last voices/son sesler yasemin köksal başkent Üniversitesi...

7
Last Voices/Son Sesle Yasemin Köksal Başkent Üniversite Nettle, D., S. Romani İnsanın gözleri öyle k r si Öğrencisi ‘KAYBOLAN SESLER’ (özet) e. Kaybolan Sesler. İstanbul: Oğlak Yayı kelimelerle konuşur ki, dil onları telaffu ınları, 2002. uz edemez”

Upload: others

Post on 27-Jun-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Last Voices/Son Sesler Yasemin Köksal Başkent Üniversitesi ...tehlikedekidiller.com/turkce/wp-content/uploads... · Papua Yeni Gine, dil sayısı kabaca sabit olan ve hiçbir topluluk

Last Voices/Son Sesler

� Yasemin Köksal

Başkent Üniversitesi Öğrencisi

Nettle, D., S. Romanie.

İnsanın gözleri öyle kel imelerle konuşur

Last Voices/Son Sesler

Başkent Üniversitesi Öğrencisi

‘KAYBOLAN SESLER’

(özet)

Nettle, D., S. Romanie. Kaybolan Sesler. İstanbul: Oğlak Yayınları , 2002.

İnsanın gözleri öyle kel imelerle konuşur ki , di l onları telaffuz edemez”

İstanbul: Oğlak Yayınları , 2002.

ki, di l onları telaffuz edemez”

Page 2: Last Voices/Son Sesler Yasemin Köksal Başkent Üniversitesi ...tehlikedekidiller.com/turkce/wp-content/uploads... · Papua Yeni Gine, dil sayısı kabaca sabit olan ve hiçbir topluluk

Last Vo i ces /S o n Ses ler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Yase mi n Kö ksa l

“Kaybo lan Sesler ”

www.dergitehlidekidiller.com 2

Tevf ik Esenç , Kız ı l F ır t ınabulutu , Ro sc inda No lasquez , Laura Somersa l , Ned

Maddre l l ve Arthur Ben net b ir bir inden b in lerce uzakta kökten far kl ı kültüre l

ve ekonom ik koşu l lar a l t ınd a yaşayıp ö ldü ler. Peki ya neden? (15-6) .

“Çoğumuza asla soyumuz tükenmezmiş gibi gelir. Dodoya da öyle gelirdi”, William Cuppy. Ölüm ve

soyun tükenmesi. . . Dil, kendi kendini ayakta tutabilen bir varlık değildir. Şüphesiz var olmasından söz

edilebilen dilin yeri, onu kullanan insanların zihninde olmalı. İnsan zihninde var olan dil, iletişim

yoluyla aktarılır. İletişim için bir topluluk, topluluk için de barınabilecek yerin olması gerekir.

Dillerin tehlikesi, konuşurlarını yitirdikleri zaman başlar. Dil öldürümü, intiharı. . . Diller ölmüyor,

öldürülüyor. Glanville Price'ın İngilizceyi öldürücü bir dil olarak tanımlamasının kanıtı, İrlanda dilinin

İngilizce eliyle öldürülmesi olabilir mi? İnsanoğlu dilinden kolay kolay vazgeçmez. Vazgeçilen bir dilin

altında, teslim edilmekten başka gerçekçi seçenek bırakmayan baskılar, zorlayıcı toplumsal koşullar

vardır. Öyleyse: “ Nereye gitti onca dil?”

El Salvador'da yerli halktan 25'i sırf kılık kıyafeti ve fiziksel görünüşlerinin yerli olarak

tanımlanmasından ötürü, 1935'te öldürüldü. Kenyalı bir yazar olan Thiong'o'nun ana dili Gigiku'yu

kullanarak yazı yazması hapis cezası almasına yol açmıştı. Dilin ölmesinde, toplumsal, askeri,

ekonomik, kültürel baskıların etkin olduğun göstergesi bunlar değil midir? Bir dilin ölümü sahip

olduğu değerleri de beraberinde götürmesiyle sonlanır. Rusların dağıttığı Ubıh halkı sığındıkları

topraklarda asimile olmadı mı? Kaçı şimdi dilini kullanabilmekte?

