sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

39
Murat AYDIN SANAYİ DEVRİMİ ÖNCESİNDE YÖNETİM

Upload: murat-aydin

Post on 20-Jul-2015

313 views

Category:

Leadership & Management


7 download

TRANSCRIPT

Page 1: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

Murat AYDIN

SANAYİ DEVRİMİ ÖNCESİNDE

YÖNETİM

Page 2: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

Yönetim anlayışının tarihi, insan hiçbir zamanihtiyaçlarını tek başına karşılayamadığı için ilk insanakadar uzanmaktadır.

Tek başına olmamak, yani toplum halinde yaşamakinsan için seçim değil bir zorunluluktur.

İnsan sadece kendi ihtiyaçları için başkasına ihtiyaçduymaz, aynı zamanda kendini ‘ifade etme’,‘gerçekleştirme’ ve ‘ait olma’ duygusunu tatmin etmekiçin sürekli başkasına ihtiyaç duyar.

orhankocak.net/dosyalar/word/cyt.ppt (yansı 22)

YÖNETİM DÜŞÜNCESİNİN DOĞUŞU

Page 3: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

Avlanmaya dayalı ilkel toplumdan, tarım toplumuna Buhar makineleri icadı ile sanayi toplumuna Nihayet bilginin üretim faktörü olarak kullanılmaya

başlandığı Bilgi toplumuna geçilmiştir

YÖNETİM DÜŞÜNCESİNİN DOĞUŞU

orhankocak.net/dosyalar/word/cyt.ppt (yansı 23)

Page 4: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

SANAYİ DEVRİMİ ÖNCESİNDEORGANİZASYONLAR

AileKabileSiyasal Birimler

−Kilise−Ordu−Devlet

GENEL KARAKTERİSTİK:Sanayi Devrimi döneminegöre kısıtlı ekonomikgirişimler

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.13

Page 5: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(YAKIN DOĞU)

İlk olarak aile şeklinde ortaya çıkan ve sonralarıdevlete kadar varacak organizasyon seviyesiyükseldikçe;

OTORİTE SORUNU ortaya çıkmıştır.

ANAERKİL YÖNETİM BABAERKİL YÖNETİM

AİLE

DEVLET

RUHANİ LİDERLER HÜKÜMDARLAR

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.13

Page 6: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(YAKIN DOĞU)

282 kanundan oluşan

TARİHTE BİLİNEN İLK

ANAYASA

Ticari ilişkiler ve anlaşmalar Bireysel davranışlar İnsanlararası ilişkiler Cezalar Diğer sosyal meseleler Muhasebe, Tüketicinin korunması, Maaş ve ücretler, vb.

BABİL KRALI HAMURABİ (M.Ö. 2123-2071)

BABİL KRALI NEBUCHADNEZZAR (M.Ö. 604)

Terzilerin ücreti yiyecek olarak ödendi

ÜCRETLENDİRMEWREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.13-14

Page 7: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(UZAK DOĞU)

ÇİNLİ GENERAL SUN TZU (M.Ö. 600)

Savaşa girmeden önce AYRINTILI FİKİR ALIŞVERİŞİ ve SAĞLAM PLAN

«Çoğu hesaplama zafere götürür; çok azı yenilgiyle sonuçlanır.»

STRATEJİK KARAR VERME PRENSİBİ*Düşmanından on kat üstünsen KUŞAT,*Beş kat üstünsen TAARRUZ ET,*İki kat üstünsen İKİYE BÖL,*Düşman senden üstünse GERİ ÇEKİLMEYE HAZIR OL,*Her yönüyle düşmandan zayıfsan ALDAT.

SAVAŞ ≡ PAZAR (PİYASA)ORDULAR ≡ REKABETÇİ GÜÇLER

DÜŞMAN ≡ RAKİP

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.14

Page 8: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(UZAK DOĞU)

KONFÜÇYÜS(M.Ö. 552-479)

AHLAKİ ÖĞRETİLER ve LİYAKATSİSTEMİ

Döneminde, en saygın statü devletgörevlisi olmaktı.

YETENEK ve LİYAKAT SINAVInısavundu.(Performans Değerleme)

Zamanın ödül ve cezanın performansıartıracağı şeklindeki hakim görüşününaksine; insanların ahlaki yönününgeliştirilmesinin önemine inandı.(formalitecilik ile humanizmin, sistem vebireyin mücadelesi)

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.15

Page 9: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(UZAK DOĞU)

KAUTİLYA(M .Ö. 332-298)

ARTHASASTRA adlı eseri vasıtasıyla Hindistan kamuyönetiminin temellerini attı.

Ekonomik, toplumsal ve siyasi düzenin nasıl kurulabileceğinedair öğütleri de bu eserde yer aldı.

Devlet memurlarının mutlaka kaynakları sömüreceğini;düzeni sağlamak için yakın kontrolün, sert cezaların,çalışanların takip edileceği bir istihbarat ağının ve çalışanlarınsadakatinin test edileceği tekniklerin gerekli olduğunusavundu.

Yöneticilerde aranan özelliklerin yüksek soydan gelme,erdem, hitabet, zeka, şevk, uyumluluk olduğunu belirtti.

Mülakat ve referansların kontrolü yoluyla personel seçimininnasıl yapılacağının yollarını ortaya koydu.

Danışmanların kullanılması, çalışma ortamının departmanlaraayrılması, detaylı görev tanım formlarının oluşturulması vb.kavramlara değindi.

Kamu yönetiminde çalışmasına rağmen, eserleri bugünkullandığımız yönetim kavramlarının ve varsayımlarının nekadar eski olduğu fikrini güçlendirdi.

