ii. abdÜlhamİt dÖnemİnde İzmİt’te İmar faalİyetlerİ · havasının kötü olduğu,...

15
877 II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ Mucize ÜNLÜ * Giriş İzmit, Sultan II. Abdülhamit dönemi başlarında Karamürsel, Adapazarı, Geyve ve Kandıra kazalarını ihtiva eden İzmit Mutasarrıflığı’nın merkezi olup 13.516 nüfuslu bir kazadır 1 . Kazanın nüfusu giderek artmış ve 1882’ye gelindiğinde 20.000 civarında olmuştur. Vital Cuinet, İzmit’in 1890’lardaki nüfusunu 12.375 Müslüman, 10.125 Hıristiyan, 2.400 Yahudi olmak üzere 25.000 olarak gösterir 2 . Dönemin sonunda kazanın nüfusu yine 25.000 civarındadır 3 . 19. yüzyıl sonuna ait eserlerde çevresinde bulunan bataklıklar sebebiyle havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır. Halk, kereste ve körfezden çıkarılan tuz ticareti ile uğraşmaktadır 4 . Bir tepenin eteğinde sahile kadar uzanan arazi üzerinde kurulmuş olan İzmit şehri, Anadolu’da bir kısım vilayetlerin de iskelesi olduğundan önemlidir. Şehri Üsküdar’a bağlayan şimendiferin Ankara’ya uzatılmasından sonra bu önem daha da artmıştır 5 . Kuzey Anadolu’nun “ağaç denizi” olarak nitelendirilen meşhur ormanlarına yakınlığı İzmit’te kereste ticareti ve gemi inşaatını teşvik etmiştir. Marmara denizinde işleyen gemilerin birçoğu İzmit tezgâhlarında yapılırdı. Tavernier, daha 17. yüzyılda şehirde çeşitli gemi inşa tezgâhları ve sahilde kerestelerin yığıldığı mahzenlerin olduğundan bahsetmiştir. Evliya Çelebi de burada 200 kadar mahzen bulunduğunu belirtmiştir 6 . II. Abdülhamit dönemine gelinceye kadar şehrin imarı için önemli çalışmalar yapılmıştır. II. Mahmut döneminde, 1833 yılında Üsküdar-İzmit arasında ilk posta yolu hizmete açılmış, Fevziye Camii tamir edilmiş, Sultan Orhan Camii’nin tamiri için talimat verilmiştir 7 . Abdülmecit döneminde, 1845’te çuha, 1852 yılında bezir yağı fabrikası hizmete açılmıştır 8 . Abdülaziz döneminin ilk yıllarında da kazanın imar ve ıslahı için kayda değer çalışmalar yapılmıştır. Bu çerçevede kazada 3 saat mesafelik yol düzeltilerek üzerine taşları konulmuş, 45 köprü yeniden inşa veya tamir edilmiş, 75 bin ton ağaç, 11 bin ton yemiş veren ağaç Doç. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, e-mail: [email protected]. 1 Salname-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniye, H. 1294, s. 319; Şemseddin Sami, Kâmus’ul A’lâm, C. II, İstanbul 1889, s. 849. Kasabanın nüfusu ise 9.594’tür. (M. Ş., “İzmid Manzaraları”, Sevet-i Fünun, 11 Ocak 1894, s. 283). 2 İdris Bostan, “İzmit”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, 23 (2001), s. 540. 3 Tüccarzade İbrahim Hilmi, Memalik-i Osmaniye Cep Atlası, İstanbul 1323, s. 107. 4 Ali Tevfik, Memalik-i Osmaniye Coğrafyası, C. III, İstanbul 1318, s. 240. 5 Ali Cevad, Memalik-i Osmaniye’nin Tarih ve Coğrafya Lügatı, Dersaadet 1313, s. 64. 6 Besim Darkot, “İzmit”, İslam Ansiklopedisi, 5/II (1993), s. 1252. 7 Bostan, “İzmit”, s. 537. 8 Pars Tuğlacı, Osmanlı Şehirleri, İstanbul 1985, s. 175.

Upload: others

Post on 07-Sep-2019

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

877

II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ

Mucize ÜNLÜ*

Giriş

İzmit, Sultan II. Abdülhamit dönemi başlarında Karamürsel, Adapazarı, Geyve ve Kandıra kazalarını ihtiva eden İzmit Mutasarrıflığı’nın merkezi olup 13.516 nüfuslu bir kazadır1. Kazanın nüfusu giderek artmış ve 1882’ye gelindiğinde 20.000 civarında olmuştur. Vital Cuinet, İzmit’in 1890’lardaki nüfusunu 12.375 Müslüman, 10.125 Hıristiyan, 2.400 Yahudi olmak üzere 25.000 olarak gösterir2. Dönemin sonunda kazanın nüfusu yine 25.000 civarındadır3. 19. yüzyıl sonuna ait eserlerde çevresinde bulunan bataklıklar sebebiyle havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır. Halk, kereste ve körfezden çıkarılan tuz ticareti ile uğraşmaktadır4. Bir tepenin eteğinde sahile kadar uzanan arazi üzerinde kurulmuş olan İzmit şehri, Anadolu’da bir kısım vilayetlerin de iskelesi olduğundan önemlidir. Şehri Üsküdar’a bağlayan şimendiferin Ankara’ya uzatılmasından sonra bu önem daha da artmıştır5. Kuzey Anadolu’nun “ağaç denizi” olarak nitelendirilen meşhur ormanlarına yakınlığı İzmit’te kereste ticareti ve gemi inşaatını teşvik etmiştir. Marmara denizinde işleyen gemilerin birçoğu İzmit tezgâhlarında yapılırdı. Tavernier, daha 17. yüzyılda şehirde çeşitli gemi inşa tezgâhları ve sahilde kerestelerin yığıldığı mahzenlerin olduğundan bahsetmiştir. Evliya Çelebi de burada 200 kadar mahzen bulunduğunu belirtmiştir6.

II. Abdülhamit dönemine gelinceye kadar şehrin imarı için önemli çalışmalar yapılmıştır. II. Mahmut döneminde, 1833 yılında Üsküdar-İzmit arasında ilk posta yolu hizmete açılmış, Fevziye Camii tamir edilmiş, Sultan Orhan Camii’nin tamiri için talimat verilmiştir7. Abdülmecit döneminde, 1845’te çuha, 1852 yılında bezir yağı fabrikası hizmete açılmıştır8. Abdülaziz döneminin ilk yıllarında da kazanın imar ve ıslahı için kayda değer çalışmalar yapılmıştır. Bu çerçevede kazada 3 saat mesafelik yol düzeltilerek üzerine taşları konulmuş, 45 köprü yeniden inşa veya tamir edilmiş, 75 bin ton ağaç, 11 bin ton yemiş veren ağaç

∗ Doç. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, e-mail: [email protected] Salname-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniye, H. 1294, s. 319; Şemseddin Sami, Kâmus’ul A’lâm, C. II, İstanbul 1889, s. 849.

Kasabanın nüfusu ise 9.594’tür. (M. Ş., “İzmid Manzaraları”, Sevet-i Fünun, 11 Ocak 1894, s. 283).2 İdris Bostan, “İzmit”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, 23 (2001), s. 540.3 Tüccarzade İbrahim Hilmi, Memalik-i Osmaniye Cep Atlası, İstanbul 1323, s. 107.4 Ali Tevfik, Memalik-i Osmaniye Coğrafyası, C. III, İstanbul 1318, s. 240. 5 Ali Cevad, Memalik-i Osmaniye’nin Tarih ve Coğrafya Lügatı, Dersaadet 1313, s. 64.6 Besim Darkot, “İzmit”, İslam Ansiklopedisi, 5/II (1993), s. 1252. 7 Bostan, “İzmit”, s. 537.8 Pars Tuğlacı, Osmanlı Şehirleri, İstanbul 1985, s. 175.

Page 2: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

878

dikilmiştir. Ayrıca muhacirler için 150 hane inşa edilmiştir9. Anadolu-Bağdat demiryolunun ilk parçası olan Haydar Paşa-İzmit hattının işletmeye açılması Abdülaziz döneminde şehrin imarı yolunda atılan bir diğer önemli adımdır10.

II. Abdülhamit döneminde, İzmit’in imarı için yapılan çalışmalar daha da genişletilerek sürdürülmüştür. Bu dönemde ülke genelindeki bayındırlık çalışmalarında Nafia Nazırı Hasan Fehmi Paşa ile Sivas valisi Halil Rıfat Paşa’nın büyük hizmetleri görülür. “Gidemediğin yer senin değildir”, “Her şeyden evvel ve her şey için yol” vecizeleri, Halil Rıfat Paşa’ya aittir. Devlet bütçesi dışında padişahın kendi özel kasasından da harcama yapılarak çok sayıda eser vücuda getirilen bu dönemde, askerî mimariden çok kamu ve sivil mimarî örneklerine rastlanmaktadır. Bunda Batılılaşma yolunda ilk adımların askerî alanda atılması dolayısıyla bu alanda duyulan mekân ihtiyacının daha önceki dönemlerde karşılanmış olması etkili olmuştur. Bununla birlikte, II. Abdülhamit döneminde ülke genelinde birçok askerî yapının onarıldığı ve çok sayıda karakol ve kışlanın inşa edildiği bilinmektedir11. Bu çalışmada tarihî ve kültürel değerlerin kentlerin kimliklerinin oluşması ve güçlenmesi açısından taşıdığı önemden hareketle II. Abdülhamit döneminde İzmit’te gerçekleştirilen imar faaliyetleri değerlendirilerek, şehrin tarihine bu açıdan katkı sağlanmaya çalışılacaktır.