“Dilin nabzı besbelli en genç kuşakta atar”. Bir aile düşünün ki, dilini nesline aktaramayan, bir de o

nesli düşünün, atalarından bir haber yaşayan ve başka dilin kölesi olan... Kwai Nehri'nde yapılan

barajlar Ugong diline tabi olan Ugong köylülerini birbirinden ayırmış, dili var eden yeri sulara

gömmüştür. Dil var olduğu yerde yaşayamazsa başka hiçbir yerde nefes alamaz.

Eserde, Tayap köyünün Tok Pisin'i çağdaş dünyaya açılım olarak görmesi, kendi dillerini yok

saymalarına yol açtığı belirtiliyor. Sizce bu bir kaygı değil midir? Düşünün, siz yapbozun parçalarını

tamamlayıp bitiriyorsunuz ve biri gelip tekrar bozuyor. Kaygıya düşmez misiniz: “Yeniden, nasıl

yaparım?”, diye. Eğer yazarında dediği gibi, Tayap az rastlanılan bir kuş türü olsaydı, Ubıhça can

çekişen bir mercan kayalığı olsaydı, düştükleri durumu belki çok kişi bilecek, daha çok kişi kaygı

duyacaktı. Söz konusu dil olunca, yok olmak kimsenin kaygısı olmuyor ne yazık ki. . .

Dil ler m adenc i ler in kanaryas ın a b en zer: “ Tehl ikeye dü şmeler i , çevredek i

tehl ikeler in b el ir t i s id ir ”. Eğer d i l im iz i yok luğa hapsed ersek , kültür ümüzü ,

müziğ im iz i ve bütün değer ler im iz i d e beraber inde toprağa gömmü ş o luruz.

Bizi biz yapan dilimizin altında, unutmamalıyız ki bütün insanlığın bilgeliğinden oluşan zengin bir

kaynak yatmaktadır. Korumazsak, pişmanlığımız, gözyaşı ile sonlanabilir. Eserdeki Camayka

atasözünde olduğu gibi: “ İnek, kuyruğunun ne işe yaradığını, kasap onu kesinceye dek bilmiyordu” .

Bizdeki: “Son pişmanlık fayda etmez”, sözünde de olduğu gibi.

Dil le i lg i l i b ir efsane-d i l ler in b irb ir inden ayr ı lmas ı iç in be lk i do ğru o lan - : “BABİL

KULESİ”

Tekvin kitabına göre, bütün insanlık bir zamanlar aynı dili konuşmaktaydı, ancak kibirlerinin eseri

kulenin dikilmesiyle Tanrı onları ayrı ayrı dillerle cezalandırdı. Belki doğru belki yanlış ama çoğu bilim

Page 3: Last Voices/Son Sesler Yasemin Köksal Başkent Üniversitesi ...tehlikedekidiller.com/turkce/wp-content/uploads... · Papua Yeni Gine, dil sayısı kabaca sabit olan ve hiçbir topluluk

Last Vo i ces /S o n Ses ler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Yase mi n Kö ksa l

“Kaybo lan Sesler ”

www.dergitehlidekidiller.com 3

adamınca büyük bir kanıt.

Yüzyıllardan beri, birçok azınlık dili için mücadele etmiştir (1951'de Frizyalı dil eylemcilerin Friz dili için

Hollanda sokaklarındaki ayaklanması). Bu dünyanın her yanında, geçmişteki kültürel ve politik kimlik

savaşımlarında dilin kilit rolü olduğunun bir göstergesidir.

