psİkoterapİde bÜtÜnleŞme dergİsİ journal of … · 2017-12-08 · psİkoterapİde...

25
PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları Derneği’nin (SEPI) resmi dergisidir. Psikoterapide Bütünleşme Dergisi, psikoterapi ve davranış değişikliğinde tek ekolün, tek teorinin sınırlarını aşan ve psikoterapide bütünleşmeye dair bilgi birikimimizi ileriye taşıyan özgün makalelerin yayımlandığı hakemli bir dergidir. Dergide yayımlanan ma- kalelerin içeriği, psikoterapide bütünleşmeyle ilgili yeni veri, teori veya klinik tekniklerin sunulmasının yanı sıra bu alandaki mev- cut çalışmaların da incelenmesinden oluşur. Derginin amaçlarıyla yakından ilgili olan yazılar, psikoterapi ve davranış değişikliğiy- le ilgili bilgi birikimimizi psikoloji ve psikiyatrinin diğer alanlarındaki (bilişsel bilimler, psikobiyoloji, sağlık psikolojisi, sosyal psikoloji) gelişmelerle bütünleştiren makalelerdir. Türkçe yayın hakları Psikoterapi Enstitüsü’ne aittir. Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen yayım- lanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik ortamlarda yayımlanamaz. Türkçe Yayın Editörü: Tahir Özakkaş Çeviri: Aslıhan Coşkun, Bilge Güler, Deniz Şalgam, F. Büşra Helvacıoğlu, Meltem Kamer, Mirel Benveniste, S. Erdem Türközü Zeynep Ertan Yayıma hazırlayan: Menekşe Arık Baskı: Acar Matbaacılık Promosyon ve Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Osmangazi Mahallesi Mehmet Deniz Kopuz Caddesi No: 20/1 Esenyurt - İstanbul PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK ORG. VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ. Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No:285 Darıca-KOCAELİ Tel: 0262 653 6699 www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com EDİTÖR Golan Shahar, PhD, Negev Ben-Gurion Üniversitesi Psikoloji Bölümü ORTAK EDİTÖRLER Randy Auerbach, PhD, Harvard Tıp Fakültesi/McLean Hastanesi, Çocuk ve Ergen Duygudurum Bozuklukları Lab. Yöneticisi William Gottdiener, PhD, John Jay Ceza Hukuku Koleji Psikoloji Bölümü Kenneth N. Levy, PhD, Pennsylvania Devlet Üniversitesi Psikoloji Bölümü Nilli Mor, PhD, Kudüs Yahudi Üniversitesi Eğitim Fakültesi YAYIN KURULU Dana Amir, PhD, Haifa Üniversitesi Jack C. Anchin, PhD, New York Devlet Üniversitesi Buffalo Kampüsü Diane B. Arnkoff, PhD, Amerika Katolik Üniversitesi Psikoloji Bölümü Arthur C. Bohart, PhD (Fahri Profesör), Kaliforniya Devlet Üniversitesi Psikoloji Bölümü Robert Bornstein, PhD, Adelphi Üniversitesi Derner İleri Psikolojik Çalışmalar Enstitüsü Louis G. Castonguay, PhD, Pensilvanya Devlet Üniversitesi Psikoloji Bölümü Andres J. Consoli, PhD, San Francisco Devlet Üniversitesi Sağlık ve Beşeri Hizmetler Okulu Danışmanlık Bölümü Lisa Cross, Yale Üniversitesi Marc Diener, Argosy Üniversitesi Windy Dryden, PhD, London Üniversitesi, İngiltere Dr. Guillem Feixias, Barcelona Üniversitesi, İspanya Dr. Hector Fernandez-Alvarez, Fundacion Aigle Nick Gazzola, PhD, Ottawa Üniversitesi, Kanada Carol R. Glass, PhD, Amerika Katolik Üniversitesi Psikoloji Bölümü Leslie S. Greenberg, PhD, York Üniversitesi, Kanada Prof. Richard P. Halgin, Massachusetts Üniversitesi Psikoloji Bölümü Mark Hilsenroth, PhD, Adelphi Üniversitesi Derner İleri Psikolojik Çalışmalar Enstitüsü Andre Marquis, PhD, Rochester Üniversitesi Warner Okulu Danışmanlık ve Beşeri Gelişim Bölümü Stanley B. Messer, PhD, New Jersey Devlet Üniversitesi Rutgers Uygulamalı ve Mesleki Psikoloji Yüksek Okulu Dr. Nick Midgley, Anna Freud Merkezi Robert A. Neimeyer, Memphis Üniversitesi Louis Primavera, PhD, Touro Koleji J. Russell Ramsey, PhD, Filedelfiya Bilişsel Terapi Merkezi Alphons J. Richert, PhD, Batı Illinois Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Anastassios Stalikas, Panteion Sosyal ve Politik Bilimler Üniversitesi, Yunanistan Dr. George Stricker, Argosy Üniversitesi Dr. Antonio Branco Vasco, Lisbon Üniversitesi, Portekiz Dr. Barry E. Wolfe, Rockville, Maryland This work was originally published in English in the Journal of Psychotherapy Integration, published by the American Psychological Asso- ciation (APA, http://www.apa.org/pubs/journals/int/) in the United States of America. The Journal of Psychotherapy Integration is the offi- cial journal of the Society for the Exploration of Psychotherapy Integration (SEPI, http://sepiweb.org/). This work has been translated and republished in Turkish by permission of SEPI and the APA. This translation cannot be republished or reproduced by any third party in any form without express written permission of the APA. No part of this publication may be reproduced or distributed in any form or by any me- ans, or stored in any database or retrieval system without prior permission of the APA

Upload: others

Post on 03-Jan-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları Derneği’nin (SEPI) resmi dergisidir.

Psikoterapide Bütünleşme Dergisi, psikoterapi ve davranış değişikliğinde tek ekolün, tek teorinin sınırlarını aşan ve psikoterapide

bütünleşmeye dair bilgi birikimimizi ileriye taşıyan özgün makalelerin yayımlandığı hakemli bir dergidir. Dergide yayımlanan ma-

kalelerin içeriği, psikoterapide bütünleşmeyle ilgili yeni veri, teori veya klinik tekniklerin sunulmasının yanı sıra bu alandaki mev-

cut çalışmaların da incelenmesinden oluşur. Derginin amaçlarıyla yakından ilgili olan yazılar, psikoterapi ve davranış değişikliğiy-

le ilgili bilgi birikimimizi psikoloji ve psikiyatrinin diğer alanlarındaki (bilişsel bilimler, psikobiyoloji, sağlık psikolojisi, sosyal

psikoloji) gelişmelerle bütünleştiren makalelerdir.

Türkçe yayın hakları Psikoterapi Enstitüsü’ne aittir. Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen yayım-

lanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik ortamlarda yayımlanamaz.

Türkçe Yayın Editörü: Tahir Özakkaş

Çeviri: Aslıhan Coşkun, Bilge Güler, Deniz Şalgam, F. Büşra Helvacıoğlu, Meltem Kamer, Mirel Benveniste, S. Erdem Türközü

Zeynep Ertan

Yayıma hazırlayan: Menekşe Arık

Baskı: Acar Matbaacılık Promosyon ve Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Osmangazi Mahallesi Mehmet Deniz Kopuz Caddesi No:

20/1 Esenyurt - İstanbul

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK ORG. VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.

Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No:285 Darıca-KOCAELİ Tel: 0262 653 6699

www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com

EDİTÖR

Golan Shahar, PhD, Negev Ben-Gurion Üniversitesi Psikoloji Bölümü

ORTAK EDİTÖRLER

Randy Auerbach, PhD, Harvard Tıp Fakültesi/McLean Hastanesi, Çocuk ve Ergen Duygudurum Bozuklukları Lab. Yöneticisi

William Gottdiener, PhD, John Jay Ceza Hukuku Koleji Psikoloji Bölümü

Kenneth N. Levy, PhD, Pennsylvania Devlet Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Nilli Mor, PhD, Kudüs Yahudi Üniversitesi Eğitim Fakültesi

YAYIN KURULU

Dana Amir, PhD, Haifa Üniversitesi

Jack C. Anchin, PhD, New York Devlet Üniversitesi Buffalo Kampüsü

Diane B. Arnkoff, PhD, Amerika Katolik Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Arthur C. Bohart, PhD (Fahri Profesör), Kaliforniya Devlet Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Robert Bornstein, PhD, Adelphi Üniversitesi Derner İleri Psikolojik Çalışmalar Enstitüsü

Louis G. Castonguay, PhD, Pensilvanya Devlet Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Andres J. Consoli, PhD, San Francisco Devlet Üniversitesi Sağlık ve Beşeri Hizmetler Okulu Danışmanlık Bölümü

Lisa Cross, Yale Üniversitesi

Marc Diener, Argosy Üniversitesi

Windy Dryden, PhD, London Üniversitesi, İngiltere

Dr. Guillem Feixias, Barcelona Üniversitesi, İspanya

Dr. Hector Fernandez-Alvarez, Fundacion Aigle

Nick Gazzola, PhD, Ottawa Üniversitesi, Kanada

Carol R. Glass, PhD, Amerika Katolik Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Leslie S. Greenberg, PhD, York Üniversitesi, Kanada

Prof. Richard P. Halgin, Massachusetts Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Mark Hilsenroth, PhD, Adelphi Üniversitesi Derner İleri Psikolojik Çalışmalar Enstitüsü

Andre Marquis, PhD, Rochester Üniversitesi Warner Okulu Danışmanlık ve Beşeri Gelişim Bölümü

Stanley B. Messer, PhD, New Jersey Devlet Üniversitesi Rutgers Uygulamalı ve Mesleki Psikoloji Yüksek Okulu

Dr. Nick Midgley, Anna Freud Merkezi

Robert A. Neimeyer, Memphis Üniversitesi

Louis Primavera, PhD, Touro Koleji

J. Russell Ramsey, PhD, Filedelfiya Bilişsel Terapi Merkezi

Alphons J. Richert, PhD, Batı Illinois Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Dr. Anastassios Stalikas, Panteion Sosyal ve Politik Bilimler Üniversitesi, Yunanistan

Dr. George Stricker, Argosy Üniversitesi

Dr. Antonio Branco Vasco, Lisbon Üniversitesi, Portekiz

Dr. Barry E. Wolfe, Rockville, Maryland

This work was originally published in English in the Journal of Psychotherapy Integration, published by the American Psychological Asso-

ciation (APA, http://www.apa.org/pubs/journals/int/) in the United States of America. The Journal of Psychotherapy Integration is the offi-

cial journal of the Society for the Exploration of Psychotherapy Integration (SEPI, http://sepiweb.org/). This work has been translated and

republished in Turkish by permission of SEPI and the APA. This translation cannot be republished or reproduced by any third party in any

form without express written permission of the APA. No part of this publication may be reproduced or distributed in any form or by any me-

ans, or stored in any database or retrieval system without prior permission of the APA

Page 2: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları
Page 3: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

SUNUŞ

SEPI’nin yayın organı olan elinizdeki Journal of Psychotherapy Integration

dergisinin 24. cildini Türkçe olarak yayınlamış olmaktan onur duyuyoruz. SEPI

(The Society for the Exploration of Psychotherapy Integration) 1983’te psikotera-

piyi tek bir yönelimle sınırlandırmayan yaklaşımlara ilgi gösteren uzmanlar için

disiplinlerarası bir kurum olarak kuruldu. Kuruculuğunu fikir babalığını Marvin

R. Goldfried, PhD yaptı. Gruba ilk katılan ekip içerisinde Paul Wachtel, PhD,

Barry Wolfe, PhD, George Stricker, PhD bulunmaktaydı. 1982 yılında zihinlerde

tohumlanan bu düşünce 1983 yılında ABD’de Maryland’da ilk toplantısını yaptı.

