elbirliği sayı:13

88
1 3 2014 SAYI: .

Upload: eminevim

Post on 05-Apr-2016

250 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

Page 1: elbirliği sayı:13

132014

SAY

I:

..

Page 2: elbirliği sayı:13
Page 3: elbirliği sayı:13

1

Page 4: elbirliği sayı:13

2 İçindekiler

132014

SAY

I:

EMINEVIM’DEN HER AY

AILEYE..

TAPU TESLIMI

Yıl: 2014 Sayı: 13

Evim Evim Emin Otomotiv İletişim Org.Paz. San. Tic A.Ş. adına sahibi

A. Emin Üstün

Editör ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:Gökhan Zafer

İçerik:Gökhan Zafer, A. Cemil Şişman

Yunus Aygen, Ekrem OrcanSümeyra Orhan

Hukuk Müşaviri:Av. İsmail Tuğrul

İletişim:Kısıklı Cad. No: 36 Altunizade

Üsküdar / İstanbul Tel: 444 36 46

Faks: 0216 651 50 93www.eminoto.com.trwww.eminevim.com

/Eminevim

Basım Yeri:Umur Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Adres: Esenkent MahallesiDudullu Organize Sanayi Bölgesi

2. Cadde No: 5, 34776Ümraniye / İstanbul

Telefon: 0850 201 86 87

Yapım:Emin Şirketler Grubu

Yayın Türü:Süreli Yayın

El birliği dergisi Emin Şirketler Grubu’nun müşterilerine hediyesidir.

Üç ayda bir yayınlanır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar

yayıncının izni olmadan kullanılamaz veya alıntı yapılamaz.

Içindekiler

06 18

Mert Özcesur’un Şirket Sahibi Olma Hikayesi

Sosyal Medya

Eminevim’i Tavsiye Edenler Tatile Gidiyor

Serhat Yıldırım’ın Ev Sahibi Olma Hikayesi

Şehirler ve Manevi Sahipleri

Paterson Mevlana Cami

Gerede Müftülük Binası Hizmete AçıldıNurullah Çetinkaya’nın Ev Sahibi Olma Hikayesi

Efendimiz’in Beslenme Şekli

Açe’nin Yetimleri

Eminevim’den Nefes Projesi

Kelimenin Doğrusu

Faruk Türkmen’in Ev Sahibi Olma Hikayesi

Casım Övür’ün Ev Sahibi Olma Hikayesi

Tapu teslim törenlerimizden... Eminevim’den Nijer’e yardımBu sayımızda; Antalya, Adana, Bursa, Hatay, Kocaeli, Şanlıurfa, Erzurum’da gerçekleştirdiğimiz tapu teslim törenle-rimizde tapularını teslim alan müşterile-rimizin mutluluklarına şahit olabilirsiniz.

Eminevim ailesi ve dostları her yıl olduğu gibi bu yılda dünyanın en fakir ülkelerine yardım için el uzattı. Eminevim ekibi Afganistan ve Nijer’e giderek yardımları ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırdı.

...........................................................................16

...........................................................................26

...........................................................................32

...........................................................................34

...........................................................................38

...........................................................................40

...........................................................................44

...........................................................................46

...........................................................................53

...........................................................................56

...........................................................................66

...........................................................................70

...........................................................................76

...........................................................................82

Page 5: elbirliği sayı:13

3 İçindekiler

74

58Kamboçya Katliamı

Eminevim’den Hisseli Rezidans Bir Hüzün Hikayesi: Çağla

48Dünya Ülkeleri: HindistanDünya ülkelerini gezmeye ve sizlere tanıtmaya devam ediyoruz. Eşine rastlanmayan etnik yapısı, baharat-ları, dini inançları ile dünyaya renk katan ülke Hindistan’ı tanımaya ne dersiniz?

22Eminevim İnşaat tarafından Pendik Kurtköy’de hayata geçirilecek olan beş yıldızlı otel konseptinde rezidans odaları hisseli satışa sunuldu. Bu avantajlı projeyi inceleyip yerinizi alabilirsiniz.

Hiçbir sevgi annenin çocuğunu sevdiği kadar içten olmayacak belki… Çoğumu-zun uzun zamandır hissetmediği hatta unuttuğu duyguları hatırlamak için küçük Çağla’nın hislerine misafir olmak size de iyi gelecek.

Kamboçya halkı üzerinde yaptığı toplum-sal deneylerle ölüm tarlalarının mimarı olarak

tarihe geçen Pol Pot, ütopik bir tarım ülkesi kurma gayesiyle medeniyeti insanların beyinlerinden ve hayatla-

rından silmeye çalıştı. Ülkedeki meslek sahiplerini ve teknik elemanları yok etti. Yabancı dil bilmeyi, gözlük takmayı ya da mülkiyet sahibi olmayı ölüm sebebi sayarak 2 milyona

yakın insanı acımasızca katletti.

Page 6: elbirliği sayı:13

4

Page 7: elbirliği sayı:13

5 Sunuş

Yeni bir sayıyla yeniden karşınızdayız.

Yeni sayı demek aynı zamanda yeni haberleri vermek, yeni projelerden sizleri haberdar etmek anlamına da geliyor. 50 bin adet basılan El Birliği dergimizin ulaşımının tirajından kat kat fazla olduğunu düşünürsek, binlerce Emin Grup dostuna ulaşmış olmanın mutluluğu apayrı bir duygu…

Sizlerle yeni haberleri ve yeni projelerimizi paylaşmak bizi heyecanlandırıyor. Bazen size bir an önce haberlerimizi ulaştıralım diye sabırsızlanıyoruz. Sizlerle her fırsatta buluş-mak istiyor, El Birliği dergimizi ve sosyal medya hesaplarımı-zı bu buluşma için bir vesile biliyoruz.

Bu sayımızın kapağına tıpkı geçen sayımızda olduğu gibi çok önemli bir haberi koyduk. Geçen sayımızda Eminevim’in Türkiye’nin 81 ilinde tapu teslim ettiğini, bu yönüyle bir ilki gerçekleştirdiğini sizlere duyurmuştuk. Bu sayımızda ise yine bir ilk diyebileceğimiz bir haberi koyduk. Eminevim, her ay 700 aileye tapusunu teslim ediyor.

700 tapu teslimi gerçekten çok önemli bir sayı, neredeyse büyük bir inşaat projesini bir ayda teslim etmek gibi önemli bir başarı… İnşallah her geçen gün bu sayıyı daha da artıra-cağız.

2014 yılında şube sayımızı 64 yapacağımızı daha önce sizler-le paylaşmış, yeni açılacak şubelerimizin müjdesini vermiş-tik. Van, Sivas, Mersin, Tokat, Tekirdağ gibi önemli illerimize ev almanın en kolay yolunu ulaştırdık. İnşallah şu an 61 olan şube sayımız, yıl sonunda 64 olacak. Amacımız; Edirne’den Kars’a tüm Türkiye’de ev sahibi olmak isteyen herkese ko-layca ulaşmak, daha önemlisi onların da bize kolaylıkla ulaş-masını sağlamak…

Sadece Eminevim’de değil, Eminevim İnşaat’ta da çok güzel işlere imza atmanın mutluluğunu yaşıyor, her yeni gelişmeyi sizlerle paylaşıyoruz. Ahenk İstanbul isimli projemizde Ekim ayı itibariyle yaşam başlıyor olması, 5YÜZ60 Kurtköy proje-mizin inşaatının hızla devam etmesi, Kurtköy’de beş yıldızlı otel konseptinde rezidans projemizin başlıyor olması, inşa-atta ilerleyen günlerde sizlere daha güzel haberler verece-ğimizin müjdecisi niteliğinde…

Her zaman söylediğimiz gibi; Eminevim hem emin hem de hızlı adımlarla yoluna devam ederken en büyük desteği siz değerli dostlardan görmekte… Bir kez daha hepinize gönül-den teşekkür eder, elinizde tuttuğunuz özenle hazırlanmış El Birliği dergimizi keyifle okumanızı dilerim.

İbrahim Çonkar | Genel Müdür

Page 8: elbirliği sayı:13

6 Teslimat

Kocaeli Tapu teslim törenlerimizin El Birliği’nin ilk sayfalarında yer alması artık bir klasik haline geldi. Daha önceki sayılarda olduğu gibi bu sayımızda da sizlere tapu teslim törenlerimizden bazılarının fotoğraflarıyla merhaba diyoruz. Tapu teslim törenlerimiz aslında sizlerle buluşmamıza vesile olan, mutlu yüzleri görmemizi, sabrın neticesinde alınan mükafatın farkında olmamızı sağlayan çok özel zamanlar…

Eminevim olarak her ay yaklaşık 700 aileye evini teslim ederken, hep daha fazla aileye ulaşmanın gayreti içerisindeyiz. Şimdilik dergimizin ilk sayfalarını ayırdığımız bu organizasyonları belki ilerleyen zamanlarda özel ekler halinde sizlere sunacağız. 24. Yılımıza girmek üzere olduğumuz bu aylarda, 60 binin üzerinde aileye yaptığımız teslimatla yetinmeyip, ilerleyen yıllarda sizlerin desteğiyle çok daha fazla ailenin yüzünü güldürmeyi amaçlıyoruz.

Bu sayımızda geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiğimiz tapu teslim törenlerimizden; Antalya, Adana, Bursa, Hatay, Kocaeli, Şanlıurfa ve Erzurum programlarımızı bulacaksınız.

Page 9: elbirliği sayı:13

7 Teslimat

Her yeri ta-rih ve maneviyat

kokan; Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’nin, Yıldırım Beyazıt’ın, Emir Sultan’ın şeh-ri, Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa’da üçüncü kez tapu teslim töreni gerçekleştirmenin ver-diği mutlulukla Bursalı müşteri-lerimizle bir araya geldik. Bursa Hilton’da gerçekleştirdiğimiz programa 850 davetli katılırken, programda 80 aile tapusunu teslim aldı. Programda konuşma yapan Emin Grup Yönetim Kurulu Üyesi Büşra Üstün, Bursa’da üçüncü kez toplu tapu teslim töreni gerçekleş-tirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Programın sonlarına

doğru gerçekleşen hediye çeki-lişiyle pek çok davetli bir

birinden güzel hediye-ler kazandı.

Bursa

Antalya Şanlıurfa

Adana

Page 10: elbirliği sayı:13

8 Teslimat

Şanlıurfa

Antalya

Hatay

Erzurum

Page 11: elbirliği sayı:13

9 Teslimat

Erzurum

AntalyaAdana

Bursa

Erzurum’da ikinci kez, Kocaeli’de ilk kez

gerçekleştirdiğimiz tapu teslim törenleri de görülmeye değerdi. Xanadu Otel’de gerçekleştirilen Erzurum tapu teslim törenimize katılan 550 davetlinin arasından 30 aile toplu halde tapularını tes-lim alırken, The Ness Otel’de ger-çekleştirilen Kocaeli tapu teslim töreninde 650 davetli arasından 70 aile tapularını teslim aldılar. Her iki tapu teslim töreni de daha önce yaptığımız onlarcası gibi görülmeye değer anlara sahne oldu. Yeni bir evin sahibi olan müşterilerimizin samimi teşekkürleri, mutluluk göz-yaşları ve sevinçleri, bizlere “Bu ül-

kenin insanı için ne kadar çalışsak az!” düşüncesini bir kez daha

hatırlattı.

Page 12: elbirliği sayı:13

10 Teslimat

Peygamberler şehri Şanlıurfa’da da ikinci kez tapu teslim töreni gerçekleştirdik. Nevali Otel’de gerçekleşen programa 600 davetli katıldı. Tapusunu al-maya hak kazanan ailelere tapula-rı Emin Şirketler Grubu yönetimi ve programa katılan protokol tarafın-dan teslim edildi. Programda kısa bir konuşma yapan Şanlıurfa eski valisi, Şanlıurfa Büyükşehir Beledi-ye Başkanı Celalettin Güvenç, Eminevim’i yaptığı hizmetlerden do-layı takdirle karşıladığını, bu program vesilesiyle daha yakından tanıma fırsa-tı bulduğunu belirtti. Program sonunda davetlilere sürpriz hediyeler takdim edildi.

BursaAntalya

Şanlıurfa

Bursa

Page 13: elbirliği sayı:13

11 Teslimat

Bursa

Hatay

Kocaeli

Page 14: elbirliği sayı:13

12 Teslimat

Hatay

Hatay

Hatay tapu teslim tö-renimizi iptal etmek istedik;

ancak maalesef edemedik. Bütün ülkeyi yasa boğan Soma faciasından

birkaç gün sonra gerçekleştirmek zorun-da kaldığımız programa Soma’da hayatını kaybeden şehitlerimiz için Kuran’ı Kerim okuyarak başladık. Her tapu teslim tö-reninde yaşanan coşku Hatay progra-mımızda yerini hüzne bırakmıştı. Tapu teslim töreni için bir araya gelmiştik ancak program Soma’da yaşamını yi-tiren şehitlerimizi anmamıza, onlara dualar etmemize vesile oldu. Emin Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Büşra Üstün konuşmasında Soma’da hayatını kaybedenler için taziye mesajını iletti. Tapusunu teslim alan ailelerin sevincine ortak olduğunu belirten Üstün, bu sevincin buruk bir sevinç olduğunu söyleyip, “Allah bir daha Soma’daki gibi bir acı bu millete yaşatmasın.” dedi.

Hatay

Hatay

Antalya

Page 15: elbirliği sayı:13

13 Teslimat

Antalya

Hatay

Erzurum

Antalya’da ikinci kez gerçek-

leştirdiğimiz tapu teslim törenine 750 davetli katıldı. Ramada Otel’de gerçekleş-tirilen programda 60 aile ta-pusunu teslim aldı. Doğrusu, tapusunu teslim alan ailelerin mutluluğu görülmeye değer-di. Programa çok sayıda pro-tokolün yanısıra Emin Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Emin Üstün, Yönetim Kurulu Baş-kan Vekili Kemal Üstün, Yönetim Kurulu Üyesi Büşra Üstün ve Emin Grup yöneticileri katıldı. Program sonunda yapılan hediye çekilişiy-

le salonda bulunanlar bir birin-den güzel hediyeler kazandı.

Page 16: elbirliği sayı:13

14 Teslimat

Antalya

Bursa

Hatay

Bursa

Page 17: elbirliği sayı:13

15 Teslimat

Antalya

Adana

Adana

Adana’da ilk kez tapu teslim

töreni gerçekleştiriyor olmanın verdiği heyecanla 650

davetlimiz ile bir araya geldik. O akşam Adana’da tapusunu alma-ya hak kazanan ailelerin mutlulu-ğu görülmeye değerdi. Programa davet edilen herkes en az tapusu-nu teslim alanlar kadar mutluydu. Adana Tapu Teslim Törenine Emin Şirketler Grubu yönetiminin yanı sıra çok sayıda protokol üyesi ka-tıldı. Programa katılan Milli Gazete yazarı İlahiyatçı Mehmet Talu Hoca-efendi davetlilere hitaben yaptığı ko-nuşmasında faizsiz alışverişin verdiği huzura değindi. Gecenin sonunda da-vetliler arasında yapılan sürpriz hediye

çekilişinde pek çok davetli birbirin-den güzel hediyeler kazandı.