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.15

Page 10: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(ESKİ MISIR)

Mezopotamya bölgesindekinden sonra TARİHİN İKİNCİ BÜYÜKUYGARLIĞI

Yönetimin bir sistem şeklinde ilk defa meydana çıktığıdevlet

Döneminin en organize sosyal ve siyasi düzeni

İdari yapı çok gelişmiş

1.Hükümdarlara atfedilen tanrısal güç2.Ekonomi

Sulama projeleri (Nil nehrindeki su taşkınları)

Piramitlerdeki ve kanal mimarisindeki mühendislik başarısı

Çok az bir teknoloji ile 20 yılda tamamlanan bu eserler,YÖNETSEL GÜCÜ göstermektedir.

Madencilik ve mühendislik projelerinin çoğu devlet tekelindeydi vedevlet işlerinin idaresi yoğun bir yönetsel bürokrasiyigerektiriyordu.

ERKUT, Haluk (2009), Yönetimin İzleri, Yalın Yayıncılık, İstanbul, s.62-63WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.16

Page 11: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(ESKİ MISIR)

Efendileri ölen kölelerin öldürülerek efendileri ile aynı mezaragömülmesi töresi daha sonra bu kişileri temsilen kabartmaresimlerin konması >>> ON KURALI

VİZİER >>> supervisor (M.Ö. 1750)

Kardeşleri tarafından köle olarak satılan Hz.Yusuf’untahmin yeteneğinin fark edilmesi üzerine firavuntarafından VİZİER olarak görevlendirilmesi >>> YETKİDEVRİ

Hasat edilecek ürünü hesaplamak, Nil’in yükselmesini ölçmek,gelirleri devlet birimlerine paylaştırma, endüstri ve ticaretiyönetme

Tahminleme, Planlama, İş bölümü ve İş Bölümlendirmesi, devletişletmesini tam zamanlı olarak yönetecek profesyonel idarecileroluşturma

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.16-17

Page 12: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(İBRANİLER)

ESKİ AHİT: Kendilerine vatan arayan insanların nasıl yönetildiğinianlatır.

Büyük liderlerin ruhani ve dünyevi güçleri vardır. (İbrahim, Yusuf,Musa, Davut peygamberler)

Büyük liderlerin ölümünden sonra 410 yıl boyunca hakimleryönetime geçmiştir. >>> KARİZMA (ruhani güce sahip olmameziyeti)

HAKİMLER KİTABI

İncil’de bahsedilen ON KURALI’nın Mısır’dan gelme olduğu kabuledilir. Hz.Musa’nın Mısır’daki esareti esnasında gözlemlemişolduğu bu kuralı kayın pederi Jethro’nun tavsiyesi üzerineyönetimde kullandığı İncil’de rivayet edilir.

Planlama, delegasyon, yönetim süreci, örgütleme, kontroletme gibi yönetsel uygulamalara eski insanlarda yaygın olarakrastlanmaktadır.

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.17

Page 13: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(ESKİ YUNAN)

Eski Yunan toplumunun siyasal yaşantısına damga vurantoplumsal ve siyasal örgütleniş biçimi kent devleti (POLİS) dir.

Devlet Yönetimi tüm vatandaşların katılımı ile gerçekleşenseçimlere dayanırdı; profesyonel uzmanların yönetime gelmesi sözkonusu değildi.

Eğitime verilen önem, bilimin ve felsefenin gelişmesini sağlamıştır.

Ekonomik felsefenin özünde çalışmaya karşı olmak vardı.

Ticaretle uğraşmak, bir dışlanma sebebiydi ve tüccarlar ile işçilervatandaş olarak kabul edilmezlerdi. (Üretim faliyeti yerleşikyabancı ve kölelere kaldığı ve bunlar toprak sahibi olamadıklarıiçin ticaretle uğraşıyorlardı.)

Eski Yunan medeniyetinin kurumları, sanatı, dili, tiyatrosu, veedebiyatı ile bugünkü Batı kültürünün önemli bir bölümüne temelteşkil ettiği kabul edilir.

Devlet yönetim bilimi, Yunanlı düşünürlerin esas olarak üzerindedurduğu alan olmuştur.

ERKUT, Haluk (2009), Yönetimin İzleri, Yalın Yayıncılık, İstanbul, s.64WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.16ERDEM, M.Burhan vd. (2013), İktisadi Düşünceler Tarihi (e-kitap), s.19http://www.nevoku.com/iktisadi-dusunceler-tarihi--e-kitap--iktisadi-dusunceler-tarihi/viewdeck/3eabaa58-9759-4c0e-bfb7-a87d89dff86f

Page 14: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(ESKİ YUNAN)

Yönetsel becerilerin nesilden nesile aktarılabileceğini ifade etmiştir.

Özel kuruluşları yönetmekle kamu kuruluşlarını yönetmek arasında tek fark kuruluşlarınbüyüklüğüdür.

Hiçbir kuruluş erkek olmadan yönetilemez.

Kamuda ya da özelde diğer insanları nasıl çakıştıracağını bilenler başarılı yöneticilerdir; bundananlamayanlar ise başarısızdır.

“Doğruyu bilen doğru davranır”

“En iyi bildiğim hiç bir şey bilmediğimdir”

ERKUT, Haluk (2009), Yönetimin İzleri, Yalın Yayıncılık, İstanbul, s.65WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.18

SOKRATES (M .Ö. 469-399)

Ahlak felsefesinin kurucusu olarak kabul edilen Sokrates’in yaşamınınen belirgin olaylarından biri MÖ 399 yılında hakkında açılan davadır.Platon'un Sokrates'in Savunması adlı eserinde anlattığı kadarıylaSokrates, şehrin tanrılarına inanmamak onların yerine başka tanrılarkoymak ve böylece gençliği zehirlemekle suçlanır. Sokrates busuçlamalar sonucunda ölüme mahkûm edilir.

