pusula hayat

16
Nisan / April 2013 - Nr. 04/65 OKUMADAN BİLEMEZSİNİZ! www.pusulaonline.ch UETD’den Metin Külünk’lü ikinci toplantı UETD İsviçre Teşkilatı geçtiğimiz 2 Mart 2013 Cumar- tesi günü Hilton otelinde Türk Basını ve STK’lar buluşması- nın ikinci tolantısını gerçekleştirdi. İstanbul Milletvekili Me- tin Külünk de bir önceki toplantında söz verdiği gibi hazır bu- lundu. Toplantıya geniş çaplı katılım gözlemlendi. Zürih Hayvanat Bahçesi’nde keyifli saatler Ailenizle birlikte güzel bir gün geçirmek, çocuklarınıza ke- yifli saatler yaşatmak istiyorsanız mutlaka Zürih Hayvanat Bah- çesi’ne gitmenizi tavsiye ediyoruz. Güzel bir ortamda gezinti ya- pıp, birbirinden güzel hayvanları izlerken hoş vakit geçirebile- ceğiniz, harika bir ortam yaratılmış. 1929’da kurulan hayvanat bahçesinde 300 türden fazla 2’200 hayvan bulunmaktaymış. İTT çatı kuruluşu olarak faaliyet raporunu açıkladı 2000 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren İTT, Zürih Başkonsolosluğu Atatürk salonunda gerçekleştirilen toplan- tıda faaliyet raporunu açıkladı. Düzenlenen toplantıya T.C. Bern Büyükelçisi Tanju Sümer başta olmak üzere, T.C. Zü- rih Başkonsolosu Aslı Oral ve İTT üyesi olan bazı derneklerin temsilcileri hazır bulundular. SunExpress’in acenta toplantısı yapıldı SunExpress havayolları İsviçre`deki ça- lışmalarını yoğun bir şekilde devam ettiriyor. İsviçre genelinde SunExpress bileti satan se- yehat acentalarından oluşan davetliler, Zürih Havalimanı’nda biraraya geldiler. Kadınlar Günü’ne yakışan muh- teşem konser hayranlıkla izlendi Dünya Kadınlar Günü sebebiyle Zürich Başkonsolosluğu ve Kültür ve Turizm Ataşeliği tarafından ortaklaşa düzenenlen kon- ser Volkshaus’ta gerçekleştirildi. 10 Mart Pazar akşamı gerçek- leştirilen organizasyona yaklaşık 200 civarında davetli katıldı. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Klasik Türk Müziği Top- luluğu Sanatçıları, izleyicilere unutamayacakları bir konser zi- yafeti çektiler. Suat Şahin: «Türk toplumu helal et konusunda yeterince hassas değil» Geçtiğimiz ay gündemi en çok meşgul eden konulardan biri de Döner içinde Domuz etinin bulunması haberiydi. Başta İsviçre’de yaşayan Türk toplumu ol- mak üzere büyük bir kesimde şok etkisi yaratan bu gelişmenin ardından, konuy- la ilgili olarak sektörden iş adamlarıyla yaptığımız görüşmeleri okurlarımıza du- yurmaya devam ediyoruz. Bu sayımızda Sıla AG şirketinin yöneticisi Suat Şa- hin’i ziyaret ederek hem konuyla ilgili olarak hem de İsviçre’de helal et üretimi ve tüketimi hususlarında görüşlerini aldık. Bilgen: «Türkiye-İsviçre maçı yaralar açtı» Göreve başladığı günden bu yana ülkemizin doğal, kültürel, sanatsal ve tarihî zenginliklerini İsviçrelilere tanıtmak için faaliyet gösteren Kül- tür ve Tanıtım Ataşemiz Pınar Bilgen ile söyleşi. 3 6 12 4 8 4 İsviçre’de İstiklal Marşı coşkusu Bern Büyükelçiliği’ne bağlı Eğitim ve Basın Müşavirliği’nin birlikte orga- nize ettikleri, İstiklal Marşını Güzel Okuma Yarışması’na halkımızın ilgi- si yoğun oldu. 17 Mart Pazar günü Aarburg’ta gerçekleştirilen yarışma kap- samında düzenlenen Fotoğraf sergisi büyük beğeni topladı. Etkinlik kapsa- mında TRT Türk Halk Müziği sanatçısı Emel Taşçıoğlu’nun seslendirdiği türküler büyük alkış topladı. 5 10

Upload: pusula-zeitung

Post on 07-Mar-2016

266 views

Category:

Documents


8 download

DESCRIPTION

Pusula die türkische Zeitung in der Schweiz.

TRANSCRIPT

Page 1: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 - Nr. 04/65OKUMADAN BİLEMEZSİNİZ!www.pusulaonline.ch

UETD’den Metin Külünk’lü ikinci toplantı

UETD İsviçre Teşkilatı geçtiğimiz 2 Mart 2013 Cumar-tesi günü Hilton otelinde Türk Basını ve STK’lar buluşması-nın ikinci tolantısını gerçekleştirdi. İstanbul Milletvekili Me-tin Külünk de bir önceki toplantında söz verdiği gibi hazır bu-lundu. Toplantıya geniş çaplı katılım gözlemlendi.

Zürih Hayvanat Bahçesi’nde keyifli saatler

Ailenizle birlikte güzel bir gün geçirmek, çocuklarınıza ke-yifli saatler yaşatmak istiyorsanız mutlaka Zürih Hayvanat Bah-çesi’ne gitmenizi tavsiye ediyoruz. Güzel bir ortamda gezinti ya-pıp, birbirinden güzel hayvanları izlerken hoş vakit geçirebile-ceğiniz, harika bir ortam yaratılmış. 1929’da kurulan hayvanat bahçesinde 300 türden fazla 2’200 hayvan bulunmaktaymış.

İTT çatı kuruluşu olarak faaliyet raporunu açıkladı

2000 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren İTT, Zürih Başkonsolosluğu Atatürk salonunda gerçekleştirilen toplan-tıda faaliyet raporunu açıkladı. Düzenlenen toplantıya T.C. Bern Büyükelçisi Tanju Sümer başta olmak üzere, T.C. Zü-rih Başkonsolosu Aslı Oral ve İTT üyesi olan bazı derneklerin temsilcileri hazır bulundular.

SunExpress’in acenta toplantısı yapıldı

SunExpress havayolları İsviçre deki ça-lışmalarını yoğun bir şekilde devam ettiriyor. İsviçre genelinde SunExpress bileti satan se-yehat acentalarından oluşan davetliler, Zürih Havalimanı’nda biraraya geldiler.

Kadınlar Günü’ne yakışan muh-teşem konser hayranlıkla izlendi

Dünya Kadınlar Günü sebebiyle Zürich Başkonsolosluğu ve Kültür ve Turizm Ataşeliği tarafından ortaklaşa düzenenlen kon-ser Volkshaus’ta gerçekleştirildi. 10 Mart Pazar akşamı gerçek-leştirilen organizasyona yaklaşık 200 civarında davetli katıldı.

Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Klasik Türk Müziği Top-luluğu Sanatçıları, izleyicilere unutamayacakları bir konser zi-yafeti çektiler.

Suat Şahin: «Türk toplumu helal et konusunda yeterince hassas değil»

Geçtiğimiz ay gündemi en çok meşgul eden konulardan biri de Döner içinde Domuz etinin bulunması haberiydi. Başta İsviçre’de yaşayan Türk toplumu ol-mak üzere büyük bir kesimde şok etkisi yaratan bu gelişmenin ardından, konuy-la ilgili olarak sektörden iş adamlarıyla yaptığımız görüşmeleri okurlarımıza du-yurmaya devam ediyoruz. Bu sayımızda Sıla AG şirketinin yöneticisi Suat Şa-hin’i ziyaret ederek hem konuyla ilgili olarak hem de İsviçre’de helal et üretimi ve tüketimi hususlarında görüşlerini aldık.

Bilgen: «Türkiye-İsviçre maçı yaralar açtı»

Göreve başladığı günden bu yana ülkemizin doğal, kültürel, sanatsal ve tarihî zenginliklerini İsviçrelilere tanıtmak için faaliyet gösteren Kül-tür ve Tanıtım Ataşemiz Pınar Bilgen ile söyleşi.

3

6 12 4

8

4

İsviçre’de İstiklal Marşı coşkusu

Bern Büyükelçiliği’ne bağlı Eğitim ve Basın Müşavirliği’nin birlikte orga-nize ettikleri, İstiklal Marşını Güzel Okuma Yarışması’na halkımızın ilgi-si yoğun oldu. 17 Mart Pazar günü Aarburg’ta gerçekleştirilen yarışma kap-

samında düzenlenen Fotoğraf sergisi büyük beğeni topladı. Etkinlik kapsa-mında TRT Türk Halk Müziği sanatçısı Emel Taşçıoğlu’nun seslendirdiği türküler büyük alkış topladı.

5

10

Page 2: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch2 GÜNDEM

Cenevre fuarına Lamborghini damgasıAvrupa’da krizin etkileri devam ederken, otomotiv

sektörü için Cenevre yine büyük umutlar beslenen fuar oldu. 130 yeni modelin sergilendiği fuarda, bir tarafta fi-yatı 3 milyon Euro olan Lamborghini’nin ‘Venona’ mo-deli sergilenirken, krize çare olarak geliştirilen ekono-mik araçlar da dikkat çeken modeller oldu.

PHM - Bu yıl 83’üncüsü düzen-lenen Uluslararası Cenevre Otomo-bil Fuarı’nda adeta birbirinden iddialı modellerin savaşı yaşandı. Bir tarafta en pahalı otomobiller sanki Avrupa’da kriz yokmuş havası yaratırken, diğer taraftan 100 km.’de 0.9 litre tüketime kadar düşen küçük motorlu ekonomik araçlar boy gösterdi.

50’nci yıla özelFuarın kuşkusuz en dikkat çeken

modellerinin başında İtalyan otomo-bil markası Lamborghini’nin kurulu-şunun 50’inci yıl dönümü için özel ola-rak tasarladığı Veneno geliyor. 4 mil-yon Dolar’lık fiyat etiketine sahip araç, Bugatti Veyron’dan dünyanın en paha-lı otomobili ünvanını almış oldu.

Sadece 3 adet üretilen Lamborghi-ni Venona’nın rengi de çok özel. Oto-mobil, İtalyan bayrağının renkleri olan kırmızı, beyaz ve yeşil olarak üretil-di. 740 beygir gücüne sahip araç, sa-atte 350 kilometre hıza çıkabiliyor. Ve-neno’nun monokok şasesi karbon fiber-den üretildi. 6.5 litrelik motor hacmi-ne sahip Veneno, 7 ileri triptonik vites ile donatıldı.

2 Türk’e özel Ferrari

Fuarın Lamborghi-ni’den sonra en çok ko-nuşulan diğer bir lüks otomobili ise Ferrari La-Ferrari oldu. Toplam 500 adet üretilecek araçtan Türkiye’ye iki kontenjan ayrıldı. İki şanslı Türkün satın alması beklenen aracın Türkiye’deki fiya-tı vergiler dahil 2.7 mil-yon Euro. 6.3 litre V12 motorlu araç 160 beygir-lik elektrik motoru dahil toplamda 950 beygir gü-cünde. Araç 0-100 km/s hızlanmasını 3 saniyenin altında tamamlıyor.

Cenevre’nin ticari araçta yıldızı Gölcük-lü Courier

FORD Otosan’ın Gölcük’te inşaasına baş-lanan yeni fabrikasında üreteceği yeni küçük ha-

fif ticari araç modeli Courier, dünya-ya ilk kez Cenevre’den merhaba dedi. Ford standının ve Ce-nevre fuarının hafif ti-cari araç yıldızı olan yeni Courier 2014 yılın-da satışa sunulacak.

Moda minik SUV130 yeni modelin

sergilendiği fuarı bu yıl 690 bin kişinin ziyaret ettiği açıklandı. Cenev-re Fuarı’nda bir taraftan dünyanın en pahalı oto-mobilleri sergilenirken, diğer taraftan 2013 yılı-na da satışlarda düşüşle giren Avrupa otomotiv sektörüne umut olacak ekonomik araçlar boy gösterdi. Özellikle B sı-nıfı küçük SUV model-leri, firmaların kriz dö-neminde en büyük silahı olmaya aday olarak gö-rülüyor. Renault Captu-re ve Peugeot 2008 Ce-nevre’nin yenileri olarak Nissan Juke, Opel Mok-

ka, Chevrolet Trax’e karşı büyük rakip olmaya hazırlanıyorlar.

McLaren P1İngiliz spor otomobil üreticisi Mc-

Laren’ın yeni modeli McLaren P1, 3.8 lt.’lik V8 turbo benzinli motorla donatıl-mış. 903 beygir güç ve 900 Nm tork üre-ten araç, maksimum hızı 350 km/s hıza ulaşabiliyor. Mclaren P1, 0-100 km/s hızlanmasını 3, 0- 200 km/s hızlanma-sını 7 ve 0-300 km/s hızlanmasını ise 17 saniyenin altında tamamlıyor.

Yılın otomobili VW GolfAvrupa’da 2013 yılının otomobili

Volkswagen Golf oldu. Car of the Year jürisi tarafından yapılan değerlendir-mede 8 finalist arasından 414 puanla Golf ipi göğüslerken, Subaru BRZ -To-yota GT86 ikizleri 202, Volvo V40 189 puanda kaldı.

Bakan Çağlayan da oradaydıEkonomi Bakanı Zafer Çağlayan,

Cumhuriyet tarihinin en ‘cömert’ teş-vik paketini anlatmak için Cenevre’dey-di. Dünya otomotiv devlerinin mektup-la yatırıma davet eden Bakan Çağlayan, firmaların CEO’larıyla görüşme mara-tonu gerçekleştirdi. Hükümetin ısrar-la yatırıma davet ettiği Volkswagen’in CEO’suyla da bir görüşme yapan Zafer Çağlayan’a, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk de eşlik etti. Çağlayan, ayrıca Hyundai, Ford, Fiat ve Toyota’nın CEO’larıyla da bir araya geldi. [CAA / AID-3310]

Petrolü tahtından edecek gelişme!

Shell, 2100 yılına kadar piyasaların nasıl şekillene-ceğine yönelik “senaryo” raporunu paylaştı. Raporda, analistlerin farklı varsayımlara göre hazırladığı iki te-mel senaryonun buluştuğu ortak nokta, petrolün bugün-kü tahtına ileride başka enerji kaynaklarının oturacağı.

PHM - Alternatif senaryoya göre, dünyada enerji kaynakları sıralama-sında bugün 13. sırada yer alan gü-neş, 2070’e doğru ilk sıraya oturuyor. Shell’e göre, 2100 yılında dünyadaki enerjinin yüzde 37’si güneşten sağ-lanırken, petrolün payı sadece yüz-de 10’da kalacak. Hürriyet’te yer alan rapordaki ilk senaryoda ise doğalgaz, 2030 yılına kadar küresel çapta en çok kullanılan enerji kaynağı haline gele-rek, petrolün 70 yıllık saltanatını son-landırıyor.

Dağlar (Klasik senaryo)

- Kaya gazı ve kömür yatağı meta-nı geniş çapta yayılarak, küresel ener-ji sisteminde bir “doğalgaz omurgası” oluşmasına vesile olacak. Kaya gazı-nın yaygınlaşmasıyla, doğalgaz fiyat-ları dünya çapında daha düşük seviye-lerde buluşacak.

- 2030’lu yıllarda doğalgaz, dün-yanın ana enerji kaynağı olacak ve petrolün 70 yıllık saltanatına son ve-recek. Petrolden önce bu tahtta otu-ran kömürün saltanatı, yaklaşık 50 yıl sürmüştü (1910-1960).

- Hidrolik kırılma yani “fracking” yöntemi, bugüne kadar dünyanın tü-kettiğinden daha fazla, devasa miktar-larda petrol ve doğalgazı ortaya çıkar-

ma potansiyeline sahip.- Yükselen ekonomilerde, doğal-

gazla çalışan CNG’li araçların filolar-daki oranı giderek artacak.

- ABD, 2030’a kadar enerjide ken-di kendine yeterli hale gelebilecek.

- 2080 yılına kadar, binek araba-larda artık akaryakıt kullanmayacak.

Okyanuslar (Alternatif senaryo)

- Güneş enerjisi, bugün enerji kay-nakları sıralamasında 13. sırada yer alırken, dünyanın ana enerji kaynağı haline gelecek. Güneş enerjisi 2040 yılında petrol, doğalgaz ve kömürün ardından dördüncü sırada yer alırken, 2070’e kadar liderliği kapacak.

- 2100’de enerji talebinin yüzde 38’i güneş enerjisinden karşılanırken, yalnızca yüzde 10’unu petrol karşıla-yacak. Diğer enerji türlerinin payla-rı ise şöyle olacak: Biyoyakıtlar %9.5, rüzgar %8.4, doğalgaz %7.5, nükleer %6.3, kömür %3.9

- 2060’a kadar OECD içinde de dışında da elektriğin yaklaşık yüz-de 40’ı fotovoltaik güneş enerjisinden sağlanacak.

- 2065 yılına kadar Hindistan, dünyanın en büyük enerji tüketicisi olacak.

