helal gida dergİsİ

92
AĞUSTOS 2012 YIL:1 SAYI:5 Konuk: SAFRANBOLU BELEDİYESİ Geçmişten geleceğe yolculuk SALİH YÜKSEL Helal belgelendirme ve akreditasyon GIDALARDAKİ HELALLİK HARAMLIK ÖLÇÜLERİ GIDADA HELALLİĞİN ÖNEMİ FARUK BEŞER ARAKAN’da SURİYE’de KEŞMİR’de AFGANİSTAN’da FİLİSTİN’de IRAK’ta DOĞU TÜRKİSTAN’da ÇEÇENİSTAN’da PATANİ’de ORUCU GÖZYAŞI İLE AÇTIK! Medine’de Ensar Muhacir Kardeşliği ADEM APAK Türk Dünyası Koordinasyon Vakfı Türk Dünyasında Ramazan Bulgaristan’da Ramazan sevinci BATI TRAKYA’DA RAMAZAN VE BAYRAM Ahmet METE-İskeçe Müftüsü Endonezya “Jakarta’da” Ramazan ORUÇ TUTUNUZ SIHHAT BULUNUZ AYŞEN KURAN AKYILDIZ İSLAM ÜLKELERİ İÇİN STARDARTLAR VE YÖNTEM ENSTİTÜSÜ SMIIC Görüş: “Yediğimizin farkında mıyız?” Vakit varken HELALLEŞELİM!

Upload: helal-gida

Post on 29-Mar-2016

286 views

Category:

Documents


25 download

DESCRIPTION

HELAL GIDA DERGİSİ

TRANSCRIPT

Page 1: HELAL GIDA DERGİSİ

AĞUSTOS 2012 YIL:1 SAYI:5

Konuk:

SAFRANBOLUBELEDİYESİ

Geçmişten geleceğe yolculuk

SALİH YÜKSELHelal belgelendirme ve akreditasyon

GIDALARDAKİHELALLİK HARAMLIK ÖLÇÜLERİGIDADAHELALLİĞİN ÖNEMİFARUK BEŞER

ARAKAN’daSURİYE’deKEŞMİR’deAFGANİSTAN’daFİLİSTİN’deIRAK’taDOĞU TÜRKİSTAN’daÇEÇENİSTAN’daPATANİ’de

ORUCU GÖZYAŞI İLE AÇTIK!

Medine’deEnsar Muhacir KardeşliğiADEM APAK

Türk DünyasıKoordinasyon VakfıTürk Dünyasında Ramazan

Bulgaristan’daRamazan sevinci

BATI TRAKYA’DARAMAZAN VE BAYRAMAhmet METE-İskeçe Müftüsü

Endonezya “Jakarta’da”Ramazan

ORUÇ TUTUNUZSIHHAT BULUNUZAYŞEN KURAN AKYILDIZ

İSLAM ÜLKELERİ İÇİN STARDARTLAR VE YÖNTEM ENSTİTÜSÜSMIIC

Görüş:

“Yediğimizin farkında mıyız?”

Vakit varken

HELALLEŞELİM!

Page 2: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org2

Page 3: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 3

Lezita Üretim TesisiPiliçleri Tek Tek Elle Kesiyor

www.lezita.com.tradresine girerek

üretim tesisimizi, elle kesimi 7/24 izleyebilirsiniz

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Lezita - Helal Gıda Fuarı.pdf 1 8/10/12 4:05 PM

Page 4: HELAL GIDA DERGİSİ
Page 5: HELAL GIDA DERGİSİ

WORLD HALAL FOODUNION ASSOCIATIONwww.dunyahelalgidabirligi.com

Dünya Helal ve Temiz Gıda Araştırma, Bilinçlendirme, Sertifikalandırma Birliği

Derneği Adına Sahibi Genel Başkan Raşit NOĞAY

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüAhmet GELİR

Bilimsel Danışma ve Yayın Kurulu Prof Dr. Hamdi DÖNDÜREN

Doç.Dr. Serdar CEYLANERDoç. Dr. Ali KAYA

Doç. Dr. Ahmet Kamil BAYHANDr. Yusuf Ziya LEVENTOĞLU

Dr. Celal GİRGİNGıda Yük. Müh. Harun ŞİMŞEK

Ziraat Yük. Müh. Nebahat YÖRÜKGıda Yük. ve Ziraat Müh. Caner YILDIRIM

Gıda Müh. İlknur ÖZTÜRKDr. Müh. İrfan ÜNAL

YAYINA HAZIRLAYAN

Dünya Helal ve Temiz Gıda Araştırma, Bilinçlendirme, Sertifikalandırma Birliği

Derneği

Genel KoordinatörAhmet GELİR

EditörAyşen KURAN AKYILDIZ

Görsel YönetmenKadir BAYRIK

Grafik Tasarım & İng. ÇeviriKadir BAYRIK - Elif KARAKAŞ

Reklam DirektörüAhmet GELİR

BASKI GÜLMAT

Yavuz Selim Mh. Yılmaz Sk. No: 8Bursa / TÜRKİYE

Tel: +90 224 368 61 61www.gulmat.com

Ayşen KURAN AKYILDIZ

Temmuz - Ağustos 2012 Yıl: 1 Sayı 5 Uluslararası Süreli Yayın Bu dergide yayınlanan yazılardaki görüş ve fikirler yazarlarına, yayın hakları Dünya Helal Gıda Birliği Derneğine aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Dergide ilanlarına yer verilen gıda firmalarının helal gıda sertifikalı olma zorunluluğu yoktur. Bu dergi 5000 adet basılmıştır.

Hoş geldin Ramazan

Evimize, gönlümüze gecemize gündüzümüze hoş geldin.

Ben Ramazan ayının verilen bir fırsat olduğunu düşünürüm. Yeni doğan güneşin dünyayı aydınlatıp yeni umutları doğurduğu gibi Ramazan da bize yeni fırsatları değerlendirmemiz için bir umuttur.Dünyamız kirleniyor, denizler kirleniyor çevremiz kirleniyor. İnsanlar kirleniyor. Nasıl mı? Yalanla, gıybetle, bencillikle, kavgalarla, düşmanlıklarla kirleniyor. Elimizde bir sihirli değnek olsa da kirlenen denizleri, kirlenen çevreyi temizleyebilsek. Ama maalesef yok böyle bir değneğimiz. Ama kendimizi temizleyebiliriz. Nasıl mı? İşte Ramazan bizim için hem maddi hem manevi bir temizliktir. Nasıl ki 30 gün boyunca gündüzleri yeme içme işi olmadığı için karaciğer, midemiz kendini onarmaya başlıyor ve kendini yeniliyor ise, Ramazan ayı geldi diye arttırdığımız sadakalarımız, verdiğimiz if-tar yemekleri, zekatlarımız yardımlarımız, namazlarımız oruçlarımız, gıybetten koruduğumuz dilimiz, sabrımız, sahurumuz belki de bizim kalbimizdeki günahları, kirleri silen bir silgi gibi olacak.Evet nasıl ki güneş dünyayı biz yeni fırsatları görelim diye hergün aydınlatıyor ise Ramazan da bize verilmiş bir kurtuluş reçetesidir.Bir yazarımızın dediği gibi; Biz orucu tutmuyoruz. Aslında oruç bizi tutuyor. Oruç tutmak aslında kişinin kendini tutmasıdır. Kişi orucu ne kadar tutarsa oruç da kişiyi o kadar tutar. Kim orucun başını dik tutarsa, oruç da o kişinin başını dik tutar. Kula kul olmaktan koruyan bir kalkan, kulu kul etmekten koruyan bir akıl olur. Ramazanda unuttuğumuz değerlerimizi de hatırlayalım. Her akşam gün boyunca yemek yemeyişimizin acısını çıkarırcasına yemek yeyip, yemeğe hazırlanmak yerine sofrasına ekmek koyamayanları hatırlayıp soframıza alacak bir yetim bir işsiz bir fakir bulamasak da bunu yapanları destekleyelim. STK’ları destekleyelim. İHH, Yeryüzü Doktorları; Kimse Yokmu Derneği, Kızılay ve daha benzerleri. Yardımlarımızı gönderelim. Unutmayalım bugün biz iyiyiz ama yarın onlardan biri belki de biz olabiliriz! Ramazan’a merhaba, iyiliğe güzelliğe merhaba, kötü alışkanlıklara, cimriliğe, tembelliğe elveda.

Page 6: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org6

Batı Trakya’da Ramazan ve Bayram

Bulgaristan’da Ramazan Sevinci

Endonezya Jakarta’da Ramazan Sevinci

Türk Dünyasında Ramazan

İftarı Neyle Açalım

Tarih Kenti “SAFRANBOLU”

Tataristan Cumhuriyeti’nde Helal durumu

Besaş’tan Geleneksel Lezzetler

ORUÇ TUTUNUZSIHHAT BULUNUZAyşen KURAN AKYILDIZ

GIDALARDAKİHELALLİK HARAMLIK ÖLÇÜLERİGIDADA HELALLİĞİN ÖNEMİ

24

48 20 56Makale Fıkıh Köşesi Sektörden

KAPAK 28

38

42

46

54

60

62

68

72

Vakit varken

HELALLEŞELİM!HELAL BELGELENDİRME VE AKREDİTASYON

Prof. Dr. Faruk BEŞER Helal kesim ve üretim kalitesinegüveniyor, tesisini24 saat canlı yayın ile tüm Türkiye’yeaçıyor

Page 7: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 7

Başkan’dan

DHGB SMIIC Genel Kuruluna Katıldı

TSE ve DHGB Helal Gıda Paneli gerçekleştirdi.

Yazar Mehmet Ali BULUT DHGB’nin Misafiriydi

Kent Gönüllüleri Gençlik Kampında Gençlere Eğitim

Bugiad Gıda Sektöründeki Üyeler Bir Araya Geldi

Boşnak’lar Bursa’da Ağırlandı

Lezzet Arttırıcılar (E620- 650)

Medine Ah Medine

TÜRK STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ BAŞKANIDÜNYA HELAL GIDA BİRLİĞİ’nde

........................

........................

........................

........................

........................

........................

........................

........................

........................

........................

9

10

11

12

13

14

15

17

32

45

62İÇ

İND

EKİL

ER

62 34 64Sağlık Bir Diyar Büyüteç

SAFRANBOLU’DA, SAKEM BÜNYESİNDE ÜRETTİĞİMİZ HER ÜRÜN, HELAL GIDA ÜRÜNÜDÜR. HEM İNANÇLARIMIZ HEM DE İNSAN SAĞLIĞINA VERDİĞİMİZ DEĞER, BİZE BU SORUMLULUĞU YÜKLEMİŞTİR”“ DÜNYA HELAL GIDA BİRLİĞİ DERNEĞİ

TARİH KENTİSAFRANBOLU’da İDİ

MEDİNEHİCRET SONRASI MEDİNE’DE GERÇEKLEŞTİRİLEN ENSÂR-MUHÂCİR KARDEŞLİĞİ ÜZERİNE

İSLAM ÜLKELERİ İÇİNSTARDARTLAR VEYÖNTEM ENSTİTÜSÜ

Prof. Dr. Âdem APAKİnsanımızın Bilgi ve Bilincine Göre Seçiciliği de Gelişti…

Page 8: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org8

Page 9: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 9

Ahmet GELİRDünya Helal Gıda Bir. Der. Bşk. Yrd.

Güvenilir Gıda denildiğinde Müslüman’ın anladığı gıdanın helalliği ile başlayan bir denetim ve gözetim süreci…Yediğimiz gıdalarımız Allah’ın yasakladıklarından olmamalı.Gıdanın üretiminde helal olmayan ürünle bir arada üretilmemeli.Bunlar kadar önemli olan ise; gıda hilelerden uzak olmalı ve zararlı maddelerden arınmış olmalı.

BİZİ KARDEŞ YAPAN İMANIMIZDIR

Helal Gıda tanımı Gıda Güvenliği olarak kullanılmaya başladığında; helal hizmet

ve personel belgelendirilmesi pek düşünül-memişti. Ancak gıdayı üretenin helal bilgisi-nin olmaması durumunda çıkacak problemi çözümü güçleşeceği görüldü.

Helal kavramını biz imal etmiş deği-liz. Zira ilahi dinlerin tamamında fark-lılıklarla beraber bu sözcük kullanılırdı.İslam’da Kur’an ve sünnette yerini bulan helal; her şeyi yaratan Rab’bımızın emridir. Bu kavramın yerine pozitif, olumlu, zararsız, mahzursuz, denetlenmiş gibi daha başka da ifadeler kullanılabilir. Ancak helal kavramını sadece helalle tam anlatabiliriz. Zira ismi ko-yan Allah’tır (c.c).

Keşke ‘Aldatan bizden değildir’ düsturunu helal gıda kavramında kullanabilsek. Çünkü gıdayı üretirken yapılan hileler insanımızın zararına netice vermektedir.

Dünya nimetleri karşılık olarak şükür ge-

rektirir. Neyi yiyeceğimiz kadar nasıl ve ne kadar yiyeceğimiz de kurala bağlıyken ina-nanlar olarak fikretmeyi, zikretmeyi ve şük-retmeyi unutmadan gıdalardan istifade ede-bilsek.

Açlığın, savaşların ve cehaletin hüküm sür-düğü bu günlerde İslam ülkeleri ve Müslü-man topluluklarını KARDEŞLİK şuuru ile sarıp sarmalamak vazifemizdir diye düşünü-yorum.

Page 10: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org10

3-4 MAYIS 2012 DÜNYA HELAL GIDA BİRLİĞİSMIIC GENEL KURULUNA KATILDI

ASİYE COŞKUN OKULLARI HELAL GIDA SEMİNERİ ALDI

17 Asil 13 gözlemci üye ülkenin katılımı ile yapılan genel ku-

rula sivil toplum temsilcisi olarak Dünya Helal Gıda Birliği de ha-zır bulundu.Birliği Denetim Kurul Başkanı sn:Ekrem ATAR bey ile kozmetik ve temizlik ürünleri ko-mite başkanı sn: Ahmet TURĞUT bey ler temsil etti.Genel Kurul da

üye ülke temsilcileri geçen dönemin genel değerlendirmesini yaptılar.Genel Sekreter seçiminin de yapıldı ve Türkiye Genel Sekreterliğe ikin-ci kez getirildi.Genel Kurulda Çalışma Komitele-rinin durumu değerlendirilip 5.Ge-nel Kurulun Türkiye dışında bir ül-kede yapılması kararlaştırıldı.

4 MAYIS 2012 günü Dünya Helal Gıda Birliği Eği-tim Komisyonu üyelerinden sn: Şöhret ÖZCAN

ve sn: Güler TALİ Asiye Coşkun Okullarında ‘He-lal Gıda’ konulu bir seminer çalışması gerçekleştirdi-ler.Asiye Coşkun Okulları yönetici,öğretmen ve öğ-rencilerinin katılımı ile yapılan seminer özellikle ev sahibi okulun öğrencileri şaşırtıcı soruları ile ne denli ilgili olduklarını ifade ettiler. İyi dilek ve temenniler-le seminer sona erdi.

DHGB AVRUPA KORDİNATÖRLERİNİ ATADI

Dünya Helal Gıda Birliği yurtiçi ve yurtdışı ku-rumsal faliyetlerine devam ediyor. Bu arada Av-

rupa ülkelerinde yapılanmayı takip edebilecek Gıda Yüksek Mühendisi Harun ŞİMŞEK ile Gıda Mühen-disi Caner YILDIRIM’ı kordinatör olarak belirledi. Adı geçen kordinatörler Dünya Helal Gıda Birliği’nin Bursadaki genel merkezinde yapılan eğitimin ardın-dan görevlerine başlamak üzere Avrupa’ya yola çıktı-lar.

İslam Ülkeleri Stan-dartlar ve Metroloji Enstitüsünün 4. Genel kurulu İstanbul Dedeman Otelde gerçekleştirildi.

Page 11: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org11

HELAL GIDA PANELİ

MALEZYA HELAL GIDA DERGİSİ TEMSİLCİSİDR. İRFAN ÜNAL

Dünyanın Helal Gıda konu-sundaki geldiği noktayı iyi

değerlendiren Türkiye Helal Gıda Belgelendirme çalışmalarına baş-ladı.Helal Gıda Çalışmaları ile beraber ülkede doğru bilgi havuzu oluşturma işi elzem hale geldi.İşte bu anlamdaki gayretlerden biri de Bursa Merkez Ördekli Kültür Mer-kezinde yapılan Helal Gıda Paneli ile gün yüzüne çıktı.Türk Standartları Enstitüsü ve Dünya Helal Gıda Birliği’nin ortak yaptıkları proğram bir hayli renk-li geçti.Ankara’dan TSE Başkanı ile beraberindeki ekibi katılımcı-lara doyurucu ve hedef gösterici bilgiler verdi.Dünya Helal Gıda

Birliği’ndek konuşmacı olarak katı-lan Gnl.Bşk.Yrd.sı Ahmet GELİR konuşmasında Helal belgelendir-menin mali portesinden söz etti.Gelir yapılan bu çalışmaların İslam İşbirliği Teşkilatının gözetiminde İslam Birliğini netice verebileceğini ifade etti.Panelin ikinci bölümünde Prof Hamdi DÖNDÜREN hacamız geniş bilgiler verdi.Soru cevaba da imkan tanınan panelin sonun-da TSE den helal sertifikası alan firmalara ve hizmeti geçenlere pi-laketleri verildi.TSE Bölge Koor-dinatörü Mustafa KARAMAN’ın sunuculuğu panele ayrı bir tad kattı.

Helal Gıda dergisinin yapılan-ması çerçevesinde, helal gı-

danın ilk uygulandığı yerlerden biri olan Malezya temsilcisi Dr. İrfan ÜNAL olarak belirlendi. Dr. İrfan

ÜNAL akademisyen kimliğiyle helal konusundaki son derece titiz kişliğiyle uzun yıllardır Malezya’da görevini sürdürmektedir.

29 Mayıs 2012 günü TSE ve Dünya Helal Gıda Birliği Helal Gıda Paneli gerçekleş-tirdi.

Page 12: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org12

YAZAR MEHMET ALİ BULUTDHGB’NİN MİSAFİRİYDİ

BLOOMBERGHT DÜNYA HELAL GIDA BİRLİĞİ’Nİ CANLI YAYINA ALDI

Dünya Helal Gıda Birliğinin misafiri olarak Bursaya gelen

yazarımız; Merinos Kongre Kültür Merkezi eğitim salonunda DHGB davetlilerini dengeli ve sağlıklı bes-lenme bilinci kazanma konusun-

da bilfilendirdi. Yazar Mehmet Ali BULUT Bursalıların yoğun ilgisiyle karşılandı. Konferans sonunda katı-lımcıların beslenme konusunda me-rak ettikleri sorularına cevap buldu-lar.

Ekonomi kanalı olan Bloomberght TV, Dünya Helal Konseyinin merkezinin Türkiye’ye alı-

nacağı duyumu üzerine Kurumumuzu canlı yayına aldı. Söz konusu yayına, Dünya Helal Gıda Birliği adına katılan Genel Başkan Yardımcımız Ahmet GELİR, yaptığı konuşmada; Dünyada ilk standart çalışmasının 1502 yılında Bursa’da yapıldığını SMI-IC Merkezinin İstanbul’da olduğunu, bilgi birikimi, tecrübesi ve Avrupaya yakınlığı ile Türkiye’nin İslam ülkelerine iyi bir helal gıda ARGE üssü olabileceği-ni ifade etti. Şayet, Dünya Helal Konseyi merkezini İstanbul’a taşıyacaksa bunun yerinde bir karar olaca-ğını ifade etti.

HELAL GIDA DERGİSİ TATARİSTANIN BAŞKENTİ KAZAN’DA TEMSİLCİSİNE KAVUŞTU

Rusya Federasyonu’nun içinde bulunan Tataristan Cumhuriyeti İslami hassasiyetiyle öne çıkan bir

devlettir. Tataristan Cumhuriyeti Diyanet İşleri Baş-kanlığı 2004 yılından bu yana Helal gıda konusun-da çalışmalarını sürdürmektedir. Şimdi de Tataristan Diyanet İşleri Başkanlığı Helal Belgelendirme Başkan Yardımcısı Sayın İrek Muhammed ZİGANSHİN Helal Gıda Dergisi Tataristan Temsilcisi oldu. Bun-dan sonra Dünya Helal Gıda Birliği ile Tataristandaki Müslümanlar birbirlerinin belgelerini tanıyıp takip edebilecekler.

17 Mart 2012 günü son günlerde, Can Boğazdan Çıkar ese-riyle medyanın dikka-tini çeken yazarımız Mehmet Ali BULUT kan gruplarına göre beslenme konusunda konferans verdi.

Page 13: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 13

KENT GÖNÜLLÜLERİ GENÇLİK KAMPINDA GENÇLERE EĞİTİM

BİLİM SANAT VAKFI HELAL GIDA KONFERANSI DÜZENLENDİ

Merkezi İstanbulda bulunan Bilim ve Sanat Vakfı, Me-

deniyet Araştırmaları Salonunda “Dünyada ve Türkiye’de Helal Gıda Çalışmaları” adlı konferansı gerçek-leştirildi. Konuşmacı olarak Dünya Helal Gıda Birliği Genel Başkan Yardmcısının katıldığı konferansa ilgi yoğundu. Özellikle sanayi tipi gıda üretimlerinin insan vücuduna etkileri üzerine gerçekleşen konfe-ransta bilinenin aksine Türkiyedeki sanayi tipi gıda üretimlerinin çok ta iç açıcı olmadığı anlaşıldı. Sunumu

yapan Ahmet GELİR, gıda üreti-mi yapan işletmelerinin sahipleri-nin Müslüman olduğu, üretimde yer alan işçinin, üretimin başında bulunan mühendisin, tüketicinin Müslüman olduğu ancak üretim prosesinin bize ait olmadığı bir çar-pık yapıdan bahsetti. Özellikle gıda katkı maddelerinin sanayici tara-fından da iyi bilinmediği üzerinde duran Gelir, soru-cevaplarla merak edilenleri yanıtlayarak, BİSAV’ın düzenlediği konferanstan memnun olarak ayrıldı.

Bursa Büyükşehir Belediyesinin her yıl yaz döneminde düzenlediği Kent Gönüllüleri Gençlik Kampında,

Dünya Helal Gıda Birliği Derneğinin katılımıyla gençlere “Sağlıklı beslenme ve hijyen” eğitimi verildi.

Page 14: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org14

Gıda Komitesi Başkanı Tay-fun Kurdal, yemekten sonra

komite çalışmalarından bahsetti. Komitenin oluşturulduğu Aralık 2011’den beri birçok gıdacı firmala-rı ziyaret ettiklerini belirten Kurdal, böylelikle gıda sektörü üyelerinin ilerde iş birliği açısından birbirleri-ni daha iyi tanımasını sağladıklarını söyledi. Kamu kurum ve kuruluş-larıyla da iletişimi devam ettirmek için ziyaretlerde bulunduklarını aktaran Kurdal, sinerji toplantıla-rıyla sektör sorunlarına çözüm ara-maya devam edeceklerini vurguladı. Komite olarak Almanya’da Anuga Food Tech fuarına katılarak, son teknolojik gıda makinelerini ince-lediklerini anlatan Kurdal, Anu-ga Food Tech fuar gezisi sonunda KOSGEB’in İşbirliği Güçbirliği projesi için BUGİAD üyeleriyle or-tak bir makine alıp üretim yapma konusunda çalışmaların devam etti-ğini aktardı. Gelecek hedeflerinden de bahseden Kurdal, yeni iş gezileri yapmayı düşündüklerini belirterek tanışma toplantısına katılan herkese

teşekkürlerini bildirdi. Yemeğe katılan Dünya Helal Gıda Birliği Başkan Yardımcısı Ahmet Gelir ise helal gıda konusunu gıda-cıların yeterince önemsemedikleri-ni belirterek, gıdanın helal olması konusunda açıklamalarda bulundu. Gelir ‘’Bizim güvenilir gıdadan an-ladığımız; gıdanın helalliği ile baş-layıp, hijyenik ortamda üretilmesi, sağlıklı olması ve hilesiz olmasıdır. Zira hilesiz, hijyenik şartlarda üre-tilmiş bir ürün de olsa helal değilse, biz bu ürüne güvenilir demiyoruz. Gelecek nesillere daha güzel bir Dünya bırakabilmek için Dünya Helal Gıda Birliği olarak uygula-nabilir, faydalı, helal ve hukuki olan her türlü projeye destek veriyoruz’’ dedi.“Toprağın, suyun temiz olması, yemlerin standarda uygun olması, kullanılan tohumun sağlıklı olması gıdanın güvenirliğini etkileyen fak-törlerdir ve bunların hepsini sorgu-lamaktayız’’ diyen Gelir, Dünya He-lal Gıda Birliği olarak, ARGE ile yolumuza devam etmeyi benimse-

dik ve bize ait bilginin oluşması için gayret sarf ediyoruz. Şimdiye kadar, edindiğimiz bilginin kaynağını sor-gulayarak kendi bilgi veritabanımı-zı oluşturduk. Bir ürünün nerede, nasıl ve kim tarafından üretildiğini son derece önemsiyoruz. Belgelen-dirmede, Dünya Helal Gıda Bir-liği olarak helal garanti markası ve sertifikası verebildiklerini anlatan Gelir, ‘’İnsanlar ürünlerin etiket ve ambalajında marka logomuzu gör-düğünde bunun arkasında güçlü bir sistemin olduğunu bilmeliler’’ şek-linde konuştu. BUGİAD üyelerinden Barla Balık sahibi Süleyman Yurtdaş tanışma yemeğiyle ilgili ‘’Birçok BUGİAD üyesi olduğu tanımadığım gıdacılar gördüm. Bu programın verimli geç-mesini umuyorum dedi. Selahattin Çelik(Erguvan Gıda) ise programın BUGİAD üyesi gıdacı üyelerin bir-likte çalışma olanağını artırdığını söyledi. Yüksel Aktaş (Hacı hasan oğulları) da yemek programının işa-damlarını yakınlaştırmasını umdu-ğunu aktardı.

BUGİAD Gıda Komitesi üyeleri tanışma yeme-ğinde bir araya geldi. Yeşilkonak’ta gerçekle-şen programda üyeler kendi firmalarını tanıta-rak, gıda sektöründeki diğer üyelerle kaynaş-ma ve yakından tanıma fırsatı buldu.

BUGİAD ORGAZATÖRLÜĞÜNDE GIDA SEKTÖRÜNDEKİ ÜYELER BİR ARAYA GELDİ

Page 15: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 15

BOŞNAKLAR BURSA’DA AĞIRLANDI

MATED’DEN BİR HEYET BURSA’DAYDI

Amerikan Balkan Dernekleri Federasyonu (FEBA) Başkanı

Prof. Dr. Aras Konjhodzic, “Türkiye güçlü olamazsa biz olamayız.” dediAmerika, Canada ve Avustralya’da yaşayan Boşnaklar, Cumartesi günü İnegöl Sanayici ve İşadamları Der-neği (İNSİAD) ev sahipliğinde İnegöl’e geldi. Bir takım ziyaretler için Türkiye’ye gelen Boşnaklar, 40

kişilik ekiple İstanbul, Bursa, İne-göl ve Adapazarı’nda ziyaretlerde bulundu.Dünya Helal Gıda Birliğinin de Dünya’da ve Türkiye’de Helal Gıda Çalışmaları isimli sunumuyla katıl-dığı Boşnaklar buluşmasında tarih, kültür ve inanç bir arada değerlen-dirildi.

Manisa’nın saygın derneklerinden olan MA-TED kendi bölgesinin bilgilendirme ve bi-

linçlendirme faliyetlerine destek olmak amacıyla Dünya Helal Gıda Birliğine bir günlük ziyarette bulundu.Ekim ayında yapmayı planladığı faliyetlerine altya-pı oluşturmak amacıyla bilgilenme çalışması yapan MATED yapmayı planladığı Helel Gıda Sempoz-yumuna Üniversitelerden ve Dünya Helal Gıda Bir-liğinden destek almaya karar verdi.

