kÜltÜr cografyamizda. hz. muhammedisamveri.org/pdfdrg/d230265/2011/2011_celika.pdf · 2015. 9....
TRANSCRIPT
KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA .
HZ. MUHAMMED ULUSLARARASI SEMPOZYUM
(ORTA ASYA, KAFKASYA VE BALKANLAR)
-1-
(7-8 Mart 2009) ADAPAZARI-SAKARYA
DÜZENLEYEN
Di'(ANET iŞLERi BAŞKANLIGI &
SAKARYA ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi
DiYANET iŞLERI BAŞKANLIGI YAYlNLARI
328 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED - 1
MANZUM HADiS TERCÜMELERi VE SOSYO-KÜLTÜREL DEGERLERiMiZ
Prof. Dr. Ali ÇELiK*
Sayın başkan, Muhterem hazırCın,
Yüce Rabbimize hamd-ü sena, sevgili peygamberimiz Muhammed Mustafa'ya salatu selam ediyor, bu Sempozyumun/Bilgi şöleninin, hay ırlara vesile olması temennisiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kur'an ve Sünnet, bir islam toplumu için son derece önemlidir. Bu önemin farkında olan mürninler bu iki kaynağı öğrenmenin t üm yöntemlerini denemişlerdir. Bunlardan biri de, hadislerin şiirsel dille öğretilmesi gayesiyle kaleme aslınmış Manzum Hadis tercümeleri'dir.
Bendeniz de sizlere /JManzum Hadis Tercümeleri' ve Sosyo-K9ltürel Değerlerimiz"başlıklı tebliğimi sunmaya çalışacağ ım. Tebliğimde, Sosyo-Kültürel Değerlerimiz'in oluşmasında ve devamlılığının sağlanmasında hadislerin şiirsel bir dille tercüme edilerek insanlara sunulmasını anlatmaya çalışacağım.
Her davranışın, müessese ve organizasyonun temelinde, zihni bir boyut ve temel bulunduğu bir gerçektir. inanmış ideal insan tipinin/Kamil insanın yetiştirilmesinde de müeesir olan faktörlerin başında "zihniyet değişimi" gelmektedir. Yani, insanın inandığı dinin zihniyetiyle dimağını bezemesi, doldurması esası gelmektedir.
Peygamberimizin, Mekke dönemindeki tebliğinin ana konusu, Ca h ili zihniyetin yıkılıp yerine islami zihniyetin, tevhid düşüncesinin ikame edilmesidir. Kısaca kimlik değişiminin gerçekleştirilmesi ve inanan insanların Müslüman kimliğine büründürülmesidir. Medine döneminde ise, inanç eyleme dönüşmüştür.
* Osmangazi Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi.
ALTINCI OTURUM 1 329
Evet Medine dönemi, Mekke döneminde kazanılan inanç ve değerlerin pratiğe yansıdığı, davranışa dönüştüğü, tevhid inacı ve bu inançistikametinde davranışların düzenlendiği, toplumu yeniden yapılandıran, sosyal ve kültürel . hayatı şekillendiren "değer" leri n ve "norm" ların oluştuğu dönemdir.
Tarih boyunca, Müslüman kimliğinin oluşması ve bu kimliğin korunması hususunda da hep bu Peygamberi metod uygulanmaya çalışılmıştır. Yani önce inancın Tevhid düşüncesi noktasında inşası, sonra bunun pratik hayata intikal etmesinin sağlanması. Bu iman ve amel bütünlüğünün Kur'an ve Sünnet kültürüyle daima beslenmesi.
