say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/ogyik60.pdfolan...

32
www.iscikoylu.org [email protected] Say›: 2006-23 60 *Y›l:2 *3-16 Kas›m 2006 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350 AKP hükümeti kay›ts›z flarts›z uygulad›¤› IMF po- litikalar› ile palazlan›rken halktan ald›¤› vergilerin oran›n› bir önceki y›la göre yüzde 18 artt›rmay› hedef- liyor. Gelir vergisinden 31.2 milyar YTL toplamay› öngören hükümetin bunu vekillerinin harçl›klar› ile yapmayaca¤›n› görmek için kuflkusuz kahin olmak gerekmiyor! Sayfa 3 TBMM’den ç›kan “BM ile Lübnan’a asker göndermek ül- kemiz ç›karlar›na uygundur” karar› ile Lübnan’a 1000 asker gönderme karar› al›nd›; tezke- re, oluflan kamuoyuna karfl›l›k kabul edildi. Gönderilecek bir- li¤in bir k›sm› olan ve askeri alt yap›y› haz›rlamak üzere gönde- rilen 261 askerlik ilk tak›m ise 20 Ekim Cuma günü Lübnan’a vard›. Sayfa 28 Uluslararas› sermayenin sözcüsü IMF önümüzdeki y›l uygulanacak ekonomi politikalar›na dair direk- tiflerini vererek yol haritas›n› çiz- di. Senaryoyu haz›rlayan, oyunculara rollerini da¤›tan IMF, sahnelene- cek oyunu yönetmek için perde arkas›na çekildi. 2007 bütçesini IMF’nin icazeti ile haz›rlayan egemen s›n›flar önümüzdeki y›ldan çok umutlu gö- rünüyor. Bo¤az s›rtlar›ndaki lüks villalar›nda k›rm›z› flaraplar›n› yudum- larken IMF’nin telkinleri ile haz›rlad›klar› 2007 bütçesi, flimdiden yeni saraylar›n, köflklerin, katlar›n, yatlar›n müjdesini veriyor. Dünyan›n zenginliklerini elinde tutan bir avuç vampir, milyarlarca insan›n öf- kesini her gün üzerine daha fazla çek- mekte. Ülkemizde egemenler emperya- listlerle birlikte halk›m›za cehennemi yaflat›rken, yaratt›klar› bu korkunç tablonun sonuçlar› karfl›s›nda çaresiz kalmaktalar. Milyonlarca emekçi bu sömürü çark›na duydu¤u öfkeyi harmanlamakta. Patlama- ya haz›r volkan misali usulca saatine do¤ru yol almakta. Bütçede savunmaya ve askeri harcamalara ayr›lan pay›n sürekli artmas› bofluna m›? Senaryo ayn›, roller ayn› Yük yine emekçilerin s›rt›nda n n s s a a n n c c a a y y a a a a m m i i s s t t i i y y o o r r u u z z Kelepir olsa mezara girerler Geneti¤i De¤ifltirilmifl Organizmalar (GDO) ile duyduk ilk Cargill ad›n›. Kapat›l- mas› ve Türkiye’deki faaliyetinin son bul- mas› için defalarca eylemler yap›ld›, birçok DKÖ bunun için dava açt›. Sayfa 7 Çanlar kimin için çal›yor? En iyi ihracat›m›z

Upload: others

Post on 19-Jan-2021

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

[email protected]

Say›: 2006-23 60 *Y›l:2 *3-16 Kas›m 2006 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350

AKP hükümeti kay›ts›z

flarts›z uygulad›¤› IMF po-

litikalar› ile palazlan›rken

halktan ald›¤› vergilerin

oran›n› bir önceki y›la göre

yüzde 18 artt›rmay› hedef-

liyor. Gelir vergisinden

31.2 milyar YTL toplamay›

öngören hükümetin bunu

vekillerinin harçl›klar› ile

yapmayaca¤›n› görmek

için kuflkusuz kahin olmak

gerekmiyor!

Sayfa 3

TBMM’den ç›kan “BM ile

Lübnan’a asker göndermek ül-

kemiz ç›karlar›na uygundur”

karar› ile Lübnan’a 1000 asker

gönderme karar› al›nd›; tezke-

re, oluflan kamuoyuna karfl›l›k

kabul edildi. Gönderilecek bir-

li¤in bir k›sm› olan ve askeri alt

yap›y› haz›rlamak üzere gönde-

rilen 261 askerlik ilk tak›m ise

20 Ekim Cuma günü Lübnan’a

vard›.

Sayfa 28

Uluslararas› sermayenin sözcüsüIMF önümüzdeki y›l uygulanacakekonomi politikalar›na dair direk-tiflerini vererek yol haritas›n› çiz-

di. Senaryoyu haz›rlayan, oyunculara rollerini da¤›tan IMF, sahnelene-cek oyunu yönetmek için perde arkas›na çekildi. 2007 bütçesini IMF’ninicazeti ile haz›rlayan egemen s›n›flar önümüzdeki y›ldan çok umutlu gö-rünüyor. Bo¤az s›rtlar›ndaki lüks villalar›nda k›rm›z› flaraplar›n› yudum-larken IMF’nin telkinleri ile haz›rlad›klar› 2007 bütçesi, flimdiden yenisaraylar›n, köflklerin, katlar›n, yatlar›n müjdesini veriyor.

Dünyan›n zenginliklerini elinde tutanbir avuç vampir, milyarlarca insan›n öf-kesini her gün üzerine daha fazla çek-mekte. Ülkemizde egemenler emperya-

listlerle birlikte halk›m›za cehennemi yaflat›rken, yaratt›klar› bu korkunç tablonunsonuçlar› karfl›s›nda çaresiz kalmaktalar. Milyonlarca emekçi bu sömürü çark›na duydu¤u öfkeyi harmanlamakta. Patlama-ya haz›r volkan misali usulca saatine do¤ru yol almakta. Bütçede savunmaya ve askeri harcamalara ayr›lan pay›n sürekli artmas› boflunam›?

Senaryo ayn›, roller ayn› Yük yine emekçilerin s›rt›nda

‹‹‹‹ nnnn ssss aaaa nnnn cccc aaaa yyyyaaaa flflflfl aaaa mmmm iiii ssss tttt iiii yyyyoooo rrrruuuu zzzz

Kelepir olsa mezara girerler

Geneti¤i De¤ifltirilmifl Organizmalar

(GDO) ile duyduk ilk Cargill ad›n›. Kapat›l-

mas› ve Türkiye’deki faaliyetinin son bul-

mas› için defalarca eylemler yap›ld›, birçok

DKÖ bunun için dava açt›.

Sayfa 7

Çanlar kimin için çal›yor?

En iyi ihracat›m›z

Page 2: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

“‹flçi arkadafllar› bilinçlendirdi¤imiziçin iflten at›ld›k. Biz fabrikadaki çal›flmakoflullar›n› de¤ifltirmek amac›yla önce ütüpaketten 3 kifliyi örgütledik, ard›ndan y›ka-madaki iflçi arkadafllar› örgütledik. Dahasonra kendi aram›zda e¤itim almaya baflla-d›k. Patron bunu fark etti. Bizim çal›flmala-r›m›z da geliflmiflti. Yetki aflamas›na gel-mifltik. Amac›m›z sendikalaflmakt›. 187 ki-fliyi bulduk. Patron da bunu engellemek içiniflçi arkadafllar› iflten ç›kard›. Ard›ndan fab-rikay› kapataca¤›n› söyleyerek tüm iflçileriiflten ç›kard›. Biz öncü iflçileri tazminats›z,di¤erlerini tazminatl› olarak ç›kard›. Tazmi-nat alamad›¤›m›z için dava açt›k, 10 Ka-s›m’da duruflmam›z var.

Biz sadece tazminat davas›n› kazanmakde¤il ayr›ca ifle geri dönmek de istiyoruz.Sendika ile konufltuk anlaflt›k. ‹flçi isteye-cek, sendika yapacakt›. 15–20 kifli kendiaram›zda konuflup sendikaya gittik. Sendi-ka ‘yetkinizi al›p, gelin’dedi. Evliyim ve ikiçocu¤um var. Baykanlar’da kot üzerine ça-l›fl›yorum. Oradan ç›kmay› düflünüyorum.Sigorta yapm›yor, çal›flma koflullar› kötü.423 kifli çal›fl›yor, 30 kifliye sigorta yapm›fl.Di¤er ifl yerleri de böyle, patron 600–650milyon para veriyor, ama sigorta yapm›yor,çok fazla çal›flt›r›yor. Benim amac›m iflçiarkadafllarla birlik olmak, bilinçlendirmekbelli bir deneyimim de oldu. Birlik olunur-sa, madem ki biz üretiyoruz biz çal›fl›yoruzyöneten de biz oluruz.

‹fl yerlerindeki çal›flma koflullar›n› iflçisa¤lar. BJ’de iflçi arkadafllarla konufluyor-duk, tart›fl›yorduk 1–2 kifliyle bafllad›k 375kifliye ulaflt›k; demek ki iflçi hakk›n› arad›k-tan sonra her fley olur. Sendikalaflma iyi birfleydir. Sendikalaflma demek iflçi haklar› de-mektir. Herkes hakk›n› aras›n, patrona köle-lik yapmas›n.”

Bu sözler BJ Tekstil’de yaflad›klar› ça-l›flma koflullar›n› de¤ifltirmek için mücade-lenin fitilini ateflleyen iflçilerden biri olanErsoy Nah›rc›’ya ait. Ülkemizde asgari üc-ret alarak geçinmeye çal›flan, insanl›k d›fl›çal›flma koflullar›nda eme¤ini satan milyon-larca iflçiden sadece biri Ersoy. Patronun ifl-çiler üzerindeki saltanat›na sessiz kalmaya-

rak birkaç arkadafl› ile birlikte fabrikadakiçal›flma flartlar›n› de¤ifltirmek için mücade-leye at›lm›fl. Onun deyimi ile “ifle ilk baflla-d›klar›nda” hiçbir fley bilmiyordur. Tekbildi¤i bunun böyle devam edemeyece¤idir.3-4 kifli ile bafllayan örgütlenme çal›flmas›mesai ç›k›fllar›nda iflçilerle yap›lan sohbet-lerle, evlere yap›lan ziyaretlerle ve yapt›k-lar› e¤itim çal›flmalar› ile geliflerek büyüdü.Uzun bir u¤rafltan sonra “bu milletten birfley ç›kmaz” diyenleri utand›r›rcas›na 375iflçiyi örgütlemeyi baflard›lar.

‹flçiler politik bir önderlikten yoksun ol-malar›na ra¤men kendi çabalar› ile sendika-ya giderek yetki için baflvurdu. ‹flçilerinüretim içindeki iliflkileri onlar›n do¤al ö¤-retmenleri oldu asl›nda. Ustalar›n süreklihakaretlerine maruz kalan iflçiler için örgüt-lülük do¤al bir hale geliyor. Çünkü yaflam›ninsanca sürdürülebilmesi için bu bir zorun-luluk. Patron iflçilerin ördü¤ü bu çal›flmay›fark etmifl ancak “En çok 20- 30 kiflidir,onlar› da iflten ç›kart›r›m” anlay›fl› ile ha-reket etmifl. At›lan tohumlar›n filizlendi¤inigörünce aralar›nda Ersoy’un da bulundu¤uöncü iflçileri iflten ç›karm›fl.

‹flçiler direnifle son noktay› koymak içinsendikaya baflvurmufl, ancak sendikalarahâkim olan sar› sendikal çizginin yeterincebilincinde olmad›klar› için gevflek davran-m›fllar. Sonunda sendika iflten at›lan iflçileritazminatlar› almalar› için ikna etmifl. Öncüiflçiler, sendika ve mücadelenin genelinedair yeterli haz›rl›klar› yapamad›klar›n› dilegetirerek; “En büyük eksikli¤imiz haz›r-l›ks›zl›¤›m›zd›” diyor.

“Kazananlarhep mücadele edenlerdir!”

BJ Tekstil’de yaflananlar iflçi s›n›f›n›ns›n›f bilinçli öncü iflçilere olan ihtiyac›na veörgütlenmeye verilmesi gereken öneme ifla-ret ediyor.

‹flçi s›n›f›n›n son y›llarda pek çok yerdegeliflen ancak s›n›f bilinçli bir önderliklebuluflamayan pek çok direnifli bu noktadakibofllu¤u da gösteriyor. Yaflanan direnifllerdi¤erleriyle birlefltirilemedi¤i ve do¤ru bir

önderli¤e sahip olamad›¤› için bir süre son-ra yenilgiye u¤ramakta.

‹flçiler BJ’de sendikal› olarak ifle devametme mücadelesini “kaybetmifl” olabilirlerancak kazananlar hep mücadele edenler ol-mufltur. BJ’den at›lan iflçilerden biri olanÖzer Çoban’›n; “Arkadaflla beraberdik.Ayn› fleyleri bende yaflad›m. Ayn› günler ifl-ten at›ld›k. fiimdi baflka bir iflyerinde çal›fl›-yorum. Çok s›k›nt› çekiyorum. Yemek ol-sun temizlik olsun sigorta olsun çal›flmaflartlar› çok zor. Hiçbir fley yapm›yorlar.Birlik olmak laz›m, iflçilerle birlik olmakgerekiyor. ‹flçilerin hakk›n› aramas› laz›m.Ancak böyle çözülür, iflçiler birlik olmad›¤›sürece hiçbir fley çözülmez. BJ’de kazan-mak istiyorduk, kaybettik, mücadelemizidi¤er iflyerlerinde devam ettirece¤iz. Tümiflçiler birlik olsun. Ben ald›¤›m ücretle an-cak kendim geçiniyorum” sözleriyle dilegetirdi¤i gibi iflçiler bu çal›flma koflullar›ylaher yerde her an karfl›laflacaklar.

Öyleyse iflçilere düflen bu mücadeleyiher yerde sürdürmek olmal›d›r. Özer’in al-t›n› çizdi¤i gibi iflçiler biraraya gelmedenhiçbir fley olmaz. Patron, iflçiler izin verdi¤iiçin bask› yapmakta, düflük ücret vermekteve istedi¤i zaman iflten atmaktad›r. Burju-vazi iflçi s›n›f› üzerindeki iktidar›n› kurum-sallaflt›rmak için nas›l örgütleniyor ve enküçük bir direniflle karfl›laflt›¤›nda birbirinedestek oluyorsa iflçi s›n›f›n›n da örgütlen-mekten baflka yolu yok. ‹flçilerin en büyük

gücü dayan›flmas› ve birlikteli¤idir. Patron-lar kendi ç›karlar› için binlerce, milyonlarcaiflçinin hayat›n› zehir ederek onlar› açl›klaterbiye ediyor. ‹flçilerin de buna karfl›l›kyapmas› gereken; S›n›f›n ç›karlar›n› dikka-te alarak birlik olmakt›r. Sendikalar›na sa-hip ç›kmakt›r. Sendikalara çöreklenen geri-ci anlay›fllar› alafla¤› ederek yönetimleri el-lerine almakt›r.

BJ Tekstil özgülünde yaflananlar bize,tüm karalamaya ra¤men en dinamik ve kav-gaya haz›r kesimin iflçi s›n›f› oldu¤unu birkez daha göstermektedir.

BJ’den at›lan iflçiler flimdi yeni iflyerle-rinde, edindikleri tecrübeler ile yeni k›v›l-c›mlar çakacak, iflçi s›n›f›n›n ayd›nlat›lma-s›nda, bilinçlendirilmesinde do¤al bir faali-yetçi olacaklar. ‹flçi s›n›f›na dönük esnekçal›flma, tafleronlaflma sald›r›lar›, iflçilerinörgütlenmesine set çekmek amac›yla ç›ka-r›lan yeni yasalar önümüzdeki günlerin s›-cak geçece¤ine iflaret ediyor.

‹flçi s›n›f›n›n kendili¤inden geliflen dire-nifllerine yön vererek önderlik etmek içinileri ç›kmal›, iflçilerle daha fazla kaynaflma-l›y›z! ‹flçi s›n›f›n›n diri yan›n› görmeli vemücadeleye buradan yüklenmeliyiz. ‹flçi s›-n›f› bitmifl diyenler yaflanan direnifllere göz-lerini kapatanlard›r. ‹flçi s›n›f›ndan ö¤ren-mek isteyenler için bugün yeterince “ne-den” vard›r. ‹flçiler insanca bir yaflam içinkardeflleriyle yumruklar›n› birlefltirmelidir!

(‹stanbul)

3-16 Kasım 2006 602

“Herkes hakk›n› aras›n, patrona kölelik yapmas›n!”

‹LAN

ULM TKP/ML Taraftarlar›

S›n›rs›z ve sömürüsüz bir dünya yaratmau¤runa 2 ve 9 Kas›m gönlerinde, Dersimda¤lar›nda silah elde topra¤a düflen üç k›z›lPartizan´›n özgürlük 盤l›¤› fliar›m›zd›r.

6 AYLIK: 10.200.000 1 YILLIK: 20.400.000

NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z.

Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.

işçi-köylüsenin sesin!

OKU-OKUT!ABONE OL!

ABONE BUL! AB

ON

EL‹K

fiAR

TLA

RI

Page 3: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Uluslararas› sermayenin sözcüsüIMF önümüzdeki y›l uygulanacak eko-nomi politikalar›na dair direktiflerini ve-rerek yol haritas›n› çizdi.

Senaryoyu haz›rlayan, oyunculararollerini da¤›tan IMF, sahnelenecek oyu-nu yönetmek için perde arkas›na çekildi.2007 bütçesini IMF’nin icazeti ile ha-z›rlayan egemen s›n›flar önümüzdekiy›ldan çok umutlu görünüyor. Bo¤azs›rtlar›ndaki lüks villalar›nda k›rm›z› fla-raplar›n› yudumlarken IMF’nin telkinle-ri ile haz›rlad›klar› 2007 bütçesi, flimdi-den yeni saraylar›n, köflklerin, katlar›n,

yatlar›n müjdesini veriyor.Milyonlarca emekçinin eme¤ini sö-

mürerek kasalar›n› flifliren egemen s›n›f-lar, baflka vaatlerde bulunsalar da emek-çilere açl›k ve sefaletten baflka bir fleyvermiyorlar. Yaflam› üreten, ter döken,al›nteri ak›tan, fabrikalarda sabahla-yan, tarlalarda çapa sallayan emekçi-ler, yaratt›klar› de¤erlere yabanc›la-flarak mahrum kal›yor. Çal›flan mil-yonlarca insan iken yöneten, iktidar›elinde tutan bir avuç sömürücü asalakoluyor. Egemenler ile emekçiler aras›n-daki uçurum, eflitsizlik her gün daha faz-la derinlefliyor. Zenginlerin, para babala-r›n›n, uflaklar›n cüzdanlar› büyürkenyoksullar›n, iflçilerin, köylülerin cepleriboflal›yor. Toplumun yüzde 1’lik k›sm›n›oluflturan ve iktidar› elinde tutan kesi-min geliri toplumun yüzde 45’inin geli-rine karfl›l›k gelirken toplumun yüzde30’unu oluflturan en düflük gelir grubun-daki iflçiler, yoksul köylüler, emekçilergelirin ancak yüzde 9.2’sini al›yor. Ülke-mizde en zengin 650 bin kiflinin geliri 30milyon kiflinin gelirinin toplam›ndan da-ha fazla iken nüfusun en alttaki yüzde20’lik bölümünün toplam gelirden ald›¤›pay yüzde 4.9’dur. Buna karfl›l›k en üst-teki yüzde 20’lik bölümün pay› ise yüz-de 59’dur. 20 y›l önce s›radan bir zenginolan Mehmet Emin Karamehmet (Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi) bugün dünyan›n en zen-gin 29. kiflisi olarak Bill Gates ile yar›fl›-

yor. Sak›p Sabanc› (52.), Rahmi Koç(82.) ve Ayhan fiayenk (132.) dolar mil-yarderleri listesinin ön s›ralar›na do¤rut›rmanmaktad›r.

Kifli bafl›na düflen milli gelirin 5 bindolar oldu¤u ülkemizde bu rakam köy-lülükte 1500 dolara kadar düflmektedir.Baflka bir deyiflle yoksulluk k›rsal alan-da 3 kat daha fazlad›r. 1990 y›l›ndan bu-güne tar›m alan› 27.3 milyon hektardan26 milyon hektara düflmüfl durumda.IMF’nin yaflama geçirdi¤i emperyalistpolitikalar sonucunda 2005-2006 y›l›nda

bir milyon köylü iflsiz kald›. Sübvansi-yonlar›n kesilmesi, desteklemelerin kal-d›r›lmas›, girdi fiyatlar›n›n yükselmesive kotalar sonucunda üretimden çekilenemekçiler, iflsizler ordusunun birer s›raneferi olacak. K›rsal alanda yaflayan ke-sim, nüfusun üçte birini olufltururkenbütçeden ald›¤› pay ise yüzde 2.5. Ulus-lararas› flirketlere yap›lan borç ödemele-rine bunun 12 kat›ndan fazla pay ayr›ld›-¤› dikkate al›nd›¤›nda devletin kiminhizmetinde oldu¤u daha iyi anlafl›lacak-t›r. Köylülü¤ün milli gelirden ald›¤› payson 8 y›lda periyodik olarak azal›rkenAKP hükümeti döneminde bu durum da-ha da h›zland›.

Aslan pay› faize!..IMF Türkiye masas› flefi Lorenzo

Giorgianni baflkanl›¤›ndaki heyetin 9-21 Ekim tarihleri aras›nda yapt›¤› gö-rüflmeler bas›nda kendine ancak küçükbafll›klarda yer bulabildi. Egemenlermilyonlarca emekçiyi ilgilendiren böylebir konuyu kapal› kap›lar ard›nda, 3 y›l-l›k Stand-by anlaflmas› çerçevesindesessiz sedas›z geçifltirmeyi amaçl›yor.

204.9 milyar YTL büyüklü¤ündekibütçenin önemli bir bölümü faize ayr›l-makta. Bir y›l önce yüzde 14.8 olan fa-iz oranlar› bu y›l yüzde 21.1 oran›nayükselirken haz›rlanan 2007 bütçesindebu oran 2006 y›l›na göre yüzde 14.4 ora-n›nda yükselecek. Uluslararas› sermaye-den faizle al›nan borçlar›n ödenmesi içinayr›lan bu kalemde iflçilerin memurlar›n

eme¤i yine emperyalistlerin kasas›naakacak ve yine büyük vurgunlar yaflana-cak. Borçlar›n ödenmesi için IMF veDB’den yine faizle borç alacak olan ege-menler bu k›s›r döngü içinde ülkemizinekonomik ve siyasal olarak ba¤›ml› ol-mas›n› da garantilemektedir. 2007 y›l›için IMF’ye 53 milyar YTL ödeme ta-ahhüdü verilmifl durumda.

Sa¤l›ktan sonra en büyük kalem isee¤itime ayr›lacak. Ancak san›lmas›n kiokulu olmayan köylere okul yap›lacak,ö¤retmeni olmayan okullara ö¤retmen

gönderilecek, yeni okul binalar› yap›la-cak! IMF ile yap›lan ve 2001 y›l›ndanberi daha h›zl› bir flekilde yaflama geçiri-len ve ad›na “E¤itimde reform” deni-len özellefltirmelerin uygulanmas›d›rbunlar. E¤itime ayr›lan 26.7 milyonYTL özel okullar›n finansman›, özelüniversitelerin büyümesi, kolejlerinmantar gibi türemesi için kullan›lacak.Yani emekçiler için okumak bir hayalolarak kalmaya devam edecek.

Vergiler emekçilerin s›rt›na!“Biz vergi art›fl› düflünmüyoruz.

Merkezi yönetim bütçesiyle ilgili ola-rak yeni vergi getirmiyoruz. Vergileride artt›rm›yoruz. Bütçemizde onu ön-görmüyoruz” (18/10/2006) fleklindeaç›klama yapan Maliye Bakan› KemalUnak›tan’›n aksine Giorgianni’nin zi-yaretine mazhar olan TOBB Baflkan› R›-fat Hisarc›kl›o¤lu geçen y›la oranlabütçedeki yüzde 20’lik art›fl›n vergilerletafl›naca¤›n› söyledi. Hisarc›kl›o¤lu buparay› e¤er cebinden vermeyecekse hal-k›n kesesinden ödemenin hesaplar›n› ya-p›yor demektir!.

AKP hükümeti kay›ts›z flarts›z uygu-lad›¤› IMF politikalar› ile palazlan›rkenhalktan ald›¤› vergilerin oran›n› bir ön-ceki y›la göre yüzde 18 artt›rmay› hedef-liyor. Gelir vergisinden 31.2 milyar YTLtoplamay› öngören hükümetin bunu ve-killerinin harçl›klar› ile yapmayaca¤›n›görmek için kuflkusuz kahin olmak ge-rekmiyor!

Vergilerde planlanan bu art›fl, yak›nzamanda bir zam kas›rgas›n›n da iflaret-lerini vermekte. Önümüzdeki günlerdeyap›lacak yeni düzenlemeler ile binavergisi yüzde 50, çevre temizlik vergisiyüzde 25 oran›nda artacak. Do¤algazazam gelirken elektrikte yüzde 23.9 ora-n›nda art›fl olacak. Ayr›ca gayri-menkulsat›fllar›ndan daha fazla vergi al›nacak.2007 bütçesinde bir baflka küçük ayr›nt›da Cumhurbaflkan›n›n “yoksullu¤u-nun” fark›na var›lmas› oldu! Cumhur-baflkan›n›n geçinemedi¤ini gören em-peryalistler maafl›na zam yapmaya kararvermifle benziyor. 2007 y›l›nda 15 binYTL maafl alacak olan Cumhurbaflkan›acaba bu para ile geçinebilecek mi? Ma-lum hayat zor, her fley atefl pahas›!

“‹flçi! 6 gün yeter sana!..”Türk-‹fl’in yapt›rd›¤› son araflt›rma

yoksullu¤un ulaflt›¤› boyutlara iflaret et-mekte. Araflt›rmaya göre; 4 kiflilik bir ai-lenin dengeli ve sa¤l›kl› beslenebilmesiiçin ayl›k zorunlu g›da harcamas› tutar›bir ay öncekine göre 1.66 oran›nda arta-rak 593 YTL 55 YKR’ye yükseldi. Ge-çen y›la göre bugün g›da için 511, temelihtiyaç maddeleri için 165 YTL dahafazla harcama yap›lmas›na ra¤men tümbir y›l boyunca asgari ücrete yap›lan ar-t›fl 30 YTL.

Türk-‹fl’in araflt›rmas› açl›k ve yok-sullu¤un emekçiler için çekilmez halegeldi¤ini gösteriyor. Araflt›rmaya göre;Asgari ücret açl›k s›n›r›n›n yüzde64’ünü, yoksulluk s›n›r›n›n ancak yüzde20’sini karfl›l›yor. Asgari ücretle bir aileancak 19 gün dengeli beslenirken insanonurunun gerektirdi¤i yaflam düzeyiniise sadece 6 gün karfl›layabilmekte.

Emperyalistler ve onlar›n yerli uflak-lar› halk›m›za açl›k, yoksulluk ve ac›y›reva görürken ve gelir da¤›l›m›nda böy-lesi bir dengesizlik varken gelecek onlariçin güvenli olabilir mi?

Dünyan›n zenginliklerini elindetutan bir avuç vampir, milyarlarca in-san›n öfkesini her gün üzerine dahafazla çekmekte. Ülkemizde egemenleremperyalistlerle birlikte halk›m›za ce-hennemi yaflat›rken, yaratt›klar› bu kor-kunç tablonun sonuçlar› karfl›s›nda çare-siz kalmaktalar.

Milyonlarca emekçi bu sömürü çar-k›na duydu¤u öfkeyi harmanlamakta.Patlamaya haz›r volkan misali usulca sa-atine do¤ru yol almakta.

Bütçede savunmaya ve askeri harca-malara ayr›lan pay›n sürekli artmas› bo-fluna m›? En küçük bir sars›nt›da “sos-yal patlama” nöbetleri geçirmeleri bo-fluna m›? Sömürücüler emekçilere gide-rek yabanc›laflmakta ve sonlar›na yak-laflmakta. Çizdikleri yol haritalar› men-zilin sonuna varmakta.

Ezenler ile ezilenler aras›ndaki çe-liflki böylesine derinleflirken bald›r›ç›plaklar sormakta hakl›; Çanlar ki-min için çal›yor!

3-16 Kasım 200660 3

Çanlar kimin iç in çal ›yor?

Toplumun yüzde 1’likk›sm›n› oluflturan ve ik-tidar› elinde tutan kesi-

min geliri toplumunyüzde 45’inin gelirine

karfl›l›k gelirken toplu-mun yüzde 30’unu

oluflturan en düflük ge-lir grubundaki iflçiler,

yoksul köylüler, emek-çiler gelirin ancak yüz-

de 9.2’sini al›yor.

Page 4: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

‹lk olarak Sabah gazetesinde ha-ber yap›lan senaryo, Türkiye’dekiKürt sorununa “siyasi çözüm” ko-nusunda, taraflar›n ABD önderli-¤inde esas olarak belli bir mutaba-kat sa¤lad›¤›n› ima ediyordu. Türkdevletinin kula¤› kesik kalemlerin-den Avni Özgürel’in Radikal’dekiseri makaleleriyle aç›k biçimde dilegetirilen “çözüm”ü iflletme formü-lasyonu ise meseleyi spekülatif bo-yuttan kopar›p alma ifllevi görüyor-du (16.08.06). O Avni Özgürel ki,ateflkes ça¤r›s› yapt›¤› 27 Eylül ta-rihli avukat görüflmesinde, Öcalantaraf›ndan özel olarak selamlanm›fl-t›.

Süreç bundan sonra da farkl› ak-törlerin sahne almas›yla kendi mec-ras›nda ak›t›lmaya devam etti. Dev-rede bu kez koordinatörler vard›.ABD, Türkiye ve Irak’›n asker es-kisi “koordinatörleri” pefli s›raatand›lar, topland›lar, ayr› ve topludemeçler verdiler. Her ne kadar“malum senaryo”yu aç›ktan red-deder bir tutum tak›nd›larsa da sat›raras›nda ve özel aç›klamalar›ndaesas ifllev ve dertlerine dair “aç›k”vermekte sak›nca görmediler.

Hamle s›ras› taraflar›n do¤rudanaktörlerine gelmiflti. BunlardanKKK, demokratik, legal çevrelerinve nihayet önderleri Öcalan’›n tale-bi, tavsiyesinin ard›ndan, tek tarafl›ateflkes ilan etti (tarihinde 5. kez).Kendisine göre s›ralad›¤› gerekçe-ler aras›nda hiç kuflkusuz, gönüllübirlik için iyiniyet gösterisi, bar›fliste¤i, samimiyet, vb. nedenler bu-lunuyordu. Ancak esas dikkat çeki-ci olan KKK Yürütme KonseyiBaflkan› olarak bas›n aç›klamas›n›yapan Murat Karay›lan’›n ateflkessürecine giden yol ile ilgili flu söz-leri idi:

“Baflta ABD’nin 15 A¤ustos’tayapt›¤› yaz›l› aç›klamas›, çeflitliuluslararas› güçler ve kurumlarile Federal Irak Cumhuriyeti,Güney Kürdistan Bölge Hükü-meti ve de¤iflik çevrelerin ateflkesve silah b›rakma ça¤r›lar› oldu.”(30.09.06)

Ateflkes ilan edilece¤ini 5 günönce aç›klayan Talabani’nin ard›n-dan KYB’nin Ankara temsilcisiBehruz Galali, Türk devletinin

PKK ile temas kurmalar› konusun-da kendilerinden talepte bulunduk-lar›n› da aç›kl›yordu: “Bizden bu-nu yapmam›z› isteyenler flimdia¤›zlar›n› açm›yorlar. Böyle de-vam ederse ç›k›p herkesi isimisim aç›klayaca¤›m. Biz bu iflikendi bafl›m›za yapmad›k. PKKbugün toplan›yor; ateflkes kara-r›n› ilan edecek. ‹fl, Türk yetkili-lerle kararlaflt›r›ld›¤› gibi aynenve ad›m ad›m ilerliyor.”

(30.09.06). Türk devletinin tek tarafl› atefl-

kes karfl›s›ndaki resmi tavr›n›n kla-sik biçimde sergilenmesi hiç kim-seyi flafl›rtmad›. Bununla beraber,Tayyip Erdo¤an’›n “güvenlik güç-leri durup dururken operasyonyapmaz” fleklinde örtülü bir karfl›-l›kl› ateflkes imas›nda bulunmas›n-dan da anlamlar ç›kar›lmaya çal›fl›-lan süreç, esasta devletin “ateflkesyetmez, silah b›rak›lmal›d›r” ref-leksi ile beraber yürütüldü.

Yeni bir sayfa aç›lmas›na nedenolacak hamle için Türk devleti ad›-na piyasaya sürülen isim MehmetA¤ar’d›. Ancak Baykal gibi yenimisyonlar yüklenme hevesindeolanlar taraf›ndan mizanseni canl›k›lma ad›na karfl› ç›k›labilecek biröneriyle ortaya at›lan MehmetA¤ar, “siyasal çözüm” senaryosu-nun siyasetçiler arenas›ndaki pazar-lamac›l›¤›yla görevlendirildi. ‹mhave inkâr politikas›n›n üst düzeydepratiklefltirildi¤i y›llar›n bafl aktör-lerinden birisi olmas› hasebiyle bi-çilmifl kaftan olarak devreye soku-lan A¤ar’›n seçimi, geleneksel birtakti¤in ürünüydü.

Kitlelerin olas› reaksiyonunu enalt düzeyde elimine edebilmeninyolunun gerek öneri gerekse uygu-lama aç›s›ndan- herhangi bir politi-kan›n en aksi yönden getirilmesiylebulunabilmesi, Osmanl›’n›n gele-neksel takti¤i olagelmifltir. Yak›ndöneme göz att›¤›m›zda, bu taktik,bir dizi kritik efli¤in afl›lmas› ve ka-rarlar›n uygulanmas›nda, Ece-vit’ten ‹nönü ve Karayalç›n’a, Er-bakan’dan Bahçeli’ye bütün hakims›n›f aktörler, kufland›klar› maske-ler uygun biçimde kullan›larak iflle-tilmiflti. Marafl vd. katliamlar,1990’l› y›llardaki katliamlar, 28

fiubat kararlar›, ‹srail ile kritikanlaflmalar, Öcalan’›n idam›n›ndurdurulmas› vb.

A¤ar’›n esasen bir baflkas› tara-f›ndan söylenmesi halinde ortal›¤›fena halde kar›flt›racak sözleri bek-lenenden daha farkl› çevrelerden vedaha farkl› dozlarda tepkiler almak-ta gecikmedi. Nihayetinde, içindebelli oranda aff› ve kültürel ve siya-sal hak k›r›nt›lar›n› bar›nd›ran “si-yasal çözüm” paketini cephedenreddeden TSK’n›n sert ve kesin gö-rünen tutumu, A¤ar’›n bireysel birç›k›fl yapt›¤›na delil olarak gösteri-lemez. Nitekim, TSK ile yürüttü¤üpolemikteki geri ad›m att›¤› kimisöylemleri de meselenin özüne ilifl-kin de¤il, askerlerin konuflmas› veaf meselesinin boyutlar› ile ilgilidir.Kald› ki esas sorun, konuyu kamu-oyu aç›s›ndan bu kimlikteki bir kifliarac›l›¤›yla tart›fl›labilir, de¤erlen-dirilebilir bir platforma yat›rabil-mektir.

Mehmet A¤ar, Diyarbak›r, Mar-din gezileri esnas›nda ortam›n etki-siyle, rast gele sözler sarf etmemifl-tir. Sonraki haftalarda çeflitli yöre-lerde ve televizyonlarda devameden konuflmalar›nda belli bir bü-tünlük vard›r. Özellikle “toplumsaliklim” den dem vurmakta, “vatan-severli¤inin” alt›n› çizmekte, t›ka-n›kl›k ve ç›kmaz› aflmak ad›na “çö-züm” üretmekten bahsetmektedir.A¤ar’›n ç›k›fl›n›, seçim yat›r›m›ve/veya vicdan muhasebesine para-lel bir “de¤iflim” in ürünü olarakyorumlamak, gerek A¤ar gibi birkiflili¤i do¤ru tahlil edebilmek ge-rekse de Kürt sorunu ile ilgili yak›nsüreci sa¤l›kl› de¤erlendirebilmekaç›s›ndan yanl›fl sonuçlar üretir.

Faflist Türk devletinin, temellikonulara iliflkin çeflitli aktörleridevreye sokarak uygulamaya geçir-di¤i yeni ve de¤iflim içeren politi-kalar›n, halka pazarlanma/sunulmaaflamas›, en az haz›rlanma safhas›kadar önemlidir. Bu sürecin iyi birmizansen çerçevesinde bütün etkinaraçlar kullan›larak iflletilmesi,devletin “güvenli¤i” ve dengelerile do¤rudan ilgilidir. Kürt sorunu-nun tam da böyle bir hassasiyetesahip oldu¤u son derece aç›kt›r.

Büyükan›t’tan Baykal’a uzanankarfl› ç›kanlar cephesinden, yar›ma¤›zla destek verenler ve yandafl tu-tum tak›nanlara kadar A¤ar’›n aç›k-lamalar›na yönelik tepkiler, bu ge-liflmeler ve gerçekler ›fl›¤›ndaokunmal›d›r. Bir anda ölüm zebani-li¤inden bar›fl melekli¤ine terfi etti-rilen A¤ar’›n kiflisel tasarrufu ol-

mad›¤› görülmesi gereken ç›k›fl›,Büyükan›t, Baykal, Mumcu vd.ile laf dalafl›na bo¤ulacak ya da hi-dayete erifline ve dize gelifline ba¤-lanacak kadar basite indirgenirse,tarihten hiçbir ders ç›kar›lamam›fl,düflman›n/gerici s›n›flar›n politikayapma ve yönetme tarz› hiç ö¤reni-lememifl demektir.

Meselenin bizi esas ilgilendirenyan›, hiç kuflkusuz, Kürt Ulusal Ha-reketi’nin izledi¤i politikalard›r.Süreçte nas›l bir konumlan›fl içindebulundu¤una yaz›n›n bafl›nda de-¤indi¤imiz Ulusal Hareket’inA¤ar’›n demeçlerine yaklafl›m› dabeklendi¤i üzere oldukça müspetyönde olmufltur. Ekim’in son hafta-s›ndaki görüflmesinde Öcalan’›n vebas›ndaki röportaj›nda Duran Kal-kan’›n aç›klamalar›yla en az 6 ay-l›k bekleme sürecinden söz eden–taban›na yönelik politika- UlusalHareket’in ateflkes jestinden sonrahangi hamlelerle “ilerlemeler” debulunaca¤›, herkesin ipleri(ni) elin-de bulundurdu¤una dair gerçe¤iaç›kça dile getirmekten çekinmedi-¤i ABD emperyalizminin verece¤idirektiflere ba¤l› olacakt›r.

Silahl› mücadele yürüten ulusalve sosyal kurtulufl hareketleri aç›-s›ndan, kimi zaman soluklanma, ki-mi zaman ittifak politikalar›na ba¤-l› olarak politik manevra alan› ya-ratma, kimi kez güç gösterisindebulunarak farkl› kesimler/s›n›flarüzerinde etkili olma, kimi kez dedüflman›n talebine karfl›l›k mevzielde etme amaçl› taktik bir yöntembiçiminde gündeme sokulabilenateflkes kararlar› ve bunun pefli s›ragelen bar›fl görüflmeleri, yak›n tari-hin en çok tart›fl›lan konular›ndanbiridir.

Bir dizi örnekte, silahla eldeedilenin masada kazanca çevrilme-si hesab›yla pazarl›k ve iflbirli¤iarac› k›l›nan bu süreçler, ancakMLM önderlikler alt›nda savafla ta-bi bir taktik olarak iktidar mücade-lesinin arac› k›l›nabilirler. Aksi du-rumda, küçük veya milli burjuvaönderlikli hareketlerin ateflkes sü-reçleri ve bar›fl görüflmelerindendevrim ya da kurtulufl mücadelesi-nin lehine ilerletici sonuçlar üretti¤iörneklerin say›s› son derece s›n›rl›-d›r. Bunlar›n da do¤ru perspektif ta-fl›mad›¤› için ancak geçici aflamalarkaydetti¤i bilinmektedir. Nitekimyak›n tarihteki bir dizi ülke örne-¤inde devreye çeflitli emperyalistgüçlerin girdi¤i, süreçlerin arkaplandaki gizli görüflmelerle nok-taland›¤› iyi bilinmektedir.

3-16 Kasım 2006 604

S›n›fsal Yaklafl›mA¤›r a¤ar ilerleyen süreç

ve atefl-kes

Page 5: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Tersanelerde iflçiyle karfl› karfl›ya gel-mekten korkan patronlar her geçen gündaha da palazlanan tafleronlaflt›rmayatam gaz yol vermekte. Kârlar›na dokun-durmamak kayd›yla her önüne gelene iflvermekteler. Bu da iflçi s›n›f›n›n hakl›mücadelesinin önündeki en büyük engel-dir. Ne yaz›k ki iflçiler aras›nda yine iflçi-lerin birço¤unda “3-5 y›l diflimi s›k›p pa-ra biriktireyim, sonra farkl› bir sektördekendi iflimi kuray›m” mant›¤› da hakim.

Genellikle sabah 8’de bafllayan çal›fl-malar inan›lmaz bir yo¤unluk ve h›zdaakmaktad›r. Ya¤mur-kar, so¤uk-s›cak,gece-gündüz gibi kavramlar iflçinin da-¤arc›¤›ndan ç›kar›lmak istenmekte, iflçi-ye köle gibi muamele edilmektedir. Ba-retsiz, emniyet kemersiz, çelik burunluayakkab›s›z, eldivensiz, gözlüksüz veh›nca h›nç çal›flt›r›lan iflçiler kendilerini

akflamlar› eve zor yetifltirmektedir. Tabiiki a¤›zlar›ndan ç›kan her sözü kanun olanpatronlar “mesaiye kalmal›s›n” demezse.Paydos saati 17:00 olan tek tersane Türk-ter’dir.

Birço¤u ilerde meslek hastal›klar›nayakalanacak olan tersane iflçilerinden ay-da ortalama ikisi de yaflanan ifl cinayetle-ri sonucu yaflam›n› yitirmektedir. Zatenbir ölüyü and›ran iflçiler, her sabah evdend›flar› ad›mlar›n› atarken mutlaka sessiz-ce (belli etmeden) aileleriyle vedalafl-maktad›r. ‹ki kiflinin bir dolapta soyundu-¤u tersanelerde birçok iflçi soyunacak yerbulamamaktad›r. Yemekhaneler ve tuva-letler iç içe veya yan yanad›r. Yemeklergenellikle bozuk, bayat ve kalitesiz oldu-¤undan gastrit ve ülsere yol açmaktad›r.Son zamanlarda baz› tersanelerde ö¤lenyemeklerinde kahvalt›l›k verilmeye bafl-

lanm›fl. ‹flçilerin günlük yevmiyeleri or-talama olarak kaynakç›larda 50 YTL,montaj ustalar› için 45 YTL, montajc›yard›mc›s› için 25 YTL, taflç›lar için 20YTL. Ancak ücretler çeflitli hileler kulla-n›larak ya geç verilmekte, ya da eksik ve-rilmektedir. Birkaç tafleron firma haricin-de sigortalar girifl-ç›k›fl yap›larak yani as-gari ücret üzerinden 1 gün yat›r›lmakta-d›r. Bu da iflçiler aras›nda “sa¤lam tafle-ron” arama e¤ilimini yaratmaktad›r. Sa¤-lam tafleronlarsa malum “eski solcular”!Ama en h›zl›, en yo¤un ve çal›flma saatien uzun olanlarsa bu tafleronlar. S›n›f mü-cadelesinin önünde az›l› bir bela olarakdikilenler de yine bunlar.

Yaflanan ölüm ve kazalar, yap›lanaraflt›rmalara göre, sabah 9-10 ile akflam15-17 aras› ve genellikle pazartesi ve cu-martesi günleri yo¤unluk kazan›yor. Ay-r›ca kaza ve ölümler Torgem, Torlak,Dersan, RMK, Çiçek, Türkter, Anado-lu ve Yard›mc› Tersanelerinde yo¤unla-fl›yor. Bunun nedeni ise emniyet önlem-lerinin az ve çal›flma koflullar›n›n kötü ol-mas›.

Bu genel görünümü de¤ifltirmek,iyilefltirmek veya kökünden silip atmakiçin çaba harcayan Limter-‹fl Sendikas›y›llardan beri kan can bedeli bir müca-dele vermektedir. Halen genel baflkan›ve genel sekreteri tutuklu oldu¤u haldeyoluna devam etmektedir.