Amerika, Canada ve Avustralya’dan Türkiye’ye gelen ve İNSİAD tarafın-dan İnegöl’de ağır-lanan Boşnaklar, Türkiye’den övgüyle bahsetti.

Page 16: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org16

Genel merkezimiz Bursa’dadır. Zira Bursa gıda üretiminin ke-

siştiği yerde, Osmanlının temelleri-nin atıldığı tarihi bir şehir olmanın ötesinde, 1502 yılında dünyanın he-nüz standart kavramını bilmediği bir zaman diliminde ürün ve çarşı- pazar standardını geliştirmiş, yazılı metin halinde uygulamıştır.

İşte geçmişten günümüze Dünya Helal Gıda Birliği yapılan çalış-maları, bir havuzda toplayıp helal, temiz ve sağlıklı gıda genel standar-dını oluşturmuştur. İslam ülkeleri standart ve metroloji enstitüsünün (SMIIC) kurulup standardını yayın-ladıktan sonra aynı standartla yoluna devam etmeye başlamıştır.

İkinci aşamada aynı anlayışla her ürün için aynı helal standart çalışma-larına devam etmektedir. Çalışmala-rımızı toprak, su, tohum ve yemden başlattık. Şu an görüyoruz ki, her konu başlığında bizim gibi hayalleri olan, bize katkı sağlamaya hazır res-mi ve sivil toplum kuruluşları ile üre-

tici firmaları yanımızda bulduk.• Gıdanın kaynağı toprak, su, to-hum ve yemdir. Ancak gıda işleme merkezleri, onların üretim şekille-ri, denetime tabi tutulması gereken problemlerin arasındadır. Elbette ki üretimi gerçekleştiren insan unsuru-dur. İşte bunun için Dünya Helal Gıda Birliği helal, temiz ve sağlıklı gıda standardının içinde;a) Personel bilgilendirme, eğitme ve sertifikalandırması,b) Üretim ve hizmet yerinin sertifi-kalandırılması,c) Helal, temiz ve sağlıklı ürün ser-tifikalandırmasını yapmak vardır.

Bu üç belgelendirme çalışmaları,1. Hilesiz olmalı2. Zararsız olmalı3. İslam inanç hassasiyetine uygun katkı maddelerini ve üretim persone-lini bir plan çerçevesinde denetlemeli4. Görülen ve görülmeyen kirlilikten temizlenmiş olmalı, prensiplerine uygun yapılmalıdır

Dünya Helal Gıda Birliği sivil toplumun gücünü ve akade-misyenimizin bilgi birikimini ve de üre-ticimizin tecrübesini bir araya getirerek bir gıda güvenliği marka-sını oluşturmuştur.

Dünya Helal Gıda Birliği

Page 17: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 17

Lezzet, genel olarak tat ve ko-kudan oluşan ancak acı ve sıcaklık uyarılarını da kapsa-

yan kompleks bir duygu olarak ta-nımlanmaktadır. Lezzet arttırıcılar İse, gıdada var olan tat ve/veya ko-kuyu arttıran maddelerdir. Bir gıda maddesinin görünüşü ne kadar iyi olursa olsun eğer tadı kötüyse ancak bir kere alınır ve bir daha alınmaz. Bu yüzden gıdaların tüketici tara-fından tercih edilmesinde “lezzet” önemli bir faktördür.Lezzet verici maddelerin kulla-nım nedenleri:• Gıdaların ısıtılması, kurutulma-

sı veya dondurulması gibi üretim aşamasında uygulanan teknolojik işlemler sonucunda gıdaya tat ve-ren maddelerde bir azalma ve lez-zet kaybı olabilmektedir. Gıdalarda azalan bu tatların yeniden oluşma-sını sağlamak.• Mevcut olan tadı artırmak.• Gıdaları daha hoş ve çekici hale getirmek.• Yeni bir ürün üretiminde gıdaya farklı bir çeşni kazandırmak.• Doğal aromayı düzeltmek veya korumak.Baharatlar ve doğal tatlandırıcılar da gıdalara lezzet vermesine rağ-

Lezzet, genel olarak tat ve kokudan oluşan ancak acı ve sıcaklık uyarılarını da kapsayan kompleks bir duygu olarak tanımlanmaktadır. Lezzet arttırıcılar İse, gıdada var olan tat ve/veya kokuyu arttı-ran maddelerdir. Bir gıda maddesinin görünüşü ne kadar iyi olursa olsun eğer tadı kötüyse ancak bir kere alınır ve bir daha alınmaz. Bu yüzden gıdaların tüketici tarafından tercih edilmesinde “lez-zet” önemli bir faktördür.

Lezzet Arttırıcılar (E620- 650)

Page 18: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org18

men pahalı olduklarından dolayı genelde monosodyum glutamat (MSG) gibi kimyasal lezzet arttırı-cılar tercih edilmektedir. Glutamat et, balık ve sebze gibi bir çok besin-de doğal olarak da bulunmaktadır.Lezzet maddelerinin sindirim siste-mini uyarıcı etkileri vardır. Bir paket cips açıldığında tüm paket bitinceye kadar yemek istenilmektedir. Bunun nedeni cipsteki lezzet arttırıcıların iştahı artırarak sürekli yemek yeme isteğini hızlandırmalarıdır. Lezzet arttırıcıların bu etkisinden dolayı gıda üreticileri bir çok gıdada bu katkı maddelerini kullanmaktadır-lar. Özellikle lezzet arttırıcı katkı maddeleri içeren gıdalarla beslenen çocuklar bu kimyasal tada alıştık-larından, gıdaların gerçek tadını alamamakta ve hep alıştığı yapay tadı aramaktadır. Bu yüzden bebek ve çocukların beslenmesinde lezzet verici maddeler içeren hazır gıdalar yerine doğal meyve ve sebzeden ya-pılan gıdaların tüketilmesi tavsiye edilmektedir. MSG içeren domates çorbasıyla beslenen kişiler zamanla bu tada alışarak domatesten yapılan çorbanın tadını beğenmeyebiliyor-lar.Glutamik asit, monosodyum gluta-mat ve tuzları (E 620- 625): Gluta-

mik asit, 1866 yılında Alman kim-yager Ritthausen tarafından izole edilmiştir. Monosodyum glutamat ilk olarak 1908 yılında Prof. Ki-kunae Ikeda tarafından Japonya’da yemeklere baharat olarak katılan ve “Konbu” adı verilen Laminaria japónica adlı deniz alginde bulun-muştur. Bakteriler yardımıyla fer-mentasyon teknolojisiyle üretimine ise 1957 yılından itibaren başlan-mıştır. E 621 olarak da bilinen mo-nosodyum glutamat bir çok gıda ürününde aromayı artırmak için kullanılan bir katkı maddesidir. MSG, yaygın olarak Japon ve Çin mutfağında kullanılmaktadır. Mo-

nosodyum glutamat, glutamik asitin bir tuzudur. Monosoydum glutamat (MSG) kimyasal olarak glutamik asit (E 620, bakteriyel fermentasyon yolu ile üretilir) ve sodyum hidrok-sit (E 524, doğal tuz) veya sodyum karbonattan (E 500, doğal mineral) elde edilir. Glutamik asit beyindeki sinir hücreleri için gerekli olan el-zem bir aminoasittir ve vücudumuz tarafından sentezlenir.

MSG, ağızda tükürük salgısını art-tırarak lezzetin daha güçlü hisse-dilmesine neden olmakta, gıdanın doğal lezzetini kuvventlendirerek gıdadan alınan hazzı arttırmakta-dır. Glutamat hazır çorba, pizza ve soslarda, et ve balık yemeklerin-de, baharat karışımlarında, kraker, maya ekstraktı, koserve, et ve tavuk suyunda, patates cipslerinde, snek tipi ürünlerde ve birçok işlenmiş gı-dada yaygın olarak kullanılmaktadır, özellikle gıdaların tadını artırmakta ve onları daha lezzetli hale getirmek İçin Asya Ülkeleri’ndeki yemekle-re, soslara ve cipslere bol miktarda MSG katılmaktadır. Glutamat, aynı

zamanda gıdaya Japonlar’ın “uma-mi” diye adlandırdıkları et tadında bir lezzet katmaktadır. Bilimsel ola-rak bu tat acı, tatlı, tuzlu ve ekşinin yanında beşinci tat olarak kabul edilmektedir. Domates ve soya so-sunda, Parmesan peynirinde ve ton balığında umami diye adlandırlan bu tat bulunmaktadır.Monosodyum glutamat bakteriyel fermentasyon yolu ile üretilmekte-dir.

Page 19: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 19

Page 20: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org20

Prof. Dr.

Faruk BEŞER Gıdasında ve kazandıkla-rında helal ve haramlara dikkat etmeyenler, ibadet-

lerinde düzenli olsalar bile, onların duaları kabul olmaz ve Allah katın-da bir değer taşımaz.Haramla beslenenin ibadetlerinin kabul olmaması, sevap ve karşılık-larının kalmaması şeklinde anlaşıl-mıştır. Yoksa haram yiyen birisinin, mesela namaz kılmasıyla, namaz borcunun üzerinden düşeceği açık-tır.İnsanın yediklerinin haram ol-ması iki sebeple olabilir: Birincisi, Allah’ın (cc) yenmesini haram kıl-dığı şeylerden yemesiyle, ikincisi ise, başkasının malını, onun rızası olmadan yemesiyle. Muhtemelen

bu ikincisi daha büyük bir haram-dır. Çünkü diğerini affettirmek ko-laydır.Ayrıca yenilen ve içilen şeylerin dü-şünce ve davranışlara etki ettiği bu gün artık bilimsel bir gerçek hali-ne gelmiştir. İman ve ahlak dinin esasıdır ve bunlar bir tür düşünce ve davranıştırlar. Bu durumun aile yapısına doğrudan etki edeceği, ai-lenin sağlam olup olmamasında alı-nan gıdaların öneminin bulunduğu söylenebilir. Bu gün Yahudilerin aile yapılarının, Hıristiyanlarınkin-den daha sağlam oluşu, birincilerin yiyip içtiklerinde daha dikkatli ol-malarından olsa gerektir.Gıdalarda helal ya da haram olma ölçülerini kurallar halinde zikret-

GIDALARDAKİHELALLİK HARAMLIK ÖLÇÜLERİGIDADA HELALLİĞİN ÖNEMİ

Page 21: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 21

mek istersek karşımıza aşağıdaki gibi bir sıralama çıkar:

1.Haram ya da helal kılma Allah’ın hakkıdır“Helal; Allah’ın kitabında helal kıl-dığı, haram da Allah’ın kitabında haram kıldığıdır. Süküt geçtiği şey-ler ise bağışladıklarındandır”.“Dillerinizin yalan yakıştırmasıy-la şu helaldir, şu haramdır deyip Allah’a iftira etmeyin…”2.Allah’ın helal dediğine haram demek de, haram dediğine helal demek de büyük günahtır. Bu ba-zen şirk dahi olabilir.Ancak helal dairesini daraltmak, haram dairesini daraltmaktan daha

tehlikelidir. Çünkü:a.Aslolan helaldir ve helaller ha-ramlardan çoktur. Mesela, her önü-ne gelene rastgele helal diyen birisi bunların onda dokuzunda isabet eder. Aksine, her önüne gelene rast-gele haram diyen birisi ise bunların onda dokuzunda hata eder.b.Kurânı Kerim’de Allah (cc) en az dört yerde Allah’ın helal kıldıkları-nı haram sayanlara azarda bulunur. Oysa bunun aksi sözkonusu değil-dir.c.Haram dairesini daraltmak dini zorlaştırır, insanları haramı bile bile işlemeye sevk eder ve haram duyar-lığını kırar.3.Allah (cc) haramı ya da helali bizzat açıkladığı gibi Rasulüne de açıklatabilir. O da haramı ve helâlı tayin edebilir. Allah adına ve me-cazen o da Şâri’dir, din koyucudur.“Müminler rasul, nebî ve ümmi olan bir peygambere tabi olurlar. Onu yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de de bulurlar. O onlara marufu emreder, münkeri yasaklar, tayyib olan şeyleri helal kılar, habis olan şeyleri haram kılar, zorluklarını ve üzerlerindeki kelepçeleri kaldırır…”.Allah Rasulü’nün (sa) açıklaması ister Kurânı Kerim’de aslında var olan bir şeyin açıklanması olsun, is-terse Allah’ın (cc) kendisine verdiği yetkiyle bizzat kendinden olsun fark etmez. Sahih bir sünnetle de ha-ramlık sabit olur.4.Eşyada aslolan helalliktirYani haram olduğuna dair bir delil bulunmayan şeyler ve hayvanlar he-laldir.5.Haramların bazıları safi ibadet-tir, haramlığının illetini/asıl sebebi-ni bilemeyiz. Biz onları olduğu gibi alırız, domuz eti yemek gibi. Bazı-larının ise haramlık sebebi bellidir, onlara da kıyas yaparız, şarap gibi.6.Hayvanî gıdalarda dört temel haram vardır: Meyte, boğazlamada akan kan, domuz eti, Allah’tan baş-kası adına kesilen hayvan.

7.Şer’î usulle boğazlanmayan hay-van yenmez. Boğazlama da esas olan, hayvanın Allah’tan başkası adına kesilmiş olmamasıdır. Allah’ın adının anılması bütün mezheplerde farz değildir.Boğulmuş, vurularak öldürülmüş, yüksek bir yerden düşüp ölmüş, başka bir hayvan tarafından süsü-lüp öldürülmüş, canavar tarafından parçalanmış olanlar da şer’î usulle boğazlanmamış sayılırlar ve meyte-dirler.Eti yenen bir hayvanın Allah’tan başkası adına kesilmiş olması, haram olmasının sebebidir ve bu, meşruiyet dairesinden çıkma anlamına geldiği için fısktır. Bir bakıma Allah’ın oto-ritesini kabul etmemektir. Ancak hayvanı Allah adına kesmek çok önemli olmakla beraber, asıl önemli olan Allah’tan başkası adına kesme-mektir. Kurânı Kerim’in vurguladığı budur. “Allah adına kesilmeyeni fısk olduğu halde yemeyin” demek, baş-kası adına kesilmesi halinde yeme-yin demektir. Ehlikitabın kestiğinin yenmesi, onların Allah adına kes-tiklerinden değil, Allah’tan başkası adına kesmemelerindendir.8.Yenen şeylerde helalliğin temel sebebi tayyib olmak, haramlığın temes sebebi ise habîs olmaktır.Tayyib, sözlük anlamı ile hoş ve gü-zel demektir. İnsanın duyularıyla hoş bulduğu şey tayyibdir. Şer’an tayyib olan yiyecek; caiz olacak yer-den, caiz olacak miktarda, caiz ola-cak şekilde alınan yiyecektir. Ehli-sünnet tayyib’i helal olmakla beraber hissi bir lezzet olarak kabul ederken Mutezile, bir şeyin tayyib olabilme-si için helal olmasını yeterli görür. Ama bu anlayışa göre “Verdiğimiz rızıklardan helal ve tayyib olarak yi-yin” (2/168) anlamındaki ayette he-lal tekrarlanmış olur ki, bu anlamsız olur (Semîn). ‘Helal ve tayyib olarak’ ifadesi Türkçede helalü hoş diye ifa-de edilir. Kısaca tayyib’in temel va-sıfları: Helal, leziz ve temiz olmak-

Page 22: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org22

tır. Helal olması, hakkında şer’î bir yasağın bulunmaması demektir. Le-ziz olması, canın çekmesi ve normal tabiatların hoşlanması, temiz olması ise yine şer’an pis sayılan şeyler içer-memesi anlamındadır. Sonuç olarak tayyib; helal, insan sağlığına faydalı ve temiz olan gıdadır. Leziz olması ve canın çekmesi ise kişiden kişiye değişebilir. Bu sebeple Hanefîler midye gibi deniz ürünlerine habis olarak bakmış ve helal olmadıklarını söylemişlerdir.Habis ise bütün bu vasıflarda tayyib’in tam zıddıdır. Buna göre günümüzde genetiği ile oynanan gı-dalar tayyib olarak isimlenemezler. Çünkü üzerlerinde helal olmayan

bir işlem yapılmıştır. Allah’ın yara-tışını bozmak haramdır. Şahsen ben şoklanarak, bayıltılarak boğazlanan hayvanların etinin de tayyib olma-dığı kanaatindeyim.Bir şeyin habis olması kendi özelli-ğinden olabileceği gibi, bir başka se-beple de olabilir. Şarap ve domuz eti bizatihi habistir, başkasının malını zulmen yemek ise biğayrihi habistir.9.Hakkında nas bulunmayan şey-lerin helallik ya da haramlığı, o şeyin tayyib ya da habis olmasıyla, bir diğer ifadeyle; yararı ve zararı ile belirlenir.Buna göre zararı yararından çok olan gıdalar haramdırlar. Sigarayı ve

uyuşturucuları buna örnek verebili-riz. Yararı çok olmakla beraber, zarar da içeren gıdalar, zararları nispetin-de mekruhturlar. GDO’lu gıdaları da buna örnek verebiliriz.10.Fısk ve Rics gıdaların haram olmasının sebeplerindendir.Fısk, Kelime anlamı ile asıl mekânından çıkma demektir. Din dilinde, Allah’a itaat dairesinden çıkmak, asi olmak demektir. Allah-tan başkasına kurban kesilmesi, şer’î daireden çıkma olduğu için fısktır ve böyle bir hayvanın eti yenmez (5/3). Allah’tan başkası adına ke-silen her hayvan böyledir (6/145). Kısaca bir şeyin şer’î daireden çık-ması onun fısk, dolayısıyla da habîs

olmasını sonuç verir. Allah adına kesmeyi kasten ve gerekli görmeye-rek terk etmek de aslında Allah’tan başkası adına kesmektir. Çünkü bir hayvanın canını almak ancak onun yaratıcısı adına ve onun izniyle olur-sa caiz olabilir.Rics ise; şer’an, aklen, tab’an, ya da her üçü bakımından pis görülen şeylerdir. Daha çok fiillerin çir-kin olanları için kullanılır (Semîn). Fiil sözkonusu olunca buradaki tab’anı, ahlaken diye de anlayabili-riz. Domuz etine Allah risc demiş-tir (6/145). Muhtemelen domuz eti yemedeki çirkinlik ahlaken bir pis-liktir. Yani onun ahlaka zarar veren

bir özelliği vardır. İçki, kumar ve fal oklarına da rics denmiştir (5/90). Çünkü bunlar da hem aklen, hem tab’an, hem de şer’an çirkin sayılan fiillerdir.11.Köpek dişi ile avlanan yırtıcı yabani hayvanlar ile pençesi ile av-lanan yırtıcı kuşlar haramdır.Bunların haramlığı Allah Rasulü’nün sünneti ile sabittir. 12.Bazı fakihler Harem’de ve dı-şında bazı hayvanların öldürül-melerine müsaade edilmesinden onların etlerinin haramlığını anla-mışlardır.Leş kargası, atmaca, akrep, yılan ve fare bunlardandır13.Bitkilerin ve hayvanların temel özelliklerini bozmak şeytan işidir ve haramdır.Bitki ve hayvan ıslahı ayrı şeydir, genetik müdahale ayrı şeydir. Bu sebeple GDO’lu gıdaların haram olduğunu söyleyemesek bile tayyib, yani helalü hoş olduklarını da söy-leyemeyiz. Ancak böyle bir oyna-manın bizatihi kendisinin Allah’ın yaradışına müdahale olması itiba-riyle haram olduğunu söyleyebiliriz. Burada kesin olan husus, Allah’ın yaradışını bozmanın haramlığıdır. Çünkü Allah bunu şeytan işi ola-rak nitelemiştir. Ancak sözü edilen bozma nereden başlar ve mahiyeti nedir? Bunu kesin olarak tespit et-memiz zordur. Ama mahiyet deği-şikliğine sebep olan gen naklini sa-nırım böyle bir değişiklik sayabiliriz.14.Piyasadaki gıdalar konusunda zannı galiple hareket ekmek, ihti-yatlı olan tavırdır.Türkiye gibi, halkının kahir ekse-riyeti müslüman olan bir ülkede piyasada bulunan et, tavuk ve balık ürünlerinin haram olduğunu söyle-mek yanlış olur. Çünkü zannı galip-le bunlar helal kesimle üretilmiştir. Ancak bu zan, günümüzde şek olma noktasına yaklaşmaktadır. Bu se-beple müslümanlar artık tedbir al-malıdırlar. Helal gıda sertifikalama-

Page 23: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 23

sı bu açıdan çok önemli ve zamanı geçmek üzere olan bir iştir.Fetvada geniş, uygulamada ihti-yatlı olmak esastır. İbn Nüceym, el-Eşbâh ve’n-nazâir adlı kitabının Kitabü’l-hazr ve’l-ibahe bölümüne, zamanımız şüpheli şeylerden ka-çınabilme zamanı değildir, diyerek başlar.Batı ülkelerindeki piyasa etleri ise zannı galiple helal olmayan etlerdir. Binaenaleyh, orada kesin helal oldu-ğu bilinmeyen hayvanî bir gıda helal olamaz.15.Şer’an temiz ve helal olmayan bir şey hayvanlara yem olarak da verilemez.Binaen aleyh, haram maddeler içe-ren yemlerle beslenen hayvanlar helal olsalar bile, halalen tayyiba olamazlar. Helaldir, çünkü istihale vardır, tayyib değildir, çünkü ha-ramla beslenmiştir, ayrıca doğallı-ğına müdahale vardır, zarar içerebi-lir. Serbest dolaşan tavuğun, pislik

yeme alışkanlığı olan sığırın, domuz sütüyle beslenen kuzunun bir süre karantinaya alındıktan sonra yen-mesi bunu gösterir.16.İstihale pis olan bir maddeyi temiz kılacağı gibi, istihlak de bir maddenin pis olmasını önler.İstihale, başkalaşım demektir. Her türlü kimyasal tepkime bir istihale-dir, ama her istihale kimyasal tepki-me olmayabilir. Jelatin bize göre is-tihale yaşamış bir maddedir. İstihlak ise; çok olmanın sınırı mezheplere göre farklı olmakla beraber, çok bir maddeye, onun temel vasıflarından hiç birisini değiştirmeyecek kadar az bir pis maddenin karışıp onda yok olmasıdır. Gazlı içeceklerdeki muhtevayı ve piyasadaki peynirleri böyle görebiliriz. Domuz dışındaki hayvanların derilerinin tabaklan-mak suretiyle temiz olmasını da buna örnek verebiliriz.17. Şeran haram olan bir maddeyi müslüman hiçbir surette alamaz

satamaz, üretemez, üretimde kul-lanamaz.Ancak başkaları tarafından üreti-len ve pis madde içermekle beraber istihale ve istihlak yaşamış madde-leri kullanmanın haram olduğunu söylemek mümkün değildir. Me-sela domuz yağından üretilen bir sabunu kullanmak haram değildir. Müslümanların bir varlık ve kimlik politikası olarak siyaseten bunları kullanmamaları gerektiği ise ayrı bir husustur.18. Harama götüren şeyler de ha-ramdır.19. Zaruretlerin haramları mubah kılacağı hususu ise her zaman her yerde geçerli bir kuraldır.Tedavi amaçlı kullanmaları, alterna-tifleri yoksa böyle görebiliriz. Ancak bunların alternatiflerini bulmakla meşgul olmak, her türlü nafile iba-detten daha sevap ve daha öncelik-lidir.

Page 24: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org24

Dinimizde insanın, Allah’a karşı yapması gereken bazı görevleri vardır. Namaz kıl-

mak, oruç tutmak, haramlara yak-laşmamak, kısaca Allah’ın emirle-rini yerine getirmek, yasaklarından uzak durmak. Bunlara ‘’hukûkullah (Allah’ın hakları)’’ diyoruz. Bir de insanın kendine karşı görevleri var-dır. Kendinin tabiî ihtiyaçlarını mü-bah yollardan karşılaması, bunların başında gelmektedir. Bunlardan başka bir de diğer insanlara karşı bazı görevleri vardır. Bir Müslüma-nın diğer insanlara karşı yapması gereken görevlerini yapmaması veya onlara karşı yapmaması gereken bir fiili işlemesi sonucunda ortaya çıkan hakka ‘’kul hakkı’’ diyoruz.

Dinimiz, birbirimizin haklarına saygı göstermemizi ister. Başkaları-nın haklarına zarar veren her türlü kötü davranışı da yasaklar. Kul hak-larının başında insanın yaşama hak-kı gelir. Bu sebeple, insan öldürmek, büyük günah sayılmıştır. Yüce Al-lah, Kur’an’da, “...Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın bir cana kıyar-sa bütün insanları öldürmüş gibi olur...” buyruğuyla, başkalarının ya-şama hakkına zarar vermemeyi em-reder. Yine bir ayette şöyle buyrulur: “Kim bir mümini kasıtlı olarak öl-dürürse, cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir.” Kul hakkı, insanlara zarar verecek her türlü maddî ve manevî davranış-

Prof. Dr.

Tacettin UZUN

Vakit varken

HELALLEŞELİM!

