o-ksilenden ftalikanhidrit üretimi çed raporu.docx
TRANSCRIPT
FTALİKANHİDRİT ÜRETİM PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRİLMESİ ÇALIŞMALARI
1.PROJENİN TANIMI VE AMACI
Amaç
• Projenin “Sürdürülebilir Kalkınma” ilkesi doğrultusunda çevre ile entegrasyonunun
sağlanması
• Çevre bileşenlerine koruma yöntemlerinin uygulanması ( su, hava, toprak, halk, vb. )
• Türkiye’de ilk kez “Çevre Yönetim Planı” ve “İnceleme ve Bağımsız Denetim”
kavramlarının uygulamaya geçirilmesi
1.1. Proje Kapsamındaki Tüm üniteler
• Reaktör
• Seperatör
• Karbüratör
• Isı değiştirici
• Anahtarlı kondenser
• Pompa
• Kompresör
• Damıtma kolonu
• Hava üfleyici
1.2. Proje Ünitelerinde Kullanılacak Olan Proses Yöntemleri, Proses Akım Şeması
1.2.1. Proses yöntemleri
Ftalikanhidrit üretiminde literatürde yer alan 2 proses vardır:
1. O-ksilenin oksidasyonu ile (LAR Prosesi)
2. Naftalinin oksidasyonu ile
Burada LAR prosesinin tercih edilmesinin nedeni; LAR teknolojisinin avantajları: katalizör
verimi %40 daha yüksektir, hava/o-ksilen oranının, 20/1 den 9.5/1 e indirilmesiyle, havadaki
o-ksilen miktarı 65 g/m3 ten 134 g/m3> e yükselmiştir, oksidasyon reaktörü ve makaslı-
yoğunlaştırıcılar gibi kritik cihazların boyutları küçük olduğundan, yatırım maliyeti düşüktür,
hava üfleyiciyi çalıştırmak için gerekli gücün düşük olması, yüksek basınçlı ve yüksek kaliteli
buhar elde edilebilmesi, %60 dolayında enerji tasarrufu sağlar, fabrika, dışardan yakıt ve
enerji almaksızın, kendi ürettiği enerjiyle çalışabilecek bir denge içindedir. En önemlisi
naftalinden üretimi eski bir yöntem olup ortoksilenden üretimi yeni bir yöntemdir. Bu
sebeplerden dolayı LAR prosesi seçilmiştir.
1.2.2. Proses Akım Şeması
1.2.2.1. O-ksilenin oksidasyonu
1.2.2.2. Naftalinin oksidasyonu
1.3. Proje İçin Gerekli Olan Hammadde ve Temin Edildikleri Şehirler
1.3.1. Hammaddenin Temin Edildikleri Şehirler ve Firmaları
Hammaddelerden biri olan o-ksilen; Beyaz Rusya’da Naftan OJS, Bulgaristan’da
Lukoil Neftochim Burgas AD, Fransa’da Total Petrochemicals, Almanya’da BP Refining
& Petrochemicals GmbH – (BPRP), Klesch & Co SA, PCK Raffinerie GmbH, Shell &
DEA Oil GmbH – (SDO), Macaristan’da Hungarian Oil and Gas Plc – (MOL), İtalya’da
Polimeri Europa, Hollanda’da ExxonMobil Chemical Holland, Polonya’da Polski
Koncern Naftowy Orlen SA – (PKN), Portekiz’de Galp Chemical, Romanya’da
Petrobrazi, Rusya’da Gazprom Neftekhim Salavat JSC, Kirishinefteorsintez OJS- (Kinef),
Omsk Refinery, Ufaneftekhim OJS, Slovakya’da Slovnaft as, İspanya’da Compania
Espanola de Petroleos SA – (CEPSA), Çin’de China National Offshore Oil Corp –
(CNOOC), Dalian Fujia Dahua Petrochemical Co. Qilu Petrochemical Co Ltd, Sinopec
Jinling Petrochemical Co Ltd, Yangzi Petrochemical Co Ltd – (YPC), Zhenhai Refining
and Chemical Co Ltd – (ZRCC), Hindistan’da Bongaigaon Refinery & Petrochemicals
Ltd – (BRPL), Reliance Industries Ltd – (RIL), Endonezya’da Trans-Pacific
Petrochemical Indotama PT – (TPPI), Japonya’da JX Nippon Oil and Energy Corp,
Singapur’da ExxonMobil Oil Singapore Pte Ltd, Güney Kore’de KP Chemical Corp., SK
Energy, Tayvan’da CPC Corp, Formosa Chemicals and Fibre Corp – (FCFC), Tayland’ta
PTT Aromatics and Refining – (PTTAR), USA’da ExxonMobil Chemical Co, Flint Hills
Resources LP, Lyondell-Citgo Refining LP, İran’da Borzouyeh Petrochemical Co –
(BPC), Bou Ali Sina Petrochemical Co, Esfahan Petrochemical Co – (EPC), İsrail’de
Gadiv Petrochemical Industries Ltd, Sudi Arabistan’da Arabian Industrial Fibers Co –
(Ibn Rushd), Türkiye’de Petkim Petrokimya Holding AŞ. Firmaların’da üretilmektedir. B
Bir diğeri hava ise; fabrikanın bulunduğu bölgeden alınmaktadır.
1.3.2. Hammadde Ve Ürünün Çevre ve İnsan Sağlığına Etkileri
Orto - Ksilenin insan saglıgı ve çevre sağlığı üzerine etkisi:
Havada 100 ppm veya (1m3 havada 435 mg) üzerinde O -Ksilen bulunan ortam insan saglıgı
açısından sakıncalıdır. Zehirleme belirtileri solunum borusunun tahrisi, solunum güçlügü
bulantı, kusma, halsizlik, bas ağrısı bas dönmesi, hareketlerde dengesizlik, kangren , kansızlık
olarak ortaya çıkar. O - Ksilen ile çalışan personel koruyucu gözlük, kimyasal kanisterli
solunum cihazı ve kauçuk eldiven kullanmalıdır. O - Ksilen ile devamlı olarak çalışan
personel yıllık sağlık kontrolünden geçirilmeli , özellikle gözler, merkezi sinir sistemi , kan
durumu karaciğer ve böbrek fonksiyonları kontrol edilmelidir . O - Ksilen ile temas edilmesi
halinde ilk önlem olarak gözler su ile vücudun temas eden kısımları ise su ve sabun ile
yıkanmalıdır . Çevre saglıgı açısından O – Ksilen bulunduran atıklar bir fırın içine
püskürtülerek yakılmalıdır .
Ftalik anhidrititin insan ve çevre sağlığına etkisi
1.4. Projede Üretilecek Nihai ve Yan Ürünlerin Nerelere ve Nasıl Pazarlanacakları
Elde edilen ftalik anhidrit;
Boya sanayisinde, alkid reçinesi yapımında.
Çeşitli glikollerle kondenzasyon polimerizasyonu sonucunda polyester eldesinde.
DOP vb. gibi plastifiyan üretiminde kullanılmaktadır.
Maleik anhidrit ise;
Maleik anhidritin en büyük tek kullanımı, otomotiv, inşaat, denizciliğe ait, tüketici malları ve
zirai endüstrilerde lif takviyeli plastiklerde kullanım için doymamış poliesterlerin üretiminde
kullanımıdır. Doymamış poliester reçineleri, yağlayıcı, motor yağ katkıları, kopolimerler,
fumarik asit, zirai kimyasallar, malik asit, sülfosaksinik asit esterleri, alkenil süksinik
anhidritler ve alkid reçineleri üretimidir. Ayrıca yardımcı tatlanırıcı, tat yükseltici, su
muamele kimyasalları, saç spreyleri, ilaçlar ve zirai kimyasalların üretiminde kullanılır.
2. Proje Yeri Ve Etki Alanının Mevcut Durumu2.1. Proje Yerinin Uydu Görüntüsü
Koordinatları: 41º10ˈ53.95ʺKuzey 27º46ˈ57.36ʺDoğu
Alan:21000 m²
2.2.Şehir Yerleşim Birimi
İstanbul’un Avrupa yakasını değerlendirmeye almazsak; bağlı olduğu il olan
Tekirdağ’ın neredeyse iki katı büyüklüğe sahip Çorlu; Trakya’nın en büyük yerleşimi olduğu
kadar, Türkiye’nin de en büyük beş ilçesi arasında yer almaktadır. Hızlı kentleşme, yoğun
sanayi ve dışarıdan göçün olumlu-olumsuz tüm etkilerinin bir arada izlenebildiği bir şehirdir.
Tekirdağ’ın 37 km. kuzeydoğusunda yer alan Çorlu, doğusundan İstanbul’un Silivri
ilçesiyle, kuzeyden Tekirdağ’ın Çerkezköy ve Saray ilçeleriyle, güneyden yine Tekirdağ’ın
Marmara Ereğlisi ilçesi ile çevrilidir., İlçenin güneybatısında Tekirdağ merkez ilçe, batısında
Muratlı ilçesi ve nihayetinde kuzeybatı yönünde Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesi yer
almaktadır. Ayrıca Çorlu’nun güneyinde, Tekirdağ ve Marmara Ereğlisi kıyılarının arasına
konumlanmış Marmara Denizi’ne kısa bir kıyı bandı da bulunmaktadır.
Çorlu topraklarının büyük bölümü Ergene havzasının doğusunu oluşturan ve Yıldız
Dağları’nın denize doğru yumuşayan peneplen tepelerince bölünmüş alüvyal ovalardır. Deniz
seviyesinden 183 mt yükseklikte kurulu ilçenin toprak büyüklüğü 949 km2’dir.
Karadeniz'e ve Marmara Denizi'ne yakın, ikisi arasında bir geçiş bölgesinde kurulu
olması iklim karakterini belirler. Kışlar sert Karadeniz ikliminin karakteristik özelliklerini
gösterir. Kuvvetli poyraz rüzgarlarına açık, soğuk ve sert bir kış hüküm sürer. Yazları ise
Marmara üzerinden gelen lodoslar ile kuru ve sıcak bir hava bölgeye hakimdir.
Bu genel özelliklere karşılık Trakya’nın yıllık yağış bakımından en fakir bölgelerinden
birisidir. Uzun yıllara ait verilerden elde edilen sonuca göre yıllık yağış ortalaması sadece 545
kg/m2’dir. Buna karşılık, Ergene havzasının potansiyeli nedeniyle Trakya’nın en zengin yer
altı su kaynaklarının üzerindedir. Sanayi, tarım ve kentsel ihtiyaçlar için yer altı sularının
bilinçsizce tüketimi söz konusudur.
2.2. Şehir nüfusu
Adrese dayalı nüfus kayıt sistemini esas alan 2011 yılı TÜİK verilerine göre belde ve
köyler de hesaba katıldığında Çorlu’nun nüfusu 264.567 kişidir. Bu nüfusun 226.921 kişisi
ilçe merkezinde, 37.646 kişisi belde ve köylerinde yaşamaktadır. Bu nüfus oranı ile Çorlu,
Büyükşehir belediyelerine bağlı ilçe merkezleri göz ardı edildiğinde Türkiye’nin en büyük
ilçesidir. Hatta Türkiye’nin orta ölçekli nüfusa sahip 77 ilinden büyüktür.
2.3. İlin Topografyası Ve Jeomorfolojik Durumu
Tekirdağ toprakları genel olarak pek engebeli değildir. İlin güney kesiminde Marmara
Denizi boyunca akarsularca tasınmıs alüvyonlarla kaplı kıyı ovaları vardır. Dar bir serit
biçiminde uzanan bu kıyı ovaların hemen kuzeyinde kıyıya koşut olarak Tekir Dağları
yükseltisi az olmakla birlikte, kıyı kesimini Balkanlardan gelen soğuk hava kitlesinin
etkilerinden korur. Tekirdağ İlinde, yeryüzünün bütün şekillerine rastlamak mümkündür.
Ancak İl alanının %75.2’sini kaplayan platolar ağırlıktadır. Bunu %15.5 ile ovalar, %9.3 ile
dağlar izlemektedir. Bölgede çeşitli araştırmacılar tarafından yapılan çalışmalar neticesinde su
belgeler hazırlanmıştır.
Istıranca Kesimi: Çatalca Yarımadasından itibaren, Tekirdağ İlinin kuzeyinden
geçerek Bulgaristan hududuna doğru gittikçe genişleyen, Karadeniz ile Ergene Havzası
arasında uzanan dağlık ve ormanlık bölge bu kesimi oluşturur. Karadeniz’e doğru olan
yamaçlar sarp, Ergene Havzası’na doğru olan kısımlar az eğimlidir.
Ergene Kesimi: Görünümü bir üçgeni andıran saha Meriç Nehri’ne katılan Ergene
Nehri havzasındadır. Kuzeydoğu kenarında Istıranca Dağları, güneyinde Tekirdağ, batısında
Tunca, Meriç, Arda Nehirlerinin birleşme noktası ve Meriç Nehri vardır. Ergene kesimi
denizden 50-200 m. yükseklikte bir plato seklindedir. Bu kesimi güneyden sınırlayan Koru
Dağı, Tekirdağ, Ganos Dağ Silsilesi, Ege ve Marmara Denizleri arasındaki su bölümü hattını
da olusturur.
Dağlar: İl topraklarının batı kesiminde Tekirdağ-Çanakkale ve Tekirdağ-Edirne
sınırları boyunca Tekir Dağlarının uzantıları yer alır. İlin doğu kesiminde Çerkezköy ve Saray
yöresinde ise Istıranca (Yıldız) Dağlarının uzantıları İl topraklarını engebelendirir. Bu
kesimlerde yükseltiler batı bölümüne göre daha düşüktür. İlin batısını, güneyini ve doğusunu
kaplayan bu dağlar arasında kalan geniş bir alanı kaplayan orta ve kuzey bölümler geniş
düzlüklerden oluşur. Bu düzlükler genel olarak yükseltisi düşük az parçalanmış platolar
görümündedir. Tekirdağ İlindeki başlıca yükseltiler, Ganos Dağı (945 m.), Yerlisu Tepesi
(725 m.), Karatepe (484 m.), Yassıtepe (352 m.), Eğrektepe’dir. (234 m.)
