menemen tİcaret odasi · 2019-12-14 · menemen tİcaret odasi İran Ülke raporu 2019 menemen...

44
MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden siz değerli üyelerimiz adına birçok ticari sektörlerin de yer aldığı İran Ülke Raporu hazırlanmıştır. İran İslam Cumhuriyeti ile yapılacak veya yapılmış olan ticari çalışmalarda Odamız ile irtibata geçebilir ve sizlere destek olmaktan mutluluk duyacağımızı bilmenizi isteriz. Tüm veriler Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı verilerine dayanmaktadır. Bölgemizde yer alan sektör ve gerçekleştirilmesi muhtemel çalışmalar derlenerek hazırlanmıştır.

Upload: others

Post on 29-Jul-2020

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

MENEMEN

TİCARET

ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019

Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili

ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden siz değerli

üyelerimiz adına birçok ticari sektörlerin de yer aldığı

İran Ülke Raporu hazırlanmıştır. İran İslam

Cumhuriyeti ile yapılacak veya yapılmış olan ticari

çalışmalarda Odamız ile irtibata geçebilir ve sizlere

destek olmaktan mutluluk duyacağımızı bilmenizi

isteriz.

Tüm veriler Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı verilerine dayanmaktadır. Bölgemizde yer alan sektör ve gerçekleştirilmesi muhtemel çalışmalar derlenerek hazırlanmıştır.

Page 2: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

İRAN EKONOMİSİNİN SEKTÖREL DEĞERLENDİRMESİ

Not 1: Ülkedeki sektörlere ilişkin Müşavirliğimizce hazırlanan detaylar raporlar, notun

sonunda yer almaktadır.

I. GENEL GÖRÜNÜM

İran ekonomisi devletçi politikaların yoğun olduğu, petrol ve gaz ihracatının ekonominin

performansında önemli bulunduğu bir yapıdadır. Devletin halen 477 civarında fabrikasıyla

önemli bir ekonomik aktör olarak yer aldığı görülmektedir. Devletin yanı sıra, devletin ve ülke

güvenlik aygıtının uzantıları ile dini vakıfların ekonomik yaşamda önemli bir yer tuttuğu

görülmektedir.

İran’ın uzun yıllardır kendine yeterliliği vurgulaması neticesinde tarım, sanayi ve hizmet

sektörlerinde belirgin bir kapasitesi oluşmuştur. Özel sektör, küçük ölçekli üretim, çiftçilik,

orta-ölçekli inşaat projeleri, çimento üretimi, madencilik, emlak, ulaşım, perakende gibi kimi

alanlarda kendisine yer edinebilmiştir.

Tablo 1. İran Ekonomisinde GSYİH İçinde Sektörlerin Payı

2014

(%)

2015

(%)

2016

(%)

2017

(%)

Hizmetler/GSYİH 50,7 56,7 56,6 55,5

Tarım/GSYİH 9,7 10,4 9,6 9,5

Sanayi/GSYİH

(İmalat/GSYİH)

39,6

(13,7)

32,9

(12,3)

33,8

(11,9)

35

(11,9)

Kaynak: Dünya Bankası (2019 Ekim)

II. SEKTÖRLER

a. Tarım ve Hayvancılık

İran’da işgücünün yaklaşık dörtte birinin istihdam edildiği tarım sektörüne son yıllarda

yapılan yatırımlar, ürün geliştirme, paketleme ve pazarlama çalışmaları yeni ihraç pazarlarının

yaratılmasına olanak tanımıştır. İklim ve toprak çeşitliliği açısından şanslı bir ülke olan

İran’da tarımsal üretim, genel olarak ülkenin kuzeyindeki ve batısındaki verimli arazilerde

gerçekleştirilmektedir.

Ülkenin başlıca tarım ürünleri; buğday, arpa, mısır, pirinç gibi hububatlar ile şekerpancarı ve

şekerkamışı, meyveler (üzüm, elma), narenciye, hurma, fıstık, pamuk ve soğandır. Patates,

soya fasulyesi, pirinç ve buğday ile bazı sebze türleri üretiminde ilerleme sözkonusudur.

Hurma ve fıstık ile bazı sebze ve meyveler ihraç edilmektedir.

Hazar Denizi’nden elde edilen havyar, dünya pazarlarında önemli bir yer almaktadır. Kırmızı

ve beyaz et (tavukçuluk, yumurta), bal ve süt sektörü de gelişmektedir.

İran Tarım Bakanlığı verilerine göre, İran’ın gıda ihtiyacının %80’i ülke içinde üretilmektedir.

Tarım alanlarının ancak %40’ının düzenli olarak sulanabilmesi, fiyat kontrolleri ve ihracata

yönelik sübvansiyonlar, sektördeki üretimi ve rekabeti etkileyen başlıca faktörlerdir.

Page 3: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

İran Sanayi Bakanlığının 24 Eylül 2018 tarihli Kararı uyarınca, aşağıda belirtilen ürünlerin

ithalatında vergi muafiyeti yürürlüğe konmuştur. Buğday, pirinç, arpa, mısır, soya, Bakliyat

(mercimek, bezelye, fasulye), Kırmızı et, Küçük ve büyükbaş canlı hayvan, Yumurta, Her

türlü yağlı tohumlar, Tereyağı, Kağıt (baskı, yazı ve gazete için), Ham petrol türevleri, Lastik

ve kauçuk, Muhtelif tıbbi ilaç (insan ve hayvan için).

b. Sanayi

İran ekonomisinin enerjiye dayalı yapısının kırılarak sanayi üretiminin çeşitlendirilmesi

hedeftir. Bu amaçla ülkede “Direniş Ekonomisi” adı verilen bir strateji kapsamında ülke içi

üretimin artırılması hedeflenmektedir. Ülkede uygulanan gümrük tarifeleri ortalama %25

civarındadır. Bunun yanı sıra, birçok üründe ithalat yasaklamaları bulunmaktadır. Bu durum,

ülke sanayisinin korumacı bir şekilde yapılanmasına neden olmuş, ayrıca yerel lobilerin

güçlenmesini de beraberinde getirmiştir.

Ekonomide oluşan bu yapı, teknoloji açığının yüksek olduğu, yerel tüketici tarafından

benimsenmeyen, ithal ürünlere talebin üst seviyede bulunduğu, kalitesi ve uluslararası alanda

rekabet edemeyen bir sanayiye yol açmıştır. Ülke içindeki üretimin artırılması amacıyla

yoğun bir makine ithalatı talebi bulunmaktadır.

Ülkedeki sanayi sektörü; petrol, petrokimyasallar, gübreler, otomobil, sodyum hidroksit,

tekstil, çimento, çelik vb inşaat malzemeleri, gıda işleme (özellikle şeker ve bitkisel yağ

üretimi), mobilya ve metal işleme sektörleri ile halıcılık ve mücevherat gelişme

göstermektedir.

Sanayi kuruluşlarının yaklaşık yarısı Tahran ve çevresinde yoğunlaşmaktadır.

c. Hizmetler

İran ekonomisinde hizmet sektörünün GSYİH içindeki payının gelişmekte olan diğer ülkelere

benzer şekilde %55 civarında olduğu görülmektedir.

Hizmet sektörünün oralama büyüme hızının yılda %2,4 olduğu belirtilmektedir. Ülkede önde

gelen hizmet sektörleri, konaklama ve restoran-kafe işletmeciliği; ulaşım, iletişim ve

depolama; finansal hizmetler; emlak ve müteahhitlik; kamu hizmetleridir.

d. Maden

İran’ın başlıca doğal kaynakları olan petrol ve doğalgaz rezervleri haricinde; çinko, bakır,

demir, uranyum, kurşun, krom, manganez, kömür, sülfür ve altın gibi madenler bakımından

da zengindir. İran, dünyanın en büyük çinko, ikinci büyük bakır rezervine ve ayrıca

dokuzuncu büyük demir rezervlerine sahiptir.

İran'da madencilik sektörünün yeterince geliştiği söylenemez. Maden yataklarının

geliştirilmesi Hükümetin öncelikleri arasında yer almakta ve bu nedenle sektörde yatırımlar

teşvik edilmektedir. Ekipman, "know-how" ve yatırım imkânı sağlayan yabancı firmalar için

önemli imkanların mevcudiyetinden söz edilebilir. Bu sektörden Sanayi, Ticaret ve Madenler

Bakanlığı sorumludur ve alt kuruluşlara sahip olan holding yapısındaki IMIDRO başta olmak

Page 4: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

üzere birçok devlet şirketi aracılığıyla faaliyet

göstermektedir. (IMIDRO: http://imidro.gov.ir/index.php)

Önemli rezervlerin varlığına karşılık İran'ın dünya maden üretimindeki yeri %1,5'in altındadır

ve bu nedenle madeni varlıkların İran ekonomisine kazandırılabilmesi için yabancı teknoloji

ve sermayeye gereksinim duyulmaktadır.

SEKTÖR RAPORLARI

a. Tarım

T.C Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği Tahran, 11 Ekim 2018 1 İran Tarım, Gıda

ve Hızlı Tüketilen Gıda Sektörü Not: Bu notta sektör hakkında genel bilgilendirme yapılması

amaçlanmakta olup, bilgilerin halihazırda yürürlükte olan ambargo koşulları da dikkate

alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

1. Tarım ve Gıda Sektörü

Tarım, İran ekonomisinin en önemli sektörlerinden birisidir. İran'da 20 milyon hektarlık

ekili arazi olmak üzere 50 milyon hektarlık çiftlik bulunmaktadır. Ülke arazisinin yaklaşık

%20'si tarıma elverişlidir. Ülke topraklarının %4’ü sulu tarıma, %8’i kuru tarıma, %20’si

ekilebilir tarıma, geri kalan kısmı ise diğer tarım olanaklarına sahiptir. Tarım sektörü

GSYİH'nın %11'ini oluşturmakta ve nüfusun %23'ünü istihdam etmektedir. Başlıca gıda

üreten bölgeler Hazar bölgesi ve kuzeybatı vadileridir. İklim koşullarının çeşitliliği, geniş bir

ürün çeşitliliğine izin vermekle birlikte temel olarak sulama ve iyi ekim konusunda çeşitli

zorluklar bulunmaktadır. Geçmiş dönemdeki yaptırımlar da ürün çeşitliliğinin azalmasını

beraberinde getirmiştir. Gelenekselden modern tarıma geçiş, ekipman, altyapı ve sulama

sistemlerinin modernizasyonunu gerektirmektedir. Bu amaçla hükümet tarafından tarım

sektörünün gelişimi için Ulusal Kalkınma Fonu tarafından finanse edilmek üzere 10 milyar

dolar ayrılmıştır.

Ülkede son 10 yıldır kuraklık sıkıntısı bulunmaktadır. İran yılda ortalama 250 mm

yağış almakta ve bu haliyle dünya ortalaması olan 800 mm’nin oldukça altında kalmaktadır.

Dahası, yağışlar bölgesel olarak eşit dağılmamaktadır. Hükümetin kurumsallaştırmış olduğu

“Direniş Ekonomisi” İran’ın kendi kendine her alanda yeterli olmasını savunmakta ve tarım

sektöründe bu durum su rezervlerinin aşırı kullanılmasını beraberinde getirmektedir. Diğer

taraftan, su kaynakları çelik gibi ağır sanayilerin ihtiyacı için de yönlendirilmektedir. Düşük

yağış oranı ve verimsiz sulama sistemlerine rağmen Hükümet tarafından gıda üretimi ve

ihracatı yaygın şekilde teşvik edilmektedir. Öyle ki, İran’da su tüketiminin %50’si tarım

sektörü tarafından gerçekleştirilmekte, bununla birlikte sektörün GSMH’ye katkısı %11

dolayında kalmaktadır. Öte yandan, 2018 yılı yazında kuraklık kaynaklı ölümler gerçekleşmiş

olup, önümüzdeki dönemde soruna ilişkin etkili bir çözüm getirilemediği takdirde İran’da

sorunun insani boyutunun artacağı değerlendirilmektedir.

Su sıkıntısına ek olarak İran'daki tarım, modası geçmiş tarım teknikleri, yanlış gübre

uygulamaları, zayıf toprak kalitesi, yetersiz nadas süreleri ve arazinin aşırı kullanımından

kaynaklı sorunlarla karşı karşıyadır. Sektör, çoğu 10 hektardan küçük çiftçilerin sahibi olduğu

paçal arazi yapısına sahip olup, bu durum ölçek ekonomisini uygulamayı zorlaştırmakta ve

Page 5: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

kırsal yoksulluğu derinleştirmektedir. Ayrıca, dağınık dağıtım kanalları aracıların

komisyonlarını artırmakta ve fiyatların istikrarsız bir yapıda seyretmesine zemin

oluşturmaktadır.

Tarım alanında kullanılan makinelerin çoğu yerel üreticiler tarafından üretilmektedir.

Sektörde faaliyet gösteren firmalardaki devlet payı oldukça yüksek olup, bu durum korumacı

politikaları da beraberinde getirmiştir. İran’daki hemen her sektörde olduğu gibi bu sektörde

T.C Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği Tahran, 11 Ekim 2018 2 de teknoloji açığı

dikkat çekicidir. Ayrıca, sulama sistemleri, su transfer boruları, kontrol üniteleri, atık suyun

toplanması ve geri dönüşümü, besi çiftlikleri için otomasyon sistemleri, seracılık, pirinç ekimi

makineleri ve bahçe aletlerinde de yenilikçi ürünlere ihtiyaç duyulmaktadır.

Hükümet buğday gibi belli ürünlerde belirli fiyattan alım garantileri vermektedir.

Ayrıca, çiftçilere traktör temini gibi uygulamalar da bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, sulama

sistemlerinin modernizasyonu için hükümet tarafından çalışmalar yapılmaktadır. Yılda 100

milyon tondan fazla gıda ürünü üretilen İran’da gıda pazarının yıllık 50 milyar dolar hacminin

olduğu tahmin edilmektedir. Bununla birlikte İran pazarı, korumacı yapısı, düşük şeffaflık ve

aşırı regüle edilmiş haliyle yatırımcıların pazara girişte karşılaşabileceği sorunları da içinde

barındırmaktadır. İran’da üretilen tarım ürünleri incelendiğinde sıcaklık dalgalanmaları ve

ekilebilir arazinin azlığına rağmen ürün çeşitliliğin yüksek olduğu görülmektedir. Buğday,

arpa, pirinç, mısır, hurma, incir, nar, kavun, üzüm, sebze, pamuk, şeker, pancar, şeker kamışı,

fındık, zeytin, baharat, kuru üzüm, çay, tıbbi otlar gibi ürünler İran’da yaygın bir şekilde

üretilmektedir. Bunun yanı sıra İran, dünyanın en büyük fıstık ve safran üreticisidir. İran’ın

1979 İslam Devrimi’nden bu yana tarım ve gıda alanında kendine yeterli bir ülke olma

tutkusu bulunmakta olup, bu durum gıda sektörünün hükümet tarafından aşırı regüle

edilmesine, bu sektörlerde hükümete bağlı kuruluşların etkisinin artmasına, İran’ın dış ticaret

rejiminin vergiler ve kotalarla korumacı bir şekilde yapılandırılmasına neden olmuştur. İran’ın

tüm bu çabalarına rağmen bu sektörlerde dış ticaret açığı vermeye devam ettiği ve başta

Hindistan’dan olmak üzere gıda ithalatı yaptığı görülmektedir. İran’ın sebzelerde birçok

üründe kendine yeter bir modele erişebildiği, tavuk eti, süt ve peynirde herhangi bir ithalatının

olmadığı değerlendirmeleri yapılmaktadır. Kırmızı et, tereyağı, balık, meyve ve buğdayda ise

kendine yeterliğin yakın dönemde gerçekleşmesinin zor olduğu belirtilmekte, özellikle

hayvan yemi hammaddelerindeki %70’lik dışa bağımlılığın değişmesinin oldukça zor olduğu

dile getirilmektedir. İşlenmiş gıda sektöründeki çeşitliliğin ise oldukça az olduğu, sektöre

yapılacak yenilikçi ve modern teknoloji yatırımlarıyla ürün çeşitliliğinin sağlanmasının

önemli fırsatları beraberinde getirebileceği değerlendirilmektedir. Öte yandan, İran’da

işlenmiş gıdada gümrük vergilerinin oldukça yüksek olduğu, düşük katma değerli paketleme

tesisi bile kurulsa paketlenecek ham ürünün vergisinin oldukça azaldığı görülmektedir. Bu

durum, İran’ın iç pazarını ithalatçılara şartlı şekilde açma uygulamalarının bir örneğidir. Son

olarak, ilerleyen dönemde İran’ın gıdada kendine yeterliğinin birçok sebepten dolayı giderek

risk altına gireceği ve İran’ın bu sektörde liberalleşme politikaları izleyebileceği ifade

edilmektedir. Tarım sektörü Mart 2016-Mart 2017 arasında yerli üretim hacmini %13,5

artırmış ve ticaret açığı azalmıştır. İran Resmi Haber Ajansı IRNA'nın bildirdiğine göre,

İran’ın tarım sektöründeki ticaret açığı geçen yıl 3,4 milyar dolar olmuştur. Geçtiğimiz yıl

içinde ithal edilen ana tarım ürünleri ise 1,4 milyar dolar değerinde hayvan yemi, 909 milyon

dolar değerinde soya fasulyesi ve 690 milyon dolar değerinde pirinçten oluşmaktadır. İran'ın

gıda ithalatı, bir önceki yıla göre sırasıyla hacim olarak %14, değer olarak ise %13 oranında

azalmıştır.

Page 6: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

Yine IRNA’ya göre, İran’ın ihracatı geçtiğimiz yıl içinde değer bazında %8’lik bir

artışla 80'den fazla ülkeye 2,7 milyar dolar değerinde yaklaşık 1,2 milyon ton gıda ürününün

satılması şeklinde gerçekleşmiştir. İran’ın ihracatında en önemli kalemi süt ürünleri T.C

Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği Tahran, 11 Ekim 2018 3 oluşturmaktadır. Bu

sektörde İran yıllık hacimde %9,3 artışla 387 bin tona, değerde ise %19'luk artışla 634 milyon

dolar gelire ulaşmıştır. Süt ürünlerinin yanında, tatlılar, çikolata, bisküvi ve benzeri ürünler ile

domates salçası, sıvı yağlar, meyve suları ve meyve konsantreleri, komposto ve konserve

yiyecekler, maden suyu ve makarnaların İran’ın ihracatına konu olan önde gelen kalemler

olduğu görülmektedir. Gıda ihracatının ülkeler bazında incelenmesinden ise Basra

Körfezi’ndeki ülkeler, Orta Asya ülkeleri, Rusya, Avrupa ve Amerika’daki ülkelerin ihracatta

öne çıktığı görülmektedir. Irak’a yapılan 900 milyon dolarlık ihracatın ise İran’ın toplam gıda

ihracatının %15’ine denk geldiği anlaşılmaktadır. İran’ın Rusya’ya gıda ihracatı ise 2016

yılında 140 milyon dolardan, 2017 yılında 450 milyon dolara ulaşmıştır. Her ne kadar İran

pazarında gıda ürünlerinin satışı sıkı kurallara ve pazara giriş engellerine tabi olsa da,

makarna, sos, jöle şekeri, bisküvi, sakız, çikolata, ton balığı, baharat, meyve suyu, komposto,

farklı türde bitkisel yağlar, zeytinyağı gibi ürünler Tayland, Singapur, İtalya, İspanya, Türkiye

gibi ülkelerden İran’a farklı yollardan girmektedir. İran, tarım sektöründeki ticaret açığını

azaltmak amacıyla geçtiğimiz yıl içinde bir dizi tedbir almıştır. Alınan tedbirler arasında

pirinç ve şekerin ithalat vergisinin artırılması, yabancı meyvelerin ithalatının önlenmesi,

bitkisel yağ ve yağlı tohum ithalatının kontrol edilerek yerel üretimin güçlendirilmesi,

hayvancılık ve balıkçılık ürünlerinin ihracatının teşvik edilmesi ve stratejik buğday

rezervlerinin artırılması bulunmaktadır. İran’da gıda sanayisi istihdama olan %16,8’lik

katkısıyla ülkedeki en önde gelen sektör olarak dikkat çekmektedir.