Page 25: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 25

la oluşmaktadır. Kur’an’da: “Aranız-da birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek ye-mek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin” buyrulur.Kul hakkından kurtulmak için, tüm diğer günahlarda olduğu gibi önce tövbe ederek, Allah’tan bağışlanma dilenmelidir. Ancak kul hakkından kurtulmak için ayrıca hak sahip-lerinin ödenebilecek mal, para vb. maddî şeylerini geri ödemek ve he-lalleşmek de gerekmektedir. Hak sa-hibi ölmüşse, çocuklarına veya diğer vârislerine hakları ödenir. Vârisleri bilinmiyorsa, alınan hak kadar para veya mal yoksullara sadaka olarak verilir ve hak sahibi için dua edilir.Peygamberimiz kul hakkı üzerinde önemle durarak, “Birisinin hakkını alan kimse, ölmeden önce onunla helâlleşsin! Paranın, malın geçme-yeceği kıyamet gününe, üzerinde kul hakkı bulunarak gitmesin!” bu-yurmuştur.Helâlleşmek demek, insanların bir-birleri üzerindeki haklarını karşılık-lı olarak helâl etmeleridir. Böylece, hakkı olan kişi, hakkını bağışlamış ve hakkından vazgeçmiş olduğunu bildirmiş olmaktadır. Önemli olan

helâlleşmenin dünyada yapılması-dır. Bu dünyada helalleşilemediği takdirde, tüm haklar öbür dünyada alınacaktır. Konuyla ilgili Peygam-berimiz, “Kıyamet gününde bütün haklar sahiplerine verilecektir...” bu-yurmuştur. Helâlleşme yoluyla, in-sanların kul hakkından kurtulmaları çok önemlidir. Peygamberimiz: “Şe-hitlerin kul borcundan başka bütün günahları bağışlanır” buyurmuştur.Kul haklarına tecavüz edenin du-rumunu anlatmak üzere Peygam-

berimiz şu bilgiyi vermiştir. “Benim ümmetimin içindeki müflis (yani iflas edip her şeyini kaybetmiş) kişi, şudur: Ahirette Allah’ın huzuruna namaz, oruç, zekat gibi ibadetleri-ni yerine getirmiş olarak gelmekle birlikte, bu kişi, öyle (günahlarla da) gelir ki, kimine sövüp saymış, kimi-nin kanını akıtmış, kiminin malını yemiş, kimine iftira etmiştir. İşte bu durumda onun ibadetlerinden elde ettiği sevaplardan alınıp o hak sahiplerine dağıtılır. Eğer amelle-ri bu hakları ödemeye yetmezse, o kişilerin günahlarından alınıp hak yiyenin günahlarına eklenir. Böylece (sevapları elinden gitmiş, günahları daha da artmış bir kişi olarak) kal-dırılıp cehenneme atılır.”Kul hakkıyla ilgili olarak Peygam-berimiz, vefatından birkaç gün önce, ashabına şöyle buyurmuştur: “Benim üzerimde kimin hakkı var-sa gelsin, hakkını benden alsın ve helalleşelim.” O anda Ukkaşe adlı sahabî hemen ayağa kalkarak şöy-le dedi: “Allah’ın Peygamberi! Siz bana elinizle şöyle vurmuştunuz, ben o hakkımı sizden almak istiyo-rum.” Peygamberimiz bunun üzeri-ne: “Gel Ukkaşe! Hakkını benden al” buyurdu. O anda bütün sahabîler hayretle Ukkaşe’ye bakıyorlardı. Ukkaşe, Peygamberimizin yanına giderek şöyle dedi: “Allah’ın Rasulü! Siz bana gömleksiz olarak sırtıma vurmuştunuz.” Hemen Peygambe-rimiz, gömleğini sıyırıp şöyle buyur-du: “Vur, Ukkaşe!” Peygamberimiz’i çok seven Ukkaşe, hemen Peygam-berimizin mübarek sırtındaki pey-gamberlik mührünü gayet nazikçe öptü ve şöyle dedi: “Allah’ın Rasulü! İşte benim amacım buydu.” Bu hâli gören sahabîler, Ukkaşe’ye imren-diler. Böylece Peygamberimiz kul hakkıyla ilgili sözlerinin yanında bizzat davranışıyla da örnek olmuş-tur.O halde, başkalarıyla bir arada ya-şamamızın bir gereği olarak, her-

“Kıyametle mü’minler Cehennem (üzerindeki sırattan) kurtulduktan

sonra Cennet ile Cehennem arasındaki

(ikinci bir) köprüde durdurulurlar. Burada,

dünyada aralarında bulunan (ufak tefek)

mezâlimden bir birlerinin hakkını vererek hesaplaşıp, pâklanarak

arındıkları zaman bunların Cennete girmelerine izin

verilir”

Page 26: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 26

kesin hakkına saygı göstermeliyiz. Kimsenin canına ve malına zarar vermemeliyiz. Eğer zarar vermişsek, onunla helâlleşmeli, zarar maddî ise onun karşılığını ödemeye çalışmalı-yız.“Mazlumun bedduasından sakı-nınız. Çünkü onun duasıyla Allah arasında perde yoktur.”“Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşi ile helalleşsin Çünkü (kıya-met günü) dirhem degeçmez dinar da Böyle olunca o (hak yiyen) ki-şinin sevapları alınır o adama yüklenir Eğer sevapları yoksa o hakkını yediği adamın gü-nahları buna yüklenir ” Kul hakkı konusunda Müslü-man olan insanla, olmayan ara-sında bir ayrım yoktur, yapılan her haksızlık kul hakkına girer.Kul hakkına sebep olan pek çok davranış vardır. Bunlardan bazı-ları şunlardır: İnsan öldürmek, yalan söylemek ve hile yapmak, gıybet ve iftira etmek, hırsızlık yapmak, rüşvet alıp–vermek, ha-set etmek, bir kimsenin namus ve şerefine dil uzatmak, başkalarıyla alay etmek, ad takmak, onları kü-çük görmek, sövmek veya kötü söz söylemek, kötü zanda bulunmak, başkalarının özel hayatlarını araş-tırmak, birisine sövmek veya kötü söz söylemek, birisini dövmek ya da yaralamak, arkadaşının sırrını açık-lamak, verdiği sözde durmayarak birisini bekletmek, borcunu zama-nında ödememek, birisine isteme-diği bir sözü söylemek, yani sözle rahatsız etmek.Bu bahsettiklerimiz, kul hakların-dan dolayı helalleşmeye girmekte-dir. Helalleşmeyi, başka bir anlamda ele alırsak, o da şöyledir:Yüce Allah, Kur’an’da şöyle buyur-maktadır: “Ey Peygamberler! Temiz olan şeylerden yeyin; güzel işler ya-pın. Ben sizin yaptıklarınızı hakkıy-la bilmekteyim” , “ Ey iman eden-

ler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin, eğer siz yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’na şükredin” , “Allah size leşi, kanı, do-muz etini ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanın etini haram kıl-dı. Kim mecbur kalırsa başkasının hakkına tecavüz etmemek ve za-ruret miktarını geçmemek şartıyla bunlardan yemesinde günah yoktur. Allah gafurdur, rahimdir. (günahları çok affeder, merhamet ve ihsanı bol-dur)” , “

Deniz avı ve onu ye-mek size de, yolculara da, geçim-lik olarak helal kılınmıştır. İhramlı bulunduğunuz sürece kara avı size haram kılınmıştır. Huzurunda top-lanacağınız Allah’tan sakının.” Yüce Allah, bu ayet-i kerimelerde haram olan yiyecekleri zikretmiş ve nelerden kaçınmamız gerektiği-ni bildirmiştir. Peygamberimiz de şöyle buyurmaktadır: “Helal açıktır, haram da açıktır, aralarında şüphe-

li şeyler vardır. Şüpheliyi bırakan elbet haramı bırakır, şüpheliye ce-saret eden harama yaklaşmış olur. Haramlar, günahlar Allah’ın koru-su, yasak yeridir. Burada yani yasak bölge yakınında koyun güden çoban yasağa yaklaşmış olur ki, içine gir-mesi muhtemeldir.” Bir Müslüman, yediği gıdaların maddî temizliğine dikkat ettiği gibi, manevî temizliğine de dikkat et-melidir. Manevî temizlik haram ve şüpheli şeylerden kaçınmakla olur. Çünkü bunlar insanın yaptığı iba-detin makbuliyetine büyük bir en-geldir.Abdullah b. Ömer şöyle diyor:“Namaz kılmaktan yay gibi, oruç tutmaktan çöp gibi kalsanız da, haram ve şüpheli şeylerden kaçın-mazsanız, Allah o ibadetleri kabul etmez.” Gelin şimdi, eşinizle helalleşin.Çocuklarınızla helalleşin. Anne ve babanızla, dede ve nine-nizle helalleşin. Komşularınızla helalleşin.İş yerinizde çalıştırdığınız işçilerle helalleşin. Çalıştığınız iş yerinin sahibiyle helalleşinOrtaklarınızla helalleşin. İş arkadaşlarınızla helalleşin. Kendi bedeninizle helalleşin. Malınız mülkünüzle helalleşin. Evinizle helalleşin. İçinde yaşadığınız şehrin hal-kıyla helalleşin. Yönetiminiz altında bulunan

insanlarla helalleşin. Öğrencilerinizle helalleşin. Öğretmenlerinizle helalleşin.Bunlarla niye helalleşeceksiniz? Belki ortada bir kul hakkı vardır. Olmadığından emin misiniz? Ne olur ne olmaz, helalleşmeye devam edin.Bir de yedikleriniz ve içtiklerinizle helalleşin. Allah, her şeyin helalini nasip etsin!

Page 27: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 27

SEMİZ ZEYTİNTARIM ÜRÜNLERİ ÜRETİM PAZARLAMA LTD. ŞTİ.

Vazgeçilmez tat...ka

dirb

ayrik

535

.552

3466

0224 524 88 [email protected]

Page 28: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org28

Dünyada helal belgelendir-me faaliyetleri, çoğunlu-ğun Müslüman olmadığı

ülkelerde yaşayan Müslümanların talepleri doğrultusunda “helal ürün” güvencesi sağlamak üzere 1960’lı yıllarda başlamıştır. İlk uygulamalar ABD’de gıda uzmanı olan Müs-lümanlar tarafından başlatılmıştır. Karma toplumlarda yaşayan Müs-lümanların daha emin ve huzurlu bir şekilde gıda tüketimini temin etmek amacıyla ortaya çıkan Helal Belgelendirme konsepti günümüz-de Müslüman çoğunluğun yaşadığı ülkelerde de (İslam İşbirliği Teşki-latı üyesi ülkeler başta olmak üzere) kabul görür hale gelmiştir. Pazar potansiyeli hızla artmakta birlikte

kontrolsüzlük ve anlayış farklılık-ları da giderek artmaktadır. Bunun yanında küresel anlamda “ortak bir anlayış” ve “ortak bir kabul” zemini oluşturmak üzere çeşitli organizas-yonlar kurulmuştur. Bunlar arasında öne çıkanlar;• 1999’da Cakarta(Endonezya)’da ABD, Endonezya, Avustralya ve Hollanda’da faaliyet gösteren belge-lendirme ajanslarının önderliğinde kurulan, halihazırda 30 üyesi bulu-nan, Dünya Helal Konseyi (World Halal Council, WHC), • 2004’de Kuala-Lumpur Malez-ya merkezli Dünya Helal Foru-mu (World Halal Forum) ve onun güdümünde 2007’de Malezya’nın önderliğinde kurulan Uluslararası

Akreditasyon Uzmanı

Salih YÜKSEL

HELAL BELGELENDİRME VE

AKREDiTASYON

Page 29: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 29

Helal Birliği İttifakı (International Halal Integrity Alliance (“IHI Al-liance”)) ve• 2010 yılında bugünkü adıyla İs-lami İşbirliği Teşkilatı bünyesinde resmen kuruluşu tamamlanan İslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metro-loji Enstitüsü (SMIIC: Standardi-sation and Metrology Institution of Islamic Countries)’dür.

• Bu organizasyonların temel he-defleri arasında Helal Belgelen-dirme standardlarının uyumlaştı-rılması, temel anlayış ve uygulama farklılıklarının giderilmesi veya en aza indirilmesi, helal belgelendir-meye yönelik global kabulün sağ-

lanması ve bütün dünyadaki Müs-lüman ülkeler ve/veya Müslüman toplumlarca kabul gören bir akredi-tasyon prosesinin geliştirilmesi yer almaktadır. • WHC kaynaklarına göre 2012 yılındaki helal pazarının boyutu 3.2 trilyon dolar civarındadır. Bu pazara hitap edecek olan helal bel-gelendirme pazarının potansiyeli ise 500-600 milyon dolar olarak öngörülmektedir. Bütün dünyadaki uygulamalara bakıldığında mevcut ve gelecekte helal belgelendirmeye konu olabilecek başta gelen endüst-riyel sektörler aşağıda sıralanmakta-dır;• Altyapı,• Tarım ve hayvancılık,• Gıda ve yem üretimi, gıda işleme,

• İlaç,• Kozmetik,• Deri,• Toplu yemek üretimi, dağıtımı ve restoranlar,• Eğitim ve öğretim,• Yayıncılık,• Bankacılık ve finans,• Tekstil ve konfeksiyon,• Turizm.

Neden AKREDİTASYON ?• Akreditasyon, teknik manada “ye-terliliğin onanması”dır. Helal belge-lendirme açısından bakacak olursak akreditasyon; helal belgelendirme işi yapanların, gerek altyapı ve ge-rekse personel açısından oluşturulan

“helal belgelendirme” standardları, ulusal ve uluslararası ilgili mevzuat ve ürün-hizmet üretimi konusunda teknik açıdan yeterliliğe haiz olduk-larının üçüncü taraf (tarafsız) bir or-ganizasyon tarafından denetlenerek onaylanmasıdır.• Uluslararası ticarette helal kap-samına giren ürün ve hizmetlerin ilave bir teknik engelle karşılaşma-dan kolayca alınıp satılabilmesi için akreditasyon mekanizmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkemizde de kimi belgelendirme kuruluşlarının helal belgelendirme faaliyetlerine dair akredite olduklarını iddia etmele-ri tamamen gerçek dışı olup, ticari maksatla kamuoyunu yanlış bilgi-lendirmeye yöneliktir. Zira helal belgelendirme faaliyetlerine ilişkin

henüz bir akreditasyon mekanizma-sı bulunmamakla birlikte bu amaçla hizmet veren bir akreditasyon kuru-luşu veya organizasyonu da yoktur. Ancak nihai hedefi, “uluslararası kabul görmüş bir akreditasyon me-kanizması kurmak” olan çalışmalar mevcuttur. Bunların en önemlisi ve en ciddi olanı SMIIC bünyesinde kurulmuş olan Akreditasyon Ko-mitesidir. Bu komitenin, öncelikle kendisinin bizzat akreditasyon hiz-metini sunmak üzere çalışması ve yakın zamanda da helal akreditas-yon kuruluşlarının üst birliği olacak şekilde yapılandırılması hedeflen-mektedir.• Öte yandan aşağıda örnekleri ve-rilen Helal Belgelendirme kavramı-nın özüyle bağdaşmayan konunun ciddiyetini tamamen sulandırmaya yönelik yaklaşımların da ortadan kaldırılması ancak akreditasyon sistemi ile mümkün olabilecektir. Düşünün ki; kedi mamasına saf-katıksız helal logosunun vurulma-sının amacı veya faydası ne olabilir (Bkz. Şekil-1) veya domuz eti veya domuz eti içeren bir gıda ürünü paketinin üzerinde helal logosu bu-lunmasının anlamı nedir veya “% 100 Helal”, “saf helal”, “helal garan-tili” veya “garanti helal”, “katıksız helal”, “hakiki helal” gibi tabirlerin (Bkz. Şekil-3) konunun özüyle ne alakası var? Şu anda dünyada yüz-lerce helal belgelendirme kuruluşu var ve hepsi farklı farklı standardlar veya sertifikasyon programlarına göre helal belgelendirmesi yapıyor. Çoğunun derli toplu bir denetim mekanizması dahi yok. Her ne ka-dar İslami yanı ön planda olsa da helal belgelendirmenin belirgin bir teknik boyutu da var. İslami açıdan helal çizgisine dahil olabilecek bir-çok konunun teknik açıdan teyidi veya doğrulanması gerekmektedir. Ancak bu şekilde helal belgelendir-me faaliyetleri kamuoyunda güven uyandırabilecektir. Halihazırda glo-

Page 30: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org30

bal anlamda kontrolsüz, denetimsiz ve başı bozuk bir yapılanma gösteren helal belgelendirme pazarının emin ve ehil ellerde gerçekleştirilmesinin sağlanmasında akreditasyon önemli bir araçtır.

AKREDİTASYONUNFAYDALARIGlobal ticarette özellikle Müslüman nüfusun var olduğu coğrafyalar ara-sında mal veya hizmet alış-verişinin kolaylaştırılması, “helal” konusunda hassasiyet taşıyan kamuoyunun ta-leplerinin gereği gibi karşılanması ve ilave maliyetlere gerek kalmak-sızın “helal belgelendirme veya helal belgelendirmeye temel teşkil edecek test/deney veya muayene” hizmetlerinin bir defada yapıldık-

tan sonra bütün dünyada kolayca ve güvenilir bir şekilde kabulünün sağlanması açısından akreditasyon oldukça önemli bir araçtır. Bütün dünyada uluslararası kabul görmüş standardlar çerçevesinde yürütül-mekte olan akreditasyon faaliyetleri “Helal Belgelendirme” konularına kolaylıkla ve ustalıkla uygulanabi-lir ve gereken ciddiyet gösterilirse Müslüman olsun veya olmasın her toplumda güven uyandırabilir. Helal Belgelendirme faaliyetlerine yönelik oluşturulacak akreditasyon sistemi aşağıdaki faydaları sağlayabilecektir;a) İzlenebilirlik (tohumdan çatala veya tarladan çatala),b) Şeffaflık (helal ürün veya hizme-ti tedarik eden tarafların varsa helal dışı faaliyetlerinin ortaya çıkarılması veya Helal belgelendirme faaliyetle-rini yürüten kuruluşların elde et-tikleri gelirlerin nasıl ve ne şekilde değerlendirildiğinin gösterilmesi*),c) Tarafsızlık (helal belgelendirme faaliyetlerinin ürün veya hizmet te-darikçisi veya üreticisinden bağım-sız olarak, her türlü mali, siyasi veya başka bir baskı altında olmadan veya ticari bir kaygı güdülmeksizin sağlanmasının garanti altına alın-ması),d) Ehliyet-yeterlilik (gerek hizmet veya ürünün İslami şartlara uygun olarak üretilmesi veya sunulmasında ehil insanların görev alması ve ge-rekse helal belgelendirme faaliyet-

lerini yürütenlerin de İslami açıdan ehliyet sahibi olmalarının sağlan-ması)e) Süreklilik (helal ürün veya hiz-metin üretimi veya sunulmasının yanında helal belgelendirme faa-liyetlerinde helal kavramına aykırı İslami şartlar dışındaki herhangi bir sapmaya mahal bırakmamak üzere sürekli helalliğin sağlanması ve ko-runması)Özetle, Dünya Ticaret Örgütü’nün belirlediği kurallar çerçevesinde yürütülmekte olan akreditasyon fa-aliyetleri İslami şartlar ve kurallar ön planda tutularak helal alanına uyarlanabilir, böylelikle uluslararası mevcut yapı ile entegre olabilen bir sentez şeklinde Helal Akreditasyon Sistemine ulaşılabilir. Helal belge-lendirme faaliyetlerine uluslararası bir kabul ve güven zeminin sağ-lanması açısından akreditasyon göz ardı edilemeyecek bir kavramdır. Bu açıdan üzerinde ciddiyetle düşünül-mesi, tartışılması ve çalışılması ge-rekmektedir.Bu kavram, günümüzde Avrupa’da özellikle İngiltere’de Müslümanlara veya İslama karşı kamuoyu oluştu-rulmak üzere gelişen “helal boykot” gibi akımların, “helal belgelendir-meden elde edilen gelirin terör eği-limli radikal oluşumların finansma-nında kullanıldığı şeklindeki” tezini çürütmek ve bu gibi akımların önü-nü kesmek için oldukça önemlidir.

• Şekil-1. Kedi maması üzerinde “saf-katıksız helal” vurgusu

• Şekil-2. Domuz ürünlerinde helal logosu

• Şekil-3. Gıda ürünleri üzerin-de kullanılan özüne aykırı helal vurguları

Page 31: HELAL GIDA DERGİSİ

• Çocuğunuzunkonuşma,dikkat,hafıza,öğrenmebecerileriyleilgiliyaşıtlarındangeriolduğunudüşünüyorsanız,

• Çocuğunuzİlkokul2veüstüsınıflaradevametmesinerağmenokumayazmavematematikbecerilerindegerilikgösteriyorsa,

• Biziarayarakücretsizdanışmanlıkhizmetialabilirsiniz.

• Alanındayetişmişpersonelileçocuğunuzunihtiyaçlarıbelirlenerekhazırlananeğitimprogramıdoğrultusundabirebireğitimleçocuğunuzdahabaşarılıhalegelecektir.

• Çocuğunuzhakkında’ÖzelEğitimeİhtiyacıvardır’RehberlikAraştırmaMerkeziRaporubulunduğundaSosyalGüvenceAranmaksızınÜcretsizolarakServislerimizdenveEğitimimizdenyararlanabileceksiniz.

• FarklıRehabilitasyonmerkezlerinedevamedipbizidedenemekisteyenvelilerimizeveöğrencilerimizeücretsizolarak1ayhizmetverilecektir.

• İlkveOrtaokullardakiNormalsınıflarındaöğrenmegüçlüğünedeniylekaynaştırmaöğrencisiolarakeğitimgörenöğrencilereverilecekdestekeğitimÜcretsizdir.

ÇocuğunuzunEğitimiyle İlgili Sorunları ;

Özel Sevgi Dünyamız Özel Eğitim Ve Rehabilitason Merkezi Akpınar Mah.Arı Sok. No: 30 (Akpınar İlköğretimi Karşısı) Tel: 0.224 241 22 74 Faks : 0.224 241 22 75Cep: 0.505 503 67 91

Çocuğunuza vereceğimiz;Sevgi,Size vereceğimiz;Güven,veEğitim ile, İlgi ile aşıyoruz

Eğlenerek Öğrenme Odası

Psikolog ile Aile Eğitimi

Bireysel Eğitim

Grup Eğitimi

Page 32: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org32

MEDİNE

AHMEDİNE

Çölüm ortasında vahaYanan havada bahar esintisiSıkıntı anında çıkış yeriÇaresizliğe çareKimsesizlere sığınakAna kucağı gibi dayanakRab’bı hatırlatan altı minareİnsanın kendini bulduğuYeşilde nice renklerin savrulduğuFirdevsi cennetin iz düşümüNaim’in ayak ucuÖtelerden yardımın elan sürdüğüVeDünyanın tüm kokularını unutturanO’nun buram buram kokusu..Medeniyetin fışkırdığı mekan,Her şeyin olması gerektiği kadar olanGerçek mirasın varisleriyle buluştuğuToprağı bekleyen ervahla birlikteSuyu, havası, taşı, toprağıMEDİNE, İŞTE MEDİNEAh MEDİNE neler gizli şu bahçende…Mü’minlerin hayalinde sen,Duasında sen, nidasında sen varsın.Hac’da Umre’de bizi meftun eden, büyüleyensin.Şayet ayrılık acıysa, senden firak ölümdür MEDİNE…Sana koşanlar hoş insanlar, temiz simalarSana varamayan kalp yaralar.Sana vasıl olan, ahbapları nasıl hatırlar MEDİNE…MEDİNE AH MEDİNEHer hayali bastırır senin hülyan,Dünyaları kuşatır senin dünyan.Veysel KARANİ’ler sana koşmuş,Selman-ı Farisi’ler sende coşmuş,Senden tebliğ dışında çıkan yok olmuş.

Page 33: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 33

Sana hizmet başa tac Nice hükümdarlar nefhana muhtac.Lütfedip açar mısın kapını bize..Bakmadan perişaniyetimize….Girmek istediğimizde sekiz kapındanArtık Cennettir toprağın bize inan…Yönelmek zordur,vuslat da öyle sana.Görülüverir ardından…Bizans’la yaka paça olmuş TEBUK. . . . . . . . . . .Medine’ye girmenin herkese bakan bir şekli vardır.Kimi boynu bükük, kimi mahzun.Kimi başı yerde, kimi mahcup.Bilenler bilir, nasipliler alır kısmetini…Tren istasyonu başlı başına edep timsali.Yapan işçiden,gelip giden yolcuya,Bir ucu İSTANBUL,bir ucunda MEDİNE.Devletin nizam olduğunu gösteren devletYıkılma anında batının, bağı koparmak için anadoluyla,Her bir ray için altın ödediği durumda, MÜSLÜMAN ARAP kardeşim ,Satmadı Osmanlı satılmaz fikriyle…Satmadı zira hala raylar döşeli bu gün duruyor,Suriye de, Ürdün’de, Lübnan’da ,Şu an işte şahit yaşıyor,Bugün de üstünde nice huccac taşıyor.Allah’ın Rasülü O’nun hatıralarına sahip çıkmış.Bedir Harbine giderken bir kap su ile Tüm orduyu suladı, kendi eliyle diye;Orası Su Mescidi oluvermiş sevenleriyle…Medine ile birçok yer kardeş olmak ister,Ama İSTANBUL, kardeşliğe bu kadar yakışır.İSTANBUL da MEDİNE kokusu duyanlar vardır;MEDİNE’de İSTANBUL’u bulanlar….

OSMANLI en iyiyi ve güzeli, yakışır diye;MEDİNE’ye taşımış olanca haşmetiyle…Sanatta, mimaride ,sosyal hayatta.Zira elinde ne varsa bugün İSTANBUL’daKaynak orasıdır iman ve inançta…Zemzem ne kadar özelse mekke’de Hurma o kadar güzeldir MEDİNE’de…Dört mescitler ve GAMAME mescid oluvermişBaşında Allah’ın Rasülü’nün dolaştı bulut diye..Peygamberin ayak suyunun döküldüğü, secdelerine şahit olduğuBu mekanlar unutulmamış bin küsur yıldır…Medine TARİHTEN bir şehir değil yaşayan bir şehir…Orada BEDİR kuyusu ,Orada sevilen ve seven UHUD…Elbette sırlarla yığın olmuş okçular tepesi.Bu gün tepe bükmüş belini, eğmiş başınıZira her gelen şehitliği buradan görmek ister,Ne duygularla tepede oturulur.MEDİNE’de herkes hatırlanır, anılır,Nurettin ZENGİ unutulmamalıAbdulhamid Cennet mekan zikredilmeli,Daha nice başında tac olarak oraları başa tac yapanlar…MEDİNE bu gün o gün gibidir.Hayatta ve diri.O gün gibidir, mis kokar, müslümana yol gösterir.MEDİNE AH MEDİNE SELAM OLSUN MİSAFİRLERİNEUZAKTAN SENİ SEVENLERE…

AHMET ALİOĞLU

Page 34: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org34

Prof. Dr.

Âdem APAK

MEDENİYYET DİYARI

HİCRET SONRASI MEDİNE’DE GERÇEKLEŞTİRİLEN

ENSÂR-MUHÂCİRKARDEŞLİĞİ ÜZERİNE

MedineMekke’den Medine’ye Hic-

ret Hz. Peygamber’in (sav) risâlet görevini daha

iyi şartlarda yerine getirmesi, İslâm dininin daha güçlü bir şekilde ya-yılması amacıyla gerçekleştirilmişti. Allah Rasûlü (sav) hicreti gerçek-leştirdikten sonra burada yeni bir toplum meydana getirebilmek için önemli adımlar attı. Onun bu ko-nudaki teşebbüslerinden ilki, hat-ta belki de en önemlisi Mekke‘den Medine’ye hicret eden Muhâcirler ile Medine’nin Müslüman Arapları arasında kardeşlik tesis etmektir. Muhâcirlerden bir kısmı Medine’ye gelir gelmez burada yaşayan akra-ba ve tanıdıklarının yanında konuk edilme imkânı bulmuşlardı. An-cak onların tamamı bu şansa sahip değildi. Bunun üzerine kendisi de

bekâr olan Sa’d b. Hayseme, evinin kapılarını ailesi olmayan çok sayıda Muhâcire açtı. Bazı durumlarda da varlıklı Medineliler, Muhâcirlerin evlerini yapabilmeleri için kendi arazilerini tahsis ettiler. Atılan bütün bu adımlara rağmen Mekke ve Me-dineliler arasından geniş çerçeveli bir bütünleşme gerçekleşmemişti. İşte bütün bu şartlarda Allah Rasûlü (sav) Medine‘ye hicretini gerçekleş-tirdikten sonra burada yeni bir top-lum meydana getirebilmek için daha esaslı adımlar atmaya karar verdi. Bu amaçla şehre gelişinden yakla-şık beş ay kadar sonra Mekkeli ve Medineli bütün ailelerin başkanla-rının katıldığı bir toplantı tertip etti. Burada Muhâcirlerin yeni şartlara uyumlarını kolaylaştırmak, bundan da önemlisi iki taraf arasındaki kay-

Öyleyse kardeşlerinizin arasını

bulup düzeltin ve Allah'tan korkup

sakının, umulur ki, esirgenirsiniz.” (1) Böyle buyuruyor yegane Rabbimiz

Allah-u Teâlâ Muvahhid mü'min kullarının kardeş

olduğunu ilan ediyor.

