say›: 2005-25 35 u ummuutt ddaa¤¤llaarrddaadd››rr...

32
fiemdinli’de suçüstü yap›lan, Susurluk’ta ortaya dökülen ya da Trabzon’da, Rize’de ucuz kahramanl›k yaparak salyas›n› ak›tan katiller sürüsü ile bafl etmenin as›l yol ve yöntemi, devrim mücadelesini ateflini daha da yükseltmektir. Bu, tek tek faflistlere karfl› mücadeleden öte, faflist diktatör- lü¤e karfl› yürütülen halk savafl›n›n dolu dizgin gelifltirilmesiyle hayat bula- bilecektir. Bunun günümüzdeki özgün biçimi k›rlardaki gerilla savafl›d›r. Merkezi görev onun güçlendirilmesidir. Ana halkam›z budur. Bütün görevler buna tabi olarak flekillenmek durumundad›r. Herkes savafla odaklanmal›, geliflmesi için bulundu¤u mevziyi onun bir parças› haline getirmeyi bilmelidir. Faflizmi y›kacak, emperyalizmi süpürecek yegane yolun halk savafl› oldu¤u gerçe¤ini dünya halklar› dün oldu¤u gibi bugün de çeflitli siperlerden mufltuluyorlar. Bu gerçe¤i asl›nda en az bizim kadar düflmanlar›m›z da biliy- or. PKK “ekonomizm” ad›na olsa da ne zaman silaha sar›lsa düflmanda yaratt›¤› pani¤in cümle alem fark›ndad›r. De¤il fiemdinli, Yüksekova, Hakkari’de, bütün Türkiye Kürdistan’›nda ve Karadeniz’de korku da¤lar› beklemektedir. Türk Telekom’un yüzde 55 hisse- sinin, ‹srailli ifl adam› Sami Ofer’e devredilmesine iliflkin sözleflme 14 Kas›m’da imzaland›. Günlerdir “Te- lekom halk›nd›r, sat›lamaz”, “Tele- kom’u satanlar vatan haini” sloganla- r›yla eylem yapan Telekom çal›flanla- r› da Türkiye’nin birçok ilinde kap›- lar› kapatarak Telekom’un sat›lmas›- n› protesto ettiler ve sözleflmenin ip- talini istediler. 14 Kas›m’da Telekom Ankara ‹l Müdürlü¤ü’nün kap›lar›n› kapatan iflçiler 15 Kas›m’da da ‹stan- bul Gayrettepe’de bulunan Telekom ‹l Müdürlü¤ü binas›nda iflgal eylemi gerçeklefltirdiler. Sabah iflyerlerine giden iflçiler ifl- bafl› yapmayarak Telekom’un bah- çesinde eyleme geçtiler. Ancak sa- bah›n erken saatlerinden itibaren yo- ¤un y›¤›nak yapan Çevik Kuvvet ve Özel Harekat Timleri iflçilere gaz bombalar›yla sald›rarak Haber-‹fl ‹s- tanbul fiube Baflkan› Levent Doku- yucu, Haber-Sen 9 No’lu flube Bafl- kan› Ali Y›ld›z, Haber-Sen Disiplin Kurulu Baflkan› Enver Ifl›kl›, Türk Haber-Sen ‹stanbul fiube Baflkan› Ahmet Kurt ve ‹smail Özbalç›k, ‹sa Çimen, Metin Gündüz, Yener Ünal adl› iflçileri eylem bafllamadan önce savc›l›k taraf›ndan haz›rlanan tali- matnameye dayanarak gözalt›na al- d›. Sald›r›ya ra¤men geri çekilme- yen Telekom çal›flanlar› ve iflkolun- da örgütlü sendikalar kendilerini Te- lekom binas›na kapatarak binay› ifl- gal ettiler. Çevrede yo¤un önlem alan polis, iflçilere biber gaz› ve cop- larla sald›rd›. Biber gaz›ndan dolay› baz› iflçiler bayg›nl›k geçirirken, çok say›da iflçi de gözalt›na al›nd›. Polisin çevrede kurdu¤u abluka- dan içeri kimse al›nmazken kimlik kontrolü yap›lan iflçiler iflbafl› yap- malar› koflulunda ablukadan içeri al›n›rken içeri girmeyi baflaran iflçi- ler iflgal eylemine kat›ld›. Kap›lar›n arkas›nda kalan 200 kadar iflçi de Telekom önünde oturma eylemi ya- p›yor. Polisin sald›r›s›n› ve Telekom ifl- çilerinin iflgalini duyan demokratik kitle örgütleri de destek vermek için Gayrettepe’ye giderken iflçiler içer- de ve d›flar›da “Y›lg›nl›k yok direnifl var”, “Bu ülke bu halk sat›l›k de¤il, AKP sat›lm›flt›r”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Direne direne kazanaca¤›z”, “Gözalt›lar serbest b›- rak›ls›n”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›n› hayk›rmaya devam edi- yor. Bu arada eylem yerine gelen ara- lar›nda Türk-‹fl 1. Bölge Baflkan› Fa- ruk Büyükkucak’›n da bulundu¤u Türk-‹fl yöneticileri bir bas›n aç›kla- mas› yapt›lar. Gazetemiz yay›na ha- z›rland›¤› s›rada iflçilerin eylemi ha- len devam ediyordu. Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi de yapt›¤› yaz›l› aç›klamayla ifline, onuruna, ekme¤ine sahip ç›kan iflçi- lere yap›lan sald›r›y› k›narken her- kesi Telekom iflçilerinin eylemine destek vermeye ça¤›rd›. Say›: 2005-25 35 *Y›l:2 *18 Kas›m-1 Aral›k 2005 *Fiyat›: 75 YKr ISSN:1303-9350 Telekom’un gerçek sahipleri iflyerlerini iflgal etti! Umut da¤lardad›r, hesap da¤larla! Umut da¤lardad›r, hesap da¤larla! ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA www.iscikoylu.org

Upload: others

Post on 30-Jan-2021

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • fiemdinli’de suçüstü yap›lan, Susurluk’ta ortaya dökülen ya daTrabzon’da, Rize’de ucuz kahramanl›k yaparak salyas›n› ak›tan katillersürüsü ile bafl etmenin as›l yol ve yöntemi, devrim mücadelesini ateflini dahada yükseltmektir. Bu, tek tek faflistlere karfl› mücadeleden öte, faflist diktatör-lü¤e karfl› yürütülen halk savafl›n›n dolu dizgin gelifltirilmesiyle hayat bula-bilecektir. Bunun günümüzdeki özgün biçimi k›rlardaki gerilla savafl›d›r.Merkezi görev onun güçlendirilmesidir. Ana halkam›z budur. Bütün görevlerbuna tabi olarak flekillenmek durumundad›r. Herkes savafla odaklanmal›,

    geliflmesi için bulundu¤u mevziyi onun bir parças› haline getirmeyi bilmelidir. Faflizmi y›kacak, emperyalizmi süpürecek yegane yolun halk savafl›

    oldu¤u gerçe¤ini dünya halklar› dün oldu¤u gibi bugün de çeflitli siperlerdenmufltuluyorlar. Bu gerçe¤i asl›nda en az bizim kadar düflmanlar›m›z da biliy-or. PKK “ekonomizm” ad›na olsa da ne zaman silaha sar›lsa düflmandayaratt›¤› pani¤in cümle alem fark›ndad›r. De¤il fiemdinli, Yüksekova,Hakkari’de, bütün Türkiye Kürdistan’›nda ve Karadeniz’de korku da¤lar›beklemektedir.

    Türk Telekom’un yüzde 55 hisse-sinin, ‹srailli ifl adam› Sami Ofer’edevredilmesine iliflkin sözleflme 14Kas›m’da imzaland›. Günlerdir “Te-lekom halk›nd›r, sat›lamaz”, “Tele-kom’u satanlar vatan haini” sloganla-r›yla eylem yapan Telekom çal›flanla-r› da Türkiye’nin birçok ilinde kap›-lar› kapatarak Telekom’un sat›lmas›-n› protesto ettiler ve sözleflmenin ip-talini istediler. 14 Kas›m’da TelekomAnkara ‹l Müdürlü¤ü’nün kap›lar›n›kapatan iflçiler 15 Kas›m’da da ‹stan-bul Gayrettepe’de bulunan Telekom‹l Müdürlü¤ü binas›nda iflgal eylemigerçeklefltirdiler.

    Sabah iflyerlerine giden iflçiler ifl-bafl› yapmayarak Telekom’un bah-çesinde eyleme geçtiler. Ancak sa-

    bah›n erken saatlerinden itibaren yo-¤un y›¤›nak yapan Çevik Kuvvet veÖzel Harekat Timleri iflçilere gazbombalar›yla sald›rarak Haber-‹fl ‹s-tanbul fiube Baflkan› Levent Doku-yucu, Haber-Sen 9 No’lu flube Bafl-kan› Ali Y›ld›z, Haber-Sen DisiplinKurulu Baflkan› Enver Ifl›kl›, TürkHaber-Sen ‹stanbul fiube Baflkan›Ahmet Kurt ve ‹smail Özbalç›k, ‹saÇimen, Metin Gündüz, Yener Ünaladl› iflçileri eylem bafllamadan öncesavc›l›k taraf›ndan haz›rlanan tali-matnameye dayanarak gözalt›na al-d›. Sald›r›ya ra¤men geri çekilme-yen Telekom çal›flanlar› ve iflkolun-da örgütlü sendikalar kendilerini Te-lekom binas›na kapatarak binay› ifl-gal ettiler. Çevrede yo¤un önlem

    alan polis, iflçilere biber gaz› ve cop-larla sald›rd›. Biber gaz›ndan dolay›baz› iflçiler bayg›nl›k geçirirken, çoksay›da iflçi de gözalt›na al›nd›.

    Polisin çevrede kurdu¤u abluka-dan içeri kimse al›nmazken kimlikkontrolü yap›lan iflçiler iflbafl› yap-malar› koflulunda ablukadan içerial›n›rken içeri girmeyi baflaran iflçi-ler iflgal eylemine kat›ld›. Kap›lar›narkas›nda kalan 200 kadar iflçi deTelekom önünde oturma eylemi ya-p›yor.

    Polisin sald›r›s›n› ve Telekom ifl-çilerinin iflgalini duyan demokratikkitle örgütleri de destek vermek içinGayrettepe’ye giderken iflçiler içer-de ve d›flar›da “Y›lg›nl›k yok direniflvar”, “Bu ülke bu halk sat›l›k de¤il,

    AKP sat›lm›flt›r”, “Zafer direnenemekçinin olacak”, “Direne direnekazanaca¤›z”, “Gözalt›lar serbest b›-rak›ls›n”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”sloganlar›n› hayk›rmaya devam edi-yor.

    Bu arada eylem yerine gelen ara-lar›nda Türk-‹fl 1. Bölge Baflkan› Fa-ruk Büyükkucak’›n da bulundu¤uTürk-‹fl yöneticileri bir bas›n aç›kla-mas› yapt›lar. Gazetemiz yay›na ha-z›rland›¤› s›rada iflçilerin eylemi ha-len devam ediyordu.

    Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubeside yapt›¤› yaz›l› aç›klamayla ifline,onuruna, ekme¤ine sahip ç›kan iflçi-lere yap›lan sald›r›y› k›narken her-kesi Telekom iflçilerinin eyleminedestek vermeye ça¤›rd›.

    Say›: 2005-25 35 *Y›l:2 *18 Kas›m-1 Aral›k 2005 *Fiyat›: 75 YKr ISSN:1303-9350

    TTeelleekkoomm’’uunn ggeerrççeekk ssaahhiipplleerrii iiflflyyeerrlleerriinnii iiflflggaall eettttii!!

    UUmmuutt ddaa¤¤llaarrddaadd››rr,, hheessaapp ddaa¤¤llaarrllaa!!UUmmuutt ddaa¤¤llaarrddaadd››rr,, hheessaapp ddaa¤¤llaarrllaa!!

    ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

    www.iscikoylu.org

  • 18 Kasım-1 Aralık 2005 342

    ‹flçi-köylü gazetesi ile dayan›flma etkinli¤iZorlu bir sürecin a¤›r sorumlulukla-

    r›n› yüklenmifl durumda olan, ezilenlerive sömürülenleri zorlu süreçte do¤ru birmücadele çizgisinde, yürümesini sa¤la-yacak olan Türkiye ve Türkiye Kürdis-tan›, dahil olmak üzere dünyam›z›nfarkl› alanlar›nda, ulusal ve sosyal kur-tulufl mücadelesi yürüten devrimci vekomünistlerin mücadelelerini ç›plakgerçekli¤i ile bizlere ileten ve bu sorum-luluk bilinci ile yay›n yaflam›n› sürdü-ren, ‹flçi-köylü gazetesi ve di¤er devrim-ci bas›n› sahiplenerek, hem okuyucular›,hem de kitlelere ulaflt›ranlar› olmal›y›z.

    Ülkemiz co¤rafyas›nda Avrupa veonun oluflturdu¤u Avrupa Birli¤i birumut olarak, Kürt-Türk ve çeflitli milli-yetlerden halk›m›za sunulmak isteniyor.Bu eme¤e yak›n güçler taraf›ndan daöne ç›kart›larak destekleniyor. Gerçek-ler tarumar edilerek, reform paketleri al-datmalar› devrimci saflarda da kafa ka-r›flt›r›yor. Yoksul ve çilekefl halk›m›z,sözde AB ile birlikte gelecek refahtan,kalk›nmadan alacaklar› paylardan bah-sedilerek mücadeleden geri çekilmek is-teniyor. Oysa bu birlik eme¤in gasp› vehalklar›n özgürlük mücadelelerinin bas-t›r›lmas› ve yok edilmesi için oluflturul-mufl emperyalist bir birliktir.

    Bizler Avrupa’da yaflayan emekçilerolarak, sosyal hak gasplar›na, anti-teröryasalar›na ve yeni ç›kar›lan ve ç›kar›l-makta olan gerici yasalar›na, buna para-lel olarak gelifltirilmek istenen iç faflist-leflmeye karfl› aç›k durufl sergileyerekuygulanmakta olan bu politikalar› teflhiretmek sorumlulu¤uyla karfl› karfl›yay›z.

    Yaflad›¤›m›z ülkede 15-20 senelikbir geçmifli olan Türkiyeli toplumundankim diyebilir ki; 15 sene öncenin sosyalhaklar›yla flimdinin sosyal haklar› bir ve

    ayn›d›r.‹flsizlere veya çal›flamayanlara veri-

    len iflsizlik paras› bir kiflinin hangi ihti-yaçlar›n› karfl›layabilir.

    Geçmiflte ö¤rencilere sunulan geriödemesiz ö¤renci grantlar›n›n yerinialan ö¤renci kredileri, onlar› okulu bitir-di¤inde 40 bin pound civar›nda bir borçolarak sunulmakta.

    Sa¤l›k hizmetlerinin bu ülkede neboyutta bir keflmekeflli¤i bar›nd›rd›¤›ortada. Ve bu hizmetler yavafl yavaflözellefltirilmeye çal›fl›l›yor.