[CAA / AID-3308]

Lamborghini‘den „Venona“ modeli

Depresyon, Korku, Kilo Sorunları, Psikolojik Travma– Araştırma– İlaçtedavisi– Danışma,Konsültasyon– Nöropsikolojiktestler– Öğrenimdesteği

Bütünbukonulardahiççekinmedenbizedanışın.Sizememnuniyetleayrıntılıbilgiveririz. Devamlıveprofesyoneltedaviprogramlarımızasizidebekliyoruz.

Zentrum Geisberg und Löwenstrasse ●InterdisziplinärePraxisgemeinschaftDres.●Dolezal,Djahanschahi,Flick,Falk,Ulugöl

Löwenstrasse12 8001Zürich Tel.0442287080Haldenstrasse648302Kloten Tel.0448047080Bahnhofplatz5a 8400WinterthurTel.0433052700

[email protected] www.mzg.ch

Page 3: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch 3GÜNDEM

İsviçre’de İstiklal Marşı coşkusu

PHM - Bern Büyükelçiliği’ne bağ-lı Eğitim ve Basın Müşavirliği’nin bir-likte organize ettikleri, İstiklal Marşını Güzel Okuma Yarışması’na halkımızın ilgisi yoğun oldu. 17 Mart Pazar günü Aarburg’ta gerçekleştirilen yarışma kapsamında düzenlenen Fotoğraf sergi-si büyük beğeni topladı. Etkinlik kapsa-mında TRT Türk Halk Müziği sanatçısı Emel Taşçıoğlu’nun seslendirdiği türkü-ler büyük alkış topladı.

Organizasyon saat 13:00’de Bern Büyükelçisi Tanju Sümer, Basın Müşa-viri Hacı Mehmet Gani ve Eğitim Müşa-viri Sezai Güler’in fotoğraf sergisi açılı-şı ile başladı. Gelen bütün misafirler, et-

kinliklerle ilgili fotoğrafları büyük bir dikkatle incelediler. Fotoğraf sergisinde Çanakkale Savaşı, Mehmet Akif ve İs-tiklal Marşı’nın TBMM’de kabulü ve M. K. Atatürk’le ilgili toplam 82 fotoğraf sergilendi. Büyükelçi Tanju Sümer ve misafirler, fotoğrafların çoğunu hayat-larında ilk defa gördüklerini belirttiler.

Serginin ardından büyük salona ge-çilerek diğer etkinliklere start verildi. Program Büyükelçi Tanju Sümer’in gü-nün anlam ve önemini belirttiği konuş-masıyla başladı. Yeni nesillere kültürü-müzün iyi aktarılması gerektiğini belir-ten Büyükelçi, organizasyonun gerçek-leşmesine katkı sağlayan Başbakanlık

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Mü-dürlüğü’ne ve Genel Müdür Murat Kara-kaya’ya, Basın Müşaviri H. Mehmet Ga-ni’ye ve Eğitim Müşaviri Sezai Güler’e teşekkür etti. Büyükelçi Tanju Sümer’in ardından söz alan Eğitim Müşaviri Se-zai Güler ve Basın Müşaviri Hacı Meh-met Gani programı destekleyen kurum-lar başta olmak üzere, yarışmanın ger-çekleşmesinde büyük rol oynayan öğret-men ve öğrencilere teşekkür ettiler.

Protokol konuşmalarından sonra ya-rışmaya geçildi. İsviçre Kantonların-dan finale kalarak yarışmaya hak kaza-nan 14 öğrenci sırayla sahneye gelerek ezberden İstiklal Marşı’nın 10 kıtası-nı coşkuyla okudular. İstiklal Marşı’nın her kıtasını muhteşem bir coşkuyla oku-yan yarışmacılar salondan büyük alkış alırken, yer yer duygusal anlar da yaşan-dı. Bir çok katılımcı göz yaşına hakim olamadı.

Yarışmacıların performanslarının ardından Jüri üyleri değerlendirmeye geçerken, TRT Türk Halk Müziği sa-natçısı Emel Taşçıoğlu ve saz ekibinin icra ettiği konser muhteşemdi. Yaklaşık bir saat süren konserde sanatçı birbirin-den güzel kahramanlık türkülerini ses-lendirdi. Konserin son kısmında seslen-dirilen hareketli Anadolu türküleri ile coşku doruğa çıktı. TRT sanatçısı Emel Taşçıoğlu, İsviçre’ye ilk defa geldiğini ve bu ülkeyi çok sevdiğini belirterek en yakın zamanda tekrar gelmeyi arzu etti-ğini belirtti.

Konserin ardından yarışmaya katılan ve dereceye giren çocuklara ödül töreni düzenlendi. Final yarışmasında 12 Jüri üyesinin puanları neticesinde dereceye

giren öğrencilerin isimleri şu şekilde:1. ve 5. sınıf öğrencileri arasında

yapılan 1. Kategori yarışmasında de-receye giren öğrenciler;

1. Ceyda Kılıçkaya / Aarburg2. Zeynep Oymak / Unterkulm Türk

Okulu3. Mehmet Ali Ukis / Roshah

6. ve 9. sınıf öğrencileri arasında yapılan 2. Kategori yarışmasında de-receye giren öğrenciler;

1. Fatih Furkan Yağan / Luzern2. Beyza Okutan / Aarau3. Berna Dedeler / MilchbuckDereceye giren her iki kategori-

nin yarışmacılarına, dizüstü bilgisayar, Samsung Galaxy S3 ve tablet bilgisayar-lar hediye edilirken, diğer tüm yarışma-cılara Spor Bakanlığı’ndan gönderilen Türkiye Milli Takım formaları, İstanbul Esenler Belediyesi tarafından yollanan Mehmet Akif Ersoy’un Safahat kitabın-dan oluşan hediyeler verildi.

İsviçre’de yaşayan vatandaşlarımı-zın birlik ve beraberlik görüntüsü ver-diği ve ilk kez organize edilen bu güzel program, Büyükelçi Tanju Sümer, Eği-tim Müşaviri Sezai Güler ve Basın Mü-şaviri Hacı Mehmet Gani’nin teşekkür konuşmalarının ardından saat 18:00 ci-varında sona erdi.

[CAA / AID-3334]

Düzenlenen fotoğraf sergisinde Basın Müşaviri H. Mehmet Gani, Zürih Başkonlosu Aslı Oral, Eğitim Müşa-

viri Sezai Güler, T.C. Bern Büyükelçisi Tanju Sümer ve İTT Başkanı Kahraman Tunaboylu hazır bulundular.

Autotraum AG’nin yeni şubesi Neuendorf’ta hizmete girdiGeçtiğimiz yıllarda Otelfingen’de müşterilerine hiz-

met vermeye başlayan Autotraum AG, Mart ayı içinde yaptığı yeni açılış ile Neuendorf’ta satışlara başladı. Açı-lışa çok sayıda iş adamı, dernek temsilcisi ve özel davetli-ler de katılarak destek verdi.

PHM - „Hayal kurmaktan vazge-çin, hayalinizdeki aracı kullanın“ sloga-nıyla açılışı yapılan yeni şubede, her ke-simin isteğine cevap verebilecek kalite-de ve fiyatta araçlar bulunuyor. «Aradı-ğınız marka ne olursa olsun, Autotraum AG`yi aramanız yeterli» diyen yeni şu-

benin sahibi Şükrü Şahin, müşterileri-nin her türlü isteklerine cevap verebile-cek altyapıya sahip olduklarını söyledi.

Autotraum AG’de hem kullanıl-mış hem de sıfır kilometrede araçları bulabilir, bunun yanı sıra servis ve ta-mir işlemlerini de uygun fiyatlara yap-

tırabilirsiniz. Yeni açılışı yapılan Neu-endorf şubesi, tüm servis ve tamir işle-rini kapsayan profesyonel bir garaj or-ganizasyonuna sahip. Özel fiyatlar ve kampanyalar ile bütün müşterilerine cazip avantajlar sunan Autotraum AG, uzman kadrosuyla yeni müşterilerini bekliyor.

AUTOTRAUM AG Dorfstrasse 176, 4623 NeuendorfTel: 062 394 34 34 Fax: 062 394 34 35

AUTOTRAUM AGDammstrasse 2, 8112 OtelfingenTel: 043 243 34 34 Fax: 043 243 34 33 CAA / AID-3149]

Hafta içi gerçekleştirilen açılış törenine işadamlarının ilgisi büyük oldu. Davetliler

akşam boyunca hem birbirleriyle sohbet edip hem de garajda bulunan araçları incelediler.

Page 4: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch4 GÜNDEM

Knigge, modern görgü ve davranış kuralları

PHM - Toplumsal yaşamda in-sanlar, karşılıklı ilişkileri kolaylaş-tırmak için zamanla görgü kuralla-rını oluşturmuşlardır. Görgü kural-larını uygulamaktaki amaç, davra-nışlarımızı kısıtlamak değildir. Bu kurallara uymak kişinin hem ken-disine hem de çevresine duyduğu saygının bir ifadesidir.

İş ve özel hayatımızda çeşitli sebeplerle, değişik insanlarla kar-şılaşıyoruz. Bulunduğumuz ortama göre, bu kişilere bazen kendimi-zi tanıtıyor, veya ortak tanıdıkları-mız tarafindan tanıştırılıyoruz. Ta-nışma, kısa bir süre içinde, isim, iş, ünvan veya görevler hakkında bil-gi edinme ortamıdır. Tanışma esna-sında ayağa kalkmak saygı icabıdır.

Takdim ve tanıştırmanın, uyul-ması gereken belirli görgü kuralla-rı vardır.

Protokolde ve iş hayatında hi-yerarşinin bulunduğu yerde takdim edilir, dostlar arasında kişiler birbi-rine tanıştırılır. Tanıştırmada öncelik önemlidir. Kimin kime, niçin önce tanıştırılması gerektiği konusunda bir takım prensipler belirlenmiştir.

Bu duruma göre,• Gençler, yaşlılara, • Alt düzeyde olanlar, üst düzeyde olanlara,• Kadın, erkeğe (İş hayatında hiye-rarşi geçerlidir),• Yeni gelenler, o anda orada bulu-nan kişilere tanıştırılır.

Akademik ünvanı olan kişile-ri tanıştırırken isimleriyle beraber ünvanlarını da söylemek gerekir. Kendimizi tanıtırken ünvanımızı söylemeyiz. Sadece adımızı ve so-

yadımızı söyleriz.Akademik ünvan

• Akademik ünvan sahibine, kişi-nin arzusu üzerine, ünvanlı veya ünvansız hitap edilir.• Profesör ünvanı olan kişi, genelde doktor ünvanına da sahip olduğun-dan, sadece profesör ünvanı ile hi-tap etmek yeterlidir.• İsim söylemeden „doktor“ diye hi-tap etmek, sadece tıp doktorları için geçerlidir.

KartvizitlerKartvizitler, yeni tanıştığımız

kişiler hakkında bize çeşitli bilgiler verirler ve onların isimlerini, mes-leklerini, ünvanlarını kolayca aklı-mızda tutmaya yararlar. Kartvizit-ler sadece kişiyi değil, aynı zaman-da çalıştıkları şirketleri de temsil ederler.

Kartvizit verirken kartların te-miz, köşelerinin kırık ve üstleri ya-zılmamış olmasına dikkat etmemiz gerekir. Kartvizitler önce en üst dü-zeydeki kişiye, sonra hiyerarşiye göre diğerlerine verilir.

Bize sunulan kartı hemen oku-yarak, ilgimizi belirtmeliyiz. Kişi-nin çalıştıği şirket veya mesleği ile ilgili bir iki kelime söylemek kibar bir davranış olur.

Çin ve Japonya gibi ülkelerde, kartvizitler çok önemlidir. İş ha-yatında ve özel hayatta, kadın veya erkek hemen hemen herkesin bir kartviziti vardır. Bu ülkelerin in-sanları ile temasa girilecekse, önce-den onların kartvizit sunma adet-leriyle ilgili bilgi edinmek, bazı yanlış davranışları önleyecektir. Hülya Rüst [CAA / AID-3329]

Hülya Rüst

Stil & İmaj Danışmanlığı, Knigge Koçluğu

www.hulyarust.ch

KÖŞE YAZISI

İTT faaliyet raporunu açıkladı2000 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren İTT, Zü-

rih Başkonsolosluğu Atatürk salonunda gerçekleştirilen toplantıda faaliyet raporunu açıkladı. Düzenlenen toplan-tıya T.C. Bern Büyükelçisi Tanju Sümer başta olmak üze-re, T.C. Zürih Başkonsolosu Aslı Oral ve İTT üyesi olan bazı derneklerin temsilcileri hazır bulundular.

PHM - Açılış konuşmasını yapan T.C. Bern Büyükelçisi Tanju Sümer «İsviç-re’de bizler için faaliyet gösteren tüm fert ve derneklerimiz, bizim için çok önemli-dir. Birlik olmanın çok önemli olduğu bu zamanlarda yapılan çalışmaları ve faali-yetleri görmezlikten gelemeyiz. Vatandaş-larımızın sorunlarıyla ilgilenebilmek için güçlü bir birliğe ihtiyaç vardır. Bu sebep-le İTT’nin bizler için ne kadar önemli bir kurum olduğunun farkındayız. Büyükelçi-lik olarak İTT`nin tüm çalışmalarına des-tek verip ortaya çıkarılmak istenilen güçlü birliğe biz de katkı sağlamak istiyoruz. İs-viçre ile olan diyalog çalışmalarımızın en önemli duraklarından birisi olan İTT’ye şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra-ki dönemlerde de gereken desteği sunma-

ya hazırız» dedi. T.C. Zürih Başkonsolosu Aslı Oral ise

konuşmasında «İTT Çatı Kuruluşumuz bundan 13 yıl önce, şu anki toplantı yap-tığımız bu salonda hararetli tartışmalar ile kurulmuştu. Ben de o dönemde Zürih Baş-konsolosluğu’nda görevliydim ve bu tarihi ana ben de şahit olmuştum. Bu zaman için-de İTT’nin kendini ne kadar geliştirdiğini gördüm ve oldukça gururlandım. Bu geli-şimin ardında olan ve çalışmalarda eme-ği geçen herkese buradan teşekkür edi-yorum. İTT’nin çalışmalarında daha ge-niş bir kesime hitap edebilmesi için neler yapabiliriz? Bunları birlikte düşünüp, ye-nilikler getirmemiz gerektiğine inanıyo-rum. Türk toplumunu İsviçre’de haketti-ği yere taşıyabilmemiz için İTT ile birlik

olup, daha çok çalışmalıyız» açıklamasın-da bulundu.

Büyükelçi Tanju Sümer ve Başkonso-los Aslı Oral’ın yapmış oldukları açılış ko-nuşmalarının ardından İTT Başkanı Kah-raman Tunaboylu söz aldı. Tunaboylu şun-ları söyledi: «Bugünkü toplantımızda biz-leri yanlız bırakmadığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bugün siz-lere geçtiğimiz 13 yıl boyunca İTT olarak ne gibi faaliyetlerde bulunduğumuzu an-latmak ve bundan sonraki dönemlerde ya-pacağımız çalışmalarda bizlere yardımcı olacak önemli öneri ve fikirlerinizi dinle-mek istiyoruz. Bu sayede çalışmalarımızı daha iyi yönlendirip, daha büyük başarıla-ra imza atabiliriz.»

İTT Başkanı Kahraman Tunaboylu ko-nuşmasının devamında, geçmiş dönemde yapılan çalışmalar ve mevcut planlarla il-gili olarak bilgiler verdi. Barkovizyon eş-liğinde sunumu yapılan faaliyet raporun-da, tek tek tüm detaylar anlatılarak davet-li ve üyelere bilgiler aktarıldı. Toplantıya verilen arada davetlilere çeşitli ikramlarda bulunuldu. Programın 2. bölümünde karşı-lıklı fikirler alınıp, bundan sonraki dönem-de neler yapılabileceği üzerine görüşmeler yapıldı. [CAA / AID-3314]

SunExpress’in acenta toplantısı, Zürih Havalimanı’nda yapıldı

SunExpress havayolları İsviçre deki çalışmalarını yo-ğun bir şekilde devam ettiriyor. İsviçre genelinde Su-nExpress bileti satan seyehat acentalarından oluşan da-vetliler, Zürih Havalimanı’nda düzenlenen toplantıda bi-raraya geldiler. Düzenlenen bilgilendirme toplantısında SunExpress şirketinin yenilikleri hakkında acentalara bilgiler verildi.

PHM - SunExpress İsviçre sorum-lusu Ender Turgut, Etnik Pazar Müdü-rü Ali Çilioğlu ve Ticaret Müdürü Mi-chael Buck`un hazır bulunduğu top-lantı yaklaşık 2 saat sürdü.

Oldukça sıcak bir atmosferde ger-çekleşen toplantıda SunExpress hava-yollarının 2013 hedefleri ve yenilikler hakkında katılımcılara bilgiler veril-di. Uçuşlar ve eksiklikler konusunda acentaların eleştirileri dinlenerek so-runların çözümü konusunda ortak fi-kirler geliştirildi.