Resmî Yapılar

Hükümet Konağı

Osmanlı Devleti’nde II. Mahmut döneminde başlayan merkezî yönetim kurma girişimleri Tanzimat döneminde hız kazanmış, yönetim yapısında meydana gelen değişim kentlerin mekânsal yapılarına da yansımıştır. Yeni kurulan yönetim organlarıyla birlikte devlet dairesi denen yapılara ihtiyaç duyulmuştur. Bu dairelerden önceliklisi hükümet konağıdır12. İzmit hükümet konağının harap bir durumda olduğu ve tamir edilmesi gerektiği daha 1860’lı yılların başında Kocaeli sancağı genelinde yapılan inceleme sırasında tespit edilmiştir. Söz konusu konak, uzun yıllardan beri Tersane-i Âmire’ye ait ve İzmit tersanesi kereste memurları tarafından kullanılmakta iken sonradan hükümet memurlarına tahsis edilmiştir. Ancak ileride bu konağın tekrar tersane dairesine ilhakına ihtiyaç duyulabilecektir. Üstelik fazlasıyla köhne ve harap bir durumda olan konağın tamir edilmesi için yüksek miktarda para sarf etmek gerekmektedir. Bundan dolayı şehrin ileri gelenlerinin bir kısmı, kasabanın merkezî bir yerinde hükümet konağı yapılmaya elverişli, tamir gerektirmeyen, büyük bir satılık konaktan söz etmişlerdir. Bu konağın fiyatı uygundur ve hükümet konağına dönüştürmek için yapılacak masraf, mevcut konağın tamir masrafı kadar tutmayacaktır. Bu durumda mevcut konağın daha önce olduğu gibi tersaneye bırakılması ve sözü edilen konağın satın alınarak hükümet binası yapılması görüşü ağırlık kazanmıştır. Hükümet konağı ve müştemilatının tamirinin ne kadara mal olacağı, satılık olan konağın alınması halinde ne kadar bedel ödeneceği, alındıktan sonraki düzenlemelerin ne kadar masraf gerektireceği gibi hususların etraflıca araştırılması ve bütçe açısından elverişli olanın belirlenmesi konusunda İzmit kaymakamlığı ile yazışmalar uzun süre devam etmiştir13.

Abdülhamit döneminde hükümet konağının tamiri konusu birçok kez gündeme gelmiş ve 1898 yılı yazında konağın iyi bir şekilde tamir ve tefriş edilmesi için irade çıkmıştır14. Ancak iki üç yıl sonra konağın son derece harap vaziyette olduğundan bahsedilerek tekrar

9 BOA. MVL. 721/10.10 Pars Tuğlacı, Osmanlı…, İstanbul 1985, s. 175.11 A. Şevki Duymaz, II. Abdülhamit Dönemi İmar Faaliyetleri (Türkiye Örnekleri), Basılmamış Doktora Tezi, Isparta

2003, s. 104.12 Afife Batur, “Batılılaşma Döneminde Osmanlı Mimarlığı”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, IV (1985),

s. 1056.13 BOA. A. MKT. UM. 462/16.14 BOA. İ. HUS. 67/44.

Page 3: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

879

tamir ve tefrişine ihtiyaç duyulmuştur. Bunun için 164.985 kuruş sarf etmek gerekeceği tespit edilmiştir. Bu meblağın 139.650 kuruşunun Dâhiliye, kalan meblağın ise Şer’iyye, Askeriyye, Adliye ve Defter-i Hâkâni dairelerinin içinde bulunulan yıl bütçesinden karşılanması yönünde irade çıkmıştır15. 1905 yılı ortalarında yapılan yazışmalardan harap vaziyette olan hükümet dairesinin tamir ve tefrişi için irade çıkmış olmasına rağmen ödenek sıkıntısı nedeniyle icraata geçilemediği anlaşılmaktadır16. Tam üç yıl sonra hükümet konağının tamir ve tefrişi konusu tekrar gündeme gelmiştir. Askerî daireler dışında taşradaki mîrî yapıların tamirat ve inşaat masraflarının merkezî hazineye naklinin irade gereği olduğunun hatırlatılması, Abdülhamit döneminde İzmit’te resmî yapıların en önemlilerinden biri olan hükümet konağı ile ilgili çalışmalardan sonuç alınamadığını göstermektedir17. Yazışmalarda hükümet konağının keşif evrakları ile ilgili eksiklikler ya da masrafın nezaretler arasındaki paylaşımından kaynaklanan bazı sorunlardan bahsedilse de malî sıkıntıların bu konunun sonuçlandırılamamasında en önemli etken olduğu söylenebilir.

Hapishane

Tanzimat’ın ilanından sonra Batılı devletler, Osmanlı ülkesinde Avrupa’daki hapishane sistemine geçilmesi ve Osmanlı hapishanelerinin ıslah edilmesi yönünde müdahalelere başlamışlardır. 1844’ten itibaren İngiliz elçisi Canning ile başlayan telkinler diğer yabancı elçi ve tercümanlar aracılığıyla sürdürülmüş ve reform talepleri birbirini takip etmiştir18. Bu süreçte Osmanlı hükümeti tarafından 1880 yılında hapishanelerin ıslahı ile ilgili olarak “Tevkifhane ve Hapishanelerin İdarelerine Dair Nizamname” çıkarılmıştır. Bu nizamname her kaza, liva ve vilayette sanıklar için birer tevkifhane ve mahkûmlar için birer hapishane bulunması, kadınlara ait daireler olması, mahkûmların zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması gibi maddeleri içermektedir19. Sözü edilen nizamname çerçevesinde yapılan düzenlemeler kapsamında, 1880 yılı ortalarında daha önce hükümet konağı ile birlikte tamiri gündeme getirilen İzmit hapishanesi de incelemeye alınmıştır. Konu ile ilgili olarak oluşturulan komisyonun, hapishanede yaptığı incelemeler sonucunda binanın mahpuslar için yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Bunun üzerine yeni bir hapishanenin inşa edilmesi ve mevcut hapishane binasının da onarılması kararlaştırılmıştır. Yeni yapılacak hapishane binası için 95.860, mevcut binanın tamiri için de 19.830 kuruşa ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir20. Mevcut hapishane tamir edilip iki daireye bölünerek biri borçlulara tahsis edilecek diğeri de hastane olarak kullanılacaktır. Yeni inşa edilecek binada ise caniler tutulacaktır. Ancak eski binanın tamiri ve yeni binanın inşası için hazine müsait olmadığından bölgenin varlıklı ve hayırsever kişilerinden gerekli paranın temin edilerek tamir ve inşanın gerçekleştirilmesi yönünde irade çıkmıştır. Bunun için bölge ileri gelenleri idare meclisine çağrılarak gerekli teşvikler yapılmıştır. Fakat zikredilen meblağın yardım yoluyla temin edilemeyeceği anlaşılınca mahallî yöneticiler hapishane için gerekli masrafın merkezî hazineden karşılanmasını talep etmişlerdir21.

İstanbul’dan gönderilen Adliye Müfettişi Şefik Bey, livadaki teftişi sonrasında hazırladığı raporda, komitacılar ve sancağa bağlı diğer kazalardan buraya gönderilen suçlulardan başka İzmit hapishanesinde 100 kişiden fazla tutuklu bulunduğunu yazmıştır. Müfettişin ifadesine göre İzmit hapishanesi 30-40 kişi alabilecek iki koğuştan ibarettir. Hapishanedeki izdihamdan ve İzmit’in vahim havasından dolayı hastalık ve ölüm vakaları görülmektedir.

15 BOA. İ. DH.1381/4 (Lef: 5).16 BOA. BEO. 2574/193031.17 BOA. ŞD. 2771/29.18 Gültekin Yıldız, Osmanlı Devleti’nde Hapishane Islahatı (1839-1908), Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2002,

s. 134.19 Gülnihal Bozkurt, Batı Hukukunun Türkiye’de Benimsenmesi, Ankara 1996, s. 111-112.20 BOA. ŞD. DH. 2447/37.21 BOA. ŞD. DH. 2447/37.

Mucize ÜNLÜ

Page 4: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

880

Şefik Bey, bu bilgileri verdikten sonra hükümet konağının avlusunda bulunan odalardan üçünün tevkifhane yapılabileceğini kaydetmiştir22. İlerleyen aylarda hapishane binasının tanzim ve genişletilmesi tekrar gündeme gelmiş ve ayrı bir bina inşası için sarf edilmesi gereken 115 bin küsur kuruşun hazineden karşılanması için talepler sürmüştür. Liva yönetimi merkeze bölgede bu işi yapacak kudrette kimse olmadığı, üstelik söz konusu inşaatın hükümet eliyle yapılması halinde hazineye daha aza mal olabileceği yönünde bilgiler aktarmaya devam etmiştir23. İzmit’in havasının vahameti ve hapishanedeki mahpusların çokluğu nedeniyle hastalananlar artınca yapılan incelemeler sonucunda Şehremaneti de hapishanenin düzensiz ve genişletilmeye muhtaç durumda olduğuna ikna olmuştur24.