    Bu ekonomik sorunlar daha da art›r›-labilir. Biliyoruz ki özellikle AB’ninmotor gücü say›lan Almanya’da büyükrakamlara ulaflan iflsizlik sorunu bu k›ta-n›n hangi sorunlarla karfl› karfl›ya oldu-¤unun ipuçlar›n› vermektedir.

    Bizler burada Brezilyal› bir gencinnas›l yarg›s›z infaz edildi¤ine flahit ol-duk. Bizim ülkemizdeki yarg›s›z infaz-lar› aratmayacak flekilde polis fleflerininbu olay› nas›l yalanlarla kamuoyuna an-latt›¤›n› televizyonlardan izlemedik. 3ayl›k gözalt› süresi polis flefleri taraf›n-dan bu ülkede talep edilirken bugün butalep 28 günlük gözalt› süresi olarakLortlar kamaras›ndan geçmifl bulun-makta.

    ‹flte sözde Avrupa demokrasisi veözgürlükleri bunlard›r dostlar.

    Biz bunlara her geçen gün tan›kl›kediyoruz. Devrimci bas›n›n üzerindekibask› ve devlet teröründen ‹flçi Köylügazetesi de üzerine düflen pay› al›yor.Yaz›iflleri müdürleri hapis cezalar›naçarpt›r›l›yor, genel yay›n yönetmenlerionlarca y›la mahkum ediliyor, bürolar›bas›l›yor, her türlü araç gereci bask›n-larda tahrip ediliyor. Böyle bir süreçtebizler de bu gazeteyle dayan›flma göre-

    vini yerine getirmek zorunday›z. Yeni Terörle Mücadele Yasas› ile

    muhalif bas›n art›k daha da bask› alt›naal›nacak ve susturulmaya çal›fl›lacakt›r.Böyle bir süreçte ‹flçi Köylü gazetesi iledayan›flma gecesi yapmak ve bu geceyekat›lmak gerçekten çok önemli. Kitlele-re gerçek kurtuluflun nerede oldu¤unuyüksek sesle hayk›ran, Kürt, Türk ve çe-flitli milliyetlerden ezilen halk›m›z›n se-si, solu¤u olmaya çal›flan ‹flçi-köylü ga-zetesinin daha gür ve daha sistemli sesi-ni hayk›rabilmesi için bizler Londra dayaflayan ‹flçi-köylü gazetesi okurlar›olarak bu bilinçle hareket edip, gazete-

    miz ‹K ile dayan›flma gecesi düzenledik.Düzenlemifl oldu¤umuz gecede esasolarak ‹K’n›n amaçlar›n›n anlat›m›n›nd›fl›nda gece program›m›z içerisinde bu-lunan sanatç›lardan Arzu, Abidin, Ser-hat Tunç Ar›can ve Grup Hayk›r›fl’›ncoflkulu ve direnifl türküleri ile geceyekat›lan kitle üzerinde coflku ve olumluetki b›rakt›. Daha sonra sahne alan Ner-gizcan Halk oyunlar› ekibinin ard›n-dan Sinevizyon gösterimi ile program›-m›z son buldu. Yapm›fl oldu¤umuz ‹Kile dayan›flma gecesine 1000’ e yak›nkat›l›m sa¤land›.

    Londra ‹flçi Köylü Okurlar›

    Umut Yay›mc›l›k, yay›nlad›¤› kitaplardan seçtikleri ile oluflturdu-¤u e¤itim setini devrimci gençli¤in ideolojik-politik çal›flmas›na kat-k› sunmak için indirimli olarak sunmaktad›r.

    ‹‹NNDD‹‹RR‹‹MMLL‹‹ KK‹‹TTAAPP SSEETT‹‹==1100 YYTTLL

    (Yeni Demokrat Gençlik): 0212 521 34 30 (Tohum Kültür Merkezi): 0212 643 22 33

    ADRES: So¤anl› Mah. Mimar Sinan Cad. No:62/5 Bahçelievler- ‹STe-mail: [email protected]

    24 Aral›k Cumartesi10.00 – 11.00 Konferans›n aç›l›fl›

    / sayg› duruflu / enternasyonal marfl›/aç›l›fl konuflmas›

    11.00 – 13.00 Demokrasi mücade-lesinde gençli¤in rolü (50 dakika su-num- 65 dakika serbest kürsü)

    13.00 – 14.00 Yemek aras›14.00 – 15.30 Çal›flma Gruplar›-

    n›n ilk bölümünün toplant›s›14.30 – 15.30 Söylefli “E¤itimin

    Özellefltirilmesi”16.30 – 20.00 Anti-emperyalist

    mücadele ve enternasyonal dayan›fl-man›n önemi (1.5 saat sunum–2 saatserbest kürsü)

    25 Aral›k Pazar10.00 – 12.00 YDG Program›, ku-

    rumsallaflma meselesi ve örgütlenmesorunlar› (50 dakika sunum – 70 daki-ka serbest kürsü)

    12.00 – 12.45 Yemek12.45 – 14.15 Çal›flma gruplar›n›n

    ikinci bölümünün toplant›s›14.15 – 15.30 Program›n son hali-

    nin ve çal›flma gruplar›n›n sonuç bil-dirgelerinin okunmas›

    16.30 – 17.30 Bas›n aç›klamas›19.00 – 20.00 Yemek20.00 – 22.00 fienlik

    UUmmuutt YYaayy››mmcc››ll››kk’’ttaann ‹‹NNDD‹‹RR‹‹MMLL‹‹ KK‹‹TTAAPP SSEETT‹‹

    YYEENN‹‹ DDEEMMOOKKRRAATT GGEENNÇÇLL‹‹KK KKOONNFFEERRAANNSSIINNAA DDAAVVEETT!!

    GGeennççlliikk ggeelleeccee¤¤iinnee ssaahhiipp çç››kk››yyoorr!!2244––2255 AARRAALLIIKK 22000055

    TTOOHHUUMM KKÜÜLLTTÜÜRR MMEERRKKEEZZ‹‹--‹‹SSTTAANNBBUULL

    6 AYLIK: 10.200.000 1 YILLIK: 20.400.000

    NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z.

    Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.

    işçi-köylüsenin sesin!

    OKU-OKUT!ABONE OL!

    ABONE BUL! AB

    ON

    EL‹K

    fiAR

    TLA

    RI

  • Son birkaç y›l, emperyalizmin genel ola-rak dünyada ekonomik sars›nt› içerisinde ol-du¤unu kan›tlar durumdad›r. Nitekim gereksömürge, yar›-sömürge ülkelerde, gerekse de ka-pitalist-emperyalist ülkelerde alttan gelen sesleringit gide dinamikleflmesi, yönetenlere karfl› kaba-ran (örgütlü veya örgütsüz) öfkenin yans›ma-s›ndan baflka bir fley de¤ildir.

    Avrupa özgülünde emperyalizm, girmifl ol-du¤u krizi denetlemek amac›yla gereksinim duy-du¤u sald›r› politikalar›n› bir bir uygulamaktad›r.Tarihin belli kesitlerinde hayal k›r›kl›¤›na u¤ra-d›ysa da, esasta “sosyal refah” plan›n›n temel birhedefi olan “sömürücüye itaat etme anlay›fl›n›toplumun belle¤ine kaz›mak” perspektifi, süreçiçerisinde halk› kendi özünden kopard›. Direniflçive hak alma mücadelesinde ›srarc› gelene¤inezincir vurdu. Öfkesini güce dönüfltüren örgüt-lenme bilincine vurulan prangalar, seçimdenseçime, y›ldan y›la, günden güne a¤›rlaflt›r›ld›.Bu, burjuvazinin elde etmifl oldu¤u bir baflar›yd›.Fransa, burjuvazinin bu biçimde baflar›lara imzaatm›fl oldu¤u bir ülkedir. Ancak ayn› Fransa, ses-sizli¤i sa¤lama çal›flmas›na paralel olarak, sosyo-ekonomik yap›s›n›n gere¤i göçmenlerin ak›n etti-¤i bir ülkedir.

    Göçmenlerin ço¤unlu¤unun Afrikal› olma-lar›, Fransa’n›n istilac› tarihinin do¤al bir sonu-cudur. Nitekim 1955’ten 1962’ye CezayirliArap ve Kabiller, Fransa devletinin vahfli yü-züne son yar›m as›rl›k y›l içinde aç›ktan tan›kolan uluslard›r. Bu yüzden Cezayir halk›, Fran-sa devletine özel bir bak›fl aç›s›na sahiptir. Ancakbu, di¤er Afrika halklar›n›n bu tarzda uygulama-lara tabii tutulmad›klar› anlam›na gelmemektedir.Bilinir ki son üç y›l içinde, Fil Difli Sahilleri’ndeFransa emperyalizminin ç›karlar›na denk düflme-yen geliflmeler mevcuttu. Bu geliflmelerin karfl›-s›nda ise Fransa devleti askeri müdahaleyi tered-düt etmeden gerekli görmüfltü. Buna ba¤l› olarakülkedeki sorunlardan kaynakl› (ki bunun sorum-lusu yine Frans›z emperyalizmidir) Fransa’yaFil Difli Sahilleri’nden yeni bir göç dalgas› baflla-m›flt›. O ülkeden gelen göçmenleri, t›pk› göçmen-lerin ço¤unlu¤una yapt›¤› gibi insanca yaflam›nkoflullar›na uymayan çürümüfl binalara yerlefltir-miflti. Ve yine bilinir ki Nisan 2005’te 24, A¤us-tos’ta ise 24 olmak üzere toplam 48 Afrikal› göç-men bu binalarda ç›kan yang›n sonucu diri di-ri yanm›flt› (ço¤unlu¤u daha çocuktu). A¤ustos2005’te binalarda ç›kan alevlerde hayat›n› kaybe-den 17 göçmenin içinde yer alan ailesini kaybe-den 16 yafl›ndaki genç k›z, televizyon kamerala-r›ndan devlet yetkililerine hitap ederek sarf etti¤i“Ülkemizde ç›kan olaylardan dolay› bizleri ko-ruyaca¤›n›z› söylemifltiniz. Oradan buralara ka-dar geldik ve siz bizi böyle karfl›lad›n›z: yakarakkarfl›lad›n›z!” sözleri, bu vahfletin özünü ortayakoyma yönünde özel öneme sahiptir.

    ‹flte bu kesimler devlet taraf›ndan flantaj arac›olarak kullan›ld›lar, kullan›lmaktad›rlar. Ancak60’l› y›llar›n sonunda, ne flantaj politikas›, ne dedi¤er emperyalist politikalar geliflen iflçi s›n›f›n›nöfkeyle mayalanm›fl kabu¤unun parçalanmas›n›nönüne geçebilmiflti. Her bardak, olmas› gere-kenden bir damlac›k fazla suyla taflar. Ve Mart1968’de, Paris’in bir banliyösünde, Nanterre Üni-versitesi’nde ö¤rencilerin bir talebi, barda¤› tafl›r-maya vesile olabilmiflti. Eylemlerin gelifliminedi¤er ekonomik-sosyal talepler de eklenince, iflçisendikalar› da mücadelenin içinde yerlerini ald›.Devletin politikalar›na karfl› ayn› bütünün de¤iflikparçalar› olarak ö¤rencilerin, ayd›nlar›n, iflçilerinve küçük esnaflar›n birleflmeleri, eylemin içeri¤i-ni geniflletti ve niceli¤ini niteli¤e dönüfltürdü. Bugeliflmelerde, kuflkusuz devrimci örgütlerin eyle-me örgütsel olarak yön vermelerinin pay› büyük-tür. Çünkü bu süreç, ayn› zamanda liberal örgüt-lenmelerin bir bölümünün radikal örgütlenmelereevrildikleri bir süreç olarak Fransa’n›n mücadeletarihine yaz›ld›. ‹flte 70’li y›llardaki petrol krizin-den bu yana, buna benzer devrimci örgütlerinkadrolar›n›n zindanlara konulmufl olmas›ndan ve

    di¤erlerinin ise ideolojik arenada cephe de¤ifltir-mesinden dolay›, geliflen hareketlili¤e devrimcidinamizm de¤il, esasta demokratik dinamizm afl›-lanabilindi. Nihayetinde, bu zeminde bugünegelindi.

    Ve 70’ten bugüne kadar geçen otuz befl y›liçinde, Avrupa anlaflmalar› ve flifreli “G” zirvele-rinden ç›kan kararlar ba¤lam›nda uygulanan poli-tikalarda göçmenlere düflen pay, kendisini dahafliddetli hissettirmifltir. Nitekim göçmenleri, yanigeliflen hak alma mücadelesinde di¤er emekçilerkarfl›s›nda “joker kart›” olanlar› Fransa halk›n-dan soyutlamak için ele ald›klar› gettolaflt›rmapolitikas›, göçmenleri kimliksizlefltirme ve kifli-liksizlefltirmenin mayas›yla yo¤rulmufl kültürçat›flmas›nda bilinçli olarak bo¤dular. Eyfel kule-sinin bir vidas›n› takma u¤runa düflüp can verengöçmenlerin torunlar›n›, çeflitli sebeplerden dola-y› ülkesini terk edip Paris metrosunu delerkenpatlayan dinamitlerden dolay› ölenlerin torunlar›-n› ve di¤er tüm göçmenleri, öncesinde “iflyerlerive fabrikalar›n bulundu¤u yerlere yak›n ko-nutlar verece¤iz” söylemleriyle hayvanat bahçe-lerine koyar gibi bugün “gangsterlerin bölgesi”dedikleri getto tipli sitelere, banliyölerin ücra kö-flelerine yerlefltirildiler. Toplumun sosyal gelifli-minde yaflad›klar› sorunlar› dile getirirken, zerrekadar muhatap al›nmad›lar/al›nmamaktad›rlar.

    PAR‹S ‹NT‹FADASININ ‹LK TAfiI27 Ekim 2005’den bugüne alev alan göç-

    menlerin öfkesinin, Fransa devletinin günümüzekadar uygulanan göçmen politikas›n›n biriktirmifloldu¤u sorunlar›n sonucu oldu¤u bilinmektedir.Nitekim son birkaç ay, Fransa sokaklar› yenigörevlerle dolaflan polislere tan›kl›k etti. Bun-lar, UMP hükümetinin ‹çiflleri Bakan› NicolasSarkozy’nin s›n›r d›fl›larda rekor üstüne rekork›rmas› için yo¤un çaba harcayan özel görevli po-lislerdir. Görevleri, hukuksal sorunlar› henüz çö-zülmemifl göçmenlere b›kt›rma politikas›na uy-gun olarak psikolojik bask› ve “mümkün” ise s›-n›r d›fl› ifllemlerinde bulunmak. Bunun için, göç-menlerin yo¤un olduklar› bölgelere giderek so-kaklarda önlerine ç›kana kimlik kontrolü uygulu-yorlar. Hedefleri ise ilk sekiz ay içinde elde etmiflolduklar› performans›n hemen hemen ayn›s›n›y›lbafl›na kadar gerçeklefltirmek; yani yaklafl›k20.000 göçmeni Ocak ay›na kadar s›n›r d›fl› et-mek. Burada fluna vurgu yap›lmal›d›r ki, kimlikkontrolü sadece Avrupa Birli¤i’nin önümüzdekiy›llar için “nüfuz da¤›l›m› ve nüfuz dengesi”projesi gere¤i yap›lmas› gereken “göçmen azalt-ma” politikas›n›n aletidir. Buna genel olarak Av-rupa’da geliflen yabanc› düflmanl›¤› eklenince, bukontrollerin zaten toplumdan d›fltalanm›fl göç-menleri yeniden ve yeniden afla¤›layarak bürok-ratik-akademik kurumlardan ve ifl yerlerindeniyice soyutlaman›n politikas›na dönüflüyor.

