muhyiddin İbn ul-arabi'nin tasavvuf felsefesi
TRANSCRIPT
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
1/187
ANKARA NIVERSITESI
ILHIYAT FAKLTESI YAYINLARI
1 2 7
M U H Y D D N
B N I F I A R A B
N
N
T S V V U F F E I S E F E S
Yazan:
eviren:
A. E. Affifi
r. Mehmet Da
^
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
2/187
A N K A R A O N
V ERS
TES
ILAHIYAT FAKLTESI YAYINLARI
1 2 7
M U H Y
D D
N
B K 1 1 A R A B
N
N
T S V V U F F E L S E F E S
Yazan: eviren:
A. E. Affifi
r. Mehmet Da
^
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
3/187
IINDEKILER
evirenin nsz
nsz 11
Giri
5
Blm
I. Varl
k Nazariyesi
21
Ibnu'l-Arabi'nin Metafizik Hakikat Gr
21
I. a) Varl
k (yucad)'un Anlam
21
b)
Varl
k D
ncede mi yoksa d
alemde mi
eylerin Mhiyetlerinden aynlabilir? 24
c)
Varl
k ve Varolmak. Yokluk ve Var-de
^
il
25
d)
Varl k'
n Trleri
6
e)
Zorunluluk, imkan ve imkans
zl
k
27
II ( I). a) Bir ve ok: "Hakk ve Halk"
28
b) ibnu'l-Arabrnin Mutlak Monismi ve Hallac'
^
n Dualismi
30
c) Ibnu'l-Arabi'nin Bir'le ok aras
ndaki mnasebeti ifade tarz
: Hakk ve
Halk
32
II (II). Tenzih ve Te
bih (A k
nl
^
k ve
kinlik)
4
II (III). a) Sebeplilik ve ibnu'l-Arabi'nin Sistemindeki Yeri
9
b) Bir btn olarak Alemin Sebebi
41
c) Ilahi
simlerin Sebeplili
^ i
5
III (1). a) Zat-S
fatlar ve Isimler
6
b) Bilgimizle ili
kisi a
s
ndan Hakikat
7
e) ibnu'l-Arabrnin Allah'
n Ahlaki ve
ahsi Isim ve S
fatlann
a
klama tarz
51
d) Ilahi
simlerin iki Yn (Manzaras
^
) 5
III (u). a) Sabit rnekler ya da Gizli Hakikatlar (el-acyan es-sabita)
6
b) Ibnu'l-Arabrnin Sisteminde Acyan es-Sabita'n
n Yeri
59
IV. a) Il
nu'l-Arabrnin Varl
^
n Birli
^ i
^
retisi
0
b) Islam
n Allah'
ve Vandet-i Vucud'un Bir'i
62
e) Ibnu'l-Arabrnin ^
retisinde Bir Uluhiyet Telakkisi
64
d) Ibnu'l-Arabrnin Vandet-i Vire
ad
^
retisi ve Yeni-Eflatunculuk
65
e) Ibnu'l-Arabrnin Gr
ne gre, Tecelliler Sistemi Plotinus'un ak
lar
n
n yerini
al
r
7
Blm II Ibnu'l-Arabrnin Kelm (Kelimetullaah=Logos)
^
retisi
70
A.a) Ibnu'l-Arabrnin Logos (Kelm) Nazariyesinin Ontolojik Yn: Hakikatlar
n Haki-
kati olarak Kelm: Alemin Yarat
c
s
, Hayat Vericisi ve Akli Ilkesi olarak Kelm
71
3
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
4/187
b)
Kelm'
n Tasavvufi Yn
75
c) Muhammed'in Hakikati, Kutup ile di
^
er Peygamber ve Veliler aras
ndaki M-
nasebet
5
d)
ibnu'l-Arabi'nin Kutup (ya da Hz. Muhammed'in Hakikati) Nazariyesinin Genel
Metafizik O
^
retisiyle olan Mnasebeti
8
e) Kelm'
^
n nc Ciheti: Yetkin nsan olarak Kelam
79
f) Kk Mem olarak Yetkin
nsan
83
g)
Alemin Sebebi olarak Yetkin
nsan
83
h)
ibnu'l-Arabi'nin Kelm
^
retisinin Kayna
^ ve Genel Mlahazalar
85
B. a) ibnu'l-Arabi'nin Nbvvet, Rislet ve Velyet (Velilik) Gr
: Hatem el-Evliy
(Velilerin Mhr) Meselesi
1
b) Velinin Anlam
^
91
e) Velilik ve Umis mi Hilfet (el-Hil5fet el-Amme)
3
d)
ihnu'l-Arabi'nin slam Velilerine mal etti
^
i Haklar
4
e)
Velilerin Mhr (hatem el-evliy)
95
Blm III. il
nu'l-Arabrnin Bilgi Nazariyesi, Psikoloji ve Tasavvufu
8
I. Bilgi Nazariyesi
8
a)
e
itli Onerme (Hkm) Trleri
99
b)
Hadsi (Sezgiye dayanan) ya da Bt
ni Bilgi
100
c)
Hadsi (Sezgiye dayanan) ya da Bat
ni Bilginin Husiisiyetleri
101
d)
ibnu'l-Arabrnin Tasavvufi Bilgisi
103
II. Psikoloji
108
A. Tasavvufi ve Metafizik Psikoloji, ibnu'l-Arabrnin Nefs Nazariyesi
108
a)
Cz'i Ak
llarla Klli Ak
l aras
^
ndaki
li
ki
108
b) Sfnin Kalbinin De
^
i
kenli^
i
111
e) ibnu'l-Arabrnin Nefsin Mahiy-eti Nazariyesi
111
d)
U Nefs aras ndaki li
ki
112
B. Tecrbi Psikoloji
114
a) idrak (Alg
^
)
115
b) Tasavvuri Bilgi (Kavramsal Bilgi=-elilm ettasavvuri)
116
e)
ehvet ve
rcleden Ibnu'l-Arabi'nin Anlad
klar
117
d) 1bn
li-Arab
P/n Psikoloji ve Rya Nazariyesinde Hayl'in Anlam ve Yeri
118
e)
il
nul-Arabi'nin Rya Nazariyesi
119
f)
Sfinin Yarat
^
c
Gc
121
III. St
filik ve Si5fi Tecrbenin Son Hedefi
124
a)
Eski Srilere gre Sfili
^
in Hedefi
124
b)
Fena'
un Anlamlar
^
127
e) Tedrici bir sre olarak Fena
128
Blm IV. ib
au'l-Arabrnin Dini, Ahlak ve Estetik
132
I. ibnu'l-Arabrnin Evrensel Dini
132
a) Allah'a
man etme yollar
133
b)
nanlar
n Takdiri
135
II. Ahlak ve Theodise
136
a) Kader ve irade Hrriyeti
136
b)
Hay
r (iyilik) ve er (Ktlk) Meselesi
139
4
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
5/187
c)
yilik ve Ktl
^
n zfli
^
i (Greli
^
i)
139
d)
Ibnu'l-Arabrnin Nazariyesinde
yilik ve Ktl
^
n erratla olan Mnasebeti
ve Ilahi
radenin Yeri
141
e)
Ilahi radenin Anlam
141
III. Mezt (Cez) ve Mldft (dl) Meselesi: Ibnu'l-Arabrnin Cennet ve Cehennem
Anlay
, ve teki Dnya Gr
144
IV .
Ibnu'l-Arabrnin Estetik'i
149
a)
A
k Gr
ve Sistemindeki Yeri
149
b)
e
it A
k
150
e) Gzellik A k'
n Temelidir
151
EK
Ibnu'l-Arabrnin Sisteminin Kaynaklar
153
a)
Ibnu'l-Arabi ve
bn Meserre
157
b)
Ibnu'l-Arabrnin D
ncesini Etkileyen Kaynaklar 162
e) Ihvn es-Saf'n
n Risleleri, Frbi ve mslman Yeni-Eflatuncularm Eser-
leri
162
d)
Ibnu'l-Arabi ile Ihvn es-Safa'n
n birle tikleri Noktalar
163
Varl
k Nazariyes i Hakk
^
nda
164
Psikoloji ve Bilgi Nazariyesi Hakk
nda
165
Kk Mem ve Byk hem Hakk
nda
166
e)
Hallc'm Ibnu'l-Arabrye Etkisi
167
f) Kelme
lar
n Ibnu'l-Arabrye Etkisi 169
g)
Ibnul-Arabrnin Sisteminde Kur'n ve Hadis Unsuru 169
Yararlan
lan Esuder
173
Kitap ve
ah
s isimleri Dizisi
177
Teknik Terimler Dizisi
181
5
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
6/187
EV
REN
N ONSZ
Al Affifi'nin 1938de CAMBR
DGE UN
VERS
TY PRESS
taraf
ndan yay nlanan Muhyiddin finu'l-Arabrnin Tasavvuf Felsefesi
(The Mystical Philosophy of Muhyid Din Ibnu'l-Arabi) adl
eserini trk oku-
yucusunun incelemesine sunmu
bulunuyoruz. Bu eser, anla
laca^ zere,
bugne kadar ib nu'l- Ar abi hakk
nda yaz
lm
eserler aras
^ nda, onu btn
cephesiyle ele alan ilk ve ayn
zamanda tek eser grnmndedir. Yazar,
kendisinin de belirtti
^
i zere, konuyu bylesine kapsaml
bir
ekilde ele al-
mas
na ra^men, ib nu'l- Ar abi hakk
nda sylenecek her
eyi ortaya koydu
^
u
iddias
nda de^
ildir; yazar ^
n tek amac
^ , bu konuda al
acaklara
b nu'l-
Ar abrnin tasavvuf felsefesini anlama bak m
ndan, yararl
^
bir anahtar vere-
bilmektedir. yle grnyor ki, yazar, kendisinden beklenen bir a
kl
k ve
stn bir beceri ile bu anahtar
bize sa
^
lam
t
^
r. Ancak, do
^
u tasavvufunu bir
bat
dilinde ifde ederken, her zaman ortaya
kan terminoloji sorunu ile kar
kar
ya kalm
; Pantheism ve Monism gibi daha ok bat
felsefesine zg te-
rimleri kullanmak zorunlu
^
unu duymu
tur. Aradaki mahiyet fark
na ra^
men,
yazar
n bu yola gitmesi, konunun bat
l ^
okuyucularca daha kolay anla
l-
mas
n
sa^lamak olsa gerektir. Pantheism veya monism'den sz ederken,
s-
lam vandet-i vud
deulu
^
unu kastetti
^i, a
klamalar
ndan ve ibnu'l- Ar abi'-
den verdi
^
i rneklerden a
ka anla
lmaktad
r. Bu sebeple Affifi'nin do
^
u
mistisizmini bat felsefesinin terminolojisine tercme etti
^
i
eklinde baz
la-
r
n
^
n yapt
^
ele
tiriler, ancak konunun islmi muhtevas
gzden
rak tutulduk-
a, geerli olabilir ve yanl anlamalara yol aabilir. Yaln
z yazar
n, eserini
bir bat
dilinde ve bat
l
okuyucuyu gznne alarak bu yola girdi
^
i d n-
lecek olursa, bu hareketin hakl
bir tak
m nedenlere dayand
^
ortaya
kar.
te yandan bat
l
okuyucular iin konuyu daha bir a
kl ^
a kavu
turmak
amac
yla yazar
m
^
z n baz
hususlarda
b nu'l- Ar abryi Ile gel ve S p in o z a
ile kar
la t
rmas
ola
^and
r. Ne kadar farkl
temellere dayamrsa dayans
n,
insan d
ncesine baz hususlarda ortak sonulara ula
t
^
n
hayretle de
^ il,
tabii kar
lamak gerekir. Asl
nda bat
felsefe ve mistisizmini do
^
u felsefe ve mis-
tisizminden tamam
yla ayr
d
nmek ve aralar
nda hibir ortak cihet olma-
d ^
n
ileri srmek, her zaman hakl
nedenlere dayanmamaktad
r: zellikle
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
7/187
Spino z a'mn Ortaa
^
Yahudi felsefesi arac
^
l
^
ile slam felsefesinden pay
n
ald
^
bilinmektedir. Bu konuda H. A. W olfs on'un
Philosophy of Spinoza,
Unfolding the Latent Processes of His Reasoning
(Cambridge, Mass. 1948)
adl
eseri bize yol gsterecek niteliktedir. Bu bak
mdan Affifrnin yapt
^
kar
la
t
rmalar
anlay
la kar lamak gerekir.