Toplantının sona ermesinin ardın-dan, katılımcılara apéro da verildi.

PUSULA gazetesi olarak takip et-tiğimiz acenta toplantısının sonra, Su-nExpress şirketinin İsviçre sorumlusu Ender Turgut ile küçük bir söyleşi ger-çekleştirdik.

Ender bey bugünkü organizasyo-nun amacı neydi? Acentelarla yaptı-ğınız görüşmelerden bize biraz bah-sedebilir misiniz?

Acentalarla hem 2012 yılını değer-lendirmek, hem de 2013 yaz sezonu öncesi eksikleri ve yapılabilecek deği-şiklikleri konuşmak amacıyla bu gün-kü organizasyonu düzenledik. Olduk-ça verimli va karşılıklı düşüncelerin açık olarak konuşulduğu, iyi bir top-lantı olduğuna inanıyorum.

Önümüzdeki dönemde ne gibi yenilikler ve değişiklikler olacak ve 2013 yılından beklentileriniz neler-dir?

Bu yıl İzmir`e olan uçuş sayıları-mızı arttırdık ve uçuş saatlerinde daha

akılcı değişikler yaptık. Ayrıca İz-mir’e uçan yolcularımızın bagaj hakla-rını da 30 kiloya çıkardık. Bunun yanı sıra bizimle uçan yolcularımıza ekstra yük hakkı satın alabilmeleri için deği-şik opsiyonlarımız var. 5-10 ve 15 kg. ek bagaj hakkını kilo başına 4 Frank ödeyerek satın alabiliyorlar. Bu konu-da bilet aldıkları acentalardan ayrın-tılı bilgileri alabilirler.

Diğer yandan uçakta vermiş oldu-ğumuz servislerde yenilikler yapıyo-ruz. Bundan sonraki uçuşlar için yi-yecek ve ikramlar konusunda fark-lı bir konsept arayışı içindeyiz. Yol-cularımızın her konuda memnun ka-labilmeleri için bu konuda araştırma-larımıza yoğun bir şekilde devam edi-yoruz.

2012’de 7.65 milyon yolcu taşı-yan SunExpress, gelirini 770 mil-yon Euro’ya çıkarak, önceki yıla göre yüzde 15 arttırdı. Doluluk oranı ise yüzde 1.3’lük artış ile yüzde 81.4 olarak gerçekleşti. 2013 yılında hem ciro, hem de yolcu sayısı olarak %15 ile %20 arasında bir artış bekliyoruz. Umarım hedeflerimizi gerçekleştire-biliriz.

[CAA / AID-3291]

Toplantı sona ermesinin ardından, hep birlikte hatıra fotoğrafı çektirildi.

SunExpress Etnik Pazar Müdürü Ali Çilioğlu, Ticaret Müdürü Michael Buck ve İsviçre sorumlusu Ender Turgut bir arada.

SunExpress İsviçre sorumlusu Ender Turgut, 2012 yılında en çok bilet satışı yapan Vatan Reisen ekibine bir teşekkür plaketi taktim etti.

Toplantı öncesinde saygı duruşu yapılıp İstiklal Marşı okundu.

Açılış konuşmasını yapan T.C Bern Büyükelçisi Tanju Sümer. Toplantıya Eğitim Müşaviri Sezai Güler, İTDV Genel Sekreteri Zafer Terkeşli ve Basın Müşavirimiz Hacı Mehmet Gani de katılarak destek verdiler.

ITT Başkanı Kahraman Tunaboylu katılımcılara, geçmiş yıllardaki yapmış oldukları çalışmalar ve faaliyetler konusunda bilgiler verdi.

Page 5: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch 5GÜNDEM

Kadınlar Günü’ne yakışan muhteşem konser hayranlıkla izlendi

Dünya Kadınlar Günü sebebiyle Zürich Başkonsolos-luğu ve Kültür ve Turizm Ataşeliği tarafından ortakla-şa düzenenlen konser Volkshaus’ta gerçekleştirildi. 10 Mart Pazar akşamı gerçekleştirilen organizasyona yak-laşık 200 civarında davetli katıldı.

PHM - Konser akşamına Zü-rih Başkonsolosu Aslı Oral, Kültür ve Turizm Tanıtma Ataşesi Pınar Bil-gen, İTT Başkanı Kahraman Tunaboy-lu’nun yanı sıra T.C. Bern Büyükel-çiliği’nden bürokratlar, dernek tem-silcileri ve iş adamlarımız da katıla-rak destek verdiler. Zürih Başkonsolo-su Aslı Oral konserden evvel bir açı-lış konuşması yaparak, böylesine özel bir günde kendilerini yalnız bırakma-

dıkları için tüm katılımcılara teşekkür etti. Başkonsolos’un konuşmasının he-men ardından sahne alan Güzel Sanat-lar Genel Müdürlüğü Klasik Türk Mü-ziği Topluluğu Sanatçıları, izleyicile-re unutamayacakları bir konser ziya-feti çektiler. Dünya Kadınlar Günü se-bebiyle sahne alan sanatçılar, Türk Sa-nat Müziğine damgasını vuran kadın sanatçılarımızın eserlerinden oluşan bir repertuar ile izleyici karşısına çık-

tılar. Konser boyunca şarkılara sık sık eşlik eden seyircinin keyfi görülmeye değerdi.

Konserin ilk bölümünden sonra verilen arada davetlilere çeşitli yiye-cek ve içecek ikramında da bulunul-du. Verilen arada biraraya gelen se-yirciler bol bol sohbet edip, konseri ne kadar beğendiklerini anlattılar. Seyir-cilerin ortak arzusu bu tür organizas-yonların bundan sonraki dönemde de devam etmesi gerektiği şeklindeydi. Konserin hemen ardından Başkonso-los Aslı Oral tarafından sanatçılara bi-rer çiçek buketi armağan edildi. Seyir-cinin bitmeyen alkış yağmuru, progra-mın uzamasına sebep oldu. Gösterilen yoğun ilgiden oldukça memnun kalan

sanatçılar da bu alkışlara cevaben se-vilen Türk Sanat Müziği parçalarıy-la konseri yaklaşık 20 dakika daha de-vam ettirdiler.

Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Klasik Türk Müziği Topluluğu Sa-natçıları:

Gül Güldaş Kanun

Pekin Değirmenci Tambur

Mahinur Sezener Klasik Kemençe

Tuba Akyol Ses Sanatçısı

Konserde seslendirilen eserler:

Hicaz Şarkı „Ben gamlı hazan sense bahar dinle de vazgeç…“Güfte: Sıtkı AngınbaşBeste: Melâhat Pars

Hicaz Şarkı „Esirindir benim gön-lüm…“Güfte: Müftüoğlu Ahmed HikmetBeste: Leylâ Saz

Şehnaz-Bûşelik Şarkı „Ateş gibi bir nehr akıyordu…“Güfte: Ahmet Hâsim Bey Beste: Câvide Hayre Hanım

Nihavend Şarkı „Kaçsam bırakıp sen-den uzak yollara gitsem…“Güfte: (Anonim)Beste: Mehveş HanımNihavend Şarkı “Hüsranla gönül hep inler…“

Güfte ve Beste: Neveser Kökdes

Hicazkâr Şarkı „Yüce dağlar yüce olur…“Güfte: (Anonim)Beste: Mefharet Yıldırım

Hicazkâr Şarkı „Gül dalında öten bül-bülün olsam…“Güfte ve Beste: Neveser Kökdes

Evcârâ Saz SemâisiBeste: Dilhayat Kalfa

Hüzzam Şarkı „Dün gece mehtaba da-lıp hep seni andım…“Güfte: Mahmut Nedim GüntelBeste: Semahat Özdenses

Hüzzam Şarkı „Başka bir alem gerek-tir gönlümü seyran için…“Güfte: Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı)Beste: Gevheri Osmanoğlu

Segâh Şarkı „Kuş olup uçsam sevgili-min diyarına…“Güfte: Neveser Kökdeş Beste: Neveser Kökdeş

Uşşak Şarkı „Akşam oldu hüzünlen-dim ben yine…“ Güfte: Ahmet CengizoğluBeste: Semahat Özdenses

Uşşak Şarkı „Gönül şarkıları…“Güfte: Ramazan Gökalp ArkınBeste: Safiye Ayla

[CAA / AID-3312]

Konserin düzenlenmesinde büyük emeği geçen Başkonsolosluk ve Turizm Ataşesi çalışanları birarada. Sol-

dan: Başkonsolos Asistanı Güldal Kaya, Kültür ve Turizm Ataşeliği çalışanı Nuriye Osmanlar, Zürih Başkon-

solosu Aslı Oral, Kültür ve Turizm Ataşesi Pınar Bilgen ve Kültür ve Turizm Ataşeliği çalışanı Pınar Burmacı.

Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Klasik Türk Müziği Topluluğu sanatçıları izleyicilere unutamayacakları bir konser ziyafeti çektiler.

Konser sonrasında sanatçılar ve izleyiciler biraraya gelerek hatıra fotoğrafı çektirdiler.

Page 6: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch6 GÜNDEM

UETD’den Metin Külünk’lü ikinci toplantıUETD İsviçre Teşkilatı 2 Mart 2013 Cumartesi günü Hilton otelinde Türk Basını ve STK’lar buluşmasının ikinci toplantısını gerçekleştirdi. AK

Parti Dış İlişkiler Bşk. Yrd. & İstanbul Milletvekili Metin Külünk de bir önceki toplantında söz verdiği gibi hazır bulundu. Toplantıya geniş çaplı ka-tılım gözlemlendi.

PHM - UETD İsviçre Teşkilatı 2 Mart 2013 Cumartesi günü Hilton Ote-li’nde Türk Basını ve STK‘lar buluşma-sının ikinci tolantısını gerçekleştirdi. İs-tanbul Milletvekili Metin Külünk de bir önceki toplantında söz verdiği gibi hazır bulundu. Toplantıya geniş çaplı katılım ve yoğun bir ilgi gözlemlendi.

UETD İsviçre Teşkilatı ikincisini vaadettiği buluşturmayı gerçekleştirdi. Geçtiğimiz Şubat ayında Köln’de yapı-lan UETD Kongresi’nin yeni yönetim kurulundan MKYK üyesi Uğur Demir, Genel Başkan Yardımcısı Ziya Işık, Teş-kilat Kurucularından Teşkilat Başkanı Yardımcısı Köksal Kuş ve Genel Başkan Süleyman Çelik, çok sayıda STK Yöne-tim Kurulu temsilcisi ve İsviçre’deki Türk basını bu buluşmada yer aldı.

UETD İsviçre Teşkilatı Başkan Yar-dımcısı Hakan Akbürü’nun giriş konuş-masının ardından söz alan UETD İsviç-re Teşkilatı Başkanı Emre Hasan Yıl-maz tüm gelenleri içtenlikle selamla-dı. 2012 yılında 500 kişi üzeride yapılan ve İsviçre’nin Sivil Toplum Kuruluşları ile kuzey, güney, doğu ve batı İsviçre’de uygulanan “İsviçre’de Yaşayan Türk-lerin Aile Yapısı ve Sorunları” başlıklı anketin sonuçlarını açıkladı. Bu anketin ilk aile ile ilgili kısmı Fatma Şahin Kon-feransında açıklanmıştı. Sosyal ve kül-türel sorunları kısmı ise yeni paylaşıl-dı. Anketin konu başlıkları: İsviçre va-tandaşlığına geçmek, İsviçre vatandaşı olma isteği, Türklerin kendi arasındaki ilişkiler, Türklerin İsviçreliler ile ilşki-lerinin değerlendirilmesi, Yabancı düş-manlığı, Türkiye’ye dönme isteği, İsviç-re ve Türk makamlarıyla ilişkiler, So-runları İsviçre’deki ve Türkiye’deki ma-kamlara ulaştırmadaki sıkıntılar ve son olarak da Türkiye Cumhuriyeti’nin yurt dışında, Avrupa’da yaşayan vatandaşla-rımıza yönelik çalışmalarının değerlen-dirilmesi sonuçları idi. Mail yoluyla da bu STK’larla bu paylaşımın yapılacağını söyleyen Emre Hasan Yılmaz’ın yapmış olduğu anket çalışmasına www.uetd.ch adresinden bakabilirsiniz.

Söz alan UETD Genel Bsk. Süley-man Çelik «Bizler çoğulcu demokrasi-lerin hakim olduğu bir kitada yaşamak-tayız. Çoğulcu demokrasilerin olmazsa olmazı bir taraftan Sivil Toplum Kuru-luşları diğer taraftan ise kamuoyu adı-na soran, sorgulayan, haber peşinde ko-şan ve bilgilendirme vazifesini icra eden basındır. Bu sebeple Uetd İsviçre teş-kilatımızı böyle bir programın icrası-nı tertip etmiş olduğu için tebrik ediyo-rum. Bundan sonra da sorunların tes-pitine ve çözümüne dönük programla-rın aynı sorumluluk anlayışı ile devam edeceğine olan inancım sonsuzdur. Ya-şanabilir, demokratik, huzurlu sosyal ve fiziki ortamlar inşa etme tüm insan-lığın ortak beklentisi olarak daha fazla çalışma ve çabayı gerektiriyor. Avrupa-lı Türk Demokratlar Birliği de sorunla-rın çözüm adresi ve “insan odaklı” ça-lışmaların bir merkezi olarak bu beklen-tilere karşılık bulmaya çalışıyor. Dahası, kuruluşundan bugüne Avrupa’daki Türk nüfusa, soydaş ve akrabalarına rehber-lik etme gayesiyle çalışan kuruluşumuz, yakın zamanda almış olduğu taze kan ile bu vazifesini daha ileriye taşıma gay-reti içerisine girmiştir.

Sevgi, adalet ve kardeşliğin temsil-cileri olarak burada bulunduğumuza ve bizlerin hem birer birey olarak, hem de birlikte varolduğumuz ortamlara eklem-lenme ve yine birbirimize değer katma gayreti ile toplanmış bulunduğumuza inanarak konuşuyorum.

Dün olduğu gibi bugün ve yarın da; insan merkezli, adalet ve merhamet me-deniyetinin temsilcileri olarak faaliyet-lerimizi sürdüreceğiz» dedi.

Külünk: «Arkanızda güçlü bir irade olduğunu unutmayın!»

Süleyman Çelik’in ardından söz alan Metin Külünk / AK Parti Dış İlişkiler Bsk. Yrd. & İstanbul Milletvekili, Ce-zaevi ziyaretine değindi. Aladdin Dur-sun’a cezaevinde yıllardan beri yapmış olduğu ziyaretler ve verdiği destekler-den dolayı teşekkür etti ve «En büyük

sosyal problemlerimizden biriyle ilgi-lenmesi, büyüklüktür» dedi ve konuş-masına şöyle devam etti:

«Cezaevine Konsolos olmadan giri-lebildi, Cuma namazı kılındı mahkum kardeşler ile, 15 tane mahkum kardeş tek tek dinlenildi. Ağlanıldı, sevinildi.

Gurbette 14 sene mahkum olmak kimse tarif edemez. Şunun için gidildi: “Sahipsiz değilsiniz!

Eğer buradaki vatandaşlar dostluk, sevgi, kardeşlik birlik üretemezse, ba-şarmamız mümkün mü? Hiç birimiz birbirimize benzemek zorunda değiliz. Farklılıkların bir kerameti vardır, kai-nat farklılarla üretilmiş bir birlikte ya-ratılmıştır.

Kat edilecek daha çok mesafe var, bağların güçlendirilmesi gerekiyor. Bu topluluklarda artık İsviçreli vatandaş-lar da olmalı! Onlar da bu güzellikler-den istifade etmeli. Yurt dışındaki va-tandaşlarımız hangi düşüncede olurlar-sa olsunlar, hepsi bizler için çok değer-lidir. Birbirimize benzetmeye çalışma-dan bu muhabbeti sürdürmeliyiz, ken-dimiz gibi düşünmeye zorlamadan mu-habbetimizi şürdürmeliyiz. En büyük dedikodu, en büyük sevgisizlik bizim toplumlarımızda. Biz büyük düşünmü-yoruz, büyük düşünmeliyiz, İsviçre’de-ki 8 milyon insanın da sizin muhabbe-tinize, isyan boyutunuza ihtiyaçları var. Öncelikle biz birbirimize yüregimizi açacağız, daha sonra dışarıda bu sevgi-yi taşıyacağız.»

Uzun alkışlar alan alan Metin Kü-lünk’ün konuşmasından sonra soru ce-vap bölümüne gidildi ve ortak sorunlar, olası çözümler paylaşıldı. Bir katılım-cının «Hepimiz “Biz birleşemedik” di-yoruz ama farkındaysanız UETD bizle-ri burada zaten çoktan birleştirdi» söz-leri hemen hemen tüm katılımcıların bu toplantıyla ilgili ortak düşüncesinin anafikrini oluşturdu.

[CAA / AID-3343]

UETD İsviçre Teşkilatı Başkanı Emre Hasan Yılmaz yaptıkları anketin sonuçlarını paylaşırken.

Katılımcılar destek veya yardım istedikleri her sorunu doya doya dile getirme fırsatı buldu.

