duygu odakli Çİft terapİsİ eĞİtİmİ - psikoterapi.com · bu ders notlarında kuramsal...

25
I. DÖNEM MART 2017 DERS NOTLARI DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ Editör Uz. Dr. Tahir ÖZAKKAŞ

Upload: others

Post on 29-Aug-2019

31 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

I. DÖNEMMART 2017 DERS NOTLARI

DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ

EditörUz. Dr. Tahir ÖZAKKAŞ

Page 2: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 255Duygu Odaklı Seri: 14

Duygu Odaklı Çift Terapisi EğitimiI. Dönem Mart 2017 Ders Notları

ISBN: 978-605-9137-96-6Copyright© Psikoterapi Enstitüsü

Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen yayımlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik ortamlarda

yayımlanamaz.

Birinci Baskı: Eylül 2018

Editör: Tahir ÖzakkaşKatkıda Bulunanlar: Nazan Parlak

Baskı: Acar Matbaacılık Prom. ve Yayın. San. ve Tic. Ltd. Şti.Osmangazi Mahallesi Mehmet Deniz Kopuz Caddesi No: 20/1

Esenyurt – İSTANBUL

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIKORG. VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.

Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No:285Darıca / KOCAELİ Tel: 0262 653 6699

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ LTD. ŞTİ. BEYOĞLU ŞUBESİAsmalı Mescit Mah. İstiklal Cad. No:120 Galatasaray İşhanı Kat: 5

Beyoğlu / İSTANBUL Tel: 0212 243 2397

www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com

Page 3: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

SUNUŞ

PsikoterapiEnstitüsü olarak, öncelikle ruh sağlığı profesyonel-lerinin ya da ruh sağlığı ile ilgilenen kişilerin ihtiyaç duyacağı teorik bilgileri ve pratik/uygulamaya yönelik deneyimleri pay-

laşan özgün ve çeviri yayınlar ile literatüre katkıda bulunmayı he-defliyoruz. Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Ensti-tüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları, uluslararası konferanslar ve dünya literatüründen seçkileri içermek-tedir.

Duygu Odaklı Çift Terapisi Eğitimi I. Dönemi Mart ayının ders not-larının sunulduğu bu kitap, eğitim deşifresinin derlemesi olma özel-liğiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yayın niteliği de taşımak-tadır. Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide döngüsel sistemler, duy-gulanım düzenlenmesi ve güdülenme, öfke duygusu, engelleri tespit etme, ilişkisel ihtiyaçlar, bağlanma ve kimlik ihtiyaçları, ilişkisel ça-tışma, müdahale yöntemleri, değişim süreçleri ele alınmaktadır.

Konuya ilgi duyan okuyucuların yanı sıra klinisyenler, psikoterapist-ler ve araştırmacılar için başvuru kitabı niteliği taşıyan bu yayını siz-lerle buluşturmaktan kıvanç duyarız.

Uz. Dr. Tahir ÖZAKKAŞPsikoterapi Enstitüsü Başkanı

Page 4: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide
Page 5: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

İ Ç İ N D E K İ L E Rİ Ç İ N D E K İ L E R

20 MART 1. GÜN1. KURAMSAL TARİHÇE VE DUYGULARIN TANIMLANMASI? ............................ 3

Davranışçılık ....................................................................................................3Bilişsel Davranışçılık ........................................................................................ 9Leslie Greenberg ve Duygu Odaklı Terapinin Doğuşu ..................................13Duyguların Sınıflandırılması ..........................................................................15Birincil ve İkincil Duygular ..............................................................................15Üçüncül (Araçsal-Manipülatif) Duygular ........................................................28Adaptif Duygu-Maladatif Duygu .....................................................................30

2. DUYGU ODAKLI TERAPİDE DÖNGÜSEL SİSTEMLER ..................................37Yakınlık-Uzaklık ..............................................................................................40Hakimiyet-Teslimiyet .......................................................................................41Bağlanma-Kimlik ve Empatik Kabul ...............................................................45Sen-Ben İlişkisi ..............................................................................................47

3. DUYGU ODAKLI TERAPİYE GİRİŞ .................................................................. 71Çift Terapisinde Duygu ...................................................................................84Bağlanma Özlemleri ve İlgi ...........................................................................87

4. DUYGULARIN DÜZENLENMESİ VE GÜDÜLENME ..................................... 107Duygaların Düzenlenmesini Sağlayan Duygular ......................................... 114

5. ÖFKEYE TEPKİMİZ .........................................................................................145Soğuk Öfke - Agresyon - Pasif Agresyon ....................................................145

21 MART 2. GÜN1. ÖFKE DUYGUSU .............................................................................................163

Çift Terapilerinin Öfkeye Bakışı ....................................................................163Etkileşimin Değiştirilmesi .............................................................................169İkincil Öfke ....................................................................................................174Model Sahne ................................................................................................180Birincil Adaptif Öfkeyi İfade Etme ve Birincil Maladaptif Öfkeyi Dönüştürme ... 199

2. ENGELLERİ TESPİT ETME ............................................................................205Utanç Duygusu ............................................................................................231

Page 6: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

Korku Duygusu ............................................................................................2503. İLİŞKİSEL İHTİYAÇLAR ...................................................................................263

Vaka Analizi Üzerinden Duygu Odaklı Çift Terapisi .....................................2634. İLİŞKİLER .........................................................................................................291

Bağlantıda Kalma - Kimlik Onayı ve Sevgi ..................................................291Bağlanma ve Güvenlik .................................................................................303Kimliğin Onaylanması ..................................................................................327

22 MART 3. GÜN1. DUYGUSAL ÇEKİM - YAKINLIK - SEVGİ .......................................................341

Güvenli Bağlanma ve Sevgi .........................................................................351Romantik Tutku (Love-Addiction) .................................................................369Etkileşimde Değişim .....................................................................................387

2. İLİŞKİSEL ÇATIŞMA ........................................................................................397Duygu Odaklı Çift Terapisinin Aşamaları .....................................................432

3. DUYGU ODAKLI TERAPİDE MÜDAHALE YÖNTEMLERİ ............................441Duygu Odaklı Çift Terapisinde Değişim Süreçleri ........................................465

4. DEĞİŞİM SÜREÇLERİ .....................................................................................479Düzeltici Duygusal Deneyim ........................................................................479

DİZİN .....................................................................................................................519

İ Ç İ N D E K İ L E R

Page 7: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

20 Mart 2017

1. GÜN

Page 8: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide
Page 9: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

3Kuramsal Tarihçe ve Duyguların Tanımlanması

DAVRANIŞÇILIK

Tahir ÖZAKKAŞ: 20 Mart 2017, Duygu Odaklı Çift Terapisi. Birinci dönem öğrencileri. Beyoğlu’nun birinci dönem kursiyerleri. Tarihi bir olay! Hayırlı uğurlu olsun arkadaşlar.