1882 yılı başında hapishanede borçlular ve hafif suçluların cürüm işlemiş olanlardan ayrılması için hükümet dairesi içinde tevkifhane olarak üç oda yapılması konusu tekrar gündeme getirilmiş ise de bunun için sarf edilmesi gereken meblağa karşılık bulunamamış ve söz konusu meblağın bir sonraki yıl bütçesinden karşılanması yönünde irade çıkmıştır25. On beş yıl sonra hapishanenin tamiri tekrar gündeme geldiğinde keşif bedeli için içinde bulunulan yıl inşaat ve tamirat kaleminde yeterli para olmadığı gibi bütçenin diğer kalemlerinden de uygun karşılık bulunamayacağı bildirilmiş ve bu girişimden bir sonuç alınamamıştır26. Hapishanenin hıfzıssıhha kaidelerine göre genişletilerek tamir edilmesi yönünde birçok kez talepte bulunulduktan sonra 1901 yılı Nisan ayında hapishanede acilen tamiri gereken yerler için 2.600 küsur kuruş ödenek talep edilmiştir. Hapishanelerin hükümet dairesinin altında bulunduğu yerlerde yeniden inşa gerektiğinde, masrafın hükümet konağının inşaat masrafından karşılanması yönünde irade vardır. Ancak İzmit’teki tevkifhane hükümet dairesinin dışında bulunduğundan belirtilen meblağın hapishane tahsisatından ödenmesi gerekmektedir. Bunun için bütçede az bir ödenek olduğundan hapishanenin tamiri zaruri görülmekle birlikte bu girişimden de sonuç alınamamıştır27. İzmit hapishanesinin yeniden inşası için yapılan girişimler ve bunun için gerekli meblağın nasıl karşılanacağı yönündeki yazışmalar daha sonraki yıllarda da sürmüştür28.

Abdülhamit dönemi sonlarında hapishanenin eskiliği ve rutubet nedeniyle tutukluların çoğunun sıhhati bozulmuş, bazı ölüm hadiseleri yaşanmıştır. Bu gelişmeler üzerine liva yönetimi gerekli tamirat ve inşaata bir an önce başlanabilmesi için merkezden ödenek taleplerini hızlandırmıştır29. Hapishane genişletilerek yeniden inşa edilmedikçe mahpusların hayat ve sıhhatini korumanın mümkün olmayacağı anlaşıldığından mutasarrıflığın bu sorunu çözmek için verdiği mücadele bundan sonra da devam etmiştir30. Dolayısıyla bu dönemde hapishanenin tamir ve inşası konusundaki girişimlerden istenen sonuç alınamamıştır. Burada en etkili sebep, malî imkânsızlık olmuştur.

Adliye Dairesi

Adliye Müfettişi Şefik Bey, İzmit sancağı genelindeki teftişi sonrasında hazırladığı raporda kazada adlî işlerin düzenli bir şekilde yürütülmediği hususuna geniş yer vermiştir. Şefik Bey’e göre adlî işlerin iyi bir şekilde yürütülememesinde adliye dairesinin fizikî kapasite olarak yeterli olmaması da etkilidir. Hükümet konağı geniş olduğu ve burada büyük küçük her memura ayrı odalar verildiği halde bidayet mahkemesine müzakere ve kalem odası verilmediğinden işlerin yürütülmesinde güçlük çekilmektedir. Adlî işlerin

22 BOA. ŞD. DH. 2447/37.23 BOA. ŞD. DH. 2447/37.24 BOA. ŞD. DH. 2447/37.25 BOA. İ. ŞD. 57/3235 (Lef: 2).26 BOA. DH. TMIK. S. 13/52.27 BOA. ŞD. 2708/38; BEO. 1655/124118 (Lef: 2).28 BOA. BEO. 2409/180621 (Lef: 1).29 BOA. BEO. 2998/224849.30 BOA. DH. TMIK. S. 68/29.

Page 5: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

881

sağlıklı yürütülebilmesi için hükümet konağında müzakere ve kalem odasıyla müstantikler için iki oda tahsisi gereklidir31. Teftiş için kısa bir süre sonra tekrar İzmit’e gelen Şefik Bey, dönüşünde mutasarrıflığın daha önce yapılması belirtilenlerin hiç birini yapmadığını rapor etmiş ve İzmit hükümet konağından üç odanın boşaltılarak adlî işler için kullanılması tavsiyesini yinelemiştir32. Bu tavsiyeler hayata geçirilmemiş olacak ki 1885 yılı sonlarında İzmit Adliye dairesinin fizikî kapasite olarak memurlar için yeterli olmadığı ve üstelik yıkılmaya yüz tuttuğu belirtilmiş ve tamir edilerek dört oda daha ilave edilmesine ihtiyaç gösterilmiştir. Konunun önemi ve daha önceki uyarılar da dikkate alınarak söz konusu tamir ve inşanın gerçekleştirilmesi ve bunun için gerekli 29.850 kuruşun girecek olan yılın bütçesine dâhil edilmesi yönünde irade çıkmıştır33.

Nüfus Dairesi

Diğer resmî binalar gibi İzmit Nüfus İdaresi binası da harap durumda olduğundan 1896 yılı başında tamiri için girişimde bulunulmuştur. Bunun için 3.254 kuruş sarf etmek gerekeceği tespit edilmiştir. Ödenek sıkıntısı burada da yaşanmış ancak yapılan yazışmalardan sonra bu meblağın 1.960 küsur kuruşunun İzmit Mutasarrıflığı’nın o yılki bütçesine tamirat masrafı olarak dâhil edilmesi, kalan meblağın da o yılın bütçe açığı ve tamirat kalemi fazlasına ilave edilmesi uygun görülmüştür34.

Rüsumat Dairesi

İzmit Rüsumat Müdüriyeti dairesinin bazı yerleri depremde zarar görmüştür. Daha sonra aşırı yağan yağmurdan da büyük oranda zarar görünce iyice harap olan kısımların tamirine ihtiyaç duyulmuştur. Ayrıca şehirde eşya ihracat ve ithalatı arttığından ve ambarlar ticarî eşyayı koymak için yeterli gelmediğinden ambar dışında kalan eşyanın konulması için gümrüğün kara kapısı tarafında boş bulunan yerin örtü altına alınması düşünülmüştür. Bunun 10.900 kuruşla gerçekleştirilebileceği tespit edilmiştir. Söz konusu tamir ve inşanın yapılması ve masrafın o yılın inşaat ve tamirat kaleminden ödenmesi için irade çıkmıştır35.

Askerî Yapılar

Abdülhamit döneminin ilk yıllarında savaş mühimmatının muhafazası için bazı yerlerde askerî ambar ya da mahzenler inşa edilmesi konusu gündeme gelmiştir. Bir nevi cephanelik olan bu ambarların inşa edilmesi düşünülen yerlerden biri de İzmit’tir. Şöyle ki gerek Baruthane ve Fişekhane-i Âmire’de imal edilen ve gerekse Avrupa’dan satın alınarak getirilen barut ve fişekler eskiden beri Baruthane-i Âmire’de bulunan ambar ve mahzenlerde muhafaza edilmekteydi. Tahliye edilen kalelerden gelen ateşli mühimmat da yine bu ambar ve mahzenlere konulmuştu. Ancak böyle çok miktarda ateşli mühimmatın bir yerde tutulması tehlikeli bulunduğundan ateşli mühimmat ambar ve mahzenlerinin uygun ve güvenli mevkilerde ve müteferrik halde bulundurulması gerekli görülmüştür. Bu çerçevede 30 bin sandık dolu fişek ve 30 bin varil barutun muhafaza edilebileceği bir ambarın Üsküdar tarafına, 50-60 bin sandık fişek ve bir o kadar da varil barutun muhafaza edilebileceği bir ambarın da İzmit havalisinde uygun ve emniyetli bir yere yapılmasına karar verilmiştir. Mevcut olan ambar ve mahzenler de oralara nakledilecektir. İlk etapta Üsküdar tarafında yapılan araştırma sonunda Uzunçayır’da uygun ve boş bir yer bulunmuş, daha sonra İzmit havalisinde araştırmalara başlanmıştır36.

31 BOA. ŞD. DH. 2447/37.32 BOA. ŞD. DH. 2447/37.33 BOA. İ. DH. 973/76867 (Lef: 2).34 BOA. BEO. 730/54716.35 BOA. BEO. 1051/78758; İ. RSM. 7/58 (Lef: 2).36 BOA. İ. DH. 782/63592 (Lef: 2).