Plato ve Yaylalar : Tekirdağ topraklarının büyük bir bölümü geniş düzlükler ve alçak
tepelerden oluşmuş bir plato görümündedir. İlin güney, doğu ve batı kesimlerini kaplayan
dağlar arasında kalan orta kesimler geniş platolardan oluşur. Bu platolar, güneyde kıyıya
paralel olarak uzanan Tekir Dağlarına, batıda bu dağların uzantılarına ve doğuda Istıranca
Dağlarına dek uzanır. Bir bölümü Ergene Nehri ile bu akarsuyun kolları olan Çorlu ve
Hayrabolu Dereleri ile sulanan bu toprakların büyük bölümünde kuru tarım yapılır. İl
topraklarının bir bölümü Trakya Kocaeli penepleriyle (yarıova) kaplıdır. Bu platolar bir
aşınma yüzeyi özelliği taşır. Bu yarı ovaların ortalama yükseltisi 150-200 m. seviyesindedir.
Çorlu İlçesi sınırları içinde kalan kesimlerde, Seymen Çorlu ve Marmaracık-Ulas arasında
topraklar önemli ölçüde aşınmıştır. İl Merkezi yakınlarında Marmara’ya dökülen akarsuların
vadilerinin derinleşmesi neticesi olarak, platonun güney kesimleri kuzey kesimlere nazaran
daha fazla parçalanmış durumdadır. İlin batı kesimlerinde de Malkara ve Hayrabolu yöreleri
plato görümünde olup, ortalama yükseltisi 210-220 m. seviyesinde olan Malkara eski bir yarı
ova özelliği taşımaktadır.
Vadi ve Ovalar : İl topraklarının %15.5’ini kaplayan ovalar genellikle kıyıda akarsu
ağızların da oluşmuştur.
Ovalar :
Sultanköy – Marmara Ereğlisi arasında : Kınık Ovası
Marmara Ereğlisi -Yeniçitlit arasında : Kumluca ovası
Yeniçiftlit- Kara evli arasında : Şerefli Ovası
Karaevli-Köseilyas arasında : Değirmen altı Ovası
Barbaros-Kumbağ arasında : Naip Ovası
Hosköy-Kızılcaterzi arasında : Şarköy Ovası
Çerkezköy-Ergene boyunca uzanan : Ergene Ovası
Hayrabolu-Çene arasında : Hayrabolu-Çene Ovası
Vadiler :
Hayrabolu Vadisi, Kurt dere Vadisi, Çengelköy Vadisi, Çukurca Vadisi, Çorlu Vadisi,
Gölcük Vadisi.
Akarsular ve Denizler: Tekirdağ İlinin güney sınırında yer alan Marmara Denizinde
133 km. kıyısı bulunmaktadır. Ayrıca, İlin toprakları kuzeydoğusunda Karadeniz’e kadar
ulaşmakta ve burada
Karadeniz’e 2.5 km. uzunluğunda bir kıyısı bulunmaktadır. Tekirdağ İli aldığı yağış
miktarı, sahip olduğu toprak özellikleri vb. gibi doğal koşullar nedeniyle büyük akarsulara
sahip değildir. Ergen Nehri ve kolları en önemli olanlardır. Ergene Havzasında; Ergene Nehri,
Çorlu ve Hayrabolu Dereleri bulunurken,
Marmara Havzasında da; Işıklar Deresi, Olukbaşı Deresi ve Gölcük Deresi yer
almaktadır. Ergene Nehri’nin uzunluğu 264 km.’dir. Tekirdağ İlinde doğal göl
bulunmamaktadır. Baraj göllerinden sadece 15.5 km² yüzölçümlü Karademir Baraj Gölü
vardır.
2.4.Tektonik
Tektonik: Tekirdağ İl sınırları içerisinde depreme neden olabilecek faylar, Saroz-Gazi
köy fayı ile Marmara Denizinde bulunan çukurların kenarlarında yer alan fay(Segment)
parçalarıdır. 1200 km. uzunluğunda olan Kuzey Anadolu Fayının batı uzantısı Marmara
Denizi boyunca Saroz Körfezine ulaşmaktadır. Saroz-Gazi köy Fayı, yaklaşık 50 km.
boyunda, sağ yönlü doğrultu atımlı fay olup, Kavak, Yeniköy, Gölcük, Yaya köy, Güzel köy
ve Gazi köy gibi yerleşim yerlerinden geçmektedir. Tarihi devirlerde pek çok depreme neden
olan fay son olarak da 09.08.1992 tarihinde 7.3 büyüklüğünde (Magnitüd) depreme neden
olmuştur. Herhangi bir bölgenin depremselliği irdelenirken, depreme neden olabilecek olan
fayın özellikleri (kaya, cinsi, niteliği, doğrultusu) fayın neden olduğu deprem periyotları,
depremselliği araştırılan bölgenin faya uzaklığı ve söz konusu bölgenin zemin özellikleri
birlikte değerlendirilmektedir. Bir depremde yırtılan fay(segment) uzunluğu ile depremin
büyüklüğü arasında doğru orantı vardır. Bu kuram Kuzey Anadolu Fayı gibi doğrultu atımlı
faylar için geçerlidir. Bu bağlamda Saroz-Gazi köy fayı 7.0-7.5 büyüklüğündeki (Magnitüd)
depremlere neden olabilir. Alüviyal gibi tutturulmuş veya gevsek tutturulmuş birimlerin
kalınlığı (20 m. veya daha kalın) Liteolojik yapısı, yeraltı suyunun yüzeye yakınlığı gibi
özellikler gösteren zayıf zeminler büyük depremlerde şiddet arttırıcı rol oynarlar. Çalışma
alanında yukarıda adları geçen köylerin yanında, Şarköy İlçesi, Mürefte Beldesi ile Tekirdağ
kentinin bir bölümü ve Marmara Ereğlisi zayıf zemin özelliği sunan birimler üzerinde
kurulmuştur.
2.5.Enerji Kaynakları
2.5.1.Su Gücü
Tekirdağ ilinde mevcut bulunan akarsulardan enerji üretimi yapılmamakla birlikte, bu
akarsuların belli bir kısmından tarımsal sulama amaçlı faydalanılmaktadır.
2.5.2.Kömür
Tekirdağ, linyit yataklarının oluşumu açısından çok zengin yeraltı doğal kaynaklarına
sahiptir. Özellikle Marmara ve Saray ilçeleri sınırları içerisinde bulunan zengin linyit
yataklarının toplam rezervi yaklaşık 104 milyon ton’dur. Malkara ilçesindeki linyit yatakları
gremarn serisi içerisinde 13 damar halindedir. Damarların yayılma alanı 12 km²‟dir.
Halihazırda da damarlardan 3 bölümü işletilmektedir. Saray içesi linyit yatakları ise, miyosen
yaslı olup, halihazırda tek damar halinde işletilmektedirler. Bölge dahilinde çıkarılan linyit
kömürleri havada kuru numunede 4000-6000 Kcal/kg. ısı değerine sahip olup, Tekirdağ ve
çevre ilerinde ısınma amacıyla kullanılmaktadır. Bölge içerisinde zengin linyit kömür
yatakları mevcut olup, bu yataklar ilin kuzey bölgesindeki Saray ilçesi ile ilin batısında
bulunan Malkara ilçesinde bulunmaktadır.
2.5.3.Dogalgaz
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğüne bağlı Tekirdağ ili sınırları
içinde kalan faaliyet alanlarında muhtelif sahalarda üretilip boru hatları vasıtasıyla civarındaki
sanayi kuruluşlarına arz edilmektedir.
2.5.4.Rüzgar
Bölgede genel olarak Türkiye’nin kuzeybatısının karakteristik akımı olan kuzey
rüzgarları hakimdir. Dolayısıyla zamanın hemen hemen % 50‟sinde rüzgarlar NW ile NE
arasındaki sektörlerden esmektedir. Kuzeyden gelen hava akımı, özellikle diğer sektörlerden
esen rüzgarların tüm ölçümler içinde % 20‟den daha az bir yer tuttuğu kıs aylarında güçlüdür.
Yaz aylarında ise SSE sektöründen gelen ek bir akım bileşeni gözlenebilir. Deniz yönünden
gelen bu akım bölgede göreceli olarak temiz deniz havası taşır. Bölge alanı içerisinde rüzgar
enerjisine dönük herhangi bir işletme bulunmamaktadır. Çeşitli araştırmacıların hesaplarına
göre Türkiye’nin teknik olarak kullanılabilir potansiyeli 120 milyar kW/h olup, bugünkü
teknik ve ekonomik şartlara göre hesaplanan güvenilir ve kullanılabilir potansiyeli 12.4
milyar kW/h/yıl düzeyindedir. Potansiyel belirleme çalışmaları ve gelişen teknoloji
neticesinde bu potansiyelin artması mümkündür.
2.5.5.Biyokütle
İl dahilinde Biyokütle enerji kullanılmamakta olup, kömür ihtiyacı ise İlimiz Malkara
İlçesi ve diğer İllerden gelen yüksek kalorili, düşük kükürtlü linyitlerle karşılanmaktadır.
Yakıt olarak kullanılan kömürün bir kısmı İstanbul İli kömür ocaklarından getirilmektedir. İl
sahasının % 17‟sini kaplayan alanlarda % 61‟i meşe baltalığı, % 39‟u çam, kayın, koru
ormanlarıdır. Mevcut ormanlardan elde edilen 156.000 ster odun yakacak olarak
kullanılmaktadır. Yakacak olarak kullanılan odun kesimleri, ilin güneybatı bölümündeki
Merkez, Şarköy ve Malkara yöreleri ile, ilin kuzeydoğu bölümünde yer alan Saray ve
Çerkezköy bölgelerinden temin edilmektedir.
2.5.6.Petrol
İl rezervleri içinde petrol rezervi ve rafinesi yoktur.
2.5.7.Jeotermal Sahalar
İl dahilinde jeotermal saha bulunmamaktadır.
2.6.Biyolojik Çeşitlilik
2.6.1. Ormanlar
2.6.1.1. Ormanların Ekolojik Yapısı
Tekirdağ İli dahilindeki arazi genellikle Ojen Devrine ait Eosen filizlerinden
oluşmaktadır. Üst Eosen, alt Oligosen filizlerinden başka Gre, Puding ve Marnlar mevcuttur.
Ayrıca, Olivenbanalt, serpantin ve anfibolit bulunmaktadır. Arazinin önemli jeolojik temeli
filizlerdir. Bu formasyonda kalsiyum karbonatı itibariyle sistli kum tasları hakimdir. Bunların
kolayca ayrışmasından meydana gelen derin topraklar bilhassa dikkati çekmektedir. Bu da
müsait su ekonomisi şartlarıyla besin maddelerince de zenginliği sağlamaktadır.
Marmara İklimi etkisi altında olan Tekirdağ İlinde nispeten hafif yaz sıcaklığı, oldukça
soğuk kışlar, normal bir kar yağısı, daha sık donlu günler görülmektedir. Tekirdağ İlinin iklim
özellikleri ve toprak yapısının orman alanlarının azalması ve çoğalması yönündeki etkileri
konusunda herhangi bir çalışma elde edilememiştir. Ancak, toprağın derin ve verimli oluşu il
dahilindeki ormanların oranının da ülke genelinin altında bulunması insan müdahaleleriyle
tarımsal alan kazanma çalışmalarının olduğu tahmin edilmektedir. Karaçam, kızılçam, kayın,
meşe, gürgen, dişbudak, akçaağaç, kocayemiş, erika gibi ağaç ve ağaççıkların yaygın olarak
bulunduğu ormanlarda yabani bitki ve hayvan çeşitliliklerinde de zenginlik söz konusudur.
2.6.1.2.Tekirdağ İlinin Orman Varlığı
Ormanlık alanlar Tekirdağ’daki toplam alanın %16,85’ini oluşturmaktadır. Bu oran,
%20 olan Türkiye ortalamasının altındadır. Tekirdağ’daki orman alanları güneybatı
bölümündeki Merkez, Şarköy ve Malkara ile Kuzeydoğu bölümünde yer alan Saray,
Çerkezköy bölgesinde yer almaktadır. Yöre ormanlarının %61’i meşe baltalığı olup, %39’u
çam, kayın, koru ormanları ve ağaçlandırma sahalarıdır. Tekirdağ İli ormanlarında 10 yılda
bir yenilenen amenajman plânlarına uygun olarak yıllık ortalama, koru ormanlarında 17.984
m³ tomruk, direk, sanayi odunu, baltalıklarda ise 176.412 ster yakacak odun ürünü alınarak
işletilmektedir. İl’de yenilenen orman amenajman plânlarına göre 37.782 ha. Ağaçlandırma
alanı bulunmaktadır. Şimdiye dek 20.338 ha. alan ağaçlandırılmıştır. Bunun dışında Tekirdağ
Valiliğinin önderliğinde İl Çevre Müdürlüğü ile birlikte köy koruları ve köy
ağaçlandırmalarına da başlanılmış ve yılda ortalama 80 bin fidan devlet vatandaş işbirliğiyle
dikilmiştir. Ağaçlandırmalarda yanan orman alanlarına halkın piknik yeri ihtiyacını
karşılayacak alanlara öncelik verilmektedir.
Tekirdağ İl ve İlçelerindeki tüm ormancılık faaliyetlerini Tekirdağ Orman İşletme
Müdürlüğü yürütmektedir. Tekirdağ Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı Bahçeköy, Malkara,
Çerkezköy ve Saray Şefliklerinde 4 adet orman satış deposu, bulunmaktadır. İşletme
Müdürlüğü dahilinde 21.000 ha. olan ibreli ağaçlandırma alanları olup 1.derecede yangına
hassas bölgedir. Orman yangınları ile mücadele amacıyla Şarköy Helva tepe, Malkara Karaca
Halil ve Tekirdağ Merkez’de 1’er yangın ilk müdahale ekip binası ve Şarköy şefliğinde 3,
Malkara’da 2 adet yangın gözetleme kulesi kurulmuştur. Tekirdağ İl’inde Orman Genel
Müdürlüğü tarafından işletilmekte olan devlet ormanlarından üretilip kullanıma sunulan belli
baslı orman ürünleri; tomruk, maden direği, sanayi odunu, yakacak odun, kağıtlık odun,
ıhlamurdur.