Sokrates, yazılı bir kaynak bırakmamıştır. Yaşamı ve düşünceleri ile ilgilibilgiler Aristophanes gibi çağdaş yazarlar, Platon ve Ksenophon gibiardıllarının yazdıkları ve Sokrates’in ölümünden on beş yıl sonradünyaya gelen Aristoteles’in dolaylı anlatımlarıyla günümüze ulaşmıştır.

Page 15: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(ESKİ YUNAN)

Sokrat’ın öğrencisi, Aristo’nun hocasıdır.

Devletin en önemli işlevinin yöneticilerin seçimi ve denetim olduğunuvurgulamıştır.

Eserlerinde daha çok hocası Sokrat’ın fikirlerini diyaloglar halindeyansıttığı için, bu eserlerdeki görüşlerin hangisine ait olduğu bellideğildir.

En önemli eserleri DEVLET, SOKRATES’İN SAVUNMASI ile YASALAR VEDİYALOGLAR’dır.

Kendisinden sonra gelen ÜTOPYACI (ütopya: insanların zihninde inşaettiği ideal toplum tasarımı) geleneğin öncüsüdür.

Platon’un en büyük katkısı devletin kökeni ve toplumsal iş bölümükonusundaki görüşleridir.

DEVLET adlı eserinde adalet üzerinde durmuştur. Platon’a göre insanhayatının esas gayesi erdemdir. Erdem’in toplumdaki yansıması olanadaleti, devlet gerçekleştirecektir .

İnsanlar çok yönlüdür ve bu da iş bölümünü beraberinde getirir.İşbölümünün verimliliği sağlayacağı düşüncesi 2000 yıldır halageçerliliğini korumakta; bugünkü iş organizasyonunun ve çalışanlarınyeteneklerinden en iyi şekilde yararlanılması araştırmalarının temelinioluşturmaktadır.

ERDEM, M.Burhan vd. (2013), İktisadi Düşünceler Tarihi (e-kitap), s.11-12 (http://www.nevoku.com/iktisadi-dusunceler- tarihi--e-kitap--iktisadi-dusunceler-tarihi/viewdeck/3eabaa58-9759-4c0e-bfb7-a87d89dff86f)WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.18

PLATON (M .Ö. 428-348)

Page 16: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(ESKİ YUNAN)

Platon’un öğrencisidir. Hocasından en önemli farkı analitik düşünceye önemvermesidir.

Bir süre İskender’in danışmanlığını yapmış; daha sonra Atina’da kendiokulunu kurmuştur.

POLİTİKA adlı eserinde yönetim ve organizasyon ile ilgili pek çok konuyaışık tutmuştur.

1.İşte uzmanlaşma (Her bir kişinin dikkatini dağıtmayacağı şekilde yaptığı tek biriş en iyisidir.)2.İşyeri bölümlendirmesi (Her ofisin kendine özel bir fonksiyon alanı olmalıdır.)3.Merkezi ve merkezi olmayan yönetim, yetki devri ( Yerel mahkemelerinyetki alanı)4.Sinerji (Bütün parçadan üstündür)5.Liderlik (İtaat etmesini bilmeyen iyi komutan olamaz)

METAFİZİK adlı eserinde gerçeğin duyular ve muhakeme ileanlaşılabileceğini savunur.

Devlet en yüksek topluluk ürünüdür; ahlaki amaç için bir araya gelmişinsanlardan oluşan bir birliktir.

Platon kollektivist mülkiyeti; Aristo özel mülkiyeti savunur.

Bilimsel düşüncenin babası; Rönesans ve Akıl Çağının entelektüel temeliniatan kişi olarak kabul edilir.

ERDEM, M.Burhan vd. (2013), İktisadi Düşünceler Tarihi (e-kitap), s.12-13, http://www.nevoku.com/iktisadi-dusunceler-tarihi--e-kitap--iktisadi-dusunceler-tarihi/viewdeck/3eabaa58-9759-4c0e-bfb7-a87d89dff86fERKUT, Haluk (2009), Yönetimin İzleri, Yalın Yayıncılık, İstanbul, s.65WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.18-19

ARİSTO (M .Ö. 384-322)

Page 17: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(ESKİ YUNAN)

Sokrat’ın öğrencisidir.

Ekonomi terimi OİKONOMİKUS (EKONOMİ) adlı eserindengelmektedir. Konusu hane halkının yönetimidir.

MALİ ÖNLEMLER kitabında kaynakların sabit olduğunu veri olarakkabul etmekte; iyi bir yönetim için temel değişkenin beşerisermaye olduğunu savunmaktadır.

İyi bir yönetici; yönettiği ev olsun, çiftlik ya da şehir devleti olsun,etkin bir yönetim göstermelidir.

Zanaatlarda uzmanlaşmanın önemi (verimlilik artışı değil; niteliğinartırılması)

ERDEM, M.Burhan vd. (2013), İktisadi Düşünceler Tarihi (e-kitap), s.10 (http://www.nevoku.com/iktisadi-dusunceler-tarihi--e-kitap--iktisadi-dusunceler-tarihi/viewdeck/3eabaa58-9759-4c0e-bfb7-a87d89dff86f)ERKUT, Haluk (2009), Yönetimin İzleri, Yalın Yayıncılık, İstanbul, s.65WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.19

XENOPHON (M .Ö. 370)

Sonuç olarak Eski Yunan medeniyetinin bugünkü demokrasinin temelini atmış olduğu; yerelyönden güçlendirilmiş (merkezi olmayan) katılımcı yönetim, bireysel özgürlüklerin eldeedilmesindeki ilk girişimler, problem çözmede bilimsel yöntemlerin kullanılmasının ilk denemeleri;iş bölümünün ilk adımları, işyeri bölümlendirmesi, yetki devri ve liderlik konularında bugüneönemli bir miras bıraktığı söylenebilir.