    ‹flte ayn› politikan›n çeflitli araçlar›ndan olankimlik kontrolleri, Paris’in Chateau d’Eau met-rosunda Eylül sonu ve Ekim bafl›nda iki defa göç-menlerin tafll›-sopal› müdahalesiyle karfl›land›ysada, h›zla yo¤unlaflmaya devam etti. 27 Ekim’deise iki göçmen genç, kimlik kontrolü yap›lacak vebu yüzden de karakola götürülüp dayak yenilecekkorkusuyla bu polislerden kaçarken elektrik tra-folar›na tak›larak can verdiler. Oysa olay› incele-yen resmi heyetin raporuna göre, orada bulu-nan ve daha sonra gençleri kovalamak için 4araç takviye isteyenlerin esasta BAC’l› olduk-lar› (Anti-kriminal timleri) ortaya ç›kt›. Kova-lamacan›n ise tamamen “keyfi” bir tutum oldu¤uyine ayn› rapor içerisinde belirlendi. Bu olay üze-rinden ise meflru Paris ‹ntifadas›n›n ilk tafl›, ayn›tarihte göçmenlerin öfkesinin tutufltu¤u Clichy-sous-bois’da at›ld›. Ve Afrikal›, Ortado¤ulu, Kaf-

    kasl›, Asyal› ve hatta Avrupal› ezilen mazlumhalklar›n çocuklar›n›n kini tepkiyle birleflerek ya-k›lan atefllerle hoflnutsuzluklar› sert bir flekilde di-le getirildi. Dalga dalga ülkenin dört bir yan›nda-ki semtlerde kabaran öfkeyi tutuflturan Paris’tekiisyan atefllerinden korkan devlet yetkilileri, biryandan yat›flt›r›lmaya çal›fl›lsa da di¤er yandansarf ettikleri sözlerin büyüklü¤ünden tedirgin ol-duklar›n› saklam›yorlar.

    Bu süreçte gizli panik içerisinde olan beledi-ye baflkanlar›, devlet bakanlar› ve Baflbakan, geli-flen olaylar›n “perde arkas›n›” görmeye yelten-diler. “Kim bunlar› örgütlüyor” diye. Konu ileilgili medyaya yans›yan boyutun d›fl›nda bir ger-çek vard›r. O da, sokaklarda çat›flanlar›n sadeceAfrikal› göçmenler de¤il, genel olarak bütün göç-menlerin oldu¤udur. Sadece Müslümanlar de¤il,H›ristiyanlar, Budistler vb. din ve inançlara men-sup olanlar›n oldu¤udur. Ve yine medyan›n birdefas›nda “yanl›fll›kla” gösterdi¤i barikatlardabir genç taraf›ndan dalgalanan Mao’nun bayra¤›-n›n da kan›tlad›¤› gibi, sadece siyasal geliflmelereilgisiz olanlar de¤il, ayn› zamanda politik görüfl-leri do¤rultusunda orada bulunanlar›n oldu¤udur.Ve devlet yetkililerinin “bunlar›n peflinde ‹sla-mi örgüt ve mafyavari çeteler vard›r” tezi çü-rümüfl oldu. Bu tart›flma da olay› kapatamay›nca‹çiflleri Bakan› Sarkozy, olaylar›n hemen ard›n-dan kabul edilmedi¤inden dolay› ziyaret edeme-di¤i ölen göçmenlerin ailelerine arac›larla mesajyolluyordu. Güçsüzlü¤ünü gizlemeliydi. Çünküdevletin ona biçmifl oldu¤u misyon gere¤i, siste-min çürümüfllü¤ünün üstünü “kapatmal›d›r”.Bunun için derhal olay› bast›rmal› ve unutturma-l›yd›. Bir yandan polis teflkilatlar›na “görevinizgençlerle mahallede Rugby maç› yapmak de-¤il, onlar›n yanl›fll›klar›n› gerekli oldu¤u gibigöstermektir” derken, bunun ne anlama geldi¤i-ni kendisi yine aç›kça söylemektedir: “Onlar›tazyikli suyla temizleyece¤iz!”. Temizlik, pratikboyutuyla çevik kuvvetin (CRS’lerin) ak›n ak›nsiteleri kuflatmas›yla uygulan›rken, hukuksal ola-rak da “temizlenen göçmenleri” cezaevlerinekoymak için hapis cezas›na maruz kalma s›n›r›n›18’den 15’e indirmenin çal›flmalar› bafllad›. ZiraSarkozy’nin afla¤›lay›c› sözleri, semt gençli¤inebir savafl ilan› gibi yans›d› ki, olaylar bu konufl-malardan sonra bütün Fransa’ya yay›ld›. Büyükkentler, art›k sadece göçmenlerin de¤il, ›rkç›l›¤ave yabanc› düflmanl›¤›na karfl› olanlar›n, radikaleylemler gerçeklefltirmeye tereddüt etmeyenlerinyakt›klar› ateflle yanmaya bafllad›.

    Politik yönlendiricili¤inden yoksun olmas›n-dan kaynakl› eksikli¤e ve belirli yerlerde yanl›fl-l›klara düflülse de, haks›zl›¤a karfl› hakl› ve mefl-ru olanlar›n tepkisini ifade eden bu isyan, iktidar›do¤rudan hedefleyen bir örgütlenmeye ra¤mendüzeni ayakta tutmaya çal›flanlar› korkutmufl-tur/korkutmaktad›r. Bu yüzden hedef al›nan kara-kollar› dillendirmekten çok, araba, spor salonlar›,okul..vb… yerlerin yak›ld›¤›n› defalarca yans›t-may› tercih ediyorlar.

    Nitekim, eylemlerin bafllad›¤› günden flu anakadar, ço¤unlu¤unun serbest b›rak›ld›¤› üç bininüzerinde gözalt› yaflanm›flt›r. Fransa genelindeyaklafl›k alt› bine yak›n arac›n yak›ld›, devletinyirmi befl milyon Euro zarar etti¤i, on bir karako-lun sald›r›ya u¤rad› ve onlarca polisin yaraland›-¤› isyanda yüz yirmi göçmen tutuklanarak hapis-haneye konuldu. Cezayirlilerin direnifllerinin ol-du¤u dönemde, Fransa yasalar›na 3 Nisan1955’te giren ve pratikte 1 y›l süren uygulama ye-niden hayat hakk› buldu; soka¤a ç›kma yasa¤›Paris’in yedi bölgesinde uyguland›. fiu an, bu böl-gelerin birkaç›nda ve Fransa’n›n di¤er büyükkent semtlerinde (toplam 11 bölge olmak üzereesasta da Lyon ve Toulouse’da) bu uygulama

    hala sürmektedir. Buna uymay›p soka¤a ç›kanlar,iki ay hapis cezas› ve/veya 3750 Euro para ceza-s›na çarpt›r›lacak. Bu tarz bir çal›flmayla amaçla-nan› tek cümle ile UMP’li Raincy belediye bafl-kan› aç›klamaktad›r: “Ele geçirilen bölgelerikurtarmak”. Oysa her ne kadar Paris ve çevre-sinde araç yakma eylemlerinde bir azalma görün-se de, özellikle Paris d›fl›ndaki flehirlerde tafll› vemolotoflu eylemler için bir azalmadan söz etmekflu an için mümkün de¤il. Bu yüzden yirmincigünlerinde olan isyan, 60 çevik kuvvet merkezin-den 57’sini uyutmuyor.

    Baflbakan Dominique De Villepin, çözümiçin 2006 y›l›n›n bafl›nda semtlerde yeni ifl imkan-lar›n› sa¤lamak için 100 milyon Euro ay›rtaca¤›-n› söyledi. Bu miktar, yine sitelerde yeni sosyalve kültürel derneklerin aç›lmas›n› teflvik etmekiçin iktisadi yard›m olarak kullan›lacak. E¤itimalan›nda, art›k 16 yafl›nda de¤il, 14 yafl›ndan iti-baren gençlerin gelece¤ine yön verilecek (tabi kiburjuvazinin ç›karlar› do¤rultusunda. Ve böy-le bir yasan›n yürürlü¤e girmesi, art›k gençle-rin yasal olarak 14 yafl›nda çal›flabileceklerianlam›na geliyor. Bu da yine salt sosyal gerile-meyi de¤il, sistem mekanizmas›n›n bozuklu-¤unu/çürümüfllü¤ünü ifade etmektedir). Çö-züm reçetesi bu iken, “önlem reçetesi” ise bununkarfl›s›nda a¤›rl›¤›ndan ötürü yere gömülmekte-dir. 2006 y›l› ekonomik giderlerini ele alan parla-mentoda, Sarkozy güvenlik için (polis ve jan-darma teflkilatlar›n› maddi ve manevi bak›m-dan güçlendirmek için) 30 milyar Euro, yani çö-züm reçetesinin 300 kat›, yaklafl›k 1 milyar Euroolarak bilinen sosyal sigortalardaki a盤›n ise (kiayn› ‹çiflleri Bakan›, bu a盤› bahane edereksosyal haklar› k›s›tlam›flt›) 30 kat› daha a¤›r birpay ay›rtma girifliminde bulunaca¤›n› aç›klad›.Ekonomik kaosun yan›s›ra, hapishaneye girebile-ceklerin yafl s›n›r›n› 15’e indirmeyi hedeflerken,bu olaylarda yer alm›fl ve tutuklanm›fl göçmenle-rin, oturum ka¤›d› olsun veya olmas›n, en k›sa za-manda s›n›r d›fl› edilmeleri için gerekeni yapaca-¤›n› 9 Kas›m’da parlamentoda ifade etti. Kuflku-suz devletin her sald›r›s›, kitlelerde bir tepki görü-yor. Ancak devlet, burjuvazinin as›rl›k yönetmeve yönlendirme deney ve tecrübesinden yola ç›-karak, do¤ru bir çal›flma tarz› izleyen ve iktidar›hedefleyen bir örgütlenmenin bofllu¤undan fay-dalanarak bu tepkiler üzerinden yeni sald›r› dal-galar›n› yaratma ustal›¤›n› göstermektedir. Bununiçin tepkiler ani bir ivme sa¤larken, etkisinin düfl-mesi de bir o kadar ani olmaktad›r.

    Paris’ten bütün Fransa’ya yay›lan alev, gü-cünde bir zay›flama olsa da henüz sönmüfl de¤il-dir. Genel olarak kitle deste¤inin ve politik yön-lendiricili¤in eksikli¤i ile beraber DKÖ’lerinüzerlerine düfleni tam anlam›yla yerine getirme-melerinin bu zay›flamada pay› vard›r. NitekimFransa güneyinde Eylül ay›nda denizcilerin ey-lemleri, 8 Kas›m’da EDF’nin özellefltirilme poli-tikas›na karfl› yürüyen binlerin eylemi, haklar›n›savunmak ve iflten atmalar› teflhir etmek içinEkim ay›nda grev yap›p barikatlar kuran postaneiflçilerinin eylemi, önümüzdeki befl y›l içinde at›l-mas› planlanan SNCF demiryollar› iflçilerinin di-le getirdikleri tepkiler ve göçmenlerin isyan›ndan›rkç›l›k ba¤lam›nda hükümete karfl› isyana evri-len olaylar ayn› sorunun de¤iflik versiyonlar› ol-mas›na karfl›n birbirinden kopuk olarak gerçek-lefltiler. Eylemlerin bütünlü¤ü, politik örgütlümüdahaleler üzerinden yap›lmas›, göçmenler-le halk›n di¤er kesiminin ortak sorunlar›n çö-zümü için birleflmesini sa¤layacakt›r.

    Günümüz koflullar›nda, göçmenlerin tutuflanöfkelerinin de gösterdi¤i gibi sosyal tabakan›npatlamas› için bir fitilin yanmas› yeterlidir. Sar-kozy flahs›nda UMP hükümetinin politik uygula-y›c›l›¤› ve ›rkç› tutumlar› bu süreci sadece h›zlan-d›rmaktad›r. Bu yüzden Sarkozy’nin “tazyikli su-lar›”, ne göçmenlerin yakt›klar› isyan ateflini, nede kabaran emekçilerin öfkelerini söndüremeye-cektir. Olsa olsa, kendi suni atefliyle saltanat›n›kül edecektir.

    18 Kasım-1 Aralık 200535 3

    ‹‹ffllaass eeddeenn ddeevvlleettiinn ppoolliittiikkaass›› ddee¤¤iill,, oonnuunn ssiisstteemmiiddiirr!!

    MMaahhaallllee kk››vv››llcc››mm››nnddaann üüllkkee aatteeflfliinnee,, GGÖÖÇÇMMEENNLLEERR‹‹NN ‹‹SSYYAANNII AAYYDDIINNLLAATTTTII!!

  • Rize Belediye Baflkan› Halil Bak›rc›,faflistlerin TAYAD’l›lara yönelik linç sald›-r›s› ile ilgili yapt›¤› aç›klamada, “E¤er on-lar oldu¤unu bilsem inip ben de vurur-dum. Halk›m›z onlara gereken cevab› ver-di. Bir daha buraya gelmeye cesaret ede-mezler. Gelirlerse çok farkl› olur. Bir da-ha bu kadar kolay kurtulamazlar.”(04.11.05) diye “ucuz kahramanl›k” yap›p,meydan okudu. Bu “cesareti” ona ordusu,hükümeti, yarg›s›, polis teflkilat›, kontr-ge-rillas›, k›sacas› bütün kurumlar› ile faflistdiktatörlük vermektedir. Aksi takdirde bü-tün katliamc›lar, iflkenceciler, linççiler vezalimler gibi korkak oldu¤u muhakkakolan pek hevesli Halil Bak›rc›; linçe ifltiraketme gibi bir alçakl›¤›/flerefsizli¤i, “haysi-yetli” bir davran›fl/görev olarak aç›ktan be-nimseyemez, destekleyemez, övemezdi.

