu."

"Yeteri kadar korkunç," dedi doktor parçalanmış kafaya ve üzerindeki korkunç izlere bakarak."Birlstonetrenkazasındanberi,butarzyaralargörmemiştim."

Polis Çavuşu ise hâlâ pencereyi düşünüyordu. "Sözlerinizden adamın pencereden kaçtığıanlaşılıyor.Ancakbenimanlamadığımadamınköprükalkıkkenevenasılgirebildiği."

"Ah,meseledebu,"dediBarker.

"Köprüsaatkaçtakaldırıldı?"

"Saataltıyadoğru,"diyecevapverdiuşakAmes.

"Benköprününgünbatımındakaldırıldığınıduymuştum.Yılınbuzamanındaisegünbatımıaltıdanönce,saatdörtbuçukgibigerçekleşiyor."

"Bay Douglas'ın çaya misafirleri vardı," dedi Ames. "Onlar gitmeden köprüyü kaldıramazdım.Sonradaköprüyübizzatbenkaldırdım."

"O zaman bu söylenenlerden, dışarıdan gelen şahısın –tabi eğer öyle bir şey olduysa- köprüyüaltıdanöncegeçerekBayDouglasodasınagelenekadariçeridesaklandığıanlaşılıyor,"dedi.Çavuşdüşüncelibirşekilde:

"Evet,öylegözüküyor.BayDouglasherakşamışıklarıkontroletmekiçinevidolaşırdı.Budaonubuodayagetirdi.Adamonuburadabekliyordu,gelincedevurdu.Sonradasilâhınıburadabırakarakpenceredenkaçtı.Eğergözdenkaçırdığımbirşeyyoksabenimolayhakkındakifikrimbu."

Çavuş, yerde yatan adamın yanından bir kart aldı. Üzerinde biçimsizce yazılmış V. V. harfleri,altındaise341rakamıvardı.

"Budane?"dedikartıhavayakaldırarak.

Barkermeraklakartabakıyordu.

"Onudahaöncefarketmemiştim,"dedi."Katilbırakmışolmalı."

"V.V.341.Neolduğukonusundahiçbirfikrimyok."

Çavuşkartıparmaklarıarasındaçeviripduruyordu.

"V.V.denedirki?Birininismininbaşharflerimi?SiznebuldunuzDr.Wood?"

DoktorWood,şömineninönündekikilimiişaretetti.Kiliminüzerindebüyükbirçekiçvardı.CecilBarkerşöminerafındaduranbirkutupirinçbaşlıçiviyigöstererek:

"BayDouglasdünresimlerideğiştiriyordu,"dedi.Onuşömineninüzerindekibüyükresmiasarkensandalyeninüzerindegördüm.Çekicinoradaolmasınınsebebio."

"İyisimi,kilimibulduğumuzyerebırakalım,"dediÇavuşşaşkınlıklakafasınıkaşıyarak."Budavayıçözmekiçinuzmanlargerekli.ButamLondra'dakileregörebir iş."El lambasınıkaldırarakodanıniçerisindedolaşmayabaşladı.Birdenheyecanlanarakpencereninönünegittiveperdeyiaçtı.Perdelernezamankapanıyor?"diyesordu.Heyecanısesineyansımıştı.

"Lambalaryandığızaman,"diyecevapverdiuşak."Saatdördübirazgeçe."

"Buraya kesinlikle birisi saklanmış." Işığı aşağıya doğru tuttu. Köşede çamurlu bir çizmedenkaldığıbelliolanizlervardı."Buizler,sanırımsizindüşüncenizidoğruluyor,BayBarker.Görünüşebakılırsa, katil köşke dörtten sonra, perdeler kapatılınca girmiş.Yani altıdan önce ve köprü henüzkaldırılmamışken.İlkrastladığıodayagirdi.Saklanabileceğibaşkabiryerolmadığındandolayıdabuperdeninarkasınagizlendi.Her şeyyeterikadaraçıkgözüküyor.Sanırımamaçevi soymaktı.AmatalihsizlikeseriBayDouglasilekarşılaştıveonuöldürmekzorundakaldı.Sonradakaçtı."

"Bencedeöyle,"dediBarker.Amasizcedeşuandaboşuboşunazamankaybetmiyormuyuz?Suçluuzaklaşmadanbütünbölgeyiaramamızgerekmezmi?"

Çavuşbirandüşündü,sonrada:

"Sabah altıdan önce tren yok. Yani trenle bir yere gidemez. Yoldan gitmeye kalkarsa da ıslakkıyafetiylemutlakadikkatçekecektir.Zaten,izinverilmedengörevyerimiterketmemmümkündeğil.Ayrıcasizingidebilmeniziçindeolayınbiraznetleşmesilazım."

BusıradaDoktorlambayıalmış,cesediyakındanincelemeyebaşlamıştı.

"Bununneiziolduğunubiliyormusunuz?Cinayetlebirilgisiolabilirmi?"diyesordu.

Ölüadamınsabahlığınınsağkolukaymışveadamındirseğinekadarsıyrılmıştı.Dirseğininaltında,bileğinedoğrusolgunderininüzerindeparlayangarip,kahverengibirşekil-birdaireniniçindeyeralanbirüçgenşekli-vardı.

"Bu bir dövme değil," diye açıkladı doktor. "Bu adam, tıpkı bir çiftlik hayvanı gibi dağlanmış.Bununanlamınedir?"

"Neolduğunubildiğimisöyleyemem,"diyeitirafetti,CecilBarker."Amakolundakibuişaretidahaöncedegörmüştüm.Yıllardır,belkideonyıldırorada.

"Bende"diyeeklediuşak."Lordumgömleğininkollarınıkıvırdığındagörüyordum.Neolduğunubendemerakediyordum."

"Neyse,demekki suçlaherhangibir ilgisiyok,"dediÇavuş."Amayinedenormalolmayanbirşeylervar.Budavaylailgiliherşeybirazgarip.Şimdineoldu?"

Uşak,ölmüşadamıngerilmişelinigöstererekbirhayretçığlığıatmıştı.

"Evlilikyüzüğünüalmışlar,"dediboğukbirsesle.

"Ne?"

"Evet!Lordum,düzevlilikyüzüğünüsolelininküçükparmağınatakardı.Onunüzerindedeüstünde

kabartmaolanbirbaşkayüzükvardı.Üzerindekıvrılmışbiryılanolanyüzüğüiseüçüncüparmağınatakardı.Üzerindekabartmaveyılanolanyüzüklerialmamışlar,amaevlilikyüzüğüyok."

"Doğrusöylüyor,"dediBarker.

"Banaevlilikyüzüğünündiğeryüzüğünaltındaolduğunumusöylüyorsunuz?"

"Herzaman!"

"Yani katil veya her kimse, önce üzerinde kabartma olan yüzüğü, sonra da evlilik yüzüğünüçıkarıyor,sonraisekabartmayüzüğügeritakıyor.Öylemi?"

"Öyle."

Tecrübelipolismemurubaşınısalladı.

"BudavayıLondra'yanekadarerkenbildirirsekokadariyiolacak,"dedi."WhiteMasonakıllıbiradamdır.Böyleyerelbirolayonuniçinbirmeseleolmayacaktır.Burayabizeyardımagelmesifazlauzun sürmez.Bu davayı Londra'ya havale etmeden çözmeyi isterdim, ancak itiraf etmeliyim ki budavabizimgibileriçinfazlakarmaşık.Bunusöylemektedeutanılacakbirşeygörmüyorum."

DÖRDÜNCÜBÖLÜM

KARANLIKBirlstone polisindenÇavuşWilson'ın acil yardım çağrısını alan Sussex baş dedektifi, sabah saat

üçtepolismerkezinegeldi.SabahsaatbeşkırktreniylemesajınıLondraPolisMüdürlüğüneiletmiş,saat on ikide ise bizi karşılamaya tren istasyonuna gelmişti. BayWhiteMason sakin, rahat tavırlı,traşlı, kırmızı yüzlü ve sağlam yapılı birisiydi. Üzerinde tüvit bir takım elbise vardı. Ayağındakitozluklarla ve güçlü bacaklarıyla bir çiftçiye benzese de bölge kriminal ofisinin başarılı biruzmanıydı.

"Bu hiç de iyi değil, BayMacDonald."Diye söylenip duruyordu. "Gazeteciler olayı duyduğundasineklergibibaşımızaüşüşecekler.

Umarımonlarişimizeburunlarınısokupdâvâyıkarıştırmadanolayıçözebiliriz.Dahaöncebutarzbirolayolduğunuhatırlamıyorum.

SizegöstermekistediğimbazışeylervarBayHolmes.Dr.Watson,doktordaraporunuyazmadanöncesizindebirgörüşünüzüalmakistiyor.SizeWestvilleArms'tabirodaayarladım.Temizveiyibiryer olduğunu duydum.Başka bir yer de yok gerçi, ama...Çantalarınızı bu adam taşıyacak.Beyler,böylebuyrunlütfen."

Sussex'li dedektif çok telaşlı ve güler yüzlü birisiydi. On dakika içerisinde hepimiz odalarımızıyerleşmiştik.Bir on dakika sonra ise hanın barında oturmuş, bir önceki bölümde anlatılan olaylarhakkında hızlıca bilgilendiriliyorduk. MacDonald kısa notlar alıyor, Holmes ise bir botanikçininnadirvedeğerlibirçiçeğigözlemlerkengösterdiğişaşkınlıkvesaygıifadesinebenzerbirifadeyleanlatılanlarıdinliyordu.

"Olağanüstü!"dedihikâyebittiğizaman."Hemdeçokolağanüstü!Bugünekadarbukadartuhafveorijinalbirdavayarastladığımıhatırlamıyorum."

"BendeöyledüşünmüştümBayHolmes,"dediWhiteMasonkeyifle."Sussex'teböylebirşeyebizde rastlamadık. Neyse. Böylece size bu sabah saat üç ile dört arası davayı Çavuş Wilson'dandevraldığım zaman olayın ne aşamada olduğunu anlatmış bulunuyorum. Ah Tanrım, belki dekaçmasına izin verdim. Ama öyle acele etmeyi gerektirecek bir durum yoktu. Zaten o andayapabileceğim fazla bir şey de yoktu. Çavuş Wilson'da bütün bilgiler vardı. Onları inceledim,değerlendirdimvebelkideüzerinebirikişeyekledim."

"Neydionlar?"diyemeraklasorduHolmes.

"Şey, ilk önce çekici incelettim. Bu konuda bana Dr. Woods yardımcı oldu. Üzerinde cinayettekullanıldığınadairbirizbulamadık.BayDouglas'ınkendisiniçekiçlesavunmuşolmasınıummuştum.Buşekildeçekiçyeredüşmedenöncekatilinüzerindebir izbırakmışolabilirdi.Amaherhangibirkanizinerastlamadık."

"Bu elbette ki bir şey göstermez," diye belirtti dedektifMacDonald. "Çekicin cinayet aleti olarakkullanıldığıancakçekiçteherhangibirizerastlanmayanbirçokolayvardır."

"Tabii ki. İz olmaması kullanılmadığını göstermez. Ama üzerinde bize yardımcı olabilecekherhangi bir iz kalmış olabilirdi. Fakat hiçbir iz yoktu. Sonra silâhı incelettim. İri saçmalı fişekkullanılmıştıveÇavuşWilson'ındaraporundabelirttiğigibi,tetiklerbirbirinebağlanmıştı.Böylece

iki fişek de aynı anda ateşlenebilmişti. Bunu yapan her kimse, adamı sağ bırakmamayı kafasınakoymuş gibi. Kısa namlulu, namlu boyu 60 cm den uzun değil. Bu da onun paltonun altınasaklanmasınımümkünkılıyor.Üreticisininismiyazmıyor.Fişeklerinüzerindeise'PEN'harflerivar,ancakismingerikalanıkazınmış."

"Yazı nasıl?Üzeri süslenmiş büyük bir 'P' harfi ve ondan daha küçük olarak yazılmış 'E' ve 'N'harfleriilemi?"diyesorduHolmes.

"Kesinlikle."

"PennsilvaniaKüçükOrduŞirketi–tanınmışbirAmerikanfirmasıdır,"dediHolmes.

WhiteMason,arkadaşımabirsıradanbirköylünün,birsözüyleçapraşıkmeselelereçözümgetirenHarleyCaddesiuzmanınabaktığıgibibakıyordu.

"Bu çok açıklayıcı oldu Bay Holmes. Haklı olduğunuza şüphe yok. Harika – gerçekten harika!DünyadakibütünsilâhüreticilerininisimleriniezberlermisinizBayHolmes?"

Holmeskonuyubirelişaretiylegeçiştirdi.

"Bunun bir Amerikan av tüfeği olduğuna kuşku yok," diye devam etti Mason. Kısa namlulu avtüfeklerinin Amerika'nın bazı bölgelerinde kullanıldığını okumuştum. Bu daha fişekteki yazıyıgörmedenaklımagelmişti.ElimizdekidelillerebakılırsaevegiripcinayetiişleyenkişibirAmerikalıolabilir."

MacDonaldkafasını salladı. "Dostum,biraz fazlahızlı gidiyorsun.Evdebiryabancınınolduğunugösterenbirdelilerastlamadık."

"Açıkcam,pervazdakikan,ogaripkart,köşedekiçizmeizlerivesilâh."

"Hepsi düzmece olabilir.BayDouglasAmerikalı'ydı veya uzun yıllarAmerika'da yaşamıştı.BayBarker da öyle. Bu işten bir Amerikalıyı sorumlu tutmak için dışarıdan Amerikalı ithal etmenizegerekyokki."

"Yaouşak,Ames?"

"Neolmuşona?Güvenilirbirideğilmi?"

"OnyılboyuncaSir[4]CharlesChandos'unyanındaçalışmış–sertbiradamdır.Douglaslarlaisebeşyıl önce evi aldıklarından beri, çalışıyormuş. Evde bu tip bir silâhı daha önce hiç görmediğinisöylüyor."

"Silâh rahat saklanabilmesi için bu şekilde yapılmış. Fişeklerdeki yazıların silinmesi de aynınedenden. Herhangi bir kutuya gizlenmiş olabilir. Evde bu tarz bir silâh olmadığına nasıl yeminedebilirki?"

"Herneyse,sonuçtagörmemişişte."

MacDonald,kafasınıitirazedercesinesalladı."Evdebaşkabirisininolduğunahenüziknaolmadım,"dedi."Sizdeniyicedüşünmeniziistiyorum"–Tartışmayakendinikaptırınca,Aberdinaksanıdahadabelirginleşmişti."Sizdenbusilâhınevedışarıdangetirilmesivebütünbugaripşeylerinbiryabancıtarafındanyapılmasınınneanlamageleceğiniiyidüşünmeniziistiyorum.Buinanılmazbirşey.Bununmantıksız olduğunu görmüyor musunuz? Olayı bir de sizin değerlendirmenizi istiyorum Bay

Holmes.Anlatılanlarıduydunuz.Siznedüşünüyorsunuz?"

"BusizindavanızBayMac,"dediHolmesgayetkesinbirsesle.

"Eğerböylebiradamvarsa,hırsızolmadığıkesin.Yüzükvekartolayınıgözönünealdığımızda,bunun özel bir sebebi olan ve önceden tasarlanarak işlenmiş bir cinayet olduğu anlaşılıyor. Şimdişunu bir düşünün, burada cinayet işlemeye kararlı biri var. Hiçbir şey bilmiyorsa da kesin olarakbildiği bir şey var: Evin çevresi su dolu bir hendekle çevrili olduğundan dolayı kolaylıklakaçamayacak. Bu durumda nasıl bir silâh seçmesi gerekirdi? Dünyadaki en sessiz silâhı. Ancak ozaman iş bittikten sonra da hemen pencereden kaçarak hendeği geçmeyi ve güvenli bir yeregidebilmeyiumabilirdi.Budagayetanlaşılabilirbirşeyolurdu.İşinİlginçolankısmıişteasılburası.Ama o ne yaptı, sesini duyan herkesin mümkün olan en kısa sürede olay yerine en kısa süredetoplanmasınavehendeğigeçemedengörülmesinevebelkideyakalanmasınayolaçacak,engürültülüsilâhıseçti.NedersinizBayHolmes,haksızmıyım?"

"Şey,oldukçasağlambirteorinizvar,"diyededektifinsorusunucevapladıarkadaşımdüşüncelibirşekilde."ÜzerindedüşünmeyedeğerBayWhiteMason,sizekatilinkarşıkıyıyaçıkıpçıkmadığındaneminolmakiçinhendeğinkarşıtarafınıkontrolettiripettirmediğinizisorabilirmiyim?"

"Hiçbir izyoktuBayHolmes.Amahendeğinkarşı tarafıda taşlık,buyüzdendeherhangibir izkalmasısözkonusudeğilzaten."

"Hiçbirizveyaişaretyokmu?"

"Hiç."

"Evi bir kere de bizim gezmemizin bir sakıncası var mı Bay White Mason? Belki bize fikirverebilecekdahaöncefarkedilmemişveyayenibirşeygörürüz."

"Bende aynı şeyi teklif edecektim Bay Holmes. Ama önce bütün delilleri detaylarıyla sizinlepaylaşmanın daha iyi olacağını düşündüm. Eğer aklınıza bir şey gelecek olursa veya bir şeydikkatiniziçekecekolursa"WhiteMasonşüpheyleamatördedektifebaktı.

"BayHolmesiledahaöncebirlikteçalışmıştım.Buoyunugayetiyibilir."

"Oyundemişken,"dediHolmesgülümseyerek."Birdavayadahilolmamınsebebi,adaletinyerinegelmesinevepoliseyardımcıolmakiçindir.Eğerkendimipolistenayrıtutuyorsam,bununsebebiilkönce onların beni kendilerinden ayrı görmesidir. Ayrıca polisin aleyhine puan kazanmak gibi birderdimdeyok.AmaaynızamandaBayMason,kendibildiğimgibiçalışmakistiyorum.Sonuçlarıdaaşamaaşamadeğil,uygungördüğümzamandavekesinleştirdiktensonraveririm."

"Elbette.Bildiğimizherşeyisizinlepaylaşacağız.Ayrıcaaramızdaolmanızdanvebizimlebirlikteçalışmanızdandaonurduyuyoruz,"dediWhiteMasonsamimiyetle.BöylegelinDr.Watson,zamanıgeldiğinde,kitabınızdabizdendebahsetmeniziumuyoruz."

Köyün yolun iki tarafında budanmış karaağaçların olduğu eski caddesinden geçtik. Yolunaşağısındahavaşartlarınınetkisiyleyıpranmış ikieski taşsütunilebusütunlarınüzerindeyükselenşekilsiz,ancakeskidenayağakalkmışbiraslanolduğuanlaşılanbirheykelvardı.Dağyolundaçimenvemeşeleriçerisindekısabiryürüyüştensonrabirköşeyidöndüğümüzde,karşımızaİngiltereKralıI.Jamesdönemindenkalma,uzunvealçakbirbinaçıktı.Evintuğladuvarlarıokadarkirliydiiseâdetaciğerrengiolmuştu.Evinçevresindeiseikiyanındabudanmışporsukağaçlarınınbulunduğueskitipbirbahçevardı.Ahşapinerkalkarköprüileiçiduruvecıvagibiberraksudoluhendeğinsoğukkış

güneşi altındaki görüntüsü gerçekten güzeldi. Eski köşk, geçmiş üç yüz yıl içerisinde ölümler,doğumlar,yuvayadönüşler, danspartileri ve tilki avı toplantıları dahilolmaküzerepekçokolayatanıklık etmişti. Bu eski duvarların, bunca zaman sonra böyle karanlık bir olaya tanıklık ediyorolmasıgaripti.

Üstelikbuyüksekvesivriüçköşeliçatılarveonlarınsüslüçıkıntılarıbuçirkinvekorkunçentrikaiçin uygun bir sahne yaratıyorlardı. Derin pencere dizilerine ve uzayıp giden nemli duvarları ilebinanın ön cephesine bakınca, bu tarz bir trajedi için bundan daha uygun bir sahne olamayacağınıhissettim.

"İşte, pencere bu," dediWhiteMason; iner kalkar köprünün hemen yanındaki.Aynı olay olduğuakşamkigibiaçık."

"Biradamıngeçmesiiçinsankibirazdargibi."

"Şey, adam şişman değilse olabilir.Bunu biz de görüyoruzBayHolmes.Ancak yine de sizin vebenimgibibiribupenceredengeçebilir."

Holmeshendeğinkenarınakadaryürüyerekkarşıkıyıyabaktı.Sonradakarşıkıyıdaki taşhendeksetineveonunötesindekiçimenliksınırabaktı.

"Orayı dikkatle inceledim Bay Holmes," dedi White Mason. "Orada hiçbir şey, birinin orayaçıktığınadairenufakbirizyok.Amazatennedenizbıraksınki?"

"Kesinlikle.Nedenizbıraksın?Suherzamanböyleçamurluvebulanıkmıdır?"

"Genellikleböyledir.Akıntıtoprakveçamurgetirir."

"Suyunderinliğinekadar?"

"İki kıyıda da bir metreden az, yaklaşık altmış santim kadar. Ancak ortaya doğru bir metreyibuluyor."

"Ozamanadamınkanalıgeçerkenboğulmuşolabilmeihtimalinieleyebilirmiyiz?"

"Evet;buradabirçocukbileboğulamaz."

Köprüyü geçtiğimizde bizi adının Ames olduğunu öğrendiğimiz, sempatik tavırlı yaşlı uşakkarşıladı.Zavallıadamınyüzübembeyazdıvehâlâtitriyordu.Henüzşokuatlatamadığıherhâlindenbelliydi.YerelpolisÇavuşuisehâlâkaderodasındanöbettutuyordu.Doktoriseçoktangitmişti.

"YenibirgelişmevarmıÇavuşWilson?"diyesorduWhiteMason.

"Hayırefendim,yok."

"Öyleyseevegidebilirsin.Artıkbeklemenegerekyok.Eğersanaihtiyacımızolursahaberveririz.Uşakdışarıda beklesin.Ona söyle,CecilBarker'a,BayanDouglas'a veya evin kâhyası olankadınabirazdankendileriylekonuşacağımızıhaberversin.Şimdibaylar,izinverirsenizsizekendigörüşümüanlatmakistiyorum,sonrasizdendegörüşleriniziisteyeceğim."

Butaşralıuzmanbenietkilemişti.Katıbirgerçeklikanlayışı,soğukkanlıkişiliğiveaçıkbirsezgisivardı ise bu meslekte bu önemli bir meziyettir. Holmes kendisini hiçbir sabırsızlık belirtisigöstermedendikkatledinliyordu.

"Bubirintiharmı,yoksabircinayetmi?Cevaplamamızgerekenilksorubu.Eğerbubirintihariseintiharındanönceevlilikyüzüğünüçıkararaksakladığını;dahasonraiseüzerindesabahlığıileburayainerek perdenin arkasında kendisini bekleyen biri varmış izlenimi vermek için köşeye çamur izibıraktığını,camıaçtığını,kanını–"

"İntiharihtimalinikesinolarakeleyebiliriz,"dediMacDonald.

"Ben de öyle düşünüyorum. Bir intihar söz konusu değil. O hâlde olay bir cinayet. Bizimöğrenmemizgerekeniseönceliklebucinayetinevecinayettenhemenöncegirenbiritarafındanmı,yoksaeveöncedengirmişbiritarafındanmıişlendiğinibulmak."

"Pekâlâ,ohâldefikriniziduyalım."

"Her iki durumunda da cinayeti işlemek kolay değil. İki durumun da kendine has zorlukları var.Ancakbaşkabirihtimaldeyok.İlköncecinayetievdenbirininişlediğiihtimaliüzerindeduracağız.Bu adamı evin sakin bir zamanında, ancak herkes henüz ayaktayken buraya getirdiler. Sonra dacinayeti dünyadaki en garip ve gürültülü silâhla işlediler. Sanki evdeki herkesin olan biteniöğrenmesiniistiyorlardı–hemdebuevdedahaöncehiçkimseningörmediğibirsilâhla.Bupekdemantıklıbirbaşlangıçsayılmaz."

"Hayır,sayılmaz."

"Neyse.Silâhsesiduyulduktanenfazlabirdakikasonraherkesinolayyerinegeldiğikonusundadabütünevhalkımutabık.YaniolayyerinehemengelentekkişiCecilBarkerdeğil,yalnızoilkgelenolduğunu iddia ediyor. Şimdi siz bana katilin bu kadar kısa bir sürede köşede ayak izlerinibıraktığını, pencereyi açtığını, pervazı kanla işaretlediğini, evlilik yüzüğünü çıkararak aldığını vediğerşeyleriyapabildiğineinandığınızımısöyleyeceksiniz?Buimkânsız!"

"Olayıçoknetözetledinizdedektif,"dediHolmes."Bendesizingibidüşünmeeğilimindeyim."

"Ohâldekatilineveöncedengirmişolduğuihtimalinegeridönüyoruz.Evdenbirininbunuyapmasızorolsadaenazındanimkânsızdeğil.Adamevedörtbuçukaltıarasında,yaniakşamkaranlığındaveköprü inikken girdi. Evdemisafirler vardı ve kapı da açıktı.Yani onu engelleyecek bir şey yoktu.SıradanbirhırsızveyaBayDouglas'akarşıkiniolanbiriolabilir.BayDouglas'ınhayatınınçoğunuAmerika'dageçirdiğivesilâhındaAmerikanyapımıolduğudüşünüldüğündenefret teorisidahadaağırlıkkazanıyor.Katilbuodaygeliyor,çünküilkgirdiğiodaburası.Perdeninarkasınasaklanıyor.Gecesaatonbirbuçuğakadaroradabekliyor.TamosaatteBayDouglasodayagiriyor.BayDouglasodayagirdiğindekısabirdiyaloggerçekleşiyor–tabigerçekleştiyse-.ZiraBayanDouglas,kocasınıngidişiylesilâhsesiniduymasıarasındageçenzamanınbirkaçdakikadanfazlaolmadığınısöylüyor."

"Mumdabunudoğruluyor."

"Kesinlikle. Mum yeniydi ve bir buçuk santimden fazla yanmamıştı. Mumu masaya vurulmadanöncekoymuşolmalı,çünküaksiolsaydıyeredüştüğüzamanmumdadüşerdi.Demekkiodayagirergirmezsaldırıyauğramadı.BayBarkerodayagirdiğindedemumusöndürereklambayıyaktı."

"Evet,sanırımburayakadarhepimizhemfikiriz."

"Şimdi,butemelüzerindeolayıyenidenkurgulayabiliriz.BayDouglasodayagirer,mumumasayakoyar.Katilperdeninarkasındanelindesilâhlaçıkarvenikâhyüzüğünüister–nedenolduğunuTanrıbilir,amabuşekildeolmuşolmalı.BayDouglasyüzüğüverir.Sonrayasoğukkanlılıklayadakavgasırasında–Douglaskiliminüzerindegörmüşolduğumuzuçekicialır–adamdaonuböylekorkunç

birşekildeöldürür.Dahasonraisesilâhınıvebugaripkartı , 'V.V.341,'hernedemeksebırakarakpencereden çıkar ve su dolu hendeğe atlayarak kaçar. Tam bu sırada da Cecil Barker olay yerinegelir.NasılBayHolmes?"

"Çokilginçamaokadardainandırıcıdeğil."

"Bencebundan fazlasıvar,"diyeyüksek sesle itiraz ettiMacDonald. "Buadamıbirisi öldürdüveben olayın daha farklı bir şekilde gerçekleştiğini düşünüyorum. Kaçış yolunun bu şekildekapatılmasınanasıl izinverir?Pekiyasessizlikkimsenindikkatiniçekmedenkaçmakiçin tekşansıisenedenadamıöldürmekiçinbiravtüfeğikullanır?HaydiBayHolmes,sizdebizebirazyardımcıolun.BayWhiteMason'ındüşüncesininiknaediciolmadığınısöyleyensizsiniz."

Holmesbuuzunkonuşmayıilgiylevehiçbirkelimesinikaçırmadandinlemişti.

"Düşüncemiaçıklamadanönce,dikkatçekmekistediğimbazışeylervar,BayMac,"diyerekcesedinyanında diz çöktü. "Tanrım, bu yaralar gerçekten çok korkunç. Bir dakikalığına uşağı çağırabilirmiyiz?...Ames,budaireniniçerisineçizilmişbirüçgendenoluşansıradışıdamgayı,BayDouglas'ınönkolundadahaöncesıkçagördüğünüsöylemişsin.Doğrumu?

"Evetefendim."

"Neolduğuileilgilihiçbirşeyduymadınmı?"

"Hayır,efendim."

"İlk yapıldığında büyük acı vermiş olmalı. Şüphesiz yakılarak yapılmış. Şimdi Ames, burayaçenesininaltındakiizebak.Bunudahaöncegörmüşmüydün?"

"Evet,efendim;dünsabahtraşolurkenkesmişti."

"Dahaöncetraşolurkenhiçkendinikestiğioldumu?"

"Çokuzunzamandırolmadı,efendim."

"Enteresan!" dedi Holmes. "Tabi sadece bir tesadüf de olabilir; ama bir çeşit tehlike karşısındaduyduğu endişeye bağlı bir gerginlikten de. Dün onun tavırlarında alışılmadık bir şey var mıydı,Ames?"

"Banabirazhuzursuzveheyecanlıgibigeldi,efendim."

"Ah!Yanisaldırıpekdebeklenmedikdeğildi.Sanırımilerlemekaydediyoruz,öyledeğilmi?BelkidesorgulamayısizyapmakistersinizBayMac."

"Hayır,BayHolmes;sizgayetiyigidiyorsunuz."

"Tamamozaman,şimdişukartabirbakalım–'V.V.341.'Kababirkarton.Evdebutarzbirşeylervarmı?"

"Sanmıyorum."

Holmesmasayadoğruyürüyerekherikimürekkepkavanozundanaldığımürekkebikâğıdınüzerinedamlattı."Buodadayazılmamış,"dedi."Bumürekkepsiyah,ötekiisemorumsu.Üstelikdekalınuçlubirkalemleyazılmış,oysaburadakilerinceuçlu.Busizebirşeyifadeediyormu?"

"Hayır,efendim.Hiçbirşey."

"SiznedüşünüyorsunuzBayMac?"

"Banagizlibirörgütişigibigeliyor.Önkolundakiişaretiçindeaynısınıdüşünüyorum."

"Bendeöyledüşünüyorum,"dediWhiteMason.

"Buradanyolaçıkarakbirteorioluşturabiliriz,bakalımolayıaydınlatmakmümkünolabilecekmi.Böylebirörgütünüyesievegirer,BayDouglas'ıbekler,neredeysekafasınıateşlisilâhlauçururvearkasındaölübiradam,yanındadabirkartbırakarakkanalaatlarvekaçar;sonradaörgütündiğerüyelerineintikamlarınınalındığıhaberverir.Buherşeyiaçıklıyor.Fakatokadarsilâhvarken,nedenböylebirsilâhkullandıkİ?"

"Kesinlikle."

"Vetabiibirdeşukayıpyüzükvar."

"Evet,odavar."

"Neden tutuklama olmadı? Saat ikiyi geçti. Şafaktan beri 65 km lik alan içerisindeki her polismemurubuıslakyabancıyıaramıyormu?"

"ÖyleBayHolmes."

"Yakınlarda bir sığınağı yoksa veya üzerini değiştirmediyse, onu farketmemelerimümkün değil.Tabi onu şu ana kadar kaçırmadılarsa." Holmes, pencereye gitmiş, elindeki büyüteçle pencereninpervazındaki kan izini inceliyordu. "Bunun bir ayak izi olduğu kesin. Geniş tabanlı bir ayakkabı,birazyayvan.Oysabuçamurluköşedekiayakizidahazarifbirayağaait.Garip.Gerçiherikiizdepekbelirgindeğil.Herneyse.Masanınaltındakibuşeydene?"

"BayDouglas'ındambılları."

"Dambıllarımı?Buradasadecebirtanevar.Ötekinerede?"

"BilemiyorumBayHolmes,belkidebirtanevardı.Onlarıaylardırgörmemiştim."

"Bir dambıl" dedi Holmes ciddi bir ifadeyle. Ancak kapının sertçe çalınmasıyla cümlesinibitirmesineengeloldu.Bronz tenli,özenle traşolmuşuzunboylubiradamotoriterbakışlarlabizisüzüyordu.BuadamındahaöncebahsigeçenCecilBarkerolduğunutahminetmemzorolmadı.

"Toplantınızıböldüğümiçinözürdilerim,amasongelişmeleriduymakisteyeceğinizidüşündüm."

"Birinimitutukladılar?"

"Ne yazık ki hayır. Fakat onun bisikletini buldular. Giderken bisikletini almamış. Bir bakınisterseniz.Anakapıdanyüzmetrekadaruzakta."

Bisikletin bulunduğu yere gittiğimizde, bisikletin yanında onu inceleyen üç dört kadar meraklıvardı. Bisikleti gizlendiği yaprakların arasından çıkarmış, inceliyorlardı. Uzun bir yoldan geldiğibelliancakiyikullanılmışbirRudgeWhitworth'tu.Bisikletinüzerinde,sahibininkimolabileceğinedair hiçbir ipucu yoktu. Sadece içinde bir İngiliz anahtarı ve yağ tenekesi olan bir bisiklet çantasıvardı.

"Eğer bu şeylerin üzerinde seri numaraları varsa ve kayıtları tutulmuşsa, bunun soruşturmayaönemli katkısı olacaktır," dedi dedektif. Bunu bulduğumuza şükretmeliyiz. Nereye gittiğinibulamamış olabiliriz, ama bu şekilde en azından nereden geldiğini öğrenebiliriz. Ancak benimanlamadığım, adamımızın bunu neden burada bıraktığı. Hem buradan nasıl gitti? Bu dâvâdakaranlıktaolanpekçoknoktavar,değilmiBayHolmes?"

"Öylemi?"diyedüşüncelibirşekildecevapverdidostum.

BEŞİNCİBÖLÜM

ŞAHİTLER"İncelemekistediğinizherşeyigörebildinizmiBayHolmes?diyesorduWhiteMasonevegirerken.

"Şimdilik,"dedidedektif,Holmesbaşıylaonaylarken.

"Ohâldesanırımşimditanıklarınifadesinialmakistersiniz.Buişiçinyemekodasınıkullanabiliriz,Ames.Nelerolduğunubizeöncesizanlatın,lütfen."

Uşağınifadesibasitvenetti.Doğruyusöylediğiizleniminibırakmıştı.BayDouglas'ınyanındabeşyılönce,BayDouglasBirlstone'ailkgeldiğizamandanberiçalışıyordu.BildiğikadarıylaservetiniAmerika'da kazanmış zengin bir centilmendi. Ames'in alışık olmadığı kibar ve düşünceli birpatrondu.Endişelibirinebenzemiyordu.

Hattaonuntanıdığıenkorkusuzadamdı.Akşamlarıinerkalkarköprünükaldırılmasınıistemesininsebebi, bunun eski evin bir özelliği ve geleneği olmasıydı; kendisi de geleneksel olanı yaşatmakisteyen biriydi. Bay Douglas, köyden nadiren ayrılır, arada sırada da Londra'ya giderdi. FakatöldürülmesindenbirgünönceTunbridge'ealışverişegitmişti.AmesogünBayDouglas'tasıradışıbirendişevehuzursuzlukfarketmişti.Oysanormaldetedirginveyasinirlibirideğildi.Ames,ogeceçanın çılgınca çaldığını duyduğunda henüz yatmamış, kilerde gümüşleri kaldırıyordu. Silâh sesiniduymamıştı,çünkükilervemutfaklarevinarkasındaydıvebukısmaancakuzunbirkoridorvekapalıkapılarıgeçtiksensonrageliniyordu.Kâhyadaçılgıngibiçalançansesiniduyduktansonraodasındançıkmıştı.Merdivenlerinönünegeldiklerinde,BayanDouglas'ınaşağıyainmekteodluğunugörmüştü.Hayır, acele etmiyordu- aslında ona hiç de telaşlı gibi görünmemişti.Omerdivenlerden indiğindeBayBarkerçalışmaodasındanfırlamış,BayanDouglas'ıdurdurarakonaiçeriodasınageridönmesiiçinyalvarmıştı.

"Tanrıaşkına,lütfenodanızagidin!"diyebağırmıştı."ZavallıJacköldü.Yapabileceğinizhiçbirşeyyok.Tanrıaşkınageridönün!"

BayanDouglas'ı bir süre geri dönmesi için ikna etmeye çalışmıştı, sonundaBayanDouglas geridönmüştü.Bağırmamışveyaçığlıkfalanatmamıştı.EvinkâhyasıBayanAllen,Hanımefendiyialarakyukarıçıkartmışveyatakodasındaonunyanındakalmışt.

Ames ve Bay Barker ise her şeyin polislerin gördüğü şekilde bırakıldığı çalışma odasınadönmüşlerdi. O sırada artık mum değil, lamba yanıyordu. Pencereden bakmışlar, ancak gece çokkaranlıkolduğundanbirşeygörememişler,hiçbirşeydeduymamışlardı.

SonraAmes koridora çıkarak köprüyü indirmiş, Bay Barker ise polise haber vermek için hızlaevdenayrılmıştı.

Uşağınifadesibuşekildeydi.

BayanAllen'ınifadesideçalışmaarkadaşınınsöylediklerinidoğruluyordu.Kâhyanınodasıevinönkısmına, Ames'in olay sırasında bulunduğu kiler odasından daha yakındı. Çanın sesini duyduğuzaman yatmaya hazırlanıyordu. Biraz ağır işitiyordu. Silâh sesini duymamış olmasının sebebimuhtemelen buydu, fakat çalışma odası da zaten kendi odasından biraz uzaktaydı. Kapı çarpmasıolduğunudüşündüğübirseshatırlıyordu.Fakatbusesiçanınçalmasındanyaklaşıkyarımsaatkadarönce duymuştu. Bay Ames koşarak öne geldiğinde, o da onun peşinden gitmişti. Bay Barker'ın

bembeyazbiryüzleveheyecanlaçalışmaodasındançıktığınıgörmüştüBayBarker,merdivenlerdenaşağıinmekteolanBayanDouglas'ınönünükeserekondangeridönmesiniistemişti.BuaradaBayanDouglasonabirşeysöylemiştiamasöylediğiniduyamamıştı.

"Onuyukarıçıkarveonunlakal!"demiştiBayanAllen'a.

Bundan dolayı daBayanDouglas ile birlikte yukarı çıkarak onu sakinleştirmeye çalışmıştı. Çokheyecanlıydıvetirtirtitriyordu,fakataşağıyainmekiçinbaşkabirteşebbüstedebulunmamıştı.

Üzerinde geceliğiyle, yatak odasındaki şöminenin yanında, başı ellerinin arasında kala kalmıştı.BayanAllen,geceninçoğunuonunyanındageçirmişti.Diğerhizmetçileregelince,hepsideyatmıştı.

Onlarınalarmıduymasıancakpolisgelmedenhemenönceolmuştu.Onlarınyatakodalarıevinçokarkasındaolduğundanmuhtemelenhiçbirşeyduymamışlardı.Sonuçolarakkâhyanınçaprazsorguyakatkısı,Yeremya'nınÖvgülerKitabındandualarveşaşkınlıkifadeleriilesınırlıkalmıştı.

BayCecilBarkerda şahitolarakBayanAllen'ın söylediklerinidoğruladı.Ogeceolanlarla ilgiliolarakpoliseanlattıklarıdışındapekbirşeysöylemedi.Penceredekikan izionakatilinpenceredenkaçtığını düşündürüyordu. Kaldı ise köprü kalkık olduğundan dolayı başka kaçış imkânı yoktu.Suikastçinin–eğeronunsa-bisikletininedenalmadığınıveyaonaneolduğunuiseaçıklayamıyordu.Amaenfazlabirmetrederinliğindekikanaldaboğulmadığındandaemindi.

Ancak kendisi cinayetle ilgili bir teori geliştirmişti.Douglas çok ketum bir adamdı ve hayatıylailgilihiçbahsetmediğibölümlervardı.Gençbiradamkenİrlanda'danAmerika'yagöçetmişvezamaniçindeçokzenginolmuştu.DouglasileCalifornia'datanışmıştı.OradaBenitoKanyonudiyebiryerdebirliktebaşarılıbirmadencilikoperasyonuyürütmüşlerdi. İyikazanıyorlardı, fakatDouglasbirdenherşeyibırakarakİngiltere'yedönmeyekararvermişti.Karısıölmüştüveodönemdehâlâyalnızdı.Barkerisedahasonraİngiltere'yegelmişveLondra'yayerleşmişti.Buşekildearkadaşlıklarıyenidenbaşlamıştı. Douglas onda sanki bir tehlikeden kaçıyormuş izlenimi bırakmıştı California'daki aniayrılışını ve İngiltere'nin bu kadar sessiz bir bölgesine yerleşmiş olmasını buna bağlıyordu.Douglas'ınpeşindeonuöldürmedendurmayacakgizlibirtopluluğun,acımasızbirörgütünolduğunudüşünüyordu. Bu sonuca varmasına onun öldürülmeden önce kendisine anlattığı bazı şeyler nedenolmuştu.