Page 7: PUSULA HAYAT

SAYF

A 7

| PU

SU

LAH

AYAT

| N

isan

/ A

pril

2013

| N

r. 04

/65

| ww

w.p

usul

aonl

ine.

ch

Page 8: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch8 SOHBET KÖŞESİ

Pınar Bilgen: «Türkiye-İsviçre maçının açtığı yaraları daha yeni sarabiliyoruz»

Göreve başladığı günden bu yana ülkemizin doğal, kültürel, sanatsal ve tarihî zengin-liklerini İsviçrelilere tanıtmak için faaliyet gösteren Kültür ve Tanıtım Ataşemiz Pınar Bilgen’i ofisinde ziyaret ederek, çalışmaları hakkında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Röportaj: Turgut Karaboyun

PHM - Sayın Pınar Bilgen, yakla-şık 3 buçuk yıldır İsviçre’de Kültür ve Tanıtım Ataşemiz olarak görev yap-maktasınız. İsviçre’ye gelmeden evvel hangi görevde bulunuyordunuz? Bu-raya geliş hikayenizi bizlerle paylaşır mısınız?

Ben Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldum. Sonrasında Turizm Bakanlığı’nda Uz-man Yardımcısı olarak ise başladım. Bu sırada Siyasal Bilgiler fakültesinde Mas-ter yaparak eğitim hayatımı devam ettir-dim. Master tezimi „Turizm yönetimi-nin yeniden yapılandırılması“ üzerine yapmıştım. Bir yandan Master yaparken diğer yandan da Turizm Bakanlığı’n-da uzman olabilmek için sınavlara gir-dim ve başarılı oldum. Uzman sıfatıyla çalıştığım dönemlerde benden Avustur-ya’da yapılan faaliyetleri takip etmem istendi. Bu arada Almanya ofislerinin de özel projelerinde görev aldım. Sonrasın-da 2009 yılında yurt dışına atanabilmek için sözlü ve yazılı sınavlara girdim. Sı-

navların ardından İsviçre’ye atandım. 9 Ekim 2009 tarihinde de resmi olarak İs-viçre’deki görevime başladım. Yaklaşık 5 ay evvel İsviçre’deki 3 yıllık görev sü-rem sona erdi. Benden sonraki Kültür ve Turizm Ataşesi’nin ataması belirlenme-miş olduğu için, geçici olarak buradaki görevimin başındayım.

Sizce 3 yıllık görev süresi yeter-li mi?

Aslında yeterli değil. İlk yılı bulun-duğunuz ülkeyi ve çevreyi tanımakla geçiriyorsunuz. 2. yılda bir şeyler üret-meye ve aklınızdan geçirdiğiniz proje-leri uygulamaya çalışıyorsunuz. 3. yılda gittiğiniz ülkeye alışıp, aklınızdaki pro-jeleri uygulamaya başlıyorsunuz ki gö-rev süreniz sona eriyor. İsviçre’de uygu-lamayı düşündüğünüz projeler için hep geniş bir zamana ihtiyaç oluyor. Kısa sürede büyük projeler gerçekleştirme-niz kolay değil. Bu sebeble 3 yıllık gö-rev süresi bana göre uygulamayı düşün-düğünüz çalışmalar için yeterli olmuyor.

İsviçre’ye ilk geldiğiniz zamanla-

ra dönecek olursak, ne gibi zorluklar-la karşılaştınız? Yeni bir ülkeye uyum sağlamak kolay oldu mu?

Türkiye’den gelirken bambaşka bir İsviçre bekliyorsunuz. Benim ailem Al-manya’da uzun yıllar yaşadığı için baş-langıçta zorlanacağımı hiç düşünme-miştim. Fakat İsviçre’ye geldiğimde her-şeyin çok farklı olduğunu gördüm. Baş-langıçta Türkiye’deki bürokrasi mantı-ğıyla çalışmalarıma yön vermeye çalış-mıştım, hatta istediğim sonucu alama-dığımda çok kızdığım olmuştur. Şimdi sisteme ve ülkeye oldukça alıştım. Bir iş olmuyorsa ya da sorun yaşıyorsam ‘ol-muyor çünkü burası İsviçre’ diyebiliyo-rum. Farklı bir iklimde, güneşi az gör-düğünüz bir ülkede çalışmak ve buraya uyum sağlamak gerçekten zor oldu.

Peki İsviçre’nin size kazandırdık-ları oldu mu?

Kesinlikle oldu. Bir kere bizim kül-türümüzde çok fazla bulamadığınız özellikler var. Dakiklik gibi. Ön planda olmamak gibi. Türkiye’de bir toplantıya

giderken resmi kıyafetlerle gidersiniz ve oldukça ciddi durursunuz. İsviçre’de bu tarz bir çalışma hayatı yok. Kişilerin kı-yafetleri ve görüntülerine çok önem ve-rilmiyor. Her yerde ortaya koyduğunuz iş ve projelerinize bakılıyor. Burada in-sanlar bir araya geldiğimiz zaman “Ne yapabiliriz?”, “Birşeyler üretebilir mi-yiz?” ona bakıyorlar. Çalışma kültürü burada çok farklı. Oldukça sabırlı olup çalışmalarınızda politik olmanız gereki-yor. Ben de bu konularda İsviçre’de ken-dimi geliştirme şansı buldum.

Sayın Bilgen, eğer bir kıyaslama yapacak olursak; göreve ilk başladığı-nız günden bu zamana kadar Türk tu-rizminde ne gibi gelişmeler oldu?

Biz göreve geldiğimiz andan itiba-ren hem yeni projeler üretmek, hem de bizden evvel çalışan ve görev yapan ki-şilerin çalışmalarını geliştirmekle yü-kümlüyüz. Fakat şunu da açık yürek-lilikle ifade etmeliyim ki, 2005 yılında Türkiye ile İsviçre arasında oynanan ve iki ülke arasında krize sebep olan ma-çın turizm çalışmalarında açtığı yarala-rı daha yeni yeni sarabiliyoruz. 2005 yı-lında yaklaşık 300 bin civarında İsviç-re’den turist alırken, maçtan sonraki yıl bu rakam direk yarı yarıya azalmış. O günden bu yana 8 yıl içinde yapmış ol-duğumuz tanıtım faaliyetleri ile bu ra-kamı daha yeni 360 bine çıkarabildik.

İsviçreli turistin ülkemize katkısı oluyor mu?

İsviçre’den ülkemize ziyarete gelen turistlerin ülkemiz ekonomisine katkısı oldukça büyük. Başka ülkelerden gelen turistlerle kıyaslandığı zaman İsviçreli turistin 3-4 kat daha fazla ekonomimi-ze katkı yaptığını görmekteyiz.

İsviçreli turistlerin Türkiye’de ilgi gösterdikleri bölgeler hangileri?

İsviçre’den gelen turistler artık sade-ce Antalya, Bodrum ve Dalaman’a ilgi göstermiyor. Son yıllarda başta İstanbul olmak üzere Kapadokya bölgesi olduk-ça rağbet görüyor. İsviçreli turistin özel-likle kültür turizmine ilgisinin arttığı-nı görmekteyiz. Bu konuda da Türkiye onlar için oldukça öenmli bir tatil ülke-si haline geldi.

Sizce turizm sektöründe istediği-miz aşamaya geldik mi? ‘Türkiye tu-rizmi sorunsuz’ diyebilir miyiz?

Halen belli sıkıntılardan kurtulabil-miş değiliz. İnsan odaklı bir sektörde biz halen çalışma şartlarını düzenleye-bilmiş değiliz. Kalifiye eleman yetersiz-liği, çalışanların aldıkları ücretlerin ye-terli olmaması gibi problemler devam ediyor. Şehirlerle örnek verecek olursak, Antalya Bölgesi kendini turizm sektö-ründe oldukça ilerletti ancak Ege Böl-gesi halen belli sıkıntı ve organizasyon eksikliklerini giderebilmiş değil. Bunun yanı sıra İstanbul özellikle kongre turiz-minde altın çağını yaşıyor. Kendi özü-müze dönüp, Türk misafirperverliğini ön plana çıkarabilirsek, inanılmaz başa-rılara imza atabiliriz diye düşünüyorum.

Göreve geldiğinizde turist sayısını artırabilmek için nasıl bir strateji ge-liştirdiniz?

Bizim buradaki görevimiz durumu inceleyip, yeni bir strateji geliştirmek üzerine kurulu. Ben göreve ilk geldi-ğimde şunu farkettim; aslında ülkemiz bir tatil ülkesi olarak güvenilir bir ülke konumunda, ancak halen İsviçre’de bir

imaj sorunumuz var. Tüm bu problem-leri ortadan kaldırabilmek için tanı-tım konusunda yeni stratejiler geliştir-dik. Gazete ve dergilerin en çok oku-nan kültür sayfalarına reklamlar vere-rek, okuyucuların daha çok dikkatini çekecek çalışmalar yaptık. Bunun yanı sıra İsviçrelilerin organize ettikleri bü-yük festival ve kültürel etkinliklere ka-tılarak tanıtım faaliyetlerinde bulun-duk. Bu yıl hem Zürih, hem de Wintert-hur şehirlerinde organize edilecek olan şehir festivallerine katılmak için ça-lışmalarımız devam ediyor. Klasik tu-rizm tanıtımı yerine, yenilikler üzerin-den çalışarak alternatif etkinlikler ya-ratmaya ve insanlara Türkiye’nin bam-başka bir yüzü olduğunu göstermeye çalışıyoruz.

Ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Özellikle ilk yıllarda oldukça zor-landığımı söyleyebilirim. Tanıtım faa-liyetlerimizi daha da güçlendirebilmek için Zürih Turizm Müdürlüğü ile kon-tağa geçtik. Bizim Zürih’te belli mey-danlarda faaliyetler yapmak istediğimi-zi, onların da aynı şekilde İstanbul’da belirlenecek değişik meydanlarda tanı-tım faaliyetleri yapabileceklerini belirt-tik. Başlangıçta kapılar yüzümüze ka-patıldı, istediğimiz çalışmaları yapama-dık. Fakat son yıllarda ülkemizin ekono-mik olarak büyümesi, bizim için büyük bir avantaj oldu. Şimdi duyduğum kada-rıyla İsviçre Turizm Bakanlığı, Türkiye için özel tanıtım faaliyetlerini başlatmak istiyormuş. Turizm hiç bir zaman bir ül-kenin ekonomik ve politik yapısından bağımsız değildir. Ülke olarak gelişmiş bir ekonomiye ve iyi bir refah düzeyine ulaşmış olmanız, bu sektörde güçlü ol-manızı sağlıyor.

Önceki yıllara göre farklı ne gibi stratejiler belirlediniz? Ne gibi hedef-leriniz var?

Her yıl yeni strateji üretmeniz çok zor. Biz özellikle Alternatif Turizmi İs-viçre’de ön plana çıkarmanın hesapları-nı yapmıştık ve stratejimiz bu yönde de-vam edecek. Ülkemiz zaten Deniz Tu-rizmi konusunda belli bir tanınırlığı ya-kalamış durumda. Bundan sonraki dö-nemlerde de Alternatif ve Kültür Tu-rizmini ön plana çıkararak, ülkemize daha çok turist çekmeyi hedefliyoruz. Bu bağlamda 2015 yılında Cenevre ve 2016 yılında Zürih Şehir Festivalleri’n-de konuk ülke olmak için çalışmalar ya-pıyoruz.

Son olarak size İsviçre’de yaşayan Türk toplumunu sormak istiyoruz. Görev süresi boyunca nasıl bir Türk toplumu gördünüz? Sizce kendi içi-mizde eksikliklerimiz var mı?

Zor bir soru ama dürüstlükle cevap vermek istiyorum: Çok kopuk bir toplu-muz var! Birçok dernek çalışma yapıyor, fakat bir araya gelip ortak hareket ede-miyorlar. Kurum olarak derneklerimiz-le birlik olup, faaliyet yapma şansı ya-kalayamadık. Umarım benden sonra gö-reve gelecek olan arkadaşım, çeşitli der-neklerle ortak faaliyetler yapabilir. Di-ğer taraftan yakın zamanda derneklerin faaliyetlerini daha da artırdıklarını gö-rüyorum. Kurum olarak biz de faaliyet-lere katılmak ve etkinliklerden haberdar olmak istiyoruz. Belki isviçrelilere yö-nelik ortak faaliyetler yaparak, ülkemi-zin tanıtımına katkı sağlayabiliriz. Bu konuda derneklerimizin bizimle ileti-şim halinde olmalarını ve çalışmaların-dan bizleri haberdar etmelerini arzu edi-yoruz. [CAA / AID-3332]

Page 9: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch 9

Zürih/Basel − Anadolu

126 96 €

İzmir ve Anadolu uçuşlarında 30kg bagaj hakkı veriyoruz.

SOHBET KÖŞESİ

ŞE

YA

ZIS

I

Suna

y A

KIN

(s.a

kin@

pusu

lasw

iss.

ch)

DOKTOR

MADALYASI!..PHM - Sedyeciler hiç dur-

madan cepheden yaralı taşımak-tadır. Doktorlar, yaşama şansı olan askerlerle ilgilenebilmek-te, son derece az olan ağrı kesici iğnelerden yapabilmektedir. Her askerin başında saatlerce dur-mayı, yaralarını en büyüğünden en küçüğüne kadar tek tek elden geçirmeyi hepsi de gönülden ar-zulamaktadır ama buna olanak yoktur.

Bir doktor, ayağı kopmak üzere olan ve bağırsakları dışarı taşmış bir halde sedyeyle önüne getirilen askeri görünce, taşıyı-cılara seslenir: Bunu kaldırın”…

Bu sözü, savaşın her günü kimbilir kaç kez söylemekte-dir:”Bunu kaldırın”…

O an, can çekişmekte olan asker inilti halinde seslenir:”Ba-ba”…

Tanık olduğu bu olayı anıla-rında anlatacak olan Salih Dört-budak ve öteki doktorlar, duy-dukları bu ses karşısında taş ke-silmişcesine duran arkadaşlarına bakarlar. Doktor, çaresizlik için-de oğlunun kanlı yüzünü siler ve sedyecilere şunu söyler:”Bunu gölge bir yere kaldırın!”

Her gün onlarca defa söy-lediği sözde, oğlu için istedi-ği tek ayrıcalık “gölge bir yer”-dir! Amiral Guepratte’ın öz oğ-lunu gemisinin direğine astırdığı

Çanakkale Savaşı’nın kazanıldı-ğı anlardan biri de, dönemin Ka-rasi gazetesinde de yayınlanan doktor ve oğlu arasında yaşanı-lan bu son bakış ve son sözdür.

Hava ısınmaya başladığı için, iki siper arasında cansız ya-tan insanların cesetlerinden ağır kokular yükselmektedir. Her iki tarafta ölülerini gömmek ve in-leyen yaralılarını toplamak için ateşkes ilan ederler…

Sabah, saat 08.00’de Anzak askerleri ve Türkler beyaz bay-raklarla siperlerinden çıkarak cesetleri toplamaya başlar. An-laşmaya göre, her iki ordu ken-di tarafında kalan düşman as-kerini orta çizgiye kadar taşı-yacaktır. Takvim yaprakları 24 Mayıs 1915’i göstermektedir… Ve o gün, Tıp tarihinin en çarpı-cı doktor öykülerinden biri günı-şığına çıkacaktır!

Çanakkale Savaşı’nda her iki tarafından birbirine en çok yak-laştığı, tanıştığı, sigara ve yiye-cek ikramı yapıldığı o gün, Türk doktorlar ve sıhhiye erleri göz-lerini Altmış yaşını geçmiş bir Avustralyalı doktorun üzerinden ayıramazlar. Türk şehitler ara-sında dolaşan, yaralılara yardım etmeye çalışan bu doktorun göğ-sünde “Mecidi” ve “Osmanlı” nişanlarının yanı sıra bir de Os-manlı madalyası takılıdır!!!

Türk doktorlar, şe-hit ve yaralıların eşya-larını çalan bu adam-dan adeta tiksinir-ler… Hele, ölü soy-gunculuğu yapan ve çaldıklarını hiç utan-madan göğsüne takan adamın doktor olma-sı, gördüklerinin daha da utanç verici bir hale gelmesi-ne neden olur.

Bizimkiler kendi araların-da Avustralyalı doktorun ayıbı-nı konuşurlarken, duydukları ses karşısında iyice şaşırırlar:”Ben hiç kimseden çalmadım madal-yaları. Plevne savunmasında Gazi Osman Paşa’nın anda sa-vaştığım için takıldı onlar göğ-süme!..”

Ölü soyucusu sanılan dokto-run Türkçe konuşması ölüm ses-sizliğinin üstüne daha da büyük bir sessizlik katar… Çanakkale Savaşı’nda, yerde yatan binler-ce ceset arasında karşılıklı bir-birine bakan Türk doktorlar ve bir Avustralyalı doktor!.. Bir Ba-har sabahının güneş ışığı Avust-ralyalı doktorun göğsüne takılı Türk madalyalarında parlamak-tadır!!!..

