j.d.salinger - Çavdar tarlasında Çocuklar

Upload: rangigs

Post on 10-Oct-2015

96 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

AVDAR TARLASINDA OCUKLAR(THE CATCHER IN THE RYE)J.D.SALINGERROMAN

Anlatacaklarm gerekten dinleyecekseniz, herhalde nce nerede doduumu, rezil ocukluumun nasl getiini, ben domadan nce annemle babamn nasl tantklarn, tm o David Copperfield zrvalklarn filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum. Her eyden nce, ben bu zmbrtlardan sklyorum. Sonra, onlarla ilgili en ufak bir sz etsem, bizimkilere inmeler iner. Byle konularda ikisi de ok alngandr, zellikle de babam. Bizimkiler iyiliine iyidirler -ben onu demiyorum- ama felaket alngandrlar yani. Ayrca, size o lanet zgemiimi olduu gibi anlatacak filan da deilim. Ben size yalnzca, iyice yamulup buraya getirilmeden nce, geen Noel'de bama gelen manyaklklar anlatacam. Yani, D.B.'ye anlattm eyleri. D.B. aabeyim olur. Kendisi Hollywood'da. Hollywood denen yer imdi kaldm bu ple pek uzak deil. D.B. her haftasonu beni grmeye geliyor. nmzdeki ay taburcu olabilirsem, beni eve arabasyla o gtrecek. Daha geenlerde bir Jaguar ekti altna. Hani u, saatte iki yz mil yapan ngiliz ii eylerden. Yaklak drt bin kda patlad ona. Bizimki bugnlerde iyi para kryor. Eskiden pek para kazanamazd. Bizimle otururken kendi halinde bir yazard. Krmz Baln Esrar diye mthi bir yk kitab var ya, onu bizimki yazd, belki yazarn bilmiyorsunuzdur diye sylyorum. Kitaptaki yklerden en iyisi de Krmz Baln Esrar'dr. Kk bir olann teki, kendi parasyla satn ald iin baln kimselere gstermiyor. Bitmitim buna. D.B. Holly-7

wood'da oturuyor imdi, piyasaya dt anlayacanz. Hayat-ta nefret ettiim bir ey varsa, o da filmlerdir. Sakn bana film-lerden sz etmeyin.Anlatmaya Pencey Hazrlk'tan ayrldm gnden balamak istiyorum. Pencey Hazrlk, hani u Agerstown, Pennsyl-vania'daki okul. Adn belki siz de duymusunuzdur. Hatta, ilanlarn bile grm olabilirsiniz. Yaklak bin ksur deiik dergide, atn itten aran kasnt bir herifin resmini gsteren reklam kyor srekli. Sanki, Pencey'de iiniz gcnz durmadan polo oynamakm gibi! Ben o okulun yaknnda bile at filan grmedim. O atl herifin resminin altnda da u yazldr hep: "1888'den beri nice ocuu fevkalde aydn adamlar haline getirdik." Peh, klahma anlatn siz onu. teki okullarda milleti ne haline getiriyorlarsa, Pencey'de de bundan fazla bir halt edildii yok. Ben Pencey'de yle fevkalde aydn birilerine filan da hi rastlamadm. Belki bir iki kii. Eh, ancak o kadar. Ama herhalde onlar da Pence'ye geldiklerinde zaten yleydiler.Her neyse, o gn Saxon Hill ile futbol karlamasnn yaplaca Cumartesiydi. Bu Saxon Hill ma Pencey'de acayip nemseniyordu. Yln son mayd ve eer Pencey kazanamayacak olursa, cannza kymanz filan gerekiyordu. Hatrlyorum, o gn leden sonra saat sularnda o lanet Thomsen Tepesi'nin ta doruuna km, Sava'tan kalma o manyak topun yan banda duruyordum. Oradan futbol alann ve iki takmn birbirlerine yklenmelerini olduu gibi grebiliyordunuz. Tribnler pek seilmiyordu, ama haykrmalar duyabiliyordunuz; benden baka tm okul orada olduu iin Pencey tarafndan derinden korkun sesler, Saxon Hill tarafndan da, yanlarna pek fazla adam getiremediklerinden herhalde, tek tk ama yrtnan sesler geliyordu.Futbol karlamalarna pek fazla kz gelmezdi. Malara yalnzca son snftakiler kz getirebilirlerdi. Neresinden bakarsanz bakn, bu Pencey felaket bir okuldu. Bendeniz, evrede en azndan birka kz grebileceim bir yerlerde taklmay severim; kollarn kasnlar, smkrsnler, hatta yalnzca kikir-deyip dursunlar, fark etez. Bizim Selma Thurmer -kendisi mdrn kzyd- malarda sk sk boy gsterirdi, ama pek y-8

le aklnz banzdan alacak trden bir kz deildi. Ama, iyi bir kzcazd. Bir kez, Agerstown'dan dnerken otobsle yanya-na dtk, biraz konutuk. Sevdim kz. Kocaman burnu vard, trnaklarnn hepsi kemirilmi, kanl grnyorlard, bir de, ular ortala frlayan ii takviyeli o lanet sutyenlerden giymiti, ama yine de kzcaz iin zlmeden edemiyordunuz. En beendiim yan ise, babasn vp ty dikmelere pek kalkma-masyd. Babasnn sahtekr salan teki olduunu belki o da biliyordu.Aada ma seyredecek yerde, gelip Thomsen Tepesi'nde dikilip durmamn nedenine gelince; eskrim takmyla birlikte New York'tan daha yeni dnmtm ve eskrim takmnn lanet menajeri bendim. Byk i yani. O sabah McBurney Okulu ile eskrim karlamas yapmak zere New York'a gitmitik. Yalnz, karlaamadk. Kllarla birlikte tm takm taklavat lanet metroda unutmutum. Ama bu yalnzca benim hatam deildi. Durmadan kalkp o kahrolas haritaya bakmak zorundaydm, nerede ineceimizi anlamak iin. Sonuta, Pencey'e akam yemei saatinde dnecekken, iki otuzda dnm olduk. Dnerken takmdakiler trende beni aforoz ettiler. ok gln bir durumdu, bir bakma.Mata olmamamn bir baka nedeni de; bizim tarih retmeni Spencer"a veda etmeye gidiyor olmamd. Grip filan olmu, onu Noel tatili balayana dek bir daha gremeyeceimi dndm. Bir not yazp bana gndermi, eve gitmeden nce beni grmek istediini bildirmiti. Benim artk Pencey'e dnmeyeceimden haberi vard.Sahi, size sylemeyi unuttum; okuldan atlmtm. Drt dersten aktm ve kendimi derslere filan vermediim iin, Noel tatilinden sonra artk okula dnemiyecektim. alaym diye beni sk sk uyarmlard -zellikle de, ara snavlar srasnda, annemle babam bizim Thurmer'la grmeye geldiklerinde- ama ben yine de bo verdim. Pencey'de sk sk byle adam atarlar. Pencey'in akademik dzeyi baya yksektir. Gerekten de yksektir yani.Her neyse ite, Aralk ay filand, o rezil tepede hava, cad kar memesi gibi souktu. stmde ift tarafl giyilebilen pal-9

tom vard,eldiven filan da yoktu tabii. Bir hafta nce birileri odamdan devety paltomu, cebindeki ii krkl eldivenlerimle birlikte yrtmt. Pencey'de ortalk hrszdan geilmezdi Milletin ou acayip zengin ailelerden gehyordu, ama okul yine de byle araklarla doluydu. Bir okul ne kadar paha-hvsa orada o kadar ok hrsz olur -aka etmiyorum. Her neyse o manyak topun yannda km dona dona dikiliyor ve ma-ca'bakyordum. Yalnz, ma pek izlemiyordum. Orada yle taklmamn nedeni; kendimce bir eit veda duygusu yaamaya almamd. Birok okuldan, birok yerden ayrldm, ayrldm anlayamadm. Bundan nefret ediyorum. Ayrllarm ackl, hatta kt olabilir, ama bir yerden artk ayrlyorsam bunu anlamak istiyorum. Bunu anlamadnz zaman kendinizi daha kt hissediyorsunuz.ansm varm. Birden aklma bir ey geldi, bunun, oradan defolup gittiimi iyice anlamama epey faydas oldu. Birdenbire o gn hatrladm; ben, Robert Tichener ve Paul Campbell, hep birlikte idare binasnn nnde top koturuyorduk. yi ocuklard, zellikle Tichener. Akam yemeine az kalm ve d-arda hava iyice kararmt. Ortalk daha da karard, artk topu bile zor grebiliyorduk, ama kimse oyunu brakmak istemiyordu. Sonunda brakmak zorunda kaldk. Bay Zambesi, u biyoloji retmem, idare binasnn o penceresinden kafasn karm ve bize yatakhaneye gidip yemek iin hazrlanmamz sylemiti. Ama yine de, byle samalklar hatrlayarak, her ihtiyacm olduunda veda duygusunu yaayabilirdim -en azndan ou zaman. Ne yaayacaksam yaadktan sonra, tepenin te yanndan aaya, bizim Spencer'n evine doru komaya baladm. Kampste oturmuyordu. Evi Antony Wayne Cadde-si'ndeydi.Ana kapya kadar tm yolu koarak getim, sonra soluklanmak iin bir saniye durdum. iip kalrm byle, dorusunu isterseniz: her eyden nce, ok sigara iiyorum; yani iiyordum, iirtmiyorlar artk. Dahas, geen yl tam on alt buuk santim birden boy attm. Tberkloz filan kapmamn ve tm bu lanet ekap zmbrtlar iin buraya gelmemin nedeni de o zaten. Aslnda olduka salklymdr.10

Her neyse, soluklanr soluklanmaz koup 204. Sokaa getim. Her yer rezalet buz tutmutu, az kalsn yere kapaklanyordum. Neden kotuumu imdi bile bilmiyorum; sanrm canm ylesine komak istemiti. Karya geerken kendimi yok olu-yormuum gibi hissettim. Felaket souk, gnesiz, yoldan karya her geiinizde kendinizi yok oluyormusunuz gibi hissettiiniz o lgn akamstlerinden biriydi.Vay canna, bizim Spencer'n evine vardm an nasl zile saldrdm! Souktan donmutum. Kulaklarm sancyor, parmaklarm filan zor oynatabiliyordum. "Hadi, hadi," diye sylendim, barmamaya alarak. "An u kapy." Sonunda bizim Bayan Spencer kapy at. Hizmetileri filan yoktu, kaplarn kendileri aarlard. Fazla paralar yoktu."Holden!" dedi Bayan Spencer. "Seni grmek ne gzel! eri girsene yavrum! Neredeyse donacakmsn." Sanrm, beni grdne memnun olmutu. Beni severdi. Yani, ben yle sanyorum.Vay canna, apar topar nasl da ieri daldm! "Naslsnz Bayan Spencer?" dedim. "Bay Spencer nasl?""Paltonu alaym yavrum," dedi. Ona Bay Spencer' sorduumu duymamt. Kula biraz ar duyard.Paltomu holdeki dolaba ast. Elimle sam geriye doru svazladm. Sam sk sk alabros kestiririm, bylece pek taramak zorunda kalmyorum. "Naslsnz Bayan Spencer?" dedim yine, yalnz bu kez duyurmak iin biraz bardm."Ben mi?" dedi. "Ben iyiyim, Holden." Dolabn kapan rtt. "Sen naslsn, bakalm?" Soruundan, bizim Spencer'n ona okuldan atldm sylediim hemen anladm."yiyim," dedim. "Bay Spencer nasl? Rahatszl geti mi bari?""Holden, geti, ama artk iyice ey gibi olmaya balad. Ne gibi desem, bilemiyorum... erde odasnda, girebilirsin."11

Blm 2Her birinin ayr odalar filan vard. kisi de yetmi yalarndaydlar, belki de daha fazla. Acayip eylerden keyif alrlard; kukusuz, kkrk eylerden. Biliyorum, byle sylemem kabalk, ama ben o anlamda sylemiyorum. Yani, bu bizim Spen-cer hakknda epey dnmmdr; onun hakknda biraz fazlaca dnseniz hl ne halt etmeye yaadna siz de aardnz. Kamburu km, km bir haldeydi. Snfta, yere her tebeir drnde, n sradan birinin kalkp yerden tebeiri almas ve eline tututurmas gerekirdi. Felaket bir eydi bu, bence. Ama Spencer hakknda pek derin deil de, yle bir dndnz zaman, adamn kendi apnda hi de fena olmadn anlardnz. rnein, bir Pazar gn birka arkadala onlara kakao imeye gitmitik. Bayan Spencer'la birlikte Yellovvstone Park'tan satn aldklar o eski psk Navajo battaniyesini gstermiti bize. Battaniyeyi satn almakla duyduu mthi keyfi anlamamanz elde deildi. te, anlatmak istediim ey bu benim. Bu bizim Spencer gibi felaket yal herifler, bir battaniye satn aldk diye ite byle keyiften drt ke oluyorlar.Kaps akt, ama ben yine de tklattm, nazik olmak iin filan. Kap aralndan onu zaten grebiliyordunuz. Geni bir deri koltua oturmu, o szn ettiim battaniyeye sk skya sa-rnmt. Kapy tklattmda bana doru bakt. "Kim o?" diye haykrd "Caulfield? Gel olum." Snfn dnda hep byle haykrrd. Bazen adam sinir ederdi yani.12

Odaya girdiim an, buraya geldiime geleceime piman olmutum. Atlantic Monthly dergisini okuyordu. Ortalk haplardan, ilalardan geilmiyor ve her yer Vicks Burun Damlas kokuyordu. Ben hasta insanlardan pek holanmam. in daha da moral bozucu yan; bizim Spencer srtna o hazin, o sefil eski sabahln giymiti. Bu sabahl herhalde doduundan beri giyiyordu. Ben ihtiyar herifleri byle pijamal sabahlkl grmeyi de pek sevmem. O prsm, zavall barlar, bacaklar filan hep ortalktadr. htiyar heriflerin bacaklar, yani plajlarda filan, bembeyaz, tysz grnr hep. "Merhaba efendim," dedim. "Notunuzu aldm. Saolun." Bana o notu, bir daha okula dnmeyeceimi dnerek, kendisine uramam ve vedalamay istediini bildirmek iin yollamt. "Not iin zahmet etmeseydiniz. Ben zaten vedalamak iin urayacaktm.""Otur uraya, olum," dedi bizim Spencer. Yata gsteriyordu.Oturdum. "Gribiniz nasl oldu efendim?""Evladm, azck halim olsayd, doktor artacaktm." Bunu sylemek onu perian etmiti. Deliler gibi hrdayarak ksrmeye balad. Sonunda kendisini toparlad ve, "Sen niye maa gitmedin? Bugn o byk ma var sanyordum," dedi."Ma var, oradaydm. Yalnz, eskrim takmyla New York'tan daha yeni dndm." Vay canna, yatak ta gibiydi!Surat acayip ciddilemeye balad. Byle yapacan biliyordum zaten. "Demek bizden ayrlyorsunuz, ha?""Evet, efendim. Sanrm yle."Bu kez de, o kafa sallama illeti tuttu. Bu bizim Spencer kadar kafa sallayan birini hayatta grmemisinizdir. Kafasn byle, bir ey dnd iin mi, yoksa bandan kndan habersiz kyak bir ihtiyar olduundan m sallyor, hi anlayamazdnz."Dr. Thurmer sana ne dedi, olum? Sanrm, grtnz.""Evet. Grtk. Sanrm, iki saat kadar grtk odasnda.""E... ey, Hayatn bir oyun filan olduu gibi eyler. Yani, kplere filan binmedi. Durmadan, hayatn bir oyun olduunu syledi. Biliyorsunuz."13