Page 18: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

Roma, M.Ö. 10.y.y.’da Tiber ırmağı kıyılarında Latinler tarafından kurulmuştur.

Roma devleti güç ve otoritesini geniş ölçüde askeri örgütlenmesine ve bürokrasisine borçludur.

Keopatra’nın ölümüyle Roma’ya geçen Mısır, Romalılar için otoriter bir yönetim sisteminin örneğiolmuştur. Romalılar bunu daha da geliştirmiş; seçime dayanan yerel yönetim sistemini tasfiye edip,devletin yetki alanını mesleki bilgi ve uzmanlıklarla donatılmış bir memurlar topluluğu ilegenişletmiştir.

Ticaretin ve tüccarların dışlanması Yunanlılardan miras olarak alınmış; ticari faaliyetler Yunanlı veAsyalı yerleşiklere bırakılmıştır.

Giderek gelişen dış ticaret; ölçü, ağırlık ve para biriminde standartlaştırmaya gidilmesini zorunlukılmıştır.

ERKUT, Haluk (2009), Yönetimin İzleri, Yalın Yayıncılık, İstanbul, s.65-67WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.19-20

•YARI-FABRİKA SİSTEMİ yapılar•Çanak, çömlek ve tekstil üretimi•Roma yolları•Zanaatkarlar, uzmanlaşmış işçiler,•Sosyal amaçlı dernekler•ON KURALI

DEVLET DÜZENLEMELERİ:• Ticaretten gümrük vergisi alınması,• Tekellere para cezası,• Dernekler düzenlenmiş,• Ortaklaşa şirket kurulması yasaklanmıştır.

ESKİ UYGARLIKLARDA YÖNETİM BİLİMİ(ESKİ ROMA)

• Hiyerarşik Yönetim• Kuvvetler ayrılığı

Page 19: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

Hıristiyanlık, Orta doğuda ortaya çıkışından itibaren hem teolojik hem deorganizasyonel sorunlarla karşı karşıya gelmiştir. Hıristiyanlık dini yayıldıkçamezheplere bölünmüş; kilisede hiyerarşik bir kademelenme oluşmuştur.

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.20-21

KATOLİK KİLİSESİ

• MERKEZ DOKTRİNİ• YETKİNİN ROMA’DA TOPLANMASI• PAPALIK

YETKİ VE OTORİTE

KAVGALARI

KATOLİK KİLİSESİNİNKURUMSALLAŞMA

İHTİYACI

• Politika belirleme• Prosedürler• Doktrin• Otorite

Günümüzde hala bir fikir birliği

sağlanmış değildir.

Page 20: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.21

FEODALİZM VE ORTAÇAĞ

Kral: Tepede ülkenin bütün topraklarının Tanrı tarafından kendisine bağışlandığına inanılan bir kral bulunmaktaydı.

Derebeyi, Baron , Senyör: Çeşitli bölgelerde farklı isimler alan bu kişiler kralın toprakları korumaktaydı.

Serf: Hür fakat toprağa bağlı köylüye denir.

Vassal: Bir derebeyinin himayesinde, ona bağlı olan kimseye denir.

Rönesans yazarları «Ortaçağ» teriminiRoma’nın çöküşü ile Rönessans arasındakidönem olarak tanımlar.

Roma uygarlığının son yıllarında kölelikkurumu masraflı bulunmaya başladı. Özgürinsanların kiracı çiftçiler olarak istihdamedilmesi daha ekonomikti. Mülkleringenişlemesi, Roma’nın çöküşünün ardındangelen istikrarsız dönem feodalizmi ve kiliseningüçlenmesini beraberinde getirdi.

FEODAL SİSTEMLE BİRLİKTE;

İnsanlar toprağa bağımlı kılınmış oldu. Sınıflar oluştu (Kral-Asiller-Ruhban Sınıfı-

Köylüler) Sanayi devrimine kadar devam edecek olan,

toprak aristokrasisi oluşmuş oldu. Eğitim yerinde saydı. Yoksulluk baş gösterdi. Yığınlarca insan kendi kaderine terkedildi. Beşeri gelişmeler engellenmiş oldu.

Page 21: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇
Page 22: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.21

FEODALİZM VE ORTAÇAĞ

Bazı yazarlar kahraman şövalye hikayeleri, Haçlı Seferleri,sağlıklı tarımın yapıldığı çiftlik hayatı, zanaatkarların itibarlıgünleri gibi motiflerle Orta Çağı yüceltse de aslında pek degüzel bir dönem değildir.

Ormanların sayısı azaldı Yakacak olarak kömürönem kazandı.

Kömürün yaygın olarakkullanılması ile havakirliliği önemli bir sorunhaline geldi.

Page 23: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

Feodalizm Haçlı Seferlerini vücuda getirmiş; ancak HaçlıSeferleri feodalizmin yok oluş sebebi olmuştur.

İki yüz yıl süren savaşların sonunda Kudüs Müslümanlarınelinde kalmıştır.

Avrupa değişim sancılarını iyiden iyiye hissetmeye başlamıştır.