İlk kongrede organizasyon komitesinde Lee Birk, Jeanne Phillips, George Stricker

ve Barry Wolfe yer aldı. SEPI pekçok ülkeden üyesi olan uluslarası bir kuruluştur.

SEPI 2013 yılına kadar 29 konferansa ev sahipliği yapmış, katılımcılar arasında bir

diyalog ortamı sağlayarak, dogmatik olmayan bir tarzda görüşlerini paylaşmala-

rına olanak sağlamıştır.

SEPI’nin resmi yayın organı The Journal of Psychotherapy Integration psikote-

rapi bilgisi ve davranış değişikliği ile ilgili, psikoloji ve psikiyatriye dair daha ge-

niş yelpazede makalelerin toplandığı bir dergidir. Derginin yönetim kurulunda

bugün Diane Arnkoff, Franz Caspar, Louis Castonguay, Carol Glass, Marvin

Goldfried, Shelley McMain, Alberta Pos, George Stricker, Paul Wachtel, Barry

Wolfe görev yapmaktadır. Editörlüğünü Jerry Gold’dan sonra Golan Shahar,

(PhD, Ben Gurion University, Israel) almıştır ve başarı ile yürütmektedir.

Psikoterapiyi bütünleştirme çabasının en az 80 yıllık bir geçmişi olsa da bu

çaba, son 30 yıl içinde büyük bir hız kazanmıştır. Sonuçta tek bir ekol içinden

yetişmiş pekçok deneyimli klinisyen artık kendilerini bütüncül terapistler olarak

tanımlamaktadır.

Son yıllarda İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde de bütüncül psikoterapi

üzerine eğitim sunan kurumlarda gözle görülür şekilde bir artış olmuştur. Bu ge-

lişme 1993’te European Association for Integrative Therapy’nin (EAIP) kurulma-

sına yol açmış, 1996’ta ise European Association for Psychotherapy (EAP) içinde

Avrupa çapında kabul görmüş bir ekol olarak tanınmıştır. EAIP’nın üyesi olan

eğitim kurumlarından mezun olan bütüncül psikoterapistler EAP sponsorluğun-

daki ECP’yi (Avrupa Psikoterapi Sertifikası) almaya hak kazanırlar. EAP ise Av-

rupa’da geniş bir psikoterapi okulları yelpazesinin profesyonel anlamda platfor-

mu gibidir.

Page 4: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

EAIP “gerçek” veya “meşru” tek bir terapi ekolünün olmadığına inanır ve fark-

lı psikoterapi entegrasyon biçimlerini destekler ve teşvik eder. EAIP içinde, hü-

manistik ve psikanalitik, psikodinamik ve beden süreci, diyalojik ve öznelerarası-

lık gibi farklı bütüncül eğitim programları vardır. Böylelikle EAIP bütüncül psi-

koterapinin de bir başka tek-ekol yaklaşımına dönüşmesini engellemiştir. EAIP

teorik seviyede iki veya daha fazla yaklaşımı sentezleyerek klinikte tutarlı ve etik

bir uygulama yaratmayı amaçlayan bütüncül eğitim programı öneren kurumlara

açıktır.

İngiltere’de United Kingdom Council for Psychotherapy (UKPC) tarafından

kabul edilmiş bütüncül psikoterapi eğitim programı uygulayan pek çok kurum

bulunmaktadır. UKPC farklı psikoterapi yaklaşımlarını temsil eden yaklaşık yüze

yakın kurumsal üyenin profesyonel akreditasyonunu yapan bir yapıdır.

İngiltere’de bütüncül psikoterapinin gelişimini hızlandırmak için Ekim

1999’da United Kingdom Association for Psychotherapy Integration (UKAPI) ku-

ruldu ve başkanı Maria Gilbert oldu. Kuruluşun temel amacı bu ülkedeki bütün-

cül psikoterapistler için bir ev sağlamak ve yurt dışıyla da bağlantı kurmaktı. So-

nuçta UKAPI Eylül 2001’de Londra’da EAIP ile birlikte ortak bir konferans dü-

zenledi. Amaçları arasında bütüncül psikoterapinin iyi uygulamalarını sağlamak

ve bu yolda sürekli bir gelişimi hedeflemek bulunuyordu.

Ülkemizde de Psikoterapi Enstitüsü 10 yılı aşkındır “Bütüncül Psikoterapi”

eğitimleri düzenlemektedir. Bu düzenli eğitimler, atölye çalışmaları, kongreler

ve yayın faaliyetleriyle bilimsel bir tartışma ortamı yaratmayı amaçlamaktadır.

SEPİ’nin bölgesel ağında da görev alan, kongrelerine aktif olarak iştirak eden ve

yıllardır bilimsel katkılarda bulunan yapısıyla “Psikoterapi Enstitsüsü” kendini

SEPI’nin bir parçası olarak kabul etmektedir. Önümüzdeki yıllarda SEPI kongre-

sine ev sahipliği yapmayı amaçlamakta ve bunun için hazırlıklarını sürdürmek-

tedir.

Elinizdeki derginin Türkçe 2. cildinin yayımlanması bu işbirliğini güçlendiren

kanıtlardan birisidir. Psikoterapi alanında dünyada neler olup bittiğini bildiren

ve son bilimsel çalışmaları içeren bu sayıyı Türkçe olarak hazırlayan ekibimize

de sonsuz teşekkürlerimi sunarım. İlginizin artarak devam edeceğini umarak ke-

yifli okumalar diliyorum.

Saygılarımla,

Tahir ÖZAKKAŞ Psikoterapi Enstitüsü

Başkanı

Page 5: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

Psikoterapide Bütünleşme Dergisi www.apa.org/pubs/journals/int

http://yayin.psikoterapi.com/psikoterapi-enstitusu-yayinlari/sureli-yayinlar

24. Cilt, 1. Sayı Mart 2014

©2014

American

Psychological Association

İ Ç İ N D E K İ L E R

Sorun Eşimde: Eşlerden Biri Öbürünün Değişmesini İsterken Çiftlerle Çalışmak

Kieran T. Sullivan, Joanne Davila ................................................................................... 1

Kişilerarası İlişkilerde Bilişsel Çarpıtma: Kişi Algısı Üzerine Yapılan Sosyal Bilişsel Araştırmaların Klinik Etkileri

Susan M. Andersen,Elizabeth Przybylinski .................................................................. 19

Konuşmacı-Dinleyici Tekniğinin Kullanım Sıklığı, İlişki Memnuniyetini Etkiliyor mu?

Ryan G. Carlson, Daniel Guttierrez, Andrew P. Daire ve Kristopher Hall ................. 37

İki Borderline Kişilik Bozukluğu Hastasının Psikodinamik Terapide Yaşadığı Değişim Süreçleri

Geoff Goodman, Keiha Anderson ve Marc J. Diener ................................................... 44

Duygudurumunu İyileştirmek için Kendine Yardım (Ödev) Etkinliklerinin Bir Karşılaştırması: Randomize Kontrollü Kısa Bir Çalışmanın Sonuçları

Jerry V. Walker, III ve Georgios K. Lampropoulos ...................................................... 67

Psikoterapide İmgelerle Çalışmak: Oyun ve Metaforların Cisimleşmesi Frank Faranda ............................................................................................................... 94

Page 6: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

Psikoterapide Bütünleşme Dergisi www.apa.org/pubs/journals/int

http://yayin.psikoterapi.com/psikoterapi-enstitusu-yayinlari/sureli-yayinlar

24. Cilt, 2. Sayı Haziran 2014

©2014

American

Psychological Association

İ Ç İ N D E K İ L E R

Psikoterapinin Evriminde Tek Parçalı Düşüncenin Günahları ve Sevapları Aner Govrin ................................................................................................................... 121

ELEŞTİRİ: Tek Yönelimin Destekçilerinin Bilime ve Hastaların Sağlığına Faydası Bütünleşmecilerden Daha Az Olabilir: Govrin’e (2014) Yanıt

Giancarlo Dimaggio, Paul H. Lysaker ......................................................................... 134

ELEŞTİRİ: Kuramsal Köktenciliğin Sınırları Üzerine Paul L. Wachtel .............................................................................................................139

Otizmli Çocuklarda Sanat Terapisi Yoluyla Bağlanmayı Kolaylaştırmak: Bir Vaka Çalışması

Huma Durrani .............................................................................................................. 145

Ergenlerde Eşzamanlı Görülen Depresyon ve Madde Kullanım Bozuklukları: Tedavi Sırasında Ödüllendirmeye Yanıt Vermenin İncelenmesi

Kathryn D. Boger, Randy P. Auerbach, Pia Pechtel, Alisa B. Busch, Shelly F. Greenfield, Diego A. Pizzagalli..................................................................... 160

Terapideki Değişime Hastanın Bakışı: Psikoterapi Araştırmasında Değişim Aşamaları ve Genel Değişim Mekanizmaları Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi

Johannes Mander, Andreas Wittorf, Stefan Klingberg, Martin Teufel, Stephan Zipfel, Isa Sammet................................................................ 178

Bireysel Psikoterapi için Anahtar Stratejiler Eğitimi: Çok Kuramlı Uygulamaya Bir Giriş

Jeff E. Harris, Leslie J. Kelley, Elizabeth L. Campbell, and Erin S. Hammond ......... 199

KİTAP İNCELEME Jeffrey Magnavita ve Jack Anchin ................................................................................219

Page 7: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

Psikoterapide Bütünleşme Dergisi www.apa.org/pubs/journals/int

http://yayin.psikoterapi.com/psikoterapi-enstitusu-yayinlari/sureli-yayinlar

24. Cilt, 3. Sayı Eylül 2014

©2014

American

Psychological Association

İ Ç İ N D E K İ L E R

Yaygın Kaygı Bozukluğunda İniş Çıkıştan Kaçınma Modelinin Temel Bilimi ve Klinik Uygulaması

Michelle G. Newman, Sandra J. Llera, Thane M. Erickson, Amy Przeworski ........... 221

Değişime Doğru: “Araştırmaya Dayalı” Uygulamalardan “Deneysel Etkinliğe Dayalı” Uygulamalara

Larry E. Beutler, Bryan Forrester ................................................................................ 241

Terapötik Mevcudiyet: Terapötik İlişkide Güven Yaratan Nöropsikolojik Mekanizmalar

Shari M. Geller, Stephen W. Porges ............................................................................ 255

Bozukluklara Göre Tedavilerde Psikoterapiyi Bırakma Üzerine Bir Üst Analiz Joshua K. Swift, Roger P. Greenberg ........................................................................... 275

Goodman, Anderson ve Diener (2014) makalesinde düzeltme 295

Karşılanmamış İhtiyaçlar ve Uyum Bozucu Modlar: Daha Uzun Süreli Sorunlara Yaklaşımda Yeni Bir Yöntem

Catherine M. Flanagan ............................................................................................... 296

BDT Öğrencilerinin Kuramsal Gelişimi: Psikoterapistler “Entegre Olurken” Hangi İçsel Süreçlerden Geçiyorlar?

Sabine Wolff, Anna Auckenthaler ............................................................................... 319

Bir Eğitim Kliniğinde Hastaların Psikoterapideki Tedavi İnançlarıyla İlgili Olarak Katılımcı Özelliklerine Dair Ön Çalışma

Michael J. Constantino, Sofiya Penek, Samantha L. Bernecker, Christopher E. Overtree ... 340

Psikoterapide Bütünleşmeyi En Baştan Öğretmek: Bütünleşmenin Temel Bakış Açısı olarak Öğretilmesine Yönelik Bir Öneri

Sharon Ziv-Beiman ....................................................................................................... 359

Psikoterapi Becerilerini Bir Dönem Süreli “Rol-Oynama”yla Öğretmek Allison Crowe .............................................................................................................. 369

Page 8: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

Psikoterapide Bütünleşme Dergisi

www.apa.org/pubs/journals/int

http://yayin.psikoterapi.com/psikoterapi-enstitusu-yayinlari/sureli-yayinlar

24. Cilt, 4. Sayı Aralık 2014

©2014

American

Psychological Association

İ Ç İ N D E K İ L E R

Terapideki Genel Değişim İlkeleri Üzerinden Psikoterapide Bütünleşme: Psikoterapinin Özünü Kaçırıyor Muyuz?

