radyasyon sagligi-2
TRANSCRIPT
RADYOLOJİ
Dr. Erol Akgül
ÇÜ SHMYO 2. Sınıf
RADYASYON SAĞLIĞI VE RADYASYONDAN
KORUNMA 2
• EKSPOJUR BİRİMİ
• RADYASYON DOZU BİRİMİ
• EŞDEĞER DOZ BİRİMİ
RADYASYON BİRİMLERİ
EKSPOJUR BİRİMİ
• X-ışını tüpünden salınan x-ışınları havadan geçerken iyonizasyona neden olur.
• Buna ekspojur adı verilir. • Ekspojur birimi Röntgendir (R). • 1 R’lik bir ekspojur 1 cm3 havada standart ısı ve
basınçta 2.8x109 iyonizasyon oluşturur. • İnternasyonal sisteme göre röntgen, bir kilogram
havada 2,58x10-4 coulomb ( C ) yük birimi olarak belirtilir.
• Birimi C/kg dir.
RADYASYON DOZU BİRİMİ
• X-ışınlarının enerjisi hastanın vücudunda, oluşan iyonizasyon nedeniyle depolanır.
• Radyasyon ekspojuruna bağlı olarak bu enerji depolanmasına radyasyon absorbsiyon dozu adı verilir.
• Birimi RAD dır. • Işınlanan objenin bir gramının absorbe ettiği 100
erg ise absorbsiyon dozu bir RAD’dır. • İnternasyonal sisteme göre, radyasyon doz birimi
Gray (Gy)’dir. (1 Gy= 1 joule/kg= 100 RAD)
EŞDEĞER DOZ BİRİMİ 1
• Radyasyona maruz kalan kişi, radyasyon çalışanı ise mesleki radyasyon ekspojuru, eşdeğer doz birimiyle (REM) belirlenir.
• 1 REM=100 erg/gr’dır. • İnternasyonal sisteme göre, Seivert (Sv) olarak
adlandırılır (1 SV= 1 joule/kg). • 1 Sv=100RAD• RAD ve REM’in birimleri aynıdır. • Aralarındaki fark REM’in radyasyondan korunma
amacıyla kullanılmasıdır.
EŞDEĞER DOZ BİRİMİ 2
• Radyasyon dozu biriminin kalite faktörüyle çarpımı, eşdeğer doz birimini verir.
• RAD x Kalite faktörü = REM• Tanısal radyoloji pratiğinde, kalite faktörü 1 olarak kabul
edildiğinden, radyasyon dozu birimi ile eşdeğer doz birimi aynıdır.
• Tanısal dozlardaki x-ışını için 1 röntgenlik yumuşak doku ekspojuru, vücutta 1 rad’lık doz ve 1 reml’ik eşdeğer doz oluşturur.
• Röntgentanıda, Röntgen, RAD ve REM değerleri oldukça yüksek rakamlar oluşturduğundan bu birimlerden 1000 kat az olan miliröntgen, milirad ve milirem birimleri kullanılır.
RADYASYONUN TARANMASI VE ÖLÇÜLMESİ
• Radyasyonu ölçmek için geliştirilmiş cihazlara dozimetredozimetre adı verilir.
• Röntgentanı pratiğinde, kullanım amaçlarına göre değişen farklı dozimetreler vardır.
1. Film dozimetreler2. Termolüminesan dozimetreler3. Gazla dolu dedektörler
İyonizasyon odalarıOrantılı sayıcılarGeiger-Müller sayıcıları
4-Sintillasyon taraması
Film Dozimetreler 1
• Bu dozimetrelerde plastik kılıf içine yerleştirilmiş film (fotoğraf emülsiyonu) vardır.
• Filmin üzeri değişik absorbsiyon özelliği olan ve belirli kalınlıklarda alüminyum, kalay gibi maddelerle kapatılmıştır.
• X-ışınlarının, bu maddelerden geçerek film üzerindeki kararmanın derecesi dansitometrik yöntemlerle ölçülür ve çalışanın aldığı doz belirlenir.
• Bu dozimetreler, radyasyon çalışanlarının kontrolü amacıyla 1940’dan bu yana yaygın kullanılan dozimetrelerdir.
Film Dozimetreler 2
• Genellikle aylık kontroller yapılmaktadır. • Okuma işleminden sonra dozimetre içindeki film
değiştirilir. • Ülkemizde bu dozimetrelerin dağıtımı ve
okunması “Atom Enerjisi Kurumu” tarafından yapılmaktadır.
• Bu dozimetrelerle, 20 mrem’in altındaki dozlar ölçülemez.
• Isı ve nemden etkilendiği için oda sıcaklığında ve nemsiz ortamda saklanmalıdır.
Termolüminesan Dozimetreler 1
• Bazı maddelerin ısıtıldığında görülebilir ışık salmasına termolüminesans denir.