Hucurat,49/10

Page 35: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 35

naşmayı temin için Ensâr’ı samimi bir işbirliğine davet etti. Buna göre Medineli her bir aile reisi, Mekkeli bir Muhâcir ailesini yanına alacaktı. Gerçekleştirilen karşılıklı kardeşlik ilişkisi içerisinde her ikisi de birlik-te çalışıp kazançlarını bölüşecekler, hatta nesep kardeşleri gibi birbir-

lerinin mirasçısı olacaklardı. Bu hususta mutabakat varılmasının ar-dından Rasûlüllah (sav) belli sayıda Mekkeli Muhâciri aynı sayıda Me-dineli Ensâr’ın yanına yerleştirdi. Ensâr’ın Hz. Peygamber’den (sav) arazilerinin yarısını Muhâcirlere vermek istemeleri, onların bu ko-nudaki ciddiyet ve samimiyetlerini açıkça ortaya koyar. Ancak bu du-rum karşısında Mekkelilerin izzeti nefisleri de Ensâr’ınkinden daha aşağı kalmamış, onlar da karşılıksız hibe yerine, aralarından düzenlene-cek bir kira sözleşmesine göre ara-zilerin kendilerine kiralamalarını istemişlerdir. Bu hususu ortaya ko-yan en önemli örnek, Abdurrahman b. Avf ile Medineli kardeşi arasında gerçekleşen diyalogdur. Abdurrah-man “İşte servetim, onların yarısını

sana veriyorum; iki hanımım var, senin seçeceğin birini hemen boşa-yayım ve sen onunla evlen!” teklifine karşılık şöyle cevap vermiştir: “Allah malını mülkünü de, aileni de sana mübarek kılsın; sen bana sadece şehrin pazarına nereden gidileceği-ni söyle, yeter”. Sonra kalkıp pazara

giderek oradan borçla bir şeyler sa-tın almış, az bir kârla satarak bu işi gün içinde birçok kez tekrarlamış, akşamleyin yiyecek bir şeyler satın alacak kadar para kazanmıştır. Bir süre sonra Rasûlüllah’ın (sav) ziya-retine giderek, Medineli bir genç kızla evlendiğini ve hanımına sa-

Page 36: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org36

dece bir mehir vermekle kalmayıp, masrafları tamamen kendi cebinden olmak üzere bir de düğün tertip ettiği haberini vermiştir. (Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr, 49).Hz. Peygamber’in (sav) Medineliler ile Kureyşli Müslümanları kardeş-leştirme faaliyeti, onun Medine’de yeni bir toplum meydana getir-me hedefinin ilk adımı olmuştu. Öyle ki, Allah Rasûlü Hz. Pey-gamber (sav) Medine’de din kar-deşliğini temin etmek için Ensâr ve Muhâcirûn’u genel bir çağrı ile kardeş ilanını yeterli görmeyip, her iki taraftan birer kişiyi karşılıklı ola-rak kardeş ilân etmiştir. (İbn Hişâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, (thk. Mus-tafa es-Sakkâ-İbrahim el-Ebyârî-Abdülhâfız Şelebî), I-IV, Beyrut ts. II, 150-152).O, Ensâr-Muhâcir kardeşliği sebe-biyle, birlikteliği kan unsurundan çıkarıp manevî bir temele dayan-dırmak suretiyle soya dayalı kabilevî ittifakı akîdevî ittifaka çevirmiş; kandan inanca, kabileden gelen sta-tüden akideden kaynaklanan birli-ğe geçişi sağlamış; bu şekilde yeni durumda kabile ve aşiretin yerini ümmet ve millet almıştır. Câhiliyye döneminde kabilelerin anlaşmasıy-la (hilf ) birbirlerine yardımcı olan kabile mensupları, artık din kardeş-liği paydasında bir araya gelen mü-minler haline gelmişlerdir. (Buhârî,

Menâkıbu’l-Ensâr 3).Allah Rasûlü’nün (sav) Medine’de gerçekleştirdiği kardeşleştirme fa-aliyeti câhiliyye döneminde yaygın olarak görülen bir kabilenin diğe-rine iltihakına yahut herhangi iki kabilenin başka kabilelere karşı sa-vunma veya saldırı amacıyla oluş-turdukları ittifaka hiçbir surette benzemi¬yordu. Zira yeni durumda bütün halinde kabile hükm-i şah-siyetinin yerini ferdî olarak tek tek Müslümanlar alıyor, so-rumluluk mensup olunan kabilelere değil, Müslü-man bireylere yükleni-yordu. Bu anlamda kabile merkezli bir toplumdan bireyi öne çıkaran yeni bir anlayışın ilk adımları atılıyordu. Sonuçta Müs-lümanlar, herhangi bir kabilenin mensubu olma-nın sınırlarını aşarak bir inanç etrafında kardeş kabul edilen bir topluluğun eşit hak ve sorum-luluklara sahip üyeleri konumuna geliyorlardı. Kur’ân’da karşılıklı ak-dedilen kardeşlik şu ifadelerle övül-mektedir:“İman edip hicret eden ve Al-lah yolunda cihad edenler ve (Muhâcirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.

Daha sonra iman edip hicret eden ve sizinle birlikte cihad edenle-re gelince, işte onlar da sizdendir. Allah’ın kitabınca, kan akrabaları birbirlerine (varis olmaya) daha la-yıktırlar. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir”. (Enfâl, 8/74-75).Hz. Peygamber’in (sav) Medine‘de tesis ettiği Ensâr Muhâcir kardeşli-ği o noktaya varmıştı ki, aralarında kan bağı olmayan, ancak karşılıklı olarak kardeş kabul edilen Müslü-manlar, Medine döneminin başlan-gıç kısmında kan kardeşi statüsünde kabul edilmek suretiyle birbirlerine mirasçı kabul edilmişlerdi. Kur’ân’da bu hususa “İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve (Muhâcirleri) ba-rındırıp (onlara) yardım edenler var ya, işte onlar birbirlerinin velileridir. İman edip hicret etmeyenlere ge-lince, hicret edinceye kadar, onların velayetleri size ait değildir. Eğer din konusunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan

bir kavme karşı olmadıkça, yardım etmek üzerinize borçtur. Allah yap-tıklarınızı hakkıyla görendir” (Enfâl, 8/72) âyetiyle işaret edilmiştir. An-cak daha sonra Muhâcirlerin duru-mu düzelince bu uygulama “Akra-balık yönünden yakınlıkları olanlar Allah’ın hükmüne göre mirasta bir-birine daha yakındır” (Enfâl, 8/75) hükmüyle neshedilmiştir. (Buhârî, Kefâle 2, Tefsîru’l-Kur’ân 7, Ferâiz

Page 37: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 37

16).Medine‘de gerçekleşen kardeşlik faaliyeti her şeyden önce şehrin iki düşman sakini olan Evs ve Hazrec arasında geçmişte meydana gelen üzücü hadiseleri sona erdirmiştir. Yıllardan beri Medine’de yaşayan bu iki kabile arasındaki kan ortaklığı, birleştiricilik vazifesini yerine getir-mediği gibi, intikam sebebiyle onla-rın uzun yıllar boyunca birbirlerinin kanını dökmelerine neden olmuştu. Hz. Peygamber (sav) kan bağı yeri-ne dinî inancı esas alınca öncelikle Medine’deki Araplar düşmanlığı bırakıp kardeşliğe geçmişler, eski davalarını unutmuşlardır. “Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti. Onun nimeti sayesinde kardeş ol-dunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan sizi kurtar-dı” âyetlerinde onların geçmişleri ve yeni durumları mukayese edilir. (Âl-i İmrân, 3/103).Netice olarak Medine Hz. Peygamber’in (sav) gerçekleştirmiş olduğu Ensâr-Muhâcir kardeşliği, dolaylı bir şekilde onlarca yıldan beri aralarından düşmanlık bulunan Evs ve Hazreclileri de bir araya getir-meye vesile olmuştur. Bu uygulama esasında hicret öncesi Mekke‘deki Müslümanların kendi aralarında kardeş yapılmalarının devamından başka bir şey değildir. Zira Allah Rasûlü (sav), Mekke döneminde müşriklerin tarifsiz baskı ve işken-celeri karşısında Müslümanların dayanışma içinde olmalarını temin için onları kendi aralarında kardeş ilan etmiş, bu adımın başlangıcı olarak kendisi Hz. Ali ile, amca-sı Hz. Hamza da azatlısı Zeyd b. Hârise ile kardeş olmuşlardır. Daha sonra karşılıklı olarak Hz. Osman ile Abdurrahmân b. Avf, Zübeyr b. Avvâm ile Abdullah b. Mes’ûd, Ubeyde b. Hâris ile Bilâl b. Rebâh, Mus’ab b. Umeyr ile Sa’d b. Ebû

Vakkâs, Ebû Ubeyde b. Cerrâh ile Ebû Huzeyfe’nin kölesi Sâlim, Sa’îd b. Zeyd ile de Talha b. Ubeydullah kardeş sayılmışlardır. (İbn Habîb, Kitabu’l-Muhabber, (thk. Eliza Lichtenstadter), Beyrut ts. (Dâru’l-Âfâki’l-Cedîde, s. 70-71).Medine’deki yeni eşleşmede ise, Hz. Ebû Bekir, Hârice b. Zeyd ile, Ab-dullah b. Mes’ûd, Muâz b. Cebel ile Mus’ab b. Umeyr ise Ka’b b. Mâlik ile kardeş olmuşlardır. (İbn Sa’d, İbn Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, I-VIII, Beyrut ts. (Dâru Sâdır) I, 238-329).Ensâr-Muhâcir kardeşliği sayesinde ayrıca bütün varlıklarını Mekke‘de bırakıp gelen Kureyş Müslüman-larının maddî ve manevî ihtiyaçla-rının karşılanması temin edilmiştir. Nitekim Medineliler Kur’ân’ın em-riyle öz kardeşleri olarak gördükleri Muhâcirlerle sahip oldukları bütün imkânları paylaşmışlardır. (İbn Sa’d, et-Tabakât, I, 238).Bu faaliyet neticesinde her iki taraf arasında ruhî, ictimaî ve iktisadî bir-lik ve tesânüd gerçekleştirilmiş, ade-ta onlar kader ortağı olmuşlardır. Bu şartlar altında Muhâcirlerin Medi-ne‘deki hayata daha kolay bir şekilde ve kısa sürede intibakları sağlanmış, onların yeni yurtlarındaki gariplik-

leri en aza indirilmiştir. (Kapar, M. Ali, Hz. Muhammed’in Müşriklerle Münasebeti, İstanbul 1987, s. 144-145).Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, Hz. Peygamber’in (sav) Medine‘de inanç merkezli olarak teşkil ettiği Müslüman topluluk zamanla şehrin en güçlü ve organize unsuru hali-ne gelmiştir. Bu birlik daha sonra-ki süreçte hiçbir durumda zafiyete uğramamış, Allah Rasûlü’nün (sav) liderliğinde etkisini ve kuvvetini daha da artırmıştır. O kadar ki, bu sağlam yapı sayesinde hem Medine içindeki münafıklara, hem Medineli Yahûdî düşmanlara, hem de Mekke ve Hicaz’ın diğer müşrik Araplarına karşı aynı anda mücadele edilebil-miş, güçlü yardım ve dayanışma ve-silesiyle bütün bu düşman unsurlar Müslümanlar tarafından sırasıyla etkisiz hale getirilebilmiştir. Üstelik Hz. Peygamber’in (sav) idaresin-de gerçekleşen bu seçkin cemaat, daha sonraki İslâm tarihi sürecinde bütün Müslümanlar için kardeşlik şuurunun canlanması ve yaşaması hususunda örnek bir model oluştur-muştur.

Page 38: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org38

BATI TRAKYA’DA

RAMAZAN VEBAYRAM

İskeçe Müftüsü

Ahmet METE Ramazan Ayı daha girmeden günler öncesinden hazırlık-lar yapılır. Hatta Üç Ayaların

girmesiyle beraber, Recep ve Şaban Ayı Ramazan ayına bir hazırlık dev-resi olarak değerlendirlir. Ramazana has reçeller, ballar, tahinler ve daha nice tatlılar tedarik edilir. Özellikle camiler temizlenir ve ışıklandırılır. Onbir Ayın Sultanı bir bayram ha-vası içinde karşılanır.Ramazana mahsus camilerimizde okunan mukabeleler daha Ramazan arefesinden İkindi namazı öncesi kalabalık bir cemaatın katılımıyla okunmaya başalanır. Akşam namazı öncesi köylerde davul gezintisi ya-pılarak Ramazan’a girildiğini, yarın sahura kalkılacağını haber verilir.Ramazan’ın girmesiyle ilk geceden daha; akşam ezanıya beraber mina-

reler ışıklandırılır, Yatsı namazı ön-cesi selalar okunur ve vaazlar yapı-lır. Batı Trakya Müslüman Türkleri yediden yetmişe teravih namazlarını kılabilmek için bu ilk geceden bü-yük bir coşkuyla camilere akın eder-ler. Her camide bütün ay boyunca mukabeleler okunur. İlk akşam din görevlilerimiz tarafından cemaate Müftümüzün yayınladığı Ramazan mesajı okunmaktadır. Müftülükten çıkan program çerçevesinde Vaaz ve İrşad Ekibi vaazlar yapar. Hanım vaizlerimiz de hanımlara özel vaaz vermektedirler. Yapılan vaazlarda; Ramazan’ın fazileti, getirdiği kaza-nımlar, Ramazan’dan istifade yolları ve İslâmın bütün güzellikleri anlatı-lır. Ayrıca T. C. Diyanet İşleri Baş-kanlığınca da her yıl vaizler ve va-izeler göndermektedir. Türkiye’den

Batı Trakya’da Ramazanlar Osmanlı gelenek ve görenekleriyle iç içedir. Ramazan Ayı İslam Türk mutfağının mis kokulu iftarlarıyla ve sahurda vuran davullarla karşılanır ve uğurlanır.

Page 39: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 39

gelen bu hocalarımız Ramazan bo-yunca Batı Trakya’nın her köşesine kadar gidip coşkulu katılımı ile va-azlar verip sohbetler düzenlerler.Ramazan’da mukabeleler, vaazla-rın yanı sıra mevlidler de okunur. Mevlid merasimi yapılan yerlerde cemaate şerbetler içirilir, çokolata-lar dağıtılır ve böylece İslam dininin manevi lezletleri hissedilip yaşanır.Teravih namazından sonra aileler her akşam değişik değişik evlerde toplanıp hazırlanan tatlıları yerler, kahveler, çaylar içilir sohbetler edilir.Fakir zengin toplumun her kesimi mübarek Ramazan ayında aynı se-vinç ve coşkuyu yaşamaktadır. Çün-

kü Ramazan süresince yardımlaşma en üst seviyeye çıkmaktadır. İslâm’ın beş şartından biri olan zenginle-rin fakirlere mallarının kırkta bi-rini zekat olarak verilmesi de Batı Trakya’da Ramazan’da gerçekleş-mektedir. Bunun yanı sıra Ramaza-na mahsus fitrelerin dağıtılması da bu yardımlar zirveye ulaşmaktadır. Yine bu Kutsal Ayı süsleyen güzel adetlerden biri de toplu iftarlardır. Daha ramazan girmeden iftar ver-mek isteyen köylerimiz Müftülüğe müracaat ederek gün alır. Hemen hemen her akşam değişik köyler-de düzenlenen toplu iftarlara Batı Trakya’nın ileri gelenleri; başta Müf-

tülerimiz olmak üzere, milletvekil-lerimiz ve diğer kurum ve kuruluş başkanlarıyla şeref misafiri olarak Anavatan T.C. Gümülcine Başkon-solosu ve çalışanları da davet edilir. Çeşit çeşit yemeklerin sunulduğu iftar sofralarında, birlik ve beraber-liğimiz pekişmekte ve Ramazan’ın manevi havasını en güzel bir şekilde tenefffüs edilmektedir. Batı Trakya’da iftar sofraları İslâm Türk mutfağının bütün özelliklerini yansıtmaktadır. Ramazanlar bir başka olur gayri müslim beldelerde. Buralarda Müs-lüman Türk halkı bir bütün olarak adetlerini büyük bir şevkle takip

Page 40: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org40

eder ve dini iançlarını anlamaya ve yerine getirmeye çalışır.Yine Batı Trakya’ya ait örf ve adet-lerden birinin de Ramazan davu-ludur. Ramazan ayının girmesin-den birkaç öncesinden daha köyün gençleri bir araya gelir. Ramazan boyunca kimlerin davul çalacakla-rı belirlenir. Davul çalma olayına genellikle gençler talip olur. Bir ay boyunca çalınan davuldan sonra ni-hayet bayrama ulaşılır. Davul çalma bayram sabahı da devam eder ve insanlar bayram namazına kaldırı-lır. Bayram namazı çıkışında bütün köyün hanelerini davul çalarak tek

tek dolaşırlar ve bayram kutlarlar. Bu arada bahşiş toplarlar, ayrıca para da toplarlar. Toplanan bahşişler uzun bir ağaç tahtaya sıra sıra bağla-nır ve bayrak gibi dalgalandırılır. Bu tahtaya zaten “bayrak” denmektedir. Bütün köy halkı bu anı sabırsızlıkla bekler. Daha sonra toplanan para-ların bir kısmı caminin ihtiyaçları

için mütevelli heyetine verilir, diğer kısmını da davul çalanlar aralarında pay ederler.Bayramlaşma

Batı Trakya Müslüman Türkleri dini bayramlarına büyük önem veriyor-lar. Bayrama erişmenin sevinciyle ön hazırlık olarak, bayrammlıkları-nı alır, tatlılar hazırlanır, çokolata-lar alınır. Ayrıca bayram temizliği de ayapılır. Evler, sokaklar tertemiz hale getirlir. Bir de camilerimiz bay-ram öncesi son bir temizlikten geçer ve bayrama hazır duruma getirilir.Bayram sabahı erken saatlerde in-

sanları uyandırmak için bütün köyü davulcular gezer. Daha sonra sabah ezanından önce minarelerden kasi-deler, selalar okunur. Ezan okunur, sabah namazı kılınır. Bayram nama-zı vaktine kadar vaazlar edilir.Yeni elbiseler, hiç olmazsa elde olan en iyi, en temiz elbiseler giyilir, bay-ram namazına gidilir. Camide yapı-

lan ibadetler, topluca kılınan bayram namazı, insanları Allah’a kullukta: “Şüphesiz müminler birbirleri ile kardeştirler. Öyleyse dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltiniz” (Hucurat, 10) emrinin hükmünde birleştirir. Bayram namazından sonra her evde bayram sofrası kurulur. Aile içi ço-luk çocuk torun dede her kes toplu olarak bu bayram sofrasında yer alır. Sofradan sonra en yakın akraba-lardan başlayarak köy veya mahal-ledeki özellikle yaşlı, hasta olanlar ziyaret edilir hal hatır sorulur ve bayramları kutlanır. Bayram öncesi

hazırlanan baklavalar ikram edilir. Bayramlarda en çok sevinen ise çocuklardır. Çocuklar bütün köy hanelerini dolaşırlar ve bayram-lık harçlık toplarlar. Daha günler öncesinden, bayramda çocuklara vermek için bozuk para yaptırılır. Köyde herkes ilk karşılaştığın-da mutlaka bayramlaşırlar. Bazı bölgelerde bayramlaşma geleneği farklı da olabiliyor. Birçok yerde bayram namazından sonra camide bütün cemaat halka yaparak birbi-rinin bayramını kutlar. Ancak bazı yerlerde doğru evlere gidilir önce anne babanın eli öpülerek bayram kutlanır, helallaşılır ondan sonra başkalarıyla bayramlaşılır. Genç-ler çeşitli etkinlikler düzenleyerek bayramlara renk katarlar. Ayrıca gelenek haline getirilen Anavata-nımız T. C. Gümülcine Başkonso-losluğunda da Batı Trakya’nın her yerinden daha önceden belirlenen gün ve saatte bayramlaşma gerçek-leştirilmektedir. Ardından müftü-

lükte de bayralaşma olur.İşte coşkulu geçen bayram; kardeş-lik duygularının canlanmasına, bir-lik ve beraberliğin artmasına, sevinç ve kederlerin paylaşılarak milletçe el ele, gönül gönüle, dirlik ve düzen-liğimizin devamına vesile oluyorlar.

Page 41: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 41

Page 42: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org42

Bulgaristan’da yaşayan Müs-lümanlar da, Ramazan’ı sa-bırsızla beklemektedirler.

Hem başmüftülük tarafından, hem de halk tarafından hazırlıklar yapıl-maktadır.Başmüftülük her yıl olduğu gibi, bölge müftülükleri ile birlikte Ramazan’da Müslümanlara hizmet etmek için hazırlık yapmaktadırlar. Bu bağlamda müftülüğün çalışma-ları şöyle özetleyebiliriz;İmamı olmayan camilerde, Teravih namazı kıldırmak amacı ile imam-lar görevlendiriliyor. Ayrıca Müs-lümanların bulunduğu her yerleşim yerinde cami veya mescid olmadığı için, gereken yerlerde ev kiralanıp ve Ramazan ayı boyunca mescid gibi kullanılmaktadır. İmam yeter-sizliğinden dolayı, üç İmam Hatip

Liseleri ve Sofya’da bulunan Yüksek İslam Enstitüsü öğrencileri de Ra-mazan ayı boyunca imam olarak görev almaktadırlar. Bu şekilde ila-hiyat öğrencilerimiz hem Müslü-manlara hizmet ediyorlar, hem de tecrübe kazanıyorlar. Yüksek İslam Enstitüsü de, üçüncü yılını bitiren öğrencilerin, “Ramazan Stajı” adı altında muhtelif yerlere göndere-rek ve Ramazan esnasında sınava tutmak suretiyle, Ramazan hizme-tini gerçekleştirmelerini mecburi kılmıştır. Söz konusu öğrenciler camilerde Teravih, Cuma ve diğer vakit namazlarını kıldırmakla bir-likte, Kuran kurslarında da görev al-maktadırlar. Bazı köy ve kasabalarda sadece çocuklar değil, yaşı ilerlemiş Müslümanlar da Kuran öğrenmek istiyorlar.

BULGARİSTAN’DARAMAZAN SEVİNCİ

Bulgaristan Baş Müftüsü

Dr. Mustafa Aliş HACI

Müslümanlar olarak Ramazan-ı Şerif ’in sevincini yaşıyoruz. Nasıl sevinmeyelim ki, Hazreti Muhammed (s.a.v), ‘Benim ümme-tim Ramazan-ı Şerif ’te ne olduğunu bilirlerse, bütün sene Ramazan olmasını isteyeceklerdi’ buyurmaktadır.

Page 43: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 43

Diğer bir husus, Ramazan-ı Şerif ’te daha çok Kuran-ı Kerim okumak-tır. Mübarek kitabımız Ramazan-ı Şerif ’te nazil olması sebebiyle, en çok bu ayda okunmaktadır. Her Müslüman Kuran’a yakın olmak ister. Biz de başmüftülük olarak, Kuran okumayı teşvik etmekle bir-likte, mümkün olduğu kadar, hafız bulunmayan köy ve kasabalara hafız gönderiyoruz ve mukabele okutuyo-ruz. Cemaat hem Kuran-ı Kerim’i zevkle dinliyor, hem de hafızların okumaları takip etmek suretiyle Kuranı doğru okumaları öğreniyor-lar. Bazı hafızlar da, sahurdan sonra bir camide bir cüz okurlar, öğlen na-mazından sonra başka bir cami veya mescitte aynı cüzü okumaktadırlar. Bu şekilde hafızlarımızla birlikte eksiklerimizi gidermeye çalışıyoruz. Müslümanların oruçlu oldukları ayda maneviyatlarını yükseltmek amacıyla, vaizler daha aktif bir şe-kilde vazifelerini yapmaktadırlar. Bulgaristan’da bütün il müftülük-

lerimizde vaiz eksikliği söz konusu-dur. Bulgaristan’da yirmi bir bölge müftülüğümüz olduğu halde, ancak on iki müftülükte erkek vaizimiz ve beş bayan vaizemiz vardır. Müftü-ler de teravih ve Cuma namazından önce vaaz ederler. Aynı zamanda imamlar da bu görevi üstlenmişler-dir. Bütün bu hizmetlere rağmen, Bulgaristan’da hoca eksikliğini görmek mümkündür. Bu eksikliği Türkiye’den hoca getirmekle gi-dermeye çalışıyoruz. Komünizmin çöküşünden sonra ve özellikle son yıllarda, Bulgaristan Başmüftülüğü, Türkiye Diyaneti ile işbirliği yap-maktadır. Bu dayanışma sayesinde dini okullarda öğretmen gelmekle birlikte, Ramazan ayında da din görevleri Bulgaristan’a gelip müs-lümanlara hizmet vermektedirler. Türkiye’den gelen din görevlileri yetersiz olmakla birlikte, biz Bulga-ristan Müslümanları olarak, azami derece faydalanıyoruz. Söz konu-su misafir hocalarımız, hem imam

hem vaiz gibi görev yapmaktadırlar. Bunun yanı sıra bizim imamlarımız da Türkiye’deki meslektaşlarının tecrübelerinden faydalanmaktadır, çünkü Türkiye’de din anlayışı ney-se Bulgaristan’daki Müslümanların da din anlayışı ayınıdır. Türk hoca-larımızı her gün farklı köylere gez-diriyoruz ki, mümkün olduğu kadar fazla cemaate hizmet versinler.Ramazan hizmetlerimizin bir diğeri de iftarlardır. Hadis-i Şerif mücibin-ce ‘Her kim bir oruçluya iftar yeme-ği verir ise, oruçlunun sevabı eksik olmaksızın, oruçlunun sevabı kadar sevap alır’. Dolayısıyla iftar yemeği vermek için Müslümanlar yarışır. Ramazan akşamlarında fakir zengin herkes komşusuna, akrabasına veya da tanımadığı kimselere, az veya çok, bir şeyler vermek ister. Topluca camilerde iftar sofrasında bulun-mak, atalarımızdan kalan bir adettir. Akşam namazı camide kılmak için giden Müslümanlar, oruçlarını da camide açarlar. Camiye iftar yemeği

Page 44: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org44

vermek için Müslüman-lar sıraya girerler. Ancak son yıllarda sadece cami-lerde değil, Müslümanlar birbirlerini evlerine iftar yemeklerine davet edi-yorlar. Hatta bir iki sene-den beri bazı şehirlerde çadır kurmaktadırlar. Bu konuda da Türkiye’den bazı hayırsever kurumlar, Bulgaristan’da iftar ye-mekleri vermekle birlik-te, iftar programları da düzenlemektedirler. Bu manzara bir çok yerlerde görmek mümkün olsa da, her yerde yoktur. Çünkü komünizm, Müslüman-ların anlayışlarına ve hayat tarzlarına derin iz bırakmıştır. Bu nedeniy-le kuzeybatı bölgelerde camiler suskun, Müslü-manlar da Ramazan be-reketinden uzak kalmış-lardır. Burada da problem bitmiyor. Hıristiyan mis-yonerleri bu durumu fırsat bilerek, Müslümanları İslam’dan saptırmak için büyük para verip Müslüman-ların bulunduğu yerlerde kilise yap-maktadırlar. Başmüftülük , o bölge-lere hoca gönderip o Müslümanları kurtarmağa çalışıyor. Ramazanda Müslümanlar arasında-ki dayanışmayı da dile getirmeden geçmek mümkün değil. Malum olduğu gibi, Ramazan’da varlıklı Müslümanlar fakirlere, yardım et-mektedirler. Özellikle bayram yak-laşınca herkes iyilik yapmak ister. O günlerde Müslümanlar birbirlerini sevindirip, maneviyatlarını yükselt-mek isterler. O zamanlarda herkes Allahın rahmetinden yararlanmak ister. Çünkü on bir ayın sultanı olan Ramazan’ın son günleridir, Allahın merhameti en bol olan günlerdir, se-vap kazanmak için en iyi fırsattır ve yapılan duaların kabul olduğu gün-

lerdir. Ramazanın son gecelerini de göz ardı edemeyiz. O gecelerde hem bin aydan hayırlı olan Kadir gecesi aranır, hem de o geceler ibadetlerin kabul olduğu gecelerdir. Dolayısıyla Müslümanlar sadece Teravih na-mazı kılmakla yetinmemektedirler. Teravih namazından sonra biraz istirahat edip tekrar camilere gider-ler, Teheccüd namazlarını kılarlar, Kuran-ı Kerim okurlar, dua ederler. Özellikle bu büyük ayın yirmi ye-dinci gecesi, Kadir gecesi, herkesin sene boyunca beklediği gecedir. O gecede uyumak yorulmak yoktur, yorulmadan usanmadan Müslü-manlar bütün geceyi ibadetle geçir-mektedirler. Ve en sonunda da Bayram gelir. Bu bayram çok farklıdır, çünkü bir ay boyunca misafirimiz olan mü-barek Ramazan bizden ayrılıyor ve Müslümanlara şefaat etmek için

Cenab-ı Allah’ın huzu-runa çıkıyor. Bizden ay-rıldığı için üzülüyoruz, amma doya doya ibadet ettiğimiz için de sevinç-liyiz. Bayram namazına herkes gider. Ramazanı oruçla ibadetle geçiren ve geçirmeyen herkes cami-ye koşar. O gün akrabalar dostlar arasında helaleş-ma ve yeniden birbirle-rine yaklaşma günüdür. Bu bayram günü bize insanlığı ve eşitliği gös-teriyor. Bir Bulgar, bayram gü-nünde işi için Müslüman köyüne gitmiş. Bütün köy halkı bir yerde gö-rünce merak etmiş, niçin toplandıklarını sormuş. ‘Müslümanlar bir ay bo-yunca oruç tuttuktan sonra bayram yapıyorlar’ cevabını alınca ‘Malesef Hıristiyanlıkta öyle bay-ram yoktur, bizi bir yere

getiren bir olay yoktur’ demiştir. Al-laha sonsuz şükürler olsun ki, bize Müslüman olarak yaşamayı nasip etmiştir.İdrak edeceğimiz ramazan ayı, için-de bulunan kadir gecesi ve ondan sonra kutlayacağımız bayram gün-leri, bütün Müslümanlara mübarek olsun. Yapacağımız ibadetleri, du-aları ve hayır hasenatları Cenab-ı Hak kabul etsin. Herkese hayırlı ramazanlar ve ha-yırlı bayramlar dilerim

Page 45: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 45

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bün-yesinde kurulan (İİT) İslam Ülkeleri Standart ve Metroloji

Enstitüsü (SMIIC) ın da Başka-nı olan ŞENTÜRK; özellikle helal standart çalışmalarının İslam Ülke-lerinde uygulanması ile ilgili üzerine düşeni yapmaktadır.