    B›rakal›m AKP Rize milletvekili Ab-dülkadir Kart’›n “Derslerini ald›lar. Birdaha buraya gelmeye cesaret edemezler.”sözleriyle aç›ktan destek beyanat›n›; kendiyandafllar›n›n bas›n yoluyla uluorta yapt›¤›uyar›lara karfl›n, usulen de olsa BelediyeBaflkan›n›n “uygunsuz cüretine” iliflkinherhangi bir aç›klama yapmamakla AKPyönetimi ve hükümeti; linç sald›r›lar›n›niçinde oldu¤unu bir kez daha ispatlam›flt›r.Polislerin, “provokasyon olur, haflat ettiri-riz sizi” tehditlerinin gerçe¤e dönüfltü¤üRize sald›r›lar›; t›pk› Trabzon, Afyon, Bo-züyük, Ayval›k, Eskiflehir ve di¤er bir diziilçe ve beldede oldu¤u gibi, TAYAD’l›devrimciler ya da DEHAP’l› yurtseverlerflahs›nda, bütün ilerici, devrimci, demok-rat güçlere, halka karfl› yap›lm›flt›r. Bu bi-linçle anlafl›lmas›, gö¤üslenmesi, yan›tlan-mas› gerekmektedir.

    Adana’daki bayrak provokasyonu ilekampanyaya çevrilmesinin ard›ndan Trab-zon’la bafllay›p Rize’ye uzanan linçler,“bölücü teröre karfl› y›llar›n getirdi¤i bi-rikimin sonucu, halk›n tepkisi” olarak ni-telendiriliyor, “vatandafl hassasiyeti” ola-rak meflru k›l›n›yordu. Merkezi otoriteninorganizasyonu alt›nda resmi ve sivil faflist-lerin birlikte kotard›klar› bu sald›r›lar,“halk eylemi” olarak gösterilmeye çal›fl›l›-yor, kitleleri provoke etmek için her türlüpropaganda yürütülüyordu.

    “Gizli Anayasa” olarak kabul görenMilli Güvenlik Siyaset Belgesi(MBSB)’nin bas›na “s›zd›r›lan” son dü-zenlemesinde, “afl›r› sa¤›n” iç tehdit unsu-ru olmaktan ç›kar›lmas›yla (1997’de “ül-kücü” mafya, denetim d›fl› ifllere kay›ncatali de olsa iç tehdit unsurlar› aras›nda sa-y›lm›flt›), sivil faflistlerin (MHP, BBP ve di-¤er benzeri yap›lanmalar) resmi ittifakgüç oldu¤u ilan edildi. Birbirini tamamla-yan bu geliflmeler yeni sürecin nas›l örül-dü¤ünü gözler önüne sermektedir.

    Yürürlükteki 1982 anayasas› askeri-fa-flist karakterine karfl›n uygulamada “illega-le” düflerken, MGSB’nin “gizli” ve “gi-zemli” yan› giderek kaybolmaktad›r. Ko-flullardaki geliflmelerin yaratt›¤› bu durumaparalel faflist diktatörlü¤ün pervas›zl›¤› art-

    maktad›r. “Geliflmeler”den kas›t, s›n›fsalçeliflkilerin keskinleflmesi ve s›n›f mücade-lesinin yo¤unlaflmas›d›r. “Öncelikli teh-dit” kategorisinin içerisine yeniden “afl›r›sol”un dahil edilmesi de bunun bir baflkagöstergesidir. Türk Ceza Kanunu ve Ceza-lar›n ‹nfaz› Kanunu’nda de¤ifliklikler ya-p›lmas› ve ard›ndan Terörle Mücadele Ka-nunu’nda esasl› düzenlemelere gidilmesiiçin haz›rl›klara giriflilmesi de hakim s›n›f-lar›n bu kapsamdaki tasarruflar›d›r.

    MGSB’nin “gizli” yan›n› a盤a vuran,bir yandan para-medyaya bilinçli s›zd›rma-larla egemenlerin kendisi olurken, bir yan-dan da fiemdinli’deki gibi suçüstü yapt›r›l-mas›n›n ard›ndan ortaya serilenler ve tak›-n›lan tutumlard›r. Özellikle son aylardafiemdinli a¤›rl›kl› olmak üzere Hakkari veYüksekova’da halk› hedef alan ço¤u bom-balamal› kontra eylemlerini gerçeklefltiren-lerin, Mehmet A¤ar’›n deyimi ile “acemi-lik” yapmas› sonucu bu kez yakay› halk›neline vermesi ve araba içinde silahlar, mal-zemeler, listeler, krokiler, ajanda dahil birçok somut delili de kapt›rmas› hakim s›n›f-lar aç›s›ndan büyük bir “talihsizlik” olmufl-tur.

    Bütün bunlara karfl›n, Susurluk’taki“kaza” ile meydana gelen “flanss›zl›¤›” afl-may› nas›l baflard›larsa bu badireden ç›k-mak için de pek zorlanmayacaklar›n› düflü-nüyor olsalar gerek ki, oldukça rahat dav-ranmaktad›rlar. Mehmet A¤ar’›n olaylar›nfailleri taraf›ndan yard›m istenmek üzeretelefonla aranmas›n›, ba¤lant›s›na/suçlulu-¤una yeni bir kan›t de¤il de övünç vesilesiolarak deflifre etmesinden; Kara Kuvvetle-ri Komutan› Yaflar Büyükan›t’›n sald›r›la-r›n suçüstü yakalanan en önemli failine, “Oastsubay çok iyi Kürtçe bilir. KuzeyIrak’ta görev yapm›flt›r. Ben Diyarba-k›r’da görev yaparken de yan›mdayd›. ‹yibir askerdir.” (11.11.05) sözleriyle kefil ol-mas›na kadar kritik noktadaki tutumlar,olacaklar› haber vermektedir.

    Tayyip, A. Gül, A. Aksu, C. Çiçek, B.Ar›nç gibilerinin, Susurluk dönemindekibenzer makam iflgalcileri gibi, “sonunakadar gidece¤iz”, “iflin ucu kime var›yor-sa takipçisi olaca¤›z”, “arkas›nda kimvarsa ortaya ç›karaca¤›z” türünden sözle-ri, klasik palavralard›r. Ha keza Yarg›tayBaflkan› Osman Arslan’›n, A. Necdet Se-zer’in, C. Çiçek’in ve de Hilmi Özkök’ün“Türk yarg›s›na sayg›m›z büyüktür.”,“yarg›ya sonsuz güven duyuyoruz” vb.sözleri de büyük aldatmaca içermektedir.En iyi ihtimalle baz› tetikçilerin feda edil-mesiyle sonuçlanacak bir “soruflturma”n›nard›ndan bu “ifl kazas›” da atlat›lmaya ça-l›fl›lacakt›r.

    “Susurluk uzmanl›¤›” ile flöhretini art›-ran Fikri Sa¤lar’dan Sürekli Ayd›nl›k ‹çinBir Dakika Karanl›k Kampanyas›’n›n giri-flimcisi kimi flahsiyetlere, reformist parti veçevrelerden özellikle yurtsever kesime ka-dar önemli bir grubun birbirlerini de etkile-yerek yapt›klar› aç›klamalardan anlafl›l-maktad›r ki, AKP hükümetinden beklenti

    içerisine girilmifltir. Yer yer fiemdinli halk›-n›n katillerin yakas›na yap›flmas›na da de-¤inilen demeçlerde, meselenin bu yan› vehalk›n bu gerçekli¤i ile soruna sahip ç›k›l-mas›n›n esas al›nmas› unutulmakta, suçortaklar›ndan “adalet” beklenmektedir.

    Tayyip Erdo¤an’›n “Kürt sorunu be-nim de sorunumdur.” manevras›n›n ard›n-dan baflta ulusal hareket olmak üzere kimi“ayd›n”lardan reformist çevrelere neredey-se “umut” seferberli¤i ilan edilmifl, bunaKürt halk›ndan baflka herkes (!) itibar et-miflti. Gözlerden kaçmas› imkâns›z sonnoktay›, bas›na aç›ktan yans›yan flu deme-ciyle Tayyip koyuyor ve bugün paçay› kap-t›ran katillere de mesaj vermifl oluyordu:

    “Her gün bir baflka ilimizde, al bayra-¤a sar›l› flehit cenazesi kald›r›rken, analara¤larken, bebeler yetim kal›rken Türki-ye’de kimse bu noktada art›k sab›r istemehakk›na sahip de¤ildir. fiu gerçek herkestaraf›ndan, özellikle de bölgede sorumlu-lu¤u olanlar taraf›ndan bilinmelidir. Mil-letimiz bölgedeki terörist odaklar›n temiz-lenmesi için etkin ad›mlar›n at›lmas›n›bizden bekliyor. Bu konuda gere¤ininvaktinde, zamanlamas›n›n da iyi yap›l-mak kayd›yla yerine getirilebilece¤inin bi-linmesini tekrar burada hat›rlat›yorum.”(18.10.05)

    Susurluk olay›n›n deflifre etti¤i ve fiem-dinli’nin alt›n› bir kez daha kal›n bir biçim-de çizdi¤i “devlet” gerçe¤i bir türlü anlafl›-lamamaktad›r. “Devlet” denilen olgunun,bütün legal-illegal kurumlar› ve yasalar›y-la/kurallar›yla bir bütün oldu¤u ve yukar›-dan afla¤›ya canl› bir organizma gibi iflledi-¤i kavranamamaktad›r. Ayk›r›l›¤›n kabuledilemezli¤i, istisnan›n tan›nmazl›¤› ve hal-ka düflmanl›¤›n esasl›¤›, bu mekanizman›ndesturudur. Sömürü ve fliddet bu sisteminmayas›nda vard›r. Bunlar olmadan komp-rador burjuvazi ve toprak a¤alar›n›n dikta-törlü¤ü ayakta kalamaz. Bu mayan›n yo¤-rulmas›yla ortaya ç›kan rejimin üstüne ku-rulan dekorda her türlü oyun tezgahlanmak-tad›r: “Demokrasi ad›na parlamento, seçim-le kurulmufl bir hükümet, tarafs›z bir cum-hurbaflkan›, vatan›n› koruyan bir ordu, ba-¤›ms›z mahkemeler, bilimsel üretim yapanüniversiteler, halka hizmet için seçimle ifl-bafl›na gelen yerel yönetimler”, vb… Bu,devletin bir bak›ma legal (yasal) yüzüdür.

    Kutlu Savafl’›n, resmi raporunda(Ocak 1998); “Susurluk Olay› nedir? Ka-s›m 1996’dan itibaren faili meçhul olay-lar adeta b›çakla kesilir gibi durmufltur.Susurluk iflte budur.” (sf. 16), “Devletinilgili tüm kurumlar› bu ifl ve eylemlerdenhaberdard›r.” (sf. 74), “Susurluk Anka-ra’daki tercihlerden kaynaklanm›fl,OHAL bölgesinde yetiflmifl ve ülkenin bü-yük merkezlerine tafl›nm›fl, oralardaki uy-gun olay, kifli ve guruplar› bünyesine ala-rak genifllemifltir. Neticede çok yönlü vederinli¤ine bir iliflkiler yuma¤› oluflmufl,devlet kurumlar› ve yöneticiler bilerek bil-meyerek devrede olmufllard›r.” (sf. 100)sözleriyle, zorlanarak ve esasen elindekibelgeler-bilgilere göre üstü kapal› ve ek-sik de olsa tespitini yapt›¤› Susurluk gerçe-¤i ise devletin illegal (yasad›fl›) yüzünüresmetmektedir. Yasalar›n yetmedi¤i yerde,daha “pratik” yöntemlerin uygulanmas›için ölüm mangalar›n›n örgütlenip hareketegeçirilmesi ...

    Jandarma Genel Komutan› Fevzi Tür-keri’nin henüz soruflturman›n bafl›nda, do-

    ¤al olarak olaylardan önceden haberli vekendinden çok emin bir biçimde “Ne ilgisivar. Olay lokaldir. fiemdinli ile Susurlukaras›nda ba¤lant› kurulamaz.” sözleriyletepki vermesi ve devamla, geliflmeleri sap-t›rmak ve yürütülen kontra faaliyetini mefl-rulaflt›rmak için, “O bölge ‹ran ve Irak s›-n›r›na yak›n. Hat›rlayacaks›n›z ilk PKKeylemleri de Eruh, fiemdinli bölgesindeoldu.” (11.11.05) fleklinde konuflmas› an-laml›d›r.

    Fevzi Türkeri’nin “lokal” sözleri, kur-durdu¤u kontra ekibinin faaliyet alan› aç›-s›ndan do¤ru olabilir. Ancak bunun Susur-luk gibi “merkezi” nitelikte olmad›¤› flek-lindeki itiraz› büyük bir yalan ve çarp›tma-dan ibarettir. fiu çok iyi bilinmelidir ki, em-peryalizmin ve faflizmin kontra türü faali-yetleri, ad› üstünde “karfl›” organizasyon-lard›r. Yani, s›n›f mücadelesi (genellikle si-lahl› mücadele) nerede ivme kazan›yorsaorada devreye girmekte gecikmez. Örgüt-lenme tarz›, kulland›¤› yöntemler, propa-ganda biçimleri, seçti¤i hedefler, gerçek-lefltirdi¤i eylemler büyük ölçüde benzerlikarz eder. Bunlar dünya ölçe¤inde bir diziülkede oldu¤u gibi, ülkemizin yak›n geç-miflinde de yaflanm›flt›r ve yaflanmaktad›r.

    fiemdinli’de yaflananlar bu çerçevedeanlafl›lmal›d›r. Son süreçte özellikle an›lanbölgede geliflen mücadeleye müdahaleamaçl› “özel” olarak örgütlenen ve eylem-lere giriflen Jitem çeteleri ifl üzerinde ya-kay› halka kapt›r›nca “rastlanmad›k” birdurum ortaya ç›km›flt›r. Bu geliflme çeflitliplatformlar arac›l›¤›yla devrimci-demokra-tik-yurtsever güçler taraf›ndan iyi de¤er-lendirilmelidir. Son sald›r› ve yakalamaolay›n›n tan›klar›, belgeleri ve di¤er bir di-zi kan›t ortadad›r.

    Ancak fiemdinli’de suçüstü yap›lan,Susurluk’ta ortaya dökülen ya da Trab-zon’da Rize’de ucuz kahramanl›k yaparaksalyas›n› ak›tan katiller sürüsü ile bafl et-menin as›l yol ve yöntemi, devrim müca-delesini ateflini daha da yükseltmektir. Bu,tek tek faflistlere karfl› mücadeleden öte, fa-flist diktatörlü¤e karfl› yürütülen halk sava-fl›n›n dolu dizgin gelifltirilmesiyle hayatbulabilecektir. Bunun günümüzdeki özgünbiçimi k›rlardaki gerilla savafl›d›r. Merke-zi görev onun güçlendirilmesidir. Ana hal-kam›z budur. Bütün görevler buna tabiolarak flekillenmek durumundad›r. Herkessavafla odaklanmal›, geliflmesi için bulun-du¤u mevziyi onun bir parças› haline ge-tirmeyi bilmelidir.