Asle Hoffart, Amund Rake Hoffart ............................................................................. 377

ELEŞTİRİ Terapideki Değişim İlkelerinin Altında Yatan Varsayımlar Üzerine Marvin R. Goldfried...................................................................................................... 397

ELEŞTİRİ Genel Değişim İlkeleri Nedensel İlişkileri mi Temsil Ediyor? Asle Hoffart, Amund Rake Hoffart ............................................................................ 405

Ergenlerin Başarılı Ayakta Tedavi Hakkında Düşünceleri ve Tedavide Alınacak Kararların Bunlardan Nasıl Yararlanacağı –Bütünsel Bir Yaklaşım

Arne Kristian Henriksen ............................................................................................... 411

Ağır Duygusal ve Davranışsal Sorunları olan Ergenlik Öncesi Çocukların Tedavisinde İki Yaklaşım: Çocuklar için Diyalektik Davranış Terapisi ve Zihinselleştirmeye Dayalı Çocuk Terapisi

Francheska Perepletchikova, Geoff Goodman ........................................................... 434

Genç İnsanların Terapideki Değişimlerinin Anlaşılması – İvedi bir Araştırma Gündemi

Ian N. Donald, Debra J. Rickwood, Timothy A. Carey .............................................. 456

Anaakım Tedaviye Yanıt Vermeyen Ergenler ve Yetişkinler için Atların Kolaylaştırıcılığında Beden ve Duygu Yönelimli Psikoterapi (ABDP): Yapılandırılmış bir Program

Siv Grethe Johansen, Catharina Elisabeth Arfwedson Wang, Per-Einar Binder, Ulrik Fredrik Malt .......................................................................... 472

Kitap İnceleme 491

Page 9: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

Psikoterapide Bütünleşme Dergisi

2014, 24. Cilt, 1. Sayı, s.1-18

Sorun Eşimde: Eşlerden Biri Öbürünün Değişmesini İsterken

Çiftlerle Çalışmak

Kieran T. Sullivan

Santa Clara Üniversitesi

Joanne Davila

Stony Brook Üniversitesi

Çift terapisine gelen eşler genellikle ilişkinin yürümesi için diğer eşin

değişmesi gerektiği beklentisi içindedir. Bir başka deyişle, sorun eşindedir. Bu

makalede, yazarlar insanların değişim kapasitesi, davranış değişimi ve kişilik

değişimi süreci, özellikle de bağlanma kuramının rolü üzerine yapılan

araştırmaları gözden geçirmektedir. Ardından çift terapisinde deneylerle

doğrulanmış yaklaşımlara dayalı teknikleri ve terapideki genel değişim

ilkelerini incelemektedirler. Son olarak bir vaka çalışması sunarak değişim

talep eden çiftlerle nasıl çalışılabileceğine dair önerilerde bulunmakta ve

duygusal kabule odaklanmanın önemini vurgulamaktadırlar.

Anahtar sözcükler: çift terapisi, değişim, kabul

iftlerle* çalışan klinisyenlerin karşı

karşıya kaldığı bir dizi çetrefilli so-

run ve çift dinamiği vardır. Belki de

en güç (ve en yaygın) olanı, bir eşin so-

runun kaynağı olarak öbür eşi gördüğü

ve eşinin değişmesini talep etmesidir. Bu

makalede “Bir eş öbür eşin değişmesinde

ısrar ediyorsa biz terapistler olarak ne

yaparız?” sorusunu ele alıyoruz. Bu özel

sayının amaçları doğrultusunda, bu so-

runun yanıtıyla ilgisi bulunan temel psi-

* Kieran T. Sullivan, Department of Psychology, Santa Clara University; Joanne Davila, Department of

Psychology, Stony Brook University. Correspondence

concerning this article should be addressed to Kieran Sullivan, Department of Psychology, Santa Clara

University, 500 El Camino Real Santa Clara, CA

95053-0333. E-mail: [email protected]

kolojik araştırmaları da tartışarak yapı-

lacak müdahalelerin yönünü belirlemeyi

ve araştırılması gereken soruları tespit

etmeyi hedefliyoruz.

Sorun

“Eşimin değişmesini istiyorum! O

farklı olsaydı her şey daha güzel olurdu,

ben de mutlu olurdum!” Pek çok çiftten

duyduğumuz bir şeydir bu. O halde, so-

run, eşinin değişmesi isteğidir ancak eşi-

nin değişmesi çiftler için gerçekten ne

anlam ifade eder?

Eşler genellikle değişmesini istedikle-

ri belli bir davranış tespit etmişlerdir.

Bu, öbürüne danışmadan tatil planları

yapması gibi kendisini rahatsız eden bir

Ç

Page 10: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

2 SORUN EŞİMDE

alışkanlık olabilir. Evdeki işbölümüyle,

eşlerin iletişim biçimiyle, sağlığı ilgilen-

diren davranışlarla, yakınlık düzeyiyle,

birlikte daha fazla zaman geçirmekle,

daha fazla duygusal destek sağlamakla

ilgili olabilir. Hakikaten bu tür isteklerin

çift terapistlerinin gördüğü en yaygın so-

runlardan olduğu araştırmalarda görül-

mektedir: iletişim, güç savaşları, eşinden

gerçekçi olmayan beklentiler, sevgiyi

gösterme, cinsellik, para yönetimi, ciddi

kişisel sorunlar, hane yönetimi (Whis-

man, Dixon, & Johnson, 1997).

Eşler genellikle değişmesini istedikle-

ri kişilik tarzlarını veya diğer bireysel

özellikleri tespit ederler. Eşlerinin çok

duygusal, nevrotik yahut çok uzak, ka-

yıtsız olduğundan yakınabilirler. Eşleri-

nin depresyonundan, kaygısından, öfke-

sinden, bu hisleri ifade etme veya yö-

netme biçiminden memnun olmayabilir-

ler. Eşlerini çok muhtaç ve talepkar veya

çok uzak ve kendine yeter görebilirler.

Hakikaten insanların eşlerinde değişme-

sini istedikleri karakter kusurları gibi

gördüğü pek çok kişisel özellik vardır.

Elbette kişisel özelliklerle belli dav-

ranışlar bir arada görülür. Eşlerin hep

şöyle der, “Eşim benimle daha çok za-

man geçirsin istiyorum ama geçirmiyor,

çünkü hiçbir şey hissetmeyen soğuk,

uzak biri!” Çift terapistleri olarak işimiz

bunun doğru olup olmadığını belirle-

mektir – belli bir davranış daha geniş an-

lamda bir kişilik özelliğini veya duygusal

durumu yansıtıyor mu? Yansıtıyor olabi-

lir elbette. Örneğin, insanların bunalım-

da hissettiklerinde daha kendi içlerine

döndüklerini, cinsellikten uzaklaştıkla-

rını ve kilo alabildiklerini biliyoruz. Bir

başka örnek olarak, daha kaçıngan bağ-

lanma tarzına sahip biri – yakın ilişkide

rahat olmakta zorlanır ve daha mesafeli

olmayı tercih eder – duygusal destek

verme konusunda daha isteksiz ve ve-

rimsiz olacaktır (Davila & Kashy, 2009).

Öte yandan, değişim isteyen eş de temel

yükleme hatasına düşüyor olabilir (Jones

& Harris, 1967); bu durumda kişi karşı-

sındakinin davranışını içsel sebeplere

yükler – sinir eden davranışlar sinir bo-

zucu kişilik özellikleri gibi yorumlanır.

Bu nedenle, çift terapistinin yapması ge-

reken ilk şeylerden biri, tam olarak nasıl

bir değişimin istendiğini değerlendir-

mektir. Bir sonraki adım da o davranış

veya özelliğin değişip değişemeyeceğini

değerlendirmektir. Bir sonraki bölümde

bu konu tartışılacaktır.

Araştırma Bulguları

İnsanlar değişebilir mi? Değişebilirse,

ne kadar değişebilir? Bunlar bütün tera-

pistler için önemli sorulardır; eşinin de-

ğişmesi talebinde bulunan çiftlerle uğra-

şan çift terapisti için özellikle önemlidir.

Peki verilerin bize ne diyor?

İnsanlar Ne Kadar Değişebilir?

Kişiliğin kararlılığı. Kişiliğin karar-

lılığı üzerine veriler, değişim kapasitesi-

ni anlama yönünde önemli bilgiler verir.

Burada hem iyi haber hem kötü haber

var. Kötü haber, en azından değişim is-

teyen eş için kötü haber, epey miktarda

verinin gösterdiğine göre, ister normal

kişilik özellikleri ister kişilik bozukluğu

olsun, kişilik oldukça kararlıdır ve zor

değişir. Güncel bir üst analizden (Fergu-

Page 11: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

SULLIVAN ve DAVILA 3

son, 2010) görünen o ki sıralı kararlılık

katsayısı .60 düzeyindedir; bu üst anali-

ze dahil olan çalışmalar genel kişilik

özelliklerini de (nevrotiklik, dışa dönük-

lük, açıklık, vicdanlı olma, uyumluluk,

vs.) hem de genel olmayan özellikleri

(saldırdanlık, sofuluk, vs.) kapsıyordu.

Bu üst analizde ayrıca kararlılık katsayı-

larının yaşla birlikte arttığı ve üç kişilik

değişkenine, cinsiyete, klinik olma ol-

mama durumuna göre farklılık göster-

mediği tespit edilmiştir. Bir başka kötü

haber de, insanların kişilik kararlılığını

pekiştiren ortamları seçmesidir ki bu da

mevcut kişilik özelliklerini güçlendirir

(örn. Caspi, Roberts & Shiner, 2005;

Hopwood ve diğ., 2011). Bu kadar kötü

haber yetmediyse, insanın kendi özellik-

lerine uyan tipik davranışlarına karşıt

şekilde davranması çaba ve güç harca-

mayı gerektirir, bu çabanın sebep oldu-

ğu yorgunluk yine kendi özelliklerine

uygun şekilde davranmasıyla sonuçlana-

bilir (Gallagher, Fleeson, & Holye, 2010).

Yani, değişmek zordur – biz klinisyenler

için çok şaşırtıcı değil ama yana yakılan

eşlerinin değişmesini isteyen danışanlar

için şaşırtıcı ve hayal kırıcı olabilir.

İyi haberse değişimin mümkün oldu-

ğudur. Kişilik özellikleri üzerine yapılan

bir dizi geniş çaplı araştırmada, yetişkin-

lik boyunca değişimin meydana geldiği-

ni ve bu değişimin çevresel etkenler kar-

şısında oluştuğu tespit edilmiştir. Örne-

ğin, ikizler üzerine yapılan bir araştır-

mada, Hopwood ve diğ. (2001) paylaşıl-

mayan çevresel etkilere (ikizlerden her

birinin kendine özgü çevresel şartlarına)

bağlı olarak olumsuz duygusallığın arta-

bileceğini veya azalabileceğini tespit et-

miştir. Specht, Egloff ve Schmukle (2011)

ise evlilik ve boşanma gibi belli başlı

olayların ardından kişilik özelliklerinin

değiştiğini tespit etmiştir.