Bu iki kaynak (Kur'an-ı Kerim ayetleri ve hadis-i şeritler), daha tebliğin ilk günlerinden itibaren islam'a gönül vermiş Müslümanlar tarafından -Sahabe-i kirarndan başlayarak nesiller boyu- okunup benimsenmiş, kendi iç bünyelerinde tekrar tekrar yorumlanarak, deruni manaları kavranmaya çalışılmıştır. Her bir Müslüman, hep "islam'ı nasıl yaşayabilirim?" sorusunun cevabını aramakla meşgul olmuştur. Çünkü onun hayatı, referanslarını Kur'an ve onun tefsiri demek olan Sünnet'ten almaktadır. Dolayısıyla Sünnet olmadan, ister ferdi planda ister toplumsal planda Islamı bir yaşayıştan söz etmek imkansızdır. Böylece, Kur'an ve Sünnet, islam toplumlarının sosyal ve kültürel hayatla
rını şekillendiren "değer" leri n ve "norm" ların temel dinamikleri olmuştur. Pek çok Ahlak felsefecisinin tespiti şudur: islami değerler, aynı zamanda insani değerlerdir. Kur'an ve Sünnet'in konusu insandır; onun her iki dünyada saadet ve mutluluğunu sağlamak için emir ve buyrukları ihtiva etmektedir. inanmış insan, Tevhidi, tevhid esaslarını ve bu dünyada yapıp ettiklerinin mutlaka hesabının verileceği ahiret inancını daima canlı tutar ve bunun için gayret gösterir. Davranışlarını bu çerçevede düzenler. Gerek Allah-insan şeklindeki dikey ilişkilerinde gerekse insanlar arası yatay ilişkilerinde Kur'an ve Sünnet perspektifinde hareket eder.
' işte, Müslümanların bulunduğu her Coğrafyada, islam toplumunun sos-
yo-kültürel değerlerini oluşturan bu temel dinamiklerin, hemen her seviyede toplum fertleri tarafından öğrenilmesi ve öğretilmesi, en kutsal bir amaç olarak görülmüş ve hep bu amaç için gayret gösterilmiştir. Dün olduğu gibi bu gün de, aynı aşk ve heyecan içinde bu gayret devam etmektedir ve kıyamet sabahına kadar da devam edecektir. Allah'ın dinini, Peygamberinin sünnetini
en güzel şekilde hayata yansıtma çabası diyebileceğimiz bu kutlu hedefe ulaşma gayreti, hayatın bütün alanlarını kuşatmış, hemen her noktasında, halin ve
durumun gerektirdiği üslup ve özellikte içinde ortaya konulmuştur.
330 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED - 1
Bu hasbi ve samimi gayretler sonucudur ki, müntesibi olmakla iftihar ettiğimiz bir islam Medeniyeti ortaya çıkmış, adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Ancak şu unutulmamalıdır: islam Medeniyeti, geçmişte yaşanmış, işlevini tamamlamış ve nihayet tarihin arşivine kaldırılmış bir medeniyet değildir. islam Medeniyeti, yaşayan bir medeniyettir. Müslümanın yaşadığı her yerde, o medeniyetin izleri görülmektedir. Kültür'de, Sanat'ta, Edebiyat'ta, Mimari'de bu medeniyet, değişik oranlarda Kur'an ve Sünnet'ten izler, renkler ve tonlar taşımaktadır.
Bu cümleden olarak tüm Müslüman toplumların sosyal ve kültürel değerlerinin alt yapılarında, kendilerine özgü yorumlarıyla Kur'an ve hadislerin izlerini görmek mümkündür. Kur'an ve hadisleri yorumlama biçimi, sadece Tefsir, Hadis, Fıkıh, Tasavvuf, Kelam, Siyer gibi temel islam bilimleri alanında değil, topyekun islam kültür ve medeniyetini oluştura bilim ve sanat dallarında da, toplumların kendi üsiCıbu içinde olmuştur.