    Faflizmi y›kacak, emperyalizmi süpüre-cek yegane yolun halk savafl› oldu¤u ger-çe¤ini dünya halklar› dün oldu¤u gibi bu-gün de çeflitli siperlerden mufltuluyorlar.Bu gerçe¤i asl›nda en az bizim kadar düfl-manlar›m›z da biliyor. PKK “ekonomizm”ad›na olsa da ne zaman silaha sar›lsa düfl-manda yaratt›¤› pani¤in cümle alem far-k›ndad›r. De¤il fiemdinli, Yüksekova, Hak-kari’de, bütün Türkiye Kürdistan’›nda veKaradeniz’de korku da¤lar› beklemekte-dir. Bize do¤ru yolda oldu¤umuz mesaj›n›veriyorlar. Mao Zedung yoldafl›n dedi¤igibi, “Düflman bize sald›r›yorsa, bu bizimiyi fleyler yapt›¤›m›z› gösteriyor.”

    Linçler, kontralar, iflkenceler, katli-amlar, provokasyonlar bofluna örgütlen-miyor. Bunlar›n artmas› hakim s›n›fla-r›n zorda oldu¤unu göstermektedir. Öy-leyse daha fazla yüklenmenin zaman›-d›r!

    18 Kasım-1 Aralık 2005 354

    SS››nn››ffssaall BBaakk››flflHALK TÜRKÜSÜ SÖYLER MAVZER KURfiUNU:

    UMUT DA⁄LARDADIR, HESAP DA⁄LARDA!

  • 18 Kasım-1 Aralık 200535 5

    Hâkim s›n›flar sömürülerini ve iktidar-lar›n› korumak için devlet arac›l›¤›yla hertürlü yöntemi kullan›rlar. Devlet zor veideolojik ayg›tlar›yla emekçilerin bilinci-nin geliflmesinin, ekonomik demokratikhaklar›n› almalar›n›n ve esas olarak s›n›fbilinci kazanarak siyasal iktidar bilinciyledonanmalar›n›n önüne geçmeye çal›fl›r.Bunun için zor, fliddet, bask›, y›ld›rma,ideolojik yönlendirme, demagoji, di¤erbir deyiflle halk›n bilincini buland›ra-cak, örgütlenmesini engelleyecek hertürlü sald›r›ya baflvururlar.

    Günümüz aç›s›ndan yelpazesi geniflle-yen bu sald›r›lar devletin sömürü ve zul-münü yeni yasal k›l›flar›yla (TMY, C‹K,TCK vb.) yo¤unlaflt›rma sürecinden baflkabir fley de¤ildir.

    Bugün devletin fiemdinli’de tezgâhla-d›¤› son sald›r› ve akabinde geliflen tepki-lere karfl› gelifltirilen sald›r›lara imza atan-lar, Telekom’u pazara ç›karan, Çorlu’da,Gönen’de iflçilerin sendikal örgütlenmesi-ne tahammülsüzce sald›ranlard›r. Özellefl-tirme sald›r›lar›yla iflsizlik girdab›na soku-lan, her türlü demokratik hakk› gasp edi-len, ulusal kimli¤i yok say›lan emekçilereiki kap› gösterilmekte; Ya açl›¤›n, yoksul-lu¤un ve her türlü demokratik hak veözgürlü¤ün yok say›ld›¤› bir girdaptabo¤ulmak ya da tüm bunlara karfl› ç›k›pörgütlenerek, kurtuluflun yolunu ad›m-

    lamak. Geliflmesi olas›dan öteye mutlak-laflan toplumsal muhalefeti engellemeninyeni manevralar› olan bu sald›r›lar, ezilenemekçi y›¤›nlar›n örgütlülü¤ü ile püskür-tülebilecektir. Ezilen emekçilere yöneltilenbu sald›r›lara karfl› politik bir zeminde kar-fl› durmak, yan›t olmak, mücadele zemini-ni yükseltmek bütün devrimci-demokratikkurumlar›n asli görevidir. ‹flçi s›n›f›n›n enöz örgütlülü¤ü olan sendikalar da bunlar-dan biridir. ‹flçi s›n›f›n›n bugün örgütlüoldu¤u var olan sar› sendikalar›n buperspektiften ne derece uzak oldu¤u or-tadad›r. Bu sonucu do¤uran elbette önce-likle devrimci ve komünist hareketin iflçis›n›f› ve sendikalar içindeki c›l›z örgütlü-lü¤üdür. Bu bofllu¤u kullanan hâkim s›n›f-lar emekçilerin mücadelesinin önüne geç-mek için emekçilerin öz örgütlülükleriolan sendikalar›n yönetimlerine kendileri-nin sömürülerine engel olmayacak yöneti-cileri getirmifl durumdalar. Ya da bunabenzer olarak gerici sendikalar kurarakemekçilerin birlikten gelen gücünü böl-müfllerdir. Lafta devrimci özde ise di¤ergerici sendika yönetimlerinden fark› olma-yan (zira pratiklerine bakarak bunu ra-hatça görebiliriz) bu demagoji makinele-rinin yapt›klar› tek fley gerçek bir hak almamücadelesinin, gerçek bir ilerlemenin önü-ne geçmektir. Gerici söylemin pratik aya-¤›n› oluflturmak bunlara düflmektedir. 12

    Eylül darbesinin y›ldönümünde egemens›n›flar›n ça¤r›lar›na uyarak mitingekat›lmama karar› almak bunlar›n nemenem bir devrimci ilerici hatta de-mokrat olduklar›n› göstermeye yeterli-dir. Bu tabloda varolan sendikalardan iflçis›n›f›n› ekonomik-demokratik-sosyal hak-lar çerçevesinde örgütlemesi beklenemez.Bu durumda iflçi ve emekçilerin bu sendi-kalara karfl› duruflu ne olmal›d›r?

    ‹flçiler, emekçiler aç›s›ndan sendikala-r›ndan vazgeçmek emeklerinin sömürüsü-nü art›r›c›, çal›flma koflullar›n›n daha dakötüleflmesi, sosyal haklar›n›n t›rpanlan-mas› vb. sonuçlar do¤uracakt›r. Emekçi s›-n›flar hiçbir durumda sendikalar›ndan vaz-geçme tutumuna girmemelidir. ‹flçi veemekçilerin yapmalar› gereken egemen s›-n›flar›n Truva atlar›n› bafllar›ndan def et-mek ve sendikalar›na sahip ç›kmak olma-l›d›r.

    Emekçi s›n›flar›n örgütlenme ve müca-deleye sevk edilmesinde ikinci temel veesas etken komünist partisi ve onun güçle-rinin durumudur. Burada flu sesler yüksele-bilir; “‹yi de emekçiler kendi haklar› içink›l›n› k›p›rdatm›yor” ya da “o kadarzorluklar yafl›yorlar, yine de hiç sesleriç›km›yor”; yine bunlarla özde ayn› olan“emekçilerin keyfi yerinde hak alma gi-bi devrim gibi dertleri yok.” Bu tür ser-zenifller ve yak›nmalar› çokça duyar›z. Busöylemlerin özünde kitlelere, halka karfl›güvensizlik vard›r. Burada söylenecek tekfley iflçi ve emekçilerin sömürü ve zulmün-den hiç de memnun olmad›¤› gerçe¤idir.Sorun örgütsüz ve hareketsiz tepkinin ör-gütlü bir güce dönüfltürülmesi ve bununlayükümlü olan devrimci ve komünistlerin

    bunu yapma iradesini, azmini, cüretini bü-yütmesi, bu noktada düflülen kavray›fls›z-l›klar› ortadan kald›rmas›d›r.

    Unutulmamal›d›r ki, devrimi iflçi veemekçilerin y›k›c› gücüyle örme iddias›n-da olanlar›n, Marksizm-Leninizm-Ma-oizm’i kavramamas› ya da içsellefltireme-mesi kitlelere güvensizli¤in yan›nda dahabirçok yetmezli¤i beraberinde getirmekte-dir. ‹flçi ve emekçilerin gündeminden kop-ma; örgütlü oldu¤u halde bireyci davran-ma; bu temelde elindeki olanaklar›, biriki-mi örgüte sunmama; sorunlara ideolojik vepolitik bakmak yerine kiflisellefltirme vetepkiselleflme; kendi bildi¤ini okuma; mü-cadeleye kendini yeterince vermeme; poli-tik yönelime ayak direme; politik yönelimiyarat›c› tarzda uygulamama vb. anlay›fllarmutlaka afl›lmas› gereken eksikliklerdir.

    ‹flçi ve emekçilerin gündemindenkopuldu¤unda, bu gündemler üzerin-den örülen muhalefetin örgütleyeniolunmad›¤›nda emekçilerin örgütlen-mesini mücadeleye girmelerini engelle-mifl oluruz. Egemen s›n›flar› ve onlar›nobjektif ve subjektif iflbirlikçilerini yanireformist, revizyonist, oportünist güçlerialt etmek proleter s›n›f bilinciyle donanm›flparti militanlar›n›n, kadrolar›n›n mücadeleazimlerini gelifltirmelerine, bilimsel yak-laflmalar›na, sab›rl› ama cesaretle faaliyetsürdürmelerine ba¤l›d›r. Dünya ve Türki-ye’deki iflçi hareketinden edindi¤imiz biri-kim ve tecrübeyle ve esas olarak da Mark-sizm-Leninizm-Maoizm’in yol gösterici-li¤inde devrimci demokrat iflçi (emekçi)hareketi yaratmak önümüzde duran en bü-yük görevlerimizden biridir. Bunun içingörevlerimize dört elle sar›lmal›y›z.

    Emekçinin Gündemi

    SINIFIN GÜNDEMLER‹NDEN KOPMADANGÖREVLER‹M‹ZE SARILALIM!

    Çorlu’daki ‹leri Deri direnifli 17 fiu-bat’tan bu yana devam ediyor. ‹leri Deri’deyetki davas›n› Deri-‹fl kazanm›flt›. Yetkiye pat-ronun itiraz› sonucu dava temyiz edildiyse de,Yarg›tay’dan yetki karar› ç›kt›. Deri-‹fl Sendi-kas› Çal›flma Bakanl›¤›’ndan bu iflyeri ad›natoplu sözleflme yapabilmek için yetki tespitibekliyor. Yetki tespiti geldikten sonra Deri-‹flSendikas› patrona ça¤r› yaparak görüflmelerebafllayacak. Birsinler Deri’de ise Temmuzay›nda bafllayan direnifl devam ediyor. Buradada yetki davas› kazan›ld›. fiu anda iki iflyeriiçin de toplu sözleflme yapabilmek için yetkibekleniyor. Çorlu’da patronlar örgütlenmeninönüne geçebilmek için her türlü yolu deniyor-lar. ‹leri ve Birsinler Deri’de sendikan›n ka-zan›m› deri havzas›n› hareketlendirecek. Bura-daki direniflin kazan›mla sonuçlanmamas› içinpatronlar ortak hareket etmektedirler. Bununlabirlikte patronlar devletin kolluk güçlerini dearkalar›na alarak sald›r›lar›n› art›rmaktad›r.Direniflteki iflçilerin çad›rlar› polis taraf›n-dan yak›lm›fl, iflçiler birçok kez gözalt›naal›nm›fllard›. Patronun tüm sald›r›lar›nakarfl› Çorlu iflçileri direnifllerine kararl›l›k-la devam ediyor.

    Gönen’de ise tüm iflyerlerindeki direnifldevam ediyor. Ancak baz› iflyerlerinde sezonbitti¤inden dolay› iflyerleri çal›flt›r›lm›yor.Sendikal› iflçiler kap› önüne koyuluyor. Bura-da da 22 Temmuz’dan itibaren 260 iflçi dire-niflte. 6 aydan fazla süresi olan, 30’un üzerin-de iflçi çal›flt›ran yerlerde ifle iade davalar› aç›l-d›. Bu 147 iflçiyi kaps›yor. 30’dan az iflçi çal›fl-

    t›r›lan yerlerde sendikal tazminat davalar› aç›-lacak. Gönen’de de patronlar›n ve polisin iflçi-ler üzerindeki sald›r›lar› devam ediyor. ‹fle ia-de mahkemelerinin görülece¤i gün mahkemeönüne emniyet güçleri yo¤un y›¤›nak yap›yor.Gönen’de de çad›rlar yak›l›p, y›k›l›yor. Bura-da çad›rlar Belediye taraf›ndan akflam sökülüpgötürülüyor. Birkaç kez sendikan›n ve iflçileringiriflimi sonucu çad›rlar belediyeden geri al›n-sa da çad›rlara Belediye müdahale ediyor. ‹flçi-ler üzerindeki psikolojik bask› devam ediyor.

    Sermayenin tüm sald›r›lar›na karfl› Gö-nen ve Çorlu iflçisi kararl›l›kla direnifle de-vam ediyor. Toplam 300 iflçinin mücadelesiaylard›r devam ederken direnifller di¤er ifl kol-lar›ndan ve bas›ndan yeterli deste¤i göremi-yor. Direniflteki iflçilerin masraflar› Deri-‹flSendikas› taraf›ndan karfl›lanmaya çal›fl›l›rkenmücadelenin uzun süreye yay›lmas› sendikay›da maddi anlamda zor durumda b›rakmakta-d›r. Di¤er sendikalardan maddi, manevi destekgelmemesi direniflin uzun vadede daha da zor-lanmas›n› beraberinde getirecektir. Burada s›-n›f sendikac›l›¤› yapt›¤›n›, s›n›ftan yana oldu-¤unu söyleyen sendikalara önemli bir görevdüflmektedir.

    Çorlu’da, Gönen’de, Serna-Seral’de ya-flanacak olan bir kazan›m sadece buradaki sen-dikalar›n ya da iflçilerinin bir kazan›m› de¤il,iflçi s›n›f›n›n bir kazan›m› olacakt›r. Bu kaza-n›mlar di¤er iflkollar›na örnek olacakt›r. Bunedenle direniflteki iflçiler ziyaret edilmeli,yaln›z b›rak›lmamal› maddi ve manevi olarakdesteklenmelidir. (Kartal)

    ÇÇoorrlluu vvee GGöönneenn’’ddee ddeerrii iiflflççiilleerrii ttüümm ssaalldd››rr››llaarraa kkaarrflfl››AAYYLLAARRDDIIRR DD‹‹RREENN‹‹fifiLLEERR‹‹NN‹‹ SSÜÜRRDDÜÜRRÜÜYYOORRLLAARR!!

    Deri-‹fl sendikas›na üye olduklar› içiniflten at›lan ve direnifle bafllayan ‹leri De-ri ve Birsinler Deri iflçilerinin direniflikararl›l›kla devam ederken, toplumun çe-flitli kesimleri iflçileri destekliyor. 10 ayayak›n bir zamand›r iflyerleri önünde çad›rkurarak direnen Çorlu Deri iflçileri bu sü-reç boyunca gerek patronlar gerekse dejandarma-polis bask›s›yla karfl› karfl›yakalm›fl, iflyerlerinin ad› Müge Deri ola-rak de¤ifltirilmifl, çad›rlar› yak›lm›fl, gö-zalt›na al›nm›fl, tehdit edilmifllerdi. ‹lkgünkü kararl›l›klar›yla hakl› mücadelele-rine devam eden deri iflçileri son olarak 9Kas›m’da yani ‹leri Deri patronu taraf›n-dan iflçilere aç›lm›fl olan dava duruflmas›-n›n oldu¤u gün “yol kesip adam dövme,‹leri Deri’de flu an çal›flan iflçilerin iflegitmemesi için evlerine kadar giderektehdit etme, rahats›z etme” vb. gerekçe-lerle gözalt›na al›nd›lar. Gözalt›na al›naniflçilerin bir k›sm› ayn› gün b›rak›l›rken 7kifli, 24 saat karakolda tutulduktan sonraSavc›l›k taraf›ndan serbest b›rak›ld›.