Diller ve lehçeler, Quebec'de Fransızcanın, Kudüs'te İngilizcenin Arapça ve İbranicenin üstünde yer

alması gibi her zaman yarışma kimi zamanda çatışma içindedir. Dünya'da 6 bin dil, buna karşılık 200

ülke vardır. Dillerin kullanımı ise, , 6 binden azdır.

1989, Maor i önd eri , S ir James Hen ore Maori d i l i hakk ında: “D i l Maori

kü ltü rü müzün ve man amız ın (gü cü müzün )yaşama gü cüdür. D i l k imi ler in in

bek lediği g ib i ö lürse, b ize n e ka l ı r? O zaman kendi in sanlar ımıza sora l ım,

k imiz b iz? ”

Roman i d eyiş i : “Ken di d i l i o lmayan ha lk , yar ım h alkt ır ”.

Ga l l i ler : “Di l yoksa u lu s yoktur ”.

Bence, hepsi de insanların kendi dillerini tanımamasının çöküntüsünü vurgulamakta. Bir dilin hayatını

sürdürememesi ve ölüp gitmesi. . . Ne acı! Yapılabilecek en güzel şey, sorunun varlığını kabul etmek,

kaynaklarını anlamak.. Joshua Fishman dillerin korunması için: “ İyi bir sorundur çünkü çözümü işleri

büsbütün karıştırmayacak başka sorunların çözülmesine de yardımcı olacaktır” , der.

Çin ce, İng i l izce, İ spanyo lca, Ben ga lce, Hintçe, Portek izce, Ru sça, Japon ca, Cava D i l i ,

V ietnamca, Alman ca, Korece, Fran s ızca . .

Yaklaşık 5, 9 milyarlık dünya nüfusunun neredeyse yarısı (% 47, 5)bu dillerden birini konuşurken, geri

kalanların çoğunluğu 10 binden az konuşucusu olan diller kullanıyor. Gerçekte ülke sayısının yaklaşık

25-30 katı kadar dil olsa da, çoğu kullanılmamakta veya yok sayılmaktadır. Peru'da 27 Keçua dilinin

sadece 6’sı hükümet tarafından kabul görülmekte, sebep: 'politik!'

Bir zamanlar Latincenin, evde, yönetimde, imparatorlukta, bilimde, sanatta, edebiyatta, kilise de dil

olarak kullanımı yaygınken, şimdi sadece: 'kilise dili' olarak kalmış, diğer yetkilerini başka diller

üstlenmiştir.

İngilizcenin bir sömürge dili olup olmadığını tartışan yazarlara göre, İngilizce ikinci dil olarak 350

milyon kişi tarafından konuşulmakta ve bu değer anadili İngilizce olanların epey üstündedir. Yani

küresel köyün dili: 'İngilizcedir'. 185 ulusal devletin 60'ından çoğunun resmi dili zaten İngilizce değil

midir?

Eski bir nüfusun son izleri... Dünya üzerinde milyonları aşan onca dil. Konuşulanlar ise

konuşulmayanların değer açısından altında. Yalıtık denilen, belli bir aileye veya kütüğe mensup

olmayan Korece, Çince Ve Bask Dil i . Bunlar bilinenler ya diğerleri? Kim bilir hiçbir dille

ilişkilendiremediğimiz, geçmişe gömülmüş daha kaç bin dil var? Nichels'ın belirlediği 249 kütük belki

daha fazla belki daha az. Var olanı yitirmek kötü, onu aramaksa oldukça güç. Yitirilenlerin yerine

geçenler ya o dilleri siler ya da özümser. Dilin en büyük anahtarı: 'Şüphesiz insanoğlu'

Malawi Gölü ve milyonlarca balık, , sayısız ve sonsuz. . . Yitirildiklerini bir düşünün, göl, çıplak ve

boğuk. Dili dil yapan insanları düşünün, onlar yoksa dil yok. Koala bile hayatını sürdürmek için

okaliptüs yaprağına ihtiyaç duyar. Yazarlarımızın da belirttiği gibi: 'Bir yaşama ortamı yıkıma uğrarsa,