Ancakhangiörgütolduğuveyaonlaraneyaptığıhakkındabir ipucuvermemişti.Buyüzdenolayüzerindekisırrınbugizlitopluluklabirilgisiolduğunudüşünüyordu.

"DouglasileCalifornia'danekadarbirlikteoldunuz?"diyesordudedektifMacDonald.

"Toplambeşyıl."

"Bekârolduğunusöylemiştiniz,değilmi?"

"Karısınıkaybetmişyalnızbiradamolduğunusöylemiştim."

"İlkkarısınınnereliolduğunubiliyormusunuz?"

"Hayır; ama onun İsveç kökenli olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Ha, bir de onun resminigörmüştüm.Çokgüzelbirkadınmış.Biztanışmadanbiryılkadaröncetifodanölmüş."

"OnunAmerika'dakigeçmişihakkındabirşeybiliyormusunuz?"

"Chicaco'danbahsettiğinihatırlıyorum.Şehri iyibiliyordu,oradaçalışmıştı.Bölgedekikömürve

demirmadenlerinianlatmıştı.Odönemdeçoksıkyolculukediyordu."

"Politikacımıydı?"

"Hayır;politikaylailgilihiçbirşeyumurundadeğildi."

"Onunbirsuçluolabileceğinidüşündünüzmühiç?"

"Aksine,hayatımdaonunkadardürüstbiradamarastlamadım."

"OnunCalifornia'dakihayatıylailgilisıradışıbirşeylerhissettinizmi?"

"Dağlardakimerkezimizde oturup işleri oradan yönetmeyi tercih ederdi. Diğer insanların gittiğiyerlerdenmümkünolduğukadaruzakdurmayaçalışırdı.Peşindebirilerininolduğunudüşünmeminilk sebebi buydu. Avrupa'ya dönüşü o kadar ani oldu ise bu da şüphelerimde haklı olduğumudüşünmeme neden oldu. Bir çeşit uyarı aldığını düşünüyorum. Ayrılışının üzerinden bir haftageçmemiştiiseyarımdüzenekadaradamonusormayageldi."

"Netüradamlar?"

"Güçlü ve sert görünümlü insanlar. Onun nerede olduğunu öğrenmek istediklerini söylediler.Oldukçadaısrarcıydılar.OnlaraAvrupa'yagittiğiniveneredeolduğunubilmediğimisöyledim.Onunhakkındahiçdeiyişeylerdüşünmedikleribelliydi."

BuadamlarAmerikalımıydı,yoksaCalifornialımı?"

Californialı olduklarını sanmıyorum. Bence bu adamlar Amerikalıydı. Fakat madenci değillerdi.Kimolduklarınıbilmiyorumamagittiklerizamanoldukçarahatladım."

"Bualtıyılkadarönceydi."

"Neredeyseyedi."

"YanisizCalifornia'dabeşyılberaberçalıştınız,ozamanbuişilişkisienazonbiryıldanöncesinedayanıyor?"

"Aynenöyle."

"Bukadarinatlasürdürüldüğünegöre,budüşmanlıkçokciddisebepleredayanıyorolmalı.Basitbirşeyböylesinebüyükbirnefretesebepolamaz."

"Sanırımbubütünhayatınıgölgeliyordu.Hiçaklındançıkmıyorgibiydi."

"Amaeğerinsanınbaşındabukadarbüyükbirbelavarsa,polisegidipkorunmaistemesigerekmezmi?"

"Belkidekorunamayacağıtürdenbirtehlikeilekarşıkarşıyaydı.Bilmenizgerekenbirşeyvar.Herzaman yanında silâh taşırdı. Silâhı hep cebindeydi. O akşam silâhını odasında bırakıp sabahlıklaaşağıya inmiş olması ne büyük bir talihsizlik. Sanırım köprü kaldırıldığı için güvende olduğunudüşündü."

"O günler hakkında daha detaylı bilgi verebilir misiniz?" diye sordu MacDonald. "DouglasCalifornia'dan ayrılalı yaklaşık altı yıl oldu. Siz ise California'yı o ayrıldıktan bir yıl sonra terkettiniz,doğrumu?"

"Evet,öyle."

"Vebeşyıldırdaevli.Sizingelişinizveonunevliliğiaynızamandagerçekleşmişolmalı."

"Yaklaşıkbiraykadarönce.Benonunnikâhşahidiydim."

"BayanDouglas'ıevlenmedenöncetanıyormuydunuz?"

"Hayır,tanımıyordum.Onyıldırİngiltere'dedeğildim."

"Amaozamandanberiepeysamimioldunuz,öyledeğilmi?"

Barkeröfkeylededektifebaktı.

"OzamandanberiDouglasileepeysamimioldum,"diyecevapverdi."Onunlasamimiolduysamdabunun sebebi, adamla samimi olup karısıyla samimi olmadan onu ziyaret etmenin mümkünolmamasıdır.Eğerbenimlebuolayarasındaherhangibirbağlantıolduğunudüşünüyorsanız–"

"Hiçbir şey düşünmüyorum Bay Barker hiçbir şey. Ancak davamızla bağlantılı her şeyi sormakzorundayım.Amacımsizirencideetmekdeğil."

"Amasorularınızrencideedici,"diyecevapverdiBarkeröfkelibirsestonuyla.

"Ben sadecegerçeğinpeşindeyim.Bizim isteğimizki buherkesin isteği olmalı, buolayınbir anönceaydınlığakavuşması.BayDouglassizinkarısıylaolanarkadaşlığınızıtasvipediyormuydu?"

Elleri birbirine kenetli bir şekilde âdeta suçlu gibi duran Barker, bu cümleyle iyice bembeyazolmuştu.

"Bu tarz sorular sormaya hakkınız yok!" dedi yüksek ve sitemkâr bir sesle. "Bu sorularınsoruşturmasınıyaptığınızbukonuylaneilgisivar?"

"Soruyutekraretmekdurumundayım."

"Ohâldebendecevapvermeyireddediyorum."

"Elbettecevapvermeyireddedebilirsiniz,amaşunuunutmayınk,cevapvermemenizdebircevaptır.Eğergizleyecekbirşeyinizolmasaydı,busoruyacevapvermektenkaçınmazdınız."

Barker bir süre yüzünde düşünceli ve sert bir ifadeyle durdu. Sonra da başını yukarı kaldırarakgülümsedi.

"Ne de olsa siz baylar sadece görevinizi yapıyorsunuz, bunu engellemeye hakkım yok. SizdensadecebukonudaBayanDouglas'ırahatbırakmanızıisteyeceğim,zatenbaşındayeterincedertvar.

Eğer zavallıDouglas'ın bir hatası söz konuysa, o da kıskançlığıydı.Obendenhoşlanıyordu–birinsanın arkadaşından hoşlanabileceğinden de fazla. Ve kendisini karısına adamıştı. Buraya gelipkalmam onu mutlu ediyor, benim gitmemi nerdeyse hiç istemiyordu. Ama ben karısıylakonuştuğumdayadaaramızdabirsempatihissettiğindekıskançlaşıyorvebazenbiranda inanılmazlaflaretmeyebaşlıyordu.Buyüzdenkaçdefabanakendisiniaffetmemiçinyalvaranmektuplaryazdı.Sonolaraksizeşunusöyleyeyimbeyler,biradamın,neonunkikadarsadıkvesevgidolubirkarısıolmuştur;nedebenimkadarsadıkbirdostu."

Sözlerini öyle coşkulu ve duygulu bir tonda dile getirmişti ise bu tavrı Dedektif MacDonald'ın

dikkatiniçekti.

"Maktulünnikâhyüzüğününalınmışolduğununfarkındasınız,değilmi?"diyesordudedektif.

"Öylegörünüyor,"diyecevapverdiBarker.

"'Öylegörünüyor'danedemek?Öyleolduğunupekalagörüyorsunuz."

Adamınkafasınıkarışmışvekarasızgörünüyordu.

"Ben 'öyle görünüyor' derken, yüzüğü kendisinin çıkarmış olmasının da mümkün olduğunukastetmiştim."

"Hernesebepleolursaolsunyüzükçıkarılmış.Onukiminçıkardığıönemlideğil.Sonuçta insanaevlilikvecinayetarasındabirbağlantıolduğunudüşündürüyor."

Barkerbunaomzunusilkerekcevapverdi.

"Böyle olacağını sanmıyorum. Ama eğer bunun hanımefendinin onurun lekelenmesine sebepolacağınıimaediyorsanız,"-sankiaklınabirşeygelmişgibibirdengözleriparladı-"tamamenyanlışyoldaolduğunuzusöyleyebilirim."

"Onubilemem.Şimdiliksizebaşkasorumyok,"dediMacDonaldsoğukbirşekilde.

"Aslındakafama takılanbir şeyvar,"diyerekarayagirdiSherlockHolmes. "Odayagirdiğinizde,masanınüzerindeyanansadecebirmumvardı,değilmi?"

"Evet,öyleydi."

"Korkunçolayıgördüğünüzde,odafazlaaydınlıkdeğildiyan?"

"Doğru."

"Yardımçağırmakiçinhemençanıçaldınız,doğrumu?"

"Evet."

"Herkeshızlaolayyerinegeldi?"

"Birveyaikidakikaiçerisinde."

"Ama odaya geldiklerinde, mum söndürülmüştü. Mum yerine lamba yanıyordu. Bu çok dikkatçekici."

Barkertereddütetti.

"Bundadikkatçekicibirşeygöremiyorum,BayHolmes,"dedikısabirduraklamadansonra."Mumzayıf bir ışık veriyordu. İlk düşüncem daha iyi bir mum getirmek oldu. Ama o sırada masanınüzerindekilambayıgördümveyaktım."

"Vemumudasöndürdünüz?"

"Aynen."

Holmes başka soru sormadı, Barker ise hepimizin yüzüne meydan okurcasına baktıktan sonraarkasınıdönüpodadançıktı.

DedektifMacDonald,BayanDouglas'akendisiniodasındasorguyaçekmek istediğinedairbirnotgönderdi. Ancak Bayan Douglas, bizimle yemek odasında görüşeceğini söyledi. Yemek odasınageldiğinde,hayalettiğimgibişaşkınvedağılmışbirkadındeğil,birdereceyekadarkendinehâkimve vakur bir kadın gördüm. Otuz yaşında, uzun boylu ve güzel bir kadındı. Yüzü, büyük bir şokgeçirmişolanherinsanınkigibibembeyazdı,fakathareketlerisakin,masanınüzerinekoyduğueli,enazbenimkikadarsabitti.Üzgünamaçekici,meraklasorgulayangözleribizebakıyordu.Sonrabirdensessizliğibozarak"Herhangibirşeybuldunuzmu?"diyesordu.

Sesindekorkumuyoksaumutmuolduğundaneminolamadığımbirtonlamavardı.

"Mümkün olan her ihtimali araştırıyoruz, Bayan Douglas," dedi dedektif. "Her ipucunudeğerlendireceğimizdeneminolabilirsiniz?"

"Parayönündenendişenizolmasın,"dedicansızvedüzbirsesle."Katilinyakalanmasıiçinhertürlüçabanıngösterilmesiniistiyorum."

"Belkisizbizeolayaışıktutacakbazıbilgilerverebilirsiniz?"

"Korkarımhayır.Amabildiğimherşeyisizeanlatacağım."

"BayCecil Barker'ın anlattığına göre siz olayı—.Daha doğrusu trajedinin yaşandığı odaya hiçgirmemişsiniz?"

"Hayır;benimerdivenlerdedurdurdu.Banaodamadönmemiçinyalvardı."

"Evetöyleymiş.Silâhsesiniduydunuzvehemenaşağıindiniz,doğrumu?"

"Sabahlığımıgiydiktensonraindim."

"Silâh sesini duyduktan ne kadar zaman sonra merdivenlerde Bay Barker tarafındandurduruldunuz?"

"Birkaçdakika sonra sanırım.Öyle bir anda zamankavramınızı kaybediyorsunuz.Bendenodayagirmememiricaetti.Beniyapabileceğimbirşeyolmadığınaiknaetti.Sonrakâhya,BayanAllen,benitekraryukarıçıkardı.Herşeysankikorkunçbirrüyagibiydi."

"Silâhsesiniduymadannekadarzamanöncekocanızınaşağıyaindiğinisöyleyebilirmisiniz?"

"Hayır, söyleyemem.Odışarıya elbiseodasındançıktı, gittiğini duymadım.Hergece evi kontrolederdi.Yangındankorkardı.Bildiğimkadarıyladatekkorkusubuydu."

"Bendetambukonuyagelmeküzereydim,BayanDouglas.Kocanızlaİngiltere'yedöndüktensonratanıştınız,değilmi?"

"Evet,beşyıldırdaevliydik."

"Onun Amerika'dayken başını derde sokacak bir işe bulaştığına dair bir şeylerden bahsettiğiniduydunuzmu?"

BayanDouglas,birsüredüşündüktensonracevapverdi.

"Evet,"dedisonunda."Herzamanonuntehlikedeolduğunuhissettim.Bukonuhakkındakonuşmakistediysemdeobenimlehiçkonuşmadı.Banagüvenmediğindendeğil–aramızdabüyükbirsevgivegüvenvardı-amabenimendişelenmemiistemiyordu.Eğeröğrenirsembununbenihuzursuzedeceğini

düşünüyordu.Buyüzdendesessizkaldı."

"Ohâldesiznasılöğrendiniz?"

BayanDouglas'ınyüzübirgülümsemeyleaydınlandı.

"Siz bir adamın sırrı olduğunda bunu karısından bir ömür boyu saklayabileceğini midüşünüyorsunuz?Birçokşeydenbiliyordum.

Amerika'daki hayatının bazı kısımlarını anlatmamasından biliyordum. Aldığı bazı tedbirlerdenbiliyordum. Ağzından kaçırdığı bazı sözlerden biliyordum. Hiç beklemediği yabancılarabakışlarındanbiliyordum.Onunbazıgüçlüdüşmanlarıolduğundan,peşindeolduklarındanveonundabuyüzdendikenüstündeolduğundanemindim.Hattabundanokadaremindim iseeğergelmesigerektiğisaattegelmemişse,süreklibaşınabirşeygelmişolabileceğindenendişeederdim."

"Sakıncası yoksa sizin böyle bir şeyden şüphelenmenize yol açacak neler söylediğini sorabilirmiyim?"

"'KorkuVadisi'diyecevapverdikadın."Onabirşeysorduğumdabanasöylediğibirşeydibu.'BenKorkuVadisindeydim.

Henüzoradançıkabilmişdedeğilim.'Onudahaendişeligördüğümbir zaman 'KorkuVadisindenhiç çıkamayacak mıyız?' diye soruyordum. O ise bana 'Bazen hiçbir zaman çıkamayacağımızıdüşünüyorum'demişti."

"TabikionaKorkuVadisiileneyikastettiğinisordunuz,değilmi?"

"Sordum; ama yüzü hemen hortlak gibi oldu ve başını sallayarak 'Birimizin onun gölgesindeolması yeterli,' dedi. 'LütfenTanrım, o gölge üzerimize düşmesin.'OrasınınDouglas'ında bir sürebulunduğu ve kötü bir olay yaşadığı gerçek bir yer olduğuna eminim. Ama size daha fazlasınısöyleyemeyeceğim."

"Hiçbazıisimlerdenbahsettimi?"

"Evet;üçyılöncebirgünbaşınagelenoavkazasındansonraateşlenmişvekendindengeçmişti.Ozamansüreklisayıkladığıbirisimvardı.Birçeşitkorkuveöfkeyletekrarediyordu.McGintydiyebirisim,-VücutlarınEfendisi.İyileştiktensonraMcGinty'ninkimolduğunuvekiminvücudununefendisiolduğunu sordum. 'Tanrıya şükür ise hiçbir zaman benimkinin efendisi olmadı!' diye cevap verdigülerek. Bu konuda bana söylediği tek şey de bu oldu. AmaVücutların Efendisi ve KorkuVadisiarasındabirbağlantıolduğunaeminim."

"Birbaşkanoktadahavar,"dediDedektifMacDonald. "BayDouglas ileLondra'dabirkaçkişininkirasınıortaködediğibir evde tanışıpnişanlanmışsınız,öylemi?Peki aranızdabir romantizmvarmıydı?Yadanikâhıetkileyensıradışıveyagaripşeyleroldumu?"

"Romantizmhepvardı.Herzamanvardır.Sıradışıbirşeyiseolmadı."

"Rakibivarmıydı?"

"Hayır;hayatımdakimseyoktu."

"Sanırımduymuşsunuzdur.Nikâhyüzüğüalınmış.Busizebirşeyifadeediyormu?Eskihayatındanbirdüşmanınınonubulupöldürdüğünüvarsayalım;nikâhyüzüğününedenalmışolabilirki?"

Birandudaklarındabirgülümsemeninzayıfgölgesinigördüğümeyeminedebilirdim.

"Hiçbirfikrimyok.Amakesinlikleçokgaripolduğunukabuletmeliyim."

"Sizi daha fazla tutmayacağız. Böyle bir zamanda bunları sorduğumuz için özür dileriz," dedidedektif."Tabibaşkaşeylerdevar,amaonlarıdayerigeldikçesorarız."Ayağakalktı.Yüzünde,birazöncekiosorgular ifadevardı.Bakışları ilebizeâdeta : "İfademsizdenasılbir izlenimuyandırdı?"diye soruyordu. Bu soruyu sesli sormamıştı ama bakışlarından bunu merak ettiği belliydi. Sonrabaşıylahafifçeselamvererekodadançıktı.

"Güzel bir kadın –çok güzle bir kadın," dedi MacDonald, kadının arkasından kapanan kapıyabakarak. "ŞuBarkerdenilenadam,burada iyi zamangeçirmiş.Birkadınaçekicigelebilecekkadaryakışıklı.Ölenadamınonukıskandığınıkendisideitirafettivebukıskançlığaneyinsebepolduğunudagayetiyibiliyor.Hemsonraşunikâhyüzüğümeselesivar.Bukonuyugörmezdengelemeyiz.Ölübiradamınnikâhyüzüğünüçıkaranbiri.SiznediyorsunuzBayHolmes?"

Arkadaşım, başını ellerine dayamış, derin düşüncelere dalmış bir şekilde oturuyordu. Ayağakalkarakçanıçaldı.

"Ames,"dediuşakodayagirince,"BayCecilBarkerşimdinerede?"

"Bakayımefendim."

BayBarker'ınbahçedeolduğunuhabervermekiçingeridöndüğündehenüzbirdakikageçmemişti.

"Geçen akşam çalışma odasına girdiğinizde, Bay Barker'ın ayağına ne giydiğini hatırlıyormusunuz?"

"Evet BayHolmes.Yatak odası terliklerini giymişti. Polise haber vermek için evden ayrılmadanönceçizmelerinibengetirdim."

"Terliklerşimdinerede?"

"Hâlâholdekisandalyeninaltındalar."

"ÇokiyiAmes.TabihangiizlerinBayBarker'ahangilerinindekatileaitolduğunuöğrenmemizdelazım."

"Elbetteefendim.Sizeterliklerindekanizleriolduğunusöyleyebilirim,tabibenimkilerdeöyleydi."

"Odanındurumunugözönünealırsak,bugayetnormal tabi.TeşekkürlerAmes.Sana ihtiyacımızolursatekrarçağırırız."

Birkaçdakikasonrahepimizçalışmaodasındaydık.Holdeduranhalıterliklerinideyanınaalmıştı.Ames'indesöylediğigibi,terliklerintabanıkaniçerisindeydi.Terliklericamdangelenışığatutarakbirdakikakadarincelediktensonra,"Garip!"diyemırıldandıHolmes."Hemdeçokgarip."

Terlikleri pencerenin pervazındaki kan izinin üzerinde koydu. İzler birbirini tutuyordu. Sessizcemeslektaşlarınagülümsedi.

Dedektifiseheyecanlanmıştı.Heyacanıbuyüzündenokunuyordu.Koyuİskoçaksanıyla:

"Buizlerkesinliklebirbirinitutuyor!Barkerpenceredekiizlerikendisiyapmışolmalı.Herhangibirçizme izinden daha geniş. Fazla yayvan bir ayak izi olduğunu söylemiştiniz, işte açıklaması.Ama

sebepneBayHolmes–sebepne?"

"Evet,sebepne?"diyedüşüncelibirşekildetekrarettidostum.

WhiteMasonisemeslekibirtatminduygusuylakıkırdayarakelleriniovuşturdu.

"Sıra dışı bir olayolduğunu söylemiştim!"dedi haykırırcasına. "Dediğimkadar davarmış, değilmi?"

ALTINCIBÖLÜM

AYDINLANMAÜçdedektifindeolayla ilgili irdelemesigerekenpekçokdetayvardı.Buyüzdenköyünhanındaki

mütevazıodamıza tekbaşımadöndüm.Fakatköyedönmedenönce, evi çevreleyenbueskibahçeyigezmek istedim. Bahçenin her yerinde, garip şekillerde budanmış porsukağaçları vardı. Çimlerinortasındaki eski güneş saatiyle öyle güzel ve huzur verici bir görüntü oluşturuyorlardı ise bütüngerginliğimbir anda geçivermişti.Bu öyle huzur dolu birmanzaraydı ise çalışmaodasında yerdeyatan o kanlı figürü insan kolaylıkla fantastik bir kâbusun parçasıymış gibi algılayabilir ya datamamen unutabilirdi. Ancak ben orada gezinir ve ruhumdaki huzuru korumaya çalışırken,gördüğümbirşeybeniyenidenotrajedininyaşandığıodayagötürdü.

Bahçeyisaranporsukağaçlarındanbahsetmiştim.Bahçeninuzakucundakisınıradoğrukalınlaşarakâdetadoğal bir set oluşturuyorlardı.Bu setindiğer tarafında ise evinolduğuyöndenyaklaşanlarıngöremeyeceği taşbirbankvardı.Oyöneyaklaştıkça,kalınbir erkek sesiyleonakatılan şuhkadınkahkahalarını duyabiliyordum. Oraya vardığımda, Bayan Douglas ile Bay Barker'ı, onlar benifarketmedenöncegördüm.BayanDouglas'ınhâlibenişaşırtmıştı.

Yemek odasında çekingen ve ölçülüydü. Şimdi ise üzgün hâlinden eser yoktu. Gözleri yaşamasevinciyle parlıyor, arkadaşının yaptığı esprilere gülümseyerek karşılık veriyordu. Arkadaşı iseellerini kenetlemiş, kolları dizlerinin üzerinde öne eğilmiş bir şekilde, yakışıklı yüzünde birgülümseme ile onabakıyordu.Sonra beni gördüler ve bir anda–ama artık geç kalınmış bir anda-tekrar o ciddi ve üzgün hâllerine büründüler. Aralarında hızla bir iki kelime konuştuktan sonraBarkerayağakalkarakyanımageldi.

"Affedersinizefendim,"dedi."AmasizDr.Watsonmusunuz?"

Bu sırada kafamda oluşan izlenimden dolayı olsa gerek, galiba gayet soğuk bir şekilde selamvererekonayladım.

"Kimolduğunuzu tahmin etmemzor olmadı,malumarkadaşınızBaySherlockHolmes çokünlübirisi.SakıncasıyoksaBayanDouglasilebirazkonuşabilirmisiniz?"

Asıkbiryüzleonutakipettim.Oparamparçaolmuşbirhâldeyerdeyatanadamıngörüntüsühâlâgözümünönündeydi. Şimdi ise daha ölümününüzerinden birkaç saat geçmeden karısı ve en yakınarkadaşı, bir zamanlar onun olan bahçedeki bir çalının arkasında birlikte gülüşüyorlardı. Kadınıihtiyatlaselamladım.Yemekodasında,üzüntülübakışlarınaaynışekildecevapvermiştim.Şimdi iseçekicibakışlarınaifadesizbakışlarlakarşılıkveriyordum.

"Korkarımbenimduygusuzvetaşkalpliolduğumudüşünüyorsunuz,değilmi?"

Omuzlarımısilktim.

"Benimüzerimevazifedeğil,"diyecevapverdim.

"Belkibirgünbenitakdiredersiniz.Eğer...farketmişolsaydınız..."

"Dr.Watson'ınbirşeyfarketmesinegerekyok,"dedihemenarayagirerekBarker."Kendisinindebelirttiğigibi,buonunüzerinevazifedeğil."

"Kesinlikle,"diyerekonayladım."Şimdiizinverirseniz,gezintimedevametmekistiyorum."

"BirdakikaDr.Watson,"diyeâdetayalvarırcasınahaykırdıkadın."Sizesormakistediğimvesizdenbaşka hiç kimsenin tam olarak bilemeyeceği bir sorum var. Bu benim için çok önemli. BayHolmes'unpolisleolanilişkisinindurumunuherkestendahaiyibiliyorsunuz.Sadecekendisineözelverilengizlibilgiyidiğerdedektiflerledepaylaşmakzorundamı?"

"Evet, gerçekten," diyerek araya girdiBarker.O tek başınamı çalışıyor, yoksa tamamen onlarlabirliktemi?"

"Bukonudakonuşupkonuşmamanınuygunolduğundanpekemindeğilim."

"Sizeyalvarıyorum–ısrar ediyorumBayWatson.Eğerbukonudabizi aydınlatırsanız, sizi teminederimkibize–banaçokyardımcıolmuşolacaksınız."

Sesinde öyle bir samimiyet vardı ise bir süre önceki münasebetsizliğini unutarak sorusunucevaplamayakararverdim.

"Bay Holmes bağımsız bir dedektif," dedim. "Sadece kendisine hesap verir ve sadece kendikanaatleri doğrultusunda davranır. Tabi aynı davada birlikte çalıştığı memurlara karşı da sadakatduyarvebirsuçlununadaletehesapvermesineyardımcıolacakhiçbirbilgiyionlardansaklamaz.Sizebundandahafazlasınısöyleyemem.EğersoracağınızbaşkabirşeyvarsavedahafazlabilgialmakistersenizBayHolmesilebizzatkonuşmanızıöneririm."

Böylediyerekşapkamlaonlarıselamladımveonlarıgizliyerlerindebırakarakayrıldım.İleridekiköşedendönmedenönceonlarabaktığımda,hâlâkonuştuklarınıgördüm.Benimarkamdanbakarakkonuştuklarınabakılırsa,konuşmalarınınkonusuazöncegörüşmemizdi.

Olanları Holmes'e anlattığımda, "Onların sırlarını öğrenmek istemiyorum," dedi. Bütün günüköşkte ikimeslektaşıyladavayıgörüşerekgeçirmiştiveküçükçaplıbir çaykrizigeçiriyordu.Benkendisine çay söylerken o "Sır falan yok Watson, işler onların cinayet için komplo kurmaktantutuklanmalarınakadargiderseozamanolayçokyakışıksızolur."

"İşlerinorayakadarvaracağınımıdüşünüyorsun?"

"Ah,sevgiliWatson,olayınçözümüneyaklaştığımdabunuseninlepaylaşacağımzaten.Tabiolayıçözdüğümüzüsöyleyemem;hattaçözümlemektendeuzağız.Amakayıpdambılıbulduğumuzda"

"Dambıl!"

"Ah, Wtason, bütün davanın o kayıp dambıla bağlı olduğu gerçeğini gözden kaçırıyor olabilirmisin? Neyse, bunun için üzülmene gerek yok. Zira dedektif Mac ve hatta bizim şu muhteşemuzmanımızbile,henüzbununöneminikavramışdeğil.BirdambılWatson!Tekdambıllıbirsporcudüşün.Tektarafıçalıştırmasonucundabeldeoluşacakeğriliğidüşün.ŞokediciWatson;şokedici!"

Ağzında tostu, gözlerinde ise yaramazca bir parıltı ile benim şaşkın suratıma bakıyordu. Onunmükemmeliştahı,başarılarınınbirgarantisigibiydi.Sonundapiposunuyakarakveeskiköyhanınınocakateşininönüneoturduvebellibirkonuyuanlatanbirindençokseslidüşünenbirinsanedasıyla,rastgele,amayavaşçadavadanbahsetmeyebaşladı.

"Biziburayasürükleyenşeybiryalan,Watson–büyük,hemdeçokbüyük,rahatsızediciamakesinbir yalan. İşte başlama noktamız. Barker tarafından anlatılan hikâye baştan aşağıya bir yalandanibaret.FakatBarker'in ifadesiBayanDouglas tarafındandadoğrulanıyor.Buyüzdenonundayalansöylediğinidüşünüyorum.İkisidebirkomplonuniçindelerveyalansöylüyorlar.İştemeselemizbu–

nedenyalansöylüyorlarvebukadargayretlesaklamayaçalıştıklarıgerçekne?HaydiWatson,ikimizbirliktebuyalanınarkasınıgörmeyeçalışalımvegerçeğibulmayaçalışalım.

"Yalansöylediklerinineredenbiliyorum?Çünküanlattıklarıhikâyedoğruolamayacakkadarsaçma.Düşünsene!Bizeanlatılanlaragörekatilincinayetiişlediktensonrabaşkabiryüzüğünarkasınatakılınikah yüzüğünü alması, diğer yüzüğü tekrar takması –ki bunu yapmış olması mümkün değil- veondansonradaadamınyanınaokartıkoymuşolmasıiçinbirdakikadanazzamanıkalıyor.Benbununkesinlikleimkânsızolduğunusöylüyorum.Tabiitirazedecek–kiseniböyleyapacağınıbilecekkadariyi tanıyorum- ve yüzüğün adam öldürülmeden önce çıkarılmış olduğunu söyleyeceksin. Mumunfazlayanmamışolmasıuzunbirkonuşmaolmadığınıgösteriyor.Bizeanlatılanlarabakacakolursak,Douglas nikâh yüzüğünden hemen vazgeçecek kadar korkak biri olmaması bir yana, onun nikâhyüzüğündengerçektenverdiğinikabuledebilirmiyiz?Hayır,hayırWatson,katilbir süremaktulle,lambaylaaydınlanmışbirodadayalnızkaldı.Bundanhiçşüphemyok.Fakatölümeateşlibirsilâhınnedenolduğunudabiliyoruz.Buyüzden,silâhbizesöylenendendahaönceateşlenmişolmalı.Amaböyle bir olayda da hata yapılamaz.Bu da demektir ise silâh sesini duyan iki kişi tarafından, yaniBayanDouglas veBayBarker tarafından kurulmuş kesin bir komployla karşı karşıyayız. Pencerepervazındakikan izininBarker tarafından,polisiyanıltmakamacıylakastenyapıldığınıbiliyordumdahaönce.Bununonunaleyhinebirdelilolduğunusendekabuledersinsanırım.

"Şimdi kendimize sormamız gereken asıl soru, cinayetin gerçekte saat kaçta işlendiği. Saat onbuçuğakadarhizmetçilerayaktaydılar.Buyüzdencinayetdahaönceişlenmişolamaz.Onbireçeyrekkala, kilerde olan Ames dışında hepsi odalarına gitmişti. Bugün sen gittikten sonra DedektifMacDonaldilebirliktebazıdeneyleryaptım.

Bu deneylerde kilerdeyken kapılar kapalı olduğunda, MacDonald'ın çalışma odasında çıkardığıhiçbir sesi duymanın mümkün olmadığını gördüm. Ancak kâhyanın odasında durum tam tersi.Koridorun çok aşağısında değil ve eğer ses gerçekten yüksekse, oradan belli belirsiz de olsaduyulabiliyor.Biravtüfeği,bizimolayımızdaolduğugibieğerhedefeçokyakınateşlenirse,sesibirdereceye kadar boğuk çıkar. Çok fazla değil ama yine de gecenin sessizliğinde Bayan Allen'inodasındankolaycaduyulmuşolmalı.Gerçikendisinindebelirttiğigibibirişitmeproblemivaramaifadesindealarmverilmesindenyaklaşıkyarımsaatkadaröncebirkapınınçarpmasesinebenzeyenbirsesduyduğunubelirtti.Alarmsaatonbironbeşteverildiğinegöreyarımsaatöncesisaatonkırkbeşoluyor.

Onunduyduğusesinsilâhsesiolduğundanvegerçekcinayetsaatinindeonkırkbeşolduğundanhiçkuşkumyok.Eğeröyleiseozamanyapmamızgereken,BayBarkerveBayanDouglas'ın-gerçektekatil olmadıklarını varsayarak- silâh sesinin onların dikkatinin çekerek aşağı inmelerine sebepolduktan sonra, çanı çalıp hizmetçileri çağırmadan on bire çeyrek kaladan on biri çeyrek geçeyekadar ne yaptıklarını bulmak.Ne yapıyorlardı ve alarmı neden hemen vermediler? Cevaplamamızgereken soru bu. Bunu cevapladığımızda, bu olayı çözme yolunda da önemli bir adım atmışolacağız."

"Benbuikisiarasındabirilişkiolduğunudüşünmeyebaşladım,"dedim.Kocasınınöldürülmesininüzerindendahabirkaçsaatgeçmedenşakalaşıpgülebildiğinegöre,bukadınçokkalpsizbiryaratıkolmalı."

"Kesinlikle.Olanlarabakılırsaeşolarakhiçdemakbulbirideğil.İfadesırasındadaodoğalkadınsıduyarlılıktan o kadar yoksundu ise dedektiflerin en çaylak olanının bile fark etmemesi mümkündeğildi. Her şeyi bir kenara bıraksak, bu bile tek başına aklıma önceden düzenlenmiş bir komplo

ihtimalini getirirdi. Tam bir kadın hayranı olmadığımı biliyorsun Watson, ama hayat banakonuşurken kocasının cesedini dikkate alan pek de fazla kadın olmadığını öğretti. Şayet bir günevlenirsem, öldüğüm zaman karım da cesedim bir kaç metre ötesinde yatarken kâhya ile birliktegitmesineengelolacakduygularıuyandırmışolurumumarım."

"OzamanBarkerveBayanDouglas'ıncinayettensorumluolduklarınakesinolarakinanıyorsun?"

"Soruyu bu kadar doğrudan sorman çok hoş, Wtason," dedi Holmes, piposunu bana doğrusallayarak. "Bana kurşun gibi geliyorlar. Eğer soruyu 'Bayan Douglas ve Barker cinayetle ilgiligerçeği biliyor ve gizlemek için de komplo mu kuruyorlar' diye sormuş olsaydın sana bütünkalbimle 'evet'derdim.Öyleyaptıklarınaeminim.Amaolayınsenindediğingibiolduğudaşüpheli.Buihtimalinönündekiengelleridüşünsene.

"Buçiftinbirbirineyasakbiraşklabağlıolduğunuvearalarındakiadamıdabircinayetleortadankaldırmaya karar verdiklerini varsayalım. O zaman bunun hizmetçilerin ve diğerlerinin onlarıizleyendikkatligözlerindenkaçmışolabileceğinivarsaymamızgerekirisebudaçokbüyükbiriddiaolur.Öteyandan,Douglaslar'ınbirbirlerinebağlıbirçiftolduğunugösterenpekçokdelilvar."

"Bunun doğru olmadığına eminim," dedim bahçede kadının yüzünde gördüğüm mutlugülümsemeyidüşünerek.

"Eh, en azından öyle bir izlenim bırakmışlar. Her neyse, o zaman onların bu konuda herkesikandırabilecekkadarzekibirçiftolduklarını,kadınındakocasınıöldürmekiçinkomplokurduğunukabuledeceğiz.Hayatıuzunsüredirtehlikedeymiş..."

"Onlarındediğinegöreöyle."

Holmesdüşüncelibirşekildebaktı.

"AnlıyorumWatson.Onlarınbaştanberisöyledikleriherşeyinyalanolduğuvarsayımıüzerindenyeni bir teori oluşturmaya çalışıyorsun. Senin fikrine gör, hiçbir zaman gizli bir tehlike, gizli birörgüt,KorkuVadisi,PatronMacbilmemneveyaherhangibirşeyvarolmadı.Amabuçokiddialıbirgenelleme. Buna göre onlar bu hikâyeyi suçu örtmek için uydurdular. Sonra da bir yabancınınvarlığına delil olsun diye de bir bisikleti parka sakladılar. Pencere pervazındaki kan izi de aynıteorininbirbaşkadelili.Tabievdehazırlanmışolmasımuhtemelvecesedinyanındabulunankartdaöyle.Bunlarınhepsiseninhipotezineuyuyor,Watson.Şimdideşurahatsızedicivebuteoriyehiçbirşekilde uymayan noktalara bir bakalım. O kadar silâh varken neden bir av tüfeği –üstelik de birAmerikan tüfeği? Silâh sesinin kimsenin dikkatini çekmeyeceğinden ve hiç kimseningelmeyeceğinden nasıl bu kadar emin olabiliyorlar? Öyle bir gürültüden sonra -Bayan Allen'ınçarpan kapıya bakmaması gibi- kimsenin sesi kontrol etmeye gelmememe ihtimali gibi bir şey,gerçekteçokdüşükbirihtimal.Bizimsuçluçiftimizböylebirriskinedengözealsın,Watson?"

"Bunubendeaçıklayamadığımıitirafediyorum."

"Ohâldeşunudadüşün,birkadınvesevgilisikadınınkocasınıöldürmekiçinkomplokurduktanveadamı öldürdükten sonra, nikâh yüzüğünü alarak neden suçlarını ilan etsinler ki? Bu sana çokmantıklıgeliyormu,Watson?"

"Hayır,gelmiyor."

"Üstelik bir de şu var, bisikletin bırakılmış olması senin bile garibine gitmişken, bu bisikletinkaçağınolayyerindenuzaklaşmak için ihtiyacıolan ilkşeyolduğu,enkörbirdedektifebilegarip

gelmezmiydi?"

"Bukonudadaherhangibiraçıklamabulamıyorum."

"Ben olaylarda ve olayların birbirleriyle ilişkilerinde zeki adamların açıklayamayacağı noktalarolmaması gerektiğini düşünüyorum. Sana çok iddialı olamayan basit bir fikir egzersizine dayalıolarak olayın gerçekleşmiş olmasımuhtemel bir kurgusunu yapmak istiyorum.Bunda biraz hayalgücüdeolduğunuitirafetmeliyim,amazatengenellikle,hayaldegerçeğinannesideğilmidir?

"BuDouglasdenenadamınhayatındabirsuçlailgili,utançvericibirsırolduğunuvarsayacağız.Buda bizi cinayeti bir intikamcının -dışarından gelen birinin işlediği ihtimaline getiriyor. Nikâhyüzüğünü de bir sebepten dolayı ,-ki bu sebebin ne olduğunu henüz açıklayamadığımı itirafediyorum- bu intikamcı aldı. İntikamcı henüz kaçamadan adamın karısı ve Barker odaya geldiler.Katilin tutuklandığı takdirde çok gizli bir sırrın ortaya çıkacağını ve bunun da büyük bir skandalasebepolacağınısöyleyerekonlarıkaçmasınagözyummayaiknaetti.Onlardabunuistemedikleriiçinadamın gitmesine izin verdiler. Bu sebeple de muhtemelen köprüyü indirdiler ise bunu sessizceyapabilirlerdi. Bu şekilde katil kaçabildi ama bir sebepten yaya olarak kaçmasının bisikletlekaçmasındandahagüvenliolacağınıdüşündü.Bunedenledebisikletikendisigüvenleuzaklaşıncayakadar bulunamayacağı o yere bıraktı. En azındanmantık sınırları dahilinde bir şeyi konuşuyoruz,öyledeğilmi?"

"Mantıklıolduğunakuşkuyok,"dedimihtiyatla.

"ŞunuunutmamalıyızkiWatson,herneolduysa,kesinlikleçoksıradışı.Şimdibuvarsayımadayalıkurgumuzadönelim.Buçift–suçluolmamalarımuhtemelbuçift-katilgittiktensonrakendilerinin-işlemedikleri veya işlenmesine sebep olmadıkları- bir suçun muhtemel zanlıları olduklarını farkettiler.Aksiniispatlamalarızordu.Bununüzerinehemenbeceriksizcebirsenaryooluşturdular.Kanlıterlik izi pencerenin pervazına hırsızın camdan kaçtığı izlenimini vermek için Barker tarafındanyapıldı.Silâhsesiniduymuşolmasıgerekenkişilerolduklarındandolayıdayapmalarıgerektiğigibi,alarmverdiler.Amatabiancakyarımsaatkadarsonra."