    Sürekli olarak benzer sald›r›larla ves›k›nt›larla karfl›laflan deri iflçilerinin buonurlu ve kararl› direnifllerinde onlar›yaln›z b›rakmayan foto¤raf sanatç›lar› dadirenifli farkl› bölgelerde kamuoyunungündemine tafl›mak, genifl kesimlerindeste¤ini sa¤lamak, ayn› zamanda dire-niflte olan 54 iflçinin sorunlar›n› anlatmakiçin 13 Kas›m’da Taksim Tramvay dura-

    ¤›nda bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›kla-may› yapan sanatç›lardan Sayg›n Serda-ro¤lu, foto¤rafç›lar›n sadece do¤a man-zaralar› ve egzotik yerleri de¤il toplumdayaflanan olumsuzluklar› da paylaflt›klar›n›söyledi. Ve Coca Cola, Serna Seral, Ba-l›kesir Gönen ve Çerkezköy’deki SerfilTekstil iflçilerinin bugüne kadar neleryaflad›klar›n› anlatt›.

    Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Çor-lu’ya giden foto¤raf sanatç›lar› burada‹leri Deri iflçilerini ziyaret ederek onlar›ns›k›nt›lar›n› dinledi ve foto¤raf çekti. Ya-p›lan s›cak sohbetlerden sonra Çorlu Be-lediyesi önüne giden deri iflçileri ve sa-natç›lar burada da yapt›klar› bas›n aç›kla-mas›yla genel olarak iflçilerin sorunlar›nade¤inerek deri iflçilerinin direniflini anlat-t›lar Çorlu halk›na. Aç›klamay› yapanMetin Avdaç ifllerinden at›lan iflçilerinsendikal› olarak ifllerine geri dönmeleriniisterken “Bugünden itibaren objektifle-rimize benzer olumsuz geliflmelerin ya-flanmamas› için baflta sendikalar ol-mak üzere tüm emekçileri, ayd›nlar›ve duyarl› insanlar›, birlikte mücadeleetmeye ça¤›r›yoruz” dedi. Çevrenin deilgi gösterdi¤i aç›klamada iflçiler “Direnedirene kazanaca¤›z”, “Deri iflçisi yaln›zde¤ildir”, “Susma sustukça s›ra sanagelecek”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” vbsloganlar at›l›rken eyleme E¤itim-Sen’liö¤retmenler de destek verdi. (‹stanbul)

    FFoottoo¤¤rraaff ssaannaattçç››llaarr›› ddiirreenniiflfltteekkii DDEERR‹‹ ‹‹fifiÇÇ‹‹LLEERR‹‹NN‹‹ ZZ‹‹YYAARREETT EETTTT‹‹!!

  • Diyarbak›r’›n Bismil ilçesindeki pa-muk üreticileri bu y›l ektikleri pamu¤un ta-ban fiyat›n›n düflük olmas› nedeniyle pa-muk üretiminden vazgeçme noktas›na gel-diklerini belirtirken, tar›m iflçileri ise olum-suz çal›flma koflullar›na ra¤men üreticininpara kazanamamas› nedeniyle kendilerininde haklar›n› alamad›klar›na dikkat çektiler.Üreticinin ve tar›m iflçilerinin birleflti¤inokta ise sorunun çözümü için taban fiyat-lar›n›n yükseltilmesi.

    D‹HA’ya aç›klama yapan köylüler y›l-lard›r pamuk ekerek geçimlerini sa¤lad›kla-r›n›, ancak son 2 y›ld›r ektikleri pamuktanzarar ettiklerini söylüyorlar. Bu köylüler-den Hüseyin Saruhan, geçen y›l oldu¤ugibi bu y›l da pamuk taban fiyat›n›n düflükoldu¤unu ve zararlar›n› karfl›layamayaca¤›-n› belirtti.

    Ürettikleri pamuktan kendilerine kârkalmad›¤›n›n alt›n› çizen Saruhan “Tabanfiyat› düflük ve devletin verdi¤i teflvik azolunca zarar ediyoruz. Elektrik, iflçi veçavufl paras›ndan dolay› elimizde hiçbirfley kalm›yor. Her y›l yeteri kadar iflçi

    al›rken, bu y›l günlük ödedi¤imiz ücretaz oldu¤undan bu say› yar›ya indi” dedi.

    Pamu¤u toplamak için iflçi bulamad›k-lar›na da dikkat çeken Saruhan “Pamuktanzarar etti¤imiz için ve iflçilere verdi¤imizyevmiye az oldu¤u için, tarlada çal›flt›ra-cak iflçi bulam›yoruz. Bu y›l iflçi bulama-d›¤›m için Mardin, Cizre vb. illere kadargittim, ama sadece 50 iflçi bulabildim. ‹fl-çilerin az olmas› ve k›fl›n yaklaflmas›ylapamu¤un bir k›sm› yerde kalacak” diyekonufltu.

    Yaklafl›k 15 y›ld›r pamuk tarlalar›na ifl-

    çi toplayarak “çavuflluk” yapan HüseyinEkin ise, son 3 y›ld›r pamu¤un fiyat›n›ndüflmesi nedeniyle para kazanamad›klar›n›belirtti. ‹flçilerin günlük yevmiyesinin çapaiçin 10 milyon, toplanan pamuk için ise ki-lo bafl›na 100-120 bin lira oldu¤unu kayde-den Ekin, “Pamuk taban fiyat› yükselme-di¤i için, pamuk sahipleri de iflçilerinyevmiyelerini art›ram›yor. Her fley devle-tin elinde” dedi.

    ‹flçilerin emeklerinin karfl›l›¤›n› alama-d›¤›na iflaret eden Ekin “‹flçiler sabahtanakflama kadar güneflin alt›nda, devaml›e¤ildikleri için hastalan›yor. Sürekli hasta-l›k geçirmelerine ra¤men paras›zl›ktan te-davilerini yapt›ram›yorlar” dedi. Pamu¤unde¤eri ve taban fiyat› art›r›lmad›¤› takdirdebirçok köylünün pamu¤u b›rakaca¤›n› vur-gulayan Ekin “Pamuk ekilmezse birçokinsan iflsiz kalacak. Bu koflullar köylüyüzorluyor. Köylüler art›k pamuk üretimi-ni b›rakmaya bafllad›lar” diye konufltu.

    Pamuk taban fiyat›n›n düflük olmas› ne-deniyle emeklerinin karfl›l›¤›n› alamad›kla-r›na dikkat çeken fienay Akbulut ise “12kardefliz ve babam yafll› oldu¤u için çal›fla-m›yor. Evde ben ve erkek kardeflim çal›fl›-yoruz. 7 y›ld›r pamuk iflçili¤i yap›yoruz,ama bugüne kadar eme¤imizin karfl›l›¤›n›alamad›k. Oysa en zor ifli biz yap›yoruz vebüyük emek harc›yoruz. Sabahtan akflamakadar belimiz e¤ik, pamuk topluyoruz. Ve

    ellerimiz yara bere içinde sürekli kan›yor.Kald›ramayaca¤›m›z a¤›rl›ktaki pamuk te-lizlerini tafl›yoruz” ifadesini kulland›.

    Ald›klar› yevmiyenin kendilerine yet-medi¤ini ancak çal›flmak zorunda oldukla-r›n› dile getiren Zeynep Koluman ise,“Bütün gün güneflin alt›nda pamuk toplu-yor ve 60-70 kilo pamuk tafl›yoruz. Günlükyevmiyemiz 10 milyona geliyor. 12 saat ça-l›flmam›za ra¤men ald›¤›m›z para bize yet-miyor” dedi.

    Ailesine maddi katk›da bulunmak içinçal›flt›¤›n› belirten Sevda Duman da, ge-çim kap›lar›n›n pamuk tarlalar› oldu¤u içingelmek zorunda olduklar›n›n alt›n› çizerek,“Evin geçimini annemle birlikte çal›fla-rak sa¤l›yoruz. Maddi durumumuz iyiolmad›¤› için okuyamad›m, çal›flmak zo-runda kald›m. Ellerimiz pamuk toplamak-tan kan›yor ve yara oluyor. S›cak oldu¤uiçin so¤uk su yerine s›cak su içmek zorun-da kal›yoruz” dedi.

    Maddi durumlar›n›n iyi olmad›¤› içinokula gidemedi¤ini ve pamuk tarlas›nda ça-l›flmak zorunda kald›¤›na iflaret eden fienayEkin ise “14 yafl›nday›m ve evde 9 karde-fliz. Ben ve babam çal›fl›yoruz. Durumumuziyi olmad›¤› için ailem beni okula gönder-medi. Yapt›¤›m›z ifl çok zor. Günlük yevmi-yemiz 6-7 milyon ve günde 50-100 kiloaras› pamuk topluyoruz” diye konufltu.

    (H. Merkezi)

    Türkiye Ziraat Odalar› Birli-¤i (TZOB) Genel Bakan› fiemsiBayraktar, 2006 tar›m bütçesinintar›m› ayakta bile tutamayaca¤›n›belirterek, “2006 tar›m desteklemebütçesi, çiftçi için, ‘mesle¤ini b›-rak’ demektir” dedi.

    Tar›m bütçesine iliflkin yaz›l›aç›klama yapan Bayraktar, Türki-ye’nin tar›m sektörü için daha fazlakaynak ay›rmay› göze almak duru-munda oldu¤unu belirterek, “Amagörülüyor ki; ülkemiz henüz bu ger-çe¤in fark›nda de¤ildir. ‹flte 2006Bütçesi; tar›ma sadece 4 milyarYTL ödenek ayr›lm›flt›r” dedi. Büt-çeden tar›m destekleri için ayr›lan

    kayna¤›n›n “Tar›ma önem veriyo-ruz” fleklinde sunulmas›n›n gerçek-çi ve samimi olmad›¤›n› ifade edenBayraktar, “Bu bütçe ile tar›m›ndesteklenmesi mümkün de¤ildir”dedi.

    TBMM’de bulunan Tar›m Ka-nun Tasar›s›’nda, tar›m› desteklemeiçin “Bütçe’den ayr›lacak kaynak,Gayri Safi Milli Hâs›lan›n yüzde2’sinden az olamaz” hükmünün yerald›¤›na iflaret eden Bayraktar, flun-lar› ifade etti:

    “Kanun tasar›s›ndaki büyüklü-¤ü dikkate ald›¤›m›zda, tar›ma ayr›-lacak destekleme bütçesinin 10 mil-yar YTL’nin alt›na düflmemesi gere-kir. Tar›m gere¤i gibi destekleneme-di¤i için, Türkiye ekonomisi büyür-ken tar›m bu büyümeden nasibinialamamaktad›r. Çünkü sadece des-tekler de¤il, tar›msal yat›r›mlar içinayr›lan kaynaklar da yetersiz kal-maktad›r. Tar›mda yap›sal sorunla-r›n çözümü daha fazla kamu yat›r›-m›yla mümkün olacakt›r.”

    Dünyada tar›m bütçelerineönem verildi¤ini belirten Bayraktar,Türkiye’nin de bu sürece ayak uy-

    durmak durumunda oldu¤unu vur-gulayarak, “DTÖ anlaflmalar› so-nucu dünyada tar›m ürünleri ti-caretinin daha serbest hale gele-ce¤i öngörüldü¤üne göre, önü-müzdeki dönemde korumalarazalaca¤› için art›k iç fiyatlardagerileme süreci yaflanacakt›r. Budurumu ülkemiz aç›s›ndan genelolarak de¤erlendirirsek, girdi mali-yetlerinin azalt›lmas›, prim ve di¤erdo¤rudan desteklerin art›r›larak üre-ticilerin fiyat düflmelerinden kay-naklanan kay›plar›n›n telafi edilme-si gerekmektedir. Bunu yapabilmekiçin yeterli ve ihtiyac› karfl›layabile-cek büyüklükte tar›msal desteklemebütçesine ihtiyaç vard›r” dedi.

    Türkiye’nin son y›llarda ay›rd›-¤› kaynaklarla ne tar›m›n› rekabetçibir yap›ya kavuflturabilece¤ini, nede müzakere aflamas›na geldi¤iAB’ye uyum sa¤layabilece¤ini sa-vunan Bayraktar, “Art›k, AB ra-porlar›nda yer alan 11 milyar Av-ro rakamlar›n› tar›m› desteklen-mesi için düflünmeye ve uygula-maya bafllama zaman› gelmifltir”dedi. (H. Merkezi)

    Diyarbak›r’›n Bismil ‹lçe-si’nde topraklar›n›n a¤a taraf›n-dan hileyle ellerinden al›nd›¤›n›belirterek a¤aya baflkald›ran Si-nan ve Aslano¤lu köylülerininhaklar›n› aramak için kurduklar›sendika flubesi aç›ld›.

    Tüm Köy-Sen’in Bismil fiu-besi düzenlenen törenle aç›ld›.Tüm Köy-Sen Bismil fiube Bafl-kan› Halil Duru, bölgede ve Bis-mil’de yaflad›klar› sorunlar›n çokfarkl› boyutlarda oldu¤unu belir-terek, bir yandan a¤alarla bir yan-dan da toprakla u¤raflt›klar›n› be-lirtti. Toprak sorununun Türki-ye’de ciddi bir sorun oldu¤unu di-le getiren Duru, konuflmas›n› flöy-le sürdürdü:

    “Ülkemizde AB uyum yasa-lar› bahane edilerek tar›ma ve-rilen yüzde 5’lik deste¤in de ke-silmesini istiyorlar. AB ülkele-rinde yüzde 50’lere varan des-teklerle tar›m korunmaktad›r.Çiftçinin ald›¤› bile devlet taraf›n-dan ödenmektedir. Ülkemizde iseverilen krediler yüzde 150 oran›n-da faizlerle geri al›nmakta. Bu du-

    rumda biz nas›l komflular›m›zlarekabet edelim.”

    Aç›l›flta konuflan Tüm Köy-Sen Genel Baflkan› fievki Konurise, Türkiye’de köylülerin s›k›nt›-lar›n› ancak birleflerek atlataca¤›n›söyledi. Hiçbir partinin yada ku-ruluflun kuyrukçulu¤unu yapma-d›klar›n› ve yapmayacaklar›n› be-lirterek, köy köy dolafl›p örgütlen-diklerini ifade etti. Yapt›klar› ça-l›flmalar sonucunda 100’ün üze-rinde flube açt›klar›na ve her ge-çen gün de bunun artt›¤›na dikkatçeken Konur, “Biz bu köylülereyard›mc› olmak zorunday›z,yoksa bu köylüler köylerindenolacaklar. Büyük flehirlerde pe-riflan olacaklar. Bu vatan› atala-r›m›z beraber kurdu, Kürdüyle,Türküyle biz bu topraklar› ya-flan›l›r k›laca¤›z” dedi.