Bunun bilincinde olan ecdadım ız da, kendi kimliğini oluşturan değer yargılarını, her zaman canlı tutmanın uğraşını vermiştir. Sosyal konumu ne ise, referans kaynağından ayrılmadan ona uygun bir meşguliyet içinde olmuş, içinde yaşadığı topluma, sahip oldukları değerlerini hatıriatmayı bir borç bilmiştir. Ttikadi ve ahlaki değerlerini, taş ustası, taşa kazımış; marangoz, ağaca oymuş; Şair, nazma dö~müştür. Adına Sanat demiş, Edebiyat demiş, mimari demiş. Adını her koymuşsa koymuş, iç dünyasında taşıdığı değer yargılarını, dış dünyasına da bir türlü nakşetmiştir. Adeta gönül dünyasında çıktığı fena fillah yolculuğuna karşın, dış dünyasında da All~h'ın vahdetini - vahdaniyetini, peygamberine karşı sevgisini ve muhabbetini işlemiştir. Lale çiçeğinde yüce Rabbinin ism-i şerifini görmüş, gül çiçeğinde de, sevgili Peygamberinin kokusunu duymuştur. Bazen bir tarih kitabında, bazen bir ahlak kitabında, bazen bir edebi eserde, bazen de bir binanın kitabesinde, ayet ve hadis metinlerinin yahut tercümelerinin bulunuşu, Kur'an ve hadisleri, kendi hayatında ne derece içselleştirdiklerini göstermesi açısında 9nemlidir.
işte bizim dini Edebiyatımız da, dini ve ahlaki değerlerimizi anlatan örneklerle doludur. Kaside, Na't, Miraciye, Mevlid, ilahi bu' nazım şekillerinden bazılarıdır. Kur'an ayetlerinin ve Hz. Peygamber'in sözlerinin, gerek nesir, gerekse nazım olarak hemen her edebi türde işlenmiş olması, insanımızın onları bir çeşit anlama yorumlama biçimidir. Böyle bir çabanın nihai amacı ise, sahip olunan değer yargılarını canlı tutmak için, onların temeli olan ayet ve hadislerin toplum fertleri tarafından daha kolay öğrenilmesini sağlamak ve zihinlerde kalıcılığını temin etmektir.
ALTINCI OTURUM 1331
Manzum Hadis Tercümeleri konusuna genel olarak bakıldığı zaman, bu ürün ilk örneklerine, Türk islam Kültürünün ilk mahsullerinden olan Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig isimli eserinde1 ve Edib Ahmed'in yazmış olduğu.
Atabe'tü'I-Hakayik' inde rastlıyoruz.2 Ancak, Manzum Hadis Tercümesi denilince genellikle, Kırk Hadis tercümeleri akla gelmektedir. "Kırk hadis" geleneğine temel teşkil eden, "Ümmetim için din işlerine/emirlerine dair kırk hadis ezberleyeni, Allah Teala, (kıyamette) fakihler ve alimler zümresi arasında diriltir:' 3mealindeki rivayetin isnadı, hadis bilginlerince "sahih olmadığı" ifade edilmekle birlikte insanlar arasında meşhur olan bir riayettir. Bu rivayet esas alınarak, dinle ilgili bazı emir ve kuralların, .insanlara daha kolay benimsetilmesi ve hayra teşvik maksadıyla bu neviden pek çok manzum hadis tercümeleri yapılmıştır.
Yusuf Has Hacib (XII. yy): Kutadgu Bilig'ten:
... t:ll ~ • .• <ı&~i;~~·.;ıı~~~· 'lt;6~·~-~·-·ı·.:_ıı-~·-J':.I ·ı1 ..,.. V! .1>;:' • J • ~Y' -~ ~ r :.ro !J ~ ~ Peygamberimiz (s.a.V) şöyle demiştir: · ' ' '
"Şüphesiz ki helal da haram da bellidir.lkisi arasında helal mı haram mı belli olmayan bazı şüpheli şeyler vardır ki, insanların çoğu bunları bilmez. Şüpheli şeylerden sakınan kimse dinini ve ırzını korumuş olur. Şüpheli şeyleredalan kimse ise, harama düşer .•. • (Müslim, Müsakat, 107; lafız farkıyla bkz. Buhari iman, 39)
Bu üçte adın yok bu dünya nengi Helal ol ya şübhe haram ol öngi Halalka sakış ol haramka ma kın Ka lı şüphe erse yi me ked sakın