"Hayat, tabii ki bir oyundur, evladm. Hayat, kurallara greoynanmas gereken bir oyundur."Oyunmu, kmn kenar. Oyun, yle mi? Tm aslarn bulunduu takmdaysan, oyun o zaman, tamam; kabul ederim. Ya teki takmdaysan, as oyuncu filan yoksa, oyunla ilgisi kalr m, bunun? Hi yani. Yok oyun moyun."Dr. Thurmer ailene yazd m?" diye sordu bizim Spencer."Pazartesi gn yazacakm.""Peki, sen ailene haber verdin mi?""Hayr, efendim. Henz haber vermedim, nk aramba gecesi eve gittiimde onlan zaten greceim.""Peki, duyunca ne yapacaklar dersin?""ey... Epey rahatsz olacaklar, tabii," dedim. "Gerekten rahatsz olacaklar. Bu, herhalde gittiim drdnc okul olacak." Kafam salladm. Ben kafam epey sk sallarm. "Vay canna!" dedim. Ben sk sk byle, "vay canna!" da derim. Bu, biraz azmn bozuk oluundan, biraz da, bazen yamdan kk biri gibi davrandmdan. O zaman on alt yandaydm, imdi on yedi oldum, ama bazen on yandaymm gibi davrandm da oluyor. ok gln bu, aslnda. nk boyum bir seksen dokuz ve samda aklar var. Gerekten var. Bamn bir yannda -sa yannda- milyonlarca ak sa var. ocukluumdan beri byle. Ama yine de ben hl on iki yandaymm gibi davranmaktan holanyorum. Herkes sylyor bunu, zellikle de babam. Bu biraz doru saylr, ama tmyle de doru deil. nsanlar bazen, bir eyin tmyle doru olduunu sanrlar. Ben byle eyleri pek sallamam, ama birileri bana yama uygun davranmam gerektiini sylediinde canm sklr. Bazen yama gre daha olgun davrandm da olur -ciddi sylyorum- ama buna kimse dikkat etmez, insanlar hibir eye dikkat etmiyorlar zaten.Bizim Spencer yine kafay sallamaya giriti. Bir yandan daninnimi kurcalyordu. Bunu sanki yalnzca burnunun ucunuskyormu gibi yapyordu, ama aslnda o koskoca baparma' Sanrm, bunu odada benden baka kim-se olmadndan yapyordu. Bo verdim, ama birinin karnzdaburun kartrmasn seyretmek ok irenti.14Daha sonra, "Birka hafta nce, Dr. Thurmer'la o grmeyi yaparlarken, ailenle tanma onuruna eritim. Harika insanlar," dedi.Harikaym. Bu szckten gerekten nefret ediyorum. Her duyduumda kusacam geliyor.Sonra birden, bana syleyecek iyi bir ey bulmu gibi oldu, yle uvaldz cinsinden. Koltuunda doruldu ve hafife yana dnd. Ama yanl alarm vermiti. Tm yapt Atlantic Monthly'yi kucandan alp yataa, benim yanma doru frlatmak oldu, ama tutturamamt. Be santim farkla yere dmt. Ayaa kalkp dergiyi yerden aldm ve yatan stne braktm. Sonra birden o rezil odadan defolup gitmek istedim. Felaket bir sylev ekmeye hazrlanyordu. Ne diyeceine pek aldrdm yoktu, ama ayn anda hem sylev dinlemeyi, hem Vicks Burun Damlas koklamay ve hem de pijamas ve sabahlyla Spencer' seyretmeyi canm hi istemiyordu.Syleve balad bile, iyi mi. "Olum, neyin var senin?" dedi bizim Spencer. Kendi apnda baya sertti hani. "Bu dnem ka dersten sorumluydun?""Be dersten, efendim.""Be dersten. Ka dersten kaldn, peki?""Drt." Yatan stnde km biraz oynattm. mrmde grdm en sert yatakt. "ngilizce'den getim ama," dedim. "nk, tm o Beowulf ve Lord Randal Olum Benim konularn Whooton Okulu'ndayken almtm. Yani, ngilizce iin pek sk almam filan gerekmedi, arada bir iki kompozisyon yazmak dnda."Beni dinlemiyordu. Siz konuurken pek dinlemezdi zaten."Seni Tarih'ten braktm, nk ksacas, kesinlikle hibir ey bilmiyordun.""Doru, efendim. Ah, ok doru. Sizin elinizden hibir ey gelmezdi.""Ama kesinlikle hibir ey," dedi yine. Bakn, buna ok kzarm. Yani, artk kabul etmisiniz, ne diye byle hl steleyip dururlar? Ardndan, nc kez syledi. "Ama kesinlikle hibir ey. Acaba Tarih kitabn btn dnem boyunca bir kez bile15

atn m, diye merak ediyorum. Atn m? Bana doruyu syle,olum.""ey, yani bir iki kez gz attm tabii," dedim ona. Onu incitmek istemiyordum. Tarih diye deli olurdu."Gz attn, ha?" dedi; baya ineleyiciydi. "Snav kdn surdaki ifonyerin stnde duruyor. Ktlarn en stndeki. Onu ltfen buraya getirir misin?"Ama bu byk adilikti. Yine de gittim, alp getirdim; zaten baka seeneim de yoktu. Betondan yataa oturdum yine. Yani, bu adamla vedalamaya geldiime nasl piman olduumu size anlatamam.Snav kdm dk filanm gibi tutuyordu. "4 Kasmdan 2 Arala kadar Msrllar konusunu ilemiiz," dedi. "Snavda serbest konulu makale sorusu iin bu konuyu sen semisin. Ne yazmsn, dinlemek ister misin?""Hayr efendim, pek istemiyorum," dedim.Ama yine de okudu bizimki. Bir retmen kafasn bir eye taktysa, onu durduramazsnz. lle de yapar yapacan."Msrllar, Afrika'nn kuzey blgelerinde yaam olan beyaz rktan bir kavimdir. Afrika, bilindii gibi, Dou Yarmkresindeki en geni anakaradr."Oturduum yerde bu zrvalar dinlemek zorundaydm. Gerekten ok adilikti bu yapt."Msrllar, bugn eitli nedenlerden dolay bizim iin olaanst ilgintirler. ada bilim adamlar, Msrllarn, llerin yzlerini rmesin diye bezle sararlarken ne gibi maddeler kullandklarn hl bulamamaktadrlar. Bu ilgin soru, ada yirminci yzyl bilimini srekli megul etmektedir."Okumay kesti ve kd nne koydu. Ondan nefret etmeye balamtm. "Yazdn makale, hadi yle diyelim artk, burada bitiyor," dedi o felaket ineleyici ses tonuyla. Byle ihtiyar bir herifin bu kadar ineleyici olabileceini filan hi ummazd-nz yani. "Ayrca, sayfann dibine bana hitaben bir de not dmsn," dedi."Evet, efendim," dedim. Bunu hzl hzl syledim, nk o notu yksek sesle bana okumaya balamadan onu durdurmak16

istiyordum. Ne gezer, onu durduramazdnz. Barut gibiydi mbarek."Sevgili Bay Spencer," diye yksek sesle okudu. "Msrllar hakknda bildiklerim bundan ibaret. Dersiniz ok ilgin, ama Msrllarla ok ilgilenmi gibi grnmek elimde deil. Zaten ngilizce dnda btn derslerden kaldm iin, sizin de brak manz bir ey deitirmeyecek. Sayglarmla, Holden Caulfi-eld." Kd brakt ve sanki beni pingpongda filan acayip tepelemi gibisine bana bakt. Bu zrvalklar bana byle okuduu iin onu balayabileceimi hi sanmyorum. O kendisi bana bunlar yazm olsayd, ben ona okumazdm -gerekten okumazdm-. Bir kere, ben o lanet notu ona yalnzca, beni aktrd iin zlmesin diye yazmtm."Seni braktm iin beni ayplamyorsun, deil mi, evladm?""Hayr, efendim. Kesinlikle hayr," dedim. Bana byle durmadan "evladm" deyip durmasa ne iyi olacakt.Snav kdm yatan stne frlatmay denedi. Yalnz, yine tutturamad tabii. Yine ayaa kalkmak, kd yerden almak ve Atlantic Monthly'nin stne koymak zorundaydm. ki dakikada bir ayn eyi yapmak ok skyordu insan."Sen benim yerimde olsan ne yapardn?" dedi. "Doru syle bana, evladm."Beni aktrd iin ok fena dertlendiini anlyordunuz. O zaman ben de biraz dalga geeyim dedim. Ona gerek bir geri zekl olduumu, ite bunun gibi zrvalar syledim. Onun yerinde olsaydm, aynsn benim de yapacam, retmenliin ne kadar zor bir ey olduunu kimsenin bir trl anlamadn syledim. Bu gibi zrvalar ite. Hep bildiiniz palavralar yani.in gln yan; bir yandan byle palavra skarken, bir yandan da baka bir ey dnyordum. Ben New York'lu-yumdur. Central Park'taki gl dnyordum, u Gney Central Park'taki yapay gl. Gl donup buz tuttuunda, rdeklerin nereye gittiini merak ediyordum. Acaba, biri kamyonla gelip onlar hayvanat bahesi gibi bir yerlere filan m gtryordu, yoksa kendileri mi uup gidiyorlard?17

Ne ansl bir adamdm. Yani, ayn anda hem bizim Spen-cer'a palavra skyor, hem de parktaki rdekleri dnebiliyordum Ama bu ok glnt. Bir retmenle ene alarken kendinizi fazla zorlamanza gerek yoktur. Ama, ben palavra skarken birden szm kesti. Zaten hep insann szn keserdi."Tm bunlar hakknda neler hissediyorsun, olum? ok isterdim bilmeyi. ok isterdim.""Pencey'den atlmam hakknda filan m, diyorsunuz?" dedim. imden o porsumu barn rtmek geti. Manzaras pekgzel deildi."Yanl hatrlamyorsam; Whooton'da ve Elkton Hills'te de biraz zorluk ekmisin." Artk ineleyici olmaktan km, terbiyesizlemeye balamt."Elkton Hills'te fazla bir glk ekmi deilim," dedim ona. "Oradan pek atlm filan da saylmam. Ben kendim ayrldm; yle diyelim.""Neden ayrldn, sorabilir miyim?""Neden mi? ey, anlatmas ok srer imdi." Her eyi olduu gibi ona anlatmak istemedim. Zaten anlamazd da. Kafas almazd byle eyleri. Elkton Hills'ten ayrlmamn en byk nedenlerinden biri, ortalkta bir sr sahtekrn olmasyd. Hepsi de kapdan kovsanz bacadan giren yzsz heriflerdi. Szgelimi, u mdrleri Bay Haas vard. Hayatmda grdm en sahtekr herifti. Bu bizim Thurmer'dan belki on kat daha rezildi. Pazar gnleri, rnein, herkesin ailesi okula ziyarete geldiinde el skmaya kard. Acayip sevimli havalara filan girerdi. Ama sakn, bir ocuun biraz gln grnml anne babas gelmi olmasn. Oda arkadamn ailesine yaptklarn bir grmeliydiniz. Yani, ocuun annesi biraz iman, ya da klksz filansa, veya babasnn srtndaki ceketin omuzlan ok bol, sarkyorsa, ya da ayanda o rk siyah beyaz ayakkablardan varsa, bizim Haas gelip yalnzca ellerini skar ve annda bir bakasnn ailesine geer, onlarla belki yarm saat konumaya dalard. Ben byle samalklara hi dayanamyorum. Fena bozuluyorum. Bu gibi eyler beni yle bunaltyor ki deli gibi oluyorum O lanet Elkton Hills'ten nasl da nefret etmtim.18

Bizim Spencer bana bir ey sordu ardndan, ama ne dediini anlayamadm. Haas' dnyordum. "Ne, efendim?" dedim."Pencey'den ayrldn iin zgn msn?""Eh, biraz zlyorum elbette. Tabii... Ama ok deil. Yani, daha henz kafama dank etmedi galiba. Byle eylerin kafama dank etmesi biraz zaman alyor. imdilik yalnzca aramba gn eve gitmeyi dnyorum. Kafaszn tekiyim ben.""Olum, gelecein hakknda hi mi dncen yok?""ey, elbette baz dncelerim var. Tabii var." Biraz dndm. "Ama pek fazla yok, sanrm. Pek yok, sanrm.""Olacak," dedi bizim Spencer. "Olacak, evladm. lerde yle ok dncen olacak ki, ama i iten gemi olacak."Byle konumas hi houma gitmedi. Sanki lmm filan gibi. ok moral bozucuydu bu szleri. "Olur herhalde," dedim."O kafana bir eyler sokmaya alyorum, evladm. Sana yardm etmeye alyorum. Sana elimden geldiince yardm etmeye alyorum."Gerekten de alyordu. Bunu aka grebiliyordunuz. Ama, ikimiz ok zt kutuplardaydk, hepsi o kadar. "Sizi ok iyi anlyorum, efendim," dedim. "Saolun. aka demiyorum. yiliinizi gerekten takdir ediyorum." Sonra, yataktan kalktm. Yani, leceimi bilsem, o yatakta on dakika daha oturamazdm. "Gitmek zorundaym. Spor salonunda eve gtrmem gereken bir sr teberim var. Gerekten." Ban dorultup bana bakt ve yine kafasn sallamaya balad, yznde yine o ok ciddi ifade vard. Birden, ona felaket acdm. Ama byle zt kutuplarda filan, bir ey frlattnda yata tutturamadn ve o sefil barn gre gre, Vicks Burun Damlas'nn o gripli kokusunu koklaya koklaya burada daha fazla kalamazdm. "Bakn, efendim. Siz benim iin zlmeyin," dedim. "Sahi sylyorum. Dzelirim. Yalnzca, bir dnemden geiyorum. Herkes byle dnemlerden geer, deil mi?""Bilmiyorum, evladm. Bilmiyorum."Biri bana byle karlk verdi mi, kzarm ama. "Tabii, tabii. Herkes geer," dedim. "Sahi sylyorum, efendim. Ltfen benim iin zlmeyin." Elimle omzuna dokundum. 'Tamam m?" dedim.19