Page 18: elbirliği sayı:13

16 Mutlu Müşteri

2013 yılının Mayıs ayı sıradan bir konuşma esnasında , bir yakınımızın bahsetmesi üzerine Eminevim Altunizade şubesine babam ile bir-likte gittik. Son derece güleryüzlü ve samimi-yet içerisinde bizi Burak Bey karşıladı. Sistemi kulaktan dolma biliyorduk; ancak en ince de-tayına kadar kendisi bize anlattı. Yaşımın genç olması ve sabırsız bir yapıda olmamdan olsa gerek ‘’senelerce bekleyeceğim, ne zaman çı-kacağı belli değil‘’ diyerek Burak Bey’in çayını

içtikten sonra kalktık. Hemen hemen 500 metre yürümüştü ki, babam ile birlikte konuşmaları-mızın vermiş olduğu fikir değişikliği ile geriye döndük, aynı güler yüz ile tekrar karşılandık.

Peşinatsız sisteme sadece hizmet bedeli vere-rek 100 Bin TL’lik organizasyona girdik. Tatile gitmek için ayırdığımız parayı bu organizasyona vermiş olmamız düşüncesi beni biraz üzmüştü. Yaşımın vermiş olduğu tez canlılık ve heyecan-dan defalarca karar değiştiriyordum, ama kendi-

“...derken çekiliş günü akşamı Kadıköy’de arkadaşlarımla oturur-ken telefonum çaldı. Arayan Eminevim müşteri temsilcimiz Burak Bey’di. Kısa bir selamlaşmanın ardın-dan “Müjdemi isterim’’ diye heyecanlı bir şekilde, ilk çekilişte bizim ismimizin okun-duğunu söyledi. Başta inanmadım hatta ken-disine 3-4 kez “Ciddi misin?”, “Şaka bu değil mi?” diye sordum.”

Mert ÖZCESUR:

EMINEVIM..

SAYESINDE SIRKET SAHIBI OLDUM.. . .

Page 19: elbirliği sayı:13

17 Mutlu Müşteri

sine buradan bir kez daha teşekkür etmek isterim ki Burak Bey benim her sorduğum soruda içimi rahatlat-tı. İlk çekiliş yanlış hatırlamıyorsam 15 gün sonraydı. Ben yeni katılım yapmış olmamıza istinaden ciddiye dahi almıyordum bu tarihi…

Derken çekiliş günü akşamı Kadıköy’de arkadaşlarımla otururken telefonum çaldı. Arayan Eminevim müşte-ri temsilcimiz Burak Bey’di. Kısa bir selamlaşmanın ardından ‘’Müjdemi isterim!’’ diye heyecanlı bir şekilde ilk çekilişte bizim ismimizin okunduğunu ve çıktığını söyledi. Başta inanmadım hatta kendisine 3-4 kez ‘’Ciddi misin?‘’, ‘’Şaka bu değil mi?‘’ diye sordum. Şaka olmadığını ve söylediği günde 2014 Şubat ayında teslimatın gerçekleşeceğini söyledi. Hemen babamı aradım o da benim şaka yaptığımı sanarak ilk başta bana inanmadı. Daha sonra heyecanı geçtikten sonra o da inandı. O gün, hayatımda unutamayacağım günlerin başında geliyor, sabaha kadar uyumadım, sabaha kadar dolaştım sokakta, eve geldiğimde saba-hın 5’i olmuş, ezanı okunuyordu ve hala heyecandan uykum gelmemişti. Devam eden süreçte ben yaşadı-ğımız semt olan Üsküdar’da ve muhtelif semtlerde ev aramaya başladım. Ancak 100 Bin TL’ye İstanbul gibi bir metropolde ev bulmak, iğneyi arayıp bulmak gibi zor bir işti. Ne yalan söyleyeyim umudumu yitirmiş-ken, Eminevim’in Emin Otomotiv kuruluşu geldi aklı-ma. Babam ile birlikte Nakliye işi ile uğraşıyorduk ve her zaman benim kendi şirketimi kurarak kendi işimi yapıp, büyümek gibi bir hayalim vardı. Burak Bey’i aradım. Biz bu işi yapıyoruz, siz otomotiv sektöründe de faaliyet göstermektesiniz, biz ev yerine tır alabilir miyiz dediğimde yarım saat içinde bana döneceğini söyledi. O gün de stresli bir toplantıdan çıkmış,

İstanbul trafiğinde yeteri kadar gerilmiş bir şekilde o dönemde çalıştığım şirkete gitmeye uğraşıyordum. Ancak Burak Bey’den öyle bir cevap geldi ki bir anda ne stres kaldı ne de sıkıntı... Cevap olumluydu. Belki de bütün hayallerime giden yolun kapısı açılmıştı ve bunun vesilesi ilk tanıştığımız gün sistemin güvenilir-liğine inandıran Burak Bey’di. Buradan tekrar kendi-sine sonsuz teşekkür etmeyi kendime vazife bildiğimi belirtmek istiyorum. Günümüz gelmiş Şubat 2014 ol-muştu. Sabah daha gün aydınlanmadan uyandım evin içinde oradan oraya koşturuyordum. Öğlen Emine-vim’in teslimat personeli ile buluşarak, tırımızı almak için noterde işlemlerini başlatmıştık. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Satış bitene kadar sanki bir aksilik çıkacak diye korkuyordum, ve korkularım boşa çıktı. Tırımızı aldık.

Mertaş Nakliyat olarak konteyner taşımacılığı yap-maya başladık. Bugün bu sistem sayesinde seneler sonra yeniden bir malımız oldu. Allah bu sistemi kuran insanlardan razı olsun. Bu sistem sayesinde hem malımız hem de benim kendi işim olmuş oldu. Yakın tarihte yeniden başka bir organizasyona daha girmeyi düşünüyoruz. Buradan derginizin okurlarına söylemek istediğim en önemli şey Eminevim sistemi-nin çok farklı ve faydalı olduğudur. Sistem çok güvenli ve alacağınız ev ya da aracı alamama gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil. Korkmadan bu sisteme katılabilirsiniz.

Son olarak Eminevim ailesinin tamamına teşekkürle-rimi sunar, daha nice insanın mutluluklarını görebil-melerini ve hayır dualarını almalarını dilerim. Allah yardımcınız olsun.

Page 20: elbirliği sayı:13
Page 21: elbirliği sayı:13

Eminevim ailesi ve dostları her yıl olduğu gibi bu yılda dünyanın en fakir ülkelerine yardımlar ulaştırdı. 2014 yılı içerisinde Afganistan’ın yanı sıra

yoksulluk ve yokluğun ülkesi Nijer’e de giden Eminevim ekibitespit edilen en yoksul ailelere gıda yardımında bulundu.

Bir ülke düşünün; yer altı zenginlikleri bakımın-dan dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alsın; ancak aynı zamanda dünyanın en fakir ülkesi olsun. Topraklarının altında petrol, uranyum, altın, kömür, bakır, demir, fosfat olsun; ancak bunlardan kendisi yararlanamasın.

Burası uranyumunu ve altınını Fransa, petrolünü Çin’in (ç)aldığı Nijer…

Şimdi de sömürmeye devam ediyorlar. Fransa, üç beş kilometre asfalt yol yapma vaadiyle bile tonlarca uranyumu Nijer’den alıp götürüyor.

Eminevim çalışanları ve Eminevim dostları tara-fından toplanan yardımlar üç kişilik bir ekip tara-fından Başkent Niamey’e götürüldü. Başkentte ve civar köylerde dağıtılan yardımlarla yaklaşık 15 bin kişiye ulaşıldı. Yokluk ve yoksulluğun kokusunun tüm şehri kapladığı bu ülkede elektrik yok denecek kadar az, her yer karanlık, sokaklar kara, insanlar kara, o insanların bahtı da kara… Her ne kadar yokluk içinde olsalar da, yine de bu ülkenin insanlarının yüzlerini her daim güldüren mutluluk zengini olduklarını fark ediyorsunuz.

Ekibimiz başkent ve köylerde yaptığı gıda yardımlarında 500 adet erzak paketi dağıttı. Da-ğıtılan yardım paketlerinin içinde 4 kişilik aileye 1 ay yetecek kadar kuru gıda bulunuyor. Kuru gıda yardımının yanında Niamey’in tek devlet hastanesinde 15 gün boyunca 1500 kişiye pişmiş yemek dağıtımı gerçekleştirildi.

Bu devlet hastanesinde hastalar, yakınları ve çalışanlar için yemek çıkmıyor. Yapılan yemek dağıtımı hastaların yüzünü güldürdü.

Eminevim ekibi gittiği her ülkede olduğu gibi Nijer’de de annesiz babasız çocukların bulunduğu yetimhaneyi ziyaret etmeyi ihmal etmedi. Yetimhane ziyaretinde yeni doğmuş çocuklara bebek maması ve 1-2 yaş aralığı çocuklara ise çeşitli hediyeler dağıtıldı.

En iyi yardım: Eğitim

Misyonerlerin cirit attığı 17 milyonluk Nijer’de sadece 4 üniversite var. Okul sayısı şöyle dursun halkın eğitim diye bir derdi de yok. Devlet eğitimi geri plana atmış. Halk, bunca sorunun arasında bir de eğitimle mi uğraşa-cağız fikrinde…

Sömürülmelerine bile halktan “Ne yapabi-liriz ki?” yanıtı almanız mümkün. Sömürge ülkelerinde rastlanan öğrenilmiş çaresizlikler burada da mevcut. Belki de hala dayatılan...

Her Afrika ülkesinde olduğu gibi buraya da dışarıdan yardımlar geliyor. Yardımlar günü kurtaran cinsten. Topraklar verimli olmasına rağmen tarım eğitimi verilmemiş, hayvancılık bilinçsiz yapılıyor. Ülkenin ve ülke insanın potansiyeli ortadayken bu kapının anahtarı-nın eğitim olduğu henüz ne yazık ki anlaşıla-mamış.

Page 22: elbirliği sayı:13

20 Hagev

Kur’an sesiyle uyuyan ve uyanan şehir Nijer Müslüman ülkelerden biraz farklı… Halkın ibadetlere olan düşkünlüğü gözlerden kaçmıyor. Sabaha kadar so-kaklarda ve mescitlerde kılınan namazlar, okunan Kur’an-ı Kerim’ler, yapılan ibadetler… Şehir adeta her anıyla ibadette…

Eminevim ekibi olarak, en çok dikkatimizi çeken durumla dönüş yolunda karşılaşıyoruz. Gece 02:30’da havaalanına gitmek için yola çıkıyoruz. Toprak yollarda ilerlerken nere-deyse her adım başı insanların cemaatler halinde tehec-cüd namazı kıldığına şahit oluyoruz. Kadınlar başta olmak üzere şehirde yaşayan herkes bu ibadet için ayakta…

Yoksulluğun merkezinden notlar· 200 civarı doktorun bulunduğu Nijer’de yaklaşık 35 bin kişiye bir doktor düşüyor. Köylerde durum daha da vahim, 300 bin kişiye bir doktor…

· Petrolünü Çin’in (ç)aldığı bu ülkede, yaklaşık 200 kişiye bir motorlu araç düşüyor.

· Kişi başına düşen yıllık elektrik tüketimi 50 kw/saat

· Kişi başı milli gelir 300 Dolar.

· Nijer’de marketler; ya Fransızların, ya da Lübnanlıların…

· Düşükler hariç kadın başına doğum oranı 9 çocuk!

· Kişi başına yıllık 4 kg et düşüyor.

· İsmi milet olan ve bizdeki kuşyeminin aynısı olan yiyecek Nijerliler için başlıca besin kaynağı… Hatta hayatı boyunca milet dışında başka bir şey yemeyen insanlar bile varmış.

· 150 milyon yıl öncesine ait, sizi o dönemlere götüren dinozor iskeletlerini açık alanda ve oldukça bakımsız yerlerde sergiliyorlar. Türkiye’de olsa ciddi gelir kaynağı olacak bu varlıklar orada pek önemsenmiyor.

· Nijer’de her duvarın üstünde büyük büyük kertenkelele-re rastlıyorsunuz; ancak halk bundan şikayetçi değil zira sivrisineklere karşı önemli bir silah…

· Kış aylarında bile hava sıcaklığı 35-40 derece olan bu

Page 23: elbirliği sayı:13

21 Hagev

sıcak ülkenin mevsimi insanlarına da yansıyor. Sıcakkanlı, güler yüzlü, bahtı kara 17 milyon insan…

· Toplu ulaşımın olmadığı ülkede modern benzin istasyon-larının yanında sokak aralarında şişelerde benzin satan seyyar satıcılara da rastlıyorsunuz. Bu arada söylemeden geçemeyeceğiz ama dünyanın en fakir ülkesinde de ben-zin bizde olduğundan çok daha ucuz.

Varlık içinde yokluğa mahkûm edilmiş insanlar ülkesini belki de en güzel Necip Fazıl Kısakürek tarif etmiştir.

“Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.”

Page 24: elbirliği sayı:13

EMINEVIM’DEN. .

HISSELI . .

.

SATISI

Page 25: elbirliği sayı:13

İnşaat sektöründe otel konseptli re-zidans odalarının hisseli satışları hız kazandı, Eminevim İnşaat ilk 10 günde 500’ün üzerinde satış gerçekleştirdi.

Eminevim İnşaat tarafından Pendik - Kurtköy’de hayata geçirilecek beş yıl-dızlı 1+0 ve 1+1 otel konseptli rezidans odaları hisseli satışa sunuldu. İlk 10 günde 500’ün üzerinde satış gerçek-leştirildi. 5YÜZ60 Kurtköy projesinin içerisinde yer alan ve üç blok olarak

inşa edilen bloklarından biri beş yıl-dızlı otel konseptinde rezidans olarak hayata geçirilecek. Otel odalarının yüzde 30’u El Birliği İşletme Mode-liyle hisseli olarak satışa sunuluyor. Kampanya kapsamında alıcılara farklı avantajlar sunuluyor. Bu avantajların başında yüksek kira getirisi bulunu-yor. Projede stüdyo (1+0) daireler, 45 bin TL yerine tanıtıma özel olarak 34

bin 250 TL’den satıldı. Yatırımcılar bir hisse bedeli olarak ödediği 34 bin 250 TL karşılığında 1+0 otel odasını yılda 10 gün kullanma hakkına sahip oluyor. Bu odaları konaklamak için kullanmak istemeyen müşteriler ise odayı Eminevim’e kiralayarak her ay Eminevim’den bir adet 1+0 hisse için

Page 26: elbirliği sayı:13

brüt 375 TL kira alıyor. Bir odada 36 kişinin otel konseptinde rezi-dans hissesi bulunuyor. Odalar his-selere bölünerek satışa sunulduğu için kişi bütçesine göre birden fazla hisse alabiliyor. Bu yöntem ile alt, orta ve üst gelir grubunda bulunan

kişiler yatırım yapma imkanına sahip oluyor. Alt gelir grubunda bulunan bir kişinin 34 bin 250 TL’ye bir gayrimen-kul alıp kiraya verme şansı yokken, El Birliği İşletme Modeliyle bu imkana sa-hip oluyor.

El Birliği İşletme Modeli denilen bu yön-temle kişiler, kiracı bulma, sorunsuz ki-racı, düzensiz kira ödemeleri, daireyle ilgili beklenmedik masraflar gibi birçok sorundan kurtulmuş oluyor.