Son zamanlarda yo¤unlaflan tersa-ne patronu-polis-mafya iliflkisi dev-rimci, demokrat ve duyarl› iflçileregözda¤› vermek amaçl›d›r. Buna bir ör-

nek verirsek; Ça¤dafl isimli bir iflçi s›n›fmücadelesine sundu¤u katk›lardan dola-y›, defalarca polis taraf›ndan taciz edil-mifl, gece geç vakitlerde eli b›çakl›, sar-hofl insanlarca evi bas›lmaya çal›fl›lm›fl,polis taraf›ndan evinin kap›s› k›r›larakiçeri girilmifl, eflyalar› da¤›t›lm›flt›r. Buyetmiyor, tersaneler bölgesinde mafyan›nadamlar› taraf›ndan öldüresiye dövül-müfltür. Ard›ndan beyin kanamas› geçir-mifl ve hala da tehditlerle karfl› karfl›yad›r.

‹flçilere flimdilerde bir de kukla birsendika dayatmas› var. Dok Gemi-‹flad›ndaki bu iflbirlikçi sendika, birkaç ter-sanede kadrolu iflçileri temsil etmektedir.Limter-‹fl’in önünü kesmek amac›yla ta-fleron firmalarda çal›flan iflçileri bünyesi-ne almak için çal›flmalara bafllad›¤› bilin-mektedir.

Önümüzdeki süreç daha sanc›l› ola-cakt›r. Do¤ru ve inatç› bir mücadele veri-lirse kazan›mlar›n çok büyük olaca¤›aç›kt›r. Tersi durumda ise devrimcileringittikçe daralan faaliyetleri bitecektir ves›n›f önderliksiz kalacakt›r… Bugün düfl-man, ne kadar h›rç›nlafl›p sald›r›yorsa po-lis ve mafyac› uflaklar›yla, gaz bombala-r›, coplar› ve tutuklama terörleriyle bizbiliyoruz ki tersaneler onlar için art›k birbatakl›k oldu. Bu batakl›¤› kurutaca¤›zve tafleron sineklerinin tersanelerde kö-künü kaz›yaca¤›z! Patronlar dize geleceker yada geç! Proleter bir öfke ve devrimeolan sonsuz inanc›mla hepinizi selaml›-yorum…

Tuzla Tersanesinden bir ‹flçi Köylü okuru

3-16 Kasım 200660 5

2821 ve 2822 Say›l› Grev ve LokavtYasas› ile Sendikalar Yasas›’n›n taslak ça-l›flmalar› tamamland›. Sendika konfederas-yonlar›n›n büyük bölümünün onaylad›¤› ta-sar›n›n y›l sonunda Meclis’e getirilmesibekleniyor. S›n›f mücadelesinde bir s›n›f›nç›kar›na olan di¤erinin karfl›t›d›r, anlay›fl›y-la bak›ld›¤›nda yasay› de¤ifltirmek isteyensiyasal iktidar›n bunu, iflçi s›n›f›n›n ç›kar›nayapamayaca¤› aç›kt›r. AB yandafl› baz›“sol” çevreler, AB’den iflçi haklar› için baz›fleyleri ummaktalar. Bu umutlar›n›n zerrecedo¤ru olmad›¤› gibi bu umudu iflçilere bu-laflt›rarak onlar›n mücadele hedefleri flafl›r-t›lmaya çal›fl›yor. Bu tasar› bize “önce ey-lem gelir, sonra yasa” ifadesini süreklisöyletecektir. Bugün AB kap›s›nda iflçileriçin yasa dilenmek en iyi ihtimalle iflçi s›n›-f›n›n bafl›na inecek darbenin fliddetini bek-

lemekten baflka bir fley de¤ildir.2003 y›l›nda ç›kar›lan ‹fl Yasas› (Köle-

lik Yasas›) çal›flma yaflam›nda esnekli¤i ku-rallaflt›rd›¤›n› biliyoruz. Sistem bu sürecinson aya¤›n› da tamamlamak istiyor. Bunuyaparken özellikle AB’den gelen ve de¤ifl-mesini istedi¤i bu yasay› da de¤ifltirereködevini yapm›fl olacakt›r. Bizim dikkat et-memiz gereken yasayla de¤ifltirilmek is-tenen nedir, sonuçlar› bizi, iflçi ve emek-çileri nas›l etkileyecek, sorular›na verile-cek yan›tt›r. Yasada baz› noktalara dikkatedilmelidir. Tasar›yla % 10 baraj›n›n kald›-r›larak, % 5’e düflürülmek istenmesi, iflko-lundaki 28’in de 16’ya inmesi yani iflkolla-r›n›n birlefliyor olmas›d›r.

Bugün yetkili bulunan ve T‹S imzalayanbaz› sendikalar bu tasar› ile birlefltirilerekço¤u sendika örgütsüz olmaktan dolay› ve

yükselecek örgütsüz iflçi oran›n›n artmas›y-la % 5 baraj›n› geçemeyecektir. Bu tasar› ilebugün mücadele eden iflkollar›ndaki sendi-kalar geri ve örgütsüz olan iflkollar› ile bir-lefltirilerek mevcut mücadeleci sendikalarda etkisizlefltiriliyor. % 51 iflyeri sendikac›-l›¤› ile güçlü ve ortak davran›fl ve hareketik›rman›n arac› olarak kullanmak istiyorlar.fiöyle ki bugüne kadar % 10’u savunanlar›nbugün birden bundan vazgeçmeleri deyimyerinde ise biz emekçileri sevmediklerinigösteriyor. Öyleyse sevdikleri bizim da¤›t›l-mam›z ve küçültülerek kontrol edilmemizisa¤lamalar›d›r. Bu tasar›da örgütlenmeyedair hiçbir olumluluk yoktur. Tasar›n›n anakayna¤› 2003 y›l›nda ç›kar›lan ifl yasas›-d›r. Bu yasan›n kölelik yasas› oldu¤unu he-pimiz biliyoruz. Ana temas› esneklik olanyasa da ç›kar›lacak tasar› da buradanbeslenmektedir. ‹fl yasas›nda örgütlenmeyeait hiçbir hak olmad›¤›ndan böyle bir yasa-da da sendikalara ait olumluluk olmayacak-t›r. Tasar›da tart›fl›lan noter üyeli¤i ise sade-ce göz boyamad›r. Burada hangi iflçininhangi sendikaya nas›l ve ne zaman üye ola-ca¤›n› belirleyen bir kurumun olmas› yönlütart›flma oldukça dar bir bak›fl ve örgütlen-

meyi daralt›yor. Aslolan, iflçinin günün hersaatinde sendikaya üye olma koflulu yarat›l-mas›d›r. Saat 08.00-17.00 d›fl›na ç›kar›lma-l›d›r. Bu saatlerde üye olma flans› yok “çün-kü patronlar iflçileri çok seviyor.” Tasar›-da Sendikac›lara hiç dokunulmuyor. Tasar›-n›n esas›ndaki de¤ifliklikler sendikac›lar›nkendini koruma garantisiyle karfl›l›kl› anlafl-mal› olarak yap›lm›flt›r. Sendikalar denet-lenmiyor, ald›klar› tazminatlar›n ölçüsü yok.Sendika içi demokrasi ifllemeyecektir. Öyleki mevcut durumu korudu¤u gibi onlar içinmüteahhitlik yasallaflt›r›l›yor. Zaten önemlibir k›sm› bunu flu an yap›yor. Baflka alanlar-da iflçiler ad›na iflletme yetkisi verilerekmevcut nakitlerin aklama alanlar› aç›l›yor.Her sendikan›n önemli birikimleri bulunu-yor. Bu nakitlerin bugün iflçiler için kullan›l-mad›¤›n› biliyoruz. Bu yasayla bu nakitlerde eritilecektir. Bu nedenle yasa tasar›s›konfederasyonlar›n onay›n› alm›fl, yasallafl-may› bekliyor. Tüm emekçiler bu tasar›yakarfl› ortak bir ç›k›flla bu durum teflhir ede-rek a盤a ç›karmal›d›r.

Bugün DDSB’liler bunu öncelikle bu-lunduklar› alanlarda hayata geçirmeyi gö-rev bilmelidir.

EEEEmmmmeeeekkkkçççç iiiinnnniiiinnnn GGGGüüüünnnnddddeeeemmmmiiii

2821 ve 2822 Say›l› Sendikalar ve Grev ve Lokavt Kanun Tasar›s› üzerine

D › smen ka rké re t e r sane ra za f t e r seno ! (Düflman t e r sane i fl ç i s i nden çok ko rkuyo r )

Page 6: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Egemen s›n›flar›n son süreçte köy-lüye uygulad›¤› bitirme, yok etme po-litikas› gün geçtikçe perçinleniyor.

AB müzakereleriyle bafllayan süreçtehububat, fleker ve tütün üretimine ardar-da getirilen kotalar ve bu ürünleri iflleyenfabrikalar›n zarar ediyormufl gibi göste-rilip özellefltirilmesiyle köylü gittikçeyoksullu¤a ve göçe zorlanmaktad›r.

Bundan önce de gazetemizde belirti-len yaz›larda oldu¤u gibi köylü nüfusu-nu % 5’lere indirmek, AB’nin elindekistoklar› Türkiye’de eritmek birinci he-deftir. AB bunlar› yaparken köylüye de“destek” sunmakta, yaln›z bu destek kü-çük üretici için çok ciddi bir gelir ya darahatl›k sa¤lamamakta, pastan›n as›l pa-y›n› yiyen büyük üretici ve çiftlikler ol-maktad›r.

AB bundan önceki ve flimdi de bizimülkemize uygulad›¤› tar›m politikalar›y-la ülkelerin kendi öz kaynaklar›n› yok et-mek ve d›fl al›m› art›rmak istemektedir.Bu da cari a盤›n gittikçe büyümesineneden olacakt›r. Bugün Et Bal›k Kuru-mu’nun özellefltirilmesi buna bir örnek-tir. Yine Polonya’daki fleker üreticisininbitirilip, bu ülkenin cari a盤›n›n büyü-tülmesi de buna bir örnektir.

Amaç; AB ürünlerine yer açmakt›r

Yaz›n›n bafl›nda da belirtti¤imiz gibifleker ve tütüne konulan kotalar›n ard›n-dan flimdi de süte konulan kota hayvanyetifltiricilerini de yeni sald›r›lar›n bekle-di¤ini ortaya koyuyor.

Bu kotalar belirlenirken AB’nin stan-dartlar› esas al›nacakt›r. Bugün TürkiyeAB emperyalizmine tam üyelik kazand›-¤› takdirde konmak istenen ve düflünülenkota miktar› 3 milyon tondur. Buna kar-fl› Türkiye’nin y›ll›k üretti¤i miktar ise10.5 milyon tondur. Bu durumda, y›ll›k7.5 milyon ton süt fazlal›¤› ortaya ç›ka-cakt›r. Peki bu kadar çok sütü üretici neyapacak? Asl›nda köylü art›k bunun yo-

lunu ne yaz›k ki bulmufl! Evet, ayn› do-mates ve yine bu y›l üzüm üreticilerininellerinde kalan üzümü yollara döktü¤ügibi 7.5 milyon ton yollara savrulacakt›r.Yine köylü elindeki süt s›¤›rlar›n› kes-mek zorunda kalacakt›r. Yani bu kotan›nkonmas› durumunda buna ba¤l› olarakmilyonlarca s›¤›r, keçi, koyun kesilmekzorunda kalacakt›r ve binlerce köylününyoksullu¤u katmerleflecektir. Asl›nda di-¤er kotalarda oldu¤u gibi bunun alt›ndayatan nedeni tespit etmek hiç de zor de-¤ildir. AB’nin elindeki stok ürünleri erit-mek ve AB emperyalizminin flirketleri-nin ülkemizin tar›m ve hayvanc›l›¤›nda-ki bereketli topraklar›na girmesidir.

Bu kotalar›n amac› ellerindeki stok-lar› eritmektir. Bu stoklar süt gölleri, te-reya¤› da¤lar› ve et buzlar›d›r ve amaçTürkiye’nin iç pazar›nda bu stoklar› erit-mektir.

Tar›m piyasas› tekellefliyorDi¤er bir amaç ise büyük bafl hay-

vanlar› satmakt›r. Zaten uzun bir süredirbüyük iflletmeler ya da küçük iflletme veaile tipi iflletmeler d›fl pazardan gelenhayvan ›rklar›n› almakta ve devletin des-tekleme politikas›yla da al›m kolaylaflt›-

r›lmaktad›r. Bu amaçla AB ile müzakere-lerde 2000-3000 bafll›k dev büyük baflhayvan iflletmeleri kurulmas› istenmek-tedir. Bu do¤rultuda ciddi destekler su-nulmaktad›r. Bu iflletmelerin kurulumun-dan hayvanlar›na kadar hep d›fl pazardansokulmak istenmektedir. Böylece hay-vanc›l›k ve tar›m da tekelleflecek, piyasaküçük üreticilerin yaflamas›na izin ver-meyecektir.

AB’nin büyük flirketleri gibi emper-yalizmin ülkemizdeki uflaklar› olanKOÇ, DO⁄AN HOLD‹NG, KOM-BASSAN gibi büyük iflletmeler Do¤uAnadolu’da çok büyük arazilerde dev ifl-letmeler kurma yönünde çal›flmalarabafllam›fl ve kurulan yerler de vard›r.

Türkiye’de iflletmelere bakt›¤›m›zda% 90’›nda s›¤›r say›s› 20 bafl› geçme-mektedir. Ortalama 6 bafl hayvan bulun-makta ve süt üretimini büyük ölçüde kü-çük ve orta ölçekli üreticiler yapmakta-d›r. Yani aile tipi olmakla beraber gele-neksel tar›m uygulanmaktad›r. Asl›ndaflu gerçe¤i görmek gerekir; Türkiye’detar›m›n büyük bir bölümünde gelenekseltar›m tipi uygulanmaktad›r.

Ülke tar›m›n›n büyük bir bölümü ge-leneksel tar›m ve köylünün emek gücü-

nün esas oldu¤u tar›m tipidir ve özellik-le de hayvanc›l›¤›n ciddi bir yeri vard›r.Bugün köylüye yönelik sald›rganl›ktanen çok etkilenen kesimlerden biri dehayvanc›l›kt›r. Yani dam alt› dedi¤imizevin alt›ndaki ah›rda birkaç hayvan›ylayap›lan hayvanc›l›k çok ciddi bir flekildeetkilenecektir.

Köylü sütünden, peynirinden, ya¤›n-dan, etine ve gübresine kadar birçok ih-tiyac›n› hayvanc›l›ktan sa¤lanmaktad›r.Bugün elde etti¤i hayvansal ürünleri pa-zara gönderirken ço¤uyla da k›fl içinkendi ihtiyac›n› karfl›lamaktad›r.

‹flte hayvanc›l›¤›n bu kadar önemlioldu¤u ülkemizde, bugün süt kotas›n›nda konmas› durumunda üreticiyi bekle-yen sorunlar ne olacakt›r:

Sütü elinde kalan üretici üretimdençekilmek zorunda kalacak, süt s›¤›rlar›n›kesecek, iflsiz kalan köylü göç etmek zo-runda kalacak ve flehirdeki y›¤›lmay› ar-t›racak. Köy yaflant›s›n› flehirlere tafl›y›pyaflad›¤› yerde birkaç hayvanla üretimiliflkisini koruyacak, fakat daha da yok-sullaflacak, küçük iflletmeler kapanacak-t›r. Mand›ralar kapanmak zorunda kala-cakt›r. AB emperyalizminin ülke pazar›-na hâkim olmas› sa¤lanacak ve d›fl al›ma盤› gittikçe artacakt›r.

Bu y›k›m politikas›yla hayvanc›l›kbüyük flirketlerin kontrolü alt›na gire-cektir, çünkü kotalardan en az etkilenenbüyük iflletmelerdir.

Bunlar›n karfl›s›nda durman›n tek biryolu vard›r, elindeki ürünü birlefltirmekve pazara beraber sunmakt›r. Bunun bafl-ka bir yolu yoktur. Büyük flirketler kar-fl›nda kooperatiflerle durmak önemlidir.fiunu görmek laz›m; bugün hayvanc›l›-¤›n karfl›s›nda di¤er bir sorun da tüccar-lard›r. Bugün pazar› kendimiz oluflturdu-¤umuz kuraca¤›m›z kooperatifle beraberhayvanlar› iflletmesini sa¤lay›p mand›ra-c›l›k yapt›¤›m›z takdirde piyasada kala-biliriz. Büyük ölçekli firmalar karfl›ndadurabiliriz. (Kelkit ‹K okuru)

3-16 Kasım 2006 606

fi‹MD‹ DE SÜTTE KOTA

Tar›m deste¤inin kesilmesi,kotalar ve tar›m› tasfiyeye gö-türen politikalar nedeniyleköylülerinin sab›rlar›n›n iyicezorland›¤› son zamanlardaköylü protestolar›na bir yenisidaha eklendi. Baflbakan R.Tayyip Erdo¤an Denizli prog-ram› çerçevesinde gitti¤i De-nizli Çivril Belediyesi’nde Cu-ma namaz› ç›k›fl›nda iki bin ki-fliye IMF’yle kimin aras›n›ndaha iyi oldu¤unu aç›klayan birkonuflma yapt›. Konuflma s›ra-

s›nda ayçiçe¤i üreticisi ayn› za-manda da dolmufl floförü oldu-¤unu söyleyen Halil Tak; “Ma-zot bitti cipte, boynumuz ip-te, oylar› sana verdik em-me?” ve “Çekirdek kald› har-manda, unumuz kald› der-manda, umudumuz sizin, fer-manda baflkan›n” yaz›l› dövizaçt›. Halil Tak çevrede bulu-nan insanlar taraf›ndan alk›flla-n›rken çevik kuvvet ekiplerin-ce çevreden uzaklaflt›r›ld›.

(H. Merkezi)

Ayd›n’›n Söke ilçesin de pamuk üreticile-ri pamuk fiyatlar›n›n düflüklü¤ünden dolay›s›k›nt›l› günler geçiriyor. Pamuksezonunun bafl›nda Söke’deadeta bir biriyle yar›flan tüccarborsadaki dalgalanma ve ya¤anya¤murlar› gerekçe göstererekfiyat düflürürken, TAR‹fi’inaç›klad›¤› 92 Ykr al›m fiyat›n›nistikrar›na güvenen üreticilerinkooperatif önünde uzun kuyruk-lar oluflturmaya bafllad›. Ancaktüccar zaman zaman pamuk al›m fiyat›n› ran-d›man›na göre düflürerek kiloda ortalama 70

Ykr ödüyor. Acil nakit para ihtiyac› olanlar butüccarlara yöneliyor.

Bunun yan› s›ra Hatay’›nReyhanl› ilçe Tar›m MüdürüHamza Sapar Amik ovas›n da200 bin dönümlük araziyeekilen pamu¤un sadece yüz-de 30’unun topland›¤›n› be-lirterek ya¤›fllar nedeniyletarlada kalan pamu¤un kir-lendi¤ini ifade etti. Fiyata dade¤inen Sapar “Pamuk üre-

ticisi bu y›l ürünü tüccara 50 Ykr’ye sat-mak zorunda kald›” dedi. (H.Merkezi)

Pamuk üreticisi zor günler geçiriyor!

Denizli’de Baflbakan protesto edildi

Page 7: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Geneti¤i De¤ifltirilmifl Organizma-lar (GDO) ile duyduk ilk Cargill ad›n›.Kapat›lmas› ve Türkiye’deki faaliyetininson bulmas› için defalarca eylemler yap›l-d›, birçok DKÖ bunun için dava açt›.1997 y›l›nda Bursa Osmangazi ilçesindeyap›m› bafllayan ve nitelikli tar›m arazisiüstüne kurulan, bunun için izinleri aslatam olmayan ve buna ra¤men 2000 y›l›n-da faaliyete bafllay›p bu y›la kadar koru-nan “KÂR”gill en sonunda kapat›ld›.

Yarg›n›n 10 Ekim 2006 tarihinde ald›-¤› kararla, tesis izinleri tam olmayan Car-gill tesisinin kapat›lmas›na karar verildi.19 Ekim’de tesisini boflaltmas› gerekenCargill ise bu tarihte “Malzemelerininhalen içeride olmas› ve boflaltma iflle-minin tamamlanamamas›” gerekçesiylekapatma ifllemini 20 Ekim Cuma gününeatt›. 20 Ekim Cuma günü ise bas›n›n kar-fl›s›na kapatmaya gelen memurlarla bera-ber geçen Cargill yetkilileri bas›n›n soru-lar›n› cevaplamazken, kapat›lm›fl bir tesi-se çal›flmak için saat 16.00’da giren gecevardiyas› iflçileri ise gözlerden kaçamad›.

Göstermelik olarak k⤛t üzerinde ka-patma gelene¤i, genelde ülkemizde “tefe-ci” nitelikli baz› orta düzey üreticilerinklasik takti¤i iken karfl›m›za burada daç›kt›. Di¤er yandan DKÖ’ler ise Car-gill’in gerçekten mühürlenip kapat›l›p ka-pat›lmad›¤›na iliflkin cevab› almak içinOsmangazi Savc›l›¤›’ndan kapat›lmayailiflkin tutana¤› görmek istiyor.

Cargill’in kapat›lmas› için verilen mü-cadeleyi ise ancak ve ancak Cargill’inkimli¤inin alt›ndakileri ö¤renerek anlaya-biliriz.

Ülker grubu ile ortakCargill Niflasta ve Tatland›r›c› Sa-

nayisi, aslen bir ABD flirketi, 1997 y›l›n-da mevcut hükümetin verdi¤i izin ile Bur-sa’n›n Osmangazi ilçesinde tesis kurma-ya bafll›yor. Mevcut olan tesis ise 2000 y›-l›nda faaliyete geçiyor. Bu zamana kadarda ‹stanbul’un Pendik ilçesindeki Ce-restar flirketini sat›n al›yor ve bu sayedebu ilçede bulunan fleker iflleme fabrikas›-n›n % 50 orta¤› oluyor. Bu kanal üzerin-

den ise bugün AKP ile olan iliflkisi gün gi-bi aç›k olan Ülker Grubu ile eflit hisselibir ortakl›¤a bafllam›fl oluyor.

Ancak Cargill’in tan›nmas› onun ku-rulmas› ve kapat›lmas›na karfl› müdahale-ler yapan IMF’den veya bafll›ca müflterisiBakan Unak›tan’dan gelmiyor. Haberimi-zin bafl›nda da dedi¤imiz gibi biz onuGDO’larla tan›d›k. Cargill girdi¤i pek çokülkede GDO’nun piyasaya yay›lmas›ndave bunlar›n ifllenerek pazara aktar›lmas›n-da rol oynam›fl. GDO’lar, geneti¤ine mü-dahale edilerek hormonal dengesi bozu-lan, seneye tohumluk veremeyen, tatoranlar› geneti¤in yan›nda kimyasal mü-dahaleler ile de de¤ifltirilmifl olan bitkile-re verilen bir ad.

Bu bitkiler ise köylüyü k›sa süre içer-sinde mal›n pazara tafl›nmas›nda rol alandi¤er esnaf ve fabrikalara ba¤›ml› k›l›yor.Bu fabrikalar›n da pek ço¤u emperyalist-lere yani yabanc› sermayelere ait.

Velhas›l, Cargill, emperyalistlerinbenzer pek çok flirketinde oldu¤u gibi, ta-r›m ekonomisinde Truva at› rolü oynuyor.Kaleyi içten fethediyor. Fakat bu “içtenfethetme hareketleri” s›ras›nda ise ülke-deki pek çok bürokrat ve komprador çev-relere para yediriyor. Bugün Cargill’in enbüyük iki al›c›s› bunlar›n aç›k delili say›-l›r; Bakan Unak›tan ve R. T. Erdo¤an’›no¤lunun ço¤unluk hissesine sahip oldu¤uÜlker Grubu.

Arkas› sa¤lam olunca yasa bofla

Cargill’in arkas› bu kadar sa¤lamken,IMF’nin bir ülkenin içifllerine ve hukuku-

na kar›flmas›n› da kaç›n›lmaz yap›yor,çünkü bu flirket zaten IMF’nin efendileri-ni temsil ediyor. ‹flte bu yüzden olacak ki;AKP Bursa Milletvekili Altan Karapafla-o¤lu’nun Tar›m Orman ve Köy ‹flleriKomisyonu’na Cargill için “Af” niteli-¤indeki öneriyi vermesi de kaç›n›lmazolarak karfl›m›za ç›k›yor. Öneri flu s›ralarTBMM’de onay bekliyor. Peki öneri nediyor; “…gerekli izinler al›nmadan ta-r›m d›fl› amaçl› aç›lm›fl bulunan ve ta-r›msal bütünlü¤ü bozmayan arazilerinistenilen amaçla kullan›m›na baz› flart-larla izin verilmesi için belirlenen sontarihin uzat›lmas›” için Cargill’e avantajvermek gerekir diyor.

‹flin önemli yönü ise flu; Bursa’da bu-nun gibi kurulan 20’den fazla iflletme var.Karapaflao¤lu; sadece Cargill’i de¤il,bunlar› da kurtarmak istiyor, çünkü kendikoltu¤unu bunlar sayesinde koruyor.2004’te bu tarz bir “Af” yasas› daha ç›ka-r›lm›flt› lakin Cargill bunun d›fl›nda kal-m›flt›. Haliyle Cargill’in hak savunucusubabas› George Bush da dünyada döktü¤ükanlar›n aras›ndan ç›k›p da bunun için bumeseleyle ilgili bir çift söz sarf etti.

Lakin tüm bunlar ak›llara ister iste-mez flöyle bir soru getiriyor;

“Bir ülke düflünün, yarg›s›na IMFkar›fl›yor, milletvekili oyunu ald›¤› hal-k›n de¤il o bölgedeki flirketlerin ç›kar›-n› düflünüyor, yasad›fl› bir tesisin bafll›-ca müflterileri bir bakan ve baflbakan›no¤lunun flirketi oluyor. Devleti tesiseden kurumlar adeta bunlardan emiral›yor. O zaman bu devlet kimin? Pekibunlar› kime flikayet edersiniz?”

(H. Merkezi)

3-16 Kasım 200660 7

“Kelepir olsa mezara girerler”

Y›lda 750 bin ton s›v›, 450 bin tonmargarin, 150 bin ton di¤er kullan›malanlar› olmak üzere toplam 1.350 binton bitkisel ya¤ tüketen Türkiye’nin bit-kisel ya¤ üretimi sadece 415 bin ton. Zey-tinya¤› üretiminde 1950’lerde 3. s›rada yeralan Türkiye bugün 5. s›rada. Ancak zey-tinya¤›na artan ilginin yan›nda üretim art›fl›-na gidebilecek olan Türkiye için üretim art›-fl›na dair herhangi bir giriflim söz konusude¤il.

Baflta ihracatç›lar olmak üzere bitkiselya¤ sektöründe tekelleflmifl flirketler rafineedilmemifl ham dökme zeytinya¤› ihracat›-n›n serbest b›rak›lmas› için lobi faaliyeti yü-rütüyor. TAR‹fi, Marmara Birlik gibi üre-tici kurulufllar›n ihracat›n serbest b›rak›lma-s›na yönelik karfl› ç›k›fllar›na ra¤men gerekSa¤l›k Bakanl›¤› gerekse de Tar›m ve Kö-yiflleri Bakanl›¤› harekete geçmekten çokuzak.

Zeytinya¤› üreticileri de ham dökmezeytinya¤›n› alan ülkenin zeytinya¤›n› iflle-dikten sonra kaynak ülkeyi belirtmek zorun-

da olmad›¤›n›, bu yüzden di¤er ülkelerinTürkiye’den ald›klar› zeytinya¤›n› ambalaj-layarak kendi ürünleri gibi satabilece¤inisöylüyor. Bu yüzden zeytinya¤› ihracat›ylaTürkiye’nin ürünü iflleyerek elde edebilece-¤i katma de¤erin yurtd›fl›na gidecek olma-s›ndan rahats›zl›k duyan üreticilerin s›k›nt›-lar›yla ilgili Türkiye Ziraatç›lar Derne¤iBaflkan› ‹brahim Yetkin zeytinya¤›nda ye-ni bir oyun tezgâhland›¤›n› ifade ediyor.

‹hracatç›lar›n, üretici kurulufllar›n›n kar-fl› ç›k›fllar›ndan oldukça rahats›z olduklar›n›söyleyen Yetkin “Baz› geliflmeler f›nd›ktaoynanan oyunun zeytinya¤›nda da oyna-naca¤›n› gösteriyor” diyerek “üretici veçiftçi örgütleri tüm güçleriyle mücadele-ye kararl›d›r. Bu tür giriflimler üreticiyeoldu¤u kadar, uzun vadede ihracatç›yada zarar verir” diyor. Tar›mda yeni oyun-lara izin vermemek için hükümetin duyarl›davranmas› gerekti¤ini de söyleyen Yetkin,zeytinya¤› üretimindeki olas› art›fllar› Tür-kiye’nin bir f›rsat olarak de¤erlendirmesigerekti¤ini de belirtti. (Ankara)

Deli Dana (BSE) hastal›¤› nedeniylecanl› hayvan ve et ürünleri ithalat›n›nyasaklanmas›na ra¤men, son 5 y›lda bü-yük iflletmeler için yaklafl›k 2.500 da-m›zl›k hayvan›n ithalat›na izin verildi.Özellikle tekstil ve inflaat gibi alanlardayat›r›mlar› olan flirketlerin de hayvanc›-l›¤a yönelmesi canl› hayvan ithaline ge-tirilmifl olan yasa¤› yeniden gündemegetirdi. Türkiye’de 1986–96 aras›ndaki10 y›ll›k sürede canl› hayvan ithalat›için her türlü deste¤i sunan hükümetler,300 bine yak›n dam›zl›k hayvan›n ithaledilmesini sa¤lad›. Bu ise hayvanc›l›¤›nbüyük oranda gerilemesine sebep oldu.Deli Dana hastal›¤› nedeniyle 1996 y›-l›nda 26 ülkeden canl› hayvan ithalat›yasaklanm›flt›. Son 3 y›ldan bu yana iseyaln›zca Avustralya, Yeni Zelanda,Uruguay’dan dam›zl›k hayvan ithalineizin veriliyor. Ancak son dönemlerdebüyük çiftlik sahipleri lobi faaliyetleriyürüterek dam›zl›k hayvan ithalat›nagetirilen yasa¤›n kald›r›lmas›n› istiyor.

Konuyla ilgili Tüm Süt, Et ve Dam›z-l›k S›¤›r Yetifltiricileri Derne¤i Baflka-n› Nizam Ka¤›tç›bafl›; “‹thalata izin ve-rilmesiyle küçük ve orta ölçekli üretici-nin et ve süt konusunda rekabet edeme-yece¤ini ve sonuçta iflletmeleri kapat-may› gündemlerine alacaklar›n› belirtir-ken, isteyen kendi çiftli¤ine Avustral-ya’dan, Yeni Zelanda’dan, Urugu-ay’dan düve getirebiliyor. S›k›nt› bura-da nedir biliyor musunuz? Geçmiflte ol-du¤u gibi Tar›msal ‹flletmeler GenelMüdürlü¤ü’ne (T‹GEM) 5–10 bin tanedüve ald›racaklar; T‹GEM bunu finanseedecek, büyük çiftliklere de bu düvelerdüflük faizli ve uzun vadeli kredi kullan-d›r›larak bir flekilde da¤›t›lacak. Biz di-yoruz ki isteyen kendi paras›yla, kendikaynaklar›yla bu düveleri als›n. Geçmifly›llarda afla¤› yukar› 300 bin ithal hay-van geldi. Elin ne kadar çürük, çar›khayvan› varsa hepsi Türkiye’ye tafl›nd›.Sonuçta milletin paras› buharlaflt›, hay-vanc›l›¤›m›z da çöktü” dedi.

‹hracatç›lar›n zeytinya¤› oyunu

Hayvanc›l›kta ithalat lobisi

Page 8: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

3-16 Kasım 2006 608

Son süreçte devrimcilerinemekçi mahallerde sürdürdü¤ükumar, uyuflturucu, h›rs›zl›k gibisuçlarla mücadelenin sonucundaçeteleflme ve yozlaflma konusuburjuva bas›n›n dahi gündeminegirmifl bulunuyor. Patron-a¤adevletinin y›llard›r planl› olarakdevrimcilerin güçlü oldu¤uemekçi mahallelerde sürdürdü¤ü“yozlaflt›rma ve çürütme” ek-senli sald›r› politikas› karfl›s›ndabaz› mahallelerde halk hareketegeçebilirken, baz› bölgelerdedevrimci faaliyetin zay›fl›¤› ne-deniyle inisiyatif tamamen çete-lerin eline geçmifl durumda.Gasp, h›rs›zl›k, uyuflturucu ve fu-hufl ifli yapan çeteler yoksulemekçi semtlerde cirit at›yorlarve yay›l›yorlar. Göç, iflsizlik,yoksulluk ve e¤itimsizlik gibi et-kenlerin yan›nda devrimci hareketin za-y›fl›¤› da çetelerin önünü aç›yor.

Biz de ‹flçi-Köylü gazetesi olarakGebze’ye giderek Güzeltepe, Mudurnu-tepe, Ulafltepe gibi mahallelerde yafla-nan yozlaflma ve çeteleflme ile ilgili bil-gi ald›k.

Görüfltü¤ümüz arkadafllardan önce-likle mahallenin tarihi sürecinden bah-setmelerini istiyoruz. Güzeltepe, Mu-durnutepe, Yeni Mahalle, Ulafltepe gi-bi mahallelerin yerleflimleri 70’li y›lla-r›n ortalar›nda bafll›yor. Gecekondular-dan oluflan mahallerin kuruluflunda dev-rimcilerin yard›mlar› da olmufl. Ortayafll› insanlar›n önemli bir k›sm› Parti-zanc›lar› tan›yorlar ve onlardan söz edi-yorlar. 90’dan sonra h›zl› bir flekilde göçalan bu mahalleler Sivas, Tokat, Gire-sun, Kars, Erzincan, Dersim ve Ela-z›¤’dan göç eden emekçilerin yerleflimyeri olmufl. 2000’li y›llar›n bafllar›ndatapu al›nmam›fl olmas›na ra¤men kent-leflme h›zlanm›fl.

Yo¤un göçle birlikte mahallelerinbüyümesi sonucu daha öncesine kadars›cak insani iliflkiler darbe alm›fl, daya-n›flma duygular› zay›flam›fl. Daha son-ras›nda mahallelerdeki çeteleflmeyi, çe-telerin faaliyetlerini soruyoruz kendile-rine…

Suç flebekeleri, çeteler daha çok otoh›rs›zl›¤›, uyuflturucu sat›c›l›¤› yap›yor.Mahallelerde arabalar, motosikletler so-kakta b›rak›lmamaya çal›fl›l›yor, çünküher an çal›nabilir. Çeteler bir gecede 8eve girebilecek kadar güçlü ve örgütlü-ler. Yine belli yerlerde (örne¤in YeniMahalle, Fatih Caddesi üzerindeki dük-kânlarda) esrar, hap bulundurulup sat›-labiliyor. Ya da sokak bafllar›nda, okulönlerinde görülebiliyorlar. Öyle perva-s›zlar ki müdahale eden mahalle halk›na

silah çekip atefl edebiliyorlar. ÖzellikleBeylerba¤› Mahallesi çetelerin meskeniolmufl. Bu mahalle çevresinde bali çe-ken, tiner koklayan ya da esrar içen in-sanlarla karfl›laflmak s›radan bir olay.

Osmangazi, Beylerba¤›, Yeni Ma-halle gibi yerlerde uyuflturucu ve h›rs›z-l›k çeteleri yo¤unken, Gebze merkezdekahve, dernek, lokal ad› alt›nda kumaroynat›l›yor. Yine Gebze’de, Mutlukentve Nenehatun taraflar›nda fuhufl yay-g›n… Çeteler esasta iflsiz gençlerle lise-lerdeki ö¤renciler üzerinden mahallele-re aç›l›p yay›l›yorlar. Osmangazi’dekiliselerde hap, esrar türü uyuflturucu kul-lan›m› görülüyor. Liselerde çeteleflmee¤ilimi yayg›n.

Yine çocuk kaç›rmalar da ara s›rayaflan›yor. Y›llar önce organ mafyas›veya dilenci çeteleri taraf›ndan çocukla-r›n kaç›r›lmas› yaflanm›fl bu mahalleler-de. 25 Ekim’de de buna benzer bir fle-kilde 10 yafl›nda bir k›z çocu¤u yan›ndaablas› olmas›na ra¤men kaç›r›l›yor. Bir-kaç saat sonra Gebze Mezarl›¤›n›n yak›-n›nda b›rak›l›yor.

Son olarak da minibüs hatlar›ndakicepçi denilen h›rs›z çetelerinden bahse-diliyor. Bu çeteler Gebze-Harem veGebze-Beylikba¤› hatlar›nda sistemli ve

vardiyal› olarak çal›fl›yor-larm›fl. Yakaland›¤›nda yada biri taraf›ndan görüldü-¤ünde tehdit edip sald›rabi-liyorlarm›fl. ‹nsanlar dabundan kaynakl› korkuyor-lar ve karfl› ç›kam›yorlar. An-cak Güzeltepe-Gebze minibüs-lerinde cepçilik yapam›yorlar-m›fl. Çünkü baz› yap›lar bubölgede örgütlü olduklar› içintoplu cezaland›rma yapm›fllarve çetelere izin vermemifller.

Bu çetelere karfl› polisintavr›n›, mahallelinin tepkisinive devrimcilerin müdahaleleri-ni soruyoruz. Bir arkadafl duru-mu flöyle özetliyor: “Beylikba-¤›’nda ve Yeni Mahalle’de bi-rer karakol var. Ancak etkinde¤iller. Herhangi bir olay ol-du¤unda müdahale etmiyor-

lar. D›flar›dan ekipler geldi¤inde mü-dahale ediliyor. Genel olarak polisinolaylar karfl›s›nda sessiz ve izleyicibir duruflu var.” Yaflanan olaylardakibaz› tan›kl›klar çetelerin içinde polisle-rin de oldu¤unu ve birlikte hareket et-tiklerini gösteriyor.

Mahalle halk› uyuflturucu ve h›r-s›zl›k çetelerine karfl› büyük tepkiduyuyor. Ancak harekete geçmektenöte s›zlanma öne ç›k›yor. Güçlü birönderlik halk› harekete geçirir. Bumahallelerde Partizan, ESP, HÖC, SO-DAP, DTP gibi yap›lar›n faaliyetlerivar. Bu kesimlerin ortak hareket etmeside önemli.

Son süreçte bir devrimci örgütünuyuflturucu kullananlara, kumar oyna-tanlara ve fuhufl yapt›ranlara yönelikyapt›¤› eylemler halk nezdinde olumlukarfl›lanarak önemli bir etki uyand›rd›.Devrimci fliddetin bu suç örgütlerinekarfl› uygulanmas› halk›n deste¤ini ka-zan›yor.

Birçok emekçi semtte devrimcilerinönderli¤inde halk “yozlaflmaya veçürümeye karfl› birleflelim-örgüt-lenelim” fliar›yla gelece¤ine sahipç›kmaktad›r. Gazi Mahallesinde,Sar›gazi’de, Gülsuyu’nda, Alibey-köy’de bu amaçl› at›lan ad›mlarmevcuttur. Bu yönlü ad›mlar›n Geb-ze’de de at›lmas›na büyük bir ihtiyac›noldu¤u görülmektedir. Bu mahallelerde-ki ileri, örgütlü kesimlerin, devrimci ya-y›nlar›n okurlar›n›n ilk elden birleflmesive harekete geçmesi mümkündür. Bugerçekleflti¤i oranda genifl kitlelerin desürece kat›lmas›n›n önü aç›lacakt›r. Çö-züm “sihirli de¤nekle” de¤il küçükama sa¤lam ad›mlar›n at›lmas›yla vebunlar›n büyütülmesiyle mümkün ola-cakt›r. (Kartal)

Gebze’de çeteden geçilmiyor!

Ülkenin pekçok yerindeyaflanan “yozlaflma veçeteleflme” Gebze’de de

kendini hissettiriyor. Eme¤iyleçal›flarak sadece karn›n› doyu-rabilece¤ini görenlerin bir k›s-m› çözümü “kolay yoldan parakazanmada” çetecilikte, uyufl-turucu sat›fl›nda görüyorlar.

19 Ekim 2006 tarihinde Mer-sin’den Lübnan’a asker sevkiyat›n›nbafllamas›, Mersin Demokrasi Plat-formu taraf›ndan düzenlenen bir ba-s›n aç›klamas›yla protesto edildi. Mer-sin Liman› A Kap›s› önünde yap›lanbas›n aç›klamas›nda Türkiye’den gi-den askerlerin ABD’nin tetikçili¤iniüstlendi¤i vurgulanarak, sevk›yat›ndurdurulmas› talebinde bulunuldu. 15kiflilik kitlenin coflkulu olmad›¤›, slo-ganlara dahi yeterince kat›lmad›¤›gözlendi. (Mersin)

ESP 21 Ekim günü “Özgürlük‹stiyoruz” kampanyas› çerçevesin-de birçok ilde oldu¤u gibi Bursa’dada Fomara Meydan›’ndan AKP Bur-sa ‹l binas›na kadar yürüdü.

ESP Bursa Temsilcisi Serpil As-lan yapt›¤› aç›klamada “Bafllatm›floldu¤umuz ‘özgürlük istiyoruz’kampanyas› ile her zaman her yerdekarfl›n›zda olamaya devam edece-¤iz” dedi. Eyleme Partizan, DPG,Halkevleri de destek verdi. (Bursa)

Mersin’deTMY’nin kald›r›lmas› istendi

Asker gönderme karfl›t› eylem

Sald›r› yasalar›na karfl› mücadeleye!

Mersin Demokratik HaklarPlatformu (DHP), Partizan ve Ezi-lenlerin Sosyalist Platformu’nunTafl Bina önünde 28 Ekim günü bi-raraya gelen kitleye ‹HD Mersin fiu-be yöneticileri de kat›larak destekverdi. “TMY çöpe halklara özgür-lük” pankart› tafl›yan kitle ad›naaç›klama yapan Esra Yang›n, 10-21Eylül tarihlerinde yap›lan bask›nlar-da 150 kiflinin gözalt›na al›nd›¤›n›hat›rlatarak, ayn› süreçte ilan edilenateflkese ra¤men PKK’ye karfl› daoperasyonlar›n sürdürüldü¤ünü kay-detti. Yang›n, toplumun tüm kesimle-rini TMY ve di¤er bask› yasalar›nakarfl› ortak mücadele etmeye ça¤›rd›.Kitle aç›klaman›n ard›ndan 5 dakika-l›k oturma eylemi gerçeklefltirdi vedaha sonra sessiz bir flekilde da¤›ld›.Polisin aç›klamay› okuyan Esra Yan-g›n’›n kimlik bilgilerini almas› isedikkat çekti. (H. Merkezi)

Page 9: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Geçti¤imiz y›l Hakkâri’nin fiem-dinli ilçesinde Seferi Y›lmaz’a aitolan Umut Kitapevi’ne bomba koy-duklar› s›rada halk taraf›ndan suçüstüyakalanan J‹TEM elemanlar›na veri-len 39 y›l 5 ay 10’ar gün hapis ceza-s›na yönelik Yarg›tay CumhuriyetBaflsavc›l›¤› taraf›ndan verilen kararbozma istemi, oynanacak yeni oyun-lar› gün yüzüne ç›kard›.

Bilindi¤i gibi Umut Kitapevi’nebomba koyduktan sonra kaçmak iste-yen J‹TEM’cileri halk yakalam›fl, si-lah ve patlay›c› madde dolu araca elkoymufltu. O esnada orada bulunanCHP milletvekili ve Savc›l›k incele-me yaparken, bir polis arac›ndan hal-k›n üzerine atefl aç›lm›fl, aç›lan ateflsonucu 1 kifli yaflam›n› yitirirken, 5kifli de yaralanm›flt›. Bunun üzerinekeflif yap›lamam›flt›. Esat Canan da-ha sonra yapt›¤› aç›klamalarda vesavc›l›¤a verdi¤i ifadede halk›n üze-

rine atefl açan›n Uzman Çavufl TanjuÇavufl oldu¤unu belirtmiflti. AncakTanju Çavufl ilk duruflmada tahliyeedildi.

Kamuoyunda 2. Susurluk olay›olarak büyük tepki gören fiemdinlifaillerini o gün Genel Kurmay Baflka-n› olan Yaflar Büyükan›t “Kendile-rini tan›r›m iyi çocuklar” diyerekba¤r›na basm›flt›. Daha sonra ortayaç›kan ise Büyükan›t’›n bizzat ifliniçinde oldu¤uydu. Ancak soruflturmadosyas›n› haz›rlayan savc› FerhatSar›kaya görevden al›nd›. Gerekçe“flerefli” bir komutan›n bu olaya ad›-n›n kar›flmas›yd›.

“‹yi çocuk”lar›n ilk arad›klar›,yard›ma ça¤›rd›klar› kifli de ad› böyleolaylara s›kça kar›flm›fl MehmetA¤ar’d›. “Ucu nereye dokunursadokunsun sonuna kadar gidece¤iz”söylemlerini tekrarlayan AKP hükü-meti de, ucunun nereye dokunaca¤›n›

çok iyi bildi¤i için savc›y› alel acelegörevden alarak, olay›n üzerini ka-patmaya çal›flt›.