Page 4: Last Voices/Son Sesler Yasemin Köksal Başkent Üniversitesi ...tehlikedekidiller.com/turkce/wp-content/uploads... · Papua Yeni Gine, dil sayısı kabaca sabit olan ve hiçbir topluluk

Last Vo i ces /S o n Ses ler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Yase mi n Kö ksa l

“Kaybo lan Sesler ”

www.dergitehlidekidiller.com 4

onu var eden organizmalarda yok olur. Dili dil yapan millet yok olursa, o dil de millet gibi ya tarih olur

ya da gizli bir sır, çözülemeyen, bilinmeyen. . .

Dünyan ın yer l i ha lk lar ı ve konu ştu klar ı d i l ler, hayat ortamlar ın ın y ık ıma

uğramasıy la ö lüp gitt i . Buna k im: “Dur! “ d iyebi ld i ?

“Niye ban a dü şüyor. b u n iye b en im, b i lmiyorum. Söy l eyey im , ac ı ver iyor.

Gerçekten ac ı ver iyor ” Mary Smith (92).

Birden ölüm, doğal afet misali. Azar azar ölüm, fırtına öncesi sessizlik misali. 1815, Sumbawa

Adası’nda Tambora dilinin bütün konuşucularının ölümüne yol açan yanardağ patlaması. . . Soykırımın

yol açtığı apansız ölüm, son Yahi, İşi'nin beyaz yerleşimcilerce öldürülmesi. Bir dilin son

konuşucusunun ne zaman öldüğüne karar vermek kuşkusuz zor. Ölmekte olan dil, kuşaklar süren bir

dönem boyunca ağır ağır gerilerken, önceki bütün amaç ve işlevleriyle kullanılmadığı bir dönemden

geçer. Kullanılmayan kollar ve bacaklar gibi, kasları erir. 'Kullanmazsan yitirsin’ . Öğrenilmekte olan

ikincil dil, kullanılmadığı sürece unutulur, anadilde dahildir buna.

Ölmekte olan bir dilin konuşucularıysa, kendiliğinden söyleşi yerine alışkanlığa dönüşmüş , yinelenen

kalıplara dayalı konuşmaya çok daha bağımlıdır. Ölmekteki bir dile ilişkin sınırlı üretici yeterlilik, dilin

son konuşucularını, değişmeyen sözcüklere gitgide daha çok, yaratıcı yeni sözcüklereyse daha az

güvenmeye zorlar. Dyirbal dilinde İngilizce uncle'a karşılık düşen mugu, gaya, himu, nquma kelimeleri,

genç konuşucular tarafından sadece gaya ve himu içlerinden seçilmekte ve kullanılmakta. Dilin söz

varlığına yabancı sözcüklerin ne ölçüde alındığı, genellikle kültürler arası ilişkilerin ölçülerinden

sayılabilir. Ölmekte olan dil son aşamalarında, yeni dilden birçok sözcük almış olabilir. Kısır döngü. . .

Bir gün gelir sözcük almaz, tamamen yok olur.

Çevresel etki. . . Denizle içli dışlı yaşayan ve hayatı bakımından denize bağımlı olan birçok insan gibi,

ada dilleri de deniz hayatına ilişkin sözcüklerden, atasözlerinden, eğretilemeli deyimlerden yana

zengindir. Tahitililerin zor ulaşılan insana verdiği isim gibi: 'Kaya altında saklanan balık, ohua'

Shakespeare: “Ad ı başka o lmakla ağacın ya da b al ığ ın değer i eks i l i r mi? ”

Dilce farklı olmak ötekini yabancıl olmaya mahkum eder. Yunanlıların Yunanca konuşamayanlar için

türettiği: “Barboros, anlaşılmaz sözler söyleyen” .