Yeni ticaret yolları açılmış; feodalizmin hüküm sürdüğü kısırAvrupa, Orta Doğunun zenginlikleri ile tanışmıştır.

Dini söylemlerle yenilmez olduğuna inandırılan Haçlı orduları;yaşam tarzı, ahlak, ticaret, sanat, ve harp tekniği açısındankendisinden üstün Orta Doğu kültürü ile karşılaşmış;

Bu gerçekle ülkelerine dönen Haçlı orduları, kilisenin gücünün veklasik Hıristiyan inancının zayıflamasına neden olmuştur.

ERKUT, Haluk (2009), Yönetimin İzleri, Yalın Yayıncılık, İstanbul, s.65-67WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.22

Avrupa’nın gerçekleri görmesinisağlayan olaylardan bir tanesi deVenedikli tüccar Marko Polo’nunUzak Doğu’dan dönmesi ve OnKuralı’nın Uzak Doğu’da bilindiğinigözlemlemesi olmuştur.

TİCARETİN YENİDEN CANLANMASIHAÇLI SEFERLERİNİN SONUÇLARI

Yeni pazarlar

Yeni fikirler

Kentsel gelişimin hızlanması

Yeni bir orta sınıfın oluşması

Paranın ve kredi vasıtalarınınserbest dolaşımı

Siyasi istikrarın yenidensağlanması

RÖNESANSve

REFORM

Page 24: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

Sanayi Devriminden önce çoğu ürün ihtiyaç sahipleri tarafından üretilir ya da yapılırdı.

Diğer ürünler ise esnaf/zanaatkar loncaları ya da evde üretim esaslı sistemler aracılığı iletemin edilirdi.

ERKUT, Haluk (2009), Yönetimin İzleri, Yalın Yayıncılık, İstanbul, s.65-67WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.24

TİCARETİN YENİDEN CANLANMASI

Fransisken rahiplerinden Luca Pacioli’nin 1494 yılındayazmış olduğu «Summa de Arithmetica, Geometria,Proportioni et Proportionalita» kitabında yer verdiği ÇİFTTARAFLI MUHASEBE KAYIT SİSTEMİ 20.yy.a kadar aynenkullanılmıştır. >>> yönetimde BİLGİ SİSTEMİ’nin ilkuygulaması olarak kabul edilmektedir (*)

* Bu eser bu konudaki ilk çalışma olarak kabul edilse de bu konudaki ilk çalışmanın 1363 yılındaAbdullah İbn Muhammed İbn Kiya Al Mâzandarani tarafından kaleme alınan "Risale-iFelekiyye/Kitab-us Siyagat" (Muhasebe Kitabı) adlı eser olduğuna dair iddialar mevcuttur.Elyazması olan bu eserin aslı İstanbul'da Beyazit kütüphanesinde bulunmaktadır. Farsçakaleme alınan kitapta "Rüznaçe" (Yevmiye), "Evârece" (Defteri Kebir), "Tahvilat" (Şahis TaliHesapları) gibi çağdaş muhasebenin temel ögeleri açıklanmıştır.) [Ayrıntılı bilgi için bkz.http://www.mizanturk.com.tr/Muhasebe_Tarihinde_Kisa_Bir_Gezinti_16_6_Makale.html

Page 25: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

http://www.dolmakalem.gen.tr/ekonomi/ortacag-ve-iktisat-2.htmlWREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.24

TİCARETİN YENİDEN CANLANMASI

Ortaçağ iktisadi düşüncesinin üzerinde durduğu enönemli 2 konu faiz ve adil fiyattır. Adil fiyatın cevabı birdeğişim işlemidir. Adil fiyat; ortaçağ’da belirli zaman vemekanda malın piyasadaki alınıp satıldığı fiyattır. Buişlem sırasında alıcı ve satıcı zarar görmemelidir. AquinalıThomas’a göre ADİL FİYAT bir malın sahtekarlık vetekelin olmadığı bir ortamdaki cari fiyatıdır. (Ticaret vezenginleşme bu dönemde hor görülüyor. Bu tipinsanların cennete gitmeleri söz konusu bile değildirşeklinde bir inanış ve öğreti mevcut.)

Johannes Nider’in Rönesans döneminde 1468 yılında yazdığı «TicariSözleşmeler Üzerine» adlı kitap bugünkü anlamıyla TİCARİ ETİK ve İŞAHLAKI kavramlarına yer vermiş olması itibariyle önem arz etmektedir. Bukapsamda;Ticari sözleşmelere konu olan ürünler YASAL, SAYGIN ve FAYDALIolmalıdır.Satıcının uyması gereken kurallar (caveat venditor) vardır.

Page 26: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.24-25

KÜLTÜREL DİRİLİŞ

Ticaretin yayılması, şehirleşmenin yaygınlaşması, güçlümerkezi devletlerin ortaya çıkmasıyla birlikte feodalizmyıkılmış ancak Sanayi Devrimi henüz gerçekleşmemiştir.Bunun için yeni bir ruha, yeni ve köklü oluşumlara ihtiyaçvardır.

REFORMLAR (Protestan Reformu ve Protestan Ahlakı)

ÖZGÜRLÜK FİKRİ (Bireysel özgürlükler)

PİYASA KÜLTÜRÜ (Piyasa güdümlü ekonomi)

Page 27: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

PROTESTAN AHLÂKI

Hristiyanlığın en büyük üç mezhebinden biri XVI.yy.da Martin Luther ve JeanCalvin'in öncülüğünde Katolik Kilisesi'ne ve Papa'nın otoritesine karşı girişilenReform Hareketi'nin sonucunda doğmuştur.