Bu tr kar
la
t
rmalar daha geni bir lde, hatta bazan a
r l
klara
kaarak, Trk bilgini Mehmet Ali Ayni taraf
ndan da yap
lm
t
r. Onun
Trke yazd ^
eyh-i Ekber'i Niin Severim (
stanbul 1339-1341) adl
eseriyle, Frans
zea'ya Ahmet Re
it taraf
ndan yap
lan evirisi
(La Quin-
tessence de la Philosophie de Ibn-i-Arabi),
bunun rnekleriyle doludur.
p-
hesiz, Ayni'nin yapt
^
kar
da
t
rmalar ve buldu
^u ortak noktalar yarardan
yoksun olmamakla birlikte, bu tr kar
la
t
rmalarda ihtiyat
^
elden b
rak-
mamak gerekir.
Bu arada, Say
n Prof. Dr. Nihat Keklik'in Muhyiddin
bnu-l-Arabi,
Hayat
ve evresi
(
stanbul 1966) adl
eserindeki bir iddias
na da de^
inmeden
geemiyece
^
iz. Say
n Prof. Keklik'in belirtti
^
ine gre, (s. 9) "H. S. Ny-
berg'in, H. Corbin'in, A. Perrier'in, Dr. Affitrnin ve bilhassa tasavvuf saha-
s
ndaki ara
t
rmalar
yla otorite haline gelmi
olan R. A. Nieholson'un vs.
al malar
ibnu'l-Arabryi avrupi bir anlay
ta tasvir etmi
lerdir; fakat
bunlardan ilki istisna edilecek olursa, di
^
erleri ve hatt burada isminden sz
edilmeyenler
bnul-Arabrnin sadece baz
cepheleriyle me
gul olmu
ve tam
bir ibnu'l-Arabi monografisi meydana getirememi
lerdir". Affifrnin
bnu'
1- Arabryi avrupi bir anlay
la ele ald
^
iddias
, ancak yukar
da szn
etti
^
imiz faz
zorunluklar a s
ndan ele al
nd
^
nda geerli say
labilir. Fakat
ikinci iddian
n hakl olmad
^ , eserin muhtevas
k saca incelendi
^
inde ortaya
kacakt
^
r. Muhakkak ki, her eserde oldu
^
u gibi, bu eserde de baz
eksiklik-
lere rastlanacakt
r. Fakat bu eksiklikler, Ibnu'l-Arabrnin tasavvuf fel-
sefesinin btnyle ele al
nmam
olmas
ndan de
^
il, konunun geni
li^i dolay
-
s
yla sadece anahatlar
n
vermekle yetinilmi
olmas
ndan do
^
maktad
r.
Affifi bunu, kendi nsz'ndeki
u szlerle belirtmektedir: "Burada konu
her ynyle incelenmi
say
lmaz. Dolay
s
yla bu kitab yazmakla ibnu'l-
Arabrnin tasavvuf felsefesinin oldu^
u kadar, taraftarlar
n
n felsefesinin de
herhangi bir blm veya tamam
n
n anla lmas
iin bir anahtar hizmeti
grebilecek olan d
nce yap
s
n
n yahn ana izgilerini vermeyi ba
arabil
dimse kendimi tatmin olmu sayaca
^
m".
Bugne kadar ibnu'l-Ar abi nin felsefesini btnyle ele alan. tiirke bir
eser yaz
^
lmam
t
r. Mehmet Ali Aynrnin yukar
^
da szn etti
^
imiz eseri,
sadece yazar
n ibnu'l- Ar abi ile bat
d
ncesi aras
nda m
ahade etti
^
i
baz
benzerlikleri ele almaktad
r. smail F ennrnin eseri (Vandet-i Vucts
d ve
8
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
8/187
Muhyiddin Arabi,
Orhaniye Mat., 1928) ise daha ziyyde Vandet-i Vuctid
sistemine yneltilen itirazlar zerinde durmakta ve Pantheism'le Vandet-i
Vueild aras
ndaki farka de
^
inmektedir. Say
n Prof. Dr. C avit Sunar,
bnu'
l-Arabi ve
n
etm Rabbeini, Vandet-i Vudid ve Vandet-i
ultild Meselesi
adl
doktora tezinde (Ankara 1960)
mm Rabbnrnin ibnu'l- Ar abi'ye itiraz-
lar
^
n
ele alan yararl
bir monografi sunmaktad
r. Nihayet, daha nce de sz-
n etti
^
imiz Prof. Dr. Nihat K eklik'in eseri, Ibnu'l- Ar abrnin hayat
ve
evresini her trl
ifrat ve tefritten
ka
narak incelemekte ve bu konuda
u
m
ahadeyi serdetmektedir: (s. 5) "Ibnu'l-Arabi'nin bir veli oldu ^
u, bir ok
kermetler gsterdi
^
i, gelece
^
e ait kehanetlerde bulundu
^u, sihir v.b. ile u
^
-
ra
t
^
yanl
bir tefsirden ibrettir. Baz
kimseler ise, onun, mesela, `manevi
mil-ac
m> ele alarak, bu mirac
n uydurma oldu
^
unu belirtmi
, bu sretle ken-
disini yanl
tefsir etmi
tir. Ibnu'l-Arabi hakk
ndaki bir ara
t
rman
n
ifrat ve tefritten ka
nmas gerekmektedir." Ayr
ca Ibnul-Arabrnin menk
-
belerini toplayan bir eser (
bnu'l-Arabi'nin Menkabeleri,
Ilahiyat Fak. Yay.
CIX, Ankara 1972) Dr. Abdlkadir
ener ile Dr. M. Rami Ayas'
n
yetenekli kalemiyle Trkeye kazand r^ lm
t
r
Grld
^
gibi, btn bu eserler, ibnu'l- Ar abi hakk
nda btnyle
bir fikir vermekten uzakt
r.
te hem bu nedenle, hem de islam tasavvufu
hakk
nda ara
t
rma yapacaklara
k tutar d
ncesiyle, bu eseri Trkeye
kazand
^
rmay
yararl
bulduk.
eviriyi yaparken, metne mmkn oldu
^
u sad
k kalmaya, fakat Trke-
nin ifade zelli
^
ine dikkat etmeye gayret ettik. Ibnu'l-Arabi'den do
^
rudan
do
^
ruya yap
lan nakilleri as
llar
yla kar
la
t
rd
k. Bylece bu metinlerin
asl
na daha yak
n bir evirisini vermeye al t k. Ayr
ca eserin dip notlar
m
teker teker gzden geirdik ve Fuss el-Hikem in
Trke tercmesini de dip
notlarda imkan nispetinde gsterdik.
As
l glkle, Affifi'nin kulland
^
kaynak eserleri tespit ederken, kar-
la
t
k; Affifi, yle grnyor ki, konuya gsterdi
^
i titizlik ve dikkati,
bibliyografyas
n
yazarken gstermemi
tir. Bibliyografyada szn etti
^
i bir
ok eserin bas m tarih ve yerlerini gstermedi ^
i iin, bu eserleri tespit eder-
ken byk glk ektik. Btn bu glklere ra
^
men, hemen hemen btn
eserlerin bas
m tarih ve yerlerini tespit ederek, evirimizde gsterdik.
Eserin evirilmesi s
ras
nda zel ilgi gsteren ve metnin trkesini din-
lemek zahmetine katlanan Dr. M. Rami Ay as'a, eserin bas
lmas
na karar
veren Fakltemiz Yay
n Komisyonuna te
ekkr ve minnet duygular
m
sunar
m. Ayr
ca, indeksin haz
rlanmas
nda byk titizlik ve emek harcayan
Say
n hsan inan'a; eserin bas
m
na gsterdikleri titizlik dolay
s
yla Ankara
niversitesi Bas
mevi mensuplar
na te ekkr borlu oldu
^
umu belirtmek
isterim.
Ankara, 1974
r. Mehmet DA
9
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
9/187
NS Z
A
a
^
daki sayfalarda
eyh Muhyiddin ibnu'l-Arab nin tasavvuf
felsefesinin zetini vermek zere bir te
ebbste bulunulmu
tur.
uras
belir-
tilebilir ki, sftfilerin ne felsefi sistemleri ne de tespit edilmi
gr
leri vard
r;
sflik
asl
nda eklektik (derleyici) bir konudur. Bence bu, genellikle do
^ru
olmakla beraber,
bnu'l- Ar abi bir istisna te
kil etmektedir. Onun, sistemi-
nin her blmnde a
^ rl
^
n
hissettiren belirli bir felsefi vandet-i vcd
(var-
l
^
n birli
^
i)
gr
vard
r. Ayn
zamanda bir de d
ncesinin tamam
^
na
hkim olan ve
ekilde kalan bir diyalektik mevcuttur. Bylece esasta ve
ekilde ibnu'l- A r abi tipik bir sf
fi filozofun vas
flar
n
hizdir. Say
ca ok
olan eserlerinin hi bir yerinde onun tasavvuf felsefesini, bir btn olarak,
tutarl
ve dzenli bir
ekilde ifde edilmi
bulamay
z. Belki
Fusiisu'l-Hikem'in,
onun varl
^
n birli
^
i
(vandeti viiciid)
gr
nn en olgun
eklini zetledi
^
i sy-
lenebilir; fakat ne anla
lmaz ve dzensiz bir zettir bu Sisteme benzer bir
eye ula
madan nce
Fuss'a
ek olarak ib nu'l- Ar abi'nin di
^
er kitaplar
n
da
iyiden iyiye kar t
^
rmak, zmlemek, terkip etmek ve yersiz veya nemsiz
t4erruat y
^ n aras
na geli igzel serpi
tirilmi
ilgili noktalar
derlemek ge-
rekmektedir. ib nu'l- Ar abi, muhakkak ki, tam bir vandet-i vcf
d felsefesi-
nin bilincindeydi, fakat felsefe e
^
itiminden gemedi
^
i iin onu nas
l ifade ede-
ce^
ini bilmiyordu. Onun szde kalan paradoxlar
^
na ve s
k s
k grlen islm
^
n
naslar
n
felsefenin ilkeleri ile uzla
t
rma abalar
na pek fazla nem veril-
medi
^
i mddete, ona tutarl
bir d
nr denebilir. Onun felsefesini, islm-
la uzla
t
rmak iin, mmkn hi bir yol yoktur. Vandet-i vefuleu d
nceleri-
ni
srarla rtt^
snni elbise, kas
^
tl
olarak oraya yerle tirilmi
sahte bir
grn
ten ibarettir.