• Radyasyonla ortaya çıkan termolüminesans olayı 1960’lı yıllarda bulunmuştur.
• Termolüminesan fosfor, radyasyon verildikten sonra belirli dereceye kadar (yaklaşık 2000 C) ısıtıldığında aldığı dozla orantılı olarak görülebilir ışık salar.
• Salınan görülebilir ışık miktarı fotomültiplier tüpleriyle ölçülür.
• Termolüminesan madde olarak en sık lityum florid kullanılır.
• Bu maddenin atom numarası (8,2) yumuşak dokulara çok yakın olduğundan, doku eşdeğeri dozimetre olarak bilinir.
• Lityum florid, radyasyona maruz kaldığında, absorbe ettiği enerjiyi ısı uygulanana kadar depo eder.
• Isı verilip doz ölçümü bittikten sonra tekrar kullanılabilmektedir.
• Total dozu hesaplamada ve personel takibinde kullanılır.
Termolüminesan Dozimetreler 2
Termolüminesan Dozimetreler 3
• Lityum florid küçük bir parça ya da toz şeklinde bir muhafaza içine konulur.
• Kapladığı yer çok azdır. • Bu dozimetreler, vücut boşluklarına
yerleştirilebildiklerinden radyoterapide ya da araştırmalarda kullanılmaktadırlar.
• Film dozimetrelerinden daha uzun (3 ay) süreli kullanılabilirler ve daha duyarlıdırlar.
• 5 mrem’e kadar düşük dozlar hesaplanabilir.
Gazla Dolu Dedektörler
• Radyasyonun havadan ya da gazlardan geçerken oluşturduğu iyonizasyonun ölçülmesi temeline dayanır.
• BT cihazlarında kullanılan sıkıştırılmış xenon gazı dedektörleri buna iyi bir örnektir.
• Gaz atomlarından serbestleşen elektronların elektrik sinyaline donüştürülerek ölçüldüğü yöntemdir.
• Serbestleşen elektronların, cihazın elektroduyla teması sonucu bir elektrik sinyali oluşur.
• Silindir şeklindeki havanın ortasında bulunan santral elektrodda ölçülen voltaj farkı yükseltilerek gösterilir.
• Gazın hacmi ya da basıncı fazla ise atomların sayısı daha fazla olacağından ölçüm daha hassas olacaktır.
İyonizasyon Odaları 1
İyonizasyon Odaları 2
• İyonizasyon odaları içinde dedektör olarak en sık kullanılanlar “cutie pie” tipi cihazlardır.
• Bu cihazlarla 1 ile birkaç bin mR/saat’lik radyasyon intensiteleri ölçülebilmektedir.
Kalem Dozimetreler 1
• Küçük bir boşluğa hapsedilmiş havanın içine yerleştirilmiş elektrodlar vardır.
• Radyasyonun etkisiyle hava iyonize olur. • İyonizasyona bağlı, elektrodlar arasındaki gerilim
farklılığı sonucunda elektrodlarda yer değiştirme olur. • Aldığı radyasyonla orantılı olarak yer değiştiren elektrod
bir skala üzerinde hareket eder. • Dozimetrenin bir ucundaki ışık verilerek diğer tarafından
bakıldığında, elektrodun skala üzerindeki seviyesi görülür.
• Burada okunan değer, alınan toplam dozu vermektedir.
Kalem Dozimetreler 2
• Dozimetre içindeki havanın iyonizasyonu üst sınıra geldiğinde, dozimetre şarj aletiyle şarj edilerek sıfırlanabilir.
• Bu dozimetreler 0-200 mR arası dozlar hesaplanabilmektedir.
• Tanısal radyolojideki kullanımları; pahalı olmaları, günlük okumayı gerektirmeleri ve kolay hasarlanmaları nedeniyle sınırlıdır.
• Ayrıca iyonizasyon odaları grubu içinde radyoloji cihazlarının çıkış intensitesini ölçmek için üretilmiş cihazlar da vardır.
Orantılı Sayıcılar
• Daha çok alfa ve beta radyasyonu taramak için kullanırlar.
• Bu nedenle tanısal radyolojide bir önemleri yoktur.
Geiger-Müller Sayıcıları
• Daha çok nükleer tıp bölümlerinde radyoaktif sızıntıların tespitinde kullanılırlar.
• Sızıntı varlığında sesli uyarı verebilmektedir.
Sintillasyon Dedeksiyonu
• Nükleer tıp tarafından kullanılan gama kamera cihazının temelini oluşturur.
• Bazı BT cihazlarında gazsız (solid) dedektörler bu şekildedir.
• Bu dedektörler, aldıkları radyasyonun miktarıyla orantılı olarak görülebilir ışık salarlar.
• Bu ışığın miktarı fotomültiplier tüpleriyle ölçülerek radyasyon miktarı belirlenebilir.