Yıkanmak için ayrı, başka birini yıkamak için ayrı terim. . . Ullmann'a göre beyin hantallığı, zenginlik

değil. Bir dilin söz varlığı, bir kültürün dünyaya anlam vermek için ve yerel ekosistem içinde

yaşayakalmak için konu edip sınıflandırdığı nesnelerin dökümüdür. Okyanus dilleri, balıkların kültürel

ve ekonomik önemini yansıtır.

“Hiçbi r d i l in gerçek l iğe açı lan ayr ıca l ık l ı b ir pen ceres i yoktur ”.

Moris Swadesh, özü bakımından zayıf dil diye bir şey, değişen koşullar karşısında doğası gereği

hayatını sürdüremeyecek bir dilin olamadığını savunur. 1991, Time Dergisi, 'Yitik kabileler, yitik bilgi'-

yerli kültürler ortadan kalkınca bir bilim ve tıp bilgeliği gömüsünde ortadan kalktığını öne sürüldü.

Binlerce dil birbirinden son derece farklı ama her biri aynı ölçüde geçerli dünya çözümlemelerine

ulaşmıştır, bunlardan öğrenilecek çok şey vardır. Göz göre göre ortadan kalkma tehlikesi içinde olan

diller bu bakımdan değerli olamaz mı?

Page 5: Last Voices/Son Sesler Yasemin Köksal Başkent Üniversitesi ...tehlikedekidiller.com/turkce/wp-content/uploads... · Papua Yeni Gine, dil sayısı kabaca sabit olan ve hiçbir topluluk

Last Vo i ces /S o n Ses ler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Yase mi n Kö ksa l

“Kaybo lan Sesler ”

www.dergitehlidekidiller.com 5

Güçlü akıntılar, derin sular ve oltalar... meç, fahum, ramatihoi, Palau'daki Tobi'de kullanılan bazı

geleneksel olta iğneleri. Her biri kendi içinde bir anlam barındırmakta, yapımlarında kullanılan

terimlerin bile anlamı var. Büyük bir zenginlik. Yazılı belgeleri yok, kulaktan kulağa var olmuşlar. Ya

bilinmeselerdi? Dil, canlı türlerinin çeşitliği korunacaksa ayakta tutulması gereken karmaşık bir ekoloji

işte. . . Bunca çeşitliğin sebebi, nereden çıktığı?

Madalyonun öbür yüzü . . . İn sanl ık tar ih i boyun ca b un ca d i l n as ı l ve n ed en ortaya

ç ıkt ı?

Diller bir boşlukta var olmazlar. Bir dil ancak onu konuşan ve aktaran toplulukla ayakta kalabilir.

Topluluk içinde bir çevre şarttır: ''Kirtland ötleğeni (bir kuş tür), Michigan şehrinde yaşar, kumlu

topraklardaki Jack Pine Tress-çam ağaçları-herhangi bir sebeple yok olursa ötleğende ortadan kalkar”

(136). Dille doğal çevrenin ve türlerin bağdaşması bu yöndedir.

Cennetteki Babi l , PAPUA YEN İ GİNE. . . Dü nyadak i en büyük b iyolo j ik , d i l sel çeş it l i l iğ i

bar ınd ı ran ü lke: “E şi t l ikç i ve ik id i l l i l i k ü lkesi” (150).

Ekosistemin sürekli üretkenliği çok küçük insan topluluklarının isterlerse kendine yeterli olmasına

olanak vermektedir. Dağlık arazi ve kendine yeterlilik potansiyeli koşullarında Yeni Gine dil çeşitliliğinin

halkların fiziksel olarak birbirinden kopuk olmasında ileri geldiği düşünülür. Ancak en önemli etken:

'şüphesiz etkileşim'. Karşılıklı alışverişler, sınırlarının dışına taşarak yapılan evlilikler ve bağlantı

kurulan insanların çok dilli oluşu... Kendi yerel topluluklarının yanında birçok kimse, özellikle erkekler

bir ya da iki komşu topluluğun dilini, belki de bulundukları vadide ya da kıyıda daha yaygın geçerlilik

kazanmış olan bir dili biliyordu.