(Kutadgu Bilig, beyit no: 3546-3547)
Neslrşekli:
"Bu dünya malının üç vasfı vardır: O ya helal ya şüpheli yahut haramdır.Helal için hesap, haram için ceza vardır; eğer şüpheli ise, bundan da çok sakın:' (Kutadgu Bilig'deki hadisler, Prof Dr. Cemal Sofuoğlu tarafından incelenerek bir makale halinde neşredilmiştir. Bkz. D. E. O. Ilahiyat Fak. Dergisi, sayı: V, lzmir, 19B9, sh. 127-180)
2 Edib Ahmed (XII. yy): Atabetü'I-Hakayık'tan:
~ı.Pı ~! f;i .:,;ı .::, ~ ~~ ~., ~~ ~ ..A~ ~~;~ı.; j ZıiS .;J.; ~~u ~~ ..A~ Jı; ~ ~ı.; f;i ıY.'i .siS .;J "Ademoğluna bir vadi dolusu marverilse ikincisini ister; iki vadi dolusu maf verils~. o üçüncüsünü ister. Onun gözünü topraktan başka bir şey doldurmaz.:' (Suyuti, el-camiussağir (Münavi'nin Feyzu'I-Kadir'le birlikte), V, 327, ha. 7476)
Edib Ahmed'ın manzum tercümesi:
"Haber bar biriise ademi Iki kol dinar mal ol üç kol kolur.•
(Edib Ahmed, Atabetü'I-Hakayik (nşr. Reişt Rahmeti Arat), TT. K. Ank., 1992, s. 93, Beyit 311-312)
Nesir şekli:
(Bir söz vardır; "Eğer bir kimseye iki v~di dolusu dinar verilse, o (muhakkak) üç vadi ister.)
3 lbn Abdilberr, Camlu Beyani'I-Ilmi ve Fadluhü, 1-11, (thk. Ebu'I-Eşbal ez-Züheyri), i. Baskı, Beyrut, 1994,1, 192-200; SeMvi, A.g.e., s, 480-481; AciOni, A.g.e.,ll, 246
332 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED - 1
Manzum Kırk Hadis tercümesi sahasında Iran lı şair Mevlana Abdurrahman Cami (ö.1414-1492)'nin Farsça Tercüme-i Erbaln Hadis isimli manzum eseri, Türkçe manzum hadis tercümesi yazan müellifler tarafından adeta ilk örnek kabul edilmiş, bazı şairler Cami'nin bu eserini aynen nazım olarak tercüme etmişler, bazıları da ondan esinlenerek manzum hadis tercümeleri yapmışlardır.
Manzum hadis tercümeleri, şekil olarak bazı özellikler göstermektedirler:
1. Manzum tercümelerde, hadisin metni manzum tercümeden önce veya sonra yazılır.
Mesela Fuz0114 (ö.936/1556)'nin:
"Duyduğu her şeyi konuşması, kişiye günah olarak yeter:'5 hadisini tercü-mesi şöyledir:
Kişiye ol güneh yeter ki dili Şule-i şer olu b zebane çeker Sadef-i semine düşen güheri Çıkarub rişte-i beyane çeker.
2. Bazı müellifler, manzumenin ilk üç mısrasında tercümeyi vermekte, son mısrada ise hadisten bir cümle ya da cümlecikler iktibas ederek manzumeyi tamamlamaktadır.
Mesela Okçuzade Mehmet Efendi (ö.1 039/1630)'nin "Ahse-nü'I-Hadls fı
Ehadlsi'I-Erbain" isimli manzum tercüme-sinde;
• • J
; ~J 5i~ı-~::;. r-s:;;. "Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğretendir:'6 Hadisini manzum ola-
rak şöyle tercüme etmiştir:
Hayr-ı ümmet odur kim himmet edüp Hıfz-ı Kur'an'ı sa'y ide her an Ki Rasalün Kelamıdır bu hadis "Hayruküm men te'alleme'I-Kur'an"7
4 Fuzüıi, Tercüme-i Hadis-i Erbain,Süıeymaniye ktp. Reşid Ef. Böl. No.146S,vr.S-b
5 Müslim, Sahih, Muk. 5; Ebü Davüd, ha .. 4971; Hakim, Müstedrek, ı, 112, Kuzai, Müsnedüşşihab, ll, 304, ha.B65
6 Buhari, Fedailü'I-Kur'an, 21; Ebü DavCıd, Vitir, 14;Tırmiz.i, Sevabu'I-Kur'an, 1S; lbn M~ce, Mukaddime, 16; Müsned, ı, 58
7 Okçuzade Mehmet Efendi, Ahsenü'I-Hadis fi Ehadisi'I-Erbain, ha.1
ALTINCI OTURUM 1 333
3. Bazı müellifler de, mefhOmi olarak tercüme etmişlerdir. Bunun en güzel örneği Necip Fazıl'ın Nur Harmanı isimli eserinde Manzum 101 Hadis'inde görüyoruz.