SMIIC Helal Genel Standardını yayınladıktan itibaren; daha önce var olan Helal Gıda çalışmaları bu çatı altında toplanmaya başladı.Daha önce kendi standart çalışma-ları olan Dünya Helal Gıda Birliği de SMIIC standardına bağlı kala-caklarını deklere etti.

TSE Başkanı Hulusi ŞENTÜRK görevli olarak geldiği Bursa’da

Dünya Helal Gıda Birliği Mer-kezine çalışma arkadaşları ile bir-likte geldi.Şentürk burada yaptığı konuşmada, bilgi pahalı ve de kıy-metli üretilen her konuda söz sahi-bi olmak zorundayız bunun için de standart çalışmalarına önem vermek durumundayız dedi.Şentürk kurum olarak dünya ile entegre olduklarını, ithalat ve ihracatımızın kolaylaştırı-lıp çabuklaştırılması için ihtiyaç du-yulan ülkelere temsilcilik açtıklarını, bundan sonra da açacaklarını ifade etti.

Ziyarette Dünya Helal Gıda Birliği yönetimi ile bilimsel üst kurul ve ça-lışma komiteleri de katıldı.Toplantı iyi dilek ve temennilerle sona erdi.

Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Sn.Hulusi ŞENTÜRK merkezi Bursa’da bulunan Dünya Helal Gıda Birliği’ne ziyarette bulundu.

TÜRK STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ BAŞKANIDÜNYA HELAL GIDA BİRLİĞİ’nde

Page 46: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org46

Camilerin etrafı açık ve ner-deyse her sokakta bir mes-cid ya da cami var. Buralarda

gün boyu namazlardan önce okunan mukabele sesi, şehri dolaşırken sizi hiç yalnız bırakmıyor. Onları du-yamazsanız arabanızın radyosunda çok güzel Arap kıraatiyle okunan Kur’ân-ı Kerîm’i dinleyebilirsiniz. Bir radyo kanalı Beytürrahman ca-misindeki mukabeleyi naklen ve-riyor. Kur’an, Ramazan dışında da Açelilerin hayatlarının önemli bir parçası. Namaz için girdiğiniz cami-lerde sütunların diplerinde Kur’an’la haşır neşir çocuklara, gençlere, yaşlı-lara rastlamak çok olağan. Çocuklar, her öğlen okuldan sonra camilerde Kur’an öğrenmeye geliyorlar. Bir öğlen namazında Beytürrahman Camisinin dış avlusunda bir ica-

zet törenine şahit olduk. Çok gü-zel giyinmiş kız ve erkek çocuklar Kur’an’dan okudukları kısa bir bö-lümden sonra hocalarının ellerinden kupalarını aldılar. O kadar neşeli ve onurluydular ki… Sanırım oradaki Ramazanın Türki-ye’dekinden en farklı kısmı iftar sof-raları. Daha önce geldiğimde tüm aile fertlerinin bir sofra etrafında birlikte pek yemek yemediklerini duyduğumda şaşırmıştım. Herkes akşam eve giderken küçük lokanta-cıklardan naylon torbalarda çorba-larını ya da kesekağıdında pilavla-rını alıp evde ayrı ayrı yiyorlarmış. Ramazanda da aynı. Sadece bu yi-yeceklerin satıldığı yol kenarındaki tezgahların sayısı çok artmış. Yok-sulların imdadına ise Beytürrahman Camisi avlusunda Açe usulü iftar

ENDONEZYAJAKARTA’DARAMAZAN SEVİNCİ

IBS (Uluslar arası Kardeşlik ve Dayanışma Derneği ACEH Temsilcisi

Mahmut Sami ÇİL

Açe (Aceh) Endonezya’nın bir eyale-ti. Başkenti Banda Açe. Ramazan havaalanından itibaren size kendisini fazlasıyla hissettiriyor. En çok da hemen he-men kesintisiz duyulan Kur’ân-ı Kerîm sesiyle…

Page 47: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 47

yemeği dağıtan Türk okulu men-supları yetişiyor. Naylon torbalar içinde onlara sunulan çorbalarını ve kahvelerini sakin, düzenli ve nazik bir şekilde sırayla alıyorlar. Biz Türk aşçımızın pişirdiği tatlısı, tuzlusu, sucuğu ve çorbasıyla yine bildiğimiz güzel iftar sofralarını kurduk. Ora-da farklı sivil toplum kuruluşlarında çalışan Türklerle birlikte iftarlar ve sahurlar yaptık. Ramazanın vazgeçilmezi teravih namazları sıcağa ve sivrisineklere rağmen sanki orada daha güzeldi. Çocuklar ve kadınlar cemaatin belki de yarıdan fazlasını oluşturuyordu. Galiba bize cazip gelen kısmı sun-duğu alternatifti: Sekiz rekat kıldık-tan sonra vitir namazı kılınıyor. Eğer siz 20 rekat kılmak istiyorsanız vitir namazı kılmayıp bir başka imamın mihraba geçmesini beklemeniz ge-rekiyor. 12 rekatı da bu imamla kılıp sonra vitirle namazınızı tamamlaya-bilirsiniz. Yani size 8 ya da 12 rekat teravih namazını cemaatle kılma tercihi sunuluyor. Böyle olunca da çocukların ve yaşlıların namaza gel-me oranları artıyor. Beytürrahman camisi Banda Açe’nin en büyük ca-misi. Kadınlar da dahil tüm cema-atin imamı görebilmeleri için cami içinde direklerin dibine televizyon-lar koymuşlar, kapalı devre yayın yapıyorlar. Arkadaşımla Türkiye’de hiç kısmet olamayan bir şeyi dene-meye niyetlendik; itikâf. Aslında bu tabii ki tam bir itikâf olmayacaktı ama Kadir Gecesi’ni camide geçi-relim istedik. Bize camilerin sabaha kadar açık olduğu söylenmişti. Saat 12’ye doğru tek tek bütün kapılar kapandı. Görevli bize açık bırakılan tek kapıyı göstererek gitti. Bizden başka bir iki kişi daha vardı. Kur’an okumaya çalışıyorduk ama maalesef sivrisineklerin vızıltısı ve ne kadar örtmeye de çalışsak ellerimiz ve ayaklarımızdaki dayanılmaz kaşın-tılar, değil ibadet etmek orada otur-mayı bile imkansız hale getirdi.

Ve Arefe… buradaki gibi Açe’de de çok yoğun bir telaş ve hazırlık vardı. Burada okuyan Türk öğrenciler Açe usulü feslerini ve gömlekler satın al-dılar, biz de en güzel giyeceklerimi-zi hazırladık. Yaşlı teyzeler tropikal çiçek yapraklarından hazırladıkları hediye paketleriyle pazar yerini bir renk cümbüşüne çevirmişti. Ca-miinin yanında kurulan kocaman

bir tören platformunun sebebini anlamak için akşamı beklememiz gerekti. İftardan sonra tekbir ses-leriyle sokaklardan geçen Açeliler bu gecenin çok hareketli geçeceği-ni gösteriyordu. Ofisimizdeki yaşlı genç hepimiz çok heyecanlıydık, balonlar şişirdik, bayraklarımızı ha-zırladık, bir kamyonetin arkasına doluştuk ve megafonla Açelilerin bayramını kutlayarak konvoya katıl-

dık: “Selamat ıdûl fıtrî”. Çok büyük bir konvoy oluşmuştu. Yatılı Kur’an Kursu öğrencileri ve yetimhanede kalan yetimler ellerinde meşalelerle tekbir getirerek yürüyorlardı. Baba-lar ve anneler çocuklarıyla birlikte bindikleri motosikletlerde öylesine heyecan ve neşe doluydular ki… Biz de çocukluğumuzdan beri ya-şamadığımız bu bayram sevincine

kaptırdık kendimizi. Tören için kurulan platformun önün-den öğrencilerin ve halkın ardından geçerek büyük bir vakarla Valiyi ve şehir protokolünü selamladık. Onlar da ayağa kalkarak selamımızı aldılar. O gece arkamızda motosikletli genç-ler, tekbir getirerek,

halkın bayramını kutlayarak şehri defalarca dolaştık. Ve bayram sabahı. Tüm şehir en güzel giysilerini giymiş, kadın er-kek, yaşlı çocuk neşe içinde Bey-türrahman Camisi’ne akıyor. Açe’de kadınlar cuma namazına gider mi, bayram namazı kılar mı diye bir tartışma yok. Tüm namazlarda ner-deyse cemaatin yarısı kadın. Saflar oluşturuluyor, rengarenk giysiler

Page 48: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org48

içindeki tüm kadınlar tek bir renge bürünüyorlar bacı cilbablarıyla; be-yaza. Ama bu sefer giydikleri tera-vihlerde gördüklerimizden çok daha şık ve dantelli. Açe’de kadınlar tüm namazlarda mutlaka bu kıyafetleri giyiyorlar. Hatta teravih namazında bizi de uyarmışlardı bir kez giyme-miz için. Hutbede ayetlerin dışında birkaç kelime daha tanıdık geliyor bize “tsunami” “kurban”. Bu onla-rın felaketten sonra kutladıkları ilk bayram. Namazdan sonra bayram şekerimi-zi ikram ediyor ve bayramlaşıyoruz. Tabii onlar bizde bu bayramın bir adının da “Şeker Bayramı” olduğu-nu bilmiyorlar. Üzerinde “selamât ıdûl fıtrî” ya-zan, çiçeklerden yapılmış panoların önünde aileler fotoğraf çektiriyorlar. Az sonra bu coşkunun yerini derin

bir sessizlik ve hüzün alıyor. Biz de onlarla birlikte yol kena-rındaki toplu mezara gidiyoruz, Kur’anlar okunurken yaşlar sessizce süzülüyor, ilk gittiğimde de beni çok etkileyen sabır ve tevekkül yine on-ların en güzel sığınağı. Açeliler de bayram kahvaltısı yapar-lar mı bilmiyoruz ama biz Kızılay, Deniz Feneri, Türk Okulu ve İBB ekibi olarak hep birlikte bayram sa-bahının keyfini çıkarıyoruz. Uzun, nemli ve sıcak günlerde tutulan oruçlardan sonra gerçekten bir bay-ram bu. Burada Türkiye’den gelen ve hizmet veren kuruluşları herkes tanıyor. Yani bayram ziyaretine gitmemiz gereken birçok yer var. Lokum pa-ketlerimizi alıp ziyarete başlıyoruz; Vali, Şeyh Kuala Üniversitesi Rek-törü, yetimhaneler ve evini halka

bayramlaşmaya açan Cut Chayarani. Bir üniversite hocası hanım. Soylu bir aileden geliyor. Bayramın ikinci günü onun “open day”i. Çok güzel ve pahalı yiyecekler hazırlayıp on-larla bayramlaşmaya gelen dostlarına, komşularına ve herkese sunuyor. Biz-de çocukların tanımadık-ları evin kapısını çalarak bayramlaşmaları, şeker ve para almaları gibi sanki.

Endonezya’nın geneli nasıldır bilemeyeceğim ama Jakarta’yi Ramazan’da bir telaştır aliyor. Bazı alışkanlıkları ve gelenekleri bize benziyor, bazıları da hiç benzemiyor. Ramazan başlamadan once sanki ertesi gün bir aylığına ülke genelin-de kıtlık yasanacakmışçasına mar-ketlere hücum edip, deli gibi yiyecek içecek alisverişi yapma alışkanlığı burda da var. Ramazan’dan önce iş arkadaşlarıyla, özel arkadaşlarıyla ve aileleriyle bol bol „son öğle yemek-leri” yeniliyor. Ramazan’da yiyeme-yecekleri öğle yemeklerinin acısını bol bol çıkarıyorlar baştan. Oruç tutmaya baslanılacak olan gece sabaha kadar camilerde topla-nıyorlar. Ne yapıyorlar bilmiyorum, herhalde dua ediyorlardır, ama er-tesi gün hepsinin bütün gün uyuk-ladığını çok iyi biliyorum. Haya-tımda duyduğum en çirkin ezan ve dua okunan yer burası olduğu için, o gece, camilere yakın oturanlar için biraz eziyetli geçiyor doğrusu. Sahura kalkılacağı zaman geldiğin-de, mahallenin çocuklari toplanıp çanak çömleklere vurarak gürültü yaparlarmış sokaklarda. Ramazan davulcusu yerine, şamatacı çocuklar grubu yani bir nevi. Ancak ya bizim mahallede bu çocuklardan yok, yada anlayışsız yabancılardan birinden sağlam bir azar işittiklerinden sesle-rini çıkaramıyorlar artık. Ramazan davulu deyince, burada camilerin kendi davulları var. Yani seyyar da-vul yerine, sabit davul kullanıyorlar. İftarlarını meyve şerbetiyle ve hur-mayla açıyorlar. O yüzden Ramazan öncesi meyve şerbeti ve hurma satış-lari tavan yapıyor. İnsanlar birbirle-rine şerbet ve hurma hediye ediyor-lar. İftarla ilgili özel bir yemekleri ya da rituelleri var mı bilmiyorum. Ramazan boyunca alışveriş merkez-leri ve marketlerde Ramazan tema-lı dekorlar, müzikler ve kostümler kullanılıyor. Erkekler fesli, kadınlar başörtülü kostümler giyiyor. Alışve-

Page 49: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 49

riş merkezi çalışanı olmayıp, Ramazan boyunca bu tür kostümler giyen insanlar da var. Erkek-ler fes, takke, kadınlar başörtüsü ve uzun kollu tuniklerle geçirebiliyor Ramazan’ı. Ramazan bitince hop hop hop gene eski hallerine dö-nüveriyorlar. İcinde “Allah” kelimesi geçen bilimum şarkılar bangır bangır çalııyor. Şarkıların içeriği önemli değil, Arapça, Türkçe aşk şarkıları ve göbek havaları her-yerde. Bir de Endonezya’lı bir şarkıcının Ramazan’a özel albümü var sanırım, ba-yık mı bayık “inşaaaaalaaaaah” diye bir şarkı var, heryerde o. Müslümanların hepsi oruç tutuyor. Zaten bayramı da tutulan orucun mükafatı olarak görü-yorlar. Restoranlar gün içinde vitrinle-rini bir perdeyle örtüyorlar. Sokaktaki yemek arabaları da ortalıktan çekili-yor. Alkol satışı bazı yerlerde aynen devam ediyor, bazı yerlerde kahve fincanında geliyor, bazı yerlerde ise tamamen menüden kaldırılıyor. Bu uygulamanın neye gore uygu-landığı hakkında hiç bir fikrim yok.İftara doğru, başlıyor Amok ko-şusu. Açlıktan gözü dönmüş, biran önce yemek yemekten başka birşey düşünmeyen in-sanlar sokaklara dokülüyor. Trafik iftardan iki saat ön-cesinden kilitlenmeye başlı-yor. Evine gidebilen şanslı, sokaklarda açılıyor oruçlar. Gerçi evde yemek pişirme alışkanlığı fazla olmadığı için, belki de hedef odur, ben bosuna dert ediyo-rumdur “Ah be sokak-larda iftar yapıyorlar“ diye.

Page 50: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org50

ORUÇ TUTUNUZ

SIHHATBULUNUZ

AyşenKURAN AKYILDIZ

Biz inanan insanlar olarak Allah’ın emirlerini yerine ge-tirirken öncelikli sebebimiz

Allah’ın bu emirleri bize farz kılmış olmasıdır. Ancak bu emirlere bak-tığımız zaman emirlerin altındaki hikmetleri görebiliriz. Bu da ancak bizim kısıtlı aklımızın algılayabildi-ği kadardır.Oruç ibadetine baktığımız zaman ise; kısıtlı bir zaman süresi içinde açlık gibi görünen bu sürecin aslın-da derin hikmetler ihtiva ettiği aşi-kardır.Oruç yalnızca İslam Dininin bir emri olarak değil semavi ve semavi olmayan dinlerin tamamında karşı-mıza çıkar. Bu da bize oruç ibade-tinin insanın fıtri bir ihtiyacı ve in-sanın şifa kaynaklarında biri olduğu gibi düşüncelerini aklımıza getir-

mektedir.Peki oruç nedir? İslam Dini ve di-ğer dinlerde orucun anlamı ve öne-mi nedir? İslam Dini’nin dışındaki diğer dinlerde oruç nasıl algılanır? Asıl konumuza geçmeden önce Ku-ran’daki oruç ayetlerini kısaca hatır-layalım.1.“Ey inananlar, sizden önceki-lere yazıldığı gibi (günahlardan) korunmanız için size de oruç yazıldı.”(Bakara 182)2.“Sayılı günler olarak sizden kim hasta veya seferde olursa tutamadı-ğı günler sayısınca başka günlerde oruç tutar. Oruca güç dayanama-yanların fidye vermesi bir yoksulu doyurması lazımdır. Bununla bera-ber kim bir iyilik yaparsa (oruç tu-tarsa) o, kendisi için iyidir. Bilirse-niz oruç tutmanız, sizin için daha

Page 51: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 51

hayırlıdır.”(Bakara 183) Hıristiyanlık’ta oruç: Kilise’nin üçüncü emridir. Kuran’ın bildir-diğine göre oruç Hıristiyanlara da farz kılınmıştır. Hıristiyanlık’ta oruç ve perhiz aynı anlamda kullanılır. Orucun amacı, işlenmiş günahların cezasını bu dünyada çekmeye baş-lamaktır. İncil, oruca büyük önem verir ve övgüyle bahseder. Ancak orucun zamanı, uyulacak kuralla-rı Hıristiyan mezhepleri arasında farklılık gösterir.Musevilik’te oruç (Yom Kippur): Tevrat’ta bazı günlerde oruç tutul-ması emredilmektedir. Yahudilikte oruç nefsi terbiye etme ve bazen de acı çekme aracı sayılırken, bazen de Allah’a yaklaşma aracı olarak ka-bul edilmektedir. Tevrat’a göre, Hz. Musa Tur Dağı’nda kırk gün kırk gece kalmış ve bu süreyi oruç tuta-rak geçirmiştir. Hinduizm’de oruç: Hint dinlerin-

den Hinduizm’de oruç nefsi terbiye için yılın belirli aylarında ve günle-rinde oruç tutulur. İbadet amacıyla duaların okunduğu günlerde oruç tutulması gerekir. Hinduizm’de oruç genellikle belirli bazı besinleri ye-meme, yani bir çeşit perhiz şeklin-dedir.Taoizm’de oruç: Doğu kültürlerinin

dinlerinden Taoizm’de oruç, daha geniş bir anlamda ele alınmıştır. Bu-rada oruç, sağlığı koruma ve böylece yaşlanmayı geciktirme özelliğiyle ön plana çıkar. Çinliler ayrıca, bü-yük bayram günleri ile kötülüklerin arttığı dönemlerde de, kendilerini korumak için oruç tutarlar.Budizm’de oruç: Güneydoğu Asya dinlerinden Budizm oruca en fazla önem veren dinlerdendir. Budizm’in kurucusu Buda’ya göre, ne dünyaya bağlanmak ne de dünyadan vazgeç-mez gerekir. Bu amaca ulaşmak için koyduğu kuralların birincisi ise, her iki ayda bir oruç tutmak ve bu süre içinde de toplum içinde tüm günah-larını itiraf etmektir. Buda’ya göre sonsuz kurtuluşa, yani Nirvana’ya engel olan tek şey arzulardır. Kur-tuluş ancak arzuları terketmekle sağlanır. Ve arzulardan kurtulmanın birinci yolu da oruç tutmaktır. (1)

Oruç ve DetoksArasındaki İlişkiDetoks, vücudunuzdan toksinleri ve diğer zararlı maddelerin uzaklaştı-rılması anlamına gelir. Aslında bu manada oruç da bir detoks şeklidir. Gün boyu yiyecek ve içeceklerden uzak durarak vücudunuza bir ne-

fes alma hakkı tanırsınız. Sindirim sisteminiz dinlenir, gaz, şişkinlik gibi mide-bağırsak şikayetleri, uyku sorunları, depresyon gibi ruhsal problemler azalır. Uzun yaşamanın sırlarını araştıran bilim adamları, özellikle kalori kısıtlamasının ömrü uzattığını belirtiyor.Detoks da bir nevi oruçtur. Her din-de ve kültürde oruç felsefesi vardır. İslam’daki oruç, çok büyük bir arın-madır ve doğru uygulandığında 30 günde yeni bir karaciğer vaat ettiği bile söylenir.Hepimiz beşikten mezara değin her gün en az 3 kez yemek yiyo-ruz. Dolayısıyla karaciğer devam-lı olarak çalışıyor; ağır yiyecekler, sindirimi zor yağlar, suni gıdalar, hayvansal besinler, alkol, kafein vb. tükettiğimizde bu uğraş daha da ar-tıyor. Oruç ile başta karaciğerimiz olmak birçok organımızı sindirim yükünden uzaklaştırarak bir anlam-da tatile gönderip, yenilenmelerini sağlıyoruz

Oruç İbadetininSağlığa Faydalarıİnsanlık tarihinin en eski kendi kendini disiplin altına alma yön-temlerinden biri olarak kabul edilen oruç bir tedavi ve evrensel bir iba-det şeklidir. Semavi olan ve olmayan bütün dinlerde farklı şekillerde oruç ibadetinin olduğu bilinmektedir. Oruç tutmanın, amaca ve dinsel inançlara göre farklı olmak kaydıyla belirli sürelerle; hiç bir şey yememe ve içmemek, bazı şeyleri yememek

Page 52: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org52

ve/veya içmemek, hiçbir şey içme-mek, cinsi yakınlık kurmamak, ça-lışmamak, konuşmamak gibi çeşitli şekilleri vardır. Oruç açlığa eşdeğer olarak algılanmamalı çünkü açlık her ne kadar fazla yemek ve içmek kadar insan sağlığını bozmasa da uzaması halinde ölümle sonuçlana-bilir. Oruçta amaç ise sağlığın daha da iyileştirilmesidir.Ramazan ayı boyunca Ülkemiz nüfusunun 25–30 milyonun oruç tutmakta, geriye kalan kesimin bü-yük çoğunluğu ise oruç tutamasalar bile ramazan ayına uygun düşecek şekilde yaşantılarında bir takım ılımlı değişiklikler yapmaktadırlar. Ramazan ayı boyunca yeme –içme, uyuma, düşünüş tarzı, kişisel ve top-lumsal davranışları-mızda önemli

oranda farklar yaşanmakta, özellikle yeme –içme ve uyuma düzeninin değişmesine bağlı ilk günlerde ya-şanan uyum sıkıntısı atlatıldıktan sonra orucun biyolojik bedenimize, ruhsal yapımıza ve sosyal ilişkile-rimize olan olumlu etkileri ortaya çıkmaya başlamaktadır.Dünya Sağlık örgütünün (WHO) bugün kabul ettiği tanıma göre sağlık ;’’kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik ha-

linde olmasıdır ‘’ şeklinde tarif edilmektedir. İslam usullerine göre tutulacak orucun insan sağlığı üzerindeki etkileri-ni yukarıdaki sağlık tanımı dikkate alınarak açıklamak gerekirse;Orucun Biyolojik Bedene Etkisi: Birçok hastalık da ilk belirtilerden biri iştahsızlıktır. Bu durum yiyeceklerden uzak du-rulması gerektiğine dair vücudumuzun doğal bir uyarısıdır. İştahsızlık döneminde vücudumuz

oluşmuş toxic(zehirleyici madde) maddeleri dışarı

atmakla meşguldür denilmek-tedir, bu doğal uyarı dikkate alınarak ülkemizde pek yaygın

olmasa da farklı ülkelerde bazı hastalıklarda oruç bir tıbbi tedavi olarak kullanılmak-tadır. Toksit(zehirli) mad-

deler ve yeterince atılamayan atık maddeler 11 ay boyunca

vücudumuzun sistem ve or-ganlarında birikmekte ve vücut

fonksiyonlarımızda bir takım bo-

zulmalara, ani ya da ilerleyici hasta-lıklara neden olabilmektedirler.Yeterli ve dengeli yenerek tutulan oruçta, orucun biyolojik bedene ya-rarlarını maddeler halinde belirtir-sek;*Sindirim sistemi, salgı bezleri sis-temi, kan dolaşımı sistemi, solunum sistemi ve sinir sistemi bir dinlenme sürecine girer vücuda zarar veren ve birikmiş durumda olan zararlı mad-delerin oluşumunun azalması ve vü-cuttan atılımının artması nedeniyle, bu maddelerin vücutta birikmesi neticesinde oluşabilecek, birçok yeni başlamakta olan ya da kronik hasta-lık önlenmiş olur,*Böbrek ve karaciğerin ciddi sorun-larını iyileştirici etki yapar,*Mide ve bağırsak sorunlarında ol-dukça yarar sağlar, mide asidinde azalmaya bağlı iyileşmeler görülür,*Egzama ve diğer bazı cilt hasta-lıklarında kalıcı iyileşmelere neden olabilmektedir,*Kalp yükü azalıp ve kalp enerji üre-timi arttığından kalp ritim bozuklu-ğu ve yetmezliği olan hastalar daha rahat olabilmektedir,*Karaciğer yağlanması engellen-mekte ve mevcut yağlanma azal-maktadır,*Boşaltımı sağlayan organların din-lenmesi sağlanır,*İnsanın yaşlanmasından sorumlu olan dört molekül(kortizol-insülin-glikoz-serbest radikaller) oruç esna-sında azalmaktadır, bu nedenle hüc-re ve dokuların gençleşmesi sağlanır.*Yapılan araştırmalar neticesinde ramazan ayı boyunca kalp damar-larında tıkanmalara neden olan kan

Page 53: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 53

yağında (total kolesterol) % 7,9- % 12,2 oranında, koroner kalp has-talıkları riskini arttıran yağların depo şekli trigliserid miktarında % 30 azalma olduğu tespit edilmiştir. Ülkemizde ölüm sebepleri arasında kalp hastalıklarının birinci sırayı al-dığı hatırlanmalıdır.*Uykudan sahurda uyanma ile beyin sabaha karşı fazla miktarda salınan kortizol’ün etkisinden kurtulacağı için depresyon tedavisi görenle-rin tedavilerinin olumlu etkilemesi beklenebilir,*Kilo ve kan basıncında azalma tes-pit edilmiştir*Ramazan ayı boyunca yeterli ve dengeli beslenme konusuna uyum için bir fırsat yaratılmış olabilir, bu alışkanlığın devam etmesiyle daha sağlıklı bir yaşam sürdürülebilir.*Alkol ve sigara gibi vücuda zarar veren madde kullanımlarının bırak-makılması sonucu bir takım faydalar sağlanabilir.Orucun ruhsal ve sosyal etkileri;

*Kişi gece almış olduğu oruç tutma kararını gündüz yerine getirebiliyor ise iradesini kullanmış olmakta,*Yeme- içme, uyuma ve diğer bazı davranışların değişmesine bağlı kişi bir çeşit stres durumunu yaşamakta-dır. Oruçta stres durumu yaşanılarak kişinin stresle mücadeleye hazırlan-masına olanak sağlanmakta, stres egzersizi yapılmaktadır.*Oruç tutan kişide mizaç değişikliği olur, kişiler daha az canlı bir görü-nümdedir, oruçlularda hırs azalması, toleransın artması, yarışmanın terk edilmesi yaşanmaktadır. Oruçlular sosyal kişiliklerini ikinci plana al-makta kendilerine yönelip mistik yönden zenginlik kazanmaktalar.*Yediklerimiz ve içtiklerimiz beyin kimyamızı değiştirerek davranış-larımızı değiştirebilmektedir, alkol ve sigara, uyuşturucu madde alımı gibi vücuda zarar verici maddelerin bırakılması ya da azaltılması sonu-cu kişinin beyin kimyasında olumlu değişikliklere ve buda kişinin olum-

lu davranışlar yapmasına neden olur.* Oruç insanın şefkat, merhamet ve anlayış duygularını geliştirir.*Ramazanla beraber ön yargılar ve küskünlükler ortadan kalkar, top-lumsal iletişim artar. *Günlük hayatın getirdiği kaygı, öfke, sinirlilik, saldırgan ve kırı-cı davranışlar gibi olumsuz stres faktörlerini, orucun sabır özelliği dizginlediğinden dolayı toplumda olumsuz ve zararlı davranışlar azal-maktadır.