2.6.1.Orman Kadastro ve Mülkiyet Konuları
Son durum itibariyle; yıl içerisinde orman kadastro çalışmalarıyla ilgili programa 1
adet köy alınmış olup; gerçekleşme miktarı 3500 Ha’dır.
İlde kadastrosu tamamlanmış orman alanı miktarı 89642 Ha’dır. Yıl içerisinde 2/B ile
orman sınırı dışına çıkarılan alan bulunmamaktadır. Şimdiye kadar 2/B ile orman sınırı dışına
çıkarılan alan 2085,145 Ha’dır. Tescili yapılmış ve tahsise alınan orman alanı miktarı 18673
Ha’dır. Yıl içerisinde yapılan tapulu kesim miktarı 17 Ha alanda gerçekleştirilmiştir. Tekirdağ
ili’nde 5,5 Ha alanında özel orman mevcut olup; buralarda %6’lık yapılaşma
bulunmamaktadır. 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 16, 17 ve 18. maddelerine göre toplam 125
adet, 809,004 Ha orman alanına izin verilmiştir.
2.6.2. Çayır ve Meralar
İlimizin çayır ve meraların asıl amacının otlak olarak kullanılmasıdır. Bunun haricinde
dere yataklarında zamanla orman dışına çıkarılan bölgelerde, yada hidromorfik, alüvyol,
bataklık tuzlu ve sodili arazilerde arazilerle, taslı, toprak derinliği az yada taslı olan arazilerde
zorunlu olarak (kültür arazileri olarak kullanılması olanaksız olduğu için) çayır ve mera
varlığı olarak bırakılan arazi oranı azdır.
İlimiz Toprak Kaynakları Potansiyeli:
- Toplam yüzölçümü: 621.788 ha.
- Tarıma uygun arazi: 468.865 ha % 76
- Çayır-Mera: 31.711 ha % 5
- Orman-Fundalık: 105.606 ha % 17
- Diğer araziler: 12.846 ha % 2
- Toplam su yüzeyi: 2774 ha
İlimiz Toprak Kaynakları Potansiyeli
Tekirdağ il sınırları içerisindeki çayır ve meraların 7189 ha. Meyil, 3340 ha. Toprak
derinliği, 1185 ha. yaşlılık ve kuraklık, 2973 ha. su erozyonu ve 454 ha. taşlılık sorunu vardır.
TabloooooooooooMeraların bitki örtüsü, yöreden yöreye, toprak ve topoğrafik özelliklere, iklim
koşullarına, meranın kullanım durumuna bağlı olarak, cins, nitelik ve nicelik yönünden
değişmektedir. Örnek Karadeniz havzasındaki meraların bitki örtüsü ile Meriç-Ergene
havzasındaki meraların bitki örtüsü ve Marmara Havzasındaki meraların bitki örtüsü farklıdır.
Yöre meraların otlatma durumları, toprak yapıları, meraların bitki örtülerini etkilemektedir.
Ancak genelde, köpek dişi, koyun yumağı, kır kekliği, çayır sazı ve çok yıllık geniş yapraklı
çoğalıcı bitkilerin hakimiyeti vardır. Bunun yanında adi otlak ayrığı, tarla ayrığı, brom, az
miktarda gazal boynuzu, üçgül vs. gibi çoğaltıcı bitkiler vardır.
2.6.3.Sulak Alanlar
Düşük yağış miktarı, toprak özellikleri vb. doğal koşullar nedeniyle Tekirdağ’da pek
büyük akarsu yoktur. İldeki küçük akarsuların yatakları mevsimlere göre değişir. Yazın suları
az olan, hatta tümüyle kuruyan bu akarsular kısın kabarır tasar. İlde, Ergene Nehri ve
kollarından başka önemli akarsu yoktur. İl sınırları içindeki dereler, yağmur ve kar sularını
taşımaktadır. Ergene Nehri ve kolları Çorlu Deresi, Hayrabolu Deresi ildeki en önemli
akarsulardır.
2.6.4. Flora:
Tekirdağ İli doğal bitki örtüsü açısından zengin bir potansiyele sahiptir. Bu zenginlik
bölgenin konumundan, yani Mediterran (Akdeniz), Euro-Sibirian (Avrupa Sibiryası) ve Irona
Turanien Floristik bölgelerin karşılaştığı alanda bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bunun
sonucu olarak bölge oldukça geniş bir flor koleksiyonuna sahiptir. Langos ormanlarından
makilere, hatta gariglere dek her çeşit bitki örneğine rastlanabilmektedir. Bölgenin Marmara
Denizi çevresinde ve dar bir geçit halinde Karadeniz kıyısı boyunca genel olarak Akdeniz tipi
bitki topluluğu (maki) hakimdir. Makilerin dış görünümleri ve toprak üstü kısımları su
kaybını azaltacak tarzdadır. Yaprak dökmeyen türlerin yanı sıra yaprak döken türleri
kapsamaktadır. Garigler ise kıraç tepeleri, kültüre elverişli olmayan alanları, taşlık ve kayalık
yerleri örten ikinci bir formasyon Şeklidir. Bu formasyonda bitkiler genel olarak yaprak
döken alçak çalılar olup, çoğunlukla dikenli veya sık tüylüdür yada uçucu yağ taşırlar. Bu üç
karakter bitkilere kurak ortamlara uyabilme olanağı sağlayan özelliklerdir. Ganos Dağı
eteklerinde iç kesimlerde gariglere rastlanmaktadır. Kuraklık, meyil, tuzlu rüzgarlar gibi
ekstrem, yada normal koşullarda sürdürülecek Peyzaj Planlama çalışmalarında, bölgenin
doğal bitki örtüsündeki uygun örneklerin kullanılması, başta fonksiyonel olmak üzere
ekonomik ve estetik yararlar sağlamaktadır.
Tekirdağ İli Peyzaj Planlama çalışmalarında bitkisel materyal seçimini etkileyen en
önemli faktörler; iklimsel koşulları, toprak, jeoloji, topografya ve bunların etkisiyle oluşan
doğal bitki örtüsüdür. Bölgeyi doğrudan yada dolaylı olarak etkileyen üç ayrı iklim tipinde
(Marmara, Uç Geçit, Güneydoğu) yaz aylarında sıcaklık giderek yükselmekte, buna karşın
yağış miktarı düşmektedir. Buna bağlı olarak, bitkisel gelişme yönünden oldukça etkili ve
yağışlarla doğrudan ilgili bulunan hava nispi nemi de azaltmaktadır. Bu durum, sulamanın
büyük sorun olduğu Trakya Bölgesi il ve ilçelerinde, peyzaj çalışmaları için özellikle yaz
aylarında sıcağa, kurağa ve düşük neme dayanıklı bitkilerin seçimini gerektirmektedir. Diğer
taraftan, bölgede hakim rüzgar yönü her ay değişiklik göstermekle birlikte, özellikle Tekirdağ
ve çevresinde denizden esen kuvvetli ve tuzlu rüzgarlar dirençli bitki seçimini
gerektirmektedir. Erozyon, kış aylarında yağışlarla birlikte topraklarda azot noksanlığına
neden olan önemli bir faktördür. Erozyon sorunu olan ortamlarda etkin rol oynayabilecek
bitkisel materyalin kullanımıyla bu sorun da halledilebilir.
2.6.5. Fauna
Bölge dahilindeki fauna türlerinin incelenmesi, yerli halkın gözlemleri içerisindeki
deneyimleri ifadesine ve literatür bilgilere dayanılarak hazırlanmış olup, bu bilgiler ışığında
karada ve denizde yasayan hayvan türleri olarak kuşlar, memeliler, sürüngenler ve balıklar olmak
üzere 4 bölüm içerisinde ele alınmıştır. Yapılan inceleme ve araştırmalarda, bölgenin aşırı doğa
tahribi ve tarımsal faaliyetlerin yoğunluğu içerisinde doğal biyotıpların azalmakta olduğu nedenle,
popülasyon düzeyinde sayısal bilgiler vermek mümkün olmamakla beraber, çoğu hayvan türleri
münferit olarak görülmektedir. Marmara Ereğlisi sahil kesiminde deniz tabanı flora (bitkisel
hayat) ve faunası (Hayvansal hayat) ile su ortamındaki pelajik durum incelenmiştir. Tespit edilen
türlere yenilerinin ilave edilmesi gözlemler sonucu mümkündür. Bilimsel çalışmaların
üniversitelerimizce yürütülmesi bizleri çok daha iyi aydınlatacaktır. Doğal zenginliklerimize
katılacak her yeni bulgu bizler için değişik konularda yeni imkanlar demektir.
2.6.6. Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtı, Tabiatı Koruma Alanları ve Diğer Hassas Yöreler
2.6.6.1. Türler ve Popülasyonları
Yaban yasama türleri, endemik hayvan türleri ve yılın çeşitli zamanlarında geleneksel
olarak kullandıkları yasam ortamlarındaki popülasyonları ile ilgili envanter çalışması
yapılmamıştır. Tekirdağ İli ülkemizden geçen 2 ana göç yolundan birinin üzerinde bulunması
nedeniyle önem arz etmektedir. Merkez Av Komisyonu Kararlarına göre ilimizin de içinde
bulunduğu Marmara Bölgesi’nde; bıldırcın, kaya güvercini, tahtalı, üveyik, sakarmeke, sakaca
kazı, yeşilbaş, boz ördek, fiyu, kirik (çamurcun), Macar ördeği, tepeli patka, kılkuyruk ördek,
karabaş patka, elmabaş patka, kara ördek, çıkrıkçın, Altıngöz, karatavuk, çulluk, küçük su
çulluğu, su çulluğu (bekasın), alakarga, küçük karga, ekin kargası, kara leş kargası, leş kargası,
saksağan, yaban tavşanı, ada tavşanı, tilki, kaya sansarı, ağaç sansarı, kuyruksüren, yaban domuzu
ve çakal av hayvanlarının avlandırılmasına izin verilmektedir.
2.6.6.2. Hayvan Yasama Hakları
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği İl Hayvanları Koruma Kurulu
oluşturulmuş olup; konu takip edilmektedir. Ancak; halihazırda yeterli envanter bilgi temin
edilememiştir. İl, İlçe ve Belde Belediyeler ile gerekli yazışmalar yapılarak, sahipsiz hayvan
barınakları yapılması teşvik edilmiş olup, barınağı olan belediyelere de Bakanlığımızca
belirlenmiş olan barınak kriterlerinin sağlanması konusunda gerekli uyarılar yapılmıştır.
Belediyelerce Sokak hayvanlarının kısırlaştırma ve asılama işlemleri yapılmaktadır. Yine 5199
sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği oluşturulmuş olan Hayvanları Koruma Kurulu kararları
doğrultusunda çalışmalar sürdürülmektedir. İl düzeyinde keklik türlerinin tamamının nesli tehlike
altındadır. Bu nedenle de Merkez Av Komisyonu Kararlarında keklik avının yasaklanması
yönünde kararlar alınmaktadır. Nesli tehlike altında olan evcil hayvan il genelinde tespit
edilmemiştir. Yaban hayvanları için İl Müdürlüğü ekiplerince koruma kontrol çalışmaları
yapılmakta olup; usulsüz avlanmaların önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca; il bünyesindeki
Halk Eğitim Merkezi Müdürlükleri ile; doğanın korunması, av hayvanlarının tanınması, güvenlik
önlemleri, sağlık bilgileri gibi konularda avcıların daha bilinçli olmalarını sağlamak amacıyla
kurslar düzenlenmektedir.
2.6.6.3. Ülkemiz Mevzuatı Uyarınca Korunması Gerekli Alanlar
Milli Parklar: Yöremizde Milli Park Alanı olarak ilan edilmiş saha bulunmamaktadır.
Tabiat Parkları :İlimizde tabiat parkı yoktur. Ancak; Tekirdağ Merkeze bağlı Kumbağ Beldesi
ile Uçmakdere Köyü arasında kalan arazinin denize bakan bölümünün tabiat parkı olması için
ilgili gruplarca talepler yapılmaktadır.
Tabiatı Koruma Alanı: Yöremizde Tabiatı Koruma Alanı olarak ilan edilmiş saha
bulunmamaktadır.
2.7.GENEL TOPRAK YAPISI
Tekirdağ” da çoğunlukla kireçli çökeller üzerinde yer alan miosen denizel (marin) ve
özellikle sahil kesiminde deniz Şekilleri üzerinde inceptisol ordusundan xerept alt ordusu
yaklaşık 216.000 ha. alanda, tipik kambik B horizonları ile yer almıştır. Kireç içermeyen veya
az kireç içerip dekalsifikasyona uğrayan pliosen ve özellikle kireçsiz miosen karasal çökeller
üzerinde argillic horizonlarını içeren xeralf alt ordosuna giren topraklar yaklaşık 180.000 ha.
alanda yayılım göstermektedir. Yüksek oranda smektit killerince zengin killi tekstür sınıfında
kireçli veya kireçsiz özellikle miosen denizel veya karasal çökellerin üzerlerinde oluşan ve
çoğu kez oldukça derin A horizonlarından kurulu vertisol ordosundan, xerert alt ordosuna
giren topraklar yaklaşık 120.000 ha. alanda bulunmaktadır. Bu toprakları çoğu kez sığ profil
gelişmesi gösteren ve B horizonlarını içermeyen; orthent alt ordosundaki araziler yaklaşık
76.000 ha. ile izlemektedir. Ayrıca entisol ordosunda nehir yataklarında, eski nehir
Şekillerinde ve yan dere ağızlarında yer alan fluvent alt ordosundaki topraklar ile mollisol
ordosuna giren xeroll alt ordosundaki topraklar sırasıyla yaklaşık 10.000 ha. ve 14.000 ha.
arazide yer almaktadır. Bu toprakları 250 ha. altında izleyen aquent alt ordosundaki topraklar
izlemektedir.