Sonuçta Van 3. A¤›r Ceza Mahke-mesi’nde görülen davada J‹TEM’ciastsubaylar Ali Kaya ve Özcan ‹lde-niz “adam öldürmek, çete kurmak,adam öldürmeye teflebbüs” suçla-r›ndan 39 y›l 5 ay 10’ar gün hapis ce-zas›na çarpt›r›ld›lar. Bu cezayla asl›n-da olay “münferit” gösterilmeye ça-l›fl›lm›fl, olay›n arkas›nda kimlerin ol-du¤u gizlenmiflti. Ancak bu da yeter-li gelmedi. Hiç “teröristlere” karfl›savaflanlar devlet haini olabilir miy-di? Olamazd› elbette…

Yarg›tay Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›da aynen böyle düflünerek, verilenhapis cezas›n›n esastan ve usulen bo-zulmas›n› istedi. Gerekçe ise yukar›-da vurgulad›¤›m›z gibi “silahl› terö-rü sürdüren örgüte karfl› güvenlikgüçlerinin yürüttü¤ü mücadelenindevletin birli¤ini korumaya yönelikoldu¤una kuflku yoktur” fleklindeoldu.

Yarg›tay Baflsavc›l›¤›’n›n haz›rla-d›¤› tebli¤namede ayr›ca flunlara yerverildi “… Astsubaylar›n olayda kul-land›klar› arac›n 4.5 saat emniyet veaskeri kuvvetlerin denetimi d›fl›ndakald›, bu sürede nelerin yafland›¤›belli de¤ildir. Olay yerinin ilk görün-tülerinde bagajda görülen silahlar, da-ha sonra bagajda bulunmayan beyazbir torbadan ç›kar›l›rken görülmüfltür.Seferi Y›lmaz’la örgüt üyelerinin te-lefon konuflmalar› dikkate al›nmad›.Eylemi PKK’nin yapt›¤›n› söyleyenitirafç›n›n ifadesi al›nmad›…” bu fle-

kilde komik gerekçelere dayand›r›lanbirçok madde s›ralanmaktad›r.

Yaflananlara tepki gösteren müda-hil avukatlardan Cüneyt Canifl teb-li¤namenin bask›lar sonucu haz›rlan-d›¤›na inand›¤›n› belirterek Baflsavc›Nuri Ok’un farkl› farkl› suç ba¤lant›-ar› olan bir çeteyi eklemeye çal›flt›¤›-n› söyledi.

Yüksekova Belediye Baflkan› Sa-lih Y›ld›z ise savc›l›¤›n bütün delille-ri ortada olan bir suç örgütünün çeteolmad›¤› yönünde görüfl belirtmesi-nin düflündürücü oldu¤unu söyledi.

Verilen cezalar›n alt›nda kalma-yan devlet, kitapevi bombalanan Se-feri Y›lmaz’› da olaydan bir süre son-ra tutuklad›. Seferi Y›lmaz halen he-pishanede bulunmaktad›r. Duruflma-lara kat›lmak isteyen halk› engelle-yen devlet, olaya kar›flanlar› da akla-man›n, serbest b›rakman›n u¤rafl›içindedir. Tebli¤namede de aç›kça yeralan “silahl› terör örgütüne karfl›yürütülen mücadelenin devletinbirli¤ini korumaya yönelik oldu¤u-na kuflku yoktur” ifadesi y›llard›r ifl-lenen “faili meçhul” cinayetlere,A¤ar’›n övgüyle bahsetti¤i 1000 ope-rasyona, evlerin yak›l›p y›k›lmas›na,iflkencelere, tecavüzlere devam edinmesaj›d›r. “Vatan için kurflun atanda, yiyen de flereflidir” diyen döne-min baflbakan› Tansu Çiller’e bu söz-leri söyleten de, Umut Kitapevi’nebomba koyan da, Diyarbak›r Kofluyo-lu Park›’na bomba koyarak ço¤u ço-cuk 10 kiflinin ölümüne neden olan daayn› zihniyettir.

(Erzincan)

3-16 Kasım 200660 9

Devletin birli¤i için adam öldür

Bölgeye barajlarla kelepçe vuruluyor!Y›llard›r faflizmin her türlü

bask›s›yla karfl› karfl›ya kalanDersim halk›n›n kelepçelendi¤iyetmiyor, devlet flimdi de Der-sim’in kalbi Munzur’a ve Mun-zur’a can tafl›yan sulara kelepçetakmaya kararl›. Munzur’da ya-p›lmas› planlanan 8 baraja halk›ngösterdi¤i tepki görmezlikten ge-linerek bu proje kapsam›na 5 ye-ni baraj daha eklendi.

Elaz›¤ Karakoçan Peri SuyuVadisi’nde 5 baraj›n daha yap›l-mas› kararlaflt›r›ld›. Planlad›¤›projeyi hemen yaflama geçirendevlet Özlüce Baraj› faaliyetinebafllad›.

K›sa mesafelerle yap›lmas›planlanan barajlarla beraber yal-n›zca do¤a de¤il ayn› zamanda

köylerde suyun alt›nda kalarakköylüler göçle ma¤dur edilecek.Y›llard›r yakarak, y›karak, katle-derek tamamen boflaltmay› bafla-ramad›¤› bölgeyi sular›n alt›nagömerek boflaltmay› hedefliyor.Devletin amac›n›n barajlarlaelektrik tasarrufu yapmak olma-d›¤›, hepimizin bildi¤i aflikâr birgerçektir. Bunu yap›lacak olanbarajlar özgülünde somutlayacakolursak…

Peri Suyu üzerinde yap›lmas›planlanan Özlüce baraj› faaliyetibafllad›.

Çelokafl köyü yak›n›nda ku-rulan Seyrantepe Baraj›’n›n yap›-m› ise sürüyor.

Seyrantepe Baraj›’n›n 5 kmyukar›s›nda bulunan Pofl (Ak-

kufl) köyünde yap›lmas› planla-nan Pembelik baraj›n›n ihalesi detamamland›.

Ayr›ca Seyrantepe Baraj›’n›n3 km afla¤›s›nda Golan ve Tatarbarajlar› ise proje aflamas›nda.

Pembelik Baraj›’n›n yap›l-mas› ile ayn› zamanda Elaz›¤,Bingöl, Dersim illerinin ba¤lant›-s› kesilmifl olacak! Çünkü Paflköprüsü üç ilin ba¤lant›s›n› sa¤-layan tek geçifl noktas›! Yine 95y›l›nda askerler taraf›ndan yak›-larak boflalt›lan Pafl, Seymamutve Naz›miye’ye ba¤l› Xalik (afla-¤› Doluca) köyleri baraj alt›ndakalacak. Bu örnekleri ço¤altma-m›z mümkün ancak bunlar bilebarajlar›n as›l amaçlar›n› ortayakoymakta yeterli. (Erzincan)

Page 10: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Tutuklu ve Hükümlü Yak›nlar›Birli¤i (TUYAB)’dan aileler 17Ekim’de önemli gördükleri ve öncelikverdikleri üç sorunu devlet yetkilileriile görüflmek ve çözüm talep etmekiçin Ankara’ya gitmifllerdi. Ankara’daedinilen bilgileri ve giriflimleri kamu-oyuna duyurmak için 28 Ekim’de ‹HD‹stanbul fiubesi’nde bir bas›n aç›kla-mas› gerçeklefltirildi. TUYAB’›n acilolarak belirledi¤i üç sorun afla¤›dakigibidir;

—Sincan L Tipi Kad›n Hapisha-nesi’ndeki kad›n tutsaklara yönelikbask›, fliddet ve cinsel tacizlerin son

bulmas›,—Son günlerde bütün F Tiplerinde

ardarda verilen disiplin cezalar›yla biry›la var›lan aç›k-kapal› görüfl ve mek-tup yasaklar›yla karfl› karfl›ya kal›nma-s›,

—A¤›r hasta olan ve sa¤l›k soru-nu yaflayan tutsaklar›n tedavilerininyap›lmamas› ya da engellenmesiylesonu sakat kalma veya ölüme vara-bilecek tehlikelerle karfl› karfl›ya ka-l›nmas›.

Ailelerin anlat›mlar›na göre bu so-runlar ekseninde görüflülen Sincan Ha-pishane savc›s› ve ayn› zamanda Bafl-

savc› Vekili olan Bekir Selçuk, Meclis‹nsan Haklar› Komisyonu’ndanuzman iki kifli, AKP Ad›yaman Ve-kili Faruk Ünsal, AKP ManisaMilletvekili Hakan Taflç› sorunla-r› toplant›lara tafl›yacaklar›n›, SincanSavc›s› e¤er aileler gelirse görüfl yapt›-rabilece¤ini söyledi. En son olarak gö-rüflülen Tevkif Evleri Daire Baflkan›Türker Tok; hapishanelerde bulunan70 bin kifliden sorumlu oldu¤unu, FTiplerinin Avrupa ve Amerika’da uy-gulanan ileri bir sistem oldu¤unu söy-ledi. 6 y›ld›r yaflananlar›n bilânçosu or-taya koyuldu¤unda ise hiçbir sisteminmükemmel olmad›¤›n›, aksayan yanla-r›n›n düzeltilebilece¤ini, bununla ilgiliçal›flma yap›ld›¤›n›, her fleyin yarg›yaba¤land›¤›n›, yarg›n›n verdi¤i cezayacumhurbaflkan›n›n bile kar›flamayaca-¤›n›, kimi kötü uygulamalar›n ise ceza-evi yönetiminden kaynakland›¤›n› söy-ledi. Bas›n aç›klamas›n› okuyan KaderÖzdemir ise; F Tiplerinde yaflananlarakarfl› toplumun her kesimini duyarl› ol-maya ça¤›rd›. Özdemir, bu sorunlar ek-seninde gerekli evraklar› tamamlaya-rak Ankara’ya yeniden gideceklerinive kad›n hapishanesi önünde bas›naç›klamas› yapacaklar›n› belirttiler.

(‹stanbul)

3-16 Kasım 2006 6010

TUYAB’›n Ankara ziyareti

TAYAD’l› aileler Abdi ‹pekçiPark›’nda sürdürdükleri mektup oku-ma eylemlerinin 23. haftas›nda tecritianlatan mektuplar› okumaya devametti. Aç›klama yapan TAYAD üyesiAyfle Arapgirli, 7. y›l›na giren ölümoruçlar› eylemlerinde yaflanan 122ölüme ra¤men Adalet Bakanl›¤›’n›numursamaz tav›r sergiledi¤ini söyledi.Bu aç›klaman›n ard›ndan konuflanTAYAD Baflkan› Mehmet Güvel, tec-rit koflullar›nda yaflayan çocuklar›ylabirlikte direnifli sürdüreceklerini dilegetirdi.

20 Ekim’de de TAYAD, ÖO eyle-minin 7. y›ldönümü vesilesiyle Sul-tan Ahmet Park›’nda bir eylem yap-t›. TAYAD’l›lar, 7 y›ld›r F tiplerindekitecridi protesto etmek için ölüm oru-cunda 122 kiflinin yaflam›n› yitirdi¤i-ni, 600’ü aflk›n kiflinin de sakat kald›-¤›n› hat›rlat›rlarken, suskunlu¤unusürdüren Adalet Bakan›’n›n tecrit so-rununu yok sayamayaca¤›n› söyledi-ler.

Fatih Sultan Mehmet Köprü-sü’ne dev pankart

23 Ekim’de TAYAD üyeleri FatihSultan Mehmet Köprüsü’nü 15 dakikatrafi¤e kapatarak F tipi hapishanelerdeyaflanan tecrit sorununa dikkat çekti.Köprüye, üzerinde “F tipi hapishane-lerde tecride son” yaz›l› dev bir pan-kart ast›lar. Eyleme polisler biber gaz›ve coplarla sald›rarak 29 TAYAD üye-sini gözalt›na ald›. (‹stanbul)

Aileleri arac›l›¤› ile ‹HD ‹zmirfiubesi ile Tutuklu Aileleri ile Yar-d›mlaflma Derne¤i’ne (TAYD-DER) baflvuran ‹zmir K›r›klar 1 ve2 No’lu hapishanelerindeki tutsak-lar, aileleri ile Ramazan Bayra-m›’nda kapal› görüfl yapmalar›n›ndahi engellendi¤ini belirttiler. Abdul-lah Öcalan üzerindeki uygulamalar›protesto etmek amac›yla 20 Eylül’debafllatt›klar› 2 günlük açl›k grevindendolay› 45 gün disiplin cezas› ald›kla-r›n› belirten tutsaklar, bu nedenleaç›k görüfl yapamad›klar›n› ifade etti.Hiçbir genelge bulunmamas›na ra¤-men Ramazan Bayram› boyunca ai-leleri ile kapal› görüfl yapmalar›n›nda engellendi¤ini, telefon görüflmele-rinde ise ana dillerini konuflmalar›naizin verilmedi¤ini kamuoyuna duyur-dular. (‹zmir)

TTAAYYAADD’’ddaann eeyylleemmlleerr

KK››rr››kkllaarr’’ddaa ggöörrüüflfl eennggeellii

F Tipi Hapishanelerde gerek uy-gulanan sansür gerekse “disiplin ce-zalar›” nedeniyle engellenen görüflve mektup hakk›, içeride uygulananhak ihlallerinin ancak uzun zamansonra tutsak mektuplar›n›n ulaflma-s›yla gün yüzüne ç›kabiliyor. Dev-rimci tutsaklar›n avukatlar›na ve ai-lelerine yazd›¤› mektuplardan edini-len bilgiler flöyle:

* Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi’ndeverilen 5 günlük hücre cezas› Disip-lin Kurulu’nun tebli¤inden sonra iti-raz için verilen 15 günlük süreninbitmesine gerek görülmeden uygu-land›. Yasaya ve usule ayk›r› yap›lanbu uygulama bir kez daha hukuk-suzlu¤un örneklerinden biri oldu.Yine ayn› hapishanede ayda bir keztoplanmas› gereken E¤itim Kuru-lu’nun 4 ay sonra toplanarak aylarönce verilmeyen yay›nlar hakk›ndakarar ald›¤› ö¤renildi. Gazetemiz ‹fl-çi-Köylü’nün yan›s›ra pek çok sos-yalist bas›n›n “TC devletine karfl›isyanlar› özendirici” gibi nedenler-le uzun süredir tutsaklara verilmedi-¤i belirtildi. Ailelerin baflka tutsakla-

ra kitap ve giysi yat›rmas›na izin ve-rilmezken daha önce Erdener De-mirel isimli tutsa¤a yap›lan sald›r›ile ilgili suç duyurusuna “Sadeceastsubay›n tekme ile bacaklar›navurdu¤u copla vurulmad›¤›!” be-lirtilerek kovuflturmaya yer olmad›-¤›na karar verildi¤i ö¤renildi!

*Sincan F Tipi Hapishane-si’nde bulunan Kenan Özyürek, di-siplin cezalar›n›n Disiplin Kurulukarar› ile uyguland›¤›n›, ‹nfaz Ha-kimli¤i’ne gerek bile duyulmad›¤›n›belirtti. Yine “terör” yaftal› kimlikkart›n› almad›¤› için disiplin cezas›alm›flt›r. Amaç, heryere gidiflte tek-mil vermeyi zorunlu hale getirmek-tir.

*Sincan 1 No’lu F Tipi Hapis-hanesi’nde bulanan Berkant K›z›l-gül, 12 Eylül tarihinde hastaneyegötürülürken ringin kameral› oldu-¤unu ö¤renmesi üzerine tutsaklar›nbuna tavr› oldu¤unu söylemifl, slo-gan atmadan önce “Normal bine-ceksen götürelim” denilmifl dahasonra “Mahkeme karar› ç›kt›,bundan sonra götürmeyece¤iz”

denilerek götürülmemifl, keyfi birflekilde tedavisi engellenmifltir. Oy-sa daha önce de pek çok tutsak buringleri protesto ederek hastaneyegidip gelmifltir. Yine ayn› hapisha-nede mektuplar›n geç verilmesi tut-saklar taraf›ndan protesto edilmifl,idare “görevli memurun tatilininbitmesini beklediklerini” aç›kla-m›flt›r!

Tecritten mektup var

Page 11: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

fiu anda hücredeyim. 29 Ey-lül’de keyfi bir flekilde hücreyeat›ld›m. Bundan dolay› 30 Eylül’deben ve 2 arkadafl süresiz açl›k gre-vine bafllad›k. Açl›k grevimiz haladevam ediyor. O iki arkadafl dahücreye at›ld› keyfi bir flekilde; 29Eylül’de avukat görüflü için ko¤ufl-tan ç›km›flt›m. Ayakkab› aramas›

dayatmas›n› kabul etmedi¤imiziçin epey bir tart›flma yaflad›k,ko¤ufl kap›s› önünde gardiyanlar-la. “Ya ayakkab›n› aratacaks›n,ya da ç›kartmay›z avukat görüflü-ne” dediler. En sonunda kendimç›kart›p gittim avukat görüflüne.(Çünkü 3 Ekim’de mahkememvard›.) Daha avukat görüflü yeri-ne gelmeden slogan atarken, yol-da ikinci müdürü gördüm, “Yap-t›¤›n›z bu, siz busunuz, biziyal›n ayak ç›kar›yorsu-nuz” dedim ona. Bunuyap›nca beni hücreyeatt›rma talimat› verdigardiyanlara. Ben di-rendim ve slogan att›m.Tabi bu arada di¤er ar-kadafllar da kap› dövüyorve slogan at›yorlard›. Beni

epey h›rpalayarak, karga tulum-ba 15–20 gardiyan zorla bir hücre-ye att›lar. Avukat›ma da “Deniz si-zinle görüflmek istemiyor” demifl-ler. Avukat›m daha sonra Zeliha ilegörüflünce durumu ö¤renmifl ve be-ni geri ça¤›rm›fl. Bu defa zaten ya-l›n ayak oldu¤um için ayakkab›meselesi olmad›¤›ndan ç›kt›m avu-

kat görüflüne. Avukat, bu aradamüdürle görüflmek istemifl ama,“Müdür burada yok” demifller.Oysa müdür oradayd›. Avukat gö-rüflü dönüflü arkadafllar›mla kald›-¤›m ko¤uflun (daha do¤rusu 3 ki-flilik hücrenin) koridoruna geldi¤i-mizde, “Beni hücreye atamazs›-n›z, arkadafllar›m›n yan›na gide-ce¤im” diye direttim. Bunun üzeri-ne yine 15–20 gardiyan ayn› flekil-

de beni zorla hücreye att›lar.‹flte o günden beri hücrede-

yim. O günden bir önce-ki gün, yine revire ç›k-mak isteyen iki arka-dafl, ayakkab› aramas›-na karfl› ç›k›nca epeybir arbede yaflan›yor ve

onlar› revire götürme-den, zorla geri içeri ko¤ufl-

lar›na at›yorlar. Daha sonrada kalabal›k bir gardiyan grubu vemüdürler gelip arkadafllar›n ikisinizorla alarak, epeyce bir “h›rpala-mayla” ayr› ayr› hücrelere at›yor-lar. Biz de o esnada kap› dövüpslogan att›k. Sonuç olarak o iki ar-kadafl ve ben 30 Eylül’de arkadafl-lar›m›z›n yan›n geri dönebilmek vebize yap›lanlar› protesto etmekiçin, talebimiz kabul edilene kadarsüresiz açl›k grevine bafllad›k. Üs-telik ilk üç gün sadece su içtik. fie-kerimiz yoktu. ‹dareden fleker velimon istedik. “Art›k açl›k grev-lerine fleker ve limon vermiyo-ruz, doktor kontrolü laz›m” vs.dediler. Biz onlara doktor kontro-lüne ihtiyac›m›z olmad›¤›n›, bunukabul etmedi¤imizi söyledik. 3.günün akflam› di¤er arkadafllar›nu¤rafllar› sonucu, zor da olsa kan-tinden fleker, tuz, su ald›rt›p, bizeyollamalar›yla art›k fleker ve tuzalabiliyoruz/kullanabiliyoruz. 3Ekim’de 6 arkadafl›n da dâhil ol-mas›yla taleplerimizi geniflleterek,A.G.’miz devam ediyor. Talepler;hep beraber 12 kiflilik ko¤ufllardakalmak, zorla hücreye at›lmaya sonverilmesi, bizlere fliddet uygulan-mamas›, ayakkab› aramas›na sonverilerek avukat, ziyaret, revir vs.yararlanmam›z›n sa¤lanmas›,(ayakkab› aramas› dayatmas›ndandolay› hiçbir yere görüfl, avukat, re-vir vs. ç›kart›lm›yoruz) giysi s›n›r-lamas›n›n kald›r›lmas›.

(Deniz Tepeli/Sincan Kapal›Kad›n Hapishanesi)

3-16 Kasım 200660 11

ÖÖllüümmee ddaavveettiiyyeeçç››kkaarr››lldd››

Kocaeli 2 No-lu F Tipi’ndemahkemeye veyahastaneye gidentutsaklar›n linçgiriflimlerine ma-ruz kald›klar› bil-dirildi. Hapishaneidaresinin “devletde, yasa da be-nim” diyerek tut-saklar› öldürmek-le tehdit etti¤i, si-yasi kimlik ve ön-derliklerine sald›-r›larda bulunul-du¤u ö¤renildi.Ayr›ca idareninbaz› hücreleri bo-

flaltarak buraya faflist çeteleri yerlefltir-di¤i ö¤renildi.

Yine Kürkçüler E Tipi Hapishane-si’nde bulunan kad›n tutsaklar›n ziya-retçi görüfllerine terör yaz›l› kimliklerleç›kma zorunlulu¤una karfl› görüfle ç›k-mama karar› ald›klar› ö¤renildi. Tutsak-lar bu uygulamalar›n keyfi oldu¤unu vekald›r›lana kadar hiçbir görüfle ç›kma-yacaklar›n› belirttiler. (H. Merkezi)

KKiimmlliikk ddaayyaattmmaass››nnaa SSOONN!!

Sincan 2 No’lu L Tipi Kad›nHapishanesi’nde kad›n tutsakla-r›n bafllatt›klar› açl›k grevine des-tek için Gebze Hapishanesi’nde-ki kad›n tutsaklar da, 5 günlük aç-l›k grevi yapt›.

‹HD Ankara fiubesi’nde ba-s›n toplant›s› düzenleyen avukat-lar Rahflan Aytaç ve Halil ‹bra-him Ak, Haziran ay› bafl›nda ka-d›n tutsaklar›n Ulucanlar Hapis-hanesi’nden Sincan 2 No’lu LTipi Hapishanesi’ne sevki vesonras›nda yaflanan ihlallere ilifl-kin bilgi verdi. Tutsaklar›n 30 Ey-lül günü açl›k grevine bafllad›¤›n›aktaran Aytaç, müvekkilleri ileayakkab›lar›n› ç›karmad›klar› ge-rekçesiyle 2 ayd›r görüflemedikle-rini, aile görüflünün de ayn› gerek-çe ile engellendi¤ini kaydetti.Hücrelerin çeflitli gerekçelerle ba-s›larak, tutsaklar›n darp edildi¤ini

belirten Aytaç, savc›n›n bir haftasonra konu ile ilgili inceleme yap-t›¤›n›, ancak bu süre içerisinde dedarp izlerinin geçti¤ini söyledi.Aytaç, konu hakk›ndaki suç duyu-rusunun da sonuçsuz kald›¤›n›söyledi.

Ailelerin de iç çamafl›rlar›nakadar arand›¤›na dikkat çeken Ay-taç, Gebze Hapishanesi’nde bu-lunan kad›n tutsaklar›n da Sin-can’da bafllat›lan açl›k grevinedestek vermek için 5 günlük açl›kgrevine bafllad›¤›n› söyledi. Sin-can’da bulunan Arzu Ceylan fia-bo’nun annesi Süheyla fiabo isek›z›n›n böbreklerinden rahats›zoldu¤unu belirterek, görüfle git-tiklerinde kendisinin de ç›plakaramaya maruz kald›¤›n›, k›z› ya-fl›nda insanlar›n bu uygulamas›karfl›s›nda rencide oldu¤unu ifadeetti. (Ankara)

Sincan’a Gebze’dendestek açl›k grevi

‹znik Hapishanesi’nde bir hüküm-lü hastaneye geç ulaflt›r›lmas› sebebiy-le yaflam›n› yitirdi.

59 yafl›ndaki Hikmet Can, yaflad›¤›ekonomik kriz sebebiyle kesti¤i çekle-ri ödeyemedi¤i için hapishaneye gir-miflti. Geçti¤imiz hafta saat 22:50’deCan, tansiyonu ç›karak rahats›zland›.Durumu idareye bildirilmesine ra¤menyar›m saat boyunca ambulans gelmedi.Can, kusmaya bafllay›nca Jandarmaekip otosuyla hastaneye götürüldü.

‹znik Devlet Hastanesi’nde yap›lanmüdahalenin ard›ndan Can, ambulâns-la Bursa’ya sevk edilirken yolda haya-t›n› kaybetti. Hapishane idaresi olaylailgili haz›rlanan tutana¤a “ambulânsistendi¤i, fakat yeterli ambulâns yokdenilerek gönderilmedi¤ini” yazd›.

(Haber Merkezi)

“Art›k açl›k

grevlerine fleker ve limon

vermiyoruz,doktor

kontrolü laz›m”

SSiinnccaann KKaappaall›› KKaadd››nn HHaappiisshhaanneessii’’nnddee bbaasskk››llaarraa kkaarrflfl›› aaççll››kk ggrreevviinnddeeyyiizz!!

Page 12: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

3-16 Kasım 2006 6012

Seni nas›l anlatmal› bilemiyorum. Nere-den bafllamal›, ne demeli?

1 May›s eylemi için pankart açm›fl bekli-yorduk karfl›dan birinin “kirvem nerdesi-niz?” sözlerini duyduk önce. Bu cümlenin ar-d›ndaki anlam› çok sonra anlayacakt›m. Se-ninle so¤uk k›fl gecelerini paylaflt›kça ne de-mek istedi¤ini ö¤renecektim. 80 öncesindeaskeri komitede görev ald›¤›n›, bütün hayat›nboyunca yüre¤ini dolduracak Partizan sevgi-ni, iflkencede katledilen Süleyman Cihan içinast›¤›n›z afiflleri, cunta koflullar›nda da¤›tt›¤›-n›z illegal bildirileri çok sonralar› ö¤renecek-tim. Sen bir iflçiydin ve bütün hayat›na yönveren bu bilincin oldu. Cunta ile beraber Pro-letarya Partisinin ald›¤› darbeler ile ba¤›n›nkoptu¤unu ve seni gördü¤ümüz ana kadarböyle oldu¤unu inflaatlarda beraber kireç ta-fl›rken ö¤renecektim. Aradan geçen 22 y›l bo-yunca umudunu hiç yitirmedi¤ini, gözünün

kula¤›n›n Proletarya Partisinde oldu¤unu,iliflkinin olmamas›na ra¤men Partizan›n bü-tün eylemlerine kat›ld›¤›n› ve çat›flmalarda enönde dövüfltü¤ünü ö¤rendikçe sana olan say-g›m art›yordu.

Kavga ve mücadele prati¤imizin yaratt›¤›de¤erlerle tekrar buluflman senin hayat›na ye-ni bir anlam vermiflti. Tüm bunlara paralelolarak örgütsüz kalman›n getirdi¤i pek çokolumsuz özelli¤e karfl› da mücadele etmeyebafllam›flt›n. Saatler boyunca yapt›¤›m›z hara-retli tart›flmalar› ve senin bana katt›klar›n› na-s›l unutabilirim? Düflüncelerimizin, kültürü-müzün halk›m›z›n derinliklerine sald›¤› kök-leri halk› kazanman›n ne demek oldu¤unu se-nin deneyimlerinde ve yaflam›nda daha iyikavrad›m. Sen yoksulluktan k›vranan, düze-nin zulmü alt›nda inleyen ve kurtulufl umuduarayan milyonlarca emekçiden sadece biriy-din. Ancak büyük okyanustaki bir damla mi-sali bize halk›n gerçekli¤ini daha iyi kavrat-t›n. Senin direncin ve örgüte güvenin bize güçve cesaret verdi. Hasta olmana ra¤men ey-lemlerde pankart› kimseye b›rakmaz, insanla-r›n “say›m›z çok az” dedi¤i zamanlarda “tekbafl›na da olsam, ben bu pankarta sahip ç›-kar›m” diyendin. Seninki bir iflçi tutumuydu.Bilinci prangalayarak karanl›klara mahkûmedilmek istenen bir iflçinin kurtuluflunun bi-

lincine varmakt› sende yaflanan. Bir süre son-ra kendi yaflam›n› faaliyete göre düzenleme-ye bafllam›fl, duydu¤un ihtiyaçlar› kafana notetmifltin. Tart›fl›lan bir ihtiyac› ertesi gün se-nin elinde görmek mümkündü. Bunu sessizsedas›z gürültüsüz yapar ve baflkalar› içindikkat kesilirdin.

Senin tüm devrimcilere kap›n aç›kt›. Ka-p›n› çalan her devrimciyi kucaklar içeri al›r-d›n. Partizanc› oldu¤unu gururla söylemeyiihmal etmeden. ‹brahim yoldafla ayr› bir sev-gin vard›. Evinde onun defne dallar› içindekiresmini asm›flt›n.

Ruhun gençti bu yüzden tükenmifllerin,nostalji tak›lanlar›n yan›nda durmaz onlarlailiflki gelifltirmezdin. Gençler için senin yan›-na gelmek bafll› bafl›na bir sevinç kayna¤› idi.Morallerin bozuk oldu¤u bir gün genç yol-dafllardan biri senin yan›na gitmeyi teklif etti-¤inde kabul edilmesi uzun sürmemiflti. Çün-kü biliyorlard› ki onlar› gülen bir yüz, zekiceyap›lm›fl espriler ve saran kucaklayan bir yü-rek karfl›layacakt›. Ankara’daki birçok yolda-fla ifl olana¤› yaratm›fl ve onlar›n hem flekil-lenmelerine hem de ihtiyaçlar›n› karfl›lamala-r›na yard›m etmifltin.

Geçen zaman içinde sen de geliflmifl veberaber kitle faaliyetine ç›kmaya bafllam›flt›k.Çald›¤›m›z her kap›da sen, bizi, Partizan’›

büyük bir gururla anlat›yordun.Proletarya Partisi halk›m›zla bütünlefltik-

çe ve onlara mal oldukça senin gibi niceemekçiyi de keflfedece¤iz. Bizim, senin gibiemekçilerle yarataca¤›m›z dünyada insanlartedavi olamad›¤› için ölmeyecek. Bizim kura-ca¤›m›z dünyada iflçiler karanl›k içinde yafla-mayacak. Bizim, senin gibi emekçilerle inflaedece¤imiz yaflamda ac› do¤an›n sadece kü-çük bir yans›mas› olacak.

Senin için yazd›klar›m›n seni yeterinceanlatamad›¤›n› biliyorum ve beceriksizli¤imiaffetmeni diliyorum. Sen kalbimizin en temizyerinde, umutsuzlu¤un geliflti¤i yerde halkagüven için onlardan biri olarak bizim itici gü-cümüz olacaks›n. Aram›zdan erken ayr›ld›n,seni son gördü¤ümde ikimiz de bunun son ol-du¤unu anlam›flt›k, ama ikimizde birbirimizebelli etmedik. Sen de, ben de yenik düfltü¤ünkanserin ölümcül oldu¤unu biliyorduk. Yol-dafllar seni son yolculu¤unda yaln›z b›rakma-d›lar, istedi¤in gibi olmad› ama mezar›n›n ba-fl›nda Partizan ad›na bir konuflma yap›ld›. Sennas›l bizi yaln›z b›rakmad›ysan yoldafllar dasenin eme¤ine lay›k olmaya çal›flt›. Paylaflt›k-lar›m›zla birbirimizi konuflmadan anlayabili-yorduk. Bakmak ve görmek yeterliydi. Yol-dafll›k da böyle de¤il mi zaten?

(Ankara’dan bir yoldafl›)

Yoldafl, dost Adil abiye…

Üniversiteler aç›ld› ve birçok soru-nu da beraberinde getirdi. Bu aç›l›fllabirlikte bizim de sorumluluklar›m›z›yerine getirmek, gençli¤e ulaflmak, on-lara anlay›fl›m›z kavratmak, örgütlü birduruflun önemini anlatmak için üniver-sitedeki faaliyetimize bafllad›k.

‹lk olarak Ege Üniversitesi’ndeYDG stand›m›z› açarak gençli¤e ulafl-maya çal›fl›yoruz. Ö¤rencilerle tan›fla-rak, dergimizi onlara vererek, onlarlasohbet ediyoruz.

Bunun d›fl›nda yine Ege Üniversi-tesi’nde 17 Ekim günü sivil-faflist gü-ruhlar üniversitenin belli yerlerine “EgeÜniversitesi Ülkücüleri” olarak afiflle-me yapm›fllar. Bu olay üzerine üniversi-tedeki devrimciler olarak müdahaleedip, afiflleri söktük. Olay›n duyulma-s›yla birlikte toplanan ö¤rencilerle afifl-lerin yap›ld›¤› bölümleri gezerek faflist-leri arad›k. Daha sonra ayn› akflam üni-versite içerisinde G›da Kafe’de topla-n›p iftar yeme¤i örgütlemeye çal›flan fa-flistlere cevap gecikmemifl, kafe erken-den kapat›lm›fl ve teflhiri yap›lm›flt›r.Kafenin kapat›lmas›yla birlikte topla-nan devrimci ve demokrat ö¤rencilerolarak iftar saatini bekleyip geliflebile-cek faflist sald›r›lara, faflizmin y›llard›rbu üniversitede faaliyet yürütememesi-nin de verdi¤i acizlikten kaynakl› ola-rak d›flar›dan da getirecekleri güruhlarakarfl› örgütlü bir yan›t olabilmek için

kafenin önünde beklemeye bafllad›k. ‹f-tar yeme¤i veremeyen faflistlere en iyicevab›n örgütlü militan bir durufl oldu-¤unu gösterdik. Dün yapt›k, bugün ya-p›yoruz ve yar›n da yapmaya devamedece¤iz.

6 Kas›m çal›flmalar›n›n tart›flmalar›-n›n sürdü¤ü bir süreçte yap›lmaya çal›-fl›lan bu provokasyona olaya Ege Üni-versitesi ö¤rencileri olarak en iyi ceva-b› üniversitemizde alanlarda devrimcieylem birliktelikleri oluflturarak kararl›-militan bir duruflla sergileyece¤iz. Buolaydan bir gün önce de 16 Ekim günüDEÜ ö¤rencisi SDG’li Deniz ÖztürkGümrük dura¤›nda otobüs beklerken si-vil faflistlerin sald›r›s›na u¤rad›. Kafa-s›ndan ve çeflitli yerlerinden yaralananÖztürk, ‹HD çal›flanlar› taraf›ndan Al-sancak Devlet Hastanesi’ne kald›r›lm›fl-t›r. Olay›n duyulmas›yla birlikte HocaAhmet Yesevi Yurdu’nda toplanan dev-rimci ve demokrat ö¤renciler, faflistlerlek›sa süreli bir arbede yaflayarak geç sa-atlere kadar faflistlerin kaçt›klar› dükkâ-n› kuflatma alt›na alarak en iyi cevab›vermifllerdir. Sabah saatlerinde sivil po-lisler yurdun önüne birikip faflistleretekrar bir zemin haz›rlamaya çal›flm›fl-lard›r.

Faflizme karfl› omuz omuza! Kahrolsun faflizm, yaflas›n müca-

delemiz!(‹zmir YDG)

27 Eylül’de Sar›gazi ‹nönü Mahalle-si baz istasyonu kurulmufltu. Bu istasyonu28 Eylül akflam› TKP/ML militanlar›imha ederek kullan›lmaz hale getirmifltir.Baz istasyonu onar›larak yeniden devreyesokulmufltu. Hemen akabinde TKP/MLmilitanlar›n›n aç›klamas› gelmiflti. O aç›k-lamada 28 Eylül akflam› gerçeklefltirileneylemin bir uyar› eylemi oldu¤u, halk›nitirazlar›na ra¤men, baz istasyonunun fa-aliyetine devam etmesi halinde yan›t›n çokdaha sert olaca¤›belirtilerek bina sahibi, il-gili firma ve devletin ilgili kurumlar› uya-r›lm›flt›.

Daha sonra da halk toplant›lar› düzen-leyerek bu halk düflman› faaliyete karfl›mücadele etmenin gereklili¤i halka anlat›l-m›fl ve çeflitli eylem-etkinlikler program-lanmaya bafllanm›flt›. Önce mahalledeki

devrimci-demokratik kurumlar›n ortaklaflamücadele noktas›nda birlikteli¤i sa¤lan-maya çal›fl›ld›. Bu ölçekte toplant›lar dü-zenlenmifl, imza kampanyas› bafllat›lm›flt›.

Gelinen aflamada baz istasyonu binasahibi taraf›ndan kald›r›lm›flt›r. Baz istas-yonu fiilen ortadan kalkmakla birlikte,sözleflme tek tarafl› bina sahibi taraf›ndaniptal edilmesinden kaynakl› flirketin duru-mu mahkemeye götürmesi söz konusudur.

Bizler devrimci-demokrat mahalle sa-kinleri ve ‹flçi-köylü okurlar› olarak bura-da bir kez daha ifade etmek istiyoruz ki,baz istasyonu insan sa¤l›¤›n› tehdit edenve mahalle insan›m›z taraf›ndan istenme-yen bir olgudur. Baz istasyonunun mahal-lemizde kurulmas›na izin vermeyece¤iz.Her türlü meflru, demokratik hakk›m›z›kullanarak bu halk düflman› faaliyetlerekarfl› mücadele edece¤iz.

Bizler ‹flçi-köylü okurlar› olarak bir fle-yin daha alt›n› çizmek istiyoruz. Do¤ru za-manda, do¤ru fleyler yap›ld›¤› zaman so-nuç al›nabildi¤i ve grupsal ç›karlardanuzak ortaklafla mücadelenin do¤rulu¤u veverimlili¤i çok aç›k bir flekilde gözlen-mektedir. Tüm devrimci-demokrat kurum-lar bu ve buna benzer do¤ru örneklerdengerekli dersleri ç›karmal› ve bu tür faali-yetleri sürekli k›lmal›d›r.

Bizler ‹flçi-köylü okurlar› olarak böyle-si do¤ru ve yerinde eylemliliklerin içindeolaca¤›z, destekleyece¤iz.

Sar›gazi ‹flçi-köylü okurlar›

Faflizm yenilecek, biz kazanaca¤›z!

Baz istasyonuna izinvermeyece¤iz!

Page 13: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

3-16 Kasım 200660 13

Hani bir fliir vard› “Bilmem ne de-meli nas›l bafllamal›...” diye bafllayan ve“Gulasor” diye devam eden. ‹flte tam dao fliirin o m›sras›nday›m. O’nu nas›l an-latmal› nas›l yaflatmal›y›m... En zor olan›da O’nu anlat›rken hep bir fleyleri eksikb›rakman›n korkusu. Her devrimcininyaflamak istedi¤i gibi bir yaflamd›O’nunki.

11 Temmuz 1983’te bafllad› k›sa amayaflam dolu hikâyesi. Kanser illeti ile da-ha 9 yafl›nda tan›flt›. “Bozuk düzendesa¤lam çark olmaz” sözünün do¤rulu-¤unu bir kez daha onayl›yordu tedavi sü-reci. 1992’den 2002’ye kadar teflhis edi-lemedi hastal›¤›. Bu süre içinde düzenin“yeminli” doktorlar› romatizma, kas za-y›fl›¤› gibi teflhisler koyarak geri çevirdi-ler O’nu. Çünkü O’nun ne Ankara’da biryak›n› ne de “özel hastaneye” gidecekparas› vard›. O da tüm halk›m›z gibi s›ra-dan bir “vatandaflt›” ve kanser denen il-let teflhis edildi¤inde art›k çok geçti...

K›sac›k yaflam›nda bizlere ve tümmahalle halk›na çok fley ö¤retti. Sevme-yi, sevilmeyi, paylaflmay›, do¤ru olan›savunmay›... Mahallede çalamayaca¤›kap›, giremedi¤i ev yoktu. Hep baflkala-r›n› düflünürdü. En önemlisi de paylafl-may› yaflam felsefesi haline getirmiflti.Hastal›¤›n›n son anlar›nda hastanedey-ken bile bir gece a¤r›lar› artt›¤› anda ay-n› odada kalan di¤er hastalar rahats›z ol-mas›n diye metal kutudaki a¤r› kesici

ilac› almam›flt›. Kendini tan›yan herkestebir hayranl›k uyand›r›yordu. Doktorlar›bile son an›nda bu kadar hayat için dire-nen birini görmediklerini söylüyordu.

Devrimci yaflam› son an›na kadar sa-vundu. Hiçbir zaman hiçbir yerde hangifraksiyonu benimsedi¤ini sezdirmedi.Kimi zaman ‹flçi-köylü, kimi zaman Yü-rüyüfl, kimi zaman At›l›m okuru idi...Bildi¤i ve savundu¤u tek fley devriminkendi yarar›na, yani halk için oldu¤uydu.Seçim döneminde mahallede oluflan söz-de “Yeni Reform Hareketi” diye kendi-ni ifade eden çeteye direnen devrimciler-le birlikte mücadele etti. Faflizmin ve dü-zenin silahflörlerine karfl› (ço¤u zaman)yaln›z kald›¤›nda bile tavr›ndan ödünvermeyerek yenilgilerini sa¤lad›. Kavga-dan kaçan, y›lg›nl›¤a kap›lan birçok kifli-ye inat her eylem ve mitingde yerini ald›.8 Mart’ta ufac›k bir müdahalede korkupkaçan “devrimcilere” ders verircesine 4gün önce geçirdi¤i a¤›r ameliyata ra¤-men alandaki yerini alm›flt›. Düflman›nMersin’de HÖC kortejine müdahalesi-ne ilk karfl› koyanlardand›. Arkadafl›n›ntefeciye olan borcunu ödeyebilmek içintüm arkadafllar›n› seferber eden, senedivermemekte direnen tefeciye “Bir kolu-mu kansere verdim di¤erini de seningibileri temizlemeye feda ederim” di-yebilecek kadar cesurdu...

Ölümüne kadar bir kere bile duru-mundan flikâyet etmedi. Ölümü bekleye-rek geçen günlerinde hiç ölmeyecekmiflgibi yaflad›. 23 y›ll›k yaflam› sivrisinek›s›r›¤›ndan flikâyet eden bizlere örnek ol-du. Kendi deyimiyle 5/5’lik onurlu birhayat yaflad›. Son an›nda bile baflucundahastanede bekleyen arkadafllar›na “Gi-din gezip dolafl›n aç›l›n biraz” diyebi-len bir insand›...

Seni çok özleyece¤iz ERDO. Cesa-retin, devrimcili¤in, insan sevgin veUMUDUN bizlere miras›n. Özleminiçekti¤i(miz)n insan›n insan gibi yaflad›¤›ERDO’lar›n yanl›fl teflhisler ve maddi s›-k›nt›lar yüzünden ölmedi¤i o düzen ku-rulana kadar savafl›m›z devam edecek...

(Mersin’den bir yoldafl›n)

Umudun bizlere miras…Seni hep gülen yüzünle hat›rla-

yaca¤›m sevgili dostum. Hastal›¤›-n› ö¤rendikten sonra bile yaflamaolan sevgi dolu bak›fllar›n canlana-cak her akl›ma geldi¤inde. Herke-sin de öyle anaca¤›n› biliyorum.

Sevgili dostum. Bir gün hepi-miz yaflayaca¤›z ölümü. Ama baz›ölümler var ki kabullenilmesi zor.‹flte böylesi bir ölüm seninkisi. Da-ha yaflanacak çok fley vard›. Devri-mi görecektik. Mahalledeki maf-yalar› temizleyecektik. Özgür gü-zel günlerde hep beraber halaylarkuracakt›k.

Çeflitli devrimci bas›nda da ç›k-t› ölüm haberin. Oralarda da ençok vurgu yap›lan yönün hep dev-rimcilerin yan›nda, onlara yard›meden taraf›nd›. Bu senin do¤rular-dan yana tav›r koymanla ilgiliydi.Bunu biliyoruz. Seni bunun içinçok seviyoruz ve özlüyoruz dos-tum…

Seninle çal›flt›¤›m›z tiyatrooyunu geliyor akl›ma. Oyunumuzdevlet taraf›ndan yasaklan›nca ençok sen sevinmifltin, çünkü sahne-den çok korkuyordun ve ç›kmakistemiyordun. Ama sonraki süreçteinanc›n neler yaratt›¤›n› gördükhep birlikte. O yasaklanan oyunutüm engellere ra¤men ç›kartt›k.Hem de oyunun bafllamas›na ondakika kala senin “Ben her fleyiunuttum” demene ra¤men. Tabibiz senin rolünü baflar›yla yerinegetirece¤ini biliyorduk. Öyle deoldu. Sonunda 1500 kifliye yak›nbir izleyicinin be¤endi¤i bir oyunç›kard›k, kolektif çal›flmayla.