"Gitmeden nce bir fincan kakao almaz mydm? BayanSpencer-""Gerekten isterdim. Ama gitmeliyim. Hemen spor salonuna gitmem gerek. ok saolun, efendim."Sonra el sktk. Ve daha bir sr zrvalk. Kendimi felaket kt hissediyordum."Size yazarm, efendim. Kendinize iyi bakn.""Gle gle, evladm."Kapy kapatp salona doru yrrken arkamdan bararak bir ey sylediini iittim, ama ne dediini anlayamadm. Eminim, bana, "yi anslar!" filan demitir. Ama, umarm dememitir. Umarm o lanet sz sylememitir. Ben kimsenin ardndan, "yi anslar!" diye barmam. O ne korkun bir szdr, bir dnrseniz.20

Blm 3Hayatta karlaabileceiniz en felaket yalanc benimdir herhalde. Rezalet bir ey. Yani, bir dergi almak iin gazeteciye gidiyorken bile, biri bana rastlayp nereye gittiimi sorsa, gzm krpmadan operaya gittiimi sylerim. Felaket bir ey. Bizim Spencer'a spor salonundan teberimi almaya gideceimi sylerken de palavra atyordum. Ben o spor salonunda gnahm bile brakmazdm.Pencey'de, yeni yatakhaneler blmndeki Ossenburger Ba ad verilen kanatta kalyordum. Bu kanatta ler ve drtler kalrd. Ben teydim. Oda arkadam drdnc snftayd. Buraya, Pencey'de okumu, Ossenburger denen bir herifin ad verilmiti. Adam, Pencey'i bitirdikten sonra giritii l kaldrma iinden ynla para kapmt. Her yere bir sr cenaze dkkn am; ailenizden biri ldnde, be kt verdiniz mi, onu gmdrebiliyormusunuz. Ama, bizim Ossenburger' bir grmeliydiniz. Milleti gmyorum diye, herhalde uvala tkp denize filan atyordur. Neyse ite, Ossenburger Pencey'e bir yn para saym, onlar da bu kanada onun adn vermiler. Yln ilk futbol manda, herif o koskoca lanet Cadillac'yla kapya dayanmt, biz de ona tribnlerden imendifer ekmitik -sevgi gsterisi yapmtk yani-. Ertesi sabah o da bize kilisede bir sylev ekmiti ki, on saat filan srmt. Srf nasl da kendi halinde biri olduunu anlayalm diye, nce elli tane bayat fkra sralad. ok nemli konu yani. Sonra kalkt, bize, ba derde girince filan nasl hi utanmadan diz kp Tann'ya dua21

ettiini anlatmaya balad. Bize daima Tanr'ya dua etmemizi syledi -O'nunla konuacakmz- nerede olursak olalm. sa'y ahbabmz gibi filan dnmeliymiiz. Bize kendisinin sa'yla nasl konutuunu anlatt. Araba kullanrken bile konu-urmu te buna bitmitim. Bu sahtekr herifin, arabasn birinci vitese alrken sa'dan daha bol ceset dilemesini gzmn nne getiriyorum. Ama bu sylevin tam ortasnda harika bir ey oldu. Ossenburger tam bize ne kyak, ne bitirim bir herif olduunu filan anlatrken, nmdeki srada oturan Edgar Mar-salla adl ocuk cart diye yellenmez mi! Byle, kilisenin ortalk yerinde filan, bu ok ayp bir eydi, ama felaket glnt. Ah, Marsalla, ah! Herif neredeyse aty havaya uuracakt. Kimse pek yle sesli filan glmedi. Bizim Ossenburger de hi duymam gibi yapt. Ama Thurmer, bizim mdr, krsde Ossenbur-ger'n yannda oturuyordu ve onun duyduu belli oluyordu. Vay canna, bizim mdr fitil olmutu! Orada hibir ey demedi, ama ertesi gece hepimizi idare binasndaki zorunlu etd salonuna toplad ve bize orada sk bir sylev ekti. Kilisede byle terbiyesizlikler yapan bir ocuun Pencey'de okumaya lyk olmadn syledi. Thurmer konuurken, bizim Marsalla'y bir tane daha koyversin diye gaza getirmeye altk, ama havasnda deildi ocuk. Ya, ite byle. Pencey'de kaldm yer, diyordum. Bizim Ossenburger Ba Kanad, yeni yatakhaneler blmnde.Yal Spencer'n yanndan ayrldktan sonra odama dnmek gzeldi; herkes matayd ve her naslsa, oda scackt. Pek keyiflendim. stm soyundum, boyunbam kardm, gmleimin yakasn atm, sonra kafama New York'tan satn aldrm apkay giydim. O krmz apkalardand, hani u siperi ok ok uzun olanlardan. O lanet kllar kaybettiimin farkna vardktan hemen sonra, ocuklarla metrodan ktmzda bir spor maazasnn vitrininde grmtm. Yalnzca bir papele kapmtm apkay. Siperini ters evirip yle giydim. Dorusu, ok bayat bir numarayd, ama byle giymek ok houma gidi-yordu Yan, yakyordu. Sonra, okuduum o kitab alp koltu-uma oturdum. Odada iki koltuk vard. Biri benimdi, br de arkadam Ward Stradlate'n. Koltuklarn kollar, gelen gi-22

den stne oturduundan berbat durumdayd, ama rahat kol tuklard.Yanllkla ktphaneden aldm u kitab okuyordum. Bana yanl kitap vermilerdi, ben de odama gelinceye kadar fark etmemitim. Bana, Isak Dinesen'n Afrika'nn Dnda adl kitabn vermilerdi. nce, ortal kokutacak filan sandm, ama hi de yle kmad. ok iyi bir kitapt. Olduka cahilim-dir, ama epey okurum. En sevdiim yazar aabeyim D.B.'dir, ondan sonra en ok Ring Landner' severim. Aabeyim, ben Pencey'de okula balamadan nce, doumgnmde bana Ring Landner'n bir kitabn armaan etmiti. Kitapta u ok gln, lgn oyunlardan vard, bir de srekli olarak ar hz yapan o irin kza k olan bir trafik polisinin yks. Yalnz, evliydi polis. Bu yzden kzla evlenemiyordu. Sonunda, kz srekli hz yaptndan lyordu. Buna bitmitim. Bir kitapta en houma giden ey, en azndan, arada bir gln eyler olmasdr. Bir sr klasik okudum, Yuvaya Dn filan gibisinden, severim o kitaplar. Sava zerine eyler, polisiye romanlar filan, ama bunlar beni pek amyor. Bir kitab okuyup bitirdiiniz zaman, bunu yazan keke ok yakn bir arkadam olsayd da, canm her istediinde onu telefonla arayp konuabilseydim diyorsanz, o kitap bence gerekten iyidir. Ama ylesi pek bulunmuyor. Isak Dinesen'a telefon etmekten ekinmezdim. Ring Landner'a da, ama D.B. bana onun lm olduunu syledi. Somerset Maug-ham'nn Hayat Hznleri kitabn ele alalm. Onu geen yaz okudum. Olduka iyi bir kitap, ama Somerset Maugham'ya telefon etmek filan istemem. Telefon etmek isteyebileceim biri deil o, hepsi bu yani. Bizim Thomas Hardy'e telefon etmeyi ye tutarm. Onun o Eustacia Vye'n ok severim.Her neyse, yeni apkam kafamda, oturmu, Afrika'nn D-nda'y okumaya balamtm. Aslnda kitab daha yeni bitirmitim, ama baz yerlerim bir kez daha okumak istiyordum. Henz sayfa okumutum ki, du perdelerinin oradan birinin geldiini iittim. Dnp bakmadan bile, kim olduunu anladm. Gelen Robert Ackley'di, u bize bitiik odada kalan herif. Bizim kanatta her iki odaya bir du dyordu, bizim Ackley de gnde seksen be kez gelip paldr kldr odaya dalard.23

Tm yatakhanede benden baka maa gitmeyen herhalde bir tek o vard Bir yere gittii de hi grlmemiti zaten. ok aca-vip bir herifti. Son snftayd, drt yln hepsini Pencey'de geirmiti Hi kimse onu, "Ackley" dnda bir adla armazd. Kendi oda arkada Herb Gale bile ona "Bob" veya "Ack" bile demezdi. Bu herif evlenecek olsa, kendi kars bile ona "Ackley" derdi herhalde. ok uzun boylu -bir doksan - dk omuzlu, berbat dileri olan bir herifti. Bitiik odalarda kaldmz tm sre boyunca onu bir kez bile di fralarken grmedim. Az yosun tutmu gibi berbat grnrd, yemekhanede azna patates, bezelye filan tktrdnda grseniz kusacak gibi olurdunuz. Bundan baka, bir de sivilceleri vard. ou ocuklarda olduu gibi yalnzca alnnda veya enesinde olsa yine iyi, surat olduu gibi sivilcelerle kaplyd. Bununla da kalmyordu, felaket bir kiilii vard. Biraz terbiyesiz bir herifti. Dorusu bu ya, ondan pek holanmyordum.Hemen koltuumun ardnda olduunu, du eiinin stnde durup, Stradlater ierde mi diye bakmdn hissedebiliyordum. Stradlater'dan mthi nefret ederdi, eer odada o varsa ieriye admn bile atmazd. Neredeyse herkesten nefret ederdi yani.Du eiinden aaya inip odaya girdi. "Selam," dedi. Sanki felaket sklm, felaket yorulmu gibi sylerdi bu sz. Sizi grmeye geldiini filan dnmenizi istemezdi. Sanki yanllkla geldiini sanmanz isterdi, Tanr akna.Ben de, "Selam," dedim, ama bam kitaptan kaldrmadan. Ackley gibi bir herif geldiinde banz kitabnzdan bir kaldrdnz m, iiniz bitik demektir. Aslnda yine de iiniz bitiktir ya, banz hemen kaldrmamsanz iflahnz kesmesini belki biraz geciktirebilirsiniz.Odada dolamaya balad, yle ar ar, her zamanki gibi; masanzn, dolabnzn stndeki teberinizi alp bakacak, gelip byle teberinizi kurcalard hep. Yani, bazen sinir ederdi adam. "Eskrim ii ne oldu?" dedi. Kitab elimden braktrmaya, keyfim, karmaya alyordu. "Biz mi kazandk, onlar m? dedi."Hi kimse kazanmad," dedim. Bam kaldrmadan, tabii.24

"Ne?" dedi. Sznz yineletmeden yapamazd."Hi kimse kazanmad," dedim. Baucu dolabmn stnde ne kurcalyor diye gizliden bir bak frlattm. O zamanlar New York'ta ktm, Sally Hayes denen u kzn resmine bakyordu. Resmi oraya koyduumdan beri en az be bin kez alp bakmt herhalde. i bittiinde de resmi baka bir yere brak-masa olmazd. nadna yapyordu. Anlyordunuz."Hi kimse kazanmad m?" dedi. "Nasl yani?"'O lanet kllarla teberiyi metroda brakmm." Suratna bakmyordum."Metroda ha, aman Tanrm! Yani onlar kaybettin, yle mi?""Yanl metroya binmiiz. Durmadan kalkp, duvardaki o lanet haritaya bakmak zorundaydm."Yanma gelip m kesti. "Hey," dedim. "Geldiinden beri, ayn cmleyi belki yirmi kezdir okuyup duruyorum."Bu lanet sz herkese dokunurdu da, bizim Ackley'e hi dokunmazd. Ona bir ey sylenmemiti sanki. "detirler mi dersin, ha?" dedi."Bilmiyorum. Umurumda da deil. Ackley, olum, otursan filan, ha? Im kesiyorsun." Ona, "Ackley, olum," demenizden hi holanmazd. Ben on alt yandaym, kendisi de onse-kiz yanda diye, bana hep, "Olum," derdi. Ama ben ona, "Ackley, olum," dedim mi, fena bozulurdu.Orada dikilmeyi srdrd. Inzdan ekilmesini istediiniz halde ekilmemekte srar eden trden heriflerdendi. Sonunda ekilecekti, ama bunu siz istediniz mi biraz zaman alrd. "O okuduun lanet ey ne?" dedi."Lanet kitap ite."Eliyle kitab itip kapana bakt. "yi mi bari?" dedi."Bu okuduum cmle mkemmel." Havamda olursam, epey ineleyici olabilirim yani. Ama ne gezer, anlamamt bile. Odada yine dolanmaya, bana ve Stradlater'a ait teberileri kurcalamaya balad. Sonunda kitab yere braktm. Ortalkta Ackley gibi bir herif dolamaya balamsa kitap mitap okuyamazdnz artk. Olanak yoktu buna.Koltua iyice gmldm ve bizim Ackley'in odada nasl keyif attn seyrettim. Bu New York gidi gelilerinden biraz25