Kursiyer: Buradaki ilk eğitim mi?

Tahir ÖZAKKAŞ: Burada bir konferans verdik. Bir de bu. İlk eğitim. Önce, interaktif bir şekilde bilgi seviyemizi değerlendirelim. Önce-likle neden ve nasıl bir ihtiyaçla buradayız? Bunu konuşalım. Kim başlamak ister? Sessiz bir grup… Grup birbirini yokluyor.

Kursiyer: Ben başlayayım mı?

Tahir ÖZAKKAŞ: Başla (Kursiyerler teker teker kendilerini tanıttılar.)

Tahir ÖZAKKAŞ: Aslında, Duygu Odaklı bireysel ve çift terapisinde standart bir metodoloji bulunmaktadır. Hem eğitim hem müfredat hem de uygulama açısından teknikler var. Fakat ben kendi öznelli-ğim perspektifinde, pek onlara sadık kalamıyorum. Duygu odaklı anlatsam bile, bütüncüle gidip geliyorum. İşte “Ahmet bunu, Meh-

KURAMSAL TARİHÇE VE DUYGULARIN TANIMLANMASI

1

Page 10: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

4 1. DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ MART 2017 DERS NOTLARI

met bunu, Cafer bunu, Greenberg de bunu demiş.” diyorum. Ben-zerlik ve farklılıklarını söylüyorum. İnşallah sizin için bu bir mahsur teşkil etmez. Bu uygulama daha bütüncül bakmayı temin eder diye düşünüyorum. Bireyseli alan olmadı herhalde burada?

Kursiyer: Ben bir modül aldım. Geçen yıl almıştım.

Tahir ÖZAKKAŞ: Geçen yıl Greenberg’den. Sen aldın mı?

Kursiyer: Yok almadım.

Tahir ÖZAKKAŞ: Greenberg ilk geldiğinde almıştın, sizler zaten al-madınız. Peki. Bir kavga var; biliş mi duygu mu? Bu, hala devam eden bir kavga. Baktığımızda, insanı dört katmanda inceliyoruz:

1. İnsan, davranışlardan ibaret olan ve davranışsal ilkelere göre öğ-renen bir kişi mi?

2. İnsan, bilişten oluşan, olayları anlama, kavrama, değerlendirme merkezinden mi ibaret?

3. İnsan, kendine rehberlik eden duygudan mı ibaret?

4. İnsan, fizyolojik mekanizmalardan mı ibaret?

Dört tane bakış tarzı var aslında. Literatürde insanı, çifti, aileyi ve toplumu incelerken, bazı yaklaşım tarzlarının fizyolojik baktığının kokusunu alırsınız. Doğuştan getirilmiş mizaç özelliklerine, işte kalp atımı ne oluyor, nefes, beyinde biyokimya, kas gerilimi ne oluyor, bunlarla ilgili bakış tarzıyla hep fizyolojiye odaklanır. Bunlar, biofe-edback sistemleri yani birtakım kalp atım hızını yavaşlatan, nefesi düzenleyen sistemler. Daha çok biyolojik bir bakış tarzıyla fizyolojiyi etkileme ve fizyolojideki birtakım değişikliklerin de kimyasal veya elektriksel nedenlerini arayarak, buna uygun yaklaşım tarzı ortaya koyma durumlarıdır.

İnsanlar, 19. yy’ın başında, bu zamanın ruhuna uygun bir şekilde,

Page 11: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

5Kuramsal Tarihçe ve Duyguların Tanımlanması

bilim paradigması denilen bir paradigma oluşturdular. İnsan dedi-ğimiz varlığın kafasından neler geçtiğini kimse bilemez. Söylediği şeyin doğru ya da yanlışlığını da ölçemez. Bununla beraber insanlar gördükleri, dokundukları, ölçtükleri şeye inanırlar. Bu manada, “İn-sanın neyini inceleyebiliriz?” diye bir soru ortaya çıkmaktadır.

O zaman dışarıdan baktığımızda, sadece davranışlar, insanlarda ölçebileceğimiz bir unsur olmaktadır. Davranışlar insanı yansıtır mı? Yansıtır. Toplum içinde birey ve çift olarak nasıl davrandığına baka-rak, bu davranış ilkelerini ortaya koyabilir miyiz diye 1900’lü yıllarda bir davranışçılık eğilimi başladı dünyada. Freud’la eş zamanlı olarak yayılan bu akım, altmış yıla yakın dünyayı etkiledi. Hatta tabiri ye-rindeyse esir aldı diyebiliriz. Öyle ki, davranışçı ekolle meşgul olan Amerikan üniversitelerinde bulunan çok değerli bazı bilim insanları “Biz davranışı değil, bilişi ve bilgi işleme sürecini inceleyeceğiz” diye birtakım araştırma önerilerinde bulunduklarında, şarlatanlık yap-tıkları gerekçesiyle üniversitelerden atıldılar. O kadar katı bir davra-nışçılık. İnsanın, dışarıdan davranışlarına bakarak, davranışların ne anlama geldiğini yorumlayan bir davranışçılık fakültesi. Bu manada, davranışçılık fakültelerin adı oldu. “Davranış Bilimleri” adı buradan geliyor aslında. Yani o kadar katı bir tutum sergiledi ki; insan eşittir davranış. Birileri insan eşittir fizyoloji ve biyokimya derken, daha çok medikal alandaki bakış tarzı ve nörofizyolojik ‘neuroscience’la ilgile-nenler, her şeyi nörokimyasal maddelere bağlarken, bunlar çok katı bir şekilde davranış bilimleri fakültesi oluşturdular. Hala onun etkisini sürdüren birtakım fakülteler var. Kaynak olarak baktığınızda, bilişi bir kenara bırakın. Hele duygu, hiç yok zaten ortada sistem itibariyle. O zaman davranışın, hareketin, mimiğin incelenmesi ortaya çıkıyor. “Be-beklikten, doğum anından itibaren, davranışlar nasıl örgütleniyor ve oluşuyor?” diyerek, yüz ifadeleri, beden hareketleri, bir insanın diğer insanla ilişkilerini değerlendiren, davranışsal gözlemleme ve inceleme