• 1
M ı . . 1 • 1• • 1 ~-
ese a: ~ı ~r;. ~ ...;~ ~~ı--...::.ı~ l_,zlj
1/Müminin fırasetinden sakınınız. Çünkü o Allah'ın nuruyla bakar" SuyOti, ei-Camiu's-Sağir, (Fz. Kadir'le birlikte)l/142, ha.151 Mealindeki hadisi şöyle tercüme etmiştir:
Hakikat mü'minindir imanından ötürü Allah'a inandım de, sonra dosdoğru yürü
Yapılan bu tür derlemeler incelendiğinde, //kırk" sayısından daha fazla sayıyı da içeren mesela Yüz Hadis, Bin hadis tercümelerinin de yazılmış olduğu görülmektedir.
Ancak, manzum tercümeleri yapılan rivayetler, hadis metodolojisi açısından değerlendirildiğinde bir takım problemierin olduğu da muhakkaktır. Ne var ki,
1. Türkçe Manzum hadis tercümesi yazan müelliflerin büyük çoğunluğunun, ya meslek itibariyle edebiyatçı, şair veya dalaylı da olsa edebiyatla ilgili olan kişiler olmaları;
2. Pek çoğunun, hadis'e aşina olmakla birlikte doğrudan hadis ilmi'yle uğ
raşan kimseler olmamaları(yani meslekten hadisçi/muhaddis olmamaları);
3. Hadislerin sıhhat durumunun tespiti, ciddi bir metodoloji bilgisini gerektirdiği için Manzum hadis tercümelerinde, bu metodolojinin kurallarının hiç dikkate alınmayıp, o sözün Hz. Peygamber'e ait olduğu konusunda herhangi bir yaygın söz veya genel kabul ile yetinilerek, onun hadis zannıyla kaydedilmiş olması;
4. Şairin belki de Hadis metodolojisi hakkındaki bilgi eksikliğinin yanın
da, asıl kaygısının sanat düşüncesi, ve kasdettiği anlamı içeren bir mübarek söz arayışı olması gibi durumlardan dolayı, uydurma hadislerin veya kelam-ı kibar'ın manzum hadis tercümeleri içinde yer aldığı görülmektedir.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, kültürümüzde önemli bir yer işgal eden ve hadisleri halka daha kolay öğretmek için bir yol kabul edilen ve gelenek haline gelen bu nevi derlemeler, içerik açısından incelendiğinde, seçilen hadislerin genel olarak,
3341 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED - 1
a. ·inanç değederimizi korumayı;
b. Davranış biçimlerimizi düzenlemeyi;
c. Ahlaki değerierimize sahip çıkmayı hatırlatan hadisler olduğunu gör
mekteyiz.
Bu derlernelerin aynı zamanda, o· günkü toplumsal rahats ızlık lara, sosyal problemlere karşı çözümler öneren anlamlar taşıdıkları görülmektedir. Bu açı
dan incelendiğinde bize, yazıldığı devri n sosyal, kültürel ve ahlaki yapısına ait ciddi bilgiler vermektedir. Bu durum, devri n aydınlarının, görevleri gereği, hangi konum ya da statüde bulunurlarsa bulunsunlar, içinde yaşadığı toplumun
sorunlarına karşı duyarsız kalmadığı, farklı metodlarla da o lsa, her aydının kendi üsiObu içiilde sorunu çözmenin gayreti içinde olduklarını göstermektedir.