Mucize ÜNLÜ

Page 6: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

882

Üsküdar ve İzmit taraflarında askerî ambarlar inşa edilmesi konusu hükümet merkezinde değerlendirildiğinde söz konusu ambarların inşasının epeyce zamana ve paraya mal olacağı, oysa şartların bunun için müsait olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu sırada Kartal tarafında bir kişi tarafından daha önce kâgir olarak inşa edilen ve kullanılmaz durumda olan fabrikanın söz konusu mühimmatı ve yanıcı kimyevî maddeleri saklamak için yeterli hatta İzmit tarafında hıfz edilecek mühimmatı dahi alacak derecede geniş olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda Tophane’den bir kişi görevlendirilerek oranın kontrol ettirilmesi ve binanın genişlik ve sağlamlık bakımından talebi karşılaması halinde mal sahibi razı edilerek satın alınıp ambar yapılması yönünde irade çıkmıştır37. Bunun üzerine Kartal tarafına kâgir fabrikanın kontrolü için memur gönderilmiştir. Sözü geçen memur, bahsedilen kâgir fabrikanın mevkisi denize yakın ve açık olduğundan ambar yapılması halinde içine konulacak yanıcı mühimmatın rutubetin etkisi ile kötü olabileceğini rapor etmiştir. Dolayısıyla buranın cephanelik yapılmasından mecburen vazgeçilmiştir. Daha sonra Kartal’a tâbi Başıbüyük adlı köy civarında bulunan ve cephane yapılması için elverişli olduğu anlaşılan arazinin uygun noktalarına 75 bin sandık fişek ile 75 bin varil barutu alacak şekilde 15 ayrı ambar inşa edilmesine karar verilmiş38 ve mevsim geçmeden inşaata başlanması yönünde irade çıkmıştır39.

Daha sonraki tarihlerde İzmit’te bu tarz yapıların inşasına duyulan ihtiyaç artmış olacak ki on yıl kadar sonra İzmit’te yeniden inşa edilen depo, cephanelik ve askerî dairenin açılış töreni yapılmıştır. Açılışta İzmit mutasarrıfı, naib, müftü, askerî erkân, bölge ileri gelenleri, ulema ve çeşitli mekteplerin öğrencileri hazır bulunmuşlardır. “Padişahım çok yaşa” nağmeleri eşliğinde resmî açılış gerçekleştirilmiştir40. Askerî depoların inşası sırasında pencere ve kapılar yapılırken cevizden başka kereste kullanılmamış, binaların iç süslemelerinde yağlı boya kullanılmış ve bu binalar meşhur Osmanlı muharebelerini tasvir eden levhalarla süslenmiştir41.

Dinî Yapılar

Sultan Orhan Camii

İzmit’te II. Abdülhamit döneminde onarımı yapılan dinî yapılardan biri Sultan Orhan Camii’dir. İzmit’in en eski camisi olup şehrin Türkler tarafından fethini takiben kiliseden çevrilmiştir42. İç kalenin ortasında yer alan bu cami, kare planlı olup ahşap çatı ile örtülüdür. Minaresi kâgir ve tek şerefelidir43. II. Mahmut, 1836 yılında İzmit’e ikinci kez geldiğinde Sultan Orhan Camii’nin tamiri için talimat vermiştir44. Cami, Abdülmecit zamanında da tamir görmüştür45. Abdülhamit’in saltanatının ilk yılında Sultan Orhan Camii’nin harap olan bazı yerlerinin onarımına ihtiyaç gösterilmiştir. Yapılan keşif sonunda onarımın 13.000 kuruşla mümkün olabileceği anlaşılmıştır. Bu meblağın Hazine-i Evkaf’ın zuhurat kaleminden karşılanması yönünde irade çıkmıştır46. Söz konusu cami daha sonra 1894 yılında da onarım görmüştür47.

37 BOA. İ. DH. 782/63592 (Lef: 4).38 BOA. İ. MMS. 62/2916 (Lef: 2).39 BOA. İ. MMS. 62/2916 (Lef: 4).40 BOA. Y. PRK. ASK. 57/85; Y. PRK. ASK. 57/92.41 M. Ş., “İzmid…”, Servet-i Fünun, 11 Ocak 1894, s. 283.42 Darkot, “İzmit”, s. 1255.43 Tuğlacı, Osmanlı…, s. 176.44 Bostan, “İzmit”, s. 537.45 Tuğlacı, Osmanlı…, s. 176.46 BOA. İ. DH. 687/47888.47 Tuğlacı, Osmanlı…, s. 176.

Page 7: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

883

Fevziye (Mehmet Bey) Camii

Mehmet Bey Camii, Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Rüstem Paşa’nın kethüdası Mehmet Bey adına Mimar Sinan’a yaptırılmıştır48. Şehrin büyük camilerinden biridir. 1719’da İzmit ve çevresinde meydana gelen depremde cami ve müştemilatı büyük zarar görmüştür. II. Mahmut, 1836 yılında İzmit’e ikinci gelişinde yenilenen bu caminin açılışını yapmıştır49. 1894 İstanbul depreminde zarar gören Mehmet Bey Camii, bu dönemde yeniden inşa edilmiştir. İlk etapta caminin tamir edilebileceği düşünülmüş ve bunun için 37.394 kuruşa ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir. Bu yönde irade çıkınca tamire başlanmıştır. Ancak vaktiyle caminin duvarları topraklı çamurdan basit bir şekilde ve üzerindeki binanın ağırlığını taşıyamayacak surette yapıldığından depremden fazlasıyla etkilenmiş, çatısı eğilerek tehlikeli bir hal almıştır. Bu durumda tamir ile işin içinden çıkılamayacağı anlaşılmış ve yıkılarak yeniden inşası gerekli görülmüştür. Yeniden inşanın 140.595 kuruşa mal olacağı anlaşılmıştır. 37.394 kuruşun sarfı için daha önceden izin çıktığından kalan 103.201 kuruşun içinde bulunulan yılın evkaf bütçesinden ödenmesi yönünde irade çıkmıştır50.

Pertev Paşa (Yeni Cuma) Camii

Sultan Abdülhamit’in saltanatının ilk yılında tamiri yapılan bir diğer yapı, Pertev Paşa Camii’dir. Kanuni’nin veziri Pertev Mehmet Paşa’nın İzmit’te sancakbeyliği yaptığı dönemde inşasını başlattığı bu cami, 1579 yılında tamamlanmıştır. Pertev Paşa külliyesi içinde yer alan yapı, şehrin en büyük camilerindendir. Gerek cami gerekse külliye, 1719’da İzmit ve çevresinde meydana gelen büyük zelzelede tahribata uğramıştır51. Abdülhamit’in saltanatının ilk yılında uzun zamandır bakımı yapılmayan bu caminin üzerindeki kurşunların bazı yerlerinin yıprandığı, minaresi, kubbesi, pencere çevreleri, camekânlarının çerçeveleri ve duvar kemerlerinin harap olduğu görülmüştür. Bu kısımların onarılmaması halinde ileride daha büyük masraf gerektireceği düşünüldüğünden tamiri talep edilmiştir. Onarımın 15.455,5 kuruş sarfıyla mümkün olabileceği anlaşılmış ve bu meblağın vakıf tarafından ödenmesi yönünde irade çıkmıştır52. Pertev Paşa Camii, Abdülhamit döneminin sonlarına doğru bir kez daha tamir edilmiştir. Caminin tamir gerektiren yerleri için gereken 16.339,5 kuruşun vakıf gelirinden ödenmesi yönünde irade çıkmıştır53.

Aya Vasil Kilisesi

İzmit kasabasındaki Aya Vasil adlı Rum kilisesi harap olduğundan Rum Patrikliği kilisenin genişletilerek yeniden inşası için ruhsat talep etmiştir. Kilise, eski kilisenin yerine bina edilecek ve inşa masrafı kilise sandığı ve halkın yaptığı yardımlardan karşılanacaktır. Yapılan incelemelerde bu faaliyetin mevcut şartlarda bir mahzur doğurmayacağı anlaşılmıştır. Bunun üzerine kilisenin yeniden inşasına dair irade çıkmıştır54. İzmit merkezde bulunan ve zamanla harap olan bu kilise; uzunluğu 35, genişliği 20, yüksekliği 15 zirâ’ olmak üzere inşa edilecektir. Kilisenin önceki uzunluğu 33,5, genişliği 20, yüksekliği 7 arşındır. Bu yapı yıkılacak ve yeniden inşa edilirken eski kilisenin enkazından faydalanılacaktır55. Kilisenin üç tarafındaki duvarları eski binanın temelleri üzerine inşa edilecek, doğusunda yalnız bir tarafının temeli eski temelden 2,5 arşın dışarı, yani kilise avlusuna doğru genişletilecektir. Sözü edilen kilise, papaz odaları ve bahçe Abdüsselam Bey vakfından olup 523 akçe senelik 48 Tuğlacı, Osmanlı…, s. 176.49 Bostan, ”İzmit”, s. 537.50 BOA. BEO. 794/59499; İ. EV. 13/48 (Lef: 2).51 Bostan, “İzmit”, s. 537.52 BOA. İ. ŞD. 36/1801 (Lef: 2).53 BOA. İ. EV. 36/13 (Lef: 2).54 BOA. İ. DH. 1088/85377 (Lef: 8). Kilisenin planı ve halk tarafından yapılan yardımların detayı için bkz. İ. DH.