Dweck (2008) inanç sistemlerinin de

zaman içinde yaşantıyı ve davranışı tu-

tarlı bir şekilde yönlendirdiği için kişili-

ğin temelini oluşturan şeyler arasında

yer aldığını ortaya atmıştır. Hal böyle

olunca, inanç sistemleri değiştirilebilir-

se, yaşantı ve davranış da arkasından ge-

lecektir. O nedenle, inançların hedef-

lenmesi kişilikte değişikliğe yol açmanın

ve uyum sağlayıcı işlevselliği artırmanın

bir yolu olabilir. Örneğin, Dweck ve

meslektaşları (inceleme için bkz. Dweck,

2008) insanların zekalarının ne kadar iş-

lenip geliştirilebilir olduğuna dair inanç-

larını değiştirebildiklerini ve bu değişi-

min akademik başarıyı artırdığını tespit

etmişlerdir.

Bağlanmanın kararlılığı. Güvenli

bağlanmadaki kararlılık üzerine literatü-

rün bulguları kişilik literatürünün bul-

gularıyla benzerlik gösterir ve özellikle

çift bağlamındaki kişilerarası değişim

bakımından önem taşır. Bağlanma ku-

ramının öne sürdüğü ve araştırmaların

teyit ettiği üzere, ebeveyn-çocuk ilişki-

sinde geliştirilen işler ilişki modelleri

hayat boyu taşınır ve kişilerarası işlevsel-

liği yönlendirir (bkz. Mikulincer & Sha-

ver, 2007). Aşk ilişkileri, yetişkinlikteki

temel bağlanma ilişkileridir ve ilişkisel

sorunların altında genellikle bağlanma

dinamikleri yatar (bkz. Johnson & Den-

ton, 2002). Yetişkinlikte, bağlanmanın

niteliklerini belirleyen şey, kişilerin eşle-

riyle ilişkilerinde ne ölçüde yakınlıktan

Page 12: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

4 SORUN EŞİMDE

kaçındıkları ve terk edilme kaygısı yaşa-

dıklarıdır. Kaçınma ve terk edilme kay-

gısı ne kadar fazlaysa o kadar güvensiz,

yakınlık kurmada rahatlık ve eşinin ya-

nında olacağına dair güven duygusu

(düşük terk edilme kaygısı) ne kadar faz-

laysa o kadar güvenli bağlanma söz ko-

nusudur. Bağlanma ilişkilerindeki ka-

çınma ve kaygı yetişkinlikle nispeten

daha kararlı ve dengeli olsa da belirgin

ve duygusal önem arz eden içsel ve kişi-

lerarası deneyimler sonucunda değişim

meydana gelir – değişimi meydana geti-

ren bu tür deneyimlere örnek olarak ya-

şamdaki belli başlı olaylar (örn. evlilik;

Davila, Karney, & Bradbury, 1999), ilişki-

lerde günbegün yaşananlar (örn. çatış-

ma; Davila & Cobb, 2003), insanların ya-

şadıklarına yüklediği anlamlar (örn. belli

bir olay karşısında yaşanan kayıp hissi;

Davila & Sargent, 2003) verilebilir.

Bu sebeple, değişim kesin kural ol-

masa ve gerçekleştirmesi zor da olsa iç-

sel ve kişilerarası yeni deneyimlerle bağ-

lantılı olarak değişim yaşanabilir. Haki-

katen, bağlanma ve kişilik üzerine elde

edilen bulgular çift terapisi için umut

vadetmektedir; çiftlerin hem bireysel

olarak hem de birbirleriyle yeni dene-

yimler edinmesine ve aynı zamanda ya-

şadıklarıyla ilgili yeni inançlar ve gön-

dermeler geliştirmelerine yardımcı ol-

mak değişim şansını artırabilecektir.

Kişiliğin ve kişilerarası davranışın

genetik temelleri sebebiyle kişinin sınırlı

ölçüde değişebileceğini belirtmek önem-

lidir (bkz. Caspi ve diğ., 2005). Danışan-

ların bu olguyu ve bunun ilişkileri için

ne demek olduğunu anlamalarına yar-

dım etmek önemlidir. Örneğin, mizacen

tutuk davranan bir kişi hiçbir zaman

tamamen dışa dönük biri olmayacaktır

ancak biraz daha cana yakın hale gelebi-

lir. Bu tür fikirleri danışanlarla doğrudan

konuşmak muhtemelen gerekli olacak-

tır.

Cinsiyet, kültür ve değişim. Kişi-

nin cinsiyeti, etnik kökeni veya kültürü

değişim olasılığını etkiler mi? Araştırma-

lar etkilemediğini söylüyor: Kadınlarla

erkeklerin, farklı etnik kökenlerden ge-

len insanların ve değişik kültürlere sahip

insanların (örn. ortaklaşacı ve bireyci

kültürler; McCrae & Costa, 2006) deği-

şim olasılığı benzer düzeydedir.

Ancak bir eşin değişim isteği ve deği-

şim çabalarına direncinin cinsiyet ve

toplumsal yapıyla ilişkili olduğu yönün-

de hatırı sayılır kanıt vardır (Eldridge &

Christensen, 2002). Kadınların değişim

arzusu ve ısrarının erkeklerinkinden faz-

la olması muhtemeldir; bunun nedeni

kısmen erkeklerin ilişkilerinden daha

memnun olmaları (evli çiftlerle yapılan

araştırmalarda erkeklerin tatmin düzeyi

tutarlı olarak kadınlarınkinden daha

yüksektir; Fowers, 1991) ve ilişkiden ka-

dınlara göre daha fazla fayda görmeleri-

dir (Bianchi, Milkie, Sayer, & Robinson,

2000). Örneğin, ev dışında çalışan ka-

dınların sayısı ciddi oranda yükselmiş

olsa da halen ev işlerinden ve çocuk ba-

kımından büyük ölçüde kadınlar sorum-

ludur. Dört binden fazla çiftle yapılan 10

yıllık ulusal bir araştırmada 6.740 kadın

ve erkeğin günlükleri incelendiğinde,

Bianchi ve diğ. (2000) evliliğin kadınla-

rın ev işlerinde haftalık 5 saatlik artışa

Page 13: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

SULLIVAN ve DAVILA 5

neden olurken erkeklerin ev işlerinde

hiçbir artışa neden olmadığını tespit et-

mişlerdir. Ayrıca 12 yaş altı çocuğu oldu-

ğunda kadınların ev işlerine harcadığı

vakitteki artış erkeklerin harcadığı vakit-

teki artışın üç katından fazla olmaktadır.

Kadınların değişim yönünde ısrar

etmesinin daha muhtemel olmasının

yanı sıra, kadınlar ilişkideki sorunları ve

terapi ihtiyacını daha önce fark etmekte

ve terapistle ilk bağlantıya geçen kadın-

lar olmaktadır (Doss, Atkins & Christen-

sen, 2003). Çift terapisi sırasında genel-

likle kadınlar değişim talep eder ve so-

runları dile getirirken erkekler daha zi-

yade geri çekilerek statükoyu korumaya

çabalarlar. İlginç olan şudur ki eşlerin

özellikle anne-baba olduktan sonra eşit-

likçi bir ilişki arzuladığı durumlarda bile

ev işleri ve çocuk bakımında dengesiz-

likler yaşanmakta, sonrasında da cinsi-

yetle ilişkili talep etme-geri çekilme dav-

ranışları görülmektedir (Cowan &

Cowan, 2000).

Davranış değişikliği. Hepimizin

bildiği bir espridir: “Bir ampülü değiş-

tirmek için kaç terapist gerekir? Bir te-

rapist yeter ama ampül değişmek iste-

melidir!” İşin aslı, bu şaka değildir. Lite-

ratür de bunu destekler – insan eşinin

yakındığı bir davranışı değiştirmek iste-

miyorsa muhtemelen değiştirmeyecek-

tir. Esasen değişim aşamalar halinde

meydana gelir. Prochaska ve DiClemen-

te (2005) tarafından geliştirilen teoriler

ötesi değişim modelinde (TÖM) değişi-

min dört aşamada gerçekleştiği öne sü-

rülür: (a) düşünme öncesi – değişme ni-

yeti yoktur, kişi sorunlar olduğunun ve

başkalarının değişime ihtiyaç duyduğu-

nun/istediğinin farkında değildir; (b)

düşünme – kişi bir sorun olduğunun

farkındadır ve değişimin gerekli olduğu-

nu ciddi ciddi düşünüyordur ancak her-

hangi bir adım atılmamıştır; (c) eylem –

kişi değişiklikleri uyguluyordur; (d)

idame – kişi kazanımlarını pekiştirmeye

ve sorunlu davranışın nüksetmesini ön-

lemeye çalışıyordur. Bu modelden de an-

laşıldığı üzere, insanlar düşünme öncesi

aşamadaysa değişim gerçekleşmez. O

nedenle terapinin ilk hededi çiftlerin-

eşlerin eylem evresine ilerlemesine yar-

dım etmektir.

Bireylerin değişim aşamalarında iler-

lemesine yardım etmek üzerine yapılan

araştırmalar, değişim aşamasındaki çift-

lere faydalı olabilir. En iyi şekilde gelişti-

rilmiş ve en etkili yaklaşımlardan biri

güdüleyici görüşmedir (GG; Miller &

Rollnick, 2002). Güdüleyici görüşme,

davranış değişikliğiyle ilgili kararsızlığı

irdeleme ve çözümlemeye odaklanır, ki-

şinin kendi değerleri ve endişelerine uy-

gun olacak şekilde değişimi destekler.

Bu yaklaşımda ifade edilen empati saye-

sinde danışan hayata bakışının terapist

tarafından anlaşıldığını hisseder, terapist

danışanın önceki başarılarına odaklana-

rak, becerilerini ve güçlü yanlarını vur-

gulayarak özyetkinliğini destekler, di-

renci kabullenir, danışanın mevcut du-

rumlarıyla değerleri ve gelecek hedefleri

arasındaki uyuşmazlıkları incelemeleri-

ne yardımcı olur. Kullanılan başlıca tek-

nikler açık uçlu soru, olumlama, üzerine

düşünme ve özetlemedir. Terapist ayrıca

değişimle ilgili konuşmaları da açığa çı-

karır; örneğin, değişmenin ve aynı kal-

Page 14: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

6 SORUN EŞİMDE

manın iyi ve kötü taraflarını, değişik

davranışların olumlu ve olumsuz yanla-

rını sorar.

Güdüleyici görüşme bireysel terapide

işe yaramakla beraber, çift terapisinde

kullanılması çetrefilli olabilir, özellikle

de bir eşin öbürünü değiştirme çabaları

geçmişte başarısız olmuşsa. Araştırmalar

göstermektedir ki bazı durumlarda eşi

bireyin değişime doğru ilerlemesine yar-

dımcı olarak değişimin teşvik edilme-

sinde müttefik görevi görebilir (Lewis &

Butterfield, 2007). Bu durumlarda, bire-

yin eşinin yanında GG tekniklerinin kul-

lanılması işe yarayabilir. Ne yazık ki eş-

lerin değişme çabalarının başarılı olma-

sının değişen eş ve ilişki üzerinde isten-

meyen yan etkilerinin olabildiğini göste-

ren kanıtlar da mevcuttur (Lewis &

Rook, 1999). Yakınan eş istediği değişimi

elde edebilir ancak bunun bedeli eşinin

duygusal sıkıntı yaşaması ve ilişkiden al-

dığı tatminin azalması olabilir. Bu du-

rumlarda güdüleyici görüşme, değişim

isteyen eşin potansiyel duygusal ve iliş-

kisel sıkıntıyı hafifletebilecek empati

gösterme ve olumlama gibi en uygun

teknikleri kullanması için örnek teşkil

etme gibi ek bir fayda sağlayabilir.