MANZUM HADiS TERCÜMELERiNDEN BAZI ÖRNEKLER
a- inanç Değerleri m izle ilgili Manzum Hadis Tercümelerinden:
-Müslüman kimliğinin temelini teşkil eden inanç değerlerimizin başında
Kelime-i tevhid gelmektedir. Kelime-i tevhid söylemek, ifade ettiği manayı içselleştirmek inanmış olmanın bir tezahürü, imanın belgesidir. Kurtuluşa erme
ni n Cennete girmenin de_bedelidir. Peygamberimizin bu konudaki
Örnek: 1
~ı ~~ j! ~~ı :,i
"Cennetin bedeli lailahe illah'tır"8
Mealindeki hadisi, Kadi mahlaslı Hasan bin Ali (tre. 171 O) tarafından şiir
diliyle şöyle ifade edilmiştir:
Dediler var mı cennet'in semeni
Kıl beyan bize ya RasOiallah Dedi ol tuti-i fasih-i zeban
, , , " Semeni 41!1 \'! 41! \'
~
(Kadi Hasan bin Ali (tre. trh.1122/171 O)
8 Suyüti, eı-Ciimiu's-Sağir, (fz. Kadir'ıe birlikte) 111/338, ha. 3S60
ALTINCI OTURUM 1 335
Örnek: 2
"Ameller ancak niyetiere göredir:'9
Mealindeki hadis, Feyzi-i Kefevi (ö.1025/1616) tarafından niyetteki sami-miyetin önemi şöyle ifade edilmiştir:
DerOnun pak edüb tashih-i niyet kılmağa say et Ki niyyetdür medar-ı itibar sıhhat-ü taat Değildür muteber her bir amel kim ola niyetsiz Buyurmuşdur RasOiullah ki "el a'ma lü bi'n-niyyat"10
Feyzi-i Kefevi (ö. 1 025/1616)
Örnek: 3
Yine Müslüman için Kur'an öğrenme, öğretme ve onunla amel etme önemli bir değerdir. Peygamber efendimizin ümmetini:
~;.ı~.:; .st;ıi ~ ~ rs:;;-11Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve (başka larına) öğretendir:'11
Şeklinde teşvik ettiği bu hadis, Okçuzade Mehmet bey {ö.1630)- tarafın-
dan Ahsenü'I-Hadis isimli eserinde şöyle nazma dökülmüştür:
Hayr-ı ümmet odur ki himmet ed üp Hıfzı Kur'an'a sa'y ide her an Ki RasOiün kelamıdır bu hadis (Hayruküm men tealleme'I-Kur'an)
(Okçuzade (ö.1630)- Ahsenü'I-Hadis)
b- Davranış Biçimlerimizi Düzenlemeyi Tavsiye ile ilgili Manzum Hadis Tercümelerinden:
Örnek: 1 .
Dönem, Osmanlı Devleti'nin siyasi açıdan Duraklama12 devrini yaşadığı,
bu duraklamanın daha da derinleşerek artık toprak kayıplarının başladığı Ge-
9 Buhari, Bed'üi·Vahy, 1; ltk, 6; Eyman, 23; Müslim,lmare, SS; EbO Davüd, Talak, 11; lbni Mace, Zühd, 26; N esai, talak, S9
1 O Kara han, A., a.g.e., s. 220
11 Buhari, IV, 236; Ebu Davud, ll, 70, ha. 1452; Müsned, 1, 153
12 Duraklama devri, Sokullu Mehmet Paşa'nın 1579'da ölümünden, 1699 Karlofça antlaşmasına kadar geçen dönemdir.
336 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED -1
rileme13 devrine girildiği bir zaman dilimidir. Siyasal alandaki bu duraklama ve onu takib eden gerileme sürecinde, gerek ilmi gerekse sosyal ve kültürel alanda da duraklamayı hatta gerilerneyi beraberinde getirmiştir. Toplumsal hayatta daha önceki dönemlerde pek fazla görülmeyen olumsuzluklar. görülmeye başlamış, adalet bozulmuş, haksızlıklar artmaya, ahlaki değerlerde aşınmalar görülmeye başlanmıştır. Bunun yanlışlığının topluma bir türlü anlatılması, ve insanlara sahip oldukları değer yargılarının hatıriatıimas ı gerekmektedir.