Yararlanılan Kaynaklar;

GÜL KAYNAK(detoks uzmanı)

Oruç ve Sağlık (Akçağ kitapevi)Prof.Dr.Cemal çevik

Doğru Beslen Formda Kal(Epsilon yay.) Prof Dr.Metin Özata

Dinler Tarihi Prof.Dr. Günay Tümer

Page 54: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org54

TÜRK DÜNYASI KOORDİNASYON VAKFI

AZERBAYCAN’DA RAMAZANAzerbaycan da Ramazan Bayramı çoğu Müslüman ülkedeki gibi ayın

hilal şeklinde görülmesiyle başlar son iftarda tüm aile bireyleri bir ara-da olur. Evde külçe çörekleri, goğal-lar, helvalar yapılır, dağıtılır. Maddi durumu olmayanlara para yardımı yapılır ve zekatlar verilir. Sabaha ka-dar camilerde ve evlerde dua edilir Kur’an-ı Kerim okunur bayramın ilk günü tüm akrabalar birbirini zi-

yaret eder bayramlaşır.Arife akşamı, aile üyeleri vefat eden yakınlarının mezarı başında mumlar yakarlar, dualar okurlar ve helvalar dağıtılır. Dini bayramların günleri “Kameri Takvim”e göre hesaplan-dığı için, şu an kullanılan takvimde her yıl aynı tarihe rastlamaz. Her yıl onar günlük gerilemeyle gelen ra-mazan ve kurban bayramları böyle-ce değişik mevsimlerde kutlanabil-mektedir. Ramazan bayramı Kameri takvime göre Şevval ayının ilk üç

RAMAZANTÜRK DÜNYASINDA

•AZERBAYCAN’DA RAMAZAN

•KIRGISİZTAN’DA RAMAZAN

•ÖZBEKİSTAN’DA RAMAZAN

•TÜRKMENİSTAN’DA RAMAZAN

•DOĞU TÜRKİSTAN’DA RAMAZAN

•KAZAKİSTAN’DA RAMAZAN

•MISIR’DA RAMAZAN

•AFRİKA’DA RAMAZAN

Page 55: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 55

günü Sünnilerin de Cuma namazı kıldığı Göy Mescitte (Mavi Cami) hayli kalabalık bir cemaat namaz kılarlar.

KIRGISİZTAN’DARAMAZANKırgızlar, Türk dili ve edebiyatını, dinî ve millî gelenek - görenekleri-ni çoğunlukla yazılı ve sözlü olarak bugüne taşıyabilen en eski Türk

boylarından birisidir. Ramazan ayında yaşatılan önemli kültürel ve dinî geleneklerden birisi Carama-zan (Ya Ramazan) geleneğidir. Çocuklar ve gençler, iftardan sonra kapı kapı gezerek Ramazan manile-ri okuyup karşılığında ev sahibinden hediyeler veya para alıyorlar. Kırgız kültüründeki en önemli folklorik yansımalarından birisi Caramazan (Ya Ramazan) geleneğidir. Ra-mazan ayında iftardan sonra, ev ev dolaşılarak komuz veya başka çalgı aleti eşliğinde söylenen manilere Caramazan manileri denir. Caramazan manilerini sadece ço-cuklar değil, büyükler ve şairler de söyler. Ramazan ayında, Caramazan manilerini söylemek çok yaygındır. Özellikle Caramazan manilerini, gelenek olarak şarkıcılar ile kabi-

liyetli gençler söyler, arzu ve istek-lerini dile getirirler. Aslında bu maniler bir şeyler almak, yiyecek toplamak ve eğlenmek için söyle-nir. Caramazan geleneği, halkı eğ-lendirmek için ihdas edilen bir tür Ramazan eğlencesidir. Caramazan (manileri) söyleyenler eğer şair veya ozan olursa, ev sahibi ona koyun, tay veya çapan adı verilen bir aba verir. Caramazan söyleyen çocukların evlere akşam gitmelerinin sebebi, gündüzün herkesin işte güçte olma-sındandır. Ev sahibinin mal ve mül-künün bereketlenmesi ve çoluk ço-cuğunun mürüvvetini görmesi veya çocuğu olmayanların çocuk sahibi olması için çeşitli dualar ederler.

Bu dualardan birisi şöyledir:

“ Bölçü bölçü bay, bönönünö sokçu bay,

Kumga koyunun cayılsın, kuyruk menen boor sen,

Bolapandır cünün terin, balanız-dın künün körün.

Oomin! Allahü Akbar.”Çocuklara ve gençlere ise; kuyruk yağından yapılan yemekten bir tas yemek, mendil veya 15-20 kuruş değerinde gümüş verilir.

Kırgız halkı için Ramazan ayı ve Orucun apayrı bir yeri var. Uzun yıllar Sovyetler rejiminin baskısı al-tında yaşamış olan Müslüman Kır-gızlar, dua etme ve Kuran-ı Kerim okumanın yanı sıra oruç tutmaya da büyük önem verirler. Bazı Ramazan gelenekleri Türkiye’dekilerle ben-zerlik gösterse de, kendilerine özgü birçok geleneği hala korumaktadır-lar.Kırgızlar için Ramazan ayının gelişi

bir bayramın gelişi gibidir. Rama-zan heyecanla beklenir ve bir gün öncesinde, Arapa (Arefe) gününde özellikle kırsal alanlarda, köyün ya da sokağın sakinleri iki gruba ayrılır. Köydeki bütün evler sırayla ziyaret edilir ve hep beraber yemek yenir. Ziyaret edilen her hanenin halkının sağlığı için topluca dualar okunur. Bazı Kırgızlar arasında, sevdikleri-nin mezarlarının yanına hayattay-ken çok sevdikleri yemekleri bırak-ma geleneği de sürmektedir. Ramazan ayının tümün-de oruç tutanlar genelde orta ya-şın üstündeki Kırgızlar. Daha genç olanlar sadece başında, ortasında ve sonunda oruç tutarlar. Arada tu-tulmayan oruçları kazaya bırakma adeti Kırgızlarda mevcut değil. İf-tar sofraları ve misafirler Kırgızlar

Mav

i Cam

i - B

akü

Page 56: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org56

için de oldukça önemli bir yer tutar. Oruç tutan halk sahura kalkar fakat bizdekine benzer bir Ramazan da-vulcusu geleneğine sahip değildirler.Kırgızlar arasında yaygın olan gele-neklerden biri de Hatim Okuma ge-leneği. Ülkemizde de Hatim İndir-me adı altında sürdürülen gelenek Kırgızlar için oldukça önemlidir. Hatim dolayısıyla zengin sofralar hazırlanır ve mutlaka koyun kesilir. Koyunun başı da Hatim Okuma için Kur’an okuyan kişiye verilir. Kur’an’ı genellikle bir imam okur. Kırgızis-tan hükümeti imamlara maaş ver-memektedir ve imamların maaşları halk tarafından karşılanır. Özellikle Ramazan ayında vakit namazlarını ve teravih’i kıldırması için bir imam tutulur. Halk kendi arasında imam için para toplar ve bu paraya Namaz Hakkı adı verilir. Ayrıca sadakalar da bireylere değil imamlara verilir ve imamlar bu parayı ihtiyaç sahip-lerine dağıtır. Teravih namazları ge-nelde birden fazla imam tarafından kıldırılır ve 4-5 saat kadar sürer. Kadir Gecesi de Kırgızlar için oldukça önem-li ve kutsal bir gecedir. Bu gecede halk sokaklarda ateşler yakar ve sabaha kadar eğlenilir. Bu gece de bayram kadar önemsenir ve Kadir Gecesi’nin gününde halk birbiriyle ‘’Hayırlı Bayramlar’’ diyerek selam-laşır. Kırgızistan’da devam eden en renkli Ramazan geleneklerinden biri ve belki de en önemlisi ‘’Cara-mazan Manileri’dir’’. Ramazan ayı boyunca Kırgız çocuklar kapı kapı dolaşarak maniler okur ve çeşitli bahşişler toplar. Paranın yanı sıra çocuklara şeker, kuruyemiş, meyve gibi yiyecekler de verilir. Yüzyıllardır süregelen bu gelenek Kırgız Edebi-yatında da önemli yer tutmaktadır. Çocuklar genellikle hiçbir kapıdan boş çevrilmez, eğer boş çevrilirlerse de beddua etmeyi ihmal etmezler. Caramazan geleneği, Kırgızlardaki kadar önem teşkil etmese de Özbek,

Kazak, Ahıska, Uygur Türkleri tara-fından da uygulanmaktadır.

ÖZBEKİSTAN’DARAMAZAN Ruzahayıt(Ramazan Bayramı - İyd el Fıtr) Özbekistan Ramazan Bayramı’na hazırlanırken; geleneksel Özbek pilavının yanısıra nişalda tatlısı ve patır ekmekleri sofralarda yerini al-maya hazırlanır.Bayram sofralarının vazgeçilmezleri arasında Özbek pilavının yanı sıra “nişalda” tatlısı ve “patır” ekmekleri ilk sıralarda yer alır.

Ramazanda Özbek ailelerinde ku-rulan iftar sofraları tüm aile fertleri-ni birleştirirken, iftar saati yaklaşın-ca aile, reisinin öncülüğünde toplu olarak iftar duasına el açılır. Sofrada, aile büyüklerine çay “piyalelerde” (geleneksel Özbek çay fincanları) ailenin kız veya gelinleri tarafından ayağa kalkarak, bir eli göğsünde say-gı ile sunulur, aile büyükleri de buna cevaben “çok yaşa”, “su gibi serap (bol) ol” temennilerinde bulunur. Ramazan günleri ve bayramlarda “patır” ekmek, “samsa” diye adlan-dırılan börek ve “nişalda” tatlıları ile

Özbek sofrasının en lezzetli yemek-lerinden sayılan “Kaynatma Şorva” (haşlama benzeri) ve “Özbek Pilavı” ramazanın vazgeçilmezleridir.Ramazanda Özbek ailelerinde ku-rulan iftar sofraları tüm aile fertleri-ni birleştirirken, iftar saati yaklaşın-ca aile, reisinin öncülüğünde toplu olarak iftar duasına eller açılır.Ülkenin tarihi kenti Buhara’da dün-yaya gelen ünlü tıp bilgini İbni Sina tarafından tarif edildiği söylenen ve günümüzde de Özbek sofrasının en lezzetli yemeklerinden biri sayılan Özbek pilavı, Özbek mutfak kültü-ründe çok önemli yere sahip ve ya-pıldığı yöre ve katılan malzemelere göre 100’den fazla çeşidi bulunuyor.Pirinç, soğan, havuç ve etten ha-zırlanan Özbek pilavı özel günler, düğün ve ramazan sofralarının en önemli yemeği sayılırken, Özbek insanı da evine gelen misafirini pilav ikram etmeden bırakmazlar.

NİŞALDA TATLISI

Özbekistan’da sadece ramazan ayın-da yapılan bir tatlı çeşidi olan “ni-şalda”, yumurta akı, şeker ve dağ-larda yetişen karanfilgiller ailesine ait “yetmek” diye adlandırılan bitki kökünden yapılıyor.

Page 57: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 57

Nişalda sadece bir tatlı olmakla bir-likte sağlık açısından da faydaları bulunurken, mideye iyi gelmesi ve sindirimi kolaylaştırmasından dola-yı, özellikle ramazan ayında tüketi-liyor.Ramazan ayında ülkedeki tüm pa-zar yerlerinde sadece nişalda tatlısı satan çok sayıda tatlıcı, ihtiyacı kar-şılamaya çalışırken, nişalda hazırlık-ları ise ramazan ayından önce dağ-larda başlıyor.Nişalda tatlısı, dağlarda kendiliğin-den yetişen karanfilgiller ailesine ait, Özbekistan’da “yetmek” diye adlan-dırılan bitki kökünün kurutularak, suda kaynatılması ve yumurta akı ile karıştırılarak, daha önce hazırlanan şeker şurubu eklenerek hazırlanıyor.Nişalda tatlısı, ailede erkekler ta-rafından hazırlanırken, bu gelenek babadan oğula geçiyor.

”PATIR” VE SEMERKANT EK-MEĞİÖzbekistanlıların sahur ve iftar sof-

raları için gelenekselleşmiş tercihi ise “patır” ekmek. Özbeklerde “nan” olarak adlandırılan ekmek çeşitleri arasında, yapımında süt ve tereyağı katılarak özel tandırlarda pişirilen “patır nan” Özbek sofrasının ayrıl-maz bir parçası.Ülkedeki pazar yerlerinde özellikle “ekmek pazarları” bulunurken, bu pazarlarda odun ve kömürle pişiri-len “patır” ekmeklerin ayrıca bir yeri bulunuyor.Ülke genelinde kullanıldığı malze-me ve yöreye göre tandırlarda pi-şirilen ekmek çeşitleri sayısı 100’ü

buluyor. Halk, özel günlerde, düğün ve ramazan ayında en fazla “patır” ekmeğini tercih ederken, sadece Semerkant’ta pişirilen ve pişirme yöntemi babadan oğula geçen “Se-merkant ekmeği” ise uzun süre da-yanıklılığı ve çok ayrı bir tadı ile ayrı bir yer tutuyor.Rivayetlere göre, Ortaçağ dönemin-de doğduğu Andican’ı beylikler ara-sında çıkan savaş yüzünden terk ede-rek, Hindistan topraklarını fetheden Babür Şah, yerleştiği Hindistan’da, Semerkant ekmeğini çok özler ve bundan dolayı Semerkant’tan “nan-vayları” (ekmek ustalarını) getirtir. Hindistan İmparatorluğunun ku-rucusu Babür Şah ise, Semerkantlı en ünlü ekmek ustaları tarafından hazırlanan Semerkant ekmeğinden memnun kalmaz ve ustaya ekmeğin hazırlanmasında hamura neyi kat-madığını sorar. Semerkantlı usta da: “Sultanım, sizin emriniz üzerine bu ekmeğe katılan tüm malzeme-leri Semerkant’tan getirdik. Ancak, Semerkant’ın havasını - suyunu ge-tiremedik” diye cevap verir.

TÜRKMENİSTAN’DARAMAZAN Eski Türk geleneklerinden bi-rini halen yaşatmakta olan Türkmenistan’da, Ramazan Hilali’ nin beklenmesi ve hilalin ilk kez görülüşü bir bayram havasında kut-lanır. Özellikle de çocuklar tarafın-dan. Hilalin görülmesiyle bir bay-ram havasına bürünen çocuklar kapı kapı dolaşır ve Türkiye’deki çocuk-ların bayramda şeker toplaması gibi

hediyeler toplarlar. Her evin kapısı açıldığında ise ev sahiplerini şu şi-irle selamlıyorlar :

Yukarıda bir ay var/Ucu kırmızı yay var

Peygamberin sofrasında / Bize ayrılan pay var

Ya Ramazan, Ya Ramazan

Böylesine büyük ve sevimli bir şen-likle başlayan Ramazan ayı uzak di-yardaki bir Türk elinde aynı coşkuyla sürdürülmektedir. Bizim ülkemizde olduğu gibi, iftar sofralarına oldukça özen gösterilir ve akrabalar, dostlar, komşular ağırlanır. Restoranlar ifta-ra özel menüler çıkarır, teravih na-mazları büyük camilerde cemaatin yoğun katılımıyla kılınır. Ülkemiz-de yaşanan Ramazan ayına büyük benzerlik gösteren Türkmenistan Ramazanının bayram sabahları da aynı coşkuyla yaşanır. Ailedeki tüm erkek bireyler bayram namazı için buluşur ve bayram namazı yine bü-yük camilerde kılınır.

Türkmenistan’a en özel Ramazan adeti ise toplum değil, devlet tara-fından geleneksel hale getirilmiş; Kadir Gecesi Affı. Türkmenistan devlet başkanı, tüm diğer resmi tatil ve bayramlarda olduğu gibi, Rama-zanda da çok sayıda mahkuma af getirildiğini ilan eder. Diğer bay-ramlardan farklı olarak Ramazan’da bu açıklama Kadir Gecesi yapılır.

Page 58: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org58

DOĞU TÜRKİSTAN’DARAMAZANDoğu Türkistan’daki Uygur Türkleri

ramazan bayramını, Anadolu’daki Ramazan ve Kurban bayramlarına benzer bir bayram gibi kutlar. Akra-balar ve aile büyüklerinin mezarları ziyaret edilir. Büyük kazanlarda “aş”

pişirilir ve fakirlere dağıtılır.Rama-zan Bayramı, Xinjiang’da İslamiyet’e inanan bütün etnik grupların en

önemli bayramlarıdır. Bu iki bay-ram, günümüzde geleneksel bay-ramlar haline gelmiştir.

Evi temizleme, pasta, kek, kuru ye-miş ve meyve hazırlama, yeni elbise diktirme, her iki bayramın hazırlık-ları arasındadır.

Bayram kutlamaları, bayram günü sabah erkenden kılınan bayram na-mazıyla başlar. Ardından karşılık-lı ziyaretler yapılır. Aynı zamanda Ramazan Bayramları, aralarında anlaşmazlık bulunan insanların bir-birleriyle barışması için önemli bir vesiledir.

KAZAKİSTAN’DARAMAZANKutsal Ramazan süresince her gün

bir evde iftar sofrası kurulur. kü-çükten büyüğe oruç tutanlar iftarını açtıkları evde imamın vaazını dinler, daha sonra teravih namazı için saf tutarlar. Namazın ardından Kur’an-ı Kerim ve ilahiler okunur.

Bölgede sıcaklık 40 derecenin üze-rinde seyrederken, iftar su ile açılı-yor. İftar sofrasına çeşitli çorbalar ve Ahıskalılara özgü hamurlu ve bol etli “hınkal” yemeğinin yanı sıra çe-

şit çeşit ekmek ve tatlılar hazırlanır.

Kadınlar hınkalı büyük kazanlarda pişirirler. Hınkalı yedikten sonra ye-şil çay içilmesi adettendir.

Hınkal adlı hamurlu yemek,

Türkiye’de ev mantısına benzer.Evde kurulan iftar sofrasına daha çok dedeler ve ninelerin katıldığı dikkat çeker. İftar yemeğinin ardın-dan mutlaka Kur’an-ı Kerim imam ve dedeler tarafından okunur.

MISIR’DARAMAZANİslam dünyasının önde gelen ülke-lerinden biri olan Mısır’da Rama-zan ayı, diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi oldukça hareketli ve

coşku içinde geçer. Ramazanla ilgi-li geleneklerine çok fazla bağlı olan Mısır halkı, bu kutsal ayın başlan-gıcı tam olarak saptayabilmek için çıplak gözle hilali görmeyi bekler-ler. Mısır Baş Müftülüğünün özel olarak görevlendirdiği ekipler hilali

Page 59: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 59

görebilmek için gece boyunca nöbet tutar ve eğer Şaban ayının 30. gece-si hilal görünürse Ramazan resmi

olarak ilan edilir, eğer görülmez ise Şaban ayı uzatılır.

Ramazan Fanusu ise tamamen Mısır’a özel olduğunu düşündüğü-müz bir gelenek. İslam’ın ilk dö-nemlerinde gece sokağa çıkarken kullanılan bu lambalar artık modern Mısır’da Ramazanı karşılamak için kullanılır ve evlerin balkonlarından rengarenk fanuslar sarkar.

Mısırlılar için Ramazanın ilk günü ve özellikle ilk iftar büyük önem taşır. Aileyle beraber, aile evinde yenilmesi bir gelenek olan ilk iftar yemeği için insanlar memleketlerine doğru yola çıkarlar. Teravih namaz-larına büyük ilgi gösterilen Mısır’da, özellikle içinde Kadir Gecesi’ni ba-rındıran son 10 gün boyunca camiler dolup taşar. Ülkemizde de olduğu gibi kadınlar ve çocuklar da teravih namazlarına büyük ilgi gösterir ve normal günlerde başını kapatmayan kadınların Ramazan ayında başına kapatmasına oldukça sık rastlanır.

Oruç açma gelenekleri bizimkin-den biraz daha farklı olan Mısırlılar, oruçlarını sütte bekletilmiş hurma ile açarlar ve ardından tüm haneler-de akşam namazı kılınır. Esas iftar sofrası ise bu namazdan sonra kuru-

landır ve iftar yemeklerinin en po-pülerlerinden biri, ülkemizde de çok sevilen yaprak sarmadır. Mercimek çorbası, lahana sarma, baklava, kü-nefe ve kadayıf da Ramazanın sevi-len yiyecekleri içinde yer alır.Ülkemizdeki gibi İftar Topu, Ra-mazan Davulcusu geleneklerinin var olduğu Mısır’da, Ramazan ayı boyunca yapılan gezmeler de çok popülerdir. Özellikle Nil Nehri’nde yapılan tekne gezileri, büyük cami-lere toplu halde yapılan ziyaretler, akrabalar ve dostlara verilen iftar yemekleri…

Kısacası Mısır halkı bizim Rama-zanımıza oldukça benzeyen bir Ra-mazan ayı geçirir. Sokaklarda göze çarpan en bariz farklılıklardan biri ise, iftar saatinde evlerine yetişe-meyenlerin oruçlarını açması için ellerinde hurmalar ve çeşitli içecek-lerle bekleyen, yol boyunca dizilmiş gençlerdir.

AFRİKA’DA RAMAZANAfrika’da yaşayan Kenyalılar Ra-mazana hazırlanırken ilk iş olarak bütün sokakları aydınlatırlar. Ak-şam ezanının okunmasıyla beraber

Kenya sokakları bir festival havası-na bürünür çünkü Kenyalı Müslü-manlar iftar yemeklerini sokaklarda, özellikle de cami avlularında hep beraber yerler. Ardından teravih na-mazları camilerde, cemaatin yoğun katılımıyla kılınır.Kenya sokaklarında sahura doğru

ise, Türkiye’dekine çok benzer bir adetle karşılaşırız. Ramazan davul-cusuna benzeyen bir gelenek halen Afrika’nın bu sevimli ülkesinde ya-şatılır. Kenyalılar da sahura kalkma-sı gereken Müslümanları Kudüm sesleriyle uyandırırlar. Bayrama doğru Ramazan coşkusu doruğa çıkar. İftardan sonra Kenya sokak-larında müzisyenler yöresel bir çalgı olan Matari’yi çalar ve tüm halk bu eğlencelere katılır. Bayram içinse bambaşka hazırlık-lar yapılır. Türkiye’de hanımlar arife gününü baklava başta olmak üzere tatlılar yaparak geçirirken, Kenya-lı hanımlar da kuzu etiyle pişirilen

yöresel yemekler yapar-lar ve bayram günlerinde misafirlerine bu yemekler ikram ederler. Genç kızlar ise arife gü-nünde kınalar yakarak bayrama hazırlanırlar.Bayram sabahı ise, Ken-yalılar için Ramazan coşkusunun en ilginç haliyle yaşandığı saatleri oluşturur. Bayram nama-

zı camide değil, şehirlerin büyük meydanlarında kılınır. Namazdan sonra evlere dönen gençler içinse el öpmek çok sıradan bir adet. Çünkü Kenyalı gençler herhangi bir eve girdiklerinde zaten her zaman bü-yüklerin ellerini öpüyorlar.

Page 60: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org60

İçinde nice güzelliklerin ol-duğu rahmet ve bereket ayı Ramazan’ı yaşıyoruz. Bu ayın en

önemli özelliği oruç tutmak ve iftar etmektir.Her zaman olduğu gibi bu ayda da yediğimiz içtiğimiz şeylere daha da dikkat etmeliyiz.Günümüz dünyasında sanki iftar sofralarının vazgeçilmeziymiş gibi gösterilen yiyecek ve içeceklerle iftar açmama-ya özen göstermeliyiz.Bu konuda Resul-i Ekrem Efendimiz’in (s.a.v.) birçok uygulamaları vardır.Selman İbn-i Mir (r.a.) Resul-i Ek-rem Efendimiz’in (s.a.v.) şöyle bu-yurduğunu rivayet ediyor: Sizden biriniz orucunu açacağı zaman hur-ma ile açsın.Çünkü hurmada bere-ket vardır.Eğer hurma bulamazsa,su ile açsın.Zira su temizleyicidir. (1)Hurma bulamazsa su ile iftarı aç-mak daha uygundur. Hadiste de ifade edildiği gibi Peygamber Efen-dimiz (s.a.v.) orucunu hurma ile açardı. Hurma bulamazsa su içerdi.Oruç açarken hurma ile suyun ter-cihinde pek çok hikmetler vardır. Hurma ,meyve oluşuyla birlikte aynı zamanda bir katıktır. Bunun için ilk olarak hurma ile karşılaşan mide onunla bir süre gıda ihtiyacı-

nı giderir. Hurmanın bağırsakları çalıştırmasında, harekete geçirme-sinde de rolü vardır. Suda maddi–manevi temizliği sağlar. Susuzluğu giderir,mideyi ferahlatır,rahatlatır.Hurma ve suyun faydaları sadece bunlardan ibaret değildir. Daha bil-mediğimiz pek çok fayda ve hikmet-leri vardır. Peygamberimizin bizzat uygulamasını da farklı bir rivayette Hz. Enes (r.a) şöyle anlatıyor. ‘Re-sulullah (s.a.v.) akşam namazını kıl-madan önce birkaç tane taze hurma ile orucunu açardı. Eğer taze hurma yoksa kuru hurma ile açardı.Kuru hurma bulamazsa da bir kaç yudum su yudumlardı.(2)Eğer hurma ve su bulunamazsa Ateş Dokunmamış bir şey tercih edilme-lidir. Her yerde her zaman hurma bulunmayabilir. Çünkü dünyanın her tarafında oruç tutan insanlar olabileceği gibi, her ülkenin ve böl-genin de kendine göre şarları vardır. Bunun için orucu başka bir yolla aç-mak da sünnette yer almaktadır. Bu konuyu da Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle açıklıyor: ‘ Peygamber (s.a.v) üç hurma ile veya ateş dokun-mamış bir şeyle iftar etmeyi severdi.’ (3)Peygamber Efendimiz (s.a.v) Ramazan-ı kolaylaştıran 4 şeyi de bizlere şöyle açıklamaktadır: Demlemi’nin Enes İbn-i Malik ((r.a)’ dan rivayet ettiği bir hadiste ise Resulullah (s.a.v.) orucun rahat yolunu tavsiye ederek şöyle buyu-rurlar: ‘Dört şey yapan kişi orucunu gayet rahat tutar.İftarı su ile açması,sahuru terk etmemesi, öğle istirhatini terk

etmemesi,güzel koku kullanması.’ (4)İftarda acele etmek de yine Pey-gamber Efendimiz’in (s.a.v) tav-siyeleri arasındadır.Bu konuda da Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:Sehl İbn-i Sa’d (r.a) anlatıyor: ‘ Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:’İnsanlar iftarda acele ettikleri sü-rece hayır üzere devam ederler.’ (5)İmam Malik ,Abdülkeri İbn-i Ebi’t Muharik’in Şöyle söylediğini işitmiştir. ‘Peygamberlik amelle-rinden biri de iftarda acele edilmesi, sahurun da geciktirilmesidir.(6)Mervan İbn-i Salim, İbn-i Ömer’den (r.a) naklediyor.Resu-lullah (s.a.v) orucunu açınca şöy-le derdi: ‘Susuzluk gitti,damarlar ıslandı,inşaAllah Teala sevap kesin-leşti.’