Page 12: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

6 1. DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ MART 2017 DERS NOTLARI

başlıyor. 18.yy’ın ortalarında, 19. yy’ın başlarında gelişen düşünce pers-pektifinde, evrenin bir varlık içerisinde olduğu ve bu atomların, mo-leküllerin, biyokimyasal maddelerin kaynağının, hep bir tek canlıdan veya atomdan gelen özellikler olduğu öne sürülüyor. Buna göre, kayna-ğı anlaşıldığında davranışların da anlaşılacağına dair bir yapı oluşuyor.

Önceki çağlardan günümüze, Sokrates’den, Aristo’dan, Eflatun’dan gelen alışkanlık ve yöntemlere dayanarak, dünya kategorik bir yapıyla izah edilmiştir. İşte cansızlar vardır, bitkiler, hayvanlar vardır, bir de insanlar vardır. Bu, bütün kültürleri etkilemiştir. Uzak doğudan, batı medeniyetine kadar ve İslam kültürü de dahil aynısı vardır.

İnsan, eşref-i mahlukat diye adlandırılırken; taş değildir. Taşın ol-gunlaşmış hali, yani organik madde olarak bitkidir. Bitki büyür, gelişir, daha sonra yönünü güneşe döner. Suyu ve ışığı alabilmek için, bu an-lamda kısmi olarak hareket eder aslında. Fakat yerinden oynayamaz manasındaki bir bitki. Bir olgunlaşma süreci. Bitkinin bir üst siste-minde hayvanlar alemi başlar. Hayvanlar alemi de sürüngenlerden, daha olgun hayvanlara, memelilere kadar geçen bir spektrum olarak adlandırılır. Bu tarihsel bilgide, onun üzerinde de insan olur. İnsan da hayvan-ı natık diye geçer bizim literatürümüzde, konuşan hayvan diye tanımlanır. Eğer bir hayvan konuşuyorsa o insandır. Geçmişten günümüze medeniyetlerin bağlantısı bu, ortak bir kaynaktan geliyor. O zaman ne oluyor?

Davranışçılık diyor ki, “İnsan konuşan bir hayvandan başka bir şey değilse, o zaman biz hayvanları istediğimiz gibi laboratuvarda incele-riz. Onların davranışlarını, öfkelerini, kızgınlıklarını, aşklarını, sevgi-lerini, birtakım programlar yaparak, araştırma desenleri oluşturarak ortaya çıkarırız. İşte, hayvanın konuşan hali insan da aynı tepkiler verir”. Bakın, bu eski Yunandan, 1900’lü yıllara kadar gelen bir varsa-yım. Buradan yola çıkarak, Pavlov’un köpekler, Skinner’in güvercinler üzerinde yaptığı çalışmalar, fare deneyleri, aslında insanı anlama çalış-

Page 13: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

7Kuramsal Tarihçe ve Duyguların Tanımlanması

malarıdır. Aynı şey şu anda fizyolojide de tıpta da yapılıyor. İnsandaki birtakım rahatsızlıklar suni olarak laboratuvarda inceleniyor. Fareler, köpekler ve kediler üzerinde kanser hücreleri meydana getirme, daha sonra o kanseri durdurabilmek için hangi tür maddelerin verileceğiyle ilgili binlerce test yapılıyor. Orada başarılı olunursa bu, konuşan hay-van olan insana da uygulanabilecek, deney yapılabilecek hale geliyor.

Fizyolojik kısmı böyleyken, psikolojik kısmı fizyolojiden geri kalır mı? Onlarınki gayri bilimsel bir konu mu yani? Onlar da diyor ki; “Biz hayvanların davranışlarını inceleriz.” Davranışları incelerken, öğren-me usülleri ortaya çıktı. Gerçekten baktığınızda, mükemmel öğrenme ilkeleri ortaya çıktı. İnsanoğlunun birçok ilişkisinin temelinde, davra-nışsal öğrenme ilkelerine bağlı olarak hem kendisiyle hem dış dün-yayla ilişkisi var. Çevresel faktörler bağlamında öğrenme ilişkilerine baktığınızda; koşullu şartlanma, koşulsuz şartlanma, sosyal öğrenme, taklit, prova veya keşif yoluyla öğrenme dediğimiz içe doğma şeklin-deki öğrenme ilkeleriyle, insanoğlunun tüm davranışlarını izah etmek mümkün olabiliyor. Davranışçı ekol; “Biz insanoğlunun tüm psiko-patolojisini, her şeyini davranışla izah ederiz.” dedi ve buna soyun-du. Öyle hale geldiler ki; davranışçılık kuramının ileri gelen insanları -özellikle 1950li yıllarda- “Bize bir insan verin, bir müddet sonra biz onu öyle bir eğitelim ki, ondan papaz, katil, doktor, avukat, mühendis yapalım.” dediler. Yani davranışsal öğrenme ilkeleri, insan iradesini bir nevi yok sayarak, (öğrenme ilkeleri perspektifinde). insanı, düzenle-necek bir yapı olarak gördü. Bu, ne zamana kadar sürdü? 1960’lı yıllara kadar sürdü ve gerçekten insanın tüm davranışları çok detaylı bir şekil-de öğrenildi. Mesela ödüllendirme yöntemi nasıl tepki veriyor? Aralık-lı ödüllendirme mi, ard arda ödüllendirme mi, düzenli ödüllendirme mi, arada sırada ödüllendirme mi? Bunların hepsinden sonra kumar makineleri çıktı. İki şey geliştirildi:

5. Kumar makineleri çalışma prensipleri,

Page 14: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

8 1. DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ MART 2017 DERS NOTLARI