Topluluk lar a rası i l i şk i Gi l l ian San koff 'un söz ler iy le, ' ' fa rk l ı l ık lar ın g ider i lmesin de

değ i l , daha yüksek fark l ı l ık b i l in c in e ve guru runa ' 'yol aç ıyord u.

'Bir yörenin dilini kullanmak bölgenin toplumsal şebekesine sızmanın bir yoludur’. İnsanın oraya ait

olduğunu, sadık olduğunu gösterir ve diğerleriyle dayanışma yaratır.

“Di l , s imgesel sermaye b iç imid ir ”, P ierre Bou rdieu

Yerel diller, bir topluluğun kendine özgü kimliğinin göstergeleridir. Papua Yeni Gine, dil sayısı kabaca

sabit olan ve hiçbir topluluk ya da dil bir başkası pahasına yayılmayan bir yer. (Bob Dixon'un kısır

döngüsü).

Bir dil, insanların ait olamaya çalıştıkları süregelen bir toplumsal doku her nasılsa son bulduğu için

ölür. Dil ölümü, nüfus yitimi, zorla dilsel geçiş, gönüllü dilsel geçiş gibi kuramlarla gerçekleşmektedir.

On d i l in onu d a AVRASYA kökenl id ir. 'Avrup a l ı lar ü stün gü çler in i ça l ı şkan l ık ve

kavray ış la kazan mışt ır. Di l ler i , köken ler i h er ne kadar kar ı ş ık o l sa da. . . Burada

EGE MENLİK söz konu su değ i l mid ir?

İnsan dillerinin ve onları konuşan toplumların tarihinin büyük bölümü yerel, merkezsiz, sözlü, eşitlikçi

Paleolitik evresinde geçmiştir. Dilleri etkileyen bir diğer faktör-yazarlarında sürekli üzerinde durduğu

doğal bir faktör-tarımdır. Tarım doğduğu merkezlerden yayıldıkça diller de bertaraf edilmişti. Tarımcı

halklar dalgası, bu halkların konuşmakta olduğu dili de beraberinde getirmiştir. Tarım ile birlikte

yayılan dil ancak araya doğal engellerin girmesiyle veya işlerin çiftçilerin beklediği gibi

gerçekleşmemesi durumunda duruyordu. Bütün halklar benzer çizgiler gösterir. Tarımsal yayılmanın

Page 6: Last Voices/Son Sesler Yasemin Köksal Başkent Üniversitesi ...tehlikedekidiller.com/turkce/wp-content/uploads... · Papua Yeni Gine, dil sayısı kabaca sabit olan ve hiçbir topluluk

Last Vo i ces /S o n Ses ler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Yase mi n Kö ksa l

“Kaybo lan Sesler ”

www.dergitehlidekidiller.com 6

atladığı ya da daha yeni ulaşabildiği ücra sığınaklarda yaşarlar. Çevrelerinden yapı ve öz bakımından

farklı diller konuşurlar, dildeki çeşitlilik söz konusudur.

NEOLOTİK çağ , ta r ih in i lk büy ük d i l sel tü rdeşmesid ir ( d i l çeş it l i l iğ i ) . Bantu d i l i ve

doğurd uğu beş yüz ayr ı d i l (183) .