Ayrıca araştırmalar göstermektedir ki

bir eşin olumlu değişim çabaları (örne-

ğin, karşılıklı konuşma) olumlu davranış

değişikliği olasılığını artırırken olumsuz

değişim çabaları (örneğin, söylenip

durma, yakınma) tam tersi yönde deği-

şikliklere yol açar (Tucker & Anders,

2001). Ayrıca değişim çabalarındaki bi-

çimsel farklılıklar da değişimin hedefi

olan eşin kişilerarası ilişki tarzına bağlı

olarak önem arz edebilir. Simpson ve

Struthers (2013) bir eşin öbürünün de-

ğişmesini istediği bir konuyu tartışan

çiftleri genel olarak gözlemledi. Ortala-

ma olarak, kaçıngan bağlanma düzeyi

yüksek olan kişiler eşlerinin etkisine ma-

ruz kaldıklarında öfke ve geri çekilme

gösteriyor, bu da tartışmanın başarıyla

sonuçlanamamasına yol açıyordu. Ancak

eşler yumuşatma stratejilerini (umursa-

dığını ifade etme, hak verme, iyimserlik)

kullandığında kaçıngan eşleri daha az

öfke ve geri çekilme gösteriyor, tartışma-

lar daha başarılı ilerliyordu. Çift terapi-

sinde eşlerin olumlu ve tarz olarak has-

sas değişim çabaları göstermeyi öğren-

melerine yardım etmek çok faydalı ola-

bilir.

Ancak çift terapisinde değişim üzeri-

ne çalışmanın iyi gelmeyebileceği za-

manlar da olabilir. Bazı araştırmalarda,

eşlerin değişim çabalarının olumsuz so-

nuçlar doğurduğu bildirilmiştir. Örne-

ğin, Franks ve diğ. (2006) altı aylık süre

zarfında daha fazla değişim çabası göste-

ren eşlerin sağlık davranışlarının gerile-

diğini ve ruh sağlığının kötüleştiğini tes-

pit etmiştir. Değişim çabalarının başarılı

olup olmayacağını tahmin etmede yaşa-

nan güçlüğü daha da vurgulayan nitelik-

sel bulgulara göre, “eşin sağlıkla ilgili

davranışlarda bulunmasını isteme” en

etkili üç stratejiden biriyken aynı za-

manda “bu strateji evli kadın ve erkekler

tarafından etkisiz olduğu en çok belirti-

len strateji” olmuştur (Tucker & Muel-

ler, 2000, s. 1125). O nedenle, çift terapi-

sinde bir danışanla değişim yönünde ça-

lışmak ters tepebilir ve çiftin arasını da-

ha da kötüleştirebilir.

Page 15: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

SULLIVAN ve DAVILA 7

O halde, eşlerden biriyle değişim

üzerine çalışmanın önemli olduğuna ka-

rar verdiğimizde eşleri ne ölçüde sürece

katacağımızı veya geride tutacağımızı

nasıl anlarız? Danışanla birkaç seans bi-

reysel görüşme mi yapmalıyız? Danışanı

bireysel terapiye mi yönlendirmeliyiz?

Araştırmalara göre, eşlerin birbirlerinin

değişime hazır olup olmadığını doğru

ölçmesi ve mevcut değişim aşamasına en

uygun stratejileri kullanması, eşlerin de-

ğişim çabalarına verdiği karşılığı önemli

ölçüde etkileyebilir. Örneğin, bir eşin si-

garayı bırakmayı düşünme öncesi aşa-

mada olan eşine nikotin sakızı getirmesi,

aynı sakızı eylem aşamasında getirmesi-

ne kıyasla muhtemelen çok daha başarı-

sız olacaktır. Ne yazık ki eşlerin değişim

aşamasını doğru tespit etmede veya en

uygun stratejileri seçmede pek de iyi ol-

dukları söylenemez. İşin aslı, değişimi

arzulayan eşler, eşlerinin hazır olma de-

recesini olduğundan fazla görme ve uy-

gun olmayan stratejileri seçme eğilimi

gösterirler (Sullivan, Pasch, Bejanyan &

Hanson, 2010).

Bu sebepten ötürü, çift terapisinde

bireysel davranış değişikliği üzerine çalı-

şılıp çalışılmayacağına karar verirken

şunları dikkate almak gerekir: (a) danı-

şanın hangi değişim aşamasında bulun-

duğu, (b) eşinin danışanın hangi değişim

aşamasında bulunduğunu düşündüğü,

(c) geçmişteki değişim çabaları ve bun-

ların etkileri. En meşakkatli ve muhte-

mel senaryo, danışanın düşünme öncesi

aşamada veya düşünme aşamasında ol-

duğu, geçmişte eşinin olumsuz değişim

çabalarıyla değişime direncinin arttığı

senaryodur. Bu durumda terapistin uğ-

raşması gereken iki zorluk daha baş gös-

terir: Öncelikle kişi hazır olmadan de-

ğişmeye zorlandığını hissettiğinden

içindeki değişme isteği sönmüş olabilir;

ikincisi de önceden bireysel bir mesele

olan şey artık bir çift meselesi halini de

almıştır. Bu durumlarda çift terapisinde

değişim yönünde çalışmak uygun değil-

dir. Aslına bakılırsa, eşi değişim sürecin-

den en azından başlangıçta tamamen

uzaklaştırmak değişim için en uygun

şartları yaratabilir ve ilişkiyi koruyabilir.

Çift Terapisinde

Ne Kadar Değişim Sağlanır?

Çift terapisinden alınan sonuçlar

üzerine araştırmalar. Biz çift terapist-

leri biliyoruz ki çift terapisinden fayda

görülse de tedaviye gelen pek çok çift

yok denecek kadar az ilerleme kaydeder

veya zaman içinde kazanımları sürdü-

remez. Tedaviden alınan sonuçlar üzeri-

ne son otuz yıldır yapılan araştırmalar

da terapistlerin deneyimleriyle aynı doğ-

rultudadır; çiftlerin yaklaşık %25-30’u

ilerleme göstermezken %30’u biraz iler-

leme kaydeder ancak tedaviden sonra

halen ciddi sıkıntı yaşamaya devam eder

(Halford ve diğ., 2012). Ayrıca, ilerleme

kaydeden çiftlerin sorunlarının birkaç yıl

içinde nüksetme oranı epey yüksektir

(Snyder, Mangrum & Wills, 1993). Aşa-

ğıda mevcut deneysel destekli tedavileri

kısaca gözden geçirerek bunlardan çıka-

rılabilecek hangi tekniklerin değişim is-

teyen çiftlere yardımı olabileceğini tartı-

şıyoruz.

Geleneksel davranışçı çift terapisi

(GDÇT; Jacobson & Margolin, 1979) dav-

Page 16: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

8 SORUN EŞİMDE

ranış değişikliği üzerine odaklanırken şu

teknikleri kullanır. Davranış alışverişleri

tekniğinde, her eş bir değişiklik yapar ve

bu değişiklikler birbirlerinin yaptıkları

şartına bağlı olur. Örneğin, bir eş akşam

yemeğini yaparsa öbür eş de yemekten

sonra masayı kaldırıp bulaşıkları yıka-

mayı kabul eder, bir eş önceki akşam

masayı toplayıp bulaşıkları yıkadıysa

öbür eş de o akşam yemeği yapmayı ka-

bul eder. Bu tekniğin işe yaraması için

terapistlerin nispeten kolay olan ve eşle-

rin değer verdiği değişikliklerle başlama-

sı en etkili yoldur. İletişim becerileri eği-

timi de eşlerin değişim arzularını veya

değişime karşı duruşlarını veya her iki-

sini de kışkırtıcı olmayan bir şekilde ifa-

de etmelerine yardımcı olabilir (örneğin,

“ben” ifadeleri kullanma ve etkin bir şe-

kilde dinleme). Sorun çözme becerileri

de –bütün olası çözümlerin listesini ya-

pıp ardından birlikte karar vermek gibi–

çiftlerin güçlükleri nasıl yönetecekleri

konusunda yaratıcı düşünceler geliştir-

melerine yardım edebilir.

Bilişsel davranışçı çift terapisi

(BDÇT; Baucom, Epstein, Sayers, & Sher,

1989) sıkıntıyı tırmandıran altta yatan

düşünce ve varsayımları hedefler. Bunun

içine, çiftlerin ilişkide meydana gelen

olaylara dair yorumları, doğru olmayan

varsayımlar (“erkekler tembeldir”), man-

tıksız standartlar (ne demek istediğimi

ben anlatmadan bilmelisin”), olumsuz

seçici dikkat (“eve gelince beni hiç öp-

müyorsun”) ve yanlış yüklemeler (“beni

aptal bulduğun için bana işinden hiç

bahsetmiyorsun”) yer alır.

Duygu odaklı çift terapisi (DOT;

Johnson & Greenberg, 1987) ve içgörü

yönelimli çift terapisi (İYÇT; Snyder &

Wills, 1989) doğrudan değişime odak-

lanmaya alternatif yaklaşımları temsil

eder; DOT’da terapistler çiftler arasın-

daki bağlanmayı vurgulayarak eşlerin

kendi hislerine kucak açmalarını, birbir-

lerinin duygularına hak vermelerini (“Ya

bu benim başıma gelse ben de çok sinir-

lenirdim”) ve eşleri sıkıntılıyken bekle-

dikleri rahatlatmayı sağlamalarını teşvik

ederler. İYÇT terapistleri bilinçdışı ça-

tışmalara dair içgörü kazanma, danışan-

ların olaylara yükledikleri anlamları ir-

deleme ve duyguları daha derinden his-

setmeyi teşvik etme üzerine odaklanır-

lar. Mevcut duygu ve çatışmalarla altta

yatan dinamiklerle arasında bağlantı

kurmak için üzerine düşünmeyi (“Yani

eşin kavganın ortasında çıkıp gidinde

kendini terk edilmiş ve biraz da ümitsiz

hissediyorsun”) ve “duygulanımın yeni-

den yapılandırılmasını” kullanırlar (“Eşin

çıkıp gittiğinde yine o küçük kız gibi

hissediyorsun kendini, anne babasından

ilgi ve sevgi görmenin hasretini çeken

küçük kız gibi”; Wills, Levin Faitler &

Snyder, 1987).

Bütüncül davranışçı çift terapisi

(BDÇT) birçok yaklaşımın öğelerini bira-

raya getirerek eşlerde empatiyi artırma-

ya odaklanır ki böylece birbirlerine daha

kabullenici bir şekilde karşılık verebilir-

ler, bu da doğal olarak davranış değişik-

liğine daha müsait bir ortamı geliştire-

cektir. Duygusal kabulü ve empatiyi ko-

laylaştırmak üzere kullanılan teknikler

aşağıdaki “Değişmekten başka yol var

mı?” bölümünde ayrıntılı olarak anlatıl-

Page 17: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

SULLIVAN ve DAVILA 9

maktadır. Alternatif yaklaşımları anlat-

maya geçmeden önce çift terapisi bağ-

lamında genel değişim ilkelerinden söz

etmek istiyoruz.

Çift Terapisinde

Genel Değişim İlkeleri

Çift terapisinde değişimi başarmak

için kullanılan temel stratejiler, yukarıda

anlatıldığı gibi, büyük ölçüde araştırıl-

mış olup pek çoğu öğrenme ve davranış,

biliş ve atfetme süreçleri, bağlanma ku-

ramı alanlarındaki temel kuram ve araş-

tırmalara dayanır. Hangi kuram kullanı-

lırsa kullanılsın hepsinde ortak olan öğe-

ler vardır ki bu öğeler de genel değişim

ilkelerinde görülmektedir (Norcross,

2011). Bunların çift terapisinde nasıl uy-

gulandığına da dikkat ederek üstünden

geçeceğiz.