6. Reklam sektörü.

İnsanların duyguları nasıl sömürülür, onlar nasıl alışverişe yönlen-dirilir? Bu kez, davranış ilkeleri laboratuvarlarında yapılan tüm çalış-malar ticari sektörün eline verildi. İşte kumar makinelerinde, düzenli olarak, on kişiye bir tane ödül verme şeklindeki düzenleme, 1-10 şeklin-deki bir sistem veya on tane bir şey başarıyorsun bir tane ödül veriliyor gibi. Bir müddet sonra bu motivasyonu söndürüyor ama beklenmedik bir şekilde ödül verildiğinde, insanların daha motive olduğu görülmüş. Çalışma ilkelerinde, öğrencilik hayatında, özellikle iş hayatında - işte McDonalds’ta, fabrikalarda görürsünüz ayın personeli vs.- birtakım, ikramiyelerin verilmesiyle, düzenli ödüllendirmenin değil, aralıklı ödüllendirmenin her an beklentiyi arttırdığı ve grubu motive ettiğiyle ilgili çalışmalar yapıldı. Ne oldu? Bu alan, hastalıklardan ziyade iş sek-törünün önünü açarak, diğer insanları yönlendirmeyi sağladı. Freud’un yeğeninin çektiği bir film vardı, onu izletmiştim derste, “century of 20” olması lazım. Orada Freud’un yeğeni var, Amerikan reklam sektörünü kuran kişi. Amerikan politikacılarını etkileyerek, başkanların reklam danışmanı olarak, kitlelerin nasıl sigaraya alıştırıldığı, araba tüketimine alıştırıldığı, kadının toplumsal motifinin nasıl değiştirildiği, cinselliğin nasıl vurgulandığına dair Amerika’nın 50 yıllık tarihini anlatır. Başında bu adam var, Freud’dan aldığı bilgilerle bunu uyguluyor. O filmi izleyin.

Davranışçılık böyle bir sonuç sağladı. Fakat bir müddet sonra, hay-vanların verdiği tepkilerin insanlar tarafından verilmediği görüldü. Orada bir farklılık ortaya çıktı, işte bu noktada da biliş kavramını, bilgi işleme kavramını inceleyen bir bakış tarzı çıktı. Bunun da kliniğe yansı-maları Albert Ellis ve Aaron Beck tarafından yapıldı. İnsanların düşün-celeri, davranışlarını belirliyor ve etkiliyor diye bir form çıktı, bu önemli bir formdu. Dolayısıyla çift veya bireysel terapilerde, davranışların öğre-nilmesinde, karşı taraf hangi davranışları tetikliyor? Burası önemli bir taraf. Fakat hemen ardından gelen 2. dalgada, -68 -72 yıllarında başla-

Page 15: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

9Kuramsal Tarihçe ve Duyguların Tanımlanması

yan Aaron Beck’in depresyon üzerinde yaptığı çalışmalarda depresyonu oluşturan şey, insanın düşünceleridir kavramı çıktı. O zaman etki-tepki yerine, yorumun incelenmesine başlandı. Düne kadar insan beyninde-ki bilgi işleme sürecinin nasıl değerlendirileceğine dair elimizde her-hangi bir şey, metodoloji, istatistiki yöntem ve insanın zihinsel yapısını değerlendirecek, ölçecek birtakım depresyon, anksiyete skalaları yoktu. Ayrıca insan beynindeki kan akımını, metabolizmayı ölçecek araçlar yoktu. Bu araçlar geliştikçe; insan beyninin davranışı belirleyen ana merkezlerden birisi olduğu, bilimin görmek istediği sınırlar içerisine geldi. Yani artık biz, “gördüğüme inanırım” demek yerine, “al sana in-sanın beyninde neler olup bittiğini gösteriyorum” dediğimizde, bilgi işleme sürecini inceleyen bir alan başladı. Psikoloji departmanlarında davranışçılık yavaş yavaş sönmeye, onun yerine bilişsel kognisyon fa-aliyetleri incelenmeye başlandı. Algı, algının değerlendirmesi, bellek, hafıza, geri çağırma nedir? Bu gibi konulardaki değerlendirmeyi psiko-loji kitaplarına bakarsınız görürsünüz. Artık, yavaş yavaş ağırlıklı olarak bilgi işleme sürecini, bellek, kısa hafıza, uzun hafıza, orta hafıza, şema-lar, Piaget’in çalışmaları, sistemi biliş alanına dönüştürdü.

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇILIK

“Davranışlar kıymetli ama davranışları belirleyen temel şey biliş-lerdir.” dediler ve bundan ikinci bir patlama meydana geldi. Davranış-çılık biraz “down” olurken, bilişselcilik “up” oldu. Yükseldi, yükseldi ve dünyaya egemen bir paradigma haline geldi. Hem üniversitelerde bilişle ilgili araştırma ve projeler çoğalırken hem de klinikte bilişsel te-rapinin ilkeleri açığa çıktıkça, insanlar bu sefer bilişlerini düzeltmek üzere terapi almaya başladılar ve bütün psikopatolojik davranışların arkasında, duyguların ve fizyolojik tepkilerin arkasında, hatalı düşü-nen beyinler aramaya başladılar.

Ve biliş her zaman duyguyu, fizyolojiyi ve davranışı belirleyen fak-

Page 16: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

10 1. DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ MART 2017 DERS NOTLARI

tör olarak değerlendirildi. Birçok rahatsızlığa baktığınızda, düşüncesi bozuk olan insanların, bir şekilde psikopatoloji geliştirdiği mekanizma-lar açığa çıktı. Algıları nasıl değerlendiriyor, tarif ediyor, yorumluyor, nasıl şema haline geliyor ve kalıplaşmış bir yapı ortaya çıkıyor? Dünyayı algılarken bu filtreden baktığında da sonuç olarak, değerlendirdiği her şey hatalı oluyor. Yani sağlıklı bir şekilde duyularıyla algıyı temin edemi-yor. Çünkü çarpık bir filtresi var, seçici algılamalar yapıyor. Ardından bu beyne gidiyor. Beyinde daha önceki çarpık şemaların üzerine oturuyor. Değerlendirme ve tepki, bunun üzerine oluyor. Bu manada baktığımız-da hem bireysel patolojilerde hem de çift ve aile terapilerinde patolojik, çocukluktan itibaren getirmiş olduğu kalıplaşmış bilişsel şemaları olan yapılar, kendilerini bu şekilde ortaya koyuyorlar, patolojik döngü, oto-matik devam ediyor. Bizim yapmamız gereken, kişinin duyularından, algılarından başlayarak değerlendirilmesi, şemalarının ortaya çıkarıl-ması, bu şemalara karşı verdiği tepkilerden de ortaya çıkan psikopato-lojik sonuçların farkındalığının sağlanması ve bilişlerinin düzeltilmesi. Davranışsal öğrenme yöntemleriyle ortaya çıkan davranışlar patolojikse bunu düzeltebiliyorsunuz. Şimdi olay bilişsel katmana geldi.