Protestanlar akla büyük yer vererek yerleşmiş kaideleri protesto ettikleri için buadı almışlardır.

Papazlara ihtiyaç duymaksızın İncil'i okuyabildikleri için Protestanlığa İncil kiliseside denilmiştir. Çünkü onlar İncil'i Hristiyanlık için tek kaynak saymışlardır.

Protestanlık, diğer Hristiyan mezheplerinden bazı farklılıklar arz eder:

•Bunların Katolik ve Ortodokslar gibi ruhanî başkanları yoktur.

•Bir tek mezhep yerine çeşitli mezhepler halinde faaliyet gösterirler.

•Kiliselerinde resim, heykel ve tasvir bulundurmazlar.

•Katoliklerin aksine Protestan râhipleri evlenebilir.

• İncil'i kendi dillerinde okuyabilmek de Protestanlığın bir başka özelliğidir.

•Katoliklerle Ortodokslar ise İncili Yunanca ve Lâtince okumak zorundadırlar.

•Protestanlıkta azizlere de inanılmaz.

Page 28: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.25-26

PROTESTAN AHLÂKI Ortaçağ boyunca Katolik Kilisesi günlük hayatın her alanında egemen

olmuş ve bu dünyada elde edilemeyen her şeye ulaşılabilecek biröbür dünya inancını telkin etmiştir.

Haçlı Seferlerinin sonrasında dine bağlılığın zayıflaması ve ticaretinyeniden canlanmasının bir sonucu olarak kiliseye karşı enindesonunda bir isyanın gerçekleşmesi kaçınılmaz olmuştu.

Her ne kadar daha önceki dönemlerde Katolik Roma Kilisesine karşıbenzer protestolar olsa da, Protestan Reformunun önderi olarakMartin Luther bilinir.

John Calvin Martin Luther’den etkilenir. Kilise ve devlet işbirliğidüşüncesini Cenova’ya taşır. Ölümden sonra seçilmişlerin kurtulacağışeklindeki söylemleriyle müritlerini etkiler.

Max Weber, «Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu» adlıkitabında Protestanlığın Kapitalizm ruhunu canlandırdığını ifade eder.Weber, bu fikrini savunurken Protestanların ticaretteki başarılarınıörnek olarak gösterir.

Weber’e göre, Luther, Reform döneminin yeni bir fikri olarak insanaTanrı tarafından hayatın bir görev olarak verildiği düşüncesini ortayaatmıştır. Bu düşünce Protestan mezhebinin odaklandığı noktalardanbiri olup; geçinmeye yetecek olanla yetinmeyi ve dinî asketizmitelkin eden Katolik söylemleri reddeder.

Page 29: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.26xa.yimg.com/kq/groups/22560935/.../ÖDEV+kitap.doc, s.12

PROTESTAN AHLÂKIWeber, Luther’in kapitalizmi başarı odaklı olarak düşündüğünü

söylemiştir. Bu düşüncede, insan, Hesap Gününü beklemek yerine,kendine bir meslek seçmeli ve onu ihtiyacın ötesinde maddi kazançsağlamak için değil; kutsal bir vazife olduğu için ifa etmelidir. (DÜNYEVİASKETİZM)

Weber aynı zamanda Protestan Ahlakı’nın kaynağının Kalvinist teolojiolduğunu saptamış ve Calvin’in Asketizm öğretisini çözümlemeyeçalışmıştır. Buna göre KALVİNİST TEOLOJİde üç önemli öğe gözeçarpmaktadır:

1.İnsanın aziz olup olmaması Tanrının bileceği bir iştir ve insanınkaderinde yoksa artık o kimse kendi gayreti ile bir iş başaramaz.2.İnsan Tanrının yeryüzündeki krallığını kurup zaferini artırmakiçin yeryüzüne indirilmiştir.3.İnsanın ilahi merhamete mazhar olmadığı sürece doğa vebedenin günah ve ölüm demek olduğuna inanmaktır.

Weber’in Prütenizm olarak da ifade ettiği Protestan ASKETİZMinininsanlara girişim ruhu aşılayan temel ilkeleri şunlardır:

• Zamanı boşa harcamak en büyük günahtır.• İstekle ve şevkle çalışmak şarttır.• İş bölümü ve işte uzmanlaşma hayırlı bir sonuca götüreceğiiçin Tanrı’yı memnun eder.• İhtiyaç olandan fazla tüketmek israftır ve dolayısıyla günahtır.

Page 30: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.28

PROTESTAN AHLÂKIWeber’e göre herkes çalışmakla, sahip olduklarını uygun şekilde kullanmakla,

bencillikten uzak bir hayat yaşamakla görevlendirilmiştir.

Malların eşit olmayan dağılımı Tanrı tarafından takdir edilmiştir; çünkü herkesinbirbirine denk olmayan yetenekleri vardır ve bu da mükafatın eşit olma gerekliliğiniortadan kaldırmaktadır.

Refaha erenler için Cennet garanti değildir. Diğerleri ise görevlerini yerine getirdiğisürece üzüntüye kapılmamalıdır.

Weber, manevi değerlerin ve dünyevi başarıları eşitleyen Protestan ahlakının kapitalistruhu meydana getirdiğini savunur. Böylelikle kendi isteklerini frenlemeyenlere yerinolmadığı yeni bir bireyselcilik dönemi başlamıştır.

WEBER’E ELEŞTİREL BİR BAKIŞ

R.H.Tawney Weber’in düşüncelerine karşı çıkmış; KapitalizminProtestanlığın bir sonucu değil, Protestanlığın sebebi ve gerekçesiolduğunu savunmuştur.