"Pekibununasılispatlamayıdüşünüyorsun?"

"Eğerbiryabancıolsaydı,izibulunurveyakalanabilirdi.Budakesinbirispatolurdutabi.Amaaksidurumda–henüzbilimçaresizkalmışdeğil.Sanırımçalışmaodasındayalnızbirgecegeçirmekbanayardımcıolacaktır."

"Yalnızbirgece!"

"Orayaşimdigitmeyiteklifediyorum.AmesilebirliktekikendisiBarker'danpekhoşlanmıyor-herşeyiayarladım.Odadaoturacağımveoatmosferinbanailhamveripvermeyeceğinebakacağım.Bengenius loci[5]ye inanırım.Gülüyorsun ha.Göreceğiz bakalım.Bu arada, senin büyük bir şemsiyenvardı.Yanındamı?"

"Evet,işteburada."

"İzinverirsenonuödünçalacağım."

"Elbette–amasilâholarakçokzavallıbirseçim!Eğerbirtehlikevarsa"

"CiddibirşeyyokWatson,aksiolsaydıkesinlikleseninyardımınıisterdim.AmaşimdilikbisikletinmuhtemelsahibinibulmakiçinşuandaTunbridgeKaplıcalarındaolanmeslektaşlarımızındönüşünü

bekleyeceğim."

DedektifMacDonaldveWhiteMasonsoruşturmagezisindendavadaönemlibirilerlemekaydetmişolmanınsevinciyledöndüklerindeakşamolmuştu.

"Evet, başlangıçta evde bir yabancı olduğuna dair şüphelerim olduğunu itiraf ediyorum," dediMacDonald. "Ama artık yok.Bisikleti teşhis ettirdik ve adamımızın da bir tarifini aldık.Yani artıksoruşmamızdaepeybiryolkatettiğimizisöyleyebiliriz."

"Bubanasonunbaşlangıcıgibigeldi,"dediHolmes;"Sizibütünkalbimlekutluyorum."

"BayDouglas'ınbirgünönceTunbridgeKaplıcalarınagittiktensonrahuzursuzlaşmışolmasındanyolaçıktım.BirtehlikeolduğunuTunbridgeKaplıcalarınagittiğizamanfarketmişti.Buyüzdeneğerbiri bisikletle gelmişse, okişiningeldiği yer deTunbridgeolmalıydı.Bisikleti deyanımıza alarakotellere gittik soruşturdukEagleCommercial'ınmüdürü bisikleti görür görmez, onuno otelde ikigün önce oda tutmuş olan Hargrave adlı bir adama ait olduğunu teşhis etti. Bu bisikletin dışındayanındasadeceküçükbirvalizvarmış.Başkaeşyasıyokmuş.KayıtyaptırırkenLondra'dangeldiğinisöylemiş ama adres vermemiş. Valiz Londra yapımı içindekiler de Britanya malıymış ama adamkesinliklebirAmerikalıymış."

"Vay, vay," dedi Holmes neşeyle. "Ben burada oturmuş arkadaşımla teoriler üretirken siz oradagerçekbirişyapmışsınız."

"Ah,aynenöyle,BayHolmes,"dedidedektifkendindenoldukçaeminbirtavırla.

"Amabuseninteorinidoğrulayabilir,"diyehatırlattım.

"Olabilirdeolmayabilirde.Amaöncebuhikâyeninsonunudinleyelim,BayMac.Buadamınkimolduğunugösterenbirşeylervarmıelimizde?"

"Çok az. Kimliği tespit edilemesin diye epey çaba göstermiş. En ufak bir ipucu yok. Nekıyafetlerinde,nekâğıt,nemektupnedeküçükeşyalarında.Sadeceyatakodasındakimasanınüzerineyayılmış bir bölge haritası bırakmış geriye. Dün sabah kahvaltıdan sonra bisikletiyle oteldenayrılmış,ondansonradabirdahabizgelenekadarkendisindenhaberalınmamış."

"BubenirahatsızediyorBayHolmes,"diyearayagirdiWhiteMason."Eğeryabancıdikkatçekmekistemeseydi, oteline geri döner ve sıradan bir turistmiş gibi otelde kalmaya devam ederdi. Şimdiolduğu gibi, otel müdürünün kendisini polise rapor edeceğini ve kayboluşunun cinayet ileilişkilendirileceğinibilmesigerekiyordu."

"Öylededüşünülebilirtabi.Amaşuanakadaryakalanmayarakzekâsınıispatladızaten.Amaonuneşkâlininasıltarifettiler?"

"Bize tarif ettikleri kadarıyla yazdık. Pek de ayırıcı bir özelliğini fark etmemişler. Fakat kapıcı,resepsiyon görevlisi ve oda hizmetçisi bazı ortak özelliklerinde mutabıklar. Bir yetmiş beşboylarında,yaklaşıkelliyaşlarında,hafifkırlaşmışgrimsisakallı,kavislibirburnuvehaşinbakışlıbiriymiş."

"Bu ifadeye bakılırsa, adam neredeyse Douglas'ın ta kendisi," dedi Holmes. "Kendisi elli yaşınüzerinde,hafifkırsaçlıvesakallıvedeyaklaşıkolarakoboyda.Başkabirşeyöğrenebildinizmi?"

"Gribirpantolonveceketgiyiyormuş.Ayrıcapardösüvekasketivarmış."

"Yaavtüfeği?"

"Altmışsantimkadardı.Rahatlıklavalizineveyapardösüsününaltınasaklayabilirdi."

"Peki,buolanlarındavaylailgisihakkındanedüşünüyorsunuz?"

"ArtıkadamınkimolduğunubiliyoruzBayHolmes.Adamıneşkâlinitelgraflaheryerebildirdim.Onuenindesonundayakalayacağızveyakaladığımızdadaolayıdahaiyideğerlendirebileceğiz.Amaşuandabiledavadaönemlibirmesafealdığımızısöyleyebilirim.KendisineHargravediyenbirininiki gün önce bir bisiklet ve valizle Tunbridge kaplıcalarına geldiğini biliyoruz. Yanında namlusukısaltılmış bir av tüfeği olduğunu, yani bir suç işlemek amacıyla geldiğini de. Dün sabah silâhınıpardösüsününaltına saklayarakotelden ayrılmış.Anladığımızkadarıylaköydekimseonungelişinigörmemiş ama zaten parka gelmek için bütün köyü baştan aşağı geçmesi de gerekmiyor. Yolagelince,oradandazatenbirsürübisikletliadamgeçiyor.Eveyaklaşınca,bisikletinionubulduğunuzyapraklarınaltınasakladısonradaBayDouglas'ındışarıçıkmasınıbeklemeyebaşladı.Avtüfeğievdekullanmak için garip bir silâhtır gerçi ama zaten onun niyeti adamı evde öldürmek değildi.İngiltere'de atıcılık yaygın bir spor olduğundan komşular bunu da sıradan bir atış sanacaklardı vekimsenindikkatiniçekmeyecekti."

"Herşeyapaçıkortada!"dediHolmes.

"Ama Bay Douglas ortalarda görünmüyordu. Yapa-bileceği tek bir şey vardı. Alacakaranlıktanfaydalanarakeveyaklaştı.Köprü iniktiveortalardadakimseyoktu.Biriylekarşılaşabilirdiamaburiskigözealarakfırsatıkullanmayakararverdi.Zatenşansınakimseyederastlamadı.Karşısınaçıkanilk odaya girerek perdenin arkasına saklandı. Bulunduğu yerden köprüyü görebiliyordu. Köprükaldırıldığında tekkaçışyoluolarak içisudoluhendekkalmıştı.OnbiriçeyrekgeçeBayDouglasevdeki rutin turuna çıkıncaya kadar da bekledi. Onu öldürdü ve planladığı gibi olay yerindenuzaklaştı. Bisiklet oteldeki insanlar tarafından tanınıyordu ve bizi ona götürecek bir ipucuydu. Buyüzden de bisikleti olduğu yerde bırakarak başka bir araçla Londra'ya veya önceden hazırladığıgüvenlibiryeregitti.NediyorsunuzBayHolmes?"

"Evet, Bay Mac. Olayı gayet net ve mantıklı bir şekilde açıkladınız. Siz olayı bu şekildebağlıyorsunuz.Benimisebaşkabirteorimvar.Bunagörecinayet,BayanDouglasveBayBarker'ınişlendiğini iddia ettikleri saattenyarım saat kadar önce işlenmişti. İkisi de adamınkaçışına yardımettiler –veya en azından odaya katilin kaçmasından önce geldiler- ve bunun açığa çıkmasınıistemiyorlar.

Penceredeki izi de oradan kaçtığı izlenimi vermek için yaptılar ama büyük ihtimalle köprüyüindirerekkaçışınabizzatkendileriyardımcıoldular.Olayınbirincikısmıylailgilibenimyorumumdabu."

İkidedektifdebaşlarınısalladılar.

"EğerdediğinizgibiyseBayHolmes,ozamanbusırrı sadecebirbaşkasınıortayaçıkarmak içinçözmüşüz,"dediLondralıdedektif.

"Durumunkarmaşıklığınıbendekabulediyorum,"dediHolmes."İzinverirsenizbuakşambendekendisoruşturmamıyapmakistiyorum.Davanınçözümünebirkatkısıolabilir."

"BizimdeyardımetmemiziistermisinizBayHolmes?"

"Hayır,hayır!KaranlıkveDr.Watson'ınşemsiyesi.İhtiyaçlarımbasit.VeAmes–sadıkAmes-benim

için bir iki şeyi aydınlığa kavuşturacağına kuşkum yok. Benim oluşturduğum düşünce dizisi, benikaçınılmazolarakaynısoruyusormayaitiyor–atletikbiradam,nasıltekbirdambıllaçalışabilir?"

Holmes o akşam yalnız çıktığı geziden oldukça geç bir saate döndü. Köydeki hanın bizesunabildiği, ikiyataklıbirodadakalıyorduk.Onungeldiğindebençokyatmıştımancakgelişibeniuyandırdı.Yarıuykulubirşekilde"Birşeylerbulabildinmi?"diyemırıldandım.

Karanlıkta elinde mumla yanıma gelerek üzerime eğildi ve "Söylesene Watson, beyni olaylarıkavramayeteneğinikaybetmişbirdeliileaynıodadayatmakistermiydin?"diyefısıldadı.

"Hiçsanmıyorum,"diyecevapverdimşaşkınlıkla.

"Ah,buiyiişte,"dedivegeceboyuncabaşkabirşeydesöylemedi.

YEDİNCİBÖLÜM

ÇÖZÜMErtesi gün kahvaltıdan sonraDedektifMacDonald veWhiteMason'ı yerel polis karakolunda bir

masanın başında dava üzerinde konuşurken bulduk. Masanın üzerinde etiketleyip düzenlemişoldukları büyük bir mektup ve telgraf yığını vardı. İçlerinden üç tanesi ise bu yığının içindenayrılarakbirkenarakonmuştu.

"Hâlâkayıpbisikletçininpeşindemisiniz?"diyesorduneşeyleHolmes.

MacDonaldkafasınıkâğıtlarıniçindençıkararaküzüntüylesalladı.

"Şu ana kadarLeicester,Nottingham,Southampton,Derby,EastHam,Richmondve on dört ayrıyerdedahagörüldüğüraporedildi.

Bunlardan üç tanesinde ise –EastHam,Leicester veLiverpool- zanlılar tutuklanmış.Ülke baştanaşağı,sarıceketlergiymişkaçaklarlakaynıyorsanki."

"Oo,"dediHolmesüzüntüyle. "Şimdi,BayMacveBayWhite, izinverirseniz sizlere samimibirtavsiyedebulunmak istiyorum.Hatırlarsanız budâvâyı ilk aldığımda sizin karşınıza davahakkındayarım yamalak teorilerle çıkmayacağımı, ancak soruşturma ve incelemelerimde elde ettiğimsonuçlarıntatminkârolduğunakararverdiğimdebunlarısizlerlepaylaşacağımısizesöylemiştim.Bunedenle şu anda aklımdan geçenlerin hepsini söylemeyeceğim. Ama öte yandan size karşı dürüstolacağımadairdesözverdiğimden,şunusöylemek istiyorumkienerjiniziboşaharcıyorsunuz.Busabahburayagelmeminsebebinisizeüçkelimeyleifadeedeyim:Buolayıbırakın."

MacDonaldveWhiteMasonhayretleünlümeslektaşlarınabaktılar.

"Buolayıçözmekiçinboşyereçabaladığımızımısöylüyorsunuz?"diyesordudedektif.

"Ben sizin bisikletli adamı bulma çabanızın boşunaolduğunu söylüyorum.Yoksa davayı çözmekiçingösterdiğinizgenelçabanınboşunaolduğunusöylemiyorum."

"Amabubisikletliadamuydurmabirideğilki.Bisikletivevaliziylegayetgerçek.Üstelikelimizdeeşkâlidevar.Mutlakabiryerlerdeolmalı.Onunedenyakalayamayalımki?"

"Evet,evet;onunbiryerlerdeolduğunaveonuyakalayacağımızaeminim.Amabensizinyerinizdeolsam enerjimi East Ham veya Liverpool'da harcamazdım. Sonuca giden daha kestirme bir yololduğunaeminim."

"Bir şeyler saklıyorsunuz, Bay Holmes. Bu sizin dürüstlüğünüze hiç yakışmıyor." Dedektifsinirlenmişti.

"Benim çalışma yöntemlerimi biliyorsunuz BayMac. Ama bildiklerimi sizinle en kısa zamandapaylaşacağımasözveriyorum.

Yalnızondanönceelimdekileribirkontroletmemvedoğruolduklarındaneminolmam lazımkibunu kısa zamanda halledebilirim. Ondan sonra da Londra'ya gelip bütün bildiklerimi sizinlepaylaşacağım.Sizebaşkatürlüdavranamayacakkadarborçluyum.Ancakşunusöylememgerekirisebunungibieşsizveilginçbirdâvâdahahatırlamıyorum."

"Sizianlayamıyorum,BayHolmes.Tunbridge'dendöndüğümüzzamanolanlarısizedeanlattık.O

zamanbizimlehemfikirdiniz.Ozamandanberidüşüncenizideğiştirecekneolduki?"

"Hatırlarsanızsizedünakşamköşktebirkaçsaatgeçireceğimisöylemiştim."

"Ee,neoldu?"

"Ah, size şimdilikbir şey söyleyemem.Bu arada, tütüncüde eski binahakkındakısa amaaçıkveilginç bilgiler veren bir ucuz bir kitapçık gördüm," diyerek ceketinin cebinden üzerinde köşkünkabaca çizilmiş bir resmi olan bir broşür çıkardı. "Bu tarihi ortam da davaya ayrı bir tat katıyor.Sabırsızlanmayıncanım.Nediyordum,haevet,böylebirolayinsanınaklınaisteristemezgeçmişteyaşanmışbazıolaylarıgetiriyor.İzinverinsizebirörnekvereyim.'I.James'intahtageçişininbeşinciyılındadikilenveJamesdönemindenayaktakalanhendekleçevriliyapılariçerisindeeniyidurumdaolanBirlstoneKöşkü'nünbahçesindeyeralan."

"BiziaptalyerinekoyuyorsunuzBayHolmes."

"Hayır,hayırBayMac!İlkdefasiziböylesinirligörüyorum.Neyse,mademistemiyorsunuz,sizehepsiniokumayacağım.Ozamansize1644yılındakiİçSavaşsırasındaparlamentoyabağlıordularınbirsubayıolanAlbayCharlesileilgilibirolayıanlatayım.İçSavaşsırasındabirkaçgünsaklanmışvesonundaikinciGeorge...Haydiamabaylar,bueskievlebağlantılıbirsürüolayvar."

"BunaşüphemyokBayHolmes,amaonlarbizimkonumuzdeğil."

"Değilmi?Değilmi?Olayageniş bir penceredenbakmakbizim işimizdebirmecburiyettir,BayMac.Fikirlerinbirbirleriyleilişkilerininveeldeedilenbilgilerinyorumlanmasıkullanımıfarklıbiruzmanlıkveyetenekgerektirir.Umarımbueleştirimikriminalolaylardasizinkadaruzmanolmayanancakyaşitibariylesizdenbüyükvemuhtemelendebesebeplesizdendahadeneyimlibirininsözleriolarakmazurgörürsünüz."

"İtiraf etmeliyim ise fikrinizi çok net ifade ediyorsunuz, ancak bunu ifade etmek için çokdolambaçlıbiryolkullanıyorsunuz,"dedisamimiyetle.

"Tamam, o zaman, geçmişin olaylarını bir kenara bırakalım ve bugünün gerçeklerine dönelim.Daha önce de söylediğim gibi, dün akşam köşkte kaldım.NeBayanDouglas'ı ne deBayBarker'ıgördüm.Onlarırahatsızetmekdeistemedim.Amaşunuöğrendimisekadınaçıkçayastutmuyorvedün akşam da muhteşem bir yemek yemiş. Ziyaretimden tek haberi olan, geldiğimi kimseyesöylememesiniistediğimvebanaçalışmaodasındatekbaşımakalmakiçinizinverenAmesoldu."

"Ne?Nasılyani?"

"Hayır,hayır;herşeyyolundaşimdi.HemyanlışhatırlamıyorsambununiçinizinvermiştinizBayMac.Neyse,odaherzamankihâlindeydivebendeoradaöğreticibirçeyreksaatgeçirdim."

"Neyaptınızki?"

"Basitbirolayıesrarengizbirhâlegetirmemekiçinhemensöyleyeyim,kayıpdambılıarıyordum.Bunundavaaçısındanönemisandığımdandafazlaymış."

"Bulabildinizmibari?"

"Evet."

"Nerede?"

"İştebubizibilinmezinsınırınagötürüyor.Bukonudaaraştırmayapmakiçinbanabirazdahaizinverin,sizesözveriyorumbildiğimherşeyisizinlepaylaşacağım."

"Sizinle sizin koşullarınızla çalışmayı kabul ettik," dedi dedektif; "ama bize olayı soruşturmayıbırakmamızısöylemeyegelince.Tanrıaşkına,olayınedenbırakalım?"

"Nedeniçokbasit,sevgiliBayMac.Bırakmalısınız,çünküsizindahaneyiaraştırdığınızhakkındabirfikrinizyok."

"BirlstoneKöşkü'ndeöldürülenBayDouglas'ıncinayetiniaraştırıyoruz."

"Evet, evet; öyle. Ama esrarengiz bisikletliyi aramayı bırakmalısınız. Bunun soruşturmanıza birfaydasıolmayacağınasiziteminederim."

"Peki,sizneyapmamızıtavsiyeediyorsunuz?"

"Eğeryapacağınızadairsözverirseniz,sizesöylerim."

"Sizinyöntemlerinizgaripdeolsa,arkasındamutlakaiyibirsebepoluyor.Tavsiyenizeuyacağım."

"YasizBayMason?"

TaşralıdedektifçaresizcebirHolmes'abirdeMacDonald'abaktı.SherlockHolmesiledahaönceçalışmamıştıveneonunedeyöntemlerinibiliyordu.

"Şey,eğerdedektifiçinböylesiuygunsa,benimiçindeuygundur,"dedisonunda.

"Çok güzel!" dedi Holmes. "Öyleyse sizlere bir kır gezisine çıkmayı tavsiye ediyorum. WealdOrmanı'nın içindeki Birlstone Tepesi'nden görünen manzaranın çok güzel olduğunu söylüyorlar.Tabi iyi bir yere güzel bir öğle yemeği yemeye de gidebilirdik ama bölgeyle ilgili cehaletimyüzündensizebiryertavsiyeedemiyorum.Neyse,akşamyorgunamamutlu..."

"Aaa, bu şaka da fazla uzamaya başladı ama" diye bağırarak öfkeyle sandalyesinden kalktıMacDonald.

"Tamam, tamam, gününüzü nasıl isterseniz öyle geçirin," dedi Holmes elini dedektifin omzunaneşeyle vurarak. "Ne isterseniz yapın, nereye isterseniz oraya gidin ama benimle akşam karanlığıçökmedenönceburadabuluşun.Amasakıngecikmeyin-kesinlikle,BayMac."

"Bakınbukulağadahamantıklıgeliyor."

"Aslında benimkisi iyi bir tavsiyeydi ama ısrar etmiyorum. Size ihtiyacım olduğunda buralardaolduğunuzsürecemeseleyok.AmagitmedenöncesizinBayBarker'abirnotyazmanızıisteyeceğim."

"Nenotu?"

"İstersenizbensöyleyeyim,sizyazın.Hazırmısınız?"

" 'SAYIN BARKER, Hendekteki suyu boşaltmamız gerektiğini düşünüyorum. Belki bu şekildedavayıçözmemizeyardımcıolabilecek-'"

"Amabuimkânsız,"dedidedektif.Benaraştırdım."

"Yavaşolundedektif!Lütfensizesöylediğimiyapın."

"Pekâlâ,devamedinozaman."

" 'Bazı deliller bulabiliriz diye düşünüyorum. Gerekli düzenlemeleri yaptım. İşçiler yarın sabahçalışmayabaşlayacaklar.Akıntının'"

"İmkânsız!"

" 'Akıntının yönünü değiştirecekler. Kanalın boşaltılmasının bazı şeylerin açıklığa çıkmasınayardımcıolacağınainanıyorum.'"

"Şimdi bumesajı imzalayın ve dörtten önce ulaştırmaya çalışın. Sonra o saatte bu odada tekrarbuluşacağız. Ondan sonra her ne istersek yapabiliriz. Dâvânın dönüm noktasına geldiğimize siziteminederim.

***

Tekrarbuluştuğumuzdaakşamolmaküzereydi.Holmesciddi,benmeraklı,dedektifleriseşüphelivegergintavırlıydı.

"Evetbaylar,"dediarkadaşımresmibirtavırla."Şimdisizlerindebenimlerbirlikteelimizdekileritest etmenizi istiyorum.Benim araştırmamın vardığım sonucu destekleyip desteklemediğine ondansonrakararverirsiniz.Soğukbirakşamvegözlemimizinnekadarsüreceğinibilmiyorum,buyüzdensizisıcaktutacakkalınbirşeylergiymeniziistiyorum.Gecetamamençökmedenyerlerimizialmamızşart.Oyüzdensizcebirmahsuruyoksabiranönceyolaçıkmakistiyorum."

Köşkünbahçesinegirdikveparmaklıklarlaçevrelenmişbirçukuragelinceyekadarköşkeyaklaştık.SonraburadangeçtikveHolmes'uanakapınınveköşküninerkalkarköprüsününkarşısındabulunançalılık bir alana kadar izledik. Hava iyice kararıyordu, ancak köprü henüz kaldırılmamıştı. Hepbirlikteoradakidefneağacınınyapraklarınınardınagizlenerekköşküizlemeyebaşladık.

"Şimdineyapıyoruz?"diyebiraztersbirşekildesorduMacDonald.

"Biraz sabırlı olun ve mümkün olduğunca da ses çıkarmamaya dikkat edin," diye cevap verdiHolmes.

"İyidenedenburadayızki?Gerçektendebizekarşıbirazdahaaçıkdavranabilirsiniz."

Holmesgüldü.

"Watson benim gerçekte bir oyun yazarı olduğumu söyler daima," dedi. Bazen içimdeki sanatçıuyanırvebenibiroyunsahnelememiçindürter.İşinaslışukiBayMac,bizimişimizyavanvepisbiriştir.Buyüzdenbazenbaşarımızarenkkatacakufakoyunlarsergilemeniniyiolacağınıdüşünüyorum.Sertbirsuçlamaveomzasertbirdarbe–böylebirdénouement[6]alınabilirki?Amaçabukçıkarım,incebirtuzak,yaklaşanolaylarınakılcıbiranalizivecesurteorininsağlamlığı.İştehayatımızınbütüngururuveanlamı.

Şuandasizdetıpkıavıncazibesinekapılmışbiravcıgibiheyecanlısınız.Amaherşeyhazırolarakkucağınızadüşseydiolayınheyecanıkalırmıydı?SadecebirazdahasabırlıolmanızıricaediyorumBayMac,sonrazatenherşeyianlayacaksınız."

"Umarımogurur,anlamvediğergerikalanherşey,bizburadasoğuktanölmedenöncegelir,"dediLondralıdedektifşakayla.

Hepimiz samimiyetle bu temenniye katılıyorduk, zira aksi takdirde uzun ve acı dolu nöbet bizibekliyordu.Bizbeklerkenevinkasvetliyüzünedüşengölgelerdeyavaşyavaşkaranlığabürünmüştü.Hendektenyükselensoğukvenemlihavaiseartıkkemiklerimizekadarişlemiş,soğuktandişlerimiztitremeye başlamıştı. Giriş kapısının üzerinde tek bir lamba, ölümün gölgesinin düştüğü çalışmaodasındaisebiravizeyanıyordu.Evindiğeryerleriisekaranlıkvesessizdi.

"Budahanekadarsürecek?"diyebirdenbiresordudedektif."Vedeneyibekliyoruz?"

"Nekadarsüreceğihakkındasizdenfazlabirfikrimyok,"diyecevapverdiHolmeshiddetle."Eğersuçlulardaherhareketlerinidemiryolu trenlerigibiplanlasaydı,eminimbuhepimizimutluederdi.Neyibelki—-.Ah,iştebeklediğimizşey."

Okonuşurkençalışmaodasındakiparlakışıksankiönündenbirigeçmişgibibirankarardı.Bizimarkasına gizlenmiş olduğumuz çalılık tam pencerenin karşısında, evden en fazla otuzmetre kadaruzaktaydı.Pencerelergıcırdayarakaçıldı.Bulunduğumuzyerden,penceredendışarıyabakanadamınbaşının ve omuzlarının karanlık hatlarını görebiliyorduk. İzlenmediğinden emin olmak istercesinekafasını karanlığa doğru uzatarak dikkatle baktı, sonra ise öne doğru sarktı.Gecenin sessizliğindesuyundalgalanmasındankaynaklananohafif şıpırtıyıduyabiliyorduk.Elinde tuttuğubir şeyle suyutarıyorgibiydi.Sonrabirdensudançektiğiyuvarlakbirobjeyitıpkıbirbalıkçınınyakaladığıbalığıkarayaaldığıgibialdı.

"Şimdi!"diyebağırdıHolmes."Şimdi!"

Holmes o bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle hızla yerinden fırlardı. Biz de donmuşuzuvlarımızla ayağa kalkmış ona yetişmeye çalışıyorduk. Tanıdığım insanlar içerisinde Holmeskadaraktifvehareketlibiridahayoktu.Bizonayetişmeyeçalışırkenokoşarakköprüyügeçmişveçanı çılgın gibi çalmaya başlamıştı. Birden iner kalkar köprü açıldı ve Ames yüzünde şaşkın birifadeylekapıdabeliriverdi.Holmestekkelimeetmedenadamıkenaraiterekarkasındabizolduğumuzhâldeiçerigirdivehızlaazöncedışarıdangördüğümüzadamınbulunduğuodayagitti.

İçeri girdiğimizde bizi elinde bir yağ lambasıyla Cecil Barker karşıladı. Bizim gelişimizesinirlenmiştivegözleritehditkârbirifadeyleparlıyordu.

"Bütünbunlardanedemekoluyor?"diyeöfkeylebağırdı."Şimdineyinpeşindesiniz?"

Holmes odaya hızlıca bir göz gezdirirken, yazı masasının altında iple sarılmış ıslak bir paketolduğunugördü.Hızlapaketibulunduğuyerdenalarakhafifçesalladı.

"İştearadığımızbuBayBarker.Hendektenbirazönceçıkardığınızbupaketiniçindebirdambılvar.

BarkeryüzündebirşaşkınlıkifadesiyleHolmes'abakıyordu.

"Tanrıaşkına,bununasılbildiniz?"

"Basit,onuorayabenkoydum."

"Orayasizmikoydunuz?"

"Belki de yerleştirdim demeliydim," dedi Holmes. Hatırlarsanız kayıp dambıla bayağı kafayıtakmıştımDedektifMacDonald.Bukonuyadikkatinizi çekmeye çalıştımamaolaylarıngelişimibukonuyu irdelemenize fırsat vermedi. Eğer su yakın, ağırlıklardan biri de kayıpsa bir şeyin suyaatılmışolmaihtimaligayetyüksektir.Fikirüzerindedüşünmeyedeğerdi.Bendeodayagirmemeizin

verenAmes'inveDr.Watson'ınşemsiyesininsapınınyardımıyladünakşambirazbalıkçılıkyaptımvebupaketiyakaladım.Tabiönceliklebunuorayakiminkoyduğunubulmalıydık.Bununiçindeyarınhendeği boşaltacağımızı bildirdik. Böylece paketi saklayan kişi akşam olur olmaz onu hendektenalmayaçalışacaktı.Kişuandaburadabunatanıklıketmişdörtkişivar.EvetBayBarker,sanırımsözsöylemesırasısizde."

SherlockHolmes,ıslakpaketimasanınüstüne,lambanınyanınakoyduveonubağlayaniplerikesti,içindençıkandambılıdaköşedeki ikizininyanınakoydu.Sonraçıkardığıbirçiftçizmenin tabanınıgöstererek "görüyorsunuz ise Amerikan malı," dedi. Sonra ise uzun, ölümcül bir bıçağı kılıfıylabirliktemasanınüzerinekoydu.Sonolarakdaiçerisindeiççamaşırı,çorap,gribir takımelbisevesarıbirpardösüolandahaküçükbirpaketiaçarakiçindekilerimasanınüzerineyaydı.

"Bunların hepsi sıradan kıyafetler," diye belirti Holmes. "Ancak bu tadilat görmüş sarı pardesöhariç. Paderöyü ışığa tutarken uzun ve ince parmaklarıyla da dikkatlice kontrol ediyordu. "İşte,buradagördüğünüzgibi,içcepkesikbirsilâhıniçinegirebileceğişekildeuzunbırakılmış.Terzininadı da boyun kısmında yazıyor – Neale, Giyim, Vermissa, ABD. Kilise papazının kütüphanesindeoldukçaöğreticibiröğledensonrageçirdimveVermissa'nınBirleşikDevletler'inkömürvedemirmadenleri açısından önemli bir kasabası olduğunu öğrendim. Bay Douglas'ın ilk eşinin kömürbölgelerinde bir yerden olduğunu söylediğinizi hatırlıyorum.Bu nedenle cesedin yanında bulunanüzerindeV.V.harfleri yazılı kartıVermissaVadisi ile ilişkilendirmeninpekdeyanlış olmayacağınıdüşünüyorum.

Belki de katilin geldiği yer olan Vermissa Vadisi ile Korku Vadisi denilen yer de aynıdır. Olayönemliölçüdeaydınlandı.Sanırımsizindeyapacağınızbazıaçıklamalarvardır,BayBarker."

Cecil Barker'ın büyük dedektif konuşurken ki yüz ifadesi görülmeye değerdi. Yüzünden bir biriardına öfke, şaşkınlık, dehşet ve kararsızlık ifadeleri geçiyordu. Sonunda işi alayla savuşturmayakararverdi.

"Okadarçokşeybiliyorsunuzisebelkikalanınıdasizsöylemelisiniz,"dedialayla.

"SizeçokdahafazlasınısöyleyebileceğimdenşüphemyokBayBarker,amasizinanlatmanızındahaincebirdavranışolacağınıdüşünüyorum."

"Hah,benimanlatmamındahaincebirdavranışolacağınıdüşünüyorsunuz,öylemi?Şey,ozamansize tek söyleyebileceğim; eğer burada bir sır varsa, o sırrın kesinlikle bana ait olmadığıdır.Onuanlatacakolandabendeğilim."

"Eğer bu şekilde davranırsanız, o zaman hakkınızda tutuklama kararı çıkartıncaya kadar sizigözaltınaalmakzorundakalırız,"dedidedektifyavaşça.

"İstediğinizherlânetşeyiyapabilirsiniz,"diyecevapverdiBarkermeydanokurcasına.

Artıkolayınsonunagelmişgibiydik.Barker'ıntaşkesilmişyüzünebakanbiri,onunisteğidışındahiçbir şeye zorlanamayacağını görebilirdi. Sessizliği Bayan Douglas'ın gelişi bozdu. Yarı açıkkapınınarkasındankonuşulanlarıdinlemişvesonundaolayamüdahaleetmeyekararvermişti.

"BizeyeterikadaryardımcıoldunCecil."Gelecekteherneolursaolsun,senbizeyardımcıolmakiçinelindengelenherşeyiyaptın,"dediBayanDouglas.

"Yeter ve hatta yeterden de öte," dedi yavaşça Holmes. "Sizi gayet iyi anlıyorum. Ve sizdensağduyuludavranıppoliseyardımcıolmanızıbekliyorum.BelkidahaöncearkadaşımDr.Watson'ın

sizinle ilgili uyarısını göz ardı etme hatasına düştüm, ama o zaman bile sizin bu suça doğrudankatıldığınızıdüşünmekiçinsebeplerimvardı.Amaşimdipekemindeğilim.Hâlâkaranlıktakalanpekçoknoktavar.SizeBayDouglas'ınhikâyesinianlatmasınışiddetletavsiyeederim."

BayanDouglas,Holmes'ın sözlerine hayret dolu bir çığlıkla cevap verdi. Tam bu sırada odanınkaranlık bir köşesinden çıkan bir adam hepimizi şaşırttı.AncakBayanDouglas ne deBayBarkerşaşırmışgörünmüyorlardı.Kadındöndüvebirandakollarınıgelenadamınboynunadoladı,Barkerisegeriniyordu.

"BöyleolmasıdahaiyiJack,"dedikadın."Bununeniyisiolduğundaneminim."

"AslınabakarsanızBayDouglas,böylesinindahaiyiolduğunugöreceksiniz,"dediHolmes.

Adamaydınlığahenüzalışamamışgözlerinikısarakbizlerebaktı.Cesurgrigözleri,kısakesilmişsakalıveçıkıkçenesiyledikkatçekenbiryüzüvardı.Hepimizidikkatlesüzdüktensonrabenişaşırtanbirhareketleyanımayaklaşarakbanabirtomarkâğıtverdi.

"Sizden bahsedildiğini duymuştum," dedi. İngiliz aksanıyla konuşmuyordu belki ama Amerikanaksanı da denemezdi. Yine de olgun ve hoş bir sesi vardı. "Bir çeşit suç tarihçisisiniz, değil mi?Bugüne kadar elinize böyle bir hikâye geçmediğine dair son dolarıma bahse girerim.Bunu kendiyönteminizle anlatın, ama bazı şeyleri isteseniz de toplumdan gizleyemezsiniz. İki gündür bu farekapanında, bildiklerimi kâğıda dökmek için çalışıyorum. Bunları arkadaşlarınıza va toplumaaçıklamaktaözgürsünüz.OradaKorkuVadisi'ninhikâyesinibulacaksınız."

"Orada olanlar geçmişte kaldı, Bay Douglas," dedi Sherlock Holmes yavaşça. "Bizim sizdenistediğimiz,bizebugününhikâyesinianlatmanız."

"Anlatacağım,"dediDouglas."Sakıncasıyoksakonuşurkenbirpuroiçebilirmiyim,BayHolmes?Yanlışhatırlamıyorsamsizdepipoiçiyorsunuz.Sanırıminsanlarkokusunualırkorkusuylacebinizdetütünle iki gün boyunca bir şey içmeden oturmanın nasıl bir şey olduğunu siz de tahminedebilirsiniz." Şöminenin kenarına yaslanarak Holmes'un kendisine uzattığı puroyu yaktı. "Sizdenbahsedildiğini duymuştum, ama tanışacağımız hiç aklıma gelmezdi. Neyse, devam etmeden" –kâğıtlarımıgöstererek-"şunudabelirteyimisesizeyenibirşeylerveriyorum."

DedektifMacDonald,büyükbirşaşkınlayenigelenadamabakmaktaydı.

"Bugerçekten inanılmaz!"diyehaykırdısonunda."EğersizgerçektenBirlstoneKöşkü'nünsahibiBayJohnDouglasisenizbizozamanikigündürkiminölümünüaraştırıyoruz?Nasıloluyordabizsiziöldüsanırken,âdetakutudanfırlayanbirkuklagibibirdenkarşımızaçıkıveriyorsunuz?"

"Ah, Bay Mac," dedi Holmes parmağını âdeta azarlarcasına sallayarak, "Kral Charles'ınsaklanmasını anlatanyerelbroşürüokumamışsınız.Ogünlerde insanlaröyleçokgüveniliryerleresaklanmıyorlardı ve bir kere saklandıkları yere tekrar saklanabilirlerdi. Ben Bay Douglas'ı yineçatısınınaltındabulacağımızıbiliyordum."

"Bu oyunu bize ne kadardır oynuyorsunuz, Bay Holmes?" diye sordu dedektif öfkeyle. "Bizimzamanımızıboşaharcadığımızıbilerekçalışmamızanasılizinverdiniz?"

"Hiçbir zaman sevgili Bay Mac. Dâvâyla ilgili yargım ancak daha dün akşam netleşti.İspatlayabilmemiseancakbuakşammümkünoldu.Kanaldakielbiseleribulduğumuzda,bulduğumuzcesedinBay JohnDouglas'a değil, TunbridgeKaplıcaları'ndan gelen bisikletli adama ait olduğunuanladım. Başka türlü olması imkânsızdı. Bu şekilde Bay Douglas son kaçışına kadar karısının ve

arkadaşınınyardımıylayinekendievindesaklanabilecekti."

"Çok doğru bir sonuca ulaşmışsınız," diyerek onayladı Bay Douglas. "İngiliz yasaları nezdindeyaptığımın nasıl bir şey olduğundan pek anlamasan da elime geçen bu fırsatı peşimdeki avköpeklerinden kurtulmak için kullanmaya karar verdim. Yalnız hemen belirteyim ise ilkhareketimdensonhareketimekadarhiçbirhareketimdeutanılacakvebirdahayapamayacağımhiçbirşey yapmadım. Neyse, hikâyemi duyunca buna kendiniz karar verirsiniz. Beni uyarmaya sakınkalkmayındedektif,bendoğruyatanıklıketmeyehazırım."

"En başından başlamayacağım. Orada," –bana verdiği kâğıtları gösteriyordu- "çok sıra dışı birhikâyebulacaksınız.Neyse, sonuçtaoradabaşlayanhikâyebugünekadaruzanıyor.Peşimdebendennefret etmek için çok nedenleri olan insanlar var ve beni ellerine geçirmek için sonuna kadar dagitmeye kararlılar. Ben yaşadıkça ve tabi onlar da yaşadıkça, bu dünyada bana huzur yok. BeniChicago'dan California'ya kadar, hatta Amerika dışında bile izlediler. Evlenip bu huzur dolu yereyerleştiğimde, son yıllarımı huzur içerisinde geçireceğimi sanmıştım. Olan biteni hiçbir zamankarımaanlatmadım.Onudabuişedahiletmekistemedim.Eğerdahiletseydim,huzurukaçacak,herzamankötü bir şeyler olabileceği endişesiyle yaşayacaktı.Bazen ağzımdan kaçan şeylerden dolayıdurumu tahminettiğini sanıyordum,amadünsizebildiklerinianlattığındasizdegördünüzkikonuhakkında gerçekte hiçbir şey bilmiyor.O size bildiği her şeyi anlattı,Barker da öyle.Zira o geceaçıklama yapmaya fazla zaman yoktu. Şu anda karım her şeyi biliyor. Eğer daha akıllı bir adamolsaydım, ona çok daha önce anlatırdım. Ama bunu yapmak çok zordu hayatım" kadının eliniellerininarasınaaldı-"benyapabileceğimineniyisiniyapmayaçalıştım."

"Evetbaylar,buolaydanbirgünönceTunbridgeKaplıcaları'nagittimvebuadamdikkatimiçekti.Çokuzunsüreinceleyemedim,amabirbakıştabirçokşeyianlayabilenbiriyim.Kimolduğunuhemenanladım.Düşmanlarımiçerisindeenkötüsüydü.Yıllardır tıpkıbirKaribo'nun[7] peşindekikurtgibipeşimdeydi. Belanın yolda olduğunu fark ettim ve eve gelip onun için hazırlandım. Bir dönem okadarşanslıydımiseşansımlaneredeysebütünBirleşikDevletler'desohbetkonusuolmuştum.Şansınhâlâbendenyanaolduğundanhiçşüphemolmadı.