On - on beş yıl öncesine baktığınızda, Amerika’da özellikle bilişsel yapının da yavaş yavaş ömrünün tükendiğini görürsünüz. Biz dünyayı yirmi - otuz yıl geriden takip ediyoruz. Davranışçılıkta da geriden takip ediyoruz. Davranışçılık, ilk başta müfredatta sadece psikoloji öğretmen-leri yetiştirmek için ayarlanmışken, daha sonra yavaş yavaş, davranış bi-limleri fakültesi haline dönüştü. Fakat şu anda daha yeni yeni bilişsel alana ağırlık veren bazı fakülteler ortaya çıkmaya başladı. Dünyada bu furya şu anda kapanıyor. Onun yerine daha başka furyalar başlıyor. Jeff-rey Magnavita gelmişti 2012-2013’te hatırlayan var mı?

Kursiyer: Daha erken diye hatırlıyorum.

Tahir ÖZAKKAŞ: Dünya Bilişsel Davranışçı Kongresi İstanbul’da ol-muştu. O kongreye Arthur Freeman gelmişti ve biz denk düşmüştük,

Page 17: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

11Kuramsal Tarihçe ve Duyguların Tanımlanması

Mehmet Zihni Sungur hocamızla beraber. Gemiyle bir boğaz turu ya-pılmıştı. Hatırladığım kadarıyla yaz dönemiydi. Biz o kokteyle Magna-vita’yı götürdük, onlar yakın arkadaşlar. Büyük bir gemiydi ve doluydu, herhalde altı yüz – yedi yüz kişi filan vardı. Kongreye de iki bin kişi ka-tılmıştı. Magnavita gemiye baktı ve dolu olmasına şaşırdı. “Burada bi-lişsel davranışçı ekol hala bu kadar etkili mi?” dedi. Arthur Freeman’la aralarında, “Bu ne hal, ne kadar kalabalık!” diye bir konuşma geçti.

Tabii zaman içinde, dünyada bilişsel terapiyle ilgili yoğun olarak yapılan çalışmalar, üniversitelerin kurulması, inanılmaz bir şekilde bilişsel araştırmaların yapılması, birçok hastalığın bilişsel şemalarının ortaya çıkarılması, büyük bir furya olarak devam etti. Gelişmekte olan ülkelerde ve Avrupa ülkelerinde hala bu furya devam ediyor. Şu anda Türkiye’de psikoloji fakültelerinde olsun, master, doktora tezlerinde, psikiyatri kliniklerinde olsun, bilişsel konularla ilgili yapılan çalışmalar sürüyor. Bilişsel şemalar, algı, değerlendirme ve anne-baba tutumla-rı üzerine, geçerlik, güvenirlik çalışmaları yoğun bir şekilde yapılıyor. Tüm bunlar yapılırken; beyin araştırmaları, neuroscience çok ilerleme-ye başladı. Neuroscience’in ilerlemesi, teknolojiyle çok yakından alakalı.

Hatırlarsanız, ilk başta davranışçılığın oluşmasının nedeni neydi? İnsan beynini ölçemiyordunuz. İnsan beyni, ölçülebilir hale geldiğin-de bilişselcilik başladı. Şimdi insan beynindeki nöronları ölçebilir hale geldik. Pozitron emisyon tomografileri ve beyin gözlem araçları, tekno-lojik anlamda o kadar ilerleme yaptı ki; insan beynini yaşarken, kesme-den, doğramadan, otopsi yapmadan inceleyebiliyoruz. Nerelerin nasıl çalıştığını, hangi düşünce ve duygu geldiğinde beyinde ne olduğunu görebiliyor, daha da ötesi etkileşim halinde olan iki beynin birbirini na-sıl etkilediğiyle ilgili veriler elde edebiliyoruz. Anne - bebek gözlemleri bunun gelişmesinde çok önemli bir faktördür. Sonuçlar, bizi çok ilginç bir yere götürdü. Nereye götürdü?

İnsanoğluna rehberlik eden temel yapılanmanın, duygular olduğu

Page 18: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

12 1. DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ MART 2017 DERS NOTLARI

ortaya çıktı. Duyguların da orta beyin dediğimiz limbik sistemde oluş-tuğu saptandı. Doğuştan getirdiğimiz ve çok milisaniyeler içerisinde et-rafında olup biteni değerlendiren bir beynimiz var. Bu beynimiz bizi, otomatik olarak hareket etmeye zorluyor. Daha sonra bu hareket veya zorlama, bilişimize geliyor. Biliş, o zorlamaya bir akıl ve kılıf uyduruyor ve “Karar verdim!” diyor. Neye karar verdiğimizi kendine ikna etmek için bir mantık buluyor. Yani iradi kararımızın, duygusal karardan sonra gel-diği anlaşılıyor. Yani önce biz, duygusal olarak karar veriyoruz. Duygu merkezimizin dışarıyı değerlendirmesi karşısında, duygu şemaları dedi-ğimiz şemalarla karar veriyoruz. Daha sonra biliş, neye karar verdiğimi-zi, kendisine ikna etmek için bir mantık kuruyor.

Kursiyer: O zaman bilişselciler çöküyor tabii.

Tahir ÖZAKKAŞ: Bütün sistem çöküyor. Davranış da çöküyor, biliş de çöküyor. Bunun bir adım daha sonrası var. Neuroscience’da bu çalış-malar yapılınca; olayın, aslında bütün psikopatolojilerin kaynağının amigdal bölgede veya limbik sistemdeki kontrol edilemeyen duygusal yapılar olduğu ve bunun çeşitli şekillerde hem davranışa yansıdığı hem de patoloji şeklinde görünür hale geldiğine dair bulgular ortaya çıktı. O zaman biz, duygudaki temel yapıyı mı merkeze alacağız, yoksa davranışı ve bilişi mi merkeze alacağız?