Tuzluluk ve Alkalilik (Çoraklık); Çoraklık sorunu, işlenen tarım arazilerinde kayıtlara
geçmemiştir. Ancak tuzlu ve tuzlu-alkali topraklar V-VI ve VII.sınıf topraklarda toplam 368
ha. alan kapsamaktadır. Türkiye jeoloji haritasına göre, Tekirdağ’ın doğusunda ve batısında
Oligosen denizel ve kuzeyinde de Miosen‟e ait marin (denizel) formasyonlar; gre, kumtaşı,
marn ve killi tabakaları içerirler. Bu tabakalarda bulunan veya bu tabakalardan geçen yer altı
suları tuzluluk özelliği taşıyabilirler. Özellikle sulama, yer altı suyu ile yapıldığında;
toprakların tuzlulaşmasını önlemek amacıyla mutlaka su analizlerinin yapılması ve buna göre
bilinçli sulama uygulanması gereklidir.
Tekirdağ” da yer alan Topraklar, Büyük Topraklar guruplarına göre ;
1 – Grumusol (Vertisol)
2 – Kahverengi Orman (Inceptisol)
3 – Kireçsiz Kahverengi (Alfisol ve Inceptisol)
4 – Alüviyal (Entisol)
5 – Hidromorfik Alüviyal topraklardır.
2.8. SU KAYNAKLARI
2.8.1. İçme Suyu Kaynakları ve Barajlar
Tekirdağ il yerleşim alanı içerisinde içme suyu temini genel olarak yeraltı suyundan
karşılanmakta olup, doğal yapıda göl olmamakla beraber, mevcut doğal akarsu kaynakları da
sanayi bölgelerinden kaynaklanan kirlilik nedeniyle içme suyu olarak kullanımı mümkün
kılmamaktadır. Bu durum itibari ile il Merkezi ve İlçelerine içme suyu temini bölge dahilinde
açılmış bulunan sondaj kuyularından temin edilmektedir.
2.8.2.Yeraltı Su Kaynakları
İl sınırları içerisinde yer altı suyu işletmesinde elverişli kesim, Çorlu-Muratlı-
Hayrabolu ilçeleri güzergahı boyunca NW-SE uzanımlı yaklaşık 30 km enindeki bir zon
içerisindeki Ergene formasyonudur. Bu alan dışında kalan kuzey ve güneydeki sahalarda yer
altı suyu zengin olmayıp düşük debili kuyulardan temin edilmektedir. Su kaynakları
potansiyeli açısından değerlendirildiğinde yerüstü suyu 713 hm³/yıl, yeraltı suyu 170m³/yıl,
toplam su potansiyeli 883 hm³/yıl ve yeraltı suyu fiili tahsis miktarı 167,80 hm³/yıldır Yer altı
suyu bakımından zengin olduğunu belirten Ergene formasyonu gevşek tutturtulmuş kumlarda
oluşturmakta olup, yer altı beslenmesi yağışlardan süzülme ve Yıldız Dağlarından yüzey
yanal akışlardan beslenmektedir. Formasyon ahilerinde yeraltı suyu boşalımı izlenmektedir.
Bazı derelerde küçük kaynaklar Şeklinde izlenen boşalımlar göz ardı edilebilecek durumdadır.
Yerleşim birimlerinde, sanayi ve endüstri sulama amacıyla suni olarak açılan çok
sayıda kuyu mevcuttur. Son yıllarda özellikle sanayileşmenin bölgedeki gelişim etkisi ile
artan su ihtiyacının karşılanması için kontrolsüz olarak kuyu açılımları gözlenmektedir.
Ancak bu durumun önlenmesi için DSĠ Bölge Müdürlüğü kuyu açılımlarını kısıtlama yoluna
gitmiştir. 1970‟li yıllarda 10-30mt olan yer altı suyu tablası seviyesi günümüzde 80-200
metre seviyesine inmiştir. Bölge genelinde yer altı suları, içme, kullanma ve tarım sulama
amacı ile yararlanılmakta olup, su kalitesi açısından WILCOX değerlendirmesine göre çok
iyi, Fransız Sertlik derecesine göre toplam sertlik 10 ila 40 aralığındadır.
2.9. İKLİM VE HAVA
Tekirdağ İli nemlilik indekslerine göre bulunan hidrografik bölgelerden yarı nemli
iklim tipine girmektedir. Yağış rejimi bakımından Akdeniz yağış rejimi kategorisinde
bulunmaktadır. Akdeniz ikliminin etkileri görülen Tekirdağ sahil Şeridinde yazlar sıcak kışlar
ılıktır. Ergene havzasını içine alan kıyı Şeridinde daha ziyade karasal iklim görülür. Tekirdağ”
da toprağa düşen yağış genellikle yağmurdur. iklimin ılıman oluşu tarımı kolaylaştırır.
Şarköy’ün Gelibolu hududundan Marmara Ereğlisi ‟ne kadar uzanan sahil Şeridinde yetişen
bağ ve zeytin gibi bitkiler, iklimin burada daha ılıman olduğunu gösterir. Bu özelliği,
kuzeyinin kıyıya paralel uzanan Tekir Dağlarıyla kaplı olmasındandır. Kışın kuzey
rüzgarlarına açık olan Tekirdağ-Marmara Ereğlisi-Sultanköy arasında daha soğuk olmaktadır.
içeriler ise kara iklimin özelliğini gösterir. Kışın Kuzey Avrupa ülkelerinin iklimine benzer.
Bu bakımdan kendisine ait özel bir iklim tipi yoktur. Yazlar genellikle kurak ve sıcak geçer.
Yaz süresince görülen kuraklık ara sıra gök gürültüsü ile yağan yağmurlarla ortadan kalkar.
Sibirya antisiklonu Balkanlar üzerinden buralara geldiğinden kışın kuru ve dondurucu
soğuklar olur. Buralar Marmara’nın yumuşatıcı etkisinden yoksundur. 2010 yılının en sıcak
ayları Temmuz-Ağustos, en soğuk ayları Ocak-şubat aylarıdır. Akarsular az ve yetersizdir.
Başlıca akarsular Hayrabolu Deresi ve Ergene Nehri’dir. Bölgede hakim nemli iklim tipi;
sahil Şeridinde ılıman, iç kısımlarda karasal iklime yaklaşarak hüküm sürer. ilin toprak yapısı
ve yağış rejimi kültürel tarım için oldukça elverişlidir. Tekirdağ İlinin denizden yüksekliği 10
m. ve denize olan uzaklığı merkezden 250 m.‟dire. Tekirdağ ilinde, Merkez, Çorlu,
Çerkezköy ve Malkara İlçelerinde olmak üzere 4 istasyon bulunmaktadır. Bu istasyonlardan;
sinoptik ve klima Merkez, meydan istasyon Çorlu, klima Malkara ve Çerkezköy ‟de ise
insansız otomatik meteoroloji istasyonları bulunmakta olup, radiosonde yoktur.
2.9.1. Doğal Değişkenler
2.9.1.1. Basınç
Tekirdağ İlinde ortalama basınç sonbahar ve kıs mevsiminde yükselmekte, ilkbahar
ve yaz mevsiminde alçalmaktadır.
2.9.1.2. Sıcaklık
Tekirdağ için sıcaklık normalleri; Sıcaklık Ocak ayından Temmuz ayına kadar düzenli
olarak artmakta ve Ağustos ayından Aralık ayına kadar azalmaktadır. En soğuk aylar Aralık,
Ocak, Şubat, aylarıdır. Temmuz ve Ağustos 32.5ºC’ye varan sıcaklık ortalamalarıyla en sıcak
aylardır.
2.9.1.3. Yağışlar
Yağmur: Hidrografik bölgelerden de yarı nemli iklim tipine girmektedir. İlin kıyı
kesimlerinde Akdeniz iklimi hakim olmakla beraber iç kesimlerde karasal iklim görülür.
Toprağa düsen yağış türü genellikle yağmur olup kar yağısı daha azdır. Tekirdağ Meteoroloji
İstasyonundan alınan 50 yıllık yağış ortalaması 573.3 mm’dir. Tekirdağ İlinin, 2003 yılı
toplam yağış miktarı 573.4 mm., 2004 yılı toplam yağış miktarı 578.8 mm.’dir. 2003 yılında
en yüksek yağış değerleri Ekim, Ocak ve Şubat aylarında gözlenirken, en düşük yağış değeri
Ağustos ayında gözlenmiştir. Yıllık yağışlı gün sayısı 82 gündür. Günlük olarak en çok yağış
alan ay Şubat ayı olup, en az yağış alan aylar Haziran ve Ağustos aylarıdır. 2004 yılında da
en yüksek yağış değerleri Ocak ve Haziran aylarında gözlenirken, en düşük yağış değeri Eylül
ayında gözlenmiştir.
Kar, Dolu, Sis ve Kırağı: Tekirdağ İlinde, 2005 yılı itibariyle 17 gün karla örtülü gün sayısı,
42 gün donlu gün sayısıdır. 2004 yılı itibarıyla 12 gün karla örtülü gün sayısı, 35 gün donlu
gün sayısıdır.
2.9.1.4. Seller
Tekirdağ İlinde, 24-25 Aralık 2001 tarihlerinde sel felaketi meydana gelmiş olup, sel
felaketinden etkilenen yerleşim yerleri ve zarar gören alanlar aşağıda gösterilmiştir. 2006 yılında
sel felaketi yaşanmamıştır.
2.9.1.5. Kuraklık
Tekirdağ, coğrafi konumu itibariyle deniz ve kara iklimlerinin bir ara hüküm sürdüğü
iklim kuşağındadır. İlin Marmara Denizi kıyısı uzantısında bulunan bölgeleri genel olarak
ılıman bir iklime sahip olmasına karşın, kuzeye doğru uzanan iç kesimlerde ise kara iklimine
dönük iklim kuĢağı görülmektedir. Bu itibarla, meteorolojik veriler içerisinde kuraklığa
hassas bölgeler kara ikliminin yaşandığı kuzey kesimlerde az da olsa yıllara bağlı olarak
değişkenlik göstermektedir. Bölge içerisinde tabii göl ve yer üstü akarsuların olmaması,
meteorolojik değişkenlikler içerisindeki yağışsız zamanlarda, büyük potansiyel taşıyan tarım
arazilerinin olumsuz etkilenmesinde etkili olmaktadır. Bu olumsuz etkenler, meteorolojik
verilere bağlı olarak Temmuz-Ağustos ayları içerisinde yağışların en az, sıcaklığın da en fazla
olduğu zamanlarda görülmektedir. Bölgenin yer üstü doğal su kaynaklarının yok denecek
kadar az oluşu, tarıma dayalı büyük potansiyele sahip arazilerin sulanmasında önemli
hassasiyet göstermektedir. Bu amaçla, tarım arazilerinin sulanmasına dönük baraj ve
göletlerin yapımları az da olsa son yıllar itibariyle ihtiyaca cevap verecek şekilde yapılaşma
göstermektedir.
2.9.1.6. Mikroklima
Bir bölgedeki hava kirliliği potansiyeli, kirleticilerin birikmesine yol açabilecek
meteorolojik parametrelere bağlıdır. Hava kirliliğini etkileyen başlıca meteorolojik
parametreler hafif rüzgarların süresi, atmosferik kararlılık ve karışma yüksekliğidir. Bir
bölgenin kirlenme eğilimi bu parametrelerin kombinasyonuyla belirlenebilir. En yüksek hava
kirlilik oranları Kasım-Aralık ve Ocak aylarında meydana gelmiştir. Yüksek rüzgar hızlarının
görülme sıklığı ve yağışlar da önemli değişkenlerdir. Bunlardan ilki, atmosfere karışacak
toprak kaynaklı toz yükünü, ikinciyse kirleticilerin çökelmesini belirler. Rüzgarların hafif
olduğu koşullarda kirleticilerin yatay düzlemde taşınım ve yayılımı sınırlıdır. Dolayısıyla
belirli bir bölgede hafif rüzgarların (hızı 2.5m/sn den az olan rüzgarlar) ve durgun koşulların
(rüzgar hızının 1.0m/sn‟nin altında olduğu koşullar) sık olması, yüksek bir kirlenme eğilimine
işarettir. Bölgede durgun koşullar zamana bağlı bir dağılım göstermemektedir ve gözlenme
sıklıkları her ay için hemen hemen aynıdır. Bununla birlikte, hafif rüzgarların sıklığı
mevsimlere göre değişir; en sık yaz aylarında, özellikle de Mayıs ve Eylül ayları arasında
gözlenirler. Hafif rüzgarlar ve durgun koşulların yanı sıra, atmosferik kararlılık ve karışma
yüksekliği gibi meteorolojik parametrelerin de bir bölgenin kirlenme eğiliminde belirleyici
faktörler olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
2.9.2. Endüstriyel Emisyonlar :
Türkiye’de, endüstri ve sanayi amaçlı üretim tesislerinin gelişmesi yanı sıra bu tür
faaliyetlerin olumlu yanlarına paralel olarak olumsuz etkileri de beraberinde getirmiş
bulunmaktadır. Bu olumsuz etkilerin oluşumunu etkileyen en büyük faktör, bu işletmelerin
kuruluş yerlerinin isabetli seçilmeyişi nedeniyle, üretimden kaynaklanan olumsuz unsurlarla
ekolojik dengenin bozularak insan ve çevrenin sağlıksız yaşam ortamına dönüştürülmesidir.
Bu dönüşüm içerisinde sağlıksız yaşam ortamını doğuran etkenlerden biri olan hava
emisyonları en önemli faktörlerden birini teşkil etmekte olup, endüstriyel kuruluşların sağlıklı
yer seçimi yapılmayışı yanı sıra, üretime dönük kullanılan yakıtların da çağımız teknolojisine
uygun standartlarda işletilmemesi hava, su ve toprağın kirlenmesinde en büyük etken teşkil
etmektedir. Bu bağlamda, Tekirdağ yerleşim alanı içerisinde yapılaşmış bulunan Tuğla, deri
ve diğer sanayi kuruluşlarının yanlış yer seçimi nedeniyle yapılaşmaları ve bu yapılaşma
içerisinde üretime dönük yakıttan kaynaklanan baca gazları içerisindeki, karbondioksitler,
azot oksitler ve kükürt oksitler doğal hava, su ve toprakta kirlenmelere neden olmaktadır.