• Kalibrasyonu zor olduğundan bu sistem, dozimetre olarak kullanılmaz.
Dozimetre Kullanırken Dikkat Edilecek Konular
• Floroskopi dışında, dozimetreler göğüs cebinde taşınabilir.
• Floroskopi sırasında dozimetre, kurşun önlüğün boynu seviyesinde önüne gelebilecek şekilde takılmalıdır.
• Dozimetre önlüğün arkasına takıldığında, korunmayan bölgelerin aldığı doz belirlenemez.
• Önlüğün içine takıldığında ölçülen doz dışarıdaki dozun yaklaşık 20 katı kadar az olmaktadır.
• Dozimetreler radyasyon alanlarında ya da buraya yakın yerlerde saklanmamalıdırlar.
RADYODİYAGNOSTİKDE RADYASYON DOZU
• Bir x-ışını demetinin çıkış yoğunluğu, cihaza ve uygulanan tekniğe göre değişir.
• Çıkış yoğunluğunu bilmek hastaların ve teknisyenin aldığı dozu hesaplamak açısından önemlidir.
• ÇY (mR) = k.mAs.(kVp)2/d2
• ÇY = Çıkış yoğunluğu
• k= Sabit,
• mAs= x-ışını tüp akımı ile ekspojur süresi çarpımı,
• kVp= Tüp potansiyeli
• D= Tüp ile hastanın ışına bakan yüzeyi arasındaki mesafe (cm)
HASTA DOZU 1
Hastanın aldığı doz üç şekildedir.
1. Deri dozu
2. Organ dozu
3. Fötal doz.
HASTA DOZU 2
• Deri dozu, ışınların giriş yüzeyinin ekspojurudur. • Çıkış yoğunluğu, kaynak deri arası mesafe
gözönüne alınarak hesaplandığında deri dozu belİrlenir.
• Ölçümü kolay olduğu için pratik olarak en sık tanımlanan doz, deri dozudur.
• Deri üzerine konan dozimetrelerle de ölçülebilir. • Organ dozu birçok organ için ölçülemez,
hesaplanabilir. • Fötal doz da benzer şekilde hesaplanarak
bulunabilir.
HASTA DOZU 3
• 1970’li yılların parametreleri kullanılarak 1984 yılında yapılan bir çalışmada, değişik radyolojik tetkiklerde değişik organ dozları gösterilmektedir.
• Günümüzde radyografi tekniğindeki gelişmelerle organ dozları, bu dozların yaklaşık yarısı kadardır.
TEKNİSYEN DOZU 1• Röntgen teknisyeninin aldığı doz hemen daima hastadan
saçılan ışına bağlıdır ve kişisel radyasyon monitörü ile ölçülür. • Bu ölçümde sonuçlar milirem olarak elde edilmektedir. • Portal radyografi ve floroskopi sırasında alınan doz, röntgen
teknisyeninin radyoloji pratiğinde aldığı dozun %95’ini oluşturur.
• Teknisyen dozu, kurşun koruyucular kullanılarak azaltılabilir. • Teknisyenin aldığı doz, teknisyenin muayene sırasındaki
pozisyonuyla ilgilidir. • Örneğin bir lavman opaklı kolon çalışmasında, teknisyen 100
mR/saat bölgesinde ise ve 3 dk süre ile ışına maruz kalırsa, teknisyenin önlükle korunmayan kesimi, 5 mR ışın alacaktır.
TEKNİSYEN DOZU 2
• Radyografi sırasında alınan doz, teknisyenin koruyucu engel arkasında olması nedeniyle, oldukça azdır.
• Koruyucu engel olmaksızın 1 m uzaklığa saçılan radyasyon, deri ekspojurunun % 0,1’idir.
• Örneğin; çıkış yoğunluğu 900 mR olan bir tetkikte, hastadan 1 m uzaklıktaki radyasyon ekspojuru:900x0,001=0,90 mR dir.
RADYASYONDAN KORUNMA
RADYASYON KORUNMA TEMEL PRENSİPLERİ
• Tanısal radyolojide radyasyondan korunmada önemli olan üç unsur;
Zaman
Uzaklık
Bariyer olarak bilir.
ZAMAN
• Alınan doz miktarı zaman ile doğru orantılıdır. • Çalışma sırasında, x-ışınına maruz kalınan zamanı
en aza indirmek gerekir. • Fluoroskopik çalışma sırasında x-ışını verilen
süreyi en aza indirmek için, fluoroskopik ayak pedallarının basınca radyasyon veren çekince radyasyonu kesen tipte olmaları gerekir.
• Ayrıca floroskopi cihazlarında 5 dk’lık total skopi zamanında sesli uyarı sistemleri vardır.