Tawney, bu düşüncesini desteklemek için Katolik yerleşimmerkezlerinin ve Katolik insanların ticaretteki başarılarını örnekgösterir; kapitalist ruhun ise 16. ve 17.yy.dan çok daha önce zaten varolduğunu ifade eder.

Page 31: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.29-30

Weber’e yöneltilen eleştirilere rağmen, Protestanların işe ve çalışmaya karşı farklı değeryargılarına sahip olduğu yönünde örnekler mevcuttur.

McClelland’ın yapmış olduğu bir araştırmaya göre; Protestanlar, Katoliklere nispetendaha zengin ve iktisadi faaliyetlere katılmaya daha isteklidir. Katolikler, daha az kâraçlığı duyan, sâkin bir mizaca sahiptir. Keza, az kârlı da olsa güvenli bir hayatı risk veheyecan dolu bir hayata (bu ona servet ve şeref getirse bile) tercih ederler. Bununlabirlikte farklı Katolik gruplar arasında büyük değişkenlikler de söz konusudur.

Başarı isteğinin arkasındaki güdü refah, statü, itibar, vb. belli hedeflere ulaşmaktanziyade salt başarma duygusunun tatminidir. Tarihsel olarak, bir kültürde başarmaarzusunun ortaya çıkması ekonomik kalkınma dönemlerinden 50 yıl kadar öncesinerastlar. Eski Yunanlılar ve Ortaçağ İspanyasında bunu teyit eden gelişmelerin benzeriİngiltere’de iki farklı dönemde (birincisi 16. ve 17.yy.larda; ikincisi Sanayi Devrimininhemen öncesinde 18.yy.da) yaşanmıştır. Bu bağlamda McClelland’ın Weber’idesteklemek için kullandığı argümanlar şunlardır:

1. Protestan Reformu kendine güveni ön plana çıkarmıştır.2. Protestan ebeveynler çocuklarını kendine güvenen ve özgürlükçü bireyler olarakyetiştirmeye başlamıştır.3. Erkek çocuklarda başarma ihtiyacı daha fazla olduğu istatistiksel olarak ortayakonmuştur.4. Daha fazla başarı ihtiyacı, Weber’in tanımladığı kapitalist ruhu yansıtan büyükekonomik hamleleri beraberinde getirmiştir.

WEBER’E ÇAĞDAŞ DESTEK

Page 32: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.29-30

Lenski ise Weber’i destekleyen ve eleştiren sonuçları bir arada toplamış ve bunlarıkıyasladığında Weber’i teyit eden sonuçların daha fazla olduğunu ortaya koymuştur.

Lenski iş dünyasında göze çarpan başarılı insanların gösterdiği ilham, hırs veyaklaşımları dini eğilimleri de göz önünde bulundurarak incelemiş; buna göre Museviinancına mensup kişilerin ortalamasının birinci; Protestanların ikinci, Katoliklerinüçüncü olduğunu gözlemlemiştir.

WEBER’E ÇAĞDAŞ DESTEK

Page 33: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.29-30

Dünyevi çabalar sonucunda elde edilecek bir başarıdanbahsediliyorsa; siyasi yapının bireysel özgürlükleri desteklemesişarttır.

Yüce kralların, Aristokrat Lordların, Kilise otoritelerinin ve feodalyapıların böyle bir desteği verdiği ve Sanayi Devrimi için uygunkoşullar sağladığı söylenemez. O zamanlar için birey ve devletinilişkisi mevcut düzeni korumaya endekslidir.

Kültürel diriliş dönemi öncesinde, çoğunluğun azınlık tarafındanyönetildiği politik teoriler icap ediyordu ve bu teoriler en iyitaraftarlarını Nicolo Machiavelli ve Thomas Hobbes’ta bulmuştu.

Machiavelli, «Hükümdar» (The Prince) adlı kitabında nasıl iyi ya dabilge olmaktan ziyade nasıl hükmedileceğini anlatır. Bunun üç yoluvardır:talih, yetenek ve alçaklık

Machiavelli’nin düşünce yapısı kendi ifadeleriyle şu şekildeözetlenebilir: «Her kim bir ülke kurar ve onu yasalaştırırsa, şunubilmelidir ki: Tüm insanlar kötüdür ve ilk buldukları fırsatta çirkinyüzlerini göstermeye hazırdır»

ÖZGÜRLÜKÇÜ AKIM

Page 34: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.31-32

Thomas Hobbes’un «Leviathan» adlı kitabı ise güçlü merkezi liderlikadına daha sonra başlatılan bir tartışmayı ifade eder.

Eserinde, analizine sivil bir hükümetin olmadığı bir ortamdan başlarve Leviathan gibi daha üstün güçlerin yönetime gelmesinin kaostandüzene geçmek için gerekli olduğu telkini ile son verir.

Hobbes’a göre hükümdarın sivil ya da kiliseden olmasının hiçbirönemi yoktur; yönetilenler her hâlükârda itaat etmek zorundadır.

John Locke’nin «Sivil İktidara Dair» isimli konuşması bireyselözgürlük tarihinde en önemli ve etkili katkılardan birini sağlamıştır.1688 yılında İngiltere’deki kurumların kökten değişimini sağlayankansız devrimin ilkelerini ortaya koymuş; 1776 AmerikanDevrimine, Jean Jacques Rousseau’nun «Toplumsal Sözleşmesi»neve akabinde Fransız Devrimine ilham kaynağı olmuştur.

ÖZGÜRLÜKÇÜ AKIM

Page 35: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

PİYASA KÜLTÜRÜ

Ortaçağ boyunca ekonomik düşünce bölgeselleştirilmiş olması ve sadece geçinmeyeyetecek geliri sağlama kaygısını taşıması nedeniyle, çok da karmaşık sayılmazdı.