Tekirdağ İli sınırları içerisinde merkez ve İlçeler ile sanayi bölgelerinin yoğun olduğu
alanlarda linyit kömürü ve petrol ürünleri kullanılmaktadır. Buna bağlı olarak yerli
kömürlerin özellikle Çorlu merkez, Tekirdağ merkez ve İlçelerine yoğun olarak kullanıldığı,
kömürlerin özelliklerine bağlı olarak kirlilik unsuru oluşturduğu özellikle toplu konut ve
sitelerin kış dönemi boyunca yoğun kömür ihtiyacı hava kirliliğine sebebiyet vermektedir.
Hava kirliliğinin sonucu olarak 2010 yılı DĠE verilerine göre ilimiz en kirli iller konumunda
bulunmaktadır. ilimiz il Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından rutin denetimler yapılmakta
ve uygunsuz kömürlerin kullanımında yasal işlemler yapılmakta olup, Çevre ve Orman
Bakanlığı Referans Laboratuvarında gerekli kömür analizleri yapılmaktadır. Ayrıca sanayi
bölgelerimizde çeşitli petrol ürünleri yanması sonucu SO2 ve CO zehirli gazları açığa
çıkmakta ayrıca CO2 gazı ile atmosferdeki miktarının artışı ile sera etkisi adı verilen dünya
sıcaklığının artmasına yol açıcı rol oynamaktadır. Ayrıca SO2 gazının havadaki nem ile
birleşmesi sonucu oluşan SO3 (kükürttrioksit) gazı da kuvvetli bir asit olan sülfürik asit
buharına dönüşmekte ve asit yağmurlarına sebep olmaktadır. ilimiz il Çevre ve Orman
Müdürlüğü tarafından periyodik olarak baca gazı kontrolleri yapılmakta ve sonuçları
değerlendirilerek gerekli yasal işlemler uygulanmaktadır. ilimizde doğalgaz yataklarının
olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış ancak doğalgaz kullanımı ülkemiz şartlarında yetersiz
kalmakta ve henüz alt yapı yatırımları yapılmadığından kullanılamamaktadır. NOx olarak
bilinen NO ve NO2 gazlarının karışımından oluşan azot oksitleri özellikle motorlu taşıtların
neden olduğu diğer bir kirlilik kaynağıdır. ilimiz il Çevre Müdürlüğü tarafından egzoz
muayeneleri kontrolleri düzenli olarak yapılmakta, emisyon pulları düzenlenmektedir.
3.SANAYİ SEKTÖRÜ
Tekirdağ, konumu itibariyle tarıma dayalı toprak yapısına sahip olmasına rağmen,
bölgede gelişmekte olan tekstil sanayinin etkisi ile il yerleşim alanının kuzeyinde yer alan
Muratlı, Çorlu, Çerkezköy İlçelerine ait tarım alanları, sanayi alanı olarak kullanıma
açılmıştır. Bu bölgedeki sanayi oluşumundaki en büyük etken, çevrenin İstanbul’a yakınlığı
ile, İstanbul topraklarından taşan (desantrilize edilen) sanayi Kuruluşlarının bölgede faaliyete
geçmesi yanı sıra, ithalat ve ihracatta büyük avantaj sağlayan E-80, E-90 Avrupa
Karayolunun bölge içerisinden geçmesi ve sektörel anlamda bölgede yer seçen sanayiye
önemli bir girdi sağlayan yer altı suyunun bolluğudur. İl çevresinde kurulmuş ve kurulmakta
olan sanayi tesislerinin işgal ettikleri arazilerin, gerek tarım arazisi olması nedeniyle ülke
tarım ekonomisini olumsuz etkilemesi ve gerekse de sanayi tesislerinin üretimi sonucu oluşan
her türlü kirliliğin etkisiyle ekolojik yapının her geçen gün bozulmasına neden olması
açısından yer seçiminin isabetli olmayışıdır. Ancak Bakanlığımızca onanmış olan Çevre
Düzeni Planları ile birlikte gerek toprağın, gerek suyun, dolayısıyla tüm doğal kaynakların
kullanımına limitler getirilmiş, sürdürülebilir bir kalkınmanın ilk adımı atılmıştır. Bölge
içerisinde bulunan sanayi kuruluşları, ülke ekonomisine olduğu kadar, yöre ekonomisine de
büyük avantaj sağlamakta olup, sanayi tesislerinin kuruluş alanlarının ülkemizin geleceği
açısından planlı bir şekilde yerleştirilmesi sonucunda daha büyük faydaların sağlanacağı
açıkça ortadır.
Trakya ve buna bağlı olarak Tekirdağ’ın E-25 ve E-5 güzergahları üzerinde olması,
Denizli demir yolu ulaşımının bulunması ve yörede geniş istihdam ve eğitim potansiyelinin
bulunması, yörenin teşvike açık olması nedeniyle ayrıca İstanbul’a yakınlığı nedeniyle
müteşebbisçilerce aranır hale gelmiştir. Bu çerçevede öncelikli Çorlu ve Çerkezköy ağırlıklı
olmak üzere ilimizin her yanına bir akın başlamıştır. 1980 sonrası Türkiye’nin ihracatının
hızlı gelişmesi ve dünyaya açılması nedeniyle öncelikle tekstil grubunda büyük yatırımlar
başlamıştır. 1998 yılında yatırımların takip ve kontrollerinin İlimiz Sanayi ve Ticaret
Müdürlüğü ‟ne verilmesiyle yöredeki mevcut sayısının izlenmesi daha net şekilde sağlanmış
ve bu yılda Devlet Planlama Teşkilatınca İlimizdeki 163 adet teşvikli yatırımın olduğu tespit
edilmiştir. Bu teşvikler daha ziyade Çorlu ve Çerkezköy ‟de yatırım yapacak, %90 tekstil
grubu, %5 makine imalat grubu, %2 elektronik, %3 gıda sektörlerine verilmiştir. Ayrıca;
İstanbul’daki sanayinin taşınması amacıyla alternatif seçim alanı olarak Çorlu ve Çerkezköy
“de yoğunlaşmanın arttığı görülmektedir. Yatırımların yoğunluğu Çorlu E-5 yolunun her iki
yanındaki 25 km.‟lik bir alanı kapsayarak Kırklareli hududuna kadar devam etmektedir.
3.1.SANAYİ’NİN SEKTÖREL YAPISI
Tekirdağ İlinin İstanbul’a yakın oluşu ile, ithalat ve ihracat kolaylığı sağlayan Avrupa
karayolunun bölgenin kuzey kesiminden geçmesi sonucunda il‟de mevcut sanayi sektörünün
bu bölge dahilinde yerleşmesi nedeniyle, ile bağlı ilçeler bazında Çorlu ve Çerkezköy
ilçelerinde sanayi kuruluşlarının yoğun olduğu görülmektedir. Her iki İlçede de öncelikle
oluşan sanayi bölgesi içerisinde tekstil, deri ve gıda sanayi sektörleri büyük yoğunluk
göstermekte olup her yıl sayıları artmaktadır.
Bölge dahilinde yer alan sanayi gruplarının il ve ilçelere göre dağılımı ve istihdam
durumlarına ilişkin, Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü‟ nden alınan veriler doğrultusunda Tablo
oluşturulmuş ve grafiksel olarak da altta ifade edilmiştir.
8.2. Sanayinin Fiziksel Altyapısı
Bir bölgenin rekabet üstünlüğü unsurlarının başında gelen altyapı, Bölgenin göreli
olarak sahip olduğu güçlü ulaşım, enerji, haberleşme ve lojistik gibi yönler itibariyle çeşitli
üstünlükleri barındırmaktadır. Ancak sözü edilen altyapı unsurları, Bölge genelinde homojen
bir dağılım göstermemektedir. Bölgenin İstanbul hinterlandı içerisinde kalan Çerkezköy,
Çorlu, Lüleburgaz ilçeleri arasında kalan bölümü sanayi için güçlü bir altyapı imkânı
sunarken, Bölgenin Batı ve Kuzey aksı içerisinde yer alan OSB ve diğer sanayi alanlarının
özellikle ulaşım, enerji ve arıtma tesis altyapısı yönünden geliştirilmeye ihtiyacı
bulunmaktadır.
Yine özellikle Çerkezköy-Çorlu-Lüleburgaz aksı üzerinde OSB dışında yer alan sanayi
varlığının özellikle arıtma tesisi konusunda altyapı eksikleri bulunmaktadır. Bu bölgede yer
alan plansız sanayi varlığının kontrollü bir yapıda muhafaza ve gelişimine imkân vermek
üzere bir planlama çalışması sanayi altyapısının güçlendirilmesi amacıyla yürütülecek
öncelikli konular arasındadır.
9. ÜRETİM TEKNOLOJİSİ
Günümüzde firmaların kullandıkları üretim teknolojileri ve bunu etkin kullanma yetenekleri
üretimde kullandıkları girdilerin bolluğu ya da maliyetlerinin düşük olmasından çok daha önemli bir
konudur. Üretim sürecinde işgücü yerine makine teçhizatın kullanılması üretim surecinin daha hatasız
olmasına yardımcı olmakta ve üretim maliyetleri düşebilmektedir.
TR21 Trakya Bölgesindeki sanayi, çoğunlukla düşük ve orta teknoloji yoğunluğuna sahiptir.
Düşük teknoloji kullanımı verimsizlik ve yüksek enerji tüketimi sorunlarının yanı sıra, Bölgenin
hassas olduğu konuların başında gelen çevre kirliliğine de yol açmaktadır. Bu durum "1/100.000
Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı" kapsamında da ele alınmış,
çevreye daha duyarlı, yoğun teknoloji kullanan ve yüksek katma değer yaratan sanayilerin teşviki ile
sanayide gerçekleştirilecek yapısal dönüşümün gerekliliği ortaya konulmuştur. Tüm bunların yanında,
sayıları çok az da olsa ileri teknoloji kullanan firmaların olması, sanayide gerçekleştirilmesi planlanan
bu dönüşümle beraber çıkacak olan gereksinimlerin sanayi gözü ile önceden belirlenmesine ve sürecin
hızlandırılmasına yardımcı olacaktır.
9.1. İşletme büyüklükleri
Tekirdağ KOSGEB Bölge Müdürlüğü verilerine göre, Bölgede kayıtlı işletmelerin tamamına
yakını, ülke geneli ile örtüşen bir şekilde küçük ve orta büyüklükteki işletmelerden oluşmaktadır.
Bölgede yer alan işletmelerin büyük çoğunluğunun KOBİ niteliğinde olması, KOBİ'lerin sahip olduğu
ekonomik ve teknolojik gelişmelere karşı daha esnek ve hızlı cevap verebilme yeteneği dolayısıyla,
Bölgeye bir rekabet avantajı sunmaktadır. Ancak küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük bölümünün
kurumsallaşma süreçlerini tamamlayamamalarından dolayı rekabet edebilirlikleri düşük seviyededir.
Bu sebeple KOBİ'lerin Bölgenin rekabet gücünü arttırmaları amacıyla üretim ve yönetim süreçlerini
uluslararası standartlara taşımaları ve bu kapsamda, Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları, kalifiye personel
istihdamı, kurumsallaşma ve markalaşma konularında öncelikli olarak desteklenmesi gerekmektedir.
T ablo 5: İşletme Sayıları İşletme Sayısı KOBİ Sayısı
Tekirdağ 38.436 38.395 99,89Edirne 20.135 20.131 99,98Kırklareli 16.566 16.558 99,95
9.2. Sanayi Alt Sektör Yoğunlaşmaları
TR21 Trakya Bölgesinin tarımsal üretim açısından zenginliği ve hayvancılığın gelişmiş olması,
gıda sektörünü tekstil ve deri sanayinin ardından ön plana çıkarmaktadır. Gıda sanayinin içinde;
özellikle Bölgenin tarım ürünü olan ayçiçeği, buğday ile sütü değerlendirmeye yönelik olan bitkisel
yağ, süt ürünleri, un ve yağ alt sektörleri yer almaktadır. Emek yoğun bir sektör olmasının yanı sıra
firma sayısı açısından da Bölgede öne çıkan sektörler tekstil ve deri olarak gösterilebilir. Bu sonucun
ortaya çıkmasında, İstanbul' un sanayiinin yayılma eğilimi ve Tekirdağ ilinde uzmanlaşma gösteren
deri ve tekstil ağırlıklı OSB'lerin varlığı etkili olmaktadır. Gıda ve tekstil sektörleri dışında, 2002
işyeri sayımına göre yoğunlaşan sektörler; ana metal ve fabrikasyon metal ürünleri imalatı ve ağaç
ürünleri imalatıdır
İllerin 2002 yılı verilerine göre Türkiye içerisinde imalat sanayinde yoğunlaşma katsayılarına
bakıldığında Edirne ilinin, gıda ürünleri, içecek ve tütün imalatı, tekstil ve tekstil ürünleri imalatı ve
ağaç ürünleri imalatında; Kırklareli ilinin gıda ürünleri, içecek ve tütün imalatı, tekstil ve tekstil
ürünleri imalatı ve metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatında; Tekirdağ ilinin ise tekstil ve
tekstil ürünleri imalatı, deri ve deri ürünleri imalatı ve elektrikli ve optik donanım imalatı sektörlerinde
yoğunlaşma katsayısının daha yüksek bir değer aldığı görülmektedir.