Kira gelirinin yanı sıra kampanya-da sunulan önemli avantajlardan biri de, isteyen müşteriler 36 ay sonra Eminevim projelerinden ev almak koşu-luyla hisselerini aldığı fiyatın ortalama iki katına firmaya satabiliyor. Beş yıldız-lı otel konseptli rezidans hissesi satışla-rında peşin ödeme durumunda müşte-rilere yüzde 12 indirim imkanı sunuldu. Toplam bedelin yüzde 50’lik kısmını peşin ödeyen müşterilere ise, kalan be-del için 24 ay faizsiz taksit ve yüzde 5 indirim yapıldı. Faizsiz taksitlendirmeler hisseli satışlarda farklı ödeme seçenek-lerinde de uygulanıyor.

YÜZDE 12 İNDİRİM İMKANI

Page 27: elbirliği sayı:13

El Birliği İşletme Modeliyle yüksek kira getirisi sağlayan daireler, satışa çıktı-ğı ilk günden itibaren büyük ilgi gördü. Proje lokasyon bakımından oldukça id-dialı. İstanbul Anadolu yakasının düzen-li gelişen bölgesi Kurtköy’de bulunan proje Sabiha Gökçen Havalimanı’na, HABOM’a, Türkiye’nin GAP’tan sonra en büyük projesi olan Tekno Park’a 1 km uzaklıkta bulunuyor. Proje TEM oto-yoluna, alışveriş merkezlerine, Sağlık Kent, İstanbul Park, Pendik Marina’ya, Sabancı ve Süleyman Şah gibi pek çok üniversite ve okula, hastanelere yakınlı-ğıyla dikkat çekiyor. Eminevim 5YÜZ60 Kurtköy’de teslimler 2015 yılının sonun-da gerçekleşecek.

Page 28: elbirliği sayı:13

26 Mutlu Müşteri

YIL26 KIRACILIKTAN SONRA...

Nurullah Çetinkaya:

.. .

1956 yılında Manisa ili Demirci ilçesi Yeğenler kö-yünde Dünya’ya geldim.  1981 yılında ailece çalış-mak için Turgutlu ilçesine göç ettik. 1997 yılında Tukaş Konservecilik fabrikasından emekli olarak 2000 yılında Manisa’ya yerleştim. Eminevim ile ilk tanışmamız gelen bir posta ile oldu. Zarfın içeri-sinde Eminevim’in faizsiz sistemini anlatan ödeme planlarının yer aldığı bir dosya verdi.

Sistemi ilk duyduğumda, daha taze olan kriz anıla-rına rağmen hiç güven ile alakalı sıkıntı çekmedim. Çünkü bu firma o olaylardan sağ salim ayakta ka-larak alnının akıyla çıkmışsa güvenilir sağlam bir firmadır diye düşündüm.

Ancak krizden çıkmış, yeni göç etmiş biri olarak hayallerimi ertelemek zorunda kaldım.

2004 yılında sırf ev alma hayalimi gerçekleştir-mek için bir simit fırını ile anlaşarak  yevmiye usulü ile simitçilik yapmaya başladım.

2010 yılında  gazetelerde Eminevim reklamını bir kez daha gördüm. Tekrar görüşmeye karar ver-dim. İstanbul’daki Eminevim genel merkezi ile gö-rüştüm. Eminevim’in İzmir’de de şubesinin olduğu-nu duyunca güvenim bir kat daha arttı. Şu an Ege Bölge Müdürü olan Zafer Bey’den Allah razı olsun. Ev sahibi olmamda emeği çok fazladır. 

Page 29: elbirliği sayı:13

Kararımı vererek Eminevim’e başvur-dum. Fazla param yoktu. 5 bin TL pe-şinat verdim. 300 TL taksitler ödeye-rek peşinatımı çoğalttım. Daha sonra peşinatım yeterli miktara gelince 2013 yılının Ekim ayında ev almak için baş-vuranların hangi tarihlerde evini alaca-ğını belirleyen çekilişe dahil oldum.

Çekiliş İstanbul’da oldu. Gitme imka-nım yoktu; ancak çekiliş sonrasında İzmir şube çalışanları güzel haberi bana ulaştırdı. 2014 yılı Şubat ayında ev alma sırası bana çıkmıştı. 58 yıllık yaşamımda 26 yıl kiracılık yapmıştım ve 4-5 ay sonra kiracılık sona erecek kendi evime taşınacaktım. Müjdeyi alınca 26 yıl boyunca kirada çektiğim sıkıntıyı, kederi bir anda unuttum. O anları unutamıyorum. Gerçekten insan

yaşamında bir defa yaşanabilecek çok özel anlar… Eşime ve anneme haber verdiğimde telefonda karşılıklı olarak ağladık. Şu an kendi evimde oturuyo-rum. Kirada kaldığım dönemlerde de ev başkasının da olsa o yuva sizin olu-yor, yani kullanıyorsunuz; ancak hiçbir zaman kendinize ait bir evin verdiği duyguları yaşatmıyor.

Yıllar sonra imkansızı başarmış kadar mutlu oldum. Küçük taksitler ödeyerek önce peşinatımı biriktirdim. Daha son-ra kampanyaya katılıp ev sahibi oldum. Üstelik bütün bunları bir tek kuruş faiz ödemeden gönül huzuruyla yaptım.

Aldığım evimin balkonuna “Bu ev Emi-nevim ile alınmıştır.” yazısı yazdırdım. Eminevim müşterilerinde ben şunu

gördüm. İnsanlar evlerini aldıktan son-ra Eminevim’i unutmuyor önüne gele-ne tavsiye ediyorlar. Ayrıca Eminevim de müşterilerini unutmuyor. Sürekli halimizi hatırımızı sorup bir isteğimizin olup olmadığını öğreniyorlar. Bu ilgi, samimiyet memnuniyetimizi bir kat daha artıyor. Şimdi ben de diğer Emi-nevim ailesinin fertleri gibi tamamen gönüllü olarak önüme gelene, benden simit alan herkese tavsiye ediyorum.

Başta Eminevim Yönetim Kurulu başkanı Emin Bey olmak üzere tüm Eminevim çalışanlarından, taksitleriy-le birlik beraberlik içinde birbirlerinin ev sahibi olmasına destek olan tüm Eminevim müşterilerinden Allah bin kere razı olsun…

Page 30: elbirliği sayı:13

Dünyanın pek çok yerinde, Türkiye’de yaptığı gibi El Birliği’yle yoksulların elinden tutmaya çalışan Eminevim ailesi, Eminevim dostları ve çözüm ortakları 2013 yılında olduğu gibi bu yılda da Afganistan’a yardım kampan-yası düzenledi.

Eminevim Yönetim Kurulu Başkanı Emin Üstün’ün ilk bağışı yaparak baş-lattığı Afganistan yardım kampanyası kısa sürede 100 Bin TL’yi buldu.

Şibirgan bölgesinde Türkmen köyle-rine gerçekleştirilen ziyarette ihtiyar heyeti ve muhtar tarafından karşı-lanan ekibimiz, geneli ihtiyaç sahibi olan halkın en yoksul kısmına tek tek ulaştı. 4 kişilik aileye 20 gün yetecek şekilde hazırlanmış içinde un, yağ, pi-

rinç, salça, çay içeren 550 adet paket ekibimiz tarafından evlerine bizzat gi-dilerek teslim etti.

Açlığın, yalnızlığın belini büktüğü bu insanlar, Türk halkının yardımsever-liği karşısında sanki ömrünün geri kalanı kurtulmuşçasına sevinerek du-alar etti. En dikkat çeken durum ise herkesin muhtaç olmasına rağmen, sayılı paketlerin yiyecek hiçbir şeyleri kalmayanlara halk tarafından ulaştırıl-maya çalışılmasıydı.

Eminevim ve çalışanları tarafından açılan iftar çadırında 15 gün boyunca 500 kişiye yemek verilerek Afgan hal-kına yardım edilmeye çalışıldı.

Page 31: elbirliği sayı:13
Page 32: elbirliği sayı:13

30 Hagev

Selden Geriye Kalan: Yıkılan Umutlar

En vahim yer ise yaşa-nan selden dolayı evle-

rin yıkıldığı, su ve elektri-ğin olmadığı tamamı kıraç araziden oluşan Hocadökü

bölgesi. Hala ulaşılamayan cesetlerin zaman zaman

günyüzüne çıkması söz konusu.

Page 33: elbirliği sayı:13

31 Hagev

Yetimleri UnutmadıkBebek ve anne ölümle-

rinde dünya birincisi olan Afganistan’da yetişkin insan ömrü maalesef 44 yıl. Yeter-siz beslenme ve hastalıklardan dolayı 5 çocuktan biri 5 yaşı-nı göremeden vefat ediyor. Yetimhane, ziyaret etmemiz gereken yerlerin başındaydı. Yokluğun izlerini yüzlerinde taşıyan bu çocuklara kısa bir süre de olsa verilen he-diyelerle çocukluklarını ha-tırlatabilmek görülmeye değerdi. Emeği ve katkısı olan herkese gönülden teşekkürler...

Page 34: elbirliği sayı:13

32 Mutlu Müşteri

İlk telefon görüşmemizi Kurban Bayramı-na az bir zaman kala gerçekleştirmiştik. Eminevim ile nasıl ev sahibi olabileceği-ni kısaca telefonda anlatmış, daha sonra kendisini şubemize davet etmiştik. Kısa süre sonra davetimize icabet edip, şu-bemizi ziyaret etti. Bu ziyaret esnasında kendisini detaylı olarak bilgilendirdik. Serhat Bey kiracıydı. Yakın zamanda be-bek bekliyorlardı. Kısa zamanda ev sahibi

olup bebeğini doğumdan sonra kendi evi-ne götürmek istiyordu; ancak bir yandan da imkanları doğrultusunda kısa zamanda ev sahibi olmanın kolay olmayacağını da düşünüyordu.

150 Bin TL değerinde bir ev almak istiyor-du. Ödemeler noktasında ise tereddütleri vardı. Aslında biraz da cesaret edemiyor-du. Peşinat vermek istiyor; ancak peşinat

İstanbul Gaziosmanpaşa şubemiz açıldığı günden bu yana pek çok mutlu müşteri hikayalerine tanık olduk. Bu güzel ev sahibi olma hikaye-lerinden biri de Serhat Bey’e ait...

MUTLU BIREV ALMA HIKAYESI

.. ..

Page 35: elbirliği sayı:13

33 Mutlu Müşteri

olarak düşündüğü biraz birikmiş altı-nı ve aracını da satmak istemiyordu. Belki de aracından vazgeçemiyordu. Üstelik altınları bozdurmanın doğru zaman olmadığını düşünüyordu; zira altın fiyatları düşüşteydi.

Serhat Bey’de her ne olursa olsun kirada kaldığı müddetçe büyük za-rarda olduğu fikri ağır basıyordu. Kurban Bayramı’ndan hemen sonra Eminevim yine muhteşem bir kam-panya başlattı. Bu yeni kampanya erken teslim avantajı sunuyordu. Bu kampanyayı Serhat Bey’e bildirdiği-

Tuba ÖZDEMİR

Gaziosmanpaşa Şube Yöneticisi

mizde heyecanlanmıştı. Bir kez daha şubemize geldi. Aslında kararlı gö-rünmesine rağmen yine de cesareti tam olarak yoktu. “Ya ödeyemez-sem?” diyordu. Biz o durumlarda da gereken kolaylıkları sağladığımızı söyleyince gözlerinde kararlılığı gör-müştüm.

Biraz cesaret, biraz da güven ve mu-habbet ile Serhat Bey, 23 Ekim akşa-mı şubemizde kararını verdi ve 170 bin TL değerinde bir ev için başlangıç yaptı. Kasım ayında noter huzurunda yapılacak sıralama tespitinde evini

alacağı tarih belli olacaktı. Kendisi çekilişin yapıldığı salona gelmek is-temiş; ancak eşinin rahatsızlığı se-bebiyle gelememişti. Noter huzurun-da yapılan sıralama tespitini bizzat takip ettim. Serhat Bey için o gün bambaşka bir gün olmuştu. Belki de doğacak bebekleri nasibiyle gelmiş, duaları kabul olmuştu. İlk çekilişte evlerini alacakları tarih belli olmuştu. Üstelik kendisine haber verdiğimizde inanmakta hayli güçlük çektiği bir tarihe… Evet, ilk ay yani Kasım’da ev sahibi olacaklardı. % 10 peşinat ver-dikten sonra daha bir taksit ödemiş-ken kiradan kurtulup yeni evlerine taşınacaklardı.

Müjdeyi vermek için çekilişten he-men sonra kendisini aradık. İnana-madı! Tam üç defa bizi tekrar tekrar aradı. Her seferinde evini alacağı ta-rihi teyit etti. Çok mutluydu. Mutlu-luktan sesi titriyordu. Belki de sevinç gözyaşları döküyordu. Gözlerindeki sevinç ve mutluluğu telefonu kapat-tıktan kısa süre sonra şubeye geldi-ğinde görebilmiştik.

Serhat Bey hemen satılık bir ev ara-maya başladı. İstediği bölgeden be-ğendiği evi kısa bir süre sonra buldu. Şirin, tatlı, güzel kızları yeni evlerin-de dünyaya geldi. Serhat Bey yeni evlerinde huzur içinde otururken çevresindekilere ısrarla Eminevim’i tavsiye ediyor.

Kendisine ne hissettiğini sorduğu-muzda; Eminevim ailesine, şahsıma ve Gaziosmanpaşa şube çalışanla-rımızdan Cüneyt Bey’e ne kadar te-şekkür etse az olduğunu düşünüyor. Güzel kızlarını kendi evlerinde bü-yüteceklerini bilmenin mutluluğunu yaşadığı için şükür ediyor. Yönetim Kurulu Başkanımız Emin Üstün Bey’e de özellikle teşekkür ediyor.

Eminevim Gaziosmanpaşa şube ola-rak biz de; ağzından “Allah razı ol-sun” cümlesi eksik olmayan Serhat Bey’e ve Yıldırım ailesine ömür boyu yeni evlerinde mutluluklar diliyoruz.

Page 36: elbirliği sayı:13

nefesEminevim’den

Yasamak için bir nefes...

Page 37: elbirliği sayı:13

Yasamak için bir nefes...

Eminevim Nefes, Sakarya-Kocaali’de denizin hemen yanı

başında gökyüzünün mavisi ve doğanın yeşilinin birleştiği

bir noktada yer alıyor. Proje, yaz-kış kullanılabilen özel

dairelerden oluşuyor. Eminevim Nefes, “yazlık” anlayışı-

nın çok ötesinde, dinlenme ve huzurlu bir tatil düşünen-

ler için tasarlanmış.

Page 38: elbirliği sayı:13

Faizsiz sistemleriyle on binlerce ai-leyi en kolay yoldan ev sahibi yapan Eminevim son yıllarda hayata geçirdi-ği inşaat projeleriyle de adından sıkça söz ettiriyor.

İstanbul Beylikdüzü’nde inşa edilen Ahenk İstanbul projesinde çok ya-kın zamanda yaşam başlıyor. Ahenk İstanbul içerisinde yer alan daireler faizsiz bir şekilde uzun taksitlerle yeni sahiplerini bulurken, projede yeni sa-tışa çıkarılan etaplar sahiplerini bek-liyor. Eminevim satış stratejisi olarak yine vade farkı ve faizsiz taksitler su-nuyor.

Ahenk İstanbul projesinin yanı sıra Eminevim’in satışta olan bir diğer pro-jesi ismiyle de ön plana çıkan 5YÜZ60 Kurtköy… Proje ismini, başlangıç tari-hinin İstanbul’un fethinin 560. yıldö-nümüne denk gelmesi ve projede 560 dairenin bulunmasından alıyor.