Konunun nem ve de
^
erini, yaln
zca tasavvufun geli
imiyle ilgili olarak
de^il, ayn
zamanda Ortaa
^
genel d
nce tarihi ile ilgili olarak da oldu-
^
undan fazla yceltmeye gerek yoktur. Prof. E. G. B r o wne'a gre
hi-
bir sliim sffisi, belki Celaluddin Riimi mstesna,
eyh Muhyiddin'i ba
kalar
n
etkilemede, verimlilik ve mphemlikte a
amam
t
^
r. Bununla birlikte, bildi
^
im
kadar yla,
ark (
slC
m) d
ncesinin bu kendine zg ynyle ilgilenen gayret-
11
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
10/187
li arap bilimleri uzmanlar
na (arabist) daha ok mit veren ara
t
rma alanla-
r n
n pek ender bulunmas
na ra
^
men,
bnu'l Arabrnin eserlerinin yeterli bir
incelemesi henz ne Avrupa'da (ne de Do
^
u'da) yap
lm t r .3 Byk insan
Celluddin Rilmi'nin bile, Konyal
Sadruddin'in
bnu'l-Arabrnin
Fuss'u zerindeki derslerini takip etmek suretiyle bu etkiden pay
n
ald
^
kabul edilir. Ir aki (l. 686/ 1287), C mi (l. 898/ 1492), Cili (l. 811/ 1408),
ebisteri (l. 720/ 1320), bnu'l-Arabrnin byk
rihi ve taraftar
K-
ni (l. 730/ 1329) ve daha ba
ka bir oklar
gr
leri,
st
lahlar
ve d nce
tarzlar
bak
m ndan
bnu'l-Arabi'nin veya
^
rencilerinin kitaplar ndan al-
d klar
etkilerin a
k izlerini ta
yan siffiler aras
nda say l
rlar. Islm dnyas
d
nda
bnu'l-Arabrnin etkisi Hristiyan filozoflara ve Ortaa ^
mistikle-
rine kadar ula m t r. Lully ve Dante'nin eserleri, M. P alacios'un belirtti
^
i
zere, byle bir tesirin izlerini ortaya koymaktad r. 2
Bu eser, Ibnu'l-Arabi'nin tasavvuf felsefesinin tamam n , yani var-
l
k nazariyesi (Ontology),
Kelm
(Logos)
gr
, bilgi nazariyesi, psiko-
loji, Sflik, Din, Ahlk, Ahiret nazariyesi ve Estetik'ini inceleyen ve
bnu'
1-Arabrnin d ncesini etkiledi
^
ini sand ^
n ana kaynaklar ^
n kaba ana
izgilerinin verildi
^
i bir Ek'den ibaret olan 4 blme ayr
lm
t
r. ibnu'l-
Arabrnin felsefesinin kaynaklar
sorunu tek ba na slam tasavvufunun
tarihi iin hayati nemi olan ba
^ ms
z bir incelemenin konusunu te
kil ede-
bilecek durumdad
r. Bu eserin dayand ^
malzeme, ba
ta
Futitheit
ve
Fusas
olmak zere,
bnu'l-Arabi'nin 23 eserinden derlenmi
tir. nemli bir ok
nakiller, uzunluklar
dolay s
yla
kar
lmak mecburiyetinde kal
nm
ve on-
lara sadece at
flar yap
lmakta yetinilmi
tir. Kitab n konusuna gelince,
unu
ekliyebilirim ki, bildi
^
ime gre,
imdiye kadar Ibnu'l-Arabi'nin tasavvuf
felsefesinin tamam n
umull ve terkipi bir gzle sunan Tasavvuf bilgini
pek kmam t
r. Bu konuda
imdiye kadar yap
lanlar
u eserlerde buluna-
bilir:
1. Palacios,
bnu'l-Arabi's Psychology3.
Bu,
Futilhat'dan
ve ibnu'l-
Arabi'llin
Risle fi Macnet en-Nefs ve'r-Rh'undan
ok say
da tercme edil-
mi
paralardan ibarettir. Ayn ekilde Abenmasarra adl eserinde ibnu'l-
Arabi'ye yeri geldike at
flarda bulunmaktad
r. Palacios, Ibnu'l-Arabi
zerinde al
mak isteyen herkes iin son derece gerekli oldu
^una inand
^ m
Fusas'unu
kas
tl
olarak gzden rak tutmu
grnyor.
1.
E. G. Browne, Literary History of Persia, Cambridge 1928, II, s. 500.
2.
Bak., Palacios, Islam and the Divine Comedy,
Londra 1926;
Abenmasarra y su
Escuela,
Madrid 1914.
3. Acts of the 14th Oriental Congress, Cezayir 1905.
12
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
11/187
2 .
Prof. R. A. Nicholson'un
Studies in Islaniic Mysticism
adl
eserinde yer alan Notes on the Filsus4.
3.
Nyberg'in
Kleinere Schriften der Ibnu'l-Arabi
adl
eserine yazd
^
"Giri
". Burada o, ne
retti^
i
bnu'l-Ar abi'nin kk eseriyle ilgili olarak
metafizi
^ini ilgilendiren baz
noktalar incelemektedir.
4 . Prof. Browne'n
n
Literary History of Persia;
Andrae'nin
Die
Person Mohammeds
ve Massignon'nun
Halliic
hakk
ndaki eserlerinde geen
di
^
er baz
szler ve notlar.
Ibnu'l-Ar al:1Ni'). gr
nn kayna^
meselesi ile ilgili olarak, zel-
likle Pala cios'nun
Abenmasarra
adl
eseri bir dereceye kadar bana yard
mc
oldu. Bu eser,
bn Meserre,
^
rencileri ve Ibnu'l-Arabi ile ili
kileri hak-
k
nda kendi zmledi
^
im ve Pala cios'nun bu konuda ileri srd
^
nazari-
yeye kar
t bir sonuca ula
t
ran baz
kaynaklar
^
n anahtar
n
bana verdi.
te yandan, Do
^
u'da da e
itli yazarlar Ibnu'l-Arabryi incelemi
ve
hakk
nda risleler yazm
lard
r. Fakat onlar
daha ok me
gul eden, onun
snnili^i sorunu olmu
; di
^
er bir deyi
le onun st
fi yn ve felsefesinden
ok, byle bir felsefe ne derecede islm
^
n naslar
ile uyum halindedir veya
de
^
ildir meselesi ele al
nm t
r Bu konudaki mnaka
alar mslmankr
n
zihinlerini as
rlarca me
gul etmi
ve
bn Teymiyye, Celluddin es-
Suyis
ti, Firf
zbdi, Mahzn
i, Taftazni v.b. gibi ki
iler taraf
ndan
bnu'l-Arabi'nin snnili
^
ini mdafaa veya inans
zl
^
n
(kfrn) ispat
etmek iin kitaplar yaz
lm t
r. Bugne kadar hi kimsenin snnili
^
i hakk
nda
bylesine bir fikir ayr
^
l ^
asl grlmemi tir. Baz
^
lar
ona sin
m en byk
velilerinden biri nazar
^
yla bakm
, baz
lar
nca ise, o, sunnili
^
e muhaliflerin
en kt bir rne
^
i say
lm
t
r.
Burada konu her ynyle incelenmi
say
lmaz. Dolay
s
^
yla bu kitab
yaz-
makla onun tasavvuf felsefesinin oldu
^
u kadar, taraftarlar
n
n felsefesinin
de her hangi bir blm veya tamam
n
n anla
lmas
iin, bir anahtar hizmeti
grebilecek olan d
nce yap
s
n
n yal
n ana izgilerini vermeyi ba
arabil-
dimse kendimi tatmin olmu
sayaca^
m.
Sonu olarak, bir zamanlar meslek arkada
m ve
^
retmenim olan Prof.
R. A. Nichols on'a en iten te
ekkrlerimi sunmak isterim. Onun devaml
yol gtistericilik ve
a
maz ilgisine bu eser, burada ifade edebilece
^
imden ok
daha fazlas
^
n
^ borludur.
4. R.A. Nieholsom
Studies in Islamie Mysticism,
Cambridge 1921 ss. 149-161.
13
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
12/187
Ayn
^
zamanda Cambridge niversitesi Bas
mevine, gsterdikleri nezket
ve bu kitab
n bas
m
^
ndaki titizlikleri dolay
s
yla; ve E.
J.
W. Gibb Memorial'in
mtevvellilerine, yard
^
m tahsis etmek nezketinde bulunduklar
iin, minnet-
tarl
g
^
m
^
belirtmeliyim.
Cambridge,
. E. Affifi
17
Eyll 1938
1 4
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
13/187
G I R I
Genellikle ibnu'l-Arabi (veya zellikle Do
^
u'da ibu Arabi) ve
e
-
eyhu'l-Ekber
5
olarak bilinen
eyh Muhyiddin Muhammed ibn Ali,
Mursiya 'da (
spanya'n
n gney-do
^
usu), Do
^
u Endls valisi6 Sultan
Muhammed b. S ac
^
l b. Mardani
'in hkm srd^
s
rada, ve kuzey
Afrika'n
^
n Muvahhid reisi Abdulm'min'in lmnden 2 y
l sonra do
^
du.
Kendisine nispet edilen
el-W timi et-Dri lakab
n
gznne alarak onun,
byk insansever
(philanthrope)
Hti
m'in ba^l
oldu^
u eski Tayy kabilesine
mensup oldu
^u neticesine varabiliriz. ibnu'l- Ar abi nl ve dindar bir
aileden gelmi
tir. Babas
ve amcalar
ndan ikisi belirli bir
hrete sahip sa-
bnu'l- Arabi 568/ 1172'de 8 ya
nda iken do
^
um yerini terkederek
biliye'ye gitti. Kur'an okumak ve slam Hukukunun ilk esaslar
^
n
^
renmek-
ten ibaret olan ilk
slam e
^itimini
eyh Eb ii B ekr b. Halef'den ald
.
ok gemeden, o s
rada, Endls safilerinin nemli bir merkezi olan Sevil'e
geti ve orada 30 y
l kald
. Bu 30 y^ l zarf
nda islam Hukuku, Hadis ve Kelm
okudu. Yine Sevil'de safilik yolunda ona ilk mr idlik yapan ki
ilerden pek
o^uyla kar
la
t
7 . Bir taraftan Sevil'i srekli ikamet yeri yaparken, bir taraf-
tan da Endls ve Ma
^
rip'de geni
apta gezilerde bulundu. Kurtuba'y
zi-
yaret etti ve daha ok gen bir ya
ta iken bu
ehrin kad
s
olan
b n R
d'le
ilk kez tan
t
:
a Ayn
zamanda 590 / 1194'de Tunus'u ve Fas'
dola
t
. 598/
1201'de 28 ya
nda iken, k
smen Bat
'da dindar ki
ilerin o
^
unun adet edin-
dikleri hac grevini yerine getirmek, fakat bence esas
nda Endls ve btn
Bat
blgesi byk siyasi kar
kl
klar
n merkezi oldu
^
u iin, Do
^
u'ya do
^
ru
yola
kt
. Bunun yan
nda ibnu'l- Ar abi gibi siifiler, Bat
l
Kelamc
lar,
Endls ve Kuzey Afrika hkmdarlar
^ taraf
ndan kt kar
damyorlard
.
5.
Ayn
zamanda ika Surka
olarak bilinirdi.
6.
Bak., Il
nu'l-Arabl,
Futtiht, Kahire H. 1293, IV. s. 264, 1. 15. Burada /bnu'l-Arabi,
ondan Sa`d
olarak bahsediyor. Kar., bnu'l-Esir, elKmil fi'tTarih,
Leyden 1851,
XI, s. 235.
7.
Bak., Ek.
7a.
Fut., I,
s. 199.
15
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
14/187
Endls'te kalm
olsayd^
,
bn u'l-Arabi, 546/1151'de ldrlen Muridin
mezhebinin reisi bn K asi veya uzun y
llar hapiste kald
ktan sonra Kuzey
Afrika valisi Ali b. Yusi
f taraf ndan zehirlendi
^
i sylenen
bn B arr a-
can ve ibnu'l-Arifin akibetine u
^
ram
olabilirdi.