Kursiyer: Ortaya karışık yapacağız.

Tahir ÖZAKKAŞ: Evet ortaya karışık.

Kursiyer: Hepsindeki değişiklik birbirini etkiliyor.

LESLIE GREENBERG ve DUYGU ODAKLI TERAPİNİN DOĞUŞU

Tahir ÖZAKKAŞ: Evet sonuçta sisteme gelecek… Sistem Teorisi’ne. Al-lan Schore ve Cozolino gibi, özellikle nörobiyolojide çalışan araştırma-cılar, bebek - anne gözlemleriyle ilgili çalışmalar yaptılar. İnsan bey-

Page 19: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

13Kuramsal Tarihçe ve Duyguların Tanımlanması

ninin bir potansiyelle doğduğunu, bu potansiyelle bir başka beyinden yoğun bir şekilde etkilendiğini, bu etkilenmenin nonverbal olduğunu -yani bilişle, davranışsal öğrenmeden ziyade, zihinden zihine bir prog-ramın aktığını- eğer annenin programı sağlıklıysa ve çocuğu sağlıklı ortamlarda büyütüyorsa, çocuğun beyninin de ona uygun bir şekilde olgun olarak geliştiğini bulguladılar.

Buradan yola çıkan Greenberg, tesadüfen psikoterapi alanına giri-yor. Ben onun hikâyesini derslerde anlattım. Sizler belki dinlemediniz ama kendisi bir mühendis biliyorsunuz. Eşi de üniversitede ve Kana-da’dalar. Bunlar Güney Afrika’dan göçen Avrupa kökenli Yahudiler. Çok zeki bir insan. Eşinin hocasının, tez veya doktora çalışması ne-deniyle, bir matematik problemi konusu varmış. O da “Benim kocam bu konuları çok iyi bilir, matematikte de iyidir, isterseniz size yardımcı olsun.” demiş. Hoca da kabul etmiş. O da gitmiş Greenberg’e demiş ki; “Bizim hoca böyle bir şey istedi, psikolojik araştırmalardaki verilerin değerlendirilmesiyle ilgili, konunun tam özünü bilmiyorum ama ge-nel çerçevede böyle bir şeyden bahsetti.” Ondan bir ricada bulunmuş. “Üniversiteden geçerken, gittim.” diyor Greenberg, eşiyle beraber. “Şu hocanın işini halledelim.” diye içeriye girmişler. Greenberg içeri girmiş, karısını da dışarı atmışlar. O bayan hocayla 8-10 saat içeride kalmışlar. Bunlar insan beyni ve psikolojiyle ilgili öyle bir sohbete başlamışlar ki, bu sohbet Greenberg’in çok hoşuna gitmiş. Ardından hoca da demiş ki: “Ben seni bırakmam. Sen benim tam aradığım adamsın, gel alanını değiştir, psikolojide yüksek lisans ve doktora yap” Greenberg de orada karar verip, mühendislikten psikolojiye dönmüş, orada kalmış ve psi-kolojiyle daha yakından ilgilenmeye başlamış.

Bu süreçte davranışları ve bilişleri inceledi. Gitti kendisi Gestal-tien bir terapistten, danışan odaklı ve daha çok hümanistik kaynaklı bir terapi gördü. İnsanda beynin yaşantı ve deneyime dayalı olarak oluştuğuna dair fikirler edindi. Bunun yanında tüm terapi yöntemle-

Page 20: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

14 1. DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ MART 2017 DERS NOTLARI

rini -Gestaltien, danışan merkezli, varoluşçu, bilişsel davranışçı ya da dinamik- incelediğinde, hiçbirisinde elle tutulur bir duygu teorisinin olmadığını fark etti.

Bu duygular nedir, nasıl olur, kaç çeşittir, nereden başlar, nereye gider? Herkes duygudan bahsediyor ama bir kısmı duygunun fiz-yolojisini inceliyor. Bir kısmı da “Şu davranışlar olursa, şu duygular olur.” diyor. Klasik psikoloji kitaplarında duyguların çeşitliliğini gös-teren resimler vardır, her yerde de aynı resimler basılıdır. Greenberg, kitaplara bakıyor, ağlayan, öfkelenen, korkan, gözleri belermiş insan-lar şeklinde tanımlamalar buluyor. Peki, nasıl oluyor, nedir bu? Ki-taplarda ciddi manada duygularla ilgili herhangi bir teori bulamıyor. Bunu bir eksiklik olarak görüyor ve kendisi duygu üzerine çalışmaya karar veriyor. Böylelikle 3. bir dalga başlıyor.

Neuroscience’la birlikte gelişen sistem, insana egemen olan duy-gusal yapıların ve psikopatolojilerin arkasında, duygu regülasyon (düzenleme). bozukluğu veya duyguların değerlendirilmesinin yan-lış olduğuna dair bir hipotezi gündeme getiriyor. Karşınıza yeni bir aktivasyon geliyor. Bununla ilgili çalışmalara başladığında, -herkes depresyonla başlıyor ne hikmetse- o da depresyondan başlıyor. Dav-ranışçılar depresyondan, bilişselciler de depresyondan başladı. Duy-gu odaklı çalışanlar da ilk uyguladıkları sistemde, depresyon üzerine çalışmalar başlattılar. Ardından çalışmalarını, anksiyete ve diğer has-talıklara doğru yaygınlaştırdılar.