36 Eminevim İnşaat

Page 39: elbirliği sayı:13

Sabiha Gökçen Havalimanı’na 1 km. mesafede bulunan proje orta ve üst gelir grubuna hitap ediyor. Satışların ve inşaatın devam ettiği proje faizsiz olarak satışa sunuluyor.

Eminevim’in yeni projesi Nefes, tu-rizmin parlayan yıldızı Sakarya Kocaali’de doğal dokuyu bozmadan inşa edilen daireleriyle özellikle sakin mekan arayanlar için ideal bir tatil ala-nı sunuyor. 5040 m² alanda 2 bin m² oturum alanlı 7 bloktan oluşan yapı bölgesinde ön plana çıkıyor. Eminevim Nefes, sosyal tesisleri; açık, kapalı ve çocuk yüzme havuzları, fitness salon-ları, çocuk oyun alanlarıyla dikkatleri üzerine çekiyor.

Proje alanının güneşin deniz üzerin-

den doğup deniz üzerinden battığı en güzel yerlerden biri olması, eşsiz do-ğası ve manzarası yaz tatili gibi sınır-lı zamanların dışına çıkıp, uzun süreli dinlenmek isteyenlere de alternatif oluşturuyor.

Sakarya’ya 70 km, İstanbul’a ise 178 km, mesafede bulunan Eminevim Nefes, çevre ilçelerden Akçakoca’ya 25 km, Hendek’e 35 km, Karasu’ya 15 km uzaklıkta, ayrıca Ankara’ya olan uzaklığı ise 300 km’dir. İlçe yüzöl-çümünün %25’i orman alanı ile kaplı olan Kocaali’nin denizden yüksekliği 20 metredir.

Eminevim Nefes kapalı devre güvenli-ğiyle bölgesinde de bir ilki gerçekleş-tiriyor. Yazın ayrı, kışın ayrı güzelliğe

sahip deniz ve doğa her mevsim görü-lebilsin diye Eminevim Nefes hem yaz aylarında hem kış aylarında konakla-ma yapma imkanı sunuyor. Bu amaç-la projede yine bir ilk olarak kalorifer tesisatı da düşünülmüş.

15 km kum sahiline sahip Eminevim Nefes özel olarak tasarlanmış 86 dai-reden oluşuyor. 1+1, 2+1 daire seçenek-lerinin sunulduğu projede 55 m² ve 85 m², 100 m² daireler mevcut.

Ankara ve İstanbul’dan misafir alan Sakarya-Kocaali’nin 3. Boğaz köp-rüsünün tamamlanmasından sonra Şile-Ağva üzerinden 1 saat mesafeye düşmesiyle, bölgenin cazip tatil belde-leri arasında yer alması bekleniyor.

37 Eminevim İnşaat

Page 40: elbirliği sayı:13

GIDIYOR...TATILE

TAVSIYE EDENLEREMINEVIM’I

. . .

Emin Şirketler Grubu olarak 2007 yılında birey-sel temsilcilik çalışmasına başladığımız tarihten buyana temsilcilerimiz ile birlikte birçok etkinlik gerçekleştirdik. Temsilcilerimiz, El Birliği sistemini canlı ve heyecanlı bir şekilde zaman ve mekan far-kı gözetmeden gittikleri her yerde, bulundukları her ortamda anlatıyorlar. Temsilcilerimizin kendi-ne özgü tarzı ve renkli anlatımları var. Aslında bu heyecanlı ve samimi anlatımın altında yüzyılların birikimi bulunmaktadır. Nasıl mı? Yüzyıllar önce-sinde atalarımızdan bizlere yadigar kalan imece kültürü bu güzel haslet günümüzde Emin Şirketler Grubu El Birliği temelini oluşturmaktadır.

Emin Şirketler Grubu genç-yaşlı, kadın-erkek ayrımı gözetmeden kendisinden araç veya konut hizmeti almış her müşterisine temsilcilik yapma fırsatı veriyor. Araç veya konut alırken faizsiz olması için oldukça duyarlı olan üyelerimiz, bir de firmamızdan kusursuz bir hizmet alma sonucunda herhangi bir menfaat düşünmeden özveri ile bu güzel hizmeti çevresine anlatıyor.

Buna rağmen Emin Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Emin Üstün Bey El Birliği’nin daha da yaygınlaşması adına, “Temsilcilik çalışmasını başlatalım. Bize re-ferans olan yani temsilcilik yapan kişileri çok önemsiyorum. Yaptıkları her kayıttan harcadık-ları çabaya göre kazanım ya da hediye verilme-sini istiyorum.” dedi. Nedenini hemen açıkladı.

“Hüseyin Bey, biz bu işe başladığımızda bu samimi ve heyecanlı insanlar bize güvenme-seydi, hizmet almasaydı, biz bu işi bu kadar büyütemezdik. Ben istiyorum ki bu güzel insanlar ile birlikte daha da büyüyelim. Ülkemi-zin her köşesine bu hizmeti bu güzel insanlarla götürelim. ”Temsilcilerimiz ile iç içeyiz, kültürel bağlar oluşturuyoruz. Dostluğumuzu gün geç-tikçe daha ileri götürüyoruz. Onlara, hak etmiş oldukları birbirinden güzel hediyeler veriyoruz. Bunun yanında temsilcilerimiz ile yıl içerisinde dönem dönem tatil ve gezi programları yapıyo-ruz. 2013 yılında Nevşehir - Kapadokya ziyaret-lerimiz oldu.

Page 41: elbirliği sayı:13

Birden fazla yaptığımız turlarda temsilcilerimi-zi en güzel kaplıca otellerinde ağırladık. Tabi birbirinden güzel eğlenceler ve eğitici seminerler verdik. Yöresel yemekler yedik, tarihi ve doğal güzellikleri gördük ve yaşadık. İnancımız doğrul-tusunda manevi atmosferi yoğun olan Mevlevi gösterileri düzenledik. Daha sonra Bursa - İznik gezisi gerçekleştirdik. Geleneksel bir hal alan bu gezilerimize hız kazandırarak her hafta iki otobüs ile devam edeceğiz. Ayrıca 2014 yılının son çeyreğinde manevi değeri yüksek olan Kon-ya ve Şanlıurfa illerimizi de gezi programımıza dahil edeceğiz. Bu yıl ilk defa düzenleyeceğimiz yurtdışı gezi programlarımıza öncelikle ecdad yadigarımız Makedonya ve Kosova ile başlayaca-ğız. Bir başka çok güzel organizasyonumuz da; temsilcilerimize çekilişle Umre’ye gitme imkanı sunmak olacak. Evet, kutsal topraklara da El Birliği ve dayanışma ile gideceğiz. Ayrıca her gezi çalışmamızın sağlam bir dostluğun kapısını da araladığını biliyoruz ve yaşamaktayız. Sloganı-mız; El Birliği köklerimize, maneviyatımıza, kül-türümüze köprü olsun. Balkanlar’da, Kosova’da Bosna’da, Makedonya’da İspanya’da Kurtuba’da, Endülüs’de Sevilla’da buluşmak üzere...

Hüseyin Meydancı | Temsilcilik Müdürü

3939 Temsilcilik

Page 42: elbirliği sayı:13

40 Hagev

İnsanları kavga nedir bilmeyen, güler yüzlü, tam bir teslimiyet ehli toplum özelliklerini taşıyor. Ölülerin arkasından adet olarak dövünülüp ağla-mıyorlar “İnna lillahi ve inna ilahi raciun” deyip kayıplarını kalplerine gömüyor, arkasından hayır dualar ediyorlar. Namazlarına çok kıymet vererek, ezanı duydukları an hiçbir sebep onları alıkoyamı-yor ondan.

Akrabalık bağları “sılai-rahim” e de önem veri-yorlar. Bayramlarda mutlaka ziyaretlerden sonra, helallik alınıyor. İşte böyle güzel insanlar. Zaten İslam’ın da bizden istediği bu değil mi ?

Çoğumuzun kutsal topraklardan döndüğünde ilk anlattığımız oraların güzelliği, ikincisi ise Endonezya insanı. Onların güleryüzlülüğünden, iyilikseverliğinden bahsederiz.

Ve Tsunami. 500 bin insanın yaşamını yitirdiği o büyük afet. Geride kalansa gözü yaşlılar. Her birinin farklı bir anısı var o güne dair. Kimi gözleri önünde eşini kaybetmiş kimi çocuklarını teslim etmiş dev dalgalara.

Pazar sabahı saat 9 suları... Sabah namazından sonra biraz daha dinlenmek için yattıklarında uykularında yakalanmış çoğu felakete. Geride ka-lanlarınsa şahit oldukları ilginç olaylar... En ilginç olan (Allah’ın mucizesi) Açe’nin büyük camisi olan Beyturrahman’ın deniz suyundan biranda yuka-rıya yükselmesi. O sırada içinde Çin’li Budistler dahil olmak üzere yüzlerce insanla. Bu olaydan sonra İslam’ı seçmişler. Müslümanlarınsa imanı bir kat daha güçlenmiş.

Sumatra adasının batısı, Türk bayrağının dalgalandığı topraklar; AÇE. Yıllarca Osmanlı Devleti’nin hakimiyeti altında yaşamış ve Türk bayrağını kendilerine özgürlük sembolü kabul etmişler. Ayrıca Açe, İslam’ın Endonezya’ya ilk girdiği ve adalara yayıldığı şehir.

YETIMLERI

Page 43: elbirliği sayı:13

41 Hagev

Felaketten geriye kalan elbetteki Açe’nin yetimleri. Fırsattan istifade başka ülkelerden gelen misyoner-ler bu yetimleri uçaklarla götürmüşler ama nereye götürdükleri, amaçları ne bilinmez.

Şu an Açe’de Osmanlı’nın bıraktığı mirası Türkiye devralarak, Türk dostu uzaktaki yakınlarımıza yeniden Türk’ün şefkat eli uzanmıştır. Birçok STK ve cemaatler bölgeye yardıma gittiler. En önemli ihtiyaçları yeme- içmeden sonra barınacak yerdi. Özellikle yetim çocuklar için yetimhaneler yapıldı. Ama yardımlar bir zaman sonra kesildi. Bulurlarsa şükrediyor bulamazlarsa sabredenlerden onlar artık; ama Açe’nin yetimleri bunları düşünmeden ilim öğreniyorlar. Biliyorlar ki onları kurtaracak olan yalnız ilim. Ne şartlarda olursa olsun ilim öğrenmek-ten geri kalmıyorlar.

Biz de Emin Şirketler Grubu olarak Yönetim Kurulu Başkanımız Emin Üstün Bey’in yardımlarını ilettik Açe’nin yetimlerine. Çok sevindiler, bizlere çokça dualar ettiler. Mahzun gözlerle sanki “Bu yardımla-rın devamı gelir mi?“ der gibiydiler. Allah’ın izniyle gelecek. Çünkü siz yetimler Ümmeti Muhammed’e emanetsiniz. Sevgili Peygamberimiz (Sav) iki parmağını birleştirerek “Cennette benimle böyle olacak.“ dememiş miydi? Yetim başı okşayanlar için. Bizler sizlerin duasını alacağız inşallah. İki cihan saadeti hepimizin olsun.

Selam ve dua ile...

Mahmut Sami ÇİL

Page 44: elbirliği sayı:13

42 Hagev

Page 45: elbirliği sayı:13

43 Hagev

Page 46: elbirliği sayı:13

Paterson Mevlana Camii

New JerseyIbadete Açıldı

’de

Camii yetkilileri hizmet perspektifleri konusunda şöyle açıklamalarda bulun-du;

Paterson’da yaklaşık olarak 45 Bin vatandaşımız ve 15 Bin civarında da soydaş ve akraba topluluklarımızdan insanlarımız yaşamakta. Organizasyon olarak misyonumuz; müslümanlara ibadet edebileceği yer ve imkan sun-maktır.

Amerikan toplumuyla uyumlu sosyal aktiviteler geliştirmek, sosyal ve kültü-rel alanlarda çalışmalar yapmak, her-kese aynı mesafede yaklaşarak, semavi dinlerin diğer temsilcilerine karşı açık ve dostane ilişkileri her alanda devam ettirmektir.

Daha geniş ifadesiyle isteyen bütün insanlara ve çocuklarına İslam dini, Türk dil, tarih, coğrafya ve kültürünün öğretildiği bir müessese oluşturmaktır. Bu bağlamda bölgede yaşayan in-sanlarımızın uyum içinde kendi manevi ve ruhi değer-lerine bağlı olarak kalabilmeleri, kendi öz kültür

ve kimliğini öğrenmesi ve benimsemesi-ne yardımcı olmak hedeflenmektedir.

Anlaşılacağı üzere bu yer sadece na-maz kılma yeri değil, Peygamberimiz’in mescidini kullanış örneğine uygun olarak İslam’a aykırı olmayan her türlü sosyal ve kültürel konularda aktif görevler ifa edecektir. Başlıkları kısaca şöyledir;

- Dini faaliyetleri gerçekleştirmek, des-teklemek ve icra etmek.

- Diğer din mensupları ve yaşanılan bölgenin yerel yöneticileriyle diyalog ve iyi ilişkiler kurmak suretiyle dinimizi ve milletimizi temsil etmek.

- Toplumumuzun ve çocuklarının öz kültürüne hakim yaşamasını destekle-

mek, buna ilişkin faali-yetler geliştirmek

Türk - Amerikan Diyanet Vakfı’na ait Paterson Mevlana Camii açılışı Ağustos ayında Amerika’nın New Jersey eyaletinde yapıldı.

-Ayrı din ve kültürden olan insanların birarada, karşılıklı hoşgörü içerisinde yaşamalarını desteklemek ve kültürü-müzü tanıtıcı faaliyetlerde bulunmak.

- Burada yaşayan vatandaş ve soydaşlarımıza sosyal danışmanlık hizmeti sunmak.

- Yabancı dil sorunu bulunanların dil öğrenmelerini desteklemek ve kurslar açmak.

- Çocuklarımıza hafta sonu ve yaz tatillerinde din, kültür, dil ve tarih ko-nulu sosyal aktiviteli dersler yapmak.

- Yaşlı ve muhtaçları desteklemek ve dini psikolojik rehberlik sunmak.

- Hacca gitmek isteyenlere hac eği-timi yaptırmak ve bürokratik işlerini takip etmek.

- Cenazelerin bütün dini gereklerini merkezimizde yerine getirmek.

- Evlenmek isteyen vatandaş ve soydaşlarımızın aynı anda hem res-

mi hem de dini nikahlarını kıymak.

/PatersonMevlana

Page 47: elbirliği sayı:13
Page 48: elbirliği sayı:13

46 Mutlu Müşteri

“...Zamanı tutamıyoruz zaman akıp gidiyor, bu za-manda verilen kiralar boşuna verilmiş oldu ama önemli olan bundan sonrasında zamanı tutabil-mek.”

Yeşil ve mavinin eşsiz güzelliğinin buluştuğu şehirde, Giresun’da yaşıyorum. Kamu görev-lisi olarak çalışıyorum. Üç çocuğum var. Ki-rada oturan her aile gibi bizim de hayalimiz bir gün kendi evimize taşınmaktı. Giresun, kiraların yüksek olduğu şehirlerden... Sosyal harcamaların da yüksek olması sebebiyle ya-tırım ya da birikim yapabilmek gerçekten çok zor. Yüksek bir gelire sahip değilseniz kendi evinize taşınmak hayalden öteye gidemiyor.