Terapinin faydası olacağı yönünde

beklentileri iyileştirmek. Çift terapist-

leri terapinin faydalı olacağına dair

olumlu beklentileri teşvik etme yönünde

pek çok güçlükle uğraşır. Çiftler terapiye

geldiklerinde genelde çok sıkıntılı, ba-

zen de ilişkiden tamamen vazgeçmiş

olurlar, sadece daha yumuşak bir şekilde

bitirmeye gelmişlerdir. İlişkileri nispeten

dengeli olan çiftlerin bile istedikleri de-

ğişimin gerçekleşeceğine dair umutları

yok denecek kadar azdır. Bu nedenle te-

rapistlerin en azından asgari düzeyde bir

güdülenme ve iyimserlik yaratma yö-

nünde derhal çalışmaya başlaması çok

önemlidir; bu yönde kullanılabilecek

strajiler de güçlü yanları vurgulama, he-

def belirleme, terapinin etkinliğine dair

psikoeğitim verme gibidir. Çok işe yara-

yan bir strateji, eşlere nasıl tanıştıklarını,

aşık olduklarını ve birlikte olmaya karar

verdiklerini anlattırmaktır. Böyle anım-

samalar, ilişkilerinde bir şeylerin iyiye

gidebileceği umudunu beslemeye yar-

dım edebilir.

Güçlü bir terapi ittifakı oluştur-

ma. Çift terapisinde en uygun düzeyde

bir terapi ittifakının kolaylaştırılması

çetrefilli bir iştir, çünkü her bir eşle kişi-

sel bir bağ kurulmalı ama bir eş terapis-

tin öbür eşin tarafını tuttuğunu hisset-

memelidir. Bunu kolaylaştırmak için te-

rapistler özellikle terapinin başında her

bir eşe eşit zaman ve ilgi ayrılmasına

özel dikkat sarfetmeli, her bir eşin ko-

numuna ve algısına empati duyduğunu

ileten stratejiler (örneğin, duyduğunu

geri ifade etme) kullanmalıdır.

Danışanın farkındalığını artırmak

için geribildirim kullanma. Geribildi-

rimin terapide değişimin asli bir unsuru

olduğu yönünde hatırı sayılır kanıt var-

dır (örn. Owen, Duncan, Anker &

Sparks, 2012). Çiftlerle geribildirim kul-

lanmanın önündeki önemli güçlükler-

den biri, eşlerin geribildirimi kabul etme

ve öbürünün önünde onu işlemleme ko-

nusunda savunmacı tavır takınmasıdır.

Eşler kişisel sorunları olduğunu kabul

etmenin gelecekteki çatışmalarda mal-

zeme olacağına dair endişe taşıyabilirler.

O nedenle geribildirimin, farkındalığı

artırmanın zamanlamasına ve bağlamına

özel dikkat gösterilmelidir. Öte yandan,

eşinin önünde geri bildirimin ustaca kul-

lanılması, değişim isteyen eşin umut-

lanmasına yardım edebilir. Bu teknikte

farkındalığı artırırken suçlamadan anla-

Page 18: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

10 SORUN EŞİMDE

yış ve empati hissettirecek şekilde far-

kındalık artırılabilir ki bu da değişim is-

teyen eşin daha empatik ve anlayışlı ol-

masına yardım edebilir.

Düzeltici deneyimleri destekle-

me. Düzeltici deneyimler, danışanların

olumsuz bir şey olacağını düşündüğü

için normalde kaçındığı davranışlarda

bulunmasını ve onun yerine olumlu bir

şey yaşamasını içerir. Belki de terapistle-

rin çiftlerle düzeltici deneyim ortamı ya-

ratmasının en temel yolu, çatışmalar

üzerine yaşanan tartışmaların terapi se-

ansında evdekinden farklı geçmesini

sağlamaktır. Çatışmanın tartışmalara,

olumsuz hislere ve karşılıklı kaçınmaya

yol açması yerine, çiftler başarılı bir şe-

kilde fikir alışverişinde bulunmayı öğre-

nebilir ve yeni beceriler edinebilirler.

Çift terapistlerinin bunu yerine getirebi-

leceği birtakım yollar vardır; örneğin,

iletişim eğitimi, sorun çözme eğitimi,

empatiyi artırma, sorun karşısında duy-

gusal birlikteliği kolaylaştırma, kabulü

teşvik etme. Sorunları eşiyle birlikte hal-

letmenin yeni yollarını yaşayan çiftler

daha tatmin olmuş ve önlerine çıkan

zorluklarla baş etme konusunda daha

güvenli hissederler. Kusur bulma, suç-

lama ve savunmaya çekilmenin yerini

güven ve birlikte çalışma duygusu alır ki

bu da ilişkiyi iyileştirerek bireysel davra-

nış değişikliğini gerçekleştirme ve sür-

dürme şansını artırır.

Gerçekliğin sürekli sınanmasını

vurgulama. Burada vurgulanan, devam

eden bir süreç içinde farkındalığın art-

masının düzeltici deneyimlere yol açma-

sı, bunun daha da fazla farkındalık sağ-

laması ve bunun bu şekilde sürüp gitme-

sidir. Bu süreç yoluyla terapide gerçekle-

şen değişimler veya elde edilen kaza-

nımlar çiftin yaşamı içerisinde sağlam-

laştırılır. Bunun için çiftlerin öğrendikle-

rini uygulaması, stres kaynaklarına veya

sorunlara hazırlıklı olması, yeni becerile-

rini kullanarak bunlarla etkin biçimde

nasıl başedeceklerinin farkında olması

gerekir. Terapi seanslarının kademeli

olarak azaltılması veya destekleyici se-

ansların ayarlanması da çiftlerin yeni

davranışları ortaya koymaya devam et-

mesinin yanı sıra sorunları gidermesine

yardımcı olabilir.

Değişmekten Başka Yol Var Mı?

Daha önce de belirttiğimiz gibi, çift

terapisinde her zaman değişim mümkün

olmayabilir. Aslında bazı terapi biçimleri

(örn. BDÇT) odak noktasını açıkça deği-

şimden kabule doğru kaydırır. Ancak li-

teratürde değişimin mümkün olmadığı

durumları ele alma stratejilerinin üstün-

de pek durulmadığı için – nihayetinde

terapistiz, insanların değişmesine yar-

dım etmek isteriz – çift terapistleri ola-

rak değişim yerine kabullenme üzerine

çalışmanın kabul edilebilir olduğuna

inanamayabiliriz ve hatta kabule dayalı

hedefleri destekleyen kanıtların farkında

bile olmayabiliriz.

Kabullenmenin gerekçesi. İronik

olarak, bazen bir eşin öbüründe değişim

meydana getirmesinin en iyi yolu bunun

için uğraşmayı bırakmasıdır. Mario ve

Emily’i ele alalım. Çift terapisine geldik-

lerinde Mario Emily’den daha fazla cin-

sellik istiyor, Emily ise Mario’nun sevgi-

Page 19: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

SULLIVAN ve DAVILA 11

sini cinsellik içermeyen şekilde daha sık

ifade etmesini istiyordu, işten eve geldi-

ğinde kendisi öpmesi gibi. Mario cinsel

ihtiyaçlarının karşılanmadığını hissettiği

için eşinin bu isteklerine içerliyordu; ne

yazık ki cinselliğin azalmasının nedeni

de kısmen Mario’nun süregiden talepleri

ve cinsellik için bastırmasıydı. Bir tera-

pist bu çiftin sorunlarına yaklaşımında

değişimi teşvik edebilirdi; belki Mario

eve gelince Emily’i öper, Emily de hafta-

da belli sayıda cinsel birlikteliği kabul

eder gibi bir anlaşmaya varılabilirdi.

Böyle terapist tarafından saptanmış

değişimler birkaç sebepten işe yarama-

yabilir. Öncelikle, davranış değişikliği

talimatı vermek direnci artırabilir.

Emily’nin durumunda, daha sık cinsel

birliktelik baskısı kendini suçlu hissetti-

rerek genel cinsel arzularını daha da

azaltabilir. İkincisi, kurallarla belirlen-

miş davranış, kendiliğinden ve doğal

olarak meydana gelen davranıştan farklı

hissettirir. Çift, kural olarak koyulmul

öpüşme ve cinselliği kendiliğinden olan

fiziksel temas kadar tatmin edici bulma-

yabilir. Üçüncüsü, Emily ve Mario muh-

temelen eve gelişteki öpmeleri ve cinsel

birlikteliği öbürünün fiziksel yakınlık

arzuladığından değil “anlaşmaya” uydu-

ğundan yaptığı şeklinde yorumlayacaktır

((Dimidijian, Martell & Christensen,

2008). Öte yandan, her birinin yaşadık-

larına karşı empatiyi artırmak ve birbir-

lerinin ihtiyaç ve arzularının doğal,

normal olduğunu kabul etmelerini sağ-

lamak her ikisinin de sevgi ve arzuları-

nın kendiliğinden artmasıyla sonuçlana-

bilir. Davranış değişikliğini saptamak-

tansa empati ve kabullenmeye odaklan-

mak muhtemelen daha etkili bir alterna-

tif olacaktır.

Kanıt temeli. Kabule dayalı müda-

haleler BDÇT’de kullanılan davranışçı

yaklaşıma eklenirken davranışın keyfi

değil doğal olarak teşvikini inşa etmenin

bir yolu olarak görülmüştür. Keyfi teş-

vik, danışanın doğal ortamında bulun-

mayan veya çiftin kendi etkileşiminden

doğal olarak ortaya çıkmayan, terapist

tarafından sağlanan sonuçlar demektir

(Ferster, 1967). O nedenle keyfi teşvik

çifte sahte veya manipülatif gelebilir ve

direnç oluşturabilir. Ayrıca Koerner, Ja-

cobson ve Christensen (1994) tarafından

da belirtildiği gibi, keyfi teşvik çiftlerde

samimiyeti azaltabilir, çünkü davranışın

kurala dayalı ve samimiyetsiz gibi algı-

lanmasına yol açabilir. Mario ve

Emily’nin durumunda, Mario’nun

Emily’nin cinsel dürtülerinin daha düşük

olduğunu duygusal olarak kabul etmesi

ve böylece daha fazla birlikte olmak için

bastırmaktan vazgeçmesi Emily’i özgür

hissettirerek cinselliği daha sık kendisi-

nin başlatmasını ve daha istekli bir cin-

sel eş olmasını sağlayabilir. Bu süreç,

davranış güdülenmesiyle ilgili bildikle-

rimizle tutarlıdır. Dışarıdan-denetlenen

güdülenmeyle kıyaslandığında içsel-

özerk güdülenme çeşitli alanlarda daha

iyi performans ve ruhsal esenlikle ilişki-

lendirilmiştir (Deci & Ryan, 2008). Ayrı-

ca, ÖBT’ye göre (örn. Ryan & Deci,

2000),

. . . davranışın özneleri davranışlarını

değiştirmek için kendi sebeplerini tes-

pit etme yönünde destek gördükleri ve

belli sonuçlara doğru yönlendirildikle-

rini/baskılandıklarını hissetmedikleri

Page 20: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

12 SORUN EŞİMDE

ölçüde davranışın özerkliği kolaylaşır.

Aslında kişi değişim sebeplerini ne ka-

dar “sahiplenirse” o kadar özerk olur ve

davranış değişikliğinin başarıya ulaşma

olasılığı o kadar artar Ryan, Lynch,

Vansteenkiste &Deci, 2011, s. 231).