DUYGULARIN SINIFLANDIRILMASI

BİRİNCİL VE İKİNCİL DUYGULAR

Greenberg yaptığı çalışmada, duygularla ilgili bir teori ortaya koy-du. Şimdi konumuzun sınırlarına geliyoruz, tarihçeden başlayıp to-parladık. Herhalde genel bir şema oluştu. Şöyle diyor:

Page 21: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

15Kuramsal Tarihçe ve Duyguların Tanımlanması

“İnsanda duygular asıldır, duygular bizim yaşamda kalmamızı te-min eden, bizi çevreyle uyum içerisine getiren ana mekanizmalardır. Duygular, gerçeği tam olarak ortaya koyarlar. İnsanın hayatta kalma-sını temin eden rehber ve kılavuzlardır. Eğer duygularınızın işaret ettiği yönde hareket eder, onun rehberliğine güvenirseniz, sizi her zaman ayakta, hayatta tutar ve psikopatolojiden korur. Sistem çok basit, insanoğlunda duygular var, otomatik çalışır. Duygular saniye-nin yarısı kadar süre içerisinde dünyayı, öteki insanı, çevreyi değer-lendirir, aldığı dataları otomatik işlemler. Bilişle hiç alakası yoktur. İşlemledikten sonra direkt olarak motor gücünüze, kaslarınıza emir verir ve siz, içinizden bir baskıyla o talimatı yapma durumunda ka-lırsınız. Yaptığınız şey, içinizdeki duyguların talebi yönündeyse, her türlü ilişkiniz sağlıklıdır.” Bu ne demek? Bu şu demek:

Bütün canlılar, hayatta kalmak ve nesillerini devam ettirmek için yaratılmışlardır veya doğa böyle bir oluşum içerisindedir (Doğuştan itibaren yine o taş, bitki, hayvan, insan modelinin bir başka türünü burada görüyoruz). Doğadaki tüm varlıklar, kendilerini koruyucu ref-lekslerle doludur. İnsan için, bu koruyucu refleks duygulardır. Duy-gular, onun –rehberidir- kılavuzudur. Bu manada baktığınız zaman, hangi duygular var rehberlik eden, kılavuzluk yapan?

Sempatik ve parasempatik sistemde, nörobiyolojik olarak ayırabi-leceğimiz iki tane temel fizyolojik yapımız var. Bu manada duygular iki kategoride ele alındı. Öncelikli olarak:

1. Parasempatik sistemden kaynaklandığını bildiğimiz rahatlatıcı duygular… Neşe, sevgi veya coşku dediğimiz iki tane temel duygu var.

Birisi neşe diye tarif edebileceğimiz, bir de büyük bir hayranlık… Excitement’in karşılığını tam bilemiyorum Türkçe’de. Her türlü po-zitif hareketimizde coşku, sevinç hissederiz, bu birisi.

Diğeri de bir olayla karşılaştığımızda derin bir hayranlık, derin

Page 22: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

16 1. DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ MART 2017 DERS NOTLARI

bir yapı hissederiz. İngilizce’de suprise ve excitement kelimesine ko-yuyor ama bunun karşılığında çokça Türkçe kelime var, excitement’i ben yoğun bir hayranlık, yoksa suprised mı hayranlık diyelim bilemi-yorum ama...

Kursiyer: Coşku daha çok uyuyor sanki excitement’a.

Tahir ÖZAKKAŞ: Excitement’a mı? O zaman duygusal yükselme diye hissedilen şey, coşku. Aşk diyebilir miyiz? Coşku, aşk, sevgi? Supri-se’a ne dersin?

Kursiyer: Şaşkınlık.

Tahir ÖZAKKAŞ: Şaşkınlık, ama bunlar pozitif duygulardır. Pozitif bir şaşkınlık, olumlu bir heyecan, bir hayranlık. Bir manzara görü-yorsun mesela; Gemlik’e gittiğimde bir şaşırırım, etkilenirim, bir ba-karım denizle karşı karşıyayım. Oradaki şaşkınlık, pozitif bir şaşkın-lık yalnız, büyük bir hayranlık aslında. O zaman coşkuyla hayranlık olarak adlandırabiliriz. Birçok kelimeyle, kelimenin Türkçe karşılığı-nı bulabiliyoruz ama temelde 2 tane kaynak.

2. Sempatik sistemden kaynaklanan, diğer beş duygu. Bunlar; sa-vaş, kaç, don kal. Biliyorsunuz, sempatik sinir sisteminin tepkileri. Ya savaşırsınız ya kaçarsıız ya da donup kalırsınız. Bu beş tane duygu, sizin hayatta kalmanızı temin eden, savaşmanızı, kaçmanızı ya da donmanızı temin eden duygulardır.

Birincisi, korku. Bir tehdit algıladığınızda korkarsınız, korkunuz size rehberlik eder, tedbir alırsınız.

İkinci duygu, üzüntü. Üzüntü bir kayıp duygusudur. Bağlantıyı kuvvetlendirmek ve diğeriyle bir bağ kurmak için çok önemli bir duygudur. Üzüntü olduğunda, bağlanma ihtiyacınız daha da fazlala-şır ve bir aile kurarsınız, bir toplumsal yapı inşa edersiniz.

Üçüncü duygu, utanç duygusu. Shame (utanç). konusunda iki

Page 23: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

17Kuramsal Tarihçe ve Duyguların Tanımlanması

tane temel kaynak önerebilirim. Bunlardan ilki Allan Schore. Utan-manın nörobiyolojisi ve dinamik anlamlarını içeren araştırmalar yapmış, çok değerli katkıları olan birisi. Kitaplarında oldukça fazla yer veriyor ve utanmayla ilgili literatür araştırmaları yaptığınızda da yüzde yetmiş karşınıza Allan Schore’un makale ve çalışmaları geliyor.

Greenberg ise utanmayı şöyle açıklıyor: “İnsanoğlu yalnız başına yaşayamaz. Yaşarsa, doğada hayatta kalamaz. Canlılar, yalnız başlarına çoğunlukla hayatta kalabilir ama insanoğlunun mutlaka toplumsal bir koruyucu aileye veya topluluğa ihtiyacı vardır. Onun için de toplumun kuralları vardır. Bu kurallar perspektifinde insan, adapte olacak ki top-lumun bir parçası olsun. Bunun karşılığında toplum onu korusun. Yani toplumla bir uzlaşma noktası. Bunu da temin edebilmek için çocuk-luktan itibaren, topluma ters davranan çocuklar, utandırma duygusu ile toplumsallaşırlar. Utanç, bizim toplumsallaşmamız için, sosyal bir varlık olabilmemiz için çok önemli bir ögedir. Dolayısıyla, toplumun ahengini temin eden, temel duygulardan bir tanesidir.