1088/85377 ( Lef :1,2). 55 BOA. İ. DH. 1088/85377 (Lef: 4).

Mucize ÜNLÜ

Page 8: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

884

mukataası bulunmaktadır. 168 hanede 900 nüfus olarak yaşayan Rumların kazada bundan başka kiliseleri bulunmamaktadır. Kazada ayrıca Yunan devleti tebaasından 32 hanede 219, Bulgarlardan da 3 hanede 7 kişi yaşamaktadır. Kilisenin inşasının 219.590 kuruş masrafla gerçekleştirilebileceği belirlenmiştir56.

Yaklaşık on yıl sonra Aya Vasil kilisesinin bahçesi içindeki metropolithanenin harap olduğu gerekçesiyle yeniden inşası gündeme gelmiş ve bunun için ruhsat talep edilmiştir. Söz konusu metropolithanenin eski binasının temelleri üzerine uzunluğu 23 arşın 14 parmak, genişliği ve yüksekliği 12’şer arşın olarak inşa edilmek istendiği, masrafların kilise sandığı ve bölgedeki Rum halkı tarafından yapılacak yardımlardan karşılanacağı bildirilmiştir. Yapılan değerlendirme sonunda belirtilen yapının yenilenmesinde bir sakınca olmadığı görülmüştür. Bunun üzerine zikredilen ölçülerin aşılmaması ve inşa masrafının öngörüldüğü şekilde karşılanarak kimseden zorla para alınmaması uyarısıyla ruhsat verilmesi uygun görülmüştür57.

Eğitim Yapıları

Abdülhamit devrinde Tanzimat döneminde açılan eğitim kurumları geliştirilerek memleketin en ücra köşelerine kadar ulaştırılmaya çalışılmıştır. 1869 nizamnamesinin uygulamasına geçilmiş, ilk ve ortaöğretim kurumları tüm ülkeye yayılmıştır. Bu gelişmeleri İzmit’te de görmek mümkündür. İlköğretim düzeyinde Karantina civarındaki iptidaî mektebinin inşası tamamlanarak 19 Eylül 1891’de açılış töreni yapılmıştır58. Bu okul, sultanın emlâk-ı hümâyûnda bizzat yaptırdığı okullardan biridir59. Ayrıca toplanan yardımlar ile 1902 yılı sonlarında Maraşlı mevkiinde bulunan iptidaî mektebi genişletilerek tamir edilmiş ve okunan mevlit eşliğinde resmî açılışı yapılmıştır60. Yine 1904 yılında İzmit İnas Mektebi inşa edilmiştir61.

İzmit’te eğitim alanında inşa edilen önemli yapılardan biri de İzmit idadi binasıdır. İlk örneklerine 1870 başlarında rastlanan idadilerin taşra vilayet ve sancak merkezlerine yayılması Abdülhamit döneminde olmuştur62. Binanın temeli 1884’te atılmış, resmî açılışı 1887’de yapılmıştır. 1888’de idadi adını alan okul, 1913’te sultaniye çevrilecektir63. Gösterişli ve mükemmel bir şekilde yatılı olmak üzere inşa edilmiş olan İzmit İdadi Mektebi, 600.000 küsur kuruş masrafla vücuda getirilmiştir. Sadece içindeki süslemeler için 35.000 kuruş sarf edilmiştir64.

1903 yılı sonlarına doğru İzmit İdadi Mektebi’nin tamiri konusu gündeme getirilmiştir. Yapılan incelemeler sonunda tamiratın 11.635 kuruşla gerçekleştirilebileceği belirlenmiştir. Özellikle mektebin bahçesi etrafındaki perdelerin tamirine ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak tahta perdeler fazlasıyla köhneleştiğinden tamiri mümkün olmayacak derecede harap vaziyettedir. Eski şekliyle yeniden inşasının 2.500 kuruş sarfıyla mümkün olduğu belirlenmesine rağmen bu şekilde sağlam olmayacağı düşünüldüğünden harçlı duvar inşası uygun görülerek keşfi yapılmış ve 4.383 kuruş 30 paraya mal olacağı tespit edilmiştir. Duvarın belirtilen şekilde inşasının gerekli olduğu kadar yararlı olacağı da düşünüldüğünden bu doğrultuda irade çıkmıştır65. Yaklaşık üç yıl sonra İzmit İdadi Mektebi binasının tamiri konusu tekrar gündeme gelmiştir. Bu defa fırtına ve rüzgârdan okulun bazı çerçeve ve 56 BOA. İ.DH. 1088/85377 (Lef: 5).57 BOA. BEO. 1134/85010.58 BOA. MF. MKT. 131/5.59 Bayram Kodaman, Abdülhamid Devri Eğitim Sistemi, Ankara 1991, s. 87.60 BOA. MF. MKT. 677/25.61 Duymaz, II. Abdülhamit…, s. 153.62 Selçuk Akşin Somel, “Abdülhamid Devri Eğitimine Genel Bir Bakış”, Sultan II. Abdülhamid ve Dönemi, Editör: Coşkun

Yılmaz, İstanbul 2012, s. 148.63 Duymaz, II. Abdülhamit…, s. 143.64 M. Ş., “İzmid Manzaraları”, Servet-i Fünun, 11 Ocak 1894, s. 283.65 BOA. BEO. 2211/165752 (Lef: 2).

Page 9: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

885

camları ile birçok kiremidi kırıldığı için onarıma ihtiyaç duyulmuştur. İnşaat sürecinde tasarruf kaidelerine ve yapının sağlamlığına dikkat edilmesi şartıyla tamirat için gerekli meblağın sarfı uygun görülmüştür66.

Yol, Köprü ve Derbentler

Abdülaziz döneminin son yıllarında bu alanda önemli çalışmalar yapılmıştı. İzmit iskelesi yolları ve üzerinde bulunan köprülerin harap vaziyette olması ulaşım ve nakliyat açısından güçlük çekilmesine sebep olduğundan 1872 yılı başlarında bu yol ve üzerindeki köprüler tamir ettirilmiştir. Gidiş-geliş ve nakliyatı kolaylaştıran bu icraat, halk tarafından memnuniyetle karşılanmıştır67.

Bayındırlık hizmetlerinin en önceliliklerinden olan yollar konusundaki çalışmalar Abdülhamit döneminde de devam etmiştir. Karayolu alanında 1878’de İzmit-Ankara yolu açılmıştır68. 1878’de başlayan yapım çalışmalarına Haydarpaşa-İzmit demiryolu hattının uzatılması çalışmalarına başlanması sebebiyle ara verilmiş, 1884’te yeniden başlayan çalışmalarla 360 bin 952 km. yol yapılmıştır69. Bu karayolunun yapımında mutasarrıf Sırrı Paşa’nın büyük emeği geçmiştir. Kendisi Abdülhamit döneminde İzmit’in imarına, özellikle de şehir içi ve şehir dışı yollarının yapımına büyük önem vermiştir70.

Abdülaziz döneminde 1871 yılında Anadolu demiryolunun ilk parçası olan 92 kilometrelik Haydar Paşa-İzmit demir yolu inşa edilmişti. Bir süre emaneten işletilen bu hattan beklenen sonuç alınamayınca işletme, Seefelder, Hanson ve Zafiropulos Konsorsiyumu’na ihale edilmiştir. Osmanlı Nafia Nezareti, 1886’da Haydarpaşa-İzmit hattını işleten şirkete bu hattı Ankara’ya kadar uzatma teklifi götürür. Fakat şirket bu projeyi hayata geçirecek Avrupalı yatırımcı bulamayınca 1889’da iki Alman bankasına Haydarpaşa-İzmit demiryolu hattının Ankara’ya kadar uzatılması için ayrıcalık veren antlaşma imzalanmıştır. Aynı yıl 486 kilometre uzunluğundaki İzmit-Ankara hattının yapımına başlanmış, 1890’da da tamamlanarak hizmete açılmıştır71.

1895’te İzmit-Derince Limanı’nın yapılması, 1898’de İzmit Tren İstasyonu ve 1905’te İzmit Rıhtımı’nın açılması bu dönemde gerçekleştirilen diğer önemli icraatlardır72. Ayrıca kentleşmenin sembollerinden biri olarak 1898’de İzmit Hamidiye Caddesi açılmıştır73. Padişahın adına izafetle Hamidiye denen bu cadde İzmit’in en meşhur caddesidir. Etrafında dikili dört sıra ağacın gölgesinin oluşturduğu manzara, dönemin eserlerinde emsaline az rastlanır güzellikler arasında tasvir edilmiştir74.