Ülkede %56’sı küçük ölçekli olmak üzere 11.200’den fazla gıda sanayisine ilişkin

tesis olduğu tahmin edilmektedir. Tüm sektörlerde dile getirilen en önemli sorunlardan birisi

olarak gösterilen krediye erişimde de gıda sanayisinin de önemli sıkıntıları olduğu sektör

temsilcilerince dile getirilmektedir. Ayrıca, ambalajlama teknolojisinde yenilikçi yöntemlerin

uygulanmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir. Bunun yanı sıra, İran’daki üretim

maliyetlerinin devlet desteklerine rağmen uluslararası piyasalarda rekabetçi olmadığı dile

getirilmektedir. İran’daki tüketici davranışları incelendiğinde ise İranlıların ekmeği sevdiği,

her bir İranlının yılda 160 kilogram ekmek tükettiği görülmektedir. Uluslararası istatistiklerde

ise her bir tüketicinin yılda 25 kilogram ekmek tükettiği bilinmektedir. Aynı şekilde İranlılar

yılda 21- 24 kilogram arası şeker tüketmekte ve bu rakam uluslararası alanda geçerli kabul

edilen 5 kilogram yıllık ortalama şeker tüketiminin oldukça üstünde yer almaktadır. Tuz

tüketiminde Dünya Sağlık Örgütü ortalama yıllık tüketimin 10 gram olduğunu belirtmektedir.

İranlıların tuz tüketiminin de dünya ortalamasının 3 katı olduğu belirtilmektedir. İran’da

ayrıca karbonatlı içeceklerin tüketimi oldukça yaygındır.

Ortalama bir İranlının yılda 42 litre karbonatlı içecek tükettiği belirtilmektedir. Bu

rakam, uluslararası ortalama olan 10 litrenin dört katından fazladır. Meşrubatlar bakımından

ise İran’ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde Suudi Arabistan’dan sonra 2,8 milyar dolar

yıllık pazar büyüklüğüyle en büyük ikinci pazar olduğu belirtilmektedir. Zeytinyağı, süt,

pirinç, et ve yumurta tüketiminde ise İranlıların dünya ortalamasının altında kaldığı

belirtilmektedir. Tüketici davranışlarına yönelik yapılacak son bir değerlendirme de,

tüketicilerin geleneksel ürünlerden ziyade ambalajlı ürünlere giderek daha fazla ilgi

gösterdiğidir. T.C Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği Tahran, 11 Ekim 2018 4

Sektördeki dağıtım kanalları incelendiğinde yiyecek ve içeceğin %94’ünün ortalama 50-100

Page 7: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

metrekare büyüklüğü olan ve sayıları 200.000’i bulan geleneksel marketlerde satıldığı

görülmektedir. Bu marketlerdeki ortalama ürün çeşitliliğinin 800 civarında olduğu

belirtilmektedir. Manavların da yine geleneksel şekilde çalıştığı görülmektedir. Modern

organize perakendeciliğin İran’da yeterince gelişmediği, Hükümetin bunu geliştirmek için

çalışmalar yaptığı bilinmesine rağmen yerel lobilerin etkisiyle yeterli ivmenin yakalanamadığı

görülmektedir. Bugün İran’da modern organize perakendeciliğin yalnızca %6 dolaylarında

olduğu tahmin edilmektedir. Perakende sektöründeki bu durum, fiyatlama ve dağıtımda

gelenekselliğin ve aracıların etkili olmasını da beraberinde getirmektedir.

2. İran Hızlı Tüketilen Gıda Sektörü

Oldukça genç bir nüfusa sahip İran’da hızlı tüketilen gıda kültürünün (fast food-hızlı

yemek) giderek artan bir şekilde yaygınlaştığı görülmektedir. İranlılar, sadece yemek için

değil, bir boş zaman aktivitesi ve sosyalleşme aracı olarak da hızlı yemek kültürünü

benimsemeye başlamıştır. Resmi istatistiklere göre İranlıların restoranlarda yılda 6,3 milyar

dolar harcadığı, bu rakamın hızlı bir ivmeyle yukarıya doğru artış gösterdiği belirtilmektedir.

Öte yandan, İranlı restoranların üçte birinin hızlı yemek sektöründe yoğunlaştığı tahmin

edilmektedir. Restoranlarda yapılan harcamaların incelenmesinden en yüksek gelire sahip ilk

%10’luk dilimin yılda ortalama 1.300 dolar, en alt gelire sahip %10’luk kesimin ise 41 dolar

harcadığı görülmektedir. Ülke çapında toplam 60.000 restoranın bulunduğu (üçte biri hızlı

yemek sektöründe) tahmin edilmektedir. Sektörün yapısı incelendiğinde ise zincir

mağazaların gelişmediği görülmektedir. Sektörün yapısına ilişkin belirtilmesi gereken bir

diğer husus da, arz kanalları ve insan kaynağı kalitesinin yetersizliğidir. Çeşitlilik ve kalite

bakımından ise sektörün orta düzeyde yer aldığı değerlendirilmektedir. Yüksek kaliteli ve

marka değeri olan restoranların hızlı gıda sektörünün yalnızca %5’ini, orta kaliteli

restoranların %30-40’ını oluşturduğu, geri kalan restoranların ise oldukça düşük kalitede

hizmet gösterdiği dile getirilmektedir. İran’da sektörün yoğunlaştığı bölgeler ise başta Tahran

olmak üzere, Şiraz, İsfahan, Meşhed ve Tebriz gibi büyük şehirlerdir. Büyük şehirlerde

uluslararası seviyede ünlenmiş hızlı gıda markalarının taklit edildiği restoranlar göze

çarpmaktadır. İran’da restoran açabilmek için Polis, Belediye, Sağlık Bakanlığı ve Esnaf

Birliği olmak üzere dört idareden izin alınması gerekmektedir. Sektörün İran’da sosyal

etkileri olabilecek bir sektör olduğu gerçeğinden hareketle, izin süreçlerinde Polis’in rolünün

küçümsenmemesi gerekmektedir. Son olarak, İran’daki tatillerin sıklığı sektör için büyüme

potansiyelini de beraberinde getirmektedir. Öyle ki, Türkiye’de hafta sonu tatilleri dahil tüm

tatiller yılda ortalama 116 gün iken İran’da 174 güne erişmekte ve bu durum hızlı gıda ve

restoran sektörü için fırsatlar sunmaktadır.

2.1. Sektördeki Ana Oyuncular

Ali Farzami, 2000 yılında kurulan Haida fast-food şirketinin sahibidir. Müşterilerine

farklı sandviçler sunmaktadır. Haida, İran'da yaklaşık 50 şubeye ulaşmış olup, ürün

portföyünde çok az çeşitliliğe sahiptir. Ortalama sandviç fiyatı 2,5 dolardır. T.C Tahran

Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği Tahran, 11 Ekim 2018 5 Boof, 1995 yılında kurulmuştur.

45’i İran'da (çoğu Tahran'da) ve bir tanesi de Malezya'da 46 şubesi bulunmaktadır. Ortalama

sandviç fiyatı 2,77 dolardır. Ata Ghotbi, 2005 yılında kurulan Atavich’in sahibidir. Atavich,

İran'da 35 şubeye sahiptir. Firma endüstriyel mutfak ekipmanlarını kullanmakta ve firmanın

etkili standart iş süreçleri bulunmaktadır. Ortalama sandviç fiyatı 3,80 dolardır. Shila 2001

yılında kurulmuş olup, sağlıklı yiyecekler sunmaya odaklanmıştır. Tahran'da yaklaşık 8 şubesi

Page 8: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

ve yönetim danışmanlığı için ayrı bir şirketi bulunmaktadır. Ortalama sandviç fiyatı 2,63

dolardır. Kuveyt markası olan Super Star, 2004 yılında İran'ın en hızlı fast food kuruluşu

olmak amacıyla kurulmuştur. Kızartılmış tavuk ve farklı türde sandviçler sunan 8 şubesi

bulunmaktadır. Çocuklara hitap eden heyecan verici bir düzen ve iç mekana sahiptir.

Ortalama sandviç fiyatı 2,77 dolardır. Shahram Fakhar, 2003 yılında kurulan Pedare Khoob

hızlı gıda şirketinin sahibidir. Pedare Khoob, İran'da 27 şubeye sahiptir. Pedare Khoob için

yaklaşık 1.500 kişi çalışmaktadır. Ürün gamı olarak pizza, sandviç, İtalyan yemekleri ve

salatalar sunulmaktadır. Ortalama fiyatı 2,66 dolardır. İran’da pasta ve ekmek sektöründe

faaliyet gösteren en önemli oyuncu Nane Seher firmasıdır. Firma 1971 yılında kurulmuş olup,

pasta ve ekmek üzerine makine üretimi de dahil ekmek ürünlerinin tüm sektörlerinde faaliyet

göstermektedir. Firmanın ülke çapında 13 mağazası bulunmaktadır. Hızlı gıda sektörünün

özellikleri incelendiğinde İran'da sınırlı sayıda hızlı gıda seçeneğinin olduğu görülmektedir.

Tüketicilerin halihazırda sınırlı seçenekleri olduğu için pazara farklı bir yaklaşımla girmek

önem arz etmektedir. Ürün kalitesi ve mağaza tasarımı anlamında da ilerlemeler son dönemde

olmasına rağmen halen gidilmesi gereken uzun bir yol bulunmaktadır. Tedarik zincirlerinin

dağınık yapısı sektörün ilerlemesinin önündeki en önemli engel olarak görülmektedir.

Sektörde yer alan işçilerin hizmet içi eğitimlerinin yaygınlaştırılması gerektiği dile

getirilmektedir. Son olarak, sektördeki başarı için en önemli nokta, ana nüfus

yoğunlaşmalarının ve alım gücünün yüksek olduğu yerlerde restoranların açılmasıdır. Öyle ki,

2.000 restoranın ve 22 semtin bulunduğu Tahran’da restoranların yarısı 4 semtte

yoğunlaşmıştır.

3. İran Tarım, Gıda ve Hızlı Gıda Pazarındaki Fırsatlar

3.1. Tarım Sektöründeki Fırsatlar

Verimli sulama ekipman ve yöntemleri hükümet tarafından teşvik edilmekte ve bu sektörde

faaliyet gösteren firmalarımız için önemli fırsatlar bulunmaktadır.

İran’da geleneksel olarak şehirlerin içinden geçen açık su kanalları ile sulamada kullanılan

açık kanalların yer altına alınması için hükümet tarafından destekler verilmektedir. T.C

Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği Tahran, 11 Ekim 2018 6

Su tüketiminin azaltılması amacıyla kimi bölgelerde hükümet tarafından güneş enerjisi

tarlaları kurulması teşvik edilmektedir. Bu sektörde faaliyet gösteren firmalar için İran,

şebekeye satış tarifelerinin yüksekliği ile önemli bir potansiyel barındırmaktadır. 3.2. Gıda ve

Gıda Sanayisi Sektöründeki Fırsatlar

Gıda işleme ve paketlemede yenilikçi makinelere oldukça yoğun bir talep bulunmaktadır.

Ürün farklılaştırmasına yarayacak gıda katkı maddelerine ilgi yoğundur.

Güçlü marka ve konseptlerle spesifik ürünlerle İran pazarına İranlı ortaklarla ve lisans

anlaşmalarıyla girilmesi önemli bir ticari potansiyeli de beraberinde getirebilecektir. İran

pazarında iş yaparken etkili hukuki ve mali danışmanlık alınmasının önemli olduğu

değerlendirilmekte, marka ve iş modeli taklitlerinden bu sayede korunulabileceği

düşünülmektedir.

İran’da tüketilen tereyağının %80-90’ı her yıl ithal edilmektedir.

Page 9: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

İran’daki yemin %70’i ithal edilmektedir. Hayvan yemi ihracatının kazançlı olabileceği

değerlendirilmektedir.

Soğuk hava depoları ve frigorifik araçlara yoğun bir talep bulunmakta olup, sektörde yoğun

iş fırsatları olduğu görülmektedir.

İran’ın Dünya Ticaret Örgütü üyesi olmamasından dolayı belirlediği keyfi gümrüklerden

kaçınılabilmesi için İran’da düşük katma değerde bile paketleme vb. işlemlerin yapılmasının

pazara girişi kolaylaştıracağı değerlendirilmektedir. 3.3. Hızlı Gıda Sektöründeki Fırsatlar

• İran’da hızlı gıda sektöründe ürün, iş süreci, hizmet ve organizasyonel yenilik bağlamında

önemli açıklar bulunmaktadır. İran pazarının bu bakımdan ülkemiz firmaları için iyi bir

fiyatlama ve reklamla iyi potansiyele sahip olduğu değerlendirilmektedir. 4. Sonuç ve

Değerlendirme İran, tarım, gıda ve hızlı gıda sektörlerinde Ortadoğu’daki en büyük

pazarlardan birisi durumundadır. İran’ın uzun yıllardır süren izolasyonu birçok sektörde

olduğu gibi bu sektörlerde de teknoloji ve inovasyon açığını beraberinde getirmiştir.

Ülkede uygulanan ‘Direniş Ekonomisi’ kendine yeterliliği ön plana çıkarmış, ülkenin

kaynaklarının etkin olmayan şekilde ve sürdürülebilirlikten uzak kullanımına neden olmuş,

sistemin bir noktada tıkanacağı öngörülerini güçlendirmiştir. İran’ın önümüzdeki dönemde

belirtilen sektörlerde açılım yapması ve kaynaklarının daha etkili kullanılmasının sağlanması

beklenmektedir. Bu noktada, ülkemiz firmalarının girişimcilik, teknoloji, yenilikçilik

kapasitesiyle İran pazarında güçlü bir yer edinebileceği değerlendirilmektedir. Ayrıca, iki

ülkenin birlikte çalışma T.C Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği Tahran, 11 Ekim 2018

7 kültürünün, düşünce dünyasının ve damak tatlarının benzemesi firmalarımız için önemli

avantajlar getirmektedir. Bununla birlikte, İran’a ihracat yapan firmalarımızın gıda, kozmetik,

ilaç ve tıbbi cihaz ihracatında İran Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsat alması uygulaması İran

pazarına girişte önemli bir engel olmakta, Sağlık Bakanlığı ruhsat başvurularını almakta ama

olumlu ya da olumsuz sonuçlandırmamaktadır. Bu durum, İran’a ihracat yapmayı bu

sektörlerimiz için kısıtlamaktadır.

İran’ın içinden geçtiği yaptırımlar döneminde ticaret imkanlarınınn büyük ölçüde

azalmasının bu sorunun çözümü konusunda Türkiye tarafından yeni girişimler başlatılması

için fırsat sunmaktadır. Sorunun ticaret diplomasisi kanalıyla çözülmesi, iki ülke arasındaki

belirtilen sektörlerdeki ilişkilerin kapsamlı bir ivme kazanmasını beraberinde getirecektir.

Özellikle İran’ın geçmiş yaptırımlar döneminde Hindistan ile yaptığı barter benzeri bir

modelin ülkemiz ile de uygulanabilmesinin sağlanmasının İran’a olan ticaret açığımızın

azalmasına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Bu çerçevede, iki ülke arasındaki ticari

ilişkilerin Tercihli Ticaret Anlaşmasının yanı sıra barter gibi mekanizmalar ile ihracatçımızın

karşılaştığı ruhsat sorunlarını da gündeme getirecek şekilde ele alınmasında ve

önceliklendirilmesinde fayda bulunmaktadır.

Son olarak, her sektörde olduğu gibi bu sektörlerde de İran ile iş yapmak isteyen

firmalarımızın başta Müşavirliğimiz olmak üzere muhtelif bilgi kaynakları ile danışarak

hareket etmesinde, ülkenin içinde bulunduğu siyasi-ekonomik konjonktürün, ülkenin kendine

has özelliklerinin dikkate alınmasında ve faaliyetlerini ülkeyi bilen, güvenilir

danışmanlık/hukuk firmaları eşliğinde sürdürmelerinde büyük fayda olduğu düşünülmektedir.

T.C Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği Tahran, 11 Ekim 2018 8 Not: İran’dan tarımsal

ürün ithalatı yapacak firmalarımızın aşağıdaki hususa ve tabloya dikkat edilmesi

Page 10: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

gerekmektedir. "İran Ticaret, Sanayi ve Maden Bakanlığının 96/05/25-96-490268 No’lu

yazısıyla İran İslam Cumhuriyeti Gümrüğüne gönderdiği yazıda, 06/11/2018 tarihinden

itibaren ihracata konu olan meyve ve sebzelerde, ekteki tabloda yer alan paketleme

koşullarına uyulduğu takdirde, ürünün çıkış izni verilmektedir."

İRAN TEKSTİL, HALI VE DERİ SEKTÖRLERİ RAPORU

T.C

Tahran Büyükelçiliği

Ticaret Müşavirliği Tahran, 17 Şubat 2019

İRAN TEKSTİL, HALI, DERİ SEKTÖRLERİ RAPORU

Not: Bu notta sektör hakkında genel bilgilendirme yapılması amaçlanmakta olup, bilgilerin

halihazırda yürürlükte olan ambargo koşulları da dikkate alınarak değerlendirilmesi

gerekmektedir.

A. TEKSTİL

1. Genel Görünüm

İran'daki tekstil ve giyim endüstrisi son yıllarda gerek pazar gerek üretimde

dalgalanmalar yaşamıştır. Tekstil sektöründe kaçakçılığın yoğun olması en büyük sorunlardan

biri olarak gösterilmektedir. Ülkede tekstil sektörünün büyüklüğünün, kişi başına yıllık 140

dolar harcama ile yılda 11-12 milyar $ civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakamın 6

milyar $’ının resmi veya kaçak yollardan ülkeye ithal edildiği, geri kalanının ise ülkedeki

üretimle sağlandığı belirtilmektedir.

İran Sanayi, Ticaret ve Madenler Bakanlığı’nın yayımladığı istatistiklere göre, tekstil

sektöründe 9.818 üretim tesisi bulunmaktadır. Bu tesisler ülkedeki toplam işletme sayısının

%11’ine tekabül etmektedir. Firmaların yoğunlaşmalarına bakıldığında Doğu Azerbaycan’da

tekstil fiberleri, ayakkabı, el halısı; Erdebil’de deri; İsfahan’da hazır giyim ve makine halısı;

Kaşan’da el halısı; Meşhed’de deri; Tahran’da ise hazır giyim alt sektörlerinin geliştiği

görülmektedir. Ayakkabıda Tebriz, İsfahan, Meşhed ve Tahran şehirleri İran genelinde ön

plana çıkmaktadır. İran’ın ilk ayakkabı müzesi Tebriz’de kurulmuştur. Tebriz’de hâlihazırda

1.600 adet ayakkabı satış mağazası bulunmaktadır.

İran’da yılda 510 bin ton giyim tüketimi olmakta, üretim kapasitesi ise 300-320 bin ton

Page 11: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

arasında bulunmakta ve yaklaşık 1.500 sanayi tesisinde 30.000 kişi çalışmaktadır. Küçük

ölçekli atölyelerin sayısının ise 15-16 bin civarında olduğu belirtilmektedir. Sektörün yan

kollarla birlikte toplamda 500 bin kişiye istihdam sağladığı dile getirilmektedir. Hükümetin

hedefinin ise sektörde toplam 1 milyon istihdam sağlamak olduğu yetkililerce dile

getirilmektedir.

Tekstil üretimine ilişkin resmi istatistik paylaşılmamaktadır. Ülkedeki tüketimin %30-

50 arasının yerel üreticilerle karşılandığı tahmin edilmektedir. Tekstil sektörünün ana

hammaddeleri olan pamuk ve sentetik ipliklerde İran’ın yıllık toplam talebi 120 bin ton

civarında olup, bunun 70-80 bin ton arası ülke içinde üretilmekte, geri kalanı ise ithal

edilmektedir. Artan üretim maliyetleri, kuraklık ve çiftçilerin ekim konusundaki isteksizliği

nedeniyle son dönemde pamukta üretim rakamları düşmüştür.

Ev tekstilinde özellikle perde sektöründe firmalarımızın önemli yatırımları bulunmakta

olup, İran’daki perde piyasasının %80’inin Türk firmalarının ürünleriyle sağlandığı

görülmektedir. Son dönemde İran’da bazı yerel firmaların da piyasaya girdiği belirtilmesine

rağmen bu firmaların hala ülkemiz yatırımcılarının ürünleriyle rekabet edemediği ifade

edilmektedir. Bu sektörde İran’da üretim yapan firmalarımızın ülkemize hammadde

bağımlılığın %50 civarında olduğu, boya gibi kimyasallarda ise %100’e ulaştığı sektör

temsilcilerince belirtilmektedir. Çarşaf ve örtüde son dönemdeki ithalat kısıtlamalarının

firmalarımızın İran’a ihracatını önemli ölçüde azalttığı görülmektedir. Döşemelik tekstil

sektöründe ise İran’da önemli bir üretici bulunmamakta olup, ürünlerin Çin ve Türkiye’den

geldiği görülmektedir. Çin’in Kunlun Bankası’nın son dönemde İran pazarına ilişkin insani

ticaret dışındaki ödemelere aracılık etmeyeceğini açıklaması nedeniyle döşeme tekstili

pazarında firmalarımızın öne geçeceği tahmin edilmektedir.