"Ertesi gündikkatli davranarakparka hiç gitmedim.Eğer gitseydimoradabenim işimi bendahasilâhımıçekemedenbitirirdi.Köprükalktıktansonra–akşamlarıköprükalktıktansonradahahuzurluoluyordum-bu konuyuunutmuştumbile.Onun eve girip beni bekleyeceği aklımabile gelmemişti.Amaherakşamolduğuüzeresabahlığımıgiyipaşağıindiğimde,tehlikekokusualdığımdançalışmaodasınahemengirmedim.Sanırımbir insanhayatı tehlikedeyse–kibenimhayatımçoğunluklaheptehlikedeydi-birçeşitaltıncıhisgeliştiriyor.Birdenhayatımıntehlikedeolduğunusöyleyenokırmızıbayrağıgördüm.İşaretiyeterikadarnetgörmüştümamanedenöylehissettiğimisizeanlatamam.Biransonraperdeninaltındançizmesinigördüğümdeiseartıkherşeynetleşmişti.

"Elimdetekbirmumvardıamakapıaralıktıvekoridordakilambadanyeterikadarışıkgeliyordu.Mumuyerebıraktımvehızladahaönce şömineninkenarınabırakmışolduğumçekici aldım.Odaaynıandasaldırdı.Elindebirbıçakolduğunugördümveçekiçleonavurdum.Bıçakyeredüştü.Tıpkıbiryılanbalığıgibihızlamasanınarkasınadoğrukaçtıvepardösüsününaltındanbir silâhçıkardı.Silâhın horozunu kaldırdı ama o daha ateşleyemeden silâhı tuttum. Namluyu ben tutuyordum. Oşekildebirveyaikidakikamücadeleettik.Silâhıkaybedenölecekti.Silâhıhiçbırakmadıamasilâhınnamlusubiraniçinyüzünegeldi.Belkioandatetiğibençektim,belkidemücadelesırasındaateşaldı.Her neyse, iki namlu birden yüzüne patladı.Onu tanıyordum,TedBaldwin'di.Amao hâlde annesigörsetanıyamazdı.Pisişlerealışıkolmamarağmenogörüntübenibilehastaetti.

"Barker geldiğindemasanın diğer ucuna dayanmış, kendimi toparlamaya çalışıyordum. Karımıngeldiğini duyunca kapıya koşarak içeri girmesine engel oldum. İçerideki görüntü bir kadına göredeğildi.Yakındaonadöneceğimesözverdim.Barker'aolanlarıhemenkısacaanlattım–herşeyigayetsoğukkanlı karşıladı- sonra diğerlerini beklemeye başladık. Ama kimse ortalarda yoktu. O zamankarımlaarkadaşımdanbaşkahiçkimseninbirşeyduymadığınıanladık.

"Kendimi ölmüş gösterme fikri de aklıma o anda geldi. Açıkçası bu parlak fikir beni âdetabüyülemişti.Gömleğinisıyırdımvekolunadağlanarakyapılmışbudamgayıgördüm.Bakın."

Douglas olarak bildiğimiz adam kendi gömleğini sıyırarak koluna dağlanarak yapılmış birsembolü gösterdi. Tıpkı ölü adamın kolunda olduğu gibi onun kolunda da içerisinde kahverengiüçgenbulunanbirçembersembolüvardı..

"Beni ürperten bana olan benzerliği oldu. Dikkatli bakınca da emin oldum. Boyu, saçları vegörüntüsütıpkıbenimgibiydi.Kimsebiziayırtedemezdi.Zavallışeytan!BuelbiselerigetirdimveBarker ile birlikte ona sabahlığımı da giydirerek sizin bulduğunuz şekilde bıraktık.Onbeş dakikasonrasahneartıkhazırdı.Onuneşyalarınıisepaketlediktensonrabulabildiğimtekağırlıklabirliktepencereden dışarı attık. Benim yanımda bırakmayı düşündüğü kart onun yanında duruyordu.Yüzüklerimi ona taktık, ama sıra nikâh yüzüğüne gelince" –ellini öne doğru uzatarak- "sizin degördüğünüz gibi onu çıkaramadım. Evlendiğim günden beri hiç çıkarmamıştım; çıkarmayakalkarsam da çok uğraşacaktım. Bu detayın kendi kendisini gizlemesi gerekecekti. Bir yara bandıalarak yüzüğün normalde takılı olması gereken yere yapıştırdım. Eğer yara bandını çıkarmışolsaydınız,altındakesikfalanolmadığınıgörecektiniz.

"Sonuç olarak durum bu. Eğer olay yatışsaydı, buradan gidecektik ve ben de hayatımın sonzamanlarınıkarımlahuzuriçerisindegeçirebilecektim.Buşeytanlarınbenyaşadıkçabenimpeşimdengeleceklerini biliyordum. Peşimi ancak ölümüm gazetelerde ilan edilir de beni öldürmeyibaşardıklarınainanırlarsabırakırlardı.

HerşeyikarımaveBarker'atamolarakanlatmamaimkânverecekkadarzamanyoktuamadurumubana yardım edebilecek kadar kavradılar. Ben buranın bir sığınak olduğunu biliyordum, Ames'deöyle.Amabuolayları bağlamakhiç aklınagelmedi.Böylecebenortadankayboldum,kalan işi iseBarkerüstlendi.

"Sanırım onun yaptıklarını siz de tahmin edebilirisiniz. Pencereyi açarak katilin kaçmış olduğuhissinivermekiçinpervazaoişaretiyaptı.Gereksizdibelkideziraköprükalkıkolduğuiçinbaşkayolu yoktu. Her şey hazır olunca da bütün gücüyle çanı çaldı. Bundan sonra olanları ise zatenbiliyorsunuz.Artıkneistersenizonuyapabilirsiniz,yalnızsizegerçeği,bütüngerçeğisöylediğimidebilin.Tanrıyardımcımolsun.Şimdisizeolayınİngilizyasalarıncanasıldeğerlendirildiğinisorabilirmiyim?"

SherlockHolmestarafındanbozulanbirsessizlikoldu.

"İngiliz yasaları, sonuç olarak, sadece yasadır. Sonuçta hak ettiğinizden fazlasını almayacaksınız.Benimsizeasılsormakistediğimbuadamınsizinburadayaşadığınızınasılöğrendiğiveyaevenasılgireceğinivenereyesaklanacağınıneredenbildiği?"

"Bukonudahiçbirbilgimyok."

Holmes'unyüzübembeyazkonuşmasıisegayetresmiydi.

"Korkarımolayhenüzkapanmadı,"dedi."İngilizyasalarındanveyaAmerika'dakidüşmanlarınızdandahakötütehlikelerlekarşılaşabilirsiniz.SizinhâlâtehlikedeolduğunuzudüşünüyorumBayDouglas.Eğertavsiyemidinleyecekolursanız,sizetedbirieldenbırakmamanızıtavsiyeederim."

Şimdilik sevgili okurlarım, size Sussex'teki Birlstone Köşkü'nden, orada yaşadığımız ve JohnDouglas adlı adımın garip hikâyesi ile bitenmaceradan ve omaceranın yaşandığı yıldan uzaklaradoğru bir süreliğine uzaklaşmanızı isteyeceğim. Siz şimdiki zamandan yirmi yıl kadar geriye vebinlercekilometredahaBatıyagötüreceğim.Yalnızsıradanveberbatbiranlatıcıolabilirim–hattaokadar sıradan ve o kadar kötü ise siz bu olayların gerçekten olup olmadığına inanmakta güçlükçekebilirsiniz. Bir hikâye diğerine ötekisine geçtiğimi sanmayın. Okudukça öyle olmadığınıanlayacaksınız. Eski olayları anlattıktan ve siz geçmişin sırrını çözdükten sonra başka olaylarıngeldiğiBakerCaddesi'ndekiodalardatekrarbuluşacağız.

II.KISIM

VANDALLAR

BİRİNCİBÖLÜM

ADAM1875 yılının dört Şubatı idi. Sert bir kış olmuş ve Gilmerton Dağları'nın dik vadileri karla

kaplanmış ancakkar lokomotifi demir yolunu açık tutmayı başarmıştı.Uzunkömürmadeni hattınıdemirişletmemerkezinebağlayanakşamtreniStagville'iVermissakasabasınabağlayanbayırıyavaşyavaş tırmanıyordu.Vermissakasabası,VermissaVadisi'ninkalbiydi.Yol,buradangeçerekaşağıdaBartonGeçidi'ne,Helmdale'evebirtarımbölgesiolanMerton'akadaruzanıyordu.Buyoltekyönlübirdemiryoluydufakatikiyanındakikömürvedemircevheriyüklükamyonlarıyla,AmerikaBirleşikDevletleri'ninbuenıssızköşesinevahşibirnüfusakınınıdaberaberindegetiriyordu.

Gerçektendeıssızdı.Burayagelenilköncülerbusularınaktığıçayırlarınarkadakikayalıklarlavekasvetliormanlakıyaslandığındadeğersizolabileceğinihayâledemezlerdi.Bukaranlıkvezorluklageçitverenormanınyukarısındaormanıveormandakiderinvadiyiçevreleyenkarvekayalarlakaplıdağlarvardı.Treninyaklaşmaktaolduğubölgeişteböylebiryerdi.

Enöndekikatarınveonunarkasındabulunanyirmiotuzkişininbindiğirömorktakiyağlambalarıhenüz yakılmıştı. Bunların çoğu aşağıdaki vadideki vardiyalarından dönen işçilerdi. İçlerindenyüzlerikararmış,ellerindefenerolanenazbirdüzinekadarımadenciydi.Gurupolarakoturmuş,biryandan sigara içiyorlar, bir yandan da arabanın öbür başında oturmuş üniforma ve rozetlerindenpolisolduklarıbelliolanikiadamabakarakalçakseslesohbetediyorlardı.Arabadabunlardanbaşkabirkaç işçi kadın, yerel dükkân sahibi olmalarımuhtemel iki yolcu, bir köşede ise genç bir adamvardı.Bizimilgilendiğimizadamdabudur.Onadikkatedin,zirabunadeğer.

Solukbenizli,ortayapılıbiradamdıveyaklaşıkotuzyaşlarındagörünüyordu.Büyük,kurnazamasempatikbakışlıgrigözleri ileçevresini inceliyordu.Sosyal,hatta insanlarlaarkadaşlıketmek içincan atan biri olduğu açıktı. Arkadaş canlısı tavırları, konuşkan yapısı ve sürekli gülümsemesiylehemen kendini belli ediyordu. Ama onu biraz yakından inceleyen biri ağzında ve dudaklarındakikasılmayı ve bu arkadaş canlısı sıcak tavırların arkasında çok daha farklı bir şeyler olduğunusezebilir; bu kahverengi saçlı İrlandalı da tanıştırıldığı insanlar üzerinde iyi veya kötü bir izlenimbırakabilirdi.

En yakınındaki madenciye verdiği selama ve yaptığı bir kaç samimi jeste ancak kısa ve kabacacevap alınca, kendi sıkıcı sessizliğine bürünüp pencereden önünden akmakta olan manzarayabakmaya başladı. Manzara pek de öyle iç açıcı değildi. Artan karanlıkla birlikte, dağlarıneteklerindeki ocaklardan çıkan kızıl alevleri görmek mümkündü. Kendilerini çevreleyen uzunbacaların ortasında iri cüruf yığınları yükseliyordu. Yol boyunca oraya buraya serpiştirilmiş gibiduranbirbiriyle iç içegeçmiş izbeevlerivepencerelerindensızan ışıklarıgörmekmümkündü.Bukasabanınsokaklarıpekdetekinolmayaninsanlarladoluydu.Vermissabölgesinindemirvekömürmadenleri zenginlere veya kültürlü insanlara göre bir yer değildi. Her tarafta kaba hayatmücadelesinin,kabaişçiliğinvebunlarıyapankabaişçilerinizlerivardı.

Genç yabancı bu kederli kasabayı bu tür bir manzaraya alışık olmadığı belli tiksinti dolu amainceleyen bakışlarla süzüyordu. Tren mola verdiğinde cebinden kenarına notlar alınmış bir kâğıtyığınıçıkardı.Sonraisebelindenisekimseninöylecanayakınbirinsandaolmasınıbeklemeyeceğibirşeyçıkardı.Belindençıkardığışeybirsilâh,enbüyüğündenbirdenizci tabancasıydı.Silâhıyançevirdiğinde tabancanın topundakimermiler ışıkta parlayarak silâhın dolu olduğunu belirtti. Silâhıhemenceketinincebindekigizliiçcebekoydu,amayandakibanktaoturanbirişçisilâhıgörmüştü.

"Selamahbap!"dediadam."Doluvehazırgörünüyorsun."

Gençadamutangaççagülümsedi.

"Evet,"dedi."Geldiğimyerdebazenonaihtiyaçduyarız."

"Orasıneresiolabilir?"

"EnsonChicago'daydım."

"Buralarayabancısınyani?"

"Evet."

"Buradadaonaihtiyacınolabilir,"dediişçi.

"Öylemi?"Gençadamilgilenmişgörünüyordu.

"Buradaolanlarhakkındahiçbirşeyduymadınmı?"

"Hayır,birşeyduymadım."

"Neden ise ülkenin bununla çalkalandığını sanıyordum. Neyse, yakında duyarsın. Seni burayagetirennedir?"

"İsteklibiradamiçinherzamanbirişvardır."

"YoksasendeİşçiBirliği'ndenmisin?"

"Kesinlikle."

"Ozamansanırımişbulursun.Hiçarkadaşınvarmı?"

"Henüzyok,amaedinmeşansınasahibim."

"Budanedemekşimdi?"

"KadimÖzgürAdamlarÖrgütününbirüyesiyim.Locasıolmayanbirkasabayokturve locaolanheryerdedekendimearkadaşbulabilirim."

İma yol arkadaşının üzerinde tuhaf bir etkiye sebep oldu. Arabadakilere şüpheyle bir göz attı.Madenciler hâlâ kendi aralarında konuşuyorlar, iki polis memuru ise kestiriyorlardı. Yerindenkalkarakgençyolcununyanınageldiveoturarakeliniuzattı.

"Burayakoy,"dediadam.

İkiadamarasındabirçeşittokalaşmagerçekleşti.

"Doğrusöylüyormuşsun.Amaeminolalım."

Sağelinisağkaşınakadarkaldırdı.Yolcuisesolelinisolkaşınakadarkaldırdı.

"Gecelertehlikelidir,"dediişçi.

"Evet,seyahatedenyolculariçin,"diyecevapverdiöteki.

"Buyeterli.BenKardeşScanlan,Loca341,VermissaVadisi.Burayagelmenesevindim."

"Teşekkürederim.BenKardeşJohnMcMurdo,Loca29,Chicago.VücutEfendisiJ.H.Scott.Amabirkardeşlebukadarçabuktanışabildiğimiçinşanslıyım."

"Buradabizlerdençokvar.ÖrgütBirleşikDevletlerinhiçbiryerindeburada,VermissaVadisi'ndeolduğu kadar gelişmemiştir. Ama senin gibi delikanlılara her zaman ihtiyaç vardır. Benimanlamadığım,İşçiBirliğininseningibiyetkinbiradamınasılolurdaChicago'daişbulamaz."

"Yapacaksürüyleişbuldum,"dediMcMurdo.

"Öyleysenedenayrıldın?"

McMurdobaşıylapolisleriişaretederekgülümsedi.

"Eminimoradakibaylardabunuduymaktanmemnunolurdu."

Scalananlayışlıbirşekildehomurdandı.

"Meselemivar?"diyesordufısıltıyla.

"Derinmevzu."

"Hapishaneişimi?"

"Vefazlası."

"Cinayetdeğil,değilmi?"

"Bunlarıkonuşmakiçinhenüzerken,"dediMcMurdosöylemesigerekendenfazlasınısöylemişbiradamın şaşkınlığıyla. "Chicago'dan ayrılmak için kendime göre geçerli nedenlerim var. Sanasöyleyebileceğimbukadar.Senbutürsorularsormakhakkınıkendindenasılgörüyorsun?"

Grigözleribirdentehlikelibiröfkeyleparladı.

"Tamam ahbap. Art niyetim yoktu. Her ne yapmış olursan ol, çocuklar seni yargılamayacaktır.Şimdikidurağınneresi?"

"Vermissa."

"Buhattakiüçüncüdurak.Neredekalıyorsun?"

McMurdobirzarfçıkararakloşışığadoğrututtu.

"BuradaJacobShafter'ınadresivar.SheridanCaddesi.BanaChicago'dantanıdığımbirinintavsiyeettiğibirpansiyonvarorada."

"Şey, orayı bilmiyorum.Ama zatenVermissa benim alanımın dışında. BenHobsonKasabası'ndayaşıyorum. Zaten gelmek üzereyiz. Ama ayrılmadan önce sana bir tavsiyede bulunmak istiyorum.Eğer Vermissa da başın derde girerse doğrudan doğruya Birlik Evi'ne git ve Şef McGinty'e git.VermissaLocasınınVücutEfendisi'dirvebubölgedeSiyahJackMcGinty'nin istemediğihiçbirşeyolamaz.Neyseahbap.Belkioakşamlardanbirindelocadatekrarkarşılaşırız.Amasözümekulakver;başınderdegirerseŞefMcGinty'egit."

ScalanaraçtanindiveMcMurdobirkezdahadüşünceleriylebaşbaşakaldı.Şimdiartıkhavaiyicekararmış ve ocaklardan çıkan alevlerin kızıllığı daha da belirginleşmişti. Alevlerin ışığı eğilen,kalkanvedönenkaranlıkgölgelerevuruyordu.

"SanırımCehennemböylebiryerolmalı,"dedibirses.

McMurdo döndüğünde polislerden birinin oturduğu yerde doğrulmuş hâlde alevleri izlediğinigördü.

"İşte tam da bu yüzden," dedi öteki polismemuru, "Cehennemin tam da böyle bir yer olduğunudüşünüyorum. Eğer aşağıda daha kötü ve adını bilemediğiniz şeytanlar varsa, bu beklediğiminötesindebirşeyolur.Sanırımsenbubölgedeyenisin,gençadam?"

"Yeniysemneolmuş?"diyeaksibirseslecevapverdiMcMurdo.

"Sadece şu bayım; size arkadaşlarınızı seçerken dikkat etmenizi öneririm. Ben sizin yerinizdeolsamarkadaşedinmeyeMikeScanlanveyaonunçetesiylebaşlamazdım."

"Benim arkadaşlarımın kim olduğu sizi neden ilgilendiriyor ki?" diye dövercesine ve araçtakiherkesindönüponlarabakmasınasebepolanbirseslesorduMcMurdo."Sizinfikrinizisordummu?Tavsiyeyeihtiyacıolanbirçaylakgibimiduruyorum?Sizesorusoruluncacevapverirsiniz.Benimsormamıiseçokbeklersiniz."

Yüzünüpolisleredoğruçevirerekkafasınıhafifçekaldırdıvehırlayanbirköpekgibigülümsedi.

Bu iyi niyetli iki polis memuru arkadaşça yaklaşımlarının reddedildiği bu sert çıkış karşısındaşaşırdılar.

"Alınmayabancı,"dedibiri."Buuyarıseniniyiliğiniçindi.Buradayeniveyalnızbaşınaolduğuniçinseniuyarmakihtiyacıhissettik."

"Buyerinyabancısıolabilirimamasizin türünüzünyabancısıdeğilim,"diyekarşılıkverdiöfkelibir sesle. "Sanırım siz her yerde aynısınız. İnsanlara size sorulmadan tavsiye vermeye pekmeraklısınız."

"Belkideçokyakındabizdeseninneolduğunugörürüz,"dedimemurlardanbirisırıtarak."Eğerbenbuişibiliyorsam,senhiçdesıradanbirideğilsin."

"Bendeaynışeyidüşünüyordum,"diyerekarkadaşınıonayladıötekimemur."Banasizinle tekrarkarşılaşacağızgibigeliyor."

"Sizden korkmuyorum. Sakın sizden korktuğumu sanmayın," dedi âdeta bağırarak McMurdo."Benim adım Jack McMurdo-gördünüz mü? Eğer isterseniz beni Vermissa da Jacob Shafter'ınSheridanCaddesi'ndekiyerindebulabilirsiniz.Sizdensaklanıyormuyum,ha?Geceveyagündüzhiçfarketmez,yüzünüzeçekinmedenbakabilirim.Bukonudahiçşüphenizolmasın."

Yenigelenadamınbucesurtavrımadencilerarasındaanlayışvehayranlıkdolubirmırıldanmayaneden olurken, iki polis memuru omuz silkerek kendi aralarında başka bir konuda konuşmayabaşladılar. Birkaç dakika sonra tren zayıf bir ışıkla aydınlanan bir istasyona geldi. Vermissa yolüzerindeki en büyük kasabaydı.Madencilerden biri konuşmak için yanına yaklaştığındaMcMurdoelindederiseyahatçantası,trendeninmeküzereydi.

"Hey ahbap, polislerle nasıl konuşulacağını iyi biliyorsun," dedi korkuvehayranlık karışımı birsesle. "Buna sevindim. İzin ver de hem sana yolu göstereyim hem de çantanı taşıyayım. ZatenShafter'ınyerideyolumunüzerinde."

Buaradamadencilerkorohâlindedostçabir şekilde"İyiakşamlar,"diyerekyanlarındangeçtiler.

McMurdokalabalıknüfusunVermissa'nınayrılmazbirparçasıolduğunugörüyordu.Bölgedezatenbiranarşihavasıvardıamakasabadakidurumdahadakötüydü.Vadiboyuncaenazındaninsanıngüçve yaratıcılığının sonucu olarak ortaya çıkmış sanayi gelişiminin parçası olan kızgın alevleringörkemivetütendumanbulutlarıvardı.Kasabadaiseenkötüsündenbirçirkinlikvebayağılıkvardı.Geniş caddedeki trafik, karın çamurlaşarak balçığa dönmüş olması sebebiyle zorlukla ilerliyordu.Kaldırımlarisedarveyetersizdi.Sokaklambalarınınışığındabirbiriardısıradizilmişahşapevlerinnekadarkirlivebakımsızolduğudahadaiyigörülüyordu.Kasabanınmerkeziiseiyiaydınlatılmışmağazalar, daha da aydınlatılmış likör salonları ve kumarhaneler ile çok daha aydınlıktı. İşçilerzorluklakazandıklarıancakoldukçayüksekbirücretiişteböyleharcıyorlardı.

"BurasıBirlikEvi,"dedirehber.Neredeysebirotelkadargösterişlibirbinayıgösteriyordu."JackMcGinty,yaniŞeforada."

"Nasılbiridir?"diyesorduMcMurdo.

"Ne!Şef'tenbahsedildiğinihiçduymadınmı?

"Buralarayenigeldiğimibiliyorsun.Nasılduyabilirdimki?"

"Şey,benonunbütünBirlikçevrelerindetanındığınısanıyordum.Gazetelerdeepeyhaberçıkmıştı."

"Nedengazetelereçıktıki?"

"Şey"–madencisesinialçalttı-"olaylaryüzünden."

"Neolayı?"

"AhTanrım,alınmaamagerçektençokgaripbirisin.Vandallarınçıkardığıolaylartabiki.BuradakiherşeyinarkasındaVandallarınolduğunaeminolabilirsin."

"SanırımChicago'da ikenonlarhakkındabirşeylerbirşeylerokumuştum.Birçeşitkatilgurubu,öyledeğilmi?"

"Tanrıaşkınasessizolbeadam!"diyetelaşlauyardımadencihayretlegençadamabakarak."Sokakortasındaböylekonuşmayadevamedersen,buralardafazlayaşamazsınahbap.Bundançokdahaazıiçinbileöldürülenleroldu."

"Herneyse,onlarhakkındabütünbildiklerim,okuduklarımdanibaret."

"O zaman sana okuduklarının gerçekler olmadığını söylemeliyim," dedi madenci endişeyle. Biryandan da sanki bir şeylerden korkuyormuş gibi etrafını kontrol ediyordu. "Benim sana tavsiyemyabancı, cinayet ve Jack McGinty'nin adını birlikte anmamandır, çünkü her fısıltı mutlaka onunkulağınaulaşır.Odakendisinirahatsızedenbirşeyolursagereğiniyapmaktanaslaçekinmez.Neyse,aradığınevburası,caddeninarkasındaolan.Orayı ihtiyarJackShafter işletir.Bukasabadayaşayanherkeskadardürüstbiridir."

"Teşekkür ederim," dedi McMurdo yeni tanıştığı adamla el sıkışırken. Sonra da çantasını elinealarak eve giden patikaya saptı. Kapıyı çaldığında onu karşılayanın hiç de beklediği türden biriolmadığınıgördü.

Kapıyıaçangençvedikkatçekicigüzelliktebirkadındı.İsveçli'ydi.Kadınsarıaçıkrenklisaçlarıvebembeyaz yüzüyle tezat oluşturan koyu gözleri ile şaşkınlık ve sevimli bir utangaçlıkla yabancıyadikkatlebakarkenyüzühafifçekızardı.ArkadangirişesızanışıktakadınMcMurdo'yadahaöncehiç

görmediğikadargüzelgeldi.Kendileriniçevreleyenpisvekasvetliortamdakadınonadahadaçekicigörünüyordu.Maden cürufları içerisinde büyüyen bir menekşe bile onu bu kadar şaşırtamazdı. Okadar etkilenmişti ise tek söz söylemedenkadınaöylecebakakaldı.Sonunda sessizliğibozankadınoldu.

"Sanırımbabamiçingeldiğiniz.Onugörmeyegeldiniz,değilmi?"diyesordutatlıİsveçaksanıyla."Kasabamerkezinegitti.Herandönebilir."

McMurdo,kadınbakışlarındanrahatsızolupgözlerinikaçıranakadaronabakmayadevametti.

"Önemli değil, hanımefendi," dedi sonunda; "Onu acil görmemi gerektiren bir şey yok. Aslınabakarsanız,konaklayacakbiryergerekiyorduvebanadasizitavsiyeettiler.Benimiçinuygunbiryerolabileceğinidüşünmüştüm.Şimdiisebundaneminim."

"Çabukkararveriyorsunuz,"dedikadıngülümseyerek.

"Körbiradambilebukadarınıgörebilirdi,"diyecevapverdiadam.

Kadınbukomplimanagülerekkarşılıkverdi.

"İçeri buyurun bayım," dedi kadın. "Ben Bayan Ettie Shafter'ım, Bay Shafter'ın kızı. Annemöldüğünden dolayı evi ben yönetiyorum. Babam gelinceye kadar ön odadaki şöminenin yanındaoturupbekleyebilirsiniz.Ah,iştegeldibile;sizaranızdakonuşuphalledersiniz."

Şişmanbiradamiçerigirdi.McMurdoherşeyibirkaçkelimeyleözetledi.OnaadresiChicago'daMurphyadlıbirivermişti.Odabuadresibaşkasındanalmıştı.Shafterşartlarısöylediğindeyabancıitirazetmedenkabuletti.Bellikiparasıvardı.Haftalıkonikidolarıpeşinödeyecek,karşılığındadaodaveyemekalacaktı.BöyleceadalettenkaçarakShafterlar'ınevinesığınanMcMurdoiçinonuuzakbirdiyardakikaranlıkolaylarakadarsürükleyecekyolculuğunilkadımatılmıştı.

İKİNCİBÖLÜM

VÜCUTLARINEFENDİSİMcMurdo,çabukdikkatçekenbiriydi.Hernereyegitse,çevresincehementanınıyordu.Birhaftada

Shafter'inenönemlikişisihâlinegelivermişti.Pansiyondakonaklayanon-onikikadarkişivardıamadürüst ustabaşılar ve çeşitlimağazalarda çalışan tezgâhtarlardı ve bu İrlandalı'dan çok farklıydılar.Bir arayageldikleri akşamlarda fıkrası en komik, sohbeti en ilginç, şarkısı en iyi olanhepO'ydu.Ondaâdetaşeytantüyüvardı.İnsanlarınsempatisinikazanmaktahiçzorlukçekmiyordu.Ancakonutanıyanların kendisine saygı duymasına ve hatta korkmasına yol açan, kendisini getiren katardaolduğugibianiöfkepatlamalarınanedenolanvesıkçaortayaçıkansinirlibiryanıdavardı.Asiliğive kural tanımazlığı ise yasal düzeni korumakla görevli olanları ve bazı pansiyon arkadaşlarınırahatsızediyor,bazıinsanlarınisehoşunagidiyordu.

Evinkızınaolanilgisiniveondanhoşlandığınıdahailkbaştanbellietmişti.Çekingenbirideğildi.Gelişinindahaikincigünüonusevdiğinisöylemiş,ondansonradakızonunhevesinikırmakiçinneyaparsayapsınonusevdiğinitekrartekrarsöylemektenhiçvazgeçmemişti.

"Başkasını sevemem!" diyordu ağlamaklı bir sesle. "Başkasını sevemem! İzin ver seni seveyim!Başkasınıseverekhayatımınaşkınıunutmamınasıl istersin?İstediğinkadar 'Hayır'diyebilirsinEtti,ama'Evet'diyeceğingündegelecekvebendeogünübekleyebilecekkadargencim."

İçten konuşmaları ve hoş davranışlarıyla karşı konulmaz bir talipti. Ayrıca bir kadının ilgisiniçekecekvekendisinisevdirecekkadardeneyimvesırdoluydu.BiryandanMonaghanbölgesinintatlıvadilerinden, uzaktaki güzel adalardan, yeşil çayırlardan ve karlı dağlardan; bir yandan daKuzeyDetroit'in şehirlerinden,MichiganBuffalo'dakioduncukamplarındanvesonradakendisinindebirsüreçalıştığıChicago'dakikerestefabrikasındanbahsedebiliyordu.Sonraobüyükşehirdebirşeylerolmuşveondabirromantizmduygusuortayaçıkmıştı.Buduyguokadargaripveanlaşılmazdıisekelimelerle ifadeetmekçokzordu.Sonundaolaylaronubirdeneskibağlarıkoparmayaveyabancıbirdünyayagitmeyeitmiş,yaşadıklarıiseonubukasvetlivadiyegetirmişti.Etteisebütünbuhikâyeyikoyugözlerindesonradansevgiyedönüşenbiracımaveanlayışladinlemişti.

McMurdoiyieğitimlibiriolduğundanmuhasebeciolarakiyibirişbulmuştu.İşgeçiciydiamayinedegününçoğunualıyordu.BusebepleKadimÖzgürAdamlarÖrgütününLocasınagiderekkendinitakdimetmeyefırsatbulamamıştı.Buihmalionagelirken trende tanıştığıMikeScanlanadlıüyeninyaptığı bir ziyaretle hatırlatıldı. Scanlan, küçük, sert yüz hatları olan kara gözlü bir adamdı veMcMurdo'yu bir kez daha görüyor olmaktan memnun gibiydi. Bir iki duble viskiden sonraziyaretininsebebiniaçıkladı.

"Adresini hatırlıyordum ve buraya gelme cüretini gösterdim. Kendini vücut efendisine takdimetmemeneşaşırdım.ŞefMcGinty'ihenüzgörmemişolmanınsebebine?"

"Şey,işbulmamgerekiyordu.Sonradavaktimolmadı."

"Hiçbirşeyiçinbulamasandaonugörmekiçinvakitbulmalısın.BurayageldiğingibiBirlikEvinegidip adını yazdırmadığına göre çıldırmış olmalısın. O'nu kızdırmasan iyi olur-kızdırmamalısın-hepsibu!"

"McMurdoşaşırmışgörünüyordu.

"İkiyıldanuzunsüredirLoca'nınüyesiyimScanlan,amayükümlülüklerinbukadarkatıolduğunu

hiçduymadım."

"BelkiChicago'dafarklıdır."

"Haydiama,buradakideaynıtopluluk."

"Öylemi?"Scanlanonuuzunveimalıbirbakışlasüzdü.

"Öyledeğilmi?"

"Bunubanabiraysonrasöylersin.Bentrendenindiktensonrapolislerlebirazsohbetetmişsin."

"Bununeredenbiliyorsun?"

"Burada-iyiveyakötü-herşeyduyulur."

"Evet,oavköpeklerinehaklarındanedüşündüğümüsöyledim."

"Tanrım,tamMcGinty'görebirisin,senisevecek."

"Ne,odamıpolistennefretediyoryoksa?"

Scanlanbirdenbirkahkahapatlattı.

"Gitveonugörahbap,"dedigitmekiçinkalkarken.

Tesadüftür ise o akşamMcMurdo'ya locaya gitmesi yönünde etki eden bir başka ziyaretçi dahageldi.YasonzamanlardaEttie'yeolanilgisinidahabelliettiğindenyadaevsahibidurumuancakfarkettiğindensonundaadamMcMurdo'nunodasınageldivedoğrudankonuyagirdi.

"GördüğümkadarıylaEtte'yeasılıyorsunuzbayım.Nedersiniz,yanılıyormuyum?"

"Evet,öyle,"diyecevapverdigençadam.

"Sananhemensöylemeliyim isebu tavrınlabir sonuçalamazsın.Ona sendenönce talipolanbirivar."

"Banasöylediki."

"Ozamandoğrusöylediğineinanabilirsin!Peki,kimolduğunusöyledimi?"

"Hayır;sordumamakimolduğunusöylemeyeceğinibelirtti."

"Söylemeyeçekinmiştir.Yadabelkidesenikorkutmakistememiştir."

"Korkutmak!"McMurdobirdensinirlenmişti.

"Ah,evetdostum!Ondankorktuğuniçinutanmanagerekyok.OnunadıTedyBaldwin."

"TeddyBaldwindekim?"

"Vandallar'ınşeflerindenbiri."

"Vandallar!" Onlardan bahsedildiğini duymuştum. Vandallar orada, Vandallar burada, her yerdekonuşuluyor.Nedenbukadarkorkuyorsunuz?Vandallardakim?"

Evsahibi bu korkunç guruptan bahseden herkesin yaptığı gibi gayri ihtiyari olarak hemen sesini

alçalttı.

"Vandallar,KadimÖzgürAdamlarÖrgütününtakendisidir."diyecevapverdi.

Gençadamirkildi.

"Neden,bendeKadimÖzgürAdamlarÖrgütününbirüyesiyim."

"Sen!Eğerbunubilseydinhaftadayüzdolarödesenbilesenievimeaslaalmazdım."

"Örgütleilgiliyanlışolannevarki?Yardımlaşmavedostlukiçin.Kurallarıböyle."

"Belkibaşkayerlerdeöyle,amaburadadeğil."

McMurdoşüphecibirkahkahaattı.

"Bunuispatlayabilirmisin?"

"İspatlamak! Bunun delili olan elli katil ortalarda dolaşıyor.Milman veVan Shorts'a, NicholsonailesineveyaihtiyarBayHyam'anedemeli,yadaküçükBillyJames'e.Diğerlerinihiçsaymıyorumbile.İspatmış!Buvadidebunubilmeyenbirkadınveyaadamvarmıdıracaba?"

"Anlıyorum!" dediMcMurdo içtenlikle. "Bana burada söylediklerini geri almanı ve ispat etmeniistiyorum.Buodadançıkmadanyabiriniyadaötekiniyapmalısın.Kendinibenimyerimekoy.Benbukasabada yabancıyım. İyi amaçları olduğunu bildiğim bir organizasyona üyeyim. BirleşikDevletler'inheryerineyayılmışamamasumbirorganizasyon.Şimdibenonlaragüvenirkensenbanaonların'Vandallar'adlıbirkatilgurubuylaaynıolduğunusöylüyorsun.Sanırımbanayabirözüryadabiraçıklamaborçlusunuz,BayShafter."

"Sizesadecebunubütündünyanınbildiğinisöyleyebilirim,bayım.Birininşefiötekinindeşefidir.Birinikızdırırsan,ötekigelirseninicabınabakar.Bizbunuçokgördük."

"Bunlarsadecededikodu!Kanıtistiyorum!"dediMcMurdo.

"Eğer burada yeteri kadar uzun süre kalırsan, ispatını da görürsün. Ama seninde onlardan biriolduğunu unutmamak lazım. Yakında sende diğerleri kadar kötü olacaksın. Kalacak başka bir yerbulmalısınız bayım. Burada daha fazla kalmanıza izin veremem. Onlardan biri zaten başımda veEttieme asılıyorken, bir diğerinin de kiracım olmasına nasıl izin verebilirim? Aslında evet, bugecedensonraburadakalmanızıistemiyorum!"

McMurdokendisinihemrahatodasındanhemdesevdiğikızdanuzaklaştırılmışbuldu.Aynıakşamoturmaodasınageçtiğindeonuntekbaşınaolduğunugördüvemeselesinionunlapaylaştı.

"Babanın bana bir ders vermek istediği belli. Eğer söz konusu sadece oda olsaydı, umurumdaolmazdı.Ama gerçek şu ki Ettie, buraya taşınalı henüz bir hafta olmasına rağmen sen benim içinnefesalmakkadarönemlihâlegeldin.Sensizyaşayamam."

"HaydiamaBay.McMurdo!Böylekonuşmayın!"dedikız."Sizebununiçinartıkçokgeçolduğunusöylemedimmi?Başkabirisi varve eğerona evlenme sözüvermemişolsaydım,o zamanbaşkasıolabilirdi."

"BenimilkolduğumufarzetEttie,birşansımolurmuydu?

Kızyüzünüellerininarasınaaldı.

"SeninilkolmuşolmanıdilerdimTanrı'dan,"diyehıçkırarakcevapverdikız.

McMurdokızınönündebirdendizlerininüzerineçöktü.

"Tanrı aşkına Ettie, o zaman öyle olduğunu farz et!" diye bağırdı. "Bu söz yüzünden hem kendihayatınıhemdebenimkinimimahvedeceksin?Kalbinin sesinidinleEttie!Bırak sanaverdiğin sözdeğilkalbinyolgöstersin."

Ettie'ninelleriniavuçlarıarasınaalaraksımsıkıtuttu.

"Benimlebirlikteolacağınısöyle.Bununlabirlikteyüzleşelim."

"Buradamı?"

"Evet,burada."

"Hayır, hayır Jack!" Kollarını adamın boynuna dolamıştı. "Burada olmaz. Beni buradan götürürmüsün?"

BiranMcMurdo'nunyüzhatlarıkararsızlıklaçarpıldı,birdakikasonraisegranitgibiifadesizvesertbirşekilaldı.

"Hayır,burada,"dedi."SeninherkestenkoruyacağımEttie,buradaşimdiolduğumuzyerde."

"Nedenbirliktegitmiyoruzki?"

"HayırEttie,buradanayrılamam."

"Amaneden?"

"Eğer kaçacakolursam,bir daha asla başımıkaldıramam.Ayrıcakorkacaknevar ki?Özgür birülkedeyaşayanözgür insanlardeğilmiyiz?Eğerbizbirbirimizi seviyorsak,aramızakimgirebilirki?"

"BilmiyorsunJack.Burayadahayenigeldin.Baldwin'itanımıyorsun.McGinty'iveonVandallarınıdaöyle."

"Hayır, onları bilmiyorum, ama onlardan korkmuyorum da!" dedi McMurdo. "Sert adamlarlabirlikteyaşadımhayatım.Amabenonlardanhiçkorkmadım,tersinesonundakorkulanbenoldum-herzamanEttie.Haydiama,suratasma!Eğerbuadamlarbabanındediğigibivadidesuçüstünesuçişledilerseveeğerherkesdeonlarınkimolduğunuve isimlerinibiliyorsanasıloluyordahiçbiriadaletönüneçıkmıyor?Bunacevapverbakalım,Ettie!"

"Çünkü hiç kimse onlar aleyhinde şahitlik yapamıyor. Eğer biri onlar aleyhine tanıklık yapmayakalkarsabiraybileyaşayamaz.Ayrıcasuçişlediğizamansuçlananadamınolayyerindençokuzaktaolduğuna dair daima tanıklık edecek birileri oluyor. Bunları duymuş olmalısın Jack! BirleşikDevletler'dekihergazeteyazdıbunları."

"Evet, bu konuda bir şeyler okumuştum ama uydurma şeyler olduklarını düşünmüştüm.Belki deyaptıklarınınbirsebebivardır.Belkidemağdurolmuşlarveoşekildedavranmalarıgerekmiştir."

"OhJack,buşekildekonuştuğunuduymakistemiyorum!Odaaynısınısöylüyor–o!"

"Baldwinmi?Odamıböylesöylüyor?"

"Evetvebendebuyüzdenondantiksiniyorum.Ah,Jack,artıksanagerçeğisöyleyebilirim.Ondanbütünkalbimletiksiniyorum;amaaynızamandadakorkuyorum.Kendimiçinkorkuyorumamaonunda ötesinde babam için korkuyorum. Eğer hissettiklerimi ona söyleyecek olursam bunun acısınıçıkaracağınıbiliyorum.Onadabuyüzdenyarımbirsözverdim.Aslındabubizimtekumudumuzdu.Amaeğerbenidinlervebenimleburadanayrılmayıkabuledersen,babamıdaalırburadanuzaklara,bukötüadamlarınerişemeyeceğibiryeregidervesonsuzakadaroradayaşarız."