Faruk TÜRKMEN:YILLARCABOSUNA KIRA ÖDEDIM.. ..

Durum ne olursa olsun insan yine de aklın-dan ev alma fikrini çıkaramıyor. 5 yıl önce faize girmeden ödeyebileceğim seviyede taksitlerle nasıl ev sahibi olabilirim diye araştırırken Eminevim ile tanıştım. Niyetim, banka kredisi kullanmadan ev sahibi olmaktı.

Yaklaşık bir yıl kadar faize girmeden nasıl ev sahibi olabileceğimi araştırdım. Çevrem-deki herkese soruyor, farklı yöntemleri araş-tırıyordum. Gerçi çok fazla seçenek yoktu.

Page 49: elbirliği sayı:13

47 Mutlu Müşteri

Peşin param olmadığına göre ya dostlarımdan borç alacak, ya da müteahhitlere borçlanacaktım. Bu iki seçeneği eledikten sonra ge-riye sadece Eminevim kalıyordu. Uzun uzun Eminevim’i araştırdım. Hakkında neler söyleniyor, kimler ev sahibi olmuş, ödemeler gibi pek çok konu hakkında bilgi sahibi ol-dum.

Sonunda kararımı verdim. Bir yer-den başlamalıydım. Beklemek hiç-bir şey kazandırmıyor aksine her ay kendimin olmayan bir eve kira ödüyordum. Eminevim’de bütçe-mize uygun rakamları belirledik-ten sonra sözleşmeye imza attım.

Aslında daha önceden bilmediğim bir zorluğu da tam bu esnada gör-müş oldum. Çevremde Eminevim ile ev sahibi olacağımı duyanlar-dan bazıları Eminevim’i tanıma-dan önyargılı yaklaştı. Söylenen-lere çok takılmadım. Kararlıydım. Olumsuz yorumlarda bulunanları kırmadan Eminevim’i, El Birliği sisteminin özelliklerini anlatma-ya çalıştım. Fakat insanların ka-fasındaki ön yargılarını, olumsuz düşüncelerini kırmak hiç kolay olmadı.

Çevremdeki ön yargılar sebebiy-le ilk aylarım tedirgin geçti. Çok uzun zaman Eminevim’i araştır-mış olmama rağmen yine de ön-yargılardan rahatsız olmuştum. Olsun dedim. Bir yola çıkmıştım ve dönmeyi düşünmüyordum. Sonu-na kadar gitmeliydim. O son, kendi evimize huzurla taşınmaktı.

Rabbime sonsuz şükürler olsun ki kısa süre sonra Eminevim sa-yesinde ev sahibi olduk ve kendi evimize taşındık. Çevremizdekile-rin önyargıları da ancak biz evi-mize taşınınca kırılabildi. Hatta bazılarının Eminevim’i daha ya-kından tanımalarına ve Eminevim sistemine dahil olmalarına vesile oldum.

Biz kendi evimize taşınmıştık, dostlarımız ise biz evimizi aldık-tan sonra Eminevim ile ev sahibi

olmak için başvurdu. Aslında geç-te olsa kazançlı bir iş yapmış ol-duk. Bu süreçte hem benim hem de çevremdekilerin tek kaybı oldu, zaman… Keşke diyorum daha önce Eminevim’i tanıyıp başvursaydım. Zamanı tutamıyoruz, akıp gidiyor. Eminevim varken insanlar boşuna kira ödüyor diye düşünüyorum. Ev sahibi olmak isteyen El Birli-ği dergisi okurlarına tavsiyem; zaman kaybetmeden bir an önce Eminevim’e başvuru yapmaları olur. Biraz planlı, biraz tasarruflu davranarak ev sahibi olunabildiği-ni gördük.

Günümüz şartlarında faizle yatıp faizle kalkarken, faiz vermeden ev almayı düşünenler için ısrarla Eminevim’i tavsiye ediyorum. Fa-izsiz bir yöntemle ev almamıza vesile olan Eminevim’e, çalışanla-rına ve yönetimine sonsuz teşek-kürler…

Page 50: elbirliği sayı:13

48 Dünya Ülkeleri

Tac Mahal’i, Buda’sı, baharat kokulu yemekleri, kalabalığı ve eşine rastlanmayan etnik yapısı... Renklerin ülkesi, dünya-

nın en mutlu ve en mutsuz insanlarının iç içe hayat sürdüğü, ineklerin özgürlüğünü doyasıya yaşadığı diyar...

Page 51: elbirliği sayı:13

49 Dünya Ülkeleri

Page 52: elbirliği sayı:13

50 Dünya Ülkeleri

Güney Asya’nın baharat ve düşler diyarı Hindistan. Bizler tarafından az bilinen ve keşfedilmeyi bekleyen bir ülke.

Çin’den sonra dünyanın en kalabalık ülkesi olan Hindistan’da, nüfus fazlalığı nedeni ile hayat seviyesi oldukça düşüktür. Halkın büyük kesimi açlık ile karşı karşıyadır.

Hindistan’ın başkenti olan Yeni Delhi, dünyanın en hızlı büyüyen şehirleri arasında gösterilir. Ağaçlı geniş caddeleri oldukça meşhurdur. Ayrıca Yeni Delhi’de bulunan Hümayun Türbesi gezip görmeye değer bir dünya mirasıdır.

Bombay Ülkenin en gelişmiş şehri Mumbai veya Türkçe’de bilinen adıyla Bombay’dır. Hindistan’ın 1, dünyanın ise 3. en büyük şehridir. Şehirde toplam 20 Milyon insan yaşar. Derin ve doğal bir limana sahip olan şehir, Hindistan’ın ticaret, finans ve kültür başkentidir. Bollywood olarak bilinen Hint Sinema endüstrisi buradadır. Bu sebeplerdendir ki oldukça fazla göç almaktadır.

Şehirde ilgi çekici birçok yapı ve tarihi eser bulunur. Bunlardan biri “Hindistan’ın Giriş Kapısı”dır. Eski zamanlarda bölgeye sadece gemi ile ulaşım yapılıyordu, bu sebeplede bölgede ki yapıya bu isim verilmiştir. Şehirde gezilip görülmesi gereken yerler başlıca şunlardır; Mani Bhavan, Asma Bahçeler, Malabar Tepeleri, Sükunet Kulesi ve Hacı Ali’nin Türbesi’dir. Hacı Ali türbesi, denize düşüp vefat etmiş müslüman bir zat için yapılmıştır.

Vefatından sonra çıkan söylentilere göre kendisi Mekke’de görülmüş, daha sonra ermiş olduğuna inanılmıştır. Denizin ortasında kalan bir adacık üzerine kurulmuştur.

Ganj Nehri Hindistan’ın bir diğer meşhur yeri ise Ganj Nehri’dir. Aynı zamanda dünyanın da en ünlü nehirlerinden biri olan Ganj, 2700 km uzunlu-ğundadır. Himalayalar’da doğar, Hindistan’da başlayıp Bangladeş’ten geçer ve Bengay Körfezi’nden okyanusa dökülür. Nehrin asla kirlenmeyeceği inancını taşıyan Hindular, ölü-lerini yakıp küllerini bu nehre atarlar ve çoğu Hindu yine bu nehirde yıkanır. Tüm bunlara rağmen Ganj Nehri, dünyanın en kirli nehirle-rinden biri olarak kabul edilir.

Dünyanın yedi harikasından biri: Tac Mahal Hindistan’ın hemen hemen her yeri gezip görmeye değerdir, her bir köşesi ayrı bir tarih kokar fakat bunlar arasında belki de en önemlisi Tac Mahal’dir. Hindistan’ın en çok ziyaret edilen tarihi yapısıdır. Yapımı tam 20 yıl sürmüştür. Agra kentinde yer alan bu eseri İstanbul’dan davet edilen Türk mimarlar Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi yapmıştır. Bu eser, dünyanın en güzel, en muhteşem ve en meşhur türbelerinden birisidir ve Türk-İslam mimarisinin en önemli yapıtları arasında yer alır.

Page 53: elbirliği sayı:13

51 Dünya Ülkeleri

Efsaneye göre yapımı tamamlandıktan hemen sonra, türbe işçilerinin kolları aynı yapıttan bir tane daha yapılmasın diye orada kesilmiştir. Dünya’da aşk için yapılmış en büyük ve en güzel anıt olarak kabul gö-ren bu türbe, Şah Cihan’ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu Begüm’ün doğum sırasında vefat etmesi üzerine, anısını yaşatmak için yaptırılmıştır. Bu harika eserin mimarları Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi Mimar Sinan’ın talebeleridir, ayrıca yapıdaki yazıları yazan da Hattat Serdar Efendi’dir. Anıtın dört yanına Yasin suresinin tamamını yazmıştır. Eser 1652 yılında bütünüyle tamamlan-mıştır. 1983 yılından beri UNESCO’nun dünya mirasları arasındadır ve Dünyanın Yedi Harikası’ndan biridir.

Meşhur inekler Gelelim Hindistan’ın meşhur, kutsal hayvanları ineklere.. Krişna adını verdikleri, tanrının yeniden bedene gelmiş hali olduklarını varsayar Hindular. Sokaklarda diledikleri gibi gezebilir, pazar tezgahlarından istediklerini yiyebilirler. Asla kızılmaz bu duruma, aksine mutlu olur-lar. Bir kimse kaza ile olsa dahi ineği öldüremez. Altı aydan bir seneye kadar yıkanmama, sakal yahut tırnak kesmeme, bir binanın içinde uyumama, işe gitmeme ve giyinmeme cezaları vardır.

40 Milyon Mühendis Ülke genelinde Hintli gençlerin eğitim alanlarında başı mühendislik çekiyor. 40 milyondan fazla iyi yetişmiş, kalifiye mühendis bulunuyor. Bu mühendislik alanları genellikle uzay, havacılık, yazılım ve bili-şim sektöründe faliyet göstermektedir. Sadece yazılım sektörü için 150’nin üzerinde üniversite bulunmaktadır.

Yazılım İhracatçısı Hindistan, dünyanın en büyük yazılım sektörlerinden birine sahiptir. 1970’lerde başlayan yazılım süreci, 1990’lı yıllarda büyük hız kazan-dı. Sektör büyüdükçe, yazılım şirketleri özel yazılımlar geliştirerek bunları yurt dışına ihraç etmeye başladılar. Bu tip özel yazılımlar ABD gibi ülkelerde de geliştirilmesi karşısında, Hindistan’ın en önemli kozu ucuz iş gücüydü. Amerikan şirketlerinde Hintlilerin sayıca fazla olması ve yazılım sektörü için yüksek yatırımlara ihtiyaç duyulmama-sı, sektörün hızla büyümesinin önünü açmıştır.

Page 54: elbirliği sayı:13

52 Dünya Ülkeleri

Sektördeki dış kaynak kullanımı özellikle son yıllarda Hindistan ekonomisine olduk-ça fazla katkıda bulunmuştur. Mühendislik, telekominikasyon ve bankacılık gibi sektör-lerde yer alan bir çok uluslararası şirketin çağrı merkezlerini yönetip, muhasebe kayıtları ve veri tabanı hizmeti sunmakta-dırlar. Dünyada her dört uluslararası şir-ketten biri yazılım işlerini Hintli firmalara yaptırmaktadır. Hindistan %70 ile en çok ABD pazarına yazılım ihracatı yapmakta-dır. ABD’yi %25 ile Avrupa izliyor.

Hindistan’da Müslümanlar Değerli okurlarımız, bilhassa Hindistan’da yaşayan, bu ülkenin birer vatandaşı olan Müslüman kardeşlerimizin ülkelerinde elde ettiği başarılardan bahsetmeden olmaz. Hint politikasında yakın tarihlere kadar pa-sif olan Müslümanlar, yakın geçmişte The Welfare Party’i (Refah Partisi) kurdular. Henüz seçime katılmadılar fakat, gelecekte Müslümanların sesi olacaklarına pek şüphe yok. Ayrıca 12 yıldır yayın yapan The Milli Gazete, haftalık çıkarak ellerinden geldiği kadarı ile ses getirmeye çalışıyor.

Üzerinde mutlaka durulması gereken bir diğer başarı ise şüphesiz sinemadır. Bu ülkede Müslümanlar harika eserler ortaya koyuyorlar. Bollywood’un en çok kazanan oyuncusu Aamir Khan (Ülkede Müslüman-ların çoğu “Khan” soyadını kullanmakta.) 1965 doğumlu olup, hem oyuncu hem de yapımcılık yapmaktadır. Kiran Rao ile evli olan ve 3 çocuk babası olan Khan, ülkesin-de “Bay mükemmeliyetçi” olarak biliniyor. Dünya çapında büyük başarılar elde eden Khan’ın, Hint sinemasına olan ön yargıları yıkmayı başarmıştır. 2001 yılında çektiği “Lagaan” filmi ile Oscar’a aday gösterildi fakat kazanamadı. 2005 yılında “Taare Zamane Par” filmi ile iyice ünlendi. 2006 yılında “Fanaa” filmi ile Keşmir sorununa dikkat çekti. 2008 yapımı olan ve kendisi-nin de oynadığı “Ghajini” en fazla izlenen film oldu.”3 Idiotts” filmi ile de kendi rekorunu kırmayı başardı. Aamir Khan annesi ile beraber Hac vazifesini de yerine getirmiştir.

Page 55: elbirliği sayı:13

53 Haber

Gerede Müftülük binası

Hizmete Açıldı...Gerede‘de yapımı tamamlanan ilçe müftülüğü ve Kur’an Kursu binasının açılışı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıy-la düzenlenen törenle yapıldı.

Yaptığı konuşmasında “Bu binalar milletimizin her ferdinin dini hayatını, manevi hayatının tedvir edildiği yerlerdir. Gönlümden geçen, şu yoldan geçen bir vatandaşın başı sıkıştığında geleceği, sığınacağı yer burası olsun. Birbirine küsen iki kardeş barışmak için buraya müraca-at etsin.” ifadelerine yer verdi.

Selçuklu mimarisi tarzında inşa edilen hizmet binasının önünde yapılan açılış organizasyo-nuna Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı

Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları, Ak Parti Bolu Milletve-killeri Fehmi Küpçü ve Ali Ercoşkun, Bolu Be-lediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Bolu Müftüsü İzani Turan, Gerede Kaymakamı Arslan Yurt Gerede Belediye Başkanı Mustafa Allar, çevre ilçelerin kaymakam ve belediye başkanları ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez konuş-masının ardından müftülük binasının yapımın-da emeği bulunan hayırsever iş adamlarına teşekkür plaketi verdi. Ardından Görmez ve protokol üyeleri ilçe müftülük binasının açılışı-nı yaparak kurdeleyi kestiler.

Page 56: elbirliği sayı:13

54 Haber

Emin Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kemal Üstün de açılışa dair aşağıdaki mesajı yayınladı.

Muhterem Diyanet İşleri Başkanımız,

Muhterem Milletvekillerimiz, Sayın Valimiz, Sayın Kaymakamımız, Sayın Belediye Başkanlarımız ve Değerli Mi-safirler;

Bugün hem Gerede’mizde yaşayan-lar, hem de Emin Şirketler Gurubu’nu temsilen huzurlarınızda bulunan be-nim için, çok mutlu bir gün. Böyle bir günde bizleri yalnız bırakmayarak ara-mızda olduğunuz için hepinize şükran-larımı ve saygılarımı sunuyorum.