598/ 1201'de ibnu'l-Arabi,
^
rencisi ve hizmetisi Abdullah el-
Habe
ile birlikte, M
s
^ r'da idi. Bir ara orada ya
ad
. Bu s
rada onu ldrmek
amac
yla bir ok te ebbslerde bulunuldu. lmden ancak, o s
^
rada, M
s
^ r'da
ikamet eden kudretli bir
eyh'in himaye ve yard
m
yla kurtuldu. M s
r'dan
ayr
ld
ktan sonra, Do
^
u'da geni
apta seyahatlerde bulundu; Kuds', bir
mddet
^
retmenlik yapt
^
Mekke'yi, Hiez'm di
^er blmlerini, birincisi
601/ 1204'de ve ikincisi 608/ 1211'de olmak zere Ba
^
dat'', Halep ve Anadolu'
yu ziyaret etti. Nereye gittiyse byk bir hsn-i kabul grd ve daima fakir-
lere da^
tt
^
hat
r
say
^
l
r hediyelere garkolundu
8
. Nihayet, lm tarihi
olan 638/ 1240da lnceye kadar
am'a yerle
ti. lnce Ksiyun tepesi
ete
^
inde bulunan Kad
Muhyiddin b. ez-Zeki
9
'nin zel mezarl
^
na
gmld.
ibnu'l-Arabrnin olduka yksek dereceden bir
air olan Sacduddin
ve imaduddin. ad
^
nda iki o
^lu vard
. Birincisi 656/1258'de, ikincisi 667/
1268'de ld. Her ikisi de babalar
n
n yan
na gmldler.' I I
hnu'l-Arabrnin Eserleri ve UsHibu
Brockelman.nll, ibnu'l-Arabryi pek verimli bir yazar olarak nite-
lendirmekte ve onun elimizde bulunan yakla
k olarak 150 eserini saymak-
tad
r. Yaln
zca Kahire'deki M
s
r Kraliyet Ktphanesinde bulunan katalog-
dan anla
ld
^
na gre, o^
unlukla elyazmas
halinde elde takriben 90 kitab
mevcuttur. Bizzat ibnu'l-Arabrnin 632/ 1234'de yazd
^
bir mektupta
8. Ktbt,
Fevat el-Vefeyt,
Kahire H. 1299, II, s. 301.
9. Ayni eser, II, s. 301.
10. Bak., Ibnu'l-Cevzi,
Mir'at ezZamcin, s. 487. Daha fazla biyografik teferruat iin bak.:
a) Ebl-Felh Abdu'l-Hayy,
Extracts from Shadharatu'dhDhahab,
ne
r.: R.A. Nicholson,
JR.A.S. (Ekim 1906).
b)
Makkari,
Nefhu'tTih, 2 cilt,
Kahire 1279, e. I, ss. 414-416.
e) Sa'rni,
Y.vakit,
I, Kahire 1277, ss. 7-18.
d)
Sa'rni,
Tabak& es-Safiyye,
Kahire (tarihsiz).
e)
Attr, Tezkiret el-Evliya,
ne
r.: R.A. Nicholson.
f)
Ktbi,
Fevat el- Vefayt, II,
ss. 301 vd..
g)
efunt, Nefaht el-Uns,
ne
r,: W.N. Lees, Luscnow 1915, ss. 633-645.
h) Extracts fromRislet elKuds,
ne
r.: A. Palacios.
11. Brockehnann,
Geschichte der Arabischen Literatur,
I, (Weimar 1898), s. 441.
16
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
15/187
289 eserinden bahsetmi
oldu^
u kabul edilir.12 C mi, onun me
hur Fusfis'u
ve Futiiht'113
dahil, 500'den fazla kitap yazd
^
n ;
ac
. ni ise, C mi'nin
tahmininden 100 eksi ^
ini sylyorl4.
Eserlerinin kesin say
s
, hatt onlardan bir o
^
unun hacmi hakk
nda
kesinlik olmad
^ grlyor. Baz
^ lar
^
nca onun
Kur'an Tefsiri
95 cilt1 5 ,
baz
^
lar
^
nca ise, 1 ve 2 cilt olarak vas
fland
r
^
lm
t
r Daha nce kar
la
t
-
^
m
^
z
Fatah&
4 cilt ve
Muhadareau'l-Ebri
ir ise 1 cilt halindedir.
b n
akir
el-K t bi,
Futahat'
n 20 cilt ve
Multclaratu'l-EbrC
r' n
5 cilt oldu
^
unu
sylyor
6 .
C mi ve
acr ni'nin (zellikle
Tefsir hakk
ndaki) tahminleri
byk apta ml
ala^
a edilmi
grnyor;
Futiiheit
ve
Muhadarea
n
hacmine
gelince, bu eserler s
^
ras
yla 4 ve 1 cilt yerine 20 ve 5 cilde blnm
olsa gerek-
tir.
Meveikicun-Nuc
lm ve et-Tedbireitu'l-
lahiyye
gibi bir ka eser bir yana
b
rak
hrsa, Ib nu'l- Ar abrnin kitaplar
ndan o
^
u, Do
^
u'da, zellikle Mekke
ve
am'da, yaz
^
lm t
^
r. Onun en byk ve en olgun eserleri hayat
m
^]. son
15-20 y
llar
^
zarf
nda meydana getirilmi
tir. Daha nceki eserleri, daha ok
zel konular
ele alan mstakil eserler mahiyeti ta
maktad
r. Mesela,
Tedbir&
(Sf
filik yolunun Disiplin Kurallan)'mn
konusu olan Kk Mem (Microcosm),
sema kaideleri;
Meviikicin
konusu olan tilvet v.b.. ib nu'l - Ar abi, bu ilk
eserlerinde henz belirli bir sistem anlay
ta
mayordu. 598 / 1201'de Mekke'de
ba
lay
p, lmnden takriben. 3 y
^
l nce, yani 635 / 1237'de bitirdi
^
i
Futithat'
n
ilk blmlerinde bile, zihni zerinde daha nceden bask
s
^
n
hissettirmi
olan bir sistemin ilk esaslar
^
m buluyoruz. Ancak
Futilltal o kadar hacimli ve
diizensizdir ki, bu esaslar neredeyse yersiz ve nemsiz teferruat y
^
iinde
bo
^
ulmu
tur. Onun byk eseri
(Opus magnum)
lmnden on sene nce
628 / 1230'da bitirdi
^
i nl
Fusiisu'l-Hikem
(Felsefenin
ncileri veya Hikmet
neileri)'dir. Bu, eserleri aras
nda en
g anla
lan olup, Fusiis'un
geni
bir
erhi say
^
labilen
Futilht
olmaks
z n, Ka
ann
inki kadar mkemmel bir
erhle dahi, tamam
yla anla
lmaz ve karanl
^
k kalmas
muhakkakt
.
Futfildt'
^
n
bir ok yerinde, mesela,
Futiiheit, II,
ss. 357-377,
Fusts'un
ana fikri verilmi
-
tir.
Ib n.u'l-Ar abi, genel olarak, metotdan yoksun ve eklektik tipte bir fi-
lozof olarak nitelendirilebilir. Onun uslt
bu belki de, Prof. B r o wne'
n
1 2 .
E.G. Browne,
Literary History of Persia, II, (Cambridge 1928), s. 497.
1 3. Cmi,
Nefalnit, s.
634.
14:
a'rkini,
Yevetkit, s. 10.
15.
Ayni eser, s.
10.
1 6. Ktbt,
Feviit el
Vefayat,
e. II. ss. 301-302.
ve
Makkarrde e. I, s. 407'de bulunmaktad
r.
1 7
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
16/187
dedi^i gibi, kas tl olarak ift
anlambd
r. Onu herhangi bir noktada anlamak
iin en az
^ ndan mmkn iki yol vard
r: a) Snni yol, b) Vandet-i vued yolu.
Gerekte ise, hedef edindi
^
i tek yol vard
r ki, bu da ikincisidir.
b nu '1- Ar abi,
snnili
^i hakk nda okuyucusunda
phe uyand
rd
^
n
hissetti
^i an, uslabuna
snni grnecek bir ekil vermek suretiyle, kendisini, meydan okuyan hayali
bir ahsa kar
savunmaya al
r. Bir defas
nda,
Ey ben Sen'i grmedi^
im halde beni gren Sen,
Beni grmezken ne s
k grrm O'nu ben.
beytiyle ne demek istedi
^ i soruldu
^unda, as
^
l demek istedi
^
ini tamam
^ yla
de^ i
tiren
u ilaveyi yaparak hemen cevap verdi:
Azarlamak iin Sen'i arzulu grmedi
^
im halde,
Ey her an gnaha ynelen (mcrim olarak) beni gren Sen.
Benim nimet kazanma pe inde ko tu^
unu grmedi
^
i halde,
O'nun yce nimetini ba
^
lad
^
nt ne s k grrm ben. 1 7
Anla lmas g olan.
r abi'nin yazd
^
konu de
^
il, onu ifade
tarz
, kendine zg bir zihniyete sahip olu
udur. Basiti karma
k hale getirmek,
ve sylemek istedi
^
i her hangi bir
eyin anlam n
gizlemek, ya da onu, zellikle
Hallc'
n Tevsin'inde oldu
^u gibi, ba bo , ^ r
ndan
km
Sfiyane
ifadelere dald
^
nda, tamam
yla anla
lmaz bir hale sokmaya al
mak iin
bilinli bir aba harcad ^
hissedilmektedir.'
Btnyle ele al
nacak olursa, onun ush
bu dzensiz, tart
mac
ve geni
lde
ekil ve tutarhktan yoksun olarak nitelenebilir. Eserlerinin anla
lmaz
ve ift anlaml
olu
unun di^er nedenleri
unlard
r:
1. e
itli kaynaklardan al
nm pek ok say
da deyimleri, hazan as
l
anlamlar
m tamam
yla de
^i
tirerek, bazan da mecazi anlamda kullanmas
.
Mesela, Eflatun.'un. "
yi" (Hay
r),
Plotinus'un
Bir ,
E
carilerin
Klli
Cevher ve islam ^
n
Allah kelimelerini ayn
eye kar
l
k olarak kullanma
^
a
al r. Yine Plotinus'un lk Akal v.b.'si iin Kur'n'
n.
Kalem,
(sonradan
Origenes taraf
ndan benimsenen) Eflatun'un
delerin
desi
terimlerini
kullan
r
Feyz (alus) gibi
deyimler mecazi anlamda, hakikat gibi terimler ise
2 veya 3den fazla anlamlarda
kullamlm
t
r. Mesela,
Hakikat
gerek bir
tabiat, bir z (hviyet),
bir fikir
veya bir cins (kategori) anlamlarmda kulla-
n
lm
t
r.
17. Prof. Browne'
n evirisi, Literary History of Persia, II, s. 499.
iir, Putlahat'da
e. II s. 646,
18. Bak., mesela, Meailci
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
17/187
2 . Snni islam
n naslar
^
m daima vandet-i yucildcu fikirleriyle uzla
t
r-
maya u
^ra mas
^
. Kur'an'da geen
st
lahlar
bir yerde ola
^
an manada kullan
r,
bir ba
ka yerde ise, onlar
tasavyufi a
dan veya daha ok varl
^
n birli
^
i
gr
ne ba^
l
olarak a
klar.
3.
Ushibunun byk bir blm, tamam
^
yla mant
ki bir d
nce ortaya
koyam
yacak kadar
airne ve hayal-gc mahsldr. ib nu'l- Ar abi'
^
nn
stn d
nme kudreti, muazzam hayal-gcnn bir rn olup, eselerinde
grlebilecek mant
ld tutarl
k ve insicam
^
n byk bir k sm
, bunun hesab
na
feda edilmi
tir. ib nu'l- F al-iz gibi Vandet-i Vucildeu bir ba ka Silfi
irle
kar
la
t
^
r^
ld
^
nda ise grlr ki, bir
airin hayal-gcne sahip olmakla bir-
likte,
iirin gerektirdi
^
i duygudan yoksundur.
1 9
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
18/187
I. BLM
VARLIK NAZAR
YES
Metafizik Hakikat Gr
a) Varl
k (vucts
d) un Anlam
Hemen herkese Varl
^
n Birli^i veya Vandet el-Vuc
^
ld ad
verilen gr
incelemeden ve Ib nu'l-Arabi'nin hakikat nazariyesi oldu
^
unu kabul etti-
^
im nazariyeyi ortaya koymadan nce, Varl
k d ncesi ve Allah Mutlak
(Hakk) Varl
kt
r
(Allah huva el-vudid el-Hakk)
deyi
inin anlam
n
n a
klan-
mas
byk nem ta
maktad
r.