    Aslano¤lu köylülerinin gü-venlik gerekçesiyle kat›lmad›klar›aç›l›fl töreni, “Bismil köylüsü yal-n›z de¤ildir”, “Topraklar bizim-dir, bizim olacak”, “‹flte köylü, ifl-te sendika” sloganlar› eflli¤indesona erdi. (H. Merkezi)

    18 Kasım-1 Aralık 2005 356

    Diyarbak›r’›n Bismil ilçesindeki pamuk üreticileri bu y›l ektikleripamu¤un taban fiyat›n›n düflük olmas› nedeniyle pamuk üretimindenvazgeçme noktas›na geldiklerini belirtirken, tar›m iflçileri ise olum-suz çal›flma koflullar›na ra¤men üreticinin para kazanamamas› nede-niyle kendilerinin de haklar›n› alamad›klar›na dikkat çektiler. Üreti-cinin ve tar›m iflçilerinin birleflti¤i nokta ise sorunun çözümü için ta-ban fiyatlar›n›n yükseltilmesi.

    ÜÜrreettiiccii ddee,, ttaarr››mm iiflflççiissii ddee ddeevvlleettiinn eelliinnddeenn ççeekkiiyyoorr!!

    ÜÜrreettiiccii ddee,, ttaarr››mm iiflflççiissii ddee ddeevvlleettiinn eelliinnddeenn ççeekkiiyyoorr!! TTüümm KKööyy--SSeenn’’iinn BBiissmmiill fifiuubbeessii aaçç››lldd››

    Hüseyin Ekin

  • Türk Mühendis ve Mimar Odala-r› Birli¤i’ne (TMMOB) ba¤l› Haritave Kadastro Mühendisleri Odas›(HKMO) ile Ziraat MühendisleriOdas› (ZMO) taraf›ndan fianl›urfa’dadüzenlenen Toprak Reformu Kongre-si sona erdi. Kongrenin sonuç bildirge-sinde tar›m›n gerçek ve stratejik birsektör olarak yeniden yap›lanmas›, üre-timi ve üreticiyi destekleyen politika-larla yaflanan olumsuz sürecin durduru-larak ulusal tar›m politikalar›n›n uygu-lamaya konmas› gerekti¤i vurguland›.

    fianl›urfa’da 11-12 Kas›m tarihle-rinde düzenlenen Toprak ReformuKongresi’nin sonuç bildirgesi aç›klan-d›. Bildirgeye göre, üretim yap›lar› ka-dar demokratik yaflam› da yak›ndan il-gilendiren ve egemen güçlerce unuttu-rulmaya çal›fl›lan toprak reformu konu-sunda küreselleflmenin y›k›c› etkileriaç›kça görülüyor. Toprak reformu eko-nomik, toplumsal ve siyasal boyutlar›olan ve çok boyutlu bir yaklafl›mla çö-zülebilecek bir sorun de¤il. Sorununözünü oluflturan toprak mülkiyeti ta-r›msal yap›dan soyutlanarak de¤erlen-dirilemez. Tar›m sektörü yap›sal sorun-

    larla karfl› karfl›ya. Halen birçok yöredetopraks›z ya da az toprakl› köylü yaflammücadelesi veriyor. Kirac›l›k, ortakç›-l›k ve yar›c›l›k düzeni belli kurallaraba¤lanmam›fl durumda. Toprak refor-mu hedefleriyle tutarl› biçimde tapu vekadastro sorunlar› da çözülemedi. Top-rak reformu kapsam›nda de¤erlendiril-mesi gereken hazine arazileri ise sat›la-m›yor. Tar›msal yap›daki bozukluk-lar ve toprak mülkiyetindeki denge-sizlikler ülke çap›nda günümüz ko-flullar›n› göz önüne alan bir toprakreformunu gerekli k›l›yor. Toprak re-formu sorunsal›, k›rsal ve kentsel alan›kapsayacak flekilde topra¤› ve insan›korumak gelifltirmek için do¤adan veemekten yana bir sistem de¤iflikli¤ifleklinde ele al›nmak zorunda. Sonuçbildirgesine göre, toprak reformunailiflkin flunlar yap›lmal›:

    * “Yeryüzünde üretilemeyen ve ko-layca yok edilebilen tek kaynak olantoprak ile ilgili tüm çal›flmalar öncelik-li olarak belirlenen stratejik hedeflerdo¤rultusunda yürütülmelidir.

    * Tar›m gerçek ve stratejik bir sek-tör olarak yeniden yap›lanmal›, üretimi

    ve üreticiyi destekleyen politikalarlayaflanan olumsuz süreç durdurulmal›,ulusal tar›m politikalar› uygulamayakonmal›d›r.

    * Tar›mda toprak mülkiyet yap›s›,yoksul halk›n ç›karlar› do¤rultusundayeniden ele al›nmal›d›r.

    * Ülkemizde zorunlu durumlardandolay› boflalan yada zorla boflalt›lanköylerimizdeki insanlar›m›z›n yerindenve topraklar›ndan göç ederek üretim-den ve do¤al yaflam›ndan kopar›lmas›-n›n önüne geçinmeli, köye dönüfl süre-ci sorunsuz yürütülmelidir.

    * Toprak reformu yaln›zca arazi da-¤›t›mla s›n›rl› kalmamal›, yaflayabilirve yar›flabilir iflletme yap›lar› kurulma-l› ve desteklenmelidir.

    * Hazineye ait tar›m arazileri kulla-n›m› öncelikle topraks›z ve az toprakl›çiftçilere verilmelidir.

    * May›nl› araziler temizlenerek top-raks›z ve az toprakl› çiftçilerin kullan›-m›na aç›lmal›d›r.

    * Belirli büyüklü¤ün üstündeki top-raklar kamulaflt›r›lmal›, kamulaflt›r›l-mayan araziler ise artan oranda vergi-lendirilmedir.

    * Üreticilerin demokratik koopera-tiflerde ve üretici sendikalar›nda örgüt-lenmesi özendirilmelidir.

    * Bölgeler aras› dengesizliklerin gi-derilmesine yönelik sosyal, ekonomik,siyasal ve kültürel politikalar demokra-tik bir planlama ile yaflama geçirilmeli-dir.” (D‹HA)

    18 Kasım-1 Aralık 200535 7

    Türkiye’nin petrol ve petrol ürünlerin-den sonra en fazla ithal etti¤i ürünlerinbafl›nda ya¤l› tohumluk ve ya¤l› tohumbitkileri geliyor. Bu yüzden her y›l milyardolarlar›n d›flar›ya ak›t›ld›¤›n› kaydedenÇukurova Üniversitesi Ziraat FakültesiTarla Bitkileri Bölümü Ö¤retim Görev-lisi Prof. Dr. H. Halis Ar›o¤lu, GAP Böl-gesi’ne gerekli yat›r›m yap›ld›¤› takdirdeTürkiye’nin ya¤l› tohum ve ya¤l› tohumürünleri ithal eden de¤il ihraç eden bir ül-keye dönüflebilece¤ini söyledi.

    Y›lda toplam 1 milyon 350 bin ton bit-

    kisel ya¤›n tüketildi¤i Türkiye’de, bu tü-ketimin yaln›zca 415 bin tonu Türki-ye’deki üretimden elde edilebiliyor. Gerikalan 935 bin ton ise ithal ediliyor. Yani,yeterli üretimin olmamas› nedeniyle Tür-kiye’nin petrol ve petrol ürünlerindensonra en fazla döviz kaybetti¤i ithal mal-lar›n›n bafl›nda ya¤l› tohumluk ve ya¤l›tohum bitkileri geldi¤i kaydedildi. Bu so-runun temel nedenini bu konuda gerekliönlemleri almayan hükümetlere ba¤layanProf. Dr. H. Halis Ar›o¤lu, dünyada1960’l› y›llardan sonra ya¤l› tohum bitki-leri üretiminde h›zl› bir art›fl oldu¤unu be-lirterek, Türkiye’nin bu büyümenin çokgerisinde kald›¤›n›, hatta geriledi¤ini söy-ledi.

    Türkiye tar›m alanlar›n›n ayçiçe¤i, so-ya fasulyesi, susam, kolza ve yer f›st›¤›gibi ya¤l› tohum bitkilerinin üretilmesiiçin çok elveriflli oldu¤unu belirten Ar›o¤-lu, yanl›fl tar›m politikalar› nedeniyle buürünlerin üretilemedi¤ini söyledi.

    Ar›o¤lu ayr›ca ya¤l› tohum a盤›n›nkapat›lmas› için Çukurova Bölgesi’ndebulunan sulak alanlar›n yüzde 30’ununyani 180 bin hektar›n›n ya¤l› tohum bitki-lerinin ekimine ayr›lmas› halinde tohumihtiyac›n›n büyük bir miktar›n›n karfl›la-nabilece¤ini ifade etti.

    Ya¤l› tohum bitkileri ile ilgili var olanveriler bu konunun ne kadar önemli bir

    yer tuttu¤unu gösteriyor. Türkiye’de ya¤bitkileri üretimine iliflkin tutarl› tar›msalplanlamalar›n yap›l›p, uygulamaya soku-lamay›fl› nedeniyle Türkiye her y›l bütçe-sinin büyük bir k›sm›n› ithalata vermekdurumunda kal›yor. 2003 y›l›nda yakla-fl›k 400 bin ton ya¤l› tohum ithalat› ile400 milyon dolar; 900 bin ton ham ya¤ithalat› ile yaklafl›k 450 milyon dolarbaflka ülkelere ödenmifl durumda.

    Ayr›ca; ya¤l› tohum, ham ve rafine

    ya¤ ile ya¤l› tohum küspesi olarak yakla-fl›k 1 milyar dolarl›k döviz karfl›l›¤›nda it-halat yap›lm›flt›r. Buna göre, 2003-2004verileri ise flöyle:

    “Ayçiçe¤i 820 bin ton üretilmifl 651bin ton ithal edilmifl, Pamuk çekirde¤i1.370 bin ton üretilmifl 55 bin ton ithaledilmifl, Soya fasulyesi 95 bin ton üre-tilmifl 574 bin ton ithal edilmifl, Toplam2.285 bin ton üretilmifl 1.250 bin ton it-hal edilmifltir.” (H. Merkezi)

    YYaa¤¤ll›› ttoohhuumm bbiittkkiilleerriinnddeekkii iitthhaallaatt ddeevvaassaa bbooyyuuttttaa

    UUlluussaall ttaarr››mm ppoolliittiikkaass›› vvee ttoopprraakk rreeffoorrmmuu ttaalleebbii

    Tar›m Kredi Kooperatifi Diyarba-k›r Müdürlü¤ü, kredi alan 40 köylününgeri ödeme yapmad›¤› için icraya verildi-¤i bildirildi.

    Tar›m Kredi Kooperatifi Diyarba-k›r Müdürlü¤ü taraf›ndan 450 köylüye3 milyar 200 bin YTL kredi verildi. Ki-fli bafl›na yaklafl›k 10 bin YTL kredi alan40 köylü geri ödeme yapmad›¤› için icra-ya verildi. Tar›m Kredi Kooperatifi Di-yarbak›r Müdürü Avni Akkufl, icraya ve-rilen köylülerin geri ödemesini yapama-mas›n›n tar›mda girdi maliyetlerinin yük-sek olmas›ndan kaynakland›¤›n› belirte-rek, “Akaryak›ta, gübreye ve tar›mda kul-lan›lan araçlara her geçen gün zam geli-yor. Bunlara zam gelmesine ra¤men köy-

    lünün üretti¤i ürünlerin sat›fl fiyat› ise hergeçen gün geriliyor. Geçen y›l kilosu 450YKR olan bu¤day bu y›l 280 YKR’densat›ld›. Bu da dolay›s›yla köylünün zararetmesine sebep olurken, köylüler ald›kla-r› kredinin geri ödemelerinde zorluk çek-tiler ve ödeyemediler” dedi.

    Köylülerin kredilerin ve destekleme-lerin art›r›lmas›n› istediklerini ifade edenAkkufl, “Tar›mda girdi maliyetleri faz-la, ancak krediler az. Köylü her geçengün artan akaryak›t ve gübre fiyatlar›karfl›s›nda destek ve kredilerin de art-mas›n› bekliyor. Destekler biraz dahaartarsa köylünün de durumu daha iyiolur ve çiftçiler de derin nefes al›r”dedi. (H. Merkezi)

    DDiiyyaarrbbaakk››rr’’ddaa 4400 kkööyyllüü iiccrraall››kk

    Kongrenin sonuç bildirgesinde tar›m›n gerçek ve stratejik bir sek-tör olarak yeniden yap›lanmas›, üretimi ve üreticiyi destekleyen politi-kalarla yaflanan olumsuz sürecin durdurularak ulusal tar›m politika-lar›n›n uygulamaya konmas› gerekti¤i vurguland›.

  • Devletin y›llard›r yapt›¤›, kimi zamanaç›k kimi zaman ise el alt›ndan gerçeklefl-tirdi¤i kontrgerilla faaliyetleri geçti¤imizgünlerde Hakkâri fiemdinli’de geliflenolayla bir kez daha deflifre oldu. Hakkari-fiemdinli ve Yüksekova’da Temmuz ay›bafl›ndan itibaren ifl merkezleri, dükkanlarve kiflileri hedefleyen sald›r› eylemlerininsorumlular› a盤a ç›kt›. 9 Kas›m günüUmut Kitabevi’ne bomba at›lmas› s›ras›n-da, olay› gören halk›n sald›r›y› gerçekleflti-renleri yakalamas› ve kulland›klar› arac›a盤a ç›karmas›, devlet taraf›ndan sald›r›ve bask›lar›n yo¤unlaflt›r›lmas› olarak kar-fl›land›. Araçtaki delilleri a盤a ç›karanhalka bir polis arac›ndan atefl edilmesisonucu bir kifli katledildi. Devletin olaykarfl›s›ndaki sessizli¤ini koruma tavr› esasolarak devam ederken, olayla ilgili gözalt›-na al›nan biri itirafç› iki askerden biri ser-best b›rak›ld›. Olay›n ayd›nlat›lmas› ve so-rumlular›n›n a盤a ç›kar›lmas› talebiyle ey-lem yapan kitleye, gaz bombalar› ile sald›-ran devlet, düfltü¤ü aciz durumdan bu yol-la kurtulmay› planl›yor. Devletin özellikleT. Kürdistan›’nda gelifltirdi¤i sald›r›larakarfl› Türkiye’nin birçok ilinde tepki göste-rildi.