Sonuç olarak ne yediğimizin ve içti-ğimizin farkında olmalıyız.Özellik-le Ramazan aylarında sofralarımızın vazgeçilmezi gibi gösterilen yiyecek ve içeceklerden uzak durmalıyız.İf-tar açarken ve oruç tutarken Pey-gamber Efendimiz’in (s.a.v) tavsi-yelerine kulak vermeliyiz.

Helalinden yiyeceklerle Ramazan-ı Şerif ’in geçmesi dileğiyle.

1-İbn-i Mace,Sıyam 24;Ebu Davut,Savm 212-Ebu Davut, Savm 22 (2556);Tirmizi,Savm 103-Et-Tergib ve’t Terhib 2;1424-Ramuzu’l Ehadis Hadis No:9575-Buhari Savm 45; Müslim, Sıyam 48; Muvatta Sıyam 6;Tirmizi,Savm 136-Muvatta, Kasru’s Salat 46

EĞİTİMCİ

Ömer ÖZCAN İFTARI NEYLE AÇALIM?

Page 61: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 61

Müslümanlar; kendi inanç-larına uygun olan gıda-ları tüketirken, gıdalara

ait risklerden korunmak için helal gıda sertifikalama (markalandırma) sürecini başlattılar. Bu süreç ilk kez Avustralya’da başladı. Daha sonra gıdanın uluslararası bir meta hali-ne gelmesi ile et ihracatı ve ithalatı önem kazandı. Et ihtiyacı olan İs-lam ülkeleri ve Müslüman topluluk-lar, aldıkları etlerde bu sertifikayı arar oldular. Zamanla sistemleşen helal gıda sertifikalama çalışma-larına, bazı devletler resmi statü kazandırdılar. Malezya, Endonezya ve İran bu anlamda ciddi kurumlar oluşturdular ( Jakim, Mui ve Ikrik). 57 islam ülkesinin bir kısmı Jakim (Malezya), bir kısmı Mui (Endo-nezya) ve bir kısmı Ikrik (İran)’in standartlarını benimseyip, tanıma yoluna gittiler. Halen gıda güvenliği standardında helal gıda akreditasyo-nu mevcut değildir. Var olan uygula-malar tanıma çerçevesindedir. İslam işbirliği teşkilatı (İİT) ken-dine bağlı bir metroloji enstitüsünü oluşturdu (SMIIC) . Bu kuruluşun başkanı Türkiyeli olup, standardı İngilizce ve Arapça bir metindir. Şu an 34 İslam ülkesi SMIIC bünye-sinde yer almak istediklerini ifade ettiler. Türkiye bu konuda geç kaldığından iyi niyetli bazı şahıslar ve bir kısım şirketler vakit ayırıp Malezya’dan

belgelendirme yetkisi aldılar. Ayrı-ca Endonezya’dan yetkilendirilmiş kişiler de mevcut. Hatta batıdan İn-giltere, Fransa ve Almanya merkezli bazı şirketler Türkiye’de kendilerine bazı partnerler bularak sertifika ver-meye başladılar. Zaten ihracatçımız öteden beri ihtiyaç duyduğu helal sertifikasını; il,ilçe tarım müdürlük-leri, il,ilçe müftülükleri, hatta bili-nen bir mahalle imam efendisinden imzalı bir yazı alarak karşıladı. 2011 Temmuz’ da Irak devleti Türkiye’den et ve ürünleri konusunda helal serti-fika mecburiyeti getirdiğinde TSE bu meseleyi önüne alıp var olan SMIIC standardına göre denetim ve belgeleme yapmaya başladı. Bize yani Dünya helal gıda birliğine gelince biz kendi standardımızı ilk olarak 2011 yılı şubat ayında yayın-ladık. SMICC standardından sonra kendimizi bu standarda göre revize ettik (uyumlu hale getirdik) . Ar-kasından günlük ihtiyaçlara göre bir kez daha revize ettik ve helal genel standardımıza Eylül 2011‘de son şeklini verdik. Genel standardımıza ek olarak tek tek ürün standardımızı çıkarmaya devam ediyoruz. Dünya üniversitelerinde görev yapan tek-nik personel ve akademisyenler bilgi havuzumuza her gün yeni metotlar ilave ederken Türkiye’de yaşayan bilim kurulu üyelerimiz ürün stan-dartlarını derlemeye ve yazılı metin haline getirmeye devam ediyor. Bu

gün birçok ürün için standardımız mevcuttur. Artık belli ülkelerin standartları ya-nında Ar-ge si olan ve kendi helal standardına sahip bir Türkiye var. Bu standart Türk aydın ve akademis-yenlerinindir. Yani milletindir. Helal belgelendirme konusunda herhangi bir ülkenin temsilcisi ve takipçisi ol-madığımız gibi Türkiye’de bizim dı-şımızda bu sahada faaliyet gösteren kurul, kurum ve şirketlerde bizim rekabet içinde olduğumuz kuruluş-lar değil refiklerimiz ve birbirimizi desteklememiz gereken kuruluşlar-dır. Bu konuda çalışma yapan her şahıs ve kuruluşu yürekten alkışlı-yoruz.Dünya Helal Gıda Birliği’ne mü-racaat eden işletmelerin ürünlerini biz hilesizliği, zararsızlığı ve İslam inancına uygunluğu penceresinden denetliyoruz. Uygunluğu sağlanan ve sürekli denetim altına alınan iş-letmelerin ürünleri Dünya Helal Gıda Birliği garanti kapsamına alı-nırlar. Markayı kullanmayı hak eden işletme adı geçen garanti markasını, ürünlerin etiketlerinde, ambalajla-rında, tanıtım ve reklamında kulla-nabilir.Firmalar yurt dışına alınan belgeler için önceden hangi ülkelere ihracat yapıldığını bildirmelidirler.Üreticimize helalinden bol kazanç-lar diliyoruz.

HELAL GIDA

Page 62: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org62

DÜNYA HELAL GIDA BİRLİĞİ DERNEĞİ

TARİH KENTİSAFRANBOLU’da İDİ

SAFRANBOLU’DA, SAKEM BÜNYESİNDE ÜRETTİĞİMİZ HER ÜRÜN, HELAL GIDA ÜRÜNÜDÜR. HEM İNANÇLARIMIZ HEM DE İNSAN SAĞLIĞINA VERDİĞİMİZ DEĞER, BİZE BU SORUMLULUĞU YÜKLEMİŞTİR”

“ Geçmişe saygının en önem-

li ifadesinin, mimarisine yansıdığı şehirde, maka-

mında ziyaret ettiğimiz Safran-bolu Belediye Başkanı Dr. Necdet Aksoy’la, helal çerçevede bir soh-bet gerçekleştirdik. Şehri ve şehre ait değerleri anlatan Başkan Aksoy, Safranbolu’nun, Osmanlı’nın en zor günlerinde dahi en parlak dönemi-ni yaşayan bir tarih kenti olduğunu söyledi. Başkan Aksoy, “Safran-bolulu olma gururu hepimizindir. Safranbolu, Osmanlıcılığın değil, İslam düşüncesinin ortaya çıktığı ve yaşandığı bir şehirdir” dedi.

Son günlerde, gündemde yerini alan helal gıda konusunda görüş-lerini aldığımız Safranbolu Be-lediye Başkanı Dr. Necdet Aksoy konuşmasına şöyle devam etti. “Biz, ülkemizde gıda terörünün

hangi boyutlara ulaştığını ibret ve hayretle izlemekteyiz. Vicdansız, inançsız ve insafsız ellerin, gelece-ğimize nasıl dinamit koyduklarını, çocuklarımızı gelecekte, hasta ve ve-rimsiz bir yaşam içine sürükledikle-rini görüyoruz. Biz, helal gıda yeme-nin ve içmenin öneminin, çok uzun zaman öncesinden bu yana farkına vardık. Bu bilinçten hareketle, Saf-ranbolu olarak, belediye bünyesinde kurduğumuz (SAKEM) Safranbolu Kültür Eğitim Merkezi’nde ve mil-li kültürümüzün önemli bir parçası olan lokum üretiminde, doğal ve helal gıda normlarına uygun ürün-ler üretmeye ve ürettirmeye özen gösteriyoruz. Yine üzüm üretimi-mize bağlı olarak; Safranbolu’muz-da sirke ve pekmez ile kesme ma-karna üretimimizde de helal gıda kodeksine uyulmasını özenle teşvik ediyoruz. Uluslararası kabul gören bir ulusal tescil kuruluşundan, helal

gıda sertifikası almak bizim hedef-lerimizin başında yer alır. Dünya Helal Gıda Birliği Derneği’ni bu bağlamda yapmış olduğu çalışma-lardan dolayı takdir ve tebrik ediyo-ruz. Ülkemizde önemli bir boşluğun doldurulması yönünde ki her türlü hizmetlerini cani gönülden destek-lediğimizi ifade etmek isterim. Hiç şüphe yok ki insanımız, her alan-da olduğu gibi, gıda konusunda da kaliteli üretim ve kaliteli tüketimi hak etmektedir. Ümit ediyorum ki, yükselen ekonomisiyle son yıllarda dünyada kendinden söz ettiren ve istikrarlı yönetimiyle tüm dünyanın dikkatini çekmiş olan Türkiye, “He-lal Gıda” noktasında da İslam ülke-leri arasında etkin yerini alacak ve bu güne kadar üzerinde durulmayan bu hassas konuyu değerlendirecek ve helal gıda platformunda söz sa-hibi olacaktır.”

Page 63: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 63

Page 64: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org64

İSLAM ÜLKELERİStandardları ve Metroloji Enstitüsü

İslam Ülkeleri Standardlar ve Metroloji Enstitüsü (SMI-IC) İslam İşbirliği Teşkilatı’na

(OIC) bağlı bölgesel bir standar-dizasyon kuruluşudur. OIC üye ülkeler arasında standardların uyu-munu sağlamada ve yenilerini oluş-turmada etkin bir mekanizma aracı olarak SMIIC, OIC çatısı altındaki İslam Dünyasında malzeme, mal ve ürünlerin alış-verişini artırmayı sağlamak için standardların uyum-laştırılmasını, metrolojide ve labo-ratuvar deneylerinde homojenliğin sağlanmasını ve akreditasyon meka-nizmasının tesis edilmesini amaçla-maktadır.OIC, dört kıtaya yayılmış 57 üye ül-kesi bulunan Birleşmiş Milletler’den (UN) sonra en büyük ikinci ulus-lararası teşkilattır. Teşkilat, çeşitli

dünya halkları arasında uluslarası barış ve uyuma katkıda bulunarak Müslüman dünyasının menfaatle-rinin korunmasının sağlanmasında Müslüman dünyasının ortak sesidir. Teşkilat kendi başına Ummeti tek bir vücut haline getirmiş ve son 40 yıldan beri aktif olarak dünyadaki 1.5 milyar müslümanın gönüllerin-deki bütün davaları benimseyerek onları temsil etmektedir.SMIIC, ticaretin önündeki teknik engeleri kaldırmak ve böylelikle Müslüman ülkeler arasındaki tica-reti geliştirmek için üye ülkeler ara-sında standardların uyumluluğunu sağlamayı amaçlamaktadır. SMIIC aynı zamanda standardizasyon ve metroloji alanında OIC ülkelerine eğitim, öğretim ve teknik destek sağlanmasına yardımcı olur.

Page 65: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 65

SMIIC Tarihçesi:İslam ülkeleri arasında standardla-rın uyumlaştırılmasını sağlamada etkin bir mekanizmayı tesis etme fikri 1984 yılında çalışmalarına başlayan İslam Konferansı Teşki-latı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) ilk toplantısına dayanmaktadır. Bu amaçla 1985 yılında kurulan İslam Ülkeleri Standardizasyon Uzmanlar Grubu’nun (SEG) çalışması sonucu oluşturulan SMIIC tüzüğü 1998 yılında 14. İSEDAK toplantısında kabul edilmiştir.SMIIC tüzüğü üye ülkelere ilk kez İSEDAK’ın 04-07 Kasım 1999 yı-lında İstanbul’da gerçekleşen 15. toplantısında sunulmuştur. Tüzük, 10 OIC ülkesinin meclis onayının tamamlanmasından sonra Mayıs 2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir. SMIIC, resmi olarak 02-03 Ağustos 2010 tarihinde Ankara’da yapılan ilk açılış Genel Kurul top-lantısıyla kurulmuştur. SMIIC’in, OIC ülkesi 17 üyesi bulunmaktadır. Yer: SMIIC, OIC’ye bağlı bir kuru-luştur ve merkezi Istanbul’dadır.

Standardizasyon nedir:

Standard, belli bir durumda en uy-gun derecede düzeni amaçlayan, fa-aliyetleri veya sonuçları ile müşterek ve mükerrer kullanım için, kurallar, kılavuzluk bilgileri veya tanımla-malar sağlayan, bir fikir birliği ile oluşturulmuş ve tanınmış bir kuru-luş tarafından onaylanmış bir dokü-mandır.Standardlar teknik uzmanlar ta-rafından yapılır ve en modern/ge-lişmiş teknolojiyi yayarak ürün ve hizmette üstün güvence ve kaliteyi sağlayacak şekilde konuyla ilgili paydaşları tarafından fikirbirliği ile oluşturulur.Standardlar, standard kuruluşu-nun kendisi tarafından değil, çeşitli teknik komiteleri (TC) tarafından geliştirilir. Teknik Komiteler stan-dardizasyonu yürüten ana organlar-dır ve üyeleri temsil eden konunun uzmanlarını içerir ve tamamen gö-nüllülük esasına dayalı bir çalışma-dır. SMIIC’ın şu anda 7 tane TC’si vardır:

Teknik Komite(TC) nedir?Bir Teknik Komite’nin ana görevi belli bir çalışma alanındaki birbi-ri ile ilişkili etkinlikleri göre OIC/

SMIIC Standardlarını geliştirmek ve sistematik olarak gözden geçi-rerek ihtiyaca göre tekrar düzenle-mektir (örnek: TC 1(Teknik Komi-te 1) Helal Gıda konuları).Teknik Komite bir Başkan, Sekreter ve SMIIC üyelerinden oluşur. Ulu-sal delegeler SMIIC üyeleri tarafın-dan belirlenir. Toplantılarda SMIIC üyeleri bir kaç delege tarafından temsil edilir. TC’deki Gözlemciler, SMIIC’e üye olmayan ülkeler, OIC Gözlemci Ülkeler veya o ülkelerde bulunan standardizasyon, metroloji veya akreditasyon alanlarında veya ilişkin konularda çalışan organizas-yonlar olabilirler. Gözlemciler, or-ganizasyonlarının işbirliği tanınmış, TC’de çalışmak istediğini belirtmiş ve iştirak etme hakkını kazanmış olmalıdır.

OIC/SMIIC Standartları:Mayıs 2011 tarihinden itibaren yü-rürlükte olan üç adet OIC/SMIIC Standardı vardır. Bu standardlar OIC üye ülkelerin uzmanlarının oluşturduğu SEG’in dört yıllık yo-ğun çalışmasının ürünüdür. OIC/SMIIC Helal Standardları uygun uluslararası standardları ve İslami Fıkıh kaidelerini de kapsamaktadır.

Page 66: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org66

AkreditasyonKomitesi (AC):Akreditasyon, tüketiciye standard-lara uyulduğunu ve belgelerin doğ-ru bir şekilde verildiğini garantiler. SMIIC’in bağımsız bir akreditasyon komitesi (AC) vardır. AC, OIC’e üye ülkeler arasında akreditasyon sistemini oluşturma çalışmalarını yürütür. AC, akreditasyon belge-lerinin dünya çapında tanınmasını sağlar ve haksız kullanımlara karşı korur.AC, OIC-genelinde güçlü bir ak-reditasyon sistemini oluşturma ça-lışmalarını desteklemek ve OIC ülkelerinde akreditasyon kavramı bilincini geliştirmekten sorumludur. Bu komite, OIC/SMIIC akredite standardlarını uygulama, perfor-mans değerlendirme faaliyetlerinde bulunma ve ilgili belgeleri verme hususlarından sorumlu olacaktır.

Mayıs 2012 SMIIC 3. Genel Kurul toplantısı

Page 67: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 67

HELAL GIDA ve TÜRKİYE

Helal Gıda kavramı İslam toplumları için dini bir kavram. Dinen yasak ol-

mayan gıdalara helal gıdalar deni-lir. İnancımızda haramlar sayılmış, zira sayıca azdır. Helaller ise hayatın daha geniş alanını kapsar. “Helal da-iresi geniştir, keyfe kafidir.”Helal gıda kelimesi gıda güvenli-ğinde bir markadır. Helal gıdada ilk farkındalık oluşturanlar Avustral-ya Müslümanlarıdır. Avustralya’da azınlık durumundaki Müslümanlar kendilerince gıdalara dikkat etmiş-ler, daha sonraları da bu türlü gıdala-rın işaretlenip İslam ülkelerine uzun yıllar ticaretini yapmışlardır. İşte insanın tüketme bilinci ile birlikte Musevi cemaati “Kosher” (İbranice helal demektir) uygulamaya aldılar. Zamanla insanoğlunun dünyada sık yer değiştirmesi, gittikleri yerde ne yemesi gerektiğinin bilinmesi Müs-lümanlar için yasak olmayan gıdala-rın tanınması için bir çalışma haline dönüştü. Gıda güvenliği alanında Helal Gıda çalışmaları Amerika, Rusya, Al-manya, İngiltere, Fransa, İspanya ve Yunanistan’da uzun yıllardır bilinir-

ken, Türkiye’de insanımızın yedi-ğinden emin olması, zaten hepimiz müslümanız düşüncesi, üretici hak-kında hüsn-ü niyet beslenmesi ve de her grup ve topluluğun kendince helal olduğuna inandıkları gıdaya ulaştıklarına inanmaları çalışmala-rın geri kalmasının nedenleridir.Halbuki bu arada Malezya, Endo-nezya ve İran “Helal Gıda” mese-lesini resmi kayıtlarına alıp İslam ülkelerinden de kendilerini tanıyan topluluklar buldular.Malezya’da JAKIM isimli bir ku-ruluş teşekkül etti. Endonezya’da MUI ve İran’da ICRIC bu çalış-maların derlendiği kurumlar olarak ortaya çıktı.Ülkemiz üreticisi ihracatta ihtiyaç oldukça Malezya, Endonezya ve İran’dan yetki almış şirket veya der-neklerle bu ihtiyaçlarını gördü.İslam ülkeleri arasında uzun yıllar yapılan çalışmalar “SMIIC” adın-da bir metroloji enstitüsünün ku-rulmasını netice verdi. Bu merkez İstanbul’da ve başkanı Sn. Hulusi ŞENTÜRK Bey’dir. “SMIIC”ın helal genel standardını 34 İslam ül-kesinin katılımıyla yaygınlaşmasın-

dan sonra; Helal Gıda bir güvenlik markası olarak ilmi çevrelerce tanın-maya başladı. Bu arada Malezya’dan, Endonezya’dan ve İran’dan hatta İngiltere’den yetkilenmiş kişi ve ku-ruluşlar sertifika çalışmalarına baş-ladı.Resmi kurum olarak TSE’de “SMIIC”ın standardını kullanmaya ve ihtiyaç duyulan üreticiye yardım-cı olmaya başladı. Merkezi Bursa’da olan Dünya He-lal Gıda Birliği Derneği dünyada ilk standart (1502) çalışmalarının yapıldığı bu şehirden denetlenebi-lir, sorgulanabilir bir gıda güvenliği çalışmasının helal genel standart-la neticelendiğini duyurdu.SMIIC standardının netleşmesi ile birlikte Dünya Helal Gıda Birliği de aynı standardı uygulamaya başladı.Helal Gıda Kavramı; Gıda, ürün ve hizmetlerde helallik ile başlayan bir gıda güvenliği markasıdır. İnsanımı-za maddi manevi faydalar getirme-sini dilerim.

Ahmet GELİRDünya Helal Gıda Birliği Genel Başkan Yrd. Sistem Genel Koordinatörü

Page 68: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org68

Rusya Federasyonu,

Tataristan Cumhuriyeti’nde

Rusya Federasyonu coğrafya-sının hemen hemen 25-27 milyon nüfusu müslüman.

Ve bu rakam her geçen gün artışını göstermektedir. Ve doğal olarak bu nüfus helal gıdaya ihtiyaç hisset-mektedir. Daha 2002-2004 yılla-ra kadar bu ihtiyaç dışarıdan ithal mallarla giderilmiştir. 2005 yılında ise Tataristan Diyanet İşleri başkan-lıgı nezdinde Helal hayvan kesimi ve gıda temini için organize yapmak üzere Tataristan Müftüsü önerge-siyle Helal komite kurulmuştur. Bu komitenin müslümanlara çok büyük yarar sağladığı görülerek komiteye çok büyük ilgi gösterilmeye başlan-dı. 2009 yılına kadar komitenin ele-manları kasap kasap dolaşarak üre-ticileri helal malzemeleri üretmeye (et ve piliç fabrikaları,ekmek fabri-kaları, peynir fabrikaları, kozmetik sanayi v.s.) gibi firmalar ve şirketler dolaşıldı. Bazı iş adamları dalga ge-çerek geri çeviriyorlardı elemanları-mızı.

Şu anda duruma baktığımız zaman şunu görebiliriz:Üreticiler kendilerileri sıraya di-zilerek komiteye gelmeye başladı-lar. Önemli hususlardan biri de şu: Rusya’da yaşayan gayr-i müslmle-rin %80’i helal gıdayı tüketiyorlar. Çünkü helal artık kalitenin en üstü olarak tanımlanmaya başlandı. Ta-taristan Diyanet İşleri başkanlığı nezdinde şu anda yaklaşık 60 şirket helal kesim ve gıda malzemelerini üretmektedir. Helal gıda üreten fabrika ve iş sa-hiplerin çoğu müslüman değiller. Buna rağmen ilk olarak ta maddi çı-karları ve kaliteli ürün üretimini ön plana alıyorlar. Domuz fabrikaları sahiplerin bazıları domuz üretimi-ni tamamen bitirerek (çünkü artık az tüketilmeye başlandı bu et türü) helal üretime geçildi. Bir de komi-tenin çok israrla üstünde durduğu meselenin biri de şu: helal ile haram asla ve kesinlikle bir arada olmaz ve olamaz da.Bizim çalışmalarımızı Tavuk fabri-

kası misalinde göstermek isterim:. Fabrika sahibi helal komiteye res-mi olarak muracaatta bulunuyor. Dilekçe yazılıyor. Helal komite yetkilisi fabrikaya denetim yapmak üzere gidiyor. Tavukların nasıl gir-diğini, besmele ile elle kesildiğini, tüylemesini, ve diğer işlemler nasıl yapılması gerektiğini eğitimini ya-pıyor ve kesim için eleman ayarlıyor. Tavuk kesimi sayısına göre eleman ayarlanıyor müslüman olanlardan. Bundan sonra fabrika sahibi eğer bu şeraitlere uyuyorsa. Müfettiş elema-nımız tutanak tutuyor ve Helal ser-tifika veriliyor. Helal kesim yapılan her gün elemanımız kontrolü ger-çekleştiriyor.Şu anda Rusya’da 77 müftülük bu-lunmaktadır. Ve her müftülük nez-dinde helal komite açılmasını öneri-yoruz. Bu durumda bütün Rusya’da tek bir helal sertifika olsun istiyo-ruz.Büyük müftüler de bizi destek-liyorlar.

DHGB Tataristan Temsilcisi

İrek Muhammed ZİGANSHİN

Page 69: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 69

Page 70: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org70

İnsanımızınBilgi veBilincine Göre

Seçiciliği de Gelişti…

Türkiye gibi gıda üretiminde sanayi ve teknolojiyi yakala-yan ülkeler gıdalarda ortaya

çıkabilecek problemleri de önceden planlamaya başladı. Gıda üretimi tarla, çiftçi ve emek yanında labo-ratuarlarla yeni bir döneme girdi. Katkı maddeleri üretim prosesin-deki farklılığı getirdi. Tüketici ko-runmasız duruma düştü. Bu nokta-dan itibaren tüketicinin korunması, kaliteli gıdanın üretilmesi, güvenilir gıdanın aranması tanımı ve onayı yani tarafsız bir kurulun görevini zorunlu kıldı.Güvenilir gıdaların etiket ve amba-lajından belli olmaması sonucu tü-ketici bilincine problem oluşturun-ca Bursa’da bir grup bilinçli tüketici bir araya geldik ve ‘Helal Marketler’ adıyla sadece helal sertifikalı ürün-lerin satıldığı bir market çalışması yaptık. Bu anlayışa göre gıdalar hi-lesiz olmalı, Zarasız olmalı, inanç hassasiyetimize zarar verecek katkı maddesi üretim prosesi olmamalı. Bütün bu çalışmalar tüketiciyi gü-venilir gıda ile buluşturacaktır. Bu çalışmalarla hatalı ve zararlı gıda

üretim şekillerini raflardan uzaklaş-tırmayı hedefledik. Böylece temiz, sağlıklı ve inancımıza uygun gıda üretimi mevcut. Ülkemizde dünya ile her yönden rekabet edebilecek müteşebbislerimiz az değil. Ancak bunların tanıtılması ve ürünlerinin bir adım öne alınması gerekiyor. Bütün çalışmalarda haksız rekabe-te neden olacak davranışlarından kaçınmak ve markalara zarar geti-recek bir faaliyete girmek gerekiyor elbette…Helal marketlerde ürün yelpazesi tabi ki gıda ağırlıklı sucuk, salam, sosis, süt ürünleri, un, yağ, gibi an-cak gıda dışı ihtiyaç maddeleri hat-ta kozmetik de deneti m hattından sonra rafta yer alabilecek ürünler-dendir.İnsanın bilgisi bilinci değişirken, bu bilinç gıda da özellikle farkındalığı ortaya çıkarıyor. Ne yediğini bilmek isteyen insan; emin olduğu güveni-lir gıdayı tüketiyor…Daha iyiye, daha güzele ve kaliteye ulaşmak ve dünyada kendi insanını zararlardan koruyan ülkeler safında yer almak dileğiyle.

Neye ulaşabildiği ise onu tüketen anlayışı yerine neyi tüketme-liyim ki doğru tüketici olayım anlayışı doğ-du.

Page 71: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 71

Page 72: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org72

Bursa’da 1982 yılından iti-baren sağlıklı, hijyenik ve kaliteli ürünleri vatandaşla-

ra ulaştıran BESAŞ, kepekli, tam buğday, çavdar, ay çekirdekli, tam tahıllı, zeytinli, mısırlı, haşhaşlı, rol ekmek ve rol tuzsuz ekmekten olu-şan çeşit ekmek ürün portföyüne köy ekmeğini de ekledi. BESAŞ’ta üretilen ve 600 gramlık poşetli köy ekmeği 1 TL’den satışa sunuldu.BESAŞ Genel Müdürü Musta-fa Bektaş, kaliteli ekmeği en sağ-

lıklı şekilde halka ulaştırdıklarını belirterek, “Günümüzde geçmiş alışkanlıklarımızı ve eski damak tatlarımızı özlüyoruz. Eskiye dair karşılaştığımız tatlar, bizleri mutlu ediyor. BESAŞ olarak bu fikirden hareketle eskiye dair damak tatla-rımızdan köy ekmeğini bugüne ta-şımayı istedik. Kırsal kesimden göç eden vatandaşlarımızın memleket özlemini köy ekmeğiyle dindirelim istedik” dedi.