Melbourne’da başladığı Tıp eğitimini Edinburgh’da tamam-layan Doktor Charles Snodgrass Ryan, Roma’da bulunduğu sıra-

da “London Times” gazetesinde bir ilan görür. İlanda, Türklerin askeri cerrah aradığı yazılıdır. 1876’da İstanbul’a gelen Doktor Ryan’ı Rus Harbi’nde Plevne sa-vunmasında görürüz. Savaş yıl-larında Anadolu’nun doğusu-na, Erzurum cephesine de gi-den Avustralyalı doktor, burada da Tıp sanatının ışığını insanlara taşıdıktan sonra, 1878’de Avus-talya’ya döner. Charles Snodg-rass Ryan, yirmi yıl sonra anıla-rını “Kızılay Altında” adlı kitap-ta yayınlar.

Doktor Ryan bu kitabında, Plevne’de dört süngünün ucu-na takılı mumların ışığı altında yaptığı ameliyatları, bir caminin içini dolduran cesetler arasında nasıl yaralı aradığını ve ateş hat-tında atıyla yaralı askerleri na-sıl taşıdığını ve de daha nice il-ginç doktor öyküleri anlatır. Bir bölüm okuyoruz:”Geriye doğ-ru yürürken Rus top mermileri-nin başımın üstünden çığlıklarla

geçtiğini duyuyordum. Bu yürü-yüşümüz tabii pek yavaş oluyor-du. Çünkü yürürken hem atı ida-re ediyor, hem de yaralıları attan düşürmemeye çalışıyordum.”

Kırk yıl önce hayatlarını kurtarmak için kendi hayatını feda ettiği Türk askerlerinin ce-setleri arasında Plevne’yi anla-tan Doktor Ryan’ın gözleri do-lar… Türk subaylar ve doktorlar öpmek için Doktor Ryan’ın elle-rine yapışırlar!..

Sonra… Sonra herkes birbi-rine yeniden ateş etmek için ye-niden siperlerine doğru yürür-ler…

Türkler bir ara dönüp geriye bakarlar…

Doktor Rayn, göğsünde bir zamanlar hayatlarını kurtardı-ğı insanlar için takılan madal-yaların, yüreğinde ise yine aynı insanların cansız bedenleri ara-sında yürümenin ağırlığıyla iki büklümdür! [

CAA / AID-3335]

Page 10: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch10 SOHBET KÖŞESİ

Suat Şahin: «Türk toplumu ‘helal et’ konusunda yeterince hassas değil»

Geçtiğimiz ay gündemi en çok meşgul eden konulardan biri de Döner içinde Domuz etinin bulunması haberiydi. Başta İsviçre’de yaşayan Türk top-lumu olmak üzere büyük bir kesimde şok etkisi yaratan bu gelişmenin ardından, konuyla ilgili olarak sektörden iş adamlarıyla yaptığımız görüşmele-ri okurlarımıza duyurmaya devam ediyoruz. Bu sayımızda Sıla AG şirketinin yöneticisi Suat Şahin’i ziyaret ederek hem konuyla ilgili olarak hem de İsviçre’de helal et üretimi ve tüketimi hususlarında görüşlerini aldık.

Röportaj: Turgut Karaboyun

PHM - Suat bey, önecelikli olarak geçtiğimiz ay gündemi meşgul eden konu hakkında görüşlerinizi almak istiyorum. “Döner içinde Domuz etine rastlandı” haberi sizi nasıl etkiledi?

Çıkan haberler şirketimizi hiç bir şe-kilde negatif anlamda etkilemedi. Aksi-ne bize ve ürünlerimize olan güvenin, itimatın daha da artmasını sağladı. Fa-kat şunu da mutlaka ifade etmeliyim: Bu numuler neden alındı? Kime hizmet edi-liyor? Çok merak ediyorum.

Siz kendi rakipleriniz arasında döner içinde domuz eti kullanan bir şirketin olduğunu düşünüyor musu-nuz?

Ben böyle bir ihtimali düşünmüyo-rum. Bilerek böyle bir işi yapacak dö-ner üreticisi olduğuna da inanmıyorum. Öyle bir üretici olsa, bu en başta bizim işimize yarar. Bana göre alınan döner numulerinde domuz etine rastlandığı id-dia edilen şirketlerin acilen açıklanması gerekiyor. Bir çok döner üretimi yapan şirket var, kimsenin yok yere başkasını zan altında bırakmaya hakkı yok.

Size göre İsviçre’de döner üretimi sağlıklı koşullarda mı yapılıyor?

Maalesef bu konuda üretim yapan şirketlerin çoğunda sıkıntı var. Üreti-cilerin büyük bir kısmı ‘merdiven altı’ diye tabir ettiğimiz uygunsuz koşullar-da üretim yapıyorlar. Yeterli hijyenik kontrolleri yapmayı bırakın, döner için-de kullandıkları etlere varıncaya ka-dar şaibeli üretimler yapılıyor. Biz Sıla AG olarak hem hijyene hem de kullan-dığımız etin kalitesine ve helal olması-

na çok önem veriyoruz. Etlerimizi sü-rekli laboratuvar testlerine tabi tutarak, sağlıklı üretim yapabilmenin mücadele-sini veriyoruz. Sonuçta ürünlerimiz bü-yük bir kitle tarafından tüketiliyor, kim-senin halkın sağlığıyla ve dini duygula-rıyla oynamaya hakkı yoktur.

Suat bey, sizin de oldukça hassas olduğunuz ‘Helal et’ konusuna gel-mek istiyorum. Sizce İsviçre’de yaşa-yan Müslüman topluluğu, bu konuya yeterince hassasiyet gösteriyor mu?

Bana göre gösterilen hassasiyet ke-sinlikle yeterli değil. Biz fabrikamızda helal kesim yapıyoruz. İsviçre’de böy-lesine bir fabrikanın olması bana göre veli nimettir. Ancak müslüman halkın bu konuda yeterince hassas olmama-sı ve bize gereken önemi göstermesi ol-dukça rahatsız edici bir durum. Açıkça-sı bu konuda duyarsız vatandaşlarımız-dan çok şikayetçiyim. Bir insan yediği bir etin nereden gelip, nasıl koşullarda üretildiğini araştırıp sormaz mı? Geldi-ğimiz noktada vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğunun et tüketimi konusun-da dikkatli olmadığını söyleyebilirim. Sizin aracılığınız ile vatandaşlarımı-za seslenmek istiyorum. Alışveriş yap-tıkları yerlerde mutlaka etin nereden te-min edildiğini sorsunlar, emin olmadık-ları güvenmedikleri yerlerden alışveriş yapmasınlar.

Suat bey, helal et konusuyla ilgili olarak çalışmalar ya da kontroller ya-pan bir kurum olsa iyi olmaz mıydı? Sizce bu konuda ne yapılabilir?

İnsanlarımızın gönül rahatlığı için-de helal et tüketebilmeleri için düzenli olarak bir kurumun kontrolleri eline al-ması gerekiyor. Bana göre bu konuda en

iyi çalışmayı yapacak kurumların ba-şında Diyanet İşleri Müşavirliği geliyor. Diyanet’in bu konuyu ele alıp, üretim ve satış yapan iş yerlerini denetim altına al-ması gerekiyor. Biz Sıla AG olarak 5 yıl-dır üretim yapıyoruz, daha Diyanet’ten bir kişi gelipte bizi ziyaret etmiş değil. Türkiye’den gelip burada oturmakla ol-muyor. Kurumun bu konuda çalışma ya-pıp vatandaşlarımızı doğru şekilde bi-liçlendirmeleri ve yönlendirmeleri arzu-sundayız.

Sıla AG haricinde İsviçre’de helal et üretimi yapan başka bir şirket var mı?

Ben diyorum ki, isviçre’de Müslü-manlara ve Türklere ait olan tek kesim-hane biziz. Bunun haricinde Avrupa’nın diğer ülkerinden ‘Helal et’ ithalatı yapan şirketlerin listesine bakarsanız, orada da sadece bizim adımızı görürsünüz. Size verdiğim listede hem şirketlerin adı hem de yaptıkları ithalatın ne kadar olduğu tek tek yazıyor. Burada kimseyi kara-lamak, başkasını zan altında bırakmak gibi bir niyetim yok. Ama açıkça bir kez daha söylüyorum: Bu konuda çalışma yapan tek şirket biziz!

Sıla AG’ye ait kamyonların bazı İsviçreli et üretimi yapan firmaların önünde görüldüğü söyleniyor. İsviç-re’li şirketlerden helal olmayan et alı-yor musunuz?

Daha evvel de söylemiş olduğum gibi, biz ‘%100 Helal et’ üretimi ya-pan bir şirketiz. Bazı İsviçreli firmala-ra da ürünlerimizin satışını yapmakta-yız. Başkalarının düşündüğü gibi kam-yonlarımız et almak için değil, aksine kendi üretimimiz olan et ürünlerini on-lara ulaştırmak için orada bulunuyorlar.

Suat bey biraz da şirketiniz hak-kında bilgiler almak istiyorum. Bun-dan 5 yıl önce şirketinizi kurup yola çıkmıştınız. Bugün Sıla AG nerlere geldi, ne gibi çalışmalarınız var?

İşe ilk başladığımız yıllarda bu ka-dar hızlı gelişip markalaşacağımızı dü-şünmemiştik. Sevabıyla günahıyla ken-dimize ait 3 market şubemiz bulunuyor. Bunun yanı sıra bizim adımızla çalışan ancak başkasına ait olan 2 market ile va-tandaşlarımıza hizmet veriyoruz. Di-ğer yandan şu an içinde bulunduğumuz Hünkar Ocakbaşı restoranı da vatandaş-larımıza hizmet verdiğimiz önemli iş yerlerimizden bir tanesi. Toplamda or-talama 60 kişilik bir ekiple çalışmaları-mızı sürdürmekteyiz. Geçtiğimiz yıl 22 milyon Frank ciro yaptık. Bu yılki hede-fimiz elbette daha yüksek olacak.

Suat bey, piyasada şirketinizin İs-viçrelilere ait olduğu ve sizin ön plan-da tutulduğunuz şeklinde söylemler var. Bu doğru mu?

Öncelikle şunu mutlaka belirtmek istiyorum: Mevcut fabrika binasında ki-radayız. Mülkiyet sahibi olan kişilerle ticari ilişkilerimiz oldukça iyi. Kendi-lerinin çiftlikleri var, biz aynı zamanda bu çiftliği de kiraladık, fabrikamız için canlı hayvanları burada yetiştiriyoruz. Öte yandan biz şirketi kurduğumuz za-man AG yapılı şirketlerde İsviçreli his-sedar şartı aranıyordu. Bu sebebten do-layı fabrikamızın mülkiyet sahibi olan İsviçreli şirketi, kendi şirketimizin Yö-netim Kurulu’na aldık. Yönetim Kuru-lu’nda toplam 4 kişiyiz. Ben kardeşim-le Yönetim Kurulu’ndayım, yanı sıra İs-viçreli partnerlerimiz var. Şirket hisse-lerinin büyük kısmı bizim elimizdedir. Dışarıda insanlarımızın konuştuğu gibi

biz onların yönetiminde çalışmıyoruz. Aksine çok iyi insanlarla iş birliği yapa-rak, ticari faaliyetlerimizi sürüdürüyo-ruz. İsviçreli partnerlerimizle aramız-da inanılmaz samimi bir ilişki var. On-larla çalışmaktan ve bir arada olmaktan oldukça memnunuz. Öte yandan ticareti bu kadar iyi bilen ve tecrübe sahibi olan bu partnerlerimiz olmasa, sanırım helal kesim konusunda bu kadar rahat çalışa-mazdık.

Bundan sonraki dönemlerde ne gibi projeleriniz var?

Markalaşma adına belirlediğimiz te-mel gıda ürünleri konusunda çalışmala-rımız var. Marketlerde Sıla markasıyla satışını yapmak istediğimiz gıda ürün-leri olacak. Bu ürünler üzerinde çalış-malarımızı sürdürüyoruz. Yakın bir za-manda yeni ürünler ile halkımızın karşı-sında olacağız.

Sayın Şahin, son olarak okurları-mıza ne gibi mesajlar vermek istersi-niz?

PUSULA okurlarına vermek iste-diğim en önemli mesaj şudur: Lütfen aldıkları ürünleri sorgulasınlar! Han-gi üründe ne kullanılmış, ürün nere-den gelmiş bunları iyi incelesinler. Bi-zim tüm ürünlerimizde detaylı olarak bu bilgiler verilmektedir. Biz vatan-daşlarımızın desteği sayesinde burala-ra geldik. Bizleri destekleyen halkımı-za buradan sizin aracılığınız ile teşek-kür etmek istiyorum. Akıllarında bi-zimle ilgili olan tüm sorular için bizim-le kontağa geçsinler. Gelip bizleri zi-yaret edip, hem üretimimiz hem de bi-zimle ilgili olarak detaylı bilgilere sa-hip olabilirler.

[CAA / AID-3333]

Sıla AG şirketinin yöneticisi Suat Şahin

Page 11: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch 11

Doğan güneşin ülkesi Japonya’nın asla uyumayan kenti: TokyoTokyo, görkemli gökdelenleri ve tarihi tapınakları ile, giyimden yaşam tarzına, el sanatlarından teknolojiye

kadar her şeyin geleneksellik ve çağdaşlıkla birarada olduğu, kontrast dolu, çarpıcı bir mega kent.

Haber: Hülya Rüst/Tokyo (Japonya)

PHM - Tokyo’ya vardığımızda, masmavi bir gökyüzü ve güneşli bir havayla karşılaşıyoruz. Rainbow köp-rüsünü geçerken, Tokyo körfezini sey-rediyorum. Son yıllarda ne kadar de-ğişti buraları. Denizden doldurulmuş bir alan üzerine kurulmuş Odaiba gibi yeni semtler, bu kentin manzarasını eşsiz kılıyor. Çeşitli mimaride yapıl-mış yüksek residansları, alışveriş mer-kezleri, eğlence yerleri, büyük otelleri ve surf yapılan yapay kumsal köyü ile, Odaiba tam bir sayfiye yeri olmuş. Sağ tarafta, kalabalık kentin gökdelenleri arasında yükselen, dünyanın en yük-sek televizyon anteni, Sky Tree kule-si görünüyor.

Tokyo’da doğup büyüyen kızım, son on senedir buraya gelmediği için çok büyük bir heyecan duyuyor yol boyunca. Şehir merkezine varmak için sabırsızlanıyor. Roppongi’deki ote-limize giriş yaptıktan hemen sonra Roppongi’de dolaşmaya çıkıyoruz.

Roppongi, Mega City Tokyo’nun, eğlence ve gece hayatı bakımından en ünlü semti. Ana caddenin üzerin-de ve yan sokaklara dağılmış binler-ce restoran, café’ler, eğlence yerleri, mağazalar bulunuyor. Çok zarif görü-nüşlü yeni alışveriz merkezi Midtown, çevresinde ve içinde sinemalar, müze-ler, ünlü markaların satıldığı mağaza-lar, café’ler ve restoranlar barındıran Roppongi Hills ve Mori Tower, binler-ce Japon ve yabancıyı bu semte mık-

natıs gibi çekiyor.

Roppongi, Tokyo’nun bir çok mer-kez semtlerinden sadece bir tanesi. Pahalı mağazaların bulunduğu meş-hur alışveriş caddesi Ginza, daha çok gençlerin takıldığı Shibuya, günde dört milyona yakın yolcunun kullandı-ğı istasyonu ile tanınan Shinjuku veya elektronik aletlerin cenneti Akıhaba-ra diğer merkezlerden bir kaç tanesi. Japonların çoğu boş vakitlerini alışve-riş merkezlerinde, eğlence yerlerinde veya oyun salonlarında geçirdiği için, bu merkez semtler gündüz ve gece in-sanlarla dolu. Tokyo, asla uyumayan bir şehir.

Havanın güzel olmasından fay-dalanarak, ertesi gün trenle bir saat uzaklıkta bulunan tarihi şehir Kama-kura’ya gidiyoruz. Shoğunat zamanın-da uzun zaman başşehir olan Kama-kura, o dönemden kalan tapınaklarıy-la, hatıralık eşya satan tipik gelenek-sel dükkanların bulunduğu dar sokak-ları ile tarihi otantik görünümünü ha-len koruyor. Zen tapınağı Kencho Ji, Tsurugaoka Hachimangu tapınağını ve tunçtan yapılmış, dünyanın en bü-yük budalarından biri sayılan Büyük Buda Daibutsu gezdiğimiz tarihsel ya-pıların arasında bulunuyor. Pasifik ok-yanusu kıyısında bulunan Kamaku-ra’nın civarı, doğa güzelliği bakımın-dan da çok çekici.

Harajuku, daha çok gençlerin ta-kıldığı Tokyo’nun en çılgın semti. Bu semt, en son moda ve trend kıyafet-

lerin, aksesuarların uygun fiyatta sa-tıldığı mağaza ve küçük dükkanlarla dolu. Ayrıca, özgürlüklerinin ifadesi olarak, bir grup genç, daha çok kızlar kendi trendlerini yaratıyorlar ve ken-dilerine özgü, Manga ve Anime’den esenlenmiş tiyatral kostümler taşıyor-lar. Cosplay (Costum-play) trendi ol-dukça popüler. Bu semtte dolaşırken kendimi zaman zaman tiyatroda zan-nediyorum.