yorulmutum, esnemeye baladm. Sonra, biraz grgr geeyim dedim. Bazen epey grgr eyler yaparm can skntsndan Kafamdaki apkann siperini ne getirdim, ardndan siperlii burnuma kadar indirdim. Bu durumda hibir ey gremiyordum. "Galiba kr oluyorum," dedim bouk bir sesle. "Canm anneciim, her yer nasl da kararyor burada.""Sen tksn, yemin ederim," dedi Ackley."Canm anneciim, uzat elini bana. Niye uzatmyorsun bana elini?""Tanr akna, bysene artk."Oturduum yerde kr bir herif gibi elimi ne uzatp evreyi yoklar gibi yaptm. Durmadan, "Canm anneciim, niye uzatmyorsun bana elini," diyordum. Yalnzca kafa buluyordum, tabii. Bazen byle zrvalklar yapmak ok houma gider. Ayrca, Ackley'nin bundan dehetli rahatsz olduunu da biliyordum. Ona kar iimden sadistlik etmek gelirdi. Sk sk sadistlik ederdim byle ona. Ama sonunda kestim girgin. apkamn siperini yine geriye evirdim, arkama yaslandm."Bu kimin?" dedi Ackley. Elinde oda arkadamn dizliini tutmu, bana gsteriyordu. Bu Ackley denen herif her eye el atard. Donunuza bile el atard yani. Stradlater'n olduunu syleyince, dizlii Stradlater'n yatana frlatt. Stradlater'n baucu dolabnn stnden ald eyi, kalkm, yatan stne atyordu.Bu kez de yanma geldi ve Stradlater'n koltuunun koluna iliti. Gelip bir koltua adam gibi oturmazd. Hep byle koluna tnerdi."Hangi cehennemden aldn bunu?" dedi."New York'tan.""Kaa?""Bir papele.""Kazklamlar seni." Bir kibrit pyle trnak ilerini temizlemeye koyuldu. Hep byle trnaklarn temizlerdi. Bir ba-kma ok glnt bu. Herifin dileri yosun tutmu gibiydi, kulaklar rezalet kirli, olurdu hep, ama o durmadan trnaklarn, termzlerdi. Herhalde, trnak temizlemekle temiz bir herif filan olduunu sanyordu. Temizliini yaparken kafamdaki apkaya26bir daha bakt. "Bizim oralarda bu apkalar geyik avlarken giyeriz, Tanr akna," dedi. "Geyik avlama apkas bu.""yledir, lanet olsun." apkay karp baktm. Bir gzm ksp apkaya nian alr gibi yaptm. "Bu, adam avlama apkas," dedim. "Bununla adam avlyorum ben.""Atldndan evdekilerin haberi var m?""Yok.""Stradlater hangi cehennemde?""Mata. Bir kzla." Esnedim. Durmadan esniyordum. Her ey bir yana, oda ok scakt. Adam uyutuyordu. Zaten bu Pencey'de insan ya souktan, ya da scaktan ldrrlerdi."Muhteem Stradlater," dedi Ackley. "-Hey, makasn bir saniye versene, ha? Burda m?""Hayr, bavulda. Ta dolabn stne kaldrdm.""Bir saniye indiriver, ha?" dedi Ackley. "Bir eytan trna km, onu keseceim."Bir eyi bavulla birlikte ta dolabn stne kaldrm olmanz umurunda filan deildi. Kalktm, yine de kardm makas. Ama neredeyse geberiyordum. Dolabn kapan atm an, Stradlater'n tenis raketi -kalbyla birlikte- kt diye tepeme inmez mi! Felaket canm yand. Ackley az kalsn lyordu ama. Balad kih kih glmeye. Bavulu indirip, makas karana kadar durmadan gld. Byle eyler -birinin kafasna bir ta yemesi filan- acayip iini gcklard Ackley'nin. "Felaket bir mizah duygusu var sende, Ackley olum," dedim ona. "Haberin var m bundan?" Makas eline tututurdum. "Gel, senin menajerin olaym. Seni u radyoculuk iine sokaym." Gidip koltuuma oturdum, o da balad hdk trnaklarn kesmeye. "unu masada filan yapsan, olmuyor mu?" dedim. "Masann stnde kessene. Gece plak ayakla o pis trnaklarna m basalm yani?" Ama yine de, trnaklarn yere dre dre kesmeyi srdrd. Ne terbiyesizlikti ama. Bu kadar olur yani."Kim bu Stradlater'n kt kz?" dedi. Byle, Stradlater kiminle kyor diye srekli izlerdi, hem de Stradlater'dan mthi nefret ettii halde."Bilmiyorum. Niye soruyorsun?"27

"Hi ite. Vay canna, o orospu ocuuna dayanamyorum. Dayanamyorum o orospu ocuuna.""Ama o seni ok seviyor. Stradlater senin ok kyak bir herif olduunu dnyor," dedim. Grgr geerken, byle, millete kyaksn filan derim. Can skntsndan kurtuluyorum by-"Herif hi durmadan stnlk havas basyor," dedi Ack-ley. "O orospu ocuuna dayanamyorum. Sanki kendisini-""Hey, trnaklarn masann stnde kessen olmaz m?" dedim. "Elli kez syledik sana, deil-""Herif durmadan stnlk havas basyor," dedi Ackley. "O orospu ocuunun akll bile olduunu hi sanmyorum. O kendisini yle sanyor. Kendisini dnyann en-""Ackley! Tanr akna! Ltfen u pis trnaklarn masann stnde kessene yahu. Elli kez syledik sana."Neyse, trnaklarn masada kesmeye balad, i olsun diye. Ona ancak bara ara bir ey yaptrabilirdiniz.Bir sre onu seyrettim. Sonra ona, "Stradlater'a fitil olmann nedenim biliyorum," dedim. "Sana arada bir dilerini fralaman syledi diye kzyorsun ona. Niyeti seni aalamak deildi ki, byle szlanp duruyorsun. Belki adam gibi sylemedi ama niyeti seni aalamak deildi. Arada bir diini fralasan daha dzgn grnrsn, kendini daha iyi hissedersin, demek istemiti.""Diimi fralyorum ben. Brak imdi bunlar.""Hayr, fralamyorsun. Gryoruz ite, fralamyorsun." Bu son szleri efendice sylemitim. Ona acmtm bir bakma. Tabii, birinin byle kalkp size diinizi fralamanz sylemesi pek ho bir ey deildi. "Stradlater iyidir. Fena ocuk deildir," dedim. "Onu tanmyorsun, tek sorun da bu."_ "Ben yine de, o bir orospu ocuudur, diyorum. Kendini beenmi bir orospu ocuu o.""Kendini beenmite, ama baz konularda ok cmerttir. Gerekten," dedim. "Bana bak, diyelim ki Stradlater'n boyun-bag, houna gitti. Diyelim ki, boynundaki boyunba acayip houna gitti; rnek olsun diye sylyorum sana. Ne yapar sence. Herhalde karp hemen sana verir. Gerekten verir. Veya28

-ne yapar, biliyor musun? Getirir yatann stne filan brakr. Ama o lanet boyunban kesinlikle verir sana. Bence hi kimse-""Ne yani?" dedi Ackley. "O kadar param olsa, ben de veririm tabii.""Hayr. Vermezsin." Kafam salladm. "Hayr, Ackley olum, sen vermezsin. O kadar paran olsa, sen dnyann en-""Bana, 'Ackley olum,' demeyi kes, lanet olsun. Ben senin rezil baban olacak yataym.""Hayr, deilsin." Yahu, bu herif bazen adam ileden karrd. Kendisinin on sekiz, sizin de on alt yanzda olduunuzu hatrlatma frsatn hi karmazd. "Her eyden nce, seni o lanet aileme kabul bile etmezdim," dedim. "O zaman bana yle-"Birden kap ald, bizim Stradlater hmla ieri dald. ok acelesi vard. Zaten her zaman acelesi olurdu. Yanma geldi ve iki yanama akacktan birer tokat att. nsan byle ok rahatsz edici eyler de yapard yani. "Dinle," dedi. "Bu akam bir yere kyor musun, zel bir ey var m?""Ne bileyim? Olabilir. Darda neler oluyor; kar m yayor, yoksa?" Paltosu kar iindeydi.'Evet. Dinle. Bu akam zel bir ey yoksa, bana u kpek dii desenli ceketini verir misin?" "Ma kim ald?" dedim."Daha ancak yar oldu. Biz kyoruz," dedi Stradlater. "Hadi, grgr geme de, bu gece kpek dii ceketini giyecek misin, giymeyecek misin, sen onu syle. Benim gri flanelin stne bir eyler dkld.""Giymeyeceim, ama o lanet omuzlarnla filan geniletmeni istemiyorum," dedim. Aslnda ayn boydaydk, ama kilosu yaklak benim iki katm gelirdi. ok geni omuzlan vard."Geniletmem, sz." Telala dolaba gitti. "N'aber, olum Ackley?" dedi Ackley'e. En azndan canayakn bir herif saylrd bu Stradlater. Biraz sahtekrca bir canayakmlkt belki, ama en azndan Ackley'e merhaba filan derdi.Stradlater Ackley'e "N'aber olum," deyince, o da ona bir eyler mrldand. Elinden gelse, karlk vermezdi ya, en azn-

29

dan bir eyler mrldanmayacak kadar bile cesareti yoktu Ack-ley bana dnd, "Ben gideyim artk.Sonra grrz," dedi. "Tamam," dedim.Ackley odanzdan gidiyor diye pek dezlmezdiniz yani.Bizim Stradlater stn ban soyunmaya, boyunban filan karmaya balad. "Sanrm, abucak bir tra olmam ge-rek,"dedi.Olduka grd Stradlater'n sakal. Gerekten grd. '"Nerde senin kz?" dedim."Ek binada beni bekliyor." Tra takm, ve havlusu koltuunun altnda odadan kt. Gmleksiz filan. Ortahk a byle hep st plak dolard. Kendisini acayip yakkl buluyordu. Ama gerekten de yleydi. Kabul etmek gerek.

30

Blm 4Yapacak bir iim yoktu, ben de kenefe indim. Stradlater tra olurken, onunla ene aldk. Herkes hl mata olduundan kenefte ikimizden baka kimse yoktu. erisi cehennem gibi scakt, btn camlar buulanmt. Hepsi duvar boyunca dizili on kadar lavabo vard. Stradlater ortalardaki lavabolardan birindeydi. Onun yanndaki bir lavaboya da ben oturdum ve souk su musluunu ap kapamaya baladm; asabi bir alkanlk ite. Stradlater tra olurken slkla Song of India'y alp duruyordu. yi slklarn bile zor karaca Song of India, ya da Slaughter on the Tenth Avenue gibi paralar byle kulak tr-malaya trmalaya, bozukdzen ttrmeye alrd. arknn gerekten de iine ederdi yani.Ackley'nin nasl pasakl bir herif olduunu anlatmtm, hatrladnz m? Bizim bu Stradlater da pasaklyd, ama onunki baka trlyd. Stradlater, daha ok, gizli trden bir pasaklyd. Hep yakkl grnrd bu Stradlater, ama szgelimi, tra olduu o makineyi bir grmeliydiniz. Makine pas iindeydi, sabun artklar, kllar ve kalntlarla doluydu. Hi temizlemezdi makineyi. Hazrlanmas bittiinde hep prl prl, bakml grnrd, ama yine de, ne gizli bir pasakl olduunu anlardnz onun nasl hazrlandn seyredince. Kendisine deliler gibi k olduundan byle bakml grnmelere nem veriyordu. Bat yarmkresinin en yakkl erkei sanyordu kendisini. Olduka yakklyd da; kabul etmek gerek yani. Ailenizdekilerin, okul yllnda resmim grp de hemen, "Kim bu ocuk?" diye31

soracaklar cinsten bir yakkllkt onunkisi. Stradlater, daha ok okul yll yaklks trnden br herifti. Penceyde Stradlater'dan daha yakkl olduunu duundugum bir sr herif tanyordum, ama okul yllndaki resimlerine br baksa-nz pek de yakkl grnmezlerdi. Koca burunlu ve kepe ku-lakl kard resimleri. ok rastlammdr bu duruma.Her neyse, Stradlater'n bitiiindeki lavaboya oturmu, suyu ap kapatyordum. Kafamda hl krmz avc apkam duruyordu, siperi arkaya evrili. O apkadan acayip holan-mtm. "Hey," dedi Stradlater. "Bana buyuk br iyilik yapar msn?""Ne?" dedim, pek isteksiz. Sizden hep byk bir iyilik yapmanz isterdi. Bu ok yakkl veya kendisini gerekten bir ey sanan herifler, kalkp durmadan onlara byle byk bir iyilik yapmanz isterler. Tabii, kendilerine felaket k olduklarndan, sizin de onlar iin deli olduunuzu, ya da onlara bir iyilik yapabilmek iin can attnz filan sanrlar. Gln bir ey yani."Bu akam dar kyor musun?" dedi."Belki karm, belki kmam. Bilmiyorum. Neden sordun?""Pazartesiye Tarih dersi iin yz sayfa kadar okumam gerek," dedi. "ngilizce dersi iin bana bir kompozisyon yazar msn? Pazartesiye o lanet eyi yetitiremezsem, bam belaya girecek. Onun iin sormutum. Ne dersin?"ok ironik bir durumdu. Hem de ok."Ben bu lanet okuldan atlm gidiyorum, sen kalkm benden lanet bir kompozisyon yazmam istiyorsun." dedim."Evet, biliyorum. Ama, yazmazsan bam belaya girecek. Arkadalk nerde kald, ha? Nerde kald ahbaplk? Tamam m?" Ona hemen karlkk vermedim. Stradlater gibi namussuzlar byle bolukta brakmak iyidir "Ne zerine?" dedim.Ne olursa. Bir eyleri tanmlayacaksn ite. Bir oda. Ya da vir ev veya eskiden yaadn bir ey; bilirsin ite. Bir eyi anlat

32

da, istersen cehennemin dibi olsun." Bunu bana sylerken de acayip acayip esnedi. Ki, beni felaket hasta eder byle esnemeler. Yani, hem birinden sizin iin lanet bir iyilik yapmasn istiyorsunuz, hem de herifin suratna kar esniyorsunuz. "Ama ok da iyi olmasn, ha," dedi. "u Hartzell denen orospu ocuu senin hem ngilizcede acayip iyi olduunu, hem de benimle ayn odada kaldn biliyor. Yani, pek yle noktalar, virglleri yerli yerine oturtturacam diye urama."Buyrun ite; bu da beni acayip hasta eder yani. Siz kompozisyon yazmada iyisinizdir, birileri de kalkar, byle noktalardan, virgllerden sz eder. Stradlater bunu hep yapard zaten. Kendisinin yalnzca noktalan virglleri yanl yerlere koyduundan kompozisyonda iyi olmadn sanmanz isterdi. Bu bakmdan Ackley gibiydi biraz. Bir kez Ackley'le bir basketbol manda yanyana oturmutuk. Bizim takmda Hovvie Coyle denen o felaket oyuncu vard, oyun alannn tam ortasndan, potaya bile dedirmeden say yapard ocuk. Ackley btn ma boyunca Coyle'un basketbol iin mkemmel bir fizie sahip olduunu sylemi durmutu. Tanrm, bu zevzekliklerden nasl da nefret ederim.Bir sre sonra lavabonun stnde oturmaktan skldm, aaya atlayp bir iki adm tede step dans yapmaya baladm, grgr olsun diye. Aslnda step dans filan bilmem, ama kenefin zemini tatand, yani step dans iin ok uygundu. Filmlerdeki o heriflerden birini taklit etmeye baladm. u mzikallerden birinde kmt hani. Filmlerden gnahm gibi nefret ederim, ama onlar taklit etmek houma gider. Bizim Stradlater tra oluyor, bir yandan da beni seyrediyordu. Tek eksiim seyircidir. Bendeniz acayip gstericiyimdir. "Ben lanet Valinin oluyum," dedim. Kendimi perian ediyor, szde step dans dktryordum. "Babam benim step danss olmam istemiyor. Oxford'a gitmemi istiyor. Ama, step dans benim lanet kanma ilemi." Stradlater gld. Mizah duygusu fena saylmazd. "Zigfried Follies'in al gecesindeyiz." Soluum giderek daralyordu. ierim byle ite. "Ba oyuncu devam edemiyor. Ayya herif. Onun yerine kimi karacaklar imdi? Kimi olacak, beni tabii. Valinin u kk lanet olunu."