Sınai iplik sektörün ihtiyaç duyduğu diğer bir hammaddedir. Bu üründe, İran’ın geniş

petrol kaynakları ve petrokimya sanayisinin gelişmişliği nedeniyle ülke içindeki tüm talep

yerel

kaynaklarca karşılanmaktadır. Bu üründe İran’daki rekabetçi fiyatlar nedeniyle ülkemizin de

önemli bir alıcı olduğu görülmektedir.

Son olarak, İran Hükümeti tarafından son dönemde tekstil, hazır giyim, deri, ayakkabı

ürünleri ile bu sektörlere yönelik bazı makinelerin ithalatı yasaklanmıştır. Hükümet tarafından

Page 12: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

Vision 2025 planı doğrultusunda tekstil ve hazır giyim sektörleri potansiyel vaat eden

sektörler

olarak sınıflandırılmış durumdadır. Plan genel olarak bu sektörlerde teknolojik ilerlemeyi ve

üretim artışlarını hedeflemektedir.

2. Sektörün Dış Ticareti

İran’ın 2017 yılında 3.800 ton ağırlığında 48,4 milyon $’lık tekstil ihracatı yaptığı, bu

rakamın bir önceki yıla göre hacimde %2,6 oranında, değerde ise %3,9 oranında bir artışa

tekabül ettiği görülmektedir. Ülke ihracatının %63’lük kısmı Irak’a, %22,4’lük kısmı ise

Afganistan’a gerçekleştirilmiştir. Diğer önemli tekstil ihracat pazarları ise, Kırgızistan,

Türkmenistan ve Azerbaycan olmuştur. İthalatta ise Çin, Türkiye, BAE ve Almanya’nın ana

ülkeler olduğu görülmektedir. İran yılı olan 1397 yılının ilk dokuz ayında İran’ın tekstil

ihracatının düşük Riyal değeri nedeniyle %28 artış gösterdiği belirtilmektedir.

Bununla birlikte, tekstil ürünlerinin ithalatının genel olarak kaçak yollarla yapıldığı

belirtilmektedir. Ülkede yabancı tekstil ürünlerinin ithalatı yüksek talepten dolayı artış

eğilimindedir.

İran Gümrük İdaresi istatistiklerine göre, 2017 yılında 59,1 milyon $’lık giyim ithalatı

yapan İran, söz konusu rakamın %64’lük kısmını Türkiye’den (yaklaşık 38 milyon $)

gerçekleştirmiştir. Türkiye’yi Çin, Almanya ve BAE sırasıyla %10, % 9 ve %7'’lik paylarla

takip etmektedir. Öte yandan, gümrük istatistiklerine göre, 2018'in ilk 8 ayında ülkenin hazır

giyim ve konfeksiyon ithalatının yaklaşık 13,3 milyon $ olduğu belirtilmektedir.

Trademap istatistiklerine bakıldığında ise, İran’ın 2017’deki hazır giyim ve

konfeksiyon ithalatının 59,1 milyon $ olduğu belirtilmekte iken, İran ile ticaret yapan ülkeler

tarafından bildirilen rakamlar, söz konusu ticaret hacminin 856 milyon $ olduğunu

göstermektedir.

Rapora göre, en yüksek istatistiksel fark Çin'de görülmektedir. İran Gümrük İdaresi

istatistikleri, 2017'de bu ülkeden 6,2 milyon $ giyim eşyası ithalatını gösterirken, Çin, 2017'de

İran'a yaklaşık 493 milyon $ tutarında mal ihraç ettiğini belirtmektedir. Bu durum, yaklaşık

487 milyon $’lık bir fark anlamına gelmektedir. Ülke ile ticarette en önemli fark 6104 GTİP

numaralı (kadınlar ve kız çocuklar için takım elbiseler, takımlar, ceketler, elbiseler,

etekler, pantolon etekler, pantolonlar, askılı ve üst ön parçası olan tulumlar, kısa pantolonlar

ve şortlar) ürünlerde ortaya çıkmaktadır.

Page 13: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

İran istatistiklerinde Çin’den 6104 GTİP numaralı ithalatına yönelik gümrük verileri

1,1 milyon $ iken, Çin’e göre söz konusu tarife üzerinden yapılan ticaret hacminin 101,5

milyon

$ olduğu dile getirilmektedir. İran'ın ithalatı ve İran ile ticaret yapan ülkelerin ihracat

rakamları

arasındaki istatistiksel fark, BAE, Türkiye ve Hindistan için de önemli düzeydedir. İran'ın

Gümrük İdaresi istatistikleri, bu ülkelerden yapılan hazır giyim ve konfeksiyon ithalatının

sırasıyla 4,3 milyon $, 38,3 milyon $ ve 91 bin $ olduğunu açıklamıştır. Söz konusu ülkeler

İran'a yapılan giyim ihracatlarının sırası ile 95 milyon $, 19 milyon $ ve 17 milyon $

olduğunu

belirtmektedir.

İstatistiksel analiz, İran gümrüklerinin ve İran'ın giyim sektöründe ithal ettiği malların

rapor ettiği en yüksek istatistiksel farkın 6104 tarife koduyla ilgili olduğunu göstermektedir.

Öte yandan, açıklanan veriler, ülkeden 1396'da (59,1 milyon $) hazırgiyim ithalatının

ülkenin hazır giyim tüketim pazarının yalnızca %1,1'ini oluşturduğunu ve pazarın geri

kalanının yurt içinden üretimle karşılandığını göstermekte olup, bu rakamların gerçekçi

olmadığı ifade edilmektedir. Aynı şekilde, ticaret yapılan ülkelerin belirttiği ihracat rakamları,

İran hazırgiyim ve konfeksiyon pazarının yaklaşık %16,6'sının resmi ve gayriresmi ithalat

yoluyla karşılandığını göstermektedir. Sektör kuruluşlarınca yapılan değerlendirmelerde ise

pazarın talebinin %60’ının yabancı firmaların ürünleriyle karşılandığı ifade edilmektedir.

Ayrıca, son dönemde İran’da yaşanan devalüasyon nedeniyle halkın alım gücünün

azalmasından dolayı Türk ürünlerinin fiyatlarının yüksekliği nedeniyle talep edilmediği,

bunun

yerine daha düşük kaliteli Çin ürünlerine yönelik bir talebin oluştuğu belirtilmektedir. İran’da

yolcu çıkış harçlarında geçtiğimiz yıl içinde yapılan astronomik artış nedeniyle sınır

illerimizden gerçekleştirilen bavul ticaretinde de düşüş gözlemlenmektedir.

3. Hükümet Politikaları

İran’da birçok sektörde devletin üretici olarak baskın olmasının aksine bu sektörde özel

sektörün ağırlığı dikkat çekmektedir. Karar alma ve mevzuat düzenleme konusunda ise

ekonominin diğer tüm alanlarında olduğu gibi devletin baskın rolü bulunmaktadır. Bu noktada

İran Devleti tarafından, başta ülkedeki üretimi destekleyici ve gümrük vergilerini

artırıcı/ithalatı kısıtlayıcı mevzuat düzenlemeleri ve finansal desteklerle sektörün

Page 14: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

yapılandırılmasına çalışılmaktadır. Bununla birlikte, devlete ait Polyacryl Iran Public

Corporation firmasının önemli bir suni elyaf üretim kapasitesine sahip olduğu Mostazafan ve

Jandbazan Vakıfları tekstil sektöründe de aktiftir.

İran, tekstil sektörünün uluslararası pazarlara girebilmesi için modernleştirme adımları

atmaktadır. Özellikle Azerbaycan ve Bağımsız Devletler Topluluğu dahil olmak üzere, komşu

ülkelere giyim ürünleri ihracatını artırmak için çalışmalar yapılmaktadır.

İran Ticaret, Sanayi ve Madenler Bakanlığı tarafından, ülkede ürünlerini satmak isteyen

yabancı tekstil markalarının İranlı aracılar kullanılmadan doğrudan İran’daki şirketleri veya

sözleşme yapılarak distribütörlük verilen acentaları aracılığıyla Bakanlığa ithalat izni

başvurusu yapması zorunlu kılınmıştır. Ayrıca, yabancı markaların ithalatlarının ilk yılı için

%20’sini İran’da üretmesi ve iki yıl içinde de İran’da ürettiği tekstil ürünlerinin %50’sini

ihraç

etmesi zorunlu kılınmaktadır. Adıgeçen Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, şu ana kadar

çoğunluğu ülkemiz firması olan 14 yabancı firmanın bu şartları kabul ettiği belirtilmektedir.

Bununla birlikte, sektörde faaliyet gösteren firmalardan uygulamada karşılaşılan

sorunlar nedeniyle İran’da iş yapmayı bıraktıklarına ilişkin bilgiler iletilmektedir.

Yaptırımların başlamasından önce İran’da 250 civarında yabancı tekstil markasının

bulunduğu,

Hükümetin içerideki üretimi önceleyen yaklaşımı ve yaptırımların etkisiyle birçok firmanın

pazardan çekildiği ifade edilmektedir.

Son olarak Hükümet tarafından Tahran İmam Humeyni Havalimanı yakınında 190

hektar büyüklüğünde tekstil sektörüne yönelik faaliyet gösterecek bir sanayi bölgesi

oluşturulmuştur. Bölgede 300 civarında tekstil firmasının yer alması hedeflenmektedir.

Oteller,

tasarım merkezleri ve sektöre yönelik eğitim verecek kurumların da bölgede yer alması

planlanmaktadır.

4. Sektördeki Sorunlar

İran’da tekstil sektöründe yüksek düzeyde kaçakçılık olduğu belirtilmektedir. Tekstil,

Hazırgiyim ve Deri Sanayisi Birliği ülkedeki yabancı ürünlerin %90’ının kaçak olduğunu

belirtirken, Tekstil İhracatçıları ve Üreticileri Birliği ve Tahran Hazırgiyim Birliği’nin yaptığı

çalışmalarda ülkeye yılda 6,2 milyar $’lık tekstil ürününün kaçak olarak girdiği ifade

Page 15: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

edilmektedir. Tahran Ticaret, Sanayi ve Madenler Odası tarafından yapılan açıklamada

kaçağın

nedenleri olarak yerel üreticilerin rekabetçi olmayan ve yüksek fiyatlarla üretim yapmalarının

yanısıra markalaşmadaki eksiklikler ile sektördeki trendlerden uzak üretim yapılması

gösterilmektedir.

İran Tekstil Sanayileri Birliği tarafından yapılan açıklamada, yerli üreticilerin yüksek

fiyatlardan dolayı sıkıntılarla karşılaştığı, yerel üreticilerin hammaddeye erişimde sıkıntılar

yaşadığı, pamukta ülkenin üretiminin 40 bin tonda kaldığı ve 110 bin ton pamuğun ithal

edildiği, pamuk ithalatındaki verginin %10 gibi yüksek bir düzeyde olduğu, nihai ürünlerdeki

KDV oranının ise İran şartlarında oldukça yüksek olan %9 olduğu belirtilmektedir. Yerel

üreticiler tarafından hammadde teminindeki fiyat dalgalanmalarında döviz kurlarından ziyade

yerel lobilerin etkili olduğu, hammadde tedariği sağlayan çok az sayıdaki yerel üreticinin

fiyatları maniple ettiği ifade edilmektedir. Öte yandan, Çin’in İran’la ticaretteki ödemelere

aracılık eden Kunlun Bankası’nın insani ticaret dışındaki işlemleri durdurmasının sektördeki

hammaddenin önemli bölümünün ithal edildiği Çin’den hammadde akışını durma noktasına

getirdiği belirtilmektedir. İran’ın sektörde özellikle tekstil elyafı ve selüloz elyafında ithalat

bağımlılığı bulunmaktadır.

Sektördeki en önemli sorunlardan birisi olarak yabancı rakiplerin İran piyasasında

yeterince olmamasının rekabeti engellemesi gösterilmektedir. İran tekstil ürünlerinin ortalama

%30 daha yüksek fiyata mal olduğu belirtilmektedir. Bu noktada, İranlı üreticilerin düşük

kaliteli ürün ürettiği, tüketicinin bu ürünleri talep etmediği ve ithal ürünlere yöneldiği ifade

edilmektedir. Tekstil makinelerinin eski olması ve sektördeki teknoloji açığının İranlı

tüketicilerin beklentilerini karşılamaktan uzak olduğu, bu sektördeki üretim altyapısının

yenilenmeye ihtiyaç duyduğu, firmaların ise krediye erişimdeki kısıtlardan dolayı yenilenme

yatırımlarını yapamadığı belirtilmektedir. Yenileme yatırımı yapan firmalarda ise yeni

teknoloji makineleri kullanabilecek nitelikli eleman sıkıntısı bulunduğundan personelin

Türkiye tarafından eğitilmesi talep edilmektedir. Bununla birlikte, sektörde tamamen iç

üretime dayanmayı hedefleyen İran’ın 2017 yılının ilk dokuz ayında 347 milyon $’lık tekstil

makinesi ithal ettiği, 2016 yılında ise toplamda bu rakamın 194 milyon $ olduğu

görülmektedir.

Makine sektöründeki ithalat talebinin yakın dönemde yaptırımların etkisiyle azalması

beklense

Page 16: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

de, tamamen korunan bir sektör olan tekstilde makine sektöründe yeni ihracat olanaklarının

oluşabileceği değerlendirilmektedir.

İran’da tasarım konusunda da büyük bir açığın bulunduğu, İranlı üreticilerin Batılı ve

Türk tekstil ürünlerini taklit ettiği, sektördeki eğitim kurumlarının nitelikli eleman

yetiştiremediği ve tasarımların piyasa odaklı olmadığı ifade edilmektedir.

Sektörün bir diğer sorunu olarak da hem toptan hem perakende alanında verimsiz ve

geleneksel dağıtım kanallarının bulunması gösterilmektedir. Aracıların çokluğu ve Hükümetin

ölçek ekonomisiyle çalışmayı engelleyen yaklaşımının fiyatların aşırı yükselmesine neden

olduğu belirtilmektedir.

5. Tüketici Davranışları

İran’da gündelik kıyafetler oldukça yaygın olup, erkekler tarafından genelde pantolon

ve uzun kollu gömlek tercih edilmektedir. İşyerlerinde kot pantolon genellikle uygun

görülmemektedir. Erkekler genelde günlük iş kıyafetlerini tercih etmektedir. İslam

Devrimi’nden sonra ülkede kravat yasaklanmış olmasına rağmen günümüzde bu kısıtlamanın

neredeyse uygulanmadığı, erkeklerin iş toplantılarında veya düğünlerde az da olsa kravat

taktığı görülmektedir. Erkek butikleri erkek modelleri reklamlarında yer aldırmakta ve

defileler

organize etmektedir. İranlı erkeklerin ortalama boyunun 1,73 cm., kilolarının ise 76 olduğu,

kadınlarda ise bu rakamların sırasıyla 1,65 ve 65 olduğu görülmektedir.

Genç kızlar kısa ceketleri ve bedene oturan yelekleri tercih etmektedir. Yazlık

kıyafetlerde kumaşlar daha ince ve kesimler dekolteli olmaktadır. Farklı renklerdeki kaşmir

eşarplar yaygın şekilde kullanılmaktadır. Başörtülerde çiçek desenleri sıklıkla tercih

edilmektedir. İranlı kadınlar genelde uzun boylu olmayıp, topuklu ayakkabı giymeyi

sevmektedir.

İran’da pazarlık çok yaygın bir şekilde görülmekte ve genelde mağaza sahibiyle yapılan

konuşmalar %10-15 oranında bir indirimle son bulmaktadır. İran’daki dağıtım kanallarının

gelenekselliği göz önünde bulundurulduğunda, alışverişlerde pazarlık hususunun dikkate

alınmasında fayda olmaktadır. Bununla birlikte, son dönemde AVM perakendeciliği

popülaritesini artırmaktadır. Özellikle genç nesil ve üst gelir grubundaki tüketiciler AVM’leri

öncelikli tercih eden gruplar arasında yer almaktadır. Son dönemde orta gelir grubuna yönelik

AVM’lerin de arttığı görülmektedir. Perakendeciler markalarını görsel anlamda daha iyi

Page 17: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

konumlandırdıkları için AVM’lerde öncelikli olarak bulunmak istemektedir. AVM’lerde

mağazaların genelde 40-50 m²’lik küçük dükkanlar şeklinde yapılandığı görülmektedir. Bavul

ticareti yoluyla birçok tekstil ürününün bu mağazalarda satıldığı, özellikle kadın kıyafetlerinin

sosyal medya üzerinden talep toplama yoluyla pazarlandığı ve bavul ticareti ile geldikten

sonra

mağazalardan temin edildiği görülmektedir. Öte yandan, tüketiciler nezdinde yabancı

firmaların malının yurt içinde üretilmesinden ziyade yurtdışından gelmiş olmasının daha

muteber olduğu gözlemlenmektedir.

İran’da şehirlerde bir ya da birkaç tane ana alışveriş caddesi bulunmakta ve bu

caddelerde sektörel yoğunlaşmalar göze çarpmaktadır. Mağazalar gece geç saatlere kadar açık

olmasına rağmen alışverişin genellikle öğleden sonra okul ve çalışma saatleri bitiminde

yapıldığı görülmektedir.

İran tüketicisi yeni trendleri ve modayı takip etmeyi sevmekte olup, moda ve kaliteye

verilen önem gün geçtikçe artmaktadır. Trendler için tüketicinin başvurduğu en yaygın kanal

internet olmaktadır. Digistyle, Bamilo, Modiseh, Shixon ve Dolichi gibi internet sitelerinde

tekstil ürünlerine yönelik satış gerçekleşmektedir. Ülkenin kapalı ekonomik modelinin ithal

malları özendirdiği, gelir grubu yüksek kesim arasında ithal mal talebinin oluşmasına katkı

sağladığı görülmekte olup, bu kesime yönelik yapılacak pazarlamada özel olma hissinin

vurgulanmasında fayda olacağı değerlendirilmektedir.

Tahran Ticaret Odası Ekonomik İşler Başkanlığı’nın hazırladığı bir raporda İran’da

kentsel alanlarda yaşayan hane halkının kıyafet ve ayakkabı için yılda ortalama 1 milyon 200

bin Toman (yaklaşık 120 $), kırsal kesimdeki hane halkının ise yaklaşık 813 bin Toman

(yaklaşık 81 $) harcadığı belirtilmektedir. Ailelerin bütçelerinin 2016 yılında ortalama

%4,5’ini tekstil ve hazır giyim ürünlerine ayırdıkları, yaptırımlar sonrasında yaşanan

devalüasyon nedeniyle alım gücünün azalmasıyla bu rakamın ortalama %1,5-2’ye düşmesinin

beklendiği ifade edilmektedir. Aile bütçesinde tekstil ve hazır giyime ayrılan paydaki bu

düşüş

küresel ortalamanın altında kalınması anlamına gelmektedir.

6. İş ve Yatırım Fırsatlarına İlişkin Değerlendirme

İran’da Hükümetin uyguladığı kendine yeterli olmayı öngören “Direniş Ekonomisi”

isimli modelden dolayı ülkeye tekstil ithalatı resmi olarak yasaktır. Buna rağmen, gerek bavul

Page 18: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

ticareti gerek yasal olmayan yollardan ülkeye oldukça yoğun bir şekilde tekstil ürünlerinin

girdiği görülmektedir.

Yabancı yatırımcıların ülkede yatırım yapması öncelendirilmekte ve kimi firmalar

tarafından ithalat yasaklarının aşılması ve rekabetçi girdi maliyetleri yüzünden İran pazarında

üretim yapılması için çalışmalar yapılmaktadır. Halen bazı önde gelen tekstil firmalarımızın

İran pazarında yer aldığı ve Türk tekstil ürünlerinin kalite algısının yüksekliği ile birleşerek,

oldukça iyi bir marka konumlaması yaptığı görülmektedir.

Bu noktada, ülkede yatırım yapmak isteyen firmalarımızın aşağıdaki hususlara dikkat

etmesinde fayda bulunmaktadır.

İran’da tekstil sektörü az gelişmiş olup, sektör genelinde eğitimli iş gücü yok denecek

kadar azdır. Bununla birlikte, yabancı bir şirkette ve markada çalışma isteği özellikle genç

nüfusta oldukça yüksektir. Genç nüfusun kendilerine fırsat tanındığında öğrenmeye açık

olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, çalışanların iş verimliliğinin kırsaldan şehre geçişte arttığı tespit

edilmiştir. İran’da çalışma ahlakının orta seviyede olduğu göz önünde bulundurularak, etkili

hizmet içi programlarla çalışan sadakati ve verimliliğinin artırılabileceği

değerlendirilmektedir.