Sultan Abdülhamit’in saltanatının ilk yıllarındaki icraat arasında köprü tamirleri de yer almıştır. İzmit’ten Sapanca’ya kadar olan yol üzerinde bulunan 7 adet ahşap köprü ile şoseler çok fazla bozularak harap olduğundan bu durum halkın özellikle de postaların gidiş gelişini güçleştirmekteydi. Bu sorunun giderilmesi için gerekli görülen onarımın 2.334 kuruş 5 para masrafla yapılabileceği tespit edilmiştir. Söz konusu icraat elzem görüldüğünden yapıların sağlamlığına dikkat edilmesi ve keşif bedelinin aşılmaması uyarılarıyla tamir edilmeleri için mezuniyet verilmiştir75. Yeniden inşasına ihtiyaç gösterilen bir diğer yapı gurubu da derbentlerdir. Posta Caddesi’ndeki Tepe ve Çini derbentlerinin yeniden inşasına

66 BOA. MF. MKT. 958/46.67 BOA. ŞD. 1641/33.68 Duymaz, II. Abdülhamit…, s. 182.69 Tuğlacı, Osmanlı…, s. 175.70 Bostan, ”İzmit”, s. 538.71 Mustafa Albayrak, “Osmanlı-Alman İlişkilerinin Gelişimi ve Bağdat Demiryolu’nun Yapımı”, Ankara Üniversitesi

Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 6 (1995), s. 12-14, 32.72 Duymaz, II. Abdülhamit…, s. 190-191.73 Duymaz, II. Abdülhamit…, s. 183.74 M. Ş., “İzmid …”, Servet-i Fünun, 11 Ocak 1894, s. 283.75 BOA. İ. ŞD. 41/2163 (Lef: 2).

Mucize ÜNLÜ

Page 10: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

886

ihtiyaç gösterilmiştir. Bu derbentlerde zaptiye askeri bulundurulamaması sürekli vukuata sebep olmaktaydı. Güvenliğin sağlanabilmesi için zikredilen derbentlerin bir an evvel inşasının gerekli olduğu anlaşıldığından inşaatın yapılması ve masrafının o yıl bütçesinden karşılanması için irade çıkmıştır76. Yaklaşık on yıl sonra sözü edilen derbentlerin tamiri konusu tekrar gündeme gelmiştir. İzmit şose yolu üzerinde bulunan bu yapılar yıkılmak üzere olduğundan bu iki yere birer tane ve İzmit’in karşı yakasında Bahçecik nahiyesine 1,5 saat mesafedeki Başiskele mevkiine de bir tane olmak üzere 3 adet kâgir karakolun yeniden inşasına ihtiyaç gösterilmiştir. Talep yerinde bulunmuş ve bunun için sarf edilmesi gereken 27.100 kuruşun jandarmanın o yılki bütçesinden karşılanması uygun görülmüştür77.

Tersane

İzmit’te Osmanlılar tarafından fethedilmeden çok önceleri de tersane bulunmaktaydı. Çevresinde elverişli ormanların bulunması her dönemde burada gemi inşa faaliyetlerini teşvik etmiştir. Gemi tezgâhları ve kereste mahzenleri bulunan78, ihtiyaç duyulduğunda büyük gemilerin de inşa edildiği İznik Tersanesi, Kanuni devrinde tamir edilmiştir. Köprülüler devrinde genişletilmiş olan tersane, II. Mahmut devrinde daha kapsamlı bir tamirattan geçirilmiştir79.

Abdülhamit döneminde tersanede bir takım düzenlemeler yapılarak eksiklikler giderilmeye çalışılmıştır. 1882 yılı ortalarında İzmit Tersanesi’nde bulunan kereste gözleriyle vapur iskelesinin bazı yerlerinin tamirine ihtiyaç gösterilmiştir. Bunun için keşif yapılmış ve kereste gözlerinin 5.751, iskelenin ise tersanede mevcut olan tezgâh bozmalarından tamir edilmesi halinde 6.190 kuruşa onarımının yapılabileceği tespit edilmiştir. Bu durumda onarım için sarf edilmesi gereken meblağ 11.941 kuruştur. Bundan fazla para harcanmamak hatta söz konusu tamiratı mümkün olduğu takdirde daha az masrafla gerçekleştirmek kaydıyla talep edilen onarımın yapılması yönünde irade çıkmıştır80. Nitekim ormanlarıyla bilinen ve seyyahlar tarafından ağaç denizi olarak adlandırılan İzmit ve çevresi kereste açısından önemli idi ve eski dönemlerden itibaren devlet birçok kez kereste ihtiyacını buradan karşılamıştı. İstanbul’un fethi öncesinde Rumelihisarı’nın inşası için gerekli kereste İzmit’ten getirilmişti. III. Murat’ın annesi Nurbanu Sultan’ın Üsküdar’da yaptırdığı Atik Valide Sultan Külliyesi için gerekli olan taş ve mermerin yanı sıra keresteler de yine İzmit’ten sağlanmıştı. 1770’te Osmanlı donanmasının Çeşme Limanı önünde yakılmasından sonra donanma yeniden teşkil edilirken gemi inşası için gerekli kereste İzmit’ten sevk edildiği gibi 1727’de Navarin’de yok edilen donanmanın yeniden inşası sırasında da İzmit’te pek çok gemi yapılmıştır81.

Abdülhamit döneminde tersanede yapılan düzenleme kereste gözleriyle vapur iskelesinin bazı yerlerinin tamiriyle sınırlı değildir. 1895 yılı ortalarında tersanede bulunan ve depremden zarar gören çeşmenin tamir edilmesi ve tersane içinde bir mescit inşa edilmesi talep edilmiştir. Yapılan incelemeler sonunda çeşmenin 8.683,5 kuruş masrafla tamir edilebileceği, inşası tasarlanan mescidin de 17.493,5 kuruşla yapılabileceği anlaşılmıştır. Ancak bazı tasarruf önlemleri alınarak bu meblağın düşürülebileceği öngörülmüştür. Bu önlemler şunlardır:

-Mescidin kereste ve kiremitlerinin, kâgire dönüştürülmesi kararlaştırılan eski kereste gözlerinden kalacak olan kiremit ve kerestelerden,

76 BOA. İ. ŞD. 51/2860 (Lef: 2).77 BOA. İ. DH. 1209/94628.78 Bostan, “İzmit”, s. 540.79 İdris Bostan, Osmanlı Bahriye Teşkilâtı: XVII. Yüzyılda Tersâne-i Âmire, Ankara 1992, s. 19-20.80 BOA. İ. DH. 855/68564 ( Lef: 2).81 Bostan, “İzmit”, s. 537.

Page 11: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

887

-Sıva ve benzeri malzemelerin, dışarıdan uygun fiyatla getirilecek taşların tersane içinde yakılmasıyla elde edilecek kireçten,

-Çivilerin, mevcut hurdalardan karşılanması,

-Kapı ve çerçevelerin, tersanedeki dülgerler tarafından imal edilip kullanılması.

Bu durumda hem yapı sağlam olacak hem de nakdî harcamalar yevmiye ve cam bedelinden ibaret kalacaktır. Bu şekilde mescit 5.320 kuruşa mal olacağından hazineden yapılacak harcama azalacaktır. Yani mescidin bu şekilde inşası halinde 12.100 küsur kuruş tasarruf edilmiş olacaktır. Mescit ve çeşmenin inşasında, belirtilen meblağdan fazla harcamada bulunulmaması hatta bu yapıların mümkün olduğu kadar daha uygun fiyata çıkarılmasına gayret edilmesi uyarısıyla masrafların bir sonraki yıl bütçesine dâhil edilmesi yönünde irade çıkmıştır82.

Fabrikalar

Çuha Fabrikası

Abdülhamit döneminin başlarında tamiratı gerçekleştirilen binalardan biri İzmit Çuha Fabrikası’dır. Bu fabrika Sultan Abdülmecit döneminde ordunun giysi ihtiyacını karşılamak üzere 1845 yılında açılmıştır83. 1878 yılı Nisanı’nın son gecesi saat 02.15’te yaşanan zelzelede İzmit Çuha Fabrikası’nın büyük boyahane ocağıyla diğer bacaların üst kısımları tamamen yıkılmış, duvarların çoğu yerleri çatlamış veya yıkılmıştır. Bir asker yıkıntı altında kalmışsa da hemen çıkarılmış, başka kayıp olmamıştır. Fabrika yönetimi gerekli kontroller yapılmadan fabrikanın işletilmesinin uygun olmayacağını bildirince buraya bir heyet gönderilmiştir. Bu heyet incelemeleri sonunda hazırladığı raporda bir daha deprem olması halinde fabrikanın tamamen yıkılabileceğini ifade ederek tehlikenin giderilmesi için tespit edilen yerlerin bir an evvel inşa ve tamirinin yapılması gerektiğini belirtmiştir. Tamiratın 1.417.593 kuruş masrafla gerçekleştirilebileceği belirlenmiştir. Askerlerin giysilerinin önemli bir kısmı burada imal edildiğinden gereken tamiratın yapılması zaruri görülmüş ve tasarruf kaidelerine riayet edilmesi uyarısıyla masrafın askerî ödenekten karşılanması için irade çıkmıştır84. Fabrikanın tamiratı sürerken ek tamirat için tekrar başvuru yapılmıştır. Sonradan gerçekleşen depremde fabrikanın başka birçok yeri daha zedelendiğinden buraların da tamirine ihtiyaç gösterilmiştir. Tamir masrafı olarak belirlenen 551.562 kuruşun sarfı için onay verilmiştir85.