Varl
k teriminin anla
labilece
^
i temelde ayr
iki anlam vard
r:
I.
Kavram olarak Varl
k ; varl
k fikri, varolmak
(vueild bi l-ma`na
elmasdari),
veya
II . Varl
^
olan, yani varolan veya sresi olan
vudid bim acna mevcticl).
Var olan
eylerin son dayana
^
olan Hakikati ifade etmek iin Ib nu'l-
Ar abi ve ekol taraf
ndan kullan lan Klli Varl
k
(el-vudid el-klli)
veya
Mutlak Varl
k (el-vudid el-mutlak)
deyimi, bylece, bu anlamlardan birine
kar
l
k olarak kabul edilebilir. Bu durumda, bunlardan hangisi
in kaste-
dildi
^
i hakk
nda
pheye d
memek imkans zd
r. Bu nihai Varl
k , bir
soyutlama yaln zca zihinde var olan ve btn klli kavramlarda oldu
^
u gibi,
btn tr
1 9
ve ona dahil fertleri kendinde toplayanbir fikir midir?
kinci
Kavram
(mackl siinin)
dedikleri
ey midir? Yoksa Kl ile
(Btnle)
aym
olan Mutlak Varolan bir Hakikat m
d
r? Bu konuda ibnu l-Arabrnin
ifadesi son derece mphemdir; Varhk'
bazan bir anlamda, bazan da di
^
er
anlamda kullan
^
r. o
^
u zaman ise
ikisini birbirine kar t
r r. Ayn
ekilde
19. Soyut varl
^
k (zihindeki varl
^
k), somut varl
^
k-zorunlu ve mmkn varl
k, ezdi ve zamanda
olan varl
k gibi varl
^ n trleri.
21
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
19/187
"Mutlak" kelimesini de ayn
derecede mphem bir
ekilde kullamr.Bu terimin
b nu'l- Ar abi taraf
ndan 4 ayr
anlamda
kullan
ld
^
gze arpmaktad
r.:
I.
Belirli herhangi bir suretle s
n
rlanmam
, fakat btn suretlerde
m
terek olan "Mutlak".
II.
Btn suretlerde bulunmay
p, hepsini a
an Mutlak.
III.
Hibir
eyin sebebi (daha do
^rusu vas
^
tas
z sebebi) olmayan Mutlak.
ibnul-Arabi buna, kendili
^
inden varolan
(self-subsisting)
ve mutlak ba ^ ms z
varl
k diyor".
IV .
Bazan Mutlak'
Hakikatlar
n Hakikati
(Hakikat el-Hak'ik)
dedi^
i
eyle bir sayar ki, Kelm hakk
ndaki II. blmde grece
^
imiz gibi, ne yaz
k
ki, bu ikinci terim de eserlerinde ift anlam ta
maktad
^
r.
Ayr
ca "Mutlak Varl
k" iin s
k s
k "Krlk" (el-`Ama),
Nokta (en-
Nukta),
"Dairenin merkezi" gibi veya ayn
derecede aldat
c
meczlar kul-
lan
r.
yleyse, Ibnu'l-Arabi gibi Vandet-i Vud
cleu safiler, tm Varl
k Bir ve
Mutlak Birlik'tir, derken ne demek isterler? Ona ister Klli Cevher,
lk Madde;
ister Allah deyin, gemi
te, imdiki ve gelecekteki btn ferdi varl
klar
^
n
asl
nda Tek Varhk olduklar
n
m
^
kastederler ? Yoksa mmkn olan btn d-
nce lemlerindeki
(universes of discourse)
btn varl
k
ekillerini ihtiva
eden soyut ve tamam
yla klli anlamda bir Varl
k '
m
kastederler ? Ya da
sylemek istedikleri, varl
^
sresi) olan her
eyin sebep ve kayna
^
n
n
Allah'
n Varl
^
oldu
^
u mudur ? Onlar, kolayl
k olsun diye mi, Allah'
n var-
l
^
n
renk, sz gibi bir klli
(tmel)'ye ve ba
ka bir varolan
n (veya sresi
olan
n) varl
^
n
bu kllinin belirli bir tarz
na ya da tezahrne benzetirler?
11)1111'1- Ar abi, "nas
l ki ak
ledilir klli hakikatlar (el-haket'ik el-mackla
el-klliyye)
olmad
^
takdirde d e yaya herhangi bir yklem (ahkm) vermek
mmkn olmazsa, Allah da sureti vas
tas
^
yla btn varolanlara nfaz etme-
seydi, lem varl
ktan yoksun olurdu"21 derken, sylemek istedi
^
i, varl
^
n
bu son anlam
midir?
Btn meseleyi modern terminoloji ile
yle ifade edebiliriz: Varl
k,
btn tezahrleri belirli
eyler olan bir e
it belirli s
fat m
d
r, yoksa
miktar,
ekil, renk, zaman, mekan v.b. trnden e
itli belirleyiciler alt
^
n-
da daima farkl
^
bir
ekilde belirli niteliklerde kendini gsteren srekli cevl
er
midir ?
20.
Bak.
Fut., I,
s. 52, 1. 5 a a
^ dan.
21.
ib
lu'l-Arabi,
Fuss elHik,em,
K
nr
in
ehri ile birlikte, Kahire 1309, s. 34; Fuss'un
trkeye evirisi, Nuri Geneosman, M. E. B. Yay.
stanbul 1952, s. 17.
2 2
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
20/187
bnu'l- Ar abrnin kesinlikle suland
r
lmas
na sebep olan "Mutlak
Varl k"
n bu iki anlam
aras
ndaki kar kl
^
k, gr nn gerek mahiyetinin
ciddi bir ekilde yanl
anla
l
nas
^
n.a sebep olmu
tur. Bu anlamlar
nas
l
birbirine kar
t ^
rd
^
u
ekilde ifade edilebilir:
Grn
e gre, i
r akilerin yolundan giderek 2 2 , varl
^
n (soyut bir d-
nce olarak varl
^
n) var olan
eylerden ayr
tasavvur edilebilece
^
ini, ba
ka
deyi le kavram olarak varl ^ , e
yaya ait kavramlar
^ m
^
zdan zihinde ay
rabilece-
^
imizi, (mesela, biz klli bir kavram olan varl ^
; at, insan v.b. kavramlar
^
-
m
zdan ay
rabiliriz) ileri srer. Ancak varl ^ k her ne kadar
bnu'l-Arabi ve
r akiler e gre,
eylerin mahiyetlerinden zihinde ayr
^
labilirse de, onlarca
d
lemdeki
eylerden ayr
^
lamaz ve onlarla ayn
^
dr'.
Ayr ^
ca, ona gre, bir cevher olarak Hakikat en sonunda Bir'dir ve byle
olunca da d
alemde var olan
eylerle ayn
^
olan bir kavram olarak varl
k,
varl
^
olan her
eyin kayna
^ olan Tek Varolan Hakikatta en olgun ayniyetini
bulur. Yaln
zca klli bir kavram olabilen Mutlak Varl
k'la varolan bir nesne
olan Mutlak Hakikat
(el-Hakk el-Mutlak fili
mutabakat
buradan
kar.
Mutlak Varl
k, yaln
^
zca Klli bir varl
k olan Mutlak Hakikata uygulanabilir.
Bilgimize giren her
ey sadece s ^ n
^ rl
bir varl ^
a sahiptir, ve
b nu'l- Ar abrnin
de ifade edece
^
i gibi, bu, kendi kendisinin men
ei olamaz. Bundan dolay
btn
s
n
^
rl
varl
klar
n kayna
^
olan bir Mutlak Varl
^
k olmal
d
r. Bu durumda o,
ister
Mutlak Varl
k
terimini Mutlak Varolmak
anlam
nda, ister
Mutlak
Varolan
anlam
nda kullans
^
n, bunun onca nemi yoktur, nk her ikisi de
Tek Hakikat a
ba^
l ^
d r ve grn
te onunla ayn
d
r. Ba
ka deyi
le, her ne
kadar d
ncede ayr
^
lab
ilirlerse de, Mutlak Varolan Hakikat gerekte Mutlak
Varolmakla birdir. Buna gre, Hakikat
( Varolmak)
birdir ve bir birliktir, veya
Varl
^
k birdir ve bir birliktir sz, bir ve ay
n gere
^
i ifade eder.
bn
'l Ar a-
bi, Mutlak Varl ^ k btn varl
^
n kayna ^
ve sebebidir, derken sylemek iste-
di
^
i yaln zca Mutlak Hakikat (
Varl
^
k )'
^
n btn varl
klar
n kayna
^
ve sebebi
oldu
^
udur. T aft a z ni ve Cur cnrnin ileri srd
^
gibi,
2 4
buil' 1-Arabrnin
Allah ile hi bir d
varl
^
olmayan, fakat d
varh
^ n tamam
^
n
n kayna
^
olan
soyut kavram varl
k'
kastetti
^ini ileri srmek anlams zd
r. zellikle Taftaza-
ni, yanl
anlad ^ n sand ^
m bu noktada, ibr
u'l - Ar abrye
iddetle hcum
22. rl llerin ileri srd
^
delilin ayr
nt
l
bir ifdesi iin bak., Shrevercli,
Hikmet elIp-ilk,
irzrnin
erhi ile birlikte, Kahire 1315, ss. 182-189, yani
eylerin zt ve mhiyetlerinin
varl
^
, zihinde onlardan farkl
ve ayr
labibilir midir yoksa ayn
m
d r sorusu... Varl
^ n d
lemdeki
eylerin mahiyeti ile ayn
, fakat zihnimizde onlardan farkl
oldu
^
u gr
I
ra-
kiler aras
^
nda yayg
nd r. Onlarca Varl
k, zihinde mahiyetlere ykledi
^
imiz bir yklemdir.
23. Nyberg, Kleinere Sehriften des Ibn elArabi,
Leyden 1919, ss. 5, 6.
24. Bak., Taftazni, Risle
fi Vandet el-Vuciid,
stanbul 1294, ss. 5, 13, 14, 15 v.b..
2 3
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
21/187
eder. O, "Mutlak Varhk" (vudid mutlak) deyimini gerek anlamda ikinci
dereceden bir kavram (mackal sanin veya mefham klli)
olarak mutlak var-
olmak anlam
nda kabul eder ve di
^
er anlam
n
tamam
yla kald r r. Byle bir
gr
yanl
l
kla ibnu'l- Ar abrye isnat edenler
unlar
ileri srerler:
I. Soyut Varl k (bir kavram olarak varl
k)' n kendisi d leme ait bir ha-
kikat olmad
^ gibi, d
leme ait hakikatlarm kayna ^
olmas
da mmkn de
^
il-
dir. Tersine Varl
k, bir klli olarak kabul edilirse, tezahr etti
^
i varolan e ya-
dan
km
demektir ve onlara dayan
r. Varl
k d
ncesini ve ak
ll
bir varl
k
olarak insan
n mahiyetini zihnimizde birle
tirmek suretiyle d alemde insan
yaratmay
^ ne biz ne de Allah d nebilir. Bu, bizi
u ikinci noktaya iletir.
II .
Bir kavram olarak Varl
k, zihinde d
lemdeki cz'i
(tikel)
varhklar-
dan sonrad
r. Fakat Ibnu'l- Ar abrnin kastetti
^
i bu de
^
ildir. Btn varl
k-
larm gerek kayna ^ varl
^
zat
yla ayn
olan bir varl
k, bir hakikat
(mevcudun
bi-vuclidun huve aynuhu),
varl ^
zorunlu bir varl
^ k (vCicib
anlam
nda
Mutlak Varl
k
dedi
^i
eydir. Bu zt ayn
zamanda btn hus-
siyet ve arazlar
yla birlikte d
lemdeki btn gerekle
mi
ve gerekle e-
bilir mahiyetlerdir; ve insan zihni "soyut varl
k" d
ncesini, bu zta, onun
varhk ve tezahrlerine dayand
r
r. Daha sonra grlece ^ i zere, o, E
`arilerin
KWH Cevher'iyle ayn
d r.
b) Varl
k D
ncede mi yoksa d
lemde mi
eylerin
Mahiyetlerinden. Ayr
labilir?