Emek yoğun bir sektör olan tekstile ilişkin olarak İran işgücü piyasası

değerlendirildiğinde, sektörde çalışanların diğer işçilerden ortalama %7 daha az kazanç

sağladığı belirtilmektedir. İran’da çalışanların genel olarak çalışma saatlerine sadık olduğu

görülmektedir. İşgücüne ilişkin diğer düzenlemelere bakıldığında, günlük ortalama çalışma

süresinin 8 saat olduğu, yasalar gereği bir gün içerisinde fazla mesainin 4 saat ile sınırlı

bulunduğu, maaşların kanunen resmi gösterilmesinin önem arz ettiği, fazla mesai

uygulamasında mesai ücretinin normal saat ücretinin gece mesaileri için %23, hafta sonu

mesaileri için %40 olduğu, ilk yıldan itibaren işçilere minimum 24 iş günü yıllık izin

kullandırılması gerektiği, fabrika çalışanlarına yılda iki maaş ikramiye verilmesinin zorunlu

bulunduğu görülmektedir. Öte yandan, firmalarımızca işgücü maliyetlerine ilişkin

değerlendirme yapılırken, hafta sonları dahil yılda ortalama 170 gün civarında tatil olduğu göz

önünde bulundurulmalıdır.

Ülkede ürün tedarik sürecinde zorluklar ve maliyetlendirmede sıkıntılar bulunmaktadır.

Perakendeci için yasal yollarla yapılan gümrük işlemlerinde ürün bedelinin %50-100’üne

yakın

Page 19: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

taşıma maliyeti ortaya çıkmaktadır. Yüksek maliyetler markaları fiyatlandırmada

zorlamaktadır. Gümrük mevzuatının karmaşıklığı süreçleri uzattığından sezon açılışları ve

sezon içerisinde dönemsel ürün girişlerinde ciddi sıkıntılar oluşabilmektedir. Gümrük

mevzuatının belirsiz ve karmaşıklığından dolayı sezon sonu elde kalan stokların Türkiye’ye

gönderilmesi oldukça zor bir süreç gerektirmektedir. Outlet yapısının halen ülke genelinde

gelişmemiş olması perakendecilerin stok yönetiminde çok dikkatli olmasını gerektirmektedir.

İran’a sektörde ihracat yapmak isteyen firmalarımızın ise hammadde ve makine

ihracatına yoğunlaşmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. Hammadde alanında İran’ın

Çin’e bağımlı olduğu, son dönemde Çin’in Kunlun Bankası’nın ödemelere aracılık etmediği

ve İran’ın hammadde ithalatında sorunlarla karşılaştığı bilinmektedir. Tekstil makineleri

ithalatında da Avrupalı firmaların İran pazarında son dönemde yaptırımlardan dolayı etkisinin

zayıfladığı görülmektedir. Çinli makine üreticilerinin ise İranlı firmalar tarafından son çare

olarak değerlendirildiği görülmektedir. Bu noktada, firmalarımızca tekstil sektöründe

hammadde ve makine ihracatına yönelik çalışmalar yapılmasında fayda görülmektedir.

B. HALI

1. Genel Görünüm

Geleneksel İran el yapımı halıları, İran’ın en önemli katma değerli ürünlerinden

birisidir. Sektörün kullandığı hammaddenin %98’lik kısmının ülke içinde üretildiği ifade

edilmektedir. Sektörün özellikle kırsal kesimde sağladığı istihdam olanakları nedeniyle İran

Devleti tarafından teşvik edildiği görülmektedir. Sektörün İran’da doğrudan veya dolaylı

olarak 2,5 milyon kişinin istihdamına katkı sağladığı belirtilmektedir.

Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Örgütü’ne (WIPO) göre İran’da 22 bölgeye ait

tescillenmiş el yapımı halı bulunmaktadır. İran’da halıyla ilgili Ticaret, Sanayi ve Maden

Bakanlığı’na bağlı İran Ulusal Halı Merkezi (https://www.incc.ir/en) faaliyet göstermektedir.

İran, dünyada el halısı üretiminin 3/4'ünü tek başına gerçekleştirmekte olup, en büyük

el yapımı halı üreticisi ve ihracatçısıdır. İran’daki el halısı üretimi yıllık 3 milyon m²’ye

ulaşmaktadır. Sektörün İran’ın petrol dışı ihracatında önemli bir yeri bulunmaktadır. İran’da

üretilen halıların yalnızca %5’i iç pazarda satılmakta, geri kalanı başta gelişmiş ülkelere

olmak

üzere ihraç edilmektedir.

İran makine halı üretiminin ise 650 üretim birimi bulunan Kaşan’da yoğunlaştığı ve

Page 20: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

Kaşan’ın İran’ın makine halı üretim birimlerinin %75’ine ev sahipliği yaptığı görülmektedir.

Makine halısındaki yıllık üretimin 80-85 milyon m² olduğu belirtilmektedir. Doğu

Azerbaycan

Eyaleti’nde ise 1.450 adet halı dokuma atölyesi ve 133 halı tasarımcısı bulunmaktadır.

2. Sektörün Dış Ticareti

İran Gümrük İdaresi verilerine göre 2017 yılında İran’ın el halısı ihracatı 345 milyon $

olmuştur. İran’ın el halısı ihracatında halı ithalatına yaptırım uygulanmadığı dönemlerde ABD

birinci sırada yer almaktadır. Almanya, BAE, Lübnan, ÇHC ve Pakistan diğer önde gelen

ihraç

pazarlarındandır. Yılda ortalama 120 milyon adet ihraç edilen İran’ın el halıları 80’den fazla

ülkeye ulaşmaktadır.

ABD’nin KOEP’ten çekilerek İran’a yönelik yaptırımları yeniden uygulaması ve

İran’ın el halısı ürünlerinin ABD’ye ithalini yasaklaması nedeniyle sektörün ihracatı 2018

yılında %20 düşmüştür. ABD, İran halılarının %35’inin ihraç edildiği en önemli pazar

olduğundan yaptırımların sektöre etkisinin oldukça şiddetli olacağı ve önümüzdeki dönemde

yaptırımların etkisinin artacağı değerlendirilmektedir.

İran Gümrük İdaresi istatistiklerinden 2017 yılında 55.500 ton ağırlığında 306,5 milyon

$’lık makine halısı ihraç ettiği görülmektedir. İran’ın makine halılarının orta ve düşük kalitede

olduğu ve genellikle gelir düzeyi düşük gruplara yönelik üretim gerçekleştirdiği

belirtilmektedir. İran’ın makine halısında ana ihraç pazarlarının Arap ülkeleri, Afganistan,

Ukrayna, Azerbaycan, Rusya ve ÇHC olduğu belirtilmektedir. İran’ın ÇHC, Türkiye,

Hindistan ve Belçika’dan sonra dünyadaki en önemli beşinci makine halısı ihracatçısı olduğu

bilinmektedir.

3. İş ve Yatırım Fırsatlarına İlişkin Değerlendirme

İran’ın el halılarına dönük ABD yaptırımlarından dolayı İranlı halı ihracatçılarının

üçüncü ülkelerdeki aracılar vasıtasıyla satışlarını sürdürmeye çalıştıkları görülmektedir. Bu

noktada, ülkemizdeki aracı firmaların bu ürünlerin satışlarına aracılık edebileceği

değerlendirilmektedir.

Öte yandan, İran’ın makine halısı üretimindeki teknoloji açığı dikkate alınarak, bu

ülkeye yönelik halı makineleri satışının yapılabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, makine

halısında hammadde olarak kullanılan tekstil malzemelerinin ihracatında da önemli bir

Page 21: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

potansiyel olduğu görülmektedir.

Firmalarımızın İran ile iş yaparken ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarının firmalarına

olası etkilerini göz önünde bulundurmaları ve ödemelerini garanti altına alacak şekilde

çalışmaları önem arz etmektedir.

C. DERİ

1. Genel Görünüm

Deri sektörü İran’da en fazla potansiyel vaat eden sektörlerin başında gelmektedir. İran,

dünyada en fazla ham deri satan ülkelerin başında gelmektedir. Özellikle Tebriz, Şiraz ve

Horasan’ın deri sektöründe önde gelen eyaletlerin başında olduğu görülmektedir. Tebriz

yakınlarındaki Çarmşahr (deri şehri) Sanayi Sitesi, İran’ın deri üretiminde en önemli

merkezlerinden birisi olup, İran’da deri sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin %46’sı

adıgeçen sanayi sitesinde faaliyet göstermekte ve sitede bulunan küçük ölçekli yaklaşık 300

atölyede 3 binden fazla kişi çalışmaktadır. İran’da Mashad Deri firmasının Tahran ve

Meşhed’de yoğunlaşmakla birlikte ülke genelinde 55 adet mağazası bulunmaktadır.

(https://www.mashadleather.com/)

Tabaklanmış deri ve salambor üretiminde 400’den fazla üretici bulunmakta, çoğunlukla

%15 gibi düşük kapasitede çalışmakta ve yılda 120 bin kişi sektörde istihdam edilmektedir.

Hafif ve ağır deri üretiminde ise İran’ın dünyadaki payı sırasıyla %1,5 ve %0,05 olup,

500’den

fazla üretim birimi bulunmaktadır. Hafif deri üretiminin 80 milyon m² feet, ağır deri

üretiminin

ise 100 milyon m² feet olduğu belirtilmektedir. Deri ve salamborun %85’i ihraç edilmekte,

geri

kalanı ise ülke içinde kullanılmaktadır. Türkiye’nin ardından İran, 20 milyon koyun, keçi,

inek

ve deve tabaklanmış derisiyle bölgedeki ikinci salambor üreticisi ve yarı bitmiş ürün

ihracatçısıdır.

İran’da poliüretan, polivinil klorid içerikleri gibi tüm hammaddeler ile sentetik ve doğal

her türlü deri ürünü ülke içinden temin edilebilmektedir.

Son dönemde yerel üreticilerin etkili markalama ve pazarlama yapmaya başladıkları

görülmekte olup, bazı firmaların başta Rusya olmak üzere deri ürünlerinin yoğun talep

edildiği

Page 22: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

ülkelere yönelik yeni ihracat pazarlarına da açıldığı bilinmektedir.

İran Gümrük İdaresi istatistiklerine göre, İran 1396'da (Miladi Takvim ile 2017) 35,3

milyon $’lık ayakkabı ithal etmiştir. Çin, Türkiye ve BAE sırasıyla %37, %28 ve %21’lik

payla

İran'ın en fazla ayakkabı ithal ettiği ülkeler olarak öne çıkmaktadır. Halbuki ihracat yapan

ülkelerin İran’a adı geçen sektördeki ihracatlarının toplamının 314 milyon $ olduğu

görülmektedir.

İran ayrıca, 1396 yılında 35,3 milyon $’lık ayakkabı ithalatı gerçekleştirmiş olup, bu

rakam ülke ayakkabı pazarının %2,5'ine tekabül etmektedir. Diğer ülkelerin İran’a yaptıkları

ayakkabı ihracatı rakamlarının incelenmesinden ise toplam ayakkabı ithalatının 314 milyon $

olduğu görülmektedir. Bu rakam ülke ayakkabı pazarının yaklaşık %22'sinin resmi yollardan,

geri kalanının ise gayri resmi yollardan yapılan ithalatla karşılandığını göstermektedir.

2. Sektörün Dış Ticareti

a. İthalat

İran’ın deri ithalatı oldukça kısıtlı olup, son beş yılda ortalama 0,6 milyon $’lık deri

ithalatının olduğu görülmektedir. Türkiye, Almanya ve Hindistan’ın İran’a bitmiş deri

ürünleri

ihraç eden ana ülkeler olduğu görülmektedir.

b. İhracat

İran Gümrük İdaresi’nin son beş yılda deri ürünleri ihracatına yönelik açıkladığı

rakamlardan ortalama 80 milyon $’lık deri ürünleri ihracatının yapıldığı, ana ihraç ülkelerinin

ise İtalya, Türkiye, Pakistan ve Hong Kong olduğu görülmektedir.

3. Sektördeki Sorunlar

İran dünyadaki en eski ayakkabı üreticilerinden olup, deri ayakkabılarının ülke içinde

ve dünyada önemli bir bilinirliği bulunmaktadır. Bununla birlikte, uzun yıllardır süren

yaptırımların özellikle teknoloji transferine etkisi, firmaların krediye erişememesi, etkili

pazarlama kanallarının kurulamaması gibi nedenlerle sektörün rekabet gücü giderek

azalmaktadır. KOEP sonrasında yaptırımların kalkmasıyla birlikte birçok Avrupa ülkesiyle

sektöre teknoloji transferini öngören anlaşmalar yapılmasına rağmen ABD’nin İran’a yönelik

yaptırımları yeniden uygulamaya koyacağını açıklamasının ardından bahse konu anlaşmaların

askıya alındığı görülmektedir.

Page 23: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

Sektördeki değer zincirinin tam olarak kurulamadığı, deri dışında ara malı olarak

kullanılan kimyasal ürünler dahil birçok ürünün yurtdışından ithal edildiği, bu ürünlerin bir

kısmında kalite standartlarının oluşturulamadığı, bu durumun nihai ürünün kalitesini

düşürdüğü, Hükümetin sektördeki değer zinciri kurulması için çalışmalar yapması gerektiği

ifade edilmektedir.

Hükümet tarafından geçtiğimiz dönemde çıkarılan çalışan sayısı başına vergi

yükümlülüğü öngören düzenlemenin de emek yoğun bir sektör olan deri sanayisini olumsuz

etkilediği, firmaların vergi yükünün düzenleme öncesine göre sekiz kat arttığı, bunun da

rekabet gücünü oldukça olumsuz etkilediği sektör temsilcilerince dile getirilmektedir. Ayrıca,

markaların daha fazla vergi vermesini içeren düzenlemelerin hayata geçirilmesinin de markalı

satış yapan firmaların üzerindeki vergi yükünü artırdığı belirtilmektedir. Ülkede outlet

kültürünün gelişmemesi ve belediyelerin outletler için yüksek vergiler talep etmesinin de

sektörün stok yönetimi konusunda sıkıntılarla karşılaşmasına neden olduğu ifade

edilmektedir.

4. Hükümet Politikaları

İran’da hükümetin son dönemde sektördeki kaçakçılığın önüne geçilmesi, yerel

üretimin artırılması, markalama kapasitesinin güçlendirilmesi için çalışmalar yaptığı

görülmektedir. Hükümet tarafından son dönemde deri ürünlerinin ülkeye girişi sıkı kontrol

altına alınmış, ürünlerin gümrük vergileri yükseltilmiş, bir kısım ürünün ise ülkeye ithalatı

yasaklanmıştır.

Hükümet tarafından ayrıca, İran Ulusal Standartlar Örgütü’nün sektöre yönelik

düzenlemeler yapması için Uluslararası Standartlar Kurumu ile yakın ilişki kurması ve

adı geçen örgütün içinde etkili bir şekilde yer alınması sağlanmıştır. Hükümet yetkilileri

tarafından bahse konu çalışmaların ülkedeki ürünlerin kalitesi hakkında tüketicilerin etkili bir

şekilde bilgilendirilmesi ve yerel üreticilerin uluslararası standartlarda üretim yapması olduğu

açıklanmıştır.

5. İş ve Yatırım Fırsatlarına İlişkin Değerlendirme

Deri sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızla yapılan görüşmelerde, İran’da sektörde

tasarım ve koleksiyon oluşturmaya dönük hizmet ihracatı gerçekleştirilebileceği ifade

edilmektedir.

Page 24: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

Öte yandan, İran’dan ithalat gerçekleştirmek isteyen firmalarımızın tekstil, konfeksiyon ve

deri ürünlerinin ithalatında ülkemizin uygulamakta olduğu gözetim uygulamalarına dikkat

etmesinde fayda bulunmaktadır.

T.C Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği Tahran, 15 Mayıs 2019

İRAN SU SORUNU VE FİRMALARIMIZ İÇİN İŞ İMKANLARI

Not: Bu notta sektör hakkında genel bilgilendirme yapılması amaçlanmakta olup, bilgilerin

halihazırda yürürlükte olan ambargo koşulları da dikkate alınarak değerlendirilmesi

gerekmektedir.

1.Genel Durum

İran’da çevre sorunları oldukça karmaşık bir yapıdadır. Uzun yıllar süren

ambargolardan ve içe kapalı ekonomik yapıdan dolayı otomotiv sektöründe ortalama araç

motoru teknolojisinin 30 yaşında olduğu görülmektedir. Eski teknoloji ile üretilen

otomobillerin sera gazı emisyonunun yüksek olması ve toplu taşımanın gelişmemiş

olmasından dolayı kişisel araç kullanımının yüksekliği İran’daki hava kirliliğini ve buna bağlı

astım gibi hastalıkları artıran bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Gelişmiş petrokimya

endüstrisinin varlığı ve atık dönüşüm teknolojisi ve uygulamalarının yetersizliği neticesinde

İran’ın dünyada kişi başına en fazla plastik atığı çıkaran ülkelerin başında geldiği

görülmektedir.

Belirtilen çevre sorunlarına ek olarak, İran’da uzun yıllardır önemli kuraklık ve buna

bağlı su krizi yaşanmaktadır. Yolsuzluk, kötü yönetim, sulama tekniklerindeki hatalı

uygulamalar, etkili çalışan demokratik mekanizmaların eksikliği gibi nedenlerden kaynaklı

olarak ülke nüfusunun önemli bir kısmının yoğun su stresi yaşadığı belirtilmektedir. Ülke

yönetiminin başındaki Dini Lider’in vurguladığı başta tarımsal ürünlerde olmak üzere kendine

yeterliliği ön plana çıkaran ve “Direniş Ekonomisi” adı verilen ekonomik modelin su

kaynaklarının kullanımında önemli sıkıntıları beraberinde getirdiği bilinmektedir.

İran’ın yaşadığı su krizinin önemli iç ve dış siyasal yansımaları bulunmaktadır. Ülke

içinde birçok eyalette gerek tarımda kullanılmak üzere gerek temiz içme suyuna erişimde

karşılaşılan sorunlar nedeniyle şiddet boyutuna varan isyanlar çıkabilmektedir. Su stresi

yaşayan nüfusun önemli bir kısmının İran’ın nüfusunun yarısını teşkil eden azınlık

bölgelerinde olması, soruna etnik bir boyut da katmaktadır. Tarım alanları açmak amacıyla

gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda ortaya çıkan ormansızlaşmanın ülkedeki flora ve fauna

çeşitliliğine zarar verdiği görülmektedir. Ayrıca, ülke içindeki tarımsal nüfusun su

kaynaklarına erişememesinden dolayı göç ettiği, sosyolojik yapının hızlı bir değişim

gösterdiği, göçler nedeniyle şehir nüfusunun hızlı şekilde arttığı, göçle gelen nüfusa yeni

istihdam alanları açılamadığı için bu nüfusun önemli bir istikrarsızlık unsuru olduğu ifade

edilmektedir.

İran’ın karşılaştığı çevre sorunlarına ilişkin özellikle eğitimli gençler arasında önemli

bir tepki doğmuş durumdadır. Ülkedeki çevre bilincinin hızla yükseldiği, 2009 yılındaki

ideolojik yeşil hareketten ziyade ekolojik bir yeşil hareketin ortaya çıkmaya başladığı, bu

hareketin hızlı bir yükseliş eğiliminde bulunduğu görülmektedir. Rejimin yeşil harekete

giderek artan düzeyde sertlikle yaklaşmasına rağmen eleştirilerini de göz ardı etmeyerek

Page 25: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

çevre sorununun çözümüne yönelik çalışmaları kısmen de olsa hayata geçirmeye başladığı

görülmektedir.

Gelinen noktada İran’da, su krizinin birçok farklı etkeni barındıran karmaşık bir

yapısının bulunduğu, bunun yalnızca İran içinde değil, bölgede de önemli etkilerinin

olabileceği belirtilmektedir. Bahse konu etkilerin ticari boyutlarını değerlendirmek üzere

yapılan bu çalışma, İran’ın karşılaştığı su krizinin nedenlerini, hükümetin bu krizin üstesinden

gelmek için uyguladığı politikaları ve su krizinin ülkemiz firmaları için oluşturabileceği iş

fırsatlarını ele almaktadır.