33

"Nerden buldun o apkay?" dedi Stradlater. Kafamdaki ava apkasndan sz ediyordu. Daha yeni gryordu.Soluksuz kalmtm, ben de amatay kestim. apkam kardm, belki doksannc kez baktm ona. "Bu sabah New York'tan aldm. Bir papele. Beendin mi?"Stradlater kafasn sallad. "Kyak," dedi. Aslnda bana ya ekiyordu, nk hemen ardndan, "Baksana. u kompozisyonu yazacak msn? Bilmek istiyorum," dedi."Vaktim olursa yazarm, olmazsa yazmam," dedim. Gittim, yanndaki lavaboya oturdum. "Senin kz kim?" diye sordum. "Fitzgerald m?""Deil. Sana demitim, o domuz karyla iim bitti diye." "yle mi? Olum, bana devretsene onu. Grgr gemiyorum. O kz benim tipim.""Al senin olsun... Senin iin ok byk ama." Birden -belirli bir nedeni yoktu, ama herhalde canm grgr istiyordu- lavabodan yere atlayp Stradlater'a bir yarm-kafakol ekeyim dedim. Belki bilmiyorsunuzdur, bir gre oyunu bu, rakibinizin bir koluyla boynunu birlikte kapar, ldresiye yklenirsiniz. Nitekim yaptm da."Kes unu Holden, Tanr akna!" dedi Stradlater. Can grgr istemiyordu. Tra oluyordu herif. "Ne istiyorsun imdi yani -suratm m keseyim?"Yine de brakmadm. Nefis bir kafakol ekmitim ona. "Kurtar bakalm kendini kurtarabilirsen bu demir mengeneden," dedim."Of Tanrm," dedi. Tra makinesini brakt, birden kollarn savurup elimden kurtuldu. ok gl bir herifti. Bense pek elimsiz bir herifimdir. "Yeter artk, kes u zrval," dedi. Yeniden tra olmaya balad. ki kez alrd sakaln, parlak grnmek iin. Hem de o berbat, eski psk makineyle."Fitzgerald deilse, kiminle kyorsun imdi sen?" diye sordum. Gittim yine lavaboya oturdum. "u Phyllis Smith denen yavru mu?""Hayr. yle olacakt, ama btn hesaplar yatt. Bud Thaw'un kznn arkadan kaptm imdi... Hey. Neredeyse unutuyordum. Kz seni tanyor."34

"Hangi kz beni tanyor?""ktm kz.""yle mi?" dedim. "Ad ne?" yiden iyiye meraklanmtm."Dur, bir dneyim... A, Jean Gallagher."Aman Tanrm, bunu duyunca az kalsn yere yklyordum."Jane Gallagher onun ad," dedim. Bunu sylerken de lavabodan aaya atlamtm. Az kalsn dp baylyordum. "Lanet olsun, tabii tanyorum. nceki yaz bitiiimizde oturuyorlard. Kocaman lanet bir Dobermann Pineller kpei vard. Onunla yle tanmtk, kpei srekli gelip bizim imenlere-""Im kesiyorsun Holden, Tanr akna," dedi Stradlater. "Orda durmak zorunda msn yani?"Tanrm, felaket heyecanlanmtm. Gerekten heyecanlanmtm."Nerde imdi?" diye sordum. "nip ona bir merhaba filan diyeyim. Nerde? Ek binada m?""Evet.""Ne diye sordu beni? Acaba B.M.'de mi okuyor imdi? Belki oraya giderim demiti. Shipley'e de gidebilirim demiti. Beni neden sordu?" Baya heyecanlydm. Gerekten heyecanlydm."Ben ne bileyim, Tann akna? Kalkar msn? Havlum altnda kald," dedi Stradlater. Salak havlusunun stne oturmutum."Jane Gallagher," dedim. Kendimi toparlayamyordum bir trl. "Of Tanrm."Bizim Stradlater sana Vitalis sryordu, benim Vita-lis'imi."Dansdr o," dedim. "Bale filan yapard yani. Her gn yaklak iki saat alrd, yazn ortasnda, o scaklarda. Bacaklar bozulacak -kalmlaacak filan- diye d kopard. Onunla hep dama oynardk.""Onunla hep ne oynardnz?""Dama.""Dama m, Tanr akna?""Evet. Damaya kan talarn hi oynatmazd. Hepsini arka srada toplard. Onlar sraya dizmek isterdi. Bir daha kullanmak istemezdi damalar. Arka srada dizili olmalarndan holanrd.

35

Stradlater hibir ey demedi. Byle eyler ou insan pek ilgilendirmiyor nedense."Annesi bizim kulbe yeydi," dedim. Arasra, biraz para kazanmak iin kulpte milletin golf sopalarn tardm. Birka kez onun annesinin sopalarn da tadm. Kadn dokuz delikte yz yetmi say yapmt."Stradlater beni pek dinlemiyordu. O muhteem peremini taramakla meguld."nip kza bir merhaba diyeyim bari," dedim. "Niye gitmiyorsun yleyse?" "Gideceiz yaa, bir dakika."San yeniden ayrmaya giriti. San taramas bir saat fi-lan srerdi."Annesi babas boanmlar. Annesi sonra gitmi bir ayya kpekle evlenmi," dedim. "Kll bacakl, sska bir herif. Onu hatrlyorum. ort giyerdi hep. Jane bana onun oyun yazar gibi lanet bir ey olduunu filan sylemiti, onu her grdmde hep kafa ekip radyodan lanet bir polisiye piyes dinlemekte olurdu. Ve herif evde rlplak dolard. Jane evdeyken filan.""yle mi?" dedi Stradlater. O ayya kpein Jane'in yannda rlplak koturmas onu pek ilgilendirmiti. Bu Stradlater seks dkn bir herifti."ocukluu rezalet gemi kzn. Dalga gemiyorum." Byle eyler onu fazla ilgilendirmezdi. Seks konusu oldu mu ilgilenirdi yalnzca."Jane Gallagher. Tanrm." Onu aklmdan atamyordum. "nip kza bir merhaba diyeyim bari.""Durmadan bunu syleyeceine niye gitmiyorsun?" dedi Stradlater.Pencereye gittim, ama dary gremiyordum, scaktan camlar buulanmt. Havamda deilim u an," dedim. Deildim de. Byle eyler iin havanzda olmanz gerek. "Shiple/e gittiini sanyordum. Shipley'e gittiine yemin edebilirdim." Kenefte bir sre dolandm. Ne yapacam bilemiyordum. Ma houna gitti mi Jane'in?" dedim. "Evet. yle sanrm. Bilmiyorum."36

"Hep dama oynadmz filan anlatt m sana?""Bilmiyorum, Tanr akna. Kzla daha yeni tantm," dedi Stradlater. O muhteem lanet sam taramas sonunda bitti. Pis tra takmlarn toplamaya giriti."Baksana. Ona selam syle benden, tamam m?""Tamam," dedi Stradlater, ama adm gibi biliyordum, sylemezdi. Bu Stradlater gibi herifler kimseye selamnz filan iletmezler.Stradlater odaya kt. Ben kenefte biraz daha oyalandm, bizim Jane'i dndm. Sonra ben de odaya gittim.Odaya dndmde Stradlater aynann karsnda boyun-ban balyordu. mrnn yarsn aynann karsnda geirirdi. Koltua oturdum, biraz onu seyrettim."Hey," dedim. "Ona atldm filan syleme tamam m?""Tamam."Stradlater'n iyi bir yan da buydu. Byle ufak tefek lanet eyleri ona aklamak zorunda kalmazdnz, ama Ackley'den kurtulamazdnz. Sanrm, Stradlater byle eylerle pek ilgilenmiyordu. Asl neden bu olmal. Ackley farklyd. O her eye burnunu sokmadan edemezdi.Stradlater benim kpek dii desenli ceketimi giymiti."Tanrm, bari geniletmemeye al," dedim. O ceketi daha iki kez giymitim."Geniletmem. Sigaram nerde benim?""Masann stnde." Neyi nereye koyduundan hi haberi olmazd. "Atknn altnda." Sigarasn ald, ceketinin -benim ceketimin- cebine koydu. olsun diye, birden apkamn siperini ne evirdim. Birdenbire sinirlenmeye balamtm. Epey sinirli bir herifimdir. "Baksana, onunla nereye gidiyorsunuz?" diye sordum. "Karar-latrdnz m?""Bilmiyorum. New York'a gideriz, vakit olursa. Dokuz otuza kadar izin alm, Tanr akna."Konuma tarzndan hi holanmamtm, dedim ki, "Herhalde senin ne yakkl, ne dayanlmaz bir pi olduunu bilmediinden byle erken bir saate kadar izin almtr. Seni bir tansayd belki de sabah on otuza kadar izin alrd."

37

"Bak, bu accayip doru," dedi. Onu kzdrmak kolay deildi. ok kendini beenmiti. "Dalga geme benimle. O kompo-ziyonu yazacaksn, deil mi?" Artk giyinmi kuanm, kma-. ya hazrd. "Kendini zorlayaym filan deme, acayip betimsel ol-sun yeter. Tamam m?"Ona karlk vermedim. Canm istemiyordu. Yalnzca, "Ona sor," dedim. "Damalarn hl en arka sraya m diziyor-mu?""Tamam," dedi Stradlater, ama kza sylemeyeceini biliyordum. "Hadi, kendine iyi bak." Sonra, defolup gitti.O gittikten sonra, yarm saat kadar orada oturdum. Yani, ylece oturdum, hibir ey yapmadan. Srekli Jane'i dndm durdum, onunla Stradlater'n bulumalarn filan. Bu beni yle sinirlendirdi ki, az kalsn delirecektim. Bu Stradlater denen herifin seks dkn bir namussuz olduunu size demin sylemitim.Birdenbire, ieriye yine Ackley dald, her zamanki gibi o lanet du perdelerinin oradan. mrmde ilk kez onu grdme sevinmitim. Baka samalklar unutup skntm datmama yaramt.Ackley akam yemei saatine kadar odada takld, Pen-cey'deeki nefret ettii heriflerden bahsetti, enesindeki o koca sivilceyi skt; mendilim bile kullanmadan. Dorusunu isterseniz, o piin mendili olduunu bile sanmyorum. Zaten kullanrken de grm deilim.38

Blm 5Pencey'de Cumartesi akamlar hep ayn yemek kard. ok nemli bir eymi gibi. Neymi, biftek karyorlarm size. Bin kdna bahse girerim ki, bunu yapmalarnn nedeni, ou ailelerin Pazar gnleri okula ocuklarn ziyarete gelmesi ve bizim Thurmer'n hesabna gre sevgili oulcuklarna akam ne yediniz diye soracak olmasyd, o da "Biftek," diyecekti. yi tezgh, deil mi? Biftekleri de bir grmeliydiniz. u kck, sert, kupkuru et paralarndand, kesemezdiniz bile. Biftek kt akam, tabanza bir kepe dolusu patates presi atarlard, tatl olarak da Brown Betty verirlerdi, ki kimse azn srmezdi, daha iyisinden hi haberi olmayan orta ksmdaki kk ocuklar dnda tabii; ama Ackley gibi herifler, nlerine ne koysanz siler sprrler.Yemekhaneden ktmzda hava gzeldi. Yerde be on santim kar vard ve hl lgnlar gibi yap duruyordu. Felaket gzel bir eydi, baladk birbirimize kartopu atp akalamaya. ocuka eylerdi tm bunlar, ama herkesin keyfi yerindeydi.Buluacam bir kz filan yoktu, gre takmndan Mal Brossard adl arkadamla otobsle Agerstovvn'a inmeye, birer hamburger yemee ve bulursak eer, rezil bir film seyretmeye karar verdik. Btn gece kmzn stnde oturup durmak istemiyorduk. Mal'a Ackley'nin bizimle gelmesinde bir saknca olup olmadn sordum. Soruumun nedeni; Ackley Cumartesi geceleri hibir ey yapmaz, odasnda oturup sivilcelerini

39

filan skard. Mal sakncas olmadn syledi, ama pek houna gitmemiti. Ackley'yi pek sevmezdi. Neyse, hazrlanmak zere odalarmza ktk. Galolarm filan giyerken bizim Ack-ley'e barp bizimle sinemaya gelir m diye sordum. Du perdelerinin ardndan beni rahata duyabildii halde, hemen karlk vermedi. Size hemen yant vermekten nefret eden bir herifti. Sonunda perdelerin arasndan kt, du eiinin stnde dikilip, sinemaya benimle birlikte baka kim gidiyor diye sordu. Baka kim gidiyor diye hep byle sorard. Yemin ederim, bu herifin gemisi batsa, lanet bir sandalla onu kurtarmaya gitseniz, sandala binmeden nce mutlaka krekte kim var diye sorard. "Mal Brossard," dedim. "O pi mi?.. Peki. Bekle bir saniye." Haline baknca size byk bir iyilik yapacak sanrdnz.Hazrlanmas be saat kadar srd, O hazrlanrken, ben de pencereye gittim, cam atm, plak elle bir kartopu yaptm. Karla harika kartopu yaplyordu. Ama kartopunu atmadm. Sonra, atmaya niyetlendim. Sokakta duran bir arabaya. Ama vazgetim. Araba orada, bembeyaz, ok gzel grnyordu. Sonra, bir yangn musluuna nian aldm, ama o da bembeyaz ve ok gzeldi. Sonunda hibir eye atmamaya karar verdim. Cam kapattm ve odann iinde, elimde kartopunu ska ska dolamaya baladm. Bir sre sonra, Brossard ve Ackley'yle birlikte otobse binerken kartopu hl elimdeydi. Otobsn ofr kapy at ve kartopunu dar attrd bana. Ona kartopunu kimseye frlatmayacam syledim, ama bana inanmad. nsanlar size hi inanmyorlar zaten.Hem Brossard, hem de Ackley filmi grmlerdi, biz de gittik bir iki hamburger yedik, biraz tilt makineleriyle oynadk, sonra otobse binip Pencey'e dndk. Filmi ille greceim diye can attm da yoktu zaten. Cary Grant'li bir komedi filand herhalde. Ayrca, Brossard ve Ackley'yle daha nce de sinemaya gitmitim. Gln bile olmayan zrvalklara srtlanlar gibi glerdi bu ikisi. Sinemada yanlarnda oturmaktan pek holanmazdm.Yatakhaneye dndmzde saat daha dokuza eyrek vard. Brossard bri hastasyd, bir oyun evirmek iin yatakhane-40

de adam bakmaya kt. Ackley de i olsun diye bizim odaya park etti. Yalnz, Stradlater'n koltuuna tnemedi bu kez, boylu boyunca benim yataa uzand, yz filan da yastmda. O tekdze sesiyle balad anlatmaya, sivilcelerini kurcalaya kur-calaya. Bin trl numara ektim, ama onu bamdan atamadm. O felaket tekdze sesiyle, geen yaz szde becerdii bir yavruyu anlatt durdu. Bana bunu belki yz kez anlatmt. Ama her anlatnda baka baka eyler oluyordu. Bir dakika nce kza kuzeninin Buick'inde sahip oluyordu, bir dakika sonra bakyordunuz bir iskelenin stne uzanm yatyorlard. Tmyle palavrayd, tabii. Hayatta tandm tek bakir herif oydu herhalde. Birinin ona kar bir ey hissedebileceini bile dnemiyorum. Neyse, artk sonunda ona ak ak, Stradlater iin bir kompozisyon yazmak zorunda olduumu, kafam toparlamam iin defolup gitmesini syledim. Gitmesine gitti, ama yine her zamanki gibi ardan ald. O gittikten sonra, pijamam ve sabahlm giydim, kafama da o apkay geirdim ve kompozisyonu yazmaya giritim.yi gzel de, aklma Stradlater'n dedii gibi, tarif edilecek bir oda, bir ev, veya herhangi bir ey gelmiyordu. Ben yle, odalar, evleri anlatmaya pek merakl deilimdir. Ne yapaym, ben de oturdum, kardeim Allie'nin beyzbol eldivenini yazdm. Felaket betimsel bir konuydu. Gerekten. Kardeim Allie'nin eldiveni solaklar iin olan trdendi. Solakt kardeim. Eldivenin betimsel zellii, btn parmaklarna ve el st cebine kardeimin iirler yazm olmasyd. Yeil mrekkeple. Bunlar beyzbol alannda, tepesinde eli sopal bir vurucu olmad zamanlarda okumak iin yazmt. Kardeim ld. 18 Temmuz 1946'da, lsemiden. O sralarda Maine'de oturuyorduk. Tansaydnz onu ok severdiniz. Benden iki ya kkt, ama benden elli kat daha akllyd. Korkun zekiydi. retmenleri, durmadan anneme mektup yazar, Allie gibi bir ocuun retmeni olmaktan gurur duyduklarn bildirirlerdi. Ve palavra skmak iin yazmazlard, gerei sylerlerdi. O yalnzca ailenin en akll yesi deildi, en efendisiydi de. Hi kimseye kzmazd. Kzl sal insanlar ok abuk kzar derler, ama Allie hi kzmazd ve kzl salyd. Size onun na-