işte, Osmanlı Devleti'nin Duraklama Devri şairlerinden Kastamonulu Latlfi (ö.1582) Peygamber Efendimize nisbet edilen :
"Bir saat adaletle hükmetmek yetmiş sene ibadete denktir:'14 Mealindeki rivayet i, nazım olarak şöyle tercüme eder:
Hakim olan kirnesne bir sa'at Emr-i Hak üzre ger'adalet ide Ola mı bu sevab-ı'adle cezil Ger o yitmiş sene 'ibadet ide
(Latlfi (1582)- Subhatü'I-Uşşak)
Örnek:2
insanlar arasında birbirlerini aldatma gibi ahlaki o lmayan davranışların görülmesi, toplumun en önemli değer yargılarından biri olan güven duygusunun za'fıyete uğradığının ·en belirgin işaretidir. Şair Latifi, içinde yaşad ığı toplumun bu ahlaki za'fıyetine, Hz. Peygamber'in bu konudaki şu hadisini nazım olarak terceme ederek dikkat çekmektedir:
"Aldatan bizden değildir"15
Hile vü hud'a ehl-i rnekkarı Didi bizden degül RasCılullah Ya'ni mü'min degül münafıkdur Anı haşreylemez bizimle ilah
(Latlfi (1582)- Subhatü'I-Uşşak)
13 Karıofça Antiaşması'ndan (1699) başlayarak, Yaş Antlaşmasına kadar (1792) geçen süreye denir.
14 Deylemi, Firdevsu'I-Ahbar, ll, 73, ha.39S4.
ıs Müslim, ı, 99, ha. 1101; Tirmizi, lll, 606, ha. 1315; Ebu Davud, lll, 370, ha. 34S2; lbn Mace, ll, 749, ha.222S; Da rimi, ll, 164, ha. 2544; Müsned, ll, 50, 242, 417; lll, 466; ıv, 45
ALTINCI OTURUM 1337
Örnek: 3
Yine toplumsal huzuru bozan bir davranış olan dedi-kodu ve laf taşımayı en ağı! bir dille kınayan Peygamberimizin;
rl!J ii;jı J;~ ~ "Nemmam/laftaşıyan cennete giremez:'~6 hadisini şöyle tercüme etmiştir.
Birbirinden bu halka söz iledüp Zemme vü nemme olmağıl mail Bu sıfatlarla her ki ola mevsOf Olmaz ol kimse cennete dahil
(Latifı (1582)-Subhatü'I-Uşşak)
Örnek:4
-Müminlerin en önemli değer yargılarından biri de şüphesiz diğergam olmalarıdır. Mürnin diğergam'dır, bencil değildir. Bu husus Hz. Peygamberin hadisinde şöyle anlatılır:
11Sizden biriniz kendinefsiiçin istediği bir şeyi mürnin kardeşi için de istemedikçe olgun mürnin olamaz:'17
Bu hadisi, Peygamber aşkıyla yanıp tutuşan meşhur Su Kasldesi şa iri FuzQii şöyle tercüme etmiştir:
Mürnin olmaz kişi hakikat ile Tutmayınca tarik-i terki heva Her ne ur nefsine reva görüp Yar u gardaşa görmeyince reva
(FuzOII (1556)-Molla Cami'nin Erbain'inin manzum terc.)
C. Ahlaki değerierimize sahip çıkmayı hatırlatan hadislerle ilgili manzum hadis tercümelerinden:
insanlara yararlı olmak, yüce dinimizin üzerinde durduğu evrensel bir değerdir.
16 Buhari, Edeb, SO; Müslim, iman, 168; Ebu Davud, Edeb, 38;Tirmizi, Birr, 79; Müsned, V, 389,391,396, 399,406
17 Buhari, ı. 9; Müslim,ı, 67, ha. 45; Tirmizi,ıV, 667, ha. 2515
338 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED -1
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
Örnek: 1
, J } •
~ ~1 ~®ı:;;..