2.Sorunlar

ABD tarafından İran’daki su krizine ilişkin düzenlenen bir panelde, İran’daki kişi

başına düşen su miktarının 1979 yılında gerçekleşen devrimden bu yana yarı yarıya azaldığı,

içilebilir su talebinin ise ülkenin büyük bölümünde arzdan ⅓oranında yüksek olduğu ifade

edilmektedir. Sri Lanka merkezli Uluslararası Su Yönetimi Enstitüsü tarafından yapılan

açıklamada, İran nüfusunun %90’dan fazlasının yüksek veya çok yüksek su stresi yaşayan

nüfusu oluşturduğu, bunun küresel ortalamanın iki-üç katı rakamlara denk geldiği, İran’ın

dünya nüfusunun %1’ine ev sahipliği yapmasına rağmen dünya temiz su kaynaklarının

yalnızca %0,3’üne sahip olduğu belirtilmektedir. Dünya Kaynaklar Enstitüsü’nün bir

tahminine göre, İran’ın önümüzdeki 20 yıl içinde yüksek stresli su sıkıntısı yaşayan ülkeler

arasında olacağı belirtilmektedir. Devrimi takip eden yıllar içinde nüfusun 34 milyondan 80

milyonun üzerine çıkmasının ana etken olduğu bu rakamlara, ülkenin düşük yağış kuşağında

bulunması da eklenmiştir. Son 15 yılda yaşanan kuraklığın da İran’daki su krizini

derinleştirdiği görülmektedir.

Ülkeye yönelik uluslararası yaptırımlar nedeniyle kendine yeterliliği ana ekonomik

model olarak belirleyen İran’da tarımsal üretimin hızlı bir şekilde artırılmasına çalışıldığı

görülmektedir. İranlı yetkililer bugün buğday gibi stratejik ürünlerde kendine yeterliliğe

erişildiğine ilişkin açıklamalar yapmaktadır. Bununla birlikte, tarımsal üretimde kendine

yeterliliğin ülkedeki ormansızlaşmayı artırdığı, flora ve faunaya zarar verdiği, devrimden

bu yana ülkedeki bio-çeşitliliğin %85 azaldığı gibi yorumlara rastlanmaktadır. Sektörün

ülke su kapasitesinin %92’sini kullandığı tahmin edilmektedir. İranlıların kültürel olarak çok

su gerektiren süt ürünleri, et, mısır ve pirinç gibi gıda maddelerini tüketmeyi sevmesi sorunu

tarımsal alandaki yüksek oranda su kullanımından kaynaklanan sorunu derinleştirmektedir.

Tarımsal alanlarda su kullanımının etkili bir şekilde yapılmadığı, irrasyonel sulama

yöntemlerinin kullanıldığı, toprağın tuzlanması gibi süreçlerle karşılaşıldığı, ürün çıktısı

başına sektördeki su kullanımının dünya ortalamasının %30 üzerinde olduğu görülmektedir.

Merkezi bir su yönetim politikasının olmamasının tarımda kullanılan sulama tekniklerinin

başında yer altı sularının kullanımını getirdiği görülmektedir. Devrimden önce ülkede 80

bin civarında olduğu tahmin edilen yeraltı sularının çekilmesiyle yapılan tarımın, bugün 330

bini kaçak olmak üzere 650 bin kuyuyla yapıldığı belirtilmektedir. Bu durum, ülke çapında

göçükler ortaya çıkmasına neden olmakta, Tahran gibi şehirlerin etrafında devasa boyuttaki

göçükler sıkça fotoğraflanmakta ve sosyal medyada paylaşılmaktadır.

Hane halklarının da su tüketimi konusunda bilinçsiz davrandığı görülmektedir. Öyle

ki, İranlı bir hane halkının su kullanım miktarı, dünya ortalamasının %70 üzerindedir. Bu

miktaren kalabalık şehir olan Tahran’da daha da artmaktadır. Ülkede ortalama kişi başı su

tüketimi günlük 250 litre iken, Tahran’da bu rakam günlük 400 litredir. İranlıların suya ilişkin

Page 26: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

genel inancı dini motiflerden etkilenmekte olup, bu durum çiftçilerin ve hane halkının su

tüketim alışkanlıklarının değişmesini engellemektedir.

İran Devleti’nin birçok konuda olduğu gibi su konusunda da dünyada en

kapsamlı sübvansiyonları uygulayan ülkelerin başında gelmesi ülkedeki su krizini

derinleştirmektedir. Halen İran’da etkili bir abonelik sistemi yoktur. Suyun fiyatı

devletin sağlamış olduğu sübvansiyonlar nedeniyle ya yoktur ya da oldukça azdır. Bu

durum, ülkedeki su kaynaklarının israfını beraberinde getirmektedir.

İran’daki su altyapısının önemli oranda eskimiş olduğu, rejim tarafından bu altyapının

yenilenmesine yeterince kaynak aktarılmadığı, bu durumun altyapıdan sızan sularda

önemli kaçaklara neden olduğu, bu kaçağın boyutunun ⅓ oranında olduğu

görülmektedir. Şehir su şebekelerinde suya talebin yüksek olduğu dönemlerde sık sık

kesintilerle karşılaşılabilmektedir. Bu durum, ülkede hidrofor kullanımını ve su

depolamayı artırmakta ve bir kısır döngünün oluşmasına neden olmaktadır. Apartmanlarda

şehir şebekesinde yeterli su basıncı olmamasından dolayı üst katlara su çıkamamakta, bulaşık

veya çamaşır makineleri basınç olmamasından dolayı çalışmamaktadır. Bunun doğal

sonucunda hidroforlaşma giderek hızlı bir şekilde artmaktadır.

Ülkedeki su krizini derinleştiren bir diğer etmen ise kötü yönetim ve yolsuzluk olarak

gösterilmektedir. Müteahhitlik sektöründe etkili bir güç olan Devrim Muhafızları’nın Hatem

Al-Anbiya şirketine verilen ihaleler ile devrimden bu yana yılda ortalama 15 olacak şekilde

600’den fazla baraj yapılmıştır. Devrim öncesinde 7 tarihi baraj, 14 de modern barajın olduğu

İran’da, devrimden sonra yapılan baraj sayısının yüksekliği dikkat çekicidir. Gerek

kuraklıktan dolayı gerek hatalı planlamalar neticesinde bu barajların önemli bir kısmının

kullanılmadığı görülmektedir. Barajların suyun yanı sıra hidro-elektrik üretiminde de

verimsiz olduğu belirtilmektedir. Bu barajların çevreye verdiği zararların yanı sıra nüfusun

önemli bir kısmının da marjinalize edilmesine yol açtığı değerlendirmeleri mevcuttur.

Yapılan barajlar ve hatalı su kullanımı nedeniyle Şiraz’da bulunan Bakhtegan Gölü 10 yıl

önce kurumuştur. Urumiye Gölü ise kurumaya yüz tutmuş durumda olup, 15 yıl içinde yüzey

alanının %90 küçüldüğü belirtilmektedir.

Hükümetlerin uyguladığı popülist politikaların da çevre sorunlarını derinleştirdiği

görülmektedir. Başta su ihtiyacı yüksek demir-çelik gibi sanayilerin İsfahan gibi yanlış

bölgelerde konumlandırıldığı bilinmektedir. Bugün İran’da zaten güçlü olan lobiciliğin

etkisiyle tüm sektörlerdeki paydaşların su konusunda ülke genel çıkarına hitap etmeyecek de

olsa lobi yaptığı görülmektedir. Örneğin 2018 yazında İsfahan Eyaleti’nin tüm vekilleri

eyaletin su sıkıntılarına hükümet tarafından etkili çözüm sağlanmadığı gerekçesiyle istifa

etmiştir. İsfahan Ticaret, Sanayi ve Madenler Odası ise hazırladığı bir raporda, Zayandeh-

Roud Havzasında yaşayan insanların %40’ına tekabül eden 2 milyon insanın karşılaşılan su

krizinden dolayı gelirlerinden olacağını açıklayan bir rapor yayımlamıştır. Diğer eyaletlerde

de benzer sorunlar ve lobilere rastlanmaktadır. Birçok eyalette ise vatandaşlar tarafından

suya ilişkin şiddete varacak şekilde eylemler yapılabilmektedir.

Bunların sonucunda ortaya çıkan göçlerin İran’ın demografik ve sosyolojik yapısını

önemli ölçüde değiştirmesi beklenmektedir. Tarım sektörü İran’da toplam istihdamın

%17’sini karşılamaktadır. Tarım eski Bakanı Issa Kalantari 2015 yılında, ülkede önümüzdeki

25 yıl içinde 50 milyon insanın kuraklık ve su sıkıntısına bağlı sebeplerle göç etmek zorunda

kalacağını ifade etmiştir. Kimi raporlara göre, halihazırda 16 milyon İranlı su sıkıntısına bağlı

Page 27: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

olarak ülke içinde yer değiştirmiş durumdadır. Su sıkıntısının, başta Arap nüfusun çoğunlukta

olduğu Basra Körfezi kenarındaki Huzistan eyaleti ile ülkenin Güneydoğusundaki Beluçların

yaşadığı bölgelerde olmak üzere çeşitli etnik grupların yaşamları üzerine önemli etkileri

olabileceği ve bu grupların daha önceki eylemlerinde olduğu gibi sisteme yönelik tepkilerinin

su sıkıntısı üzerinden yansıyabileceği değerlendirilmektedir.

Gelinen noktada ülkede, kurumuş göller ve nehirler, su isyanları, suya erişemediği için

yerinden olmuş insanlar, Meclis’te eyalet millletvekilerinin toplu istifası, kurumuş

nehirler üzerindeki iskanların bu yıl Şiraz’da gerçekleşen sel felaketi gibi can ve mal

kayıplarına neden olması İran’ın günlük tartışmaları haline gelmiştir. Ulusal Su Günü’ne

katılan bir konuşmacının ifade ettiği gibi, 5 yıl içinde su tüketiminin %20, 15 yıl içinde ise

%40 azaltılmaması durumunda İran’ın istikrarı önemli ölçüde zedelenecektir.

3.Hükümetin Yaklaşımı

İran’da çevre sorunlarının en önemli nedenlerinden birisinin ülkedeki kapsamlı

sübvansiyonlar olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra, yaygın bir yolsuzluğun olması da

çevre sorunlarını derinleştiren bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Hükümetin ülkedeki çevre

sorununa ilişkin yapıcı çalışmalarda bulunmasına rağmen ülke devlet yönetimindeki ikili yapı,

kimi güçlerin yerleşik çıkarları ve şeffaflığın olmamasından dolayı istenen ilerleme

sağlanamamaktadır. Bununla birlikte, reformcu olarak nitelenen Ruhani Hükümeti

tarafından çevre sorunlarının çözümü için bazı ilerlemeler kaydedilmiştir.

Ruhani Hükümeti ilk olarak ülkedeki baraj yapımlarının durdurulmasını sağlamıştır.

Bu çalışmalar neticesinde yapımı planlanan 14 baraj planı iptal edilmiştir. Hükümet

tarafından baraj yapımı yerine su dağıtım kanallarının iyileştirilmesi, buharlaşma yoluyla su

kaybının azaltılması çalışmalarının uygun olacağı vurgulanmış ve çalışmalar bu amaca

yönelik hayata geçirilmeye başlanmıştır. Ayrıca, ülkeye modern sulama sistemlerinin ithal

edilmesi cesaretlendirilmiş, çiftçilerin su sayacı takmaları zorunlu kılınmış, yeni yeraltı su

kuyuları açılması izne bağlanmıştır. Diğer taraftan, hükümet yüzlerce kaçak kuyuyu

kapattırmış, kırsalda ve sanayi bölgelerinde atık su tesisleri kurulmasına öncelik vermiş,

çiftçilerin daha az su isteyen safran ve çamfıstığı gibi tarımsal ürünlere yönelmesi

sağlanmıştır. Hükümet tarafından son olarak 23 kişilik bir uzmanlar grubu oluşturularak

suyun etkili kullanımı üzerine çalışmalar yapılması için bir yol haritası çıkarılması

sağlanmıştır.

Ayrıca, su sıkıntısı yaşayan kimi bölgelerde çiftçilerin tarlalarını ekmesi yerine

bu tarlalarda güneş enerjisinden elektrik üretimi yapılması için teşvikler verilmiş, üretilen

elektriğe ise alım garantisi sağlanmıştır. İran’da güneş panelleri ile elektrik üretimi

sektörünün geçtiğimiz yıl %70 büyüdüğü, ülkede 85 büyük ölçekli, 1.850 küçük ölçekli

yenilenebilir enerji tesisi kurulduğu, toplam kapasitenin şu anda 637 MW’a ulaştığı,

431 MW’lık tesisin kurulma aşamasında olduğu, 2022’de toplam 1.000 MW’lık üretim

kapasitesine erişilmesinin planlandığı belirtilmektedir. Kuraklıktan dolayı İsfahan gibi

bazı eyaletlerde pirinç ekimi yasaklanan çiftçilerin güneş paneli çiftlikleri kurması için

hükümet tarafından 20 yıl şebekeye alım garantisi gibi teşvikler verilmiştir. Halen İran’ın

kırsal kesiminde 1.000 küçük ölçekli yenilenebilir enerji tesisinin kurulmasına devam

edildiği belirtilmektedir. İran’da Enerji Bakanlığı’na bağlı Yenilenebilir Enerji ve Enerji

Verimliliği İdaresi (SATBA) yetkilisi tarafından yapılan bir açıklamada, sektörde son

iki yılda yerli yatırımcılar tarafından 940 milyon dolar, yabancı yatırımcılar tarafından

Page 28: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

ise 2013’ten bu yana 1,7 milyar dolar tutarında yatırım yapıldığı, İran’ın şebekeye satış

garantilerinde dünyada en yüksek fiyat veren ülkelerden birisi olduğu, ülkede son dönemde

ortaya çıkan döviz krizine kadar SATBA tarafından alıcılara düzenli olarak ödeme yapıldığı

belirtilmektedir.

İran’da hemşehrilik yaklaşımı toplumsal yapıda ve siyasette oldukça belirleyici

unsurlardan biridir. Rafsancani döneminde Zayandeh Nehri’nin sularının Yazd’e

aktarılması ülkede hala süren eleştirileri beraberinde getirmiştir. Aynı şekilde Ruhani de

Semnan Bölgesi’ne su getirmek için çalışmalar yapmaktadır. Ruhani tarafından, Hazar Denizi

ve Basra Körfezi’nden getirilen suların arıtılarak, boru hattı kanalıyla ülke içlerine

getirilmesine ilişkin bir proje sürekli olarak gündeme getirilmektedir. İki projenin toplam

maliyetinin 6 milyar dolar civarında olacağı ifade edilmektedir. Bununla birlikte, projeye

yönelik yapılan eleştirilerin başında, bahse konu suyun arıtılmasının ardından ülke içlerine

taşınmasının maliyetinin oldukça yüksek olduğu, ülkenin halen doğalgaz üretim

kapasitesinin %10’unun sadece suyun taşınması için kullanılacağı, projenin bu haliyle

rasyonel olmaktan uzak olduğu belirtilmektedir. Ruhani Hükümeti ayrıca, ülke çapında atık su

arıtma tesislerinin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılmasını teşvik etmekte olmasına

rağmen bunun yetersiz olduğu sıklıkla vurgulanmaktadır. Deniz suyunun arıtılarak ülke içine

getirilmesine karşı çıkanlar, ülke içinde atık su arıtım altyapısının güçlendirilmesini, atık su

kullanımı konusundaki bilincin artırılmasını, hane tüketimi, park sulamaları ve

endüstriyel kullanım için farklılaştırılmış kalitelerde su sağlanmasına dönük çalışmaların

yapılmasını önermektedir.

4.Sonuç ve Değerlendirme

İran’da su sorunu giderek artan oranda ülke gündeminin ilk sıralarına

oturmaktadır. Sorunun ulusal ve uluslararası boyutları bulunmaktadır. Su sorununun ülkemiz

firmaları için bazı fırsatlar oluşturabileceği değerlendirilmektedir.

İran Hükümetindeki farklı kuruluşlar tarafından petrol, doğalgaz ve elektrik

karşılığında müteahhitlik firmaları tarafından proje üstlenimi gerçekleştirilmesine ilişkin

tekliflere rastlanmaktadır. Ülkemizdeki pazarı doyum noktasına ulaşmakta olan atık su

yönetim tesisleri kurulmasına ilişkin faaliyetler yürüten şirketlerin İran’da enerji karşılığı

proje üstlenebilmesi için, ülkemizdeki enerji sektörünü düzenleyici kuruluşlarla irtibat

halinde İran’dan alınabilecek enerjinin ithalatına ilişkin süreçlerle ilgili olarak

görüşmeler yapmasının uygun olabileceği değerlendirilmektedir. İran’dan enerji

ithalatının bedelinin müteahhitlik projelerinde hak ediş ödemesi olarak yapılabilmesine

ilişkin bir takas mekanizması kurulabilmesi durumunda firmalarımızın İran pazarında

önemli projeler üstlenebileceği değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, bu konuda

firmalarımızın önündeki en önemli sorun ekonomik ambargodur.

Su krizinin firmalarımız için öne çıkarabileceği diğer bir fırsat ise tarımdaki verimliliği

artıracak modern zirai ilaçlar, makine ve sulama tekniklerinin gerektirdiği ekipman ve hizmet

ihracatı için fırsatlar sağlayabileceğidir. İran Hükümeti’nin söz konusu ekipmanın ithalatına

olumlu yaklaştığı ve çiftçileri cesaretlendirdiği görülmektedir.

Hükümetin su sıkıntısı yaşanan bölgelerde çiftçilerin yenilenebilir enerji üretim tarlaları

kurulmasına ilişkin verdiği destekler göz önünde bulundurularak, bu sektörde iş yapan

Page 29: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

firmalarımızın da İran’da proje üstlenebileceği ve ülkemiz için ihracat olanakları oluşabileceği

değerlendirilmektedir.

Öte yandan, İran’a yatırım yapmayı düşünen firmalarımızın fabrikalarının kuruluşu için

yer tespiti yaptıklarında suya erişim imkanının daha kolay olduğu bölgelerde yatırım yapmayı

dikkate almalarında ve özellikle suya çok ihtiyaç duyan ürünlerin üretimi bahse konuysa detaylı

fizibilite araştırması yapılmasında fayda görülmektedir. Halen hatalı yer seçiminde bulunan

birçok yatırımın tankerlerle su taşımak zorunda kaldığı bilinmekte ve bahse konu husus

yatırımcı toplantılarında bir sorun olarak sıklıkla dile getirilmektedir.

T.C. Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği 02/12/20191

İran Bankacılık Sistemi, INSTEX ve NIMA Raporu

1.Tarihçe ve Mevcut Durum

İran’ın bankacılık sektörünün geçmişi bir asır öncesine kadar gitmekte olup, modern

bankacılık sistemi İran’a yabancılar tarafından getirilmiş, 1920’li yıllarda yabancılar sektöre

tamamen hakim olmaya başlamıştır. İran Merkez Bankası (İMB)faaliyetine1960 yılında

başlamasının ardından yabancıların bankacılık sistemindeki payının en fazla %35 ile

sınırlandırılması kararlaştırılmıştır.

İran’da Devrim öncesi finansal sektör kamu ve özel bankaların sıkı bir şekilde devlet

tarafından denetim altında tutulduğu, faizlerin devlet baskısıyla düşük tutularak altyapı

projelerine aktarıldığı bir yapıda oluşmuştur. Şah rejimi tarafından banka kredileri Şah’ın

önemli gördüğü projelere aktarılmıştır. Devrimin ertesinde ise ülkedeki tüm bankacılık

sektörü millileştirilmiş, faizler baskı altına alınmış ve hükümet tarafından belirlenmeye

başlanmıştır. Bu durumun ülkenin finansal sisteminin gelişimini olumsuz yönde etkilediği

görülmektedir. Zaman içinde finansal sistemde bazı açılımlar yapılmış olsa bile reformların

hızının istenen seviyenin çok uzağında kaldığı ve finans sektöründe İran’ın birçok yapısal

sorununun olmaya devam ettiği ifade edilmektedir.

Ülkede halen 30banka ve 5 kredi kurumu vardır. Bankalar ülkedeki şirketler için ana

kredi kaynağıdır. Bankacılık sektörünün Gayri Safi Milli Hasıla içindeki payı%2,5’tir.Ülkede

uygulanan kiralama bedeli oranı en fazla %20 olarak belirlenmiştir. İran, bankacılık

hizmetlerinin penetrasyonundaise Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesinde ikinci sıradadır.

İMB verilerine göre, İranlıların %74’ünün banka hesabı bulunmaktadır. Ülkede borsaya kote

edilen banka sayısı 20’dir. Hükümetin online bankacılık hizmetlerinin yaygınlaşmasına ilişkin

kararlı tutumu neticesinde ülke içindeki online hizmetlerin uluslararası standartların üstünde

olduğu belirtilmektedir. Ülkedeki bankacılık işlemlerinin sayısının 2015 yılında 5,06

milyar adet olarak gerçekleştiği açıklanmıştır.