Bir kaç yüz metre ileride, Omo-te-Sando bulvarında, Harajuku’nun tam tersi çok pahalı, dünyaca ünlü Avrupa markaların mağazaları bulu-nuyor. Bu mağazaların binaları, cam ve çelikten yapılmış mimarisi ile bir-biriyle yarışır derecede çok iddialı. Hepsi ayrı bir sanat eseri. Bu çevre-nin müşterisi de çok bakımlı ve şık gi-yimli.

Sky Tree kulesine çıkma şansı-mız çok düşük olmasına rağmen, ku-leyi yakından görürüz düşüncesiy-le Oshiage semtine uğruyoruz. Yeni açılan kule, günde on bin kişiden faz-la ziyaretçi kabul etmiyor. Bilet almak için bekleme süresinin 5-6 saat oldu-ğu söylenen, 634 metre yükseklikte-ki, dünyanın ikinci yüksek kulesine biz sadece kırk dakika bekleyerek bi-let alıyoruz. Hızlı asansörle bir daki-ka kadar kısa bir zamanda 350 metre-ye ulaşıyoruz. Bu kısımdan Tokyo’yu kuşbakışı seyretmek çok heyecan ve-rici. İyi hava şartlarında 70 kilomet-re uzaklık görülebiliyor. Bu kalabalık kentin, alan olarak enine genişleme-

si artık kısıtlı olduğundan, dikey büyüyor. İçinde bin-lerce kişiyi barındıran gökdelenler kümeler halinde bu yük-seklikten şimdi daha iyi görülüyor. Bir kat daha yukarı çıkmak için tekrar bi-let alıp, 450 metre yüksekliğe varıyo-ruz. Şehir buradan, iç içe Lego’dan yapılmış gibi görünüyor şimdi. Yük-seklik korkusu olanlar için değil bu-rası kesin. Bu yükseklikte kulenin bir ileri bir geri hafif sallantısı artık iyi-ce farkediliyor. Etrafı dolaşırken, gök-yüzünde yürüyormuşum hissine kapı-lıyorum.

Akşama doğru, bir semt ileride bu-lunan Asakusa’ya gidip Kannon ta-pınağını geziyoruz. Kannon Tempel, Tokyo’nun en güzel ve renkli tapınak-larından bir tanesi. Tapınağı çevreli-yen Asakusa semti de otantik Japon-ya’yı yansıtıyor. Tapınağa giden alış-veriş sokağında bir kaç hatıra eşya alı-yoruz. Bu arada karnımız açıktığın-dan yandaki kapalı çarşıda, bir Japon restoranına giriyoruz. Açık renk ah-şap masalarla sade ve zevkli döşenmiş restoranda, Oyako-donburi (pirinç pi-lavı üzerine tavuklu ve sebzeli yumur-ta) ısmarlıyoruz. Yemeğin lezzeti ya-nında, zevkle süslenmiş sunuş şekli de göz zevkine hitap ediyor.

Çeşitli lezzetlerdeki yemekleri ile Japon mutfağı çok zengin. Sushi, Ra-men, Tempura, Tempanyaki ve çok özen isteyen Kaiseki yemekleri bun-lardan en çok tanınanları. Japon ye-meklerinin tadlarını sevmeyenler için

diğer ülkelerin yemeklerini sunan sa-yısız restoranlar da mevcut. Sadece Roppongi’de yanyana sıralanmış bir kaç Türk restoranı ve döner köşesi bu-lunuyor. Biz bu gezimizde, çok kaliteli ve lezzetli Türk yemekleri sunan Elif hanımın sahibi olduğu İzmir restorana da uğramadan yapamıyoruz.

Toplu taşıtlarla bir yerden bir yere gitmek çok kolay. Tren ve metro ağları çok geniş. Metrolara binmek için ba-zen seksen metre yerin altına inmek veya yer altında bir kilometreden faz-la yürümek gerekiyor. Yer üstünde ol-duğu gibi, yer altında da milyonlarca insan – karıncalar gibi - hareket halin-deler.

Tokyo ile ilgili anlatılacak o kadar çok şey var ki bunları kısa bir yazı-da özetlemek imkansız. Japon kültürü kendine özgün ve çok zengin. Tokyo, çeşitli geleneksel el sanatları yanında, Kabuki, Noh gibi geleneksel sahne sa-natları bakımından da zengin. Ayrı-ca geleneksel festivaller Japon kültü-rünü oluşturan önemli özelliklerden biri. Japonlar batı kültürüne ve müzi-ğine de çok ilgi duyuyorlar. Batı sana-tını sergiliyen sayısız müze ve konser salonları da var.

Tokyo, çok çeşitli yönleriyle gez-meye, görülmeye değer bir kent!

[CAA / AID-3242]

GEZELİM & GÖrELİM

Page 12: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch12 GEZELİM & GÖrELİM

Zürih Hayvanat Bahçesi’nde keyifli saatlerAilenizle birlikte güzel bir gün geçirmek, çocuklarınıza keyifli saatler yaşatmak istiyorsanız mutlaka Zürih Hayvanat Bahçesi’ne gitmenizi tavsi-

ye ediyoruz. Güzel bir ortamda gezinti yapıp, birbirinden güzel hayvanları izlerken hoş vakit geçirebileceğiniz, harika bir ortam yaratılmış. 1929’da kurulan hayvanat bahçesinde 300 türden fazla 2’200 hayvan bulunmaktaymış. Masoala Rainforest denilen bölüm Madagaskar iklimi, bitki örtüsü ve hayvan çeşitleri baz alınarak hazırlanmış ve toplanan bağışlar Madagaskar yağmur ormanlarının korunması için kullanılıyor. Okurlarımız için bir hafta sonu Zürih Hayvanat Bahçesi’ne gidip harika bir vakit geçirdik.

PHM - Zürih Hayvanat Bahçesi o kadar büyük bir alanda kurulmuş ki, her yeri rahatlıkla bulabilmeniz için size gi-rişte bir harita veriyorlar. Haritayı kıtala-ra göre ayırmışlar. Afrika, Asya, Güney Amerika gibi. Bu hayvanat bahçesinin bir başka güzelliği de bazı yerlere özel-likle çocuklar için eğitici bilgiler yerleş-tirilmiş olması. Bazı hayvanların derile-rini, bazılarının boynuzlarını ya da tüy-lerini anlayabilmemiz için dokunabilece-ğiniz materyaller konulmuş. Örneğin bir gergedanın boynuzu veya bir su aygırı-nın deri yapısı... Hatta hayvanların beden dili hakkında bilgiler görebiliyorsunuz.

Yuvalarında bir köşeye saklanan vah-şi hayvanların dikkatini çekip rahatça iz-leyebilmemiz için bir takım küçük aletler yapılmış. Dışardan bir kol ile yönetebile-ceğiniz bir çalı parçası, içerde bir kaya-nın içerisinde yerleştirilmiş. Siz kolu çe-virdikçe içerdeki parça hareket ediyor ve hayvanın dikkatini çekiyor. Rahatça izle-yebileceğiniz yakınlığa geliyor.

Zürih Hayvanat Bahçesi’nde gör-meniz gereken o kadar çok hayvan çe-şidi var ki, en azından 5-6 saati hesapla-yıp, gününüzü ona göre planlamalısınız. Timsahlar, yılanlar, maymunlar, ars-lanlar, gergedanlar, penguenler ve daha adını sayamadığımız birbirinden ilginç hayvanlardan oluşan muhteşem bir ge-zinti sizleri bekliyor.

Tüm hayvanların beslenme, fillerin yıkanma, penguenlerin dışarıya gezinti-ye çıkma ve onlarla ilgili detaylı bilgile-rin verildiği tanıtım saatlerini hem ka-feslerin yanlarındaki tabelalardan, hem de size girişte verilen haritalardan öğre-nebiliyorsunuz.

Gelelim Zürih Hayvanat Bahçesi’yle alakalı diğer detaylara: İçeride ziyaretçi-ler için özenle hazırlanmış 4 tane resto-ran, 2 tane büfe, 1 kestaneci; ayrıca hay-vanat bahçesine has hediyelik eşya sa-tan 2 tane dükkan, çocuklar için 6 fark-

lı yerde oyun parkı, 4 ayrı yerde piknik alanı, 2 tane ilk yardım merkezi, 1 kü-tüphane, her an rahatlıkla ulaşabilece-ğiniz bebek bakım bölümleri, tuvaletler ve telefon kulübelerini bulunuyor. Zürih Hayvanat Bahçesi’nde vakit geçirirken, size gerekli olan herşey tüm detaylarıyla düşünülmüş. Yapmanız gereken, güneş-li bir havada yanınıza çocuklarınızı alıp

hayvanat bahçesine gitmek.

Hayvanat bahçesi Zürih şehrine ha-kim olan Zürichbergstrasse’de bulunuyor ve 6 numaralı tramvayın son durağın-da. Ulaşım oldukça kolay. Zürih Merkez-de bulunan duraklardan Zoo yazan tram-vaylara biniyorsunuz o kadar. Sizi hay-vanat bahçesine kadar götürüyor. Kendi

araçlarıyla hayvanat bahçesine gitmek is-teyenlere tavsiyemiz biraz vakitlice yola çıkmaları olacak. Hayvanat bahçesinin çevresinde bulunan park yerleri özellikle hafta sonları yetersiz olabiliyor.

Gelelim giriş ücretlerine. Her şe-yin aşırı pahalı olduğu İsviçre’de hay-vanat bahçesine giriş ücretleri de maale-

sef yüksek. Yetişkinler 22.- Frank, 16-25 yaş arası gençler 16.- Frank, 6-16 yaşla-rı arasındaki çocuklar ise 11.- Frank ödü-yor. 6 yaşına kadar olan küçük çocuklar-dan ücret alınmıyor. Grup halinde gezin-tide özel indirimler sunuluyor. Hayvanat bahçesi 365 gün ziyaretçilere açık. De-taylı bilgi icin www.zoo.ch adlı web si-tesini ziyaret edebilirsiniz. [CAA / AID-3315]

Hayvanat bahçesinin en ilginç ziyaret yerlerinden biri de gergedanların bulunduğu bölüm olsa gerek.

Zürih Hayvanat Bahçesi günün değişik saatlerinde penguenlerle birlikte gezintiye çıkma imkanı da sağlıyor.

Zürih Hayvanat Bahçesi‘nde ziyaretçiler için herşey düşünülmüş. Evinizden getireceği-niz piknik sepetiyle oluşturulan piknik alanlarında keyifli saatler geçirebilirsiniz.

Ziyaret ettiğimiz kaplan bölümünde onları yemek başında yakaladık.

Çocuklar için hazırlanan değişik oyun alanları, onların eğlenceli dakikalar geçirmelerini sağlıyor.

Tavuskuşunun canlı renkleri, gözlerimizi kamaştırdı.

Page 13: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch 13KADIN DÜNYASI

Uzun ve mutlu bir evlilik hayal mi? Kimse boşanmayı düşünerek evlenmiyor. Uzun yıllar

evli kalmayı hayal ediyor ama birçok çift birkaç yıl sonra; evliliğim sıradanlaştı, aşk bitti, ilk günlerin heyecanı kal-madı, aslında birbirimizi seviyoruz ama eski muhabbeti-miz yok, birbirimizi sürekli eleştiriyoruz, cok sık tartışıyo-ruz, birbirimize karşı daha gergin ve daha az toleranslıyız ve evliliği beceremiyoruz gibi şikâyetlere başlıyor. Etrafı-nızda onlarca kişi boşanırken, siz anne ve babalarınız gibi uzun ve mutlu bir evlilik yapabilecek misiniz, yoksa bir ha-yalin peşinde mi koşuyorsunuz? Klinik Psikolog Dr. Başak Demiriz’e kulak vermekte yarar var.

PHM - Neden zamanla eşler birbi-rinden uzaklaşabiliyor?

Ayrı hayatlar sürdürmek evlilikle-rin bozulmasının en önemli nedenle-rinden biri. Aynı evin içinde erkek ayrı, kadın ayrı bir hayat yaşamaya başlıyor. Biri bir odada, diğeri başka odada TV seyrediyor. Her ikisi de kendi arkadaş-larıyla eğleniyor. Ayrı yataklarda, hatta ayrı odalarda yatanlar bile var. Bu du-rum, birbirlerinden sadece fiziksel de-ğil, duygusal olarak da uzaklaşmaları-na yol açıyor.

Eşlerin zamanla hayranlıkları da mı bitiyor?

Kişilerin birbirine hayranlığının azalması önemli problemlerden biri. Hayranlık bir ilişkinin devamı için ge-rekli olan en önemli element. Uzun evli-liklerde eşler hâlâ birbirine hayran. Sev-diğiniz kişinin sadece görünüşüne, dav-ranışlarına değil, onun hayatını nasıl ya-şadığına hayran olduğunuzda ona kar-şı sevginiz hiç bir zaman bitmez. Tanış-tığınız ilk günleri hatırlayın; birbirini-ze söylediğiniz o güzel sözleri, iltifat-ları. Eğer karşınızdaki kişiye tümüyle, insan olarak hayran değilseniz, ilişkiyi sürdürmek çok zorlaşır. Ona hayran ol-madığınızda birlikte olmak acı vermeye başlar. Karşınızdaki de bunu hisseder. Size sıradan biriymiş gibi davranan, hiç ilgi göstermeyen bir kişinin yanında ol-mayı mı tercih edersiniz yoksa size hay-ran olan, güzel sözleriyle sizi şımartan kişinin yanında mı? Sizi beğenen kişi-nin yanında olmak sizi daha mutlu et-mez mi? Hatta kendinizi daha da fazla beğendirmek, karşınızdaki kişinin size olan hayranlığını sürdürebilmek için çaba gösterirsiniz, motivasyonunuz, ha-yat enerjiniz artar.

HAYRANLIK BİTİNCE, BİTER

Kaçamakların nedeni bu mu?Çoğu kaçamaklardan, aldatmalar-

dan alınan heyecanının nedeni de budur; şımartılmak, güzel, yakışıklı hissetmek ve beğenilmek. Kişiler kendilerine sor-malı; hayranlığınız tamamıyla bitti mi, yoksa hâlâ hayran olduğunuz birkaç şey sayabilir misiniz? Beğenmediğiniz özel-likleri neler? Resmin bütününe baktığı-nızda bu beğenmediğiniz özellikleri ile onu olduğu gibi kabul edebiliyor musu-nuz? Çünkü onu olduğu gibi, tümüyle kabul edemezseniz, onu hep değiştirme-ye çalışırsınız, bu da gerginliklerin art-masına neden olur. İlişkilerde sorunla-rın ortaya çıkma nedeni çoğunlukla ‘he-yecanın kalmaması’ değil, hayranlığın, birbirini olduğu gibi kabulün, saygının kalmaması.

İletişim problemi yaşanıyorsa ne yapmalı?

İletişim problemleri, evliklerin uzun sürmesini engelleyen en önemli faktör-lerden biri. Çiftler, birbirlerini dinler-ken birçok hata yapıyorlar bu da çatış-maların artmasına ve iletişim problem-lerine neden oluyor. Örneğin, her han-gi bir sohbet sırasında bile sürekli ola-rak haklı olduğunu ispatlamaya çalışı-yor. İçten içe “Ben haklıyım, o haksız”

diye düşündüğünüzde, bütün enerjinizi kendi haklılığınızı ispatlamak için kul-lanırsınız. Bu durumda, karşınızdaki-nin ne söylediğine veya ne hissettiğine dikkat etmemiz çok zor olur.

Diğer bir hata da karşınızdakini suç-lamak. “Hepsi senin suçun” veya “se-nin yüzünden böyle oldu” gibi cümleler, karşımızdakini dinleyip anlama önün-de önemli bir engeldir. Suçlamanın kar-şıtı, savunma. Bazıları da “kendimi her ne pahasına olursa olsun korumalıyım” şeklinde düşünür ve böyle bir düşün-ce içindeyken, söylenenleri duymak ve değişik bakış açılarını fark etmek epey zorlaşır. Kendisini savunmaya odaklan-mış kişi, bazen sadece kendini korumak için tartışmayı sürdürür.

BENCİLLEŞMEYİN, PAYLAŞIN

Ya bencillikler?Bencillik de evliliklerin bozulması-

na ciddi bir faktördür. Çoğu insan ev-lilik içinde zamanla bencilleşiyor. Bir-birinizin ihtiyaçlarını gözetmediğiniz-de, kendi ihtiyaçlarınızı hep daha fazla önemsediğinizde veya kendi istekleri-nizi karşınızdakine diretmeye çalıştığı-nızda, eşiniz kendini ihmal edilmiş his-seder. Bir süre sonra herkes kendi ihti-yaçlarını giderme telaşına düşer ve bu bir yarışa döner. Bir bakarsınız kendi-nizi şöyle tartışmalar içinde bulursu-nuz: “Sen daha fazla uyudun, ben daha az uyudum”, “sen daha çok kendine za-man ayırdın, ben ayıramadım”, “sen ço-cukla daha az zaman geçiriyorsun, ben daha çok” vs.