Değerli misafirlerimiz hepinizin ma-lumu olduğu üzere Anadolu’muzda bazı yerler makarrı ulema olarak adlandırılır. Buralarda mübarek din alimlerimiz yetiştiği için bu sıfata la-yık görülmüşlerdir. İşte bugün içinde bulunduğumuz Anadolu’muzun bu şi-rin ilçesi Gerede’miz de bu sıfata layık olan ender ilçelerimizden birisi olarak görülmelidir.

Evveliyatı asırlar öncesine dayanan

bir ilim silsilesinin bu ilçede bulundu-ğunu hepimiz az ya da çok biliriz. Bu ilim silsilesini bizlere kadar ulaştıran, aralarında benim atalarımın da bulun-duğu bu alimlerimizi bu vesileyle rah-metle anıyorum. Ruhları şad olsun.

Bugün hizmete açacağımız Gerede Müftülüğü hizmet binasını ve kütüp-hanesini hizmete açarken, geçmişte bu ilçede din görevlisi olarak hiz-

met etmiş, halk arasında “Koca Müf-tü” olarak anılan muhterem dedem Ahmet Kemalettin Üstün Hocaefendi-yi, Hafız Şeref Hocaefendiyi, babam Habibullah Hocaefendiyi ve dar-ı beka-ya göç etmiş diğer hocalarımızı rahmet-le anıyorum.

Ayrıca aynı ilim silsilesinden gelen ve halen Gerede’mizde berhayat olan muhterem Hacı Ömer Cevahircioğlu’nu

Page 57: elbirliği sayı:13

55 Haber

hürmetle anıp, kendisine sıhhat ve uzun ömürler diliyorum. Yine hayatta olan Yusuf Şengül Hocae-fendiyi, Hafız Kemal Hocaefendiyi hayırla yad edip, sağlık ve uzun ömürler temenni ediyorum.

Bu ilim silsilesinin son ve önemli halkalarından bi-risi olarak yaşayıp, yaşadığı sürede sadece bölge-mizde değil genel olarak ülkemizde ilmiyle etrafını aydınlatan Ekrem Doğanay Hocamızı da rahmetle anıyorum.

Rahmeti rahman kavuşmuş bulunan Cevdet Bilge Hocayı, Behçet Hocayı, Parmaksız Ahmet Avcı Ho-cayı da rahmetle anmayı bir vefa borcu bilirim.

Değerli misafirlerimiz bu açılış vesilesi ile rahmet-le anılmayı hak eden bir başka hoca efendi de, çok yakın bir geçmişte genç denilecek yaşta ara-mızdan ayrılan sevgili eniştem, değerli ilim adamı Yusuf Özcan Hocamızdır. Bugün hizmete açaca-ğımız kütüphaneye çok değerli eserlerini bıraktığı için kendisinin amel defterine sürekli ecir yazılaca-ğına inanıyor ve Allah’tan ona da rahmet diliyorum.

Burada temsilcisi olmaktan mutluluk duyduğum Emin Şirketler Gurubu’nun emanetçileri değer-li ağabeylerim Emin Üstün ve Abdurrahman Üstün beylere de bu çorbada tuzları bulunduğu ve bizlere bu mutluluğun yaşatılmasında katkıları ol-duğu için diğer yardım edenlerle birlikte teşekkür ediyorum. Bundan böyle de Gerede’mizde bizlere iftihar vesilesi olacak müesseselere imza atacakla-rına inanıyorum.

Bu eserin yapılmasında maddi ve manevi katkıları olan herkese, diyanet teşkilatının değerli çalışan-larına, başta ilçe müftüsü Hasan İzmirli Hocamız olmak üzere fedakâr çalışanlarına emek ve gayret-lerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Kalbi duygularımla, açılacak bu müftülük binası ve kütüphanenin Gerede’mize ve bölgemiz halkına ha-yırlı uğurlu olmasını diliyor, hepinize geldiğiniz için şükranlarımı, arz ediyor, saygılarımı sunuyorum.

Page 58: elbirliği sayı:13

56 Mutlu Müşteri

“Öyle böyle derken 7 ay bekledik ve önemli gün gelip çattı. İnana-mıyorum! Hayaldi asgari ücretle ev almak. Tapu idaresine giderek tapuyu kendi adıma alınca, hayal olmadığını anladım. Eşimle rahat bir nefes aldık. Durumu babama anlattık. İşte biz böyle bir sistem sayesinde ev aldığımızı söyledik. Babam “Bu devirde hala böyle insanlar var mı?” diye söylendi. Bana dönerek; “Oğlum, ben senin babanım ben sana yardım etmedim. Benim yapmadığımı yapmış-lar.” dedi. Ben artık arkadaşlarıma gönül rahatlığıyla tavsiye et-meye başladım. Böylelikle 7 arkadaşım sisteme dahil oldu, evlerini alacakları günü bekliyorlar.”

CASIM ÖVÜR:ASGARI.

UCRETLEEV SAHIBI OLDUM

. .

Page 59: elbirliği sayı:13

57 Mutlu Müşteri

Şanlıurfa’da özel bir şirkette eğlence sektöründe asgari ücretle çalışmaktayım. 14 şubat 2010’da evlendikten sonra kiracı oldum. Hep kendi evim olsun diye hayal ederken, hayalimin çok zor olduğunu biliyordum. Ama bu zorluğu kendime kabullendiremiyordum. Babamdan destek istedim. Bana biraz borç vermesini, faize bu-laşmadan aydan aya ona ödeme yapacağımı söyledim. Önce tamam dedi. Altınları satarız 50 Bin TL değerinde konut alırız, eksiğini de ben tamamlarım dedi.

Bu sözü aldıktan sonra konut aramaya başladım. 15 gün sonra birkaç ev buldum. Beraber evleri inceledikten sonra babam vazgeçtiğini söyledi ve aramızdaki köp-rüleri yıktı. Önce çok sinirlendim, hatta bir ara küstüm. Fakat sonra dinen ne kadar anlaşamasakta babamla küsemeyeceğimi anladım. Onu bir kalemde silip atmak olmazdı.

Bir gece televizyonda Eminevim reklamlarını gördüm. Eşimle birlikte böyle birşey olabilir mi diye düşündük. Önceleri olmaz gibi geldi. Eminevim’i araştırmaya başla-dım. Urfa şartlarında bir aile büyüğünden destek alma-dan bir işe kalkışmak çok zor. Eminevim’i araştırmaya başladık ve sonra eşimle birlikte Eminevim Şanlıurfa şubesine gittik.

Oradaki görevli öyle bir anlattı ki hemen o an bu işe sı-cak baktık. Tabi ki asgari ücretle çalışınca bazı hesapları ince eleyip sık dokumak gerekiyor. Kendi hesaplarımızı yaptıktan sonra aile büyüklerimize haber vermeden Eminevim ailesine katılmaya karar verdik. Tekrar şubeye giderek, “Referans olacak birileri var mı?” diye sorduk. Onlar da bize bir kaç telefon numarası verdiler.

Aradım konuştum kimisi polis, kimisi savcı, kimi ev hanımı kimisi de işportacı. Hepsi Eminevim’e kefil olacağını söy-ledi.

İstanbul’daki akrabalarımı arayarak araştırmalarını istedim. Önce kendi fikirlerini söylediler, “Bu işe girişme!” dediler. Ama araştırınca bu fikirlerinden vazgeçtiler. Ve sonuç itibariyle zor da olsa biz 16 Nisan 2012 tarihinde bu sisteme dahil olduk. Ama süreç bizim için sıkıntılı işli-yordu. Bazen acaba paramız, birikimimiz uçup gider mi? düşüncesinden kendimizi alamıyorduk. Eminevim’e gitmek isteyen arkadaşlarıma bekleyin diyordum. Ben evimi aldık-tan sonra siz gidersiniz..

Öyle böyle derken 7 ay bekledik ve önemli gün gelip çattı. İnanamıyorum! Hayaldi asgari ücretle ev almak. Tapu ida-resine giderek tapuyu kendi adıma alınca, hayal olmadığı-nı anladım. Eşimle rahat bir nefes aldık. Durumu babama anlattık. İşte biz böyle bir sistem sayesinde ev aldığımızı söyledik. Babam “Bu devirde hala böyle insanlar var mı?” diye söylendi. Bana dönerek, “Oğlum, ben senin babanım, ben sana yardım etmedim. Benim yapmadığımı yapmış-lar!” dedi. Ben artık arkadaşlarıma gönül rahatlığıyla tavsi-ye etmeye başladım. Böylelikle 7 arkadaşım sisteme dahil oldu, evlerini alacakları günü bekliyorlar.

Sonuç itibariyle Eminevim sistemini bizimle paylaşan Şanlıurfa şube çalışanı Mehmet Kuşulay’a çok teşekkür ederim. Sanki ben değil de kendi ev sahibi oluyormuş gibi bizim için uğraştı. Ben sisteme girdikten sonra yanımda eşim ve Mehmet Kuşulay vardı.

Ben evimi aldım Allah olmayanlara ev sahibi olmayı nasip etsin. Evim oldu sıra arabada...

Page 60: elbirliği sayı:13

TARLALARININ

MIMARI

POLPOT

Page 61: elbirliği sayı:13

Kamboçya halkı üzerinde yaptığı toplumsal deneylerle ölüm

tarlalarının mimarı olarak tarihe geçen Pol Pot, ütopik bir tarım

ülkesi kurma gayesiyle medeniyeti insanların beyinlerinden ve

hayatlarından silmeye çalıştı. Ülkedeki meslek sahiplerini ve tek-

nik elemanları yok etti. Yabancı dil bilmeyi, gözlük takmayı ya

da mülkiyet sahibi olmayı ölüm sebebi sayarak 2 milyona yakın

insanı acımasızca katletti.

Sal

oth

Sar

(P

ol P

ot)

Page 62: elbirliği sayı:13

Geçmişte yaşanan soykırımın ve şimdilerde yaşanan sefaletin bir toplumu nasıl etkilediğini görmek için bu toprakları gezmek ve izini sürmek gerekiyor. Ölüm Tarla-ları başkentin 15 km kuzeybatısında yer alıyor. Katliamın sebebi ise hiç bir mantığa sığmayacak cinsten.

Bir hükümet düşünün ki, kendi ülkesinde ille-gal! Yani bir hükümet var ve ülkeyi yönetiyor, ama başbakanın adı “gizli!” Bugün adını artık herkesin bildiği Pol Pot asıl adıyla Saloth Sar, Kızıl Khmerler iktidara geldikten bir yıl sonra halka, “Ben başbakanınızım” diyerek kendini, “kauçuk plantajlarında çalışan bir işçi” olarak tanıtıyor.

Kamboçya’nın tarihini yeniden yazacaklarını söyleyen Pol Pot ve Kızıl Kmerler, iktidara ge-lişlerini ‘’sıfır yılı’’ olarak tanımlamış, ne mül-kiyetin ne de paranın varolduğu eşitlikçi bir köylü toplumu yaratacaklarını iddia etmişler-di. 1975’te iktidar olan Pol Pot, ütopik bir ta-rım ülkesi kurma gayesiyle şehirleri boşaltıp parayı kullanımdan kaldırdı ve özel mülkiyete büyük bir savaş açtı. Kırsal kesimde kolektif çiftlikler kurdurdu. Kentlerde yaşayan mil-yonlarca kişi zorla köylere yerleştirilerek, bu çiftliklerde çalışmaya zorlandı. Rejim düşmanı ilan edilenler aileleriyle beraber toplu olarak katledildi.

Kamboçya halkı üzerinde yapılan bu top-lumsal deney, yüzbinlerce Kamboçyalı’nın hayatını kaybetmesine neden oldu.

Kamboçya Ölüm tarlaları

Phnom Penh acılı ve hüzünlü

bir yakın geçmişin izlerini hem

ruhlarda hem de gözler önün-

de hissedilebilen bir şehir. Bir

yanda huzur ve dinginliği her

yanda hissedebilirken diğer

yanda Fransız mimarisine ait

sarı evler, Budist mabetleri

olan pagodalar ve algı sınırla-

rını zorlayan, insanın insanlı-

ğından utandığı katliamların

gerçekleştiği topraklar, ölüm

tarlaları.

Başkent Phnom Penh

Page 63: elbirliği sayı:13

Güvenlik Ofisi 21

Entelektüel olduğu düşünülen herkes öldü-rüldü ve pek çok kişi gözlük kullandığı veya yabancı dil bildiği gerekçesiyle suçlandı. Ülke-deki meslek sahiplerinin ve teknik elemanla-rın hemen hepsi yok edildi.

Kızıl Kmerler Kamboçya’yı orta çağa döndür-mek istercesine katliamlarını sürdürdü. 1975 ve 1979 yılları arasında nüfusun neredeyse dörtte birini katletti.

İnsanın insana neler yapabildiğini görebilmek için, Ölüm Tarlaları girişinde verilen kulaklığı takıp seslere kulak vermek gerekiyor. Hemen yakınından geçip yürüdüğünüz yerin altında yüzlerce insanın kemiklerinin olması ve bu alanı gezerken çevrenizde hala kemik ve kumaş parçaları görmek neler hissettirmiyor ki insana!

Tuol Sleng Soykırım Müzesi ise Kamboçya’nın trajik ve tüyler ürpertici geçmişini gözler önüne seren diğer bir portre. Kızıl Kmerler’in sorgulama ofisi olarak kullandığı, eski bir okul olan Güvenlik Ofisi 21, insanların akıl almaz işkencelerden geçirildiği ve öldürüldüğü bir kıyım merkezi oldu.

Çocuk yaştaki Kızıl Kmerler

Kadın ve çocuk ayrımı yapılmaksızın

katledilen insanlar

Page 64: elbirliği sayı:13

Tuol SlengSoykırım Müzesi

Kurbanlara ait fotoğraflar

Page 65: elbirliği sayı:13

Tuol SlengSoykırım Müzesi

İşkencelerde kullanılan aletler

Bazıları için ise son durak olan Kamp S-21, yüzbinlerce kişinin, işkence altında komü-nist idareye karşı olduklarını itiraf ettirilip, işkenceler yapıldığı yer oldu.

Islık çalmanın ve güneş gözlüğü bile takma-nın suç sayılabileceği bu kamptaki vahşet odalarında yaklaşık 15 bin kişinin öldürüldü-ğü sanılıyor.

Yaşanan bu vahşet ve öldürmenin boyutu açısından Hitler‘in yaptıkları Pol Pot‘un yaptıklarının gölgesinde kalıyor. Dünya-nın, Kamboçya‘da yaşanan dramdan önce habersiz ve sonra da sessiz kaldığı dönem-lerde, dışarıdan büyük destek alarak ülkede dünya tarihinde görülmemiş bir insan kıyımı yapıldı.

Page 66: elbirliği sayı:13

Kamboçya’ya cehennemi yaşatan Kızıl Khmerler, Vietnam ordusu tarafından 1979 yılında etkisiz hale getirilmesine ve yeni hükümet kurulmasına rağmen, Birleşmiş Milletler nezdinde 12 yıl boyunca Kamboçya halkının temsilcisi olarak tanındılar.

Vietnam’ın kamplara girmesiyle kapalı kapılar ardında gerçekleşen bu vahşetin görüntüleri dünya kamuoyu ile paylaşıl-dı. Yaklaşık olarak 2 milyon insanın Kızıl Kmerler rejimi altında hayatını kaybetti-ği düşünülüyor.

Bu vahşetin bir numaralı ismi Pol Pot 1998 yılında ormanın derinliklerinde yandaşları tarafından ev hapsinde tutu-lurken kalp krizi geçirerek öldü.