Kişinin duygusal eşi tarafından baskı

veya denetim altında hissetmesi özerk

güdülenmesi baltalar (bkz. Deci & Ryan,

2008), öte yandan olumlu bakış, ilgilen-

me ve anlayış özerk güdülenmeyi daha

da destekler (Ryan ve diğ., 2011). O ne-

denle Mario Emily’e cinsellik için bastır-

dığında Emily kendini, kendi cinsel ar-

zularını gözden kaybeder ve bir şeyleri

değiştirme yönünde güdülenmesi azalır.

Halbuki Mario Emily’nin cinsel kendili-

ğini daha iyi anlayabilse ve o kendiliği

daha fazla kabul edebilse, Emily Ma-

rio’ya tepki vermekten kendi cinsel ihti-

yaçlarına sahip çıkmaya doğru kayabilir

ve bazı değişiklikler yapmaya güdülene-

bilir.

Kabule dayalı müdahalelerle bu mü-

dahalelerden beklenen sonuçlar arasın-

daki doğrudan bağlantıları inceleyen

araştırmalara ihtiyaç vardır ve bu araş-

tırmalar yeni yeni başlamaktadır. Ancak

eşin (hem olumlu hem olumsuz) davra-

nışının kabul edilmesinin evlilikte daha

fazla tatminle ilişkili olduğunu gösteren

bir çalışma vardır. Ayrıca eşin davranı-

şıyla tatmin arasındaki ilişkiye aracılık

eden unsur kabullenmedir ki bu da kişi-

nin tatmininin o davranışı kabullenme-

sine bağlı olduğunu öne sürer (South,

Doss & Christensen, 2010). Ayrıca, eşin

davranışıyla kişinin kendi davranışı ara-

sındaki ilişkiye aracılık eden de kabul-

lenmedir; yani, kabullenme arttıkça dav-

ranışın karşılığı daha az olumsuz, daha

çok olumlu olmaktadır (South ve diğ.,

2010).

Empatik katılma ve birlikte mesa-

fe koyma. Jacobson ve Christensen

(1996) kabullenmeyi artırmaya hizmet

eden iki tekniği vurgulamıştır. İlk teknik

olan empatik katılmada, eşler birbirleri-

nin arka planını ve konumunun altında

yatan kişisel hassasiyetleri daha bütün-

lüklü olarak anlar. Eşler birbirlerinin ya-

şadıklarına daha fazla empati duyabildi-

ğinde muhtemelen birbirlerinin ihtiyaç-

larını kendiliğinden ve sevgiyle karşıla-

yabilir hale geleceklerdir. Bu süreç, em-

patik isabet (eşinin duygu ve düşüncele-

rini çıkarabilme) literatürüyle de tutarlı-

dır ki literatürde empatik açıdan daha

isabetli olan çiftlerin birbirlerine daha

fazla uyabildiği ve ilişkiye daha bağlı his-

settiği görülür (inceleme için bkz. Rol-

lings, Cuperman, & Ickes, 2011). Gerçi bu

bulgular esasen yeni evli çiftlerde ortaya

çıkmıştır ama çift terapisinde özellikle

eşinin yumuşak, kırılgan duygularıyla il-

gili olarak empatik isabetin yeniden or-

taya çıkması eşe uyum sağlama ve ilişki-

ye bağlı hissetme yönünde yeni bir arzu

doğurabilir.

İkinci teknik olan birlikte mesafe

koymada, eşler sorunu çift ilişkisinin

içerisinden dışına çıkarır. Sorun “ötede

bir yerde” görülür ve ikisi birbirini suç-

lamak yerine sorunla baş etmek üzere

bir araya gelir. Böyle olunca, Mario ve

Emily’nin sorunu “senin cinsel dürtüle-

rin çok fazla, senin cinsel dürtülerin çok

az” noktasından “Bizim bir sorunumuz

var, birimizin cinsel dürtüsünün öbü-

Page 21: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

SULLIVAN ve DAVILA 13

ründen daha fazla olduğu bir ilişkimiz

var” noktasına taşınır. Sorun bu şekilde

kavramsallaştırıldığında, çift soruna

duygusal olarak mesafe koyarak her iki

eşin de ihtiyaçlarının karşılanması için

en uygun yolu bulmak üzere birlikte ça-

lışabilir. Hakikaten bir ilişkide her iki in-

sanın da karşılanmayı hak eden ihtiyaç-

ları olduğunun ayrımına varabilmek ve

her ikisinin de ihtiyaçlarına yer vermeye

çalışan çözümler aramaya istekli olmak,

kişilerarası sorunların uyum sağlayıcı

çözümünün temelinde yatar. (örn., Sel-

man, Beardslee, Schultz, Krupa, & Podo-

refsky, 1986).

Sonuç. “Değişmekten başka yol var

mı?” sorusunun yanıtı evettir; şurası

açıkça görülüyor ki kabule dayalı müda-

halelerin kullanımı kabul edilir olmanın

ötesinde kuram, araştırma ve klinik de-

neyimle desteklenmektedir. Kabule da-

yalı stratejilerin başarılı olması sorunu

bir eşin üstünden alıp başka bir yere ta-

şır, empatiyi artırır ve çiftlerin ilişkileri-

ne dair daha iyi hissetmelerine yardım

eder. Paradoksal olarak, kabule dayalı

müdahaleler kendiliğinden değişime ve

doğal olarak meydana gelen pekiştirici-

lere zemin hazırlayarak istenen davranış

değişikliklerini bile doğurabilir.

Klinik Örnek

Şimdi çiftlerle yaptığımız çalışmalar-

dan yararlanarak farazi bir vaka anlata-

cağız. Bu vaka tedavisini üstlendiğimiz

birkaç çifte dayanıyor; bu çiftlerde her

iki eş de değişim talep ediyordu. Dan ve

Lauren terapiye geldiklerinde boşanma-

nın eşiğindeydiler. On bir yıldır evlilerdi,

okul çağında iki çocukları vardı. Her iki-

si de özel sektörde beyaz yakalı çalışan-

dı. Sıkı sık, şiddetli kavgaları oluyor, bir-

birlerine fiziksel değil ama sözlü saldır-

gan davranışta bulunuyorlardı. İkisi de

son derece öfkeliydi ve sorunlardan ötü-

rü öbürünü suçluyordu. Dan, Lauren’ı

düşmanca tavırlar içinde, her şeye kusur

bulan, aşırı duygusal tepkiler veren biri

diye tanımlıyordu. Lauren, Dan’i soğuk,

hiçbir şey anlatmayan, kayıtsız diye tarif

ediyordu. Her ikisi de öbürünün değiş-

mesini istiyordu.

Bunun çift terapisinde sık görüldü-

ğüne dikkatinizi çekeriz. Eşler birbirle-

rinin hassas noktalarını tırmandırmaya

hizmet eden farklı, görünürde karşıt ki-

şilerarası tarzlara sahip olabilirler ve bu

tarzlar zaman içinde çatışmalar sıklaş-

tıkça daha da kutuplaşır. Çiftlerdeki ta-

lep-geri çekilde örüntüleri (Eldridge &

Christensen, 2002) ve çiftlerdeki bağ-

lanma örüntüleri (bkz. Mikulincer &

Shaver, 2007) üzerine literatür de bunu

yansıtır. Ayrıca kişilerarası tarzların etki-

leşim biçimleri de etkin işlevselliği azal-

tabiilr. Örneğin, adamın yakınlıktan ka-

çındığı, kadınınsa terk edilme kaygısı

yaşadığı çiftlerde erkekler eşlerine yakla-

şıp destek istemekte güçlük yaşarken,

kadınlar da eşlerinin sıkıntısını fark et-

mekte güçlük çeker (Beck, Pietromona-

co, DeBuse, Powers & Sayer, 2013).

Terapi sırasında ortaya çıktı ki ger-

çekten Lauren’ın duygusal tepkiselliğe,

Dan’in de duygusal büzülmeye meyli

vardı ve bu dinamik onları kutuplaştırı-

yordu. Ortaya çıkan başka bir şey de La-

uren’ın davranışının sorunlu olduğunu

Page 22: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

14 SORUN EŞİMDE

kabul edebilmesi ve değişime açık olma-

sı, Dan’in ise ne davranışını sorunlu gör-

düğü ne de değişime açık olduğuydu.

Dan’in tarzının oldukça kökleşmiş ve

çok dar bir değişim aralığında bulundu-

ğu da ortaya çıktı. Öte yandan, Lauren

daha geniş bir düzenleme stratejisi ve

kişilerarası davranış yelpazesinden fay-

dalanabiliyordu. Böyle olunca karşımıza

ilginç bir ikilem çıktı – Dan’in değişme-

yeceği açıkken Lauren’ın değişimini na-

sıl destekleyecektik? Lauren’ın kabul-

lenme üzerine çalışması gerekiyordu,

Dan’in de öyle ama Dan ayrıca Lauren’ın

değişmesinin meyvelerini de topluyordu.

Sonunda bu ikilem hakikaten Lauren ve

Dan’in ilerleme kaydetmesinin önüne

geçti, zira Lauren Dan’in değişememesi-

ne sinir oluyordu. Bu arada çatışmaları-

nın sıklığı ve yoğunluğu azaldı, ayrıl-

mamaya karar verdiler. Kabullenme ça-

lışmasındaki odak noktası her iki eşin de

öbürünün niye o şekilde davrandığını

anlamasını ve birbirlerine empati geliş-

tirmesini sağladı.

Örneğin, Dan mantığın hakim oldu-

ğu, duygudan çok uzak bir ailede büyü-

müştü. Yoğun duygu gösterileri ona ya-

bancı ve korkutucu geliyor, yargılandı-

ğını hissediyor ve ilişkinin kırılma nok-

tasına geldiğini düşündürüyordu. Lau-

ren’ı suçlamak yerine bunları ona ifade

edebildiğinde Lauren eşinin tepkisini ve

kendi davranışının onun üstünde nasıl

bir etki bıraktığını yeni bir şekilde anla-

yabildi. Bu da eşine karşı davranışlarını

değiştirme isteği duymasına yardım etti.

Lauren’ın ailesi aşırı duygusaldı. Ba-

ğırıp çağırma ve yoğun duygulanım gös-

terileri gayet sıradan şeylerdi ve kimse

durup bunları düşünmezdi. Lauren için

bu tür davranışlarda paniğe kapılacak

bir şey yoktu ve tabi ki, onun için, ilişki-

nin tehlikede olduğu anlamına gelmi-

yordu. Dan bunu anlayabildiğinde eşinin

duygusal tepkiselliğinden daha az

korkmaya başladı ama yine de kendisini

huzursuz eden bir şeydi.

Lauren ayrıca duygularını düzenle-

menin kişisel faydalarını da görmeye

başladı ve böyle olunca daha içsel-özerk

bir değişim güdülenmesi geliştirdi. Bu-

nun yukarıda bahsettiğimiz ikilemle baş

etmede epey faydası oldu, çünkü Lauren

kendisine iyi gelecek bir değişim yaşadı-

ğını hissedebiliyordu.

Sonunda çift birbirlerine uyum gös-

terme çabalarında bulundu ve elbette

ilişkiye bağlılıkları arttı ancak tedavinin

sonunda ikisi de hâlâ kabullenmeyle

mücadele ediyordu fakat birlikte ilerle-

mek için önlerindeki tek yolun bu oldu-

ğunun da farkındaydılar.

Son Söz

Çift terapisinde kabullenmeye odak-

lanılmasını destekleyen güçlü teori, kli-

nik gözlem ve araştırmalar bulunuyor.

Ayrıca kabule dayalı müdahaleleri içerek

tedavilerin başarısını gösterek terapi so-

nucu araştırmaları da umut vadediyor.