9.3. Bölge İllerinde Öne Çıkan Sanayi Sektörleri
Devlet Planlama Teşkilatı'nın "İllerde Öne Çıkan Sanayi Sektörleri" araştırması sonuçları
Bölge illeri ölçeğinde incelendiğinde;
Tekirdağ ilinde "gıda ürünleri ve içecek imalatı", "tekstil ürünleri imalatı", "giyim eşyası
imalatı ve kürkün işlenmesi ve boyanması", "derinin tabaklanması ve işlenmesi", "makine ve teçhizat
imalatı" sektörleri ön plana çıkmaktadır. İldeki bu sektörlerde alt sektör bazında öne çıkan alanlar;
Tekstil ürünleri imalatı alt sektöründe;
Doğal ve sentetik pamuk elyafının hazırlanması ve eğrilmesi
Hazır tekstil ürünleri imalatı Giyim eşyası imalatı, kürkün işlenmesi ve
boyanması alt sektörlerinde;
Giyim eşyaları imalatı
İç giyim eşyası imalatı
Aksesuar imalatı Derinin tabaklanması ve işlenmesi alt
sektöründe;
Bavul, el çantası, saraçlık, koşum takımı imalatı
Ayakkabı, terlik imalatı Makine ve teçhizat
imalatı alt sektöründe;
Elektrikli ev aletleri imalatı
Tarım ve ormancılık makineleri imalatı
10. SANAYİ YOĞUNLAŞMA ALANLARI
TR21 Trakya Bölgesinde mevcut planlı sanayi alanlarının dağılımı incelendiğinde, Tekirdağ,
Bölge genelindeki toplam sanayi alanının %74'üne, Kırklareli %19'una ve Edirne ise %7' sine sahiptir.
Sanayi alanlarının en yoğun olduğu ilçeler ise sırasıyla Çorlu, Çerkezköy, Lüleburgaz ve Kırklareli
Merkez olarak ön plana çıkmaktadır. Planlı sanayi alanları, Çorlu-Edirne D-100 Karayolu aksı
üzerinde yerleşmiş durumdadır.
Sanayinin yoğunlaşma alanları ;
• Çorlu-Velimeşe-Veliköy-Çerkezköy aksı
• Çorlu-Marmaracık-Ulaş-Vakıflar-Misinli-Büyükkarıştıran-Lüleburgaz
• Çorlu-Türk gücü Köyü
• Çorlu-Tekirdağ yolu
• D-100 Karayolu-Evrensekiz-Ahmetbey
• Büyükkarıştıran-Muratlı
• Uzunköprü-Keşan
olarak ön plana çıkmaktadır.
Tekirdağ ili, (Çorlu ve Çerkezköy sanayi alanları dolayısı ile) yukarıda da bahsedildiği gibi
mevcut sanayi potansiyeli ve eğilimi açısından diğer iki ilden ayrılmaktadır. Özellikle Çorlu-Edirne D-
100 Karayolu aksı üzerinde gelişmiş plansız sanayi alanları tüm Trakya mevcut sanayi alanlarının
yaklaşık %70'ini oluşturmaktadır. Kırklareli ili içinde Lüleburgaz ilçesinde de yine Edirne D-100
Karayolu aksı üzerinde yoğunlaşan sanayi alanları görülmektedir. Özellikle Büyükkarıştıran
mevkiinde yoğunlaşan mevcut sanayi alanları, Kırklareli ilinin en yoğun sanayi bölgesini
oluşturmaktadır. Merkez ve Babaeski ilçeleri, Lüleburgaz'dan sonra en yoğun sanayi faaliyetinin
görüldüğü ilçelerdir. Edirne ili sınırları içinde ise Havsa ve Merkez'de yoğunlaşan sanayi
faaliyetlerinin yanı sıra, güneyde Keşan ilçesi sınırları içinde de yoğun sanayi faaliyeti görülmektedir.
Plansız gelişen bu sanayi faaliyetlerinin yanı sıra Keşan ilçesi sınırları içinde bir Organize Sanayi
Alanı gelişmektedir.
10.1. Planlı Sanayi Bölgeleri
10.1.1. Organize Sanayi Bölgeleri
TR21 Trakya Bölgesinde 4 tanesi Tekirdağ, 1'i Edirne ve 1'i Kırklareli'de olmak üzere toplam 6
adet Organize Sanayi Bölgesi faaliyet göstermektedir. Mevcut OSB'lerin toplam sanayi parsel alanı
2.033 ha olup, mevcut OSB'ler içinde toplam 271 işletme faaliyet göstermektedir. Bunun yanında
Bölgede henüz faaliyete geçmemiş biri Keşan Organize Sanayi Bölgesi diğeri ise Kırklareli Asrey İnş.
Aslan Özel Organize Sanayi Bölgesi olmak üzere iki OSB daha bulunmaktadır.
Doluluk oranları açısından Çerkezköy OSB ve Çorlu Deri OSB sınırları içindeki tüm
parsellerin tamamına yakınının tahsis edildiği görülmekle birlikte aktif ya da inşaat halindeki firma
sayısının mevcut parsellere oranı incelendiğinde; Çerkezköy OSB'nin %53, Çorlu OSB'nin ise
%33'lük bir doluluk oranına sahip olduğu görülmektedir. Çerkezköy OSB İstanbul'a yakınlığı, ana
ulaşım aksları üzerinde olması, karma OSB yapısı ile uzun yıllardır Bölge içinde çeşitli firmalar
tarafından tercih edilmektedir. Malkara ve Hayrabolu'da bulunan diğer planlı alanlar ise yaklaşık 100
ha büyüklüğünde ve Bölge için yeni faaliyete geçen organize sanayi bölgeleridir.
Kırklareli OSB mevcut durumda üretimdeki 11 ve inşa halindeki 9 firma ile birlikte %12'lik bir
doluluk oranı gösterirken; Kırklareli Asrey İnş. Aslan Özel OSB'nin yaklaşık 100 ha'lık alanının
tamamı boştur. Edirne ili içerisinde bulunan 107 ha büyüklüğündeki Edirne OSB ise üretimdeki 2 ve
inşasına başlanmış 9 firma ile birlikte %39'luk bir doluluk oranına sahiptir. Mevcut OSB'ler içinde
düşük doluluk oranlarına rağmen mevcut sanayinin yaklaşık %70'inin OSB dışında konuşlanmış
olması, planlama yaklaşımında geçmişte yaşanan sorunlara işaret etmektedir.
10.2. Avrupa Serbest Bölgesi (ASB)
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 1999 yılında kurulan ve toplam 214 ha büyüklüğe sahip olan
Avrupa Serbest Bölgesi (ASB); stratejik konumu itibariyle Türk ihracatçısının, özellikle Avrupa ile
olan ticari ilişkilerinde merkezi bir rol üstlenmiş durumdadır. Bu durumu ASB'nin 2008 yılında
yakaladığı 2 milyar dolarlık ticaret hacmi de doğrular niteliktedir. Bölge sahip olduğu stratejik konum
yanında güçlü altyapı olanakları ile yatırımcılar için bir cazibe merkezi konumundadır.
T ablo 6: Organize Sanayi Bölgeleri (2010) OSB Adı Firma Sayısı OSB Büyüklüğü Kapasite (parsel) Doluluk
Üretimdeki İnşa Hal. Toplam Kullanılan OranıÇerkezköy OSB 187 22 1.234(ha) 391 388 53%Çorlu Deri OSB 70 1 120(ha) 210 210 34%Edirne OSB 2 14 107 (ha) 41 32 39%Hayrabolu OSB 4 6 100(ha) 100 45 10%Kırklareli OSB 8 5 367(ha) 105 29 12%Malkara OSB 0 0 105(ha) 69 0 0%
Çerkezköy OSB
1973 Yılında 429 ha alanda kurulmuş daha sonra sanayicilerin ihtiyaçları için alan
yetersiz kalınca 818 ha 2002 yılında bölge tüzel kişiliğe bağlanmıştır. Bölge dahilindeki 1.
kısımda 131,2, 2. kısımda 266 olmak üzere toplam 397 sanayi parseli bulunmaktadır. Bu
parsellerden 1. kısımda 109,2, 2. kısımda 92 olmak üzere toplam 201 sanayi kuruluşu faaliyet
göstermektedir. Firmalarda yaklaşık 35,000 kişi istihdam edilmektedir. Bölgede endüstriyel
atık su arıtma tesisi mevcuttur.1.Kısım 38,000 m3/gün kapasiteli arıtma tesisi faaliyet
halindedir. 2. kısım 40,000 m3/gün kapasiteli arıtma tesisi faaliyet halindedir. Doğalgazdan
50 megavat gücünde elektrik üretimi yapan Çerkezköy Enerji üretim A.Ş. üretim santrali
çalışmaktadır.
ÇorluDeriOSB
1996 yılında 120ha alan üzerine kurulmuştur. 189 sanayi parseli mevcut olup, 130
fabrika bulunmaktadır. Bu Fabrikaların 85 adedi faaliyet halindedir. Ülkemizin toplam deri
üretiminin %37'sini gerçekleştirmektedir. Halen 5,000 işçi çalışmaktadır. Bölgenin kuzey
kısmında 3,000 m3/gün, Güney kısmında 4,500 m3/gün kapasiteli 2 adet arıtma tesisi mevcut
olup , ikisi de bakımdadır. 36,000 m3/gün kapasiteli arıtma tesisi bitmiş ve faaliyete
geçmiştir.
HayraboluOSB
2001 yılında 100 ha alanda kurulmuş olup, 100 sanayi parseli bulunmaktadır. Bunun 3
adedi inşaat halinde, 9 adedi çalışır durumdadır. Bunlar gıda (2), kablo (3), beton elemanları
(1), Prefabrik (1), biodizel (1), medikal tekstil (1) sektörlerine aittir. Altyapı çalışmaları
tamamlanmıştır.
MalkaraOSB
2002 yılında 105,6 ha alanda yatırıma başlanmış olup, Tüm altyapı işleri bitirilmiştir. 69
adet sanayi parseki mevcut olup, bunun 3 adedinin sözleşmesi yapılmış, 5 adet parselin satış
kararı alınmış, 61 adet parsel ise boş durumdadır. 3 adet fabrika proje aşamasındadır.
AvrupaSerbestBölgesi
Çorlu Vakıflar Mevkii Karamehmet Köyü civarında 2 milyon m2 üzerinde 1997 yılında
Şahinler Holding tarafından çeşitli ebatlarda 227 parsel üzerine kurulmuş olup, %35'i doludur.
Burada 139 adet ruhsatlı firma faaliyet göstermekte olup, 49 adedi üretim yapmaktadır.
Tekstil, makine, metal, madeni eşya, otomotiv yan sanayi, elektronik, kimya, kağıt ve ambalaj
sektörleri mevcuttur.
10.3. Küçük sanayi siteleri (KSS)
Bölge genelinde 8'i Tekirdağ, 7'si Edirne ve 3'ü Kırklareli'de olmak üzere toplam 18
küçük sanayi sitesi bulunmaktadır. Küçük Sanayi Sitelerinin toplam büyüklüğü 2.571 da olup,
toplam 5.013 firma faaliyet göstermektedir. Bölgede yer alan küçük sanayi sitelerinde;
Tekirdağ'da 4.967, Edirne'de 4527 ve Kırklareli'nde 1.752 kişi olmak üzere toplam 11.246
kişi istihdam edilmektedir.
Küçük sanayi siteleri içinde küçük işletmelerin toplu ve organize bir şekilde faaliyet
göstermeleri, daha verimli üretim yapabilmeleri, ana sanayi-yan sanayi ilişkisinin
geliştirilmesi gibi yönlerden, sanayide etkinliği arttırıcı bir rol üstlenmektedir. Bölgenin sahip
olduğu bu değer, özel yan sanayiye gereksinim duyan büyük yatırımcılar için önemli bir
unsur olarak göze çarpmaktadır.
T ablo 7: Küçük Sanayi Siteleri (2010)
KSS Sayısı Alan (da) İşyeri Sayısı Toplam Çalışan Sayısı
TR21 Trakya - 2.527,1 5.013 11.246Edirne 7 696 1.828 4.527Tekirdağ 8 1.639,1 2.340 4.967Kırklareli 3 192 845 1.752
Avrupa'ya bağlayan TR21 Trakya Bölgesinin ulaşım altyapısının ana aksını İstanbul-Kapıkule
Otoyolu oluşturmaktadır. Bölge trafiği İstanbul, sınır kapıları, limanlar ve sanayi bölgeleri gibi yoğun
merkezlerin etkisi altındadır
Tablo: Karayollarında Bölünmüş Yol ve Otoyolların Payı (2010)
Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı olan TR21 Trakya Bölgesi, Türkiye geneline
kıyasla gelişmiş bir karayolu ağına sahiptir. Doğu-batı ve kuzey-güney doğrultulu ana akslar
11. ULAŞTIRMA
Coğrafi anlamda Avrupa'yı Asya'ya bağlayan bir köprü niteliğinde olan TR21 Trakya
Bölgesi, güçlü karayolu altyapısı, limanları, demiryolu ve havayolu bağlantıları ile erişilebilirliği
yüksek bir geçiş bölgesidir.
11.1. Karayolları
ile bunları birbirine bağlayan tali yollar mevcut karayolu ağını oluşturmaktadır. Karayolu
ulaşımı; 993 km devlet yolu, 891 km il yolu, 169 km otoyol ve 5.514 km köy yolu ile
sağlanmaktadır. Türkiye genelindeki oto yollaşma oranı yaklaşık %3.2 iken, Bölge genelinde
bu oran %8.2 seviyesindedir. Otoyolların toplam yol uzunluğuna oranında Kırklareli, yaklaşık
%11.4 otoyol oranı ile Türkiye ortalamasına göre çok yüksek bir değere sahiptir.
Türkiye genelinde bölünmüş yol ve otoyolların devlet ve il yollarına oranı %26.6
seviyesinde iken, TR21 Trakya Bölgesinde bu oran %34.9 seviyesine çıkmaktadır. Bölgedeki
488 km uzunluğundaki bölünmüş yolun 415 km'lik kısmı 2003-2009 döneminde yapılmıştır.
Bu dönemde yapılan bölünmüş yollar ile Bölge genelinde ve özellikle Kınalı - Tekirdağ -
İpsala aksındaki trafik rahatlatılmıştır. Yapılacak çalışmalarla 2010 yılı sonuna kadar
Bölgenin mevcut bölünmüş yol ağına 99 km daha eklenmesi hedeflenmektedir.