"insanları en hayırlısı ahlakı en güzel olandır:'18
Bezl-i mal ile hayr-ı nas olmaz Ne kadar sa'y iderse de insan Malik- i hulk-u hCıb olan amma Hayr-ı nas olduğunda itme gürnan
(Nüzhet Ömer Efendi-(1778)- Hadis-i Erbain Tercümesi)
Haya /Utanma duygusu, yine sahip olduğumuz en önemli ahlaki değerlerimizdendir.
Örnek: 2
,::::(;<?u ı ~u if2S r3 ~~ "Utanmazsan dilediğini yap"19
Ger haya yoğise sende her ne kim dilersen et Bir kişide kim haya.olmaya iman olmaya Halktan eyle haya, Hak'tan utan ey ehl-i din Ger dilersen dininin bünyadı viran olmaya
(UsCıli (ö.945/1538), Kırk Hadis Terc.)
-Dürüstlük, istikamet üzere bulunmak, ahlaki değerdir.
Örnek:3
, .1_,.. c:ıl5 _,J J ~ı Ji
"Acı da olsa gerçeği sÖyle:'20
Çü n ki gördün bir işi batıldur Hatır-ı halk içün ana dime hak Söyle hakkı ne denlü acı ise Ehl-i din olana budur elyak
18 Suyütl, ei-C:imiu's-Sağir, lll, 480, ha. 4041 (Fz. Kadir'le birlikte)
19 Muvatta,Sefer,46
20 Müsned, V, 159; Benzer rivayet: Taberani, e/-Mu'cemussağfr, ı, 268; Beyhaki, Şuabu'l·fman, IV, 242-243, ha. 4942; Kuzai, Şihcibu'I-Ahbôr Terc. S. 134, ha. 419
ALTINCI OTURUM 1 339
Merhametli olmak, Müslüman kimliğimizi şekillendiren bir değerimizdir.
Örnek:4
Zıı ~;. ~ ~81 p-;. ~ ::; "Kim insanlara merhamet etmezse Allah da ona merhamet etmez:'21
Rahm kıl ahim, halka kim haktan
Bulasın akıbet cezay-ı amel
Halka sen rahm kılmayınca, sana
Rahm kılmaz Hüday-ı Azze ve Cel
(FuzQI! (1556)-Molla Cami'nin Erbain'inin manzum tercümesi)
Ayıp araştırmamak, eksik aramamak da yine ahlaki güzelliklerimizdendir.
Örnek:5
81 ' '' ' ~ ''' ~ ~~; ~. ~ ::' l -:' L ı.T' Y .r.? ,y y- ~ c:.r-:. ı.,Fr
"Ne mutlu o kimseye ki, kendi ayıbını gidermeye çalışması, onun başkası
nın ayıplarıyla uğraşmasına mani olur:122
Devlet anın ki bezm-i alemde
Eyleyüp kendi haline dikkat
Kendi aybın tecessüs eylemeden
Bulmaya gayre bakmağa fırsat
(N abi (1712)- Erbain Tercümesi:den)
Bu konuda daha pek çok örnekler sunmak mümkündür. Bütun bunlar,
bize insanımızın Allah'ın emirlerini, peygamber efendimizin tavsiyelerini ne
derece içlerine sindirdiklerini, ne derece içselleştirdiklerini gösterdiği gibi,
Müslüman kimliğimizi oluşturan bu değerlerimizin daima canlı tutulması için,
söz ve anlatıma ait ne varsa onları en güzel şekilde kullandıklarını göstermesi
açısından son derece öne~lidir.
Vallahu a'lemu bi's-savab
21 Buhari, VIII, 165; Müslim, IV, 1809, ha. 2319;Tırmizi, IV, 323, ha. 1922
22 SuyCıti, eı-Camiu's-Sağir, IV, 281, ha. 5306 (Fz. Kadir'ıe birlikte)