Sevgili dostum, sen güneflinsofras›nda yerini ald›n. Ama seninde o hayalini kurdu¤un güzelliklergerçekleflecek. Bunun sözünü veri-yoruz.

(Tarsus’tan bir ‹K okuru)

Üniversitede ödenen har(a)çlar›n yan› s›-ra üniversitelerde ö¤renci kimlik belgesi be-deli olarak al›nan paralara DEÜ ö¤rencilerivermeyerek dönen ranta en iyi cevab› ver-mifllerdir. Ö¤renci kimlik bedelini 60 YTLolarak isteyen Dekan Yard›mc›s› Prof. Dr.fieref Ertafl ö¤rencilerin örgütlü duruflunakarfl› “ülkemizi bölmeye çal›flanlara birf›rsat yaratmayacak flekilde de¤erlendire-ce¤imize inan›yorum” ilan›n› asarak faflist-lere hedef göstermifltir.

Daha önce de DEÜ Buca E¤itim Fakül-tesi’nde okuyan Mesut Averberk geçen y›lkay›t yenileme döneminde 60 milyon al›n-mas› üzerine idari mahkemeye baflvurarakfaiziyle alm›flt›r.

Yaflanan bu olumlu pratik rektörlü¤ünkimlik paras› ad› alt›nda toplanan haraca iyibir cevap olmufltur. Bunu sürekli hale getir-di¤imizde önümüzdeki senelerde de veril-meyecektir. Bununla birlikte di¤er üniversi-tedeki arkadafllara da olumlu bir örnek ola-cakt›r. Bu kazan›mlar› süreklilefltirmek ör-gütlü, bilinçli k›lmak gerekir. Bugün alaca¤›-m›z her kazan›m yar›n›n geliflimini sa¤lar.Yine DEÜ Rektörlü¤ü üniversitelerimizdeÖGB ad› alt›nda bulunan sözde güvenlikle-rin bu sene art›r›lmas›n› istemifl ve 500 yenial›m›n olaca¤›n› duyurmufltur. Geliflen örgüt-lülü¤ün önünü almak, sindirmek için gelifl-tirmeye çal›fl›ld›¤› bu istem yar›n da yineüniversitelerde polis, ÖGB, sivil-faflist iflbir-li¤iyle yaflanabilecek sald›r›lar›n ad›d›r.

(‹zmir YDG)

Meclis’ten geçirilmek istenen NükleerEnerji Yasas›’na karfl› haftalard›r Meclisetraf›nda yürüme eylemi gerçeklefltiren Ti-mur Dan›fl’a destek vermek için ElektrikMühendisleri Odas›, Çevre Mühendisle-ri Odas› Ankara fiubeleri ve Greenpeaceüyeleri 20 Ekim’de Akay Kavfla¤›’ndatoplanarak bas›n aç›klamas› yapt›. Nükleersantrallerin ihtiyaç de¤il siyasi bir terciholdu¤unu söyleyen çevreciler AKP hükü-metinin nükleer lobilerin direktifleri do¤-rultusunda kararlar ald›¤›n› ifade ettiler.

Ç›kar›lmak istenen yasayla yeni Çer-nobillere, kanser vakalar›na, sa¤l›ks›z ne-sillere zemin haz›rland›¤›n› söyleyen Çev-re Mühendisleri Odas› üyesi Atilla Ifl›ryeni Çernobiller istemediklerini dile getir-di. Greenpeace gönüllülerinden Bilge Öz-türk ve Elif Gündüzyeli ise Türkiye’ninrüzgâr, günefl ve su potansiyeli oldu¤unaancak Enerji Bakanl›¤›’n›n ›srarla bu kay-naklar› kullanmaya yanaflmad›¤›na dikkatçektiler. Kitle ad›na yap›lan aç›klamalar›nard›ndan Akay Kavfla¤›’nda yürüyüfle ge-çildi. Meclis önüne kadar yap›lmak istenenyürüyüfle polisin izin vermemesi üzerinegrup, eylemi sonland›rd›. (Ankara)

“Kimlik har(a)c›nakarfl›

biz kazand›k!”

“Nükleer enerji istemiyoruz!”

Paras›z e¤itim talebine gözalt›“Üniversitelerde, e¤itimde müflte-

rilefltirilmeye ve piyasalaflt›r›lmayakarfl› 3 talep (MP3)” ad› alt›nda Türki-ye genelinde toplad›klar› 150 bin dilek-çeyi TBMM’ye sunmak isteyen Ö¤ren-ci Kolektifleri üyeleri 18 Ekim’de polissald›r›s›na u¤rad›.

Paras›z ve demokratik e¤itim isteyenö¤renciler sabah saatlerinde CebeciKampüsü’nde toplanarak TBMM’yedo¤ru yürüyüfle geçti. Çevik Kuvvet’inyürüyüfle izin vermemesi üzerine “Yolu-nacak kaz de¤il, ö¤renciyiz”, “Herke-se paras›z e¤itim” vb. sloganlar› atanö¤renciler Cemal Gürsel Caddesi’nitrafi¤e kapatt›. Uzun süre yol üzerindeajitasyon çeken ö¤renciler, aralar›ndan

seçtikleri 8 kifliyi Meclis’e göndererekdilekçeleri teslim etti. Üzerlerindeki“Paras›z e¤itim istiyoruz, alaca¤›z”,“Müflteri de¤il, ö¤renciyiz” yaz›l› ön-lükleri ç›karmayan 8 kifli Meclis Dik-men kap›s› önünde gözalt›na al›nd›. Ay-n› saatlerde “Paras›z e¤itim” yaz›l› pan-kart› Mithatpafla Köprüsü’ne asmak iste-yen 4 kifli de gözalt›na al›nd›. Cebecikampusu önünde oturma eylemi yapanö¤renciler ise arkadafllar›n›n gözalt›ndanç›kmalar›n› 3 saat boyunca beklediler.Akflam saatlerinde de Yüksel Cadde-si’nde SES, BES, Halkevleri ve Meh-met Özer’le birlikte sald›r›lar› protestoederek arkadafllar›n›n bir an önce serbestb›rak›lmas›n› istediler. (Ankara)

Page 14: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Baflkan Bush’un Sal› günkü (24 Ekim)bas›n konferans›, kongre ara seçimlerindensadece birkaç hafta önce Irak’taki ABD iflgalrejiminin kötüleflen pozisyonu ve bu duru-mun ABD politikalar› üzerindeki etkisininhâkimiyeti alt›ndayd›. Bush, normal zaman-larda uysal bas›n flirketlerinden ve kendi par-tisinden yap›lan her zamanki elefltirilerdendaha keskin sorularla yüz yüze geldi.

Beyaz Saray’daki bas›n›n önüne ç›kma-dan sadece saatler öncesinde, Irak Baflbakan›Nuri el Maliki, Bush yönetiminin kendisihakk›ndaki Irakl› polis ve askerin çal›flmas›için “anlaflma noktalar›” kabul etti¤i veABD askerini do¤u Ba¤dat’taki Sadr Kenti-nin fiii kalesine sald›r› düzenlemekle suçla-d›¤› yönündeki iddialar›n› kamuoyu önündeinkâr etmiflti.

Bas›n konferans› iki hafta içinde ikincikez yap›l›yordu, ki bu haz›rl›ks›z bir ayarla-ma olarak Bush’u zorlamaya genel olarak is-teksiz olan bir yönetim için ola¤and›fl›yd›.Bu konferans, Cumhuriyetçi Partinin Temsil-ciler Meclisinin kontrolünü ve yine Sena-to’yu kaybedebilece¤ini gösteren kamuoyuyoklamalar›yla ilgili politik konular nedeniy-le düzenlenmiflti aç›kça.

Irak’taki büyüyen savafl karfl›tl›¤›n› yan-s›tan karfl›t oylar›n say›s› üzerine Cumhuri-yetçilerde panik artmaktad›r. Geçti¤imiz haf-ta içinde, Teksas’tan muhafazakâr Cumhuri-yetçi Senatör Kay Bailey Hutchison Irak’›netnik-dini çizgilerle bölünmesi plan›n› des-tekledi¤ini aç›klarken seçim bölgesi olan Lo-uisville-Kentucky’deki oylar›n peflinde olanCumhuriyetçi Kongre üyesi Anne NorthupSavunma Bakan› Donald Rumsfeld’in istifa-s›n› istedi.

Bush, bas›n konferans›n›nilk 16 dakikas›n› yönetiminIrak’taki raporlar›n› savunmayaay›r›rken, her ne kadar kamu-oyundaki büyüyen hoflnutsuzlu-¤un sadece ABD askeri aras›n-daki yüksek ölümlere bir yan›toldu¤unu, savafl›n hedefleri ileilgili herhangi bir sorun olmad›-¤›n› ifade etse de hoflnutsuzlu-¤un varl›¤›n› kabullendi.

“Amerikan halk›n›nIrak’taki menfaatleri anlad›¤›-n› biliyorum”, “Biz kazanmakistiyoruz. Onlar zafere gidenyolu gördü¤ü sürece savafl›destekleyeceklerdir” diyorduBush.

Gerçekte, son kamuoyu yok-lamalar›na göre Amerikal›lar›nüçte ikiye yak›n› Bush’un Irak’asald›r› ve iflgal karar›n›n bir hatave daha da fazlas›, yaklafl›k %80’i, Bush’un iflgali meflrulaflt›r-mak için kulland›¤› argümanla-

r›n yalan oldu¤una inan›yor.Bush, aç›l›fl demecinde, Irak için uzun

vadeli ABD stratejisini gözden geçirmek içinkongre onay›yla kurulan ve iki taraf› da des-tekleyen bir heyet olan Baker/Hamilton ko-misyonunun aleni onay› d›fl›nda çok küçükfleyler kazand›. Komisyona, Bush’un uzunsüre aile dan›flmanl›¤›n› yapan eski D›fliflleriBakan› James Baker ve Bush yönetiminiaklayan 9/11 Komisyonunun efl-baflkan› daolan eski Demokrat Kongre üyesi Lee Ha-milton baflkanl›k ediyordu.

Baker/Hamilton komisyonu, flirketlerinkontrolündeki medyan›n deste¤iyleABD’nin Irak’taki politikas›nda taktik de¤i-fliklikler yapman›n bir arac› olarak hizmet et-mek üzere hem Bush yönetimi ve hem deKongredeki Demokratlar taraf›ndan yetki-lendirilmiflti. Komisyon, daha çok ABD as-kerini Kuveyt’ten çekilmesi, Irak petrol ya-taklar›n›n yak›nlar›na a¤›r bir flekilde destek-lenmifl üsler ve Suriye ve ‹ran’a yönelik di-rekt yaklafl›m da dâhil daha sald›rgan diplo-matik çaba içinde olma fleklindeki kuflatmastratejisini sözde benimsedi.

Bush’un aç›l›fl konuflmas›ndan sonra,aç›kça düflmanca birçok soru geldi. Bir mu-habir, “anlaflma noktalar›” konusundakikonuflmas›n›n Beyaz Saray’›n suçlad›¤› De-mokratlar›n yorumuna çok benzedi¤ine ifla-ret ederek Bush’a sorusunu sordu: “Ameri-kan halk›, ara seçimlerden iki hafta önceneden sizin anlam bilim ve hitabet oyunla-r›ndan ve politikadan baflka bir fley olma-yan söylemlerinizden bir neticeye varmakzorunda?”

Di¤er sorular da, iflgalin nas›l yürüdü¤üve ABD askerlerinin ne zaman ve hangi flart-

lar alt›nda çekilmeye bafllayaca¤›na dair kufl-kular› ifade ediyordu. Ancak savafl›n meflru-lu¤una, ABD yönetici eliti olan Demokratlarve Cumhuriyetçilerin ortaya koydu¤u gibiuzun vadede Ortado¤u ve Merkez Asya’n›nenerji kaynaklar›n›n hâkimiyeti hedefine birmeydan okuma yoktu.

Bush, Rumsfeld ve di¤erlerini sald›r› veiflgalin gerçeklefltirilmesinde yetersiz ve ön-görüsüzlükle suçlayan Kongredeki Demok-ratlar›n önderli¤i taraf›ndan yap›lan elefltiri-ler üzerine bas›n flirketleri tek bir soru yö-neltmediler. Savafl›n temelden bir elefltirisi-nin imas› bile yoktu, uygulanan ya¤mac›amaçlar, stratejik iddialar›n boyutu ve Ame-rikan sald›rganl›¤›n›n gerçek nedeni olanpetrol bölgeleri bak›fl aç›s› yoktu.

Bush tipik tarz›yla, defalarca kez kendi-siyle çeliflkiye düflerek tüm konferans bo-yunca k›v›rd›. Bir noktada, dinleyicilerinden“‹fli bitirmeden b›rakt›¤›m›z durumda 20-30 y›l sonra senaryonun nas›l bir fleye ben-zeyece¤ini” düflünmelerini isteyerek, sürenABD iflgalini meflrulaflt›r›rken; sadece birdakika sonra, Irak’taki kal›c› ABD üslerininsa¤lamlaflt›r›lmas› ile ilgili bir soruya yan›tolarak ise, devam eden krizin bask›s› alt›nda“5-10 y›l sonra dünyan›n neye benzeyece-¤i konusunda düflünmenin” ne kadar dazor oldu¤unu söylüyordu.

Ayn› flekilde saçma olan bir di¤er fley de,Bush’un ‹ran’› Irak’›n “ba¤›ms›z bir hükü-met” oldu¤u ve Tahran’›n komflu bir ülkenin“iç ifllerine kar›flmamas›” gerekti¤i yönün-deki uyar›s›yd›. Bu aç›klama, sadece ABDbüyükelçisi Halil Zad ve genel komutan Ge-orge Casey’in kat›ld›¤›, Irak hükümetindentek bir temsilcinin dahi yer almad›¤› Ba¤-dat’taki bir bas›n toplant›s›nda Irak hüküme-tinin bir bölümü üzerine yeni bir ABD resmipolitikas›n›n (polis ve ordu için bir “sabitanlaflma” yap›lmas›) ilan›ndan bir gün sonrageldi.

Sabah›n erken saatlerinde fiii bölgesinekarfl› ABD bombard›man uçaklar›n›n da ka-t›ld›¤› Sadr Kentine yönelik hava sald›r›s›n›ntakip etti¤i bu aç›klamada iflaret edilen gürül-tülü sömürgeci tav›r Maliki için bile çok faz-layd›. Öyle ki Maliki Irak’taki ulusal televiz-yona ç›karak Sadr Kenti sald›r›s›n› k›nad› vehiçbir d›fl gücün (ABD ve müttefikleri anla-m›nda) Ba¤dat’taki ba¤›ms›z bir rejime an-laflmalar dikte ettirme hakk›n›n olmad›¤›n›söyledi.

“Bu hükümetin halk›n iradesini temsiletti¤ini teyit ediyorum ve hiç kimseninona bir program› zorla kabul ettirme hak-k› yoktur” dedi Maliki. Bir gün önce HalilZad ve Casey taraf›ndan yap›lan aç›klaman›nABD ara seçimlerine gönderme yaparak “bi-zimle ilgisi olmayan seçimlerin sonucu”oldu¤unu söyledi. Maliki ayr›ca, bu sald›r›y›ABD’li yetkililerle tart›flaca¤›n› ve “bunun

bir daha tekrarlanmamas›n›” sa¤layaca¤›-n› ifade etti.

Bu belki de Irak’taki “zaferin” anlam›n›yeniden tan›mlayarak, Bush’un bas›n konfe-rans›n›n en ba¤›ms›z yorumunu yapt›¤› feve-rana bir yan›tt›. Bush, ABD politikalar›n›nhedefinin demokratik bir Irak oldu¤u iddias›yerine zaferi “kendi gücüne dayanan, ken-di kendisini yöneten ve savunan bir hükü-met”in varl›¤›na indirgedi. Bu tan›mlamay-la, pek tabi ki, Saddam Hüseyin’in bafl›ndabulundu¤u bir hükümet de zaferi temsil ede-cektir.

Bu ima, Irak halk› için korkutucudur. Ay-lard›r süren bas›n spekülasyonlar›n› takibengeldi bu ima. Ba¤dat ve Washington’dakiABD’li ordu ve hükümet kaynaklar›na daya-n›larak yap›lan bu spekülasyonlara göre,Bush yönetimi, e¤er Maliki hükümeti Muk-teda el Sadr gibi fiii radikallerinin direniflinik›rmaz ve Mehdi Ordusu ve di¤er fiii milis-lere karfl› fliddetli bir ezme hareketine girifl-mezse ABD seçimlerinin ard›ndan geleceksüreçte bir askeri darbe haz›rl›¤› yap›yor.Böylesi bir darbe, hem Sünni hem de fiii ifl-gal karfl›t› güçlere karfl› bir kan banyosunabaflkanl›k edecek ve ABD’nin sözcüsü ola-cak bir Irak ordusu kuracakt›r.

Maliki’nin bas›n konferans› öncesindesarf etti¤i sözlerin de gösterdi¤i gibi Bushyönetimi ve onun Ba¤dat’ta kurdu¤u kuklarejim aras›ndaki tansiyon yükselmektedir.New York Times’teki Çarflamba raporunagöre, Maliki hükümetindeki anahtar unsurlarIrak’taki ABD iflgalini geriye dönük olarakdüflünmeden onaylayan ve Irak topraklar›n-da ABD ve di¤er yabanc› askerlerin varl›¤›için yasal zemin sa¤layan Birleflmifl Millet-ler’in karar›n›n flartlar›n› düzeltmeye zorlu-yor.

Maliki’nin zorla görevden al›nmas›, ke-sinlikle tüm ülke çap›nda politik bir çalkant›-y› tetikleyecek ve iflgal güçlerine yönelik ge-nifl çapl› fiii sald›r›lara neden olacakt›r. Za-ten, Ba¤dat’ta çal›flan bir bas›na göre ABDiflgal rejiminin karargâh›n›n bulundu¤u YeflilBölgedeki havan topu ve roket sald›r›lar›n›nyüzde 92’si Sadr Kentinden gelmektedir,Sünni bölgelerinden ise bu tür sald›r›lar ol-mamaktad›r.

Bush’un bas›n konferans›n› izleyen 24saat içinde 5 ABD’li askerin daha öldürül-mesiyle Ekim ay› içinde ölen asker say›s›96’ya ç›kt›. Bu rekor rakam, neredeyse ikiy›l içinde toplamda ölen ABD askeri say›s›-d›r. Bu durumla birlikte Irak’taki askeri du-rum gittikçe kötüleflmektedir. En son ölüm-lerin befli de bat› Irak’›n Sünni nüfuslu böl-gesi olan Anbar’da gerçekleflmifltir. BöyleceBa¤dat çevresindeki bölgede konufllanma ih-tiyac›ndan kaynakl› ABD güçleri için her yer“ç›k›fl› olmayan” bir bölge haline gelmifltir.

Patrick Martin 27 Ekim 2006

3-16 Kasım 2006 6014

Irak’taki ABD iflgalinin derinleflen kriziIrak’ta ABD için ç›k›fl yok!

Sadece Ekim ay› içerisinde Irakl› direniflçilerin sald›r›s›nda 98 ABD askerinin ölmesi, ABDemperyalizminin sadece askeri aç›dan bile ald›¤› yenilgiyi ortaya koymaktad›r. “Askerlerinçekilmesi” ABD bas›n›nda daha s›k dillendirilir hale gelse de Ortado¤u’nun anahtar›

olarak görülen Irak’tan çekilme gerçeklefltirilebilir mi?

Page 15: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

1. Ben bunu gerçekçi görmüyorum.Çünkü Bush daha dün yapt›¤› aç›kla-mada ABD’nin Irak stratejisinde bir de-¤iflikli¤in söz konusu olmad›¤›n› söyle-di. Taktiksel bir de¤ifliklik söz konusu,ancak ABD tam zafer elde etmeden bir-liklerin çekilmesi söz konusu de¤il.Bush çeflitli vesilelerle bunu tekrarlad›.Birliklerin Irak’tan çekilmesi 2010’danönce söz konusu de¤il diyor, yani dörty›ldan önce de¤il. Yani bir çekilme sözkonusu de¤il. Çünkü ABD Irak’a kal-mak için geldi, çekilmek için de¤il.

ABD’nin çok zor bir durumda oldu-¤u do¤rudur. Irak direniflinden dolay›kritik bir durumdalar. Örne¤in 10Ekim’de Ba¤dat yak›n›ndaki en bü-yük askeri üsleri tamamen yerle biredildi. Bu üste 5 bin asker bulunuyor-du. Tüm silahlar, askerlere ait 104 evtamamen tahrip edildi. Direniflin bir tekbu sald›r›s› bile 1 milyon dolara mal ol-du onlara. Yang›n› yedi saat boyuncasöndüremediler. Bu s›rada ayr›ca befluçak da paramparça oldu. Bu sald›r›Irak direniflinin bugüne kadarki en bü-

yük operasyonuydu. Ancak Bush bunara¤men Irak’ta kalacaklar›n› aç›klad›.Baflka yolu yokmufl.

2. Evet. Ama ABD çevrelerindekile-rin ne söyledikleri önemli de¤il. Esasbelirleyici olanlar, Bush, Cheney,Rumsfeld ve Rice’d›r. Bunlar›n hiçbiride çekilmeden söz etmiyor.

3. Üç ay önce Irak’taki Demokratikve Cumhuriyetçi partiler Bush’a gide-rek, Irak’›n üçe bölünmesini önerdiler.Irak’ta kalman›n en iyi yolu buymufl.Irak parlamentosu, Demokratik partiliBaker’›n 8 Ekim’de BBC’ye verdi¤idemeçte, üçe bölünmenin en iyi yol ol-du¤unu söylemesinin ard›ndan, yani üçgün sonra, 11 Ekim’de bu üçe bölmekarar› al›nd›.

4. Sadece Irak direnifli de¤il, tümIrak halk› Irak’›n bölünmesine karfl›.‹ster üçe, isterse ikiye veya dörde.Onlar bu emperyalist paylafl›ma kar-fl›lar. Irak’›n bütünlü¤ünde ›srar ediyor-

lar. Parlamentonun ya da ABD politika-c›lar›n›n bölünmeye iliflkin ne düflün-dükleri, ne karar ald›klar›, sadece Irakdireniflinin de¤il, tüm halk›n umurundade¤il. Biz t›pk› Irak iflgali gibi, bununda geçici oldu¤unu düflünüyoruz. ‹flgalbitti¤inde Irak yine bir bütün olacak.Irak’taki bu durum normal de¤il. Parla-mento bu karar› iflgal birliklerinin varl›-¤›ndan dolay› alabildi.

5. Elbette. ‹lk yenilgileri, Irak’› bü-tünüyle denetleme hedefine ulaflama-malar›d›r. ‹kinci planlar›, Irak direnifli-ne karfl› zafer kazanmakt›. Irak direnifli-ni yenemediklerini ve bu hedeflerine20-30 y›ldan önce ulaflamayacaklar›n›itiraf ediyorlar. Üçüncü planlar› ise,Irak üzerindeki denetimi, tüm Ortado-¤u’ya hâkim olabilmenin ad›m› yap-makt›. Bu plan da %100 baflar›s›z oldu.ABD’nin Irak’a dönük planlar›, buradabirlikleri olmas›na karfl›n yenilgiye u¤-rad›. Halka hiçbir fley sunamad›lar, du-rumu düzeltemediler. Irak kuzeydengüneye kadar yerle bir edildi. G›da yok,

elektrik yok, su yok, ifl yok. Vaat edilen"Demokratik Cumhuriyet" hani? ‹flgal-den sonra vaat edilen "cennet" nerede?Tüm bunlar›n hepsinde baflar›s›z oldu-lar.

6. ABD Vietnam’› terk etti¤inde sa-dece Vietnam’› kaybetti. Somali’dençekildi¤inde ise sadece Somali’yi kay-betti. Ama e¤er Irak’tan çekilirse, ozaman sadece Irak’› de¤il, dünyayahâkim olma planlar›n›n anahtar›olan Ortado¤u’yu da kaybetmifl ola-cak. Bundan dolay›d›r ki, kalmakiçin b›k›p usanmadan mücadele ede-cekler. Gerçi Irak’ta bugüne kadarkiplanlar› iflas etmifl olabilir. Ancak halaIrak’talar. Henüz tam olarak yenilmiflde¤iller. Bu çat›flma daha ne kadar sürerbelli de¤il. Bu, çok büyük bir çat›flmave hala sürüyor, kim bilir daha bir, ikiveya üç y›l sürebilir. ABD çekilmeyidüflünmüyor, aksine daha fazla birlikgöndermek istiyor. Madem daha fazlabirli¤e ihtiyac›m›z var, o zaman yolla-r›z diyorlar.

3-16 Kasım 200660 15

SORULAR

❶❷❸❹❺❻

ABD, Ekim ay›nda tüm iflgal süresinin en büyük kay›plar›n› verdi. ABD’nin ve ‹ngiltere’nin hükümet ve ordu çevreleri Birliklerin ‘enk›sa sürede’ geri çekilmesi ça¤r›lar›n› daha güçlü seslendirmekteler. Bundan anlafl›lmas› gereken size göre nedir?

‹ngiltere ve ABD’nin hükümet ve askeri çevrelerinde Irak’tan çekilme arzusu çok yüksek. Yak›nda kongre seçimleri var ve büyük ihti-malle Bush’un partisi kaybedecek.

fiu s›ralar sözü edilen, Irak’›n üçe bölünme planlar›na iliflkin ne diyorsunuz?

Irakl› direnifl örgütleri bu üçe bölünme plan›na ne diyorlar?

ABD ve ‹ngiltere a¤›r yenilgiler almad›lar m›?

ABD’nin Irak stratejisinde hala ›srar etmesinin nedeni nedir?

“ABD, Irak’a kalmak için geldi,

çekilmek için de¤il”

Almanya Marksist Leninist Partisi’nin yay›n organ› RoteFahne’nin (K›z›l Bayrak) internet haber sitesi Rote FahneNews’in (RFN) Irak Yurtsever Cephesi sözcüsü Avni el- Kalemji

ile yapt›¤› röportaj

Page 16: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

22 Eylül günü Nepal Politika Ensti-tüsü ile Uluslararas› Nepal Dayan›fl-ma A¤› taraf›ndan örgütlenen “NepalHalk›n›n Demokrasi ve Bar›fl Müca-delesiyle Uluslararas› Dayan›flmaKonferans›”na kat›l›yoruz. Bu konfe-ransa ILPS, UHAB, Asya-PasifikAraflt›rma A¤› vb. çeflitli örgütler dedestek sunuyor. Konferans› düzenleyenev sahibi kurulufllar Maoistler’in önder-lik etmedi¤i ancak Demokratik Cumhu-riyet talebini savunan ve bu do¤rultudaHalk Hareketine kat›lan ba¤›ms›z örgüt-ler. Bu örgütler içinde Maoistleri do¤ru-dan destekleyen kifliler de mevcut. Kon-feransa Hindistan, Butan, Sri Lanka,Bangladefl, Fransa, ABD, Brezilya,Finlandiya, Yunanistan, Filipinler,Danimarka, Hong Kong gibi çok say›-da ülkeden çeflitli örgütleri temsilen ile-rici, demokratik insanlar kat›l›yor.

Nepal halk›yla dayan›flma konferans›

Konferans›n ilk günü ülkedeki geneldurum üzerine hükümetteki yedi parti-nin her birinin temsilcileri, NKP (Ma-oist) Merkez Komitesi ad›na DinanathSharma ve çeflitli demokratik kitle ör-gütleri temsilcileri birer konuflma yap›-yorlar. Bunlar› örneklemek gerekirse;

Kürsüye gelen ‹nsan Haklar› Koru-ma Forumu Baflkan› Padma Ratna Tu-ladhar. “Nepal halk› toptan, devrimcibir de¤iflim istiyor. Devrimi bar›flç›l güç-lerle gerçeklefltirmek istiyor. Monarflien sonunda y›k›lacak ve demokratikbir cumhuriyet kurulacak. Bu bizimulusal hedefimiz.

Nas›l bir demokrasi istiyoruz? Ko-re’deki gibi mi? Ama orada Maoist birpartiye izin yok ki. Maoist hareketi des-tekleyen tek bir d›fl ülke var m›? Hay›r.Maoistler yaln›zca halk› savunuyor vehalka dayan›yor. Belki baflka bir ülketaraf›ndan desteklenmiyor fakat dün-yan›n dört bir yan›ndaki devrimcile-rin deste¤ini ve sevgisini kazanm›fl du-rumda.

Üçüncü olarak konferansta Asya-Pa-sifik Araflt›rma A¤› ad›na Filipin-ler’den gelen Tony Tujan söz al›yor.Tujan devrimci dönüflüm ve ulusal kur-tulufl için mücadele eden Nepal halk›yladayan›flmak için bu konferansa kat›ld›k-lar›n›, hem ulusal hem de uluslararas›alanda kitle örgütlerinin görevinin Nepalhalk›n›n taleplerini desteklemek olmas›gerekti¤ini vurgulayarak sözünü bitiri-yor.

“Bar›fl› ve haklar›m›z› alana kadar savaflaca¤›z!”

Tujan’›n ard›ndan Tüm Nepal Ulu-

sal Kad›n Birli¤i-Devrimci ad›na biryoldafl kürsüye geliyor. Yoldafl 10 y›l›aflk›n süredir devam eden devrim sü-recinde kad›nlar›n kurtulufllar› içinaya¤a kalkt›¤›n›, büyük bedeller öde-melerine, efllerini, çocuklar›n› kaybet-melerine ra¤men savaflmaya devamettiklerini, bar›fl› ve haklar›n› ele geçi-rene kadar da savaflmaya devam ede-ceklerini belirtiyor.

Ard›ndan ILPS Genel Sekreterli¤iad›na ILPS Baflkan› Sison taraf›ndankonferansa hitaben yaz›lan yaz›y› Fili-pinler’den gelen Ramon Bultron özetli-yor. Emperyalizmin ekonomik krizine,Irak ve Filistin’deki direnifle de¤iniliyorkonuflmada.

ILPS’nin ard›ndan kendisini DünyaHalklar› Direnifl Hareketi’nin destek-çisi olarak tan›tan Peter Grant söz al›-yor. Grant, flansl› bir insan›n hayat›ndabir kere devrimi gören insan oldu¤unuvurgulayarak sözlerine bafll›yor ve flöyledevam ediyor: “Burada çok say›da in-sanla görüfltüm. Ç›kard›¤›m sonuçlar›sizlerle paylaflmak istiyorum. Birincisihalk monarfliden nefret ediyor. Kurucumeclis seçimlerinin en k›sa sürede ger-çekleflmesini bekliyor. Halk hükümetinABD ile ve di¤er yabanc› güçlerle iliflki-lerini gelifltirmesini do¤ru bulmuyor.Ancak ABD bu sürece burnunu sokmak-tan çekinmiyor. Halk›n Maoistleri des-teklemesinden büyük bir rahats›zl›k du-yuyor.”

“Direnifl en temel insan hakk›d›r!”

Grant’›n ard›ndan kürsüye DünyaSendikalar Federasyonu ad›na Fran-sa’dan gelen, ayn› zamanda Fransa Ko-münist Partisi üyesi olan Jean PierraPage geliyor. Page Nepal’in tarihsel birsüreçten geçti¤ini belirtiyor ve haklar›n›isteyen ve bunun için mücadele edenNepal halk›n›n mücadelesini destekledi-

¤ini aç›kl›yor. Ba¤›ms›zl›k ve halk ege-menli¤i için mücadelenin meflru oldu-¤unu, direniflin en temel insan hakk›oldu¤unu vurgulayan Page, de¤iflimiisteyen tüm taraflar›n ortak hareketetmesinin önemli oldu¤unu belirtiyor.

Daha sonra ittifak halinde mevcutdüzenin bekçili¤ine soyunan 7 partinintemsilcilerine s›ra geliyor. Büyük birpiflkinlikle, monarfliye karfl› geliflen halkhareketi ve demokratikleflme hamlesin-den pay ç›kard›klar› konuflmalar›ndagerçek yüzlerini gizlemeye özen gösteri-yor, k›saca flunlar› ifade ediyorlar: NKP(ML) temsilcisi Mainali, gerici güçleriyendiklerini ama daha yapacak ifllerinoldu¤unu vurgularken, SadbhabanaPartisi temsilcisi Mahoto az›nl›klar›nhaklar›n› almas› gerekti¤ini, herkesinkendi anadilinde özgürce konuflmas›n›nönemini anlat›yor.

Konferansa kat›lan Baflbakan Yar-d›mc›s› Amik Serchan ise hükümetiad›na bizleri selamlad›ktan sonra kral›nterörüne karfl› mücadele eden halk hare-ketinin baflar›s›n›n ard›ndan önemli ge-liflmeler oldu¤unu vurgulayarak flöyledevam ediyor: “Nisan devriminden son-ra bar›fl ve demokrasinin önü aç›ld›.Ama ciddi sorunlar varl›¤›n› koruyor.Bar›fl süreci ile umar›m birkaç sene için-de çok daha güzel bir ülkede yaflayabile-ce¤iz. Son 6 ayda ateflkes yapt›k. Hapis-hanedeki politik önderleri serbest b›rak-t›k. Bu dönemde her iki taraf›n da hata-lar› olmufltur. Fakat hükümetimiz bar›flsürecini tamamlamaya kararl›d›r. 10 y›liçinde çok büyük kay›plar yaflad›k. Bunedenle süreç hassas ve karmafl›kt›r. Bu-na özen göstererek demokratik cumhuri-yet için att›¤›m›z ad›mlar› sürdürmeli-yiz.”

Baflbakan yard›mc›s›n›n ard›ndanNepal ‹flçi Köylü Partisi temsilcisi sözal›yor ve halk hareketini bast›ranlar›nhalen ayakta oldu¤undan, önlem al›n-

mazsa sürecin tehlikeye girece¤inden,insan haklar›na özen göstermenin öne-minden bahsediyor. Ard›ndan Maoistle-re parlamentodaki sandalye say›s›n›n %25’inin verilmesinin uygun olaca¤›n› id-dia ediyor.

Nepal Kongre Partisi (Demokra-tik) temsilcisi Pradeep Giri ise “Umar›mMaoistler Çin tarz›, hükümet de Hindis-tan tarz› bir demokrasiyi ülkeye dayat-maz. Nepal’e uygun bir yöntem bulur-lar” derken Nepal Kongre Partisi ad›nakat›lan parlamenter Asta Laxmi Sakyaise parlamentonun çal›flt›¤›n›, demokra-sinin uyguland›¤›n› anlatarak parlamen-tonun kapat›lmas›na karfl› oldu¤unu be-lirtiyor.

En son sözü Nepal Komünist Parti-si (Maoist) ad›na MK üyesi DinanathSharma ald›. Sharma devrimin halkakarfl› olmad›¤›n›, mücadelenin kralla fe-odalizme karfl› verildi¤ini vurgulad›.Sharma YP‹ ile Maoistlerin 12 maddelikanlaflmay› imzalad›¤› flartlarda kral›notokratik rejiminin sürdü¤ünü ve bu ye-di partinin hiçbir fley yapamad›¤›n›, sesi-ni dahi yükseltemeyecek bir durumdaoldu¤unu aç›klayarak partisinin demok-rasi mücadelesindeki yerini gösterdi.Kad›nlar›n, dalitlerin, az›nl›klar›n vetüm ezilenlerin haklar›n›n verilmesi ge-rekti¤ini belirten Sharma, aksi takdirdeHindistan tarz› bir yönetimin oluflaca¤›-n› ve böylesi bir durumu kabul etmeye-ceklerini, tek çözümün ilerici bir bar›flpolitikas› oldu¤unu aç›klad›.

“Silah›m›zdan, ideolojimizden ve s›n›f›m›zdan vazgeçmeyiz!”

Konferansta tüm konuflmac›lar söz-lerini söyledikten sonra Sharma yoldaflile tan›fl›yoruz. Yoldafl ayn› zamanda ba-r›fl görüflmeleri ekibinde de yer al›yor.Yoldafl bizleri Parti ‹rtibat Bürolar›nadavet ediyor. Akflam saatlerinde Kath-

6016

Yeni Demokratik Devrim’e do¤ru Nepal’den gözlemler

KATHMANDU’DA MAO‹STLER‹N AYAK SESLER‹-3

3-16 Kasım 2006

Konferans›n ilk günü ülke-

deki genel durum üzerine

hükümetteki yedi partinin

her birinin temsilcileri, NKP

(Maoist) Merkez Komitesi

ad›na Dinanath Sharma ve

çeflitli demokratik kitle ör-

gütleri temsilcileri birer

konuflma yap›yorlar.

Page 17: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

mandu’daki bürolar›na gidiyoruz. Ken-dimizi ve temsil etti¤imiz kuruluflu ta-n›tt›ktan ve Nepal’deki gözlemlerimizhakk›nda yorumlar›m›z› aktard›ktansonra yoldafl bizlere flunlar› söylüyor:

“10 y›ll›k Halk Savafl› sürecindestratejik sald›r› aflamas›na ulaflt›k. Biz-ler bundan sonra da 3 fleyden vazge-çemeyiz: S›n›f›m›zdan, silah›m›zdanve ideolojimizden. Aç›kt›r ki bunlarHalk Savafl›na önderlik etme göreviy-le diyalektik bir iliflkiye sahip. Görüfl-melerde emperyalistler ve gericiler sila-h›m›z› b›rakmam›z› ve ideolojimizdenvazgeçmemizi yani kitlelerle iliflkileri-mizi kesmemizi istiyorlar. Fakat silah›-m›z da var, kitle deste¤imiz de. fiu anbir süreli¤ine, taktik olarak, silahlar›m›zhareketsiz.”

“Bizler MLM’yi gelifltirmek isti-yoruz. MLM’yi bir bilim olarak toplu-mumuza uygulamal›y›z. MLM’yi HalkSavafl› içerisinde ç›kard›¤›m›z dene-yimleri kaynak alarak gelifltirmeyeçal›fl›yoruz.”

“ABD emperyalizmi en önemli teh-like. Büyükelçisi Moriarty ülkeyi gezi-yor, provokasyon yaratmaya çal›fl›yor.Biz bu tehlikeyi görüyoruz fakat halk›ngücü en büyük güçtür ve emperyalistle-rin ve tüm gericilerin gücü daha zay›ft›r.Di¤er ülkelerle diplomatik iliflkilerdebulunuyoruz. ABD emperyalizminin ç›-kar› Nepal’de kalmak ve Hindistan’laÇin’i denetlemektir. Çin ise ABD em-

peryalizminin varl›¤›na karfl›. Bu çelifl-kilerden yararlanmaya çal›fl›yoruz.”

“Ekim Devrimi’ne Haz›rlan›yoruz!”

“Halk Savafl› ile kitle isyan›n› bir-lefltirerek Ekim Devrimi’ne haz›rla-n›yoruz. Kitleyi Nepal tarz› bir EkimDevrimi’ne haz›rl›yoruz. Bar›flç›l yol-larla elimizden geleni yapaca¤›z. Bar›fl-ç›l yollar yetersiz kald›¤›nda ise dev-reye silahlar›m›z girecektir. Ülkemiz-de demokratik devrimin yeni bir flekligerçekleflecek.”

“Bar›fl görüflmelerinden umudumuzçok az. Hedefimiz flehirlerde gücümüzüsa¤lamlaflt›rmakt›r. K›rsal› ele geçir-dik. fiehirleri ve baflkenti kazanmal›-y›z. Orta burjuvazi ve di¤er s›n›flar› ya-n›m›za ça¤›r›yoruz.”

“YP‹ (Yedi Parti ‹ttifak›) hükümetiülkenin dönüflümünü istemiyor. Mevcutsistemi korumak istiyor. S›n›f karakter-leri gere¤i, emperyalistlerin yönlendir-mesi alt›nda gizli ifller çeviriyor. Böyle-ce hareketi bast›rmak istiyor.

YP‹’nin kötü bir tarihi var. Halktaolumsuz tepkiler uyand›r›yorlar. Bu ba-r›fl görüflmeleri sürecinde de YP‹’nin ta-v›rlar› halkta öfke uyand›r›yor. Kitleler-den tecrit oluyorlar ve bu bizim içinolumlu bir durum.

Devrim için tehlikeli olan bu parti-lerden öte ABD emperyalizmi ve Hintyay›lmac›l›¤›d›r. Bu partiler de zatenonlarca destekleniyor. Mücadelemizsadece ülkemizdeki gericilerle de¤iltüm emperyalizme karfl›.”

“Biz öncelikle bu rejimi y›kmak isti-yoruz. Bu rejime karfl› ç›kan herkesi bircephede buluflturuyoruz. Bar›fl görüfl-melerinde kral›n tasfiyesinin ard›ndanKurucu Meclis için flu öneride bulun-duk. Yeni meclisin % 33’ü partimizin,% 33’ü YP‹’nin, % 33’ü ise sivil toplu-mun. YP‹ biliyor ki ezilenleri temsileden sivil toplum bizim yan›m›zda. Bunedenle YP‹ bu süreci kabul edemiyor.Biz bu öneri ile onlar› teflhir ediyoruz.Önerimizi kabul etmezlerse silahl› mü-cadele tekrar bafllar.”

MLM’ye katk› meselesiNepal’de en çok duydu¤umuz yo-

rumlardan biri de MLM’yi gelifltirmemeselesi. Bu meseleyi Prachanda Yolukavram›yla birlikte ele al›yor yoldafllar.Ancak gerek yoldafllar›n yay›nlad›¤› ‹n-gilizce belgelerin oldukça az olmas› ge-rekse de ülkemizde çeviri konusundayaflan›lan s›k›nt›lar nedeniyle Prachan-da Yolu ile ilgili fazla bir bilgiye sahipde¤iliz. Aç›kt›r ki Prachanda Yolu üze-rine de¤erlendirmelerde bulunmak buyaz›n›n kapsam›n› oldukça aflar. Ancakgenel hatlar›yla gerek önder yoldafllar-dan gerekse de baflta Worker dergisi ol-mak üzere parti belgelerinden anlad›¤›-m›z kadar›yla ö¤rendiklerimizi paylafl-man›n yararl› olaca¤› düflüncesindeyiz.

Prachanda Yolu en genel anlam›y-la MLM’nin Nepal özgünlü¤üneuyarlanm›fl hali olarak ele al›nabilir.Bir önceki say›m›zda baflta sosyolojiprofesörü olmak üzere ayd›nlarla vefarkl› yoldafllarla yapt›¤›m›z görüflme-lerde Nepal’in özgünlü¤ü hakk›nda ge-nel bir bilgi vermifltik. Yüzden fazlamilliyetin bulundu¤u, yüzy›llard›r varl›-¤›n› koruyan kast sisteminin yafland›¤›,farkl› dinlere inan›lan, farkl› uygarl›kaflamalar›n›n gözlemlendi¤i, koyu birataerkilli¤in hakim oldu¤u yoksul Ne-pal, yüzy›llard›r despot, feodal krallar›nyönetiminde bulunuyor. Yine ülkeninco¤rafi flartlar› –yeryüzü flekilleri, ik-limsel farkl›l›klar- da dikkate al›nmal›-d›r. Bunlarla birlikte ülkede Hindistanile ‹ngiliz ve ABD emperyalizminin ha-kimiyeti ve ç›karlar› da hesaba kat›lma-l›d›r. Nepalli Maoistler bu ülke ger-çekli¤ini do¤ru tarzda çözümlediklerive farkl› çeliflkiler aras›ndaki iliflkile-ri do¤ru ele alabildikleri için 10 y›l gi-bi k›sa bir sürede baflkentin kap›lar›-na dayand›lar, baflkentin içine “s›zd›-lar”. Yine Halk Savafl›n›n temel ilkele-rine uygun hareket etse de k›r-kent ilifl-kileri, Birleflik Cephe prati¤i, ateflkestaktikleri ile çok say›da özgünlü¤e deNepal Halk Savafl› sahip durumda. Tümbunlar dahi Prachanda Yolu olarak for-müle edilen teorinin Nepal özgünlü¤üiçindeki bütünselli¤ini ve karmafl›kl›¤›-n› bizlere göstermektedir. Bu anlamdaPrachanda Yolu’nu sorgularken de yol-dafllar›n en temel dayana¤› 10 y›ll›k ba-flar›l› devrim sürecidir. “Do¤ru politikabelirledik ki ilerleyebildik” diyorlarve hakl›l›klar›na kaynak olarak HalkSavafl› prati¤ine bakmam›z› istiyorlar.