TR21 Trakya Bölgesinde kilometrekareye düşen bölünmüş yol ve otoyol uzunluğu
oranının Türkiye geneline kıyasla %63 daha fazla olduğu görülmektedir. Bölgede en düşük
orana sahip Kırklareli'nde dahi kilometrekareye düşen bölünmüş yol ve otoyol uzunluğu
Türkiye genelinin üzerindedir. Türkiye genelinde kilometrekareye düşen bölünmüş yol ve
otoyol uzunluğu bakımından iller arası bir sıralama yapıldığında, Tekirdağ'ın 7., Edirne'nin
16. ve Kırklareli'nin de 29. sırada yer aldığı görülmektedir. Yapılan bölünmüş yollar, ulaşımı
rahatlatmış olsa da, henüz istenilen seviyeye ulaşılamamıştır. Özellikle, sanayi yoğun alanlar
ve limanlar için yüksek kalitede yollar ile bağlantılar oluşturulması gerekmektedir.
11.1.1. Trafik Yoğunluğu
Bölgedeki trafik yoğunluğunu özellikle Çorlu Havaalanı, Tekirdağ Limanı, sanayi bölgeleri ve
sınır kapıları etkilemektedir. Trafik yoğunluğu, İstanbul'a ve sanayinin yoğunlaştığı Çorlu ve
Çerkezköy bölgelerine yaklaştıkça artmaktadır. İstanbul - Edirne otoyolunun Edirne-Havsa kesiminde
yıllık ortalama günlük trafik 5.081 taşıt/gün seviyesinde iken; bu değerin Çorlu-Çerkezköy ayrımında
11.321, Çerkezköy-Kınalı ayrımında ise 18.157 taşıt/gün olduğu görülmektedir. İstanbul'da ise trafik
yoğunluğu değerleri 100.000 taşıt/gün değerinin üzerine çıkmaktadır.
Bölgede devlet yollarında yaşanan trafik yoğunluğu, otoyollardaki yoğunlukla paralellik
göstermektedir. Kınalı-İpsala aksı, Bölgede trafiğin en yoğun olduğu akslardan biri olup, bu aks
üzerinde yer alan Tekirdağ Limanı çevresinde trafiğin daha da yoğunlaştığı görülmektedir. Edirne
yönünde İstanbul - Kapıkule D-100 Karayolunda trafik yoğunluğu, özellikle sanayinin yoğunlaştığı
Çorlu - Lüleburgaz aksında artış göstermektedir. Kırklareli yönünde de benzer şekilde Çorlu -
Çerkezköy hattında trafik artmakta, Saray -
Kırklareli yönünde ise yoğunluk azalmaktadır. Havsa - Keşan - Eceabat ve Tekirdağ -Muratlı aksları
Bölge içi ulaşımın sağlanmasında önemi olan görece yoğun hatlardır.
TR21 Trakya Bölgesinde Yunanistan ve Bulgaristan'a açılan beş adet kara sınır kapısı
bulunmaktadır: Dereköy, Hamzabeyli, İpsala, Kapıkule, Pazarkule. Dereköy, Hamzabeyli ve Kapıkule
sınır kapıları Bulgaristan ile olan bağlantıyı; İpsala ve Pazarkule sınır kapıları ise Yunanistan
bağlantısını sağlamaktadır. Kara sınır kapılarının yanı sıra, Uzunköprü'de Yunanistan'a açılan bir adet
de demiryolu gümrük kapısı bulunmaktadır.
Beş sınır kapısından yılda toplam 1.920.304 araç giriş-çıkış yapmakta olup, bu sayı Türkiye
toplam giriş-çıkış sınır trafiğinin %38'ine karşılık gelmektedir. TR21 Trakya Bölgesinde bulunan sınır
kapılarındaki araç trafiği yoğunluğunun %61'ini otomobil, %34'ünü kamyon, römork, çekici ve yarı
römorklar, %3'ünü otobüs ve geri kalan %2'sini de midibüs ve kamyonetler oluşturmaktadır. Bölge
sınır kapılarındaki %3'lük otobüs trafiği, Türkiye genelindeki otobüs trafiğinin %34'üne denk
gelmektedir.
Türkiye'de yurtiçi ve yurtdışı taşımacılıkta karayolunun büyük payı olduğu göz önünde
bulundurulduğunda, TR21 Trakya Bölgesi Türkiye geneline göre daha güçlü olan karayolu ağı,
Yunanistan ve Bulgaristan'a açılan sınır kapıları ile lojistik alanında önemli bir avantaja sahiptir.
11.2. Demiryolu
Türkiye'nin uluslararası demiryolu ağı içerisinde yer alan TR21 Trakya Bölgesi
demiryolu hattı, 285 km'lik uzunluğu ile Türkiye toplam demiryolu ağı uzunluğunun
%3.3'üne karşılık gelmektedir. Bu hattın 110 km'lik kısmı Kırklareli, 96 km'lik kısmı Edirne
ve 79 km'lik kısmı ise Tekirdağ il sınırları içerisinde yer almaktadır. Sirkeci'den başlayan
demiryolu hattı; Edirne ilinden Kapıkule Sınır Kapısı ile Bulgaristan'a, Pazarkule ve Eskiköy
Sınır Kapıları ile de Yunanistan'a bağlantı sağlamaktadır.
Otomobillerin özel vagonlar ile taşındığı, otokuşet sistemine sahip Bosfor, Dostluk ve
Selanik bağlantı trenleri ile Avusturya'nın Villach şehrinden Edirne'ye uluslararası demiryolu
taşıma hizmeti verilmektedir. Bu hat üzerinde düzenli tarifeli günlük altı tren işletilmektedir.
İstanbul-Bükreş-İstanbul seferleri, her gün karşılıklı olarak çalışan Bosfor Ekspresi ile
sağlanmakta; İstanbul-Selanik-İstanbul güzergahı için de her gün karşılıklı çalışan tren seferi
bulunmaktadır. İstanbul-Sofya, İstanbul-Belgrad, İstanbul-Budapeşte ve İstanbul- Kişinev
bağlantısı ise Bosfor Ekspresi'ne bağlanan vagonlarla sağlanmaktadır. Mevcut hat üzerinden
yurtiçi yolcu taşıma hizmeti de verilmekte olup; İstanbul-Uzunköprü, İstanbul-Kapıkule,
Alpullu-Uzunköprü, Alpullu-Kapıkule, İstanbul-Çerkezköy arasında çalışan günlük 12 tren
bulunmaktadır.
TR21 Trakya Bölgesi, iki adet önemli demiryolu projesi ile gündemdedir. Bunlardan
ilki olan Tekirdağ - Muratlı - Büyük karıştıran Demiryolu Projesi, toplamda 49 km'lik bir
güzergahı kapsamakta olup, iki aşamalı olarak hayata geçirilmesi planlanmaktadır.
Tekirdağ - Muratlı arasında yapımı devam eden 31 km'lik I. etap tamamlanmak üzere olup, bu
hattın hayata geçirilmesi ile birlikte Akport Limanı'nın demiryolu ile buluşması sağlanmış
olacaktır. Muratlı - Büyük karıştıran arasındaki 18 km'lik II. etap ise, bölgeye ilişkin ikinci
önemli demiryolu projesi olan "Halkalı - Kapıkule Hızlı Tren" hattını Sirkeci - Edirne
demiryolu hattına bağlamak üzere tasarlanmıştır. Halkalı - Kapıkule Hızlı Tren Projesi şu
anda planlama aşamasındadır.
Şekil: Bölgedeki mevcut ve planlanan demir yolu hatları
Bölgede demiryoluyla taşınan yolcu sayısı yıllara göre inişli çıkışlı bir seyir
göstermekle birlikte, yurtiçi yolcu taşımacılığında 2007-2009 yılları arasında %32.3'lük bir
düşüş yaşanmıştır. Uluslararası tren bağlantıları ile taşınan yolcu sayısı ise bu yıllar arasında
92.000-95.000 civarında sabit kalmıştır. Demiryolu ile yük taşımacılığı, Bölgede yükselen bir
grafiğe sahiptir. 2000'den 2004 yılına kadar ortalama 150.000 civarında sabit seyirli taşınan
yük miktarı, 2005 yılında 887.775 ton ile zirveye ulaşmış; bu yıldan 2009'a kadar olan
dönemde de belli bir aralık içinde dalgalı bir seyir takip etmiştir. 2009 yılında 563.949 ton
olarak gerçekleşen yük taşımacılığında Tekirdağ %49'luk, Edirne %33'lük ve Kırklareli de
%18'lik bir paya sahiptir.
11.3. Denizyolu
Marmara Denizi, Ege Denizi ve Karadeniz'e kıyısı olan TR21 Trakya Bölgesi,
Türkiye'nin üç denize birden kıyısı olan tek bölgesidir. TR21 Trakya Bölgesinin önemli
limanları Tekirdağ ilinde yoğunlaşmış olup, bunlar arasında Akport Limanı, Martaş Limanı,
OPET ve BOTAŞ'a ait LNG terminalleri yer almaktadır.
Uluslararası transit liman (aktarma limanı-hub port) olarak planlanan Asya port
Limanı'nın yapımı Tekirdağ'a bağlı Barbaros beldesinde halen devam etmektedir. Bununla
birlikte, inşaatın şantiye altyapısı bitmiş olup, dolgu faaliyetlerine Nisan 2009 tarihinde
başlanmıştır. Çalışmalar sona erdiğinde Liman, Marmara Bölgesinin en büyük konteyner
limanı olacaktır. Asya port projesine göre Limanın yıllık kapasitesi 2 milyon 500 bin TEU
olup, ilk işletme yılında 1 milyon TEU kapasite ile hizmete başlaması planlanmaktadır.
Türkiye'deki limanların 2009 yılı konteyner kapasitesinin 9.228.500 TEU/yıl olduğu göz
önünde bulundurulduğunda Asya port projesinin Bölge için önemi ortaya çıkmaktadır. Asya
port Limanı'ndan, TR21 Trakya Bölgesindeki tüm sanayi bölgelerine ve İstanbul'a otoban ve
bölünmüş yollarla ulaşım sağlanabilecektir. Ayrıca, Tekirdağ-Muratlı- Büyük karıştıran
Demiryolu Projesi'nin tamamlanmasını müteakiben, Limanın Avrupa ile bağlantısı kurulmuş
olacaktır.
T ablo : TR21 Trakya Bölgesinde Bulunan Limanlar ve Teknik Özellikleri İskele Adı Yeri Yanaşma Yeri
Uzunluğu (m)
Derinliği (m)
Tekirdağ Eski İskele (Akport) Tekirdağ 346 4.00-7.50
Tekirdağ Yeni İskele (Akport) Tekirdağ 686 4.00-9.50TMO Tekirdağ 300 11.00-11.00Martaş M.Ereğlisi 220 6.00-18.00
T ablo : TR21 Trakya Bölgesinde Bulunan Limanların Teknik Kapasiteleri Akport Martaş
Konteyner (TEU/Yıl) 250.000
Dökme Yük (Ton/Yıl) 3.000.000 1.500.000Genel Yük (Ton/Yıl) 3.000.000 2.500.000Sıvı Dökme Yük (Ton/Yıl) 1.000.000 500.000Ro-Ro 40.000
Depolama Kapasitesi 1.020.000 (Ton/Yıl) 100.000 mT/Yıl
Tekirdağ liman alanları, İstanbul ilinin liman faaliyetlerine ilişkin gelecek senaryoları
açısından stratejik önem taşımaktadır. Zira, Haydarpaşa Limanı'nın faaliyetlerinin sona ermesi
ve Ambarlı Limanı'nın orta vadede artan talebi karşılayacak kapasite hacmine ulaşamaması
durumunda, trafiğin Tekirdağ limanlarına kaydırılması muhtemel gözükmektedir. Tekirdağ-
Marmara Ereğlisi bölgesi konteyner taşımacılığı, genel ve dökme yük taşımacılığı ve sıvı yük
elleçleme potansiyeli yüksek bir bölgedir. Ulaştırma Bakanlığı'nın "Ulaştırma Kıyı Yapıları
Master Plan" çalışmasında, bu alan gelişme bölgesi olarak belirtmiştir.
6 milyon ton genel kargo ve dökme yük kapasitesiyle Marmara Bölgesinin en büyük 3.
limanı olan Akport, 1 milyon ton sıvı yük elleçleme kapasitesiyle de Marmara Bölgesindeki
en büyük 7. limandır. Bölgede elleçleme yapılabilen bir diğer liman olan Martaş limanında
konteyner taşımacılığı yapılamamaktadır. Martaş, 4 milyon ton genel ve dökme yük
kapasitesiyle Marmara bölgesindeki en büyük 7. liman iken 500 bin ton sıvı yük kapasitesiyle
12. büyük limandır.
Tekirdağ - Akport Limanı'nın Marmara Denizi'nde Gemlik, Bandırma, Karabiga ve
Biga ile düzenli Ro-Ro seferleri vardır. Bunun yanında, Trieste ve Toulon limanlarına da
düzenli Ro-Ro seferleri yapılmaktadır. Bandırma-Tekirdağ, Gemlik-Tekirdağ, Derince-
Tekirdağ Ro-Ro seferleri ile yük taşıyan taşıtların İstanbul trafiğine girmeden Tekirdağ'a
ulaşabilmeleri mümkündür. Şöyle ki, Tekirdağ-Bandırma arasındaki Ro-Ro seferleri aradaki
mesafeyi yaklaşık 400 km kısaltmaktadır.
Tekirdağ-Muratlı demiryolunun faaliyete geçmesi ve Akport Limanı'nın demiryolu
bağlantısına paralel olarak, Asya-Avrupa arasındaki yük trafiği Derince-Tekirdağ, Bandırma-
Tekirdağ arasındaki "Trenferi" seferleri ile sağlanabilecektir.