KALİTELİ EKMEĞİ UYGUN ÜCRETLERLEVATANDAŞLARLA BULUŞTURAN BESAŞ’IN,

YENİ ÜRÜNÜ OLAN

KÖY EKMEĞİTÜKETİCİLERDEN YOĞUN İLGİ GÖRÜYOR.

Bursa Büyükşehir Belediyesi iştirakle-rinden Bursa Ekmek ve Besin Sanayi A.Ş. (BESAŞ), zengin ürün yelpazesine eklediği köy ekmeklerini tüm BESAŞ bayilerinde satışa sunuyor

BESAŞ’TAN GELENEKSEL LEZZETLER

Page 73: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 73

Doğal mayayla üretiliyorKöy ekmeği BESAŞ’ta, tamamen doğal ekşi mayalı buğday unu kulla-nılarak üretiliyor. Endüstriyel maya ve hiçbir gıda maddesi kullanılma-dan tamamen sağlıklı koşullarda üretilen köy ekmeği özellikle ço-cuklar için besleyici oluşuyla dik-kati çekiyor. Katkısız olmasının ve doğallığının yanı sıra köy ekmeği kansızlığı önlemede, kolesterolü düşürmede, hamile ve emzikli ka-dınların beslenmesinde, bazı doğum kusurlarının engellenmesinde, bağı-şıklık sistemini kuvvetlendirmede, öğrenme ve algılama yeteneğinin gelişmesinde, dişeti ve kemik geli-şiminde, fiziksel gelişimde, işgücü kapasitesini arttırmada, kabızlık, hemoroid ve bağırsak kanserinin önlemesinde etkili olmasından do-layı tercih ediliyor.

Helal Gıda sertifikasıNüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de halkın özellikle gıda sektöründe faaliyet gösteren fir-malarda kalite ve hijyenin yanında inanç kriterlerine de önem verdiği-ni belirten BESAŞ Genel Müdürü Mustafa Bektaş, Helal Gıda Serti-

fikasının da bu beklentiyi koyduğu standartlarla karşılamaya çalıştığını söyledi. Helal gıda standartlarına göre İslamiyet’e ve insani gerekle-re uygun her ürün için bir sertifika türünün belirlenmekte olduğunu, bu hususta üretici ve tüketicinin ortak bir zeminde buluşmasının hedeflendiğini belirten Bektaş, “Bu doğrultuda, Helal Gıda Sertifika-sı alımı için şirket olarak TSE’ye müracaatta bulunduk. TSE tara-fından, 6 ay boyunca işletmemizde gerekli incelemeler yapıldı. Ürünün ham maddeden başlayarak ma-

mul madde aşamasına kadar bütün proseslerinin, ürün bileşiminde bu-lunan bütün maddelerin ve katkı maddelerinin gerek menşei, gerek temin biçimi ve yolları, gerekse te-min kaynağı bakımından İslamiyet’e ve insani kriterlere uygun olduğu, iyi üretim uygulamaları (GMP), iyi hijyen uygulamaları (GHP) ve HACCP şartlarının sağlandığı tes-pit edildi. Kullanılan tüm hammad-de ve yardımcı malzemeler ile ilgili analiz sonuçlarının olumlu çıkması doğrultusunda, komisyon kararı ile Helal Gıda Sertifikası alımı gerçek-leşti” dedi. Üniversiteye Ar-Ge merkeziGünlük 334 bin adet üretim kapa-sitesine sahip olan ve kapasitenin yüzde 76’sını kullanılarak her gün 230 bin ekmeği tüketiciyle buluştu-ran BEŞAS, aynı zamanda Uludağ Üniversitesi Görükle kampüsü için-de Ar-Ge merkezi kurma çalışma-larına hız verdi. Tesisin kurulacağı alan belirlenirken, üretim merkezi kurulması ile ilgili tüm makine ve teçhizat çalışmaları tamamlandı ve otomatik üretim hattı siparişi veril-di.

BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİBASIN VE HALKLA İLİŞKİLERŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

Page 74: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org74

Lezita, “Hayatın Lezzeti” Lezita olarak, Türkiye’de yem sektörünün öncü ve lider kuruluşu ABALI-OĞLU Grubu güvencesi ile tüke-ticisiyle buluştuğu 2006 yılından bu yana ülkenin en büyük ve modern tesisi konumuyla faaliyetlerini sür-dürüyor. Pazara girdiği ilk yıl piliç eti pazarından yüzde 3.2 pay alır-ken, 2011 yılı sonu itibariyle pazar payını yüzde 6,5’in üzerine çıkaran Lezita, bağlı olduğu ABALIĞLU Grubu’nu ciro bazında yüzde 31 gibi çok önemli bir oranda büyüte-rek, sektöründe üçüncülükten ikin-ci sıraya yükseltti. Beş yılda kalitesi, hijyeni, lezzeti ve ürün çeşitliliği ile sektörün önde gelen markaları ara-sındaki yerini almış bulunan Lezita, şimdi de, Lezita Fabrikası Kame-ra Sistemi sayesinde helal, kaliteli ve hijyenik koşullardaki üretimini, tüm Türkiye’ye sunuyor. Lezita’nın üretim ve kesim hattı 7 gün 24 saat boyunca www.lezita.com.tr adre-sinden canlı olarak izlenebiliyor.

24 saat üretim tesisi canlı yayını Lezita’nın güvenilirliğini bir kez daha kanıtlıyorLezita’nın kuruluşundan bu yana kendi faaliyet alanının lider mar-kalarından biri olmak için yatı-rımlarını aralıksız sürdürdüğünü vurgulayan ABALIOĞLU Gru-bu Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda Satış-Pazarlama Grup Başkanı Ender Abalıoğlu: “Geçen beş yıl içerisinde, Lezita tesisimize, araş-tırma ve geliştirmeyi destekleyen, gıda güvenliğini gözeten nitelikte miktarı milyon dolarları aşan ya-tırımlar yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Lezita Fabrikası Kamera Sistemimiz, bu yatırımlarımızın en yeni ve yenilikçi örnekle-rinden biri. 24 saat canlı yayın yapan sistemimiz aracılığıyla helal kesim şartlarının tümü-nü eksiksiz yeri-ne getirdiğimizi, kalite ve hijye-nik koşullardaki

Helal kesim veüretim kalitesinegüveniyor,tesisini

24 saatcanlı yayınile tüm Türkiye’yeaçıyor

Kurulduğu 2006 yılından bu yana Türkiye piliç eti pazarının ilk üç markasın-dan biri olma hedefine yönelik miktarı milyon dolarları aşan yatırım-lar yapan Lezita, üretim tesisini 7 gün 24 saat boyunca canlı olarak tüm Türkiye’ye izletmek için sektörde bir ilke imza ata-rak yeni kamera sistemi yatırımını devreye soktu. Uluslararası alanda ge-çerliliği olan “Helal Gıda Kesim Belgesi”ne sahip olan Lezita, bu yenilikçi uygulamasıyla helal kesim şartlarının tümünü eksik-siz olarak yerine getirdiği-ni bir kez daha kanıtlıyor, kalitesini ve hijyenik ko-şullarını şeffaf bir şekilde tüketicisiyle paylaşıyor.

Page 75: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 75

üretimimizi, bayilerimiz, çalışanla-rımız ve tüm Türkiye’ye sunmanın heyecanını yaşıyoruz. Başta Helal Gıda Sertifikası olmak üzere sahip olduğumuz tüm ulusal ve uluslara-rası standartlarda geçerliliği olan sertifikalara ek olarak, ileri teknoloji eseri yeni yatırımımız ve yenilikçi uygulamamız ile sektörümüzde fark ve üstünlük yaratmaya devam ede-ceğiz” dedi.

Lezita’nın helal kesimi ve hijyenik üretimi bir tıkla ekranlardaUluslararası alanda geçerliliği olan “Helal Gıda Kesim Belgesi”ne sa-hip olan Lezita, hayvan refahına gösterdiği titizliği kesim aşama-sında da en üst düzeyde uyguluyor. Lezita üretim tesislerinde piliçlerin tümü uzman veteriner hekimlerin kontrolünde tamamen elle kesiliyor. Lezita 24 saat canlı yayın sistemi sayesinde site ziyaretçileri, üretim ve kesim hattı görüntülerine tıklaya-rak, taze piliç eti, ileri işlenmiş ürün üretimi ve kesim operasyonlarını 7 gün 24 saat boyunca takip edebi-liyor. Lezita’nın son derece şeffaf yeni uygulaması bayi ve çalışanlar açısından iş takibini kolaylaştırıp, güvenliği artırırken, tüketicilere de Lezita’nın güvenilirliğini bir kez daha kanıtlıyor.

Rakamlarla Lezita Fabrikası• 2006’da piliç eti pazarından alınan pay 3.2 iken, 2011 yılı sonu itibariy-le bu oran 6.5’in üzerine çıktı.• 2006 yılı satışları, beş yılda yüzde 250 artırarak 2011’de 106 bin tona ulaştı• İleri işlenmiş ürün satışları beş yıl-da yüzde 670 artarak 2011 yılı so-nunda 8 bin 500 tona ulaştı.• Lezita Entegre Et Tesisi’nde yapı-lan kapasite artırımları ile saatte 12 bin olan piliç üretim kapasitesi 24 bin adede çıkarıldı. • Kapasite artırımı ile ileri işlenmiş ürün grubunda 1.200 ton/ay olan kapasite 4.400 ton/ay’a yükseldi. • Lezita’nın 2012 yılı piliç eti hedefi %27 büyüme ile 135 bin ton. • İşlenmiş ürün grubunda 2013 yılı satış hedefi, 2011 yılına göre iki kat artışla 18.000 ton.• Abalıoğlu Grubu önümüzdeki üç yıllık süreçte ihracat kanalında her yıl en az yüzde 50 oranında büyü-meyi hedefliyor.

ABALIOĞLU Grubu hakkındaABALIOĞLU Grubu, 1969 yılın-da Denizli’de kurulan fabrikası ile ülkemizin ilk özel sektör yem kuru-luşu olarak faaliyetlerine başlamıştır. Pazar lideri olduğu yem sektörünün yanı sıra tarım ve hayvancılık ve gıda sektörlerinde sürdürdüğü fa-aliyetleri ile sağlıklı gelişmesini ve

öncü yatırımlarını sürdürmek-tedir. ABALIOĞLU Gru-

bu, 2011 yılında elde et-tiği 922 milyon TL’ye

yakın üre-

timden satış rakamı ile ISO 500 listesinde 72. sırada yer almıştır. Fa-aliyet alanına göre kendi iş kolunda bir basamak yukarı çıkarak ikinci sıraya yükselmiştir. Ege Bölgesi Sa-nayi Odası’nın (EBSO) yıllık ola-rak açıkladığı en büyük 100 sanayi şirketi listesinde de, 2011 yılında yine ilk 10 şirket arasına girmiş ve 8. sırada yer almıştır. ABALIOĞLU Grubu, geçen 42 yıl içinde açtığı tüm tesislerde 2000’e yakın kişiye istihdam olanağı sağlayarak, ülke ekonomisi için önemli bir değer yaratmıştır. ABALIOĞLU Grubu, Türkiye’nin ekonomik büyümesine katkıda bulunmak, sanayinin gelişi-mine destek olmak, sektörün çağdaş seviyeye ulaşmasına öncülük etmek, istihdamı artırmak ve gençlere gü-zel bir gelecek sunmak hedefiyle çalışmalarını sürdürmektedir. Daha ayrıntılı bilgi için: www.abalioglu.com

Lezita hakkında Yem sektöründe Türkiye’nin ilk ve lider firması olan Abalıoğlu 2006 yılından bu yana, kırk yıllık sanayi ve girişimcilik tecrübesini gıda sek-törüne Lezita markası ile taşımak-tadır. Toplam 100.000 metre karelik alanı ile ülkemizin en büyük, üre-timde geliştirilen en son teknoloji-lere sahip ve en hijyenik Et Entegre Tesislerinden biri olan Lezita, top-lum sağlığındaki büyük sorumlulu-ğunun bilinci ile, sağlık ve hijyen kavramlarını yaşam felsefesi haline getirmiş ve üretim tesisinden pazar-lama zincirlerine kadar her aşamada kaliteyi en üst seviyeye çıkartmıştır. Bu misyonla faaliyetlerini AB kri-

terleri doğrultusunda sürdüren Lezita’da bio güvenlik önlem-

leri her noktada en üst seviye-de uygulanmakta ve Lezita sahip olduğu son tekno-lojilerle sektörde farklılık ve üstünlük yaratmaktadır. Daha ayrıntılı bilgi için:www.lezita.com.tr

Page 76: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org76

Denetimlerden önce bu üre-tim yerlerinde, DHGB OIC/SMIIC 1 Helal Gıda

Standardına uygun helal yönetim sisteminin kurulması ve işler hale getirilmesi gerekmektedir. Firma, Helal El Kitabı Uygulama Kıla-vuzuna göre sistemi kendisi ya da DHGB tarafından tanınan kişi ya da kuruluşlardan danışmanlık ala-rak kurdurur. Bunlar mümkün ol-madığı takdirde, belirli ücret karşı-lığında Ön denetimle eksikliklerin tespit edilmesi ve bunların firma tarafından giderilmesi yoluyla de-netime hazır hale getirilir. Belgelenecek işletmelerde sistem kurulumu ve belgelendirme iş-lemleri aşağıdaki şekilde gerçek-leştirilir:• Firmada, Helal, temiz ve sağlıklı gıda güvenliği ekip lideri ve ekibi oluşturulur.• Gıda üretim prosesindeki perso-nele Helal, temiz ve sağlıklı gıda güvenliği sistemi ile ilgili eğitim verilir.

• Helal, temiz ve sağlıklı gıda gü-venliği el kitabı hazırlanır• Prosedürler belirlenir• Talimatlar oluşturulur• Akış şemaları belirlenir• Ürün içerikleri• Kalite planları çıkarılır• Formlar hazırlanır • Tedarikçi firmaların değerlendi-rilmesi yapılır• İhtiyaç durumunda laboratuar analizine başvurulur ve sonuçlar değerlendirilir. • Standardımız ve işletmenizin sis-temi birbiri ile uyumlu hale getirilir.• İç denetimler gerçekleştirilir. • Sistemin kurulumu bittikten son-ra yetkili kişi (Helal yönetim tem-silcisi) gerekli olan resmi evrakları (Ruhsat, üretim izinleri, vs.) ve do-kümanları (Helal el kitabı, proses, prosedür, iş akım şamaları, sertifika talep edilen ürünlerin markaları ile birlikte isim listesi, vs.) belgelendir-me kuruluşuna denetimden 10 gün önce gönderir.• Belgelendirme kuruluşu dokü-

Belge almak isteyen firmalar öncelikle www.dunyahelalgidabirligi.org sitesindeki veya gönderi-lecek olan Firma Başvuru Bilgi Formu nu doldurup info@ dunyahelalgidabir-ligi.org adresine gönde-rirler.Firma Başvuru Bilgi For-mu, DHGBD tarafından in-celenerek belgelendirme teklifi ve sistem kurulumu için Helal El Kitabı Uygu-lama Kılavuzu gönderilir. Teklifte mutabık kalındığı takdirde belgelendirme sözleşmesi imzalanarak çalışmalara başlanır.

DHGB OIC/SMIIC 1 STANDARDI İÇİN

BAŞVURU,SİSTEM KURULUMU VEBELGELENDİRME AŞAMALARI

Page 77: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 77

manları inceler ve denetim tarihini firmaya bildirir. • Denetim , yetkilendireceğimiz en az iki kişi tarafından DHGB OIC/SMIIC 1 Helal Gıda Standardına göre yapılır, sonuçlar rapor edilir ve Denetim Kuruluna sunulur.• Denetim sonuçları, Denetim Ku-rulunda değerlendirilerek, Değer-lendirme ve Belgelendirme Üst Ku-ruluna sunulur.• Değerlendirme ve Belgelendir-me Üst Kurulunun vereceği karar olumlu ise sertifikalar düzenlenir, olumsuz ise eksikliklerin giderilme-si için dosya iade edilir. • Düzenlenecek sertifikada her ürün/ürün grupları markası ile bir-likte ayrı ayrı belirtilir ve geçerlilik süresi 1 yıldır.• Sertifikalar isteğe bağlı olarak Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak düzenlenebilir.• Yıl içerisinde ihtiyaca göre gerekli sayıda haberli veya habersiz ara de-netimler yapılır.• Ara denetimlerdeki denetçi rapor-

larına göre; Değerlendirme ve Bel-gelendirme Üst Kurulunun kararı ile belgeye askıya alma veya İptal kararı alınabilir. • Bir yıllık süre sonunda belge yeni-leme denetimi gerçekleştirilir.

Sistem Gnl.Koord.Ahmet Gelir

Page 78: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org78

Gıda Katkı Maddeleri Reh-beri” kitabı ile Avrupa’da ve Türkiye’de yakından

tanınan Harun ŞİMŞEK, “A’dan Z’ye Hayvansal Kaynaklı Gıda Katkı Maddeleri” ve “Alkol İçeren Yiyecek ve İçecekler” isimli iki yeni kitabıyla yeniden okuyucusuyla bu-luştu. Lemi Yayınlarından çıkan bu iki ki-tap özellikle insanımızdan tükettiği gıda maddelerinin muhteviyatıyla alakalı geniş bilgiler vermektedir. Yazar, teknik ifadeler yanında, her-kese hitap etmek adına sadeleşti-

rilmiş bir üslupla yazdığı eserlerini, görsellerle süslemiş bir şekilde kar-şımıza çıkıyor.

Kitabı temin etmek isteyen okuyu-cularımız;www.lemiyayinlari.com,www.helal-gidalar.com,www.SFQS.de veyaDerneğimiz genel merkezindentemin edebilirler.Yazarımıza yayın hayatında başarı-lar dileriz.

“A’dan Z’yeHayvansal KaynaklıGıda Katkı Maddeleri”

ve

“Alkol İçerenYiyecek veİçecekler”

DÜNYA HELAL GIDA BİRLİĞİAVRUPA KORDİNATÖRÜGıda Yüksek Mühendisi

HARUN ŞİMŞEK BEY’denİKİ KİTAP BİRDEN

Page 79: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 79

Page 80: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org80

THE STANDARDS ANDMETROLOGY INSTITUTE FOR ISLAMIC COUNTRIES

The Standards and Metrol-ogy Institute for the Islamic Countries (SMIIC) is a re-

gional standardization organization affiliated to the Organisation of Is-lamic Cooperation (OIC). SMIIC as a sound mechanism for harmoni-zation of standards among the OIC countries and for the preparation of new ones, aims at realizing harmo-nized standards, achieving uniform-ity in metrology, laboratory test-ing and establishing accreditation schemes for the purpose of expedit-ing exchange of materials, manu-factured goods and products in the Muslim World under the umbrella of the OIC. OIC is the second largest inter-governmental organization after the United Nations, which has the

membership of 57 states spread over four continents. The Organization is the collective voice of the Muslim world, ensuring to safeguard and protect the interests of the Muslim world in the spirit of promoting international peace and harmony among various people of the world. The Organization has the singular honour to galvanize the Ummah into a unified body and for the last forty years has actively represented the Muslims by espousing all causes close to the hearts of over 1.5 billion Muslims of the world.SMIIC aspires by realizing har-monized standards throughout the Member States to eliminate techni-cal barriers to trade, thus develop-ing trade within Muslim countries. SMIIC will also aid in providing

EN

Page 81: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 81

education and training, technical assistance to the OIC Members in the domain of standardization and metrology.

History of SMIIC The idea to establish a sound mech-anism for the harmonization of standards among Islamic states can be traced back to the 1st Meeting of the Economic and Commercial Cooperation Standing Committee (COMCEC) of OIC in 1984. The Standardization Experts Group for Islamic States (SEG) which was es-tablished in 1985 for this purpose worked to this end and its work led to the approval of the SMIIC Stat-ute at the 14th COMCEC Meeting in 1998. The Statute of SMIIC was first sub-mitted to the member states for its signature during the 15th COM-CEC Meeting held in Istanbul, Republic of Turkey, on November 04-07, 1999. The Statute entered into force after fulfilling the ratification require-ment of 10 OIC member states on May 2010. SMIIC was officially established with the inaugural First General Assembly Meeting of

SMIIC held in Ankara, Republic of Turkey on 02-03 August 2010. Currently SMIIC has 17 members from OIC member states.Location: SMIIC is an affiliated or-gan of the OIC and the headquar-ters is located in Istanbul, Republic of Turkey.

What is Standardization :A standard is a document, estab-lished by consensus and approved by a recognized body, which pro-vides for common and repeated use, rules, guidelines or characteristics for activities or their results, aimed at the achievement of the optimum degree of order in a given context.Standards are made by technical ex-perts and are reached by consensus among its stakeholders ensuring a high level of safety and quality of goods and services while simulta-neously expanding state-of-the-art technology.Standards are not developed by the standardization organization itself. Standardization is handled by vari-ous technical committees (TCs). The TCs are the key bodies that drive the standardization and com-prise experts from the members and

are a completely voluntary effort. SMIIC has seven (7) TCs.

What is a Technical Com-mittee (TC)? The primary duty of a TC is the development and systematic main-tenance of the OIC/SMIIC Stand-ards according to related activities within a particular scope of work (e.g.: TC 1 Halal Food Issues, etc.). A TC is composed of a chairman, a secretary and SMIIC members. The national delegations are desig-nated by the SMIIC members. At meetings SMIIC members are rep-resented by a number of delegates. Observers in the TC may be Non-Member States of SMIIC, Observ-er States of OIC and Organizations working on related issues or areas of standardization or metrology or accreditation in Member States. Observers from organizations that have been granted liaison, having indicated that they want and been granted the right to participate in the TC.

OIC/SMIIC Standards:There are currently three OIC/

Page 82: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org82

SMIIC Standards which have been effective since May 2011. These standards are a product of four years of hard work (from 2007) of SEG which was composed of experts from OIC member states. The OIC/SMIIC Halal Standards encompass both relevant international stand-ards and Islamic Fıqh regulations.

The AccreditationCommittee (AC) : Accreditation ensures to the con-sumer that standards have been adhered to and certificates issued appropriately. SMIIC has an inde-pendent Accreditation Committee (AC). AC is the unit carrying out activities aimed at the establishment of an accreditation scheme amongst the OIC Member States. AC shall provide the world wide recognition of accreditation certificates and pro-

tect against unfair uses.AC is responsible for supporting actions for establishing a sound ac-creditation system OIC-wide and raise awareness of the accreditation concept within the OIC Member

States. This Committee shall be re-sponsible for implementing OIC/SMIIC accreditation standards, performing peer assessment activi-ties and issuing related certificates.

May 2012, SMIIC 3rd General Assembly Meeting

Page 83: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 83

Glutamic acidmiscellaneous – flavour enhancers.mushbooh, halal if it is from plant protein, haraam if it is from pig pro-tein.Monosodium glutamate (msg) .miscellaneous - flavour enhancers. mushbooh, halal if all ingredients including culture media to grow culture from halal source, haram if media culture from halal source, haram if media is from pork fat.

Monopotassium glutamate.miscel-laneous - flavour enhancers .mush-booh, halal if all ingredients includ-

ing culture media to grow culture from halal source, haram if media is from pork fat.Calcium glutamate.miscellaneous - flavour enhancers. Mushbooh, halal if all ingredients including culture media to grow culture from halal source, haram if media is from pork fat.Sodium guanylate miscellaneous - flavour enhancers halal.sodium inosinate. Miscellaneous - flavour enhancers. Mushbooh.sodium5 - ribonucleotide.miscel-laneous - flavour enhancers.mush-booh.

maltol.miscellaneous - flavour en-hancers.mushbooh, halal if no al-cohol is used in the process ethyl maltol.miscellaneous - flavour en-hancers.mushbooh, halal if no alco-hol is used in the process.

Flavour enhancers are food additives commonly added to food and designed to enhance the existing flavours of products. In western cultures, the 5th taste or umami went unrecognized for a long time. It was believed that flavour enhancers did not add any new taste of their own. It is now understood that these substances activate taste receptors for umami, and thus add this taste to products

FLAVOUR ENHANCERS

(E620- 650)

Page 84: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org84

WORLD HALAL FOOD ASSOCIATION ATTENDEDto GENERAL ASSEMBLY of SMIIC on 3-4 MAY 2012

17 permanent and 13 observers member State be situated in

meeting.Furthermore World Ha-lal Food Association participated in meeting as non-governmental organization representative.World

Halal Food Association was rep-resented by president of supervi-sory board mr.Ekrem ATAR and cosmetics and cleaning products committee president Mr. Ahmet TURĞUT

4.The General As-sembly of Standards and Metrology Ins-titute for Islamic Countries was per-formed in Istanbul Dedeman hotel.

EN

ARAB

Page 85: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 85

EN

ARAB

The panel of Halal FoodAt the panel , Mr.Ahmet Gelir and Mr.Hamdi DÖNDÜREN talked about that Turkey have started gi-

ving Halal certificate and Turkish Standards Institute giving Halal certificate (TSE)

The panel of Halal Food performed by Turkish Stan-dards Institute and World Halal Food Association on 29 may 2012

Page 86: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org86

Author Mehmet Ali BULUTwas the visitor of WHFA.

BLOOMBERGHT hosted World Halal Food Association on a live broadcast

Recently, Mehmet Ali BULUT have attracted at-tention with book of “Can Boğazdan Çıkar”.

Mehmet Ali BULUT gave a seminar on nutri-tion according to blood groups on 17 March 2012 Mr.Mehmet Ali BULUT gave briefing about a bal-anced and healthy diet. Audience found answer to their questions they wonder.

BLOOMBERGHT is a economy channel. BLOOMBERGHT invited us to live broad-

cast since World Halal Council will move in Turkey. On the broadcast, Mr.Ahmet Gelir informed peo-ple about that the World’s first standard works were done in 1502 in Bursa and Center of SMIIC is in Istanbul.

EN

EN

ARAB

ARAB

Page 87: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 87

YOUTH TRAINING AT THE CITY VOLUNTEERS YOUTH CAMP

ART OF SCIENCE FOUNDATION HALAL FOOD CONFERENCE WAS HELD

The center of ART OF SCIENCE FOUNDATION is İstanbul.The confer-

ence of “Turkey and the World Halal Food studies “ was made in conference hall of Civili-zation Surveys .Particularly, speakers explained the effects of industrial-type food production to the human body.

EN

EN

ARAB

ARAB

Page 88: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org88

The center of ART OF SCIENCE FOUNDA-TION is İstanbul. The conference of “Turkey and

the World Halal Food studies” was made in confer-ence hall of Civilization Surveys. Particularly, speakers explained the effects of industrial-type food produc-tion to the human body. Food Committee members of BUGİAD came together with luncheon meeting. The members was came together with The orginizer

of BUGİAD.WHFA said that ‘We understand from a reliable food; food should be halal, healty, safe and it should be pro-duced in a hygienic environment.For the next genera-tions, as WORLD HALAL FOOD ASSOCIATION, we support all projects that can be applicable, beneficial, halal and legal.

ART OF SCIENCE FOUNDATIONHALAL FOOD CONFERENCE WAS HELD

EN

ARAB

Page 89: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 89

BURSA hosted Bosniaks

A committee from MATED was in Bursa

Bosniaks that came from America, Canada and Australia to Turkey and were hosted by İNSİ-AD in İnegöl and they praised Turkey.

MATED is prestigious association in Manisa. MATED visited WORLD HALAL FOOD AS-SOCIATION in order To support their own regions informing and awareness raising activities .

EN

EN

ARAB

ARAB

Page 90: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org90

Page 91: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 91

Page 92: HELAL GIDA DERGİSİ

www.dunyahelalgidabirligi.org 92