Eşlerin birbirlerine olan ihtiyaçla-rı zamanla azalıyor mu ?

İhtiyaçlarının giderilmemesi kişinin bir süre sonra eşine karşı güvensizlik, hayal kırıklığı, kızgınlık, kin gibi olum-suz duyguları yaşamasına neden olur. Erkeğin ve kadının birbirine ihtiyacı ol-duğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Her iki-sinin de yakınlığa, arkadaşlığa, muhab-bete, cinsel beraberliğe, aile kurmaya, kendini güvende hissetmeye, destek al-maya, paylaşmaya, ilgi görmeye ve se-vilmeğe ihtiyacı var. Evlenmek bu ih-tiyaçları karşılamayı garanti altına al-manın bir yolu. Ne zaman bu ihtiyaç-lar karşılanmıyorsa işte o zaman evlik-lerde, ilişkilerde problemler ortaya çık-maya başlıyor. Bir çok eş şöyle şikâ-yet eder: “Benim iyiliğimi düşündüğü-ne artık inanmıyorum. Eve gelince her-kes kendi derdine düşüyor, herkes ken-dini düşünüyor. Ne o benle ilgileniyor, ne ben onunla. İlişkimizin ilk zaman-larında birbirimizin gözünün içine ba-kardık, ikimiz de birbirimizi mutlu et-mek için uğraşırdık, eve gelince ‘sen yo-rulma ben yaparım’ derdik. Şimdi ‘ben yorgunum sen yap’ diye kavga ediyo-ruz”. Oysa şımartılmak, ilgi, sevgi gör-mek en büyük ihtiyaç, insan bunun için evlenmez mi?

Eşler ne ister?► GÖZLERİNİN içine bakarak konuş-manı,► Onu dinlemeni,

► Gün içinde hoşuna gidecek mesajlar yollamanı,► Buluşmak, vakit geçirmek için can atmanı,► Seksi olduğunu hissettirmeni,► Yürürken, bir şey seyrederken elini tutmanı,► Kucağına başını koyduğunda saçla-rını okşamanı,► Eve gelirken ufak bir hediye veya sevdiği bir tatlı almanı,► Sık sık öpmeni, sarılmanı,► Küçük jestler yapmanı,► Her zaman dürüst olmanı,► Kendine özen göstermeni,► Ona masaj yapmanı,► Yorgun olduğunu gördüğünde yar-dım önermeni,► Onu sevdiğini söylemeni,► Onunla gurur duymanı ve bunu dile getirmeni,► Öğlenleri iş arasında onunla yemek yemeni,► Hobilerini paylaşmanı,► Ona şarkı dinletmeni,► Onun için yemek yapmanı,► Daha az eleştirmeni, daha fazla tak-dir etmeni,► Hafta sonu onun sevdiği aktiviteler yapmayı önermeni...

EVLİ ÇİFTLERE UZMANINDAN ÖNERİLER

► BERABER zaman geçirin: İlişki-nizde dostluğa, arkadaşlığa, muhabbete önem verin. Ortak zaman geçirme, pay-laşma çok önemli. Ama birbirinize ne-fes alacak alan da verin. Ne çok kopuk, ne de çok bağımlı olmak mutlu bir bera-berlik için sağlıklı değil.► İhtiyaçlarınızı dile getirin: Veri-cilik ve empati her türlü ilişkinin ila-cı. Özlediklerinizin, ihtiyaçlarınızın listesini yapıp ona şöyle diyebilirsiniz: “Bunlar benim ihtiyaçlarım, bunların çoğunu eskiden bana yapardın ve o za-manlar ikimiz de çok daha mutluyduk. Senin ihtiyaçların neler? Sen de onların bir listesini yapıp bana verir misin?”► Hayranlıklarınızı hatırlayın: Bir-birinizi niye seçtiğinizi ve sevdiğini-zi hatırlayın. Hatta bunu hem kendinize hem de eşinize hatırlatın. ► Ailelere çok da yakın durmayın: Anne, baba ve kardeşlerle geçirdiğiniz zaman, eşinize ve çocuğunuza ayırdığı-nız zamanlarda dengeli olun. Onlardan tamamıyla kopmanız gerekmez, sadece artık ayrı bir aileniz olduğunuzu hatırla-yarak yeni ailenize odaklanın. ► Doğru iletişim kurun: Anlaşama-dığınız konuları çözmeye çalışırken, ko-nuya odaklanın. Birbirinizi eleştirmek-ten, alay etmekten, aşağılamaktan kaçı-nın. Çatışmaların ve kızgınlıkların her ailede olması doğal. Önemli olan olum-suz duygularınızı ifade edebileceğiniz güvenli bir ortam sağlamaktır. Tartış-malarınızda kimin haklı olduğu veya ki-min kazanacağı asıl amaç haline gelir-se, ikiniz de kaybedersiniz. Problemini-

zi çözmek için seçtiğiniz yolların doğru olup olmadığını anlamaya çalışın. Evli-liği bozan çatışma veya fikir ayrılığı de-ğil, yönetme biçimidir.► Romantizmi canlı tutun: Baş başa yemeğe çıkın, el ele yürüyüş yapın, be-raber film seyredin, dans edin, birbirini-ze mektup yazın, çiçek alın.► Anne-baba olduğunuzda, karı-ko-ca olmayı da sürdürün: Bebeğin aileye girişindeki etkiyi beraber göğüslemeli ve paylaşmalısınız. Anne-baba olmanın getirdiği sorumluluklar ve rolleri yerine getirirken evlilikteki duygusal alışveri-şin sürmesini sağlamalısınız. Birbirini-ze zaman ayırmalı, çocuk dışında baş başa olabileceğiniz aktiviteler yapmalı, ilişkinizin büyüsünü korumalısınız.► Krizleri yönetmeyi öğrenin: Her krizin, evliliği yıkma potansiyeli oldu-ğu gibi, evliliği güçlendirme potansiye-li de var. Zorluklara, acılara beraber gö-ğüs gererek ilişkinizi güçlendirmelisi-niz. Bunun için doğru iletişim, destek, özveri, empati gerekli. ► Cinsel yaşamınızı canlı tutun ve koruyun: İş stresi, aile sorumlulukla-rı, psikolojik veya fizyolojik problem-ler önce cinsel hayatı etkiler. Bunun far-kında olup, dış etkenlerin cinsel hayatı-nızı olumsuz etkilemesine izin verme-yin. Cinsel hayatınızda problemler var ise mutlaka çözmek için girişimde bu-lunun, gerekirse yardım alın. Problemi görmemezlikten gelmeyin, yok sayma-yın. Mutlu ve uzun bir evlilik için mutlu bir cinsel hayat gereklidir.

Evli çiftler anlatıyorHatice Yılmaz: «Salih, babamın öğ-

rencisiydi. Bizim eve gidip gelirken ta-nıştık. 1972’de evlenme teklifi etti. Ben liseyi bitirince nişanlandık, üniversite son sınıfa geçerken evlendik. İkimizden kaynaklanan geçimsizliğimiz hiç olma-dı. Dışarıdan müdahaleler yüzünden kav-galarımız olmuştur. Baştan itibaren bir-birimize karşı dürüst, açık ve net olduk.

İlk evlendiğimiz yıllarda ikimiz aynı anda konuşuyorduk, kavgaya gidi-yordu. Sonra aramızda anlaşma yaptık, birimiz sinirlenince diğerimiz susacak. İlk evlendiğimizde en çok rahatsız ol-duğum konu eve geç gelmeseydi. O za-man da bana, “Nerede kaldın diye sor-ma. Eve gir, otur, sonra konuşalım” diye ders verdi. Ne olursa olsun konuyu ma-saya yatırıp, kim suçluysa özür dileme-yi öğrendik. Özgürlüklerimizden çok da taviz vermedik.

En önemli şey ‘empati’. Evlilik-te kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmayacaksın. Evlilik-te en büyük bomba yalandır. Eninde so-nunda ortaya çıkar. Eşini olduğu gibi kabul etmek gerekiyor, onu değiştirme-ye çalışmamalı. Biz evlilik hayatımız boyunca öyle hiç uzaklaşmadık. Kırıl-mışsak, gücenmişsek bunu bizden başka kimse bilmedi, aileler asla bu işin içine

karıştırılmadı. Hiçbir şeyi birbirinden saklamamak gerekir. Hiç kimse içinde birşey biriktermemeli, neyse eşiyle pay-laşmalı. Her insanın en çok saygı gös-termesi gereken kişi eşidir, diğer herkes ikinci plandadır, en çok ona saygı gös-terilmeli.»

Özür dilemeyi bilinSalih Yılmaz: «Karşılıklı anlayış,

saygı ile 10 yıl geçtikten sonra evlilik-te bağlılık oluyor. Klişe gibi olacak ama saygı çok önemli. Ufak tefek tartışma-larda insanın kendisini frenlemesi ge-rekiyor. Eşi iyi seçmeli. Evlenmek iyi, ama evlilik müessesini uzun yaşatmak daha da önemli. Onun problemi olunca ortaklaşa çözmek gerekir. Eşlerin birbi-rine baskı kurmaması gerekir. Övmek de güzel bir şey. Samimi olacaksın. En önemlisi evine bağlı olacaksın. Eşini kendinin bir parçası olarak göreceksin. Özür dilemeyi de bilmek gerekiyor.»

İlişkilerde tatmin testiKlinik Psikolog Dr. Basak Demi-

riz’in çiftler için kullandığı ve daha son-ra eksikler üzerine çalıştığı test, Ameri-kalı terapist Dr. David Burns’ün geliştir-diği ve bilimsel araştırmalarda kullandı-ğı, ilişkilerde hoşnutluğu ölçen bir çalış-ma. Bu testi, eşinizle ayrı ayrı doldur-manız, ilişkiniz hakkında fikir vermesi açısından faydalı olur. Bir problem or-taya çıkarsa, bunun hakkında neler yap-mak istediğinizi net şekilde oturup ko-nuşabilirsiniz. Çok zaman almayacak, 13 soruluk bir test. İlişkinizden ne kadar hoşnut olduğunuzu aşağıdaki her kate-gori için 0’dan 6’ya kadar (en kötü = 0, en iyi = 6) bir puan vererek değerlendi-rin. Sonra bu puanları toplayın.

1. İletişim ve açıklık (şeffaflık)2. Çatışmaları ve tartışmaları çözümle-yebilmek3. Para konularını ele alış4. Cinsel tatmin5. Dinlenme ve hobiler için ayrılan za-man6. Ev işlerini ve diğer sorumlulukları paylaşmak7. Çocuk büyütmek*8. Sevgi ve ilgi9. Arkadaş ve akrabalarla ilişkiler10. Duygusal yakınlık ve samimiyet11. İlişkinizdeki rolünüzden tatmin12. Eşinizin ilişkinizdeki rolünden tat-min13. Genel olarak ilişkinizden tatmin* Eğer çocuğunuz yoksa bu kategoriye 13’üncü soruya verdiğiniz puanı verin.

Sonuçların değerlendirilmesi: 0 – 15 Aşırı hoşnutsuz16 – 30 Orta derecede hoşnutsuz31 – 45 Biraz hoşnutsuz46 – 60 Biraz hoşnut61 – 75 Orta derecede hoşnut76 – 78 Aşırı hoşnut

[CAA / AID-3307]

Page 14: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch14 ETKİNLİK TAKVİMİ

01 Nisan 2013 „Kaufleuten“ deki organizasyonlar için bilet çekilişi„Kaufleuten“ birçok organizasyon için (konser, dans akşamları, konuş-malar, vs.) düzenli olarak bilet çeki-lişi yapıyor. Katılım için internetten başvurmak gerekiyor. www.kaufleu-ten.ch/events adresinde hangi orga-nizasyon için çekiliş yapıldığını gö-rebilirsiniz. Beğendiğiniz organizas-yon için „Verlosung“ butonuna basın ve oradan „Ticketverlosung“ butonu-nu seçin. Orada e-mail adresinizi be-lirtip „teilnehmen“ butonuna basın. Hemen ardından başvurunuzu onay-lamak için size bir link mail olarak gönderilecek. Bu linkte sizinle ilgili bilgileri doldurup başvuruyu tamam-layabilirsiniz. Eğer bir bilet kazanır-sanız size email ile haber verilecek. Bol şanslar!Kaufleuten Klub | Pelikanstrasse 18 | Wunderbar 5, Sihlquai | 2/9 tramvayı ile „Sihlstrasse“ durağı.www.kaufleuten.ch

03 Nisan 2013 “3. ve 4. Bölge, Gençlik Buluşması “Haftanın üç günü 3. ve 4. Bölgede oturan 12-18 yaş arası gençler bura-da boş zamanlarını geçiriyorlar. Lan-gırt, bilardo veya masa tenisi oynu-yorlar, bilgisayarları kullanabiliyor, müzik dinliyor, sohbet edip, yemek pişiriyor veya dans ediyorlar. Siz de gelin ve bir göz atın!Çarşamba saat 15-20:00, Cumartesi saat 17-21:00 | OJA Kreis 3 & 4 | Zwe-ierstrasse 61 | S2/8/24 trenleri veya 9/14 tramvayı ile „Wiedikon“ durağı. www.oja.ch

04 Nisan 2013„Blickfelder 2013“ - Genç Topluluk için Sanatın Festivali2-21.04 tarihleri arasında Zürih’in çe-şitli sanat enstitülerinde genç ve ye-tişkin sanatçılar birbirinden değişik eserlerini sunuyorlar. Çocuklara uy-gun tiyatro oyunları, müzik sunum-ları, sanat gösterimleri, filmler, kon-feranslar, atölye çalışmaları ile eşsiz etkinlikler dünyayı açıklamaya çalı-şıyor. Birçok etkinlik ücretsiz veya çok uygun bir fiyata yapılıyor.www.blickfelder.ch.

05 Nisan 2013 „Licia Chery“ ve „Sara Tavares“ KonseriCenevreli bayan müzisyen Licia Chery gecenin açılışını caz, soul ve folk arası büyüleyici şarkıları ile ya-pıyor. Yumuşak afrika popu ve gele-neksel ritimlerle Afrika ve Portekiz-li şarkıcı Sara Tavares şarkılarını su-nuyor, bununla birlikte dinleyiciler de lisan bariyerlerini kaldırıyorlar.Saat 20:00’den itibaren | MAPS bü-rosu 4 bilet hediye ediyor. 044 415 65 89 nolu telefonu aramanız veya [email protected] adresine e-posta atma-nız yeterli | ewz-Unterwerk Selnau | Selnaustrasse 25 | 2/9 t tramvayla-rı ile „Sihlstrasse“ durağı veya S4/10 treni ile „Selnau“ durağı.www.ewzunplugged.ch

Dans BarBu çağdaş sanat projesi genç ve Akt Dans Bar „Let’s Dance“ de DJ mü-ziği ile 60’lı yılların havasını estiri-yor. Siz de dansın ritmine kendinizi bırakın.

Saat 20:30-24:00 | Giriş ücretsiz | Qu-artierverein Hottingen | Gemeinde- strasse 54 | 3/8 tramvayları ile „Hot-tingerplatz“ durağı.www.hottingen.ch

06 Nisan 2013 Çocuk Eşyaları PazarıAussersihl bölge merkezinde kuru-lan pazarda çocuk eşyaları alabilir veya satabilirsiniz: Yazlık kıyafetler (56-176 bedenlerinde), oyuncaklar ve daha pek çok şey. Pazar yağmurlu ha-vada 1. kattaki salonda yapılacaktır. Bilgi Tel. 043 243 85 70Saat 10-16:00 | Giriş ücretsiz | Qu-artierzentrum Aussersihl | Hohl- strasse 67 | 8 tramvayı ile veya 31 otobüsü ile „Bäckeranlage“ durağı.