Eski insanlar ana üretim faktörü olarak toprak ve emeği ele almış; hatta emeğiçoğu zaman göz ardı etmiştir. Sermaye girdisi küçümsenmiş; sermaye dönüşü isedışlanmıştır.

Eski ekonomik düşünce, yönetimin organizasyon için bir kaynak olduğu fikrindenyoksundu.

16. ve 17.yy.larda güçlü ulusal kavramların yeniden ortaya çıkması ekonomikdüşünceyi yeniden şekillendirdi. Yeni kıtalar bulunmasıyla birlikte yeni ticaret yollarıve yeni ürünler uluslararası bir pazar oluşturdu.

Bu köklü değişim, devletlerin güçlü ulusal ekonomiler oluşturmak için, tümekonomik meselelere müdahale etmesini zorunlu kıldı. Ancak bu ilk müdahaleler çokparlak sonuçlar vermedi. (zarar eden kuruluşlar ayakta tutulmaya çalışıldı; özelteşebbüsler sınırlandı; bürokrasi yoğunlaştı; savaşlar başlatıldı; elde edilmek istenenpazarlar yok edildi, vb.)

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.33

Page 36: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

MERKANTİLİST SİSTEM: Ortaçağın sonları ile sınâî inkılâbın gelişmeyebaşladığı dönem içinde 15. ve 18. yüzyıllar arasında üç yüz sene uygulamaimkânı bulmuştur.

• Bu dönemde altın ve gümüş, para olarak kullanılmış, para ile millî serveteşdeğerde kabul edilmiştir.• Dış ticârete ön plânda yer verilmiş, mübâdele ile elde edilen dış ticâret fazlası,millî servet artışı olarak değerlendirilmiştir.• Milletlerarası iktisâdî çatışmanın varlığı kabul edilmiş, birinin kaybı diğerininkazancı olarak düşünülmüştür.• Banka sistemi bu dönemde henüz gelişmemiştir. Kamu harcamalarının artışı ilegelir ve istihdamın da artacağı görüşü hâkim durumda kalmıştır.• En büyük hazinenin iyi beslenmiş insan nüfusu olduğu düşünülerek, nüfus artışıdevamlı teşvik edilmiştir.

Liberal sistemin teorilerini (nazariyelerini) kuran iktisatçılar üç ayrı görüş (ekol)altında toplanmaktadırlar. Bunlar; fizyokratlar, klâsik iktisatçılar ve neoklâsikiktisatçılardır.

FİZYOKRASİ:, insan toplumlarının, tabiî kânunlarla yönetilmesidir. Fizyokratlarda bu nazariyeyi(görüşü) savunan kimselerdir. Başlıca temsilcisi Francois Quesnayolmuştur. Tarıma dayalı üretimi ve devletin piyasayı kendi haline bırakmasıgerektiği düşüncesini savunmuştur.

PİYASA KÜLTÜRÜ

http://www.turkcebilgi.com/ansiklopedi/iktisadi_sistemlerWREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.33

Page 37: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

Adam Smith bir fizyokrat olmamasına rağmen bu akımda hakim olan iktisatındoğal uyumu düşüncesinden etkilenmiş bir klasik iktisatçıydı.

Smith’e göre merkantilist dönemin vergi politikaları yıkıcıydı ve sanayiyi korumakyerine devlet eliyle etkililiği baltalıyor; milli servetin dengesiz dağıtılmasına nedenoluyordu.

Smith ekonomik faaliyetleri ancak piyasa ve rekabetin düzenleyebileceğinisavunmuştur.

PİYASA KÜLTÜRÜ

http://www.turkcebilgi.com/ansiklopedi/iktisadi_sistemlerWREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons. p.34

Smith, MİLLETLERİN ZENGİNLİĞİ adlıeserinde ileri sürdüğü görüşler veprensipler dolayısıyle, kapitalizminkurucusu ve ekonomi ilminin babasısayılmaktadır. Adam Smith’e göre fertler,kendi menfaatleri peşinde koşarken umûmimenfaatlere de hizmet ederler. Smith,devletin; altyapı hizmetleri ve fertlerinbaşaramayacağı iktisadi faaliyetler hâriç,iktisadi hayâta müdâhale etmemesini,iktisadi faaliyetlerin iş bölümü sâyesindeverimli olabileceğini iddia etmiştir.

Page 38: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

orhankocak.net/dosyalar/word/cyt.ppt

WREN, Daniel A. (2005). The History of Management Thought (5th ed.) New York; John Wiley&Sons.

ERKUT, Haluk (2009), Yönetimin İzleri, Yalın Yayıncılık, İstanbul

ERDEM, M.Burhan vd. (2013), İktisadi Düşünceler Tarihi (e-kitap), (http://www.nevoku.com/iktisadi-dusunceler-tarihi--e-kitap--iktisadi-dusunceler-tarihi/viewdeck/3eabaa58-9759-4c0e-bfb7-a87d89dff86f)

http://www.dolmakalem.gen.tr/ekonomi/ortacag-ve-iktisat-2.html

xa.yimg.com/kq/groups/22560935/.../ÖDEV+kitap.doc

http://www.turkcebilgi.com/ansiklopedi/iktisadi_sistemler

Yararlanılan Kaynaklar:

İnternet Dokümanları:

Page 39: Sanayi̇ devri̇mi̇ öncesi̇nde yöneti̇m bi̇li̇mi̇

Murat AYDIN

SANAYİ DEVRİMİ ÖNCESİNDE

YÖNETİM