Diğer bir iddiaya göre; Pol Pot, sıtmayla mücadele ve sakinleştirici ilaçlar alarak intihar etmiştir.

Pol Pot ölümünden birkaç ay önce kendisiyle ya-pılan bir röportajda, milyonlarca insanın öldürül-mesiyle alakalı vicdanen rahat olduğunu, bunları kendi başına yapmadığını açıklamıştı.

Pol Pot’un kulübesindeki cesedi

Kurbanlara ait kafatası ve kemikler

Page 67: elbirliği sayı:13

Kızıl Kmerler örgütünün en çok korkulan komutanı kasap lakaplı Ta Mok ise Pol Pot ile arasındaki ilişkileri 1997 yılında sona er-direrek, örgütün liderliğini ele geçirdi. Bir yıl sonra, yanına işkenceci “Duch”u da alarak dört kişi Tayland’a gitti ve oradaki yerel makamlara teslim oldu. Ta Mok, o günden öldüğü güne kadar da tutuklu kaldı.

Müze haline dönüştürülmüş ve 30 yıl önceki haliyle S-21 de günde iki kez belgesel su-numları yapılıyor.

Kızıl Kmerler döneminde, 20 binden fazla kurbanın fotoğraflanıp kayıt altına alındığı arşivin bulunduğu binada işkencelerde kulla-nılan teknikleri anlatan resimler ve figürler ile katliamda kullanılan araçlar bulunuyor.

Ta Mok

Bu fotoğraflara bakıp da Kamboçya’nın acı tari-hini hatırlayıp hüzünlenmemek elde değil. Belki gelecekte, geçmişten gelen korkuları saracak olan bu bedenler, acımasız geçmişin izlerini bu toprak-lardan tamamen silecekler. Kamboçyalılar uzun yıllar boyunca tarihlerinin yönünü değiştiren bir diktatörün zulüm dolu idaresinde yaşadı. Şimdi ise gelecekleri için kurdukları hayaller var sırada.

Pol Pot’un küllerinin yer aldığı mezar

Page 68: elbirliği sayı:13

66 Sosyal Medya

Page 69: elbirliği sayı:13

67 Sosyal Medya

Son dönemde psikolog ve terapistlerin en çok sosyal medya kullanıcılarının hastalık derece-sindeki bağımlılığını tedavi etmeye çalıştığını ve sayılarının madde bağımlılarını çoktan geç-tiğini biliyor muydunuz?

Yapılan araştırmalar sonucunda, internetten uzaklaştırılan insanların, tıpkı alkol, sigara ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapan maddeleri bı-raktıklarında vücutlarında meydana gelen tep-kileri gösterdikleri gözlemliyorlar. Agresiflik, depresiflik, insanlarla iletişim kuramama vs. Sosyal medya bağımlılığının en önemli işareti ise, sosyal medya sitelerinde günde 5 saatten fazla zaman harcamak olarak gösteriliyor.

Bağımlılığın belirtileri bu kişilerin hayati şeyleri kaçırmaya ya da görmezden gelmeye başlama-ları. Kişisel bakımlarıyla ilgili veya yemek-içmek gibi yaşama dair gereklilikleri dahi ihmal ede-biliyorlar.

Kimi durumlarda uyumayı erteliyorlar, toplan-tılarını kaçırıp, işe, okula geç kalabiliyorlar.

Page 70: elbirliği sayı:13

68 Sosyal Medya

Tüm bu gelişmelerin ve kolaylaştı-rıcı etkilerin yanı sıra insan ilişkileri de ciddi yaralar almakta. Yapılan bir araştırma sosyal medya ağları-nın ‘‘beğeni’‘ ve ‘‘retweet’‘ etmek gibi özelliklerinin beyindeki dopa-min salgısını arttırdığını, bu siteler-de yeterince beğeni alamamanın ise kişide kıskançlık ve huzursuz-luk duygusu yarattığını gösteriyor. Tedavi ise, katı bir sosyal medya yasağı ve günü diğer uğraş ve akti-vitelerle doldurma yöntemiyle baş-lıyor. Yani doğal hatta tabiri caizse organik yaşama dönüş.

Ekranın karşısında, oturduğumuz o koltuklarımızda rahatımızı düşü-nürken, bünyemiz bundan fazlasıy-la olumsuz etkileniyor, ama farke-demiyoruz. İnsanlarla iletişimimiz sadece yazıdan ibaret olmaya baş-lıyor. İnsanlarla yüzyüze konuşma-ya ve seslerini duymaya hasret ka-lıyoruz. Ne zaman insanlarla karşı karşıya gelsek, konuşamamaktan yakınıyoruz, çünkü hayatlarımız sa-dece internetten, sosyal ağlardan ibaretleşiyor.

İnsanlar sosyalleşmekten uzaklaş-tıkça, sanal bir boşluğa düşüyor ama kimse farketmiyor.

Artık sadece orada hareket edip yaşıyor. Bir insana yapılabilecek en büyük kötülük mükemmel kas ve si-nir sisteminin yok sayılarak kullan-mamasına ikna olması olsa gerek.

Kullanıcılar çok şey yaptığını sana-rak dünyayı, sanal alemden kurta-rıyor; gerçek dünyadan koptukça kopuyor. Evinden bile çıkamaz hale geliyor. Canı bile yansa, acısını önce sanal alemde paylaşıyor. Duygular köreliyor, duygular can çekişiyor.

Facebook’ta fazla zaman harcayan genç yetişkinlerin çevrimiçi arka-daşlarına “sanal empati (virtual empathy)” göstermede daha başa-rılı oldukları ifade edilmektedir.

Öte yandan, amacına uygun kul-lanıldığında gerçekten de sosyal ağlar bireylerin sosyalleşmesinde olumlu etki sağlamaktadır. Bilinçli kullanım, kişinin kendisini çevresin-deki insanlara karşı ifade edebilme-si yeteneğini geliştirmektedir.

Page 71: elbirliği sayı:13

69 Sosyal Medya

İnsanlar, çevresindeki arkadaşlarıyla sürekli ileti-şim halinde kaldıkları ve bilgi paylaştıkları için yal-nızlık duygusunun neden olacağı depresif düşün-celerden uzak kalmaktadırlar. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi aşırı kullanımlar, sosyal ağların

amacının tam tersine bir anti-sosyalleşme ara-cına dönüşebileceği gibi büyük bir zaman

kaybına da yol açtığı unutulmamalıdır.

Page 72: elbirliği sayı:13

70 Efendimiz (Sav)

EFENDİMİZ’İNBESLENME ŞEKLİ ve

GÜNÜMÜZ DİYETLERİ

Günümüzde organik besinlerin üretilme-mesi, hazır gıdalardaki kimyasallaşma, hareket kabiliyetimizin azalması sonucu oluşan fazla kilolar artık herkesin soru-nu. Her gün bir diyet sunan uzmanlar da bunun bir sonuç vermediğinin farkında ki devamlı çözüm arıyor.

Ne yapılan diyetlerin, ne de spor salon-larının uzun soluklu sonuçları olmadığın-dan devamlı yeme şeklimizin değişmesi gerektiğinden bahsediliyor.

Peki her sorunu kolayca çözen Efendimiz’in hayatında bize gönderilen ipuçları olabilir mi?

Alınan her gıdanın, insanın iyi ya da kötü davranmasına yol açan enerjiye dönüştüğünün farkında olan Hz. Peygamber (Sav) ve ashabı, yedikleri yemeğin nasıl bir davranışa vesile olacağının endişe-

sini taşımışlar, hayırlı işler yapmalarına vesile kılması için Allah’a şükür ve niyazda bulunmuşlardır.

Page 73: elbirliği sayı:13

71 Efendimiz (Sav)

Sofradan doymadan kalkardı..

Yenilecek yemeğin miktarı olarak “midenin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe, üçte birini de nefes payına” ayırmanın tavsiye edildiği hadisten, iyice doymadan ve iştahı tam kesilmeden sofradan kalkmanın tavsiye edildiği anlaşılmalıdır.

“Mü’min bir bağırsağı, kafir de yedi bağırsağı doyuncaya kadar yer. İnsanoğlunun belini doğrulta-cak kadar yemesi kafidir. Mutlaka yemesi gerekirse, midesinin üçte birini yemeye, üçte birini içmeye üçte birini de nefes alıp vermeye ayırmalıdır.” buyurmuştur.

Page 74: elbirliği sayı:13

72 Efendimiz (Sav)

Peygamber Efendimiz balık ve eti, asitli yiyeceklerle sütü; aynı özellikteki soğukların, sıcakların, tatlı, peklik ya da ishal yapıcı, katı, sıvı gibi yi-yeceklerin ikisini aynı öğünde tüketmezdi.

Kızartma ile haşlama gibi farklı yiyecekleri de bir arada yemezdi.

Yine kaynaklardan edinilen bilgiye göre Peygamber Efen-dimiz’in meyve ve sebzelerden kavun, karpuz, salatalık, üzüm, ayva, acur ve misvak ağacının meyvesini yediğini öğreniyo-ruz. Akşam yemeklerinden sonra yürümeyi sonrasında ise namaz kılmayı önerirdi.

Yemeklerinde çok çeşit olmaz-dı. Sofrada yeşillik bulundu-rurlardı.

Suyu tek yudumda içmez, oturup yudumlayarak içerdi, ayakta yürürken birşeyler yiyip içmezdi.

Kızartılmış eti bazen bıçakla, bazende eli ile koparıp ısırarak yerdi.

Asr-ı Saadet döneminin içe-ceklerinin başında bal şerbeti, hurma ve kuru üzüm şırası ve süt gelmekteydi.

Yemekleri bireysel değil toplu bir şekilde yemeyi tavsiye ederdi, bereketin toplulukla cemaatle olduğunu söylerdi.

Kahvaltıyı kuşluk vaktinde, akşam yemeğini de ikindi vaktinde yiyerek günde iki kez yemek yemeyi tavsiye ettiği de biliniyor.

Page 75: elbirliği sayı:13

73 Efendimiz (Sav)

Yemeklerden önce tatlı ya da meyve yenmesini tavsiye etmesi iştahı ka-patmanın çok yememenin sırlarından.

Hz. Peygamber daima arpa unundan yapılmış ekmek yemiş, kepeği iyice ayıklamış has undan mamul ekmek yememiştir. Arpa ekmeğinin doyuru-cu ve besleyici oluşunun da bu tercih-te payı vardır. Kepeğin iyice ayıklan-mayışını sindirim sistemine faydası ile açıklamak mümkündür.

Efendimiz sofrada, sol dizini midesi-nin içine doğru bükerek ve dış baskı yapacak şekilde oturur, az az yiyerek erken doymayı kolaylaştırırdı.

Hazret-i Âişe, Rasûlullah hakkında şöyle bir tavrından bahseder: “Haz-ret-i Peygamber’in midesine bir gün-de iki ayrı çeşit yiyecek girmemiştir.”

Alınan her gıdanın, insanın iyi ya da kötü davranmasına yol açan enerjiye dönüştüğünün farkında olan Hz. Pey-gamber ve ashabı, yedikleri yemeğin nasıl bir davranışa vesile olacağının

endişesini taşımışlar, hayırlı işler yapmalarına vesile kılması için Allah’a şükür ve niyazda bulunmuşlardır.

Kaynaklardaki bilgiye göre Peygam-ber Efendimiz en fazla iki öğün yemek yemişlerdir. Bu iki öğünden birisi dai-ma hafif yiyecekler şeklinde olmuştur. Onun hafif yiyeceği ise hurmadan oluşurdu.

Akşam öğününün ihmal edilmemesini tavsiye eden Hz. Peygamber, sof-rasında iştah açıcı olarak kullanılan salata, turşu, baharat vb. için bir kap bulundurmazdı. Hiçbir zaman alıştığı miktardan daha fazla yemek yemezdi.

Eldeki vesikalar özetlenirse, Hz. Peygamber’in katık olarak yediği yemeklerin bir kısmı şöylece sırala-nabilir:

Kırmızı et, tavuk, toy kuşu, et çorba-sı, tirit, kabak, zeytin yağı, çökelek, kavun, helva, bal, hurma, pazı, anber balığı.

Ümmetimin göbekli ve şişman olmasın-dan endişe ederim..

Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde, “Ümmetimin göbekli ve tembel olmasından endişe ederim.” buyurmuştu.

Page 76: elbirliği sayı:13
Page 77: elbirliği sayı:13

Telefonun ucundaki şımarık sesin sahibi, sitem dolu cüm-leler kurarak dert yanıyordu.

- Benim burada ne işim var baba? Öğretmen olmak için senelerimi verdim. İstanbul’da kolejde çalışacaktım hani? Şimdi dağın başındaki üç beş haneli bir köyde, yıkık dökük bir okuldayım. Ne oldu senin bakanlıktaki arkadaşın? Hani beni İstanbul’a aldıracaktı?

- Biraz sabret güzel kızım. Halletmek üzereyim. En kısa za-manda güzel bir okula geçeceksin. Babana güven sen. Ben seni oralarda bırakır mıyım? Cici kızım benim.

Genç kız sesini, duyanların acıyacağı bir tona ayarladıktan sonra sözlerine devam etti.

- İyi söylüyorsun da babacığım, aylar oldu buradayım. Her günüm cehennem azabı gibi. Pasaklı çocuklarla uğraşıyo-rum. Medeniyet görmemiş anne babalar, cahil insanlar. Beni anlıyorsun değil mi?

Babası içine çektiği derin bir nefesle üzüntüsünü belli etti.

- Anlıyorum kızım…Anlıyorum. Fakat biraz sabret lütfen.

Genç kız, telefonu kapatmadan ihtiyacı olan elbiseleri ve cilt bakım ürünlerini babasına tek tek yazdırıp acele gön-dermesini istedi.

O gece uyumadan önce uzun uzun düşündü. Neden öğret-menliği tercih etmişti? Aslında okulun ilk yıllarında hoşuna giden bu meslek, neden son zamanlarda gözünde değerini yitirmişti? Belki başka meslekleri seçse durum daha fark-lı olacaktı. En azından bu dağ köyünde olmayacak, güzel bir şirkette daha iyi imkânlarda çalışabilecekti. Hatta hiç çalışmasa da babasının varlığı onu rahat bir şekilde yaşa-tabilirdi. Ne gerek vardı bu çileye? Babası İstanbul’a ta-yinini yaptıracaktı; ancak bir müddet daha köyde kalması gerekiyordu. Düşündükçe içi sıkıldı, boğuluyor gibi hissetti kendini. Onun yeri burası olamazdı. Alışmıştı şehir haya-tına. Babası izin verse hemen istifa edebilirdi. Kısa süre sonra İstanbul’da bir kolejde çalışacağını düşünerek derin bir uykuya daldı.

Genç kız için günler, zorda olsa geçiyor, babasından ge-lecek müjdeyi bekliyordu. Neredeyse bir yıl olacaktı köye geleli. Çocuklar gelinmesi gereken konulara gelememiş, işlenmesi gereken dersler işlenmemişti. Genç kız, öğren-cilerini uzaktan izlemekle yetinmişti. Onlarla ilgilenmemiş, derslere gereken önemi vermemişti. Kendi geleceğini dü-şünmekten onların geleceğini düşünemez olmuştu. Köye geldiğinden beri kimseyle üç kelimeden fazla konuşma-mış, herkesi kendi dünyasından ayrı tutmuştu. Özenle ve-rilen hediyeleri sert bir üslupla geri çevirmişti. Köylüleri, defalarca kırmasına rağmen onlar öğretmene hiç gücen-memiş, yakınlık göstermeye devam etmişlerdi. Onu kendi-lerinden üstün saymış ve hiç saygıda kusur etmemişlerdi.