Sürgünler. . . Yok edilmenin bir diğer adı bence. Siyu Şefi Kızıl Bulut'un sözü bu konu için büyük kanıt:

“Beyaz adam bize birçok söz verdi, hatırlamayacağım kadar çok, ama yalnızca birini tuttu. Toprağımızı

elimizden alacaklarına söz verdiler aldılar da” (194). 1890’daki Wounded Knee çarpışması, yerli halkın

sürgünü. Ve 69 intihar (Brezilya’nın Kayova, Nandeva, Terana kabilelerinin toprakları ellerinden

alınarak; bu kabileler kişi başına düşen alanın topu topu bir hektarın üçte biri olduğu küçük bir kampa

doldurulmuşlardır. Tanrılarının öldüğünü iddia eden bu kabile mensupları çözümü ölümde bularak

intihar etmişlerdir), çoğu genç, yani? Şöyle ki genç ölüm dilin yok olması için en tehlikeli basamak,

yerli dillerin geriye gitmesinden çok yok olması. . . Din önderi Anataio Teixeria: “ Beyazlar toprağımızı

elimizden alıp bize Tanrılarını, yiyeceklerini, müziklerini... Getiriyorlar. Kendi dinimiz, kendi gelenek

göreneklerimiz var ama birçokları beyazlar gibi yaşamak istiyor. Yarı Kayova ( Brezilya’daki bir kabile)

yarı beyaza dönüşünce pişman oluyor. Yerliliğe dönmek istiyorlar, dönemiyorlar, o zaman ölmeye

karar veriyorlar” . Peki ya sonuç? Yine dil ölümü ve yine emeksiz kazançlar, toprak satın alımı ama

parasız, zorla, hileyle. . .

Toprak çoktan gi tmed i mi? Söz geç irem ed iğ im iz ad am lar la , yab anc ı lar la ayn ı zam and a

ot lar la , ç im enler le kap l ı deği l m i , baştan b aşa?, Tam at i Waaka Nene. Ölm eyen yer l i

halklara, yer değişt ir mekle , özü nsen mek d ış ınd a başka seçen ek sunu lmuş mu ydu ?

Dokunu lm am ış b ir dünya nered e? David Landes gerçekten h ak l ı : “ Ya değiş ya yen il”.

Yerel dillerin yok olmasında görüşlerde zaman zaman etkili olmuştur. Yerel dil Gregor'a göre: “kırsal,

durağan. . . ailevi, çoşkusal ve komik”, “ yoksulluk ve aşağı toplumsal konu ile eş anlamlı” idi. İngilizce

kuşkusuz birçok durumda geleceğin ve gerçekleşebilecek ilerlemenin diliydi:

• Gal dilini konuşan çocukların 'Welsh Not' adı verilen künyeyi takması (230).

• 6. JAMES: İngiliz halk dilinin her yerde kökleştirilmesi ve Isles/Highlands sakinleri arasında

barbarlık ve uygarlık dışılığın sürmesinin başlıca ve ana nedenlerinden olan İrlanda dilinin

ortadan kaldırılıp yok edilmesi.

• 'İngiliz Örf, Adet ve Dili Yasası': İrlandalıların, olanca güçleri, zekaları ve bilgileriyle İngiliz dilini

yaygın olarak konuşacak ve kullanacak olma zorunluluğu.

• 1846, Hükümetçe: 'Galler'de her tür ahlaki gelişme ve halkın ilerlemesi önünde feci bir engel'

olarak benimsenmesi.

• Fordunlu John, 1384 tarihli İskoçya anlatımında Lowland'lileri 'evcil ve uygar görenekli,

güvenilir, sabırlı ve görgülü, düzgün giyimli, sokulgan ve barışçıl', Gaellerse: 'yabanıl ve

evcilleşmemiş bir ulus, kaba ve başına buyruk, talancı, rahata düşkün. . . İngiliz halkına ve

diline düşman. . . Haddinden fazla' olarak tanımlaması.

Hepsinde de çağdaş olarak tanımlanan İngiliz dilinin sebep olduğu ya da olmak istediği dil

ölümleri vurgulanmıştır. Sizce dilin çağdaşlığı hoşgörü üzerine mi olmalı, yoksa bir milleti yıkarak,

talan ederek mi? Ancak ne yazık ki, 'Hikmet kuvvetten iyidir, fakat fakir adamın hikmeti hor görülüyor

Page 7: Last Voices/Son Sesler Yasemin Köksal Başkent Üniversitesi ...tehlikedekidiller.com/turkce/wp-content/uploads... · Papua Yeni Gine, dil sayısı kabaca sabit olan ve hiçbir topluluk

Last Vo i ces /S o n Ses ler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Yase mi n Kö ksa l

“Kaybo lan Sesler ”

www.dergitehlidekidiller.com 7

ve onun sözleri işitilmiyor. ', vaiz 9: 16 (247).