UZAKLIK 1• Nokta kaynağa göre düşünüldüğünde uzaklığı arttırmak,
alınan dozun karakökü kadar azalmasını sağlar. • Fakat bu kural saçılan radyasyonda geçersizdir. • Vücuttan saçılma, nokta kaynaktan yayılıma benzemez. • Vücudun nokta kaynak kabul edilebilmesi için vücudun
çapının en az yedi katı kadar uzakta olmak gerekir. • Tetkik sırasında cihazdan uzak dururken dikkat edilmesi
gereken bir konu da isoekspojur çizgileridir. • Bu çizgiler içinde bulunulan alanın dozunu mR/saat olarak
gösterirler. • Bir sonraki slaytta örnek olarak bir radyoskopi cihazı için,
izoekspojur şemaları gösterilmiştir.
UZAKLIK 2
• Floroskopik çalışma yapılırken tüpe ve ışınlama alanına yakın durmak gerekmiyorsa bir ya da iki adım geriye gidildiğinde alınan dozun önemli ölçüde azaldığı akılda tutulmalıdır.
• Radyoloji çalışanı, radyografi sırasında hastaların tutulması için görevlendirilemez.
• Görevlendirilen kişilerin de kurşun koruyucular kullanması gerekir.
BARİYER 1
• Bariyerlerin radyasyon intensitesini azaltıcı etkisi, onuncu değer kalınlığı ile gösterilir.
• Onuncu değer kalınlığı,radyasyon miktarını orijinalinin onda birine düşüren bariyer kalınlığıdır ve yaklaşık olarak 3,3 yarı değer kalınlığına eşittir.
BARİYER 2
• Koruyucu bariyerler düzenlenirken başlıca üç tip radyasyon gözönüne alınmalıdır. 1- Direkt radyasyon (Primer radyasyon)2- Saçılan radyasyon (Sekonder radyasyon)3-Sızıntı radyasyon (Sekonder radyasyon )
• Primer radyasyondan korunmak için kullanılan bariyerler “Primer koruyucu bariyer”, sekonder radyasyondan korunmak için kullanılan bariyerler ise “Sekonder koruyucu bariyer” olarak adlandırılır.
Direkt Radyasyon
• En etkili ve korunması en zor olandır. Bir vertikal statifin arkasına geçen radyasyon primer radyasyondur.
• Bu duvarın arkasına geçen radyasyon miktarını azaltmak için daha kalın bir kurşun tabakası kullanılmalıdır.
Saçılan Radyasyon
• Radyografi ya da floroskopi masasındaki hasta, saçılan radyasyon üreten bir kaynak gibidir.
• Hastadan 1 m uzaklıktaki saçılan radyasyon miktarı, hastaya gelen ışınların yoğunluğunun % 0,1’idir.
Sızıntı Radyasyon
• Ekspojur sırasında, tüp penceresi dışında, tüpten sızıntı şeklinde çıkan radyasyondur.
• Tüp muhafazaları 100 mR/saat dozdaki sızıntı radyasyonu geçmeyecek şekilde üretilirler.
• Saçılan ve sızıntı radyasyondan korunmak için kullanılan sekonder radyasyon bariyerleri primer radyasyon bariyerlerine göre daha incedirler.
• Sekonder radyasyon bariyeri olarak genellikle 0,4 mm kurşun eşdeğeri veya daha az bir kalınlık yeterli olabilmektedir.
Bariyer Kalınlığını Etkileyen Faktörler 1
1- Radyasyon kaynağına olan mesafe 2- Bariyer arkasının kullanım şekli• Bu alan, devamlı insanların bulunduğu bir yerse
10 mR/hafta kadar bir ekspojur miktarına izin verilebilir.
3-Yapılan radyasyon işinin miktarı (iş yükü)• İş yükü, mAdk/hafta olarak gösterilir. • Yoğun çalışan ünitelerde yaklaşık olarak iş yükü
1000 mAdk/hf’dır. • Günde beş hastadan az çekim yapılan ünitlerde
ise iş yükü 100 mAdk/hf’dır.
Bariyer Kalınlığını Etkileyen Faktörler 2
• Örneğin; • Günde 15 hasta x 3 radyografi yapılan bir radyografi
ünitesinde, ortalama doz, 80 kVp ve 70 mAs ise haftalık doz:
• Haftalık radyografi miktarı;15.3.5=225 radyografi/hf
• Haftalık mAs; 225x70=15750 mAs/hf
• Haftalık mAdk;15750/60=262,5 mA dk/hf olmaktadır.
Bariyer Kalınlığını Etkileyen Faktörler 3
• 4- X-Işınının penetrasyon özelliği• Penetrasyonu kVp belirlemektedir. • Tanısal radyolojide 150 kVp’ye kadar x-ışını
kullanılmaktadır. • Penetre ışın kullanılarak yapılan tetkiklerde
primer koruyucu bariyerin kalınlığını arttırmak gerekir.