Abdülhamit’in saltanatının son yılında çuha fabrikasının tamiri tekrar gündeme gelmiştir. Askerlerin giysileri için gerekli kumaş daha önceden olduğu gibi Feshane-i Âmire ile İzmit’teki fabrikada dokunarak üretilmekteydi. Ancak İzmit fabrikasının zamanla birçok kısmı harap olduğundan bir süredir boş ve kapalı vaziyetteydi. Dolayısıyla kumaş imalatı yalnız Feshane-i Âmire’de yapılmaktaydı. Oysa İzmit fabrikası mevkiinin müsaitliğinden de yararlanılarak su ile çalıştırılmakta, kömür gibi para ile tedarik edilmesi gereken diğer vasıtalara ihtiyaç duyulmamaktaydı. Dolayısıyla fabrikanın kapalı kalması hazine için de zarar anlamına geleceğinden tamire onay veren irade çıkmıştır. Fabrikanın tahmin edilen tamir masrafı 260.000 kuruştur. Dokuma için gerekli makine ile alet ve edevatın geliştirilmesine de ihtiyaç vardı. Bunlar için ayrıca bir ödenek temin etmek zor olmakla birlikte böyle yararı olacak bir fabrikanın uzun süre kapalı kalmasına rıza gösterilememiştir86. Ordunun giysilerini imal eden bu fabrika, 1910 yılında da büyütülerek yenilenecektir87.

82 BOA. İ. BH. 2/8 (Lef: 2).83 Vedat Eldem, Osmanlı İmparatorluğu’nun İktisadi Şartları Hakkında Bir Tetkik, Ankara 1994, s. 64.84 BOA. İ. DH. 768/62554 (Lef: 5).85 BOA. İ. DH. 777/63202 ( Lef: 2).86 BOA. BEO. 3323/249183 ( Lef: 2).87 Eldem, Osmanlı İmparatorluğu’nun…, s. 64.

Mucize ÜNLÜ

Page 12: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

888

Dakik Fabrikası

Osmanlı toplumu, ilk zamanlardan itibaren bir buğday üreticisi ve tüketicisi olduğundan ülkede değirmenler en küçük kasabalara kadar yayılmıştı. 19. yüzyıl ortalarından itibaren un imalinde değirmenden fabrikaya geçişle birlikte İstanbul başta olmak üzere un fabrikaları kurulmaya başlanmıştır88. İzmit’te de 1870’lerin başında şehrin dışında, sahilde bir fabrika inşası için ruhsat verilmiştir. O tarihten itibaren muntazam olarak işletilen bu fabrika 1899 yılında kısmen yanmıştır. Fabrikanın sahibi Patrikus, fabrikasının tamir edilerek inşasına mahallî hükümetçe muhalefet edildiğini belirterek konuyu merkeze taşımıştır. Fabrikanın inşasının üzerinden geçen 30 yıl içinde İzmit kasabası bir hayli gelişmiş, fabrika civarında birçok dükkân ve mağaza yapılmıştır. Yeni binalar yapıldıkça fabrika İzmit çarşısının ortasında denecek bir mevkide kalmıştır. Burası İzmit Çuha Fabrikası ambarlarının bitişiğinde bulunduğundan fabrikanın orada yeniden inşa edilmesi halinde yangın tehlikesi doğurabileceği, bacasından gece gündüz çıkan dumanın havayı kirletebileceği gerekçesiyle mahallî idareciler bu talebi sakıncalı bulmuştur. Tüccarlar, çarşı esnafı ve kasaba halkı da bu sebeplerden dolayı fabrikanın bulunduğu yerde yeniden inşa edilmesi girişimine itiraz etmişlerdir. İzmit Belediyesi ayrıca daha önceki yangının yayılmasına da fabrikanın kasabada bulunmasının sebep olduğunu beyan etmiştir. Patrikus, değirmen binasının sağlamlığı ve alet ve edevatının fenne uygunluğuna dikkat çekerek fabrikanın çevresindeki kâgir ambarların kendisine ait olduğunu, mevki olarak hiçbir mahzuru bulunmadığından daha önce yapılan kontroller sonrasında tamirata ruhsat verildiğini hatırlatmıştır. Ayrıca kendisi hayli masraf yaparak dışarıdan birçok yeni alet ve edevat getirttikten sonra mahallî hükümetin muhalefet ettiğini dile getirmiştir. Bunun hem kanuna aykırı hem de adil olmadığını belirten fabrika sahibi, bu değirmenin zaruri ihtiyaç olan ekmek fiyatının düşmesine ve mahallî gümrük vergisinin artmasına sebep olmak gibi faydalarının olacağına da dikkat çekmiştir. Nafia Nezareti vasıtasıyla yapılan incelemeler sonunda hazırlanan rapora göre, bir yıl önce 500 m. mesafedeki kömür dükkânlarında çıkan yangın hızla yayılarak değirmene kadar ulaşmış fakat hükümet konağı ile şehrin doğusundaki eski cami ve mevcut ambarlar arasında bulunan fabrikadan ileri geçememiştir. Fabrikanın binası ile makine mahalli arasında kalın duvarlar olduğundan fabrika yangın tehlikesine karşı korunaklıdır. Fennî şartlar açısından da uygun olduğundan binanın eski yerinde tamir edilerek inşasına ruhsat verilmelidir. Bu rapor dikkate alınarak tamiratın engellenmesinin uygun olmayacağı sonucuna varılmış ve yangına karşı gerekli önlemlerin alınması uyarısıyla fabrikanın talep edildiği üzere inşa edilip işletilmesine ruhsat verilmiştir89.

Saat Kulesi

Saat yapma geleneği Osmanlı hayatına 16. yüzyılda girmiştir. İlk örneklerine yüzyılın ikinci yarısında Üsküp, Banja Luka ve Jagodina’da olmak üzere Balkan coğrafyasında rastlanan saat kuleleri, 18 ve 19. yüzyıllarda giderek yaygınlaşmıştır. II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılında valilere saat kulesi yapımıyla ilgili gönderdiği ferman bu yapıların daha da yayılmasında etkili olmuştur. Çağdaşlığın teknik araçlarından biri olarak da değerlendirilen saat kuleleri aynı zamanda padişahın kentlerdeki simgesel varlığının ve egemenliğinin görsel unsurlarındandır. Şehrin en yüksek yapıları arasında yer alan kuleler, önemli kamu binalarının yanına, meydanlara ya da yerleşim yerinin en yüksek tepesine inşa edilirdi. Zamanı göstermenin yanında gözetleme kulesi, sisli havalarda yön gösterici, üzerlerine konulan rüzgârgülü ile hava olaylarını ölçme gibi fonksiyonları da vardı. Bazılarının kaidelerindeki çeşmeler sebil, altlarındaki odalar da muvakkithane işlevi görmekteydi90.88 Eldem, Osmanlı İmparatorluğu’nun…, s. 83.89 BOA. İ. DH. 1375/11.90 Hicran Hanım Halaç-Sibel Özdemir İlhan, “Kentsel İmge Olarak Saat Kuleleri; II. Abdülhamit Han Dönemi Saat

Kulelerinin İstanbul Dışı Türkiye Coğrafyasında Dağılımları ve Bir Tipoloji Denemesi”, E-Journal of New World Sciences Academy, 9/ 4 (2014), s. 191-192.

Page 13: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

889

İlk yapıldığı yerde mevcudiyetini sürdüren İzmit Saat Kulesi, kaide üstünde, tek balkonlu yapı türündendir91. 1901 yılında İzmit mutasarrıfı Musa Kazım Bey tarafından mimar Vedat Tek’e inşa ettirilmiştir. Şehre hakim bir tepe üzerinde, tren istasyonunun kuzeydoğusunda yer alan bu kule 92, Sultan II. Abdülhamit’in cülusunun 25. yıldönümü hatırası olmak üzere İzmit belediyesince inşa ettirilmiştir. Liva yönetimi, bu kule için Avrupa’dan sipariş edilen saatin gümrük vergisinden muaf tutulmasını talep etmiş ve kule umumun yararına olduğundan bu talep kabul edilmiştir93.

Kasr-ı Hümâyûn

Şehzadeliğinde sık sık İzmit’e gelen IV. Murat, 1633 yılı sonunda teftiş amacıyla şehre geldiğinde burada kendisi için bir saray yapılmasını emretmiştir. Şehrin yukarı kesiminde inşa edilen bu yapı, 1719’da İzmit ve çevresinde meydana gelen büyük zelzeleden zarar görünce tamiri için emir gönderilmiştir. II. Mahmut zamanında da tamir edilen saray, Abdülaziz zamanında yeniden inşa edilmiştir94. İzmit’te Abdülhamit döneminde onarım gören yapılar arasında Kasr-ı Hümâyûn da bulunmaktadır. Kasr-ı Hümâyûn ve müştemilatının harap olan yerlerinin tamiri için 88.000 kuruşa ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir. İleride tamamen harap olduktan sonra tamire kalkışılması halinde daha fazla masraf gerektireceği anlaşıldığından onarılması için irade çıkmıştır95.