Şekil 5: Akport Limanı'ndan Marmara Bölgesindeki Ro-Ro Bağlantıları
T ablo 14: Tekirdağ Liman Başkanlığı Bazında Yük Elleçleme Kapasitesi (Ton) Yıl İhracat İthalat Toplam Dış
Ticaret
Toplam
Kabotaj
Transitsiz Genel
ToplamTekirdağ 2009 1.185.848 2.477.303 3.663.151 377.030 4.040.181Tekirdağ 2008 868.734 2.731.067 3.599.801 477.907 4.077.708Tekirdağ 2007 669.924 3.107.618 3.777.543 363.895 4.141.437Tekirdağ 2006 939.288 2.466.036 3.405.324 312.319 3.717.643Tekirdağ 2005 1.011.476 2.012.151 3.023.628 280.223 3.303.850
TR21 Trakya Bölgesi genelindeki limanlarda elleçleme yalnızca Tekirdağ Liman
Başkanlığı'na bağlı limanlarda yapılmakta olup, 2009 yılında bu limanlarda elleçlenen toplam
miktar, tüm Türkiye limanlarında elleçlenen yük miktarının %1.7'sini oluşturmaktadır.
11.4. Havayolu
Çorlu Havaalanı, TR21 Trakya Bölgesindeki tek havaalanı olma özelliğini taşımaktadır.
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 1998 yılında hizmete giren havaalanı, 3.000x45 metre boyutlarında beton
kaplama pisti, yıllık 10.000 uçak ve 600.000 kişilik yolcu kapasitesi ile 7/24 uluslararası hava trafiğine
açıktır.
T ablo 15: Tekirdağ-Çorlu Havalimanının Yıllık Uçuş Trafiği Tüm Uçak 2008 2009 2009 / 2008 (%
değişim)Trafiği İç Hat Dış Hat Toplam İç Hat Dış Hat Toplam İç
HatDış
Hat
Toplam
Tekirdağ Ticari 1.345 1.345 368 1.434 1.802 7.0 34.0
/ Çorlu Tüm 9.728 1.473 11.201 15.974 1.507 17.481 64.0 2.0 56.0Türkiye Ticari 315.798 337.519 653.317 339.895 335.315 675.210 7.6 4.7 6.1
Tüm 385.764 356.001 741.765 419.422 369.047 788.469 8.7 3.7 6.3
T ablo : Tekirdağ-Çorlu Havaalanı'nın Yıllık Yolcu Trafiği (Kişi) Yolcu Trafiği (Gelen -Giden)
2008 2009 2009 / 2008 (%
Değişim)İç Hat Dış Hat Toplam İç Hat Dış Hat Toplam İç Hat Dış Hat Toplam
Tekirdağ / Çorlu
0 6.882 6.882 30.629 10.149 40.778 0 47.0 493.0
Türkiye 35.832.776 43.605.513 79.438.289 41.226.959 44.281.549 85.508.508 15.1 1.6 7.6A.H.L. 11.484.063 17.069.069 28.553.132 11.416.838 18.396.050 29.812.888 -1.0 8.0 4.0Sabiha G. 2.764.856 1.516.337 4.281.193 4.510.895 2.006.591 6.517.486 63.0 32.0 52.0
T ablo : _ Tekirdağ-Çorlu Havaalanı'nın Yıllık Yük Trafiği (Ton) Bagaj-Kargo-Posta
2008 2009 2009 / 2008 (%
Değişim)İç Hat Dış Hat Toplam İç Hat Dış Hat Toplam İç Hat Dış
HatToplam
Tekirdağ / Çorlu
14.339 14.339 162 12.490 12.652 -13.0 -12.0
Türkiye 422.892 1.219.222 1.642.114 484.833 1.241.512 1.726.345 14.6 1.8 5.1A.H.L. 147.289 635.920 783.209 145.650 680.656 826.306 -1.0 7.0 6.0Sabiha G. 23.364 84.131 107.495 38.051 87.648 125.699 63.0 4.0 17.0
Çorlu Havaalanı'ndaki uçak trafiğinin büyük kısmını ticari uçaklar oluşturmaktadır.
Ticari uçakların daha yoğun olarak geldiği ülkeler Ukrayna, Türkmenistan, Azerbaycan,
Kazakistan ve Özbekistan'dır. Yurt içinde düzenli olarak Çorlu-Ankara seferleri
gerçekleştirilmektedir. Çorlu Havaalanı, İstanbul'un hava trafiğini hafifletmeye yönelik
tedbirler içinde değerlendirilebilecek bir konuma sahiptir. 2009 yılında Türkiye genelinde
gerçekleşen iç hat yolcu trafiğinin %38'i ve yük trafiğinin %55'i AHL ve Sabiha Gökçen
Havaalanı tarafından karşılanmıştır. Aynı yıl Çorlu Havaalanı'nın yük taşımacılığındaki payı
%7.3 ve iç hat yolcu taşımacılığındaki payı da %0.7 olarak gerçekleşmiştir. Geliştirilerek
kapasitesinin arttırılması ve raylı sistem ile A.H.L.'ye entegre edilmesi halinde, Çorlu
Havaalanı İstanbul'un ihtiyacı olan ek kapasitenin bir kısmının karşılanması yönünde bir
seçenek sunmaktadır.
12. PROJENİN ÖNEMLİ ÇEVRESEL ETKİLERİ VE ALINACAK
ÖNLEMLER
Gelişen ve değişen dünyada, insanların temel ihtiyaçlarının büyük bir kısmı sanayinin
ürettiği mal ve hizmetlerle sağlanmaktadır. Ayrıca sanayi ürünleri, modern ve çağdaş hayat
standartlarının maddi tabanını oluşturmaktadır. Bu sebeplerle bütün toplumlar gelişen çağa
göre değişen ihtiyaçlarını karşılayabilmek için sanayileşmeyi mutlaka ulaşılması gereken
hedef olarak kabul etmişlerdir. Çünkü sanayi, modern ve kalkınmış toplumlarda ekonominin
temelini oluşturmaktadır.
Sanayi bir yandan, doğal kaynakları kullanarak ürün verirken, diğer yandan da çevre
kirliliğine sebep olmaktadır. Sanayileşme sürecine giren ve sanayileşmesini tamamlayan
toplumlar, bu gelişmeler sırasında çevre ve doğal kaynakları bitmez tükenmez bir kaynak
olarak kullanmışlardır. Ancak doğal kaynakların azaldığını, doğanın kendini yenileme
gücünün sınırlı olduğunu ve ekolojik dengelerin bozulmaya başladığını fark ettikleri zaman,
hem sanayileşmeyi sürdürmek, hem de çevreyi koruyabilmek için köklü tedbirler aramaya
başlamışlardır.
Sanayileşmenin oluşturduğu çevre sorunlarının öncelik ve anlamı son zamanlarda
büyük ölçüde değişmiştir. 1970'li yılların başında çevre kirlenmesi; hava, su ve toprak
kirlenmesi olarak değerlendirilirken ve çevrenin, kendisine atılan her türlü atık ve artığı kabul
eden serbest bir mal olduğu kabul edilirken, bugün bu değer yargıları değişmiş, çevrenin de
bir kaynak olduğu, zamanla kirlenerek tükenebileceği ve bu kaynak kullanımının da bir
maliyetinin olabileceği anlaşılmıştır.
Çevre kirlenmesi ve korunmasıyla ilgili olarak başta Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma
Teşkilatı (OECD) olmak üzere, bu konudaki en kapsamlı araştırma "Dünya Çevre ve
Kalkınma Komisyonu" tarafından 1987 yılında rapor haline getirilmiş ve "Ortak
Geleceğimiz" adıyla Türkiye'de de yayımlanmıştır. Bu raporda ana tema olarak, "Çevre ve
kalkınmanın birbirine ayrılmaz bir şekilde bağlı olduğu ve sürdürülebilir kalkınma sınırlarının
çevre kaynakları ile belirlenebileceği, ayrıca sürekli ve dengeli kalkınma kavramları"
işlenmiştir.
12.1. Genel Çevre Kirlenmesi ve Alıcı Ortamlar
Çevre kirlenmesi genel olarak ele alındığında;
Hava kirlenmesi,
Su kirlenmesi,
Toprak kirlenmesi,
Atık kontrolü ve
Gürültü olarak sınıflandırılabilir.
Hava kirlenmesi genel anlamda, sanayi kuruluşlarında meydana gelen emisyonların
hiçbir önlem alınmadan atmosfere bırakılması, ulaşım araçlarından kaynaklanan egsoz
gazlarının atmosfere verilmesi, çeşitli tesislerde ve evlerde yakılan fosil yakıtlarından ortaya
çıkan partikül, kükürt, azot oksitler ve hidrokarbonlardan oluşmaktadır.
Su kirlenmesi, aynı şekilde sanayi atıklarının ve evsel sıvı atıkların herhangi bir
arıtıma tabi tutulmadan doğrudan su kaynaklarına boşaltılması ile toprakta biriken pestisid ve
aşırı kullanılan kimyasal gübre kalıntılarının zamanla taşınarak, yüzeysel veya yeraltı su
kaynaklarına ulaşması sonucu ortaya çıkmaktadır.
Toprak kirlenmesi; arazinin yanlış kullanılması, fazla gübre kullanımı, tarım koruma
ilaç kalıntıları ile sanayi ve evsel katı atık ve artıkların doğrudan araziye dökülmesi, ayrıca
hava kirlenmesine sebep olan kirleticilerin yağışlarla toprağa ulaşması sonucu meydana
gelmektedir.
Gürültü kirliliğine sebep olan kaynaklar ise; plansız kentleşmeye bağlı yerleşim
alanları, ulaşım araçları, hava taşımacılığı ve endüstriyel kuruluşlardır.
Çevre kirlenmesi yöre, bölge veya ülke genelinde olabileceği gibi uluslararası
boyutlarda da olmaktadır. Çünkü coğrafi sınır tanımayan meteorolojik olaylar, uluslararası
akarsu ve denizlerde de ortak sorunlar meydana getirmektedir.
12.2. Çevreyi Kirleten Temel Sektörler
Çevre kirlenmesi, bozulması ve doğal kaynakların tüketilmesinde, sanayi çok önemli
bir paya sahip olmakla birlikte, tek etken değildir. Bu sebeple, çevre politikalarının
oluşturulması başta sanayi olmak üzere diğer temel sektör faaliyetlerini kapsayacak bir
bütünlük içinde ele alınmalıdır.
Çevre kirlenmesine sebep olan ve aynı zamanda bir ülke ekonomisinin temelini
oluşturan sektörleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
a. Sanayi Sektörü,
b. Enerji Sektörü,
c. Madencilik Sektörü,
d. Tarım Sektörü,
e. Yerleşim Alanları,
f. Altyapı ve Ulaşım Sektörü,
g. Turizm Sektörü olarak sayılabilir.
Çevredeki fiziksel kirlenme ve bozulma hava, su ve toprak kirlenmesi olarak
sınıflandırılabilirse de bunlar çok çabuk birbirine dönüşebilir. Çünkü ekolojik dengenin bir
parçasındaki bozulma, bütün sistemin yapısını olumsuz yönde etkiler. Bunun için çevre
kirlenmesini sadece hava, su ve toprak kirlenmesinden ibaret saymak hatalı bir yaklaşım olur.
12.3. Çevreyi Öncelikle Kirleten Bazı Sanayiler
Çevre kirliliğinin en önemli kaynaklarından birisi de tartışılmaz olarak endüstriyel
kuruluşlardır. Sanayileşme ve gelişmenin sonucu olarak birçok sınai kuruluş, amacı
doğrultusunda ve özellikle üretim faaliyetleri esnasında yeterli önlemleri almadan hava, su, ve
toprağa verdikleri katı, sıvı veya gaz halindeki atık ve artıklarla çevreyi yoğun bir şekilde
kirletmektedir.
Ancak değişik mal ve mamul üreten tüm endüstriyel kuruluşları kirletici ana kaynak
olarak saymak söz konusu olmakla birlikte, çeşitli sektörlerin alıcı ortamlara verdikleri çok
çeşitli atık, artık ve emisyon yükü ağırlıklarına göre bir sıralama yapılması mümkün
olmaktadır.
Hava ve suya atılan farklı nitelikte kirletici parametreler dikkate alınarak, Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Çevre Kurulu tarafından 1993 yılında hazırlanmış olan
bir raporda Bazı Endüstriyel Faaliyetlerin Çevresel Etkileri, Tablo: XI.'de verilmiştir.
Çevre kirliliğine yol açan ve potansiyel kirlilik kaynakları esas alınarak Harita XI.'de
Türkiye'de Çevreyi Öncelikle Etkileyen Bazı Endüstriyel Sektörlerin Dağılımı genel çevre
durumunu belirtmektedir.
Çevreyi en fazla ve öncelikle kirlettiği bilinen bazı sanayi faaliyetler grubunun,
kontrolsüz ve yeteri kadar önlem almadan, alıcı ortamlara doğrudan bıraktıkları atık, artık ve
emisyonların çevreye etkileri dikkate alınarak, kirletici özelliği yüksek birçok parametre
Tablo:XI.'de özetlenmiştir.
Tablo:. Bazı Endüstriyel Faaliyetlerin Çevresel Etkileri
Çevreye Atılan Hava Kirleticileri Çevreye Atılan Su Kirleticileri
Faaliyet Türü
TAP Ağır Met
.
CO-COx
H2S
Flo rür
Hidro Karbo
n
Koku
Du-man
Diğ.
Org. Kim
.
Ağır
Met.
Siya-
nid
Sülfat
Nit-rat
NHÎ
Fosfat
Klo-
rür
BOİ K
Oİ
Florür
Bileş.
Fenoller
AskıdaKatıMd.
SS DiğerOrg.Kim.
Rafineriler, Gaz ve
x x x x x x x X
Termik Santraller
X x x x x x X
Entegre Kimya Tes.
X x x x x x x x x x x x x x x x x x x X
Kağıt Sanayi
X x x x x x x x x x x x x X
Demir_Çelik Sanayi
X x x x x x x x x x x x x x x x x x XÇimento Sanayi
X x x x X
Gübre Sanayi
X x x x x x x x x x x x x x X x x x x
Şeker Sanayi
X x x x x x x x x x x
Et Entegre Tesisi
x x x X
_Deri Sanayi
x x x x X x x x
Maden Çıkarılması X x x X_Bakır X x x x x x x X
_Kurşun_Çinko
X x x x x x X