McMurdo'nunyüzündentekrarbirkararsızlıkgeçti,sonratekrarogranitifadesinebüründü.

"Sana hiçbir zarar gelmeyecek Ettie, ne sana ne de babana hiçbir zarar gelmeyecek. O kötüadamlaragelince,benimdeenazonlarkadarkötüolabileceğimigöreceksin."

"Hayır,hayırJack.Bunainanmıyorum."

McMurdoalaycıbirşekildegüldü.

"Ahbitanem,beninekadardaaztanıyorsun!Hayatım,seninomasumruhunbenimkindenneleringeçtiğinitahminbileedemez.Aha,birziyaretçimizvar.Bakalımkimmiş."

Birdenkapıaçıldıveiçeriye–kabadayıedasıyla-gençbiradamgirdi.McMurdoileaynıyaştavegörünüşte,yakışıklıvecesurbiradamdı.Genişkenarlısiyahbirşapkanınaltındayakışıklıbiryüz,ateşsaçanotoritergözleriyleocağınbaşındaoturançiftevahşicebakıyordu.

Ettie,şaşkınlıkvetelaşlaayağakalktı.

"SizigördüğümesevindimBayBaldwin,"dedikız."Tahminimdenerkengeldiniz.Gelinoturun."

BaldwinisehiçkıpırdamadanellerikalçasındaMcMurdo'yabakıyordu.

"Bukim?"diyekababiredaylasordu.

"Benim bir arkadaşım, Bay Baldwin-yeni kiracımız. Bay McMurdo, sizi Bay Baldwin iletanıştırabilirmiyim?"

İkigençbirbirlerinitersçeselamladılar.

"SanırımBayanEttie,sizeilişkimizdenbahsetmiştir?"

"Aranızdanetürbirilişkiolduğunuanlayamadım."

"Bahsetmedin mi? Neyse, artık anlamışsınızdır. Size bu hanımın bana ait olduğunu söyleyeyim.Bencedışarıdabiryürüyüşyapmakiçingüzelbirhava,çıkıpdolaşmanızıtavsiyeederim."

"Teşekkürederim,amayürüyüşhavasındadeğilim."

"Değil misin?" Adamın vahşi gözleri öfkeyle parlıyordu. "Belki de kavga havasındasındır BayPansiyoner?"

"Kesinlikleöyle,"diyecevapverdiJackdişlerinisıkarak."Dahasıcakbircümleedemezdin."

KorkanEttie, "Tanrı aşkına Jack! Tanrı aşkına!" diye yalvarırcasına bağırıyordu. "Oh Jack, Jacksanabirkötülükyapacak!"

"OoadınJackdemek.Öylemi?"diyeâdetaküfüredercesinesorduBaldwin."Dahaşimdidenha?"

"OhTed,birazanlayışlıol–kibarol!BenimiçinTed,eğerbenisevseydiniyikâlplivebağışlayıcıolurdun!"

"Ettie,biziyalnızbıraksaydın,bizbuişihalledebilirdiksanırım,"dediMcMurdoyavaşça."BeklideBay Baldwin, benimle sokakta hesaplaşmak istersiniz. Güzel bir akşam ve yandaki bloklarınarkasındaaçıkbiralanvar."

"Ellerimikirletmemebilegerekolmadanseninicabınabakabilirim,"dedidüşmanı.

"Nedenşimdiyapmıyorsun?"diyebağırdıMcMurdo.

"Ben kendi zamanımı kendim seçerim bayım. Zamanı bana bırakın. Buraya bak!" Birdengömleğininkolunudirseğinekadarsıvadıvekolunadağlanmışgibiduranözelbirsembolügösterdi.İçindehaçolanbirdaireydi."Bununanlamınıbiliyormusun?"

"Bilmiyorumveumursamıyorumda."

"Öğreneceksin. Buna söz veriyorum. Fazla yaşlanmayacağına da. Belki de Bayan Ettie, sana bukonudabirşeyleranlatabilir.SanagelinceEttie,dizlerininüzerindebanagerigeleceksin.Duydunmukız? Dizlerinin üzerinde! O zaman ben de sana cezanı söyleyeceğim. Bunu sen istedin –ve Tanrışahidim olsun ise bunun bedelini ödediğini göreceğim!" İkisine de öfkeyle baktı, sonra datopuklarınınüzerindedöndüvekapıyıçarparakdışarıçıktı.

Birsüreikisidehiçbirşeysöylemedi.SonraEttieMcmurdo'yasarıldı.

"OhJack,nekadardacesursun!Fakatfaydasıyok–kaçmalısın!BugeceJack!Bugece!Bubizimtekşansımız.Yoksaseniöldürecek.Bunuokorkunçgözlerindegördüm.ArkalarındaŞefMcGintyveLocanınbütündesteğivarkenbirdüzineadamakarşıneyapabilirsin?"

McMurdokendisinikızınkollarındankurtardı,kızıöptüvenazikçesandalyeyeoturttu.

"Ahacushlal, ah!Benidüşünmevebenim içinendişelenme.Bende 'ÖzgürAdamlar'danbiriyim.Bunubabanadasöyledim.Belkibendeonlardandahaiyideğilim,oyüzdenbeniaziz[8]sanma.Belkibunlarısöylediğimiçinşimdibendendenefretediyorsun."

"SendennefretetmekmiJack?Hayatımınsonaereceğinibilsembilebunuyapamam.KadimÖrgüteüyeolmanınbaşkayerlerdeburadakigibikötübir şeyolmadığınıduydum.Buyüzdennedenseninhakkındakötü şeylerdüşüneyimki?AmasendeLoca'nınbirüyesiolduğunagöre,nedengidip şuMcGintydenilenadamlaarkadaşolmayaçalışmıyorsun?AmaaceleetJack!Aceleet!Biranöncebuişihalletyoksaavköpekleripeşinedüşecek."

"Bendeaynı şeyidüşünüyordum,"dediMcMurdo. "Hemengidipbu işihalledeceğim.Babanabugeceburadakalacağımıamayarıngidipbaşkabiryerbakacağımısöylersin."

McGinty'ninbarı,kasabanınsertadamlarınınengözdemekânıydıveherzamankigibikalabalıktı.McGinty neşeli ve dost canlısı tavırlarıyla oldukça popüler olsa da gerçekte bu tavırları arkasındabirçokşeyingizlendiğibirmaskedenbaşkabir şeydeğildi.Fakatbarıdolduransadecepopülerliğideğilkasabayıveonundaötesindeellikilometrelikvadiyiveonun iki tarafındauzanandağlarıdaiçinealanbiralanayayılmışkorkuydu.Hiçkimseonuniyiniyetinealdırmazlıkedemezdi.

Acımasızca sergilediği gücü bir yana, aynı zamanda da bir kamu görevlisiydi. Desteklerininkarşılığınıalacaklarına inanangangsterlercebelediyemeclisiüyesiüyeliğineseçilmişti.Harçlarve

vergilerçokyüksektiancakkamuhizmetiçokkötüihmalediliyor,belediyehesaplarıiserüşvetyiyenmüfettişlerce denetleniyordu.Masumvatandaşlar bu kamuharacını zorla ödüyor, başlarına bir şeygelmesinden korktukları için de bir şey yapamıyorlardı. McGinty gerçek anlamda bir suçimparatorluğukurmuştu.

McMurdo,oyunsalonununsallanırkapısınıiterekaçtıveyoğunbirsigaraveterkokusununhâkimolduğusalonagirdi.Saloniyiaydınlatılmıştı.Bütünduvarlardaisebüyükaynalarisesalonadahabirderinlik katıyordu. Bardaki birkaç barmen, barın önündeki sıralara oturmuş müşterilere içkiyetiştirmeyeçalışıyor,ünlüMcGintyisebarındiğerköşesindeağzınınkenarındasigarasıiletezgâhayaslanmışbirşekildesalondakileri inceliyordu.Uzunboyluveyapılıbiradamdı.Uzuncabirsakalıve gömleğinin yakalarına kadar inen uzun saçları vardı. Cildi bir İtalyan'ınki gibi esmerdi. Kısıkgözleriisekoyusiyahtıveonasinsibirgörünümveriyordu.Onugörenbiritavırlarınabakarakonunaçıksözlülüğüneveiçtentavırlarınakanabilirdi.Ancakhernekadardürüstvedostcanlısıbirinsangibigörünsedegerçektebuyüzünarkasınabirşeytangizlenmişti

McMurdoadamıdikkatle inceledi.Çevresindeonunenufakbirespirisinebilegülenyaltakçıbirkalabalık vardı. McMurdo bu kalabalığı dirseğiyle iterek kendisine yol açtıktan sonra bu güçlüpatronun yanına geldi. Genç yabancının gri gözleri, gözlüklerinin arkasından cesur bakışlarlakendisinedönmüşölümcülsiyahgözlerebakıyordu.

"Tanıştığımızısanmıyorumgençadam."

"BenburadayeniyimMcGinty."

"Birbeyefendiyeuygunşekildehitapedemeyecekkadardayenideğilsinizherhâlde."

"BayMcGintybelediyemeclisiüyesidir,delikanlı,"diyebağırdıkalabalığınarasındanbiri.

"Affedersiniz Sayın Encümen üyesi, bu yerin kurallarına yabancıyım. Ama bana sizi görmemitavsiyeettiler."

"Ee,benigörüyorsunuzişte.Karşınızdayım.Benimhakkımdanedüşünüyorsunuz?"

"Bir şey söylemek içinhenüzerken.Amakalbinizde cüssenizkadarbüyük, ruhunuzdayüzünüzkadargüzelse,nediyebilirimki,"dediMcMurdo.

"Oo, bakıyorum da bir İrlandalı'nın diline sahipsiniz," dedi salon sahibi. Bu cüretkâr yabancıyaşakaylamı karşılık vermeliydi, yoksa sert bir şekilde haddini bildirmelimiydi karar verememişti."Yanibeniyargılayabilecekkapasitedesiniz,öylemi?"

"Kesinlikle,"dediMcMurdo.

"Sizebenigörmenizikimsöyledi?"

"KardeşScanlan,Vermissa'daki341.Locayakayıtlı.Sizinve tanıdıklarınızınsağlığına içiyorum,meclisüyesi."Dahaöncedenalmışolduğubardağıdudaklarınagötürürkenküçükparmağınıkaldırdıveiçkiyiiçti.

OnuseyredenMcGintykaşlarınıkaldırdı.

"Ah,demeköyle,"dedi."SizidahayakındantanımakistiyorumBay?"

"McMurdo."

"BirazdahayakınagelinBayMcMurdo.Bizburalardanekimseyegüveniriz,nedebizesöylenenherşeyeinanırız.Birdakikalığınaburaya,barınarkasınagelin."

Fıçıların arasından geçerek küçük bir odaya geldiler.McGinty, kapıyı dikkatle kapattıktan sonrafıçılardanbirininüzerineoturdu.Biryandandüşüncelibirşekildepurosunu ısırıyor,biryandandameraklıgözlerlebuyabancıyıinceliyordu.Birkaçdakikahiçbirşeysöylemedenoturdu.

McMurdo ise bir eli cebinde, adamın kendisini incelemeyi bitirmesini bekliyordu. Eliylekahverengi bıyığını sıvazlıyor, rahat bir tavır sergiliyordu.McGinty birden elini beline attı ve birsilâhçıkardı.

"Görüyormusun,bubenimjokerim;eğerbizimleoyunoynamayakalkıştıysan,hemenitirafetmeniöneririm."

"Loca'nın bir Efendisi için aralarına yeni gelmiş bir kardeşe bu şekilde 'hoş geldin' demekgerçektenbirazgaripolmuyormu?"diyesorduMcMurdosoğukkanlıbiredayla.

"Evet ama önce bunu ispatlamalısın," dediMcGinty. "Ve eğer yalan söylüyorsan, o zamanTanrıyardımcınolsun.HangiLocayakayıtlısın?"

"Loca29,Chicago."

"Nezaman?"

"24Haziran1872."

"VücutEfendisi?"

"JamesH.Scott."

"Bölgeyöneticin?"

"BartholomewWilson"

"Hmm!Bukadartestyeterli.Buradaneyapıyorsunuz?""

"Çalışıyorum,sizingibi.Amatabibenimkisidahagösterişsizbiriş."

"Hızlıcevapveriyorsunuz."

"Benkonuşmalarımdahephızlıyımdır."

"Harekettedehızlımısın?"

"Beniiyitanıyanlar,hızlıolduğumusöyler."

"Senisandığındandaerkendeneyebiliriz.Loca'nınburadakifaaliyetleriyleilgilihiçbilginvarmı?"

"Biradamınkardeşkabuledilebilmesiiçinöncebunalayıkolduğunuispatlamasılazımmış."

"BusiziniçingeçerliBayMcMurdo.Chicago'dannedenayrıldınız?"

"Bunusizesöylersem,asılırım."

McGinty'nin gözleri hayretle açıldı. Kendisiyle bu şekilde konuşulmasına alışık değildi ve budurumonueğlendiriyordu.

"Nedenbanasöyleyemeyecekmişsiniz?"

"Çünkübirkardeşdiğerineaslayalansöyleyemez."

"Gerçeksöylenemeyecekkadarkötümüyani?"

"İstersenizoşekildededüşünebilirsinizelbet."

"Bakın bayım, benim başkan olarak geçmişi hakkında doğru düzgün cevap veremeyen biriniLoca'yaalmamıbekleyemezsinizherhâlde."

McMurdoşaşırmıştı.Sonracebindenkesilmişeskibirgazeteparçasıçıkardı.

"Banaşantajmıyapıyorsunuz?

"Eğerbenimleböylekonuşursan,seninçenenikırarım,"diyeöfkeylecevapverdiMcGinty.

"Haklısınız Sayın Meclis Üyesi," dedi McMurdo uysalca. "Özür dilemeliyim, düşüncesizcekonuştum.Sizegüvenebileceğimibiliyorum.Şurayabakın."

McGinty gazete parçasına bir göz attı. Chicago Market Caddesi'ndeki Lake Salonun'da 1874yılbaşındaişlenmişJonasPintocinayetiyleilgiliydi.

"Sizmiyaptınız?"diyesordukâğıdıgeriverirken.

McMurdobaşınısallayarakonayladı.

"Nedenvurdunuzonu?"

SamAmca'nınparabasmasınayardımediyordum.Belkibenimkileronunaltınıkadar iyideğildi,ama gayet iyi görünüyorlardı ve yapması da daha ucuzdu. Şu Pinto denilen adam da benim şeyyapmamayardımediyordu,sahte."

"Neyapmanıza?"

"Sahteparayıpiyasayasokmama.Sonrabanaayrılacağınısöyledi.Belkideayrılmayacaktı.Görmekiçinbeklemedim.Onuöldürdümvekömürbölgesinegeldim."

"Nedenkömürbölgesi?"

"Çünkügazetelerdebubölgedekalpazanlığınpekyaygınolmadığınıokumuştum.Oyüzdenparayıburadapiyasayasokmanındahakolayolacağınıdüşünüyorum."

McGintygüldü.

"Önce kalpazandınız, sonra ise katil oldunuz. Peki burada hoş karşılanacağınız fikrine nasılvardınız?"

"Bumiktarlailgilibirdurum,"diyecevapverdiMcMurdo.

"Sanırımbuseferepeyilerigideceksiniz.Söylesenize,hiçoparalardanbastınızmı?"

McMurdocebindenaltıdolarçıkardı.

"BunlarWashingtondarphanesinihiçgörmediler,"dedi

"Öylemi diyorsun!"McGinty bir gorilinki kadar kıllı elleriyle paraları ışığa tuttu. "Hiçbir farkgöremiyorum!Hahhah,benceçokgüçlüveişeyararbirkardeşolacaksınız.Yabirkötüadamolacakyadabizimlebiridaha.DostumMcMurdo,bizimdeinsiyatifalmamızgerekenzamanlarvardır.Eğerbiziitmelerineizinverirsek,kendimizikenarasıkışmışbuluruz."

"Eh,bendeçocuklarlabirlikteüzerimedüşeniyapacağımsanırım."

"Sağlamsinirlerinizvar.Busilâhısizedoğrulttuğumdahiçdekorkmuşgörünmüyordunuz."

"Tehlikedeolanbendeğildim."

"Kimdiozaman?"

"SizdinizMeclisÜyesi."McMurdoceketininyancebindenhorozukaldırılmışbir tabancaçıkardı."Bütünkonuşmaboyuncasizedoğrultulmuştuveateşehazırdı.Sanırımbenimatışımdaenazsizinkikadarhızlıveisabetliolurdu."

McGintybiransinirdenkıpkırmızıkesildi,sonradakahkahapatlattı.

"Aah, inanmıyorum!" dedi. "Yıllardır buralara senin gibi birisi gelmemişti. Loca seninle gururduyacak."

Buaradabarmenlerdenbiriodayageldi.

"Neistiyorsun?Birbeyefendiylebeşdakikabaşbaşakonuşamayacakmıyım?

Barmenutanmıştı.

"Özürdilerimefendim,amaBayTedBaldwinacilolaraksizigörmesigerektiğinisöylüyor."

Bunusöylemesigereksizdi,ziraadamzatenbarmeninhemenarkasındaduruyordu.

"İlkişburayageldin,ha?"diyesorduMcMurdo'yaöfkelibirbakışatarak."BuadamlailgilisizinlekonuşmakistiyorumSayın.MeclisÜyesi."

"Ozamanyüzümekarşısöyle"diyebağırdıMcMurdo."Şimdiveburadasöyle."

"İstediğimzaman,istediğimşekildesöyleyeceğim."

"Hey hey. Biraz yavaş ol!" dedi McGinty oturduğu fıçının üzerinden kalkarken. "Böyle olmaz.BuradayenibirkardeşimizvarBaldwin.Onabuşekilde'hoşgeldin'diyemeyiz.Onakarşıbiraznazikolmalısın."

"Asla!"diyebağırdıBaldwinhiddetle.

"Eğeronayanlışyaptığımıdüşünüyorsa,onadövüşmeyiönerdim,"dediMcMurdo.Onunlayumrukyumruğa dövüşmeye hazırım. Ama bu onu tatmin etmezse, başka türlü de hesaplaşabiliriz. BukonudakikararıŞefimizolduğunuziçinsizebırakıyorum."

"Pekikonune?"

"Gençbirhanım.İstediğiniyapabilir."

"İstediğiniseçebilirmi?"dediBaldwinöfkeyleitirazedercesine.

"İkinizdeLoca'nınbirerüyesiolduğunuzagöreistediğiniseçebilirtabi,"dediŞef.

"Oh,kararınızbumu?"

"Evet,kararımbu,"diyecevapverdiMcGintyşeytanibirbakışla."Karşımıçıkacaksın?"

"Beşyıldıryanındaolmuşbirinihenüz tanımadığınbiryabancı içinharcayacakmısın?HayatınınsonunakadarŞefolmayacaksınJackMcGinty;veTanrışahidimolsunbirdahakiseçimde"

Meclis üyesi bir kaplan gibi adamın üzerine atıldı, boğazından yakaladı ve fıçıların üzerinesavurdu.EğerMcMurdomüdahaleetmişolmasaydı,oöfkeyleadamıöldürebilirdide.

"SakinolunSayına.MeclisÜyesi!Tanrıaşkınasakinolun!"diyebağırıyorduonugeriyeçekerken.

McGinty boğazını bırakınca Baldwin de yeniden nefes alabildi. Ölümün eşiğine gelmişti vetitriyordu.Yattığıfıçılarınüzerindedoğruldu.

"Bunu uzun zamandır istiyordunBaldwin. İşte şimdi söyledin." diye bağırdıMcGinty.Göğsü birkörükgibi inipkalkıyordu."SenLoca'dabenimyerimeBaşkanolmak istiyorsun.Evet,belkioradaBaşkan olabilirsin. Ama ben Şef olduğum sürece, hiçbir adamın bana sesini yükseltmesine veyakararlarımıyargılamasınaizinvermem."

"Sanakarşışahsibirşeyimyok,"diyemırıldandıBaldwinboğazınıtemizleyerek.

"Tamamozaman,"dediMcGintyhemenyapmacıkbirsamimiyetle."Hepimizyenidenarkadaşızvebukonudaartıkkapanmıştır."

Raftanbirşişeşampanyaalarakmantarınıaçtı.

"Haydi, kardeşliğimizin şerefine içelim," diye de devam etti bardakları doldururken. "Bizimaramızdakötükanyanidüşmanlıkolamaz,biliyorsunuz.Şimdiiştesolelimiboğazımakoyuyorumvesoruyorum.Bayım,meselenedir?"

"Karanlıkbulutlardolaşıyor,"diyecevapverdiBaldwin.

"Pekisonundaebediyendağılacaklar."

"Bunayeminederim."

Adamlarşampanyalarınıiçtiler.AynıseramoniBaldwinveMcMurdoarasındadatekrarlandı.

"İşte,"dediMcGintyelleriniovuşturarak."Busiyahkanınsonu.EğerbudavadahauzarsaLocasiziyargılarveburalardabununcezasıdaağırolur.KardeşBaldwinbunugayetiyibilir.Eğerproblemçıkaracakolursanız,sizdeöğrenirsiniz.KardeşMcMurdo."

"Bunu aklımda tutacağım," dedi McMurdo. Elini Baldwin'e uzattı. "Çabuk sinirlenir, çabukaffederim.Banabununbendeİrlandakanındankaynaklandığınısöylüyorlar.Benimiçinbitmiştir;benkingütmem."

Baldwin korkunç Şef'in tehditkâr bakışları altında uzatılan eli sıkmak zorunda kaldı. Fakat asıksuratıonunMcMurdo'nunsözlerikarşısındanehissettiğiniortayakoyuyordu.

McGintyherikisinindeomzunavurdu.

"Ah.Şukızlaryokmuşukızlar!"dediyükseksesle.Şukızlarınbenimçocuklarınarasınagirmesi

ne büyük bir talihsizlik. Bu sorunun cevabı içte, kadının kalbindedir. Vücut Efendisi ise sadecedışarıdan yargılayabilir. Ulu Tanrım. Kadınlar olmadan da yeteri kadar derdimiz var zaten. 341.Locaya üye olmanız gerekiyor Kardeş McMurdo. Kendi kurallarımız var. Yöntemlerimiz deChicago'dakindenfarklıdır.Cumartesiakşamıtoplantımızvar.EğergelirsenizsiziebediyenVermisaVadisi'ndenözgürkılarız."

ÜÇÜNCÜBÖLÜM

LOCA341,VERMISSAMcMurdo ertesi günün akşamı eşyalarını ihtiyar Jacob Shafter'ın yerinden dul MacNamara'nın

kasabanındışmahallesindekievinetaşıdı.TrendetanıştığıScanlanisekısabirsüresonraVermissa'yaonun kaldığı pansiyona taşındı. Pansiyonda ikisinden başka kiracı yoktu. Pansiyonun sahibi olanİrlandalıkadıniseanlaşmasıkolaybirisiydiveonlarıyalnızbırakıyordu.Budaortaksırlarıolanikiadamarahatçakonuşmaimkânısağlıyordu.BuaradaShafterdaMcMurdo'nunistediğizamanyemeğegelmesineizinvermişti.Ettieilederahatçagörüşebiliyordu.BuşekildehaftalargeçiyorveEttieiledahadayakınlaşıyorlardı.McMurdoiseyenidensahteparabasmayabaşlamıştı.Loca'danziyaretinegelenkardeşlerbuvesileyleher seferindebirmiktarparayıyanlarınaalıyorveenufakbir zorlukveya tehlike olmadan alıyor ve kullanıma sokuyorlardı.McMurdo'nunyaptığı iş, ortakları için birsırdı. Neden böyle olduğunu soranlara, işin gizli olması gerektiğini, en ufak bir açık verdikleritakdirdepolisintepelerinebineceğinisöylüyordu.

Aslında polisin biri onu soruşturmaya başlamıştı bile. Ama neyse ki şansına, bu olay ona zararvereceğine fayda sağladı. Locaya takdim edildikten sonra McGinty'nin salonuna fırsat buldukçagitmeye başladı ve kısa zamanda gösterişli tavırları ve lafını esirgememesiyle oldukça saygın birhâle geldi. Bir yandan bu bir yandan da yaptığı teknik işi gösterişli bir şekilde sunmasıyla kısazamanda bu sert adamların saygısını kazandı. Başka bir olaysa onun gözlerindeki yerinibeklentilerinideötesinetaşıdı.

Birgecebarınkalabalıkolduğubirsaattebarınkapısıaçıldıveiçeriyemaviüniformalı,şapkasındaKömür ve Demir Polisi yazan bir polis girdi. Bu polis memuru demiryolları ve maden ocağıişletmecilerince bölgeyi terörize eden zorbalar karşısında âdeta çaresiz kalan yerel polise destekolması içinoluşturulmuşözelbirbiriminüyesiydi.Oiçerigirdiğindesalonabirsessizlikçöktüveherkes meraklı bakışlarla bu yabancıyı incelemeye başladı. Birleşik Devletlerde polisle suçlulararasında sadece Amerika'ya özgü garip bir ilişki vardı. Bu yüzden polis memuru suçlularcaişletildiğinibildiğibaragidipbiriçkisöylediğindebirköşededurmuşpolisiizleyenMcGintyhiçbirşaşkınlıkbelirtisigöstermedi.

"Sertbirakşamiçinsertbirviski,"dedipolismemuru."SanırımdahaöncetanışmadıkSn.MeclisÜyesi,yanılıyormuyum?"

"Yeniyüzbaşısizmisiniz?"diyesorduMcGinty.

"Öyle.SizinvediğeröndegelenvatandaşlarınbizeyasavedüzeninkorunmasıkonusundadestekverecekleriniumuyoruzSn.MeclisÜyesi.BenKömürveDemir'denYüzbaşıMarvin."

"Bizimsize ihtiyacımızyok,YüzbaşıMarvin,"dediMcGinty soğukbir şekilde. "Bizimdışarıdangelenlere ihtiyacımız da yok, burada kendi polisimiz var. Sizler sermayenin paralı adamlarısınız.Kendivatandaşlarınızıdövüponlaraateşetmektenbaşkaneişeyararsınız?"

"Tamam, bu konuyu sizinle tartışmayacağım," dedi güler yüzle. "Ben hepimizin görevimiziyaptığımızıumuyorum.Tabiherkesbunuaynışekildegörmüyor."KendisinikeyifsizceizleyenJackMcMurdo'yufarkettiğindeiçkisinibitirmişçıkmaküzereydi."Selam!Selam!"diyeselamladıyükseksesleonubaştanaşağısüzerek.

"Bakınburadakimvarmış.Eskibirtanıdık."

McMurdoyerindenkalkarakondanuzaklaştı.

"Hayatımboyuncaneseninnedeherhangibirpolisinahbabıolmadım,"dedi.

"Tanıdıkherzamanarkadaşdemekdeğildirki,"diyecevapverdipolisyüzbaşısı."SenChicago'luJackMcMurdo'sun.Doğrudeğilmi?Evet,itirazetmediğinegöre."

McMurdoomuzsilkti.

"İnkâretmiyorum,"dedi.İsmimdenutandığımıdüşünmüyorsun,değilmi?"

"Gerçiutanmakiçinsebebinvarama."

"Nedemekistiyorsunsen?"diyebağırdıyumruklarınısıkarak.

"Hayır,hayırJack;öfkenbanaişlemez.BulânetkömüryerinegelmedenönceChicago'dapolistimveChicago'lubirahlaksızıneredegörsemtanırım."

McMurdo'nunyüzüdüştü.

"SakınbanaChicagoEmniyeti'ndekiMarvinolduğunusöyleme!"dedi.

"Evet,oeskiTeddyMarvin.Hizmetinizdeyim.JonasPinto'yuvurduğunuzuunutmadık."

"Onubenvurmadım."

"Siz vurmadınız mı? Yeteri kadar açık değil mi? Onun ölümü sizin çok işinize yaradı. Neyse,aramızdageçenleriunutalım.Hattabunusöylemeküzerimevazifedeğilamasizekarşıdavaaçmakiçin ellerinde yeterli delil olmadığını ve yarın gidecek olursanız Chicago yolunun sizin için açıkolduğunusöyleyebilirim."

"Benburadangayetmemnunum."

"Ben size iyi niyet gösteriyorum ama siz nankör bir köpek gibi davranıyor bir teşekkür bileetmiyorsunuz."

"Sanrımbeniyanlışanladınız.Bilakissizemüteşekkirim,"dediMcMurdopekdeminnettarolmayanbirtonda.

"Neyse, yasaları çiğnemediğiniz sürece benim için sorun yok," dedi yüzbaşı. Ama herhangi birşekildeçizgiyigeçecekolursanız,ozamanhiçdeiyiolmaz!"Size–vedesizeSnMeclisÜyesi,iyigeceler."

Bardançıktığındayerelbirkahramanyaratmıştı.McMurdo'nunChicago'dakiişlerihakkındazatenbazı söylentiler dolaşıyordu, ama o soruları ilgiyi üzerine çekmek istemeyen birinin edasıylagülümseyerek geçiştiriyordu. Oysa şimdi her şey resmi olarak onaylanmıştı. Bardakiler etrafınısarmış, içtenlikleelinisıkıyorlardı.Ogündensonraherkes içingeçerlikurallaronuniçingeçersizoldu.Normaldeçokiçenbirisiolsadaiçtiğipekanlaşılmazdı.Amaoakşamokadarçokiçtiiseeğerarkadaşı Scanlan olmasaydı kutlamanın kahramanı geceyi kesinlikle bar tezgâhının altında sızmışolarakgeçirecekti.

McMurdobirCumartesiakşamıLoca'yasunuldu.LocayaChicago'daüyeolduğuiçinherhangibirritüelolmayacağınıdüşünüyordu,amaVermissa'dakiLoca'nıngururduyduğuveheradayıngeçmesigerekendahafarklıritüellerivardı.KurulBirlikEvindekibutürtoplantılariçinayrılmışbüyükbir

salonda toplandı. Toplananlar yaklaşık altmış kişi kadardı ama bunlar Vermissa'daki kardeşlerintamamı değildi. Örgüt çok daha kalabalıktı. Gelenlerin bazıları başka localardan, bazıları isediğerleri isedağlarınöbür tarafındakikasabalardangelmişlerdi.Eğerciddibir işyapılacaksaveyabir suç işlenecekse,bukasabanınyabancısıolanbuadamlar aracılığıylayapılıyordu.Bütünkömürbölgesindekiüyelerinsayısıbeşyüzdenazeğildi.

Toplantıodası,odadakiuzunbirmasadışındaboştu.Herkesbuuzunmasanınçevresineoturmuştu.Yanına ise üzerinde şişelerin ve bardakların bulunduğu ve bazı komite üyelerinin şimdiden gözdiktiğibirbaşkamasakonmuştu.McGintyisebaşındakadifedenbirçeşittakke,üzerindeisemorbirşalla şeytani bir ayini yöneten bir rahip gibi masanın başında oturuyordu. Sağında ve solundaaralarında Ted Baldwin'in de olduğu yüksek rütbeli Loca üyeleri vardı. Hepsinin üzerlerinderütbelerinigösterenyabir eşarpyadabirmadalyonvardı.Buüyelerin çoğuortayaşlarını çoktangeçmiş insanlar olsa da geri kalanların çoğu on sekiz ile yirmi beş yaşlarında ve kıdemlilerintalimatlarını yerine getirebilecek yeterlilikte gençlerdi. Yaşlı olanların içerisinde cani ve kanuntanımaz ruhlarını yansıtan yüzlere sahip pek çok insan vardı ama temiz yüzlü görünen gençleringerçektehertürlüahlakideğerdenyoksunveyaptıklarıylagururduyantehlikelikatillerolduklarınainanmak zordu. Onların çarpık doğalarında kendilerine hiçbir şey yapmamış ve hatta çoğunlukladaha önceden de kesinlikle görmedikleri bir adama zarar vermek için gönüllü olmak çok gururverici ve şövalyece bir şeydi. Bir cinayet işlediklerinde gerçekte ölümcül vuruşu kimin yaptığıüzerine tartışırlar ve ölen adamın nasıl ağladığını veya yalvardığını birbirlerine anlatarakeğlenirlerdi.İlkbaşlardayaptıklarınıgizlerlerdi,amayazarbusatırlarıyazdığısıradaartıksuçlarınısıra dışı bir şekilde daha açıktan işlemeye başlamışlardı.Bunda da hemyasal sistemin tekrarlananbaşarısızlıkları,hemdeisekimseninonlarakarşışahitlikedememesi,üstelikdebirikendilerinekarşışahitliketmeyekatlığındakendilehlerineşahitlikedebilecekbirsürüşahitbulabilmeleriönemlibiretkendi.Onyılıaşkınfaaliyetleriboyuncahaklarındatekbirsuçlamabileyapılmamıştı.Onlarıtehditeden tek tehlike bazenVandalların kendi kurbanları olmuştu.Her ne kadar sayısal üstünlüğe sahipolsalardabazenonlarasürprizyapankurbanlarıoluyorvemütecavizlerdenbirkaçtanesinideolsayanındagötürebiliyordu.

McMurdo deneneceği konusunda uyarılmıştı ama bunun içeriği konusunda kimse ona bir şeysöylememişti. Ciddi tavırlı iki kardeş onu bir başka odaya götürülmüştü. Ahşap duvarların öbürtarafındangelenkonuşmalarıduyabiliyordu.Birikidefakendiadınıduydu.Onunadaylığıhakkındakonuşulduğubelliydi.Sonraiçeridenüzerindealtınsarısıveyeşilrenklibirkuşakolanbirkorumageldi.

"VücutEfendisigözlerivekollarıbağlandıktansonraiçerigetirilmesiniemrediyor,"dedi.Üçüdehızla ceketini çıkararak gömleğinin sağ kolunu dirseklerine kadar sıvadıktan sonra dirseklerininüzerindenbiripgeçirerekkollarınıbağladılar.Başınaisegözlerinidekapatankalınsiyahbirbaşlıktaktılar.McMurdosonundaLoca'yatakdimedilecekti.

Kafasındakibaşlıkçevresindekilerigörmesineengeloluyorduamasalondakiinsanlarınuğultuvemırıldanmalarınıduyabiliyordu.

"Jack McMurdo," dedi bir ses, "sen önceden de Kadim Özgür Adamlar Örgütünün bir üyesimiydin?"

Başıylaonayladı.

"SeninChicago'daki29.Loca'yamıkayıtlısın?"

Başıylatekraronayladı.

"Karanlıkgecelerkötüdür,"dedises.

"Yalnızyolculuketmekzorundaolanyabancılariçinöyle,"diyecevapverdi.

"Havakapattı,"

"Evet,birfırtınayaklaşıyor."

"Tarikatüyeleritatminoldumu?"diyesorduVücutEfendisi.

Salondabirmırıldanmaoldu.Tatminolmuşlardı.

"Birinci ve ikinci parolaları biliyorsun. Bizlerden biri olduğunu artık biliyoruz," dediMcGinty."Ancakbucivardavebubölgedekidiğeryerlerdebazıritüellerimizveayrıcaiyiadamlargerektirenbelirligörevlerimizvardır.Sınanmayahazırmısın?"

"Evet,hazırım."

"Cesaretinvarmı?"

"Evet."

"İspatlamakiçinuzunbiradımat."

Sözler biter bitmez gözlerinin önünde iki sert nokta hissetti. Onları kaybetmeden ilerlemesiimkânsızdı.Ancakkararlılıklaadımınıattıveosıradagözlerininüzerindekibaskıdakayboldu.Hafifbiralkışsesiduyuldu.

"Gerçektencesurbiri,"dedises."Acıyadayanabilirmisin?"

"Diğerlerikadar,"diyecevapverdi."

"Sınayalım!"

Ön kolundaki korkunç acıya dayanabilmek ve çığlık atmamak için kendini zor tuttu. Ani şoktandolayıazdahabayılacaktıamadudaklarınıısırdıveacısınıgizlemekiçinyumruklarınısıktı.

"Bundandafazlasınadayanırım,"dedi.

Buseferçokdahabüyükbiralkışkoptu.Loca'dadahaöncebukadariyibirtakdimyapılmamıştı.Elleriçözülerekbaşındakibaşlıkçıkarıldı.Gülümseyerekkardeşlerinintebriklerinikabuletti.

"Son bir şey daha var, KardeşMcMurdo," dediMcGinty. "Daha önce gizlilik ve sadakat yeminietmiştin.Bunuçiğnemenincezasınınhemenvekaçınılmazbirölümolduğunubiliyorsun,değilmi?"

"Biliyorum,"diyecevapverdiMcMurdo.

"VücutEfendisininotoritesinikabulediyormusun?"

"Kabulediyorum."

"O zaman Vermissa'nın 342. Locası adına ayrıcalıkların ve yükümlülüklerin sana hoş geldindiyorum.LikörünügetirKardeşScanlan,budeğerlikardeşimizinşerefineiçeceğiz."

McMurdo'ya ceketini geri verdiler. Ancak ceketi giymeden önce hâlâ acımakta olan sağ kolunabaktı.Kolundaiçerisindeüçgenolanbirdairesembolüvardı.Yanındaoturanbirikikişidekollarınısıvayarakkendidamgalarınıgösterdiler.

"Bunuhepimizyaptık,"dedibirisi"amaseninkadarcesurcadeğildi."

"Ah!Budasizinkilergibiydiişte.Yaktıveacıverdi.Önemlideğil."

TörenitakibeniçileniçkilerdensonraLoca'nınişlerigündemegeldi.

McMurdo,Chicago'daki sıkıcı toplantılaraalışmıştı,oyüzdenkonuşulanlarıbüyükbirdikkatveşaşkınlıkladinledi.

"Gündemdeki ilk konu," dedi McGinty, Metron Bölgesi, Loca 249'un Birim Sorumlusu UstaWindle'ınmektubu.Odiyorki:-SAYINBEYEFENDİ,-AndrewRae,RaeveStrumashkömürlerininsahibi. Onunla ilgili halledilmesi gereken bir sorunumuz var. Sizin bu sorunu çözmemizde bizeyardımcı olacağınızı umuyoruz. Locanızın bize geçen sonbahardaki devriye olayındakiyardımlarımızdan dolayı bize borçlu olduğunu hatırlarsınız. Eğer Loca Veznedarımız Higgins'inemrineikiiyiadamverebilirsenizseviniriz.Oadamlaraneyapmalarıgerektiğinisöyleyecek.

J.WWINDLED.M.A.O.F.

BiznezamanWindle'danbirikiadamistesekbizihiçkırmadı.Bizdeonukırmayacağız."

McGinty sustu ve cansız, şeytani bakışlarla odayı gözden geçirdi. "Bu iş için kimler gönüllüolacak?"

Birkaç genç adam ellerini kaldırdılar. Şef onları onaylar bir gülümsemeyle süzdü. "Sen TigerCormac.Eğerbuişideöncekigibiiyiyaparsan,karşılığınıalırsın.BirdesenWilson."

"Silâhımyok,"dedigençadam.Neredeyseçocuksayılırdı."

"Bu senin ilk seferin, öyle değil mi? Sonunda kan dökeceksin. Bu senin için iyi bir başlangıçolacak.Silâhiçinendişelenme,ayarlayacaklardır.Pazartesihaberverirsenayarlamakiçinzamanlarıolur.Geridöndüğündebüyükbirhoşgeldinpartisiyapacağız."

"Buseferbirödülolacakmı?"diyesorduCormac.Vahşetiyle'Kaplan'lakabınıkazanmışkaranlıkyüzlü,sertbakışlıgençbiradamdı.

"Ödülü boşver. Bu işten kazanılacak onur için yap. Hem belki de bu işten fazladan birkaç dolarçıkar."

"Adamneyapmış?"diyesordugençWilson.

"Adamınneyaptığınısormakseninişindeğil.Bellikioradabirdeğerlendirmeyapılmış.Orasıbiziilgilendirmez. Bize düşen onların adına bu işi kapatmak, tıpkı onların bizim adımıza yaptığı gibi.Hazır söz açılmışken,buradakibir iş içinMertonLocası'ndan ikikardeşönümüzdekihaftaburayageliyor."

"Onlarkim?"diyesordubirisi.

"Faith, sormak akılıca değil. Eğer hiçbir şey bilmiyorsan, hiçbir şey anlatamazsın. O zamandasorunçıkmazzaten.Amatemizişçıkaranadamlar."

"Tam da zamanında!" dedi âdeta bağırırcasına TED Baldwin. "Baylar, burada işler kontroldençıkıyor. Daha geçen hafta üç adamımız Foreman Blaker tarafından geri çevrildi. Onun bize epeyborcuvar.Yakındatamvedüzgünşekildekapanmasıgerekenbirborç."