Daha nce Mutlak Varl
k'
d
ncede Mutlak Varolan, yani Allah'dan
ay r
rken Ibnu'l- Ar abrnin varl
k teriminin iki anlam n
birbirine kar
-
t
rmas
n
n esas
n ve hangi anlamda,
el-vucad el-mutlak asl kulli vucild
(Mutlak
Varl
k tm varl
^
n kayna
^
d
r), deyimini kulland
^
na de
^
inmi
tik. Fakat
varl
k, d
ncede bile olsa, varh
^ olan
n mahiyetinden ayr
labilir mi?
ib nu'l- Arabi ve yolundan yrd
^
I
rkiler olumlu cevap verirler.
Fakat Allah'
n hatt ba
ka bir
eyin mahiyetini ve varl
^
n
birbirinden
ayr
olarak tasavvur edebilir miyiz? Zihnimizde var olan (ya da sresi olan)
bir eyin kavram
bir yana, mahiyeti nedir? yleyse zihnimizde nceden var
olan bir eyin kavram
ya da d
ncesini onun varl
^
ndan ay
rmak nas
l
mmkn olabilir?
Herhangi bir
ey hakk
nda konu mak, onun varl
^
m
u veya bu
d
n-
ce leminde
gereksemek demektir, ve her hangi bir d
nce leminde bir
eyin,
varl ^
ndan ayr
olarak tasavvur edilebilece ^ini sylemek, hi bir anlam ol-
mayan samal
kt
r. Bir eyin d
ncesini o
eyin kendisinden, ve bir fikrin
akdedilir varl
^
n
(sreklili
^
ini) somut bir nesnenin d
varl
^
ndan ay
ra-
bilece^imiz muhakkakt r, fakat sylemek istedikleri
ey bu de
^ildir. i
rkile-
24
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
22/187
rin ve ib nu'l - Ar abrnin. d
t
^n sand
^
= temel hata
S vard
r
ek-
lindeki varl
k nermesini S, e s
fat
na sahiptir (e=varl
k)
nermesine e
it
olarak yorumlamaktan, ba
ka deyi le, varl
k nermesini yklemli gibi ele
almaktan do
^
maktad
r: Yani onlar varl
^
mahiyete yklerler. Bylece
-
r akiler ve bnu'l- Ar ab rnin yapt
klar
gibi, "varl
^
" bir nitelik sayarak
S, e'dir (e=varl
k)
olumlu nermesini ileri srmek (hi olmazsa zihnimizde)
daha nceden var olan S varl
k s fat
na sahiptir demektir ki, bu bir totolojidir.
Di
^
er taraftan
S, e'dir (burada e=var-de il)
olumsuz nermesi (hi de
^
ilse
zihnimizde var olan) S, e s
fat
na sahip de^
il demektir ki, bu da kendisiyle
eli
iktir. S, p'dir
(P gerek bir s
fat olarak) trnden her nermede daima
S vard r varl
^ k nermesi i
e kar
m
t
r, ve
S vard
r
nermesinin anlam
udur: S teriminin anlam
nda ikin olanlardan ba
ka baz
s
fatlar nemsenecek
derecede S'ye yklenebilir, ve
S var-de
^
il'dir nermesi ise
u anlam
verir:
Anlam
nda ikin olanlardan ba
ka nemsenecek derecede S'ye yklenebilen hi
bir s fat yoktur; S'nin kendisi daima belirli bir anlama sahip olup, hi de
^
ilse
zihnimizde vard
r. Bu, tm varl
^
n kayna
^
olarak Mutlak Varl
k (veya Varol-
mak) hakk
ndaki ibnu'l- Ar abrnin sznn, Mutlak Varolanla ayn
ve on-
dan ayr
lmaz olan Mutlak Varl
k tm varl
^
n ve btn varolanlarm son kay-
nak ve sebebidir,
eklindeki ifadesine indirildi
^
ini ispat
n di
^
er bir yoludur.
c) Varl
k ve Varolmak. Yokluk ve Var-de
^ il
b n u '1- Ar abi, "Varolma"y
varhk'
n bir tr (nevi) sayarak, bu ikisi
aras nda nemli bir ay
r
m yapar. Varl
k'a sahip olan her
ey, varl
k'
n
mertebeleri veya dzeyleri ad
n
verdi
^
i
eyin birinde veya di
^erinde tezi-
hr ederse, "varolma" ya sahiptir, denebilir. bnu'l- Ar abi bunlar
4'e tandit
eder: a) d
alemde bir
eyin varl
^
vuctid e -sey' f aynihi),
b) ak
ledilir
varl
k (vuctid e
-
ey' fi'l-ilm),
c) bir
eyin konu
ulan szlerde varl
^
vuctid
e
ey' fi'l-elfetz), ve d) bir
eyin yaz
da varl
^
vudid e
-
ey' Fr-ruktim).
s-
ter zamanda ister ezeli olsun varl
k'a sahii, olan her
ey bu mertebelerden
birinde veya di
^
erinde yahut da hepsinde birden var olmal
d
r. Hepsinde veya
bir k
sm nda var olmayan her hangi bir
ey s
rf yokluktur ve hakk
nda bunun
tesinde hi bir
ey sylenemez. Bununla beraber, ib nu'l- Ar abi, daha sonra
grece
^
imiz gibi, yoklu^
u "s
rf" veya "mutlak" s
fat
olmaks
z
n tamam
yla
farkl
bir anlamda kullan r. E
^er bir ey, bu varl
k mertebelerinden birinde
de
^
il de, di
^
erinde varsa, bu
eye yokluk denebilir; yleyse o, var olmad
^
o
belirli mertebede bir yokluktur. Bu 4 dzeyde varl
k
ekillerini ayn
cinse ait
saymakla o, en byk hatay
i
lemi
grnyor. S
mrlam
olmas
gerekirken,
"varolan" terimini, modern felsefede yaln
zca zihinde varl
^
olan soyutlar
(abstracta)
eklinde bilinen ak
ledilir trlerin aksine, zaman ve mekanda tez-
hr eden d dnyadaki
eylere inhisar ettirmiyor. Masa
(somut
ey), masa kav-
25
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
23/187
ram
, masa kelimesi ve masa harflerinin hep ayn
hakikata ait olduklar
do
^
rudur, fakat di
dnyada masan
n kendi varl
^ , hem o kelimenin kavra-
m
^
mn varl
^
ndan, hem de o yaz
n
n varl
^ ndan esash bir
ekilde farkl
d r.
ihnu'l-Arabi ile birlikte, masa ayn
zamanda hem vard
r hem de yoktur
(bununla o, somut nesne ile bir kavram
n varl
^
aras
ndaki temelli ay
r
m
yapmaks
z
n, masan
n, nesne olarak var olmad
^
m demek istiyor) dememiz
mmkn de
^
ildir. Biz ancak
unu
sylemek durumunday
z: Gerek masa var
de
^ildir, yni masa kavram
zihinde vard
r.
ibnu'l- Arab Allah'la ilgili olarak,
unlar ilave ediyor:
eyler yaln
zca
iki varl
k dzeyine sahiptirler: a) ak
^
ledilir (soyut), ve b) somut.
eyler,
d
alemde var olmadan nce, Allah' n ilminde varh
^
a sahipdir. te yandan
biz
eylerin kavramlar
na ula
madan nce, onlar
n somut bir varl
^
a sahip
olmalar
gerekir.
ibnu'l-Arabi lemin ezelili
^
i ve zamandal
^
, varl
^
veya yoklu
^
u gibi
sisteminin en hayati noktalar
ndan hanlar
n' bu hatal
delile dayand
^
r
r.
Alem (
nsan hakk
nda da ayn
^
eyi sylyor)25 hem ezdi hem zamanda; hem
var hem de yoktur. Ezelidir, nk o Allah'
n ezdi bilgisinde vard
r; somut
ve d
lemdeki bir
ekil (suret)
olarak da zamandad
r. Ayn
ey onun varl
^
ve yoklu
^
u hakk
nda da sylenebilir.
yi ki ibnu'l-Arabi, daha sonra
grece^imiz Cevher ve suret antitezini kullanarak, lemin 2 ciheti, yani onun
hem ezdi hem zamanda hem var hem yok olmas
eklindeki yukar
daki gr-
n desteklemekte farkl bir muhakeme yolu gdyor.
d) Varl
k'
n Trleri
ihnul-Arabi'nin benimsedi
^
i Varl k'
n trleri
unlard
r:
Varl
k
Mutlak reli (Izafi)
(
lhi Hviyet)
Zhiri Mem)
Kay t ve
arta ba
^
l ^
de
^
il
Ba^ ms z
a
^ ml
(Cevherler)
S
fatlar, arazlar,
mekan ve
zaman ili
kileri
Maddi anevi
(Cisimler)
S
rf Ruhlar)
25. Bak., Fuss, s. 19;
trkeye eviri, s.
8; kar., in
a'
leinere Schriften.. iinde,
ss. 5-6.
26
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
24/187
Greli
(izitfi)
varl
k, zahiri lemdeki btn tabii
eyler gibi fiil halinde
ya da g halinde (ibr
u'l-Arabi bazan buna
mmkn
diyor) olabilir.
Daha nce de a
klad
^
m
z gibi, Ibnu'l-Arabi"yokluk" deyince ya,
I.
Varl
k mertebelerinden hibirinde varl
^ a sahip olmayan e
ya, yani
s
rf yokluk
(el-adem el-mahz); ya da,
II .
Bu mertebelerden birinde var olup, di
^
erinde olmayan e
yay
anl
-
yor ki, buna dahil u s n
flar
gryoruz:
1 Zihinde yaln
zca fikirler ve kavramlar olarak varolan ve d
alemde
varl
^
mmkn olmayan e
ya,
2. Mmkn, hatta muhtemel varl
klar olan, fakat d
alemde fiilen var
olmayan e
ya.
S
rf yokluk hi bir zaman d
ncemizin objesi olamaz: di
^
er yokluklar
ise, bu obje olabilir ve fiilen bu objedirler. S
rf yoklu
^
u bildi
^
imizi tasavvur
ederken gerekten bildi
^imiz
ey, onun z
dd
(mant
ki eli
i
^
i), veya yoldu-
^
unun. sebebidir. (e
-
art el-musahhihu li-nefyihi)
2 6.
e) Zorunluluk, imkan ve imkans
zl
k
Zorunlu
(vetcib)
varl
ktan, varl
^
kendili
^
inden zorunlu varl
k anla
l
r;
di
^
er bir deyi le, o kendili^
inden vard
r ve bu da ancak Allah't
r. Mmkn
(zorunsuz)
varl
k, varl
^
iin hi bir zati veya zorunlu sebep olmayand
r,
yani onun varl
^
ve yoklu
^u ayn
derecede mmkndr. Imkans
z varl
k,
yoklu^
u bir sari sebep taraf
ndan gerektirilen varl
kt
r. A`yein es-Sabita'ya
mmkn varl
klar ad
n
vermesine ra^
men, Ibnu'l- Ar abi'nin
^
retisinde
mmkn
(veya zorunsuz)'un
yeri yoktur. Gerekte, ona gre, onlar zorunlu-
durlar;
u anlamda ki onlar zorunlu olarak fiile
kmas
gereken glerdir.