Telematik konserAltı müzisyen birlikte canlı bir kon-ser veriyorlar. Sıra dışı olan: Dört ta-nesi San Diego’dan iki tanesi de Zü-rih’ten çalıyor. Ses ve görüntü inter-net üzerinden birleştirilecek ve her iki yerde de gösterilecek. Kontra-bass, trombon ve flütle telematik bir konser.Cuma saat 21:00 | Giriş ücretsiz, is-teyenler bağış yapabilir | Zürch- er Hochschule der Künste | Kleiner Saal, Florhofgasse 6 | 3 tramvayı veya 31 otobüsü ile „Neumarkt“ du-rağı.www.zhdk.ch/?agenda

07 Nisan 2013 Arjantin TangosuTek olanlar ve çiftler, yeni başlayan-lar ve ilerlemişler her pazar günü ar-jantin dansına davetliler. Saat 19:30-20:30 arası bir öğretmen ana Tango adımlarını öğretiliyor.Saat 20:30’dan itibaren Milango dans pistinde serbest dans edilir | 30 yaşın altı için ders ve giriş ücretsiz (5.-CHF yerine) | Cuartito Azul Tango | Gru-benstrasse 28 | S10 treni veya 28 oto-büsü ile „Zürich, Binz” durağı.www.c-a-t.ch

08 Nisan 2013Takas BüfesiMarktplatz Oerlikon’da olan Takas pazarında hemen hemen herşey takas edilebilir. Neyiniz varsa getirin ve takas edin. Bir çizgi roman veya bir silgi ne kadar eder? Bir paket sakız veya eski bir güneş gözlüğü ne kadar mı? Sadece 18.04’e kadar.P.tesi - Cuma saat 11-13:00, Cumarte-si saat 11-15:00 | Marktplatz Oerlikon | S treni ile „Oerlikon” durağı veya 10/11/14 tramvayı ile „Sternen Oerli-kon“ durağı.www.blickfelder.ch

10 Nisan 2013 İsviçreli Gençlik Film Günleri10.-14.04 tarihleri arasında genç İs-viçreli yapımcılar için yapılan en bü-yük festivalde 49 yeni film sunula-cak, bir film soru-cevap oyunu ve 6 heyecanlı atölye çalışması yapılacak.Kulturlegi ile tek kişilik girişler 10.-CHF (15.-CHF yerine). Kategori A ve B’nin yarışma gösterileri, festival açı-lışı ve ödül töreni ücretsiz izlenebilir | Gösteri yerleri: Theater der Künste, Stall 6 ve PH Zürich, Kino RiffRaff www.jugendfilmtage.ch

13 Nisan 2013 Bitki Pazarı ve Takas BorsasıBahçe ve balkon bitkilerinizin fidan-larını getirin ve bunları başkalarıy-la değiş tokuş edin. Çiçek, sebze ve çeşitli ot fidanları da satılacak. Öğ-len için atıştırma ve sürpriz bir prog-ram olacak. Saat 9.30-15:00 | Giriş ücret-siz | Zeughaushof, Labyrinthplatz | 31 otobüsü ile „Kanonengasse“ durağı. www.labyrinthplatz.ch

14 Nisan 2013 Zürih Plak ve CD BorsasıVolkshaus Zürih’te yapılan bu borsa-da nostalji hayranı müzikseverler çok geniş plak ve CD çeşitlerini inceleye-bilir, satın alabilirler.Saat 10:00’dan itibaren | Giriş ücret-siz | Volkshaus, Stauffacherstrasse 60 | 8 tramvayı ya da 32 otobüsü ile „Helvetiaplatz“ durağı.www.bluttrecords.ch

15 Nisan 2013 Zürcher SechseläutenGeleneksel Zürih ilkbahar festiva-li öğleden sonra renkli bir geçiş ala-yıyla başlıyor. Festivalin doruk nok-tasında saat 18:00’de Bellevue’deki büyük alanda „Böögg“ ün (suni bir kardan adam) yakılması var. Bu gele-nek kışın bittiğini sembolize ediyor. Atlarla ateşin etrafında dönülüyor ve sonunda izleyiciler yanlarında getir-dikleri sosisleri, yanan ateşin üzerin-de kızartabiliyorlar. Saat 15:00’de başlıyor | Güzergah: Bahnhofstrasse – Bürkliplatz – Ura-niabrücke – Limmatquai – Sech-seläutenplatz | 2/6/7/8/9/11/13 tram-vayları ile „Paradeplatz“ durağı.www.sechselaeuten.ch

16 Nisan 2013 Konferans „Hızlı Düşünmek, Yavaş düşünmek“2012 Ekonomi Nobeli ödülü alan Prof. Daniel Kahnemann, Zürih’te-ki herkese açık konferansında şu so-ruların peşinden gidiyor: Nasıl karar veriyoruz? Niye tereddüt etmek ya-şam kurtaran bir reflekstir? Başka in-sanları veya şeyleri yargılarken bey-nimizde neler oluyor?Saat 18:30-19:45 | Giriş ücretsiz | Sa-lon: Aula, KOL G-201 | Universität Zürich Zentrum | Rämistrasse 71 | 5/9 tramvayı ile „Kantonsschule“ durağı.www.agenda.uzh.chwww.ubscenter.uzh.ch

17 Nisan 2013 Mülteci Kadınlar İçin Aile BahçeleriSchwamendingen ve Triemli yakın-larında kadınlar sebze, bitki, çiçek ve meyva yetiştirebilirler. Her ka-dına kendine ait bir bahçe veriliyor. Çocuklar da yardım edebilir. Bahçe; yeni insanlarla tanışmak, Almanca konuşmak ve bitkiler hakkında daha çok bilgi almak için ideal bir ortam-dır. Katılım ücretsiz, tohum ve bitki-leri kendiniz getiriyorsunuz.Bilgi ve başvuru için HEKS:Tel. 044 360 89 60 / 077 496 23 76 veya e-posta ile [email protected]

18 Nisan 2013Doğaçlama Tiyatrosu„Impro-Leck-TuEllen“ tiyatro grubu seyircileri spontane bir tiyatro oyu-nuyla eğlendiriyorlar. Bu oyunda se-naryo veya önceden çalışılmış sah-neler yok. Aynı anda müzisyenler de hikayeye uygun melodiler çalıyorlar.Saat 20:00 | Giriş ücretsiz, isteyen-ler bağış yapabiliyor | Jenseits im Vi-adukt | Bogen 11/12, Viaduktstrasse 65 | 4/13/17 tramvayı ile„Dammweg“ durağı.

www.jenseitsimviadukt.ch

19 Nisan 2013 Sergi „Swiss Press Photo 2013“İsviçreli basın fotoğrafçıları ziyaret-çilere geçmiş yılın en iyi fotoğrafla-rını gösteriyorlar. Spor, portre, yurt dışı, günlük yaşam, çevre, sanat ve kültür konularındaki resimler 2012 yılının olaylarını ziyaretçilere hatır-latıyorlar. Sergi 15.07 tarihine kadar sürecek.Salı - Pazar saat 10-17:00, Perşem-be saat 10-19:00 | Yetişkinler için gi-riş KulturLegi ile 5.-CHF (10.-CHF yerine), çocuklar ve 16 yaşına ka-dar gençler için ücretsiz | Landesmu-seum, Museumsstrasse 2 | „Haupt-bahnhof“ durağı.www.musee-suisse.ch

20 Nisan 2013 Gençler için spor gecesi12-20 yaş arası gençler Schwamen-dingen’de futbol ve basktebol oyna-yabiliyor, spor parkurları tamamlı-yorlar. Müzik ve dinlenmek için ye-terince zaman var.Saat 20-23:00 | Katılım ücretsiz, baş-vuru gerekmiyor | Turnhalle Her-zogenmühle, Herzogenmühlestrasse 60 | HIVE, Geroldstrasse 5 | 7/9 tram-vayları ile veya 61/62/63/79 otobüsle-ri ile „Schwamendingerplatz“ durağı.www.midnight-sports.ch

23 Nisan 2013Belgesel „Vol special“ (2011)Bu film İsviçre’nin göçmen parkuru-nun son etabına fokuslanıyor. Rejisor 9 ay boyunca Cenevre’deki Frambo-is Hapisanesi’ndeki mültecilerin ve kimliksizlerin günlük yaşamını filme çekiyor. Sadece onları ülkeyi terket-meye zorlayan memurların idari iş-lemleri gösterilmiyor. Aynı zaman-da mahkumlar arası ve mahkumlarla hapisane çalışanları arasındaki ilişki-ler de gösteriliyor. Filmden sonra ya-pımcı Fernand Melgar ile sohbet ola-cak.Saat 18:15-21:00 | Giriş ücretsiz | Salon KAA-E11 (Haus Turnegg, Kunsthaus’un karşısı) | Theologi- sche Fakultät, Kantonsschulstrasse 1 | 3/5/8/9 tramvayları veya 31 otobüsü ile „Kunsthaus“ durağı.www.zrwp.ch

24 Nisan 2013 Açık SahnePolyterasse’nin altındaki barda ya-ratıcı sanatçılara programlarıyla sahneye çıkma şansı sunuluyor. Şar-kıcılar, dansçılar, müzisyenler ve komedyenler, profesyonel veya ama-törler için. Katılmak ve seyretmek eğlenceli olacak.Saat 18:30 | Giriş ücretsiz | bQm, Le-onhardstrasse 34 | 6/9/10 tramvayla-rı ile „ETH/Universitätsspital“ dura-ğı veya Polybahn teleferiği ile „Poly-terrassel“ durağı.

www.bqm.li

26 Nisan 2013 Fawwaz Haddad’la OkumaYazar Fawwaz Haddad „Gottes blu-tiger Himmel“ adlı romanından oku-yor. Suriyeli bir gazeteci Bağdat’ın hastaheneleri ve morglarında oğlu-nu ararken kaybolur. Oğlu da el-Kai-de örgütüne katılmış ve Irak’a doğru gizli bir misyon için yoldadır. Hafta-lar sonra baba Suriye’de bir hastaha-nede uyanır ve yavaş yavaş olayların gidişatını anlatmaya başlar. Yazarla söyleşi, Arapça ve Almanca çevirili olarak gerçekleştirilecek.Saat 19:30 | Giriş KulturLegi ile 9.-CHF (18.-CHF yerine) | SLiteratur-haus – Museumsgesellschaft, Lim-matquai 62 | 4/15 tramvayı ile „Rat-haus“ durağı. www.literaturhaus.ch

27 Nisan 2013 Sergi „200 Yıldır Çocuk - ve Grim Abinin Hikayeleri“Sergi Grimm hikayelerinin tarih-sel gelişimini ve toplum tarafın-dan bu hikayelerin nasıl algılandı-ğını ortaya koyuyor. Aynı zaman-da yeni medyada da yaşayabilmek için geçirdiği değişimleri ve bugün dahi nasıl var olduklarını konu alı-yor. Sergi 09.06 tarihine kadar de-vam ediyor.Salı - Cuma saat 12-18:00, Cumarte-si - Pazar saat 10-18:00 | 16 yaşından küçük çocuklara ve işsizlere ücretsiz (10.- CHF yerine). Herkese açık olan rehber eşliğinde gezi, her Cumarte-si saat 16:00’da (giriş fiyatına dahil) | Museum Strauhof, Augustinergas-se 9 | 6/7/11/13 tramvayları ile „Ren-nweg“ durağı. www.strauhof.ch

28 Nisan 2013 Botanik Bahçe’de „Bahar Festivali“Çiçeklerin açtığı bu parkta baharın gelişi kutlanacak. Büyük ve küçük-ler için bahçe gezintisi, müzikal et-kinlikler, renkli çiçek pazarı ve bil-gi standları ile güzel vakit geçire-bilirsiniz. Ziyaretçiler aynı zaman-da saat 13-16:00 arasında botanik araştırmalarını ve bitki biyolojisi-ni daha yakından tanıma fırsatı bu-luyorlar.Saat 10-16:00 | Giriş ücretsiz | Bota-nischer Garten, Zollikerstrasse 107 | 2/4 tramvayları ile „Höschgasse“ du-rağı veya 33/77 otobüsü ile „Botani- scher Garten“ durağı.www.bguz.uzh.ch

30 Nisan 2013 Uluslararası JazzDay FestivaliBu festivalde yer alan müzik formu 100 yıldan beri özgürlüğün, bireysel-liğin ve çeşitliliğin üniversal dili ol-muştur. Zürih’in çeşitli bölgelerinde ve çeşitli saatlerde bu akşam son de-rece güzel müzikal sunumlar gerçek-leşecek.„Kafi fürDich“de„ Quint Essence“ adlı grup saat 20:00’den itibaren sah-ne alıyor | Müzik klübü Mehrspur’da „ZHdK Big Band“ saat 21:00’den iti-baren sahne alıyor | Caz klübü Mo-ods’da „Olivier Magarotto Trio“ ise saat 23:00’den itibaren sahne alı-yorlar | Giriş ücretsiz | Tüm ayrıntı-lı program ve adresler için girilmesi gereken link:www.jazzdayfestival.ch/locale/de/program.pdf

İsviçre Etkinlik TakvimiQuelle: MAPS Züri Agenda (AOZ) www.aoz.ch/maps3108 / 3127

Page 15: PUSULA HAYAT

Nisan / April 2013 | Nr. 04/65 | www.pusulaonline.ch 15BuLMAcA & EğLENcE

ÇENGEL BULMACA32 25 - 31 ARALIK 2009 ZAMANBULMACA

fi‹FRE KEL‹ME 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

Serüvenci

Üstteki aktör

Tu¤general(eskiden)

Para birimimiz

Kopça

Hayvanlaratak›lan çan

YeminTembih

Güç, kudretVazife Jüpiter'in bir

uydusu

Çok iri birhayvan

Yap›lartoplulu¤u

Göstergebilimi Reflit, bali¤

Aldatma,entrika

Küçükyerleflim yeri

Etraf

Yengeç

Solungaçl›la-r›n bir s›n›f›

Yar›, yar›m

Boyunba¤›

Y›rt›c› birhayvan

Bir nota

Yaz›

Radyumunsimgesi

Panamaplakas›

Resimli duvar ilân›

Bir yerdeoturma

Sahip

Bir nota

Tutu, ipotek

Hint prensi

Kal›n sicim

Satrançta bir tafl

Ülkemizin bir bölümü

Torun sahibierkek

Dünyan›nuydusu

Cennetle Ce-hennem aras›

fiaka

Temiz

Gizli birtehlikesi olan

Uysal,yumuflak

bafll›

Helyumunsimgesi

Takma ad

Baryumunsimgesi

S›vac› aleti

Mercanada

‹ri yaprakl›palmiye

Bir Avrupaülkesi

halk›ndan olan

Bar›nak

Bir nota

Burun iltihab›

KötülemeAnarfli

Belge

Kayseri'nin bir ilçesi

Romanyaplakas›

Bursa'n›n bir ilçesi

Bir ya¤›fl flekli

Bebekmamas› unu

Kar›fl›k renkli

Mandayavrusu

“… Kavur”(yönetmen)

Tarla

‹stanbul'uneski

adlar›ndan biri

Mu¤la'n›n bir ilçesi

Yüzy›l (k›sa)

Paraüzerindekikafa resmi

Hamam

Ortalama

Bobin

Bal›kesir'in bir ilçesi

Kemalpafla(‹zm) eski ad›

Demeç

K›fla kadarsaklanabilen

üzüm

Yar›y›l tatili

Pazarlama

Mürekkepbal›¤›ndan ç›kan

boyaSinirli

Do¤uAnadolu'da

›rmak

Namzet

‹spanya Baskörgütü

Temel yasa ile ilgili

Hollandaplakas›

Temiz,namuslu

‹ri tanelibezelye

Kamu ‹ktisadiTeflekkülleri

(k›sa)

Ortadaki dizi

Radonunsimgesi

Aleti hareketegeçiren düzenek

Dingil

Sermaye

Ülkemizingüneyinde da¤ s›ras›

‹nce softaneski dar üstlük

(eski)

Sanayi

Akci¤erinpatolojik sesi

Pamuk kozas›

Canl›lar›nvücut yap›s›

Özel gezintigemisi

Soru sözü

Satrançtayenilgi

Lezzet

Ulusal

Mahkemekarar› belgesi

Temel, as›l,esas

Kefiye üzerine

sar›lan ba¤

Nota durakiflareti

Güney Ameri-ka'da ›rmak

Sergen

Sinir uçlar›iltihab›

Bir tür jelâtin

Saha

Derne¤eödenen para

Demir yolu fiaflma ünlemi

Tuzak

‹lan etme,aç›klamabildirisi

Bir tür savaflsilâh›

Kalsiyumunsimgesi

Enerji

Kâfi gelmeyen

Hayatarkadafl›

Afrika'da›rmak

Bayramlardakurulan süslü

kemer

Uyarlanm›fl

Hareketehaz›r, tetikte

Yuvarlakflapka

Yapay reçine

Kiloamper(k›sa)

ÜnlemHareketlilik,

canl›l›k

Acele

Anadolu Ajans›(k›sa)

Bir organ›m›z

‹lâve

Ev önündekiküçük bahçe

Onbafl›lar,çavufllar

M›s›r'›n plaka iflareti

Büyük karides

Güzel kokulubir çiçek

Taht (eski dil)

Y›k›nt›,çöküntü

Çocuk sahibikad›n

‹ç organlar›-m›zdan biri

Mehil

Süreç

Oyunda cezalݍocuk

Bir kimseninçocu¤u

Avrupa'da bir ülke

Yank›

Kiflinin özbenli¤i

Burçlardanbiri

Bulmayaçal›flmak

Tarla s›n›r›

Küme, grup

Antalya'n›n bir ilçesi

Alttaki aktris

Yi¤itSaz, kam›fl

Su

Zamanbildiren alet

Müziklijimnastik

Düfl ‹drardakiazotlu madde Baston fiart edat› Ak›l ‹yi, güzel

Hitit

Birdenbire

Bir tür yar›flkay›¤›

Yuvarlaksar›lm›fl yün

Bir ba¤laç

Tantal›nsimgesi

Türk müzi¤imakam›

M›zrap

Y›l›n on ikibölümünden

biriAdana'n›n bir ilçesi

Titan›nsimgesi

Bir tür deliklikumafl Bir meyve

KURTLAR VAD‹S‹

S‹BEL TURNAGÖL

SAL‹H GÜNEY

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

Page 16: PUSULA HAYAT

SAYF

A 16

| P

US

ULA

HAY

AT |

Nis

an /

Apr

il 20

13 |

Nr.

04/6

5 | w

ww

.pus

ulao

nlin

e.ch