Aç›kt›r ki bunlar ayr›nt›l› bir flekildeincelenmeli ve yoldafllar›n deneyimle-rinden yararlan›lmal›d›r. Bununla bir-likte evrensel düzeyde MLM’nin gelifl-tirilmesi mevzusunda da baz› teorileriortaya koyuyorlar. Yoldafllar bu teorile-ri daha yeterince Uluslararas› KomünistHareket’e sunamad›klar›n› ancak müm-kün olan en yak›n zamanda teorilerinive önerilerini kapsaml› bir flekilde suna-

caklar›n› belirtiyorlar. Yoldafllar dü-flüncelerinin ciddi biçimde tart›fl›lma-s› gerekti¤ini, 2 çizgi mücadelesininvazgeçilmez oldu¤unu, bu mücadeleiçinde do¤ru ile yanl›fl›n ay›rt edilipMLM’nin güçlenece¤ini vurguluyor-lar. Nepalli yoldafllar›n baz› temel gö-rüfllerini yorumsuz bir flekilde özetle-mek gerekirse;

Yoldafllar Mao yoldafl›n 20 y›l önceölümünün ard›ndan Uluslararas› Komü-nist Hareketin önderlik sorunu yaflad›-¤›n› ve bu sorunun MLM güçlerin ilifl-kilerini gelifltirerek afl›labilece¤ini be-lirtiyorlar. Bu süre zarf›nda DEH’in ku-rulufl döneminde önemli ifller baflard›¤›-n›, ciddi ad›mlar att›¤›n› ancak günü-müzde MLM’nin gelifltirilmesi veMLM güçlerin birlefltirilmesi konula-r›nda yetersiz kald›¤›n› vurguluyorlar.

Dünyada her fley hareket içindedir,hiçbir fley statik de¤ildir. Dolay›s›ylaemperyalizm de de¤iflmektedir, MLMde gelifltirilmeye ihtiyaç duymaktad›r.Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ar-d›ndan 40 y›l, Baflkan Mao’nun ölümü-nün ard›ndan 30 y›l geçti. Bu sürededünyada çok önemli de¤iflimler oldu.Bunlar› incelemeli ve sentezlemeliyizdiyorlar.

Sosyalizmde çok partili proleter demokrasi

Yoldafllara göre bizim neslimizinçözmesi gereken en önemli sorun sos-yalizmde geriye dönüfllerin nas›l en-gellenece¤i, proletarya diktatörlü¤üalt›nda devrimlerin nas›l sürdürüle-ce¤i meselesidir. Milyonlar›n kan vecan bedeli mücadelesiyle elde edilensosyalizmden geriye dönüfllerin yaflan-mas› mevzusuna Baflkan Mao e¤ilmiflve Sovyet modern revizyonizmiyle mü-cadele içerisinde MLM’yi gelifltirmifltir.Sosyalizmde s›n›f mücadelesinin varl›-¤›n› ve niteli¤ini göstermifl, yeni burju-vazinin hangi maddi koflullardan do¤-du¤unu, yeni burjuvaziyi nerede ara-mak gerekti¤ini ve sosyalizmi korumak,parti, devlet ve ordu üzerinde halk›n de-netimini sa¤lamak için hangi yollarabaflvurmak gerekti¤ini Baflkan Maoaç›klam›flt›r. Bu do¤rultuda sosyalizmkoflullar›nda Kültür Devrimleri ile hal-k›n devrimi sürdürmesi gerekti¤ini vur-gulam›fl ve Büyük Proleter Kültür Dev-rimi ile halk› revizyonizme karfl› sefer-ber etmifltir.

Yoldafllar Büyük Proleter KültürDevriminin tamamlanmam›fl bir dev-rim oldu¤unu, çünkü BaflkanMao’nun yaflam›n› kaybetti¤ini, Maoyoldafl›n ölümünün ard›ndan prole-ter devrimcilerin yeterince örgütlüolamamas› nedeniyle revizyonistleriniktidar› gasp edebildi¤ini belirtiyor-lar. Baflkan Mao’nun devrimi sürdür-mek için gerekli ideolojik ve politik alt-yap›y› belirledi¤ini fakat Kültür Devri-minin süreklili¤ini sa¤layacak ve halk›n

3-16 Kasım 200660 17

Nepal ordusununsilah›, askeri, arac›daha fazla. AncakPLA’nin siyasal bir

hedefi var. ‹deolojisivar. Kraliyet ordusununpolitik bir davas› yok.Biz yenildi¤imiz içinateflkes yapm›yoruz.Onlar› kovmasak ve

kovalamasak baflkentinbu kadar yan›na nas›l

gelebilirdik ki?

Page 18: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

denetimini garanti edecek kurumsal birmekanizmay› yaratamadan aram›zdanayr›ld›¤›n› vurguluyorlar. Bu nedenle bueksikli¤i tamamlamam›z gerekmektedir.Yoldafllar buna çözüm olarak prole-tarya diktatörlü¤ü alt›nda proletarya-n›n farkl› partilerde örgütlenebilece¤i-ni öneriyorlar. Sosyalizmde tek partiyönetiminin bir zorunluluk olmad›¤›n›vurguluyorlar. Bu partiler sosyalizmikabul eden partiler olacakt›r. Böylecefarkl› devrimci partilerin birbirlerini,devlet mekanizmas›n›, orduyu denetle-mesi ve halk› yozlaflmaya, revizyonizmekarfl› seferber edebilmesi mümkün olabi-lir diyorlar. Bu flekilde halk›n sosyalizmekat›l›m› ve sosyalizmi korumak için bi-linçlenmesi ve seferber olmas› daha faz-la mümkün olur diyorlar. Yoldafllar bukonuda Lenin’in de benzer düflünceleresahip oldu¤unu iddia ediyorlar. Lenin’insosyalizmde tek parti yönetimini zorunlubulmad›¤›n›, Büyük Ekim SosyalistDevrimi’nin ard›ndan Sosyalist Devrim-cilerin ayr› bir parti olarak faaliyetlerinedevam etti¤ini, ancak karfl›-devrimcilefl-tikten –ihanetçi pratikten- sonra kapat›l-d›¤›n› aç›kl›yorlar. Yoldafllara göre belkiLenin yaflasayd› daha farkl› partilere izinverebilecek ve bu partiler karfl›-devrim-cileflmeden, devrim saflar›nda yerlerinikoruyabilecekti.

Yoldafllar›n bu önerilerini k›saca buflekilde özetlemek yeterlidir. Aç›kt›r kibu öneriler tart›fl›lmaya ihtiyaç duymak-tad›r. BPKD’yi incelemek ve onun ev-rensel ilkelerini günümüz dünyas›na veher bir ülkeye uyarlamak aç›kt›r ki ko-münistlerin en önemli görevleri aras›n-dad›r.

Emperyalizm meselesiYoldafllar emperyalizmdeki de¤iflimi

incelememiz gerekti¤ini söylüyorlar.Baflkan Mao’nun ölümünün ard›ndan veRus Sosyal Emperyalizminin y›k›l›fl›ylabirlikte dünyada flartlar›n de¤iflti¤ini,ABD emperyalizminin tek bir süper güçolarak varl›¤›n› sürdürdü¤ünü anlat›yor-lar. Bu dönemde teknolojik olarak da bü-yük geliflmelerin yafland›¤›n›, özelliklebilgi ve askeri teknolojide muazzam ge-liflmelerin yafland›¤›n› ve bunlar›n em-peryalizme avantajlar sa¤lad›¤›n› vurgu-luyorlar. Emperyalizm, tek bir küreseldevlet gibi dünya halklar›na sald›r-maktad›r diyorlar. Küreselleflmifl em-peryalizm terimini bu anlamda kullan›-yorlar. Günümüzün devrimcilerinin bude¤iflimlere uygun yeni taktikler belirle-mesinin önemli oldu¤unu savunuyorlar.

Yoldafllara göre emperyalizmin özüde¤iflmemifltir. Temel niteliklerini ko-rumaktad›r. Bu süreçte de¤iflen tekkonu sömürü ve bask› anlam›nda ol-mufltur. Emperyalizm daha fazla sömür-mekte ve daha fazla bask› yapmaktad›r.Emperyalistler aras› çeliflkiler varl›¤›n›korumaktad›r. Ancak So¤uk Savafl döne-mine nazaran bu çeliflkilerin etkisi azal-

m›flt›r. Bugün ABD emperyalizmi di¤eremperyalist güçleri göz ard› ederek dün-ya halklar›na sald›rabilmektedir. ABDemperyalizminin politikalar›n›, plan-lar›n› sekteye u¤ratan tek güç dünyahalklar›n›n direnifli olmaktad›r. Bu ne-denle devrimci mücadelenin geliflmesi,emperyalizme direnilmesi ve devriminyaflayabilmesi için dünya halklar›n›ndeste¤inin, enternasyonal dayan›flma-n›n öneminin çok daha fazla artt›¤›nadikkat çekiyorlar.

Kay›p yak›nlar›n›n eylemi22 Eylül günü, konferanstaki ilk bö-

lümün bitiflinin ard›ndan, devrim müca-delesinde kaybedilen devrimcilerin aile-lerinin örgütledi¤i eyleme gidiyoruz. Ka-y›p yak›nlar› gençlik konferans›ndan birhafta önce büyük bir konferans düzenle-mifller ve taleplerini kamuoyuna aç›kla-m›fllar. Yoldafllar savafl s›ras›nda kay-bedilen devrimcilerin ak›betlerininö¤renilmesini ve kaybedenlerden he-sap sorulmas›n› talep ediyorlar. Bu ta-lep Maoistlerle YP‹ Hükümeti aras›ndagerçekleflen bar›fl görüflmelerinde deönemli bir gündem maddesi. Bu nedenlehükümet konuyla ilgili bir komisyonkurmufl ve flimdiye kadar yüzlerce kay›pdevrimcinin ak›betini aç›klam›fl. Bunlariçerisinde çat›flmada öldü¤ü iddia edilen-lerin say›s› oldukça fazlayken, baz› dev-rimcilerin halen yaflad›¤› ve ordu kamp-lar›nda tutsak tutuldu¤u da bu flekilde or-taya ç›kar›lm›fl.

Ancak ordu, hükümetin bu karar›nauymamakta direniyor. Kay›plar› araflt›-ran komisyonun çal›flmalar›na engellerç›kartan ordu, komutanlar›n›n yarg›lan-mas›n› da reddediyor. Bu nedenle kay›pyak›nlar› ordu k›fllalar› önünde eylem-ler örgütleyerek konuyu gündemdetutmaya ve ordu üzerinde bask› olufl-turmaya çal›fl›yor.

Bizim kat›ld›¤›m›z eylem de Kath-mandu’daki bir k›fllan›n önünde gerçek-leflti. Kay›p yak›nlar› örgütünün ve NKP(Maoist)’in bayraklar›n› tafl›yan kitleyeörgütün temsilcileri çeflitli konuflmalaryapt›. Yine eyleme destek için NKP (Ma-oist) MK üyesi Dev Gurung ile YP‹ itti-fak› içinde yer alan küçük bir partininbaflkan› da konuflma yapt›lar. EylemeANNISU-R üyesi yoldafllar da kat›larakdestek verdiler.

Demokrasi ancak mücadeleyle gelecektir!

Dayan›flma Konferans› 23 Eylül günüde devam etti. ‹kinci gün de çeflitli kitleörgütlerini ve partileri temsilen kiflilerkonuflmalar yapt›. Uluslararas› Halk›nAvukatlar› Birli¤i (UHAB) da konfe-ransta bir sunumda bulundu. UHAB’›nsunumunda tüm haklar›n, özgürlüklerinve demokrasinin halklar›n mücadelesisonucu elde edilebildi¤i, bunun en somutbiçiminin devrim oldu¤u ve hiçbir devri-min fliddet içermeden gerçekleflmedi¤i,

çünkü sömürüye ve bask›ya dayananegemenlerin yok olmay› bar›flç›l biçimdekabul etmeyece¤i aç›kland›. “Nepal, nü-fus ve co¤rafi aç›lardan ufak bir ülkeolarak görünse de devrime önderlikeden gücün niteli¤inden kaynakl› ola-rak stratejik aç›dan kritik bir konum-da yer almaktad›r. Irak’ta da, Nepal’dede halklar direniyor ve ABD emperyaliz-minin güçsüzlü¤ünü gösteriyor. AncakNepal’deki önder gücün niteli¤i Nepal’efarkl› bir de¤er kat›yor. Çünkü ancakMLM güçler emperyalizme karfl› mü-cadeleyi sonuna kadar götürme potan-siyeline sahiptir. 20. yüzy›l Büyük EkimDevrimi ile aç›l›fl›n› yapm›fl ve çok say›-da devrimle devam etmifl fakat yenilgiy-le sonlanm›flt›. 21. yüzy›l›n bafl›nda Ne-pal Devrimi bu nedenle çok önemlidir.‹nan›yoruz ki 21. yüzy›l bizim olacakt›r.”

“Demokrasi tamamland› m›?” bafl-l›¤› alt›nda konferans›n ikinci günündede çeflitli konuflmalar yap›ld›. Ancak bukonuflmalardan bizim ç›kard›¤›m›z baz›dersler var. Öncelikle gerek bu konuflma-lar gerek TV’siyle, gazetesiyle medya;gerekse de kat›ld›¤›m›z eylemler ve et-kinlikler Nepal’deki gerici devletin çö-küflünü bizlere göstermektedir. Konufl-malarda karfl›-devrim saflar›nda yer alanpartilerin temsilcileri dahi oldukça ›l›ml›,halktan yana, genel ve her tarafa çekilircümleler kurmaya özen göstermektedir.Geçti¤imiz y›la kadar “Maoist isyan›bast›rmak” için seferber olan, katliam-lar›n, sald›r›lar›n emirlerini veren bu par-tilerin temsilcileri bugün “Maoist arka-dafllardan” bahsetmek zorunda kal›yor-lar. Geçti¤imiz y›la kadar bafllar›namilyonlarca rupi ödül koyduklar› Ma-oist önderlerle flimdi konferanslardasamimi pozlar vermeye mecburlar. Ar-t›k onlar da ilerlemeden, devrimden bah-setmek zorunda kal›yorlar, tabii bu kav-ramlar›n anlamlar›n› bulan›klaflt›rmakiçin de ellerinden geleni yap›yorlar. TVkanallar›nda, gazetelerde her 10 haber-den 8’i Maoistlerle ilgili oluyor. Maoist-ler ülke gündemini aç›k bir flekilde be-lirliyor. Elbette aç›ktan olmasa da bas›n-da Maoistleri karalar tarzda yaz›lara dayer veriyorlar. Ancak bunlar›n fazla birk›ymeti bulunmamakta. Baflta Kathman-du olmak üzere flehirlerin her taraf›nda

Maoistlerin pankartlar›, yaz›lamalar› var.Halk›n yükselen deste¤i rahatl›kla his-sedilebiliyor. Maoistlerin ça¤r›da bulun-du¤u eylemlere karfl›-devrimin baflken-tinde 100 binler kat›l›yor. Özcesi Ma-oistler yo¤un kitle çal›flmas›yla gericidevleti kendisinin en güçlü bulundu¤uyerde, içerisinden çökertiyor. Kath-mandu’da Maoistlerin ayak sesleritüm gericileri yerlerinden s›çratacakfliddette hissediliyor. Bu anlamda Kath-mandu aç›s›ndan bir geçifl döneminin ya-fland›¤› söylenebilir. Devlet baflkentinidahi yönetemeyecek kadar zay›f, dev-rimcilerin ise son darbeyi vuracak gücüdaha haz›r de¤il. Gericiler halka hofl gö-zükerek gizli çal›flmalarla kendilerini to-parlamaya çal›fl›rken Maoistler ise sondarbe için haz›rl›klar›n› tamaml›yor.

Nepal devriminin gelece¤i için enternasyonal dayan›flmay› yükselt!

Ancak bu süreç oldukça ciddi ve a¤›rbir süreç. Her iki taraf da yo¤un bir tak-tik savafl› veriyor. Bu anlamda devri-min zafere ulaflmas› ve yaflamas› içinMaoistlerin kitlelerden baflka bir gü-vencesi bulunmamakta ve kitle deste-¤indeki herhangi bir gerileme devri-min gelece¤ini de etkilemektedir. Sa-ray, YP‹, Hindistan ve emperyalist güç-ler muazzam olanaklar›n› iflte bu deste¤idüflürmek için kullanmaktad›r. Bu ne-denle yoldafllar›n büyük bir h›zla iktida-ra yürüdü¤ü, engelleri rahatl›kla aflt›¤›vb. söylemler gericilerin gücü ve emper-yalistlerin tehditleri göz önüne al›nd›¤›n-

3-16 Kasım 2006 6018

Yoldafltan uygulad›klar›toprak devrimi hakk›ndabilgi vermesi isteniyor.

Madan yoldaflülkelerinde bölgelere

göre farkl› uygulamalaryapt›klar›n› anlat›yor.

Örne¤in tepelik bölgel-erde tarlalar küçük veparçal›. Küçük topraksahipleri bulunmakta.

Page 19: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

da yetersiz kalmaktad›r. Yoldafllar›n flim-diye kadar baflar›l› bir çizgi izlemeleridevrimi son aflamas›na ulaflt›rd›. Ancakyine de tayin edici vurufl gerçekleflmedi.Bu nedenle Nepal’deki süreci dikkatleincelemek gerekmektedir. Tüm bu ger-çeklik göz önüne al›nd›¤›nda enternas-yonal dayan›flman›n önemi de anlafl›l-maktad›r. Emperyalizmin ve dünya ge-ricili¤inin tehditleri alt›nda onurlu,özgür bir yaflam için, devrim ve sosya-lizm için direnen Nepal halk›n›n mü-cadelesini anlatmak, Nepal devrimiyledayan›flma amaçl› pratiklere girmek,anti-emperyalist bilinci gelifltirme ol-dukça önem kazanmaktad›r. Yoldafllarenternasyonal deste¤e çok büyük önemveriyorlar. Farkl› ülkelerde Nepal devri-miyle dayan›flma eylemlerini ilgiyle ta-kip ediyorlar.

Konferans esnas›nda Halk Hareketi 2s›ras›nda ünlenen genç bir sanatç› yoldaflda bir müzik dinletisi veriyor. 16 yafl›n-daki yoldafl, Prachanda’n›n en sevdi¤iarkadafl› olarak bizlerle tan›flt›r›l›yor.Yoldafl da bizi sol yumru¤unu s›kt›ktansonra tokalaflarak karfl›l›yor. Yoldafl Ne-pal’e özgü, kemençeye benzeyen bir mü-zik aleti ile flark›s›n› söylüyor. fiark›s›YP‹ hükümetini elefltiren bir tafllama.Dinleyiciler gülerek ve alk›fllarla flark›yaefllik ediyorlar. Genç yoldafl›m›z YP‹hükümetine flayet halk›n taleplerinecevap vermezlerse ezileceklerini söyle-yip gözda¤› veriyor.

Müzik dinletisinin ard›ndan ise ilginçbir olay gerçeklefliyor. Yafll›, flapkal› biradam zorla mikrofona el koyuyor ve biz-lere bir fleyler anlatmaya çal›fl›yor. Bu s›-rada konferans› örgütleyenler aya¤a f›r-lay›p adama ba¤›rmaya bafll›yorlar vekovuyorlar. Ama adam ›srar ediyor. Biz-lere dönüp “Uluslararas› delegeler, ba-s›n mensuplar›, sizlere anlat›lanlar ya-lan” diyerek kral› övmeye bafll›yor. Buadam böyle toplant›lara gizlice girerekprovoke etmeye çal›flmas›yla ünlüymüfl.Bak›yorlar ki adam salonu terk etmeyeraz› olmuyor, Politika Enstitüsü’nde çal›-flan bir kad›n yoldafl zor kullanarak ada-m› kap› d›flar› ediyor. Bu da bizim için il-ginç bir an› oluyor. En sonunda kral› des-tekleyen bir Nepalliyi de görmüfl oluyo-ruz bu vesileyle!

Konferans›n sonunda kat›l›mc›lar biraraya gelerek Kathmandu Deklarasyonuüzerinde görüfl al›flverifli yap›yorlar.Deklarasyonda hangi konulara yer veril-mesi gerekti¤inin üzerinde duruluyor.Dünyan›n farkl› ülkelerinden gelenuluslararas› delegeler olarak Nepalhalk›n›n bar›fl ve demokrasi mücade-lesini destekledi¤imizi ve imzalanananlaflmalara uyulmas›n› önemli bul-du¤umuzu belirtiyoruz. ABD emper-yalizmi, Hindistan yay›lmac›l›¤› bafltaolmak üzere d›fl güçlerin Nepal’in iç iflle-rine kesinlikle kar›flmamas› gerekti¤ini,bu yönlü yap›lan tüm müdahaleleri pro-testo etti¤imizi, Nepal halk›n›n karar›na

herkesin sayg› göstermesi gerekti¤inivurgulad›ktan sonra bu müdahalelerekarfl› ç›kmayan, sürecin uzamas›na ne-den olan YP‹ hükümetini elefltiriyoruz.YP‹ hükümetinin imzalad›¤› askeri, eko-nomik tüm anlaflmalar› kayg› verici bul-du¤umuzu, bunlar›n iptali için hareketegeçmeye ça¤›r›yoruz. Bununla birlikteülke içindeki Butanl› göçmenler gibi çe-flitli sorunlar›n da demokratik çözümüiçin ça¤r› yap›yoruz. Toplant›n›n ard›n-dan deklarasyonu yaz›ya dökecek bir ko-mite belirliyoruz ve toplu foto¤raf çeki-mi ile bu konferans› noktal›yoruz.

Gerilla komutan›yla sohbetKonferans›n sonlar›na do¤ru Nepal

Politika Enstitüsü’nde çal›flan bir yoldaflflayet istersek bizi Kathmandu’yu çevre-leyen gerillalarla tan›flt›rabilece¤ini söy-lüyor. Bar›fl sürecinde oldu¤u için gerillaalanlar›na gidip gelmek serbest. En az›n-dan sorun yarat›lm›yor. Biz de elbettekabul ediyoruz.

24 Eylül sabah› saat 5’de kalk›p yolaç›k›yoruz. Arabayla 2 saatlik bir mesafegidece¤iz. Kontrol noktalar›n› aflt›ktansonra sapa bir yola bükülüyoruz. Yoldaya¤mur bafll›yor ve sa¤anak bir flekildeya¤›yor. Bu s›rada 2’si kad›n 3 Nepalliyiarac›m›za al›yoruz. Biri bize yol gösteri-yor. Çok dik ve bükümlü yollardan git-meye çal›fl›yoruz. En sonunda tepedekiköye var›yoruz. Ya¤mura ra¤men çokgüzel bir manzara bizi bekliyor. O günköyde festival oldu¤unu ö¤reniyoruz.Köy kalabal›k, özellikle tap›nakta çoksay›da insan var. Bu köy beyaz bölgenins›n›r›nda. Ard›ndan toprak yolu takip et-memiz gerekecek. Asl›nda gerillalar›nkonaklad›klar› kampa yol yok, ç›kmakda zormufl. Bu nedenle yaklafl›k 50 kifli-lik bir gerilla grubunun bizim için ovayainmesi ve bizlerle görüflmesi planlanm›fl.Ancak sa¤anak ya¤mur nedeniyle toprakyol çamura dönüflüyor ve araban›n gide-meyece¤i anlafl›l›yor. Gidece¤imiz yerise gerilla yürüyüflüyle 2 saat mesafede.Israrlar›m›za karfl›n grubun geneli de is-teksiz oldu¤u için görüflmeyi bu flekildeiptal etmek zorunda kal›yoruz. Yoldafl,

komutan ve siyasi komiserin sivil k›yafetiçinde gelip bizle görüflece¤ini belirtincebiraz da olsa rahatl›yoruz.

10-15 dakika geçmeden bizi bir oku-lun s›n›f›na götürüyorlar. Bir bak›yoruzki yolda ald›¤›m›z Nepalliler bizim yol-dafllar›m›zm›fl. Sa¤da duran 1.5 metre bo-yunda, esmer kad›n yoldafl, Susma, me-¤er Kathmandu’yu çeviren 3. tugaya ba¤-l› 13. taburun komutan›ym›fl. OrtadakiMadan yoldafl ise tümenin siyasi komi-seri. Soldaki Neruda yoldafl ise PLA(Halk Kurtulufl Ordusu) üyesi bir gerilla.Taburda yaklafl›k 250 gerilla bulunmakta.

Yan›m›zda sessiz sakin oturan 24 ya-fl›ndaki Susma yoldafl 25 savafltan ç›kanünlü bir komutanm›fl. Omzundan 2 kezve bafl›ndan 1 kez yaralanm›fl. Susmayoldafl 1997’de PLA’ya kat›l›yor ve o se-ne Parti taraf›ndan oldukça cüretli vekahramanca bir eylem olarak de¤erlendi-rilen ve Halk Savafl›nda bir dönüm nok-tas›n› simgeleyen Ramechap flehrindekiBethan Polis Karakolu bask›n›nda yer

alan 27 gerilladan biri. Bu bask›nda 4polis öldürülüyor, içinde Komutan yol-dafl Tirtha Gautam’›n da bulundu¤u 1’ikad›n 3 yoldafl flehit düflüyor. Bu bask›n-da yüzlerce tüfek ve çok say›da kurflunele geçiriliyor.

Görüflmenin bafl›nda, Fransa’dan ge-len FKP ve Dünya Sendikalar Federas-yonu yetkilisi, yoldafllara Maoistlerin ne-den kendilerini ayr›ca komünist olarakadland›rd›¤›n› soruyor. Siyasi komiserMadan yoldafl ise gerçek bir komünistolmak için Maoist olmak gerekti¤ini be-lirtiyor. “Dünyada çok say›da farkl›Komünist Partiler bulunmakta. An-cak bu partiler içinde yaln›zca Maoist-ler komünist ilkeleri uygular. Çünkükomünistler halk›n gerçek talepleriu¤runda savafl›rlar. Biz de gördü¤ü-nüz gibi savafl›yoruz.”

Yoldafltan uygulad›klar› toprak devri-mi hakk›nda bilgi vermesi isteniyor. Ma-dan yoldafl ülkelerinde bölgelere görefarkl› uygulamalar yapt›klar›n› anlat›yor.Örne¤in tepelik bölgelerde tarlalar kü-çük ve parçal›. Küçük toprak sahipleribulunmakta. Buralarda kooperatif çal›fl-

malar› yap›l›yor. Oval›k olan Terai’de isedurum daha farkl›. A¤al›k mevcut. Oradaise “Toprak üretenindir”, “Topra¤› ifl-leyen onun sahibidir” fliarlar›na hayatverdiklerini söylüyorlar.

Yoldafl da di¤erleri gibi bar›flç›l yolla-r› denediklerini ancak bu yollar t›kand›-¤›nda silaha baflvuracaklar›n› söylüyor.Madan, dünyadaki emperyalist güçlerinve gericilerin kendilerine karfl› oldu¤u-nu, Moriarty’nin diplomatik haklar›n›aflarak emirler ya¤d›rd›¤›n› söylüyor vebu süreçte halkla PLA aras›ndaki iliflkile-ri daha fazla gelifltirmeyi hedefledikleri-ni belirtiyor. “Elbette ki bu bar›fl süreciriskli bir seçenektir. Ancak zafere yak-lafl›rken risklerle oynamak zorundas›-n›z. Risklerin büyümesi zaferin deyaklaflt›¤›n› bizlere göstermektedir. Busüreçte ovada ve flehir merkezlerindekigücümüz büyük oranda artm›flt›r.”

“Nepal ordusunun silah›, askeri, arac›daha fazla. Ancak PLA’nin siyasal birhedefi var. ‹deolojisi var. Kraliyet ordu-sunun politik bir davas› yok. Biz yenildi-¤imiz için ateflkes yapm›yoruz. Onlar›kovmasak ve kovalamasak baflkentin bukadar yan›na nas›l gelebilirdik ki?”

“Bafltaki planlar›m›z› gerçekleflti-remedi¤imiz, taburu gösteremedi¤i-miz için özür dileriz. Bu tehlikeli ko-flullarda buraya geldi¤iniz için ve Ne-pal devriminden ald›¤›n›z mesaj› ülke-nize götürece¤iniz için teflekkür ede-riz” diyerek sözlerini bitiriyor.

Ard›ndan Kathmandu merkezindefarkl› programlar›m›z oldu¤u gerekçesiile toplant› sonland›r›l›yor. Biz de yol-dafllara sar›l›p vedalafl›yor ve selamlar›n›yoldafllar›m›za iletece¤imize söz veriyo-ruz.

Ayd›nlar Konferans›Yaz› dizisinin bafl›nda da belirtti¤i-

miz gibi yoldafllar bar›fl sürecini toplu-mun her kesimi içinde yo¤un bir kitle fa-aliyeti olarak ele al›yorlar. Bu faaliyetleriçinde demokratik kitle örgütlerinin kon-feranslar› önemli bir yer tutuyor. ‹flçi, ka-d›n, köylü, ö¤renci vd. alanlarda konfe-ranslar düzenliyorlar. Böylece hem geniflkitlelere politikalar›n› derli toplu iletebi-liyor, hem kendi güçlerini gösteriyor,hem de kendi kitlelerine süreci ve politi-kalar› birinci elden aktarabiliyorlar. Bukonferanslardan bir di¤eri ise 24 Ey-lül’de gerçekleflen Ayd›nlar Konferans›.Bu konferansta ülkenin dört bir yan›ndangelen ayd›nlar –yazarlar, profesörler, sa-natç›lar vb- devrim sürecinde kendileri-ne düflen görevleri tart›fl›yorlar. Zamans›n›rlamas›ndan kaynakl› konferansa k›-sa süreli kat›lmakla yetinebiliyoruz. Fi-lipinli yoldafl ILPS ve Uluslararas› Daya-n›flma Konferans› ad›na kitleyi selamla-yan bir konuflma yapt› ve NKP (Maoist)önderli¤inde yeni demokratik devrimeyürüyen Nepal halk›n›n yan›nda oldu¤u-muzu, mücadelelerini destekledi¤imizibelirtti. Devam edecek

3-16 Kasım 200660 19

Page 20: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

6020

Bugün h›zla artan, giderek yayg›nl›kkazanan ›rkç›-floven sald›r›larla, Türkmilliyetçili¤iyle çeflitli milliyetlerdenemekçilerin bilinçleri ve düflünsel dün-yalar› zehirlenmekte, Kürt ve Türk hal-k› aras›nda kal›n çitler örülmeye çal›fl›l-maktad›r. Ezilen ba¤›ml› ulustan ve di-¤er az›nl›k milliyetlerden emekçilerekarfl› düflmanl›k, kin ve imha duygular›h›zla geliflmektedir, öyle ki toplumunen ileri kesimi denilebilecek çevrelerdebile Kemalizm hayranl›¤› ve hâkimulus milliyetçili¤i küçümsenmeyecekbir düzeydedir. Ülkemizde kendisine“ayd›n” diyen önemli bir kesimde bileKemalizm ve Atatürk hayranl›¤›, koyubir Türk milliyetçili¤inin etkisi vard›r.Her gün ›rkç›-floven-kafatasç› gerici fa-flist ideolojiyle bilinçleri karart›lanemekçiler egemen-sömürücü s›n›f-lar›n etkisi alt›nda kalmakta, ma-nevi kölelik dünyas›na mah-kûm olmaktad›r. Türk iflçi veköylülerinin bilinç ve duygudünyalar›nda Türk milli-yetçili¤inin derin izlerigörmezlikten gelinemez.Bu izler her geçen gündaha da koyulafl›p gerici-leflmektedir. Bundand›rki s›n›f bilinçli proleter-ler vakit kaybetmeksi-zin her alanda vazgeçil-mez bir flekilde Türkmilliyetçili¤ine, ›rkç›l›¤ave flovenizme karfl› iflçilerve köylüler aras›nda bi-linçlendirme çal›flmas›n› ör-gütlemelidir. Onlar› e¤iten, ay-d›nlatan bir çal›flma yürütülmeli-dir. Kabul etmek gerekir ki bugünTürk hâkim s›n›flar› Türk iflçi ve köy-lüleri aras›nda küçümsenmeyecek dü-zeyde bir Türk flovenizmi yaratm›flt›r.

‹flçilere, köylülere, kamu emekçile-rine, ö¤renci gençli¤e, emekçi kad›nla-ra, inançlar› nedeniyle bask› alt›ndaolan herkese yoksullu¤un, iflsizli¤in,e¤itimsizli¤in, evsizli¤in, maddi ve ma-nevi köleli¤in nedenleri aç›k ve anlafl›-l›r bir flekilde somut ve canl› örneklerleanlat›lmal›d›r. Devrimin amaçlar›, iflçis›n›f›n›n emekçilerin ve ezilenlerin ka-zan›mlar› yal›n ve anlafl›l›r bir dille an-lat›lmal›d›r. Sömürü ve zulüm düzeni-nin ›rkç› floven militarist politikalar›,çeflitli milliyetlerden emekçi halk›n ara-s›nda yarat›lan düflmanl›k tohumlar› an-lat›lmal›d›r. Toplumun her farkl› kesi-minin yaflad›¤› farkl› sorunlar› ve poli-tik hedefleri gösterecek sloganlar tespitedilmelidir. Bu somut slogan ve dev-rimci fliarlarla propaganda ve ajitasyonçal›flmas› yap›l›p, örgütlemeye gidilme-lidir.

Gizli çal›flma, Partinin güçlenmesine

ve geliflmesine uygun birflekilde yürütülmelidir!“Gizlilik, polisin çal›flmas›n› ve bur-

juva devletinin bask› makinesini aldat-mak ve ondan kurtulmak sanat›d›r.” S›-n›f bilinçli proleterlerin gizlilik kuralla-r›n› hiçbir zaman ihlal etme gevfletme,yumuflatma, ciddiye almama hakk›yoktur. S›n›f savafl›m›n ac›mas›z, imhaedici yasalar›n›, kan ve can pahas›nauzun mücadeleler sonucu elde edilen il-

kelerini ihmal ede-rek, yok

s a -

ya-rak, ya-

flanmam›fl ka-bul ederek, özü zay›flat›lm›fl haliyle uy-gulama hakk› s›n›f bilinçli proleterlerinelinden alm›flt›r. Gizlilik kurallar›n›nher bir ihlali demek, devrimci mücade-lenin kesintiye u¤ramas›, yenilgi al›pgerilemesi s›n›f düflmanlar›n›n güçlen-mesi demektir. S›n›f bilinçli proleterlergizlili¤i hiçbir zaman bir oyun olarakkabul edemez. Neden gizli çal›flma yü-rütmek ve gizlilik kurallar›n› uygula-mak zorunday›z? Çünkü burjuva-feodalsistemin despotik y›k›c› darbelerindenkorunmak, düflman›n sinsi, gizli taki-binden kurtulmak, denetimine ve kont-rolüne girmemek, devrimci çal›flmay›kesintiye u¤ratmadan yürütmek, devri-min ve partinin yüksek s›n›f ç›karlar›n›korumak, proletaryan›n devrim bilimi-ni, kazan›mlar›n›, de¤erlerini sahiplen-mek içindir.

II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’n›izleyen günlerden günümüze dek em-

peryalist-kapitalist ülkelerin ve yar›-sö-mürge, yar›-feodal ülkelerin casuslukteflkilatlar›n›n birbirlerine yard›m ettik-lerinin, dayan›flma içinde olduklar›n›n,ihtiyaç halinde birlikte hareket ettikleri-nin say›s›z örnekleri süreç içinde görül-dü.

Tam ve gerçek bir gizlilik uygulan-madan, do¤ru bir örgütleme için vazge-çilmez önemde olan MLM kitle çizgisive çal›flmas› uygulanmadan devrimcimücadelenin do¤ru bir zemine oturma-s› ve süreklilik kazanmas› mümkün de-¤ildir. S›n›f düflmanlar›n›n gerçek nite-li¤ini, uygulad›klar› yöntemleri, kullan-

d›klar› araçlar› kavrad›¤›m›z orandaonun bask› ve polis metotlar›na karfl›gerçek ve esasl› bir karfl› durufl sergile-nebilir. Böyle kapsaml› ve ileri bir bi-linç sayesinde, s›n›f bilinçli proleterleribaflar›s›zl›klara iten ilkel “gizli çal›fl-ma” amatör ve esnafça metotlardankendilerini kurtarabilir. Devrimin bizekazand›rd›¤› yenilmez silahlar› prati¤euygulad›¤›m›zda düflman›n denetim vetakibinden kurtulabilir ve hatta bütünbu gizlilik kurallar›n› pratik içerisindeustaca ve bilinçle uygularsak onu yoketmek imkân›na sahip olabiliriz. S›n›fsavafl›m›nda baflar›l› olman›n ad›m› sa-dece bir fley (gizlilik kurallar›) ö¤renile-rek, uygulanmaya çal›fl›larak mümkünolmaz. Devrimci savafl›mda birçok fleydo¤ru ve iyi ö¤renilip uyguland›¤›ndave bu bilinç kolektife mal oldu¤undakapsaml› ve bütünlüklü bir s›n›f bilinci,örgüt ve önderlik bilincine sahip oluna-rak hareket edildi¤inde, s›n›f savafl›-m›nda yenilmez olunur.

Gizlilik kurallar›, içinde bulundu¤u-muz devrimci çal›flman›n özgünlü¤üne,faaliyet yürüttü¤ümüz alan›n koflullar›-na, devrimci faaliyetin biçimine göreuygulanmal›d›r. Ayn› zamanda bu ku-rallar legal koflullara, özgün ve yarat›c›bir flekilde uyarlanmal›d›r. Devrimci ça-l›flmada ne kadar yarat›c›, ilkeli olunur-sa, gizli çal›flma kurallar›n› uygulamadane kadar ustaca davran›l›rsa ve müm-kün oldu¤u kadar en genifl kitleler tara-f›ndan çevrelenirse düflman taraf›ndanele geçirilme o kadar zorlafl›r. Bu çal›fl-ma ve hareket tarz› kolektif taraf›ndanne kadar güçlü benimsenirse, özüne uy-gun illegal bir örgüt yaratma o kadargerçek olur ve düflman›n s›zmas›n› en-gelleyen sa¤lam çelikten disiplinli birz›rh örme görevi o kadar baflar›lm›flolunur. Her türlü profesyonelliktenuzak, amatör, esnafça çal›flma tarz› yer-le bir edildi¤i zaman, profesyonel dev-rimci bir örgüt yaratma ad›mlar› o kadargüçlendirilmifl olunur. O zaman legaltasfiyeci hiçbir rüzgâr, hiçbir gizli, sin-si, takip ve denetleme, düflman darbesidevrimci örgütü y›kamaz. O zaman gö-zü pek, kahraman savaflç›lar›n say›s›ço¤alarak, devrim denen altüst oluflunkorkusuz s›ra neferleri ço¤alarak, güçlübir halk ordusu yarat›lm›fl olunur.

SonuçGizlilik kurallar›n› tam ve eksik-

siz bir flekilde uygulamayan bir mili-tan, yoldafllar› için de ciddi bir tehli-ke yarat›yor demektir. Gizlilik kural-lar›na bir veya birden fazla militan›n yada bir komitenin de¤il, kolektifin tümü-nün kay›ts›z flarts›z uymas› gerekir. Builke asla unutulmamal›d›r. Unutulma-mal›d›r çünkü bugün s›n›f bilinçli pro-leterlerin zindanda de¤il, d›flar›da s›n›fsavafl›m›n s›cak prati¤i içinde olmas›nadevrimin, partinin daha fazla ihtiyac›vard›r. D›flar›da devrimci çal›flma içinhizmet etmek, zindanda devrimci çal›fl-maya hizmet etmekten daha fazla an-laml›d›r. Buna devrimin, partinin vehalk›n daha fazla ihtiyac› vard›r. Önem-li olan düflman eline düflmemektir, an-cak düflman elline geçince elbette ki s›-n›f bilinçli proleterlerin tavr›n›n nas›lolaca¤› bellidir. Tav›r: Her koflulda veher yerde devrimi savunmak, korumak,sahiplenmek, ser verip, s›r vermeme il-kesiyle düflman› yenilgiye u¤ratmakt›r.

Devrimci çal›flmada en küçük bir il-kesizli¤in unutkanl›k, ihmalkârl›k ya dagevflekli¤in tek bafl›na bir militan› de-¤il, örgütü de tehlikeye sokaca¤› bilin-melidir. S›n›f bilinçli hiçbir militan›ngizlilik kurallar›n› yumuflatmaya, gev-fletmeye, keyfine göre “uygulamaya”,bozmaya, de¤ifltirmeye hakk› yoktur.

Kitlelere devrimin amaçlar›n› iyi anlatmal›y›z! -4-

3-16 Kasım 2006

Gizlilik kurallar›na bir veyabirden fazla militan›n ya da birkomitenin de¤il, kolektifin

tümünün kay›ts›z flarts›zuymas› gerekir. Bu ilke

asla unutulmamal›d›r.Unutulmamal›d›r çünkübugün s›n›f bilinçli pro-leterlerin zindandade¤il, d›flar›da s›n›fsavafl›m›n s›cak prati¤iiçinde olmas›nadevrimin, partinindaha fazla ihtiyac›vard›r. D›flar›da devrim-ci çal›flma için hizmet

etmek, zindanda devrimciçal›flmaya hizmet etmek-

ten daha fazla anlaml›d›r.Buna devrimin, partinin ve

halk›n daha fazla ihtiyac›vard›r.

Page 21: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

S›n›f savafl›m› birçok alandafarkl› biçimlerde sürmektedir. S›n›fbilinçli proleterler görev ve so-rumluluklar›n› bu gerçekli¤in bi-linciyle yerine getirmelidir. S›n›fdüflmanlar› sald›r› ve kuflatmas›n›her alanda art›rarak sürdürdükçe heralanda örgütlü bir durufl ve devrimcibir karfl› koyufl yaratma, sald›r›larakarfl› yan›t olma görevi s›n›f bilinçliproleterlerin omuzlar›nda olmayadevam edecektir.

Bugün iflçi s›n›f›, köylülük veemekçi saflarda devam eden da¤›-n›kl›k, örgütsüzlük direnifl ve müca-deleyi zay›flatmakta, birbirindenkopuk ve parçal› direnifl durumunundevam etmesine neden olmaktad›r.Her alanda direnifl ve mücadele ge-lene¤i yaratman›n ilk ad›m› var olanmevcut örgütsüzlük ve da¤›n›kl›¤›ortadan kald›rman›n güçlü ad›mlar›-n› döflemektir. Bunun kolay olmaya-ca¤› bu görev ve sorumlulu¤un k›sasürede baflar›lamayaca¤›, birkaç di-renifl ve birkaç mücadele hamlesiylehemen baflar› elde edilmeyece¤i bi-linmelidir. Zorluklar ve engellerledolu bir sürecin yaflanaca¤›, düflmandarbelerinin devam edece¤i, dönemdönem baflar›s›zl›klar›n da yaflana-ca¤› bilinmelidir. Ancak süreç dev-rim bilinci ve devrimci politika ileele al›nd›¤›nda zorlu bir sürecin so-nucunda örgütsüzlükten yar› örgüt-lülü¤e ekonomik-demokratik taleplimücadeleden politik iktidar hedeflimücadeleye do¤ru ad›m ad›m müca-delenin geliflece¤i bilinmelidir. Bubilinçle hareket edildi¤i oranda gö-rev ve sorumluklar anlafl›l›r olur,devrimci durufl ve mücadele nitelik-li hale dönüflür.

Sürecin ve s›n›f mücadelesinin

sorunlar›, yasalar› kavrand›kça dev-rimci hareketin geliflim ve ilerlemeyönü ve niteli¤i anlafl›l›r hale gele-cektir. Süreç ve mücadele gerçekli¤ikavrand›kça tek tek alanda bulunanyeterince güçlü ve örgütlü olmayanilericiler, devrimciler zay›ftan güç-lüye, da¤›n›kl›ktan toparlanmayado¤ru bir yönelim içine girecek vekitleleri örgütlemeye do¤ru bir ba-flar› grafi¤i çizmeye bafllayacakt›r.Her türlü sömürü ve zulüm merkez-li karfl› devrimci sald›r›ya karfl› güç-lü direnifl ve mücadele barikatlar›oluflturulacakt›r. Kitleler örgütlendi-¤i oranda gerçek anlamda Proletar-ya Partisi öncü ve önder güç duru-muna gelecektir. Kitlelerin örgütle-nemedi¤i yerde Proletarya Parti-si’nin gücünden bahsedilemez. Ke-za ideolojik-politik düzeyde örgüt-lenme baflar›lamad›¤› sürece kitlele-rin örgütlenme prati¤i de baflar›la-maz.

Örgütsüz kitle güçsüzdür. Eko-nomik-politik-ideolojik sald›r›larakarfl› koyma gücü zay›ft›r. Egemensömürücü s›n›flar gücünü emekçile-rin örgütsüz olma durumundan al-maktad›r. ‹flçilerin, köylülerin,emekçilerin kendi öz örgütlülüklerietraf›nda yeterince örgütlü olamamadurumu sonucunda egemen s›n›flar›sald›r›lar›n› art›rmada pervas›zlafl-makta, daha cüretli bir flekilde y›k›mve imha politikalar›n› uygulamakta-d›r. Bu gerçeklik s›n›fl› toplumlar›ntemel özelli¤idir. ‹flçiler, köylüler,emekçiler örgütlendi¤i oranda güç-lenecek; sömürücü egemen s›n›flarörgütleme ve yönetme güçleriniad›m ad›m kaybederek, zay›flaya-cakt›r.