"Nasılkapanacak?"diyefısıldadıMcMurdoyanındakine.

"Göğsüne bir kurşunla," diye cevap verdi adam gülerek. "Yöntemlerimiz hakkında nedüşünüyorsunkardeş?"

McMurdo'nunsuçluruhudaşimdiartıkkendisinindebirüyesiolduğuoaşağılıkderneğinhavasınagirmişti.

"Hoşumagitti,"diyecevapverdi."Ateşligençleriçinuygunbiryer."

Onunyakınındaoturanbirkaçkişibusözleriduyarakalkışladı.

"Neler oluyor?" diye sordu masanın öbür ucunda oturan sakallı bir adam. O da Loca'nınEfendilerindenbiriydi.

"Buyenikardeşimiz,yöntemlerimizintamonagöreolduğunusöylüyor."

McMurdobirdenayağakalktı.

"Şunu söylemek isterim ki Saygıdeğer Efendim, eğer biri lazımsa, Loca'ya yardım etmek içinseçilmeyibironurkabulederim."

Busözlerebüyükbiralkışcevapverdi.Sankiufkuzorlayanyenibirgüneşvardı.Eskibazıüyelerebuilerlemebirazfazlahızlıgelmişti.

Akbabasuratlı,grisakallıbiradamolanSekreterHarrawayBaşkanınyanındakiyerindenkalkarak,"Banakalırsa,KardeşMcMurdoLocaonugörevlendirmeyiuygunbuluncayakadarbeklemeli,"dedi.

"Tabiisebenimdesöylemekistediğimbuydu.Emrinizdeyim,"dediMcMurdo.

"Sizindezamanınızgelecek,"dedibaşkan."Sizinisteklibiradamolduğunuzugörüyoruzveburadaiyiişçıkaracağınızadaeminiz.Buakşamhalledilmesigerekenufakbirmeselevar,istersenizsizdeyardımcıolabilirsiniz."

"Değecekbirşeyoluncayakadarbekleyeceğim,"

"Bu akşamyine de gelebilirsiniz.Bu sizin bu toplumdaki yerimizi daha iyi anlamanıza yardımcıolacaktır. Daha sonra duyuru yapılacaktır. Bu arada—" not defterine baktı- "Toplantı gündeminealmakistediğimbirikikonudahavar.Öncelikleveznedarımızamalidurumumuzusormakistiyorum.Jim Carnaway'in dul eşine ödememiz gereken bir maaş var. Kendisi Loca için bir iş yaparkenöldürülmüştü.Şimdieşineyardımetmekdebizedüşüyor."

"Jim geçen ay Marley Creek'de Chester Wilcox'u öldürmeye gittiği zaman vurulmuştu," dediMcMurdo'nunyanındaoturanadam.

"Şuandafonlarımıziyidurumda,"dediveznedarönündekibankadefterinebakarak."Şirketlersonzamanlarda oldukça cömertler.MaxLinderŞti. rahat bırakılması karşılığında beş yüz dolar ödedi.WalkerKardeşler iseyüzdolargönderdileramabenonuiadeedipbeşyüz istemeyidüşünüyorum.Eğer Çarşambaya kadar olumlu cevap vermezlerse taşıyıcı sistemleri arızalanabilir. Geçen yıl

mantıklı davranmalarını sağlamak için kırmamakinelerini yakmak zorunda kalmıştık.Ayrıca bizeyıllık bağışını yapan Batı Bölgesi Kömür Şirketi'ni de unutmayalım. Yükümlülüklerimizi yerinegetirmeyeyetecekkadarparamızvar."

"YaArchieSwindon?"diyesordubirkardeş.

"Her şeyi sattı ve bölgeyi terk etti. Yaşlı şeytan bize şantajcıların boyun eğen bir büyük madensahibiolmaktansaNeYork'tasokaklarısüpürmeyitercihedeceğinisöyleyenbirnotbıraktı.Neysekinot elimize ulaşmadan önce buradan ayrıldı. Sanırım bir daha bu vadiye gelmeye cesaretedemeyecektir."

Başkanıntamkarşısındaoturansakalsız,temizyüzlü,yaşlıcabiradamayağakalktı.

"Sn.Veznedar,bölgedenayrılanbuadamınmallarınıkiminaldığınısorabilirmiyim?"

"EvetKardeşMorris.StateveMertonBölgesiDemiryoluŞirketitarafındanalındı."

"PekigeçenyılTodmanveLee'ninmadenleriniaynışekildealankimdi?"

"AynışirketKardeşMorris."

"PekiManson,Shuman,VanDeherveAtwood'undemirişletmelerinikimaldı?"

"OnlarınhepsinideBatıGilmertonGenelMadenŞirketialdı."

"Onları bölge dışına götüremeyeceklerine göre bunları kimin aldığının bizi ilgilendirdiğinisanmıyorum,"dedibaşkan.

"BütünsaygımlabudurumunbiziilgilendirdiğinidüşünüyorumEfendim.Busüreçonuzunyıldırdevam ediyor. Biz ufak işadamlarını yavaş yavaş devre dışı bırakıyoruz. Peki sonuç nedir? Ufakadamların yerine karşımızda Demiryolu veya Genel Demir gibi yöneticileri NewYork'ta olan vetehditlerimizin onlar için hiçbir şey ifade etmediği büyük şirketler buluyoruz. Onların yerelyöneticilerinidevredışıbırakabiliriztabiamayerlerinebaşkalarıgelir.Buşekildeişikendimiziçintehlikelihâlegetiriyoruz.Ufakadamlarbizezararveremezdi.Neparalarınedegüçlerivardı.Eğeronları sonuna kadar sömürmeye kalkmasaydık, bizim kontrolümüzde işlerine devam edeceklerdi.Amabubüyükşirketlerbizimkendileriylekazançlarıarasındabirengelolduğumuzufarkederlerse,biziyakalatıphâkimkarşısınaçıkarmakiçinhiçbirçabavemasraftankaçınmayacaklardır."

Bu sözler üzerine içeriye sıkıntılı bir sessizlik çöktü. Herkes endişeli bakışlarla bir birinisüzüyordu.Okadargüçlüveetkiliydilerisekimseonlarakarşıçıkamıyordu.Buyüzdenyaptıklarınınhesabının sorulması olasılığını kafalarından silmişlerdi. Ancak şimdi böyle bir ihtimaldenbahsedilmişolmasıencesurlarınınbileürpermesinenedenolmuştu.

"Benim önerim," dedi konuşmacı, "ufak adamların üzerine fazla gitmeyelim. Onların hepsininbölgeyiterkettiğigün,bizimdeişimizbiter."

Hoşa gitmeyen gerçekler kabul görmez. Konuşmacı yerine otururken salondan öfkeli çığlıklaryükseliyordu.McGintyyüzündekaranlıkbirifadeyleyerindenkalktı.

"KardeşMorris,"dedi,"sizherşeyiçokabartıyorvegereksizyereendişeleniyorsunuz.BuLoca'nınüyeleribirbirbirlerinedestekoldukçaBirleşikDevletlerdeonlaradokunabilecekhiçbirgüçyoktur.Zatendefalarcamahkemelikolmadıkmı?Benbüyükşirketlerinde,ufakşirketlergibiçatışmaktansaparavermeyitercihedeceklerinidüşünüyorum.Şimdikardeşlerim"–McGintysiyahkadifeşapkasını

ve şalını çıkararak- "Loca bu akşamki iş görüşmesini daha önce bahsettiğimiz o ufak iş dışındabitirmiştir.Şimdikardeşlikveuyumumuzutazelemezamanıdır."diyededevametti.

İnsan doğası gerçekten de çok ilginç.Defalarca cinayet işlemiş, hiç tanımadıkları ve aile babasıolanadamlarıağlayankarısıveçaresizçocuklarınınönündeacımasızcaöldürmektençekinmeyenbuinsanlar duygusal bir müzikle kolaylıkla ağlayabiliyorlardı. McMurdo'nun şarkı söylemeye çokmüsaitiyibirsesivardı.Tambirtenordu.ToplantıdakiaşırıheveslitavrıylainsanlarıürkütmüştüveinsanlaronaşüpheylebakmayabaşlayıpuzaklaşmadanönceLocanınsempatisinitekrarkazanmalıydı.Viskişişelerieldenelegeçerkeninsanlarınonakarşıolanşüphesidesonaerdi.İlkgecesindebuyeniüyekendisinikardeşlerinenpopüleriolaraktescilettirmişveilerlemekaydedecekvehattayönetimegirecekkişiizlenimiyaratmıştı.AmaiyibumeziyetlerinyanındadeğerlibirKardeşolmakiçinbaşkayeteneklerde lazımdı ve bu yeteneklere sahip olduğunu da gece bitmeden göstermişti. GeceninsonundaŞefbirkezdahaayağakalkıpsalondakilerehitapetti.

Çocuklar,"dedi."Bukasabadaçekidüzenverilmesigerekenbiridahavarvebunuyapacakolandasizsiniz. Herald'dan Jack Stanger'dan bahsediyorum. Onun bizim hakkımızda neler söylediğinibiliyorsunuz."

Salondan onaylama mırıltıları yükseldi. McGinty ceketinin göğüs cebinden bir kâğıt parçasıçıkardı.

"KanunveDüzen!Onakoyduğubaşlıkbu.'KömürveDemirBölgesindeTerörKrallığı'.Bölgedekibir suç örgütünün varlığına işaret eden ilk cinayetlerin üzerinden on iki yıl geçti. O günden berisaldırılarhiçkesilmedi.Şimdi isebusaldırılarbiziuygardünyanınyüzkarasıhâlinegetirecekbirseviyeye ulaştı. Böyle olmasının sebebi bizim büyük ülkemizin Avrupa'dan ülkemize gelenyaratıklara bağrını açması mı? Bu yabancıların kendilerini terörden ve kanunsuzluktan koruyan,onlarabarınakolanbutopraklarıninsanlarıüzerindebaskıkurmalarıbizikorkutuyor.Bunadahanekadarkatlanacağız?Buadamlarınkimolduklarıbiliniyor.Örgütyerelveherkesçedebiliniyor.Buşekilde sonsuza kadara? Bu pisliği yeteri kadar okudum!" diye bağırdı McGinty kâğıt parçasınımasanınüzerineatarken."Bizimhakkımızdasöyledikleriiştebunlar.Benimsizesorduğumsoruişeşu,Onaneyapacağız?"

"Öldürelim!"diyecevapverdibirdüzineöfkelises.

"İtiraz ediyorum," dedi Kardeş Morris. "Sizi uyarıyorum. Bu vadideki gücümüzü sonuna kadarkullanıyoruz,böylegiderseherkesinkendinikorumakvebiziyoketmek içinbizekarşıbirleşmesikaçınılmaz.JamesStangeryaşlıbiradam.Kasabadavebölgedesaygıgörüyor.Saygınbirgazetesivar.Eğeronazararverecekolursakbütüneyaletibiziezmesiiçintahriketmişoluruz."

"Peki bizi neyle ezecekler, BayYapmayalım?" diye bağırdıMcGinty. "Polislemi? Yarısı bizdenrüşvet yiyiyor, kalan yarısı ise bizden korkuyor. Yoksamahkemeler ve yargıçlar aracılığıylamı?Bunuvediğerherşeyidahaöncededenemedilermi?"

"YargıçLynchdâvâaçabilir,"dediKardeşMorris.

Buolasılıkkızgınhomurtularlayanıtlandı.

"Katılmıyorum," diye bağırdı McGinty. Bu kasabayı baştan aşağı dümdüz edecek iki yüz kişigönderebilirim," Sonra birden kaşlarını çattı ve sesini yükselterek: "BakınKardeşMorris, gözümüzerinizde.Birsüredirsiziizliyorum.Cesaretinizyok.Üstelikcesaretinizolmadığıgibibaşkalarınıncesaretinidekırmayaçalışıyorsunuz.Eğer sizindeadınızgündemegelirse, sizin içinkötübirgün

olabilir.Benbununzamanınıngelmişolabileceğinidüşünüyorum."

Morris ölü gibi bembeyaz oldu ve sandalyesine çöktü. Cevap vermeden önce titreyen elleriylebardağını kaldırarak içkisini içti. "Sizden ve buLoca'daki herkesten özür dilerimEfendim.Benimsadıkbirüyeolduğumubiliyorsunuz.BenimendişelerimidilegetirmeminsebebibuLoca'yazarargelebilecek olmasından korkmam. Ama sizin olayları benden daha iyi değerlendireceğinizegüveniyorum.Birdahakararlarınızıyargılamayacağım."

BusözlerüzerineŞefinifadesiyumuşadı.

"ÇokiyiKardeşMorris.Eğersizebirdersvermemizgerekseydibunaşahsençoküzülürdüm.Amaben bu koltukta oturdukça fikirde ve eylemde uzlaşmış birlik içerisinde bir Loca olacağız. Sonraçevresine bakarak, "Şimdi çocuklar, benim bütün söyleyeceklerim bu kadar. Eğer bu Stanger'ahaddinibildirmezseksonrabaşımızadahaçokdertalırız.Bütüneditörlerbirarayagelirveeyalettekiher gazete polis ve asker diye bağırmaya başlar. Ama sanırım siz onlara anlayacakları dilden biruyarıyapabilirsiniz.BuişisizhalledermisinizKardeşBaldwin?"

"Tabiiki,"diyecevapverdigençadamhevesle.

"Kaçkişialacaksınız?"

"Yarım düzine, kapıda durması içinde iki muhafız da dahil. Gower, sen, Mansel, Willabyler,ikinizdevesenScanlan.Benimlesizgeleceksiniz."

"Yeni kardeşe de gideceğine dair söz verdim," dedi Başkan. Ted Baldwin McMurdo'ya baktı.Olanlarıalaunutmadığıveonuaffetmediğibakışlarındanbelliydi.

"İstiyorsagelebilirtabi,"deditersbirşekilde."Bukadaryeter.Nekadarönceişibitirirsekokadariyiolur."

Toplantı bağırışlar ve sarhoş şarkılarıyla dağıldı. Bar eğlenmeye gelmiş adamlarla doluydu.Kardeşlerinçoğukalarakonlarakatıldı.JamesStanger'ehaddinibildirmeklegörevliküçükgurupisecaddeyeçıkarakdikkatçekmemekiçinikiliüçlüguruplaraayrıldı.Soğukamaaydınlıkbirgeceydi.Yarımayvegökyüzünedağılmışyıldızlargeceninayazındaparlıyorlardı.Adamlarkarşısındabüyükbir binanın olduğu bir arsada tekrar bir araya geldiler. Pencerelerinde altın yaldızlı harflerle"VermissaHerald"yazıyordu.Binanınışıklarıaçıktıvebaskımakinasıçalışıyordu.

"Sen," dedi Baldwin McMurdo'ya bakarak; "Aşağıda kapıda bekle ve biz döndüğümüzde kaçışyolumuzun açık olmasını sağla. Arthur Willaby de seninle kalacak. Diğerleri benimle gelsin.Korkmayınçocuklar,bizimşuandaBirlikbarındaolduğumuzadairtanıklıkedebilecekenazyarımdüzineadamvar."

Saatgeceyarısınayaklaşıyorduvesokaklareğlencedendönenbirkaçkişihariçboşalmıştı.Gurupcaddeyi geçerek gazeteye girdi. Baldwin ve adamları giriş kapısının karşısındaki merdivenlerdenyukarı çıkarken McMurdo ve Willaby aşağıda kaldılar. Yukarıdaki odadan bir çığlık, bir yardımçığlığı,koşuşturmaseslerivedüşensandalyeleringürültüsüduyuldu.Sonrabirdenodadançıkangrisaçlıbirikaçmayayeltendiamamerdivenlerdenaşağıyainemedenyakalandı.Yukarıdanbirvurmaveinleme sesi geldi. Adamın gözlükleri McMurdo'nun ayaklarının dibine düştü. Yarım düzine kadarsopa vücuduna inerken adam çaresizce yerde yatıyordu. Aldığı darbelerle acılar içerisindekıvranıyordu.Sonundadiğerlerivurmayıkestiler.AmaBaldwinyüzündeşeytanibirgülümsemeileadamın çaresizce korumaya çalıştığı kafasına vurmayadevamediyordu.Adamınbeyaz saçları kan

olmuştu.Baldwinisekurbanınınbaşındadikilmişenufakbiraçıklıkgördüğündetekrarvuruyordu.SonundaMcMurdoyukarıçıktıveonuiterekuzaklaştırdı.

"Adamıöldüreceksin,"dedi."Bırakonu."

Baldwinşaşkınlıklaonabaktı.

"Lânet olsun sana!" diye bağırdı. "Sen kimsin ki karışıyorsun? Sen daha Loca'da yenisin. Geriçekil."SopasınıtekrarkaldırıncaMcMurdo'dasilâhınıçekti.

"Sen geri çekil!" diye bağırdı.Bana elini kaldıracak olursan o beynini yere seriveririm.Loca'yagelince, Efendinin emri bu adamın öldürülmesi değildi. Sense onu öldürmeye kalkıyorsun. Neyapmayaçalışıyorsunsen?"

"Ohaklı,"diyeMcMurdo'yuonayladıadamlardanbiri.

"Tanrıaşkınaaceleedin!"diyebağırdıaşağıdakiadam."Lambalaryanmayabaşladı,beşdakikayakadarbütünkasabatepenizebinecek."

Bu arada sokağın aşağısında toplanmış harekete geçmeye hazırlanan dizgici ve teksircilerdenoluşan küçük bir kalabalığın sesi içeriye ulaşmıştı bile. Adamlar editörün hareketsiz vücudunuyukarıdabırakarakhızlamerdivenlerdenaşağıyaindilervebinadanayrıldılar.

BirlikEvinegelenbazılarıMcGinty'ninsalonundakikalabalığakarıştılarveŞef'egörevinbaşarıylatamamlandığını haber verdiler.AralarındaMcMurdo'nun da bulunduğu diğerleri ise ara sokaklarasaparakevlerininyolunututtular.

DÖRDÜNCÜBÖLÜM

KORKUVADİSİMcMurdoertesisabahkalktığızamanilkaklınagelenLoca'yatanıtılmatörenioldu.Başı içkiden,

kolu ise dağlanmanın etkisiyle hâlâ ağrıyordu. İşi dışında da para kazanabildiği için, iş yerinezamanında gitmeyi önemsemiyordu. Bu yüzden geç bir kahvaltıdan sonra evde kaldı ve birarkadaşınauzunbirmektupyazdı.SonraiseDailyHerald'abirgözattı.Sonradansonandaeklenmişözelbirsütununbaşlığında"HeraldGazetesi'ndeŞiddet.GazeteninEditörüCiddiŞekildeYaralandı."yazıyordu.Sonraisekısaca–içyüzünüyazardandahaiyibildiği-olaylardanbahsediliyordu.Haberşutespitlebitiyordu:-

Polisşuandaolayısoruşturuyorfakatçabalarıdahaöncekilerdendahaiyisonuçverecekmişgibigörünmüyor. Saldırganlardan bazıları teşhis edildiği için dâvâ açılma olasılığı var. SaldırıyıgerçekleştirenlerbubölgeyiuzunsürediravucununiçinealmışolanveHerald'ındayakınzamandaaleyhlerindeağırbiryazıyazmışolduğuçeteninüyeleri.BayStanger'inağıryaralıolmasınarağmenhayatitehlikesininbulunmuyorolmasınındostlarıiçinbirteselliolmasınıumuyoruz.

Onun altında ise Winchester tüfekli bir Kömür ve Demir Polisinin gazeteyi korumaklagörevlendirildiğiyazıyordu.

McMurdo gazeteyi bırakmış, geçen akşamki aşırılık yüzünden güçsüz düşmüş eliyle piposunuyakıyorduki kapı çaldı.Ev sahibi onagençbir adam tarafındangetirilmiş bir not verdi.Üzerindeimzaolmayannottaşöylediyordu.-

Sizinlekonuşmakistiyorum,amabunusizinevinizdeyapmakistemiyorum.SiziMillerTepesindekibayrak direğinin orda bekleyeceğim. Eğer şimdi gelirseniz sizinle önemli bir konuda görüşmekistiyorum.Sizinbunuduymanız,benimsebunusöylememlazım.

McMurdonotubüyükbirşaşkınlaikidefaokudu.Neyazarınınkimolduğunedenedenbahsediyorolabileceğinihakkındahiçbirfikriyoktu.Acababudahaöncedebenzerolaylardabirkaçdefaolduğuüzere, eski hayatından tanıdığı bir kadına ait olabilirmiydi?Ama yazı bir erkeğe aitti. Üstelik deeğitimlibirerkeğe.Birsürekararsızkaldıktansonrasonundagidipgörüşmeyekararverdi.

MillerTepesi,kasabanınortasındayeralanbakımsızbirparktı.Yazıninsanlariçingözdebirmekânolsadakışlarıyeterikadarıssızdı.Tepedensadeceçirkinvedağınıkkasabayıdeğil,rüzgârlıvadiyi,onunaşağısında,vadininbirkenarındakarlarüzerindeyayılarakkarabenekleroluşturanmadenvefabrikaları ve vadiyi kaplayan tepesini kar tutmuş ağaçları görmek mümkündü. Mcmurdo tepeyeçıkan patikaya saparak yaz eğlencelerinin merkezi olan parkın içerisindeki boş lokantaya kadaryürüdü. Lokantanın yanındaki bayrak direğinin altında aşağı indirdiği şapkasıyla ve paltosununkaldırılmış kenarları ile yüzünü gizlemiş bir adam oturuyordu. Adam kafasını kaldırdığındaMcMurdo onun bir gece önce Şefi öfkelendiren Kardeş Morris olduğunu gördü. İki adam dabirbirleriniLoca'nınselamıylaselamladılar.

"Notanedenadınızıyazmadınız?"

"İnsan dikkatli olmalı bayım. İnsan böyle zamanlarda başına neler gelebileceğini bilemez. Kimegüvenipkimegüvenemeyeceğinideaslabilemezsiniz."

"Loca'dakikardeşlerinedemigüvenemezsiniz?"

"Hayır,hayır;herzamandeğil,"diyeitirazettiMorrisşiddetle."Bizimhersöylediğimiz,hattaherdüşündüğümüzanındaşuMcGintydenenadamagidiyor."

"Burayabaksanızasiz,"dediMcMurdosertbir sesle."Sizindegayet iyibildiğinizgibidahagüngeceŞef'esadakatyeminiettim.Bendenyeminimibozmamımıistiyorsunuz?"

"Eğer olayı bu şekilde görüyorsanız," dediMorris üzgün bir sesle, "sizi görüşmek için burayakadar getirttiğim için özür dilerim. İki özgür vatandaşın düşüncelerini rahatça birbirlerine ifadeedemeyecekleribirhâlegelmişolmasınekötü."

ArkadaşınıizleyenMcMurdobirdentavrınıyumuşattı.

"Aslındaşunusöylemeliyimisebenburayadahayenigeldimvebütünbunlarınyabancısıyım.Bukonudasözsöylemekbanadüşmez,BayMorris.Amayinedebanabirşeysöylemekisterseniz,sizidinlemeyehazırım."

"VededoğrudanMcGinty'eiletmeye,"dediMorrisacıbirsesle.

"Aslında bana haksızlık ediyorsunuz," dediMcMurdo sitemkâr bir sesle. "Ben Loca'ya sadığım.Bana güvenerek söyleyeceğiniz şeyleri hiç kimseye söylemeyeceğimden emin olabilirsiniz.Söyledikleriniz bende kalacak, ama sizi şimdiden uyarayım benden anlayış veya yardımgöremeyebilirsiniz."

"Ben her ikisini de görmeyi beklemekten çoktan vazgeçtim," dedi Morris. "Belki desöyleyeceklerimle hayatımı sizin ellerinize emanet etmiş oluyorum. Gerçi geçen akşam sizin enkötülerkadarkötüolmayaçalıştığınızıdagördümamasizyinedebundayenisinizvesizinvicdanınızhenüzdiğerlerininkikadarsertleşmişolamaz.Buyüzdensizinlekonuşmayakararverdim."

"Nediyeceksenizsöyleyin."

"Eğerbenieleverecekolursanızsizelânetolsun!"

"Tabikisizielevermeyeceğim."

"Size Chicago'daki Topluluğa katıldığınızda ve yardım ve sadakat yemini ettiğinizde bunun sizisuçaitebileceğihiçaklınızdangeçmişmiydi?"

"Bunasuçdiyorsanız..."

"Suç diyorsam mı?" dedi hiddetle sesi titreyerek. "Belki hepsini değil, ama bir kısmını da olsagördünüz.Babanızyaşındabiradamkafasıyarılıncayakadardövülürsebusuçdeğilmidir?Busuçdeğildenedirki?"

"Bazılarıbunusavaşolarakgörebilir,"dediMcMurdo."İkisınıfınsavaşı.Her iki tarafındaen iyivuruşuyapmayaçalıştığıbirsavaş."

"Chicago'dakiKadimlerekatıldığındadaböylemidüşünüyordunuz?"

"Ozamanlarböyledüşünmediğimikabulediyorum."

"Filedelfiya'da katıldığımda bende düşünmüyordum. Avantajları olan ve insanların tanışıpsosyalleşebildikleri bir yerdi. Sonra bu yeri duydum –bu ismi duyduğum o ana lânet olsun- vekendime daha iyi şartlar sağlamak için buraya geldim. Karım ve üç çocuğum da benimle geldi.

MarketCaddesinde bir kuru gıdamağazası açtım ve iyi de kazanç sağladım.Benim de birÖzgürAdam olduğum öğrenilince Loca'ya üye olmaya zorlandım. Tıpkı sana dün akşam yapıldığı gibi.Kolumdautançkalbimeiseçokdahaağırbirşeydağladılar.Kendimibukaranlıkhaydutunemrindebir suç ağının içerisinde buldum. Ne yapabilirdim? İşleri düzeltmek için söylediğim her söz dünakşamki gibi ihanet olarak algılandı. Eğer Loca'dan ayrılırsam bunun benim için ölüm anlamınageleceğinibiliyorum.Tabi,karımveçocuklarımiçindeöyle.Ahbukorkunç,çokkorkunç!"Elleriyleyüzünükapattıvehıçkırarakağlamayabaşladı.

McMurdoomuzlarınısilkti.

"Buişiçinfazlayumuşaksın,"dedi."Butürbirişeuygundeğilsin."

"Ben vicdanlı ve dindar bir insandım, ama beni de kendileri gibi bir suçlu yaptılar. Bir iş içinseçilmiştim. Eğer yapmazsam başıma gelecekleri biliyordum.Belki de korkağın tekiyim.Belki dezavallı karımı ve çocuklarımı düşünmek beni korkak yapıyor.Her neyse. Sonuçta gittim. Buradanotuzkilometrekadaruzaktabirevvardı.Çevresindebaşkabinayoktu.Sanadüngecedediklerigibi,bana da kapıyı beklememi söylediler. Bana güvenememişlerdi. Diğerleri içeri girdi. Gerigeldiklerinde ellerinde bileklerine kadar kan vardı. Biz ayrılırken evde bir çocuk çığlıklar atarakağlıyordu.Henüzbeşyaşındaydıvebabasınınölümüneşahitolmuştu.Azdahadehşettenbayılacaktımamabelli etmedim.Cesurveneşeli görünmekzorundaydımyoksabir dahaki seferebenimevimegelirlerdivebabasınınölümüneağlayandabenimküçükFred'imolurdu.Amaartıkbirsuçluydum.Bircinayeteortakolarakhembudünyayıhemdeötekinikaybetmiştim.BeniyibirKatoliğim,amapapaz benim de Vandallardan olduğumu öğrenince benimle konuşmayı kesti ve kilise den aforozedildim. Ben bunları yaşadım ve şimdi seninde aynı yolda ilerlediğini görüyorum. Sana bununsonunda ne olduğunu soruyorum? Soğukkanlı bir katil olmaya hazır mısın yoksa buna bir sonvermekiçinbirşeyleryapacakmıyız?"

"Pekineyapacaksın?"diyesorduanidenMcMurdo."İspiyonlamayacaksınherhâlde?"

"Tanrıkorusun!"diyebağırdıMorris."Böylebirdüşüncekesinliklebenimhayatımamalolur."

"Nediyebilirimki?Seninzayıfbiradamolduğunuveolayı fazlaabarttığınıdüşünüyorum."dediMcMurdo.

"Fazlamıabartıyorum?Buradabirazdahayaşadagör.Aşağıyavadiyebak.Onugölgeleyenyüztane baca göreceksin. Sana şu kadarını söyleyeyim, işlenen cinayetlerin dumanı şu yüz bacanındumanını bastıracak kadar yoğundur. Orası Korku -ÖlümVadisi'dir. Korku günbatımından şafağakadarinsanlarınkalbindedir.Beklegençadam,bizzatöğreneceksin."

"Dahafazlasınıgörüncenedüşündüğümüsöylerim,"dediMcMurdoumursamaca."Amaşurasıaçıkki sen bu işin adamı değilsin. Bu işi ne kadar çabuk bırakırsan o kadar iyi olur. Bu arada, sırrınkonusunda endişelenme. Kimseye bir şey söylemeyeceğim, ama eğer ispiyoncu olabileceğinidüşünseydim-"

"Hayır,hayır!"deditizveacıklıbirsesle.

"Ozamanbukonukapanmıştır.Budedikleriniaklımda tutacağım.Belkibirgünbendeseningibidüşünebilirim.Benimlebuşekildekonuşaraknezaketgösterdin.Şimdievegidiyorum."

"Gitmeden önce bir şey daha söylemeliyim," dediMorris. "Bizi beraber görmüş olabilirler. Nekonuştuğumuzuöğrenmekisteyeceklerdir."

"Doğrusöylüyorsun,"

"Sanamağazamdamuhasebecilikteklifettim."

"Ben de reddettim. Bu, bizi ilgilendirir. Evet Kardeş Morris, ileride işler senin için daha iyiolabilir."

Aynıgünöğledensonra,oturmaodasınınkapısıanidenaçıldığında,McMurdoşöminesininbaşınaoturmuş piposunu içiyordu. Gelen McGinty'di. Selam verdi ve genç adamın karşısındaki koltuğaoturarakkarşısındakinidik–veaynışekildekarşılıkgören-bakışlarlasüzdü.

"Normalde insanları pek ziyaret etmemKardeşMcMurdo," dedi sonunda. "Sanırımbeni ziyaretegelenlerden banim ziyarete gitmeme fırsat kalmıyor. Ama bir konuyu açıklığa kavuşturmak içingelmemgerektiğinidüşündüm."

"Siziağırlamaktanonurduyarım,Sn.MeclisÜyesi,"diye içtenbir seslekarşılıkverdiMcMurdodolaptanviskişişesiniçıkarırken."Bubenimbeklemediğimbironur."

"Kolunuznasıl?"diyesorduŞef.

McMurdoyüzünüburuşturdu.

"Kendisiniheranhatırlatıyor,"dedi."Amabunadeğer."

"Evet,bunadeğer,"diyecevapverdiöteki"Loca'yasadıkolanlar,onuniçinçalışanlarvesonundakadaryanımızdaolanlariçin."BusabahMillerTepesindeKardeşMorrisilenekonuşuyordunuz?"

Soruçokaniydi,fakatMcMurdozatenböylebirşeybekliyorduvecevabıhazırdı.İçtenbirkahkahaattı.

"Morrisevdendeparakazanabildiğimibilmiyordu.Tabibenimbakışaçımıalgılayabileceksezgiyede sahip değil.Ama iyi niyetli yaşlı bir adam.Beni işsiz sanmış.Bu yüzden de banamağazasındamuhasebecilikönerdi."

"Hepsibukadarmı?"

"Hepsibukadar."

"Vesizdereddettiniz?"

"Tabiki.Sadecedörtsaatçalışarak–odaoturduğumyerde-oparanınonkatınıkazanmakvarkennedenkabuledeyimki"

"Öyletabi.Neyse,siziMorrisileçoktakılmamanızkonusundauyarayımda."

"Nedenki?"

"Çünkübenöylesöylüyorum.Buburadakiçoğuinsaniçinyeterlidir."

"Buçoğuinsaniçingeçerliolabilir,benibenimiçinyeterlideğilSn.MeclisÜyesi,"dedicesurcaMcMurdo."Eğerbenitanıdıysanızanlamışolmanızgerekir."

Esmerdevbiranonabaktı,sonradasankibardağıkafasınavuracakmışgibiavuçladı.Sonrabirdenoyüksek,gürvesamimiyetsizbirşekildegüldü.

"Kesinliklegaripbirisiniz,"dedi."Eğersebepistiyorsanızgöstereyim.MorrishiçLocaaleyhindebirşeylersöyledimisize?"

"Hayır."

"Yabenimhakkımda?"

"Hayır."

"Size güvenemediği için söylememiştir. Fakat bize karşı bağlılığı içten değil. Bunu çok iyibiliyoruz,onuizliyoruzveonabirdersvermekiçinbekliyoruz.Banakalırsazamanıyakındır.Bizimağılımızdakarakuzularayeryok.Sizinbirhainlegörüşürsenizsizindehainolduğunuzdüşünülür.Anlıyormusunuz?"

"Ondan zaten hoşlanmıyorum, o yüzden onunla görüşme ihtimalim zaten yok," diye cevap verdiMcMurdo."Hainlafınagelince,başkasıbiryana,sizbileokelimeyibanasöyleyemezsiniz."

"Bu kadar yeterli," dedi McGinty içkisini bitirirken. "Sizi uyarmaya gelmiştim. Sizde mesajıaldınız."

"Yalnızmerakettiğimbirşeyvar,"dediMcMurdo."Morrislekonuştuğumunasılöğrendiniz?"

McGintygüldü.

"Bu kasabada olan bitenleri bilmek benim işim," dedi. "Burada olan biten her şeyin kulağımageleceğindeneminolabilirsiniz.Neyse,zamandoldu.Şimdiben..."

Ancakkapınınbirtekmeyleaçılmasıylabuayrılışkonuşmasıyarımkaldı.Üçpolismemurubirdeniçeri dalmıştı. McMurdo ayağa kalkara silâhını çekmeye yeltendi ancak kendisine çevrili ikiWinchester tüfeği fark edince vazgeçti. Elinde bir altı patlar[9] olan polismemuru odanın ortasınadoğru ilerledi. Bu Chicago'lu eski resmi polis memuru, şimdi ise Kömür ve Demir GüvenlikÖrgütü'nünbirüyesiolanYüzbaşıMarvin'di.YüzündeyarımbirgülümsemeyleMcMurdo'yabakarakkafasınısalladı.

"Başını yine dere sokacağını biliyordum,Chicago ahlaksızıBayMcMurdo," dedi. "Beladanuzakkalamıyorsunuzdeğilmi?Şapkanızıalınvebizimlegelin."

"Bununbedeliniödeyeceksiniz,YüzbaşıMarvin,"dediMcGinty. "Sizkimoluyorsunuzdayasayasaygılıvatandaşlarınevinebuşekildegirerekonlarıtacizediyorsunuz?"

"Siz bu işe karışmayın Sn. Meclis Üyesi", dedi polis yüzbaşısı. "Bizim derdimiz sizinle değil,McMurdoadlıbuadamla.Sizingörevinizbizidesteklemek,engelolmakdeğil."

"Obenimbirarkadaşımdırveonunadınakonuşabilirim,"dediŞef.

"Olanlarabakılırsa,BayMcGinty,önümüzdekigünlerdekendiadınızıdakonuşmanızgerekebilir,"diye ince bir alayla cevap verdi polis yüzbaşısı. "Bu McMurdo, buraya gelmeden önce de başbelasınıntekiydi,şimdideöyle.Siz,buadamınsilâhınıalınveonututuklayın."

"İşte silâhım,"dediMcMurdo, sakinbir şekilde. "Eğersizveben teke tekkarşılaşsaydık,benibukadarkolaytutuklayamazdınız,YüzbaşıMarvin."

"Tutuklama emriniz nerede?" diye sordu McGinty. "Polis böyle davranınca insan Rusya'da mı,

yoksaVermissa'damıolduğunuanlayamıyor.Bu,kapitalistbirsaldırı.Buişburadakalmayacak.Siziuyarıyorum."

"Sizneyapmanızgerektiğinidüşünüyorsanızonuyapın.Bizdeyapmamızgerekeniyapacağız."

"Neylesuçlanıyorum?"diyesorduMcMurdo.

"EditorStanger'inHeralgazetesindedövülmesiyle.Cinayetlesuçlanmadığınıziçinşanslısınız."

"Eğer ona yönelttiğiniz tek suçlama bumu?" diye sorarak güldüMcGinty. "Bence bu suçlamayışimdidendüşürseniziyiolur.Buadamdüngeceyarısınakadarsalonumdabenimlepokeroynuyordu.Bunatanıklıkedecekbirdüzineşahitgetirebilirim."

"Ozamanbuifadeniziyarınmahkemedetekrarlarsınız.HaydiBayMcMurdo,eğerkafanızadipçikyemek istemiyorsanız, siz de olay çıkarmadan bizimle gelin. Siz de çok ileri gidiyorsunuz BayMcGinty.Siziyolumaçıkmamanızkonusundauyarıyorum."

Yüzbaşının kararlı tavrı karşısında McMurdo'da şefi de durumu kabullenmek zorunda kaldılar.AncakyinedeMcMurdogötürülmedenöncedurumunkısabirdeğerlendirmesiniyapabildiler.

"Ya?"diyerekbaşparmağı-üstkattakiparabasmamakinesinikastederekyukarıkaldırdı.

"Mesele yok," diye fısıldadı, makineyi döşemenin altındaki gizli bir bölmeye saklamış olanMcMurdo.

"Şimdilik güle güle diyorum," dedi Şef. Ben avukat Reilly ile görüşüp savunmayı bizzatüstleneceğim.Sözümegüven,senitutamayacaklar."

"Benolsambukadareminolmazdım.Siziikiniztutukluyagözkulakolunvebirnumarayapmayakalkarsaonuvurun.Bençıkmadanönceeviarayacağım."

Marvineviaradıamagizlenmişmakineyeaitherhangibirizbulamadı.Oeviararken,McMurdoveonaeşlikedenadamlarıdakarakolagitmeküzereyolaçıkmıştı.Havakararmış,keskinbirrüzgâresiyordu. Sokaklar boşalmıştı, ama karanlıktan cesaret alarak görünmeyeceklerini düşünen birkaçaylakgurubunpeşinetakıldıveonlarıkarakolakadarbağırıpçağırarakizledi.

"LânetVandalılinçedelim!"diyebağırıyorlardı."Linçedelim!"

Karakolönündedebirsürebağıranveyuhalamalarınısürdürengurupbirsüresonradağıldı.BuaradaMcMurdo'nunişlemleritamamlanmışvebütünsuçlularınbiraradatutulduğubüyükbirhücreyekonmuştu.Baldwinvediğerüçsuçortağıdaoradaydı.Ogünöğledenberitutukluydularvebirgünsonrakiduruşmayıbekliyorlardı.

FakatLoca'nınkolları,yasanınkalesiolanbuyerebileuzanıyordu.Gecegeçsaatlerdebirgardiyanonlaryatmalarıiçindöşek,dışarıdangönderilenikişişeviski,birkaçbardakvebirdesteoyunkâğıdıgetirdi.Böyleceogeceyiertesigünüdüşünmedenneşeiçerisindegeçirdiler.

Ertesi gün duruşma beklenildiği gibi geçti. Hâkime sunulan deliller yetersizdi ve eğer bunlaradayanarakbirkararverirsedavanınbirüstmahkemeyegideceğikesindi.Buaradaolayın–uzakdaolsa-şahitleriolanmatbaacılarvedizgicilerebaskıyapılarakışığınyetersiz,kendilerininiseolayınşaşkınlığı içerisinde olduklarından saldırganların mahkemeye çıkarılan kişiler olduğuna yeminedemeyecekleri ancak yine de olaya karışanların mahkemede suçlanan kişilerle aynı olduğunuinandıkları yönünde bir ifade verdirtirdi. McGinty'nin akıllı avukatı çapraz sorguda onların

ifadelerini daha da şüpheli göstermeyi başardı. Yaralı adam ise saldırının aniliği karşısındaşaşırdığınıveoşoklakendisineilksaldıranadamınsakallıolduğudışındabirşeysöyleyemeyeceğiancak saldırının kasabadaVandallar olarak bilinen ve aleyhlerine yazılar yazdığı gurup tarafındangerçekleştirildiğine emin olduğu, çünkü onlardan başka kimseyle aralarında bir düşmanlıkbulunmadığıyönündeifadeverdi.Bunakarşılıkaralarındayüksekkademebirbelediyememurununda olduğu altı kişi suçlanan kişilerin olayın gerçekleştiği saatin bir saat sonrasına kadar BirlikEvi'ndekâğıtoynadığınadairbirleşikvekesinbirifadeverdi.SonundamahkemeonlarıYüzbaşıveMarvin ve adamlarının aşırı gayretkeşliklerini de eleştiren ve yapılan hata için özür dileyen biraçıklamaylasalıverdi.