İran’ın finans ve bankacılık alanındaki uygulamalarında Şii Hukuku ekolü

uygulanmaktadır. İran'da İslami finansın başlangıcı, dünyanın diğer yerlerindeki gibi talep

yönlü olmak yerine emir komuta zinciri içerisinde gerçekleşmiştir. Devrimi izleyen süreçte,

Haziran 1979'da tüm İran banka ve sigorta sistemi millileştirilmiş, dört ay sonra 36 banka ve

16 tasarruf kuruluşundan oluşan sistem, zorunlu birleşme işlemine tabi tutularak dokuz farklı

Page 30: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

banka altında toplanmıştır. Devrimin ardından 1983 yılında çıkarılan Faizsiz Bankacılık

Kanunuyla İslami Bankacılık sistemi hayata geçirilmiştir. Kanun, İslami içtihatla uyumlu

faizsiz borç vermeyi düzenlemekte ve yabancı dövizler dahil her türlü borç verme işlemini

kapsamaktadır.

Dahası İran Anayasası’nın 44’üncü maddesindeki kısıtlayıcı hükümler nedeniyle

İran'da özel sektöre ait banka uzun süre kurulamamıştır. Bankacılık sektöründeki kısmi

liberalleşme 2001 yılında başlamıştır.

Günümüzde İran’ın bankacılık sisteminin teorik olarak tamamen şeriatla uyumlu

olduğu, bu haliyle dünyada Sudan ile birlikte %100 şeriatla uyumlu olan iki ülkeden birinin

İran olduğu, uygulamada ise konvansiyonel bankacılığa benzer şekilde çalışıldığı

bilinmektedir. İslami bankacılık uygulaması İran’da varlıklara ve zarara ortak olmayı

içermekte ve sabit bir geliri garanti altına almaktadır. İran’daki İslami Bankacılık

uygulamalarının toplam varlığının dünya toplam İslami bankacılık uygulamaları içindeki

toplam varlığın %40’ını oluşturduğu ifade edilmektedir.

Bankacılık sisteminde düzenleyici rolü olan İMB tarafından kredi tahsis rehberleri,

kredi faiz tavanları gibi rehberler yayınlasa da, bankaların kredi faiz tavanlarına uymadıkları

görülmektedir. İslami bankacılığın tam haliyle uygulanmaya çalışılmasının da İMB’nin para

politikalarını yönetirken seçeneklerini sınırlandırdığı bağımsız uzmanlarca ifade edilmektedir.

İran bankacılık sistemindeki önde gelen paydaşlara bakıldığında ise, İMB, Planlama

ve Yönetim Örgütü, Bankacılık ve Finans Araştırma Örgütü, Hazine ve Maliye Bakanlığı,

Tahran Borsası, Kredi Kooperatifleri ve Bilgi-İşlem Şirketlerinin olduğu görülmektedir.

Bankalar, kredi kuruluşları, kiralama şirketleri ve fonlar ise sistemde yer alan işletmelerdir.

2.İran Merkez Bankası (Bank Markazi-ye Jomhouri-ye Islami-ye Iran)

İMB 1960 yılında kurulmuş olup, ülkedeki para ve kredi politikalarının genel

ekonomiyle uyum içinde çalışmasından sorumludur. İMB’nin görevleri ilgili mevzuatında

aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:

Piyasadaki para arzının yönetimi,

Tüm banka ve kredi kurumlarının mevzuata uygun şekilde kurulmasını ve

denetlenmesini sağlamak,Döviz işlemlerine ilişkin mevzuatın oluşturulması, döviz

ödemeleri hususunda garantilerin sağlanması, döviz ticaretinin denetlenmesi,

Altın işlemleri için mevzuatın oluşturulması ve denetlenmesi, İran Riyali’nin

ülkeden çıkışının ve ülkeye girişinin denetimi,

Devlete bağlı tüm kurum ve kuruluşların hesaplarının tutulması, bu kurum ve

kuruluşların bankacılık işlemlerinin ülke içinde ve dışında denetimini yapmak ve

denetlemek,

İran ile IMF arasındaki tüm işlemlerin yapılması,

İran ile diğer devletler arasındaki tüm parasal işlemler için onay ve işlemlerin

yapılması,

Page 31: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

Devlete bağlı tüm kurumlara kredi sağlanması ve devlet borçlanması için

taahhüt verilmesi,

Altın ve gümüşün alım ve satımının yapılması,

İran Devleti ve bağlı kuruluşlarının yurtdışında hesap açabilmesi.

Görüleceği üzere, İMB’nin para politikaları ve belirli durumlarda reel ekonomi

üzerindeki yetkileri oldukça kapsamlıdır.

İMB’nin internet sitesinde bankanın dört ana hedefi aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:

Ulusal paranın değerini korumak,

Ödemeler dengesini sağlamak,

Ticari işlemlere aracılık etmek,

Ülkenin büyüme potansiyelini geliştirmek.

Bununla birlikte, İMB’nın gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bağımsız bir para politikası

tasarlayabilme gücü olmadığı, İMB’nin açık piyasa işlemleri yapmasının geleneksel olarak

önemli oranda hükümet tarafından kısıtlandığı, hükümetin istediği zaman İMB’ye para

basması konusunda baskı yapabildiği görülmektedir. Bu yönüyle İMB, hükümetin tam

kontrolü altında faaliyet göstermektedir. Hükümet ayrıca, İran Meclisi’nin de onayıyla katılım

bonoları adı verilen bonoların basılması için de İMB’ye talimat verebilmektedir. Geçtiğimiz

dönemlerde, İMB’nın bağımsız olması konuları kapsamlıca tartışılmasına rağmen, hükümet

ve Anayasayı Koruyucular Konseyi arasındaki anlaşmazlıklar neticesinde buhusus

gerçekleştirilememiştir.

İMB’nin dış ticaret işlemleri içindeki rolü oldukça önemlidir. Uluslararası finansal

sistemden önemli ölçüde yalıtılmış bulunan İran finansal sisteminde bankalar ve

yetkilendirilmiş sarraflar aracılığıyla önemli büyüklükte dış ticaret işlemlerine aracılık

edilebilmektedir. İMB, sarraflara ruhsat veren yetkili kurumdur. Halen ülkede 426 adet sarraf

faaliyet göstermektedir. Sarraflar iki türlü ruhsatlandırılmaktadır. İlk türdeki sarraflar yalnızca

nakit alışverişi ve değerli taşlar konusunda alım-satım yapabilir ve uluslararası ticarete ilişkin

döviz muameleleri yapamamaktadır. Bu gruptaki sarrafların asgari sermaye yeterliliklerinin

küçük şehirler için 1 milyar IRR(100.000 USD), büyük şehirler için ise 2 milyar IRR(200.000

USD) olması gerekmektedir. İkinci gruptaki sarraflar ise, nakit alışverişinin yanısıra ülke içi

banka havale/EFT’leri ve uluslararası ticarete ilişkin işlemleri yapabilmektedir. Bu gruptaki

sarrafların asgari sermayelerinin 20 milyar IRR(yaklaşık 2 milyon USD) olması mecburiyeti

vardır. Bankaların ve mali kuruluşların sarraflık bürosu açması için ilk olarak ayrı bir şirket

kurmaları ve ikinci grup sarraflık şeklinde ruhsat almaları gerekmektedir. Serbest bölgelerde

sarraflık açılabilmesi Serbest Bölge İdaresi’nin onayı ve İMB’ye önerisi ile mümkündür. Her

iki grupta yer alan sarrafların ruhsat süreleri ilk olarak 1 yıl olarak düzenlenmekte, sonrasında

ise her sarraf özelinde İMB’nin süre uzatımına ilişkin kararı esas alınmaktadır. Sarrafların

Genel Müdürlerinin İMB tarafından onaylanması zorunludur. Bankaların ve mali kuruluşların

sarraflık faaliyetinde bulunması durumunda, taahhüt ettikleri sermayenin %30’unun nakde

dönüşebilir bir biçimde olması zorunluluğu bulunmaktadır.

Page 32: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

İMB ayrıca bünyesinde bulunan Döviz Tahsisleri Genel Müdürlüğü ile de dış ticaret

işlemlerinde önemli rol oynamaktadır. İran’da ithalat yapmak isteyen Ticaret Kartı (Kart-e

Bazargani) sahipleri, ilk olarak ithalatını yapmak istedikleri proforma faturayı İMB’ye

sunmakta, İMB’den alınacak uygunluk onayından sonra İMB’nin göstereceği İran içindeki

muhabir bankanın hesabına proforma faturada belirtilen meblağın IRR karşılığını yatırmakta,

İMB tarafından daha sonra bahse konu ithalat için döviz tahsis edilmekte ve gerek

yurtdışındaki muhabir bankalar gerek bazı durumlarda sarraflar aracılığıyla döviz intikali

gerçekleşmektedir.

3.Döviz Kurları ve Kredi Konseyi

Döviz Kurları ve Kredi Konseyi para ve bankacılık konularındaki en yüksek karar

organıdır. 27 Mayıs 1960 tarihli Kanun kapsamında kurulmuş olup, ana görevleri aşağıdaki

şekildedir.

• İMB Başkanı ile işbirliği içinde çalışmak,

• Para ve Bankacılık Kanunu’na uygun olarak bankacılık işlemlerini

yönetmek ve denetlemek,

• Hangi işlemlerin bankacılık işlemi sayılacağına karar vermek,

• Banka ve kredi kurumlarına lisans vermek.

Kurul bu görevlerini yerine getirebilmek için İran’daki tüm bankalardan bazı kişisel

verilerin korunması dışında gerekli bilgi ve belgeleri isteyebilecek yetkiyle donatılmıştır.

Ülkedeki tüm bankalar, Konsey’in oluşturduğu mevzuata uymakla yükümlüdür.

4.Bankaların Sınıflandırılması

Ülkedeki bankaların incelenmesinden, 20 özel banka, 5 uzmanlaşmış devlet bankası, 3

ticari devlet bankası, 2 Garzolhasaneh Bankası (Kâr Amacı Gütmeyen İslami Fonlar) olmak

üzere toplam 30 bankanın olduğu görülmektedir. Ülkede ayrıca 5 kredi kuruluşu da

bulunmaktadır. İranlı bankaların yurtdışındaki şube sayılarının ise 50 civarında olduğu

belirtilmektedir. İran’daki yabancı bankaların %40 payla İranlı bankalara ortak olabileceği

görülmektedir. Herhangi bir yabancı bankanın İran’daki bir bankaya ortak olabilmesi için

asgari 5 milyon Avro yatırım yapması gerekmektedir.

Ticari bankaların şube ve personel sayılarına ilişkin İran Ekonomi Bakanı tarafından

yapılan bir değerlendirmede, nüfusun büyüklüğüne göre İran’da en fazla 12 bin banka

şubesinin olması gerektiği, İran’da ise 24 bin civarında banka şubesi bulunduğu, sorunu

derinleştiren bir unsur olarak ise, kimi yerlerde banka şubelerinin yetersiz kaldığı, kimi

yerlerde ise fazla olduğu, bu durumun bankaların operasyonel maliyetlerini artırdığı

ifade edilmiştir. Ekonomi Bakanı tarafından devamla, elektronikleşmiş bir dünyada İran gibi

bir ülkede bu kadar banka çalışanı sayısının olmasının da uygun olmayacağı ifade edilmiştir.

Sektör temsilcileriyle yapılan görüşmelerde, İran’daki faizsiz bankacılık

uygulamasından dolayı mudilerin işletme gelir-giderlerine katılım şeklinde bir gelire sahip

olmasının öngörüldüğü, faizlerin serbest piyasada oluşmasının yerine devlet tarafından

belirlenmesinin bankaları operasyonel maliyetlerini artırabilecek şekilde gelir elde

etmeye çalışma yönünde teşvik ettiği, bu durumun şube ve çalışan sayısını artırma yönünde

etkide bulunduğu ifade edilmiştir. Şubelerin dağılımına ilişkin yapılan değerlendirmelerde,

Page 33: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

İMB’nın büyükşehirlerde şube açılmasına izin vermediği, bunun yerine mali hizmetlerin

taşraya yayılmasına çalıştığı ifade edilmiştir.

Ülkede bankacılık alanında son dönemde yapılmaya çalışılan en önemli reformlardan

birisinin orduya bağlı finansal kurumların tümünün birleştirilmesi oluşturmaktadır. Dini

Lider’in talimatıyla başlatılan çalışma çerçevesinde, Bank Sepah, Ansar Bank, Bank Hekmat

Iranian, Mehr Eqtesad Bank, Ghavamin Bank ve Kosar Credit Institution isimli kuruluşlar

Bank Sepah bünyesinde birleştirilmiştir. Bu kuruluşların toplamda 24 milyon müşterisi ve

17,9 milyar dolarlık varlığı, 10,8 milyar dolarlık ise yükümlülüğü bulunmaktadır.

Birleşmeyle birlikte Bank Sepah’ın şube sayısı 1.600’den 4.500’e, çalışan sayısı ise

15.000’den 43.000’e çıkacaktır.

Hükümetin planları arasında Bank of Industry and Mine, Export Development Bank of

Iran, Tose'e Taavon (Kooperatiflerin Geliştirilmesi) Bankası ve Bank Keshavarzi

(ZiraatBankası) bankalarını sektörel kalkınma bankaları olarak üretici ve ihracatçılara uygun

koşullu kredi temin etmek üzere yeniden yapılandırmak bulunmaktadır. Bank Maskan’inise

Kalkınma Bankacılığı olarak dönüştürülmesi ve büyük ölçekli kalkınma projelerini fonlayan

bir yapıya çevrilmesi planlanmaktadır.

Garzolhasaneh Bankaları (İyilik/hatır/güzellik İçin Borç Verme Bankaları) ülkede

oldukça yaygın durumdadır. Bu durum, ülkedeki gölge bankacılık uygulamalarının

yaygınlaşmasının ana nedenlerinden birisidir. Ülkedeki bu tip bankaların bir kısmı İMB’nin

ruhsat verdiği ve denetimini yaptığı resmi bankalar kanalıyla işletilmekte olup, sayısı oldukça

azdır. Ülkedeki 4.000 civarındaki Garzolhasaneh Bankasının önemli bir kısmı ise İran

Kooperatifler Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmakta ve denetimi adıgeçen Bakanlık

tarafından yapılmaktadır. Bu bankalar, genel olarak bonus biriktirme ve çekiliş yaparak para

yatırılmasını teşvik etmektedir. Çekilişlerde evlenme yardımı, altın, Kerbela ve Meşhed gibi

hac ziyaretleri ödüller olabilmektedir. Bu bankaların önemli bir kısmı hac ziyaret

mekanlarında tanıtım ofisleri açmakta ve insanların para yatırmasını teşvik etmeye

çalışmaktadır. Bu bankaların özellikle dini turizmde önemli bir yeri bulunan Meşhed

civarında yaygın olduğu görülmektedir.

5.İran’dakiBankacılık Hizmetleri

İran’da bankacılık hizmetleri genel olarak İMB’nin sektörün her kesimine sağladığı

lisanslarla yürütülmektedir. İMB, bankacılık alanındaki tüm yazılımları toplam 1.200

mühendisi bulunan devlet şirketi ICS aracılığıyla yaptırmaktadır. Bu firma, İMB’nin

belirlediği stratejilere uygun tüm uygulamaları üretmek ve bakımını yapmakla yükümlüdür.

İran’da “PSP’lerin PSP’si”(Ödeme Hizmet Sağlayıcısı) mahiyetinde Türkiye’deki

Bankalararası Kart Merkezi’ne benzeyen SHETAB isimli bir yapı bulunmaktadır. SHETAB,

farklı birçok “switch”in bağlandığı ana PSP mahiyetindedir. İran’daki tüm bankalar

SHETAB’ın üyesidir. ATM, pos ve diğer tüm finansal işlemler SHETAB üzerinden

gerçekleştirilmektedir. Sisteme kaydolan tüm firmaların SHETAB’ın belirlediği standartlara

uyumlu olması gerekmektedir. SHETAB’a bağlı bazı PSP’ler 150 milyon IRRüstü transfer

işlemlerine izin veren SATNA; 30-150 milyon arasında para transferlerine izin veren

PAYA’dır. 50 milyon üstü tüm işlemlerin sağlandığı PSP’deki verilerin denetim amacıyla

Page 34: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

İran Maliye Bakanlığı’na iletilmesi zorunludur. Çeklerin kontrol edilebildiği bir PSP de

CHEKAVEK’tir.

İran’da pos cihazı kullanımı oldukça yaygındır. Ülkede 7 milyon civarında pos cihazı

olduğu belirtilmektedir. Seyyar satıcıların bile pos cihazı olmadan rekabet edemediği

bir ekonomik ortam bulunduğundan dolayı, pos cihazlarına yoğun bir ilgi vardır. Bununla

birlikte, en düşük model pos cihazının 200 dolar olması ve pos cihazlarından bankaların işlem

başına çok düşük komisyonlar alması neticesinde yatırıma geri dönüşlerin azlığı gibi

nedenlerle bankaların yeni pos cihazı almakta tereddüt ettiği görülmektedir. Pos cihazlarına

ilişkin yapılan bir değerlendirmede, ülkede halen 11 firmanın pos cihazı için lisansının

bulunduğu, 2005 yılından beri yeni lisans verilmediği ifade edilmiştir. Ülkedeki pos

cihazlarının yaklaşık yarısının Bank Mellat’a ait olduğu görülmektedir.

Hükümetin nakit para kullanımını azaltmaya dönük çalışmaları bulunmakta ve halkın

debit kart kullanımı teşvik edilmektedir. İran nüfusunun %92’sinin debit kartının bulunduğu

ve bu oranla İran’ın dünyada en fazla debit kart penetrasyonuna sahip ülkelerden birisi olduğu

ifade edilmektedir. İran’da günde ortalama 240 milyon bankacılık işlemi gerçekleştirildiği, bu

rakamla dünyada ilk 10 ülke arasında yer aldığı görülmektedir.

Ülkede bankamatiklerden çekilebilecek günlük para limiti yaklaşık 19 dolara tekabül

eden 2.000.000 IRR’dir. Pos cihazından yapılan işlemlerde herhangi bir komisyon kesintisi

yapılmamaktadır. Pos cihazındaki komisyonları İMB’nın üstlendiği, sürecin daha önceki

reform çalışmalarında tüketiciye yansıtılmasına ilişkin çalışmaların başarısızlıkla ve bazı

durumlarda çarşı esnafının protestolarıyla sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Ülkede kredi kartı

oldukça kısıtlı bir şekilde uygulanmakta, nüfusun yalnızca %3’lük bir kesiminin kredi kartının

bulunduğu ifade edilmektedir. Uluslararası finansal sistemden yalıtılmışlıktan dolayı

ülke içinde kartlar yurtdışında geçmemekte, uluslararası kredi kartları ise İran içinde

kullanılamamaktadır.

Ülkedeki bankamatik sayısının 54.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Bankamatiklerin tümünden başka banka kartları ile para çekilmesi mümkün bulunmaktadır.

İngilizce veya diğer dillerde hizmet sunan bankamatik sayısı oldukça sınırlıdır. Yabancı

dillerde hizmet veren bankamatiklerin İngilizce ve Arapça hizmet sunduğu bilinmektedir.

Özellikle küçük şehirlerde ATM ihtiyacının yoğun olduğu görülmektedir. Ülkede toplam 72

bin ATM’ye daha ihtiyaç olduğu belirtilmektedir. ATM’lerin yaklaşık %70’inin banka

şubeleri içinde bulunduğu (ülkemizde bu oranın %30 olduğu ifade edilmektedir), benzin

istasyonu, vb. alanlarda ATM bulunmadığı, genelde şube dışındaki ATM’lerin kasap-bakkal

gibi dükkanların içinde yer aldığı görülmektedir. İMB tarafından büyükşehirlerde banka

şubesi açılmasının yasaklanmasına benzer şekilde ATM konulması da yasaklanmıştır.

ATM’lerde ülkemizde bir dönem uygulanmış Sarı Nokta uygulamasına benzer şekilde

her ATM’nin diğer banka müşterileri tarafından kullanılabilmesine imkan tanınmaktadır.

Müşteriden herhangi bir ücret kesintisi olmayan bu sistemde komisyonu bankalar

üstlenmekte ve kendi aralarında mahsuplaşmaktadır.

Ülkedeki e-ticarete ilişkin durum incelendiğinde, gelişmekte olan diğer pek çok pazara

benzer şekilde İran’ın e-ticaret sektörünün hızla popülerlik kazandığı görülmektedir. Halen

İran’da 9 bin civarında kayıtlı online perakende sitesi bulunmaktadır. Ülkede henüz tüm

alışverişlerin %0,7’sinin e-ticaret üzerinden gerçekleştiriliyor olmasına rağmen büyüme

hızının oldukça yüksek olduğu, 2020 yılında tüm alışverişlerin %3’ünün e-ticaret üzerinden

Page 35: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

yapılacağının tahmin edildiği belirtilmektedir. Özellikle gençler arasında e-ticaretin hızlı bir

şekilde yayıldığı bilinmektedir. Ülkedeki en büyük e-ticaret sitesi %75’lik pazar payıyla

Digikala’dır.