Mevcut sürecin bu niteli¤i ve

özelli¤i devrimci hareketin örgüt-leme ve yönetme kapasitesinin za-y›f olufl gerçekli¤ini, yeterincegüçlü mücadele ve direnifl gelene-¤i yaratamama durumunu ortayaç›karmaktad›r. Devrimci hareketingörece zay›f oldu¤u gerçe¤i korku-lacak panikleyecek, zorluklar›n al-t›nda ezilecek bir durum olarak gö-rülmemelidir. Bu süreç tam da “du-rum iyidir” tespitini do¤rular te-melde geliflmektedir. Çünkü ger-çekler devrimcidir. Kötü ve korku-lacak olan durum, mevcut gerçekli-¤in aleyhimize olmas› de¤ildir. Kor-kulacak olan kötü durum, var olangerçekli¤i kabul etmemek ve bugerçekli¤in içindeki yasalar›, hare-ketin geliflim yönünü kavramamak-t›r.

Bugün ihtiyaç olunan devrimeinançt›r. Devrimin toplumsal bir zo-runluluk oldu¤u gerçekli¤ine inan-makt›r. As›l sorun yeterli bir devrimbilincine sahip olmay› baflarmakt›r.As›l sorun yeterlilik düzeyinde birörgütleme ve yönetme kapasitesinesahip olmamak de¤ildir. Bu durums›n›f savafl›m›n›n tüm bafllang›ç sü-reçlerinde ve baz› dönemlerinde ya-flanm›flt›r. S›n›f mücadelesinde bü-tün olanaklar devrimin lehine olsay-d›, devrim yapmak çok kolay olur-du. Dünya devrim tarihinde bu ger-çekli¤i ispatlayan say›s›z örneklermevcuttur. Objektif koflullar devrimiçin yeterli olgunlu¤a sahipken, sub-jektif öznel güç haz›r ve yeterli dü-zeyde olamayabilir. Devrim bilinci,devrimci politika bu dengesizli¤i gi-derecek, ortaya ç›kan sorunlar› çö-zecek güç ve yeterliliktedir. Mevcutsüreç afl›labilir bir niteliktedir. Zor-luklar ve olumsuzluklar geçicidir.As›l mesele devrimin zorunlulu¤unave devrim mücadelesinin hakl›l›¤›nave meflrulu¤una inanmakt›r. Bu hak-l›l›¤› ortaya koyacak devrimci poli-tikayla sürecin de¤iflimine yo¤un-laflmakt›r.

As›l mesele sömürü ve zulüm ol-dukça emekçilerin ezilenlerin dev-

rim yapma, isyan edip baflkald›rmahakk› oldu¤u bilincine varmakt›r.‹flsizli¤in ve yoksullu¤un do¤ur-du¤u kötülüklerin, açl›¤›n bo¤ucus›k›nt›lar›n›n nedenlerini kavra-makt›r. Bu gerçekli¤i kitlelere an-latmakt›r. Kurtuluflun proletaryaönderli¤inde demokratik halkdevrimini örgütlemekte oldu¤unuaç›k seçik olarak halk y›¤›nlar›nagöstermektir. Aleyhte olan duru-mun, olumsuz koflullar›n tersineçevrilme mücadelesinin ç›k›fl nokta-s›, sorunlara çözüm bulman›n bafl-lang›ç noktas› budur! Hakl›l›¤›n vemeflrulu¤un bilincinde olmak! Bubilince sahip olundukça yetersiz s›-n›f bilinci yeterli s›n›f bilincine dö-nüflür. Örgütleme düzeyinde yeterlive yetkin olmayan durum mücadeleiçinde yeterli ve yetkin düzeye dö-nüflür. “Tek bafl›na” olma durumuyaln›z bafl›na kalman›n yönü tersi-ne çevrilir. Bir iken iki, iki iken befl,on, yüz, bin olunur. Örgütlülü¤ünolmad›¤› alanlarda sa¤lam örgütlen-me yarat›l›r. Kazanmak önce bilinç-te bafllar. Bilinçte kazanmayan bu-lundu¤u ifl kolunda, iflyerinde, okul-da, sendikada, DKÖ’de kazanamaz!Yaln›z olma tek bafl›na olma duru-mu tersine çevrilemez. Ancak dev-rim bilinci burjuva toplumununen i¤renç çizgisini oluflturan teori-pratik aras›ndaki kopukluk soru-nunu giderebilir. Örgütlenme ve ör-gütleme sorununu çözebilir.

Komprador burjuvazi ve topraka¤alar›n›n yüz y›ld›r ezdi¤i sindirdi-¤i iflçi ve köylülerle devrimin örgüt-lenece¤i bilinciyle hareket edilmesigerekti¤i kavranmal›d›r. Onlar›n bualçakgönüllü gizli kalm›fl “örgütle-me ve yönetme yeteneklerinin”a盤a ç›kar›lmas› görevini baflarmakiçin “gerekti¤i gibi e¤itimden geç-mek” gerekti¤i unutulmamal›d›r.

Bu büyük dönüflümü sa¤lamakiçin iflçi, köylü, emekçi olman›n ya-n› s›ra saf›n› proletaryadan yana be-lirlemifl olmak ve buna tüm varl›-¤›yla inanmak gerekir.

3-16 Kasım 200660 21

PPUUSSUULLAATEK BAfiINA

HER ALANDA KAZANMAK

Bu bir devrim sorunudur. Devrimikoruma, savunma ve güçlendirme so-runudur. Kim ki gizlilik kurallar›natam ve kusursuz bir flekilde uymuyor-sa o kifli objektif olarak düflmana hiz-met ediyor demektir. Yap›lan en küçükbir ilkesizlik, kurals›zl›k hemen an›n-da yoldafllara bildirilmelidir. Bu bilgi-nin an›nda örgüte iletilmesi durumun-da tehlikenin daha aza indirilme flans›oluflur.

Özellikle günümüzde devrimci ha-reketin yaflad›¤› en ciddi ilkesizlikle-rin bafl›nda telefon ve interneti bilinç-siz, dikkatsiz, sorumsuz bir flekilde ra-hatl›kla kullanma gelmektedir. Dev-rimci hareketin illegalite kurallar›n-

daki en ciddi k›r›lma noktas› bura-s›d›r. Gizlilik kurallar› konusundadisiplinli, kat› ve müsamahas›z ol-mal›y›z. Gevflek zay›f, ilkesiz ve di-siplinsiz davran›fllar› ac›mas›zcamahkûm etmakten çekinmemeliyiz.Gizlilik kurallar› karfl›s›ndaki durufl,devrimi alg›lama, kavrama durufludur.Gizlilik kurallar›na tam ve eksiksizolarak uymayanlar, örgütü tehlikeyedüflürerek, devrimi zay›flatt›klar›n›bilmelidir.

Devrimin en büyük gücü gerçek-lerdir. Çünkü gerçeklere sahip olduk-ça onun geliflim yasalar›n› kavrad›kçakitleleri örgütleme gücü artacak, y›k›l-maz ve yenilmez bir parti yarat›lm›fl

olacakt›r. S›n›f bilinçli proleterleringücü davan›n hakl›l›¤›ndan, kitlelerindeste¤inden, dünya devrimci hareke-tinden ve zafere olan kesin inançtangelir.

Bunun için de bütün mücadelealanlar›nda çaba artt›r›lmal›d›r. Bu ko-nuda s›n›f bilinçli proleterlere a¤›r veönemli görevler düflmektedir. Yöneticiolarak, s›n›f savafl›m›na ait bütün te-orik sorunlar› baflta olmak üzere basitgibi görünen ayr›nt›lar› durmadan ö¤-renmelidir. Her bilim gibi s›n›f savafl›-m› ö¤retisi olan MLM de incelendi¤i,araflt›r›l›p ö¤renildi¤i oranda devrimciprati¤in rotas› do¤ru yola sokulur.Böylelikle kazan›lan s›n›f bilinci her

gün biraz daha uyan›kl›k ve aç›k gö-rüfllülükle iflçilere emekçilere afl›lay›pyayma prati¤i içinde derinlefltirilip,ilerletilebilir.

Bunun için de bitip tükenmek bil-meyen bir flevkle çal›flmak, mücadeleetmek ve yorulmadan ö¤renmek; süre-cin her ad›m›n› sorgulayarak, geliflme-leri en ince ayr›nt›s›na kadar analiz et-mek gerekir. Sürecin, devrimci sava-fl›n, savaflç› partinin kapsaml› ve enileri devrim bilgisiyle donanm›fl, üret-ken, yarat›c›, ufku aç›k, bilinci berrak,cesaretli, her zaman ve her yerde bedelödemeye, ödetmeye haz›r militan kad-rolara ihtiyac› vard›r.

Bitti

Page 22: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

7 Ekim tarihinde ‹ran’dan, Türki-ye’den, Filipinler’den, Hindistan’dangöçmen emekçiler bu kez tüm dünya-daki, politik tutsaklarla dayan›flmaamaçl› biraraya geldi. AT‹K ‹ngiltereKomitesi, Indian Workers Association(Hindistanl› ‹flçiler Birli¤i), Migrante‹nternational (Filipinler Göçmen Ör-gütlülü¤ü), Halk›n Fedaileri (‹ran),Özgür Tutsaklarla Dayan›flma Ko-mitesi ve ‹ranl›lar›n anti-emperyalistörgütlülü¤ü taraf›ndan organize edilengeceye ILPS ve Uluslararas› Göç-menlerle Dayan›flma Merkezi (Inter-national Migrant Solidarity Centre) dedestek sundu. Ayr›ca Etiyopya’dangöçmenler de kendi ülkelerindeki poli-tik tutsaklar› anlatan bir stant ve resimsergisi açt›lar.

Etkinlik bir dakikal›k alk›fllama ilebafllad›. Sonras›nda Göçmen ‹flçiler

Kültür Derne¤i gençleri taraf›ndanArtvin yöresi halk oyunlar› gösterisisergilendi. Gece 1988 y›l›nda ‹rlan-da’da 18.000 politik tutsa¤›n katledil-mesine, Türkiye’de gerçeklefltirilenUlucanlar ve 19 Aral›k katliamlar›na,Filipinler’de yaklafl›k 700 insan hakla-r› savunucusunun ve politik faaliyetçi-nin katledilmesine ve bu katliamlarkarfl›s›nda gerçeklefltirilen direnifllerede¤inilen aç›l›fl konuflmas› ile devametti. Ayr›ca gecede yer alan ‹ranl› birpolitik tutsak kendi yaflad›klar›n› ve‹ran’daki politik tutsaklar›n maruz kal-d›¤› insanl›k d›fl› uygulamalar› anlatt›.Özellikle kad›n tutsaklar›n bu uygula-malar›n onlarca kat daha fliddetlisi ilekarfl› karfl›ya kald›¤›n›, tecavüzün sü-rekli kullan›lan bir yöntem oldu¤unade¤indi. Azeri kökenli di¤er iki ‹ranl›flairden biri Türkçe ve Farsça fliirlerini

kitleyle paylafl›rken, di¤er bir flair iseNaz›m Hikmet’in bir fliirini seslendir-di. Filipinli arkadafllar ise tiyatro gös-terimi ve müzik dinletisi ile kitleyemesajlar›n› ilettiler. Özellikle ‹ran’lailgili döviz ve sloganlar›n Filipinli ti-yatrocu taraf›ndan gösterinin bir par-ças› haline getirilmesi kitleye uluslara-ras› dayan›flman›n bir gösterisi olarakduygulu anlar yaflatt›. Türkiyeli grup-lar olarak bizler ise Türkiye’deki poli-tik tutsaklar›n direnifllerinin anlat›ld›¤›bir sinevizyon gösterimi ile etkinlikteyer ald›k. Gece son olarak SerhatTunç Ar›can’›n seslendirdi¤i Kürtçeve Türkçe türkülerle çekilen halaylarlason buldu. Gecede s›k s›k “Yaflas›nenternasyonal dayan›flma”, “Politiktutsaklara özgürlük” sloganlar› tümkitle taraf›ndan coflkuyla at›ld›.

(AT‹K ‹ngiltere Komitesi)

Nepal’de NKP(Maoist) önderli¤in-deki Yeni Demokratik Devrim müca-delesi kendi özgünlükleri içinde ilerle-meye devam ediyor. YP‹ (Yedi Parti ‹tti-fak›) hükümeti ile Maoistler aras›nda de-vam eden bar›fl süreci karfl›l›kl› taktikler-le Ekim ay› boyunca oldukça çetin birflekilde geçti. Ekim ay›n›n bafl›ndan buyana NKP(Maoist) Baflkan› Prachandaile Baflbakan Koeirela aras›nda ZirveToplant›lar› düzenlenmekte. Halen biranlaflmaya var›lamam›fl durumda.

12 Ekim’deki 2. toplant›da Maoist-lerin 9 maddelik önerisine karfl› parla-menter partiler 13 maddelik bir paketç›kard›. Bu pakette Nisan ay›ndakihalk hareketine ihanet niteli¤indemaddeler mevcut. YP‹, kral›n mülkü-nün ulusallaflt›r›lmas› yerine vergi al›n-mas›n› isterken monarflinin derhal kald›-r›lmas›na karfl› ç›k›yor. YP‹ Hükümetikraliyetin gelece¤inin Kurucu Meclis se-çimleri sonras›nda meclisin ilk oturu-munda ele al›nmas›n› ya da yine seçim-lerden sonra bir referandumun yap›lma-s›n› öneriyor. Maoistlerin ise silahlar›n›derhal denetime açmas›n› talep ediyor.Özcesi Maoistleri silahs›zland›rarak vekraliyeti koruyarak Kurucu Meclis’e ge-rek kalmadan var olan sistemin korun-mas› amaçl› bir plan ortaya konuluyor.Maoistler ise bu durumu kabul etmiyor-lar. NKP (Maoist)’in talepleri flunlar: Ya-r›-feodal yar›-sömürge yap›ya son veril-mesi, monarflinin derhal kald›r›lmas›,kral›n mülklerinin ulusallaflt›r›lmas›,kraliyet ordusunun ve parlamentonunda¤›t›lmas› ve Halk Kurtulufl Ordusuüzerinden ulusal ordunun kurulmas›. Ar-d›ndan ulusal, demokratik ve yaflamsaltalepler öne sürülüyor: Uluslar›n kendikaderlerini tayin hakk› do¤rultusundaözerk cumhuriyetlerin oluflmas›, baflta

Hindistan olmak üzere di¤er devletlerleyap›lan adaletsiz anlaflmalar›n la¤vedil-mesi, tar›m›n makineleflmesi ve ulusalsanayi hareketinin bafllat›lmas› ve kolek-tif-sosyal bir toplumun kurulmas›.

12 Ekim’deki 2. toplant›da anlaflma-ya var›lmamas› üzerine 15 Ekim’de ye-ni bir toplant› karar› al›nd›. Ancak 15Ekim’de yaklafl›k yar›m saat süren top-lant›da da anlaflma sa¤lanamay›nca ta-raflar masadan çekildiler ve ülkede poli-tik bir kriz ortam› olufltu. Yeni görüflmetarihinin saptanmam›fl olmas› da bu kriziderinlefltiren bir etkendi. 15 Ekim’densonra 4. toplant› ise ancak 29 Ekim’deörgütlenebildi.

NKP(Maoist) 14 Ekim’deki MKtoplant›s›nda YP‹’ye yönelik 5 maddelikbir flart sunuldu. Maoistler flayet kral›nmülkiyetine derhal el konulmaz, demok-ratik cumhuriyet ilan edilmez ve kurucumeclis seçimleri belirlenmezse geçifl hü-kümetine girmeyi kabul etmeyecekleri-ni, monarflinin gelece¤i konusunda hal-k›n karar vermesi için harekete geçecek-lerini aç›klad›. Ayr›ca parlamentonun

derhal da¤›t›lmas› da talep edildi. Baburam ise yapt›¤› aç›klamada

partilerinin süreçten umutlu oldu¤unuancak görüflmeleri yeterli bulmad›klar›n›belirtti. Kral ve feodalizm yanl›s› unsur-lar›n halen devrede oldu¤unu belirtenBaburam, silahlar›n denetiminin bugü-nün temel sorunu olmad›¤›n›, bu mesele-nin devletin yeniden kuruluflu ve örgüt-lenifli esnas›nda düzenlenece¤ini vurgu-lad›.

Prachanda ise 6 Ekim’deki aç›kla-mas›nda yeni bir flehir isyan›n›n yak›ndaihtiyaç olabilece¤ini belirtince ülkedekikitle örgütleri büyük bir kampanya ileajitasyon çal›flmalar›na bafllad›lar. Gericipartiler ise bunun anlaflmalara uygun ol-mad›¤›n›, provokatif aç›klamalar›n ya-p›lmamas› gerekti¤ini öne sürüyorlar.Gözlemciler Halk Kurtulufl Ordu-su’nun baflkentin çok yak›nlar›nda oldu-¤unu, kitle örgütlerinin büyük bir h›zlafaaliyetlerini sürdürdü¤ünü, bu nedenleyeni bir flehir isyan›n›n gerçekleflmesi-nin oldukça mümkün oldu¤unu vurgu-lamaktalar.

Bu süreçte Maoistler monarflinintamamen y›k›lmas› için CumhuriyetçiCephe kurmaya da h›z vermifl durum-da. Bu cepheye ülkedeki monarfli kar-fl›t› tüm güçlerin kat›lmas› bekleniyor.Cepheye Baflbakan Koeirela karfl› ç›k›-yor. Ancak YP‹ içinde de görüfl ayr›l›kla-r› görülüyor. Baflbakan yard›mc›s›Sherchan, Koeirela’n›n karfl› ç›kmakyerine bu cepheye önderlik etmesi ge-rekti¤i yönlü bir uyar›da bulunarak mo-narfli karfl›t› tüm güçlerin kendi denetim-lerinden ç›kmas›na izin verilmemesi ge-rekti¤ini düflünüyor.

Bununla birlikte polisin hükmünü veetkinli¤ini yitirdi¤i baflkentte adaletiMaoist milisler sa¤lamaya bafllad›. ‹flçi-lerin ayl›klar›n› ödemeyen, h›rs›zl›k ya-pan, suç iflleyen insanlar Maoist milislertaraf›ndan yakalan›p sorgulanmakta. Ge-rici devletin iyice etkisizleflti¤ini göste-ren bu durum gerici bas›n taraf›ndan pro-testo ediliyor. Newa Kurtulufl Cephesiise bir acil telefon hatt› oluflturarak hal-k›n suçlar› ihbar etmesini, Halk Kurtu-lufl Ordusu’nun sorunu çözmek için ha-rekete geçece¤ini ilan etti.

3-16 Kasım 2006 6022

Ekim ay›n›n bafl›ndan buyana NKP(Maoist) Baflkan›Prachanda ile BaflbakanKoeirela aras›nda ZirveToplant›lar› düzenlenmek-te. Ve halen biranlaflmaya var›lamad›.

Politik tutsaklar›n onurlu mücadeleleri Londra’da gerçeklefltirilen uluslararas› etkinlikle

bir kez daha selamland›

ILPS Avrupa Seksiyonu’nun pro-jesi do¤rultusunda farkl› ülkelerdengöçmen örgütlenmelerinin bir araya ge-lerek çal›flmalar›n› ortak paydada bir-lefltirmeleri için AT‹K’in de önerisiyleortak toplum merkezleri iflletme yönlüad›mlardan biri de Londra’da at›ld›.

‹ngiltere’nin baskenti Londra’da 1Ekim 2006 tarihinde Türkiyeli, ‹ranl›,Filipinli, Hindistanl› göçmenlerin yo-¤un olarak kat›ld›¤› bir aç›l›fl etkinli¤iile Uluslararas› Göçmenler Dayan›fl-ma Merkezi aç›ld›. Yap›lan aç›l›fl ko-nuflmas›nda göçmenlik olgusuna, em-peryalizmin sald›r›lar› ve bunun göç-menler üzerindeki yans›malar›na de¤i-nildi, bu noktada bir araya gelmenin or-tak mücadele etmenin önemi bir kez da-ha vurguland›.

Pek çok sanatç› ve müzik grubunundestek sundu¤u etkinlikte, ‹ranl› bir fia-ir Kürtçe dille getirdi¤i bir fliirini kitley-le paylaflt›.

Etkinlikte Göçmen ‹flçiler KültürDerne¤i, YÇKM, Migrante Internati-onal mesajlar› ile yer ald›.

(AT‹K ‹ngiltere Komitesi)

Londra’da Uluslarara-s› Göçmenler Daya-n›flma Merkezi aç›ld›

NNeeppaall’’ddee bbaarr››flfl ggöörrüüflflmmeelleerrii tt››kkaann››yyoorr!!

Page 23: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Hindistan’da 18 Ekim’deMaoist kad›n gerillalar taraf›n-dan Bastar flehrinde yap›laneylemde 4 hükümet binas›bombaland›. 10’dan fazla ka-d›n gerillan›n kat›ld›¤› eylem-de ayr›ca flehirleraras› yol dabir süreli¤ine kapat›ld›.

24 Ekim tarihinde Raya-gada flehrine ba¤l› Bhubanes-war’da devletin üst düzey po-lis flefi Jaswindar Singh Ma-oistler taraf›ndan cezaland›r›l-d›. HKP (Maoist)’e ba¤l› geril-

lalar›n ilk kez böylesi bir ey-lem düzenledi¤i aç›kland›.Halka karfl› sald›rgan tutumla-r›yla bilinen ve bölgede Ma-oist gerillalara karfl› yap›lanoperasyonlar› yöneten polisflefi, en son Maoist önderler-den Santosh yoldafl›n tutuklan-mas›nda yer alm›flt›. Yine 24Ekim’de Jharkhand’da polis-le iflbirli¤i yapan 2 kifli de ce-zaland›r›ld›. Hindistan’daki 22eyaletin 16’s›nda faaliyet yü-rüten Maoist gerillalar geçti¤i-

miz sene polisle iflbirli¤i yapan16 kifliyi cezaland›rm›flt›.

24 Ekim tarihinde aç›kla-ma yapan HKP (Maoist)Merkez Komitesi, Afzal Gu-ru hakk›ndaki ölüm cezas›n›nkald›r›lmas› için halk hareketi-ni yükseltme ça¤r›s›nda bulun-du. Afzal Guru 13 Aral›k2001’de parlamentoya yöneliksald›r›dan sorumlu tutularaktutuklanm›flt›. HKP (Maoist)bu idam karar›n›n yaln›zcahaks›z ve adaletsiz olmad›¤›n›,ayn› zamanda Hint devletininMüslümanlara olan nefretininde göstergesi oldu¤unu aç›kla-d›. Bu karar›n sadece bir insa-n›n cezaland›r›lmas› olarak al-g›lanmamas› gerekti¤ini, kara-r›n faflist Hint devletinin Kafl-mir’deki ulusal kurtulufl sa-vaflç›lar›na karfl› devam edensavafl›n bir parças› oldu¤u be-lirtildi.

3-16 Kasım 200660 23

Her türlü spekülasyonu bir kenara b›ra-karak 11 Eylül sald›r›lar› hem “süper güç”ABD emperyalizmi, hem di¤er rakip emper-yalist güçler ve hem de dünya ezilen halkla-r› ve uluslar› için bir döneme girilmesininiflareti olmufltu. Bu dönemi yeni diye adlan-d›rmak mümkün olmasa da (zira ard›ndangeliflen ne sald›rganl›k, ne hegemonya müca-delesi ne projeler ne de direnifller yeni de¤il-dir) emperyalizm ile dünya halklar› aras›nda-ki çeliflkinin yo¤unlaflt›¤›n›, çat›flman›n k›-z›flt›¤›n› söylemek gerekir.

ABD emperyalizminin bu dönem sözcü-leri neo-con’lar (yeni-muhafazakarlar) bü-yük bir küstahl›k ve meydan okuma tarz›yla“daha savafl yeni bafllarken” sözde zaferiniilan etmiflti bile. Irak’ta Ba¤dat’›n düflme-siyle W. Bush’un ilan etti¤i zaferden bile ön-ce ilan edilmiflti bu “zafer”. Plan ve projeler(çok daha öncesinden) haz›rd›; önce fler ek-seni da¤›t›lacak, bu gücü gören di¤erleri yaderhal biat edecekler yada onlar için de bir“çare” düflünülecekti. Derslerine iyi çal›fl-m›fllar, harita üzerinde mavi ve k›rm›z› bay-rakç›klarla tüm dünya ele geçmiflti bile. Yenibir bin y›la girerken ABD emperyalizmininprojelerinde aksayan bir yan yoktu k›saca-s›… Ama haritalarda halklar yoktu, direniflyoktu, kendine meydan okuyan bir güç yok-tu…

Bugün, tüm di¤er geliflmeleri bir yana b›-rak›p sadece ABD’nin “El Kaide yuvas›”Afganistan’la birlikte üç fler oda¤› Irak, ‹ranve K. Kore’ye bakmak, bu “karfl› konul-maz”, “vazgeçilmez”, “küresel ç›karlar›

olan tek ülke” ABD emperyalizminin ne du-ruma geldi¤ini görmek için yeterlidir.

Afganistan: Her fley çok kolay olmufltu;NATO’nun ald›¤› karar ve tüm iflbirlikçi-uflak güçlerle sald›r› ve iflgal gerçekleflmifl,Kabil’deki Taliban hükümeti devrilmiflti. Ye-rine kukla Karzai hükümeti konduruluver-miflti. Ancak ‹ngiliz emperyalizmi öncülü-¤ünde ve 18 ülkenin kat›l›m›yla oluflturulan“Bar›fl” Gücü ISAF, Kabil’de s›k›flm›fl kal-m›fl, ülkenin baflta güneyi olmak üzere di¤erkesimleri direnifl güçlerinin elinde kalmayadevam ediyordu. En son geliflmelerde, BM-Güvenlik Konseyi, ISAF’›n sorumluluk ala-n›n› Kabil ve çevresi baflta olmak üzere tümAfganistan’›n kapsayacak flekilde de¤ifltirdi.Daha önce buralarda görev yapan Amerikangüçleri ülkenin güney kesimlerindeki göreviISAF komutas›na devretti. Son haftalarda ça-t›flmalar öylesine yo¤unlaflt› ki, NATO tari-hinde ilk kez tugay düzeyinde çat›flma oldu-¤u aç›klanan harekat gündeme geldi.ISAF’ta bunca ülkenin askeri olmas›na kar-fl›n, bu ülkeler askerlerinin kullan›m›nda çe-flitli s›n›rlamalar getiriyor. Örne¤in Türkiyesadece Kabil’de görev almaya izin veriyor.Afganistan’da durum öylesi bir boyuta gel-mifltir ki, NATO Avrupa Müttefik KuvvetlerBaflkomutan› Org. James Jones baflta Türki-ye olmaz üzere ek asker istemenin yan›s›raAfganistan’daki askerlerin Kabil d›fl›nda dagörev yapmas›n›n kabul edilmesini istedi.Bunun nedeni tabi ki son zamanlarda a¤›rl›k-la ‹ngiliz, Kanada ve ABD askerlerinin görevyapt›¤› bölgelerde çok say›da NATO askeri-

nin ölmesi…Irak: Ülkedeki durum emperyalist iflgal

güçleri için tam bir handikaba dönüflmüfl du-rumda. Direniflin boyutu öyle bir noktayagelmifltir ki, Ekim ay› boyunca ABD, 96 as-kerini kaybetmifltir. Bu say› neredeyse iflga-lin iki y›l›nda ölen ABD askeri say›s›na eflit-tir. Kuflkusuz bu rakam da flaibelidir; ziraIrak’la dünya aras›ndaki iletiflim esasta iflgalgüçlerinin tekelindedir. Buna en son örnekise 10 Ekim günü Direnifl Güçlerinin Ba¤-dat’taki Yeflil Bölge’nin 13 km güneyindekiABD’nin Irak’taki en büyük karargâhlar›n-dan birine yönelik sald›r›s›d›r. Grad, Katyuflave roketlerle düzenlenen sald›r›da üstekimaddi zarar›n en az bir milyar dolar oldu¤uaç›klan›yor. Ölü ve yaral› toplam say›s› ise300’ü buluyor. Ancak Irak’taki sansür böyle-si bir sald›r›n›n dünyaya yans›mas›na izinvermiyor. ABD’nin kay›plar›n›n artmas›, ge-ri çekilme tart›flmalar›n› da alevlendiriyor.Ancak ABD’nin Irak’tan çekilmesine imkanyok. Batakl›kta ç›rp›nmaya ve ç›rp›nd›kçabatmaya mahkum durumda.

‹ran, K. Kore: fier üçgeninin bu iki siv-ri köflesi, tüm tehditlere, izole edilmeye kar-fl› ABD’ye meydan okumaya ve nükleer ça-l›flmalar›na devam ediyor. Hatta K. Kore birad›m daha atarak bu ay›n bafllar›nda nükleerdeneme dahi yapt›. ABD’nin bu hamle karfl›-s›ndaki tavr› ise “uyar›dan”, “k›zg›nl›klaedilen sözlerden” ve BM’ye bask› yapmak-tan öteye gidemedi. Bugüne kadar 1050 nük-leer deneme yapan ABD emperyalizminininand›r›c›l›¤› da kalmam›fl ve Irak’a saplan›pkalm›flken Asya’da yeni bir cephe açmay›düflünmesi bile imkans›z durumda. Kuflku-suz ‹ran ve K. Kore’yi rahatlatan en önemlietken ABD’nin hem askeri hem ekonomik vehem de destek bak›m›ndan gücünü Irak veAfganistan’da tüketmesidir. ‹ran konusu da-ha da karmafl›kt›r, zira Irak’ta kendi kurdu¤ukukla hükümetle ‹ran aras›ndaki iliflkiler ge-

liflmektedir. Irak’taki fiii direnifliyle de ba¤la-r› oldu¤u iddia edilen ‹ran’la savafl zaten bafl-lam›fl durumdad›r da diyebiliriz. Bunun ya-n›nda Temmuz-A¤ustos aylar›nda ABD’yevekaleten ‹srail ve Lübnan’daki Suri-ye/‹ran’la iliflkili Hizbullah güçleri aras›nda-ki savafltan al›nan sonuç(suzluk) ABD em-peryalizmi için yeni bir hezimet olmufltur.

Hamas, Hizbullah, El Kaide vb:ABD’nin düflman belirledi¤i bu örgütler deözellikle 11 Eylül sonras› süreçte güçlenmifl,halkla ba¤lar› artm›flt›r. Yeflil Kuflak Projesi-nin ürünleri olan tüm bu güçler Filistin, Irak,Afganistan, Lübnan iflgallerine karfl› direnifl-lerde önemli roller oynayarak ABD’nin si-lahlar›n›n yine kendisine dönmesini sa¤la-m›flt›r. Özellikle Lübnan’›n iflgaliyle direni-flin bafl›n› çeken Hizbullah’›n prestiji s›n›rla-r› aflm›flt›r.

‹flte “süper güç” ABD’nin 2001’den2006’ya befl y›ll›k dönemin sonundaki halibudur. Buna büyüyen ve Asya’y› ekonomikkontrolü alt›nda tutan Çin’i, bölgede gücünüyeniden kazanan Rusya’y›, art›k ABD eksen-li politika uygulamak istemeyen Avrupa’y›ve emperyalizme öfke duyan milyonlar› ek-ledi¤imizde flunu söyleyebiliriz ki; ABD “yabendensiniz ya da karfl›mda” dedi¤i 2001y›l›ndaki siyasi, ekonomik ve askeri bak›m-dan çok daha kötü bir durumdad›r.

Tüm bunlara ra¤men ne ABD emperya-lizmi y›k›lm›flt›r ne de emperyalizm ortadankald›r›lm›flt›r. Irak’ta, Afganistan’da, Filis-tin’de vd. iflgal sürmektedir. Irak, Vietnam’abenzetilmektedir ama Vietnam’da direnengüçler Vietnam Komünist Partisinin öncülü-¤ünde savafl›yordu. Özellikle Afganistan’da,Irak’ta, Lübnan’da direniflte bedeller ödeyendevrimciler olmakla birlikte Ortado¤u ba¤la-m›nda ortaya konulan direnifllerin temel gü-cünü hala ‹slami hareketler oluflturmaktad›r.Ama yine de yenilmez denilenin nas›l yenile-bilece¤ini gösteren tarihsel günler yafl›yoruz.

Evrensel Bak›fl‹MPARATORLU⁄UN BEfi YILI: HEZ‹MET

Federal polis ve para-militer güç-ler 27 Ekim günü Oaxaca’da, Cali-cante mevkiinde bir barikata sald›rd›.Dört kifli öldü, çok say›da yaral› var.

Bu sald›r›da New York Indymediamuhabiri Will Bradley Roland da ha-yat›n› kaybetti. Bradley katledildi¤in-de Santa Lucia barikat›ndayd› ve sivilgiyimli para-militerler taraf›ndan mi-desinden vurularak katledildi.

Fransa’da geçen y›lki banliyö isyan›-n›n birinci y›l dönümünde, ülke genelindeiki otobüs kundaklan›rken, 25 genç gözal-t›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlardan 21’ininParis bölgesinde yaflad›¤› bildirilirken, ç›-kan olaylarda alt› polisin hafif yaraland›¤›belirtildi. ‹çiflleri Bakanl›¤›, 28 Ekim ge-cesi Fransa genelinde banliyölerdeki du-rumunun “göreceli olarak sakin oldu¤u-nu” aç›klad›.

Hindistan’da Maoistlerden eylemlerMEKS‹KA

Fransa Paris’te isyan›n y›ldönümü

Indymedia muhabiri öldürüldü

Page 24: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Baflar›l› her erke¤in arkas›ndamutlaka onlar vard›, ayaklar›n›n alt›-na cennetin reva görüldü¤ü “seçkin-lerdi”, bazen erke¤i rezil, bazen ve-zir edendi, bazen gül oldular bazenhayat. Ancak istisnas›z sürekli (ne-olitik toplum dedi¤imiz toplay›c›l›kdönemleri hariç) sömürülen, afla¤›-lanan, ikinci insan oldular. fiiddetin,istismar›n, haks›zl›¤›n her an heryerde muhatab› oldular. Kamusalalan-özel alan ay›rt edilmeden cin-sel, s›n›fsal, bireysel sömürü ve flid-detin sorgusuz, flaflmaz adresi oldu-lar. Kimler mi onlar “eksik etekler”,“yarad›l›fl nedenleri erkeklerin iflle-rini kolaylaflt›rmak”, “saç› uzun ak-l› k›sa olanlar”, kad›nlar.

Erkek egemen sistemin iki kez, üçkez ezilenleri. Söylenmemifl sözün sa-hipleri, adressiz bak›fllar›n sahipleri. Ya-flama niçin tutunduklar›n›, soluk almala-r›n›n bedelini neden bu kadar zalimceödemek zorunda olduklar›n› anlamayaçal›flanlard› onlar, yani sofram›zdaki ye-ri öküzümüzden (inekten de¤il) sonragelenler. Kad›n olmak zordu; dünyan›nher yerinde ama yaflam›n her yönüyle enzor oldu¤u yerlerde kad›n olmak tarifiimkans›zlar›n zincirine halkalar eklemekve zay›f halka bulamamakt›r. Yaflamdatarifi imkans›zlar nelerdi ac›lar m›? Ac›-n›n rengini en iyi kimler bilir onlar, ka-d›nlar. Ac›lar kimli¤iydi onlar›n; ancakifadelendirilemedi. Çünkü ac›n›n sahip-leri ac›y› kendileriyle gömdü ya da ya-flamda kalan ac› kimse taraf›ndan sahip-lenilmedi.Birileri uykuya yat›r›yorkörpe bedenlerini bir daha uyanma-mak üzere, birileri ölüm uykusununsebeplerini de¤il sonucunu yorumlu-yor. Bu k›s›r döngü dünden bu güne de-vam ediyor, yar›nlarda devam edece¤ikaç›n›lmaz gözüküyor. ‹flte gencecik ka-d›nlar›m›z›n ölüm uykusunu seçmektenbaflka çarelerinin kalmad›¤› lanetlenmiflkent. Dünyada kad›n intiharlar›n›n, na-mus cinayetlerinin en çok yafland›¤› il-lerden biri Batman.Yaflanan bu gerçeklikTC devleti taraf›ndan “Bizim sorunu-muz de¤il Kürtlerin sorunudur” deni-lerek de¤erlendiriliyor. Bu realite Türki-ye’nin, resmi ideologlu¤una soyunmuflErtu¤rul Özkök’ün köflesinde yaflambuluyor. Bu co¤rafyada ›rkç›l›k, düflün-celeri o kadar k›s›rlaflt›rm›fl ki; bilimseldüflünce art›k yerini kafatasç›l›¤a, sosyo-loji, kültür yerini üstün ulus, üstün kim-lik, üstün kültüre devretmifltir. Devletinyaflanan kad›n sorununa yaklafl›m› senin›rk›n benim ›rk›m üzerinden devam ededursun. Taha AKYOL’UN CNNTürk’deki program›na konuk olan AyfleBÖHÜRLER’in “Duvarlar›n arkas›n-da” isimli belgeselinden ö¤reniyoruz kiEndonezya’da kad›n›n öne ç›kar›ld›¤›bir hayat yaflam buluyormufl. Önce inan-mak güç geliyor, ancak belgelerle kan›t-lan›nca flaflk›nl›kla bu da olabiliyormufl

diyoruz. Kad›nlar›n sözünün geçti¤i, mi-ras devrinin kad›nlar üzerinden iflletildi-¤i, kad›n›n söz önceli¤inin bulundu¤ubir toplum, “ana erkil” toplumun halenhüküm sürdü¤ü Endonezya sosyolojikve felsefe bak›m›ndan incelenmesi gere-ken bir ülke.

Ayr›nt›ya girmeden flu ilkemize dik-kat çekmek isteriz; sosyalist kad›nlar er-kek egemenli¤ine karfl› olduklar› gibikad›n egemenli¤ine de karfl›d›rlar. Onla-r›n amaçlad›klar› eflit cins, eflit haklarave paylafl›ma dayal› olan s›n›fs›z top-lumdur. Bu bak›fl aç›s›ndan hareketleBatman’da yaflananlar›n dünyan›n engeliflmifl olan Avrupa ve di¤er emperya-list ülkelerde de yafland›¤›n›, bütün busömürü fliddet politikalar›n›n kayna¤›n-da erkek egemen sistemin sömürü, art›de¤er ve yay›lma politikalar›n›n bulun-du¤unu bir an bile hat›rdan ç›kartmamaklaz›m. Endonezya’da yaflanan toplumsalkültür de erkek egemen bir sistem k›ska-c›ndan kurtulamad›¤›ndan ifade edilmesigüç bir duruma dönüflmüfltür. Kad›n›nmanevi olarak öne ç›kar›ld›¤› ancak ka-rar alma ve yaflam üzerinde söz sahibiolamad›¤› bir ülke. Endonezya’n›n fluanki realitesi mevcut yap›y› ortaya koy-maktad›r. Bir toplumda belirleyici olanalt yap› ve onun belirledi¤i üst yap›d›r(ekonomi ve sosyal, kültürel, siyasi ya-p›) alt yap›ya hangi s›n›f hâkimse üst ya-p›ya da o s›n›f yön verir. Bu realitedenhareketle kad›n›n sömürüsü ve ikinci

cins olma gerçekli¤i direkt erkek ege-men sistemle aç›klanabilir. fiu halde bü-tün dünyada muhtelif derecelerde yaflan-makta olan kad›n sorununun adresi em-peryalist-kapitalist erkek egemen sis-temdir. Kad›n sorunu iddia edildi¤i gibisiyasetten ba¤›ms›z olarak erkek cinsinikarfl›s›na alarak kad›n egemen toplumidealizm’i ile çözemeyece¤imizi bilme-miz gerekir. Kad›n sorununun kad›negemenli¤i ile çözülebilece¤ine inan-mak isteyenlere bir hat›rlatma yap-mak isteriz. fiu an Yunanistan, ABDd›fliflleri bakanlar› ile fiili ve Almanyabaflbakanlar›n›n neden kad›n sorunu-nu çözmediklerini nas›l aç›klarlar?B›rak›n çözmeyi çözmek için sorun ola-rak görmek, sorunu kabul etmek gere-kir; bahsi geçen sistemlerinin çeflitli yö-netim ve yürütmelerinde bulunan sömür-geci emperyalist sistem sürdürücüleri“Güçlü kad›n unvanlar› kazananlar”kad›n›n toplumdaki konumlar›n› sorunolarak görmemektedirler. Kendilerini fe-minist olarak tan›mlayan, her sorununkayna¤›na evdeki erkek kardeflini, erkekçocu¤unu, erkek babas›n›, erkek eflini,sevgilisini koyan hedefinden sapm›fl vehedef sapt›ran kad›nlar bu realiteye karfl›kör ve sa¤›r olmaktad›rlar. Bizce bununcevab› nettir soruna ideolojik bakt›kla-r›ndand›r, egemen sistemin kad›nlar›olarak düflündüklerindendir. Biz Maoist-lerce toplumsal her olgunun kayna¤›ndaemek-sermaye çeliflkisi vard›r. Bu ilke-nin çözüm yöntemini de materyalist ba-k›fl aç›s› ile yorumlar, do¤an›n diyalekti-¤i ilkesinden yola ç›karak her fley birbi-rine ba¤l›d›r ilkesi ile yöntem gelifltirir,analiz-sentez-tez metoduyla aç›klar›z.Ezilen s›n›f›n kad›nlar› egemen sisteminkad›nlar› ile ayn› toplumsal gerçekli¤emahkûm edildiklerini, ancak egemen ol-malar›ndan kaynakl› sömürünün yöntemve metotlar›n›n farkl›laflt›r›ld›¤›n›, bi-linçlerinin dumura u¤rat›ld›¤›n› bilirler.Bu bilinçle sorunun çözümüne ortak ör-gütlenmenin koflullar›n› oluflturmakladaha güçlü müdahil olabileceklerini sa-vunurlar ve yöntemlerini oluflturmayaçabalarlar. Ama bu çaban›n mütevaz›ad›mlar›n› örerken asla vazgeçmedikleri

ilkeleri vard›r. Bu ilkelerinde esnekliktes›n›rs›z olsalar da ilkelerden ödün ver-mezler. Kad›n mücadelesine ve s›n›f ba-k›fl aç›s›na cepheden sald›ran hemcinsle-rine karfl› mücadeleyi görev bilirler. Bizsosyalist bak›fl aç›s›yla hayata bakan ka-d›nlar Frans›z Komünü döneminde, 17Ekim devrimi sürecinde egemen sistemkad›nlar›n›n mücadele eden ezilen s›n›-f›n kad›nlar›na karfl› sald›r› savafllar›n›asla unutmad›k. Kad›n sorunu yüzy›llar-d›r yaflan›yor, yaflanacak. Ülkemizdedevrim mücadelesi tarihini yazanlar MLbilimin kad›n gerçekli¤ine dair ö¤retisiniiyi kavrayamam›flt›r. Kad›n meselesi hepileri tarihlere ertelenmifl, feodal kültür vedinin bask›s›n› aflamam›fl bir perspektif-le kad›n›n toplumsal prati¤ine yön veril-mifltir. Öyle ki Türkiye Devrimci Hare-keti mücadelesine yaflam›n› adayan veadamaktan çekinmeyen kad›nlar›m›zdanbaz›lar› kad›n olman›n bilincinden yok-sun, özgür iradenin üretken kolektif geli-flimine dahil olamam›fllard›r. Devrimci,sosyalist kad›nlar›n henüz kendilerinedair politikalar› yok denebilecek düzey-dedir. MLM bilimiyle devrim mücadele-si yürüten yap›lar›n halen kad›n›n gelifli-mine dönük net politikalar› yoktur. Ya dapratikten anlafl›lan budur halen kad›nlarabak›fl aç›s› feodal ve bilim d›fl›d›r. Kad›-n›n mücadeledeki yeri halen edilgen-dir.

Biz MLM bilimiyle yo¤rulmufl iflçis›n›f› bilimiyle hayat›m›za yön vermeyeçal›flan kad›nlar; dünyan›n her yerindefarkl› aflamalarda yaflanan ancak ülke-miz gibi yarar› feodal- yar› sömürge em-peryalist tekellere ba¤›ml› ülkelerde kat-merli yaflanan kad›n sorununa köklü,kayna¤›ndan çözümler gelifltirip, gün-cel kad›n mücadelelerine de dayan›fl-ma sunmal› s›n›f dostlar›yla ortak ör-gütlenmenin koflullar›n› hayata geçir-menin y›lmaz yorulmaz militanlar› ol-mal›y›z. Kad›n bilinçlenmesini günümü-zün yaflam›m›z›n her an›nda, sürdürmeli-yiz. Marksist ö¤reti “Kad›n özgürleflme-den toplum özgürleflmez” der. Evet, ka-d›nd›r toplumun bireylerini, kad›n ve er-keklerini yetifltiren. Kad›n›n sosyalist bi-linçle e¤itilmesi ile gelecek toplumunyat›r›m› olan cinslerin eflit yaflam hakla-r›na sahip bireyleri yetiflmifl olur. Kad›n-lar›n bilinçlenmelerinin ihtiyaç oldu¤ukad›nlarca zorunluluk olarak bilince ç›-kar›lmadan cins ve birey olma hakk› ta-lep edilemez. Kad›n›n mücadelesini er-kek olan s›n›fdafllar›m›zla ortak mücade-le gelifltirerek çözebiliriz. Erkekler karfl›-m›zda de¤il saflar›m›zda olursa mücade-lemiz nihai kurtulufla giden yola hizmeteder, aksi politika ve pratikler kad›n so-rununu do¤uran erkek egemen emperya-list sisteme hizmetten öteye gitmez.“GÖ⁄ÜN YARISI KADINLAR” gök-yüzüne sahip ç›kal›m; gö¤ü hemcinsleri-mizle, mücadele dostlar›m›z erkekleri-mizle paylaflal›m. Paylaflt›kça ço¤ald›k,paylaflt›kça ço¤alaca¤›z.