41

sil bir kzl sal biri olduunu anlataym. Ben golf oynamaya on yandayken baladm. Hatrlyorum, on iki yandaydm o yaz bir gn at yapmak iin topu kuma dikerken, iimden birden, bam bir evirsem Allie'yi grecekmiim gibi bir duygu geti. Dndm baktm, inann, itin ardnda -golf alan epeevre o itle sarlyd- yz, yz elli metre kadar uzakta bisikletine oturmu, beni seyretmiyor mu? Ya, ite byle trden bir kzl salyd o. Tanrm, yle iyi ocuktu ki. Yemek masasnda otururken aklna gelen eylere o kadar ok glerdi ki, neredeyse sandalyeden decek gibi olurdu. Daha yeni on yana girmitim, beni psikiyatriste filan gtrmlerdi, garajn camlarn krdm iin. Ayplamyorum onlar. Gerekten ayplamyorum. Allie'nin ld gece garajda yattm, tm lanet camlan da yumruumla krdm, hncm almak iin. O yaz aldmz steyn arabann da camlarn krmaya altm, ama zaten elim oktan krlmt, bir ey yapamadm. Byle eyler yapmak ok aptalca, kabul ediyorum, ama siz Allie'yi tanmadnz. Elim arada bir, yamur yadnda filan, sancyor ve artk yumruumu skamyorum, yle smsk bir yumruk yani; ama, bunun dnda pek nemli bir eyim kalmad. Lanet bir cerrah, ya da kemanc filan olmayacama gre.Her neyse, Stradlater'n kompozisyonu iin yazdklarm bunlard ite. Bizim Allie'nin beyzbol eldiveni. Artk hep bende duruyor, bavulumda. Eldiveni kardm ve stndeki iirleri kompozisyona ekledim. Tek yapacam, Allie'nin adn deitirmekti. Bylece hi kimse, onun Stradlater'n kardei deil de benim kardeim olduunu anlayamayacakt. Bu kompozisyonu yazmaya pek hevesli deildim, ama bundan baka tasvir edilecek hibir ey gelmemiti aklma. Ayrca, bunlar yazmak houma da gitmiti. Bir saat kadar vaktimi ald, nk Stradlater'n rezil daktilosunu kullanmak zorunda kalmtm, o daktilo da canm fena halde skmt. Ben daktilomu koridorun ucundaki bir herife dn vermitim.Yazmay bitirdiimde saat on buuk filand. Pek uykum yoktu, kalktm bir sre pencereden darya baktm. Artk kar yamyordu, ama arada srada, almayan arabalarn sesleri42

eliyordu. Bizim Ackley'nin horlamasn da duyabiliyordunuz, lanet du perdelerinin arasndan. Sinslerinden rahatszd, uyurken pek dzgn soluk alamyordu. O herifin her eyi bir tuhaft zaten. Sins rahatszl, sivilceler, berbat diler, az kokusu, pis trnaklar. Yani, bu manyak orospu ocuuna acmadan edemiyordunuz.

43

Blm 6nsan baz eyleri tam hatrlayamyor. Stradlater'n Jane'le bulumasndan dnn hatrlamaya alyorum imdi. Koridordan Stradlater'n o salak, o lanet ayak sesleri geldii srada ne yaptm hatrlayamyorum yani. Herhalde hl pencereden filan bakyordum, ama yemin ederim, tam olarak hatrlamyorum. Hatrlayamaymn nedeni; felaket zgndm. Bir-eylere zlyorsam, tuvalete gitmem gerekse bile gitmem. zlmekten gidemem. zlmeyi brakp gidemem. Stradlater' tansaydnz, siz de benim gibi zlrdnz. O herifle birlikte ka kez kzlarla bulumaya gittim, ne dediimi biliyorum yani. Edepsiz herifin tekiydi. Gerekten edepsizdi.Her neyse, koridor muambayla filan kaplyd, onun o lanet ayak seslerinin koridordan odaya doru yaklatn duyabiliyordunuz. Odaya girdii srada nerede oturduumu bile hatrlamyorum; pencerede mi, benim koltuumda m, yoksa onunkinde mi? Yemin ederim, hatrlamyorum.Souktan szlana szlana girdi odaya. Sonra, "Herkes ne cehenneme gitti byle? Ortalk morga dnm," dedi. Ona yant verme zahmetine bile girmedim. Cumartesi geceleri herkesin ya darda, ya uykuda, ya da haftasonu iin evine gitmi olduunu bilmeyecek kadar salaksa, bunu ona sylemek iin kendimi peran edecek deildim yani. Soyunmaya balad. Jane'le ilgili tek b,r lanet sz etmedi. Ben de konumadm. Onu seyret-tim yalnzca.Yalnz, kpek dii ceketim iin teekkr etti bana. Ceketi biraskya asp dolaba kadrd.44

Daha sonra, boyunban karrken, bana o lanet kompozisyonunu sordu. Lanet yatann stnde olduunu syledim ona. Gitti, bir yandan gmleinin dmelerini zerken, bir yandan da kd okudu. Suratnda o salak ifadeyle, gsn, karnn outura outura orada yle durup okudu. Hep byle gsn, karnn outururdu. Herif kt kendine.Birdenbire, "Tanr akna, Holden. Burda lanet bir beyzbol eldivenini anlatmsn.""Ne olmu?" dedim, felaket souk bir tavrla."Ne demek -ne olmu? Sana, lanet bir oda veya ev gibi bir ey anlatlacak demedim mi?""Betimsel olsun dedin. Beyzbol eldiveni anlatsak, ne fark eder?""Lanet olsun!" dedi. Acayip kzmt. Fitil gibiydi. "Sen her eyi byle k tarafndan yaparsn zaten." Bana bakt. "Seni burdan attklarna hi amamak gerek," dedi. "Tek bir lanet eyi bile doru drst yapamyorsun. Tek bir lanet eyi bile.""yi, tamam, ver onu bana o zaman," dedim. Gittim, o lanet kd elinden ekip aldm. Sonra da yrttm."Bunu niye yaptn imdi?" dedi.Ona karlk bile vermedim. Kt paralarn p sepetine attm. Sonra, yatama uzandm. Uzun sre ikimiz de bir ey sylemedik. Stradlater soyundu, stnde bir tek donla kald. Ben yattm yerde bir sigara yaktm. Yatakhanede sigara imemiz yasakt, ama gece ge saatte, herkes uyurken veya dar-dayken kimse kokusunu alamayacandan, yine de iebiliyordunuz. Dahas, bunu Stradlater' rahatsz etmek iin yapyordum. O, yatakhanede sigara imezdi. Bir tek ben ierdim.Stradlater, Jane hakknda tek bir sz etmiyordu. Sonunda, "Saat dokuz otuza kadar izin aldysa, bu saate kadar nasl kaldnz? Daha ge bir saate kadar m izin aldrttn kza yoksa?" dedim.Ben bunu ona sorduum srada, o yatann kenarna oturmu, lanet ayak trnaklarn kesiyordu. "Bir dakika," dedi. "Hangi manyak, Cumartesi gecesi iin dokuz otuza kadar izin alr, ha?" Tanrm, o an nasl nefret ettim ondan.45

nasl gideriz?"Bana bakt "Dinle," dedi. Sigara ieceksen, niye bunu gi-dit, kenefte yapmyorsun? Sen burdan defolup gidiyorsun, ama ben mezun oUna kadar burada kalmak zorundaym.'Umursamadm. Hi umursamadm. Manyaklar gibi sigara imeye devam ettim. Dndm, yan yatarak, onun ayak trnak-larn kesmesini seyrettim. Ne okuldu ama. Hi durmadan birilerinin ayak trnaklarn kesmesini veya sivilcelerini skmasn seyrediyordunuz."Selamm syledin mi ona?" diye sordum."Syledim."Sylemimi, pis herif."O ne dedi?" dedim. "Ona sordun mu, hl damalarn en arka sraya diziyor muymu?""Hayr, sormadm. Ne sanyorsun, btn gece ne yapacaktk yani; dama m oynayacaktk, Tanr akna?"Bir sre sonra ona, "Nevv York'a gitmedinizse, nereye gittiniz peki?" diye sordum. Sesimin titremesini glkle denetleyebiliyordum. Tanrm, giderek iyice sinirleniyordum. imden, az sonra matrak bir eyler olacak diye bir duygu gelip geti-Lanet ayak trnaklarn kesmesi bitti. Yatandan kalkt, stnde bir tek donla filan, benimle akalamaya giriti. Omzuma akadan yumruk atmaya balad. "Kes unu," dedim. "Nevv York'a gitmedinizse, nereye gittiniz peki?""Hibir yere gitmedik. Lanet arabada oturduk." Omzuma yine o salak yumruklardan bir tane sallad."Kessene unu," dedim. "Kimin arabasnda?""Ed Banky'nin."Ed Banky, Peneyle basketbol koluu yapyordu. Bizim Stradlater da onun yavrucuklarndan biriydi, takmda ortada oynuyordu nk. Ed Banky de, her istediinde ona arabasn verirdi.Aslnda,rencilerin retmenlerden araba almas yasakt, ama bu sporcu herifler birbirlerini tutarlard. Gittiim her46

okulda grdm bunu, bu sporcu herifler birbirlerini acayip tutuyorlar.Stradlater omzuma yalandan yumruk atmaya devam ediyordu. Elinde di frasn tutuyordu, sonra azna, dilerinin arasna ald fray. "Ne yaptn kza?" dedim "Onu Ed Banky'nin arabasnda becerdin mi yoksa?" Sesim rezalet titriyordu."Ne ayp, ne ayp. Azna biber sreceim senin.""Yaptn m?""Bu bir meslek srrdr, ahbap."Bundan sonrasn pek hatrlamyorum. Tek bildiim; yataktan kalktm, sanki kenefe gidiyormu gibi; ama ona bir yumruk salladm, btn gcmle, o di frasn azna gmecek, grtlana saplayacaktm. Yalnz, skaladm. Oturtamadm yumruu. Yalnzca kafasnn yanna demiti biraz. Cann actt herhalde, ama istediim olmamt. Epey cann actm olabilir, ama yumruu sa elimle atmtm, o elimi pek skamyordum. Size anlattm o krlmadan dolay.Her neyse, bundan sonra hatrladm; yere serilmitim ve Stradlater, surat kpkrmz bir halde, gsme oturmutu, bir ton filan geliyordu stmde. Bileklerimi de tutmutu, ona yumruk atamyordum. Onu ldrebilirdim."Neyin var senin, lanet herif?" deyip duruyordu. O salak surat kzaryor da kzaryordu."ek u pis dizlerini gsmden," dedim ona. Neredeyse, avazm kt kadar haykracaktm. "Hadi, kalk stmden, pis herif!"Ama kalkmyordu. Bileklerimi ylece tutup durdu, ben de ona srekli orospu ocuu filan dedim, on saat kadar. Ona sylediim her eyi tam hatrlayamyorum. Ona, cannn her istediini becerebileceini sandn syledim. Bir kzn damalarn en arka srada toplamasyla hi ilgilenmediini, nk lanet salak bir geri zekl olduunu syledim. Ona geri zekl demenizden nefret ederdi. Zaten btn geri zekllar kendilerine geri zekl denmesinden nefret ederler."Kes artk. Holden," dedi. O kocaman budala surat kpkr-mz kesilmiti. "Kes artk, tamam m?"47

-Kzn ad Jane mi, June mu, onu bile bilmiyorsun, lanet geri zekal."Artk kes unu, Holden. Lanet olsun; bak seni uyaryorum. dedi. Niyeti ktyd. "Bak, kesmezsen, akacam birtane,haberin olsun"."ek u pis,kokmu, geri zekl dizlerini gsmden.""Brakrsam, eneni kapayacak msn?"Ona yant bile vermedim.Bir daha syledi. "Holden, brakrsam, eneni kapayacakmsn?""Evet."stmden kalkt, ben de ayaa kalktm. Kahrolas dizleri gsme batmt, canm felaket acyordu. "Pis, salak, geri zekl orospu ocuu seni," dedim ona.Bu onu ok kzdrd. Koca salak parman suratma sallad. "Holden, lanet olsun, bak seni uyaryorum. eneni kapa, yoksa-""Niye kapayacakmm?" dedim; resmen haykryordum. "Senin gibi geri zekllarn derdi de bu ite. Hibir eyi tartmak istemiyorsunuz. Zaten btn geri zekllar byledir. Hibir eyi adam gibi tar-"Bu kez gerekten bir tane akt bana, kendimi birden yerde buldum. Beni vurup da m ykt, hatrlamyorum, ama sanmyorum. Birini yumrukla yere ykmak olduka zordur, filmler dnda tabii. Ama burnum kanyordu. Yukar baktm, bizim Stradlater sa yanmda tepeme dikilmi, duruyordu. Koltuunun altnda lanet tra takmlar vard. "Sana sus dedim durdum, niye susmadn, ha?" dedi. Sesi ok asabiydi. Kafam yere vurduum zaman, kafatasmn atladndan filan endieleniyordu herhalde. "Bunu sen istedin, lanet olasca herif," dedi. Vay canna, herif amma da zlmt!Zahmet edip ayaa bile kalkmyordum. yle yerde upu-zun yatp, ona geri zekl orospu ocuu deyip durdum. ok kzgndm, resmen buryordum"Dinle beni. Git bir yzn yka," dedi Stradlater. "Beni duyuyor musun?"Ona, asl kendisinin gidip o geri zekl suratn ykamasn 48

syledim; ok ocukayd bunu sylemek, ama felaket kzgndm. Ona, kenefe giderken, urayp Bayan Schmidt'i becermesini syledim. Bayan Schmidt, kapcnn karsyd. Altm be yanda filan vard.Stradlater'n oda kapsn ekip koridorun sonundaki kenefe gittiini duyana kadar yerde oturdum. Sonra kalktm. u lanet avc apkam bir trl bulamyordum. Sonunda buldum onu. Yatan altndayd. Kafama taktm, siperini de, houma giden biimde, arkaya evirdim ve budala suratmn ne hale geldiini grmek iin aynaya gittim. Hayatta byle kan grmemi-sinizdir. Azm, enem, hatta pijamam ve sabahlm kana bulanmt. Biraz korktum, biraz da houma gitti. Btn bunlar bana sert adam havas veriyordu. mrm boyunca herhalde iki kez kavga etmiimdir, ikisinde de sopay yedim. Pek dili biri saylmam. Pasifistim ben, dorusunu isterseniz.Herhalde Ackley, byk olaslkla tm bu amatay duyup uyanmtr diye dndm. Perdelerin arasndan yan odaya getim, ne halt ettiine bir bakmak iin. Ackley'nin odasna pek gitmezdim. Pasakl herifin teki olduundan, acayip bir koku olurdu o odada.49