    ‹STANBUL12 Kas›m Cumartesi günü saat

    12:00’de Taksim Gezi Park’ta bir arayagelen KESK ‹stanbul fiubeler Platfor-mu, ‹HD, DTP, TUAD ve ESP’nin örgüt-ledi¤i ve Partizan’›n da destek verdi¤i birbas›n aç›klamas› yap›ld›. “Paris’ten fiem-dinli’ye bin selam”, “fiehit nam›r›n”,“Kahrolsun M‹T, CIA, Kontrgerilla”sloganlar›yla bafllayan eyleme genifl birkat›l›m vard›. Partizan da; “fiemdinli’deki‘derin devlet’ de¤il, devletin kendisidir”,“fiemdinli’deki devletin gerçek yüzü-dür” vb. dövizleriyle eyleme kat›l›m sa¤-lad›. Polisin ise eylemi terörize etmeyehaz›r bir flekilde maskeli ve gaz bombal›Çevik Kuvvet ekipleri ve köpekleriyle“yo¤un” güvenlik önlemi ald›¤› gözlem-lendi.

    “fiemdinli Failleri Aç›klans›n-J‹-TEM La¤vedilsin” yaz›l› pankart açankitle ad›na k›sa bir konuflma yapan HasanToprak; yaflanan olayla Türkiye’nin yenibir kader dönemecinin efli¤ine geldi¤inibelirterek bu karanl›¤a karfl› verilen müca-delede kimsenin birbirinden ba¤›ms›z ol-mad›¤›n› söyledi. Hemen ard›ndan kitlead›na ortak bas›n metnini okuyan Hürri-

    yet fiener; geçmiflte benzeri yaflanan veSusurluk olay› ile net olarak a盤a ç›kançetelerin halen görev bafl›nda oldu¤unusöyledi. fiemdinli halk›n›n üstüne gündüzvakti atefl açan bu çeteyi ele geçirdi¤iniancak halk›n gösterdi¤i sa¤duyuya ra¤mençetenin teslim edildi¤i polis ekiplerininzanl›lar›n bir k›sm›n› serbest b›rakt›¤›n› veolay›n akibetinin belli olmad›¤›n› söyledi.

    Olay s›ras›nda yakalanan JandarmaBaflçavufl Ali Kaya ve di¤er suçlular›n gö-revlerinin derhal kamuoyuna aç›klanmas›gerekti¤ini söyleyen fiener, olay›n zanl›s›olanlar›n olaydan hemen sonra MehmetA¤ar’› aramas›n›n gayet anlaml› oldu¤unuve Susurluk’ta yarg›lanmayan A¤ar’›nyarg›lanmas› gerekti¤inin alt›n› çizdi. Tümduyarl› halk kesimlerini, kurumlar› ve ba-s›n› bu olay›n takipçisi olmaya ça¤›ran fie-ner, yeni Susurluk’lara izin vermeyecekle-rini ve bu olaylar›n takipçisi olacaklar›n›da sözlerine ekledi.

    Aç›klamaya kat›lan di¤er demokratikkitle örgütlerinin de k›sa konuflmalar yapa-ca¤›n› belirten fiener, Ak›n Birdal’a sözverdi. Birdal, yapt›¤› konuflmada Türki-ye’nin demokrasi tarihinde yeni bir döne-meç noktas›nda oldu¤unu belirtti. Bugünekadar yarg›lanmayan bu çetelerin daha dafl›mart›ld›¤›n› belirten Birdal, “Dün Anka-ra’dan yap›lan aç›klamay› duydunuz.‘Kimseyi sorumlu tutamay›z’ diyorlar.Peki, sorumlu kimdir?” dedi.

    Birdal’dan sonra konuflma yapan ErenKeskin, devletin içinde çete veya baflkabir fley olmad›¤›n›, çete diye ad› geçenle-rin zaten Özel Hareket Dairesi arac›l›¤› iledevlete ba¤l› oldu¤unu söyleyerek bugünekadar bu teflkilat›n ‹HD’nin 16 üyesinikatletti¤ini, pek çok ‹HD üyesinin buzamana kadar bu kurumdan tehditlerald›¤›n› söyledi. Bölgedeki çat›flma veölümlerin kayna¤› olarak sürekli olarakKürt halk›n›n suçlu gösterildi¤ini belirtenKeskin, bu çat›flma ve ölümlerin sorumlu-lar›n›n bölgede yaflayan insanlar de¤il bukontrgerilla birlikleri oldu¤unu söyleyerekkonuflmas›n› noktalad›. Keskin’in konufl-mas› s›k s›k “J‹TEM halka hesap vere-cek”, “Katiller belli hesap sorulsun”,“Kürdistan faflizme mezar olacak” slo-ganlar›yla bölündü.

    Keskin’in ard›ndan sözü alan KESKfiubeler Platformu dönem sözcüsü Dur-sun Y›ld›z; “Türk ve Kürt halk› demok-rasi istiyor mu, istemiyor mu? ‹stiyorsaiflte meydanlar!” dedi.

    Konuya iliflkin bir konuflma yapanDTP’den Cemal Kavak ise kendilerininde DEHAP olarak geçmiflte bunu yapaninsanlar› polise teslim ettiklerini, ancakifadeleri bile al›nmadan “Gidin yar›m ka-lan iflinizi bitirin” dercesine bu insanlar›nserbest b›rak›ld›¤›n› anlatt›. Konuflmas› s›-ras›nda Genelkurmay’a da seslenen Ka-vak; “Halk› olur olmaz aç›klamalarlalinç giriflimlerine teflvik etmeye çal›flt›-n›z, ama halk sizin çetelerinizi linç et-meye giriflti, buyurun flimdi hesap ve-rin” dedi. Kavak’›n aç›klamas›n›n ard›n-dan EMEP ad›na Mehmet K›l›çarslan veESP ad›na Figen Yüksekda¤ da k›sa birerkonuflma yapt›.

    Kitlenin s›k s›k hesab› halk›n soraca¤›-na dair att›¤› sloganlar içinde son bulaneylemde en son konuflmay› yapan Hürriyetfiener, buna dair eylemliliklerine devamedeceklerini de iletti.

    ANKARAHakkari’nin fiemdinli ‹lçesi’nde yafla-

    nan olaylar› meflaleli yürüyüflle protestoeden yaklafl›k 300 kifli, “Bugüne kadar ifl-lenen bütün suçlar ve failleri aç›klan-

    madan, suçlular gerekli cezaya çarpt›-r›lmadan, devlet töhmet alt›nda kal-maktan kurtulamayacakt›r” uyar›s›ndabulundu.

    Konur Sokak’ta bir araya gelen De-mokratik Toplum Partisi (DTP) Gençli-¤i, Ba¤›ms›z Gençlik Hareketi (BAGEH),Ankara Gençlik Kültür Merkezi(AGKM), EMEK Gençli¤i, SosyalistGençlik Derne¤i (SGD) ve Sosyalist De-mokrasi Partisi (SDP) Gençli¤i’ne mensupyaklafl›k 300 kifli, meflalelerle Yüksel Cad-desi’nde bulunan ‹nsan Haklar› An›t› önü-ne kadar yürüdü. “Devlet terörüne son,çeteler yarg›lans›n” yaz›l› pankart ve“Bijî biratîya gelan (Yaflas›n halklar›nkardeflli¤i)”, “Devlet suçüstü yakaland›”,“Sivil katliam›na son” vb. yaz›l› dövizleraçan grup, s›k s›k “Bijî tevgera azadiyaKurd (Yaflas›n Kürt Özgürlük Hareke-ti)”, “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir”, “Çe-teler halka hesap verecek”, “Bijî berxwe-dan a fiemzînan (Yaflas›n fiemdinli direni-fli)” ve “Terörist devlet, halka hesap ve-recek” sloganlar› att›.

    18 Kasım-1 Aralık 2005 358

    ÇETE ‹fi‹ DE⁄‹L, DEVLET POL‹T‹KASI!Hakkari-fiemdinli ve Yüksekova’da Temmuz ay› bafl›ndan itibaren

    ifl merkezleri, dükkanlar ve kiflileri hedefleyen sald›r› eylemlerinin so-rumlular› a盤a ç›kt›. 9 Kas›m günü Umut Kitapevi’ne bomba at›lmas›s›ras›nda, olay› gören halk›n sald›r›y› gerçeklefltirenleri yakalamas› vekulland›klar› arac› a盤a ç›karmas›, devlet taraf›ndan sald›r› ve bask›-lar›n yo¤unlaflt›r›lmas› olarak karfl›land›. Araçtaki delilleri a盤a ç›ka-ran halka atefl edilmesi sonucu bir kifli katledildi.

    ‹stanbul

    Diyarbak›r’da düzenlenen “KürtSorununa Demokratik ve Bar›flç›l Çö-züm” mitingi sonras› yürüyüfle geçenkitleye polis müdahale etti. Müdahalesonucu çok say›da kifli gözalt›na al›nd›.

    ‹stasyon Meydan›’nda düzenlenenmitingin ard›ndan Abdullah Öcalan’›nposterleri eflli¤inde yürüyüfle geçen bin-lerce kifli, Ory›l Petrol Mevkii’nde po-lis müdahalesiyle karfl›laflt›. Göz yaflart›-c› bomba kullanan ve havaya atefl açan

    polise, grup da tafllarla karfl›l›k verdi.Eyleme kat›lan kitle ile polisler aras›ndabafllayan çat›flma, ara sokaklarda da de-vam etti. Polisin att›¤› göz yaflart›c›bombadan, göstericilerin yan› s›raçevredeki vatandafllar ve gazetecilerde etkilendi. Birçok polisin de yaralan-d›¤› çat›flman›n ard›ndan çok say›da ki-flinin gözalt›na al›nd›¤› belirtildi. Eylem-cilerin sokak aralar›na da¤›lmas›yla ça-t›flma sona erdi. (H. Merkezi)

    DDiiyyaarrbbaakk››rr’’ddaa mmiittiinngg ssoonnrraass››YYÜÜRRÜÜYYÜÜfifiEE PPOOLL‹‹SS SSAALLDDIIRRIISSII

  • Grup ad›na konuflan Tuncay Çiçek,devletin, y›llard›r Kürt halk›n›n demokra-tik meflru taleplerini bask› ve zor yöntemiile bast›rmaya çal›flt›¤›n› belirterek,“Devlet ve çetesi bir kez daha ifl bafl›n-da. Ancak devletin çetesi bu kezKürt halk› taraf›ndan suçüstü ya-kalanm›flt›r ve devletin yetkilia¤›zlar› Susurluk çetesinin ortayaç›k›fl›nda oldu¤u gibi olay›n lokalbir olay oldu¤una Türkiye ve dün-ya kamuoyunu inand›rmaya çal›fl›-yor” dedi. Devletin yoksulluk ile ter-biye edemedi¤i ve taleplerinden vaz-geçiremedi¤i Kürtlere bu kez de bom-balar ile yöneldi¤ini ifade eden Çiçek,son 2 ayda Hakkari ve çevresinde ya-flanan olaylardan PKK’yi sorumlu tut-tu¤unu hat›rlatarak, flunlar› dile getir-di:

    “Daha birkaç gün önce bombalamaeylemlerinin PKK taraf›ndan yap›ld›¤›n›manfletlerine tafl›yan devletin resmi yay›norganlar›, flimdi olay›n bütün ç›plakl›¤›nara¤men olay›n provokasyon olabilme ih-timaline halk› inand›rmaya çal›fl›yor. ‹flinen vahim yönü Kürtlere karfl› bin operas-yon ile övünen polis flefi MehmetA¤ar’›n çeteyi himaye etmesidir. Zor du-rumda kalan, üzerlerine kurflun ya¤d›r›-lan, bombalanan halk m›d›r, yoksa bom-bay› patlatan, kurflunu s›kan devlet görev-lileri midir? Ç›k›p bütün piflkinli¤i ile budurumu kamuoyuna aç›klayan A¤ar, ‘De-mek ki orda kimse yoktu ki beni arad›lar’diyerek kendini devletin yerine koyuyor”dedi. Eylem at›lan sloganlar›n ard›ndanson buldu.

    HATAYHatay Demokrasi Platformu 12 Ka-

    s›m 2005 tarihinde bir aç›klama yaparakfiemdinli’deki sald›r›lar› k›nad›. Aç›kla-ma saat 13:00’de sloganlarla bafllad› yak-lafl›k yüz kiflinin oldu¤u aç›klamada kitle“J‹TEM da¤›t›ls›n, 1000 operasyonaç›klans›n” yaz›l› pankart› tafl›d›. Plat-form ad›na aç›klamay› Reflat Dal yapt›.Dal yapt›¤› aç›klamada “bölgede kanun-lar›n nas›l iflledi¤ine, devlet görevlilerininhalk›n mal ve can güvenli¤ini korumaklagörevli olanlar›n hangi karanl›k ifller pe-flinde kofltuklar›na tan›k olduk. Terör veanarflinin kimler taraf›ndan ç›kar›ld›¤›,dökülen kan›n ve yaflanan ac›n›n kimlertaraf›ndan kullan›ld›¤› bomba at›lan kitapevi ile birlikte daha anlafl›l›r oldu. Devle-tin resmi güçlerinin, devletin resmi araç-lar›n›n, devletin silah ve bombalar›n›n,devletin güvenlik güçlerinin nas›l ve ni-çin kullan›ld›¤›n› bir kez daha gördük veyaflad›k” dedi. Aç›klamada kitle s›k s›k“Faflizme karfl› omuz omuza”, “DünSusurluk, bugün fiemdinli, yar›n nere-si” vb. sloganlar› att›. Eylemde bir kifliprovokasyon girifliminde de bulundu an-cak baflar›l› olamad›. Kitle aç›klaman›nard›ndan sloganlarla da¤›ld›.

    BURSA12 Kas›m günü Setbafl› Mafel Kafe

    önünde bir araya gelen ‹HD, Partizan,ESP, SDP, BDSP, Al›nteri, DTP “Irkç›l›-¤a, flovenizme, linçlere son-Yaflas›nhalklar›n kardeflli¤i” pankart›n› açarak,buradan AVP önüne kadar sloganlar vedövizlerle yürüdüler.

    Burada bas›n metnini kurumlar ad›na‹HD Yönetim Kurulu Üyesi Yakup Ka-

    rabacak okudu. Okunan metinde; “Ülke-mizde 2005 Newroz’unda Mersin’demeydana gelen bayrak olay›ndan sonrageçmiflte de hiç yabanc›s› olmad›¤›m›zb i r

    kaos veTürk-Kürt çat›flmas› ortam› yarat›lmayaçal›fl›lm›flt›r. ‹lk olarak çeflitli illerdeKürtlere yönelik linç giriflimleriyle h›z-land›r›lan süreç Trabzon’da ve son olarakRize’de TAYAD’l›lara yönelik linç giri-flimleriyle tek hedefin Kürtler de¤il, top-lumsal muhalefetin tüm devrimci bileflen-leri oldu¤unu göstermifltir” denildi.

    fiemdinli ilçesinde yaflanan olaya davurgu yapan Karabacak “MGK’n›n top-yekün savafl stratejisinin uygu-l