Bir d i l b ir kaç şark ı söylemekle ya da po sta pulu üstüne b ir söz bast ırm akla

kurtar ı lam az. . . B ir d i l i ger i get ir men in ko lay yo lu yoktur. ' , El l i s ve Mac'a

Ghobhainn (289).

Dilin kurtarılması kısaca bir savaşım bir zorluk dönemi, bir nevi bağımsızlık mücadelesi.

Zorlama yok, yapmacılık yok, öz ve doğal. Dili dil yapan öğeler olsa gerek. Özünden vazgeçmek,

geçmişini silmek, benliğini unutmak. . .

Yaşam d i lde yatar, ö lü m di lde yatar ” - “ Toprak di l i yapt ı , d i l de toprağı”.

Dil olmazsa halk olarak ölürüz, dil olmazsa kültürümüzü, tarihimizi yitiririz. Toprağın sesi dilimizdedir,

milletlerin damarları dille başlar ve dille sonsuzlaşır. Dell Hymey'in de dediği gibi: “Bir toplum

hakkında düşünmenin yolu toplumun barındırdığı ve barındırabildiği sesler açısından düşünmektir” .

Milletin iskeletini en iyi ortaya koyan dildir, bir iskeletin ayakta kalabilmesi içinde son derece

gereklidir. Amerika yerlisi olan Darryl Babe Wilson: “Bu dünyada yaşayakalmak için beyaz adamın

dilini bilmeliyiz. Oysa kendi dilimizi sonsuza dek yaşayakalmak için bilmeliyiz” , derken bunu

vurgulamak istememiş midir? Güneşin en önce doğduğu, erken şafağın insanlarını düşünün, şimdi

onlar kendi dilleriyle: “Köklerimle gurur duyuyorum”, diyebiliyorlar. Bu ne büyük ayrıcalık!

Kürese l d üşün , yerel o larak ey leme geç

Milletlerin diller arası dayanışma içerisinde olabilmesi büyük bir ustalık ister.

Yapbozun sağlam parçalarını bozmadan dilleri ayakta tutabilmek, bir dili başka bir dilin kölesi

durumuna getirmemek: Pinokyo'nun ahşap bir oyuncak olmasına rağmen kendisini babası için ateşe

atmasına benzer. Baba belki burada bir toprağı temsil edebilir. Milletin can damarı olan toprak aynı

zamanda onun anası babası değil midir? Toprak eğer bir millete ait olacaksa o milletin adını

yansıtmalıdır. Bunun içinde gerekli olan en önemli unsur: 'Dil'dir. Tek dilliliğe kapılmak her zaman

yanlıştır. Kişinin yaşadığı dünyaya açılabilmesi için çeşitli diller bilmesi gerekir, ancak bu başka bir dili

ezmeden, hor görmeden olmalıdır. Eğer demirinizi suya daldıramazsanız gemiyi durdurmak

imkansızdır. Önemli olan demiri atacak güce sahip olup olmadığımızdır.

Menfaat değil vicdan olmalı insanda. . . Her millet kendine sormalı ki: “ Dilimizi hiç pahasına satın

aldıklarında ne yaparız?” Sizin için acı olan bir başkası içinde acı olabilir. “Acıların en acısı kendi

kendimize çektirdiğimizdir,” der Sophokles ve yoktur dönüşü ölümlerin, kaybolmuşlukların. Dünya var

oldukça kimi diller ölecek, belki de kimi diller yaşayacaktır.