Dördüncü duygu, öfke duygusu. Öfke duygusu size rehberlik eden bir duygudur. Bakın, korku, üzüntü, utanç hep hayatta kalmamızı de-vam ettiren, sağlıklı duygulardır. Öfke duygusu da çok sağlıklı bir duy-gudur. İnsanoğluna rehberlik eden bir duygudur. Öfke sizin haklarını-zın yendiği, sınırlarınızın ihlal edildiği yerde, kendinizi ifade edebilme, sınırlarınızı koruyabilme gücüdür. Öfke sayesinde iddialar ortaya koya-rız, varlığımıza ve kimliğimize saygı duyarız, başkalarının bu kimliğe saygı duymasını temin ederiz. O zaman öfke, kimliğimizin ana ögesi-dir. Öfkesiz bir kimlik, yok olmuş bir kimliktir. İçindeki, primer öfke duygusunun rehberliğini reddeden kişilerin, kendisine karşı saygısı yoktur, ürkektirler. İlişkileri, bozuk ilişkilerdir.

Kursiyer: Hocam, bunun için öfkeye dikkat ediyoruz terapide.

Tahir ÖZAKKAŞ: Evet, öfkeyi bulalım, öfkeyi çıkartalım diyoruz.

Page 24: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

18 1. DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ MART 2017 DERS NOTLARI

Beşinci duygu, tiksinti (disgust). Ben Greenberg’de bunu tam anla-yamadım. Belki karşılaştığımda bir daha sorarım. İddiadan, gururdan, -bunun temini için- içimizde olan bir histen bahsediyor. Ben, bunları mümkün oluğu kadar Türkçe anlamaya çalışıyorum. Türkçe anlamak derken; “Bu duygu, benim içimde nerede duruyor? Ali’yle, Ayşe’yle, Mehmet’le konuşurken, tüm hayatımda, bu tiksinti duygusu nasıl bir fonksiyon gördü, diye bakıyorum. Söylenen ve yazılan şey eğer kafamda oturmuyorsa, “ben onu anlamadım” diyorum. Size de tavsiye ederim. Türkçe olarak anlamadığınız şeyi ezberlemenin veya bilmenin hiçbir faydası yok. Kaçınmak, tiksinmek… kaçınmak aslında, nasıl bir fonksi-yon görüyor? Ben buna, hayvanlarla ilgili bakıyorum. Mesela hayvanlar, pis gıdalara gitmiyorlar. Zehirlenmekten kaçma davranışı oluşturuyor-lar, vücutlarını koruyorlar. Tiksinme duygusunu, zarar görebileceğiniz bir yeri, -gıda, insan, toplum, doğa, çevre olarak- size öncelikle haber verip, kaçınma davranışına neden olan bir yapı olarak görüyorum. An-cak Greenberg bunu böyle izah etmiyor. Gururla, iddiayla, öfkeyle var olmanın bir yolu gibi değerlendiriyor.

Ben sağlık ocağında çalışırken, köylere gidip, köylülerle konuştuğu-muzda, “Hayvanlar her otu yemez, bazı otları bilirler.” derlerdi. “Hay-vanlar nasıl bilirler ya? İnek nereden biliyor, üniversite mi bitirdi? Ben ayırt edemiyorum hangisinin iyi, hangisinin kötü olduğunu. O zehir-li otları yemiyor, neden yemiyor?” İşte tam da Greenberg’in söylemiş olduğu, genetik olarak içerisinde, o ota tiksinti duyan bir rehber var. Yoksa anası getirip de “o otu ye, bu otu ye” demiyor. Mesela bozulmuş gıdaları, belirli hayvanlar yemez. Onu yiyecek hayvanların mide yapıla-rı, onlara göre uygun. Evet M.?

Kursiyer: Benim aklıma şu geldi hocam. Duygu ekseninde baktığınız zaman, karşımızda bir kişi var diyelim. O kişiye karşı duyacağımız duy-gular ya korkudur, korkabiliriz. Öfke, üzüntü, utanç duyabiliriz. Tik-sinti de belki -Greenberg mantığıyla düşünmeye çalışıyorum- öfkeden

Page 25: DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ EĞİTİMİ - psikoterapi.com · Bu ders notlarında kuramsal tarihçe, duyguların tanımlanması ve sınıflandırılması, duygu odaklı terapide

19Kuramsal Tarihçe ve Duyguların Tanımlanması

biraz daha farklı, tahammül bile edilemeyen...

Tahir ÖZAKKAŞ: Tahammül bile edememek. Mesela Gottman araş-tırmasında, “İçeriye giren çiftlere baktığınızda, çiftlerden birinin du-dak köşesinde bir tiksinti belirtisi görürseniz, yüzde doksan boşanı-yor.” diyor.

Kursiyer: Hepsi öyle geliyor hocam.

Tahir ÖZAKKAŞ: Öyle mi, birbirlerinden tiksiniyorlar?

Kursiyer: Tabii ilk halleri öyle oluyor geldikleri zaman ya da bana öyle geliyor.

Tahir ÖZAKKAŞ: Abartma! Sana öyle geliyor.

Kursiyer: Problem tavan yaptığında geldikleri an...

Kursiyer: Dudak hareketine, siz söyledikten sonra hep dikkat ediyo-rum, hep böyle konuşurken dudak hareketi bir kayıyor.

Tahir ÖZAKKAŞ: İğrenerek bakma… iğrenerek durma ...

Kursiyer: Belki o katı olmadığını da gösteriyordur ama o dudak hare-ketini çok görüyorum. Böyle dudağının kenarını aşağıya doğru kay-dırdığı… bir dudak hareketi görüyorum yani.

Tahir ÖZAKKAŞ: Ona bakalım. Yani tiksinme kısmını kafamda ben bu şekilde değerlendiriyorum. Daha çok zehirlenecek kadar kötü olan bir yapıdan, olabildiğince uzak durma çabası olarak değerlendi-riyorum. Onu Greenberg’le oturup konuşacağım veya tekrar okuyup Türkçe anlayacağım. Yanlış biliyor olabilirim.

Kursiyer: Şey, olabilir mi hocam? Öfkede kendini koruması var ama yine de bir uzlaşı noktasına ulaşılabilir. Tiksintide uzlaşı yok, uzak-laşmaya gidiyor.

Tahir ÖZAKKAŞ: Çok haklı olabilirsin, çünkü öfkede, o orada duru-