ÇUKUROVA DDSB

3-16 Kasım 2006 24 60

Kad›n›n sosyalist bilinçlee¤itilmesi ile gelecek toplumunyat›r›m› olan cinslerin eflityaflam haklar›na sahip birey-leri yetiflmifl olur. Kad›nlar›nbilinçlenmelerinin ihtiyaçoldu¤u kad›nlarca zorunlulukolarak bilince ç›kar›lmadancins ve birey olma hakk› talepedilemez. Kad›n›n mücadelesi-ni erkek olan s›n›fdafllar›m›zlaortak mücadele gelifltirerekçözebiliriz.

BBuu kkaaddeerr ddee¤¤iillddiirr,, aallnn››mm››zzaa yyaazz››llmm››flfl......“

Page 25: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

3-16 Kasım 200660 25

Genç Sinema’n›n amaç edindi¤i “Dev-rimci Yeni Sinema” bir yerden sonra ve ke-sin çizgilerle TSD’nin Yeni Sinema anlay›-fl›ndan ayr›lmaya bafll›yor. Art›k DevrimciGenç Sinemac›lar kameralar›yla eyleme ge-çiyorlar. TSD’nin Yeni Sinema anlay›fl›ylaDevrimci Genç Sinemac›lara karfl›t tart›flma-lar› 25/29 Haziran 1969 tarihleri aras›nda yeralan 3. Hisar K›sa Film Festivali, DevrimciGenç Sinemac›lar›n sürekli bildirileri ve pro-testo gösterileri ile oldukça tart›flmal› bir fle-kilde son buluyor. Yar›flma süresince Dev-rimci Genç Sinemac›lar befl bildiri yay›nl›-yorlar:

Birinci Bildiri: Hisar K›sa Film Yar›fl-mas› daha bafllang›çta seçimini yapmam›fl,seyircisini belirleyememifl, giderek bugünbocalad›¤› ç›kmaza girmifltir. Bu yüzdenShell’e taviz vermifl (festivalin ana raporu)bu yüzden “Kuyu” filmini örnek film olarakgöstermifl, bu yüzden Yeflilçam’›n borusunuöttürür olmufltur.

‹kinci Bildiri: Jürinin ölçüsü biçim de-nemesi yapan, ayaklar› havada, anlatmak is-tedi¤ini arapsaç›na çeviren, gündeliktenuzak, soyutu somutlamaya çal›flan filmlerse;bu ölçünün, film çekmeye yeni bafllayanlar-la Yeflilçam ve Emperyalist Sinemaya karfl›

savaflan sinemac›lara yarar› olmaz. ÜstelikDevrim Sinemas›n› baltalar ve devrime kar-fl› olanlar›n ekme¤ine ya¤ sürer. ‹flte bu du-rum sömürücülerin ve yerli iflbirlikçilerininifllerine yaramakta, onlara hizmet etmekte-dir.

Üçüncü Bildiri: Ey jüri, sinemac› olma-d›¤›n› biliyoruz. Dünkü bildiride dürüstlük-ten ve sol duyudan bahsetmifltik. Hala istifaetmediniz mi? Ey Robert Koleji Sinema Ku-lübü Yöneticileri, meydan› terk etmenizisöylemifltik. Sizler direndikçe emperyalizm,Robert Koleji kolonisinde misyonerlik veajanl›k oyununu oynamaya devam ediyordemektir...

Dördüncü Bildiri: Üç y›ld›r yap›lan Hi-sar Festivali art›k burada bitmifltir. E¤er sür-dürülmek istense bile kendi kolej ö¤rencile-rinden baflka kat›lacak yar›flmac› bulamaya-cakt›r.

Ve yine bir müddet sonra Devrimci GençSinemac›lar yeni bir bildiriyi TSD üyelerineda¤›t›yor, TSD’yi Amerikan Haberler Mer-kezi ile iflbirli¤i gerçeklefltirdi¤i “AmerikanSinemas› Toplu Gösterisi” yüzünden eleflti-rerek; “Resmi Amerikan kültürü paralelinde-ki filmleri, geri b›rakt›r›lm›fl ülkelerdekiDevrimci Sinema eylemini tan›mad›¤› her-kesçe bilinen Genç Sinema ad› alt›nda dün-yadaki ve bu arada Türkiye’deki DevrimciGenç Sinemac›lar› da ad benzerli¤ine getiripverilebilece¤ini hesaplayan TSD’nin tezgah-lad›¤› bu oyunu, kamuoyuna aç›klamay› vebu gidifl sürdürüldü¤ü taktirde eylemimizinuyar›c› biçimler alaca¤›n› bildiririz.”!...

Devrimci Genç Sinemac›lar HareketiniHisar K›sa Film Festivali do¤urmufltur deni-lebilir. Genç Sinemac›lar Hisar Festivali’nielefltirmifl, sponsor Shell flirketi oldu¤u içinyar›flmay› protesto etmifl ve kat›lmama kara-r› alm›fllard›r. Hisar’a alternatif olacak bir et-kinlik yapmak düflüncesiyle 1970 y›l›nda“Devrim Sinemas› Festivali” düzenlenmifl-lerdir. ‹stanbul’da iki salondan birden (Gü-müflsuyu ‹TÜ ve Aksaray TÖS) k›sa filmfestivali düzenlemifllerdir.

22-25 May›s 1970’de dört gün sürmüfl-tür. Hemen ertesi gün festival Ankara’ya ta-fl›nm›fl, Ankara Birlik Tiyatrosu’nun Çanka-ya’daki salonunda 26-28 May›s’ta üç gün,üç gece olarak yap›lm›flt›r. 4 Haziran’da An-talya TÖS salonunda, daha sonra Adana veMersin’e götürülmüfltür.

K›sa Filmler Devrim Sinema Festivaliad›yla festivalde seçkin jüri yoktur. ‹flçiler,emekçiler, iflsizler, ö¤renciler, izleyiciler an-ket yoluyla be¤endikleri k›sa filmleri seçi-yorlard›. 1970 yaz›nda “1. Devrim SinemaFilm Festivali” ça¤r› duyurusunda: “Ö¤-renci örgütlerine, iflçi kurulufllar›na, der-neklere, sol bas›na ve bütün devrimcilereça¤r›m›zd›r...” diye bafllayan festival büyükbaflar›yla gerçeklefltirilmifltir. 1971 AskeriDarbesi’nden sonra festivalin ikincisi yap›-lamad›...

Genç Sinemac›lar sinemay› bir eylemarac› olarak görmektedirler. Sanat toplum

içindir anlay›fl›yla, o günün koflullar›nda sta-tükoyu parçalayarak sinemada devrimci ba-k›fl aç›s›n› kabul etmifllerdir. Bu noktada an-lafl›lmas› aç›s›ndan Genç Sinema dergisindeyay›nlanan yönetmen Mehmet Gönenç’tenbir al›nt› yapmakta fayda olaca¤›n› düflünü-yoruz. “Sanat› halka götürmek” bafll›kl›

yaz›s›nda flunlar› söylüyor; “Bu savafl, Ana-dolu’nun en uzak köflelerinde haks›z olarakuykuya yat›r›lm›fl olan halk›n sanat›n› ortayaç›karacakt›r”... (Say› 2-Kas›m 1968-sayfa14) Yine halktan yana sinemay› flöyle ta-n›ml›yor Mehmet Gönenç: Halk› afyonla-mayan, halk› karanl›k salonlarda toplumsalgerçeklerden uzaklaflt›rmayan, tam tersi onu,yap›t-seyirci diyalekti¤inin kald›rac›ndadevrim ve s›n›f bilincine götüren sinema,halktan yana bir sinemad›r. Taviz vermeyen,do¤rular› en etkili bir biçimde anlatan birfilm halktan yana sineman›n içine girer. Yö-netmeninin kendi kiflisel deneyini, toplumsalçeliflkilere devrimci bir perspektif içindebaflkald›r›fl›n› önerir halktan yana bir film.(Say› 6-Mart 1969-Sayfa 23)

Genç sinemac›lar›n bu ç›k›fllar›n› o dö-nemin düflünsel ve toplumsal anlamlardakigeliflmelerden ayr› düflünmemek gerekiyor.Bilindi¤i gibi 68 kufla¤› denilen ve içerisin-den; Deniz’lerin, Mahir’lerin, ‹brahim’lerinç›kt›¤› o y›llar toplumsal muhalefetin dünya-da ve ba¤l› olarak ülkemizde ivme kazand›-¤› y›llard›. Buna paralel olarak kazan›lan buivme toplumsal yaflam›n de¤iflik alanlar›ndayans›mas›n› bulmufltur. Bu alanlardan biriside sinemad›r. Genç sinemac›lar›n buradakimisyonlar› da tam bu noktada a盤a ç›kmak-tad›r. Varolan toplumsal hareketlilik sistemcephesinden yan›t›n› 12 Mart 1971 askeri fa-flist darbesiyle bulmufltur. Ard›ndan yüzlerce

insan›n katledilmesi, sürgünler, kaybedilen-ler....

Genç sineman›n sinema sanat›na özeldede k›sa filme getirdi¤i bu yeni soluk 1971 as-keri darbesiyle sekteye u¤rat›lm›flt›r. Hat›rla-naca¤› gibi hak ve özgürlükleri silip süpürenaskeri darbe genç sinemac›lar›n faaliyetleri-

ni de durdurmufltur.Halktan yana olan herfley özel-

likle de bizim ülkemiz gibi yar› sö-mürge-yar› feodal ülkelerde her za-man bask›larla karfl›laflm›flt›r. Bugün için bak›ld›¤›nda mevcut du-rum bu gerçe¤in de¤iflmedi¤i ancakkatlanarak artt›¤› yönündedir.

Sistemin sanat› bir yönlendirmearac› olarak kendi ç›karlar› do¤rul-tusunda kulland›¤› bilindik bir fley-dir. Son dönemde ise en revaçtaolan dallardan biri sinema sanat›d›r.Sinema sanat›n›n insanlar üzerin-deki etkisini iyi kullanan sistem, al-ternatif bir sanat biçimi olan k›safilmin önemini de gözden kaç›rma-m›flt›r. Burjuvazinin, tekellerinelinde istedi¤i biçime bükülen pekçok k›sa film festivali düzenlenmiflhatta son olarak AKP Gençlik Kol-lar› bile bu iflin önemini görüp ken-di ideolojisinin yans›mas› olan k›safilm festivali düzenlemifltir. Bu ge-liflme elbette ki bofla de¤ildir, y›l-larca heykellere tüküren, resimleriyakan, hükümet olur olmaz beledi-yelerdeki güzel sanatlar mezunlar›-

n› temizlik hizmetlerine aktaran AKP gericikli¤i bile sanat›n de¤ifltirici-dönüfltürü gücükarfl›s›nda aciz kalm›fl ve bu gücü kendikontrolüne alma çabas›na giriflmifltir.

K›sa film ve sinema sanat› pek çok dev-rimci ve ilerici sanatç›n›n ellerinde geliflmifl-tir. Charlie Chaplin sineman›n temelleriniatan ürünler vermifltir, ama devrimci yönüarka planda tutulmaya çal›fl›lm›flt›r, Ülke-mizde de Y›lmaz Güney filmleriyle görselbir flölen verirken hep s›n›f›n›n ç›karlar›n›savunmufltur. Sistemin hiç bir ürünü, çal›fl-ma tekni¤i, malzeme kalitesi, olanak s›n›r-s›zl›¤› ne kadar bol ve pahal› olursa olsuniçeri¤inde yoksunlukla kalm›fl ve bu sanatç›-lar›n ürünlerine asla yetiflememifltir. Çünküsanat gücünü yeflerdi¤i topraktan; halktanal›r.

TOHUM KÜLTÜR MERKEZ‹

Türkiye’de ilk k›sa film festivaliTürk Sinematek Derne¤i (TSD) ve Ro-bert Koleji Sinema Kulübü’nün öncü-lü¤ünde “Hisar K›sa Film Yar›flmas›”ad›yla 1967 y›l›nda ‹stanbul Hisar’dayap›lmaya baflland›. 1968 y›l›nda yap›-lan 2. Hisar K›sa Film Festivali’nden 3ay sonra yeni bir sinema dergisi yay›nagiriyor. “Genç Sinema/Devrimci Sine-ma Dergisi” ad›yla. Dergi, ilk say›s›ndayay›nlad›¤› bildiriyle yay›n ilkelerinikamuoyuna flöyle aç›kl›yor; “Genç Si-nema/Devrimci Sinema dergisi, bir sa-nat dergisi de¤ildir, bu amaçta olmaya-cakt›r. Genç sinemac›lar›n seslerini du-yurmalar›, yetiflmeleri ve birleflmeleriiçin bir ortamd›r sadece, örgütlenmeyedo¤ru bir ad›md›r. Dergideki adlar›nhemen hiçbirinin amac› sinema yazar›olmak de¤il, do¤rudan do¤ruya filmyapmak, sinema sanatç›s› olmakt›r.Genç Sinema/Devrimci Sinema dergi-si; bütün öncü, özgür, devrimci ba¤›m-s›z sinemalara aç›kt›r. Genç Sinemayeryüzündeki bütün Yeflilçam’lara veHollywood’lara kesinlikle karfl›d›r.Genç Sinema varolan bu sinema dü-flüncesine karfl› ç›kar, onun içinde bu-lundu¤u toplumsal düzene karfl› ç›kt›¤›gibi. Çünkü her iki düzen de insan›aç›klamaktan ›rak düflmüfltür. Halk›hem maddi, hem de manevi yan›yla sö-mürmekten baflka bir amac› yoktur.Devrimci olabilmek için önce sinemaalan›ndaki “bar›fl içinde beraber yafla-maya” hay›r demeli, Hollywood’lara,Yeflilçam’lara savafl açmal›d›r. Yeni Si-neman›n özü de, biçimi de bu savafltasakl›d›r, bu savaflta geliflecektir!”

“Tohum Kültür Merkezi olarakbizler de film karelerinde hayat bu-lan öyküleri izleyiciye kavuflturmakiçin 2. K›sa Film Festivalimizin ça-l›flmalar›na devam ediyoruz. Halk-tan kopan, do¤du¤u topra¤a tekrartohum b›rakmayan hiçbir ürün ger-çekten var olmufl say›lmaz. Bu bi-linçle k›sa film çal›flmalar›n› ve hal-k›m›z› festivalimize kat›lmaya da-vet ediyoruz.”

““HHaallkkaa yyöönn ggöösstteerriiccii oollaamm››yyoorrssaakk,, oo zzaammaann ssiinneemmaa yyaapp››yyoorruuzz ddiiyyeemmeeyyiizz““

Page 26: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Sen ki kararl›, sen ki cesur, sen ki y›l-g›nl›k bilmeyen yoldafl›m

Senin o kararl›l›¤›n, senin o cesurlu-¤un ve de senin Partizanl›¤›n bize kucakdolusu mutluluklar iletiyor yoldafl›m.(Ozan Rençber)

Y›llar önce bu fliiri Ak›ner Ça¤lar yol-dafl için yine yazm›flt›m. Çünkü O, her yer-de her koflulda kararl› ve cesurdu düflmanakarfl›. Ak›ner yoldafl› kaybetmenin ac›s›n›hala içimizde hissederken bir yandan da yazsezonu köyde oldu¤umuz için büronun neoldu¤unu kimin geldi¤ini k›sa süre de olsabilmiyor ve merak ediyorduk. Günler sonrabüroya gitti¤imizde upuzun boyu ve s›ms›-cak gülüflüyle Muharrem yoldaflla karfl›lafl-m›flt›k. Uzun süre sonra ilk kez Ak›ner’inölümünden sonra büroya gitmifltik, gözleri-miz hep Ak›ner’i aram›flt›, sanki bir yere ka-dar gitmifl ve biraz sonra gelecek diye düfl-lüyorduk. Çok k›sa sürede Muharrem yol-daflla da iyi iliflkiler kurmufltuk. O’na köy-den köydeki insanlardan bahsetmifltik. Ak›-ner’in hep gitmek istedi¤i köyü ve insanlar›çok merak etmiflti Muharrem. Bir gün köyegitme zaman› gelmiflti. Oradaki yoldafllar›tan›yacak köylülerle tan›flacak onlar›n dev-rimcileri sahiplendi¤ine tan›k olacakt›. Köyyolunda otobüsten inince sohbetlerle yoladevam ediyorduk. Onun yüzündeki umut vemutluluk görülmeye de¤erdi. ‹nsanlar›n flafl-k›n bak›fllar› alt›nda yavafl yavafl köye yak-laflm›flt›k. Köylüler merak ediyordu buadam kimdir nedir diye. “Gardafl sen kim-lerdensin, kimin o¤lusun” diye sorarlard›.O da “Arguvanl›y›m, Akçada¤l›y›m” diyegeçifltirirdi. Köye tam girmifltik ki, köyünen merakl› adam› “beri ba¤ hele gardafl,ben seni 盤aramad›m sen kimlerden-sin?” dedi. Muharrem’se “ben bural› de¤i-lim baflka yerliyim, mühendisim” dedi.Köylü m›r›ldanarak “La babam mohendizadam›n burada da¤›n bafl›nda ne ifli varne gezin deli misin nesin” dedi. Eve geldi-¤imizde yeme¤imizi yiyip dinlenmifltik.Eve köydeki okurlar›m›z geliyor onun d›-fl›nda komflular, akrabalar misafiri görmeyegeliyordu. Onun mühendis oldu¤unu du-yanlar daha dikkatli konufluyor, iflleri hak-k›nda sorular soruyorlard›. 80 öncesi vesonras› bu köye devrimciler do¤ru dürüstgelmemiflti. ‹lk kez Muharrem gelmiflti, ilkkez bu kadar yak›ndan tan›yacaklard› dev-rimcileri ve öyle de olmufltu.

O geceyi küçük sohbetlerle, tan›flmalar-la geçirmifltik. Ertesi gün yoldafllarla tan›fl-m›fl gazete da¤›t›lm›flt›, gazetenize sempatiduyan köylülerle sohbet edilmiflti. Muhar-rem bu durumdan hoflnuttu. Kendisinin dev-rimci oldu¤unu bilen köylülerin kendisineolan ilgisi ve s›cakl›¤› davran›fllar› yoldafl›umutland›rm›flt›. Di¤er köylülerse onu tan›-masalar da her zaman misafire karfl› çok s›-cak ve ilgiliydiler. Köy meydan›nda sohbet-ler edilir s›cak iliflkiler kurulurdu. Akflamolunca köylülerin “haydi Muharrem gar-dafl bugün de bizde kal, bizde yemek ye”demesi hem bizi hem de Muharrem’i çoksevindirirdi. Akflam yoldafllarla vedalaflm›flsabah büroya gitmesi gerekiyordu. Sabah

erkeden Muharrem’i yollam›flt›m. Günlersonra köyün giriflinden omzunda s›rt çanta-s› upuzun boyuyla biri geliyordu. Köyünmeydan›nda büyük bir kalabal›k herkes bugelen kifli hakk›nda yorum yap›yordu, yazsezonu flehirden köylüler gelirdi o yüzdenburadakiler “aha bir turist daha geliy” de-yip gelen kifliyi tan›maya çal›fl›yordu. Mesa-fe yaklafl›nca bu kiflinin Muharrem oldu¤u-nu anlam›flt›k, tan›mayanlar bu kim diye so-rular soruyordu, gelece¤inden kimsenin ha-beri yoktu, biz de flafl›rm›flt›k. Yoldafl, köymeydan›na geldi¤inde sanki k›rk y›ll›k buköyün insan›ym›fl gibi daha önce tan›flt›¤›köylüleri selamlad›. Tan›mad›klar›yla se-lamlaflt›, sonra bizimle kucaklaflt›… Oradanayr›l›p eve gitti¤imizde Muharrem yoldafl›ns›rt çantas›ndan ç›kan dergi ve kitaplara sa-r›lm›flt› herkes. Dergi ve kitaplara k›sa k›sagöz at›l›yor arada bir küçük sohbetler edili-yordu. Ama Muharrem yoldafl›n iste¤i dahaprograml› ve kapsaml› sohbetler etmek, ar-kadafllar› daha iyi tan›mak ve kimlerin neyapaca¤›n› bilmekti. Bunun için de fazla za-man geçirmeden yeni konular ortaya atm›fl,soru-cevap fleklinde geriye ve ileriye dönüksohbetlere dalm›flt›k. Onun partiyi ve halkordusunu anlat›rken gözleri parl›yor, büyükbir mutluluk duyuyor ve daha o günlerdehayalini kurdu¤u gerilla olma özlemini biz-lere yans›t›yordu. Gazetemize daha da sahipç›k›lmas›n› istiyor, di¤er köylü gençli¤iyleiliflkiye geçilmesi konular›na de¤iniyor, on-larla daha yak›ndan ilgilenmemizi onlar› ka-zanmam›z gerekti¤ini örnekler vererek biz-lere anlat›yordu.

Ertesi gün kahvalt›m›z› yapm›fl Muhar-rem’le köyü geziyorduk. Yoldafl gördü¤üherkesle kad›n-erkek, genç-yafll› deme-den selamlafl›yor, hal-hat›r soruyor, ba-zen sohbete dal›yordu. Konufltu¤u insanainsanlar›n›n ezilmiflli¤inden, sömürüldü-¤ünden bahseder, onlara devrimi ve dev-rimcileri anlat›rd›. Tabi yak›n gördü¤ü in-sanlara Proletarya Partisi’nden bahseder,bundan da büyük bir mutluluk duyard›. Veart›k anlam›flt›k; bu köy art›k onun da kö-yüydü. Daha sonraki geliflleri daha rahat vedaha güzel geçecekti. Köyün giriflinden

upuzun boyuyla omzunda s›rt çantas›yla bi-ri geliyorsa bilin ki, o Muharrem yoldaflt›.Çocuklar›n “Muharrem abim geliyor” de-mesi; kad›nlar›n, yafll›lar›n “aha uzun o¤-lan geliy” deyip onu kucaklamalar›, selam-lamalar› bizleri ve yoldafl› çok sevindirir veçok umutland›r›rd›. Art›k çocuklar›n Mu-harrem abisi, kad›nlar›n-genç k›zlar›n-ge-linlerin kardefli, yafll›lar›n o¤lu-torunuyduO. Köylüler ayr›ca devrimcilerin kim oldu-¤unu Muharrem’in kiflili¤iyle ve yaflam›yladaha da tan›m›fl ve devrimcilere olan güven-leri artm›fl devrimcilerin kendilerine dost ol-du¤unu bizzat Muharrem’in yaflam prati-¤inde görmüfl ve inanm›fllard›. Köydeki in-sanlar›n kim oldu¤unu, ne yapt›¤›n› k›saca-s› kifliler hakk›nda en k›sa ayr›nt›ya kadarherkesi tan›rd›. Onun için ö¤renmek, bilmekve araflt›rmak çok önemliydi. Bu yüzden herfleye çok dikkat eder, dostunu düflman›n› iyitahlil ederdi. Köydeki dü¤ünlere, cenazele-re gelir, insanlar›n iyi kötü günlerinde onlar-la olur, onlar›n sevinçlerine ve ac›lar›na or-tak olurdu. Bu yüzden köylülerden olumlutepkiler al›r, onlar›n aras›na daha rahat girerve daha s›cak sohbetler kurmay› baflar›rd›…

O köylülerin yaflam›nda öyle yer etmifltiki onlar›n çocuklar› gibiydi. ‹stedi¤i evdekalabiliyordu. Onunla ilgili köylülerden bi-rinin “Muharrem çok temiz ve iyi bir in-sand›. O’nun gibi bir devrimci buralarane geldi ne de gelir. ‹yi ki onu tan›m›fl›m,hayat›m›zda ayr› bir yeri vard›, yerini veO’nu hiç unutmayaca¤›z. Onun flehit ol-du¤unu duydu¤umuzda çocuklar da bende çok üzüldük. Keflke biraz daha yafla-sayd›, keflke ben hiç duymasayd›m” söz-leri O’nun ne kadar sevildi¤inin bir örne¤i-dir.

Her fleyden ayr› bir mutluluk ve heyecanduyard›. Çok mutlu bir insand›, ne kofluldaolursa olsun karars›zl›k ve karamsarl›k yok-tu O’nun yaflam›nda. Uzun zaman sonra git-mesi gerekti¤ini söylemifl, birço¤umuzlavedalaflm›flt›. Biz onu geri gelir diye bekli-yorduk, ama nafile o art›k kavgan›n k›z›ll›-¤›nda ve y›llard›r hayalini kurdu¤u da¤lar›çoktan mesken tutmufltu. fiehit düfltü¤ündeçok üzülmüfltü herkes ama, onun ad›na dasevinmifltik. Çünkü o bunu çok istiyordu.Y›llarca hayalini kurmufltu. Her insan›n ya-flam›nda bir ideali vard›r onunki gerilla ol-makt› hiç kuflkusuz. Ve bu iste¤ini yerinegetirmifl, flehit düflmüfltü. Ne kadar üzülsekde onun u¤runa ölümü bile göze ald›¤› ge-rilla olma özlemi, partiye olan sonsuz ba¤l›-l›¤› ve bu u¤urda flehit düflmesi bizlerin ya-flam›nda ›fl›k tutuyor umudumuza, inanc›m›-za, de¤erlerimize ve partimize s›k› s›k›yasahip ç›kmam›z› ve s›k› s›k›ya kavgaya sa-r›lmam›z›, onlar›n b›rakt›¤› yerden onlar› bi-lincimizden, yüre¤imizden bir saniye bileç›kartmadan onlar›n yaflam›n her yerindeanarak yolumuza devam etmeliyiz.

Ne mutlu ki bize, onu tan›m›fl›z. Nemutlu ki hepimize Muharrem gibi bir yolda-fla sahibiz ve ne mutlu ki bizlere her zamanMuharremce yaflay›p Muharremce ölece¤iz.

(Bir yoldafl›)

3-16 Kasım 2006 6026

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER

Veli KARA-SU: 1962 Dersimdo¤umludur. 1976’da Ankara’ya a¤a-beyinin yan›na yer-leflir. Adana’da ö¤-renciyken Proletarya Partisi’nindüflünceleriyle tan›fl›r. 8 Kas›m1979’da Eflref fiahlar ile birliktesosyal faflistlerin ortaklafla kur-duklar› bir tuzakla katledilir. Sos-yal faflistlerin elebafl› daha sonraTKP/ML Adana Parti örgütü tara-f›ndan cezaland›r›lm›flt›r.

Eflref fiAH-LAR: 1962 do-¤umludur, Prole-tarya Partisi’nindüflünceleriyle ö¤-rencilik y›llar›ndatan›flm›flt›r. 8 Kas›m 1979’da sos-yal faflistlerin sald›r›s›yla katle-dilmifltir.

Nubar YALIMYAN: Ermenimilliyetine mensuptur. 1957Mardin Silopi do¤umludur. Aile-sinin ‹stanbul’a tafl›nmas›yla bir-likte Surpraç Ermeni Lisesi’neyaz›l›r. Daha sonra Dericiyan Li-sesi’nde ö¤renim hayat›na devameder. 1976 y›l›nda TKP/ML’nindüflünceleriyle tan›fl›r ve savun-maya bafllar. Hollanda’da aktif fa-aliyetine devam eden Yal›myan, 5Kas›m 1982’de Utrecht kentindeM‹T taraf›ndan katledilir.

Ali Haydar ASLAN: 1957Dersim Mazgirt Sindam köyüdo¤umludur. 8Kas›m 1983’teNazimiye merke-zine bombal›pankart asmak is-terken, bomban›nelinde patlama-s›yla flehit düfltü.

H›d›r UTAN:1956 DersimOvac›k Çakperido¤umludur. ‹s-tanbul’da faaliyetyürüttü. 1977’detutukland›, ç›kt›k-tan sonra da faaliyetine devam et-ti. 1978’de Almanya’ya gitmekzorunda kald›. Bremen’de 18 Ka-s›m 1983’de geçirdi¤i trafik kaza-s›nda yaflam›n› yitirdi.

Fethiye BATMAZ: 1976Dersim Ovac›kAda köyü do¤um-ludur. 7 Kas›m1993’te DersimHozat’ta ç›kan birçat›flmada flehitdüfltü.

“Muharremce yaflay›p,Muharremce ölece¤iz”

Page 27: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Her nehrin beslendi¤i bir kaynak vard›r.Nehrin ak›fl›n› ve varl›¤›n› devam ettirmesi pekçok faktörün yan› s›ra kayna¤›n›n ne kadar güç-lü oldu¤una ba¤l›d›r. Beslenilen yer güçlüysehiçbir kurakl›k nehrin suyunu kurutmaz, ak›fl›n›engellemez. Belki kimi dönem daha coflkulu,kimi zaman daha usul akar ama aslolan ak›fl›nsürekli olmas› de¤il midir?

Da¤lardan beslenir bizim nehrimiz, can su-yumuz da¤lardan gelir. Ovalardan da geçer el-bet, içine kendini katmak isteyen tüm dereleri,›rmaklar›, akarsular› katarak denize do¤ru iler-ler. Ama “Dost, dost ille de kavga” diyen flaire“Benim meskenim da¤lard›r, da¤lar” diye-rek seslenir türküleriyle. Kimi krala, kimi padi-flaha, a¤aya beye diz k›rmad›¤› için mesken seç-mifltir da¤lar›, kimi sevdas›na kavuflmak için…Her kim olursa olsun, yurtsuzlar›n yurdu,ezilenin ba¤r›, sesi bast›r›lan›n sözü olmufl-tur da¤lar ça¤lar boyu.

Akarsu kar›fl›nca art›k nehrin içine,“ben”den ç›km›fl, “biz”e dönmüfltür. Denizeulaflma iste¤inde ortaklafl›lm›flt›r flimdi. Kavga-n›n denizinde kar›flm›flt›r tüm akarsular, herkesbir parça ben olmufltur, ben herkesten bir parça.

Onlar ki, da¤lardan, koyaklardan, gözeler-den, kayabafllar›ndan ak›p gitmifllerdir nehre.‹kirciksiz. Hesaps›z. Umutla. Nehrin içinde birdamla olunsa da, her damla kendi rengini ver-mifltir ona.

Sen, gençli¤inin coflkusunu, yafl›ndan bek-

lenmeyecek olgunlukla, da¤lar› fetheden cesa-retinle, zorluklar› aflma kararl›l›¤›nla verdinrengini çocuk! Aflk›n Günel ad› küçük yafllar-da bile çok fley yap›labilece¤inden bahsedilensohbetlerde ilk s›ralarda örnek olacak hep. Afl-k›n, büyük bir “aflk” ›n içinde eriyen, onda ken-dini bulan, varl›¤›yla kavgay› anlamland›ranimrenilesi kifliliklerden biri olacak yer etti haf›-zalarda. Seni tan›yanlar da yapt›klar›ndan bah-sediyor, tan›mayanlarda. Aynan iflin olmufltu

çünkü senin. Tokat Almus Dadukta köyündenolmak demek, özel timin bask›s›n›, kendinibekleyen bedelleri iyi bilmek demekti. Ay bu-lutlar›n arkas›na girdi¤inde kap›y› çalanlaraaç›kt› çünkü sizin kap›n›z. Ayn› aileden kavga-ya can bedeli girenler, topra¤a düflenler sendeuzaklaflma etkisi de¤il, da¤lar› kucaklama arzu-sunu oluflturmufltu çünkü. Senin k›sa süren ya-flam›n ortaya koydu¤un iddialar›n büyüklü¤üneparaleldi. Karadeniz’den Dersim’e uzanan yol-culukta nehre yüzlerce akarsu katm›fl bir co¤-rafyaya giderken bunun öneminin fark›nday-d›n, daha önce att›¤›n ad›mlar›n›n fark›nda ol-du¤un gibi.

“Da¤a ç›kmak”, 16 yafl›nda bir çocuk içinne anlam ifade ediyordu? Ç›kanlar› da, düflenle-ri de, dönenleri de görmüfltün yak›n çevrende.Kendine örnek seçti¤in can bedeli kavgayaakanlard›. ‹lk gitti¤in günden düfltü¤ün günekadar yapacaklar›n gayet netti senin kafanda.“Erken büyüyor çocuklar›m›z…” fliirin dedi-¤i gibi. Oysa sen daha ortaokul ikide okulu b›-rak›p “aileme yard›mc› olaca¤›m” dedi¤indefark›ndayd› herkes, senin çok çok daha öncebüyümek zorunda b›rak›ld›¤›n›n… Çocuklarçocuk kalma hakk›n› kullanabilsin, insanlar in-san gibi yaflayabilsin diyeydi tüm kavgan. Te-miz bir sayfa gibi yaflad›n, insanlar yaflad›kçakapanmayacak bir sayfa b›rakt›n geride. Yaz-d›klar›n, inand›klar›nd›. Sözcüklerini kufland›geride kalan yoldafllar›n, ayak izlerinin üzerin-de seni ad›ml›yor ard›llar›n.

Cafer yoldafl… Aflk›nla birlikte teslim ol-may›p yaral› halde ölümüne dek çat›fl›rken,neydi seni Almanya’dan ülkenin da¤lar›na sü-rükleyen? Pek çoklar›n›n “yurtd›fl›na kapa¤›atmak” için elinden geleni ard›na koymad›¤›bir ülkede, sen sahip oldu¤un tüm olanaklar› ra-hat yaflama imkan›n› elinin tersiyle itmifltin. Ül-keye gelirken, bunu en zor en çetin flartlarda de-vam ettirme karar› alarak gelmifltin üstelik. Dikyokufllarda ülke tahlili de¤ifltirenleri örnek al›pzorland›¤›nda “yapam›yorum” diyebilirdin.Ancak sen tüm zorluklar›na karfl›n da¤lar› mes-ken tuttun. Elbistan’da do¤du¤un köyde defne-dilirken köydeki yafll› bir anan›n havaya kalkanyumru¤unu yaratan coflkuydun sen. Bar›fl As-lan’›n, Hakan Karabulut’un yapt›¤›n› yapm›fl,onlar gibi ölene dek vazgeçmemifltin inand›¤›ndo¤rulardan. Yurtd›fl›ndan bir yoldafl›n ülkeyegeldikten sonra yapt›¤› konuflmada “Niflanl›m-la bulufltuk, dü¤ünümüz yak›nda” demiflti.Dü¤ünün da¤larla oldu yoldafl, da¤lar binlerce-

sini ald›¤› gibi ald› seni de bast› ba¤r›na…En güzel yanlar›m›z›, en coflkulular›m›z›,

en kararl›lar›m›z›, en ba¤lanm›fllar›m›z› katt›knehre, kavga denizinde. fiimdi hangi bask›,hangi korku, hangi zulüm unutturabilir onlar›bize? Hangi parmakl›k silebilir akl›m›zdan canbedeli kavgam›za katt›klar› rengi, s›n›rs›zcaharcad›klar› eme¤i? Hangi ölüm yok edebilirflimdi gürül gürül akan hayat›? O hayat ki, hergidenle flekilleniyor avuçlar›m›zda.

Özgür yar›nlar› oluflturma mücadele-mizde, sonsuza dek yaflan›lacak, sonsuza dekyaflat›lacaks›n›z!

fian olsun kendini devrimin yap›tafl›edenlere!

3-16 Kasım 200660 27

GÜNDE DÜN…5 Kas›m 1966. Üniversiteye giremeyen 300 ö¤-

renci ‹stanbul Üniversitesi rektörlü¤ünüiflgal etti.

6 Kas›m 1981. Yüksekö¤retim Kurulu (YÖK)

kuruldu. 1992. Kuzey Irak’taki PKK kamplar›-

na düzenlenen askeri harekât›n maliyetinin2 trilyon lira oldu¤u aç›kland›.

7 Kas›m 1917. Ekim Devrimi; Bolflevikler ön-

cülü¤ünde ayaklanan iflçi, köylü ve asker-ler Rusya’da iktidar› ele geçirdiler.

1988. Hapishanelerde bin kiflinin birsüredir açl›k grevi yapt›klar› aç›kland›.Grev tek tip elbise ve sevk zinciri tak›lma-s› uygulamalar›na karfl› yap›l›yordu.

8 Kas›m 1941. Arnavutluk Komünist Partisi ku-

ruldu.9 Kas›m 1938. Berlin’de 7 bin Yahudi dükkan›

ya¤maland›, yüzlerce sinagog atefle veril-di, çok say›da Yahudi öldürüldü.

10 Kas›m 1961. Sovyetler Birli¤i’nde Staling-

rad’›n ismi Volgograd olarak de¤ifltirildi.1965. Çin’de Kültür Devrimi bafllad›. 11 Kas›m 1942. Varl›k Vergisi yasas› kabul edil-

di. 1975. Angola Halk Cumhuriyeti ku-

ruldu. Angola, Portekiz sömürgesiydi.13 Kas›m 1990. Metal iflkolunda örgütlü 50 bin

iflçi Madeni Eflya Sanayicileri Sendikas›MESS’i protesto için iflyerlerinde yürüyüflyapt›.

14 Kas›m 1969. Muammer Kaddafi Libya’daki

bütün yabanc› bankalar› kamulaflt›rd›.15 Kas›m 1938. ‹spanya ‹ç Savafl›’nda dayan›fl-

ma amac›yla Cumhuriyetçiler saf›nda çar-p›flan, bütün ülkelerden gelen gönüllülerinoluflturdu¤u Uluslararas› Tugaylar ‹span-ya’y› terk etmeye bafllad›.

1990. ‹stanbul Metafl fabrikas›nda ça-l›flan 950 iflçi üretimi durdurdu. ‹flçiler eflve çocuklar›yla birlikte açl›k grevine bafl-lad›lar.

18 Kas›m1976. Zonguldak maden iflçileri dire-

nifle geçtiler.1986. 12 Eylül sonras› en büyük grev

NETAfi’da bafllad›. 2650 iflçi greve kat›ld›.

BBüüyyüükk nneehhrrii bbeesslleeyyeenn ddaa¤¤ aakkaarrssuullaarr››nnaa……

Görüyorum ki, bir an önce varmak istiyor-sun oraya. Gerginsink›p›r k›p›rs›n, soluk solu¤as›n, yay gibisin eyyolcu coflkunlu¤un ne güzel, öfken ne güzel Sana selam, sana sayg›ey yolcu (…)Derim ki sana:Nehirler boyu git Nerelerde ve niçin durgundur nehirler,nerelerde ve niçin h›rç›nd›r nehirler,nerelerde ve niçin mendereslidir,nerelerde ve niçin ça¤layanl› ve de çavlanl›-d›r nehirler,gözlerinle gör, duy kulaklar›nla Gör ve duy ki, nas›l var›r nehirler denizlere

Derim ki sana:Denize varmakt›r amac› nehrin, denize var-mak, ey yolcu Büyükse da¤, aflam›yorsa üstünden nehir,dolan›r çevresini da¤›n.Büyükse kaya, söküp atam›yorsa nehir, biri-kip birikip taflarüstünden, dolan›r yan›n› yöresini. Yokuflsayolu, koflam›yorsamenderesler çizer nehir. uçurum ç›karsaönüne, kap›p b›rak›r kendininehir, açar kanatlar›n›; var›r varaca¤› yere,oraya denize

Derim ki sana:Nehirler boyu git ve gör nehirlerin nas›l yolald›klar›n›

sen de bir nehirsin ey yolcu Senin de varmak istedi¤in bir yer varGerçekten varmak istiyorsan oraya, nehirle-re iyi bak Engellernas›l afl›l›r, ö¤ren nehirlerdenYar› yolda yokolup gitmek de¤ildiramaç, nehirler gibi ak›p, nehirler gibi ulafl-makt›r oraya Varmakt›r oraya, ey yolcu (…)flark›lar söylemeliyimnehirler gibi uzunnehirler gibi kollunehirler gibi h›rç›nve yumuflakve nehirler gibidur durak bilmeyen flark›lar söylemeliyim

gitmeknehirlerle yanyanagitmeknehirler gibi zornehirler gibi çetinnehirler gibi umutlugitmeknehirlerden de öteyeorayataaa orayao büyük kurtuluflayüre¤imyaral› kuflumtopla ve aç kanatlar›n›

Hasan Hüseyin Korkmazgil!

YOLCU

Page 28: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

En iyi ihracat›m›z: Mehmetçik!En iyi ihracat›m›z: Mehmetçik!

Y›llard›r Ortado¤u halk›na emper-yalizmin tasmal› iflbirlikçisi olarak zu-lüm eden ‹srail, 12 Temmuz 2006 ta-rihinde de gerçekte ABD-‹ran savafl›-n›n provas› olarak Lübnan’› kendinehedef seçti. Sözde “anti-terör” hege-monyas› için k›yas›ya rekabet eden vebugüne kadar yapt›¤› her iflgalde ken-dini daha beter bata¤a saplayan ABDemperyalizmi ise, son tahlilde “Ab-›hayat›” BOP ve GOP projeleriyle ar-t›k bata¤a yaln›z kendini de¤il, ekono-misi kendine ba¤l› pek çok uflak ikti-dar› da bat›rmaya kararl›.

Bunun örnekleri bizim ülkemizdeKore Savafl›’ndan bu yana s›k s›k ya-fland›. ABD, “mükemmel uflak”TC’den asker istemifl ve o döneminpara de¤erleriyle TC ekonomisine 10bin dolar hibe etmiflti.

fiimdi iflleyifl de¤iflse de amaçlar veöne konan hedefler yine ayn›.TBMM’den ç›kan “BM ile Lübnan’aasker göndermek ülkemiz ç›karlar›-na uygundur” karar› ile Lübnan’a1000 asker gönderme karar› al›nd›;tezkere, oluflan kamuoyuna karfl›l›kkabul edildi.

Gönderilecek birli¤in bir k›sm›olan ve askeri alt yap›y› haz›rlamaküzere gönderilen 261 askerlik ilk ta-k›m ise 20 Ekim Cuma günü Lüb-nan’a vard›. ÜlkemizdekiNATO limanlar›ndanhareket eden Türk‹stihkâm ‹nflaatBölü¤ü’nden 95 ki-flilik personel ve63 ifl makinesive araç Surkentinin gü-neydo¤usunda-ki fiaitiye kö-

yüne tafl›n›rken 132 asker de uçaklaLübnan’a ayak basm›fl oldu.

“Olanlar izi gösterir, ileri bakarsan olacaklar karfl›ndad›r”

‹srail Bakan› Jacob Edery’ninsöylemleriyle “Fosfor bombas› kulla-n›lan ancak bunun uluslararas› söz-leflmelere (herhalde BOP’u kastetti)ayk›r› olmad›¤›”, 35 gün süren s›cak

çat›flmada ço¤u çocuk binden fazla in-san›n katledildi¤i bir ülkede aç›kt›r kibu iflgalin planlay›c›lar›n›n emirleriylegelen hiçbir asker de anlay›flla karfl›lan-mayacakt›r.

TC y›llard›r gerilla savafl›n› bast›r-maya çal›flan bir ülke oldu¤undan ötürüABD ve AB emperyalistlerinin en göz-de ufla¤›d›r, çünkü askeri anlamda enharika nefer odur. Ve flimdi direniflin ol-du¤u Afganistan, Irak, Lübnan gibi ül-kelerin yan›nda emperyalizmin kan gö-lüne çevirdi¤i lakin s›n›f çeliflkileri kes-kinleflmesin diye kendi ad› ile girmedi-¤i Somali, Bosna-Hersek gibi birçok ül-kede de yine TC askeri görev yapmak-tad›r. R. Tayyip Erdo¤an bu durumu“…asker göndermek bizim terörizmekarfl› savafl›m›z› engellemez, y›llard›rbiz bunu yap›yorduk, pek çok yereasker gönderdik” sözleriyle gayet gü-zel anlatm›flt›r.

Di¤er yandan ise Lübnan’a ayak ba-s›ld›¤› ilk hafta içersinde TC’nin plan-lardaki rolü tekrardan hat›rlat›l›rcas›-na baz› aç›klamalar da gelmifl-tir. Irak’ta iflgalden so-rumlu ABD ko-mutan› Ja-mes Jo-

nes; Türkiye’nin askeri olarak iyi birmüttefik oldu¤unu ve TC askerinin Af-ganistan’da Kabil’den de ç›karak s›cakçat›flman›n oldu¤u yerlerde görev alma-s› gerekti¤ini söylemifltir.