Mahkemeninkararı,McMurdo'nunoldukçayakındantanıdığıkişilercebüyükbiralkışlakarşılandı.Loca'nın Kardeşleri gülümseyerek birbirlerini selamladılar. Fakatmahkeme salonunu dolduran veolanbiteniöfkeylevedüşüncelibakışlarlaizleyenbirgurupdahavardı.Eskitutuklularyanlarındangeçerken, içlerinden biri dayanamayarak, Sizi lânet katiller! Sizinle işimiz daha bitmedi," diyesöylendi.

BEŞİNCİBÖLÜM

ENKARANLIKSAATJackMcMurdo'nuntutuklanmasıveakabindesalıverilmesiarkadaşlarıarasındakipopülerleşmesini

hızlandıran bir etken oldu. Loca'ya yeni katılan birinin daha katılışının ilk gecesinde kendisinimahkemeye düşürecek bir şey yapmış olması cemiyetin tarihinde ilk defa gerçekleşen bir olaydı.Daha şimdiden iyi bir iş arkadaşı, eğlenceli bir parti adamı ve Şef dahil hiç kimsenin kendisinehakaret etmesine izin vermeyen son derece agresif biri olarak ün kazanmıştı. Üstelik bir cinayetiplanlamanın yanında onu başarıyla da uygulayabilecek bir kapasitede olduğu da görülüyordu. "Buçocuktemizişçıkarır,"diyorlardıeskilerbirbirlerine.Ergeçonaihtiyaçolacaktı.McGinty'ninelindebuişleriçinyeterliadamvardı,amabuhepsindençokdahaiyiydi.Sankizincirlerindensalıverilmeyibekleyenbiravcı,birizsürücüydü.Ufaktefekişleriyapacakitlerzatenvardıamabirgünbuavcınındasırasıgelecekti.Loca'daaralarındaTedBaldwin'indebulunduğubirkaçkişibuyabancınınhızlıyükselişine içerliyor ve bunun içinde ondan nefret ediyorlar, fakat gülmeye olduğu kadar kavgaetmeyedehazırolduğunubildiklerindenonabulaşmıyorlardı.

Fakat arkadaşlarının takdirini kazansa da onun için çok daha önemli olan ve kaybetmek üzereolduğubaşkalarıdavardı.EttieShafter'ınbabasıonuartıkgözdençıkarmıştıveevegelmesiniartıkistemiyordu.Ettie iseMcmurdo'ya ondanvazgeçemeyecek kadar âşık olmuştu, ama içten içe suçluolaraktanınanbiradamlaevlenmeninolasısonuçlarınıdabiliyordu.Uykusuzbirgecedensonraonu,olabilirsesonkezgörmeyevekapılmaktaolduğuşeytanietkilerdenkurtarmakiçinsonbirdenemeyapmayakarar verdi.Onagelmesi için sık sık yalvardığı evinegiderekonunoturmaodası olarakkullandığı odaya girdi.McMurdo, arkasını kapıya vermiş bir şekilde, önünde birmektup,masadaoturuyordu.Birdeniçindençocukçabirhinlikyapmakgeldi.Nedeolsahenüzondokuzyaşındaydı.Adamiseonunçerigirdiğiniduymamıştı.Parmakuçlarındailerleyerekelleriniadamınomuzlarınakoydu.

Onuşaşırtmayıbaşarmıştıbelkiamaonuntepkisikarşısındakendisidahadaçokşaşırmıştı.Adamçevikbirhareketleonadönereksağeliylearkasındakininboğazınısıkmakiçinhamleederkendiğereliyle de önündeki kâğıdı buruşturmuştu. Ancak gelenin kim olduğunu görünce bu ani vahşiliğinyerini şaşkınlık ve sevinç aldı. Ancak kadının hayatı boyunca görmediği bu vahşilik korkuylaürpermesineyolaçmıştı.

"Sensin!"dediMcMurdokaşlarınıokşayarak."Seningelmeniheyecanlabeklerkengeldiğindeseniboğmaya kalkmaktan daha iyisini yapmalıydım. Gel sevgilim," dedi kollarını açarak. "Bunuunutturayımsana."

Fakat kadın onun yüzündeki suçüstü ifadesini görmüştü. Kadınsı içgüdüsü onamaruz kaldığınınkorkmuşbiradamıntepkisiolmadığınısöylüyordu.Gerçektebutepkisuçüstüyakalanmışbiradamıntepkisiydi. Suçluluk –tam olarak buydu- suçluluk ve esas bundan kaynaklanan bir korku vardıgözlerinde.

"SananeleroluyorJack,"diyebağırdı."Bendennedenbukadarkorkuyorsun?Eğervicdanınrahatolsaydıbanaöylebakmazdın."

"Aklımdabaşkaşeylervardı.Senneonarinayaklarınlaokadarsessizcegeldinki..."

"Hayır, hayır; bundan fazlası var Jack." Birden onu bir şüphe sardı. "Şu mektubu görmekistiyorum."

"Ah,Ettie,bunaizinveremem."

Şüpheleriyerinibirdenkesinlikduygusualdı.

"Onubaşkabirkadınayazıyordun!"diyebağırdıYoksaonubendenniye saklayasınki?Yazdığınkarınmıydı?Evliolmadığınıneredenbileyim–senkimsenintanımadığıbiryabancısın."

"BenevlideğilimEttie.Baksanayeminederim.Senbenimiçinbudünyadakitekkadınsın.Kutsalİsaaşkınabunayeminederim.!"

Yüzübembeyazolmuştu.OkadariçtenkonuşmuştuiseEttieonadahafazlainanmazlıkedemedi.

"Tamam,ozamanbananedenmektubugöstermiyorsun?"

"Çünküyemin ettim acushla. Sana söz verdiğim sözden nasıl dönemezsem, diğerlerine verdiğimsözdendedönemem.BumektupLoca'nınişleriyleilgilivebukonulardasesinlebilekonuşmamamlazım. Neden elini omzuma koyduğunda korktuğumu soruyorsun, ama o el seninki yerine birdedektifinkideolabilirdi,bununfarkındadeğilmisin?"

Kızonundoğruyusöylediğinihissetmişti.Adamkızıkollarınaaldıveonunkorkuveendişeleriniöpücüklerleunutturmayaçalıştı.

"Öyleyseburadakal.Seningibibir kraliçe içinbirazgaripbir tahtodası, amazavallı sevgilininbulabildiğieniyiyer.Sanırımilerideseniniçinçokdahaiyisiniyapacak.Endişelerinigiderebildimmi?"

"Senindediğerlerigibibirsuçluolduğunuveherancinayettenmahkemeyeçıkabileceğinibildiğimsürece benim endişelerimi nasıl giderebilirsin ki Jack? Dün sokakta Vandal Mcmurdo, diyebağırdığınıduydumbirinin.Kalbimebirbıçaksaplanmışgibihissettim."

"Acısözlercanyakmaz".

"AmasöylenenlerdoğruJack."

Ah sevgilim. Düşündüğün kadar da kötü değil. Bizler sadece hak ettiğimizi elde etmeye çalışanfakirinsanlarız."

Ettiekollarınıadamınboynundanindirdi.

"BırakbuişiJack!Benimaşkımuğruna–Tanrıaşkına,bırak!Bugünburayasendenbunuistemeyegelmiştim.AhJack,sanayalvarıyorum.Buradaönündedizçöküyorumvesanayalvarıyorum."

Onuayağakaldırdıvebaşınıgöğsüneyaslayarakkızıyatıştırdı.

"Tamamdaaşkım,bendenneistediğininfarkındamısın?Böylebirşeyarkadaşlarımıterketmekveyeminimi bozmak anlamına gelirken, nasıl bırakabilirim? Eğer olayları benim gözümdengörebilseydin bunu bana sormazdın. Öte yandan istesem de bunu yapamam. Loca'nın bir üyesininsırlarıylabirliktekendisindenayrılmasınaizinvereceğinisanmıyorsun,değilmi?"

"Bunu da düşündüm Jack. Her şeyi planladım. Babamın biraz birikmiş parası var. O bu yerden,hayatımızı karartan bu insanlardan ve korku içerisinde yaşamaktan yoruldu artık. O gitmeye razı.Birliktebuadamlarınolmadığı,güvendeolacağımızbiryere,meselaFiledelfiya'yaveyaNewYork'agidebiliriz.

McMurdogüldü.

"Loca'nınheryerdeadamlarıvardır.BuradanNewYorkveyaFiledelfiya'yaulaşamayacaklarınımısanıyorsun?"

"OzamanBatı'yaveyaİngiltere'yegidelim.Babamıngeldiğiyere,İsveç'edegidebiliriz.BuKorkuVadisi'ndenuzakherhangibiryeregidebiliriz."

McMurdo,yaşlıKardeşMorris'idüşündü.

"Vadininbuşekildeanıldığınıdahaöncedebirkereduymuştum.Bazılarınızburadaolanlardançokfazlaetkileniyor."

"Hayatımızınherdakikasınıkarartıyor.TedBaldwin'inbiziaffettiğinimisanıyorsun?Eğersendenkorkmuyorolsaydı,birşansımızolurmuydusence?Okaranlıkgözleriylebananasılyiyecekmişgibibaktığınıgörebilseydin!"

"Eğer onu o şekilde davranırken görürsem, tavırlarını düzeltmesi konusunda iyi bir dersvereceğim. Anla beni küçük kız. Buradan ayrılamam. Bunu yapamam. Benden bunu isteme. Amamadembuişibırakmamıistiyorsun,ozamanbanabuişikendibildiğimgibihalletmemiçinzamanver.Bundanonurlubirşekildesıyrılmakiçinbirşeylerdüşüneceğim."

"Böylebirşeydeonuryokki."

"Şey,buseninolayanasılbaktığınabağlı.Amabanabuişihalletmemiçinaltıayver.Bendeböylecediğerlerininyüzünebakmaktanutanmadanbuiştenayrılabileyim."

"Kızneşeylegüldü.

"Altıay!",diyesevinçleçığlıkattı."Bubirsözmü?"

"Şey, yedi veya sekiz de olabilir. Ama en geç bir yıl içerisinde bu vadiyi arkamızda bırakmışolacağız."

Ettie bununla yetinmek zorundaydı, ama bu da bir şeydi. Bu yaklaşmakta olan kasvetli geleceğiaydınlatanuzakbirışıktı.McMurdohayatınagirdiğindenberihiçolmadığıkadarkaygısızbirşekildebabasınınevinedöndü.

Loca'nın bir üyesi olduğu için cemiyetin bütün faaliyetlerinden haberdar olduğu düşünülebilirdi,fakatkendisinindeyakındafarkedeceğiüzere,organizasyonLoca'dandahagenişvedahakarmaşıktı.HattaŞefMcGinty bile resmi bir bölge delegesi olan, vadinin daha aşağısındakiHobson'sPacth'tayaşayanvebirdenbireçeşitliyerlerdeortayaçıkmışbirkaç farklıLoca'nınkendisinebağlıolduğukişiylekıyaslandığındaolanbitenbirçokşeykonusundacahilsayılırdı.McMurdobukurnazvesinsitavırlı,grisaçlıbufaresuratlıadamısadecebirkere,odayanındangeçerkengörebilmişvebakışlarıhemenkarşıgözlerdedüşmancabirkarşılıkyaratmıştı.BuadamınadıEvansPott'tuveVermissa'nınBüyük Şef'i bile bu adama karşı büyük Danton'un çelimsiz Robespiyer'e karşı hissettiği gibi birtiksinti,nefretvekorkuduyuyordu.

BirgünMcmurdo'nunpansiyonarkadaşı,ScanlanMcGinty'den,EvansPott'dangelenbirmesajıdaiçeren bir not aldı.Buna göre Pott komşu bölgedeki bir iş için Lawler veAndrews adında iki iyiadamınıgönderiyordu.Operasyonungüvenliği içingörevleri ile ilgili bilgiverilmişti.Tek istenenhareketegeçeceklerizamanakadarkalabilecekleribiryerinayarlanmasıveonarlırahatettirmekiçin

negerekiyorsayapılmasıydı.BirlikEvin'egelecekhiçkimseningelişisırkalamayacağıiçinMcGintyMcMurdoveScanlan'ıgörevigelenleribirkaçgünboyuncapansiyondaağırlamaktı.

Aynı günün akşamı beklenen iki adamda el çantalarıyla geldi. Lawler biraz yaşlıca bir adamdı.Kurnazgörünüşlü,sessiz,hattaağzısıkıbiriydi.Üzerindeuzuncabirceketvardı.Bakımsızveartıkkırlaşmışsakallarıonagezginvaizhavasıveriyordu.OnunarkadaşıAndrewisedahaçocuksayılırdı.Samimi görünüşü, neşeli tavırları ve hareketli hâli ile sanki tatildeymiş gibi bir havası vardı.Çokeğlendiği belliydi. Her ikisi de son derece nazik ve toplumun örnek üyeleri gibi davranıyorlardıgerçiamaonlargerçekteÖrgütünenseçkinsuikastçileriydiler.BuLawler'inonbeşinci,Andrews'inisedördüncüişiolacaktı.

McMurdo'nun da fark ettiği gibi, geçmişte yaptıkları işlerden bahsetmeyi seviyorlardı.Anlatımlarında isekendileriadınadeğilde toplumadına iyibirşeyyapmış insanlarınyarıutangaçhavasıvardı.Ancaksongörevlerihakkındasondereceağzısıkıdavranıyorlardı.

"Bizi seçtiler çünkü ne ben ne de çocuk, içki içmiyoruz," diye açıkladı Lawler. "Söylememizgerekenden fazlasını söylemeyeceğimizi biliyorlar. Yanlış anlamayın, ama bölge delegesininemirleriböyle.Uymakzorundayız."

"Elbette,hepimizuymakzorundayız,"dediScanlanDördübirdensofrayaoturmuş,akşamyemeğiyiyiyorlardı.

"Charlie Williams'ın veya Simon Bird'in öldürülmesi ya da geçmişte yapılmış herhangi bir işkonusundasabahakadarkonuşabiliriz.Amabuişibitirinceyekadaronunhakkındakonuşamayız."

"Buradaiyibirdersihakedenenazınyarımdüzineisimsayabilirim,"dediMcMurdo."Ironhill'denJackKnoxolabilirmi?Onabirdersverildiğinigörmekiçinnelervermezdim."

"Hayır,odeğil.Enazındanhenüz."

"PekiyaHermanStrauss?"

"Odadeğil."

"Tamam, bize söylemiyorsanız, sizi zorlayamayız elbette. Ama yine de öğrenmek bizi memnunederdi."

Lawlergülümseyerekkafasınısalladı.Birşeysöylemeyeceğibelliydi.

Misafirlerininketumluğuna rağmenbuziyaretioldukçaeğlencelibulmuşlardı.BirgünMcMurdoonların sessizcemerdivenlerden indikleri duyduğunda neredeyse şafak sökmek üzereydi. Scanlan'ıuyandırdı. İkisi de hızla giyinerekmerdivenlerden aşağı ındiler. Adamlar çıkarken sokak kapısınıaçıkbırakmışlardı.Şafakhenüzsökmemişti,fakatsokaklambalarınınışındaadamalarınevdenepeyuzaklaşmışolduklarıgörünüyordu.Sessizvedikkatlibirşekildeadamlarıtakipetmeyebaşladılar.

Pansiyon kasabanın sınırındaydı.Bu yüzden kasabanın hemen dışındaki kavşağa ulaşmaları fazlasürmedi.BuradaLawler veAndrews'ı üç adamkarşıladı.Kısa bir konuşmadan sonra birlikte yolaçıktılar.Bellikifazlasayıdaadamgerektirenciddibirişti.Birsüreilerlediktensonradeğişikmadenbölgelerinegidenbiryolayrımınageldiler.YabancılarStrawTepesinegidenyolasaptılar.OradakimadenlerNewEnglandlıenerjikvecesurbiradamolanJosiahH.Dunntarafındanyönetiliyordu.Bumadenlerbölgenindüzenvedisipliniçerisindeüretimyapanönemlimadenlerindendi.

Buaradaşafaksökmeyebaşlamıştı.Artıkyolboyuncatekliveyaguruphâlindemadenegidenişçikollarınıgörmekmümkündü.

"McMurdo ve Scanlan işçilerin arasına karışmış, adamları gözden kaybetmeye dikkat ederekpeşlerinden ilerliyorlardı. Üzerlerini kalın bir sis kaplamıştı. Bu arada sisin içerisinden duyulankeskinbirdüdüksesiasansörlerinindirilmesinevemesaininbaşlamasınaondakikakaldığınıhaberveriyordu.

Madengirişininönündekiaçıklığageldiklerindeoradabekleyenyüzcivarındamadenciolduğunugördüler. Sabah ayazında ellerini ovuşturup üfleyerek ısıtmaya çalışırken asansörlerin çalışmayabaşlamasınıbekliyorlardı.Yabancılarisemakinebinasınınsundurmasınınaltındabekliyorlardı.Uzunsakallı bir İskoç olan Menzies adlı makinist, makine binasından dışarı çıkarak asansörlerinindirilmesini işaretedendüdüğüçaldı.Aynıandauzunboylu,ciddigörünüşlüvesakalsızbiradamhızla kömür kuyusunun başına doğru ilerledi. Tam kuyunun başına gelmişti ise makine binasınınsundurmasınınaltındakisessizvehareketsizgurubufarketti.Adamlar tanınmamak içinşapkalarınıiyice gözlerinin üzerine indirmiş, yüzlerini ise eşarplarıyla gizlemişlerdi. Müdür birden yaklaşanölümühissetti.Sonrabuhissiyoksayarakdikkatinitekraryabancılaraçevirdi.

"Sizkimsiniz?"diyesorduyabancılaradoğruyürürken."Buradaneişinizvar?"

Adamlar cevap vermediler. Onun yerine içlerinden genç olanı, Andrews bir adım öne çıkarakadamaateşetti.Oradabekleyenyüzmadencisankifelçolmuşgibihareketsizveçaresizbirşekildekalakalmışlardı.Karnındanvurulanadamiseikibüklümoluşbirşekildeelleriylekarnınıtutuyordu.Sendeleyerek uzaklaşmaya çalıştı fakat bu sefer de bir başka suikastçi ona ateş etti. Adam yeredüşmüş, sürünerek kaçmaya çalışıyordu. Birden İskoçyalımakinist bir öfke çığlığı attı ve binanınköşesindedurandemirbirsomunukaparakadamlarınüzerineatıldı,ancakyüzüneyediğiikikurşunsaldırısını tamamlamasına imkân vermedi.Kalabalığın içerisinden öfke ve acıma dolu homurtularyükseldivekalabalıkiçerisindeönsıralaradoğrubirdalgalanmaoldu.Fakatsaldırganlardanbazılarıaltı patlarlarını kalabalığın üzerine ama havaya doğrultarak ateş açtılar.Kalabalık bir anda iradesikırılmış ve perişan bir hâlde dağıldı. Bazıları Vermissa'daki evlerine döndüler. Bir süre sonraiçlerindenbazılarıcesaretlerinitoplayıpmadenegeridöndüklerindeisesaldırganlarçoktangitmişti.Katiller sabah sisi içerisinde kaybolurken arkalarında ne kendilerinin kim olduğuna dair tanıklıkedebilecekbirileri,nedepolisinkendilerineulaşmasınısağlayacakbirizvardı.

Scanlan ve McMurdo geri döndüler. Bu Scanlan'ın bizzat şahit olduğu ilk cinayetti vedurgunlaşmıştı.Kendigözleriylegördüğübucinayet,onasandığıkadareğlenceligelmemişti.Ölmüşmüdürün karısının çığlıkları kasaba dönünceye kadar kulaklarında çınladı. McMurdo düşünceleredalmışvesessizleşmiştiamaortağınınzayıflığınıdaonaylamıyordu.

"Savaşgibiolduğukesin,"diye tekrar etti. "Bizlerveonlar atasındabir savaş sadece.Biz sadecekarşılıkveriyoruz,değilmi?"

Birlik Evindeki Loca odasında o gece büyük bir eğlence düzenlendi. Sadece Crow HillMadenimüdürünün ve makinistin ölümünü kutlamak için değil, ama Loca'nın bölgedeki diğer şirketlerüzerindeki etkisini de arttıracağı ve onları hizaya getirecek bir olay olduğu için. Bölge delegesiVermissa'daki bu eyleme beş iyi adamını göndermesi karşılığında, onların da gizlice seçilmiş üçadamıStakeRoyal'danWilliamHales'i öldürmeküzeregöndermelerini istemişti.Hales,Gilmertonbölgesinin tanınmış ve başarılı maden sahiplerinden biriydi. Örnek bir işveren olduğundan budünyada ona düşman olacak kimse olmadığını düşünüyordu. Ancak işte verimliliği sağlamak içinLoca'yaüyeolanbazısarhoşvetembelişçilerinmaaşlarınıkesmişti.Kapısınabırakılantabutluuyarı

daonukararındandönmeyeiknaedememiş,buyüzdendebuözgürveuygarülkedeölümemahkûmedilmişti.

İnfazgerektiğigibigerçekleşmişti.ŞefinyanındakionurkoltuğundaoturanTedBaldwin,partininşerefkonuğuydu.Onunkırmızıyüzüvekançanağınadönmüşhülyalıbakışlarındanuykusuzlukvesarhoşluk okunuyordu. O ve iki suç ortağı bir önceki akşamı dağlarda geçirmişlerdi. Açıktakalmışlarveıslanmışlardıamaböyletehlikelibirgörevdendönüpdebukadarsıcakkarşılananhiçbirkahraman olmamıştır. Hikâye sevinç çığlıkları ve kahkahalar arasında tekrar ve tekrar anlatıldı.Akşam adamın geçiş yolu üzerindeki bir yüksek bir tepenin üzerinde pozisyon alarak adamın evedönmesini beklemişlerdi. Adam soğuktan korunmak için öyle bir giyinmişti ise bu yüzden hemensilâhınıçekmesimümkünolmamıştı.Onuatındanindirmişvedelikdeşiketmişlerdi.

HiçbiriadamıtanımıyorduamaonuöldürerekGilmerton'dakiVandallaraVermissa'dakiadamlaragüvenebileceklerini göstermişlerdi. Bu olaydaki tek talihsizlik, onlar adamın üzerine silâhlarınıboşaltırkenoradangeçenbirkarıkocaydı.Önceonlarıdavurmayıdüşünmüşler ancakmadenlerlebağlantısı olmayan zararsız insanlar olduklarından başlarına bir şey gelmelerini istemiyorlarsasessizkalmaları yolunda sertçeuyarıldıktan sonrayoladevametmelerine izinvermişler, sonra isekanlar içerisindeki cesedi diğer taviz vermez işyeri sahiplerine ibret olsun diye olduğu yerdebırakarakdağlarakaçmışlardı.

Vandallariçinharikabirgünolmuştu.Vadininüzerinedüşengölgeartıkdahadakaranlıktı.AkıllıbirgeneralnasılyenibirsaldırıiçindüşmanlarınakarşıkazandığızaferinhemensonrasınıseçervedüşmanlarınatoparlanmafırsatıvermezseMcGinty'dekendisinekarşıçıkanlarıezmekiçinbuzaferanını seçmişti. O gece yarı sarhoş topluluk dağılırken McMurdo'yu kolundan tutarak ilkgörüşmeleriniyaptıklarıodayagötürdü.

"İşte,şimditamsizegörebirişimvar,gençadam.Bunukendiellerinizleyapmalısınız.

"Bunuduyduğumasevindim,"diyecevapverdiMcmurdo.

"Yanınızda iki adam götürebilirsiniz –Manders ve Reilly. Görev konusunda bilgilendirildiler.ChesterWicox ayakaltında dolaştıkça bu bölgede iş yapmamız zor.Onun işini hallettiğiniz zamanmadenbölgesindekiherLoca'nıntakdirinikazanacaksınız."

"Elimdengelenineniyisiniyapacağımdaneminolabilirsiniz.Peki,okimveneredebulacağım?"

McGinty ağzından eksik etmediği omeşhur yarı çiğnenmiş purosunu eline aldı ve cebinden notdefterindekoparılmışbiryapraküzerineçizilmişbirkrokiçıkardı.

"IronDykeşirketininustabaşısı.Sertbiradamdır.Eskideneskibirasker,çavuşmuş.Onu ikidefaöldürmeyeçalıştıkamaşansımızyavergitmedi.JimCarnaway'idebuyüzdenkaybettik.Şimdibuişisiz halletmelisiniz. Haritada da görüldüğü gibi Iron Dyke'a giden kavşaktaki tek ev. Silâh atılsayakınlardaduyacakkimseyok.Amabuişigündüzyapamazsınız.Silâhınıherzamanyanındataşıyor.Üstelikdesorusormadan,hızlıveisabetliatışyapar.Buyüzdenişinigecebitirmelisiniz.Evdekarısı,üççocuğubirdeyardımcısıvar.Seçemezsin.Yahepyahiç.Kapıyabirfıçıbarutkoyarsonradabirfitille-"

"Adamneyaptı?"

"SizeJimCarnaway'iöldürdüğünüsöylemedimmi?"

"Amaonunedenvurduğunusöylemediniz."

"Sizin neyiniz var?AkşamCarnaway onun evinin civarındaydı, o da onu vurdu.Bu kadarı siziniçindebenimiçindeyeterli.Buişihemenvedoğrubirşekildehalletmelisiniz."

"Pekiyaoikikadınveçocuklar.Onlarıdamı?"

"Onlarıda.Yoksaadamınasılhaklayacaksınız?"

"Onlaryanlışbirşeyyapmadılar,onlarıöldüremem."

Bunebiçimbirkonuşma?Buişiyapmayacakmısınız?"

SakinolunŞef,sakinolun.KendiLocamınEfendisininbiremrinekarşıçıkacağımıdüşündürecekbirşeymisöyledimveyabirşeymiyaptım?Yanlışveyadoğru,kararsizeait."

"Ohâldeyapacaksınız?"

"Tabikiyapacağım."

"Nezaman?"

"Banabirveyaikiakşamverin.Önceevibirgörmemlazımkionagöreplanyapacağım.Sonra"

"Çok iyi," dedi McGinty onu eliyle sarsarak. "Nasıl biliyorsan öyle hallet. Bize ölüm haberinigetirdiğinzamanharikabirgünolacak.Buonlarıdizlerininüzerinedüşüreceksondarbeolacak."

McMurdo aniden ortaya çıkan bu görev üzerinde uzunca bir süre derin derin düşündü. ChesterWilcox'un yavaşıdığı ev kasabadan 8 kilometre uzakta, yandaki bir vadideydi.Bir sonraki gün tekbaşınabölgeyikeşfegitti.Geridöndüğündegünçoktanağırmıştı.Ertesigünikiadamıyla,Mandersve Reilly ile bir değerlendime yaptı. Bu cüretkâr gençler sanki geyik avına çıkacakmışçasınaneşeliydi. Üç gün sonra üçü kasabanın dışında buluştular. Hepsi de silâhlıydı. Bir tanesi taşocaklarındakullanılancinstenbirtorbabarutgetirmişti.Evevardıklarındasaatsabahınikisiydi.Havarüzgârlı ve bulutluydu. Ay zaman zaman bulutların arkasında kalıyordu. Av köpeklerine karşıuyarılmış olduklarından silâhları ellerinde ve dikkatli bir şekilde eve yaklaştılar. Fakat rüzgârınsesinden başka ses, tahtaların sallanmasından başka hareket yoktu.McMurdo evin kapısına gelerekiçeriyidinledi. İçeridenhiçsesgelmiyordu.Sonrabarut torbasınıkapınındibinekoyarakbıçağıylatorbanınkenarındabirdelikaçtıvefitilibudeliğeyerleştirdi.Herşeyhazırolduğundaoveikiadamıevdenuzaklaştılarvepatlamadanhemenöncebirçukuruniçerindesiperaldılar.Bucemiyetinkanlıtarihindehiçbukadartemizbirişyapılmamıştı.Amabukadariyiplanlanmışvecesurcauygulanmışbir plan maalesef boşa gitmişti! Diğer kurbanların başlarına gelenlerden tedirgin olan ChesterWilcox,olaydanbirgeceönceailesiylebirliktepekbilinmeyenvepoliskorumasıaltındaolanbaşkabir evine taşınmıştı. Barutla havaya uçan ev tamamen boştu ve sert piyade çavuşu Iron Dyke'lımadencilerehâlâdisiplinöğretiyordu.

Loca'dakitoplantıda"Onubanabırakın,"dediMcMurdo."Obenimveonuhaklamakiçinbiryılbilebeklememgerekseonumutlakahaklayacağım."

BütünLocaonaminnetvegüveninialkışlarlabelirttiktensonrakonuoaniçinkapandı.BirkaçhaftaWilcox'un pusuya düşürülüp vurulduğu haberi gazetelerde yayınlandığında bunu yapanın yarımkalmışişiüzerindeçalışanMcMurdoolduğuLocaüyeleriarasındabilinenbirsırdı.

İşte Özgür Adamlar Örgütünün Vandalların büyük ve zengin bir bölgeye korku salmalarını vevarlıklarıylabölgeyitekinsizkılmalarınısağlayanmetotlarveicraatlarıbunlardı.Busayfalarınsuçla

dahafazlakirlenmesinegerekvarmı?İcraatlartarihtekiyeriniçoktanaldı,eylemlerindetaylarıiseçoktanpoliskayıtlarınagirildi. İsteyenbukayıtlarabakabilirvemeselabucemiyetin ikiüyesiolaniki kişiyi tutuklamaya kalkan polismemurlarıHunt ve Evans'ın nasıl vurulduğunu öğrenebilir. BuVermissa Loca'sında planlanmış ve iki silâhsız adamın soğukkanlılıkla öldürülmesiylegerçekleştirilmişbirçiftecinayetolayıydı.YinekocasınahastabakıcılıkyapanBayanLarbey'inŞefMcginty'nin emriyle öldüresiye dövülmesi de bu kayıtlardan yer alan bir başka olaydır. İhtiyarJenkine'nin öldürülmesi, arkasındanda kardeşi JamesMurdoch'un sakatlanması, Staphous ailesininhavayauçurulması,Stendallar'ınöldürülmesivebirbiriardınameydanagelenbütünolaylarınhepsiyine aynı kış gerçekleşmiştir. Korku Vadisi'nin üzerinde karanlık bir gölge vardı. Sonunda akanderelerveçiçekaçanağaçlarlabirlikteilkbahargeldi.Uzunbirsüredirterörünpençesindeolanvadiiçinbelkibirümitvardı,amaovadideyaşayanlariçinbuterördenkurtulmaümidiyoktu.Vadihiçbirzaman1875yılınınyazındakikadarkaranlıkveumutsuzbiryerolmamıştı.

ALTINCIBÖLÜM

TEHLİKETerör krallığının yükseldiği dönemdi. McMurdo'da iç Diyakon olarak seçilmişti. Yine aynı

dönemdebaşarılıVücutEfendisiMcGintykomiteninaranılanüyesihâlinegelmiş,herkonudayardımve tavsiyesi aranır olmuştu.AncakKardeşler arasında popülerleştikçe,Vermissa sokaklarında onuselamlayanların bakışları daha da karanlık ve öfke dolu oluyordu. İnsanlar korkularına rağmentacizcilerinekarşıbirleşmevekarşıkoymaeğilimigöstermeyebaşlamışlardı.Heraldbinasındagizlitoplantılar yapıldığı ve yasaya sadık insanlara silâh dağıtıldığı yolunda söylentiler Loca'ya kadarulaşmıştı. Ancak McGinty ve adamları bu raporlar karşısında herhangi bir endişe belirtisigöstermemişlerdi.Onlar kalabalık, iradeli ve iyi silâhlıydılar.Düşmanları isedağınıkve zayıftılar.Geçmişteolduğugibiyineanlamsızkonuşmalarvebelkidebirkaçolası tutuklamadışındabir şeyolmayacaktı.McGinty,McMurdovediğercesurruhlaraböylediyordu.

MayısayınınbirCumartesiakşamıydı.Loca'nıntoplanmaakşamıolanCumartesiakşamı,Örgüt'ünzayıfkardeşiMorris,onugörmeyegeldiğindeMcmurdo toplantıyakatılmak içinçıkmaküzereydi.Kaşlarıçatıktı.Herzamankinazikgülümseyişindeneseryoktu.

"SizinleaçıkaçıkkonuşabilirmiyimBayMcMurdo?"

"Tabiki."

"Sizinle bir kere açık açık konuşmuştum Siz ise Şef'in bizzat size gelip ne konuştuğumuzusormasınarağmenonabirşeysöylememiştiniz."

"Siz bana güvenirken başka ne yapabilirdim? Yoksa sizinle hemfikir olduğumdan saklamadımsırrınızı."

"Bunu gayet iyi biliyorum. Ama siz güvenebileceğim ve bunları konuşabileceğim tek kişisiniz.Benimsöylemek istediğimbir sırrımvar.Beni içten içekemiriyor.Keşkebubaşkabirineolsaydı.Bunu söylersem beni kesin öldürürler. Ama söylemezsem de bu hepimizin sonu olur. Tanrım,korkudanölüyorum!"

McMurdoadamışöylebirsüzdü.Zangırzangırtitriyordu.Birbardağaviskikoyarakadamaverdi.

"Busizeiyigelir,"dedi."Şimdibananelerolduğunusöyleyin."

Morrisviskiyiiçinceobembeyazolmuşyüzüneazdaolsarenkgeldi.

"Tekkelimedesöyleyebilirim.Peşimizdebirdedektifvar."

McMurdoadamaşaşkınlıklabaktı.

"Ne,sizdelirdinizmi?Burasızatendedektifvepolisdolu.Bizebugünekadarnezararlarıolduki?"

"Hayır,hayır;adambubölgedendeğil.Sizindedediğinizgibi,buradakileritanıyoruzveonlardabizepekfazlazararveremezler.Pinkerton'ıhiçduydunuzmu?"

"Öylebirşeylerduyduğumuhatırlıyorum."

"Size şu kadarını söyleyeyim, onlar peşinizdeyse hiç şansınız yok demektir. Bu olursa olur,olmazsa olmaz durumu değil. Hükümet meselesi. Bu konuyu bu kadar önemli kılanda o. Bir işi

ellerine aldılar mı, sonun kadar gidiyorlar. Eğer bu işe Pinkerton el attıysa, hepimiz mahvoldukdemektir."

"Onuöldürmeliyiz."

"Ah, ilk aklınıza gelen bumu?Loca'da aynı şekilde düşünecek tabiî ki. Bu işin sonunun cinayetolacağınısöylemedimmi?"

"Hayır,amanedenolmasın?Zatenbubölgededeyeterinceyaygındeğilmi?"

"Orasıöyleelbette,amabuadamınöldürülmesigerektiğinisöyleyecekolanbendeğilim.Birdahaasla huzur bulamam. Tabi bu tehlikede olanın bizim hayatlarımız olduğu gerçeğini değiştirmiyor.Tanrıaşkınaneyapacağım?"Adamkararsızlıklaodanıniçerisindebirileribirgerigidipgeliyordu.

Fakat sözleri McMurdo'yu düşündürmüştü. Tehlike ve onun halledilmesi konusunda o dadiğerleriyleaynıdüşünceleripaylaşıyordu.Morris'iomzundantuttuvedostçasarstı.

"Kendinegelbeadam,"diyeheyecandantizleşmişbirseslebağırdı."Buradayaşlıkadınlarınölümübeklerken feryatetmesigibi feryatedipduramazsın.Birdurumdeğerlendirmesiyapalım.Buadamkim?Nerede?Ondannasılhaberinoldu?Bananedengeldin?"

"Sana geldim, çünkü bana fikir verebilirsin. Buraya gelmeden önce sana Doğu kıyısında birmağazam olduğundan bahsetmiştim. Orada iyi arkadaşlarım vardı. Bir tanesi de telgrafmerkezindeydi.İştedünondanaldığımmektup.Busayfa.İşteşubölüm.Başındansonunakadaroku."

McMurdo'nunokuduklarışöyleydi:

"Sizin oradaki Vandallar neler yapıyor? Gazetelerde onlardan çok sık bahsediliyor. Benigelişmelerdenbiranöncehaberdaretmenibekliyorum.Beşbüyükşirketveikidedemiryolufirmasıbu işi son derece ciddiye alıyorlar.Hemde o kadar ciddiye alıyor ise işinizi bitireceklerine eminolabilirsin. İlerleme kaydediyorlar. Pinkerton olayı sıkı tutmak için emir aldı. Soruşturmayı en iyiadamı,BirdyEdwardsyürütüyor.Buişeşimdibirsonverilmeli."

"Şimdidedipnotuoku."

"Tabii ki sana verdiklerim, iş dolayısıyla öğrendiklerim.Ama bundan fazlası var. Bunu her günbahçendegördüğünamaanlayamadığınbirtürşifrelimesajgibidüşün."

McMurdo elindemektupla bir süre sessizce oturdu.Bir anlığına sis kayboldu ve önündeki derinçukurugördü.

"Bunubaşkabilenvarmı?"diyesordu.

"Hiçkimseyesöylemedim."

"Fakatbuadam–arkadaşın-böylebirşeyiyazabileceğibaşkabirarkadaşıvarmı?"

"Şey,sanırımbirveyaikikişiyedaha."

"Loca'danmı?"

"Oldukçamümkün."

"Soruyorum çünkü şu Birdy Edwards denilen adamın tarifini vermiş olabilir. Kim olduğunu

öğrenirsek,peşinedüşebiliriz."

"Mümküntabi.Amaonutanıdığınısanmıyorum.Banasadeceonaişisayesindeöğrendiğihaberleriaktarıyor.YoksabuPinkertondenilenadamıneredentanısın?"

McMurdobirdenyerindensıçradı.

"Tabi ya!" diye bağırdı. "Onun kim olduğunu biliyorum. Nasıl da daha önce fark edemedim.Tanrım, çok şanslıyız! Bize zarar vermeden onun icabına bakacağız. Bu işi bana bırakacakmısınMorris?"

"Tabiki.Yeterkibenibuiştenkurtar!"

"Bunu yapacağım. Sen sadece otur ve benim dönmemi bekle. Senin adın bile geçmeyecek. Bumektubunbanageldiğinisöyleyeceğim.Busenirahatlatırmı?"

"Bendebunusoracaktım."

"O zaman böyle yapacağı. Bu işi kafana takma artık. Şimdi Loca'ya gideceğim. Yakında yaşlıPinkertonçoküzgünbiradamolacak."

"Buadamıöldürecekmisiniz?"

"Buadamıöldürmeyeceksiniz,değilmi?"

"Ne kadar az bilirsen, dostumMorris, vicdanın o kadar rahat olur ve daha rahat uyursun. Sorusorma,bırakherşeyolacağınavarsın.Artıkbubenimsorunum."

"Onunkanınıellerimdehissediyorum,"diyeinledi.

"Amakendinikorumakcinayetdeğildir,"dediMcMurdozalimcebirgülümsemeyle."Yaoyabiz.Sanırım bu adamı kendi hâline bırakırsak, bizi yok edecek. Aslında Loca'yı kurtardığınızıdüşünürsek,nedensiziVücutEfendisiseçmeyelim,KardeşMorris?"

Busözlerilafolsundiyesöylemediğivesözlerindegayetciddiolduğusöyleyişşeklindenbelliydi.Belkisuçluvicdanındandolayı;belkiPinkertonTeşkilatı'nınünündendolayı;belkibüyükvezenginşirketlerinVandallarıyoketmektekararlıolduklarınıöğrendiğiiçin;amasebepherneisetavırlarıenkötüye hazırlanan bir insanın tavırlarıydı. Evden çıkmadan önce onu zan altında bırakabilecek herkâğıdıyoketti.Sonra isegüvendeymişgibiderinbirohçekti; ama tehlikedeolduğunubilmekonuhuzursuz ediyordu.Bu yüzdenLoca'ya gitmeden önce ihtiyar Shafter'ın evine uğradı. Eve gelmesiyasaktı. O yüzden camı tıklattı ve Ettie'yi dışarı çağırdı. Ettie, dışarı yanına geldi. Gözlerindekiİrlandalıvahşiliğigitmişti.Samimiyüzündentehlikeokunuyordu.

"BirşeyolduJack!"diyebağırdı."Tehlikedesin!"

"Çokkötübirşeyyoktatlım,amaişlerkötüleşmedenbirşeyleryapmakdaakıllıcaolacak."

"Birşeyyapmak!"