İran’damobil bankacılık uygulamaları oldukça gelişmiştir. İran’da mobil uygulama,

start-up ve fintech şirketlerinin bankacılık alanında işlemlerine başlayabilmesi için İMB

tarafından bankacılık işlemlerini yürütmek üzere yetkilendirilmiş olan Shaparak şirketi

ile anlaşma imzalaması ve belirli hukuki ve teknik standartları sağlaması gerekmektedir.

Ülkede en yaygın kullanılan mobil bankacılık uygulaması Asan Pardakht (Farsça’da “kolay

ödeme” anlamına gelmektedir) isimli uygulamadır. Ülkedeki en modern altyapıya sahip

bankalardan birisi olan SamanBank’ın piyasa değeri yaklaşık 150 milyon dolar iken, Asan

Pardakht’ın piyasa değeri 1 milyar dolardır. Asan Pardakht’ın %60’ı Keshavarzi

Bankası’nındır. Asan Pardakht, ülkenin en büyük e-ticaret sitesi Digikala ile DigiPay, en

büyük taksi çağırma uygulaması Uber benzeri Snapp ile de SnappPay gibi uygulamaların

sürükleyicisi olup, pazarda hakim durumdadır. Bu uygulamanın pos cihazı terminali sayısı

bakımından ülkede 10. sırada olmasına rağmen, işlem hacmi bakımından üçüncü sırada

olduğu görülmektedir. Asan Pardakht’ın ayrıca sim kart ile çalışan kablosuz pos

terminalleri içinGSM lisansı bulunmaktadır. Buna benzer uygulamaların tümü GSM

operatörlerine yükleme yapma, herhangi iki banka arasında çok küçük bir ücretle para

transferi (havale-EFT) olanağı, fatura ödeme, uçak veya tren bileti alma, trafik cezası

ödeme, sigorta veya kasko hizmetlerini alabilme, adli hizmet veya noter hizmeti ücretlerini

ödeme, bağış hizmetleri gibi tüm hizmetleri tek bir uygulama üzerinden sunabilmektedir.

6.İran Ulusal Kalkınma Fonu (National Development Fund of Iran)

Petrol ve doğalgaza bağımlı bir ekonomisi olan İran’da enerji fiyatlarının uluslararası

piyasalarda dalgalanması nedeniyle ekonomide oluşabilecek riskleri en aza indirmek ve kriz

zamanlarında fonda biriken paranın otomatik stabilizatör işlevi görmesini sağlamak amacıyla

diğer enerji zengini ülkelere benzer şekilde bir fon oluşturulması 2000 yılında

gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada adı Petrol İstikrar Fonu olan fonun tek amacı bütçenin açık

verdiği dönemlerde açıkları kapatmak olarak belirlenmiş, gelir kaynağı olarak ise sadece

petrol gelirlerinden her yıl belirlenecek bir oranın fona aktarılması öngörülmüştür.

Oluşturulan yapının istenen verimlilikte çalışmaması nedeniyle bu yapıya son verilmiştir.

Petrol İstikrar Fonu’nun tecrübelerinden edinilen deneyimle 2011yılında İran Ulusal

Kalkınma Fonu kurulmuştur. Fonun gelirleri petrol, gaz ve petrokimya ihracatından her yıl

belirlenecek oranlarda aktarılacak şekilde yeniden oluşturulmuştur. Bu oran yıllar içinde

değişiklik gösterebilmektedir. 2013 yılında %23 olarak belirlenen oran, 2016 yılında %32,

2017 yılında %30, 2018 yılında ise %20 olarak belirlenmiştir. Bu fonun amaçları

incelendiğinde, gelecek nesillerin faydasına olacak şekilde petrol gelirlerinin verimli

yatırımlara yöneltilmesi, kırsal kalkınmaya destek sağlanması, İran’ın sanayi altyapısının

modernleştirilmesi için özel sektöre, kooperatiflere ve iş dünyasına krediler verilmesi gibi

çalışmaların olduğu görülmektedir. Kredilerin verilmesinde bankalar

yetkilendirilmektedir. İran Merkez Bankası da fonun izniyle bankalara fonun hesabından

döviz tahsisleri yapmaktadır.

Kredilerin fonun amaçları doğrultusunda bankalar, rafine kurulumu yada

modernizasyonu, çelik fabrikaları, enerji santralleri, sulama projeleri, kırsal kalkınma projeleri

gibi alanlara verildiği görülmektedir. Kredi kullanımının 2018 yılı ilk çeyreğindeki verileri

Page 36: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

incelendiğinde, 214 milyon dolarlık kullandırım yapıldığı, kullandırımın 22 banka kanalıyla

gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu yönleriyle İran Ulusal Kalkınma Fonu’nun ülkedeki

bankacılık sistemi için önemli bir kaldıraç rolü üstlenebildiği görülmektedir.

7.Sektördeki Sorunlar

Ülkedeki bankacılık sisteminin en önemli sorunları olarak yoğun devlet kontrolü ve

müdahalesi; bankaların sermaye yapısının devlet, yarı-devlet, devlet bağlı şirketler tarafından

kontrol edilmesi; gölge bankacılık ve lisansı olmayan finansal kuruluşların yaygınlığı; zayıf iç

denetim standartları; düzenleyici ve uygulayıcı çerçevedeki eksiklikler gösterilmektedir.

Hükümetin sektördeki baskınlığının ana nedeni olarak, sektörü sosyal politikaların

oluşturulmasında krediler ve uzmanlaşmış bankalarıyla bir kaldıraç olarak görme eğiliminde

olması yatmaktadır.

7.1.Başarısız Özelleştirme Uygulamaları

2011 yılından itibaren bankacılık sektöründe özelleştirme uygulamaları yapılmaya

başlansa da, özelleştirilen bankaların büyük çoğunluğunun devlet veya devlete bağlı şirketler

aracılığıyla yine hükümet kontrolünde kaldığı, şeffaf özelleştirme süreçlerinin yürütülmediği,

yolsuzluk ve kayırmacılık gibi uygulamaların özelleştirilen bankaların zayıf kalmasına yol

açtığı ifade edilmektedir. Öte yandan, tüm özelleştirme çalışmalarına rağmen ülkedeki

bankacılık sektöründe hükümetin doğrudan payının %35, dolaylı payının ise %70

olduğu görülmektedir.

7.2.Gölge Bankacılık Uygulamaları

Bankacılık sektöründeki diğer bir önemli sorun ise gölge bankacılık uygulamalarının

yaygınlığıdır. Bu durum, lisanslı bankaların etkili çalışmasının önündeki en önemli

engellerden birisini oluşturmaktadır. Lisansı olmayan finansal kuruluşların bazılarının

devlete bağlı işletmelere, orduya, bazı vakıflara ait olması durumu daha da

karmaşıklaştırmaktadır. Gölge bankacılık kurumları resmi bankalarla agresif bir şekilde faiz

yarışına girebilmekte ve zaman zaman bu durumlar küçük ölçekli finansal krizlere neden

olabilmektedir. İMB’nın gölge bankacılık uygulamaları üzerindeki yetkisini artırmaya

çalıştığı görülse de, ülkedeki kurumsal yapılanmanın karmaşıklığı nedeniyle bu sürecin

oldukça uzun yıllar alabileceği değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, son dönemde

atılan adımlarla gölge bankacılık uygulamalarının tüm finansal işlemler içindeki hacminin

%25’ten %10’a düşürüldüğü ifade edilmektedir.

7.3.SWIFT Sisteminden Çıkarılma

İran’daki bankacılık sektörü bankalar arasındaki uluslararası mesajlaşma sistemi olan

SWIFT’ten önemli ölçüde yalıtılmış durumdadır. İlk olarak 2012 yılı Mart ayında İranlı 30

banka bu sistemden çıkarılmıştır. Nükleer Anlaşma olarak Kapsamlı Ortak Eylem Planının

(KOEP) uygulamaya geçmesiyle Ocak 2016’dan itibaren İranlı birçok bankanın SWIFT

sistemine entegrasyonu yeniden gerçekleştirilmiştir. Bununla birlikte, birçok yabancı banka

İranlı bankalarla işlem yapmada çekimser davranmaya devam etmiştir. ABD’nin İran’a

yönelik yaptırımları yeniden uygulayacağını açıklamasının ardından İranlı bankalar 2018 yılı

Kasım ayında yeniden SWIFT sisteminden çıkarılmıştır. Halen sınırlı sayıda İranlı banka

SWIFT sistemi ile insani ticaret adı verilen gıda, ilaç ve tıbbi cihaz ticaretine ilişkin işlemlere

aracılık edebilmektedir. Öte yandan, İMB de ABD’nin yaptırımlardan sorumlu kurumu olan

Page 37: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

Hazine Bakanlığı tarafından OFAC listesine alınmıştır. Ayrıca, her ne kadar İranlı bankalar

SWIFT sistemine belirli bir dönem dahil edilmiş olsa da, ABD’nin 1995 yılından beri İran’a

uygulamış olduğu dolar transferi yasağından dolayı etkili çalışan bir mekanizmadan söz

edilememiştir. Yaptırımların yeniden uygulanmasının ardından İran tarafından da dış

ticaret işlemlerinde dolar seçeneği kaldırılmış durumdadır.

İran, SWIFT sistemine alternatif olarak SEPAM adı verilen bir mekanizmayı hayata

geçirmiştir. İranlı yetkililer sık sık ABD’nin tek taraflı yaptırımlarını tanımayan ve İran ile

ticareti sürdürmek isteyen ülkelerle bu sistem üzerinden ticarete aracılık yapılabileceği

çağrıları yapmakta olmasına rağmen henüz Rusya dışında bu sistemi kullanan ülkenin

olmadığı görülmektedir. Rusya’da bulunan Visa ve Mastercard benzeri bir yapı olan

MIR isimli uygulamanın İran’daki SHETAB ile bağlantısının sağlandığı, bu sayede İran ve

Rus banka kartlarının iki ülkede işlem yapabilmesinin önünün açılabileceği, ayrıca finansal

işlemlere de aracılık edilebileceği ifade edilmektedir. Zaman zaman basında Rus

bankalarla bu sistem üzerinden ticarete aracılık edilmeye başlandığı ifade edilse de, bu

sistemin büyük ölçekli bir ticareti kapsayamayacağı değerlendirilmektedir.

7.4.Sermaye Yeterlilik Oranlarının Düşüklüğü ve Denetim Eksikliği

Bankacılık sistemindeki sorunlara ilişkin basına yansıyan bir haberde, İMB’nin sabit

varlıkların bankanın toplam varlıkları içinde %30’u aşmaması ilkesi bulunmasına rağmen bu

orana bankalar tarafından uyulmadığı; sermaye yeterlilik oranlarında da BASEL III

kriterlerinde bulunan en az %10 ilkesinin İran’daki bankalar için %2-5 arasında değiştiği, bu

durumun bankacılık sistemini kırılgan hale getiren unsurlardan olduğu ifade edilmiştir. Öte

yandan, İran’daki bankaların varlıkları içinde likit olmayan varlıkların da önemli bir miktar

oluşturduğu, bankaların likit olmayan varlıkları nakite dönüştürmekte zorlandıkları, bu

durumun bilançolarını bozucu etkide bulunduğu ifade edilmektedir.

İran’da bankacılıkta uluslararası denetimlerin yapılamadığı, bunun en önemli

nedenlerinden birisinin bu alanda çalışan denetim firmalarının İran’a hizmet vermek

istememesi olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, İran’ın kendi bankacılık altyapısını

uluslararası standartlar çerçevesinde yapılandırmak için yoğun çalışmalar gerçekleştirdiği

sektör temsilcilerince ifade edilmiştir.

7.5.Çoklu Kur, Çift Haneli Enflasyonlar ve Kronik Devalüasyonlar

Bankacılık sistemindeki sorunların en önemlilerinden birisi de çoklu döviz kuru

sistemi, çift haneli enflasyon ve kronik devalüasyonlardır. İran’da Devrim’in olduğu 1979

yılında 1 dolar yalnızca 70,6 IRR’dir. Bugün ise uzun yıllardır sürmekte olan hatalı ekonomi

politikaları ve uluslararası alanda yaşanan yalnızlaşma neticesinde yaşanan devalüasyonlar

nedeniyle 1 dolar serbest piyasada 120.000 IRR’ye eşit hale gelmiştir. Ayrıca İran’da birçok

farklı kurun ortaya çıkması da döviz piyasasındaki kronik sorunlardan birisidir.

İran’daki döviz politikalarındaki kronik sorunların arkasında genel olarak, işsizlik ve

enflasyonla ilgili hatalı politikalar, nükleer politikada diretilmesi ve beraberinde gelen

uluslararası yalnızlaşma, Riyal’in değerli tutulmasının hükümetler ve vatandaşlar için prestij

unsuru olması, dış baskılar altında hükümetlerin resmi kuru destekleyebileceğine ilişkin

inancın kalmaması gibi unsurlar bulunmaktadır. Ayrıca, özel sektörün kullanabileceği üretim

odaklı krediler için mevduat faizlerinin enflasyonun altında kalacak şekilde

baskılanması, bütçe açıklarının finansmanı için vergi reformları yapılması yerine bankalardan

Page 38: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

borçlanılması veya hazine bonolarına yaslanılması, sübvansiyonların bütçe açıklarına yüksek

katkısı, yoğun likidite artışı gibi politikalar neticesinde bütçe açıklarının GSMH’nin %4’üne

ulaşması gibi nedenlerle ortaya çıkan inatçı bir enflasyon da IRR’nin değerinin sürekli olarak

aşınmasına yol açmaktadır.

7.6.Mali Eylem Görev Gücü ve İran Bankacılık Sistemi

İran’da finansal sistemi etkileyecek ve dolayısıyla bankacılık sektörünün küresel

sistemden izolasyonunu daha da şiddetlendirecek önemli bir husus, İran’ın hükümetler arası

bir örgüt olan ve OECD altında oluşturulmuş bulunan Mali Eylem Görev Gücü’nün

(FATF) belirlediği standartların sağlanması ve uluslararası sözleşmelere uyumu konusunda

çekimser davranmasıdır. FATF, düzenli olarak finansal sistemle ilgili öneriler vermekte ve

bu öneriler uluslararası finansal sistemin işleyişinde standart olarak kabul görmektedir.

Ülkelerin FATF'ın tavsiyelerine uyumu, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile

mücadeledeki etkinliği, FATF, Uluslararası Para Fonu ya da Dünya Bankası tarafından

değerlendirilmektedir. FATF’ın karar alma organı üç yılda bir Ekim ayında toplanmakta

olup, önümüzdeki ay içinde toplanması beklenmektedir. FATF’ın amacı, ülkeleri kara para

aklama ile mücadele, terörizmin finansmanını önleme ve kitle imha silahlarının çoğalmasını

engellemek için yasal, düzenleyici ve operasyonel tedbirleri uygulamaya ikna etmektir.

FATF tarafından belirlenen 29 sayılı “Tavsiye Kararı”, ülkelerin kara para aklama ve

terörün finansmanı hakkında bilgi almak ve toplamak için bağımsız bir mali istihbarat

birimi kurmaları ve komisyonun raporunu uluslararası toplumla paylaşmalarını

gerektirmektedir.

Halen 198 ülke, FATF’ın önerilerini tam olarak uygulamak için en üst düzeyde

taahhütte bulunmuştur. FATF tarafından yapılan 29 Haziran 2018 tarihli bildiride, İran ve

Kuzey Kore, uluslararası finansal sistemin işleyişinde risk taşıyan iki ülke olarak

belirlenmiştir. İran, FATF’ın hazırladığı gri listede yer almakta olup, 2018 yılı Ekim ayındaki

toplantıya kadar gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirmezse kara listeye alınacağı

belirtilmiştir. Takip eden üç FATF toplantısında İran’ın gerekli düzenlemeleri yapmasına

ilişkin ek süre tanınmış, bunun ardından FATF, üyelik çerçevesinde görüşülen yasa

tasarılarının onaylanması için İran'a son kez olmak üzere 13.10.2019 itibariyle başlamak

üzere dört aylık bir süre vermiştir.

İran'ın FATF’a üyeliği çerçevesinde halen onaylanmamış iki yasa tasarısı, Sınır aşan

Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'ne (Palermo Sözleşmesi) taraf

olunmasına ilişkin yasa tasarısı ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesine (CFT) Dair

Uluslararası Sözleşme'ye taraf olunmasına ilişkin yasa tasarısıdır. Bu yasalar İran

Meclisi’nden geçmesine rağmen, İran’da yasa hükmü kazanabilmesi için Anayasayı Koruma

Kurulu (AKK) tarafından da onaylanmak zorundadır. AKK ve hükümet arasında bahse konu

yasa tasarıları hakkında çekişme yaşandığı için yasa tasarısı Devlet Uzlaştırma

Konseyi'ne(DUK-AKK ile Meclis arasında yasama sürecine ilişkin ortaya çıkabilecek

uyuşmazlıkların giderilmesi amacıyla kurulmuştur) havale edilmiştir. Son olarak Palermo

Sözleşmesi'ne taraf olunmasına ilişkin yasa tasarısının ele alınması için gereken bir yıllık

süre sona ermiştir. Gelişmenin ardından,yasa tasarısının ele alınması için gereken sürenin

dolmasının DUK'un söz konusu tasarı hakkında olumsuz görüş belirlediği anlamına geldiğine

veya DUK herhangi bir görüş belirtmeden süre dolduğu için yasa tasarısının onaylanmış

Page 39: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

sayıldığına dair iki farklı görüş ortaya atılmıştır. Gelinen aşamada, konu hakkındaki

belirsizlik devam etmektedir.

Terörizmin Finansmanının Önlenmesine (CFT) Dair Uluslararası Sözleşme'ye

taraf olunmasına ilişkin yasa tasarısının da ele alınmak üzere DUK'ta beklediği

belirtilmektedir. Konuyla ilgili İran siyasetindeki iç tartışmalar devam etmektedir. Hükümet

kanadı bu konuda yetkinin kendilerinde olduğunu savunurken, muhafazakar kesim

hükümetin yetkisinin bulunmadığını ileri sürmektedir. Tartışmalar esnasında AKK ve

DUK’un yeri, Meclis’in işlevsiz kalması gibi uzun zamandır reformcuların dile getirmiş

olduğu Anayasa revizyonu hususu da yoğun bir şekilde dile getirilmiş, ülkede FATF

yasa tasarıları kapsamında kutuplaşma oluşmuştur.

Bahse konu düzenlemelerin halen geçmemiş olması ve önümüzdeki uzatma

döneminde de geçmeme ihtimalinin yüksek oluşu, İran’ın uluslararası finansal sistemdeki

izolasyonunu derinleştirecektir. FATF’in alacağı önlemler uluslararası yaptırımlar gibi

çalışmakta olup, bu durumun İran’daki ekonomik belirsizliği daha da artırması

beklenmektedir. FATF’ın kara listesine alınmasının İran’ın Batı ülkelerinin yanı sıra Rusya

ve Çin ile ilişkilerini de önemli ölçüde kısıtlayacağı değerlendirilmektedir. Rusya ve Çinli

yetkililer, İran ile ticaretin sürmesi konusunda FATF düzenlemelerine uyumu

vurgulamaktadır. Avrupa Birliği’nin de KOEP taahhütlerine bağlı kalması koşuluyla İran’la

ticareti sürdürmek amacıyla oluşturduğu INSTEX mekanizmasının çalışması için FATF

düzenlemelerine uyumu vurguladığı görülmektedir.

FATF’in kabul edilmesi gerektiğine ilişkin İMB tarafından birçok açıklama

yapılmaktadır. Görüşme yapılan bankacılık yetkililerinden, FATF henüz kabul edilmemiş olsa

bile İMB’nin bankaları FATF standartlarına kabüle zorladığı ve sözleşmelerin bu şekilde

düzenlendiği bilgisi alınmıştır.