Yaz tatili yaklaştığında, genç kız için beklenen haber gel-mişti. Bir sonraki yıl İstanbul’da güzel bir okulda öğret-menliğe devam edecekti. Ne de olsa gideceğim düşünce-siyle her şeyi boşlamıştı. Çok seviniyor, kalan günlerin de bir an önce geçmesi için sabırsızlanıyordu. Geride bıraktığı

çocuklar, onların geleceği ve kaybedilen zaman umurunda bile değildi. O gidecek, her şey bu köyde kalacaktı.

Genç öğretmen, zoraki başladığı dersin bitiş zilinden sonra kendini bahçeye attı. Bahar, bütün güzelliklerini cömertçe bu okulun bahçesine vermişti. Bir ağacın gölgesine oturan genç kız, bir kız öğrencinin yanına doğru yaklaştığını gör-dü. Küçük kızın, yaklaştıkça sınıfın en zeki öğrencilerinden Çağla olduğunu fark etti. Çağla, ürkek adımlarla yaklaşıp üzgün yüreğiyle başladı söze.

- Öretmenim…

- Yine ne var?

- Şeeeyyy, öğretmenim gideceğinizi duydum.

- Eeeee?

Küçük kız, üzgün olduğunu sözleriyle anlatamayınca göre-vi bakışlarına bıraktı. Ceplerinden çıkardığı altı tane kayısı çağlasını öğretmenine uzattı.

- Sizin için toplamıştım.

Kayısı çağlalarını alan genç öğretmen “Tamam gidebi-lirsin” demeye hazırlanıyordu ki elinde tuttuğu; bakanın ağzını sulandıracak kadar güzel olan çağlalardan birinin ısırılmış olduğunu fark etti. Tiksindiğini ve kızdığını sakla-maktan çekinmedi. Bakışlarını bir ok gibi küçük Çağla’ya sapladı.

- Küstah, sana öğretmediler mi? Isırılmış çağlanın başkası-na ikram edilmeyeceğini. Bu ne saygısızlık? Gerçi seni ye-tiştiren anne babaya sormak lazım görgü kurallarını, ba-kalım çocuklarına öğretecek kadar kendileri biliyorlar mı?

Küçük kız, “ şeeyy öğretmenim…be….be…ben…” diye ge-veleyip durumu açıklamak isterken öğretmen elindeki çağlaları yere fırlattı. Küçük Çağla’nın küçük yüreğiydi fırlatılan. Zahmetle toplayıp, özenle seçmişti o çağlaları.

Küçük kızın yanakları al al olmuştu. Çok utanıyordu. Yer-deki çağlalara bakıyor, gözünde bekleyen yaşları dökme-mek için savaşıyordu. Öğretmenin kendinden bir cevap beklediğini fark etti. Dolu dolu olmuş gözlerini boşalacak korkusuyla yerde tozlara bulanmış çağlalardan çekmeden cevap verdi.

- Öğretmenim… Özür dilerim. Bazı ağaçların çağlaları acı oluyor. İstedim ki size vereceklerim acı olmasın. Onun için içlerinden bir tanesini ısırıp tadına bakmıştım. Acıysa size vermeyecektim. Annem de bana böyle yapardı. Önce ken-di tadına bakar güzelse verir, değilse vermezdi…

Biraz önce küçük Çağla’nın yaşadığı utangaçlık kat kat genç öğretmenin yüzüne taşınırken, Çağla göz pınarla-rıyla verdiği savaşı kaybetmişti. Bir yandan yanağından süzülen yaşları siliyor, bir yandan koşar adımlarla oradan uzaklaşıyordu…

Gökhan ZAFER

Page 78: elbirliği sayı:13

Süleyman ŞahAnadolu’nun manevi büyüklerinden olan Süleyman Şah, Aydınoğlu devletini kuran Mehmet Bey’in oğludur. Babasının beyliğitaksim etmesiyle Tire’de hüküm sürmüştür. Türbesi İbn-i Melek medresesinin içindedir.

Eyüp SultanAllah Rasulü’nün hadisi şeriflerin de müjdele-

nen İstanbul’u fetheden komutan olmak için at sırtında İstanbul’a kadar gelir. Ayrıca İstan-

bul’un her bir köşesi manevi büyüklerle doludur.

Ahmed-i Bican Hazretleri ve Binlerce ŞehitGelibolu’da yetişen velilerden Hacı Bayram Veli Hazretlerinin huzurunda manevi ilimlerde yüksel-dikten sonra birçok talebe yetiştirir. Annesinin bir gün bile abdestsiz emzirmediği söylenir. Bunun yanında Çanakkale’de yatan binlerce şehidimiz şehrin manevi koruyucu ve sahibidir.

Page 79: elbirliği sayı:13

Üftade HazretleriAziz Mahmut Hüdai’nin hocalarındandır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında yaşamış Bursa’nın çeşitli camilerinde imamlık yapmıştır.

Mevlana Celaleddin RumiMevlevi yolunun öncüsü Mevlana Hazretleri, Afganistan’ın Belh şehrinde doğar ama Anado-lu’ya yerleşip burada yaşar. İnsanlığı Allah sevgi-sine ve yoluna davet eder. Bu şehir her ne kadar Mevlana Hazretleriyle de anılsa hocası Şems-i Tebrizi’yi de ziyaret etmeden geçmek vefasızlık olur.

Şeyh EdebaliBir Ahi Şeyhi Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda hizmet eden İslam alimidir. Aynı zamanda Os-man Bey’in kayınpederi ve hocasıdır. Yaşadığı sürece fıkıh, tefsir ve hadis dersleri vermiştir.

Page 80: elbirliği sayı:13

Yunus Emre Tasavvuf ehli olan bu halk şairinin ünü

ülkemiz sınırlarını aşmıştır. Şiirleri asırlar boyunca zevk ve merakla okun-

muş. 80 sene yaşadığı Eskişehir’in Mihalıççık kazasına bağlı Yunus Emre

köyüne defnedilmiştir.

Abdülvehab Gazi HazretleriEfendimiz’in bizzat önünde müslüman olmuş, binlerce sahabi gibi hicret etmiş ve son nefesi-ni 110 yaşında Sivas’ta vermiştir.

Ahmed Hulusi EfendiMilli mücadelenin ilk bayraktarı ve Denizli müf-tüsüdür. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra kendini ibadet ve gençliğin yetiştirilmesi-ne adamıştır.

Page 81: elbirliği sayı:13

Melik GaziDanişmentlilerin 2. hükümdarı olan Melik Gazi Kayseri’nin fethini gerçekleştirdiği için “Kay-seri Fatihi” olarak da anılır. Hatta bu başarısın-dan dolayı halifelik makamınca Melik ünvanı verilmiştir. Türbesi eşi tarafından yaptırılmıştır.

Hz. Eyüp PeygamberKur’an-ı Kerim’de 4 kez müminlere sabır kahramanı olarak örnek gösterilen Eyüp Peygamber’in kabri Viranşehir yolundadır.

Ukkaşe HazretleriEfendimiz veda hutbesinden sonra herkesle hela-leşirken peygamberlik mührünü gören ve öpen bir sahabedir. Kabri Gaziantep’in Nurdağı ilçesine giden yol üzerindedir.

Page 82: elbirliği sayı:13

Abdullah Bin Enes El Cüheyni1400 yıl önce Allah Rasulü’nün davet

mektubunu Mardin ve bölgesindeki Ya-kubiler(Süryaniler)’e iletilmek üzere at sırtında Mardin’e getiren Abdullah bin

Enes Cüheyni, Efendimiz’in postacısıdır.

Akşamsettin Hazretleriİstanbul’un manevi fatihi, hekim ve veli bir zattır. Soyu Hz.Ebubekir’e dayanır. Küçük yaşta hafız olur. Tasavvufun tüm inceliklerini kısa bir sürede öğrendiği gibi Fatih Sultan Mehmet’in hocasıdır.

Abdurrahman GaziHz. Ömer döneminde Doğu Anadolu’ya sefere çıkar.Efendimiz’in sancaktarı Hz. Muaz bin Cebel’in oğlu-dur. Ahlat’ın ele geçirilmesi esnasında şehit düşer.Bitlis’e yolu düşenler bu veli zatın yanı sıra Eyüp Sultan’ın kardeşi Feyzullah El-Ensari’nin türbesini de ziyaret edebilirler.

Page 83: elbirliği sayı:13

Hz. Süleyman ve 27 Şehit SahabeDiyarbakır’ın fethi sırasında şehit olan Halid

Bin Velid’in oğlu Süleyman (RA) ve şehit olan 27 sahabinin kabri aynı ismi alan Hz. Süleyman

Camisi içindedir.

Amr İbn-i Ümeyye (RA)Habeşistan’a göç etmek zorunda kalan Müslü-

manların elçisi olarak Efendimiz’in Necaşi’ye İslam’a davet mektubunu ulaştıran bu sahabenin

kabri Adıyaman’da yüksek bir dağın tepesinde yer alır.

Abdurrahman Bin Avf (RA)Cennetle müjdelenen on sahabeden biri olan Hz. Abdurrahman’ın türbesi, Siirt’in Pervari ilçesinin 8 km. uzağında Yukarı Balcılar Köyü’nde yer alır. Anne sevgisinin büyüklüğüyle tanınmış tabiinin büyüklerinden olan Üveys El-Karani Hazretleri de burada medfundur.

Page 84: elbirliği sayı:13

HAFRİYATGünlük hayatta sık sık “harfiyat” olarak telafuz edilen bu kelime, aslında “haf-riyat”tır. Arapça’dan dilimize geçen kelime, “toprağı kazma, kazı” anlamları taşır. Hem okurken, hem de yazarken “hafriyat” olarak kullanılır. “hafriyat toprağı”, “hafriyat yapılmalı” gibi kulla-nımları vardır.

YANLIŞ: Harfiyat DOĞRU: Hafriyat

PANORAMAFransızcadan dilimize geçmiş olan ke-l ime, “panaroma” şeklinde sıkça yanlış telefuz edilir, doğrusu “panorama”dır. Yüksek bir yerden bakıldığında göz önüne serilen geniş görünüş anlamını taşır.

YANLIŞ: Panaroma DOĞRU: Panorama

YIKANMAKGünlük hayatta sık yapılan yanlış kulla-nımlardan biri de “Yıkanmak” kelime-sidir. Bu kelimenin yerine genellikle “Banyo Yapmak” kullanılır. Bu kullanım yanlıştır. İnsanın kendi vücudunu yıka-masını anlatan kelime yıkanmaktır.

YANLIŞ: Banyo yapmak DOĞRU: Yıkanmak

82 Doğru Türkçe

Page 85: elbirliği sayı:13

Dav

ut

Can

Eği

tim

Evd

e B

aşla

rH

ayat

Yay

ınla

İsm

ail B

ilgi

nM

edin

e M

üd

aafa

sıTi

maş

Yay

ınla

Cem

al T

ürk

elŞ

ems

Bet

a N

izam

ları

Cin

ius

Yayı

nlar

ı

Meh

tap

Kay

aoğl

fke

Kon

trol

üN

esil

Yayı

nlar

ı

İske

nd

er P

ala

İki D

arb

e A

rası

nd

aK

apı Y

ayın

ları

Mu

staf

a K

arat

aşŞ

ifal

ar K

itab

ıTi

maş

Yay

ınla

Bir öğretmenin sınıfta kırk öğ-rencisi olabilir, her bir öğrenci ile ayrı ayrı ilgilenmesine ne zamanı ne de imkanı var. Fa-kat bir anne çocuğu ile zaman geçirmesi için pek çok zamanı vardır. Okula başlayacağı yaşa kadar sürekli annesi ve babası ile olur. Yaz tatilleri, hafta sonu... Yani aslında çocuğu-muzun eğitimi ailede başlıyor, asıl öğretmen anne-baba oluyor. Bu kitap size mutlaka yardımcı olacaktır.

1. Dünya savaşında askerleri-miz bir çok cephede savaştı. Bunlardan biri de Medine’dey-di. Kuşatılmışlardı ve yetersiz imkanlar içindelerdi. Açlık, susuzluk, sıcak. Fakat tüm bunlara rağmen kararlılardı. Kahraman askerlerimizi ve türlü zorluklara rağmen göre-vini yapan Fahrettin Paşa’yı anlatmak için yazılan bu ki-tapta tarihimizin acılarla dolu bir bölümüne cesur, inançlı ve sadık askerlerimizin verdiği mücadeleyi okuyacağız.

Varoluşta herşey mevcuttur ve sonsuzluk içinde var olur. Belirme var olan bir potansi-yelin açığa çıkmasıdır. Sınava giren bir öğrenciyi göz önüne alalım. Öğrenci sınavda yaptığı çalışma karşılığında bir not alacaktır. Bu not 100 üzerinden 10 olabilir, 80 olabilir. Bütün olasılıklar mevcuttur. Öğrenci-nin yaptığı çalışmaya göre bu olasılıklardan biri ortaya çıkar. Mevcut olan olasılıklardan birinin açığa çıkmasına belirme denir.

Bu kitap, içinizdeki öfkeyi her şeyiyle tanıyabilmenize imkan verecek, öfke nedeninin keşfini yaparak kontol altına almanıza ışık tutacak. Profesyonel öfke kontrolü eğitimlerinden yola çıkılarak hazırlanan kitapta, öfkenin istenmeyen sonuçla-rından ve bizleri rahatsız eden boyutlarından uzaklaşmanın rahatlığını bulacaksınız.

İskender Pala, halen Türkiye gündeminden düşmeyen 28 Şubat sürecini anlatıyor. Bu defa pek bilinmeyen yönü olan “asker kimliğiyle” karşınızda. Yazar, 12 Eylül’den hemen sonra başlayan ve 28 Şubat sürecinde YAŞ kararlarıyla sona eren Deniz Kuvvetler’inde 15 yı-lın hikayesini siz değerli okurları ile paylaşıyor.

Mustafa Karataş, Hz. Peygam-ber efendimizin beslenme, sağ-lıklı yaşam ve tedavi hakkında neler söylediğini anlattığı kitabında farklı bir bakış açısı ortaya koyuyor. Hz. Peygam-ber’in hadislerinin bir araya gelmesiyle düşüncelerimizi aydınlatıyor. Sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve hastalıklar-dan korunmak gibi konuların çözüm önerilerini bu kitabında okurları ile paylaşıyor.

83 Tavsiye Kitaplar

Page 86: elbirliği sayı:13

8 4 6 5 22 6 8 31 3 4 5

4 6 52 4 8

7 35 9

6 77 3 6

734615892

265894173

189732465

346589721

517243986

892176534

658427319

921358647

473961258

4 95 4 2 61 5 4

8 6 32 3 1 7

7 64 2 1 7

3 5 29

496581327

537492168

182367594

758946213

623158749

914723685

349215876

871634952

265879431

3 2 85 2 97 9 6 1

2 78 9 4 6

6 3 4 91 6 4

69

639172854

415386729

287549631

564921378

893754216

721863495

176298543

342615987

958437162

4 1 2 66 2 1

88 67 3

2 4 71 5 3

9 2 74 1 9 8

741589263

692473851

583162974

479826135

158734629

326951487

817695342

935248716

264317598

84 Sudoku

Page 87: elbirliği sayı:13
Page 88: elbirliği sayı:13