"Sana bir gün bunları arkada bırakacağımıza söz vermiştim. Sanırım zamanı geliyor. Bu akşambazıhaberleraldım–kötühaberler-vebelanıngeldiğinigörebiliyorum."

"Polismi?"

"AslındaPinkerton.Amaonunhakkındaveyaonunbenimgibiler içinnedemekolduğuhakkındabirfikrinolduğunusanmıyorumacushla.Buişeiyicebulaştım,amabiranöncedesıyrılmamlazım.Banagidecekolursambenimlegeleceğinisöylemiştin.

"BuseninkurtuluşunJack."

"Ben bazı konularda daima dürüst bir insan oldum Ettie. Ne senin saçının tek bir teline zararverebilir, de seni gördüğüm o bulutların üzerindeki altın tahtından indirebilirim. Bana güveniyormusun?"

Hiçbirşeysöylemeden,onunelinituttu.

"O hâlde sana söyleyeceklerimi dinle ve sana söylediklerimi aynen yap. Çünkü kurtuluşumuzsadecebunabağlı.Bunukemiklerimdehissediyorum.Birçoğumuzunkendibaşınınçaresinebakmasıgerekiyor.Bendeonlardanbiriyim.Eğergidecekolursam–geceveyagündüz-senbanagelmelisin."

"SeninpeşindengeleceğimJack."

"Hayır, hayır; benimle geleceksin. Eğer bu vadi bana kapanırsa, asla geri gelemem. Polistensaklanırken vemesaj gönderme şansım da yokken seni nasıl arkamda bırakırım?Benimle birliktegelmelisin. Geldiğim yerde güvenebileceğim bir tanıdığım var. İyi bir kadın. Seni evlenebilecekdurumagelinceyekadaronaemanetedeceğim.Gelecekmisin?"

"EvetJack,geleceğim."

"Bana güvendiğin için Tanrı seni kutsasın. Eğer güvenine ihanet edersem bana lânet olsun. SanahabervereceğimEttie.Sendeherşeyibırakıpistasyonagelecekvebeklemesalonundaoturupbenimgelmemibekleyeceksin."

"GeceveyagündüzJack.Teksözünlegeleceğim."

Bu şekilde kafası rahatlamış olan Jack, kaçışını planlamaya başladı. Loca'ya geldiğinde toplantıçoktanbaşlamıştıveiçeriyegirmesiancaktoplantınıngüvenliğinisağlayaniçvedışkorumalaraözelişaretleri yaptıktan sonramümkünolmuştu.Gelişimemnuniyetlekarşılandı.Uzunodakalabalıkvesigaradumanıkaplıydı.DumanlarınarasındanMcGinty'ninyapmacıktavırlarını,Baldwin'inzalimvedüşmancabakışlarını,veznedarınaçgözlüyüzünü,sekreteriveLoca'nın liderleriarasındayeralandaha bir düzine insanı görebiliyordu.McMurdo, getirdiği haberler üzerine yapacakları yorumlarıdüşünerekneşelendi.

"Sizigördüğümüzesevindikkardeş!"dedibaşkanyüksekbirsesle."Kararabağlanmasıiçinadilbiryargıcaihtiyaçduyulanbirmeseleyleyüzyüzeyiz."

KonuLanderveEgan,"diyeaçıkladıonunyanındaoturanbirbaşkası."HerikisideStylestown'daöldürülenyaşlıCrabbeiçinLoca'nınkoymuşolduğuödülparasındahaktalepediyorlar.Hangisininateşettiğinikimbilebilirki?"

McMurdoayağakalktıveelinikaldırdı.Yüzündekiifadesalondakilerindikkatiniçektiveodayabirölümsessizliğiçöktü.

"SaygıdeğerEfendim,"dediciddibirsesle."Önceliktalepediyorum."

"KardeşMcMurdoönceliktalepediyor,"dediMcGinty.Locakurallarımızgereğikendisineönceliktanınmıştır.,Şimdikardeşim,sizidinliyoruz."

McMurdomektubucebindençıkardı.

"SaygıdeğerEfendim, sevgili tarikat kardeşlerim,bugün sizlerekötühaberler getirdim.Fakat budurumunbiliniptartışılmasıtepemizeanidengelipbiziyokedecekbirdarbedeniyidir.BuEyalet'inengüçlüvezenginkuruluşlarınınbiziyoketmekiçinbirarayageldikleriniöğrenmişbulunuyorum.Şu anda bir Pinkerton dedektifi olanBirdyEdwards vadide hepimizi hapse, birçoklarımızı ise ipegötürecekdelilleritoplamaklameşgul.Önceliktalepetmemigerektirendurumiştebu."

Odayıkaplayanölümsessizliğinibaşkanbozdu.

"Bunudestekleyecekbirdelilvarmıelinizde,KardeşMcMurdo?"

"Bukonudabiruyarımektubualdım,"dediktensonramektubuyükseksesleokudu."Bumektubunnasıl elime geçtiğini size söyleyemem veyamektubu size teslim edemem.Bu benim için bir onurmeselesidir. Ama mektupta Loca'yı ilgilendiren başka bir şey olmadığına da sizi temin ederim.Haberialıralmazsizegeldim."

"Şunu söylemeliyim ise Bay Başkan," dedi yaşlıca bir kardeş, "Birdy Edwards'ın 'Pinkerton'ınörgütündekieniyiadam'olarakünyaptığınıduymuştum."

"Onungörünüşühakkındabilgisiolanvarmı?"diyesorduMcGinty.

"Evet,"dediMcMurdo."Ben."

Salondanbirşaşkınlıkmırıltısıyükseldi.

"Onunelimizinaltındaolduğunainanıyorum,"dedineşelibirgülümsemeyle."Eğerhızlıveakıllıcadavranırsak,buişihemenbitirebiliriz.Korkmamızagerekyok."

"Nedenkorkacakmışızki?İşlerimizhakkındanebiliyor?"

"Eğerherkessizinkadar sadıkolsaydı,haklıolduğunuzusöylerdimSayınMeclisÜyesi.Amabuadamınarkasındazenginkapitalistlervar.SizLoca'dasatınalınamayacakzayıfbirkardeşolmadığınımısanıyorsunuz?Bizimsırlarımızıverecek–belkideverdibile.Sadecetekbirçözümyoluvar.

"Vadiyiaslaterketmemeli,"dediBaldwin.

McMurdoonayladı.

"Kesinlikle haklısınız, Kardeş Baldwin. Sizinle benim bazı sıkıntılarımız oldu, ama bu gece çokdoğrubirşeysöylediniz."

"Pekineredeo?Onunasıltanıyacağız?"

"SaygıdeğerEfendim,"dedisamimiyetleMcMurdo,"BununLoca'daaçıkçatartışılamayacakkadarönemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Tanrı esirgesin, kimseyi zan altında bırakmak istemem,amabuadamınkulağınaenufakbirdedikodubileulaşırsa,onuelegeçirmeşansımızıkaybederiz.Loca'nın bu konuyu görüşecek güvenilir bir komite seçmesini talep ediyorum, Sn. Başkan. TabiuygungörürsenizsizearalarındaKardeşBaldwin'indeolduğualtıkişiyibenönermekistiyorum.Ozamanbildiklerimveneleryapılmasıgerektiğikonusundarahatçakonuşabilirim."

Öneri hemen kabul edildi ve bir komite oluşturuldu. Komitede Başkan'ın ve Baldwin'in dışında,haris veznedar Harraway; acımasız genç suikastçı, Kaplan Comac; mali işler sorumlusu Carter;

hiçbirşeydensakınmayankorkusuzvetehlikeliWillabykardeşlervardı.

Loca'nıngelenekselkapanışeğlencesikısavedurgundu.Adamlarsonderecekeyifsizdi.Uzunsüreistediklerigibiatoynattıklarıotopraklarınüzerineşimdikanunlarıngölgesidüşüyordu.Başkalarınınonlardan korkmasına o kadar alışmışlardı ise bir gün yaptıklarının cezalandırılabileceğine hiçihtimal vermemişlerdi. Şimdi ise böyle bir olasılığın belirmiş olması onları endişelendirmişti.Liderlerinitoplantıdabırakarakerkendendağıldılar.

"Şimdi, McMurdo," dedi McGinty. Artık yalnızdılar. Yedi adam da oturdukları yerde âdeta taşkesilmişbekliyorlardı.

"Birdy Edwards'ı tanıdığımı söylemiştim," diye açıkladıMcMurdo. Herhâlde burada kendi adınıkullanmadığınısöylememegerekyok.Cesurolabilir,amadeliolduğunudasanmıyorum.Hobson'sPatch'daSteveWilsonadıylakalıyor."

"Bununeredenbiliyorsun?"

"Çünküonunlakonuşmuştum.Tabiozamanbununüzerindepekfazladurmadım,amabumektubualınca tekrar düşündüm ve... Adamımızın o olduğuna eminim. Ona Çarşamba günü işe giderkenarabadarastladım.İnsanancakbukadarşanslıolur!Gazeteciolduğunusöylemiş,ozamanbendeonainanmıştım. New York Press adına çalıştığını ve Vandallar ile 'vahşet' olarak tanımladığı olaylarhakkında her şeyi öğrenmek istediğin söylüyordu.Gazetesi içinmiş gibi göstererek bana her türlüsoruyusordu.Elbetteisehiçbirşeysöylemedim.'Banaistediklerimiverin.Eğereditörümünhoşunagidecekbirşeylerverirseniz,karşılığınıdaalırsınız.Hemdefazlasıylaalırsınız'demişti.Bendeonaonumemnun edecek bir şeyler söyledim.O da karşılığında yirmi dolar verdi. 'Bana istediklerimisağlayabilirsen,sanabununonkatınıödeyebilirim'dedi.

"Onanesöyledinizki?"

"Oanuydurduğumbirkaçşey."

"Onungerçektengazeteciolmadığınıneredenbiliyorsun?"

"İkimizdeHobson'sPatch'daindik.Dahasonraonatelgrafofisinderastladım.Oradançıkıyordu.

'Şuna bak, sanırım bunu çifte ücretlendirmeliyiz' demişti operatör ve Çinceye benzer bir şeyleryazmıştı.Neolduğunusorduğumdaise'Hergünbutürbirsürüşeygönderiyor.Gazetesiiçinhaberyapıyormuş'demişti.Başkalarınınneyazdığınıöğrenmesinidebusebepleistemediğinidüşünmüştük.Yaniozamantelgrafoperatörüdebendeöylesanmıştık.Amaşimdidahafarklıdüşünüyorum."

"İnanılmaz,amasanırımhaklısın!"dediMcGinty."Peki,neyapmamızıöneriyorsun?"

"Nedenhemengidipişinibitirmiyoruz?"diyeönerdibirisi.

"Evet,nekadarerkenolursaokadariyiolur."

"Eğer onu nerede bulabileceğimizi bilseydim, şimdi işini bitirirdim," dedi McMurdo. "HobsonPatch'de olduğunu biliyorum, ama nerede kaldığını bilmiyorum. Ama eğer dinleyecek olursanız,benimbirönerimvar."

"Nedir?"

"Yarın sabah Patch'a gideceğim. Telgraf merkezindekiler nerede oturduğunu biliyordur belki.

Sonra da ona Kardeşliğin bir üyesi olduğumu, Loca'nın bütün sırlarını para karşılığında onaverebileceğimisöyleyeceğim.Bununüzerineatlayacağınabahsegirerim.OnaelimdeLocaileilgilibelgelerolduğunuve istersegösterebileceğimisöyleyerekdeevimeçağıracağım.Onusaatongibieveçağıracağım.Geldiğizamandaherşeyigörecekzaten.Elimizdeolacak."

"Sonra?"

"Sonrasınıda sizplanlayın.DulMcNamara'nınevinincivarındabaşkabir evyok.McNamara isegüvenilirdir.Ayrıcadasağırdır.ZatenevdebenveScanlan'danbaşkakalandayok.Eğerkabulederse–ki zaten size haber vereceğim- hepinizin de akşam saat dokuzda bende olmanızı istiyorum. Onumutlakahaklayacağız.Eğercanınıkurtarabilirse,gerçektenbüyükbirmucizeolur."

"Pinkerton'dapersonelaçığıolacakha,"dediMcGinty.

"Kesinlikle. Yarın dokuzda sizlerle buluşacağız. O geldikten sonra ise kaderi bizim ellerimizdeolacak."

YEDİNCİBÖLÜM

BIRDYEDWARDS'ATUZAKMcMurdo'nunkaldığıev,onundasöylediğigibigerçektendesondereceıssızvebutürbirsuçiçin

gayet uygun bir yerdeydi. Kasabanın tam sınırında, yoldan ise uzaktaydı. Eğer durum daha farklıolsaydı, komplocular, daha önce de defalarca yaptıkları gibi adamı dışarıya çıkartıp bütünkurşunlarınıüzerinesıkabilirlerdi.Amaşimdiadamınnebildiğini,bildiklerininasılöğrendiğiniveöğrendiklerininnekadarınıişverenlerinebildirdiğiniöğrenmelerigerekiyordu.Geçkalmışolmalarıve adamın bütün işini bitirmiş olması da olasıydı. Eğer durum buysa, en azından buna sebep olanadamdan intikam almış olacaklardı.Ama dedektifin henüz önemli bir şey öğrenememiş olmasınındahamuhtemelolduğunudüşünüyorlardı.AksitakdirdeMcMurdo'nunonaverdiğiuydurmabilgileriyazıpiletmekzahmetinegirmezdi.Durumherneisezatenbunuyakındakendiağzındanduyacaklardı.Onubir kere elegeçirdiklerindenasıl olsakonuşturmanınbir yolunubulacaklardı.BirdyEdwardskarşılaştıklarıkonuşmayaisteksizilkşahitBirdyEdwardsolmayacaktınasılolsa.

McMurdoanlaştıkalrıüzereHobsonPatch'agitti.PolisosabahonagaripbirilgigöstermişveonuChicago'dan tanıdığını söyleyenYüzbaşıMarvin istasyondabeklerkenonunla konuşmak istemiş, oise arkasını dönüp konuşmayı reddederek oradan uzaklaşmıştı. O gün öğleden sonra görevdendönerekBirlikEvi'ndeMcGintyilegörüştü.

"Geliyor,"dedi.

"İyi,"dediMcGinty.Göğsündekizincirleriveucundakielmaszenginliğinindışavurumuydu. İçkive politika Şef'i güçlü olduğu kadar da zengin bir insan yapmıştı. Bu yüzden de bir gece öncekarşısınaçıkanhapishanegirmevedarağacınagitmeolasılığıonadahadakorkunçgeliyordu.

"Nekadarınıbildiğiniöğrenebildinizmi?"diyesorduendişeyle.

McMurdosıkıntıylabaşınısalladı.

"Bir süredir–enazaltıhaftadır-buradaymış.Vaktiniboşageçirmediğineeminim.Eğerbukadarzamandıraramızdakaldıysa,demiryollarınınonasağladığımaddiimkânlarıdadüşünürsek,önemlibilgilereulaştığınıveonlarıişverenlerinebildirdiğinivarsayabiliriz."

"Loca'dazayıfadamyoktur,"diyeMcGinty."Hepsideçelikgibidir.AmatabişuaşağılıkMorrisdevar.Ondannehaber?Eğerbiribizieleverdiyse,kesinlikleodur.Akşambirkaçkişiyigönderiponudövdürtmeyivenelerbildiğinisordurmayıdüşünüyorum."

"Evet, bundan zarar gelmez," diye cevap verdiMcMurdo. "Morris'ten hoşlandığımı ve ona zarargelmesinin beni üzeceğini reddetmeyeceğim. Bir iki defa benimle Loca'nın işleri hakkındakonuşmuştu.Hernekadarolaylarasizinveyabenimgibibakmasadabanahiçbirzamanbirispiyoncugibigörünmedi.Amasizinleonunarasınagirmekdebanadüşmez."

"Oihtiyarşeytanındaicabınabakacağım.Yeminederimbakacağım,"dediMcGinty."Bütünyılonuizledim."

"Bunu en iyi siz bilirsiniz," diye cevap verdiMcMurdo. "Ama her ne yapacaksanız, bunu yarınyapmalısınız. Şu Pinkerton olayı çözülene kadar göze batmamalıyız. Bu aralar polisin ortalardadolaşmasınahiçihtiyacımızyok."

"Haklısın," dedi McGinty. "Zaten bilgileri nereden aldığını Birdy Edwards tan öğreneceğiz.

Ellerimizlekalbinisökmemizgereksedeöğreneceğiz.Sencetuzağınkokusunualmışmıdır?"

"McMurdogüldü.

"Sanırım onu hassas noktasından yakaladım.Vandal-ların yakalamak uğruna izleri sonuna kadartakipetmeyehazır.Banaparaverdi,"dedigülerekvebirdesteparaçıkararakMcMurdo."Belgelerigördüktensonraiseçokdahafazlasınıverecek."

"Nebelgesi?"

"Belgefalanyokcanım.Amatüzükleri,kurallarıveüyelikformlarınıfalanbirarayagetirerekbirşeylerhazırladım.Ayrılmadanönceherşeyiöğrendiğindeneminolmakistiyor."

"İnanç,işteburada,"dedivahşibirifadeyleMcGinty."Belgelerinedenseningetirmediğinisormadımı?"

"Benim gibi zan altında birini o tür şeyleri taşıması doğru mu? Hem tam da bugün istasyondaYüzbaşıMarvinbenimlekonuşmayakalktıktansonra!"

"Evet,onuduydum,"dediMcGinty.Sanırımişinzortarafısanadüştü.Adamıöldürüpcesedinideeskibirmadeneatabiliriz,amabuadamınHobsonPatch'deyaşadığıvesenindebugünoradaolduğunkonusundabirşeyyapamayız."

McMurdoomuzsilkti.

"Eğerbuişidoğruyaparsak,kimsecinayetolduğunuiddiaedemez,"dedi."Karanlıktaevegeldiğinikimsegöremez.Ayrılırkendekimseningörmemesini sağlayacağım.Sizeplanımıanlatayım, sizdediğerlerinebildiripherkesimplanauymasınısağlayın.Sizinöncedengelmenizlazım.Ogeldiğindekapıyıüçkerevuracak,bendeonuiçerialacağımvekapıyıkapatacağım.Odaelimizdeolacak."

"Bukolayvedüzbirplan."

"Evet,amasonrakiadımlariyidüşünmeyigerektiriyor.Köşeyesıkışmışamaiyisilâhlıolacak.Onukandırdım ama yine de tedbirsiz olacağını sanmıyorum.Onu benimle yalnız buluşmayı beklerkenbirdenyediadamınbulunduğubirodayaalırsamneolacağınısanıyorsunuz?Kesinçatışmaçıkacakvebirilerizarargörecek."

"Öyle."

"Tabisilâhsesleridekasabadakiheraynasızıbaşımızaçekecek."

"Sanırımhaklısın."

"Benim planım şöyle. Siz, benimle konuşmaya geldiğinizde oturduğumuz o büyük odadabekleyeceksiniz.Beniseonukapınınyanındakiyatakodasınaalacağımvebenbelgelerigetirinceyekadar orada beklemesini söyleyeceğim. Bu da bana içerideki gidişat hakkında sizinle konuşmaimkânı sağlayacak. Sonra düzmece belgelerle yanına gideceğim. O belgeleri incelerken üzerineatlayıp kolunu tutacağım ve silâhını çekmesine engel olacağım. Size seslendiğimde gelirsiniz. Nekadaraceleedersenizokadar iyiolur,çünkügüçlübirivebaşedemeyebilirim.Amasizgelinceyekadardaonututabileceğimidüşünüyorum."

"Bu iyi bir plan," dedi McGinty. "Loca bundan dolayı sana borçlu olacak. Sanırım koltuğumubırakırken,bendensonraonaoturacakkişininadınısöyleyebilirim."

"Elbetteamabensıradanbirüyedenancakbirazdahaiyiyim,"dediMcMurdo.Amayüzifadesindenadamıniltifatıhakkındanedüşündüğübelliydi.

Eve döndüğünde o zorlu akşam için kendi hazırlıklarını yapmaya koyuldu. Önce Smith &Wesson'unu temizleyipyağladı.Sonradedektifi tuzağadüşürmeyi planladığı odayı gözdengeçirdi.Ortasındauzunbiryemekmasası,ucundaiseocakolanbüyükbirodaydı.Odanınherikitarafındadapencerelervardı, ancakbunlarıkapatacakperdeyoktu.Sadece tüllervardı.Evingizlilikgerektirenböyle bir iş için pek de uygun olmadığını fark etmişti. Yine de yoldan uzak olması bir avantajdı.Sonunda konuyu ev arkadaşıyla konuşmaya karar verdi. Scanlan'da bir Vandal olmasına rağmeninsanlarıincitmeyenancakarkadaşlarınınbaskısınaboyuneğmekzorundakalmışvebazenkatılmayazorlandığıkanlıeylemlerdengizlicedehşetedüşenzayıfbiriydi.McMurdoolacaklarkonusundaonubilgilendirdi.

"Senin yerinde olsaydım,Mike Scanlan, bu gece eve gelmez ve bu işten uzak dururdum. Sabaholduğundaburasıkangölünedönmüşolacak."

"HaklısınMac.",diyecevapverdiScanlan."İsteyerekdeğil,amakorkuyüzündenbuişiniçindeyim.Maden ocağında Müdür Dunn'ın ölümünü görmek dayanabileceğimden de fazlaydı. Sen veyaMcGintybuişiçinuygunolabilirsiniz,amabuişbanagöredeğil.EğerLocabenimhakkımdakötüdüşünmeyecekse,tavsiyeneuyacağımveakşamsiziyalnızbırakacağım."

Adamlar kararlaştırılan saatte geldiler. Dışarıdan bakılınca iyi ve temiz giyimli saygıdeğervatandaşlarabenziyorlardı,amaogözlerindekimerhametsiz ifadeBirdyEdwards içinpekdeumutolmadığınıgösteriyordu.

Odada daha önce ellerine kan bulaşmamış hiç kimse yoktu. Her biri de en az bir düzine adamöldürmüştü. Bir kasabın koyun kesmeyi kanıksaması gibi onlar da insan öldürmeye alışmışlardı.İçlerindenhemboyuthemdesuçbakımındanenbüyüğüŞef'ti.OndansonraisezayıfveacımazsızbiradamolansekreterHarrawaygeliyordu.BütünsadakatiLoca'yaolanbuadamınkalbindebaşkasınakarşınebiradaletduygusunededürüstlükvardı.Mali işlersorumlusuCarter isesapsarı suratıveaksi yüz ifadesiyle son derece duygusuz birisiydi. Yetenekli bir organizatördü ve neredeyse hersaldırının planlarını o yapmıştı.Willabyler ise eylem adamıydılar.Uzun boylu ve çevik gençlerdi.Tiger Comac ise zalimliğinden arkadaşlarının bile korktuğu iri ve karanlık bir adamdı. İşteMcMurdo'nun çatısı altında bir Pincerton dedektifini öldürmek için toplanmış adamlar böyleinsanlardı.

Önlerindekiişinstresinievsahibininikramettiğiviskiyiiçerekatmayaçalışıyorlardı.BaldwinveCormacneredeysesarhoşolmuşlardı.İçkiiçinceiçlerindekizalimlikdahadadışavururolmuştu.

"Yeminederimbuişbitecek,"dediCormac.

"Evet,"diyeonayladıBaldwin,onunneyikastettiğinianlayarak."Herşeyiöğreneceğizondan."

"Ondanherşeyiöğreneceğizvekorkmayacağız,"dediMcMurdoÇelikgibisinirlerivardı.Onunbusoğukkanlılığı diğerlerini etkiledi ve onu alkışladılar. İşin bütün ağırlığı onun üzerinde olmasınarağmenherzamankigibitasasızvesoğukkanlıgörünüyordu.

"Onuhalledecekolansensin,dediŞef takdirdolusesle."Elinboğazınasarılanakadarhiçbirşeyifarketmeyecek.Pencerelerdeperdeolmamasıçokkötü."

McMurdo,yerindenkalkarakpencerelerdekitülleritekrarkontroletti.

"Kimsebizigözetleyemez.Zatenneredeysegelmeküzeredir."

"Belkigelmez.Belkidetehlikeninkokusunualmıştır,"dedisekreter.

"Kesinlikle gelecektir, korkmayın," diye cevap verdi McMurdo. "Sizin de göreceğiniz gibi,gelmeyeçokhevesli.Dinleyin!"

"Sessizolun!"

McMurdo,uyarmakiçinelinikaldırdı.Herkessevinçlebirbirinebakarkenelleridesilâhlarınagitti.

Katiller,dikkatkesilmişbirşekildebekliyorlardı.Mcmurdoodadançıkarakkapıyagitti.Adamlararkadaşlarınınayakseslerinidinliyorlardı.Kapıaçıldıvekarşılıklıkısabirkonuşmaoldu.Kısabirselamlaşmadansonraiçeridentanıdıkolmayanbirsesveyabancıayakseslerinigeldi.Biransonraisekapınınçarpmasesinivekilittedönenanahtarın sesiniduydular.Avlarınıkapanakıstırmışlardı.TigerComackorkunçbirşekildegülerkenŞefMcGintyhızlaelinionunağzınakoydu.

"Sessizol,seniaptal!"diyefısıldadı."Hepimizielevereceksin."

Odadaki konuşmamırıltı şeklinde de olsa salondanduyuluyordu.Sanki sonugelmezbir sohbetedalmışlardı.SonrakapıaçıldıveMcMurdoelidudağındadışarıçıktı.Masanınbaşınagelerekhepsinisüzdü.Hareketlerinde sanki bir değişiklik vardı.Yapacakbüyük işleri olan bir adamhavasındaydı.Yüzü bir taş kadar ifadesizdi. Gözlüklerinin arkasına gizlediği gözleri korkunç bir heyecanlaparlıyordu.Hepsinetektekbaktı.Onubüyükbirmeraklainceliyorfakatbirşeysöylemiyorlardı.

"Eee,"dediensonundaŞefMcGinty,"oburadamı?BirdyEdwardsburadamı?"

"Evet,diyecevapverdiMcMurdo."BirdyEdwardsburada.BenBirdyEdwards'ım!"

Bu kısa konuşmadan sonra sessiz bir on saniye geçti. Sessizlik o kadar derindi ise oda boşsanılabilirdi.Ocağınüzerindekiçaydanlığınkuşlaktırmalayansesidışındahiçbirşeyduyulmuyordu.Yediadamdadehşetlevebembeyazolmuşsuratlarıylakendilerinemeydanokuyanbuadamabaktılar.Sonra birden kırılan camların şangırtısı duyuldu. Pencereler dipçik darbeleriyle indirilmiş, tüllerkornijleriyleberaberindirilmişti.McGintyyaralıbirayıgibikükrediveyarıaçıkkapıyadoğruatıldı.OradaonuelindesilâhıylaYüzbaşıMarvinkarşıladı.Şefgeriçekilereksandalyesineçöktü.

"BuradadahagüvendesinizMeclisÜyesi," dediMcMurdoolarakbilinen adam. "Ve senBaldwin,eğer elini silâhından çekmezsen celladını görmeye bile vaktin olmayacak. Çek elini oradan. Evinçevresini sarmış silâhlı kırk kişi var. Ne kadar şansınız olduğunu siz de tahmin edebilirsiniz.SilâhlarınıalMarvi!"

Tüfeklerin tehdidialtındadireniş imkânsızdı.Adamlar silâhsızlandırıldı.Şaşkınve somurtkanbirşekildehâlâmasadaoturuyorlardı.

"Ayrılmadanöncebir şeyler söylemek istiyorum,"dedionları tuzağadüşürenadam.Sanırımbenmahkemede tanık kürsüsüne çıkıncaya kadar bir daha görüşemeyeceğiz.Üzerinde düşünmeniz içinsize bir şey vereceğim. Şimdi kim olduğumu biliyorsunuz. Artık kartlarımı açabilirim. BenPinkerton'danBirdyEdwards'ım.Çetenizesızmakiçinseçildim.Tehlikelivezorbiroyunoynamamgerekiyordu. Kaptan Marvin ve adamlarım hariç benim kim olduğumu en yakınımdakiler bilebilmiyordu.AmabuakşamoyunbittiveTanrı'yaşükürkibenkazandım."

Yedibembeyazveifadesizsuratonabakıyordu.Gözlerindeamansızbirnefretvardı.Bakışlarında

acımasızbirtehditseziliyordu.

"Belki de oyunun henüz bitmediğini düşünüyorsunuz.Bunu dikkate alacağım.Yinede, bazılarınızartık daha fazla devam edemeyecek ve bu gece altmış kişiyi daha kendinizle birlikte hücrede,yanınızdagöreceksiniz.Şunuaçıkça itirafetmeliyim,bu iş için seçildiğimdesizingibibir cemiyetolabileceğineinanmamıştım.Bunungazetelerinuydurduğubirşeyolduğunudüşünüyordumvebunuispatlayacaktım. Bu yapının Özgür Adamlar ile bir ilgisi olduğunu söylenince ben de Chicago'yagidipderneğekatıldım.Ozamandabunungazeteuydurmasıolduğunaeminoldum.Derneğinzararlıolmak bir yana, bir sürü iyi iş yaptığını gördüm.Yine de işime devam etmeliydim, bu yüzden dekömür vadilerine geldim. Buraya geldiğimde de yanıldığımı ve bütün o söylentilerin hikâyeolmadığınıöğrendim.Bendekaldımveçalışmamısürdürdüm.Hayatımdatekdolarbasmadım.Sizeverdiklerimenazgerçeklerikadariyiydi,amaoparadantekkuruşharcamadım.Sizinnasılinsanlarolduğunuzu ve nelerden hoşlandığınızı bildiğim için de ona göre davrandım. Yasadan kaçtığımainanmanızıistedim.Herşeydetamdüşündüğümgibigelişti.

"Böylece şeytaniLoca'nızakatıldımve toplantılarınızdayerimi aldım.Belki de en az sizinkadarkötü olduğumu söyleyecekler. Sizi aldığıma göre istediklerini söyleyebilirler. Ama gerçek nedir?Size katıldığım akşam yaşlı Stanger'in dövülmesi olayına karıştım. Zaman olmadığı için onuuyaramadımamasenidurdurarakBaldwin,onuöldürmeneengeloldum.Aranızdakiyerimikorumakiçin size bazı şeyler önerdiysem de bunlar hep engel olabileceğim şeylerdi. Dunn ve Mezies'ikurtaramamamın sebebi, bilgi yetersizliğiydi, ama en azından onların katillerinin asıldığınıgöreceğim. Chester Wilcox'a ise olacaklar konusunda uyardım. Evini havaya uçurduğumda o vekarısı güvenli bir yerde saklanıyorlardı. Engel olamadım birçok suç da işlendi tabi. Ama yine dedurupgeriyebakarsanız,işlerinpekçokdefapekdesizinistediğinizgibigitmediğinigörürsünüz."

"Senilânethain!"diyetısladıMcGinty,dişlerininarasından.

"ElbetteJohnMcGinty,eğersenirahatlatacaksabanahaindiyebilirsin.Senveseningibiadamlarbubölgede Tanrı'nın ve insanın düşmanı oldular. Pençenizle aldığınız kadınlar ve erkeklerle aranızabirisinin girmesi gerekiyordu.Bunu yapmanınsa sadece tek yolu vardı, ben de yaptım.Bana 'hain'diyorsun ama sanırım beni cehenneme gelip kendilerini oradan çıkaran kişi olarak görüp bana'kurtarıcı' diyecek binlerce insan var. Tam üç ay oldu. Ama bana Washington'daki Hazineyi bileverseler, orada bir üç ay daha geçiremezdim. Her adama ve her sırra ulaşıncaya kadar beklemekzorundaydım. Eğer sırrımın açığa çıkmak üzere olduğunu öğrenmeseydim, biraz dahabekleyecektim. Kasabaya gelen bir mektup her şeyi ortaya çıkarmak üzereydi. Bu yüzden çabukharekete geçmem gerekti. Size söyleyecek başka bir şeyim yok.Artık öleceğim zaman, bu vadideyaptıklarımıdüşünerekdahahuzurluöleceğim.HaydiMarvin,artıksenidahafazlabekletmeyeyim.Onlarıalıpgidebilirsin."

Anlatacakbirkaçşeydahavardı.Scanlan'aBayanEttieSchafter'averilmeküzeremühürlübirzarfverilmişti.Bugörevibilenbirgülümsemevegözkırpmailekabuletmişti.Sabahınerkensaatlerindegüzelbirkadınveyüzüatkılıbiradam,demiryollarışirketi tarafındanözelolarakgönderilmişbirtrene bindiler ve hızlı ve kesintisiz bir yolculuktan sonra Vermissa'nın tehlikeli topraklarındanuzaklaştılar. Bu Ettie ve sevgilisinin tehlikeli topraklardaki son günleriydi. Bir daha her ikisi deburayaayakbasmadılar.OngünsonraiseihtiyarJacobScahfter'ınşahitolarakkatıldığıbirnikâhlaevlendiler.

Vandallarındavasıçeteüyelerinintacizedemeyeceğibiryerdekimahkemecegörüldü.Kendilerinidoğrudüzgünsavunamadılar.Loca'nınşantajlakazanılmışparasıonlarıkurtarmakumuduylasugibi

ancakboşyereharcandı.Hayatlarının, suçlarınınveorganizasyonunbütündetaylarınıbilenbirininsoğuk ve açık bir ifadesiyle bütün savunma boşa çıktı. Yıllar sonra nihayet iradeleri kırılmış,moralleri bozulmuş ve dağılmışlardı. Vadideki sis perdesi sonsuza kadar yırtılmıştı. McGintykaderiyle bir darağacında yalvarıp sızlanarak yüzleşti. Sekiz önde gelen takipçisi de onunla aynıkaderipaylaştı.Adamlardandiğerleriiseçeşitlihapiscezalarıaldılar.BirdyEdwards'ınişibitmişti.

Ancakyinedeoyununbitmediğiniseziyordu.Oynan-masıgerekenbireldahavesonrabirtanedahave bir tane daha vardı. İlk el darağacından kaçan Ted Baldwin ile olacaktı. Sonra Willabyler veçetenin birkaç acımasız üyesi daha vardı. On yıl boyunca ortalarda olmayacaklar, ama günügeldiğindeyenidenözgürolacaklardı.Edwards iseogününhuzurdoluhayatınınsongünüolacağıbiliyordu. Arkadaşlarının intikamını almak için onun kanını dökmeye yemin ettiklerini biliyordu.Adamlaryeminlerinitutmakiçinellerindengeleniyaptılar.Chicago'dabaşarıylasonuçlanmayayakıniki girişim oldu. Üçüncüsünde kaçırmayacaklarından emindi. Adını değiştirerek Chicago'danCalifornia'yagitti.HayatınınışığıolanEttie'yikaybettiğiyerdeorasıydı.EttieEdwardsoradaöldü.Ölmesineyineramakkalmıştı.Douglasadınıkullanarak,Barkeradlıbirİngilizleortakolarakıssızbir kanyonda iş yaptı ve büyük bir servet edindi. Sonunda av köpeklerinin bir kez daha izinibulduğuna dair bir haber aldı. Her şeyi toparlayıp İngiltere'ye geçti. Peşindekilerden kıl payıkurtulmuştu. İngiltere'de JohnDouglas olarak ikinci kez evlenmiş ve iyi bir arkadaş ve centilmenolarakSussexbölgesindebeşyılyaşadıktansonrahayatıgaripbirşekildesonaermişti.

SONSÖZPolissoruşturmasıJohnDouglas'ındavasınınüstmahkemeyedevriylesonaerdi.SulhMahkemesi

iseolayınmeşrumüdafaaolduğunahükmetti.Karısına"Onuhernepahasınaolursaolsun,İngilteredışına çıkarın," diye yazmıştı Holmes. "Burada onun kaçtıklarından çok daha tehlikeli güçler var.İngilterekocanıziçingüvenlibiryerdeğil."

Birsabahpostakutumuzdaşifrelibirmesajbulduğumuzda,olayınüzerindenartıkikiaygeçmişti."AhTanrım!BayHolmes!AhTanrım!" diyordumektup kısaca.Üzerinde ne başka bir yazı, ne deimzavardı.BenbutuhafmesajagülerkenHolmesalışılmadıkbirciddiyetgösteriyordu.

"ŞeytancaWatson!"diyerekfikrinibelirttidüşüncelibirifadeyle.

O gece geç saatlerde ev sahibimizBayanHudson, bize bir beyefendinin çok önemli bir konuyukonuşmak üzere Holmes'u görmek istediğine dair bir haber getirdi. Bu mesajın arkasından iseKöşkten tanıdığımız dostumuz Cecil Barker çıkageldi. Yüzündeki bütün kan çekilmişti. Bitkingözüküyordu.

"Kötühaberlerim–korkunçhaberlerim,varBayHolmes,"dedi.

"Bendebundankorkuyordum,"diyecevapverdiHolmes

"Zavallı Douglas. Bana adının Edwards olduğunu söylüyorlar ama o benim için hep BenitoKanyonu'ndaki JackDouglas oldu. Size üç hafta önce ikisinin de Palmyra adlı gemiyle ileGüneyAfrika'yadoğruyolaçıktığınıbildirmiştim."

"Evet."

"GemiöncekigeceCapeTown'aulaşmış.BusabahBayanDouglas'tanbumesajıaldım:—

" 'Jack St. Helena da denize düşerek kayboldu. Kazanın nasıl olduğunu kimse bilmiyor. – IvyDouglas.'"

"Aha, demek öyle olmuş," dedi düşünceli bir şekilde." Sahnenin gayet iyi hazırlandığına kuşkuyok."

"Yanikazaolmadığınımısöylemekistiyorsunuz?"

"İmkânsız."

"Öldürüldümüyani?"

"Kesinlikle!"

"Bendeöyledüşünüyorum.OlânetVandallar,osuçlu..."

"Hayır, hayır. Onlar olamaz efendim," dedi Holmes. "Burada bir ustanın eli var. Bu kesik avtüfekleriveyabasitaltıpatlarlar ileolanbirşeydeğil.Eskibirustayıfırçasıkullanışındantanırsın.BenMoriarty'ninişinigördümmühementanırım.SuçunkaynağıAmerikadeğil,Londra.Üstelikdebaşarısızlığatahammülüolmayanvebütünitibarınıdaeliniattığıherişibaşarmasıilekazanmışbiritarafından.Parlakbirzekâvebüyükbirörgütbiradamıyoketmeyeodaklanıyor.Bufındığıçekiçlekırmaktanfarksız.Gereksizbirenerji.Amatabifındıktaunufakoluyorsonuçta."

"Amabuadamınolaylailgisinedir?.."

"Benim bu konuda tek söyleyebileceğim, onun yardımcılarının birinin beni bu konu hakkındauyarmışolduğu.BuAmerikalılariyibilgilendirilmişti.Herhangibiryabancısuçlununyapacağıgibikendilerineİngilizbirortakbuldular.Suçkonusundabiruzmanı.Adamınkaderikaçınılmazdı.Önceonu bulmaları için imkânlarını seferber etti. Sonra ise işin nasıl halledilmesi gerektiğini söyledi.Ancakajanlarındanbaşarısızlık raporunualınca, işebiruzmanınel atmasıgerektiğinekararverdi.Bu adamı Birlstone Köşkü'nde geçmiştekinden daha büyük bir tehlikenin yaklaşmakta olduğukonusundauyardığımıduydun.Haksızmıymışım?"

Barkerçaresizbiröfkeyleyumruğunukafasınavurdu.

"Banayapılacakhiçbirşeyolmadığınımısöylüyorsunuz?Buşeytanlabaşaçıkabilmemizinbiryoluyokmu?"

"Hayır, öyle demiyorum," dedi Holmes. Gözleri geleceği görüyor gibiydi. "Onun yenilmezolduğunusöylemiyorum.Amabanazamanvermelisiniz–banazamanvermelisiniz!"

Birkaçdakika sessizlik içerisindeoturduk.Holmes isegözleri peçenin ardını görmek istercesinedikkatleaçılmışbirşekildeoturuyordu.

-SON-

[1]Kalemadı/Rumuz.

[2]Chapter–İngilizce'de'Bölüm'

[3]Column-İngilizce'de'Sütun'

[4]Sörİngiltere'debirasaletunvanı.Bazen'Bay(ım)'veya'Efendim'yerinedekullanılır.

[5]EskiRomainanışındabiryerinkoruyucusuolanruh.

[6]Dénouement(fr)Sonuç.

[7]Caribou-KuzeyAmerikaRengeyiği.

[8]HristiyanlıktaiyiveTanrı'nınsevgisinikazanmışinsan.

[9]Toplutabanca.Altımermialdığıiçin'altıpatlar'diyedeanılır.