Bununla birlikte, bağımsız analistlerce FATF standartlarına uyum konusunun İran’ın

önümüzdeki dönemde en önemli açmazlarından birisi olacağı belirtilmektedir. FATF

düzenlemelerine uymazsa, İran bankacılık sisteminin küresel finansal sistemden tamamen

izole edilebileceği, bu durumun ülkenin petrol gelirini uluslararası ve hatta kendi ulusal

ekonomisine aktarmanın neredeyse imkansız hale gelmesine neden olabileceği ifade

edilmektedir. İran’ın düzenlemelere uymasının ise finansal sistemde bağımsız denetim

yapılmasını beraberinde getireceği ve halen kaotik durumda olan bankacılık sisteminin

de yaptırımlarla karşılaşabileceği belirtilmektedir. Ayrıca, geçmiş dönemlerde uygulanan

ambargoların üstesinden gelinmesinde etkili rol oynayan bankacılıktaki karışıklığın

giderilmesinin de ambargo altında bulunan İran’ın elini zayıflatacağı ifade edilmektedir. Son

olarak, İran’ın ülke dışındaki bazı gruplara sağladığı desteğin ortaya çıkması gibi olasılıkların

da İran’ı uluslararası arenada yalnızlaştırabileceği değerlendirilmektedir.

8.ABD’nin Bankacılık Sistemindeki İran Yaptırımları ve İran İşlemlerinden

Dolayı Ceza Alan Bankalar

ABD, finansal sistemdeki hegemonyasını kullanarak İran’ı finansal sistemden izole

etmek için yaptırımlar uygulamaktadır. Bu çerçevede:

• İran’ın ABD finansal sistemine erişmesi yasaklanmıştır. Ayrıca, ABD

Doları’nın İran’a doğrudan transferi yasaklanmıştır. Bununla birlikte, ABD

Page 40: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

Doları’nın ABD dışındaki diğer bankalar kanalıyla aktarılması serbest

bırakılmıştır.

• Yaptırım listesindeki İranlılarla iş yapan yabancı bankalara yaptırımlar

KOEP’ten sonra da kalmasına rağmen bazı İranlı bankalar listeden çıkarılmış

durumda idi. ABD’nin KOEP’ten ayrılması sonrasında bu bankalar yeniden

yaptırım listesine eklenmiştir.

• Yaptırımlar kapsamında İranlı tüccarların akreditif açması da engellenmiştir.

İnternetten elde edilen (www.americanbanker.com) verilere göre, ABD Hazine

Bakanlığı tarafından bugüne kadar İranila veya İran’ın içinde bulunduğu ülke gruplarıyla

işlem yapan BNP Paribas Bankası 8,9 milyar dolar; HSBC Bankası 1,3 milyar dolar, ING

Bank 619 15milyon dolar; Credit Suisse Bankası 536 milyon dolar; Lloyds TSB Bankası 350

milyon dolar; Barclays Bankası 298 milyondolar cezaya çarptırılmıştır.

9.İranlı Bankaların Küresel Finansal Sistemdeki Yeri

İranlı bankaların yurtdışında şube açabilmesi için ilk başta İMB’den izin alması

gerekmektedir. Bu izin alma süreci içinde bankanın İran iç piyasasında en az beş yıllık

deneyiminin bulunması ve döviz işlemleri yapma yetkisinin de olması gerekmektedir(İran iç

piyasasında yer alan bazı bankalara döviz işlem yapma yetkisi tanınmamıştır). Bankanın son

üç yılında kâr etmiş olması gerekli şartlardan bir diğeridir. Dışarıda kurulacak şube,

ana şubenin sermayesinin şube başına %5’ini, toplamda ise %20’sini geçmemelidir.

Yurtdışında kurulacak şube için İran Dışişleri Bakanlığı’ndan da uygunluk yazısı alınması

gerekmektedir. İMB’nin yurtdışındaki şubeleri denetleme yetkisi bulunmaktadır.

İranlı bankaların 2001 yılında yurtdışındaki şube sayısı 57 iken, 2005 yılında bu rakam

49’a düşmüştür. 2007 yılında İran’a yönelik uluslararası yaptırımların uygulanmaya

başlamasının ardından İran’ın yurtdışında faaliyet gösteren tüm bankaları kapanmıştır. KOEP

ile birlikte yaptırımların kalkmasının İranlı bankaların hızlı bir şekilde yurtdışında

şubeleşmeye gittiği görülmüş, ABD’nin yaptırımları yeniden uygulamaya başlayacağını

açıklamasının ardından bazı şubeler kapanmış, bazıları ise faaliyetlerini önemli ölçüde

azaltmıştır.

İranlı bankaların uluslararası sistemde rekabet edecek gücü bulunmamaktadır. İran’ın

Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Küresel Rekabetçilik Endeksindeki finansal

sisteme ilişkin değerlendirmede İran, 141 ülke arasında 123. sırada yer almıştır. Alt

göstergeler bakımından incelendiğinde İran, özel sektöre ülke içinden sağlanan

kredilerde 53. sırada; bankaların risk/sermaye yeterlilik oranlarında 141. sıradadır.

Sıralamadaki bu konumu, İran bankacılık sisteminin zayıflığını göstermesi açısından

önemlidir.

10.Yabancı Bankaların İran Finans Sistemindeki Yeri

Yabancı bankaların İran’da faaliyetlerini sürdürmesine ilişkin gereklilikler, İMB

tarafından yayınlanan mevzuatla düzenlenmektedir. Bu mevzuat kapsamında yabancı bir

bankanın İran’da faaliyet gösterebilmesi için en az üç yıllık geçmişi olması, temsilcilik için en

az 5 milyon Avro’luk, şube açması için ise 10 milyon Avro’luk bir sermaye yatırımı yapması

gerekmektedir. Yabancı bankanın şube olarak açılması halinde mevduat toplayabilmesi, ilk yıl

için mümkün bulunmamaktadır. Sonraki iki yıl ise, hukuki kimliği olan yapıların bankada

birikim ve mevduat hesabı açabileceği hüküm altına alınmıştır. Sonraki yıl için ise İMB’dan

Page 41: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

onay alınması kaydıyla mevduat ve birikim hesapları tüm hukuki ve gerçek kişiler için

açılabilir. Bununla birlikte, bankanın toplayabildiği mevduat miktarının munzam karşılık oranı

1’e 12 olmalıdır. Yabancıların İranlı bankalardan sermaye edinebilme şartları ise, kurumlar için

%10, bireyler için ise %5 ile sınırlandırılmıştır.

İran’da serbest bölgelerde bankacılık faaliyetlerinin yapılabilmesi de düzenlenmiştir.

Her ne kadar serbest bölgede olsa da, bankacılık faaliyetleri İslami Bankacılıkla %100 uyumlu

olmak zorundadır. Bununla birlikte, serbest bölgelerdeki bankacılık faaliyetlerinde 20 yıl vergi

muafiyeti, esnek istihdam düzenlemeleri, artırılmış yasal güvence ve korumalar, %100 payla

yabancı banka kurulabilmesi imkanı bulunmaktadır.

İran’daki yabancı bankalar ve temsilcilikleri aşağıdaki listede yer almakta olup, söz

konusu bankalar ABD’nin İran’a yönelik başlattığı ambargoyu müteakiben çalışmalarını

önemli oranda durdurmuştur.

11.INSTEX Mekanizması

Nükleer Anlaşma olarak bilinen Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP), ABD, İngiltere,

Fransa, Çin, Rusya ve Almanya ile İran (P5+1) arasında imzalanmıştır. ABD’nin 8 Mayıs 2018

tarihinde KOEP’ten çekileceğini açıklamasının ardından, anlaşmanın diğer taraflarının

KOEP’teki yükümlülüklerine sadık kalmaya çalıştığı görülmektedir. Anlaşma’nın Avrupa

Birliği ayağında Fransa, Almanya ve İngiltere bulunmaktadır. Bu ülkeler tarafından İran’la olan

ticaretin sürdürülmesi amacıyla SWIFT sistemine alternatif olacak şekilde INSTEX adı verilen

bir mekanizma oluşturulmuştur. INSTEX’e AB ülkeleri ve diğer ülkelerin de katılabileceği

ifade edilmiştir. Mekanizmanın ilk aşamada insani ticareti kapsaması, ilerleyen zamanlarda ise

yaptırımlar kapsamında olmayan diğer ürünlerin dahile dilmesi beklenmektedir. AB’nin

INSTEX mekanizmasının kurulmasına ilişkin İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu

ile tam işbirliğinde bulunması ve KOEP kapsamındaki nükleer gerekliliklere uyması ile

başta kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili FATF’a ilişkin mevzuatları

uyarlaması şartları bulunmaktadır. Özellikle FATF’a ilişkin düzenlemelerin İranlı

muhafazakar çevrelerde ulusal savunma doktrininde önemli gedikler açacağı gerekçesiyle

karşı çıkılmaktadır.

INSTEX’e herhangi bir bankanın aracılık etmesi beklenmemekte, bunun yerine bir

Merkez Bankası’nın yetkilendirilmesi hedeflenmektedir. Büyük şirketlerin de INSTEX içinde

yer almasının ABD’nin ikincil yaptırımlarından çekinmelerinden dolayı mümkün olmadığı,

sistemin çalışması durumunda bile büyük oranda KOBİ mahiyetinde firmaların sistemde yer

alacağı, bunun da İran’ın sistemden beklentisi olan özellikle büyük şirketler aracılığıyla

teknoloji transferi gibi konularda yetersiz kalacağı değerlendirilmektedir.

ABD’nin INSTEX sistemine ilişkin oluşturduğu belirsizlik ortamı ve gerektiğinde

INSTEX mekanizmasını kullanan kişi veya firmalara ilişkin ikincil yaptırımları

uygulayabileceği uyarısı nedeniyle sistemin etkisiz kaldığı görülmektedir. Ayrıca, sistemde

petrolün olmayacağı hususu INSTEX yekililerince ifade edilmiştir. Bu durum, İran ürünlerinin

Avrupa pazarında rekabetçi bir şekilde yer alamayacağı gerçeğiyle birleşince mekanizmanın

işlerlik kazanmış olmasına rağmen önemli bir ticari hacme sahip olamayacağı, bunun en önemli

nedeninin ise İran’ın havuzda birikecek dövizinin olmaması olduğu değerlendirilmektedir.

INSTEX’e ilişkin 21 Ekim 2019 tarihinde İMB Başkanı tarafından Al-Monitor’e

verilen demeçte, şu ana kadar INSTEX üzerinden yalnızca 4 milyon Avro’luk tıbbi cihaz

Page 42: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

ithalatının gerçekleşebildiği ifade edilmiştir. Devamla, INSTEX’in arkasındaki ülkelerin

sıklıkla yaptırıma tabi olmayan ürünlerin olması gerektiğini vurguladıklarını, bu haliyle ise

sistemin yaptırım uygulanacak ürünlerin ticareti için düzenlenmiş özel amaçlı araç olmaktan

çıkacağı, INSTEX’in petrol ticareti olmadan işlemesinin mümkün olamayacağı, AB’nin

ABD’den bağımsız davranmayı göze alamaması nedeniyle ilerlemediği ve INSTEX’in

geleceğine ilişkin iyimser olmak için ortada bir nedenin bulunmadığı ifade edilmiştir.

İran kamuoyunda, AB’nin İran’ı KOEP’te tutmaya çalışmasına ilişkin müşevviklerin

oldukça az olduğu, INSTEX mekanizmasının etkili işlemediği ve İran’ın beklentilerine cevap

vermediği, ABD ve AB’nin İran Devrimi’ni baskı altında tutmak için iyi polis/kötü polis rolünü

paylaştıkları yönünde yaygın eleştiriler bulunmaktadır. İran’ın KOEP çerçevesinde taahhüt

ettiği yükümlülüklerde de adım adım azaltmalar gerçekleştirdiği ve uranyum zenginleştirme

çalışmalarına devam ettiği görülmektedir. Kamuoyunda zaman zaman İran’ın Nükleer

Silahların Yaygınlaşmasını Önleme Anlaşması’ndan (Non-Proliferation Treaty) çıkması gibi

öneriler tartışılmakta ve bu husus INSTEX’in geleceğini daha da belirsizleştirmektedir.

Genel olarak bakıldığında INSTEX’in etkili bir şekilde faaliyete geçebilmesinin uzun

ve zorlu bir süreci gerektirdiği ve mekanizmanın taraflarının beklentilerini karşılamaktan uzak

kalacağı değerlendirilmektedir.

12.NIMA Sistemi

ABD Yaptırımlarının 2018 yılı içinde yeniden devreye girmesinin ardından İran’da

büyük ölçekli döviz kuru dalgalanması yaşanmış, hükümet tarafından bu dalgalanmayla başa

çıkabilmek için kapsamlı önlemler alınmaya çalışılmıştır. Hükümetin özellikle %50’lere

yaklaşan enflasyonu dizginlemek için çoklu kur sisteminde kurlar arasındaki makasın

açılmasına rağmen direttiği görülmektedir. Bu noktada, ilk aşamada 25 kalem ürün ve hizmette

resmi kur olan 1 Dolar=42.000 IRR olacak şekilde döviz tahsisi yapılmış olup, bu tahsisler

piyasa kuru olan 1 Dolar=120.000IRR’nin oldukça altında kalmaktadır. Zaman içinde

İMB’nin tahsis edebileceği döviz miktarının azalması ve kamuoyundaki eleştiriler nedeniyle

25 kalemlik listede değişiklikler yapılmış ve birçok ürün grubu listeden çıkarılmıştır. Halen

İran Hükümeti tarafından ülkedeki fiyat artışlarının hafifletilmesi amacıyla pirinç, soya

küspesi, mısır, arpa, ham şeker, yarı katı ve sıvı yemeklik yağlar ile ham yağlar olmak üzere7

üründe resmi kurdan ithalatı için döviz tahsis edilmektedir(Son Güncelleme Tarihi:

28/11/2019).

Hükümet tarafından piyasa kurunun altında belirlenen diğer bir kur ise NİMA kurudur.

İran’da muhasebesi şeffaf olan bütün şirketler NİMA kurunu kullanmak zorundadır. NİMA

sistemi kısaca, ihracat yapan İranlı firmaların dövizini sisteme yüklemesi ve ithalat yapmak

isteyen firmalara bu sistem üzerinden satması esasına dayanmaktadır. Bununla birlikte, birçok

firmanın ihracat bedelini (iki ay içinde ülkeye getirmesi ve sisteme yüklemesi zorunluluğu

bulunmasına rağmen)sisteme getirmediği görülmekte ve bu husus kamuoyunda sıkça

eleştirilmektedir. İhracatçı firmalar dövizlerini sisteme yüklese bile döviz talebinde bulunan

ithalatçıların aracılar olmadan döviz temin edemediği ve aracılara %15’ler civarında

komisyonlar ödeyebildiği, bu komisyonların da muhasebeleştirilmesinin mümkün olmadığı, bu

nedenle sorunlarla karşılaşıldığı ifade edilmektedir.

NİMA sistemine petrokimya ürünü ihracatçıları gelirinin %60’ını (%10’unu serbest

piyasa kurundan sarraflarda bozdurabilir), petrokimya dışındaki ihracatçılar ise %50’sini

Page 43: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

(%20’sini serbest piyasa kuru üzerinden sarraflarda bozdurabilir) kaydetmek zorundadır.

İhracatçı firmalar meblağlarla kendi firmaları için ürün, hammadde, makine veya teçhizat

ithalatı yapabilmektedir. İhracatçıların döviz yükümlülükleri bir önceki yıldaki ihracat

rakamlarına göre belirlenmektedir.

İhracatçıların dövizi ülkeye getirme yükümlülüğü küçük ölçekli ihracatçılar için

azaltılmıştır. İhracatı 1 milyon dolara kadar olan firmaların dövizi ülkeye getirse de serbest

piyasadan bozdurabilmesi veya ithalat için kullanabilmesi mümkündür. İhracatı 1-3 milyon

dolar arası olanlar ihracat gelirlerinin %40’ını NİMA’ya yatırmak zorundadır. Bu grup, serbest

piyasada en fazla 1,5 milyon dolar bozdurabilmektedir. İhracatı 3-10 milyon dolar arasında

olanlar %40’ını NİMA’ya yatırmak zorunda olup, en fazla 2 milyon dolar serbest piyasada

bozdurabilmektedir. İhracatı 10 milyon doların üzerinde olanlar ise en fazla 4 milyon dolarını

serbest piyasada bozdurabilmekte ve ihracat gelirinin %70’ini NİMA’ya yatırmak zorundadır.

Günlük olarak belirlenen NİMA kurları https://www.sanarate.ir/Default.aspx sitesinden takip

edilebilmektedir..

Sitede yayınlanan kurlar, yayınlandığı günün bir gün öncesinin ağırlıklı ortalama işlem

kurudur. Satış kuru “offer”’dan kur satın alınmaktadır. Sitede bulunan Sana Weighted Average

Cash, yurtdışına gidecek kişiler, yurtdışında öğrenim görenlerin eğitim masraflarını ödeyecek

kişilere, belge karşılığı sağlanan döviz kuru fiyatıdır. Sana Weighted Average (TT)ise üretici

firmaların ithalat borçlarını ödemek için satın aldıkları dövizin fiyatıdır. Üretici firmalar Sana

Weighted Average (TT)kurunu kullanmak zorundadır.

İran’daki serbest kurlara İran’da yasaklı durumda bulunan www.bonbast.com isimli

siteden ulaşılabilmektedir. Serbest kurlar sabah 11.00 ve öğlen 14.00’de güncellenmekte ve bu

sitede yayınlanmaktadır.

13.Kriptopara Uygulaması ve İran

Uzun yıllardır yaptırımlar altında yaşayan ve finansal sistemden dışlanmış bulunan

İran’da yaptırımların üstesinden gelmek için Kripto para uygulamalarının yaygınlaştırılması

konusunda tartışmalar yaşanmaktadır. İMB tarafından yayınlanan bir yönetmelik çerçevesinde

kripto para uygulamalarının genel çerçevesi belirlenmiştir. Kripto para konusunda İran

Araştırmaları Merkezi tarafından yayınlanmış bulunan güncel bir araştırma bulunmakta olup,

bahse konu araştırmada İran’daki kripto para uygulamalarının, tüm detayları ele alınmaktadır.

Araştırmaya https://iramcenter.org//d_hbanaliz/iranda-kripto-para.pdf adresinden

ulaşılabilmektedir.

14.Genel Değerlendirme

İran’da bankacılık sistemi Devrim’in ardından millileştirilmiş, 2001 yılından itibaren

ise kısmi bir özelleştirmeye tabi tutulmuştur. Bununla birlikte, İran’da hala devletin bankacılık

sektöründeki baskın rolü devam etmektedir. Uluslararası finansal sistemden önemli ölçüde

yalıtılmış bulunan İran finansal sistemi, devletin ekonomideki ve finansal sistemdeki baskınlığı

nedeniyle birçok sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Orta ve uzun vadede bahse konu sorunların

çözülmek yerine derinleşmesi ve büyük ölçekli bir bankacılık krizinin ortaya çıkması ihtimali

uzmanlarca ifade edilmektedir.

Öte yandan, dış ticaret işlemlerine aracılık etmekte de yalıtılmışlıktan dolayı sorunlar

yaşayan İran bankacılık sistemi, SEPAM ve INSTEX gibi araçlarla açılımlar yapmaya

Page 44: MENEMEN TİCARET ODASI · 2019-12-14 · MENEMEN TİCARET ODASI İRAN ÜLKE RAPORU 2019 Menemen Ticaret Odası’nın İran ile olan ikili ilişkilerine ve iş gezilerine istinaden

çalışmakta olmasına rağmen söz konusu açılımlar istenen etkiyi yaratmamaktadır. Önümüzdeki

dönemde, karşılıklı güvensizlik, uygulamanın diğer taraflarındaki ülke, şirket veya kurumların

ABD’nin olası yaptırımlarından çekinmeleri gibi nedenlerle bu açılımların etkili olması

konusunda tereddütler oluşmaktadır. Sorunu derinleştiren bir diğer konunun da FATF’a ilişkin

düzenlemelerin İran’da bir türlü yasalaşamaması ve bu durumun ülke finansal sisteminin daha

da yalıtılmasına neden olacak bir sürece evrilebilmesi ihtimalidir.

Tüm bunlara rağmen, İran bankacılık sisteminin kendisini uluslararası standartlara

uyum konusunda hızla iyileştirmeye, sistemdeki tıkanıkların üzerine gitmeye ve yeniden

yapılandırmaya odaklandığı görülmekte olup, bunların bankacılık sektörüne ilişkin

önümüzdeki dönemde kısmi iyileşmelere katkı sağlaması beklenmektedir.

Fintech şirketleri olarak nitelenen İranlı şirketlerin de dünyadaki uygulamaları takip

etmelerinin yanı sıra oldukça yenilikçi çalışmalar yaptığı görülmekte olup, bahse konu

çalışmaların takip edilmesinde yarar olacağı görülmektedir.

Rapordaki maruz hususlar çerçevesinde ülkemizdeki finansal kuruluşların ABD

yaptırımlarının da etkisini de göz önünde bulundurarak İranlı finansal kuruluşlarla temaslarını

oldukça dikkatli bir şekilde yapılandırmalarının uygun olacağı değerlendirilmektedir.