Onlar, filozoflar
n
vticib el-vudid bi'l-gayr
(varl
^
ba
kas
yla zorunlu) dedikleri
eydir. Ib nu'l-Ar abi filozoflar
n btn varolanlar
n ya kendili
^
inden
zorunlu ya da varl
^
, varl
^ kendili
^
inden zorunlu bir ba
kas
yla zorunlu
olduklar
esas
ndan hareket ederek mmkn kategorisini inkr ettiklerini
sylerken, onlarla at
ma halinde grnyor. Ibnu'l- Ar abi devam ede-
rek
yle diyor: "Bununla birlikte, rif imkan
kabul eder (bu sadece szde
bir kabldr) ve onun (gerek) yerini (yani zorunlulu
^un yaln
zca mant
^
ki
kar
t
olarak) mmknn ne demek oldu^
unu, neden dolay
mmkn oldu
^
unu
ve gerekte
vt
cib el-vuctid bi'l-gayr
ile ayn
^ oldu
^unu bilir'''. Fakat ibnu'l-
26.
Kleinere Schriften..., s. 11.
27.
Fuils , ss. 66-67; trkeye eviri, s. 35.
27
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
25/187
Ar abi'nin. kendi ifadesi, esasta, szlerini nakletti ^i filozoflar
n gr yle
ayn
d
r. Nitekim o, yukar
da nakledilen anlam
nda mmkn
srarla
inkr eder, ve yaln
zca 2 kategori kabul eder; Zorunlu (yukar ^
da a
klanan
zorunlunun iki tr) ve imkans
^
z 2 8 .
a) Bir ve ok: "Hakk ve Halk"
Ib nu'l- Ar abi'ye gre, varolan yaln
^
zca Bir Hakikat vard
r. Biz bu haki-
kati iki a
dan grrz: ya onu btn grnen eylerin zat
sayar
z ve Hak
ad
n
veririz; veya bu zat
ortaya koyan e
ya sayar
z ve Halk deriz. Hak ve
Halk; Hakikat ve Zuhar; Bir ve ok yaln
zca
Bir Hakikat
in iki subjective
mar
zaras
m ifde eden isimlerdir; o, hakiki birlik, fakat d
alemde m-
ahade edilen e
itliliktir. Bu hakikat Allah't
r. Ibnu'l-Arabi, "O'na O'nun
vas
tas
yla bakarsan (yani Zat'a zat a
s
ndan bakarsan), o zaman O da
Kendisine Kendisi vas
tas
yla bakar ki, bu, birlik halidir; fakat O'na kendi
zat
n vas
tas
yla bakarsan (yani kendi zat
n a
s
ndan bir suret olarak ba-
karsan), o zaman bu birlik ortadan kalkar" 2 9
. Bu, yle grnyor ki, Plo-
tinus'un,
lk Bir her yerde ve hi bir yerdedir, gr
n yans
tmaktad
r.
Fakat, daha sonra gsterilece
^
i zere, bu iki gr
aras
nda esasl
fark vard
r.
Plotinus'un Bir'i bir sebep olarak her yerdedir, Ibnu'l-Arabrnin Bir'i
ise bir zat (bir hviyet) olarak her yerde, fakat her
eyin stnde
eyne
(yer)
ve
keyfe
(nitelik) ile ayn olup, "eyne" ve
keyfe
ye sahip btn e
yadan
farkl
olan KWh Zat olarak hi bir yerdedir.
Ibnu'l-Aral
rnin sistemindeki bu nemli noktay
a
kl
yaeak pek ok
para nakledilebilir.
u parlar rnek olabilecek niteliktedir: "Birlik, iki
(veya daha fazla) e
yan
n fiilen ayn
l
^
, fakat tasavvurda bir di
^
erinden
ay rdedilebilirli
^
i anlam
ndan ba
ka bir anlam ta maz; yleyse Bir, bir an-
lamda, bir ba
kas
d
r; di^
erinde ise de
^ildir"3 1
. "okluk, Bir olan Zat'daki
fiili bir taksimden de^
il, gr
farklar ndan do
^
ar"32.
Ibnu'l- Ar abrnin Metafizi
^
inin tamam bu ay
r
ma dayan
r ve siste-
minde hi bir nokta yoktur ki, orada bu ay
r
m
u veya bu
ekilde takdim
28 . Kleinere Schriften..,
s. 10: Varl
kta mmkn yoktur:
eyler ya imkans
z veya zorunludur.
29 .
Fustis,
s. 147; trk. ev., s. 83.
30.
Bak., Plotinus,
Enneads, III, 9. 3.
31 . Futilluit, I, s. 623, 1. 14.
32.
Fusits,
s. 417; trk, ep., s. 299. ibnu'l-Arable burada el-Hakk ile el-Halk'dan Bir'in
i ve d
manzaralar
olarak bahsediyor.
28
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
26/187
edilmemi
olsun.33 Yaz
lar
nda her ne kadar meselenin epistemolojik yn
ontolojik ynyle s
k s
k kar t
^ r hrsa da,
uras
fazlas yla a
kt
r ki,
b nu'l -
Ar abi varl ^
n gerek ikili^
e sahip oldu
^
unu sylemek istemez. Ontolojik
bak
mdan yaln
zca Bir Hakikat vard
r; epistemolojik bak
mdan ise iki manzara
gze arpar: Zahiii Alemi a
an, onun stnde yer alan bir Hakikat, ve son
izah ve temelini Hak'k
n Zati birli
^
inde bulan subjectiveliklerin oklu
^
u.
bnu'l - Ar abi bazan mant
ki sebeplerle bu iki manzaray
birbirinden ay
-
r
r. D
lemdeki ok e itli varl
klar, mmkn'dr, zamandad
r ve varl
klar'
iin zorunlu olarak kendili
^inden var olan, ezdi, ba
^
ms
z ve zorunlu bir
eye dayan
rlar34. Bir'in ok'a olan nispeti ne ise, sreklinin eserlerine veya
veya cevherin arazlarma3 5 olan nispeti de olur Onlar akli bir kavram olarak
farkl
, fakat fiilen birdir3
6
. O, zahirin (d
n) bt
na (ie) nispeti, bilgimize
giren
eyin Allah'
n bilinemez, anlatilamaz Zat'
na (hviyye) nispetidir
3 7 .
Akl
m= sn
rl
ve Btn Btn (kll kl) olarak kavrama yetene
^
in-
den yoksun olu
undan dolay
, biz onu, varliklarna oklu
^
u sayar
z ve her biri-
ne, onlar
di^erlerinden ay
rdeden zellikler isnat ederiz. Ancak Silfinin
keskin gr
ne sahip bir kimse, ibr
u'l- Ar abrye gre, sezginin zihin-st
bir durumunda siiretlerin btn oklu
^
unu a
abilir ve onlar
n alt
nda yatan
hakikat" "grebilir" 3 8 . Grn e gre, biri ok yapan, d
nesnelere yklenen
hkmler
(ahldm)'dir,
yani onlar
renk, hacim,
ekil kategorileri ve zaman
ve mekan ili
kileri v.b. alt
na yerle
tirmemizdir. Tek ba
na Bir, basit ve
blnemezdir.
Bunu, bnu'l-Arabi'nin bazan yapt
^
gibi, kelm diliyle ifade edersek,
Bir
el-Hakk
(=Allah), ok
el-Halk
(yarat
lm
varhklar=Zahiri lem)'dir
3 9 :
Bir Rabb, ok kullard
r4 0
; Bir bir birlik (cem`),
ok bir e
itlilik
(fark)'
t
r41 v.b.
imdi 'Yaratan yarat
lm
oland
r', 'ben O ve O benim' `ben O ve O de
^
ilim',
`Hak Halk ve Halk Hak't
r', cllak Halk de ^
il ve Halk da Hak de
^
ildir', v.b., v.
b...4 gibi I b nu'l- Ar abrnin zevk duydu
^
u zahiri paradoxlar
anlayacak
33 .
Bak., mesel, Tenzil ve Te
hih hakk
ndaki blmler: dyn es-sbita.
bnu'l-Arabrnin
islm Vandet-i Vuedeulu^
u ile ilgili gr
: Sebeplilik, v.b., v.b..
34. Bak.,
FusCs , ss. 27-28, 180; trk. ev., ss. 13, 108.
35 . Bak., Fuss, s.
225; trk. ev., s. 142.
36.
Bak., Fusiis, s. 101; trk. ev., s. 53.
37. Bak., Fusils, s. 174; trk. ev., s. 106.
38.
Bunun zerinde bnu'l-Ar abrnin SUilik ve Fen gr
ile ilgili blmde durulacakt
r.
39. Fuss, ss.
137-138, 197, v.b., v.b.; trk. ev., ss. 76-77, 118.
40.
Fustis, ss. 196, 272. v.b., v.b.; trk
ev., ss. 118, 174.
41.
Bak.,
Fus' s,
ss. 283 v.b., v.b.; trk. ev. s. 179.
42. Bak.,
Fus iks, ss.
102, 110, 137, 138, 197, 219, 220, 283; trk. ev., ss. 53, 56, 58, 76, 77, 118,
138, 179;
Futiiht, I, s. 899.
2 9
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
27/187
bir durumday
z. Onun Hakikat
n iki manzaras
n
n greli
(izati)
oldu^
u fikrine
uygun olarak a
kland
^
takdirde, bu paradoxlar hi de paradox de
^
ildir.
Arabrye gre, Bir ve ok aras
nda tam bir kar
tl
^
k ve iki
tarafl
^
bir ba^ ml ^ l
k vard
r.
ki mant
ki kar
t gibi, hi biri di
^eri olmaks
z
n
anlam ta
maz. Felsefesindeki biraz
iir unsurunu hesaba katarsak, bu kar-
tl
k onun
u harikulade m
sralar
nda bir Sidinin yapabilece
^
i lde a
k-
lanm
t ^ r:
0 beni ver, ben de O'nu,
O bana tap
n
r, ben de O'na.
Bir durumda, O'nu itiraf eder,
Acynda (d
Hemde) ise, inkr ederim.
Ben O'nu de^
il, 0 beni bilir,
Ben bilir ve temasa ederim O'nu.
Ona yard
m edip el uzatt ^ m halde,
Nas
l olur da 0, ba
^
ms z olabilir?
Ben O'nu bilirken yarat r m.
Hadis bize bunu byle haber veriyor43
Ve bende O'nun gayesi gerekle
iyor44.
b) ibr
u'l-Arabrnin Mutlak Monismi ve Hallc'
n Dualismi
br
u'l-Arabi'nin monisminde 3 ayr
unsur bir araya getirilmi
tir:
E
'arilerin klli cevher nazariyesi, Hallc'
n Lht ve
Nst nazariyesi
ve Yeni- Eflatuncu Bir nazariyesi. Onun kendi gr
bunlardan hi birine
benzememekle beraber, hepsinin bir terkibidir. zellikle Hallc'dan gelen
unsur, ibnu'l- Ar abrnin Bir ve ok hakk
ndaki gr
nde hakimdir.
Bazan sret ve zt terimlerini Hallc'
n Nast ve LC ^
ht'una e
anlamda,
hazan da fiilen
Lht ve Ns't terimlerinin kendisini kullanmakla beraber45
bnu'l-Ar abi ile Hallac aras
ndaki fark, en sonunda yine de esash olmakta
devam eder. Fakat buna ra
^
mn Halla vandet-i
vucd gr n haz rlam
grnyor. phesiz Hallc arac
l ^
iledir ki,
onun maddi ve manevi anlamda kulland
^ "Uzunluk ve Geni
lik"46 (ta/
ve
arz)
nazariyesinde a
klanan alemin ikili
^
i hakk
ndaki Hellenistik gr
,
bir yolunu bulup
bnu'l-Arabrnin ^retisine girmi
tir. A
ka grlyor
ki, ibnu'l-Arabi'nin emr alemi, gayb alemi, ruhlar alemi ve manlar alemi
44, Fuss, ss. 124-5; trk. ev; ss. 67-68.
43. Bir hadiste Allah'
^
n
yle buyurdu^u kabul edilir:
kad messelani beyne dyunihim
"Ve
onlar Beni gzleri nnde "duran bir ekil olarak" tasavvur ettiler.