Ancak kabullenme sürecinin kendisi

üzerine çok az araştırma yapılmış du-

rumda ve gelecekteki araştırmaların bi-

rincil odak noktası bu olmalı. Araştırma-

lar kabullenmenin iddia ettiği belli deği-

şim türleriyle ilişkili olup olmadığını

odaklanmaya (South ve diğerlerinin 2010

Page 23: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

SULLIVAN ve DAVILA 15

tarihli araştırmasında olduğu gibi) de-

vam etmenin yanı sıra iki ayrı soruya

daha eğilmelidir. Birincisi, insanlar ka-

bullenmeyi ne ölçüde gerçekleştirebilir-

ler? Müdahalelerde terapistler insanların

kabullenme kapasitesi olduğunu varsa-

yarlar ancak insanların kapasitesinin sı-

nırları, kabullenmeyi sürdürmelerini

sağlayan içsel süreçler ve kabullenmeyi

teşvik eden şartlar (eşin davranışları gi-

bi) net değildir. İkincisi, bir insanın veya

bir ilişkinin hangi nitelikleri kabullen-

meyi kolaylaştırır veya zorlaştırır? Kabu-

le dayalı müdahalelerin kimde daha çok

kimde daha az işe yarayacağını bilmek,

çiftlerin en çok faydalanacağı tedavileri

sunma yönünde önemli bir adım olacak-

tır.

Özet olarak, sorunun eşinde olduğu

ve eşinin değişmesi gerektiği inancı, çift

terapistlerinin sık karşılaştığı çetrefilli

bir meseledir. Bu meseleyle karşı karşıya

kalındığında şunların yapılmasını öneri-

yoruz:

Tam olarak neyin değişmesi gerek-

tiğini değerlendirin.

şeyin değişebilirliğini değerlendirin

– karakter özelliği mi, davranış mı?

Ne kadar kökleşmiş durumda? De-

ğişimin önünde kültürel veya cinsi-

yete dayalı engeller var mı? Eş, de-

ğişmek istiyor mu ve değişimin

hangi aşamasında?

Değişimin mümkün olduğunu ama

zor olabileceğini eşlerin fark etme-

sini sağlayın – bunu duymaktan

hoşlanmayacaklarını unutmayın!

Bireysel değişimin mümkün olduğu

görülürse, eşlerin değişim yolunda

destek mi köstek mi olacağını de-

ğerlendirin ve terapi kararlarınızı

ona göre verin.

Değişim mümkün olmadığında ka-

bule dayalı bir yaklaşım kullanın.

Çiftlerin terapiden bir şey kazan-

madan ayrılmasının veya kazanım-

ların kalıcı olmamasının sık görü-

len bir durum olduğunu unutma-

yın. Kabullenme teknikleri danı-

şanların eşlerinin sorunlu davranı-

şını anlaşılabilir veya en azından

dayanılabilir diye yeni bir çerçeve-

ye oturtmasına ve her iki eşin de

ihtiyaçlarının karşılanması için bir-

likte çalışmalarına yardımcı olma-

da umut vadediyor.

Değişim mümkün olduğunda bile

eşlerin birbirlerine karşı empati ge-

liştirmelerine yardımcı olun, soru-

nun etrafında biraraya gelmelerine

yardım edin ve çok fazla terapist

eliyle saptanmış değişiklik belirle-

meyerek içsel-özerk güdülenmeyi

destekleyin.

Odak noktası ister değişim ister

kabullenme isterse de her ikisi bir-

den olsun, çiftin “sorun eşimde”

noktasından “sorun ortada” nokta-

sına kaymasına yardımcı olmak

faydalı bir adım olacaktır.

Page 24: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

16 SORUN EŞİMDE

KAYNAKLAR

Baucom, D. H., Epstein, N., Sayers, S., & Sher, T. G. (1989). The role of cognitions in marital relationships: Definitional, metho-dological, and conceptual issues. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 57, 31–38. doi:10.1037/0022-006X .57.1.31

Beck, L. A., Pietromonaco, P. R., DeBuse, C. J., Powers, S. I., & Sayer, A. G. (2013). Spou-ses’ attachment pairings predict neuroen-docrine, behavioral, and psychological res-ponses to marital conflict. Journal of Perso-nality and Social Psychology, 105, 388–424. doi:10.1037/a0033056

Bianchi, S. M., Milkie, M. A., Sayer, L. C., & Robinson, J. P. (2000). Is anyone doing the housework? Trends in the gender division of household labor. Social Forces, 79, 191–228.

Caspi, A., Roberts, B. W., & Shiner, R. L. (2005). Personality development: Stability and change. Annual Review of Psychology, 56, 453–484. doi: 10.1146/annurev.psych.55.090902.141913

Cowan, C. P., & Cowan, P. A. (2000). When partners become parents: The big life chan-ge for couples. Mahwah, NJ: Erlbaum.

Davila, J., & Cobb, R. (2003). Predicting change in self-reported and interviewer-assessed adult attachment: Tests of the in-dividual difference and life stress models of attachment change. Personality and Social Psychology Bulletin, 29, 859–870. doi:10.1177/0146167203029007005

Davila, J., Karney, B. R., & Bradbury, T. N. (1999). Attachment change processes in the early years of marriage. Journal of Persona-lity and Social Psychology, 76, 783–802. doi:10.1037/0022-3514.76 .5.783

Davila, J., & Kashy, D. A. (2009). Secure base processes in couples: Daily associations between support experiences and attach-ment security. Journal of Family Psycho-logy, 23, 76–88. doi:10.1037/ a0014353

Davila, J., & Sargent, E. (2003). The meaning of life (events) predicts change in attach-ment security. Personality and Social Psyc-

hology Bulletin, 29, 1383–1395. doi:10.1177/0146167203256374

Deci, E. L., & Ryan, R. M. (2008). Facilitating optimal motivation and psychological well-being across life’s domains. Canadian Psyc-hology/ Psychologie canadienne, 49, 14–23. doi:10.1037/ 0708-5591.49.1.14

Dimidjian, S., Martell, C. R., & Christensen, A. (2008). Integrative behavioral couple therapy. In A. Gurman (Ed.), Clinical Handbook of Couple Therapy (4th ed., pp. 73–106). New York: Guilford Press.

Doss, B. D., Atkins, D. C., & Christensen, A. (2003). Who’s dragging their feet? Hus-bands and wives seeking marital therapy. Journal of Marital and Family Therapy, 29, 165–177. doi:10.1111/j.1752- 0606.2003.tb01198.x

Dweck, C. S. (2008). Can personality be changed? The role of beliefs in personality and change. Current Directions in Psycho-logical Science, 17, 391– 394. doi:10.1111/j.1467-8721.2008.00612.x

Eldridge, K. A., & Christensen, A. (2002). Demandwithdraw communication during couple conflict: A review and analysis. In P. Noller & J. A. Feeney (Eds.), Understanding marriage: Developments in the study of co-uple interaction (pp. 289–322). New York, NY: Cambridge University Press. doi: 10.1017/CBO9780511500077.016

Ferguson, C. J. (2010). A meta-analysis of normal and disordered personality across the life span. Journal of Personality and So-cial Psychology, 98, 659–667. doi:10.1037/a0018770

Ferster, C. B. (1967). Arbitrary and natural re-inforcement. The Psychological Record, 22, 1–16.

Fowers, B. J. (1991). His and her marriage: A multivariate study of gender and marital satisfaction. Sex Roles, 24, 209–221. doi:10.1007/BF00288892

Franks, M. M., Stephens, M. A. P., Rook, K. S., Franklin, B. A., Keteyian, S. J., & Arti-nian, N. T. (2006). Spouses’ provision of health-related support and control to pati-

Page 25: PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF … · 2017-12-08 · PSİKOTERAPİDE BÜTÜNLEŞME DERGİSİ JOURNAL OF PSYCHOTHERAPY INTEGRATION Psikoterapide Bütünleşme Araştırmaları

SULLIVAN ve DAVILA 17

ents participating in cardiac rehabilitation. Journal of Family Psychology, 20, 311–318. doi:10.1037/0893-3200.20.2.311

Gallagher, P., Fleeson, W., & Hoyle, R. H. (2011). A self-regulatory mechanism for personality trait stability: Contra-trait ef-fort. Social Psychological and Personality Science, 2, 335–342. doi:10.1177/ 1948550610390701

Halford, W. K., Hayes, S., Christensen, A., Lambert, M., Baucom, D. H., & Atkins, D. C. (2012). Toward making progress feed-back an effective common factor in couple therapy. Behavior Therapy, 43, 49–60. doi:10.1016/j.beth.2011.03.005

Hopwood, C. J., Donnellan, M. B., Blonigen, D. M., Krueger, R. F., McGue, M., Iacono., W. G., & Burt, S. A. (2011). Genetic and en-vironmental influences on personality trait stability and growth during the transition to adulthood: A three-wave longitudinal study. Journal of Personality and Social Psychology, 100, 545–556. doi:10.1037/ a0022409

Jacobson, N. S., & Christensen, A. (1996). In-tegrative couple therapy: Promoting accep-tance and change. New York, NY: Norton.

Jacobson, N. S., & Margolin, G. (1979). Mari-tal therapy: Strategies based on social lear-ning and behavior exchange principles. New York, NY: Guilford Press.

Johnson, S. M., & Denton, W. (2002). Emoti-onally focused couple therapy: Creating se-cure connections. In A. S. Gurman & N. S. Jacobson (Eds.), Clinical handbook of coup-le therapy (3rd ed., pp. 221–250). New York, NY: Guilford Press.

Johnson, S. M., & Greenberg, L. S. (1987). Emotionally focused marital therapy: An overview. Psychotherapy: Theory, Research, Practice, Training, 24, 552–560. doi:10.1037/h0085753

Jones, E. E., & Harris, V. A. (1967). The attri-bution of attitudes. Journal of Experimental Social Psychology, 3, 1–24. doi:10.1016/0022-1031(67)90034-0

Koerner, K., Jacobson, N. S., & Christensen, A. (1994). Emotional acceptance in integra-tive behavioral couple therapy. In S. C. Ha-yes, N. S. Jacobson, V. M. Follette, & M. J. Dougher (Eds.), Acceptance and change: Content and context in psychotherapy (pp. 13–32). Reno, NV: Context Press.

Lewis, M. A., & Butterfield, R. M. (2007). So-cial control in marital relationships: Effect of one’s partner on health behaviors. Jour-nal of Applied Social Psychology, 37, 298–319. doi:10.1111/j .0021-9029.2007.00161.x

Lewis, M. A., & Rook, K. S. (1999). Social control in personal relationships: Impact on health behaviors and psychosocial dist-ress. Health Psychology, 18, 63–71. doi:10.1037/0278-6133.18.1.63

McCrae, R. R., & Costa, P. T., (2006). Cross-cultural perspectives on adult personality trait development. In D. K. Mroczek & T. D. Todd (Eds.), Handbook of personality development (pp. 129– 145). Mahwah, NJ: Erlbaum.

Mikulincer, M., & Shaver, P. R. (2007). At-tachment in adulthood: Structure, dyna-mics, and change. New York, NY: Guilford Press.

Miller, W. R., & Rollnick, S. (2002). Motivati-onal interviewing: Preparing people for change (2nd ed.). New York, NY: Guilford Press.

Norcross, J. C. (2011). Conclusions and re-commendations of the Interdivisional (APA Divisions 12 & 29) Task Force on Evidence-Based Therapy Relationships. Washington, DC: American Psychological Association. doi:10.1037/e740432011-001

Overall, N. C., Simpson, J. A., & Struthers, H. (2013). Buffering attachment-related avoi-dance: Softening emotional and behavioral defenses during conflict discussions. Jour-nal of Personality and Social Psychology, 104, 854 – 871. doi: 10.1037/a0031798

Owen, J., Duncan, B., Anker, M., & Sparks, J. (2012). Initial relationship goal and couple therapy outcomes at post and six-month