Gözleri kapat›lanlara ve körlere göstermek görevimizdir

Peki, neden flimdi böyle bir aç›kla-ma yap›lm›flt›r, TC askeri anlamda ne-den alakas›n›n bile olmad›¤›, bugünekadar kendi ç›karlar›na ters düflmeyenLübnan’a bu flekilde asker göndermifllakin bunun bar›flç›l amaçlar için oldu-¤unu söylemifltir? Aç›kt›r ki faflizminher zaman için cebinde demagoji vard›r.

TC iflin bafl›nda sözcüsü R. T. Erdo-¤an ile “Böyle olursa BOP’tan çekili-riz” aç›klamas›n› yapm›fl ve çeliflkilerinkeskinleflmemesi gerekti¤ini efendisinehat›rlatmak istemifltir. Lakin silah›nnamlusuna ve namlunun gerisindeki ön-derli¤e bu kadar s›k› s›k› sar›lm›fl birhalk› ancak “yalanc› bir dost” kand›ra-bilirdi, kand›ramazsa da elbette bu in-sanlar Filistin’de oldu¤u gibi emperya-lizme karfl› olan savaflta namluyu tutan-lar›n saf›nda yer alacakt›r.

fiimdi ise “BARIfi!” gücü olarak TCaskerleri gerekli askeri alt zemini dekurmak için ‹stihkâm Birli¤i ile gitti,belli ki gidici de¤il kal›c› olarak gitti.Velhas›l, haz›rlanacak bu alt yap› k›sasüreli bir askeri sevk›yata zaten uygun

de¤ildir. Burjuva medya dahaflimdiden “‹flte asker ilk ku-

caklaflmay› yapt›” diye-rek çocuklara sar›lanaskerlerin foto¤raflar›-n› boy boy yay›nlad›.Düflünmek için bu ka-dar soru soran ve ce-

vaplar› insanlardan is-teyen bizlere ise tek birsoruyu sormak kald›;

“Emperyalistler veuflak iktidarlar›n›nmedyalar› fosfor bom-balar› ile yanm›fl insan-lar›n kefene sar›l› fo-to¤raflar›n› ne zamanyay›nlayacak?”

60283-16 Kasım 2006

Osmanl›’dan TC’ye, K›r›m’dan Kore’yeilk akla gelenler onlar...

TCy›llard›r gerillasavafl›n› bast›r-

maya çal›flan bir ülke ol-du¤undan ötürü ABD veAB emperyalistlerinin en

gözde ufla¤›d›r, çünküaskeri anlamda en hari-ka nefer odur. Ve flimdidireniflin oldu¤u Afga-

nistan, Irak, Lübnan gibiülkelerin yan›nda emper-

yalizmin kan gölüne çe-virdi¤i lakin s›n›f çeliflki-

leri keskinleflmesin diyekendi ad› ile girmedi¤iSomali, Bosna-Hersek

gibi birçok ülkede de yi-ne TC askeri görev yap-

maktad›r.

Page 29: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Okullar aç›lmaya yak›n ö¤rencileritatl› bir telafl al›r. Okuluna yeni kay›tolacak olan ve belki de ailesinden ilk de-fa uzaklaflacak ö¤rencilerde bu heyecandaha belirgindir. Ama ne yaz›k ki o he-yecan› veliler ayn› flekilde yaflayama-maktad›r. Veliler, çocuklar›n›n ihtiyaçla-r›n› ucuz halk pazarlar›ndan temin et-mek için çaba harcarken, burjuva medyaiçin de sadece bu yönüyle haber de¤eritafl›rlar ve TV ekranlar›n› süslerler. Bu-nun yan› s›ra siyasetçilerin her okul dö-neminde tekrarlanan “kay›t paras› veril-meyecek” nutuklar› kamuoyunu meflgulederken, bu haraç isim ve nitelik de¤ifle-rek ailelerden temin edilmektedir. Okuldönemi boyunca çeflitli isimler ad› al-t›nda çeflitli ödemelerin velilerden ta-lep edildi¤i yaflanan bir gerçektir.

Ö¤rencilerin günlük yaflant›s›ndaönemli bir bölümü kaplayan ö¤renimzamanlar› yani ailelerinden ayr› geçir-dikleri bu zaman dilimi, kiflili¤in flekil-lenmesinde gerçek anlamda önemlidir.Bu zaman içerisinde çeflitli kötü al›flkan-l›klarla karfl›laflma ve edinme riski yük-sektir. Nitekim Milli E¤itim Bakanl›-¤›’n›n yapt›¤› istatistiklere göre 26 Ni-san 2006 tarihinden bu zamana kadarokullarda toplam 6 bin 224 ö¤rencininkar›flt›¤› 2 bin 474 olay meydana gel-mifltir. Sigara ve uyuflturucu kullanan,fuhufla yönelen, çeteler oluflturan, kesicidelici aletler edinen ö¤renciler giderekartmaktad›r. Bununla beraber ö¤rencileraras›nda yaflanan kimi geliflmeler medyataraf›ndan boy boy gösterilmekte ve buyaflanan olaylara karfl› ise sistem komikdenilecek önlemler almaktad›r. Yaflanan

bu olaylar› ekranlara tafl›yan, sankidaha önce benzeri olaylar yaflanm›-yormufl gibi gösteren ikiyüzlü medya-n›n yaklafl›m› misyonlar› gere¤i do¤al-d›r. Asl›nda bu olaylar her zaman ol-makta, de¤iflen ise olaylar›n say›s›n-daki yükselmedir.

fiekillenmek üzere olan ve toplumungelece¤ini oluflturan bu gençlik kesimi-nin içinde bulundu¤u bofllu¤u, yay›nla-nan fliddet içerikli diziler, çabuk köfleyidönmenin yollar›n› sunan yar›flma prog-ramlar›, meflhur olmak ümidiyle gidilenpopstar yar›flmalar› ve çürümüfl e¤itimsistemi doldurmaktad›r. F tiplerindenal›flm›fl olacaklar ki, okullar› kameralar-la donatan, ö¤rencileri koyun yerine ko-yarak bafllar›na bir çoban ifllevi görecekgüvenlik elemanlar› koyarak yaflananla-ra çözüm bulaca¤›n› ortaya atan zihniye-tin derdinin bu olmad›¤› ortadad›r. Bunedenle e¤itim sistemindeki bu sorunla-r› ele al›rken, bunlardan ba¤›ms›z dü-flünmek hatal› davran›fllara, yönelimleresebebiyet verir. Kuflkusuz okullarda ya-flanan fliddet ve yozlaflma genelin yans›-mas›ndan, bütünün bir parças› olmas›n-dan baflka bir fley de¤ildir. O halde okul-lardaki fliddete karfl› uygulanacak çözümgenelde yaflanan yozlaflma ve çetelefl-meye yönelik çözüme paralel olmal›d›r.Bu durumun bizzat yarat›c›s› olan siste-min bu sorunu “kökten” çözmesininmümkün olmad›¤› ortadad›r.

Yaflananlar sürpriz mi?K›saca söylemek gerekirse, yaflanan

tüm bu sorunlar sürpriz de¤ildir. “Rüz-gâr eken, f›rt›na biçer”, yani bu fliddetolaylar›n›n artaca¤› uzun zamandan berisöylenmekteydi. Ö¤rencileri bu flekildeyetifltiren, çeflitli kurum ve kurulufllar›y-la gençlerin böyle flekillenmesine sebe-biyet veren, bu sistemin kendisi, yani“e¤itim” kurumlar›d›r. Okullarda yafla-nan fliddet olaylar›n› de¤erlendirmesiiçin E¤itim-Sen 5 No’lu fiube yönetici-

leri ve E¤itim Sekreteri Feyzullah Cofl-kun ile görüfltük.

Coflkun konuflmas›nda “Asl›nda bak-mam›z gereken yer fliddeti do¤uran ne-denlerdir. Gerek ö¤retmenlerin yani ida-recilerin kulland›¤›, gerekse ö¤rencilerinkendi kulland›¤› ve ö¤retmenlere karfl›kulland›¤› fliddet söz konusu. Son 20–30y›lda topluma enjekte edilen, medya iledesteklenen bir yaklafl›m var. Çocuk ya-y›nlar›na, çocu¤a dönük programlara ba-karsan›z önemli bir k›sm›n›n fliddet içer-di¤ini görürsünüz. Örne¤in “KurtlarVadisi” dizisinin gençler üzerinde maf-ya özentisi oluflturan etkileri var. Çocuke¤itim sistemine gelmeden fliddetle, aileiçi ve sokaktaki fliddetle tan›fl›yor. fiid-det ortam›nda yetiflen çocuk, do¤al ola-rak okula geldi¤inde de sorunlar›n› flid-detle çözüyor.

Bir baflka nokta da, e¤itim sistemininkendisi ile ilgilidir. Yani yoksul kesimlergittikçe gelece¤i görmüyor art›k. Eski-den e¤itim bir biçimde yoksul aileleriçin kurtulufl umuduydu. Art›k gençlerde, aileler de e¤itimin bir kurtulufl olma-d›¤› görüyorlar. Kendi geleceklerini kur-gulamak için belli yollara baflvurmakzorundalar. En yak›n yöntem de fliddettirbu koflullarda” diyerek önemli noktalaravurgu yap›yor. Sözlerini “fliddet çok ge-ride bafll›yor, toplumun en alt›ndan enüstüne kadar uzan›yor. Bunun sosyal,ekonomik, siyasal nedenleri var. Devlethak arayan memura fliddet uyguluyor,üniversitelerdeki ö¤rencilere fliddet uy-guluyor. fiiddet devletin de bir çözümarac› oluyor. Son dönemlerde yarat›lanlinç olaylar› da önemlidir. Ayr›ca yok-sulluk ve geleceksizlik art›yor” fleklindenoktal›yor.

Yine Erzincan’da görev yapan e¤i-timcilerle, son y›llarda okullarda yafla-nan fliddet olaylar› üzerine görüfltük. Bire¤itim emekçisi televizyon dizilerininönemli oldu¤unu düflündü¤ünü vurgula-yarak “Yine devlet görevlilerinin em-

poze etmeye çal›flt›¤› linç kültürününfarkl› yans›malar› olarak de¤erlendi-rebiliriz. Tabi burada aile ile e¤itimsistemini de göz ard› etmemek gerek.Genel e¤itim müfredat eksenli, ezber-ci bir e¤itim veriliyor. Müfredat d›fl›-na ç›kamayan e¤itim emekçileri defazla bir fley yapam›yor” diyor.

Bir baflka e¤itim emekçisi de gençle-rin kendine ve gelece¤e güvensiz, markadüflkünü olarak yetifltirildi¤inin alt›n› çi-zerek; “Gençlik güçlü olabilmek, lidergörünmek ad›na fliddetin arkas›na s›¤›n›-yor. Linç politikas› da bunu körüklüyor.

Ergenlik dönemi gençlerde önemlive bir o kadar da tehlikeli bir evre.Gençlik sosyal ve ekonomik yönden ek-sik yetiflti¤i için aray›fl içerisinde savru-labilmekte” diyor.

Halk›n çocuklar› halk›n yönetti¤i sistemle eflitli¤e kavuflur!Sermayenin doymayan çark›n› biraz

daha h›zland›rmak için ülkenin bel ke-mi¤i e¤itim ve sa¤l›k iflte egemenler ta-raf›ndan bu hale getirilmektedir. 7 Ekim2006 tarihli Milliyet gazetesinin manfle-tini aynen aktar›yoruz. “Devlet okulun-da VIP tart›flmas›.” Altta farkl› iki bafl-l›k ve farkl› iki görüntü var. “Kolejleriand›ran 1. mevki”, “Kalabal›k ve ba-k›ms›z 2. mevki.” Haberin devam›n› daaynen aktaral›m; “‹stanbul Esentepe ‹l-kö¤retim Okulu’ndaki veliler, 150 YTLve üzerinde ba¤›fl yapanlar›n özel s›n›f-lara yerlefltirildi¤ini söyleyerek isyan et-tiler.” Yani okul müdürü ba¤›fl yapan ai-lelerin çocuklar›n› 1. mevki s›n›flara;ba¤›fl yapmayan, yapamayan ailelerinçocuklar›n› ise 2. mevki s›n›flara yerlefl-tirmifl. Serbest piyasa koflullar›! Olaybas›na bu kadar yans›d›ktan sonra yap›-lacak tek fley vard›r, o da an›nda yap›l›-yor. Esentepe ‹lçe Milli E¤itim Müdü-rü devletin itibar›n› kurtarman›n çarele-rini ar›yor ve “E¤er böyle bir uygula-ma var ise, soruflturma bafllataca¤›m”diyor. Sonras›ndaki geliflmelerden Tür-kiye kamuoyu ve bizler bihaberiz. An-cak haberdar oldu¤umuz bir fley var; oda bu okulda yaflananlar Türkiye’nin he-men her okulunda yaflanmakta, ancakbas›na yans›t›lmamaktad›r. TC’nin bü-tün okullar›nda “paran kadar oku! Yada paran varsa oku!” uygulamas› art›küstü kapat›lamaz bir boyuta ulaflm›flt›r.Yani Esentepe ‹lkö¤retim Okulu buz da-¤›n›n görünen k›sm› bile de¤il. TümTürkiye kamuoyu biliyor ki bu ülkedee¤itim art›k halk çocuklar› için bir lüksolmufltur.

Onbinlerin e¤itimden faydalanama-d›¤›, faydalananlar›n “e¤itilmekten” bi-haber oldu¤u varolan düzende “eflit, pa-ras›z, bilimsel, anadilde e¤itim” fliar›y-la gelece¤imizi kurmaya!

3-16 Kasım 200660 29

OOkkuullllaarrddaakkii flfliiddddeett::GGeelleecceekkssiizzllii¤¤iinn vvee ööffkkeenniinn üürrüünnüü

“Büyüklerinin yoksulluk,

iflsizlik, sefaletle bo¤ufltu¤u,

eme¤inin de¤erini almak-

tan, insanca bir yaflam

sürme koflulunun var

edilmedi¤i bir yaflamda

çocuklar ve gençler gelecek-

ten ne kadar umutlu ola-

bilir? Bu ç›k›fls›z ve çözüm-

süz gösterilen tabloda içte

biriken öfke ve tepki nereye

yönelebilmektedir?

Herhalde talebine fliddetle

yan›t veren bir devlet,

okullardaki fliddet sorununu

çözebilir mi?”

Page 30: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

3-16 Kasım 2006 6030

KKK’n›n 1 Ekim’de ateflkes ilanetmesinin ard›ndan tart›flmalar devamediyor. Dünyadaki en büyük gerillagüçlerinden birine sahip olan ve büyükbedeller ödeyen PKK’nin ateflkes ka-rar› almas› ve öne sürdü¤ü sistem içitaleplerin karfl›l›¤›nda silahlar› b›raka-ca¤›n› ilan etmesi, aç›kt›r ki en çokemperyalistlerin ve bölgedeki gericile-rin ilgisini çekmektedir. KKK’nin çö-züm için uluslararas› ve bölgesel güç-lere seslenmesi ve onlar›n devreye gir-mesini istemesi (Karay›lan, 24 Ekim,Gündem), özcesi yüzünü halk›n gücü-ne ve tabandan gelen direnifline de¤ilde diplomatik iliflkilerin sürdü¤ü ma-saya dönmesi de bu ilerici oda¤›n si-lahs›zland›r›larak etkisizleflmesini sa¤-lamak aç›s›ndan gerici güçlerin yeniplanlar oluflturmas›na neden olmakta-d›r. Bu do¤rultuda ateflkese olumlu ce-vap vererek diyalogun önünü açacakyollar bulmak yerine koflulsuz silahla-r›n b›rakt›r›lmas› talebi daha fazla öneç›kmaktad›r. Bu anlamda “Diploma-tik toplant›larda k⤛t üzerine imza-lanan anlaflmalar, sadece daha öncemuharebe meydan›nda kesinlefltiril-mifl olan› yans›t›r. Çünkü hiç kimseaç›k bir flekilde kaybetmemifl oldu¤ufleyden vazgeçmez” anlay›fl› emperya-listler ve bölgedeki gerici, faflist, iflbir-likçi güçler aç›s›ndan somuta dökül-mektedir. 20 y›l› aflk›n bir süredir de-vam eden ve Kürt halk›n›n bilinçlen-mesinde ve aya¤a kalkmas›nda belirle-yici bir rol oynayan, ulusal-devrimcikurtuluflu hedefleyen gerilla savafl›n›nönderli¤inin daha savunma aflamas›n-dayken ç›k›fl nedenlerinden vazgeçme-si (DTP Genel Baflkan› Ahmet Türk,PKK’nin ald›¤› son kararla Kürtler’inçözümü silahta aramad›¤›n› ortayakoydu¤unu belirtti) ve silahlar› b›rak-may› herhangi bir pazarl›k resmilefl-meden telaffuz etmesi, ulusal hareke-tin emperyalistler üzerindeki etkisinide do¤al olarak azaltmaktad›r. Aç›kt›rki ulusal hareketin bu güce ulaflmas›n-da her ulusun en meflru hakk› olanKendi Kaderini Tayin Hakk› ilkesive bu do¤rultuda silah elde verilenmücadele belirleyici olmufltur. Ancakson y›llarda yönelimin de¤iflmesi, ayr›devlet kurma hakk›ndan vazgeçilmesi,silahl› mücadelenin çözüm olmayaca-¤›n›n ilan› ve devlet gelene¤ini Os-manl›’dan alan TC’nin demokratiklefl-mesi ütopyas›n›n hedef olarak konul-mas› bu büyük gücün etkili bir flekilde

bölge gericili¤i ve emperyalistlerinkarfl›s›nda kullan›lmas›na da engel ol-maktad›r.

Ateflkes karar›na Türk egemen s›-n›flar›ndan pratikte verilen cevap ise83 y›ll›k inkârc›-asimilasyoncu Kema-list devlet gelene¤inin de¤iflmedi¤i yö-nündedir. Sabah gazetesinde ç›kan ha-bere göre ABD’nin koordinatör olarakatad›¤› Ralston’a devletin mesaj›“Ciddi anlamda silah› b›rak›p, Tür-kiye’ye teslim olmalar› gerekir. An-cak o zaman bu geliflmeyi ciddiyeal›r›z” fleklinde olmufltur. Yine Baflba-kan›ndan, Genelkurmay Baflkan›na,Meclis Baflkan›ndan devleti temsileden kurumlar›n di¤er temsilcilerinekadar benzeri ifadeler kullan›lmakta-d›r. Bu inkârc› tutumun pratikteki yan-s›mas› ise operasyonlar›n artarak veyayg›nlaflarak devam etmesidir.HPG’nin aç›klamas›na göre 1–15Ekim tarihleri aras›nda TSK taraf›n-dan 34 operasyon düzenlendi. Bu ope-rasyonlar esnas›nda 19 çat›flma ç›kt›.Çat›flmalarda 9 asker ölürken 5 gerillada flehit düfltü. Operasyonlarda Dersimda¤lar› bombalan›p ormanlar atefle ve-rilirken, Amed, Siirt, Bingöl k›rsal›n-da da operasyonlar devam etmektedir.Yine ‹mral›’da tecrit koflullar›nda esirtutulan Öcalan da, ateflkes ça¤r›s› yap-t›¤› 27 Eylül’den bu haftaya kadaravukatlar›yla görüfltürülmüyordu.KKK Yürütme Konseyi Baflkanl›¤› isebu tutumu kardeflli¤e ve bar›fla karfl›bir tutum olarak de¤erlendirdi. FaflistTC devletinin kardefllik ve bar›fl yö-nünde att›¤› herhangi bir ad›m varm›flgibi böylesi bir protestoda bulunmakda at›lan oklar›n hedefine varamad›¤›-n› göstermektedir.

Bu flartlarda Mehmet A¤ar’›nsözlerine ulusal hareketin üst düzeydedestek sunmas› ve bunu politika yap-man›n gerekleri olarak ele almas› datehlikeli bir yaklafl›md›r. Türk egemens›n›flar› kendi içlerinde yo¤un klik ça-t›flmalar› yaflasalar da, kendilerininsaltanat›n› tehdit eden tüm mücadele-leri bast›rmak için birleflmekten çekin-memektedirler. Bu do¤rultuda bugünekadar çok kez faflist partilerin liderle-rinden gelen “flafl›rt›c›” tespitleri hal-k›m›z duymufltur. Ancak “Türk devle-tinin anayasal kurulufl ilkeleri”nin d›-fl›nda bir resmi politika de¤iflikli¤i ol-mam›flt›r. 70’li y›llarda toprak reformutalebini dillendirerek hükümete gelenEcevit’ten, Kürt sorununu kabul eden

Özal ve Demirel’e, AB’nin yolunu Di-yarbak›r’da arayan Y›lmaz’dan Erdo-¤an’›n çeflitli dönemlerde yapt›¤› aç›k-lamalara A¤ar’›n katk›s› hem biçimselhem de öz olarak bir farkl›l›k tafl›ma-maktad›r. Bizler olaylara s›n›fsal yak-laflmak zorunday›z. Ba¤›ms›z bir s›n›ftavr› ile süreci de¤erlendirdi¤imizdekendi politikalar›m›z do¤rultusundakitleleri seferber etmek için hareketegeçmemiz do¤ru oland›r. Aksi takdirdekurulu düzen içinde farkl› kliklerin ar-kas›nda yedeklenmemek mümkün ola-maz. Bu nedenle ulusal hareketin s›n›f-sal yaklafl›m›, ba¤›ms›z bir politika be-lirleyerek serh›ldanlarla bask› yapmak,haklar› zorla koparmak fleklinde olma-makta, çözüm ABD’nin, AB’nin mü-dahalelerinde ve A¤ar’›n çabalar›ndaaranmaktad›r. Söylemlerde her ne ka-dar bar›fl›n elde edilmesi için halk›nharekete geçmesinden bahsedilse deprati¤e bak›ld›¤›nda ateflkesin ard›n-dan bar›fl talepli büyük, kitlesel eylem-ler görülmemektedir. Bunun yerineA¤ar’›n dürüstlü¤ünü sorgulayan veA¤ar üzerinden “derin devlet” olarakadland›r›lan ve herkesin kendine göreyorumlad›¤› kesim üzerinde bask› kur-may› hedefleyen/tasarlayan fikirler or-taya konulmaktad›r.

Bar›fl ve ateflkes politikalar›n› sa-hiplenmede Kürt halk›n›n Ulusal Ha-reketin önderli¤i ile buluflabildi¤i pra-tikte görülmemektedir. Buna yukar›dada bahsini etti¤imiz gibi gerilla cena-zelerine, faflist bask› ve sald›r›lara kar-fl› kitlesel, militan eylemler örgütleyenKürt halk›n›n ve gençli¤inin bar›fl içinsokaklar› doldurmamas›n› örnek ola-rak gösterebiliriz. Bu devletin bar›flla,iknayla, diyalogla yola gelece¤ini, fa-flistlikten vazgeçece¤ini, bask›lara,katliamlara son verece¤ini, ciddi bir içmücadeleyle halktan yana bir düzeneevrilece¤ini tasavvur etmek nesnelgerçekli¤in yerine öznel dileklerimizikoymaktan baflka bir anlama gelme-mektedir. Ekonomik, politik kriz için-de debelenen, a¤z›na kadar borçlu bu-lunan, halen bütçesini uçak, helikopteralmaya ay›ran, emperyalizmin alenenmüdahalelerle yönlendirdi¤i bu devle-tin hem de A¤ar gibi katilli¤i tescilliolan faflistler sayesinde iç mücadele ilede¤iflece¤ine ve demokratik reformlaruygulayaca¤›na kim inanabilir ki?Böylesi bir beklentinin maddi bir te-meli aç›kt›r ki bulunmamaktad›r. Bugerçekli¤i, 17 Ekim tarihli Gündemgazetesinde ateflkesle ilgili ç›kan okurmektuplar›ndan da anlamak mümkün-dür. “Devlet ateflkese cevap vermez-se ne olur?” bafll›kl› Delil Karako-çan’›n haz›rlad›¤› yaz› dizisinde yay›n-lanan flu okur mektuplar› özellikleKürt gençli¤i içinde ateflkese kuflkuylayaklaflan ciddi bir e¤ilim oldu¤unubelli etmektedir:

Ali Beritan adl› okuyucu flöyle di-yor: “Devlet taraf›ndan gelen aç›kla-

malar gösteriyor ki bu ateflkes de kar-fl›l›ks›z kalacak.(…) Bu süreç son flansolabilir. Bu sürece cevap verilmezse,yeniden savafl bafllarsa art›k sivil top-lum örgütleri de bir ça¤r› yapamazlarve savafl t›rman›r. Çünkü art›k halk›nsabr› da kalmad›. Ne kadar bar›fl desekde art›k bir gerçeklik ortaya ç›kacak:ya teslim ya ölümüne direnifl. (…) Vegençlerin akl›na flu düflünce yerlefle-cek: Bu devlet bar›fla yanaflm›yor. Bizde savaflaca¤›z. Böyle bir sürece art›kkimsenin dur demeye hakk› olmaz.Ancak devleti durdurma olabilir. Art›kon binlerce genç sadece da¤lara ç›k-maz, flehirlerde savafl bafllar. Bu da ül-keyi bir Filistin’den ve Irak’tan betereder. Ülke kan deryas› olur.”

Mehmet Duru adl› okuyucu ise“K›sacas› bu saatten sonra devlettenKürtlere insanc›l-kardefllik temelin-de bir çözüm beklenmesi son dereceyanl›flt›r.” Mehmet Ali Aksoy adl›okuyucu ise “Ama as›l kayg›lan›lmas›gereken ABD’nin tavr›d›r. Y›llard›rkarfl›t durumdaki güç birdenbire dostgibi görünmeye, görülmeye ve alg›lan-maya bafllam›flt›r. Oysaki ABD’nindostlar› yok, ç›karlar› vard›r.”

Veysi Kaya adl› okuyucu ise“93’ten bugüne alt›nc› kezdir ateflkesilan ediliyor. 93’ten bugüne ne de¤iflti?(…) Basit, tali, sorunun özünden uzak,suni bir gündemden öteye gitmeyecekolgular geliflti. Oysa koruculuk la¤ve-dilmedi. Köye dönüfller için teflviklergelifltirilmedi. Oysa dilimiz, kültürü-müz halen yasak, kimli¤imiz halenyok: oysa halen bar›fl› b›rakal›m, atefl-kesin a’s› a¤za al›nm›yor. Operasyon-lar tüm h›z›yla geniflleyerek devamediyor. Ve Demokratik Konfederaliz-min Önderi Apo hala a¤›r tecrit ile esa-ret alt›nda. Bunun neresinde ateflkeseyarafl›r bir durum var? Bunun neresin-de 21. yy demokratik uygarl›k ça¤›n›ngerekliliklerine göre yaklafl›m var?(…) Devletin samimi oldu¤una, diya-log gelifltirece¤ine, uzlaflaca¤›na inan-c›m çok zay›f. Bence olmas› gerekenHPG’nin üstün savafl tecrübesi ve ye-tene¤i ile meflru savunmadan ç›k›p so-nuna kadar direnmesidir. Bölgede deHalk Serh›ldanlar› gelifltirmektir. Yaonurlu bir bar›fl ya da görkemli bir di-renifl olmal›. Veya onurlu bir yaflam yada flerefli bir ölüm tercih edilmelidir.”

Bizim aç›m›zdan da günümüzünihtiyaçlar› hiçbir demokratik haktalebine tahammül edemeyen, bafltaKürt ulusu olmak üzere çeflitli milli-yetlerden emekçi halk›m›z›n kendikültürünü yaflamas›na izin verme-yen, halk›m›z›n en yi¤it o¤ul ve k›z-lar›n› da¤ bafllar›nda, sokak ortala-r›nda, zindanlarda katleden, halk›-m›z› her geçen gün daha da yoksul-lu¤a iten bu faflist düzenden hesapsormak için da¤ bafllar›ndaki isyanatefllerini ço¤altmak ve direnmektir.

‹‹flflççii--kkööyyllüü’’ddeennEflitlik ve adalet yoksa,

bar›fl da yok!

Page 31: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

3-16 Kasım 200660 31

Soruflturmalar, at›lmalarmücadeleyi bitiremez!

Devrimci demokratik ö¤renci hare-keti ise bu sald›r›lara karfl› toplumsalduyarl›l›¤› artt›rmak amac›yla çeflitli ey-lemler ve etkinlikler düzenlemekte, ses-lerini duyurmaya çal›flmaktad›r. 12Ekim tarihinde ‹stanbul Üniversite-si’nde yap›lan bas›n aç›klamas›nda oku-nan metinde flunlara vurgu yap›lm›flt›r:“YÖK ile parmakl›klar arkas›na al›nma-ya çal›fl›lan gerçekler su yüzüne ç›kt›k-ça sermaye cephesinden sald›r›lar dahaazg›n bir biçim almaktad›r. Herkes bil-mektedir ki yüksek ö¤retim büyük birç›kmaz içindedir, üniversiteler tüm top-lumun gözünde sayg›nl›¤›n› yitirmifl du-rumdad›r. Üniversite-sanayiiflbirli¤i ad› alt›nda üniversi-telerin insanl›¤a karfl› sorum-luluk tafl›ma bilinci yok edil-mifl, paral› e¤itim uygulama-lar› ile de ö¤renciler müflteriilan edilmifltir. Tüm bu sorufl-turma terörünün alt›nda yatanda bu gerçektir. Tüm bunlarakarfl› ç›kman›n YÖK’ün keyfidisiplin yönetmeli¤inde yerivard›r ve karfl›l›¤› cezad›r.Utanmas› gereken, 12 Eylülart›¤› bir yasay› uygulamaktave akademik onurlar›n› ayak-lar alt›na almakta bir çekincegörmeyen ö¤retim üyelerdir.Zira biz utanm›yoruz ve halaokullar›m›z›n önündeyiz.Utananlar kapal› kap›lar ar-d›nda polisle görüflmekte vebu sözde baflar›lar›n› hep bir-likte kutlamakta, askerin kar-fl›s›nda haz›r ola geçmektedir.Tablo ortadad›r ve üzerinesöylenecek hiçbir söze yer b›-rakmayacak kadar aç›kt›r.Hiçbir akl› bafl›nda insan, bir

insan›n ‘flüpheli bir flekilde karn›n› tu-tarak medikoya’ gitmesinin suç oldu¤uveya ölmüfl ö¤renciye soruflturma açanbir üniversiteye sahip bir ülkede yafla-may› kabul edemez. Tek bafl›na üniver-site ö¤rencilerine de¤il, ayn› zamandaö¤retim görevlilerine aç›lan sorufltur-malar ve verilen cezalar söz konusudur.Dokuz Eylül Üniversitesi ö¤retim gö-revlisi Prof. Dr. ‹zge Günal üniversite-den at›lan iflçilerin geri dönmesini talepeden 4000 dilekçeyi rektörlü¤e götürdü-¤ü için üniversite yönetimince üniversi-teden at›lm›flt›r. Ayr›ca ‹stanbul Üniver-sitesi’nde iki E¤itim-Sen üyesi ö¤retimgörevlisi 3 y›l kademe yükseltememecezas› alm›flt›r.

Üniversiteler bu yönetmeliklerle y›l-

lard›r yönetilmektedir ancak hiçbir dö-nemde ö¤renciler bu kadar hukuksuz vemant›k d›fl› soruflturmalarla karfl› karfl›-ya kalmam›flt›r. ‹stanbul Üniversite-si’nde 12 ö¤renci YÖK’ten ç›kar›lmacezas› alm›fl, 40’a yak›n ö¤renci uzak-laflt›rma cezalar› alm›flt›r. Yine Y›ld›zTeknik Üniversitesi’nde 1 ö¤renciYÖK’ten ç›karma cezas›, 720’nin

üzerinde ö¤renci ise uzaklaflt›r-ma cezalar› alm›fllard›r. Kelle al›rgibi ö¤rencileri okuldan atanlar bil-medirler ki üniversitelerde y›llard›rsüren mücadele hiçbir zaman ke-sintiye u¤ramam›flt›r, zay›flam›flt›rama kesilmemifltir. Bu gün bu bay-ra¤› tafl›yan bizler de bu güçlü ge-lene¤i lay›k›yla tafl›yaca¤›z. Onla-r›n rüyalar›n› karabasana çevirme-ye devam edece¤iz.”

Ö¤rencilerin mücadelesine ay-d›nlardan da destek gelmekte, so-runun gündemleflmesinde bu giri-flimlerin de önemli bir etkisi bulun-maktad›r. Ayd›nlar›n bu amaçla im-zaya açt›klar› deklarasyonda flu ifa-delere yer verilmektedir: “Üniver-sitelerde özgür düflünce zemininiortadan kald›ran disiplin cezala-r› sadece ö¤rencileri de¤il, üni-versitedeki tüm kesimleri; aka-

demisyenleri ve üniversite çal›flanla-r›n› da hedef al›yor. Soruflturma uy-gulamalar›n›n bu ölçüde yo¤unlafl-mas› üniversitelerin toplumsall›ktanve bu alanlarda egemen olmas› gere-ken demokratik ve özgür ortamdanne ölçüde uzaklaflt›¤›n›n bir gösterge-sidir. Bizler, üniversitelerin bilimsel,özgür düflüncenin egemen oldu¤u ku-rumlar olmalar› gerekti¤ini düflünü-yoruz. Üniversite ö¤rencilerininmutlak surette düflünen, üreten, elefl-tiren, hakk›n› arayan bir kimli¤e sa-hip olmalar›n›n toplumsal bir ihtiyaçoldu¤unun alt›n› çizmek istiyoruz.”

Gençlik, sözünü alanlarda söylemeye!

Bu sald›r›lar özelde tüm devrimcidemokratik muhalefete genelde ise tümhalka dönük bir sald›r›d›r. Emekçi ço-cuklar›n›n üniversitede okumas›n›nönünün nihai olarak kesilmesi, canl› bir

muhalefet alan›n›n devre d›fl› b›rak›lma-s› faflizmin ve emperyalizmin politikala-r›na daha sorunsuz bir flekilde hayat ver-mesinin önünü açacakt›r. Bu anlamdaaskeri operasyonlara, hapishanelerdekihak gasplar›na, devrimci demokratikkurum çal›flanlar›na yönelik tutuklamaterörüne, emperyalizmin askeri, siyasive ekonomik sald›r›lar›na karfl› devrim-ci demokratik güçler nas›l birleflebili-yorsa YÖK karfl›t› eylemlerde de farkl›toplumsal kesimlerden demokratik güç-lerin ortak hareket etmesi büyük bir ih-tiyaçt›r. Bu nedenle 6 Kas›m YÖK kar-fl›t› protestolar› demokratik üniversitetalebiyle birlikte esas olarak anti-emper-yalist, anti-faflist, militan bir kitle eyle-mi olarak ele almal› ve emperyalizmeve faflizme karfl› demokratik halk iktida-r› fliar›n› hayk›rmak için alanlarda bu-luflmal›y›z!

(Yeni Demokrat Gençlik)

12 Eylül ürünü olan YÖK,üniversitelerde mücade-

leyi bitirebilmek için okul-dan atma ve

uzaklaflt›rmalardan çareumuyor. Halk gençli¤inin

paral› e¤itim nedeniylee¤itim hakk›ndan yoksun

b›rak›lmas›na, üniversitel-erdeki bask› ve at›lmalarefllik ediyor. Mezun olan-

lar›n büyük k›sm›n›nsürüklendi¤i iflsizlik, bu

ülkedeki pekçokemekçinin “kader”i gibigösteriyor. Tüm bunlarakarfl› gençli¤in öfkesinialanlara tafl›mak için 4

Kas›m’da Kad›köy’debuluflmaya!

Üniversitelerde özgürdüflünce zeminini

ortadan kald›ran disi-plin cezalar› sadece

ö¤rencileri de¤il,üniversitedeki tüm

kesimleri;akademisyenleri ve

üniversite çal›flanlar›n›da hedef al›yor.

Page 32: Say›: 2006-23 60 ‹nnssaannccaa yyaaflflaamm …partizanarsiv2.net/file/2018/03/OGYIK60.pdfolan Mehmet Emin Karamehmet(Çu-kurova Holding, Yap› Kredi ve Turk-cell’in sahibi)

Toplumun tüm kesimlerine yönelikartan sald›r›lardan üniversite ö¤rencileride pay›n› almaktad›r. Derinleflen eko-nomik ve politik kriz karfl›s›nda ken-disine muhalif güçleri zorla sustur-maktan baflka çare bulamayan faflistsistem, ulusal ve sosyal kurtulufl ta-leplerini yükselten gerillalara on bin-lerce askerle operasyonlar düzenle-mekte, hapishanelerdeki devrimcitutsaklar›n haklar›n› gasp ederek tec-ridi katmerlefltirmekte, direngen yan›törpülenemeyen Kürt halk›n› kontrasald›r›larla, linç kampanyalar› ile dizçöktürmeye çal›flmakta, devrimci vedemokratik kurum ve örgütlerde ça-l›flan devrimcilere yönelik gözalt› vetutuklama sald›r›lar›na h›z vermekte-dir. Bununla birlikte toplumun göreceen dinamik ve toplumsal sorunlara enduyarl› kesimlerinden biri olan üniver-site gençli¤ini ise YÖK’ün faflist yöne-timi alt›nda sindirmeye çal›flmaktad›r.

Gençlik kiminse, gelecek onundur!

Tüm dünyada oldu¤u gibi ülkemiz-de de yar›-ayd›n karakterinden kaynakl›üniversite gençli¤i toplumsal muhalefetiçinde canl›l›¤› ve duyarl›l›¤› ile özel biryere sahiptir. Türkiye Devrimci Hareke-ti’nin ortaya ç›k›fl›ndan günümüze ka-dar üniversite gençli¤inden ç›kan dev-

rimciler önemli roller oynamaktad›r.Bununla birlikte ö¤renci hareketinin ifl-çi ve köylü hareketi ile birleflti¤indedevlet için nas›l bir tehlikenin ortayaç›kt›¤› da tarihsel deneyimlerle bilin-mektedir.

Gençli¤in dinamizmiegemenleri korkutuyor!

Bu gerçekli¤in fark›nda olan faflistdüzen aç›s›ndan üniversite gençli¤i-

nin zapt u rapt alt›na al›nmas›, apoli-tiklefltirilerek toplumsal sorunlaraduyarl›l›¤›-

n›n körel-t i l m e s i ,

emperya-lizmin ta-leplerine uy-gun ucuzifl gücüolarak yetiflti-rilmesi büyükönem kazanmak-tad›r. ‹flte bu nedenle-dir ki egemen s›n›flar12 Eylül Askeri FaflistCuntas›’n›n ürünü olanYüksek Ö¤retim Kurulu’nabüyük de¤er vermektedir. Bunedenledir ki egemen s›n›f klik-leri aras›ndaki mücadelede YÖKönemli bir konu malzemesi halinegelmektedir. Yine bu nedenledir ki,üniversitelerdeki devrimci ve demokra-tik muhalefetin mücadelesinin önündekien büyük engel ve bu muhalefetin enönemli teflhir kayna¤› YÖK’ün kendisi-dir. K›saca bahsini etti¤imiz bu özellik-lerinden kaynakl› YÖK karfl›t› çal›flma-lar üniversiteli ö¤renci hareketi aç›s›n-dan gündemin en bafl›ndaki yerini al-maktad›r. Bu çal›flmalar içinde de 6Kas›m, gelenekselleflmesi aç›s›ndanö¤renci gençli¤in YÖK’e öfkesini gös-teren en kitlesel ve en militan eylemgünü olmaktad›r.

Günümüzde egemen s›n›flar›n üni-versiteli gençlik üzerindeki planlar› ol-dukça ciddidir. Emperyalizmin taleplerido¤rultusunda e¤itimin paral› hale geti-rilmesi, verilen hizmetlerin özellefltiril-mesi, ö¤rencilerin ö¤rencilik y›llar›ndave mezun olduktan sonra ucuz ifl gücüolarak çal›flmaya zorlan›lmas› vb. poli-tikalar en baflta yoksul halk çocuklar›n›etkilemektedir. YÖK’ün haz›rlad›¤›Yüksekö¤renim Stratejisi Taslak Ra-poru’nda da buna de¤inilerek itiraflar-da bulunulmaktad›r: “Düflük gelirgruplar›n›n e¤itime ay›rabildiklerie¤itim harcamalar›n›n milli gelirdekipaylar›ndan da düflük oldu¤u ve ikiaraflt›rma aras›ndaki on y›lda duru-mun daha kötüleflti¤i görülmektedir.Böyle bir durumda, e¤itimin f›rsat eflit-li¤ini sa¤lamas› de¤il, tersine daha dakötülefltirmesi söz konusudur.

Kaç kifli üniversiteye gidebiliyor?

Yüksekö¤retim harcamalar›n›n %20’lik gelir gruplar›na göre da¤›l›mlar›-na bakt›¤›m›zda en düflük % 20’lik gru-bun çocuklar›n›n yüksekö¤retim ku-rumlar›na ulaflamad›klar› anlafl›lmakta-d›r. Yüksekö¤retim harcamalar› alttanikinci ve üçüncü % 20’lik dilimde bafl-lamaktad›r.”

F›rsat eflitsizli¤inin en büyük ör-ne¤i olan ÖSS’yi geçerek üniversite-

y eg irenö ¤ re n -c i l e r eüniversi-tenin ar-d›ndan da-hi iyi birgelecek vaate d i l e m e -m e k t e d i r .E¤itim fakülte-lerinden mezun olanlar bir süre stajyerolarak çal›flt›r›lmakta, kadrolu çal›flmaimkânlar› ellerinden al›nmaktad›r. Mi-mar-mühendislik fakültesi ö¤rencileriyetkin mühendislik ad› alt›nda ucuz iflgücü olarak çal›flt›r›lmaya mecbur b›ra-k›lmak istenmektedir. Üniversite ö¤ren-cileri teknokentlerde özel flirketler içinçal›flt›r›lmakta, üniversitede hizmet ve-ren iflçiler ifllerinden at›l›p yerlerine ö¤-renciler çal›flt›r›lmak istenmektedir. Bi-limsel üretim ad›na hiçbir emarenin bu-lunamad›¤›, Kürt ulusundan ve çeflitlimilliyetlerden ö¤renciler için kendi ana-dillerinde e¤itimi bir yana b›rakal›mTürkçe e¤itim yerine ‹ngilizcenin yay-g›nlaflt›r›ld›¤› üniversitelere maddi kay-naklar giderek azalt›l›rken özel üniver-sitelere devlet bütçesinden paylar›n ay-r›ld›¤›/artt›r›ld›¤› bu dönemde egemen-

ler bu politikalara herhangi bir muhale-fete de tahammül gösterememektedir.

Bunun örnekleri son y›llarda so-ruflturmalarla, sivil faflist sald›r›larlaö¤renci hareketinin sindirilmeye çal›-fl›lmas›nda görülmektedir. En ufakhak talebinin üzerine büyük bir sald›-r› dalgas› ile yönelinmektedir. Özel-likle bu y›l ‹stanbul üniversitelerindeonlarca ö¤renci soruflturmalarla okul-dan at›lm›fl veya uzaklaflt›rma cezas› al-m›flt›r. Ö¤rencilerin en temel hakk› olan

söz ve ifade özgürlü¤üfaflist yönetmelik-lerle gasp edil-mektedir. ABD

iflgaline, yemek-hanenin özellefl-tirilmesine karfl›ç›kmak, daha

nitelikli bir e¤i-tim sistemi talep

etmek, daha iyi birgelecek istemek üni-

versitelerin faflistyönetimlerince

suç kabuledilmek-

t e d i r .Aç›k-

t › r

ki ö¤renci hareketini bast›rmaya/sin-dirmeye yönelik bu sald›r›lar ege-menlerin e¤itimin ticarilefltirmesi yo-lunda atacaklar› daha büyük ad›mla-r›n önündeki engelleri temizlemeamac›n› tafl›maktad›r.

Devam› sayfa 31’de

6 Kas›m’da anti-faflist sloganlar›m›zla

alanlarda buluflal›m!

Faflist bask›lar

ö¤renci hareketini

engelleyemeyecek!

Özellikle bu y›l ‹stanbulüniversitelerinde onlarcaö¤renci soruflturmalarla

okuldan at›lm›fl veya uzak-laflt›rma cezas› alm›flt›r.

Ö¤rencilerin en temel hakk›olan söz ve ifade özgürlü¤üfaflist yönetmeliklerle gasp

edilmektedir.

6 Kas›m YÖK karfl›t›protestolar› demokratik

üniversite talebiyle birlikteesas olarak anti-emperyal-ist, anti-faflist, militan bir

kitle eylemi olarak elealmal› ve emperyalizme vefaflizme karfl› demokratik

halk iktidar› fliar›n›hayk›rmak için alanlarda

buluflmal›y›z!

işçi-köylüÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

BÜROLAR

➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30

➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72

➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84

➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19

➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18

➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98

➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84

➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N

➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZERBask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk.No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT@mail: [email protected]@mail: [email protected]‹‹ZZ HHAALLKKIIZZ GGEELLEECCEEKK EELLLLEERR‹‹MM‹‹ZZDDEEDD‹‹RR