Blm 7Perdelerin arasndan bizim odann szyordu biraz. Ackley'ii grebiliyordum, yatanda yatyordu. ok iyi biliyordum,bal gibi uyankt. "Ackley?" dedim. "Uyank msn?""Evet."Oda olduka karanlkt, yerde bir ayakkabya bastm, az kalsn kafast aklyordum. Ackley yatanda doruldu, kolunun stne yasland. Suratna beyaz bir zmbrt srmt, sivilceleri iin. Hortlaa dnmt karanlkta. "Ne yapyorsun, bakaym?" dedim."Ne demek, ne yapyorsun? kiniz grlt etmeye bala-madan nce uyumaya alyordum. Niin kavga ediyordunuz ki?""Ik nerde?" Dmeyi bulamyordum. Elimle duvar aratryordum."I ne yapacaksn?... Sa elinin altnda."Sonunda dmeyi buldum ve yaktm. Bizim Ackley gzlerini korumak iin elini a siper etti."Tanrm!" dedi. "Ne oldu sana byle?" stmdeki kanlardan filan sz ediyordu."Stradlater'la attk biraz," dedim. Sonra yere oturdum. Odalarnda hi sandalyeleri filan da olmazd. Sandalyeleri hangi cehenneme atmlard, hi bilmiyorum. "Baksana," dedim, "biraz, kanasta oynamak ister misin?" Ackley kanasta hastasyd. Hala kanyor, Tanr akna. stne bir ey koysan iyi ola-

50

"Durur, durur. Baksana. Biraz kanasta oynamak istersin, deil mi?""Kanasta m, Tanr akna. Saate bakar msn, bir zahmet?""Ge deil . Daha on bir, on bir buuk.""Daha on birmi!" dedi Ackley. "Bana bak. Sabah kalkp Ayine gitmem gerek, Tanr akna. kiniz kalkm lanet geceya- rsnda barp kavga -niin kavga ediyordunuz ki?" "Anlatmak uzun srer imdi. Skmayaym seni Ackley. Se- . nin iyiliini dnyorum ben," dedim ona. Onunla zel ko- nulara girmezdim. Her eyden nce, bu Ackley, Stradlater"dan da budalayd. Ackley'e bakarsak, Stradlater dhi filan saylrd. "Hey," dedim, "bu gece Ely'nin yatanda uyusam, bir sakncas var m? Yani, yarn geceden nce dnmeyecek, deil mi?" ok iyi biliyordum, dnmezdi. Ely her lanet haftasonu evine giderdi."Ne zaman gelir, ben ne bileyim?" dedi Ackley. Vay canna, nasl bozuldum buna! "Ne demek, ne bileyim; ne zaman geleceini nasl bilmezsin? Pazar gecesinden nce gelmez, deil mi?""Gelmez de, Tanr akna, ben nasl her isteyene, buyur Ely'nin yatana yat derim, ha?"te buna daha felaket bozuldum. Oturduum yerden uzanp, lanet omzuna dokundum. "Ackley olum," dedim, "sen ok kyak delikanlsn. Bunu biliyor musun?"Tamam, yani ciddiyim -ben nasl her isteyene""Sen gerekten kyak delikanlsn. Sen efendi ve aydn bir iocuksun," dedim. yleydi de, yani. "Sigaran bulunur mu, aca- ba? -Bir yok de, leyim daha iyi." "Hayr, yok sigaram. Gerekten yok. Baksana, ne cehen- neme kavga ediyordunuz?" Ona yant vermedim. Tek yaptm, kalkp pencereye git- Imek ve darya bakmak oldu. Birdenbire kendimi felaket ya- payalnz hissetmitim. imden neredeyse lmek geti."Niin kavga ediyordunuz ki?" dedi Ackley belki ellinci kez. Herif buna takmt kafay."Senin iin," dedim."Benim iin mi, Tanr akna?"51

"Evet Senin lanet onurunu savunmak iin. Stradlater bana, senin rezil bir herif olduunu syledi. Bunu syledikten sonrayakasn elimden kurtaramazd." Bu szlerim onu heycanlandrmt "Dedi, ha?Dalga ge-me ?Dedi,ha?Ona yalnzca aka yaptm syledim. Sonra gidip Ely'nin yatana uzandm. Kendimi felaket yalnz hissediyordum."Buras le gibi kokuyor," dedim. "oraplarnn kokusu ta buraya geliyor. oraplarn amarhaneye filan hi gndermezmisin sen?""Houna gitmediyse, sen bilirsin ne yapacan," dedi. ok da akllyd yani. "u lanet sndrsene."I hemen sndrmedim. Ely'nin yatanda yatmaya devam ettim, Jane'i filan dnerek. Stradlater'n onunla, o koca gtl Ed Banky'nin arabasna kapandn dndke ta kesiliyordum. Siz bu Stradlater' nereden bileceksiniz? Ama ben bilirim. Pencey'deki heriflerin ou, kzlarla cinsel ilikide bulunduklarn anlatr dururlar -Ackley gibi mesela- ama bu Stradlater gerekten yapard. Byle en az iki kz becerdiine tank oldum. Gerekti yani. "O soluk kesici yaam ykn anlat bana, Ackley olum," dedim."u lanet sndrr msn? Yarn kalkp Ayine gitmek zorundaym."Kalktm, sndrdm, mutlu olur belki diye. Sonra yine Ely'nin yatana uzandm."Niyetin ne senin; Ely'nin yatanda uyuyacaksn, yle mi?" dedi Ackley. Vay canna, ne de konukseverdi yani!"Olabilir. Olmayabilir de. Cann skma sen.""Canm sktm filan yok. Yalnz, Ely birden gelip burada birini bulursa diye-""Rahatla. Burda uyumayacam. O lanet konukseverliinden yararlanmaya almyorum yani.Birka dakika gemedi ki, Ackley lgnlar gibi horlamayabalad.Yine de orada, karanlkta yatmaya devam ettim, bizim Jane'le Stradlater'n Ed Banky'nin arabasnda ne yaptklarn. dnmemeye alarak. Ama bu olanakszd Sorun, bu Strad-52

later herifinin tekniini bilmemden kaynaklanyordu. Bunu bilmem durumu daha da ktletiriyordu. Bir kez, Stradlater'la ben birlikte birer kzla bulumutuk. Ed Banky'nin arabasnda, onlar arkada, biz nde oturuyorduk. Herifte ne teknik vard ama. Kz o sakin, o iten sesiyle tavlamaya alyordu; sanki, yalnzca ok yakkl bir herif deilmi, ayn zamanda efendi ve iten bir herifmi gibi. Onu dinlerken neredeyse kusuyordum. Kz durmadan, "Hayr -ltfen. Ltfen, yapma. Ltfen." diyordu. Ama bizim Stradlater kz, o iten Abraham Lincoln sesiyle yumuatmaya devam ediyordu. Sonunda, arka tarafta korkun bir sessizlik oldu. Gerekten utan vericiydi. O gece orada o kz becerdiini sanmyorum; ama felaket yaklamt buna. Felaket yaklamt.Orada uzanm, bunlar dnmemeye alrken, bizim Stradlater'n keneften dnp odaya girdiini duydum. O pis tra takmlarn filan braktn, pencereyi atn duyabiliyordunuz. Temiz hava hastasyd kendisi. Bir sre sonra, sndrd. Nerede olduuma baknmad bile.Dars, sokak, daha da moral bozucuydu. Artk araba sesi de duyamyordunuz. Kendimi ok yalnz, ok berbat hissediyordum. Ackley'i uyandrmak bile istedim."Hey Ackley," dedim fsldarcasna. Stradlater'n du perdelerinin arasndan beni duymasn istemiyordum.Ackley beni duymuyordu."Hey, Ackley!"Beni hl duymuyordu. Kaskat uyuyordu."Hey, Ackley!"Bunu duymutu artk."Senin neyin var?" dedi. "urda dalm, uyuyordum, Tanr akna!""Baksana. Manastra nasl giriliyor?" diye sordum ona. Bir manastra girme fikriyle oyalanyordum. "Katolik olman filan m gerekiyor?""Tabii ki Katolik olman gerekir. Pi herif, beni byle aptalca sorular sormak iin mi-""A, hadi uyu yleyse. Zaten ben de manastra filan girecek deilim. Bendeki bu ansla, girdiim manastrn papazlar da

53

ters cinsten kar. Hepsi de manyak piler olur yani. Ya da, yal-nzca pi herifler". Bunu dememle birlikte,bizim Ackley kalkt,yatandaoturdu."Bana bak," dedi. "Benim iin nedersen de, ama lanetdinimle dalga gemeye kalkarsan,Tanr akna-""Sakin ol," dedim.Kimse senin lanet dininle dalga gemi-yor." Ely'nin yatandan kalktm ve kapya yneldim. Bu man-vak ortamda daha fazla taklmak istemiyordum. Giderken dur-dum Ackley'nin elini tuttum ve tantanal, sahtekarca bir tavrla tokalatm onunla. Elini ekti. "Bu ne oluyor imdi?" dedi."Hibir ey olmuyor. Yalnzca, ok kyak bir herif olduun iin sana teekkr etmek istedim, hepsi bu," dedim. Bu sz, o ok ili ses tonuyla sylemitim. "En byk sensin, Ackley olum," dedim. "Bunu biliyor musun?""Uyank herif. Bir gn biri sana gnn gs-"Durup dinlemedim bile onu. Lanet kapy ektim, koridora ktm.Herkes uyumutu, veya haftasonu nedeniyle ya darda, ya da evindeydi. Koridor ok sessiz ve moral bozucuydu. Leaky'le Hoffmann'n oda kapsnn nnde bo bir Kolynos di macunu kutusu duruyordu, merdivenlere doru yrrken ayamdaki ii tyl terliklerle kutuya ut ektim durdum. Ne yapaym derken, aaya inip Mal Brossard ne yapyor diye bir bakmak geti aklmdan. Ama birden vazgetim. Birdenbire ne yapacama karar verdim; gidip Nevv York'ta bir otelde -ok ucuz filan bir otelde- kalacak, aramba'ya kadar kendime gelecektim. Sonra, aramba gn, dinlenmi ve kendimi kyak hissederek filan eve gidecektim. Thurmer'n atldm bildiren mektubu bizimkilerin eline herhalde Sal ya da aramba'dan nce gemez diye hesapladm. Bizimkiler durumu renip ilerine sindirmeden eve gitmek istemiyordum. Durumu ilk rendiklerinde pek ortalkta grnmek istemiyordum. Annem birden histeriye ka-plverir. Aslnda, annem byle eyleri iine sindirdikten sonra pek fena saylmaz. Ayrca, biraz tatil yapmaya ihtiyacm vard. Sinirlerim mahvolmutu. Gerekten mahvolmutu. Neyse, kararm vermitim. Ben de odaya gidip yak-tm. Bavulumu filan toplamaya baladm. Toplanacak bir iki e-

54

yim kalmt zaten. Bizim Stradlater uyanmad bile. Bir sigara yaktm, giyindim ve iki bavulumu da yerletirip kapattm. Hepsi iki dakikam ald. Bavul toplamakta acayip hzlymdr.Toparlanrken bir ey biraz moralimi bozdu. Annemin daha birka gn nce bana yollad buz patenlerini bavula yerletirmeliydim. te buna moralim bozuldu. Annemin Spaul-ding maazasna gidip sataya milyonlarca bayltc soru yneltmesini gzmn nne getirdim; ve ben de, kalkm yine bir okuldan daha kovulmutum. Buna ok zldm. Bana yanl cins patenlerden almt -ben yar pateni istemitim, o hokey pateni almt- ama yine de zldm. Bana birisi bir armaan verdiinde, sonunda zlen hep ben olurum.Hazrlanmam bittiinde param saydm. Tam olarak ka param vard, bilemiyorum, ama epeyce yklydm. Bir hafta kadar nce bykannem bir yn para yollamt. Bykannem olduka cmerttir. Artk pek akl banda deil saylr -felaket yal- ve doumgnm iin bana ylda drt kez para gnderip duruyor. Neyse, olduka ykl olmama karn, fazladan paraya ihtiya duyabilirdim. Nereden bileceksiniz? Ben de ne yaptm, inip Frederick Woodruff', u daktilomu dn verdiim herifi uyandrdm. Ona daktilo iin ka para vereceini sordum. Epey varlkl bir herifti. Pek satn almak istemediini syledi. Sonunda ald ama. Doksan kda aldm eye, yalnzca yirmi kt verdi. Onu uyandrdma ok bozulmutu.Tam karken, elimde bavullarla filan, merdivenin yannda durdum ve lanet koridora son bir kez daha baktm. Alyordum. Neden, bilmiyorum. Krmz av apkam giydim, houma gittii biimde siperini arkaya evirdim ve avazm kt kadar "Uyuyun bakalm, grin zekllar!" diye bardm. Bahse girerim, o kattaki btn herifler uyanmtr. Sonra defolup gittim. Salan biri merdivenlere fstk kabuklan atmt, az daha dp bir yerimi kryordum.55