Sonuç

II. Abdülhamit dönemi imar faaliyetlerini İzmit özelinde ele aldığımızda kazada daha çok mevcut binaların tamir ya da inşası yönünde taleplerin olduğu ve bu taleplerin büyük oranda karşılandığı görülür. Resmî binalar, camiler, köprü ve derbentler, fabrikalar, tersane, kasr-ı hümâyûn tamir gören binalardandır. Bunun yanı sıra saat kulesi, iptidaî ve idadî binaları, askerî depo gibi ilk kez bina edilen yapılar ve yapımı tamamlanarak hizmete açılan yollar İzmit’teki önemli bayındırlık çalışmaları arasında yer alır. Ülke genelinde olduğu gibi İzmit’te de bu dönemde bayındırlık alanında yapılan çalışmaları sayısal olarak tespit etmek güçtür. Bu sebeple imar faaliyetlerinin en önemlileri ve sonuç alınabilenleri değerlendirilmeye çalışılmıştır. İncelemeye konu olan inşa ve tamir faaliyetlerinin genelinde ekonomik sıkıntılar kendisini göstermiş, masrafların karşılanması sürecinde bir sonraki yıl bütçesine havale, kalemler arası ödenek aktarımı, bütçe dışı yapılan harcamalara kaynak arayışı, merkezî hazineden ek kaynak talebi gibi yazışmalar eksik olmamıştır. Hükümet merkezi bazen inşaat mevsiminin geçmiş olması, keşif evraklarının eksik olması, daha acil ödenek taleplerinin bulunması gibi gerekçelerle talepleri ötelerken, mahallî idareciler ise taleplerinin önem ve aciliyetinden bahsederek gecikmelerden yakınmışlardır. Gerek yerel gerekse merkezî yönetim geciktirilmesi halinde ileride daha fazla masraf ve müşkülata sebep olabileceği düşünülen yapıların tamir ve inşasına öncelik vermiştir. Tüm imar faaliyetlerinde yinelenen vurgular ise yeniden yapılacak ya da onarılacak binaların sağlamlığına dikkat edilmesi, keşif bedelinin aşılmaması hatta mümkünse inşanın daha düşük masrafla gerçekleştirilmesi ve bu faaliyetler yürütülürken halktan zorla para alınmaması gibi hususlardır.

Sultan II. Abdülhamit döneminde İzmit’teki inşa ve tamir taleplerinde şehrin deprem bölgesinde olması sebebiyle uğradığı hasarın da etkili olduğunu göz ardı etmemek gerekir. 358’deki depremde büyük ölçüde tahrip olan İzmit, Osmanlı hâkimiyetine alındıktan sonra da birçok kez depreme maruz kalmıştır. II. Bayezit devrinde meydana gelen 1509 depreminde büyük zarara uğrayan şehrin surları kısmen yıkılmış, bazı cami, medrese ve evler

91 Halaç-İlhan, “Kentsel İmge …”, s. 193, 195.92 Duymaz, II. Abdülhamit…, s. 163.93 BOA. DH. MKT. 2551/89; İ. RSM. 15/22 ( Lef: 3).94 Bostan, “İzmit”, s.537, 540.95 BOA. İ. ŞD. 89/5272 ( Lef: 2).

Mucize ÜNLÜ

Page 14: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

890

harap olmuştur. 1567 depreminde şehirde bir kısım ev çökmüş, bir kısmı hasar görmüştür. 1719’da İzmit ve civarında meydana gelen büyük zelzelede de şehrin önemli bir bölümü yıkılmış, Gümrükhane deniz suları altında kalmış, Mehmet Bey Camii ve müştemilatı tamamen, Pertev Paşa Camii ve külliyesi kısmen zarar görmüştür. Bu depremin yaraları sarılamadan 1754 ve 1766 depremleri şehrin önemli binalarına ve tersaneye yine büyük oranda zarar vermiştir. İzmit, Abdülhamit döneminde yaşanan 1894 İstanbul depreminden de etkilenmiştir96.

II. Abdülhamit dönemi, yıkılışa doğru giden Osmanlı Devleti için malî açıdan oldukça zor yıllardır. Malî iflasını açıklayan devletin 93 yenilgisi sonrasında Rusya’ya külliyetli miktarda tazminat ödemek ve savaş sonrasında büyük kitleler halinde Anadolu’ya akan muhacirleri iskân ve iaşe etmek durumunda kalması ekonomik imkânları iyice daraltmıştır. Buna rağmen mevcut imkânlar dâhilinde Tanzimat’la başlayan değişim kapsamında gerekli görülen düzenlemeler ve yeni devlet kurumları için ihtiyaç duyulan kamu binalarının yapım ya da onarımı sürdürülmüştür. Gerek depremlerin verdiği hasar ve uzun yıllar bakım görmemenin sebep olduğu harabiyet gerekse yeni binalara duyulan ihtiyaca binaen imar talepleri karşılanmaya çalışılmıştır. Bu talepler karşılanırken çok hesaplı davranılmış, zaman zaman halkın yardımlarına başvurulmuş ancak halkın mağdur edilmemesi noktasında da gerekli hassasiyet gösterilmiştir.

96 Bostan, “İzmit”, s. 536-538.

Page 15: II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İZMİT’TE İMAR FAALİYETLERİ · havasının kötü olduğu, yazın aşırı sıcaklardan dolayı sıtma gibi hastalıkların görüldüğü yazılıdır

891

KAYNAKÇABaşbakanlık Osmanlı Arşivi:

A. MKT. UM. 462/16.

BEO. 730/54716, 794/59499, 1051/78758, 1134/85010, 1655/124118, 2211/165752, 2409/180621, 2574/193031, 2998/224849, 3323/249183.

DH. MKT. 2551/89.

DH. TMIK. S. 13/52, 68/29.

İ. BH. 2/8.

İ. DH. 687/47888, 768/62554, 777/63202, 782/63592, 855/68564, 973/76867, 1088/85377, 1209/94628, 1375/11, 1381/4.

İ. EV. 13/48, 36/13.

İ. HUS. 67/44.

İ. RSM. 7/58, 15/22.

İ. ŞD. 36/1801, 41/2163, 51/2860, 57/3235, 89/5272.

İ. MMS. 62/2916.

MF. MKT. 131/5, 677/25, 958/46.

MVL. 721/10.

ŞD. 2708/38, 2771/29, 1641/33.

ŞD. DH. 2447/37.

Y. PRK. ASK. 57/85, 57/92.

Süreli Yayınlar:

M. Ş., “İzmid Manzaraları”, Sevet-i Fünun, 11 Ocak 1894.

Salname-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniye, 1294.

Matbu ve Tetkik Eserler-Makaleler:

Albayrak, Mustafa, “Osmanlı-Alman İlişkilerinin Gelişimi ve Bağdat Demiryolu’nun Yapımı”, Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 6 (1995), s. 1-38.

Ali Cevad, Memalik-i Osmaniye’nin Tarih ve Coğrafya Lügatı, Dersaadet 1313.

Ali Tevfik, Memalik-i Osmaniye Coğrafyası, III, İstanbul 1318.

Batur, Afife, “Batılılaşma Döneminde Osmanlı Mimarlığı”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, IV (1985), s. 1038-1067.

Bostan, İdris, “İzmit”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, 23 (2001), s. 536-542.

--------------, Osmanlı Bahriye Teşkilâtı: XVII. Yüzyılda Tersâne-i Âmire, Ankara 1992.

Bozkurt, Gülnihal, Batı Hukukunun Türkiye’de Benimsenmesi, Ankara 1996.

Darkot, Besim, “İzmit”, İslam Ansiklopedisi, 5/II (1993), s. 1251-1256.

Duymaz, A. Şevki, II. Abdülhamit Dönemi İmar Faaliyetleri (Türkiye Örnekleri), Basılmamış Doktora Tezi, Isparta 2003.

Eldem, Vedat, Osmanlı İmparatorluğu’nun İktisadi Şartları Hakkında Bir Tetkik, Ankara 1994.

Halaç, Hicran Hanım-Sibel Özdemir İlhan, “Kentsel İmge Olarak Saat Kuleleri; II. Abdülhamit Han Dönemi Saat Kulelerinin İstanbul Dışı Türkiye Coğrafyasında Dağılımları ve Bir Tipoloji Denemesi”, E-Journal of New World Sciences Academy, 9/4 (2014), s. 190-200.

Kodaman, Bayram, Abdülhamid Devri Eğitim Sistemi, Ankara 1991.

Somel, Selçuk Akşin, “Abdülhamid Devri Eğitimine Genel Bir Bakış”, Sultan II. Abdülhamid ve Dönemi, Editör: Coşkun Yılmaz, İstanbul 2012, s. 147-152.

Şemseddin Sami, Kâmus’ul A’lâm, II, İstanbul 1889.

Tuğlacı, Pars, Osmanlı Şehirleri, İstanbul 1985.

Tüccarzade İbrahim Hilmi, Memalik-i Osmaniye Cep Atlası, İstanbul 1323.

Yıldız, Gültekin, Osmanlı Devleti’nde Hapishane Islahatı (1839-1908), Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2002.

Mucize ÜNLÜ