45 .
Fustis,
ss. 194, 260, 400 v.b., v.b.; trk. ev., ss. 118, 167, 280-281.
46.
Bak., Hallc,
Tevasin,
ne
r.; L. Massignon, Paris 1913, s. 141;
Futilht, I,
s. 219.
30
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
28/187
Rallac'
n Uzunluk
(tfil, Litht),
ve yine Ibnu'l- Arabrnin halk alemi, tabiat
alemi, cesetler alemi v.b. Hallae'
n Geni
lik (arz,
Nst)'
u ile ayn
d
r. Fakat
H all c'dan bu yana, onca, en sonunda 2 farkl
tabiat (farkl
varl
k) anlam
na
gelen
Lahat ve Nst
terimleri kkl de ^ i
ikli
^
e u
^
ram
t^
r. Ibnu'l- Arabi
ve Ibnu'l- F ariz'in yaz
lar nda bu iki terimin, Hakikat
n yahu manzaralar
haline indirildi
^
ini gryoruz.
Lht ve
Nas
^lt
(uli
hiyet ve insanl
k, zt ve
saret) yaln
zca Bir'in d ve i manzaralar
na ad olurlar. Onlar bir tabiat
^ n
tamamlay
c
yanlar
^ d
r ve her ikisine Ibnu'l-Arabi ve Ibnu'l-Fariz'in
monisminde ayn
derecede yer verilir. Mesela, Ibnu'l-Fariz'in a
a
^
daki
me
hur manzumesini d
nn:
"Ve ne benim lhili
^
im (grn
mii) bana ihmal ettirdi, ne de insanl
-
^
n].
(netst)
bana hikmetimin kendisiyle tezahr etti
^
i siireti unutturdu".
Ibnu'l- Ar abrye gelince, onun kitaplar
ayn
^ fikri ifde eden paralarla dolu-
dur. Massignon'un belirtti
^
i zere, bu iki Safrde, Hallc da dahil olmak
zere, enerji kayna
^ olan o ilk seviye fark
, yani Hak ile Halk
(Hakikatla
Grnen)
aras
ndaki ak
m
belirleyen g halindeki o mevki fark
, art
k yok-
tur.
uras
gerektir ki, Hallc fikirlerini hazan Ibnu'l-Arabrninkine
dikkate de
^
er derecede benzer bir uslapla ifde eder, fakat bu szde benzerli
^
e
pek bel ba
^
lamamally
z. Her iki halde kelimelerin alt
nda yatan d
nceler
farkl
d
r. Hallc, bir filozof olmad
^
gibi, felsefi bir sistem meydana getir-
me
^
e de hi bir zaman niyet etmemi
tir.
Mesela, Hallc diyor ki: "Ve Halk'da yer alan Hak unsuru dolay
s yla
Hak Halk'la ayn
d
r4 7 . Ba ka bir yerde de yle diyor: "Ve ben Hak'k
m,
zira ben hi bir zaman Hak'la hak olmaktan vazgemedim (ve
ene'l-Hakk
fe-innehu m ziltu ebeden bi'l-Hakki hakkan) . Ve Allah'a ynelerek diyor ki:
Seninle benim aramda ilahilik ve Rablik (el-ilhiyye ve'r-rubbiyye)'
den
ba
ka hi bir fark yoktur". "Ey ben olan O, ve ben O'yum: Zamandal
k
ve ezelilik bir yana, benim enniyem ve Sen'in Hviyyen aras
nda hi bir fark
yoktur", v.b. bylece o, srekli olarak insanda var olan 2 unsur veya
tabiat ve insani f n hakikat
m kabul ederek onlar n baz Safilere zg
artlar alt
nda birle
melerine msaade ediyor. Ancak ve ancak o zaman Halk
(insani olan) kendisine Hak ad
n
verebilir. Ibnu'l-Ar abi te yandan ne
(bu anlamda) bir olmay
, ne mezcolmay
, ne de hulal kabul eder. O, ikisi
aras
ndaki fark
daima kat ve berrak bir
ekilde zihninde muhafaza ederek,
ya Bir Hakikat'den ya da Hakikat'in iki manzaras
ndan bahseder. Ayn
zamanda Hallc'
n hulal nazariyesini reddetmeye yneldi
^
i bir n
anzilme-
47 . Tevsin, s. 23.
48.
L. Massignon,
Quatre Textes Relatifs tl Hall
^y,
Paris 1914, s. 62.
49. Ayn
eser, ss. 59-60.
31
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
29/187
sinde, H all e'
n
Ene'l-Hakk
na da kapal
bir
ekilde dokunur. Diyor ki: "Ben
Hak'k
n kendisi de
^il, O'nun s rr
y
m
(ene strru'l-Hakk mCi'l-Hakku ene)
s ^
r burada ierisinde Hakk
n gizlendi^i Halk
n (Grlen Alemin)
manzaras
d r;
ikisi daima oradad
r ve biri di
^
eri olur demenin hi bir anlam
yoktur.
e) ibnu'l-Arabi'nin Bir'le ok aras
ndaki Mnasebeti ifade
Tarz
: Hak ve Halk
Biraz nce mant
ki ve kelmi ynleriyle a
klam
oldu^umuz Bir'le ok
aras
ndaki miluasebet, Ibnu'l-Arabrnin kitaplar
nda s k s
k ok yksek
dereceden ift anlaml
meczlar vas
^ tas yla izah edilmi
olup, onlar
anla-
makta pek dikkatli olmak gerekmektedir. Bu meezlar
yanl
anlamadan
do
^
abilecek en basit hata, Ibn.u'l-Arabi'yi bir islm vandet-i vueudeusu
saymaktan ok, onu gerekte bir
theist
olarak; veya bir monist
olmaktan ok
bir
dualist
olarak kabul etmektir. Onun
Fusas ve Futaldtt'
nda
bu meczlardan
ok say
da mevcut olmakla beraber, sadece bir kama dokunmak yetecektir:
I.
ey ve Glgesi mecaz
yla yak
ndan ili kisi olan "ayna" ve "hayaller"
meez
". Bir, hayali de
^
i
ik aynalarda yans
t
lan bir nesne say
l
r ki, her
aynan
n tabiat
na gre
(locus) farkl
ekil ve suretlerde hayaller halini al
r.
ok
(Halk Alemi)
ayna-hayalleri, bu lemin tesindeki Gerek
(Hakiki)
Nesne'nin Glgesidir. Btn lem bir glge oyununa benzer. Ibnu'l- Arabi
diyor ki: "Ekranda grd
^
mz
eyin btn hakiki olaylar
yans
tt
^
na
inamlam
yacak kadar, grlen e
yan
n yans
t
ld
^
ekrandan uzaktay z"5
1
.
Ibnu'l-Arabi bu mecz
n ift anlam ta
d ^
ndan tamam
^ yla haberdard
r.
Dolay
s
yla herhangi bir ikilik zann
n
ortadan kald
rmak arzusuyla glgenin
kayna^
ile glgenin kendisinin bir oldu
^
unu kesinlikle belirtir
5 2 .
IL "Nfz" ve "Manevi Yiyecek" meez
5 3
. Nas
l ki s
fatlar (renk, sz)
cevherlere nfilz ederlerse, ok da Bir'e ylece nfz eder. te yandan Bir de
50.
Birinciler iin bak.,
Fuss,
ss. 13-14, 49-40, 363-364; ve 306; trk. ev., ss. 6, 26, 253,
204. Burada Ibnu'l-Ar abi diyor ki, Grlen 'Mem sadece bir ryad
r.
kinciler iin bak.
ss. 170, 174, 177; trk. ev., ss. 103, 106,
51.
Futiihett,
III, s. 89.
52.
Fusas,
s. 174; trk. ev., s. 106.
53.
Birincisi iin bak.,
Fusiis,
ss. 114, 117, 126; trk ev. ss. 62, 63, 68. kincisi iin bak.,
Fuss,
ss. 123-124, 273, 373; trk. ev., 67-68, 174, 260. ibnu'l-Arabinin de ^indi
^
i
zere, ikinci mecaz asl
nda Tusterrnind
r. Ibnu'l- Arabi, Mevkicen Nucm, s. 66, eser-
inde Tusterrnin szn farkl
bir
ekilde okur. i b nu '1- Ar abi diyor ki: bir gn
Tusterrye
u soru soruldu: "Yiyecek nedir?" Tusteri buna
u cevab
verdi:
"Ya
ayan Bir'in zikridir". Aym sz
Futldt ve Fusfis'unda, zikir kelimesini kald rarak
nakleder. Bak., Futl
at, IV,
ss. 319-320. evirenin notu:
Menikic enNu cm'da
"yiyecek"
kelimesinin kar
l
^
olan "g
da" kelimesi yer almay
p "kt" kelimesi bulunmaktad
r.
Bununla birlikte Futhat'da her iki kelime de kullan
lm
t
r.
32
-
8/21/2019 Muhyiddin bn Ul-Arabi'Nin Tasavvuf Felsefesi
30/187
ok'a, yiyece^
in bedene nfz etti
^
i gibi, nfz eder. Allah
bizi
besleyen
manevi yiyece
^
imizdir, nk O, bizim Zat'
m
z
te
kil eder. Grlen Mem de
ayn
ekilde O'nun yiyece
^
idir. nk onun vas
tas
iledir ki, Allah, S
fatlara
(ahkm)
sahiptir.
bn u'l- Ar abi ve Hallc, manevinin maddiye her yerde
hkmetti
^
i ve onu denetledi^
i fikrindedirler: Tek klli cevher, her
eyde srekli
yer al
r ve her
eye hkmeder. Fakat Hallc'a gre bu, mecz de
^
ildir;
ibnu'l- Ar abi'ye gre ise byle say
lmal
d
r, yoksa onun tm sistemi fi-
yasko ile neticelenecektir.
III. "Kaplar" ve "Dn " mecz
54. Her iki mecz da, kuvvetle, varl
^
n
ikili
^ine i
aret eder. Bir, kendisinden ok'un
kt
^
ve yine kendisine dnece
^ i
son kaynakt r. Ve "ok Bir'e gre bir kaba
(in)
benzer ki, bu kapta Bir'in
Zat'
bulunmaktad
r".
IV .
Bir say^
s
ve Nokta ile dairenin merkezi
eklinde matemati
^i
meczlar
5 5 .
Ibnu'l- Ar abi'ye gre, Bir'in. ok'a nispeti ne ise matematik
birin, ona dayanan sonsuz say lara nispeti de odur. Fakat say
lar bire dayansa
da, grlen e
yan
n Bir'in tezahrleri oldu^u anlam
nda, onlara Bir'in tezahr-
leri demek sama olacakt
r. Say lar birlerin toplam
d r. Ve e
^
er benzetme do
^
ru
ise, grlen e
yay
, her biri bir olan birimlerin toplam
sayar
^
z ki, durum,
bnu'l- Ar abi'n.in gr
nde bile byle de
^
ildir.
V .
Beden ve azlar
aras
ndaki benzetme5 6. Kelime anlam
yla al
nd
^
takdirde, Bir, Btne olan nispeti gznne al
nmaks
z
n, hibir paras
anlam ta mad ^ halde, her paras
n n di
^
erinde farkl
oldu
^
u sylenebilen
organik bir Btndr. Bu durumda Bir, sonsuz paralar
olan bir Btn,
yani onda bulunan bir Zat'la birlikte Tek Organik Sistem say
l
r. Bir Monist,
hatt bir slam vandet-i vucdcusu iin byle bir gr
e sahip
kmak makill
ise de, bildi
^
imiz kadar
yla, Grlen Memir , varl
^
n byle bir birli
^
ine sahip
olup olmad
^
iiphelidir. Bilgisini edindi^ imiz birli
^
in en yksek sreti insan
zihnine aittir, fakat bir btn olarak lem bu trden birli
^
e sahip grn-
myor. ibnu'l- Ar abi'ain sisteminde Madde o der