Blm 8Taksi filan armak iin vakit ok geti, ben de istasyona kadar olan yolu yrdm. Fazla uzak deildi, ama hava felaket souktu. Karlar yrmemi zorlatryordu, bavullarm da durmadan bacaklarma arpyordu. Ama hava houma gitti. Tek sorun; souktan burnum ve st dudam szlyordu, bizim Stradlater'n akt yerler yani. Diimin dudam deldii yer ok acyordu. Kulaklarm scackt ama. Aldm o apkann kulaklklar da vard, onlar kulaklarmn stne indirdim; nasl grndm umurumda bile deildi. Zaten ortalkta hi kimse yoktu. Herkes zbarm yatmt.ansm vard, istasyonda trenin gelmesi iin yalnzca on dakika bekledim. Beklerken biraz karla yzm ovuturdum. Yzmde hl epeyce kan vard.Genellikle tren yolculuu yapmay severim, zellikle geceleri, klar yanyordur ve pencereler karanlktr, koridorda kahve, sandvi, dergi satan herifler dolar. Ben genellikle bir salaml sandvile drt tane dergi alrm. Trende gece yolculuk yapyorsam, dergilerdeki o salak ykleri bile kusmadan okuyabilirim. Bilirsiniz. inde bir sr sahtekr, David adl, ince yzl herifler, bu David'lerin lanet pipolarn yakan Linda veya Marca adl sahtekr kzlarn olduu ykler. Gece trende giderken bu rezil ykleri bile okuyabilirim genellikle. Ama bu kez durum farklyd. Canm hi istemiyordu. Hibir ey yapmadan, yle oturdum. Yalnzca avc apkam karp cebime56

Birdenbire, Trenton'da trene bir kadn bindi ve geldi yanma oturdu. Aslnda vakit ge olduundan filan, vagon bombotu, ama bo bir koltua oturacana geldi yanma oturdu, nk elinde kocaman bir bavul vard ve ben de en n sradaki koltuktaydm. Bavulunu koridorun tam ortasna brakt; kondktr falan, btn millet ancak bavulun stnden atlayarak geebileceklerdi. Yakasnda u orkidelerden vard, sanki byk bir partiden daha yeni ayrlm gibiydi. Krk-krk be yalann-dayd sanrm, ama ok gzeldi. Ben kadnlara biterim. Gerekten biterim. Ar seks dkn filan olduumu sylemek istemiyorum; her ne kadar, pek seversem de. Yani yalnzca, kadnlardan holanrm demek istiyorum. Hep byle gelip o lanet bavullarn koridorun tam ortasna brakrlar.Her neyse, oturup duruyorduk, birdenbire bana, "Beni balayn, ama bu, Pencey Hazrlk'in kartmas deil mi?" dedi, yukarya, rafta duran bavullarma bakyordu."Evet, yle," dedim. Haklyd. Bavullarmdan birinin stne lanet bir Pencey kartmas yaptrmtm. ok hdke bir eydi, kabul etmek gerek."A, Pencey'de mi okuyorsunuz?" ok gzel bir sesi vard. Daha dorusu, ok gzel bir telefon sesi. Yannda lanet bir telefonla dolasa yeriydi yani."Evet," dedim."Ah, ne gzel! Belki benim olumu tanrsnz, o zaman. Er-nest Morrovv? Pencey'de okuyor.""Evet, tanyorum. Benim snfmda."Olu, hi kukusuz, Pencey'de okuyan en byk namussuzdu, yani okulun tm o rezil tarihi boyunca grd en byk namussuz. Koridorlarda grrdm onu hep, du yaptktan sonra kar, slak havlusunu milletin knda aklatrd. ite tam byle bir herifti."Ah, ne iyi!" dedi kadn. Ama dangalaka deil yani. ok zarif bir tavrla. 'Tantmz Ernest'e syleyeyim," dedi. "Adnz sorabilir miyim, canm?""Rudolf Schmidt," dedim ona. Ona yaamykm olduu gibi anlatmay filan istemiyordum. Rudolf Schmidt bizim yatakhanenin kapcsnn adyd.57

"Pencey'i seviyor musun?""Pencey mi' Eh, fena deil. Pek yle cennet saylmaz, ama teki okullar kadar iyidir, retmenlerin ou da saygn insanlar.""Ernest okulunuza hayran.""Sevdiini biliyorum," dedim. Sonra palavraya baladm. "evresine uyum salamay ok iyi baaryor Gerekten iyi ba-aryor. Yani, uyum salamay gerekten iyi biliyor.""yle mi dnyorsunuz?" Sesinden, felaket ilgilendiianlalyordu. . ."Ernest mi? Tabii," dedim. Sonra eldivenlerini karmasn seyrettim. Vay canna, parmaklar ta deposuydu sanki!"Biraz nce bir trnam krdm, taksiden inerken," dedi. Bana bakt ve glmsedi. Felaket zarif glmsyordu. Gerekten zarifti. ou insan ya hi glmsemez, ya da pis pis srtr. "Ernest'in babas ve ben bazen zlyoruz onun iin," dedi. "Bazen onun pek sokulgan olmadn dnyoruz.""Nasl yani?""ey. ok duygulu bir ocuk. br ocuklarla pek arkadalk kuramyor. Belki de, olaylar yana gre fazla ciddiye alyor."Duyguluymu. Bittim. Bu Morrow denen herif ancak bir klozet kapa kadar duygulu olabilirdi.Ona iyice baktm. Beyni pek uyumu gibi de deildi yani. Nasl bir namussuzun annesi olduunu ok iyi bildii izlenimi veriyordu insana. Ama bunu her zaman anlayamazsnz; rast-gele birinin annesine baknca yani. Anneler hep bir para akl banda olur zaten. Bizim Morrow'un anasn baya sevmitim, anlayacanz. yi bir kadnd. "Bir sigara almaz mydnz?" diye sordum ona.evresine baknd. "Sanrm, buras sigara iilmeyen bir vagon, Rudolf," dedi. Rudolf. Bittim buna."Sorun deil. Bize baran biri kana kadar iebiliriz," de-dim. Br sigara ald benden. Sigarasn yaktm. Sigara ierken ok zarif grnyordu. Duman iine filan ekiyordu, ama duman pis pis ortala pskrtmyordu, onun yandaki ou kadnlar gibi.. Cinsel ekicilii de ok fazlayd, dorusunu isterseniz.

58

Bana biraz tuhaf bakyordu. "Yanlyor muyum acaba, ama sanrm, burnunuz kanyor canm," dedi birdenbire.Bam salladm ve mendilimi kardm. "Kartopu attlar," dedim. "yice sktrmlar, ta gibiydi." Ne olup bittiini anlatmam gerekirdi, ama uzun srerdi imdi. Onu ok beenmitim. Neredeyse, ona admn Rudolf Schmidt olduunu sylediim iin zr dileyecektim ki, "Bizim Ernie," dedim, "okulda en tutulan ocuklardan biridir. Bunu biliyor muydunuz?""Hayr, bilmiyordum."Bam salladm. "Onu tanmak biraz zaman alr. Deiik biri. Tuhaf bir ocuk, pek ok bakmdan; beni anlyor musunuz? Onunla ilk tantmzda onun kendini beenmi biri olduunu sanmtm. yle sanmtm. Ama deildi. Gerek kiiliini anlamanz vakit alyor, deiik biri."Bizim Bayan Morrovv bir ey sylemedi, ama onu bir grmeliydiniz. Onu yerine mhlamtm. Bu anneler byledir zaten; tm duymak istedikleri, oullarnn ne bitirim bir herif olduudur.Ardndan, iyice zrvalamaya baladm. "Size seimlerden sz etti, deil mi?" diye sordum ona. "Snf seimlerinden."Ban sallad. Onu transa sokmutum sanki. Gerekten ama."ey, biz bir sr ocuk bizim Ernie'nin snf bakanmz olmasn istedik. Oy birliiyle onu seecektik. Bu grevi gerekten stlenebilecek tek ocuk oydu, demek istiyorum," dedim. Vay canna, amma da atyordum! "Ama, teki ocuk -Harry Fencer- seilmez mi? Ve, onun seilmesinin nedeni ak ve basitti; Ernie bizden onu aday gstermemizi istemiti. nk ok utanga ve alakgnll filand. Reddetti yani... Gerekten utangatr. Bundan kurtulmasn salamanz gerek." Ona baktm. "Size anlatmad m bunlar?""Hayr, anlatmad."Bam salladm. "Ernie byledir ite. Anlatmaz. Bir hatas da bu zaten -ok utanga ve alakgnll. Arada bir boverip rahatlamasn salamak gerek."Tam o an, kondktr bizim Bayan Morrovv'un bileti iin geldi. Ben de artk palavray kesme frsat bulmu oldum. Bir59

sre atmaktan pek keyiflenmitim yan. Milletin knda havlu aklatan bu Morrow gibi herifler -insann gerekten cann, yak maya alan herifler- yalnzca byle ocukken rezllik etmeklekalmazlar. Btn mrleri rezillikle geer. Ama bahse girerim ki onca palavradan sonra, Bayan Morrow olunu hl, bizim olunu aday gstermememizi isteyecek kadar utanga ve al-akgnll sanyordur. Olur mu, olur! Nereden bileceksiniz? Bu konularda annelerin kafas pek almyor."Bir kokteyl alr mydnz?" diye sordum ona. Havamday-dm, kokteyl imek istemiti canm. "Restorana gidebiliriz. Tamam m?""Yanz iki imeye elveriyor mu acaba, canm?" diye sordu bana. Ama tavr pek can skc deildi. Yani, yle ekici filand ki, asla can skc olamazd."ey, tam olarak deil, tabii. Ama boyum yznden genellikle bir ey demiyorlar," dedim. "stelik samda da epeyce ak var." Bam yana evirip samdaki aklar gsterdim. Dondu kald. "Hadi, bana katln, ltfen?" dedim. Onunla birlikte ol- may istiyordum."Sanrm, gelmesem daha iyi olacak. Ama ok teekkr ederim, canm," dedi. "Zaten, byk bir olaslkla restoran kapaldr. Biliyorsunuz, ok ge oldu, canm." Doru sylyordu. Saatin ka olduunu filan unutmutum. Daha sonra yzme bakt ve bana sormasndan korktuum o eyi sordu. "Ernest mektubunda eve aramba gn geleceini, Noel tatilinin aramba gn balayacan yazmt," dedi. "Umarm, ailenizden birinin hastal nedeniyle armamlardr sizi." Buna ok zlm grnyordu. lerime burnunu sokmaya kalkt filan yoktu, anlyordunuz bunu."Hayr, evde herkesin sal yerinde," dedim. "Hasta olan benim. Ameliyat olacam.""Ah, ok zldm," dedi. Gerekten de zlmt. Byle eyler sylediim iin o an piman oldum, ama ok geti artr."Pek nemli bir ey deil. Beynimde minik bir ur varm""Ah olamaz!" Elini azna gtrd."Yok,yok.Geecek.. Ur en dta bir yerdeymi. Zaten ok kkm. ki dakikada karp alabiliyorlarm."60

Sonra, cebimden tren tarifesini karp okumaya baladm. Srf yalan sylemeyi kesmek iin. Bir baladm m, havamday-sam, saatlerce srdrebilirim. aka etmiyorum. Saatlerce.Daha sonra pek konumadk. Bayan Morrow bir Vogue dergisi karp okumaya balad. Bir sre pencereden darya bakt. Nevvark'ta da trenden indi. Ameliyat iin filan bana ans diledi. Bana durmadan, Rudolf, Rudolf deyip durdu. Sonra beni Gloucester, Massachusets'e davet etti, yazn Ernie'yi ziyaret edecekmiim. Evleri kumsaldaym, bir de tenis kortlar varm. Ona ok teekkr ettim, ama ne yazk ki bykannemle Gney Amerika'ya gidecektik. Ki gerekten kuyruklu bir yaland, bykannem, belki lanet bir matineye filan gitmek dnda, evden bile zor dar kard. Ama, yapacak baka hibir eyim kalmasa bile, o orospu ocuu Morrow'u ziyarete filan gitmezdim zaten.61

Blm 9

Penn stasyonu'nda trenden iner inmez hemer bir telefon kulbesinegittim.Canm birisiyle konumak istiyordu.Bavullarm ierden grebileceim bir biimde kulbenin dna braktm, amakulbeye girince aklma telefon edecek hi kimse gelmedi. AabeyimD.B Hollwood'dayd.Kk kzkardeim Phoebe saat dokuz sularnda yatar; onu, arayamazdm. Onu uyandrsaydm bozulmazd, ama telefonu ondan baka birileri aabilirdi. Annem, ya da babam. Phoebe'yi arayamazdm yani. Jane Gallagher'n annesini arayaym diye duundum, Jane'in tatili ne zaman balyor, onu renebilirdim, ama canm hi istemedi. Ayrca, telefonla konumak iin vakit ok ge olmutu. Daha sonra, eskiden epey sk ktm u Sally Hayes denen kza telefon etmeyi dndm, onun daha imdiden Noel tatiline km olduunu biliyordum -bana upuzun, yapmackl bir mektup yazm, beni Ylba Gecesi iin Ylba aacn sslemesine yardm etmeye armt-ama telefona annesinin kmasndan korkuyordum. Sally'nin annesiyle benim annem tanyorlard, kadn benim New York'a geldiimi gz ap kapayana kadar anneme yetitirmekten hi geri kalmazd. Ayrca, bizim Bayan Hayes'le telefonda konumaya can attm filan da yoktu. Yaramaz olduumu, hayatta bir amacmn olmadn sylerdi. Whooton Okulu'ndayken tandm u Carl Luce denen herifi arayaym dedim, ama ondan da pek holanmyordum. Sonunda kimseyi aramamaya karar verdim. Yirmi dakika kadar bylece oya-62

landktan sonra telefon kulbesinden ktm, bavullarm alp taksilerin durduu o tnele yrdm ve oradan bir taksiyebindim.Felaket dalgnmdr, alkanlkla srcye bizim evin adresini vermemi miyim! Birka gn bir otelde kalacam, tatil balayana kadar eve uramayacam tmyle unutmutum. Park yolunu yarlayana kadar farkna bile varmadm. Srcye, "Hey, frsat bulduunuzda bir zahmet geri dner misiniz? Size yanl adres vermiim. Kent merkezine dnmek istiyorum,"dedim.Src uyank herifin tekiydi, "Burdan dnemem, ahbap. Buras tek ynl bir yol. Doksanna Sokan sonuna kadar gitmek zorundaym."Tartmaya girmek istemiyordum. "Tamam," dedim. Sonra birdenbire aklma bir ey geldi. "Hey, bakar msnz?" dedim. "Gney Central Park'n hemen yanndaki o glde bulunan rdekleri biliyor musunuz? O kk glde hani. Acaba, gl donduunda, o rdekler nereye gidiyorlar, biliyor musunuz? Haberiniz var m, acaba?" Ama anladm ki, ancak milyonda bir olaslkla haberi olabilirdi.Dnd, bana manyakmm gibi bir bakt."Sen n'apyorsun ahbap, ha? Benimle kafa m buluyorsun?""Hayr; yalnzca merak ettim, hepsi bu kadar." Baka bir ey sylemedi, ben de artk konumadm. Doksannc Sokaktaki parka gelene kadar. Sonra, "Evet, ahbap. imdi nereye?" dedi."ey, aslnda, dou yakasndaki otellerde kalmak istemiyorum, tandklarla karlaab